http://www.tudoksad.org.tr/assets/Turkcast/TurkCast16

Page 1



Başkandan

GELECEĞE GÜVEN…

D

ünyayı 2 yıldır sarsan ekonomik krizin yarattığı olumsuz hava giderek dağılıyor. Ancak özellikle euro bölgesindeki dalgalanmaları ve ikinci dip söylentilerini de dikkate almamız gerekiyor. İstanbul Sanayi Odası tarafından hazırlanan ve sanayinin en büyüklerini gösteren liste dikkatle incelendiğinde; döküm sanayinin ve tüm sanayi alanlarındaki büyüme ve gelişme gözlenebilir. Bizler bu büyümenin ve gelişmenin sürekli olabilmesi için gerekli tedbirlerin alınmasının önemine dikkat çekmeye devam edeceğiz. Listede yer alan tüm üyelerimizin de başarılarının devamını dileriz. Önümüzdeki Kasım ayında gerçekleştirilecek Ankiros Fuarı heyecanla beklenmekte. İki sene önce yapılan fuar krizin başlangıç etkileri altında gerçekleştirilmişti. Bu Ankiros umarım hepimiz için yeni pazarlar, olanaklar ve işbirlikleri için güzel bir fırsat yaratır. Küresel bir çekim merkezi olabilmenin bir adımı da; pazarlama iletişiminin önemli unsuru olan fuarların gerek profesyonel ziyaretçi gerek de katılımcılar için tatmin edici sonuçlar doğurması. Ankiros Fuarı’nın katılımcılar ve ziyaretçiler için olumlu sonuçlar doğuracağını düşünmekteyim.

Fuarı zenginleştiren Döküm ve Metalurji Kongrelerimizin de programları hazırlandı. Sektörümüzün tüm teknik ve idari personelinin katılımı ile oluşacak bilgi platformunun önemine buradan dikkat çekmek istiyorum. Döküm sanayinin gelişimi esasen ülkemizin gelişimi anlamına da gelmekte. TÜDOKSAD olarak ülkemiz döküm sanayinin yüzde 75’ini temsil etmekteyiz. Uluslararası mesleki standartlara haiz üyelerimiz bugün ülke ekonomisine; önemli oranda istihdam sağlayan ve ciddi katma değer yaratan kuruluşlar. Bizler yeni pazarlar yaratabilmek ve mevcut pazarlarımızı genişletebilmek için durmaksızın çalışmaya devam edeceğiz. Biliyoruz ki hem nitelikli insan kaynağımızla hem de ülkemiz insanına haz dinamizmle aşamayacağımız engel yok. Teknolojiye olan yatırımlarımızın ve kendimize olan güvenimizin gerekçesi de bu. Döküm sanayine yöne veren kuruluşlar olarak meslektaşlık kültürümüzün bize öğrettiklerinden hareketle Türkiye’nin geleceğine önemli katkılar sunuyoruz. Döküm Sanayi’nin geleceğine inanıyor ve ülkemizin geleceği için, verimlilik ve büyüme için çalışmayı sürdürüyoruz. Ve emin adımlarla geleceğe yürüyoruz… Saygılarımla... M. Niyazi AKDAŞ Tüdöksad Yönetim Kurulu Başkanı


İÇİNDEKİLER

Eylül / 2010

3

BAŞKANDAN

6

DERNEKTEN HABERLER

• Ukrayna’dan Tüdöksad’a davet • Bilgi platformu Ankiros Döküm Kongresi

10 İSO İLK VE İKİNCİ 500

• Krizin etkileri bitti mi? • Döküm sanayisinin İSO ilk 1000’deki yeri • CMS Jant ilk 500’de • Uğur Kocaoğlu: 2011’de tam kapasiteye ulaşacağız • 2009 ihracat rakamlarında Türk Döküm Sanayi

10 GLOBAL KRİZİN ETKİLERİ BİTTİ Mİ ? İstanbul Sanayi Oda’sı 500 büyük sanayi kuruluşunu açıkladı. TÜDÖKSAD üyeleri krize rağmen listeye girmeyi başardı.

20 İŞ İDARESİ Döküm sanayinde fiyat indirimleri ve sonuçları

22 ÜYELERDEN HABERLER

• Gedik Döküm’den tek denemede doğru parça • Üreten Samsun’un yıldızları 23 ETKİNLİK 1. Ankiros Dökümün Fotoğrafları Sergisi

24 RÖPORTAJ Otomotiv Sanayii Derneği Genel Sekreteri Prof.Dr. Ercan Tezer 34 FUAR Buluşma noktası Ankiros’a doğru 42 FUAR GİFA 2011fuarlarında ekoMetals vurgusu

24 RÖPORTAJ: PROF. DR. ERCAN TEZER

44

KONGRE IMMC 2010’a 302 bildiri sunulacak

KÜNYE TÜRKCAST / TÜRKDÖKÜM DERGİSİ İMTİYAZ SAHİBİ: Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği adına Yönetim Kurulu Başkanı NİYAZİ AKDAŞ SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ: KUBİLAY DAL ( Genel Sekreter ) YAYIN KURULU: MEHMET ATİK - UĞUR KOCAOĞLU - UĞUR DEMİRCİ - SEYFİ DEĞİRMENCİ DR. CAN AKBAŞOĞLU - PROF. DR. E. SABRİ KAYALI - M. ERHAN İŞKOL - CAN DEMİR - TEVFİK GÜNHAN - UMUR DENİZCİ YÖNETİM YERİ: Yasemin sok. Birlik Apt. No: 7 / 3 34349 Gayrettepe - İSTANBUL Tel: 0212 267 13 98 Faks: 0212 213 06 31 www.tudoksad.org.tr YAYINA HAZIRLAYAN: TEMATİKMEDYA Yayıncılık ve Ajans Hiz. Ltd. Şti. BASKI: Promat Basım Yayın San. ve Tic. A.Ş YAYIN TÜRÜ: Yerel - Süreli / TÜRKCAST - TÜRKDÖKÜM dergisi 3 ayda bir yayınlanır. Dergimizdeki yazılar kaynak gösterilerek kısmen veya tamamen yayınlanabilir.


34

ANKİROS / ANNOFER / TURCAST FUARLARINA DOĞRU

46 CAEF Malzeme fiyat farkları / Dr. Nobert Wichtmann

48 HAMMADDE

• Tüdöksad hammadde fiyat endeksi • Çolakoğlu hurda fiyatları • Avrupa metalik malzeme fiyat endeksi • Eurofer avrupa hurda fiyat endeksi

52 İÇİMİZDEN BİRİ Akın Aydınceren, meslekde geçen 40 yılını anlatıyor

8

58 MAKALE Basınçlı döküm kalıplarında alternatif ısıtma işlemi

ANKİROS DÖKÜM KONGRESİ

62 NEDEN DÖKÜM ? 64 ÜYE REHBERİ

Döküm Kongresi sektörle ilgili dünyadaki bilimsel teknolojik ve ticari gelişmelerin araştırma sonuçlarının platformu oluyor.

İNDEKS EGES ......................................................................7

ITOCHU..................................................................................61

TEKNO METALURJİ..............................................................51

EVREN.................................................................13

MARMARA METAL............................................Arka Kapak

TOSÇELİK GRANÜL..........................................Ön Kapak İçi

HERAEUS...........................................................19

METAFOR...............................................................................29

UNİKON............................................................Arka Kapak İçi

INDUCTOTHERM.............................................33


DERNEKTEN

Ukrayna’dan TÜDÖKSAD’a davet Ukrayna Endüstriyel Politikalar Bakanlığı, TÜDÖKSAD’a gönderdiği mektupla Türk döküm sanayisinin temsilcilerini Dernek aracılığı ile, Kiev’de yapılacak Döküm Teknoloji Malzeme ve Ekipmanlarında En ileri Teknolojiler Bilimsel Konferansı ile Döküm Sanayi Forumu Uluslararası Fuarı’na davet etti. Uzmanların ve sanayi temsilcilerinin tahminlerine göre önümüzdeki 2-3 yıl içinde Ukrayna, döküm tüketimi ve üretiminin 2–2.5 kat artması bekleniyor. Bu beklentin en önemli dayanağı olarak, hükümet programında yer alan demiryolları ve karayollarındaki yeni ve modernizasyon yatırımlarının yer aldığı EURO 2010 projeleri gösteriliyor. Buna bağlı olarak döküm sektöründe her yıl 500 milyon Euro’ya varan yeni tesis ve ekipmanlar ile modernizasyon yatırımları planlanıyor. Ukrayna, Türkiye gibi tüm ülkelerdeki sektör temsilcilerini bu gelişmeden pay almaya ve burada temsil edilmeye davet ediyor. Ukrayna Dökümhaneleri Birliği’nin Yönetim Kurulunda Türk dökümcü Mesut Erk de görev yapıyor. Mesut Erk’in yönetimde olması, ileriye yönelik kurulması planlanan ilişkilerde Türk dökümcüler için önemli bir avantaj olarak görülüyor. Fuar ve konferans ile ilgili detaylı bilgilere www.foundryua.org internet adresinden ulaşılabilir.

U

krayna Dökümhaneler Birliği ve NAS Metal ve Alaşımlar Fizik ve Teknoloji Üniversitesi tarafından organize edilen Döküm Teknoloji Malzeme ve Ekipmanlarında En ileri Teknolojiler Bilimsel Konferansı ile Döküm Sanayi Forumu Uluslararası Fuarı 19 - 21 Ekim 2010 tarihleri arasında Ukrayna’nın Kiev kentinde gerçekleşiyor. Ukrayna Endüstriyel Politikalar Bakanlığı’ndan TÜDÖKSAD’a gönderilen davet mektubunda, Türk döküm sanayisinin temsilcileri Dernek aracılığı ile, Döküm Teknoloji Malzeme ve Ekipmanlarında En ileri Teknolojiler Bilimsel Konferansı ile Döküm Sanayi Forumu Uluslararası Fuarı’na davet edildi. Ukrayna’nın en önemli etkinlikleri arasında yer alan Fuar ve Konferans ile yabancı ülkeler ve yeni yatırımcılarla yeni ilişkilerin geliştirilmesi hedefleniyor.

6

Temmuz - Ağustos - Eylül / 2010

Ukrayna Döküm Pazarı 1- Toplam Döküm Üretimi yaklaşık 1.000.000 ton/yıl

Pik döküm

640.000 ton

Sfero döküm

40.000 ton

Çelik döküm

275.000 ton

Demir dışı

45.000 ton

2- Yeni yatırımlar 200. 000.000 Euro/yıl

TÜRKCAST



DERNEKTEN

Bilgi platformu Ankiros Döküm Kongresi Ankiros 2010 Uluslararası Döküm Kongresi’in beşincisi, bu yıl “İşletmelerimizde Verimlilik” ana temasıyla düzenleniyor. Kongrenin açılış oturumunda, döküm sektörü ve otomotiv sanayinin yurt içi ve yurt dışı satınalma temsilcileri bir araya geliyor.

T

ürkiye Döküm Sanayicileri Derneği tarafından iki yılda bir düzenlenen ve artık geleneksel hale gelen Uluslararası Ankiros Döküm Kongre’sinin beşincisi 11 – 13 Kasım 2010 tarihleri arasında Ankiros/Annofer/Turkcast 2010 fuarları ile paralel olarak İstanbul’da gerçekleşiyor. Döküm Kongresi bu yıl da Metalürji ve Malzeme Kongresi ile eş zamanlı organize edilerek, tüm me-

8

Temmuz - Ağustos - Eylül / 2010

talurji sektörünün özlediği bilgi platformu yaratılmış olacak. Döküm sektörü ile ilgili akademik, teknolojik, ekonomik, ticari ve idari çalışmalara ilişkin bilgi ve deneyimlerin katılımcılara aktarılması ve ortak konuların karşılıklı olarak paylaşılmasını sağlamak amacıyla düzenlenen 5. Ankiros Uluslararası Döküm Kongresi ile ayrıca, döküm sektörünü ilgilendiren teknoloji, tesis ve ekip-


DERNEKTEN

KONGRE OTURUMLARI ŞU BAŞLIKLAR ALTINDA DÜZENLENECEK: 1. 2. 3. 4. 5. 6.

Oturum İşletmelerimizde Verimlilik Oturum Müşterilerimizin Beklentileri Oturum Teknolojik Gelişmeler Oturum Aluminyum Döküm Teknolojisi Oturum Demir grubu Döküm Teknolojileri Oturum Süreçlerin Yönetimi

man üreticisi kuruluşların da en güncel teknolojilerini sektör mensuplarına iletme imkanı yaratılıyor. Kongre Yürütme Kurulu, dökümhanelerdeki değerli meslektaşlarının gerçekleştirdikleri yeni çalışmaları, gelecek kongrede yine bildiri şeklinde sunmalarına önem veriyor ve ürün kalitesi ile kendisini gelişmiş ülkelere kabul ettiren Türkiye Dökümhanelerinin, bilimsel platformlarda da sesini yeterince duyurmasını sağlamaya çalışıyor. Ana teması “İşletmelerimizde Verimlilik ” olarak belirlenen Kongrenin açılış oturumu, döküm sektörünün önemli müşterileri olan otomotiv sanayinin yurt içi ve yurt dışı satınalma temsilcilerinin “Döküm Alıcısının Gözünden: Dökümcülerden Beklentiler” başlığı altın-

11 Kasım 2010 – Saat 13:00 – 15:00 11 Kasım 2010 – Saat 15:30 – 17:30 12 Kasım 2010 – Saat 10:30 – 11:30 12 Kasım 2010 – Saat 12:00 – 13:30 12 Kasım 2010 – Saat 12:00 – 13:30 12 Kasım 2010 – Saat 16:00 – 18:00 daki sunumlara ayrıldı. Bu özel oturuma; VW Türkiye, Mercedes-Benz Türkiye, BMW Türkiye Satınalma; Ford Otosan; Tofaş; Türk Traktör ve Oyak Renault firmalarının satınalma direktörleri ve sorumluları katılacak. Kongrenin ikinci gününde (12 Kasım) sabah ve öğleden sonra olmak üzere 2 salondaki 6 oturumda 30 sözlü tebliğ sunulacak. Tüm salonlarda İngilizce – Türkçe simultane tercüme yapılıyor. Kongrenin son günü 13 Kasım Cumartesi ise geleneksel hale gelen dökümhane gezileri düzenleniyor. Kongre Yürütme Kurulu, Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği üyesi firmaların temsilcilerini, teknik elemanları ve tüm mühendisleri 11 ve 12 kasım tarihlerindeki kongreye katılmalarını bekliyor.

TÜRKCAST

9


HABER

Krizin etkileri bitti mi? İstanbul Sanayi Odası tarafından her yıl Temmuz-Ağustos aylarında açıklanan ilk ve ikinci 500 büyük sanayi kuruluşları sıralaması Türkiye ekonomisini değerlendirme fırsatı sunuyor. Kamuoyunu listeye ön sıralardan giren firmaların isimleri meşgul etse de liste ile birlikte açıklanan verilerin analizine başlandığında sanayimizle ilgili ayrıntılar da ortaya çıkmış oluyor. Türkiye döküm sanayisinin yüzde 75’ini temsil eden Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği (TÜDÖKSAD) üyeleri de ekonomik krizin etkisiyle bir önceki yıla göre sıralamadaki yerlerinden geride olmalarına rağmen ilk ve ikinci 500 büyük sanayi kuruluşu arasında başarılarıyla dikkat çekiyor.

10

Temmuz - Ağustos - Eylül / 2010


İ

stanbul Sanayi Odası, 42 yıldır aralıksız olarak hazırladığı ve Türkiye sanayisinin en kapsamlı çalışması olarak gösterilen “İlk ve İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” çalışmalarının 2009 yılı sonuçlarını açıkladı. Tabloya genel olarak baktığımızda ilk 500 büyük sanayi kuruluşları listesinde 2009 yılında kar oranlarında 2008 yılına nazaran yüksek düşüşler göze çarpıyor. 2009 sonuçları 2008’e kıyasla olumlu işaretler verse de 2001 sonrası dönemin en olumlu yılı 2007’nin oldukça gerisinde gözüküyor. Sonuçlara göre ilk 500’de, satış vergileri hariç net üretimden satışlar alanında 15 milyar 495 milyon 595 bin 133 lira ile TÜPRAŞ birinci sırayı alırken, bunu 6 milyar 527 milyon 417 bin 392 ile EÜAŞ, 5 milyar 473 milyon 800 bin 40 lira ile Oyak-Renault izliyor. Türkiye sanayinin ikinci ligi konumundaki İkinci 500 büyük sanayi kuruluşu ise 2009’da yüzde 246 artışla kâr patlaması yaptı. İkinci 500 ayakta kalmak için finansal giderleri azalttı, verimliliği artırdı. Listedeki TÜDÖKSAD üyeleri İmalat sanayinin olmazsa olmazlarından Döküm Sanayi firmaları, İSO 500’de her yıl olduğu gibi bu yıl da yerlerini aldılar. Türkiye döküm sanayisinin yüzde 75’ini temsil eden Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği (TÜDÖKSAD) üyeleri de ekonomik krizin etkisiyle bir önceki yıla göre sıralamadaki yerleri geriye düşmesine rağmen ilk ve ikinci 500 büyük sanayi kuruluşu arasına girmeyi başardılar. İlk 500 sıralamasına Tüdöksad üyelerinden; Kardemir (46), BMC Sanayi (88), CMS Jant (209), Componenta Dökümcülük (220), Hema Endüstri (297), Samsun Makina (360), Elba Basınçlı Döküm (406), Demisaş (439), Hema TRW (443) ve Cevher Döküm (463) Türkiye’nin en büyük ilk 500 sanayi kuruluşu arasına girdi. İkinci 500 sanayi kuruluşu arasına giren Tüdöksad üyeleri ise sırasıyla, Trakya Döküm (14), Hisar Çelik (33), Cevher Jant (186), Akdaş Döküm (286), Erkunt Sanayi (385), Ferro Döküm (391), Çelikel Alüminyum Döküm (397) oldu. Listeler, açıklandıktan sonra herkesin doğal olarak yoğunlaştığı yer sıralama oldu. Ancak önemli olan, kriz yılı 2009’un ilk ve ikinci 500 listesinin nasıl oluştuğu ve bu kadar iyimser bir tablonun nasıl ortaya çıktığıydı.

Türkiye sanayinin ikinci ligi konumundaki İkinci 500 büyük sanayi kuruluşu 2009’da yüzde 246 artışla kâr patlaması yaptı

Genel olarak bakıldığında ilk 500 büyük sanayi kuruluşları listesinde 2009 yılında kar oranlarında 2008 yılına nazaran yüksek düşüşler göze çarpıyor

Türkiye ekonomisinin yüzde 4,7 oranında küçüldüğü 2009 yılında, İSO 500’de satışlar da önemli ölçüde küçüldü. İSO 500 içinde 485 özel, 15 de kamu kuruluşunun yer aldığı 2009 yılında, bir önceki yıla göre, üretimden satışlar, sabit fiyatlarla özel kuruluşlarda yüzde 14,9, kamu kuruluşlarında da yüzde 0,2 oranında azaldı. İkinci 500 listesinde de üretimden satışlar, satış hasılatı ve ihracat düşerken, kârlar zirve yaptı. Küresel krizin baş gösterdiği 2008’de kârlarında yüzde 15’lik düşüş yaşayan İkinci 500 şirketleri, geçen yıl ise yüzde 246 artış ile kâr patlaması yaşadı. Birinci ve ikinci 500 büyük sanayi kuruluşu kapsamında yer alan bin kuruluş, 2009 yılında Türkiye GSYH’sının yüzde 9,5’ini yarattı. 2009 yılında Türkiye ekonomisinde en göze çarpan olumsuzluklardan ikisi istihdam ile ihracattaki düşüş oldu. 2009 yılında İSO ilk 500’ün ihracatı, Türkiye ihracatındaki yüzde 22’lik düşüşün de üzerinde bir oranla yüzde 31,7 oranında azaldı. İstihdamdaki düşüş ise yüzde 5,1 oranında oldu. İkinci 500 büyüğün performansı, birinci 500 büyüğü geride bıraktı. İkinci ligdeki firmaların kâr ve zarar toplamı yüzde 246,4 ar-

TÜRKCAST

11


İSO Başkanı Tanıl Küçük: Açıklanan listeler, Türkiye ekonomisi ve sanayisi ile ilgili pek çok önemli gerçeği ve aksaklığı da açıkça ortaya koyuyor

tışla büyük patlama yaptı. Küçüklerin performansında verimlilik ve yeni pazarlara açılma büyük rol oynadı. İlk ve İkinci 500 arasındaki tavır benzerliği Kriz yılı 2009’da İSO 500’de satışlar, ihracat ve istihdam düşerken, daha önceki krizlerden farklı olarak, karlılık, katma değer ve mali yapıda iyileşmeler göze çarptı. 2009’da İlk 500 ile İkinci 500 arasındaki “tavır benzerliği” ise dikkat çekti. Her iki grupta da üretimden satışlar, satış hasılatı ve ihracat düşerken, kambiyo gelirlerinde ve vergi öncesi dönem karında artış oldu. İlk 500’deki özel kuruluşlarda üretimden satışlar sabit fiyatlarda yüzde 14,9 düşerken, İkinci 500’de bu düşüş yüzde 2,4’te kaldı. Geçen yıl ikinci 500’de toplam satış hasılatı bir önceki yıla göre yüzde 3,4 oranında azalırken, faktör fiyatlarıyla net katma değer ise yüzde 15,1 oranında arttı. Geçen yıl ikinci 500’ün ihracatı da yüzde 19,4 oranında azaldı. İlk 500’deki firmaların da 2009’daki toplam satış hasılatı yüzde 12,3, ihracatı ise 31,7 oranında geriledi. İkinci 500 özellerde 2008 yılında sabit fiyatlarla yüzde 26,5 oranında azalan vergi öncesi dönem karı ise, 2009 yılında yüzde 29,1 oranında arttı. Dönem karı artarken, dönem zararı azaldı ve 2008’de yüzde 271 oranında artan dönem zararı 2009’de yüzde 66,5 oranında düştü. Bunun sonucunda da 2008 yılında yüzde 74 azalan vergi öncesi dönem kar ve zarar toplamı 2009 yılında yüzde 246,4 oranında rekor artış gösterdi. İlk 500’de satışlar küçüldü ama karlılık arttı 2009 yılında, daha önceki kriz yıllarından farklı olarak, İSO 500’de mali yapıda da iyileşme kaydedildiği ifade ediliyor. İstanbul Sanayi Odası Başkanı Tanıl Küçük,

12

Temmuz - Ağustos - Eylül / 2010

açıklanan rapor sonrasında yaptığı değerlendirmede mali yapıdaki iyileşmeyi şöyle açıklıyor; “Özel kuruluşlarda 2008 yılında yüzde 54,4 olan toplam borç oranı, 2009’da yüzde 50,9’a gerilemiş, öz kaynak payı ise yüzde 45,6’dan yüzde 49,1’e yükselmiştir. 2009 yılında İSO 500 genelinde toplam borçlar yüzde 4,7 oranında azalırken, öz kaynaklar yüzde 9,8 oranında artmıştır.” İSO Başkanı Tanıl Küçük’ün, ‘2009 yılında, İSO 500’de satışlar küçülmesine rağmen, nasıl oldu da karlılık ve katma değer arttı sorusuna cevabı ise şöyle; “İlk olarak, araştırmamız kapsamında sonuçların bir önceki yıla kıyasla elde edildiğini hatırlatmak isteriz” diyor ve ekliyor: Dolayısıyla, 2009 yılında kardaki artışlarda 2008 yılındaki yüksek oranlı düşüşlerin baz etkisi söz konusu. Bu boyuttan baktığımızda, esasen 2008’deki yüksek oranlı düşüşler 2009’da tam anlamıyla telafi edilememiş görünmekte. Ayrıca 2009 sonuçları, 2008’e kıyasla olumlu olmakla birlikte, 2001 sonrası dönemin en olumlu yılı olan 2007 yılının oldukça gerisindedir.” İSO 500’ün kümülatif gelir tablosu incelendiğinde, 2009’da karlılıktaki artış ve mali yapıdaki iyileşmede en önemli etkenin, 2009’da finansman giderlerinin 2008’e göre büyük ölçüde azalmasının etkili olduğu görülüyor. 2009’da İSO 500 genelinde, ödenen faizler bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 25, toplam finansman giderleri ise yüzde 48 oranında azaldı. Yine kümülatif gelir tablosuna göre, İSO 500’de net satış hasılatı içinde, 2008 yılında yüzde 84,4 olan maliyet payı ise 2009’da yüzde 83,2’ye geriledi. Dolayısıyla, sanayi kuruluşlarında maliyetler bir önceki yıla göre nispeten düştü. 2009 yılında emtia fiyatlarında dünya genelinde gerçekleşen düşüşün etkisinin olduğunu belirten Başkan Tanıl Küçük şöyle devam ediyor: Çünkü 2009’da petrol fiyatları yüzde 30’ların üzerinde, diğer emtia fiyatları ise yüzde 20’lere yakın düzeylere düştü. Emtia fiyatlarındaki düşüşün dışında maliyet payındaki nispi gerileme, sanayi kuruluşlarında verimliliğin arttığının da işaretidir. Üçüncü bir etken, gelir tablosunda kambiyo, temettü, iştirakler gibi kalemleri içeren diğer olağan faaliyet gelir ve karlarındaki yüzde 14,1’lik artıştır. Ancak bu etkenler içinde hiç kuşkusuz ki ana belirleyici, İSO 500’de finansman giderlerinin bir önceki yıla göre oransal olarak yaklaşık yüzde 50, rakamsal olarak da 7,7 milyar Türk lirası azalmasıdır.” Tanıl Küçük açıklanan listelerin Türkiye ekonomisi ve sanayisi ile ilgili pek çok önemli gerçeği ve aksaklığı da açıkça ortaya koyar nitelikte olduğuna dikkat çekiyor. Bu sonuçların, Türkiye sanayisi gerçeklerini iyi anlamak ve doğru politikaları geliştirmek adına bir fırsat olduğunun altını çizen Küçük, İstanbul Sanayi Odası olarak uzun yıllardır sanayimizdeki sorunları, sıkıntıları anlatmanın gayreti içinde olduklarını ancak seslerini duyuramadıklarını ve duyurdukları noktada ise istedikleri sonuçları alamadıklarını da sözlerine ekliyor.

TÜRKCAST



HABER

iSO listelerinde TÜDÖKSAD üyelerinin yeri

İ

stanbul Sanayi Odası tarafından yapılan ve Türkiye sanayisinin en kapsamlı çalışması olarak bilinen “İlk ve İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” arasında yer alan TÜDÖKSAD üyelerinin, bir önceki yıla göre liste sıralamalarındaki yerlerinde göze çarpan değişiklikler oldu. Global ekonomik krizin iç ve dış pazarlarda en çok hissedilen dönemi olan 2009, döküm sanayisinin üretim ve ihracat oranlarında önemli derecede düşüşlerin yılı oldu. Türkiye döküm sanayisi için en önemli pazar olan Avrupa Ana Sanayi’nin küresel krizin etkisiyle kendi siyasi teşvikleri çerçevesinde ithalat yerine iç piyasalardan ürün temini yoluna gitmesi, döküm sektörünü olumsuz etkiledi. Özellikle Almanya ve Fransa’da hissedilen korumacı uygulamalar, Türkiye döküm sektörünün ihracatını önemli miktarda etkiledi. 2009 yılında iç piyasadaki daralmanın da satışlarda yarattığı olumsuz etki, rakamlarda kendini açıkça ifade etti. İSO 2009 yılı ilk ve ikinci 500 sanayi kuruluşu listele-

14

Temmuz - Ağustos - Eylül / 2010

rinin açıklandığı Temmuz-Ağustos 2010 döneminde Döküm sanayisine genel olarak bakıldığında, 2009 yılının izlerinin silinmeye başlandığı görülebiliyor. İhracatın ve buna bağlı olarak kapasitelerin yeniden arttığı döküm sektöründe, 2010 listelerinde daha çok firmanın yer alacağı öngörülüyor.

İlk 500’e giren TÜDÖKSAD üyeleri 500 Büyük Kuruluş Sıra No

Kuruluşlar

Üretimden Satışlar Net (TL) 2009

209

178

CMS Jant ve Makina Sanayii A.Ş. 242.046.420

220

111

Componenta Dökümcülük San. A.Ş

229.491.207

360

424

Samsun Makina Sanayii A.Ş.

