Yarın 187

Page 1

Metal işçisinin direnişi fabrika fabrika büyüyor

Bursa’da Renault, Tofaş, Coşkunöz ve Mako işçierinin direnişi dalga dalga yayılarak büyümeye devam ediyor. Mako işçilerinin de üretimi durdurması sonucu Bursa’ da direnen metal işçisinin sayısı 12 bine ulaştı. Metal işçisi 4 maddelik talepleri kabul edilmezse daha fazla işçinin katılımıyla direnişi büyütmek konusunda kararlı olduklarını belirtti. emek 09

İşte metal işçilerinin talepleri:

1) İşten atmama garantisi verilsin. 2) Türk Metal’in temsilcilik tabelası sökülsün, temsilcilik odasında işçiler sözcüleri otursun. 3) Ücretler Bosch sözleşmesi baz alınarak artırılsın. 4) Anlaşma işçilerin temsilcileriyle protokol altına alınsın.

İşsizlik ordusuna 401 bin kişi katıldı

Güzel günlerin habercisi...

19 Mayıs 2015 Salı Sayı: 187 l

l

Evliliğe ve en az 3 çocuk yapılmasına dair sürekli teşviklerin olduğu Türkiye’de artan nüfusa iş bulunamıyor. Erdoğan “İş var ama beğendiremiyoruz” dese de 2015’in ilk üç ayında 401 bin kişi işsizler ordusuna katıldı. ekonomİ 06

1 TL www.yarinhaber.net l

HDP barajı aşmasın diye, her yolu deniyorlar

)

Erdogan'ın secim siyaseti: ‘ Provokasyon

Burası Mersin Adana’ da gerçekleştirilen saldırı ile aynı dakikalarda Mersin HDP il binasında da bir patlama meydana geldi. Patlamanın nedeni ise kimliği belirsiz birisinin partiye getirdiği çiçekti. güncel 03

Erdoğan provoke ediyor

Burası Adana

HDP Adana İl Binası’ na düzenlenen saldırıda HDP Seyhan İlçe Başkanı’nın makam odasındaki patlamada İlçe Eş Başkanı Hü- seyin Beyaz, ESP Eski İl Başkanı Sabahattin Pişkinbaş ve İbrahim Yakut yaralandı. güncel 03

HDP’ye yönelik bir süredir artarak süren saldırılar son olarak Adana ve Mersin il binalarına gerçekleştirilen bombalı saldırılarla bambaşka bir boyuta ulaştı. Başkan olamayacağı ihtimali her geçen gün artan Erdoğan’ın HDP’yi hedef gösteren söylemleri ve provokasyonlarının saldırılardaki payı oldukça büyük. güncel 03

Kapıdağ uçurtmaları sanayileşmeye karşı Erdek Körfezi Dayanışma Platformu, 23-24 Mayıs’ta Kapıdağ Sanayi Karşıtı Günler’de buluşuyor. yarın yeşİl 02

Emek örgütleri Soma’da buluştu

Bizim hikayemiz kimin hikayesi?

Aklın yolu

HAKAN ÖZTÜRK Üretimden gelen gücün rüzgarı

SİBEL UZUN Kadın kahraman kim?

GÜLSÜM KAV Haziran ayı

FADİK TEMİZYÜREK Teknolojik çekirge sıçraması

KADİR DADAN

04

05

Uyanış 07

Ana fikir 10

Hakikat 02

Midas’ın altınları

Mursi’ye idam kararı Erdoğan’ı korkuttu 12 Eylül darbesinin mimarı Kenan Evren 98 yaşına kadar nedende gelip hesap vermesini istemişti. Fakat durumu GATA’da yatarkenağır oldü. güncel 05

Samsun’da kadınlar, yaşam haklarını konuştu

Soma’da geçen 13 Mayıs’ta 301 madencinin hayatını kaybettiği facianın yıldönümünden iki gün sonra ilçede bu kez işçi ve memur sendikalarıyla, meslek odaları seslerini yükseltti. Sendikaların çağrısıyla yapılan mitingte binlerce kişi işçi ölümlerine ve taşeron a karşı yürüdü. emek 10 Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Samsun, Platform’un Samsun yürütmesindeki kadınlar, kadın cinayetlerini ve cinayetlerin çözüm yollarını konuşmak üzere bir panel düzenledi. Elektrik Mühendisleri Odası’nda toplanan kadınlar, kadınların yaşaması için yapılması gerekenleri dile getirdi. kadın 08

Üniversitelerde

Polisten geri adım Geçtiğimiz günlerde Akdeniz Üniversitesi öğrencilerine saldıran polis, bir gün sonra Anadolu Üniversitesi ve İstanbul üniversitesi öğrencilerine de saldırdı. Üniversite öğrencileri direndi ve polis geri adım atmak zorunda kaldı. gençlİk 11

Cannes Festivali’nde;

Perdeleri kadınlar açtı Cannes Film Festivali, bu yıl 27 yıl aradan sonra ilk kez kadın bir yönetmenin filmiyle perdelerini açtı. Geçtiğimiz yıl festival direktörü kadınların filml e r i n e neredeyse hiç yer vermediği için eleştiri oklarının hedefi olmuştu.i. kültür sanat 15


YESiL SAYFA

02

19 Mayıs 2015

Kadir Dadan

Midas’ın Altınları

Teknolojik çekirge sıçraması Yıllar var bir gün geçsin ki medyada herhangi bir “teknolojik sıçrama” haberi yayınlanmasın, ne mümkün. Çok teknolojik bir millet haline geldik. Çağ atlamalar geride kaldı, yakında arşı alaya çıkacağız. O kadar ki artık bizi 4Gler de kesmiyor. Futbol sloganı gibi; “bir, iki, üç g yetmez, dört, beş, altı olsun!”. Artık teknoloji ile tam teşekküllü hastanelerde sezaryenle doğuyor, yine tam teşekküllü atanamayan öğretmensiz okullarda teknoloji ile büyüyor ve yine tam teşekküllü yoğun bakım ünitelerinde son teknoloji ilaçlara rağmen, teknoloji ile ölüyoruz. Her şeyimiz teknolojik kontrol altında; dört dörtlük güvendeyiz. Kameralar her yeri izliyor, dolayısıyla kamu personelimizi daha iyi “koruyoruz”. Başbakanı dinleyenler oluyor ama bulup çıkartıyoruz. Hiçbir suçlu bizden kaçamaz, sonra salıversek de mutlaka yakalarız. Delillerimiz bile teknolojiktir. Elektrik dağıtım sistemimiz de çok teknolojiktir, milyonda bir olacak hadiseler olmasa ülke çapında hiç kesinti yaşamayız. Zaten nükleer santral kurunca her yer ışıl ışıl olacak, dışarıdan Türkiye’ye bakanların gözleri kamaşacak. Tüm fabrikalarımız Avrupa’dan daha üstün son teknoloji kullanır, çevreye hiç zarar vermez. Trakya’da Ergene, Bursa’da Nilüfer pırıl pırıl akar. Marmara’nın her yerinde denize girilir. Hele Dilovası yazın turist kaynar, iğne atsan yere düşmez. İnşaatlarımız da son teknolojidir. Hiç iş kazası olmaz, hele asansör faciası asla mümkün değildir. Ara sıra işçinin dikkatsizliğinden ufak tefek sorunlar çıkabilir ama dedik ya işçi yüzünden. Yollarımız teknoloji harikasıdır. Tüm araçlarımız muayenelidir, alkol kontrollerimiz tamdır, şoförlerimiz ehliyetlidir, herkes teknolojik otomobillerinde teknolojik kurallara uyar, kaza nedir bilmeyiz. Hele madenlerimiz, inanılmaz teknolojiktir. Koşa koşa gidersin yerin altına, canın hiç çıkmak istemez. Fıtratında olmasa, hiç “kaza” yaşanmaz. Ant olsun silahlarımız da çok teknolojiktir. Saydır saydır, hiç tutukluk yapmaz. Ordumuz hele, teknoloji abidesi gibidir; cephaneliklerimiz patlamaz, uçaklarımız düşmez, kaçakçılar vurulmaz, araçlarımız devrilmez. Kısacası teknolojik çekirge gibiyizdir. Durmadan sıçrarız sanırız. Ama bir sıçrarız, iki sıçrarız, üç sıçrarız. Ya sonra? Sonra, sahtelikler uzun süre devam edemez. Gerçekler ortaya çıkmaya başlar. Aslında o kadar da teknolojik olmadığımızı, sadece 3G-4G konusunda değil ekonominin tüm alanlarında bir çöplüğe döndüğümüzü ve pislik içinde yaşadığımızı fark ederiz. Geçtiğimiz on yıl içinde yapılanlarla, gelecek 50 yılımıza ipotek koyduğumuzu anlarız. Artık beton ve asfaltla boğulan şehirlerimizde yaşamaya, arıtmasız fabrikalarımızda, can güvenliği olmayan inşaat ve madenlerimizde çalışmaya, komşularla çıkacak bir savaşta askere gitmeye mecbur bırakıldığımızı anladığımızda, yine bize söylenecek olan sözler bir kere daha sıçramak için teknolojik ibadethanelere girip tanrıya yalvarmamız olacaktır. Ya biz ne söyleyeceğiz? Bu yüzden “Sanayiniz Batsın!”, bu yüzden “Yaşasın özgür doğa, yaşasın özgür emek!”

19 MAYIS salı 2015

Kapıdağ uçurtmaları sanayileşmeye karşı yeşil sayfa onur toper

Erdek Körfezi Dayanışma Platformu geçtiğimiz aylarda yapmış olduğu Erdek’teki sanayileşme karşıtı eylemde, Erdek çevresinde kurulması planlanan sanayi bölgesi alanının %80’ini iptal ettirmişti. Ancak Erdek ve çevresi hala sanayileşme tehlikesi altında ve o bölgedeki insanlar bunu kesinlikle istemiyor. Erdek Körfezi Dayanışma Platformu da yine sanayileşmeye karşı ve dayanışmayı artıracak bir fikirle büyük bir etkinlik düzenlemeyi planlıyor.

Erdek Körfezi Dayanışma Platformu, 23-24 Mayıs’ta Kapıdağ Sanayi Karşıtı Günler’de buluşuyor. Geçtiğimiz aylarda Erdek’teki sanayileşme projelerini büyük ölçüde geri çektiren Platform, yine sanayileşmeye karşı dayanışmayı büyüten bir etkinlik gerçekleştirecek.

Yüzlerce çevresel yıkım projesi “Kapıdağ Sanayi Karşıtı Günler” başlığı altında gerçekleştirilecek olan etkinlik “Uçurtmanı yap, üzerine düşünceni yaz, alana gel, hep birlikte özgürce uçuralım!” çağrısıyla bölge halkını bir araya getirmeyi hedefliyor. Yapılan çağrıda bugün hala güzelliğini kaybetmemiş Erdek Körfezi başta olmak üzere, tüm Güney Marmara’daki ya-

şam, bir süredir hem kentleşme, hem de sanayileşmenin tehdidi altında olduğu vurgulanıyor. Platformun metnine göre bu kez önceki sanayi yatırımlarıyla kıyaslanamayacak devasa büyüklükte projeler söz konusu. “Bir fabrika, bir enerji santrali, bir liman ya da bir otoyol projesinden bahsetmiyoruz, hepsinden ve hepsinin yüzlercesinden bahsediyoruz” deniliyor.

Ortadoğu ve Balkanların en büyük kimya sanayisi kurulacak Tüm bu planlanan projeler metinde şöyle örnekleriyle yer buluyor: “Bir yanda, 24 kimya şirketi bir araya gelerek Chemport Kimya Sanayicileri ve Hizmetleri Derneği’ni kurmuş ve Hıdırköy köyünün batısı, Bezirci köyünün kuzeyindeki 30 bin dönümlük alanda, kelimenin dört dörtlük anlamıyla “Ortadoğu ve Balkanla-

Kapıdağ olmak için buluşuyorlar Platform tüm planlanan bu fabrikalara, çevresel yıkım projelerine karşı dayanışmayı kuvvetlendirmek, daha önce nelerin yapıldığını hep birlikte konuşmak için çağrı yapıyor ve şöyle sesleniyor: “Mücadele tarihimizi birlikte gözden geçirmek, duygularımızı, düşüncelerimizi hazırladığımız uçurtmalara birlikte yansıtmak, doğanın rahminde bir insan olmak, soframızı birlikte kurmak ve birlikte kaldırmak, sanayileşme öngörülen alanda uçurtmalarımızı birlikte uçurmak ve sonunda bir olmak için Kapıdağ sizi bekliyor.”

23 Mayıs 2015 Cumartesi 15.00 – 17.00 Söyleşi: Kırsal ve Kentsel Alanda Mücadeleler ve Deneyimler – Yer: Platform İrtibat Bürosu Kolaylaştırıcı: Kadir Dadan, Ka-

tılımcılar: Oktay Konyar, Ender Eren 17.00 – 18.00 Sergi: Uçurtmalar Konuşsun – Yer: Platform İrtibat Bürosu Önü 19.00 – 23.00 Güneşin Sofrası –

Yer: Selçuk Kamping / Ocaklar Mahallesi / Erdek Gösteri: Doğanın Rahminde İnsan – Kaz Dağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği - Ayla Seyhun, Süheyla Doğan, Mecit Ünal

24 Mayıs 2015 Pazar 17.00 – 20.00 “Sanayiniz Batsın, Doğa Hepimize Kalsın!” Uçurtma ile Protesto – Bandırma-Biga Karayolu Kuzeyinde EnerjiSA Doğal Gaz Çevrim Santrali Batısı

Taşkesik’i mermere teslim etmiyorlar

sayı: 187

Haftalık siyasi gazete yerel süreli yayın Genel koordinatör editörler

tasarım

elif karan Birsen Kaplanseren Burcu Karefil Can Çoksöyler Ece Berfin Karagöz Fatma çakır Merve Asya nida ateş onur toper Osman Erdem Özgün Başak Melih erdem Rıfat Çapar Sait Bağış sıla gemicioğlu

yusuf yasin yakşi fikriye yılmaz

dağıtım imtiyaz sahibi sorumlu yazı işleri müdürü Yönetim adresi

basıldığı yer

osman erdem fadik temizyürek Tel: 0536 698 9397 ışıl kurt Ergenekon Mah. Tay Sok. No:4 Osmanbey / İstanbul Arslan Güneydoğu Gaz. Mat. ve Kağıtçılık A.Ş. Akçaburgaz Mah. Hadımköy Yolu San1 Bulvarı 169. Sokak No: 6 Kıraç / Esenyurt / İstanbul 02128861795

6 aylık abonelik: 40 tl

1 yıllık abonelik: 80 tl

SANEM DENİZ KURAL adına ziraat bankası hesap no: 0615 57722685 5001 ıban: TR28 0001 0006 1557 7226 8550 01 ptt hesap no: 08848286 0000 0088 7351 11 işbankası hesap no: 6200 2465988 ıban: TR34 0006 4000 0016 2002 4659 88

garanti bankası hesap no: 31/6896034 ıban: TR90 0006 2000 0310 0006 8960 34 akbank hesap no: 0177542 ıban: TR57 0004 6001 6488 8000 1775 42 yapı kredi hesap no: 229/88735111 ıban:TR38 0006 7010 0000 0088 7351 11

rın en büyük” kümelenmiş kimya ihtisas sanayi bölgesini kurmak istiyorlar. Diğer yanda, Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük çevresel yıkımının yaşandığı Dilovası’nın ağır metal şirketleri, Marmara Ana Metal ve Makine Sanayicileri Derneği adı altında bir araya gelmiş, Şirinçavuş köyü doğusundaki 16 bin dönümlük alanda, ithal kömür ile ithal hurda ya da cevher işleyecek ağır metal ihtisas sanayi bölgesi kurmak istiyorlar.”

Marmara’yı korumak için buluştular

Marmara’nın dört bir yanından direnenler, 16 Mayıs’ta İstanbul’da buluştu. Beşiktaş Abbasağa Parkı’nda gerçekleşen 2. Marmara Forumu’nda biraraya gelenler, bölgenin ortak sorunlarını, mücadele deneyimlerini ve önerilerini konuştu. Önümüzdeki dönem için

Yeşil Takvim:

Antalya’nın Taşkesik İlçesi’nde yapılması planlanan mermer ocağına karşı o bölgenin yerel halkı ve Antalya Isparta Burdur Denizli Kaş Platformu büyük bir eylem gerçekleştirdi. Eylemde 7’den 70’e herkes Taşkesik İlçesi’nde mermer ocağı istemediğini belirtti. Daha önce bölge çevresinde, çeşitli platformlardan mermer ocağının istenmediğine dair açıklamalar sıkça yapılmıştı. En son Esnaf ve Sanatkarlar Odası da bu projenin gerçekleşmemesi için tüm imkanlarını kullanacaklarını açıklamışlardı.YARIN YEŞİL SAYFA

alınan kararlar arasında toplantılar yapmak, gerekirse bir eylemle Ankara’ya da taşımak fikri önemli bir madde oldu. Bu projelerden 3. Köprünün temelinin atıldığı 29 Mayıs’ın yıldönümünde bir eylemle simgesel bir başlangıç yapma kararı alındı. Ayrıca İğneada’ya nükleer santral gibi kritik projeler için zincir eylemler yapmak fikrinde ortaklaşıldı. YARIN YEŞİL SAYFA

Erdek Körfezi Dayanışma Platformu/Sanayi Karşıtı Etkinlikler – 23/24 Mayıs Beyoğlu Sokak Şenliği – 22/23/24 Mayıs

Yeşil Kokteyl - 27 Mayıs Dünya Çevre Günü – 5 Haziran


GUNCEL

03

19 Mayıs 2015

HDP barajı aşmasın diye, her yolu deniyorlar

Erdoğan’ın seçim siyaseti: Provokasyon

AKP seçim yarışını kaybetmeye başlayınca, siyasetten uzaklaşıp provokasyonlara yaslanarak hareket edeceğini ispatladı. Erdoğan HDP’yi durdurmak için harekete geçmelisiniz diyerek saldırı emri verdiği saatlerde HDP Mersin ve Adana il binalarına bombalı saldırı gerçekleştirildi. AKP’nin foyası meydana çıkarken, Erdoğan’ı kimin başkan yaptırmayacağı netleşti.

1 Mayıs’ta alınan güvenlik önlemleri ile kimin güvenliği sağlandı? OYAK Renault Yönetimi

Yasal değil Bu duruş, yürürlükte bulunan mevcut iş yasalarına ve ilgili mevzuat hükümlerine uygun değildir. OYAK Renault yönetimi, çeşitli eylem planları uygulamaya almaktadır. Metal Sanayicileri Sendikası (MESS)

Derin yaralar açılacak Yaşananların işletmelerde derin yaralar açmasından endişe etmekteyiz. 3 yıllık süre için bağlayıcılığı olan grup TİS şartlarına yönelik haksız taleplerde bulunulması yasadışıdır. Pevrul Kavlak Türk Metal Sen Genel Başkanı güncel nİDA ATEŞ

18 Mayıs Pazartesi günü Mersin ve Adana’da Halkların Demokratik Partisi’ne bombalı saldırılar gerçekleşti. Seçimlere günler kala, HDP’ye yönelik saldırıların boyutu gün geçtikçe artıyor. Barajı geçip, AKP’yi gerileteceği ortada olan HDP ise bütün bunlara rağmen barış mesajları yayınlıyor. Seçim anketlerinde barajı geçtiği görülen ve AKP’ye direkt olarak ‘’Seni başkan yaptırmayacağız’’ diyen HDP’ye yönelik Adana’daki saldırı sabah 10:00 civarında gerçekleşti. HDP Seyhan İlçe Başkanı’nın makam odasındaki patlamada İlçe Eş Başkanı Hüseyin Beyaz, ESP Eski İl Başkanı Sabahattin Pişkinbaş ve İbrahim Yakut yaralandı. Aynı dakikalarda ise Mersin HDP İl Binasında da bir patlama meydana geldi. Patlamanın nedeni ise kimliği belirsiz birisinin partiye getirdiği çiçekti. Çiçeğin içine yerleştirilen zaman ayarlı ses bombası partililer terasta kahvaltı yapacağı zaman patlatıldı.

birlikte istikrarla gerilemeye devam etti. Toplum Erdoğan gibi bir diktatörü nasıl gerileteceğinin araçlarını, siyasetini her seçim, her direniş bir kez daha öğrenerek kavgadan çelikleşerek çıktı. HDP’nin seçimlere “Barajları aşacağız” şiarıyla gireceğini açıklaması ve toplumun ezilen tüm kesimlerini kapsayan bir akılla hareket etmesi AKP’nin en büyük korkusuyla yüzleştirdi. AKP seçimlerde kaybedecek. HDP’nin kazanırsa AKP ile koalisyon kuracağı yâda ülkeyi böleceği söylemlerinin, Mersin ve Adana saldırıları ardından bir kez daha boş komplo söylemleri olduğu ortaya çıktı. Toplum diktatörün karşısında dikilecek, vaat etmeyecek, hayata geçirecek bir muhalefet istiyor. HDP sadece baraja karşı koyuşu ile bile toplumun geniş kesimlerinin desteğini tam da bu yüzden alabiliyor.

