TİMDER Yönetim Kurulu: Aydın Eşer, Bekir Zabcı, Kemal Yıldırım, Bertan Yılmaz, Ahmet Olcay İskender, Ali Canik, Bahadır Yıldırım, Deniz Kaya, Yeşim Kurt Şengün, Yıldıray A. Yılmaz, Yücel Baran. Ön Kapak İçi: Japar Arka Kapak İçi: Borusan Mannesmann Arka Kapak: Seramiksan Kapak Fotoğrafı: Orhan Hopa Mekan: Kale Grubu UNICERA 2017 Standı
Dergi Adı: Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği Dergisi
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Künye
İmtiyaz Sahibi ve Adresi: Aydın Eşer (baskan@timder.org.tr) Demirciler Sit. 1.Cd. No:21 34780 Zeytinburnu / İstanbul Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ve Adresi: Deniz Kaya (dergi@timder.org.tr) Adem Yavuz Mh. Alemdağ Cd. No:431 Ümraniye / İstanbul Hukuk Danışmanı: Av. Fırat Barış Kavlak (firat@kavlak.av.tr) Yayın & Tasarım Yönetmeni: Orhan Hopa (orhan@timder.org.tr) Kurumsal İletişim: Yeliz Kılıçaslan (yeliz@timder.org.tr) Yönetim Yeri Adresi: Atatürk Mh. Namık Kemal Cd. Ekincioğlu Sk. No:44/1 K:1 34758 Ataşehir / İstanbul Basım Yeri Adresi Telefonu: Teknik Basım Tanıtım Matbaacılık San. ve Tic. A.Ş. Y. Dudullu Mh. Necip Fazıl Bulvarı Cd. No: 44 Keyap Çarşısı F1 Blok 93 Ümraniye / İstanbul (0216) 508 2020 Sertifika No: 24871 Basım Tarihi: Haziran 2017
Yayın Türü: Yaygın Süreli
Yayın Yürütme Kurulu: Aydın Eşer, Deniz Kaya, Yeşim Kurt Şengün, Begüm Kıratlılar, Nurhan Tanyeli, Orhan Hopa, Yeliz Kılıçaslan. İletişim Bilgileri: Atatürk Mh. Namık Kemal Cd. Ekincioğlu Sk. No:44/1 K:1 34758 Ataşehir / İstanbul T: (0216) 629 0100 dergi@timder.org.tr www.timder.org.tr
01 03 05 09 11 13 17 19 21 25 27 29 31 33 35 39 41 43 45 47 49 51 54-55 57 59 61 65 67 71 73 79 89 93 107 109 111 113 119 121 123 125 119 129
Kale Banyo Teska Livea - Motto Banyo VitrA - Eczacıbaşı Yapı Grubu E.C.A. Serel - Elmor Aquanit - Seranit Grup Ege Seramik Sanovit Petek Group Ege Vitrifiye Lider - Özlider Seranova - Umpaş I.T.C. Group Bora Çelik SRC Yapı Saremica Formina - Ece Seramik Delta Mermer Pimtaş NG Kütahya Seramik Fırat Boru Güral Vit Newarc - Ece Armatür Sanica Boru Norm Bağlantı & Tesbit Elmanları GF Hakan Plastik Venezia Ge-Ti Aknur Endüstri Malzemeleri EKPAŞ Dikkaya Su Kontrol Sistemleri Franke Mesa Teknik Dura∙tiles - Akgün Group Bien Yapı Ürünleri Hitit Seramik Ghess - MG Group Orka Banyo ParexGroup NPlus Banyo Sukar Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Minik Kalplerle El Ele Derneği
Dergimizde yayınlanan yazı ve görsellerden imza sahipleri sorumludur. Ticari reklamlar, reklam verenlerin sorumluluğundadır. Yayınlanan yazı ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz, kullanılamaz.
2
Yönetimden
06
Söyleşi
74
Firmalar İnsanlar
80
Aydın Eşer TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı
Dipnot
08
Deniz Kaya TİMDER Dergisi Yazı İşleri Müdürü
ES
10
Ertan Sapankaya TİMDER Geçen Dönem Başkanı
Ekonominin Nabzı
12
Mehmet Uğur Civelek Ekonomist, Yazar
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
İçindekiler
TİMDER’den
Zafer Atabey Borusan Mannesmann İcra Kurulu Başkanı
Mustafa Dikkaya Dikkaya A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
14 Geçerken Uğradık
Haberler
26
UNICERA
106
Hukuken
108
82
Geçerken Uğradık
Av. Fırat Barış Kavlak TİMDER Hukuk Danışmanı
Etkin Yönetim
110
End. Y. Müh. Sait Sağlam Organik İK Yönetici Ortağı
İletişimde İletişim
Halim Özdemir Aktif Grup Yönetim Kurulu Başkanı
Ahmet Yılmaz SeraBagno Yapı Ürünleri Yönetim Kurulu Başkanı
112
Almila Dalkılıç Kişisel Gelişim Uzmanı
Bayi Vizyonu
Geçerken Uğradık
90
Üretici
114
Çetin Cinemre SERVİS Eğitim & Danışmanlık Eğitim Uzmanı
Afet Bilinci
116
Meriç Kalamanoğlu Şahin AKUT İlkyardım Eğitim Merkezi Mesul Müdürü ve Eğitmeni, Serbest Diş Hekimi
Ürünler 4
86
118
Erdoğan Alpay Töre Yapı Malzemeleri Genel Müdürü
Sabri Akbulut Akplast Yönetim Kurulu Başkanı
94
Aydın Eşer
TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı baskan@timder.org.tr
Nerede Kalmıştık? Merhaba,
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Yönetimden
Sizlerle 17 yıl sonra tekrar bu köşede buluşmanın heycanını yaşıyorum. 26 Nisan’da gerçekleştirilen Olağan Genel Kurul toplantımız ve sonrasında yaptığımız ilk Yönetim Kurulu Toplantımızdaki görev dağılımı ile üyelerimiz tarafından TİMDER Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine bir kez daha seçilmemin haklı gururunu yaşıyorum. TİMDER Yönetim Kurulu Başkanlığı görevi yaptığım 1999 - 2000 yılı döneminden bu güne kadarki sürece baktığımda geçmiş yönetimlerimizin projeleriyle derneğimizin birçok başarılı organizasyona imza attığını görüyoruz. Derneğimizin öncelikli misyonu olan üyeler arasındaki iletişimi güçlendirme ve dayanışma kültürünün yaygınlaştırılması adına önemli gelişmeler sağlandı. Birlikte olmanın önemi anlatıldı. Doğru ürünün, doğru kanaldan, doğru kullanıcıya aktarımı için çaba gösterildi. TİMDER Dergimiz ile başından beri tüm sektör bilgilendirildi. Güncel konular işlenerek üyelerimiz ve sektörümüze katkı sağlanmaya çalışıldı. Sektörün gelişimine önemli katkılar sağlayan UNICERA Seramik Banyo ve Mutfak Fuarımız büyük gelişim göstererek Avrupa’nın ikinci büyük fuarı haline getirildi. Her yıl ağırladığı yerli ve yabancı ziyaretçilere sektörümüzün
6
ilerleyişini yakından takip etme imkanı sunan UNICERA ve üretici firmaların katkılarıyla sektörümüz dünya pazarındaki konumunu her yıl biraz daha güçlendirdi. Derneğimizin gerçekleştirmiş olduğu sosyal etkinliklerle üyelerin bir araya gelerek kaynaşmaları sağlandı. Güncel gelişmelere paralel olarak ekonomi, ticaret, hukuk gibi bilgilendirme ihtiyacı hissedilen birçok konuda derneğimiz yaptığı konferanslarla üyelerimizin akıllarında oluşan soruların yanıtlanması sağlandı. Sektörün en çok ihtiyaç duyduğu nitelikli eleman ihtiyacı talebi üzerine TİMDER Akademi eğitim seminerleri organizasyonu oluşturuldu. Çok değerli akademisyenler ve Yıldız Teknik Üniversitesi akreditasyonu ile eğitim programları oluşturuldu. Eğitime katılan sektör mensuplarımız aldıkları bilgilerle gerek kişisel gelişimlerine gerekse çalıştıkları, yönettikleri firmalarına önemli katkılar sağladı. Katılımcılarımız aldıkları eğitim sertifikalarıyla tercih edilebilir konuma geldiler. Bu bağlamda TİMDER Akademi’nin bugünkü konumuna ulaşmasında desteklerini esirgemeyen özellikle de bu konuda bizleri yola çıktığımız ilk günden bugüne asla yalnız bırakmayan Türkiye Seramik Federasyonu, Kale Grubu, Kalekim, Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu - İntema başta olmak üzere tüm sponsorlarımıza bir kez daha en içten duygularımla teşekkürlerimi sunarım. Eğitim misyonumuz ve sektörün ihti-
yaçlarını göz önünde bulundurmamızın bizleri teşvik ettiği bir diğer değerli organizasyonumuz ise İstanbul Üniversitesi - TİMDER Yüksekokul Projemiz oldu. Bu organizasyonumuzla da İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu bünyesindeki öğrencilerden bölümümüzü seçen gençlerimizin sektörümüzün ihtiyaçlarına uygun bir eğitim almalarını sağlıyoruz. Bu değerli organizasyonlara ve sektöre katkılarından dolayı tüm emeği geçen kişi ve kurumlarımıza teşekkürlerimizi sunarım. Yeni dönemde de sektörümüze değer katan bu değerli organizasyonlarımızı her zaman daha da ileriye taşımak üzere çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bununla birlikte üyelerimizden gelen talepler, yönetimimizin öngördüğü konular üzerinden sektörümüzün ihtiyaç duyduğu konularda yeni projelerimizi devreye alacağız. TİMDER’in sektör ve kamudaki güç ve etkinliğini arttıracağız. Önümüzdeki süreçte ele alacağımız en önemli konuların başında risk - kâr yönetimi gelecek. Bu konuda çalışmalara başladık ve çok detaylı bir hazırlık yapılarak tüm üyelerimizle paylaşacağız. Üyelerimiz ve hukuk uzmanlarının da görüşleri alınarak sektöre kalıcı bir yarar sağlamak için elimizden geleni yapacağız. Sizlerden gelecek talep ve önerilerin de çalışmalarımıza önemli katkılar sağlayacağının altını çizerek hepinize selam ve saygılarımı sunarım.
İnsanların yaşamına, çabalarına egemen olan güç; yaratma, yeni bir şey bulma yeteneğidir.
Deniz Kaya
TİMDER Dergisi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü deniz.kaya@kombiklimashop.com
TANIŞMA
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Dipnot
1971 doğumlu, evli, 2 erkek çocuk babası, Makina Mühendisi ve Kombi Klima Shop’un Kurucu Ortağıyım. Kars’ta yaşayan Kaya ailesinin 3. çocuğu olarak İstanbul Taksim İlk Yardım Hastanesi’nde dünyaya geldim. Benden sonra 2 kardeşim daha dünyaya gelince 5 kardeşli kocaman bir aile olduk... Ben de hayatımın her aşamasında ortanca çocuk olarak hem abla, abi hem de küçük kız ve erkek kardeş hepsine sahip olmanın gurur ve avantajlarını yaşadım. 1976 yılnda her sokağını karış karış bildiğim İstanbul Erenköy’e taşındık. Evliliğim sonrası yeni ailemle şu an Acıbadem’de yaşamaktayız. Çocukluğumdan beri hem yaşımın gereklerini yapabildim hem de iş hayatının içinde oldum. Babamın, ayakları üzerinde sağlam duran çocuklar yetiştirmeye çalışması adına üniversite bitinceye kadar yanında çalıştım. Aklımda kalan ve bugün hayretle değerlendirdiğim birçok tecrübe kazandım. En unutamadığım; Erenköy’den Avcılar’a saat 19.00’dan sonra minübüs, vapur, tren gibi toplu taşıma araçlarıyla benden sadece 1,5 yaş büyük abimle babamın hasta olduğu dönemde kendi işimize sahip olmak adına ekmek fırınımıza gitmemizdi, gündüz oyun gece iş:) Tabi ki herşey pozitif değişmiyor, bugün 12 yaşında olan oğlumun yalnız başına evimin karşındaki alışveriş merkezine gitmesine müsade ederken huzursuz oluyorum. 1988 yılnda lise sonrası üniversite eğitimime devam etmek üzere tabii biraz da iş hayatının bir çocuğa göre ağır
8
sorumluluklarından uzaklaşmak adına:) Makina Mühendisliği Bölümü’ne girdim. Benim için bilinçli bir tercihti ve herşeyimi planlamıştım. Doğalgaz Türkiye’ye gelecek ben de Makina Mühendisi olacağım, okurken Koçtaş’ta staj yapacağım, ailemin katkısına göre taahhütçü yada toptancı olacağım. Herşey iyiydi de askerlik ve kurumsal firma tecrübesini planlamamışım. Askerlik sonrası o günlerde Türkiye’nin en büyük 50 sanayi şirketi içinde yer alan DemirDöküm’de işe başladım, 2 yılda birçok şeyi öğrenir ayrılırım derken bir de farkettim ki kendi işim gibi bağlanmışım ve öğrendiklerimi öğrendiğim yerde kullanarak bir nevi borcumu ödemeliydim. Geriye dönüp baktığımda da fazlasıyla ödediğimi düşünüyorum, hem operasyonel hem yönetsel, bugün geliştirilerek sürdüğünü gördüğüm birçok projeye imza attım, 10 yılı tamamlamak üzereyken bağım koptu ve ayrıldım. Çocuk yaşta farkettiğim, başarılı ve mutlu hayatın en önemli ayağı olan aile yapısını evlenme yaşı gelmiş biri olarak aynı şekilde devam ettirmem gerekiyordu. Hayatımın 3.dönüm noktası diyebileceğim, 2001 yılında değerli eşim Yeliz Göksu Kaya ile evlendim. Mutlu birlikteliğimize şu an biri 12 diğeri 4 yaşında olan Can ve Kaan’ı kattık, bir de Kombi Klima Shop’u birlikte kurduk. Birlikte hem çocuklarımızı hem de işimizi aynı hassasiyetle büyütüyoruz. Atasözlerimize ve veciz sözlere güvenmekte ve klavuz almaktayım. “Çocuk
7’sinde ne ise 70’inde de O’dur” sözüne istinaden biz de çocuklarımıza 2 yaşından itibaren profesyonel eğitim sunmaktayız. Büyük oğlumuz iyi bir öğrencilikle beraber aynı zamanda iyi bir basketbolcu, takım oyunucusu olma yolunda gayret göstermekte, biz de desteklemekteyiz. Küçük oğlumuz da henüz 4 yaşında olmasına rağmen belki de birçok ailenin kıyamadığı bir yaştan yani 2 yaşından itibaren tüm gün okula gitmekte. İşimizi de insan gibi görüyor aynı hassasiyetle geliştiriyoruz. İş hayatında herkese tavsiye ettiğim “En iyi bildiğin işi yapacaksın”ı ben de uyguladım. Küçük yaşta edindiğim esnaflık deneyimi ve kurumsal iş hayatı tecrübemi birleştirerek, ticarete 2006 yılında münhasır DemirDöküm bayisi olarak başladım. Değişen dünya ve ülke koşullarına uygun olarak da “Tek Noktada Çoklu Çözüm” sloganı ile 6 yıl sonra 2012 yılında Kombi Klima Shop’u hayata geçirdik ve 5 yılda geliştirerek Sektörümüze Liderlik eden bir yapı ile yolumuza devam ediyoruz. Sanıyorum hayatımda yeni bir sayfa daha açıldı, Sayın Başkanımız Aydın Eşer’in davetiyle TİMDER’in Yönetim Kurulu Üyeliğine dahil oldum. İnsanları kötü, iyi ve faydalı olarak üçe ayırıyorum, bana faydalı insan olmamı geliştirmem adına fırsat tanıdıkları için TİMDER Yönetim Kurulu Başkanımıza, Başkan Yardımcılarımıza ve değerli Yönetim Kurulu Üyelerimize teşekkür ederim. Bu yeni süreçte de hem sektörümüze hem de derneğimize faydalı olmak adına elimden geleni yapacağım.