138.315.667

439

360

Demisaş Döküm Emaye Mamul.San. A.Ş.

112.810.725

463

455

Cevher Döküm San. A.Ş.

107.909.776


HABER

İhracatın ve buna bağlı olarak kapasitelerin yeniden arttığı döküm sektöründe, 2010 listelerinde daha çok firmanın yer alacağı öngörülüyor.

İkinci 500’e giren TÜDÖKSAD üyeleri 2. 500 Büyük Kuruluş Sıra No

2009 2008 14

*(414)

33

*(456)

186

59

286 71 385 *(471) 391

3

397

376

427 *(480)

Kuruluşlar Trakya Döküm Sanayi ve Ticaret A.Ş. Hisar Çelik Döküm San. ve Tic. A.Ş.

Üretimden Satışlar Net (TL) 2009

96.036.260 93.661.378

Cevher Jant Sanayii A.Ş. Akdaş Döküm San. ve Tic. A.Ş. Erkunt Sanayi A.Ş. Ferro Döküm San. ve Dış Tic. A.Ş. Çelikel Alüminyum Döküm İmal.San. A.Ş.

72.503.512

Çukurova İnşaat Mak. San. ve Tic. A.Ş.

49.585.921

61.459.962 52.689.592 52.059.082 51.650.575

* Parantez içi 2008 yılı Birinci 500 sırasını belirtiyor. Birçok dökümhanenin 2011 yılı kapasitesi şimdiden doldu.

UĞUR KOCAOĞLU: DÖKÜM ALICILARI SEKTÖRÜMÜZÜ TAKTİR EDİYOR

İ

stanbul Sanayi Odası Meclisi’nde dökümcüleri temsilen ‘Döküm Komitesi’nde görev alan TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Trakya Döküm Genel Müdürü Uğur Kocaoğlu, ilk ve ikinci 500 sanayi kuruluşu listesini göz önünde bulundurarak Türkiye Döküm Sektörü’nü şöyle değerlendirdi: “Türkiye Döküm Sektörü gelecek on yılda Almanya’dan sonra Avrupa’nın en çok üretim kapasitesine sahip olacak. Krizin bitmesi ile birlikte Türkiye Döküm Sektörü’ndeki kapasite kullanın oranları da artmış oldu. Birçok döküm tesisinin 2011 yılı kapasitesi dolu olacağından, kapasite arttırma yatırımları hızlı bir şekilde devam etmekte. Bunun sonucu olarak gelecek yıllarda İSO 1000 listelerinde yeni döküm firmaların gireceğine inanıyorum. Gelecekte, Türk döküm sanayisinin bugünkü ihracat miktarlarını iki katına çıkartacağı kesin. Türk Döküm Sektörü’nün ‘Kaliteli Hizmeti’ döküm alıcıları tarafından takdirle karşılanmakta, bu da sektörümü zorunlu büyümeye teşvik etmektedir.”

TÜRKCAST

15


HABER

CMS, ilk 500 listesinde yer aldı CMS, İstanbul Sanayi Odası’nın açıkladığı 2009 ilk 500 büyük sanayi kuruluşu listesinde 209. oldu. Yönetim Kurulu Başkanı Berat Ösen, üretim, ihracat, iç satış, ciro göstergeleri ve gerçekleştirdiği yatırımları değerlendirdi.

CMS Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Berat Ösen

İ

stanbul Sanayi Odası’nın açıkladığı 2009 yılı ilk 500 büyük sanayi kuruluşu arasında 209. Sırada yer alan CMS’yi Yönetim Kurulu Başkanı Berat Ösen, üretim, ihracat, iç satış, ciro göstergeleri ve gerçekleştirdiği yatırımlar açısından şöyle değerlendirdi: “2009 yılını grup ciromuz açısından yaklaşık 136 milyon Euro seviyelerinde kapattık. Ciromuzun 96 milyon Euro ihracat oluşturdu. Toplam Çalışan sayımızda azalma yaşanmazken, çalışan sayımız yaklaşık 1.200 seviyelerindeydi. Hiç yatırım yapmayacağımızı düşündüğümüz 2009 yılında bile 3,7 milyon

16

Temmuz - Ağustos - Eylül / 2010

Euro’luk yatırım yaptık. 2010 yılı için şu anda yaklaşık yüzde 39’luk bir artış ile 189 milyon Euro grup cirosu hedeflemekteyiz.” Kurucusu Tonguç Ösen ve ortağı tarafından 1956 yılında 21 bin lira sermaye ile temelleri atılan şirket, alüminyum döküm sektöründe çeşitli makine parçaları üreten küçük bir atölye konumundan; bugün Çiğli ve Pınarbaşı’ndaki tesislerinde modern üretim teknikleri ile faaliyetlerini sürdürüyor. CMS’ nin kapasitesi, ürün çeşidi ve müşteri portföyü hakkında bilgisine başvurduğumuz CMS Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Berat Ösen, küresel anlamda daha büyük bir oyuncu haline gelebilmek için üretim kapasitelerini daha modern teknolojilerle üretim yapacak biçimde artırdıklarını belirtiyor. Berat Ösen, “CMS, her yıl reel olarak satışlarını ve üretimini artırıyor. Sadece Türkiye’nin en büyük alüminyum jant üreticisi ve ihracatçısı olmakla kalmayıp aynı zamanda Avrupa’da alanında ilk 5 üretici arasında yer almaktadır” diyor. CMS’ nin 1985 yılından beri faaliyet gösteren Pınarbaşı Fabrikası’na ek olarak kurduğu Çiğli Fabrikası ile üretim ve ihracat gücünü ikiye katladığını söyleyen Berat Ösen, Çiğli Fabrikası’yla birlikte yıllık üretim kapasitelerinin 4.2 milyon adete ulaştığını ve artık kapasite kullanımı anlamında CMS olarak Avrupa’nın en büyük 4. alüminyum jant üreticisi olduklarını belirtiyor. CMS halen, aktif olan 13 inçten 20 inçe kadar 200 farklı modelin üretimini yapıyor. ISO 500’ deki son 3 yıllık sıralamaları konusuna da değinen Berat Ösen, 2007 yılında 166 sırada yer alan CMS’nin, 2008’ de 178. ve 2009 yılında ise 209. sırada yer aldığını belirtiyor ve ekliyor: “2008 sonlarında krizden dolayı özellikle otomotiv sektöründe başlayan durgunluk nedeniyle CMS, 2009 yılında ciromuzun yaklaşık yüzde 25 düşmesiyle 31 sıra geriledi. 2010 yılı beklentilerimize göre ciromuzda yüzde 39 oranında artış beklemekteyiz. Dolayısıyla ISO sıralamamızda da yukarılara çıkma beklentimiz var.”


HABER

Uğur Kocaoğlu: 2011’de tam kapasiteye ulaşacağız

Y

aklaşık 10 yıldır İSO ilk 500 listesine giren Trakya Döküm, global ekonomik krizin döküm sektörünü ciddi anlamda etkilemesi nedeniyle 2009 yılında 514. sırada listede yer buldu. Trakya Döküm Genel Müdürü Uğur Kocaoğlu, 2010 yılında tekrar ilk 500 arasına gireceklerine inandıklarını belirterek, bu hedef doğrultusunda yeni müşteriler ve ürün çeşitlemesi yaptıklarını, katma değerli ürünlerin ciro içindeki payını arttırdıklarını söylüyor. Uğur Kocaoğlu, dünyanın küresel krizle boğuştuğu ve mücadele ettiği bir dönemde Türkiye’nin en büyük bin sanayi kuruluşu arasında yer almanın aslında başarının bir göstergesi olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Türkiye ekonomisinin geçmişten bu güne bize yaşatmış olduğu krizler, her ne kadar sıkıntı vermişse de, bir o kadar da krize karşı tecrübe kazanmamızı ve riskleri yönetmemizi öğretti. Biz, 2009 yılı krizinden de her krizde olduğu gibi derseler çıkarttık. Bu krizden de daha da güçlenerek çıkmakta olduğumuza inanıyoruz.” Trakya Döküm’ün bir önceki yıla göre sıralamadaki değişikliğinin nasıl yorumlanması gerektiğini sorduğumuz Uğur Kocaoğlu: 2008 yılında bir önceki yıla göre yüzde 22 Ciro artışı sağlayarak 414. olmuştuk. 2009 yılında kriz nedeniyle yüzde 27 Ciro kaybıyla 514. olabildik. 2008 yılına göre, yüz sıra gerilememizin tek nedeni kriz değildir. İSO ilk 500’e baktığımızda krizin en az etkilediği, hatta hiç etkilenmeyip büyük çıkışlar yapan farklı sektör firmaların listeye yeni ilave olduğu görülmektedir. Bunu da göz önünde bulundurmakta fayda var” diyor. 2009 yılını geçmiş yıla göre hem miktarda hem de ciroda yüzde 27 azalarak kapattıklarını belirten Uğur Kocaoğlu, bu azalışa rağmen alınan önlemlerle karlılık düzeylerinin aynı oranda azalmadığını, karlılıklarının yüzde 15 azalmasına rağmen bunun hedefler dâhilinde gerçekleştiğinin altını çiziyor. Trakya Döküm, 2010 yılına yüzde 60 kapasite kullanım oranıyla başladı. Talebin tekrar canlanmasıyla birlikte kapasite oranı bugün itibariyle yüzde 90 civarına çıktı. 2010 yılı, 2009 yılına göre miktarda yüzde 65, ciroda ise yüzde 70 civarında artış olacağını öngördüklerini belirten Uğur Kocaoğlu, iş hacminin aynı ölçüde devam edeceği öngörüsüyle 2011 yılında yüzde 100 kapasite kullanımına ulaşacaklarına dikkat çekiyor.

İstanbul Sanayi Odası tarafından geçen yıl açıklanan 2008 yılı ilk 500 büyük sanayi kuruluşu arasında 414. sırada olan Trakya döküm, ISO 2009 listesinde 514. oldu. İstanbul Sanayi Odası Meslek Komiteleri’nde döküm sanayisini de temsil eden Trakya Döküm Genel Müdürü Uğur Kocaoğlu değerlendirmelerde bulundu.

Trakya Döküm Genel Müdürü Uğur Kocaoğlu

TÜRKCAST

17


İHRACAT

Türk döküm sanayinde 2009 ihracat rakamları Türkiye İhracatçılar Meclisi, 2009 yılı ihracat miktarlarına göre ilk 1000 şirket listesini açıkladı. Küresel ekonomik krizin en yoğun yaşandığı dönemde döküm sektörü bir önceki yıla göre ihracatta gerileme yaşadı.

T

ürkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından 2002 yılından beri yapılan ilk 1.000 ihracatçı firma çalışmasının 2009 yılı sonuçları açıklandı. TIM listesine giren Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği üyeleri, yaklaşık 550 milyon dolar değerinde döküm ürünü ihraç etti. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da döküm sektörünün ulusal ihracata katkısı ile beraber yarattığı katma değerin önemi bu listede bir kez daha fark ediliyor. Küresel ekonomik krizin etkilerinin de rakamlara yansıdığı

bu araştırmada, listeye giren döküm sektörünün önde gelen firmalarının 2009 yılı ihracat rakamları toplamı 2008 yılına göre yüzde 43 gerilemiş gözüküyor. Döküm sektörü 2008 yılında 960 milyon dolar ihracat rakamı yakalamıştı. Listeye giren döküm firmaları ile ilgili verileri toplayan ve değerlendiren Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği, sektörel ihracatın artarak, önümüzdeki yıllarda daha fazla üyesinin ihracat listelerinde yer almasını beklediğini ve listeye giren üye ve sektör firmalarının başarılarının devamını diledi.

TİM 2009 yılı listesinde döküm ürünü ihracatı yapan TÜDÖKSAD Üyeleri 2009 2008 2007 2006 Sıra Sıra Sıra Sıra

Firma Adı

2008 İhracatı ($)

2007/ 2008 Değişim (%)

2009 İhracatı ($)

2008/ 2009 Değişim (%)

74

70

49

54

CMS JANT VE MAKİNA SAN. A.Ş.

185.272.512

174.290.304

-5,93

129.354.718

-25,78

114

59

46

49

COMPONENTA DÖKÜMCÜLÜK A.Ş.

204.495.532

216.259.220

5,75

88.394.492

-59,13

199

230

202

185

CEVHER DÖKÜM SAN. A.Ş.

59.082.929

62.128.346

5,15

56.045.680

-9,79

204

172

177

196

HİSAR ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.

64.398.520

82.981.060

28,86

54.928.939

-33,81

255

223

247

192

DEMİSAŞ DÖKÜM EMAYE MAMUL A.Ş.

51.359.775

62.971.373

22,61

46.712.904

-25,82

430

289

376

409

AKDAŞ DÖKÜM SAN. VE TİC. A.Ş.

35.036.947

53.257.743

52,00

29.039.271

-45,47

709

478

687

987

AS ÇELİK DÖKÜM İŞLEME SAN. LTD. ŞTİ.

19.811.592

31.846.359

60,75

18.874.946

-40,73

733

390

478

498

TRAKYA DÖKÜM-ERKU DIŞ TİC. A.Ş

27.661.453

38.516.778

39,24

18.326.981

-52,42

740

260

223

175

ERKUNT SANAYİ A.Ş.

55.069.334

57.570.321

4,54

18.192.668

-68,40

754

634

492

592

ÇELİKEL ALÜM. DÖKÜM İMAL. SAN. A.Ş.

26.811.743

24.577.801

-8,33

17.951.405

-26,96

777

402

-

FERRO DÖKÜM SAN. VE DIŞ TİC. A.Ş .

47.114.110

37.251.061

-

17.416.769

-53,24

802

491

530

667

AKDÖKÜM-AKD DÖKÜM TİCARET A.Ş.

24.781.413

31.069.115

-

16.972.878

-45,37

858

345

327

345

ÇUKUROVA İNŞAAT MAK. SAN. A.Ş.

39.658.352

44.454.907

12,09

15.988.766

-64,03

908

SAMSUN MAKİNA SANAYİ A.Ş. 716

818

790

-

EKU FREN KAMPANA VE DÖKÜM A.Ş. DİRİNLER DÖKÜM YED. PARÇA SAN. A.Ş. TOPLAMLAR

18

2007 İhracatı ($)

Temmuz - Ağustos - Eylül / 2010

15.154.714 17.096.304

22.205.284

29,88

12.000.000

20.177.933

-

869.650.516 959.557.605

543.355.131

43,37

TÜRKCAST



Döküm sanayisindeki fiyat indirimleri ve sonuçları Dr. Nobert Wichtmann Alman Döküm Sanayi Birliği – İş İdaresi Bölüm Başkanı

H

adi bakalım tekrar başlıyoruz! Teslimat periyotları ve birikmiş siparişlerde neredeyse biraz bile iyileşme başlamamış, orada burada atıl dökümhane kapasitelerinin işaretleri var ve müşterilerin hepsi fiyat azaltma, indirim vs. beklemekte. Bu taleplerinde kendilerini haklı görseler de, fiyat indirimi için herhangi bir marj yok ki: Kapasite kullanım oranları düştükçe sabit giderlerin arttığı açık. Bazı belli maliyet kalemlerinde ki, kaçınılmaz artış nihayetinde üretim maliyetlerinin büyük oranda artmasına neden olacaktır. Üretim miktarının hafifçe düşmesinin ne gibi etkilere sebep olacağını göstermek için örnek bir hesaplama hazırladık. Bir çok durumda üretim maliyeti o kadar artacak ki, diğer bütün şartların aynı kalmasıyla, küçük bir kâr büyük bir zarara dönüşecek. Fakat, üretim maliyetlerinin ve kapasite kullanım oranlarının her ikisinin de sabit kaldığını farz ederek diğer değişkenlerini gözden geçirsek de, fiyat indirimine karşı sizleri uyarmak zorundayız. Eğer fiyat indirimi verirseniz veya bu konuda müşteriye boyun eğmek zorunda kalırsanız, başında zaten düşük olan kârınız daha da azalacaktır. Yıl boyunca düşük bir kâr marjı ile işletmenizi yaşatabilecek yeterli kâr elde etmek için üretim çıktınızı büyük oranda arttırmanız gerekecektir.

20

Temmuz - Ağustos - Eylül / 2010

Aşağıdaki örnekler kâr marjları, üretim miktarları ve yıllık sonuçlar arasındaki matematiksel etkileşimleri göstermekte.

Birim maliyet Satış fiyatı Kâr marjı

100 EUR 105 EUR 5 EUR

Bu üründen yıl boyunca 100 ürünün satıldığını farz edersek, yıllık figürler aşağıdaki gibi olacaktır.

Satış cirosu 10.500 EUR Toplam maliyeti 10.000 EUR Kâr 500 EUR Şimdi, diyelim ki müşterinizin talebinin kabul ederek, birim fiyatınızı yüzde 1 düşürürseniz kârınız da 104 Euro’ ya düşecektir. Yıllık kârınız da bu durumda 500 Euro değil 400 Euro olacak veya yüzde 20 azalacak.


İŞ İDARESİ

Şu prensip her zaman geçerlidir. “Kâr marjı ne kadar düşük olursa indirimin bedeli o kadar büyük olur ”

Fiyat indirimi ile kâr seviyenizi aynı tutabilmek için, daha öncesinden 25 birim daha fazla üretim yaparak üretim çıktınızı yüzde 25 arttırmak zorunda olacaksınız. Maliyetiniz 2.500 Euro ve satışınız 2.600 Euro artacak. Yıllık toplamlarınız ise;

Satış Cirosu 13.000 EUR Toplam Maliyet 12.500 EUR Kâr 500 EUR - Yüzde 5 ‘lik bir kâr için, fiyatınızı yüzde 1’den daha fazla azaltmanız kârınızı yüzde 20 azaltacak. Bu etkiyi yumuşatmak için üretim miktarınızı yüzde 25 arttırmak zorunda olacaksınız. - Eğer kâr marjınız yüzde 2 kadar düşük ise, yüzde 1’lik bir indirim kârınızı yarıya indirecektir. Bu etkiyi bertaraf etmek için üretiminizi iki katına çıkarmak zorunda olacaksınız. En iyi zamanlarda döküm sanayiinde kâr marjı ortalama yüzde 5 olduğundan, müşterileriniz ile fiyat indirim görüşmesini yapmaya başlamamalısınız. Daha da önemlisi, fiyat indiriminin üretim miktarlarınızı sabit tutmanıza veya arttırmanıza yardım edip etmeyeceğinin de garantisi olmayacak. Döküm ürünlerine taleplerinin düştüğü bir zamanda fiyat indirimlerinin, kimsenin üretimini arttırmayan, fakat herkesin kâr marjlarını mahfeden bir fiyat indirme savaşını başlatacağı oldukça açıktır. Yine de düşünülmesi kayda değer bir alternatif mevcut. Fiyat artışının etkisi ne olur? Bu üretim miktarlarınızı ne kadar kötü etkileyebilir? Bunun hem iyi hem kötü etkileri olabilir: Eğer birim satış fiyatınızı EUR 104’ten, EUR 105’e çıkarmayı başardıysanız, satış cironuz 10.400 Euro’dan

10.500 Euro’ya çıkacak. Aynı zamanda, 400 Euro yerine 500 Euro kazanacağınızdan, kârınız yüzde 25 aratacak. Talebin ve neticesinde çıktınızın azalması durumunda bile fiyat artışından dolayı hala daha fazla kâr elde edeceksiniz. Üretim çıktınız 100 birimden 80 birime düşse bile daha önce olduğu gibi 400 Euro kazanacaksınız. Eğer üretim birim maliyetiniz 100 Euro ise, toplam maliyetiniz 8.000 Euro ve satışınız 8.400 Euro olacak. Diğer bir deyişle eğer üretiminiz - satış fiyatınızda yüzde 1’lik bir artıştan sonra - yüzde 20’den daha azalırsa, hala daha öncekinden daha fazla kâr yapıyor olacaksınız. Bu nedenle, dökümhaneler fiyat artışı talep etmek ve uygulamaktan çekinmemelidir. Diğer önemli prensip: “Kâr marjımız ne kadar düşük olursa, fiyat artışına karşı sipariş ve üretim kaybınızdan o kadar az etkilenirsiniz”. Eğer kâr marjınız yüzde 1 kadar düşük ise ve fiyatınızı yüzde 1 kadar arttırsanız, kârınızı ikiye katlayacaksınız. Bu durumda üretim çıktınız orijinal miktarının yarısına düşebilir ve siz hala bir önceki dönemden daha fazla yıllık kâr yapıyor olacaksınız. (Belirtmeye gerek yok ki, yukarıda belirtilenler diğer şartlar sabit kaldığında geçerlidir. Fiyat artışının kâr miktarınız üzerinde izole olmuş bir etki oluşturduğu görülmektedir. Elbette ki, birim maliyetler ve diğer kalemler, üretim çıktınızın yüzde 20 ve üzerinde dalgalanması ile değişecektir. Fakat biz burada bu detaya girmeyeceğiz.) Nakit indiriminin (vade indirimi) literatürde daha çok ticari krediler ve/veya (kısa vadeli) finansman ile ilişkilendirilmektedir. “Nakit indirimi”, hemen ödeme yapılması durumunda faturada yapılan “indirim” dir. Eğer bir müşteriye belli bir zamanda ödenmesi durumunda, bir faturadan belli bir miktarı düşme hakkı verirseniz ve o bu hakkı kullanırsa geliriniz de düşecektir. Yaygın olarak, nakit indirimi fatura değerinin yüzde 1 ve yüzde 3’ü arasında değişmektedir. Bunu yapmak istemeniz veya yapabilmeniz her durumun şartlarına göre değerlendirilmelidir. Yine de bir faturanın gecikmesiz olarak ödenmesinde önemli bir teşvik olduğu kesindir. Eğer ödeme şartı örneğin, ödeme vadesi 30 gün ve 10 gün içerisinde ödeme yapılırsa yüzde 3 indirim yapılacak şekilde olursa, eşdeğer yıllık faiz yüzde 55’den daha fazla olacaktır. Eğer yüzde 2 nakit indirimi verilirse yıllık faiz oranı yüzde 36’dan daha fazla olacaktır. Bu da normal gecikme faizinden kayda değer oranda daha fazla bir değerdir.

TÜRKCAST

21


ETKİNLİK

1. Ankiros Dökümün Fotoğrafları Sergisi 11-13 Kasım 2010 tarihleri arasında Tüyap İstanbul Kongre Merkezi’nde organize edilecek olan Ankiros/ Annofer /Turkcast fuarları ve 5. Ankiros Döküm Kongresi’ne paralel olarak, TÜDÖKSAD tarafından “Döküm”ü konu alan bir fotoğraf sergisi düzenlenecek. Fotoğraf sergisi, fuar alanı içinde açık mekanda yapılacak. Sergi 4 gün boyunca fuar ve kongre katılımcılarının ziyaretine açık olacak. İlki bu yıl düzenlenecek olan “1. Dökümün Fotoğrafları Sergisi’nin”, önümüzdeki yıllarda Ankiros fuar ve kongrelerinde geleneksel hale getirilmesi hedefleniyor.

KATILIMCILAR Döküm sektörü ile ilişkisi olan profesyonel ve amatör fotoğrafçılar, çektikleri fotoğrafları sergide değerlendirilmek üzere gönderebiliyorlar.

İÇERİK Ana tema: Döküm ve dökümcüler

FOTOĞRAF KONULARI: * Döküm süreçlerinin görüntüleri, * Döküm çalışanları (portre veya grup), * Döküm parçaları (güncel, tarihi, arkeolojik), * Takım çalışmaları, * Dökümde yeni teknolojiler, *Mikroskopik yapılar.

FOTOĞRAFLARIN ÖZELLİKLERİ * Siyah-beyaz veya renkli, * JPEG, dijital formatta, * Kenarlar en az 300 dpi, * En az 1 megapiksel, * Kırpma, renk, kontrast ayarına izin verilmekte, montaja izin verilmemektedir, * Çekim tarihi en fazla 5 yıl önce.

KATILIM SÜRESİ VE ŞEKLİ * Her kişi en fazla 10 fotoğrafla katılabilecek. * Fotoğraflar, bir CD veya USB-stick üzeriden kayıt edilip gönderilecektir.

22

Temmuz - Ağustos - Eylül / 2010

*Fotoğraflar ile birlikte dijital ortamda gönderilecekler: a) Katılımcının adı soyadı, döküm sektörü ile ilişkisi, adresi, irtibat telefonu, b) Fotoğrafın; i) İsmi, ii) Çekildiği yer, iii) Tarih, iv) Hikayesi (En fazla 50 kelime)

FOTOĞRAF GÖNDERME ADRESİ

Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği 1. Dökümün Fotoğrafları Sergisi Yasemin Sokak Birlik Sitesi No:1/3 Gayrettepe / İstanbul Tel: 0 212 267 13 98 / info@tudoksad.org.tr

SON KATILIM TARİHİ

* 30 Eylül 2010 (Postaya verilş tarihi) * Fotoğraflar ve fotoğraf bilgileri; posta yerine mail yolu ile de info@ tudoksad.org.tr adresine gönderilebilir.

FOTOĞRAFLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

*Gelen fotoğraflar, seçici kurul tarafından değerlendirildikten sonra baskıları yapılıp, sergi için hazırlanacak. Serginin bu yıl ilk defa yapılacak olmasından dolayı; birincilik, ikincilik gibi değerlendirmeler ve ödüllendirme yapılmayacak. * Gönderilen fotoğraflar iade edilmeyecek. * Sergilenen fotoğraflar için bir sergi kataloğu hazırlanacak. * Gönderilen resimler, TÜDÖKSAD tarafından, Turkcast Dergisi’nde, internet sitesinde ve derneğin organize edeceği kongrelerde bedelsiz olarak kullanılabilecek. * Sergilenen fotoğraflar için bir bedel ödenmeyecek.

TÜRKCAST


ÜYELERDEN

Gedik Döküm’den ilk denemede doğru parça Gedik Döküm ve Vana, çalışmalarında döküm simulasyon yazılımları kullanarak kum döküm ve hassas döküm faaliyetlerine yeni bir ivme kazandırdı. Yazılımları kullanarak müşterilerine ilk seferde doğru parçalar sunuyor.

G

edik Döküm ve Vana, Sakarya 2. Organize Sanayi Bölgesindeki 25.000 metrekare kapalı alan yeni tesisi ile ilgili çalışmalarını hızla sürdürüyorken, bir yandan da çalışmalarında döküm simulasyon yazılımları kullanarak kum döküm ve hassas döküm faaliyetlerine yeni bir ivme kazandırıyor. Müşterileriyle çözüm ortaklığında çalışmayı prensip olarak benimseyen Gedik Döküm, yaptığı tasarım analiz çalışmaları ile müşterilerine doğru malzeme seçimi ve döküm işleminin ardından, oluşabilecek muhtemel problemler hakkında bilgi sağlayarak, üretim prosesinin doğru bir şekilde tamamlanması için yapılması gerekenler konusunda da müşterilerine gerekli desteği sağlıyor. Gedik Döküm, kullandığı FlowCast ve SolidCast, akış modelleme, dolum ve katılaşma simülasyon programları ile sıvı metalin yolluk sistemlerinde ne şekilde aktığı ve döküm kalıbının nasıl doldurulduğu konusunda birebir fikir vererek yolluk sisteminden kaynaklanan hataların giderilmesini sağlıyor. Kullanı-

lan bu yazılımlar sayesinde, kaç adet ve hangi ebatta besleyicinin gerekli olduğu ve nereye yerleştirileceği belirlenerek, yolluk-besleyici tasarımı bilgisayar üzerinde yapılıyor. Bütün tasarım ve analizlerin bilgisayar ortamında ve çok kısa zamanda yapılabilmesi ile porozite ve çekinti oluşumu, kalıp doldurmama gibi birçok hata önceden görülebiliyor. Bu sonuçlardan faydalanarak gerekiyorsa tasarımda mümkün olan en iyi ve en ekonomik döküm için revizyon yapılarak model ve kalıplama tasarımını kolay, ekonomik ve doğru yapabiliyor. Hızlı ve güvenilir bir biçimde numune çalışmaları yapılan bu ortamda, seri üretim öncesinde ve sonrasında yaşanan bütün sorunlar deneme ve yanılma maliyeti olmadan ortadan kaldırılabiliyor. Sonuç olarak ilk döküm yapıldığında yüksek oranda başarı ve yüksek oranda verim elde edilerek, böylece müşterilere gecikmesiz teslimat, tek seferde başarılı üretim, daha yüksek kalite ve daha düşük maliyet sağlanabiliyor.

