TİMFED Dergisi 09.Sayı

Page 1



Gerçek: Önce yalıtım sonra kaplama.

Yeni gerçek: Yalıtım ve kaplama tek malzemeyle, aynı anda. IsoTile VitrA’dan. Hem uzun ömürlü yalıtım, hem şık ve dayanıklı kaplama: VitrA IsoTile ile ikisi birden tek adımda, tek malzemeyle kolaylıkla yapılıyor, uygulama süresi yarı yarıya kısalıyor. VitrA Slimetric porselen karo ve ısı yalıtım malzemesini birleştiren IsoTile, en düşük maliyetli karo giydirme cephe uygulamalarıyla kıyaslandığında bile %20 daha ekonomik. Farklı ebat ve renk seçenekleri, bakım ve onarım gerektirmeyen yapısıyla, dış cephede yıllara meydan okuyan estetik görünümün yeni gerçeği IsoTile.

IsoTile tanıtım filmini seyretmek için kodu cihazınıza okutunuz.

www.isotile.com.tr | vitra.com.tr


İçindekiler Dergi Adı: Tesisat İnşaat Malzemecileri Federasyonu Dergisi İmtiyaz Sahibi ve Adresi: Y. Ali Tung (yalcinalitung@timfed.com) Necatibey Cd. Karınca Çıkmazı Sk. No:7 34425 Karaköy - İSTANBUL Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ve Adresi: Mehmet Arslan (mehmet.arslan@tepeinsmalz.com.tr) Kayışdağı Mah. Bostancı Dudullu Yolu No:40 Kadıköy - İSTANBUL Genel Yayın Yönetmeni: Prof. Dr. T. Hikmet Karakoç (hkarakoc@anadolu.edu.tr) Yapım & Görsel Tasarım Yönetmeni: Orhan Hopa (orhan@timfed.com) Tüccar, milletin emeği ve üretimini kıymetlendirmek için, eline ve zekasına emniyet edilen ve bu emniyete liyakat göstermesi gereken adamdır.

“Gazi Mustafa Kemal Atatürk Vecizeler” kitabı 3.Baskı - İnklap Kitapevi

TİMFED Yönetim Kurulu: Yalçın Ali Tung (TİMDER), Emin Ayar (TİMKODER), Kemal Yıldırım (TİMDER), Durmuş Arıcan (FİMSİAD), Lütfü Alkan (SİMSAD), M. Kemal Şahan (DİMSİAD), Mehmet Arslan (TİMDER), Mustafa Üstem (ANTİMDER), Osman Şahin (BURTİMDER), Serdar Dönmez (TİMDER), Yusuf Yıldırım (TİMKODER). Yayın Yürütme Kurulu: Prof. Dr. T. Hikmet Karakoç, Mehmet Arslan, Serdar Dönmez, Emin Ayar, Aydın Eşer, Nurhan Tanyeli, Orhan Hopa, Arzu Akıncı. Yönetim Yeri Adresi: Atatürk Mh. Namık Kemal Cd. Ekincioğlu Sk. No:44/1 K:1 34758 Ataşehir / İSTANBUL (0216) 629 0 100 Basım Yeri Adresi Telefonu: Özgün Ofset Yeşilce Mh. Aytekin Sk. No:21 Seyrantepe / İSTANBUL (0212) 280 00 09 Basım Tarihi : Şubat 2013

Yayın Türü : Yaygın Süreli

İletişim Bilgileri : Adres : Atatürk Mh. Namık Kemal Cd. Ekincioğlu Sk. No:44/1 K:1 34758 Ataşehir / İSTANBUL

İlan İndeksi : Ön Kapak İçi:

Seramiksan

Arka Kapak:

Ege Seramik

Arka Kapak İçi:

Baymak

1

Eczacıbaşı - VitrA

e-posta : info@timfed.com

29

Elmor

39

PIPEXPO

Web Sitesi : www.timfed.com

45

UNICERA

Telefon : (0216) 629 0 100

Dergimizde yayınlanan yazı ve görsellerden imza sahipleri sorumludur. Ticari reklamlar reklam verenlerin sorumluluğundadır. Yayınlanan yazı ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz, kullanılamaz.

2 Sayı 09 (2013/1)


İçindekiler

Söyleşi Ege Seramik San. ve Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Zıhnalı

46

TİMFED’den

8

İnşaat Sektörü Tüm Paydaşlarıyla Kentsel Dönüşüm Öncesinde İnşaat Sektörü Sorunları ve Geleceği’ni Mercek Altına Aldı

TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça TİMFED’i Ziyaret Etti

TİMDER, “Çalışma Mevzuatında 2013

12

PİLSA Yöneticileri TİMDER’i Ziyaret Etti Seyfullah Beysülen, TİMDER İş Hukuku Danışmanı Oldu TİMDER Y.K. Elmor Şirket Md. Hakan Günderen’i Ziyaret Etti Fırat Boru Paz. Md. İsmail Yıldırım TİMDER’i Ziyaret Etti TİMDER Akademi 2012 Dönemi Eğitim Programı Tamamlandı TİMDER, “İş Sözleşmesi ve Türleri” Konferası Gerçekleştirildi

TİMKODER Olağan Genel Kurul Toplantısı Yapıldı

16

TİMKODER Yönetimi 2011-2012 Dönemini Değerlendirdi TİMKODER Yön. Dönem Değerlendirme Topl. Devam Ediyor TİMKODER Eğitimleri 2012 Ödül Töreni Gerçekleşti TİMKODER, CHP Ankara Milletvekili Sinan Aygün’ü Ziyaret Etti TİMKODER, Altındağ Belediye Başkanı’nı Ziyaret Etti TİMKODER, Altındağ İlçe Emniyet Müdürü’nü Ziyaret Etti TİMKODER, Kızılbey Vergi Dairesi Müdürü’nü Ziyaret Etti Rüzgârlı Sokak Fırsat Günleri İkinci Sayısı Yayımlandı

42

Denizlili İşadamlarından ABD’ye Çıkarma DİMSİAD Bowling Turnuvası 2012 Yapıldı Indesit Company DİMSİAD’ı Ağırladı DİMSİAD Yeni Ofisine Taşındı

52

Sertaç Köleli - İzogün Cahit Canyurt - Canyurt Ticaret Hakan Çaylak - Karaçay Ltd. Şti. Hakan Ecer - Ece Yapı

Şehrin Nabzı - Denizli

60

Akgün Kavi - Akgün Bordür Güven Özçelik - Güven Özçelik İnş. Malz. Tic.

Süleyman Şahan ve Atanur Şahan - Şahanlar İnşaat Hüseyin Sever - Sever Yapı Salih Dayıoğlu - Yadigar Mobilya

Şehrin Nabzı - Antalya

68

Süleyman Acar - Asacarlar Dinçer Tosun - Arma Endüstriyel Engin Karabulut - Göbülü Ticaret Recep Keke - Nurs Yapı

30

ANTİMDER Eylül Ayı Toplantısında Baucon Yapex Konuşuldu ANTİMDER Ekim Ayı Olağan Toplantısı Gerçekleşti

40

BURTİMDER’de Yeni Dönem Start Aldı

Osman Doğan - Formstor

TİMKODER Yönetim Kurulu Termosan’ı Ziyaret Etti

ANTİMDER Üyeleri Akgün Fabrikasını Ziyaret Etti

50

Yasin Çataloluk - Okyanus Mimarlık

TİMKODER Esnaf Toplantıları Başladı

ANTİMDER’den

BURTİMDER’den

Şehrin Nabzı - Ankara

Uygulamaları” Konferansı Gerçekleştirildi

TİMKODER’den

Marmara Üniversitesi Metalürji ve Malzeme Mühendisliği Böl. Bşk. Prof. Dr. Ayhan Mergen

DİMSİAD’tan

BURTİMDER’in Yeni Yönetimi TİMFED’i Ziyaret Etti

TİMDER’den

Akademik Objektif

Yusuf Ünlüsoy - Ünmak

Makale İnsan Kaynakları Yönetimine Stratejik Yaklaşım Doç. Dr. Umut R. Tuzkaya,

75

ANTİMDER Kasım Ayı Toplantısında Stres Yönetimi Konuşuldu 2012’de Küçüldük Artık Gaza Basma Zamanı - Prof. Dr. S. Burak Arzova ANTİMDER, MÜSİAD Antalya Şubesi Yeni Başkanını Ziyaret Etti Halkla İlişkilerde “Hak Etmek” İlkesi - Prof. Dr. Nihat Karakoç Ocak Topl. Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası Gündemdeydi İşyerinde Psikolojik Taciz: MOBBİNG - Seyfullah Beysülen ANTİMDER Şubat Ayı Toplantısında ATSO Seçimleri Görüşüldü Sayı 09 (2013/1)

3


Yönetimden

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI Dünyadaki örneklerine göre ülkemizdeki Sivil Toplum Kuruluşlarının tarihçesi çokta eski değildir. Nüfusa göre Sivil Toplum Kuruluşu birçok dünya ülkesine göre oldukça az sayıda kalmaktadır. Şu anda sivil toplum kuruluşu statüsündeki bir çok derneğin aslında faaliyette olmayan lokal dernekler olduğunu da düşündüğümüzde, bu alanda köklü bir değişim ve gelişim yaşamamız gerektiği söylenebilir. Uluslararası STK’ların tarihi 19. yüzyılın ortalarına kadar uzanmaktadır. Köleliğe karşı ve kadın haklarının kazanılması konularında çok önemli roller oynayan STK’ların etkinlikleri Dünya Silahsızlanma Konferansında en üst düzeye ulaşmıştır. Ancak bugünkü manası ile “Sivil Toplum Kuruluşu” kavramı ilk defa 1945 yılında Birleşmiş Milletler teşkilatının kuruluşu sırasında, kuruluş beyannamesinde belirtildiği gibi devlet ve üye ülkelere ait olmayan kuruluşların danışmanlık rolü ile ilgili tanımlamada kullanılmıştır. Sivil Toplum Kuruluşlarının sürdürülebilir kalkınma alanındaki hayati rolleri ilk defa Birleşmiş Milletlerin STK’lar ile BM arasında sıkı danışmanlık ilişkilerinin düzenlendiği süreçte dile getirilmiştir. Sivil toplum kuruluşları oda, sendika, vakıf ve dernek adı altında faaliyet gösterir. Vakıf dernekler topluma yararlı bir hizmet geliştirmek için kurulmuş yasal topluluklardır. Sivil Toplum Kuruluşları, herhangi bir devlet organından bağımsız bir şekilde özel kişilerin girişimiyle kanuni olarak kurulmuş her türlü organizasyon için kullanılan genel bir terimdir. STK’ların tamamen veya kısmen devlet organları tarafından desteklendiği durumlarda bile STK bünyesinde herhangi bir devlet yetkilisi bulunmadıkça kurumun STK olma özelliğinin devam ettiği kabul edilir. Sivil toplum kuruluşları, resmi kurumlar dışında ve bunlardan bağımsız olarak çalışan, politik, sosyal, kültürel, hukuki ve çevresel amaçları doğrultusunda lobi çalışmaları, ikna ve eylemlerle çalışan, üyelerini ve çalışanlarını gönüllülük usulüyle alan, kâr amacı gütmeyen ve gelirlerini bağışlar ve/ veya üyelik ödemeleri ile sağlayan kuruluşlardır. 4 Sayı 09 (2013/1)

Yalçın Ali Tung TİMFED Yönetim Kurulu Başkanı yalcinalitung@timfed.com

STK’lar her ne kadar kar amacı gütmeyen ve gönüllü mantığı ile hareket eden örgütlenmeler olsalar da misyonlarını gerçekleştirebilmeleri ve gelişebilmeleri için gerekli kaynakları yeterince elde edememekte ve bundan şikayetçi olabilmektedirler. STK’lar son derece mütevazi finansman kaynakları ile son derece büyük faaliyetleri gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. Bu çerçevede finansman sağlama konusu STK’ların en büyük sorunu olarak ifade edilebilir. STK’lar için insan kaynağı aynı zamanda temel bir finansman kaynağıdır. Günümüzde bölgesel yapılanmaların da STK’lara finansal katkı bakımından fayda sağladığı görülmektedir. Örneğin; Avrupa Birliği fonları özellikle bu konuda destekleyici olmaktadır. Bu fonlar iyi projeler sayesinde hibe olarak STK’ya aktarılabilmektedir. 20. yüzyıl boyunca, küreselleşme STK’ların önemini artırmıştır. Çoğu sorunların ülkelerin kendi içinde çözülmesi imkansızdır. Uluslararası antlaşmalar ve Dünya Ticaret Örgütü gibi uluslararası örgütler, finansal alandaki büyük aktörlerin çıkarlarına odaklı olarak algılanmaktadır. Bu alandaki dengesizliği gidermek için STK’lar insani konular, kalkınma yardımları ve sürdürülebilir kalkınma alanlarında gelişim göstermişlerdir. Buna bir örnek olarak Dünya Ekonomik Forumu’na rakip bir toplantı olarak her yıl düzenlenen Dünya Sosyal Forumu’nun her yıl Ocak ayında Dünya Ekonomik Forumu’nun düzenlendiği Davos’ta düzenlenmesi belirtilebilir. Günümüz örgütleri bilgi teknolojilerinin gelişme ve yaygınlaşması ile veri elde etme, veriyi enformasyona dönüştürme ve onu da faaliyet süreçlerinde kullanılabilir bilgi haline getirme işlemini stratejik bir konu olarak ele almaktadırlar. Doğru kaynaklardan, doğru, eksiksiz ve zamanında elde edilen bilgi diğer kaynaklar da rasyonel kullanımını sağlamaktadır. Bu açıdan zaten son derece kısıtlı kaynaklara sahip olan STK’lar için doğru bilgileri elde etme büyük önem taşıyacaktır. Bilgi, iletişim sayesinde elde edilen bir kaynaktır. Güven unsurunun, kaynakların STK’ya yönelmesinde büyük etken olduğu gerçeği de asla göz ardı edilmemelidir.


Editör

AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ÇEVRE ve ENERJİ POLİTİKALARI AB diğer konularda olduğu gibi çevre konusunda da hem üye ülkeleri bağlayıcı mevzuatlar geliştirmiş hem de dünya çevre politikasının belirlenmesinde etkin bir güç olduğunu göstermiştir. Bu başlık altında irdelenen AB’nin çevre konusunda yaptıkları ve hedefledikleri de şüphesiz bunu desteklemektedir. Bunların yanı sıra oluşturduğu mekanizmalar ve bireylere tanıdığı haklar, birliğin bu konuda temele insanı yerleştirdiğini göstermektedir. Ülkemiz pek çok alanda olduğu gibi çevre alanında da AB’ye uyum sürecinde gelişim göstermiştir. Birliğin beklentileri ve koymuş olduğu standartlar doğrultusunda çalışmalar yürütülmektedir. Son ilerleme raporlarına göre hızlı bir gelişim süreci gösteren ülkemize halen eksik kalan noktalar mevcuttur. Türkiye’nin kendisine ait bir ulusal çevre politikası oluşturabilmesi için çabaların devam etmesi yararlı olacaktır. Kyoto Protokolü, çevreye olan duyarlılık ve küresel iklim değişikliği konusunda dünya ülkelerinin birlikte geliştirdikleri ortak aklın ürünüdür. Protokol, AB başta olmak üzere dünyanın önde gelen ülkelerinin çevre politikalarına yön vermiştir. Dünya çevre politikasını temelini oluşturan protokol, pek çok devletin ulusal çevre politikasının da çerçevesini oluşturmuştur. AB’nin çevre politikasının temelini oluşturan Kyoto Protokolü, birliğin Türkiye’den çevre konusundaki beklentilerine de dayanak oluşturmaktadır. Avrupa Birliği, kendine yetecek kadar yer altı kaynaklara sahip olmadığı için enerji konusunda dışa bağımlı olup, bu bağımlılık tüketime paralel olarak artış göstermektedir. Bu alanda elini güçlendirmek isteyen AB, yönetmelik ve yönergelerle enerji iç piyasasını düzenlemenin yanı sıra alternatif enerji kaynaklarına da önem vermektedir. Diğer yandan da yeni anlaşmalar imzalayarak enerji satın aldığı ülkelerin çeşitliliğini arttırma yoluna gitmektedir. Birliğin enerji politikasının temelinde vatandaşlarının refah düzeyini arttırmak vardır. Avrupa Birliği’nin enerji politikası için aşağıdaki hedefler ortaya konulmuştur: Tüketicilere daha yüksek kalitede kesintisiz ve daha ucuz enerji sağlanması,

Prof. Dr. T. Hikmet Karakoç TİMFED Dergisi Genel Yayın Yönetmeni hkarakoc@anadolu.edu.tr

Rekabet gücü, enerji arzını güvenliği ve çevreni korunması arasında bir denge sağlamak, Toplam enerji tüketiminde kömürün payını korumak, doğalgazın payını arttırmak, Nükleer enerji santralleri için azami güvenlik şartları sağlamak, Yenilenebilir enerji kaynaklarının payını arttırmak Birlik, 1997 yılında imzalanan Amsterdam Anlaşması ile sürdürülebilir büyüme hedefini ortaya koymuştur. Ekonomik, toplumsa ve kültürel anlamda gelişmenin sağlanması ve refahın korunması amacıyla oluşturulan sürdürülebilir büyüme hedefinin önemli unsurlarından birisi de enerji politikasıdır. Birlik sürdürülebilir büyümeyi gerçekleştirmek için enerji ile ilgili üç temel politika belirlemiştir: Birlik ekonomisini ve toplumsal refahı bozacak enerji sıkıntısı riskini azaltmak için enerji arzının güvenliği politikası, Toplumsal refahı arttırmak, endüstrinin rekabet gücünü yükseltmek için enerji maliyetlerini düşürmek amacıyla, rekabetçi enerji sistemi politikası, Hem enerji üretiminde hem de son kullanım alanları bakımından çevresel dengeleri gözetmek amacıyla çevrenin korunması politikası Son yıllarda enerji alanında atılımlar yapan Türkiye, dışa bağımlılığı azaltmak için alternatif enerji kaynaklarını gündemine almıştır. Sanayi yoğun bir yapıya bürünen ülkemizin enerji ihtiyacı ve giderek artmaktadır. AB’ye uyum sürecinde iç piyasayı düzenleme adına önemli adımlar atılmıştır. Jeopolitik konumundan da faydalanan Türkiye, enerji nakil hatları için bir köprü konumundadır. Son dönemlerde Avrupa politikası ile de kesişen ve ülkemizin isteğiyle gerçekleşen enerji anlaşmaları enerji alımı konusunda çeşitliliği arttırmıştır. Tam olarak oturmuş bir ulusal politikası olmayan ülkemiz, konumu ve coğrafi şartları sayesinde enerji konusunda sıkıntı yaşamamaktadır. AB standartlarını yakalama hedefi olan Türkiye, kendisi gibi dışa bağımlı olan AB ile yakın politikalar yürütmektedir. 5 Sayı 09 (2013/1)


Ekonominin Nabzı Gelecek ile İlgili Endişeler ve Moral Veren Türkiye Umberto ECO’nun meşhur “Gül’ün ADI” romanının ilk sayfalarına göz atıp üzerine de Âmin MAALOUF’un “Çivisi çıkmış dunya” eserini okuyunca gelecek için endişelenmemek çok zor. Bir tanesi Avrupa’nın nerden gelip nereye gittiğini diğeri de Orta Doğu’nun ve Batı Dünyasının içinde bulunduğu durumu anlatıyor ve pek de moral vermiyor. Açıkçası ekonomik krize girdiği için tarihte demokrasiden vaz geçmiş bir tek coğrafya bulunuyor. O da Avrupa. Bu sayfada yakın geçmişte seçimle iş başına gelip diktatör yapılan, sonra Avrupa’yı ve Dünya’yı kana bulayan insanlardan elbette bahsetmeyeceğim. Ancak gelecek ile ilgili yapılan her çalışmanın da böyle bir ihtimalin gölgesi altında yaşadığını hatırlatmak isterim. Ne zaman Yunanistan’da, İspanya’da veya başka bir Avrupa ülkesinde halk hareketleri olsa, ne zaman AB liderlerinden milliyetçi ifadeler gelse, beni bir tedirginlik alıyor. Belki de 1945 yılından beri bölgesel çatışmalar ve zalimlikler haricinde “Büyük Savaş” yaşamayan Avrupa’nın her an bu tehlike içine girebileceğini düşünmem sebebiyledir, bilemiyorum. AB ülkelerinde verdiğim tebliğler yada yaptığım konuşmalarda kendimi “tek Avrupa” fikrine Avrupalı meslektaşlarımdan daha fazla inanmış hissediyorum. Euro’nun artık sadece birimi değil, aynı zamanda Avrupa Siyasal Birliğinin kaldıracı olduğunu ısrarla tekrar ediyorum. Ne Yunanistan’ın ne de başka bir ülkenin Euro’dan çıkmaması gerektiğini hatta çıkamayacağını söylüyorum. Açıkcası tarihlerinde birçok kötü durumdan kurtulmuş, basiretli davranmış Avrupalıların yaşadığı liderlik sorunu beni düşündürüyor. Aslında ben de Avrupalıyım. Belki İskandinav yada İngiliz tarzında değil, Alman gibi değil ama, bir Akdenizli gibi hatta daha basit ifadeyle Türk tarzında Avrupalıyım. Türkiye’nin büyük bir çoğunluğu kendini bu şekilde hissediyor. Ekonomik kriz sebebiyel Avrupa Birliği üyeliğinden vazgeçmeye çalışan ülkelerin yanında, Türkiye son derece istikrarlı bir duruş sergiliyor. Bu sebeple Avrupa’nın içinde olduğu durumdan kurtulması için, tarihten kendisine miras kalan özelliklerine ve parçalarına daha fazla sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum. Avrupa hiçbir zaman sadece din ve ekonomiye bağlı bir değerler bütünü olmamıştır. Kötü bir haberim var. 21. Yüzyılda bir önceki yüzyıla göre daha fazla savaş göreceğiz. Ancak bu çatışmaların para ve sermaye piyasaları üzerindeki etkisinin sınırlı olacağını söyleyebilirim. Buna en güzel örnek yani başında demokrasiyi hiçe sayan bir coğfrafya varken, laik ve demokratik olup liberalizmi savunan Türkiye’nin eşine az rastlanacak bir ekonomik performans göstermesi ve portföy sermayesine önemli kazançlar sağlamasıdır. Belki bu yıl verilen Nobel 6 Sayı 09 (2013/1)

Prof. Dr. Emre Alkin TİMDER Ekonomi Danışmanı emre@emrealkin.com

Ödülü Makro Ekonomi’nin küresel ölçekteki başarısızlığına bir işarettir ancak, Türkiye’nin performansının da önemli bir fenomen olarak görülmesi gereğinin altını çizmek isterim. Bunu yapmam, bir Türk olarak değil bir bilim adamı olarak sorumluluğumdur diye düşünüyorum. Neredeyse 10 yıldan fazla geçti Türk Bankacılık Krizi’nin üzerinden ancak aldığımız dersler hala hafızalarda. O dersleri almış bir ekonomist olarak ABD ve AB Bankalarının 2004-2007 arasındaki “aktif yaratma rekabeti” çerçevesinde yaptıklarını hayretle izlemiş, “acaba nerde arabayı duvara vuracaklar” diye düşünmüştüm. Olanları biliyorsunuz tekrar hatırlatmaya gerek yok. Başka bir tarafa bakalım şimdi: Bana kalırsa piyasa kontrollerinin olmadığı ama sürekli açıkladıkları rakamlarla %8 büyüdüğünü söyleyen ve bilimsel anlamda kanıtlanması zor performanslara sahip iddialı ülkelere “mucize” gibi isimler takmaktansa, bilim adamlarının mucize diye birşey olmadığını kabul edip olaylara daha dikkatli bakması gerekiyor. Mesela Türk ihracatçılarının 2000 yılında 30 Milyar Dolar bile olmayan ihracatı 135 Milyar Dolar’a çıkarmaları ve bunu dünyanın en tehlikeli coğrafyalarında mal satarak gerçekleştirmeleri bir fenomendir. Ayrıca bu insanların demokrasiye ve barışa inanarak yaptıkları ziyaretlerin, bu coğrafyalarda yaptıkları yatırımların da ne kadar önemli olduğunu hatırlatmak istiyorum. Eğer motivasyon ve akılcılık gerekiyorsa her ikisinin de Türkiye’de olduğunu söyleyebilirim. Burada ülke ismi vermeyeceğim ancak adından “mucize” sıfatı ile bahsedilen ülkelerin ekonomilerinin bildiğimiz tarz demokrasiye dayanmaması, köklü bir ticaret ve bankacılık sistemi olmaması sebebiyle şu an ne durumda olduklarını dikkatlerinize sunuyorum. Umutların tükendiği yerde moral desteği isteyen varsa Türkiye’ye gelip azıcık etrafa bakması yeterlidir. Son olarak, 2050 yılına geldiğimizde Tükiye bölgenin enerji koridoru olmasının yanı sıra, bölgesinde en genç nüfusa sahip ve bu sebeple büyük bir arz/ talep potansiyeline sahip ülke olacak. Eğitim seviyesi de belki de en güçlü, tecrübesi zirvede gençlerin dünyada önemli görevlerde olacağını söylemek zor değil.


Dipnot

Risk ve Başarı Arasındaki İlişki Bir olayın gerçekleşme olasılığı ve olaydan etkilenme olanağına risk ya da diğer adıyla riziko denmektedir. Her ne kadar risk kelime anlamıyla halk arasında olumsuzluğu ifade etse de aslında riski göze almanın neticesinde tek bir sonuç yoktur. Tam aksine sonuç olumsuz olabileceği gibi gayet olumlu da olabilir. Risk kazanç ya da zarar ile doğru orantılıdır, her ikisi içinde diyebiliriz ki; risk arttıkça karşılaşılması muhtemel kar veya zarar artar, risk azaldıkça da azalır. Küçük yaşlardan itibaren ailemiz tarafından bize bir çok konuda temkinli olmamız konusunda telkinlerde bulunulur; onu yapma bunu yapma şeklinde uyarılmayanımız olmamıştır. Elbette temkinli olmak, riskten uzak kalmak bizi bir çok zarardan da korumuştur, ancak unutulmamalıdır ki; herşeyin fazlasında olduğu gibi temkinli olmanın da fazlası iyi değildir, bizi hayata karşı korkak olmaya yöneltir. Zaten hayatın akışı içerisinde ne kadar tedbirli ve hazırlıklı olursak olalım önümüze çıkacak gelişmeler bizi bambaşka bir yola da itebilir. Aslına bakarsanız risk almak tam da böyle bir şeydir. Yani hayat bize bir şekilde bir süpriz hazırladığında buna göre refleks geliştirip tekrar kendimizi huzur ortamına çekmek yerine istediklerimizi gerçekleştirebilmek ve mevcut şartlarımızı geliştirebilmek için bir fırsattır aslında. Bir çok dergide başarılı iş adamlarının nasıl risk aldığından ve de aynı oranda ne kadar başarılı olduğundan bahsedilir, bu genelleme aslında beraberinde ciddi bir yanılgıyı da getirmektedir. Her risk alan başarılı olur diye bir kaide yoktur. O başarılı insanların hikayelerinin temelinde iki önemli unsur yatmaktadır. Bunlardan biri zorluklar karşısında asla vazgeçmemeleri, diğeri ise başaracaklarına olan %100 inanmışlıklarıdır. Tıpkı 1632 yılında lodoslu bir havada Galata Kulesi’nden kuş kanatlarına benzer bir araç

Mehmet Arslan TİMFED Dergisi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü mehmet.arslan@tepeinsmalz.com.tr

takıp kendini boşluğa bırakan ve uçarak İstanbul Boğazı’nı geçip 3358 m. ötede Üsküdar’da Doğancılar’a indiği varsayılan Hezarfen Ahmet Çelebi’nin yaptığı gibi… Düşünsenize sadece bir kere deneme şansınız olan bir durumda boşluğa kendinizi uçmak için bırakıyorsunuz, bir tarafta Hezarfen Ahmet Çelebi’nin hayatı, diğer tarafta ise insanlık tarihine ilk uçan insan olarak geçme başarısı duruyor. Bu riski alabilmek için sizce de başarıya çok inanmak ve bilgiye güvenmek gerekmez mi? Risk almadan geçecek bir hayat bize sakin bir hayat geçirme ve sıkıntılardan uzak durma şansı verecektir muhakkak, ama unutulmamalıdır ki sürekli sakin bir limanda durmakla dünya keşfedilmemiştir. Yeni ufuklara yelken açmak, gereğinde fırtınalarla mücadele etmek ile insanlık tarihine bir çok başarılı mucit, bilimadamı, kaşif, lider, iş adamı devlet adamı vb. önemli izler bırakmış ve bu izleri takip eden nesiller bizler için önemli bir çok şeyi geliştirmiş ve önümüze sunmuştur. Denemekten kaçındığımız takdirde arkamızda pişmanlık bırakmaktan başka bir şey olmayacaktır, oysa riski göze alıp denediğimizde hayatımızı istediğimiz yönde geliştirme ve değiştirme şansımız olacaktır. Bu hayatın her alanı için geçerlidir. İşte böylesine hassas bir dengenin ta kendisi olmayı başaran risk, cesurca üstüne gidildiğinde beraberinde başarıyı da getiren bir dost mu, yoksa ona dokunmadan bin yıl yaşayabilecek bir yılan mı? İnsanoğlu her türlü kararında küçük-büyük fark etmez mutlaka bir risk alır. Aslında alınan her karar kendi içinde riskini de taşır. Belki de risk ile ilgili en doğru sözü “Ferrarisini Satan Bilge” kitabı’nın yazarı Robin Sharma söylemiştir. “En büyük risk, risk almamaktır.” 7 Sayı 09 (2013/1)


TİMFED’ten

İnşaat Sektörü Tüm Paydaşlarıyla Kentsel Dönüşüm Öncesinde İnşaat Sektörü Sorunları ve Geleceği’ni Mercek Altına Aldı

TİMFED (Tesisat İnşaat Malzemecileri Federasyonu)’in ev sahipliğinde, 11 Ekim 2012 tarihinde TOBB Plaza’da gerçekleştirilen “Kentsel Dönüşüm Öncesinde İnşaat Sektörü Sorunları ve Geleceği” toplantısında, kamuoyunda çok tartışılan ama detayları fazla bilinmeyen konulara değinildi. Toplantı Kentsel Dönüşüm ile ilgili birçok gerçeği ortaya koydu. TİMFED Yönetim Kurulu Başkanı Y. Ali Tung, Dumankaya İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Ali Dumankaya, İMSAD (İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Bilmaç ve TSF (Türkiye Seramik Federasyonu) Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay’ın konuşmacı olarak katıldığı ve Moderatörlüğünü TİMDER (Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği) Ekonomi Danışmanı Prof. Dr. Emre Alkin’in gerçekleştirdiği toplantıda medya ve inşaat sektörünün her kolundan yöneticiler ile profesyoneller katıldılar.

8

Konuşmacıların en çok altını çizdiği konu, Kentsel Dönüşüm hamlesinin durgun seyreden sektör için olumlu bir gelişme olduğu ancak detaylarının tam olarak çalışılmadan başlandığı oldu. Özellikle devletin bu konuda ayırdığı finans kaynağının yeterli olmadığı ancak bazı kararlar ile faiz desteği sağlanırsa, dönüşüm için gereken kaynağın yaratılabileceği belirtildi. Toplam Maliyetin Milyarlarca Dolar olduğu hatırlatılırken, “istim arkadan gelir” şeklindeki bir yaklaşımın uygun olmayacağı da ifade edildi. Sayı 09 (2013/1)

Prof. Dr. Emre Alkin

Küresel Ekonomik Konjonktür dahilinde sektör için gereken yeni hikayenin Kentsel Dönüşüm çerçevesinde oluşturulabileceği, ancak inşaat sektörünün ve inşaat malzemesi sektörünün kalite/fiyat rekabetine odaklanmış durumunun istenen sonuçları yaratamayacağı endişesinin altı çizildi. Diğer taraftan “konut stoku” sorununun abartıldığı, sektörde yeni teknoloji kullanılarak bitirlen projelerin alıcı bulduğu belirtildi.


TİMFED’ten

Durgunluğun konut stoku nedeniyle değil, talep cephesindeki endişeler sebebiyle oluştuğu da ifade edildi. Bu arada sürekli fiyat baskısı altında olan malzeme sektörünün de maliyet artışları sebebiyle, talepteki durgunluğa rağmen yakın zamanda zam yapabileceği de belirtildi. Konuşmacılar oldukça hazırlıksız ve plansız şekilde girişilen Kentsel Dönüşüm hamlesinin sektörün soğukkanlı ve tecrübeli duruşu sayesinde yoluna girebileceği konusunda umutları olduğunun altini çizerek sözlerini tamamladılar. Toplantı, ev sahipliğini yapan TİMFED Yönetim Kurulu Başkanı Y. Ali TUNG’un yaptığı kapanış değerlendirmesiyle sona erdi.

9 Sayı 09 (2013/1)


TİMFED’ten

BURTİMDER’in Yeni Yönetimi TİMFED’i Ziyaret Etti BURTİMDER’in 24 Aralık 2012 tarihinde gerçekleşen genel kurulu sonrasında belirlenen Yönetim Kurulu 31 Ocak 2013 tarihinde TİMFED Yönetim Kurulu Başkanı Y. Ali Tung’u İstanbul’da bulunan TİMFED genel merkezinde ziyaret etti. TİMFED Yönetim Kurulu Başkanı Y. Ali Tung’un yanı sıra TİMDER Yönetim Kurulu üyelerinin de hazır bulunduğu toplantı katılımcıların kısaca kendileri hakkında bilgi vermeleriyle başladı. BURTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Aydın Eski Bozkurt’un da göreve gelmiş oldukları bu kısa süre içine gerçekleştirmiş oldukları faaliyetler hakkında bilgi vermesinin ardından TİMFED ve TİMDER’in BURTİMDER çalışmalarına sağlayabileceği katkılar, TİMFED’in gelecek faaliyet planları hakkında görüş alışverişinde bulunuldu. Toplantı günün anısına BURTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Aydın Eskibozkurt’un TİMFED Yönetim Kurulu Başkanı Y. Ali Tung’a BURTİMDER rozetini takması ile son buldu.

TİMFED Yönetim Kurulu Başkanı Y. Ali Tung ve BURTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Aydın Eskibozkurt

10 Sayı 09 (2013/1)


TİMFED’ten

TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça TİMFED’i Ziyaret Etti

TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça

TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Onatça, 7 Şubat 2013 tarihinde, TİMFED Yönetim Kurulu Başkanı Y. Ali Tung’u TİMFED Genel Merkezinde ziyaret etti. Başkanların yanı sıra TİMFED Yönetim Kurulu Üyeleri Kemal Yıldırım, Kemal Çelik ve Mehmet Arslan, TÜRKONFED Genel Sekreteri Arzu Turhan, TİMFED Genel Koordinatörü Nurhan Tanyeli’nin de bulunduğu toplantıda TÜRKONFED ve TİMFED sinerjisi ile yapılabilecek çalışmalar, TİMFED’in Gözlemci Üyelik’ten Üyeliğe geçişi hakkındaki görüşler paylaşıldı.