AKP provakasyon diyor, halk demokrasi HDP’ye oy vermeyi düşünmeyen seçmen bile artık barajın kalkması gerektiğini söylüyor. AKP’nin nefret söylemleri karşısından, O baraj yıkılacak, Erdoğan gerektiğinde polis olan esnafın, başkan olamayacak insanları göz göre göre öldüren AKP hükümetinin Gezi direnişi polisin karşısında, yıkılan yeşil ile tamamen ayyuka çıkan poli- alanların, ölümüne göz yumulan tikaları seçimlerde bir kez daha işçilerin karşısında, “yaşam hakkendini gösteriyor. Yerel seçim- kını” istiyor. Asgari ücretin ne lerle kaybetmeye başlayan AKP, kadar zamlanacağından çok, açCumhurbaşkanlığı seçimlerinde lık sınırında yaşamaya mahkûm toplumun geniş bir kesiminden edilenleri mücadele etmek için bir oy almayı başaran Demirtaş’la kez daha yüreklendirecek umut

istiyor. AKP’nin ve Erdoğan’ın korkusu gerçek oldu. Halka huzur ve istikrar için beni seçin diyen Erdoğan, kaybedeceğini anlayarak huzursuzluk çıkarmaya, şimdi de provokasyonları ile korku politikaları ile oy toplamaya çalışıyor. Ancak, yıllarca HDP’ye dönük provakatif söylemleri ile bilenen MHP bile, HDP il binalarına yapılan saldırıları kınıyorsa toplum çoktan kararını vermiş demektir. Şimdi AKP düşünsün. Sorumlusu AKP’dir HDP Genel Merkezi tarafından saldırılara yönelik bir açıklama yayınlandı. Açıklamada “Siyasi iktidar destekli karanlık güçler devreye sokularak partimizin gelişmesi ve seçim çalışmaları engellenmek isteniyor. Bu saldırıların siyasal sorumluluğu başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere Başbakan ve diğer AKP Hükümeti mensuplarına aittir. Her konuşmalarında

partimizi hedef gösteren, Eş Genel Başkanlarımıza, parti yöneticilerimize ve vekil adaylarımıza hakaret eden ve iftira atan bu zihniyet bugün yeni ürünlerini Adana ve Mersin’de almıştır’’ denildi. Davutoğlu kıvırdı, Erdoğan saldırın talimatı verdi AKP’den ilk açıklama Davutoğlu’ndan geldi. Mitingte konuşan Davutoğlu, HDP’ye yapılan saldırıların peşlerinde olacaklarını ama iktidarın da bu kadar suçlanmaması gerektiğini söyledi. Erdoğan Samsun’daki toplu açılış töreninde HDP’ye yönelik iki bombalı saldırıdan bahsetmedi. HDP’yi ‘ülkenin istikbaline kastedenler‘ olarak niteledi. Erdoğan, “Şimdi de inanç değerlerine saldırıyorlar. HDP ne diyor? Evet, maalesef ‘Taksim kabemizdir’ diyor. Bunlara gereken dersi vermek lazım” diyerek HDP’yi hedef göstermeye devam etti.

Aranızdaki provokatörleri, ajanları, militanları ayıklayın. Siz tercihinizi hainlerden yana değil, çoluğunuzdan, çocuğunuzdan, ailenizden yana kullanın. Bu oyuna son verin. Özkan Atar Birleşik Metal İş Örgütlenme Sorumlusu

Örnek oluyor

Metal işçisinin başlattığı bu mücadele Türkiye işçi sınıfı açısından büyük öneme sahip. İşçilerin üyesi oldukları sendikaya rağmen verdikleri mücadele elbette tüm işçilere örnek te oluyor. Çelik-İş Sendikası Genel Merkezi

Reno örnek olacak Yıllarca haklarını sömüren sarı sendikaya isyan ettiklerini haykırmak ve sözde sendikadan istifa etmek amacıyla direnişe başlayan Reno işçilerinin zaferi tüm işçilere örnek olacaktır. Uğur Çalık Direnen Nestle işçisi

İşçileri bilinçlendirecek İşçiler Bursa’da ayaklanmış durumda. Buradaki işçilerin kendi haklarını almak için verdikleri mücadele tüm sınıfa örnek olacaktır ve bu direniş işçiyi bilinçlendirecektir. Metal İşçileri Birliği

İşçi sınıfı kazanacak

Halk saldırılara karşı HDP’nin yanında 7 Haziran’daki seçimlerde yüzde 10’luk barajı geçmesi halinde AKP’nin tek başına iktidarına son vereceği parti konumuna gelen HDP, Mersin ve Adana’daki bombalı saldırılarla birlikte 60 ilde hedef haline geldi. Toplam saldırı sayısı 120’yi geçti. Toplumun bu saldırlar karşısındaki tutumu ise, saldırıdan saatler sonra gerçekleşen Mersin HDP mitingine katılan on binlerle ortaya çıkmış oldu AKP saldırı emri verdikçe, halklar diktatörün karşısındaki bir aradalıklarını sağlamlaştırıyor. HDP’nin çağrısıyla demokratik kitle örgütleri ve partiler Taksim, Tünel’de yapılan saldırılara karşı bir araya geldi. Ya-

Bu oyuna son verin

pılan eylemde, HDP İstanbul İl Başkanı Cesim Soylu konuşmasında saldırganlarının kimliğinin belli olduğunu söylerken saklandığını da vurguladı ve “Bu saldırılarla Türkiye’nin ana muhalefeti olmamızı engelleyemeyecekler” diye ekledi. Birleşik Haziran Hareketi adına Alper Taş “Bu saldırıların sorumlusu Erdoğan’dır, Davutoğlu’dur” derken “Mursi için ağlıyorlar; aleviler için, Ali İsmail Korkmaz için ağlamıyorlar” diye de ekledi. Basın açıklamasını okuyan EHP İstanbul il başkanı Özge Akman okudu ve “AKP’nin tek umudu bu saldırılardır” diye vurguladı.GÜNCEL

Burada yaklaşık 15 bin metal işçisi üretimi durdurdu. Burada kan emici MESS’e karşı müthiş bir sınıf dayanışması var. Buradaki işçiler kazanır ise tüm işçi sınıfı kazanacak. Selçuk Kaygısız EHP Merkez Komite üyesi

Özgüven oluşuyor Sarı sendikaların ve sermayenin işi daha da zor artık. İşçi sınıfı üretimden gelen gücünü bir kez daha kanıtlıyor. Özgüven tekrar oluşuyor. Bu çok kıymetli. Uğur Kurt Bursa Birleşik Haziran Hareketi üyesi

Sınıf gücünü sınayacak

Bu direnişler işçi sınıfının kendi gücünü de sınayacağı pratiklerdir, o anlamda çok önemli. Farklı fabrikaların burada beraber direnmesini ve sınıfın devrimcilerle buluşmasını önemsiyorum. Deniz Gülşen HTKP

AKP köşeye sıkıştı Sınıfın bu hamlesi gerek AKP’yi gerekse sermayeyi köşeye sıkıştırdı. Haziran direnişi ile ortaya çıkan özgürlük talebini işçilerin eşitlik talebiyle birleştirebilirsek Haziran Türkiye’sini kurabiliriz.


GUNCEL

04

19 Mayıs 2015

Hakan Öztürk AKLIN YOLU

Bizim hikayemiz kimin hikayesi?

Hani şu “AKP ile HDP anlaşmış” diyecekken tokat atılması resmi var ya… Tam o durum oldu. HDP’nin Adana ve Mersin binalarının bombalanması bu tartışmayı kapatıyor sayılır herhalde. Berbat televizyon dizilerindeki karakterlerin konuştuğu saçma sapan şeyleri yapmaya koyulmuş durumdalar. İnsanların ölmesini istiyorlar. Saksılara bomba koyuyorlar. Paketlere bomba koyup yolluyorlar. Ergenekoncuların serbest kalmasının farkını tam anlamıyla yaşıyoruz. En sevdikleri işi döktürdüklerini düşünüyorlar. Tayyip Erdoğan arkada o karanlık bakışlarıyla bekliyor. O Kürtler binalarından çıkıp camları kırdılar, çerçeveleri büzdüler diyecek. Höykürdükçe höykürecek. Bunları en inandırıcı, en üzülmüş ve kızmış halleriyle anlatmaya hazırlanıyor. Onun türbanlı polisine, türbanlı esnafına, türbanlı TOMA’sına saldırmış kabul edileceğiz. Mutlaka camilere bir saygısızlık yapmış olacağız. Mutlaka yanlış insanız biz. Fıtratımızda yanlışlık var. O da fıtrattan iyi. İyi olmak için hiçbir şey yapması gerekmez. Hatta öldürse, çalsa ve yalan söylese bile kötü olamaz. O cuma namazına gitmiyor mu? Gidiyor. E bitmiştir o zaman. Hiçbir önemi olmayan seçimlerde, hiçbir önemi olmayan parti, hiçbir önemi olmayan barajı geçmeye çalışırken binaları bombalanıyor. Normalde yapılan komploları sayıverme tekniğiyle marksist teori üretme eğilimindeki solcu arkadaşlarımın bu durum çok dikkatini çekmeli aslında. Normalde, Karl Marks mezarından kalkıp durumu üretim ilişkileri temelinde açıklayan üç kitap yazsa dönüp bakmayacak kişilerdir kendileri. Ne var ki şu istihbarat teşkilatının, bu gizli örgütün boynunu kütürdetmesine bile çok anlam atfederler. Ve fakat ses seda yok. Buyurun. İstihbarat teşkilatları buz gibi bina bombalıyor. Ne diyorsunuz? Sizin hiç önem vermediğiniz seçimlere, bu istihbarat teşkilatları ne kadar da önem veriyormuş meğer değil mi? Siz mi haklısınız onlar mı acaba? Hiç önemli olmayan seçimler için, hiç şaşmaz istihbarat teşkilatları, düşününüz bomba patlatıyor. Bizimkilerde analiz tam bu esnada duruyor. Komplocu arkadaşlar ilk kez istihbarat teşkilatlarının zekasıyla çelişiyor. Alışılmış durumda istihbarat teşkilatları çok zekice hamleler yapar, sadece bizimkiler çok zeki olduğu için de, bunu ancak onlar anlar ve analiz ederlerdi. Komplocular aşılamaz bir çıkmaza girmiş durumdalar. Kendileri seçimlere önem veriyor ama istihbarat teşkilatları veriyor. Rabbim, bu günleri de mi göreceklerdi. Artık yaşamak haramdı onlara. Komplocular, maço erkeklere benzerler. Hep istemeye istemeye döverler. Döverlerken bile aslında bunu istemeye istemeye yaptıklarını anlatırlar. Sanki şiddet kullanmak onlar için istisnai bir hareketmiş gibi davranırlar ama onlar için en tipik hareket aslında kadına karşı şiddet kullanmaktır. Komplocular iktisadi ya da felsefi bir analiz yapacaklarmış gibi yaparlar ama hep, bir tek kendilerinin yakaladıklarını iddia ettikleri komploları anlatırlar. Kendilerini güya solcu kabul ettikleri için sakin sakin sorsanız belki aslında Marks’ın, Engels’in, Lenin’in yaptığı gibi analizlerin esas teşkil ettiğini kabul edebilirler. Gelgelelim bir türlü meseleleri onlar gibi ele almaya fırsatları olmaz. Acil olarak, son mühim konuyu açıklamak için yine komplolara başvururlar. Bayıldığım bir halleri de var. Ben söyleyince sizin de hemen gözünüzün önüne gelecek. Her katıksız komplo teorisi izahatına başlamadan önce, “sen şimdi buna komplo teorisi diyeceksin ama…” diye giriş yapar. Hepsi aynı zamanda amatör terapisttir. Sizi ayarlar. Komplo teorilerini, teori kabul etmenize sizi alıştırır. “Yaradılış teorisi de evrim teorisi gibi bir teoridir” der gibi olmanın bir çocuksuluğu, bir cahil cesareti, bir deli kuvveti gelir üzerlerine. Bu konudaki skolastik iddialaşmada, ortaçağ kafalı insanlardan aşağı kalmazlar. Benim tahminim onların böyle bir izah tarzında en ufak bir leke görmemeleridir. Aslında komplo teoricisi olmaktan içten içe gurur duyarlar. Benim tahminim, diyalektik materyalizme, psikanalize filan bunlar ne saçma şeyler diye bakmaktadırlar. Sekmez bir şekilde ulusalcı olmakla, komplocu olmak birbirinin şartıdır. Önce ulusalcı gibi bir şey oluyorlar, sonra bizim ulusumuza neden kötülükler yapıldığını açıklamak için komplocu analiz metodunu kullanmaya başlamak zorunda kalıyorlar diye tahmin ediyorum. Anlatılan onların hikayesi değildir işin gerçeği, çünkü hikaye onları anlatmamaktadır. hakanozturk17@gmail.com

AKP seçimlerden yenilgiyle çıkacak

Demirtaş hafta içinde yaptığı röportajında ve gazetecilerle görüşmesinde gündemle ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. Demirtaş barajın aşılması noktasında nesnel değerlendirmelerde bulunurken AKP’nin imkanlarının antidemokratik olduğunu vurguladı. Gazetecilerle yaptığı görüşmede de İstanbul ve İzmir için milletvekili sayısı hedeflerini belirtti. güncel melih erdem

Genel Başkan Demirtaş, HDP’nin ‘Barajı aştık’ diye rehavete giremeyeceği gibi ‘Barajı aşmak imkansız’ gibi çaresizlik duygusu içine girilmesinin de doğru olmayacağını ifade etti. HDP Eş Genel Başkanı Demitaş, “Önümüzde bir realite var. Bütün devlet imkanlarını kullanıyorlar 600’e yakın yerel, ulusal televizyon, binlerce yazılı organları, kaymakam, valileri var, emniyet müdürleri, üniversiteleri var. Bu kadar egemen ve otoriter hegemonyaya karşı ezilenlerin yüzde 10 barajını aşmaları aslında iktidarı kazanmaları ile eş anlamlıdır. Tek bir oy bile burada önem kazanıyor. Bizim kaybedecek tek bir oy lüksümüz yok” diyerek barajın aşılmasına dair nesnel değerlendirmelerde bulundu.

“Davutoğlu’na sık sık çağrı yapıyorum; ‘HDP’ye oy ver, seni de kurtaralım. Aksi halde başkanlık sistemi altında sen de hiçleşmiş bir duruma dönüşeceksin’ diyoruz” dedi.

AKP sürecin ilerlemesindeki en büyük engel Çözüm süreciyle de ilgili açıklamada bulunan Demirtaş sürecin AKP tarafından ilerletilmediğini ifade etti. Demirtaş açıklamasında “İmralı’ya devlet Seçimler AKP’yi parçalayacak heyeti gidiyor; bu sürecin sürdüğü anlaHDP lideri Demirtaş, barajı aşamadıkları mına gelmiyor. Öcalan, ‘HDP heyeti yatakdirde siyasi açıdan hesabını verecek- nında izleme kurulu olmadan gelirse biz lerini açıkladıklarını anlattı. AKP’nin bu süreç başlamıştır’ demeyeceğiz’ demişti. seçimde geçmiş dönemlere yaklaşan veya HDP heyeti, izleme grubu olmadan bunu aşacak bir sonuç elde edemeyeceği- devlet tek başına gidiyorsa buna ‘Süreç ni ifade etti ve seçimlerden önce Arınç’ın sürüyor’ denilebilir mi? Gidip gitmedikaçılamalarında kendini gösteren AKP lerine dair de hiçbir şey yok. Gidiyorlarsa içindeki çelişkiyi hedef alarak “AKP’deki buyursunlar sonuçlarını açıklasınlar. Ne bu gruplaşmalar kendisini hissettiriyor. konuştular, ne yaptılar. Olur mu öyle AKP iç hesaplaşmasını seçim sonrasına şey? Süreç donmuş durumda. İlerlemiyor, ertelemiş durumda. Dolmabahçe Mutabakatı’ndan bu yana Ortaya çıkacak başarısızlık kesinlik- ileri değil, geriye gidiş var. ‘Kürt sorunu le Türkiye’nin yararına bir AKP çatırda- yoktur’, ‘Kürt yoktur’, ‘Masa, taraf, mümasına dönüşecek. Türkiye’nin bundan zakere yoktur’ dediler. 28 Şubat’ta Dolkorkmaması lazım” diye konuştu. mabahçe açıklamasında söylediklerinden HDP’nin barajı aşamaması durumda, çok geriye düştükleri için kamuoyuna da AKP’de, iç hesaplaşma da olmayacaanlatamıyorlar. ‘Bu süreç bize bu seçimğını, demokratikleştirecek hamleye de oy kaybettiriyor’ diye düşündüler. Oygirişemeyeceğini söyleyen Demirtaş, sa barış kimseye oy kaybettirmez” dedi.

Kılıçdaroğlu işçilere yönelik konuştu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Kocaeli’nde düzenlenen mitinginde, 7 Haziran seçimleriyle yeni başlangıç yapacaklarını aktardı. Kocaeli’nin sanayi dolayısıyla emeğin başkenti olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, buna rağmen Kocaeli ve Türkiye’nin her yerinde işsizlik yaşandığını savundu. Kılıçdaroğlu, “Tepkinizi sandıkta gösterin. Türkiye’yi yaşanacak bir ülke olmaktan çıkardılarsa, tepkiyi demokratik yollarla göstereceğiz. Sandığa gideceğiz, derslerini vereceğiz, iş bu kadar basit. 13 yılda ülkeyi ne hale getirdiklerini ben de siz de biliyorsunuz” şeklinde konuştu.İşçilerin kıdem tazminatlarına da göz dikildiğini iddia eden Kılıçdaroğlu,örgütlenmenin önündeki engeli ve taşeron işçiliği kaldıracaklarını kaydetti. Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı: “Bu ülkede yoksulluğu bitirmek istiyorsak çözüm adresi CHP’dir. Bu ülkede işsizliği bitirmek istiyorsak çözüm adresi CHP’dir. “GÜNCEL

Sanayici ve iş adamı Ethem Sancak

Daha önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için, “Ona; anam, babam, eşim çocuklarım feda olsun” ifadelerini kullanan Ethem Sancak, Erdoğan’la ilgili şunları söyledi:“Erdoğan, 300 yılda bir Allah’ın nasip ettiği liderlerden biri. Allah Türkler’e yüz yılda bir böyle bir lider veriyor. Türkler peşinden gidince harikalar yaratıyorlar. Bazen harcıyorlar Menderes’i harcadıkları gibi. Romalılar Sezar’ı öldürdü, Roma çöküşe geçti. Bunlar oluyor.” Ethem Sancak Erdoğan’a olan yandaşlığını bir adım öteye taşıyarak ‘Doğrusu solculuk dönemimde Mevlana ile Şems’in arasındaki aşka anlam veremiyordum. Tanıdıktan sonra gördüm ki, böyle bir ilahi aşk iki erkek arasında olabiliyor..” açıklamasında bulundu.Yandaşlıkta sınır tanımayan Ethem Sancak’a bu hafta oğlum bak git köşesinde yer veriyoruz.