Üreten Samsun’un yıldızları

S

amsun Ticaret ve Sanayi Odası, Samsun’da kurumlar ve gelir vergisi rekortmenlerine, ihracat rekortmenleri ile ilk ve ikinci 500 sanayi kuruluşu arasında yer alan sanayi kuruluşu temsilcilerine ‘Üreten Samsun’un Yıldızları’ çalışmasıyla ödül veriyor. Samsun’da bulunan Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği üyeleri Samsun Makina ve As Çelik Döküm de ödül alan firmalar arasına girmeyi başardılar. Tüdöksad üyeleri, ödüllerini törene katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan aldılar. Ödül töreni şu sıralamaya göre yapıldı: “2008 yılı vergilendirme dönemi kurumlar vergi rekortmenleri sıralamasında; 7 milyon 648 bin 913 lira ile Samsun Makine birinci, 1 milyon 374 bin 567 lira ile As Çelik Döküm dördüncü oldu. 2008 yılı ihracat rekortmenleri sıralamasında; As Çelik Döküm 31 milyon 846 bin 359 dolar

ile birinci, Samsun Makina 15 milyon 830 bin 633 dolar ile dördüncü ve yine 2008 yılı ilk 500 sanayi kuruluşu sıralamasında Samsun Makina 424. As Çelik Döküm ise, 2008 yılı ikinci 500 sanayi kuruluşu sıralamasında 324. olmuştu. 2009 yılı vergilendirme döneminde ise, kurumlar vergi rekortmeni sıralamasında birinci olan Samsun Makine Sanayi Anonim Şirketi 10 milyon 687 bin 229 lira, dördüncü olan As Çelik Döküm de 922 bin 202 lira vergi ödedi. 2009 yılı ihracat rekortmenleri sıralamasında yine olan As Çelik Döküm 18 milyon 874 bin 945 dolar ile üçüncü, Samsun Makine ise 15 milyon 154 bin 719 dolar ile dördüncü oldu. Samsun Makine, 2009 yılı ilk 500 sanayi kuruluşu sıralamasında 360. sırada yer aldı.

TÜRKCAST

23


RÖPORTAJ

“Döküm, bizim için stratejik öneme sahip” Otomotiv sanayisi, döküm sektörünün büyümesinde ve gelişmesinde önemli bir yere sahip. 1990’lı yıllarla birlikte hızla büyüyen Türkiye Otomotiv Sanayi, yerli yan sanayinin de lokomotifi oldu. Bugün, döküm sanayimizin yaklaşık yüzde 60 çıktısı otomotiv sanayinedir. Global ekonomik krizin en çok etkilediği sektörlerin başında gelen otomotiv sanayinde; krizin etkilerini, krizden çıkış yollarını, üretimi, tedarik zinciri içindeki yan sanayicilerle olan ilişkileri ve otomotivdeki gelecek projeksiyonları, Türkiye otomotiv ana sanayisinin temsilcisi Otomotiv Sanayii Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ercan Tezer ile konuştuk. Otomotiv sanayinde genel durumu değerlendirerek başlamanızı istesek. Kriz yılını da göz önünde bulundurursanız, otomotiv sektörü 2010 senesinde ilk 8 ayı nasıl geçirdi? Geçen yılı Türkiye’den bağımsız olarak düşünmek gerekir. Çünkü geçen yılı etkileyen olay, Amerika’da finans sektöründe başlayan ve dünya ekonomisine çok büyük etki yapan küresel ekonomik krizdi. Bu krizin tüm dünyayı kapsaması sonucu, Türkiye de ciddi anlamda 2008’in son çeyreğinden itibaren kriz olgusuyla karşı karşıya kaldı. Yalnız bu küresel krizin Türkiye açısından farklı bir yapısı vardı. Çünkü Türkiye daha önce 1994, 1998 ve 2001 yıllarında geçirmiş olduğu ağır kriz dönemlerinde ki, o krizler Türkiye’ye özgü krizlerdi, Türkiye bu krizlerde çok önemli deneyimler elde etti. Özellikle son krizde yani 2001-2002 yıllarında Türkiye’de finans ve bankacılık sektörü ciddi bir sınav ve yenilenmeden geçti. Belki de dünyaya örnek bir bağımsız denetim mekanizmasının içine girdi ve küresel krizi de böyle karşıladı. Dünyayı saran krizin gündelik hayata yansıyan kısmı nakit ve kredi sıkıntısıydı, bunun sonucu talebin düşmesi ve nihayetinde üretimin daralması oldu. Küresel kriz Türkiye’de beklenenden daha farklı bir biçimde geçti ve hepimizin bildiği gibi 2009’un son yarısından itibaren de, özellikle finans ve bankacılık kesiminin 2001-2002’de alı-

24

Temmuz - Ağustos - Eylül / 2010

nan tedbirlerle kavuştuğu sağlıklı yapı nedeniyle de Türkiye göreceli olarak krizi biraz daha kolay atlattı denilebilir. Otomotiv açısından geçmiş kriz dönemlerinden farklı olan küresel pazarlarda ki talep eksikliğiydi. Çünkü bildiğiniz gibi bizim sanayimiz üretiminin yaklaşık yüzde 80’ini çoğunlukla da Avrupa birliği ülkelerine ihraç etmektedir. Avrupa Birliği’nde talep yüzde 40 gerileyiverdi. Gerileyince de bizim yüzde 80 olan işimizin önemli bir bölümü ortadan kalktı. Tabi iç pazarda da krizden kaynaklanan talep düşüklüğü yaşandı. O da eklendiği zaman biz, 2008 yılına kıyasla 2009 yılında işimizin yaklaşık yüzde 50’sini kaybetmek durumuyla karşı karşıya kaldık. Yüzde 50 kaybı biraz açar mısınız? Otomotiv sanayisi için yüzde 50 kayıp ne anlam ifade ediyor? Bu ne demektir, üretimin daralması, gelirin azalması, talebin düşmesi ve sonuç olarak da bireylere yansıdığı noktada istihdamın daralması yani işsizlik anlamını taşır. Bizi en çok endişelendiren kısım da olayın işsizlik boyutudur. Nedeni şudur; biz sanayi olarak küresel rekabetin içindeyiz ve bu rekabetle başa çıkmak için de insan gücümüzü çok iyi yetiştiriyoruz, ona çok yatırım yapıyoruz. Bu yetişmiş insan gücünü kaybettiğiniz vakit krizden çıkışta, tekrardan aynı gücü ka-


Türkiye, döküm sanayisinde hem tasarım hem de kalite ve verimlilik açısından örnek bir ülkedir. Döküm sektörümüz, ciddi anlamda da ihracat yapan bir sektördür

Otomotiv Sanayii Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ercan Tezer

zanmak neredeyse imkansızdır. Biz kalifiye olmayan iş gücü ile çalışamayız, mutlaka nitelikli iş gücünü istihdam ederiz, keza o istihdam ettiğimiz iş gücünü de yaşam boyu eğitim ile güçlendiririz. Başka çaremiz yok, neticede her an dünya rekabetiyle karşı karşıyayız. Krizlerde; üretim ve gelir kaybına uğrarsınız, bunlar telafi edilebilir ancak insan gücü kaybına uğradığınızda, onun telafisi daha uzun yıllar alıyor. Krizlerde bizi en çok yıldıran taraf da bu oluyor. Dolayısıyla 2009 yılında en çok tartışılan konu, Hükümet’e verdiğimiz raporlarda da bu yöndeydi ve iç pazarı canlandıracak bazı önlemler için ciddi girişimlerde bulunduk. Mart ve Eylül ayları arasında bazı ürünlerde vergi indirimi sayesinde pazar kaybının bir kısmının telafi edilmesi mümkün oldu. Bir başka tarafı da esnek çalışma ile ilgili düzenleme kısa sürede yapıldı. İş gücümüzü, iş olmamasına rağmen fabrikada istihdam eder pozisyonda tutma imkanına kavuştuk. Öte yandan, geçmişteki kriz deneyimlerinden yararlanmak suretiyle işçi-işveren ilişkilerinde son derece ortak uyumlu bir çalışma yürütmek suretiyle, fabrika kapalı olsa dahi, belirli bir ücretle iş gücümüzü koruma imkanına kavuştuk. Bizim üretimimiz 2009 yı-

lında yüzde 30 düştü, iş gücü kaybımız ise yüzde 12 seviyesinde kaldı, bu kaybın bir kısmı zaten emekli olan veya kendi isteğiyle ayrılanlardır. 2010 yılının başına geldiğimizde krizle ilgili önemli düzelmeler, görmekteyiz. Tabi tekrar söylemekte yar var, bizim işimizin önemli bir kısmı ihracattır, küresel pazarlardır, Türkiye’nin iç şartlarının iyi olması bize yetmez, dışarıdaki şartlarında iyi olması zorunluluğu var. 2001 krizinin tam tersi yaşandı. Çünkü o krizde ihracat gerçekleştirdiğimiz pazarlarda talep daralması söz konusu değildi. Geçmiş krizlerde, özellikle 2001 krizinde sanayimiz ilginç bir yöntemle yerel krizi aştı. O zaman da iç pazarda müthiş bir durgunluk vardı, biz bütün ağırlığımızı ihracata verdik. Çünkü dış pazarlar zaten açıktı ve bizim ürünlerimiz de dış pazarlarda büyük bir ilgi gördü, dolayısıyla krizin etkisi çok yüksek hissedilmedi, iş ihracata yöneldi. Oysa bu son krizde hem iç hem de dış pazar daraldı. Yine geçmiş dönemlerde Türkiye, krizden çıkışta likidite sıkıntısını dış kaynaklarla aştı. 2001-2002 yıllarında bedeli karşılığında yeterli dış kaynak sağlandı. Ama bu kriz döneminde dış kaynak

TÜRKCAST

25


RÖPORTAJ

da yoktu. Ancak biraz önce değindiğim gibi bu kriz döneminde, finans ve banka sistemimizin güçlü yapısı ve yüksek kredibilitesi, yurt dışından kaynak bulmadan bize önemli bir destek sağladı. Böylece bizim açımızdan baktığımız vakit, 2010 yılının başından itibaren krizden çıkışın emarelerini görmeye başladık. Nitekim bu bütün rakamlarımıza pozitif olarak yansıdı. Bu rakamları da bizimle paylaşır mısınız? 2010 yılının başından itibaren ilginç bir gelişme gözlemledik. Daha doğrusu bu gelişmeyi biz, 2009 yılının son çeyreğinden itibaren izlemeye başladık. Bildiğiniz gibi 2000 Temmuz’unda ÖTV de sağlanan teşvik önce yarıya düştü, 30 Eylül 2009’da bitti. Bu tip vergisel teşvikler ortadan kalkınca genel olarak talepte düşme beklentisi oluşur. Nedeni de şudur; teşvik, talebi öne çeker, fakat ilginç bir şey, teşvik kalkmasına rağmen, makro ekonomik şartların yaratmış olduğu ortamda, talepte aşırı bir azalma söz konusu olmadı, aksine Ekim, Kasım ve Aralık aylarında beklenmedik bir talep artışıyla karşı karşıya kaldık. Bu Türkiye’nin psikolojik olarak kriz söylentilerinden az etkilenmesinden kaynaklanabilir mi? Şöyle bakmak lazım, kriz psikolojik olarak, gelecekle ilgili beklentilerin negatife dönmesi ve taleplerin azalması, harcamaların sınırlandırılması meselesidir. Başka bir etken de piyasada satıştaki kredi pazarının daralmasıdır. Krizin ilk döneminde banka sektörü birden bire geçmiş deneylerden dolayı frene bastı. 2008’in son çeyreğinden 2009’un ilk çeyreğinin sonuna kadar, hatta 2. çeyreğin ortasına kadar, banka sektörü tüketici kredilerinde ciddi bir ihtiyat ortamına girdi. Fakat bu tarihten sonra kredilerde yavaş yavaş açılma görüldü. Neticesinde 2009 Haziran ayından itibaren hem kredi piyasasında kredi bulunabilirlilik arttı hem de kredi fiyatları aşağıya düştü. Şöyle bir rakam vereyim size, krizin yoğun olduğu döneme 2008’in sonu 2009 başında satışlarımızın yüzde 20’si ancak krediyle yapılabiliyordu, normalde otomotiv satışlarının yüzde 80’ni krediyle yapılır. Şimdi satışlarımızın yüzde 80-85’i krediyle yapılıyor, yeniden eski durumumuza döndük. Dolayısıyla hem kredinin bol olması, hem kredinin göreceli olarak ucuz hale gelmesi 2009’da krizden çıkışı kolaylaştırdı. Böyle baktığımızda, 2010 yılı Ocak, Şubat, Mart aylarında hiç beklenmedik artışlar oldu, Nisan ayında bu artış süreklilik kazandı, Haziran’da talep artışları devam etti ve Temmuzda hiç beklenmedik bir yüksek talep ile karşılaştık. Genellikle Temmuz ayı, Ağustos ayında çıkacak olan yeni model beklentisiyle talebin düşük olduğu aydır. Yani hiç kimse 15-20 gün sonra model yılı değişeceği için daha doğrusu bir yaş genç araba alacağı için gidip de Temmuz’un 15 inden sonra araç almazdı. Yine, Ağustos ile ilgili verileri topluyoruz, Ağustos genellikle tatil ayıdır, herkesin

26

Temmuz - Ağustos - Eylül / 2010

yazlıkta olduğu aydır, ayrıca bu yıl ramazan da Ağustosa denk geldi ve ramazanın da getirdiği bir yavaşlama var deniliyordu, ancak Ağustos’un da en az Temmuz kadar iyi geçtiğini görüyoruz. İç pazarda çok güçlü bir talep yapısına dönüldüğü gözüküyor. Dış pazara baktığımızda ise, özellikle birkaç ülkede teşvikin kalkmasıyla talep gerilemesi yaşandı. Avrupa Birliği pazarı her ne kadar 2008 yılı seviyesi olmasa da yine de 2009 yılının üstünde bir talep ile bizim ürünlerimize talip oluyor. Buna ek olarak da bir şirketimizin Amerika pazarında yoğun taleple yapmış olduğu ihracat var. Dolayısıyla toplam olarak baktığınızda, 7 aylık sonuçlarda şöyle bir manzarayla karşı karşıyayız. Bir defa toplam üretim 2009 yılına göre yüzde 30 civarında artmış. Toplam pazarda yüzde 20 gibi bir artış var. Aynı dönemde ihracattaki artış ise yüzde 35 civarında. Bu üç rakam yani toplam pazarda yüzde 20, ihracatta yüzde 35 civarında artış olunca tabi üretim de yüzde 30 artmış oluyor. Burada bir noktanın altını çizmek istiyorum; üretimde en yüksek payı olan şirketlerimiz Temmuz ayı son haftasında tatile çıktılar. Eskiden Temmuzun tümünde çalışılır, Ağustosta tatile çıkılırdı. Dolayısıyla 2010 Temmuz ile 2009 aynı dönemini karşılaştırırsanız bir miktar gerileme var. Nitekim Temmuzda üretim yüzde 7, ihracat ise yüzde 5 düşmüş gibi görülüyor. Bunun nedeni de, 4 hafta yerine 3 hafta çalışmaktan kaynaklanıyor. Ağustos rakamlarında bu aranın kapanacağını görüyoruz. Nitekim ihracatçı birliklerinin verdiği rakamlar da gösteriyor ki Ağustos ayındaki ihracatımız geçen yıla göre yüzde 5-6 artmış. Tam bu noktada, otomotiv sanayinin kriz öncesi duruma ne zaman dönebileceğini sorsak? 2008 yılı ve öncesine, tahminimize göre 2011 gibi dönülür. Bu yılki hedefler bakımından tabi ki bir spekülatif tahmin yapmak mümkün değil ama, geçen yıla göre biraz daha iyi gideceği kesin, geçen yıl üretim ra-


RÖPORTAJ

kamımız oldukça gerilemişti, 2008’de 1 milyon 150 bin araç üretmiştik, bu adet geçen yıl 800 bin civarına inmişti. Bu yıl tekrar 1 milyon civarına çıkacağımızı tahmin ediyoruz. 2008’de ihracatımız 950 bindi, geçen yıl bu 600 binlere kadar düştü, bu yıl ise 800-850 bin civarında ihracatımızın olacağını tahmin ediyoruz. Dolayısıyla 2008’e, her şeyin doğru gittiğini varsayarsak, 2011’de ulaşacağımızı tahmin ediyoruz. Hatta 2008 rakamlarını ve hedeflerini de geçeceğimizi düşünüyoruz. Böylece geleceğe bakış açımızda pozitif bir noktadayız. Burada önemli bir faktör daha var onun da altını çizmek istiyorum; Türkiye’de genellikle pazar denilince otomobil satışları konuşuluyor. Bu aslında doğal çünkü nereden bakarsanız bakın pazarın yüzde 60-70’ni otomobil kapsıyor, dünyada da bu böyle. Ama Türkiye’nin önemli bir ürünü daha var o da ticari araçlardır. Türkiye ticari araçlarda çok ciddi başarı noktalarını kazanmış bir ülke. Hafif ticari araçlarda geçen sene Avrupa birincisi olduk. Ağır ticari araçlarda; kamyonda otobüste kendi lisanslı ürünlerimiz var, dolayısıyla sanayi olarak bu alanda orada üretimi çok yakından takip ediyoruz. Çünkü bu tedarik zincirinde, aksam parça üretimi için de önem taşıyor. Kriz döneminde otomobil ile birlikte ticari araçlarda da ciddi gerilemeler söz konusu oldu. Kamyon ve otobüste 2009 yılında çok ciddi durgunluklar oldu. Ticari araçların bir özelli de bilindiği gibi yatırım araçları olmaları, ekonomi kötü giderse kimse yatırım yapmıyor. Dolayısıyla o dönemde büyük sıkıntı çekildi. ÖTV indirimleri gibi teşvikler daha ziyade otomobil için geçerli oldu. Çünkü ÖTV, kamyonda ve otobüste oldukça az, otomobil de ise yüksek. ÖTV inince de daha çok otomobile yansıdı. Maalesef geçen sene kamyon ve otobüste geçerli bir teşvik verilmedi. Ancak 2010’nun başından itibaren kamyon pazarında ciddi bir hareketlilik var, 2009’daki durgunluk geride kalmış görünüyor. Hafif ticari araçlarda da ciddi bir hareketlilik yaşanıyor. Dolayısıyla biz sanayi olarak, olaya sadece otomobil bazında bakmıyoruz, ticari araçlara da bakıyoruz. Ayrıca ticari araç sektöründe bizim pazar payımız daha yüksek, ticari araçlarda toplamda ithalat payı yüzde 40’lar seviyesinde, otomobilde ise yüzde 70’ler seviyesinde. Biz, pazara ticari araçlar yönünden daha hakim durumdayız. Burada bir tek aksayan taraf otobüs sektörü, ciddi anlamda gerileme var. Yurtdışında da otobüste ciddi bir durgunluk var. Geçmiş yıllarda otobüs sanayimiz ciddi bir ihracatçıydı. Avrupa Birliği’nin en iyi otobüslerini kendi markamız altında Türkiye’de üretiyoruz. Dolayısıyla ihracat da sınırlanınca otobüs sektöründe ciddi bir sıkıntı yaşanıyor.

Bunun nedenleri nedir? Tabi bunun birkaç nedeni var. En önemli nedenlerin bir tanesi, yerel yönetimlerin seçim döneminden sonra otobüs alımlarını durdurmasıdır. Yerel yönetimler seçim öncesinde daha çok otobüs alır. Bundan dolayı ancak her 4 yılda bir şehir içi otobüs pazarı hareketlenir. Bir başka nokta da, bazı büyükşehir belediyelerinin ithal otobüslere rağbet etmesidir. Bunun çok yanlış olduğunu yıllardır söyleriz. En son Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, İtalya’dan otobüs ithal etti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin il otobüs ithal etme hazırlığında olduğunu biliyoruz. Şunun altını çizmemiz lazım, Türkiye’de çok ciddi bir otobüs üretme kapasitesi var, kalite ve performans bakımından hiçbir sorun söz konusu değil çünkü yurtdışına ihracat yapıyoruz. Avrupa Birliği ülkelerinin bir çok belediyesine otobüs ihraç ediyoruz. Turizm şirketlerine otobüs ihraç ediyoruz. Orada kalite anlamında tartışacak bir konu yok. Yerel yönetimlerin bu noktada bize göre en azından şehirlerindeki fabrikaların çalıştırılması konusunda sorumluluklarının olduğunu düşünüyoruz. Ankara, Adana, İzmir, İstanbul gibi kentlerimizde otobüs fabrikalarımız var. Ama yerel yönetimlerin otobüs alımlarına baktığımız zaman, özellikle büyük kentlerde, ne yazık ki ithal otobüslere ağırlık veriliyor. İstanbul da büyükşehir olarak başı çekiyor. Bu dönem yeni alımlarında tekrar yerli otobüslere doğru bir yönelmeyi bekliyoruz. En azıdan bunu hakkımız olarak da görüyoruz. Çünkü biz Türkiye’de çok iyi ve kaliteli otobüs üretiyoruz. Ayrıca bu otobüslerle ilgili herhangi bir teknik istek var ise netice itibarıyla çözümlenir. Çünkü otobüslerin projelendirilmesini bizim mühendislerimiz yapıyor. Bu konuda dışa bağımlılığımız hemen hemen yok gibi. Dolayısıyla otobüs ile ilgili krizin çözülmesinde kamunun çok büyük rolünün olduğunun altını çizmemiz lazım.

TÜRKCAST

27


RÖPORTAJ

İşin yan sanayi boyutuna da eğilirsek, otomotiv sektörü ticari aracıyla binek aracıyla Türkiye için çok öneli ve ciddi bir ana sanayi ve Türkiye ana sanayisinin de ciddi bir dişlisi. Tabi bu yan sanayiye de hem can hem de yön veriyor. Bu kriz dönemimde yan sanayi ile sizin ilişkileriniz nasıldı? Ana sanayi olarak yan sanayilerinizle ne tür bir yol haritası çizdiniz? Nasıl bir tutum izlediniz? Şimdi bizim sektör, diğer birçok sanayi sektöründen çok farklı bir yapıya sahip. Biz bu yapıya “tedarik zinciri” diyoruz. Tedarik zincirinin anlamı şu; hammaddeden tüketiciye kadar olan bütün operasyonlar bir bütünlük içinde planlanıp yönetiliyor. Bu ne demek; ben motorlu araç üreticisiyim, benim araç üretmem için aksam ve parçaya ihtiyacım var, aksam parça üreticisini de üretim için hammaddeye ihtiyacı var, bütün bunlar tedarik zinciri içinde, birçok alanlar bakımından ortak yönetilmek mecburiyetinde. Bunlardan bir tanesi kalite. Bizim motorlu araç üreticisi olarak, bize mal üreten, aksam parça tedarikçisi dediğimiz onlara mal üreten tedarikçiler ve nihayet hammadde üretenler, nihai üründen beklenen bütün kalite normlarını takip etmek mecburiyetinde. İkincisi lojistik yönetimidir. Bu sistem içinde yer alan bütün işletmeler minimum stok ile çalışmanın çarelerini bulmak zorundalar. Bu ne demek, öyle bir akım sağlanacak ki, mallar zamanında yerinde bulunulacak, asgari stok yükü ile üretim yapılacak. Herkes bunu ortak planlamak mecburiyetindedir. Üçüncü planlama noktası ise maliyet. Çünkü n fiyat, pazarda oluşur, ürünümün değerini Pazar veriyor. Rakiplerle kıyaslıyor, rakibin fiyatı 100 lira ise benim ürünüm değerliyse, 100 liranın üstünde değilse de altında gidiyor, aksi halde ben o pazarda yer bulamıyorum. Dolayısıyla pazarda belirlenen fiyattan geriye doğru bütün tedarik zinciri içinde maliyetin de ortak yönetilmesi lazım. “Kalite, lojistik ve maliyet” tedarik zincirinde üç önemli ortak yönetimdir. Ayrıca diğer bir nokta, tasarımın da ortak yapılması gerekiyor. Nihayet artık Türkiye o noktaya da geldi. Çünkü bir model geliştirirken, o modelin tüm parçalarını üretmediğime göre, o parçayı üreten sanayicinin de tasarım sürecinde yer alması lazım, gerekirse hammaddecinin de yer alması beklenebilir. Çünkü hafif yapı için ince kesitli çelik lazım, çelik sanayicisinin o ince kesitli çeliği yüksek mukavemette üretecek tasarım ve ar-ge sürecine girmesi lazım. Bütün bu süreçler ortak yönetildiği zaman başarılı olunur. Bizim sanayimizin en büyük başarılarından biri de budur, bu süreçleri ortak yönetir, verimli yönetir onun için de küresel pazarlarda rekabetçi noktaya gelebilir. Bu süreçte ortak yönetilmesi gereken beşinci bir faktör daha var, o da kriz. Krizin de bu tedarik zinciri içinde ortak yönetilmesi gerekiyor. Bu ne demektir; krizin beklentisi olduğu andan itibaren zincir içerisinde yer alan bütün işletmeler, tek bir tartışma ortamına

28

Temmuz - Ağustos - Eylül / 2010

Biz kalifiye olmayan iş gücü ile çalışamayız, mutlaka nitelikli iş gücünü istihdam ederiz, keza o istihdam ettiğimiz iş gücünü de yaşam boyu eğitim ile güçlendiririz girerler, oturup planlarını ortak yaparlar. Kimse, ben kendimi kurtardım krizden, tedarikçi ne olursa olsun veya tedarikçi kendisini kurtardı, araç üreticisi ne olursa olsun deme şansına sahip değil. Birisi var ise, birisi var, öbürü var ise öbürü var. Yani biz yok isek tedarikçi yok, tedarikçi yok ise de biz olmayız. Bu kadar birbirine bağımlıdır. Türkiye 50 yıllık deneyimiyle, otomotiv sanayinin kurulduğu noktadan itibaren tedarik zincirini başarılı yöneten ülkelerin arsında sayılıyor. Böyle bir deneyimi var. Bunun da üç önemli nedeni; şeffaf olacaksınız, karşılıklı güveneceksiniz, uzun vadeli ortaklık anlayışınız olacak. Yani tedarikçiden bugün mal alayım, yarın Allah kerim diyemezsiniz. Tedarikçi ile bir işbirliğine girdiğiniz zaman onun ebediyen devam etmesi lazım, çünkü bugünden yarına tedarikçi değiştiremezsiniz. Tedarikçi de sizin için yatırım yapar o da sizi değiştiremez. Böyle karşılıklı bir bağımlılık vardır. Türkiye, bu bakımdan örnek bir noktaya gelmiştir. Tabi bu anlamda döküm sanayisi bizim stratejik sanayilerimizden bir tanesidir. Tıpkı dövme gibi. Bizim olmazsa olmaz motor, şanzıman, diferyansiyel kutularımız gibi birçok aksam ve parçalarımızda muhtelif cins döküm kullanıyoruz ve Türkiye, döküm sanayisinde hem tasarım hem de kalite ve verimlilik açısından örnek bir ülkedir. Döküm sektörümüz, ciddi anlamda da ihracat yapan bir sektördür. 1990 – 2000 arası otomotiv sanayindeki hızlı büyüme yerli sanayinin de lokomotifi oldu. Bu dönemde döküm sektörü de otomotiv sanayine paralel ciddi yatırımlar yaparak büyüdü. Ancak bugün yerli otomotiv sanayi motor ve komponentlerini ithal ediyor. Bunu nasıl değerlendirirsiniz? İthal tartışması, bizi başka bir noktaya götürür. İthalat ile ilgili konu sadece motorlu taşıt araçları üretenler için söz konusu değil, aksam parça üretenlerin de ithalat ihtiyacı var. Dolayısıyla biz ithalata baktığımız vakit, tedarik zinciri ithalatına bakıyoruz. Yada dış ticaret dengesine baktığımız vakit, tedarik zincirinin dış ticaretine bakıyoruz. Çünkü dökümcü de netice-