Ertan Sapankaya
TİMDER Geçmiş Dönem Başkanı timder@timder.org.tr
ES
Kısa bir ara... Sektörümüzün kıymetli paydaşları, TİMDER’e gönül vermiş değerli meslektaşlarım, öncelikle 29 yıllık bir deneyim birikimi olan sektörümüzün dinamosu TİMDER’de verilen her görevi yerine getirmekten dolayı duyduğum mutluluğu sizlerle bir kez daha paylaşmak istiyorum. Uzun yıllardır çeşitli bir çok görevi üstlendikten sonra 2015-2017 döneminde Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine layık görülmenin onuruyla Yönetim Kurulu Üyesi arkadaşlarımla birlikte özenle çalıştık. Omuzlarımızda ülkenin lokomotif sektörünün dinamosu olan bir sivil toplum örgütünün yüküyle iki yıl boyunca gerekirse iş ve özel hayatımızdan feragat ederek titizlikle bir çok faaliyet gerçekleştirdik. Dönemim boyunca ilk önceliğim her zaman eğitim oldu. Sektörümüzün eğitim misyonunu 13 yıldır gururla üstlenen TİMDER Akademi’nin gelişimi için uğraştık. 2016 eğitim döneminde günümüzün artık bir teknoloji çağı olduğu ve içinde yaşadığımız şehrin şartları gereği bir yere ulaşımın ne kadar zor olduğunun farkında olarak “Online Eğitim” uygulamasını hayata geçirdik.
10
Pilot uygulama olarak başlattığımız çalışmanın ilerleyen yıllarda daha da geliştirilerek devam edeceğine inancım tamdır. Ayrıca 2015 yılında başlattığımız Ferdi Burs uygulaması ile burs verdiğimiz öğrenci sayımızı 76’dan 96’ya çıkartıp 27 öğrenci için ek burs potansiyeli oluşturduk. Eğitim çalışmalarımızın bir diğer bölümü olan TİMDER – İstanbul Üniversitesi Meslek Yüksekokul Projesi kapsamında eğitim gören öğrenci sayımızı 18’den 35’e çıkarmanın mutluluğunu yaşadık.
“Sektörümüze hizmet etmenin yaşı ve zamanı olmadığına olan inancımla; müsadenizle, şimdilik kısa bir ara veriyorum…” Derneğimizin en önemli faaliyeti olan UNICERA Seramik Banyo Mutfak Fuarı’nı 2017 yılında CNREXPO’ya taşıyarak uzun yılların ardından fuarımıza yeni bir heyecan kattık. Bu geçiş sürecinde zor, meşakatli bir dönem yaşadık ancak Federasyonumuz ve Yönetim Kurulumuz olarak bu işten alnımızın akıyla çıkarak başarılı bir fuar süreci yaşadık. Herzaman çağa ayak uydurmanın bir gereklilik olduğu inancını savunarak teknolojik gelişmelereden uzak kal-
mayarak derneğimizin gelişimi için her türlü çalışmayı yaptık. Bu çalışmalardan biri artık hayatımızın vazgeçilmezi olan akıllı telefonlarımız ve tabletlerimize uyumlu bir web sitesi çalışmasıyla timder.org.tr yenilendi. Iki yıllık görev süremiz boyunca Yönetim Kurulumuz ile birlikte birçok üyemizi ziyaret ederek sektörle ilgili sorunlarını dinledik. Edindiğimiz bu bilgiler ışığında sektörümüzün birlik beraberliği adına “TİMDER Sektör Toplantıları” organize ederek sektörün ortak sorunlarını tespit etmek için bir araya geldik. Ortaya çıkan sorunlar ve çözüm önerileri doğrultusunda bir yol haritası belirledik. Biliyorum ki yeni Yönetimimiz başlattığımız bu çalışmayı sektörümüzün yararlanabileceği çok faydalı bir noktaya taşıyacaktır. Arkamızdan gelen neslin ülkemiz için gelecek olduğuna inancımız ne kadar tamsa, büyüklerimizin tecrübelerinin de geleceğe yön vermekte o kadar kıymetli olduğunun bilinciyle “TİMDER Sektör Duayeni Sohbetleri” organize ederek sektör büyüklerimizin deneyimlerini dinleme şansına sahip olduk. Iki yıl öncesine dönüp baktığımda Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine getirildiğimde omuzlarımdaki yükün büyüklüğü ve sektörümüze hizmet edecek olmanın heyecanını hatırlayıp, bu zorlu ama bir o kadar da keyifli yolculukta omuz omuza çalıştığımız Yönetim Kurulu Üyesi arkadaşlarımla çok değerli işlere imza atmanın gururunu yaşıyor ve kendilerine bir kez daha sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Sektörümüze hizmet etmenin yaşı ve zamanı olmadığına olan inancımla müsadenizle şimdilik kısa bir ara veriyorum…
Mehmet Uğur Civelek Ekonomist, Yazar
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Ekonominin Nabzı
ucivelek@hotmail.com 2016 yılının ikinci yarısından bu yana olağandışı sayılabilecek bir dönemden geçiyoruz. Bir yandan küresel koşullara ilişkin belirsizlik artıyor, diğer yandan tanık olduğumuz siyasi gelişmeler ekonomi cephesinde ciddi travmalar yaratıyor ve şok türünden müdahaleler çok ciddi sayılabilecek dalgalanmalara katkı yapıyor. Sorunların ağırlaştığı ve dengesizliklerin büyüdüğü bir dönemde yaşanan bu gelişmeleri görmezden gelen, öncelikle iş dünyası ve toplumu sakinleştirmeyi hedefleyen senaryo ve değerlendirmeler yeterince gerçekçi olamıyor.
“Eski ezberler bozuldu!” Geride bıraktığımız yılın Temmuz ayında yaşanan darbe girişimi, devamında gelen ve hale yaşamakta olduğumuz Olağanüstü Hal koşulları ve Nisan ayında yapılan ve kabul edilen Anayasa Referandumu diğer tüm konular üzerinde belirleyici oldu. Bulunduğumuz coğrafyaya ilişkin jeopolitik fay hatları hareketlendi ve dış politika cephesinde ciddi sayılabilecek farklılaşmalar yaşandı. Özetle söylemek gerekir ise eski ezberler bozuldu!
“Sorunlar ağırlaşmaya, gelir dağılımı ve rekabet koşulları ise bozulmaya devam ediyor.” Küresel cephede yaşanan gelişmeler, içeride yaşadıklarımızın gölgesinde kalmış olsa da önemliydi. Gelişmiş ekonomilerde yapılan seçimler yeni korkular
12
yarattı. Riskten kaçınma eğilimi dalgalı bir şekilde etkili olarak gelişen ekonomileri sarstı. Son altı ay içinde Dolar faizleri iki kez yükseltildi; Haziran ayında üçüncüsünün yapılması bekleniyor. Başta petrol olmak üzere emtia fiyatlarındaki talep dalgalanmasına bağlı gerilemelerin arz kısıntıları ile dengelenmesi yönünde çabalar harcanıyor. Güven bunalımının derinleşmesini engellemek veya ötelemek için her yol deneniyor. Bu süreçte sorunlar ağırlaşmaya, gelir dağılımı ve rekabet koşulları ise bozulmaya devam ediyor.
“Yaşadıklarımız, daha önceki deneyimlerimizin hiç birine benzemiyor.” Türkiye ekonomisine ve inşaat sektörüne ilişkin değerlendirme yaparken yukarıda saydıklarımızı dikkate almak gerekiyor. Yaşadıklarımız, daha önceki deneyimlerimizin hiç birine benzemiyor. İçerideki koşullar ve / veya dışarıdaki gelişmeler nedeniyle, normalleşme ve istikrar yönünde kalıcı olabilecek türde sonuçlar üretilemiyor. Geride bıraktığımız yılın üçüncü çeyrek döneminin ortalarında ekonomik seferberlik devreye sokuldu. Konut kredilerinin faizleri sert bir şekilde düşürüldü, maliye politikası olabildiğince gevşetildi ve bir dizi teşvik devreye sokuldu. Fakat 2016 yılının son çeyreğinde gelişmeler yeniden kontrolden çıktı; döviz kurları ile faizlerde yukarı yönde sert dalgalanmalar makroekonomik beklentileri ve görünümü bozunca yeni müdahaleler devreye sokuldu. Konut, beyaz eşya ve mobilya konusundaki teşviklerin dozu artırıldı; geleceğin talebi bir anlamda öne çekilerek sıkıntıların büyümesini geçici de olsa önlemek yönünde çabalar harcandı. Kredi Garanti Fonu işlerlik kazandı, istihdam seferberliği başlatıldı.