11 Sayı 09 (2013/1)


TİMDER’den

TİMDER, “Çalışma Mevzuatında 2013 Uygulamaları” Konferansı Gerçekleştirildi

TİMDER, güncel gelişmelere paralel olarak gerçekleştirdiği konferanslarına bir yenisini daha ekledi. Çalışma mevzuatına yönelik yeni çıkan ve yürürlükte olan kanunlar çerçevesinde üyelerini bilgilendirmek, dikkat edilmesi gereken hususlara dikkat çekmeyi görev bilen TİMDER, 28 Kasım 2012 tarihinde, TİMDER Genel Merkezi konferans salonunda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı emekli İş Müfettişi Seyfullah Beysülen’in sunumuyla “Çalışma Mevzuatında 2013 Uygulamaları” Konferansı gerçekleştirildi. Yoğun ilgi ile gerçekleşen konferansta, yeni iş sağlığı ve güvenliği kanunu, iş sözleşmesi ve türleri, çalışma mevzuatında yapılan değişiklikler ve dikkat edilmesi gereken hususlar başta olmak üzere birçok konuda bilgi aktaran Seyfullah Beysülen, sunumunun ardından katılımcılardan gelen soruları yanıtladı.

12 Sayı 09 (2013/1)

Seyfullah Beysülen


TİMDER’den

PİLSA Yöneticileri TİMDER’i Ziyaret Etti Pilsa Genel Müdürü Saeed Alavi, Satış ve Pazarlama Müdürü Mustafa Alp Koca ve Bölge Müdürü Burak Karataş’tan oluşan heyet 12 Kasım 2012 tarihinde TİMDER Yönetim Kurulunu dernek merkezinde ziyaret etti. TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Y. Ali Tung’un dernek hakkında bilgi paylaşmasının ardından Pilsa yetkililerinden şirket hakkında bilgi alındı. Sektör sorunları, ilerleme süreci, fuar organizasyonları gibi konulara değinilen sektör sohbetinin ardından karşılıklı dilek ve temenniler alınarak toplantı sona erdi.

Seyfullah Beysülen, TİMDER İş Hukuku Danışmanı Oldu TİMDER Yönetim Kurulu, 28 Ocak 2012 tarihinde gerçekleştirilen “Çalışma Mevzuatında 2013 Uygulamaları” konferansının ardından alınan olumlu tepkiler ve üyelerin bu konudaki ihtiyaçlarını dikkate alarak Seyfullah Beysülen ve şirketi DMB Danışmanlık ile İş Hukuku danışmanlığı anlaşması yaptı. Bu anlaşma gereğince; TİMDER Üyeleri iş hukuku kapsamındaki tüm sorularını info@timder.org.tr adresinden TİMDER’e ulaştıracak, alınan yanıtlar da TİMDER üyeleri ile en kısa süre içinde paylaşılacak. Bununla birlikte Seyfullah Beysülen belirlenen periyodlarda TİMDER üyeleri ile bilgi paylaşım toplantısı gerçekleştirecektir. Seyfullah Beysülen 1965 yılında Bingöl’de doğdu. İlk-orta ve lise öğrenimini Ankara-Kazan ilçesinde tamamladı. Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler

Fakültesi İşletme Bölümü’nden mezun oldu. 1993 Yılında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişi olarak çalışmaya başladı. 2012 yılında emekli oldu. İş Müfettişleri Derneği üyesi olan Beysülen, çalışma ve sosyal güvenlik mevzuatı çerçevesinde danışmanlık yapmaktadır. Sayı 09 (2013/1)

13


TİMDER’den

TİMDER Yönetim Kurulu Elmor Şirket Müdürü Hakan Günderen’i Ziyaret Etti

TİMDER Yönetim Kurulu Üyeleri Elmor Şirket Müdürü Hakan Günderen’i makamında ziyaret etti. 5 Şubat 2013 tarihinde gerçekleşen ziyarete TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Y. Ali Tung, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kemal Yıldırım, Yönetim Kurulu Üyeleri Aydın Eşer, Kemal Çelik ve Genel Koordinatör Nurhan Tanyeli katıldı.

Hakan Günderen

TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Y. Ali Tung’un TİMDER’in son dönem faaliyetleri ve yakın plandaki projeleri hakkında bilgi vermesinin ardından Elmor A.Ş. Şirket Müdürü Hakan Günderen de şirketi hakkında bilgi aktardı. Çocukların banyo kullanımı hakkında bilgilendirilmesini amaçladıkları ve Erdil Yaşaroğlu ile çizgileriyle hayat bulan sosyal sorumluluk projeleri “Benim Güvenli Banyom” hakkında da bilgi aktaran Hakan Günderen ile TİMDER Yönetim Kurulu Üyelerinin sektör üzerine gerçekleştirdikleri

14 Sayı 09 (2013/1)

sohbet ve birlikte yapılabilecek ortak projeler hakkında görüşlerin paylaşılması ile ziyaret sona erdi.


TİMDER’den

Fırat Boru Pazarlama Müdürü İsmail Yıldırım TİMDER’i Ziyaret Etti

Fırat Boru Pazarlama Müdürü İsmail Yıldırım

Fırat Boru Pazarlama Müdürü İsmail Yıldırım, Volkan Okdar ile birlikte TİMDER Yönetim Kurulu’nu ziyaret etti. 22 Ocak tarihinde gerçekleşen ziyarette TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Y. Ali Tung’un TİMDER’in son dönem faaliyetleri hakkında bilgi vermesinin ardından sektörel fuarlar, sektörün bugünü ve geleceği hakkındaki görüşler paylaşıldı.

15 Sayı 09 (2013/1)


TİMDER’den

TİMDER Akademi 2012 Dönemi Eğitim Programı Tamamlandı

16

TİMDER’in 2005 yılından beri aralıksız olarak sürdürdüğü ve sağladığı katkı dolayısıyla her geçen yıl ilginin daha da arttığı TİMDER Akademi eğitim seminerlerinin 2012 dönemi 29 Kasım 2012 tarihinde gerçekleştirilen vaka çalışması ve sınav ile tamamlandı.

Her yıl olduğu gibi katılımcıların tümüne katılım sertifikalarının verildiği eğitimlerde dereceye giren katılımcılara ayrıca TİMDER Akademi ödül töreninde Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından akredite edilen Başarı Sertifikası ve TİMDER Özel Ödülleri takdim edilecek.

Kişisel Gelişim Okulu, Yönetim Okulu, Pazarlama & Satış Okulu ve Finans Okulu olmak üzere 4 okul konseptinde 22 dersten oluşan, Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından akredite edilen eğitim seminerleri 4 Eylül – 29 Kasım 2012 tarihleri arasında İstanbul Gayrettepe Dedeman Otel’inde gerçekleşti.

TİMDER, Akademi eğitimlerine sponsorluk desteği veren; Türkiye Seramik Federasyonu, Kale Grubu, Kalekim, Eczacıbaşı Grubu, Franke, Teka, Duravit, Elmor, Ece Armatür / Newarc, Ekpaş, Adell, Bien Seramik, Creavit / Çanakcılar, Daikin ve Orka Banyo’ya teşekkürlerini sunar.

Konusunda uzman eğitmenlerin bilgi ve sunumlarıyla gerçekleşen eğitimler, güncel hayat ve olaylardan örneklemeler, uygulamalar, vaka çalışmaları ve yaratıcı eğitim teknikleriyle de katılımcılar tarafından büyük beğeni topladı. Sayı 09 (2013/1)

2012 DÖNEMİ SPONSORLARINA TEŞEKKÜR EDERİZ.


TİMDER’den

TİMDER, “İş Sözleşmesi ve Türleri” Konferansı Gerçekleştirildi TİMDER’in üyelerini bilgilendirmek, iş hukuku kapsamındaki sorularına profesyonel yanıt üretmek adına İş Müfettişi Seyfullah Beysülen ile yapmış olduğu iş hukuku danışmanlığı kapsamındaki ilk konferansı “İş Sözleşmesi ve Türleri” başlığı ile 29 Ocak 2013 tarihinde TİMDER Genel Merkezi konferans salonunda gerçekleşti.

Seyfullah Beysülen

TİMDER İş Hukuku Danışmanı Seyfullah Beysülen katılımcılara; iş sözleşmelerinde yer alan tanımlar, belirli ve belirsiz iş sözleşmeleri, kısa süreli iş sözleşmeleri, mevsimlik iş sözleşmeleri gibi birçok konuda gereklilikler ve dikkat edilmesi gereken hususları aktardıktan sonra katılımcıların sorularını yanıtladı. Katılımcıların sorularını yanıtlayan Beysülen TİMDER Üyelerinin iş hukuku kapsamındaki tüm sorularını info@timder.org.tr mail adresi üzerinden kendisine iletileceğini hatırlattı. Konferans gelecek toplantı programında üyelerin ele alınmasını istediği konular hakkında da Seyfullah Beysülen’in görüş toplamasının ardından sona erdi.

17 Sayı 09 (2013/1)


TİMKODER’den

TİMKODER Olağan Genel Kurul Toplantısı Yapıldı

TİMKODER (Tesisat İnşaat Sanayi Malzemecileri Derneği) Olağan Genel Kurul Toplantısı 30 Haziran 2012 Cumartesi günü Ulus Rüzgarlı Sokak Eser İşhanı’nda yer alan dernek merkezinde gerçekleştirildi. Açılış konuşmasını yapan Başkan Temel Aktay, ikinci toplantı olması nedeniyle çoğunluk aranmadığını belirterek katılan 54 üye ile toplantıyı açtı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu M. Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve vefat eden TİMKODER üyeleri için 1 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı okundu. Gelen telgraflar okunduktan sonra Divan Heyeti teşkili için çalışmalara geçildi. Divan Heyeti için teklif edilen tek liste oy birliği ile kabul edildi. Divan Başkanlığı’na Alaaddin Doğan, yardımcılıklarına Hüseyin Canyurt ve İlker Akar seçildi. Mevcut gündem okunarak genel kurulun bilgisine sunuldu. 2011-2012 dönemi Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu Başkan Temel Aktay tarafından; Denetim Kurulu Raporu, Denetim Kurulu Asil Üyesi Ali Bakır tarafından okundu.

18

Gelir ve gider hesapları ile tahmini bütçe Muhasip Üye Tekin Yetiş tarafından genel kurula sunularak yönetim, denetim kurulu raporları ile gelir gider hesaplarının görüşülmesine geçildi. Yönetim, denetim kurulu raporları ile gelir gider hesapları ayrı ayrı oylanarak oybirliği ile kabul edildi. Yönetim ibra edildi. Yeni yönetim kurulu, denetim kurulu ve danışma kurulu üyelerinin seçimine geçildi. Verilen önergede yer alan isimler oybirliği Sayı 09 (2013/1)

ile ilgili komitelere seçildi. TİMKODER 2012-2013 dönemi Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Temel Aktay seçilirken Başkan Yardımcıları Tekin Yetiş ve Ercan Yılmaz oldu. Dilek ve temenniler kısmında söz alan Nafiz Yayla, Yunus Altun, Ferhat Nuri Pergün ve İlyas Karacaer Rüzgarlı’nın sorunları ile ilgili görüşlerini belirttiler. Dernek ve belediyenin ortak çalışarak mevcut sorunların giderilmesi için temennilerini dile getirdiler. Toplantıya katılan TOBB Başkanı Sayın M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve CHP Ankara Milletvekili Sayın Sinan Aygün söz alarak derneğin önemi ve üyelerin birlik ve beraberlik içinde olmalarını temenni ettiler. Başkan Temel Aktay divan heyetine ve katılımları dolayısıyla tüm üyelere teşekkür etti. Divan başkanı Alaaddin Doğan iyi niyet dilekleri ile toplantıyı sona erdirdi.


TİMKODER’den

TİMKODER Yönetimi 2011-2012 Dönemini Değerlendirdi TİMKODER Yönetim Kurulu, 13 Haziran’da Hacıbaba Restoran’da dönem değerlendirme yemeği düzenledi. Yemek öncesinde söz alan TİMKODER Yönetim Kurulu Başkanı Temel Aktay 2011-2012 döneminde yönetim olarak yaptıkları faaliyetler hakkında bilgiler verdi. Her yıl olduğu gibi bu yıl da düzenlenen eğitim programının önemine değinerek önümüzdeki dönemlerde de bu eğitim programlarının devamlılığının sağlanması gerektiğini belirtti. Rüzgarlı Sokak Insert çalışmasının üyelerdeki perakendeyi artırabilmek ve tüketiciyi aileleri ile birlikte Rüzgarlı Sokak’a çekebilmek için önemli bir atılım olduğunu vurgulayarak tüm esnafın bu konuya gereken önemi vermesi gerektiğini dile getirdi. İstanbul’da olduğu gibi Ankara’da da ATO Kongre ve Fuar Merkezi’nde banyo, mutfak, seramik sektörlerine yönelik fuar organizasyonunun düzenlenmesi için çalışmalara en kısa zamanda başlanması gerektiğini söyledi. Rüzgarlı Sokak’ın sorunlarına da değinen Aktay, Büyükşehir Belediyesi ile koordineli olarak yapılan

Rüzgarlı Sokak yenileme projesinin hayata geçirilmesine dair sonuca yaklaşıldığını, bu projenin hayata geçmesiyle Rüzgarlı Sokak’ın “Ankara’nın En Büyük Açık Hava Yapı Marketi” olacağını dile getirdi. Yeni dönemde yapılması gereken düzenlemelerin ve faaliyetlerin üzerini çizerek bu konuda herkesin üzerine düşen görevi yapması gerektiğini belirten Aktay, tüm yönetim kurulu üyelerine katkılarından dolayı teşekkür ederek konuşmasını tamamladı. Yapılan değerlendirme toplantısının ardından tüm üyeler keyifli sohbetler eşliğinde güzel bir akşam yemeği yediler.

TİMKODER Yönetimi Dönem Değerlendirme Toplantıları Devam Ediyor TİMKODER Yönetim Kurulu üyeleri, 24 Eylül 2012 Pazartesi günü Çayyolu’nda bulunan Meşhur Tavacı Recep Usta Restoran’da akşam yemeğinde buluştu. Sektörün durumu hakkında değerlendirmelerde bulunan TİMKODER üyeleri, Rüzgârlı Sokak’ın sorunları, bu konuda yapılması gereken faaliyetler ve tüm üyelerin birlikte hareket etmesinin önemi üzerine istişarelerde bulundular. TİMKODER yönetimi olarak yeni dönemde yapılması gereken düzenlemelerin ve faaliyetlerin altı çizilerek herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesinin gerekliliği dile getirildi. Tüm üyeler keyifli sohbetler eşliğinde güzel bir akşam yemeği yediler. Sayı 09 (2013/1)

19


TİMKODER’den

TİMKODER Eğitimleri 2012 Ödül Töreni Gerçekleşti TİMKODER tarafından düzenlenen 3. Eğitim Programı sertifikaları ve ödüle hak kazanan katılımcıların ödülleri 27 Haziran 2012 tarihinde ATO Meclis Salonu’nda düzenlenen yemekli toplantıda sahiplerine verildi.

TİMKODER Yön. Kur. Bşk. Temel Aktay

24 Ocak 2012 - 29 Mart 2012 tarihleri arasında ATO Meclis Salonu’nda her hafta Salı günü 18.00 – 21.00 saatleri arasında yapılan eğitim seminerleri sonunda, belirli bir katılım sağlayan 118 kişi sertifika almaya hak kazandı. Eğitimin son günü yapılan sınava 122 kişi katıldı. Eğitim programı sonunda yapılacak sınavda ilk 10’a giren katılımcılara ödüller verileceği ilan edilmişti. Eğitim programının en büyük destekçisi olan ATO Başkanı Salih Bezci’nin katılımı, katılımcıları oldukça memnun etti. TİMKODER Başkanı Temel Aktay’ın açılış konuşmasını takiben sertifika almaya hak kazanan katılımcılara sertifikaları TİMKODER Yönetim Kurulu üyelerince tek tek takdim edildi. Eğitim Programı sonunda yapılan sınavda aynı puanı alarak Birinci olan Fatma Evci ve Serkan Erkaya’ya ödüleri iPad ve LCD Tv TİMKODER Başkanı Temel Aktay tarafından verildi.

20

3. olan Tülay Berker’e ödülü Notebook, TİMKODER Başkan Yardımcısı Tekin Yetiş tarafından; 4. olan Barış Bora’ya Navigasyon ödülü TİMKODER Başkan Yardımcısı Ercan Yılmaz tarafından verildi. Dereceye giren diğer katılımcıların ödülleri de diğer Yönetim Kurulu Üyeleri tarafından takdim edildi.

ATO Başkanı Salih Bezci adına Aladdin Doğan Plaketini Temel Aktay’dan aldı

TİMKODER Eğitim Programına katkılarından dolayı Elmor A.Ş. adına plaketi Mutlu Erturan’a Birol Öztürk takdim etti

TİMKODER Eğitim Programına katkılarından dolayı Ekpaş A.Ş. adına plaketi Temek Aktay’a Yunus Altun takdim etti

TİMKODER Eğitim Programını gerçekleştiren ITEC Danışmanlığa katkılarından dolayı plaketini Akın Yılmaz Tekin Yetiş’ten aldı

Sayı 09 (2013/1)


TİMKODER’den

ATO Başkanı Salih Bezci’nin plaketini kendisine verilmek üzere Alaaddin Doğan’a Temel Aktay takdim etti. Sponsorların ödül töreninde ise; ELMOR Grubu adına ödülü Mutlu Erturan’a TİMKODER Yönetim Kurulu Üyesi Birol Öztürk tarafından takdim edildi.

TİMKODER Yönetim Kurulu, eğitim programına katkılarından dolayı başta TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, ATO Başkanı Salih Bezci olmak üzere sponsorlara ve tüm katılımcılara teşekkür ederken tüm katılımcılar bir sonraki eğitim programına davet edildi.

EKPAŞ Grubu adına ödülü, kendileri katılamadığı için TİMKODER Başkanı Temel Aktay’a eski dernek başkanlarından Yunus Altun tarafından takdim edildi. Eğitim firması Genel Müdürü Sayın Akın Yılmaz’a ödülü, Eğitim Komitesi Başkanı Sayın Tekin Yetiş tarafından verildi.

Dönem Birincisi Serkan Erkaya’ya ödülünü Temel Aktay takdim etti

Süleyman Bircan adına ödülü Kemal Aydemir’e Mustafa Kızılkaya takdim etti

Emin Evci’ye ödülünü Bilal Baba takdim etti

Dönem Birincisi Fatma Evci’ye Ödülünü Temel Aktay takdim etti

Dönem Üçüncüsü Tülay Berker’e ödülünü Tekin Yetiş takdim etti

Barış Bora’ya ödülünü Ercan Yılmaz takdim etti

Adnan Bayır’a ödülünü Sertaç Köleli takdim etti Babür Aydemir’e ödülünü Harun Şahin takdim etti

Yıldız Yılmaz’a ödülünü Alaaddin Doğan takdim etti

Serpil Şuşe’ye ödülünü Harun Şahin takdim etti

Sayı 09 (2013/1)

21


TİMKODER’den

TİMKODER Esnaf Toplantıları Başladı

TİMKODER tarafından ilki gerçekleştirilen Rüzgârlı Sokak Esnaf Toplantısı 17 Ekim 2012 Çarşamba günü dernek merkezinde yapıldı. Rüzgârlı Sokak’ta faaliyet gösteren pek çok esnafın katılımıyla gerçekleşen toplantıda, günümüz şartlarında sektörde yaşanan sıkıntılara değinildi. Genel olarak piyasada alım satımda nakit ödemelerin zorlaştığı, hacizin kalkmasıyla beraber çek yazımının ciddi bir şekilde arttığına dikkat çekildi. TİMKODER Yönetim Kurulu Başkanı Temel Aktay ilki gerçekleştirilen bu esnaf toplantısının belirli periyotlarla tekrarlanacağını belirtti. Aktay, bu toplantılar ile Rüzgârlı Sokak’ta yer alan esnaflar arasında oluşturulacak bağ ve güven duygusu ile birlik ve beraberlik içinde hareket etmenin amaçlandığını belirtti. Piyasada yaşanan olumlu ve olumsuz gelişmelerin hep birlikte paylaşılmasının herkes için önemli bir adım olacağına işaret etti.

22 Sayı 09 (2013/1)

Rüzgârlı Sokak’ta yer alan tüm esnaflara derneğe üye olma çağrısı yapan Aktay, birlikten kuvvet doğar ilkesiyle hareket edilirse çok daha önemli işlere imza atılabileceğinin altını çizdi. Derneğin gelişmesi adına herkesten gelecek fikir ve önerilere her zaman açık olduklarını dile getirdi. Katılan tüm katılımcılardan bir sonraki toplantılara da aktif olarak katılmaları ricasında bulundu.



TİMKODER’den

TİMKODER, CHP Ankara Milletvekili Sinan Aygün’ü Ziyaret Etti

Tesisat İnşaat Sanayi Malzemecileri Derneği (TİMKODER) Yönetim Kurulu Başkanı Temel Aktay ve Yönetim Kurulu Üyeleri, CHP Ankara Milletvekili Sinan Aygün’e ziyarette bulundu. TİMKODER üyelerini Çukurambar’daki ofisinde ağırlayan Aygün, ziyaretten son derece memnuniyet duyduğunu dile getirdi.

bir suç olmasına rağmen, bu suça verilen adli para cezasının ödenemediğinde hapis cezasına dönüşmesi, olayı toplumsal bir sorun haline getirdi. Borcunu ödeyemediği için bir esnafı, iş adamını hapse atmak onu borcunu ödememeye mahkûm etmektir. Hükümetten gelen tasarıyla birleştirilerek kabul edilen teklifim yasalaştığında, bu insanlara borçlarını ödemek için yeni bir şans vermiş olacağız. Bu bakımdan çekte hapis cezasını kaldırmak, ekonomiyi daraltmaz, aksine canlandırır” dedi. Oldukça keyifli geçen ve hoş sohbetlerin yaşandığı ziyarette Sinan Aygün’ün göstermiş olduğu ilgi, alaka ve misafirperverlik karşısında TİMKODER Yönetimi kendisine çok teşekkür ettiklerini ve bu durumdan duydukları memnuniyeti dile getirdiler. Sinan Aygün’ün ofisinde yer alan tespihler, tüm TİMKODER üyelerinin oldukça ilgisini çekti. TİMKODER üyeleri Sinan Aygün’ün bu yöndeki merakını ve ilgisini de dinleme ve görme şansını buldular.

Aygün, ilk olarak kendi çalışmaları ile ilgili bilgiler aktardı. Ardından şu an mevcut güncel konular üzerinde fikir alışverişinde bulunuldu. Sinan Aygün’ün esnaflık günlerinden, piyasalarda yaşanan sıkıntılara kadar pek çok konu masaya yatırıldı. Rüzgârlı Sokak’taki esnaflık günlerinden bahseden Aygün, “Biz Rüzgârlı Sokak esnafıyız. Bu işe, beylere “abi” hanımlara “abla” diyerek başladık.” diye ifade ederek mesleki geçmişinden söz etti.

24

Aygün, karşılıksız çek suçunda hapis cezasını kaldırıp yerine idari yaptırım öngören Yasa ile ilgili olarak hapis cezasının kaldırılmasıyla binlerce esnafın yeniden dükkânına dönmesinin sağlanacağını iletti. Aygün; “Karşılıksız çek ekonomik Sayı 09 (2013/1)


TİMKODER’den

TİMKODER, Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki’yi Ziyaret Etti Altındağ Belediye Başkanı Sayın Veysel Tiryaki, TİMKODER Yönetim Kurulu Başkanı Temel Aktay ve TİMKODER Yönetim Kurulu Üyelerini makamında ağırladı. Altındağ Belediyesi olarak çalışmaları hakkında bilgi veren Sayın Veysel Tiryaki, Belediye çalışanlarının 2200 kişiden 450 kişiye indirildiğinden ve diğer belediye faaliyetlerinden bahsetti. Yenilenen yüzüyle Hamamönü’ne değinen Tiryaki, yaratılan şirket merkezleri ve turistik alanların çok kısa sürede ilgi çekici hale geldiğini ve bundan duydukları memnuniyeti dile getirdi. Konuyla ilgili çalışmaları üzerine TİMKODER üyelerine de tavsiyelerde bulunan Tiryaki, bu konuyu değerlendirmelerini istedi. TİMKODER Yönetim Kurulu Başkanı Temel Aktay ise Rüzgârlı Sokak ile ilgili talepleri olduğunu dile getirerek, özellikle temizliğe verdikleri öneme değindi. Müşterilerin ve esnafın daha rahat yürüyebilmeleri adına temizlik ve kapı önlerindeki malzemelerin kontrolünü rica etti. Tiryaki, bu

konuyu dikkate alacaklarını ve gerekli desteği vermeye çalışacaklarını iletti. Görüşme sırasında Altındağ Belediye Başkanı Sayın Veysel Tiryaki, TİMKODER üyelerine son okuduğu ve çok beğendiği bir kitabı tavsiye etti. İshak Alaton’un, Mehmet Gündem’in sorularıyla kendi hayatını anlattığı “Lüzumlu Adam İshak Alaton” kitabını tüm personeline de önerdiğini dile getirirken kitabın, sıkıntılarla başlayıp başarıya uzanan bir hayat hikâyesini anlattığından söz etti. Samimi bir sohbet ortamında geçen ziyaret, memnuniyet ve teşekkür ile son bulurken karşılıklı dileklerin önemle değerlendirileceği dile getirildi.

25 Sayı 09 (2013/1)


TİMKODER’den

TİMKODER, Altındağ İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Ergün Doğu’yu Ziyaret Etti

Altındağ İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Ergün Doğdu, TİMKODER Yönetim Kurulu Başkanı Temel Aktay ve Yönetim Kurulu üyelerini makamında ağırladı. Temel Aktay’ın Rüzgârlı Sokak ile ilgili sorun ve taleplerini dile getirdiği görüşme, oldukça olumlu sonuçlandı. Görüşmede TİMKODER Yönetim Kurulu Başkanı Temel Aktay, Rüzgârlı Sokak ile ilgili olarak; öncelikle güvenlik önlemleri ile ilgili sorunların çözüme kavuşmasını istediklerini dile getirdi. Bununla ilgili olarak, yaşanan uygunsuz durumlara karşı hassasiyet beklenildiği üzerinde duruldu. Doğdu, konuya duyarlı olduklarını “Rüzgârlı Sokak’tan gelebilecek şikâyetleri 24 saat dinlemeye hazırız” diye ifade etti. Çözüme yönelik olarak Ahmet Ergün Doğdu; Çankırı Caddesi üzerindeki polis görevlilerinin belirli noktalarda gün boyu nöbet tutmasını, Rüzgârlı Sokak içinde hırsızlıkla ilgili önlemlerin alınıp ringlerin hızlandırılması ve artırılmasını, ayrıca 2013 yılında verilen bir yetki kapsamında otopark yerlerine 2. ve 3. sırada park etmiş olan araçlara ceza kesme yetkilerinin olduğunu belirtti.

26

TİMKODER Yönetim Kurulu Başkanı Temel Aktay’ın Rüzgârlı Sokak’ın taleplerini de dile getirdiği görüşmede özellikle çözüm yolları üzerinde duruldu. Dile getirilen sorunları önemle dikkate alan Ahmet Ergün Doğdu ile gerçekleştirilen bu Sayı 09 (2013/1)

toplantıda öncelikle trafik ve asayiş ile ilgili konular üzerine çözüm önerileri getirildi. Rüzgârlı Sokak’ın sorun ve taleplerine karşı duyarlı olacaklarını ifade eden Doğdu, “Her durumda yardıma hazırız” diye belirtti. Göreve geldiği ilk günden bu yana Rüzgârlı Sokak esnafına her türlü destek vermeye hazır olduklarının altını çizen Doğdu, son günlerde yaşanan hırsızlık olayında Rüzgârlı Sokak’a gelerek esnafın yanında olduklarını bir kez daha gösterdi. Esnafa doğrudan ulaşabilme garantisi veren Doğdu, geçtiğimiz günlerde Rüzgârlı Sokak’ta yaşanan rögar hırsızlığında da ekibiyle birlikte bizzat gelerek esnafın yanında olduklarını hissettirdi. Yaşanan tatsız olayın ardından Altındağ İlçe Emniyet Müdürlüğü olayla yakından ilgilenerek, 24 saat geçmeden hırsızlar yakalandı ve haklarında gerekli işlemler yapıldı. Göstermiş oldukları bu ilgi ve alaka karşısında Rüzgârlı Sokak’ta bulunan tüm esnaf kendilerine teşekkür ederek duydukları memnuniyeti dile getirdiler.


TİMKODER’den

TİMKODER, Kızılbey Vergi Dairesi Müdürü Fevzi Elvanoğlu’nu Ziyaret Etti

Kızılbey Vergi Dairesi Müdürü Fevzi Elvanoğlu yeni görevine başlamasının ardından TİMKODER Yönetim Kurulu Başkanı Temel Aktay ve Yönetim Kurulu Üyeleri, kendisini makamında ziyaret ederek hayırlı olsun dileklerini ilettiler.

şirketler için internet sitesi kurmalarının zorunluluğu getirdiğini ve şirketçe yapılması zorunlu olan bazı ilanların olduğunu da sözlerine eklerken şirketlerin kullandıkları belgelerde internet sitelerini kayda geçirme zorunluluğu getirildiğini aktardı.

Güncel konular ve ticari kanunlar hakkında bilgiler aktaran Fevzi Elvanoğlu, söz konusu yasaların ticaretle uğraşan Rüzgârlı Sokak esnafına yansımalarından söz etti. Yeni Ticaret Kanunu ve Çek Yasası’nın getirileri ve götürülerinin konuşulduğu ziyarette Rüzgârlı Sokak’taki ticaretin gidişatı hakkında fikir telakkisinde bulunuldu.

Son aylarda iş dünyasını yakından ilgilendiren Çek Yasası ile ilgili olarak da kanunda yer alan “cezai sorumluluk” hükmünün “idari yaptırım sorumluluğu” şeklinde değiştirilmesinin sonuçlarını anlatan Kızılbey Vergi Dairesi Müdürü Fevzi Elvanoğlu, ticari piyasalardaki tereddütlü tepkilere de dikkat çekti.

Fevzi Elvanoğlu; Türk Ticaret Kanunu’nda geçtiğimiz Temmuz ayında yapılan değişiklik ile ilgili olarak daha önce her türlü belgede yazılması zorunlu olan sicil numarası, ticaret unvanı ve merkezi gibi bilgilerin sadece ticari mektup ve ticari defterlere yapılan kayıtların geçtiği belgelerde yer almasının yeterli olduğu sınırlamasını dile getirdi. Ayrıca yeni yasanın 01.07.2013’ten sonra kurulan

Rüzgârlı Sokak’taki ticaretin gidişatıyla ilgili olarak da esnafın ticareti nasıl yönlendirilmesi gerektiği konusu tartışıldı. Daralan pasta payında süreci olumlu şekillendirmek adına çözüm önerilerinin neler olabileceğine dair fikirler gündeme getirildi. Beşeri ilişkileri pekiştirmek amaçlı yapılan ziyaret, TİMKODER Yönetim Kurulu Başkanı Temel Aktay ve Yönetim Kurulu Üyelerinin Fevzi Elvanoğlu’na yeni çalışmalarında başarılar dilemesi ile son buldu.

Rüzgârlı Sokak Fırsat Günleri Insert Çalışmasının İkinci Sayısı Yayımlandı TİMKODER, “İnşaat Malzemesi En Ucuz Fiyatlarla Rüzgârlı Sokak’tan Alınır” sloganı ile Ankaralı tüketicileri “Şehrin En Büyük Açık Hava Yapı Marketi”ne bekliyor. TİMKODER ve Hürriyet Gazetesi işbirliği ile hazırlanan “Rüzgârlı Sokak Fırsat Günleri” insert çalışmasının ilk sayısının 6 Mayıs 2012 Pazar günü Hürriyet Gazetesi ile birlikte okuyucularıyla buluşmasının ardından insert çalışmasının ikinci sayısı 9 Kasım 2012 Cuma günü Hürriyet Gazetesi Ankara tirajı kadar dağıtılarak, Ankaralılara Rüzgârlı Sokak’ta uygulanan indirimleri duyurdu. Insert çalışmaları pek çok okuyucuya ulaşarak Rüzgârlı Sokak firmalarını cazip kampanyalarıyla tüketiciler ile buluşturdu. Oldukça verimli sonuçlar veren çalışma önümüzdeki günlerde de belirli aralıklarla yayımlanmaya devam edecek. Büyükşehir Belediyesi ile koordineli olarak yürütülen Rüzgârlı Sokak değişim sürecinde beklenen sonuca yaklaşıldı. Yayımlandığı ilk sayısından itibaren insertler, yenileme çalışmalarının öne çıktığı zamanımızda, tüketicilerin Rüzgârlı Sokak firmalarının uygun fiyat ve hizmet kalitesini görmelerine olanak sağladı. Bayisi oldukları firmaların ürünlerini alım güçleri ile rakiplerine oranla daha ucuza satabilme özelliğine sahip bir işyeri topluluğu olduğunu, insert çalışmaları içindeki fiyatlar incelendiğinde de fark etmemek mümkün değil.

27 Sayı 09 (2013/1)


TİMKODER’den

TİMKODER Yönetim Kurulu Termosan’ı Ziyaret Etti

Tesisat İnşaat Sanayi Malzemecileri Derneği (TİMKODER) Yönetim Kurulu Başkanı Temel Aktay ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Termosan’ı ziyaret etti. Firma sahibi Suat İnan tarafından ağırlanan TİMKODER üyeleri keyifli bir sohbet gerçekleştirdi. İnan, Termosan’nın bugüne nasıl geldiğini anlatırken eğitim hayatından da bahsetti. Yüksek öğrenimini Uludağ Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nde tamamladıktan sonra askerlik sonrası özel sektördeki çalışma hayatına değindi. Özel sektördeki mesleki tecrübelerinden sonra ortaklık yaptığı firmadan ayrılarak 1999 yılında ticari hayatına başlayan Termosan Müh. Ltd. Şti.’nin kuruluş hikâyesini paylaştı. Sektöre

28 Sayı 09 (2013/1)

giriş düşüncesinin doğuşundan bahseden İnan, “1989 yılında doğalgazın ilk olarak Türkiye’de Ankara’ya gelmesiyle sektöre girme düşüncesi oluştu. Yaptığımız araştırmalarda doğalgazın çevreci ve ucuz bir yakıt olması ve Ankara’nın 1990’lı yıllarda yaşadığı hava kirliliği, karar verme sürecimizi hızlandırdı. 1990-1999 yılları arasında yine doğalgaz sektöründe ortaklıkla devam ettim. 1999 yılında ortaklıktan ayrılarak Termosan Müh. Ltd. Şti. kurdum.” dedi. İnan, “Neden Rüzgârlı Sokak?” sorusuna “Sektörde toptancı olmak ve vizyonunuzu geniş tutmak istiyorsanız doğru adres Rüzgarlı’dır ” diyerek Rüzgârlı Sokak’ın önemini vurguladı.



