TİMDER Dergisi 97.Sayı

Page 1




97 Nisan-Haziran ‘18

TİMDER Yönetim Kurulu: Aydın Eşer, Bekir Zabcı, Kemal Yıldırım, Bertan Yılmaz, Ahmet Olcay İskender, Ali Canik, Bahadır Yıldırım, Deniz Kaya, Yeşim Kurt Şengün, Yıldıray A. Yılmaz, Yücel Baran Ön Kapak İçi:

Japar

Arka Kapak İçi: Sanica Arka Kapak:

Seramiksan

01

Kale

03

Teska

05

Livea - Motto Banyo

09

VitrA - Eczacıbaşı Yapı Grubu

11

E.C.A.

13

Kalay Banyo

15

Ege Seramik

17

Lucco

23

Ege Vitrifiye

Hukuk Danışmanı: Av. Fırat Barış Kavlak (firat@kavlak.av.tr)

25

Franke

27

Bien Seramik

Yayın & Tasarım Yönetmeni: Orhan Hopa (orhan@timder.org.tr)

29

Ge-Ti

33

Formina - Ece Seramik

Genel Koordinatör Yardımcısı: Yeliz Kılıçaslan (yeliz@timder.org.tr)

35

NG Kütahya Seramik

37

Yurtbay Seramik

Kurumsal İletişim Sorumlusu: Nazlı Yazıcı (nazli@timder.org.tr)

41

Güral Vit

43

Pimtaş

45

Orka Banyo

47

Dura∙tiles - Akgün Group

49

Fırat Boru

55

Blanco Öztiryakiler

57

RINO

61

Artintechs

63

NPlus Banyo

67

Seranova

Yayın Yürütme Kurulu: Aydın Eşer, Deniz Kaya, Yeşim Kurt Şengün, Begüm Kıratlılar, Nurhan Tanyeli, Orhan Hopa, Yeliz Kılıçaslan, Nazlı Yazıcı

79

Penta

83

Bien Banyo

91

Aknur Endüstri Malzemeleri

İletişim Bilgileri: Atatürk Mh. Namık Kemal Cd. Ekincioğlu Sk. No:44/1 K:1 34758 Ataşehir / İstanbul T: (0216) 580 8343 dergi@timder.org.tr www.timder.org.tr

95

Norm Bağlantı & Tesbit Elmanları

99

UNICEF

113

UNICERA

127

LÖSEV

Dergi Adı: Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği Dergisi İmtiyaz Sahibi ve Adresi: Aydın Eşer (baskan@timder.org.tr) Demirciler Sit. 1.Cd. No:21 34780 Zeytinburnu / İstanbul

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Künye

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ve Adresi: Deniz Kaya (dergi@timder.org.tr) Adem Yavuz Mh. Alemdağ Cd. No:431 Ümraniye / İstanbul

Yönetim Yeri Adresi: Atatürk Mh. Namık Kemal Cd. Ekincioğlu Sk. No:44/1 K:1 34758 Ataşehir / İstanbul Basım Yeri Adresi Telefonu: Ömür Matbaacılık A.Ş. Beysan Sanayi Sitesi Yakuplu Mh. Birlik Cd. No:20/1 Beylikdüzü, 34524, İstanbul (0212) 422 76 00 Basım Tarihi: Haziran 2018

Yayın Türü: Yaygın Süreli

/timder1988 Dergimizde yayınlanan yazı ve görsellerden imza sahipleri sorumludur. Ticari reklamlar, reklam verenlerin sorumluluğundadır. Yayınlanan yazı ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz, kullanılamaz.

2



Yönetimden

06

Söyleşi

64

Duayenlerimiz

68

Aydın Eşer TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı

Dipnot

08

Deniz Kaya TİMDER Dergisi Yazı İşleri Müdürü

Ekonominin Nabzı

10

Mehmet Uğur Civelek Ekonomist, Yazar

TİMDER’den

12

Haberler

24 72

O. Suha Seciloğlu Sesa Yapı Malzemeleri Şirket Ortağı

Geçerken Uğradık 76

Geçerken Uğradık 80

Geçerken Uğradık 84

Ayhan Aslan Ayas İnşaat Malzemeleri Genel Müdürü

Selim Sırrı Erdoğan Erem Group Genel Müdürü

Mehmet Ali Çakmak Çakmak Yapı Malzemeleri Yönetim Kurulu Başkan Yard.

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

İçindekiler

İçimizden Biri

Özgen Özkan Franke Bölge Direktörü

Cemal Kır & Bülent Kır Engin Yapı Y.K. Bşk. & Y.K. Bşk. Yrd.

Geçerken Uğradık 88

Üretici

Hür Ağbaba Ağbaba İnşaat Genel Müdürü

4

92

Uğur Fatinoğlu SANICA Yönetim Kurulu Üyesi

UNICERA

100

Ürünler

124

Çalışan Mutluluğu

118

Dr. Öğr. Ü. Gülbeniz Akduman Akademisyen, Eğitmen, Yazar

Üretici

94

Hayati Ulukaya RINO Seramik Grup Başkanı

Hukuken

114

Av. Fırat Barış Kavlak TİMDER Hukuk Danışmanı

Pazarlama Canavarı

Üretici

96

Recep Kınay NPlus Banyo Genel Müdür Yardımcısı

Etkin Yönetim

117

Dr. Atakan Genç Stratejitek Kurumsal Danışmanlık Hizm.

121

Dr. Öğr. Ü. Zeki Yüksekbilgili Pazarlama Danışmanı ve Eğitmen

Bayi Vizyonu

122

Çetin Cinemre SERVİS Eğitim & Danışmanlık Eğitim Uzmanı



Aydın Eşer

TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı baskan@timder.org.tr

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Yönetimden

Dünden Bugüne, TİMDER’de 30 Yıl...

6

1988 yılında kurulan derneğimizin bugün 30. yılını kutluyor olmanın sevincini yaşıyoruz. TİMDER olarak geride bıraktığımız 30 yıllık süreçte Sivil Toplum Örgütü kimliği altında pek çok başarılı, topluma ve sektörümüze faydalı işlere imza attık. TİMDER’in 1988 yılından bugüne kadarki faaliyetlerine baktığımda derneğimizin birçok değerli organizasyon gerçekleştirdiğini görüyorum. 30 yıllık süre içerisinde başarıyla devam ettirdiğimiz organizasyon ve etkinliklere kısaca değinmek istiyorum;

kurduk. Çünkü kuruluşumuzdan bu yana mesleki bir sivil toplum örgütü olarak üzerimize düşenin sektörümüzün gelişimi için her türlü eğitim faaliyetine olanak sağlamak olduğuna inanıyoruz. Bu görüş çerçevesinde de sektörümüzün gelişimi için 2004 yılında bir adım attık. 14 yıldır kesintisiz süren 183 eğitime 9.083 sektör çalışanı katıldı. Bu süre zarfında 27.249 adam x saat eğitim verildi.

TİMDER Dergisi Derneğimizin öncelikli misyonu olan üyeler arasındaki iletişimi güçlendirmek ve önemli gelişmeler sağlamak adına attığımız ilk adım 1992 yılında çıkarmaya başladığımız TİMDER Dergisi oldu.

TİMDER Akademi 2018 Eğitim Döneminde de alanında uzman kişiler tarafından “Pazarlama ve Satış Okulu” ile “Yönetim ve Kişisel Gelişim Okulu” olmak üzere iki ana konseptte hazırlan eğitimlerle, sektörde her kademedeki çalışanların kendilerini geliştirmesini ve bilgi düzeylerini arttırmasını amaç edinmeye devam ediyoruz.

Dergimiz yayın hayatına başladığı yıldan bugüne dek bugüne kadar aldığı yol itibariyle bugün inşaat ve yapı malzemeleri sektörünün bildiği, takip ettiği sektörel dergilerle yarışır konuma geldi. Böylece sektörü oluşturan üretici veya satıcı konumundaki firmaların en üst düzey yöneticilerinden en alt düzeyinde çalışanlarına kadar her kişi için sektörel bir iletişim aracı olma görevini üstlendi.

Taner Oğuz - TİMDER Geleneksel Halı Saha Futbol Turnuvası Sektörümüzün birlik ve beraberliğini önemsiyoruz, sektör paydaşlarının kaynaşması için sosyal bir faaliyetin gerekliliğini gördük. Bu kapsamda ülkemizde en sevilen sporlardan biri olan futbolu, bir dernek aktivitesi haline dönüştürerek sosyal faaliyetlerimizin ilk sırasına taşıdık.

TİMDER Akademi Dergimizin yayın hayatına başlamasının ardında sektörümüzün en önemli ihtiyacı olan eğitim için kolları sıvayarak TİMDER Akademi’yi

30 yıldır gelişen turnuvamız sektörümüzün kıymetli ve merhum kişisi Taner Oğuz adına her yıl tüm sektörün aileleri ile bir araya geldiği keyifli bir pazar aktivitesi haline geldi.

TİMDER Sektör Toplantıları 30. yılımızı kutladığımız sektörümüzde çatımız altında bulunan üyelerimizin sorun ve taleplerine de kayıtsız kalmıyoruz. Bu görüş çerçevesinde çeşitli dönemlerde sektörün önde gelen paydaşları ile bir araya gelerek Sektör Toplantıları gerçekleştiriyoruz. Bu toplantılarda sektörümüzde yaşanmakta olan yoğun rekabet ve onun beraberinde gelen kârsızlık, finansal risklerin artması gibi çeşitli sorunların tespit ve çözüm alternatiflerinin görüşülmesini sağlıyoruz. UNICERA Sektörün gelişimine önemli ölçüde katkı sağladığını düşündüğümüz bir diğer etkinliğimiz ise UNICERA Seramik, Banyo ve Mutfak Fuarı. Fuarımız bugün ciddi bir gelişim göstererek Avrupa’nın ikinci büyük fuarı haline geldi. Her yıl aldığı yerli ve yabancı ziyaretçilerle sektörümüzün ilerleyişini yakından takip etme imklanı sunan UNICERA ve üretici firmaların katkılarıyla sektörümüz dünya pazarındaki konumunu her yıl biraz daha güçlendirdi. 30 yıldır yoluna hiç ara vermeden devam eden, her zaman sektörün ve paydaşlarının faydası için çalışan TİMDER’in daha uzun yıllar yoluna güçlenerek devam edeceğine inancımız tamdır. Bu değerli organizasyon ve etkinlerin yapımında, süreklilik kazanmasında ve sonuçlanmasında emeği geçen kişi ve kurulumlarımıza TİMDER ailesi olarak sonsuz teşekkür ederiz.


İnsanların yaşamına, çabalarına egemen olan güç; yaratma, yeni bir şey bulma yeteneğidir.


Deniz Kaya

TİMDER Dergisi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü deniz.kaya@kombiklimashop.com

Risk & Kârsızlık

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Dipnot

Ticaretimizdeki en önemli gündem olan “Risk ve Kârsızlık” ile ilgili sorunlar ve çözüm önerilerini sizlerle paylaşmak istiyorum.

8

RİSK İLE İLGİLİ SORUNLAR: Bayilerin Üstlendiği Riskler: Açık hesap mal satışı. Teminat almadan vadeli satış yapılması. Sektörün kredi ve destekleme fonu gibi çalışılması; Müteahhitlerin büyük çoğunluğunun, bayileri finansör olarak kullanması. Alt bayilerin büyük çoğunluğunun sermaye sıkıntısı yaşaması ve toptancıların sermayesi ile ayakta durmaya çalışması. Üreticilerin üstlenmediği riskli satışları üstlenmesi; Toplu işlerde, riskli satışların bayilere yönlendirilmesi. Teminat gücü olmayanlara satış yapmak zorunda kalınması. KÂRSIZLIK İLE İLGİLİ SORUNLAR: Üretici Kaynaklı Kârsızlık Sorunları: Üreticilerin büyük çoğunluğunun; Sürekli yeni bayilikler vermeye çalışması. BTM (Banka Teminat Mektubu), DBS (bankaların, üreticiler ile bayileri arasındaki ödemeye garantör olduğu Doğrudan Borçlandırma Sistemi) verebilen herkesle direkt çalışmaya başlaması. Bayilik vermekte zorlanan bazı üreticilerin ise teminat almadan bayilik vermesi, kredi kartı ile tahsil etmek üzere satış yapması. Yeni verilen bayiliklerin, daralan pazarlarda kârı düşürmesi. Teminatın üzerinde mal çıkarak, sermayesiz & düşük kâr marjı ile satış yapanların önünü açması, haliyle kârlılıkların düşmesi, riskli satışların artması. En iyi fiyatı nakite sunarak, sermayesiz & düşük kâr marjı ile satış yapanların önünü açması, haliyle kârlılıkların düşmesi.

Prim düşerek satışlar yapması. Bayi fiyatının altında toplu işe fiyat vermesi, ya direkt satış yapması ya da bayiye %2-3 ile riski üstlenip satış yapmasını beklemesi. Bayi Kaynaklı Kârsızlık Sorunları: Bayilerin büyük çoğunluğunun; Aldığı primi kendine bırakmaması. Özellikle toptancıların, DBS priminden yıl sonu primine kadar hepsini fiyata yansıtması, inanılmaz bir rekabet içerisine girmesi ve sene sonunda kârlılığı yakalayamaması. Satış ve stok finans yükü taşıması, satınalma vadeleri ile satış/tahsilat vadelerini karşılayamaması. Mekanikçilerin %10 genel gideri olmasına karşın %7-%8 ile iş yapmak zorunda kalması. Piyasaya spot mal çıktığı zaman dengelerin bozulması. İnternette bayi alışın altında yapılan satışların, bayilik sistemini bozması. ÇÖZÜM ÖNERİLERİ: Üreticiler tarafından yapılmasının uygun olacağı çalışmalar: Bayi kanalı ile satılan ürünlerin, bayi haricinde kimseye satılmaması Önüne gelene bayilik verilmemesi: Bayi sayısının; şehir, şehir içi bölgesel ve semt dağılımları planlanarak oluşturulması, aynı bölgede ihtiyaçtan fazla mağazaya izin verilmemesi, Her DBS/BTM getirene bayilik verilmemesi, DBS/BTM’si olmayana bayilik verilmemesi, Kredi Kartı ile tahsilat yapmak üzere bayilik verilmemesi, Satış kotasının, bayinin gücüne ve bölgesinin kapasitesine göre belirlenmesi, Açık hesap satış yapılmaması, DBS ve BTM limitleri dışında satış yapılmaması, Primsiz satış yapılmaması, İnternet ve piyasada oluşan spot fiyatların kontrol altına alınması, malın

iade alınması, hatta bayilik iptali gibi yaptırımlar uygulanması, Stok için ilave vade ya da prim verilmesi, Aval olmayan çek kabul edilmemesi. Malı alan firmanın patronu çekin ön yüzüne “aval içindir” yazacak ve imza (müteselsil kefil olarak) atacak Fiyatlandırma yaparken; Nakit fiyatına, DBS’ye en az 90 gün verilmesi, Kredi kartına kabul edilebilir ilave komisyon alınması, Toptancılara ilave indirim yapılması, Toplu işlere, bayi alışın altında fiyat verilmemesinin daha uygun olacağı. Bayiler tarafından yapılmasının uygun olacağı çalışmalar: Toplu malzeme satılan müşteriden Banka Teminat Mektubu alınması, Kefalet sözleşmesi istenmesi, Açık hesap satış yapılmaması, Alt Bayi için risk alırken %100 değil, %10-15 bazında vb. düşük risk alınması, Kredi kartı ile tahsilat yaparak riski sıfırlamaya çalışılması. Vadeli Satışlarda; Findex araştırması yapılması, Çeke Aval alınması: Malı alan firmanın patronu çekin ön yüzüne “aval içindir” yazacak ve imza (müteselsil kefil olarak) atacak Kefalet sözleşmesi imzalatılması, Büyük projelerde üretici, satıcı ve müteahhit üçlü sözleşme imzalanması, Mal tesliminden önce çekin alınması, Düzenli vadeli satış yapılan firmalar için Coface, Euler Hermes, Atradius vb. şirketler ile Alacak Sigortası yapılması, Satış yaparken, stok maliyetinin değil, yerine koyulacak fiyatın baz alınmasının daha uygun olacağı. Ticaretimize faydalı olması dileği ile...


VitrA Sento. Burada herkese ve her Ĺ&#x;eye yer var.


Mehmet Uğur Civelek Ekonomist, Yazar ucivelek@hotmail.com

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Ekonominin Nabzı

“Küresel koşullardaki değişime hazırlıksız ve tedbirsiz yakalanmanın maliyeti, olumlu düşünmeyi zorlaştırdı!” 2018 yılının ilk çeyrek dönemi ile Nisan ayının ilk yarısında yaşanan gelişmeler, yakın gelecek ve orta vade açısından iyi şeyler söylemiyor. Belirsizlik ve kırılganlık yönündeki algılar güçlenirken, beklentilerin olumsuzlaştığı ve güvensizliğin daha belirleyici hale geldiği gözleniyor. Ocak ayının sonunda iyimser senaryoların etkisinin tükenmesi ile birlikte uzun süredir tozlu raflarda bekletilen ağırlaşmış sorunların gündem olmaya başlaması, gerginliklerin tırmanışa geçmesine neden oluyor. Küresel, bölgesel ve ulusal ekonomik eğilimler bu durumdan fazlası ile etkileniyor! Dolar faizlerine ilişkin endişelerin güçlenmesi ve iyimser senaryoların umulan risk alma iştahını yaratamaması nedeniyle, Ocak ayı sonunda sert finansal sarsıntılara tanık olduk. Devamında ise küresel kutuplaşmanın tarafları arasındaki gerginliğin kademeli olarak yükseltilişini gözledik. ABD liderliğindeki Batı saldırgan bir tavırla, Rusya ve Çin’in sabırlarını zorlayarak geri adım attırmaya ve güç kaybını telafi etmeye çalıştı; eşdeğer misillemeler ise gerginliklerin tırmanmasına sebep oldu ve eğilimlerin kontrolden çıkması olasılığını artırmaya başladı. Küresel ölçekteki ekonomik ve finansal beklentilerdeki olumsuzlaşmanın telafi edilebilmesi olasılığı önemli ölçüde azaldı. Jeopolitik gerginlikler çok uzun süredir görülmemiş düzeylere tırmandı; Orta Doğu coğrafyasına ilişkin maceracı ve hukuksuz girişimler, hiçbir şeyin eskisi gibi

10

olamayacağı endişesini güçlendirdi. Sorunların ağırlaşması pahasına günün kurtarılması anlayışının terse dönmesi, geleceğe yönelik güç mücadelesi ve uzlaşılamayacağı bilinen sorunların çözümü adına günün kurtarılmasından uzaklaşılması olasılığı akıl tutulmasını derinleştirdi. Gerginliği tırmandırmayalım diyenlerin tam aksi yöndeki söylemleri kimseyi rahatlatamadı. Bu gelişmeler, aşırı iyimser senaryolara bağımlı olan Türkiye Ekonomisinde, öncü sarsıntıların ve farklı arayışların sebebi oldu. Korkular ve zaaflar arasında sıkışan ülkemizdeki Siyasi İrade, yukarıda özetlemeye çalıştığımız olumsuzlukları dengeleyecek bir strateji üretemedi ve yalpalamayı sürdürdü; öncelikler konusundaki kararsızlıklarını aşamadı ve beklentilerin daha fazla olumsuzlaşmasına katkı yapma gafletinden kurtulamadı. İyi niyet yeterli olamadı! Farklılaşan küresel koşullar, ekonomik ve siyasi hesapları destekleyen çizgide olamayınca ve tepkisel tavırlar işe yaramayınca, eğilimleri yönlendirebilme şansı azaldı. Türkiye Ekonomisine ilişkin makroekonomik görünüm algısı, son üç buçuk ay genelinde istikrarlı bir şekilde olumsuzlaştı. Maliyet kökenli enflasyon baskısı gücünü korumaya devam etti ve yılsonu hedefinin yakalanamayacağı beklentisi iyice yaygınlaştı. Artmaya devam eden kaynak sıkıntısı nedeniyle, 2017 yılındaki hormonlu büyümenin sürdürülemeyeceği ve durgunlaşma eğiliminin daha belirle-

yici olacağı algısı güçlendi. İşsizlik ise yapay zorlamalar sayesinde ilk kez mevsimlik dalgalanma sergilemedi ve % 11 düzeyinin biraz altında dalgalanmaya devam etti. Seçim kazanmaya yönelik uygulamalar ile küresel koşullar arasındaki büyüyen uyumsuzluk ile ağırlaşmış sorunlar, paranın devir hızının istikrarsızlaşmasında ve finansal piyasa dalgalanmalarında etkili oldu. Maliye politikası konusunda gevşeklik sınırları zorlanırken para politikasındaki etkinlik kaybı devam etti. Finansal kaynak yaratma zorlamaları, sorunun büyümesini önleyemedi. Kaynak sıkıntısı nedeniyle kredi hacmindeki artış hızı yavaşladı; döviz kuru ve faizlerin yükselmesi ile menkul ve gayrı menkul fiyatları üzerindeki olumsuz baskıların artması nedenleriyle bilançolar kısmen yıprandı. Borçluluk konusunda aşırılık sınırlarını zorlamış sektörlerdeki sıkıntı daha ciddi hale geldi; büyük grupların bile borç yapılandırması için bankalarla görüşmeye başladığı gözlendi. İnşaat sektörü de, bu yazıda aktarmaya çalıştığımız gelişmelerden fazlası ile etkilendi. Bir yandan maliyetlerdeki artış baskısı ve diğer yandan nakit akışlarını bozan satış yetersizliği, mevcut sorunları kısmen taşınamaz hale getirdi. Ülkemizi yönetenlerin çok istemelerine rağmen, şimdilik ihtiyaç duyulan desteği verebilecek bir çözüm üretilemedi. Küresel koşullardaki değişime hazırlıksız ve tedbirsiz yakalanmanın maliyeti, olumlu düşünmeyi zorlaştırdı!



TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

TİMDER’den

TİMDER Akademi 2017-2018 Dönemi Eğitimleri Tamamlandı

12

TİMDER’in eğitim misyonu ile sektörün gelişimi için 14 yıldır düzenli olarak gerçekleştirdiği TİMDER Akademi eğitim seminerleri’nin 2017 - 2018 dönemi 22 Mart Perşembe günü Öğr. Grv. Dr. Gülbeniz Akduman’ın “Etkili İletişim ile Fark Yaratmak ve İletişim Ustalığı” eğitimiyle sona erdi. 17 Ekim Salı günü Öğr. Grv. Hakan Ömer Gider’in “Tüm Zamanların İşi! Doğrudan Satış-Müşteri ile Aramızdaki Sınırları Kaldırmak” eğitimi ile başlayan Pazarlama ve Satış Okulu kapsamında ayrıca; “Finansal Okur Yazarlık, Pazarlama Çağında Perakendenin Yıldızı Olmak, İkna Gücünü Zirveye Çıkarın, Satış ve Pazarlama’da Problem Çözme, Analitik Düşünme, Hızlı ve Doğru Karar Alma, Pazarlama ve Satışta İnovasyon ve Yenilikçilik” eğitimleri verildi. 2017 - 2018 eğitim dönemi içerisinde Kişisel Gelişim Okulu kapsamında ise, “İnovasyon ve Sürekliliği İşte Etkin Kullanma Yöntemleri, Dijital Dünyayı İşimizde Ne Kadar Etkin Kullanıyoruz?, Vizyoner Liderlik ve Çağdaş Yönetici olmak, Sonuç Odaklı Yaşam ve Zaman Yönetimi, İş Hayatında Başarının Anahtarı: Çalışan Motivasyonu, Katılımcı Yönetim ve Etkin Geri Bildirim, Yeni Ekonomi ve İnsan Kaynakları Yönetimi, Etkili İletişim ile Fark Yaratmak ve İletişim Ustalığı” eğitimleri gerçekleştirildi. Eğitim dönemi, Pazarlama ve Satış Okulu ve Kişisel Gelişim Okulu sınavları ile sona erdi. Sınavların sonucunda dereceye giren katılımcılara TİMDER Özel Ödülleri ve başarı sertifikaları 22 Mayıs’ta gerçekleştirilen TİMDER Akademi Ödül Töreninde takdim edildi.


Safran Serisi

Ekşioğlu Mh. Mevlana Cd. 70.Sk No:20 Alemdağ, Ümraniye – İstanbul T: +90 (216) 430 88 93 – 94 F: +90 (216) 430 88 95 kalay@kalay.com.tr

www.kalay.com.tr


TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

TİMDER’den

TİMDER Islak Mekan Sektör Toplantısı Gerçekleşti

14

İnşaat malzemeleri sektörümüzde yaşanmakta olan yoğun rekabet ve beraberinde gelen sorunların tespit ve çözüm alternatiflerinin görüşülmesi amacıyla 1 Mart Perşembe günü WOW İstanbul Hotels & Convention Center Yeşilköy’de TİMDER Sektör Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya ıslak zemin, seramik, armatür ve vitrifye ürün gurubu satıcıları katıldı. TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Eşer’in açılış konuşmasıyla başlayan toplantıda, katılımcılara sektörde yaşadıkları sorunlar ve beraberinde çözüm

önerileri soruldu. Bu çerçevede risk ve karsızlık, barter ticareti, tabela vergileri, bölgesel alt yapı sorunları, çek, senet ve teminat ile alışveriş yapma, bölgesel iskonto oranları, yapı marketler, outlet mağazaları toplantıda bahsi geçen

önemli konu başlıkları arasında yer aldı. Birlik ve beraberliğe vurgunun yapıldığı toplantıda ayrıca, bundan sonraki sektör toplantısında iklimlendirme, boru ve bağlantı elemanları ürün gurubu satıcıları ile de bir araya gelineceği belirtildi.



TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

TİMDER’den

TİMDER İklimlendirme Sektör Toplantısı Gerçekleşti

16

İnşaat malzemeleri sektörümüzde yaşanmakta olan yoğun rekabet ve beraberinde gelen sorunların tespit ve çözüm alternatiflerinin görüşülmesi amacıyla 04 Nisan 2018 Çarşamba günü Dedeman Otel / Gayrettepe’de TİMDER Sektör Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya iklimlendirme, boru, bağlantı elemanları ürün satıcıları katıldı.

TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Eşer’in açılış konuşmasıyla başlayan toplantıda, katılımcılara sektörde yaşadıkları sorunlar ve beraberinde çözüm önerileri soruldu. Bu çerçevede risk ve karsızlık, DBS ve teminat, satış kotası baskısı, yapı marketleri outlet mağazaları, toplantıda bahsi geçen önemli konu başlıkları arasında yer aldı.

Birlik ve beraberliğe vurgunun yapıldığı toplantıda üreticiler ile bir araya gelineceği ve üreticiler ile birlikte neler yapılabileceğine dair fikir alışverişinde bulunulacağı belirtildi. Toplantı TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Eşer’in katılımcılara teşekkürleriyle sona erdi.


Take a step into a colorful era in interior design.

Renaissance means “rebirth”. Beyond the known lines, an extraordinary new sense. Following hundreds of trials, design and production phase, the name of finding one “perfection” and transforming it into a trend. Discover colorful and striking characteristics of Loop. MEKAN TASARIMINDA RENKLİ BİR ÇAĞA ADIM ATIN Rönesans ”yeniden doğuş” anlamına gelir. Bilinen çizgilerin ötesinde, olağanüstü yeni bir anlayış. Yüzlerce deneme, tasarım, üretim aşamasından sonra bir tane “mükemmeli” ortaya çıkarmanın ve onu bir akıma dönüştürmenin adı. Loop serisinin renkli ve çarpıcı özelliklerini keşfedin.

WALL HUNG MONOBLOCK WASHBASIN


TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

TİMDER’den

Geleneksel TİMDER İftarı ve TİMDER Akademi 2017 - 2018 Ödül Töreni Gerçekleşti

Geleneksel TİMDER İftarı ve TİMDER Akademi 2017 - 2018 Ödül Töreni 22 Mayıs 2018’de Grand Cevahir Hotel ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşti. Yoğun bir katılım ile gerçekleşen gece,

TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Eşer’in hoş geldiniz konuşması ile başladı. TİMDER faaliyetlerinden ve yeniliklerinden kısaca bahseden Eşer, derneğin 30. Yılını kutlayarak Geçmiş Dönem Yönetim Kurulu Başkanlarına teşekkür

plaketlerini takdim etti. TİMDER Geçmiş Dönem Yönetim Kurulu Başkanları adına söz alan Ferhan Özkalp ise, derneğe katkı sağlayan ve geceye katılımları ile destek veren herkese teşekkürlerini iletti.

Aydın Eşer, Ferhan Özkalp, Turan Tuncel, Bekir Zabcı, E. Necmi Anadal, Can Şakarer, Kemal Çelik, Kemal Yıldırım, Serdar Dönmez, Y. Ali Tung

18


TİMDER’den

TİMDER 1991-1993 Dönemi Yönetim Kurulu Başkanı Ferhan Özkalp

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Eşer

19


TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

TİMDER’den

TİMDER Yönetim Kurulu Üyeleri, TİMDER Akademi’nin oluşumunda, bugünlere gelmesinde teşvik ve desteklerini esirgemeyen, eğitime gönül veren sponsorlara teşekkür plaketlerini takdim etti.

20


TİMDER Akademi 2017-2018 döneminde devamlılık sağlayarak başarılı olan öğrencilere başarı sertifikaları ve TİMDER Özel Ödülü verildi. Kişisel ve Yönetsel Gelişim Okulu birincisi Mehmet Okan Çalışkan ve Pazarlama ve Satış Okulu birincisi Rıza Çakıl’a başarı sertifikaları TİMDER Eğitim Komitesi Başkanı Yeşim Kurt Şengün tarafından takdim edildi. Başarı sertifikası almaya hak kazanan katılımcıların sertifikalarını ise TİMDER Eğitim Komitesi Üyesi Kemal Yıldırım takdim etti.

TİMDER’den

Rıza Çakıl, Yeşim Kurt Şengün ve Mehmet Okan Çalışkan

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Gecenin ilerleyen saatlerinde TİMDER Akademi eğitmenlerinden Dr. Öğr. Üyesi Gülbeniz Akduman kısa bir sunum ile yeni eğitim döneminin ders içerikleri ile ilgili bilgi verdi.

2017-2018

Katkılarıyla gerçekleşmiştir. 21


TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

TİMDER’den

TİMDER Yönetim Kurulu İstanbul Ticaret Odası’nı Ziyaret Etti

Mustafa Zeytin, Kemal Yıldırım, Şekib Avdagiç, Aydın Eşer, Yıldıray Yılmaz ve Nurhan Tanyeli

TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Eşer, Yönetim Kurulu Üyeleri Kemal Yıldırım, Yıldıray Yılmaz, Genel Koordinatör Nurhan Tanyeli, Genel Koordinatör Yardımcısı Yeliz Kılıçaslan, İTO 48. İnşaat Malzemeleri Komitesi Başkanı ve aynı zamanda TİMDER Üyesi Mustafa Zeytin’in katılımıyla, İstanbul Ticaret Odası Yeni Başkanı Şekip Avdagiç’i ziyaret etti. Şekip Avdagiç’e, yeni görevini tebrik ziyareti için geldiklerini belirten TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Eşer, TİMDER ve faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Toplantıda İTO ve TİMDER’in ortak çalışma alanları görüşüldü, TİMDER’in gerçekleştirdiği sektör toplantılarında tespit edilen konular İTO Başkanı Şekip Avdagiç’e aktarıldı. Sektör değerlendirilmesinin yapıldığı toplantıda ayrıca rekabet, risk, kâr marjları, çek ve teminat gibi sorunlar masaya yatırıldı. İTO Başkanı Şekip Avdagiç TİMDER ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, teşekkür etti. Toplantı

22

sonunda TİMDER Yönetim Kurulu misafirperverlikleri için Şekip Avdagiç’e teşekkür ederek, küçük yaşlarda geçirdiği kaza sonucunda kollarını kaybeden ve resim çalışmalarına ayaklarıyla hayat

veren Semra Çelik’in yağlı boya tablosunu takdim etti. İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekip Avdagiç’in de günün anısına hediyesini takdim etmesinin ardından hatıra fotoğrafı çekildi.



TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Haberler

Dura-Tiles Konsept Mağazalarına Denizli’de Bir Yenisini Daha Ekledi

Dura-tiles, uzun yıllar deneyimi olan Karpa Karşıyaka Pazarlama ile 24 Şubat 2018 tarihinde Denizli’de 2 katlı konsept bir mağaza açtı. 800 m2 showroom ve 6000 m2 kapalı depolama alanın ile hizmet veren mağaza şehir merkezinde yer alıyor. Mağaza açılışını Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Denizli Valisi, Büyükşehir Belediye Başkanı ve protokol üyeleri ile Akgün Group Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Akgün birlikte yapıldı. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci yaptığı konuşma ile Akgün Group Şirketlerinin Dura-tiles markası ile 3. havalimanı inşaatına verdiği seramik ve granit malzemeler ile yerli malı kullanımı sağlandığını ve bunun dünyanın diğer ülkelerindeki havalimanlarında da yaygın kullanılmasını istediğini belirtti. Akgün Group Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Akgün yaptığı konuşmada Karpa Karşıyaka Pazarlama Şirketi ile Denizli de birlikte mağaza açarak markalarımızın tüketicilerle buluşacağı için çok memnun olduğunu belirtti. Konsept mağazada Dura-tiles’ın tasarımları ve ürünleri ile oluşturulmuş bir çok canlı mekan ve yaşam alanları mevcut. Yaşam alanlarına, bahçelere, dış mekan ve iç mekan ile banyolara farklı çözümler sunan, tasarım ve kullanım özelliği olan ürünlerin sergilendiği mağazada Dura-tiles markalı 20 mm kalınlığında ürünler, 33x100 ve 60x120 gibi büyük ebatların olduğu zengin ürün gamını bulmak mümkün.

24

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci

Dura-tiles Akgün Group Türkiye Satış ve Pazarlama Genel Müdürü Bülent Soysaldı basına yaptığı açıklama ile “Kasım ayında başladığı yeni görevinde, hedeflerinin yeni yapılanma süreci ile tüketicilerin ve profesyonellerin ürünlerimiz ile buluşacağı ve hizmet alacağı bu tür konsept mağazaların sayısını arttırarak yenilikçi yüzümüzü daha net göstereceğiz. Denizli’de Karpa Karşıyaka Pazarlama bayimiz ile yaşam alanlarının birebir sunulduğu mekanlarda yenilikçi, kalite ve farklı tasarımların sunulduğu ve tüketicilerle buluşturduğumuz konsept mağazamızı açmış bulunuyoruz.” dedi.

Akgün Group Y.K. Başkanı Erhan Akgün

Akgün Group Türkiye Satış ve Pazarlama Genel Müdürü Bülent Soysaldı



TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Haberler

TİMFED Yönetim Kurulu Toplantısı İstanbul’da Gerçekleşti

26

İnşaat Malzemecilerinin üst birliği olan Tesisat İnşaat Malzemecileri Federasyonu (TİMFED) Yönetim Kurulu Toplantısı 2 Mart Cuma günü İstanbul’da gerçekleştirildi. 27 Şubat - 3 Mart tarihleri arasında, TİMDER işbirliğinde gerçekleştirilen UNICERA Seramik Banyo Mutfak Fuarı sürecinde yapılan ve TİMFED üye derneklerinden TİMDER, TİMKODER, DİMSİAD, BURTİMDER, ANTİMDER ve KONTİMDER’in katılım sağladığı toplantı, TİMFED Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Eşer’in açılış konuşmasıyla başladı. Toplantıda öncelikle Bursa’da gerçekleşen son Yönetim Kurulu Toplantısı notları gözden geçirildi. Sonrasında üye derneklerin, son dönem faaliyetleri hakkında bilgi vermelerini takiben bölgesel fuar organizasyonları, bölgelerde gerçekleştirilen eğitimlerin değerlendirilmesi ve yapılan eğitimlerin içerikleri hakkında görüşüldü. Toplantının ardından heyet birlikte öğle yemeği yedikten sonra UNICERA Seramik Banyo Mutfak Fuarı’nı gezerek güne devam etti.



Ürün ve tasarım kalitesi açısından dünya çapında mükemmelliğin sembolü olarak kabul edilen iF’ten VitrA’ya 8 yeni ödül geldi. Modası hiç geçmeyecek yaşam alanları yaratan doğal taş görünümlü seramik serisi Stix, iF’in altın ödülünü almaya hak kazandı. VitrA Tasarım Ekibi’nin imzasını taşıyan banyo serisi Sento, armatür serisi Suit, oturma alanlı duş teknesi Seat ile Frame yarı monoblok lavabo ödüle layık görüldü. VitrA’nın karo serilerinden Black Swan ve Techslate de iF’ten ödülle döndü. Markanın, sürdürülebilirliğe vurgu yapmak üzere konteynerler kullanılarak tasarlanan UNICERA Fuarı standı da ödül aldı. VitrA, Ocak ayında da dünyanın en eski ve en saygın tasarım yarışmalarından Good Design kapsamında 11 ödülün sahibi olmuştu.

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Haberler

VitrA’ya Ödül Yağmuru

1953’ten bu yana düzenlenen iF Design Award’a bu yıl 54 ülkeden 6.400’ün üzerinde başvuru yapıldı. Ürünler; tasarım, endüstri ve mimari alanlarında uzman 63 kişilik uluslararası jüri tarafından, yenilikçilik, fonksiyonellik, estetik ve çevre sorumluluğu gibi kriterlerle değerlendirildi. Bugüne kadar 22 iF ödülü almaya hak kazanan VitrA’nın ürünleri ayrıca; EDIDA, Design Innovation, Design Plus, Iconic Awards, Interior Innovation, iF, Plus X, Red Dot, Wallpaper gibi dünyaca ünlü tasarım ve inovasyon ödüllerine sahip. 28



TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Haberler

Denizli 1. Emlak ve Yapı Endüstri Fuarı Büyük İlgi Gördü

30

Denizli Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Kültür Merkezi Fuar Alanı’nda düzenlenen Denizli 1. Emlak ve Yapı Endüstri Fuarı açılış törenine, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Merkezefendi Belediye Başkanı Muhammed Subaşıoğlu, Denizli Ticaret Odası Başkanı Uğur Erdoğan, Denizli Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci, TİMFED (Tesisat İnşaat Malzemecileri Federasyonu) Başkanı Aydın Eşer, DİMSİAD (Denizli İnşaat Malzemeleri Satıcıları İşadamları Derneği) Başkanı Murat Tuncer, ANTİMDER (Antalya Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği) Başkanı Osman Güngör ve Yönetim Kurulu Üyeleri, KONTİMDER (Konya Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği) Başkanı Osman Başaran ve Yönetim Kurulu Üyeleri, fuar katılımcı firma temsilcileri ve ziyaretçiler katıldı. “Düşlediğiniz Ev, Eviniz İçin Düşlediğiniz Her Şey” sloganıyla kapılarını açan Denizli 1. Emlak ve Yapı Endüstri Fuarı yoğun bir katılımla kapılarını açtı. Öncelikli Hedefimiz Ulusal Bir Organizasyon Saygı duruşunda bulunulup, İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törende konuşan DİMSİAD Başkanı Murat Tuncer, “2006 yılında temellerini kentimizin önde gelen 7 işadamının

bir araya gelmesiyle atılan derneğimiz, bugün üye sayısı ve yapmış olduğu etkinliklerle Denizli’nin en önemli derneklerinden birisidir. Her gecen gün artan üye sayısıyla işadamlarımızı bir araya getiren derneğimiz faaliyetlerine İzgi Fuarcılık ile yapmış olduğu işbirliği ile DEYEF - Denizli 1. Emlak ve Yapı Endüstri Fuarı’nı eklemiştir. Kentsel bir fuar olarak başlamış olduğumuz fuarımızda öncelikli hedefimiz geleneksel daha sonra bölgesel ve ulusal bir organizasyon olmasını sağlamaktır. Buradan tüm dernek üyelerimize ve katılımcılara teşekkür eder başarılar dileriz’’ dedi.

Fuar Sürekli Hale Gelecek İzgi Fuarcılık adına DEYEF Fuarı Proje Sorumlusu Mustafa Kemal Hızarcıoğlu ise yaptığı konuşmada şunları belirtti; “Öncelikle Afrin harekâtında şehit olan tüm Mehmetçiklerimize Allah’tan rahmet, tüm gazilerimize acil şifalar dilerim’’ dedi. Hızarcıoğlu; “Yaklaşık 7 ay önce çalışmalarına başlamış olduğumuz DEYEF - Denizli 1. Emlak ve Yapı Endüstri bugün sizlerin huzurunda kapılarını açmaya hazırlanıyor. Biraz sonra salonu gezerken hepinizin göreceği gibi dünya standartlarında güzel bir fuarı tüm katılımcı firmalarımızın des-


Fuarların Sayısı Artarak Devam Edecektir Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan da, Denizli 1. Emlak ve Yapı Endüstri Fuarı’nın kapılarını açtığını belirterek, “Gerçekten Denizlimize yakışan bir fuar olmuş. Bu fuarın tertip edilmesinden dolayı tüm organizasyon ekibini tebrik ederim. Denizli Büyükşehir Belediyesi olarak bu tür organizasyonları destekliyoruz. Bugün 6 fuara sahip olan kentimizde bu tür organizasyonların sayısı artarak devam ediyor. İnşallah önümüzde ki günlerde Denizli ticarette yakaladığı başarıyı fuarcılık alanında da yakalayacaktır” dedi.

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Gittiğimiz Fuarların Çok Çok Üzerinde Denizli Ticaret Odası Başkanı Uğur Erdoğan ise, “Bundan 3 hafta kadar önce Berlin Fuarı’na gittik. Az önce de salon içerisinde kısa bir dolaşma şansı buldum. Eğer içeri girip bu stantları ve yerleşim planını görmemiş olsaydım bu fuarın Berlin Fuarı’nı geçtiğine inanmazdım. Değerli misafirler, bu fuar gittiğimiz fuarların çok çok üzerinde ve onlardan daha başarılıdır. Denizli Ticaret Odası olarak hedefimiz bu tür organizasyonlara destek vererek sayısını artırmak, Denizli’mize yakışır fuarların gelişmesini ve büyümesini sağlamaktır. Sizlerin huzurunda İzgi Fuarcılık ve DİMSİAD’a destekleri için çok teşekkürlerimizi sunarım. Bu arada Denizli Ticaret Odası Olarak açtığımız standa yeni binamızın maketini getirdik. Onun tanıtımını gerçekleştireceğiz. Tüm misafirlerimizi bekleriz’’ diyerek konuşmasını bitirdi.

Haberler

tekleriyle Denizli’ye kazandırmış bulunuyoruz. Milyonlarca afiş ve davetiyenin dağıtıldığı, yüzlerce afiş ve billboard’un asıldığı, ulusal televizyon kanallarında reklamların yayınlandığı bu fuar siz değerli Denizlilerin destekleriyle inşallah sürekli hale gelecektir. Denizli bugün konumu itibarıyla Akdeniz ve Ege Bölgelerinin kesişim noktasıdır. Ülkemizde bu kadar komşuya hiç bir il sahip değildir. Hedefimiz Denizli’yi İstanbul’dan sonra yeni yeni fuar projelerimizle Türkiye’nin 2. Büyük fuar merkezi haline getirmektir. Bu arada fuarın oluşumunda katkıları olan ve bizleri yalnız bırakmayan DİMSİAD Başkanı Murat Tuncer ve Yönetim Kurulu üyelerine, Denizli Ticaret Odası’na ve Denizli Büyükşehir Belediye Başkanımız Osman Zolan’a teşekkürlerimi sunarım’’ dedi.

Denizli’nin her gecen gün gelişen, büyüyen ve modern bir şehir haline geldiğini vurgulayan Başkan Osman Zolan, “Bu büyüme ve gelişme sizlerin taleplerini de artırıyor. Bu bir arz ve talep meselesidir. Şimdi bu fuar ev almak isteyenlere büyük bir fırsattır. Tek tek çıkıp proje proje dolaşmaktansa bütün projeleri burada, bir arada bulabilirsiniz. Buradan İzgi Fuarcılık Ltd. Şti. firmasına emekleri için teşekkür ederim” dedi. 31


TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Haberler

TİMFED Bölge Dernekleri Eğitimleriyle Sektörde Yeni Ufuklar Açıyor

32

Sektöre farklı bir pencere açan ve derneklerin profesyonel perspektiflerini geliştirmeyi amaçlayan TİMFED, 2017-2018 dönemlerinde de alanında uzman kişiler tarafından Bölge Dernekleri’ne eğitimler vermeye devam ediyor. Bu çerçevede dernekleriyle bir araya gelen TİMFED, Dr. Öğr. Üyesi Gülbeniz Akduman tarafından ‘’İş Hayatında Başarının Anahtarı: Çalışan Motivasyon” eğitimi 29 Mart 2018’de KONTİMDER, 6 Nisan 2018’de BURTİMDER ve 13 Nisan 2018’de DİMSİAD için gerçekleştirildi.

Kurumların özellikle iş hayatında başarının anahtarı nedir, çalışan motivasyonu nasıl sağlanır, yöneticiler çalışanlarının motivasyonunu nasıl sağlar, başarıda motivasyonun etkisi ne kadardır ve sürekli motive etmek mümkün müdür

konularının temel alındığı eğitimde dernek çalışanlarının deneyim ve geri bildirimlerine yer verildi. Sunumla desteklenen eğitimin diğer konu başlıkları “iş yerinde pozitiflik, verim, ekiple birlikte gelen başarı’’ şeklindeydi.



Artema’ya Japonya’dan Mükemmellik Ödülü

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Haberler

Eczacıbaşı markalarından Artema, JIPM (Japan Institute of Plant Maintenance) tarafından verilen TPM Excellence Awards (Toplam Verimlilik Yönetimi Mükemmellik Ödülleri) kapsamında özel ödüle layık görüldü. Kuruluşların güvenli ve verimli üretime sahip olması ve tüm süreçlerinde sıfır hataya ulaşması amacıyla faaliyet gösteren JIPM’nin 1964’ten bu yana verdiği ödüller kapsamında, yüze yakın kuruluş 5 farklı başarı seviyesi için değerlendirilerek ödüllendirildi. TPM modeline göre 3. seviyeyi başarıyla tamamlayan Artema, Japonya’dan aldığı mükemmellik ödülüyle, yalnız ürünleri değil, üretim süreçleriyle de standartları zorladığını kanıtladı. Japonya’nın Kyoto şehrinde düzenlenen ödül törenine, Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu Operasyondan Sorumlu Başkan Yardımcısı Oğuzhan Gürsoy’un yanı sıra, Artema Fabrika Direktörü Oktay Pehlevan, Nihan Akgör ve Halil Ergün katıldı. Artema’nın 2015 yılında da TPM ilkelerine tutarlı bir şekilde uyum sağladığı için mükemmellik ödülü aldığını

tirme sağladık. Ayrıca iş güvenliği alanında, maliyetleri rekabetçi seviyelere çeken ürün geliştirme çalışmalarında ve çalışanların iyileştirme projelerine katılımında da önemli aşamalar kaydettik. Bu başarıyı yakalamamızı sağlayan yaklaşık 400 Artema çalışanını gönülden kutluyorum” dedi.

