/TurkDokum4

Page 1

Turkcast

Türkdöküm Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği Yayın Organıdır.

SAYI: 22 / OCAK - ŞUBAT - MART 2012

TÜDÖKSAD’da Yeni Dönem 18. Genel Kurul gerçekleşti

2011 Döküm Üretimi Türkiye döküm sanayi 1,4 milyon ton üretim gerçekleştirdi

Metalurji Şöleni Ankiros / Annofer / Turkcast Fuarları Ankiros Döküm Kongresi Metalurji ve Malzeme Kongresi

DOSYA:

MODEL

Döküm, modeli yapmakla mı başlar?




başkandan... YENİ DÖNEM HAYIRLI OLSUN Değerli Meslektaşlarım, 17.02.2010 ile 16.02.2012 tarihleri arasındaki faaliyet dönemini geride bıraktık ve geçen ay genel kurulumuzu gerçekleştirdik. Yönetim ve Denetim Kurullarımız toplantıya katılanların oy birliği ile ibra edildiler. Geçmiş dönem faaliyetlerinde görev alan bütün arkadaşlarıma huzurunuzda bir kere daha teşekkür ederim. 2014 yılı başına kadar görev yapacak olan yeni yönetim kurulumuzu seçtik. Yönetim Kurulu üyeliği yükümlülüğünü üstlenen arkadaşlarımız kendi zamanlarından, işlerinden maddi ve manevi özveride bulunarak toplantılara ve faaliyetlere katkı veriyorlar. Üyelerimize daha fazla hizmet verebilmek için bu dönem yönetim kurulu üye sayımızı arttırmayı hedefliyorduk ama gerekli tüzük değişikliğini bu genel kurula kadar yetiştiremeyeceğimizi anlayınca ileri bir tarihe bıraktık. O tarihe kadar da faaliyetlerimizi yedek üyelerimizin ve denetçilerimizin de katılımıyla birlikte yapmaya karar verdik. Bu dönem bütün yönetim kurulu toplantılarına asil ve yedek yönetim kurulu üyeleri ile asil ve yedek denetim kurulu üyeleri davet edilecektir. Kurullarda hizmet verecek bütün arkadaşlarıma özellikle aramıza yeni katılan arkadaşlarıma sizlere hizmet yolunda bize verecekleri katkı için şimdiden teşekkür ederim. Kurullarımız ilk toplantısını bu ayın başında gerçekleştirdi. Bu toplantıda başkanlık divanı üyeleri seçildi. Başkanlığa beni layık gören arkadaşlarım, Sayın Uğur Kocaoğlu’nu başkan yardımcılığına Sayın Kadir Efe’yi de muhasip üyeliğe tekrar seçtiler. Bu toplantıda, genel kurulda görüş bildiren üyelerimizin talebi doğrultusunda, daha fazla ağırlık verilmesi istenen eğitim konuları ile yapılması planlanan faaliyetler tekrar değerlendirildi ve o faaliyetleri yürütecek arkadaşlarımız görevlendirildi. Bu dönem yeni bir uygulama başlatıyoruz. Üyelerimiz arasında vuku bulabilecek ihtilafların, mahkeme koridorlarına taşınmadan, içimizde çözülebilmesi için bir kurul oluşturduk. Hiç gerek duyulmamasını dilediğimiz ve 2012 - 2014 döneminde görev yapacak olan bu kurulu ETİK KURUL olarak adlandırdık. Üyelerimizin yazılı talebi ile görev yapacak olan bu kurula, yönetim kurulu üyelerimize ilaveten kıdemli üyelerimiz Sayın Mithat Ural, Sayın Yılmaz Turhan, Sayın Kamil Bayrak, Sayın Akın Aydınceren, Sayın Önay Çekin, Sayın Mücahit Öngör, Sayın Mete Nakipoğlu ve Sayın Mümtaz Akman seçildiler. Kurul toplantılara katılanların oy çokluğu ile tavsiye kararları alacak ve ilgili taraflara bu kararını bildirecektir. Kurulda, toplantıya katılan en kıdemli üye başkanlık yapacaktır. Sektörümüzün yoğun olduğu illerde çalışma grupları oluşturduk. Bu guruplar, üyelerimiz ve derneğimize üye olmayan dökümhaneler arasındaki iletişimi kurmaya, kurulmuş olanları geliştirmeye, bu firmaların sektörel sorunlarını yetkililere aktarmak ve çözümlerine yardımcı


olabilmek için derneğimize iletmeye, çalışacaklar. Geçen sayımızda, bu sene 11. Ankiros Fuarı ile birlikte gerçekleştireceğimiz 6. Uluslararası Ankiros Döküm Kongre’mizi daha geniş bir katılımla ve sektör mensuplarımızın beklentilerine daha fazla cevap verecek zenginlikte bir içerikle gerçekleştirilmesinin sağlanması için çalışmalara başlandığını belirtmiştik. Farklı bir uygulama olarak kongre oturumlarını bu yıl Turkcast fuar holünün içinde Derneğimize ayrılan geniş mekanda gerçekleştireceğiz. Bu uygulamanın katılımcı sayısını arttıracağını düşünüyoruz. İçerik çalışmalarımız ise devam etmektedir. Sunumlarla ilgili olarak tüm üyelerimizin katkılarını özellikle rica ediyorum. Avrupa Birliği liderleri Aralık 2011’de gerçekleştirdikleri zirvede, birlik ve beraberliğe, Euro’ya sahip çıkıldığını belirtmişlerdir. Zirve sonrası üye ülkelerin mali sorunlara yaklaşımı tamamen değişmiştir. Avrupa Merkez Bankası’ndaki yönetim değişikliğini takiben, likidite sorununun aşılması, destek fonlarının önünün açılması, Yunanistan’ın Mart ayı içindeki yapmış olduğu başarılı tahvil takasını takiben IMF ve AB tarafından finanse edilecek olan 130 milyar Euro’luk ikinci kurtarma paketi onaylanması, Portekiz’e uygulanan kurtarma programının başarılı bir şekilde sürdürülmesi, ABD’de büyümeye dair beklentilerin yükselmesi, FED’in bu beklentileri desteklemesi gibi hususlar ekonomistleri küresel eko-

(Milyon $)

Yıllık

nominin çökme tehlikesinden uzaklaşmakta olduğunu düşünmeye yönlendiriyor. Küresel ekonomideki bu iyimserliğe doğru dönüşmekte olan gelişmeler ileriye doğru yapacağımız planlamalar için çok önemli bir unsurdur. Ülkemizdeki resmi veriler 2011 yılında ihracatımızın yüzde 18,2 artarak 134,8 milyar dolara ulaştığını göstermektedir. TİM’in değerlendirmesine göre bu artışın yüzde 6’sı miktar artışından yüzde 12,2’si ise döviz cinsinden birim fiyat artışından oluşmuştur. 2011 yılında Avrupa Birliği üyesi 27 ülkenin ithalatı, yaşanan durgunluk ve ekonomik sıkıntılara rağmen yüzde 14,8 artış göstermiştir. Bizim AB’ye olan ihracatımız ise 2011 yılında yüzde 18,4 daha artarak 62,4 milyar doları bulmuştur. Ayrıca AB’ye yapılan ihracat miktarının toplam ihracat içindeki payı bu yıl da aynı oranda kalmıştır. Bu da Avrupa Birliği ülkelerini sarsan ekonomik sıkıntıların Türkiye’ye önemli bir etkisinin olmadığının işareti olarak görülebilir. 2011 yılında geçmiş yıllarda olduğu gibi 106 milyar doları bulan dış ticaret açığımızdan tetiklenen yüksek cari açık ve onun finansmanı problem olmaya devam etti. İthalatımız 2011 yılında 2010 yılına göre yüzde 29,8 artışla 240,8 milyar dolar olarak gerçekleşti. Cari açık sorununa çözüm bulabilmek için ithalatın detayını bilmemiz yararlı olacaktır. Bu nedenle ithalatımızın ana mal

2010/2011 Dönemsel (Ocak)

2011/2012

2010

2011

Değ.%

2011

2012

Değ.%

Yatırım malları Ara mallar

28.818

37.268

29,3

2.267

2.402

6,0

131.445

173.135

31,7

12.535

13.285

6,0

Tüketim malları

24.735

29.692

20,0

2.001

1.595

-20,3

Diğerleri

546

739

35,3

101

100

-1,2

TOPLAM

185.544

240.833

29,3

16.905

17.383

2,8

Kaynak: Ekonomi Bakanlığı


gruplarına göre dağılımına bakarsak ara malları (enerji dahil) oranının yaklaşık yüzde 71.89, yatırım mallarının yüzde 15,47, tüketim mallarının yüzde 12,33, diğerlerinin ise yüzde 0.31olduğu görülmektedir. Enerji ithalatı 2010 yılına kıyasla yüzde 40.52 artarak 38,5 milyar dolardan 54,1 milyar dolara çıkmıştır ve toplam ithalat içindeki payı yüzde 22.47’dir. Makine ithalatının payı 27,1 milyar dolarla yüzde 11.25, Demir Çelik ithalatının payı ise 20,4 milyar dolar ile yüzde 8,47’dir. Yapılan analizlerde toplam ara ve yatırım malı ithalatımız olan 210,4 milyar doların yüzde 28’inin ihraç mallarının üretiminde geri kalan yüzde 72’sinin ise iç tüketim için kullanıldığı ve imalat sanayimizin 2011 yılında yüzde 43 oranında ithalata bağımlı olduğunu sonuçlarının çıkarıldığı belirtilmektedir. Bu oran 2010 yılı için yüzde 38 olarak hesaplanmıştı. Tüketim mallarının dağılımına da bakacak olursak cep telefonu, ayakkabı, mobilya, beyaz eşya, deri mamulleri, aydınlatma gereçleri, gömlek, halı gibi yerli ikamesi bulunan tüketim malları olduğu görülmektedir. Türkiye bu ürünleri aynı zamanda ihraç da etmektedir ve kalitesini bütün dünyada ispat etmiş bir konumdadır. Halkımızın yerli malı kullanımı ile ilgili bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Tüketim malzemesi ithalatında yapılacak yüzde 50’lik bir tasar-

ruf dış ticaret açığımız ve dolayısıyla cari açığımızda önemli bir düşme sağlayacaktır. Ayrıca enerji kaynaklarımızın çeşitlendirilmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarına önem verilmesi ve nükleer enerji gibi alternatif enerji kaynaklarının değerlendirileceği projelere ağırlık verilerek enerji ithalatını düşürmek bizim bu açmazdan kurtulmamıza katkı sağlayacaktır. Ekonomi Bakanlığımızın öncülüğünde, ara malı ithalat rakamının düşürülmesinde ve ihracat rakamlarının arttırılmasında etkili olacak çalışmalar yapılmaktadır. GİTES olarak adlandırılan Girdi Tedarik Stratejisi ve İhracata Dönük Üretim Stratejisi projeleri bu hedefe yönelik projelerdir. Bakanlıkta ithalatı yoğun olan ara malı kalemlerinde iç üretim yapılmasının teşvik edileceği, ihracatı hedef alan ve yüksek katma değer yaratan sektörlerin korunacağı bir yatırım teşvik yasası hazırlanmaktadır. Hepinize yönetimimizde görev alan arkadaşlarım ve şahsım adına başarılı ve sağlıklı günler diliyorum.

M. Niyazi Akdaş TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu Başkanı

ACI KAYBIMIZ Dergimiz baskıya hazırlandığı esnada çok değerli büyüğümüz, ağabeyim Sayın Yılmaz SOYAK’ın ani vefatını büyük üzüntüyle öğrendim. Kederli ailesine ve Soyak Grubu çalışanlarına başsağlığı ve sabır, kendisine de Allahtan rahmet diliyorum.


BOYALAR

FİLTRASYON BESLEYİCİ SİSTEMLERİ OCAK VE POTA ASTARLARI METAL TRETMANLARI REÇİNELER POTALAR

HOLLOTEX* | SEDEX* | SIVEX* | STELEX* PrO | STELEX ZR | RODEX*

THE POWER OF 2 Hayatın her alanında güzel bir ahenk vardır. Örneğin, yüksek kaliteli döküm parçalar elde edebilmeniz için bizim teknolojimiz ve sizin dökümhaneniz. Veya günlük hayatta kullandığımız mükemmel teknolojileri üreten mühendislerin ellerinde sizin döküm parçalarınız. Dökümhane uzmanlarımız filtrasyon ihtiyacınıza uygun yenilikçi çözümler geliştirmenize yardımcı olmak için her zaman hazırlar. Bizim ürünlerimiz, hizmetlerimiz ve uzmanlığımız ve sizin becerileriniz ve proses bilginizle dökümhane operasyonlarınızın gerçek potansiyelini ortaya çıkaralım. Fireyi düşürmek, yüzey kalitesini iyileştirmek, hataları önlemek veya mekanik özellikleri artırmak isterseniz, Foseco’ya güvenebilirsiniz. Her türlü dökümhane ihtiyaçlarınız için, bizimle irtibata geçin.

Sizin dökümhaneniz ve Foseco. Çözüm üreten ortaklık.

ŞİMDİ YERLİ

* HOLLOTEX, SEDEX, SIVEX, STELEX ve RODEX Vesuvius Grubu’nun tescilli markasıdır ve lisanslı kullanılabilir.

Telefon: 0262 677 1050 Faks: 0262 677 1060 foseco.turkiye@foseco.com www.foseco.com.tr


SUNUŞ Hannover Fuarında 3. Holün Yıldızıyız Merhaba... Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği olarak, 2000 yılında başlayan ve sürekli büyüyen Hannover Fuarı maceramız, bu yıl 23-27 Nisan 2012 tarihleri arasında Çin’in partner ülke olarak yer aldığı Hannover’de gerçekleşecek. Bu yıl da fuara üyelerimizin yoğun ilgisi var. 32 firma katılımımız ile 1300 metrekare üzerindeki sergileme alanımızda her zaman olduğu gibi 3 numaralı Hol’ün yıldızı olmaya adayız.

Kubilay Dal TÜDÖKSAD Genel Sekreteri

18-21 Nisan tarihlerinde ise İtalya’nın Verona kentinde gerçekleşecek Metef (Aluminyum), Foundeq (Dökümhane makinaları), Metalriciclo-Recomat (Endüstriyel malzeme geri dönüşümü) fuarlarında Derneğimiz delegasyonu ile ziyaret programımız olacak. Metef fuarında Hol 5 Stand B21, Hannover Fuarında Hol 3 Stand D26 numaralı Derneğimizin info standlarında üye rehberlerimiz ile ülkemizin ve sektörümüzün tanıtımına devam edeceğiz. 2012 yılı Hannover fuarı katılımcılarımız; Adöksan, Akdaş, Anadolu, Ardemir, Ardöksan, Arpek, Ayhan Metal, Boran Çelik, Burdöksan, Çemaş, Çimsataş, Demisaş, Denizciler, Dirinler, Emin Teknik, Entil, Ergin Model, Ferro, Gedik, Gürmetal, Hema, İğrek, Kağan, Koçak, Körfez, Pınar, Silvan, Sümer, Şenkaya, Toprak, Torun Bakır ve Yazkan firmalarına Derneğimiz adına şimdiden fuarda başarılar diliyoruz.



İÇİNDEKİLER

20 ZEYNEP ERKUNT ARMAĞAN İLE EZBERDIŞI

MART / 2012

4

BAŞKANDAN

8

SUNUŞ

12

DERNEKTEN HABERLER

• TÜDÖKSAD 18.Genel Kurulu Gerçekleşti • 6.Uluslararası Ankiros Döküm Kongresi • Soyak Holding Kurucusu Yılmaz Soyak Vefat Etti

20

EZBERDIŞI • Ezber Dışı’nın Bu Sayıdaki Konuğu

Zeynep Erkunt Armağan

24

ÜYELERDEN HABERLER

Zeynep Erkunt Armağan ile Erkunt Traktörü konuştuk.

• Gedik Döküm, Yeni Tesisi ile İhracat’a Odaklandı • Demisaş’tan Yeni Yatırım • Erkunt Yeni Fabrikasını Devreye Aldı • Inductotherm’in Ocakları As Çelik’te Mesaiye Başladı • Demisaş İdeal Fabrika Yönetiminin Peşinde • Eges’in ilk 15 MW 30 Ton M&H Sistemi SMS’de • DISA’dan Dikey Kalıplamada Rögar Kapağı Dökümü • Inductotherm Türkiye Büyüme Adımlarını Hızlandırdı 42

DÖKÜM MECLİSİ

• Döküm Sanayisi 2011 Yılında 1,4 Milyon Ton Üretim Yaptı

12 TÜDÖKSAD’DA YENİ DÖNEM 18. GENEL KURUL GERÇEKLEŞTİ

48

YENİ TÜRK TİCARET KANUNU

• Yeni Ticaret Kanunu Hakkında Bilinmeyenler 50

DURBAN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ZİRVESİ

KÜNYE TÜRKDÖKÜM / TURKCAST DERGİSİ İMTİYAZ SAHİBİ: Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği adına Yönetim Kurulu Başkanı M. NİYAZİ AKDAŞ SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ: KUBİLAY DAL (Genel Sekreter) YAYIN KURULU: UMUR DENİZCİ - MEHMET ATİK - UĞUR DEMİRCİ - PROF. DR. E. SABRİ KAYALI - M. ERHAN İŞKOL YÖNETİM YERİ: Yasemin Sok. Birlik Apt. No: 7 / 3 34349 Gayrettepe - İSTANBUL Tel: 0212 267 13 98 Faks: 0212 213 06 31 www.tudoksad.org.tr YAYINA HAZIRLAYAN: TEMATİK MEDYA Yayıncılık ve Ajans Hiz. Ltd. Şti. www.tematikmedya.com BASKI: Promat Basım Yayın San. ve Tic. A.Ş. Sanayi Mah. 1673 Sok. No:34 Esenyurt/İSTANBUL Tel: 0212 622 63 63 YAYIN TÜRÜ: Yerel - Süreli / TÜRKDÖKÜM - TURKCAST dergisi 3 ayda bir yayınlanır. Dergimizdeki yazılar kaynak gösterilerek kısmen veya tamamen yayınlanabilir.


54

DOSYA / MODEL 52

54

METALURJİ VE MALZEME KONGRESi

DOSYA • Dökümde Model’in Önemİ

60

METALURJİ SEKTÖRÜ ÜÇ DEV FUARDA BULUŞUYOR

62

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

• Tam Da “Zam”anında Enerji Tasarrufu

66

İÇİMİZDEN BİRİ • Mehmet Yazar

66

74

TEKNİK MAKALE

• Maça Üretim Prosesinin Simülasyonu

80

ÜYE HABERLERİ

82

YAYINLARIMIZ

İÇİMİZDEN BİRİ: MEHMET YAZAR Eski Milli Savunma ve Devlet Bakanımız Sayın Mehmet Yazar ile Ankara’daki Vakıf Merkezinde gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi sektörümüzle paylaşıyoruz.

İNDEKS AMCOL MİNERAL..............................................................47

EVREN......................................................................................9

LMA..................................................................................34,35

ANKIROS.......... ...................................................................73

FOSECO...................................................................................7

MAGMA................................................................................41

AVEKS.............................................................arka kapak içi

HERAUS................................................................................15

MARMARA METAL...........................................arka kapak

BİLGİNOĞLU........................................................................59

INDUCTOTHERM...............................................................19

METAMAK............................................................................27

EGES.........................................................................................3

KALORİ KÖMÜR.................................................................31

TOSÇELİK .........................................................ön kapak içi


DERNEKTEN

TÜDÖKSAD 18. Genel Kurulu Gerçekleşti Türk döküm sektörünün baş aktörlerini bir araya getiren TÜDÖKSAD 18. Genel Kurulu, döküm sanayisinin son 2 yılını ve gelecek vizyonunu ortaya koydu. Yeni döneme yeni üyeleri ve yeni yönetimiyle giren TÜDÖKSAD, gelecek hedeflerinin başına eğitim ve bilinç düzeyini yükseltmeyi koydu.

8

. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın başkanlığında ve sektörün önde gelen temsilcileri tarafından 1976 yılında kurulan Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği’nin 2 yılda bir yapılan Genel Kurullarının 18’incisi 16 Şubat tarihinde İstanbul Dedeman Hotel’de geniş bir katılımla gerçekleşti. Türk döküm sektörünün baş aktörlerini bir araya getiren Genel Kurul’da yeni dönemde görev yapacak olan TÜDÖKSAD Yönetim ve Denetleme Kurulları belirlenirken, aday üye firmaların da üyelikleri onaylanarak derneğe tam katılımları sağlandı.

12

Ocak - Şubat - Mart / 2012

TÜDÖKSAD eski başkanlarından Mete Nakipoğlu’ nun divan başkanlığında gündem takibiyle yürütülen toplantı, 2010-2011 yıllarında vefat eden döküm sanayisine emek vermiş dernek üyelerinin anılmasıyla başladı. Genel Kurul, Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Akdaş’ın 2 yıllık dönem içinde gerçekleştirilen faaliyetleri özetleyen Faaliyet Raporu’nu sunması ve Denetim Kurulu Başkanı Gürsel Yardımcı’nın Denetim Raporu’nu okumasıyla devam etti. Niyazi Akdaş, Türkiye’nin döküm sanayisinde


DERNEKTEN

Eski TÜDÖKSAD başkanlarından Mete Nakipoğlu’nun divan başkanlığında gündem takibiyle yürütülen toplantı, 2010-2011 yıllarında vefat eden döküm sanayisine emek vermiş dernek üyelerinin anılmasıyla başladı.

Niyazi Akdaş, Türkiye’nin döküm sanayisinde Avrupa’da 4., dünyada ise 13. sırada bulunduğunu hatırlatarak Türk döküm sektörünün son dönem süreçlerine ait verileri paylaştı. Niyazi Akdaş, 2011 yılında bin 40 tesiste, 2,6 milyar Euro değerinde, 1,4 milyon ton üretim yapılırken 1,85 milyon Euro değerinde de ihracat gerçekleştirildiğinin altını çizdi.

Niyazi Akdaş Yönetim Kurulu Başkanı

Avrupa’da 4., dünyada ise 13. sırada bulunduğunu hatırlatarak Türk döküm sektörünün son dönem süreçlerine ait verileri paylaştı. Niyazi Akdaş, 2011 yılında bin 40 tesiste, 2,6 milyar Euro değerinde, 1,4 milyon ton üretim yapılırken 1,85 milyon Euro değerinde de ihracat gerçekleştirildiğinin altını çizdi. Niyazi Akdaş’ın aktardığı verilere göre Türkiye’de imal edilen döküm miktarı 2010’da yüzde 30, 2011’de ise yüzde 6 artış gösterdi. Toplantıda; yıllık süreç içinde TÜDÖKSAD’ın gerçekleştirdiği fuarlar, sempozyumlar ve gelenekselleşen bahar yemeğinin yanı sıra, derneğin yayınladığı Naci Onat tarafından derlenen Alüminyum Döküm Teknolojisi (Dökümcülere Pratik Bilgiler)el kitabı ile birlikte TÜDÖKSAD’ın yayın organı olan Türkdöküm dergisinin de değişen yeni yüzüyle oldukça beğeni topladığı ifade edildi. Eski Yönetim ve Denetim Kurullarının aklanmasının ardından yeni dönemde bu görevleri yürütecek üyeler için teklif sunuldu. Oybirliği sonucu Niyazi Akdaş başkanlığında, Uğur Kocaoğlu, Kadir Efe, Sabahattin Karalar, Mehmet Atik, Adnan Aytekin ve Okan Deniz’in asil; Orhan İğrek, Hakan Yaşar, Emin Uğur Yavuz, Mehmet Ali Acar ve Muharrem Bostancı’nın da yedek üyelikleriyle TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu oluşturuldu. Denetim Kurulu Üyelik-

lerine ise Umur Denizci, Aynur Ayhan, Mücahit Öngör, Yusuf Alan, Ertan Cüceoğlu ve Gökhan Gülenç tek liste ile seçildi. Niyazi Akdaş, yeni dönemde Yönetim ve Denetim Kurulu’nda yer alacak üyelere görevlerinde başarılar dilerken, “asil üye-yedek şeklinde ayırmaksızın el birliği içinde daha verimli faaliyetlerde bulunmayı” hedeflediklerini dile getirdi. Öte yandan, 2010-2011 döneminde TÜDÖKSAD’a üyelik başvurusunda bulunan Ayzer Döküm, Bilge Döküm, Boran Çelik, Doğru Döküm, Ergin Makine, Mim Metal, Medaş Metalurji, Mesa Makine, Motus Otomotiv, Özgüven Döküm, Özgür Döküm, Formmet Metalurji firmalarının üyelikleri onaylanarak Dernek bünyesine katılımları sağlandı. Yeni üyelere ‘hoşgeldiniz’ denilmesinin ardından yeni dönem hedefleri ve çalışma programı ortaya konuldu. Faaliyetlerini yakın bir zamanda yeni ofisinde devam edecek TÜDÖKSAD, Türk döküm sanayisine dair bir süredir yürüttükleri envanter çalışmasını tamamlayarak üyeleri ve kamuoyuyla paylaşacağını müjdeledi. Almanya, İtalya ve Fransa’yı geçip Türkiye’yi Avrupa döküm sanayisinde birinci sıraya çıkarmayı hedeflediklerini belirten Niyazi Akdaş, üyelik geliştirme ve sosyal etkinlik alanındaki hedefler hakkında ise şöyle konuştu: “Günü-

Türkdöküm

13


DERNEKTEN

müzde her alanda olduğu gibi sektörümüzde de en önemli sorun eğitim. Biz de bu alanda daha aktif olacağız. Yayınlar ve halkla ilişkiler üzerine yoğun çalışmalar yapacağız. Bu çalışmaların temelinde sektör içi iletişimi geliştirme ve teknik danışmanlık noksanlığını giderme vizyonu yatıyor. Bu çerçevede üzerine çalıştığımız uygulamalı bir metot kaynağını da yakın zamanda yayınlayacağız. Ayrıca, yeni kanun ve kararnameleri dikkatle takip edip çevre atık yönetimi konusunda bilinç yükseltici çalışmalar yapacağız. Geleceğin dökümcülerini aktif olarak aramıza katma amacıyla geçen yıl tasarladığımız gençlik komitesini de bu yıl oluşturmayı hedefliyoruz. ”Genel Kurul’da ayrıca, sektörde noksanlığı hissedilen bir standart olarak, dökümcüler ile müşteriler arasında kullanılmak üzere bir sözleşme taslağının da tudoksad.org.tr web adresinde yayınlanacağı duyuruldu. Toplantı düzenlenen kokteyl ve yemek ile

14

Ocak - Şubat - Mart / 2012

devam ederken, dernek üyeleri ve katılımcıların yeni yönetimden beklentileri ve önerileri üzerine tartışma ve sohbetlerde bulunuldu. Seminer sayılarının artırılması ve TÜDÖKSAD bünyesinde bir eğitim akademisi oluşturulması gibi pek çok öneri değerlendirilirken, meslek liselerinde döküm bölümlerinin açılması konusunda ne gibi destek ve yaptırımlar ortaya konulabileceği üzerine beyin fırtınası yapıldı. Toplantı, derneğin yeni yönetimi ve diğer üyelerine yeni dönemde başarı ve kazanç dilekleri ile sona erdi.



KONGRE

6.Uluslararası Ankiros Döküm Kongresi Amacı, döküm sektörü ile ilgili akademik, teknolojik, ekonomik, ticari ve idari çalışmalara ilişkin bilgi ve deneyimlerin katılımcılara aktarılmasını ve ortak konuların karşılıklı olarak paylaşılmasını sağlamak olan Uluslararası Ankiros Döküm Kongresi’nin 6’ıncısı Ankiros/ Annofer/Turkcast fuarları ve Metalurji ve Malzeme Kongresi ile aynı yerde eş zamanlı yapılıyor.

T

ürkiye Döküm Sanayicileri Derneği TÜDÖKSAD tarafından Ankiros / Annofer ve TürkCast Fuarları bünyesinde düzenlenen Uluslararası Döküm Kongresi’nin altıncısı 13- 15 Eylül 2012 tarihlerinde TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi - İstanbul’da gerçekleştirilecek. Döküm Kongresi bu sene de TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası tarafından organize edilen Metalurji ve Malzeme Kongresi ile birlikte yapılıyor. Fuar ve kongre etkinlikleri metalurji sektörünün 2 yılda bir beklediği “metalurji şöleni” olarak görülüyor. TÜDÖKSAD tarafından organize edilen Uluslararası Ankiros Döküm Kongresi, döküm sektörü ile ilgili akademik, teknolojik, ekonomik, ticari ve idari çalışmalara ilişkin bilgi ve deneyimlerin katılımcılara aktarılmasını ve ortak konuların karşılıklı olarak paylaşılmasını sağlamak amacıyla düzenleniyor. Kongre, döküm sektörünü ilgilendiren teknoloji, tesis ve ekipman üreticisi kuruluşların da en güncel teknolojilerini sektör mensuplarına iletme fırsatı yaratıyor.

16

Ocak - Şubat - Mart / 2012

TÜDÖKSAD tarafından oluşturulan Kongre Yürütme Kurulu’nun bünyesinde yapılan kongre hazırlıkları tüm hızıyla devam ediyor. Konge Yürütme Kurulu, yaptığı duyuruda, önceki kongrelerde dökümhanelerden gelen önemli sayıda bildirinin ilgi ile izlendiğini ve bu bildirilerin yurtdışındaki kongrelerde ve etkinliklerde de yer almaya başladığını belirterek, dökümhanelerdeki değerli meslektaşlarının gerçekleştirdikleri yeni çalışmaları da 6.Uluslararası Ankiros Döküm Kongresi’nde de yine bildiri şeklinde sunmalarını arzu ettiklerini bildirdi. Yürütme Kurulu yaptığı duyuruda, “Amacımız, ürün kalitesi ile kendisini gelişmiş ülkelere kabul ettiren dökümhanelerimizin, bilimsel platformlarda da sesini yeterince duyurmasını sağlamaktır. Kongremizin başarısı siz değerli meslektaşlarımızın katkılarıyla artacaktır. Bu nedenle kongreye çok sayıda bildiri ile destek vermenizi beklemekteyiz. Bildiri sunacak meslektaşlarımızın, bildiri başvuru formu ile bildiri özetini en geç 30 Nisan 2012 tarihinde TÜDÖKSAD merkezine e-posta veya faks ile iletmeleri gerekmektedir” denildi.


HABER

KONGRE KONULARI 1) Verimlilik a. Enerji b. Süreçler c. Kalite geliştirme d. İşçilik e. Bakım f. Maliyet düşürme 2) Mühendislik a. Simülasyon b. Katılaşma c. Otomasyon d. Diğerleri 3) Dökümhane Prosesleri a. Model ve Kalıp b. Ergitme ve Döküm Yöntemleri ve Malzemeleri c. Kalıplama ve Maça Malzeme ve Yöntemleri d. Isıl İşlem ve Yüzey İşlem e. Kontrol ve Test 4) Geliştirilen Yeni Proses ve Malzemeler 5) Kalite Sistemleri 6) Yönetim / Pazarlama / Finans 7) Çevre / İş Sağlığı ve Güvenliği 8) İnsan Kaynakları / Bürokratik İşlemler 9) Döküm Endüstrisinin Rekabet Gücü Not: Yukarıda belirtilmeyen diğer konularda da bildiri kabul edilecektir. Ankiros Döküm Kongresi

ÖNEMLİ TARİHLER 30 Nisan 2012 : Başvuru formunun iletilmesi 21 Mayıs 2012 : Bildiri kabul cevapları 29 Haziran 2012 : Bildiri metinlerinin teslimi

Yazarların Dikkatine: •Her bildiri için ayrı form doldurulmalıdır. •Başlık, bildiri içeriğini yansıtmalıdır. •Özet, çalışmanın amacını ve sonuçlarını açıklamalıdır. •Özetin sonunda, anahtar kelime başlığı altında en fazla 5 tane anahtar kelime verilmelidir. •Sunumlar Türkçe ve İngilizce olabilecektir.