ANTİMDER’den

ANTİMDER Üyeleri Akgün Seramik Fabrikasını Ziyaret Etti

ANTİMDER Üyeleri, 22-23-24 Haziran 2012 tarihleri arasında, Akgün Seramik üretim tesislerini ziyaret ettiler. Organizasyon 22 Haziran Cuma günü akşam Akgün Seramik Bölge Müdürlüğünün de bulunduğu ve ANTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Acar’ın sahibi olduğu Akplaza‘da toplanılmasıyla başladı. Akşam çaylarının içilmesinin ardından otobüse geçerek yolculuğa başlanıldı. 23 Haziran Cumartesi günü ilk durak Eskişehir’e bağlı Pazaryeri’nde bulunan granit fabrikası oldu. ANTİMDER’i fabrikanın girişinde Akgün Seramik Genel Müdürü Necmettin Arman başta olmak üzere Akgün Grup yetkilileri karşıladı. ANTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Acar ve Akgün Seramik Akdeniz Bölge Müdürü Alpay Tokaç da fabrika içerisinde üyelere rehberlik yaptılar. Akgün Seramik Genel Müdürü Necmettin Arman ve yetkililer katılımcı her ANTİMDER Üyesi ile tek tek ilgilenerek misafirperverliklerini gösterdi, ürünler ile ilgili sorulara yanıt verdiler. Fabrika gezisi ANTİMDER Üyelerinin 4 gruba ayrılması ile başladı. Her gruba fabrikadan yetkili kişiler rehberlik yaptı. Beklentilerin üzerinde büyük bir alana kurulmuş fabrikada üretimin her aşamasını izlendi.

30 Sayı 09 (2013/1)

Seramiğin çamur halinden şekillendirilmesine, boyutlandırılmasına, renk ayrımından fırınlanmasına kadar birçok aşamasını gözle görme imkânını elde edildi. Ve en sonunda yeni ürünle fotoğraf bile çektirildi.


ANTİMDER’den

Fabrika gezisi tamamlandıktan sonra gruplar bir araya geldi ve ürünlerin son aşamalarının gerçekleştiği bölümlere geçildi. Akgün Seramik Genel Müdürü Necmettin Arman her ANTİMDER Üyesiyle ayrı ayrı ilgilendi, sorularını cevapladı. Son olarak da Granit Fabrikası önünde hatıra fotoğrafı çekildi.

Daha sonra tarihi odun pazarı evleri ve çarşısına geçildi. Odun pazarı çarşısının içerisinden geçerek Kurşunlu Camii ve Külliyesine gidildi. Lüle taşı El sanatları çarşısı ziyaret edildi ve otele geçildi. Eskişehir’in tek 5 yıldızlı oteli olan Anemon Otel’de konaklanıldı. Akşam gerçekleştirelecek gala yemeği için dinlenmeye geçildi. 23 Haziran 2012 Saat 20:30‘da Anemon Otel’nin çatı katındaki restoranda gala yemeği başladı. Eskişehir manzarası eşliğinde yenen yemeğin ardından, ANTİMDER Başkanı Süleyman Acar, Akgün Group‘un göstermiş olduğu misafirperverlik için teşekkürlerini sundu ve günün anısına Genel Müdür Necmettin Arman’a plaket takdim etmesi ile gala yemeği son buldu.

Granit fabrikasının ardından Eskişehir’e bağlı İnönü’de bulunan Seramik Fabrikasına geçildi. Bu fabrika granit fabrikasına göre daha otomasyon bir sisteme sahipti. Neredeyse her aşama robot ve makinelerle gerçekleştirilmekteydi. Seramik fabrikasını ziyareti de tamamlandıktan sonra fabrikanın yemekhanesinde öğlen yemeği ikramında bulundular. Yemeğin ardından fabrika içerisindeki showroom’a geçildi ve fabrika gezileri sona erdi.

24 Haziran Pazar saat 10.00‘da yola çıkıldı. Seyitgazi istikametinden Antalya’ya dönüşümüz başladı. Yolda Seyit Gazi Türbesine uğranıldı. Akgün Seramik’in Afyon Anemon Otel’de ANTİMDER üyeleri için organize etmiş olduğu öğlen yemeğinin ardından tekrar otobüse binilerek Antalya’ya dönüldü.

Fabrika ziyaretlerinin tamamlanmasının ardından ANTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Acar rehberliğinde önce Bilim Sanat ve Kültür Parkı’na gidildi. İçerisinde bilim ve deney merkezi, korsan gemisi, suni denizi, masal şatosu ziyaret edildi.

31 Sayı 09 (2013/1)


ANTİMDER’den

ANTİMDER Eylül Ayı Olağan Toplantısında Baucon Yapex Fuarı Konuşuldu

ATİMDER Eylül ayı olağan toplantısı 04.09.2012 Salı günü Antalya Ramada Plaza Otel’de gerçekleşti. Toplantı, ANTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Acar’ın açılış konuşmasıyla başladı. Acar konuşmasında; “Yeni sezonun ilk toplantısında bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek önümüzdeki bu günlerde hareketlenmeye başlayan sezonumuzun tüm üyelerimize hayırlı ve uğurlu olmasını dilerim” dedi.

Son 3 aylık dönemde Yönetim Kurulu olarak gerçekleştirmiş oldukları faaliyetler hakkında bilgi veren Acar, 22-23-24 Haziran 2012 tarihinde ANTİMDER Üyeleri ile birlikte gerçekleştirdikleri Akgün Seramik fabrika gezisi organizasyonu hakkında katılımcılara bilgi aktardı.

restoranda gerçekleştirmenin birlik ve beraberlik adına daha uygun olacağının kararına vardık. Üyelerimizden sağ olsun İslam Kartal’ın desteğiyle kendine ait 61 hamsi tava ve Akçaabat köfte restoranında iftar yemeğimizi gerçekleştirdik.” Dedi. Süleyman Acar, derneğin diğer faaliyetleri hakında da kısa bilgi paylaşımının ardından ANTİMDER ailesine yeni katılan Aycan Fenercioğlu‘na aramıza hoş geldiniz diyerek kısaca kendilerini tanıtmasını rica etti. Alanya’dan ANTİMDER‘e Üye olan Aycan Fenercioğlu da kendisini ve firması DML İnşaat‘ı kısaca tanıttı.

Fabrika gezisinin ardınan gerçekleştirilen Eskişehir turu hakkında da bilgi veren Süleyman Acar, Ramazan ayının gelmesiyle de geleneksel ANTİMDER İftar Yemeği için Yönetim Kurulu Toplantısı organize ettiklerini belirtti.

32

Acar, “Yönetim Kurulu kararı ile iftar yemeğini bir otelden ziyade üyelerimizden birine ait bir Sayı 09 (2013/1)

Konuşmaların tamamlanmasının ardaından toplantı Akdeniz Tanıtım sahibi Fatih Onkar’ın 1821 Ekim 2012 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan Baucon Yapex fuarı katılım ve programı hakkında ANTİMDER üyelerini bilgilendirdi. Soru ve cevap şeklinde devam eden toplantı sonunda ANTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Acar katılım ve gerçekleştirmiş olduğu sunumundan dolayı Fatih Onkar’a teşekkürlerini sunarak toplantıyı sona erdirdi.


ANTİMDER’den

ANTİMDER Ekim Ayı Olağan Toplantısı Gerçekleşti

ANTİMDER Ekim ayı olağan toplantısı 09.10.2012 Salı günü Ramada Plaza Antalya’da 55 kişinin katılımıyla gerçekleşti. Toplantı, ANTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Acar’ın açılış konuşmasıyla başladı. Bir toplantıda daha bir arada bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek Acar konuşmasında şu ifadelere yer verdi. “Yönetim Kurulu olarak başta üye geliştirme olmak üzere çalışmalarımıza hız verdik karşılıklarını da almaya başladık. Bu ay derneğimize 4 yeni üyemiz daha eklendi. Recep Keke (Nurs Yapı) ve Yusuf Ünlüsoy‘un yanı sıra 2 eski üyemiz olan Aziz Altınbilek (Altınbilek Yapı) ve Talat Doğan (Doğan Yapı) da tekrardan derneğimize üye oldular. Bu da benim için ayrı bir mutluluktur.” dedi. “Toplantımıza sponsorluk desteği veren Saray Kimya diğer adıyla Berico Yapı Kimyasalları daha önce de bir toplantımıza sponsorluk desteği vermişti. Kendilerine bu katkılarından dolayı teşekkürlerimi sunarım. Toplantı konumuz “Kent Kültürü ve Demokrasi” konuşmacımız Mimarlar Odası Eski Başkanımız Recep Esengil de yoğun temposuna rağmen bizleri kırmayarak toplantımıza kaltılım sağladığı için teşekkür ediyorum.” dedi. Tüm katılımcıları 18-21 Ekim 2012 tarihinde gerçekleşecek olan Baucon Yapex fuarına davet eden Süleyman Acar, konuşmasını tamamlamasının ardından sözü Berico Yönetim Kurulu Başkanı Cumhur Yücel’e devretti. Yücel kısa bir konuşma ile katılımcılara teşekkür etmesinin ardından firmanın tanıtımını yapmak üzere Saray Kimya Kimyageri Onur Özel’e sözü devretti. Özel’in firma sunumunu yapması ve katılımcıların sorularını yanıtlamasının ardından Mimarlar Odası Eski Başkanı Recep Esengil sözü devralarak “Kent Kültür ve Demokrasi” konulu sunumunu gerçekleştirdi. Mimari yapıların, kentin kültürünü

içerdiğine dikkat çeken Esengil son yıllardaki mimari yapıların ise gerek yerel gerekse genel yönetimlerle çeşitlilik gösterdiğinin altını çizdi. Recep Esengil’in konuşmasını tamamlamasının ardından ANTİMDER Kurucu Başkanı Bülent Kuzu, kendisine katılım ve gerçekleştirmiş olduğu sunumundan dolayı teşekkürlerini sunarak günün anısına plaket takdim etmiştir. ANTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Acar da toplantı sponsoru Saray Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Cumhur Yücel‘e derneğe katkılardan dolayı teşekkürlerini sunarak günün anısına bir plaket takdim etmesiyle toplantı sona erdi.

33 Sayı 09 (2013/1)


ANTİMDER’den

ANTİMDER Kasım Ayı Toplantısında Stres Yönetimi Konuşuldu

ANTİMDER Kasım ayı olağan toplantısı 13 Kasım 2012 tarihinde Ramada Plaza Antalya’da “Kaygı, Ruhsal Rahatsızlık, Stres ve Yönetimi” gündemi ile gerçekleşti. Toplantı, ANTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Acar’ın açılış konuşmasıyla başladı. Bir toplantıda daha bir arada bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getiren Acar, 18-21 Ekim 2012 tarihleri arasında Antalya Expo Center’da gerçekleştirilen Baucon Yapex Fuarı ile ilgili de kısaca bilgilendirme yaptı. “Fuara bende dahil olmak üzere üyelerimizden İsmail Volkan (İsmail Volkan Mimarlık), İlhan Kurtar (Delta Küvet), Seramikcim Grubu (Wescoo) ile birlikte 4 firma olarak katılım sağladık. Yayınlanan bilgilere göre yaklaşık 30.000 kişi tarafından ziyaret edilen fuarın faydalarının tüm katılımcılara yansımasını temenni ederim.” dedi. 07 Kasım 2012 tarihinde Türkiye Seramik Federasyonu, TİMFED ve TİMDER Merkez binasının açılışı hakkında bilgi veren Süleyman Acar, “Açılışa Yönetim Kurulumuzu temsilen Başkan Yardımcımız Nesrin Ayan Özben ve Dernek İdari Genel Sekreterimiz Arzu Akıncı katıldı. Bu açılışla Seramik Federasyonunu oluşturan dernek ve bunların bağlı olduğu Federasyonlar tek bir çatı altında toplandı. Açılışı Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan gerçekleştirdi. Katılımımızdan dolayı TİMDER ve TİMFED Yönetim Kurulu Başkanımız Y. Ali Tung memnuniyetini dile getirerek bizzat teşekkürlerini sundu. Yeni merkezimizin hepimize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.” Dedi. “Toplantımızda bizlerle “Kaygı, Ruhsal Rahatsızlık, Stres ve Yönetimi” başlığı altında bilgilerini paylaşacak olan konuşmacımız Psikiyatr Dr. Selim

34 Sayı 09 (2013/1)

Sağnak’a bizleri kırmayarak zaman ayırdığı için şimdiden teşekkürlerimi sunuyorum.” Diyerek sözü Dr. Selim Sağnak‘a devretti. Dr. Selim Sağnak yoğun tempoda çalışan ANTİMEDER Üyelerinin içerisinde bulundukları stres ortamında öncelikle vücutlarında meydana gelen fiziksel ve ruhsal değişimleri anlattı. Öncelikle sürekli stres altındaki bir bünyede reflü, ülser vb. gibi rahatsızlıklar meydana geldiğini, ruhsal olarak ise olumlu düşünceyi kaybetmeye kadar vardığından bahsetti. Yönetiminin ise yine kişinin kendinden geçtiğinin altını çizdi. Ticaret ile uğraşan işletme sahiplerinin stres ile baş etmesinin en önemli yolunun ise terapi olduğu önerisini dile getirdi. Karşılıklı görüş ve sorularla oldukça interaktif geçen sunumun ardından ANTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Acar, Dr. Selim Sağnak‘a katılım ve gerçekleştirmiş olduğu sunumundan dolayı teşekkürlerini sunarak günün anısına plaket takdim etti. Plaket takdiminin ardından toplantı sona erdi.


ANTİMDER’den

ANTİMDER, MÜSİAD Antalya Şubesi Yeni Başkanını Ziyaret Etti

MÜSİAD’ın 04 Ocak 2013 tarihinde gerçekleştirilen Olağan Genel Kurul sonrası MÜSİAD Antalya Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Resul Lekesiz seçildi. Geçmişte ANTİMDER Üyesi olan Resul Lekesiz’e, ANTİMDER Mali Yönetmeni Ayhan Özdoğan ve Dernek İdari Genel Sekreteri Arzu Akıncı hayırlı olsun ziyaretinde bulundu.

olduğuna dikkat çeken Özdoğan, “Gün içerisinde birbirleri ile rekabet içerisinde olan üyelerimizin aylık olağan toplantılarımızda akşam aynı masa etrafında toplanarak yemek yiyebilmesi ve sektörün sorunlarına, çözüm üretmeye çalışması bizim en büyük faaliyetimizdir. Aslında bu büyük bir başarıdır.” dedi.

MÜSİAD ve çalışmaları hakkında bilgi veren Resul Lekesiz, Türkiye genelinde MÜSİAD’ın 35 şube ve 14 temsilciliğinin olduğunu belirtti. Antalya’da 122, Türkiye genelinde ise 6.500 üyesinin olduğunu, 49 farklı ülkede yaklaşık 129 irtibat noktası bulunduğunu belirten Lekesiz, MÜSİAD’ın Washington, Brüksel, Cidde, Pekin, Moskova ve Afrika’nın en önemli merkezlerinden Addis Ababa’da kurduğu ofisleri ile bünyesinde 6.500’den fazla üyesi bulunduğunun altını çizdi. İhracata yaklaşık 17 Milyar Dolar katkı ve yaklaşık 1 milyon 200 bin kişiye istihdam sağlayan bir üye portföylerinin bulunduğundan bahseden Lekessiz, “MÜSİAD Üyeleri yıllık ortalama 5 milyar Dolar’a yakın yatırım yapmakta 15 binden fazla işletmeyi temsil etmektedir.” dedi.

Ayhan Özdoğan, “Olağan toplantılarımızda üyelerimize fayda sağlayabilecek gerek kişisel gelişim gerekse sektörümüze ilgili önemli konu ve konuklarımızla toplantılarımız devam etmektedir. Sizleri de tekrardan aramızda görmek isteriz.” dedi. Ziyaret sektör ve ülke ekonomisi üzerine gerçekleşen sohbetin ardından sona erdi.

Lekesiz, MÜSİAD üyelerinin iş hacmini artırmalarına yardımcı olmak, yerel, ulusal ve uluslararası pazarda rekabet güçlerini yükseltmeyi amaçladıklarını önümüzdeki yılda misyon ve vizyonumuz çerçevesinde çalışmalarına devam edeceklerini ifade etti. ANTİMDER Yönetim Kurulu Mali Yönetmeni Ayhan Özdoğan da ANTİMDER ve faaliyetlerinden bahsetti. ANTİMDER‘in sektörel bir dernek

35 Sayı 09 (2013/1)


ANTİMDER’den

ANTİMDER Ocak Ayı Toplantısında Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası Gündeme Alındı

ANTİMDER Ocak ayı olağan toplantısı 07 Ocak 2013 tarihinde Ramada Plaza Antalya’da gerçekleştirildi. Toplantının gündeminde dernek üyeleri için büyük önem taşıyan Yeni İş Sağlığı ve Güveliği Yasası konuşuldu. Toplantıya ANTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Acar’ın ailevi sağlık sorunları nedeniyle katılamamasından dolayı geçmiş dönem Yönetim Kurulu Başkanı ve mevcut Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Üstem toplantı başkanlığı görevini üstlendi.

ANTİMDER çatısı altında bulunmak istemeleri özellikle beni çok mutlu etti. 68 Üye ile 2013 yılına başladık. 10-12 üye adayımız beklemekte. Önümüzdeki Yönetim Kurulu Toplantılarında, Değerli Yönetim Kurulu arkadaşlarımla aday üyelerimizi değerlendirmeye alacağız.” Dedi.

Toplantı Mustafa Üstem’in açılış konuşmasıyla başladı. Konuşmasında; “2012 yılını değerlendiren Üstem; Şubat ayında yönetimi devir aldık ve toplam 15 Yönetim Kurulu toplantısı, siz değerli üyelerimizle birlikte de 10 olağan toplantı gerçekleştirdik. Yönetim Kurulu Üyelerimize sizlerin nezdinde emeklerinden dolayı teşekkürlerimi sunuyorum.” Dedi. Ayrıca Üstem, “Olağan toplantılara katılım oranının %50’nin altına düşmemiş olması da bizim açımızdan gurur vericiydi. Derneğimize toplam 9 yeni üye kazandırırken bu üyelerimizden 2 tanesinin geçmiş dönemlerden de üyemiz olması ve tekrar

2013 Yılında Dernek Çatısı altında gerçekleştirmeyi hedefledikleri faaliyetlerden de bahseden Mustafa Üstem; “Olağan toplantılarımız bugün de olduğu gibi önemli konu ve değerli konukları ile devam edecek, eğitimlere özellikle de personel eğitimlerine önem vermeyi düşünmekteyiz. Önemli hedeflerimizden biri de derneğimize ek gelir kaynakları oluşturmaktır. Yönetim Kurulu olarak ANTİMDER’e elimizden gelen desteği sağlıyoruz. Siz değerli üyelerimizden de ricam derneğimize hep birlikte sahip çıkmamızdır. Sizlere tekrardan bol faaliyetli bol kazançlı bir yıl diliyorum.” dedi. Mustafa Üstem’in konuşmasını tammalamasının ardından ANTİMDER’e yeni katılan Yusuf Ünlüsoy’a kendisi ve firmasını tanıtmak üzere söz verdi. Üyelik başvurusunun kabulünden duyduğu mutluluğu dile getiren Ünlüsoy kısaca kendisi ve firması hakkında katılımcılara bilgi verdi.

36 Sayı 09 (2013/1)


ANTİMDER’den

Toplantı, Yönetim Kurulu Genel Sekreteri İsmail Volkan’ın 2012 yılı inşaat verilerini paylaşması ile devam etti. İsmail Volkan konuşmasında, “Türkiye ekonomisinin lokomotifi olarak gösterilen inşaat sektöründe 2012 yılında %3‘lük bir büyüme gerçekleştirmiştir. 2013 için ise bu rakamın %4 olacağı tahmin edilmektedir. Antalya’da ise Türkiye’ye orantılı bir durum ile karşılaşıyoruz. Örneğin; yerel belediyelerden aldığımız bilgilere göre yeni ruhsat + tadilat + yapı denetim değişikliğine bakacak olursak 2012 yılında; Konyaaltı Belediyesi’nde 325, Muratpaşa Belediyesi’nde 707 adet, Kepek Belediyesi’nde 1900‘e ulaşmıştır. Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneğinin 2012 3. çeyrek verilerine göre ise; inşaat maliyetleri yatay seyir etmiştir. Karşılıksız çek oranı artmıştır. 2012 yılı Kasım ayında geçen yılın aynı ayına göre %46,2 artışla 102.217 adede yükseldi. Yılın 11 ayında birikimli karşılıksız çek sayısı ise; geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 54,2 oranında artarak 824.410 adede ulaştı. Merkez Bankasından alınan bilgiye göre ise; protestolu çek miktarı 6 Milyar TL‘yi aşmıştır. Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği’nin raporunda 2B alanları, illerdeki 2B büyüklüğüne indirgendiğinde, lider il Antalya olup 455 km2 2B alanı büyüklüğüne sahiptir. 2B arazileri toplamda 4.830 km2’dir. Bu büyüklük başka bir ifadeyle kadar Trabzon tarif edilebilmektedir. Türkiye’nin, 783.000 km2 olduğu bilgisinden hareketle, 2B alanlarının toplamı Türkiye’nin binde 6’sını oluşturmaktadır.” Dedi.

yasanın yayım tarihinden iki yıl sonra, 10 kişiden az çalışanın olduğu tehlikeli ve az tehlikeli işyerleri için yasanın yayım tarihinden üç yıl sonra, 10 ve daha fazla çalışanı olan işyerlerinden tüm tehlike sınıfları için yasanın yayım tarihinden bir yıl sonra uzman çalıştırmaya başlayacak. Ayrıca bütün tehlike sınıflarındaki işyerleri işyeri hekimi istihdam edecek. Yeni yasa, iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarında 50 işçi sınırını kaldırdığından, küçük işyerleri için yeni maliyetler söz konusu olacak. Fakat yasaya konulan bir hükümle, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 10’dan az işçi çalıştıran işverenlere destek sağlayabilecek. dedi. Yasa ile ilgili daha birçok bilgi aktaran Nasuh Boztepe’nin konuşması üyeler ile karşılıklı soru cevap şeklinde devam etti. Sunumun sona ermesinin ardından Toplantı Başkanı Mustafa Üstem, Uzm. Nasuh Boztepe’ye katılımından ve gerçekleştirmiş olduğu sunumundan dolayı teşekkürlerini sunarak günün anısına belge ve ANTİMDER‘in Nasuh Boztepe adına Türk Kızılay Antalya Şubesine gerçekleştirmiş olduğu bağış makbuzunu teslim etti.

Toplantıda aynı zamanda ANTİMDER 2012 Faaliyet Raporu da açıklandı. Toplantı konusu olan “Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası” ile ilgili sunumunu gerçekleştirmek üzere A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Nasuh Boztepe’ye söz verildi. Yeni yürürlüğe giren İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ile ilgili ANTİMDER Üyelerinin yapması gerekenler hakkında bilgiler veren Nasuh Boztepe; İşyerleri, yapılan işin tehlike derecesine göre Çok Tehlikeli, Tehlikeli ve Az Tehlikeli olarak üç sınıfa ayrılıyor. Çok tehlikeli işyerlerinde (A) sınıfı, tehlikeli işyerlerinde (B) sınıfı, az tehlikeli işyerlerinde (C) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı çalıştırılacak. Çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinden 10 çalışandan az kişinin istihdam edildiği işyerlerinde

37 Sayı 09 (2013/1)


ANTİMDER’den

ANTİMDER Şubat Ayı Toplantısında ATSO Seçimleri Görüşüldü

Ramada Plaza Antalya’da 05 Şubat 2013 tarihinde gerçekleşen ANTİMDER Şubat ayı olağan toplantısında yakın zamanda gerçekleşecek olan Antalya Ticaret ve Sanayi Odasının seçimleri konuşuldu. Toplantı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İlhan Kurtar’ın açılış konuşmasıyla başladı. “ATSO Seçimleri” başlıklı toplantıyı Ticaret ve Sanayi Odası ile ilgili üyelerimizin grupları hakkında bilgilendirmek, olası gruplar arası değişimde izlenecek yol haritasını çizmek ve de en önemlisi üyelerimizin ağırlıkta yer aldığı 20. grupta ANTİMDER’in söz hakkı olması gerektiğini düşündüklerinden dolayı Yönetim Kurulu olarak tercih ettiklerinden bahsetti. İlhan Kurtar Toplantı Başkanı olarak geçmiş dönemlerde ATSO‘da görev almış olan Mustafa Üstem’e sözü devretti.

Toplantı Başkanı Mustafa Üstem, açılış konuşmasında NACE sistemi ile ilgili bilgiler verdi. ANTİMDER Üyelerinin ATSO sektör gruplarında 8-9 gruba dağıldığını söyledi. Ağırlıkta 20. grupta bulunan ANTİMDER Üyelerinin bu grupta söz hakkı olması gerektiğini ifade etti. Üstem, farklı gruplarda yer alan üyelerin olması gerektikleri gruplara geçiş ile ilgili henüz net bir bilgi bulunmadığını önümüzdeki 10-12 günlük süreç içerisinde de seçimlerle ilgili daha net bilgilere sahip olunacağını belirtti.

38

Toplantıda ayrıca Geçmiş Dönem ANTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı ve mevcut ATSO Meclis Üyesi Özkan Işıldar da NACE sistemi ve başvurular Sayı 09 (2013/1)

hakkında bilgi verdi. Işıldar, “Şu anda grupların değişimi söz konusu değil. Süreç doldu. Başvuru sürecinde Türkiye genelin’de 18.000 başvuru yapıldı. Bu başvuruların 15.000‘i kabul edilerek gruplar arası değişim gerçekleşti. 3.000 kabul görmedi. Bizlerde Ankara’dan yapılacak olası açıklamaları bekliyoruz.” dedi. Ayrıca Geçmiş Dönem ANTİMDER Mali Yönetmeni ve mevcut ATSO Komite ve Disiplin Kurulu Üyesi Ender Kuzucu’da söz alarak “Bu yeni bir sistem, tabii ki zorlukları olacak ancak bu seçim bu sene en geç Temmuz ayında yapılacak. Seçimlerin hepimize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.” Dedi. Üyelerin soru cevapların ardından ANTİMDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İlhan Kurtar söz alarak “Bildiğiniz üzere 27 Şubat - 3 Mart 2013 tarihleri arasında UNICERA Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı gerçekleştirilecek. Yönetim Kurulu içerisinde komite oluşturarak ANTİMDER Yönetim Kurulu adına üretici firmaları ziyaretlerde bulunacağız.” Dedi. Toplantı Başkanı Mustafa Üstem konuşmaların tamamlanmasıyla katılımcı tüm üyelere teşekkürlerini sunarak toplantının kapanışını gerçekleştirdi.



BURTİMDER’den

BURTİMDER’de Yeni Dönem Yeni Başkanla Start Aldı BURTİMDER’in yeni yönetimi, 24.12.2013 tarihinde yapılan genel kurul toplantısının neticesinde göreve geldi. Kısa adı BURTİMDER olan Bursa Tesisat ve İnşaat Malzemecileri Derneği’nde yapılan Olağan Genel Kurul sonrası, başkanlık görevini yeni dönemde Yusuf Aydın Eskibozkurt üstlendi. Tek liste ile yapılan Olağan Genel Kurul sonrasında oybirliğiyle Başkanlığa seçilen Yusuf Aydın Eskibozkurt, görevi Osman Şahin’den devraldı. Eskibozkurt; ”BURTİMDER bayrağını aldığımız noktadan daha ileri götürmek en büyük dileğimizdir. Çalışmalarımızda bize yardımcı olacak olan tüm üyelerimize şimdiden teşekkür ederim” diyerek görevi devraldı. Bursa Almira Hotel Osmanlı Meydanı’nda gerçekleştirilen Olağan Genel Kurul Divan heyetinin seçilmesiyle başladı. Divan Başkanlığına Zeki Yılmaz seçilirken Yazmanlar Ali Solmaz ve Metin Aydın oldu.

40 Sayı 09 (2013/1)

BURTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Aydın Eskibozkurt


BURTİMDER’den Genel kuruldan sonra yönetim kurulu asil ve yedek üyeler ile denetim kurulu asil ve yedek üyelerde belirlendi.

Yönetim Kurulu Asil Üyeleri; Yusuf Aydın Eskibozkurt, MAJESTİK PEY. MAK. İNŞ. MLZ. LTD.ŞTİ. Can Can, CAN CAN SERAMİK DEK. İNŞ. MİM. YAPI MALZ. LTD. ŞTİ. Cengiz Eker, İZOMET ISI-SU SES HAV. LTD. ŞTİ. Fethi Resuloğlu, YAPILOJİ İNŞ. TAAH. D.GAZ ISIT. SOĞ. SİST. PAZ. TİC. A.Ş. Salim Yılmaz, BORUSAN MANNESMAN BORU A.Ş. BURSA BÖLGE MÜD. Levent Kara, IRMAK GRANİT MERM. SER. LTD. ŞTİ. Koray Kınır, SERAMİKA YAPI MALZ. A.Ş Yönetim Kurulu Yedek Üyeleri Murat Turhan, ERDENER YAPI MALZ. LTD. ŞTİ. Erkan Yıldırım, BURSA AS YAPI MALZ. LTD. ŞTİ. Naci Çelik, ÇİSAT İNŞ. MALZ. LTD. ŞTİ. Salih Başnak, CAMEX-BURSA KRİSTAL CAM AYNA İŞL. LTD. ŞTİ. Cem Kaleli, NUMAN KALELİ A.Ş. Denetim Kurulu Asil Üyeleri Osman Şahin, TARA (BORU) YAPI MALZ. A.Ş. Ömer Balım, TARA YAPI MALZ. A.Ş. Bahadır Çemberci ,ÇEMTAŞ ÇEMBERCİLER YAPI MLZ. TİC. SAN. A.Ş. Denetim Kurulu Yedek Üyeleri Ahmet Altınbilek, SERPA YAPI MALZ. LTD. ŞTİ. Fethi Altuntaş, ALTUNTAŞ SERAMİK A.Ş. Hüseyin Okumuş, OKUMUŞLAR LTD. ŞTİ.

2013 Ocak ayı yeni dönem toplantısını Nilüfer dernek yerleşkesinde yapan BURTİMDER Başkanı Yusuf Aydın Eskibozkurt yeni döneme ilişkin plan ve projelerini dile getirdi. Eskibozkurt; kendilerini bu göreve layık görenlere teşekkür etti. BURTİMDER’in Başkanlığı döneminde daha aktif olarak çalışacağını sözlerine ekledi.

BURTİMDER Bursa Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği Nilüfer Dernekler Yerleşkesi Konak Mh. Seçkin Sk. No:23/1 Dolap No:48 Beşevler - Nilüfer / Bursa www.burtimder.org.tr

41 Sayı 09 (2013/1)


DİMSİAD’tan

Denizlili İşadamlarından ABD’ye Çıkarma Denizli Genç İşadamları Derneği’nin öncülüğünde harekete geçen EGAFED, kriz sonrası fırsatları değerlendirmek için Amerika’ya çıkarma yaptı. Egeli ve Akdenizli işadamlarının ABD gezisine, 70 kişilik işadamı grubunun yarısına yakınını DEGİAD üyeleri oluşturmakla birlikte DİMSİAD üyelerinin de katıldığı gezi katılımcılar tarafından büyük beğeni topladı . Ege-Akdeniz Bölgesi Genç İşadamları Dernekleri Federasyonu (EGAFED), önemli ABD ziyaretine imza attı. New York ve Las Vegas’a adeta çıkarma yapan EGAFED’in ABD gezisine Ege ve Akdeniz kentlerinden toplam 70 iş adamı katıldı. İşadamlarının ilk durağı New York oldu. EGAFED çatısındaki işadamları burada ‘International Franchise Expo’ fuarını gezdi. Eğitim, gıda, sağlık ve kişisel bakım ürünleri alanında dünyanın sayılı zincirlerinin yer aldığı fuarda EGAFED üyeleri hem uluslar arası zincirleri tanıma hem de tüketim ve hizmet sektörlerindeki en son gelişmeleri görme fırsatı buldu. Türk işadamları, ilgilerini çeken zincir şirketlerin yöneticileriyle birebir görüşmeler yaptı. EFAGED üyeleri New York’ta Türk-Amerikan İş İyileştirme ve Geliştirme Derneği (TABİD) yönetimiyle de bir araya geldi. TABİD Başkanı Gökhan Özkök, Amerika’da 300 bine yakın Türk yaşadığını vurgularken, sadece kendilerine üye olan işadamı sayısının da bini aştığına dikkat çekti. Türkiye’nin Amerika ile işbirliğinin olması gereken yerin çok uzağında olduğunu belirten Özkök, Türk işadamlarının üç nedenle Amerika ile ticaret yapması gerektiğini anlattı. LAS VEGAS’IN ANAHTARI TÜRKLER’E VERİLDİ Türk işadamlarının Amerika çıkarmasında ikinci durakları Las Vegas oldu. Dünyanın en büyük turizm merkezlerinden Las Vegas ile ticarete adım atan genç işadamları, gıdadan tekstile, madenden turizme birçok sektörde bağlantıya geçti. Belediye Başkanlığı, Las Vegas şehrinin anahtarını EGAFED Başkanı Efkan Ceylan’a verdi. Ege-Akdeniz Bölgesi Genç İşadamları Dernekleri Federasyonu’nun (EGAFED) Amerika çıkarması, New York’tan sonra Las Vegas ile devam etti. EGAFED yönetimi ile ATA Nevada Türk Amerikan Derneği’nin işbirliğiyle yapılan organizasyon, genç işadamlarına Las Vegas’ın kapılarını açtı. 42 Sayı 09 (2013/1)

ATA Nevada dev kentin potansiyellerini anlatmak üzere genç işadamlarını, kentin önde gelen yöneticileriyle bir araya getirdi. Nevada Eyalet Valisi Danışmanı, Ekonomi Bakanlığı temsilcisi, Kongre Merkezi Yöneticisi ile Türkiye’nin eyaletten sorumlu Ticaret Ataşesi Ebru Gülsoy ile Los Angeles Ticaret Ataşesi Gürkan Süzer 70 kişilik EGAFED üyeleriyle tanıştı. Yapılan toplantıda kentin ekonomisi ve ticaret potansiyelleri üzerinde duruldu. Ata Nevada Başkanı İsmail Onat, bu kadar geniş katılımlı bir toplantının bir buçuk yıllık emeğin ürünü olduğunu vurguladı. Onat, bu ziyaretin ilk adım olduğunu, ikinci adım olaraksa Las Vegaslı işadamlarını Türkiye’ye götürerek, işbirliklerini sağlamlaştıracaklarını anlattı. Bugüne kadar Türk işadamları için yapılan en büyük organizasyonda söz alan Las Vegas Kongre ve Fuar Merkezi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Chris Meyer, Las Vegas’ın dünya kongrelerinin kralı olduğunu söyledi. ABD’Lİ YATIRIMCILAR DAVET EDİLDİ EGAFED ve Ata Nevada gala gecesinde ise Türk ve Amerikalı işadamlarını bir araya getirdi. İşadamlarının ikili temaslarda bulunduğu yemeğe yine eyalet valiliği, ekonomi bakanlığı, ticaret odası yöneticileri ve diplomatlar da katıldı. Başkan Ceylan gecede yaptığı konuşmada dünyada yeni bir dönem yaşandığını, Türkiye’nin gerek bölgesinde gerekse dünyadaki ağırlığının arttığına dikkat çekti. Bu süreçte daha fazla ABD’li yatırımcıyı Türkiye’de görmek istediklerini vurgulayan Ceylan, “Türkiye’nin dinamik iç pazarı her geçen gün gelişiyor. Türkiye’nin komşularının potansiyeli de çok yüksek. Ayrıca Afrika başta olmak üzere üçüncü ülkelerde de işbirlikleri yapabiliriz” dedi.