TÜRKCAST



RÖPORTAJ

de ya hammaddesini ya kömürü veya başka parçasını ithal ediyor. Yada tedarikçi olarak biri motor üretiyor ise, bazı aksam parçaları dışarıdan getirmek mecburiyetinde. Şimdi olayın bu tarafına da bakmak gerekiyor. Sadece şu veya bu kesimin tedarik zinciri içinde ithalatını münferit tartışırsanız, onun içinden çıkmak mümkün olmaz. Döküm sektörü bizim için stratejik bir sektör. Türkiye Gümrük Birliği ile birlikte tam rekabet koşullarında, özellikle belirli bir ekonomik ölçeğe ulaşmadığı için, motor üretiminden vazgeçti. Bundan önce biz motoru üretiyorduk. Gümrük birliğine girdikten itibaren araç modelleri her yıl değişir hale geldi, 10 bin ya da 100 bin adet büyüklüklerde bir motor üreten fabrikanın çalışması verimli değil, çünkü başka tedarikçiler milyonlar mertebesinde motor üretiyor. Şimdi 1 milyon motor kapasiteli fabrikanın verimliliğiyle 50 bin kapasiteli motor fabrikasının verimliliği bir olmaz. Burada hadise şudur; Türkiye’deki otomotiv sanayi şirketleri bir şekilde belirli ekonomik ölçeğe ulaştıkları vakit, zaten otomatik olarak motor üretimine geçmek zorundalar. Dönüşün ilk işaretleri var aslında. İsim vermeme gerek yok, ama bazı şirketlerimiz yeniden motor üretimine başladılar. Hem kendilerine üretiyorlar hem de ihracat yapıyorlar. Ama Türkiye’yi birden bire tüm motoru üretir bir noktaya getirmek de mümkün değil. Bunu göz ardı etmemek lazım. Bazı ağır ve hafif ticari araçlarda, bazı otomobil üreten şirketlerde, yeni baştan motor ve aktarma organları, şanzuman ve defriyansiyel dediğimiz, yahut döküm ağırlıklı olan parçalar var, kutular bildiğiniz gibi Türkiye’de üretilmeye başlandı. Ama şunu beklemiyoruz, yani illa gelecekte de Türkiye, bu ekonomik ölçeklerde motor yapabilir. Böyle bir beklenti yok. Ancak, ölçekler büyür ise sadece bir veya iki modeli 500 bin kapasiteler üstünde üreten yeni tesisler kurulur ise Türkiye, ciddi oranda motor üretir konuma gelebilir. Burada Döküm ile ilgili bir nokta daha var. Tabi ithalatın göz çarpacak şekilde bu yıl içinde artıyor olması hiç şüphe yok ki Türk Lirası’nın değerlenmesiyle çok yakından ilişkilidir. En son dış ticaret raporumuzda da onu vurgulamaya çalıştık. Otomobil ithalatı geçen seneye göre yüzde 45 artmış durumda. Pazardaki artışın bir diğer noktası da Türk Lirası’nın göreceli olarak değerleniyor olması. Yada buna Türk Lirası’nın değerlenmesinin yanında Euro’nun da değer kaybetmesi diyebilirsiniz. Çünkü Euro, sadece TL karşısında değil diğer paralara karşı da değer kaybetmeye başladı. Dolar farklı bir noktaya geliyor. Tabi küresel para değerleri değişimlerinden Türkiye’yi bağımsız görmek mümkün değil. Esasen bir miktar bizim ihracatımızın düşüyor olması da dolarda meydana gelen farklılıktan kaynaklanıyor. Çünkü biz euro ile ihracat yapıyoruz, resmi rakamlarda bunu doğal olarak tahvil ediyorsunuz, euro’nun değeri düştüğü için, doğal olarak dolar bazda yapmış olduğunuz ihracatta 3-5 puan düşüklük

30

Temmuz - Ağustos - Eylül / 2010

göreceli olarak söz konusu oluyor. Tıpkı doların değerinin düşmesi halinde, dolar bazındaki ihracat değerlendirmesinin de göreceli olarak yüksek bir ihracat oranına yaklaşıldığı gibi. Bütün bunlar parametrelerin değişimiyle çok yakından ilgilidir. Analizler yapılırken bunlara dikkat edilmelidir. Döküm sektörünün çıktısı yüzde 60 otomotiv sanayinedir. Dolayısıyla Otomotiv sanayi döküm sektörü için çok önemli. Siz bu durumu nasıl değerlendirirsiniz? Tedarik zinciri içinde, döküm sektörünün yer aldığı ortamda bahsetmiş olduğum, kalite yönetimi, maliyet, lojistik yönetimi ve tasarım yönetimiyle ilgili herhangi bir sorunun olduğunu görmüyoruz. Mesele şudur; bizim ekonomik ölçekle ilgili gelişmelerde iyi bir yere gelmemiz ve motoru içeriden tedarik edilebilir noktaya getirmemiz. Bu noktaya gelindiği vakit zaten döküm sektöründe bir sorun yaşanması söz konusu değil. Ne kapasite bakımından, nede mühendislik üretim ve kabiliyeti bakımından bir sorun yaşanacağını tahmin etmiyoruz. Bir çok tesisimizde seri olarak kontinü döküm hatlarının olduğunu hatta bunların büyük bir kısmının ihracata çalıştığını biliyoruz. Bu dökümhaneler yurt dışına açılmış durumdalar, otomotiv sanayisinin büyük firmalarına üretim yapıyorlar. Geçenlerde TAYSAD Organize Sanayi Bölgesi’nde, dökümle salt kampana üreten bir şirketimizi gezdik, bütün üretimini ihraç ediyor durumda. Yurtdışına yedek parçaya değil, doğrudan OEM’lere yani üreticilere tedarik yapıyor. Onların kalite, verimlilik, maliyet standartlarına ulaşmış durumdalar. Döküm sanayinin sahip olduğu rekabet seviyesi bakımından bir sorunu yok. Sorun, belirli ölçeğe ulaşıp, o noktadan itibaren tedariği içeriden yönlendirmek sorunudur. Ama düşük rakamlarla içeriden motor tedariği yapmak verimli değil. Zaten bunu herkes tartışıyor. Pazarlama stratejileriyle ilgili bir sıkıntı olabilir mi? Tabi ana sanayi tedarikçi ilişkilerinin, sadece basit bir alış veriş gibi görülmemesi gerekir. Biraz önce de bahsettim, tasarımdan itibaren başlayan uzun vadeli stratejik bir ortaklık var. Türkiye’de ki modelleri kendimiz artık geliştiriyoruz. Bir model geliştirildiği takdirde ben eminim ki döküm sanayi tasarımda birebir yer alacak pozisyonda, orada hiç problem yok. Direkt olarak herhangi bir model sıfırdan tasarlandığında, o model üzerenden döküm ile ilgili yapılacak işler var ise, her çeşit dökümle ilgili, buna alüminyum, demir, demir dışı dahil tasarım başlangıcı ve bütün süreçler-


RÖPORTAJ

de döküm sanayimiz yer alır durumda. Burada maliyet ilişkisi farklı bir olay, şirket ile tedarikçi arasındaki birebir tartışmaya bağlı. Bunun içinde ödeme şekli, yıllık miktar, yurtdışına ihracat avantajı gibi faktörler var. Öyle imkanlar var ki, eğer siz Türkiye’de küresel sermaye ortaklığıyla kurulmuş bir tesise tedarikçi oluyorsanız, doğrudan o küresel şirketin tedarikçi listesine girme şansına da sahip oluyorsunuz. Dolayısıyla bize 50 bin parça verirken yurtdışındaki o küresel şirketin muhtelif şubelerine farklı miktarda parçalar sevk etmek mümkün. Bunun çok somut örnekleri var. Türkiye’nin ürettiği ürünler başka ülkelere kaydığı zaman tedarikçiler, o ülkelerin tedarikçisi haline geliyor. Romanya bunun en somut örneklerinden bir tanesi. Keza Almanya’daki şirketler bunlara örnek. Dolayısıyla burada olayı yerelden çıkartıp küresel bakmak gerekir. Küresel şirketin Türkiye’deki şubesine, uzantısına tedarikçisi olduğunuz vakit, doğal olarak siz o küresel şirketin dünya tedarik sisteminin içerisinde yer alıyorsunuz. Buradaki mesele nedir; maliyetiniz tutuyor mu tutmuyor mu? Burada Türkiye’nin dezavantajı nedir? Üretim merkezlerine olan uzaklığıdır. Yani Macaristan’da veya Çek Cumhuriyet’inde üretip Almanya’ya mal sevk etmekle Türkiye’de üretip Almanya’ya mal sevk etmek arasında lojistik maliyet farkı var. Türkiye zaten küresel yarışta bir miktar geriden başlıyor, yani hem hammaddesini getirirken uzaktan getiriyor hem bitmiş malı satarken uzağa satıyor. Uzak derken de Avrupa ile arasında 2.500 kilometre mesafe var. Buna rağmen verimlilik endeksinin yüksekliğinden de ciddi başarılar sağlıyor, bunu da kabul etmek lazım.

Değişen dünya düzeni içinde otomotiv ana sanayinin gelecek projeksiyonları nasıl olacak? Biz küresel gelişmeleri çok yakından izliyoruz. Bütün küresel faaliyetler içinde aynı zamanda aktif de çalışıyoruz. Dernek olarak uluslararası Otomotiv Sanayicileri Birliği (OICA) ve Avrupa Otomotiv Sanayicileri Birliği (ACEA) üyesiyiz. Ayrıca dünyadaki bütün araştırma kuruluşlarıyla da birebir ilişkimiz mevcut. Bağlantılı her kesimle bilgi alış verişinde bulunuyoruz. 2024 yılıyla ilgili tahminler yavaş yavaş tartışılıp yayınlanmaya başlandı. Gözüken şu; rekabet koşulları, maliyet koşullarıyla beraber farklı bir yapılanmayı beraberinde getirecek. O da şu; özellikle gelişen pazarlarda ki bunun içinde başta Çin, Hindistan, Brezilya ve Rusya var; bu dört pazar gelecekte en hızlı gelişecek pazar olarak kabul ediliyor. Çünkü artık Amerika, Avrupa, Japonya ve Güney Kore gibi gelişmiş pazarlarda mevcut satışların daha fazla büyüyeceğini kimse tahmin etmiyor. Bu pazarlar, oturmuş, doymuş, nüfus artışları yok, normal gelir seviyesinin üst seviyesine gelmiş, krizden dolayı hatta bir miktar gerilemeler dahi var. Amerika’da artık eskisi kadar araç satılmayacağını iddia ediyorlar, Avrupa ve Japonya için de bu durum söz konusu. Dolayısıyla bu pazarlarda artık yeni bir gelişme beklenmiyor. Nerede bekleniyor, büyük miktarda Çin, sonra Hindistan, Brezilya. Nitekim 2009 yılı bunun en son göstergesi oldu. Dünya üretimde yüzde 24 gerilerken Çin’in üretimi yüzde 48 arttı. Ancak saydığım bu pazarların bir özelliği de dışa kapalı, içe açık pazar olmalarıdır. Şu veya bu nedenlerden dolayı bu ülkelerin ithalatı hemen hemen sıfırdır. Bu nedenle bütün üretim, geniş iç pazarda yayılıyor. Çünkü, Çin ve Hindistan’da milyarlarca insan var. Ayrıca hammadde konusunda sıkıntıları yok, kendi ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Ancak ürünleri henüz küresel pazarlara açılmış değil. Yani bir Japonya, G. Kore gibi hem içeriye hem de yurt dışına satamıyorlar. Bunlar daha çok ürettiklerini içeriye satıyorlar. Satış yaptıkları noktalar, gelişmekte olan pazarlar, ne Amerika, ne Avrupa, ne Japonya’da ne de G. Kore’de, Brezilya, Hindistan, Çin ürünü zaten yok. Böyle bir durumla karşı karşıyayız. Şimdi böyle bir manzara içerisinde neyi görüyoruz; bütün küresel şirketler bu pazarlardaki üretime ağırlık veriyor. Görüldü ki artık kendi ülkelerinde üretim için hem talep yok, hem de maliyetler yüksek. Genel bir trende baktığınız vakit, yani 2008’den 2024’e uzayan dünyadaki bütün trendleri yakalayan ciddi araştırma kuruluşlarının raporlarına baktığınız zaman şunu görüyorsunuz: üretim, kuzeyden güneye, batıdan da doğuya kayacak. Bu ne demek; güneydoğuyu gösteriyor. Kuzeyden güneye inerseniz, batıdan doğuya giderseniz güneydoğuya çıkarsınız. Yani Çin, Hindistan o bölgeyi gösterir. Keza Brezilya güney yarım küre içinde, üretim buralarda gelişiyor. Buralarda üç katına kadar artışlar bekleniyor, diğer taraftan Av-

TÜRKCAST

31


RÖPORTAJ

rupa, Japonya, Amerika gibi yerlerde de aynı oranda düşüşler bekleniyor yani yüzde 0.95’e inecek üretim. Burada Türkiye nerede kalır? Türkiye’nin iç Pazar potansiyeli büyük, ama iki tane önemli tehdit altında: Bir, küresel pazarın ortağı, hiçbir ithalatta kısıtlama yok. İki, talebi kısıtlayan çok değişik bir vergi mekanizması var. Talep daha fazla artabilir ama vergi baskısı altında. ‘Şimdi deniliyor ki vergi var ama her şey satılıyor’ bu konjektörel bir satış, Türkiye’nin son on yılına bakarsanız, Pazar 500 binlik bir rakam içinde. Son 20 yılın Pazar trendine baktığınız da ise azalan bir trend var. Sürekli artan bir trend yok. Sabit bile kalmamış. Dolayısıyla 500 binlik bir Pazar içerisinde bir Brezilya, Çin ve Hindistan gibi aktivite göstermeyi kimse beklemesin. Ayrıca ülkemizin bu 500-600 binlik pazarın yüzde 60’ı ithalat. Hadiseye böyle baktığınızda farklı bir yapı olduğunu görürsünüz. Türkiye o zaman nerede kendisine yer bulacak; Türkiye üretimde rekabetçi bir noktaya geldi, tesislerini iyi yönetiyor, verimliliği yüksek, insan kalitesi çok iyi. Dolayısıyla maliyeti de iyi, kalitede zaten bir problemi yok. Yaptığı ürünler dünyanın her tarafında rahatlıkla satılıyor. Tasarımla ilgili bir eksikliği vardı, onu da son 10 yıldan beri kapattı. Bu arada kamunun vermiş olduğu teşvikler de hemen hemen bütün alan örülmüş durumda, yani şuanda ar-ge teşviği yok demek mümkün değil, gerçekten çok verimli çalışan bir ar-ge teşviği var, biz bundan büyük oranda yararlanıyoruz ve sanayi olarak faydasını da görüyoruz. Dolayısıyla değer zincirinin sadece üretimiyle değil, tasarımıyla da rekabetçiliğini arttırmaya başladı. Türkiye, gelecekte de tasarım ve üretim merkezi niteliğini devam ettirecek. Bunun kamu politikalarıyla desteklenmesi lazım. Ar-ge için destek iyi ama yatırım için destek yetersiz. Yatırım teşvikleri çıktı hala Maliye Bakanlığı, teşviğin önemli olan vergi mekanizmasıyla ikincil

32

Temmuz - Ağustos - Eylül / 2010

düzenlemeyi yapmadı. Bu yılın sonunda da teşviklerin birinci aşaması bitiyor, gelecek yıl daha düşük noktaya inecek. Dolayısıyla bu eksikliğin giderilmesi lazım, her yerde bunu dile getiriyoruz, çünkü bizim yatırım yapmamız gerekiyor. Birincisi, yatırım yapmazsanız ayakta kalamazsınız, ikincisi büyümek için yatırım yapmanız lazım. Yaşamak için yapacaksınız, yani biz her yıl teknolojimizi yenileyeceğiz, tezgahlarımızı yenileyeceğiz, modellerimizi yenileyeceğiz yaşamak için bir de büyüyeceğiz. Büyümek için de yatırım yapmamız, kapasite artırmamız lazım. Bunlar da teşvikle olur. Türkiye’de ciddi teşvik eksikliği var. Türkiye’nin şuanda üretim kapasitesi 1.5 milyon, 2 milyona çıkılması gerekir. Bu ne demek, iki yeni fabrikanın açılması demek, 250 binlik iki fabrika, yaklaşık 3 milyar dolar eder. Tedarikle beraber 4-5 milyar dolar. Tabi biz büyüyünce yani oraya 500 binlik bir kapasite getirince, döküm fabrikası da dövme fabrikası da büyüyecek, tedarik zincirinin içerisinde bulunan herkes büyüyecek. Bu bütünlük hala anlatılamadı. Biz bunu 10 yıldan beridir söylüyoruz, bu sektörün büyümesi için yatırım lazım, yatırım için de tüm tedarik zincirini kapsayan teşvik şart. Çünkü Türkiye’nin enflasyonunun düşük olması, huzur için de olması gibi avantajlar, rakip ülkelerde de zaten var. Rakip ülkelere baktığımızda, önemli yatırım teşvikleri devam ediyor. Pazar potansiyeli var, baskı altında, yatırım için teşvik vermezseniz buraya yatırım gelmez. Genel olarak yatırım teşvikleri yetersiz. Rekabet ettiğimiz ülkeler de bu durum nasıl? Özellikle eski Doğu Bloku ülkelerinde. Zaten oraların üretim ve Pazar merkezlerine lojistik avantajı var. Hem AB üyesiler, bundan dolayı da bir takım farklı avantajlara sahipler. Coğrafi yakınlığı var. Biz coğrafi olarak yakın değiliz, birlik üyesi değiliz, bir çok dezavantajımız mevcut. Analiz yapıldığında bir çok eksiğimizin olduğu görülüyor. Aslında coğrafi olarak hep yakın olduğumuz avantajı konuşulmaz mı Türkiye’de? Mesela, Asya ile Avrupa arasında köprü görevi gördüğümüz söylenir? Köprü üzerenden gelip geçilen yerdir, köprüde durulmaz. Köprü tanımı yanlış ve kötü bir tanımdır. Köprü nedir? Gelirsin geçersin üzerinden, halbuki gelip geçene ihtiyacımız yok, gelip kalana ihtiyaç var. Köprü de, ne yapmış köprü olarak. Özet olarak bakarsanız, Türkiye, otomotiv sanayinde ciddi fırsatlar içeren bir ülke. Rekabet gücü yeterli, tedarik zinciri çok güçlü buraya yatırım gelir, yatırım gelmiyor ise, teşvik mekanizmasının baştan gözden geçirilmesi gerek.

TÜRKCAST



FUAR

Buluşma noktası Ankiros’a doğru Metalurji sektörünü tek çatı altında toplayan Ankiros / Annofer / Turkcast 2010 fuarlarında zaman yaklaşıyor. 2 yılda bir organize edilen ve son olarak 2008 yılının Kasım ayında gerçekleşen fuar, dünyayı sarsan ekonomik krizin yeni yeni hissedildiği bir zamanda yapılmıştı. Ekonomik kriz izlerinin silinmeye başlandığı 2010 yılında Ankiros fuarları, kapılarını katılımcılarına ve ziyaretçilerine yeniden açıyor. HM Ankiros Fuarcılık Genel Müdürü İbrahim Anıl, fuarlarla ilgili tüm ayrıntıları anlatıyor.

34

Temmuz - Ağustos - Eylül / 2010


FUAR

D

ünya metalurji sektörünün en önemli üç fuarından biri konumundaki Ankiros/Annofer/Türkcast fuarları 11-14 Kasım 2010 tarihlerinde İstanbul Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde kapılarını açıyor. Büyüme trendine devam eden Ankiros/Annofer/Türkcast fuarları 30 bin metrekare fuar alanı üzerinde kurulu yaklaşık 15 bin metrekare net stand büyüklüğüne ulaşmış bulunuyor. Fuarlara bu yıl 45 ülkeden yaklaşık 800 firma katılım gerçekleştiriyor. Fuarlara yerli yabancı 15 binden fazla sektör ilgilisinin ziyareti bekleniyor. 2010 fuarlarına geçmeden önce HM Ankiros Fuarcılık Genel Müdürü İbrahim Anıl’a bu fuar üçlemesinin öyküsünü soruyoruz. Adını Ankara’nın ‘ank’si iron’un ‘iro’su ve steel’in ‘s’ sinden alan bu fuar üçlemesinin çıkış noktası Ankiros, ilk önce Ankara’da organize ediliyor. 1990’lardan sonra döküm sektöründeki ilerlemenin çok büyük olduğunu belirten İbrahim Anıl, Döküm sektörünün ivme kazanmasıyla fuarın İstanbul’a taşınması arasındaki paralelliğe dikkat çekiyor. Metalurji sektörünün tamamını fuara katmak düşüncesin-

den hareketle ve ayrıca dökümün sadece demir - çelikten oluşmadığını, diğer metallerden de döküm yapıldığını, demir dışı metallerin de fuarda yer almasının önemli olduğunu söylüyor İbrahim Anıl, bu bütünlüğü sağlamak adına Annofer fuarını eklediklerini belirtiyor. Annofer de adını Ankara’nın ‘an’si ve non ferrous’un ‘nofer’inden alıyor. Ankiros ve Annofer fuarından sonra Türkcast fuarının çıkış noktasını ise İbrahim Anıl şöyle anlatıyor: “Türkiye döküm sektöründe çok büyük atılımlar yapılıyordu. Türkiye, döküm konusunda dünya çapında bir tedarikçi konumuna gelmişti. Türkiye döküm sektörünün yegane temsilcisi Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği ile Ankiros fuarlarının başlangıcından beri iyi ve güçlü ilişkilerimiz vardı. Dünyadaki fuarlara dökümhanelerle birlikte gidiyorduk. Oralarda standlar açıp ürünler sergileniyordu. Döküm sektörünün katıldığı bu fuarlara alternatif bir döküm fuarı yapılabilir mi diye düşünceler gelişti. Bu düşüncelerin olgunlaşmasıyla Turkcast fuarını da organizasyonumuza ekledik. Bu yıl 4.’sünü gerçekleştiriyoruz. Türkcast fuarı çok ciddi katılımlara ulaştı.” Türkcast’ın yapıldığı ilk yıldan başlayarak döküm alıcılarının dikkatini çektiğini ve bu alıcıların sürekli fuarı ziyaret edip anlaşmalar yaptığını belirten İbrahim Anıl, 2008 yılında yapılan Ankiros/Annofer/Türkcast fuarlarına ciddi sayıda döküm ürünleri alıcıları ziyareti gerçekleştiğini ve fuara katılan dökümhanelerin bundan oldukça memnun kaldığını söylüyor. Turkcast’ın eklenmesiyle Ankiros ve Annofer katılımına yaptığı etkiyi soruyoruz. Bu fuarların amacı bir workshop oluşturmaktır diyor İbrahim Anıl. “Bir taraftan dökümhanelere makine, saf malzeme satanlar, diğer taraftan dökümhaneler, bir diğer taraftan ise döküm alıcıları, bunlar zincir gibi düşünülebilir. Döküm

HANNOVER MESSE ANKİROS FUARCILIK

A

nkiros Fuarcılık 2001 yılında metalurji sektörüne fuar organize etmek üzere kuruldu. 1991-2001yılları arasında Sada Fuarcılık olarak fuar organize ediliyorken, Ankiros isminin çok fazla öne çıkmış olmasından dolayı şirket Ankiros Fuarcılık adını aldı. Ankiros fuarcılık 2002 yılında Alman Deutsche Messe ile şirket evliliği yaptı. Şirketin yüzde 50’si satıldı. Deutsche Messe adına Hannover Messe şirkete ortak oldu ve şirket ismi Hannover Messe Ankiros Fuarcılık A.Ş. oldu. Bu şirketin tek bir işi var; o da metalurji sektörüne yönelik fuar organize etmek. Bu alan dışında fuar organize edilmiyor.

TÜRKCAST

35


Ankiros/Annofer Fuarlarının artık vazgeçilmez bir parçası haline gelen Almanya, İtalya, Çin, İspanya pavyonlarına, İngiltere ve İran ülke pavyonlarının da eklenmesi ile fuar uluslararası anlamda gücüne güç katıyor HM Ankiros Fuarcılık Genel Müdürü İbrahim Anıl: 2010 fuarları metalurji sektörünün gücünü herkese gösterecek

alıcıları dökümhane standlarını geziyor, dökümhaneler tedarikçilerinin standlarını ziyaret ediyor. Bu bizim yaratmaya çalıştığımız bir platformdu. Şuanda da bunu başardığımızı düşünüyoruz. Bunun daha da büyüyeceği kanısındayız. Bu üç fuarın katılım ve ziyaretçi konularında birbirlerine olumlu etkileri büyüktür.” Çevre ve Enerji konuları 2010 yılının vurucu noktası olabilir Ankiros/Annofer/Türkcast’ın çıkış noktalarından sonra 2010 fuarında nelerle karşılaşacağımıza geçiyoruz. İlk önce 2010 fuarlarıyla ilgili vurucu noktayı, öne çıkacak ana konuyu soruyoruz. İbrahim Anıl şöyle cevap veriyor. “Bizim fuarlarımız için ana tema olarak spesifik bir şey söylemek zor. Buradaki sergileme alanları aslında her türlü ihtiyacı karşılayabilecek şekilde oluşuyor ve bizim fuarlarımızın sektörün bütününü kapsadığını görüyoruz. Açıkçası bu bizim kontrol edebileceğimiz bir şey de değil. Katılma kararlarını firmalar bağımsız alıyorlar. Ama şunu söyleyebiliriz ki çevre ve enerji konuları bu sene öne çıkacak gibi görünüyor.” Aslında çevre ve enerjinin, sadece dökümhanelerin değil bütün insanlığın ilgi duyması ve dikkat et-

mesi gereken bir konu olduğuna dikkat çeken İbrahim Anıl, bunun bilincinde olan tedarikçi konumundaki firmaların, bu alanda yatırım yapılacağının, yapılmak zorunda olunduğunun bilinciyle çevre ve enerjiye ağırlık vereceğini düşündüğünü söylüyor. Ankiros / Annofer / Türkcast fuarları 2008 yılında Kasım ayında yapıldı. Fuarların yapıldığı zamanda Dünyayı saran ekonomik kriz başlamıştı. Buna rağmen fuarlar, hem katılımcı hem de ziyaretçi açısından herkesi memnun etmişti. Bu yıl ise krizin izlerin silinmeye başladığı bir dönem ve yine Ankiros fuarları var. İbrahim Anıl’dan bu iki dönemi, hem fuarlar hem sektör açısından değerlendirmesini istiyoruz. İbrahim Anıl: “Ankiros / Annofer / Türkcast 2008 fuarları tam krizin başlangıç dönemine denk düştü, bu bizim için şanssızlıktı. Fuarcılık, çok uzun soluklu bir süreç olduğu için, fuar tarihini çok önceden planlamak durumundasınız. Fuar tarihlerinin böyle sıkıntılı zamanlara denk düşmesini istemezdik. Fuar zamanından öte böyle sıkıntılı süreçlerin yaşanmasını hiç istemezdik” diyor ve ekliyor: Bu uzun soluklu fuar hazırlığı sürecinde istemediğiniz durumlarla maalesef karşılaşabiliyoruz. 2008 yılındaki fuarlarda şöyle bir şansımız oldu; Ankiros/ Annofer/Türkcast, krizin sektörde dibe vurduğu noktada değil de bir miktar önceden gerçekleşti. Fuar, katılım, ziyaret ve yapılan işler bakımından oldukça başarılı oldu. Katılımcılar da fuarın yararlı olduğunu gör-

ANKİROS

A

nkiros 2010 - 10.Uluslararası Demir-Çelik ve Döküm Teknolojileri, Makina ve Ürünleri İhtisas Fuarı’ nda demir & çelik ve döküm sektörüne yönelik makine, teknoloji, hammadde ve sarf malzemeleri ile servis ve ekipmanlar sergileniyor. Fuar global metalurji sektörlerinden oluşan geniş katılımcı profili ile uluslararası ziyaretçilerine karlı iş imkanları ve sınırsız iş bağlantıları kurma fırsatı veriyor.