Akdoğan antidemokratik barajdan memnun Akdoğan, daha önce HDP’nin barajı geçmesiyle ilgili “HDP barajı geçemezse süper olur’’ değerlendirmesini yapmıştı. Bu kez de, “HDP’nin barajı geçmesini demokrasi açısından bir sorun olarak görüyorum” dedi. Akdoğan “HDP’nin barajı geçmesini demokrasi açısından bir sorun olarak görüyorum. Selahattin Demirtaş utanmaktan bahsediyor. Sen çağrı yaptın, onlarca insan hayatını kaybetti. Utanma duygun varsa, senin sokağa çıkamaman lazım. HDP’nin barajı geçmesini ben daha tehlikeli bir durum olarak görüyorum” açıklamasında bulunurken Ağrı’daki provakasyonun sorumlusunun cemaat olduğunu ifade eden açıklama-

da bulundu.Açıklamasında “Çözüm Süreci’ne karşı olan, sabote etmek için çabalayan, her türlü engellemeyi yapan, düne kadar HDP’nin şikayet ettiği hangi konu varsa hepsinin arkasında ‘Paralel Yapı’ vardır. Şu anda onunla flört ediyor. Bir ilkesizlik tutarsızlık varsa budur.” ifadesinde bulundu. GÜNCEL


GUNCEL

05

19 Mayıs 2015

Sibel Uzun

Üretimden gelen gücün rüzgarı

UYANIŞ

AKP döneminin ekonomide büyük sorunlar yaşattığı bir bir açığa çıkıyor. Hiç tesadüf değil, bu esnada işçi direnişleri şahlanıyor. Doğal gaz faturaları, patates fiyatlarının el yakmasıyla iyice ayyuka çıkan süreç işçi direnişleri ile virajını alıyor. Bursa’da Renault işçisi kıvılcımı çaktı. Tofaş, Coşkunöz, DJC ve Mako işçileri de direnişi büyütüyor. Farklı illerin destekleri ile işçilerin direnişinin nasıl bir anda alevlendiğini görmek tüm toplumun kendine güvenini sıcacık bir hale getiriyor. Bu sefer her yeri sermaye değil işçinin sözü sarıyor. Bu seçim döneminin en umut vaad eden tarafı budur. Davutoğlu ve Erdoğan ekonomi büyüdüğü nağralarını atamıyorlar “eskiden enflasyon vardı şimdi yok” diyemiyor işsizlikle ilgili ağızlarını açamıyorlar, işçileri seçime kadar idare etmenin çaresini bulamıyorlar. Her şeye katlanılır her şey kabul edilir ama açlığa gelince sular durulur. Önce ekmek, ekmek, ekmek. Maden işçisini karını artırmak için ölüme mahkum eden AKP rantçılığı metal işçisinin de hakkını nasıl çaldığını daha fazla gizleyemedi. MESS (Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası) Bosch işçisine daha fazla zam verebilirken Renault işçisinin ücretinden çalarak sözleşme sürecini kapatacaklarını sandılar. Doymak nedir asla bilmeyecek olan MESS’in patronları Renault işçinin saat 2 TL’lik hakkını çalmak istedi. Suçüstü yakalandılar. Binlerce Renault işçisi tüm tehditlere göğsünü gere gere iş bırakma eylemi ile yanıt verdi. Sonra diğer fabrikalarda eylemin arkası geldi. Türk Metal denen işçi adına sözleşmeyi imzalayan taraf (sendika demeye kimsenin dili varmadığı) adeta bir tehdit makinesi, hükümet tetikçisi. İstifa eden işçileri bile döven işçinin azılı düşmanları. Hükümet ve patronla birlikte işçinin iliğini kemiğini sömürmeye ant içmişler. İplikleri artık pazara çıktığı için metal işçisinin de tek derdi kendi deyimleri ile fabrikalarından “Türk Metali def etmek”. MESS açıklama yapmış “eylemler maalesef katlanılamaz boyutlara ulaşmıştır”. Buradan işçilerin iş bıraktığında nasıl da patronların elinin kolunun bağlandığını görüyoruz. Dünyaya yaptığı dev sipariş ağının nasıl da göçtüğünü görüyoruz. Ve bu Fransa’ya bağlı dev teknoloji ile çalışan bir fabrikadan böyle apaçık bir gerçek olarak çıkıyor. İşçi olmazsa o dev makineler o dev fabrikalar bir hiçmiş demek ki. Patron bir hiçmiş demek ki. İşçilerin sermayeye en ufak bir şekilde kafa tutması ki burada pek çok fabrikayı saran bir direniş ateşi var, bizler için dev bir imkandır. Belli ki Renault işçisi de bu büyük iş bırakma eylemine kara verene kadar adım adım düşünmüş de yola çıkmış. Şimdi sermaye tarafı nasıl saldıracağını düşünür planlarken işçiler de bu saldırıları nasıl karşılayacağını planlıyor. Bize de Tekel Direnişi’ndeki işçilerle toplumun ortak mücadele zeminini yaratmanın yolunu açmak için her türlü baskıyı aşmanın fikrini ve pratiğini geliştirmek düşer. Ama unutmayalım sabır ve ince işçilikle.

twitter: @sibeluzun_yarin

Okmeydanı’nda iki çocuk daha tutuklandı

İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde, 31 Mart 2015 günü Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın DHKP-C örgütü tarafından öldürülmesi sonrasında polis, bu örgütle ilişkili olduğu iddiasıyla Okmeydanı’ndaki “Gençlik Federasyonu Derneği” binasını bastı. O esnada binada uyumakta olan 16 yaşındaki S.A. ve 17 yaşındaki H.S. gözaltına alındı. 17 yaşındaki D.P. de evi basılarak, Emniyet’e götürüldü. D.P., ifadesinde, Gezi Parkı eylemlerine katıldığını belirterek, “Tamamen bireysel olarak gittiğini ve demokratik haklarını kullandığını” söyledi. S.A. ise Gençlik Federasyonu’na kültürel faaliyetler nedeniyle devam ettiğini ve kitap okuduğunu vurgulayarak, “Polislerin sabaha karşı kapıları ve tavanları kırarak içeriye girmesi nedeniyle slogan attım” dedi. GÜNCEL

Mursi’ye idam kararı Erdoğan’ı korkuttu

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimler yaklaştıkça gerilimi artıyor. En son HDP’ye yapılan saldırılarla birlikte, HDP’nin barajı aşmasınınn kendisini ne kadar korkuttuğunu göstermiş oldu. Erdoğan, bu provokasyonlardan bir gün önce de Mursi’ye uygulanan idam kararının kendi başına gelme ihtimali üzerine konuştu. İdam kararları üzerinden basını suçladı.

güncel onur toper

7 Haziran gittikçe yaklaşıyor, Erdoğa hem gerilim dozunu artıryor hem de iktidarını kaybedeceğini görüyor. Bu hafta gerilim dozunu atırmak için HDP il binalarına saldırılarda bulundu. En son Erdoğan Kayseri’de yaptığı mitingde de Mısır’ın devrik cumhurbaşkanı Mursi’nin idam kararı ile ilgili böyle bir kararın kendi başına da gelebileceği üzerine cümleler sarfetti. ‘Ben de eğer böyle bir akıbete uğrarsam...’ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Er-

doğan, Kayseri’de yaptığı mitingde “Biz hizmete devam ettik ve ülkemizi kalkınma yolunda iyi bir noktaya getirdik. Her alandaki yatırımlarımız devam ediyor. Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Biz buyuz. Biz eser bırakıyoruz” dedi. Erdoğan, Mısır’ın devrik cumhurbaşkanı Mursi’nin idam kararıyla ilgili haberleri nedeniyle basını suçladı, “Ben de eğer böyle bir akıbete uğrarsam, rabbim inşallah bizlere de o makamını lütfedecektir diye inanıyorum. Hak yolunda kefenimizi giydik. Biz buna inandık, böyle iman ettik. Bizi tehdit ederek,

yolumuzdan çevireceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bu millet size ne kadar yanıldığınızı 7 Haziran’da bir kez daha gösterecek” ifadelerini kullandı.

Grubu nasıl verdi? Şok karar, 122 idam, diye verdi. Ey Doğan Grubu ben seni takmam. Bizim ölümümüz, şahsiyetlidir. Mursi’nin ölümü şahsiyetlidir. Zira çocukları da mahkemeye gitmediler. ‘Biz bu Erdoğan’a göre basın ve paralel mahkemeyi tanımıyoruz’ dediler” yapı kendisini idam edecek diyerek basının Mısır’daki haberMısır’da Mursi hakkında verilen leri olduğu gibi vermesini kınadı. idam kararıyla ilgili medyada çı- Erdoğan, “Doğan Grubu sen de kan haberlere değinen Erdoğan, avucunu daha çok yalarsın. Berayine basına yönelik suçlamalarda ber hareket ettiğiniz paralel yapı bulundu. da çok avucunu yalar” diyerek baMısır’daki idam kararlarını sının ve paralel yapının kendisini veren Doğan Medya Grubu’nu idam etme kararı olduğunu iddia suçlayan Erdoğan “Doğan Medya etti.

Erdoğan’ın ‘ecdad sevgisi’ okul duvarında AKP önce tekmeledi şimdi de kara listeye aldı

Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel’in tekmelediği madenci Erdal Kocabıyık, hem para cezası hem de 4 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor. Soma’daki iş cinayetinin ardından işinden de olan Kocabıyık, hamallık yaparak ailesini geçindirmeye çalışıyor çünkü ilçedeki bütün kapılar yüzüne kapanmış durumda. Kocabıyık ailesi, tekmeyi yiyen kendileri olmasına karşın

suçlananın da kendileri olmasına şaşırmış durumda. “Başbakanlık” makamıyla davalık olmaktan da ürküyorlar. Yusuf Yerkel’in olayın ardından Kocabıyık’tan özür dilemesi nedeniyle de şikâyetçi olmadıkları için şimdi suçlu duruma düşmeyi de içlerine sindiremiyorlar. Bu yüzden ağızlarından en sık çıkan cümle “Adalet istiyoruz”; hatta Erdal Kocabıyık, onu bile söylemekten çekiniyor. GÜNCEL

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Osmanlı dönemine dair sürekli dile getirdiği ‘ecdad sevgisi’ İstanbul Bayrampaşa’da bulunan Hacı İlbey İlköğretim Okulu’nun duvarlarına asılan “Türk Büyükleri Köşesi”nde kendine yer buldu. BirGün’den Diren Deniz Sarı’nın haberine göre, okulun duvarına asılan ‘Türk Büyükleri Köşesi’ sıralamasında birincilik Erdoğan’ın olurken ikinci sırada

İpek Bozkurt serbest bırakıldı İstanbul 3. Bölge Bağımsız Sosyalist Milletvekili Adayı İpek Bozkurt, tutuklu bulunduğu Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi’nden bugün serbest bırakıldı. 1 Mayıs’ta gözaltına alınarak tutuklanan İstanbul 3’üncü Bölge bağımsız milletvekili adayı İpek Bozkurt için önce Bakırköy’deki Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu önünde eylem yaptı. Grup, “Devrimci tutsaklar serbest bıra-

kılsın, Baskılar tutuklamalar bizi yıldıramaz” şeklinde slogan attı. Bozkurt, Avukat Zeycan Balcı Şimşek’in bugün İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yaptığı tutukluluk itirazı üzerine tahliye edildi. Bozkurt, Taksim 1 Mayısı’nda polis saldırısı sonucunda gözaltına alınmış, çantasından çıkan sendika önlüğü ve baret gerekçe gösterilerek ‘İç Güvenlik Yasası’ kapsamında tutuklanmıştı. GÜNCEL

ise Mehmet Akif Ersoy yer alıyor. Hacı İlbey İlköğretim Okulu’nun duvarlarına asılan isim sıralaması şu şekilde: 1-Recep Tayyip Erdoğan 2- Mehmet Akif Ersoy 3-Fatih Sultan Mehmet 4- Kanuni Sultan Süleyman 5-Hacı İlbey Bayrampaşa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü daha önce de, “Mümin bir delikten iki defa ısırılmaz” yazılı hadislerin bulunduğu panoları okullara dağıtmıştı. GÜNCEL


EKONOMI

06 Kohn: Haziran’da faiz artışı olmaz

FED’in eski başkan yardımcılarından Kohn, son perakende satış verisiyle ABD’de faizin Haziran’da yükseltilmesi olasılığının masadan kalktığını öne sürdü. Fed’in faiz arttırım zamanlamasına yönelik bir açıklama da FED’in eski başkan yardımcılarından Donald Kohn’dan geldi. Kohn, son perakende satış verisiyle ABD’de faizin Haziran’da yükseltilmesi olasılığının masadan kalktığını öne sürdü. 2006-2010 arasında Ben Bernanke’nin yardımcılığını yürüten Kohn, şu an faiz artırım zamanlamasına ilişkin tartışmanın Eylül ile Ekim arasında geçtiğini söyledi. EKONOMİ

19 Mayıs 2015

2002’de yüzde 10,3 olan işsizlik oranı şimdi yüzde 11,2’ye yükseldi

İşsizlik ordusuna 401 bin kişi daha katıldı

Evliliğe ve en az 3 çocuk yapılmasına dair sürekli teşviklerin olduğu Türkiye’de artan nüfusa iş bulunamıyor. Erdoğan “İş var ama beğendiremiyoruz” dese de Türkiye ekonomisindeki kötüye gidişin en önemli göstergelerinden biri olan işsizlik oranı, Şubat’ta da artışını sürdürdü. 2015’in ilk üç ayında 401 bin kişi işsizler ordusuna katıldı.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin verilerine göre; 2015 Nisan ayında kurulan şirket sayısında bir önceki aya göre yüzde 1,02 azalış oldu. Nisan ayında 2 bin 590, OcakNisan döneminde 13 bin 926 gerçek kişi ticari işletmesi resmen kapatıldı.

Patates fiyatları mercek altında

ekonomi fatma çakır

Rekabet Kurumu Başkanvekili Reşit Gürpınar’ın patates fiyatlarına ilişkin açıklaması Rekabet Kurumu’nun internet sitesinde yayımlandı. Gürpınar, son dönemde yazılı ve görsel basın yayın organlarında yayınlanan haber ve yorumlarda, Türkiye’deki patates fiyatlarının önemli bir artış eğiliminde olduğu ve bunun altında yatan nedenin rekabete aykırı uygulama ve davranışlar olabileceğinin ileri sürüldüğünü belirtti. Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli tarafından yapılan açıklamada Bakanlığın bu konuya ilişkin olarak bir çalışma yürüttüğünü de söyledi. EKONOMİ

Fitch Yunanistan’ın notunu teyit etti

Genç işsizlik yüzde 20’ye dayandı Aynı dönemde tarım dışı işsizlik oranı 1,1 puanlık artışla yüzde 13,2 olarak tahmin edilirken, 15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı da 3 puan artarak yüzde 20’ye ulaştı. Üniversite mezunu gençler arasında işsizlik ise bir anda yüzde 30-33 bandına sıçrıyor.

Bir ülkedeki ekonomik istikrarsızlığın ve krizin en önemli göstergesi işsizlik oranıdır. Son gelinen işsizlik oranları ise şu an ekonomideki çöküşün bir yüzünü gösteriyor. 2002 yılının Aralık ayında, yani büyük bir krizin yaşandığı dönemde yüzde 10,3 olan işsizlik oranı bugün Tarımda çalışanların sayıyüzde 11,2’ye yükseldi. sında 272 bin kişi azaldı TÜİK, Şubat 2015’de istihdam ora401 bin kişi yeni işsiz Görünen o ki; “ekonomik büyü- nının yüzde 44,4 olarak tahmin etti. meyi” ağzından düşürmeyen AKP Buna göre istihdam edilenlerin saHükümetinin 13 yıllık döneminde yısı bir önceki yılın aynı dönemine işsizlik hiç azaltılmamış. TÜİK’in göre 577 bin kişi artarak 25 milyon açıkladığı “resmi işsizlik oranı”, 576 bin kişi oldu. İstihdam edilenlerin yüzde Şubat ayında geçen yılın aynı dönemine göre 401 bin kişi artarak 3 18,7’sinin tarım, yüzde 20,9’unun milyon 226 bin kişiye çıktı. Buna sanayi, yüzde 6,4’ünün inşaat, yüzgöre resmi işsizlik oranı 1 puanlık de 54’ünün ise hizmet sektöründe artışla yüzde 11,2 seviyesine çıktı. çalıştığı kaydedildi. Tarımda çalışan-

ların sayısında 272 bin kişi azalma gerçekleşti. Kayıt dışı çalışanlar yüzde 31,7 arttı TÜİK, Şubat 2015’de herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların oranının bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2,1 azalarak yüzde 31,7 olduğunu açıkladı. TÜİK ayrıca mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam sayısının bir önceki döneme göre 58 bin kişi azaldığını, mevsim etkilerin-

den arındırılmış istihdam oranının yüzde 45,8 olduğunu kaydetti. Aynı şekilde mevsim etkilerinden arındırılmış resmi işsizlik oranı da yüze 10,2 olarak gerçekleşti.

Üniversite mezunu gençler arasında işsizlik bir anda yüzde 30-33 bandına sıçradı.

Erdoğan emretti, 4G ihalesi ertelendi Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Yunanistan’ın yerli ve yabancı para cinsinden uzun vadeli kredi notlarını “CCC” olarak teyit etti. Karara gerekçe olarak bankacılık sektöründeki sınırlı likiditenin kamu finansmanı üzerinde oluşturduğu baskıyı gösterdi. Ayrıca ülkedeki kamu kuruluşlarının ödemelerine ilişkin belirsizliğin sürdüğü kaydedilen açıklamada, “Yunanistan hükümetinin mevcut likidite sıkıntısını, özel şirketlerin ödemelerini geciktirmeden çözmesini bekliyoruz ancak temerrüt gerçek bir olasılık” ifadesine yer verildi. EKONOMİ

Carrefoursa, Kiler’in yüzde 85’ini satın aldı

CarrefourSA, Kiler Alışveriş Hizmetleri Gıda Sanayi ve Ticaret’in yüzde 85 hissesini 429,6 milyon liraya satın almak için hisse devir anlaşması imzaladı. CarrefourSA tarafından yapılan açıklamaya göre, görüşlerine yer verilen Genel Müdür Mehmet Nane, sene başında 2015 yılını vites büyütme yılı olarak belirlediklerini ve büyüme adına satın alma hamlelerini değerlendirebileceklerini dile getirdiğini anımsatarak, “Perakende sektörünün önemli oyuncularından Kiler’in yüzde 85 hissesinin CarrefourSA bünyesine katılmasının mutluluğunu yaşıyoruz” dedi. EKONOMİ

Bilişim Muhabirleri Derneği (BMD) Başkanı Musa Savaş, 4G ihalesinin üç ay ertelendiğini duyurdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘4G ile zaman kaybetmemize gerek yok. İki yıl içerisinde Türkiye de 5G’ye geçmeli’ dedi ve ihale ertelendi. Musa Savaş, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 4G ihalesinin Bilgi ve İletişim Kurumu Başkanlığı (BTK) tarafından üç ay ertelendiğini duyurdu. Savaş, “Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından 26 Mayıs 2015 tarihinde yapılacağı duyurulan 4G ihalesi üç ay sonraya ertelendi” dedi.

‘4G’ye gerek yok, 2 yıl bekleyelim 5G’ye geçelim’ Cumhurbaşkanı Erdoğan nisan ayında Aselsan’ın Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Netaş ve Türk Telekom bünyesindeki Argela ile 4G için geliştirdiği milli baz istasyonunun sergilendiği standı ziyaret etmişti. Erdoğan burada yaptığı ziyarette, “4G ile zaman kaybetmemize gerek yok. İki yıl içerisinde Türkiye de 5G’ye geçmeli. Aksi takdirde Türkiye adeta 4G’li bir çöplük haline döner. Dünya 5G için çalışırken biz niye bunun için çabalıyoruz” demişti. EKONOMİ

Dolar düşüyor, altın yükseliyor ABD Merkez Bankası’nın faiz artırımlarını çok yakında başlatacağı beklentilerinin zayıflamasının etkisiyle dolar tüm para birimleri karşısında gerilerken, altının yükselişi sürüyor. Küresel piyasalarda euro’nun Şubat ayından bu yana ilk kez 1.14 doların üzerine çıkmasının da etkisiyle, ABD para birimi 2.60 liranın altına geriledi. Türkiye’de de bankalar arası piyasalarda dolar, yeni güne de, dün gerilediği 2.5980 lira dolayında başladı. Dolar karşısında güçlenmeye devam eden euro da 2.96 liranın üzerinde hareket etmeye başladı. DOLARIN ZAYIFLAMASI ALTINA YARADI Küresel piyasalarda onsu 1,227 dolara çıkarak üç ayın zirvesine yakın hareket eden altın, bugün 1,220 dolar düzeyinde işlem görüyor. Türkiye’de de altının gramı 102 liranın, çeyrek altın da 175 liranın üzerinde satılıyor. EKONOMİ

Prim borcu olanlar dikkat

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Tekirdağ İl Müdürü Fatma Derya Alan, prim borcu olan vatandaşların vakit kaybetmeden SGK İl Müdürlüklerine başvuruda bulunması gerektiğini belirtti. Alan, prim borcu olan vatandaşların 31 Temmuz’a kadar borçlarını ödemediği veya yapılandırmadığı takdirde sigortalılıklarının durdurulacağını söyledi. Ev hizmetlerinde en az bir gün çalışanların da sosyal güvenlik hakkına kavuşacağını ifade eden SGK Tekirdağ İl Müdürü Derya Alan, “Evlerinde ayda en az bir gün bile ev temizliği, hasta, yaşlı ve çocuk bakımı, bahçıvanlık gibi işlerde işçi çalıştıranların kolaylaştırılmış bu işverenlik uygulamasından yararlanmak, evlerinde çalıştırdıkları kişilerin sosyal güvenliklerini sağlamak amacıyla il merkez müdürlüklerimize gelerek durumlarını belirtir belgeleri kuruma vermeleri gerekmektedir” açıklamasında bulundu. EKONOMİ