DİMSİAD’tan

DİMSİAD Bowling Turnuvası 2012 Yapıldı

Denizli İnşaat Malzemesi Satıcıları İş Adamları Derneği’nin (DİMSİAD) geleneksel Bowling turnuvasının ikincisi Teras Park Ceşenler Bowling’de yapıldı.

DİMSİAD Başkanı Sedat Doğaç ve Yönetim Kurulu Üyelerinin hazır bulunduğu turnuvaya Dernek üyeleri de eş ve çocukları ile katılarak güzel bir hafta sonu geçirdi.

Çeşitli Sosyal etkinliklerle gündeme gelerek birlik ve beraberliğin en güzel örneklerini sergileyen Denizli İnşaat Malzemesi Satıcıları Derneği (DİMSİAD) Eylül ayında yeni bir etkinliğe imza attı. Geçtiğimiz yıl Cumhuriyet Kupası adı altında düzenlenen turnuvanın ikincisi Eylül ayında “DİMSİAD 2012 Bowling Turnuvası” adı altında gerçekleştirildi.

Kıyasıya çekişmeli geçen Turnuvada Birinciliği Barış Yıldız elde ederken, İkinciliği Mehmet Balıkçı, Üçüncülüğü ise Ahmet Akçay elde etti. Çocuklar arasında düzenlenen turnuvada ise Görkem Çarlık Birinci, Alper Tuncer İkinci, Serhat Doğaç ise üçüncü oldu. Dereceye girenlere ise Kupaları DİMSİAD Başkanı Sedat Doğaç tarafından takdim edildi.

43 Sayı 09 (2013/1)


DİMSİAD’tan

Indesit Company DİMSİAD’ı Ağırladı

Manisa’da faaliyet gösteren Indesit Company firması, Denizli İnşaat Malzemesi Satıcıları İş Adamları Derneği (DİMSİAD) üyelerine kapılarını açtı. Türk mühendislerin geliştirdiği buzdolabını piyasaya sunan ve üretimin %85‘ini ihraç eden İtalyan Indesit Company firması, Manisa’daki tesislerinde Denizli İnşaat Malzemesi Satıcıları İş Adamları Derneği (DİMSİAD) üyelerini ağırladı. Yaklaşık 30 dernek üyesinin katıldığı gezide fabrika yöneticileri Denizlili iş adamlarına fabrikayı gezdirerek üretim hakkında açıklamalarda bulundular. DİMSİAD Dernek Başkanı Sedat Doğaç Başkanlığındaki kafile sabah erken saatlerde yola çıktı. Buldan Ağam Kebap salonunda sabah kahvaltısını yapan iş adamları öğlen saatlerinde Manisa Organize Sanayiinde bulunan İndesit Company firması yetkililerince kapıda karşılandı.

Denizlili iş adamlarına önce fabrika hakkında genel brifing verildi. Daha sonra fabrikanın 50.000m2 alanda kurulu üretim fabrikası gezdirildi. Fabrikada ikram edilen öğle yemeğinden sonra Denizlili iş adamlarına Aydın Anemon Otelde ürünlerin tanıtım sunumu yapıldı. Dönüşte Salihli Değirmen Odun Köfte tesislerinde uzunca bir akşam yemeği molası veren iş adamları dolu dolu bir gün geçirdi. 250.000m2 açık alanı, 95.000m2 kapalı alanda üretim gerçekleştiren ve 1.200 işçi çalıştıran İtalyan Indesit, Manisa’daki tesislerinde Türk mühendislerin geliştirdiği buzdolabını piyasaya sundu. Üretimin %85‘i ihracat yoluyla satılıyor. İhracatın yüzde 65’i İngiltere’ye gerçekleştiriliyor. İtalyan Indesit Company, 10 milyon Euro yatırımla Manisa Ar-Ge Merkezi’nde geliştirilen ve yalnızca Türkiye’de üretilecek olan Hotpoint Yeni Kombi Buzdolabı Serisi’ni piyasaya sundu. Manisa’da gerçekleştirilecek üretimin %85’ı Avrupa, Ortadoğu ve Orta Asya ülkelerine ihraç edilirken, %15’ı iç piyasada satılacak.

DİMSİAD Yeni Ofisine Taşındı DİMSİAD Denizli İnşaat Malzemesi Satıcıları İş Adamları Derneği 2009 yılından beri hizmet vermekte olduğum Cumhuriyet Caddesi Himmetli İşhanı’ndaki ofisindenden Halk Caddesi Topraklık Mah. 610 sok. No:5 adresine taşındı.

44

DİMSİAD Üyelerine artık nezih ve ulaşımı kolay olan bir yerde, otopark sorunu olmaksızın hizmet vermeye devam edecek. Sayı 09 (2013/1)



Söyleşi

Ege Seramik Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi 46 Sayı 09 (2013/1)

Bülent Zıhnalı


Söyleşi “O günden bu güne Ege Seramik’in her kademesinde, her görev pozisyonunda çalıştım.”

Şaka gibi, 1 Nisan 1975 günü, henüz 26 yaşında, şirketin sicil defterine yedinci sırada kaydolan bir personel şefi olarak Ege Seramik’te işe başladım. Benim için hayatımda bir başlangıç, bir dönüm noktasıdır bu tarih. Üniversiteden hemen sonra, Fransa’da Büyükelçiliğimiz nezdinde Sosyal Hizmetler Uzmanı olarak başladım çalışma hayatıma. 1975 yılı başında askerlik görevimi yapmak için dönmüştüm İzmir’e. Bir gazete ilanında Ege Seramik’e personel şefi arandığını okudum ve müracaat ettim. İşte o günden bu güne Ege Seramik’in her kademesinde, her görev pozisyonunda çalıştım.

“Gerektiğinde de kamyon yüklemede çalıştım gururla…”

Ege Seramik’te henüz montaj devam ediyordu, personel alımlarına başladık. Üretim başladı, hadi bu çıkan ürünleri sen satmaya başla dediler, sattık, sonra hammadde ithalatları başladı sen yaparsın dediler ithalatçı olduk. Fabrikanın hemen her yerinde, eleman eksik gelince seçme paketleme bantlarında ve gerektiğinde de kamyon yüklemede çalıştım gururla… Sonra, 1 Ocak 1990 tarihinde sen Genel Müdür oldun dedi Yönetim Kurulumuz. Görevi devraldığımda, Ege Seramik yılda 1.800.000 m2 kapasite ile üretim yapıyordu. 1 Nisan 1995 yılında görevi halefime teslim edip koordinatör olarak tayin edildiğimde ise, yıllık kapasitemiz 22.000.000 m2’ye ulaşmıştı. Ben bu süreci doktora süreci olarak tanımlıyorum.

Şimdi şirketimde Yönetim Kurulu Üyesim ama aslında bir nefer olarak hizmetlerime devam ediyorum. 1972 yılında kurulan şirketimiz, 1975 yılında üretime başlamıştır. Şirket merkezimiz ve üretim tesislerimiz, İzmir Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’nde yaklaşık 550.000 m2’lik bir alanda konumlandırılmıştır. 1980 sonrası hızlı bir gelişim süreci yaşadık.

“Teknoloji, tasarım ve kalite standartlarına ağırlık vererek yurtiçi ve yurtdışında önemli pazar paylarına ulaştık.”

İstikrarlı yatırım ve büyümeyle, Türk seramik sektörünün liderlerinden ve dünya zirvesindeki en önemli seramik üreticilerinden biri olduğumuz doğrudur. 1992 yılından bu yana halka açık olan şirketimizin hisseleri İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda işlem görmektedir. Yüksek katma değer sağlayan ürünlere yönelik yatırım çalışmalarımızla fabrikamızın kurulu yıllık üretim kapasitesi 24 milyon 500 bin m2’ye çıkardık. Teknoloji, tasarım ve kalite standartlarına ağırlık vererek yurtiçi ve yurtdışında önemli pazar paylarına ulaştık.

“Yönetim Kurulu Başkanımız olan Sayın İbrahim Polat, kelimenin tam anlamıyla bir ‘’Kriz yönetim gurusu’’dur.”

Düşününce, 1975 – 2009 yılları arasında ülkemizde, bugün sadece zihnimizde hatıraları kalan nice ekonomik krizler yaşandı. Ege Seramik tüm bu kriz süreçlerinden daima daha güçlü çıkmayı başardı. Burada açıkça ifade edilmesi geren husus şudur; 1976 yılından bugüne Yönetim Kurulu Başkanımız olan Sayın İbrahim Polat, kelimenin tam anlamıyla

47 Sayı 09 (2013/1)


Söyleşi “Dijital baskı teknolojisini çok yakından takip ediyor ve bu alandaki yatırımlarımıza devam ediyoruz.” 2009’da Türkiye’yi dijital baskı teknolojisi ile tanıştırdık ve bu alanda liderliğimiz devam ediyor. Dijital baskı teknolojisini çok yakından takip ediyor ve bu alandaki yatırımlarımıza devam ediyoruz.

bir ‘’Kriz yönetim gurusu’’dur. İbrahim Bey’in kriz yönetimi, baskı altındayken insan kaynaklarına verdiği önem, krizlerin her aşamasında küçüğünden büyüğüne tüm çalışanlarına enjekte ettiği moral gücü, gerçekten de kitaplardaki “vaka çalışmalarına’’ konu olabilecek niteliktedir. Özellikle 2008 küresel ekonomik kriz sürecinde Ege Seramik’in küçülerek büyümesi, bilişim ve sektörel teknolojileri tüm iş süreçlerimizde etkin olarak kullanması, satış kanallarımızla bilgi işlem teknolojilerimizi en etkin şekilde kullanabilmemiz, stok bilgisi de dahil online bilgi paylaşmamız bizi sıcak satışta da dinamik bir yapıya kavuşturdu.

“Üretimimizin yarısından fazlasını, elliye yakın ülkeye ihraç etmekteyiz.”

Sürekli gelişen altyapımız ve uzman kadromuzla sektördeki iddiamızı sürdürüyoruz. Doğru hedeflerle, istikrarlı büyümeye odaklı ilerliyoruz. Rekabet gücümüzü, üstün teknoloji ve dinamik ürün portföyü ile her geçen gün artırıyoruz.

48

Hali hazırda üretimimizin yarısından fazlasını, elliye yakın ülkeye ihraç etmekteyiz. Geçmişi uzun yıllar öncesine dayanan yurtdışı müşteri portföyümüz ve iç pazar bayi ağımız ile doyurucu ve istikrarlı talep yapısını, yenilenmiş zengin ürün portföyü ile karşılamaktayız. Sayı 09 (2013/1)

Sektör son yıllarda çok hızlı bir değişim ve gelişim içindedir. Sektöre hizmet veren tüm şirketler, teknolojiyi yakinen takip ederek yeni yatırımlarla kapasitelerini ve ürün kalitelerini daha üst seviyelere taşıyorlar. Gelişim gösteren diğer bir alan ise pazarlama faaliyetleri. Arz ve dolayısı ile rekabet artıyor bu da üretici firmaları farklılaşma arayışına dolayısı ile pazarlama faaliyetlerini arttırmaya yönlendiriyor. Bu durum satış kanallarındaki sunumun da farklılaştırılması ve iyileştirilmesi yönündeki çalışmalarda da dikkat çekmektedir. Sektörün satış kanallarında da bir değişim söz konusu. Yapı marketler genişleyen organizasyonları ve artan sayıları ile sektörün önemli satış kanalları haline geliyor. Halen Avrupa seviyesinde olmasa da yapı marketler, yapı malzemeleri sektöründeki önemli dağıtım noktaları haline gelmiş durumda. Önümüzdeki yıllar için pazarlama faaliyetlerine maksimum düzeyde önem veren, pazarı yakından takip eden, teknolojiden kopmadan sektördeki tüm yeniliklere ayak uyduran tüm firmalar gittikçe daha da zorlaşacak rekabet koşulları ile başarılı şekilde mücadelelerine devam edeceklerdir.

“Türk Seramik sektörü, 200 binden fazla istihdam oluşturan, dünyada ve Avrupa’da son derece önemli bir sektör.”

Hepimizin bildiği gibi seramik sektörünün dünyada lider ülkeleri Çin, İspanya ve İtalya’dır. Gerek üretim, gerekse sektöre


Söyleşi yönelik teknolojinin ve ilgili donanımı bu ülkelerde üretiliyor ve aynı zamanda trendler bu ülkeler tarafından yönlendiriliyor. Tüm sektörlerde olduğu gibi bu alanda da Çin, seramik sektöründe hızla büyüyen önemli üretici konumuna ulaşmış durumda. 2007 – 2011 yılları arasında Çin ihracatını % 125 oranında arttırırken, Türk Seramik Sektörü % 10 artış sağlamış durumda. Bununla beraber Türk Seramik sektörü, 200 binden fazla istihdam oluşturan, dünyada ve Avrupa’da son derece önemli bir sektör. Dünyadaki seramik üretimin yüzde 3,2’sini gerçekleştiren sektöre küreselleşmenin şüphesiz ki olumlu etkileri olmaktadır. Ancak özellikle Çin’den ithal edilen ürünler de Türk Seramik pazarından pay aldığı görülmektedir ki bu da küreselleşmenin olumsuz etkilerinden sayılabilir.

“Bundan böyle sektörümüzde yeni yatırımlar yerine konsalidasyonlar beklenmelidir.”

Burada belirtmek istediğim diğer bir konuda, sektörümüzün ulaşmış olduğu nominal kapasitif değerin, ihracat ve iç talep düşünüldüğünde çok yüksek olduğudur. Sektörde stoklar sorun yaratacak düzeylere gelmektedir. Doğal olarak ta kapasite kullanım oranları düşürülmekte ve fizibilite kaybolmaktadır. Kanaatimce, bundan böyle sektörümüzde yeni yatırımlar yerine konsalidasyonlar beklenmelidir. Bence doğru olanı da budur. UNICERA fuarı son yıllarda ulusal bir fuar olmaktan ziyade, Tüyap Organizasyonu’nun tecrübeli ve başarılı ekibinin katkısı ile uluslararası platformda önemli bir fuar haline gelmiştir. Avrupa’nın bu alandaki 2. Büyük fuar organizasyonu olmasından gurur duyuyoruz. Son yıllarda yurtdışı ziyaretçi artış oranlarının önemli ölçüde arttığını gerek standımızdaki ziyaretçiler gerekse açıklanan raporlardan kolaylıkla izleyebiliyoruz. Son yıllarda fuar sırasında düzenlenen etkinlikler, yarışmalar ve organizasyonlar da Tüyap Organizasyonu’nun diğer başarılı çalışmaları arasında dikkat çekiyor. Burada, ifade etmek, altını çizmek istediğim diğer bir konu da giderek kan kaybetmekte olan, İspanya’daki Cevisama artık faliyetlerine son vermeli ve UNICERA sadece bizim fuarımız olma hüviyetinden çıkıp, uluslararası bir fuar olmayı hedeflemelidir. Bunun içinde UNICERA’nın arkasında bulunan sektörümüzün STK’ları uluslararası platformlarda gerekli girişimlerde bulunmalıdırlar.

“Türk Seramik Sektörü’nün dünyada tanıtımı için yapılan önemli çalışmaları da takdirle izlemekteyiz.”

Sektörümüzdeki sivil toplum kuruluşları sektörün gelişimi adına önemli faaliyetlerde bulunmaktadır. Bu kuruluşların sektördeki birlik ve beraberliği sağlayarak sektörün faydası adına gelişim sağlayabilecek en önemli kuruluşlar olduğunu biliyoruz. Sektörün halen çözülemeyen tecrübeli personel, nakliye altyapısı yetersizliği gibi bazı önemli sorunlarını devlet kademesinde gündeme getirilmesi ve çözüm sağlanması bu kuruluşların sektöre sağlayacağı en önemli katkılar olacaktır. Sektöre ilişkin raporların ve gerekse pazar araştırmalarının bu tip sivil toplum kuruluşları tarafından belli bir düzende periyodik sağlanması ve üyeleri tarafından ulaşılabilir olması da sektöre katkı sağlayacak önemli unsurlardan olacaktır. Bununla beraber Türk Seramik Sektörü’nün dünyada tanıtımı için yapılan önemli çalışmaları da takdirle izlemekteyiz. Özellikle Türkiye Seramik Federasyonunun büyük katkılarıyla hazırlanmış olan “Türkiye Seramik Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2012-2016)” son derecede başarılı bir çalışma çalışmanın ürünü olarak yürürlüğe girmiştir. SERKAP liderliğinde yapılmakta olan, antidamping çalışmaları da Sektörümüz için büyük önem taşımaktadır.

“Bundan sonraki hedeflerimiz teknoloji yatırımlarımızın da desteği ile katma değeri yüksek ürünleri portföyümüze katarak iş ortaklarımıza ve şirketimize daha fazla ticari kazanç sağlamaktır.”

Ege Seramik firmasının konumu sektör için oldukça belirgindir. Biz, yıllardır her koşulda, iş ortaklarımızla, güçlü bayi yapımızla, dinamik kadrolarımızla, yıllardan beri sektörde ses getiren aksiyonlarımızla sürekli gündemi takip edilen bir firma olduk. Şüphesiz ki sektörü etkileyen önemli krizlerden biz de etkilendik. 2009 yılından itibaren alınan radikal kararlar ve tasarruf tedbirleri ile 2011 yılı sonuna kadar yaşanan süreçte zoru başardık ve tüm olumsuz dönemleri geride bıraktık. Bundan sonraki hedeflerimiz teknoloji yatırımlarımızın da desteği ile katma değeri yüksek ürünleri portföyümüze katarak iş ortaklarımıza ve şirketimize daha fazla ticari kazanç sağlamaktır. Önümüzdeki yıllarda daha da arttıracağımız pazarlama faaliyetleri ile Ege Seramik markasının bulunduğu zaten iyi konumunu daha da yükseltmek ve dünya çapındaki marka bilinirliğimizi arttırmak en önemli hedeflerimiz arasındadır. Sayı 09 (2013/1)

49


Akademik Objektif

Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ayhan Mergen Tarihçe: Kurulduğu 1883 yılından günümüze kadar sunduğu vizyon ve üstlendiği misyon itibari ile Marmara Üniversitesi modern çağın gereksinimlerini köklü geleneği harmanlamakta ve İstanbul’un iki yakasındaki kampusleri ile şehri kucaklamaktadır. Üniversitenin Mühendislik Fakültesi Göztepe Kampusü’nde bulunup Anadolu yakasının en merkezi yeri olduğu söylenebilir. Fakülte, 1987 yılında kurulmuş olup, lisans eğitimine 1990 yılında başlamıştır. Üretim Metalurjisi Anabilim Dalı ve Malzeme Bilimi Anabilim Dalı’ndan oluşan Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü, 1996

yılında faaliyete geçmiş olup, 2000 yılında lisans, 2003 yılında lisans üstü eğitime başlamıştır. Bu tarihten günümüze kadar, 260 lisans ve 10 lisans üstü öğrenci mezun vermiştir. Doktora seviyesinde eğitime 2009-2010 yılı güz döneminde başlayan bölümümüzde, ikisi yurt dışında eğitim ve araştırmalarına devam eden 6 araştırma görevlisi, 4 yardımcı doçent, 1 doçent, 7 profesör ve 1 idari personel bulunmaktadır. Ayrıca hali hazırda 180 lisans, 18 yüksek lisans ve 5 doktora öğrencisi eğitimlerini sürdürmektedir. 50 Sayı 09 (2013/1)


Akademik Objektif

Eğitim içeriği ve amacı: Bölümün eğitim dili İngilizce’dir. Lisan seviyesi eğitime yeterli olmayan öğrencilerimiz Yabancı Diller Bölümünde hazırlık programına katılırlar. Bölümümüzün eğitim süresi dört yıldır. Bölüme sayısal puanla öğrenci alınmaktadır. Metalurji ve Malzeme Mühendisliğinin programında öğrencilerimiz temel bilim ve mühendislik bilimleri dersleri ile mühendislik tasarımı ve zorunlu bölüm derslerinin yanı sıra, kendilerini bireysel yetenekleri doğrultusunda yönlendirebilecekleri sosyal, hukuk, yönetim ve finans alanlarında verilen seçmeli dersleri alabilme olanaklarına sahiptirler, ve derslerde eğitim İngilizce olarak yapılmaktadır. Bilindiği gibi, tarih boyunca ülkeler arasındaki bilgi ve teknoloji yarışının önemli bir cephesini üstün özellikli malzeme geliştirme ve kullanımı olduğunu görüyoruz. Bu nedenle, biz de öğrencilerimizi

ileri teknoloji malzemelerinin geliştirilmesi için gerekli bilgi ve becerilerle donatmayı hedefledik. Bunun için eğitimleri süresinde verilen derslerde ve laboratuarlarda bilgisayarların ve ileri teknoloji cihazların etkin bir şekilde kullanımını sağlamaktayız. Bunun yanında aldıkları derslerde araştırıcı, yaşam boyu öğrenmeyi hedefleyen, proje hazırlayan ve yönetebilen, çevresini ve gelişmeleri gözlemleyebilen, çok disiplinliliğe ve grup çalışmalarına yatkın bireyler yetiştirmek için gerekli olanakları sağlamaya çalışmaktayız. Bunları yapmaktaki amacımız kendilerinin sürekli alıcı değil, aldıklarını iyi bir şekilde yorumlayarak kullanabilen, kendisine ve içinde yaşadığı topluma artı değerler kazandırabilen üstün nitelikli bireyler olmaları içindir.

Akademik olarak başarılı olan öğrencilerimizin fakültemiz içerisindeki diğer bölümlerde uzmanlaşmaya olanak sağlayan Yan Dal Programı ve ikinci bir programda lisans diploması almayı mümkün kılan Çift Anadal Programından yararlanmaları mümkündür.

51 Sayı 09 (2013/1)


Akademik Objektif

Bölüm İş Olanakları: Üretim Metalurjisi Sanayii Demir-Dışı Metal Üretim Sanayi Metal Şekillendirme Endüstrisi Beyaz Eşya Sanayii Cam, Seramik ve Refrakter Sanayi Döküm Sanayi Savunma Sanayi (Tank paletleri, zırhlar) Nanoteknoloji Makine İmalat Sanayi Otomotiv Otomotiv Sektörü Otomotiv Yan Sanayi Havacılık ve Savunma Sanayii Sektörü Gemi İnşaatı Sanayi Polimer Teknolojisi Kaynak Malzemeleri Üretimi Sanayi Yüzey İşlemleri ve Kaplama Sanayi Elektrik-Elektronik Malzeme Üretimi Manyetik Malzeme Üretimi Sağlık Sektörü (Biyomalzeme Sektörü) Kalite Kontrol ve Gözetim Şirketleri

52 Sayı 09 (2013/1)

Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü, 2000 yılında başladığı lisans, 2003 yılında başladığı lisans üstü eğitimde; 260 lisans ve 10 lisans üstü öğrenci mezun vermiştir. Bölümümüz doktora seviyesinde eğitime 2009-2010 yılı güz döneminde başlamıştır. Hali hazırda 180 lisans, 18 yüksek lisans ve 5 doktora öğrencisi eğitimlerini sürdürmektedir.


Akademik Objektif 7, yüksek lisans seviyesinde 2 öğrenci Erasmus programı dahilinde Fransa, Almanya, İsveç ve Macaristan’da eğitim görmüşlerdir. Ayrıca her sene en az 2 Erasmus öğrencisi Mühendislik Fakültesi’nde ders aldığı müddetçe farklı derslerini yine bölmümüzde almayı seçmektedir. Yaptığımız bu çalışmaların en büyük amacı; kültürel ve bilimsel entegrasyon ve çok disiplinli bilimsel çalışmalar ile literatüre de katılım sağlarken öğrencilerin eğitimlerine ve vizyonlarına katkı sağlamaktır.

Bölümümüz kaynak sektöründe çalışan istihdama yönelik olarak 2013 yılında alt yapısını geliştirerek atılım yapmak istemektedir. Bu şekilde hafta sonları düzenlenmesi planlanan eğitimlerde ulusal geçerlilikte katılım sertifikası verilecektir. Uluslararası ilişkiler: Marmara Üniversitesi Metalurji-Malzeme Mühendisliği, tamamen yurt dışı doktoralı akademik kadrosuyla öğrencilerine % 100 İngilizce eğitim sunmaktadır. Nispeten yeni kurulmuş olmasına rağmen bölüm laboratuarlarının etkinleştirilip Avrupa Birliği’ndeki üniversitelerle ikili anlaşmaların yürürlüğe sokulmasına kadar bir çok aşama kısa sürede kat edilmiştir. Ülkemizin Avrupa Birliği’ne entegrasyonu yolunda kültürel yakınlaşmanın önemli yollarından biri olan Erasmus programlarına, Metalurji-Malzeme Mühendisliği Bölümü de katkıda bulunmaktadır; yapmış olduğu ikili anlaşmalar sayesinde Avrupa üniversitelerinde eğitim alacak öğrenci sayısını her geçen gün arttırmaktadır. Son üç sene içinde, yurt dışında lisans düzeyinde

Projeler: Bölümümüz öğretim üyeleri aktif olarak TÜBİTAK, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (SANTEZ), BOREN, Avrupa Birliği projelerinde yürütücü veya araştırmacı olarak yer almaktadır. Bunun yanında öğretim üyelerimiz gerek TÜBİTAK TEYDEB ve SANTEZ gerekse KOSGEB projelerinde danışman olarak yer alarak veya sanayi kuruluşlarının yürütmüş olduğu çalışmalara danışmalık yaparak endüstiyel projelere katkı sağlamaktadırlar. Bölüm olarak hedefimiz sanayi ile yapılan, üniversitelerin iştirakçi olarak katıldığı TÜBİTAK, SANTEZ vs. projelerini arttırmak ve KOBİ’lerin ihtiyaç duyduğu danışmanlıkları projelendirerek AR-GE faaliyetlerine destek olmaktır. Üniversiteler ilk aşamada bilimsel katkıyı düşünen, toplumun ihtiyacı olan uzmanlaşmış entellektüel insanları yetiştiren kurumlardır. Mühendislik eğitimi gibi uygulamalı temel bilimler üzerinde eğitimin verildiği bir alanda, gelişmiş ülkelerdeki uygulamalarda da yer alan sanayinin ve ülkenin ihtiyaçlarına yönelik gelişmelere öncü olacak ve girişimcilerin önünü açacak çalışmalarda yer almak istemekteyiz. Böylelikle yetiştirdiğimiz meslektaşlarımızın istihdamına katkı sağlanacak ve yapılan projelerdeki ödenekler de yine araştırma ve geliştirme faaliyetlerine harcanarak bilime ve ülke ekonomisine de katkı sağlanacaktır.

53 Sayı 09 (2013/1)


Şehrin Nabzı - Ankara 1971 yılında Ankara’da doğdum. Nevşehirliyim, evli ve 2 erkek çocuk babasıyım. 1968 yılında kurulmuş olan İzogün İzolasyon A.Ş.’nin 2. kuşak yöneticisiyim. 3 yıldır TİMKODER Yönetim Kurulu Üyesiyim ve aynı zamanda bu süreç zarfında TİMKODER Yayın Kurulu Başkanlığı görevini de yürütmekteyim. Editörlüğünü üstlendiğim dergide, sektörümüzün nabzını değerli Yönetim Kurulu arkadaşlarımız ile birlikte tutmaya çalışıyoruz. Aynı zamanda AKOK (Ankara Klasik Otomobilciler Kulübü) üyesiyim. Klasik araçlara olan ilgim ve merakım ile klasik araçları sevdirmek ve yaşatmak bana büyük bir keyif veriyor. Yalıtım sektöründe faaliyet gösteren bir firma olarak İZODER (Isı, Su, Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği) ile de sektörümüzün yanındayız. Hobi amaçlı başlayıp ciddiye binen ve adının şehir dışında da anılmaya başladığı Gün Pide&Döner işletmeciliğini de dostlarımla bir arada olmak adına işletmeye devam ediyorum.

Sertaç Köleli İzogün

54 Sayı 09 (2013/1)

Şirketimiz 1968 yılında Ankara’da kurulmuş olup 1988 yılında yalıtım konusundaki bayiliklerini İzogün İzolasyon ve İnş. Malz. Tic. A.Ş. adı altında toplamıştır. Kuruluşundan bugüne, yalıtım sektörünün tüm ihtiyaçlarına cevap vermek amacıyla sektörde lider firmaların


Şehrin Nabzı - Ankara bayilikleri ve alanında eğitimli kadrosu ile çalışmalarına devam etmektedir. Dürüstlük ve güvenilirlik ilkeleri üzerine kurduğumuz iş anlayışımızı, faaliyetlerimizin her aşamasına yansıtmayı başardığımızı düşünüyorum. Merkezimiz Ulus Rüzgârlı Sokak’ta, şubemiz Gimat Erciyes İşyerleri Sitesi’nde bulunmaktadır. Rüzgârlı Sokak’ta yer alan merkez binamız 1300 m2 olup yan depomuz ile birlikte 2200 m2‘lik kapalı alana sahiptir. Erciyes İşyerleri Sitesi’nde yer alan şubemiz ise 800 m2‘si kapalı olmak üzere toplamda 2100 m2’lik bir alan üzerine kuruludur. Bünyemizde 15 personel çalışmaktadır. Stoklarımızda 2400 adet ürün olup İzocam, Knauf, Onduline, Jotun, Basf, Parex Group, Fixa, Bostik, Sukar, Emülzer, Spstarplastik, Layer, Bison, Eryap bayiliklerimiz ve hırdavat ürünlerimiz bulunmaktadır. Bunları paylaştıktan sonrada bir adım önde olabilir miyiz bilmiyorum fakat müşterilerimiz çok değerli. Bizler de risk alan stok bulunduran ve ciddi masraflarla hizmet vermeye çalışan firmalarız. “Olmaz” ya da “veremeyiz” diyebilmeli, belirli kar marjlarını korumalıyız. Aksi durumda ömrü birkaç yılı geçmeyen

firmaları maalesef görüyoruz ve bunun zararlarını hepimiz çekiyoruz. Hepimizin bildiği gibi enflasyon azaldığında, hizmet çoğalmalı ki karlılığı yakalayabilelim. Hizmetin sınırları ve içeriği ise her müşterinin şahsına münhasır olmakla başladığını düşünüyorum. Türkiye inşaat ve yapı malzemeleri sektörü şu anki Türk Ticaret Kanunu’yla çok uzun ömürlü gözükmüyor. Çek ve senedin cezai hükmünün kalmaması, üreticilerin teminat ve doğrudan ödeme sistemlerine geçmesi, Toki tarzı çoklu yapıların 1-2 müteahhitle yapılmış olup alımlara üreticilerin direk katılmaları konusu ivedilikle masaya yatırılmalıdır. Bizim faaliyet bölgemize değinecek olursak Rüzgârlı Sokak, bünyesinde yer alan 1550 işletme ile inşaat malzemeleri anlamında Türkiye’deki tek oluşumdur. İstanbul’da Perşembe Pazarı ve Halimağa Çarşısı’nın eski gücü kalmadı. “Rüzgârlı Sokak” gerçeğini yaşatmak için dernekleşerek çalışmalarımıza devam ediyoruz. Türkiye’de bir ilk olarak Rüzgârlı Sokak insert çalışması ile sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Eğer bir sokakta 1550 işletme ile bir arada iş yapılabiliyorsa, sorun yanınıza açılan aynı işi yapan işletme değil, zihniyettir düşüncesindeyim. Zincir yapı marketler gerçeği, ticari kanunların boşlukları, her mesleğin bir ömrü olması vs. birleştiğinde bu işin paralelinde iş gücü ile uygulama, müteahhitlik ve taşeronluk vardır. Şirketlere özel, butik iş yerleri tasarlayıp arsadan, anahtar teslim hizmet vermek istiyorum. 2013 için cirosal bazda yine %35 civarında bir büyüme hedefliyoruz. Bu arada gıda sektörüne olan sevgimi de hafife alamam. Gün Döner&Pide’yi bir şekilde mutlaka devam ettiririm, ama ek yapar mıyım şu an bilemiyorum. Sayı 09 (2013/1)

55


Şehrin Nabzı - Ankara Firmamız 1978 yılında üç kardeş ile Posta Caddesinde başlayan sürecimiz var. Şu an itibariyle birinci sınıf ürünlerin satıldığı Ankara’nın gözde semtlerinde 3 şubesinde ticarete devam etmekteyiz. Posta Caddesi Rüzgarlı Caddesi ve Ostim Alınteri Bulvarı’nda 25 kişiyi istihtam etmekteyiz. Bizim ticari felsefemiz de rakip diye bir kuruluş yoktur. Ancak ticari komşularımız ve ticari dostlarımız vardır. Çünkü istikrarlı ve düzgün çalışmak en büyük idaalimizdir. İşlerimizin başında durarak yenilikleri takip ederek işimizi geliştirmeye çalışıyoruz.

Cahit Canyurt Canyurt Ticaret 1983 Yılında Ankara’da doğdum. Erzincan Kemah’lıyım liseyi bitirdikten sonra babamın yanında iş hayatına başladım. Şimdi ise Rüzgarlı şubelerimizin birinde yönetici olarak ticaret hayatıma devam etmektetim.

56 Sayı 09 (2013/1)

Türkiye piyasasının 2013 yılı içinde giderek toparlanacağına ve güzel işler çıkacağına inanıyorum. Bunda en büyük etken hem kentsel dönüşüm hem de devletin iç piyasaya olan ilgisinin biraz daha rahatlatılması olacaktır. Firmamızın tabiki büyük hedefleri mevcut bu fikirler olmasa yenilik olmaz ve süreklilik olmaz. Bu nedenle hedeflerimiz doğrultusunda çalışmalarımıza devam edeceğiz.