36

Temmuz - Ağustos - Eylül / 2010


FUAR

ANNOFER Annofer 2010 - “9. Uluslararası Demir Dışı Metaller Teknoloji, Makina ve Ürünleri İhtisas Fuarı” ise demirdışı metaller sektöründe eşi bulunmaz ve seçkin tüm fırsatlara kapı açarak, katılımcılarına Türk ve Avrasya demirdışı metaller endüstrisine giriş şansı sağlıyor.

düler. Katılımcı firmalar, yeni bağlantılar gerçekleştirip imzalar attılar.” Krizin olumsuz etkilerinin de olduğuna değinen İbrahim Anıl, 2008 fuarlarında sağlanan bağlantılar ve atılan imzaların bir kısmının hayata geçmediğine de dikkat çekiyor: “O projelerin bir kısmı ertelendi. Dolayısıyla 2009 yılında hem bizler hem de sektör sıkıntılı bir dönem geçirdi. 2010 yılını deklare ederken de bunun etkisinin ne kadar olacağını açıkçası bilemiyorduk. Dolayısıyla tedbirli davrandık. Fuar alanındaki 1. Hol’ü deklare etmedik. Fakat hem genel yapının düzelmesi, hem Türk döküm endüstrisinin diğer sektörlere oranla daha çabuk toparlanması bizim beklentilerimizin de üzerinde fuarlara ilgiyi yöneltti. Şuan en başta deklare etmediğimiz 1. Hol’ü de açmış bulunuyoruz. Diğer hollerimizde yer kalmadı sadece 1. holde yerimiz var ve o holün satışlarına devam ediyoruz.” “Sektör, 2010 fuarını bekliyor” İbrahim Anıl, Türkiye dökümhanelerinin pazarlarının farkında olduğunu, buna yönelik yatırımlarını da planladıklarını, ancak bunların bir kısmını kriz döneminde ertelendiğini belirtiyor. Krizin etkilerinin silindiği 2010 yılı, ertelenen projeler ve yatırımların hayata geçeceği dönem olacağını, bu anlamda sektörün de 2010 fuarını heyecanla beklediğini görüyoruz. Ziyaretçi açısından da hiçbir sıkıntının olmayacağını ve verimli işbirliklerinin olacağını ön gördüklerini söylüyor İbrahim Anıl. Şimdiye kadar aldıkları geridönüşlerin bu doğrultuda olduğunu belirtiyor ve şöyle devam ediyor: “Türkcast, döküm satın alıcıları için kaçırılmayacak bir fırsat. Çünkü Türkiye, gerçek bir potansiyel olarak önlerinde duruyor. Herkes Türkiye’de döküm sektörün ne kadar güçlü olduğunun farkındadır. Türkiye’de dökümhaneleri teker teker dolaşmaya kalksanız bu çok meşakatli ve masraflı olur. Ama fuara geldiklerinde tek bir ziyaretle 60’ın üzerinde dökümhaneyi hem de kalburüstü dökümhanelerin en yetkili kişileriyle konsantre bir şekilde 4 gün boyunca görüşebilecekler. Bunu kaçırmayacaklarını düşünüyoruz. Ankiros/Annofer/Türkcast fuarlarını sektör, zaten bir buluşma noktası olarak görüyor. Hem iş yapmak hem de

sektördeki gelişmeleri görmek için 2 yılda bir bu fuara katılarak bunu gerçekleştiriyor. Örneğin ilk Türkcast fuarıyla son yaptığımız arasında ziyaretçi anlamında önemli farklar var, katılımcılar bunu görüyordur.” Ziyaretler sonuca yönelik olacak Yaptıkları organizasyonun sektörel ve ihtisas fuarı olduğuna değinen İbrahim Anıl, bunun da halka açık genel fuar değil, sadece sektörle ilgili kişilerin ziyaret ettiği bir fuar anlamına geldiğini söylüyor. Ziyaretçi profilinin geçmiş yıllardan farklı olmayacağını ama bu yıl sektörün, krizden çıkış, yatırımlar, ertelen projeler konusunu yerine getirme anlamında bir hevesi olduğu için, ziyaretlerin daha uzun ve daha sonuca yönelik olacağına dikkat çeken İbrahim Anıl, ayrıca bu yıl uluslararası ziyaretçilerin fazla olacağını tahmin ettiklerini, çünkü, ziyaretçiye yönelik hem yurtiçinde hem yurtdışında çok ciddi çaba harcadıklarını belirtiyor. Her zaman standart bir kalite anlayışlarının olduğunu, bundan hiçbir zaman ödün vermediklerini de vurgulayan İbrahim Anıl, bu konuda en büyük avantajlarının, dağınık yapıda fuar organize etmediklerini, bu sektörde, sadece bu fuara konsantre oldukları için buraya yoğunlaştıklarını söylüyor ve katılanlara en iyi hizmeti vermek anlamında gayret sarf ettiklerini sözlerine ekliyor. Fuardaki alım heyetleriyle ilgili de bilgi veren İbrahim Anıl, bu konuya iki türlü bakmak gerektiğini belirtiyor: “Alım heyetleri konusu bizim dışımızda gelişiyor. Heyetlerin ziyareti, Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın organizasyonuyla gerçekleşiyor. Bu paketin finansmanını da DTM yapıyor. Fuarları seçip buralara alım heyetleri getiriyorlar. Bizim fuara da 40’a yakın ülkeden alım heyeti organize ediliyor. Buna ek olarak bizim desteklediğimiz bir takım heyetler de var. Yaklaşık 15 ülke belirledik, bu ülkelerden Döküm Alıcıları , Türkcast fuarında dökümanelerin en yetkili kişilerini bulacaklar

TÜRKCAST

37


FUAR

delegasyonlar düzenleniyor, bu delegasyonların belirli bir bölümünü biz finanse ediyoruz. Bu bağlamda çok ciddi çalışmalarımız var.” Fuarlardaki ülke katılımları Uluslararası düzeyde organize edilen Ankiros/Annofer/ Türkcast fuarlarına birçok ülkeden katılımcı ve ziyaretçiler iştirak ediyor. Yapıldığı ilk yıldan beri uluslararası özelliği her zaman önde olan fuarların 2010 yılı uluslararası katılımını soruyoruz İbrahim Anıl’a. Alım heyetlerinde olduğu gibi ülke katılımlarına da iki yönlü bakmak gerektiğini belirtiyor ve bu durumu şöyle açık lıyor: “Çünkü Türkcast’ı biz lokal fuar olarak deklare ettik, yurtdışından bu fuara katılmak isteyen dökümhaneleri almıyoruz. Ankiros ve Annofer için bu geçerli değil. Bu fuarlarımıza tedarik anlamında uluslararası katılım gerçekleşiyor. Ülke katılımları, fuarın uluslararası özelliği için önemli bir göstergedir. Ülke katılımı demek; o ülkede, bu fuara katılan firmaların devlet tarafından desteklenmesi anlamına geliyor. Pavyonlardan bahsedersek, örneğin o pavyonda bulunan bir Alman firması, fuar için harcadığı paranın bir kısmını Alman hükümetinden geri alır. Bizim firmalarımızın da yurtdışı fuarlarında devlet destekleri vardır. Bu anlamda 2010 fuarında, Almanya, İngiltere, İspanya, İtalya, Çin, Hindistan ve İran ülke katılımları mevcut. 2008’de de bu ülke katılımları vardı. Ama bunlara yenileri eklendi. Dolayısıyla ülke katılımları bizim açımızdan iyi bir konumda.” Kongreler ve etkinlikler fuarlara hareketlilik getiriyor Ankiros fuarlarıyla birlikte iki kongre ve bir çok etkinlik gerçekleşiyor. Ankiros/Annofer/Türkcast fuarlarıyla

TÜRKCAST Türk döküm sanayicilerinin dünyaya açılması ve döküm sektörü için bir vitrin oluşturulması amacı ile düzenlenmeye başlanan ve her tekrarında daha da büyüyen Turkcast– 4.Döküm Ürünleri İhtisas Fuarı’ na bu yıl başta TÜDÖKSAD Üyeleri olmak üzere 60’ ın üzerinde döküm üreticisi katılıyor. Katılımcılar ürünlerini dünyanın dört bir yanından gelen döküm alıcılarının beğenisine sunacak ve Türk döküm sanayisinin gücü bir kez daha vurgulanmış olacak.

38

Temmuz - Ağustos - Eylül / 2010

birlikte iki kongre düzenleniyor. Metalurji Mühendisleri Odası’nın yaptığı Metalurji ve Malzeme Kongresi ile TÜDÖKSAD’ın yaptığı Ankiros Döküm Kongresi’nin teknik alt yapısını Ankiros Fuarcılık sağlıyor ve önemli bir destek sunuyor. Fuarla birlikte yapılan bu etkinliklerin mutlaka olması gerektiğine dikkat çeken İbrahim Anıl, “Bir insan fuara zaman ayırdığında o kapsamda ihtiyacı olan teknik bir takım bilgileri ve gelişmeleri de alabilmelidir. İşin sosyal boyutunu da unutmamak lazım. İnsanların bir araya gelip fikir alışverişlerinde bulunmaları kendileri açısından çok önemli. Dolayısıyla bu kongre ve etkinliklerin çok gerekli ve faydalı olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle de, kongreleri destekliyoruz ve bundan sonra da desteklemeye devam edeceğiz. Biz, TÜDÖKSAD ve Metalurji Mühendisleri Odası ile olan bu birlikteliğimizden oldukça memnunuz.” Aluexpo fuarı Ankiros Fuarcılık, yine metalurji sektörüne yakın bir fuar daha organize ediyor. Bu fuar Aluexpo. Alüminyum sektörüne yönelik iki yılda bir yapılan fuarın ilki 2009 yılında gerçekleşmişti. İbrahim Anıl’a, alüminyum sektörünün ilk yılda sahiplendiği Aluexpo’yu soruyoruz. Yaklaşık dört yıl bu proje üzerinde çalıştıklarını ve 2009’da yaptıkları ilk fuarla bu projelerini hayata geçirdiklerini belirten İbrahim Anıl, ilk Aluexpo’nun kendilerinin de beklentilerini aşarak çok başarılı olduğunu söylüyor: “Bunun en önemli nedeni, alüminyum sektörü bu etkinliğe çok hazırdı. İlk yıl olmasına rağmen sektör firmaları, çok özel standlarla fuara katıldı. Başarılı bir fuar geçirdik, fuara çok iyi ziyaretçi geldi, umarım böyle de devam eder. Aluexpo ile ilgili Alüminyum sektöründe çok ciddi bilinirlilik var. 2011 fuarıyla ilgili olarak da ciddi taleplerle karşı karşıyayız. İlkini iki holde yapmıştık, bunlara bir hol daha ilave ettik. Satışlara da başladık ve oldukça da iyi gidiyor. Fuarımız 13-16 Ekim 2011 tarihleri arasında yapılacak.”


FUAR

TÜRKCAST FUARI KATILIMCI LİSTESİ FİRMA

STAND

AKDAŞ DÖKÜM AKDÖKÜM AKMETAL METALURJİ ALFA DÖKÜM ANADOLU DÖKÜM AND DÖKÜM ARDEMİR ÇELİK DÖKÜM ARIKAN DÖKÜM MAKİNA ARŞE BASINÇLI DÖKÜM AS ÇELİK DÖKÜM AYDÖKÜM BORAN ÇELİK DÖKÜM BURDÖKSAN DÖKÜM CAN METAL DÖKÜM CANER DÖKÜM CEMAL METAL ALAŞIMLARI ÇEMAS DÖKÜM ÇORUM ÖZMAKİNA DALOĞLU DÖKÜM DEMİREL ÇELİK DÖKÜM

FİRMA

H5-B1 H5-B4 H6-C3 H5-C7 H5-D5 H5-D6 H5-C4 H6-D12 H4-A21 H6-A8 H5-C1 H5-A5 H4-A20 H4-B15 H4-A18/A19 H4-B14A H5-C5 H4 - B14 H5-E3 H4 - A14

STAND

DEMİSAŞ DENİZCİLER DÖKÜMCÜLÜK DMS DENİZLİ DÖKÜM DUDUOĞLU ÇELİK DÖK EKSTRA METAL DÖKÜM ELEKS - ÖDÖKSAN ELİT METALURJİ ENTİL ENDÜSTRİ ERGENEKON ÇELİK ERGİN ERKON DÖKÜM ERTEKNO FORMMET METALURJİ GEDİK DÖKÜM VANA GÖR-AL DÖKÜM GÜR METAL HAS TEKNİK DÖKÜM HEKİMOĞLU DÖKÜM HEYBETLİ METALURJİ İĞREK MAKİNA

H5 - B2 H5-B5 H4 - A13 H4-B11 H5-D4 H5-D2 H4-B10 H5-B3 H5-D3 H5-E6 H5-D7 H5 - D8/A H5-E12 H5-A1 H4-B16 H5-E1 H5-C6 H5-A3 H5-E5 H5-B5/A

FİRMA

STAND

İMPRO METAL METALURJİ KIZILIRMAK DÖKÜM KÖRFEZ DÖKÜM MAKİM MAKİNA MEDAŞ ONAY METAL ORTAL DÖKÜM ÖZFER DÖKÜM ÖZGÜMÜŞ DÖKÜM ÖZGÜVEN DÖKÜM POLY METAL SER DÖKÜM TRAKYA DÖKÜM TUĞÇELİK UNİMETAL ÜMİT DÖKÜM ÜNLÜ DÖKÜM YAZKAN MÜHENDİSLİK YEŞİLYURT DÖKÜM YÜZKA MAKİNA

H4-A15 H5-E7 H5-D1 H4-A16 H5-A7 H5-E4 H5-E8 H4-B12 H5-D8 H5-E2 H5-A6 H5-E10 H5-C2 H5-C3 H6-C15 H5-A4 H5-B7 H5-A2 H4-A11 H5-B6

TÜRKCAST FUARI YERLEŞİM PLANI HALL 5 SER DÖKÜM

ADO

ÇORUM TEKNİK DÖKÜM

E9

E10

HALL 6 ORTAL DÖKÜM

KIZILIRMAK DÖKÜM

E8

HEYBETLİ

ERGİN

E6 MODEL

E7

E5

E4

ONAY METAL

E3

DALOĞLU

C18

D5

D4

FORMMET METALURJİ

KÖRFEZ

D1

GÜR METAL

ALFA DÖKÜM

TURKCAST

C6

C7

ARDEMİR

HASTEKNİK DÖKÜM

C5

TRAKYA DÖKÜM

C4

C17

E2

D2

D3

WC

CAFE

C15

E1

AY DÖKÜM

UNİMETAL HASSAS DÖKÜM

D6

D7

EKSTRA METAL

ODOKSAN

D8

ERGENEKON

E12

ANADOLU DÖKÜM

CARGO ENTRY YÜK GİRİŞİ

ÖZGÜMÜŞ

ERKON DÖKÜM

D8/A

AND DÖKÜM

ERTEKNO

ÖZGÜVEN DÖKÜM

E11

TUĞÇELİK

ÇEMAŞ

C2

C3

C1

TURKCAST

B4

B3

B2

MEDAŞ

A5

A6

ÜMİT DÖKÜM

BORAN ÇELİK

B20

B19

B18

CAN METAL DÖKÜM

B16

B17

B15

A26

A25

A24

A23 A19 A18

A22 A21 A17/A

A17

TO/FROM HALL 3

A27

ARŞE PRES DÖKÜM

B14

BURDÖKSAN

DÖKÜM A20 A16 A15/AA19

MAKİM A18

A8

ELİT METALURJİ

DUDUOĞLU ÇELİK DÖKÜM

B10

B11

TURKCAST

CANER DÖKÜM A15

ASÇELİK

A1/A

TURKCAST

TURKCAST İZMİR DO

ÇORUM TEK.AJANS ÖZFER CEMAL MAKİNA MIK DÖKÜM METAL B12 B13 B14/A

YAZKAN

A2

TO/FROM

B21

A3

HALL 3

B22

HEKİMOĞLU

A4

GÖRAL DÖKÜM

A28

B1

A1

POLY METAL

A7

B23

AKDAŞ

TÜDOKSAD

B5/A

B6

ENTİL

GEDİK DÖKÜM

B5

İĞREK MAK.

DEMİSAŞ

B7

AK DÖKÜM

YÜZKA

ÜNLÜ DÖKÜM

DENİZ CİLER

CARGO ENTRY YÜK GİRİŞİ

TURKCAST

A16

A13

A12

İMPRO METALURJİ

A15 A11

A10/A

DEMİREL DENİZLİ ÇELİK DÖKÜM

A14 A10

DÖKÜM A13

F. PLA NET A12A7

YEŞİLYURT DÖKÜM A11

HALL 4

TÜRKCAST

39


FUAR

ANKİROS - ANNOFER -TÜRKCAST KATILIMCI LİSTESİ FİRMA

40

STAND

FİRMA

STAND

FİRMA

STAND

3B DİZAYN

H2-A18

BLS MÜHENDİSLİK

H6-C12

ELİMKO ELEKTRONİK

H3-A6

3Y SANAYİ MAMÜLLERİ

H3-A2

BM MAKİNA

H3-A4

ELİT METALURJİ

H4-B10

5M ELEKTROMEKANİK

H2-D5

BORAN ÇELİK DÖKÜM

H5-A5

EMRE ISI MAKİNA

H2-A9

ACAR TEKNOLOJİK SİS.

H2 - D7/A

BULUT MAKİNA

H3-E17

ENCOTHERM

H2-E11

ADA METAL

H3-A9

BURDÖKSAN

H4-A20

ENDÜMAK

H2-C9

ADENCON

H3-A5

CAN METAL DÖKÜM

H4-B15

ENDÜSTRİ TEKNİK

H6 - C4A

AJAY SYSCON PVT

H3-C11/A

CANER DÖKÜM

H4-A18

ENTİL ENDÜSTRİ

H5-B3

AK MAKİNA

H2-A1

CEMAL METAL ALAŞIMLARI

H4-B14A

EPSİLON-NDT ENDÜSTRİYEL

H6-A7

AKDAŞ DÖKÜM

H5-B1

CHODAN SAZAN CO.

H6-C8/D

ERA METALURJİ

H6-C14

AKDERE MAKİNE

H4-A10

CIMM GROUP CO.

H1 - B6

ERGENEKON

H5-D3

AKDÖKÜM SANAYİ

H5-B4

CİHAN METAL DÖKÜM

H3 - E16

ERGİN MAKİNA

H5-E6

AKM METALURJİ

H2-D3

CKS KABLO TAŞIYICI SİSTEMLERİ

H3-C10

ERKON DÖKÜM

H5-D7

AKMETAL METALURJİ

H6-C3

CLOSTER INDUSTRIES

H2-B2A

ERTEKNO

H5 - D8/A

ALFA DÖKÜM

H5-C7

CNK ELEKTRONİK

H6 - C2A

ETS ENDÜSTRİYEL TEKNİK

H2-E18

ALİSAN

H3-A1

COPROMEC SRL

H3-C10/B

EXPERT MÜMESSİLLİK

H2-D2

ALP MÜHENDİSLİK

H2-A19

CTS MAKİNA

H6-D2

FARAVARDEH FOOLADI CO.

H2-A15

ALPLER TRAKTÖR

H6-C14/C

CVS MAKİNA

H2-B1

FERCO ÇELİK

H3 - C1

ALS

H2-D11

ÇANBENSAN

H2-B10

FERROREFRAKTER

H2-A13 H2-D4

ALŞA

H2-A3

ÇELİK GRANÜL

H2-C6

FESA

ALTINGÖZ

H3-A16

ÇELİKTAŞ

H6-C13

FETAS METALURJİ

H3-C9

ALYORK ENG. & CONSULTING

H3-A8

ÇEMAS DÖKÜM

H5-C5

FİGABARA ELEKTRİK

H2-A7

AMCOL MİNERAL MADENCİLİK

H6-A4

ÇMS ÇETİN DÖKÜM

H2-B5

FORM ATILIM

H2-E2 H5-E12

ANADOLU DÖKÜM

H5-D5

ÇORUM ÖZMAKİNA

H4 - B14

FORMMET METALURJİ

ANADOLU MÜHENDİSLİK

H3-A18

ÇORUM TEKNİK

H5-E9

FOSECO

H3-B5

AND DÖKÜM

H5-D6

ÇUKUROVA ISI SİSTEMLERİ

H3-C1/A

FOUNDRY ASSOCIATION OF UKRAINE

H6-C1/B

ANGELICH INT’L GROUP

H4-A4

ÇUKUROVA KİMYA

H3-C5

FTL FOUNDRY EQUIPMENT

H3-C2 H6 - B4

AN-KA ANALİZ

H2-E3

DALOĞLU DÖKÜM

H5-E3

FUNDIGEX

ANKA TEKNİK

H2-E17

DEMİREL ÇELİK DÖKÜM

H4 - A14

FUNKE TÜRKİYE-MDT MÜHENDİSLİK

H2-E13

ARDEMİR

H5-C4

DEMİSAŞ

H5 - B2

G.E.S. GÜNDOĞDU DÖKÜM

H3-A12

ARIKAN DÖKÜM

H6-D12

DENİZCİLER DÖKÜMCÜLÜK

H5-B5

GAUSS MAGNETI SRL

H6-B1/D H5-A1

ARKUN METALURJİ

H6-B2

DİZAYN KALİTE MÜHENDİSLİK

H6-D5

GEDİK DÖKÜM VANA

ARŞE BASINÇLI DÖKÜM

H4-A21

DMS DENİZLİ DÖKÜM

H4 - A13

GENERAL MAKİNA

H2-E21

AS ÇELİK DÖKÜM

H6-A8

DOĞUŞ DÖKÜM MALZEMELERİ

H2-D7

GERD WOLFF MAKİNA

H3-A15

ASMAS

H3-C6

DOLUNAY TEKNİK

H3-A14

GERMAKSAN

H4-A6 H3-C11

ATEN AŞINDIRICI TAŞLAR

H6-C14/A

DONALDSON FILTRATION

H1-B2

GLOBAL PARTNER MÜH.

ATM ATILIM TEKNİK

H2-D12

DÖKÜM MAKİNA

H2-E10

GÖR-AL DÖKÜM

H4-B16

AVEKS

H2-C4

DTS TEKNOLOJİ

H6-D3

GSA MÜHENDİSLİK

H3-D6 -E11

AVRUPA SERBEST BÖLGESİ

H6-D9

DUDUOĞLU ÇELİK DÖKÜM

H4-B11

GÜR METAL

H5-E1 H3-D3/D4/E9

AYDINLAR REFRAKTER

H3-B9

DURER

H3-D1

HANNOVER-MESSE INTERNATIONAL

AYDÖKÜM

H5-C1

DÜZGÜN MAKİNA

H1-A2

HAS TEKNİK DÖKÜM

H5-C6

BASF TÜRK KİMYA

H3 - E10D

EGES

H3-B1

HASMAK

H3 - E10B

BEIJING FANGDA CARBON

H6-D8

EGT ENDÜSTRİ

H3-D8

HAZNEDAR REFRAKTER

H3-D1 H5-A3

BEMAKTHERM MÜHENDİSLİK

H4-B9

EKSAŞ

H6-C7

HEKİMOĞLU DÖKÜM

BERDAN CIVATA

H4-A8

EKSTRA METAL DÖKÜM

H5-D4

HERAEUS ELECTRO-NITE

H3-D5

BES MÜHENDİSLİK

H2-E8

ELEKS DIŞ TİC.

H5-D2

HEYBETLİ METALURJİ

H5-E5

BİLGİNOĞLU

H2-C5

ELFATEK ELEKTRONİK

H2-A2A

HİTİT METALURJİ

H2-C5/A

Temmuz - Ağustos - Eylül / 2010


FUAR

ANKİROS - ANNOFER -TÜRKCAST KATILIMCI LİSTESİ FİRMA

STAND

FİRMA

STAND

FİRMA

STAND

HTT YÜKSEK ISI İZOLASYON

H3-C12

META-FOR

H3-B11

SELEN KİMYA

H2-E4

HUZUR MAKİNA

H2-C10

METAL PRES

H2-C7

SER DÖKÜM

H5-E10

IMERYS FOUNDRY MINERALS

H6-B1/C

METALFORM

H3 - E3

SET MÜHENDİSLİK

H2-E15

INDUCTOTHERM

H2-D1

META-MAK METALURJİ

H2-C3

SHANDONG HUIMIN SCIENCE

H6-C17

INTEKNO

H3-C4

METKO-HUTTENES ALBERTUS

H3-B3

SIDERKEM CO

H2-E12

IRAN ALLOY STEEL CO.

H6-C8/F

METKON

H6-A5

SİM TEKNİK

H3-E10C

IRAN ZOB COMPANY

H6 - C8E

METRONİK ÖLÇÜ

H3-A15A

SİSTEM TEKNİK

H3-D2

ISERTECH

H4-B6

MİKRO SİSTEM

H3-A12A

SKC KARBON

H2-A8

ISI FORM

H3-B8

MODEL FORM

H3-E15

SONGÜLLER METAL

H2-B8

ITOCHU EUROPE PLC

H6-D11

NIZI INTERNATIONAL S.A.

H6 - C16

SÖRMAS

H3-B4

İÇDAŞ

H3-E1

NİKRON

H4-A5

SRI VIVEGHA ENGINEERING

H4 - A7

İĞREK MAKİNA

H5-B5/A

NİMET MADEN

H2-E5

STAR TEKNİK

H2-E9

İMPRO METAL

H4-A15

NUROL TEKNOLOJİ

H3-D7

STEAD FAST ENGINEERS

H6-C12/A

İNCEKARA

H3-A11

ONAY METAL

H5-E4

SÜPERATEŞ

H3-B2

İNDEMAK İNDÜKSİYON

H2-B9

ONURMAK

H3-E18

ŞAHİN BALANS

H2-E16

İŞ YATIRIM MENKUL DEĞERLER

H2 - B2

ORTAL DÖKÜM

H5-E8

TEKNİK ATEŞ

H2-E19

İTALYAN TİCARET MERKEZİ

H6 - B1

OSTİM

H6-C4

TEKNOMETALURJİ

H2-E7

İZOREF ENDÜSTRİYEL ÜRÜNLER

H2-A12

ÖKTEN TEMSİLCİLİK

H6-A2

TEKNOTHERM

H2-D6

JAMES DURRANS & SONS

H3 - E10E

ÖZFER DÖKÜM

H4-B12

TERMO MAKİNA

H2-B12

JS CHEMICAL

H6-D4

ÖZGÜMÜŞ DÖKÜM

H5-D8

TMS ENDÜSTRİYEL SOĞUTMA

H2-E1

KADIOĞLU MADENCİLİK

H2-B11

ÖZGÜVEN DÖKÜM

H5-E2

TOKAI CARBON

H2-E14

KALEPORSELEN

H2-B4

ÖZMAK MAKİNA

H3-B10

TOSÇELİK GRANÜL

H3-C7

KAPTAN PLASTİK KALIP

H4-A3/A

PETROFER

H3-E7

TRAKYA DÖKÜM

H5-C2

KARASU METAL

H2-A2

PİRAMİT MAKİNA

H2-A17

TUĞÇELİK

H5-C3

KARBOSAN

H6-C11

PIROMET

H2-C2

TURHAN ISIL IŞLEM

H6-D10

KARFO END.

H2-A14

POLY METAL

H5-A6

UÇAK METAL

H2-B6

KARL STORZ ENDOSKOPE

H6-D7

POMETON

H3 - C1/B

UNİMETAL

H6-C15

KATSİMTAŞ MÜHENDİSLİK

H2-A16

POSLU MAKİNA

H2-D9

UNİCOM

H6-A6/C2

KIZILIRMAK DÖKÜM

H5-E7

PROTEK MAKİNA

H6 - B1/A

UNİKON

H3-A10

KİLTAŞ

H2-B7

PTC METALURJİ

H6-C2/B

ÜMİT DÖKÜM

H5-A4

KONYA SELÇUKLU KROM

H3-A3

R.T.I MÜHENDİSLİK

H6 - C12B

ÜNAL MODEL MAKİNA

H4-B4

KORTEK END.

H2-A10

RAMON SCIENCE&TEC.

H4-B5

ÜNLÜ DÖKÜM

H5-B7

KÖRFEZ DÖKÜM

H5-D1

RAZI METALLURGICAL

H4 - A7A

VESUVIUS TK REFRAKTER

H3-B5

KUMSAN

H6-A3

REFSAN REFRAKTER

H3-A7

VİG MAKİNA

H3-B7

KUTLU MÜMESSİLLİK

H6-A1

REPAMET

H3-E14

VİBROMAK

H6-C4B

KÜMAŞ

H2-D8

RIO TINTO ALCAN SPECIALTY

H2-E6

VOITH TURBO

H3-E2

LAEMPE&MOESSNER

H6-C1

ROLMET DIŞ TİC.