Kasım ayından bu yana yükselen yıllık enflasyon 2017 Nisan sonu itibarı ile yüzde 11,87 düzeyine ulaştı. Şubat ayı işsizlik rakamı, bir yıl öncesinin aynı dönemine göre yüzde 1,7 oranında artarak yüzde 12,6 seviyesine yükseldi. Ağırlığı artırılan inşaat sektörü sayesinde, 2016 son çeyrek gayri safi yurt içi hasıla büyümesi yüzde 3,5’a ulaştı; belki bu senenin ilk çeyreğinde yüzde 4’ü bulacak, fakat bu şekilde devam etmesi beklenmiyor. Büyüyen kaynak sıkıntısı, olumlu düşünmeyi çok zorlaştırıyor. 2017 yılının ilk çeyreği ekonomik hareketlilik açısından bu yılın en olumlu dönemi olmaya aday görünüyor. Kredi hacmindeki artışın aynı hızla devam etmesi pek olanaklı görünmüyor. Buna rağmen söz konusu dönemde, yapı ruhsatı verilen binaların toplam yüzölçümü bir yıl öncesinin aynı dönemine göre yüzde 17,2 oranında daralmış; ülkemizi ziyaret eden turist sayısı yüzde 17 oranında gerilemiş! Güven endeksleri bu yılın Şubat ve Mart aylarında hatırı sayılı ölçüde toparlamıştı. Fakat bu ivmeyi korumakta zorlandığı gözleniyor. İnşaat Sektörü Güven Endeksi Mayıs ayında ancak yüzde 0,8 oranında artabilmiş; Reel Kesim Güven Endeksi ise aynı dönemde yüzde 1,6 gerilemiş. Büyümeye devam eden kaynak sıkıntısı, müdahalelerle yaratılan ekonomik hareketliliğin devamını engelliyor ve beklentilerin olumsuzlaşmasına katkı yapıyor. 2017 yılına ilişkin büyüme tahminleri kademeli olarak aşağıya çekiliyor ve yüzde 4,5’lık Orta Vadeli Plan Hedefinden uzaklaşılıyor. Enflasyonun yılsonunda tek haneye inebileceğine itibar eden çıkmıyor. Yılsonu işsizlik rakamının yüzde 13 düzeyini aşabileceği endişesi ise pek dile gelmese de genel kabul görüyor. Dolar kurunun bu yılın ikinci yarısında ve özellikle sonbahara doğru yeniden 4,0 seviyesini test etme olasılığı güçleniyor. Mevduat ve kredi faizlerinin gerilemesi ise pek olası görünmüyor. Bu tablo borç alacak zincirinde tehlikeli kırılmalar yaşanması olasılığını da bünyesinde barındırıyor.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
TİMDER’den
TİMDER 20. Olağan Genel Kurul Toplantısı Yapıldı
TİMDER (Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği) 20. Olağan Genel Kurulu 26 Nisan 2017 Çarşamba günü, İstanbul Ataşehir’de bulunan Dernek Merkezinde gerçekleştirildi. TİMDER Üyelerinin yanı sıra Türkiye İMSAD Başkanı Ferdi Erdoğan, BURTİMDER Başkanı Y. Aydın Eskibozkurt, Başkan Yardımcısı Salim Yılmaz, sektör duayenlerinden Önder Kıratlılar, Mustafa Dikkaya gibi misafirlerin de hazır bulunduğu Genel Kurul’da TİMDER’in 2017-2019 dönemini kapsayan 2 yıl için görev yapacak yönetim ve denetim kurulları seçildi. Genel Kurul’un ardından yapılan yönetim kurulu toplantısında TİMDER Yönetim Kurulu görev dağılımı belirlendi. Genel Kurul’da başkanlık görevini devreden Ertan Sapankaya, uzun yıllardır görev aldığı TİMDER’de 2015-2017 döneminde başkanlık görevini üstlenmiş olduğundan dolayı gurur duyduğunu ifade ederek dönemi içerisinde gerçekleştirilen faaliyetlerin ve mali durumun sunumunu üyelere gerçekleştirdi. Sapankaya, konuşmasını iki yıl süresince büyük bir özveri ile çalışan Yönetim Kurulu Üyesi arkadaşlarına teşekkür ederek sonlandırdı. Genel Kurul sonrasındaki ilk Yönetim Kurulu toplantısında Başkan seçilen konuşma Aydın Eşer, Genel Kurul’da ger-
14
Divan Kurulu: Nurhan Tanyeli, Y. Ali Tung ve Serdar Dönmez
çekleştirdiği konuşmasında TİMDER’in sektörde büyük bir denge unsuru olduğunun altını çizerek, yeni dönemde TİMDER üye iletişimini güçlendirme ve etkinliklere üye katılımını arttırma konusuna öncelik vereceğini ifade etti. TİMDER’in 2015-2017 dönemi Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Sapankaya’ya katkılarından dolayı başarı plaketi Aydın Eşer tarafından takdim edildi.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
TİMDER 2017 - 2019 Dönemi Başkanı Aydın Eşer
TİMDER’den
TİMDER 2015 - 2017 Dönemi Başkanı Ertan Sapankaya
Genel Kurul sonrası yapılan ilk Yönetim Kurulu toplantısında görev dağılımı belirlendi
15
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
TİMDER’den
Yeşim Kurt Şengün, Bahadır Yıldırım, Yücel Baran, Deniz Cenk Kaya, Aydın Eşer, Ali Rıza Canik, Bekir Zabcı, A. Yıldıray Yılmaz, Bertan Yılmaz, Kemal Yıldırım
TİMDER 2017-2019 Yönetim Kurulu Üyeleri Aydın Eşer (Isı Malzemeleri Tic. A.Ş.) - Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Zabcı (Tara Yapı Malzemeleri Tic. ve San. A.Ş.) - Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kemal Yıldırım (Akış Yapı Yapı Malz. ve Turz. Yat. San. Tic. Ltd. Şti.) - Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bertan Yılmaz (SRN Yapı Malzemeleri ve Dış Tic. Ltd. Şti.) - Muhasip Üye A. Yıldıray Yılmaz (Göksu Yapı Pazarlama Taah. Ltd. Şti.) - Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Olcay İskender (Olcay Yapı Malzemeleri Tic. İnş. ve Taah. A.Ş.) - Yönetim Kurulu Üyesi Ali Rıza Canik (Entaş Endüstriyel Ürünler Tic. ve Taah. A.Ş.) - Yönetim Kurulu Üyesi Bahadır Yıldırım (Polifit Yapı Malzemeleri San. ve Tic. Ltd. Şti.) - Yönetim Kurulu Üyesi Deniz Cenk Kaya (Kombi Klima Shop Tic. A.Ş.) - Yönetim Kurulu Üyesi Yeşim Kurt Şengün (Kurt Yapı İnşaat Teks. San. Tic. Ltd. Şti.) - Yönetim Kurulu Üyesi Yücel Baran (Baran Mühendislik Tes. Taah. Tic. ve San. Ltd. Şti.) - Yönetim Kurulu Üyesi
TİMDER Yönetimi Mustafa Dikkaya’yı Ziyaret Etti TİMDER 2015 - 2017 Dönemi Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Sapankaya ve Başkan Yardımcısı Aydın Eşer sektör duayenlerinden Mustafa Dikkaya’yı ziyaret etti. TİMDER’in İzmir ve çevresindeki yapılanmasında da uzun yıllar görev alan Mustafa Dikkaya’ya geçirmiş olduğu rahatsızlıklar için geçmiş olsun dilekleri ileten Ertan Sapankaya ve Aydın Eşer, bir sektör duayeni olan Dikkya’dan değerli görüşlerini aldı. Mustafa Dikkaya da bu ziyaretten memnuniyetini ifade etti.
Aydın Eşer, Mustafa Dikkaya ve Ertan Sapankaya
16
Wavin Academy, İstanbul Üniversitesi - TİMDER Yüksekokul Projesi Öğrencileri ile Buluştu
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
TİMDER’den
TİMDER’in sektöre eğitimli iş gücü kazandırmak amacıyla İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler MYO Pazarlama Bölümü işbirliğinde oluşturduğu; İstanbul Üniversitesi - TİMDER Yüksekokul Projesi kapsamında eğitim gören öğrencilere Wavin Academy özel bir seminer verdi.
18
Beyazıt’ta bulunan İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler MYO Pazarlama Bölümü binasında 16 Mayıs Salı günü gerçekleşen semineri öğrencilerin yanı sıra İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler MYO Pazarlama Bölüm Başkanı Doç. Dr. Nuran Çakır ve TİMDER Genel Koordinatörü Nurhan Tanyeli de yakından takip etti. Wavin Academy Yöneticisi Müjgan Gürgen, Wavin Pilsa Teknik Destek Uzmanı Tahir İçten ve İstanbul Saha Satış Yöneticisi Ercan Özdemir’in sektör deneyimleri, ürünler hakkında teknik bilgiler, pazarlama strateji ve tecrübeleri, yenilikçi ürünlerin tercihinde sektör ve ekonomiye katkıları hakkında bilgi verdiği seminerde öğrenciler, sektörle ilgili akıllarındaki sorulara yanıt buldular. TİMDER olarak İstanbul Üniversitesi - TİMDER Yüksekokul Projesi’ne katkılarından dolayı Wavin Pilsa ve Wavin Academy ailesine teşekkür ederiz.
Wavin Pilsa Teknik Destek Uzmanı Tahir İçten, Wavin Academy Yöneticisi Müjgan Gürgen ve Wavin Pilsa İstanbul Saha Satış Yöneticisi Ercan Özdemir
Incredible finesse, excellent durability. Thinner and more robust products with unique material developed.
TİMDER Yönetim Kurulu Geçmiş Dönem Başkanlarıyla Buluştu
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
TİMDER’den
TİMDER’in 26 Nisan’da gerçekleştirilen Genel Kurul’unda seçilen yeni Yönetim Kurulu Yüksek İstişare Kurulu’nu oluşturan TİMDER Geçmiş Dönem Başkanları ile 22 Mayıs tarihinde bir araya geldi.
20
TİMDER Geçmiş Dönem Başkanlarından; Can Şakarer, Ferhan Özkalp, Kemal Çelik, Orhan Önalan, Serdar Dönmez, Y. Ali Tung’un katıldığı toplantıda derneğin 2017 - 2019 dönemi için belirlediği öncelikli faaliyet ve hedefleri hakkında bilgi verildi. Toplantının asıl gündemi olan yetkili satıcıların sorunları, sektördeki riskler ve bu konularda TİMDER’in yapması gerekenler hakkında karşılıklı görüş alışverisi yapılan toplantı oldukça verimli geçti. Yüksek İstişare Kurulu toplantısı bu buluşmaların düzenli bir şekilde gerçekleştirilerek TİMDER ve sektöre katkıların arttırılması gerektiğinin altı çizilerek son buldu.
Ferhan Özkalp ve Aydın Eşer
Bekir Zabcı, Can Şakarer, Deniz Cenk Kaya, Serdar Dönmez ve Kemal Çelik
Yücel Baran, A. Yıldıray Yılmaz, Y. Ali Tung ve Ferhan Özkalp
Kemal Yıldırım ve Bertan Yılmaz
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
TİMDER’den
Geleneksel TİMDER İftarı ve TİMDER Akademi Ödül Töreni Gerçekleşti
TİMDER’in düzenlediği geleneksel iftar yemeği ile hem sektör bir araya gelirken hem de sektörün eğitim misyonunu 13 yıldır gururla üstlenen TİMDER Akademi’nin bir eğitim dönemini daha başarı ile tamamlamasının gururu yaşandı. Ödül töreninde konuşma yapan Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Eşer ‘TİMDER Akademi’nin oluşumunda ve bugünlere gelmesinde teşvik ve destekleri ile bizleri cesaretlendiren, eğitime gönül veren değerli sponsorlarımıza teşekkürlerimi sunar, dereceye girenler başta olmak üzere tüm değerli katılımcılarımızı tebrik eder ve başarılarının devamını dilerim.’ dedi. Eşer, TİMDER olarak üzerinde özenle durulan ve en ince detayına kadar titizlikle çalışılan TİMDER Akademi eğitimleri kapsamında; 12 yılda toplam 169 adet eğitim gerçekleştirildiğini bu eğitimlerde ise toplam 8.614 kişiye ulaşıldığını ifade etti. Törende söz alan TİMDER Eğitim Komitesi Başkanı Bahadır Yıldırım “Pazarımızda her geçen gün artan rekabet ve azalan karlarımızı konuşmaya devam ediyoruz. Katma değeri yüksek ürün ve hizmetleri sunmak için işletmelerimizde konularında uzmanlaşmış, geleceği anlayan ve ona hazır olan insanları yetiştirmek artık bir tercih olmaktan çıkıp zorunluluk haline geldi. Bu ihtiyacı yıllar önce gören TİMDER Akademi eğitime
22
katkı misyonunu 2004 yılında üstlenerek bugüne dek ara vermeden devam ettiriyor. Her yıl yaptırdığımız Algı ve Beklenti Araştırması sonuçlarına göre eğitim faaliyetlerinden memnuniyetin ve ilginin arttığını görmekten son derece memnunuz. Yine de çağımızın imkanlarını kullanarak daha fazla sektör paydaşına ulaşabilmek için geçtiğimiz yıl pilot uygulama olarak hayata geçirdiğimiz ve araştırma sonuçlarına göre ilgi
ile karşılanan Online Eğitim’e bu sene de devam edeceğiz. Geçirdiğimiz bu zor yılın ardından Eylül Ayı’nda başlayacağımız Akademi döneminde ‘’Pazarlama – Satış‘’ eğitimlerimize ağırlık veriyor olacağız. Özellikle, Pazarlama-Satış departmanlarında çalışan herkesin eğitimlerimize katılmasını arzu ediyoruz. Risk Yönetimi, Tahsilat ve Finansman konularının yanı sıra, işletmelerimizde herkese açık, Kişisel Gelişim, İletişim,
TİMDER Akademi Dönem Birincileri Enez Karahan ve Merve Abay’a Başarı Sertifikaları ve Ödüllerini TİMDER Eğitim Komitesi Başkanı Bahadır Yıldırım takdim etti.
Kalekim - Yiğit Altun ve Bekir Zabcı
Elmor - Enver Öz ve Kemal Yıldırım
Yönetim konularında da eğitimler gerçekleştireceğiz. Ayrıca sektör duayenleri ve gurularının da tecrübelerinden yararlanacağımız konferanslarımız olacak. Bu yıl Hukuk alanında da buluşmalar, Çek Kanunu, Ticaret Hukuku, İşletmenin El Kitabı gibi konularda toplantılar düzenleyeceğiz. Bu vesileyle 13. Eğitim dönemini bilgi ve tecrübeleriyle daha da değerli kılan tüm eğitmenlerimize teşekkürlerimi sunuyorum.” şeklinde konuştu. Yıldırım sonrasında 2016 dönemi birincilerine başarı sertifikaları ve ödüllerini teslim etti. TİMDER Akademi eğitimleri kapsamında Başarı Sertifikası almaya hak kazanan katılımcılara sertifikaları, TİMDER - İstanbul Üniversitesi Meslek Yüksekokul Projesi’nde desteklerini esirgemeyen İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokul Müdürü Prof. Dr. Mithat Zeki Dinçer tarafından takdim edildi. Gece TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Eşer tarafından Prof. Dr. Mithat Zeki Dinçer’e teşekkür plaketinin sunulması ile sona erdi.
İstanbul Üniversitesi SBMYO Müdürü Prof. Dr. Mithat Zeki Dinçer ve Aydın Eşer
TİMDER’den
Kale Grubu - Handan Derya Ercan ve Bekir Zabcı
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
TSF - Germiyan Saatçioğlu ve Aydın Eşer
2015 - 2016
Katkılarıyla gerçekleşmiştir. 23
TİMDER’den TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
24
Borusan Mannesmann Süleyman Kalaycı ve Ercan Yılmaz
Duravit Müfit Ülke ve Yeşim Kurt Şengün
Ece Armatür Bülent Kıvırcık ve Bertan Yılmaz
EVDEMA Kemal Çelik ve Y. Aydın Eskibozkurt
Ege Seramik Göksen Yedigüller ve Y. Ali Tung
GF Hakan Plastik Candan Mumcuoğlu ve Ali Canik
Hitit Seramik Cenk Yılga ve Yıldıray Yılmaz
NTG Plastik Tahir Gönenç ve Ertan Sapankaya
Orka Banyo Hakan Arslanbakan ve Deniz Kaya
Pimtaş Neşe Varlı Çelik ve Nurhan Tanyeli
Teka Zekeriya As ve Serdar Dönmez
Vesbo İlhan Kurun ve Yücel BAran
Wavin Pilsa Ercan Özdemir ve Bahadır Yıldırım
Başarı Sertifikası almaya hak kazanan katılımcılara sertifikaları İstanbul Üniversitesi SBMYO Müdürü Prof. Dr. Mithat Zeki Dinçer tarafından takdim edildi
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Haberler
TİMFED Yönetim Kurulu Toplantısı İstanbul’da Gerçekleştirildi
26
TİMFED Yönetim Kurulu Toplantısı 08-12 Mart tarihleri arasında gerçekleştirilen UNICERA Fuarı kapsamında İstanbul’da TİMDER ev sahipliğinde gerçekleştirildi. CNREXPO’da gerçekleştirilen toplantıya TİMFED’e üye derneklerden TİMDER, TİMKODER, DİMSİAD ve KONTİMDER katıldı. Bu yıl şehrin merkezi CNREXPO’da gerçekleştirilen UNICERA Fuarı değerlendirmeleri ile başlayan toplantı, bir önceki toplantı kararlarının gözden geçirilmesiyle devam etti. 11-14 Mayıs 2017 tarihlerinde gerçekleştirilecek Konya İnşaat Fuarı için gelinen son durum ve faaliyetler hakkında bilgi alışverişinde bulunuldu. TİMFED üye derneklerinin faaliyet raporlarını sunmasıyla devam eden toplantı, TİMFED Olağan Genel Kurul Toplantısı’nın tarih ve detaylarının görüşülmesiyle son buldu.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Haberler
Bosch Termoteknik, İstanbul’daki İç Tesisat Uzmanları ile Buluştu
28
Isıtma soğutma sektörünün önde gelen şirketlerinden Bosch Termoteknik, sektörü destekleyici aktivitelerine devam ediyor. Bu kapsamda İgdaş ve Gastechnics Dergisi iş birliğiyle ilk kez düzenlenen 1. İç Tesisat Buluşması’nda, İstanbul’da faaliyet gösteren sertifikalı tesisat firmalarının uzmanlarıyla bir araya geldi.