Şehrin Nabzı - Ankara da tasarım ve fiyat araştırmalarını profesyonel kuruluşlardan aldığımız destek ile en iyi hizmeti vermeye gayret etmekteyiz. Tüm çalışanlarımızın kendi öz imkânlarının daha iyi şartlara çıkartılması ve insanlığın gereği olan, yaşama ve yaşatma hakkından yola çıkarak “çalışanına bakki oda işinin temiz, titiz ve düzenliliğine baksın” felsefesi ile hareket etmekteyiz. Yeni nesile bırakılacak bir meslek kuruluşu olan firmamız, gençliğe verdiği önemi de stajyer ve ara eleman yetiştiriciliğinde de göstermiştir. Firmamızda çalışan bu şahıslardan bazıları Rüzgârlı ve Rüzgârlı dışında kimi kendi kimileri ise bir şirket yönetecek kadar da başarılı ve becerikli elemanlar da yetiştirmiştir.

Hakan Çaylak Karaçay Ltd. Şti. 1964 yılında Sivas merkez’de doğdum. İlköğrenimini Sivas’ta, Orta ve Lise öğrenimini Ankara’da tamamladım. Üniversite öğrenimimi ise 1986 yılında Eskişehir Anadolu Üniversitesi İktisat ve İdari Bilimler bölümünde tamamladım. 1976 yılında çalışma hayatına Rüzgârlı Sokak Eser İş hanında esnaf olan, Amcam Ali Çaylak’ın yanında başladım. 1990 yılında Çanakkale Bayiliği yapan Ayhan Kardeşler Ltd. Şti.’de 3 yıl Şirket Müdürlüğü yaptım. 1993 yılında kendi şirketimi kurmaya karar vererek Karaçay İnşaat Ticaret Ltd. Şti. kurdum. İnşaat malzemeleri ticareti, taahhüt, tadilat ve bakım onarım işleri ile faaliyet gösteren şirketimizde 15 kişiye istihdam sağlamaktayız. 1993 yılında Uçar Ticaret Merkezi adresinde, 5 kişilik bir kadro ile sektöre ilk adımımızı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Lojistik Komutanlıklarının bakım ve onarım işlerini malzemeli ve işçilikli yaparak başladık. Yenikent’te 551. İnşaat Tabur Komutanlığına bağlı 3 Blok 30 Daire inşaat yaparak inşaat sektörüne girdik. 2004 yılında Protokol yolu Aydınlıkevler alt geçidinin Cam Mozaik ile kaplanması işini ve yine aynı yıl Keçiören Köprüsü yan geçidi Cam mozaik kaplama işlerini yaptık. Günümüzde çok önemli bir hale gelen Türkiye’de ve dünyada enerji verimliliği stratejileri geliştiren firmamız 2009-2023 yılı Isı Yalıtımı planlama raporuna göre hazırlanmış ve ilk uygulamalı ısı yalıtımı işini Çayyolu Yaşamkent Yerleşkesinde bulunan Troya Park konutlarının dış cephe manto lamasını yaparak başlamıştır. Halen Isıtma, Soğutma, Isı Yalıtımı, İnşaat, Konut İdaresi, Taahüt ve Tadilat işlerini Rüzgarlı’da bulunan 100m2 mağaza, İstitler’de bulunan 500 m2 malzeme ve ekipmanları depomuz Sivas ve Muğla’da bulunan şubelerimiz ile 15 kişiye istihdam sağlayarak faaliyetlerimize devam etmekteyiz. Yapmış olduğumuz iş gereği rekabet etmek ve müşteriye en iyi hizmeti verebilmek amacıyla sektörde rakiplerimizden bir adım öne geçebilmek adına tüm çalışmalarımızı titizlilikle, işinin ehli personellerle, günün şartlarının

Ülkemiz gelişmekte olan, ve hergün sistematik yeniliklerle inşaat sektörünü dünya’da ve ülkemizde yapmış olduğu işlerle kanıtlamıştır. Türkiye, inşaat sektörünün ilkleri arasında olmayı da bilmiştir. Bunu yurt dışı gezilerimde gerek Afrika ülkeleri Fas, Tunus, Cezayir ve gerekse Asya’da Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan ve Rusya gezilerimde tespit ettim. Buralarda yapılan inşaatların neredeyse yarıdan fazlasını bizim Türk firmalarının yapmış ve yapmakta olduğunu gördüm. Bu beni ziyadesiyle memnun etti. Orada Türk İşadamları ve Müteahhitleriyle yaptığım sohbetlerde de “evet biz dünyada inşaat üzerine 1 numarayız dedim”. Son 10 yılın bölgesel olarak inşaat ve yapı malzemelerinin Ankara Rüzgarlı’da değerlendirmesini yapmak gerekirse İç Anadolu, Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerine pazarlama ve satış yaparken bunun günümüz şartlarının kargo ve imalat kısımlarının bu bölgelere açılması sebebiyle %50’lik bir oranda düşüş yaşanmıştır. Ancak, bu bölgelerdeki inşaat ve yaşam alanlarının da artışı ile Rüzgarlı’dan bölgelere göçler olmuş yeni firmalar açılmış, şubeler kurulmuş ve kayıp tekrar kazanca dönüşmüştür. Bizde bu anlayış ile firmamızın bir kolunu Sivas’a atarak gerçekleştirdik. Öncelikle söylemeliyim ki; hedef belirlemeye karşıyım. Çünkü hedef belirlemek, kişinin kendine, yapabileceklerine sınırlama getirmesidir. Hedefin ne kadar büyük olursa sınırların o kadar geniş olur. Hedef belirlememek ise özgürlüktür. Büyük hayaller kurarak ve hayallerinize doğru yürüyerek enfes başarılar tadabilirsiniz çünkü hayal dünyasında sınır yoktur. Kendine hedef belirleyenlerin hayalleri de hedefleri kadardır. Hedefler yapacaklarımız hayaller ise yapabileceklerimizi oluşturur. Tabi dünyada yapılabilecek şeyler konusundaki bütün girişimleri yapmaya ömür yetmez. Ben bu konu için şöyle bir ölçüt belirledim: “Ömür bir tarladır. Kimileri o tarlada yalnızca belli bir ürün yetiştirmek ister. Örneğin kayısı bahçesi yapar. Ama ben o tarlada yetiştirebildiğim kadar farklı ürün yetiştirmem gerektiğini düşünürüm. Sizce bir tarlada tek bir ürün yetiştirip tek bir tatla doymak mı? Yoksa dünyanın tüm meyvelerini tadarak doymak mı daha güzel olur. Bir elektrik çıkışına çoklu priz bağlayarak birden fazla elektrikli eşyayı çalıştırmaya benzer bu.” Örneğin bir profesör kendi alanında yıllarca çalışıp kendi dalının en iyisi olurken çok basit konulara bile yabancı kalabiliyor. Bir ağacın dalları ne kadar çok olursa yaprağı da o kadar çok olur meyvesi de. Burada bize düşen ağacımızın gövdesini daha çok dalı taşıyabilecek kadar kendimizi geliştirmek için araştırmaya ve öğrenmeye doymamak. “Yukarıda bahsettiğim özgürlük alanınız kendinizi ne kadar geliştirdiğinize bağlıdır.” Sayı 09 (2013/1)

57


Şehrin Nabzı - Ankara kamu kurumları büyük yatırımlar gerçekleşti. Bu dönemi, meslek yaşamımda çok hareketli, başarılı, mutlu, kazançlı olarak geçirdim. 1997 yılında Ankara’da Ece Yapı İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti. adındaki ikinci firmamızla Rüzgarlı piyasasında da yerimizi aldık. Ankara mağzamızda daha çok seramik, vitrifiye, banyo ve mutfak gereçleri pazarlaması yapmaktayız. Ankara mağazamız 450m2 mağaza, 1.500m2 açık alanda (depo), 7 personel ile Beypazarı mağazamız 400m2, 1500 m2 kapalı depomuz ve 11 personelimiz ile müşterilerimize hizmet vermekteyiz. Ticaretimizi başlıca; Seramiksan, Decovita, Wescoo, Newarc, Creavit, Weber, Gold Banyo, Kare Banyo, Dyo, Ege Yıldız, Mcm, Betaş, Alfa Kazan, Formina, Kabinet markalarının ürünleri ile sürdürmekteyiz.

Hakan Ecer Ece Yapı 1960 yılında Ankara’nın Beypazarı ilçesinde doğdum. İlk ve orta okulu, Beypazarında tamamladıktan sonra lise eğitimi için İstanbul’a geldim, hayatımda çok önemli yeri olan Haydarpaşa Lisesinde, yatılı öğrenci olarak üç yıl eğitim aldım. Üniversite yıllarımı, Ankara Gazi Üniversitesi Ekonomi Fakültesinde geçirdikten sonra 1982-83 yılında askerlik vazifemi asteğmen olarak Erzincan’da tamamladım. Profesyonel ticaret hayatıma Beypazarında babam Emin Ecer‘in 1953 yılında kurduğu (bu sene 60 yılını kutladığımız) Ecerler İnş. Tic. Ltd. Şti. de başladım. Beypazarı mağazamızda boya, hırdavat, montaj malzemeleri, seramik, vitrifiye, izolasyon gibi (demir, çimento haricinde) her türlü inşaat malzemeleri satışı ile hizmet vermekteyiz.

58

1984 ve sonrası Özal’lı yıllarda bölgemizde konut yapı kooperatifleri, Sayı 09 (2013/1)

Mesleğe başladığım yıllarda, yoğun talep, enflasyonelist ortam, her sektörde az sayıda üretici, gümrük duvaralarıyla engellenen ithalat, günümüze nazaran daha az çaba gerektiren, daha karlı bir ticaret hüküm sürmekte iken, günümüzde bu şartlar tamamen değişmiş bulunmaktadır. Enflasyonelist ortamdan uzaklaşılmış, her sektörde bol miktarda üretici ve satıcı faaliyete geçmiş, ithalatın önü açılmış, serbest piyasa şartları oluşmuştur. Günümüz şartlarında mesleğimizde başarılı olabilmenin yolu farklılık yaratmaktan geçiyor. Satış personelinin ürün bilgilerinin devamlı güncellenmesi, satışı yapılan ürünlerin sunum şekli, çeşitliliği, mağazaların daha büyük ve şık olması, mutlaka internet ortamında web sayfalarımızın buluması, ürün teslimatlarının çok hızlı yapılması, doğru ve istikrarlı fiyat


Şehrin Nabzı - Ankara politikası, doğru bilgilendirme, satış sonrası hizmetler, farklılık yaratarak, ciro ve karlılığa mutlaka katkı sağlayacaktır. Şahsi düşüncem, memleketimizde kırsal kesimden kente göçlerin devam ettiği, genç nüfusumuzun çokluğu nedeniyle inşaat sektöründeki faaliyetlerin daha uzun bir süre canlı kalacağı doğrultusundadır. Talebin canlı olmasına karşılık, dağılımının dengesi bozulmuştur. Özellikte Toki’nin devreye girmesi,s adece sosyal konut değil lux konut üretimi de gerçekleştirmesi, piyasadan çok sayıda orta ve küçük ölçekli müteahhitin devre dışında kalmasına sebep oldu. Ayrıca üretici ve ithalatcı firmalar memleketin en ücra köşelerine kadar hizmet vermeye başlamış, tali bayilik sistemi çökmüştür. Özellikte Ankara Rüzgarlı Sokak bundan oldukça etkilenmiştir. Kamu kurumlarıyla çalışan çok sayıda müteahhit firmanın merkezinin Ankara’da olması toptan satışlarımıza olumlu katkı sağlamasına karşılık, çek kanunundaki değişiklik ve yetersiz öz sermayeli firmaların

çeklerini zamanında risklerimizide çok arttırmıştır.

ödeyememesi

Son 2-3 yıl içinde Ankaralı meslektaşlarımız bu değişimleri gözlemleyerek daha çok perakende satışa dönük, katma değeri yüksek daha güncel, daha modern, şık mağazalar açmaya başlamışlardır. Günümüzde üretici ve ithalatçı firma sayısının bolluğu, üretimin cazibesini azaltmış buna karşılık, nihai tüketiciye hizmet veren pazarlama ve satış noktalarının önemini arttırmıştır. Buna istinaden üretici firmalar doğru politikalar oluşturarak, bayilerini piyasa koşullarında hizmet ve rekabette eskiye nazaran daha çok korumalı ve kollamalıdırlar Mesleğimiz ve meslektaşlarımızın toplum içinde daha itibarlı bir yer edinebilmesi için meslek odalarımızın ve resmi kurumların yeni düzenlemelere giderek, yetkin, yüksek itibarlı, kültürel ve mesleki alt yapısı olan, sermaye yapısı yeterli şahıs veya kurumaların faaliyetine izin vermelidirler. Bunun örnekleri tarihimizde Anadolu Selçukluları döneminde uygulanan ahilik gibi görülebilir.

59 Sayı 09 (2013/1)


Şehrin Nabzı - Denizli

Halk Caddesi’nde yer alan mağazamızda Ege bölgesine toptan satış hizmeti ile bayilerimize bordür ve seramik tamamlayıcı ürünler alanında geniş ürün yelpazesi sunuyoruz. Akgün Bordür olarak seramiğe desen ve renk katan, görsel olarak öne çıkaran farklı tasarımlarla seramik sektörüne yeni bir boyut kazandırdık. Rakiplerimizin fiyatlarını sürekli analiz edip, en uygun fiyat politikasıyla sektörün öncü firmaları arasında yer almaya özen gösteriyoruz.

Akgün Kavi Akgün Bordür 1980 yılında Denizli’de doğdum. Eğitim hayatımı tamamlamamın ardından turizm sektöründe 4 yıllık iş deneyim oldu. Ardından özel bir şirketin pazarlama departmanında görev alarak inşaat sektöründe 8 yıl teccübe edindim. Kazandığım deneyim ve tecrübeyi daha da geliştirmek için özellikle de bölge piyasamızdaki boşluğu değerlendirerek kendi firmamı kurmaya karar verdim ve 2009 yılında Akgün Bordür’ü kurdum.

60 Sayı 09 (2013/1)

Güler yüzlü hizmeti ve dürüst çalışma politikasını kendimize prensip edinerek sürdürdüğümüz ticaret hayatımız ile bölgede önemli bir yere sahibiz. Gelecek hedeflerimize paralel olarak büyüme odaklı çalışmalarımıza devam etmekteyiz. Denizli Türkiye’nin büyüme hedefi ile doğru orantılı olarak, yapılan yatırımları ve gelişen teknolojiyi doğru değerlendirmiş ve Türkiye’nin inşaat sektöründe öncü illeri arasında yer almaktadır. Büyükşehir olmaya hak kazanan Denizli son yapılan nüfus sayımında da yüzde elliye yaklaşan artışıyla, almış olduğu göç oranını ve iş potansiyelini gözler önüne serdi. Bütün bu veriler göz önünde bulundurulduğunda bundan sonraki yılların da Denizlimize ve tüm Türkiye’ye olumlu gelişmeler getirmesini umuyoruz.


Şehrin Nabzı - Denizli kimyasalları malzemeleri satışı ile hizmet vermekteyim.

Güven Özçelik Güven Özçelik İnş. Malz. Tic. 1961 Denizli doğumluyum. İnşaat Mühendisiyim. Denizli Gökpınar Barajı ve buna bağlı sulama kanalları inşaatını yapan Kanalet inşaat firmasında arazi şefi olarak çalıştım. Daha sonra Baklan’a bağlı Boğaziçi beldesi belediye hizmet binası ve aynı zamanda Aydın Horsunlu beldesi belediye hizmet binalarını yapan Erka İnşaat firmasında şantiyeci olarak çalıştım. Daha sonra da İlhan İnşaat Malzemeleri ve Kömürcülük Ltd. Şti. firmasında Ytong gazbeton ve diğer kaba inşaat malzemelerinin pazarlama kısmında çalıştıktan sonra 2003 yılında kendi işimi kurmaya karar verdim. 2005 yılında da Ytong gazbeton firmasının Denizli ve çevresindeki 3. Yetkili satıcısı oldum. Şu anda müşterilerime Halk Caddesi 661. Sk. No:17’deki 440m2’lik alanda Ytong gazbeton, çimento, kum, bims blok, tuğla, kiremit ve çeşitli yapı

12 yıl önce bu sektöre girdiğimde gazbeton, bölge genelinde çok az bilinen yıllık kullanımı da diğer üretici firmalar ile birlikte 3-4.000m3 civarında olan bir yapı malzemesiydi. Yaptığımız saha çalışmaları neticesinde kullanıcılara mesleki bilgilerimiz ve tecrübelerim ışığında malzemenin hafifliği nedeniyle binanın depreme dayanıklılığını ve içerisinde oluşan hava boşlukları nedeniyle de ısı yalıtımındaki avantajlarını anlatmaya çalıştım. Malzemeyi sadece satmakla kalmayıp inşaatları ziyaret ederek gazbeton uygulaması konusunda bilgilendirdik.Gazbeton üzerine kaplanacak olan diğer malzemelerin de uygulama tekniklerini ve koşullarını ustalara ve diğer uygulayıcılara ayrıntılı şekilde anlattık. Şu anda bu malzemenin kullanımı toplumdaki yalıtım bilincinin de artması sonucu 20 kat artarak yıllık 70.000m3 civarına ulaştı. Gelecek hedeflerimizde ise yalıtımı olmayan mevcut binaların yanmaz bir ısı yalıtım malzemesi olan Ytong yalıtım plağı ile kaplanması çalışmaları olacaktır. Ayrıca özellikle Antalya ve çevresinde yaygın olarak uygulanan ısı yalıtımlı ve hafif Ytong çatı plağı satışı ve uygulamaları üzerinde kapsamlı bir çalışma yapmak düşüncelerimiz arasında bulunmaktadır. Bilinçsizce yapılan insan hayatını ve sağlığını tehlikeye atan yapıların kusurlarının giderilmesi ve bundan sonra da yapıların kaliteli malzemelerle üretimine katkıda bulunmak en büyük amacımız olacaktır. Çok mal satarak değil doğru ve kaliteli malzeme satarak sektörümüzde sağlam ve emin adımlarla dengeli bir şekilde büyümeyi hedefliyoruz.

61 Sayı 09 (2013/1)


Şehrin Nabzı - Denizli

Erol Şahan, Süleyman Şahan ve Atanur Şahan

Süleyman Şahan ve Atanur Şahan Şahanlar İnşaat Süleyman Şahan (S.Ş.): Hacettepe Üniversitesi İktisat bölümünü ikincilikle bitirdim, eş zamanlı olarak da İtalya’da Roma Tor Vergata Üniversitesi’nde ekonomi eğitimi aldım. Yapı malzemeleri satışı alanında hizmet veren 1977 yılında kurulmuş, sektörde 35 yılı geride bırakmış olan Şahanlar İnşaat’ın üçüncü nesil yöneticisiyim. Kendisi de iktisat eğitimi almış olan kardeşim Atanur Şahan ile birlikte şirket kurucularımız olan ve halen işin başında olan dedemiz, babamız ve amcamızın tecrübe şemsiyesi altında Şahanlar İnşaat’ı nice 35 senelere taşımayı hedefliyoruz. Yani üst nesillerin tecrübesi ve yeni nesillerin gençlik enerjisiyle harmanlanarak kurumsallaşmasını tamamlamış bir firma yapısına sahibiz. Kardeşim de bende çocukluğumuzdan bu yana yapı malzemeleri arasında büyümüş olduğumuz için sektöre eğitim hayatımızdan sonra katılmadık, aksine eğitim hayatımıza bile şuan ki işimize göre yön verdik, kısacası işin mutfağından geliyoruz diyebiliriz.

62

Atanur Şahan (A.Ş): Firmamız otuz beş sene önce Denizli ve Uşak illeri arasında kalan, toplamda yaklaşık 60.000 nüfusa sahip bir bölgenin merkezi olan Çivril’de kuruldu, uzun yıllar bu bölgede başat firma olarak hizmet verdi ve daha sonra merkezini Denizli’ye taşıdı. Şuan Denizli’nin en elit caddesi olan Çamlık caddesi üzerinde bulunan 700 m2’lik merkez mağazası ve Çivril de bulunan toplamda 900 m2’lik iki mağazasıyla yoluna devam ediyor. Lojistik anlamında daha hızlı hareket edebilmek için bu sene 2500 m2’lik kapalı alana sahip yeni Sayı 09 (2013/1)

depo inşaatını tamamlayarak faaliyete geçirdik. Çamlık merkez mağazası her bütçeye hizmet verebilmek için ithal mağaza, yerli mağaza ve ekonomik mağaza olmak üzere 3 farklı bölüm olarak dizayn edildi. S.Ş.: Uzun yıllar boyunca sektörün önde gelen markaları olan Ege Seramik ve E.C.A. gibi yerli markaların bayiliğini yaptıktan sonra yenilikçi yüzümüzün baskısıyla ürün portföyümüze bir çok yerli markanın yanı sıra bir çok ithal markanın da bayiliğini ekledik. Hizmet verdiğimiz alanları da genişlettik. Şuan Türkiye ve dünya’da önde gelen yaklaşık kırk tane markanın Denizli bayiliğini yapıyoruz. Bunların başlıcalarını Serra, Seranit Grohe, Duravit, Colorker, Brass, Basf ve Ytong olarak sıralayabiliriz. S.Ş.: Hizmet verdiğimiz alanlar çok fazla, bir inşaatın temelinden başlayıp, çatısına kadar giden sürecin neredeyse her alanında hizmet veriyoruz, dikkat ederseniz örnek olarak saydığım markalar arasında izolasyon, seramik, vitrifiye, batarya, yapı blokları, çatı malzemeleri vb. gibi farklı alanlarda üretim yapan markalar var. Yani hizmet verdiğimiz her alan için farklı markalarımız var ve bu markalar kendi alanlarında en iyisi olan, dünyaca bilinen markalar. Çok alanda hizmet veriyoruz ama yeterli hizmeti veremeyeceğimiz alana hiçbir zaman girmedik. Firmamızda beraber çalıştığımız arkadaşlarımızın her birisi kendi alanında tam bilgiye ve tecrübeye sahiptir, müşterinin isteklerine anında cevap verebilirler


Şehrin Nabzı - Denizli

dolayısıyla marka çokluğuyla ve ürün çeşitliliğiyle ilgili hiçbir zaman problemimiz olmadı. Aksine marka çeşitliliği sayesinde mağazalarımız butik yapı marketlere dönüştü. Her bir markanın ürünlerinin yeterli miktarlarda satışını da gerçekleştirdiğimiz için markalarda bizden memnun durumda. S.Ş.: Uzun yıllar boyunca inşaat malzemeleri satışı yapan bir firmaydık. Sektörün bugünkü ihtiyaçlarını önceden görüp yaklaşık yedi sene önce mantalitemizi değiştirip sadece malzeme satışı yapmaktan ziyade bir dekorasyon firmasına dönüştük. Dekorasyon firması ve malzeme satış firması arasındaki farkı “hizmet” olarak tanımlayabilirim. Artık sadece ürünü satmazsınız, örneğin ürün seramikse; müşterinin mekan ölçülerine göre seramiğin uygulama çizimlerini de yaparsınız, uygulama yapılıncaya kadarki süreci de takip edersiniz. Ürün çeşitliliğini arttırmak, müşterinin her istediği ürünü bulabileceği mağazalar oluşturmak, satılan ürünlerin uygulamasını yapabilmek de bahsettiğim hizmet tanımının altındadır. Sektör bugün, yapı malzemeleri satışı yapan firmalardan çok dekorasyon firmalarına ihtiyaç duymaktadır. Biz bu dönüşümü yıllar öncesinden tamamlayıp, firma organizasyonumuzu buna göre revize ettiğimiz için kendi bölgemizdeki çoğu firmaya göre bir adım öndeyiz. Rekabetten bahsetmişken; önceleri piyasaya giriş bariyerlerinin olmadığı, tüm alıcı ve satıcıların tüm ürünlerle ve fiyatlarıyla ilgili eksiksiz bilgiye sahip olduğu tam rekabet piyasaları yoktu. Bugün yaygınlaşan internet kullanımı ve teknoloji ile beraber artık piyasalara tam rekabet koşulları hakimdir. Alıcılar rahatlıkla internetten fiyat araştırması yapabilir, firmalar teknoloji sayesinde benzer ürünler üretebilir durumdadır. Bu şu demektir; piyasada artık ürün fiyatları; satıcıların düşük karlılıkla satış yaptığı bir seviyede neredeyse sabitlendi. Artık fiyatları düşürerek satışı arttırmak çok zor çünkü zaten karlılıklar çok düşük seviyede. Peki her yerde ürün fiyatları aynıysa alıcılar satın alım yapacakları firmayı neye göre seçecekler? Bunun cevabı da yine “hizmettir.” Ürün ile ilgili satış sırasında ve sonrasında daha çok hizmet

verebilen satıcı ipi göğüsleyecektir. Biz, Şahanlar olarak yıllar öncesinde yapılanmamızı ürün satışı değil hizmet odaklı olarak oluşturduğumuz için rekabet anlamında bir sıkıntımız yok. Bu sayede en büyük rakiplerimiz olması gereken büyük ve ulusal yapı marketlerle bile kendi bölgemizde çok rahat başa çıkabiliyoruz. Çünkü onların ve pek çok firmanın ürün satışı müşteri kasaya geldiğinde biter, bizim satışımız müşterinin binası ayakta kaldığı sürece devam eder, ürünlerimiz kullanıldığı süre boyunca bizim sorumluluğumuz bitmez anlayışıyla satış yaparız. A.Ş.: Öncelikle insanların her aradığını bulabilmeleri için ürün çeşit ve fiyat yelpazemizi geniş tutmaya özen gösteriyoruz. Ürün çeşidimiz fazla olduğu gibi her ürün bazında marka ve model çeşidimizi de arttırıyoruz. Dolayısıyla fiyat aralıklarımızda hem aşağı hem de yukarı yönde genişlemiş oluyor. Yani müşterilerimize aradıkları ürünün çok uygun fiyatlısını sunduğumuz gibi daha lüks olanını da sunmuş oluyoruz kısacası her bütçeye hitap edebiliyoruz. Örneğin mağazamıza giren fabrika işçisi de, aynı fabrikanın sahibi de aradığı ürünü bulabilmiş olmanın mutluluğunu yaşıyor. S.Ş.: Şahanlar İnşaat olarak kendimizde gördüğümüz en büyük özellik; yeniliği sevmemizdir. Mağazalarımızda satılacak yeni ürünleri belirlerken hazır pazarı olan ürünleri değil, bölgemizde daha önce bilinmeyen kalitesine güvendiğimiz yeni ürünleri ve markaları satmaktan hoşlanırız. Bu ürünlerin pazarını kendi bölgemizde kendimiz oluştururuz. Rakiplerimizin sattığı ürünlerle hiçbir zaman ilgilenmeyiz. Bizim masaya koyduğumuz yeni pastadan rakiplerimizde yemeye başladığında takip edilen

Çivril Mağaza Müdürü Sultan Şahan ve Denizli Mağaza Müdürü Duygu Artal

Sayı 09 (2013/1)

63


Şehrin Nabzı - Denizli

Erol Şahan ve Atanur Şahan

bir firma olmaktan dolayı mutlu oluruz ve yeni pastalar için çalışmalara başlarız. Çünkü her zaman farklı olmayı seven bir firmayız. Fiyatlar konusundan söz etmişken, aynı zamanda ekonomi eğitimi almış birisi olarak, müşterilerin ve satıcıların düştüğü bir yanlıştan bahsetmek istiyorum. Ucuz ve ekonomik kavramlarını birbirine karıştırıyoruz. Ucuz ürün sadece fiyatı düşük olan üründür, kalitesi iyi de olabilir, kötü de olabilir, ayrıca kaliteli ürünün her zaman fiyatı yüksek olmak zorunda da değildir. Ekonomik ürün ise; insanların bütçe çizgileri ve keyif çizgilerinin ürünün kalite ve fiyat çizgisiyle kesiştiği noktada ortaya çıkan üründür. Ucuz ürün bir sene, iki katı pahalı ürün 5 sene kullanılabiliyorsa o ucuz ürün ekonomik değildir. Ya da bir alıcı daha yüksek fiyatlı ürünü aldığında daha mutlu olacaksa ve bütçesi de müsaitse ucuz ürünü aldığında ekonomik ürün almış sayılmaz. Bu yüzden biz her bütçeye uygun yani ekonomik ürünler satmayı hedefliyoruz.

64

A.Ş. : Piyasa da karların düşük olmasının nedenlerini sıraladık ama yine de markalaşmasını başarılı şekilde oluşturmuş üreticiler, marka avantajını kullanıp bayilerine yüksek karlı satışlar yapabiliyor ama bayiler kendi aralarındaki rekabetten dolayı aynı karlılığı kendi satışlarına yansıtamıyor. Üretici firmalar da yangına körükle gidip, her geçen gün bayi sayılarını arttırarak bu rekabeti iyice kızıştırıyor. Bizim sektörde de pek çok üretici bu yanlışa düşüp bayi sayılarını çok fazla arttırarak kendi ürünleri üzerinde aşırı bir rekabet ortamı oluşturdu. Buda bayilerin ürünü sahiplenmemesine yol açtı ve ortaya çok bayisi olan ama hiç satılamayan markalar çıktı. Şuan bile bunu göremeyip aynı yanlışa düşmeye devam eden firmalar var. Sayı 09 (2013/1)

S.Ş.: Sektördeki diğer bir sorunumuz; başkasının sattığı ürünü satmaya çalışan, kendisi yenilik aramayan ve piyasa da zaten var olan rekabeti hem müşteri, hem satıcı adına kötü yönde etkileyen firmaların varlığı. Yanlış anlaşılmasın biz her zaman rekabetin fiyatları düşürmesinin ülke ekonomisi adına olumlu olduğunu savunuruz, rekabetten kaçmayız, hatta rekabetten keyif alırız, burada bahsettiğim olay rekabetin centilmenlik sınırlarını aşan yüzüdür. Maalesef çoğu üretici, daha çok satmak adına ürünlerine yetkili bayi dışındaki kişilerin kolayca ulaşabilip satışını yapmasına göz yumuyor. Bu ürünlerde problem yaşandığında yetkili bayi tarafından satılmadığı için problem çözülemiyor ve markanın adı kötüye çıkıyor. Bu durum yetkili bayiyi de sıkıntıya düşürüyor. ‘Karşı ürünün fiyatını düşük göster, kendi ürününü yüksek karla sat; eğer müşteri hala karşı üründe ısrar ederse ne de olsa kolayca tedarik edilir ve satışı yapılır’ mantığıyla hareket eden firmalar var. Üreticiler, kendi markalarının kendi yetkili bayisine karşı bu firmalar tarafından silah olarak kullanıldığını nasıl fark edemezler ben inanamıyorum. Üreticiler ürünlerinin yetkili bayi dışındaki firmalar tarafından tedarik edilmesini kısıtlayabilirse hem kendileri, hem yetkili bayileri hem de tüketiciler adına hayat çok daha kolay olur, aksi halde ürettikleri ürünler piyasada sahipsiz kalır. S.Ş.: Bizim çalışma arkadaşımız olmak aslında çok kolay. Çünkü bizim bu arkadaşlarda aradığımız ilk özellik, zeka ve çalışkanlıktır, hiçbir zaman sektör tecrübesi aramayız. İşe aldığımız genç, tecrübesiz ama yetenekli arkadaşlar, firma bünyesindeki tecrübeli kişiler tarafından firma kriterlerimize göre eğitilir ve çalışmaya başlar, böylelikle tüm çalışma arkadaşlarımız bizim 35 senede oluşan ve gelişen firma ilkelerimize göre hareket eder ve müşterilerimize eksiksiz hizmet sunarlar. Belki de en önemlisi bu arkadaşlardan herhangi birisi işten ayrılırsa bir diğeri onun görevlerini yerine getirebilecek şekilde eğitilmiştir, böylece verilen hizmet hiçbir zaman aksamaz. Kişi odaklı değil sisteme göre işleyen bir çalışma yapımız vardır. TİMFED dergisine; sektörle ilgili yenilikleri bize ulaştırdığı ve inşaat malzemeleri satıcıları olarak birbirimize sesimizi duyurmamıza, sıkıntılarımızı ve beklentilerimizi paylaşmamıza yardımcı olduğu için teşekkürlerimi sunuyorum.


Şehrin Nabzı - Denizli Kurucu ortaklarımızdan Yunus Durmaz Eylül 1991’de, İsmail Sever de 22 Nisan 2006’da vefat etti. Şirketimizde inşaat malzemeleri, armatür, seramik, izolasyon malzemesi, vitrifiye ve özellikle zirai sulama, sondaj şehir şebeke boruları armatürleri üzerine yoğunlaşmış bilgi ve tecrübelerini doğru ve samimi bir şekilde herkesle paylaşmayı prensip edindik.

Hüseyin Sever

Firmamız halen Göktepe Plastik firmasının ürünlerini 45 yıldır distribütör bayi olarak Uşak, Afyon, Muğla, Denizli il ve ilçe çevresine dağıtımını yapmaktadır. Salma sulama, sondaj ve damlama sulama konularında Ziraat Bankası anlaşmalı bayi statüsünde 0 faiz, 60 ay vade sloganı ile devam etmektedir. Ayrıca Sanica Plastik, Dense Kangal Boru, Vitrine, E.C.A. ve Serel markalı ürünlerin merkezi Kale Mahallesi’nde bulunan şirket deposundan pazarlama ve dağıtımını yapmaktayız. “Ana prensip halka hizmet, Hakka hizmettir.” İnancında daha nice uzun yıllar hizmetimize devam etmek amacıyla faaliyetlerimize devam etmekteyiz.

Sever Yapı Firmamızın kurucusu İsmail Sever, 1950 yılında Bulgaristan Şumlu Sancağ, Eski Cuma kentinden anavatana göç etmiştir. O yıllarda su şebekesi döşenmekte olan Denizli Belediyesi’nde su ustası olarak çalışmaya başlamış, 1955 yılında görevinden ayrılmış ve su tesisat tamircisi olarak sektörde 58. yılını dolduracak olan Sever Yapı Malzemeleri Tic. Ltd. Şti.’nin temellerini atmıştır. Tamirat ve bakım üzerine kurulan işyeri bilahare satış, bakım, onarım olarak faaliyetine devam etmiş; 1968 yılında İsmail Sever ve Ortakları Koll. Şti. İsmail Sever, Yunus Durmaz ve Ben Hüseyin Sever’in ortaklığında kuruldu.

