Düşün 28. Sayı

Page 54

e) “Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası”nın kapatılışı:

(Cumhuriyete karşı ordu eliyle komplo kurmaya kalkışanların istediği Ö.O.,) “Meclis Soruşturması” önergesi oylanarak reddedildi. Bu gensoru oyunundan sonradır ki, karşıtlarımız maskelerini atmak zorunda bırakıldılar. Bilindiği gibi “Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası” diye bir parti kurdular. Gizli ellerin düzenlediği parti programını da ortaya attılar. “Cumhuriyet” sözcüğünü ağızlarına almaktan bile çekinenlerin, Cumhuriyet doğduğu gün onu boğmak isteyenlerin, kurdukları partiye “Cumhuriyet”, hem de “İlerici Cumhuriyet” adını vermeleri, nasıl ciddi ve ne kadar içtenlikli sayılabilir? “Parti, dinsel düşünce ve inançlara saygılıdır” ilkesini bayrak olarak eline alan kişilerden iyi niyet beklenebilir miydi? Bu bayrak yüzyıllardan beri bilgisizleri, bağnazları ve boş inançlara saplanıp kalanları aldatarak özel çıkarlar sağlamaya kalkışmış kimselerin taşıdığı bayrak değil miydi? Türk ulusu, yüzyıllardan beri sonu gelmeyen yıkımlara, içinden çıkabilmek için büyük özveriler isteyen pis bataklıklara hep bu bayrak gösterilerek sürüklenmemiş miydi? Cumhuriyetçi ve ilerici olduklarını zannettirmek isteyenlerin yine bu bayrakla ortaya atılmaları, dinsel bağnazlığı coşturarak ulusu Cumhuriyete, ilerlemeye ve yenileşmeye karşı kışkırtmak değil miydi? Yeni parti, dinsel düşünce ve inançlara saygı perdesi arkasında, “Biz halifeliği yeniden isteriz; biz yeni yasalar istemeyiz; bize Mecelle yeter; tekkeler, medreseler, cahil softalar, şeyhler, müritler, bizimle birlik olunuz! Çünkü Mustafa Kemal’in partisi size gâvur yapacak, size şapka giydirecek!” demiyor muydu? …

5 4 düşün 28

o d t u a d t . c o m

Efendiler, politika dünyasında birçok oyunlar görülür. Ama kutsal bir ülkünün belirişi olan Cumhuriyet yönetimine karşı, çağdaşlaşmaya karşı, bilgisizlik, bağnazlık ve her türlü düşmanlık ayağa kalktığı zaman, ilerici ve cumhuriyetçi olanların yeri, gericilere umut ve etkinlik kaynağı sağlama yeri olmamak gerekir. Ne oldu efendiler? Hükümet ve Meclis, olağanüstü önlemler almaya gerek gördü. Takrir-i Sükûn (Dirlik-düzenlik) Yasasını çıkardı. İstiklâl Mahkemelerini çalıştırdı. Ordunun savaşa hazır sekiz tümenini, ayaklanmaları bastırmak için uzun süre görevlendirdi. “Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası” denilen zararlı kuruluşu kapattı. Sonunda elbette Cumhuriyet başarı kazandı. Ayaklananlar yok edildi. Ama Cumhuriyet düşmanları, büyük komplolarının sona erdiğini Kabul etmediler. Alçakça, son bir girişimde bulundular. Bu da İzmir’de düzenlenen suikast biçiminde belirdi. Cumhuriyet mahkemelerinin eli, bu kez de Cumhuriyeti suikastçilerin elinden kurtarmayı başardı. Efendiler, aldığımız olağanüstü önlemleri, onlara gerek kalmadıkça, kaldırmakta duraksamadık... Takrir-i Sükûn Yasasının yürürlükte ve İstiklâl Mahkemelerinin çalışmakta olduğu süre içinde yapılan işleri göz önüne getirecek olursanız, Meclis’in ve ulusun güveninin tam yerinde kullanıldığı kendiliğinden anlaşılır. Ülkede büyük ayaklanma ve suikastler önlenerek sağlanan dirlik ve düzenlik, elbette kamuyu sevindirmiştir.”


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.