H3-A17

YAZKAN MÜHENDİSLİK

H5-A2

LMA MOTİF

H3-C3

ROLMET MAKİNA

H3-B6

YEŞİLYURT DÖKÜM

H4-A11

LYS METAL

H6-C10

RUSSIAN ASS. OF FOUNDRYMEN H6-C1/B

YILDIZ ANALİZ

H2-A5

MAK ELEK. MALZ.

H3-B12

SAĞLAM METAL

H6 - C1/A

YILKAN

H6-C9

MAKİM MAKİNA

H4-A16

SAMA SRL

H6 - B3

YUXEL

H2-C8

MARMARA METAL

H2-C1

SANDVIK

H2-A11

YÜZEY KORUMA SİSTEMLERİ

H2-D10

MATES

H6-D13

SANTAM ENG. DESIGN CO.

H6 - C8/A

YÜZKA MAKİNA

H5-B6

MEDAŞ

H5-A7

SB INDUSTRIAL MINERALS

H4-B7

ZANJAN ZINC KHALESSAZAN

H6 - C8B/C

MEGA DANIŞMANLIK

H3-C8

SCHICK TECHNIK GMBH

H2-A4

ZELEZNIK AD(SHC) - DEMİRHİSAR

H6-C14/B

MEGATHERM ELECTRONICS

H3-C11/B

SELEE CORPORATION

H3-A6A

ZPF-THERM MASCHINENBAU

H3-E10A

TÜRKCAST

41


FUAR

GIFA 2011 fuarında ecoMetals vurgusu Uluslararası fuar dörtlüsü Gifa, Metec, Thermprocess ve Newcast, Haziran 2011’de Düsseldorf’da kapılarını açıyor. Döküm teknolojisi, metalürji, ısıl işlem tekniği ve döküm ürünleri konuları “The Bright World of Metals” sloganı ile yine dünya kamuoyunun merkezindeki yerini alıyor.

42

Temmuz - Ağustos - Eylül / 2010


FUAR

“ecoMetals – Efficient Process Solutions” GIFA, METEC, THERMPROCESS ve NEWCAST 2011’in ağırlıklı konusunu oluşturuyor

U

luslararası Teknoloji Fuarları GIFAUluslararası Döküm Sanayi İhtisas Fuarı, METEC - Uluslararası Metalürji İhtisas Fuarı, THERMPROCESS - Uluslararası Isıl İşlem Tekniği İhtisas Fuarı ve NEWCAST - Uluslararası Döküm Ürünleri İhtisas Fuarı 28 Haziran – 2 Temmuz 2011 tarihleri arasında Düsseldorf’da yapılıyor. 4 yılda bir gerçekleşen, dünyanın dört bir yanından katılımcı ve ziyaretçilere ev sahipliği yapan bu fuar dörtlüsüne, sayısız seminerler, uluslararası kongreler ve tebliğlerle üst düzeyde bir çerçeve programı eşlik ediyor. Döküm sanayii ile ilgili tüm süreçleri içeren Gifa’da, döküm ve eritme tesisleri, döküm makineleri, teknik donanım, çeşitli uygulamalar ve ürünlerin yanısıra sektördeki tüm gelişmeleri yakından izlenebiliyor. Metec, uluslararası alanda haddehane tekniğini konu alan tek ihtisas fuarı konumunda. Bu fuarda hammadde üretimi, ham demir elde edilmesi ve redüksiyon yöntemi, çelik ve demirdışı metallerin elde edilmesi, çelik ve demir dışı metallere şekil verilmesi konusunda tüm tesisler ve donanım; sıcak haddehanelerle ilgili tesisler, çevre koruma, atık tahliye ve gaz arıtımı ile ilgili tesisler; ölçü, ayar ve analiz teknikleri ve haddehanelerle ilgili diğer donanımın yanısıra sektördeki tüm gelişmeler görülebiliyor. Thermprocess, sanayi fırınları ve ısıl işlem tesisleri; sanayi fırınları ve ısıl işlem tesisleri ile ilgili her türlü yapı elemanı, donanım ve yardımcı ekipman, ateşe dayanıklı fırın yapı malzemeleri, ölçü, ayar ve kontrol teknikleri ile çevre koru-

ma ve atık tahliye tesisleri yer alıyor. İlki 2003 yılında yapılan Newcast ise, her türlü döküm ürününün sergilendiği fuar konumunda. 2011 yılında yapılacak bu dört fuar, enerjinin ve kaynakların verimli kullanılması konusuna odaklanıyor. Messe Düsseldorf bu amaçla, “ecoMetals – Efficient Process Solutions” ile enerji ve kaynak verimliliği alanında yeni bir çığır açacak buluşları ön plana çıkartmayı hedef alan bir kampanya başlattı. Bu kampanya, fuar öncesinde ve fuar sırasında çeşitli pazarlama etkinlikleriyle desteklenecek. İlgili katılımcı firmaların stand alınlıklarında “ecoMetals” ibaresinin yer alması, her bir fuarın internet sitesinde bu konuya özel bir yer ayrılması, broşürler ve cep rehberi bu etkinliklerden sadece bir kaçı. “ecoMetals – Efficient Process Solutions” kampanyasında Gifa, Metec, Thermprocess ve Newcast fuarlarının bütün katılımcıları yer alabiliyor. Ancak katılmak isteyen firmalardan beklenen; bu konuda bir yenilik geliştirmiş olmaları ve bu yeniliklerini 2011 fuarda sergilemeleri. Kampanya katılımı ile ilgili formlar tüm fuar katılımcılarına ulaştırılıyor. Ayrıca bunlar www.gmtn.de sitesinden de indirilebiliyor. En son 2007 yılında düzenlenen Gifa, Metec, Thermprocess ve Newcast fuarlarına 34 ülkeden 1.700 firma katılırken, 84 ülkeden 72 bin uluslararası ziyaretçi geldi. Fuarlar toplam net 68 bin metrekare büyüklüğünde bir alanda yapıldı. 2011 yılı için de yine aynı derecede yüksek bir katılım bekleniyor.

FUARLARIN TÜRKİYE TEMSİLCİSİ

G

ifa, Metec, Thermprocess ve Newcast fuarlarının stand satışlarını Messe Düsseldorf Türkiye Temsilcisi Tezulaş Fuar ve Danışmanlık firması yapıyor. Fuar satışlarıyla ilgili ayrıntılı bilgiler www.tezulas-fuar.com adresinden sağlanabiliyor. Başvurularını tamamlamış olan firmaların fuar alanına yerleşimi ise, 31 Ağustos 2010 tarihi itibariyle başlamış bulunuyor.

TÜRKCAST

43


KONGRE

IMMC 2010’a 302 bildiri sunulacak TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen 15. Uluslararası Metalurji ve Malzeme Kongresi, 11-13 Kasım 2010 tarihleri arasında İstanbul Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde Ankiros/Annofer/Türkcast ve 5.Ankiros Döküm Kongresi ile birlikte eşzamanlı yapılıyor.

44

Temmuz - Ağustos - Eylül / 2010


KONGRE

M

etalurji alanında 1975 yılından bu yana sürekli gelişerek tüm sektörü kucaklayan ve bu alanda ülkemizde yapılan en kapsamlı etkinlik olarak gösterilen Uluslararası Metalurji ve Malzeme Kongresi, metalurji mesleğiyle ilgili dünyadaki bilimsel, teknolojik, ticari gelişmelerin; araştırma sonuçlarının; yeni ürünlerin ve tasarımların paylaşımı için bir platform sağlıyor. Bu yıl da büyük ilgi gösterilen kongrenin teknik oturumlarında, uzmanlar tarafından sunulan çağrılı bildirilere de yer veriliyor. 15.si düzenlenecek olan kongreye, yurt dışından 33 ülkeden 129, yurt içinden 168 ve davetli olarak 5 bildiri olmak üzere toplam 302 adet bildiri sunuluyor. Kısa adı IMMC 2010 olan 15. Uluslararası Metalurji ve Malzeme Kongresi’ne; Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Arjantin, Avustralya, Brezilya, Bulgaristan, Cezayir, Çin, Fransa, Güney Afrika, Güney Kore, Hırvatistan, Hindistan, Hollanda, İran, İspanya, İsviçre, Japonya, Kanada, Kosova, Macaristan, Malezya, Mısır, Norveç, Pakistan, Polonya, Romanya, Rusya, Sırbistan, Slovakya, Ukrayna’dan bildiriler gelmiş bulunuyor. Kongreye; Pedro Dolabella, (The Federation of European Materials Societies, Germany), Meyya Meyyappan, (NASA Ames Research Center, ABD), Mitsuo Niinomi, (Tohoku University, Japonya), George E. Totten, (Texas A&M University, ABD), Peter Hodgson, (Deakin University, Avustralya) ve Manish Chhowalla, (Rutgers University, ABD) çağrılı bildiri sunarak katılıyorlar. 15. Uluslararası Metalurji ve Malzeme Kongresi’nde biyo-malzemeler, demir çelik metalurjisi, demir dışı metaller metalurjisi, döküm, geri kazanım ve metalurjide çevre koruyucu önlemler, ısıl işlem, kaynak metalurjisi, kompozit malzemeler, malzeme karakterizasyonu, metalik malzemeler, nano-malzemeler, seramik malzemeler, cam, refrakter malzemeler, toz metalurjisi, yüzey işlemler konu başlıklarında toplam 25 oturum gerçekleştiriliyor.

15.si düzenlenecek olan kongreye, yurt dışından 33 ülkeden 129, yurt içinden 168 ve davetli olarak 5 bildiri olmak üzere 302 adet bildiri sunuluyor

15. ULUSLARARASI METALURJİ VE MALZEME KONGRESİ PROGRAMI 11 Kasım 2010 Perşembe SAAT

1. SALON

2. SALON

13.30 - 14.45

Açılış Oturumu

15.00 - 16.15

Nano Malzemeler

Kompozit Malzemeler

16.30 - 17.45

Nano Malzemeler

Kompozit Malzemeler

12 Kasım 2010 Cuma SAAT

1. SALON

2. SALON

3. SALON

Malzeme Metalik 10.00 - 11.00 Karakterizasyonu Malzemeler

11.15 - 12.30

Malzeme Metalik Karakterizasyonu Malzemeler

13.30 - 14.45

Biyo Malzemeler

Metalik Malzemeler

Toz 15.00 - 16.15 Metalurjisi

Demir Dışı

Metalik Malzemeler

Kaynak 16.30 - 17.45 Metalurjisi

Geri Kazanım

Metalik Malzemeler

13 Kasım 2010 Cumartesi SAAT

1. SALON

2. SALON

10.00 - 11.00

Demir Çelik

Döküm

11.15 - 12.30

Demir Çelik

Döküm

13.30 - 14.45

Isıl İşlem

Seramik Malzemeler

15.00 - 16.15

Yüzey İşlemleri

Seramik Malzemeler

16.30 - 17.45

Yüzey İşlemleri

Seramik Malzemeler

18.00 - 18.30

Kapanış Oturumu

TÜRKCAST

45


CAEF

Malzeme fiyatı farkları (surcharge) (Hammadde fiyat farkları ayar gecikmelerinin satış/kar oranına etkisi) Dr. Nobert Wichtmann Alman Döküm Sanayi Birliği – İş İdaresi Bölüm Başkanı

U

zun vadeli tedarik anlaşmalarında, belli bir dönem için sabit fiyat anlaşması yapmak yaygın bir uygulama. Belli maliyetlerdeki değişikliklerin belirli limitler içerisinde kaldıkları durumlarda ve daha da önemlisi yönetilebilir bir durum mevcut olduğunda, tüm taraflar bu tür anlaşmaların faydalarından yararlanırlar. Satın almacılar kendi imalatlarının maliyetlerini güvenli bir şekilde hesaplayabilirken, satıcılar da zaman içindeki satış miktarları ve cirolarını güvenli bir şekilde planlayabilirler. Böylelikle her iki taraf için de, kar ve zarar hesaplamalarında bir temel oluşur. Başlıca ürün maliyetlerindeki ve aynı şekilde belirli maliyet tiplerindeki değişikliklerin yönetilebilmesi için; - fiyat değişikliklerinin düşük olması ve/veya - değişikliklerin üretim maliyeti içerisindeki ağırlığının düşük olması gerekiyor. Bunun tersini düşünürsek, eğer bir kalemin üretim maliyeti içerisindeki ağırlığı ve/veya fiyatındaki değişme oranı büyük ise, çözülmesi gereken problem ortaya çıkıyor. Döküm sektörümüzde de kritik maliyet kalemleri içerisinde; - işçilik ücreti giderleri; üretim tipine bağlı olmakla birlikte genellikle üretim maliyeti içerisinde yüzde 4050 civarında bir ağırlık teşkil ediyor. - hammadde; ortalama olarak yüzde 20’nin üzerinde bir ağırlığı var. İşçilik ücretleri giderlerinde toplu sözleşmeler hiç olmazsa ilerideki dönemin ücret giderlerinin planlanmasına imkan veriyorken, örneğin, 1 Nisan 2011’deki ödeneceği öngörülen yüzde 2,7’lik bir artış, Şubat 2010 gibi erken bir tarihte biliniyor (Almanya için). Hammadde fiyatlarında ise bu küçük avantaj bile bulunmamakta. Hammadde fiyatları küresel pazarın kuralları tarafından kontrol ediliyor. Üstelik arz ve talep de esnek değil. Sonuç olarak, fiyatlar hem geniş aralıklarda hem de kısa dönemlerde dalgalanmakta. Ayrıca metallerin uzun zaman depolanabilmesi spekülasyonlara da açık olmasına ve fiyatların zaten yükselmekte olduğu dönemlerde metalik hammaddeleri daha da pa-

46

Temmuz - Ağustos - Eylül / 2010


CAEF

halı hale gelmesine sebep olmakta. Bu durumun dökümhanelere yıkıcı etkileri olmakta. Eğer hammadde maliyetlerinin üretim maliyetinin yüzde 25’i olduğunu varsayarsak, örneğin hammadde maliyetleri yüzde 10 arttığında, bu da yüzde 2,5 artmış olacak. Ancak normal bir kapasite kullanımında, bu oran tam da endüstrimizdeki ortalama kar payına karşılık geliyor! Diğer bir deyişle: Eğer bir dökümhane müşterisiyle sabit bir fiyatta anlaşma yaptıysa ve eğer hammadde fiyatları da müşterisinin siparişinden üretim hammaddesini satın aldığı zaman dilimi arasında yüzde 10 arttıysa, bu küçük karlılığı da bir ‘sıfır yekun’ oyununa dönüşecek. Eğer hammadde maliyetleri üretim maliyetinin yüzde 25’inden daha büyük olursa, durum daha da kötüdür: Hammadde maliyet oranının üretim maliyetinin yüzde 40’ı olduğu düşük fiyatlı, çok fazla miktarda üretilen parçalarda (pik döküm), hammadde fiyatlarındaki yüzde 10’luk bir yükseliş, zaten küçük olan karlılığı zarara dönüştürüyor. Bu günlerde düşünülmesi gereken diğer bir bir konu da mutlak figürlerdeki değişimlerin boyutudur. Bir zamanlar çelik hurdası 100 Euro/ton idi. (2000 yılında pik 100 USD/ton) O zamanlar yüzde 10’luk bir fiyat artış durumunda, ton başına 10 Euro daha öden-

12.2009

01.2010

kaçınılmaz olarak zarar etmeye başlayacaklardır. Yüzde 10’luk fiyat artışı hiç de hayal ürünü olmadığı gibi hatta gerçekten çok düşük ve bunu hurda fiyatlarının geçmiş birkaç ayda nasıl geliştiğine bakarak açıkça görebiliyoruz. Aşağıdaki tablo geçtiğimiz aylardaki değişim oranını göstermekte: (Almanya) Bu yazılanları önemli kılan diğer bir neden de, malzeme fiyat farklarının genellikle müşterilerle belli bir gecikme ile anlaşılabiliyor olması. Diğer bir deyişle: Hammadde fiyatları ilk önce artıyor, fiyat etiketi ise bunu sonradan takip ediyor. Hammadde fiyatlarının sürekli arttığı zamanlarda, bunun sonucunda kar marjı daima baskı altında olmakta. Hammadde fiyatlarının yüzde 10’dan fazla arttığı durumda da, kazanç da zarara dönüşmekte. Hammadde fiyatlarının sektörümüzdeki önemi nedeniyle, yapabileceğimiz sonuç değerlendirmesi şöyle: Hammadde fiyatlarının aşırı fırladığı kontrolsüz dönemlerde, hammadde maliyetleri mümkün olan en hızlı bir şekilde müşteriye yansıtılmalıdır. İdealde bunlar gün be gün hesaplanarak üretim hammaddeleri satın alındığı zaman faturalanmalıdır. Bu yöntem zarardan kaçınmak için yegane güvenli yoldur. Günlük bazda faturalama, sektörümüzde henüz yaygın bir uygulama olmadığından, ikinci en iyi çözüm

02.2010 03.2010

%9 %11 %1 mesi gerekiyordu. Şimdi Nisan’2010 itibariyle ise dökümhaneler 345 Euro/ton ve hatta daha fazlasını ödemek zorundalar ve yüzde 10’luk bir artış ton başına en az 34 Euro ilave ödeme anlamına geliyor. İki dönem arasında tüm diğer koşulların aynı kaldığını düşünsek bile, bu bir dökümhanenin karını ton başına 10 Euro değil 34 Euro azaltmakta. Yukarıdaki tabloda yer alan rakamlar yukarıda anlatılan gerçekleri gösteriyor. Hammadde maliyeti olan 450 Euro/ton değeri şu anda sadece basit gri pik döküme uygulanabilecek minimum seviye olarak düşünülmeli. Sfero döküm parçalar için ise hammadde fiyatı birçok durumda büyük olasılıkla 600 Euro/ton seviyelerine kolayca erişebilir. Bu da, sadece mutlak figürlerin değil, aşağıda gri döküm için olan üretim maliyetlerinin çok alçak gönüllü ve muhtemelen Nisan’2010 yılı için çok düşük olması demek. Bu da şu anlama gelir ki, bugüne kadar dökümlerini 1,15 Euro/ kg fiyatından satmak zorunda kalmış dökümhanelerin, eğer hammadde fiyatları artmaya devam ederse,

04.2010

%9 %22

şudur: Zararı en aza indirebilmek için, hammadde maliyetleri düzenli olarak en hızlı bir biçimde hesap edilmeli ve müşteriye yansıtılmalıdır. Gecikme ne kadar uzun olursa, hammadde fiyatlarının yükseldiği dönemlerde, zarar da o kadar büyük olur.

Kaynak: BDG (Bundesverband der Deutschen Giesserei-industrie) Business Administration Series Alman Döküm Sanayi Birliği / İş İdaresi Rapor Serisi

TÜRKCAST

47


HAMMADDE PİYASALARI

TÜDÖKSAD

Hammadde fiyat endeksi (Ağustos)

İ

lk defa Nisan 2008’de uygulanmaya başlanan, ‘Metalik Malzeme Fiyat Farkı Endeksi’ dökümhaneler ve döküm alıcıları arasında doğan sıkıntıları ortadan kaldırarak, Avrupa’da olduğu gibi, değişen hammadde fiyatları konusunda tüm taraflara temel bilgi sağlıyor. TÜDÖKSAD tarafından, üye firmalardan toplanan güncel bilgiler doğrultusunda oluş-

turduğu hammadde fiyat endeksini, tablo ve grafiklerle birlikte dergimizde yayınlanıyor. Ayrıca , TÜDÖKSAD üye firmalarından alınan güncel bilgiler ile hazırlanan tabloya, her ayın ilk haftası www.tudoksad.org.tr web sitesinden ulaşılabilir. Bu sayımızda Ağustos 2010 dönemini kapsayan en güncel verileri aşağıdaki tablo ve grafiklerde veriyoruz.

Hammadde fiyatları TL / Ton Dönem

Hurda (1) Ort

2004 Ortalama 2005 Ortalama 2006 Ortalama 2006 Aralık 2007 Ocak 2007 Ortalama 2007 Aralık 2008 Ocak 2008 Ortalama 2008 Aralık 2009 Ocak 2009 Şubat 2009 Mart 2009 Nisan 2009 Mayıs 2009 Haziran 2009 Temmuz 2009 Ağustos 2009 Eylül 2009 Ekim 2009 Kasım 2009 Aralık 2010 Ocak 2010 Şubat 2010 Mart 2010 Nisan 2010 Mayıs 2010 Haziran 2010 Temmuz 2010 Ağustos

48

373 407 453 471 487 487 492 612 460 497 491 470 465 468 457 517 553 542 519 515 524 545 593 672 731 671 624 633 687

SferoPiki (2)

Max

Ort

490 495 560 510 526 910 510 543 525 519 470 590 510 600 639 610 577 590 550 565 640 747 765 745 710 718 710

472 515 541 558 589 622 671 978 960 880 869 810 696 645 604 633 734 656 660 587 607 700 680 857 1048 856 827 831 897

Temmuz - Ağustos - Eylül / 2010

Max

650 652 717 717 757 1605 1605 1340 1350 1070 900 850 831 745 780 750 780 690 680 780 750 1040 1225 925 843 865 935

Hemtit Pik (3)

Çelik Piki (4)

Ort

Max

Ort

620 628 641 614 705 1416 1010 992 756 710 670 700 635 640 770 725 660 620 660 725 740 950 1180 925 850 864 860

471 428 462 479 494 521 507 596 859 765 678 664 568 543 504 505 540 568 567 546 513 572 675 663 823 914 838 766 779 812

558 571 594 584 659 982 975 822 723 657 655 610 569 640 687 659 659 585 617 692 717 851 1047 874 845 824 843

Max

541 550 592 530 623 1227 840 840 707 650 600 563 537 563 600 605 600 560 656 747 665 900 1150 950 795 824 830

Sfero Pik Çelik Döküm Döküm Döküm (7) (8) (9) 423 461 497 515 535 555 582 795 710 689 680 640 581 557 531 575 644 599 590 551 566 623 637 765 890 764 726 732 792

486 502 515 516 560 766 665 624 592 541 532 513 497 554 590 578 558 532 559 614 642 755 856 764 715 717 757

373 407 453 471 483 487 492 612 460 497 491 470 465 468 457 517 553 542 519 515 524 545 593 672 731 671 624 633 687


HAMMADDE PİYASALARI

Hurda Fiyatı (1) Çolakoğlu Metalurji A kalite fiyatı ve Türkiye genelindeki dökümhanelerce satın alınan paketli veya dökme, kaplamasız, DKP sac hurdalarının maliyet fiyatlarının günlük hesap edilmiş, ağırlıklı aylık ortalaması Sfero Piki (2) İthal kaynaklardan temin edilen Sfero pikinin güncel fiyatlar ve bağlanan sözleşmeler ile dökümhanelere maliyet fiyatlarının ortalaması Hematit Piki (3) İsdemir, Kardemir ve İthal kaynaklı pikin güncel fiyatlar ile dökümhanelere maliyet fiyatlarının ortalaması

Çelik Piki (4) İsdemir, Kardemir ve ithal kaynaklı pikin güncel fiyatlar ile dökümhanelere maliyet fiyatlarının ortalaması Sfero Döküm Hammadde Maliyeti (7) Ortalama yüzde 50 sfero piki ile yüzde 50 hurda ile hesaplanan malzeme maliyeti Pik Döküm Hammadde Maliyeti (8) Ortalama yüzde 50 hurda ile yüzde 25 hematit ve yüzde 25 çelik piki ile hesaplanan malzeme maliyeti Çelik Döküm Hammadde Maliyeti (9) Yüzde 100 hurda ile hesaplanan malzeme maliyeti

Çolakoğlu Metalurji A.Ş. tarafından belirlenen metalik hurda piyasası fiyat değişimleri Çolakoğlu Hurda Fiyatları TL/Kg Aylık Ortalama - A Kalite

Çolakoğlu Hurda Fiyatları Değişimi Aylık %

CAEF Avrupa Metalik Malzeme Fiyat Endeksi

TÜRKCAST

49


HAMMADDE PİYASALARI

EUROFER Avrupa Hurda Endeksi New Arisings Index (2001= 100) calculated on the basis of the average price in € for the France, Germany, Italy, Spain, UK. Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Average Index

1999 76 74 76 75 76 80 79 79 78 78 79 82 78

2000 96 96 97 98 99 101 96 95 100 103 103 105 99

2001 103 99 98 100 103 103 102 100 101 100 95 96 100

2002 99 99 107 108 110 114 114 114 112 113 116 121 111

2003 130 135 139 137 125 110 113 123 139 138 138 148 131

2004 163 178 205 203 190 167 202 247 259 275 273 254 218

2005 251 252 231 213 178 150 172 194 214 181 186 183 200

2006 182 187 200 211 214 227 229 218 212 220 218 213 211

2007 221 232 247 247 237 238 239 231 230 228 223 224 233

2008 259 264 269 343 428 439 445 398 302 238 182 228 316

2009 227 194 163 166 178 157 173 186 200 179 173 195 183

2010 219 221 255 319 306 289 279 300

268

Avrupa Hurda Fiyatı Endeksi EUROFER (New Arisings - Yeni Hurda) İndeks (2001=100); Fransa, Almanya, Italya, İspanya ve İngiltere ortalama € fiyatları ile hesaplanmaktadır.

Endeks Değişimi

50

Temmuz - Ağustos - Eylül / 2010

TÜRKCAST


Salon2-STAND E7

Metal İmalat Sanayi İçin Global Çözümler DELTA NEU TAŞLAMA TAŞLARI, KESME TAŞLARI, ELMASLAR VE AŞINDIRICI ÜRÜNLER ------------------

TYROLIT Çelikhaneler ve Dökümhanelerde ihtiyaç duyulan her türlü taşlama ve kesme uygulamalar için komple çözümler sunmaktadr. Dökümhanelerin ihtiyaçlarna yönelik olarak; askl, sabit veya taş motorlarnda kullanlabilecek taşlama ve kesme taşlar ve yine dökümhanelerde kullanlmakta olan otomatik döküm taşlama makinalar için özel imalat konvansiyonel ve FOCUR SA elmas taşlama taşlar üretmektedir. Çelikhanelerin ihtiyaçlarna yönelik olarak; scak – soğuk merdane taşlama atölyelerinde ve Aluminyum folyo endüstrisinde kullanlmakta olan merdane taşlama taşlar üretmektedir. Ayrca yine dökümhanlerin ve çelikhanelerin ihtiyaç duyduğu çelik çubuklarn yüksek hzl taşlanmas için puntasz taşlama taşlar, 300 – 1600 mm çaplarnda kesme taşlar, el aletleri için taşlama ve kesme taşlar, metalografik analiz numunelerinin hazrlanmasna yönelik laboratuvar kesme taşlar TYROLIT in üretimleri arasnda yer almaktadr.

CNC OTOMATİK DÖKÜM TAŞLAMA VE KESİM MAKİNALARI ------------------

MAUS 1968 ylnda CARRARO Grup bünyesinde kurulmuş, günümüzde ise metal imalat sektörlerine yönelik otomatik döküm taşlama ve kesme makinalar, dik tornalar ve müşteriye özel makina imalat yapan makina üreticisi bir firmadr. Döküm sektörüne yönelik olarak imal edilen MAUS otomatik döküm taşlama makinalar, dört temel alanda üretim yapabilecek çeşitlilikte üretilmektedir. • Esnek üretim yapan ( Job Foundry ) dökümhanelere yönelik olarak standart SAM serileri makinalar; • Dökme Demir ve Çelik Döküm parçalarn yolluk kesimleri ve taşlamalar için özel makinalar • Otomotiv endüstrisinde orta ve yüksek adetli parça üretimi yapan dökümhanelere yönelik komple taşlama ve temizleme hatl flexible makinalar.