ANA DALLAR: 1- Gri ve Beyaz Dökme Demir 2- Küresel Grafitli Dökme Demir 3- Çelik Döküm 4- Hafif Metallerin ( Al, Mg, Zn ) Dökümü, 5- Yüksek Basınçlı Döküm Teknolojileri 6- Cu, Ni, Ti, Alaşımlarının Dökümü 7- Dökümhane Genel Konuları Kongre iletişim: Aysel ŞEN e-mail: congress@tudoksad.org.tr web: kongre.tudoksad.org.tr Tel: 0212 267 13 98 Kongre Düzenleme Kurulu: M. Niyazi AKDAŞ, M.Uğur KOCAOĞLU Kubilay DAL, İbrahim ANIL Sekretarya: Aysel ŞEN, Kubilay DAL

Türkdöküm

17


AHDE VEFA

Soyak Holding’in Kurucusu Yılmaz Soyak Vefat Etti Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği 53. Sıra no’lu üyesi, sektörün duayenlerinden, Soyak Holding’in kurucusu ve Onursal Başkanı Yılmaz Soyak, 27 Mart 2012 tarihinde vefat etti. Yaşamı boyunca sayısız başarılara imza atan Yılmaz Soyak, sektör dışında çok bilinmese de hobi ile başladığı döküm mesleğini hiçbir zaman göz ardı etmedi. Sayın Yılmaz Soyak’ı saygı ile anıyoruz.

R

efahiye’de 1932 yılında doğan Yılmaz Soyak, ilk tahsilini Erzurum’da, orta ve lise tahsilini İstanbul’da tamamlayarak, İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi’nden 1955 yılının Haziran döneminde İnşaat Yüksek Mühendisi olarak mezun oldu. Meslek hayatına SSK İnşaat Müdürlüğü’nde başlayan Yılmaz Soyak, daha sonra Etibank’ta, Elektrik Etüt İdaresi’nde, Antalya ve Eskişehir dokuma fabrikalarında çalıştı. Yedek subaylık hizmetini 1961’de İzmit’te bitirdi. Aynı yerde kendi bürosunu açarak müteahhitliğe başladı. Köy okullarından başlayarak sayısız okul, askeri tesis, garnizon, hastane, lojman, fabrika, yol, havaalanı ve konut projelerine imza attı. 1967 yılında sanayiyle de tanışan Yılmaz Soyak, döküm ve kağıt üzerine tesisler kurdu. 1975 yılından sonra yurt dışında Libya, Suudi Arabistan ve Rusya’da birçok proje gerçekleştirdi. 2000’li yıllara gelindiğinde ise artık tek projede binlerle ifade edilen konutlara imza atmaya başladı. Soyak Holding’in 50 yılı aşkın geçmişine onlarca ‘ilk’ sığdırarak öncü projelere imza atan Yılmaz Soyak, 1999-2007 yılları arasında Soyak Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı. Yılmaz Soyak, faaliyet alanları arasında gayrimenkul, enerji, çimento ve döküm sanayi bulunan Soyak Holding’de, 2007 yılından bu yana, Onursal Başkan olarak görevini yürütmekteydi. Döküm sevgisi 1967 yılında Haymak Döküm Fabrikası’nın belirli bir hissesini alarak döküm sanayine

18

Ocak - Şubat - Mart / 2012

adım atan duayen Yılmaz Soyak, bir röportajında “Bu iş benim için inşaat işlerinin yanında yan bir meşgale, bir hobi gibi başladı. Ancak ilk başta düşündüğümden çok daha fazla zamanımı ve emeğimi aldı” diyordu. Hobi ile başlayan dökümcülük mesleği 1967-1978 yılları arasında Haymak Döküm Yönetim Kurulu Başkanlığıyla geçti. Yılmaz Soyak, 1978 yılında yeni bir dökümhane kurmaya karar verdi. Avrupa’da ve ABD’de yaptığı titiz araştırmalar sonucunda en son teknolojiyle donattığı Trakya Döküm’ü 1982 yılında kurdu. Dönemin şartları yeni dökümhanenin kurulmasını geciktirmişti. “Dökümle tanışan bir daha bu mesleği bırakamaz” gerçeği duayen Yılmaz Soyak için de geçerli oldu ve hiçbir zaman dökümden kopmadı, kopmak istemedi. Döküme olan sevgisinin en güzel örnekleri Trakya Döküm’de üretilen ürünlerin Yılmaz Soyak’ın masasını ve dolaplarını süslüyor olmasıydı. Yılmaz Soyak, dergimizin 5. sayısında vermiş olduğu röportajda meslektaşlarına şu tavsiyelerde bulunmuştu: “Döküm sektörü çok tecrübe isteyen ve her parçada bir sanat olan, her parçanın oluru ve verimliliği üzerinde tecrübelerin çok büyük katkısı olan bir üretimdir. O bakımdan çok emek istiyor ve tecrübeli insanlara ihtiyacımız oluyor. Bıkmadan, usanmadan takip etmek ve çalışmak gerekiyor. ‘Yapamıyorum’ diye bir şey yok, bıkmadan ve yılmadan takip edip çalışmak gerekiyor.” “Benim bütün arkadaşlara tavsiyem; teknik ilerlemeleri yakından takip etmeleridir. Teknik personele ehemmiyet göstermeleri, mühendis alıp yetiştirmekten korkmamaları lazımdır. Mühendisi bol olmalıdır. Yani tahsilli insanların çok olmasını tavsiye ederim. Tahsilli adam birinci gün geldiğinde bir şey yapamaz ama zaman içinde çok faydasını göreceklerdir. 1-2 ay içerisinde o adam cevher haline dönüşür ve yaptığı işi de çok iyi yapar. Sanayide tahsilli, mesleğinden mezun olmuş adam almak lazımdır. Bu mühendisler sürekli işin içinde olduklarından kendilerini geliştirip cevher haline geliyorlar.” Duayen işadamı Yılmaz Soyak’ın döküm ve inşaat sektörlerinde Türk sanayisine kazandırdıkları unutulmayacaktır. Yılmaz Soyak’ı meslektaşlarımız adına rahmetle ve şükranla anıyor, kederli ailesine, sevenlerine ve sektörümüze başsağlığı ve sabır diliyoruz.



EZBER DIŞI

Zeynep Erkunt Armağan

Otomotiv, traktör ve iş makineleri pazarına yönelik yaptığı üretimlerle döküm sektörünün 1953’ten beri yakından tanıdığı Erkunt, 2004 yılından bu yana da Türkiye’nin ilk yerli traktörünü üretme başarını göstererek traktör pazarında adından söz ettiriyor. Döküm sektörünün duayenlerinden Mümin Erkunt tarafından kurulan firmanın bayrağını bugün Mümin Erkunt’un kızı Zeynep Erkunt Armağan devralmış durumda. Erkunt’un bir aile şirketinden kurumsal bir şirkete dönüşme hikayesinde Zeynep Erkunt Armağan’ın etkisi büyük. Geçmiş tecrübelerle, bu günün cesaretini birleştiren Erkunt Armağan, kanına giren döküm ruhunu şu sözlerle ifade ediyor: “Benim mesleğim metalürji ya da maden mühendisliği değil, ben iktisatçıyım. Çalıştığım yer döküm fabrikası olunca mecburen işi de, sektörü de öğrendim tabii ki. Aslında ben ilkokuldan beri arasında dolaştığım tezgâhların olduğu, o yaşlarda bana büyüleyici gelen o fabrika ortamında çalışmak istedim hep. Beni oraya getiren en önemli duygu, orada duyduğum heyecan ve ortama duyduğum ilgi oldu. Bu da iş hayatımın 24 yılı boyunca dökümcü olarak anılmama neden oldu. 24 yıl boyunca da hiç sıkılmadan çalıştım” .


EZBER DIŞI

Zeynep Erkunt Armağan’ı daha iyi tanıyabilmek için iş yaşamına atılmadan önceki hikâyenizi anlatır mısınız? Türkiye’nin ilk sanayicilerinden ve Ankara Sanayi Odası’nın kurucularından Mümin Erkunt’un kızıyım. Doğma büyüme Ankaralıyım. Çocukluğumu çok güzel hatırlarım. O zaman mahalle kavramı bugüne göre çok farklıydı. Ankara farklıydı. O zamanlarda Ankara’da büyümüş olma şansına sahip kişilerdenim yani. Hani şimdi internette dolaşıyor ya 60’lı-70’li yıllarda Ankara sunumları, işte ben o Ankara’da büyüdüm. Sabahtan akşama kadar sokakta oynar, akşam yemeğinden sonra çocuklu büyüklü kardan adam yapmaya çıkar, mahallenin bakkalından veresiye çikolata alır, “müsaitseniz bu akşam size televizyon seyretmeye geleceğiz” diyerek komşuların kapısını çalardık. İki kardeşin küçüğüyüm. Annem üniversiteyi bitirdikten sonra önce o sene doğan ablama, sonra da bana bakmak için hiç çalışmamış. Bütün çocukluğum boyunca annemi evde hatırlarım. Okuldan geldiğimizde hiç anahtar kullanmadık. Ama babamı da sadece Pazar günleri evde hatırlarım. Onun dışında tüm zamanları fabrikada ya da yeni işler almak üzere seyahatlerde geçerdi. Uzun süre Sağlık Sokak’ta, Ankara Koleji’nin karşısındaki bir evde oturduk. Hala bazen rüyamda o evi görürüm. Belli ki hayatımda büyük yeri olmuş o evin. Bu cümlelerimden de tahmin edeceğiniz gibi ilkokul, ortaokul ve lise hayatımın tamamı Ankara Kolejinde geçti. Sonra Hacettepe Üniversite’sinin Sosyal ve İdari Bilimler Fakültesine bağlı Ekonomi bölümünü kazandım. Ama zor bir dönemde başladım üniversiteye. Özellikle de ilk yılım çok sıkıntılıydı. Öğrenci hareketleri, boykotlar, uzun süre kapanan okullar derken Hacettepe Üniversitesi’ni bırakmak ve Boğaziçi Üniversitesi’ne geçmek istedim, notlarım da çok iyiydi ama geçemedim, çünkü babamdan izin alamadım. Derken 12 Eylül 1980 geldi, ortalık sakinledi, ben de Hacettepe’de tamamladım üniversite eğitimimi. Ama Türkiye’nin en önemli iktisatçıları tarafından eğitildim, şimdi düşününce “iyi ki Hacettepe’de kalmışım” diyorum. Üniversite biter bitmez de çalışmaya başladım. Başlayış o başlayış. 30 sene geçivermiş ben hala ilk günkü heyecanla çalışıyorum. Döküm mesleğine ne zaman, nasıl ve nerede başladınız? Mesleğe ilginiz nasıl oluştu? Aslında biraz önce de söylediğim gibi, benim mesleğim metalürji ya da maden mühendisliği değil, ben iktisatçıyım. Çalıştığım yer döküm fabrikası olunca mecburen işi de, sektörü de öğrendim tabii ki. Aslında ben ilkokuldan beri arasında dolaştığım tezgâhların olduğu, o yaşlarda bana büyüleyici gelen o fabrika ortamında çalışmak istedim hep. Beni oraya getiren en önemli duygu, orada duyduğum heyecan ve ortama duyduğum ilgi oldu. Bu da iş hayatımın 24 yılı boyunca dökümcü olarak anıl-

İş hayatımda önemli olarak hatırladığım bir başka nokta da, çalışma hayatımın 16. yılında Erkunt Sanayi A.Ş.’nin mali işler genel müdür yardımcılığı işini üstlenmem olmuştur. Finansal piyasaları, krizde finansman yönetimini, mali plan ve bütçe ile çalışmanın önemini iyi anladığım ve pratik edebildiğim bir dönemdi ve bana çok önemli tecrübeler kazandırdığını hatta bugüne hazırladığını düşünüyorum. mama neden oldu. 24 yıl boyunca da hiç sıkılmadan çalıştım. Mesleğe başladığınız yıllarda Türk sanayinin genel görünüşü nasıldı? Bizlere 70’li, 80’li yıllardaki ülke sanayimiz hakkında kısa bir tablo çizebilir misiniz? Mesela neler üretilip kimlere satılıyordu? Hammadde, isçilik, enerji açısından sıkıntılar nelerdi? Açık söylemek gerekirse fabrikada çalışmaya başladığım yıllarda Türk sanayinin sıkıntılarını görebilecek bir tecrübem ve bilgi birikimim yoktu. Ben dikkatimi sadece yapmam gereken işin en iyisini yapmaya vererek geçirdim ilk yıllarımı. Ama her gün işe babamla beraber gelip gittiğim için, arabada paylaştığımız zamanı iş konuşarak geçirirdik. İşte o konuşmalar esnasında benim tecrübemde birinin çok üzerinde bilgiye ulaşma, babamın yılların tecrübesi ile yaptığı değerlendirmeleri dinleme ve fikir alış verişinde bulunma imkânım oldu. Yıllar geçtikçe ben de rahatlıkla görmeye başladım sıkıntıları. 70’li yılları bilemiyorum ama 80’li yıllarda hammaddeye ulaşım sorundu, paranız olsa da pik alamadığımız dönemleri biliyorum, sıraya girerdik. Enerji en büyük kısıttı üretimde. Kesintilerin bizi canımızdan bezdirdiği dönemler vardı. 10 dakikada bir TEK’i arar, çaresizlik içinde kesintinin ne zaman biteceğini anlamaya çalışırdık. O günkü sendikacılık da bugünkünden çok farklı, çok sertti. Yine başka bir sıkıntımız da bankacılık sistemiydi, bugüne göre çok geride ve enstrümanları çok sınırlıydı o yıllarda. Ankara’da kalifiye personel bulmak nerede ise imkansızdı, ihracat yapmak ise deveyi hendek atlatmak demekti. Ama başka türlüsünü bilmediğimiz için yine de şevkle ve canla başla çalışıyorduk.

Türkdöküm

21


EZBER DIŞI

Diyorum ya, öğretmenim çok başka bir insandı. Birlikte çalıştığımız yıllar boyunca sıkıntılar olduğunda farklı açılardan bakarak değerlendirmeyi, sadece kötüyü görmemeyi öğretti bana babam. Mesleki hayatınızdaki önemli noktalar nelerdir, nasıl gelişmeler olmuştur? Birkaç noktayı önemli olarak hatırlarım. Birincisi üniversiteyi bitirmem ve fabrikaya bilgisayar alınması kararının aynı zamana denk düşmesi benim için mesleki dönüm noktalarından birisidir. Bunu da ileriki yıllarda anlamışımdır. Bilgisayar bölümünü kurmakla görevlendirilmememle beraber bana adeta tüm fabrikayı ve operasyonları tanıma ve anlama misyonu da yüklenmişti. Çok uzun çalışma saatlerimin olduğu, hatta çok zaman fabrikada sabahladığım, tatil kavramını unuttuğum yıllardı ama fabrikada her işin nasıl yapıldığını, departmanların çalışma düzenlerini ve daha iyiye ulaşmak için nelerin yapılması gerektiğini çok iyi anladığım ve analiz edebildiğim yıllardı. Önemli olarak hatırladığım bir başka nokta da, çalışma hayatımın 16. yılında Erkunt Sanayi A.Ş.’nin mali işler genel müdür yardımcılığı işini üstlenmem olmuştur. Finansal piyasaları, krizde finansman yönetimini, mali plan ve bütçe ile çalışmanın önemini iyi anladığım ve pratik edebildiğim bir dönemdi ve bana çok önemli tecrübeler kazandırdığını hatta bugüne hazırladığını düşünüyorum. Ve tabii ki meslek hayatımdaki en önemli dönemeç, traktör fabrikamızın kurulmasında aldığım rol ve 8 yıldan beri üstlendiğim yöneticiliktir.

Traktör üretimi nasıl başladı? İşinizin o ayağı nasıl gidiyor? Traktör üretimine 2004 yılında başladık. Aslında yıllardır özellikle babam ve kocam Tuna Armağan’ın üzerinde durdukları, konuştukları bir konuydu bu. Ben o dönemlerde Erkunt Sanayi A.Ş.’nin mali işlerinden sorumluydum. Sonra, şirketin kurulmasına ve prototip üretimin yapılmasına karar verilmesi ile beraber ben de işin içinde buldum kendimi. Ana sözleşmesini yazmaktan başladım, traktörlerin isimlerini vermeye kadar gitti. Sonra da üretimin başlamasını takip eden yıl hep beraber verdiğimiz bir kararla Erkunt Sanayi A.Ş.’deki aktif görevimi benden sonra gelen yönetici arkadaşlarıma devrederek, tam zamanlı olarak Erkunt Traktör’de çalışmaya başladım. 2006 yılından beri de bu bölümde Genel Müdür olarak görev yapmaktayım. Erkunt Traktör’de 2 modelle başladık üretim yapmaya. 60 ve 70 HP güneşlikli 2 model. Bugün, 8 sene sonra model sayımız 50’ye ulaştı. Benim 3. çocuğum gibi oldu traktör fabrikamız. Yeni doğuşunu hatırlıyorum, yani şirketin kuruluş belgesinin masama konduğu günü. Sonra emeklediği günleri, sonra yavaş yavaş yürümeye başladığı ve nihayet kendine güvenle ayakta durduğu hatta koştuğu günleri. Bugün Erkunt Traktör pazar 3.sü. 2011 yılında 6 bin traktör sattık ve pazarda yüzde 8,1 payla 2 yıldır 3.lük sırasındayız. 2007 yılında ihracata başladık. İhracat markamız ArmaTrac ve ihracat da gayet güzel gidiyor. Özellikle Balkan ülkeleri, Ortadoğu, Kuzey ve Orta Afrika ülkeleri önemli ihracat noktalarımız. Bunu geliştirmek için çalışan bir ihracat departmanımız var. Hedefimiz üretimimizin yüzde 10’unu ihraç etmek, ki bu hedefe bu sene ya da en geç gelecek sene ulaşacağımızı düşünüyorum. Çok kısa sürede, gönülden Erkunt’lu bir aile de orada yarattık. Son derece güzel bir çalışma ortamımız var. Satıştan tasarım ekibine, lojistikten iletişim grubuna kadar giderek “yaşlanan” bir kadromuz var. Tabii tahmin edeceğiniz gibi arkadaşlarımızın yaşından değil, firmada geçirdikleri süreden bahsediyorum. Aile gibiyiz orada da. Traktör fabrikamız hayat geçtiğinde “acaba burada da Erkunt Sanayi

Erkunt Traktörde 60 ve 70 HP güneşlikli 2 modelle üretim yapmaya başlayan firma, bugün, 8 sene sonra model sayısını 50’ye çıkarttı. Zeynep Erkunt Armağan “Benim 3. çocuğum gibi oldu” dediği traktör fabrikası için şunları söylüyor: “Yeni doğuşunu hatırlıyorum, yani şirketin kuruluş belgesinin masama konduğu günü. Sonra emeklediği günleri, sonra yavaş yavaş yürümeye başladığı ve nihayet kendine güvenle ayakta durduğu hatta koştuğu günleri. Bugün Erkunt Traktör pazar 3.sü. 2011 yılında 6 bin traktör sattık ve pazarda yüzde 8,1 payla 2 yıldır 3.lük sırasındayız.”

22

Ocak - Şubat - Mart / 2012


EZBER DIŞI

Traktör fabrikamız hayat geçtiğinde “acaba burada da Erkunt Sanayi ailesi gibi bir aile olacak mıyız?” diye düşünmüştüm. Kısa sürede bu noktaya ulaştığımızı görmek de beni çok mutlu ediyor tabii ki. ailesi gibi bir aile olacak mıyız?” diye düşünmüştüm. Kısa sürede bu noktaya ulaştığımızı görmek de beni çok mutlu ediyor tabii ki. Yeni ürünlere yatırımlarımız devam ediyor. Biz hiçbir lisansa bağlı olmadan kendi tasarımımızı kendimiz yaptığımız için bizim durmadan çalışmamız ve ilerlememiz gerekiyor. Bu bizim olmazsa olmazımız. Mesela bu yılın başında 3 yeni model lanse ettik ve şimdiye kadar bulunmadığımız bir sınıfa –büyük beygir gücü sınıfına- girdik. 90, 100 ve 110 beygir traktörlerimizi sunduk pazara. Çok güzel reaksiyon aldık çiftçilerimizden ve neredeyse 1 ayda 750 adet civarında sipariş aldık. Gurur duyuyorum bunlarla. Oysaki baştan bizi yolumuzdan çevirmeye çalışan çok olmuştu. “Türk çiftçisi yerli markaya güvenmez, şimdiye kadar otomotivde yabancı markalara çok alıştı, yerli bir markayı almaz” dediler. Ama gerçek böyle olmadı. Biz yılların tecrübesi ile en iyi, en modern traktörü yapmak için çok çalıştık, her daim yanlarında olduğumuzu gösterdik, çiftçimiz de bize çok güvendi ve bizi bugünkü yerimize getirdi. Bugün kapasitemiz 14 bin traktör/yıl. Biz şu anda 2 vardiya düzeninde çalışıyoruz ve her geçen gün siparişlerimiz artıyor. Bir zaman sonra mevcut yerimize sığamayacağımızı ve yeni bir yatırıma gideceğimizi bugünden görüyor gibiyim. Tabii bütün bunları başta Erkunt Döküm olmak üzere, yan sanayilerimiz olmadan yapamazdık. Orada yakaladığımız atmosfer de çok güzel. Ben uzun yıllar Erkunt Döküm’ün satış müdürü olarak görev yaptığım için masanın o tarafında oturmanın ne demek olduğunu da gayet iyi biliyorum. Eminim bunun da yan sanayilerimizle çok iyi ilişkiler kurmamızda faydası olmuştur. Özetle, traktör işini de bir Erkunt ciddiyeti ile ele aldık ve orası da bir Erkunt Döküm olma yolunda hızla ilerliyor. Sadece biraz tecrübe birikimine ve zamana ihtiyaç var. Mesleğe başladığınız yıllar ile bugünü mukayese etmek istersek öne çıkan farklılıklar nelerdir? Aslında her şey çok farklı. Türkiye çalışma hayatı konusunda çok ilerledi. Finansmana ulaşmaktan tutun da, gümrük ve kambiyo mevzuatlarının kolaylaştırılmasına, hayatımızın her alanına bilgisayarın girmiş olmasına, iyi eğitilmiş eleman bulabilmeye, sanayi

tecrübesi olan eleman bulabilmeye, gelişmiş bir yan sanayiye ve çok daha iyi bir lojistik hizmetine ulaşabilmeye kadar her şey 1980’lere göre çok farklı. Ama o zamana göre olumsuz olan bir şey var ki, o da çalışanlarda hareketliliğin çok artması. Çünkü artık çok fazla iş dalı var, rekabet çok, kalifiye eleman arayan firma çok, ne yazık ki bu da çalışanları eski yıllara göre daha az sadık ve daha fazla hareketli yaptı. Sektörümüz mensupları ile paylaşmak istediğiniz mesleki hatıralarınızı da paylaşmanızdan memnun olacağız. Fazla zamanınızı almadan ufacık bir hatıramı paylaşarak bitireyim sözlerimi. Pek mesleki değil ama sektördeki konumumla ilgili diyebiliriz: Belki bilenler vardır, döküm sektöründeki ilk kadın yöneticilerden bir tanesiydim. Yani sektör kadına çok alışkın değildi o yıllarda. Satış müdürlüğü yaptığım dönemde Tofaş’ta maliyet analizinden sorumlu, bugün rahmetle andığım Ali Erbaş Bey, fiyat pazarlıklarının çok yoğun olduğu ve tansiyonun da biraz yüksek geçtiği bir toplantı boyunca fark etmeden bana devamlı “Zeynep Bey” diye hitap etmişti. Toplantı boyunca kendimi tutmak ve gülmemek için çok çaba sarf etmiştim. Ne zaman ki pazarlık bitti, el sıkıştık ve masadan kalktık, kendisine “Ali Bey” dedim, “bir şey sormama izin verir misiniz? Beni kızdırmak için mi, yoksa o anda erkek gibi gördüğünüz için mi bana toplantı boyunca Zeynep Bey dediniz?”. Yüzündeki şaşkınlığı, mahcubiyetini ve giderayak ne çok güldüğümüzü yıllar boyunca ben de unutamadım, eminim o da unutamadı.

Türkdöküm

23


ÜYELERDEN

Gedik, Yeni Tesisi ile İhracata Odaklandı Gedik Holding Sakarya Hendek 2. Organize Sanayi Bölgesi’ndeki yatırımının ilk fazı olan yeni kum dökümhane tesisinin inşasını ve makina teçhizat parkının kurulumunu tamamladı.

G

edik Holding, Sakarya Hendek 2. Organize Sanayisi’ndeki yeni üretim tesislerinin ilk fazını tamamlayarak kum döküm yapacak modern dökümhanesini hizmete aldı. Hendek’teki yeni tesis, hem bölge halkına yeni iş olanakları sunarak istihdama katkıda bulunacak hem de artan üretim kapasitesi ile birlikte ihracata ağırlık vererek ülke ekonomisine fayda sağlayacak. Gedik Döküm ve Vana’nın Hendek yatırımı, şirketin faaliyet gösterdiği üç ana kol olan kum döküm, hassas döküm (SIRMETAL) ve vana (TERMO) üretiminin gerçekleştirileceği üç tesis şeklinde inşa ediliyor. Modern ekipmanlarla ve son teknoloji çevreci sistemlerle donatılan tesislerde üretim, ihracat hedefli olacak. Gedik Döküm ve Vana, Hendek’teki yeni tesislerinde modern üretim süreçlerini kullanarak, tam donanımlı laboratuarları, dünya standartlarındaki ürün kalitesi, bilgi birikimi ve insan kaynağını arkasına alarak yurtiçinde ve yurtdışında pazar payını büyütecek. 25 dönümü kapalı olmak üzere 50 dönüm açık alan üzerinde inşa edilen yeni kum döküm tesisi ile şirketin 5000 ton/yıl olan üretim kapasitesi, 25.000 ton/yıl’a çıktı. Son teknoloji ürünü makine ve teçhizatlarla üretim yapan yeni tesiste çevreye duyarlı sistemler kullanıldı. Gri dökme demir, küresel grafitli dökme demir, çelik, paslanmaz çelik veya bronz döküm yapan olan tesis birçok sanayi sektörünün ihtiyacı olan kum döküm ürünlerini imal ediyor. Döküm parçalarının talaşlı işlenmesi ve müşterilere “işlenmiş döküm parçaları” vermeyi hedefleyen Gedik Döküm ve Vana, işleme tezgah ve makinaları için yatırımlarını sürdürüyor.

24

Ocak - Şubat - Mart / 2012

Gedik Döküm ve Vana, Hendek’teki yeni tesislerinde modern üretim süreçlerini kullanarak, tam donanımlı laboratuarları, dünya standartlarındaki ürün kalitesi, bilgi birikimi ve insan kaynağını arkasına alarak yurtiçinde ve yurtdışında pazar payını büyütecek. 25 dönümü kapalı olmak üzere 50 dönüm açık alan üzerinde inşa edilen yeni kum döküm tesisi ile şirketin 5000 ton/yıl olan üretim kapasitesi, 25.000 ton/yıl’a çıktı.


ÜYELERDEN

Yeni dökümhanenin inşa aşamaları Döküm makinalarının montajının yapılması ve birçok modülün tamamlanmasıyla birlikte Gedik’in Hendek’teki kum döküm tesisinde üretime başlandı. Kum hazırlama tesisi, Sinto döküm hatları, ergitme ocakları ve temizleme-taşlama bölümleri olmak üzere 4 ana modüle entegre çalışarak yardımcı olacak maçahane, toz toplama sistemi, ocak soğutma sistemlerinin kurulumu tamamlandı. Saatte 50 ton kum işleme kapasitesi olan binadaki tüm tozumanın, toz kaynaklarından yapılan hava emişi ile önlenmesi için en ileri teknolojili sistem kuruldu. Çalışanların sağlığı en önemli kriter alınıp çevre dostu bir dökümhane tesis edildi. Otomatik kalıplama makinesinde 0.2’den 50 kg’a kadar parça üretilecek. Toplam 150 kalıp/saatlik ilk Sinto hattının sıvı maden ihtiyacını Inductotherm firmasından alınan 3 ton/saat kapasiteli dual-track endüksiyon ocakları sağlayacak. Üretim akışında kalıp bozma sisteminden sonra yer alan temizleme ve taşlama sisteminin de ku-

rulumu tamamlanarak 6 ton/saat kapasiteli çelik tamburlu temizleme makinesi devreye alındı. Modern reçineli kalıplama sistemi ile satın alması tamamlandı. 2 ton/saat sıvı maden üretim kapasitesine sahip yeni hatta, çelik ve bronz dökümleri yapılıyor.

Türkdöküm

25


ÜYELERDEN

Demisaş’tan Yeni Yatırım Pazardaki işlenmiş döküm ürünleri alma talebinin artması ile birlikte, ürünlerindeki katma değeri artırmak amacıyla 2011 sonunda talaşlı imalat yatırımı yapmaya karar veren Demisaş, üretim yapacağı yeni tesisinin temellerini attı. Bilecik’teki üretim tesislerinde yer alan yeni bina, 2012 yılının ilk yarısının sonunda tamamlanacak ve Demisaş 2012 son çeyreğinden itibaren müşterilerine kendi bünyesinde işlenmiş parça tedarik etmeye başlayacak.

M

üşteri ihtiyaçlarına yenilikçi ve kaliteli çözümler üretmeyi misyon edinen ve ürettiği parçaların daha fonksiyonel hale getirilmesini hedefleyen Demisaş, talaşlı imalat yatırımıyla sadece yurtiçi pazarın değil Avrupa pazarının da en çok tercih edilen firması olma yolunda önemli bir adım atmış oldu. Demisaş talaşlı imalat yatırımıyla, döküm tasarımlarını da daha kolay bir biçimde gerçekleştirecek ayrıca her türlü malzeme çeşidini, ham ya da işlenmiş her formda ürünü istenen her türlü lojistik şartta müşterilerine ulaştıracak. Döküm prosesinde belirlenemeyen hataların erken fark edilmesine de olanak sağlayan talaşlı imalat sistemi, Demisaş’ın müşterileri için teknolojiyi deneyimiyle buluşturan bir çözüm ortağı haline gelmesini sağlayacak.

26

Ocak - Şubat - Mart / 2012

Demisaş talaşlı imalat yatırım planı kapsamında, orta ve uzun vadede işlenen bazı parçaları muhtelif montaj çalışmaları yaparak sistemlere yarı mamul olarak teslim etmeyi hedefliyor. Talaşlı imalat üretimini 5.200 metrekare’lik bir alana sahip yeni binasında geçekleştirilecek olan Demisaş, yıllık döküm miktarının yaklaşık yüzde 30’unu işlemeyi öngörüyor.



ÜYELERDEN

Erkunt Yeni İşleme Fabrikasını Devreye Aldı Gelecek yıl 60. yılını kutlayacak olan Erkunt Sanayi A.Ş. ikinci işleme fabrikasını ASO Sincan Organize Sanayi Bölgesi’nde devreye aldı. Motor blok ve motor blok kafası işlemek üzere dizayn edilen, 12 bin m² kapalı alanlı ikinci işleme fabrikasının yatırımına 2010 yılında ASO Sincan Organize Sanayi Bölgesi’nde başlanmıştı.