KADIN

07

19 Mayıs 2015

Aile bakanı: Kadın cinayetlerinde düşüş yok

Gülsüm Kav

ANA FiKiR

Kadın kahraman kim? Son zamanlarda “yüksek perdeden konuşma”, “havalı bir duruş”, böyle bir “lafı gediğine koyma”, “gününü gösterme” hali üzerine konuşuyoruz ya, Hani hep bir “artistik”, bir yoldaşımın ifadesiyle “aforizmatik konuşma” merakı var ya, işte bu eğilimin genel olarak muhalefete etkileri olduğu gibi, kadın hareketine de çeşitli yansımaları var. Mesela ben, erkek egemenliğinden şiddet uygulayarak kurtulmaya çalışan kadınları sahiplenmenin böyle yönleri de olduğunu düşünüyorum. Konuyu, kamuoyunda en çok bilinen dava olan Nevin Yıldırım davası üzerinden ele alabiliriz. Birincisi kadınlar, başka bir çareleri kalmadığında ve kendilerini korumak için şiddete başvurduklarında, bu şiddet elbette meşrudur. Ama her böyle durum idealize edilmesi gereken bir “öz savunma” örneği değildir. Nevin ya da cezaevinde kocalarını öldürmüş olan kadınlar ile yapılacak bir tek görüşme bile durumu açıklığa kavuşturabilir aslında. Buna rağmen ısrarla Nevin’den illa ki çok orijinal bir kadın kahraman yaratmaya çalışmak, işte bu eğilim Türkiye solunun “artistik merakına” benziyor. Kadın kahraman yaratma arzusu, hiç şüphesiz olumlu bir güdü. Ama bir kadının, kahraman sayılması için onda illa ki Kill Bill filmindeki “Kara Mamba” karakteri olmasını aramak işte tam bu eğilimdir. Uma Thurman ya da silahlı kadın gerilla ya da kocasının kafasını kesen bir kadın olmadığı sürece kahramanlığı kadına hak görmeyen bir düşünce şekli bu. Her şeyden önce çok adaletsiz. Kocasını öldürememiş ve kendisi hayatını kaybetmiş olan tüm kadın kardeşlerimizi basit bir kurban konumunda görüyor. Onlar kendi hayatlarına sahip çıkarken öldürüldükleri yani çoktan kahraman oldukları halde, bu gerçeği örtmeye çalışıyor. Bunun siyaseten anlamı da, öldürülen kadınların ailelerini ya da şiddet karşısında mücadele eden yaralı kadınları sadece bir mağdur siyasetine hapsetmeye çalışmaktır. Oysa onlar hak arayan, direnen öznelerdir. Bu anlamıyla da kahramandırlar. Öte yandan Türkiye’li kadınların şiddetten kurutuluşu için çözüm önerisi olarak şiddet uygulamayı öne sürmek, bunun “öz savunma” olduğu anlamına gelmez. Kendi gerçek dünyasında, hakkı verilerek, bedeli ödenerek ve en nihayetinde böyle olduğu için İŞID gibi bir kadın düşmanına karşı zaferler de kazanarak ilerleyen kadınların direnişi, “öz savunması” çok saygıdeğerdir. Ama asıl kendi mecrasında yapılmadığı halde, bu tarafta bunu yapıyormuş gibi hava atmak ayıptır. Bir de bunu kadınlara çözüm diye önermek çok ayıptır. Çünkü Türkiye’de şiddete maruz kalan kadınların çeşitliliğini düşündüğümüzde, eğitimini alsa bile kendini savunabilecek olan var bunu yapamayacak olan var. Yaşı genç olmayan, kronik bir hastalığı olan, kilolu ya da çok zayıf olan- mecali olamayan kadınlar, yani kendini yeterince savunamayacak olanlar öldürülsün mü? İşte bunun sonu, çok tehlikeli bir ayrımcılığa bile varabilir. Kadınların şiddetten kurtuluşu için getire getire sadece bu öneriyi getirmek, “sen kendini savun” diyerek kadınları bir kez daha savunmasız bırakılması değil mi? İşte en nihayetinde bu hafta Emniyet Müdürlüğü de bu fikre sarılmış; kadınları şiddetten korumak için savunma kursu vereceklerini duyurmuş. Emniyetin canına minnet; kadınları korumakla yükümlü olan polis, kendi sorumluluğunu kadının üzerine yıkmanın yeni ve havalı bir yolunu bulmuş işte. Kadın kendini savunamaz öldürülür ise emniyet kurs bile verdiği halde yeterince öğrenemediği-iyi öğrenci olamadığı yani kendi beceriksizliği nedeniyle öldürülmüş olacak. Ya kendini savunabilir ve erkeği öldürür ise ne olacak? İşte o zaman da “erkekler de şiddet görüyor” diye sürekli erkek şiddetini aklamaya çalışanlar güç kazanacak. Her gün kadın öldürülürken, bu gerçeği örtmek isteyenlerin canına minnet olacak. Kadın yine kurtulamayacak, kaybeden taraf olacak. Bu durum akla Ortaçağı getiriyor; bu devirde ağır bir hastalığa yakalanan kişi, tedavi edilmek yerine, mahkemeye çıkarılır –sorgulanır ve hastalığa yakalandığı için suçlu bulunurmuş. Kadınlar için durum buna çok benziyor. Bu yüzden, açık ya da daha dolaylı yollardan, bilinçli ya da bilinçsizce belki farkında olmayarak, bizi ortaçağa götürebilecek eğilimlere karşı gözümüzü dört açalım, çok dikkatli olalım. Çünkü bedeli bizim için çok ağır; hayatımız oluyor kardeşler. Hayatımıza gerçekten sahip çıkalım. Genç, yaşlı, bedenen daha güçlü daha zayıf, kilolu, kilosuz, kendini savunabilecek bir şiddeti uygulayabilir olan ya da uygulayamayacak olan, kısacası fiziki hiçbir özelliğimize bakılmaksızın, tüm kadınlar eşitiz ve kahraman olabiliriz. gulsumkav@gmail.com

Sorun yasayı uygulayanlarda Kadınlar öldürülmeye, katiller indirim almaya devam ederken Ayşenur İslam eksik açıklamalarıyla sorumluluğu üzerinden atmaya çalışıyor. Ancak İslam’ın görmesi gereken bir gerçek de toplumun artık kadın cinayetine tahammülü kalmadığıdır. İslam son açıklaması ile yasaların yeterli olduğunu, sorunun uygulamada yaşandığını söyledi. kadın burcu karefil

katili kendisinin de erkek şiddetine maruz kaldığını ve bunda önemli bir şey olmadığını söylerken cesareti de elbette hükümetten alıyor. Aynı hafta Burcu Çifçi’nin davasında da yine insanlık dışı bir karar verildi. Haksız tahrik ve iyi hal indirimi verilen katil 19 yıl ceza aldı. Ağır tahrik sebebi ise aldatma şüphesi. Kadın katillerine verilen bu öldürme hakkı yüzünden Bursa’da bir kadın daha ağaca asılı halde fahiş şekilde öldürülmüş olarak bulundu. Kadınların mücadelesi kerte kerte büyürken hükümet hep bunu geriye götürmeye çalışıyor. Ancak çok da iyi biliyorlar ki kadınların yaşam hakkı mücadelesi hükümetin karşısında durabileceği bir mücadele değil.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Sakarya’nın Sapanca ilçesinde yerel basın temsilcileriyle buluştu. Bakan İslam, kadın cinayetlerinin son yıllarda düşüş yaşamadığını ancak bu sorunun suçu caydırıcı yasalarda olmadığını iddia ederek, yasaları uygulayan kişilerin görevlerini yerine getirmeleri gerektiğini söyledi. Ayşenur İslam kadın cinayetlerinin sorumluluğunu üzerinden atmaya çalışırken tekrar hatırlatalım kadınlar hükümetin çıkartmadığı yasalar yüzünden hayatını kaybediyor. Ayşenur İslam yalanlara değil gerçeklere gözünü açmalı Ayşenur İslam’ın kadınların canlarını kurtarmak için çözüm üretmek yerine yalan söylemek için kafasını çalıştırması artık kadınların canına tak etti. Kadınlar her gün öldürülmeye devam ederken Ayşenur İslam kadınların çözüm önerilerini görmemek için direniyor. Ayşenur İslam kadınların çözüm önerilerini görmediği müddetçe toplum tarafından yok sayılmaya mahkumdur. Kadınların kurtarılması meselesi Ayşenur İslam’ın öldürülen bir kadının ailesine “Merak etmeyin yasayı çıkarttık, ağırlaştırılmış müebbet vereceğiz” demesi kadar kolay değildir. Ayşenur İslam’ın artık yalanları bir kenara bırakıp gerçeklerle yüzleşmesi gerekmektedir. Gerçekler ise çok net ortada kadınlar öldürülüyor, yasa olmadığı için, hükümetin gözü

önünde bile bile öldürülüyor. Yasa çıkarılmıyor, kadın katilleri indirim alıyor Ayşenur İslam öldürülen kadınların ailelerine yasa çıkarttık diye yalan

Ayşenur İslam’a bitmeyen tavsiyelerimiz Bizim Ayşenur İslam’a tavsiyemiz artık görevini yapmasıdır. Kadınların canları bu kadar ucuz değilken görevini yapmayan bir Bakanın da orada oturması o kadar kolay değil. Toplum kadınların daha fazla öldürülmesini istemiyor. Elbette ki buna karşı mücadele de ediyor. Bu sebeple Ayşenur İslam yalanlarına son vermelidir. Onun düşündüğü gibi yasa geçmiş ama insanların uygulamaları yüzünden kadınlar ölüyor değil. Kadınlar Ayşenur İslam ve söylerken katiller indirim peşinde AKP zihniyeti yüzünden öldürülükoşmaya da devam ediyor. Hatay’da yorlar. Bu yüzden Ayşenur İslam’a öldürülen Fatma Karaca’nın dava- bitip tükenmeyen tavsiyelerimize sında savcı tahrik indirimi isterken devam ediyoruz. Eğer bu tavsiyelekadınlar öldürüldükleri için suç- ri dikkate almazsa halk tarafından lanmaya devam ediyor. Fatma’nın gönderileceğini de bilmeli.

Mahkemeler adalet değil indirim dağıtıyor Kadın katillerine indirim verilmeye devam ediliyor. Adana’da 4,5 aylık hamileyken kocası tarafından tabanca ile öldürülen Burcu Çiftçi’nin katiline önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi, ardından tahrik hükmü uygulanıp ceza 19 yıl 2 aya indirildi. Mahkeme başkanı Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve ailenin avukatlarının varlığından ilk duruşmadan beri rahatsız olduğunu saklamadan, sırf indirim verebilmek için “aldattı” iddiasına sarıldı. Aile avukatlarından biri hakkında mahkemeye saygısızlıktan soruşturma açılmasını istedi. Burcu’nun annesi Songül Özbek karara tepki göstererek:

“Hâkim avukatlara gıcık olduğu için indirim verdi. Ben bunu bir anne olarak kesinlikle kabul etmiyorum, başka annelerin de yüreği yanmaması için her zaman arkalarındayım.” dedi. Kocası tarafından öldürülen Fatma Karaca’nın ilk duruşması 14 Mayıs günü İskenderun Adliyesi 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Hazırlanan iddianamede Savcı tahrik indirimi istemişti. Fatma Karaca’nın abisi Veysel Helli: “Savcılardan, mahkeme heyetinden artık katilleri korumasını istemiyoruz. Bizler masum insanların yanında olmasını istiyoruz” dedi. KADIN

Sorun siz de değil biz de mi? Kadın Hareketi Özge Uyanık Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu bu hafta üniversitede genç kadınlarla bir forum düzenledi. Alınan sözlerden aslında kadın mücadelesinde yürütülen bir çok tartışma yeniden açıldı. Bu ülkede kadına yönelik şiddete ve artık bu şiddetin en son aşaması olan kadın cinayetlerine karşı mücadele etme yoluna baş koyan her kadının ‘istisnasız’ karşılaştığı kilit sorular, yine şiddetin asıl nedenlerini çok açık bir şekilde seriyor gözler önüne. ‘Kadınlar da çok baskı uyguluyor, hatta ‘kıskanılmak’ hoşlarına gidiyor’ gibi söylemler, yine dönüp dolaşıp, yaşanan şiddet olaylarında faturanın kadına

kesilmesine neden oluyor. Yine bu toplumdan bağımsız düşünülemez olan biz kadınlar, bize dayatılan ‘erkek egemen zihniyet’ ile hareket edebiliyor, sonucunda çok rahatça yaşadığımız fiziksel ve ya psikolojik şiddeti hak etmiş pozisyona getirilebiliyoruz. Genç kadınlarında, eğitimli kadınlar da ‘ seven erkek kıskanır’ diye düşünebiliyorlar demesi, yine bu erkek egemen zihniyetin eğitimli- eğitimsiz olarak ayrılmadan ele alınması gerektiğini de bir kez daha gösteriyor. İlişkiler de çokça hakim olan ‘sahiplenme’ duygusu özel mülkiyet ilişkisinin de temelini oluşturan ve kişilerin, birbirlerinin özgürlüklerini kısıtladığı noktadan aslında şiddetin çoğu zaman görünmeyen yönünü gösteriyor. ‘ Yok canım ben şimdi kıskanılıyorum diye şiddet mi görüyorum ‘söylemi yine şiddetin sadece fiziksel boyuta ulaştığında şiddet olarak tanımlanmasına yol açıyor. Ama

tüm saydıklarımız da bir aşamadır ve şu an Türkiye’nin en can yakıcı konusu olan kadın cinayetlerinin sebeplerindendir. Kadınların korunmaya muhtaç varlıklar olarak görülmesi ve olabildiğince baskı altında tutulması’ en iyi ihtimalle’ erkeğin psikopatlığı ve ya hastalığı olarak adlandırılıyor. Aslında bu söylem yine oklarını doğru hedef olan erkeklere yöneltmiş olsa dahi çoğu zaman kadın cinayeti ve ya şiddet gören kadın kardeşlerimizin davalarında indirim sebebi olarak önümüze sunuluyor. Neredeyse her davada önümüze çıkan ‘aldattığı için öldürdüm’ cümlesi de çoğu zaman indirim sebebi sayılabilmekte. Çünkü zaten kadını ‘malı’ olarak gördüğü ve ‘kendisine ait olan bir varlığın’ başkasıyla birlikte olması fikrine tahammül edemeyen erkekler ‘ya kendisinin ya kara toprağın’ olan kadınlardan boşanmak yerine ‘sa-

hip olduğu şeyin’ canını almakta da bir sakınca görmüyor ve tabii ki çoğunlukta devlet erkekle aynı fikirde oluyor. Kadının ‘sahibinden’ ayrılmak istemesi, kendi hayatı hakkında kendisinin karar almak istemesi, başka bir insanla birlikte olmak istemesi toplumun gözünde de kadını suçlu yapan ve şiddeti ‘hak etmesi’ boyutuna taşıyan sebepler olarak görülüyor. Bir kadın cinayeti haberi aldığımızda gelen soru gayri ihtiyari, ‘ne yapmış?’ olabiliyor. Kadın öldürülmek için ne yapmış? İşte bu dili değiştirmek, yani aslında bu zihniyeti değiştirmek, uzun uzun verilecek eğitim çalışmalarında değil yine biz kadınların elinde. Kadın mücadelesinde, kadın cinayetlerinin altında yatan sebepleri de göz ardı etmemeli, şiddetin psikolojik, fiziksel yönlerine karşı da yürütülen mücadeleyi büyüterek , genç kadınların sesine de kulak vermeliyiz.


08 Bursa’da bir şüpheli ölüm daha

Uludağ’da bir ağacın tepesinde asılı 20-25 yaşlarında genç bir kadının cesedi bulundu. AFAD, genç kadının cesedini indirmekte zorlandı. Üzerinden kimlik çıkmayan kadının, yaklaşık 20 gündür ağaçta asılı olduğu tespit edildi ve otopsi yapılmak üzere Bursa Adli Tıp Kurumuna kaldırıldı. Kimliği henüz belli olmayan ve intihar ettiği söylendi. Nisan ayında öldürülen kadınların %32’sinin katili bulunmadığı, şüpheli ölüm sayısındaki artışlar dikkate alındığında Bursa’da bulunan cansız beden ile de ilgili cinayet şüphesi artıyor. KADIN

İyi hekim kadını korur

KADIN 19 Mayıs 2015

Kadınlar Samsun’da yaşam haklarını konuştu Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Samsun’da ‘Kadınlar yaşam haklarını konuşmak için bir araya geliyor’ diyerek Samsunlu kadınlar buluştu. Genel Temsilcisi Gülsüm Kav:’ Kadına yönelik şiddet ve cinaKadın Cinayetlerini yetlerin durdurulmasında çöDurduracağız Platformu züm önerilerimizi birlikte kuvSamsun’da kadın cinayetlerini ve vetlendirmek önemlidir. Kadın cinayetlerin çözüm yollarını ko- katillerine verilen haksız tahrik nuşmak üzere panel düzenledi. indirimleri cinayetlerin önünü Elektrik Mühendisleri Odası’nda açıyor bu indirimler kaldırıltoplanan kadınlar, kadınların ya- malıdır. Bunun için meclisi de şaması için taleplerini dile getirdi. göreve çağırıyoruz. ‘ dedi. Platformun Genel Temsilcisi olan Gülsüm Kav ve ‘Kadın olsaydınız 5 temel talebimiz hızla hayata anlar mıydınız?’ Kitabının yazarı geçirilmeli Sermin Şahin’in konuşmacı oldu- Gülsüm Kav; Kadınların yağu panelde, birçok kadının söz şaması için 5 temel talep olan almasıyla tartışmalar yürütüldü. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve meclisteki bütün parti liderMücadelemizde hiçbir kadın lerinin kadına yönelik şiddeti asla yalnız yürümeyecektir kınaması, 6284 sayılı koruma Panelin açılışında konuşan Ka- kanunun etkin uygulanması, dın Cinayetlerini Durduracağız ceza kanununa ağırlaştırılmış Platformu Samsun Temsilcisi müebbet teklifimizin yerine Leyla Canıtez: ‘Öldürülen ka- getirilmesi, kadın bakanlığıdınların aileleriyle birlikte, alan- nın kurulması, cinsiyet ve cinlarda, adliye önlerinde mücadele sel yönelim eşitliğini esas alan ediyoruz. Kadınların fıtratında yeni ana yasa talep ediyoruz, ölüm yoktur. Kadın cinayetleri başlıkları üzerine konuşma durdurulabilir. Bu mücadelede yaptı. hiçbir kadın kardeşimiz asla yal‘Kadın olsaydınız anlar nız yürümeyecektir. ‘ dedi. mıydınız’ kitabının yazarı Sermin Şahin kitabından bir Çözümlerimizi birlikte bölüm okuyarak Kadının edekuvvetlendirelim biyattaki yeri ve yazarlardaki Ardından söz alan Platformun eril dil üzerine konuşma yaptı. kadın elif karan

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Samsun’da gerçekleştirdiği panelle bir kez daha kadınlarla buluştu. Türkiye’nin dört bir yanında Platform panellerinde eylemlerinde bir araya gelen kadınlar yaşam hakları için yürüttükleri mücadeleyi büyütmenin yollarını arıyor. Samsun’da yediden yetmişe kadınların buluşma noktası panel oldu.

16-19 Mayıs tarihleri arasında Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryumu’nda yapılan 19. Pratisyen Hekimlik Kongresi’nin bu seneki konularından biri kadın cinayetleri oldu. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav kongrede kadın cinayetlerinin sebeplerini ve çözüm yollarını anlattı. “İyi hekimliği, sağlık hakkını, barışı, dayanışmayı ve yaşamı savunacağız” sloganıyla düzenlenen 19. Pratisyen Hekimlik Kongresi’nin kadın cinayetlerini konu edinen oturumu yoğun ilgi ile karşılandı. Hekimlerin kadın dostu yaklaşımlarda bulunması özellikle şiddet vakalarının tespiti ve soruşturulması açısından önemli. KADIN

Deniz’i kimse kurtarmaya çalışmamış

Antalya’da Deniz Aktaş’ı tabancayla öldüren 40 yaşındaki Lokman Barış Çelik hakkında ‘ağırlaştırılmış ömür boyu hapis’ talebiyle dava açıldı. İddianamede, öldürülmeden önce apartmandaki komşuların kapı zilini çalıp yardım isteyen Deniz Aktaş’a kimsenin kapıyı açıp yardım etmediği yer aldı. Deniz Aktaş kendisine şiddet uyguladığı iddiasıyla Lokman Barış Çelik hakkında polise şikâyette de bulunmuştu. Antalya 2’nci Aile Mahkemesi Lokman Barış Çelik hakkında tedbir kararı verdi. Komşuları Deniz’in çığlıkları nedeniyle polise habere verdi. KADIN

Bursa’da tacize uğradı, kolu kırıldı

Meltem’in katiline ‘haksız tahrik’ indirimi

Mutlu Kaya’yı akrabaları mı vurdu? Diyarbakır’da kayınpederi tarafından, birlikte oldukları iddia edilen Mehmet Işık ile birlikte Kalaşnikof tüfekle öldürülen ve ailesinin sahip çıkmaması üzerine kadın örgütlerince toprağa verilen 21 yaşındaki Meltem Özdaş davası karara bağlandı. Kayınpeder Rafik Özdaş’ı önce 2 kez ömürboyu hapis cezasına çarptıran mahkeme, sanığın cinayetleri ‘haksız tahrik altında işlediği’ gerekçesiyle cezayı 25 yıla indirdi. Ailesinin sahip çıkmadığı Meltem Özdaş’ın cenazesi dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ve kadın örgütleri tarafından toprağa verilmişti. KADIN

Mutlu Kaya’ya silahlı saldırının ardında akrabalarının yapmış olabileceği şüphesi büyüyor. Mutlu Kaya, yarışmaya katıldığı zaman akrabalarının “Televizyona çıkıp şarkıcı mı olacaksın? Biz aşiretiz seni öldürürüz” dedikleri belirtildi. Sibel Can şöyle konuştu: “O benim Sindirellam, prensesim. Sonuna kadar arkasındayım. Bu tehditler onun geleceğini karartmamalı. Mutlu okuyacak, bu işin eğitimini alacak. Sesi kadar kaderi de güzel olacak.”