Kalekim’e Çalışan Bağlılığı Başarı Ödülü Aon Hewitt’in 2017 yılı Aon Best Employers – Türkiye’nin En iyi İşyerleri Programı çerçevesinde “Aon Best Employer” ödülleri, 8 Mayıs’ta düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Bu yıl 11. kez gerçekleştirilen törende, Aon Hewitt ile birlikte yaptıkları bağlılık araştırması sonuçlarında, yaptığı çalışmalarla bir önceki döneme göre çalışan bağlılığı skorunda ve çalışan deneyimini etkileyen (kariyer olanakları, eğitim ve gelişim imkânları, marka gibi) diğer iş unsurlarında istikrarlı gelişme göstereren Kalekim “ Çalışan Bağlılığı Başarı Ödülü” almaya hak kazandı. Aon Hewitt’ten Kalekim’e İkinci Ödül Geçen yıl “Aon Best Employer” – En İyi İşyeri Ödülünü bu yıl ise ‘Çalışan

34

söyleyen Gürsoy, “Artema’nın rekabetçiliğini ve kârlılığını artırmak hedefiyle yürüttüğümüz TPM çalışmaları kapsamında, 2016-2017 döneminde fabrika içi çevrim süresinde %50, müşteri şikayetlerinde %30, üretim verimliliğinde %25, kurulum sürelerinde %55 ve aylık arıza sayılarında %60 oranlarında iyileş-

Bağlılığı Başarı Ödülü’nü kazanmaktan gurur duyduklarını belirten Kalekim Genel Müdürü Altuğ Akbaş, “Çalışan bağlılığı sağlamada kıldığımız sürdürülebilir başarı bizi gururlandırıyor. Çalışan bağlılığı deyince sadece aynı şirkette uzun yıllar çalışmak algılanmamalı. Çalışanın verimliliği, üretkenliği, kişisel gelişimi, iş ve özel yaşam dengesi gibi bir çok olgu değerlendirilmeli” dedi. Altuğ Akbaş, “Sektöründe açık ara pazar

lideri olan bir şiketin mensupları olarak tüm kademelerinde uyum ve işbirliği içerisinde çalıştığımızı belirtebilirim. Oluşan bu pozitif hava bizden tüm paydaşlarımıza da yansıyor” diye sözlerine devam etti.



Bimobject’teki Tek Yerli Armatür Markası: E.C.A. Türkiye’nin armatür sektöründeki trendlerin belirleyici markalarından biri olarak pek çok ilki kullanıcılarına sunan E.C.A., ürünlerinin teknik çizimlerini yayınlamaya başladı.

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Haberler

Özellikle Mimar ve İç Mimar meslek gruplarının faydasına olacak çalışmaya Nisan itibariyle başlandı. Mekan tasarımlarında faydalanılan bimobject.com platformuna armatür kategorisinde eklenen tek yerli marka olan E.C.A., eca.com.tr üzerinden de autodesk revit formatında ürünlerini kullanıma açtı. Kalitesiyle adından söz ettiren E.C.A. armatürleri aynı zamanda ulusal ve uluslar arası pek çok tasarım ödülünün de sahibi. Üstelik kalite standartlarının üzerinde bir anlayışla üretilen ürün-

Garanti veren ilk marka olma özelliğine de sahip.

Ege Vitrifiye’ye Bir Tasarım Ödülü Daha! Son yıllarda yurt içi ve yurt dışında kalite ve tasarıma verdiği değerle büyüyen önemli seramik sağlık gereçleri markası Ege Vitrifiye, “Catamaran” serisiyle banyo kategorisinde 2018 Avrupa Ürün Tasarım Ödülü’ne (European Product Design Award) layık görüldü. İtalyan tasarımcı Claudio Papa tarafından Ege Vitrifiye’ye özel tasarlanan ve Ege Vitrifiye tasarım ekibince hayata geçirilen bu özel seri, iki klozet, iki lavabo ve bir pisuar olmak üzere, toplamda 5 parça üründen oluşuyor. Denizden ilham alınarak yorumlanan her bir ürün sahip olduğu konsepti banyolara taşıyor. Ege Vitrifiye Genel Müdürü Merter Savaş “Ege Vitrifiye olarak bir defa daha Avrupa Ürün Tasarım Ödülü’nü almanın gururunu yaşıyoruz. Geçtiğimiz sene Avrupa Ürün Tasarım Ödülünü Finikia serimiz ile almış, firma olarak dünya standartlarında tasarım kabiliyetimizi göstermiştik. Bu sene de başvurumuzu

36

lerine güvenen ve mottosu “Yıllarca Beraber” olan marka, sektöründe 20 Yıl

yaptığımız Catamaran serimiz ile ikinci defa aynı ödüle layık görüldük” diye belirtti. “Üründe farklılaşmanın temel enstrümanının tasarım olduğunu çok iyi biliyor, kaliteden ödün vermeden, çalışmalarımızı bu doğrultuda sürdürüyoruz.

Müşteriler artık kendileriyle özdeşleştirdikleri ürünlere odaklanıyor, banyonun bir yaşam alanı olduğunu gözeterek seçimlerini gerçekleştiriyorlar. Catamaran serisi benzeri olmayan, özel bir çalışma, ödüllü serimizin hem yurt içinde hem de ihracatta fark yaratacağı inancındayız” diye ekledi.



TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Haberler

Engin Yapı’nın Yeni Mağaza ve Merkez Binası Açıldı

Kale Grubu’nun en gözde ürünlerinin yer aldığı Engin Yapı’nın yeni mağaza ve merkez binası, 10 Nisan Salı günü gerçekleşen törenle açıldı. TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Eşer, TİMDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kemal Yıldırım ve Yönetim Kurulu Üyesi Yıldıray Yılmaz, BURTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Aydın Eskibozkurt, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Salim Yılmaz, Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay, Kale Grubu Başkan Yardımcısı Tarık Özçelik, Kaleseramik Genel Müdürü Okan Gedik başta olmak üzere birçok sektör paydaşının katılımıyla gerçekleşen açılış törenine ilgi büyüktü. İstanbul Anadolu Yakası Sancaktepe’de bulunan mağazanın, açılış konuşmasını Engin Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Kır yaptı. Cemal Kır, mağazanın açılışını yapmanın mutluluğu içinde olduklarını ve mağazanın açılmasıyla 33 yıllık hayallerini gerçekleştirdiklerini ifade etti. Açılış konuşmasını takiben söz alan TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Eşer, inşaat sektörünün bugün

38


Zeynep Bodur Okyay

Aydın Eşer

Cemal Kır

Yıldıray Yılmaz, Aydın Eşer, Y. Aydın Eskibozkurt, Salim Yılmaz, Kemal Yıldırım, Nurhan Tanyeli

4500 metrekarelik bir alanda bulunan Engin Yapı’da Çanakkale Seramik, Kale Banyo, Kalekim, Teka, Baymak, Dendro ve diğer yapı sektörü markaların tüketiciyle buluşması bekleniyor. 7 katlı ve 1500 metrekarelik kapalı depo sayısına sahip olan Engin Yapı merkez binası, en üst iki katı yönetim ofisleri ve ilk üç katı mağaza alanı olarak kulanılıyor. Engin Yapı toplamda 25 kişilik personel ekibiyle hizmet veriyor.

Serdar Dönmez, Kemal Çelik, Güven Sivrikaya

Y. Ali Tung, Cemal Kır, Kemal Yıldırım

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Okyay’ın konuşmasının ardından mağazanın açılış kurdelesi kesildi. Protokol ve sektör paydaşları mağazayı dolaşarak ürünler ve mağaza hakkında Engin Yapı temsilcilerinden bilgi aldı.

Haberler

geldiği noktalara değinerek, Engin Yapı ile ilgili temennilerde bulundu. Eşer’i takiben söz alan Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay ise Engin Yapı’nın kurulmasında emeği geçen herkese teşekkürlerini ileterek başladığı konuşmasında Kale Grubu ve faaliyetleri hakkında da bilgi verdi.

Engin Yapı Ailesi

39


İTO Seçimleri Yapıldı, İstanbul İş Dünyası Yeni Başkanını Seçti

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Haberler

Türkiye’de ortalama her 4 şirketten 1’inin üyesi olduğu İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) yeni Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç oldu.

40

İTO’nun 81 ayrı mesleğe mensup Meclis Üyeleri, yeni Yönetim Kurulu’nu seçmek üzere bugün Oda’nın Eminönü Merkez Binası’nda bir araya geldi. Seçim sonuçlarına göre Şekib Avdagiç, 136 yıllık köklü bir geçmişe sahip İTO’nun 24. Yönetim Kurulu Başkanı oldu. Avdagiç başkanlığındaki İTO’nun yeni yönetim kurulu şu isimlerden oluştu: Şekib Avdagiç, İsrafil Kuralay, Servet Samsama, İbrahim Doğan Salman, Dursun Topçu, Ahmet Özer, Yakup Köç, Burhan Polat, Levent Taş, Bahadır Yaşık, Adil Coşkun. İstanbul Ticaret Odası’nın yeni Başkanı Şekib Avdagiç, seçim sonuçlarının açıklanmasından sonra Meclis Üyelerine yaptığı konuşmada, “Önümüzde yepyeni bir yol uzanıyor. 400 Bin üyemizin gücüne güç katacak projelerimiz, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye’nin aydınlık yarınları için güçlü bir teminat olacaktır. Büyümede anahtar rol oynayacak, nokta atışı projelerimiz hazır. Kaybedecek bir saatimiz bile yok” dedi. İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç

Avdagiç, büyük bir mutabakatla adaylık sürecine tam destek veren başta İstanbul Ticaret Odası üyeleri olmak üzere tüm kurumlara, sivil toplum kuruluşlarına ve sektör temsilcilerine ayrı ayrı teşekkür etti. Avdagiç, “Pek çok arkadaşımız bu noktada bizlerle birlikte oldu, destek verdi, elini taşın altına koydu. Hepsine bu vesileyle şükranlarımı sunuyorum” dedi. İTO’nun sınırların yeniden oluştuğu, ekonomi ve ticaretin yeni kaidelerinin yazıldığı bir ortamda başardığı lider ülke Türkiye vizyonunun çok güçlü bir neferi olduğunu vurgulayan Avdagiç, “İstanbul’un marka değerini yükselten projeleri hayata geçirmek, Türkiye’den dünyaya uzanan köprüleri sağlamlaştırmak için buradayız” dedi. Avdagiç, “Bizler dövizdeki algı oyunlarına, ticaretteki gücümüzle karşı duruyoruz. Bizler faiz prangasını üretim gücümüzle kırmak için buradayız. Bizler yerli kaynaklarla beslenen yatırım kararlarına, milli bir mesele olarak bakan insanlarız. O yüzden İstanbul Ticaret Odası bizim için, iş dünyasına cesaret veren asırlık bir çınardır. Sizlerin bana ve arkadaşlarıma gösterdiği bu teveccühü de bu açıdan görev telakki ediyoruz” dedi. İstanbul Ticaret Odası, üye sayısı itibariyle dünyanın en büyük beş odasından biri. İTO, Türkiye’deki ortalama her 4 şirketten 1’ini temsil ediyor. Milli gelirin yüzde 28’ini, toplam vergi gelirinin yüzde 43’ünü ve toplam dış ticaret hacminin yüzde 50’den fazlasını İTO’nun üyeleri gerçekleştiriyor.



Mutfak ve Banyolar Seramikhane Konseptiyle Detaylandırıldı

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Haberler

Graniser Seramik’in yeni konsept mağazası Seramikhane 10 Nisan Salı günü Kağıthane’de açıldı. Açılışa Kağıthane Belediyesi Başkanı Fazlı Kılıç, TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Eşer, Yönetim Kurulu Üyesi Yıldıray Yılmaz ve çok sayıda sektör temsilcisi katıldı.

42

İç mekan dekorasyonun odak noktası olan seramik sektöründe 20 yılı aşkın süredir kalite odaklı tasarımlar geliştiren Graniser Seramik, Kağıthane’de 640 m2’lik konsept mağazasını hizmete açtı. Seramikhane adı verilen yeni konsept mağaza, stil köşeleri, geniş ürün gamı, özgün dizaynı ve ferah yapısı ile ziyaretçilerden tam not aldı. Yeni projelerle gelişen Kağıthane’de açılan mağaza, ulaşım kolaylığı ve merkeze yakınlığı ile de dikkatleri üzerine çekti. 2018 yılında banyo, mutfak ve yaşam alanları dışında cephe kaplamalarında da seramik kullanımının artacağını öngören Graniser Seramik, bu alanda da çalışmalarını tamamlayıp 60x120 ebatlarında özel seriler geliştirdi. Bunun yanı sıra sağlıklı, uzun ömürlü, estetik ve doğayla bütünleşmiş bir dış mekan

uygulamasına yönelik tüm bahçeler, parklar, teraslar, havuz kenarları, kumsallar, otomobil garajları, mağazalar ve fabrika zeminleri için tasarlanan 20 mm’lik 60x60 ebat Bomonti, Kendall ve Duncan serileri Graniser Seramik ürün gamına eklendi. Dünya pazarlarında elde ettiği tecrübeyle global beğenilerin şekillenmesinde öncü firma konumuna gelen Graniser Seramik, yeni yatırımları çer-

çevesinde hayata geçirdiği ileri teknoloji Ar-Ge merkezi ile Türk seramiğini tüm dünyada hak ettiği düzeye ulaştıracak. Küreselleşme olgusunun giderek daha yoğun hissedildiği günümüzde işletmelerin zorlayıcı rekabet ortamında sürekli değişim ve yenilenme ekseninde konumlanması gerektiği düşüncesiyle hareket eden marka, 25 kişilik Ar-Ge ekibiyle inovatif ve katma değerli ürün geliştirmeye yönelik çalışmalara imza atacak.



TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Haberler

TİMFED Yönetim Kurulu Toplantısı Konya’da Gerçekleşti

44

İnşaat Malzemecilerinin üst birliği olan Tesisat İnşaat Malzemecileri Federasyonu (TİMFED) Yönetim Kurulu Toplantısı 19 Nisan Perşembe günü Konya’da gerçekleştirildi. Toplantı öncesinde ev sahibi KONTİMDER Yönetimi misafirlerini Selçuklu Otizimli Bireyler Eğitim Vakfı tesislerinde ağırladı.

19 - 22 Nisan tarihlerinde Konya İnşaat Fuar’ı sürecinde yapılan ve TİMFED üye derneklerinden TİMDER, TİMKODER, BURTİMDER, ANTİMDER ve KONTİMDER’in katılım sağladığı toplantı, TİMFED Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Eşer’in açılış konuşmasıyla başladı. Toplantıda öncelikle İstanbul’da gerçekleşen son Yönetim Kurulu Toplantısı notları gözden geçirildi.

Sonrasında üye derneklerin, son dönem faaliyetleri hakkında bilgi vermelerini takiben bölgesel fuar organizasyonları, bölgelerde gerçekleştirilen eğitimlerin değerlendirilmesi ve yapılan eğitimlerin içerikleri hakkında görüşüldü. Toplantının ardından heyet birlikte öğle yemeği yedikten sonra Konya İnşaat Fuarı’nı gezerek güne devam etti.



TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Haberler

Daikin Tasarımları Ödül Kazanmaya Devam Ediyor

Daikin dünyanın en prestijli tasarım ödüllerini topladı. İklimlendirmenin Japon devi Daikin, uluslararası saygınlığa sahip tasarım ödüllerini toplamaya devam ediyor. Avrupa Tasarım Merkezi (EDC) ve Türkiye’deki Ar-Ge merkezinin birlikte tasarladığı ve küçük boyutlarıyla ısıtmayı yeniden şekillendiren Daikin Premix Tam Yoğuşmalı Kombi hem iF Tasarım Ödülü’nü hem de Red Dot Tasarım Ödülü’nü birden kazanarak üstün tasarım kalitesini kanıtladı. İklimlendirmenin öncü markası Daikin’in kalitesi ve üstün performansıyla benzersiz ürünleri dünyanın en büyük ve en prestijli tasarım yarışmalarında ödülleri toplamaya devam ediyor. Daikin, bu yıl 65’inci kez düzenlenen 2018 iF Tasarım Ödül Töreni’nde 5 ürünüyle birden ödül kazanarak tasarım alanındaki başarısını tescilledi. “Isıtmayı Yeniden Tasarladık” sloganıyla piyasaya sunulan Daikin Premix Tam Yoğuşmalı Kombi ise hem iF Tasarım Ödülü’nü hem de Red Dot Tasarım Ödülü’nü bir-

46

den kazanarak büyük bir başarıya imza attı. Daikin Avrupa Tasarım Merkezi ve Türkiye’deki Ar-Ge Merkezi’nin üç yıl boyunca süren çalışmalarının sonunda geçtiğimiz yıl sektörle buluşan Daikin Kombi, bu yıl 65’incisi gerçekleştirilen iF Tasarım Ödülleri Töreni’nde ödül kazandı. Daikin Kombi ayrıca Red Dot Tasarım Ödülleri 2018’den de ödülle dönmeyi başardı. 40 cm’lik eni, 59 cm’lik boyu, 25,5 cm’lik derinliği ve sadece 27 kg’lik ağırlığıyla segmentinin en küçük kombisi olma özelliğine sahip Daikin Kombi, kullanıcı ve çevre dostu özellikleriyle de dikkat çekiyor. Küçük boyutuyla dar alanlara dahi kolaylıkla sığabilen Daikin Kombi, estetik ve şık görünümüyle de beğeni topluyor. Daikin iF ve Red Dot’ta Ödülleri Topladı Daikin’in aldığı ödüller Daikin Kombi’yle de sınırlı kalmadı. Daikin, özel patentli Bluevolution teknolojisine sahip, Reform 32 çevre dostu soğutucu akışkanla birlikte çalışan Daikin Altherma 3 Döşeme Tipi Isı Pompası, ince tasarımıyla dikkat çeken Daikin Altherma 3

Duvar Tipi Isı Pompası, yüksek performansı mükemmel tasarımla birleştiren Stylish Klima ve şık dış görünümü ve kullanım rahatlığıyla fark yaratan Ticari Kablolu Uzaktan Kumanda ürünleriyle hem iF hem de Red Dot ‘ta ödüle değer bulundu. Uluslararası saygınlığa sahip iF Tasarım Ödülleri’nde markalar belirlenen kriterlere göre değerlendirilerek ödüllendiriliyor. Bu yıl 65’incisi düzenlenen yarışmaya 54 ülkeden 6.400’ün üzerinde başvuru yapıldı. Başvurular, dünyanın dört bir yanından gelen bağımsız uzmanlardan oluşan 63 kişilik güçlü bir jüri tarafından değerlendirildi. Ödüller, 9 Mart’ta Münih’teki BMW Welt’te düzenlenen törende sahiplerini buldu. 1955’ten beri düzenlenen Red Dot Tasarım Ödülleri ise, tasarım dünyasının en köklü ve prestijli ödüllerinden biri olarak kabul ediliyor. Ödüle değer bulunan ürünler, Red Dot Tasarım Müzesi’nde sergilenme imkanına erişiyor. Red Dot Tasarım Ödülleri’nin bu seneki kazananları 9 Temmuz’da gerçekleşecek ödül töreninde açıklanacak.


Doğanın Resmini Seramiğe Yansıtıyoruz Türkiye’de ilk kez ve yalnızca dura-tiles tarafından kullanılan dijital kuru baskı teknolojisi ile doğanın resmi seramiğe yansıtılıyor.

www.duratiles.com.tr


Kaleseramik’e Üst Düzey Atama Kaleseramik’in Yurtiçi Piyasalar Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcılığı görevine Barış Orbay getirildi.

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Haberler

Saint Benoit Lisesi’nden mezun olan Orbay, Yıldız Teknik Üniversitesi Makina Mühendisliği bölümünden mezun oldu. 1995 yılında aynı üniversitede İşletme yüksek lisans, 1999 yılında Koç Üniversitesi’nde Pazarlama eğitimini tamamlayan Barış Orbay, 2017 yılında da Harvard Business School’da Finans programını bitirdi. İş yaşamına 1994 yılında Takosan A.Ş.’de Metod ve Üretim Optimizasyon Mühendisi olarak başlayan Barış Orbay, 1996 yılında Türk Demirdöküm A.Ş.’de Pazarlama ve Satış birimlerinde ağırlıklı teknik satınalma ve fiyatlama sorumlulukları içeren Ürün Sorumlusu görevi ile çalışmalarını sürdürdü.

Barış Orbay, Kaleseramik’teki “Yurt içi Piyasalar Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcılığı” görevine 6 Şubat 2018 tarihinde başladı. Orbay, ileri seviyede İngilizce ve Fransızca biliyor.

Kaleseramik’in ‘Nefes Alan Karolar’ Projesine ‘Geleceğe Yatırım’ Ödülü 41. Yapı Fuarı-Turkeybuild İstanbul’da düzenlenen törende, Kaleseramik, yenilikçi ve sürdürülebilir projelerin bağımsız jüri tarafından değerlendirdiği ‘Türkiye İMSAD Geleceğe Yatırım Projeleri 2017’de, ‘Nefes Alan Karolar’ projesiyle üçüncüğe layık görüldü. Geleceğe Yatırım Projeleri’nde Çevre Alanında dereceye giren Kaleseramik’in ödülü, Türkiye İMSAD Başkan Yardımcısı Nuri Bulut tarafından, Kaleseramik Ar-Ge Merkezi Laboratuvarlar Müdürü Yıldız Yıldırım ve Kaleseramik Pazarlama ve Kurumsal İletişim Müdürü Pelin Özgen Piker’e takdim edildi. Temiz, Fonksiyonel, Doğa Dostu Kaleseramik’in, seramik kaplama malzemelerinin iç mekanlarda nem miktarını ayarlamak üzere geliştirdiği ve jeopolimer teknolojisi ile üretilen ürün, nem oranı yaklaşık %70’in üzerine çıktığında havadaki nemi tutuyor. Havadaki

48

Barış Orbay, Kale Grubu’na katılmadan önce 1999-2018 döneminde Arçelik A.Ş.’de 18 yıl boyunca farklı görevler üstlendi. 1999-2004 yılları arasında Ürün Temin Yöneticisi olarak; Beko ve Arçelik markalarının yurt içi ve yurt dışı pazarları için ürün yönetimi ve nihai ürün satın alma süreçlerini yönetti. 2004-2010 yılları arasında Türkiye Pazarlama Yöneticisi olarak görev yapan Barış Orbay, aynı markaların Türkiye’deki tüm faaliyetlerini yönetme görevinde bulundu. 20102015 yılları arasında Türkiye Pazarlama Direktörü olarak; Arçelik, Beko ve Altus markalarının Türkiye pazarındaki 1900 ürün grubuna ait tüm ürün yönetimi, fiyatlama, pazarlama iletişimi, ticari kampanya tasarımı ve yönetimi süreçlerini yöneten Orbay, 2015-Ocak 2018 yılları arasında Türkiye Satış Direktörü göreviyle Yurtiçi tüm satış ve bayi yönetimi ve CRM faaliyetlerini yönetti.

nem oranı %40’ın altına düştüğünde ise tuttuğu nemi ortama geri veriyor. Yenilikçi ürün, bu şekilde ortam nemini insan sağlığı için ideal değer olan %40 ile %70 arasında tutuyor. Nefes Alan Karolar, kuru ya da nemli havanın neden olduğu hastalıkların azaltılmasına yardımcı olarak konforlu bir ortam sağlıyor. Örneğin nemli ortamlarda bakteri üremesini önleyerek kronik astım vakaları gibi sağlık sorunlarına çözüm getirilmesine katkıda bulunuyor. Nemin, yapı malzemelerinde gerçekleştirdiği tahribatı da engelleyen Nefes Alan Karolar; aynı zamanda, yoğun enerji tüketen seramik üreti-

minde minimum su ve enerji tüketimi ile üretim yapılabilmesini sağlıyor. Yaklaşık %70 oranında daha az enerji ile üretim yapılması anlamına gelen bu üretim yöntemi ile kaynakların verimliliğine de etki ediliyor.



TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Haberler

Konya İnşaat, Kent, Gayrimenkul ve Mobilya Fuarları %32’lik Rekor Ziyaretçi Artışıyla Tamamlandı

Tüyap Konya Fuarcılık A.Ş. tarafından 19-22 Nisan 2018 tarihlerinde Türkiye Belediyeler Birliği (TBB), Konya Büyükşehir Belediyesi, Konya Müteahhitler Birliği (KOMÜT), Tesisat İnşaat Malzemecileri Federasyonu (TİMFED) iş birliği ve Konya Ticaret Odası, Konya Sanayi Odası, Konya Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği (KONTİMDER), TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Konya Şubesi, TMMOB Mimarlar Odası Konya Şubesi ve KOSGEB’in değerli destekleriyle düzenlenen Konya Kent, Gayrimenkul, İnşaat ve Mobilya Fuarları başarılı sonuçlarla kapılarını kapattı. Geçen yıl 34.416 ziyaretçiyi Konya Ticaret Odası - Tüyap Konya Uluslararası Fuar Merkezi çatısında bir araya getiren Geleceği İnşa Eden Fuarlar, bu yıl %32’lik rekor bir artışla fuar süresince 45.647 profesyonel ziyaretçiye ev sahipliği yaptı. Fuar süresince atölye çalışmalarından konferanslara, eğitim seminerlerinden çekilişlere kadar birçok farklı sektörel etkinlik de katılımcı ve ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. 40 Bin metrekarelik alanda açılan ve 217 firmanın stant açtığı fuar, katılımcı

50

firmaların yüzünü güldürdü. Fuara katılan firmalar fuarın ticaretlerine ve firmalarının tanınırlığına büyük destek olduğunu ifade ettiler. Yine fuarda ön sipariş alan firmaların sayısının geçen seneye oranla artması da katılımcı firmaların yüzünü güldürdü. Ziyaretçiler de farklı etkinliklerin, fuara özel indirimlerin bulunması nedeniyle fuar merkezinden oldukça memnun ayrıldılar. Fuar hakkında açıklamada bulunan Konya Tesisat ve İnşaat Malzemecileri Derneği (KONTİMDER) Yönetim Kurulu Başkanı Osman Başaran, “KONTİMDER olarak 3 kez çözüm ortağı olarak fuara katılım sağlıyoruz. Fuarımız 3 yıldır artan

bir ivme ile devam ediyor. Fuarımız geçmiş yıllara göre daha hareketli ve kalabalık geçti. Fuarımıza 217 katılımcı 4 hol ve fuaye alanında katılımlar gerçekleştirildi. Fuarımıza katılımcı, stant ve ziyaretçi anlamında ilgi her sene artarak devam ediyor. KONTİMDER olarak 43 üyemiz ile fuara katılım sağladık. Tüm salonlarda üyelerimiz mevcuttu. Konya Ticaret Odası Başkanımız Selçuk Öztürk’ün Konya’da 6 adet uluslararası fuar yapma hedefi var. Bizler de bu hedefi destekliyor ve benimsiyoruz. İnşallah Konya İnşaat Fuarı ile bu hedefe önemli katkılar sağlayacağız. Konya, fuarları başarı ile tamamlayacak güçte. Fuar alanı olarak Türkiye’nin 3 fuar alanına sahibiz. Fuarların şehrimize ciddi katkıları var” ifadelerin kullandı.


TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Haberler

Fuarın açılışına katılan TİMFED (Tesisat İnşaat Malzemecileri Federasyonu) heyeti KONTİMDER Üyesi firmaların standlarını ziyaret ederek hayırlı olsun dileklerinde bulundu, fuar ve sektör hakkında görüş alışverişi yaptı.

51


52

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Haberler


53

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Haberler


Bien’in 3 Yeni Koleksiyonuna İtalya’dan 3 Bronz Ödül Dünyanın en geniş kapsamlı uluslararası tasarım yarışması A’ Design Award 2017-2018 tasarım yarışması sonuçlarını açıkladı.

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Haberler

Mottosu “Art Futura Cultura’’ yani ‘’Sanat Geleceği Üretir’’, ‘’Geleceğin Kültürü İçin Sanat’’ olan A Design Award geleceğin sanat, tasarım, teknoloji ile şekillendirileceğine bu yüzden daha iyi bir gelecek için iyi tasarımlara ihtiyaç duyulduğuna inanıyor. Bu anlayışla düzenlenen yarışmaya, dünyanın dört bir yanından ve farklı disiplinlerden gelen üreticiler ve tasarımcılar büyük ilgi gösteriyor.

54

Bien Seramik’e İtalya Como Kültür Departmanı’nın her yıl gerçekleştirdiği ve tasarım dünyasının yakından ilgilendiği A Design Award’dan 3 ödül birden geldi. Bien Seramik’in yeni koleksiyonlarından Mia, Tiger Black, Pompei 2018 seramik karoları bronz ödüle layık görüldü. Bien Seramik Tasarım Müdürü Tolga Berkay, Bien Seramik’in güçlü bir tasarım ekibi olduğunu, bu ödülleri almanın Bien Seramik’i küresel bir marka yapma adına önemli bulduklarını belirtti. “Her yıl binlerce ürünün tasarlandığını ve pazara çıktığını söyleyen Berkay, ‘’A Design Award’’ bu tasarımlardan mükemmelliğe yaklaşanları ödüllendiriyor” dedi.

A Desing Award Bronz Ödülü Alan Tasarımlar MIA: Bien Seramik, teknik porselen karo koleksiyonunda yer alan Mia Serisi 60x120 cm ebadında ve beyaz renkte üretiliyor. Mekanlarda bütünlük duygusunu hakim kılarken, aynı zamanda şık, sade ve ihtişamlı bir görünüm sağlıyor. TIGER BLACK: Tasarımında farklı detayların yer aldığı koleksiyon 60x120 cm ebadında teknik porselen olarak

üretiliyor. Tiger yaşam alanlarından, sosyal mekanlara, otellerden, alışveriş merkezlerine, ofislere kadar geniş bir kullanım alanına sahip. POMPEI: Yenilikçi, trend belirlemekte öncü marka Bien’in sıra dışı serisinden Pompei 60x120 cm ebadında ve kemik, gümüş, gri olmak üzere 3 renkte üretiliyor. Mermerin gücünü simgeleyen seri; iç mekan, banyo, mutfak, salon, otel, restaurant ve sosyal alanlarda kullanıma imkan tanıyan bir tasarım.



TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Haberler

TİMFED Yönetim Kurulu Mayıs Ayı Toplantısı Gerçekleşti

56

İnşaat Malzemecilerinin üst birliği olan Tesisat İnşaat Malzemecileri Federasyonu (TİMFED) Yönetim Kurulu Toplantısı 2 Mayıs Salı günü İstanbul Grand Cevahir Hotel ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. TİMFED üye derneklerinden TİMDER, TİMKODER, DİMSİAD, BURTİMDER, ANTİMDER’in katılım sağladığı toplantı, TİMFED Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Eşer’in açılış konuşmasıyla başladı. Toplantıda öncelikle Konya’da gerçekleşen son Yönetim Kurulu Toplantısı notları gözden geçirildi. Sonrasında üye derneklerin, son dönem faaliyetleri hakkında bilgi vermelerini takiben Konya İnşaat Fuarı hakkındaki gelişmeler görüşüldü. Toplantının ardından heyet birlikte Geleneksel TİMDER İftarı & TİMDER Akademi Ödül Töreni’ne katıldı.



SRN Yapı Kale Mağazası Açıldı

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Haberler

SRN Yapı Kale mağazası 5 Mayıs Cumartesi günü TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Eşer, TİMDER Yönetim Kurulu Üyeleri Kemal Yıldırım, Deniz Kaya, Kale Grubu Başkanı Zeynep Bodur Okyay, Kaleseramik Genel Müdürü Okan Gedik, Kalekim Genel Müdürü Altuğ Akbaş başta olmak üzere birçok sektör paydaşının katılımıyla gerçekleşti. Mağazanın, açılış törenine ilgi büyüktü.

58

İstanbul Anadolu Yakası Kartal güzergâhında bulunan mağazanın açılış konuşmasında SRN Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Bertan Yılmaz, mağazanın yapımında emeği geçen Kale Grubu, SRN Yapı çalışanlarına teşekkürlerini iletti. Açılış konuşmasında söz alan TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Eşer, barter ticareti ve TİMDER olarak bu konuyla ilgili yapılan çalışmalara değindi. Eşer’i takiben söz alan Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay ise SRN Yapı ile ilgili temennilerde bulunarak, Kale Grubu ve faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Okyay’ın kurdele kesiminin ardından, protokol ve sektör paydaşları mağaza katlarını dolaştı, ürünler hakkında bilgiler aldı. 2800 metrekarelik bir alanda bulunan ve Çayırova merkezli 10.000 metrakarelik depo alanına sahip olan SRN Yapı’da 35 personel hizmet veriyor. Bina ayrıca park sorunu olmayan ender mağazalardan biri sayılıyor.


Haberler

Aydın Eşer

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Zeynep Bodur Okyay Bertan Yılmaz

59


NG Kütahya Seramik’e Communicator Awards’tan “Mükemmellik” Ödülü Şirket faaliyetlerinin her aşamasında olduğu gibi, yenilikçi bakış açısıyla yola çıkarak tasarladığı web sitesi ile NG Kütahya Seramik, dünyanın en prestijli ödüllerini kazanmayı sürdürüyor.

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Haberler

Nisan ayında uluslararası alanda en prestijli web ödüllerinden The Horizon Interactive Awards’ın ‘‘Gold Winner’’ ödülünü alan şirket, The Academy of Interactive and Visual Arts (AIVA) tarafından 24 yıldır düzenlenen Communicator Awards’ın ‘’Üretim’’ kategorisinde kazandığı “Mükemmellik” ödülüyle başarısını bir kez daha kanıtladı. Kusursuz ve zengin tasarımı ile interaktif deneyim sunan NG Kütahya Seramik’in web sitesi, binlerce başvuru arasından dünya çapında bir ödülü daha kazanarak farkını ortaya koydu. En İyisini Yapıp, Farklı Olanı Başarıyor NG Kütahya Seramik, Uniq İstanbul’da düzenlenen geleneksel Altın Örümcek Web Ödülleri’nde; Üretim ve Sanayi kategorisinde “Birincilik”, Perakendecilik ve Mağazacılık kategorisinde “İkincilik” ve “Halkın Favorisi” ödüllerinin de sahibi olmuştu. Vizyoner bakış

yatıyor. NG Kütahya Seramik’in yenilikçi ve fark yaratan web sitesi tasarımında, ajans MediaClick’in imzası bulunuyor.

Sanica 30. Yılında İSO 500’de Yerini Aldı Temelleri 1987 yılında atılan Sanica, yürüttüğü istikrarlı büyüme stratejisi ile 2013 yılında İSO İkinci 500 listesine 429. sıradan girdi. Kademe kademe yükselen Sanica, 2017 yılı İSO ilk 500 listesine 485. sıradan giriş yaptı. Ar-Ge ile büyüyecek 2017 yılında ürün gamını genişleten, üretim kapasitesini artıran Sanica, bu yıl da Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarına ağırlık verecek. Manisa Celal Bayar Üniversitesi ile iş birliği yapan Sanica, Manisa Teknokent’te Ar-Ge Merkezi’ni kurdu. Sanica, hayata geçireceği projeler ile teknolojik gelişmeleri ürün gruplarıyla buluşturmayı, rekabetçi politika-

60

açısı ile sektöründe öncü olan markanın kazandığı başarılar, ‘’en iyisini yapmak” ve ‘’farklı olanı başarmak’’ felsefesinde

larına uygun inovatif fikirler geliştirmeyi amaçlıyor. Yeni ürünü olan Kombi’nin üretimine Manisa Akhisar’da bulunan

üretim tesislerinde başlayan Sanica, 7 üretim tesisi ile 4 ülkede yerleşik olarak faaliyet gösteriyor.



TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Haberler

Ege Seramik Usta Eğitim Seminerleri Türkiye’nin Her Yerinde!

Seramik sektörünün öncü firmalarından Ege Seramik, Samsun’dan başladığı Usta Eğitim Seminerleri yolculuğuna tüm hızıyla devam ediyor. 2017 yılı Aralık ayından itibaren 8 şehirde toplam 9 seminer gerçekleştiren firma yeni organizasyonların çalışmalarını da sürdürüyor. Son seminerini 14 Mayıs’ ta Bursa’da gerçekleştiren Ege Seramik, 250 seramik ustası ile bir araya geldi. Samsun, İzmir, Aydın, Antalya, Ankara, Adana, Mersin ve Bursa’da gerçekleştirilen seminerlerde Ege Seramik ürünlerinin özellikleri, ürün kutu etiketlerinin detaylı açıklamaları, doğru uygulama adımları, doğru seramik seçimi, farklı döşeme teknikleri ve karşılaşılabilecek muhtemel sorunların pratik çözümleri detaylı bir şekilde anlatılıyor. Organizasyon katılımcılara özel olarak hazırlanan promosyon setleri ve katılımcı sertifikalarının dağıtılması akabinde Ege Seramik çalışanları, bayileri ve davetli ustaların topluca katıldığı, özel hediye çekilişlerinin yapıldığı akşam yemeği ile sonlandı.

Göksen Yedigüller

Seminerlerle ilgili görüştüğümüz Ege Seramik Genel Müdürü Göksen Yedigüller ustalardan aldıkları yorumların önemini vurgulayarak, ‘’ Bizler üre62

ticiyiz. Ancak, seramiğe hayat verenler onu doğru uygulayarak yaşatanlar ustalarımızdır. Ege Seramik olarak ürünlerimizin asıl değerini ortaya çıkaran ustalarımızla iletişim halinde olmayı ve ilk ağızdan kendilerini bilgilendirmeyi çok önemsiyoruz. Bu çerçevede 2018 yılı başından beri 8 şehirde toplam 9

seminer gerçekleştirdik ve 1500’e yakın seramik ustasına ulaştık. Hedefimiz tüm şehirlerimizde usta eğitim seminerlerimizi gerçekleştirip tüm Türkiye’deki ustalarımızla iletişime geçebilmek. Bu kapsamda, farklı şehirlerde yeni seminerleri de planlamaya devam ediyoruz.’’ dedi.



Söyleşi TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Özgen Özkan

Franke Mutfak ve Banyo Sist. San. Tic. A.Ş. Bölge Direktörü (Güneydoğu Avrupa, Kuzey Afrika, Ortadoğu, Kafkasya) 64


“Şayet dünya ekonomik makro dengelerini belirleyen güçte bir işiniz yok ise başarının değişim ve gelişimlere en hızlı ve verimli adapte olmaktan geçtiğine inananlardanım.”

“Franke ülkemizin en büyük ilk 500 sanayii kuruluşu ve ihracatçıları arasında” Franke’nin merkezi İsviçre Aarburg’ta bulunuyor. Şirket yine aynı yerdeki Artemis Grubu’na bağlı olarak faaliyetlerini yürütüyor. Gurubun iştirakleri ile birlikte yaklaşık net satış büyüklüğü ise 11 Milyar İsviçre Frangı. Franke; mutfak sistemleri, banyo sistemleri, kahve sistemleri ve hızlı servis restoranları ve mutfakları olmak üzere 4 ana iş kolundan oluşuyor. Türkiye’deki şirketimiz Franke Grubu’nda mutfak sistemleri ve Franke kahve sistemleri iş kollarında faaliyet gösteriyor. Franke yaklaşık 600 çalışanı ile ülkemizin en büyük ilk 500 sanayii kuruluşu ve ihracatçıları arasında yer alıyor. Teknik anlamda; şayet dünya ekonomik makro dengelerini belirleyen güçte

Pazar anlamında ise; esas patronlarımız olan nihai tüketicilerimiz ve dağıtım kanalarımızın algısında güçlü bir marka olmanın da çok değerli olduğunu düşünüyor, bize bu konuda gösterdikleri destek için herkese teşekkür ediyorum. Bu konudaki durumumuzu sürdürmek için tüm ekip olarak çok ciddi çaba veriyoruz. “Evlerimizdeki suyun kalitesi ve kullanım yönetimi ile ilgili yeni konuları gündeme alacağız.” Konuta yönelik yaşam alanlarındaki her noktada ana stratejilerimiz ve iş modelimize uyumlu olduğu sürece daha fazla hizmet vermek istiyoruz. Bu konudaki arzumuz çok net. Ürün yönetimindeki arkadaşlarım bu konularda yoğun çaba harcıyorlar. Yakın gelecekte evlerimizdeki suyun kalitesi ve kullanım yönetimi ile ilgili yeni konuları gündeme alacağız. Franke’nin değerini korumak ve güçlendirmek için yaptığımız en önemli şey; her seviyedeki müşterimizi maksimum düzeyde memnun etmek için çabalamak. Ana konu bu şekilde, gerisi detay... Tabii bu “çaba” tanımının altı çok dolu... İnsan kaynakları yönetiminden başla-

yıp ve marka iletişimine kadar gidebilir. Arada da kaç kademe iş vardır onlar da ayrı bir konu. Ülkemizde konut ile ilgili hizmet veren satış kanallarının genelinde varız. Marka değerimizi koruma konusunda maksimum özen göstererek hizmet vermek için çalışıyoruz. Bu anlamda değerli derneğinizin çatısı altında toplanan dostlarımız, Franke Türkiye’nin toplam satış dağılımı içinde önemli bir yer tutmakta.

“Esas önemsediğim konu bize mağazalarını, mekânlarını açan değerli iş ortaklarımızın bizden ne beklediği...” Türkiye’de ürünlerimizi nihai tüketicilerle buluşturmada köprü görevi gören 1,200 civarında aktif bayiimiz bulunuyor. Hizmet verdiğimiz her dağıtım kanalının en iyi firmaları ile çalışma lüksüne sahip olmak gibi bir ayrıcalığımız var. Bu konuda bizleri geçmişten beri destekleyen tüm iş ortaklarımıza minnettarız.

Söyleşi

bir işiniz yok ise -ki bizim öyle bir işimiz yok- başarının geleceği iyi tahmin etmek ve akımları iyi analiz etmekten değil; değişim ve gelişimlere en hızlı ve verimli adapte olmaktan geçtiğine inananlardanım. Finansal anlamda tatbikî şirketin mali yapısının gerek gider ve gerekse gelirler açısından iç koşullar ve dış koşullar üzerinden dengeli bir yapıda tutulması da dikkat edilmesi gereken diğer bir konu. Dalgalanmaların yüksek olduğu ekonomik bölgelerde şirketlerin uzun süreli devamlılığı için bunun zorunlu olduğunu düşünüyorum.

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

ODTÜ Endüstri Mühendisliği Mezunuyum, hemen ardından İstanbul Üniversitesi İşletme İktisadı Bölümünü bitirdim. Şu ana kadarki iş hayatımda 9 yıl Eczacıbaşı Yapı Grubu ve son 21 yıl da halen çalışmakta olduğum Franke Grubu’nda hizmet verdim. Öğrenim ve çalışma hayatım boyunca şanslı olduğumu söyleyebilirim. Öğrenim dönemimde ülkemizin en güzide ve saygın kurumlarında eğitim alma şansına sahip oldum. Çalışma hayatımda ise ülkemizin en değerli guruplarından birinde çalışma ve İsviçre gurubunda uluslararası tecrübe edinme olanağı buldum. Bence temel olarak hizmet ettiğim her iki gurubun da gelişmeye, eğitime, girişimciliğe ve çalışanına verdiği değer, kendimi geliştirmedeki en önemli etkenler oldu. Kişisel gelişimime katkısı bulunan herkese son derece minnettarım.

Franke Manisa Üretim Tesisleri

65


“UNICERA Fuarı’nın hem ülkemize hem de kapsadığı endüstrilere yönelik çok ciddi bir temsil sorumluluğu bulunuyor.”

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Söyleşi

Esas itibari ile ben bayilerimizden olan beklentilerimizi çok önemseyen biri değilim, zira ticari anlamda beklentilerin neler olabileceği çok açık ve standart. Benim esas önemsediğim konu bize mağazalarını, mekânlarını açan değerli iş ortaklarımızın bizden ne beklediği... Onların iyi bir iş ortağı olmak için yapmamız gerekenler... bence esas önemlisi bunu anlamak. “2017’nin ülkemiz ekonomisi için çok kolay bir yıl olduğunu söylemek zor.” Dünya gerçeklerinden uzak ya da yakın, çevremizden bağımsız yaşamamız mümkün değil. Dünyada ve ülkemizin çevresinde yaşanan her türlü ekonomik, politik ve jeopolitik gelişmeler bizleri, bir şekilde etkiliyor. Dünya ile bu derece entegre olmuş bir Türkiye (ki bu entegrasyonun daha da artması lazım) için bu kabul edilmesi ve yönetilmesi gereken bir durum. Türkiye’de bu konulara uzun vadeli stratejiler ve aksiyon planları ile yaklaşmamız gerektiği kesin... Bu kapsamda 2017’nin ülkemiz ekonomisi için çok kolay bir yıl olduğunu söylemek zor. Ancak 2018’de de siyasi ve çevresel faktörler yılın performansında çok çok belirleyici olacak gibi gözüküyor. Döviz, faiz ve enflasyon her zaman ki makro konular... Franke Türkiye güçlü mali yapısı, ithalat ve ihracat arasındaki cari fazla veren pozitif sapması, marka değeri, yenilikçi, makul fiyat/ürün ve hizmet kalite dengesi ile çift rakamlı büyümeye devam ediyor, edecek de...