K

uruluşu 1953 yılına dayanan Erkunt Sanayi A.Ş. otomotiv, zirai ve iş makinelerine yönelik yönelik gri ve sfero pik parçalarda ham, işlenmiş ve komponent üretimi gerçekleştiriyor. Motor bloğu, silindir kafası ve dişli kutusu gibi parçaların üretiminde uzmanlığı ve ileri teknolojisi ile de tanınan Erkun Sanayi A.Ş.,1980 yılında gerçekleştirdiği ilk ihracatından bu yana; İngiltere, Almanya, İtalya, Avusturya, Fransa, Finlandiya ve ABD gibi önemli pazarlarda yakından tanınıyor. Dünyaca tanınan AGCO Group, CAT Group, ZF Group, Same Deutz-Fahr Group,Cummins Group ve MAN, JCB, Sisu, VW gibi firmaların çözüm ortağı haline gelen firma yıllık üretiminin yüzde 85’lik kısmını otomotiv sektörünün önemli firmalarına ihraç ediyor. Yıllar içinde gösterdiği büyüme hedeflerini geçtiğimiz yıl da tutturan Erkunt Sanayi A.Ş., 2011 yılında 55 bin ton/yıl döküm gerçekleştirip üretiminin yüzde 65’ini işlenmiş olarak sevk etti. Dünyadaki dökümcü rakiplerinden 1995 yılında motor bloğu, silindir kafası, transmisyon gövdesi gibi ihtisas parçaları üreterek ayrılma yo-

28

Ocak - Şubat - Mart / 2012

lunu seçen Erkunt Sanayi A.Ş, bugün söz konusu parçaları montaja hazır hale getirme çalışmalarını sürdürüyor. Devreye aldığı yeni işleme fabrikası ile Erkunt Sanayi A.Ş. parça girişinden sevkine kadar tüm süreçleri insan eli değmeden, tam otomasyona sahip sistemlerle gerçekleştirmeyi ve müşterisine montaja hazır parçalar vermeyi planlıyor. Erkunt Sanayi A.Ş’nin 2007 yılından beri devam eden Deutz AG ile işbirliğinin meyveleri de alınıyor. İş birliği kapsamında 2009 yılında 4 silindirli, 2,9 litre hacimli yeni nesil motor projesinin prototip çalışmalarına başlanmış ve 2011 yılında prototip onayı alınmıştı. Tasarımında yapılan geliştirmeler sonucunda iş makineleri, kamyon, otobüs gibi ticari araçlar ve tarım makineleri alanında müşterisine geniş kullanım alanı ve düşük işletme maliyeti sağlayan yeni nesil motorların seri üretimine 2012 yılı Haziran ayında başlanması planlanıyor. Proje kapsamında Erkunt Sanayi A.Ş., ilk seri parçaları 2012 Temmuz ayında sevk edip kademeli olarak yılda 60 bin motor bloğu üretmeyi hedefliyor. Döküm, iş-


ÜYELERDEN

Erdoğan Nas Erkunt Sanayi A.Ş. Genel Müdür

Yıllar içinde gösterdiği büyüme hedeflerini geçtiğimiz yıl da tutturan Erkunt Sanayi A.Ş., 2011 yılında 55 bin ton/yıl döküm gerçekleştirip üretiminin yüzde 65’ini işlenmiş olarak sevk etti. Devreye aldığı yeni işleme fabrikası ile parça girişinden sevkine kadar tüm süreçleri insan eli değmeden, tam otomasyona sahip sistemlerle gerçekleştirmeyi ve müşterisine montaja hazır parçalar vermeyi planlıyor.

leme, honlama ve montaj prosesleri ikinci işleme fabrikasında, 6 CNC işleme merkezinden oluşan, 1 FMS (Esnek Üretim Sistemi) hattı ile 4 adet ABB robotları ile yönetilen bir sistem içinde; 12 adet CNC Heller işleme merkezi, özel blok yıkama ve honlama makineleri, metroloji laboratuarı, 3 boyutlu ölçü kontrol cihazları, kep çakma üniteleri ile yapılacak. Bu proje ile parça girişinden sevkine kadar tüm süreç insan eli değmeden gerçekleştirilecek. Deutz AG ile süren iş birliğine ilişkin bilgi veren Erkunt Sanayi A.Ş. Genel Müdürü Erdoğan Nas; “Erkunt Sanayi A.Ş., dünyadaki dökümcü rakiplerinden 1995 yılında, motor bloğu, silindir kafası, transmisyon gövdesi gibi ihtisas parçaları üreterek ayrılma yolunu seçti. Daha sonra bunu başka bir büyük adımla takip ederek, söz konusu parçaları montaja hazır hale getirme çalışmalarına başladı. Erkunt Sanayi A.Ş. bugün yılda 100 bin adet motor bloğu ve 300 bin adet silindir kapağı üreten, bunun yüzde 85’ini ihraç eden, dünyada işlenmiş motor parçaları üreticisi olarak tanımlanan önemli ihtisas fabrikalarından birisidir. Deutz AG için 2007 yılından beri üretim yapıyorduk. İlk projedeki yıllık miktar 30 bin motor bloğu ve silindir kapağıydı. Ürünün kalitesi, zamanında sevkiyatı, yönetimin kalite ve insan kay-

nağına yaptığı sürekli yatırım, Deutz firmasını bizlerle daha büyük bir işbirliğine yönlendirdi. Yapılan anlaşmaya göre yılda 60 bin adet motor bloğu dökülecek, işlenecek ve bir takım ileri operasyonlarla montaja hazır hale getirilecek. Bu rakamlara en kısa sürede ulaşmak için aldığımız yatırım kararı neticesinde Ankara Sincan Organize Sanayi Bölgesi’nde ikinci talaşlı imalat fabrikamızı kurduk. Türkiye’de eşi olmayan mekanizasyona sahip, son üretim teknolojilerini uyguladığımız örnek bir fabrika oldu. Şubat 2012’de devreye alınan tesis, Türk döküm sanayinin ulaştığı nokta açısından kayda değerdir. Türkiye’de böyle bir fabrikanın kurulmuş olması eminim dünyadaki, hali hazırda diğer motor üreticilerini de bizimle bu şekilde çalışmak için harekete geçirecektir. Vardığımız noktanın Türk döküm sanayisi için büyük bir başarı olduğunun idraki ile çalışmaya ve daha büyük projeleri de ülkemize kazandırmaya devam edeceğiz” diyor. Çalıştığı firmalarca çözüm ortağı olarak benimsenen Erkunt Sanayi A.Ş., tasarım, döküm, talaşlı imalat ve montaj işlemlerini aynı çatı altında yapabilen dünyadaki sayılı firmaları arasında gösteriliyor. İki vardiyada 60 bin ton/yıl üretim kapasitesine sahip Erkunt Sanayi A.Ş. süreçlerini Yalın 6 Sigma metodolojisiyle yönetiyor ve ISO/TS 16949-ISO 14001-OHSAS 18001 yönetim sistemi gereklerine uygun olarak çalışmalarına devam ediyor. Firma ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi çalışmalarını ise 2012 yılında tamamlayarak sistemi devreye almayı hedefliyor.

Türkdöküm

29


ÜYELERDEN

Inductotherm’in Ocakları Asçelik’te Mesaiye Başladı AS Çelik 2011 yılında İnductotherm’e sipariş ettiği ergitme ocaklarını yine aynı yıl içinde devreye aldı. Yeni ergitme ocakları ile AS Çelik brüt 30 ton çelik döküm kapasitesine ulaştı.

A

S Çelik tarafından Inductotherm’e 2011 yılında sipariş edilen ergitme ocaklarının imalatı tamamlandı. Gerekli altyapısı AS Çelik tarafından hazırlanan sistemin devreye alma testleri başarıyla gerçekleşti ve ocaklar AS Çelik’te faaliyetine başladı. 2x6 ton kapasiteli 3500 KW 500 Hz Dual Trak Plus ergitme ocağı ile Asçelik, brüt 30 ton çelik döküm kapasitesine ulaştı. Ergitme sistemleri üreticisi Inductotherm İndüksiyon Sistemleri Sanayi A.Ş., Inductotherm Grup’un alt şirketi olarak 1990 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet gösteriyor. İndüksiyon ergitme sistemleri üretimi, onarımı ve servis hizmeti alanında faaliyetle-

30

Ocak - Şubat - Mart / 2012

rini yürüten firma Orta Doğu, Balkanlar, Mağrip ülkeleri ve Türki Cumhuriyetlere ihracat yapıyor. Bunun yanında Inductotherm Türkiye; Amerika, İngiltere İspanya’daki kardeş şirketlerinden sonra Inductotherm Japonya ve Inductotherm Avustralya’ya da ihracat yapmaya başladı. Inductotherm’in dünya ölçeğinde 93 firması ve 5 binden fazla çalışanı bulunuyor. İnductotherm Türkiye ise kurumsallaşan bir yapı ile çalışıyor. Firma döküm, dövme ve ısıl işlem sektörlerinde, ergitme ve ısıtma ve ısıl işlem alanlarında kullanılan indüksiyon sistemleri ile yaklaşık yüzde 80 yerli oranı ve yılda 80-100 sistem üretme kapasitesiyle hizmet veriyor.


HABER

Türkdöküm

31


ÜYELERDEN

Demisaş İdeal Fabrika Yönetiminin Peşinde Yalın Enstitü Derneği’nin ev sahipliğinde düzenlenen ‘Toplam Üretken Bakım Semineri’ 2 Mart 2012’de, İstanbul Elite World Otel’de gerçekleştirildi. “Toplam Üretken Bakım” yaklaşımının Türkiye’deki uygulayıcılarından Demisaş da toplantıda bir sunum yaptı.

Ü

retkenliğin artırılmasında etkili bir fabrika yönetim sistemi olan “Toplam Üretken Bakım” yaklaşımı, Japon Toplam Üretken Bakım (TPM) Araştırma Enstitüsü Şefi Hideo Osaki ve Türkiye’deki uygulayıcılarından Demisaş, Eti, Vestel Ve Bak Ambalaj’ın sunumlarıyla 2 Mart’ta İstanbul’da katılımcılarla paylaşıldı. Yaklaşım, fabrikalarda hatalı kullanım ve bakım – onarım yetersizliklerinden kaynaklanan kayıpları yüzde 50 ile yüzde 100 oranında azaltmayı sağlayan reçeteler sunuyor. Fabrika yöneticilerinin yanı sıra üst düzey yöneticilere de mükemmel fabrika yönetimi konusunda yeni bir

32

Ocak - Şubat - Mart / 2012

vizyon kazandırması amaçlanan seminere, Japon Fabrika Bakım Enstitüsü – Çözümler (JIPM-S) Yönetim Kurulu Üyesi ve Toplam Üretken Bakım (TPM) Araştırma Enstitüsü Şefi ve Master TPM Danışmanı Hideo Osaki konuşmacı olarak katıldı. 41 yıldır Japonya’da ve özellikle son 10 yıldır farklı ülkelerde de uygulanan TPM yaklaşımını enine boyuna ele alan Osaki, üretimde verimliliği en üst düzeye çıkaracak bir şirket kültürünün nasıl oluşturulacağı, mevcut ekipman ve üretim alanı ile ilgili kayıpların nasıl önleneceği ve çalışanlarda ‘benim makinem’ anlayışının nasıl geliştirileceğini anlattı. TPM’in çalışanlara yoğun teknik eğitimler suna-


ÜYELERDEN

Hakan Yaşar

Hideo Osaki

Demisaş Genel Müdürü

Toplam Üretken Bakım (TPM) Araştırma Enstitüsü Şefi ve Master TPM Danışmanı

rak uzmanlaşmalarını sağlayıp, uzmanlardan oluşmuş, makineleri büyük maharetle kullanılan fabrikaları nasıl tetiklediğine ilişkin ayrıntıları aktaran Osaki yaptığı sunumda “TPM ilerlemesi, yurtdışında Japonya’ya göre çok daha hızlı oluyor. Tabi yurtdışında çalışanların aktivitelere katılmama durumunda işten çıkarılma riski olduğunu düşünmeleri bunda büyük rol oynuyor. Türkiye’de sonuca yönelik aktivitelere odaklanılıyor ve bu yaklaşımın yararları hızlı bir biçimde hissedilebiliyor. Bugün memnuniyetle gözlemledim ki herkesin kendine güveni çok sağlam, kendine güvenen yerlerde bir sonraki aktivitede daha büyük bir başarı elde edilir” dedi Demisaş’tan sisteme dair ipuçları Döküm sektöründen Demisaş, ambalaj sektöründen Bak Ambalaj, gıda sektöründen ETİ ve elektronik sektöründen Vestel bu yaklaşımı benimseyen ve kalıcı bir kültür haline getirerek verimliliği artıran firmalar olarak örnek uygulama sunumları yaptı. Farklı sektörlerin ilgiyle karşıladığı seminerin ana destekleyicisi Demisaş Genel Müdürü Hakan Yaşar konuya ilişkin olarak “Şirketlerin çalışanları, müşterileri ve hissedarları olmak üzere 3 ana paydaşı vardır. Koruyucu bakım prensiplerinin geliştirilmesiyle bugün özgün bir Japon yönetim sistemi haline gelen TPM’i (Toplam Üretken Bakım) paydaşların üçünün de fayda sağladığı bir sistem olduğu için şirketimize kazandırdık. En üst yönetimden, en tabana kadar yayılabilecek, takım halinde çalışabi-

lecek, çalışanların makinalarına sahip çıkabileceği bir sistem olan TPM’in, Demisaş bünyesinde de bir felsefe olarak benimsenip uygulanması için Haziran 2010’da başlattığımız projemizle verimliliği artırmayı, kayıp ve sakat oranlarını, arızalardan kaynaklı üretim duruşlarını azaltmayı hedefliyorduk. Şimdiden yaptığımız çalışmanın neticelerini almaya başladığımızı görmekten memnuniyet duyuyoruz” dedi.

Seminere katılan Hideo Osaki, 41 yıldır Japonya’da ve özellikle son 10 yıldır farklı ülkelerde de uygulanan TPM yaklaşımını enine boyuna ele alan Osaki, üretimde verimliliği en üst düzeye çıkaracak bir şirket kültürünün nasıl oluşturulacağı, mevcut ekipman ve üretim alanı ile ilgili kayıpların nasıl önleneceği ve çalışanlarda ‘benim makinem’ anlayışının nasıl geliştirileceğini anlattı.

Türkdöküm

33




ÜYELERDEN

EGES’in İlk 15 MW 30 Ton M&H Sistemi Samsun Makina Sanayi’de Daha önceki yıllarda Eges Sistemlerini sorunsuz çalıştıran Samsun Makina Sanayi Mart 2011 tarihinde sipariş verdiği 30 tonluk sistemi 2012 yılı başında devreye aldı.

A

ydıner Grup’un en büyük firmalarından biri olan Samsun Makina Sanayi sulama, tesisat, kentsel donanım alanlarında Türkiye’nin en büyük tedarikçilerinden biri. 1967’de Samsun’da kurulan Samsun Makina Sanayi bugün kurma, yapılandırma, bakım ve işletim gibi alanlarda geniş kapsamlı hizmetler veriyor. Samsun Makina Sanayi, imalat ve döküm sektörünün en büyük ve donanımlı tesislerinden birine sahip. Samsun Sanayi Bölgesi’nde 90 bin metrekarelik açık, 40 bin metrekarelik kapalı alana kurulmuş olan döküm merkezli bu dikkate değer fabrika, yıllık 30 bin tonluk döküm kapasitesiyle çalışıyor. Samsun Makina Sanayi, biri otomatik iki döküm hattıyla ağırlığı 1 tondan 12 tona kadar olan parçaları dökebiliyor.

36

Ocak - Şubat - Mart / 2012

Önceki yıllarda 5 adet Eges sistemini sorunsuz çalıştıran ve kendi alanında Türkiye’nin sayılı dökümhanelerinden biri olan Samsun Makina Sanayi, bu sistemlere ek olarak Mart 2011 tarihinde 30 tonluk 6. sistem için tekrar sipariş verdi. Samsun Makina Sanayi, saatte 31 ton pik ergitme kapasiteli, 15.000 kw + 1.000 kw – 2x30 Ton MELT & HOLD sistemini 2012 yılı başında başarıyla devreye aldı. Eges’in kalitesine inanan Samsun Makina Sanayi (SMS), son 15 yıldır kapasitesini daima EGES EO Sistemleri ile arttırmayı tercih ediyor. SMS son olarak da Eges’in tarihindeki ilklerinden biri 15 MW gücündeki ergitme konvertörüne sahip MELT & HOLD sistemi ile toplam üretim kapasitesini yaklaşık yüzde 60 arttırmış oldu. SMS aynı zamanda iki adet 30 ton kapasiteli ocak sayesinde istediği anda 60 ton tek parça döküm yapabilecek.


ÜYELERDEN

Eges 15 MW 30 ton sisteminin gerçekleşebilmesi için sistemin birçok kısmını yeniden tasarladı. Öncelikle 30 ton kapasiteli ocağın bobin kısmı daha öne alındı. Gaga yapısı değiştirilerek daha öne döküm yapılması sağlandı. Platformu yeniden şekillenen ocak, bu sayede daha kolay kullanılabilir hale getirildi. Hidrolik kumandalar uzaktan kumandalı yapılarak hidrolik kontrol panelinin platform üzerinde daha az yer kaplaması sağlandı. Oransal valf kullanımı ile de ocağın öne devrilmesi yine aynı hassasiyette yapılabildi. Egzoz kapak geliştirilerek daha küçük hale getirildi. 15 MW güç için gereken kondansatörlerin sayısının çok olması, kondansatör panosunun da yeniden tasarlanmasını gerektirdi. Bu sayede daha verimli ve 15 MW’ın gerektirdiği yaklaşık 60000 Amper, akımın daha güvenli bir şekilde ocağa taşınmasını sağladı. SMS’ye kurulan sistem 15 MW gücünde çalışmaya başladı. Eges bu sistemin sağlıklı bir şekilde çalıştırılmasının ardından çıkış gerilimini 3.500 V değerine arttırarak 18 MW gücüne çıkmayı bundan sonraki adım olarak planlıyor. Eges, yüksek güçlü ve kapasiteli sistemleri daha ileriye götürmeyi planlarken aynı zamanda düşük güçteki sistemlerini IGBT teknolojisi ile donatarak müşterisine daha kompakt ve güç faktörü yüzde 98’den daha iyi olan sistemler de sunuyor.

Sistem: 15000kW + 1000kW – 2x30 ton MELT&HOLD (Saatte 31 ton pik ergitme kapasiteli) Sistem çelik konstrüksiyon ocaklar, egzoz emişli ve her iki yöne açılabilir kapaklar, kolay curüf alabilmek için geriye doğru devrilebilir şekilde tasarlandı. Titreşimli sarj arabası, ocaklar içindeki metal miktarını görmeye yarayacak ağırlık tartı sistemi ve ocak astarı bozmak için kullanılan push-out ekipmanlari ile donatıldı.

Türkdöküm

37


ÜYELERDEN

DISA’dan Dikey Kalıplamada Rögar Kapağı Dökümü Türkiye temsilciliğini Metamak’ın, yaptığı DISA, rögar kapağı üretiminde kullanılacak olan iki dikey kalıplama hattından birisi olacak olan DISA 280 C’nin üretime geçmesi için geri sayıma başladı. DISA mühendisleri kalıplama hattının özellikleri hakkında detayları paylaşıyor.

A

vrupa’nın ve Türkiye’nin en büyük iki dikey kalıplama hattından birisi olacak DISA 280C yaklaşık bir yıl sonra üretime geçecek. Rögar kapağı üretiminde kullanılacak olan hattın özelliklerini açıklayan DISA mühendislik bölümü, rögar kapağı üretiminde, dikey kalıplamanın tercih sürecinde karşılaşılan bazı soru işaretlerini aydınlatacak analizi açıklayıcı tablolarla da ortaya koyuyor.

Şekil 1: Kapak’ın dikey kalıpta yolluk dizaynı.

Verimlilik Dikey kalıplama hattında rögar kapağı üretimi ile ilgili ilk soru işareti verimlilikle ilgili olabilir. Verimlilik; parçanın net ağırlığının kalıba dökülen toplam metalin ağırlığına (yani besleyiciler, yolluklar vs. ile parça net ağırlığının toplamı) oranı olarak tanımlanabilir. Burada parça ağırlığı değiştirilemeyeceğinden, belirleyici olan yolluk ve besleyici boyutlardır. Hesaplanan yolluk boyutlarının etkinliğinin kontrolü için bir simülasyon programı kullanılarak, hesaplama sonuçlarına göre oluşturulan modelin dökümü simüle edildi. Yapılan hesaplamalarda kullanılan yöntem Şekil:34’te gösteriliyor. Yukarıda da görüldüğü gibi dikey kalıplama sisteminde gerekli olan yolluk sisteminin ağırlığı, yatay kalıplama sisteminde gerekli olana göre yaklaşık yüzde 30 daha azdır.

Yatay Yolluk Sistemi 8,26 kg

Dikey Yolluk Sistemi 5,91 kg

Kazaç 2,35 kg Şekil 3: Dikey ve yatay kalıpta Kapak’ın yolluk ağırlıklarının karşılaştırılması.

Şekil 2: Çerçeve’nin dikey kalıpta yolluk dizaynı.

38

Ocak - Şubat - Mart / 2012

Şekil 4: Yolluk hesaplamasının gösterilişi.


ÜYELERDEN

Porozite Rögar kapaklarında en sık görülen ve özellikle ağır yük altında çalışan parçalarda mümkün olduğunca kaçınılması gereken hatalardan birisi de porozitelerdir. Simülasyon sonuçları, porozite miktarlarında dikey kalıplama ile elde edilen sonuçların yatay kalıplama ile elde edilenlere göre çok daha tatmin edici olduğunu gösteriyor.

gibi yanlış bir algı oluşsa da simulasyon sonuçları ve pratik uygulamalar tam tersini gösteriyor. DISA’nın mühendislik bölümünün çalışmaları gösteriyor ki; rögar kapakları dikey hatlarda daha verimli bir şekilde üretilebilir. Verimliliğinin yüksek oluşunun yanı sıra kalite açısından da pozitif bir etkisi vardır. Daha kaliteli ve daha verimli bir üretim, gerek yerel gerekse uluslararası alanda rekabet gücünü artırmaya çalışan firmaların temel hedefleri arasında yer alıyor.

YATAY KALIPLAMA - 0,361 mm

DİKEY KALIPLAMA

+0,928 mm

- 0,924 mm

1,289 mm

+0,221 mm

1,221 mm Fark: 0,068 mm

Şekil 6: Dikey ve Yatay kalıplanmış rögar kapaklarında doğrusallıktan sapma miktarları.

Şekil 5: Dikey ve Yatay kalıplanmış rögar kapaklarında porozite oranları.

Düzlemsellik Özellikle rögar kapağı gibi görece ince cidarlı ve geniş yüzeyli parçalarda düzlemsellikte bozulmalarla sıkça karşılaşılır. Bu bozulmalar parçanın boyutları, kalıp dayanımları ve malzemenin cinsi gibi çeşitli değişkenlere bağlıdır. İlk anda dikey kalıplanın bu konuda yatay kalıplamaya göre dezavantajlı olduğu TEKNİK BİLGİLER

DISA 280 C PAYZA TÜRKİYE PARÇA TANIMI KAPAK ÇERÇEVE

MALZEME GG GG

KALIP YÜKSEKLİĞİ : 1050 mm KALIP GENİŞLİĞİ : 1200 mm KALIP KALINLIĞI : min 250 - max 675 PARÇA MAÇA AĞIRLIĞI GG GG

VAR YOK

KALIPTAKİ PARÇA ADEDİ 1 1

KONVEYÖR UZUNLUĞU : 81 m SOĞUMA BÖLGESİ UZUNLUĞU : 72 m PMC : 20 m

KALIP BAŞINA KALIP KUM/METAL KALIP METAL KUM METAL KALINLIĞI ORANI SAYISI MİKTARI MİKTARI kg mm 1/saat ton/saat ton/saat 41,5 250 11,4 272 11,3 129 35 250 13,5 292 10,2 138

Tablo1: DISA 280C Genel Teknik Özellikler.

Türkdöküm

39


ÜYELERDEN

Demisaş İhracat Yıldızı İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri’nin (İMMİB) geleneksel olarak her yıl düzenlediği İhracatın Yıldızları Ödülleri kapsamında, 2011 yılının Demir Çelik Döküm Mamül kategorisi birincisi Demisaş oldu.

T

ürkiye toplam ihracatının yaklaşık yüzde 30’unu gerçekleştiren İMMİB, 2011 yılında farklı sektörlerde başarılı olan 43 ayrı kategoride 127 firmaya ‘İMMİB 2011 İhracatın Yıldızları Ödülleri’ni verdi. 23 Mart 2012 tarihinde Four Season Bosphorus Hotel’de gerçekleştirilen Ödül Töreni’nde Demir Çelik Döküm Mamül kategorisinde birincilik ödülü Demisaş’ a verildi. Törende Demisaş adına ödülü kabul eden Demisaş Genel Müdürü Hakan Yaşar, ‘Demisaş, 1990’lardan bu yana devam eden yatırımlarıyla, yıllık 80 bin ton üzerinde üretim kapasitesine ulaştı. Bugün üretiminin yüzde 50’den fazlasını ihraç eder noktada olan Demisaş’ın ismi, Avrupa döküm endüstrisinde saygınlıkla anılıyor’ dedi.

Inductotherm Türkiye Büyüme Adımlarını Hızlandırdı

İ

ndüksiyonla ergitme ve ısıtma sistemleri konusunda faaliyet yürüten Inductotherm Türkiye, Gebze’de kurulu tesisine ek olarak hemen bitişiğindeki yeni fabrika binasını hizmete açtı. Kurulduğu 1990’lı yıllardan bu güne satış grafiğini sürekli yükselten firma, gerek iç gerekse dış pazarlar için ergitme ve ısıtma sistemleri üretimini her yıl daha da arttırmaya devam ediyor. Firma, bu büyümenin sonucu olan yeni yatırımı ile üretim sahasını 6 bin m2 arazi üzerinden 4 bin 500 m2 kapalı alana yükseltti. Inductotherm Türkiye, yeni fabrika alanı, teknik donanımı ve 70 uzman personeli ile yıllık 100 bin kW üretebilecek kapasiteye ulaştı. Firma bu yatırımla müşterilerine daha hızlı ve daha iyi hizmet verebiliyor. 2011 yılını tam kapasite geçiren Inductotherm Türkiye, yeni üretim alanları ve fiziki donanımlarıyla büyümeye devam ediyor.

40

Ocak - Şubat - Mart / 2012


BİLGİ DEĞERLİDİR!

Gelişim, sadece metal döküm proses bilgisini sistematik olarak uygulayınca mümkün olabilir. MAGMA simülasyon yazılımı, fizik ve matematik bazında hazırlanmış ve aynı zamanda kapsamlı bir bilgi veritabanı ile entegre edilmiştir. Bir simülasyon projesi ile ilgili hiçbir bilgi kaybolmaz - tüm sonuçlara hızlı ve kolayca ulaşılabilir. Simülasyon, firmanızın profesyonel know-how anlayışınızı geliştirir ve organizasyonunuz için yüksek düzeyde teknik uzmanlık temin etmek için mükemmel bir eğitim ve öğretim aracıdır. MAGMA Bilisim ve Teknoloji Hizmetleri Ltd. Sti. Kuzguncuk Mah.Paşalimani Cad. Boğaziçi Apt. No:112 B Blok D:1 34674 Kuzguncuk-Üsküdar İstanbul, Turkey Tel +90 (216) 557 50 26 Fax +90 (216) 557 64 00 info@magmasoft.com.tr www.magmasoft.com.tr


ANALİZ

Döküm Sektörü 2011 Yılında 1,4 Milyon Ton Üretim Yaptı

Niyazi Akdaş TÜDOKSAD Yönetim Kurulu Başkanı

T

ürkiye Odalar ve Borsalar Birliği çatısı altında sektör meclisleri kapsamında gerçekleşen Türkiye Döküm Meclisleri toplantısına meclis başkanı TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Akdaş, TÜDÖKSAD Genel Sekreteri Kubilay Dal, Döküm Meclisi başkan yardımcısı Mustafa Çavuşoğlu, Pik Dökümcüler Odası Başkanı Halil Gazi Varol ile birlikte toplam 34 kişi katıldı. Döküm sektörünün 2011 yılı değerlendirmesinin yapıldığı toplantıda, sektörün mevcut sorunları mercek altına alındı. Türk Döküm Sektörü 2011 yılı Değerlendirmesi Döküm meclisi toplantısında ilk sözü alan Meclis Başkanı Niyazi Akdaş, Türk Döküm Sektörünün 2011 yılını değerlendirdiği bir sunum yaparak, sektörün 2011 yılında 2,6 milyar avro değerinde 1.4 milyon ton üretim yaptığını 1,85 milyar avro direkt ihracat gerçekleştirdiğini ve 33 bin kişilik istihdam sağlandığını ifade etti. Döküm sektörünün alt gruplarındaki (pik, sfero, temper, çelik ve demirdışı) üretim artışlarından bahseden Niyazi Akdaş, yıllara göre pik ve sfero dökümün gelişimini ton bazında irdeleyerek sektörün gelecek pik dökümü yatırımına karşın sfero dökümün tercih edilmesinin daha etkili olabileceğini belirtti. Uluslararası pazarlarda rekabet ederek ihracat yapan firma sayısını 150 olarak kaydeden Niyazi Akdaş, 2011 yılı toplam ihracatının 869 bin ton olarak

42

Ocak - Şubat - Mart / 2012

Türkiye Döküm Sanayi Meclisi toplantısı 20 Şubat 2012 tarihinde TOBB ev sahipliğinde Meclis Başkanı, TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Akdaş’ın başkanlığında dört ana gündem maddesi altında gerçekleşti. Döküm sektörünün 2011 yılı değerlendirmesinin yapıldığı toplantıda, sektörün mevcut sorunları mercek altına alındı. belirlendiğini açıkladı. Bu rakam, sektörün alt ihracat gruplarını ise şöyle sıraladı; pik 320 bin ton, sfero 310 bin ton, temper 4 bin ton, çelik 97 bin ton, demir dışı ise 138 bin ton. Döküm sektörünün, girdilerinin büyük bir kısmını yurt içinden temin ettiğini ve yüksek işçilik katkısı nedenleri ile ithal girdiye ve montaja dayalı sektörlerden çok daha fazla katma değer yarattığını değerlendiren Niyazi Akdaş, 2011 yılı faal dökümhane sayısını 1.040 olduğunu ve bu firmaların özelikle Marmara bölgesinde yoğunlaştığını belirtti. 2010 yılı CAEF verilerine göre Türk Döküm Sanayinin 1.29 milyon ton üretim oranıyla Avrupa sıralamasında 4. dünyada ise 13. sırada yer aldığını bildiren Niyazi Akdaş, dünyadaki toplam döküm üretim miktarını 91.673.839 ton olarak, en çok üretim yapan ilk üç ülkeyi de sırasıyla Çin, Hindistan ve ABD olarak sıralandığını söyledi. Sektörün verimlilik oranına atıfla tesis başına Türkiye’deki üretim oranı 1.430 ton, bu oranın Almanya’da 7.808 ton olduğuna ayrıca dikkat çekti. Niyazi Akdaş meclis toplantısında ilk gündem maddesi olan döküm sektörünün değerlendirmesi sunumunda son olarak sektörün uzun yıllardır büyük çabalarla küresel pazarda yüksek kaliteli üretim ile payını arttırdığını ve bazı kuruluşların, Avrupa’nın sayılı tesisleri arasında yer aldığını hatırlatarak, gelecek yıllar da sektörün daha da büyüyerek küresel pazardaki payını arttıracağı temennisinde bulundu.