Bosch Termoteknik; Bireysel Isıtma Sistemlerinde Yeni Trendler ve Bağlanabilirlik konulu bir sunum yaparak katılımcıları gelecek trendler hakkında bilgilendirdi. 1. Tesisat Buluşmasına standıyla da katılan Bosch, partner porgramı ve Bosch Akademi eğitim aktiviteleri hakkındaki gelişmeleri katılımcılarla paylaştı. Buderus’un da yaka kartı sponsoru olarak katıldığı organi-
zasyonda İgdaş yetkilileri tarafından çekiliş ile belirlenen 20 katılımcıya da gıda çeki hediye edildi. Toplantı İgdaş’ın faaliyetleri ve 2017 yılı hedeflerine ilişkin bilgileri ve öğleden sonra gerçekleşen interaktif oturumları ile tamamlandı. Yaklaşık 450 katılımcının yer aldığı organizasyonda İgdaş tarafından Bosch’a ve diğer destekleyen kuruluşlara teşekkür plaketi takdim edildi.
TİMFED Sektör Rehberi Yayınlandı
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Haberler
Tesisat İnşaat Malzemecileri Federasyonu (TİMFED) tarafından, TİMFED’e bağlı üye dernek üyelerinin iletişim bilgilerinin yer aldığı TİMFED Sektör Rehberi çıktı. Sektör Rehberi inşaat malzemecilerini bir çatı altında toplamayı hedefleyen TİMFED’in üyesi olan; TİMDER (İstanbul), TİMKODER (Ankara), BURTİMDER (Bursa), DİMSİAD (Denizli), ANTİMDER (Antalya), KARTİMDER (Samsun) ve KONTİMDER (Konya) derneklerinin ortak çalışmasıyla hazırlandı. Rehber, TİMFED üyelerinin katılım desteği sağladığı tüm fuarlarda (UNICERA, Samsun İnşaat, Konya İnşaat, Bursa İnşaat) dağıtılmasının yanı sıra mimarlar, iç mimarlar, müteahhit birlikleri, ticaret odaları meclis üyeleri, belediyeler, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına da gönderildi.
Buderus’a A.L.F.A Ödülü 2015 yılından beri en iyi müşteri deneyimini yaşatan markaların ödüllendirildiği A.L.F.A. Awards’un üçüncüsü bu yıl 17 Mayıs Çarşamba günü Kemer Country Club’da Deneyim Tasarımı & Yönetimi Zirvesi XCO’nun hemen ardından gerçekleştirildi. Türkiye temsili 12 ilde Bin 200 kişiyle gerçekleştirilen A.L.F.A. Müşteri Deneyimi Endeksi araştırmasının sonuçlarına göre verilen ödüllerde bu yıl Isıtma & Soğutma kategorisinde “Müşteri Deneyimini En İyi Yöneten Marka ve Marka Ekipleri” ödülüne Buderus markası layık görüldü. Araştırma metodolojisi ve saha çalışması 64 Bin kullanıcısı bulunan “Türkiye’nin Sesi Paneli” üzerinden Xsights Araştırma ve Danışmanlık tarafından gerçekleştirildi. Bosch Termoteknik Pazarlama Direktörü Ali Aktaş “286 yıllık bir geçmişe da-
30
yanan Buderus markamız için müşteri odaklılık en önemli değerler arasında yer almaktadır. Müşterilerimizin beklentilerini analiz edip tüm iş modellerimizi bu yaklaşıma göre kurguluyoruz. Bu
sayede müşterilerimizin ihtiyaçlarına daha uygun çözümler sunarak, müşteri deneyimini her zaman en üst seviyede tutmaya özen gösteriyoruz” diyerek, ödülü teslim aldı.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Haberler
Markasının 10. Yılını Kutlayan Bien Seramik Bayilerini Antalya’da Ağırladı
Kuruluşunun 10. yılını kutlayan Bien Seramik Antalya’da 10’uncu yılına özel 4 günlük bir etkinlik organize etti. 5 Mayıs Cuma günü gerçekleşen bayi toplantısının açılış konuşmasını Bien Seramik Yönetim Kurulu Başkanı Nurullah Ercan yaptı. Sektörde 20. yılını doldurduğunu söyleyen Nurullah Ercan, 10 yıldır Bien Ailesi olarak kendilerine yol çizdiklerini de sözlerine ekledi. Ercan dürüst ve alçakgönüllü nesiller yetiştirmenin çok önemli olduğunu ifade ederek bizlerin de bu konuda üstüne düşen görevleri layıkıyla yerine getirmemiz gerekiyor dedi. Nurullah Ercan’dan sonra Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ercan konuşma yaptı. Ercan ‘’Ufku, vizyonu ve hayali olan insanlar kazanıyor. Dolayısı ile sadece işinizi doğru yapmak yeterli olmuyor. Bilgiyi kullanıp aynı zamanda da fark yaratmamız gerekiyor. Biz Bien Ailesi olarak çok güzel hayaller kurduk, Nurullah Ercan’da bize hayallerimizi gerçekleştirmemiz için imkanlar sundu. Ben sizlerin huzurunda kendisine tekrar teşekkür etmek istiyorum’’ dedi. Ali Ercan’dan sonra konuşan Bien Satış Grup Başkanı Metin Savcı seramik ve inşaat sektörünün son iki yılını rakamsal verilerle değerlendirdi. Savcı ‘’2016 yılının ilk altı ayı beklentilerimizin üzerinde büyüdük. Fakat ülkemizde gelişen bazı olumsuz koşullar 2016 yılının ikinci yarısında sektörde şok etkisi yarattı. Sektör yılsonuna doğru biraz ivme kazandı. Ülke ekonomisine baktığımızda 2016
32
yılında 2.9’luk bir büyüme gerçekleşti. Bu büyümeye etken 2016’nın ilk 6 ayı oldu. TÜİK’in raporuna göre inşaat sektöründe 2016 yılının ilk 6 ayındaki pozitif etkenlerle sektör %6.9’luk bir büyüme gösterdi. 2016’da yaşanan tüm olumsuz gelişmelere rağmen 1 Milyon adet yapı ruhsatı alındı. 1 Milyon 340 Bin adet konut satışı gerçekleşti. İnşaat sektörünün ülke ekonomisi içindeki payı %8 seviyelerindedir. Yan sektörleri göz önünde bulundurduğumuzda sektörün ülke ekonomisindeki payı % 30 civarında oluşmaktadır. Bunun yanında maalesef enflasyonda yukarı doğru tırmandı. Enflasyonun dizginlenmesi hepimiz için çok önemli’’ dedi. Üretim ve pazarlama faaliyetlerinden de bahseden Savcı, Bilecik ve Bozüyük’teki fabrikalarında gelen talepleri dikkate alarak üretim kapasitelerini artırdıklarına değindi. Üretim tesislerindeki tüm hatlarda dijital baskı teknolojilerini kullandıklarını ifade eden Savcı, 2016 yılından bu yana yaklaşık 1600 ustaya eğitim verdiklerini sözlerine ekledi ve bu eğitimlerin önümüzdeki yıl da devam edeceğini belirtti.
Savcı ‘’Tasarım açısından da yoğun bir dönem geçirdik. Bu yıl 4 farklı ebatta ürün çıktık. Özellikle duvar karosunda 40x120 ebadımızla sektörde fark yarattık. Bu ürünlerin pazara dinamizm getirdiğine inanıyorum. Seramik Sağlık Gereçleri’nde Selection adını verdiğimiz koleksiyon Kristal, Dune, Flash ve Pent adında 4 yeni seriden oluşuyor. İstanbul Sanayi Odası tarafından açıklanan raporda Bien 2015 yılı ilk 500 şirkette yerini aldı. 2016 yılı henüz açıklanmadı. 2015 değerlendirmesine göre genel sıralamada 364’üncü özel sektör sıralamasında 355’inci sıradayız. Bir diğer önemli gelişme de Bien ilk 500 sanayi şirketi arasında Türkiye’nin en hızlı büyüyen ilk 50 şirketi arasında yer aldı. Bu güzel gelişmeyi de sizlerle paylaşmak istedim’’ diyerek sözlerini bitirdi. Metin Savcı’nın konuşmasının ardından soru cevap bölümü yapıldı. Bayilerin talep ve beklentilerini dile getirdiği toplantı ödül töreninin ardından son buldu. Tören sonrasında düzenlenen Gala Gecesi’nde Linet sahne aldı. Linet’in şarkıları ile eğlenen Bien Ailesi birlikte güzel anlara tanıklık etti.
BR- 8 OTOMATİK
Tablet vasıtasıyla panellere dokunmadan hareket kolaylığı PANEL KUMANDA SİSTEMİ
>> >> >> >> >> >>
1 2 3 4 5 6
>> >> >> >> >> >>
www.boracelik.com.tr
BR- 21 A
Standartların dışında çift yönlü yaprak panel modellerine yeni bir soluk
Fabrika Organize Sanayi Bölgesi 14.Cd. No:2 Eskişehir +90 222 236 19 40
Showroom Yeni Sahra Mh. Yavuz Selim Cd. Bozoklu İşhanı No:23/A-1 asma Kat Ataşehir / İstanbul +90 532 776 13 75
İspanya Showroom Carretera Onda Vila-real Km 5,5 12200 ONDA CASTELLON SPAIN +34 964 626 260
İtalya Showroom SRL Via del Crociale 30, 410042 Fiorano Modeneze-(MO)-ITALY +39 335 712 79 74
5 Yılda 5 Kat Büyüyen Daikin Yeni Hedeflerini İzmir’de Açıkladı
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Haberler
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’deki hızlı büyümesini de sürdüren Daikin, yaz sezonunun açılışını İzmir’de yaptı. ‘Şehre Daikin Geldi’ konsepti ile İzmir’e çıkartma yapan Daikin, yeni döneme ilişkin hedeflerini açıkladı. İzmir’de Karşıyaka Özler Bayi ile Gaziemir Egemak Bayi açılışlarını yapan, bayileri ve sektör profesyonelleri ile Swissotel Büyük Efes’te düzenlediği özel bir davette bir araya gelen Daikin Türkiye, yeni plan ve hedeflerini de İzmir basını ile paylaştı. Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder, “Bayilerimiz ve sektörümüzün ileri gelenleri ile buluştuğumuz, iki showroom açılışı yaptığımız İzmir programımız ile birlikte yaz sezonunun açılışını da yapmış olduk” derken Ege Bölgesi’ne verdikleri önemi vurguladı. Önder, “Ege Bölgesi’nde mucidi olduğumuz ve özellikle prestijli projelerde tercih edilen VRV, split klima, Altherma ısı pompası gibi ürünlerimizle yüzde 35’lik pazar payımız ile liderliği sürdürüyoruz. Daikin Türkiye olarak hedefimiz tüm Türkiye’de olduğu gibi Ege Bölgesi’nde de büyümeye devam etmek ve sektör liderliğimizi perçinlemek. Özellikle split klima sistemlerimiz ve Daikin Altherma ısı pompası ile bu bölgede büyüme planları yapıyoruz. Daikin Türkiye olarak yeni açılışlar yapmaya da devam edeceğiz” dedi. 1924 yılından bu yana sektörde faaliyet gösteren Japon iklimlendirme devi Daikin’in Temmuz 2011 tarihinde, Airfel’i satın alarak girdiği Türkiye’de, sektör ortalamasının üzerinde büyüme kaydettiğine dikkat çeken Önder, şu bilgileri verdi: “Daikin bugün 145 ülkede faaliyet gösteren, iklimlendirme sektörünün en büyük markası. Daikin, dünyada 157 Milyar Dolarlık bir pazarda faaliyet gösteriyor. Daikin’in toplam cirosu 18 Milyar Dolar. Türkiye’de de bu yapıya yakışan, hatta Japonları da şaşırtan bir performans sergiliyoruz. Japon yatırımcılarımız 30 yıldır Türkiye’yi biliyor ve distribütörleri aracılığıyla faaliyet gösteriyorlardı. Ancak Airfel’i alarak doğrudan yatırımcı olmaları 2011 yılını buldu. Şimdi diyorlar ki, keşke daha önce Türkiye’ye yatırım yapsaydık. Japon yatırımcılar Türkiye’nin ve bu ülke insanının potansiyeline güveniyor, inanıyor.” Daikin Türkiye’nin 2016 mali yılında yüzde 34’lük artışla cirosunu 756 Milyon liradan 1 Milyar liraya çıkardığını açıklayan Önder, sözlerine şöyle devam etti: “Daikin Türkiye olarak faaliyete geçtiğimiz 2011 yılında bu rakam 202 Milyon TL idi. İklimlendirme sektörünün Türkiye’deki büyüme perfor-
34
mansı yıllık yüzde 10’lar seviyesindedir. Daikin ise sektör ortalamasının çok çok üzerinde performans göstererek, 5 yılda 5 kat büyüme kaydetti. Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu arasına girdiğimiz bu dönemde ülke ekonomisine katkımızı da en üst seviyeye taşıdık. Bu çalışmaların sonucunda çalışan sayımız 2011 yılında 550 kişi iken, 2016 sonunda 1.019 kişilik bir kadroya ulaştık. İhracatımız ise 2011 yılında 10 Milyon Dolar seviyesinde iken 2016 sonunda 100 Milyon Dolara ulaştı. Bu hızlı büyüme aynı zamanda sektörümüzün gelişimine, ülke ekonomisine de katkı demek. Hedefimiz bu katkıyı artırarak sürdürmek. Bu doğrultuda hedeflerimizi güncelledik. Yeni planlarımız da tamamen büyüme üzerine kurulu. 2020 yılında ciromuzu 1.644 Milyon TL.’ye, istihdamımızı 1.500 kişiye, ihracatımızı da 300 Milyon Dolara çıkarmayı planlıyoruz. Bir yandan Hendek’teki tesislerimizde üretim kapasitemizi artırırken diğer yandan başta İzmir ve Ege Bölgesi olmak üzere bayi, satış ve servis ağımızla tüm Türkiye’de büyümeye devam edeceğiz.” Daikin’in halen Türkiye genelinde 181 bayi, kadın girişimcilerden oluşan 22 Sakura bayisi ve 500’ün üzerinde yetkili servisi ile yaygın bir şekilde faaliyet gösterdiğini belirten Önder, “Sektörün ürün gamı en geniş markası olarak bireysel klimalardan ticari çözümlere kadar hizmet sunabiliyoruz. Daikin zaten mucit bir marka, sektörde pek çok ilkte imzası var. Daikin’in uzmanlığının bir nedeni de Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına büyük önem vermesidir. Daikin Türkiye olarak 2017 yılı itibariyle bu konudaki yatırımlarımızın sonuçlarını almaya başladık. Bugüne kadar
pek çok iyileştirme çalışması yapmıştık ancak yeni cihazımız Daikin Kombi ile pek çok ilke imza attık. Hendek’teki fabrikamızda dünyanın ilk Daikin markalı kombisini ürettik. Daikin gibi dünyanın 145 ülkesinde faaliyet gösteren 93 yıllık bir iklimlendirme devinin, ilk kombisini Türkiye’deki fabrikamızda üretmiş olmaktan büyük bir mutluluk ve gurur duyuyoruz. Daikin Kombi aynı zamanda segmentinin ‘en küçük hacimli’ cihazı olarak da ayrı bir ilkin sahibi oldu.” Daikin Kombi’yi Türkiye ile eş zamanlı olarak Avrupa’da satışa sunduklarını açıklayan Önder, “Planlarımız arasında Avrupa’ya 100 Bin adet kombi ihraç etmek yer alıyor. Önümüzdeki dönemde özellikle ihracatta büyük hamle yapmaya hazırlanıyoruz” dedi. Hendek’te üretilen 300 Bin adet klimanın Daikin Group bünyesindeki ülkelere ihraç edildiğini belirten Önder, “Hedeflerimiz daha da büyük. Yeni dönemde klimanın yanı sıra kombi ve radyatör ihracatında da daha etkin olacağız. Şu anda Avrupa ülkelerinden Çin’e kadar 44 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Türkiye’nin en çok klima ihraç eden markasıyız. 2020 hedeflerimiz arasında ihracat tutarı ile birlikte ihracat yapılan ülke sayısını ve Hendek tesislerimizde üretilen ürün gamını genişletmek de yer alıyor” diye konuştu. Bu gelişmelerin yatırıma da dönüşeceğini dile getiren Önder, “Japon teknolojisi ile Hendek’te ürettiğimiz klimaların Avrupa’ya satışını 3 kat artırmış olmamız, hem istihdam hem de üretim hattı yatırımı gerektirecek. Öte yandan ihracattaki payımızın artması ile birlikte klima üretimini de artırmamız da gündemde” bilgisini verdi.