“Parametreler dünyadaki en hızlı bilgisayarlar tarafından bile çözülemeyecek kadar hızlı ve değişken” Daha öncede dediğim gibi tahmin etmek ve ön görmekten ziyade organizasyonlarda en hızlı ve verimli adaptasyonu önemseyen bir yöneticiyim. Dünyadaki gelişmelerin her alanda bu derece hızlı olduğu, entegrasyon ve iletişim kanallarının bu derece hızlı ve açık olduğu bir ortamda öngörülerimizi bir denklem haline getirebilsek bile, bu denklemin parametreleri bence dünyadaki en hızlı bilgisayar tarafından bile zamanında çözülemeyecek kadar fazla ve değişken. Bu kapsamda en değerli olan şey bu adaptasyona hazır organizasyon ve burada da en önemli konu insan kaynağımız ve basit, sade organizasyon yapımız. Sonrasında asıl yapmaya devam etmemiz gereken şey; her türlü pazar koşulunda pazar payını makul bir kârlılık seviyesi ile arttırmak. Tüm hizmet verdiğimiz pazarlarda bunu hedefliyoruz. Diğer bir önemli konu da her aşamadaki müşterilerimizin değişen iletişim ve öğrenme yöntemleri. Bu noktada özellikle sanal dünyanın gelişimine paralel olarak firmaların güncel kalabilmesinin, kendilerini bu konuda geliştirebilmelerinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Biz de ona göre hareket edeceğiz. Dünyada fuarlar konusunun açıkçası pek çok yerde soru işaretleri olduğunu biliyoruz. Gelişen teknoloji ile artan yer

Franke Türkiye Merkezi - Gebze/Kocaeli

66

ve zaman bağımsız sanal iletişim olanakları, gelişen mağazacılık anlayışının getirdiği sürekli açık fuar hüviyetindeki yüksek kaliteli satış noktaları, firmaların artan” flagship ve/veya konsept” mağazalar gibi konular fuarcılığın genel olarak firmalar tarafından sorgulanmasına sebep oluyor. Tabi ki bundan belki 30 yıl öncesinde çok daha fazla lokal anlamda nihai tüketicileri hedefleyen fuarlar artık esasen uluslararası profesyonel karar vericiler ve firmaların dağıtım kanallarına tek bir seferde yeniliklerini tanıttıkları platformalar halini almış durumda. Firma ve sektör içi sosyalleşme ve iletişimi hep açık ve yakın tutmak adına da önemli bir sorumluluğu ve görevi olduğunu düşünüyorum. Tabii ki sektörümüzde özellikle dünya çapında ve bölgesel ağırlığı olan önemli fuar organizasyonları var; ISH, Eurocucine, Big 5 vs. gibi. Bence UNICERA Fuarı da bunlardan biri. UNICERA hem ülkemiz hem de bölgemiz için çok önemli bir fuar olma özelliği taşıyor. Yukarıda özetlediğim önemli tüm unsurları bence içinde barındırıyor. Bu kapsamda UNICERA Fuarı’nın hem ülkemize hem de kapsadığı endüstrilere yönelik çok ciddi bir temsil sorumluluğu bulunuyor ve her geçen fuar bu konuda çıtayı daha yukarı taşıyor. Bu hali ile artık belki de bir fuar yanında aynı zamanda ülkemiz ve endüstri adına bir sosyal sorumluluk projesi. Emeği geçen her dostumuza teşekkür ediyorum.



O. Suha Seciloğlu

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Duayenlerimiz

Sesa Yapı Malzemeleri Tic. ve Ltd. Şti. Şirket Ortağı

Profesyonel iş hayatım 1976 yılında eski şirketimde çalışmam ile başladı. Daha sonra o şirkete ortak oldum. 1996 yılında ortaklarımız ile anlaşamadık ve ayrıldık. Şimdiki Şirket Ortağım Ertan Sapankaya o dönemler Pimaş’ın Satış Müdürüydü ve oradan ayrıldıktan sonra birlikte Sesa Yapı Malzemeleri’ni kurmaya karar verdik. 22 senedir de iyi bir sinerji ile ortaklığımız devam ediyor. Şirketimizi kurduğumuz dönemde imkanlarımız çok kısıtlıydı. Zengin insanlar değildik. Sermayemiz; Ertan Bey’in şirketinden ayrılmasıyla aldığı ikramiyesi ile benim babamdan kalma küçük bir daireyi satarak sağlayabildiğim imkanlarla sınırlıydı. Şirketimizi bu şekilde kurduk. Şu anda Borusan Mannesman’ın Türkiye’deki çelik boru alanında en büyük bayilerinden biriyiz. Fırat Plastik’te de alt yapı ürünleri konusunda aynı başarıyı sağladık. Bu yolu katedebilmek için çok çalış-

68

tık. Şimdilerde daha rahat çalışıyoruz. Profesyonel arkadaşlarımızın bize çok fazla katkıları oldu. Değişen personellerimiz oldu ama kemik kadromuz aynı kaldı. Bugüne baktığımızda insanların çok hırslı olduğunu ve etik değerlerin hiçe sayılabildiğini görüyorum. İlk başladığımız yıllarda ürün gamımızda birçok yapı ürünü vardı. Güç ve enerjimizi en doğru ve verimli bir şekilde kullanmaya karar vererek münhasırlık sistemi dahilinde spesifik konulara yöneldik. Plastik, ısı ve çelik boru alanında ihtisaslaştık. 2007 yılında pazarın bozulması dolayısıyla ısıtma sektörü ürünlerini bırakmaya karar verdik. O günden itibaren sadece çelik boru, plastik boru ve türevleri ile ticaret hayatımıza devam ediyoruz. Borusan Mannesmann ve Fırat Plastik’in alt yapı münhasır bayisi olarak hizmet veriyoruz. Plastikte ise çok geniş bir yelpaze var. Üst yapı ürünlerinde de her üretici

tüm alanlara hakim olmadığından ağırlıklı Fırat Plastik olmak üzere Wavin Pilsa, Ege Yıldız, Pimtaş gibi fabrikalar ile de çalışıyoruz. İlk şubemizi Anadolu Yakası’nda açtık. Sonra Bursa’da bir yapılanmaya girdik ve üç ortak Sesa Marmara adında yeni bir firma kurduk. Kuruluşunun üzerinden yaklaşık iki yıl geçti. Orada da işlerimiz oldukça güzel bir tabloda devam ediyor. İstanbul Anadolu Yakası’ndaki şubemizi kendi depomuza taşınmak amacıyla kapattık. Şu an kendi inşaatımızı yapıyoruz. Buradaki inşaatın yapımı belediyeler arasındaki problemler nedeniyle bir sene uzadı. Burada olup olmayacağımıza henüz karar verilmedi. Büyük ihtimalle merkezimizin faaliyetleri Avrupa Yakası’nda devam edecek. Genellikle mekanik mühendislik yani taahhüt firmalarıyla çalışıyoruz. Bunun yanı sıra tali bayilerimiz de bulunuyor.


“Alacağımıza kartal, borcumuza karga olmadık.” Bizim dönemimizdeki ticari ahlakla şimdiki ahlak arasında çok büyük farklar var. Geçmişte sözler daha kıymetliydi. Çekler ve senetler yoktu. Profesyonel çalıştığım dönemlerde deftere cari hesaplar yazılır, haftadan haftaya tahsilat yapılırdı. Tabi o dönemler rakamlar küçüktü. Bugünkü gibi büyük rakamlar-

dan bahsetmiyorduk. Sonuç olarak her şeyde olduğu gibi ticari ahlakta da bir yozlaşma var. Bu nedenle eski günleri özlememek elde değil. Dönemler ne kadar değişirse değişsin firma olarak prensiplerimizden asla vazgeçmedik. Yanımızda çalışan arkadaşlarımızı da o şekilde eğittik. Alacağımıza kartal, borcumuza karga olmadık. İkisinde de kartal olmaya devam ediyoruz. Borçlarımızı gününde ödüyor ve alacaklarımızı gününde tahsil etmeye çalışıyoruz. Bizim kültürümüzden gelen bir çok firma bulunuyor. Ancak bazen ülkenin konjektüründe olan değişiklikler de şartları zorluyor. Eskiden çek ertelemeleri olmuyordu. Şimdi Çek Kanunu’ndaki değişikliklerden dolayı ödemeyi zamanında yapabilmek için ciddi çabalar harcıyorlar. Erteleme yaptığı zaman da en azından bunu bilinçli olarak yapıp, taahhüt ettiği tarihte ödemesini yapmaya çalışıyorlar.

“Artık ‘her şeyi satarım dönemi’ bitiyor.” Geleceğe dair ön görülerimize değinecek olursak; her şeyde olduğu gibi firmalar da büyüyor ve küçük firmalara piyasada daha az yer kalıyor. Üreticilerin büyük toptancılar üzerinden planlı üretim - satış yapma, bununla finansman giderlerini optimize etme hedefleri ve satıcı şirketlerin büyüme istekleri dolayısıyla büyük toptancılar oluşuyor. Bu nedenle büyük firmalar daha da büyürken, küçük firmalar daha lokal ve hizmet verilemeyen bölgelerde kalıyor. Çünkü artık ‘her şeyi satarım dönemi’ bitiyor. Mekanikçilere ve toptan mal alanlara hitap eden firmalar gittikçe azalıyor. Artık münhasırlaşmak mecburi oldu. Çünkü Türkiye’de öyle büyük bir sermaye birikimi yok. Ben her üründe büyük olurum deme şansımız olmuyor. Bir ya da iki ürün üzerinde ihtisasla-

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Ağırlıklı olarak doğrudan satış yapıyoruz. Bu noktada bazı mekanikçiler doğrudan müşterimiz olurken, bazı mekanikçiler ise tali bayi müşterisi oluyor. Bayilerimize sadece prim karşılığında mal veriyoruz. Borusan Mannesman’ın sistemi bu şekilde işliyor. Her ne kadar getirisi cüzi olsa da sistemi bu şekilde devam ettirmeye çalışıyoruz. Aksi halde pazarda yer bulmanız çok zor oluyor. Pazarda yer bulabilmek için tali bayileri desteklemek gerekiyor.

Duayenlerimiz

“Türkiye’de öyle büyük bir sermaye birikimi yok. Ben her üründe büyük olurum deme şansımız olmuyor. Bir ya da iki ürün üzerinde ihtisaslaşarak bu alanda büyümenin gerektiği bir döneme girdik.”

O. Suha Seciloğlu ve Ertan Sapankaya

69


TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Duayenlerimiz

Tabi ki pazar hacminizde hedeflediğiniz pazarın lokasyonuda belirleyici rol oynuyor. Biz ülke ekonomisinde önemli bir paya sahip olan, iş hacminin büyük bölümünü içinde barındıran Marmara Bölgesi’nde çalışıyoruz. Dolayısıyla bu bölgede rekabet şartları Anadolu’ya oranla çok daha ağır diyebiliriz. Anadolu’daki küçük esnaflar, büyük esnaf olmasa da rekabet daha az olduğu için daha yüksek marjlarla ürünlerini satabiliyorlar. Bu İstanbul’da ya da Marmara Bölgesi şehirlerinde pek kolay değil.

70

“İnşaat sektörünü son bir kaç yıl içerisinde çok hareketli olsa dahi riskli görüyorum.” şarak bu alanda büyümenin gerektiği bir döneme girdik. Bugün kullanıcı da satıcı da malzemeyi, en iyi şartları sağlayan firmadan almayı tercih ediyor. Bir ürünü en ucuza alıp satabilirsiniz ama on ürünü en ucuza alıp satmak için çok

büyük bir sermaye gücünüz ve organizasyonel yapınız olması gerekiyor. Bu nedenle firmalar pazarda istedikleri payı elde edebilmek için bir iki üründe uzmanlaşıp, o ürünleri daha çok pazarlamaya çalışmak zorunda kalacaklar.

Sektörümüz çok büyüdü. İnşaat sektörü belirli bir süre ülke ekonomisini ayakta tutar, sonra da şu anda olduğu gibi inişe geçer düşüncesindeyim. Türkiye’de, fabrikalara yani üretime ihtiyacımız bulunuyor. İnşaat sektörü bir çok yan sektörü harekete geçiriyor ancak bu sürekliliği olan bir durum değil. Çünkü inşaat yapıldığı zaman satılması gerekiyor. Satış ayağında zayıflama olduğunda sistem duruyor. Halbuki firmaların istihdam yaratıp dış pazarlara açılma şansları daha fazla. Şu anda bu tıkanıklığı yaşıyoruz. İnşaat sektöründe bir iki senedir fiyatlar düşüyor, hatta fiyatların aynı kalması da fiyatların düştüğü anlamına geliyor. Diğer bir açıdan baktığımızda da piyasada maalesef çok şişik fiyatlar bulunuyor. Daire fiyatları çok yüksek. Bunun sebebi de toprağın yüksek maliyetli olmasıdır. Özellikle Marmara Bölgesi’ndeki büyük şehirlerde inanılmaz yüksek fiyatlarda iş alıyorlar. Ancak toprak yüksek olunca inşaat da yükseliyor. Bu işin bugün doyma noktasına geldiğine inanıyorum.Büyük inşaat firmaları da artık bu bilinçte ki Anadolu’daki şehirlere açılmaya başladılar. Fiyatlarda ciddi bir düşüş olmasa bile fiyatların daha yatay seviyede seyredeceğini düşünüyorum. Bu nedenle işlerimiz tabi ki devam edecektir. Ancak iş az olduğunda rekabet çok daha fazla oluyor.


‘’Satışın asıl gerçekleşme noktası paranın tahsilidir.’’ Türkiye’deki inşaat sektörünü artı ve eksileriyle değerlendirdiğimizde sektörde arz fazlası olduğunu söyleyebilirim. Talep var ancak talebin iyi olabilmesi için Türkiye’deki ekonomik taşların yerine oturması gerekiyor. İnsanların rahat borçlanabileceği ve taksitlerini ödeyebileceği bir sistem olmalı. Banka faizlerinin yükselmesi ekonominin iyi gitmediğini gösteriyor. Üretim arttığında faizler de düşecektir. Orta gelirli insanların eskiden kira yerine ev alabileceği taksitler varken artık o rakamlar yok. Çünkü hem inşaat malzemelerindeki maliyet hem de toprak fiyatlarındaki yükselme orta gelirli insanların daire alma şansını çok azaltıyor.

“Dilerim ki en kısa sürede tüccarlar da daha dik durup, daha ciddi sözleşmeler yaparak paralarını risksiz tahsil edebilsinler.’’ Sektörümüzde kısa ve uzun vadede en önemli konulardan biri tahsilat zorluğudur. Ben satışı o kadar zor görmüyorum ancak satışın asıl gerçekleşme noktası paranın tahsilidir. Sektörümüzde erteleme ve geç ödeme gibi sıkıntılar da mevcut. Bizler kârımızı çoğunlukla bankalardan fonladığımız için bankalara veriyoruz. Üreticiler açısından bakarsak onlar da kendilerini %100 garanti altına almaya başladılar. Teminat mektubu ve DBS gibi yöntemlere başvurdular. Bugün hiçbir üretici riskli çalışmak istemiyor. Böylece biz dağıtıcılar, en büyük

zorluğu çekiyoruz. Çünkü ne kadar mücadele ederseniz edin satış noktasındaki firmalardan teminat almak ya da onları DBS altına sokmak gerçekten zor. Bunu biraz da biz tetikliyoruz. Kimse dik durmuyor. Sizin istediğinizden çok daha iyi şartla müşteriye mal veriyor. Dolayısı ile müşteri de onu tercih ediyor. Böyle bir rekabet ortamında müşteriye baskı yapamıyor ve taleplerinizi değiştirmek zorunda kalıyorsunuz. Dolayısıyla şu anda en önemli konu malınızı sattıktan sonra tahsilatınızın reel olarak kasaya girmesidir. Bununla ilgili serbest ticarette denetimler maalesef bulunmuyor. Dilerim ki en kısa sürede tüccarlar da daha dik durup, daha ciddi sözleşmeler yaparak paralarını risksiz tahsil edebilsinler. Ama bunun için biraz daha zamanımız var diyebilirim. Bu nedenle eski bir tüccar olarak önerim insanların değerlerine çok daha fazla önem vermesi; sözlerine, disiplinlerine, iş ahlaklarına sahip çıkmasıdır. Bunların gerçekleşmesi belirli bir süre ve eğitim gerektirecektir. TİMDER kendi doğrularını bu eğitim sistemi ile çalışanlara verdiği müddetçe sistem orta vadede düzene girecektir diye düşünüyorum.

Duayenlerimiz

“TİMDER Akademi ile uzun yıllardır sürdürülebilir bir eğitim sistemi kurulması sayesinde sektör çalışanlarının eğitim ihtiyaçlarının karşılanması ve gelişmelerin yakından takibi konusunda önemli katkılar sağlanıyor.” Ben uzun yıllar TİMDER’de çalıştım. Daha sonra bayrağı ortağım aldı ve başkanlığa kadar uzun yıllar görev aldı. TİMDER sektörümüzü temsil eden tek sivil toplum kuruluşu olarak bizim için çok değerli. Yeni kurulduğu zamanlarda birçok konuda üreticilere çok daha ciddi baskı yapabilme imkanına sahipti. Ancak serbest ticaret koşulları altında Rekabet Kanunları çerçevesinde baktığımızda bugünün şartlarında gerek üreticilere gerekse satıcı üyelerine herhangi bir baskı yapabilme imkanı bulunmuyor. Bu nedenle ticari sorunlarımıza çözüm üretebilecek bir gücümüz yok. Pazarda oluşan sıkıntıları TİMDER sayesinde bir araya gelip konuşabiliyoruz. TİMDER Akademi ile uzun yıllardır sürdürülebilir bir eğitim sistemi kurulması sayesinde sektör çalışanlarının eğitim ihtiyaçlarının karşılanması ve gelişmelerin yakından takibi konusunda önemli katkılar sağlanıyor. Bunun yanı sıra verilen eğitim burslarıyla bir çok genç insanın ülkeye faydalı bireyler haline gelmesini sağlıyor.

Anadolu’da daha düşük rakamlar söz konusu. Hem maliyet hem toprak fiyatları çok düşük. Orada 150 Bin TL’ye çok rahat bir şekilde ev alabilirken İstanbul gibi yerlerde bu çok mümkün olmuyor. Dövizdeki artış da inşaata olan talebin azalmasına neden oldu.İnşaat sektöründe kiralar çok cazipti ancak onlar da geriledi. Çünkü insanlar artık dairelerini satamıyorlar.

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Rekabet yoğun bir sektör olduğumuzu dikkate alırsak; gittikçe yoğunlaşan rekabet şartlarında önümüzdeki süreç çok da keyifli geçmeyecektir. İnşaat sektörü önümüzdeki bir kaç yıl içerisinde çok hareketli olsa dahi riskli görüyorum. Çok dikkat edilmesi gereken bir sektör olduğunu unutmamalıyız. Çünkü sattığınız ürünlerdeki en ufak bir kayıp, sizin oldukça büyük bir kazancınızı götürebiliyor. Dolayısıyla en önemli konu dikkatli olmak, risk yönetimini doğru yapmaktır.

71


Cemal Kır & Bülent Kır

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

İçimizden Biri

Engin Yapı ve Tesisat Malzemeleri Paz. San. Ltd. Şti. Yön. Kur. Başkanı & Yön. Kur. Başkan Yardımcısı

72

Bülent Kır ve Cemal Kır

“Aile şirketlerinde büyüme ve uzun süre kalıcı olmanın ilk şartı birlikteliği sağlamaktır.” Engin Yapı’yı, 1985 yılında Okmeydanı Hürriyet Mahallesi’nde ‘Engin Tesisat’ olarak kurduk. Firmamızın kurulduğu yıllarda tesisat taahhüt işleri yapıyorduk. Oldukça küçük bir firmaydı ve orada bir süre daha taahhüt işleri yapmaya devam ettik. Sonra Çağlayan’a taşındık ve bir yıl kadar orada kaldık. Bir yandan da mekanik işleri yapıyorduk. 1990 yılında Ümraniye’ye taşındık. O yıllarda “Mekanik yapıyoruz, malzemesini de satalım” düşüncesi ile ticaret yapmaya da başladık. Bir süre sonra ise hırdavat nalburiye ürünlerini de satmaya başladık. Bu süreç iki yıl kadar sürdü. 1992 yılında hem nalburiye hem taahhüt işinin aynı anda yürütülmesinin

iş yükümüzü artırmasından dolayı birinden vazgeçmemiz gerektiğini düşünerek taahhüt işlerini bırakarak, nalburiye kanadında ticaretimize devam ettik. 1994 yılına kadar firma adımız Engin Tesisat olarak geçiyordu. Aynı yıl içerisinde şirketleşmeye gittik ve Ege Seramik bayiliğini aldık. Böylelikle Engin Yapı ve Tesisat Malzemeleri Pazarlama Sanayi Ticaret Limited Şirketini kurmuş olduk. 1994-1996 yıllarında Kartal Uğur Mumcu’da bir mağaza daha açtık. Böylelikle ürün gamımızı da genişletme fırsatımız oldu. Küvet ve evye imalatı yapmaya başladık. Piyasadaki diğer üretici firmalarla rekabet etmekten

zorlandığımız için kapatmak zorunda kaldık. Özelikle mermer döküm evyelerimizin kalitesi bugün sayılı marka üreticileriyle aynı kaliteye sahipti, o tarihlerde granit döküm evyeler piyasa şartlarından yüksek kaldığı için üretim yapmaktan vazgeçip yapı malzemelerinde ilerlemeyi tercih ettik. 1997 yılına kadar sektörümüzün acemisi olmamızın da etkisiyle ciddi sorunlar yaşadık; ödemelerimizde dengesizlikler oldu ve Ege Seramik bayiliğini bıraktık. Aynı yıl Kale Grubu’ndan bayilik teklifi geldi ve onlarla çalışmaya başladık. Bugün bu seviyeye gelmemizde Kale Grubu’nun payı çok yüksektir. Bizlerin arkasında durup güvenmesi, çalışan kadroların


10 Nisan 2018’de Sancaktepe Merkez Binamızın açılışını yaptık. Bünyemizde

Yaklaşık olarak 55 kişiye istihdam sağladığımız şirketimiz bünyesinde yaklaşık 6 tanesi sevkiyata yönelik olmak üzere 20 aracımız bulunuyor. Bunun yanı sıra 5 tane de iş makinesine sahibiz. Dağıtım ve sevkiyat konusunda iyi konumdayız. Şirketimizin en büyük özelliklerinden biri perakende, tali ve müteahhitlik işlerini bir arada yapıyor olmasıdır. Türkiye’de bu işleri bünyesinde güçlü bir şekilde toplayan firma sayısı çok azdır. Biz bu işleri firmamızda toplamak için zor koşullardan geçtik ama mükafatlarını da aldık. ‘’Piyasada ki ürün yelpazesi bakımından en fazla çeşite sahip firmalardan biri olduğumuzu söyleyebilirim.” Çekmeköy’deki depolarımız ve Bağdat Caddesi’ndeki mağazamızda faaliyetlerimize devam ediyoruz. Zengin ürün çeşitliliği ile önde gelen firmalar arasındayız. Tabi ürün çeşitliliğinin çok olması stok maliyetini çok yükseltse de stok yönetimini doğru yönetebildiğimiz

için stok yapmaktan çekinmeyen bir yapımız var. “Her ürünün bir alıcısı var” felsefesiyle yola çıktığımızdan dolayı zengin ürün çeşitliliği firmamıza müşteri katmasında çok büyük payı vardır. Mağazalarımızda çözüm ortaklarımız Çanakkale Seramik, Kale Banyo, Kalebodur, Edilgres, Edilcuoghi, Kalekim markalarının ürünleri dışında Franke, Teka, Baymak, Siemens gibi birçok değerli firma ile uyum içerisinde çalışmaktayız. Ayrıca Lamine parke, aydınlatma, duvar kağıdı gibi ürünlerde müşterilemize destek veriyoruz. Kaba inşaat ürünleri dışında hemen hemen tüm malzemelerin bayiliği bünyemizde mevcut. Ciromuzun %85’ini Kale Grubu ürünleri sağlıyor. “Sektörümüz Türkiye’deki en zor sektörlerden biri” Güzel ve ancak meşakkatli bir sektörde hizmet veriyoruz. Bizler piyasa finansörü olarak görülüyoruz. Fabrikadan mal alırken olduğu gibi gerektiğinde müteahhite mal satarken de teminat veriyoruz. Dolayısıyla sektörümüzün Türkiye’deki en zor sektörlerden biri olduğunu söyleyebilirim. Örneğin ankastre ürünleri genel olarak birçok ürün gamına göre fiyatları çok yüksektir. Bir yere toplu

“33 yıllık hayalimizi gerçekleştirmiş olduk.”

İçimizden Biri

2003 yılı ve sonrasında büyüme politikaları izledik. Büyümemizde iş dağılımını iyi yapmamız ve kardeşim Bülent Kır ile uyum içinde çalışmamızın etkisi oldukça fazladır. Ben finansla ilgili konularla, Bülent Bey ise satın alma ve satış konularıyla ilgilenir ve birbirimizin işine müdahale etmeyiz. Aile şirketlerinde büyüme ve uzun süre kalıcı olmanın ilk şartı birlikteliği sağlamaktır. “Birlikten kuvvet doğar” felsefesine sahip olmamız gerekiyor. Başarılı ve köklü şirketlerin geçmişine baktığınızda şirketlerin bölünme değil, ortaklık kültürü çerçevesi içinde güçlerini birleştirerek başarılarını arttırdığını görüyoruz. Ortaklık kültürünün sektörel piyasada kabul edilebilmesi için ikinci kuşaklara aktarılmadan kurumsallaşmasını da tamamlaması gerekiyor. Avrupa’da beş asırlık şirketler varken bizde bir asırlık şirketlerin bile çok az sayıda olmasının temelinde bu neden var. Birlikte çalışma, kurumsallaşma kültürünü kabul etmeyen şirket yöneticileri sürekli bölünmeye ve sonunda da tabi ki yok olmaya devam ediyorlar.

satış ve idari ofislerimiz dahil toplam 3500 metrekare alanımız bulunuyor. Toplam 12500 metrekarenin üzerinde kapalı ve açık depolama alanımız var. Çanakkale’de de bir depomuz bulunuyor.

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

her zaman destek olması, bizleri aileden bir olarak benimsemeleri büyümemizde çok büyük önemli katkılar sağladı.

73


İçimizden Biri TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Ergün Kır, Bülent Kır, Cemal Kır ve Engin Kır

“Bizim işimiz ticaret. Bizler banka ya da benzeri bir finans kuruluşu değiliz.” malzeme verdiğinizde 1.5 Milyon gibi bir rakamın riskine girmek durumunda kalıyoruz. Bu nedenle sektörümüzde risk yönetimi başarının da dibe çöküşün de anahtarı diyebiliriz. Sektörün geleceğine baktığımızda; herkesin de kabul ettiği gibi ülkemizin lokomotifi bir sektörde faaliyet gösteriyoruz. Ülkedeki konut sayısı giderek artıyor. Ancak üretilen konut ile tüketim aynı değil. Bildiğim kadarıyla yurt dışındaki konut alımları da durdu. Neler yapıyorsunuz diye sorarsanız, yeniliğe önem veriyor ve neler satabileceğimiz üzerinde çalışıyoruz. Önümüzün kış olduğunu düşünüyor ve nasıl atlatacağımıza bakıyoruz. Sektörde fiyatla rekabet etmenin doğru olmadığını düşünüyorum. Rekabeti fiyat politikasıyla değil de verdiğimiz hizmetler, proje destekleri, çalışan kadronun ürün bilgisi ve güvenilir olmasıyla sağlamalıyız. “Önceliğimiz doğru kitleye, doğru ürün ve hizmetle odaklanmak.” Başarı nedir diye sorarsanız; sürekli kendini yenilemek, çalıştığın tedrikçi firmaların bayisiyle ortak çalışması, güven vermek, çalışan kadronun şirketini ve müşteriyi korumasıdır derim.

74

Kuruluşumuza baktığınızda kendimizi sürekli yenilediğimizi söyleyebilirim. Çünkü eğer kendini yenilersen başarılı kalırsın. Eğer bir rekabet yapılacaksa hizmet ile yapılmalı. En iyisini ve en pahalısını satmaya çalışılmalı. 1990’lı yıllarda Mustafa Kemal Mahallesi’ndeki şubemize en iyi markalardan birinin musluklarını almıştım. O yıllarda bölge o markayı bilmezdi. Politika olarak her zaman içinde bulunduğumuz bölgenin üst segment ürün talep eden kesimine hitap etmeyi ilke edindik. Bulunduğumuz alanda hitap etmemiz gereken %10’luk bir kesim var ise kendimizi kalan %90’a hitap etmek zorunda hissetmedik. Bu düşüncemiz 1985 yılında da böyleydi, bugün de aynı. Önceliğimiz doğru kitleye, doğru ürün ve hizmetle odaklanmak.

“Hayalim depolama sistemindeki bozuklukları giderecek bir sistem kurmak” Hayalimdeki en önemli konulardan biri sektörümüzdeki depolama sistemini iyileştirmek. Depolama sistemindeki bozukluk nedeniyle çok ciddi zararlar ediyoruz. İlerleyen zamanlarda güzel bir depolama sistemi kurmak istiyoruz. Özellikle bu sene, bu konuya ciddi yatırımlar yaptık. Sektörümüzde bazı firmalar depolama sorunlarını bir şekilde çözüme kavuşturmuşlar ancak %80’i için gelişme kaydedilemedi diyebilirim. Sektörümüzün diğer kanayan yarası ise çek ve senet konularıdır. Bu sistemi ancak hep birlikte bitirebiliriz. Kredilendirme bankaların işi olmalı, bizlerin işi olmamalı. Dolayısıyla bu işin tamamen bankaya verilmesi kanaa-


“TİMDER’in sektöre katkılarını takdir ediyorum” TİMDER Sivil Toplum Kuruluşları içerisinde en önemli kuruluşlardan biridir. Ben de uzun zamandır TİMDER yönetiminde görev alıyorum. Yıllardır özveri ile hiç kimseden hiçbir beklentimiz olmadan çalışıyor, emek veriyoruz. Sektöre verdiği çeşitli eğitimler ile TİMDER, ayrıca toplumdaki eğitim işlevini üstlenmiş bir kurumdur. TİMDER’in bir sivil toplum kuruluşu olarak üzerine düşen her görevi başarıyla yaptığına inanıyoruz.

‘’Ya Olmazsa!!!’’ Değinmek istediğim bir nokta da başarı konusu. Başarı nedir diye sorsanız, en büyük başarı emniyette olmaktır. Hayat felsefeme yer etmiş çok önemli bir anımı anlatayım sizlere. Didim’de yazlığımızın genel olarak bir aidat sorunu bulunuyordu. Bir gün 3-4 kişi oturduk masaya bütçe planlaması yapıyorduk. İçimizden biri de yüzbaşıydı, ben “Şuradan alır, şurayı öderiz” diyorum. Yüzbaşı “Ya olmazsa” dedi. “O zaman şuradan alır, burayı öderiz” yine “Ya olmazsa” dedi. Bu kez ben de “En kötü Hüseyin abi Almanya’dan geldiğinde bizim adımıza parayı öder, biz ona veririz” dedim. Yüzbaşı tekrardan “Ya olmazsa” dedi. Bu kez döndüm ve kendisine “Dalga mı geçiyorsunuz yüzbaşım? Olmazsa

batsın o halde” dedim. Yüzbaşı döndü ve “Kusura bakma Cemalcim, ben akademide harp planlayıcısıydım. Savaşa girerken otururuz 8 tane olasılık sayarız. Çünkü savaşa girdiğin anda plan yapamazsın. Bu nedenle savaş öncesi bütün olasılıkları hesaplamalısın. Ben bir anda daldım ve senin 8 olasılık sayacağını düşündüm” dedi. Bu anımın benim hayatımda çok önemli yeri var. Bir iş yaparken “Ya olmazsa” ihtimalini hep düşünmemiz gerekiyor. Örneğin çek yazarken, “Ben bu çekin parasını şuradan alır da öderim” diyerek direkt imzalamamalısınız, “Ya olmazsa” diye düşünmelisiniz. O çeki yazarken de en az 3-4 adet alternatif olmasına özen göstermelisiniz. Ben bunları yaparken bankalarda kredi açarım. A bankasında olmaz ise B bankasında olsun. Ya olmazsa ihtimaline karşı 4-5 ay öncesinden önlem alırım. Ticaret yapmak uzun vadeli düşünmeyi gerektiriyor. Şu anda elimde 3-4 tane mülküm olsa onların üstüne asla ipotek koydurmam. Eğer birini vereceksem mutlaka yerine koymam gerekir. “Ben rezil olana kadar malım rezil olsun” deyimi ticari mal için geçerli değildir. Ticari olmayan malın rezil olabilir. Çünkü onun sana zarar verecek döngüsü olmaz. Sektördeki tüm arkadaşlarımıza ve paydaşlarımıza önerim, önlemlerini iyi almalarıdır. Eğer bunlara dikkat ederlerse büyük sıkıntılarla karşılaşmayacaklarına inanıyorum.

Sektörden beklentilerimize değinecek olursak, kârsız iş yapılmasın istiyoruz. Çünkü herkes hakikaten çok ciddi emekler veriyor. Bu işleri günü birlik düşünmemek gerekiyor. Bugün teşhirlere inanılmaz paralar harcıyoruz. Bunun da bir karşılığı olmalı diye düşünüyoruz. Tabi bu seramik sektörü için geçerli, mekanik sektöründe ağır teşhir maliyetleri söz konusu değil. Ucuza mal satmanın da hiçbir değeri yok. Bu nedenle sektörümüzdeki tüm arkadaşlarımız kârlılığını koruyarak satışlar yapmalı ve kendi doğrusundan ayrılmamalıdır.

İçimizden Biri

TİMDER’in bu konuların çözümüne öncelik vermesini rica ediyorum. Hep birlikte el ele vererek bütün sorunların üstesinden gelebiliriz. Örneğin müşteri geldiği zaman firma “Ben çek ile satmıyorum” dediğinde ve müşteri diğer firmalardan da aynı cevabı aldığında bu sorun ortadan kalkacaktır. Kârsızlık ve rekabet gibi sorunlar aşılamayacak sorunlar olarak görülmemelidir. Firma olarak bu konularda verdiğimiz hizmet ile ayakta durmaya çalışıyoruz. Tek sorunumuz finansör olmak. Biz nasıl fabrikaya DBS açıyor ve garanti veriyorsak, bizden ürün alacak kişi de bankaya teminat vermelidir. Böylelikle belki bir iki sene kazancımız azalır ama en önemlisi rahat ederiz . Yani çözüm olarak bu işi bankalara ve finans firmalarına vermeyi öneriyorum.

ve bu pazardan çok ümitliyiz. Ülkemiz deprem bölgesi olduğu için ülkemizde maalesef çok sağlıksız konutlar bulunuyor. Şu an dönüşüme başlasak var olan konutlardan çok daha fazla konuta ihtiyaç duyulur. Ancak bunu gerçekleştirecek finans var mı? Onu düşünmek lazım. Mevcut şartlarda hem firmaların hem de bireylerin çok ciddi kredi borçları bulunuyor. Bir yandan önümüzde kentsel dönüşüm gibi bir ışık, diğer yandan da finans sorunumuz var. Bunlar bir arada nasıl olabilir? Bunun üzerine düşünerek uygun çözümler üretmek gerekiyor.

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

tindeyim. Adamın parası yoksa bankaya gitmeli ve ürün alımlarında çek, senet ne kullanıyorsa bankadan talep etmeli. Çek, senet konuları çözülmediği sürece kanayan yaramız durmayacaktır. Sektörümüzde bizim gibi firmaların %99’u maalesef finansör konumunda hizmet veriyor. Bizim işimiz ticaret. Bizler banka ya da benzeri bir finans kuruluşu değiliz.

Değinmek istediğim diğer bir konu kentsel dönüşüm. Kentsel dönüşümün güzel bir pazar olduğunu düşünüyoruz Engin Yapı Ailesi

75


Ayhan Aslan

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Geçerken Uğradık

Ayas İnşaat Malzemeleri İth. İhr. Ltd. Şti. Genel Müdürü

14 Kasım 1968 İstanbul doğumluyum. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimimi Gültepe’de tamamladım. Lise eğitiminden sonra sektöre adım attım. 1989 yılında hem akrabamız hem de iş adamı olan bir yakınımız ile sektör hayatımız başladı. 1994 yılı itibariyle ortaklığımız sona erdi. O günden bugüne dek Ayas İnşaat Malzemeleri olarak faaliyetlerimize devam ediyoruz. Şirketimizi kardeşim Hakan Aslan ile birlikte yönetiyoruz. Faaliyet konularımız arasında inşaat malzemelerinden; fayans, seramik ve bunlara bağlı montaj ürünleri, banyo dolapları, küvetler, ısı gurubu ürünleri satışı yer alıyor. 3 mağazamız ile hizmet veriyor, 35 kişiye istihdam sağlıyoruz. Mağazalarımız ortalama 2 Bin metrekare alana sahip, showroom’larımız 500 - 1000 metrekare arasında değişiyor. Sektör hayatımızdaki faaliyetlere tek mağaza ile başladık, sonrasında bir depomuz oldu ve bu depoyu mağaza haline getirdik. Peşinden üçüncü mağazamızı açtık.

76

‘’Sektör çok değişken bir yapıya sahip, yenilikleri iyi takip etmek gerekiyor’’ Sektörü son 6 aydır pek iyi görmüyorum. Bu nedenle geleceğe yönelik hedeflerimiz konusunda belirsizlikler olduğunu söyleyebilirim. Yine de kötümser bakmıyorum geleceğe. Ancak maceraperest olmadığımı da söylemeliyim. Türkiye öyle bir ülke haline geldi ki artık her şey çok hızlı değişkenlik gösterebiliyor. Dolayısıyla 5-10 yıllık planlar çok uzak gibi gelmeye başladı. Bu nedenle pozitif ya da negatif bir yorum yapmayayım, iyimser olayım. Hepimizin bildiği gibi müteahhitlerin konut satma konusunda ciddi sıkıntıları bulunuyor. Faizler çok yüksek ve bu oranların bir şekilde dizginlenmesi gerekiyor. Tabi iş yapmak sadece faizlerle de bitmiyor. Burada doğru stok, doğru müşteri yapısı, hiz-

met ve ilgi konularında da çok iyi olmak gerekiyor. Biz bu bilinçle bir satış ekibi kurduk ve ekibimize de bu bilinci aşılamaya çalışıyoruz. Geriye dönüp baktığımızda da iyi bir gelişme süreci yaşadığımızı gözlemliyoruz diyebilirim. Gelecek için doğru şeyler yapmak ve eklemek zorundayız. Çünkü sektör hem çok değişken bir yapıya sahip hem de çok hızlı gelişiyor. Dolayısıyla yenilikleri çok iyi takip etmek gerekiyor. Önceleri aldığımız bir ürünü beş yıl sonra da güncelmiş gibi ürünü satabiliyorduk. Şu anki ürün geliştirme, trend değiştirme hızı nedeniyle ürünlerin önemli bir bölümü yıl geçmeden güncelliğini yitiriyor. Bu nedenle yeniliği ve stoklarımızı çok iyi takip etmemiz gerekiyor. Fabrikaların


Sektörümüzde rekabet oldukça yoğun. Bu noktada bizi diğerlerinden ayıran

Harun Bulut, Ayhan Aslan, Suat Mak ve Yavuz Kenar

“Tutamayacağımız sözler vermiyoruz. Empati yapıyoruz ve doğru sonucu bulmak o kadar da zor olmuyor.” temel faktörlerden biri mağazalarımızın lokasyonlarının iyi yerlerde konumlanmış olmasıdır. Bunun yanında doğru ürünü doğru şekilde sattığımıza inanıyoruz ve personellerimize yatırım yapıyoruz. Ayrıca kapıya kadar nakliye hizmeti veriyoruz. Bunu yapmakla kalmıyor müşteri memnuniyeti adına nakliye iadesi de gerçekleştiriyoruz.

Yapabileceklerimizin sözünü veriyor, tutamayacağımız sözler vermiyoruz. Empati yapıyoruz ve doğru sonucu bulmak o kadar da zor olmuyor. Tabi ki bu işin nakliye maliyet bölümünün ciddi bir boyutu var. Ama söz konusu müşteri memnuniyeti olduğu için maliyeti müşteri memnuniyeti adına kendimiz karşılıyoruz.

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

‘’Ucuza satmak yerine, iyi bir malı nasıl daha uygun verebileceğimizin arayışındayız’’ Son zamanlarda müteahhitlerin de yatırım alanları genişledi. Müteahhitler artık banyo ve mutfak bölümünde ciddi yatırımlar yapabiliyor. Çünkü yatırımlarının karşılığını almaya başladılar. Bu da sattığımız ürünlerin kalitesinin yükselmesini sağladı. Bir süre öncesine kadar bölgemizde defolu ürün talebi çok fazlaydı, şu an neredeyse defolu ürün satmıyor hale geldik. Bu, işin kalitesinin yükseldiğinin önemli bir göstergesidir. Her zaman kendi içimizde bunun mütalaasını yapıyoruz ve yanılmadığımızı görüyoruz. Ucuza satmak yerine, iyi bir malı nasıl daha uygun fiyata verebileceğimizin arayışındayız. Müteahhitler de bugün bizimle aynı arayışta. Çünkü zamanla herkes bilinçlendi. Doğru uygulamalar sonucu, olumlu geri dönüşler alındığının farkına varıldı. Bu da işimize olumlu yansıdı. Bugün ortalama satış rakamlarımıza baktığımızda ciddi bir artış olduğunu görüyoruz. Ancak Türkiye’de inanılmaz bir enflasyon var. Sektörümüz hala enflasyonla ters oranla gidiyor. Stok maliyetleri de maalesef ters oranda yazılıyor. Bu nedenle stoklarımızı çok iyi kontrol etmeliyiz.

Geçerken Uğradık

işi de dijital dönüşümle birlikte zorlaşmaya başladı. İyi tarafı ise, fabrikaların kalite yapısının çok iyi bir noktaya gelmesi oldu. Birçok fabrika dijital dönüşümle birlikte artık çok üst noktalarda ürün üretebiliyor. Kalite konusunda çalıştığımız fabrikalardan çok memnunum. Özellikle Bien Seramik kalitesini ve çeşitliliğini çok beğeniyoruz.

77


Geçerken Uğradık TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

78

“Tüm gücümüzü mevcut alt yapımız ile uzmanlaştığımız pazarda en iyi hizmeti vermeye yöneltmenin en doğrusu olduğuna inanıyoruz.” ‘’Büyük ölçekli müteahhit guruplarına hitap etmememizin sebepleri arasında risk ve kârsızlık etkenlerini sayabiliriz’’ Ticari yapımız konusunda orta ve küçük ölçekte müteahhitlikte aktif durumdayız. Bunun dışında perakende konusunu önemsiyor ve bunun karşılığını görüyoruz. Toplu işlerde varız ancak agresif davranmıyoruz. 30 yıllık bir firma olmamız ve doğru ticaret ile kemikleşmiş sürdürülebilir bir çevremiz olduğundan onlara hitap etmeye çalışıyoruz. Tali bayi ağında hemen hemen hiç yokuz diyebilirim. Kısa vadede ya da gelecekte oraya girmek gibi bir politikamız da yok. Tüm gücümüzü mevcut alt yapımız ile uzmanlaştığımız pazarda en iyi hizmeti vermeye yöneltmenin en doğrusu olduğuna inanıyoruz. Dolayısı ile daha çok perakende işlerine eğilimliyiz. Büyük ölçekli müteahhit guruplarına hitap etmememizin sebepleri arasında risk ve kârsızlık etkenlerini sayabiliriz. Bu nedenle büyük ölçekli guruptan uzak duruyoruz. Toplu iş kanadına ya da tali bayi alanlarına sarılmadığımız halde neredeyse o işleri yapan arkadaşlarla aynı metrajlarda ürün satıyoruz. Hem kârlılığı yakalama hem de riski bölme amaçlı orta ve küçük müteahhitleri hedef kitlemiz olarak belirledik. Bizim avantajlarımızdan biri 20-25 yıllık müteahhitlerimizin hala bizden alışve-

riş yapıyor olması. Oluşan çevremiz de bir zincir halinde ve herkes birbirinin arkadaşı. Yeni oluşacak çevre için de ciddi istihbaratlarımız bulunuyor. Bu konuda risklerimiz o kadar düşük seviyelerde ki, doğru yolda gittiğimize inanıyoruz. Küçük orta ölçekli müteahhitler az konut yapıyorlar gibi gözüküyor ama senede birkaç tane üretebiliyorlar. Bunları topladığınızda zaten orta ve yüksek ölçekli müteahhit olarak kabul edilebilir. Dolayısı ile seneye vurulduğunda iyi bir müşteri yapısı oluşuyor. ‘’Günümüzde rakipler o kadar büyüdü ki, küçük esnafların sektöre girmesi gerçekten zor.’’ Sektörde çözülmesi gereken sorunlarla ilgili söyleyebileceğim çok şey var. Ama en önemlisi kârlılık konusu. Yapılan toplantılarda her zaman çözüm arayışında oluyoruz ancak sonuca ulaşamıyoruz. Çözümün sağlanabileceğine ise pek ihtimal vermiyorum. Çünkü sektörümüzde eğitimle ilgili sıkıntılar var. Öncelikle bu konuda kendimizi geliştirmemiz gerekiyor. Rekabet adına öyle ilginç şeyler meydana geliyor ki... Bu zihniyetlerin değişmesi gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla sektörün geleceğine iyimser bakamıyorum. Firma olarak rekabet yaklaşımımız kıyasıya bir mücadele yerine, en iyi hizmeti vererek rekabet etmek şeklindedir. Bugün yaptığımız

işler ciddi maliyetler istemeye başladı. Biz bunu yakın gelecek için bir artı olarak değerlendiriyoruz. Günümüzde rakipler o kadar büyüdü ki, küçük esnafların sektöre girmesi gerçekten zor. Mevcutların da ancak para kazanarak ayakta durma şansı var. Bence herkes ayakta durabilmek için kendisini değiştirmek zorunda. Eğer bunu başarabilirsek zaman içerisinde mantar gibi türedi söylemi biraz daha azalacaktır. Umuyorum azalır da hep beraber kazanırız. Çünkü çok ciddi depo, mağaza ve eleman yatırımları yapıyoruz ancak karşılığını maalesef alamıyoruz.



Selim Sırrı Erdoğan

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Geçerken Uğradık

Erem Group Genel Müdürü

“Felsefe olarak birlikte kazanmaya inanıyoruz.” 1969 Ardahan Posof doğumluyum. Ailemle birlikte 1973 yılında İstanbul’a göç ettik. 1992 yılında Trakya Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Ardından Arçelik yan sanayisinde çalıştım. Askere gidip geldikten sonra ise Baymak’ta işe başladım. Burada 6 ay çalıştım ve Türkmenistan’a gittim. Aşkabat Havalimanı yapımında görev aldım. Türkiye’ye döndükten sonra Vaillant’ta çalışma hayatıma devam ettim. 2001 yılı Aralık ayında Vaillant’ta işten çıkarıldım. Gerekçe olarak başarısız olduğum belirtildi. Bir önceki yıl işten çıkarılsaydım onlarla belki aynı fikirde olabilirdim ancak işsiz kaldığım yılın benim için en verimli yıl olduğunu düşünüyorum. 2002 yılında; E.C.A ve Vaillant’ın en büyük bayisi olan Erem Mühendislik ile ortaklık kurarak İçerenköy’de faaliyetlerimize başladık.