Kaya’nın yarışmak üzere başvurduğu yayının bir bölümünde çocukta yaşta evliliklerin ve kadınların gördüğü şiddete de dikkat çekilmişti. Ancak program bu konuda duyarlılık yaratmak niyetiyle bazı adımlar atsa da konunun toplumsal bir sorun olduğu ve devletin bu konuda somut adım atması gerektiğini anlatmak yerine “Sindirella” masalları anlatmayı tercih ediyor. Bu da programın sadece reyting kaygısı olduğunu düşündürüyor. KADIN

Dünya barışına dikkat çekmek için İtalya’dan otostopla yola çıkan ve Gebze’de tecavüz edildikten sonra öldürülen Pippa Bacca’nın başına gelenlerin bir benzeri Bursa’da yaşandı. Hollanda’dan yaya olarak yola çıkan genç kadın İnegöl’de tacize uğradı. Yol kenarındaki genç kadını kamyon şöförleri kurtardı. İnegöl Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Gerner, ormanlık alanda bir kişinin tacizine uğradığını, zanlının motosikletle kaçtığını öne sürdü. Turistin şikayetinin ardından çalışma başlatan jandarma ekipleri, zanlı S.Ç’yi (19) gözaltına aldı. Şüphelinin, Bursa-Ankara Karayolu’nun İnegöl çıkışında yürürken yolu şaşıran Gerner’i gideceği yere götürebileceğini söyleyerek motosiklete bindirdiği ve turiste cinsel tacizde bulunduğu öne sürüldü. Korkarak motosikletten atladığı iddia edilen Gerner’in bu sırada kolunun kırıldığı ifade edildi. Gerner’in Hollanda’dan yaklaşık bir yıl önce yaya olarak tura çıktığı belirtildi. KADIN


EMEK

09 SGK baskıyla Memur Sen’e üye yapıyor

19 Mayıs 2015

Metal işçisinin direnişi büyüyerek sürüyor

SGK İzmir İl Müdürlüğü bünyesinde çalışanların baskı, tehdit ve şantajla Hükümete yakın Memur Sen Konfederasyonuna bağlı Büro Memur Sen’e üye yapıldığını iddia eden BES ve Türk Büro Sen şube yöneticileri, bu durum hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını belirtti. İzmir’de, KESK’e bağlı BES ve Kamu-Sen’e bağlı Türk Büro Sen şube yöneticileri, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İl Müdürlüğü’nde çalışanların baskı, tehdit ve şantajla AKP hükümetine yakın Memur Sen’e bağlı Büro Memur Sen’e üye yapıldığını iddia etti.EMEK

Havalandırmasızlıktan işçiler zehirlendi

Bursa’da Renault, Tofaş, Coşkunöz ve Mako işçierinin direnişi 5.gününde dalga dalga yayılarak büyümeye devam ediyor. Mako işçilerinin de üretimi durdurması sonucu Bursa’ da direnen metal işçisinin sayısı 12 bine ulaştı. Metal işçisi 4 maddelik talepleri kabul edilmezse daha fazla işçinin katılımıyla direnişi büyütmek konusunda kararlı olduklarını belirtti. emek osman erdem

Burdur’da krom madeninde meydana gelen gaz sızıntısının havalandırma olmadığı için 2 işçinin ölümüne 1’i ağır 3 işçinin de yaranmasına neden olduğu iddia edildi. Ölen işçilerden Ömer Özcan’ın ağabeyi Mehmet Özcan, havalandırma olmadığı için zehirlenme olayının olduğunu belirtti. Burdur’un Yeşilova ilçesi Düden köyünde dün bir krom madeninin 57’nci metresinde meydana gelen gaz sızıntısı sonucu Engin Özcan 34 yaşındaki ve amcaoğlu 35 yaşındaki Ömer Özcan hayatını kaybetmiş, 1’i ağır 3 işçi de yaralanmıştı. EMEK

Alp Gürkan üyelikten ihraç edildi

Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında, Soma Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan hakkındaki yakalama kararı talebi ‘kusurlu olduğunu gösterir bilgi ve bulgu yer almadığı‘ gerekçesiyle reddedilmişti. Alp Gürkan için üyesi olduğu TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından yürütülen kovuşturma tamamlandı. Jeoloji Mühendisleri Odası, madenin sahibi olmasına rağmen 301 işçinin ölümüyle ilgili hiçbir sorumluluk almayan üyesi Alp Gürkan’ı ‘asli kusurlu’ olduğu gerekçesiyle odadan ihraç etti. EMEK

İşçiye açlık, patrona eğlence

Bursa’da binlerce Renault işçisi hak ettikleri ücreti alamadıkları için greve giderken aynı gün Renault Türkiye, bayilerine Fethiye’de lüks bir otelde etkinlik düzenledi. Satış temsilcileri etkinlikle ilgili fotoğraf ve videoları sosyal medya platformu instagram hesaplarından #cesuryasa hashtag’i ile paylaşarak geceyi duyurdu. İşçiler hak ettikleri ücreti alamadıkları için greve giderken Renault firması bunu görmezden geliyor. Ancak bayilerine lüks etkinlikler düzenlemekten geri kalmayan şirketin iki yüzlülüğü tekrar ortaya çıkmış oluyor. EMEK

Fabrikalarda 06.30-16.00, 16.00-01.30, 08.00-16.00, 16.00-24.00, 24.00-08.00 ve özel vardiya olarak adlandırılan 08.00-20.00 ve 20.00-08.00 vardiyaları bulunuyor. Direniş yerindeki işçiler Renault ve Tofaş’ın ardından direnişe katılma kararı aldıklarını ancak vardiyaların dağınık olması nedeniyle bağı kurmakta zorlandıklarını söylediler. Taleplerinin Renault, Tofaş ve Coşkunöz işçileriyle aynı olduğunu anlatan işçiler “Zaten bunlar işçi temsilcilerin yaptığı görüşmeler sonucu ortaklaşılan tüm işçilerin talepleri” dediler. Diğer fabrikalar gibi Bosch sözleşmesi ve Türk Metal yöneticilerinin sendikadan istifa eden işçilere yönelik saldırısı işçiler açısından bardağı taşıran son damla olmuş. Mako başlangıç, direnişe devam Ücretlerinde iyileştirme talebiyle direnişe geçen Renault’dan sonra Tofaş ve Coşkunöz’e sıçrayan işçi direnişi, Türkiye’nin en büyük otomotiv yan sanayi şirketlerinden Mako’ya da yayıldı. Mako işçileri 18 Mayıs günü üretimi durdurdu. Türk Metal’in MESS ile imzaladığı 3 yıllık sözleşmenin yenilenerek daha iyi bir sözleşme imzalanması talebiyle Renault’da başlatılan direnişteki gibi, Mako işçilerinin de üç talebinin bulunduğu öğrenildi.

Metal işçilerin talepleri: 1-) İşten atmama garantisi verilsin. 2-) Türk Metal’in temsilcilik tabelası sökülsün, temsilcili odasında işçilerin şu an sözcülüğünü yapan temsilciler otursun. 3-) Ücretler Bosch sözleşmesi baz alınarak artırılsın. 4-) Varılan anlaşma altında işçilerin temsilcileriyle birlikte protokol altına alınsın. İşçilerin direniş sermayeyi dize getirdi Üretimdeki durmanın Bursa ve farklı kentlerdeki otomotiv fabrikalarındaki üretimi etkilemesi nedeniyle işçileri muhatap almak zorunda kalan patronlar, işçilerin talepleri konusundaki kararlılıklarını göstermesinin ardından büyük bir paniğe kapıldı. Otomotiv sektöründe dünyanın önde ge-

len tekellerinden Renault’ta üretimin durması farklı ülkeleri de etkiledi. Bursa’daki 4 fabrikada üretimin durmasının sermayeye asgari faturası ve sektöre etkisi ise şöyle: *Üretimin durduğu Coşkunöz’den parça gelmeyince Ford’da 1 günlük parça kaldığı öğrenildi. Yarın mesailer iptal edildi. * Tofaş’ta yönetim, üretime ara verdiklerini KAP’a da açıklayarak, yatırımcıları bilgilendirdi. Açıklamanın ardından, TOFAŞ hisseleri açılışta yüzde 4,42 düşüşle güne başladı. * Mercedes Benz yönetimi Renault yönetimine uyarı yaparak motor sevkiyatının aksamamasını, aksi halde üretimin duracağını bildirdi.

* TKG Otomotiv’de fabrika yönetimi, Renault’ta üretimin durması nedeniyle yarınki mesaileri iptal etti. * Beyçelik’te de fabrika yönetimi “Ana sanayinin üretime ara vermesi nedeniyle” 19 Mayıs’taki mesailerin iptal edildiğini duyurdu. * Renault’un Bursa’daki fabrikasında üretimin durması diğer ülkelerdeki Renault fabrikalarını da etkiledi. * Üretimin durdurulması nedeniyle tedarik sorunu yaşayan Fas Renault fabrikasında da üretim durdu. * Bursa’dan motor gitmediği için Romanya’da da üretim durmak zorunda kaldı. * Renault’un İspanya’daki fabrikasında Renault işçilerinin üretimi yavaşlattığı bildiriliyor.

MESS ve Türk Metal çökecek direnen metal işçisi kazanacak Tofaş, Renault, Delphi, Mako, Ototrim, TBVC Beltan, Farba, SKT, Maysan Mando, Coşkunöz, Valeo… Bursa’da işçiler ayakta. MESS’e ve Türk Metal’e karşı metal işçisinin başlayan direnişi dalga dalga büyüyor. Bursa, haftalardır, metal işçisinin direnişine şahitlik ediyor. Türk Metal Sen’in yetkili sendika olduğu Bosch, Renault, Tofaş, Mako gibi pek çok fabrikada gerçekleşen toplu iş sözleşmeleri sonucu işçiler yine hak ettikleri ücretleri alamadı. İşçilerin haklarından çok, işvereni gözeten, kendi çıkarlarını gözeten sendika yönetimi patronlar ne isterse onu yaptı. Bosch işçisi başardı ise Renault da ,Tofaş da başarabilir. Ancak bu sefer sendikadan çok çete gibi çalışan Türk Metal’in de MESS’in de hesapları tutmadı. Fitili ateşleyen Bosch işçileri direnerek Türk Metal’in baskılarına rağmen, daha iyi koşullarda bir

Emekçi Hareket Partisi Bursa İl Örgütü, Bursa’da direnen metal işçileri ile ilgili açıklamada bulundu. “Direniş MESS’i de Türk Metal’i de sıfırlayana kadar sürecek” dedi. sözleşme yapılabileceğini gösterdi. Türk Metal’in patronlarla ittifakı, Bosh işçilerin direnişi ile gün yüzüne çıktı. Diğer fabrikalar da ücretlerine adil bir zam için direnişe geçti. Tehditler sökmeyecek, işçi düşmanları hesap verecek Türk Metal çetesi, işçilerin sarı sendikadan bir bir istifa etmesi üzerine işçi sınıfının haklı davasını “marjinal” göstermeye çalışıyor. AKP sözcülerinin ağzından sık sık duymaya alıştığımız “Gezi gibi bir süreç yaratılmak isteniyor” açıklamaları ile işçileri sınıf kardeşlerinden ayırmaya çalışıyor. İşçi sınıfının direnişine omuz veren devrimcileri hedef gösteriyor, tehdit ediyor. Ancak bu tehditler sökmeyecek. Türk Metal’in işçileri sürüklediği kölelik düzeninin üstünü hiçbir manipülasyon örtemez. Tofaş, Renault, Coşkunöz iş bıraktı,

Delphi, Mako, Ototrim, TBVC Beltan, Farba, SKT, Maysan Mando, Valeo ayakta. İşçi sınıfının Gezi’si de eninde sonunda gelecek. Direniş MESS’i de Türk Metal’i de sıfırlayana kadar sürecek. İşçi sınıfına sesleniyoruz: AKPPatron-Sarı Sendika ittifakına geçit vermeyelim Burada görülüyor ki, işçi sınıfının en büyük düşmanı AKP-patronSarıSendika ittifakıdır. İşçiye hak ettiği zammı vermeyen patron, düşük ücrete razı eden sarı sendika, bunun karşısında direnişe geçerse grev yasaklayan, sendika hakkını engelleyen AKP; kol kola girmiş işçilerin emeğini gasp ediyorlar. Bursa’da direnen işçilere ve tüm işçi sınıfına sesleniyoruz; bu ittifakı boşa düşürmek için bizler de bir araya gelmeliyiz. Bu ülkede sadece ve sadece işçi sınıfının çıkarları için mücadele edenler; dev-

rimcilerdir. İşçiler ve devrimciler bir araya gelirsek, egemenlere diz çöktürebiliriz. Halkımıza sesleniyoruz: Metal işçisi ile omuz omuza verelim. İşçi sınıfının kavgası tüm toplumun geleceğinin kavgasıdır. Taşeronlaşmaya, işçi ölümlerine, açlık sınırında ücretlere, işsizliğe, geleceksiz bırakılan gençlere karşı tüm toplumun ihtiyacıdır. Bu nedenle Bursa’da direnmeye başlayan işçi kardeşlerimizin kazanması tüm toplumu olumlu etkileyecektir. İşçi sınıfının ekmek kavgasına destek vermekten başka çaremiz yoktur. Metal işçileri bu kararı bizim için aldı. Bu kararlarında asla yalnız yürümeyecekler. İşçi sınıfının mücadelesine omuz vermek için, çağrılarına kulak vermeye, metal işçisi ile dayanışmayı büyütmeye çağırıyoruz. Emekçi Hareket Partisi Bursa İl Örgütü


EMEK

10

19 Mayıs 2015

Fadik Temizyürek

HAKİKAT

Haziran Ayı Kenan Evren öldü. 12 Eylül 1980’de askeri darbeyi yaparken nasıl öleceğini herhalde hiç aklına getirmemişti. Yargılanacağını ve müebbet alacağını düşünmemişti. Gün oldu devran döndü, cenazesinde hakkımızı helal etmiyoruz diyenler oldu. Çocuk gözlü, her biri kahramanımız olan kaybettiğimiz devrimciler rahat uyusunlar. Adalet yerini bulmadı ama Cumartesi anneleri, devrimciler sizlerin hesabını sormak için eli kanlı katillerden mahkemelerde davacı oldu, hapise mahkum ettirdi. Faşist Evren’e halkımız kesip attığınız tırnak kadar bile kıymet vermedi, ölümüne sevindi. *** Erdoğan meydanlar da AKP genel başkanı olarak konuşuyor. Yüksek seçim kurulu üyelerinden iki kişi devletin cumhurunun seçim çalışması yapması anayasaya aykırıdır diyor. Kutlarım. Güce tapınmayanları Erdoğan gördükçe akıl sağlığını yitiriyor,gittikçe zaptedilemez hale geliyor. Ne demişler, düşmez kalkmaz bir Allah. Erdoğan az kaldı, Haziran ayı sana sürpizler hazırlıyor, dikkat et sonun diktatör Evren gibi olmasın. Sözde başbakan Davutoğlu hadi neyse de bu Akdoğan’a n’oluyor, ben anlamıyorum. Güya genç, dinamik, AKP’nin efendi çocuğu ama biraz kazıyınca altından düz odun ve maço adam çıkıyor. Hem barıştan söz edip hem HDP’nin meclise girmesini tehlikeli bulmak nasıl bir akıldır, hem demokrasi deyip hem vatandaşlarım bu teröristlere kanmayın demek nasıl bir siyasettir? Bülent Arınç’ın genç versiyonu, ağır- oturaklı ama en sinsi AKP kafası. Bülent Arınç yaş tahtaya basmayacak kadar deneyimli hiç değilse, Akdoğan söyledim, ne var diyen ergenler gibi. Ağzını açıyor, parelel, HDP,CHP ittifakı aynı çuvala girdiler, bunu bilin diyor ve toplumun bu saçmalıklarına inanmasını bekliyor. Millete gına geldi bu politikadan emin olun. AKP’liler bile bu propogandaya inanmıyorlar hiç bir dayanağı yok, kanıtı yok. AKP ilk kez bu kadar tökezliyor, halka seslenirken. Toplum basit, somut, dolambaşlı olmayana kulak verir. Demirtaş , seni başkan yaptırmayacağız Erdoğan dedi, HDP’nin birinci sloganı oldu, halk pek beğendi, toplum az ve öz olanı sever, anladığını savunur. Bizim cenahın uzun basın açıklamaları da anlaşılmayan konuşmaları da topluma pek faydalı olmaz. İnsanlar sıkıldıkları, inanmadıkları şeyleri ama o bizden diye savunmazlar. Belki de insanlığın büyük keşfi de budur. Uzun lafın kısası Akdoğan’a da millet inanmıyor ve aslı varken sureti komik oluyor. Toplum senin de uyduruk siyasetine Haziran ayında “olmamış” diyecek.

Emek örgütleri Soma’da buluştu

ci yakınları aldı. Faciada oğlunu kaybeden Elmas Kaya, “ÇocuklaSoma’da geçen 13 Mayıs’ta rımızın suçu neydi, çalışmaları mı? 301 madencinin hayatını Bugün bu güzel havada burada topkaybettiği facianın yıldönümünden lanmanızı değil çocuklarınızla pikiki gün sonra ilçede bu kez işçi ve nikte olmanızı dilerdim. Bize böyle memur sendikalarıyla, meslek oda- yapanlar çocuklarını sevmiyor mu?” ları seslerini yükseltti. DİSK, KESK, diye seslendi. TTB, TMMOB’un çağrısıyla düzenlenen mitingte binlerce kişi işçi Beko: Bu iktidar emeğe, insana, ölümlerine ve taşerona karşı yürüdü. doğaya düşman Geçtiğimiz hafta boyunca anma- AKP Hükümeti döneminde 15 bin larda devlete karşı öfkelerini defalar- işçinin öldüğünü hatırlatan DİSK ca dile getiren madenci yakınları da Genel Başkanı Kani Beko “Soma’da mitingteydi. Yürüyüşte ayrıca Bir- tarım bitirilerek halk madenlere leşik Haziran Hareketi, Halkevleri, mahkum edildi. İşçi sağlığı iş güvenliği alınmaHDP , DİP, CHP gibi kitle örgütdan 301 işçiyi diri diri gömdüler. leri ve partiler de yer aldı. Bu iktidar, emeğe, insana doğaya Suçları ekmek parası düşman. Devleti siz hiç Soma’da Miting için hükümet meydanında gördünüz mü? Onlar saraylarını, kurulan kürsüde ilk sözü maden- servetlerini korudular. İşçileri ko-

emek sıla gemicioğlu

rumadılar. İşçiler ölürken birileri zengin oldu. Biz onlara çözümün neler olduğuu söyledik ama duymadılar. Soma madenlerinin Türkiye Kömür İşletmelerine bırakılmasını istiyoruz. Bu olana kadar mücadele edeceğiz Rödavans sisteminin altına imza atanlar, Soma Holding’in patronları yargılanmalıdır, Soma’da işçiye tekme atanlar yargılanmalıdır. Eğer siz yargılamazsanız Soma halkı ve biz yargılayacağız” dedi.. Kaya: Davanın peşini bırakmayacağız KESK Eş Genel Başkanı Şaziye Kaya ise, “Ey AKP; hergün televizyonlarda, ‘’biz yaparız’’ ‘’biz yaptık’’ reklamlarını çakıyorsunuz gözümüze, evet siz yaptınız...Evet yaptınız 13 yıllık icraatlarınızla, taşeron işçi sayısını 5 katına çı-

OSTİM ve İvedik Organize Sanayi Bölgesi’nde 20 kişinin öldüğü iki patlamaya ilişkin davanın geçtiğimiz hafta görülen duruşmasında, savcı yalnızca gaz şirketine ceza isterken diğer sanıkların beraatını istedi. Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada OSTİM’de ölen işçi yakınlarının avukatları ise savcılık mütalaasına itiraz ettiler. Avukatlar yaptıkları itirazda sadece Ersoy Gaz şirketi sahipleri Kasım ve Kenan Ersoy hakkında ceza istenmesinin yeterli olmadığını belirterek,

fadiktemizyurek@gmail.com

‘’Katil Maden-İş’’ Yürüyüş sırasında da sendikalaşmanın ve hak arayışının önüne set koyan Maden-İş Sendikası’na yönelik öfke vardı. Binlerce kişi, “Katil Maden-İş” diyerek miting alanına girdi. Meslektaşlarıyla dayanışmak için Soma’ya gelen Zonguldak maden işçileri ise alana girerken baretlerini çıkarıp yere vurdu.

“Özkan ve Metsan şirketlerine beraat isteniyor. Ancak bu sanıklar da cezalandırılmalıdır. Ersoy’ların bozuk tüp getirmelerine sığınmaları çözüm değil. Bu şirketler gerekli tedbirleri alsalardı, kaza olsa bile ölümlerin önüne geçebilirlerdi. İşyerinin ruhsatsız olması bile savcılık tarafından suç kabul edilmedi” denildi. Sanık avukatları ise işverenlerin suçu olmadığını savundu. Duruşmada karar beklenirken sanık avukatlarından birinin duruşmaya katılamaması ve savunma istemesi üzerine duruşma 25 Haziran’a ertelendi. EMEK

Madende 2 işçi daha yaşamını yitirdi

Meral Akşenir’in ne fikri, ne ideolojisi bana yakın. Tam tamına karşısında olduğum ve pek çok yönüyle faşist bulduğum MHP’ nin milletvekili. Meral Akşener’i savunacağım aklımın ucundan bile geçmezdi. Hakkında iddia edilen haberleri dinledikçe insanın yalnız değilsin Akşener diyesi geliyor.

Erkek egemen sistem, hiç bir engel tanımadan bu adamlarda yeniden vuku buldu. Feminist politika da hiç bir engel tanımadan kadınların, erkekler tarafından ezilmediği bir dünya için mücadele eder.Tabii ki Meral Akşener ‘i de kapsar.

kardınız. 13 yıllık cinayetinizde, yüzlerce kadın ve çocuk cinayeti işlendi. Kamu maden işletmelerini, rödövans, taşeron hizmet alımı yöntemlerle özelleştirdiniz. Biz adalet istiyoruz. Bu davanın peşini bırakmayacağız. Bu davanın tarafıyız, sözcüsüyüz. Çünkü bu dava Türkiye işçi sınıfının davasıdır” diyerek hükümete seslendi.

Ostim Davası’nda sanıklara beraat istendi

***

Akit gazetesi AKP’nin yandaşı, Latif Erdoğan Akit’in yazarı. Meral Akşener ile ilgili iddialar ne olursa olsun AKP’nin bir kadın siyasetçiyi yıpratma hali çok tanıdık. Milletin yatak odalarına karışma utanmazlığı gösteren kadın düşmanı Erdoğan var oldukça Latif Erdoğan’ı ve onun gibi olan ortaçağ kafasından bile daha gerici olan Barlas’ı kim tutar? Güce tapmanın insanı bu kadar haysiyetsiz kılmasını liberaller utanç verici buluyorlardır herhalde. Gerçi, Cemil Barlas’ın babası Mehmet Barlas. Babasının da cibilliyeti ortada. Erdoğan yalakası.