DemirDöküm 2017’ye Yüzde 43 Büyüme ile Başladı
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Haberler
Türkiye’nin 140’ıncı Ar-Ge Merkezi’ne sahip DemirDöküm, Ar-Ge’den üretime, ihracattan yatırıma kadar planlarını Bozüyük fabrikasında düzenlediği toplantıyla açıkladı. DemirDöküm CEO’su Alper Avdel, DemirDöküm Satış ve Pazarlama Direktörü ve Yönetim Kurulu Üyesi Erdem Ertuna, DemirDöküm Üretim Direktörü ve Yönetim Kurulu Üyesi Gürhan Çoban ve DemirDöküm Ar-Ge Merkezi Direktörü Ahmet Şen’in katılımı ile gerçekleşen toplantıda; DemirDöküm’ün dünü, bugünü ve yarına dair vizyonuyla ilgili önemli bilgiler paylaştı.
36
DemirDöküm’ün Bozüyük fabrikasının Vaillant Group’un dünyadaki ikinci büyük üretim merkezi olduğunu vurgulayan DemirDöküm CEO’su Alper Avdel, “Türkiye ısıtma ve soğutma sektörünün öncü markalarından DemirDöküm, 63 yıldır tüketicilerine kombi, klima, panel radyatör, şofben, termosifon ve güneş enerjisi başta olmak üzere geniş bir ürün gamı sunuyor. Faaliyetlerini entegre fabrika modeli ile uzman ve deneyimli bir kadro ile sürdüren DemirDöküm, 267 Bin m2 açık, 65 Bin m2 kapalı alana yayılan Bozüyük Tesisleri’nde ileri teknolojiyi kullanarak katma değer odaklı, çevre dostu yalın üretim teknikleri ile müşterilerine en kaliteli ürün ve hizmeti sunmak için çalışmalarını sürdürüyor” açıklamasını yaptı. “%20 Büyüme Hedefliyoruz” DemirDöküm CEO’su Alper Avdel, DemirDöküm’ün ihracatının önemli bir kısmını AB pazarlarına yönelik olduğunu, son 3 yılda en çok büyümeyi İspanya, İtalya ve Almanya’da gerçekleştirdiklerini söyledi. Alper Avdel, geçen yıl en fazla ihracat gerçekleştirilen ülkeleri ise İtalya, İspanya, Çin ve Almanya olarak sıraladı. DemirDöküm’ün 47 ülkedeki çalışmalarıyla 66,7 Milyon Dolarlık ihracat gerçekleştirdiğini belirten Alper Avdel sözlerini şöyle sürdürdü; “Birbirinden zor geçen 2 yılı geride bıraktık. Tüm olumsuz koşullara rağmen stratejilerimizde ve yatırım planımızda değişiklik yapmadık. İş ortaklarımızı destekledik. Mevcut yetkili satıcılarımızı güçlendirdik. Bu yaklaşımımız 2016 yılını yüzde 15 büyüme ile kapatmamızı
sağladı. Yeni yıla daha büyük hedeflerle hızlı bir başlangıç yaptık. Bu yıl, geçen yılın ilk 4 ayına kıyasla yüzde 43 büyüme elde ettik. Üstün teknolojiye sahip yeni ürünlerimiz, yatırımlarımız, Türkiye’de ve dünya genelinde gerçekleştireceğimiz tanıtım çalışmaları ile 2017 yılını yüzde 20 büyüme ile kapatmayı öngörüyoruz.” “2017 Yatırım Hedefi 40 Milyon TL” DemirDöküm’ün yüksek teknolojiye verdiği önem ile 2007 yılından bugüne önemli yatırımlar gerçekleştirdiklerini söyleyen Alper Avdel şöyle konuştu: “Isıtma, soğutma ve yenilenebilir enerji alanında yenilikçi ürünleri tüketicilerle buluşturan DemirDöküm olarak Bozüyük tesislerimize, geleceğimize her yıl daha fazla yatırım gerçekleştiriyoruz. Bugün 55 mühendisten oluşan Ar-Ge ekibimiz yüksek teknolojili yenilikçi ürünler geliştirmek için çalışıyor. Son 5 yılda Ar-Ge için toplam 67 Milyon TL yatırım gerçekleştirdik. Dünyanın 47 ülkesine sadece ürün değil, teknoloji de ihraç eden DemirDöküm olarak bu yıl fabrika, Ar-Ge, marka ve dijital dönüşüm çalışmaları için toplam 40 Milyon TL’lik yatırım gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Yatırımımızın 18 Milyon TL’sini fabrika ve üretime, 14 Milyon TL’yi Ar-Ge, 8 Milyon TL’lik kısmı ise marka tanıtım çalışmalarına ayırdık. DemirDöküm olarak yatırıma ve büyümeye devam ediyoruz.” “Yeni Odağımızda Latin Amerika Pazarı Var” Toplantıda DemirDöküm’ün ihracat pazarları hakkında bilgi aktaran DemirDöküm Satış ve Pazarlama Direktörü ve Yönetim Kurulu Üyesi Erdem Ertuna ise “Son 2 yıldır ihracattaki başarılı çıkışımızı daha yukarıları taşımak için yeni pazar arayışlarımızı sürdürüyoruz. Panel radyatörde Şili’de pazar lideriyiz. Yunanistan’da ise pazar ikincisi, Çin’de ise ilk 3’te yer alıyoruz. Hedefimiz radyatörden şofbene, panel radyatörden kombiye kadar ihracatta yakaladığımız başarıyı yeni pazarlarda devam ettirmek. 2017’de yeni odağımızda Latin Amerika pazarı yer alıyor. Gerçekleştirdiğimiz ve gerçekleştireceğimiz yatırımlar, sahip olduğumuz yazılım ve
DemirDöküm CEO’su Alper Avdel
donanım uygulamaları ile Türkiye’de ve dünyada değişen tüketici ihtiyaçlarını en yüksek seviyede karşılamayı hedefliyoruz” dedi. “DemirClub İş Ortakları İletişimini Güçlendirdi” Ertuna, iş ortaklarının hayatlarını kolaylaştırmak ve sinerjiyi artırmak için sektörün en aktif sadakat programı olan DemirClub’ı sosyal ağ platformuna dönüştürdüklerini kaydetti. Daha önce farklı kanallarda sunulan hizmetlerin DemirClub.com üzerinde topladıklarına değinen Erdem Ertuna, “2 yıldır yeni içeriklerle güçlenen platform sayesinde yetkili satıcılar ve satış noktaları arasındaki iletişim hızı önemli ölçüde arttı. Türkiye’nin her noktasında müşterilerimize aynı kalitede hizmet sağlayabilmek için platform üzerinde güçlü bir eğitim içeriği oluşturduk. DemirClub.com üzerinden yetkili satıcılar ve satış noktalarına ek maliyet yaratmadan pazarlama desteği vermeye başladık. İş yoğunluğu arasında kullanıcıların hayatını daha da kolaylaştırmak adına aylık periyotlarda e-bülten gönderimi yapılarak en güncel içerik ve gündeme ait gelişmeleri paylaşıyoruz” dedi. “Yoğuşmalı Ürünlere Geçiş Hızlanacak” Türkiye ve Avrupa’da tüketici tercihleri hakkında da bilgi paylaşan Erdem Ertuna, AB’de kullanılan ürünlerin teknolojisiyle Türkiye’dekiler arasında fark olmadığını; Türkiye’de şu anda sektörün en
“Hedef 6 Yılda 100 Patent ve 100 Kişilik Ar-Ge Mühendisi” Basın toplantısında DemirDöküm’ün Ar-Ge konusundaki vizyonuyla ilgili açıklamalarda bulunan DemirDöküm Ar-Ge Merkezi Direktörü Ahmet Şen, 2023 yılına kadar 100 kişilik bir ekiple, 100 patent sahibi olmak için çalışmalara hız verdiklerini söyledi. Vaillant Group’taki 9 yetkinlik merkezinden en
az 5’ine DemirDöküm’ün sahip olması için planlamaların yapıldığını açıklayan Şen, DemirDöküm’ün 2023 hedefleri arasında gruba her yıl en az 3 proje yürüten ve her yıl 5 lisansüstü bitirme tezinin uygulamalı olarak gerçekleştirildiği teknoloji ihraç eden bir merkez olarak konumlanmak olduğunun altını çizdi. Bu alanda yapılan yatırımların tüketicilerin hayatını kolaylaştıran DemirDöküm ürünlerinin başarısına da doğrudan yansıdığını sözlerine ekleyen Ahmet Şen, “Endüstriyel Tasarım ve Ar-Ge Bölümlerimiz tarafından yüzde 100 Türk tasarımı ve yerli üretimle yaratılan ürünlerimizle bugüne dek pek çok ödül aldık. Bunların en güzel örnekleri çevreye saygılı ve sürdürülebilir ekonomiye uygun yenilikçi ürünlerimiz Atron, Nitromix ve Niron Plus kombilerimizle ve Roll Bond Güneş Enerjisi Sistemimiz ile kazandığımız, dünyanın en prestijli endüstriyel tasarım ödüllerinden olan Good Design ve Green Good Design ödülleridir. Bu ödüller Türk Ar-Ge mühendislerinin yapabileceklerine dair çok önemli örnekler oldular” dedi.
Haberler
“Avrupa’nın Tek Çatı Altındaki En Büyük Tesisi” Toplantıda konuşan DemirDöküm Üretim Direktörü ve Yönetim Kurulu Üyesi Gürhan Çoban ise “Türkiye sanayi tarihine altın harflerle kazınan Bozüyük Tesisleri’nde günümüzde uyguladığımız Endüstri 4.0 çözümleri ile verimli, kaliteli, insan hatalarından oluşabilecek risklerin en az seviyeye indirildiği, hassas ve çevik bir anlayışla üretim yapıyoruz. DemirDöküm olarak bu anlamda geçmişte olduğu gibi hem sektörümüzde hem de ülkemizde öncüler arasında olmaktan gurur duyuyoruz” dedi.