80

“Gelişme sürecinde kırılma noktalarımızdan biri 2002 yılında Türkiye’de gerçekleşen ekonomik krizdir.” İlk bayiliğimizi E.C.A.‘dan aldık. İstanbul Anadolu Yakası’nda ise Baymak, Vaillant, DemirDöküm markalarının pazar payı yüksekti. 2002 ile 2008 yılları arasında E.C.A dışında, ürün tedarikimizi piyasadan karşıladık. Ana firmalardan alarak, sahaya satışını gerçekleştiriyorduk. Fakat 2008 krizi dengeleri değiştirdi. Sektörde Tosunoğlu kriziyle birlikte ana firmalar stratejisini değiştirdi. Ana firmalar bu krizlerden çok olumsuz etkilendi ve DBS sistemine geçtiler. DBS sisteminin temelinde var olan birebir teminat sayesinde, bu işi kredibilitesi yüksek, sağlıklı mali yapıya sahip firmalar yapmaya başladı. Böylelikle biz de yavaş yavaş bayilikler almaya başladık. 2006 yılında Viessmann, Ariston, Termoteknik,

Bosch ve en sonunda DemirDöküm bayisi olduk. İstanbul / Ataşehir, Gebze, İzmir, Aydın, Antalya, Kocaeli’nde faaliyet göstermekteyiz. Toplamda 3 farklı şirkette ve 7 noktada aktif durumdayız. 100’ün üzerinde kişiye istihdam sağlıyoruz. Gelişme sürecinde kırılma noktalarımıza değinecek olursak, 2002 yılında Türkiye’de gerçekleşen ekonomik krizi söyleyebiliriz. Kriz ortamının dinamiklerini dikkate alarak 2008 yılına kadar gelişim gösterdik. Ancak en büyük gelişmemiz 2011 yılında hisselerin tamamını satın alarak, tek ortaklı yapıya kavuştuktan sonra oldu. Bu uygulama bizi çok büyüttü. Çünkü ortaklarımız ile zaman zaman yönetim / eşgüdüm sorunu yaşanabiliyordu. Şu an geldiğimiz noktada DemirDöküm, Viessmann, Bosch, E.C.A, Termoteknik gibi firmaların önemli iş ortağı konumundayız.


“Sahadaki pazar 1000 iken üretici firmaların hedefi 1500 olduğunda, üzerine aldığı stresi bize yansıtıyor. Biz de sahaya yansıtıyoruz.” Güçlü bir ekiple çalışıyoruz. Doğru insanları doğru yerlere konumlandırarak doğru sonuçlar elde ediyoruz. Dolayısıyla bu yapılanma ile doğru noktalara temas ediyoruz. Felsefe olarak birlikte kazanmaya inanıyoruz. Sürekli ve kalıcı büyümenin de birlikte kazanma politikası ile mümkün olduğunu düşünüyoruz. Çok az bir kâr marjıyla saha satışlarımızı yapıyoruz. Buradaki riski yönetme şeklimiz çok önemli. Bugüne kadar başarılı olduk ama yarının garantisi yok. Dolayısıyla yarın daha temkinli ve daha dikkatli davranarak, riski öngörerek ve riski ölçerek yönetmek gerekiyor. Bankalar nasıl bizim riskimizi tek başına almıyorsa, biz de hiçbir müşterinin bütün riskini almak istemiyoruz. Riski tabana yayıyoruz. Satış politikamızdaki temel felsefemiz bu şekilde.

analiz edebilir hale geldik. Artık alacağımız riskin boyutu öngörülebiliyor. Eskilerden bir deyim var “Mal alırken kazanılır”. Dolayısıyla biz de malı en

iyi şartlarda almaya çalışıyoruz. Daha çok nakit satın alma şartlarımızı geliştirdik. Evet rekabet çok yoğun ancak Türkiye’de çok hızlı gelişme kaydeden bir sektör içerisindeyiz. Bu nedenle sis-

Geçerken Uğradık

“Bankalar nasıl bizim riskimizi tek başına almıyorsa, biz de hiçbir firmanın bütün riskini almak istemiyoruz.”

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

TİMDER Dergisi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Deniz Kaya ve Erem Group Genel Müdürü Selim Sırrı Erdoğan

Sektöre giriş yaptığımız 2002 yılında sahadaki zemin çok kaygan, tehlikeli ve risk ciddi boyuttaydı. Çok zayıf bir firma karşınıza rakip olarak çıkabilmekteydi. 1 TL teminat verip 10 TL’lik mal alabiliyordu. Ticarette ilk zamanlar açığa satış çok fazlaydı. Malı aldıktan sonra malı bozan firma sayısı da bir o kadar fazlaydı. O süreçte aldığımız çekleri çok iyi irdelemek durumunda kalıyorduk. KKB / Findex sistemi ile alacak kalitesini

81


“Barter kültürü 3 Bin yıl önce Mezopotamya’da ortaya çıkan bir kültürdü. Bir malzemecinin bu şekilde büyümesi sanal büyüme gibidir.”

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Geçerken Uğradık

temi doğru yönetmek gerekiyor. Burada da en büyük görev üretici firmalara düşüyor. Sahadaki pazar 1000 iken üretici firmaların hedefi 1500 olduğunda, üzerine aldığı stresi bize yansıtıyor. Biz de sahaya yansıtıyoruz. Bu nedenle üretici firmalar stratejilerini iyi belirlemeli.

82

“İç pazarda üretmeden büyüyemeyeceğimiz kanaatindeyim.” Sektörün son beş yılda çok daha güzel yerlere geldiğini düşünüyorum. Yabancı şirketlerin Avrupa’da %2-%3 hedef artışları varken bizde bu artış %20-%25’ler boyutunda oluyor. Burada Vaillant ve E.C.A gibi firmaların çok ciddi üretim kapasitelerinin olması aktif rol oynuyor. Bir yerde ne kadar çok talep varsa, tüm gözler de orada oluyor. Eskiden pazar çok küçüktü. Bizim kombi sattığımız yıllarda kombi pazarı sadece 5 ilde vardı. Toplam satış adetleri 120 Bin civarındaydı. Bugün toptancılar bu adetlere çok rahat ulaşabiliyor. Pazarın dünden bugüne gelişiminin iyi anlaşılması açısından bunlar önemli rakamlar olarak değerlendirilebilir. Geçen yıl 1 Milyon 150 Bin civarında bir pazar oldu. Pazarda üretilen 100 Bin cihazın Çin’e gittiğini şahsen biliyorum. Firma olarak ithalat ve ihracat yapmıyoruz. Çünkü malzemeyi Euro ile alıp iç pazarda satmak çok zor. Bunun rekabetini yapmak da kolay değil. Dolayısıyla iç pazarda üretmeden büyüyemeyeceğimiz kanaatindeyim.

yürümez. Sahada üretici firmanın ihtiyacı olan oyuncu sayısı bellidir. Oyunda üç kişiye ihtiyaç varken oyun beş kişiyle oynanabiliyor. Bu beş kişinin her birinde pazardan pay alma, kâr elde etme isteği bulunur. Agresif piyasa koşulları fiyata da yansır. Bazı şeyleri maalesef yaşayarak öğreniyoruz. Bu işte üretici firmalar çok zarar gördü. Uzun dönem içinde de toptancı gurubunda da zarar görme ihtimali var. Bu zararlar sonucunda ise herkes kendisine çeki düzen vermek zorunda kalacak. Sektörü artı ve eksileriyle değerlendirecek olursak, müteahhit gurubunu çok riskli bulduğumuzu söyleyebilirim. Gidişatları da iyi görünmüyor. İnşaat bizim lokomotif sektörümüz ancak üretmeden de ilerlemesi mümkün değil. Üretim maliyetleri maalesef çok arttı. İki yıl öncesine kadar keşke girseymişiz dediğimiz risk için bugün iyi ki girmemişiz dediğimiz bir sektör haline geldi. Bazı şirketlerin cirosu 20 ise 10’unu barter ticaretinden yapıyor. İnşaatların seramiğini veriyor, karşılığında daire alıyor. Bu ticaret reel değil. Barter kültürü 3 Bin yıl önce Mezopotamya’da ortaya çıkan bir kültürdü, tahıl verilip başka bir şey alınıyordu. Bir malzemecinin bu şekilde büyümesi sanal büyüme gibidir,

gerçekler ister istemez bir gün önlerine çıkacaktır. Sektörde geleceğin trendlerine baktığımızda yeşil enerji binalarının daha ön plana çıkacağına inanıyoruz. Biz de sektöre örnek olmak adına merkez binamızda güneş enerjisi kullanıyoruz. Türkiye’nin buna ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Gelecekte bu trend ve ürün gurupları için yatırım çalışmaları yapıyor ve ekibimizi eğitiyoruz. “İyi ki TİMDER diye bir kuruluş var.” TİMDER ile 2008 yılında tanıştık. O dönemler üye olmamıştık. Sonra araştırınca çok iyi niyetle, sektöre bir şeyler katma çabası olan bir Sivil Toplum Kuruluşu olduğuna kanaat getirdim. TİMDER’in eğitimlerine katılma fırsatım oldu, zaman zaman arkadaşlarımızı da gönderdim. Dışarıda çok ciddi bedeller ödeyerek alacağınız eğitimleri TİMDER çatısı altında ücretsiz alabiliyorsunuz. Aynı işi ya da benzer işleri yapan firmaların birbirine ulaşması açısından da güzel bir ortam olduğunu söyleyebilirim. Sonuç alınması için süreklilik gerektiriyor. Yaptığı çalışmalarda hep bir sürdürülebilirlik anlayışı sağlayan TİMDER’in yaptıklarına ilgi duyarak katılanlar da sonuçlarını alacaklardır diye düşünüyorum. İyi ki TİMDER diye bir kuruluş var.

“Büyüme taraftarıyız ancak çok hızlı büyümek istemiyoruz.” Hedeflerimiz arasında Türkiye genelinde 10-12 şubeye ulaşmak yer alıyor. Büyüme taraftarıyız ancak çok hızlı büyümek istemiyoruz. Kendi sermayesinin gücüne göre iş yapmakla mükellefiz. Üretici firmalar çok büyük oyuncu. Oyunu onlar kuruyor biz yerimizi alıyoruz. Zaman ve süreç içerisinde toptancıların çok daha ön plana çıkacağı, sistemi ve sürecin doğru toptancılar tarafından daha doğru yönetileceği, kazan kazanın hem satıcı için hem de üretici firmalar için olması gerektiği düşüncesindeyiz. Çünkü bir yerde kaybeden varsa orada mutsuzluk var demektir. Bir şeyin sürdürülebilir olması için iki tarafın da kazanıyor olması gerekmektedir. Sadece biz kazanıp üretici firma kaybederse o iş TİMDER Dergisi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Deniz Kaya ve Erem Group Genel Müdürü Selim Sırrı Erdoğan



Mehmet Ali Çakmak

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Geçerken Uğradık

Çakmak Yapı Malzemeleri San. ve Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

84

1965 İstanbul doğumluyum. Evli ve dört çocuk babasıyım. Çakmak Yapı Malzemeleri’nde Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı yapıyorum. Sektöre girişimiz 1975 yılında rahmetli babamın Aksaray’da küçük bir nalburiye dükkanı açmasıyla başladı. Ticari faaliyetlerimiz 1983 yılında şirketleşerek devam etti. Bizler ikinci kuşağız ve şu anda üçüncü kuşak yönetimimizde görev alıyor. Oğlum Cihat, buranın sevk ve idaresini ve içinde bulunduğumuz mağazanın müdürlüğünü yapıyor. Aynı zamanda şirket yönetim kurulunda yer alıyor. Cihat okul eğitimi döneminde zaman zaman yanıma geliyordu. Kendisinde bir ışık gördüm. Sorumluluğunun bilincindeydi ve işini severek yapıyordu. Eğitiminden sonra mağazanın sevk ve idaresi konusunda yaşına göre ciddi bir görev üstlendi. Ortaklarımın çocukları şu anda eğitim ve öğretim hayat-

“Herkes kendi ürününü, kendi marka değeri ile satmalı.” larına devam ediyorlar. Umuyorum ki gelecekte onlardan da istifade edebileceğiz. Ben ailemizin ortanca çocuğum, abim Fevzi Çakmak ve kardeşim Abdullah Çakmak ile birlikte Güngören ve Halkalı’da iki şubemiz ile ticari faaliyetimize devam ediyoruz. Bağcılar’daki şubemizi 1996 yılında kurmuştuk. Ancak belediye ile yaşadığımız bir takım sıkıntılardan dolayı 21 yıllık şubemizi 4 ay önce kapatmak durumunda kaldık. Güngören’de açık depo ve mağaza olarak çalışıyoruz. Röportajımızı gerçekleştirdiğimiz Küçükçekmece showroom’umuzda 1700 metrelik bir mağazada müşterilerimize hizmet veriyoruz.

“Sektörümüz hakikaten yoğun emek isteyen bir sektör” İstanbul gibi metropol şehirlerde açık depolar sorun haline gelmeye başladı. Bu sorun önümüzdeki yıllarda sektörümüzün bizim gibi çalışan firmalarını da etkileyecektir diye düşünüyorum. Biz firma olarak 1996 yılında açık depo yapılanmasına geçtik. O dönemde açık depo popülerdi ve 2010 yılına kadar kullanım ayrıcalıkları olmuştu. 1996-1997 yıllarında Bağcılar’daki depomuza gelen müşterilerden “Bu fayansları burada mı yapıyorsunuz, fabrikanız arkada mı” diyenler vardı. Sektör değişiyor ve değişen dünya trendleri sektördeki bu


“Kendi meslektaşlarımızla sorunlarımızı konuşamıyor ve fikir alışverişinde bulunamıyoruz.’’ Sektörde hem bizim tarafımızda hem de piyasa tarafında çok ciddi sıkıntılar bulunuyor. Bunları birkaç konu başlığı altında toplayacak olursak; personel istihdamı, kârsızlık ve riski sayabiliriz.. Bana göre sektörümüzde birlik kültürü yok. Kendi meslektaşlarımızla sorunlarımızı konuşamıyor ve fikir alışverişinde bulunamıyoruz. Birbirimizden kopuk yaşıyoruz. Bu da etik olmayan davranışlara neden oluyor. Nezaket kurallarını bir nevi kendimiz çiğniyoruz.

“Butik mağazaları sektör paydaşlarıma tavsiye ediyorum. Bu mağazalar iyi bir lokasyonda konumlanırsa kârlılık artacaktır.” Çakmak Yapı olarak ilke edindiğimiz bir takım prensiplerimiz bulunuyor. Personellerimiz kendi içimizde yetişen kişilerden oluşuyor. Ama ne yazık ki dönem dönem bazı olumsuzluklar yaşıyoruz. Bu olumsuzluklar neticesinde işine son verilen personeli, bir saat sonra arkadaşım dediğimiz meslektaşım işe alıyor. Bu noktada meslektaşımızdan bizi arayıp personel için referans istemesini bekliyoruz. Ancak bunu gerçekleştiren henüz olmadı. Bu biraz da personelle alakalı bir durum. Personellerimizin hayat kalitelerini verdiklerimiz maaşlar ile iyi yerlere çek-

meye çalışıyoruz. Ancak 200-300 Lira farkla başka bir firma, sizin gözde elemanınızın peşinde oluyor. Bu da haksız rekabete sebep oluyor. Birbirimize karşı her zaman etik olmalıyız. Biz müşteriye bir malı satarken kârımızı gözetiyoruz ve olması gerekenin altında marjlarla satmıyoruz. Çünkü bu kârın altında yaşamımızı idame ettirmemiz mümkün değil. Müşterilerimizi hedef alan bazı esnaf arkadaşlarım, malı %5 daha ucuza satarak müşteriyi yanına almaya çalışıyor. Burada emek hırsızlığı söz konusu. Çünkü mağazanızda müşteriyi bir saat misafir ediyor, onu gezdiriyor, ürünleri gösteriyor, ihtiyaçlarına göre çözüm önerileri oluşturuyorsunuz ve akabinde bir fiyat listesi çıkarıyorsunuz. Müşteri o firmalar ile sizi kıyasladığı zaman sizin malınızın orijinalliğinden şüphe ediyor. Herkes kendi ürününü, kendi marka değeri ile satmalı. Siz hizmetinizi iyi yapın, müşteri ondan sonra kararını versin. Bugün ne yazık ki bunu gerçekleştiren esnaf sayısı yok denecek kadar az. Biz bunları aştığımız zaman samimiyet, beraberinde etik davranışları getirecek ve sorunlarımız çözüme kavuşacak.

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

İçinde bulunduğumuz mağazayı 2016 yılında Yurtbay Seramik ile birlikte planladık. Mağazanın yapım aşamasına çok özen gösterdik ve her şeyi en ince ayrıntısına kadar detaylı bir şekilde çalıştık. Dolayısıyla içinde bulunduğumuz mağazanın bendeki yeri çok farklı diyebilirim. Sektörümüz hakikaten yoğun emek isteyen bir sektör. Bugün 10 dairelik bir inşaatın fayans seramiği, 25-30 tonluk bir ağırlık ortaya çıkarıyor. Tek seferde sevk edemezsek 5-6 seferde kamyonet ile bu hizmeti veriyoruz. Toplam hacim 20-25 Bin TL oluyor ve bu emekle yapılan işin kârı bizleri tatmin etmiyor. Dolayısıyla butik mağazaları sektör paydaşlarıma tavsiye ediyorum. Bu mağazalar iyi bir lokasyonda konumlanırsa kârlılık artacaktır.

Geçerken Uğradık

değişimleri etkiliyor. Tahmin ediyorum ki eskiye dönüş olacak ve mağazalaşmaya geri dönülecek, depolar şehir merkezlerinin dışına taşınacak, müşteri konforu ön planda tutularak rahat alışveriş imkanı sağlanacak şekilde ve hatta çocuk oyun alanlarını bile içerisinde bulunduracak yeni mağazalar oluşturulacak.

‘’TİMDER’in organizasyonlarında bir araya gelmeli; projelere mal satan firmalar ve fabrikalar bir kural oluşturmalıyız.’’ Risk ve kârsızlık sektörde yaşadığımız 85


Geçerken Uğradık TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

86

Emine Vardarlıer, Cihat Çakmak, Mehmet Ali Çakmak, Naim Süleymanoğlu ve Sevinç Yiğit

“Firmamızın özellikle lojistikle alakalı her zaman bir B planı var.” diğer bir konu. UNICERA Fuarı’nda TİMDER öncülüğünde WOW Otel’de bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıya biz de katıldık. Orada sektördeki arkadaşlarımızın konuşmalarını dinledim ve not tuttum. Hepimizin ortak sorunu risk ve kârsızlıktı. Benim sektör ile ilgili düşüncem mesleki sivil toplum örgütlerini güçlendirmekten yana. Örneğin TİMDER’i güçlendirmeliyiz. Bize mesleki birikimlerini, tecrübelerini aktarabilecek, kendisinden istifade edebileceğimiz, hiçbir iş ve maddi kayıp kaygısı olmadan bizim önümüze geçerek bu sivil toplum kuruluşlarını yönetecek büyüklerimize ihtiyacımız var. Önce bunu tespit etmeli sonra TİMDER’in yaptırım gücünü konuşmalıyız. Bunu istememizin sebebi sektörümüzde hem alırken hem satarken teminata gerek duyulmasıdır. Bizim riski taşıyan tarafta olmamızdır. Örneğin ben belirli bir bilgi birikimine sahip olduktan sonra bir çanta alayım ve projeleri dolaşayım. Ancak alt yapım, sermaye birikimim olmasın, gideyim projelere mal satayım ama verdiğim sözleri tutamayayım. Bu kez güvensizlik ortaya çıkıyor ve karşı taraf teminat mektubu istiyor. İşte bu nedenle TİMDER buradaki köprü

olmalı. Örneğin; TİMDER’den geçerliliği olan projelere mal satabilir sertifikası alınması söz konusu olabilir. Bunu gerçekleştirdiğimizde birçok soruna çözüm bulmuş oluruz. Fabrikalar bugün bizden habersiz büyük projeleri takip ediyorlar, belirli bir noktaya getiriyorlar. Müşteriye sadece kiminle devam etmek istedikleri soruluyor. Her şey bitmiş ve benim kâr oranım

da belirlenmiş oluyor. Bütün risk benim üzerime yıkılıyor. Bu nedenle TİMDER’in organizasyonlarında bir araya gelmeli; projelere mal satan firmalar ve fabrikalar bir kural oluşturmalıyız. Bir projeye mal satıldığında kâr oranı tespit edilmeli ve %10 kârdan düşük malzeme satılmamalıdır. Bu tür birliktelikleri tabi ki rekabet yasalarına uygun hukuki şartlarda, sağlam temellere oturtabilirsek sorunların çözüleceği kanaatindeyim.


“Sadece sattığımız ürünün değil satıcının da marka olması gerektiği bilinci ile hareket etmeye devam edeceğiz.”

Personel sayımız 20’nin altına düşmüyor, bazı dönemlerde 25’e kadar çıktığı da oluyor. Bağcılar’daki depomuzu kapattıktan sonra çok ciddi bir depo ihtiyacımız oldu. Bu mağazamızın arka tarafında bir yer tuttuk. Firmamızın özellikle lojistikle alakalı her zaman bir B planı var. Bütün ağır malzemelerimiz Eskişehir’de bulunuyor ve oradan İstanbul’a geliyor. Bu lokasyon üzerinde birkaç yer hazırlığımız var. Ancak şu anda hayata geçirmiyoruz. İlerde herhangi bir ihtiyaç durumunda depo açma durumumuz olabilir.

Eskiden 1 metrekare fayansın 4’te 1 fiyatına işçilik maliyeti çıkardı. Şuanda işçilik 25 TL. Dolayısıyla en düşük fayansın ücreti 80-100 TL olması gerekiyor. Yani işçilik fiyatı fayansın kendi fiyatı oldu. Burada kârsızlık ortaya çıkıyor. Eskiye göre çok daha fazla efor sarf etmek,

daha çok emek vermek gerekiyor. 1994 yıllında dükkanda bu işleri yaparken değişmeye karar verdik ve açık depoya geçtik. Eğer bunu sağlayamasaydık, bugün başka noktalarda olacaktık. Arkamızdan gelen jenerasyona sektörün geleceği ile ilgili çalışmaları gerektiğinin altını çizmek istiyorum. Gelecekle ilgili sürekli planlar oluşturmalılar. Firmamızın hedefleri arasında müşteriye doğru ürünü, doğru fiyatta sunmak ve hizmeti en iyi şekilde verebilmek bulunuyor. Bunlar öncelikli hedefleriniz arasında olmazsa marka değeriniz ve güvenilirliğiniz olmaz. İsmimize ve güvenirliliğimize zarar gelmemesi adına zarar etmeyi göze alabilecek yapıdayız. Arkadaşlarımıza da her zaman “müşteriyi asla yanıltmayın ve doğru ürünü, doğru fiyatta satmaya gayret edin bunlar bizim vazgeçilmez prensiblerimiz” diyoruz. Firmamızın her zaman ileriye yönelik planları bulunuyor. Daha evvel yaptığımız planları günümüz şartlarına göre revize ediyoruz. Biz 43 yıllık bir firmayız dolayısıyla güveni ön planda tutuyoruz. Son 10 yılda markamızla ilgili dönüşler iyi yönde, bu doğrultuda sadece sattığımız ürünün değil satıcının da marka olması gerektiği bilinci ile hareket etmeye devam edeceğiz.

Geçerken Uğradık

Granitte bir takım ihtiyaçlarımızı Decovita ve Akgün Seramik firmaları ile karşılıyoruz. Firma değişikliğini çok fazla tercih etmiyoruz. Sorunlarımızı konuşarak halledebiliyoruz. Yurtbay Seramik ile de farklı bir gönül bağımız var. Bu nedenle farklı bir markaya ihtiyaç duymuyoruz.

“Bugün içinde bulunduğumuz rekabet ortamında teknolojinin etkisi olduğunu söyleyebilirim.” Dünden bugüne sektörü değerlendirecek olursak, yarım parmak demir su borusu almak için bir ay sıra beklediğimiz günleri çok iyi hatırlıyorum. Yarım parmak dirsek alabilmek için İzzet Baysal’dan birkaç ay sıra beklediğimiz zamanları da hatırlıyorum. Bizler eski Sümerbank’çıyız. Sektörde bizim gibi birkaç firma daha vardı. Mal alabilmek için aylarca sıra beklerdik. Birebir ilişkiler ön planda tutulurdu. Sıraya girebilmek için iyi ilişkiler edinmeye çalışırdık. Sektörümüz bu çabalarla dünden bugüne çok güzel yerlere geldi. Bunda teknolojinin payı da yadsınamaz. Ancak teknolojinin avantajları gibi dezavantajları da oldu. Bugün içinde bulunduğumuz rekabet ortamında teknolojinin etkisi olduğunu söyleyebilirim. İnsanlar bilgisayar başında aradığı ürünü yazdığında karşısına bir takım markalar ve fiyatlar çıkabiliyor. Dolayısıyla bir rekabet ortamı oluşuyor.

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

2016 yılında Yurtbay Seramik çatısı altında hakikaten sektörümüzün değerli markalarını bir araya getirdik. Böyle bir mağaza oluşturduk. Bizim ana firmamız Yurtbay Seramik. Bunun yanı sıra mağazamızda Geberit, Hansgrohe, Duravit, Hüppe E.C.A. gibi markalar bulunuyor. Yurtbay Seramik konseptli bir mağazada böyle bir birlikteliği ilk olarak biz gerçekleştirdik.

87


Hür Ağbaba

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Geçerken Uğradık

Ağbaba İnşaat San. Tic. Ltd. Şti. Genel Müdürü

Toprak kökenli yani çiftçi bir aileyiz. Yıllarca toprağı ekip biçtik ve hayvancılıkla uğraştık. Çalışkan ve azimli bir aileye sahip olmamız bizi sürekli çalışmaya ve helalinden kazanmaya teşvik etti. Tahsilimiz için köyümüzden ayrılıp Malatya’ya geldik. Fakat köyümüzle olan bağımız hiçbir zaman bitmedi. 1974 yılında çok ortaklı bir yapıda kurulan firmamızın birinci kuşak temsilcisi babamdı. Bizler de bir yandan okula gidiyor, bir yandan da babamın yanında çalışıyorduk. Üniversite eğitimi ve askerlik hizmetlerimiz bitene kadar kardeşlerimle birlikte şirkette bir takım görevler üstlendik. 1995 yılına kadar ticari faaliyetlerimizi babam Hüseyin Ağbaba’nın gölgesi altında ikinci kuşak olarak devam ettirdik. Ticaret hayatımız boyunca bizi müşterimize karşı mahcup edecek hiçbir

‘’Müşterilerimizden ve bayilerimizden gelen eleştirileri katkı olarak kabul ediyoruz.’’ ürünü dükkanımızdan içeri sokmadık. Doğru marka tercihleri, güven esaslı müşteri ilişkileri, dar zamanında müşterilerimize verdiğimiz destek ve güleryüz ile bu günlere geldik. Çanakkale Seramik, Kalekim, Kale Banyo, E.C.A., Serel, Fırat Boru, Borusan Boru, Trakya Döküm, Teksan, Evs, Agt, Siemens, Franke, Polisan, Erdem Bambu markaları başta olmak üzere seramik, vitrifiye, armatür, iç ve dış cephe boyaları, yapı kimyasalları, mantolama, akrilik küvet tekne ve duşa

“Ticaret hayatımız boyunca bizi müşterimize karşı mahcup edecek hiçbir ürünü dükkanımızdan içeri sokmadık.” 88

kabinleri, duvar kağıdı kaplamaları, ev dekorasyon ürünleri, banyo aksesuarları, laminant ve lamine ürünleri, balkon


ve bahçe oturma grupları ve son olarak da ankastre, ürün gamlarımız arasında yer alıyor. 10 Bin’in üzerindeki ürün gamımızı, Malatya Merkez ve ilçeleri başta olmak üzere, çevre il ve ilçelerdeki bayilerimiz aracılığı ile toptan pazarlıyoruz. Malatya merkezde 3.000 m² ve 2.750 m² olmak üzere iki ayrı mağazamızda perakende satış faaliyetlerimiz mevcut. Ayrıca 12.000 m² açık ve 4.000 m² kapalı alan stok depolama sahalarımız bulunuyor. İnsanın eve, çalışacağı bir işyerine, dinleneceği bir mekana yani kısacası dört

duvara ihtiyacı olduğu müddetçe sektör lokomotif olmaya devam edecektir. Modern, klasik ve fantastik çizgiler ile farklı seçenekler iç ve dış mimaride izlerini taşımaya devam ederken, akıllı ev teknolojileri her geçen gün dokunduğumuz yerlerde izlerini artıracaktır. Bu kadar dikey bir yapılaşmadan bıkan ve kaçan kitlenin geleneksel mimariyi tercihi, emek ve mimari yoğunluklu çözümleri üretmemizi zorlayacaktır. Diğer yandan marka konutların artması bir yandan hepimizi sevindirirken gelir seviyesinin eşitsizliği ve konut kredi faiz oranlarının artması istikrarsız bir piyasa beklentisi oluşturuyor.

Sektörümüzde sağlıklı ticaret yapısı kurmak ve rakiplerinizden bir adım önde olmak için öğrenmeye ve gelişime açık bir politika izliyoruz. Dün öğrendiklerimize bu gün öğrendiklerimizi ekliyor ve yarın neler öğrenebileceğimizi düşünüyoruz. “Klasikleşmiş / Eskimiş kurumsal kimlik “ anlayışı yerine çalışma arkadaşlarımız ile birlikte güler yüz, uyum ve sorumluluk bilinci içerisinde olarak yarınlara emin adımlarla ilerliyoruz. Daha iyi noktalara gelebilmek adına müşterilerimizden ve bayilerimizden gelen eleştirileri katkı olarak kabul ediyoruz.

Geçerken Uğradık

Veli Ağbaba, Hüseyin Ağbaba ve Hür Ağbaba

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

“10 Binin üzerindeki ürün gamımızı, Malatya Merkez ve ilçeleri başta olmak üzere, çevre il ve ilçelerdeki bayilerimiz aracılığı ile toptan pazarlıyoruz.”

89


Geçerken Uğradık TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Yunus Emre Ağbaba, Veli Ağbaba, Efe Ağbaba, Hür Ağbaba ve Ahmet Can Ağbaba

‘’Risk teşkil eden binalar, deprem yönetmeliğine uygun olmalı ve daha yaşanılabilir hale getirilmelidir.’’ Sürekli olarak gelişen yapı sektörü iç ve dış gelişmelere bağlı olarak bir süre durağan seyretse de dış piyasanın canlanacağını ve bunun iç piyasayı olumlu yönde etkileyeceğini düşünüyoruz. Bölgemizdeki sektörün nabzı için TÜİK raporlarının son derece önemli bir yeri olduğunu belirtmeliyim. TÜİK verilerine göre 2014 - 2017 yılları arasında Türkiye genelinde bir önceki yıla göre ilk konut satış artış oranı ortalama %1,06 iken Malatya’mızda bu oran %0,96 ile Türkiye genelinin gerisinde kalmıştır. Kentsel dönüşümün ileride kentsel felaket olmaması için çok ciddi önlemler alınması gerekiyor. Zaten şehir altyapısı ile mevcut nüfusa yetersiz kalırken dönüşüm çatısında kat sayısını artırıp şehrin daha fazla dikey yapılaşmasına sebep olmak yanlış bir çözüm. Kentsel dönüşüm elbette olmalıdır. Risk teşkil eden binalar, deprem yönetmeliğine uygun olmalı ve daha yaşanılabilir hale getirilmelidir. Bu dönüşümlere hizmet veren müteahhitlere ise farklı bir bölgede ücretsiz arsa veya benzer avantajlarla teşvikler sağlanmalıdır. Kentsel dönüşüm kapsamında ayrıca yeni cazibe merkezleri ve imar alanları açılmalıdır. Ancak tüm bunların gerçekleşebilmesi için doğru bir şehir mimarisinin geliştirilmesi gerekmektedir. Sektörümüzde kısa ve orta vadede çözülmesini istediğimiz konular ara-

90

sında, satmış olduğumuz ürünlerdeki nakliye maliyetinin azaltılması için demiryolu nakliyesinin daha cazip hale getirilmesi, ara nakliye maliyetlerinin azaltılması için akaryakıt fiyatı üzerindeki vergi unsurlarının ve oranının azaltılması yer almaktadır. Yine inşaat maliyetini olumsuz etkileyen KDV oranının düşürülmesi, KDV teşvik kapsamının genele yayılması Anadolu genelinde kurulacak fabrikaların nakliye ve temrin süresindeki avantajlarından istifade etmek için yatırımlara verilecek desteğin artırılması çözüme kavuşmasını istediğimiz konular arasındadır. Aksi halde 5 yıllık teşvik için hiçbir firmanın yatırım yapmayacağı kanaatindeyiz. Bu nedenle önümüzdeki günlerde 15-20 yıllık programlar yapılmalıdır.

TİMDER hem sektöre hem eğitime katkıları ile çok takdir ettiğimiz bir Sivil Toplum Örgütü’dür. Kuruluşundan bu yana sektördeki aksaklıkların düzeltilmesi ve çözüme kavuşması için ciddi adımlar atmaktadır. Bugün inşaat malzemeleri, yapı malzemeleri ve benzer diğer sektörler için böylesi bir Sivil Toplum Örgütü’nün varlığı gelecek için umut vadetmektedir. TİMDER bünyesinde kurulan TİMDER Akademi ile toplumdaki eğitim işlevi üstlenilirken bir yandan da UNICERA Fuarı’ndaki faaliyetleri ile TİMDER hem toplumun hem de ülkemizin en iyi şekilde temsiline katkı sağlamaktadır.



Uğur Fatinoğlu SANICA Yönetim Kurulu Üyesi

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Üretici

“Türkiye’de 3 şehirde 7 üretim tesisimiz ile sanayicilik hayatımıza devam ediyoruz”

Beykent Üniversitesi’nde mimarlık eğitimim sonrası Amerika’da San Diego Üniversitesi’nde bir dönem dil eğitimi aldım. Yine Beykent Üniversitesi’nde işletme alanında yüksek lisansımı tamamladım. İş hayatım ise öğrencilik yıllarımdan çok daha öncesine dayanıyor. Okuldan arta kalan zamanlarımda babam ve amcamın 1987 yılında birlikte kurduğu Pano Seramik şirketimizde geçiriyordum. Eğitim için Amerika’ya gidene kadar hayatım bu şekilde devam etti. Amerika’daki öğrencilik yıllarımda harçlığımı çıkarabilmek için bir süre t-shirt sattım. İlk zamanlar küçük bir işti ancak zamanla iyi bir noktaya getirdim. Amerika’daki eğitimimi tamamlayınca ülkeme geri döndüm. Geri döndüğümde Sanica artık büyük bir kuruluş haline gelmişti. Sanica’da farklı birimlerde görev yapıp, tüm yapıyı tanıdım ve ihracat departmanını yapılandırdım. Şu anda da Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür olarak görevimi sürdürüyorum. Sanica’nın temelleri 1987 yılında küçük bir dükkan olan Pano Seramik ile atıldı. Türkiye’nin ilk polyester küvetini, ilk hidromasajlı küvetini ve ilk akrilik küvetini biz ürettik. Sonrasında da çeşitli ürün grupları geliştirdik. Doğru zaman-

92

“Yaklaşık 700 çalışanımız ile var olduğumuz bölgelerde istihdama da katkı sağlıyoruz.” larda doğru yatırım kararları ile Sanica bugünkü haline geldi. Şu anda banyo gurubunda akrilik, stone ve solid küvet ve tekneler, duş kabinleri, gömme rezervuar ve iç takımları; ısı grubunda panel radyatör, dizayn radyatör, termosifon ve kombi; boru grubunda altyapı ve üstyapı borular ve ek parçaları üretiyoruz. Bunların dışında cam ve perde rayı üretimimiz de var. Türkiye’de 3 şehirde 7 üretim tesisimiz ile sanayicilik hayatımıza devam ediyoruz. Kanada, Macaristan ve İngiltere’de depo ve merkezlerimiz bulunuyor. Yaklaşık 700 çalışanımız ile var olduğumuz bölgelerde istihdama da katkı sağlıyoruz. “Gelirimizin yaklaşık yüzde 55’i ihracattan geliyor.” Zaman zaman küresel ve jeopolitik belirsizlikler olabiliyor. Ancak biz bu durum-

larda bile ürünlerimizi satacak pazarlar bulabiliyor ve bu pazarlara girebiliyoruz. Küresel çapta çalıştığımız zaman tüm fabrika kapasitelerimizi dolduracak kadar satış yapabiliyoruz. Kimsenin gitmediği yerlere gidebiliyor ve daha farklı pazarlara yönelebiliyoruz. Yaygın çalıştığımız için herhangi bir ülkede kriz ya da pazarın daralması durumunda diğer ülkelerle bu açığımızı kapatıyoruz. Şu anda 72 ülkede bulunuyoruz. Bunların her biri her zaman iyi gitmeyebiliyor tabi. İşler kötü gitmeye başladığı zaman, yerine başka ülkeleri koyarak bir kayıp yaşamadan devam edebiliyoruz. Kur riskini minimize etmek için ihracat ağırlıklı çalışıyoruz. Gelirimizin yaklaşık yüzde 55’i ihracattan geliyor. Maliyeti dolar olan altyapı gurubumuzda yine dolarla satış yapıyoruz. Bu nedenle kur risklerini yüzde 20-25’lik bir oranda hissediyoruz.


“Manisa Teknokent’te artık biz de varız.”

“Daha dayanıklı ve daha estetik bir ürün olan Sanica Solid’i piyasaya sunduk.” Üretim kapasitelerimizi sürekli çoğaltıyoruz, bu konuda çalışmalarımız her zaman olacaktır. Farklı ülkelerde üretim fikrine de sıcak bakıyoruz. Pazar lideri olarak devam ettiğimiz Çin pazarında, kendi yapılanmamızı daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz. Bunun için çalışmalar yapıyoruz. Satış sonrası hizmetler ve lojistik tarafımızı güçlendiriyoruz.

Kombi ile beraber perakende yapılanması ve münhasır mağazalar oluşturma hedefimiz var. Bu münhasır mağazalar yine dağıtıcı bayilerimizin üzerinden yapılacak, ürünleri yine bu bayilerden alacaklar ancak konseptleri daha farklı olacak. “Çeşitli illerde verdiğimiz seminerlerle, usta bilincini artırmaya yönelik çalışmalar yapıyoruz.” Ürünlerimizi bayilerimiz kanalıyla tüketici ile buluşturuyoruz. Dağıtıcı bayilerimiz ve onların alt bayileri var. Bunun dışında projelerle çalışıyoruz. Bayilerimizin coğrafi sınırları belli, dolayısıyla bu konuda adaleti sağlayabiliyoruz. Ürünlerimizi verdiğimiz yerleri özenle seçiyoruz. Markaya zarar verecek durumlarda, yüksek kâr olsa bile asla yer almıyoruz. Çünkü kısa vadede maddi kazanç sağlasa da, uzun vadede bize vereceği manevi zararı daha çok önemsiyoruz. Kur dalgalanmalarının olduğu dönemlerde bayilerimizi yalnız bırakmıyor, birçok firma hizmeti keserken biz destekliyoruz. Aynı zamanda

kampanyalarımızı bitirmiyor, aksine devam ettiriyoruz. Pazarda ürünlerimizi tanıtan ve bayilerimizle iletişimimizi sağlayan 22 kişilik bir ekibimiz var. Bu ekip hem bayilerimize ürünler hakkında eğitim veriyor hem de bayi üzerinden satış gerçekleştiriyor. Çeşitli illerde verdiğimiz seminerlerle, usta bilincini artırmaya yönelik çalışmalar yapıyoruz. Markamıza bu şekilde de talep yaratıyoruz. İç ve dış piyasada fuarlara katılırken prestijli olmasını, hedef pazarlarımız olmasını önemsiyoruz. Katıldığımız yurt dışı fuarlarında muhakkak her standımızda Made In Turkey ibaresini kullanarak, Türk markası bilinci ile yaklaşıyoruz. “Ürünü talebe göre şekillendirebiliyoruz.” İnşaat sektörü ile paralel giden bir üretimimiz var. Sektör ile ilgili çeşitli teşvikler olduğunu görüyoruz. Bu durum piyasaları da olumlu etkileyecektir. Firma olarak üretimimizi ihtiyaçlara göre şekillendiriyoruz. Bir ürün tasarlarken öncesinde çeşitli araştırmalar yapıyoruz. Bu araştırmalar ilerleyen zamanlarda alıcının talep ve ihtiyaçlarına göre ürünü geliştirmemize, çeşitlendirmemize ve ürüne ek teknolojiler ekleyebilmemize olanak sağlıyor. Bu süreçte hızlı aksiyon alabiliyoruz. Sektör gerçeklerini ve pazar hedeflerimizi göz önünde bulundurduğumuzda gelecek 5 yılda üretim kapasitemizde ve ciromuzda yüzde 100’ün üzerinde bir artış öngörüyoruz.

Üretici

Firma olarak AR-GE konusunu önemsiyoruz. Sanayi ve üniversite iş birliklerinin hem bizi hem de ülkemizi daha ileri taşıyacağı inancıyla Celal Bayar Üniversitesi ile ortak bir çalışma başlattık. Manisa Teknokent’te artık biz de varız. Tüm ürün gruplarımız ile ilgili çalışmalarımız olacak. Bu çalışmaların sektöre de çok katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Cironun yüzde 3’ünü bu proje için ayırdık. Dolayısıyla projenin sürekliliği de bizim için çok önemli.

Kombi bizim ısı gurubunda yeni ürünümüz. Teknolojisi, satış sonrası hizmetleri ve uzun garanti süresi ile ön plana çıkıyor. Banyo tarafında da yine farklı ürünlerin peşinden gidiyoruz. Sanica Stone’dan sonra şu anda da Sanica Solid’i piyasaya sunduk. Solid daha dayanıklı, daha estetik bir ürün. Koleksiyonu da oldukça geniş.

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Üretimini ve satışını yaptığımız 51 çeşit ürünümüz var. Her biri çeşitli ihtiyaçlar doğrultusunda ortaya çıkmış ürünler. Üretimde en son teknolojiyi takip edip, fabrikalarımızda uyguluyoruz. Manisa’da kurulu entegre tesislerimizde sac olarak giren radyatör, paketlenmiş ürün olarak çıkıyor. Doğu’nun ilk akredite laboratuvarını ise Elazığ’daki fabrikamız bünyesinde kurduk. Boru üzerine yapılabilecek tüm testleri orada yapabiliyoruz.

Sanica Akhisar Üretim Tesisleri

93


Hayati Ulukaya

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Üretici

RINO Seramik Grup Başkanı

94

Ülkemiz coğrafyası, binlerce yıllık geçmişe dayanan çok zengin bir kültür mozaiğini içinde barındırıyor. Biz, bu estetik kültürel mirasın desen, motif ve renklerini kendi tasarım ekibimizin çağdaş, yaratıcı, yenilikçi yorumlarıyla RINO karo seramiklerine taşıyarak ilham aldığımız bu mirası yaşatmayı amaçladık. RINO Seramik Kreatif Direktörü ünlü İtalyan tasarımcı Maurizio Molini’nin önderliğinde RINO Ekibi tarafından tasarlanan 2018 koleksiyonumuzda, seramik ve dokular içerisinde birçok kültür öğesini kullandık.

yenilikçi karo uygulamaları ile geniş bir renk, boyut, desen ve fonksiyon zenginliğini mükemmel bir şekilde bir araya getiriyoruz. Uluslararası tasarımcıların yanı sıra kurum içi tasarım ekibi birbirinden özel çalışmalara imza atıyor. Mermer, taş, ahşap, beton, metal, tekstil ve seramik dokularda; mat, saten, parlak, lappato, full lappato ve fonksiyonel yüzeylerde; mimari ve dekorasyon trendlerine uygun, inovatif, banyo ve banyo dışı estetik yaşam alanları oluşturuyoruz.

Büyük RINO Dönüşüm Stratejisi 2017 yılı başında Büyük RINO Dönüşüm Stratejimizi uygulamaya başlayarak yola koyulduk. Bu strateji, hammaddeden pazara, tasarımdan satışa, üretimden lojistiğe, insan kaynaklarından satın almaya, finanstan yatırıma tüm süreçlerde topyekün bir dönüşümü ifade etmektedir. 2017 yılında bu çerçevede birçok altyapı ve hazırlık çalışmaları başlattık ve sürdürüyoruz. Şubat ayındaki UNICERA Fuarı bizim açımızdan vizyonumuzun ve misyonumuzun net ifadesi ve 2017 yılı çalışmalarımızın ilk sunumu olma niteliğini taşıyor. Bu bir yolculuktur. 2018 atılım yılımız olacaktır ve tüm çalışanlarımız büyük bir tutku ve inançla bu vizyon etrafında birleşmiştir.

Ürün gamında sunduğumuz farklı tarz, beğeni ve trendlere uygun desen tasarımlarımızla, karolarının hem bir dekor mantığında düz karolarla birlikte hem de yüzeylerin tamamını kaplayacak şekilde döşenebilmesi için olanak sağlıyoruz. Yer ve duvar karoları, geleneksel karo döşeme çözümlerini ebat ve şekil zenginliğiyle yeni ufuklara taşıyarak, iç mimarlara ve tasarımcılara benzersiz mekânlar yaratma olanağı sunuyoruz. RINO çözüm sisteminde ise her türlü iç ve dış kaplama ihtiyacı için güvenilir ürünleri, farklılaşmış işlevsellikleri ve estetik tasarımları bir araya getiriyoruz. Yenilikçi sistemimizle, mimar ve iç mimarların projelerine yeni çözümler sağlayarak yaratıcılıklarına ilham veriyoruz.