65 Sayı 09 (2013/1)


Şehrin Nabzı - Denizli

Salih Dayıoğlu

Halk Caddesinde 200m2 mağazamızda aynı hizmet anlayışımızı bugün de üstüne koyarak devam ettirmekteyiz. Hedeflerimiz arasında E1 kalite normlarında kanserojen madde içermeyen ürünleri bunun yanı sıra 3 boyutlu fotoğraf kalitesinde görsel çalışmaları profesyonel faaliyetlerimizi rekabet ilkelerine uygun olarak müşterilerimize sunmaktır. Özellikle Marmara ve Ege Bölgesi’nde geniş bayi ağına sahip olan Uzay Mutfak her geçen gün yeni bayilikler sayesinde bayi ağını genişletirken Türkiye tüketicisine kaliteli ürünleri uygun fiyatlara bulabilme şansını sunmaktadır. Uzay Mutfak çok değişken koşullara sahip bu sektörde ürün gamını sadece mutfak ve banyo dolapları konusunda sınırlı tutmayı başarmış günlük 30 takım mutfak üretim kapasitesine ulaşmıştır. Bunun yanında projenin genelinde bulunan ek işler 26 yılı aşan tecrübemizle aynı titizlikle hizmetinize sunmaktayız.

Yadigar Mobilya 1972 Tavas Kızılcabölük doğumluyum. Tavas Lisesi’nde eğitimimi tamamladıktan sonra Denizli’de uzun yıllar kalfalık dönemi geçirdim. 1995 yılında Yadigar Mobilya adı altında kendi işimi kurdum. Hizmet anlayışımız her zaman söz verdiğimiz tarihlerde en iyi işçilikle en iyi hizmeti sunmak olmuştur. Bu ilke ve prensipler doğrultusunda 2009 yılına kadar hizmet verdim. 2009 yılında uzay mutfak bayi ilişkiler yöneticisi Murat Elmas’la tanıştım. Sektörde edindiğim bilgi ve tecrübeleri harmanlayarak Türkiye genelinde 55, Avrupa’da 3 tane bayisi olan Uzay Mutfak ailesine katılmaya karar verdim.

66 Sayı 09 (2013/1)

Bir yılı daha geride bırakmanın tatlı yorgunluğu içersindeyiz. İnşaat sektöründe yaşanan daralmaya ve ekonomik durgunluğun getirdiği tüketim ertelemesine rağmen yerinde ve zamanında aldığımız kararlar sayesinde 2012’yi küçülmeye gitmeden bitirdik. 2013 yılında iş potansiyelinin artarak devam edeceğini öngörüyoruz. Yeni çıkan teşvik yasanının desteğiyle kendini yenileyebilen sistemin gerekliklerini yerine getirenler bu durumdan en iyi şekilde faydalanacaktır.


Şehrin Nabzı - Denizli Şirketimizde İnsan odaklı çalışma yapılmaktadır. Bu nedenle rekabetin, gelişen ve beklentilerin artığı inşaat sektörde var olmak ve daha iyiyi müşteriye verebilmek için şirketimizin bazı politikaları belirledik ve bu politikalar çerçevesinde ilerlememizi sürdürüyoruz. Bu politikamızın bazıları şunlardır. 1) Hizmet kalitemizi sürekli tutmak için çalışmak ve araştırmak , 2) Müşterilerimizin değişen, gelişen isteklerini karşılayacak yeni ve teknolojik ürünleri araştırmak, 3) Mevcut ürün ve hizmetleri geliştirmek için takım anlayışı ile çalışmak, 4) Müşterilerimizle bütünleşerek, ürünlerimizin kullanıldığı projelere (yapılara) kaliteli ürün yanında, kaliteli mühendislik hizmeti de sunmak. 5) Çağımızın teknolojisi ile firmamızın teknik birikimi ve tecrübesini en üst düzeyde kullanmak için teknik seminerlere, konferanslara katılmak,

Yasin Çatalok Okyanus Mimarlık 1971 yılında Kırıkkale’de doğdum, ilk ve orta öğretimimi Kırıkkale’de, lise eğitimimi Denizli lisesinde tamamladıktan sonra 1994 yılında Ankara Gazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Mimarlık bölümünden Mimar olarak mezun oldum. Sektörde ilk tecrübem öğrencilik yıllarımın sonunda Tepe İnşaat’ın Ankara Bilkent’te yaptığı inşaatlarda saha teknikeri olarak çalışmamla gerçekleşti. Okuldan mezun olduktan sonra da Ankara Esenboğa’da yapılan otel inşaatı, spor salonu, sosyal tesisleri inşaatında kontrol mimarı olarak, iş bitiminde de Ankara Koç Holding bünyesindeki Tek-iz Firmasında çalıştım. 1997 yılında askerlikten sonra Denizli’ye yerleşerek Pamukkale Üniversitesi kampus İnşaatında Şantiye Şefi olarak 2000 yılına kadar çalıştım. 2000 yılında kendi ofisimi açarak Proje ve inşaat alanında çalışmaya devam ettim. 2008 yılında Yasin Çatalok Okyanus Mimarlık Mühendislik İnşaat Taahhüt Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketini kurdum. 2012 yılında da sektörümle ilintili Dentest - Beton Zemin Test Laboratuvarı şirketini kurdum. Şirketimiz ana ofisi Denizli merkezde Saltak Caddesinde faaliyetlerini gerçekleştirmektedir. Beton laboratuarımız ise Denizli 3. Sanayi sitesinde faaliyetine devam etmektedir. Şirketimiz bünyesinde 1 adet Mimar, 2 adet İnşaat Mühendisi, 1 adet Yapı Öğretmeni, 5 adet Yapı Teknikeri ve yardımcı elemanlar çalışmaktadır. Tüm firmalarımız Denizli’de ve Türkiye’nin her yerinde Proje ve İnşaat alanında geniş bir bilgi birikimine sahip, işini bilen, eğitimli, deneyimli, birikimli insan kaynağı ile yoluna devam etmektedir.

Dünya inşaat sektörü ve yapı malzemeleri sektörü çok hızlı bir şekilde ilerlemektedir. Türkiye’de bu gelişen sektör içinde yerini almaya çalışıyor. Türk inşaat firmaları diğer gelişmiş ülkelerin inşaat firmaları ile rekabet edecek ve bazı iş sektörlerinde onları geçme noktasına gelmiştir. İnsanların tüketimi ve ihtiyaçları arttıkça inşaat ve yapı malzemesi sektörü de çeşitlenmiştir. İnternet sayesinde dünyanın her yerindeki malzemeye çok kolay ulaşılmaktadır. Dünya ile paralel ilerleyen bu sektörde malzeme konusunda bir sıkıntı yok ama uygulama konusunda biraz geri kalıyoruz diye düşünüyorum. Bu konuda tüm sektörde çalışan firmaların uygulama konusunda kendilerini geliştirmeleri gerekmektedir. Ayrıca bazı malzeme üretici firmaları artan işçilik ve hammadde maliyetlerini düşürmek için ucuz işçilik ve malzeme yapmaktadır. Bunları sektörümüze fazla sokmamak gerekmektedir. Piyasamızda müşteriye malzemenin teknik desteğini vermek ve ürünün arkasında durmak gerekmektedir. Gelecek hedeflerimizi; Müşterilerimize daha iyi hizmet vermek için dünya standartlarına ulaşmak, Müşterilerimizin ve çalışanlarımızın memnuniyetlerini artırmak, Sektörümüzde, ürün ve hizmette farklılaşmak. Çevreye saygılı, sağlık ve emniyeti ön planda tutan, çalışanları ve içinde bulunduğu toplumla sosyal sorumluluk ilkelerinde bir değer yaratacak şekilde çalışmak, Amaçlarımızı çevreye ve doğaya zarar vermeden, ilişkide olduğumuz kurum ve kişilerle uyum içerisinde gerçekleştirmek, Ülke ve bölge ekonomisine katkıda bulunmak. Mevcut ve yeni, hizmet ve ürünlerimiz ile faaliyet bölgelerimizin gelişiminde önemli roller alarak, sürekli girişimci olmak. olarak sıralayabiliriz. Sayı 09 (2013/1)

67


Şehrin Nabzı - Antalya Antalya ve çevresine hizmet etmektedir. Şu an 3.100 m2 kapalı mağaza 11.000 m2 açık depo, 45 çalışanımız ile Akgün grubunun bünyesinde barındırdığı Duratiles, Durabagno ve Akgün Seramik ürünlerinin bölge distribitörlüğü, Yurtbay Seramik, Çanakçılar Seramik markası olan Creavit, NSK Armatür, Newarc Armatür, Pentamix Armatür, Berico Yapı Kimyasalları, Cubo Yapı Kimyasalları, Fenix Yapı Kimyasalları, Pilsa ve Vesbo temiz su, pis su grubu olmak üzere sıhhi tesisat ürünlerinde, ayrıca kaba inşaatta da beton, tuğla, çimento, sıva ve kum ürün gruplarıyla müşterilerimize hizmet vermekteyiz . Antalya ve çevre illerde yüze yakın tali bayiimiz, 11 adet Consept Akgün Grup Tali bayiimiz ile bölgemize hizmet ediyoruz. 2009’ dan bu yana Akgün Grubun tüm dallarında Türkiye ciro birinciliğimiz,Creavitte 5 yıldır Bölge birinciliğimiz, Yurtbay Seramik’ de 9 yıldır bölge birinciliğimiz bulunmaktadır.

Süleyman Acar

2013 ün başlarında şirketimizin de ortak olduğu Nurs Yapı adı altında Yurtbay Seramik showroomumuzu da hizmete geçirdik.

Asacarlar

Rekabet ve müşteri beklentilerinin yüksek olduğu sektörümüzde pazarda hak ettiğimiz yeri alabilmek için, özellikle Akgün Seramik ile gönül birliği yapıp üretimin her aşamasından ürünün nihai tüketiciye ulaşmasına kadar, ben ve ekibim bire bir aktif rol alıyoruz.2012 yılının ortasında açtığımız consept mağazamız, 2009 yılından bu tarafa lojistik şirketimiz üzerinden bayilerimize ürünleri kendimiz sevk etmemiz, bayilerimizin showroomlarını sürekli yenilememiz, uluslararası fuarları gezip ürün gamımıza yeni ürünler ilave etmemiz yine bünyemizde teknik olarak çalıştırdığımız uzman kişiler ile satış sonrası müşteri şikâyetlerine yönelik çözüm departmanımızı kurmamız kendimizi geliştirebilmemiz açısından yaptığımız çalışmalardan bazılarıdır.

1977 Burdur Tefenni Başpınar Köyü doğumluyum. İlk, Orta ve Lise eğitimimi Antalya’da, Üniversite tahsilimi ise, 2000 yılında Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Jeofizik Mühendisliğinden mezun olarak tamamladım. Sektöre giriş hikâyem; 1988 senesinde kurulmuş olan Asacarlar Ltd.Şti.’nin kuruluşundan bugüne kadar birebir aslında içindeyim. İlkokul yıllarında okuldan arta kalan zamanlarımda boş vakitlerimi hep şirkette geçirirdim. Hatta üniversite yıllarında toptancı bayii olmamız münasebeti ile Isparta Burdur çevrelerinde tali bayiliklerimize şirketim adına hizmet vermeye yardımcı olurdum.2004 yılından sonra şirkette Yönetici pozisyonunda, 2007 ‘den sonra ise Yönetim Kurulu Başkanı olarak görevime devam etmekteyim.

68

Asacarlar Ltd. Şti. 25 yıldır Sayı 09 (2013/1)


Şehrin Nabzı - Antalya Önümüzdeki günlerde bölgesel pazarımızda yapılacak olan yatırımları değerlendirerek, imara açılan bölgeleri takip ederek gerek yerel gerekse ulusal anlamda yöneticilerin inşaat politikaları üzerinde etkin rol oynayarak kendimizi ve sektörümüzü geliştirmek durumundayız. Bu gelişmeler yeni mağaza yatırımı, yeni tali bayilik oluşturmak, ürün gamımızı daha da genişletmek hatta günümüzde çok kullanılan internet üzerinden nihai tüketiciye satış gibi projeler düşünülebilir. Federasyonumuza bize böyle bir fırsat verdiği için şahsım ve çalışanlarım adına teşekkür eder, meslektaşlarıma 2013 yılının bereketli ve bol kazançlı geçmesini temenni ederim. Türkiye’de inşaat özellikle son yıllarda farkına varılan bir sektör olmuştur. Çünkü istihdam yönünden Türkiye’nin işsizlik ile mücadele konusunda en önemli argümanıdır. Ayrıca insanoğlunun hayatında çevresel etkenler değiştikçe teknolojik rahatlıklar arttıkça yaşam alanlarının yenilenmesi ve değişmesi gerçeği inşaat sektörünün son on yıldır büyümesine birinci nedendir. Sektörün büyüme artışına bir başka neden ise mevcut genel ve yerel yönetimlerin kentsel dönüşüm, toplu konut üretimi adı altında yeni yaşam alanları oluşturulmasına, ekonomik lojistik ve sosyal açıdan destek oluşu da sayılabilir. Bu etkenlerin de temelinde aslen yaşanmış olan depremler ve yaşanacak olan olası depremlerin insanlar üzerindeki etkisi büyüktür. Bütün bu bahsettiğimiz sebeplere birçok ilave yapılabilir. Ancak ana hatlarıyla inşaat sektörünün büyümesi ve gelişmesi bu sebepler çerçevesinde olur. Tüm bu anlattıklarımızdan yola çıkarak sektörümüzün hem bölgesel hem ulusal alanda gelişeceği, yeni ve teknolojik unsurların artacağı, kullanılan insan gücünün kalifiyeleşeceği kısacası üretenin, satanın ve alanın da bilinçlenmesi gerektiği yadsınamaz bir gerçektir. O yüzden bizler yeniliklere, çalışanlarımızın eğitimlerine, teknolojik alt yapıya kısacası kendimizi her alanda geliştirmeye mecburuz.

69 Sayı 09 (2013/1)


Şehrin Nabzı - Antalya

Dinçer Tosun Arma Endüstriyel 1968 yılında Antalya da doğdum. İlkokul ve lise tahsilimi Antalya da tamamladım. 1986-87 Öğretim yılında açık öğretim iktisat bölümünü kazandım ve iş hayatına bu yıllarda kendi işyerimizde başladım. Babamla birlikte unlu mamullerinin üretimi ayrıca satışını gerçekleştiriyorduk. 1990 yılına kadar devam eden baba oğul birlikteliği sona erdi. 1990-1995 yılları arasında bir gazinonun personel ve idari işler müdürlüğü görevinde bulundum. Bu yıllar bana insanları, isteklerini, amaçlarını, hedeflerini gözlemlemek kişisel gelişimime katkı sağlayacak bilgileri edinmemi sağladı. Ancak personel amiri olarak sadece size ulaşan insanları ve çevreyi incelemek hedeflerim için yeterli değildi. Dolayısıyla 1995 yılı benim için bir fırsat yılı oldu. Arkadaşım sayesinde duşkabin sektörünün en önemli markalarından bugün ki adıyla Hüppe firmasında satış danışmanı olarak göreve başladım. Böylelikle inşaat ve yapı malzemeleri sektörüyle tanıştım. 1995-2005 Yılları arasında otel ve bayi satış organizasyonlarında çalışmam, aldığım eğitimler bilgi, tecrübe ve deneyimimi arttırmıştı. 10 Yıllık piyasa eğitimim sürecinde kendime hep insanlara daha iyi hizmet verebilmemin nasıl mümkün olabileceğiyle ilgili hayaller kurardım.

70

Sonunda 2005 yılında ani bir kararla firmamız Arma Endüstriyel Otel Ekipmanları’nı kurdum. Küçük bir ofiste eşim ve ben hayat Sayı 09 (2013/1)

mücadelesi ile başbaşaydık. İlk 2 yıl 2007 yılı sonuna kadar Grohe, Duravit, Hüppe ve ithal mozaik ürünleri ve paslanmaz otel ekipmanları satışı ile pazarda yer aldık. Ancak sektörün bölgemizde ki iş potansiyeli köklü firmalarla rekabet şansımızı zorluyordu. Karlılık oranlarının düşüklüğü yeni firma olmamız bizim daha farklı olmamız gerektiği ile ilgili bir fikri ortaya koyuyordu. 2008 Yılında alınan kararla satabildiğimiz ürünleri üretecek bir atölye kurdum. Çalışan sayısı 4 kişi olmuştu. İnşaat ve otel sektörlerine yönelik ürünlerin imalat ve satışına başlamıştık. Uzmanlık alanımız drenaj ürünleri, mobilya aksesuarları idi. Şuan 400 m2 kapalı alanda geniş makine parkuru (Cnc Lazer, Cnc Plazma, Cnc Router, Cnc Plexi Lazer, Abkant Büküm, Saç Kesim ve Metal İşleme Makinaları) Uzman üretim ve satış kadrosu ile sektörde kaliteli ürün ve hizmet anlayışını geliştirmeye müşterilerimize özel ürünler üretmeye devam etmekteyiz. Şuan şirketimizde 9 kişiye istihdam sağlamaktayız. Ürün gamımızı ise şu şekilde sıralayabiliriz. Arma Banyo: Banyo Aksesuar ve Ekipmanları Arma Endüstriyel: Otel Ekipmanları ve Aksesuarları Arma Paslanmaz: Paslanmaz Yedek Parçalar ve Balkon Korkuluk İmalatı Arma Home: Evsel Aksesuarlar ve Mobilya Aksesuarları Arma Lazer: Lazer ve Plazma Metal Kesim Merkezi Satış ve pazarlama firması olmanın avantajını üretime yansıtarak sektörde farklılıkların öncüsü olma yolundayız. Müşteri odaklı çalışmalarımız sayesinde ihtiyacı belirleyerek kaliteli ürünleri müşterilerimize ulaştırmaya gayret ediyoruz. Hedefimiz; insanların yaşamına katkı sağlayacak ürün ve hizmeti en sağlıklı koşullarda üretmek ve beğenilerine sunmaktır. Üretimini ve satışını yaptığımız ürünlerin dünya pazarında yer almasını sağlamak ve bu organizasyonun alt yapısını oluşturmak ve insanlık için daha fazla değer sağlamaktır. Ticaretin lokomotifi olan inşaat sektörünün hükümetimiz tarafından desteklenmesi, yeni yaşam alanlarının oluşturulması, sosyokültürel dengeleri değiştirmektir. Öncelikle bölgemizde son 20 yılda katedilen mesafe, yapı sektöründe teknolojik yenilikleri beraberinde getirmiştir. Bu gelişmeler ışığında kişisel ve toplumsal gelişimimizi arttırarak bölgemizin ve ülkemizin kalkınmasına büyük katkılar sağlayacağımıza inanıyorum.


Şehrin Nabzı - Antalya Bizim işimiz daha çok alt yapı. Dolayısıyla sökmeli takmalı montaj malzemeleri ile ilgileniyoruz. Montajı yapacak ustalar için en önemli şey daha çabuk ve daha kolay nasıl yaparım oluyor. Biz de bu düşüncede yenilikleri takip ediyoruz. Ustaların işini kolaylaştıracak yeni bir ürün getirdiğimizde parasını bile soran olmuyor, yaygınlaşıncaya kadar. Ne kadar çabuk buldun getirdin o kadar öndesin rakiplerinden. Her şeyden önemlisi de güven. İnsanlar güvendiği yerden alışveriş yapmak istiyor. Daha önce de belirttiğim üzere daha çok inşaatların alt yapısı ile alakadarız. Bu kadar üst düzey yapı malzemecilerinin olduğu bir bölgede piyasa değerlendirmesini onlara bırakayım. Ama şunu söyleyebilirim. Hala gelişmekte olan bir ülkede ve şehirde yaşıyoruz. Bu toprakların hem altında hem üstünde bizlere daha çok ekmek çıkar. Yeter ki kazanmayı ve paylaşmayı bilelim.

Engin Karabulut ve Ersin Karabulut

Engin Karabulut Göbülü Ticaret 1983 Yılında Türkiye’nin göbeği Kayseri’den haritaya bakıp İnşaat Sektörünün hızlı geliştiği Antalya’yı seçmiş babam. Eski Doğu Garajının karşısına açmış o zaman mağazayı. En işlek en hızlı cadde doğu garajı imiş o yıllarda. Her şey hızlıymış tabii. Satışta, para kazanmada hızlıymış hakikatten. Ben göremedim maalesef. Ben karın kalmadığı, çekin senetin ödeneceğinin meçhul olduğu şimdiki zamanlarda yapmaya çalışıyorum ticareti. Meçhule giden bir gemideyim yani...

Gelecek hedeflerimiz çok para kazanmak, zengin olmak. Bu hedef zor olduğu için alternatif hedefe geçiyorum, kalıcı olmak tabii. Aynı çizgide aynı doğrultuda kalıcı olabilmek. Bir otuz sene sonra daha aynı “Arzu” ve aynı keyifle bu röportajı yapıyor olabilmek….

Otuz yıl olmuş tabii. Dile kolay, bunca yıl aynı işi düzgün bir şekilde yapıyorsanız akıllarda yer ediniyorsunuz. Markalaşıyorsunuz yani. Sektörle alakalı bir malzeme lazım olduğunda ustanın aklının bir köşesinden Göbülü çıkıyorsa ne mutlu bize. Zaten unutulacak da bir isim koymamışız yanı. Şu anda eski sanayi sitesinde 620 m2 kapalı alan mağazamızda beş kişilik bir kadromuzla hizmet vermeye devam ediyoruz. Değerli müşterilerimize Pilsa, Nozbart, Poelsan, Armas, Epaş gibi çeşitli fabrikaların bayiliklerini yapıyoruz.

71 Sayı 09 (2013/1)


Şehrin Nabzı - Antalya Firmamız Özdil Panjur’un bölge bayisidir. Özdil Panjur bünyesinde imalatı ve ithalatı yapılan tüm ürünlerini bölgemizde pazarlama ve satışını yapmaktadır. Bunlar Alusel marka panjur ve kepenk malzemeleri sac kepenk çelik polüretan kepenkler ve ektirüzyon kepenklerdir. Özdil Panjur’un ithalatını yaptığı Sonfi ve Mosel marka panjur ve kepenk motoru, label marka fotosel kapılar hörmaan marka garaj kapıları ve yangın kapıları pazarlama ve satışını yapmaktadır. Firmamız ayrıca alüminyum sektöründe de faaliyet göstermektedir. Alüminyum aksesuarları ve Feniş Alüminyumun bölge bayiliğini yapmaktadır. Mağazamızda pazara sunduğumuz ürünler tüm Türkiye’de kabul edilmiş ürünlerdir. Malzeme ve hizmet kalitesinden ödün vermeyen firmamız müşteri memnuniyetini ön planda tutmaktadır.

Osman Doğan Formstor 1964 Korkuteli doğumluyum. ilk, orta ve lise eğitimini Antalya’da aldım. Akdeniz Üniversitesi Isparta Mühendislik Fakutesi İnşaat Mühendisliği bölümünden 1987 yılında mezun oldum. 1992 yılında Doğan Proje İnşaat Ltd. Şti.’ni kurdum. Serbest mühendislik taahhüt ve müteahhitlik hizmetlerinde bulundum. 2003 yılında otomasyon sektöründeki boşluğu fark ettiğimde formstor otomatik panjur kapı ve kepenk sistemleri şirketini kurdum. 2004 yılında farklı bir sektör olarak delta küvet ve hidromasaj sistemleri şirketine dâhil oldum. Hâlâ bu sektörlerde faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz.

72

2003 yılında kurulan formstor otomatik panjur kapı ve kepenk sistemleri sektördeki firmamızı zaman içerisinde Akdeniz bölgesinde sektörün en önemli firmalarından biri konumuna getirdi. 2009 yılında kendi mağazasına taşınan firmamız 1.500 m2 mağazası ve 15 personeli ile hizmet vermektedir. Sayı 09 (2013/1)

25 yıllık inşaat mühendisi olarak inşaat malzemeleri ve inşaat kalitesi inanılmaz derecede arttı ve hâlâ baş döndürücü bir hızla gelişmekte. Ekonominin lokomotifi olan inşaat sektörü ülke ekonomisi ve bölgemize hatırı sayılır bir katma değer sağlamaktadır. Ulusal ve yerel üreticilerin ihracata yönelmeleri ile de bu katma değer daha da artacaktır. Bölgemizin konumu itibari ile de inşaat sektörü dolayısıyla inşaat malzemeleri uzun yıllar cazibesini koruyacaktır.


Şehrin Nabzı - Antalya Yapı kimyasallarının satış ve pazarlamasını gerçekleştirmekteyiz. Nurs İnşaat Malzemelerinin 4 ortağı da İnşaat sektöründe. Birbirimizin tecrübelerinden faydalanmak bizim en büyük avantajımız. Tabii bunun yanı sıra dürüst ticaret anlayışı ve müşteri memnuniyeti ilkesi ile yola çıktık. En büyük hedefimiz ilkelerimizden sapmamak. Sektörümüzde beklentilerden daha düşük bir büyüme ile 2012 yılını kapattık.2012 Yılında %3 büyüme gerçekleşirken ekonomistlerin öngörüsüne göre 2013 yılında da %4 ‘lük bir büyüme beklenmektedir. Buna istinaden karşılıksız çıkan çek, protesto edilen senetlerde de büyük bir artış vardır. Bu veriler kendi sektörümüzde temkinli olmamız gerektiğine bir işarettir.

Recep Keke Nurs Yapı 01.01.1983 Antalya Korkuteli’nde doğdum. İlk, Orta ve Lise öğrenimimi Korkuteli’nde tamamladım. Konya Selçuk Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği bölümünden 2004 senesinde mezun oldum. Askerlik görevimi tamamladıktan sonra 2006 Yılında mesleğimi icra etmeye başladım. İlk olarak Antalya’da 2007 yılında Arma Jeoloji adında sektörel firmamı kurduktan sonra Kütahya’da faaliyet göstermeye başladım. Ankara’da ve İstanbul’da güçlendirme projeleri, Ardahan da baraj projeleri gibi birçok projede yer aldım.2008 yılında sadece Antalya’da İnşaat Sektöründe aktif olmaya karar verdim.2010 Yılında Elice İnşaat Ltd. Şti. adı altında müteahhitlik firmamı kurdum.2012 Yılında da 4 ortağımla birlikte Nurs Yapı ‘da da faaliyet göstermeye başladık.

Bölgemizde ise Türkiye ile doğru orantılı bir gidişat söz konusudur. İnşaat maliyetlerinde artış olmasına rağmen bölgemizde inşaatlar devam etmekte ancak daire satışları bekleneni karşılamamaktadır. Son dönemdeki kredi faizlerindeki düşüşlerle bir canlanma olmaya başlamıştır. Bu da bizleri önümüzdeki günlerde sektörümüzde daha aktif günler geçireceğimize dair umutlandırmıştır.

Ozan Kaplan, Atahan Acar, Recep Keke ve Oğuzhan Ekinci

Biz 4 ortağız aslında 4 arkadaşız. Bir arada olduğumuz bir gün ortak iş yapmaya karar verdik. Kısa süre içerisinde de Nurs İnşaat Malzemeleri firmamızı kurduk ve faaliyete geçirdik. Şu anda 700 m2 kapalı, 11 dönüm açık depomuzla, 10 kişilik çalışanımızla, başta Yurtbay Seramik, Akgün Seramik, batarya ve vitrifiye grubunda Creavit,, NSK, Armica, Mrb, boru grubunda ise Pilsa, Vespo, yapıştırıcı olarak ise Berico

73 Sayı 09 (2013/1)


Şehrin Nabzı - Antalya 1994’ten bu yana Isparta da ısıtma sistemleri üzerine faaliyete başladığım bu sektörün Akdeniz bölgesinin yüksek derecede göç alan bir şehri olan Antalya’da da Mayıs 2011’den itibaren tanıtmaya başladık. Pek çok rakibimiz olduğu tartışılmaz fakat biz yerli üretimimizi kendi kaynaklarımızla ucuza mal ederek her bütçeden müşteriye sunmayı hedefliyoruz, fabrikamızda üretilen malların nakliyesinden tutun müşteriye ulaştırmak, ücretsiz keşif ve alanında uzman kişilerce montaj ve kurulumunu sunuyoruz.

Yusuf Ünlüsoy Ünmak Askerlik görevimi yaptıktan sonra aile şirketinde 1994 yılından itibaren kardeşlerimle birlikte kuruluş ve yönetimde bulunarak sektörel hayatım başladı. Taahhüt şirketi olarak ticaret hayatımıza başladık. Isıtma sektöründe 1998 yılında kazan, 2002’de radyatör imalatıyla sektörel hayatımız devam etmiştir. 2011 yılında ise mühendislik ve doğalgaz sektörüne de girerek Antalya’ya yerleştim. Yeni adresimizle, eski sanayi bölgesindeki ÜNMAK bölge müdürlüğümüzde aynı kalite ve hizmeti sunuyoruz. Doğalgazı yeni yeni tanıyan Antalyalılara E.C.A bayiliğiyle de kombi ve radyatör istihdamı sağlamaya başladık. Ünlüsoy San. Tic. Ltd. Şti. olarak 1994 yılında aile şirketi olarak kurduğumuz ve hizmet kaynaklı da faaliyete başlayan diğer adı ile Ünmak olan şirketimiz, apartman kalorifer tesisatı ve ısı sanayii müteahhitliği ile çalışma hayatında varlığını sürdürmektedir. Gittikçe büyüyerek geniş bir yelpaze de hizmet vermeye devam ediyoruz.

74

Yönetici ve çalışan sayısıyla on yılı aşkın süredir üretimde kaliteyi prensip haline getiren firmamız Ünlüsoy güvencesiyle Türk Sanayisinde Türk halkına layık olduğu hizmeti sunmaya devam ediyor. 20.000 m2 bir alanda 200’den fazla kişiye istihdam sağlayarak hizmet ve kaliteyi bir arada sunarak faaliyetlerimize devam ediyoruz. Sayı 09 (2013/1)

Kalitenin üretilen malzemeyle bitmediğini biliyoruz, kalite; ürünü kişilere ulaştırdıktan sonra da çıkabilecek her türlü sıkıntıda bire bir ilgi ve alakayla sorunsuz çözüme ulaştırılmasından geçer biz ÜNMAK olarak bunun farkındayız. İhracatta dünyanın çeşitli ülkelerine ürün dağıtımı yapmaktayız. Politikamız insana mal satmak değil, üretmiş olduğumuz mal ve hizmeti sorunsuz bir şekilde ulaştırmak ve uzun zaman müşteri memnuniyeti sağlamaktır. Bir müşteri on referans ve on referanstan en az birisi evettir. En iyi reklam şüphesiz hizmet sunduğunuz insanlardır, millet olarak ilk merhabayla başlayan satışın saygı ve anlayışlı bir çerçeve içerisinde, en güzel şekilde son ana kadar samimiyeti bozmadan satış bitinceye kadar devam ettiğini, müşterilerimize aile ortamını ifa etmeye çalıştığımız mağazamızda onları satış haricide bir çay içimlik ağırlamanın verdiği hizmet güvenini hissettirerek hizmet sunmanın gururu içerisindeyiz. Kalitemiz: ISO 9000 ve gelişen teknolojinin getirdiği tüm belgeleri TSE nin fabrikamızdan istemiş olduğu bütün sertifikaları uzman kişilerin denetiminde sonra temin etmiş bulunmaktayız. Ünlüsoy Doğalgaz ve Ünmak olarak yaptığımız her işin arkasında durduğumuzu taahhüt ederiz. Bilindiği üzere ülkemiz ağır kış şartlarını yoğun olarak yaşayan bir ülke, ülkemizdeki insanların ihtiyaçlarından biride ısınma konusudur, havalar soğuduğu zaman temel ihtiyaç haline dönüşen ısıtma sorununu çözmek teknolojik gelişmeleri takip etmek içinde bulunduğum sektörü talep açısından önemli bir hale getirmektedir. Bunu karşılamak amacıyla şahsım ve ÜNMAK yöneticileriyle gerek yurt içi gerek yurt dışı gelişmeleri yakından takip ediyoruz.


Makale

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİNE STRATEJİK YAKLAŞIM Doç. Dr. Umut R. Tuzkaya, Yıldız Teknik Üniversitesi tuzkaya@yildiz.edu.tr İnsan kaynakları yönetimi ya da eski adı ile personel yönetimi, işletmelerdeki en karmaşık ve soyut süreçlerin yönetimi şeklinde tanımlanabilir. Bu süreç doğru kişilerin seçimi ve işe alımı ile başlayıp, onlardan uygun pozisyonlarda maksimum faydayı sağlamak ve bu sırada çalışanın işletmeye bağlılığını artırarak bu birlikteliği uzun kılmaya çalışmak şeklinde devam eder. İnsan kaynakları yönetiminde bunu sağlayabilmek için kullanılan ana enstrümanlar performans değerlendirme, kariyer planlama ve eğitim faaliyetleridir.

Bu enstrümanlar insan kaynakları yönetiminin alt süreçleri olarak da düşünülebilir. Geçmişten günümüze gelirken işletmeler klasik personel özlük işlerini yöneten birimler yerine, yukarıda belirtilen süreçleri paralel olarak yürüten departmanları kurmaya, bunları direkt genel müdürlüğü bağlamaya ya da bu hizmetleri dış kaynaklardan temin etmeye başlamışlardır. İşin içine istatistik ve optimizasyon gibi mühendislik yaklaşımların yanında yetkinlik, teknik nitelik, motivasyon gibi unsurlar girmiştir. İşletmelerin stratejik planları ile insan faktörü arasında organik bir bağ olduğu kabul edilmiştir. Sonuç olarak, insan kaynağını dikkate almadan yapılacak operasyonel ya da stratejik herhangi bir değişimin başarılı olması ya da süreklilik kazanması mümkün olmayacaktır. İnsan kaynağını bir alt fonksiyon olarak değil de stratejik yönetim yaklaşımı ile yönetmek isteyen işletmeler misyon ve vizyon ifadelerinden başlamalıdır. Misyon ve vizyondan yola çıkılarak belirlenen işletme ana stratejilerine göre alt birimlerin stratejileri belirlenmelidir. Bu aşamada işletmenin değerleri, iç ve dış etkenler ve hissedarların görüşleri önem taşımaktadır.