DemirDöküm Bozüyük Tesisleri’ndeki tüm üretim süreçlerinde çevrenin korunmasının temel öncelik olduğuna dikkat çeken Gürhan Çoban, “Kombi ve şofben eşanjörleri çevre ve insan sağlığına zarar vermeyen su bazlı alüminyum boya ile kaplanıyor. Fabrikalarda ortaya çıkan tüm teknolojik ve evsel atık sular, gelişmiş arıtma tesisinde biyolojik ve kimyasal olarak arıtılıyor ve katı atıklar yönetmeliklere uygun olarak bertaraf ediliyor. Bu kapsamda hem DemirDöküm ürünleri, hem de üretim tesisi Türkiye ve Dünya’daki kalite uygunluk belgelerine sahip” açıklamasını yaptı.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
önemli önceliğinin yoğuşmalı cihazlara geçiş süreci olduğunu söyledi. Ertuna; “Türkiye’de önümüzdeki 2 yıl içerisinde benzer bir geçiş dönemi bizleri bekliyor. Bu konuda yatırımlarımız ve çalışmalarımız devam ediyor. Şu anda yıllık kombi satışımızın yüzde 35’i yoğuşmalı kategoride gerçekleşiyor. DemirDöküm olarak bu değişim sürecinden de bu günkü gibi güçlü ve lider olarak çıkmayı hedefliyoruz” dedi.
37
KONTİMDER Ilgın Temsilciliği Açıldı
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Haberler
Konya Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği (KONTİMDER) Ilgın Temsilciği törenle açıldı. Açılış törenine Ilgın Kaymakamı Yücel Gemici, KONTİMDER Başkanı Osman Başaran, TİMFED Başkanı Kemal Çelik, TİMDER Başkanı Aydın Eşer, Ilgın Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Ertuğrul Parlak, Ilgın Ticaret Odası Başkanı Vehbi Özlen ve KONTİMDER Yönetim Kurulu Üyeleri katıldı. Açılışta konuşan Ilgın Kaymakamı Yücel Gemici, ‘’İnşaat sektörü hızlı ilerleme gösteriyor. KONTİMDER’in Türkiye’de ilk olan temsilciliğinin bizim ilçemizde açılmasında emeği geçen iş adamlarımıza teşekkür ederim. İlçenin büyümesinde ve gelişmesinde önemli katkıları olacaktır’’ dedi.
38
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Haberler
Konya Gayrimenkul, İnşaat, Kent, Mobilya Fuarları 34.416 Ziyaretçiyle Rekor Kırdı
40
TÜYAP Konya Fuarcılık A.Ş tarafından Türkiye Belediyeler Birliği, Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Konya Müteahhitler Birliği, Tesisat İnşaat Malzemecileri Federasyonu işbirliği ve Konya Ticaret Odası, Konya Sanayi Odası, Konya Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği, Konya Emlak Komisyoncuları Odası, Mimarlar Odası Konya Şubesi, İnşaat Mühendisleri Odası Konya Şubesi, Selçuk Üniversitesi Mimarlık Fakültesi ve KOSGEB’in sağladıkları destekler ile hazırlanan; KONYA GAYRİMENKUL FUARI Konut, İşyeri, Arsa, Yatırım Finansman Fuarı KONYA İNŞAAT FUARI 14. Yapı, İnşaat Malzemeleri, İş ve İnşaat Makineleri, Isıtma, Soğutma, Havalandırma, Tesisat ve Doğalgaz Teknolojileri Fuarı KONYA KENT 2017 13. Yerel Yönetim İhtiyaçları, Kent Mobilyaları, Park Bahçe Düzenlemeleri, Yangın Güvenliği ve İtfaiye – Belediye Hizmet Araçları Fuarı KONYA MOBİLYA, DEKORASYON VE İDEAL EV FUARI 2017 7. Mobilya, İç Mimari, Dekorasyon, Beyaz Eşya, Ev Tekstili, Ev Elektroniği ve Gereçleri Fuarı eş zamanlı olarak 11 - 14 Mayıs 2017 tarihleri arasında Konya Ticaret Odası - TÜYAP Konya Uluslararası Fuar Merkezi’nde gerçekleştirildi. Fuarlar 4
gün boyunca 191 Firmayı 17 ülke ve 49 ilden gelen 34.416 ziyaretçi ile Konya’da TÜYAP çatısı altında bir araya getirdi. 4 gün boyunca yurtiçinden ülkemizin
tüm bölgelerinden, yurtdışından ise farklı coğrafyalardan gelen binlerce ziyaretçi Konya’da buluşurken, geçtiğimiz yıla göre %67 oranında artışla yeni bir rekor kırıldı.
Ege Seramik’ten Sektöründe Yine Bir İlk 1990’lı yıllarda ihracat faaliyetlerini artırmaya başlayan ve şu an üretiminin %40’a yakınını 50’den fazla ülkeye ihraç eden Ege Seramik, Türkiye’nin 58. ‘’Yetkilendirilmiş Yükümlü’’ statüsüne sahip firması oldu.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Haberler
“Yetkilendirilmiş Yükümlü” statüsü; gümrük yükümlülüklerini eksiksiz ve zamanında yerine getiren, kayıt sistemi düzenli ve izlenebilir olan, mali yeterlilik, emniyet, şeffaflık ve güvenlik standartlarına sahip bulunan, kendi oto kontrolünü yapabilen güvenilir firmalara dış ticaret işlemlerinde bir takım kolaylık ve imtiyazlar tanıyan uluslararası bir statüdür. İbrahim Polat Holdig CEO’su ve Ege Seramik Yönetim Kurulu Başkan Vekili
Bu statü ülke ekonomisine yaptığımız
Baran Demir
katkının artarak devamı için bizlere büyük bir motivasyon kaynağı olmuştur. Emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma katkıları için çok teşekkür ediyorum’’ dedi.
Ege Vitrifiye “Finikia” Serisine Avrupa Ürün Tasarım Ödülü! 2017 European Product Design ödülleri açıklandı. Son yıllarda başarılarıyla gündemden düşmeyen Ege Vitrifiye, İtalyan Tasarımcı Claudio Papa tasarımı “Finikia” serisi ile hem estetik hem de fonksiyonel yapısı göz önüne alınarak kendi kategorisinde ödüle layık görüldü. Dünyaca ünlü tasarımcı ve mimarlardan oluşan jüri, 43 farklı ülkeden 21 farklı kategoride 500 başvuruyu değerlendirerek hayata değer katan ürünlerin seçimini yaptı. Ege Vitrifiye Genel Müdürü Merter Savaş “Ege Vitrifiye’nin Avrupa Ürün Tasarım Ödülünü alması hepimiz için gurur verici. Finikia serisi, portföyümüzün üst segment serilerinden biri olarak piyasaya sunuldu. Sahip olduğu yalın çizgiler ve fonksiyon yapısı dünya standartlarında bir seri olduğunu gözler önüne seriyor. Finikia; batarya delikli ve batarya deliksiz minimal hatlara sahip 2 tip çanak lavabo, asma klozet ve duvara tam dayalı tek parça klozet olmak üzere toplamda dört parçadan oluşuyor. Klozetlerimiz Aquasave özellikleriyle su ta-
42
Baran Demir konu ile ilgili yaptığı açıklamada,; ‘’40 yılı aşkın süredir yer aldığı sektörüne taşıdığı ilklerle adından söz ettiren Ege Seramik, seramik, cam ve toprak sektöründe bu statüye sahip ilk firma olma ünvanına sahip olarak geleneğini bozmadı. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın gerek şart olarak ortaya koyduğu tüm vasıfları eksiksiz karşılayan Ege Seramik şirketimiz, sahip olduğu “Yetkilendirilmiş Yükümlü” statüsü ile bu statünün sağladığı , gümrük işlem maliyetlerinde ve tedarik masraflarında tasarruf, gümrük işlemlerin kısalması ile birlikte artan rekabet gücü, ilgili statünün tanındığı ülkelerde sağlanan ayrıcalıklardan faydalanabilme özelliği gibi avantajları da elde etmiş bulunuyor.
sarrufu sağlarken, özel yüzeyleri seriye ekstra hijyen kazandırıyor. Ege Vitrifiye olarak bu sürece katkıda bulunan herkese teşekkür ediyoruz. Bundan sonraki zamanlarda da kusursuz tasarımlarımız ile izleyicilerimizin karşısında olacağız.” diye belirtti.
European Product Design Ödülleri Farmani Grup tarafından düzenleniyor. Grup aynı zamanda dünyada ses getiren; Uluslararası Tasarım Ödülleri (IDA), Paris Fotoğraf Ödülleri, Londra Yaratıcılık Ödülleri ve Lucie Ödüllerinin de organizatörlüğünü yapmaktadır.
M i l y o n l a r c a
Organize Sanayi Bölgesi 1. Cadde 11. Sk. No:5 03090 AFYON - TÜRKİYE Phone :(+90 272) 221 14 40 Fax :(+90 272) 221 14 41 info@deltamarble.com Bilecik Ocak Bilecik - Bursa Karayolu (Yenişehir) 27. km Cumali Köyü BİLECİK - TÜRKİYE Afyon Ocak Göcen Köyü Şuhut-Afyon Çekmeköy Showroom ve Depo Ekşioğlu Mah. Ulusal Caddesi No:31/1 Alemdağ / Çekmeköy / İSTANBUL - TÜRKİYE Tel: 444 4 358 (DLT) Faks: (+90 216) 312 27 13 istanbul@deltamermer.com Dudullu Showroom Esenşehir Mahallesi Necip Fazıl Kısakürek Caddesi Başarı Sokak No:2 34764 Ümraniye / İSTANBUL - TÜRKİYE Tel: (+90 216) 313 62 02 Faks: (+90 216) 313 62 05 dudullu@deltamermer.com
444 4 358 www.deltamarble.com
y ı l d ı r
b e k l e d i ğ i n i z
g ü z e l l i k
Elmor’da Yeni Dönem Elginkan Topluluğu markaları E.C.A. ve SEREL’in yurt içi dağıtım şirketi Elmor A.Ş.‘de Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Enver ÖZ, Genel Müdürlük görevine terfien atandı.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Haberler
Armatür ve vitrifiye pazarının önemli markaları E.C.A. ve SEREL’in yurt içi dağıtım ve pazarlama şirketi Elmor A.Ş.‘de Genel Müdürlük görevine Enver Öz getirildi. Yaklaşık 25 yıldır Elmor A.Ş.‘de. çeşitli pozisyonlarda çalışan Öz, en son Elmor A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapmaktaydı. Öz, Elmor A.Ş.‘de Adana bölgede satış sorumlusu olarak başladığı iş hayatında, Bölge Şefi, Bölge Müdürü, Genel Müdür Yardımcılığı pozisyonlarında çalıştı. Anadolu Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi mezunu olan Enver Öz, evli ve 2 çocuk babasıdır.
“Sıra Dışı” Festivalin, Sıra Dışı Sponsoru: E.C.A. Elginkan Topluluğu köklü markaları E.C.A. ve SEREL ile, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen İstanbul Müzik Festivali’ne desteğini sürdürüyor. E.C.A.’nın festival sponsorluğunu üstlendiği 45. İstanbul Müzik Festivali, 29 Mayıs Pazartesi günü Lütfi Kırdar Sergi ve Kongre Sarayı’nda gerçekleştirilen açılış töreniyle müzikseverlerle buluştu. E.C.A. Presdöküm Sanayii A.Ş. adına teşekkür plaketini, Elginkan Topluluğu İcra Meclisi Başkanı ve E.C.A. Presdöküm Sanayii A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Gaye Akçen aldı. Elginkan Topluluğu olarak kültür ve sanat değerlerini korumaya, bilim ve teknolojiyi geliştirmeye yönelik çok yönlü çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Akçen konuşmasında, “Topluluğumuzun kurucusu Ebedi Başkanımız Merhum Hüseyin Ekrem Elginkan klasik müziğe tutkuyla bağlıydı. Bu tutkusunu ailesine, çevresine ve çalışanlarına aşılamak isterdi. Bu nedenle; bugün, burada onun kıymetli dileğine aracılık ettiğimi hissediyor ve bundan sonsuz bir mutluluk duyuyorum. Tüm katılımcılara müzikle geçecek güzel günler ve “sıra dışı” bir festival diliyorum!” dedi.
44
SEREL ile sıra dışı programlar, sıra dışı mekânlar SEREL gösteri sponsorluğunda, 2 Haziran Cuma akşamı gerçekleşen Gülistan konseri, geleneksel müziğin en güzel örneklerini sundu. İran müziğinin yaşayan en büyük temsilcilerinden biri kabul edilen Kayhan Kalhor, kemençe virtüözü Derya Türkan ve geleneksel Yunan müziğinden caza ve klasik müziğe uzanan müzik profili ile alanındaki en önemli isimlerden olan Sokratis Sinopoulos’un bestelerinden oluşan konser repertuvarı, tarihi ve ruhani dokusuyla Galata Mevlevihanesi’nin bahçesinden semaya yükseldi. 4 Haziran Pazar günü Kapalıçarşı’nın Kalpakçılar Caddesi’nde gerçekleşen Sonsuz Aşk başlıklı konser, müzikte yeni tarzlara kapı açan işbirlikleriyle tanıdığımız usta arp sanatçısı Şirin Pancaroğlu
ile okuyucu ve besteci Bora Uymaz tarafından kurulan Şimdi Ensemble’ı ağırladı. SEREL gösteri sponsorluğundaki festivalin kapanış etkinliğini, Beethoven Ödülü’ne layık görülen Fazıl Say’ın, Viyana Oda Orkestrası eşliğinde gerçekleştirdiği konser oldu. Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda 21 Haziran Çarşamba gerçekleşen konserde Say, Mozart’ın 12. Piyano Konçertosu’nu yorumlarken, İsveçli şef Ola Rudner yönetimindeki Viyana Oda Orkestrası ayrıca Beethoven ve Mendelssohn’un eserlerini seslendirdi.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Haberler
TİMFED Mayıs Ayı Toplantısı Konya’da Gerçekleştirildi
46
İnşaat Malzemeleri satıcılarının üst birliği olan Tesisat İnşaat Malzemecileri Federasyonu (TİMFED) Yönetim Kurulu Toplantısı, Konya’da gerçekleştirildi. 11-14 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilen Konya İnşaat Fuarı kapsamında gerçekleştirilen toplantı öncesinde heyet fuar alanını gezerek katılımcıları ziyaret etti. Ardından TÜYAP Genel Müdürü, TİMFED Başkanı, Sanayi Odası Başkanı, Ticaret Odası Başkanı, Büyükşehir Belediye Başkanı ve Konya Valisinin açılış konuşmalarını gerçekleştirdiği tören yapıldı. Protokol ile gerçekleştiren fuar alanı ziyaretlerinin ardından keyifli bir öğle yemeği yiyen heyet, TİMFED Yönetim Kurulu Toplantısı’na geçti. Toplantıya TİMFED’e üye dernekler TİMDER, TİMKODER, ANTİMDER ve KONTİMDER katıldı. Fuar değerlendirmeleri ile başlayan toplantı, üye derneklerin faaliyetlerini sunması ile devam etti. UNICERA Fuarı, Konya Fuarı ve bu yıl gerçekleştirilecek tüm fuarlarda dağıtılmak üzere hazırlanan TİMFED Sektör Rehberi değerlendirmelerinin de yapıldığı toplantı, dilek ve temennilerle sona erdi.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Haberler
Seramik Sağlık Gereçleri Sektöründe, Ege Vitrifiye’den Bir İlk!