ANALİZ

GİTES kapsamında pik ve hurda tedariki sorunlarının değerlendirilmesi Toplantının ikinci gündem maddesi kapsamında TÜDOKSAD Genel Sekreteri Kubilay DAL, sektörün kaliteli DKP dökümhane (soğuk haddelenmiş sac) hurdası arzında sıkıntı yaşadığına değinerek entegre demir çelik tesislerinin istenen kalite ve miktarda pik üretmemesi ve sfero piki üretimi yapılmaması nedeniyle sektörün ithal ürünlere yöneldiğini açıkladı. Kubilay Dal, gerekli yatırımların tamamlanabilmesi için entegre demir çelik üreticilerine teşvik ve kaliteli dökümhane hurdası ithalatına kolaylıklar sağlanması gerektiği de ayrıca dile getirdi. Konu hakkında Ekonomi Bakanlığı Ekonomik Araştırmalar ve Değerlendirme Genel Müdürlüğü’nden toplantıya katılan Daire Başkanı M. Kemal Günay, döküm sektörünün Bakanlığın girdi tedarik stratejisi çalışmaları kapsamında önemli bir yere sahip olduğuna değinerek, GİTES eylem planlarında da döküm sanayiyle ilgili hususlar olduğuna da dikkat çekti. Bakanlığın girişimleriyle bazı demir çelik entegre tesisleriyle pik üretimi için bağlantıya geçildiğini ifade eden Günay, ancak mevcut tesislerin zorlanmasıyla sürdürebilir bir sonuç alınamayacağını döküm sanayinin elbirliğiyle yeni yatırım olanaklarını sorgulaması gerektiğinin önemine vurgu yaptı. Toplantıda söz alan Meclis Danışmanı Prof. Dr. Ekrem Selçuk ise pik üretimini gerçekleştirebilen mev-

cut Ereğli, İskenderun ve Karabük entegre tesisleriyle işbirliği içinde ithalata destek olacak oranlarda pik üretiminin programlanmasının ve sektördeki talebin bu yönde karşılanmasının önemine değindi. Selçuk, talebi karşılamak üzere sadece pik üretimine dayanacak bir yeni tesis yatırımının rantabl olmadığına da ayrıca vurgu yaptı. Meclis toplantısında Prof. Dr. Ekrem Selçuk’un bu önerisinin Rusya’dan ve Ukrayna’dan gelecek piklerin spekülatif olarak fiyatlarının artışına engel olacağı değerlendirildi ve düşük kükürtlü sfero pikten başlayarak bu yatırımlara teşvik verilmesi gerektiğine de ayrıca dikkat çekildi. Pik üretiminin demir çelik üretiminde bir ara malı olduğunu ve yassı ürünle karlılık oranları kıyaslandığında mevcut entegre tesislerin fizible olmayan söz konusu üretimlere yönelmek istemediklerini açıklayan Meclis Başkanı Niyazi Akdaş, pik tüketiminin yalnızca 350 bin ton oranının dökümcüler tarafından kullanıldığını 1 milyon tonluk kapasitenin geri kalanının elektrik ark ocaklarında demir – çelik tesislerince hammadde olarak kullanıldığına dikkat çekti. Niyazi Akdaş, bu konunun çözümü üzerine Ekonomi Bakanlığı ile işbirliği içinde diyalogun devam edeceğini de ayrıca ifade etti. Teşvik politikaları Meclis Başkanı Niyazi Akdaş, toplantının ikinci gündem maddesi kapsamında, “teşvik politikalarında dö

Türkdöküm

43


HABER

küm sanayinin stratejik öneminin ilgili bürokratlara aktarılarak sektörde modern ve verimli yatırımların teşvik edilmesi” üzerinden sunum yaptı. Türk döküm sektörünün büyüme hızına atıf yapan Niyazi Akdaş, Avrupa Dökümcüler Derneği’nin 2015, 2016 ve 2017 yılı öngörülerini yansıtan tahminlere göre Türk döküm sektörünün Almanya’dan sonra ikinci sıraya yerleşeceği yönündeki öngörülerini aktardı. Bu amaca ulaşmak için yeni yatırımlar ve dolaylı olarak da yeni teşvik imkanlarının olması gerektiğinin önemine değindi. Dökümhanelerin teşvik kapsamında olmamasını anlayamadığını dile getiren Niyazi Akdaş, teşvik olanakları için bölgesel şartların da kaldırılması ve dolayısıyla sektörün büyümesine engel olunmaması gerektiğine vurgu yaptı. Bu gündem maddesi kapsamında bilgi vermek ve yapılan değerlendirmeleri dinlemek üzere toplantıya katılan Ekonomi Bakanlığı Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğünden Daire Başkanı Nihat Alkaş, Bakanlığın yeni teşvik çalışmaları kapsamında yapılan etki analizinden bahsederek, Başta TOBB olmak üzere tüm sivil toplum kuruluşlarının değerlendirmelerinin alındığını ve düzenlemeler çerçevesinde önerilere önemli ölçülerde dikkat edildiğini ifade etti. Meclis Başkan Yardımcısı Mustafa Çavuşoğlu ise, döküm sektörü için teşvik olanaklarının geliştirilmesi çalışmalarında kriz dönemlerinde dahi döküm üretiminin düşmediği Almanya örneğinin incelenmesi gerektiğine dikkat çekerek, Almanya’da dökümhane sayısının ülkemize kıyasla az olmasına rağmen dökümhane başına verimliliğin 7 bin ton olduğunu hatırlattı.

Dökümhanelerin teşvik kapsamında olmamasını anlayamadığını dile getiren Niyazi Akdaş, teşvik olanakları için bölgesel şartların da kaldırılması ve dolayısıyla sektörün büyümesine engel olunmaması gerektiğine vurgu yaptı.

44

Ocak - Şubat - Mart / 2012

Dış ticarette yaşanan sıkıntılar Meclisin üçüncü gündem maddesi olarak, döküm sektörünün dış ticarette yaşadığı sıkıntılar birkaç konu başlığı altında TÜDÖKSAD Genel Sekreteri Kubilay Dal tarafından yapılan bir sunumla toplantıya katılanlarla paylaşıldı. “Kalsine edilmiş petrokok” ithalatında iyileştirici düzenleme talebi Gümrük mevzuatında ‘Kalsine Edilmiş Petrol Koku‘ olarak geçmekte olan GTİP 2713.12.00.00.00 nolu olan malzeme ithalinde 2011/7 Sayılı Çevrenin Korunması Yönünden Kontrol Altında Tutulan Yakıtların İthalatına Dair Dış Ticarette Standardizasyon Tebliği çerçevesinde‚ kayıt ve uygunluk belgesi aranıyor. İthalat işlemlerinin malzeme varışını takiben yaklaşık 20-25 günlük bir süreçte tamamlanabiliyor. İthalat sonrasında nihai kullanıcılara teslimi teslim tesellüm belgesi ile belgelenmediği sürece bir sonraki ithalata izin verilmiyor ve ithali sırasında nihai kullanıcılar tarafından verilecek taahhütname aranıyor. Kubilay Dal, bu uzun ve meşakkatli süreç nedeniyle dökümhanelerin bu yolu tercih etmediğini ve tica-


ANALİZ

ri firmalar ile birlikte kimyasal içerik itibariyle az fark bulunan fakat daha maliyetli olan elektrografit malzemesini ithal etme zorunda kalındığını söyledi. Kubilay Dal, sonuç itibariyle kalsine edilmiş petrokok’un hem kalori, hem fiyat özellikleri nedeniyle yakıt olmaması itibariyle 2011/ 7 sayılı “Çevrenin Korunması Yönünden Kontrol Altında Tutulan Yakıtların İthalatına Dair Dış Ticarette Standardizasyon Tebliği”nin “Ek.1 Kontrole Tabi Yakıtlar” listesinden çıkartılması gereksiz kaynak transferini önlemek ve dökümhanelerin maliyetini düşürmek ve daha rekabet edici olmalarını sağlamak açısından önem arz ettiğini kaydetti. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Ortadoğu Genel Müdürlüğünden Müdür Yardımcısı Mehmet Sağlam, 2012/7 sayılı DTS tebliği gereğince Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan alınan çevrenin korunması yönünden kontrol altında tutulan yakıt ithalatçısı kayıt belgesine sahip firmalar tarafından ithalatın gerçekleştirilebileceğini ve bahsi geçen onaylanmış kontrol belgelerinin takvim yılı sonuna kadar geçerli olacağı yönünde bilgi verdi. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından yapılan uygunluk denetimi sonucunda düzenlenen uygunluk yazısının veya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca düzenlenen muafiyet yazısının gümrük beyannamesinin tescili sırasında arandığı da ekleyen Sağlam, bu uygulamanın tarifeye yönelik bir önlem olduğunu dile getirdi. Sanayinin gelişmesiyle beraber çevre, sağlık ve emniyet yönünden gerekli tedbirlerin alınmasının gerekliliğine de vurgu yapana Sağlam, kalsine edilmiş petrokokun gümrük idarelerinde tahlile tabii bir ürün olduğu ve yapılan tahlil neticesinde tarife istatistik pozisyonunun belirlenerek vergilendirmeler yapıldığını, getirilmiş ve tesliminde yaşanan gecikmenin tamamen gerekli önlemlerin alınmasından kaynaklı olarak yaşanabileceği açıkladı. Yaptığı bilgilendirmeler sonrasında bir devlet idaresinin verdiği izni, diğer idarenin görebilmesini sağlayan tek pencere sisteminin bu tür gecikmeleri önleyebileceğini ifade eden Sağlam, ayrıca Gümrükçe Onaylanmış A,B,C sınıfı Kişi Statüsü uygulaması ile A ve B sınıfı kişilerin ihracatlarının hiçbir şekilde Gümrük İdaresine belge sunumuna gerek kalmaksızın sadece beyannameyi internet ortamında vererek işlemlerini yapabileceğini hatırlatarak, söz konusu uygulamanın bu gecikmelerin engellenmesi konusunda yardımcı olacağını söyledi. Son olarak söz alan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğünden Daire Başkanı Nihat Yaman, bahsi geçen ürünün karbon verici olarak değerlendirildiğini ve denetime tabi olduğuna atıfla şu aşamada kontrole tabi ürünler listesinden çıkarılmasının pek mümkün görünmediğini ancak yapılan görüşmelerin mutlaka ilgili makamlarda tekrar değerlendirmeye alınacağını belirtti.

Gümrük vergisi Döküm sektörünün önemli ithal girdisi olan pik demirinde uygulanan gümrük vergilerinin iyileştirilmesi ve KDV’nin kaldırılması konusunda yapılan sunumda TÜDÖKSAD Genel Sekreteri Kubilay Dal, Mevcut İthalat Rejiminde 7201.10.90.00.00 ve 7201.50.10.00.00 GTİP nolu ürünlere gümrük vergisi muafiyeti uygulandığı ancak diğer GTİP’lere de menşei ülkeye bağlı olarak 0 veya değişen oranlarda gümrük vergisi uygulandığı bildirdi. Kubilay Dal, yerli üretimi desteklemek amacıyla uygulamaya koyulmuş olan bu vergilerin yerli üretim yeterli olmaması nedeniyle sektördeki firmaların pik ihtiyaçlarının büyük bölümünün ithalatla karşıladığı ve bu durumun sektörün dış piyasalardaki rekabet gücünü olumsuz etkilediğini söyledi. KDV Kubilay Dal, demir çelik hurdası ithalatında KDV olmadığını, piklerin de demir çelik hurdasının alternatif ürünü olması sebebiyle aynı uygulamanın pikler içinde geçerli olması gerektiğini ifade etti. Piyasada oluşan fiyatların zaman zaman aynı seviyelere geldiğini bildiren Kubilay Dal, demir çelik hurdasının firesi, kirliliği, eritilmesi için daha çok enerji tüketilmesi gerekliliği hesaba katıldığında demir çelik hurdası yerine pik ithalinin cazip hale getirilmesinin daha yararlı olacağını savundu. Ekonomi Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğünden Şube Müdürü Aysel Kayaalp, geçmişte gümrük vergisinin muhafaza edilmesinin korumacılık önlemleri nedenli olduğuna katıldığını ve sektörden yapılan müracaatlar ile İsdemir ile görüşüldüğünü ve kendilerinin pik üretimine başlaması nedeniyle İthalat Rejiminde yapılması planlanan düzenlemenin geri çekildiği bilgisini verdi. Kayaalp, konunun taraflarınca takip edildiğini ve henüz neticelendirilemediğini ifade ederek, DIR kapsamında yapılan ithalatın yüzde 70 oranında gümrük vergisinden muaf olduğunu da sözlerine ekledi.

Türkdöküm

45


ANALİZ

Elektrik maliyetleri Döküm sanayinde elektrik fiyatları, sanayide elektrik enerjisinin maliyetinin sürekli yükselmesi, faturalardaki TRT payı, kaçak kontrol, sayaç okuma bedelleri, özel elektrik firmaları ile sözleşmeler, ark-endüksiyon tarifesinin kaldırılması, gece tarifesinin zamlanması konuları ise meclis taraından dördüncü gündem maddesi olarak ele alındı. Türk sanayinin bugünkü yüksek üretim seviyelerine ulaşmasında 1998–2003 yılları arasında uygulanan “ark ve endüksiyon ocakları elektrik tarifesi”nin önemli bir etken olduğunu dile getiren Kubilay Dal, bu tarifenin 08/01/2004 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlükten kaldırıldığını ve neticesinde artan elektrik maliyetlerinin sektörü olumsuz etkilediğini belirtti. Kubilay Dal, uygulamayla birlikte Sonraki yıllarda ise önce reaktif enerji sınırları daraltıldığı için sektörde yüksek bedelli kompanzasyon yatırımlar yapıldığını belirtti. Kubilay Dal, yaşanan sürecin olumsuzluklarını madde madde şu şekilde dile getirdi.. - Bir sonraki yıl sanayicilere azda olsa avantaj sağlayan hafta sonu (pazar) tarifesi yürürlükten kaldırıldı. - Bir sonraki yıl kaçak kontrol ve sayaç okuma bedeli tüketime bağlı olarak faturalara eklendi ve bu uygulama ile daha çok elektrik kullanan aboneler olarak sanayiciler daha fazla kaçak kullanım bedeli ödemeye başladı. Aynı zamanda devreye giren sayaç okuma bedeli de tüketime bağlı olarak faturalara eklendi. Az ya da çok, tek ya da daha çok sayaç farkı olmadan tüketime oranlı olarak sayaç okuma bedeli ödemeye başlanıldı. -Enerji piyasasında beklenen serbest tüketici yönündeki avantajlar ise sınırlı kalmış olup, küçük ve orta ölçekli sanayicilerimizin enerji maliyetleri yükseldi. Bu konuda yıllardır umutla beklenen iyileşme maalesef gerçekleşemedi. Halbuki tüm gelişmiş sanayileşmiş ülkelerde daha fazla enerji kullanan sanayici, kullanım miktarına bağlı olarak daha avantajlı enerji bedeli ödüyor. . -1 Ekim 2011 tarihli tarife ile sanayicimizin elektrik maliyetleri ortalama yüzde 20.2 ile yüzde 33 arasında yükselmiş oldu. Konu hakkında toplantıya katılan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Enerji Uzmanı Nedim Korkutata öncelikle enerji maliyetlerinin sadece ülkemizde değil küresel ölçekte de sürekli artma eğiliminde olduğunu hatta Türkiye’nin elektrik fiyatlarının OECD üye ülkelerinin elektrik fiyat ortalamasına yakın olduğunu savundu. Serbest piyasa şartlarında tüm diğer sanayi yatırımları gibi elektrik fiyatlarının düşmesinin elektrik piyasasında da yatırımları engeller nitelikte olacağını belirten Korkutata, süregelen kapitalizm kuralları çerçevesinde elektrik fiyatlarıyla sübvansiyon döneminin bitmiş olduğunu ifade etti.

46

Ocak - Şubat - Mart / 2012

Dökümhane hurdası sıkıntıları yaşanıyor.

Kayıp kaçak bedeli hakkında da söz konusu bedelin çok uzun zamandan beri var olduğuna değinen Korkutata, yeni düzenleme ile global birim fiyatları ilan edildiğinden ve batılı ülkelerdeki detaylı faturalandırma ile tedarikçilerle tüketiciler arasındaki asimetrik bilgi paylaşımının sağlanması amacıyla artık faturalara yansıtıldığını belirtti. Faturalara yansıtılan kayıp kaçak bedeli meblağların yüksekliğinin ülkemizde yaşanan kaçak oranının Avrupa ülkelerine kıyasla yüksek olmasına dayandığını söyleyen Korkutata, kanunen koşullar ne olursa olsun çapraz sübvansiyonların kaldırılmasının EPDK’nın önemli bir görevi olduğunu vurguladı. Gündem maddesinde son olarak söz alan Meclis Başkanı Niyazi Akdaş, bahsi geçen tüm elektrik maliyetlerinin sanayicinin üzerinde önemli bir yük getirdiğini ve bu oranlar artıkça imalatın, ihracatın ve dolayısıyla istihdamın düşeceğinin altını çizerek konuyu sonuçlandırdı. Kumun Döküm Sanayindeki Önemi Toplantı çerçevesinde son olarak Kumsan Genel Müdürü Atilla Uçar “Kumun Döküm Sanayindeki Önemi” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Sunumu kapsamında Silis kumunun döküm üretiminin vazgeçilmez ana hammaddelerinden biri olduğuna dikkat çeken Uçar, Türk döküm sektörüne bu önemli kaynağın öncelikli olarak Şile bölgesinden sağlandığını ancak Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nde alınan bir karar ile 31.12.2014 tarihi itibariyle Şile’deki kum üretimi izinlerinin sona ereceğini, üretimin yasaklanması ile ithal kumun sektör açısından ciddi maliyet arttırıcı bir unsur olacağı yönündeki endişelerini dile getirdi.



HABER

Yeni Ticaret Kanunu Hakkında Bilinmeyenler Yeni Türk Ticaret Kanunu 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecek. Ancak yeni kanunun kapsadığı bazı maddelerinin uygulama tarihleri farklılık arz ediyor olacak. Yani kanun dikkatli bir şekilde okunmalı. Peki, kanunla hayatımızda neler değişecek?

T

ürk Ticaret Kanunu baştan aşağı yenilendi. 1956 yılından beri yürürlükte olan Ticaret Kanunu uzun yıllar süren çalışmalar sonucunda değiştirilerek, 6102 sayılı kanun olarak 14 Şubat 2011 Tarihinde Resmi Gazetede yayınlandı. Kanun 01 Temmuz 2012 tarihinde uygulanmaya başlayacak. Oldukça detaylı olarak hazırlanan Yeni Türk Ticaret Kanunu Taşıma işleri, Ticari işletme, Ticaret Şirketleri, Kıymetli Evrak, Deniz Ticareti ve Sigorta Hukuku isimli 6 kitaptan oluşuyor. Daha sade ve anlaşılır bir dille yazılmış

48

Ocak - Şubat - Mart / 2012

YENİ TTK İLE GELEN YENİ YÜKÜMLÜLÜKLER: Şirketlerin üçüncü kişilerle, kurum ve kuruluşlarla olan ilişkileri ile ilgili yükümlülükler Şirketin muhasebe düzenine ilişkin yeni yükümlülükler Her şirketin ana sözleşmesine TTK’nın getirdiği yükümlülükler ve bu çerçevede TTK’ya uyumlu hale getirilmesi için ana sözleşme tadili Yönetim örgütlenmesi ve yapılandırılmasına ait yükümlülükler Elektronik işlemlere ait yükümlülükler Şirketle pay sahipleri arasındaki ilişkilere ait yükümlülükler (Örneğin pay sahipleri şirketten piyasa koşulları dâhilinde dahi ödünç alamayacak) Şirketin yaptığı ve yapacağı sözleşmelerinin gözden geçirilmesine ait yükümlülükler Haksız rekabetten kaçınmaya ilişkin yükümlülükler


HABER

olan yeni TTK 1535 maddeden oluşuyor. Yeni TTK hazırlanırken Avrupa Hukuku ile uyumu öncelikli hedef olarak alındığı ve Kanunun çatısının; Şeffaflık, Adillik, Hesap Verilebilirlik ve Sorumluluk gibi dört ana unsur üzerine kurulduğu ifade ediliyor. Kanunun uygulanmaya başlanmasına az bir süre kala ise hemen her sektörde

kafalar karıştı. Yeni Türk Ticaret Kanunu iş çevreleri tarafından genel olarak beğenilirken birçok eleştiri de getirildi. Anlaşılan o ki kanun uygulanmaya başlamadan önce değişiklikler ve düzenlemeler de olacak. Peki, Yeni Türk Ticaret Kanunu ne gibi yükümlülükler getiriyor ve eski Ticaret Kanun’undan ne farkı var?

YENİ TTK’DA NELERE DİKKAT EDİLMELİ? Anonim ve limitet şirketler Kanunun yayımından itibaren üç yıl içinde sermayelerini bu kanunda yazılı tutarlara yükseltmek zorunda. Aksi halde infisah etmiş sayılırlar (6103 sayılı Kanun md. 20/1). Bu maksatla yapılacak genel kurul toplantılarında toplantı nisabı aranmayacak. Kararlar toplantıda mevcut oyların çoğunluğu ile karar verilecek. 6762 sayılı TTK’nın imtiyazlı pay sahibi kurullarına ilişkin hükümleri de (md.389) uygulanmayacak.(6103 sayılı Kanun md.20/2). Anonim ve limited şirketler ana sözleşmelerini yeni TTK’nın yayımından itibaren 18 ay içinde yeni TTK ile uyumlu hale getirmek durumundalar. Bu uyum yapılmadığı takdirde, yeni TTK hükümleri, ana sözleşme hükümlerinin yerine re’sen geçecek ve ana sözleşme hükmüymüşcesine uygulanacak. (6103 sayılı Kanun md. 22). Anonim ve limited şirketlerin tek ortağı/pay sahibi gerçek/tüzel kişi, Kanunun yürürlüğünden itibaren 15 gün içinde yönetim kurulu/müdüre bildirimde bulunacak (noter kanalıyla) ve onlar da 7 gün içinde durumu tescil ettirecekler. (6103 sayılı Kanun md. 23) Anonim ve limited şirketlerin ortakları şirkete olan borçlarını Kanunun yürürlüğünden itibaren üç yıl içinde nakdi ödeme ile kapatmak zorunda. (6103 sayılı Kanun md. 24). Aksi halde şirket alacaklıları şirkete borçlu ortağı takip yoluyla şirketten alacaklarını tahsil edebilecekler. Ayrıca borcunu kapatmamış borçlu ortağa 300 günden az olmamak üzere adli para cezası verilecek (TTK md.562). TTK yürürlüğe girdiği tarihte görevde bulunan A.Ş. Yönetim kurulu üyeleri ile limited şirket müdürleri görevlerine, boşalma, ayrılma hali hariç, süreleri sonuna kadar devam edecekler. Ancak tüzel kişiyi temsilen seçilmiş olanlar, Kanunun yürürlüğe girişinden itibaren üç ay içinde istifa edecekler ve yerlerine tüzel kişi veya başkaları seçilecek. Boşalma, ayrılma halleri ile tüzel kişinin istifası ile boşalacak üyeliğe atamalar, artık Yeni Kanuna göre yapılacak. Tüm ortakların hep birlikte müdür sıfatıyla idareci ve temsilci olduğu Limited Şirketlerde, Kanunun yayımı tarihinden üç aylık süre içinde yeniden müdür belirlemesinin yapılması gerekmekte. (6103 sayılı Kanun md. 25, TTK md.623) Anonim ve limitet şirketlerin ana sözleşmelerinde, genel kurul / ortaklar kurulu toplantı / karar nisaplarında 6762 sayılı Kanunun uygulanacağı belirtilmiş veya 6762 sayılı Kanuna atıf yapılmışsa, bu şir-

ketler yeni TTK’nın yürürlüğe girmesinden itibaren 6 ay içinde ana sözleşmelerini TTK’ya uygun hale getirmek zorundalar. Bu maksatla yapılan genel kurullarda 6762 sayılı Kanundaki nisaplar uygulanacak. 6 ay içinde bu yolda bir değişiklik yapılmazsa, yeni TTK hükümleri artık re’sen uygulanacak. Ancak mevcut ana sözleşmede ağırlaştırılmış nisaplar öngörülmüşse ve bu nisaplar yeni TTK 421. maddesinde öngörülen nisaplardan ağır ise bu nisapların uygulanmasına devam edilebilecek. Sermaye şirketleri bir internet sitesi açmak, şirketin internet sitesi zaten mevcutsa belli bir bölümünü yeni TTK’nın belirlediği hususlara ayırmak zorundalar. Bu sitede bulunması gereken bilgiler ise yeni TTK’nın 1524. Maddesinde ayrıntılı olarak sayılmakta. Ayrıca bu şirketler, yeni TTK’nın amaçlarına özgülenmiş olarak yayınladıkları bilgileri “yönlendirilmiş mesaj” şeklinde yayınlayacaklar ve yayınladıkları yönlendirilmiş mesajların bir örneklerini yayınlandıkları tarih ve saati de göstermek suretiyle noter tasdikli bir deftere sıra numarası ile kaydedecekler. Şirketlere internet sitesi oluşturma ve yönlendirilmiş mesajları orada yayınlama yükümlülüğü öngören yeni TTK’nın 1524. maddesi, 1.7.2013 tarihinde yürürlüğe girecek. Anonim şirketlerde; esas sözleşmede nama yazılı payların ancak şirketin onayıyla devredilebileceği öngörülebilir. Bu genel bir hüküm niteliğinde. Limited şirketlerde ise; şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şart. Devir bu onayla geçerli olmakta. Nama yazılı payların devrini, red sebeplerini göstererek veya göstermeyerek sınırlandırmış bulunan anonim şirketler, Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde, esas sözleşmelerini değiştirerek, Türk Ticaret Kanununun 492 ilâ 498 inci maddelerine uyarlamak zorunda; aksi hâlde, bu sürenin dolmasıyla tüm sınırlamalar geçersiz hâle gelmekte. Yeni kanun gereğince şirketler Yönetim Kurulu’nun devredilemez ve vazgeçilemez görev ve yetkilerinden biri olarak sayılan Yönetim Teşkilatının belirlenmesi nedeniyle bir teşkilat yönergesi hazırlamalı. Teşkilat yönergesinde Yönetim Kurulu’nun, üst düzey yöneticilerin görev tanımlarına ve yetki ayrımlarına yer verilmeli. Her şirket güvenli elektronik imza edinmeli, kurulacak olan KEP (kayıtlı elektronik posta) sistemine üye olmalı.

Türkdöküm

49


ÇEVRE

İklim Değişiklikleri Zirvesi Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) Taraflar Konferansı’nın 17.’si, Kyoto Protokolü Taraflar Konferansı’nın 7.’si olan müzakere, yaklaşık 200 ülkeden heyetin katılımı ile Güney Afrika’nın Durban kentinde gerçekleştirildi. TUDÖKSAD Çevre Komitesi

K

yoto Protokolü’nün 2008-2012 ile belirlenen ilk yükümlülük döneminden sonra yükümlülüklerin nasıl devam edeceği müzakerenin en önemli konu başlığı olarak ön plana çıktı. Bu süreçte üzerinde durulması gereken en önemli konu ise; atmosferdeki karbondioksit yoğunluğunun sürekli artarak güvenli eşik olarak kabul edilen 350 ppm’nin üstüne çıkmış olmasıydı. Durban’da 17. kez bir araya gelen taraflar için iklim değişikliği görüşmelerinin en önemli sorunu “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar” ilkesi ve yükümlülüğün düzeyi konularındaki anlaşmazlıklar oldu. Durban müzakeresinin en temel çıktısı ise Kyoto Protokolü’nün ikinci yükümlülük döneminin 2013 yılı itibari ile başlaması yönünde alınan karar oldu. Bu noktada 2012’de sona ermesi beklenen Kyoto Protokolü’nün uzatılmasının sağlanması son derecede önemli sayılıyor. Bu anlaşma belgesinde Rusya, Kanada ve Japonya Kyoto Protokolü’nün ikinci yükümlülük döneminde yer almayacağını belirtirken Türkiye’nin ismi de Kyoto Protokolü’nün ikinci yükümlülük döneminde yer almadı. Müzakerenin diğer bir önemli sonucu ise yeni bir çalışma grubunun kurulmasıydı. Durban Platformu çalışma grubunun en önemli görevi, yeni bir anlaşmanın oluşturulması için resmi bir metnin hazırlanması yönünde oldu. Bu grup’un 2012’nin ikinci yarısında çalışmalarına başlaması planlanıyor. Çalışma grubu 2015 yılına kadar bu metnin hazırlıklarını tamamlayacak ve 2020 yılında yürürlüğe girecek bir Protokolü ülkelere sunacak. Protokolün ilk çıktılarının 26 Kasım-7 Aralık 2012 tarihleri arasında Katar’da düzenlenecek olan 18. taraflar konferansında (COP18) paylaşılması

50

Ocak - Şubat - Mart / 2012

bekleniyor. Ayrıca müzakerede Yeşil İklim Fonu’na yönelik kurallar üzerinde de anlaşmaya varıldı. Dışişleri Bakanlığı Enformasyon Dairesi Başkanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, “Durban Taraflar Konferansı’nda ayrıca, özel konumu Marakeş (2001) ve Cancun (2010) Taraflar Konferansları’nda tanınmış olan Türkiye’ye (karbondioksit) salım azaltımı, iklim değişikliğine uyum, teknoloji gelişimi-transferi, kapasite-mali alanlarda sağlanacak desteğin yöntemlerinin belirlenmesine ilişkin görüşmelerin sürdürülmesi karara bağlandı. Türkiye öteden beri, iklim değişikliğiyle mücadelede ‘ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar’ ve ‘her ülkenin kendi imkan ve kabiliyetlerine göre değerlendirilmesi’ ilkeleri çerçevesinde, adil, kapsamlı, kurallara dayalı ve hukuken bağlayıcı bir uluslararası düzenlemeye gidilmesini savunuyor. Yapılan açıklamada “Ülkemiz bu anlayışla, sürece gereken katkıyı sağlamaya devam edecektir” ifadesi yer alıyor. Sonuç olarak Durban Konferansı, küresel ısınmadan kaynaklanan taşkın, kasırga, kuraklık gibi doğal afetlerde görülen artışlar ile dünyanın alarm çanlarını çaldığı bir dönemde, iklim değişikliğiyle mücadele için yeterli olmasa da önemli bir adım atmış oluyor. Ülkemiz açısından değerlendirme Tüm ülkelerden iki yılda bir karbon azatlımı konusunda yaptıkları çalışmaları raporlamaları isteniyor. İlk bildirim ise 2014 yılı sonunda yapılacak. Türkiye de diğer ülkeler ile birlikte önümüzdeki 4 yıl içinde karbon salınımlarını hangi oranda ve ne hızla azaltabileceği yönünde müzakereler yaparak, 2020 yılına kadar alacağı yükümlülükleri belirleyecek. Bunun anlamı ise


ÇEVRE

Durban’da 17. kez bir araya gelen taraflar için iklim değişikliği görüşmelerinin en önemli sorunu “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar” ilkesi ve yükümlülüğün düzeyi konularındaki anlaşmazlıklar oldu.

tüm dünyada ilk defa karbon azatlımı yoluna gidilerek düşük karbon ekonomisine geçisin temelinin atılacak olmasıdır. Kısacası bu hedefe yönelik ürün ve hizmet sağlayan firmalar gelişirken, düşük karbon teknolojilerine doğru yatırımların yapılması tetiklenecek. Bu durum dengeleme piyasalarında da bir hareketlilik yaşanması anlamına geliyor. Artık hayatımızda karbonun finansal bir değeri olacak. Bütün bunların Türk sanayisi ve döküm sektörü açısından önemi nedir diye sormamız gerekiyor. Durban kararlarına ülkemiz açısından bakıldığında; Türkiye’nin hızlı bir şekilde karbon envanterini çıkarması gerektiği sonucuna ulaşılıyor. Özellikle döküm sektörünün de içinde bulunduğu elektrik üretimi, çimento, çelik, seramik, kağıt, cam, gibi CO2’ i yoğun te-

sislerden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının tesis seviyesinde izlenmesi önem kazanacak. Döküm sektörümüzün özellikle enerji verimliliği üzerine çalışmalara başlaması hem karlılıklarına pozitif etki yaratacak hem de özellikle rekabetçi olmalarını sağlayacak. Bunun için TS ISO 50001:2011 Enerji Yönetim Sistemi’ni kurarak yola çıkmak uygun bir adım olacak. Döküm sektörümüzdeki firmaların, ürettikleri döküm ürünlerinden kaynaklanan karbon hesaplamalarını yaparak karbon azaltımı stratejilerini geliştirmeleri ve karbon yönetimine gitmeleri gerekecek. Ürün Karbon Ayak İzi, Çevresel Ürün Beyanları (Environmental Product Declarations, EPD) ve AB EkoEtiketi (EU-Ecolabel) ileride sıkça duyacağımız terimler arasında yer alacak.