Akıllı tasarım çözümleri ile gelişmiş teknolojiler, modern tasarım trendleri,

İki Fabrika, 110 Milyon m2 Kapasite 2018 yılında 7.5x30, 20x20, 23x23 altı-

gen, 10x60, 15x60 ve 15x90 gibi özel ebatlar üreteceğimiz 2 üretim hattımızı Mart ayı itibarıyla üretime alıyoruz. Biri Söğüt/Bilecik diğeri Kurşunlu/ Çankırı’da olmak üzere iki fabrikamızda yıllık 110 Milyon m2 üretim kapasitesine sahibiz. Bu kapasite şu an ülkemizdeki karo seramik sektöründeki en yüksek kapasite. Biz 2017 itibarıyla bu kapasitenin 47 Milyon m2‘sini çalıştırıyoruz. Bu yıl içinde ilave 25 Milyon m2’lik üretim kapasitesiyle, 2019 yılında toplam 72 Milyon m2 üretim kapasitesine ulaşacağız. 2020 yılında yurdumuzun bir başka bölgesinde yapacağımız 4. fabrikamızla üretim kapasitemiz 2021 yılında yıllık toplam 110 Milyon m2 ulaşmış olacaktır. 2018 Hedefi; 30 RINO Sistem Mağazası Açmak ve 45 Milyon m2 Satışa Ulaşmak 2017 itibariyle seramik sektörünün büyüklüğü tahminen 500 Milyon m2’dir. Geçtiğimiz yıl markamız, ürün ve ihracat acısından gerekli tüm alt yapı ve hazırlık çalışmalarını büyük ölçüde tamamladık. 2018 yılı Amerika, İngiltere ve Afrika’da atağa geçtiğimiz yıl olacak. Her yıl yapacağımız çalışmalarla 2018 yılı içerisinde yurt içinde 30 RINO sistem mağazası açmayı ve 3 Milyon ihracat olmak üzere toplam 45 Milyon m2 satışa ulaşmayı hedefliyoruz. Uzun vadeli hedefimiz ise 2021 yılında 25 Milyon m2’si ihracat olmak üzere yıllık 110 Milyon m2 satışa ulaşmak.



Recep Kınay

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Üretici

NPlus Banyo Ürünleri San. ve Tic. Ltd. Şti. Genel Müdür Yardımcısı / Şirket Ortağı

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Orman Endüstrisi Bölümü mezunuyum. Yüksek lisansımı da aynı üniversitede tamamladım. Ben ve ortaklarım Çetin Erol, Barış Efe uzun yıllardır birlikte çalışan iş arkadaşlarıyız; birbirini iyi tanıyan, aynı düşünebilen ve aynı yönde hareket edebilen insanlar olduğumuz için 2014 Ağustos yılında yeniden bir araya geldik. Uzun yıllar kalite kontrol, üretim, sipariş, sevkiyat alanlarında deneyim sahibi oldum. Fakat asıl uzmanlık alanım üretim bölümüydü. 2011 yılında kendime atölye açtım. Hem üretim hem de satış yaptım. 2014’e kadar her çeşit mobilya işinde nihai tüketiciye hizmet verdim. Senelerin vermiş olduğu tecrübe, bilgi ve birikim neticesinde yapamadıklarımızı gerçekleştirme isteği ağır bastı ‘yapabilir miyiz’ diye konuştuk ve kendi işimizi kurma noktasında bir araya gelerek NPlus Banyo’yu kurduk.

96

“UNICERA Fuarı’na katıldığımız zaman gördüğümüz ilgi ve destek bizi çok mutlu etti. Fuarın da etkisiyle müşteri portföyümüz genişledi.” Öncelikle Pazarlama ve Satış birimini kurduk. Sonra kataloğumuzu çıkardık. Küçük bütçeler ile reklamımızı yaptık. İlk defa UNICERA Fuarı’na katıldığımız zaman gördüğümüz ilgi ve destek bizi çok mutlu etti. Fuarın da etkisiyle müşteri portföyümüz genişledi. Kendi aramızda tekrar bir değerlendirme yaptık ve fabrikamızın bulunmuş olduğu tesise taşınma kararı aldık. 4000 metrekare kapalı alanda üretim yapıyoruz. Yılda 25 Bin takım banyo mobilyası üretiyoruz. Bütün birimlerimiz burada yer alıyor.

Ortaklarımla uzmanlık alanlarımız ve sorumluluğumuzda olan birimler farklı. Hem işveren hem de yönetici pozisyonunda çalışıyoruz. Ekip çalışmasına inanıyoruz. Felsefemize göre hayatımıza güç katan değerlerin başında çalışmak gelir. NPlus’a güç katmak için çalışmaya devam edeceğiz. “Online Platformu bayi olarak görüyoruz” Satış ayağımızı bayiler, proje ve ihracat olmak üzere 3 ana başlıkta topladık.


“Önümüzdeki 5 yıl içerisinde yeni bir fabrika yatırımı hedefimiz bulunuyor.”

“Satış öncesi ve satış sonrası hizmet, memnuniyet, servis beklentileri gibi konularda geri bildirimler göz önünde bulundurularak nihai tüketiciye dönüş sağlıyor ve gerekli iyileştirmeleri yapıyoruz.” Ürün gamımızın %97’sini banyo mobilyaları, %3’ünü mutfak mobilyaları oluşturuyor. Orta ve orta üstü segmentte üretim yapıyoruz. Ekonomik ürünler tasarım ve fiyat açısından birbirine çok yakın olduğu için bu gurupta üretim yapmayı şimdilik tercih etmiyoruz. Orta segmentte yer alan tüketiciye iyi ve kaliteli hizmet vermeyi hedefliyoruz. Sahip olduğumuz imkanları daha verimli kullanmak, fiyat politikalarını belirlemek ve gerekiyorsa ürünü farklılaştırmak için segmentasyon çalışmaları yapmaya özen gösteriyoruz. Markanın sadece isminin olması marka olduğu anlamına gelmiyor. Güven duyulan bir marka olmak istiyoruz. Müşteri memnuniyetini sağlamak bizim şirket prensibimiz. Şikayeti olan tüketici konuşmaya bile gerek duymuyor artık. Attığı bir tweetle veya maille sıkıntısını dile getiriyor. Satış öncesi ve satış sonrası hizmet, memnuniyet ve servis beklentileri gibi konularda gelen geri bildirimler doğrultusunda müşterilere geri dönüşleri

‘’Tüketicinin ihtiyacını ve beklentisini karşılayan ürünler tasarlıyoruz’’ Ürünlerimizin tasarımlarını yaparken tüketicinin ihtiyaçları doğrultusunda olmasına özen gösteriyoruz. Hangi gelir gurubuna hitap edeceği ihtiyacı nasıl karşılayacağı çok önemli. Ürün tasarımını yaparken başka tasarımlarla kesişmemesi, benzerlik olmaması hassas olduğumuz ve dikkat ettiğimiz konular. Tasarımını yaptığımız bir ürün modeli beklediğimiz talebi görmediği zaman üretimden kalkabiliyor veya bazı revizelerle yıllarca satılabiliyor. Ürünlerimiz bayiler aracılığı ile nihai tüketiciye ulaşıyor. Son tüketici gözüyle bakarsak eğer, insanların çoğu yaşam koşullarını geliştirmek istemektedir. Bunu yaparken de özellikle yüksek kalite, kullanım kolaylığı ve tasarım uygulamaları banyo ürünleri tercihlerinde etkili olmaktadır. Bunun neticesinde pazara daha çok model sunulmalı ve bu hedef için de ortaya çıkan sonuçlar dikkatli incelenmelidir. Kuruluşu başarılı ve sistematik şekilde yönetirken aynı zamanda kontrol etmek de gerekiyor. Kalitenin tepe noktası tüketicidir. Sürekli yenilik ve iyileştirme kaliteye giden esas yoldur. Biliyoruz ki iyi bir kalite şans eseri kazanılmaz. Fiziki ortamın, satış hacminin, daha başka unsurların uygun zemine oturtulması gerekiyor. Zaman içinde kalite çalışmalarını daha ileri bir noktaya taşıma hedefindeyiz. Kalite, verimlilik ve kârlılık

yatırımların ayrılmaz ilkeleridir. NPlus Banyo olarak önümüzdeki 5 yıl içerisinde yeni bir fabrika yatırımı hedefimiz bulunuyor. Kaliteye bakış açısı, her biri kendi alanında yetkin çalışanları ve sunmuş olduğu hizmetle sektöre yeni bir soluk getirdiğimize ve heyecanla daha iyiye doğru gideceğimize inanıyorum. ‘’Karşımızda bilinçli tüketici var’’ Bugün kalite kavramı da hizmet kavramı da yeni anlamlar kazandı. Artık karşımızda piyasada ki benzer ürünleri araştıran, fiyat karşılaştırması yapan, iyi ve sorunsuz hizmet bekleyen tüketici profili var. Tüketiciye aynı özellikte ve aynı kalitede ürün sunmakla mükellefiz. ‘’İnsanlar yaşam kalitelerini yükseltmek istiyorlar’’ İnsanlar belli bir standardı yakalayarak yaşam kalitesini yükseltmek istiyorlar. Bizim yapmış olduğumuz işin odak noktası insan. Konu insan olunca doğal olarak tercihlerde farklı oluyor. Günlük ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri, sade, şık ve banyoları yaşam alanlarına dönüştüren orta ve üst segmentte ürünler üretiyoruz. Karşılaşılan reklamlar, ürün araştırmaları, bilgi alışverişi satın alma kararının verilmesinde önem kazandı. Bu yüzden tüketicinin gelir dağılımındaki sosyo ekonomik profil ne olursa olsun istediği ürünü alabiliyor. “Markalaşma farklılık ve uzmanlık gerektiriyor.” Bir firmanın küçük ya da büyük olması değil, insanların sizin işinizde uzman olduğunuzu bilmesi ve bunu görmesi önemlidir. Rekabetin olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Rekabetle nasıl başa çıkacağımızı bilmek zorundayız. Bizim sektörümüzde teknik bilgiye dayalı yeni

Üretici

halkla ilişkiler birimimiz yapıyor. NPlus Banyo’yu rakiplerinden ayıran değerleri ifade ederek tüketici zihninde kalıcı olmak istiyoruz.

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Standart ve orta segment ürünlerimizle Türkiye genelinde 100’ün üzerinde satış noktasında yer alıyoruz. Proje bazlı çalıştığımız işlerde kataloğun haricinde projeye özel tasarım ve anahtar teslim çözümler sunuyoruz. Pazar payını genişletmek, iç piyasada yaşanan veya yaşanabilecek durgunluğu telafi etmek ve teknolojik know-how düzeyinde gelişme sağlamak için ihracat yapıyoruz. 5 yıl içinde ihracatı %40’ın üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. Ağırlıklı olarak Ortadoğu pazarına ihracat yapıyoruz. Balkanlar ve nüfusu sebebiyle büyük bir pazar olan Afrika ülkelerine de ihracat yapmak için çalışmalara başladık ve hedef ülkeleri belirledik. Toparlayacak olursak %35-40 proje, %30-35 arası bayi, %25-30 arası da ihracat şeklinde ilerliyoruz. Online platformdan satış yaptığımız siteleri de bayimiz olarak görüyoruz. N11, Hepsiburada, Eskidji Bazaar gibi bilinen ve insanların devamlı ziyaret ettikleri online platformlar üzerinden satışlar gerçekleştiriyoruz. Tüketici ürünü görüyor, beğeniyor ve satın alma işlemini gerçekleştiriyor.

97


Üretici TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

98

teknolojileri kullanma potansiyeli olmak zorunda. Teknik bilgi ekonomik ve sosyal yaşantının en önemli gerekliliği olmuştur. Bunu gerçekleştirebilirseniz etkili bir markalaşma stratejisi oluşturursunuz. Bu da pazar rekabetinde inanılmaz katkı sağlar. Ben ve ortaklarım iş hayatından edinmiş olduğumuz bilgi, beceri ve tecrübelerimizi eğitim alanlarımızla birleştirdik. Her şeye yetişmek maalesef mümkün değil. Yetersiz kaldığımız konuları da görmezden gelmiyoruz. Uygun donanımı ve kaynağı olan profesyonellerle çalışıyoruz. Örnek vermek gerekirse; internet sanal dünya gerçeği ile bütünlük sağlamış, firmaların ticaret yaptıkları ve kendilerini ifade ettikleri platformlara dönüşmüştür. Dolayısıyla hangi sektörde yer alırsa alsın, ürettiği mal ne olursa olsun internetten satış yapmak artık mecburi bir hale gelmiştir. Bu satış modelini biz de kullanıyoruz. Çağımız bunu gerektiriyor. Her işin uzmanı tarafından yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Biz banyo mobilyası üretiyoruz. Üretim, pazarlama ve satış konularına odaklanmamız gerekiyor. Bu yüzden montaj ve lojistik konularında uzmanlaşmış, tecrübeli ve profesyonel hizmet veren firmalarla çalışıyoruz. Üretim biraz karmaşık bir faaliyet. Üretimden teslime kadar uzanan sürecin ciddi bir planlama içinde yapılması ve takip edilmesi gerekiyor. Yapılacak işlemlerin sıralanması, mal-

zeme kontrolü, dışarıdaki işlerin takibi gibi birbirine bağlı her kavramın ayrı bir sorumluluğu var. Biz bu konuda kendi içimizde gelişme gösteremezsek dışarıdan da destek alabiliriz. Dolap kapağını fabrikamızda yapabiliriz. Fakat esas işi mobilya kapağı üretimi olan firmalar var. Pahalı bile olsa bu firmalarla çalışmayı tercih ediyoruz. Her işi kendimiz yapacağız diye ekstra efor sarf etmek gereksiz geliyor. İşi bilene teslim etmelisiniz. Önemli olan, müşterinin ihtiyacının giderilmesi ve müşteri beklentilerinin karşılanarak sadık müşteri tabanını oluşturabilmektir. “Değişime, piyasanın hızına ve beklentilerine ayak uydurmak zorundayız” Banyo mobilyası inşaat sektörünün önemli yan sanayilerinden biridir. 80’li yıllardan sonra ciddi anlamda inşaat sektörüne paralel olarak büyüme kaydetmiştir. Bugünü değerlendirecek olursak; inşaat sektörü uluslararası arenada kalite, tasarım, fiyat gibi dinamiklerle rekabet edecek duruma gelmiştir. Sektörde piyasaya yeni giren çok firma var. Öngörüsü yüksek olan, hedef ve amaçlarını doğru belirleyerek yola çıkanlar, ilerleyen yıllarda başarılı olacaktır diye düşünüyorum. Bizim hedefimiz başarılı, uzun ömürlü ve kalıcı

marka olmak. Her sektörde olduğu gibi bu sektörde de kendini geliştirenlerin kalıcı olacağına inanıyorum. Değişen teknoloji ve imkanlar tüketici alışkanlıklarını doğrudan etkiledi. Üretim, pazarlama ve satış stratejileri ile birlikte değişime ayak uydurmak zorundayız. Piyasanın hızına yetişmeli ve beklentileri karşılamalıyız. Tüketici tercihlerinde en önemli oyuncu markadır. Marka değeri para kazanmaktan çok daha önemlidir düşüncesiyle hareket ediyoruz ve markamıza yatırım yapıyoruz. Sektörümüzün en büyük sorunu eğitimli eleman eksikliği. Hammadde, teknoloji ve özgün tasarım eksiklikleri de başka sorunlar olarak karşımıza çıkmaktadır. ‘’Pazarlama üretimle beraber düşünülmeli ve koordine edilmeli’’ Biz üretim yapan bir firmayız. Bu yüzden pazarlamayı da üretimle beraber düşünmek ve koordine etmek zorundayız. Tüketicinin gereksinimlerini araştırıp belirlemek durumundayız. Büyüyen pazar ve artan rekabet karşısında pazarlama ve satış faaliyetlerini daha etkin kılmak, amaçlarımıza etkili şekilde ulaşmak için satış ekibimizin motivasyon ve performanslarını yükseltmek, firma kârlılığını ve müşteri mutluluğunu sağlamaya yönelik stratejiler geliştirmek pazarlama faaliyetlerimizin ana başlıklarını oluşturuyor.


KANATLARINIZI ÇOCUKLAR İÇİN AÇIN! UNICEF, dünyanın 190 ülkesinde çocukların hakkaniyetle yaşaması için çalışıyor. Türkiye’de çocukların eğitimi ve korunması odaklı bir program yürütüyor. UNICEF çalışmalarını tamamen gönüllü bağışlarla gerçekleştiriyor. Vergiden düşeceğiniz kurumsal bağışınızı, aylık küçük tutarlarla düzenli hale getirerek markanıza değer katacak kanatlara sahip olabilirsiniz.

Tarımda Çocuk İşçiliği’nin önlenmesi, UNICEF’in Türkiye programının başlıklarından biridir.

www.unicefturk.org

Burcu GÜVENEK ARASLI, barasli@unicefturk.org, +90 312 290 3420 Safter TAŞKENT, staskent@unicefturk.org, +90 212 252 5222


TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

UNICERA

Dünya UNICERA’daydı!

100

Türkiye’nin en büyük ihtisas fuarı UNICERA Seramik Banyo Mutfak Fuarı, 27 Şubat-3 Mart tarihleri arasında CNR EXPO Yeşilköy’de gerçekleşti.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, İstanbul Valisi Vasip Şahin, TSF Başkanı Erdem Çenesiz ve TİMDER Başkanı Aydın Eşer tarafından yapıldı.

CNR Holding kuruluşlarından İstanbul Fuarcılık, Türkiye Seramik Federasyonu (TSF) ve Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği (TİMDER) iş birliği ile gerçekleştirilen fuarın açılışı, CNR Holding Başkanı Ceyda Erem’in ev sahipliğinde

Fuar açılışında konuşan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin çıkışının yüksek katma değerli ürün ihracatı olduğunu söyledi. Seramik sektöründe üretiminin yüzde 50’sinden fazla ihraç eden işletmeler bulun-

duğuna dikkat çeken Şimşek, sektörün Ar-Ge, tasarım, marka bilinirliği ve ihracata odaklanması gerektiğini vurguladı. Şimşek, “Dünyada rekabette öne çıkabilmek için Ar-Ge ve inovasyon şart. Sizler marka bilinirliği için İtalya’dan şirketler alıyorsunuz. Bu çok önemli. Daha çok Ar-Ge yapın, daha çok inovasyona önem verin, daha çok ihracat yapın biz sizin daima destekçiniz olacağız” dedi.


“10 yıl sonra hedef dünya birinciliği” Türkiye Seramik Federasyonu Başkanı Erdem Çenesiz, Türkiye’nin seramik karolarında dünyanın 7’inci, sağlık gereçlerinde ise dünyanın 4’üncü büyük ihracatçısı konumunda olduğunu söyledi. Çenesiz, “Karolarda Avrupa 3’üncüsü, sağlık gereçlerinde ise Avrupa’nın en büyük üreticisi ve ihracatçısı konumundayız. Vitrifiye üretiminde ise Avrupa lideriyiz. Aynı şekilde büyümeye devam edersek 10 yıl içerisinde dünyada birinciliğe yükseleceğiz” dedi.

TSF Başkanı Erdem Çenesiz

TİMDER Başkanı Aydın Eşer

CNR Holding Genel Koordinatörü Cem Şenel

UNICERA önemli bir çekim merkezi oldu TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Eşer, 400 metrekare alanla başladıkları fuarın bugün rekor metrekareye ulaştığını söyledi. Eşer, “Fuarın gelişmesi sektörü, sektörün gelişmesi de fuarı büyüttü. Bu sayede dünyada önemli bir oyuncu haline geldik. UNICERA Fuarı’nı dünyanın önemli bir çekim merkezi haline getirmeye çalışıyoruz” diye konuştu.

Fuarı’na, 130 ülkeden 10 Bin yabancı olmak üzere 80 Bin alıcı beklendiğini söyledi. Erem, “Fuar 80 Bin metrekare gibi rekor bir alanda düzenleniyor. Fuara geçen yıl 27 yabancı 187 yerli firma katıldı. Bu yılki fuara ise 56 yabancı, 258 yerli firma katıldı. Fuar ciddi bir ticari hacime ulaştı. Bu sayede Ekonomi Bakanlığı UNICERA Fuarı’na destek vermeye başladı. Fuara katılımcı sayısı ve katacağı fayda önemli. Geçen yıl ciddi yabancı alıcılar fuarı ziyaret etti. Özellikle Fransa, İspanya, İtalya’da fuarla ilgili ciddi tanıtımlar yaptık. UNICERA Fuarı’nın hedef pazarları ise İtalya, İspanya, ABD, Almanya, Rusya, Afrika, Asya ve Uzakdoğu ülkeleri oldu” dedi.

80 Bin metrekare rekor alan Açılış öncesindeki Türkiye İhracat Katkı Endeksi’nin açıklandığı toplantıda konuşan CNR Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ceyda Erem ise; UNICERA

UNICERA

Büyümeyi öz kaynakla yapın Başbakan Yardımcısı Şimşek, bankalardan borç almak yerine şirketlere öz kaynakla büyüme tavsiyesinde bulunarak, “Sermaye artırımlarına vergi teşvikleri getirdik. Bu yüzden öz sermaye ile büyümek önemli. Ayrıca, kâr marjı düşük olan alanlara yatırıp yapmayın” diye konuştu. Seramik sektörünün 1 Milyar Dolarlık ihracatını bu yıl içinde yüzde 10 artırma hedefine de değinen Şimşek, “Bu artış oranını oldukça mütevazi buldum. Sizin bu rakamı daha da yukarılara çıkarmanız mümkün. Sektör büyük birikime sahip. Bunu tasarımla taçlandırın ve daha çok kârlı ürünler üretin” şeklinde konuştu.

İstanbul Valisi Vasip Şahin

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek

Türkiye İhracat Katkı Endeksi Basın Toplantısı

101


UNICERA TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

102

Fuara, 130 ülkeden 11 Bin 219’u yabancı olmak üzere toplam 84 Bin 320 ziyaretçi katıldı. Ziyaretçi rekoru kırılan fuara ABD, Almanya, İngiltere, Rusya, Kanada başta olmak üzere Avrupa, Uzak Doğu ve Sahra Altı Afrika ülkeleri yoğun ilgi gösterdi. Fiyat avantajı, kolay ulaşılabilirlik ve kaliteli üretimle büyüklüğünü 3 Milyar Dolar’a ulaştıran seramik sektörünün öncüsü 1.000’in üzerinde firmanın katılım sağladığı fuarda; banyo ürünleri, zemin-duvar kaplamaları, seramik işleme teknolojileri, mutfak ürünleri, dekorasyon ürünleri gibi pek çok ürün grubu bir arada sergilendi.

İhracata katkı oranı en yüksek sektör seramik Bu arada, fuar kapsamında TSF desteği ile ekonomistler tarafından hazırlanan Türkiye İhracat Katkı Endeksi’nin 2017 yılı son çeyrek verileri açıklandı. Buna göre, seramik sektörü Türk ekonomisine sağladığı katma değer ile üçüncü çeyrekte olduğu gibi yine ipi göğüsleyen sektör oldu. 18 sektörün değerlendirildiği endekste, inşaat seramikleri %22.33’lük oranla katkı oranı en yüksek sektör olurken, inşaat seramiklerini %6.53 katkı oranı ile giyim eşyası ve %4.40 katkı oranı ile mobilya sektörü takip etti.

Ödüllü Tasarımcılar Fuara Damga Vurdu Fuar sırasında düzenlenen seminerler, ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle gerçekleşti. 28 Şubat - 1 Mart’ta gerçekleştirilen ve toplam 9 oturumun yapıldığı seminerlerde İtalya, İspanya ve Almanya’dan gelen dünyaca ünlü ödüllü tasarımcılar deneyimlerini ve sektördeki yeni trendleri ziyaretçilerle paylaştı. Seminerlere katılanlar arasında Diego Grandi, Sergio Perez Fortea, Massimo Farinatti ve Michael Schmidt gibi önemli tasarımcılar yer aldı.


İTESO

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

UNICERA

UNICERA, katılımcı ve ziyaretçilerine sunduğu ticari fırsatların yanı sıra yurt içinden TİMDER organizasyonunda ağırladığı üniversitelerin mimarlık, iç mimarlık, seramik ve cam bölümü öğrencilerini de sektör uzmanları ile buluşturdu.

103


nihai tüketiciyle ve müteahhitlerle buluşturmak ve tüm sektörü bir araya getirmek için çok önemli bir platform. Fuarın en büyük özelliği sektörde Avrupa’nın ikinci büyük fuarı olması. Fuara katılmadan önce ciddi hazırlıklar yapıyoruz. En yeni koleksiyonlarımızı ilk kez bu fuarda tanıtıyoruz. Fuarda Altın Ebat olarak adlandırdığımız 40x120 cm’lik duvar karosu başta olmak üzere tasarımlarımız büyük ilgi gördü.

Metin Savcı Bien Satış Grup Başkanı UNICERA, üreticiler açısından yeni koleksiyonlarını profesyonellerle, bayilerle,

Banyo ürün gurubumuzda yer alan seramik sağlık gereçleri, armatürler, duş sistemleri ve gömme rezervuardan oluşan koleksiyonlarımızı teşhir ettik.

UNICERA TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Dünyada seramik sektöründe tasarımın gelişimi baş döndürücü. Tasarım ekibimiz ürün geliştirirken o yılın trendleri, moda renkler, tarzlar ve uygulamaları dikkate alıyor. 2018 yılı yeni koleksiyonlarımızda doğal objeleri ve detayları vurguladık, doğadan tarzlar sentezledik. Özellikle ahşap seriler yurt dışı ve yurt içinde oldukça ilgi çekiyor. Ahşap seriler yine ön planda olacak diyebiliriz.

Armatür ürün grubunda 10 yeni serimizi tanıttık. Özellikle PVD kaplamalı Hermes ve Lucca serilerinin ziyaretçiler tarafından çok beğenildi. Comfort Rain duş sistemleri, Water Flowbox ankastre serilerinin ziyaretçilerden tam not aldı. Yeni geliştirdiğimiz üç adet asma klozet, bir adet BTW klozet ve Motto minimal lavabolar ile yeni nesil gömme rezervuarlarımız tüketicilerin beğenisine sunuldu.

Hakan Günderen Bien Banyo Genel Müdürü Bien Banyo olarak 2018 yılı UNICERA Fuarı bizim için bir ilkti. Fuarda Bien

Fuarda hem yurt içi Bien bayilerine hem de yurt dışı Bien müşterilerine yeni ürünlerimizi gösterme fırsatı bulduk. İç pazardan ve özellikle de dış pazardan aldığımız tepkiler çok olumlu. Çok yeni olmamıza rağmen fuarda hiç beklemediğimiz çok iyi yurt dışı bağlantıları yaptık. Gelecekte büyüyebilecek ve iyi yönde gelişebilecek

Mustafa Ecesoy Delta Granit Mermer Delta ailesi olarak UNICERA Fuarı’na 3 müşteri kitlesini bekliyoruz. Bunlardan birincisi yurt içi bayiler ki bence bu kitlenin ziyareti ve duyurusu noktasında yeterlilik vardı. İkincisi yurt içi temalı/bütçeli projeler ve mimarlar konusunda bu sene biraz yetersizdi; kesinlikle yatırım yapmaya ve ilave teşvik ve duyurulara ihtiyaç vardı. Üçüncüsü yurt dışı ihracat ziyaretçi kitlesi ki çok yetersizdi. Sadece Ortadoğu bölgesinden ziyaretçi vardı.

104

Sırlı porselen diye adlandırdığımız hem mat hem parlak karolar artık çok gelişti. Dijital baskı teknolojilerinin devreye girmesiyle çok doğal, doğala yakın ürünler piyasaya girdi, ebatlar büyüdü. Bu yılın ikinci yarısında yeni yatırımlarımızın devreye girmesiyle Türkiye’de ilk defa 10 Bin 500 tonluk press kullanarak 100x100 cm, 120x120 cm 60x180cm dediğimiz büyük ebatlı hem mat hem parlak ürünler üreteceğiz. Birçok alt sektöre girdi sağladığımız için ülke ekonomisinin canlanmasına, istihdama ciddi anlamda katkı sağlıyoruz. Türkiye’de 320 Milyona yakın seramik karosu üretilirken, bunun yaklaşık 230 Milyonu yurt içinde pazarlanıyor. Türkiye dünya pazarına 90 Milyon civarında ürün ihraç ediyor. Ülkemiz 400 Milyon civarında üretim yapabilecek kapasiteye sahip. İhracatı geliştirebilirsek sektör daha da iyi yerlere gelecektir.

birtakım ilişkiler de kurduk. Bu açıdan bu fuar bizim için oldukça ümit verici oldu. Türkiye’nin seramik alanında önemli bir üretim üssü olması çok önemli ve değerli. Türkiye seramik sektörü bu anlamda bakıldığında bu bölgenin, etrafındaki ülkelerle beraber çok önemli bir üretim üssü olmaya başladı. UNICERA Fuarı da bölgede önemli bir fuar haline geldi. Geçmiş yıllarla kıyaslandığı zaman da yabancı katılım oranı oldukça fazla. Türkiye’ye artık fuar merkezleri yetmiyor. Türkiye’de mutlaka çok büyük bir fuar, kongre ve kültür merkezinin oluşması gerekiyor. Belki eski havaalanının taşınması arazi olarak o fırsatı yaratabilir. Sadece fuar merkezi değil, onunla beraber kültür - sanat ve kongre merkezleri çevresinde konaklama alanları, parkları, otoparkları ile bu alan özellikle fuar ve kongre turizmi için çok iyi bir şekilde geliştirilebilir. İstanbul Avrupa’daki çok önemli şehirlerden bir tanesi. Dolayısıyla bu anlamda da bir vizyonun olması gerekir.

Avrupa ve Amerika’dan daha önceki yıllarda ziyaretimize gelen kitlede çok ciddi azalma olduğunu gözlemledik. Fuardan iç piyasa noktasında beklentilerimizi kısmen karşıladık ancak ihracat noktasında eksik olduğunu gördük. Sektörde katılımcıların tasarıma yatırım yapan firmaların büyüdüğünü ve geliştiğini görmek sevindiriciydi. UNICERA Fuarı, Verona ve İzmir Mermer Fuarı ile birlikte her zaman 3 ana fuarımızdan biri olmuştur. Delta Mermer olarak UNICERA Fuarı’na katılmaya devam edeceğiz ve fuarı dünya markası bir fuar haline getirmek için gerekli destekleri vermeye hazırız.


Fuardan ana beklentimiz, gerek Öztiryakiler gerek Blanco ve gerekse Pera markalarımızın sahip olduğu geniş ürün gamımız ve yeniliklerimizin standımızda en iyi şekilde sunularak ziyaretçiler tarafından beğeni ve ticari anlamda da bağlantıların gerçekleşebileceği bir platform oluşmasıydı ki bunu başardık.

Fuarlar sektörün önde gidenlerinin gücünü ve yeniliklerini en uygun bir şekilde sunabilecekleri, diğer taraftan sektöre yeni giren firmaların ise kendilerini kısa süre içerisinde tanıtabilecekleri bir ortam ve en iyi fırsattır. Bu anlamda bana göre ülkemizde inşaat sektöründe üreticilerin gerek yurt içi gerekse yurt dışı profesyonel ve tüketici bazında ziyaretçilere sunum yapabileceği en etkili fuarın adıdır UNICERA. Uluslararası bilinirliği olan güçlü firmalarımızın bu fuara katılımlarını kuvvetli bir şekilde arttırdıkları müddetçe UNICERA Fuarı markalaşma yolunda önemli mesafe kaydedecektir. İnşaat sektörü ülkemizde her yıl önemli ölçüde büyüme göstermektedir. Ülkemizin 2017 sonunda %7,4’lük büyümesinde Sektör profesyonelleri, yetkili satıcılar ve nihai tüketicilerin ağırlandığı fuarda, Dura-tiles 1500 m2’lik fuarın en büyük standı ile ziyaretçilerine geniş bir alanda ürünlerini gerçek kullanım mekanları yaratarak sundu. Özellikle proje gurupları ve mimarlar tarafından yoğun ilgiyle karşılanan bu alanlarda, nihai tüketiciler ise gerçek kullanım mekanlarında sunulan ürünleri kendi yaşam alanları ile karşılaştırarak faydalı bir geri dönüş sağladı.

Bülent Soysaldı Dura-tiles Genel Müdürü Türkiye Satış ve Pazarlama Dura-tiles olarak yaklaşık 100’e yakın yeni koleksiyonumuz ile tamamen yenilikçi yüzümüzü fuarda ziyaretçilere sunarak beğeni topladık. Sürekli kendini yenileyen ve yeni teknolojik yatırımlarını Türkiye’de ilk olarak uygulamayı ilke edinen Dura-tiles markamız, en son tasarımların sergilendiği UNICERA Seramik Banyo Mutfak Fuarı’nda farklılığını hissettirdi.

Fuarda markamız amacına ulaştı ve hedeflerimiz gerçekleşti. Ziyaretçilerin yaşam alanlarını gerçek boyutta görmesi ve ürünlerin farklılığını hissetmesi ile Dura-tiles katılımcılardan tam not aldı. UNICERA Fuarı özellikle yabancı ziyaretçilerinin, ürünlerimizi kendi ülkelerinde sunmaları açısından çok faydalı bir fuar olarak karşımıza çıkıyor. Sektör profesyonellerinin markamızı kullanma isteği ve yurt dışı müşterilerinin ilgisi sayesinde fuarda yeni ihracat ve yurt içinde yeni müşteri kanalları oldu. Bu da şirketimiz adına yaptığımız yeniliklerin ve markamızın daha üst seviyelere çıkması için hızlı yol alabilmemiz adına çok fayda sağladı.

Seramik sektöründe uygulanan projelere yön veren mimarlarla gerçekleştirdiğimiz fuar programında, ürünlerimiz ve yeniliklerimiz anlatılarak seramiğe birlikte hayat verecek projeler geliştirdik. Yeni koleksiyonların profesyonellere, bayilerimize, sektördeki diğer yetkili satıcılara ve proje gurupları ile tüketiciye sunulması açısından fuarın önemli bir organizasyon olduğunu söyleyebiliriz. Bugün geldiğimiz noktada Türkiye önemli bir üretim üssü ve gücü bir konuma sahiptir. Artık yenilikçi, tasarıma ağırlık veren ve üretim teknolojisi sürekli yenilenen ve ülke olarak dışarıdan girişlerin azaldığı rekabetçi bir konuma geldik. Ancak sektörün geleceği için markaya yatırım yapmamız, yatırımların, istihdamın artması, yeni yatırımların yapılması için ihracatın artması ve markamız ile yoğun satışın yapılabileceği duruma gelmemiz gerekiyor.

UNICERA

UNICERA Fuarı geçen yıl olduğu gibi bu yıl da gelen ziyaretçi ve katılım kitlesi açısından beklentilerimizi karşıladı. Hava şartları nedeniyle geçen yıla göre genel ziyaretçi sayısı biraz düşük olmasına rağmen özellikle yabancı ziyaretçi yoğunluğu dikkat çekti. Yurt içi ve yurt dışı bayilerimiz dahil gelen profesyonel ziyaretçiler standımıza büyük ilgi gösterdiler.

lokomotif sektör olan inşaat sektörü, %8.9’luk büyümesi ile ülkemize önemli katkı sağlamıştır. 2018’de büyümenin daha düşük oranlarda devam edeceğini bekliyoruz, zira son dönemlerde geçmiş yıla göre konut satış oranlarındaki azalış, konut arz - talep dengesinin negatif yönde dengesizliğini göstermektedir. Konut kredi faizleri ve konut maliyetlerindeki artışın bu olumsuzluktaki rolü çok önemlidir. Geçmişte devletin kredi faizleri ve ÖTV gibi etkenler için uyguladığı özel teşviklere bu yıl yine sektörün ihtiyacı olacağı aşikardır. UNICERA Fuarı ülkemizin iç ve dış alıcıların ilgisini çeken en önemli bir fuardır. Bugün İtalya’da, Almanya’da, Çin’de düzenlenen marka fuarlara dünyanın dört tarafından ziyaretçiler akın etmektedir. Gelecekte UNICERA Fuarı’nın da böyle bir cazibe merkezi haline gelmesi için devlet - fuar organizasyonu ve katılımcı firmaların uyum içerisinde ve planlı hareket etmeleri gerekmektedir. Devlet, belediye ve fuar organizasyonu geniş ve ulaşımı kolay bir fuar alanı, yurt dışı tanıtım ve ziyaretçi gelişini kolaylaştıracak teşvikler ile katılımcıların yeniliklere, ürünlere, trend oluşturacak tasarımlara ve yatırımlara yönelmeleri sağlanacaktır. Yine buna benzer çalışmalar fuarın ilgi odağını arttıracaktır. Bu arada bazı ülkelerde uygulandığı gibi katılımcıların daha güçlü hazırlık yapabilmeleri açısından fuarın her yıl yerine iki yılda bir yapılması ve bu periyodun benzer fuarların periyodları ile çakışmadan yer almasında yarar görmekteyim. Bu şekilde yapılacak olan bir uygulamanın yurt dışı ziyaretçilerin artışına da katkı sağlayacağına inanıyorum.

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

H. Nadir Erbil Blanco Öztiryakiler Genel Müdürü

Bir MUDER üyesi olarak arzumuz diğer tüm üyelerin de UNICERA Fuarı’na birlikte katılması, seramik banyo sunumunun yanı sıra mutfak dolapları, ankastre cihaz ve benzer mutfak gereksinimlerinin aynı fuar çatısı altında bir sinerji oluşturmasıydı. Geçmiş yıllarda bu katılımlar hem seramik hem de mutfak üreticileri açısından çok büyük yararlar sağlamıştı. Zira ziyaretçi portföyü de o denli geniş olmuştu. Ayrıca bir ev için en önemli yaşam alanları olan banyo ve mutfak ürünlerini bir arada görmek, projelerini ve ihtiyaçlarını gerçekleştirmek isteyen ziyaretçiler açısından da büyük yarar sağlıyordu. Biz bu ihtiyacı çok iyi gördüğümüzden MUDER olarak, toplu katılım olmasa dahi, bireysel katılımı gerçekleştirmemiz gerektiği inancıyla son iki yıldır aynı salon ve stantta fuara katılıyoruz. Katıldığımız için de çok memnunuz.

Markanın bilinirliliği açısından fuarların önemli bir yeri olduğu unutulmamalı. UNICERA Fuarı’nın uluslararası olması ve Türkiye içinde en büyük buluşma organizasyonu ve tanıtım yeri olması dolayısı ile fuar tanıtım ve etkinliklerine daha çok öncelik verilmeli ve doğru kitlenin ziyaret etmesi sağlanmalıdır.

105


VitrA ve Artema, en yeni ürünlerini her zaman olduğu gibi ilk kez UNICERA’da sergiledi. Banyodan karoya, armatürden yıkanma alanlarına zengin bir ürün yelpazesi sunduğumuz standımızı, bu yıl da konteynerler kullanarak tasarladık. Sürdürülebilirliğe vurgu yapmak üzere geçen yıl da konteynerlerden oluşturulan standımız, dünya çapında mükemmelliğin sembolü olarak kabul edilen iF’ten ödül aldı.

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

UNICERA

Erdem Akan Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu Tasarım Direktörü Avrupa’nın en büyük seramik banyo ve mutfak fuarlarından UNICERA’ya, ilk yılından bu yana katılıyoruz. UNICERA bir performans alanı, sektörün önde gelen aktörlerinin boy gösterdiği bir sahne adeta... Her yıl VitrA ve Artema en yeni koleksiyonlarını Türkiye’de ilk kez UNICERA’da sergiliyor, kampanyalarımızı fuarla eş zamanlı başlatıyoruz. Bu sebeple UNICERA’nın yeri, bizim ve sektörümüz için her zaman farklı. Ayrıca son yıllarda özellikle komşu ülkelerden UNICERA’ya gelen ziyaretçilerin sayısının da arttığını gözlüyoruz ki bu da bölgeyle ticari ilişkilerimizin daha da gelişmesi ve yeni pazarlara erişim açısından büyük önem taşıyor.

Artema’nın en yenileri arasında yer alan Strato, bir şelaleden dökülen suyun doğallığı ve güçlü etkisinin yanı sıra, yağmur damlacıklarının rahatlatıcı ve ferahlatıcı etkisini banyolara taşıyarak benzersiz bir duş deneyimi yaşatıyor. Duş

sine olanak sağlamaktadır. Biz de Teska ailesi olarak “Banyonuzda Fark Yaratır” sloganı ve “Kolay İşçilik, Düşük Maliyet” mottosuna bu yıl daha çok vurgu yaparak, şık ve estetiğe önem veren yeni ve mevcut ürünlerimizi ziyaretçilerin beğenisine sunduk. Son teknolojiyle geliştirdiğimiz, yaşam alanlarına fark yaratan en gözde ürünlerimizle katılımcılardan tam not aldık.

İbrahim İyice Teska Firma Sahibi UNICERA Seramik, Banyo ve Mutfak Fuarı her yıl olduğu gibi bu yıl da beklentilerimizi karşıladı. Teska ailesi olarak fuara bir kez daha katılmanın mutluluğunu yaşadık. Alanında Avrupa’nın en büyük fuarı olan UNICERA Fuarı hem ülkemizin yurt dışı ülke ve katılımcılarına karşı markalarımızın temsilini sağlarken hem de son trend ürünlerin sergilenme106

VitrA, UNICERA’da 3 yeni banyo koleksiyonunu görücüye çıkardı. Valarte, klasik tarzın modern ve şık bir yansımasını temsil ediyor. Integra, geniş ürün gamıyla farklı banyolar için uygun çözümler sunuyor. Projekta ise şık ve keskin hatlarının yanı sıra, alışılmışın dışında materyal kullanımıyla banyolara farklı bir hava kazandırıyor. Hijyenik ve konforlu yeni nesil klozet V-care, ince tasarımıyla aynı ürün kategorisindeki diğer tüm ürünlerden farklılaşan slim klozet kapakları ve kendi kendini temizleme özelliğine sahip AutoClean lavabolar da UNICERA’da sergilenen ürünler arasında yer aldı. Akıllı teknolojileri banyoya taşıyan VitrA Smart kumanda paneli ile darbeye dayanıklı ve uzun ömürlü VitrA Pro fotoselli kumanda paneli de banyo kategorisinde öne çıkan ürünler oldu.

Fuarları hem networking’e imkan sağlama hem de dünyanın pek çok başarılı ismini buluşturma açısından önemli bir platfrom olarak görüyoruz. Bu çerçevede baktığımızda UNICERA’nın bu işlevleri başarıyla yerine getirebildiğini; dolayısı ile de önemli bir platform olduğunu söyleyebiliriz. Bu yılki fuarın özellikle ilk üç günü yurt dışı katılımcı sayısı açısından son derece memnun ediciydi. Yine fuar programı içerisinde gerçekleşen Desinger Seminars ile pek çok akademisyen, mimar ve sanatçı bir araya geldi. Teska ailesi olarak bizler de çeşitli ülkelerden gelen birçok ziyaretçiyi standımızda ağırlamaktan gurur duyduk.

başlığı, el duşu ve banyo bataryasından oluşan yeni nesil AquaHeat termostatik duş seti ise banyo ve duş keyfi için ihtiyaç duyulan tüm ürünleri bir arada sunuyor. UNICERA’da, yeni armatürlerle zenginleştirilen Suit, Q-Line ve X-Line serileri ile her banyoya uyum sağlayan Sento armatürlerin lavabo, banyo ve duş alternatifleri sergileniyor. VitrA’nın en yeni endüstriyel tasarım trendlerini karşılayan porselen karo serileri de ilk kez UNICERA’da sergilendi. Fuarda sergilenen en çarpıcı karolar ise 4 farklı seriyi bir araya getiren Studio koleksiyonu oldu. Studio-tex, Studio-tab, Studio-mix ve Studio-plate serilerinden oluşan koleksiyon, modanın yeni ve iddialı rengi olarak gösterilen nude (ten rengi) tonlarını yüzeylere taşıyor. VitrA’nın en yeni karo serilerden Bricx, loft havasını evin içine taşıyan çizgisiyle, modern tasarım trendlerinin yeni gündemini yansıtıyor. Alman Tasarım Konseyi tarafıdan verilen Iconic Awards 2018’de Best of the Best (En İyinin İyisi) ödülünü alan Urban Blue, tasarım dünyasının yükselen trendi blue stone doğal taşının çarpıcı güzelliğini, antrasit ve gri tonlarıyla yeniden yorumluyor. Taş dokulu Slatemix serisi, zamana karşı koyan mekanlar tasarlıyor. Colorado’daki dağların renk zenginliğini, ahşabın doğal dokusuyla bir araya getiren Aspenwood, sofistike bir şıklık sunarken, modern geometrik çizgilere sahip City Rug, altıgen formu ve iki farklı renk paletiyle, sınırsız kombinasyona olanak tanıyor. Siyah ve beyazın zıtlıklardan beslenen mermer görünümlü Marmori serisi ise klasiğin modası geçmeyecek sadeliğini mekanlara taşıyor.

UNICERA Fuarı ülkemizi çekici kılan fuarların içerisinde yer alması açısından önemli bir fuardır. Bugün Ortadoğu’da Avrupa’da ve Asya’da düzenlenen fuarlara dünyanın pek çok ülkesinden önemli markalar katılmaktadır. Teska ailesi olarak bizler de gerek UNICERA Fuarı gerek ise yurt dışında düzenlenen fuarlara katılarak ülkemizi en iyi şekilde temsil etmenin mutluluğunu yaşıyoruz. UNICERA Fuarı’nın önümüzdeki yıllarda Ortadoğu, Asya ve Avrupa arasında ülkemizi bir köprü konumuna getireceğini düşünüyoruz. Her yıl artan metrekare ve ziyaretçi sayısı ile UNICERA Fuarı’nın bu yolda emin adımlarla ilerlediği kanaatindeyiz. Seramik, banyo ve mutfak sektörünün gelişmesiyle birlikte UNICERA Fuarı da büyüyecek ve dünyada adından sıkça söz edilecek bir fuar olacaktır. Bunun çok yakın bir sürede gerçekleşeceğine hiç şüphemiz yok. Önümüzdeki yıllarda UNICERA Fuarı’nın yanı sıra ülkemizdeki pek çok fuarın da çokça ziyaret edilen fuarlar haline geleceğine inanıyoruz.


2018 UNICERA Fuarı hem katılım oranı hem de katılımcı kitlesi olarak Ege Seramik için çok verimli geçti. Yurt içi ve yurt dışı müşterilerinin ve sektör profesyonellerinin ilgisinden çok memnun kaldık. Fuarın tüm günlerinde standımız yurt içi ve yurt dışı müşterileri, sektör profesyonelleri, mimarlar ve inşaat firmalarının yoğun ilgisi ile doldu. Her yıl olduğu gibi bu yıl da UNICERA’ ya çok iyi hazırlandık. 33 yeni serimizi kapsayan Spring 2018

Genel olarak 2018 yılı için daha düşük beklentiler içindeydik. 2017 yılına kıyasla daha temkinli olmamız gereken bir yıla göre ziyaretçi sayımızda artış yaşandığını söyleyebiliriz. Yeni ürünlerimizi görmek isteyen mevcut ihracat müşterilerimiz standımızı ziyaret ederek, aramızdaki ticarete katkıda bulundular. Yeni potansiyel müşteriler ise ağırlıklı olarak Ortadoğu, Afrika ve Balkan ülkelerinden gelerek standımızı ziyaret ettiler ancak Avrupa ülkeleri umduğumuz oranda katılım göstermediler. Tüm tabloya bakıldığında hem yurtiçi hem yurtdışı katılımcı kitlesinin isteklerimize uygun olduğunu söyleyebiliriz.