Kurulduğu günden bu yana ihracat yaptığı ülke sayısını artıran Ege Vitrifiye, bugün üretiminin %60’ını 60’tan fazla ülke ve 150’den fazla müşteriye ihraç ediyor. Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü (Authorised Economic Operator), gümrük yükümlülüklerini yerine getiren, kayıt sistemi düzenli ve izlenebilir olan, mali yeterlilik, emniyet ve güvenlik standartları uygulayan, kendi otokontrolünü yapabilen, en önemlisi güvenilirliğini ispat eden firmalara, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından verilen ve gümrük işlemlerinde bir takım kolaylık ve imtiyazlar tanıyan uluslararası bir statü ola-
rak tanımlanmaktadır. Bu statüye sahip firmalar gümrük işlemlerini yeşil hattan yapabilmekte ve statü sahibi firmalara gümrük işlemlerinde öncelik tanınmaktadır. Ayrıca sanayiciye ithalat operasyonlarında hız ve tedarik süreçlerinde önemli avantajlar sağlanmaktadır. Yetkilendirilmiş Yükümlülük Statüsü Belgesini, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Ege Bölge Müdürü Nihat Kınık’ın elinden alan Ege Vitrifiye Genel Müdürü Merter Savaş “Ege Vitrifiye’nin sahip olduğu ihracat ağı, son yıllarda genişlemekte, firmamıza ait katma değerli ürünler dünyanın dört bir yanında tüke-
ticiler ile buluşmaktadır. Seramik Sağlık Gereçleri Sektöründe bu belgeye sahip olan ilk firma Ege Vitrifiye’dir. Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsünde yer almak ve sektörümüze öncülük etmek bizler için büyük bir gurur kaynağıdır. Ege Vitrifiye, ISO 27001 Bilgi Yönetim Sistemi ve ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi Belgelerine sahip olmayı şart koşan “Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası” için Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın tüm ölçütlerini sağlamıştır. Bu belgenin firmamıza kazandırdığı avantajlarla Ege Vitrifiye olarak yurt dışı pazarlarda rekabet gücümüzü arttırırken, ülke ekonomimize katkıda bulunacağız.” diye belirtti.
İzmir Ticaret Odası’ndan Ege Seramik’e 2 Altın Madalya! İzmir Ticaret Odası 2015 yılında ‘Vergi Ödeme’ ve ‘Döviz Kazandırma’ alanlarında göstermiş olduğu yüksek başarı sebebiyle Ege Seramik’i 2 altın madalya ile ödüllendirdi. 5 Mayıs 2017 tarihinde İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde gerçekleşen törende ödülleri alan Ege Seramik Genel Müdürü Göksen Yedigüller; ‘Türk Ekonomisine ve İzmir’e yaptığımız katkılar sebebiyle şirketçe büyük bir gurur ve mutluluk içerisindeyiz. Bu vesile ile Ege Seramik, sektörün en önemli ve en güç-
48
lü firmalarından biri olduğunu bir kere daha göstermiş oldu. Tabi bu bir ekip işi ve ben buradan özveriyle çalışan tüm çalışma arkadaşlarıma çok teşekkür
ediyorum. Bundan sonrada hedefimiz tabi ki bu başarılarımızı ve ülke ekonomisine katkımızı katlayarak arttırmak.’ dedi.
GF Hakan Plastik, Hız Kesmeden Yola Devam Ediyor
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Haberler
GF Hakan Plastik’in bu yıl hedef ülkeleri arasında yer alan Vietnam’da düzenlenen 27. Uluslararası Ticaret Fuarı, üst yapı ürün grubunun büyük ilgi gördüğü bir fuar oldu. 19-22 Nisan tarihleri arasında gerçekleşen fuarda, Silenta Premium ve Silenta 3A ses yalıtımlı atık su borularının yanı sıra Aquasystem PPR Boruları ziyaretçilerin yoğun ilgisini çekti.
Gürcistan bayii BMC Gorgia işbirliği ile 3 Mayıs‘ta gerçekleştirilen eğitim semineri Tiflis’te Cruise Hotel’de gerçekleştirildi. Ürün içerikli düzenlenen eğitim seminerine iş ortakları ve önemli proje temsilcileri katıldı. İlginin oldukça yüksek olduğu seminerin sonunda tüm katılımcılara Katılım Belgesi de verildi.
Kuzey Afrika pazarının en büyük yapı fuarı sayılan BATIMATEC 2017 Cezayir Uluslararası Yapı ve İnşaat Malzemeleri Fuarı ise 23-27 Nisan tarihleri arasında gerçekleşti. Bölgesel ölçekte inşaat sektörü için en büyük işbirliği platformu olan fuar bu yıl yaklaşık 44Bin metrekare sergi alanında 25 ülkeden 1000’den fazla şirkete ev sahipliği yaptı. Fuarda GF Hakan Plastik alt yapı ve üst yapı ürün grupları üzerinden sürdürülen görüşmeler yeni projeler için ürünlerin tanıtımı açısından katkı sağladı.
Vietnam
Fuar katılımlarının yanı sıra GF Hakan Plastik‘in önem verdiği konuların başında eğitimler geliyor. Düzenlediği farklı eğitim / seminer programları ile hem ürünler hem de doğru uygulama teknikleri konusunda bilgi seviyesini artırmayı amaçlayan GF Hakan Plastik sadece yurt içi değil, yurtdışı bayileri ile de biraraya geliyor.
Cezayir
Gürcistan
50
İZODER’in Yeni Başkanı Levent Pelesen Oldu
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Haberler
Türkiye’de yalıtım bilincinin ve yalıtım sektörünün geliştirilmesi misyonunu başarıyla sürdüren İZODER’in Olağan Seçimli Genel Kurul Toplantısı, 13 Nisan Perşembe günü Sheraton Otel Ataşehir’de yapıldı. Genel Kurul öncesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk’ün de katıldığı öğle yemeğinde, yalıtım sektörünün sorunları ve çözüm yolları konuşuldu. Prof. Dr. Mustafa Öztürk, yalıtım sektörünün öneminin farkında olduklarını belirterek, enerji verimliliği ve enerji tasarrufu için doğru malzemeler ve kaliteli işçilikle yapılan ısı yalıtımının, ülke ekonomisine katkılarının altını çizdi.
52
Levent Pelesen
“Yeni yönetmelikler mutlaka çıkacak” Ayrıca yalıtım sektörünün uzun zamandır çıkmasını beklediği ses ve su yalıtımı yönetmeliklerinin de mutlaka çıkartılacağını belirten Mustafa Öztürk, sektördeki kayıt dışı uygulamalar ve haksız rekabetin önlenmesi için de sektör dernekleri ve Bakanlığın birlikte hareket etmesinin önemini vurguladı. Genel Kurul’da İZODER 12. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, başkanlığı süresince İZODER’de yapılan çalışmaları anlatarak, yeni yönetim kuruluna başarı dileklerini iletti. Dernek üyelikleri sona eren ancak İZODER’in kuruluş aşamasında görev alan ve geçmiş yıllarda derneğin faaliyetlerine önemli katkılarda bulunan üyelere İZODER Onur Üyeliği Belgeleri de takdim edildi. Kurucu Üye ve 2. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Korhan Işıkel, Kurucu Üye Bülent Kıraç, 7. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Arif Nuri Bulut ve 9. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Arıman’a Onur Üyeliği Belgeleri Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu tarafından verildi. İZODER’in yeni başkanı görevi devraldı Programın ikinci bölümünde İZODER’in yeni Yönetim Kurulu Belirlendi. Yönetim Kurulu Başkanlığına MARDAV Genel Müdürü Levent Pelesen’in seçildiği İZODER’de, Başkan Vekilliğine İZOCAM Genel Müdürü Levent Gökçe ve ERYAP Yönetim Kurulu Üyesi Emrullah Eruslu getirildi.
“Beklenen yasa ve yönetmeliklerin takipçisi olacağız” Sektörün gelişimine katkıda bulunmayı hedeflediklerini vurgulayan Levent Pelesen, yaptığı konuşmada, İZODER’in yalıtım sektörü için bir başvuru merkezi olmaya ve yalıtım konusunda kamu ve kamuoyunu bilinçlendirmeye devam edeceğini belirtti. Sektörün büyümesi ve gelişimi için yeni yönetimin de gerekli çalışmaları aralıksız sürdüreceğini ifade eden Levent Pelesen, yeni çalışma döneminde, sektör adına çıkması beklenen yasa ve yönetmeliklerin takipçisi olacaklarını söyledi. İZODER’in yeni yönetimi uzun bir çalışma dönemine hazır İZODER Murahhas Üyesi Ertuğrul Şen’in Başkan Yardımcısı olarak görevini sürdüreceği yeni Yönetim Kurulu Üyeleri şu isimlerden oluşuyor: Kalekim Genel Müdürü Altuğ Akbaş (Sayman), Ode Genel Müdürü Ali Türker, Güney Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bülent Güney, Sinerji Yalıtım Genel Müdürü Ahmet Yaşar, Basaş Yönetim Kurulu Üyesi Erdem Ateş, Ravaber Genel Müdürü Harun Hasyüncü, Özgür Atermit Yönetim Kurulu Üyesi Levent Özgür, BTM Yönetim Kurulu Üyesi Orkun Ürkmez, Trakya Cam Pazarlama ve Satış Başkan Yardımcısı S. Ebru Şapoğlu, Betek Yalıtım Grb. Direktörü Taner Soner Şahin, DKM İnşaat Genel Müdürü Volkan Dikmen.
Türkiye genelinde 218 mağaza sayısına sahip NG Kütahya Seramik, hem ürünleriyle hem de mağazalarıyla seramik sektörüne vizyon kazandırıyor. NG Kütahya Seramik mağazaları klasik mağazacılık anlayışından uzak, konsept mağazacılık anlayışıyla tasarlanıyor. Doğudan batıya, kuzeyden güneye Türkiye’nin her bölgesinde mağaza açan NG Kütahya Seramik, geçtiğimiz günlerde iş ortaklarıyla birlikte Edremit, Marmaris, Antakya, Kahramanmaraş ve Kars’ta yeni mağazalarını, Bursa ve Diyarbakır’da NG Kütahya Seramik showroomlarının açılışını gerçekleştirdi. Bir süredir, açılışlarına hız kesmeden devam eden NG Kütahya Seramik, iş ortağı Asgün Ticaret ile Hatay’ın en modern seramik showroomunu, Şentürk Yapı ortaklığıyla Kars’ın ilk konsept mağazasını, Edremit’te ki iş ortağı Mertaş Group ile körfez bölgesinin en büyük seramik showroomunu ve Kayanar İnşaat ile 218. mağazasını Marmaris’te görkemli bir törenle hizmete açtı. NG Kütahya Seramik’in Diyarbakır ve Bursa’da açılan showroomları, yaşam alanlarında fark yaratmayı sevenler için’’ilkleri ve en iyiyi’’ sunuyor. Bursa’nın ilk konsept showroomu olan NG Kütahya Seramik
Bursa Showroom’u 1300 metrekare kapalı alanıyla eşsiz bir mimariye sahip. Modern çizgilerini tasarımın incelikleriyle harmanlandığı mağaza Bursa’da seramik modasına yeni bir soluk getiriyor. Retro ile modern tasarımın birleşiminden oluşan NG Kütahya Seramik Diyarbakır Showroom’u, 1100 metrekare büyüklüğünde. En yeni ve inovatif ürün kreasyonlarının sergilendiği mağazanın tasarımında, çağımızın gereksinimi endüstriyel mekânlarla yaşayan mekânların birleştirilmesi öne çıkan detaylar arasında. Türkiye çapında sahip olduğu en yaygın mağaza ağı ile sektörün lideri konumunda olan NG Kütahya Seramik, ülke sınırlarını aşarak Almanya’da seramik sektörünün merkezi konumundaki Bavyera bölgesinde yeni mağazasını açtı. Seramikte Türk imzasını Almanya ile buluşturan NG Kütahya Seramik’in, 1000 metrekarelik alanda 500’e yakın ürün seçeneği sunan mağazası, Almanya’daki yatırım planlarının başlangıcı niteliğinde. İspanya ve İtalya’da da mağaza açma hazırlığında olan NG Kütahya Seramik Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral, amaçlarını ve yaptıkları başarılı işleri şöyle ifade ediyor: ‘’ Biz-
Erkan Güral
ler, Türkiye’den çıkıp dünya arenasında ülkemizi, ürünlerimizle ve markamızla en iyi şekilde temsil etmenin gayreti içerisindeyiz. Biz tereciye tere satmayı seviyoruz. İtalya’ya, İspanya’ya, Çin’e seramik ihracatı yapıyoruz. ‘Boyunuzdan büyük işler yapmayın’ denilerek büyütüldük ama biz boyumuzdan büyük işler yapıyoruz. İki buçuk metre boyutunda seramikler üretiyoruz. Bunu Türkiye’de gerçekleştiren ilk ve tek seramik fabrikasıyız. Bu inovatif ürünlerle ancak çalışmaların karşılığını bulacağını düşünüyoruz. Bu anlamda bu ürünleri gidip Çin’de satabilmek gerçekten bize hem onur veriyor hem de gururlandırıyor. Yeter mi? Hayır yetmez. Hedefimiz Türkiye’de en iyi olmak değil. Biz artık gidip Avrupa’da Avrupalı devlerle baş ediyoruz. Ve baş etmekte değil onların içinde sıralamaya girme gayretindeyiz.’’