Durban kararlarına ülkemiz açısından bakıldığında; Türkiye’nin hızlı bir şekilde karbon envanterini çıkarması gerektiği sonucuna ulaşılıyor.

Türkdöküm

51


KONGRE

Metalurji Şölenine Hazır mısınız? TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası tarafından iki yılda bir yapılan Uluslararası Metalurji ve Malzeme Konresi’nin 16.’sı bu yine Ankiros fuarlarıyla birlikte eş zamanlı olarak 13-15 Eylül tarihleri arasında yapılıyor.

T

MMOB Metalurji Mühendisleri Odası tarafından 1975 yılından beri düzenlenen Uluslararası Metalurji ve Malzeme Kongresi, tüm metalurji sektörünü kucaklayan kapsamlı bir kongre niteliğinde. Bu yıl 16.’sı düzenlenecek olan Kongre’de, metalurji ile ilgili dünyadaki bilimsel, teknolojik, ticari gelişmelerin araştırma ve sonuçları ile yeni ürün ve tasarımlar paylaşılıyor. Bir çok bildirinin sunulacağı 16. Uluslararası Metalurji ve Malzeme Kongresi’nde teknik oturumlarda uzmanlar tarafından sunulacak çağrılı bildirilere de yer veriliyor. Bildirim dilinin ingilizce olduğu Kongre’de sunumlar ingilizce ve Türkçe olarak yapılabiliyor. Ancak kongreye Türkiye’den katılacak olan sanayi kuruluşları bildirim yazım dili olarak Türkçe kullanabiliyor. Ticari içerikli bildirilerin ücret karşılığında sunulabildiği Kongre’de ayrıca genç araştırmacıları teşvik amacıyla “Genç Araştırmacı Ödülü” de veriliyor. 13 - 16 Eylül 2012 tarihlerinde Tüyap Beylikdüzü Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde yapılacak olan Ankiros/Annefer/Turkcast fuarlarıyla birlikte düzenelenecek olan Uluslararası Matalurji ve Malzeme Kongresi, eş zamanlı ve aynı yerde TÜDÖKSAD tarafından düzenlenen Uluslararası Ankiros Döküm Kongresi ile birlikte bir Metalurji şöleni yaşatıyor.

52

Ocak - Şubat - Mart / 2012

Ticari içerikli bildirilerin ücret karşılığında sunulabildiği Kongre’de ayrıca genç araştırmacıları teşvik amacıyla “Genç Araştırmacı Ödülü” de veriliyor.


KONGRE

YÜRÜTME KURULU Başkan Prof. Dr. Servet TİMUR İstanbul Teknik Üniversitesi

Üyeler Mehmet Burhan AYDIN Metacore Dış Ticaret Ltd. Şti.

KAPSAM • Üretim Metalurjisi Demir Çelik, Demirdışı, Döküm, Toz Üretim Teknolojileri, Modelleme ve Simülasyon • Şekillendirme Teknikleri Plastik Şekillendirme, Kaynak, Toz Metalurjisi, Modelleme ve Simülasyon • İleri Teknoloji Malzemeleri Kompozit Malzemeler, Biyomalzemeler, Nanomalzemeler, Enerji Malzemeleri •Yüzey Modifikasyonu Kaplamalar, İnce Filmler, Korozyon, Isıl İşlem • Metaldışı Malzemeler Cam, Seramik, Refrakterler, Polimerler • Geri Kazanım ve Çevre Geri Kazanım, Geri Dönüşüm, Çevre Koruma Uygulamaları ve İş Güvenliği

Doç. Dr. Arcan DERİCİOĞLU Orta Doğu Teknik Üniversitesi

Prof. Dr. Aydın DOĞAN Anadolu Üniversitesi

Doç. Dr. Caner DURUCAN Orta Doğu Teknik Üniversitesi

Doç. Dr. Kürşat KAZMANLI İstanbul Teknik Üniversitesi

Doç. Dr. Özgül KELEŞ İstanbul Teknik Üniversitesi

Doç. Dr. Gökhan ORHAN İstanbul Üniversitesi

Hüseyin SAVAŞ TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası

Gürolhan YAŞAR Demisaş Döküm Emaye Mamülleri Sanayi A.Ş.

Başak YETİŞTİ ALDI TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası

Türkdöküm

53


HABER DOSYA

Döküm Modeli Yapmakla mı Başlar ? Modelcilik ve Dökümcülük her ne kadar iki ayrı meslek dalı olsa da iç içe geçmiş iki meslek grubu. Döküm parçasının bir modelinin olması gerekiyor. Model yapabilmek için de artık o modeli yapılacak ürünün bir tasarımı olmalı. Tasarımdan model, modelden döküm ürünü süreçleri birbirine oldukça bağlı. Bir sarmal gibi düşünüldüğünde üçünün de doğruluğu ve yanlışlığı birbirine bağlı. Örneğin tasarımı yanlış olan ürünün modeli de yanlış oluyor. Tüm bu model-döküm ilişkisini, iyi bir model nasıl olur, model yapılırken dökümhanenin modele etkileri, yaşanan sıkıntıları, modelciliğin önemi, sorunları ve geleceğini mercek altına aldık. Yıllardır bu sektöre hizmet veren İdeal Dökümhane Teknolojileri (İdeal Model Mühendislik) Kurucusu ve Genel Müdürü Şuayip Dayıoğlu’na, 3D Makina Proje&İmalat Müdürü Tarık Taymaz’a ve Ardöksan Yönetim Kurulu Başkanı Sebahittin Karalar’a teşekkür ediyoruz.

54

Ocak - Şubat - Mart / 2012


DOSYA

D

ışarıda model yaptırdığınızda modelci, dökümcünün yaşadıklarını veya yaşayacaklarını bilemeyebilir. Hem modelci hem de dökümcü olmanın avantajı dökümde yaşayacağın sorunları modelde gideriyor olmaktır. Modelde halledildiği için dökümde bir başkasının yaşadığı problemleri biz yaşamıyoruz” diyor Ardöksan Yönetim Kurulu Başkanı Sebahittin Karalar. Modelcilik bilgi ve beceŞuayip Dayıoğlu Tarık Taymaz İdeal Dökümhane Teknolojileri Kurucusu ve 3D Makina Proje & İmalat Müdürü risinin dökümdeki önemi kimGenel Müdürü se tarafından yadsınmayan bir gerçek. Ancak döküm sanayimodel üretimi için, modelcinin dikkat etmesi gerekensinde herkesin modelcilik mesleğinden gelmediği de leri ise Şuayip Dayıoğlu şöyle sıralıyor; bir gerçek. Döküm süreci basit bir sıralamaya konuldu• Döküm yöntemi ğunda “Ürün tasarımı, Ürün modelinin alınması ve Ürü• Döküm tesisindeki makineler nün dökümü” gibi üç ana başlıkta sıralama yapılabilir. • Model tasarımı Model ve döküm her ne kadar iki ayrı kavram olsa da iç • Maça tasarımı içe geçmiş bir yapıyla sürdürülüyor. Bunun böyle olma• Model ve maça uyumu sı da çok normal. Dökümü yapılacak ürünün bir mode• Yolluk tasarımı (mutlaka dökümcünün önerileri alılinin olması gerekiyor. narak yapılmalıdır) Döküm, modeli yapmakla mı başlar? diye sorduğu• Varsa besleyici tasarımı (mutlaka dökümcünün önemuzda İdeal Dökümhane Teknolojileri (İdeal Model rileri alınarak yapılmalıdır) Mühendislik) Kurucusu ve Genel Müdürü Şuayip Dayı• Model ve yollukların model plakasına yerleşim taoğlu, “ilk süreç döküm parçasının tasarımı olmalıdır. Bu sarımı tasarım doğru yapılırsa, model ve döküm işleri kolay ve • Gerekiyorsa hava filtreleri yerleşimi sorunsuz, parça üretimi de ekonomik olur. Bu yüzden • Model ve maça sandık açıları döküm parça tasarımı sürecinde, bu işi yapacak olan • Model ayrım yüzeyindeki çapak payları ekibin içinde modelci ve dökümcülerin olması son de• Model ve maça sandığı malzemesi rece önemlidir” diyor. Döküm parçanın üretim adetle• Çekme payları (mutlaka dökümcünün önerileri alınari, malzemesi, yüzey kalitesi gibi konular dikkate alınarak yapılmalıdır) rak döküm yöntemi belirleniyor. Model üretimi, döküm • Ölçü hassasiyeti ve yüzey kalitesi yöntemine ve dökümün yapılacağı tesise göre yapılTüm bu değerler dikkate alınarak üretilen modelin malıdır diyen Dayıoğlu, her modelin, her döküm tesidoğru olması, döküm parçasının sorunsuz döküleceği sinde kalıplanıp dökülemeyebileceğine dikkat çekiyor anlamını da taşımadığını söylüyor Dayıoğlu. Tasarımı ve bunun birçok nedeni olduğuna işaret ediyor. Başlıdoğru yapılmış, Döküm Takımları (Model, Maça Sandık, calarını ise şöyle sıralıyor: Döküm yöntemlerinin farkAparat, Mastar) ürünün doğru çıkmasında en önemlılığı, kalıplama makinelerinin farklılığı, döküm hattıli etki sağladığını söyleyen Tarık Taymaz ise, bu doğru nın özellikleri, maça makineleri ve uygulamaları ve tekve sağlıklı çıkan ürünün müşteri memnuniyetini olumnik ekibin deneyimleri. Modelciliği dökümün vazgeçillu yönde etkileyeceği kanısında. Burada sadece modelmezi olarak gören 3D Makina Proje&İmalat Müdürü Tacinin yeteneği de modelin doğru olması için yeterli gelrık Taymaz da “döküm parça, model (Döküm Takımları) meyebilir. Modelci bütün marifetini ve model sürecini ile doğar” diyerek dökümhanelerin kendilerine ait dösorunsuz sürdürebilir ancak model ve döküm ilişkisinin küm şartları olduğunu ve modelcinin de dökümhanebu aşamasında doğru olması gereken bir çok unsurun lerin kendine özgü şartlarına göre modeli oluşturmasıolduğuna dikkat çekiyor Şuayip Dayıoğlu. Modelin yanın önemine dikkat çekiyor. nında döküm kısmının da doğruluğu konusundaki bu Döküm yöntemindeki ve parça tasarımındaki yanlışlar, unsurları da şöyle sıralanabildiğine vurgu yapıyor Damodel ve döküm çalışmalarına yansıyarak, dökümleryıoğlu; de, dolayısıyla da modellerde birçok problemi ortaya • Kalıplama hattının ve maça makinelerinin bakımlı olçıkarabiliyor. Burada doğru tasarımdan sonra iş modelması, yani yatakları, sıkıştırma basınçları, üfleme ba cinin titizliğine ve ustalığına geliyor. İyi ve sorunsuz bir

Türkdöküm

55


DOSYA

sınçları, model ve maça sandıklarının bağlandığı plakaların paralelliği vb. • Kalıplamada kullanılacak olan kumun, sürekli istenilen standartta ve kalitede hazırlanabilmesi. • Kullanılacak olan reçinelerin ve gazların doğru seçilmesi, minimum oranlarda kullanılması. • Reçineli bir kalıplama yapılıyorsa, kum reklamasyonuna son derece önem verilmelidir. İyi bir reklamasyonla, daha az reçine ve daha sorunsuz parça dökülebileceği unutulmamalıdır. • Ergitme süreci ve kullanılan döküm potaları, doğru parça dökümünde etken unsurlardır. • Teknik ekibin gerekli tecrübe ve yeteneğe sahip olması ise en önemli etkendir. Dökümhane şartlarının iyi olamaması durumunda, teknik ekibin önemi daha da artmaktadır. Model- döküm ilişkisinde veya doğru modelde, modelcinin ve dökümcünün üzerine düşen görevleri sıraladıktan sonra bir de model yapmanın serüvenine bakmak gerekiyor. Modelcilik son yıllarda ne yöne doğru evriliyor, eskiye göre neler değişti? Eski ve yeni modelcilik çeşitlerini, kalitesini, anlayışını da karşılaştırmak gerekiyor. Döküm sanayisinde yada teknolojilerindeki gelişme model yapma yöntemlerini nasıl etkiledi? Çünkü modeldeki yenilikler, gelişmeler her ne kadar döküm ürününü etkiliyorsa da asıl etki döküm sanayisindeki gelişmeler ve yeniliklerdir. Dökümcü kendisini veya ürününü modele bağlamayabilir ama model mesleği döküm sanayisindeki yenilikleri doğru okumak ve buna göre pozisyon almak durumunda. Şuayip Dayıoğlu bu ilişkiyi daha da derinleştirerek, döküm sanayisinde kaçınılmaz olarak kabul edilen gerçekliklere değiniyor. “Geçmişten bugüne Dünya’da ve ülkemizde döküme olan talep artışı ve rekabet, kaliteli döküm parça üretimini zorunlu hale getirmiştir. 1980’li yıllarda yaklaşık 400.000 ton/yıl olan döküm kapasitemiz, bugün neredeyse 4 kat artarak, yaklaşık 1.500.000

56

Ocak - Şubat - Mart / 2012

ton/yıla ulaşmıştır. Sürekli artan döküm talebine cevap verebilmek için, dökümhaneler de kendilerini sürekli yenileyerek yatırımlarını sürdürmekteler. Bu gelişim aynı şekilde modelciliğe de yansımıştır. 1980’li yıllarda ve öncesinde modelciler çıraklıktan yetişmekteydi. Yalnızca Sultanahmet Endüstri Meslek Lisesi, Model Bölümü’nde eğitim olanağı bulunmaktaydı, ancak bugün birçok meslek lisesinde ve yüksekokulda modelcilik eğitimi verilmektedir” Yeni rekabet koşulları döküm sanayisinde hata oranlarının minimize edilmesi gerektiğini şart koşuyor. Çünkü hata, maliyet anlamına geliyor, maliyeti düşürememek de rekabeti olumsuz etkiliyor. Bu durum modelcinin tüm süreçleri doğru okumasını zorunlu hale getiriyor. Tarık Taymaz, eskiden modellerin 2D ve numune parça üzerinden gidilerek yapıldığını söylüyor. “Döküm takımları yapıldıktan sonra çok sayıda deneme yapılır, model hataları düzeltilirdi. Şimdiki teknolojide bilgisayar ortamında tasarımlar yapıldıktan sonra kontroller sağlıklı bir şeklide yapılıyor, dökümhanedeki deneme sayıları minimuma indirilebiliyor” diyor. İyi bir modelcinin, geniş hayal gücü, yaratıcılık, organizasyon, düzen gibi beceri ve yeteneklere sahip olması gerektiğini söylüyor Şuayip Dayıoğlu da. Tabi aynı zamanda mesleğini de sevmelidir. ‘’Modelci, bir endüstri sanatçısıdır’’. Bugün Dünya’da ve ülkemizde sektörümüzün önde gelen bazı isimleri ve markaların modelci kökenli olduğunu da ekliyor Dayıoğlu. Günümüzde sahip olunan teknolojilerle çalışan ve geçmişe kıyasla daha kaliteli bir eğitimle yetişen modelcilerin başarılı olabilmeleri için, eskiden olduğu gibi yine aynı vasıflara sahip olmaları gerektiğinin önemine değinen Şuayip Dayıoğlu, “ Eski modelcilikte bütün bu vasıfların yanı sıra bir de el becerisi gerekiyordu, çünkü model yapımının ilk aşaması ahşaptan yapılıyordu. Şerit, planya, kalınlık, dekupaj, ahşap tornası gibi marangoz makineleri kullanılıyordu. Bu yöntemler az da olsa


DOSYA

ekonomik olduğundan ve çeşitli sebeplerden dolayı kendini yenileyemeyen modelciler tarafından günümüzde hala kullanılmaktadır. İmkân varsa ahşap model sonrası, o yıllarda çok az sayıda olan 3 boyutlu ölçme makinelerinde ahşap modellerin kontrolü yapılıyordu, ahşap model sonrası, model malzemesine göre bazı işlemler devam ediyordu” diyor ve bu işlemleri şöyle sıralıyor: • Alüminyum model için ahşap model üzerinden döküm dökülüp, tesviye edilerek model haline getiriliyordu. • Araldit model için ahşap model üzerinden önce negatif, sonra pozitif modeller alınarak araldit modele dönüştürülüyordu. • Metal modelde ise öncelikle ahşap modelden araldit mastırlar alınıyor ve bu mastırlara göre kopyalı metal işleme frezelerinde işleniyordu, daha sonra tesviye işlemiyle tamamlanıyordu. Tüm bu işlemlerde, hata yapma oranı oldukça yüksekti, çünkü neredeyse tüm işlemlerde el becerisi ön plandaydı. Üretim aşamasında yapılan bir dikkatsizliği, hatayı kontrol etmek dahi çok zordu, ancak döküm sonrası çıkan hatalar model üzerinde işlem yaparak düzeltilebiliyordu. Bugün ise modelcilikte, gelişen teknolojilerle çok daha kaliteli, kapsamlı model ve kalıplar yapmak mümkün

hale geldi. Günümüz teknolojileri kullanarak yapılan modeller, tasarım, ölçü hassasiyeti ve yüzey kalitesi uygulamalarını çok daha kolay hale getiriyor. Bunların yanına eskiye göre modelci yeteneklerine ve vasıflarına bir de iyi bir bilgisayar kullanıcılığı eklendiğini söyleyen Dayıoğlu, “günümüzde model yapımı, bilgisayarda CAD çalışmalarıyla başlıyor. Tüm tasarımlar CAD ortamında bitiriliyor, döküm simülasyon programlarıyla işin dökümü yüzde 100 doğru olmasa da sanal ortamda yapılabiliyor. Daha sonra CAM çalışmalarıyla CNC işleme makinelerinde işleniyor. Yüzey kalitesi istenirse çok yüksek hassasiyette alınabiliyor. Bu da eskiye göre doğru tasarlanmış modelde hata oranını neredeyse sıfır hale getiriyor.” Modelcilik eğitimi değişti… Döküm sonrası parça üzerinde yapılan kontrollerde, olabilecek muhtemel hatalar daha aza indiğinden, kısa sürede çözülebilir hale gelmiş oluyor. Modelcilikteki gelişmelerin merkezinde eğitim ve teknoloji kullanımı öne çıkıyor. Yeni teknolojiler modelciliğin serüvenini değiştiriyor. Kendisinin de içinde olduğu son 30-35 yıllık süreçte modelcilikte çok ciddi gelişmeler olduğunu söylüyor Dayıoğlu. Bu gelişmeleri, yenilikleri izleyen, kendisini ve teknolojisini yenileyen modelci firmalar başarılı bir şekilde çalışmalarını sürdürüyorlar. Ancak aynı oranda kendini yenileyemeyen firma sayısı da az değil. Mo

Türkdöküm

57


DOSYA

delcilik için verilen eğitimlerin artık daha bilimsel olduğuna dikkat çeken Dayıoğlu, meslek liselerinden mezun bir öğrencinin CAD-CAM programlarını kullanabildiğini ve iyi bir modelci tarafından eğitildiğinde, sektörün iyi bir modelci kazanabileceğini söylüyor. Eskiye göre daha eğitimli olan modelciler, bu mesleği isteyerek ve severek sürdürmeleri halinde ise kısa sürede başarılı olabileceklerdir diyor. Dayıoğlu, “çıraklıktan yetişen bir modelci, yalnızca çalıştığı modelhanede öğrendiklerini uygulayabiliyordu. Şimdi ise modelcilik eğitimi alan bir öğrenci, tüm döküm yöntemleri hakkında, bu yöntemlerde uygulanan model ve kalıplar ile ilgili dersler alıyor. Bu da okul sonrası çalışma hayatında kişiyi araştırmacı ve yenilikçi yapıyor. Modelciliğin gelişimi için sevindirici bir durum” diyor.

58

Ocak - Şubat - Mart / 2012

Türkiye’de Modelcinin yaşadığı sorunlar Modelcilerin yaşadığı en büyük sorun, aslında birçok sektörde yaşanan sıkıntılarla aynı. Bu sıkıntı da ‘Rekabet’ olarak öne çıkıyor. Modelciler rekabet edebilmek için fiyat düşürüyor, bu da iyi modelcilerin sayısında azalmalara neden oluyor. Bu konudaki düşüncelerinin dökümcü dostlarının pek hoşuna gitmeyebileceğini söyleyen Şuayip Dayıoğlu, ‘’Dost Acı Söyler’’ sözünü hatırlatarak fikirlerini paylaşıyor. “Teknolojik gelişmeler ve eğitim kalitesinin artmasına rağmen, modelcilik sektörünün gelişiminden maalesef çok umutlu değilim. Anlatmaya çalıştığım modelci vasıflarını ve yeteneklerini taşıyan modelci sayısı giderek azalıyor. İyi modelciler model fiyatlarındaki çarpıklıklar yüzünden sürekli alternatif arayışı içindeler. Bu modelciler, mutlaka sektörümüzün önde gelen dökümcüleri ve firmaları tarafından desteklenmeli, sektörümüze kazandırılmalıdır. Unutmayalım ki iyi modelci, kaliteli model; iyi dökümcü, kaliteli döküm demektir. Bu iki unsur birbirini tamamlamaktadır.” Günümüzde model fiyatları neredeyse fason çalışan CNC makinelerin saat ücretlerine denk geldiğini söyleyen Dayıoğlu, modelcilik yerine, piyasaya fason iş yapılsa hemen hemen aynı kazanca sahip olunabiliyor diyor. Günümüzde iyi modelcilerin az olmasını veya yetişememelerinin tek sorumlusunun modelciler olmadığının altını çiziyor Dayıoğlu. Bu konuda dökümcülerin de payı olduğunu belirtiyor. “Bir modelin fiyatı, dökülecek adetlere, kilolara bölündüğünde, model ücreti diye bir şey kalmıyor. Model, sanatsal bir ürün gibi değerlendirilmelidir. İyi bir modelci ile yapılan çalışmalarda, kısa sürede alınan sonuçlarla, döküm kalitesiyle, dökümcünün kazancının ve piyasadaki itibarının artacağının önemini hatırlatmak ve vurgulamak istiyorum” diye de ekliyor Dayıoğlu. Tarık Taymaz ise, döküm tecrübesi olmayan ve sadece CNC’leri olan firmaların modelcilerin piyasaya girmelerinin kendi mesleklerini olumsuz etkilediğini söylüyor ve rekabetteki sorunun da aslında buradan kaynaklandığını belirtiyor. Tüm bu sorunlarla birlikte, Türkiye döküm sanayisinin günümüzdeki gelişimi, başarısı ve gelecekte daha iyi yerlere geleceği öngörüsü ve beklentisi modelciliğin de gelişimini mutlaka etkileyecek. Şuayip Dayıoğlu’nun bu konudaki düşünceleri daha olumlu ve geleceğe daha iyi bakıyor. “Döküm sektörümüz ve buna bağlı sanayiler sürekli parlayan, ışıldayan bir yıldız gibiler. Son 35 yıldır, 2009-2010 yılları arasında yaşanan global ekonomik kriz dönemini saymazsak sürekli yükseliş içerisindedir“ diyor ve ekliyor: Sonuç olarak, döküm sektörümüzdeki gelişim, talepler ve buna bağlı olarak ihracat olanakları göz önüne alındığında, temsil yeteneği olan TÜDÖKSAD önderliğinde, kapsamlı bir plan yapılarak, dökümhanelerin, modelhanelerin, makine yan sanayilerinin, sarf malzeme üreticilerinin desteklenmesi gerekiyor.


Bilgino¤lu’nun 40 y›ll›k tecrübesini, yüksek kalite standartlar›n›, güven duyulan hizmet kalitesini

müflteri memnuniyetiyle birlefltirip

tek potada erittik ve yeni bir dökümhane

markas› yaratt›k

DÖKÜMHANE MALZEMELER‹ Demir Grubu

Demird›fl› Grup

Ferroalyajlar

Karbonlar

Döküm Potalar›

Thermokupl K›l›flar, Dalgak›ran ve Gaz Alma Sistemleri

Afl›lay›c›lar ve Küresellefltiriciler

Refrakterler

Döküm Kimyasallar›

Master Alafl›mlar

Filtreler

Yüzey Temizleyiciler

Saf Metaller

Filtreler ve Refrakterler

B‹LG‹NOGLU ENDUSTR‹ MALZEMELER‹ SAN. ve T‹C. A.fi. ‹zmir Merkez: Tel: +90232. 433 7230 (pbx) ‹stanbul Sat›fl Ma¤azas›/Showroom: Tel: +90212. 612 5545 (pbx) Bursa Sat›fl Ma¤azas›/Showroom: Tel: +90224. 443 4380 (pbx)

www.bilginoglu-endustri.com.tr • info@bilginoglu-endustri.com.tr


FUAR

Metalurji Sektörü Yine Üç Dev Fuarda Buluşuyor Global metalurji sektörü HM Ankiros Fuarcılık tarafından 2 yılda bir düzenlenen Ankiros/Annofer/Turkcast 2012 fuarlarını bekliyor.

A

Ankiros/Annofer/Turkcast 2012 fuarları bir kez daha global metalurji sektörünü bir araya getirmeye hazırlanıyor. ANKIROS11.Uluslararası Demir-Çelik ve Döküm Teknoloji, Makina ve Ürünleri İhtisas Fuarı, ANNOFER 2012 – 10.Uluslararası Demirdışı Metaller Teknoloji, Makina ve Ürünleri İhtisas Fuarı ve TURKCAST 2012 – 5. Döküm Ürünleri İhtisas Fuarları 13-16 Eylül tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Hannover-Messe Ankiros Fuarcılık tarafından organize edilen fuarlar 2, 3, 4, 5, 6, ve 7. Hollerde düzenlenecek. Dünya metalurji sektörünün 2012 yılındaki en büyük platformu olan fuarlarda 40’ı aşkın ülkeden, 800’ün üzerinde firma, toplam 18 bin 500 metrekare stand alanında sergileme yapacak. Sektör firmalarının en yeni ürünlerini ve teknolojilerini sergileyeceği fuarları 80’e yakın ülkeden 15 binin üzerinde profesyonelin ziyaret edeceği tahmin ediliyor. Fuarda Alman, İtalyan, İspanya, Çin ve İran gibi ülkelerin pavyonlarının yer almasının yanı sıra Hindistan ve Küney Kore’den de toplu katılımlar bekleniyor.

60

Ocak - Şubat - Mart / 2012

Türk Döküm Sektörü gücünü TURKCAST fuarında sergileyecek Döküm ürünlerinin uluslararası çapta en önemli tedarik fuarlarından biri haline gelen Turkcast, yerli firmaların dışında yurt dışından da gelecek döküm alıcılarına Türk dökümhaneleri ile buluşma fırsatı yaratmayı amaçlıyor. Başta Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği (TÜDÖKSAD) üyeleri olmak üzere 70’in üzerinde döküm üreticisi fuarda ürünlerini dünyanın dört bir yanından gelen döküm alıcılarının beğenisine sunacak ve Avrupa’da iki, dünyada da 12. sıraya tırmanarak kuvvetli yatırımları ile her yıl gelişen Türk döküm sanayisinin gücünü bir kez daha vurgulama fırsatı yakalayacak. Turkcast fuarını otomotiv, beyaz eşya, demiryolları, gemicilik, ağır sanayi, iş ve inşaat makinaları, enerji, savunma ve havacılık, inşaat, çimento, petrokimya başta olmak üzere döküm ürünü kullanan diğer sektörlerden de yerli ve yabancı çok sayıda döküm alıcısının ziyaret etmesi bekleniyor. Turkcast fuarında standların tamamına yakını satılmış


FUAR

durumda. Kalan son birkaç stand yeri için fırsatı değerlendirmek isteyen Dökümhaneler fuara katılmaya davet ediliyor. Fuar kongre ile bilim merkezi olacak Ankiros/Annofer/Turkcast 2012 Fuarları, TÜDÖKSAD tarafından organize edilen 6.Uluslararası Ankiros Döküm Kongresi ve TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası tarafından organize edilen 16. Uluslararası Metalurji ve Malzeme Kongresi’ne de ev sahipliği yapacak. Fuarlar ile eş zaman ve mekanda düzenlenecek kongrelerin oluşturacağı bilimsel platformda, uluslararası metalurji sektöründen gelen profesyoneller ve akademisyenler en yeni teknolojiler hakkında bilgi verecek, sektördeki darboğazların aşılması ve daha pek çok konuda bilgi ve deneyimlerini kongre katılımcıları ile paylaşacak. Fuar tanıtım ve alım heyeti çalışmaları hız kesmeden devam ediyor Ankiros/Annofer/Turkcast fuarlarına daha çok sayıda ve özellikle nitelikli ziyaretçi getirebilmek amacıyla tanıtım çalışmaları da hız kesmeden devam ediyor. Başta döküm ürünleri olmak üzere ülkemizin metalurji sektörünün ihracat hedefli tüm ürünleri ile ilgili hedef ülkeler ve hedef sektörler saptanarak bu ülkelerin sektörel firma ve dernekleri ile temasa geçilerek yabancı delegasyonların fuar ziyaretleri gerçekleştirilecek. Önceki fuarlarda da olduğu gibi Ekonomi Bakanlığı’nın desteği ile 25 ülkeden alım heyeti getirilmesi konusunda ise ilgili makamlarla ortak çalışmalar devam ediyor. Yıllardır süregeldiği gibi komşu ülkelerde Ankiros/Annofer/Turkcast fuarlarının tanıtılması amacıyla bilgilendirme toplantıları ile yurtiçi ve yurtdışı sektörel yayınlarda reklam çalışmaları da yapılıyor. Ayrıca sektörün fuarlara ziyaretini kolaylaştırmak amacıyla, yurt genelinde, özellikle de üretimin yoğun olduğu sanayi bölgelerinden gelecek firmalara ziyaretçi otobüsleri ücretsiz tahsis ediliyor.