Merter Savaş Ege Vitrifiye Genel Müdürü UNICERA Fuarı’nın Ege Vitrifiye için bu sene oldukça yoğun geçen bir fuar olduğunu belirtebiliriz. Ege Vitrifiye’nin tüm Türkiye’de yaklaşık 150 adet bayisi bulunuyor. Fuar süresince yetkili satıcılarımızın bizleri ziyaret ederek, yeni ürünlerimiz hakkında bilgi alması bizler için olumlu bir gelişmeydi. Sektör profesyonelleri açısından baktığımızda da yapı sektörünün karar vericileri olan mimarlar, iç mimarlar, proje yöneticileri, müteahhitler gibi meslek grupları markamız ve ürünlerimiz ile yakından ilgilendiler. İhracat müşterileri yönünde bakıldığında ise geçen seneye

UNICERA’dan ve diğer uluslararası fuarlardan öncelikli beklentimiz “Ege Vitrifiye” markamızı olabildiğince çok insana tanıtmak ve marka gücümüzün altında yatan potansiyeli müşterilere üretim, ürün ve kalite özelinde anlatmak... Diğer bir beklentimiz ise; yeni ürünlerimizi tanıtmak ve aldığımız geri bildirimlerle ürün portföyümüzü şekillendirmek. UNICERA’da bu beklentilerimizin karşılandığı düşüncesindeyim. Türkiye seramik kaplama malzemeleri üretiminde dünyada altıncı seramik sağlık gereçleri üretiminde üçüncü, Avrupa’da ise seramik kaplama malzemelerinde üçüncü, seramik sağlık gereçleri üretiminde birinci sırada. Yani Türkiye olarak Avrupa’daki en büyük vitrifiye üreticisiyiz. Ülkemizde sektöre verilen değerle, hak ettiğimiz yerde olduğumuzu düşünüyorum ve bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Türkiye’de çok fazla yatırım yapılan

UNICERA Seramik Banyo Mutfak Fuarı ülkemizin en büyük ihtisas fuarı olmasının yanında, uluslararası arenada da bize sektörümüzü ve markalarımızı en iyi şekilde tanıtma şansı veren en önemli platformların da başında geliyor. Şahsen CNR EXPO Fuarcılık ile gücüne güç katan UNICERA Fuarı’nın geleceğinin sektörümüz kadar parlak olduğuna inanıyorum. Dolayısıyla desteklenmesi, geliştirilmesi ve sürekliliğinin sağlanması için yüksek efor gösterilmesi gereken de bir platform olduğunu düşünüyorum.

UNICERA

Göksen Yedigüller Ege Seramik Genel Müdürü

Bizim için bir fuarın başarılı olarak nitelendirilebilmesi için ürünlerin satışa dönüşmüş olması esastır, bunu hep vurguluyoruz. UNICERA’nın da bizim için başarılı geçmesinin esas noktası lansmanını gerçekleştirdiğimiz 33 serinin tamamından sipariş almış olmamız. Ayrıca bu yıl standımız daha da büyüdüğü için Cersaie Fuarı’nda lansmanını yaptığımız Autumn 2018 Collection serilerimize de daha fazla yer verme şansımız oldu. Bu sayede fuar, ürün tanıtımı anlamında çok daha faydalı oldu Ege Seramik için. Yurt dışı fuarında lansmanı yapılmış ürünleri yurt içi müşterimize oluşturduğumuz mekanlarda uygulamalı olarak, çok daha aktif şekilde tanıtma şansı bulduk. Dolayısıyla bu yıl UNICERA’nın portföyümüze yeni eklenen serilerimizi müşteriye anlatma noktasında daha verimli olduğunu söyleyebilirim.

hazırlamıştık kendimizi. Ancak yılın ilk çeyreğini geride bıraktığımız bugünlerde ülkemizde ekonomiye bir güven ve inanç olduğunu görüyoruz. İnsanlar ticareti geliştirmek için faaliyetlerde bulunmaya devam ediyor. Bu güven ekonomiye olduğu gibi bizim sektörümüze de olumlu yansıyor haliyle. İnşaat sektöründe bir daralma söz konusu evet ancak başlanmış projelerin bitirileceği de aşikar. Dolayısıyla bu durgunluk henüz sektörümüze ulaşmadı. Bu çerçeveden bakıldığında ilk çeyrekte sektörümüzün gidişatının olumlu olduğunu söylemek gerek. Tabi kış aylarını geride bırakmanın da etkisiyle sektördeki iyi gidişatın artarak devam edeceğini ön görüyoruz. Ege Seramik olarak sektörümüzü ve markamızı ileriye götürecek adımları atmaya, çalışmaya ve ülke ekonomimize güvenerek yola devam ediyoruz.

bu sektörde, bu emeğin ve yatırımların karşılığının alınması gerekiyor. Dünyada vitrifiye konusunda söz sahibi olabilmenin tek yolu markalaşmak. Bizler de Ege Vitrifiye olarak özellikle son yıllarda markaya ve tasarıma yatırım yaparak, katma değerli ürünler üretiyoruz. Kendi tasarımlarımızı, üretimlerimizi ve markamızı başta Avrupa’ya olmak üzere dünyanın 72 ülkesine ihraç ediyoruz. Bu bence vitrifiye sektörü için büyük bir başarı. Açıkcası eskiden Türkiye üreticilerinin ürünlerini Ortadoğu üreticileriyle birlikte düşük fiyatlı ve orta dereceli ürünler olarak lanse ediyorlardı biz de hak ettiğimiz değeri ve fiyatı alamıyorduk. Bu direncin kırılması Türk üreticiler açısından oldukça sevindirici.

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Collection’un lansmanını gerçekleştirdik. Dolayısıyla bu ilgi aslında beklediğimiz bir ilgiydi. Tabi bunun yanı sıra CNR EXPO’nun lokasyonu da göz ardı edilemez bir avantaj sağlıyor fuara. Özellikle yurt dışı müşterilerimiz çok daha kolay ve zahmetsiz bir şekilde fuara ulaşabildiği için çok memnunlar. Böylece trafik derdi olmadan çok daha verimli zaman geçirebiliyorlar fuarda.

UNICERA Fuarı Türkiye’de sektörün en kıymetli fuarı ve hem seramik kaplama hem de seramik sağlık gereçleri sektörünün en büyük tanıtım mecrası konumunda bulunuyor. Biz ve diğer markalar yeni ürünlerimizi yılın ilk fuarı olduğu için UNICERA’da görücüye çıkartıyoruz, Türkiye trendlerini UNICERA’da belirliyoruz. UNICERA Fuarı’nı, sektörümüzdeki yatırımların karşılığını alabilmek adına, yapılması gereken tasarım ve pazarlama faaliyetlerinin, büyük bir destekçisi olarak düşünüyoruz. Avrupa’dan daha fazla ziyaretçi çekebilmek adına, tanıtım faaliyetlerini tamamlayacağını düşünüyor, UNICERA Fuarı’nın her yıl etki alanını genişleterek uzun yıllarca devam edeceğine inanıyoruz.

107


rak bu başarıların yerel ve global tüketiciyle buluşması için UNICERA Fuarları’na çok önem veriyoruz. Geçmiş yıllarla kıyasladığımızda UNICERA Fuarı son iki yıldır uluslararası katılımcının oldukça ilgi gösterdiği bir fuar olarak karşımıza çıktı. Daha önce yerli katılımcı yoğunlukta geçen fuarların artık uluslararası anlaşmalara da adım atabildiğimiz bir organizasyon haline gelmesi bizi memnun ediyor. Dolayısıyla bu yıl da fuardan temel beklentimiz daha çok yabancı ziyaretçinin katılımı idi. Bu seneki katılımcı profilinin uluslararası anlamda yoğunluk kazanmasından memnunuz.

Enver Öz Elmor Genel Müdürü Armatür ve seramik sağlık gereçleri sektörü her geçen yıl inovasyon ve tasarım anlamında dünya klasmanında önemli başarılara imza atıyor. E.C.A. ve Serel ola-

ve Soprano Mutfak’ı tüketicinin beğenisine sunduk. Soprano olarak sergilediğimiz ve aile olarak adlandırdığımız mutfak, vestiyer ve iç kapı konsepti ile tüketicilerin beğenisini kazandık. Bununla birlikte kullandığımız üretimini yaptığımız DU&KA Duvar Kağıtlarımız da büyük ilgi gördü.

UNICERA TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Bu yıl fuarda, tasarım, teknoloji ve kaliteyi bir araya getiren en yeni ürünlerimizi oldukça kalabalık geçen standımızda yerli ve yabancı tüketiciyle buluşturduk. “Yıllarca Beraber Olmak Garanti!” konseptiyle sunduğumuz ürünler, hem sektör profesyonelleri hem de ziyaretçiler tarafından yoğun ilgi ve talep gördü. 2018 yılının en yeni ürünlerinden biri

Ömer Çelik EVDEMA Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Uzun yıllardır katıldığımız UNICERA Fuarı’nda bu yıl, diğer fuarlardan farklı olarak yaptığımız DU&KA Duvar Kağıdı

UNICERA Fuarı’nda ayrıca Soprano Mobilia olarak bir yeniliği sunduk. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi aile olarak 2 konsept hazırladık. Profesyonel ve son tüketiciden güzel geri dönüşler aldık. Soprano Mobilia ile ilgili çok yakın zamanda lansman yapacak ve tüm ürün gruplarını tanıtacağız. 2019 UNICERA Fuarı’nda da Soprano olarak yeni konseptlerimiz ve tasarımlarımızla yer alacağız. Tüm seramik sektörü rekabet edilebilen ürünler üretiyor. Seramik sektörümüz ürettikleri üstün kaliteli ürünler ile her geçen gün pazar payını arttırıyor. Her yıl yapılan inovatif ürünler ile ihraca-

Sedef Ece Gürçınar Formina Dış Ticaret Müdürü Sektörümüzün buluşma noktası olan UNICERA Fuarı yılın gidişatının ilk sinyallerini aldığımız; Formina Banyo olarak yeni ürünlerimizi sergileme şansı bulduğumuz marka bilinirliliğimizi artırmak ve daha geniş kitlelerde var olmak için özenle hazırlandığımız bir fuar. Farklı ülkeden gelen önemli yurt dışı ziyaretçiler ile gerçekten verimli bir fuar geçirdik. Var olamadığımız hedef kitlemize uyan tüm pazarlarda, her yıl farklı stratejiler geliştirerek hem proje bazlı hem de uzun dönemli çalışma fırsatı yakalamak, ihracat kapasitemizi her yıl arttırarak ülke ekonomisine katkı sağlamak en büyük

108

olarak öne çıkan THERMO SAFE bataryalar ilk kez UNICERA Fuarı’nda lanse edildi. Türkiye’de ilk kez E.C.A. tarafından üretilen haşlanma emniyetli banyo ve lavabo bataryalar, yeni geliştirilen teknoloji ile su sıcaklığı 45 Co’nin üzerine çıktığında armatürlerdeki sıcak su akışını keserek ev ve toplu yaşam alanlarında yaşanabilecek haşlanma problemini çözdü. Bu yıl fuarda en çok ilgiyi, Hygiene Plus teknolojili armatürler ile EasyWash yıkama sistemi sayesinde kendi kendini temizleme özellikli lavabolarımız topladı. UNICERA’ya her yıl E.C.A. ve SEREL markalarımızla katılıyoruz. Sektörümüzde faaliyet gösteren firmalar için ürünlerde kalite, fonksiyonellik, tasarım kadar, su tasarrufu ve hijyen de gitgide daha kritik unsurlar haline geliyor. Kullanıcı dostu olduğu kadar tasarım, teknoloji ve kaliteyi bir araya getiren ürünlerin gün geçtikçe önem kazanacağını görüyoruz. Fuar bu anlamda son gelişmeleri ve teknolojileri bir arada sunabilmek adına çok önemli bir rol üstleniyor. tımızın artacağına ve ekonomimize olan katkıda büyüyecektir. 7’den 70’e herkesin bu fuarı görmesi gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’nin en büyük ve Avrupa’nın 2. büyük fuarı UNICERA her yıl arttırdığı metrekare ve ziyaretçi sayısı ile yoluna büyüyerek devam ediyor. Senede bir kere bile olsa meslektaşların kucaklaşmasına vesile olan bir fuar. Fuarı gezdiğimde sektörün dünya sıralamasında önemli bir yol kat ettiğini görüyorum. Ürün portföyü açısından çok önemli bir noktadayız ve böyle ilerlemeye devam edeceğiz. UNICERA Fuarı ile birlikte de üretimini yaptığımız tüm ürün gruplarını yurt içinden ve yurt dışından katılan tüm meslektaşlarımıza sunmuş olacağız. Her yıl büyümeye devam eden, dünyanın çekim merkezi olacak olan bir fuar olacağını düşünüyorum. Fuarın gelişmesi sektör, sektörün gelişmesi ile birlikte de fuar büyüyecek. Bu sayede de dünyada adından söz ettirecek bir fuar olacağını düşünüyorum. hedefimiz. Bu sene gerek yurt içi gerekse yurt dışından ziyaretçilerin yoğun katılımı, standımıza olan ilgileri ve fuar sonrası bu ilginin reel doğrultuda sonuçlarını görmek sevindirici oldu. Standımızda birbirinden farklı ahşap dokuların daha yoğun olduğu spa, mini spa havuzlarımız, sauna, compact sistemli ürünlerimiz, özel küvetlerimiz, concept ürünlerimiz, farklı sistem ve dizayndaki ergonomik duş kabinlerimiz ve Anadolu klasiklerimizle her biri birbiriyle yarışan ve ziyaretçilerimiz tarafından da yoğun ilgi gören onlarca farklı model sergiledik. UNICERA hem yurt içi hem yurt dışından gelen iş ortaklarımız ile sektörde buluşma noktası haline gelmiştir. Uluslararası nitelikte önemli bir fuardır ve gelecekte de sektörümüze katkı sağlamaya devam edeceğine inanıyoruz.


Ülkemizin sektörel olarak gelişmesi ve üretim üssü haline gelmesine paralel olarak ziyaretçilerin de artması bizler için gurur verici bir durumdur.

Erol Amado Japar Genel Müdürü UNICERA Fuarı’nın ziyaretçi profili ve katılım kitlesi amacına uygun katılımcılardan oluşmaktaydı. Fuar alanının havaalanına yakınlığı ziyaretçi sayısının artırmasının yanı sıra, katılımcıların günübirlik olarak dahi fuara gelebilmesine olanak sağladı. Bu durum stant ziyaretçi sayısına da olumlu olarak yansıdı. Fuarda bir çok katılımcı firma geçen senenin aynı ürünleri ve aynı stant tasarımları ile katılım gösterdi. Tasarım ve

Bu fuarda olmak çok önemli bir fırsattır. Bu fırsatları değerlendirmek ve devamındaki aksiyonları almak tüm firmalar için olduğu gibi RINO için de çok önemli bir pazarlama argümanıdır.

Zübeyde Yıldırım RINO Planlama ve Operasyon Müdürü UNICERA Türkiye’de ki seramik sektörü üreticilerinin mevcut müşterileri ile buluştuğu ve potansiyel müşterileri tanıştığı ulusal ve uluslararası başarılı bir fuardır.

RINO olarak Türkiye’de ki seramik sektörünün çok önemli oyuncularından biriyiz. Firmamız yer ve duvar karoları üreten bir fabrikanın yanı sıra porselen seramik üreten Avrupa’nın en büyük tesisine sahiptir. 2018 yılında ekibimizi güçlendirdik ve yepyeni vizyonumuz ile UNICERA’ya katıldık. Mevcut kapasitemizi değerlendirirken, dağıtıcılarımıza, tasarımcılarımıza, kullanıcılarımıza renk ve ebat alternatiflerini içeren ve aynı zamanda birbirleri ile beraber kullanılabilen, tasarımlardaki sınırları ortadan kaldıran “RINO Çözüm Sistemlerini” sunduk. RINO Çözüm Sistemi, mekanların ihtiyaçlarına göre malzeme, desen, renk, ebat ve şekil alternatifleri sunmaktadır. Fuarda

UNICERA Fuarı, düzenlendiği her yıl, bir önceki yıla göre her açıdan sektörümüze olumlu etkiler yaratmaktadır. Hepimizce bilinen yurtdışı fuarlarla birlikte UNICERA isminin de anılıyor olması, sektörümüzün ve ülkemizin doğru yolda olduğunun bir işaretidir. Bu yüzden sektörümüze değer katan ve sektörümüz için uğraş veren her firma, her birey, her üretici kesinlikle takdiri hak etmektedir.

yenilik hızı, fuar periyodunun altında kaldığı izlenimini yarattı. Buna rağmen periyot, özellikle de yurt dışı ziyaretçileri açısından yeni ziyaretçilerin gelmesini sağladı. UNICERA Fuarı gelişmeye devam edeceğine olan inancımız tamdır. Sektör olarak siz sektör temsilcilerimizin karar vericiler üzerinde daha etkin bir güç oluşturmalarını ve hükümetlerimiz tarafından desteklenen inşaat sektöründe yaratılan katma değerin sadece müteahhitlere değil sektör üreticilerine aktarılması düşük kar marjı ve uzun vadeler altında kalmasını önlenmesi talep edilmektedir.

sunduğumuz RINO Çözüm Sistemleri, dağıtıcılarımız tarafından ama en çok da mimarlar tarafından çok beğenildi. UNICERA Fuarı iç pazar için önemli olduğu kadar, uluslararası pazarlar için de çok önemlidir. Mevcut müşterilerimize yeni ürünlerimizi tanıtmak kadar, yeni pazarlar bulmak ve o pazarlarda söz sahibi olabilmek de UNICERA’nın bizlere sunduğu imkanlar arasında yer almaktadır. Türkiye’nin ihracat yapabileceği yakın komşularındaki siyasi belirsizlikler ve savaş ortamı hiç kuşkusuz seramik sektörü olarak bizleri de olumsuz etkilemektedir.

UNICERA

Harun Çiçekci Güral Vit Pazarlama ve Satış Müdürü

Hem ülkemiz pazarında hem de yurtdışı pazarlarda şirketimizi, ürünlerimizi ve hedeflerimizi tanıtabildiğimiz için fuar bizler için büyük önem arz etmektedir. Bu amaçtan hareketle her geçen sene daha da arttırarak fuarın bizlere fayda sağladığını gözlemlemekteyiz.

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Güral Vit olarak bu sene yine 510 m2 ‘lik standımızla yeni ürünlerimiz ve yeni yüzümüzle sektörümüze katkı vermeye çalıştık. UNICERA fuarı gerek yurtiçi pazar ve gerekse ihracat pazarı açısından artık sektörümüz için vazgeçilmez bir unsur haline gelmiştir. Bunun bilincinde olarak yurtiçi ve yurtdışı misafirlerimizi ağırladık. Sektörümüze ve ülkemize bir katma değer sağlamak düşüncesiyle bulunduğumuz bu fuar her geçen sene katılımcı ve ziyaretci açısından giderek daha sağlıklı bir hal almaktadır. Ziyaretçi profilimiz yurtiçi katılımı olarak bizi fazlasıyla memnun etmektedir.

UNICERA Fuarı her geçen yıl gücünü arttırmaktadır. Uluslararası fuarlar arasında katılımcı ve ziyaretçi sayısı ve nitelikleri ile çok önemli bir konumda bulunan UNICERA’nın gücünün artması Türkiye’nin ve Türkiye’deki seramik sektörünün de gücü ve gururu olacaktır.

109


TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

UNICERA

Barış Orbay Kaleseramik Yurt içi Piyasalar Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı UNICERA’ya, her biri alanında öncü Çanakkale Seramik, Kalebodur, Kale Banyo ile İtalyan Edilcuoghi ve Edilgres markalarımızla katıldık. Uluslararası seramik pazarında Avrupa’da ilk 3, dünyada ise ilk 12 firma arasında yer alan Kaleseramik olarak, ileri teknoloji ile ürettiğimiz karolarımızla birlikte; vitrifiye ürün ailesi, banyo mobilyaları, armatür ve duş sistemlerine kadar çok geniş bir ürün grubumuzu ziyaretçilerle buluşturduk. Ar-Ge sürecinden geçirerek, dünyanın en büyük, en ince ve esneyebilen porselen seramiğini üreten Kaleseramik olarak, sektöre kazandırdığımız Kalesinterflex’i fuarda tüketici ve profesyonellerle bir araya getirdik. Kalebodur

Kale Banyo markamızın yeni nesil duş teknesi KaleBLU’yu, ilk defa UNICERA’da sergiledik. Duş teknesi tanımını ve kullanım sınırlarını zorlayan bu yeni ürünümüz, tasarımı ve teknolojisiyle tüketicilerin beğenisini topladı. Kaleseramik’in yeni teknolojik ürün grubu Kalestone+’ın Terrazzo, Onyx, Cement, Piasentina ve Bluestone adlı 5 farklı serisi de ilk kez fuarda tüketici ve profesyonellerle buluştu. Kale Banyo markası altında ‘Smart’ felsefesi ile geliştirilen ‘Smart Ürün Grubu’ ve Edilcuoghi ve Edilgres’in yeni ürün gamı da, fuarda ziyaretçilerin yoğun ilgisini çeken ürünlerimiz arasında yer aldı. Bulunduğu coğrafyanın en kapsamlı ve ilgi çeken fuarı olan UNICERA; yurt içi ve yurt dışından mimarlar, sektör profesyonelleri ve tüketicilerle bir araya geldiğimiz önemli bir buluşma nok-

Uluslararası arenada kendine yer edinen, sektöründe dünyanın ikinci büyük fuarı konumunda olan UNICERA Fuarı’na aralıksız 16’ıncı kez katıldık.

Ömer Yılmaz Orka Banyo Yönetim Kurulu Başkanı 110

markamızın 15 yıl önce 100x300 cm ebat ve sadece 3-5 mm incelikle hayata geçirdiği Kalesinterflex’i, 30 Milyon TL’lik yatırımla devreye aldığımız yeni fabrikamızda 120x360 cm ebatlı olarak üretiyoruz. Bu en teknolojik ürünümüzle yurt içi ve yurt dışında büyük boyutlu seramik ihtiyacını karşılıyoruz. Kaleseramik olarak geliştirdiğimiz ürünlerle alışılmış kullanımın dışına çıktık. Ağırlıklı olarak iç ve dış mekanlarda kaplama malzemesi olarak kullanılan seramik, artık Kalesinterflex ile kapı, masa üretiminde, dış mekan mobilyalarında kullanılabiliyor.

ORKA Banyo olarak bu yıl fuara 2018 yılında ürün gamımıza eklediğimiz 70 çeşit ürünle katılarak, natürel tonlara ağırlık veren ve sadeliğe vurgu yapan yeni tasarımlarımızı gözler önüne serdik. Yeni ürünlerimizin iş dünyasına ve nihai tüketicilere tanıtılması açısından prestijli bir kitleye ulaşmamıza imkan tanıyan UNICERA Fuarı, sektörün diğer oyuncuları ile birlikte ülkemiz adına yabancı ziyaretçiler ile buluşma platformu olarak kurumumuz için büyük bir öneme sahip. Bu yıl geçen yıla göre daha yoğun bir ziyaretçi kitlesi ile karşılaştığımız fuardan birçok yeni bağlantılar ile ayrıldık. 26 yıldır banyo aşkıyla fonksiyonel ve estetik banyo mobilyaları üreterek kazandığımız uzmanlığın ve yoğun Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarının eseri olarak son teknoloji

tası oldu. Aynı zamanda, hem en yeni koleksiyonlarımızı sergilediğimiz hem de katılımcıların ürünlerimize yönelik direkt tepkilerini gözlemleyebildiğimiz fuarın, bizim için çok verimli geçtiğini söyleyebilirim. Seramik sektörü, ülkemizin dünya ihracat sıralamasının ön sıralarında yer alan az sayıdaki sektörleri arasında yer alıyor. Doğrudan ve dolaylı olarak 252 Bin’i aşkın kişiye istihdam sağlayan sektörümüz geçtiğimiz yıl 10 Milyar TL ciro ve 1 Milyar Dolar ihracata imza attı. Bugün Türkiye, kaplama malzemelerinde Avrupa’da 3’üncü, dünyada 7’nci, sağlık gereçlerinde dünyada 4’üncü, Avrupa’da ise en büyük tek ihracatçı konumunda yer alıyor. Gerek üretim gerekse ihracat performansı açısından dünya ölçeğinde önemli bir yere sahip seramik sektörünün, dinamik yapısı ve yeni teknolojilerin kullanılmasından dolayı önümüzdeki yıllarda dünyadaki pazar payını daha da artıracağını düşünüyorum. Türk seramik karo, vitrifiye sektörlerinin imajını yükseltmek ve küresel pazar payını artırmak vizyonu çerçevesinde önemli bir uluslararası pazarlama platformuna dönüşen UNICERA, yeni ürün geliştirme ve bu ürünlerin pazara sunumu açısından önemli bir rol oynuyor. Yurt dışından fuara gelen ziyaretçilerin etkisiyle, ihracatımıza da katkı sağlıyor. UNICERA’nın önümüzdeki süreçte çok daha etkili bir platform haline geleceğine inanıyorum.

ile üreterek sergilediğimiz yeni ürünlerin iç pazar ziyaretçileri tarafından büyük beğeni ile karşılandığını söyleyebiliriz. İhracat pazarı açısından yabancı müşteri sayısında artış gözlemlediğimizi belirtebiliriz. UNICERA uluslararası bir fuar olduğu için iç pazardan daha çok ihracat müşterilerimiz açısından verimli geçtiğini ifade edebiliriz. Özet olarak UNICERA Fuarı’nın global marka olmamız için gereken adımları atmamızda bize katkısı çok büyük oluyor. Ancak yurt dışındaki profesyonel fuarların iki yılda bir gerçekleştiriliyor olması gerçeğinden hareketle UNICERA Fuarı’nın da 2 yılda bir olması gerektiğini düşünüyoruz. ORKA Banyo olarak “Banyoda mükemmeli arayanlar için” sloganıyla 26 yıldır ürünlerimizi tüm Türkiye’de 450’den fazla satış noktası ile 5 Milyona yakın evde ve 50 ülkede tüketiciyle buluşturuyoruz.


Bu yıl da beğeniye sunduğumuz yeni armatür ve vitrifiye ürünlerimizi gerek yurt içindeki ve gerekse yurt dışındaki bayilerimize sunduk ve müşterilerimizin değerli yorumlarını aldık. Bu ürünlerimiz ile alakalı olumlu yorumları duymak bizleri gayet mutlu etti. Vitrifiye ürünlerimizde tasarladığımız yeni model asma klozetler ve tezgah üstü lavabolara normal beyaz rengin dışında kattığımız yeni renkler, ciddi manada müşterilerimizden beğeni aldı. Armatür gurubunda, ankastre armagiledik. Dünya genelinde 120x240 cm ebatlarına kadar metal kaplama teknolojisini kullanabilen tek seramik markasıyız. Dijital frit uygulamasını Türkiye’de ilk ve tek olarak inovatif ebatlı seramiklerde biz uyguluyoruz. Yine aynı şekilde büyük ebatlı seramiklerde Teknoplus yöntemini dünyada ilk kez uygulayarak bir ilke imza attık. Geleneksel yöntemde sırlı porselen seramikler üretilirken, Teknoplus ile Türkiye’de ilk kez trafiği yoğun olan mekânlarda kullanılabilen teknik porselen karo üretimi gerçekleştiriyoruz.

Celal Üstündağ NG Kütahya Seramik Genel Müdürü UNICERA Fuarı’nda sektöre kazandırdığımız yenilikleri ve ilkleri, yurt dışından ve yurt içinden gelen yaklaşık 84 Bin ziyaretçiyle buluşturmak bizi memnun etti. Türkiye’de ilk kez ürettiğimiz 80x180 cm ve 80x240 cm ebatlarının yanı sıra 60x160 cm, 120x120 cm, 30x240 cm gibi inovatif ebatlardaki seramiklerimizi ve yüksek teknolojiye sahip ürün koleksiyonlarımızı UNICERA Fuarı’nda ser-

UNICERA Fuarı’nda ürünlerimiz arasında yer alan porselen duş karosunu da katılımcılara tanıttık. Bir seramik markası olarak, seramiği tüm yaşam alanlarına taşıyor ve mekânlara ideal çözümler getiriyoruz. Kısaca söylemek gerekirse; trendleri belirleyen yeni ürün koleksiyonlarımız, yüksek teknoloji ile doğadan ilham alarak tasarladığımız inovatif ürün serileri, fuar ziyaretçilerinin bu senede beğenisini topladı ve Türkiye’yi dünyada temsil eden bir marka olarak, çeşitli ülkelerden gelen birçok ziyaretçiyi standımızda ağırlamaktan gurur duyduk. Türk seramik ürünleri UNICERA Fuarı’nda olduğu

UNICERA Fuarı’nın ziyaretçi ve katılım kitlesi hedef kitlemiz ile gayet uyumluydu. Yenilikçi ve tasarım ürünlerimizi sergilediğimiz standımızda misafirlerimizi ve sektör profesyonellerini ağırlamaktan, yeni model ve konsept ürünlerimizi sunarak karşılıklı işbirliğimizin artmasından dolayı mutluluk duyduk. UNICERA bu seneki fuar beklentilerimizi karşıladı. Bunun şirketimize yansıması, mevcut ürünlerimizin sunumu ve yeni ürünlerimizin fuardaki lansmanı ile yurt içi ve yurt dışı yeni müşterilerin daha çok kazanılmasına, marka bilinirliğimizin daha da artmasına ve yeni işbirlikleri ile pazardaki pozisyonumuzun daha da güçlenmesine katkı sağladı. UNICERA’nın, her geçen sene biraz daha dünya çapındaki emsallerini yakalama, hem katılımcılarına hem de ziyaretçilerine daha konforlu ve verimli bir fuar yaşatma çabasını takdir ediyoruz. Bu konuda emeği geçen herkese Newarc olarak teşekkür ediyoruz. gibi dünyanın her yerinden ilgi görüyor. Başta ABD, Almanya, İngiltere, Rusya, Kanada olmak üzere 130 ülkeden fuara gelen ziyaretçilerin, yeni ürün koleksiyonlarımıza olan yoğun ilgisinden mutluluk duyduk. Seramiğin doğduğu yer Çin olmak üzere 70’ten fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Bu ülkeler arasındaki hedef pazarlarımız; İsrail, Almanya, ABD, İtalya, İspanya, Çin, Rusya ve Birleşik Arap Emirlikleri diyebiliriz. NG Kütahya Seramik kurulduğu günden bu yana, sektöründe çok yol kat etti. Yurt içi ve yurt dışında katıldığımız fuarlarla, seramik ihracatındaki payımızla, attığımız her adımda Türkiye adının dünyada duyurulmasına çok önemli katkılar sağladık.

UNICERA

Newarc olarak, 1997 senesinden bu yana UNICERA, Seramik Banyo Mutfak Fuarı’na katılıyoruz. UNICERA, gerek ülkemizde gerekse de dünya çapında bilinirliği giderek artmakta olan, dünyada da adını söz ettirmeye başlayan banyo ve seramik sektörünün en önemli fuarlarından olduğunu sevinerek gözlemliyoruz. Ayrıca bizim için UNICERA, sektörü besleyen ve sektör temsilcilerini bir araya getiren, sektörün tüm ortaklarına katkısı olan, sürekliliği ve pozitif trendleri ile önemli bir fuar olmuştur.

türlerin kullanımı giderek artmakta. Mevcut serilere kattığımız ankastre banyo ve lavabo bataryalarımız hem sıva altı gurubu sayesinde pratik ve kolay montaj imkanı sağlarken hem de altın, beyaz ve siyah gibi renk seçenekleri ile her banyoya değer katmaktalar.

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Mustafa Tufan Newarc / Ecesan Kurucu Ortağı

Firmamız, her yıl etkinliğini daha da arttıran UNICERA Fuarı’nda, yenilikçi ve iddialı modeller ile sektördeki öncülüğünü devam ettirecek yeni seri armatür ve vitrifiyeler için Ar-Ge çalışmalarına önem vermektedir. Her yıl en az 2 yeni armatür serisi tasarlayarak ilk kez UNICERA’da ziyaretçilerimizin beğenisine sunmaktayız. Kaliteli ürün üretmek için süreklilik ve inovasyon en önemli önceliktir. Biz Newarc olarak hep bir önceki yıldan daha fazla ne sunabilirizin arayışı ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu doğrultuda hazırlanan yeni modellerimizi UNICERA Fuarı’nda yetkili satıcılarımızın, sektör profesyonellerinin ve nihai tüketicilerin beğenilerine sunuyoruz ve sunmaya da devam edeceğiz.

Alanında dünyanın en büyük ikinci etkinliği olan UNICERA Fuarı’na, uluslararası ziyaretçilerin gelmesi ve yapılan iş anlaşmalarının seramik sektörüne fayda sağlayacağını düşünüyorum. UNICERA Fuarı, Türk seramiğinin dünyada tanıtılmasına ve sektörün gelişmesine katkı sağlıyor. Seramik sektörünün lider firmalarını ve önemli tasarımcıları bir araya getiren UNICERA Fuarı, gelecek yıllarda dünyanın önemli çekim merkezlerinden biri haline gelecektir. 111


Bülent Ayva Sanovit Genel Müdürü Sanovit olarak UNICERA Fuarı çok önem verdiğimiz bir fuar. Fuara çevre ülkelerden gelen yabancı ziyaretçi sayısında artış olduğunu izlemekteyiz ama bunun yeterli olduğunu düşünmüyoruz. Tanıtım yapılan ülke sayısının daha fazla olması gerektiğini düşünüyoruz.

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

UNICERA

Ülkemiz ve yurt dışı ziyaretçi profiline baktığımızda yapı sektörünün mimarlar ve diğer uzman ziyaretçi kitlesi ile buluşmasında eksikliklerin olduğunun farkındayız. Yurt içi ve yurt dışı yapı sek-

M. Süreyya Çağlar Seramiksan Türkiye Satış Müdürü Sektörün en önemli fuarlarından biri olan UNICERA, katılımcı ve ziyaretçi sayısıyla önemini her yıl artırmaya devam ediyor. UNICERA, gelecek yılların tasarım trendlerinin belirlenmesini sağlarken aynı zamanda iç ve dış pazarda yeni müşterilerle tanışmaya da katkı sağlıyor. Her yıl olduğu gibi bu yıl da sektör profesyonellerinin teknik altyapı, ürün portföyü ve sunumu anlamında kıyaslamalar yapabilmesi, tasarım ve trendlerinin belirlenmesi adına çok önemli bir fuar olan UNICERA’ya katılmış olmaktan dolayı mutluyuz. Dünyanın sektörde en önemli üç fuarından biri olan UNICERA’ya katılım bu yıl oldukça yoğundu. Özellikle yurt dışından gelen katılımcı sayısı da geçen yıllara oranla fazlaydı. Güçlü Ar-Ge çalışmalarımız sonucunda ilkleri ve yenilikleri gerçekleştirdiğimiz koleksiyonumuzu bu yıl da fuarda ziyaretçiler ve sektör profesyonellerine sunduk. Hem iç hem de dış pazarda yeni müşterilerle tanışma fırsatı bulduk. UNICERA’da sunmuş olduğumuz

112

geniş ürün gamımızın katılımcılar tarafından büyük beğeni toplaması bizi çok mutlu etti. Özellikle Türkiye’de ilk defa yine Seramiksan tarafından üretilen 11 mm ve 20 mm kalınlığında 120x180 cm ölçülerinde üretilen UNISTONE fuarda büyük beğeni topladı. İstenilen ölçülerde kesilip işlenebilen, reçine ve benzeri kimyasal bağlayıcı kullanılmadan, %100 doğal malzemeden üretilen UNISTONE mutfak ve banyo tezgahlarında ve yaşam alanlarının pek çok noktasında sınırsız uygulama seçenekleriyle tasarımda sınırları kaldırıyor. 2018 koleksiyonumuzda yer alan teknoloji ve tasarım farkı ile ürettiğimiz büyük ebatlı ürünlerimiz de ziyaretçilerin ilgisini çekti. Vitrifiye grubumuzda yer alan 2.5 - 4 litre su ile fonksiyon yapan ve su tasarrufu sağlayan Kanalsız Rimless klozetlerimiz pastel renk tonlarında ve mat olarak üretilen yeni klozet ve lavabo serilerimiz ziyaretçilerimiz tarafından büyük ilgi gördü. Türk seramik sektörü teknoloji ve tasarım anlamında dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri konumunda. Sektörün son yıllarda çok fazla gelişmiş olması ancak buna rağmen Türk üreticilerin

törünün mimar, iç mimar, tasarımcılar ve diğer uzman ziyaretçi kitlesine tam anlamıyla ulaşılamadığını düşünüyoruz. Her yıl düzenlenen UNICERA Fuarı’nda uzun yıllardır katılımcı olarak yer alıyoruz. Fuarın iki yılda bir olmasının çok isabetli olacağını düşünüyoruz. Her yıl fuarda yer alıyor olmak ürün geliştirme konusunda ve ekonomik manada bizleri yoruyor. Sektörel olarak en büyük kaygımız iş gücü ve enerji fiyatları. Toplum olarak üretime en çok önem vermemiz gereken dönemdeyiz. Bu zorlu süreci de iyi şekilde geçeceğimizden en ufak bir şüphemiz yok .

dünyada markalaşamaması en büyük sorun olarak karşımıza çıkıyor. Sektörün yurt dışındaki gücünü artırmak ve markalaştırmak adına Türk insanının ve Anadolu’nun binlerce yıllık birikimini ortaya çıkaracak bir tarzın oluşturulması gerekiyor. Bunun yanı sıra maliyetlerin her geçen gün artmasına rağmen iç ve dış pazarlarda satış fiyatlarına yansımaması seramik ve vitrifiye sektörünün en büyük problemi olarak üreticileri sıkıntıya sokuyor. Devamlı fiyatla rekabet yapmak gelişimin ve farklılaşmanın önündeki en büyük engellerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Sektörümüz için çok önemli olan UNICERA’ya olan ilgi her yıl artmaya devam ediyor. Katılımcı ve ziyaretçi sayısının da önümüzdeki yıllarda artarak devam edeceğine inanıyorum. Ancak fuarın ve düzenlenme tarihinin İzmir’de yapılan dünyanın en büyük mermer fuarlarından birisi ile aynı tarihlere getirilmesinin özellikle yurt dışındaki ortak alıcıların her 2 fuarı da ziyaret etme imkanı yaratacağını bir kere daha hatırlatmak istiyorum.



Av. Fırat Barış Kavlak TİMDER Hukuk Danışmanı firat@kavlak.av.tr

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Hukuken

Bitcoin’in Hukuksal Yeri ve Vergisel Problemleri İnternetin hayatımıza girişinin neredeyse 50. yılını kutlayabileceğimiz günümüzde internet hayatın her alanını etkilemektedir. Gün geçtikçe internete bağlanan kişilerin sayısı arttığı gibi internette bağlılık oranı da hayli artmaktadır. Pek çok alanda olduğu gibi ticarette de internet yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu da içerisinde yasadığımız teknoloji çağının doğal bir sonucudur. Teknolojinin hızla gelişerek insan hayatına etki etmesi, diğer alanlarda çalışan profesyoneller için olduğu gibi tacirler için de “işyeri” “iş günü” ve “iş saati” sınırlarının gelişmesine yol açtı. Buna ek olarak, internet aynı anda tek tıkla yüksek hacimli ve kompleks işlerin yapılmasına da olanak sağladığı için, işletmelerin giderek daha fazla ilgisini çekmektedir. Günümüzde bankacılık ve ödeme sistemlerinde yaşanılan kolaylıkların pek çoğu teknoloji alanında yapılan gelişmelerin doğal bir sonucudur. Ancak, gün geçtikçe bir önceki gün yenilik olarak hayatimizi kolaylaştıran gelişmeleri bir sonraki adıma taşıma adına 21. yüzyıl insanı elinden gelen çabayı göstermektedir. Son donemde herkesin dikkatini çeken yeni bir ödeme sistemi olarak vitrinde yeni ürün olarak yerini koruyan “Bitcoin” bu gelişmelerden sadece bir tanesidir. Bu makalede yıldızı parlayan bir ödeme yöntemi olan “Bitcoin” ile ilgili sınırlı bir değerlendirme yapılıp avantaj ve dezavantajları konusunda bir değerlendirme yapılacaktır. Dünyada kabul gören tek bir ödeme yöntemi yoktur. Ödeme yöntemleri insanlığın var oluşuyla birlikte sürekli gelişmekte ve evrimleşmektedir. Ödeme yöntemleri trampayla başlayıp, altın ve gümüş gibi kıymetli madenlerin kullanılması ile gelişim göstermiş ve yaygın olarak da para ödeme aracı olarak ticari hayatta kullanım göstermiştir. Hatta günümüzde dahi, banka-

114

cılık ve ödeme sistemleri yöntemleri arasında en yaygın ödeme aracı olduğunu söylemek abartı olmayacaktır. Her ne kadar para dünyada kullanılan ortak bir ödeme aracı olsa da, paranın tanımı ile ilgili ortak bir tanımdan bahsetmek mümkün değildir. Bununla birlikte, doktrinde para, mal ve hizmetlerin bedeli ile borçların ödenmesinde kullanılan ve genel kabul gören her şey olarak tanımlanmaktadır . Tanımdan da görüldüğü üzere, para çok geniş olarak tanımlanmaktadır.(1) Paranın fonksiyonları bu anlamda tanımın kapsamını daraltma konusunda yardımcı olabilecektir. Paranın günümüzde pek çok işlevi/foksiyonu bulunmaktadır. Paranın fonksiyonları değişim/mübadele aracı olması, hesap birimi/değer olması ve tasarruf/değer biriktirme aracı olması şeklinde sayılabilir.(2) Öncelikle para, bir mübadele aracı olduğu için mal ve hizmetlerin satın alınmasında kullanılan bir değişim aracıdır. Paranın bu kadar popüler bir ödeme aracı olması, paranın sahip olduğu bir takım özelliklerden kaynaklanmaktadır. Paranın istikrarlı bir değere sahip olma özelliği, üretimi ve malların dağıtımını kolaylaştırmaktadır. Paranın bir diğer özelliği taşınabilir olmasıdır. Bu özellik sayesinde alışveriş işlemleri kolayca yapılabilmektedir. Paranın başka bir özelliği ise bölünebilir olmasıdır. Böylelikle küçük meblağdaki ödemelerin yapılması mümkün hale gelmekte; değişik ölçekteki alışverişlerin yapılması sağlanabilmektedir. Paranın fiziksel olarak ömürlü, dayanıklı olması da ihtiyaç duyulan bir diğer özelliğidir. Paranın çok sayıdaki alışveriş için kullanılabilmesi ve servet biriktirme aracı olabilmesi için kolay bozulur bir malzemeden olmaması gerekir. Ayrıca paranın homojenlik (yeknesaklık) özelliği, paranın kolay tanınması ve yapıldığı maddenin her yerinin aynı değerde olması anlamına gelir.(3)

Her yeni çıkan ödeme yöntemi, başka bir ödeme yönteminin eksikliklerini tamamlamak üzerine kurgulanmıştır. Tıpkı malın malla değiştirilmesi olan trampanın zorluklarını para ortadan kaldırdığı gibi, günümüzün hızla gelişen ekonomisinde paranın bir ödeme aracı olması da bir takım zorlukları beraberinde getirmiş ve bu zorlukların giderilmesi için de farklı çözümler ve yenilikler ortaya çıkmıştır. Özelikle 20. yüzyıla geldiğimizde internetin hayatımızın her alanına girmesi, ticaretin internet üzerinden yapılması, büyük perakendecilerin ortaya çıkması, işlemlerin uluslararası olarak yapılmaya başlanması bir ödeme aracı olarak paranın kullanılmasını güçleştirmiştir. Hal böyle olunca, elektronik ödeme yöntemleri olarak adlandırılan yeniliklerin kullanımı her geçen gün yaygınlaşmaya başlamıştır. Elektronik Ödeme Yöntemleri Günümüzde elektronik ödeme yöntemleri hayli gelişmekte ve gün geçtikçe çeşitliliğini artırmaktadır. Elektronik ödeme yöntemlerinden bazıları, kredi kartı, elektronik kredi kartı, mail order, sanal kredi kartı, kullan at kredi kartı, pay pal, elektronik para, e-cash, elektronik çek, smart kart, e-cüzdan, denklerarası/eşitlerarası (peer to peer) ödeme, mobil ödeme, escrip, IPIN, PcPay, First Virtual olarak sayılabilir(4). Bunlardan bazıları çevirim içi yani online internet üzerinden kullanılabiliyor iken bazıları ise çevirim dışı yani offline internete bağlı kalınmadan da yapılabiliyor. Konumuzla ilişkili olduğu için diğer elektronik ödeme yöntemlerine değinmeden elektronik ödeme yöntemlerinin bir tanesi olan elektronik paraya kısaca değinilecektir. Hukukumuz açısından özellikle ödeme ve menkul kıymet mutabakat sistemleri, ödeme hizmetleri ve elektronik para kuruluşları mevzuatı acısından mehaz kanun niteliği taşıyan

1) Paranın tanımı ve diğer açıklamalar hakkında detaylı bilgi için bkz. Gunal,M. Paxra Banka ve Finansal Sistem, 3.Baskı, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara 2010, s.7 vd.; http://www.bankalar.org/bankacilik-terimleri/ (Erişim 04.11.2014)., 2 & 3) Elektronik Para, Sanal Para, Bitcoin ve Linden Doları’na Hukuki Bir Bakış, Yard. Doç. Dr. Armağan Ebru Bozkurt Yüksel.