Soma’daki maden faciasında geçen yıl yaşamını yitiren 301 maden işçisi için DİSK, KESK ve TMMOB’un öncülüğünde miting düzenlendi. Mitinge katılanlar, Soma İstasyon Meydanı’nda toplanıp yürüyüşe geçti.

5 aydır ücretlerini alamayan maden işçileri iş bıraktı

Kütahya’nın Tavşanlı ilçesine bağlı Karakaya köyü yakınlarında faaliyet gösteren bir maden ocağında çalışan 80 işçi, 5 aydır ücretlerini alamadıklarını belirterek iş bıraktı. Kömür ve krom maden ocaklarının bulunduğu özel şirkette çalışan işçiler, ücretlerini alamadıkları için çalışmayı durdurduklarını belirtti. İşverenin ücretleri ödeme konusunda kendilerini sürekli oyaladığını anlatan işçiler şöyle konuştu: “İşverenler ‘Şu gün paranızı vereceğim’, ‘ Pazartesi vereceğim’, ‘ Salı

günü vereceğim’ diyor. Yok. Ay bitiyor, aylar geçiyor yok. Çok mağdur durumdayız. Evlerimizin kiralarını veremiyoruz, elektriklerimiz borçtan dolayı kesildi. Sağdan soldan borç para bulup hayatımızı sürdürmeye çalışıyoruz. Biz bu Türkiye’nin vatandaşı değil miyiz? “ Çalıştıkları şirketin önünde toplanan işçiler ücretlerini alamadıkları için 2 günden bu yana işi durdurduklarını söyledi. ‘İşçiyiz hakkımızı istiyoruz’, ‘Vur vur inlesin Başbakan dinlesin’ sloganları attılar. EMEK

Türkiye’de madenlerde yaşanan ölümlerden ders çıkarılmadığı, gerekli önlemler alınmadığı için işçiler ölmeye devam ediyor. Burdur’un Yeşilova ilçesindeki krom madeninde meydana gelen gaz sızıntısı sonucu zehirlenen 2 işçi yaşamını yitirdi, 3 işçi hastanelik oldu. Yeşilova’ya bağlı Düden köyündeki bir krom madeninde çalışan işçiler öğle arası için madenden dışarı çıktı. İşçilerden İbrahim Örki ile Engin Özcan’ın çıkmadığını fark eden Ali İhsan Özcan, Ömer Özcan ve Mustafa Örki, aramak için tekrar madene girdi. 70 metrelik madenin 57’nci metresinde gaz sızıntısından etkilenerek ölen 34 yaşındaki Engin Özcan’ın cansız bedenine ulaşan işçiler tekrar dışarı yöneldi. Bu sırada aynı gazdan zehirlenen 35 yaşındaki Ömer Özcan da yaşamını yitirdi. EMEK


11 Polis yine üniversiteye girdi

genclık Üniversiteliler direndi AKP’nin polisi geri adım attı 19 Mayıs 2015

18 Mayıs günü İstanbul Üniversitesi’nde Mayıs şehitlerini anma yürüyüşü öncesi asılan pankartları bahane eden polis, öğrencilere saldırdı. 9 öğrenci yerlerde sürüklenerek gözaltına alındıİstanbul Üniversitesi’nde İbrahim Kaypakkaya anması yürüyüşü için Hukuk Fakültesi’ne pankart asan öğrencilere polis saldırdı. Okulu ablukaya alan polis pankartlarnı indirilmesini istedi. Öğrencilerin pankartı indirmemesi üzerine polis kalkan ve coplarla öğrencilere saldırdı. 9 öğrenci darp edilerek gözaltına alındı. Saldırıyı görüntüleyen gazetecilerin basın kartlarına el koyuldu. GENÇLİK

AKP’nin dekanı şaşırtmadı AKP, seçim öncesi gençliği bastırmak için üniversitelere saldırmaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Akdeniz Üniversitesi öğrencilerine saldıran polis, bir gün sonra Anadolu Üniversitesi ve İstanbul üniversitesi öğrencilerine de saldırdı. Üniversitelerine polisin giremeyeceğini gösteren öğrenciler direndi ve polis geri adım atmak zorunda kaldı. gençlik merve asya

Manisa Celal Bayar Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Güç, Soma katliamı için yaptığı konuşmada “Allah’ın takdiridir” demekle kalmayıp, “Bunlar uyuştucu ticareti yaparlarken bir çatışmada da ölebilirlerdi” diyerek duruma şükretti. Soma’da yaşanan 301 kişinin uygun çalışma koşulları olmadığı için hükümet ve patron yüzünden yaşamını yitirdiği maden faciasının yıldönümü nedeniyle törende konuşan Dekan Prof. Dr. Ahmet Güç işçi ölümlerine ‘Allahın taktiri’ diyerek aklı sıra Soma değerlendirmesi yaptı. GENÇLİK

Söyleşi sonrası faşist saldırı

13 Mayıs’ta Antalya’da Soma’da yaşamını yitiren madencileri anmak isteyen Akdeniz Üniversitesi öğrencilerine polis saldırdı, 10 öğrenci gözaltına alındı. Manisa’nın Soma ilçesinde uygunsuz çalışma koşulları yüzünden madende yaşamını yitiren 301 madenci için anma yürüyüşü düzenlemek isteyen yaklaşık 60 kişilik öğrenci grubu, Akdeniz Üniversitesi Yakut Çarşısı önünde toplandı. Soma’yı unutturmamak ve AKP’den hesap sormak için Akdeniz Üniversitesi önünde bir araya gelen öğrencilere polis tarafından saldırı gerçekleştirildi.

Olaydan bir gün sonra Anadolu Üniversitesi’nde AKP afişini indiren öğrencilere polis müdahale etti, gözaltı yapmak isteyen polise öğrenciler direnince polis biber gazı kullandı. Anadolu Üniversitesi’nde öğlen saatlerinde, üniversitenin kapısında asılı AKP seçim afişleri öğrenciler tarafından indirildi. “Hırsız, Katil AKP” sloganlarıyla afişleri indiren öğrencilere önce sivil polisler ardından çevik kuvvet müdahale etti. Gözaltı yapmak isteyen polisin karşısında öğrenciler direnince polis biber gazı kullandı. Bir süre sonra okula giren öğrencilerin ardından Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Kampüsü’ne TOMA ve Çevik

Kuvvet geldi. Saldırıdan sonra öğrencilerle görüşmeye gelen polise öğrenciler üniversitede polisin işinin olmadığını ve okula polislerin girmesine izin vermeyeceklerini söylediler. Üniversitede daha sonra gençler tarafından basın açıklaması gerçekleştirildi. Öğrencilerin kararlı duruşu karşısında polis geri adım atmak zorunda kaldı ve üniversiteye TOMA’larını sokamadı. Aynı gün İstanbul Üniversitesi’nde HDK Eş Sözcüsü ve HDP İstanbul Milletvekili Sabahat Tuncel’in katılacağı seçim etkinliği öncesinde polis ve özel güvenlik, stant açan öğrencilere müdahale etti.İstanbul Üniversitesi’nde HDK Eş Sözcüsü ve HDP İstanbul

Milletvekili Sabahat Tuncel’in katılacağı seçim etkinliği öncesinde polis ve özel güvenlik tarafından taciz yaşandı. Özel güvenlikler saat 13.00’da yapılacak etkinlik öncesinde stant açan öğrencilere standı kaldırmaları için baskı yaptı. Öğrencilerin bu durumu kabul etmemesi üzerine kampüs içerisine çevik kuvvet gelirken öğrenciler, olayı sloganlarla protesto etti. Polis öğrenciler karşısında geri çekilmek durumunda kaldı. Öğrenciler bu durumu Başkanlık hayallerinin suya düştüğünü fark eden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın son çırpınışı olarak nitelendirirken gençliğin yıldırılmaya çalışıldığı düşünüyor.

EHP parti okulu başlıyor

EHP Parti Okulu, Manifesto, Sosyalist Feminist Proje, Az Gelişmişlik Sürecinde Türkiye, Ne Yapmalı, gibi eserleri tartışacak.“Devrimci teoriye önem vermediğimiz takdirde, siyaseti günlük bir heyecan gibi yaşayan insanlar yetişmiş olur” diyen okul, teori olmadan, doğru pratiğin hayata geçirilemeyeceğini söylüyor ve bilimsel cevaplar üretiyor. İlk ders Marks’ın ölümsüz eseri Komünist Manifesto Bir mücadele klavuzu olan Manifesto, Soma katliamının birinci yılını doldurduğu günümüzde

12 Mayıs’ta Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Sabahat Tuncel’in Eskişehir Anadolu Üniversitesi kampüsünde söyleşi düzenledi. Amfi tiyatroda düzenlenen söyleşisi sonrasında üniversite öğrencilerine faşist saldırı düzenlendi. Sabahat Tuncel’in öğrencilerle yaptığı söyleşi sırasında Sabahat Tuncel öğrencilerin sorularını yanıtladı.Daha sonra amfiden ayrılan üniversite öğrencilerine kampüs içerisine giren bir grup faşist saldırdı. Olay sonrasında çevik kuvvet ve TOMA kampüse girdi. GENÇLİK

Üniversite güvenliği cinsel saldırı iddiası

Ege Üniversitesi’nde 16 Mayıs’ta yaşanan hayvan katliamının ardından bir köpeğin daha ölü bulunmasını protesto etmek isteyen öğrencilere üniversite güvenliği saldırdı. Bir güvenlik personelinin kadın öğrenciye cinsel saldırıda bulunduğu iddia edildi. EÜ’de 12 köpeğin öldürülmesinin ardından bir köpeğin daha ölü bulunmasını protesto etmek için toplanan öğrenciler ile kimliğini göstermeyen bir kişiye üniversite güvenliği saldırdı.Bu sırada bir kadın öğrenciye bir güvenlik görevlisi tarafından cinsel saldırıda bulunulduğu idda edildi.. GENÇLİK

kapitalizme karşı, işçi sınıfının iktidarı mümkün mü sorusuna cevap aranacak. Gülsüm Kav’ın sunumuyla Sosyalist Feminist Proje Sosyalist Feminist Proje ile birlikte kadınların ezilmesine ve kadın cinayetlerini durdurma mücadelesine rota verilecek. Türkiye yakın tarihini, neden sonuç ilişkisini temel alarak tartışıyoruz Yakın tarihe ışık tutan EHP Parti Okulu, Az Gelişmişlik Sürecinde Türkiye kitabı üzerine Sibel Uzun anlatımıyla başlayacak.GENÇLİK

Gençlere işsizliği reva gören Erdoğan’dan hesap soracağız! Türkiye İstatistik Kurumu tarafından işsizlik oranları açıklandı. Türkiye ekonomisindeki kötüye gidişin en önemli göstergelerinden biri olan işsizlik her yıl daha da artıyor. Genç işsizlik oranı ise yüzde 20’lerde. Üniversite mezunu gençler arasında işsizlik ise bir anda yüzde 35’e sıçrıyor. Her üç mezundan biri işsiz. Yani bize geleceksizliğin kapıları aralanıyor… İşsizlik, gençlere reva görülemez Erdoğan gençlere evlenin ve üç çocuk yapın nidaları atarken; Türkiye’de gençlere iş bulunamıyor iş. Neredeyse her AVM’nin karşısına bir üniversite diken AKP,

mesele gençleri istihdam etmeye gelince “iş beğendiremiyoruz” deyip sıyrılıveriyor işin içinden. Bir ülkedeki ekonomik istikrarın ve krizin en önemli göstergesidir işsizlik. İşsizlik gerçeğini gizleyemezsiniz. Meydanlarda Erdoğan’ın hiç dilinden düşürmediği ekonomi, çöküşün eşiğindedir. Kriz dönemlerinde bile işsizliğin bu denli arttığı görülmemiştir. İnsani olmayan koşullar altında, sömürülerek çalışmak ve yaşamak bizlere reva görülemez. Direnen metal işçisinin yanındayız Bursa’da metal işçilerinin direnişi dalga dalga büyüyor. Direnen binlerce işçi kardeşi-

mizi yürekten selamlıyoruz. Düşmanımız birdir. Unutmayın ki; bu ülkede sadece ve sadece işçi sınıfının çıkarları için mücadele eden devrimci gençler olarak yanınızdayız. Asla yalnız değilsiniz. Erdoğan korkularında haklıdır Erdoğan, Mısır’da Mursi’ye idam cezası verilmesinin ardından benim de akıbetim böyle olursa diye büyük korkulara kapıldı. Korkularında haklıdır. Evrensel hukuk gereği elbette ki idam edilmeyeceksin ve edilmemelisin de. Ancak bütün bir halkın önünde hesap verecek-

sin Erdoğan. Biz gençlerin geleceğinden, kadınların hayatından ve işçilerin cebinden çaldığın her bir kuruş için. Yargılanacaksın! Milli irade tarafından yargılanacaksın! Emekçi Hareket Partisi Gençliği


12

LISENIN GUNDEMI 19 Mayıs 2015

Cizre’de polis çocuğu vurdu

Şırnak Cizre’de 8 yaşındaki bir çocuk polis tarafından vuruldu. Polisler “taş attıkları” bahanesiyle çocukların üzerine gaz bombası atıp, plastik mermi sıktı. Atılan plastik mermilerden biri 8 yaşındaki M.A. isimli çocuğun gözünden yaralandı. Şırnak’ın Cizre ilçesinin Yafes Mahallesi’nde çevre yolu yakınında boş bir alanda misket oynayan çocuklara polis tarafından plastik mermi ile ateş açıldı. Yaralan M.A. çevrede bulunan yurttaşlar tarafından Cizre Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındığı ve durumunun ciddiyetini koruduğu belirtildi. Eğitim

Duman beklerken, Davutoğlu

Ankara Yenimahalle Yahyalar Mehmet Akif Ersoy Anadolu Lisesinde 150 lise öğrencisi etkinlikte Duman Konseri olacağı söylenerek AKP Etkinliğine götürüldü. Etkinliğe katılanlar arasında Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de katıldı. AKP gençlik kollarının yaptığı “Gençlik Buluşması”na götürüldü. Yaşananları anlatan bir öğrenci, AKP etkinliğine gidip de kandırıldığını anlayan ve geri dönmek isteyen öğrencilerin güvenlikler tarafından engellendiğini belirtti. Eğitim

Okullarda AKP sofrası

AKP’nin mv. adayları, Bartın Gazi Ortaokulu’nun aile birliği üyeleriyle okulda yapılan toplantıda bir araya geldi. Adaylar, bu kahvaltılı toplantıda AKP için oy istedi. Genel seçimlere bir ay kala AKP’nin milletvekili adaylarının okul propagandaları faaliyetleri sürüyor. Son olarak Bartın’da iki vekil adayının öğrenci velileri ve okul yönetimi ile birlikte kahvaltılı toplantıda bir araya gelmesi tepki çekti. Toplantı, Gazi Ortaokulu’ndaki öğretmenler odasında yapıldı. Bartın adayı Yılmaz Tunç ile Mustafa Yelkenci, Bartın İl MEB Müdürü de katıldı. Eğitim

Uçurtmanın özgürlüğünden korktular 2. Çanakkale Çocuk Bineali’nde sergilenmekte olan “Berkin Elvam ve Uçurtması Berkin Elvan Ölümsüzdür” ifadelerinin geçtiği çalışma nedeniyle Çanakkale Milli Eğitim Bakanlığı bu serginin çocuklar için sakıncalı olduğuna karar verdi. eğitim ece berfin karagöz

Çanakkale’de bu yıl ikincisi düzenlenen Çanakkale Çocuk Bineali ile ilgili Çanakkale Belediyesi’ne İl Milli Eğitim Müdürü Zülküf Memiş adına bir yazı gönderildi. Yazıda ilkokul 3. Sınıf öğrencisi çocukların Bineali izlemesi Pedagojik olarak uygun olmadığı söyledi. Bienaldeki bazı videolardaki “Yaşasın Halkların Kardeşliği”, “Artık bu duruma son vermeliyiz, artık hakkımızı aramalıyız, yürüyün arkadaşlar”’ ve “Ber-

kin ve Uçurtması”, “Berkin Elvan Ölümsüzdür” ifadelerini olumsuz olarak bulduğunu ifade etti. Neler Sakıncalıymış? Zülküf Memiş’in imzasıyla gönderilen yazıda sözde pedagojik olarak “uygun olmayan”ların ne olduğuna da yer verildi. Yazıda, “9 Mayıs 2015 tarihinde açılışı yapılan Bienal sergisine katıldığımızda 1’inci katta ‘Barış Yapan Parkalar’ videosunda ‘Yaşasın Halkların Kardeşliği’ ifadesi, yine 1’inci kattaki video odasında

Öğretmen şiddeti her yerde var Elazığ’da bir öğretmen, öğrenci ödev şiirini ezberlemediği için öğrencilerini sopayla dövdü, hastanelik ettiği öğrencisi için “Hepsini dövdüm, o hassasmış” savunması yaptı. Elazığ’ın Ağın ilçesindeki Öğretmen Abdullah Lütfi İlkokulu’nda sınıf öğretmeni olan Büşra Yakınoğlu 4. sınıf öğrencisi Elif Karaoğlu’nu ödev şiirini ezberleyemediği gerekçesiyle dövdü. 24 Nisan’da öğretmenin sopayla dövdüğü öğrencinin ellerinde çizik, morluk ve şişlik oluştu. Bunu üzerine öğretmen kendisini arayan öğrenci velisine “Senin

kızın hassas ben hepsini dövdüm. Senin kızın hassas olabilir” dedi ve dayağın sadece hastanelik olan Elif Karaoğlu’ndan ibaret olmadığı anlaşıldı. Aile ise bunu üzerine hastaneden rapor alarak şikayetçi oldu. Şikayet üzerine aynı zamanda dayakçı öğretmenin eşi olan Ağın Kaymakamı Fatih Yakınoğlu soruşturma başlattı. Yakınoğlu, eşi hakkındaki soruşturma henüz başlama aşamasında olmasına karşın “Öğrencinin herhangi bir kırığı ve çatlağı mevcut olmayıp, sadece basit bir tıbbi müdahale öngörülmüştür. Herhangi bir ‘iş göremez’ raporu yoktur” açıklaması yaptı. Eğitim

Ali Demir’e denetim kalktı

Öğretmenler kadro istiyor

İşi olmayan öğretmen AKP mitingine Ataması yapılmayan öğretmenler Ankara’da buluştu. MEB’e yapacakları yürüyüş polis tarafından engellenen öğretmenler KPSS kitaplarını ve diplomalarını yırttı, kadro taleplerini dile getirdi. Ankara Kurtuluş Parkı’nda bir araya gelen bine yakın öğretmen önce Sakarya Meydanı’na yürüdü. Öğretmenlerin bakanlık yürüyüşünün önü polis barikatıyla kesildi. Polis, öğretmenlerin yürüyüşüne herhangi bir gerekçe sunmaksızın izin vermeyeceğini söyledi. Öğretmenler, güvencesiz çalışma dayatmalarına ve işsizlik sorununu okul ve tabut maketleriyle dillendirdi. Eğitim

‘Teneffüs’ videosunda ayağa kalkan genç ‘Artık bu duruma son vermeliyiz, artık hakkımızı aramalıyız, yürüyün arkadaşlar’ sözleri, 2’nci katta Deniz Ocal Stop Motion Atölyesi Videosunda ‘Berkin ve Uçurtması, Berkin Elvan Ölümsüzdür’ yazısı ilkokul üçüncü sınıf öğrencilerinin pedegojik olarak yaş gruplarına uygun olmadığından öğrencilerimizin bienal sergisini gezmeleri uygun görülmemektedir” dendi. Yazıda ayrıca, çıkarıldığı takdirde, bienal sergisini gezmelerine izin verilecektir” denildi.

Çorum Alaca İlçe Milli Eğitim Müdürü Hürrem Dursun’un imzası ile okul müdürlüklerine gönderilen yazıda, “Cumhuriyet Meydanı’nda Adalet Bakanımız Bekir Bozdağ’ın katılımı ile gerçekleştirilecek olan toplu açılış törenine tüm okul müdürlerimizin ve dersi olmayan öğretmenlerimizin katılımının sağlanmasının rica ederim” denildi. Eğitim-Sen Çorum Şubesi konu ile ilgili şu açıklamayı yaptı: Geçtiğimiz günlerde Ankara`da lise öğrencilerine Duman konserine gidecekleri söylenerek AKP mitingine götürülmelerinin ardından şimdi de Çorum`da öğrencilerin AKP mitingine götürülmek istendiği ortaya çıktı. İktidar ve uzantıları öğrenci ve öğretmenleri kendi çıkarları için kullanmaktan derhal vazgeçmelidir. Eğitim

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, 2010’daki KPSS’de usulsüzlük iddialarına ilişkin soruşturması kapsamında, şüphelilerden eski ÖSYM Başkanı Ali Demir’e getirilen adli kontrol şartları, itiraz üzerine kaldırıldı. Demir’in avukatlarının, müvekkillerine getirilen yurtdışına çıkış yasağı ile ayda bir gün karakola imza şartının kaldırılması için yaptığı itiraz, Ankara 4. Sulh Ceza Hakimi Ramazan Kanmaz

tarafından karara bağlandı. Hakim Kanmaz, yaptığı inceleme sonucunda, itirazı kabul ederek, Demir hakkındaki adli kontrol şartlarının kaldırılmasına karar verdi. Kararda, Demir’in sabit ikametgah sahibi olması, delil durumu ve kaçma şüphesi bulunduğuna ilişkin bir bilgi ve belge bulunmaması karşısında yurtdışına çıkış ve karakola imza şartlarının kaldırılmasına hükmedildiği belirtildi.Eğitim


DUNYA

13

19 Mayıs 2015

Mursi ve 106 kişi idama mahkum edildi

3 Temmuz’da gerçekleştirilen askeri darbeyle görevine son verilen Eski Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi devletin gizli bilgilerini sızdırmak suçlamasıyla idama mahkum edildi. Mursi ile birlikte Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Karadavi’nin de aralarında bulunduğu 106 kişi hakkında idam kararı verildi. Dünya Rıfat çapar

Eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi yargılandığı 2 davada kararlar açıklandı. Mursi’nin “casusluk” ve “hapishaneler baskını” davalarının duruşması için Kahire’deki Polis Akademisi çevresinde erken saatlerden itibaren yoğun güvenlik önlemleri alındı. Güvenlik güçlerinin mahkemenin ana giriş kapısına ulaşılmasını engellemek için demir bariyerler koyduğu ve akredite olan basın mensuplarının da cep telefonlarını teslim ettikten sonra içeri girmelerine izin verildi. Sanıkların duruşma salonunda yerini almasının ardından duruşma-

ya geçildi. Mahkeme, “hapishaneler baskını” davası kapsamında, Mursi ile Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusuf el-Karadavi’nin de aralarında bulunduğu 106 kişinin dosyasını, haklarındaki idam kararıyla ilgili görüş alınması için müftülüğe gönderdi.