ENDÜSTRİYEL HAVALANDIRMA, TOZ TOPLAMA VE FİLTRASYON SİSTEMLERİ ------------------

Delta Neu her türlü snai ve ticari uygulamalar srasnda atklarn toplanmas ve nakli, toz toplama, havalandrma ve filtrasyon konularnda mühendislik, projelendirme, imalat, montaj ve anahtar teslim tesis kurma hizmetleri veren bir kuruluştur. Ana faaliyet konusu, yeni kurulacak veya mevcut snai ve ticari kuruluşlara dönük ürün tedariki ve bu ürünlerin yenilenen sistemlere anahtar teslimi entegre etme çalşmalarndan oluşmaktadr. Bu sayede aşağda ad geçen tüm hususlarda arzulanan çözümlerin getirilmesi sağlanmaktadr; • Tüm snai prosesler üzerinde kuru veya slak şekilde toz toplama • Pnömatik yolla atklarn uzaklaştrlmas • Genel olarak tüm dumanlar ile pülverize yağ sislerinin (oilmist) filtrasyonu.

• Müşteriye özel Tailor-made çözümler.

Salon2-STAND E7 Görüşmek üzere

Tekno Metalurji Malzeme Makina İç ve Dş Tic. Ltd. Şti. İnönü Cad. 19 Mays Mah. Sümko Sit. A4 Blok Kat:4 D:10 Kozyatağ 34736 İstanbul Tel: 0 216 463 3390 • Faks: 0 216 384 3677 • e-posta: satis@teknometalurji.com


İÇİMİZDEN BİRİ

Meslekte geçen 40 yılın ardından Döküm sanayimizin duayenlerine yer vermeye Akın Aydınceren ile devam ediyoruz. Meslek hayatına Karabük Demir ve Çelik dökümhanesinde 1971 yılında başlayan Aydınceren, sırasıyla; Ferro Döküm’de işletme müdürlüğü, Trakya Döküm ve Demisaş’ta ise genel müdürlük görevlerini üstlendi. Aydınceren, mesleğe başladığı 70’li yılları, döküm sanayimizin gelişimini, bu gününü ve sektördeki anılarını bizlerle paylaştı.

52


İÇİMİZDEN BİRİ

Doğum tarihiniz? Hayatınızın ilk yılları nerelerde geçmişti? Aldığınız eğitimler nelerdir? Aile hayatınız, çocuklarınız ve kardeşleriniz? Ailenizin mesleğinize olan katkısı? Ben 1944 yılında İzmir’de doğdum ve İzmir Atatürk Lisesi’nden mezun olup yüksek tahsil için İngiltere’ye gidinceye kadar İzmir’de yaşadım. Babam orada matematik öğretmeni idi. Liseden sonra Devlet Yurtdışı Burs sınavlarına girdim ve İngiltere’de Metalurji Mühendisliği tahsili yapmak üzere burs kazanarak 1962 yılı başında Londra’ya gittim. O yıllarda metalurji pek bilinen ve kullanılan bir terim değildi. Benim kazandığım burs da “İzabe Mühendisliği” için idi ve bunun tam olarak ne olduğunu ve hangi konuları kapsadığını anlamak için babamın bir arkadaşından yardım aldığımı hatırlıyorum. İngiltere’deki Birmingham Üniversitesi’nin Endüstriyel Metalurji Fakültesi’nde önce B.Sc ve ardından da araştırma yöntemi ile M.Sc yaparak 1968 yılında mezun oldum ve Türkiye’ye döndüm. İki yıllık bir askerlik döneminden sonra aldığım burs nedeniyle 13 yıllık mecburi hizmet borcum bulunan Türkiye Demir ve Çelik İşletmeleri’nin Karabük fabrikasında çalışmaya başladım. Eşimle de burada tanıştım ve 1971 yılında evlendim. Bir oğlum var ve o da Amerika’da Seattle’da bilgi teknolojileri konusunda danışman olarak çalışıyor. Döküm mesleğine ne zaman, nasıl ve nerede başladınız? Mesleğe ilginiz nasıl oluştu? Birmingham Üniversitesi Endüstriyel Metalurji Fakültesi hadde, döküm, ekstrüzyon ve dövme gibi metallerin şekillendirilmesi içeren konularda ihtisaslaşmış bir fakülte idi. Üretim tesislerinde bulunabilecek birçok makine ve üniteyi bünyesinde bulunduran çok geniş imkanlı laboratuarları vardı. En önemlisi, döküm bölümünün başında döküm konusunda dünyaca ünlü bir kişi olan Dr. V Kondic bulunuyordu ve fakültemiz döküm konusunda dünyada önde gelen araştırma merkezlerinden biri konumunda idi. M.Sc çalışmalarım sırasında yaptığım iki yıllık araştırma sırasında da fakültede birlikte olduğum ve aralarında daha sonra dün-

John Chambell’ın da bulunduğu araştırma ekibimizin çok zevkli geçen tartışma ve beyin fırtınaları bana döküm konusunda yoğunlaşmak fırsatını verdi

Dernek merkezimizin açılış tören günü; Prof. Dr. Veli Aytekin, Dr. Metin Başaran, Akın Aydın Ceren ve Mehmet Ali Berkman

yaca ünlü bir profesör olan John Chambell’ın da bulunduğu araştırma ekibimizin çok zevkli geçen tartışma ve beyin fırtınaları bana döküm konusunda yoğunlaşmak fırsatını verdi. Konulara çok değişik ve orijinal yaklaşımları olan Dr. Kondic’in de bu mesleği sevmemde büyük katkısı oldu. Karabük Demir ve Çelik fabrikalarının 50 bin ton kapasiteli bir dökümhanesi vardı. Meslek hayatıma 1971 yılında burada başladım.Bu tesis, gerek demir gerekse demirdışı tüm metalleri kullanan ve 30 tona kadar parça dökebilen modern bir parça dökümhanesi idi. Demir-çelik fabrikasının yedek parçalarının yanında özel sektörün genelde büyük parça döküm ihtiyaçlarını da karşılıyordu. 3.5 yıl çalıştığım bu ilk işim, mesleğimin üretim aşamasındaki uygulamalarını öğrendiğim, araştırma becerilerimi kullanabildiğim, insan ve endüstriyel ilişkilerimi geliştirdiğim çok değerli bir dönem oldu. Mesleğe başladığınız yıllarda Türk sanayinin genel görünüşü nasıldı? Ben bu sorunuza kendi sektörümüzü ve müşterilerini esas alarak cevap vermeye çalışacağım. 70’li yılların başında ülkemizdeki sanayi ithal ikamesi mantığı ile kurulan, iç pazara dönük montaj ağırlıklı küçük ölçekli üretim yapan, ithal yasakları ve gümrük duvarları ile korunan bir yapıdaydı. Özellikle döküm sektörünün en önemli müşterisi olması gereken otomotiv sektörü de o yıllarda çok küçük miktarlarda montaj ağırlıklı üretim yapan ticari vasıta üreticileri, traktör üreticileri ve yeni kurulan Tofaş ile Oyak Renault gibi binek aracı üreticilerinde ibaretti. Bu tesisler o sıralar mevzuat tarafından yerli parça oranlarını arttırmaya zorlanıyorlar ve o zamanların ciddi tesisleri olan Elektro Metal, Ferro Döküm, Erkunt Döküm, Ak Döküm ve Cevher Döküm gibi dökümhaneler ile kul-

TÜRKCAST

53


İÇİMİZDEN BİRİ

70’li yılların başında döküm sektörümüzün ana müşterisi olan otomotiv, beyaz eşya, makine ve tarım gereçleri sektörleri gerek üretim miktarları, gerekse montaj ağırlıklı yapıları nedeniyle şimdiki ile kıyaslanmayacak kadar küçük bir talep yaratıyorlardı landıkları döküm parçaları yerlileştirmeye çalışıyorlardı. Ancak talep miktarları bugüne göre çok düşüktü ve o zamanlar büyük görünen bu tesislerin yıllık kapasiteleri 2 bin ila 4 bin ton arasında idi. Tabii müşterilerin büyümesine ve gelişmesine paralel olarak bu tesisler de gelişti ve aralarına yeni dökümhaneler de katıldı. O yıllarda döküm sektörümüz ne kapasite, ne kalite, ne boyut, ne teknoloji ve ne de pazar bakımından gelişmiş ülkelerdeki döküm sektörleri ile kıyaslanacak niteliklerdeydi. Yurt dışındaki dökümhaneleri gezdikçe, gördükçe gıpta ederdik. Bu bahsettiğiniz bağlamda 70’li yıllardaki döküm sanayimizin durumunu biraz daha açar mısınız? Örneğin neler üretilip kimlere satılıyordu? Hammadde, isçilik, enerji açısından sıkıntılar nelerdi? Biraz önce belirttiğim gibi müşterileri küçük ölçekli olduklarından döküm sektörü de kısa serili ancak çok çeşitli boyut ve nitelikteki parçalar üretmek durumundaydı. Bu bakımdan tesis ve makine yatırımları da bugüne göre ilkel sayılabilecek manuel sarsmabasma kalıplama makinelerine, rulolu manipülasyon veya mekanize kalıplama sistemlerine dayanıyordu. Bu tesislerde pik döküm, siyah temper döküm ve daha sonraları da sfero döküm gibi metallerden müşterinin talep ettiği her boyut ve ağırlıktaki parçayı çoğu zaman maliyet ve kalite boyutunu zorlayarak üretmeye çalışırdık. Bu yıllarda malzeme ithalatı kısıtlı ve zor olduğundan üretimde kullandığımız hammadde ve yardımcı maddeler de genelde iç pazardan temin edilebilenlerle sınırlı olurdu. Sadece zorunlu olan refrakter malzemeleri, döküm ve sfero pikini, ferro alyajları ve bazı reçineleri ithal ederdik. Otomotiv uygulamalarında temper dökümün yerini almaya başlayan sfero dökümün bu yıllardaki gelişimi ve yaygınlaşmasında büyük etkisi olan, özel sfero pikini ülke-

54

Temmuz - Ağustos - Eylül / 2010

mizde tanıtan ve güvenli bir sfero döküm prosesi için çok ciddi bir eğitim görevini başarıyla üstlenen Yılmaz Turhan’ın katkılarını burada şükranla anmak isterim. Bu yıllar, döküm sektöründeki yöneticiler, teknik elemanlar ve işçiler olarak hepimiz için dökümcülüğün sanat olmaktan çıkıp bilim ve teknolojiye dönüştüğü hareketli ve zevkli bir eğitim dönemi oldu. Yine bu dönemin ortalarında müşteri sektörlerin belirli parçalarının üretimine uygun olarak tasarlanan üretim hatları ile Döktaş devreye girdi ve ülkemizin döküm sektörüne büyük teknolojik katkıları oldu. Bu döneme bakınca, şu anda ikisi de kapanmış bulunan ve temper döküm fitting üretimi yapan İzsal ile Haymak’ı ve de döküm radyatör üreten Demirdöküm ile Odöksan’ı da 70’li yıllarda sektörümüzün önemli tesisleri olarak hatırlamamak mümkün değildir. 70’li yıllar ülkemizin sendikal yönden çatışma anlayışının geçerli olduğu ve buna bağlı çok büyük sorunların yaşandığı, çalkantılı ve zor bir dönemdi. Ancak, o zamanlarda uygulanan korumacılık nedeniyle rekabet ve verimlilik de şimdiki kadar hayati olmadığından o dönemde işletmelerimizin bu sorunlarla yaşaması mümkün oldu. Bugün ise tarafların birbirine rakip olmadığını anladığı, rekabet gücünün öneminin bilincinde olduğu çok olumlu bir düzeye geldiğimizi düşünüyorum. Ancak, verimlilik konusunda almamız gereken daha çok mesafe olduğuna ve tarafların müşterek çalışması ile bu konuda da çok daha iyi bir seviyeye geleceğimize inanıyorum. Mesleğe başladığınız yıllar ile bugünü mukayese etmek istersek öne çıkan farklılıklar nelerdir? Öncelikle pazar yapısından başlayabiliriz. 1970 yılında kişi başına düşen milli gelirimiz 400 USD ve toplam nüfusumuz da 35 milyon civarındaydı. Şimdi ise kişi başına düşen milli gelirimiz 10 bin USD, nüfusu-


İÇİMİZDEN BİRİ

Akın Aydınceren Sami Sucu Tuna Armağan

Yaylalı Günay

Akın Aydınceren, Lizbon’ da 2006 yılında düzenlenen CAEF toplantısı ve 2008 yılında Hindistan’a giden 68. Dünya Döküm Kongresi Türk delegasyonunda.

muz da 72 milyon civarında. 70’li yılların başında döküm sektörümüzün ana müşterisi olan otomotiv, beyaz eşya, makine ve tarım gereçleri sektörleri gerek üretim miktarları, gerekse montaj ağırlıklı yapıları nedeniyle şimdiki ile kıyaslanmayacak kadar küçük bir talep yaratıyorlardı. Dolayısıyla, o dönemde sadece iç pazara dönük üretim yapabilen tesislerimizin kapasiteleri, teknolojileri ve donanımları gelişmiş ülkelere göre epeyce gerideydi. Bugün ise hangi üretimi yaparsa yapsın, hangi boyutta olursa olsun, hemen hemen tüm dökümhanelerimiz iç ve dış pazarlarda çalışabiliyor, sektörel bazda veya üretim türünde uzmanlaşabiliyor, dünya düzeyinde ekonomik ölçekli tesisler kurabiliyor ve en son teknolojileri kullanabiliyoruz. Çok çarpıcı diğer bir farkı da kalite alanında görebiliyoruz. 70’li yıllarda kalite yönetim sistemleri henüz standartlaşmamıştı. Internet ve günümüz gelişmiş iletişim sistemleri o dönemde bulunmadığından bilgiye erişmek ve başkalarının tecrübelerinden faydalanmak şimdiki kadar kolay değildi. Bu nedenle her işletme, uygun olsun, olmasın, bulunabilen yerel malzemeleri kullanarak o işletmeye özgü bir ‘know-how’ geliştirmek durumundaydı. Bu da genelde kişilere bağlı kalmakta, kişilerin değişmesi ile değişebilmekte ve ürünlerde bugünkü kalite anlayışı ile kıyaslanamayacak sonuçlar veriyordu. O dönemde müşterilerde giriş kalite kontrolü vardı ve kabul edilebilir kalite seviyesi otomotiv sektöründe bile yüzde 5 olabiliyordu. Bugün ise, döküm parçalar doğrudan prosese alınıyor, kalite seviyesi ‘ppm’ olarak ölçülüyor ve ‘sıfır hata’ talep ediliyor. Sevinerek görüyoruz ki döküm sektörümüz bugün Avrupa’daki en titiz müşterilerle bile bu bazda başarılı olarak çalışmakta hiçbir güçlük çekmiyor. Günümüzün 70’li yıllara göre çok önemli bir farkını da

iletişim ve ulaşım konularındaki gelişmelerin mümkün kıldığı tedarik zinciri yönetimindeki gelişmelerinde görebiliyoruz. Müşterilerimiz artık stoklu çalışmıyor, JIT teslimat istiyorlar. Müşterilerin üretim programlarının piyasanın talebine göre kısa sürelerde değişebiliyor ve dökümhanelerin de uzun üretim prosesleri ve taşıma sürelerine rağmen buna uyabilme kabiliyetine haiz olmaları bekleniyor. Bilişim sistemlerindeki, iletişim ve ulaşım sistemlerindeki değişimler 70’li yıllarda mümkün olmayan JIT taleplerinin bugün artık karşılanabilmesini mümkün kılıyor. Örneğin, benim eski yöneticisi olduğum şirket gelişmiş bilişim ve iletişim sistemleri vasıtasıyla yaklaşık 200 değişik parçayı, 3 haftalık bir sipariş süresi ile 12 değişik ülkede, 37 değişik noktaya JIT bazında teslim edebilmeyi başarıyor. Yine size dönersek, meslek hayatınızdaki önemli noktalar nelerdir, nasıl gelişmeler olmuştur? Daha önce anlattığım Karabük Demir ve Çelik İşletmeleri dökümhanesindeki 3 yıllık çalışmamdan sonra 1973 yılı ortalarında o sıralarda yeni kurulmuş bulunan Ferro Döküm’e işletme müdürü olarak geçtim. Yeni kurulan şirketlere has yetişmiş eleman ve tecrübe yokluğu, montajdan yerli üretime geçmekte olan otomotiv sektörünün yoğun talepleri, gerekli malzemelerin teminindeki güçlükler, know-how yetersizliği, gerekli kaliteye göre tesis donanım eksikliği ve sendikal sorunlarla geçen dört yıl benim için çok yoğun, ancak çok da zevkli bir çalışma dönemi oldu. 1977 yılı ortalarında yeni kurulması planlanan bir tesis olan Trakya Döküm projesinin başına geçtim. Bu şirket o sıralarda temper döküm fittings üreten, ancak genişlemek için uygun bir bölgede bulunmayan

TÜRKCAST

55


İÇİMİZDEN BİRİ

Döküm sektöründe geçen toplamda 40 yıl ve son olarak da Demisaş’ta geçen 17 yıllık bir çalışma hayatından sonra 2010 yılı başında, bundan sonraki yaşamımda özel hayatıma daha fazla zaman ayırmak düşüncesi ile full-time çalışma hayatından çekildim TÜDÖKSAD yönetim kurulu üyelerinin Trakya Döküm’ü ziyareti

Haymak firması ortaklarının kurduğu ikinci bir fittings üretim tesisi olarak düşünülmüştü. Belki hatırlayacaksınız, 1977 yılı sonlarında ülkemiz çok ciddi bir döviz krizine girmişti ve o dönemde dış alımlar için döviz tahsisi yapan tek merci Merkez Bankası idi. Ancak döviz olmadığından akreditif açmak ve dış alıma bağlı yatırım yapmak 1979 sonuna kadar mümkün olmadı. Bu bakımdan Trakya Döküm projesi biraz gecikme ile ancak 1981 yılında tamamlandı ve üretime başladı. Trakya Döküm ülkemizde ve Avrupa’da o zamana kadar üretilen ve kullanılan beyaz temper döküm fittings yerine siyah temper döküm fittings üreten ve bunu kabul ettiren ilk tesis oldu. Daha sonraları beyaz eşya ve otomotiv parçalarının üretimine de başladı.14 yılı aşan bir süre emek verdiğim Trakya Döküm’ün benden sonraki dönemde de başarılarını ve yatırımlarını sürdürerek bugün uluslararası boyutta ve itibarda bir şirket olmasından mutluluk ve gurur duyuyorum. Meslek hayatımda diğer önemli nokta da, değerli dostum Önay Çekin’in 1993 yılında ayrılması ile boşalan Demisaş firmasının genel müdürlüğünü üstlenmem oldu. Demisaş o sıralarda 7-10 bin ton civarında pik döküm parça üreten, ihracat için gayret sarf eden ve yaklaşık 50 bin tonluk bir tesisin ilk fazı için yatırıma başlamış bir kuruluştu. Bundan sonraki dönemde yatırıma devam ederek 1993 yılı sonunda 2. üretim hattını, 1996 yılında 3. üretim hattını ve 2001 yılında da 4. üretim hattını devreye alarak yaklaşık 80 bin ton kapasiteli bir tesis haline geldi. 1997 yılında da Demisaş’ı halka açarak İMKB’ye girdik. Bugün, Demisaş, otomatik döküm ve temizleme üniteleri ile mücehhez 3 adet tam otomatik Disamatic üretim hattı ile genelde otomotiv sektörüne dönük 2 bin ton/ay küçük parça sfero döküm ve 4bin ton/ay pik döküm seri üretimi yapan ve bunların yaklaşık yüzde 60’ını düzenli olarak

56

Temmuz - Ağustos - Eylül / 2010

ihraç eden bir kuruluş olmuştur. Uzmanlaştığı fren emniyet parçaları Avrupa’da Mercedes, BMW, Audi, Volvo, Ford, Renault, Peugeot, Citroen, Fiat vs. tarafından üretilen binek araçlarının üzerinde kullanılmaktadır. Demisaş, kurumsal yapısı, birikmiş know-how’ı, uzman elemanları, teknolojisi ve kapasitesi ile bugün ülkemizin ve Avrupa’nın önemli ve itibarlı döküm kuruluşlarından biri haline gelmiştir. Döküm sektöründe geçen toplamda 40 yıl ve son olarak da Demisaş’ta geçen 17 yıllık bir çalışma hayatından sonra 2010 yılı başında, bundan sonraki yaşamımda özel hayatıma daha fazla zaman ayırmak düşüncesi ile full-time çalışma hayatından çekildim. Türk döküm sektörünün bugün geldiği nokta hakkında görüşlerinizi almak isteriz. Sizce yeterli midir? Veya eksiklerimiz nelerdir? Ülkemiz sanayinin ve döküm sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz? Döküm sektörümüz bugün Avrupa ülkeleri arasında 5. sıradadır. Önümüzdeki yıllarda bu sıralamada daha da yükseleceği kesindir.Ülkemizdeki birçok tesis bugün ulaştıkları ölçekte artık en yeni teknolojileri ve gelişmiş donanımları kullanacak kaynaklara sahiptir. Yetişmiş eleman kaynaklarımız, işletme ve bakım malzemeleri temin imkanlarımız artık en son teknolojik donanımların verimli olarak işletilmesini sağlamaya yeterlidir. Hızla büyüyen bir iç pazarın yanında, sektörümüzün bazı dalları için yakın pazar olan Avrupa’da, bazı dalları için ise tüm dünyada sınırsız bir pazar potansiyeli bulunmaktadır. Bu potansiyelin kullanılması yönünde sektörümüz son 10 yılda önemli bir mesafe aldı. Mevcut şirketlerimizin dünyadaki değişimleri doğru değerlendirmesi ve doğru stratejiler uygulaması durumunda şu anda mevcut olan ivmenin bu


İÇİMİZDEN BİRİ

pazarların hızla büyümesi ve kalıcılığını sağlaması da mümkün olacaktır. Bu konuda iyimser olmakla birlikte bazı risklerin de göz ardı edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Çin ve Hindistan işçilik yönündeki maliyet avantajı yanında yapılan ve yapılmakta olan teknolojik tesislerle yakın bir gelecekte kalite ve verimlilik standartlarını mutlaka yakalayacaklardır. Bunu da yakın pazarlardaki müşterilerimizin kendi pazarlarını kaybetmeleri veya üretimlerini bize uzak olan ve rekabet etmemiz mümkün olmayan ülkelere taşımalarına neden olabilecektir. Büyüdüğümüz pazarlarda ve üretim gamlarında bu riskin dikkatle takibinin önemli olduğunu düşünüyorum. Global ölçekte çok zor bir rekabet ortamında bulunan otomotiv ve özellikle küçük ticari araç ve binek aracı üreticileri ile çalışan dökümhanelerimizin müşterilerinin durumunu ve düşünce tarzlarını iyi anlaması ve buna göre gerekli kabiliyetleri kazanmaları zorunlu olmaktadır. Müşterilerinin durmadan daha iyisini talep ettiği kalite, verimlilik ve maliyet hedeflerini ciddiye almak ve bunlara ulaşmaya sağlayan sonuç alıcı çalışmaları yürütmek, pazarların kalıcı olmasını sağlayacaktır. Bunun yanında müşteri ile tasarım partneri olarak çalışarak, üretilecek parçanın seri üretimde sıfır hata ve en düşük maliyet ile üretilebilmesini sağlayacak şekilde döküm tasarımının yapılması kabiliyeti geliştirilmelidir. Bu bağlantılar, genelde, ürünün kullanıldığı aracın üretim ömür süresini kapsayacak şekilde yapıldığından, maliyetlendirmenin ciddi sistemler kullanılarak yapılması da hayati önem arz etmektedir. Doğası gereği düşük marjlarla çalışılan otomotiv parça seri üretiminde parça bazlı maliyetlerin ve maliyet yapısının ciddi, doğru ve hassas olarak takip edildiği sistemlerin kurulması da zorunlu olmuştur. Hesabi, tahmini veya paçal maliyet yöntemleri otomotiv sektöründe çalışan firmalar için artık çok riskli duruma gelmiştir. Sektörümüzün özellikle dış ve uzak müşterileri ile teklif isteme, teklif verme, sipariş, üretim, sevkiyat, ödeme ve kullanım safhalarında gerekli olan iletişimleri eksiksiz sağlayacak online bilişim ve iletişim sistemlerine sahip olmasının da zorunlu olduğunu ve bu konuda mesafe almamız gerektiğini de düşünüyorum. Her sektörde olduğu gibi döküm sektörünün de ürünlerindeki katma değeri arttırması mutlaka ge-

Döküm sektörümüz bugün Avrupa ülkeleri arasında 5. sıradadır. Önümüzdeki yıllarda bu sıralamada daha da yükseleceği kesindir

O zamanki adıyla Demir Çelik Döküm Sanayicileri Derneği yönetim kurulu toplantısından; Mete Nakiboğlu, Yılmaz Turhan, Önay Çekin, Akın Aydın Ceren Mehmet Ali Berkman ve Mithat Ural (1990)

rekmektedir. Bu kapsamda üretimi kolay parçalardan, üretimi zor olan parçalara geçiş, parçaların işlenmesi ve ünite montajı düşünülmelidir. Tabii bunlar, her müşterinin durumuna, stratejisine ve işin fizibilitesine göre ayrı ayrı değerlendirilmesi gereken konulardır. Ancak, müşterilerin üretim işlemlerinden çıkarak sadece tasarım ve montaj yapmak yönündeki temayülleri sektörümüzü de işleme ve ünite montajı yapması yönünde zorlayacaktır. Sektörümüz mensupları ile paylaşmak istediğiniz mesleki anılarınız ve hatıralarınızı da paylaşmanızdan memnun olacağız. Unutamadığım bir hatıramı anlatayım.1977 yılında Trakya Döküm projesine başladıktan yaklaşık 4 ay sonra bir gün, tanıdığım bir işadamı büroma geldi ve “Nereye diye sorma, kalk seninle bir yere gideceğiz” dedi. Beni alıp Yeniköy sırtlarında bir eve götürdü. Orada o dönemde sektörümüzün önemli bir tesisi olan Elektro Metal’in Murahhas Azası merhum Turgut Özal ile tanıştım. Turgut Bey, benim birkaç yerden kendisine tavsiye edildiğimi ve Elektrometal’de benimle birlikte çalışmak istediğini söyledi. Ben de kendisi ile çalışmaktan onur duyacağımı, ancak yeni başladığım bir projeyi bırakamayacağımı söyledim. Turgut Bey, ülkemizin çok ciddi bir döviz krizine girmekte olduğunu ve dolayısıyla bu projenin yürümesinin mümkün olmadığını söyleyerek, “Bunu ciddi olarak düşün” dedi, ancak ben verdiğim sözden dönemeyeceğimi söyleyerek kendisine teşekkür ettim. Daha sonraları, Sayın Turgut Özal’ın Derneğimizin başkanı olduğu dönemde yapılan aylık yemekli toplantılarda bana sık sık projenin yürüyüp yürümediğini sorardı. Tabii haklı çıkmış ve Trakya Döküm projesi yaklaşık 18 ay kadar gecikmişti. Cumhurbaşkanı olduğu zaman tebrik etmek için gittiğimizde, bana zaman zaman yoldan geçerken Trakya Döküm’ün fabrikasını gördüğünü, mutlu olduğunu ve bir gün ziyaret etmek istediğini söylemişti.