Elektronik paranın söz konusu avantajlarının bir ödeme aracı olarak kullanılan “paranın” dezavantajları olduğu rahatlıkla söylenebilir. Bu da aslında yukarıda ileri sürülen “her yeni ödeme yöntemi ve aracı, eskisinin eksiklerini/zaaflarını gidermek üzere ortaya çıkarılmıştır” tezinin haklılığını ortaya koymaktadır. Bununla birlikte, elektronik para bünyesinde pek çok sorunsalı da barındırmaktadır. Elektronik para ile ilgili önemli sorunlardan bir tanesi işlem güvenliği ile ilgilidir. Özelikle sanal ortamda depolandığı için olası bir saldırıya karşı yeterince güvenilir olup olmadığı önemli bir sorundur. Bu alandaki başka bir çekince ise yasa dışı ekonomik faaliyetlerde kullanılabilir olma ihtimalidir. Bu da aslında elektronik paranın devletlerin “kara para ile mücadelesine gölge düşürmektedir” tezine bir argüman olarak ileri sürülmektedir. Diğer bir önemli endişe ise, elektronik paranın merkez bankaları tarafından arz edilen paraya alternatif bir ödeme aracı olarak gelişmesi ve elektronik paranın merkez bankaların parasını yok edebileceği ve para politikasını etkisiz hale getirebileceğidir. Sanal Para ve Bitcoin Her ne kadar doktrinde sanal para, elektronik paranın bir çeşidi olarak tanımlansan da, ulusal ve uluslararası mevzuata bakıldığında böyle bir kategorizasyonun yapılmadığı görülecektir. Zira Avrupa Birliği’nin 2009/110 Sayılı

Elektronik Para Direktifi’ne göre Elektronik para, üç önemli özelliğe sahip olmalıdır. Buna gore: 1) Elektronik olarak saklanabilir olmalı 2) Elektronik para ihraç eden kuruluş tarafından kabul edilen fon karşılığı ihraç edilmeli 3) Elektronik parayı çıkaranlar dışındaki kişiler tarafından ödeme aracı olarak kabul edilmiş olması gerekir(10). Bu durumda, yukarıdaki tanıma göre, sanal paranın bir çeşidi olan Bitcoin’i, elektronik para olarak kabul etmek mümkün değildir. Konumuz esas olarak Bitcoin olduğu için Linden gibi diğer sanal paralar üzerinden durulmayacaktır. Bitcoin, elektronik paranın sahip olması gereken 1. ve 3. özelliği taşısa da 2. özelliği taşımamaktadır. Çünkü Bitcoin bir fon karşılığı değil, mining denilen işlemler karşılığında çıkarılmaktadır. Buna ek olarak, Bitcoin, 97/489/EC sayılı Tavsiye’de de “Ödeme Araçları” altında tanımlanmamış ve “Ödeme Servisleri”ni tanımlayan 2007/64/EC direktiflerinde de tanımlanmamıştır(11). Ulusal hukukumuz açısından baktığında ise Bitcoin hakkında herhangi bir yasal düzenleme mevcut değildir. Ancak 25 Kasım 2013 yılında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından yapılan 2013/32 sayılı açıklamada, “Herhangi bir resmi ya da özel kuruluş tarafından ihraç edilmeyen ve karşılığı için güvence verilmeyen bir sanal para birimi olarak bilinen Bitcoin, mevcut yapısı ve işleyişi itibarıyla, Kanun kapsamında elektronik para olarak değerlendirilmemekte, bu nedenle de söz konusu Kanun çerçevesinde gözetim ve denetimi mümkün görülmemektedir” şeklinde bir beyanata yer vermiştir(12). Dolayısıyla bizim hukukumuz açısından Bitcoin’in, elektronik para tanımına girmediğini, en azından makalenin hazırlandığı tarih açısından elektronik para olarak kabul görmediğini söylemek mümkündür. Bitcoin, elektronik para tanımına girmediği gibi, ödeme aracı olarak da “yasal çerçeve” kapsamında bir korumaya da sahip değildir. Ancak henüz Bitcoin hakkında yasal bir düzenlemenin var olmaması, Bitco-

4) International Portal of The Unıversity Of Alicante On Intellectual Property & Information Society: Electronic Payment Methods, s.2 vd. http://www.uaipit.com/ files/ publicaciones/0000002029_payment.pdf (Erişim 03.11.2014); Keser Berber, s.47 vd.; Middle East Technical Unıversity: Electronic Payment Systems, http:// ocw. metu.edu.tr/pluginfile.php/35 (international portal of the university of alicante, tarih yok)4/mod_resource/content/0/Lecture_4.pdf (Erişim 03.11.2014). 5) İlgili maddenin İngilizce metni “electronic money means electronically, including magnetically, stored monetary value as represented by a claim on the issuer which is issued on receipt of funds for the purpose of making payment transactions as defined in point of 5 of Article 4 of Directive 2007/64/EC, and which is accepted by a natural or legal person other than the electronic money issuer.” şeklindedir (2009/110sayılı Direktif m.2). 6) 2007/64 sayılı Direktif’in 4(5).maddesindeki odeme işleminin tanımının İngilizce metni“payment transaction means an act, initiated by the payer or by the payee, of placing, transferring or withdrawing funds, irrespective of any underlying obligations between the payer and the payee” şeklindedir. Diretiktif metni icin bkz. http://eurlex. europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=OJ:L:2007:319:0001:0036:EN:PDF (Erişim12.11.2014). 7) 20.06.2013 tarihinde kabul edilen 6493 sayılı Kanun 27.06.2013 tarihli, 28690 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. 8) Keser Berber, s.48. 9) Elektronik Para, Sanal Para, Bitcoin Ve Linden Doları’na Hukuki Bir Bakış, Yard. Doç. Dr. Armağan Ebru Bozkurt Yüksel. 10) European Central Bank: Virtual Currency Schemes, Germany, October 2012, http:// www.ecb.europa.eu/pub/pdf/other/virtualcurrencyschemes201210en.pdf (Erşim 10.11.2014), s.13. 11) Bitcoin’in Vergilendirlmesi Ve Avrupa Birliği Yaklaşımı, Mehmet Akif Güldalı, Vergi Sorunları Dergisi, Sayı 351 Aralık 2017, S.36. 12) Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu 2013/32 sayılı basın açıklaması https://www.bddk.org.tr/WebSitesi/turkce/Duyurular/Basin_Aciklamalari/12574bitcoin_hk_basin_aciklamasi.pdf ( Erişim tarihi 14.12.2017).

Hukuken

tik olarak kaydedilmiş ve kaydeden tarafın sözleşmesel ilişkisine dayalı olarak, transferi sözleşmeye uygun olarak parasal borcun yerine getirilmesi etkisi olan bir veri topluluğudur(9)”. Günümüzde E-Cash, CyberCash, Netcah ve Mondex gibi elektronik paranın pek çok değişik versiyonu kullanılmaktadır. Diğer tüm ödeme araçları gibi elektronik paranın da bir takım avantaj ve dezavantajları mevcuttur. Internet üzerinde alışveriş oranını artırabilme potansiyeli, anonim kullanılarak alışveriş yapılabilir olması, küçük alışverişlerde dahi düşük bir maliyetle kullanılması avantajlarından sadece birkaçıdır.

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Avrupa Birliği’nin 2009/110 sayılı Elektronik Para Kuruluşlarının Kurulması, Faaliyetlerinin Sürdürülmesi, Denetimi Direktifi’nin 2. maddesinde elektronik para şöyle tanımlanmaktadır: “Elektronik para, 2007/64 sayılı Avrupa Birliği Direktifi’nin 4.maddesinin 5 numaralı cümlesinde tanımlandığı üzere, ödeme işlemlerinin yerine getirilmesi için fon sağlanması amacı ile çıkarılmış ve onu çıkaran haricinde gerçek ve tüzel kişi tarafından kabul edilen, manyetik olanlar da dahil elektronik olarak onu ihraç edene karşı bir taleple temsil edilmek üzere depolanmış parasal değerdir(5).” 2007/64 sayılı iç pazarda ödeme hizmetleri ile ilgili Avrupa Birliği Direktifi’nin 4. maddesinin 5 numaralı cümlesinde ödeme işlemi; “alacaklı veya borçlu tarafından başlatılan, aralarındaki temel borç ilişkisine bakılmaksızın fon arzı, transferi veya geri alınması için yaptıkları bir işlemdir(6) .” şeklinde tanımlanmaktadır. Türkiye’de ise bu konudaki Avrupa Birliği mevzuatı ile paralel bir yasal düzenleme olan 2013 yılında kabul edilen 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’un(7) 3.maddesinde elektronik paranın tanımı şu şekildedir: “elektronik para ihraç eden kuruluş tarafından kabul edilen fon karşılığı ihraç edilen, elektronik olarak saklanan, bu Kanun’da tanımlanan ödeme işlemlerini gerçekleştirmek için kullanılan ve elektronik para ihraç eden kuruluş dışındaki gerçek ve tüzel kişiler tarafından da ödeme aracı olarak kabul edilen parasal değer(7)”dir. Görüldüğü üzere elektronik para hakkında yapılan tanımlarda ortak nokta, elektronik ortamda saklanabilme özelliği ile elektronik parayı çıkaran kuruluş dışındaki kişilerce de kabul edilmesi özelliğidir. Mevzuattakinden daha geniş bir şekilde Keser Berber tarafından elektronik para “bir chip karta veya bilgisayara kopyalanabilen ve ödeme vasıtası olarak kabul edilen para birimi(8)” olarak tanımlanmaktadır. Doktrinde kabul gören elektronik paranı tanımı ise; “Elektronik para, sözleşmedeki para borcunun değeri ile orantılı şekilde elektromanye-

115


Hukuken TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

inin var olduğunu ve ödeme aracı olarak piyasada işlev gördüğü gerçeğini değiştiremeyecektir.

bir araç olarak kullanabilir olma ihtimali, başlı başına bir sorun teşkil ettiği çeşitli şekillerde dile getirilmektedir.

Bugün itibariyle Bitcoin, Microsoft, Subway, worldpress.com ve Rakutan gibi devasa uluslararası firmaların yanında, start-up diye adlandırdığımız girişimci, erken asama firmalar tarafından da yoğun olarak kullanılmaktadır(13). Aynı zamanda Katar, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler kendi sanal para birimlerini çıkarma girişimlerinin yanında, Bitcoini bir ödeme aracı olarak kullanmaktadırlar. Dört büyüklerden birisi olan uluslararası bağımsız denetim şirketi PricewaterhouseCoopers Bitcoini bir ödeme aracı olarak kabul edeceğini kısa bir süre önce duyurdu(14).

Bitcoine Yönelik Eleştiriler Diğer tüm ödeme yöntemleri gibi Bitcoinin de dezavantajlar barındırması ve bu nedenle de girişimciler tarafından “güvenli bir liman olarak” kısa süre içerisinde görülmemesi anlaşılabilir bir durumdur. Zira bankaların iş hayatımıza girmesi yüzyıllara dayansa da hala geleneksel yöntemlerle ticaret ve yatırım yapılmaya devam edilmektedir. Ulusal ve uluslararası finansal krizlerin sebebiyet verdiği güvensizlik ortamı, finansal sistem içerisindeki risk yönetiminin başarılı olmaması gibi nedenlerle, toplumun büyük bir kısmının bankalara karşı bile hala tereddütlü olduğu günümüzde, insanların bir kısmı bankacılık sisteminden daha çok komsusuna güvendiği için “yastık altı” olarak adlandırılan geleneksel yöntemleri tercih etmektedir. Bu nedenle, kısa bir süre içerisinde Bitcoinin rüştünü ispat edip herkes tarafından kabul gören bir ödeme yöntemi olmasını beklemek doğru olmayacaktır. Ayrıca Bitcoine karşı başlatılan psikolojik savaş ortamında, yine de yoğun olarak kullanıldığını görmek şaşırtıcı bir sonuç olarak karşımıza çıkmaktadır. Söz konusu psikolojik savaşa son dönemlerde devlet kurum ve yetkililerinin de katılmış olduğunu görülmektedir. Gerek ABD’den (Fed (16)) ve gerekse de Avrupa Ülkeleri’nden (FSA İngiltere(17)) Bitcoinin, istikrarlı bir tasarruf aracı olmadığı şeklinde çeşitli açıklamalar yapılmaktadır. Aynı şekilde kısa bir süre önce Bakanlarımızdan Mehmet Şimşek ’de benzer kaygıları taşıdıklarını belirttiler.

Bitcoinin Vergisel Sorunu ve Devletlerin Yaklaşımı Bitocinin kaçınılmaz bir gerçek olduğunu fark eden bazı devletler ise Bitcoinin vergisel boyutuna dikkat çekip, çeşitli çalışmalarla Bitcoinin vergisel boyutuna çözüm bulmaya çalışmaktadırlar. Bugün itibariyle Bitcoinin vergilendirilmesi ile ilgili Finlandiya, Hollanda ve Polonya gibi ülkeler, kullanımını KDV açısından vergilendirilebilir olarak değerlendirmelerine rağmen, matrah konusunda bir görüş birliğine varamamaktadırlar. Kimisi “hizmet” kimisi de “mal” olarak değerlendirmektedir(15). Diğer devletlere bakıldığında ise, Avusturalya Bitcoinin alım satımını, brüt satış vergisi açısından hizmet sunumu olarak, Kanada vergisel açıdan mal olarak ele almaktadır. Türkiye’de ise Bitcoin yasal açıdan henüz ne olduğu belli olmayan ancak üzerinde çokça kelam edilen bir konu olarak varlığını sürdürmektedir. Bitcoinin bu kadar yaygın kullanılmasına rağmen hala bir takım gerekçelerle yasal bir zemine oturtulamamasının çeşitli nedenleri olabilir. Devletlerin kendi para birimlerini koruma ve geliştirme arzusu bu konuda akla ilk gelebilecek bir gerekçe olabilir. Buna ek olarak, sanal ortamdaki saldırılar gerek girişimciler gerekse de devletler açısından önemli bir çekince olarak görülmektedir. Zira, online olarak devletlerin ekonomik sistemleri hedef alan saldırıların terör saldırısı kategorisinde değerlendirilmesi gerektiğine yönelik uluslarasi hukuk alanında yoğun olarak görüşler ileri sürülmektedir. Bunların yanı sıra, günümüzün ödeme sistemlerinde yoğun olarak mesai harcanılan alanlarından olan kara paranın aklanılmasında

Eleştirilere ve tüm çekincelere rağmen Bitcoin, bugün (11.04.2018) itibariyle piyasa değeri 6.938,0100 dolar civarında olup her geçen gün değeri ve popülerliği giderek artmaktadır. SONUÇ Sonuç olarak Bitcoin, teknolojinin ilerlemesine bağlı olarak ortaya çıkan ve ödeme yöntemleri alanındaki ihtiyaçlara bir cevap olarak doğmuştur. Tarihsel olarak henüz çok yeni olmasına rağmen, piyasada kendisinden hayli söz ettirmekte ve ödeme aracı veya yatırım aracı olarak giderek daha fazla kişi veya kurum tarafından tercih edilmektedir. Bitcoinin gelişimi ve iş hayatında yer alması, beraberinde bir takım sorunları

da ortaya çıkarmaktadır. Herhangi bir devlet veya kurum tarafından piyasaya sunulmadığı veya garanti sağlanmadığı için “güven sorunu” ortaya çıkmaktadır. Hukuki olarak alt yapısı tam olarak kurgulanamadığı için vergilendirilme sorunu başlı başına bir gündem oluşturmaktadır. Tüm bu belirsizliklere rağmen, işlem ücretinin düşük olması, global olarak kolayca kullanılabilir olma özelliği ve diğer para birimleri karşısında giderek artan değeri, bugün itibariyle artan şekilde tercih edilmesinde önemli rol oynamaktadır. Buna ek olarak, sanal para diye adlandırılan yeni bir ödeme aracı olan ve giderek popülerliğini arttıran Bitcoin, “hukuki niteliği ne olacak?” sorusunun cevabı bir an önce gerek kanun koyucular tarafından gerekse de uygulamacılar tarafından cevaplandırılması gerekmektedir. Aksi halde, hukuki altyapı ve hazırlanacak güvenceler, uygulamanın gerisinde kalarak, ileride ekonomik iklim içerisinde geri dönülemez sorunlara yol açabilecektir. KAYNAKÇA

Bank, E. C. (2012, october). https://www.ecb. europa.eu/home/html/index.en.html. https:// www.ecb.europa.eu/home/html/index.en.html: http:// www.ecb.europa.eu/pub/pdf/other/virtualcurrencyschemes201210en.pdf adresinden alındı Berber, K. (2002). internet üzerinde yapılan işlemlerde elektronik para ve dijital imza. Yetkin Yayınları. Chokun, j. (2017, 12 6). who accept bitcoin as a payment? bitcoin.org: https://99bitcoins.com/ who-accepts-bitcoins-payment-companiesstores-take-bitcoins/ adresinden alındı Europa Regulatio, Directives and other acts. (20017). www.eur-lex.europa.eu: http:// eur-lex. europa.eu/LexUriServ/LexUriserv.do?uri=OJ:L :2009267:0007:0017:EN:PDF adresinden alındı Güldalı, M. A. (2017). Bitcoin’in Vergilendirlmesi Ve Avrupa Birliği Yaklaşımı. Vergi Sorunları Dergisi, 37. GÜNAL, M. (2010). Para Banka ve Finansal Sistem. Nobel Yayın Dağı, 7. Hurriyet. (2017, 12 14). Hürriyet. www.hurrriyet. com.tr: FED “bitcoin istikrarlı bir tasarruf aracı değil”, http://www.hurriyet.com.tr/feddenbitcoinle-ilgili-flas-aciklama-40677616 adresinden alındı İnternational Portal Of The University Of Alicante. (tarih yok). electronick payment methods. www. uaipit.com: http://www.uaipit.com/files/ adresinden alındı Resmi Gazete. (2013, 6 27). 20.06.2013 tarihinde kabul edilen 6493 sayılı Kanun 27.06.2013 tarihli, 28690 sayılı. Resmi Gzete. www.resmigazete. gov.tr. adresinden alındı Russollilo, s. (2017, 12 12). https://www.wsj.com/ articles. www.wsj.com: https://www.wsj.com/ articles/pricewaterhousecoopers-accepts-feein-bitcoin-1512036992 adresinden alındı BBC Türkçe, B. (2017, 12 15). BBC TÜRKÇE. h t t p : // w w w . b b c . c o m / t u r k c e / h a b e r l e rdunya-42349256: http://www.bbc.com/turkce/ haberler-dunya-42349256 adresinden alındı Yüksel, A. E. (2014, 11). Elektronil Para, Sanal Para, Bitcoin ve Linden Doları’na Hukuki Bir Bakış. 177.

13) Bitcoin.org https://99bitcoins.com/who-accepts-bitcoins-payment-companies-stores-take-bitcoins/ 14) Steven Russolillo, The Wall Street Journal, https://www.wsj.com/articles/pricewaterhousecoopers-accepts-fee-in-bitcoin-1512036992 (Er. tarihi 30.11.2017) 15) Bitcoin’in Vergilendirlmesi ve Avrupa Birliği Yaklaşımı, Mehmet Akif Güldalı, Vergi Sorunları Dergisi, Sayı 351 Aralık 2017, S.37. 16) FED “bitcoin istikrarlı bir tasarruf aracı değil”, http://www.hurriyet.com.tr/fedden-bitcoinle-ilgili-flas-aciklama-40677616 17) FSA “Tüm paranızı kaybetmeye hazır olun”, http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-4234925

116


Dr. Atakan Genç

Stratejitek Kurumsal Danışmanlık Hizmetleri agenc@stratejitek.com

Yaşanan teknolojik gelişmelerle iş dünyası değişim ve dönüşüme uğramaktadır. Y ve Z kuşağının iş hayatına girmesi ve hızla yükselen teknoloji trendleri ile liderlik anlayışı da değişime uğradı. Artık geleneksel liderlik anlayışı yerini; liderlerin insanları yönetmekten çok onların gelişimleri için çabalama, motivasyonlarını sağlama, onlara rol model olma, ilham verme gibi amaçların öne çıktığı yeni nesil liderlik anlayışına bırakmaktadır. Bugünün iş hayatında bu tür hedefleri olan liderler, başarılı liderler olarak tanımlanmaktadır. Yeni ve geleneksel ayrımına baktığımızda, iletişim farklılığı öne çıkmaktadır. Eski yönetim anlayışında iletişim bariyerlerinin yüksekliği aksaklıklara sebep olmaktaydı. Yöneticilerin ulaşılabilirliği sınırlıydı. Çalışanın fikri katılımından ziyade, sadece yönlendirme ile isteneni yaptığı bir dünya vardı. Günümüzde ise çalışanların en büyük motivasyon unsurlarından biri, aidiyet ve görüşlerine değer verildiğini hissedebilmeleri. Bu yüzden yeni nesil liderlerin bu noktada katılımcılığa daha çok önem vermesi gerekmektedir. Bu anlamda liderlerin hem kendi gelişimleri hem de çalışanlarının başarılı olması adına yenilikleri takip etmesi, çalışanlarla olan ilişkilerini geliştirmesi ve deneyimlerden ders çıkarmaları önem taşımaktadır. Başarılı bir lider olabilmek için çeşitli şeyleri bilmeniz gerekmektedir. Eğer bazı yeteneklerinizi geliştirir ve bir liderin nasıl davranması, nelere öncelik vermesi gibi bilgilere sahip olursanız, siz

de iyi bir lider olabilirsiniz. Peki, başarılı bir lider olmak için neler yapmalısınız? Neleri bilmeli ve dikkat etmelisiniz? Öncelikle vizyonunuza doğru yürürken yanınızda başkalarını da götürmeyi bilmeniz gerekmekte. Ardınızda kalıcı eserler bırakmayı, sizi takip edenlerin sadakat duygularını güçlendirmeyi, liderlik kalitenizi sürekli olarak yükseltebilmek için gerekli olan yatırımları yapmayı, başkalarını etkileme gücünüzü artırmayı, liderlik yeteneğinizin önünü açmayı, yaptığınız rehberlikle başkalarını yetkin kılmayı, insanların size güven duymalarının alt yapısını hazırlamayı ve karakterinizi geliştirmek için içsel disiplininizi kullanmayı öğrenmeniz gerekmektedir. Liderlerin ortak özelliklerine bakıldığında; vizyon sahibi olması, tutkulu ve fedakar olması, inançlı, kararlı ve tutarlı olması, örnek teşkil etmesi, güvenilir olması, motive etmesi, beklentileri vizyonla bütünleştirmesi, ilham vermesi, gelişim odaklı olması, adalet duygusunun olması, mütevazı olması, iyi bir dinleyici olması, açık iletişim kurması, insanlara ve durumlara karşı duyarlı olması, yenilikçi olması, hızlı ve etkin karar vermesi, esnek olabilmesi, zamanı etkin kullanması, sinerjik takım kurabilmesi dikkat çekmektedir. İyi liderlerin yetkinlikleri sıralandığında; eleştirel düşünme, yaratıcılık, takım yönetimi, duygusal zeka, müzakere yeteneği ve bilişsel esneklik, değişime uyum sağlayabilme, pozitif duruş ve teknoloji karşısında etik değerlere duyarlılık

özellikleri öne çıkmaktadır. Öte yandan liderlerin istikrar ve şeffaflık sağlaması gerekmektedir. Bir liderin söyledikleri ile yaptıkları mutlaka birbirini tutmalı. Yapılan analizlerde çalışanların daha istekli çalışması ve şirketlerinde uzun süre kalmalarının, liderin davranışlarının tutarlılığı ve çalışanın fikirlerini dinleyip cevaplandırıyor olmaları ile yakından ilgili olduğu görülmektedir. Çalışanlar en çok liderlerin söyledikleri ile yaptıklarının tutarlı olmasına önem vermektedir. Söyledikleri ile yaptıkları arasında tutarsızlık olan liderler, çalışanların gözünde yetkinlikleri açısından da değer kaybetmektedir. Öte yandan liderin alacağı her kararda şeffaf olması kendi vizyonunun sağlamlığı ve çalışanlarının kuruma uyumu açısından önem taşımaktadır. Geleneksel liderlik modeli artık eskide kaldı. Disiplini yücelten, sadece sonuç odaklı, hata toleransı düşük, sürekli vaaz veren, empati kavramıyla tanışmamış, egosu aşırı güçlü, etrafındakileri baskı altına alan otoriter liderler değil empati yapabilen, güvenilir, şeffaf, yaratıcı, yenilikçi, etkileyici, değişimi anlayan, motive eden ve ilham veren liderler sürdürülebilir başarıyı yakalamaktadır. Çünkü içinde yaşadığımız dönem daha esnek ve yaratıcı ortamlar yaratmamızı gerektirmektedir.

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

“Geleneksel liderlik modeli eskide kaldı. Empati yapabilen, güvenilir, şeffaf, yaratıcı, yenilikçi, etkileyici, değişimi anlayan, motive eden ve ilham veren liderler sürdürülebilir başarıyı yakalamaktadır.”

Etkin Yönetim

Vizyonunuza Tek Yürümeyin!

“Ortalama liderler çıtayı kendileri için yükseltirler; iyi liderler çıtayı başkaları için yükseltirler; büyük liderler kendi çıtalarını yükseltmeleri için diğerlerine ilham verirler.” - Orrin Woodward 117


Dr. Öğr. Ü. Gülbeniz Akduman Akademisyen, Eğitmen, Yazar gulbeniz@akduman.com

Çalışan Mutluluğu

En Önemli Kaynak İnsan Teknolojik gelişmeler ve çalışma hayatında her geçen gün hızla artan rekabet ortamı kişileri daha iş odaklı yaşamaya itiyor. Teknoloji sayesinde 7-24 ulaşılabilen mobil çalışanlar haline gelen şirket çalışanları adeta birer tele-köle gibi iş odaklı yaşayıp zamanlarının çoğunu işe ayırıyor. Zaman baskısı nedeniyle de hayatta yaptıkları her şeyi normalinden 2-3 kat hızlı yapıyorlar. Tabii ki hızlı çekim yaşanan bir hayat beraberinde birçok olumsuzluğu da getiriyor:

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Hızlı yemek yeme nedeniyle kilo almak, Hızlı yaşamak sonucu iletişim kurduğumuz kişilere yeterli ilgiyi göstermemek, Çevremizdeki kişilere daha az sevgi ve ilgi göstermek, Hızlı çalışmanın getirdiği artan hata oranı, Hızlı karar almanın getirdiği yanlış kararlar, Hızlı iş yapmak için daha kalitesiz işler çıkarmak. İnsanlar hayatın her alanında o kadar hızlı yaşıyor ki adeta o eski kadim Afrika

hikayesinde olduğu gibi ruhları geride kalıyor. Eski Afrika hikayesini şöyle bir hatırlarsak; Afrikalılar, beyaz adamlarla birlikte Afrika’da bir yerde seyahat ediyor. Beyaz adam hep hızlı hızlı gitmek istiyor. Afrikalılar ikide bir durup oturuyor. “Ne oluyor? Niye oturuyorsunuz? Hadi acelemiz var” denildiği zaman, Afrikalılar’ın verdiği cevap ise çok manidar: “O kadar hızlı gidiyoruz ki, ruhlarımız geride kalıyor”. Biz de maalesef ruhlarımızın geride kaldığı bir hayat düzeninde çırpınıp duruyoruz. Uzun saatlerimizi para kazanmak ve mülk edinmek gibi maddi uğraşlara harcadığımız için sevdiklerimize ayırdığımız zaman azalıyor. Tüm bu uğraşlar sonunda bize zaman yoksulluğu olarak geri dönüyor ve bu da hem özel hem de iş hayatında mutsuzluğu artırıyor.

son derece önemli olan mutluluk ve işte mutluluk kavramlarının incelenmesi, tanımlanması, ölçümlenmesi her geçen gün daha fazla önem kazanıyor.

Mutluluk, insanın hayatı boyunca en çok kullandığı, duymaktan zevk aldığı ve günümüzde de her geçen gün önem kazanan kavramlardan biri. Özellikle çalışan kişilerin yaşamının en verimli ve uzun döneminin geçtiği iş yerlerine her gün aynı heyecanla gidip çalışması ve en iyi şekilde ve zamanında işini bitirmeye çalışması için işini severek ve mutlu bir şekilde yapması ise büyük bir gereklilik. Zira profesyonellerin hem kendine hem de işletmeye faydalı olmalarının yolu mutluluktan geçiyor. Gerek işletmeler gerekse çalışanlar açısından

Psikolog Abraham Maslow demiş ki; “İnsanın yaşayabileceği en iyi kader, onun başına gelebilecek en büyük şans, çok sevdiği bir işi yaparken aynı zamanda o işten maddi kazanç sağlamasıdır”. Hangi işin insana bu “büyük şansı” getireceğini kestirmek her zaman kolay değil. İnsanların işleri ile ilişkisini konu alan araştırmalar bu noktada bize ışık tutabilir. Y Kuşağını yönetmenin ve elde tutmanın zorluğu, ağır rekabet ortamı ve ekonomik krizler nedeni ile yeni eleman alımı her zamankinden daha zorlaştı. Çok masraflı ve beklenen performansa ulaşmak da uzun zaman alıyor. Günümüzde şirketler hedeflerine ancak işlerine gönülden bağlı ve yüksek performans gösteren çalışanlarla ulaşabilir. Bağlılık ve yüksek performans ancak mutlu çalışanlarla mümkün olabilir. Çalışanların mutlu ve huzurlu bir ortamda çalışmasını sağlamayı amaçlayan kurumlar, bu amacını gerçekleştirebilmek için günlük operasyon yükü altında yeterli zamana sahip olamayabiliyor veya çalışan mutluluğunu sadece hijyenik faktörlere bağlayabiliyor.

“İnsanlar hayatın her alanında o kadar hızlı yaşıyor ki adeta o eski kadim Afrika hikayesinde olduğu gibi ruhları geride kalıyor.” 118

“Bağlılık ve yüksek performans ancak mutlu çalışanlarla mümkün olabilir.”


Türkiye’de ilk mutluluk yönetimi kavramını zikir ettiğimiz ve “Mutluluk Müdürü” olarak göreve başladığım 2011 yılında insanlar bana gülerek bakmışlardı. Her yeni uygulama gibi bize önce gülündü, reddedildi ama zamanla mutluluk yönetiminin insan kaynaklarının bir fonksiyonu olduğu kurumlarca anlaşıldı ve İK bünyesinde mutluluk departmanları oluşturulup “Mutluluk Müdürleri” istihdam edilmeye başlandı. 2018 yılına geldiğimizde evet mutluluk konusunda İK alanında ilerlemeler kaydedildi ama mutluluk halen İK fonksiyonlarıyla birlikte ele alınmıyor ve stratejik bir partner olarak yönetilmiyor. Mutluluk yönetimi sadece çalışanlara sürprizler yapıp, belirli gün ve haftaları kutlamakla kısıtlı kalıyor. Oysa ki mutluluk yönetimi insan kaynakları fonksiyonlarıyla birlikte analiz edilerek yönetilmelidir. Bu kapsamda yapılacak ilk iş onlara sürpriz olarak hediyeler, özel yiyecek/içecek dağıtarak özel günleri kutlamak, spor-langırtkuaför salonları açmak değil işe alımdan itibaren tüm İK fonksiyonlarıyla birlikte mutluluğu değerlendirmektir. En başta işe alımda onların yanında çalışmak üzere sadece “A” sınıfı oyuncuları işe almakla başlamak gerekiyor. Biz sürece tamamen tersten bakıyoruz. C sınıfı ve mutsuz kişileri işe alıp sonra mutlu

etmeye çalışıyoruz oysa ki işe alımda A sınıfı ve mutlu kişileri ekibe dahil etmek gerekiyor. Performanslarına ilişkin gerçekler çalışanlarla hala tam olarak paylaşılmıyor. Sadece resmi değerlendirmelerle değil gayrı resmi görüşmelerle de performans çalışanlarla birlikte analiz edilmelidir. Yetkinlikleri artık ihtiyaçları karşılamayan çalışanları işte tutmak ve performanslarını yükseltmek için çalışmak yerine cömert bir ayrılma tazminatıyla ayrılmalarını teklif etmek daha mantıklıdır. “Sular bulanmadan durulmaz!” diye bir atasözü vardır ya, bunun günümüzün İK faaliyetlerine uyarlanmışı “Güçsüzlerden kurtulmadan Güçlenilmez!”. Ekibinizdeki güçsüzlerle mutlu olamazsınız! Yöneticileri de mutluluk yönetimi sürecine dahil etmelisiniz. Yöneticilerin görevi sadece astlarına iyi mentörlük yapmak veya evrakları zamanında tamamlamak değil iyi ekipler kurmak ve onları mutlu etmektir. Yöneticiler olmasını istedikleri davranışlara örnek teşkil etmeli ve bu davranışları teşvik etmelidirler. Mutluluk yönetiminde insan kaynaklarına ve yöneticilere büyük görev düşüyor. İnsan kaynakları yöneticileri önce-

likle iş insanları ve inovatörler olmalı sonra insan kaynakları çalışanı olmalıdırlar. İnsan kaynakları yöneticileri çalışan mutluluğu için partiler verip hediyeler dağıtmayı bir kenara bırakıp öncelikle her çalışanın “yüksek performans” kültüründen tam olarak ne kast edildiğini anlaması için çalışmaları gerekir. İnsan kaynakları departmanları çalışan mutluluğunu artırmak amacıyla hediyeler dağıtıp partiler verebilir ama satışlar ve hisse fiyatları düşüyorsa ya da şirketin ürünleri başarılı değilse çalışanlar başta üst yönetim sonra da imkanları azalan çalışanlar şikâyet etmeye başlayacaktır ve yapılan mutluluk aktivitelerinin de hiçbir anlamı kalmayacaktır. İnsan kaynakları çalışanlarının öncelikle neyin şirketin yararına olduğunu analiz edip çalışanlara bunun iletişimini nasıl yapacakları konusuna odaklanmaları gerekiyor. En basit örnekle, insan kaynakları çalışanlarının bu konuyu test edebilmeleri için prim sistemi var olan bir şirkette herhangi bir çalışana “primini artırmak için şu anda ne yapman gerektiğini biliyor musun?” diye sorduklarında çalışan yanıt veremiyorsa insan kaynakları ekibi görevini yeterince yapamıyordur demektir. Mutluluk yönetimi İnsan Kaynakları fonksiyonlarıyla bütünleşik olarak yönetilirse amacına ulaşabilir.

Çalışan Mutluluğu TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

“Mutluluk yönetimi İnsan Kaynakları fonksiyonlarıyla bütünleşik olarak yönetilirse amacına ulaşabilir.”

119


Almila Dalkılıç

Yönetim & Kişisel Gelişim Eğitmeni, Hitabet Koçu almilad@gmail.com

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

İletişimde İletişim

2 Gül Hikayesi ile 2 Hayat Dersi Molla Mevlânâ Câmî (1414-1492) yılları arasında yaşamış olan ünlü İslam alim ve şairlerinden biridir. Onun yaşadığı dönemde tanınmış âlimler, yazarlar ve bilginler “Suskunlar Meclisi” adını verdikleri bir heyet oluşturmuşlardı. Bu meclis, üyelerini çok düşünen, az konuşan ve az yazan insanlar arasından seçiyordu. Meclisin üye sayısı ise otuz kişiyle sınırlı tutulmuştu. O, gerçekten çalışmaları, ahlakı, nezaketi ile örnek bir insandı. Ancak suskunlar meclisinin üye sayısının sınırlı olması onun, seçkin insanların yer aldığı bu kurulda bulunmasına imkân vermiyordu. Bir gün suskunlar meclisinin üyelerinden birinin öldüğünü duymuştu. Bunun üzerine üyeleri toplantı halindeyken toplantı yapılan binaya geldi. Binanın önünde bir kapıcı bekliyordu. Ona hiçbir şey demeden isteğini bir kağıda yazıp gönderdi. Meclis üyeleri Mevlânâ Câmî’yi çok yakından tanıyorlardı, fakat vefat eden üyelerinin yerine başka bir değerli insanı almışlardı. Ama Mevlânâ Câmî gibi birini de kapıdan çevirmek oldukça zordu. Kendi aralarında epeyce düşündüler. Ardından bir bardağı ağzına kadar su ile doldurup kapıcıyla Mevlânâ Câmî’ye gönderdiler. Bununla meclisin üye sayısının tam olduğunu, yeni bir kişiye yer olmadığını anlatmak istiyorlardı. Kendisine, ağzına kadar su ile dolu bir bardak gönderilen Mevlânâ Câmî, meclis üyelerinin ne demek istediğini anlamıştı. O da hemen yanındaki gülden bir yaprak koparıp yavaşça bardağın üstüne koydu. Haliyle gül yaprağı bardağı taşırmamıştı. Verdiği bu cevapla kendisi için de suskunlar meclisinde bir yerin bulunduğunu anlatmak istiyordu. Meclis üyeleri de ağzına kadar su dolu olan bardağın üzerine bir gül yaprağı konarak kendilerine geri gönderildiğini görünce durumu anladılar. Böyle bir insana “meclisimizde yer yok!” anlamında bir cevap verdiklerinden dolayı çok üzüldüler.

120

Otuzla sınırlı olan üye sayılarını da aşarak Mevlânâ Câmî’yi üye yapmaya karar verdiler. Mevlânâ Câmî meclise gelince başkan onun adını da listeye yazdı. Üye sayısını belirten 30 sayısının önüne bir 0 yazarak kendisine verdi. Başkan bununla Mevlânâ Câmî’nin katılmasıyla meclisin değerinin on kat arttığını anlatmaya çalışıyordu. Listeyi eline alan Mevlânâ Câmî, kendisinin gelmesiyle meclisin değerinin on kat artmış olduğu düşüncesine katılmadığını göstermek için 30 sayısına eklenen 0’ı silip otuzun soluna yazdı. Verdiği bu cevapla meclisin üye sayısını artırmadığı gibi, kendi değerinin, bu meclisin yanında solda sıfır olduğunu anlatmak istiyordu. Gösterdiği saygı ve alçak gönüllülük ile Mevlânâ Câmî, suskunlar meclisinin en değerli üyelerinden biri olduğunu ortaya koyuyordu. Kaynak: Ahmet Taşgetiren, Altınoluk Dergisi, 2011 – Temmuz, Sayı: 305 Bu yaşanmış vaka bize zarâfetin insan ilişkilerini ne ölçüde güzelleştirdiğini anlatıyor. Uzun, çok uzun yıllar önce mutluluk ve güzellik içinde yaşayan bir topluluk varmış. Başarılı, sevecen, dürüst insanlarmış bunlar. Bu toplumu çekemeyen komşuları ise mutluluklarını bozmak için çeşitli planlar kurar dururlarmış. Amaçları ise kaleyi içten işgal etmekmiş. Hemen işe koyulmuşlar tabi. Kısa bir zaman sonra bu mutlu toplulukta isyanlar ve kavgalar başlamış. Bunu fırsat bilen diğer topluluklar ise hemen savaş açmışlar. Kendi iç savaşları yetmezmiş gibi bir de, diğer toplumlarla yıllarca savaşıp iyice yılan bu insanlar göç etmeye karar vermiş. Savaştan arta kalanlar yollara düşmüşler huzuru bulmak için. Dolanıp durmuşlar. Ve bir gün bir tipinin ortasında kalmışlar. Ama ne tipi; tam 15 gün sürmüş. Bit-

tiğinde ise bulundukları yerin dağlarla korunaklı bir yer olduğunu keşfetmişler. Güneşin güzel ışınları karlarda dans ederken, uzakta başını gökyüzüne kaldırmış duran mavi bir gül görmüşler. Saatlerce bu güle bakıp hayal kurmuşlar. Bu gül onları öylesine etkilemiş ki, çiçeğin sihirli bir gücü olduğuna inanmışlar. Nasıl inanmasınlar ki; soğuk bir bölgede sıcağı seven bir gül duruyor. Bu çiçeğin onları koruyacağına inanmışlar ve oraya yerleşmeye karar vermişler. Yıllarca mesut yaşamışlar; eski güçlerine tekrar kavuşmuşlar bu bölgede. Tabi biricik gülleri de onları yalnız bırakmamış; her yıl aynı yerde ve zamanda çıkmaya devam etmiş. Ünleri yine tüm dünyayı sarsmaya başlayınca herkes şaşırıp kalmış bu işe. Gel zaman git zaman bir gün mavi gül çıkmamış. Hemen sonra o mutlu topluluk da kaybolmuş. Ticaret yapan kervanlar bir gün bu ülkeye gelince o topluluğu bulamamışlar. Kimse o güzel insanların ve gülün akıbetini çözememiş. O toplumdan ise sadece ağızdan ağıza söylenen şu sözler kalmış: “Saflığın, dürüstlüğün, sevginin, onurun, mutluluğun, özgürlüğün çiçeğidir mavi gül. Bizler bu çiçek sayesinde sevgiye ve özgürlüğe ulaştık; yaşamın gizemine eriştik… Şimdi ise mutluluğa eriyoruz..! Size bir armağanımız olacak. Mavi gülü size de bırakacağız; yaşamın anlamını öğrenmeniz için. Bu efsane çiçek dünyanın herhangi bir yerinde ve herhangi bir zamanda ortaya çıkarak sizi şaşırtacak. Onu görenler ise dünyanın en bahtiyar, en mutlu ve şanslı insanları olacaklar.” İşte efsane böyle... Kaynak: https://fwmail.net/genel-kultur/ mavi-gul-efsanesi İnanıyorum ki; herkesin hayalinde yaşattığı bir mavi gülü vardır. Önemli olan onu nerede ne zaman görmek istediğinizdir. Mavi gül zarafetin ve sevginin simgesidir, aynı zamanda sadece görmek isteyenlerin karşısına çıkar…


Dr. Öğr. Ü. Zeki Yüksekbilgili Pazarlama Danışmanı ve Eğitmen www.yuksekbilgili.com

Yeni trendleri sıralamaya başlamadan önce, Socialnomics’in yazarı Erik Qualman’ın 2017 yılı ile ilgili söylediklerini hatırlamakta yarar var; Dünya nüfusunun yarısından fazlası 30 yaşının altında. Milenyum neslinin %53’ü “koku duygunu mu, teknolojini mi (internet, cep telefonu, bilgisayar vb.) feda ederdin?” sorusuna “koku duygumu kaybetmeyi tercih ederdim” diye yanıt veriyor. 2016 yılı sonu itibari ile satın alma kararlarının %93’ü sosyal medyadan etkileniyor. 2018 yılında mobildeki her şeyin 2/3 si video olacak. 2016 yılı itibari ile mobil cihazı olan insan sayısı, diş fırçası olan insan sayısından daha fazla. Artık her üç evlilikten biri online’da başlıyor. İşte böyle bir dünyada pazarlama trendlerinin dijital pazarlama ile ilgili olması da kaçınılmaz! Gelelim asıl konumuza; işte bu sene etkin olacak pazarlama trendleri; Uzun zamandır tartışılan sosyal medyada olmak konusu artık tamamen sonuçlandı; pazarlama yapan hiçbir organizasyon için sosyal medyada olmak ya da olmamak diye bir seçenek yok. Bu günün dünyasında tek seçenek “sosyal medyada aktif olmak”. Video kullanımı ve videonun etkisi artmaya devam edecek. Hedef kitlenin dikkatini çekmek için kısa, farklı videolar daha da önem kazanacak. Kişiselleştirme daha da önem kazanacak. Artık pazarlama kampanyaları –elde edilen büyük verinin da etkisiyle- daha fazla kişiselleştirilebilecek. Böylelikle, markalar mesajlarını daha özel hedeflemeler ile vererek doğru kitleye ulaşmalarını sağlayabilecekler. Kişiselleştirmenin bir adım ilerisi ise lokasyon bazlı pazarlama olacak. Hedef tüketicilerin yerleri belirlenerek, onları hemen harekete geçirecek yakınlarındaki organizasyonların etkin pazarlama faaliyetleri her gün daha da fazla kullanılacak. Bu sayede pazarlamacılar hem pazarlama

yatırım geri dönüşüm oranları arttırmayı hem de dönüşüm oranları artışı ile karlılıklarını arttırmayı başarabilecekler. Sanal gerçeklik ve arttırılmış gerçeklik daha da önem kazanacak. Özellikle sanal gerçekliğe imkan veren işlemci gücü artışı ile bu araçların pazarlama faaliyetleri için kullanımı artacak, birçok konvansiyonel pazarlama kampanyası sanal gerçeklik ile desteklenecek. Örneğin en klasik konut satışında bile, konut firmaları müşterilerine projeyi sanal gerçeklik araçları ile dolaştırabilecek. Arttırılmış gerçeklik (gerçek dünyadaki çevrenin ve içindekilerin bilgisayar tarafından üretilen ses, görüntü, grafik ve GPS verileriyle zenginleştirilerek meydana getirilen canlı, doğrudan veya dolaylı fiziksel görünümüdür) kullanımı ile alışveriş uygulamaları, tüketicilerin ürünü almadan önce sanal ortamda denemesine imkan sağlayacak. Mesajlaşma aplikasyonları yeni bir reklam mecrası olarak karşımıza çıkacak. Son dönemde WhatsApp ile hızla yükselişini sürdüren mesajlaşma geleneği Facebook’un Mobil Messenger’ı, Snapchat, WeChat gibi uygulamalar ile devam ediyor. 2017 yılında bu uygulamaların sayısı ve içerisindeki reklam alanları artacak. Mobil uygulamalar ve mobil uygulamalardaki mobil ticaret satışlarının payı artmaya devam edecek. Bu sebeple, mobil uygulamalar geliştirmek pazarlamacıların en sık kullanacağı silahlardan biri olacak. Bunlara ek olarak aşağıdaki konuları da pazarlama planlarına eklemekte fayda var; 1) Pazarlama Metriklerinin Kullanımı Artacak Sayısal pazarlamanın en büyük avantajı her zaman için kolay ölçümlemeye olanak tanımasıydı, dolayısıyla pazarlamacılar, tüm pazarlama aktiviteleri için ölçümleme yapabilir hale geldiler. Tam da bu aşamada, pazarlama yatırımı geri dönüşümü (Return on Marketing Investment – ROMI) ölçümü artık mümkün hale geldi. İşte yatırımın geri dönüşünü doğru olarak ölçmeye yarayacak birçok metrik 2018 yılında tüm pazarlamacılar tarafından kullanılacak. Özellikle aşağıdaki metrikler, 2018 yılında en sık duyacaklarımız olacak;

ROAS (Return on Advertising Spend – Reklam Harcamasının Geri Dönüşümü) CPA (Cost per Action – İşlem Başına Maliyet) CLV (Customer Lifetime Value – Müşteri Yaşam Boyu Değeri) CRR (Customer Retention Rate – Müşteri Tutma Oranı) BR (Bounce Rate - Hemen Çıkma Oranı) TAM (Total Adressable Market - Ürün için Toplam Pazar) ARR (Annual Recurring Revenue – Yıllık Sabit Gelir) MRR (Monthly Recurring Revenue – Aylık Sabit Gelir) ARPA (Average Revenue per Account - Hesap Başına Ortalama Gelir) CAC (Customer Acquisition Cost Müşteri Kazanma Maliyeti) DAU (Daily Active Users - Günlük Aktif Kullanıcı Sayısı) CR (Churn Rate – Müşteri Kaybetme Oranı) 2) Sosyal Medya Yerine Doğrudan Temas Çabaları Artacak Sosyal medya platformlarının birçok engelleyici uygulamaları pazarlamacıları sürekli yeni alternatifler ile müşteriye ulaşabilecek yollar aramaya itiyor. Bu güne kadar Facebook, Twitter, Youtube, Instagram gibi üçüncü parti uygulamalar ile müşterilerine ulaşmaya çalışan pazarlamacılar, bu platformların organik erişime getirdikleri her türlü sınırlamadan etkilendiler. Bu sebeple artık tüm pazarlamacılar, bir platform olmadan konvansiyonel yöntemler ile (örneğin e-posta) müşterilerine ulaşmayı deneyecekler.