İlk duruşması 28 Ocak 2014’te yapılan davada, Mursi ve diğer sanıkların Ocak 2011’deki devrim sırasında “Gazze’den sızan yüzlerce kişi tarafından pek çok hapishaneye baskın düzenlenerek Vadi’nNatrun Hapishanesi’nden kaçtığı iddia ediliyor.

HAPİSHANLER BASKINI Ülkede “Vadi’n-Natrun Hapishanesi Olayı” olarak da bilinen “hapishaneler baskını” davasında, 106’sı firari ve 25’i tutuklu 131 sanık, 25 Ocak 2011’de Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in devrilmesiyle sonuçlanan halk ayaklanmasında, “11 hapishane ve karakola saldırarak, 3 subayı kaçırmakla” suçlanıyor.

CASUSLUK DAVASI “Casusluk Davası”nda ise devrimin ardından Cumhurbaşkanı seçilen Muhammed Mursi ve 35 kişi, “Devletin çıkarlarına zarar vermek amacıyla Hamas, Lübnan’daki Hizbullah örgütü, İran Devrim Muhafızları’yla suç amaçlı iş birliği ve casusluk yaptıkları” öne sürülüyor.

Sanıklar ayrıca Mısır Bakanlar Kurulu’nun Aralık 2013’teki İhvan’ı “terör örgütü” olarak ilan etme kararına binaen “terör örgütüne mensup olmakla” suçlanıyor. Bu davadaki 36 sanıktan 22’si tutuklu, 14’ü ise gıyaben yargılanıyor. İTTİHADİYE OLAYLARI Eski Cumhurbaşkanı MuhammedMursi ve beraberinde 12 sanık, kamuoyunda “İttihadiyye olayları” adıyla bilinen, “5 Aralık 2012’de Cumhurbaşkanlığı Sarayı önünde protestocuların ölümüyle sonuçlanan şiddet olaylarını teşvik” suçlamasıyla açılan davanın 21 Nisan’da görülen duruşmasında, yirmişer yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

Şili sokakta: 2 öğrenci katledildi Şili’de yüz binlerce öğrenci ve eğitim emekçisi, nitelikli ve parasız eğitim için sokaklara çıktı. Valparaiso kentinde kitlenin üzerine ateş açılarak iki öğrenci katledildi. Şili Öğrenciler Konfederasyonu’nun nitelikli ve parasız eğitim için düzenlediği eylemlere yüz binlerce kişi katılırken 2 öğrenci açılan ateş sonucu hayatını kaybetti. Santiago’da sokağa çıkan eğitim emekçileri ve öğrenciler, La Moneda’ya yürüyerek taleplerinin kabul edilmesini istedi.Polisle kitle arasında çatışmalar yaşanırken

saldırılar sonucunda çok sayıda öğrencinin yaralandığı ve gözaltına alındığı belirtildi. Valparaiso’da yapılan eylemde ise en az iki öğrenci katledildi. Exequiel Borvaran Salinas ve Diego Guzman Farias adındaki öğrencilerin, evinin duvarına yazılama yapılması istemeyen bir ev sahibi tarafından öldürüldüğü iddia edildi. Diğer yandan kitlelerin öfkesinden korkan Şili İçişleri ve Kamu Güvenliği Bakanı Jorge Burgos ise öğrencilerin öldürülmesini kınayarak olayla polisin alakasının bulunmadığını” iddia etti. DÜNYA

sosyal danışmanlar da katıldı. Özellikle çalışan anneler, yine çocuklarını bırakacak bir bakıcı bulmakta büyük zorluklarla karşılaşacak. Verdi’nin açıklamasına göre uyarı grevlerine şimdiye kadar Almanya çapında 20 bin dolayında eğitmen katıldı. Sendika, 240 bin eğitmen ve sosyal danışman için ücretlendirme derecelerinin yükseltilmesini talep ediyor. DÜNYA

Yunanistan

Eğitimi protesto ettiler

Yunanistan’da yüzlerce kişi, parlamento binası önünde toplanarak üniversitelerde yüzde 80’lere varan bütçe kesintilerini protesto etti. Yunanistan’ın başkenti Atina’da çoğunluğu öğretim görevlilerinden oluşan yaklaşık 400 kişi, parlamento binası önünde toplanarak Eğitim Bakanı Aristidis Baltas’ın bütçe kesintilerini de içeren eğitim reformunu protesto etti. Parlamento binası önünde bir araya gelen emekçiler ve üniversite öğrencileri, bütçe kesintilerinin eğitim kalitesini daha da düşüreceğine ve eğitim sisteminin 40 yıl geriye gideceğine dikkat çekti.Atina Üniversitesi öğretim görevlilerinden Profesör Tanos Veremis, reform ile Yunanistan’ın Avrupa eğitim sisteminden giderek daha da uzaklaştığını söyledi. DÜNYA

ABD

İdam kararı

ABD’nin Boston kentinde, 15 Nisan 2013’te yapılan Boston Maratonu’na, bombalı saldırı düzenleyen Çeçen asıllı kardeşlerden Dzhokhar Tsarnaev, ölüm cezasına çarptırıldı. 15 Nisan 2013 tarihindeki Boston Maratonu’nun bitiş çizgisine patlayıcı yerleştirerek 3 kişinin ölümüne, 260 kişinin de yaralanmasına neden olan Tsarnaev kardeşlerin küçüğü Dzhokhar Tsarnaev’in idamına karar verildi. Boston’da jüri önüne çıkarılan Dzhokhar Tsarnaev’in, zehirli iğneyle idam edilmesine karar verildi. Saldırının yaşandığı tarihte 19 yaşında olan ve saldırının asıl sorumlusunun abisi Tamerlane Tsarnaev olduğu iddia edilen Dzhokhar Tsarnaev’in avukatlarının, kararla ilgili temyiz sürecini başlatması bekleniyor. DÜNYA

Nijerya

Almanya’da grevler peş peşe

Geçen hafta boyunca süren makinistlerin grevinden sonra bu hafta da eğitmen ve sosyal danışmanların grevi, halkın gündelik ve iş yaşamını epeyce aksatacak. Almanya çapında geçen cuma günü uyarı grevine giden anaokullarında görevli eğitmenler, bu hafta içinde de grevi sürdürecek. Eğitmenlerin grevine gençlik dairelerinde görevli

Dünya Turu

Boko Haram yine katletti

Fabrika yangınında 72 işçi öldü

Filipinler’de bütün camları demir parmaklıklarla çevrili bir lastik terlik fabrikasında çıkan yangında 72 işçi öldü. Yangın, Valenzuela bölgesinde terlik üretimi yapan iki katlı Kentex fabrikasında meydana geldi. Valenzuela Belediye Başkanı Rexlon Gatchalian, yoğun duman tabakası ve alevler arasında sıkı-

şan kayıp işçiler için umutlarının sürdüğünü, ancak ölü sayısının artmasından endişe ettiklerini belirtti. İtfaiye yetkilisi Sergio Soriano Jr. 72 işçinin yaşamını yitirdiğini açıkladı.Fabrikanın bütün camlarının demir parmaklıklarla çevrili olduğu, içeridekilerin bu yüzden kaçamadıkları belirtiliyor. DÜNYA

Boko Haram’ın Nijerya’nın kuzeydoğusundaki iki köyde 55 kişiyi öldürdüğü açıklandı. Boko Haram’ın Nijerya’nın Borno eyaletindeki Maiduguri kentinde bulunan iki köyde katliam yaptığı açıklandı. Militanların, ülkenin kuzeydoğusundaki Bale ve Kayamla köylerinde 55 kişiyi öldürdüğü bildirildi. Presstv’de yer alan habere göre, köy baskınları sonucu Kayamla’da en az 30 kişi hayatını kaybederken, Bale’de 25 kişi yaşamını yitirdi. Bale sakinlerinden Hüseyini Ari, köyde ölen kişi sayısını doğrularken, baskın sonucu yaralıların da olduğunu söyledi. Kayamla’da yaşayan İbrahim Sidi ise, “Militanlar Kayamla’ya akşam 6 buçuk gibi geldiler ve her yere ateş açıp bomba attılar” sözleriyle yaşananları anlattı. DÜNYA


YAKLASIMLAR

14

19 Mayıs 2015

Taksim Gezi Parkı tarihçesi Mustafa Cevdet Arslan yazdı

Gezi Direnişi’nin yıldönününe yaklaşırken Taksim Gezi Parkı’nın son halini nasıl aldığını inceliyoruz. Mustafa Cevdet Arslan, Gezi Parkı’nın yıllar süren mücadelesini Gezi Direnişi’ne kadar anlatıyor ve hafızaların tazelemesine yardımcı oluyor.

Türkiye tarihinde büyük başkaldırının simgesi olan Taksim Gezi Parkı İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde bir şehir parkıdır. Taksim Meydanı ile Elmadağ arasında bulunan bu park İstanbul’un Cumhuriyet döneminde yapılmış ilk parkıdır ve bitişiğindeki Taksim Meydanı ise, İstanbul’da meydan olarak tasarlanmış ilk meydandır. Gezi Parkı’nın hikayesi, bulunduğu yere 1806 yılında Taksim Topçu Kışlası’nın yapılmasıyla başladı. Kışla 31 Mart Ayaklanmasına (1909) şahit oldu. Ayaklanma Sultan II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesiyle son buldu. Kışla ayaklanma sırasında çok hasar gördü ve daha sonraki yıllarda parasızlıktan ve bakımsızlıktan yıkılmaya yüz tuttu. Kışla’nın avlusu 1921-1940 yılları arasında futbol sahası olarak da kullanıldı. Elimizde yapının özgün mimarisine ilişkin ayrıntılı bilgi ve belge yoktur. 1939’da yapılan İstanbul imar planına göre Gezi Parkı Taksim’den Nişantaşı’na kadar uzanan 30 hektarlık yeşil alanın başlangıç noktası kabul edildi. İmar planını yapan Fransız mimar, plancı Henri Prost bu alanı ilerde kent kalabalıklaşsa da temiz hava sağlayacak bir alan olarak öngörmüştü. Planın gereği olarak dönemin vali ve belediye başkanı Lütfi Kırdar’ın talebiyle kışlanın harabeleri temizlendi ve sınırlı mali olanaklarla yerine güzel bir park yapıldı.

Parkın Divan Oteli’nin arka tarafına düşen, daha az bilinen bir parçası daha vardır. Burası Surp Agop Ermeni Mezarlığıydı. Parkın bu iki parçası Asker Ocağı Caddesi üzerinden geçen (2013 yılında Taksim Yayalaştırma Projesi kapsamında yıktırılan) zarif bir yaya köprüsüyle birbirine bağlıydı. 1950’den sonraki yıllarda Henri Prost’un planındaki 30 hektarlık yeşil alan parça parça yağmalanarak betonlaştırıldı. Yıllar sonra, neo-liberal politikalar elde kalan bu son, küçük yeşil alana da göz dikti. Bölgenin bu tek deprem toplanma alanı olan Gezi Parkı’na kışla görünümlü AVMRezidans yapılacağı dönemin başbakanı tarafından ilan edildi. Halka itiraz hakkı bile tanınmadı. Park ve civarını yok etme çalışmaları 2010 yılında başlamıştı. Bu çalışmalar Taksim’in kültürel dokusunu yok ederek ticari bir merkez haline getirmeyi ve Taksim Meydanı’nı insansızlaştırmayı amaçlıyordu. Hükümetin kamu aleyhine aldığı bu kararı protesto eden semt dernekleri, meslek odaları, partiler ve sendikaların bir araya gelmesiyle Taksim Dayanışması doğdu. Kasım 2012’de Taksim’de inşaat perdeleri ortaya çıkınca, bugün artık yerinde olmayan Taksim Postanesi önünde 2.000 kişilik bir protestoyla imza kampanyası başlatıldı. 32 gün boyunca “Taksim Nöbeti” adı altında

İstanbul’un 1 Mayıs Meydanı olarak da bilinen Taksim Cumhuriyet Meydanı’nda yaklaşık 50.000 imza toplandı. Bu imzaların yardımıyla Taksim Kışla Projesi II No’lu Koruma Kurulu tarafından reddedildi. Dönemin başbakanı illegal bir şekilde, kendi özel yetki alanı olarak gördüğü kışla projesi konusundaki en yetkili, bilimsel kurul kararına “Reddi reddeceğiz” diye cevap verdi. Kendisine bağlı “Yüksek Kurul”, II No’lu Koruma Kurulu’nun kararını reddettiğini açıkladı. Bu danışıklı döğüşe karşı çeşitli gruplardan oluşan halk kitlesi Taksim’de nöbete devam etti ve “Halkın cevabı Taksim Gezi Parkı Derneği’ni kurmak olmuştur” açıklaması ile dernek kuruldu. Dernek, Kışla Projesi’nin muhatabı Kültür ve Turizm Bakanlığı’na yürütmeyi durdurma istemli bir dava açtı. Taksim Gezi Parkı Festivali için tüm İstanbul’a “Ayağa Kalk” sloganıyla çağrı yapıldı. Yaklaşık 40.000 insan çağrıya uyarak 13 Nisan 2013’de parkta toplandı. Parkın yok edilmesine karşı süregelen protestolara destek veren çeşitli sanatçı ve gruplarla şarkılar söylendi. O gün orada olanlar, kepçeler parka girmeye kalktığında parka gelip yıkıma karşı duracaklarına söz verdiler. Bu süre içinde toplam imza sayısı yüzbini geçti. 27 Mayıs 2013 tarihinde parka girmeye teşebbüs eden kepçeler,

SOMA

dernek üyeleri ve diğer yaşam savunucuları tarafından durduruldu. Festivalde parkı korumaya söz veren insanlar Taksim’e gelmeye başladı. Polisin sürekli saldırıları karşısında dağılıp yeniden toplanan ve parkı korumaktan vazgeçmeyen binlerce direnişçi tüm dünyanın dikkatini Gezi Parkı’na çevirmesine neden oldu. Saldırıları sürdüren dönemin başbakanı direnişin büyümesine sebep oldu. Parkın park olarak kalmasını isteyen, dünyaya örnek olan bu barışçıl direnişe sadece şiddetle yanıt veren hükümete karşı milyonlarca insan ayağa kalktı ve direniş 31 Mayıs - 1 Haziran 2013’te tüm yurda yayıldı. Farklı siyasi görüş ve yönelimlerden onbinlerce insan parkın içinde, milyonlarcası da Gezi etrafında birleşerek tüm dünyaya ilham veren bir dayanışma ve paylaşım ortamı yarattı. Halkın “Ayağa Kalk”masında hükümet kendi sorumluluğunu asla kabul etmedi. Giderek sertleşen ve halkı dikkate almamakta direnen politikalar hedef gözetilerek öldürülen sekiz gençle birlikte on dört canın yitmesine, onlarca insanın sakat kalmasına, yüzlercesinin yaralanmasına, on binlercesine meydan dayağı atılmasına ve bir o kadarının gözaltına alınmasına sebep oldu. Halkın taleplerini dinlemek yerine şiddet, gözdağı ve bastırma yoluna giden hükümet bu tavrını inatla devam ettirdi. Tüm bunlara rağmen Gezi Parkı yıkılamaz bir anıt park olarak hala yaşıyor. Cinsiyet, ırk, din ya da ideoloji ayrımı yapmadan herkesin özgür nefes alma hakkına hizmet etmeye devam ediyor.

Felaket yaşandı orada. Kimi fîtrat dedi , kimi kader. Önlemleri almayanları akladılar birer birer. Ne kaderdi ; ne fîtrat. katliamdı katliam. Sorulacak hesapları sorumlulardan. Kimse susturamayacak aileleri. Hesap verecekler birer birer. Ne kaderdi ; ne fîtrat. Katliamdı katliam. Ağlayan aileleri gördüm somada. Dayanamayıp bayılanları. Tek dertleri vardı katiller yargılansın. Ne kaderdi ; ne fîtrat. Katliamdı katliam. Aileleri görünce dayanamadım. Ağlamamak için zor tuttum kendimi. Boğazıma düğümlendi kelimeler. Hiç birşey söyleyemedim. Ne kaderdi ; ne fîtrat. Katliamdı katliam. Soma’da gördük eksikleri. Ermenekte anladık madenlerin durumunu. Ne denetleyen vardı ; ne denetlenen. Patronları aklamaya geldi sorumlular. Ne kaderdi ; ne fîtrat. katliamdı katliam. Soma’dan ermenek’ten öncede vardı işçi cinayetleri. İki’şer üç’er ölüyordu işçiler. Medya üzerini kapatıyordu birer birer. Önlemleri almıyordu yetkililer. Ne kaderdi ; ne fîtrat. Katliamdı katliam.

Geçtiğimiz haftalarda Soma Katliamı’nın yıldönümü ve davasının başlamasıyla birlikte onlarca eylem yapıldı. Hepimiz tekrar o günleri ve o günlerde yapılan açıklamaları hatırladık. Mehmet Tapan, Soma’da tüm yaşananları bir şiirle anlatıyor.

Maaşlarını patronlar ödüyormuş meğer. Kanunları patron soylüyormuş. Patron ne derse o oluyormuş. İşçiler ölünce öğrebdik gerçekleri. Ne kaderdi ; ne fîtrat. Katliamdı katliam. Tapan’ım ağlayamam durduk yere. Yalandan acılarını paylaşamam. Gerçekleri söylemekten kaçamam. Tek gerçek var ERMENEK’te SOMA’da. Ne kaderdi ; ne fîtrat. Katliamdı katliam.

İyi Kötü Çirkin ELİF KARAN

İyi

Ahmet İnsel Hürriyet

İnsel HDP il örgütlerinde patlayan bombalarla AKP’nin neler hedeflediğini ve toplumun nasıl bir sorumluluğu olduğunu hatırlatıyor: “Bu provokasyonun yegâne amacı var: Bugüne kadar HDP’ye veya onun öncülü partilere hiç oy vermemiş, ama bu seçimde HDP’ye oy vermeye hazırlanan seçmenleri HDP’ye atfedilecek sokak şiddeti görüntüleriyle ürkütmek. Sandık başında ellerinin HDP’ye oy vermeye gitmesini engellemek. Bu bombalar, HDP yüzde 10 barajını geçemesin diye konmuş bombalardır. Bu anlamda bu bombalar, HDP’nin hak ettiği milletvekillerine el koymayı amaçlayanların güdümlü bombalarıdır. HDP’nin, AKP’nin ve onun şefinin sınırsız güç ve iktidar hırsına karşı yükselen en büyük engel olması nedeniyle konmuş bombalardır bunlar.

Kötü

Etyen Mahçupyan Akşam

Mahçupyan’a göre Türkiye ekonomisinin tek sorunu kriz değil, kötü niyetli yorumlar: “Kısacası dış yatırımlar açısından cazibesini koruduğu sürece Türkiye’nin önü açık. Dolayısıyla siyasetin temel ‘işi’ söz konusu yatırımların kesintisiz biçimde akmasını sağlamak üzere ‘davetkâr’ bir zemin üretmeleri. Eğer temel göstergeleriniz bütçede ve banka sisteminde olduğu gibi sağlamsa, eğer aynı zamanda çok dinamik ve girişimci bir yeni piyasa üretme yeteneğiniz varsa, eğer tüketim kapasiteniz de orta sınıfın yüzde kırka gelmesinin gösterdiği üzere bu üretimi kaliteli hale getirme potansiyeli ima ediyorsa daha ne istersiniz? Türkiye bunların hepsine sahip… Tek yapacağınız istikrar beklentisini sağlam tutmaktan ibaret.”