Stratejilere göre ana ve alt hedefler belirlenirken taktiksel düzeye inilmektedir. Bunların ardından hedefleri yerine getirmek için gereken iş yükü analizi yapılarak gerekli sayı, yetkinlik ve teknik niteliklerdeki insan kaynağı istihdam edilmelidir. Yetkinlikler ve teknik nitelikler belirlenirken işletmenin büyüklüğü dikkate alınarak çalışanları beyaz yakalı, mavi yakalı ve belki de kahverengi yakalı şeklinde kategorilere ayırarak değerlendirmek doğru olacaktır. Her bir kategori için; Temel yetkinlikler: Her bir çalışandan beklenen, işletme geneline yayılabilecek yetkinlikler, Fonksiyonel yetkinlikler: Birimler bazında tanımlanacak, belirli fonksiyonel alanlara özel yetkinlikler, Yönetsel yetkinlikler: Kendine bağlı çalışanları bulunan yönetsel kademelerden beklenecek yetkinlikler tanımlanmalıdır. Performans değerlendirme sistemi kapsamında bir ağırlıklandırma yapılarak çalışanların bu yetkinliklere sahip olma durumları ölçülecektir. Ancak sadece yetkinlikler yeterli olmayacağından performans ölçümünde birim ve pozisyon bazında tanımlanmış ulaşılabilir ve motive edici hedefler de bulunmalıdır. Çalışanların yetkinlik seviyesi yüksek olsa dahi hedefleri gerçekleştirme oranı düşük olması ya da tersi, performans açısından olumsuz değerlendirilecektir. Çalışan yetkinliği işletme açısından potansiyel, hedefleri gerçekleştirme ise performans olarak kabul edildiğinde kariyer planları açısından yönlendirici olmaktadır. İki kriterde de başarılı olanlar gözde ve kritik pozisyonlara doğru terfi ettirilebilecek çalışandır. Kriterlerin birinde zayıf kalan çalışan ise eğitim faaliyetleri ile iyileştirilebilecek ve gelişime açık çalışan olarak kabul edilecektir. Tüm personel için performans değerlendirme çalışması tamamlandığında da çalışanların ve birimlerin eğitim ihtiyaçları ortaya çıkacak ve eğitim planları oluşturulacaktır. Performans, kariyer ve eğitim sistemlerinin entegre şekilde insan kaynakları departmanı tarafından çalıştırılması, bu sistemlerin oluşturulmasında işletme strateji ve hedeflerinin temel alınması ve değişen koşullara göre yenilenmesi işletmelerin rekabet edebilirliğini artıracaktır. Sayı 09 (2013/1)

75


Makale

2012’DE KÜÇÜLDÜK ARTIK GAZA BASMA ZAMANI Prof. Dr. S. Burak Arzova Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Türkiye 27 çeyreklik kesintisiz büyüme gerçekleştirdikten sonra küresel ekonomik krizin etkisiyle birlikte 2008 yılının son çeyreğinde daralmaya başlamış, 4 çeyrek üst üste daralma neticesinde 2009 yılının sonunda yeniden büyümüş, 2010 yılını da güçlü bir büyüme ile kapattıktan sonra 2011 yılının ilk iki çeyreğinde dünyadaki tüm ülkeleri kıskandıracak % 11.9 ve % 9.1 lik büyümeleri gerçekleştirerek Avrupa’da büyümede birinci, dünyada ise Çin’den sonra ikinci sırada gelerek 2011 yılını ortalamada % 8.5’lik büyüme hızı ile kapamıştır. Tüm bu gelişmeleri tekrardan hatırlamamızın nedeni Türkiye’nin bu kadar yüksek bir büyüme performansı sergilerken 2012 yılının ardından büyüme artış oranlarının bizi tatmin etmemesinden dolayıdır (2012 1.Ç: %3,4 2.Ç: %3,0 3.Ç: %1,6 Ortalama % 2.6).

76

2011 yılında eleştirilen en önemli konuların başında Türkiye’nin yüksek cari açık oranı gelmekteydi (77,89 Milyar USD ve Cari Açık / GSYIH Yaklaşık % 10). 3 Büyük Kredi Derecelendirme Kuruluşu tarafından bu hususa özellikle dikkat çekilmiş ve Türkiye’nin not artırımının önündeki en büyük engel olarak gösterilmiştir. 2012 yılında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) konuyu gündemine aldı ve Türkiye’nin 2012 yılında yumuşak bir iniş sergilemesi gerektiğini öne sürerek gerekli gördüğü para politikalarını büyümeyi frenleme pahasına aldı. Şimdi geldiğimiz noktada en çok sorulan soru, Türkiye cari açık yönünden iyileşme sergilerken, 2011 yılında gösterdiği büyüme performansının çok altında kalarak tarihi bir fırsatı kaçırıp kaçırmadığı yönünde şekillenmektedir. Ben kendi açımdan Türkiye’nin Küresel Kriz Sayı 09 (2013/1)

nedeniyle büyük bir fırsat yakaladığını ve mevcut TCMB politikalarının sürdürülmesinde ısrarcı olunması durumunda büyümeden ödün vererek Avrupa ve dünyanın diğer ülkeleri ile arasındaki ekonomik gelişmişlik farkını kapamak yönünden tarihi fırsatı kaçıracağını düşünmekteyim. Şöyle ki; Almanya’nın Avrupa Birliği’nin en büyük ekonomisi olduğu gerçeğinden hareket ederek Gayrı Safi Yurt İçi Hasılasının resmi rakamlara göre 3.300 Milyar USD olduğunu birinci veri olarak ele alalım. Türkiye’nin ise Hazine Müsteşarlığı verilerine göre 2011 yılı GSYİH tutarının 750 milyar USD olduğunu ikinci veri olarak dikkate aldığımızda Almanya ekonomisi Türkiye ekonomisinin yaklaşık 4,5 kat büyüklüğündedir (3.300 USD / 750 USD). Buna göre Türkiye Almanya ile arasındaki ekonomik gelişmişlik farkını kapamak için Almanya’dan 4.5 kattan (4,51) daha fazla büyümek zorundadır. Diğer bir söylemle Almanya % 1 bile büyüse, % 2.5-%3 büyüyen Türkiye’den daha fazla büyümektedir. Bu şekilde Türkiye’nin her yıl en az % 4.51 büyümesi ve bunu sürdürülebilir kılması gerekmektedir. Ancak yukarıda da bahsettiğim gibi Türkiye yıllar itibariyle zig zag lar çizerek bu farkı kapama imkanına sahip olamamaktadır. 2012 yılında Cari Açık pahasına büyümeden verilen ödünün Türkiye açısından fırsatlarla dolu bir yılın kaçırılması olarak gördüğümü belirtmek isterim. TCMB yönetimi kendince haklı sebeplerle kamu ve özel sektör borç stokunun artmasını engellemek, büyümeden doğan ithalat nedeniyle cari açığı frenlemek için dünyada uygulama alanı pek bulmamış yeni bir yöntem


Makale geliştirmiş ve faiz koridoru altında borç verme ve borç alma da farklı faiz oranlarının yer aldığı ve politika faizinden bağımsız bir koridor yaratmıştır. Ancak koridorun üst ve alt bandı arasındaki açıklık ilk başlarda cari açığın frenlenmesi, kredi kontrolü yönünde olumlu sonuçlar vermesine karşılık, parasal genişlemeyi en az safhaya indirdiği için (ki buna munzam karşılıklar ve Rezerv Opsiyon Katsayısı –ROK işlemleri vasıtasıyla destek olmuştur) özellikle büyümenin 2011 yılında en önemli lokomotifi olan özel sektör 2012 yılında büyümeye hiç katkı sağlamamış hatta inşaat sektörü 2012 yılı 3. Çeyrekte Cari Fiyatlarla Harcamalar Yöntemi Esas Alınarak GSYİH Gelişme hızlarında özel sektörde 0, özel sektör -7,8 makine teçhizat (özel sektör) -11,4 büyüme hızı gerçekleştirerek daralmıştır. Büyüme daha da düşük çıkabilecekken, özellikle kamunun 2012 yılı içinde gerçekleştirdiği harcamalar büyüme oranının göreceli olarak yükselmesine sebebiyet vermiştir.

doğurmayan bir süreçtir. Cari Açığın temel finansman kaynağının ise doğrudan ve dolaylı sermaye akımları olduğunu göz ardı etmemek gerekir. Özellikle yatırım ortamının iyileştirildiği, yabancı yatırımcılara büyük finansal avantajlar sağlandığı, ekonomik ve siyasal istikrarın sürdüğü ekonomilerde doğrudan yabancı yatırımların arttığı gerçeği tartışmasıdır. Bu alana yönelik olarak son yılların en kapsamlı yatırım programı Türkiye 6 yatırım bölgesine ayrılarak gerçekleştirilmiş ve yabancı ve yerli yatırımcı açısından en önemli yatırım imkanları ise 6. Bölgeye sağlanmıştır.

Büyümeden feragat edildi edilmesine de, en önemli kayıplardan birisi vergi gelirlerinde gerçekleşti. Çünkü ülkemizde ekonomik alanda son 10 yılda çok büyük gelişmeler yaşanmasına karşılık vergi sistemimizde öncelik vergi idaresinde olmak üzere ortaya çıkan gelişmeler Türkiye ekonomisindeki gelişme hızını yakalayamadı. Vergi gelirleri içinde 10 yıl önce dolaylı vergiler en büyük paya sahipken, 10 yıl sonra bugün de hala KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergiler Gelir Otoritesinin temel gelir unsurları olarak karşımıza çıkıyor. Gelir vergisi ve Kurumlar vergisi payları ise bir türlü artırılamadı. Bundan dolayı özellikle ithalat hız kesip cari oran düzeldikçe, ithalattan alınan KDV ve bazı ürünlerdeki ÖTV tutarları düşüş gösterdi. Böylece seçim dönemlerinde bile denk halde tutmayı başardığımız bütçemiz, 2012 yılında hem kamunun büyümeye katkısı için harcamaları artırması, hem işsizlik verilerinin aşağıya inmesine sebep olan yüksek miktarlı kamuda işe alımlar ve neticesinde ödenen maaşlar hem de gelirlerin iyice azalması nedeniyle uzun zaman sonra açık vermeye başladı.

2012 yılında cari açık azalmasına rağmen, petrol ve türevlerindeki dışa bağımlılığın değişmemesi nedeniyle özellikle enerji ithalatı 2011 yılı ile hemen hemen aynı seyretmektedir. Buna göre asıl gerçek, cari açığın temel nedeni yüksek ithalat olarak gözükse de, enerjinin dış ülkelerden yapılacak olan ithalata bağlı olmasıdır. Bu nedenle, doğalgaza bağlı enerji santrallerinden, kömür ve yenilebilir enerjiye bağlı santrallere geçiş yapılması, güvenli nükleer santrallerin kurulması, özel sektörün kendi enerjisini kurup kullanması için bürokratik tüm engellerin kaldırılıp, özel teşvikler sunulması gerekmektedir. Yine 2011 yılında yüksek cari açığa sebep ithalat içindeki ürünlerin payları incelendiğinde, sermaye malları ve ara malların ithalatının yüksek seyrettiği görülmekte olup, büyüyen Türkiye’nin yatırıma ihtiyacı olduğu dikkate alındığında bunun hiç de kuşku duyulacak bir ithalat süreci olmayacağı görülecektir.

Bazı iktisatçılar cari açığı çok yüksek oranda bulup mutlaka aşağıya çekilmesi görüşünü savunup, cari açığa sahip olan ülkelerin asla Orta Gelir Tuzağı’ndan asla kurtulamayacaklarını savunmaktadırlar. Orta Gelir Tuzağı olarak adlandırılan ve ülkelerde kişi başı gelirleri veri alıp, ağırlıklı olarak Satın Alma Gücü Paritesine göre kişi başı geliri dolar cinsinden ölçerek, bir ülkenin belirli bir gelir düzeyinde kısır döngüye girerek, bu döngüyü kırıp, gelişmiş ekonomik düzeye geçemediği düzey için savunulan bu görüş kısmen gerçekçi olup, görüşüm cari açık çok önemli bir gösterge olmakla birlikte finanse edilebildiği sürece sorun

Ancak kanımca 6. Bölge olarak adlandırılan Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da girişimci ve çalışanlar açısından en önemli sorun olarak görülebilecek güvenlik sorunu çözülmeden bu bölgelere yatırımcı çekmek mümkün değildir. Öte yandan cari açığın en önemli unsurunun enerjiden kaynaklandığını da unutmamak gerekir.

2013 yılından beklentilerim ise TCMB özelinde ihtiyatlı para politikasında biraz daha gevşeme ve özellikle özel sektörün yeniden büyümeye katkısının sağlanması olmalıdır. 2013 yılında Avrupalı liderlerden en kötü geride kaldı cümlesini bu aralar sıklıkla işitsek bile 2013 yılında Avrupa’nın önündeki en önemli sorunun büyüme ve buna bağlı olarak istihdam olacağı görüşündeyim. Türkiye’nin daha az ihtiyatlı bir para politikası eşliğinde 2012 yılında yakalayamadığı en az % 4.51’lik büyümeyi 2013 yılında yakalaması için önünde hiçbir engel yok. Özellikle yılın 2. Çeyreğinde gelebilecek bir not artırımı neticesinde Türkiye’nin cari açık finansmanı yönünden de herhangi bir sıkıntıya sahip olacağını düşünmüyorum. O halde önümüzdeki tek engel geçmişten gelen ekonomik korkularımızdır diyebiliriz. Dileğimiz 2013’ün Türkiye’nin yılı olmasıdır. Sayı 09 (2013/1)

77


Makale

HALKLA İLİŞKİLERDE “HAK ETMEK” İLKESİ Prof. Dr. Nihat KARAKOÇ nkarakoc@balikesir.edu.tr “Halkla ilişkilerin en iyi yolu bunu hak etmektir.” (Onal,1982:27). Halkla ilişkilerin öncüsü kabul edilen Ivy Lee, hak etmek ilkesinin halkla ilişkilerdeki önemine bu ünlü sözü ile işaret etmiştir.

ilkedir. Söz konusu nitelikler, kuruluşun yapısı, işleyişi, yönetimi, ortakları, çalışanları, işbirliği yaptığı kuruluşlar, mal ve hizmetleri, iletişim sistemi, imajı, halkla ilişkiler sistemi vb. ile ilgili niteliklerdir.

Hemen her çalışma alanında olduğu gjbi, halkla ilişkiler de bazı ilkelerin yol göstericiliğinde yerine getirilir. Halkla ilişkilerin çekirdeğini oluşturan bu ilkeler, kendisine benzer nitelikleri olan (reklam, propaganda, tanıtım vb.) faaliyetlerle karıştırılan halkla ilişkilerin, ne olup olmadığını belirleyici bir çerçeve çizmektedir.

Hak etmek dışındaki halkla ilişkiler ilkeleri, büyük ölçüde halkla ilişkiler sisteminin yapısı ve işleyişinin taşıması gereken nitelikleri belirlemektedir. Daha açık bir anlatımla, halkla ilişkilerin doğruluk ve açıklık esasına göre yapılması gerektiğini; halkla ilişkiler çabalarının yaygın bir sorumluluk anlayışı içerisinde kesintisiz olarak yerine getirilmesi; mesajların hedef kitlede saygı yaratması, kalıcılığı için yinelenmesi ve halkla ilişkiler çabalarının sonuçlarını görmede çok sabırlı olunması gerektiğini vurgulamaktadır.

Hak etme ilkesi, halkla ilişkiler ilkeleri arasında yaygın olarak sıralanan doğruluk, saygınlık, açıklık, iki yönlü süreç olma, süreklilik, sabırlı olmak ve yaygın sorumluluk gibi ilkeler arasında görünmeyen bir ilkedir. Ancak hak etme ilkesi göz ardı edilerek yapılan halkla ilişkiler adı altındaki eylemlerin, halkla ilişkiler sınırlarının dışına çıkması ve propaganda, reklam ya da tanıtım içerikli bir yapıya dönüşmesi kaçınılmaz görünmektedir.

HALKLA İLİŞKİLERDE HAK ETMEK

Hak etmek, verilen emek, para, zaman, bilgi, sevgi vb. nin karşılığını görmeye; sahip olunan nitelikler, kıdem, ustalık, bilgi, tutum, davranış, büyüklük, güç, saygınlık v.b. nedeniyle vaat edileni ya da umulanı almaya yaraşır, yetkili ya da ehliyette olmak biçiminde tanımlanabilir.

78

Halkla ilişkilerde hak etmek ilkesi, bir kuruluşun, faaliyetlerine duyarlı gruplardan destek, ilgi, saygı gibi beklentilerine yaraşır niteliklerde olması gerektiğini belirten bir Sayı 09 (2013/1)

Şekil: Halkla İlişkiler Sisteminde Hak Etme İlkesi


Makale Oysa hak etmek ilkesi, halkla ilişkiler sisteminin de içinde olduğu kuruluşun yapısı ve işleyişi ile ilgili koşulları belirlemektedir. Dolayısıyla, diğer halkla ilişkiler sisteminin gerektirdiği koşulları da içeren, geniş kapsamlı bir ilkedir. Buna göre, hak etmek ilkesine uygun olarak yapılan halka ilişkiler faaliyetleri, diğer ilkelerin gerektirdiği koşulları da taşıyor demektir. Ancak halkla ilişkilerin diğer ilkelere uygunluğu demek hak etmek ilkesine de uygun olduğu anlamına gelmeyecektir. Söz gelişi, ürünleri, kararları ve uygulamalarıyla insana, doğaya ve topluma doğrudan ya da dolaylı olarak, bilmeden de olsa bulunduğu konum gereği bilme sorumluluğu olduğu halde zarar veren bir kuruluş ya da yönetim, hak etmediği bir ilgi destek ve saygıya sahip demektir. Yasal boşluklar, toplumdaki zayıflıklar ve bunlardan elde edilen güç kullanılarak sağlanan bu desteğin, diğer halkla ilişkiler ilkelerine uygun koşullarda kazanılması, hak etme ilkesine de uygunluğunu göstermeyecektir. Zaten er ya da geç bu desteğin, hak edilmediği ortaya çıkacağından, sürekliliği de beklenmemelidir. Söyledikleri ile yaptıkları arasında tutarlılık bulunmayan bir kuruluşun halkla ilişkileri olmayacaktır. (WELLS SPINKS, 1999:111; KÜÇÜKKURT, 1987:164) Hak etme ilkesinin özü: Kamuoyunda nasıl tanınmak, görünmek, bilinmek isteniyorsa, önce bu nitelikleri kazanmak; yaratılan iyi, güçlü, güvenilir, duyarlı, kaliteli, yenilikçi vb. imaja uygun bir kuruluş olmak demektir. Yaratılan imaja bakarak kendisine destek verenleri hayal kırıklığına uğratmamak demektir. Desteği kazanılmak istenen hedef kitlenin beklentilerine yaraşır niteliklere sahip olmadan sahipmiş gibi davranmamak demektir.

açıklamak, ileride yapılıp yapılamayacağını açıklamak, yapılanlara ve yapılacaklara destek istemek, kendini unutturmamak, takip ettirmek, bunları sürdürülebilir bir sisteme dönüştürmek; SONUNDA: Kamuoyunda saygın, güçlü, desteğe değer, duyarlı bir işletme imajının oluşması ve sürmesi; etkileşimde bulunulan gruplardan işbirliği, anlayış, ilgi, kolaylık, saygı vb. bekleme hakkına sahip olabilirsin demektir. SONUÇ Halkla ilişkiler, bir kuruluşun etkileşimde bulunduğu grupların ilgisini, olumlu düşüncesini, anlayışını ve desteğini hak etmek, kazanmak ve sürdürmek amacına yönelik tanıma, iyileştirme, etkinliklerle tanıtma ve duyurma çabalarından oluşan çağdaş bir yönetim görevidir. Halkla ilişkiler ilkeleri ise, bu görevin özünden sapmadan gerçek anlam ve içeriğine uygun biçimde yerine getirilmesinde yol göstericilik yapmaktadır. Hak etmek, halkla ilişkiler ilkelerinin çekirdeğini oluşturan bir ilke olup, bu ilkeye göre, halkla ilişkiler sürecindeki ilk adım, kuruluşa, halktan destek istemeye yaraşır nitelikleri kazandırmaktır. Hak etme ilkesini ihlal ederek yapılacak halkla ilişkiler adı altındaki çabaların halkla ilişkiler sınırlarının dışında kalacağı unutulmamalıdır. KAYNAKÇA ONAL, Güngör (1982), Halkla İlişkiler, Bursa İTİA. İşletme Fak. Ya. No. 17, Bursa WELLS, Barron - SPINKS, Nelda (1999), "Communicating with the community", Career Development International, Vol. 4 No. 2. KÜÇÜKKURT, Mehmet (1988), "Halkla ilişkilerde araştırma yöntemleri ve değerlendirme", Halkla İlişkiler Sempozyumu 87, Ankara Ün. BYYO. Ya. No.10 , Ankara.

Öte yandan hak etmek, ÖNCE: kuruluşun halkla ilişkiler açısından hedef kitlesinde yer alan tüm gruplara ayrım yapmadan saygı göstermek, desteğe değer işler yapmak, tanımak, sormak, eksikleri tamamlamak, sorunları çözmek, şikâyetleri gidermek, iyileştirmek, geliştirmek, onarmak, önlem almak, planlamak, sistem kurmak, çalıştırmak; SONRA: Söylemek, açıklamak, kendini anlatmak, tanıtmak, yapılan iyi işleri göstermek, yapılamayanların nedenlerini

Prof. Dr. Nihat KARAKOÇ Eskişehir İ.T.İ.A Kütahya Yönetim Bilimleri Fakültesi’ni bitirdi. Lisansüstü Eğitimini Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü YönetimOrganizasyon Bilim Dalında yaptı. Yönetim ve Organizasyon Ana Bilim Dalında Profesör olan Dr. Nihat KARAKOÇ, Balıkesir Üniversitesi MMF Endüstri Mühendisliği Bölümünde öğretim üyesidir. Çağdaş yönetim teknikleri, insan kaynakları yönetimi, iletişim, zaman yönetimi ve halkla ilişkiler alanlarında yayınlanmış kitap ve makaleleri bulunmaktadır. Evli ve iki çocuğu vardır. Sayı 09 (2013/1)

79


Makale

İşyerinde Psikolojik Taciz: MOBBİNG Seyfullah Beysülen TİMDER İş Hukuku Danışmanı Son yıllarda hayatın her alanında yeni tartışma konuları oluştuğu gibi, iş hukukunda da yeni terim ve konular oluşmaya başladı. Bunlardan biri de İngilizce’ de “mobbing” diye tabir edilen “işyerinde psikolojik taciz” veya bir başka adıyla “manevi taciz”. Türkiye Büyük Millet Meclisi Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu İşyerinde Psikolojik Taciz (MOBBİNG) ve Çözüm Önerileri Komisyonu Raporunda mobbingin kelime anlamını tam olarak bulmak için Türk Dil Kurumuna başvurulmuş ve Türk Dil Kurumu, mobbing kavramının karşılığı olarak “BEZDİRİ” kelimesini belirlemiş ve bezdiriyi’ “İşyerlerinde, okullarda vb. topluluklar içinde belirli bir kişiyi hedef alıp, çalışmalarını sistemli bir biçimde engelleyip huzursuz olmasına yol açarak yıldırma, dışlama, gözden düşürme” olarak tanımlamıştır.

80

birinin yapması gereken görev ve sorumlulukları layıkıyla yerine getirmesine karşın, sürekli olarak çalışanın başarısını göz ardı ederek bir üst yönetime kötülemesi ve o işçi için işyerinde farklı bir görüş oluşmasına neden olması da bir psikolojik taciz ve tacizin sonucudur. İşçiyi görmezden gelmesi, konuşmaması gibi tavırlar da psikolojik tacizdir. Konunun önemli bir boyutu iş sağlığı ve güvenliğiyle yakından ilgilidir. Çünkü işçinin bu tacizle içine girdiği psikolojik durumu, normal yaşamını etkilemesinin yanı sıra işyerindeki verimini, sağlığını ve güvenliğini de etkiliyor. Yani iş yerinde uygulanan psikolojik taciz, sadece iş yerinde kalmıyor. Çalışanın hayatını tamamen olumsuz etkiliyor, verimliliğin düşmesine belki de işini doğru yapamamasına ve giderek ülke ekonomisi olumsuz etkilemesine kadar uzanıyor.

“Psikolojik Taciz” Nedir? Yıllardır pek çoğumuz çevremizde işveren, amir gibi işyerlerindeki yönetici kişilerin baskı uyguladığına dair şikâyetler duyuyoruz. “Amirim baskı yapıyor, beni adam yerine koymuyor, dinlemiyor, diğer arkadaşlardan farklı davranıyor, istifa etmem için baskı yapıyor, üstlerime benimle ilgili yanlış bilgi veriyor” gibi benzer yakınmalara yol açan davranışlar “psikolojik” ya da diğer adıyla “manevi” tacizdir.

Bu konuda çeşitli araştırmalarda rakamlar bulmak mümkün. Prof. Serpil Aytaç tarafından yapılan bir çalışmada, deneklerin %55,1’i son bir yıl içerisinde psikolojik tacize uğradığını, %47,4’ü ise iş arkadaşlarının tacize uğradığına tanık olduklarını belirtiyor. 4. Avrupa Çalışma Koşulları Anketine göre her 20 kişiden biri işyerinde son 12 aylık dönemde tacize maruz kalmıştır (Araştırmalarda 12 aylık dönemin esas alınmasının nedeni, psikolojik tacizin en belirgin özelliğinin uzun bir sürede tekrarlanmasıdır).

Bu baskıyı işveren, amir, işveren vekili, çalışma arkadaşları gibi pek çok kişi yapabiliyor.

Mobbing mağdurun işten ayrılmasına zorlanan basit bir süreç değildir.

Öncelikle psikolojik tacize uğrayan kişinin en temel insan hakları ihlal ediliyor. Örneğin, mağdurun hakkında dedikodu çıkarılarak özel hayatı ifşa ediliyor. Bunun yanında işyerinde amir pozisyonundaki bir çalışanın emri altındaki

Mobbing sadece hedefteki çalışan ile sınırlı kalınan, mağdurun işten ayrılmasıyla biten basit bir süreç değildir. Mağdur, farkında olsa da olmasa da, önemli bir psikolojik zarar görmektedir. Mobbinge uğrayanlar genelde

Sayı 09 (2013/1)


Makale idealist,zeki ve inisiyatifli insanlardır. Mobinge uğrayan insanların bir çoğu bu ağır travma sonucunda konuyu içselleştirerek suçu kendilerinde bulurlar ve uyum bozukluğu endişelenme, depresyon gibi süreçleri yaşarlar. Bu bezdirici durumla birlikte mağdurların kendilerine zarar verme potansiyeli artar. İsveç’te yapılan bir araştırma, mobbing’e uğrayan kişilerin yüzde üçünün intihar etiğini ya da PTSD (Post Traumatic Stres Disorder) yani travma sonrası stres bozukluğuna uğradığını ve bir daha hiçbir yerde çalışamaz hale gelebiliyor olduğunu göstermiştir. Tabi ki bu durum aynı zamanda kişinin aile yaşamını da olumsuz olarak etkilemektedir. Bir daha çalışamaması, psikolojik bozukluk aile düzeninin kökten zedelenmesine neden olmaktadır. Psikolojik taciz ile şiddet ve cinsel taciz arasındaki ince ayrımlara dikkat etmek gerekiyor. Psikolojik taciz çok kurnazca ve genelde insanların görünürde olağan karşıladığı davranışlarla yapıldığı için kanıtlanması güç. Psikolojik taciz şiddet kullanmak değildir; psikolojik taciz cinselliği içerebilir ama cinsel taciz de değildir. Ayrıca psikolojik taciz özellikle çocukların birbirine şiddet uygulaması olan “Bullying’’ ile karıştırılmıştır. “Bullying’’ birkaç çocuğun bir çocuğa uyguladığı ve şiddet içeren bir baskıdır. Bununla birlikte işyeri stresi ve işyerindeki başarısızlığa kılıf olarak da ileri sürüldü. Çeşitli kanunlarda psikolojik tacizin konumu; 1. İş Kanunu 4857 sayılı İş Kanunu’nun 5’inci maddesinde, işverenin işçilere karşı eşit davranma yükümlülüğü düzenlenmiştir. Kaynağını insan Hakları Sözleşmesi, Uluslararası Çalışma Örgütü ve Avrupa Birliği tüzük ve yönergeleriyle Anayasa’nın 10’uncu maddesinden alan eşit davranma ilkesi başlıklı 5’inci maddeye göre; “îş ilişkisinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayırım yapılamaz.” 4857 sayılı İş Kanunu’nun 77’nci maddesinin 1’nci fıkrası hükmü uyarınca, işverenler, işyerlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması için gerekli olan her türlü tedbiri almak ve bu tedbirlere ilişkin araç ve gereçleri eksiksiz olarak bulundurmak zorundadırlar. Söz konusu maddenin 2’nci fıkrasına göre ise, işyerinde alınan işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek; işçileri, mesleki riskler, bu risklere karşı alınacak önlemler ve haiz oldukları hak ve sorumluluklar konusunda bilgilendirmek ve işçilere işçi sağlığı ve iş güvenliği eğitimi vermek de işverenlerin bu kapsamdaki sorumlulukları arasındadır.

İşverenin işçi sağlığı ve iş güvenliğini sağlama yükümlülüğü, psikolojik tacizi önleme yükümlülüğünü de içermektedir. İşverenin gözetim borcu gereği, işçilerin psikolojik sağlığını koruma yükümlülüğünün de bulunduğu açıktır. 1.2. Borçlar Kanunu 1/7/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Yeni Borçlar Kanunu’nun 417.maddesi psikolojik tacizi “mobbing (İşyerinde Psikolojik Taciz)” kavramını düzenlemiştir. 818 sayılı halen yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu’nun 332.maddesine karşılık gelen bu maddede işçinin kişiliğinin genel olarak korunması düzenlenmiştir. 1.3. Türk Medeni Kanunu Türk Medeni Kanunu, kişilik hakkının konusuna giren kişisel değerleri tek tek sayma yoluna gitmemiş, genel nitelikte bir hüküm getirme yolunu seçmiştir. Medeni Kanun’un 24’üncü maddesine göre; “Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hâkimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir.” Bununla birlikte İş Yasasının 83.maddesinin bu konuda uygulanabileceğini düşünüyorum. İşveren işçinin fiziksel ve ruhsal/psikolojik sağlığını korumakla yükümlüdür. İşçi psikolojik taciz nedeniyle ruhsal sağlığının bozulduğunu hekim raporuyla kanıtlarsa haklı nedenle iş sözleşmesini sona erdirerek kıdem tazminatı talep edebilir. Nitekim AB de psikolojik tacizi işçi sağlığı ve iş güvenliği kapsamında ele almaktadır. Yani üye ülkeler üç yıl içerisinde ulusal mevzuatlarını yönergeye göre düzeltecektir. Yönergede fiziksel, psikolojik ve/veya cinsel taciz birlikte ele alınmaktadır. Bu eylemler üçüncü kişilerden de (müşteriler, öğrenciler, hastalar) kaynaklanabilir. Devletin “iş denetimi” ayağı kırık olduğu için bu konuda temel yükümlülük işverenlere ve sendikalara düşüyor. Ama psikolojik taciz işverenlerden geldiği zaman mağdurun başvurabileceği tek yol hekim raporu ile psikolojik sağlığının bozulduğunu kanıtlamak oluyor. Bu konuda bir çok yargı kararı da mevcuttur. Bu anlamda bir tür insanlık suçu olan ve kurumun ne olduğundan ziyade her bir kurum da farklı açılımlarda yaşanan mobbing olaylarının önüne set çekmek hepimizin görevi. Bu örneğe karşın olarak da Mobbing ile ilgili davaların açılmaya başlandığı ve en azından “manevi tazminat” olarak belli tazminatların mahkemelerce hüküm altına alındığını görmek bizleri mutlu etmektedir. Bu konu çalışanlar arasında henüz bir farkındalık yaratacak derecede yaygınlaşmamıştır. Bu aşamada Mobbing’in çalışanlar nezdinden ne anlama geldiğinin bilinmesi konuyla ilgili bilgilendirmelerle, daha da ileri düzeyde kazanımlara olanak sağlayacaktır. Sayı 09 (2013/1)

81


Hukuken

BATIK ALACAĞIN HUKUKİ AÇIDAN TAKİBİNİN FAYDASI NEDİR? Av. S. Murat Çelikten TİMDER Hukuk Danışmanı murat@murathukuk.com Bugünlerde birçok üyemizin kayıp borçlularla veya tahsili kabil olmayan çek ve senetlerle uğraşmak zorunda kaldığına ilişkin birçok bilgi gelmektedir. Özellikle Çek Kanunu’nda yapılan ve hapis cezasının idari para cezasına çevrilmesine yol açan değişiklik sonrasında tahsili kabil olmayan borç miktarı hızla yükselmiştir. Esnaf dilinde batık alacak olarak nitelenen bu alacaklar, hukuki dilde 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun amortismanlar başlıklı üçüncü kısmının “alacaklarda amortismanlar” başlıklı bölümünde şüpheli alacaklar başlığında düzenlenmiştir. Şüpheli alacakların gider olarak yazılabilmesi için, doğrudan gider kaydedilebilen değersiz alacaklardan farklı olarak, karşılık ayrılmak suretiyle giderleştirebilme usulü öngörülmüştür. Anılan Kanun’un 322. maddesinde değersiz alacaklar, 323. maddesinde şüpheli alacaklar ve 324. maddesinde ise vazgeçilen alacaklara1 ilişkin usul ve esaslar hüküm altına alınmıştır. Değersiz alacakları şüpheli alacaklardan ayıran en önemli özellik tahsil edilebilme imkanının artık ortadan kalkmasıdır.

hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu maddeden anlaşılacağı üzere, yargı karan veya kanaat verici bir belgeye göre tahsiline artık imkan kalmayan alacaklar değersiz alacak olarak kabul edilmektedir. Değersiz alacaklar, bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybederler ve muhasebede kayıtlı değerleri üzerinden zarara geçirilerek (giderleştirilerek) yok edilirler.

Değersiz alacak müessesesi ile ilgili yasal düzenleme 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 322. maddesinde yer almakta olup, söz konusu maddede;

İş ve işletme ile ilgili olmayan alacaklar ile işletme sahibinin yada ortaklarının kişisel ilişkilerinden doğan ama işletme hesaplarına da intikal ettirilen bu türden alacaklar zarar yazılamazlar.

“Kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre taksitine artık imkan kalmayan alacaklar değersiz alacaktır. Değersiz alacaklar, bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybederler ve mukayyet kıymetleriyle zarara geçirilerek yok edilirler.