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Her yıl olduğu gibi, bu yıl da önümüzdeki yılın pazarlama trendlerinin neler olacağını anlamaya ve anlatmaya çalışan bir yazıyı sizler için hazırladım.

Pazarlama Canavarı

2018 Yılı Pazarlama Trendleri

3) Coğrafi Lokasyon Pazarlaması (Geolocation Marketing) Daha Da Değerli Olacak Müşterilerinizin lokasyonlarından faydalanarak mobil kampanyalar oluşturmak olarak anlatılabilecek olan Coğrafi Lokasyon Pazarlaması (Geolocation Marketing) kullanımları 2018 yılında çok daha fazla artacak. Bu sayede tamamen kişiselleştirilmiş mobil kampanyalar hazırlanabilecek. Peki sizin şirketiniz bunlara ne kadar hazır?

121


Çetin Cinemre

SERVİS Eğitim & Danışmanlık Eğitim Uzmanı cetinc@ttmail.com / admin@servisegitim.com

Müşteri Merkezli Kültür

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Bayi Vizyonu

“Satıcıyı var eden, mal veya hizmetini anlamlı kılan, ona değer veren müşteridir.” Ticari ilişkilerde müşteri, ilişkinin merkezinde veya odak noktasındadır. Müşteri olmazsa, ticari ilişki olmaz. Satıcının mal veya hizmetini satacağı müşterisi yoksa varlığının da anlamı kalmaz. Satıcıyı var eden, mal veya hizmetini anlamlı kılan, ona değer veren müşteridir. Ticari ilişki müşteri ile başlar. Müşteri var olduğu sürece devam eder. Bu bağlamda her satıcı “müşteri varsa, ben de varım” anlayışına sahip olmalı, müşterisini varlık sebebi olarak görmeli ve bu bilinçle hareket etmelidir. Müşteri herhangi bir insan değildir. Önemli ve özel bir insandır. Satış süreci boyunca müşterinin bu duyguyu yaşamasını sağlamak, satıcının görevidir. Her müşteri saygıyı hak eder. Profesyonel satıcı müşteriye saygıda kusur etmez. Satışı bağlaması da büyük ölçüde bu konudaki becerisine bağlıdır.

“Günümüz rekabet ortamında bu kültüre sahip olmayan kişi veya kuruluşların geleceği karanlıktır.”

Devir, müşterinin devridir. Öyle olduğuna göre mal veya hizmet satan kişi veya kuruluşların müşteriyi merkeze alan bir kültüre sahip olması zorunludur. Müşteri merkezli kültür müşteriye, onun ihtiyaç ve beklentilerine odaklanmayı; kendini müşterinin yerine koymayı (empati), satış sürecine müşteri gözüyle bakmayı (müşteri bakış açısı) ve kendini sorgulamayı gerektirir. Günümüz rekabet ortamında bu kültüre sahip olmayan kişi veya kuruluşların geleceği karanlıktır. İnşaat ve tesisat malzemelerinin markası, kalitesi, fiyatı, ödeme koşulları, çeşitliliği, mağazanın konumu ve düzeni gibi rekabet araçları arasından öne çıkan olgu müşteri ilişkileri yönetimidir. Mağaza konum, bina, iç düzen, ürün teşhiri (görsel unsurlar) açısından çok iyi olabilir. Marka, kalite ve fiyat açısından bol seçenek sunabilir. Ancak müşteri ilişkileri iyi yönetilemezse bunların hiçbir anlamı kalmaz. Müşteri merkezli kültür, müşteri ilişkilerini sıcak tutma anlayışına dayanır. Müşteri ile satış süreci boyunca ilgilenmek ve satışı bağlamakla bitmez. Satış sonrasında malzemeden beklediği faydayı

sağlayıp sağlamadığını ve bununla ilgili memnuniyetini araştırmayı da kapsar. Ayrıca bayramını, yeni yılını, doğum gününü kutlamayı gerektirir. Bunun için müşteri bilgi sistemine (müşteri veri tabanı) ihtiyaç vardır. Müşterinin adı, soyadı, adresi, telefonu, mesleği, daha önce hangi malzemeyi satın aldığı ve hangi amaçla kullandığı gibi bilgiler elektronik ortama geçirilmelidir ki satıştan sonra müşteri takibi yapılabilsin. Özellikle kurumsal müşteriler için bu bilgilerin kaydedilmesi çok önemlidir. Çünkü onların satın alma potansiyeli çok fazladır. İnşaat şirketleri gibi. Bu müşterileri mağazada oturup beklemek yerine ayağına giderek pazarlama yapmak ve satış olanağı yaratmak gerekir. Müşteri merkezli kültür şematik olarak şöyle Şekil 1’deki gibi gösterilebilir: Satış süreci, müşteri beklentilerine göre tasarlanmalıdır. Müşteriler genellikle satın alacakları ürünü görmek, ona dokunmak; satıcı ile tanışmak ve kişisel ilişki kurmak isterler. Onlar için mağazadaki görsellik, ürün teşhiri yanında satıcının kimliği ve yaklaşımı çok önemlidir.

Şekil 1

122


“Satış süreci, sadece satış yapmak değildir. Satış süreci içindeki hizmetlere de dikkat etmek gerekir.”

Satış sürecinin planlanması müşterinin karşılanması, ağırlanması, ihtiyaç ve beklentilerinin analiz edilmesi, onları karşılayacak doğru çözümlerin sunulması, fiyat ve ödeme koşulları üzerinde anlaşılması, teslimat şekli ve zamanının kararlaştırılması gibi birbirine bağlı bir dizi etkinliğin planlanması demektir. Müşteri bir misafir gibi ağırlanmalıdır. Ağırlama sırasında yapılacak ikramlar önemlidir. İkram çeşitliliği (çay, kahve gibi) ne kadar fazla olursa farklı müşteri beklentilerini karşılama olanağı doğar. Çayı, çay makinasından plastik bardakla sunmak ile demlik çayını cam bardakla veya fincanla servis etmek arasında çok fark vardır. Satış süreci, sadece satış yapmak değildir. Satış süreci içindeki hizmetlere de dikkat etmek gerekir. Müşteriyi mağazanın kapısında güler yüzle karşılamak, ona oturacak yer göstermek, ikramda bulunmak birer hizmettir. Satış süreci içindeki bu hizmetlerin kalitesi, satışın bağlanmasını doğrudan ve büyük ölçüde etkiler. Müşterinin mağaza içinde kalma süresini uzatmaya çalışmak da başka bir çözümdür. Bu taktikle daha fazla satış olanağı yaratılabilir. Müşteri otururken, çayını içerken aklına başka bir ihtiyacı gelebilir veya gördüğü bir malzeme ilgisini çekebilir. O anda ihtiyacı olmasa bile, bir dahaki sefere o malzemeyi satın almak için gelebilir. Bu bağlamda

Satış sürecinin planlanmasından sonra uygulamaya geçilir. Bazen evdeki hesap çarşıya uymaz. Satış süreci planlandığı şekilde ilerlemez. Müşteri ihtiyaç ve beklentisinin araştırılmasına, kendisine uygun çözümlerin sunulmasına izin vermeyebilir veya gerek görmeyebilir. Mağazaya gelirken kafasında kendince en uygun ve doğru çözümü oluşturmuş olabilir. İstediği malzemeyi marka ve model olarak söyler ve satın almak ister. Daha farklı, uygun ve doğru çözümlerin varlığından habersiz olması ve bunu sorgulamaya çalışmaması, satış sürecini yanlış yöne sürükler. Satış süreci, müşteri odaklı olmalıdır. Satıcı da müşteri odaklı kültüre sahip olmalıdır, ama bu gerçek müşterinin her istek ve beklentisini olduğu gibi kabul etmek ve karşılamak anlamına gelmemelidir. Müşterinin malzeme seçimi yanlış olabilir. Bu noktada satıcı, müşterinin dikkatini satın alacağı malzemeden sağlamayı ümit ettiği faydaya çekmeli ve ona gerçek fayda sağlayacağı malzemeyi önermelidir. Bunu yaparken bir markayı övme, diğerlerini kötüleme yanlışına düşmemelidir. Mağazanın iş sonuçları satış rakamları, gelirler, giderler (maliyetler), ikisi arasındaki ilişkiye bağlı olarak karlılık vb gibi göstergelerle ölçülür. Daha ayrıntılı ekonomik analizler de yapılabilir. Örneğin; malzeme satın alma ve stok maliyeti, stok tutmanın getirisi ve götürüsü, optimum stok miktarı, dikey ve yatay stok, malzeme devir hızı, malzemenin ortalama kaç gün stokta kaldığı, malzemeye bağlanan paranın maliyeti gibi. Mağaza ekonomisinin yönetimi ciddi bilgi birikimi gerektirir. Mağaza yöneticilerinin neleri, nasıl ölçmeleri ve nasıl yorumlamaları gerektiği konusunda yeterli donanıma sahip olmaları şarttır. Profesyonel mağaza yönetiminin anlamı da budur. Müşteri merkezli kültür şeması üzerinde yapılması gereken ölçümler şunlardır: 1. Ölçüm: Müşteri beklentileri ile satış sürecinin tasarımının kıyaslanması. Planlanan satış süreci, müşteri beklentilerini ne ölçüde karşılamıştır? 2. Ölçüm: Satış süreçleri ile süreç tasarımının kıyaslanması. Satış, tasarlandığı

biçimde yapıldı mı? Başka bir deyimle evdeki hesap çarşıya uydu mu? Uygulamada hangi engeller veya güçlükler çıktı? Bunlar aşılabildi mi? 3. Ölçüm: İş sonuçları ile satış süreçlerinin kıyaslanması. Hangi sonuçlar, hangi süreçler ile sağlandı? Bu süreçler, doğru süreçler midir? Süreçlerin performansı nedir? Performans iyi olursa, iş sonuçları da iyi olur. Süreçlerin kalitesi, sonucun kalitesini etkiler. İş sonuçları kötü ise, geriye dönüp süreçleri sorgulamak gerekir. Bu durumda süreçlerin yeniden tasarlanması gerekebilir. 4. Ölçüm: Mağazanın iş sonuçları birçok başlık altında incelenebilir. Sadece parasal göstergelere bakarak yorum yapmak doğru olmaz. Müşteri memnuniyeti, bunun devamında müşteri bağlılığı, yeni müşteriler kazanmak gibi göstergeler de önemlidir. Sonuçta elde edilecek parasal getiri ve kazançlar bunlarla yakından ilgilidir. Müşterisini memnun edemeyen, bağlılığını (sürekliliğini) sağlayamayan, yeni müşteriler kazanamayan bir satıcının daha iyi ekonomik sonuçlar elde etmesi beklenemez. “Müşteri merkezli” olmak demek, her zaman müşterinin yanında olmak ve onun kişisel yararını düşünmek demektir. Satış sürecindeki etkinlikler, satılan malzeme müşterinin yararına hizmet etmeli, yani ona fayda sağlamalıdır. Müşterinin yararına olmayan, kullanamayacağı, fayda sağlayamayacağı bir malzemeyi satmaya çalışmak, satıcının da yararına olmayan bir davranıştır. Müşteriyi kandıran, aslında kendini kandırır. Her zaman dürüst olunmalıdır. Dürüstlük, satıcının temel ve vazgeçilmez ilkesidir. Dürüst olmayan satıcı bir kez satar, ama dürüst olan tekrar tekrar satar.

Bayi Vizyonu

Satış için gerekli kaynaklar hazırlanır ve süreçler planlanır. İnsan kaynağı (aslında insan varlığı demek daha doğrudur), inşaat ve tesisat malzemelerinde marka, model, fiyat çeşitliliği; mağaza ortamı ve düzeni, teknik donanım (bilgisayar, televizyon, projeksiyon cihazı ) ile malzemelerin uygulanma şeklini gösteren eğitici film gösterimleri veya broşürler gibi çözümler yardımı ile satışın teknik altyapısı hazırlanır.

müşteri hizmetlerini birer satış taktiği olarak görmekte fayda vardır.

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Her ne kadar internet ortamında (sanal ortamda) alışveriş yapan müşteriler varsa da, bu yöntem mağazada satıcı ile müşteri arasındaki kişisel ilişkinin yaptığı etkiyi yapamaz. Ayrıca internetten satın alınan ürünün kalitesinden, müşteri beklentilerini ne ölçüde karşılayacağından da emin olunamaz. Farklı satış kanalları (aktif pazarlama gibi) tabi ki denenmelidir, ama bunlar mağaza ortamındaki sıcak satışın yerine geçen çözümler değil, farklı çözümler olarak görülmelidir.

“Mağaza ekonomisinin yönetimi ciddi bilgi birikimi gerektirir.” 123


Çanakkale Seramik, Pera Koleksiyonu ile Kültürel Mirasımızın İzlerini Günümüze Taşıyor

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Ürünler

Çanakkale Seramik’in yeni koleksiyonu Pera, Kaleseramik Pazarlama Direktörü Zeliha Özay Yurdatap’ın ev sahipliğinde Pera Palace Hotel’de gerçekleştirilen basın buluşması ile tanıtıldı. Tüketicilerin hayal gücünü beslemek için yaşam alanlarında estetik ve işlevsel çözümler sunduklarını belirten Zeliha Özay Yurdatap, “Türkiye’ye bugüne kadar birçok yenilikçi ürün kazandıran Çanakkale Seramik, müşterilerimizin kendi yaşam alanlarını kurgulaması için farklı yaşam tarzlarına özel tasarımlar ve hayatı kolaylaştıran çözümler geliştirmeye devam ediyor” dedi. Çanakkale Seramik’in çini karo motiflerinden ilham alarak hayata geçirdiği Pera Koleksiyonu’nu, Kale mağazalarında tüketicinin beğenisine sunduklarını ifade eden Zeliha Özay Yurdatap, “Bazen mekanlar bizi hiç görmediğimiz zamanlara doğru bir yolculuğa çıkarır. Biz de, geçmişin izinde mekanlar yaratmak üzere tasarladığımız yeni koleksiyonumuzla, müşterilerimizi nostalji yüklü bir yolculuğa çıkarıyoruz” diye konuştu. Geleneksel Çini Desenleri ile Geçmişe Yolculuk Zengin bir kültüre sahip Anadolu uygarlığından ilham alan Çanakkale Seramik, geleneksel çini karo ve motiflerini, Pera Koleksiyonu ile yeniden hayata geçirdi. Modern ama tarihi dokuyu yaşamında hissetmenin yanı sıra, farklı ve özel mekanlar yaratmak isteyenlere hitap eden Pera Koleksiyonu, zengin desen seçenekleriyle evleri renklendiriyor. Mat, sırlı porselen karolar ve dekorlarından oluşan koleksiyon; 20x20 cm boyutlarında, kahve-mavi, bej-gri ve siyah-beyaz renk seçenekleriyle sunuluyor. Özellikle kadınların evlerinde görmek isteyeceği Pera Koleksiyonu, aynı zamanda banyo, mutfak, teras, otel, ofis, kafe ve restoranlarda şık ambiyanslar yaratıyor. Pera: Doğu İle Batı’nın Gizemli Buluşması Pera Koleksiyonu’nun tasarım detaylarının Kaleseramik Ürün Müdürü Selin Çevik Ersayın tarafından anlatıldığı basın 124

buluşması; kitaplarıyla bizi Pera’nın naif zamanlarına götüren Mario Levi’nin rehberliğinde gerçekleştirilen Pera gezisiyle sona erdi. İstanbul’un kozmopolit geçmişindeki yoğunluğunu, fiziksel olarak günümüze en çarpıcı biçimde

aktaran bölgelerden biri olan Pera’da etkileyici bir yolculuğa çıkan davetliler; kültürün, sanatın, modanın, zarafetin, Doğu’nun ve Batı’nın buluşmasına, nostaljik bilgiler eşliğinde tanıklık etmenin heyecanını yaşadı.


Kale Banyo’dan Hayran Bırakan Tasarım: Artdeco Armatür Kale Banyo, şıklığı ve işlevselliği ön plana taşıyan ürünleriyle kendisine hayran bırakmaya devam ediyor. Stilize edilmiş klasik tarzıyla zamansız bir zarafet sunan Artdeco serisi armatürler, banyolara kattığı ruhla göz alıcı bir atmosfer yaratıyor. Natürel formu ve kıvrımlı yapısı ile banyoları çok daha çekici hale getiren seri, tek kumanda kollu tasarımı sayesinde kullanım kolaylığı sunuyor. 35 milimetre seramik kartuş kolay açma kapama sağlarken, yumuşak formu serinin elit ve zarif duruşunu tamamlıyor.

Kalekim’in sürekli su ile temas eden mekanlarda uygulanmak üzere geliştirdiği ekstra esnek su yalıtım malzemesi 3401 İzoblok 2K+, tüketici ve profesyonellerin en çok tercih ettiği vazgeçilmez ürünler arasında yer alıyor. Esnek yapısıyla ve çatlak köprüleme özelliğine sahip olan 3401 İzoblok 2K+, rötre çatlaklarını köprüler ve düşey yüzeylerde sarkma, akma yapmaz. 4 mm kalınlıkta 7 bar su basıncına dayanıklılık gösteren 3401 İzoblok 2K+, uzun yıllar sonra bile ilk günkü özelliklerini korur. 3401 İzoblok 2K+, sürekli toprak altında kalan ve sürekli su ile temas eden yatay ve düşey yüzeylerde, yeraltı otoparkları ve bodrumlarda, iç ve dış mekanlarda, beton ve sıva gibi mineral yüzeylerin su yalıtımında ve polistiren ısı yalıtım plakalarının yapıştırılmasında etkili sonuçlar veriyor.

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Kalekim, 3401 İzoblok 2K+ ile Su Yalıtımında Etkili Sonuçlar Sunuyor

Ürünler

Krom, altın, rose gold renk seçenekleriyle sunulan Artdeco, Honeycomb akış düzenleyicisi sayesinde %40 su tasarrufu sağlıyor. Bu özelliğiyle de hem sizi hem de doğayı düşünüyor.

125


TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Ürünler

Herkes için Mükemmellik: Franke

Tasarımın ve teknolojinin geldiği son nokta olan Frames by Franke serisi eviye, armatür, ocak, davlumbaz, fırın, kahve makinesi, buharlı pişirici gibi ürünler ortak bir tasarım ve konseptte bir araya gelirken siyahın şıklığını ve almond rengin farklılığını sizlere sunuyor. Frames by Franke Fırınlar Frames by Franke fırınlar; 60 cm genişliği ve almond renk seçenekleri ile serinin en dikkat çekenleri arasında yer alıyor. 74 litrelik geniş iç hacmi ve aynı anda 4 farklı yemek pişirebilmeyi sağlayan “Komple Menüler“ fonksiyonu sayesinde kalabalık sofralar kurmak çok daha kolay hale geliyor. Frames by Franke’nin eşsiz DCT teknolojisi geleneksel pişirme yöntemlerinin dışına çıkarak telli rezistanslarla donatılan iç hazne sayesinde 200°C üstündeki ısıyı yiyeceğe ulaşımını çok daha hassas hale getiriyor. DCT teknolojisi ile Frames by Franke fırınların haznesine kusursuz bir şekilde dağılan hava yanma, tat ve koku karışması gibi problemler olmadan 1kW’lik güç ile 4 tepsi farklı yemeğin hazırlanmasını garanti eder. TFT dokunmatik ekran optimum okunabilirliği sayesinde fırının tüm fonksiyonlarının basit ve sezgilere dayalı şekilde yönetilmesine izin verir. Renkli ekran aynı zamanda estetik bir verimlilik de sağlar.

126

Frames by Franke Buharlı Pişirici Fırın ile birebir uyumlu olan tasarımı sayesinde mutfaklarda bütünlük sağlayan Frames by Franke mikrodalga ve buharlı pişirici geniş iç hacmi, ızgara özelliği ve pişirme avantajları ile de uyum ve fonksiyonelliği birleştiriyor. Frames by Franke Kahve Makinesi Frames by Franke‘nin ankastre tasarımlı kahve makinesi ile günlük hayatınız daha güzel hale gelecek. Kahve makinesinde bulunan LCD ekran touch kontrol, tek veya çift kahve hazırlama fonksiyonu, ayrı süt kabı ile otomatik cappucino fonksiyonu, çay yapmak için sıcak su fonksiyonu, öğütülmüş kahve demleme seçeneği, her açılıp kapatıldığında otomatik temizleme fonksiyonu, 3 seviyeli ayarlanabilir kahve çekim süresi, 5 seviyeli ayarlanabilir kahve yoğunluğu, 3 seviyeli ayarlabilir kahve sıcaklığı, programlanabilir otomatik kapatma, çekirdek kahve boyutu ayarlama, su sertliği ayarlama fonksiyonu gibi özellikleri sayesinde en sevdiğiniz espresso, cappuccino veya latte‘yi kolay ve rahat bir şekilde hazırlayabilirsiniz. Frames by Franke Ocaklar Fırın ve mikrodalgayı tezgâh üzerinde tamamlayan Frames by Franke ocaklar ise gazlı ya da elektrikli modelleri ile mükemmel sonuçları amaçlıyor. Ekstra düz alev gözleri ve Flexible indüksiyon alanları farklı boyuttaki ten-

cerelerin kullanımına imkân verirken, denge destekli ızgara sistemi sayesinde büyük tava ve tencereler her yöne kolayca kaydırılabilir. Otomatik davlumbaz aktivasyon özelliği sayesinde ise ocak kullanılır kullanılmaz davlumbaz otomatik olarak açılır ve ihtiyaç duyduğunuz performansı sizlere sunar. Frames by Franke Davlumbazlar Ocak ve fırının şıklığını en iyi şekilde tamamlayan Frames by Franke davlumbazlar modele göre değişen 650 - 700 m³ emiş gücü sayesinde mutfaklardaki kötü kokuları gideriyor. Davlumbazlarda bulunan led aydınlatma şerit, beyaz ledler ile dokunmatik kontrol ve hayalet kumanda paneli gibi farklı detayları ile mutfakların başköşesini alıyor. İsviçre kalitesi ile üretilmiş olan Frames by Franke paslanmaz çelik eviyeler ve sıradışı granit eviyesi “cooper grey“ rengi ile alışılmışın dışında hem siyah hem de almond ankastre cihazlar ile mükemmel uyum sağlıyor. Tezgah üstüne sıfır uygulanabilen ince kenarları, tek ya da çift hazne seçenekleri damlalıklı veya damlalıksız alternatifleri ile mutfaktaki tüm ihtiyaçlara cevap veriyor. Eviyelerin tasarım ve kullanım ortağı olan Frames by Franke armatürler, standart armatürlerden farklı olarak kolay temizleme teknolojileri, patentli Highflex hortumlara ve Franke üretimi kartuşlara sahip modelleri ile öne çıkıyor.



Artema’dan Hayatı Kolaylaştıran Eviye Bataryası

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Ürünler

Artema’nın el duşlu eviye bataryalarından Maestro Pull-out, mutfakta hayatı kolaylaştıyor. Bataryanın uzayabilen çıkış ucu, tencere ve tepsi gibi büyük parçaları, sprey modu ise marul gibi katmanlı sebzeleri veya çilek gibi narin meyveleri yıkarken kolaylık sağlıyor.

128

Suyun Doğallığı, Tasarımın Estetiği Artema Strato Artema’nın Strato duşbaşlığı, waterfall modunda, bir şelaleden dökülen suyun doğallığı ve güçlü etkisinin yanı sıra, yağmur damlacıklarının rahatlatıcı ve ferahlatıcı etkisini banyolara taşıyarak benzersiz bir duş deneyimi yaşatıyor. Aquarain ise yaz yağmurunun rahatlatıcı ve ferahlatıcı etkisini banyolara taşıyarak duş keyfini ikiye katlıyor.


seçeneklerine sahip seramik banyo ürünleri ve mobilyalarıyla, farklı büyüklüklerdeki banyolar için çözüm sunuyor. Standart boy dolabına ek olarak mix&match yapılabilen orta ünitesi, üst dolap alternatifi ve açık vitrini ile ürün gamını zenginleştiriyor. Tezgah üstü ve etajerli lavabo dolaplarının açık ve

Modern Banyo Tasarımında Cam Etkisi: VitrA Vitrus VitrA’nın geliştirdiği Vitrus cam rezervuar, inovatif tasarımıyla banyoda fark yaratıyor. Cam gövdeli tasarımı siyah ve beyaz renk seçenekleriyle sunulan Vitrus, tadilata gerek kalmadan kolayca kuruluyor. 2,5/4 litre ve 3/6 litre suyla

kapalı saklama alanları da fonksiyonel ve şık çözümler sunuyor. Beyaz duroplast ve kestane renginde ahşap kapak alternatifleri olan klozetler koleksiyonla bütünlük yakalarken; Rim-ex özelliğiyle kolay temizlik ve hijyen sağlıyor. Kendi tarzını yansıtmak isteyenlerin tercihi Valarte banyo koleksiyonu, VitrA tasarım ekibinin imzasını taşıyor.

Ürünler

VitrA’nın yeni banyo koleksiyonu Valarte, sadelik ve zarafetiyle zamana meydan okuyan klasik bir tarz sunuyor. Geniş ürün gamı ve mat tonlarda beyaz, fildişi ve gri renk alternatifleri bulunan Valarte’nin mobilyalarıyla uyumlu ahşap küvet panelleri ile tasarım şıklığını banyoyla buluşturuyor. Country tarzının sade bir yorumu olan Valarte, farklı ebat

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

VitrA Klasiğin Asaletini, Modernin Sadeliğiyle Buluşturuyor

yıkama seçenekleri bulunan Vitrus, %70’e varan su tasarrufu sağlıyor. Banyoya modern bir görünüm kazandıran Vitrus’un öne doğru açılan geniş kapağı, arıza halinde kolayca müdahale edilmesine olanak tanıyor.

129


Daikin Yeni Nesil Soğutucu Gaz R32 ile Multi Sistemlere Yeni Avantajlar Ekledi

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Ürünler

Daikin, tek bir dış üniteye birden fazla iç ünite bağlanabilen multi (çoklu) split klima sistemlerine yenilikler kazandırmaya devam ediyor. Tek bir dış ünite ile çok sayıda mekanda klima konforu sunan multi sistemler tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yaygınlaşırken, Daikin Reform 32 (R32) yeni nesil soğutucu akışkan ile çalışan MXM-N serisini sektörün beğenisine sundu.

130

Görüntü ve Ses Kirliliğine Çözüm Birden fazla alanda ısıtma-soğutma ihtiyacı olan mekanlar için verimlilikten enerji tasarrufuna, görüntü ve ses kirliliğinin önlenmesinden çevresel değerlere kadar pek çok avantaj sunan multi split sistemler, tek bir dış üniteye 2 ila 5 arasında iç ünite bağlanmasına imkan veriyor. Sınırlı kurulum alanlarına çözüm sunan, binalardaki dış ünite kalabalığına son vererek daha estetik ve sessiz bir ortam sağlayan sistem, konutların yanı sıra küçük ölçekli işyeri ve mağaza gibi mekanlarda da tercih ediliyor. Dış üniteye bağlanan iç üniteler, bireysel olarak programlanma özelliği sayesinde esnek kullanım kolaylığı sunarak, istenilen zamanda istenilen konfor ortamını yaratıyor. Farklı odalardaki klimalar kumandaları sayesinde birbirlerinden bağımsız ısı derecelerine ayarlanabiliyor. Bu avantajları ile klima kullanıcılarının beğenisini toplayan multi sistemlere yeni özellikler kazandıran Daikin, MXM-N serisi ile beklentilerin ötesine geçiyor. Daha düşük çevresel etkiye sahip sistemler geliştirme amacı doğrultusunda Avrupa’nın ve Türkiye’nin ilk R32 soğutucu akışkanını içeren cihaz-

larını piyasaya sunan Daikin, bu yeni nesil gazın üstün performans özelliklerini MXM-N serisine taşıyarak önemli kazanımlar sağlıyor. Çevreyi ve Bütçeyi Koruyor Halen yaygın olarak kullanılan R410A gazına kıyasla çevresel etkiyi yüzde 68 oranında azaltan doğa dostu Reform 32 soğutucu akışkanla çalışan MXM-N serisi multi split dış ünitelerin sezonsal verimlilik değerleri soğutmada A+++ ve ısıtmada A++’ya kadar ulaşıyor. Enerji verimliliğini en üst düzeye çıkaran ve küresel ısınma etkilerini en aza indiren yeni nesil soğutucu akışkan seçimi ile MXM-N serisi, daha az elektrik kullanımı sağlarken, Daikin’e özgü swing kompresörü sayesinde çok düşük ses seviyelerinde çalışıyor. Soğutmada yüzde 25’e varan oranda enerji tasarrufu sağlayarak doğanın korunmasına katkıda bulunan MXM-N serisi, aile bütçesini de sürpriz masraflardan koruyor. 4 kW’den 9 kW’ye kadar uzanan farklı soğutma kapasitelerine sahip 6 farklı model sunan MXM-N serisi, iç ünite seçenekleriyle de kurulum yapılan mekanın yapı özelliklerine ve dekorasyonuna uyum sağlıyor. Dış ünite, farklı kapasitelere sahip duvar tipi, kaset tipi ya da kanallı tip iç ünitelerle birlikte rahatlıkla kullanılabiliyor. Multi Sistemler Yaygınlaşıyor Daikin’in 1969 yılında Japonya’da ilk multi split klimayı geliştiren marka olduğunu hatırlatan Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder, yeni gelişmelere ilişkin şunları söyledi: “94 yıllık tari-

hinde ısı pompalarından VRV sistemlere kadar pek çok icadı bulanan Daikin, yeni ürün geliştirme konusunda olduğu gibi, mevcut cihaz ve sistemlerin günümüz teknolojisine ve ihtiyaçlarına göre geliştirilmesinde de önemli işler yapıyor. Bu amaçla Reform 32 gaz kullanımı konusunda bütün bilgi ve deneyimimizi sektörümüze sunup, sahip olduğumuz 93 patenti ücretsiz olarak sektörün erişimine açmıştık. Ürün gamımıza doğa dostu Reform 32 ile çalışan MXM-N serisi multi split klima dış ünitelerinin eklenmiş olmasını enerji tasarrufundan çevresel değerlere kadar çok önemli buluyoruz. Kullanıcılar artık dış ünite kalabalığı olmadan birkaç mekanda birden klima kullanmak istiyor. Klima kullanımı artarken, verimlilik ve tasarruf da öne çıkıyor. Multi sistemler kullanıcıların bu beklentilerine yanıt veriyor. Biz de bu sistemin özelliklerini geliştirip, güncelleyerek yeni bir dönemi başlatmış olduk.” Daikin’in dünya multi pazarına %30’lara varan payı ile liderlik ettiğini belirten Önder, Türkiye’de de bu sistemlerin kullanımının giderek yaygınlaştığını belirtti ve şu bilgileri verdi: “Kentsel dönüşüm projelerinin hayata geçirilmesi ile birlikte konutlarda kullanımı artan multi sistemler, dış ünitelerin yerleştirilmesi için kısıtlı yer olması ve dış ünite yerleşimini sınırlayan lokal düzenlemeler nedeniyle konutlarda giderek daha fazla tercih ediliyor. Biz de Daikin olarak, sahip olduğumuz uzmanlık ve teknoloji ile bu alanda da kullanıcılarımıza en iyi çözümleri sunmaya, sektörün gelişimine destek olmaya devam ediyoruz.”


Bien “Organic” Vitrifiye Serisi Yenilendi Üç yıl önce doğanın formları dikkate alınarak, tasarlanan Bien Organic Vitrifiye Serisi yepyeni versiyonu ve 4 farklı rengi ile banyoları geleceğe taşıyor. Tasarımcısının insan iskeletinden esinlenerek tasarladığı Bien Organic Vitrifiye Serisi, insan doğasını işaret ediyor.

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Tasarımıyla dünyanın en prestijli ödülleri kabul edilen “Red Dot Design Award” ve “A Design Awards’’ ödüllerini alan Bien Organic Serisi şimdi yenilenmiş formu, siyah, beyaz, altın ve platin kaplama ve renk seçenekleri ile sınırsız tasarımlar yaratmanıza imkan sağlıyor.

Ürünler

Banyolara inovatif çözümler sunan Bien, No-Rim (kanalsız) teknolojisi kullanarak ürettiği Organic Plus klozet ile farklı ve modern bir çizgi yakalıyor. Ürün yavaş kapanan ince kapağı ve gizli montaj özelliği sayesinde mekanla bütünleşiyor. Çok daha az kirlenen, minimum 2,5 litre maksimum 4 litre su ile temizlenen bu ürün çevre dostu aynı zamanda.

131


Ege Seramik Spring Collection 2018 Her yıl UNICERA fuarında yeni serilerinin lansmanını gerçekleştiren Ege Seramik bu yıl da geleneği bozmadı. 33 yeni serisini Spring Collection 2018 adı ile ziyaretçilerin beğenisine sunan duayen marka, fuarın en çok ziyaretçi çeken stantlarından biri oldu. Koleksiyonun öne çıkan serilerinden bazıları Zeugma, Escuda, Vancouver ve Marrakesh oldu.

Zeugma

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Ürünler

Zeugma: Zeugma Antik Kenti ülkemizin ev sahipliği yaptığı en önemli dünya miraslarından bir tanesi. Bu tarihi güzelliğe öykünen Zeugma serisi ile antik görünümün benzersizliğini evinize taşıyın. Mat yüzeyi, eskitilmiş patchwork seramik görünümlü deseni, yüzey efekti ve sırlı granit yapısı ile Zeugma, antik şıklığın kapısını sizin için aralıyor. Escuda: Escuda Serisi parlak yüzeyi, doğal taş görünümü ve birbirinden çarpıcı dekorları ile seramikte tek tarz algısının adeta yıkılışı. Escuda derin rölyefli dekorları ile size dinamik bir görünüm yakalama olanağı verirken, altın, platin ve bakır efektli dekorları ile yıllara meydan okuyan klasik şıklığı yaratmanıza imkan tanıyor. Farklı tarzlara aynı anda cevap verebilen bu özel seri uzun yıllar iddiasını koruyacak gibi görünüyor.

Escuda

Vancouver: Siyah ve beyazın zamansız şıklığı simdi Vancouver serisinde yeniden hayat buluyor. 3 farklı yüzey seçeneği ile siyah ve beyaz renklerde kullanıma sunulan seri tüm mekanlarınızın ihtiyacını karşılayacak nitelikte. Doğal taş desenli yeni Vancouver, risk almadan şık mekanlar yaratmanın en seramik yolu.

132

Marrakesh: Ege Seramik 20x20 cm ebatlı Vintage konseptli serilerinin en yeni üyesi Marrakesh ile tanışın! Hepsi birbirinde farklı 16 eskitilmiş nostaljik deseni, 3 renk seçeneği ile Marrakesh serisi, tek düze döşeme görünümüne meydan okuyor.

Marrakesh

Vancouver


TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Ürünler

Ege Vitrifiye “Alvona” Banyolara Huzur ve Dinginlik Getiriyor

Banyolarında sıradan ve klasik tasarımlara yer vermek istemeyenler için sade ve modern görünümü ile Alvona Asma Klozet mekânlarınızı yeniden yorumluyor. Yavaş kapanabilme özelliğine sahip, ince ve zarif kapağı ile farkını ortaya koyuyor. Serinin lavabosu da güçlü duruşu ile mekâna ayrı bir stil katıyor. 133


DemirDöküm Yeni Kombisi Atromix’i Satışa Sundu

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Ürünler

Türkiye’nin ilk kombi ve ilk yoğuşmalı kombi üreticisi DemirDöküm, kaliteli ve yüksek tasarruflu ürünleri tüketicileri ile buluşturmaya devam ediyor. Çevreye saygılı, sürdürülebilir ekonomiye uygun ve yenilikçi ürünleriyle dünyanın en prestijli endüstriyel tasarım ödüllerinden Good Design ve Green Good Design ödülünün sahibi olan DemirDöküm, Nitromix ve Nitron Condense’in ardından Türkiye’nin yeni yoğuşmalı kombisi Atromix’i satışa sundu.

134

Her Açıdan Kusursuz DemirDöküm’ün Bozüyük Fabrikası’nda tamamı Türk mühendisler tarafından geliştirilen Atromix, doğal gaz faturalarını kontrol altına alacak. Kompakt boyutlarıyla dar alanlara montaj imkanı tanıyan ürün, 20, 24, 28 kW farklı kapasite seçenekleri ile farklı ihtiyaçlara en uygun çözümü sunuyor. Alüminyum-silisyum eşanjörü ile kullanıcısına yüksek ısı verimliliği vadeden DemirDöküm’ün yeni yoğuşmalı kombisi, ‘Akıllı ısıtma sistemi’ ile ortam ihtiyacına uygun güçte çalışarak yakıt tasarrufu sağlıyor. Atromix, kullanıcısına yüzde 109’a (*) kadar sunduğu verimlilik, düşük emisyon değerleri, 5’inci sınıf NOx seviyesiyle de ön plana çıkıyor. Yoğuşmalı sınıfının en yeni ürünü sayesinde, daire başına yıllık ortalama 2 ton daha az NOx salımı gerçekleşecek. İki Kademeli Kontrol Mekanızmasına Sahip DemirDöküm Ar-Ge mühendislerinin yoğun çalışmaları sonucunda geliştirilen Atromix, üzerinde yer verilen yeni teknolojilerle tasarrufu kullanıcı inisiyatifine bırakmıyor. Üründe yer alan ‘Debi sensörü’, kullanıcısına hızlı sıcak su konforu sağlarken, doğal gazın yanı sıra su sarfiyatını da önlüyor. Üründe yer alan hava tahliye fonksiyonuyla ilk tesisat dolumlarında sistemde oluşan istemeyen hava otomatik olarak tahliye edilirken, çift işlemcili ana kartı sayesinde Atromix, iki kademeli kontrol mekanizmasıyla yüksek güvenlikli kullanım imkanına sunuyor.

Kullanıcı Dostu Arayüz Her yaştan kullanıcının kolayca kullanabileceği bir arayüze sahip olan Atromix, ön yüzünde iki kontrol düğmesi ve bir LCD ekran barındırıyor. LCD ekranda yer alan arka ışık, ürünün zifiri karanlıkta dahi kullanılmasına olanak tanıyor. Kombilerinde elektrostatik toz boya kullanan DemirDöküm, boyanın genleşme özelliği sayesinde yüksek sıcaklıklara dayanmasını ve ürünün uzun yıllar aynı kalmasını sağlıyor. Yenilikçi tasarım yönündeki başarısını birçok kez kanıtlayan DemirDöküm, yeni yoğuşmalı kombisinde servis işlemlerinde de yeni bir dönem başlatacak. Atromix’in özel tasarımı sayesinde sadece ön kapak açılarak cihazın tüm servis işlemleri gerçekleştirilebilecek. “Sektörde Yeni Bir Tarih Yazacağız” DemirDöküm’ün geçtiğimiz 15 yılda özellikle ısıtma alanında unutulmaz başarılara imza attığına dikkat çeken DemirDöküm Yönetim Kurulu Üyesi Erdem Ertuna şunları kaydetti; “EPDK’nın 2003 yılında kurulup doğalgazın Türkiye’de yaygınlaşmaya başladığı dönemde ADEN kombimiz ile ülkemizin en çok tercih edilen kombi markası unvanını kazandık. Aradan geçen 5 yılın sonunda, 2009 yılında ‘Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’nin hayata geçmesi ile aynı dönemde ATRON kombimizi tüketicilerimizin beğenisine sunduk. ATRON da kısa sürede çok sevildi ve Türkiye’nin

dört bir yanında kullanılmaya başlandı. Bu yıl ise yeni bir tarih yazmaya hazırlanıyoruz. 21 Nisan’da AB ülkelerinde uygulanan ErP yönetmeliği ülkemizde de devreye girdi. DemirDöküm olarak geçtiğimiz 5 yılda bu alanda yatırımlarımızı daha da arttırdık. Nitromix ve Nitron Condense’nin yanı sıra satışa sunduğumuz yeni yoğuşmalı kombimiz Atromix ile müşterilerimizin tüm ihtiyaçlarını karşılayacağız. En yeni teknolojileri üzerinde barındıran yeni yoğuşmalı kombimiz hem doğaya saygılı hem de enerji cimrisi. Kullanıcısına %109 yüksek verimlilik sunan Atromix, akıllı oda termostatı Migo ile uyumlu çalışarak, ek %35 tasarruf sağlayabiliyor.”


RINO Yeni Koleksiyonu ile Mekanlara Yepyeni Bir Soluk Getiriyor

Betonun güvenilir sağlamlığına en güncel renk ve desen trendleriyle yeniden yorumlayan RINO, tasarladığı Cementmix serisiyle, yer ve duvarlarda gri ve çivit renkleriyle tüketiciyle buluşuyor. Cementmix serisinde erken Osmanlı döneminin bilinen en önemli eserlerinden birisi olan Yeşil Cami’den esinlenilerek tasarlanan “Grid”caminin minaresindeki çini süslemelerini en doğal haliyle mekanlara aktarıyor. Gücünü tarihten alan seri: Marble Bianco, Cremo, GreyLine ve Nero renk seçeneğiyle sunulan Marble serisi ile RINO, mermerin doğal güzelliği, renklerin zenginliği, geleneğin çağdaş yorumunu bir arada kullanıyor. Marble serisinin 18.yüzyıl Fransa saraylarının abartılı süsleme sanatından etkilenerek oluşturulmuş “Harem” ürünüyle klasiklere yeni formlar verilerek işlenmiş mekanlarda klasik üslubun canlandırılması amaçlanmıştır.

Osmanlı döneminin vazgeçilmez sosyalleşme alanı olan ve dünyanın en çok bilinen kültürel miraslarının başında gelen hamamların dokusunu taşıyan “Hammam” ürünü, Osmanlı ve Selçukludaki bezeme tekniği olan “mukarnas” temel alınarak tasarlanmıştır. Mekanlarda derinlik duygusu uyandırması sebebiyle tarihte de sıkça kullanılmıştır. “Topkapı”, “Serai” ve “Hammam” serilerinde bu doku ele alınarak görsel olarak harmanlanmıştır.

RINO, iç ve dış mekanlarda doğanın temel yapı elementine yeni bir yorum kazandırıyor. Kültürel zenginliği ilmek ilmek dokuyan Wood serisi Sıcak mekânlar, yaşayan renkler ve dokular, doğallığı özümseyen Wood serisi ile RINO, bej, kahve ve açık kahve renklerinin modern yansımasını özümsetiyor.

Öte yandan görsel sanatçı kimliğiyle çalışmalarında insan ve mimari unsurlarını ön plana çıkaran Fransız minimalist Daniel Buren’den ilham alınarak tasarlanan “Frame” ürünü insan ve mekan anlayışını bir araya getirerek mermer üzerine işlenmiştir.

Wood serisinde yer alan “Reflection” ürünü Anadolu Selçukluları döneminde yaptırılan Cacabey Gökbilim Medresesi’nde yer alan palmet ve kıvrık dal motiflerinden esinlenerek tasarlanmıştır. İki renkli taşın dönüşümlü olarak döşendiği tasarım tarihi bir doku içeriyor.

Rengin ve dokunun mükemmel birlikteliğini bej, gri ve beyaz renk seçenekleriyle doğal malzemelerin zamansız güzelliğine çeviren Stone ürünüyle

Metropol kentlerde kullanılan işaretlemelerin şehir dokusunu yansıttığı “Trace” ürünün tasarımında ise tarihi kentlere ait izlere vurgu yapılmıştır.

TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Osmanlı kültürünün en önemli parçalarından biri olan kapı tokmakları dönemin hemen hemen bütün yapılarında çıkardığı ses ile misafirlilerin kimliği hakkında bilgi veren bir araç olarak sıkça kullanılmıştır. Cementcolor serisi altında yer alan ve çıkış noktası Osmanlı kapı tokmakları olan “Screen” ile RINO, tarihi dokuyu özel tasarımıyla zeminlere de aktarıyor.

Ürünler

Yeni koleksiyonla estetik dokunuş Endüstriyel mimarinin modern dokusu, temel yapı malzemelerinin güvenilir dayanıklılığı, sadeliğin gücünü birleştirdiği serisi Cementcolor ile iç ve dış mekanlarda fark yaratan RINO, antarsit, kemik, grej, yeşil, boz kahve renkleriyle geniş mekanların vazgeçilmezi oluyor.

Marble serisi içinde Yunanistan’ın Pirgi köyünden esinlenerek hazırlanan bir başka ürün olan “Caria” köy halkı tarafından siyah - beyaz geometrik formların kireç ve sıva ile sista denilen kazıma tekniğiyle dış cephe süslemesi olarak köy halkı tarafından evlerin dış cephelerinde kullanmışlardır. Bu anlayışla yola çıkan RINO, formların tasarımlarını taş ve mermerde uygulamıştır.

135


TİMDER Dergisi 97.Sayı / Nisan - Haziran 2018

Ürünler

Seramiksan’dan Endüstriyel Beton Görünümüne Yepyeni Bir Yorum

136

Koleksiyonunu en yeni tasarım trendlerine göre zenginleştiren Seramiksan, betonun dayanıklı yapısını yaşam alanları ile buluşturduğu yeni serileri Neostone, Petra ve Cement ile endüstriyel beton görünümüne yepyeni bir boyut getiriyor. Sade yüzey dokuları ve işlem görmemiş ham beton görünümleriyle mekanlarda alışılmışın dışında bir atmosfer yaratmak isteyenler için ideal olan yer ve duvar karoları; antrasit, gri, koyu gri, bej renk seçenekleri ile betonun dayanıklılığını dekorasyona yansıtıyor. Modern yaşam alanlarının vazgeçilmezi cement dokusunun derinliğini yansıtan seri, natürel renk tonları ve endüstriyel beton görünümünün en saf hali ile modası geçmeyecek etkileyici ve şık mekanlar yaratıyor. Yenilikçi tasarımlarıyla hem iç hem de dış mekanlarda estetik ve kullanışlı çözümler sunan porselen karolar, 60 x 60, 60 x 120 cm ebatlarında ve colored body (renkli gövde) olarak üretilmesiyle de doğalından ayırt edilemeyen gerçekçi bir görünüm sunuyor.



SILVER CALACATTA ile

MERMER'i

YENİDEN KEŞFEDİN


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.