TÜRKCAST

57


MAKALE

Basınçlı döküm kalıplarında alternatif ısıtma işlemi Erdem AYDOĞMUŞ – Metalurji & Malzeme Mühendisi Çelikel Alüminyum A.Ş. Basınçlı Döküm Üretim Ekip Lideri

Özet Basınçlı döküm prosesinde kalıp ısıtma işlemi kaliteli üretimin birinci adımıdır. Üretim öncesinde kalıp yüzeyinin gerekli sıcaklıkta olması, kısa vadede kaliteli ürüne daha kısa sürede daha az rejim baskısı ile ulaşmak demektir. Uzun vadede ise bu işlem, kalıp ömrü ve yüzey kalitesi açısından önem arz etmektedir. Günümüzde basınçlı döküm sektöründe çeşitli ısıtma sistemleri kullanılmaktadır. Bu yöntemlerden en ilkel olanı düşük basınç ve düşük ingate hızı ile döküm yaparak kalıbı ısıtmak ya da pürümüz ile kalıp yüzeyini ısıtmak iken, kızgın yağ ve sıcak su sirkülâsyonu gibi işlemler ise günümüzde giderek yaygınlaşmaktadır. Bu çalışmada ise kalıp ısıtma işleminin, yağ sirkülâsyonuna ek olarak daha kısa sürede daha etkin olmasını sağlayan infrared ısıtma işleminin etkileri anlatılacaktır. Anahtar kelimeler: Basınçlı döküm, kalıp ısıtma, infrared

1. Giriş Basınçlı döküm kalıplarında kalıp sıcaklığı; üretilen parçanın kalitesine, fire oranlarına ve kalıp ömrüne direkt olarak etken bir parametredir. Üretim öncesinde kalıp sıcaklık kontrolü yaparak kısa vadeli ve uzun vadeli birçok maliyet arttırıcı etken yok edilebilir. Basınçlı döküm prosesinde kullanılan kalıp çelikleri arasında beklenen özellikleri sağlayan en uygun materyal AISI H13 tipi sıcak iş takım çeliğidir. Ancak ergimiş metal ile temas eden ısıtılmamış soğuk çeliğin yüzeyi ani mekanik gerilmelere ve termal yorulmalara maruz kalmaktadır. Bu etkilerle kalıp yüzeyinde meydana gelen hasarlar, kalıpların kullanım ömürlerini sınırlar ve ürün kalitesini bozar [1]. Kalıp çeliğinin yüze

58

Temmuz - Ağustos - Eylül / 2010

ALTERNATIVE METHOD OF DIE PREHEATING ON HIGH PRESSURE DIE CASTING DIES Abstract Die preheating in high pressure die casting process is the fundamental step for manufacturing products with high quality. Some advantages can be explained such as less warm up parts and better quality in the short run and of course for the long term lengthens die life. Such heating systems are widely used on this sector and most common ways are heating the die with low pressure casting or heat up die surface with a flame source. Addition to these primary ways, oil / water circulation inside the die is quite popular and high efficiency methods. An addition to oil circulation inside the die, infrared heating system will be investigated for die heating. Keywords: High pressure die casting, Die preheating, infrared yi, ani sıcaklık değişiminden ötürü termal şoka maruz kalır. Bununla beraber mikro çatlak oluşumları gözlenir ve kalıp kısa sürede kullanılmaz duruma gelir. Kalıp sıcaklığı, oda sıcaklığından başlayarak istenen sıcaklığa doğru ne kadar hızlı artış gösterirse üretim o kadar önce başlayacaktır. Hızlı kalıp ısıtma sistemleri ile zaman daha verimli kullanılmaktadır. Günümüzde bir ürünü sadece üretebilmek artık yeterli değildir, hem kaliteli hem verimli üretim sektörün temel anlayışı olmuştur.

2. Materyal ve Metot H13 sıcak iş takım çeliğinden imal edilmiş Tablo-1’de kimyasal kompozisyonu belirtilmiş seri üretimdeki


MAKALE

bir kalıp, denemeler için seçilmiştir. Kalıbın toplam ağırlığı 3500 kg, apliklerin projeksiyon alanı ise 1233 cm ’dir. Isıtma işleminde kapasitesi 25900W olan termoregülasyon cihazı kullanılmıştır. H13 sıcak iş takım çeliklerinin döküm öncesi sıcaklığı kritiktir. Çelik yüzeyinde deformasyon oluşmaması için minimum 150°C sıcaklığa ulaşması gerekmek2

ri set edilerek rejim baskıları için enjeksiyon döküme başlanmış, 8. enjeksiyon çevriminde yüzey kalitesi uygun parça üretimi gerçekleştirilmiştir. Aynı döküm kalıbı oda sıcaklığına ulaştıktan sonra yapılan ikinci denemede ise aynı kapasitedeki termoregülasyon cihazına ek olarak, kalıbın sıvı metalle direkt temasta olduğu ve en fazla deformasyona uğra-

% 0,40 % 1,00 % 5,30 % 1,40 % 1,00 Tablo–1: AISI H13 tipi çeliğin kimyasal bileşimi

tedir. Bunun nedeni ise H13 çeliklerinde DBTT sıcaklığının 150°C civarında olmasıdır [2]. Bu nedenle deneme esnasında DBTT sıcaklığı baz alınmıştır. Birinci denemede döküm kalıbı seri üretim şartlarında enjeksiyon presine bağlanmış ve kalıp içerisinde yağ çevrimi için gerekli olan rakor bağlantıları yapılmıştır. Termoregülasyon cihazı 200°C’ye set edilmiştir.

yan bölgesi olan kalıp yüzeyine infrared ısıtıcı yerleştirilmiştir (Bkz Resim 1–2). Infrared ısıtıcı özel olarak bu tür kalıplar için tasarlanmıştır. Deneme esnasında yağ termoregülasyonu ve Infrared ısıtma işlemi aynı anda başlatılmıştır. Sonuçta ise Infrared ısıtıcının parça kalitesine ve set-up süresine olan etkileri araştırılmıştır. Deneme sonucunda iste-

Resim 1–2: Infrared Isıtıcının Kullanımı

Isıtma işlemi 80 dakika sürmüştür. Bu deneme esnasında kalıp yüzeyinde oluşan sıcaklık, FlirCam termal analiz cihazı ile kontrol edilmiştir. Termal kameradan alınan görüntülerin analizi yapılarak, ısıtma için harcanan sürede kalıp yüzeyinde oluşan sıcaklık oluşumları incelenmiştir. İşlem sonrasında kalıp yüzeyindeki sıcaklık ortalama 160 °C olarak analiz edilmiştir. Kalıp sıcaklığa ulaştıktan sonra, gerekli parametre değerle-

nilen T kalıp > 160°C sıcaklığına 30 dakikada ulaşılmıştır. Birinci denemeye nazaran, üretim öncesi ısıtmada kaybedilen zaman %62 oranında geri kazanılmıştır. Kalıp sıcaklığa ulaştıktan sonra yine gerekli parametre değerleri set edilerek rejim baskıları için enjeksiyon döküme başlanmıştır.Bu kez 6. enjeksiyon çevriminde yüzey kalitesi uygun parça üretimi gerçekleştirilmiştir.

TÜRKCAST

59


MAKALE

288,4 C 0

<50,0 0C Resim–3 : Yağ dolaşımı ve Infrared ısıtıcı ile termal analiz

3. Sonuçlar ve Tartışma Yapılan ikinci deneme ile ortalama 80 dakika zaman alan kalıbın döküm sıcaklığına gelmesi işlemi, 30 da kikaya düşürülmüştür. Kalıp ısıtma süresinde 50 dakika azalma sağlanmıştır.

Enjeksiyon

sisteminden alınan verilere göre toplam duruş süresini yüzde 5 azaltmıştır. Set-up süresi ise yüzde 25 oranında kısaltılmıştır. Böylelikle SMED (Single minute Exchange of Dies) çalışmaları için ilk adım atılmıştır.

Pürümüz

Yağ Pürümüz & Yağ Sirkülâsyonu Sirkülâsyonu

Infrared & Yağ Sirkülâsyonu

Döküm Öncesi Oluşan Sıcaklık T(°C)

30

160

160

160

160

Toplam Isıtma Süresi(dk.)

-

120

80

40

30

Rejim Baskısı Adedi

25

15

10

8

6

Lokal olarak yüksek sıcaklık oluşması nedeni ile pimlerde tokluk ve sertlik kaybı oluşur. Alev gören bölgelerde ikincil martenzit oluşumu beklenir

Yüzey sıcaklığı istenilen sıcaklığa geç ulaşır.

Etkileri

Çelik termal şoka maruz kalır. Ayrıca sıvı metal soğuk kalıba enjekte edildiğinden ani büzülme etkisi ile kalıptan parça almak zorlaşır. 3°-5° civarında çıkış açısı gereklidir.

Zaman kaybı azdır. Ancak, pürümüz nedeni ile kalıp yüzeyine olumsuz etkileri vardır.

Çelik, alev ile temas etmeden endirekt olarak ısınır. Çelik yüzeyinde deformasyon oluşturmaz. Daha verimli bir üretim sağlanır.

Tablo–2: Kalıp Isıtma İşlemlerinin Kıyaslanması Bu çalışma sonrasında Çelikel Alüminyum A.Ş. dökümhanesinde aktif olarak uygulamaya alınan yağ sirkülâsyonu ve Infrared ısıtma sistemi, online izleme

60

Temmuz - Ağustos - Eylül / 2010

Daha kısa sürede daha kaliteli parçaya ulaşılarak verimlilik arttırılmıştır. Kalıp ömrüne olan olumlu etkileri ise uzun vadede kayıt altına alınacaktır.

TÜRKCAST



NEDEN DÖKÜM

Neden dökümü tercih etmeliyiz Antriebzapfen für walze

Merdane Yatak Mili St 52.3 Malzemeden Kaynak Konstrüksiyon

Çelik Dökümden tek parça

Milin ağırlığı

75 kg

55 kg

İmalat maliyeti

100 %

78.8 %

Montaj

Kaynak

Dişli vidalı

Komple merdane değiştirilmeli

Sadece mil değiştirilir

Üretim Yöntemi

Aşınma onarımı

62

Sonra

Temmuz - Ağustos - Eylül / 2010

TÜRKCAST

Kaynak:DGV

Önce


Adı ve Soyadı:............................................................................................................................................. Telefon: (0

)................................................ Ev

Cep Telefonu: (0

İş

Dahili ..........................................................

)..............................................................................................................................

e-posta:................................................................................@.................................................................. Adres:......................................................................................................................................................... Semt:................................... İlçe:.................................... Posta Kodu:................. İl:................................ İlgi Alanınız: Dökümcü

Döküm Alıcısı

Malzeme Sağlayıcı

Akademik

Oda - Birlik - Dernek

Meslek:....................................................................................................................................................... Bize Ulaşmak için; Tel: 0212 267 13 98 Faks: 0212 213 06 31 e-posta: info@tudoksad.org.tr

www.tudoksad.org.tr


TÜRKİYE DÖKÜM SANAYİCİLERİ DERNEĞİ ÜYE FİRMALARI FİRMA ADI

ŞEHİR

ACARER DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

KOCAELİ

0262 646 52 77

0262 646 54 98

www.acarerdokum.com

ADARAD DÖKÜM ÜRÜNLERİ SAN. TİC. A.Ş.

BURSA

0224 714 82 00

0224 714 98 24

www.adarad.com.tr

AKDÖKÜM SANAYİ A.Ş.

İZMİR

0232 478 18 20

0232 478 18 96

www.akdokum.com.tr

AKDAŞ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.

ANKARA

0312 267 18 80

0312 267 18 88

www.akdas.com.tr

AKMAN DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0212 689 04 33

0212 689 01 57

www.akmandokum.com

AKMETAL METALURJİ ENDÜSTRİSİ A.Ş.

İSTANBUL

0216 593 03 80

0216 593 03 82

www.akmetal.com

ALBAKSAN ALAŞIMLI BAKIR SAN. TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0212 875 11 43

0212 875 11 42

www.albaksan.com

ANADOLU DÖKÜM SANAYİ A.Ş.

KOCAELİ

0262 527 23 51

0262 527 28 76

www.anadoludokum.com.tr

ARAL DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0212 567 51 66

0212 612 90 33

www.araldokum.com.tr

ARDEMİR ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.

KONYA

0332 248 25 00

0332 249 40 40

www.ardemir.com

ARDÖKSAN SFERO KAL. PİK DÖK. SAN. LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0212 595 10 08

0212 595 16 49

www.ardoksan.com

ARPEK ARKAN PARÇA ALUMİNYUM ENJEKSİYON KALIP SAN. TİC. A.Ş.

KOCAELİ

0262 658 97 44

0262 658 97 49

www.arpek.com.tr

AS ÇELİK DÖKÜM İŞLEME SAN. TİC. LTD. ŞTİ

SAMSUN

0362 266 88 47

0362 266 67 46

www.ascelikltd.com

AY DÖKÜM MAKİNA SAN. TIC. A.Ş.

ANKARA

0312 267 04 57

0312 267 04 56

www.aydokum.com

AYHAN METAL PRES DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.

KOCAELİ

0262 751 21 94

0262 751 21 98

www.ayhanmetal.com.tr

BİLGE DÖKÜM MAKİNA SAN. TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0212 565 60 65

0212 565 61 70

www.bilgedokum.com

BMC SANAYİ TİCARET A.Ş.

İZMİR

0232 477 18 00

0232 477 18 77

www.bmc.com.tr

BURÇELİK BURSA ÇELİK DÖKÜM SAN. A.Ş.

BURSA

0224 243 11 07

0224 243 21 82

www.burcelik.com.tr

BURDÖKSAN DÖKÜM MAD. NAK. TİC. SAN. LTD. ŞTİ.

BURSA

0224 493 26 06

0224 493 26 09

www.burdoksan.com

CEVHER DÖKÜM SANAYİ A.Ş.

İZMİR

0232 478 10 00

0232 478 10 10

www.cevherdokum.com

CMS JANT ve MAKİNA SAN. A.Ş.

İZMİR

0232 399 10 00

0232 399 10 10

www.cms.com.tr

COMPONENTA DÖKÜMCÜLÜK TİC SAN. A.Ş.

BURSA

0224 573 42 63

0224 573 42 73

www.componenta.com

ÇELİK GRANÜL SANAYİ A.Ş.

İSTANBUL

0212 771 45 55

0212 771 20 57

www.celikgranul.com

ÇELİKEL ALÜMİNYUM DÖKÜM İMALAT SAN. TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0216 311 14 42

0216 311 10 67

www.celikel.com

ÇEMAŞ DÖKÜM SANAYİ A.Ş.

KIRŞEHİR

0386 234 80 80

0386 234 83 49

www.cemas.com.tr

ÇUKUROVA-İNŞAAT MAK. SAN. TİC. A.Ş.

MERSİN

0324 221 84 00

0324 221 50 20

www.cimsatas.com

DALOĞLU DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

ADAPAZARI

0264 275 48 07

0264 275 14 11

www.daloglu.com

DEMİSAŞ DÖKÜM EMAYE MAM. SAN. A.Ş.

KOCAELİ

0262 677 46 00

0262 677 46 99

www.demisas.com.tr

DENİZCİLER DÖKÜMCÜLÜK SAN. TİC. A.Ş.

İZMİR

0232 376 72 80

0232 376 72 83

www.denizcast.com

DİRİNLER DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.

İZMİR

0232 376 87 87

0232 376 85 67

www.dirinlerdokum.com

DOĞRU DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

BURSA

0224 482 29 35

0224 482 29 39

www.dogrudokum.com

DOĞU DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

ELAZIĞ

0424 255 50 77

0424 255 56 56

www.dogudokum.com.tr

DÖKSAN BASINÇLI DÖK. MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ

KOCAELİ

0262 658 29 10

0262 658 26 69

www.doksandokum.com

DUDUOĞLU ÇELİK DÖK SAN. TİC. A.Ş.

ÇORUM

0364 254 90 01

0364 254 90 04

www.duduoglu.com.tr

DUYAR VANA MAKİNA SANAYİ TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0212 668 18 06

0212 594 73 42

www.duyarvalve.com

EKSTRA METAL DÖKÜM İZABE MAK. SAN. İTH. İHR. LTD. ŞTİ.

ANKARA

0312 267 05 56

0312 267 05 59

www.ekstrametal.com.tr

EKU FREN KAMPANA DÖKÜM SAN. A.Ş.

KOCAELİ

0262 658 10 01

0262 658 10 00

www.eku.com.tr

ELBA BASINÇLI DÖKÜM SAN. A.Ş. ODÖKSAN OSMANELİ ŞB.

BİLECİK

0228 461 58 30

0228 461 58 36

www.odoksan.com.tr

ENTİL END. YAT. TICARET A.Ş.

ESKISEHIR

0222 237 57 46

0222 237 26 79

www.entil.com

ER DÖKÜM MAK. SAN. TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0216 377 01 42

0216 377 01 47

www.erdokum.com

ERGENEKON ÇELİK SAN. TİC. A.Ş.

ANKARA

0312 280 86 97 0312 280 86 99

www.ergenekon.com.tr

ERKUNT SANAYİ A.Ş.

ANKARA

0312 397 25 00

0312 397 25 07

www.erkunt.com.tr

FERRO DÖKÜM SANAYİ DIŞ TİC. A.Ş.

KOCAELİ

0262 653 42 60

0262 653 41 60

www.ferrodokum.com.tr

GEDİK DÖK. VANA SAN. TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0216 307 12 62

0216 307 28 68

www.gedikdokum.com.tr

GÜR METAL HASSAS DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0216 394 33 31

0216 394 32 88

www.gurmetal.com.tr

GÜVEN PRES DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0216 365 94 34

0216 365 29 82

www.gpdpress.com

HAYTAŞ DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0216 365 10 56

0216 314 19 80

www.haytas.com.tr www.hekimogludokum.com

HEKİMOĞLU DÖKÜM SAN. NAK. TİC. A.Ş.

TRABZON

0462 325 50 42

0462 325 50 44

HEMA OTOMOTİV SİSTEMLERİ A.Ş.

TEKİRDAĞ

0282 758 10 40

0282 758 10 90

www.hattatholding.com

HİSAR ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0216 464 70 00

0216 464 70 20

www.hisarcelik.com

İĞREK MAKİNA SAN. TİC. A.Ş.

BURSA

0224 243 16 06

0224 243 13 20

www.igrek.com.tr

İSTANBUL DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

KOCAELİ

0262 728 13 00

0262 728 13 08

www.istanbuldokum.com

KARAMAN DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

DÜZCE

0380 537 52 67

0380 537 52 68

www.karamandokum.com

KARDÖKMAK – KARDEMİR DÖKÜM MAKİNA A.Ş.

KARABÜK

0370 418 22 34

0370 424 36 81

www.kardokmak.com.tr


TÜRKİYE DÖKÜM SANAYİCİLERİ DERNEĞİ ÜYE FİRMALARI FİRMA ADI

ŞEHİR

KAYDÖKSAN – KAYSERİ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.

KAYSERİ

0352 321 12 57

0352 321 11 94

www.kaydoksan.com.tr

KIZILIRMAK DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.

ÇORUM

0364 235 03 16

0364 235 03 20

www.kizilirmakdokum.com

KÖRFEZ DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.

KOCAELİ

0262 754 51 77

0262 754 51 80

www.korfezdokum.com

MENSAN OTOMOTİV MAK. ASK. SAN. TİC. A.Ş.

MANİSA

0236 213 02 30

0236 213 02 29

www.mensanotomotiv.com.tr

MERT DÖKÜM MAKİNA İNŞ. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0216 364 32 12

0216 415 74 51

www.mertdokum.com.tr

MES DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0212 886 90 00

0212 886 54 57

www.mesdokum.com.tr

NORMSAN TİCARET METAL İML. SAN. LTD. ŞTİ.,

İSTANBUL

0216 593 11 61

0216 593 05 15

www.normsan.com

ÖNMETAL DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0212 485 48 74

0212 485 48 73

www.onmetal.com.tr

ÖZGÜMÜŞ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.

ADANA

0322 441 07 07

0322 441 14 14

www.ozgumus.com.tr

PINAR DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.

İZMİR

0232 479 03 53

0232 479 05 16

www.pinardokum.com.tr

RUBA PRES DÖKÜM SAN. A.Ş.

MANİSA

0236 213 08 86

0236 213 08 08

www.rubapresdokum.com

SAMSUN MAKİNA SANAYİ A.Ş.

SAMSUN

0362 266 51 60

0362 266 51 62

www.samsunmakina.com.tr

SERPA HASSAS DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0216 394 23 52

0216 394 23 55

www.serpahassasdokum.com

SİLVAN SANAYİ A.Ş.

İSTANBUL

0216 399 15 55

0216 383 31 38

www.silvansanayi.com

SÜPERPAR OTOMOTİV SAN. TİC. A.Ş.

İZMİR

0232 877 02 12

0232 877 02 17

www.superpar.com

ŞAHİN DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

İZMİR

0232 437 01 83

0232 437 01 85

www.sahindokum.com

ŞENKAYA ÇELİK DÖKÜM VE YEDEK PARCA FABR.

İZMİR

0232 877 21 23

0232 877 21 24

www.senkaya.com

TAN ÇELİK DÖKÜM MAK. SAN. TİC. A.Ş.

ELAZIĞ

0424 255 55 60

0424 255 55 63

www.tancelik.com

TOSÇELİK GRANÜL SAN. A.Ş.

İSTANBUL

0216 544 36 00

0216 544 36 06

www.toscelikgranul.com.tr

TRAKYA DÖKÜM SANAYİ TIC. A.Ş.

İSTANBUL

0212 315 52 40

0212 274 01 12

www.trakyadokum.com.tr

ÜMİT DÖKÜM TİCARET SANAYİ LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0216 499 46 46

0216 499 46 50

www.umitdokum.com.tr

ÜNİMETAL HASSAS DÖKÜM MAK. YED. PAR. A.Ş.

İSTANBUL

0216 394 03 90

0216 394 03 95

www.unimetal.com.tr

ANKARA

0312 641 31 83

0312 641 31 82

www.yazkan.com.tr

ANKARA MADENİ DÖKÜMCÜLER ODASI

ANKARA

0312 267 13 93

0312 267 04 97

www.ankara-dokumoda.org.tr

İZMİR BİLUMUM DÖKÜMCÜ KÜÇÜK ESNAF VE SANATKARLAR ODASI

İZMİR

0232 437 02 43

0232 437 01 46

-

KAYSERİ

0352 326 80 00

0352 326 89 69

-

5M ELEKTROMEKANİK İML. İNŞ. TUR. DAH. TİC. LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0216 527 83 54

0216 527 85 24

www.5mtr.com

ACARER METAL SANAYİ TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0212 296 46 07

0212 230 24 64

www.acarermetal.com

AMCOL MİNERAL MADENCİLİK SAN. TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0216 414 96 16

0216 414 96 20

www.amcol.com.tr

AVEKS İÇ VE DIŞ TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0216 410 00 60

0216 410 00 90

www.aveks.com.tr

BİLGİNOĞLU ENDÜSTRİ MALZ. SAN. VE TİC. A.Ş.

YAZKAN MÜH. DÖKÜM MAK. SAN. LTD. ŞTİ.

BÖLGESEL KURULUŞLAR

SİNAN DÖKÜMCÜLER TEMİN TEVZİ KOOPERATİFİ

KATILIMCI ÜYELER

İZMİR

0232 433 72 30

0232 457 37 69

www.bilginoglu-endustri.com.tr

ÇELİKTAŞ SINAİ KUMU MADEN SAN. NAK TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0212 275 57 13

0212 347 87 07

www.celiktassilis.com

ÇUKUROVA KİMYA END. A.Ş.

MANİSA

0236 233 23 20

0236 233 23 23

www.cukurovakimya.com.tr

EGES ELEKTRİK & ELEKTRONİK GER SAN TİC. A.Ş

İSTANBUL

0212 446 41 27

0212 446 41 27

www.eges.com.tr

EVREN İTH. İHR. PAZ. A.Ş.

İSTANBUL

0212 283 77 78

0212 283 77 78

evrencast@gmx.net

EXPERT MÜMESSİLLİK TURİZM TİC. LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0216 573 38 88

0216 573 06 28

www.expert.com.tr

FERROMET MÜMESSİLLİK TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0212 275 33 00

0212 275 33 08

www.dokumizabe.com

FOSECO DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

KOCAELİ

0262 677 10 50

0262 677 10 60

www.foseco.com.tr

HANNOVER-MESSE ANKİROS FUARCILIK A.Ş.

ANKARA

0312 439 67 92

0312 439 67 66

www.ankiros.com www.electro-nite.com

HERAEUS ELECTRO-NİTE TERMO TEKNİK SAN. TİC. A.Ş.

ANKARA

0312 267 08 88

0312 267 08 87

INDUCTOTHERM İNDÜKSİYON SİST. SAN. A.Ş.

KOCAELİ

0262 646 34 24

0262 646 29 62

www.inductotherm.com.tr interimpeks@gmail.com

INTERIMPEKS DIŞ TİCARET LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0216 688 44 10

0216 688 44 09

KADIOĞLU MADENCİLİK SAN. TİC. A.Ş.

KARABÜK

0370 424 10 50

0370 415 66 50

www.kadioglumaden.com.tr

KUMSAN DÖKÜM MALZEMELERİ SAN. TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0216 593 09 57

0216 593 09 59

www.kumsandokum.com.tr www.lma.com.tr

LMA MOTİF ALÜM. DÖKÜM SAN. MÜM. LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0216 593 13 61

0216 593 13 62

MAGMA BİLİŞİM TEKN. HİZM. LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0216 557 64 00

0216 557 64 00

www.magmasoft.com.tr

MARMARA METAL MAM. TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0216 447 29 55

0216 447 29 69

www.marmarametal.com

META-MAK METALURJİ MAK. MÜM. LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0212 270 07 08

0212 270 08 88

www.metamak.com.tr

METKO HÜTTENES ALB. KİMYA SAN. TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0216 355 50 96

0216 369 64 59

www.metkoha.com

NUROL TEKNOLOJİ SAN. MAD. TİC. A.Ş. (POTERN)

ANKARA

0312 278 02 78

0312 278 02 76

www.nurol.com.tr

SİLVAN DIŞ VE İÇ TİC. A.Ş.

İSTANBUL

0216 380 36 18

0216 416 91 59

www.silvanticaret.com

UNİKON METALURJİ VE KİMYA SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

İSTANBUL

0216 399 98 68

0216 442 11 90

www.unikon.com.tr


TÜDÖKSAD YAYINLARI Döküm Hataları Atlası: Amerikan Dökümcüler Birliği – AFS, American Foundrymen’s Society – Dökümcülüğün önemli yayınlarından biri olan Döküm Hataları Atlası’nın Amerika Birleşik Devletleri dışında tercüme edilerek yayınlanması hakkını ilk defa ve sadece Türkiye için TÜDÖKSAD‘a verdi. Yayın izninin alınması, derneğimiz üyelerinden Componenta Döktaş’ın tecrübeli kadrosundan 25 mühendis ile yapılan tercüme, redaksiyon ve tasarım çalışmaları için olağanüstü gayretler sarf edilerek çalışma Türk Döküm Sanayiine kazandırıldı. Bu yayın, her dökümcünün, metalurji, makine mühendisinin ve sektörde çalışan herkes için önemli bir başvuru kaynağı. Kitabın orjinali ABD’de AFS üyelerine 90 dolara fiyatla satılmakta. Telif ücretinin ödenmemesi, tercüme ve dizgi çalışmalarının gönüllü olarak gerçekleştirilmiş olması bu kitabın maliyetini düşürdü. TÜDÖKSAD Yayın Komitesi’nin aldığı karar ile Döküm Hataları Atlası Türkçe Baskısı bağış karşılığı dağıtılacak.

Fiyatı: 100 TL TÜDÖKSAD üyeleri için 50 TL

Fiyatı:100 TL Fiyatı:100 TL

Anadolu Dökümün Beşiği (Anatolia Cradle of Castings) Pik Dökümünden Atatürk Rölyefi (Siyah 40*30 cm)

Diğer Yayınlar: -Malzeme Bilgisi Kitabı (Yük. Müh. Günnur DİKEÇ) -Döküm Bilgileri Kitabı -Ankiros Uluslararası Döküm Kongresi Bildiriler Kitabı (1999) -Ankiros Uluslararası Döküm Kongresi Bildirileri CD (2001) -66. Dünya Döküm Kongresi Bildiriler Kitabı ( 2004 / 2 Cilt ) -Ankiros Uluslararası Döküm Kongresi Bildirileri CD (2006) Toplam 4 kitap ve 2 CD fiyatı: 200 TL

Teknik Seminer Kayıtları: -CGI Teknolojisi, Sfero ve Aşılama Teknolojileri, Türbin Döküm Teknikleri Dr.Milan Lampic ve Dr. Torbjorn Skaland - Yolluk ve Besleyiciler, iyi dökümün 10 kuralı Prof. John Campbell Toplam 8 DVD fiyatı: 50 TL

Almak istediğiniz yayını, cd ve dvd ile Atatürk Rölyefi bedellerini TÜDÖKSAD banka hesabına yatırdıktan sonra dekontu 0212-213 06 31 numaraya fakslayınız. Eğer üye değilseniz teslim adresinizi de belirterek – faksladığınız takdirde kitaplar kargo ile sizlere ulaştırılacak. Banka Hesap Numaraları: Garanti Bankası Esentepe Şubesi (347) 620 00 27 (TL) Akbank Yıldız Posta Cd. Şubesi (420) 176 58 6 (TL) Ziraat Bankası Gayrettepe Şubesi (915) 627 30 86-5001 (TL)




Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.