Yerli ve yabancı derneklerden tam destek Dünyanın birçok ülkesinden ticari katılımların gerçekleştiği fuarda, üniversiteler ve sektörle ilgili dernekler de 13-16 Eylül tarihlerinde bu organizasyonun birer parçası olacaklar. Ankiros/Annofer/Turkcast 2012’ye yurtiçinden; TÜDÖKSAD - Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği, TMMOB - Metalurji Mühendisleri Odası, DÇÜD - Türkiye Demir Çelik Üreticileri Derneği ve KOSGEB - Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı destek veriyor. Yurtdışından ise; CECOF - European Committee of Industrial Furnace and Heating Equipment Associations, CEMAFON - European Committee for Materials and Products for Foundries, EUnited - European Metallurgical Equipment Association, AMAFOND - Italian Association for Foundry Machinery Producers, VDMA - Verband Deutscher Maschinen- und Anlagenbau - German Engineering Federation, FESA - Foundry Equipment & Supplies Association, MC-CCPIT - Metallurgical Council of China Council for the Promotion of International Trade ve FUNDIGEX - The Castings Exporters’ Association of Spain tarafından destekleniyor. Fuarlar neden ziyaret edilmeli? Türk Metalurji Sektörü’nün hızlı gelişimine paralel olarak her tekrarında güçlenerek büyüyen Ankiros/Annofer/Turkcast fuarları mutlaka ziyaret edilmeli. Ziyaretçiler bu üç fuarda sektörel tüm ihtiyaçlarını karşılayabiliyor. Aynı zamanda fiyat ve kalite karşılaştırması yapabilecek çok sayıda yerli ve yabancı ürün ve makina üreticisi ile de tanışabiliyor. Firmalar, teknik personelini en yeni teknolojilerden ve sektörel gelişmelerden haberdar edebilme imkanı yakalayabilmek için fuarları ziyaret ediyor. Ankiros/Annofer/Turkcast fuarlarında ayrıca sektörünüzdeki yeni firmalarla tanışarak, rakiplerinizin gelişmelerinden haberdar olabileceksiniz. Ankiros/Annofer/Turkcast 2012 fuarları ile ilgili daha fazla bilgi almak için www.ankiros.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Türkdöküm

61


BUĞRA PEKUSLU GreenBusiness Genel Koordinatörü Enerji Verimliliği Uzmanı Akdaş Enerji Verimliliği Proje Koordinatörü

D

www.greenbusiness.com.tr

bp@greenbusiness.com.tr

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

oğalgaz ve elektriğe yapılan yüksek zamlar son günlerin en önemli gündem maddelerinden biri oldu. Üstelik buna bir de zamların daha da devam edebileceğine dair yapılan öngörüler, 2008’de başlayan kabusun tekrar geri döneceğine yönelik sinyalleri beraberinde getiriyor. Enerji temininde kullanılan kaynakların önemli bir kısmının siyasi yönden istikrarsız ülkelerden temin edilmesi zorunluluğu bilinen bir gerçek. Hal böyle olunca da siyasi krizlerin yaşanma olasılığı bile enerji pazarının dalgalanmasına neden oluyor. Bu konuda yapılacakları ve buna yönelik planlamaların içeriğini kestirmek az çok mümkün, ancak tablonun kritikliği maalesef ki bu kadarla da sınırlı değil. Merkez Bankası’nın da ifade ettiği üzere kaynak kullanımına bağlı olarak hem enerji fiyatlarında hem de diğer birçok mal ve hizmetin temininde zamların ağır biçimde tekrar tekrar hissedilmesi kaçınılmaz. Türkiye’de üretilen elektriğin çok büyük bir oranı için kaynak olarak doğalgaz kullanılmakta. Hal böyle olunca da doğalgaza yapılmış olan zam elektrik üretiminin daha yüksek fiyata mal olmasına sebep olacak. Sonuçta da elektrik için yapılan fiyatlandırmaların içine doğalgazdaki maliyet artışı direkt olarak yansıyacak. Ve de pek tabi olarak, elektrik fiyatlarının yeniden artması gündeme gelecek. Ancak durum sadece bununla da sınırlı değil. Söz konusu elektrik tesislerine doğalgaz ya-

62

Ocak - Şubat - Mart / 2012

Tam da “Zam”anında Enerji Tasarrufu kıtının temin edilmesi esnasında yürütülen süreçlerde defalarca kullanılan elektriğin ve doğalgazın zamlanmış olması tüm bu süreçlerin de daha pahalıya mal olmasına sebep olacak. Bu da enerji zammının birçok defa maliyet artışı-pahalılaşma olarak hissedilmesi gibi bir sonucu doğuracak hiç kuşkusuz. Bunun dışında da, enerjinin ağırlıklı kaynak olarak kullanıldığı birçok sektörün mal ve hizmet üretiminde de bu zamların kendini maliyet artışı olarak hissettirmesini öngörmek de zor değil. Sonuçta da ortaya ilk anda tahmin edildiğinden çok daha karışık ve yüksek maliyetli bir tablo ortaya çıkmakta. Tüm bu fotoğrafa bakarak bu sarmalın giderek daha da kabarıklaşmasının ve enerji fiyatlarına bağlı direkt ve dolaylı olarak pahalılaşmanın kendini daha da fazla hissettirmesinin beklenildiği bir döneme çoktan girildiğini söylemek mümkün. Bunun da sanayiciye, temelde birbirine bağlı iki ayrı açıdan yansıması olacaktır şüphesiz. Enerjiyi kaynak olarak kullanan sanayici yukarıda özetlenen sarmala bağlı olarak daha pahalı enerji temin edecek, maliyet fiyatları da doğal olarak artacaktır. Üretim maliyeti artan sanayici bunu satış fiyatlarına yansıtmak zorunda kalacak, sonuçta da müşteri kayıpları riski artmaya başlayacaktır. Döküm sanayi için de durum bu genel özetten pek farklı değil. Elektriğin ve doğalgazın, ergitme, normalizasyon ve parça düzeltme işlemlerinde yüksek miktarlarda kullanıldığı döküm

sektörünün oyuncuları bugünlerde yeni ve hızlı kararlar alma noktasına gelebilir. Yani bir başka deyişle dökümcüler için de tam da bu “zam” anında enerji tasarrufunun tam zamanı geldi demek doğru olacak. Bu noktada, üretimin baştan aşağıya yeniden değerlendirilmesi ve gerekli iyileştirme – yeniden yapılandırma yönetimi mekanizmalarının hızla hayata geçirilmesi gerekiyor. Ancak bu adımda klasik, bilindik ve söylemden, felsefeden çok daha öteye geçemeyen metodların tekrar ortalıklara çıkmasının yöneticiler tarafından en başta önlenmesi şart. İşte bunu sağlayabilmek ve doğru yeniden yönetim mekanizmalarını oluşturmak için mutlak suretle dikkat edilmesi gereken önemli unsurlardan öne çıkanları: 1.Klasik Uygulama Başlıklarından Uzak Durmak Elbet ki tasarruf deyince akla önce verimliliğin gelmesi normal olanı. Bugünün akıllı şirketleri verimliliği artırmanın maliyetleri azaltmada, tasarruf yapmada en birinci doğru adım olduğunu bilmekte. Fakat bundan sonrasında atılan adımlar ne yazık ki o ilk başta beklendiği kadar karlı sonuçlar getiremeyebiliyor. Tasarruf deyince akla önce verimlilik geliyor elbet, geliyor gelmesine ancak verimlilik deyince de akla ilk gelenler pek de somut sonuçlar doğuramayabiliyor. Verimliliği artırmak için başvurulan ilk enstrümanlarda, yani arama motorlarında ve beylik “şirket yönetimi” yazılarında/kitaplarında ilk sırada ye-


ENERJİ VERİMLİLİĞİ

Türkiye’de üretilen elektriğin çok büyük bir oranı için kaynak olarak doğalgaz kullanılmakta. Hal böyle olunca da doğalgaza yapılmış olan zam elektrik üretiminin daha yüksek fiyata mal olmasına sebep olacak. Sonuçta da elektrik için yapılan fiyatlandırmaların içine doğalgazdaki maliyet artışı direkt olarak yansıyacak. Ve de pek tabi olarak, elektrik fiyatlarının yeniden artması gündeme gelecek.

rini alan yöntemler, ne yazık ki yarım yüzyıldan beri konuşulan, ancak içeriğinin ne olması gerektiği ve nasıl uygulanması gerektiği hakkında hala bile hemen hemen hiçbir net mühendislik yaklaşımına dayandırılamayan sözel bilgilerin ötesine geçemiyor. Üretimin yalınlaştırılmasının, hızlandırılmasının ve ölçümlenebilir hale getirilmesinin öneminden bahseden belki de on binlerce doküman bulmak mümkün geçmişten bugüne. Ancak bunların kaçında bu söylenenlerin her sektör için birebir olarak nasıl uygulanması gerektiğinin anlatıldığına dair bir araştırma yapıldığında sonucun fazlaca dramatik olduğunu görmek mümkün. En belirgin örnek olarak, yalın üretimle ilgili anlatılan ağız dolusu başarı hikayeleri verilebilir. Bunların hangi metod takip edilerek ortaya çıkarıldığından ise her zaman yüzeysel bahsedilmiştir. Bununsa sebebi aslında oldukça basittir. Yalın üretim bir uygulama biçiminden çok bir felsefeyi simgelemektedir. Eski Uzakdoğu’nun hayatla ilgili temel öğretilerine dayanarak oluşturulmuş bu sınai felsefeyi temel alarak her üretim akışı içerisinde o üretimin kendi doğru çözümünü bulmak imkan dahilindedir. Fakat bunun için doğru uygulama biçiminin sadece o üretimin uygulayıcıları tarafından optimum biçimde çıkarılması gerektiği ve bunun yıllar alması gerektiği sadece orijinal kaynaklarda ve kısa cümleler içinde yer almaktadır. Aynı şekilde, üretimin ölçümlenebilir hale getirilmesinin verimi artır-

manın ilk adımı olduğunu söyleyen ve bunu çeşitli hikayelerle ispatlamaya çalışan fazlası ile doküman mevcut. Bu konu esasında ABD’nin önde gelen üniversitelerinde lisansüstü dalı olarak da işlenen kapsamlı bir uygulama başlığıdır (KPI Management). Ve doğal olarak Google’dan arama yaparak bulunabilecek tekniklerin bu uygulamayı hayata geçirmeye tek başına yeter nitelikte olduğunu söylemek pek de doğru olmayacaktır. Üretkenliğin enerji odağında artırılmaya çalışıldığı bu yeni dönem dünya düzeninde de zaten bu uygulama başlığının yeniden yorumlanması söz konusu. Buna göre bu başlık altında artık üretim planlama algoritmalarına uyumlu yeni nesil parametreler yaratılmaya çalışılmakta ve bunun için multidisipliner çalışma ortamlarından beslenen özel mühendislik yaklaşımları oluşturulmakta. Tüm bu anlatılanlar, ve-

rim deyince kalıplaşmış biçimde karşımıza sunulmaya çalışılan diğer birçok kavram için de geçerli. Bu yüzden, klasik uygulamalardan uzak durmakta, bunların yeni nesil yeniden yorumlama örnekleri için de özel desteklerin alınmasında fayda var. 2. Verimlilik Kavramının Artık Kabuk Değiştirdiğinin Farkına Varmak Bugüne kadar, üretkenlik, verimlilik, iş verimi, personel verimi, enerji verimliliği gibi birçok kavramın birbirinden ayrı ve bağımsız olarak işlenmesi gibi bir yaklaşım dünyada da ülkemizde de yaygındı. Ancak 2008 global krizinin bıraktığı en büyük olumlu tecrübe bu kavramları birbirine yakınlaştırmak hatta birleştirip bütünleştirmek oldu. Verim deyince akla gelen birçok farklı bakış açısının birbirini etkiyen ve birbirinden beslenen olgular

Türkdöküm

63


ENERJİ VERİMLİLİĞİ

64

olduğu ve beraber değerlendirildiğinde asıl kazanımın ortaya çıkacağı yeni dönemde keşfedilen en önemli yönetim yaklaşımıdır. Üretimde verimliliğin artırılması için tek başına birim hammaddenin azaltılması üzerinde duran mühendisler bugün bunun aynı üretim esnasında harcanan enerji kaynaklarını kontrolsüzce artırdığını anlamış durumdalar. Aynı şekilde, otomasyon sistemlerindeki hız ve yük ayarlamalarına bugüne kadar sadece aylık üretim değerlerine göre karar veren fabrikalar, bugün aylık üretim planlarını kullanılan makine ve ekip-

ramların birbirinden beslenen dinamikler olduğunun bilincine varan akıllı şirketler, planlamalarını ve iş yüklerini bütünleşik algoritmalar üstünden planlamak gerektiğinin bilincinde. Eskiden birim zamana en çok işi sığdırmaya çalışan yöneticiler şimdilerde artık birim zamanda harcanan enerji başına en çok işi sığdırmaya çalışıyor. Sonuçta da verimini daha çok artırıyor, daha çok tasarruf ediyor. Üretkenliklerini bu şekilde bütünleşik düşünmeye başlayan firmalar, bugün çok daha yüksek verimli ve düşük maliyetli süreçlerinin sahipleri olma yolunda.

manların zamana ve üretim lotlarına bağlı değişen enerji tüketim grafiklerine göre belirlemeye başladılar. Öte taraftan, enerjisini tasarruflu kullanmak isterken üretim hızını orantısız düşüren, bu sebepten ötürü orta vadede daha çok harcamaya mahkum olan şirketler de çoktan tarih oldu bile. Artık tüm bu kav-

3. Verimli Enerji, Temiz Enerji, Çevre Duyarlılığı, Enerji Tasarrufu Bunlar Artık Farklı Kavramlar Değil Enerjiyi verimli kullanmanın bir gönüllülük işi olduğu günlerin artık çok uzağında olduğumuz herkes tarafından farkına varılan bir gerçek. Maliyet kontrolünün en büyük silahı olarak karşımıza

Ocak - Şubat - Mart / 2012

çıkan bu olguyu diğer verimlilik bakış açılarından ayırt etmenin yanlışlığını az evvelki satırlar ifade etmeye çalıştı. Ancak bu kavramı diğer verimlilik bakış açılarından ayrı düşünmek kadar bugünlerde ismi sıkça zikredilmeye başlanan bazı diğer enerji odaklı kavramlardan da ayrı tutmak bir o kadar yanlış olacaktır. Bir eski zaman geleneği olan bu ayrımlaştırmada enerjiyi verimli kullanmak için ayrı, temiz enerji kullanmak için ayrı eylem planları belirlenirdi. Hatta enerjinin iktisatlı kullanımının bile enerji verimliliğinden ayrı bir başlık halinde değerlendirildiği çalışmalar yakın zamana kadar mevcudiyetini sürdürmekteydi. Mamafih, bu kavramların aynı amaca hizmet ettiğinin ve beraber düşünüldüğünde asıl kazanımın elde edilebileceğinin farkına varılmıştır. İnsan hayatının ihtiyaçlarını karşılamak üzerine kurulu ekonomi kavramının tamamen terk edilmesinin, yıkılmasının mümkün olmadığı ancak bu kavramın daha sürdürülebilir bir dünya için yeniden yazılabileceği dünyanın önde gelen ülkelerinin altında imzası olan anlaşmalarda kararlaştırıldı. Kyoto Protokolü de esasında bu çerçeve anlaşmaların bir ürünü. Bu metinlerde de belirtildiği üzere ekonomik gelişimden vazgeçmek rasyonel bir insan hareketi olamaz, ancak zaten bu gelişimin devamlılığı için dünyanın sahip olduğu kaynaklara da daha fazla özen göstermekten başka çıkar yol gözükmüyor. Özetle sürdürülebilir bir ekonominin ancak ve ancak sürdürülebilir bir dünya ile mümkün olabileceği gerçeğinin farkına varılmış durumda. Dolayısı ile temiz enerji tüketimi ile kaynaklardan daha fazla istifade edilebileceğine dair yeni bir inanç benimsenmiş durumda. Dahası, verimli enerji tüketiminin de bir nevi temiz tüketim olduğunu kuramsal olarak savunan modellemeler mevcut. Buna göre enerji ne kadar verimli kul-


ENERJİ VERİMLİLİĞİ

lanılırsa o kadar az tüketilebilecektir. Az enerji tüketimi de beraberinde kaynakların daha az harcanmasını, daha az kirlenmeyi getirecektir. Bu, temiz enerji ile verimli enerji tüketimini birleştiren bakış açısını kendine vizyon edinen şirketler de bir taraftan az enerji tüketmeye çalışırken öte taraftan tüketim yöntemlerini temizleştirmeye çalışmakta. Bunun bir nedeni de pek tabi Kyoto Protoklü’nde ortaya konmuş olan teşvik modeli, yani bilinen adı ile Karbon Ticareti. Kyoto Protokolü’nde içeriğiyle anlatılan bu model yaklaşımından bir de ödüllendirme ekonomisi oluşturuldu. Buna göre bir şirket, santral veya tesis ne kadar temiz enerji tüketirse o kadar para kazanabilir duruma geldi. Karbon Ticareti adı verilen bu sistemde Protokol’ün geliştirdiği “üçlü mekanizmaya” bağlı olarak, bir fabrika/tesis üretim esnasında bacasından ne kadar az sera gazı salarsa, o oranda para kazanabilmekte. Toplam enerji tüketimini, kullanım verimini artırarak azaltan ya da bazı yeni teknolojiler vasıtasıyla gaz salımlarını direk düşüren firmalar bunu bağımsız kuruluşlar nezdinde belgelendirerek birer ödüle çevirebiliyorlar. Elde ettikleri sertifika ile Karbon Borsalarına karbon hissesi satabilen firmalar da dolgun yeni gelirler kazanabilmekte. Protokol’ün yaptırımlarına taraf olan ülkelerde, belirlenen kotalardan daha fazla sera gazı salan, yani tedbirini alıp enerjisini temizleştirmeyen/ verimlileştirmeyen fabrikalar da bu hisseleri satın alarak sürdürülebilir bir ekonomi için üzerlerine düşen bedelleri ödüyorlar. 2012 sonundan itibaren ülkemizin de Protokol’ün yaptırımlarına doğrudan taraf olması sözleştirilmiş durumda. Bu yüzden bundan sonra enerji ile ilgili atılacak adımlarda temizleştirmeyi verimlileştirmeden, verimlileştirmeyi tasarruf etmeden ayrı tutmamak en doğrusu olacak.

Elektriğin ve doğalgazın, ergitme, normalizasyon ve parça düzeltme işlemlerinde yüksek miktarlarda kullanıldığı döküm sektörünün oyuncuları bugünlerde yeni ve hızlı kararlar alma noktasına gelebilir. Yani bir başka deyişle dökümcüler için de tam da bu “zam” anında enerji tasarrufunun tam zamanı geldi demek doğru olacak. 4. Paket Çözüm Değil Gerçekçi ve Özgün Çözüm Dünyanın konu ile ilgili önde gelen ülkelerinden ülkemize büyük sözler ve vaatlerle pazarlanan paket enerji tasarrufu/verimliliği/ temizleştirmesi (buna kısaca verimliliği demek artık yeterli olacaktır) ürün uygulamaları mevcut. Ancak gelişmiş ülkelerdeki büyük fabrikaların bu gibi paket çözümlere asla direk olarak yaklaşmadığından bu sunumlarda pek bahsedilmemekte. Daha önceden ifade edilen bir gerçeği burada tekrar etmekte fayda var. Hiçbir paket enerji verimliliği çözümü hiçbir zaman hiçbir fabrikaya yüzde yüz adapte edilebilir ve optimum verimi sağlayabilir nitelikte değildir. Gelişmiş ülkelerdeki büyük bilindik markaların üretim tesislerine entegre edilen sistemler için ise genelde özel tasarım ürünlerin imalatı gerçekleştirilmekte. Ve bunun için mutlaka ekstra bir karar mercii oluşturulmakta. Danışman bir ya da birkaç firmanın konusunda uzman yetkilileri ve konu ile ilgili şirket yöneticileri tarafından oluşturulan bu merci öncelikle kendi mevcut durumunu sayısal göstergelerle belirliyor. Ardından kendileri için optimum çözümün ne(ler) olması gerektiğine karar veriyorlar. Uygulama planının da oluşturulmasının ardından, genelde tasarımlanan çözümün(çözümlerin) firmaya özel imalatları yapılmakta. Bazı durumlarda ise eğer istenirse bu paket çözüm satıcıları ile

temasa geçilmekte. Ancak temasa geçildiği vakit, şirket tarafından benimsenen çözümün belli detayları bu satıcılarla paylaşılıp nasıl ürünlerin oluşturulması istendiği anlatılıyor ve firmanın kendi sunduğu paket çözümler kesinlikle direk olarak tercih edilmiyor. Eğer bu şekilde yardımcı olunabilirse görüşmeler devam ettiriliyor. Sonunda da satıcı firma tarafından ortaya konan ürün uygulama planı inceleniyor ve firma tarafından sunulan raporlarda öngörülen tasarruf miktarlarının şirketin karar verici merciinin belirlediği sayısal göstergelerle sağlamaları yapılıyor. Ve eğer bahsi geçen miktarlarla şirketin hesabı tutmazsa düzeltilmesi isteniyor, hatta kimi örneklerde aksi takdirde görüşmelerin durma noktasına gelebileceği ifade edilmekte. Bu adım belki de tüm bu sürecin en önemli kısmını oluşturmakta. Bir kısım firmaların büyük imalatlar ve entegre sistemlerden oluşan bu paket ürünlerinin kataloglarında ve uygulama planı raporlarında enerjiden tasarruf edilebilecek miktarların yazıldığı büyük ifadelerin fabrika gerçekleriyle uyuşmadığı örnekler kimi zaman yaşanabilmekte. Burada önemli olan fabrikanın kazanması ve bunu uzun vadede sürdürülebilir kılması, bu yüzden paket çözümler yerine şirketlerin kendi özgün çözümlerini en azından çözüm yaklaşım modellerine geliştirmeleri hayati önem taşımakta.

Türkdöküm

65


İÇİMİZDEN BİRİ

HABER

66

Mehmet Yazar Ocak - Şubat - Mart / 2012

İTÜ İmalat Mühendisliği’nden yüksek mühendis olarak mezun olduktan sonra pompa imalatı ile iş hayatına başlayan Mehmet Yazar, kariyerine Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanlığı ile Milli Savunma ve Devlet Bakanlığı görevlerini de sığdırmayı başardı. Türkiye’nin kalkınmasında sanayileşmenin kilit rol oynadığını düşünen Yazar, gerek kendi kişisel gelişiminde gerekse Türkiye’nin ilerlemesinde hep sanayiye işaret ediyor. “Sanayileşme dediğimiz zaman ön plana çıkan makine sanayisidir benim için. Bir ülkede önce makine sanayini kuracaksın, makineler, motor, vs. yapacaksın, tekstil gibi alanlar daha sonra gelir” diyen Yazar, makine sanayisinin temelini ise döküm sektörünün inşa ettiğini düşünüyor. Eski Milli Savunma ve Devlet Bakanımız Sayın Mehmet YAZAR ile Ankara’daki Vakıf Merkezinde gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi sektörümüzle paylaşıyoruz.


İÇİMİZDEN BİRİ

Sayın Yazar, biz sanayiciler sizi çok iyi tanıyoruz, ancak artık sektörümüzde ikinci ve üçüncü nesiller işleri devralmaya başladılar, sizinle sanayicilik, siyaset ve Türkiye’miz çerçevesinde söyleşi yapmaya geldik. Bizi kabul ettiğiniz için teşekkür ediyoruz. Öncelikle Sanayicilik ve Döküm sanayisindeki deneyimlerinizi aktarır mısınız? İTÜ İmalat Mühendisliği’nden yüksek mühendis olarak mezun olmuştum ve bir şeyler yapmak istiyordum. Pompa imalatıyla sektöre girdim. İmalat sektörü içinde pompa ciddi bir ihtiyaçtı o günlerde. Ankara’da siteler bölgesinde ufak bir yer kiraladık. Koku içinde, eski bir gübre deposuydu. Burayı boşaltıp tezgâhları aldık yerleştirdik ve pompa yapmaya koyulduk. Güya mühendisiz; ama yeterli tecrübemiz olmadığı için yapboz usulüyle çalışıyoruz. Bir Avrupa pompasını alıp parçalıyoruz, sonra onu taklit ediyoruz. Ama onların pompa verimi yüzde 83 iken bizimkinin yüzde 30 u geçmiyor. Hesap kitap yapıyoruz, sandıklar dolusu notlar alıyoruz, 2 ay sonra bir daha ölçüyoruz; yine tutmuyor. Çünkü eldeki imkânlar sınırlı. 600 metrekarelik kiralık bir yerdeyiz, sermayenin yarısı borç alınmış. Ama bir iş yapma, bir değer üretme idealimiz var, o yüzden de gece gündüz çalışıyoruz. Tabii milli duygularımız da çok yüksek. Neden Türkiye de sanayileşmesin diye çabalıyoruz. O günlerde doğru dürüst bir pompa imalatı yok. Sanayi bilinci zaten hiç gelişmemiş. Bizlere yol gösteren de yok. Sonunda anladık ki, iş hiç de göründüğü gibi değil. Bunun üzerine biz de hayalperestliği bıraktık, o zamanlar Türkiye’de en çok satan Avusturyalı bir firmayla lisans anlaşması yapmaya karar verdik. Ben de ilk defa o zaman yurtdışına çıkmışımdır. Çat pat bir yabancı dille firmayı ikna ettik. Lisans anlaşması yapacağız, ama nasıl yapılır bilmiyorum. Bilen birisini de bulamıyorum. “Maliyeye git, orada genç bir çocuk var, ondan fikir al” dediler. Gittim, bir odada oturmuş gencecik bir mühendis. O da dedi ki; “Doğrusunu söylemek gerekirse ben de bir şey bilmiyorum. Ama Ordu Yardımlaşma bugünlerde Renault ile görüşmeler yapıyor, sana onlara ait notları vereyim.” O notları okuduk, örnek alarak benzer bir anlaşma yaptık 1976 yılında. Firma sahipleri fabrikalarının kapılarını bize sonuna kadar açtılar. Çok iyi ilişkiler kurduk. Bütün teknolojiye hâkimlerdi, ideal pompa modelinin nasıl yapılacağını bize öğrettiler. O teknolojiyi alarak çok hızlı bir gelişme kaydettik. Avusturya firmasıyla yapılan o lisans anlaşması ile Türkiye’de pompa kalitesi gelişmiştir diyebilirim. Tabii oradaki koşullar çok daha gelişkin. Atölyelerde otomatik tezgâhlar var, bilgisayarlar var. Biz de cesaret edip aldık. Hem makineleri geliştirdik, hem makine atölyesini. Böylece Yazar Pompa istediğimiz kalitede döküm yaparak yüksek verimli pompa üretmeye başladı. Bu arada 1978’de Ankara Sanayi Odası başkanlığı,

Yazar, TOBB Başkanlığına başlama sürecini “ “Hep idealistlikten bahsediyorsun, gerekirse vatan, millet için ölmeye hazırım diyorsun. Buyur ölme günün, buyur hazırsın” dediler. Tam on ikiden vurdular yani. Bunun üzerine de bu sorumluluk bana yüklendi” sözleri ile anlatıyor. 79’da Odalar Birliği başkanlığı, 4-5 sene sonra da siyaset derken meslekten aktif olarak uzaklaştım. Bu süreç çok hızlı geliştiği için geride kalan ekip sudan çıkmış balık gibi kaldı ve işlerimiz aksamaya başladı. Ben de arkadaşlarımı, kardeşlerimi topladım, bu işi size teslim ediyorum dedim. Onlar da iyi niyetliler tabii, ama tecrübe çok önemli. İstediğimiz gibi gitmedi. Belki de o dönemde benim kendi işimi yapmamam hataydı diye düşünüyorum. Ben olayım ya da olmayayım, keşke o fabrika devam etseydi. İş hayatına girmenize etki eden şeyler nelerdir? Tabii biz Kayseri ekolünden geliyoruz. Özellikle o zamanlar, ister fakir ister zengin olsun, çocuklar bir taraftan okurken bir taraftan mutlaka bir yere çalışmaya gönderilir. Mesela birisinin yanına çırak olarak verilir, ya da yazın bir şeyler sattırılır, kabak, marul, erik vs. Biz de o tezgâhlardan geçtik. Yıllar sonra geldik buraya şirket kuracağız. Babama danışmak için telefon ettim. Babam da dedi ki: “Benim sana tavsiyem; Ulus’ta bir hal var, akşam işten çıktığın zaman oraya git ve izle. Eğer iş hayatına atılırsan ve bir gün iflas edersen, o satıcılar gibi mavi önlüğü giyip namusunla patlıcan satmayı aklın kesiyorsa bu işe gir.” Gerçekten de gittim, yarım saat boyuna durup tezgâhları izledim. Belki de o Anadolu ruhunu hep oradan buralardan alıyoruz. İş hayatından Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanlığına uzanan süreç nasıl gelişti? Müteşebbis demek var eden, üreten demek. Şüphesiz ticaret de önemli bir şey; ama neticede ticarette mevcudu alıp satarsın. Ama müteşebbis olmak istiyorsanız bir üretim birimini, fabrikayı ortaya koymanız gerekiyor. Bu da yetmiyor; oradan bir değer çıkartmanız, üretim yapmanız gerekiyor. 70’li yıllarda TOBB tüccarların ya da tüccar kökenlilerin elindeydi. Dolayısıyla Odalar Birliği başkanları da komisyoncular, tüccarlar ya da esnaflardı. Çok da eski değil as-

Türkdöküm

67


İÇİMİZDEN BİRİ

12 Eylül sonrasında Ankara Sanayi Odası Başkanlığı yapan Mehmet Yazar Turgut Özal ile daha sık görüşmeye başladı. O dönemde Türkiye’nin dışa bağımlı olduğunu, dolayısıyla sanayinin bir işe yaramayacağını savunan anlayışa karşı, Türkiye’nin dışa açılması, sanayinin yerleşmesi üzerine ciddi çalışmalar yaptılar.

lında, 30-40 yıl öncesi. 70’li yılların Türkiye tarihinde önemli etkisi var, bu yüzden o zamanki koşulları iyice tetkik etmek lazım. Ülke önemli sosyal, siyasal, ekonomik çalkantılar içindeydi. Her gün korku ve panik içinde geçerken Türkiye’nin ekonomik geleceği de meçhuldü haliyle. Türkiye’de ortam sanayileşmeyi reddediyordu. Hatta sanayileşme fikri bile oluşmamıştı. Bir tarafta biz ve ufku geniş olan bir kesim Türkiye’nin sanayileşerek kalkınacağını biliyor. Ama bir yanda da ülkenin daha ziyade tarımla kalkınabileceğini savunan bir grup var. Ya da sanayileşeceksek bile Doğu Avrupa usulü, ağır sanayiden başlayarak devlet eliyle kalkınmayı projesi savunuluyor. Bir idealizmle belli bir şeyler üretmeye çalışan insanlar var, ama kimse kimsenin ne yaptığına bakmıyor. O günkü mücadele daha çok teorik, ideolojik bir platformda yürüyordu. Bu dönemde sol görüşün daha donanımlı olması da çok etkili oldu. Öyle ki; sanayiciyim, iş adamıyım demek neredeyse utanılacak bir şeye dönüşmüş. Biz de dedik ki; kendimizi donatalım, görüşlerimizi, girişimlerimizi temellendirelim ve ideolojik platformda üstünlük kazanalım. O vesileyle “Ekonomik–Sosyal Yayınlar” diye bir yayın faaliyetine başladık. Pek çok değerli hocanın kitaplarını bulduk, bazılarını İngilizceden çevirdik. Bu kitapları da evvela kendimiz okuduk, sonra çevremi-

68

Ocak - Şubat - Mart / 2012

ze dağıttık. Tabii bir süre sonra donandık, mücadelede de dişe diş bir hale geldik. Bu mücadelede belki en önde de ben vardım, çünkü en gençleri bendim. İşte biz o gürültü patırtıyı yaparken, Sakıp Beyler de (Sabancı) İstanbul’da 10’a yakın sanayi odasını bir araya getirerek gönüllülük temelinde Odalar Birliği gibi bir girişimde bulunmuşlar. Onlar da düzenli olarak bir araya geliyorlar, bu tartışmalara dâhil oluyorlar. Ankara Sanayi Odası’nda Başkan Vekili olduktan sonra ben de bu toplantılara katılmaya başladım. Orada söylediğim şey şu oldu: “Arkadaşlar; bu yaptığınız hizmet olarak çok önemli, ama yasal bir kuruluş haline gelmek lazım. Bunun için de Odalar Birliği’nde sanayicilerin ağırlığını koyalım.” Arkadaşlar da, “Bu işlere az çok kafa yoruyorsun, en gencimiz de sensin. Bu mücadeleyi sen yürüt” dediler. Ama ben de Ankara-İstanbul yolu üzerindeki fabrikayı yeni kuruyorum o dönem. Ufak atölyeden oraya geçiş yapmaya çalışıyoruz. Borç gırtlakta, ayda 175 lira taksitle fabrika yaptırmaya çalışıyorum. Bir taraftan da kabul etmemek için direniyorum, daha taksitimi ödeyecek param olmadığı söylüyorum. En sonunda, “Hep idealistlikten bahsediyorsun, gerekirse vatan, millet için ölmeye hazırım diyorsun. Buyur ölme günün, buyur hazırsın” dediler. Tam on ikiden vurdular yani. Bunun üzerine de bu sorumluluk bana yüklendi.