82

İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin bu madde hükmüne giren değersiz alacakları, gider kaydedilmek suretiyle yok edilirler” Sayı 09 (2013/1)

Şüpheli alacaklar tahsil edilme ihtimali olan alacaklar olduğu halde, değersiz alacaklar tahsil edilme imkanı kalmayan alacaklardır. Bu nedenle bu alacaklar için karşılık ayırmaya gerek olmaksızın doğrudan giderleştirilirler. ŞÜPHELİ ALACAK YOLUYLA GİDER YAZABİLMENİN ŞARTLARI aşağıdaki şekildedir: 1) Alacağın Ticari Kazancın Elde Edilmesi ve İdame Ettirilmesi İle İlgili Olması

2) Alacağın Tahsil İmkansızlığına Dair Yargı Kararının Olması Bir alacağın değersiz alacak olarak gider yazılabilmesi için mahkeme veya icra dairesi tarafından sağlanan bir hükme göre, alacağın tahsiline imkan kalmadığının anlaşılması gerekir. Yani, alacağın tahsili için kanuni yollara, diğer bir adıyla mahkemeye başvurulmuş veya icra takibi yapılmış fakat bu başvuru ve takipler sonucunda alacağın ödenmeyeceğinin veya talep edilmesinin


Hukuken imkansız bir hale gelmiş olduğunun, bir yargı mercii kararı ile tespit edilmiş olmasıdır. Bu duruma örnek olarak borçlunun yasal olarak icra takibinin semeresiz kaldığını kanıtlayan icra vesikalarını verebiliriz. 3) Alacağın Tahsil İmkansızlığına Dair Kanaat Verici Bir Vesikanın Olması Alacağın tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde bu durumu tespit eden bir yargı kararı olmasa bile aşağıda örnekleri verilen kanaat verici vesikalardan herhangi biri ile alacağın tahsil edilemeyeceğinin kanıtlanması halinde de bu alacak değersiz alacak olarak gider hesaplarına intikal ettirilebilecektir. Kanaat verici vesikalara; Konkordato anlaşması, Mahkeme huzurunda veya Noter huzurunda alacaktan vazgeçildiğine ilişkin olarak düzenlenmiş belgeler, Borçlunun ülkeye dönmemek üzere terk ettiğini belirleyen belgeler, Borçlunun mal varlığı bırakmadan ölümü ve mirasçıların da mirası reddettiklerine dair resmi belgeler, Ticaret mahkemesince borçlu hakkında verilmiş iflas kararına ilişkin belgeler örnek verilebilir. Tarafların kendi aralarında düzenledikleri resmi şekilde düzenlenmiş olmayan alacaktan vazgeçme anlaşmalarının kanaat verici belge olarak kabul edilmesi mümkün değildir. 4) Alacağa ilişkin pasifte karşılık ayrılmış olması Şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılması gerekmektedir. Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara karşılıktır. Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kâr zarar hesabına intikal ettirilir. Ancak belirtilen dönem sonunda tahsili kabil olmazsa doğrudan zarara atılacaktır. Görüldüğü üzere batık bir alacağın mahkeme veya icra kanalıyla takip edilmesinin Vergi Hukuku bakımından menfaatinize olduğu açıktır. Bu çerçevede en azından 2013 yılı bakımından gider yazabilmek adına değersiz alacakların yargı marifetiyle takip edilmesini tavsiye ederiz.

Av. S. Murat Çelikten, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirmesinin ardından, A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsüne bağlı olarak, Avrupa Toplulukları Hukuku üzerinde yüksek lisans eğitimi almıştır. Türkçe ve İngilizce olmak üzere “Türk Rekabet Hukuku Mevzuatı” derlemesinin, “World Intellectual Property Rights and Remedies(Turkey)”, “Consumer Protection in A Global Economy” çok yazarlı eserlerinin sahibidir. Türkiye’de hukuk ve ekonomi dergilerine yayınlanmış franchising ve bayilik, sınai mülkiyet haklarından marka, endüstriyel tasarım ve patent konularında çok sayıda makalesi bulunmaktadır. Müvekkiller adına ticari ve diğer davalarda vekillik, fikri ve sınai mülkiyet konusunda danışmanlık, davalarda araştırma raporu hazırlanması, dava takibi, Marka, patent ve endüstriyel tasarım tescil işlemleri (marka, patent, dizayn), itiraz ve yenileme işlemleri ve ilgili davaların yürütülmesi, franchise sisteminin kurulması, bayilerle yapılan anlaşmalar, tedarik anlaşmaları, franchise kılavuzlarının hazırlanması, gayrimenkul ve malzeme alımlarının koordinasyonu, finansman sözleşmeleri, franchise konusunda Uluslararası anlaşmazlıkların (mahkeme dışı sulh ile) çözümü, AT Hukuku ve Rekabet Hukuku konusunda danışmanlığı, krediler ile ilgili anlaşmazlıkların çözümü, Rekabet Kurulu bünyesinde idari soruşturma açılması için şikayet dilekçeleri hazırlanması, kurul kararlarına karşı dava açılması, v.b. hukuki temsil konularında halen faaliyet göstermektedir. Murat Çelikten; Hukukçular için İngilizce Sertifika Programı, Avrupa Toplulukları Hukuku Sertifika Programı (Tüm kurslar Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü tarafından düzenlenmiştir.), Sınai Mülkiyet Hakları, Ulusal ve Uluslararası Uygulamalar Kursu (Fikir ve Sanat Ürünleri Araştırma Uygulama Merkezi), Yeni Gelişen Finansal Teknikler ve Temel Finansal Bilgiler kurslarına katılmıştır. Halen Ankara Barosuna bağlı olarak avukatlık ve Türk Patent Enstitüsü nezdinde marka ve patent vekilliği yapmaktadır. Türkiye içerisinde özellikle gıda, hizmet ve bayilik teşkilatı bulunan 30’u aşan tüzel kişiliğin hukuk danışmanlığını yapmaktadır. 1) Madde 324 - Konkordato veya sulh yoluyla alınmasından vazgeçilen alacaklar, borçlunun defterlerinde özel bir karşılık hesabına alınır. Bu hesabın muhteviyatı alacaktan vazgeçildiği yılın sonundan başlayarak üç yıl içinde zararla itfa edilmediği takdirde kâr hesabına naklolunur.

Sayı 09 (2013/1)

83


Sektörel

Türkiye Seramik Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı Açıklandı Seramik sektörünün yol haritası niteliğindeki ‘’Türkiye Seramik Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı’’, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün tarafından 21 Ocak’da İstanbul’da kamuoyuna açıklandı. İstanbul Four Seasons Hotel Bosphorus’da yapılan tanıtım toplantısında Türkiye Seramik Federasyonu (TSF) Başkanı Zeynep Bodur Okyay ve Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi tarafından yapılan konuşmaların ardından; devlet ve özel sektör işbirliğiyle hazırlanan “Seramik Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı” Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’ün açıklamasıyla uygulamaya geçti. Sektör duayenlerinden İbrahim Bodur, TİMDER Yönetim Kurulu Üyeleri, Bakanlık temsilcileri, basın mensupları ve birçok sektör temsilcisinin hazır bulunduğu toplantı TSF Başkanı Zeynep Bodur Okyay’ın konuşması ile başladı. Seramik sektörünün ilk ulusal strateji planına kavuştuğunu ve çalışmanın sektör adına son yıllarda atılan en mühim adım olduğunu belirten Okyay, konuşmasına şu ifadelerle devam etti. “Türkiye seramik sektörü, karo ihracatında dünya 4’üncüsü, seramik sağlık gereçlerinde ise Avrupa’nın en büyük üreticisi ve ihracatçısı haline geldi. Bir zamanlar çok gerisinde olduğumuz dünyanın seramik devleri olarak görünen İtalya ve İspanya ile artık sıkı bir rekabet içerisine girdik. Sektörümüz, kendisini güçlü kılan bu özelliklerle dünya seramik üretiminin şimdikinden daha da önemli bir oyuncusu olmaya namzettir” dedi.

84 Sayı 09 (2013/1)

Türkiye Seramik Federasyonu Yön. Kur. Başkanı Zeynep Bodur Okyay

Her ne kadar Türk sekramik sektörünün dünyada hatrı sayılır bir yeri olsa da daha büyük bir potansiyelin de olduğuna dikkat çeken Okyay, “Seramik sektörünün kullanım alanının genişlemesi, gelişmekte olan yeni pazarlar, sektörün bugüne kadar etkili ulaşmadığı alternatif pazarlar, Avrupa’nın üretim gücünün sekteye uğraması ve Avrupa üretiminin dışarıya kayması sektörümüzün bugünkü büyüklüğünü ve dünya pazar payını 2023 yılında en az 4’e katlayabileceğini göstermektedir.” dedi. “Seramik artık sadece seramik olmaktan çıkmıştır” diyen Okyay, geleceğin önemli sektörleri içinde teknik seramik ürünlerinin kullanımının her geçen gün arttığı ve bu yöndeki talebin de gelecek yıllar içinde katlanarak artacağını öngördüklerini


Sektörel belirterek konşmasında şu ifadelere yer verdi. “İleri seramik malzemeler pazarı ve üretimi alanında Türkiye’de önemli sıçramaların olması gerekir. Çünkü tüm bu alanlarda ileri seramikler vazgeçilmez malzemelerdir. İleri seramik malzemelerin dünyadaki pazarı 40 milyar dolar seviyesinde. Neden biz de bu 40 milyar dolarlık pazardan pay almayalım?” Katma değeri yüksek seramik sektörünün dışa bağımlı kaynaklar kullanmadığına dikkat çeken Okyay “Sektörün sıkıntıları ve üzerindeki tehditler arasında, ilk sırada enerji maliyetlerimiz, ikinci sırada ise lojistik maliyetlerimiz geliyor. Avrupa’da, seramik gibi enerji yoğun sektörlere özel bir destek mekanizması uygulanıyor. Sektörümüzün en azından buna paralel bir uygulamaya çok ihtiyacı var” dedi.

Göksen Yedigüller, Bekir Uzun ve Bülent Zıhnalı

Türkiye İhracatçılar Meclisi Yön. Kur. Başkanı Mehmet Büyükekşi

TSF Başkanı Zeynep Bodur Okyay’dan sözü devralan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi ise ihracat’ın ekonomide hergeçen gün değer ve hacminin arttığına dikkat çekti. 152 Milyar Dolarlık hacmi ile geçen yıl Cumhuriyet tarihinde yeni bir rekora imza atıldığını vurgulayan Büyükekşi, “Türkiye’deki bazı şeylerin değişmesi bize çok büyük destek ve katkı veriyor. Bunların başında da istikrar ve güven ortamı geliyor. Bu istikrar ve güven ortamı özellikle sanayici ve ihracatçılara büyük imkanlar sağlıyor. Bundan 10 yıl önce, değil 3 yılı, önümüzdeki bir yılı bile görmekte büyük zorluk yaşıyorduk. Ama son 10 yıldan beri sağlanan ekonomik istikrar ve güven ortamı önümüzü görmemize, uzun vadeli stratejiler oluşturmamıza, planlar yapmamıza olanak sağladı” dedi. TİM’in 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefleyen stratejisinde seramik sektörünün 2023 yılı için kendine 3,5 milyar Dolar ihracat

Metin Savcı ve Aydın Eşer

85

Eyüp Topal ve Erdem Çenesiz

Sayı 09 (2013/1)


Sektörel hedefi koyduğunu hatırlatan Büyükekşi, enerji yoğun bir sektör olan seramik sektöründe enerji fiyatlarının yüksek olmasının en önemli problem olduğunun altını çizdi. Büyükekşi, seramik sektörünün Ar-Ge, markalaşma, tasarım ve inovasyona önem vermesinin her geçen gün marka ve kalite algısının artmasına, katma değerinin yükselmesine olanak sağladığını belirterek, “Sektörümüzün yurt dışında yeni markalar alma yönünde yaptığı çalışmalar da diğer sektörlerimiz açısından büyük bir örnek oluşturuyor. Çünkü bizim ihracatımızı artırabilmemizin bir diğer yolu da mutlaka yurt dışındaki pazarlardaki dağıtım kanallarını bir an önce ele geçirebilmektir. O yüzden TİM olarak Ar-Ge, inovasyon, tasarım ve markalaşma konusunda elimizden gelen her türlü desteği veriyoruz” diye konuştu.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin ardından Türkiye Seramik Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nı tanıtmak üzere kürsüye gelen Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, ‘Türkiye, artık yarın başına ne geleceğini bekleyen pasif bir ülke değil, yarınını, geleceğini inşa eden aktif bir ülkedir’’ dedi.

86

Türkiye’de bazı ürünlerin yakın geçmişine bakıldığında marka isimlerinin üretim maddelerinin genel ismi haline geldiğini ifade eden Ergün, şunları kaydetti: ‘’Hayatı oluşturan ateş, toprak, su ve hava unsurları vardır. Bu sektör, bu dördünün optimum düzeydeki karışımını ifade eder. Türkiye’nin son 10 yılda gösterdiği başarılar, bu ülkedeki herkes için, her kesim için değerlidir. Ancak ülkemizin çok daha yüksek bir potansiyel taşıdığı da açık bir gerçektir. 2023 yılında ekonomide, demokraside, sosyal hayatta, şehirleşmede, bilim ve teknolojide, hayatın her alanında Sayı 09 (2013/1)

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Sektör Duayenlerinden İbrahim Bodur, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi

gelişmiş ülke standartlarını yakalayan bir Türkiye inşa edebiliriz. Bugüne kadar başardıklarımızda olduğu gibi bundan sonra başaracaklarımızda da reel sektörün çok büyük payı ve rolü olacaktır. Bu nedenle, reel sektörün rekabet gücünü artıracak politikalar geliştirmeye büyük önem veriyoruz.’’ Türkiye’de seramiğin endüstriyel bir boyut kazanması, 20. yüzyılın ortalarına denk geldiğini ve genç sayılabilecek bu sektörde dengelerin henüz oturmadığını, parametrelerin değişmeye devam edeceğini ifade eden Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Seramik sektörü, firmalarımızın üstün başarıları sayesinde ülkemizin en hızlı yükselen sektörlerinden biri olmayı başarmıştır. Sektör, özellikle 1990 yılından sonra yaptığı yatırımlar ile bugün dünya seramik karo üretiminde söz sahibidir. Üretim kapasitesi, modern teknoloji yatırımları ve yüksek kalite avantajları sayesinde artan rekabet gücümüzle bugün 60 ülkeye ihracat yapıyoruz. 2012 yılı itibariyle, sektörün ihracatı 900 milyon dolar barajını aşmıştır. 1 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Burada çok daha önemli bir husus, ihraç ettiğimiz ürünler içinde yerli katkı oranı yüksek olması önemlidir. Bu yönüyle seramik, yerli kaynakları en çok kullanan ve ithal ürünlere bağımlılığı en az olan sektörlerden birisidir. Dolayısıyla, bu sektörü ileriye taşıyacak adımlar, ekonomi için ayrı bir önem taşımaktadır.’’

Necmettin Arman ve Kadir Akyıldırım


Sektörel ne düşüyorsa onu yapacak ve yakından takip edilecek. Bu siyasetçiler için zor bir iştir ama kendimizi bağlamaktan endişe etmiyoruz. Yapabileceğimiz şeyleri yazdık buraya, yapamayacaklarımızı yazmadık. Potansiyelimiz var ve erişebileceğimiz hedefler koyduk. Özel sektör de kamu da kendini bu konuda bağlamış oldu. Seramik Sektörünün böyle önemli ve kapsamlı bir yol haritasına kavuşmasının son derece değerli olduğunu düşünüyorum.’’

TİMFED ve TİMDER Yön. Kur. Bşk Y. Ali Tung ile SERSA Yön. Kur. Bşk. Hakan Çanakcı

Ergün, seramik sektöründe İtalya’nın tasarım ve kalitede, İspanya’nın ise teknoloji konusunda dikkati çektiğini belirterek, ABD, Almanya ve Kuzey Avrupa ülkelerinin ise seramiğin kullanım alanını daha da genişletecek çalışmalara ağırlık verdiğini kaydetti. Türkiye’nin de bu yarışın içinde olması, fiyat yerine, kalite, tasarım, Ar-Ge’de rekabet yarışına girmesi gerektiğini ifade eden Ergün, şunları söyledi: ‘’Genç nüfusumuzu, coğrafyamızı, teknoloji yatırımlarımızı, sektördeki tecrübemizi ve güçlü ekonomik yapımızı düşününce, böyle bir yarışta ön sıralara geçebileceğimizi görmemiz lazım. Sektör için 2000’li yıllar, bu konularda iyi bir başlangıç dönemi olurken, şimdi ise bu çabalarımızı olgunluk düzeyine erdireceğimiz yeni bir süreç başlatıyoruz. 2016 sonuna kadar uygulayacağımız Seramik Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nı işte bu süreci en doğru şekilde yönetebilmek için hazırladık. Herkes ne yaptığını, ne yapacağını bilmelidir. Hepimiz bir yol haritasına sahip olmalıyız ki gideceğimiz yolu bilelim. İşte bu Türkiye Seramik Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı, bu sektörün yol haritasıdır. Kim üzerine

Bakan Ergün, bu belge ile birlikte, sektör için bir yol haritası tayin edildiğini ve bu yolda ilerlemeyi sağlayacak araçları da belirlemiş olduklarını anlatarak, ‘’Belgenin hazırlanma süreci, kamunun, özel sektörün ve sivil toplum kuruluşlarımızın bir arada çalışmasının güzel bir örneği olmuştur. Her zaman olduğu gibi seramik stratejimizin hazırlık aşamasında da reel sektörün taleplerini ve ihtiyaçlarını azami ölçüde dikkate aldık. Seramik stratejimizin uzun dönemli vizyonu, sektörünün imajını yükseltmek ve küresel pazar payımızı artırmaktır. Buna ihtiyacımız var. Belgenin amacı ise sektörün sağlıklı büyümesini sağlamak ve rekabet gücünü artırmaktır’’ şeklinde konuştu. Seramik Sektörü Strateji Belgesi’nde, 2 farklı hedef için 27 eylem belirlediklerini ifade eden Ergün, şunları aktardı: ‘’Birinci hedefimiz, sektörde kalite ve verimliliğin artırılması lazım. Kalite ve verimlilik arttığı sürece sektörün imajı yükselecektir. ‘Kalite ve Verimliliğin Artırılması’ başlığı altında 13 eylem belirledik. Bu kapsamda, sektörün ihtiyaç duyduğu alanlarda, Ar-Ge ve inovasyon bilincini yaygınlaştıracak ve bu alanlarda kaynakları artırmaya yönelik çalışmalar yapılacaktır. Sektöre yönelik ulusal meslek standartları ve yeterlilikleri hazırlanacaktır. Bir diğer eylemle Seramik Endüstrisi Hammadde

87 Sayı 09 (2013/1)


Sektörel

Stratejik Planı oluşturulacaktır. Bu plan, hammadde avantajımızı sürdürülebilir hale getirmemiz için büyük önem taşımaktadır. Yine hammadde havzalarının korunması ve başta kil olmak üzere hammadde araştırmalarının yaygınlaştırılması için çalışmalar yapılacaktır. Bu çalışma, Şile Kil madenleri dışında alternatif bir hammadde merkezi oluşturma ihtiyacını karşımıza koyuyor. Çünkü Şile’deki kil madenlerinin bir süresi var. Süre bittiğinde sektör sıkıntıya girmemeli. Sektörün stratejik hedeflerine ulaşabilmesi için sıkıntı yaşamaması lazım. Hem ulusal hem uluslararası düzeyde hammadde araştırmaları yapacağız.’’ İkinci hedefin, ‘’İç ve Dış Pazarda Ticaret ve Rekabet Şartlarının Korunması ve İyileştirilmesi’’ olduğunu ve bu başlığın altında 14 eylem belirlediklerini anlatan Bakan Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü:

88

‘’Piyasa gözetim ve denetim faaliyetleri etkinleştirilecektir. Özellikle Uzakdoğu’dan gelen son derece kalitesiz mutfak ve süs eşyalarının pazarımızda dolaşmasına izin vermeyeceğiz. Seramik sektöründe yerli ürün kullanımını özendirecek faaliyetler yapılacaktır. Türkiye’de aynı kalitede ve aynı standartlarda üretiliyorsa bunu kullanmayı bir görev saymalıyız. Türkiye’de üretilen ürünleri tercih konusunda bir farkındalık getirmemiz gerekiyor. Sektörün ihtiyaçları doğrultusunda, nakliye maliyetlerinin azalmasında büyük rol oynayacak demiryolu ağları yapılacaktır. Ana demiryolu ağlarına belirli bir mesafede bulunan fabrikaların bu ağlara bağlantısı sağlanacaktır. Sektöre yönelik ihtisas gümrüklerinin kurulması yönünde çalışmalar yürütülecek. Eximbank ihracat kredi Sayı 09 (2013/1)

miktarlarının artırılması ve kredi kullanımının yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalar yapılacak. Enerji yoğun bir sektör olan Seramik sektöründe enerji verimliliğini artırıcı projeler geliştirilecek ve yaygınlaştırılacak. Sektördeki firmaların Turquality Marka Destek Programına katılımı özendirilecektir.’’ Bakan Ergün, seramik sektöründe emisyon azaltıcı teknolojilerin uygulanması yönünde faaliyetler yapılacağını belirterek, ‘’Yakın gelecekte pazarlarda yer alan firmaların buna dikkat edip etmediği sorgulanacak. Siz çevreci bir üretim yapıyor musunuz? Havayı, suyu, toprağı kirletiyor musunuz?’’ diye konuştu. Ergün, strateji belgelerinin, izleme ve değerlendirme toplantılarının önemine işaret ederek, bu strateji ve eylem planının oluşturulmasında emeği geçenlere teşekkür etti. Bakan Ergün’e konuşmasının ardından, Türkiye Seramik Federasyonu Başkanı Zeynep Bodur Okyay tarafından seramik tabak hediye edildi ve sektör yemeğine geçildi.


Sektörel

Banio Yapı Market Üçüncü Şubesini Büyüttü

ANTALYA’da Konyaaltı, Lara ve Çevre Yolu üzerinde üç şubesi bulunan Banio Yapı Market, çevre yolu mağazasını 21.12.2012 Cuma günü Aspendos Bulvarı üzerine taşıdı.

belirten Onur Kaya, “Kardeşlerimle birlikte Banio markasını büyütmeye devam ediyoruz. Üçüncü büyük şubemizi yeni yerine taşımak ve kapasitesini artırmaktan dolayı mutluyuz” dedi.

Banio Yapı Market Yönetim Kurulu Başkanı Onur Kaya, kardeşleri Osman Kaya, Ahmet Kaya, Durmuş Kaya ve Abdulkadir Kaya, açılışta hazır bulundu. Davetlileri kapıda karşılayan Onur Kaya, yakınlarının tebriklerini kabul etti. İçerisinde bahçe, mobilya, ev tekstili, elektronik, beyaz eşya, mutfak, banyo malzemeleri gibi ürünlerin yer aldığı Banio’da açılış indirimleri ise dikkat çekti. Etiketin yarısına satışın yapıldığı açılış gününde izdiham yaşandı. Kasa girişlerinde uzun kuyraklar oluştu. Banio Yapı Market Aspendos Şubesi’nin Antalyalılara hayırlı olmasını temenni ettiğini

89 Sayı 09 (2013/1)


Sektörel

Baucon Yapex 2012 Fuarı Gerçekleşti 18-21 EKİM 2012 tarihleri arasında Antalya Expo Center’de 20.Uluslararası Baucon Yapex Fuarı gerçekleştirildi. Açılışa Antalya Vali Yardımcısı Recep Yüksel ,Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın yanı sıra yerel yöneticiler katıldılar. 20. yılını kutlayan Yapex Yapı Fuarları açılışı öncesi yapılan basın toplantısında sırasıyla Akdeniz Tanıtım A.Ş. Genel Müdürü Fatih Onkar, ÇEKÜL Vakfı Başkanı Prof. Metin Sözen, Tarihi Kentler Birliği Başkanı ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey ile İMSAD (İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) Yönetim Kurulu Üyesi ve Yapı Güvenliği-Deprem Komitesi Başkanı Galip Sayıl konuşma yaptı. ANTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Acar firması Asacarlar olarak, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İlhan Kurtar Delta Küvet, Yönetim Kurulu Genel Sekreteri İsmail Volkan İsmail Volkan Mimarlık ile ANTİMDER Üyelerinden Ender Kuzucu ve Burhanettin İncel ise Vescoo ile fuara katılım sağladılar.

Yaklaşık 30.000‘e kişinin ziyaret ettiği Baucon Yapex fuarında çeşitli etkinlikler de düzenlendi. 18.10.2012 tarihinde Yapex Tadilat - Restorasyon, Renovasyon ve Kültür Mirasını Koruma Fuarı çerçevesinde Dünya Miras Kentlerinin buluştuğu çok önemli bir oturuma ev sahipliği yaptı. Avrupa Tarihi Kentler Birliği Başkanı (Heritage Europe) Louis Roppe’nin oturum Başkanlığın yaptığı Dünya Mirasları Yönetimi’nde Avrupa’dan örnekler başlıklı bölüme konuşmacı olarak Valetta Belediyesi temsilcisi Gabriella Agus, Malta Valetta örneğini anlattı. Dubrovnik Belediyesi temsilcisi Prof. Dr. Zeljko Pekoviç ise Dunrovnik Hırvatistan örneklerini paylaştı. Heritage Europe Genel Sekreteri, Brian Smith; HerO Projesi kapsamında tarihi kentlerin yönetimine yönelik deneyimlerini anlattı. Dünya Miras Kenti olmaya doğru, Türkiye’den tarihi kent örnekleri başlıklı 2.nci bölümün moderatörlüğünü Çekül Yüksek Danışma Kurulu Üyesi Namık Kemal Döleneken yaptı.

90 Sayı 09 (2013/1)


Sektörel

Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Mehmet Gürkan; Dünya Miras Kenti olma sürecinde Türkiye’de alan yönetiminin önemi ve Bakanlığın bakış açısını, Alanya Müze Müdürü ve Alan Yönetimi Başkanı Seher Türkmen, Bursa Alan Yönetimi Başkanı Prof. Dr. Neslihan Dostoğlu Bergama Alan Yönetimi Bülent Türkmen; Alanya Alan Yönetimi çalışmalarını ve projelerini aktardı. 19.10.2012 tarihinde Tarihi Kentler Birliği Tarihi ve Kültürel Mirası Koruma Proje ve Uygulamalarını Özendirme Yarışması’nın 2011 yılı sonuçları belirlendi. 48 belediyenin 34 proje ve 30 uygulama ile katıldığı yarışmanın “Restorasyon, Renovasyon ve Kültür Mirasının Korunması” temalı Ödüller Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay tarafından verildi. Fuarın 3.günü olan 20.10.2012 tarihinde Belarus, İran, Irak ve Mısır gibi ülkelerden alım heyetleri fuarı ziyaret etti. Fuarın 3. günü 28 otobüs, Türkiye’nin dört bir yanından 1500’e yakın meslek gruplarını getirdi. 21 Ekim 2012 Pazar günü de ziyaretlerin ardından fuarın kapanışı yapıldı.

91 Sayı 09 (2013/1)


Sektörel

Yapı Sektörünün Geleneksel Buluşması Mart Ayında Tüyap Bursa’da Başlıyor Tüyap Bursa Fuarcılık Anonim Şirketi tarafından, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB), Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası ve Bursa Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği (BURTİMDER) desteğinde, TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi işbirliğiyle hazırlanan Bursa 25. Uluslararası Yapı ve Yaşam Fuarı ve, Bursa Şehiriçi Doğalgaz Dağıtım Ticaret ve Taahhüt A.Ş. (BURSAGAZ) desteği ile hazırlanan IHS Bursa 2013 8. Isıtma, Soğutma, Havalandırma ve Doğalgaz Teknolojileri Fuarı ile Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Marmara Belediyeler Birliği desteği ile hazırlanan Bursa Kent 2013 2. Belediye İhtiyaçları, Kent Mobilyaları Park Bahçe Düzenlemeleri ve Spor Tesisleri Fuarı eş zamanlı olarak 27 - 31 Mart 2013 tarihleri arasında Bursa Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek.

92

Sanayinin gelişmesiyle artan göçün konut ihtiyacını oluşturduğu, Marmara Bölgesi’nin sanayi ve önemli ticaret merkezlerinden Bursa’da düzenlenen fuarlar, geçtiğimiz yıl 12 ülkeden 281 firma ve firma temsilciliğinin katılımıyla hazırlanmış, yurtiçinden Afyon, Ankara, Aydın, Balıkesir, Çanakkale, Denizli, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Konya, Karaman, Kütahya, Manisa, Uşak, Yalova, Zonguldak illeri başta olmak üzere her türlü üretimin yoğun olduğu 30 önemli sanayi şehrinden, yurtdışından ise A.B.D., Almanya, Avustralya, Çin, Fransa, Güney Kore, İsrail, İtalya, KKTC, Mısır, Norveç, Polonya, Suudi Arabistan ve Yunanistan’dan olmak üzere toplam 46.916 kişi tarafından ziyaret edilmişti. İnşaat, doğalgaz ve yerel yönetimlerin ihtiyaçlarını konu Sayı 09 (2013/1)

alacak ve sektörlerdeki tüm gelişmeleri ve yenilikleri birlikte sunacak fuarlarda, bu yıl yurtiçinden ve yurtdışından 50 bin ziyaretçinin ağırlanması amaçlanıyor. Yapıdaki tüm yeniliklerin bir arada sergileneceği, yeni ürün ve hizmetlerin, makina ve donanımların tanıtılacağı Bursa Yapı ve Yaşam Fuarı, ülkemizin konusunda ikinci büyük fuarı olma özelliğini yıllardır sürdürmektedir. Fuarla birlikte, Bursa Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği (BURTİMDER) işbirliğinde organize edilen ve dernek üyelerinin katılımı ile hazırlanan “Mutfak, Banyo, Seramik, Tesisat Özel Bölümü”nde; evlerin en önemli mekanlarından mutfak ve banyolardaki son tasarımlar ziyaretçilerin beğenisine sunulacak. Özel bölümün de yer aldığı fuar 1, 3 ve 4 no’lu salonlarda bulunacak. Fuar ile birlikte bu yıl ilki düzenlenecek “Konut Projeleri Özel Bölümü”nde ise Bursa ve çevresinde son yıllarda ciddi bir talebin yaşandığı konut ihtiyacı konusunu ele alarak yapılan / yapılmakta olan en güzel konut projeleri sergilenecektir.


Sektörel

Bursa Yapı ve Yaşam Fuarı’nın düzenlenmesinde işbirliği yapılan TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi tarafından 1989 yılından beri ara verilmeden düzenlenen Uluslararası Yapı ve Yaşam Kongresi, bu yıl 25. kez “Yaşanabilir Kentler” teması ile fuar alanında düzenlenecek. Yurtiçi ve yurtdışından mimarlar, şehir plancıları, peyzaj mimarları, mühendisler, müteahhitler, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ve konu ile ilgili profesyonellerin davetli olduğu ve artık geleneksel hale gelen kongrenin ilgi alanları; erişebilir, kapsayıcı, duyarlı yerleşmeler, toplumsal ve kültürel olarak sürdürülebilir yerleşmeler, ekolojik olarak sürdürülebilir, dayanıklı, doğal afetlere karşı korunmuş yerleşmeler, yaşanabilir kamusal mekânlar, kentlerde sağlık, güvenlik, esenlik olarak belirlenmiştir.

Profesyonelleri, üreticileri ve tüketicileri yeni teknolojilerle buluşturmayı hedefleyen ve bu yıl sekizinci kez düzenlenecek olan Isıtma, Soğutma, Havalandırma ve Doğalgaz Teknolojileri Fuarı, ilgilileri sektördeki en son gelişmelerden haberdar edecektir. Yatırımları her geçen gün artan, doğalgaz kullanmaya yeni başlayan illere yakın konumu ve kolay ulaşım imkânlarıyla Bursa şehrinde düzenlenecek olması nedeniyle fuarın önemi daha da artmaktadır.

İlki geçtiğimiz yıl düzenlenen Bursa Kent Fuar’ında bu yıl da şehircilik konusundaki tüm gelişmeler ele alınacak, yerel yönetimlerin ihtiyaçlarına yönelik mal ve hizmet üreten firmaların yenilikleri topluca sunulacaktır.

93 Sayı 09 (2013/1)


Sektörel

Büke Yapı Market Yeni Mağazasını Açtı

16 Ekim 2012 Salı günü NG Kütahya Seramik’in Denizli’deki iş ortağı Büke Yapı Market’in açılışında bir araya gelen Nafi Güral, Denizli Valisi Abdülkadir Demir, Denizli Belediye Başkanı Osman Zolan, Paü Rektörü Hüseyin Bağcı, yöredeki inşaat sektörü profesyonelleri ve çok sayıda misafir görkemli bir törene şahit oldu.

Mağaza’da NG Kütahya Seramik’in “Origitile”, “Versatile”, “Nexus” ve “Brezza” koleksiyonlarından örnekler, 75x30 cm ve 85x42,5 cm gibi büyük ebatlı yer ve duvar karolarından örnekler, ayrıca 100x50 cm ve 60x 60 cm her mekana uygun sırlı porselen örnekleri göz doldurdu.

94 Sayı 09 (2013/1)


Sektörel

Sese Zow Fuarında Büyük İlgi Topladı

Mobilya yan sanayi üretimi konusunda dünyanın önde gelen isimlerden olan Türkiye, 17-20 Ocak tarihleri arasında 3 kıtadan gelen sektör liderlerini ZOW 2013 fuar organizasyonu ile İstanbul’da ağırladı. 20 ülkeden 250 katılımcının ve 19.880 ziyaretçinin katıldığı ayrıca yurtdışı iş bağlantıları yapmak ve son gelişmeleri görmek amacıyla buluştuğu ZOW Fuarı, kapılarını 17 Ocak’ta profesyonellere açtı. Sektörün ve Denizlinin önemli firmalarından olan RSD Yapı Malzemeleri San. ve Tic. Ltd. Şti. kendi bünyesinde yarattığı SESE Markası ile fuarın gözde stantlarından birini oluşturdu. Özellikle SESE’nin son üretim modellerinden olan dünyada da hızlı bir yükseliş trendi yakalayan SESE Mutfak ve Kiler Sistemleri katılımcı ve profesyonellerden tam not aldı. Fuar süresince dünyanın bir çok farklı kesiminden profesyonelleri standında ağırlayan RSD Yapı ekibi, organizasyon süresince profesyonel çalışanları ve dinamik pazarlama mantalitesi ile önemli bağlantılara imza attı. Firma yetkilileri fuar sonrası yaptıkları açıklamalarda ana hedeflerinin SESE Markası ile başta ülkemizi ve Denizli’yi benzer etkinliklerde özellikle de yurt dışındaki uluslararası organizasyonlarda gururla temsil etmek olduğunu belirttiler.

95 Sayı 09 (2013/1)


Sektörel

Yapıtaş İnşaat Malzemeleri İkinci Yılını Kutladı Denizli Yapıtaş İnşaat Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketi kuruluşunun 2. yıldönümünü Sir Wiston Tea House’da Mimar, Mühendis ve Müteahhitleri buluşturduğu kahvaltı organizasyonuyla kutladı. Denizli İnşaat Malzemesi Satıcıları Derneği (DİMSİAD) Başkanı Sedat Doğaç ve çok sayıda Mimar, Mühendis ve İnşaat Müteahhitlerinin katıldığı 2. kuruluş yıldönümü kahvaltısında şirket ortakları Murat Tuncer, Sami İçöz ve Tayfun Aydemir güzel bir ev sahipliği sergiledi. Denizli Yapıtaş’ın kahvaltısına eş ve çocukları ile katılan davetliler hem güzel bir hafta sonu geçirirken hem de birbirleri ile sohbet imkanı buldular.

96 Sayı 09 (2013/1)




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.