Çirkin

Gülay Göktürk Akşam

Göktürk, Mursi’nin idamı ardından, toplumu AKP’ye oy vermeye ikna etmek için ölümle ve darbe ile tehdit etmeyi ihmal etmiyor. Sol muhalefeti eleştiren Göktürk halkı sopayla terbiye etmeye çalışıyor: “Herkes bilsin ki, 7 Haziran seçimi Mısır’da Mursi ve arkadaşları için kurulan idam sehpalarının gölgesinde yapılacak. Oy verme kabinine giren muhafazakârların kulaklarında, anlı şanlı kalemlerin “seçimle olmayacağı anlaşılmışsa başka yollara başvurmanın meşruiyeti” üzerine yazdıkları çınlayacak. Beyaz Türkler ve beyaz dünya, Türkiye’nin mazlumlarına demokrasiyi hak görmedikçe, seçimler muhafazakârlar için varoluşsal bir mücadele olmaya, AK Parti de kazanmaya devam edecek”

elif karan

günlüğü

Metal işçisinin direnişi tüm toplumu ayağa kaldırdı. Günlerce TT’de kaldı. Halk Bursa’dan gelecek kazanım haberlerini bekliyor. @Abdocan_Comert herşeyden umudunu kaybetmeye başladığın anda Gezi göz kırpıyor, #renoİşçileriDireniyor @kalemderi_ Ülkeyi şirket yönetir gibi yönetme gayesindeki saltanat meraklısına da böyle tek ses tek yürek olup direnmek gerek. #RenoİscileriDireniyor @sokakharekati Emek için direnmezsen, ekmek için dilenirsin! #RenoİşçileriDireniyor @BirlesikMetal çarklar durdu, “Hava döndü işçiden esiyor yel” Mücadele tüm kararlılığı ile devam ediyor #RenoİscileriDireniyor” @atmiolsam Metal iscilerinden rica: araclarinizdaki renault amblemine siyah bant cekin. V/ @metalmib #RenoDireniyor #RenoİscileriDireniyor @hipernova1987 uclakdenklemi retweetledi: MetalİşçileriBirliği Organize sanayi hiç bu kadar ORGANİZE olmamıştı! #RenoDireniyor #RenoİscileriDireniyor


15

KULTUR-SANAT 19 Mayıs 2015

Cannes kadınlarla başladı

Fransa’nın Cannes kentinde yapılan Cannes Film Festivali, bu yıl 27 yıl aradan sonra ilk kez kadın bir yönetmenin filmiyle perdelerini açtı. Geçtiğimiz yıl festival direktörü kadınların filmlerine neredeyse hiç yer vermediği için eleştiri oklarının hedefi olmuştu.

1944 yılında Gaslight filmi ile ilk Oscar’ını kazanan tiyatro ve sinema oyuncusu Bergman festivalin bu seneki yüzü

mış fakat Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye almamış kişilere takCannes film festivali, kırmı- dim edilen Onur Ödülü bu yıl Franzı halısı, özel gösterimleri ile sız yönetmen ve fotoğraf sanatçısı bu yıl 68. kez seyircisi ile buluştu. Agnès Varda’ya verilecek. Festival, başrolünü Fransız oyuncu Catherine Deneuve’un oynadığı Küçük prens seyircisi ile buluşuyor Emmanuelle Bercot’un “La Tete Haute” filminin gösterimiyle açıldı. Fransız yazar Antoine de Saint Cannes 1987’de tarihinde ilk kez Exupéry’nin kaleme aldığı Küçük kadın yönetmen Diane Kurys’un Prens’in, Mark Osborne imzalı siMan in Love filmiyle açılmış ve o nema uyarlaması festivalin yarışma tarihten itibaren festivalin açılış film dışı bölümünde gösterilecek. seçkisinde kadın yönetmenlerin filmlerine yer verilmemişti. Türkiyeli yönetmenlerde yarışıyor Altın Palmiye için ana temada 19 83 film ödüller için yarışacak filmin yarışacağı Cannes da bu yıl 24 Mayıs’ta düzenlenecek ödül tö- 2 Türk yönetmen yer alıyor. Ziya reniyle son bulacak olan festivalde Demirel kısa metraj dalında “Salı” 19 film Altın Palmiye için yarışa- ile Deniz Gamze Ergüven ise “Yöcak. Toplamda 83 filmin yarışacağı netmenlerin 15 Günü” adlı paralel festivalin jürisinde Fransız oyuncu seçkide Fransız yapımı “Mustang” Sophie Marceau, Kanadalı sinemacı isimli filmiyle festivalde ödül araXavier Dolan, İngiliz oyuncu Sienna yacak. Cannes film festivali büyük Miller, Meksikalı yönetmen Guiller- ödülü Altın Palmiye Yılmaz Güney mo del Toro, İspanyol oyuncu Rossy tarafından Yol filmi ile alınmış, arde Palma, Malili şarkıcı Rokia Tra- dından Nuri Bilge Ceylan iki kez ore ile Amerikalı aktör Jake Gyllen- ödülü alarak festivale damgasını haal yer alıyor. Jüriye bu yıl ünlü vurmuştu. yönetmen kardeşler Joel ve Ethan Önemli bir sinema pazarı Coen başkanlık ediyor. Festival dolayısıyla dünya sinemasıOnur ödülü de bir kadın yönetmene nın önemli yıldızları Cannes kentiCannes Film Festivali Onur Ödülü ne akın ederken, festival sarayında ilk kez bir kadın yönetmene verile- kurulacak sinema pazarıyla binlerce cek. Her yıl, önemli eserlere imza at- film görücüye çıkacak. Bütçesi yakkültür - sanat elif karan

laşık 20 milyon avro olan Cannes Film Festivali, Cannes ve çevresine bütçesinin üç katından fazla gelir sağlıyor. Ancak bu bütçe neredeyse 4’e katlayarak Cannes ve çevresine 72 milyon avroluk gelir getiriyor. Avrupa sinemasının kalesi haline geldi Festivalin çıkışı 1930’ların sonunda Philippe Erlanger’in o zaman Fransa Eğitim ve Güzel Sanatlar Bakanı olan Jean Zay’den isteği ve Zay’in Venedik Film Festival’ine rakip olabilecek uluslararası kültürel bir organizasyon kurmaya olan arzusuna dayanmaktadır. Ancak festivale 1968’de Carlos Saura, Miloš Forman gibi bazı yönetmenlerin filmlerini yarışmadan çekmesi, 18 Mayıs’ta ise film yapımcısı Louis Malle bir grup yönetmen ile birlikte Festival Sarayı’nın büyük salonunu ele geçirmesi, gösterimleri Fransa’daki öğrenciler ve grev yapan işçilerle birlik ve Fransız Sinematekin başkanının tahliyesi için durdurması damgasını vurdu. Sinemacılar başkanın haklarının iade edilmesini sağladılar ve aynı yıl Film Yönetmenleri Derneği’ni kurdular. 1969’da dernek, Pierre-Henri Deleau öncülüğünde festivalin yarışma dışı bölümü olan ve dünyanın dört bir yanından bir film seçkisi sunan Yönetmenlerin 15 Günü’nü başlattı.

Carol | Todd HAYNES

Chronic | Michel FRANCO

Il racconto dei racconti (Tale of Tales) | Matteo GARRONE

Post-apokaliptik türünün yaratıcısı ve efsanevi “Mad Max” filmlerinin ardındaki usta yönetmen George Miller’ın bir kez daha yönetmen koltuğunda oturduğu Mad Max: Fury Road geri dönüyor! Charlize Theron ve Tom Hardy’nin rol aldığı film, serinin dördüncü bölümü. Fury Road geleceğin dünyasında futuristik çizgisiyle dikkat çeken film set tasarımı ile göz doldurdu bile.

Azem 2: Cin Garezi Yönetmen: Erdinç Kazımoğlu Oyuncular: Murat Bülent Atacan, Ceren Gündoğdu, İzzet Lüleci Tür: Korku , Gerilim

Bir baba ve kızın tüyler ürperten hikâyesine tanık olacaksınız. yönetmen koltuğunda Erdinç Kazımoğlu’nun oturduğu serinin 2. filmi olan Cin Garezi, yaşanan ve yüzleşmekten korktuğumuz korku dolu olayların peşine düşüyor. Azem bu sefer Sakarya’da, olayların yaşandığı köyde, olayların yaşandığı evde! Bir baba ve kızın tüyler ürperten hikayesine tanık olacağız.

Aşk Uğruna Yönetmen: Saul Dibb Oyuncular: Michelle Williams, Kristin Scott Thomas, Matthias Schoenaerts Tür: Savaş filmi , Dram

Macbeth | Justin KURZEL

Newyork’tan Frida geçti Son 10 yılda New York’ta Frida Kahlo’ya adanmış ilk sergi, Bronx’taki New York Botanik Bahçesi’nde açıldı. Kahlo’nun az sergilenmiş resimleri ve kağıt üzerine çalışmalarının yer aldığı sergide, sanatçının dikenli kolyeli ve sinek kuşlu otoportresi de sergilenen eserler arasında bulunuyor. New York Botanik Bahçesi’nin kütüphane bölümünde sergilenen Kahlo’nun resimlerinin dışında, Sera bölümünde sanatçının Meksiko’da yaşadığı “Mavi Ev”deki stüdyosu ve kendi yaptığı bahçesinin bir benzeri oluşturuldu.

Mad Max: Fury Road Yönetmen: George Miller Oyuncular: Tom Hardy, Charlize Theron, Zoë Kravitz Tür: Aksiyon, Bilimkurgu

New York’taki serginin açılış gününde, ziyaretçilerin çoğunluğunu kadınların oluşturduğu ve birçoğunun Frida Kahlo gibi saçlarını güllerle süslediği dikkat çekti. Maviye boyanmış duvarlarıyla, birçok çeşitteki çiçek ve bitkiyle New York Botanik Bahçesi’nde sergi için yeniden oluşturulan ev, Frida Kahlo’nun çocukluğunun geçtiği ve eşi ünlü ressam Diego Rivera’yla 1940’larda yaşadığı yer olarak biliniyor. Kahlo ve Rivera, 20. yüzyıl sanatının Meksika’da ve dünyadaki en çarpıcı figürlerinden kabul ediliyor. KÜLTÜR-SANAT

1940 yılında Fransa’da II. Dünya Savaşı’nın ilk işgalleri yaşanmaktadır. Genç ve güzel bir kız olan Lucile Angellier, üvey annesinin evde gözetiminde, savaşta esir düşen babasından haber almak için beklemektedir. Bir yandan Paris’ten gelen savaş mültecileri küçük kasabaya yerleşmeye çalışırken, diğer yandan Alman askerleri kasabalıların evlerini bir bir işgal etmeye başlar. Kırmızı Yönetmen: Yücel Müştekin Oyuncular: Cemal Hünal, Leyla Göksun, Selim Bayraktar TÜR: Dram , Gerilim Yönetmenliğini ve senaristliğini Yücel Müştekin’in üstlendiği film “Kırmızı sadece bir renk değildir” diyerek, kırmızının insan hayatındaki anlamlarını ve yansımalarını beyazperdeye taşıyor. Başrollerde Leyla Göksün ve Cemal Hünal’ın yer aldığı filmin kadrosunda ayrıca Adeliye Yurasli, Ali Balkan Avcı, Bülent Ergün, Yasemin Tunca ve Tayfun Talipoğlu da yer alıyor.

HAFTANIN AJANDASI Flamenko’nun yıldızı geliyor

Karanlıkta diyaloğa var mısın?

Küçük prense kulak verin

Eva Yerbabuena Flamenko Topluluğu, 22 Mayıs’ta İş Sanat’ta unutamayacağınız bir kapanış gösterisi ile sahnede olacak. Çok daha derin ve engin bir Flamenko konseptiyle tüm dünyaya kaygılarını, arzularını, korkularını ve duygularını paylaştığı kendi dans dilini sunacak.

Dünya üzerinde 135 kentte 8 milyondan fazla insana “dokunmuş” olan “Karanlıkta Diyalog”, yeni dönemde de sizlerle... Görme engelli rehberler, sizin dokunarak, koklayarak, tadarak ve duyarak görmenizi sağlayacak ve sizi unutulmaz bir yolculuğa çıkartacaklar.

Dünyanın en çok satan kitabı, Antoine De SaintExupéry’nin “Küçük Prens”inden yola çıkarak Ali Poyrazğolu’nun yazdığı müzikli oyun sahneleniyor. Ali Poyrazoğlu, hem büyüklere hem küçüklere, yüreğin gözüyle görmenin kapılarını aralıyor. 21 Mayıs’ta Trump Gösteri Merkezinde.

ww


Selfie çekince yakalandı İsveç’te cep hırsızın çektiği selfie telefon sahibinin sosyal medya hesabına selfie, telefonun sahibinin sosyal medya hesabına yüklenince yakalandı. Amal Kilisesi papazı,

Gökçek’in kedisi Danıştaydan döndü

Büyükşehir Belediye Meclisi’nin Ankara için logo olarak belirlediği “üç bıyıklı Gülen Ankara Kedisi”ni geçen yıl iptal eden Danıştay, Başkan Gökçek’in düzeltme isteğini ikinci kez reddetti. Melih Gökçek, kararın hukuka aykırı olduğunu öne sürerek dava sürecinde iki kez karar düzeltme istedi. Danıştay 8. Daire, Gökçek’in düzeltme istemini yeniden oy birliğiyle reddetti. Karar, belediyenin üç bıyıklı Gülen Ankara Kedisi’ni artık kesin olarak kullanamayacağı anlamına geliyor. Gökçek ile eski CHP Trabzon Milletvekili, Avukat Rahmi Kumaş arasında yılan hikayesine dönen Ankara’nın amblem ve logo davası 20 yılı devirdi. Gökçek, 1995’te Ankara’nın, “Hitit Güneş Kursu” amblemi yerine Atakule-cami minaresi ve üç yıldızdan oluşan amblemi getirmişti. Kumaş, camili amblemi 8 yılda yetkisizlikten iptal ettirdi. toplum

18SORU MERYEM ÇAPAR öğrenci - ERZİNCAN

Onlar konuşur AKP hayal kurar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın toplu açılış töreni adı altında sürdürdüğü mitinglerinin İzmir ayağında, inşaat çalışmaları sürüyor denilip açılışı yapılan hastane, tek bir çivinin bile çakılmadığı Orman Bakanlığı arazisi çıktı. Böylece, olmayan hastanenin açılışı yapılmış oldu. toplum birsen kaplanseren

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 9 Mayıs Cumartesi günü İzmir mitinginde, “Bayraklı Şehir Hastanesi inşaatı sürüyor” deyip açılışını yaptığı hastane, henüz tek bir çivinin bile çakılmadığı Orman Bakanlığı arazisi çıktı. Hastanenin yapılacağı alana giden CHP İzmir Milletvekili Hülya Güven, “burada yalnızca dağ var” dedi. Orada bir hastane var uzakta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gün geçmiyor ki bir toplu açılış töreninde boy göstermesin. Her biri bir miting havasında geçen toplu açılış törenleriyle halka seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan adeta seçim çalışması yürüten bir partinin genel başkanı gibi, yorumlarına da sebep oluyor. Yine bir toplu açılış töreni çalışması içindeyken, yaptığı açılışların birinin Bayraklı Şehir Hastanesi açılışı olduğunu ve inşaatının sürdüğünü dile getirdi. Fakat ne var ki öyle bir hastane yoktu. İnşaatı sürüyor denilip açılışı yapılan hastane aslında hiç olmamıştı. Çünkü inşaatına başlanıp 2015 yılı sonuna kadar bitirileceği söylenen

hastaneye bir tek çivi dahi çakılmamıştı. Deyim yerindeyse hastanenin yerinde yeller esiyordu. Fakat bu durum, hastanenin açılışının yapılmasına ve tabi bunun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşma yapma, daha doğrusu miting yapmasına engel olamazdı. Kandırmacalar Durum tam anlamıyla bir kandırmacadan ibaretti yani. Ortada açılışı yapılan, hatta inşaatı sürüyor denilen ama olmyan bir hastane binası vardı. Peki esas mesele ne olabilirdi? Aslında herkesin bildiği mesele, yani Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşma ihtiyacını giderecek yolların aranması sırasında geliştirilen toplu açılış törenleri bahanesi. Evet her şey çok açık ve net ortada Cumhurbaşkanımız konuşsun diye onun için hayali bir hastane binası bile inşaa etmek mümkün bu memlekette. işin ilginç tarafı, hiç çekinmemeleri. Kendisi de dahil hiç kimse, önünde konuşmalar yaptığı, kendisini alkışlattırdığı o halkı kandırmaktan çekinmiyor. Bu tamamen “Ben ne dersem inanacaksınız o hastane orada diyorsam oradadır” diye düşünmesinden ileri geliyor.

Hayal gücü Yani orada bir hastane göremiyorsanız suç kimde diye sormayın tabi ki suç sizde. Nasıl olur da Cumhurbaşkanımızın gördüğü ve var dediğini görmezsiniz diye sormazlar mı? Bizlere düşen şey, onun gördüğünü görmek, var dediğine koşulsuz şartsız inanmaktır. İnanmıyorsanız orada bir terslik var demektir. Hayal gücünüzü sınırlıyor olabilirsiniz mesela. Bunun için hayal gücünüzü genişletmenizi emredebilir saygıdeğer Cumhurbaşkanımız ve haklıdır da hayal etmek, olmayanı görmeye çalışmak, var olduğunu düşünmek, onu hissetmek gereklidir bazen. Yani öyledir böyledir efendim yok şöyledir de bilmem ne diye konuşmak kolay, ne demişler, onlar konuşur AKP yapar. Aman canım ne olcak bu sefer de yapmayıversin hayal ediversin çok görmeyin sizler de. Bu seferlik onlar konuşsun AKP hayal kursun işte, çok görmemek lazım bazı şeyleri. Herkesin hayal kurmaya bazen olmayan şeyleri görmeye, varmış gibi davranmaya ihtiyacı vardır elbet. O zaman konuşmayın ey milletim biraz hayal kurun.

zanlının olduğu gruba yiyecek ikram etti. Yemek sonrası papazın cep telefonunun çalındığı ortaya çıktı. Hırsız çaldığı telefon ile selfie yapınca hemen yakalandı. toplum

Dev ahtapot

Yeni Zelanda Güney Adası kıyılarında dev bir ahtapot kıyıya vurdu. İki metreye yaklaşan kafa uzunluğu ve beş metreye yakın kollarıyla kıyıya vuran ahtapot türünün dev bir örneği. Kaikoura Marine Center yetkilisi ahtapotu kuşlar parçalamadan önce merkezlerine incelenmek üzere götürdüklerini açıkladı.

Kumdan Kadın Hindistan’da Sudama Devi isimli kadın günde en az 1 kilo kum yiyor. 10 yaşından beri bu alışkanlığını sürdüren kadının bir kez bile doktora gitmediği, sağlığının gayet iyi durumda olduğu belirtiliyor. Bugüne kadar hiç doktora gitmediğini söyleyen kadın, kum yemediğim zaman açlık hissetmiyorum diyor.

Açılışına doyulmayan tesis

Marx’ın kızlarıyla oynadığı oyundan alınmıştır

1. En sevdiğiniz erdem? Paylaşımcılık 2. Başlıca özelliğiniz? Merak 3. Mutluluk nedir? Bir insanın yüzündeki gülümsemenin sebebi olabilmek 4. Mutsuzluk nedir? Sağlığın bozulması 5. En kolay hoşgördüğünüz kötü huy? Polyannacılık 6. En nefret ettiğiniz kötü huy? Bencillik 7. En sevmediğiniz şey? Cehalet 8. En sevmediğiniz kişiler? Bir şeye körü körüne inanan insanlar 9. En sevdiğiniz iş? Bitki işleri 10. En sevdiğiniz şair? Nazım Hikmet 11. En sevdiğiniz yazar? Sabahattin Ali 12. Kahramanınız? Mustafa Kemal Aatatürk 13. Kadın kahramanınız? Kız kardeşim 14. En sevdiğiniz çiçek? Kır papatyası 15. En sevdiğiniz renk? Mavi 16. En sevdiğiniz yemek? Taze fasülye 17. En sevdiğiniz düstur? Erteleme,hemen şimdi harekete geç! 18. En sevdiğiniz söz? Bir dalga değilsin sen,okyanustan bir parçasın!

Amasya’daki katı atık tesisi için AKP’li yetkililer tarafından tam 5 kez açılış töreni düzenlendi. Tesis, iki başbakan, iki bakan ve bir belediye başkanı tarafından değişik tarihlerde açıldı. Cumhuriyet’ten Mehmet Menekşe’nin haberine göre, Amasya Katı Atık Bertaraf Tesisi dün Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın

İşte Dinocan

katıldığı programla 5. kez açıldı. AB’nin hibe desteğiyle yapılan tesis daha önce dönemin Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, dönemin Başbakanı olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve 30 Mart yerel seçimlerinden önce Belediye Başkanı Cafer Özdemir tarafından da açılmıştı.toplum

Örümcek Avustralya’da yaşanan doğa harikası olayda gökyüzünden milyonlarca yavru örümcek yağdı. Yerel halkın “Meleğin saçları” adını verdiği ilginç olayda kasaba, gökyüzünden inen milyonlarca örümcek ve örümcek ağı ile kaplandı. Avustralyalıları şakına çeviren olayın aslında örümceklerin göç etme yöntemi olduğu anlaşıldı.

15.05.2015

Avrupa’da ‘15.05.2015’ tarihi yani üç tane beş rakamının yan, yana geldiği Cuma günü evlenmek isteyen çiftler nikah dairelerine akın etti. Avrupa’nın en romantik kenti Venedik’te çok sayıda çift evlenip, kentin tarihi meydanlarında objektiflere poz verdiler. Fransa’nın Strasbourg, Toulon, Paris, Bordeaux, Lyon, Nantes, Lille, Marseille kentlerinde yüzlerce çift nikah dairelerinde mutluluklarını perçinleştirdi. toplum


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.