İÇİMİZDEN BİRİ

TOBB’un Türkiye sanayisindeki etkinliği ne oldu? Sanayileşme âleminde bir toparlanma ve daha gelişkin bir bilinç kazanma gibi bir misyonu yüklenmiş olduk. O zamanlar TOBB ve diğer odalar siyaset temelinde görüldüğü için gerçek bir etkinlikleri yok. Bu yüzden, ikinci bir misyonumuz da TOBB’un elini siyasetten çekmesini sağlamak ve onu tarafsız bir meslek kuruluşu haline getirmekti. İstedik ki TOBB, sözünün bir ağırlığı, bir karşılığı olan bir şahsiyete dönüşsün. Her türlü sıkıntıya rağmen bunu başardık da. İhtilal döneminde bütün sendikalar, bütün odalar kapatılırken biz odamızın kapısını kapattırmamayı başardık. İhtilal dönemine rağmen bu tarafsız siyaseti koruduk. Ama bir yandan çok çalıştık. Bu kolay bir şey değil. Bir tarafta askeri rejimin hassasiyetleri var, ama bir taraftan da sanayiyle ilgili dertleri biliyorsun; söylemek, eleştirmek zorundasın. Doğruları söyleyeceksin. Siyasetin emrine giren bir meslek kuruluşunun ne bir anlamı, ne de bir etkinliği olur. Önceleri özel sektör kuruluşlarının hepsi ayrı bir şarkı söylerdi, her kafadan ayrı bir ses çıkardı. TÜSİAD, TİSK, bir taraftan sendikalar var ve onların zihniyeti de farklılık gösteriyor. Biz de birikimimizi söz birliğine dönüştürmeye çalıştık. Nerede ne anlatacağımızı, neyi savunacağımızı önceden belirliyorduk. Böylece hem kendi tabanımızla bütünleştik, hem de

“Türkiye’de sanayileşme süreci biraz hızlı gelişmiştir, özellikle Turgut Bey (Özal) zamanında. Tabii o dönemlere göre de önemli bir mesafe alındı. Ruhunda başarma azmi olan pek çok sanayicilerimiz yetişti. Ben önümüzdeki 15 ile 30 sene içinde Avrupa’nın benimsediği anlamda bir sanayi bilincine erişeceğimizi düşünüyorum. Türkiye’nin tarihinden, insanından gelen özellikler de sanayinin karakterini belirliyor. Bizim geleneğimizde hep otoriter aile, otoriter devlet olmuş.”

özel sektörü birleştirdik. TOBB ile az çok bir şeyler yapabildiysek böyle bir durum sağladığımız içindir. Söylediklerin o kadar doğru olacak ki, karşı tarafı incirsen bile “Canımızı yakıyor, ama adam da söylüyor” diyecekler. Türkiye’de sanayinin durumunu nasıl görüyorsunuz? Sanayileşme dediğimiz zaman ön plana çıkan makine sanayisidir benim için. Bir ülkede önce makine sanayini kuracaksın, makineler, motor, vs yapacaksın, tekstil gibi alanlar daha sonra gelir. Makine sanayisinin temeli de dökümdür. Döküm çok zor bir disiplin, çok ağır bir çalışma alanı. Ama azimle yaptığınız zaman değerini anlıyorsunuz. O kumun, o demirin kokusunu alıp uyuyacaksınız. Nitekim Türkiye şimdi Avrupa’da ön sıralarda. Ama bütün bu başarıları elde edişimiz hep namüsait şartlarda oldu. İlginçtir; meclis tutanaklarına baktığınız zaman sanayileşmenin önemine dair kapsamlı bir konuşma bulamıyorsunuz. Yani neredeyse Türkiye’nin gelişiminin sanayiyle olacağı üzerine hiçbir söz söylenmemiş gibi. Sanayileşmenin temelinde teknoloji var, bunlar birbirini tamamlayan şeyler. Teknoloji de araştırma ve geliştirme demek. Büyümek isteyen bir ülkede araştırma ve geliştirme faaliyeti olacak; devlette de bunu anlayabilecek, kıymetini bilecek insanlar olacak. Baktığınızda 5 yıllık plan yapılmış; ama bilimsel, teknolojik araştırmaya ayrılan pay çok az. Sanayiyi ön plana alan düşünceler hala zayıf durumda. Sanayileşme ruhu, kültürü, tıpkı demokrasi kültürü gibi yazılı bir şey değil. Uzun vadede benimsenmesi gerekiyor. Ama Türkiye’de sanayileşme süreci biraz hızlı gelişmiştir, özellikle Turgut Bey (Özal) zamanında. Tabii o dönemlere göre de önemli bir mesafe alındı. Ruhunda başarma azmi olan pek çok sanayicilerimiz yetişti. Ben önümüzdeki 15 ile 30 sene içinde Avrupa’nın benimsediği anlamda bir sanayi bilincine erişeceğimizi düşünüyorum. Türkiye’nin tarihinden, insanından gelen özellikler de sanayinin karakterini belirliyor. Bizim geleneğimizde hep otoriter aile, otoriter devlet olmuş. Sanayide farklı gruplarla birlikte çalışıyorsun, onların hakları, hukukları dereye giriyor, müşterek olma kültürü devreye giriyor. Biz sanayileşmeyi de, demokratikleşmeyi de yeni yeni öğreniyoruz aslında. İş yaşamı, TOBB ya da bakanlığınız döneminde TÜDÖKSAD’ın da kurucusu olan Turgut Özal ile yaşadığınız bir anınızı anlatır mısınız? Turgut Bey ile çok anımız var tabii. Ankara Sanayi Odası başkanlığını yaptığım dönemler, Turgut Bey de MESS’in başkanı. O dönemler onu yalnızca gıyaben tanıyordum. Tam o dönem de bir takım ideolojik eylemler, grevler yapılıyor. İş kesiminin buna karşı ne yapacağı, nasıl mücadele edeceğine dair bir toplantı için davet geldi. Gittiğim o toplantıda dik-

Türkdöküm

69


İÇİMİZDEN BİRİ

katimi çeken şey şu oldu: Turgut Bey biraz geç geldi, bir süre konuşulanları dinledi, sonra söz alıp “Şöyle yapalım, bu iş bitsin” dedi ve gerçekten de tartışmayı da, işi de bitirdi. 12 Eylül sonrasında biz Turgut Bey ile daha sık görüşmeye başladık. O dönemde Türkiye’nin dışa bağımlı olduğunu, dolayısıyla sanayinin bir işe yaramayacağını savunan anlayışa karşı, Türkiye’nin dışa açılması, sanayinin yerleşmesi üzerine ciddi çalışmalar yaptık. Şimdi moda oldu; Cumhurbaşkanı da, Başbakan da yurtdışı gezilerine iş adamlarını da götürüyor. Bu aslında ilk defa Özal zamanında başladı. Bu katılımları da ben organize ediyordum. TOBB olarak yurtdışında sadece Türk mallarının olduğu ilk sergiyi bu sayede Bulgaristan’da açtık. O dönem sergiden anlayan pek bir firma da yok. Bu koşullara rağmen “Türk Haftası” adı altında orada kiraladığımız bir yerde o günkü imalatlar ne ise onları sergiledik. Kültür faaliyetleri için buradan sanatçılar götürdük, o günlere göre bayağı büyük bir etkinlik yaptık. Sonra benzeri bir sergiyi otomotiv firmaların da katılımıyla Mısır’da da gerçekleştirdik. Bizim bu dönemlerimizde Turgut bey sanayicileri Ankara’ya daha da yaklaştırdı. Hiç unutamadığım siyasi anılarım arasında Turgut beyin parti kurma çalışmalarında, beraber olduğumuz uzun ev toplantıları ve mütalaalar yer almaktadır.

70

Ocak - Şubat - Mart / 2012

Ülkemizin siyasi, ekonomik ve endüstriyel geçmişinde kısa bir yolculuk yaptığımız bu söyleşimizde, Oda Başkanlıkları, Bakanlık, Sanayicilik, Dökümcülük ve Siyaset gibi hepsi kendi başına zorlukları olan alanlarda kendini değer üretmeye adamış Sayın Mehmet YAZAR’a şükranlarımızı sunuyoruz.



MAKALE

Maça Üretim Prosesinin Simülasyonu Marc F.Kothen

N.Birgi Özçelik

MAGMA Bilişim ve Teknoloji Hizmetleri Ltd.Şti.

MAGMA Bilişim ve Teknoloji Hizmetleri Ltd.Şti.

Dökümhanelerde Kullanılan Maçalar Maça üretimi, çoğu kez üretimde gecikmelere, hurda oluşumu ve yeniden işleme gereksinimlerine neden olan ve son dökümlerin maliyetini arttıran teknik zorluklarla dolu kompleks bir prosestir. Döküm geometrileri tasarım süreçlerinde çok daha fazla kompleks hale gelmeye devam ettikçe karmaşık ve yüksek kaliteli maçalara olan ihtiyaç da artmaya devam edecektir. Bu tür dökümlerin örnekleri, ekstrem termodinamik yüklemelere dayanmak ve mümkün olan en düşük ağırlıkta maksimum performansı sağlamak amacıyla tasarlanan son nesil yanmalı motorlarda görülebilir. Bu yeni motorlarda çeşitli sayıda geometrik açıdan kompleks ve ince cidarlı maçanın, soğutma sistemlerinin temiz olmasını sağlaması gereklidir. Bu dökümlerin büyük çoğunluğunda, maça kullanılan alanların yanmış kum, damar ağı ve bozuk yüzey içermemesi gerekmektedir. Aksi takdirde mevcut herhangi bir hata, soğutma devrelerinin verimliliğini önemli ölçüde düşürecektir. Bunun yanında maça üretimi gerçekleştiren tesisler, üretim prosesleri esnasında oluşan emisyon miktarını düşürmeyi hedefleyen ve her geçen gün daha sıkı hale getirilen çevre düzenlemelerine de uyum göstermek zorundalar. Dökümhanelerin bu yeni çevre düzenlemelerine ve artan müşteri gereksinimlerine karşılık vererek kar etmeye devam edebilmeleri için daha sıkı proses kontrolüne olanak sağlanması ve heba olan zaman ve paranın kaynaklarının ortadan kaldırılması adına maça üretim prosesinin optimize edilmesi gerekmektedir. Mevcut durumda, yeni bir döküm için gerekli olan maçaların ekonomik açıdan uygun bir fiyata üretilip üretilemeyeceğinin belirlenmesi hakkında yüksek seviyede bir belirsizlik durumu söz konusudur. Kompleks maçaların üretilebilirliği konusundaki bu belirsizlik, son kullanılacak uygulamanın gereksinimlerini karşılayan bir döküm tasarlama girişiminde bulunan tasarımcıların da işini zorlaştırmaktadır. Konu maça üretimine geldiği zaman, kaliteli bir maçanın verimli bir şekilde üretiminin nasıl gerçekleşeceği konusundaki ayrıntılar daha da belirsiz hale gelmektedir. Çoğu durumda, maça sandıkları geçmiş tecrübelere dayanarak ya da farklı takım düzenlemelerinin ve proses parametrelerinin test edilmesine dayalı bir deneme yanılma

72

Ocak - Şubat - Mart / 2012

yöntemi yardımıyla hazırlanır. Bir maça sandığı tasarımı yapılması ve tamamen optimize edilmiş proses parametrelerinin belirlenmesi, çok sayıda zaman alan ve maliyeti yüksek örnekleme çevrimlerinin gerçekleştirilmesini gerektirir. Proses geliştirilmesi için kullanılan bu deneme ve yanılma yaklaşımı, istenilen sonuçların elde edilmesi için kalıp sisteminde çok sayıda modifikasyon gereksinimi ortaya çıkarabilir ve denemeler esnasında elde edilen problemlerin asıl nedenleri hakkında herhangi bir kantitatif bilgi vermez. Tüm maça üretim proseslerinin kapsamlı bir bilimsel incelemesi henüz gerçekleştirilmemiştir ve maça üretim prosesindeki kompleks fenomeni açıklayacak bir temel neden analizi uygulaması şu anda mevcut değildir. Maça üretim prosesinin kompleks olmasının nedeni, maça kalitesini belirleyen ve etkileyen çok sayıda değişkenin olmasıdır. Maça çıkarma prosesinde çıkarma nozülleri ve havalandırmaların toplam sayısının, boyutlarının ve konumlarının üretilen maçanın kalitesi üzerindeki etkisi çok fazladır. Buna ilave olarak, çıkarma işlemi sırasında uygulanan basınç miktarı, toplam çıkarma süresi ve kum/bağlayıcı oranı gibi proses parametreleri de maça sandığının dolumunu etkileyebilir. Bağlayıcı, maçaya yeterli dayanımı vermek için maça sandığı doldurulduktan sonra sertleştirilmelidir. Maça çıkarma prosesinde aynı zamanda maçanın son kalitesini etkileyen çok sayıda değişken bulunmaktadır. Fenolik üretan soğuk maça (PUCB) bağlayıcı sistemleri kullanılması durumunda, havalandırmaların sayısı, boyutu ve konumu, kürleme gazının uygulanması sırasında kullanılan gazın miktar ve basınç dağılımı, bir maçanın yeterli miktarda kürlenip kürlenmediğini belirler. PUCB maça üretim prosesini daha da kompleks hale getiren, maça çıkarma için oldukça iyi çalışan bir havalandırma planının sonrasındaki kürleme prosesi için uygun olmama durumudur. İnorganik ve reçine kaplı kabuktaki kumu gibi diğer bağlayıcı sistemlerde, yeterli kürleme ve dayanımın sağlanması için maça sandığının homojen bir şekilde sertleştirilmesi gereklidir. Bu proseslerde ısıtıcı elemanların nereye koyulacağı ve farklı bölgelerin ne kadar ısıtılacağının belirlenmesi kolay değildir. Sonuç olarak, bir maça sandığının üretimde kullanılacak seviyeye gelmesi için gerekli prosesler çoğu zaman bir kaç hafta alabilir. Bir maçanın üretime başarılı bir şekilde aktarılması ile ilgili süre ve maliyetin, toplam üretim maliyeti üzerinde çok önemli etkisi olmasına rağmen çoğu kez önemsenmez ve hesaba katılmaz. Maça üretim prosesinin simülasyonu, tüm döküm üretim prosesinin tahmin edilebilirliğini önemli seviyede iyileştirebilir. Maçaların teknik ve ekonomik açıdan elverişliliği, ürün geliştirme prosesi sırasında tasarımcıların maça üretim ve döküm proseslerinin her ikisini de göz önünde bulundurarak değerlendirme yapması sonucu rahatlıkla belirlenebilir. Bu sayede genel proses zinciri ve bunlarla alakalı fiziksel parametreler daha şeffaf bir hal alır. Simülasyon aynı zamanda maça


MAKALE

üretim prosesinin anlaşılmasını kolaylaştırır ve maça çıkarma ve kürleme proseslerinin üç boyutlu olarak görselleştirilmesine olanak sağlar. Bu öngörü ve kavrayış mühendislere maçalardaki hataların temel nedenlerini anlama konusunda yardımcı olur ve aynı zamanda kaliteli maça üretmek için maça sandığı tasarımı ve proses parametrelerini daha etkin bir şekilde belirleme şansı tanır. Bu olanaklar eşliğinde maça üretim simülasyonu kullanan dökümhanelerin daha iyi döküm kalitesi elde etmesi ve üretim maliyetlerini azaltması sürpriz olmayacaktır. Maça Çıkarma Prosesinin Modellemesi Maça çıkarma prosesinin modellemesi esnasında, aynı akış prosesi içerisinde hava ve granüler kum - bağlayıcı karışımının her ikisinin de dinamik akış davranışının uygun şekilde yansıtılma girişimi sırasında önemli zorluklarla karşılaşılır. Granüler bir katı ve gaz karışımının akış davranışı bir sıvının akışından oldukça farklıdır. Bu yüzden maça çıkarma prosesinin simülasyonu için gerekli fiziksel-matematiksel modeller, sıvı akışı için kullanılanlardan bir hayli farklılık gösterir. Maça çıkarma sırasında bir hava ve kum/bağlayıcı karışımının dinamik akış özelliklerini doğru bir şekilde tarif etmek için bu tarz bir sistem için kullanılan mevcut modellerden bir yaklaşım seçilmiştir [ör: 2-4]. Burada tarif edilen çift fazlı model, maça çıkarma prosesi esnasında kum/ bağlayıcı karışımına havadan tamamen farklı bir fazmış gibi davranır. Bu çift fazlı modelde kütle ve impuls korunumu, kum/bağlayıcı karışımı ve maça sandığına yönlendirilen havanın her ikisi için de gereklidir. Kum akışının modellemesinde, kum parçacıklarının farklı bölgesel kum yoğunluğu dağılımlarında göstereceği farklı davranışlarını içermesi önemlidir. Örneğin, şekil 1a’nın üst bölgesinde gösterilen hava boşluklarının çok olduğu durum, kum/bağlayıcı karışımının havadaki hareketini tanımlayacak kinetik model için en uygun alandır. Ancak belirli bir bölgede kum yoğunluğunun artmaya başlaması ile (şekil 1a’nın orta kısmı) bağlayıcı kaplı kum taneleri arasındaki sürtünme ve dolayısıyla kum tanelerinin çarpışması sonucu harcanan enerji miktarı artar. Kinetik enerjiden sürtünme ve çarpışma enerjisine gerçekleşen bu transfer geçişi, simülasyon esnasında kum taneciklerinin ne şekilde davrandığı konusunda ele alınması gereken bir noktadır. Maça sandığının belirli bir alanında kum yoğunluğunun daha da artması ile (şekil 1a’nın alt kısmında olduğu gibi) hareket eden kum taneleri arasındaki sürtünme kuvvetinin artması ile gerçekleşecek enerji kaybı daha da baskın hale gelecektir. Sürtünme ve çarpışma sonucu enerji kaybından baskın olarak sürtünme sonucu meydana gelen enerji kaybı arasındaki geçiş de göz önünde bulundurulması gereken bir diğer faktördür. Maça çıkarma prosesinin doğru bir şekilde modellenmesinin yanı sıra, simüle edilen kum ve bağlayıcı karışımının fiziksel özelliklerinin ve akış karakteristiklerinin de uygun şekilde karakterize edilmesi son derece

önemlidir. Kum ve bağlayıcı akış özelliklerinin kapsamlı test sonuçları ve sistematik varyasyonu, yaygın olarak kullanılan çeşitli kum/bağlayıcı kombinasyonlarının uygun şekilde kategorize edilmesine olanak sağlamıştır. Her kombinasyonun fiziksel özelliklerini ve akış karakteristiklerini belirleyen faktörler bir veri tabanı içerisinde saklanır ve simülasyon yazılımı tarafından bu bilgilere istenildiğinde ulaşılabilir. Gerekli olduğu durumda, bu verilerin her biri üretimde kullanılan kum/bağlayıcı kombinasyonlarının özelliklerini karşılaması için ayarlanabilir. Maça çıkarma prosesi simülasyonu aynı zamanda shot silindiri içerisinde basıncın arttığı durumdaki davranış ve kullanılan havalandırmalar gibi maça sandığı tasarım değişkenleri ile ilgili proses parametrelerini de göz önünde bulundurmalıdır. Simülasyonda shot silindirindeki basınç uygulaması, çıkarma esnasında her noktaya uygulanan basınç miktarının açıkça belirtilmesi ile tanımlanır. Konu maça sandıklarının havalandırılmasına geldiğinde, havalandırmalardaki çok küçük açıklıkların, maça sandığı boşluğundaki havanın çıkışına izin verirken aynı zamanda kumu maça sandığı içinde muhafaza etmesi gereklidir. Endüstride yaygın olarak kullanılan çeşitli havalandırma geometrileri ve tasarımları yer almaktadır. Her durumda basınç kaybı kuralları simülasyon modelindeki havalandırmaların farklı davranışlarını tanımlamak için kullanılır ve herhangi bir havalandırma veri tabanından kolaylıkla ulaşılabilir. Deneysel olarak kalibre edilmiş akış kuralları, maça çıkarma prosesindeki önemli tasarım parametrelerinden biri olan bu değişken için havalandırmalardaki basınç kayıplarının gerçekçi modellemesini sağlayabilir. Maça çıkarma prosesinin her simülasyonunda, simülasyonun amacına bağlı olarak, maça makinesinin kum beslemesinin modellenmesi ve simülasyonda göz önünde bulundurulmasına gerekliliği ya da yalnızca kum/bağlayıcı ve hava karışımının sağlanacağı nozüllerin sınır koşullarının belirlenmesinin yeterli olması konusunda karar verilmelidir. Kum beslemesinin tamamının işin içine dahil edilmesi daha fazla CAD modellemesi ve simülasyon süresi gerektirir ancak bazı durumlarda maça sandığının dolumu esnasında ortaya çıkan sorunların nedenini, eğer besleyici içerisinde kum akışı ile alakalıysa, doğru şekilde tahmin etmenin tek yolu bu olabilir. Besleyici tarafından oluşan sorun

Düşük yoğunluk Kum akışı

(a)

(b) Yüksek yoğunluk

Şekil. 1. Kum sıkışmasını gösteren (a) açıklayıcı model (b) 3D simülasyon

Türkdöküm

73


MAKALE

lara bir örnek yine besleyici içerisinde oluşan kum tıkanmalarının ve/veya hava boşluklarının oluşumudur. Şekil 2’de nozül üzerindeki kum besleyicisinde oluşan bir hava kanalının basit bir örneği görülmektedir. Bu durum maça sandığının dolumunu önemli seviyede etkiler ve yalnızca besleyicinin tamamındaki kum ve hava akışı değerlendirilerek yeniden düzenlenebilir.

Empty 0 6500 0 6050 0 5600 0 5150 0 4700 0 4250 0 3000 0 3350 0 2900 0 2450 0 2000 0 1150 0 1100 0 0650 0 0200

Kum Oranı (a)

(b)

Şekil 2. Dolumun ilk aşamalarında (a) ve son aşamalarında (b) basitleştirilmiş besleyici ile gerçekleştirilen maça çıkarma simülasyonu. Her iki durumda da besleyicinin orta kısmında kum miktarının az olduğu bölge oluşumu gözlenebilir.

maçanın kullanım ömrü süresince herhangi bir probleme neden olup olmayacağı hakkında da bilgi verebilir. Maça yoğunluğu simülasyon sonuçlarının sonlu elemanlar analizi yöntemi ile birlikte kullanımı ile maçaların, sandıklarından çıkarılmasının ardından maruz kalacağı ilave işleme ve döküm prosesi esnasında maruz kalacağı mekanik ve termo-mekanik yüklemelerin de simülasyon imkanı sağlanır. Maçanın hatalı bölgelerinin kritik ve kritik olmayan alanları bu yüklemelerin bir analizi sonucunda elde edilebilir. Maça çıkarma simülasyonu aynı zamanda kullanıcılara farklı renkler kullanarak her nozülden çıkan kumun akışını izleme olanağı sağlar. Şekil 5 ve 6’da yer alan bu kum izleme sonuçları farklı nozüllerden gelen ve birleşen kumların bulunduğu alanlardaki hataları giderme konusunda oldukça yardımcı olabilir. Bu sonuçlar gerçek anlamda düşük yoğunluk ya da dolum olmamasından kaynaklanan hataların bölgesini belirleyemeyebilir ancak bu tür hataların temel nedeninin saptanması konusunda yardımcı olabilir. Örneğin şekil 5’te maçanın sol tarafta gösterilen hatanın ilk başta kum oranı veya kum yoğunluğu sonuçları kullanılarak tanımlanması beklenir. Ancak, söz konusu boşluğun daha iyi anlaşılması ve sorunun giderilmesi için kum izleme sonuçları kullanıcıya, hatanın iki ergimiş metal akışının birleşmesi sonucu ortaya çıktığı ve bu durumda birleşme noktasındaki havanın çıkmasına olanak sağlamak için ilave havalandırmanın gerektiği gibi ilave bilgileri sağlayabilir. Açıkçası bu durum akışların birleştiği her bölgede hata olacağı anlamına gelmez. Ancak bu bölgelerde özellikle havalandırma ve nozüllerin konumları en uygun koşulları sağlamalıdır. Şekil 5’te yer alan maçanın sağ tarafında da düşük yoğunluklu bir bölgenin var olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Kum izleme sonuçlarının bu hatanın herhangi bir birleşme

Maça Çıkarma Simülasyonu Uygulaması Maça sandığı tasarımcılarının, simülasyon haricinde kum dolumunu etkileyen parametrelerin değerlendirilmesi konusundaki seçenekleri oldukça sınırlıdır. Simülasyon kullanıcılara, maça sandığı içerisindeki kum akışını görme ve prosesin herhangi bir noktasında kriter fonksiyonları değerlendirme olanağı sağlar. Örneğin şekil 3’te maça sandığının dolumu esnasındaki dört farklı aşamada kum oranı sonuçları görülmektedir. Bu simülasyon sonucunda düşük kum oranının olduğu bölgeler, bu su ceketli maçanın üretiminde ortaya çıkan hatalarla (şekil 4) bire bir örtüşmektedir. Maça çıkarma simülasyonu aynı zamanda maçalarının içindeki değişimin analizine Empty de imkan tanımaktadır. 0 6500 0 6050 Maça içerisindeki isten0 5600 meyen hacim noksan0 5150 lıkları ya da boşlukla0 4700 0 4250 (a) (b) rı, kum oranı ya da kum 0 3000 yoğunluğu tahminleri 0 3350 kullanılarak belirlene0 2900 0 2450 bilir ve değerlendirile0 2000 bilir. Yüzey altındaki bu 0 1150 tür boşluklar belirlen0 1100 0 0650 dikten sonra, bu hatalar 0 0200 tasarım ve/veya proses parametrelerindeki deKum Oranı ğişimler ile elimine edi(c) (d) Void lebilir. Simülasyon aracılığıyla düşük yoğunŞekil. 3. İnce cidarlı bir su ceketli maçanın, maça çıkarma prosesi için dolum düzeni. Maça çıkarma simülasyonu kullanılarak farklı oranlar luklu bölgelerin beliriçin kum oranı sonuçları gösterilmiştir (a) 1%, (b) 25%, (c) 75%, and (d) 100%. Simülasyon sonucundadüşük kum oranına sahip sorunlu bölgeler belirlenmiştir. lenmesi aynı zamanda

74

Ocak - Şubat - Mart / 2012


MAKALE

noktası sorunuyla ilgili olmadığını açıkça göstermesine rağmen kullanıcı bu hatayı kum yoğunluğu ve kum oranı sonuçlarına bakarak değerlendirebilir. Mühendisler, kum birleşmesinin olduğu maça bölgelerini belirleyerek bu alanlardaki dolum gerçekleşmeme veya düşük yoğunluk sorunlarından havalandırma ve/veya nozül konumlarını değiştirerek sakınabilir. Şekil 6’da farklı nozüllerden gelen kumun farklı renklerle gösterildiği kum izleme simülasyon sonuçlarının bir karşılaştırması yer almaktadır. Bu testlerin sonuçları simüle edilmiş maçalar ile üretilen maça örnekleri arasında iyi bir uyum göstermektedir. Üretimde maça kalitesinin oldukça değişken olduğu durumlarda, hataların temel nedenlerinin analiz edilmesi ve prosesteki değişkenliğin ana nedenlerinin daha iyi anlaşılması adına, simülasyon mükemmel bir araç olarak ön plana çıkmaktadır. Değişkenliğin kaynakları daha iyi anlaşılmasının ardından simülasyon proses parametrelerinin sistematik olarak optimizasyonu için kullanılabilir. Bunun yanında simülasyonun prosesteki değişkenlerin etkilerinin test edilmesi amacıyla kullanımı, kabul edilebilir kalite sınırları içerisinde proseste uygulanabilecek değişkenlerinin sınırlarının belirlenmesinde de yardımcı olur. Kabul edilebilir bu sınırlar sonrasında, maça üretiminde istatistiksel proses kontrolü yöntemlerinin uygulanması için bir temel oluşturabilir.

(b)

(a)

Şekil. 4. Su ceketli bir maçadaki hataların karşılaştırılması (a) ilgili simülasyon sonuçları (kum oranının düşük olduğu bölgeler mavi ile gösterilmiştir) (b).

(a)

(b)

(c)

Şekil. 5. Farklı nozüllerden gelenk kum akışlarının ayırt edilebilmesi için renklerin kullanıldığı, su ceketli bir maçanın maça çıkarma simülasyonu (a-b) ve iki kum akışının birleştiği bir noktada yer alan boşluğu gösteren deneysel sonuçlar (c)

(a)

(b)

(c)

Şekil. 6. Üretilen maça (a) renklendirilmiş kum ile denenen maça (b) kum izi simülasyonu sonuçları (c).

Maça Kürleme ve Bağlayıcı Bozunmasının Modellemesi Maçanın üretim ve döküm prosesi esnasındaki etkilerinin tamamının verimli bir şekilde değerlendirmesi için, kürleme, bağlayıcı sisteminin sertleştirilmesi ve bunun yanında döküm sırasında bağlayıcı sisteminin yanması sonucu oluşan bağlayıcı bozulması gibi parametreler göz önünde bulundurulmalıdır. Maça kürleme esnasında, temel konulardan biri, maçanın üretim ve döküm prosesi esnasında kırılmasını engelleyecek seviyede yeterli miktarda kürleme işlemine tabi kalıp kalmadığıdır. Bunun yanında yeterli kürleme uygulanmamış maça, döküm prosesi sırasındaki erozyon ve kum kalıntısı hatalarının ortaya çıkma olasılığını da arttırır. Döküm sırasında bağlayıcının bozunması durumundaki asıl sorun, kullanılan gazların maça veya kalıbı yeterli seviyede tahliye edememesi ve bu yüzden içerisinde gaz porozitesi şeklinde hata oluşumunun engellenememesidir. Teknik bir açıdan bakıldığında döküm prosesi sırasında meydana gelen maça kürleme ve bağlayıcı bozunması tamamen farklı iki durumdur. Ancak bu iki prosesin tanımlanması için kullanılan matematiksel modeller oldukça benzerdir. Her iki proses de gazların poroz bölgeler veya maçadaki kum tanecikleri arasındaki boşluklar içinden taşınımı ile karakterize edilir. Bir maçanın kürlenmesi ile elde edilen ürün kullanılan bağlayıcı sisteminin türüne de bağlıdır. Maça kürleme için kullanılan modeller, fenolik üretan soğuk maça bağlayıcı sistemlerinin gazla kürlenmesi veya bağlayıcı ve reçine kaplı kabuk kum sistemlerinin ısıyla kürlenmesi gibi yaygın kullanılan kürleme yöntemlerinin hepsinin simüle edilebildiği bir şekilde formüle edilmişlerdir [5]. Bir fenolik üretan soğuk maça bağlayıcı sisteminde gazla kürleme işlemi maça içerisine bir hava/katalizör karışımının uygulanması ile tanımlanır. Gaz taşınımı için dikkate alınması gereken mekanizma sadece hava/katalizör karışımının poroz maça içerisinde nasıl bir akış göstereceği değil aynı zamanda ulaştığı alanları ne kadar çabuk katalize edeceğidir. İnorganik bağlayıcıların kullanılması durumunda, maçanın dayanımı, ısıtılmış maça sandıkları içerisinde gerçekleşen bir kurutma prosesi yardımıyla elde edilir. Maça içerisine gerçekleşen ısı akışı ve bunun akış sonucu bağlayıcı suyun buharlaşması modellenir. Organik bir maça içerisine sıcak hava üflenmesinin uygulaması da simüle edilebilir.

Türkdöküm

75


MAKALE

Gaz İle Kürleme Simülasyonu Bir maça sandığının tasarımı sırasında, katalizörün maçanın her alanına ulaşması gerekliliği dikkate alınmalıdır. Maça çıkarma prosesi için faydası olan çok sayıda havalandırmadan oluşan bir havalandırma konfigürasyonu dahi, maçanın tüm bölgelerinin kürleme gazına yeterine maruz kalmaması nedeniyle çoğu zaman kürlemenin yetersiz kalmasına neden olabilir. Katalizörün maça içerisinde olası en uzun süre kalmasına ve havalandırmalar aracılığıyla kaçmadan önce maçanın tüm alanlarına ulaşmasına olanak sağlayacak bir havalandırma planı, kürleme prosesi için uygun olacaktır. Maça içerisinde bulunan katalizörün bu alanda çok uzun süre kalması sonucunda, yetersiz havalandırılan bölgelere de katalizör difüzyonu gerçekleşeceği için bu bölgelerin kürlenmesi meydana gelebilir. Maça üretiminde kürleme simülasyonu uygulandığında, kürleme ve temizleme prosesleri için kompleks, üç boyutlu ve zamana bağlı akış durumu elde edilir. Şekil 7’de yer alan örnekte gaz verme simülasyonunun dört farklı aşamasında katalizör (bu uygulamada amin gazı) miktarı gösterilmektedir. Amin oranı sonuçlarının kullanımı ile maça içerisinde amin gazının yeterli miktarda ulaşmadığı bölgeler ve bunun yanında amin gazının bağlayıcı içerisinde yeterince absorbe olmadığı alanlar belirlenebilir. Üretilen maça ile simüle edilmiş maçanın bir karşılaştırması şekil 8’de görülebilir. Bu karşılaştırmada, maçanın dayanımı düşük ve kırılma gerçekleşen bölgelerine yeterli miktarda kürleme gazı ulaşmadığı açıkça görülmektedir. Simülasyon aynı zamanda bunlara ilave olarak, kürleme ile ilgili hataların elimine edilmesi adına, amin miktarının gereğinden fazla kullanılmasını engellemek için kürleme proses parametrelerinin analizi ve optimizas-

yonu için de kullanılabilir. Kullanılan kürleme gazının miktarının azalması, üretim maliyetlerinin daha düşük olmasına ve proses sonucu açığa çıkan zararlı emisyon miktarının azalmasına da olanak sağAdsorbed Curing Gas g/l

(a)

(b)

Empty 1.200 1.114 1.029 0.943 0.857 0.771 0.686 0.600 0.514 0.429 0.343 0.257 0.171 0.086 0.000

Şekil. 8. Kürleme işlemi yetersiz kalmış PUCB maçası (a) kürlenmemiş alanlar simülasyonda şeffaf renk ile gösterilmiştir (b).

lar. Isı İle Kürleme Simülasyonu İnorganik bağlayıcılar ve reçine ile kaplı kabuk kumu içeren maçaların kürlenmesi işleminin başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi için kalıp tasarımı mühendisler için oldukça zorlu bir görev olabilir. Mühendis, üniform ve yeterli kabuk kalınlığı oluşturma görevinin yanında maça üretimi için gerekli çevrim süresini ve bu sürenin ekonomik getirisini de hesaba katmalıdır. Maça sandığının homojen bir şekilde temperlenmesi maça kabuklarının eşit kalınlıkta olmasını sağlayacaktır. Kabuğun herhangi bir bölgesinin yeterli temperlemeye maruz kalmaması durumunda maçanın sandıktan çıkarılması sırasında oluşabilecek sorunlar ortaya çıkabilir. Aynı zamanda maça sandığı sıcaklığının bazı bölgelerde çok yüksek olması, maçanın yeterli yüzey dayanımına sahip olmaması ile sonuçlanabilir. İnorganik ve kabuk maça kalıplarının ısıtılması ve soğutulması, maça kalitesi ve üretim süreleri açısından oldukça önemli olduğu için bu proseslerin simülasyonunda soğuk maça sandığının ısınma düzeninin ve sürekli üretim esnasındaki termal dağılımın Empty doğru bir şekilde ön0 1000 görülmesi, simülas0 0923 0 0857 yon açısından kritik 0 0786 noktalardır. Simülas0 0714 yon, şekil 9’da görül0 0643 düğü gibi, ısıtıcı ele0 0571 (a) (b) 0 0500 manların kalıp içeri0 0423 sindeki yerleşimi ve 0 0357 aktivasyonu gibi ko0 0284 0 0214 nulara yardımcı ola0 0143 rak kalıp planının ge0 0071 liştirilmesi aktif bir şe0 0000 kilde destekleyebilir. Isıtıcı elemanların koBağlayıcı oranı (c) (d) (%) numu ve kapasitesi, Şekil. 7. PUR-soğuk-maça prosesi için gerçekleştirilen iki aşamalı gazla kürleme simülasyonu. İlk olarak maçanın poroz alanlarında yer alan maça sandığı tasarıhava ile yer değiştiren bir katalizör maça içerisine gönderilir (a,b). Bunun ardından maça içerisine gönderilen hava yardımıyla amin içeren gaz mının ilk aşamalarıntasfiye edilir (c,d). 0,1’lik amin oranı %10 amin içeriğine karşılık gelmektedir.

76

Ocak - Şubat - Mart / 2012


MAKALE

Maça

Isıtıcı Elemanlar Maça sandığı Şekil. 9. Isı ile kürleme aşamasında elektrik ile ısıtılan bir maça sandığının kısmi görüntüsü

Kesme Düzlemi

(a)

(b)

Kürlenmiş Kabuk

Şekil. 10. Tüm maçanın (a) ve kesilmiş kısmın yakınlaştırılmış halinin (b) ısı ile kürleme uygulamasının görselleştirilmesi

Maça üretim prosesinin simülasyonu, tüm döküm üretim prosesinin tahmin edilebilirliğini önemli seviyede iyileştirebilir. Maçaların teknik ve ekonomik açıdan elverişliliği, ürün geliştirme prosesi sırasında tasarımcıların maça üretim ve döküm proseslerinin her ikisini de göz önünde bulundurarak değerlendirme yapması sonucu rahatlıkla belirlenebilir. Bu sayede genel proses zinciri ve bunlarla alakalı fiziksel parametreler daha şeffaf bir hal alır.

de birikme olasılığı mevcuttur. Eğer bir maça mevcut bir yoğunlaşma ile kalıp içerisinde çıkartılır ve bu şekliyle saklanırsa, kürlenmiş bölgeler de yumuşayabilir. Bu nedenlerden dolayı, maça üretiminde kürleme prosesi sırasındaki su buharının uzaklaştırılması için maça içerisinden sıcak hava akışının geçirilmesi yaygın bir uygulamadır. Bu durumda sıcak havanın maça sandığı boşlukları içerisindeki su buharının giderilmesi ve depolama esnasında maçanın yumuşamasının engellenmesi sağlanır. Ancak, havalanEmpty dırmaların doğru olma0 1000 0 0923 yan boyutlarda, düzgün 0 0857 konumlandırılmamış şe0 0786 kilde ya da proseste ye0 0714 tersiz miktarda sıcak ha0 0643 0 0571 vanın kullanılması du0 0500 (a) t=2s (b) t=12s rumunda maça içerisin0 0423 de su buharı kalma ola0 0357 0 0284 sılığı belirir. Kürleme sıra0 0214 sında su buharının oluşuKesme düzlemi 0 0143 mu ve kalıp içerisinde sı0 0071 cak hava akışı ile bu bu0 0000 harın giderilmesi durumBağlayıcı oranı larının her ikisi de inor(%) ganik bağlayıcı sistemlerinde kürleme simülas(a) t=24s (b) t=46s yonları esnasında dikkate alınması gerek noktaŞekil. 11. Başlangıç döküm sıcaklığı 750 °C olarak belirlenen proseste bağlayıcı bozunmasının simülasyonu lardır. Şekil 10’da bir orda değerlendirilebilir. Organik bir maçanın kurutulma prosesi de oldukça dinamik bir prosestir. Kum maça sandığı içerisine doldurulduktan sonra, kum karışımı sıcak maça sandığı tarafından ısıtılır. Bağlayıcı içerisinde yer alan su maça yüzeyinde buharlaşarak maçanın yüzeyi kürlenmiş olur. Bu noktada bağlayıcı içerisinden buharlaşan suyun maça içerisinde yoğunlaşma ve bazı bölgeler-

Türkdöküm

77


MAKALE

(a) t=1s

(b) t=5s

Empty 1.050e=05 1.047e=05 1.045e=05 1.042e=05 1.039e=05 1.037e=05 1.034e=05 1.032e=05 1.029e=05 1.026e=05 1.024e=05 1.021e=05 1.018e=05 1.016e=05 1.013e=05 P (Pa)

(a) t=30s

(b) t=60s

sındaki karmaşık etkileşimlerin etkilerinin daha iyi anlaşılması ve analiz edilmesi için son derece kullanışlı bir araçtır. Maça üretim simülasyonu aracılığı ile maça hatalarının oluşumuna neden olan temel nedenlere ulaşılabilir ve bunlara gerekli önlemler alınabilir. Kalıp ve proses değişikliklerinin maça kalitesi üzerindeki etkisi maliyetli gerçek denemelere gereksinim duyulmadan değerlendirilebilir ve maça sandığı tasarımı ve proses parametrelerinin optimizasyon süresi kısaltılabilir, böylece maliyetler de azaltılabilir.

Şekil. 12. Döküm prosesi sırasında, merkezi eksenden havalandırılan bir maçanın basınç dağılımını gösteren bağlayıcı bozunması simülasyonu

ganik maçanın farklı bölgelerinde tahmin edilen bölgesel su miktarı gösterilmektedir. Döküm Prosesı Sırasında Bağlayıcı Bozunmasının Simülasyonu Döküm prosesi, bir maçanın kullanıldığı son proses aşamasıdır. Burada maça, döküm esnasında sıvı metalin kalıp boşluklarını doldurması ile mekanik ve termal yüklere maruz kalır. Maça sıcaklığı artmaya başladıkça bağlayıcı er ya da geç bozunmaya veya yanmaya başlayacaktır. Bağlayıcı bozunması için deneysel verilerin kullanımı ile [1, 5], dolum ve katılaşma prosesleri esnasındaki bölgesel bağlayıcı bozunmasının simüle edilmesi mümkündür. Şekil 11’de kalıp boşluğunun dolumu sırasında, maçanın dört farklı zamanda içerdiği bağlayıcı miktarı gösterilmektedir. Maça sıcaklığının artması ile birlikte gazın yayılması maça içerisindeki basıncın artışına neden olur ve bu durum aynı kalıp dolum simülasyonu için şekil 12’de gösterilmektedir. Maça içerisindeki gaz basıncının yükselmesi, dökümün soğuması ve katılaşması esnasında gazın uygun şekilde havalandırılmaması durumunda döküm içerisine girmesine ve hata oluşumuna neden olabilir. Bağlayıcı bozunması simülasyonlarının uygulanması, tasarım ve havalandırmaların yerleşimi konusunda yardımcı olarak maça gazının dökümlerde gaz porozitesi sorunu oluşturmasını engeller. Özet Maça çıkarma, kürleme ve bağlayıcı bozunması tanımlamaları ve uygulamalarını kullanarak maça üretim prosesini simüle etmek için geliştirilen bir araç hakkında bilgiler verilmiştir. Karmaşık fiziksel proseslerin simülasyonlar tarafından sağlanan üç boyutlu simülasyonu, farklı proses değişkenleri ara-

78

Ocak - Şubat - Mart / 2012

Teşekkürler Gerçekleştirilen bu araştırma çalışması, DLR (Deutsches Zentrum für Luft- und Raumfahrt e.V.) Bonn/Almanya vasıtası ile “VIGI” (Kennzeichen 01RI05008) projesi üzerinden BMBF (Bundesministerium für Bildung und Forschung)‘nin maddi desteği ile desteklenmiştir. İşbirliği konusundaki son derece açık ve değerli yaklaşımlarını esirgemeyen çalışma ortakları BMW AG (Gießerei Landshut), Hüttenes-Albertus Chemische Werke GmbH, IfG (Institut für Gießereitechnik GmbH) ve ITWM (Fraunhofer Institut für Techno- und Wirtschaftsmathematik) ve tecrübelerini yapıcı bir şekilde paylaşmaktan çekinmeyen proje çalışanları özel bir teşekkürü hak etmektedirler. Referanslar [1] A. Keßler, H. Wolff and G. Wolf, “Experimentelle Untersuchungen zur Erfassung der Vorgänge bei der Kernherstellung zur effizienten Entwicklung und Produktion von Sandkernen”, GIESSEREI 96 (2009) Nr. 6, S. 62-71. [2] G.H. Ristow, “Granular dynamics: a review about recent molecular dynamics simulations of granular materials”, Annual reviews of Computations Physics, 1 (1994), S. 275-308. [3] D. Gidaspow, “Multiphase Flow and Fluidization: Continuum and Kinetic Theory Descriptions”, Academic Press (1994). [4] M.J. Andrews und P.J. O’Rourke, “The multiphase particle-in-cell (MP-PIC) method for dense particle flow”, Int. J. Multiphase Flow 22 (1996), S. 379402. [5] M. Schneider, C. Heisser, A. Serghini und A. Keßler, “Experimental Investigation, Physical Modeling and Simulation of Core Production Processes”, Paper 08-058(04), AFS Transactions 2008, S. 1-14.


HABER MAKALE


TÜRKİYE DÖKÜM SANAYİCİLERİ DERNEĞİ ÜYE FİRMALARI FİRMA ADI

ŞEHİR

ACARER DÖKÜM SANAYİ TİC. LTD. ŞTİ.

KOCAELİ

0262 646 46 07

0262 646 54 98

www.acarerdokum.com

ADARAD DÖKÜM ÜRÜNLERİ SAN. TİC. A.Ş.

BURSA

0224 714 82 00

0224 714 87 49

www.adarad.com.tr

AKDAŞ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.

ANKARA

0312 267 18 80

0312 267 18 88

www.akdas.com.tr

AKDÖKÜM SANAYİ A.Ş.

İZMİR

0232 478 18 20

0232 478 18 96

www.akdokum.com.tr

AKMAN DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0212 689 04 33

0212 689 01 57

www.akmandokum.com

AKMETAL METALURJİ ENDÜSTRİSİ A.Ş.

İSTANBUL

0216 593 03 80

0216 593 03 82

www.akmetal.com

ANADOLU DÖKÜM SANAYİ A.Ş.

KOCAELİ

0262 527 23 51

0262 527 28 76

www.anadoludokum.com.tr

ARAL DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0212 567 51 66

0212 612 90 33

www.araldokum.com.tr

ARDEMİR ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.

KONYA

0332 248 25 00

0332 249 40 40

www.ardemir.com

ARDÖKSAN SFERO KAL. PİK DÖK. SAN. LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0212 871 00 49

0212 873 00 49

www.ardoksan.com

ARPEK ARKAN PARÇA ALUM. ENJ. KALIP SAN. TİC. A.Ş.

KOCAELİ

0262 658 97 44

0262 658 97 49

www.arpek.com.tr

AS ÇELİK DÖKÜM İŞLEME SAN. TİC. LTD. ŞTİ

SAMSUN

0362 266 88 47

0362 266 67 46

www.ascelik.com

AY DÖKÜM MAK. SAN. TİC. A.Ş.

ANKARA

0312 267 04 57

0312 267 04 56

www.aydokum.com

AYHAN METAL PRES DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.

KOCAELİ

0262 751 21 94

0262 751 21 98

www.ayhanmetal.com.tr

AYZER DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0212 771 51 00

0212 771 51 02

www.ayzerdokum.com

BİLGE DÖKÜM MAKİNA SAN. TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0212 565 60 65

0212 565 61 70

www.bilgedokum.com

BMC SANAYİ TİCARET A.Ş.

İZMİR

0232 477 18 00

0232 477 18 77

www.bmc.com.tr

BORAN ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.

ANKARA

0312 640 11 66

0312 640 11 77

www.borancelik.com

BURDÖKSAN DÖKÜM MAD. NAK. TİC.SAN.LTD.ŞTİ.

BURSA

0224 493 26 06

0224 493 26 09

www.burdoksan.com

CEVHER DÖKÜM SANAYİ A.Ş.

İZMİR

0232 478 10 00

0232 478 10 10

www.cevherdokum.com

CMS JANT ve MAKİNA SAN. A.Ş.

İZMİR

0232 399 10 00

0232 399 10 10

www.cms.com.tr

COMPONENTA DÖKÜMCÜLÜK TİC. SAN. A.Ş.

BURSA

0224 573 42 63

0224 573 42 73

www.componenta.com

ÇELİK GRANÜL SANAYİ A.Ş.

İSTANBUL

0212 771 45 55

0212 771 20 57

www.celikgranul.com

ÇELİKEL ALÜMİNYUM DÖKÜM İML. SAN. TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0216 311 14 42

0216 311 10 67

www.celikel.com

ÇEMAŞ DÖKÜM SANAYİ A.Ş.

KIRŞEHİR

0386 234 80 80

0386 234 83 49

www.cemas.com.tr

ÇUKUROVA-İNŞAAT MAK. SAN. TİC. A.Ş.

MERSİN

0324 221 84 00

0324 221 50 20

www.cimsatas.com

DALOĞLU DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

ADAPAZARI

0264 275 48 07

0264 275 14 11

www.daloglu.com

DEMİSAŞ DÖKÜM EMAYE MAM. SAN. A.Ş.

KOCAELİ

0262 677 46 00

0262 677 46 99

www.demisas.com.tr

DENİZCİLER DÖKÜMCÜLÜK SAN. TİC. A.Ş.

İZMİR

0232 376 72 80

0232 376 72 83

www.denizcast.com

DİRİNLER DÖKÜM SAN. TUR. LİMAN İŞL. TİC. A.Ş.

İZMİR

0232 376 87 87

0232 376 85 67

www.dirinlerdokum.com

DOĞRU DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

BURSA

0224 482 29 35

0224 482 29 39

www.dogrudokum.com

DOĞU DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

ELAZIĞ

0424 255 50 77

0424 255 56 56

www.dogudokum.com.tr

DUDUOĞLU ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.

ÇORUM

0364 254 90 01

0364 254 90 04

www.duduoglu.com.tr

DUYAR VANA MAKİNA SANAYİ TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0212 668 18 08

0212 594 73 42

www.duyarvalve.com

EKSTRA METAL DÖKÜM İZABE MAK. SAN. İTH. İHR. LTD. ŞTİ.

ANKARA

0312 267 05 56

0312 267 05 59

www.ekstrametal.com.tr

EKU FREN KAMPANA DÖKÜM SAN. A.Ş.

KOCAELİ

0262 658 10 01

0262 658 10 00

www.eku.com.tr

ELBA BASINÇLI DÖKÜM SAN. A.Ş. ODÖKSAN OSMANELİ ŞB.

BİLECİK

0228 461 58 30

0228 461 58 36

www.odoksan.com.tr

ENTİL END. YAT. TİCARET A.Ş.

ESKİŞEHİR

0222 237 57 46

0222 237 26 79

www.entil.com

ER DÖKÜM MAK. SAN. TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0216 377 01 42

0216 377 01 47

www.erdokum.com

ERGENEKON ÇELİK SAN. TİC. A.Ş.

ANKARA

0312 280 86 97

0312 280 86 99

www.ergenekon.com.tr

ERGİN MAKİNA MODEL DÖKÜM SAN. TİC.LTD.ŞTİ.

KAYSERİ

0352 327 27 38

0352 327 29 45

www.erginmodel.com

ERKUNT SANAYİ A.Ş.

ANKARA

0312 397 25 00

0312 397 25 07

www.erkunt.com.tr

FERRO DÖKÜM SANAYİ DIŞ TİC. A.Ş.

KOCAELİ

0262 653 42 60

0262 653 41 60

www.ferrodokum.com.tr

FORMMET METALURJİ MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

TEKİRDAĞ

0282 746 10 98

0282 746 11 00

www.formmet.com.tr

GEDİK DÖK. VANA SAN. TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0216 307 12 62

0216 307 28 68

www.gedikdokum.com.tr

GÜRMETAL HASSAS DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0216 394 33 31

0216 394 32 88

www.gurmetal.com.tr

GÜVEN PRES DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0216 365 94 34

0216 365 29 82

www.gpdpress.com

HAYTAŞ DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0216 365 10 56

0216 314 19 80

www.haytas.com.tr

HEKİMOĞLU DÖKÜM SAN. NAK. TİC. A.Ş.

TRABZON

0462 325 00 25

0462 325 00 72

www.hekimogludokum.com

HEMA OTOMOTİV SİSTEMLERİ A.Ş.

TEKİRDAĞ

0282 758 10 40

0282 758 10 90

www.hattatholding.com

HİSAR ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0216 464 70 00

0216 464 70 20

www.hisarcelik.com

İĞREK MAKİNA SAN. TİC. A.Ş.

BURSA

0224 243 16 06

0224 243 13 20

www.igrek.com.tr

İSTANBUL DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

KOCAELİ

0262 728 13 00

0262 728 13 08

www.istanbuldokum.com

KARAMAN DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

DÜZCE

0380 537 52 67

0380 537 54 58

www.karamandokum.com

KARDÖKMAK – KARDEMİR DÖKÜM MAKİNA A.Ş.

KARABÜK

0370 418 22 34

0370 424 36 81

www.kardokmak.com.tr

KAYDÖKSAN – KAYSERİ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.

KAYSERİ

0352 321 12 57

0352 321 11 94

www.kaydoksan.com.tr

KIZILIRMAK DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.

ÇORUM

0364 235 03 16

0364 235 03 20

www.kizilirmakdokum.com

KÖRFEZ DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.

KOCAELİ

0262 754 51 77

0262 754 51 80

www.korfezdokum.com

MALATYA METAL İŞLEME MERKEZİ A.Ş.

MALATYA

0422 237 50 62

0422 237 50 47

www.mimmetal.net


TÜRKİYE DÖKÜM SANAYİCİLERİ DERNEĞİ ÜYE FİRMALARI FİRMA ADI

ŞEHİR

MEDAŞ METALURJİ DÖK. MAK. SAN. TİC. A.Ş.

ANKARA

0312 267 45 75

0312 267 57 02

www.me-das.com.tr

MENSAN OTOMOTİV MAK. AKS. SAN. TİC. A.Ş.

MANİSA

0236 213 02 30

0236 213 02 29

www.mensanotomotiv.com.tr

MERT DÖKÜM MAKİNA İNŞ. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0216 364 32 12

0216 415 74 51

www.mertdokum.com.tr

MES DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0212 886 90 00

0212 886 54 57

www.mesdokum.com.tr

MESA MAKİNA DÖKÜM A.Ş.

KONYA

0332 239 18 72

0332 239 18 76

www.mesamakina.com.tr

MOTUS OTOMOTİV MAK. MET. SAN. TİC. A.Ş.

KONYA

0332 239 12 41

0332 239 12 43

www.motusdokum.com

NORMSAN TİCARET METAL İML. SAN. LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0216 593 11 61

0216 593 05 15

www.normsan.com

ÖNMETAL DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0212 485 48 74

0212 485 48 73

www.onmetal.com.tr

ÖZGÜMÜŞ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.

ADANA

0 322 441 07 07

0322 441 14 14

www.ozgumus.com.tr

ÖZGÜR DÖKÜM MAD. MAK. LTD. ŞTİ.

ANKARA

0312 267 12 10

0312 267 12 11

www.ozgurdokum.com.tr

ÖZGÜVEN DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

ANKARA

0312 267 41 61

0312 267 51 61

www.ozguvendokum.com

PINAR DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.

İZMİR

0232 479 03 53

0232 479 05 16

www.pinardokum.com.tr

RUBA PRES DÖKÜM SAN. A.Ş.

MANİSA

0236 213 08 86

0236 213 08 08

www.rubapresdokum.com

SAMSUN MAKİNA SANAYİ A.Ş.

SAMSUN

0362 266 51 60

0362 266 51 62

www.samsunmakina.com.tr

SERPA HASSAS DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0216 394 23 52

0216 394 23 55

www.serpahassasdokum.com

SİLVAN SANAYİ A.Ş.

İSTANBUL

0216 399 15 55

0216 383 31 38

www.silvansanayi.com

SÜPERPAR OTOMOTİV SAN. TİC. A.Ş.

İZMİR

0232 877 02 12

0232 877 02 17

www.superpar.com

ŞAHİN DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

İZMİR

0232 437 01 83

0232 437 01 85

www.sahindokum.com

ŞENKAYA ÇELİK DÖKÜM VE YEDEK PARCA FABR.

İZMİR

0232 877 21 23

0232 877 21 24

www.senkaya.com

TAN ÇELİK DÖKÜM MAK. SAN. TİC. A.Ş.

ELAZIĞ

0424 255 55 60

0424 255 55 63

www.tancelik.com

TOSÇELİK GRANÜL SAN. A.Ş.

İSTANBUL

0216 544 36 00

0216 544 36 06

www.toscelikgranul.com.tr

TRAKYA DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0212 315 52 40

0212 274 01 12

www.trakyadokum.com.tr

ÜMİT DÖKÜM TİCARET SANAYİ LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0216 499 46 46

0216 499 46 50

www.umitcasting.com

ÜNİMETAL HASSAS DÖKÜM MAK. YED. PAR. A.Ş.

İSTANBUL

0216 591 08 70

0216 591 08 79

www.unimetal.com.tr

YAZKAN MÜH. DÖKÜM MAK. SAN. LTD. ŞTİ.

ANKARA

0312 641 32 10

0312 641 31 82

www.yazkan.com.tr

İSTANBUL PİK DÖKÜMCÜLER ESNAF VE SANATKARLAR ODASI

İSTANBUL

0212 576 60 10

0212 576 80 75

halilgv@varollar.com

ANKARA MADENİ DÖKÜMCÜLER ESNAF VE SANATKARLAR ODASI

ANKARA

0312 267 13 93

0312 267 04 97

www.ankaradokumculerodasi.org.tr

İZMİR BİLUMUM DÖKÜMCÜ KÜÇÜK ESNAF VE SANATKR. ODASI

İZMİR

0232 437 02 43

0232 437 01 46

SİNAN DÖKÜMCÜLER TEMİN TEVZİ KOOPERATİFİ

KAYSERİ

0352 326 80 00

0352 326 89 69

5M ELEKTRO MEKANİK İML. İNŞ. TUR. DAH. TİC. LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0216 527 83 54

0216 527 85 24

www.5mtr.com

ACARER METAL SANAYİ TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0212 280 50 50

0212 280 50 51

www.acarermetal.com

AMCOL MİNERAL MAD. SAN. TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0216 414 96 16

0216 414 96 20

www.amcol.com.tr

AVEKS İÇ VE DIŞ TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0216 410 00 60

0216 410 00 90

www.aveks.com.tr

BİLGİNOĞLU ENDÜSTRİ MALZ. SAN. VE TİC. A.Ş.

İZMİR

0232 433 72 30

0232 457 37 69

www.bilginoglu-endustri.com.tr

ÇELİKTAŞ SINAİ KUMU MADEN SAN. NAK TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0212 275 57 13

0212 347 87 07

www.celiktassilis.com

ÇUKUROVA KİMYA END. A.Ş.

MANİSA

0236 233 23 20

0236 233 23 23

www.cukurovakimya.com.tr

EGES ELEKTRİK&ELEKTRONİK GER. SAN. TİC. A.Ş

İSTANBUL

0212 446 41 21

0212 447 36 00

www.eges.com.tr

EVREN İTH. İHR. PAZ. A.Ş.

İSTANBUL

0212 325 96 60

0212 283 77 78

www.evren.ws

EXPERT MÜMESSİLLİK TURİZM TİC. LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0216 573 38 88

0216 573 06 28

www.expert.com.tr

FERROMET MÜMESSİLLİK TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0212 275 33 00

0212 275 11 42

www.ferromet.com.tr

FOSTEMA METALURJİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

ANKARA

0312 440 82 28

0312 439 66 84

www.fostema.com

HANNOVER-MESSE ANKİROS FUARCILIK A.Ş.

ANKARA

0312 439 67 92

0312 439 67 66

www.ankiros.com

HERAEUS ELECTRO-NİTE TERMO TEKNİK SAN. TİC. A.Ş.

ANKARA

0312 267 08 88

0312 267 08 87

www.electro-nite.com

KADIOĞLU MADENCİLİK SAN. TİC. A.Ş.

KARABÜK

0370 424 10 50

0370 415 66 50

www.kadioglumaden.com.tr

KUMSAN DÖKÜM MALZEMELERİ SAN. TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0216 593 09 57

0216 593 09 59

www.kumsandokum.com.tr

LMA MOTİF ALÜM. DÖKÜM SAN. MÜM. LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0216 593 13 61

0216 593 13 62

www.lma.com.tr

MAGMA BİLİŞİM TEKN. HİZM. LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0216 557 64 00

0216 557 50 26

www.magmasoft.com.tr

MARMARA METAL MAM. TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0216 447 29 55

0216 447 29 69

www.marmarametal.com

META-MAK METALURJİ MAK. MÜM. LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0212 270 07 08

0212 270 08 88

www.metamak.com.tr

METKO HÜTTENES ALB. KİMYA SAN. TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0216 411 69 11

0216 369 64 59

www.metkoha.com

SİLTAŞ SİLİS KUMLARI SAN. TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0216 335 70 09

0216 335 71 57

www.siltas.com.tr

SİLVAN DIŞ VE İÇ TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0216 380 36 18

0216 416 91 59

www.silvanticaret.com

UNİKON METALURJİ VE KİMYA SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0216 399 98 68

0216 442 11 90

www.unikon.com.tr

VESUVIUS İSTANBUL REFRAKTER SAN. TİC. A.Ş. FOSECO

KOCAELİ

0262 677 10 50

0262 677 10 60

www.foseco.com.tr

YILKAN MAÇA SUP. ÜRETİM PAZ. SAN. TİC. A.Ş.

BURSA

0224 573 88 72

0224 573 74 93

www.yilkanchaplet.com

BÖLGESEL KURULUŞLAR

KATILIMCI ÜYELER


Teknik Seminer Kayıtları: -CGI Teknolojisi, Sfero ve Aşılama Teknolojileri, Türbin Döküm Teknikleri Dr.Milan Lampic ve Dr. Torbjorn Skaland - Yolluk ve Besleyiciler, iyi dökümün 10 kuralı Prof. John Campbell



HABER

84

Ocak - Şubat - Mart / 2012


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.