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
NG Kütahya Seramik 218 Mağazasıyla Türkiye’nin Her Yerinde
53
Seramiksan Bayisi Buca Yapı’nın Yeni Showroomu Açıldı Seramiksan, Türkiye çapında 200’ü aşkın mağazasıyla kaliteli hizmet vermeye devam ediyor. “İyi tasarım herkesin hakkı” anlayışıyla üretimlerine devam eden Seramiksan, estetik tasarımlarının sergilendiği Buca Yapı’nın Özdere Şubesi’nin açılışı 18 Mayıs Perşembe günü gerçekleşti.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Haberler
Açılış törenine Seramiksan Türkiye Satış Müdürü M. Süreyya Çağlar, Seramiksan Pazarlama Müdürü Gül Sağır Aydın, Seramiksan Yöneticileri, Buca Yapı sahibi Nihat Yıldırım ve çok sayıda davetli katıldı.
56
Seramiksan, Buca Yapı’nın 350 m² kapalı alan, 600 m²’lik açık alana sahip yeni showroomunda banyo, mutfak ve tüm yaşam alanları için kullanılabilecek
seramik, granit karolardan oluşan yüzlerce ürün çeşidi ve benzersiz vitrifiye ürünlerini müşterileriyle buluşturuyor. Buca Yapı’nın sahibi Nihat Yıldırım’ı tebrik eden Seramiksan Türkiye Satış Müdürü M. Süreyya Çağlar: “Seramiksan kaliteli hizmet anlayışıyla bayi ağını genişletmeye devam ediyor. Bizi daima en iyisini yapmaya teşvik eden bayileri-
mizin ve nihai tüketicilerimizin beklentilerine cevap vermek için inovasyonu temel alarak müşteri odaklı bir anlayış ve yeniliklerle hizmet vermeye devam ediyoruz. Bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz, 2008 yılından beri iş ortağımız olan Buca Yapı’yı tebrik ediyor, ortak hedeflerimizle Özdere’ye en iyi şekilde hizmet vereceğine gönülden inanıyorum” dedi.
SERKAP 10. Olağan Genel Kurulu Gerçekleşti Seramik Kaplama Malzemeleri Üreticileri Derneği (SERKAP) 10. Olağan Genel Kurul Toplantısı 24 Mart 2017 tarihinde İstanbul Ataşehir’de bulunan Türkiye Seramik Federasyonu binasında gerçekleştirildi.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Haberler
Seramik Kaplama Malzemeleri Üreticileri Derneği 10. Olağan Genel Kurul toplantısında 2017-2019 dönemi yeni yönetim kurulu belirlendi. 2017-2019 döneminde görev yapacak olan yeni yönetim kurulunda Hanifi Mutlu, Hasan Pehlivan, Timur Karaoğlu, Göksen Yedigüller, Turgay Çelik, Mehmet Ali Metin Savcı, Ali Ercan, Zeki İlter Yurtbay, Hasan Hilmi Alper, Fatih Korhan, Hüseyin Tanış, Halil İbrahim Aydın yer aldı.
SERSA’nın Yeni Yönetim Kurulu Belirlendi Seramik Sağlık Gereçleri Üreticileri Derneği (SERSA) Olağan Genel Kurul Toplantısı 30 Mart 2017 tarihinde İstanbul Ataşehir’de bulunan Türkiye Seramik Federasyonu binasında gerçekleştirildi. SERSA Olağan Genel Kurul toplantısında 2017-2019 dönemi yeni yönetim kurulu belirlendi. 2017-2019 döneminde görev yapacak olan yeni yönetim kurulunda Kürşad Noyan Özkaya, Müfit Ülke, Mehmet Mercan, Erdem Çenesiz, Süleyman Soysal, Hakan Çanakcı, Ercüment Arıcı, Ali Güral, Nuri Gönenç, Merter Savaş, Olgun Çakmak asil üyeler olarak yer aldı. İki dönemdir SERSA Yönetim Kurulu Başkanlık görevini yürüten Turkuaz Seramik A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Kürşad Noyan Özkaya Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini Eczacıbaşı Yapı Gereçleri firması Yatırımlar Direktörü Mehmet Mercan’a devretti. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevine Kürşad Noyan Özkaya ve Hakan Çanakcı getirildi.
58
İki yıldır SERKAP Yönetim Kurulu Başkanlık görevini yürüten Mutluhan Holding ve Yüksel Seramik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Hanifi Mutlu yeni dönemde de Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine getirildi.
Seramiksan’a Yeni Pazarlama Müdürü Dünya markası olma yolunda emin adımlarla ilerleyen, sektörde ilklere ve yeniliklere imza atan Seramiksan, yönetim kadrosunu yeni ve başarılı isimlerle güçlendiriyor. Pazarlama, ticari pazarlama ve perakende yönetimi alanlarında bilgi birikimi ve deneyime sahip olan Gül Sağır Aydın, Seramiksan Pazarlama Müdürü oldu. Aydın, görevi kapsamında markanın tüm pazarlama, ticari pazarlama ve iletişim faaliyetlerinden sorumlu olacak.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Haberler
1980 doğumlu Gül Sağır Aydın, Ege Üniversitesi İngilizce Ekonomi Bölümü’nden mezun olmasının ardından İngiltere’de Cavendish College’da “Business Management” eğitimi aldı. Aydın, 14 yıllık kariyerinde önemli firmalarda çeşitli görevlerde bulundu. Seramiksan’ın yeni Pazarlama Müdürü Gül Sağır Aydın, iş hayatına British American Tobacco’da Ticari Pazarlama Yöneticisi olarak başladı. Ardından, Kütaş Teekanne Pazarlama Yöneticisi, Gıdasa Sabancı Gıda Ürün Müdür Yardımcısı ve son 10 yılda da Turkcell’de çeşitli pozisyonlarda yöneticilik görevlerini üstlendi. Gül Sağır Aydın, 27 Mart 2017 tarihinde Seramiksan Pazarlama Müdürü olarak göreve başladı.
Termo Teknik 14 İlde 1400 Sektör Uzmanı ile Buluşuyor İngiltere merkezli ısıtma sistemleri devi Stelrad Radiators Group’un (SRG) Türkiye’deki iştiraki olarak faaliyet gösteren Termo Teknik; Türkiye’de üretim ve satışını yaptığı, teknik destek sunduğu ürünlerini sektör uzmanlarına seminerlerle tanıtıyor. Türkiye’nin farklı bölgelerinde yer alan 14 ilde Temmuz ayının sonuna kadar devam edecek seminerlere 1400 Termo Teknik bayi, alt bayi, proje taahhüt firmaları çalışanları ile mimarlar katılıyor. Nisan ve Mayıs aylarında Kahramanmaraş, Gaziantep, Samsun, Şanlıurfa, Muş, Konya, Niğde ve Adana’da başlayan seminerler, önümüzdeki aylarda Trabzon, İzmir, Antalya, Van, Bitlis, Çanakkale ve Balıkesir’de devam edecek. Termo Teknik’in Türkiye’nin en eski radyatör üreticilerinden birisi ve ısıtma sistemleri tedarikçisi olduğunu belirten
60
Termo Teknik Bayi Kanalı Satış Müdürü Selim Kabiloğlu “İyi ve kötü günde bayi ve satış noktalarının yanındayız. Hızlı genişlememizin temelinde bayilerimiz ile kurduğumuz istikrarlı, güvene da-
yalı ilişki anlayışımız var. Henüz Termo Teknik ile çalışmaya başlamamış olan katılımcıları bizimle çalışmaya ve uzun süreli, kârlı işbirliğinden yararlanmaya davet ediyorum”. dedi.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Haberler
İnşaat Malzemecilerinin Üst Birliği TİMFED’in Genel Kurulu Gerçekleştirildi
62
TİMFED (Tesisat İnşaat Malzemecileri Federasyonu) 6. Olağan Genel Kurul Toplantısı 25 Mayıs 2017 Perşembe günü, İstanbul Ataşehir’de bulunan Federasyon Merkezinde gerçekleştirildi. Federasyona üye TİMDER, TİMKODER, DİMSİAD, BURTİMDER, ANTİMDER ve KONTİMDER derneklerinin katılım sağladığı Genel Kurul’da TİMFED’in 20172019 dönemini kapsayan 2 yıl için görev yapacak yönetim ve denetim kurulları seçildi.
Genel Kurul’da iki dönemdir yürüttüğü başkanlık görevini devreden Kemal Çelik, gerçekleştirdiği konuşmasında birlik ve beraberliğin önemine vurgu yaparken federasyon olarak ülke sathına yayılmak için yapılan çalışmaları anlattı. Çelik 20152017 dönemi içerisinde gerçekleştirilen faaliyetlerden hazırlanan sunumu üyelerle paylaştıktan sonra mali durum sunumunu gerçekleştirdi. Kemal Çelik, konuşmasını iki yıl süresince büyük bir özveri ile çalışan Yönetim Kurulu Üyesi arkadaşlarına teşekkür ederek sonlandırdı.
TİMFED 2015-2017 Dönemi Başkanı Kemal Çelik
Toplantıda TİMDER Başkanı Aydın Eşer, TİMKODER Başkanı Ercan Yılmaz, DİMSİAD Başkanı Murat Tuncer, BURTİMDER Başkanı Yusuf Aydın Eskibozkurt, ANTİMDER Başkanı İsmail Volkan, KONTİMDER Başkanı Osman Başaran 2015-2017 dönemini değerlendiren konuşmalarını gerçekleştirerek yeni dönemin sektör için başarı getirmesi temennilerini dile getirdiler.
TİMKODER Yön. Kur. Başkanı Ercan Yılmaz
DİMSİAD Yön. Kur. Başkanı Murat Tuncer
ANTİMDER Yön. Kur. Başkanı İsmail Volkan BURTİMDER Y.K. Başkanı Y. Aydın Eskibozkurt KONTİMDER Y.K. Başkanı Osman Başaran
TİMDER Y.K. Bşk. Yrd. Bekir Zabcı
TİMKODER Y.K. Bşk. Yrd. Yunus Altun
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Haberler
TİMDER Yön. Kur. Başkanı Aydın Eşer
Divan Kurulu: Nurhan Tanyeli, Y. Ali Tung ve Serdar Dönmez
TİMDER Y.K. Bşk. Yrd. Kemal Yıldırım
63
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Haberler
TİMFED, Yeni Dönem İlk Toplantısını İstanbul’da Gerçekleştirdi
25 Mayıs 2017 tarihinde gerçekleştirilen TİMFED Olağan Genel Kurul Toplantısı’nın ardından ilk Yönetim Kurulu Toplantısı 13 Haziran 2017 Salı günü İstanbul Grand Cevahir Hotel & Kongre Merkezi’nde yapıldı. Toplantıya TİMFED’e üye derneklerden TİMDER, TİMKODER, DİMSİAD, BURTİMDER ve KONTİMDER katılım sağladı. TİMDER ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıda TİMFED’in 2017-2019 Yönetim Kurulu Başkanlık görevine Aydın Eşer seçilirken, Başkan Yardımcılığı görevine TİMKODER Başkanı Ercan Yılmaz ve BURTİMDER Başkanı Yusuf Aydın Eskibozkurt getirildi. Muhasip üyeliğe ise TİMDER Başkan Yardımcısı Kemal Yıldırım seçildi. Çalışma gruplarının görev tanımları ve görevlendirilen kişilerin belirlendiği toplantıda ayrıca derneklerin talep ve istekleri dinlendi. Talep ve isteklerin değerlendirildiği toplantıda 2017-2019 dönemi için yol haritası belirlenebilmesi için çalışmaların bir sonraki toplantıya kadar sonlandırılmasına karar verildi. Toplantı sonrasında heyet TİMDER’in geleneksel iftar yemeği ve TİMDER Akademi Ödül Töreni’ne iştirak etti.
64
Murat Tuncer, Ercan Yılmaz, Aydın Eşer ve Y. Aydın Eskibozkurt
Kemal Yıldırım, Yunus Altun ve Tekin Yetiş
Deniz Kaya ve Ertan Sapankaya
Yeşim Kurt Şengün, Bahadır Yıldırım ve Yıldıray Yılmaz
Osman Başaran
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Haberler
Türkiye Seramik Federasyonu’nda Yeni Dönem
Türkiye Seramik Federasyonu 8. Olağan Genel Kurulu 6 Haziran 2017’de İstanbul’da gerçekleşti. Toplantıda 15. yılını kutlayan Türkiye Seramik Federasyonu’nun 2017-2019 dönemi yeni yönetim kurulu belirlendi. Genel Kurul Toplantısı’nda Türkiye Seramik Federasyonu’nun Yeni Başkanı, Erdem Çenesiz oldu. Başkan Yardımcılıklarına ise Hakan Çanakcı, Nihat Özyurt, İlter Yurtbay ve Aydın Eşer seçildiler. Yeni Yönetim Kurulu üyeleri; Timur Karaoğlu, Hasan Pehlivan, Göksen Yedigüller, Hüseyin Tanış, Kürşad N. Özkaya, Mehmet Mercan, Nuri Gönenç, Kemal Yıldırım, Bekir Zabçı, Abdülhekim Yakut, Ercüment Arıcı, Salih Erez, Tolun Vural’dan oluştu. Denetim Kurulu Başkanlığı’na Hanefi Mutlu, üyeliklerine Ahmet Cenk Yılga ve Süleyman Sosyal seçilirken, Disiplin Kurulu Başkanlığı’na Ferdi Erdoğan ve üyeliklerine Merter Savaş ve M. Fatih Korkmaz seçildiler. Seramik sektörünün %90’ını temsil eden Türkiye Seramik Federasyonu, çatısı altında Seramik Kaplama Malzemeleri Üreticileri Derneği (SERKAP), Seramik Sağlık Gereçleri Üreticileri Derneği (SERSA), Teknik Seramik ve Refrakter Üreticileri Derneği (SEREF), Seramik Cam ve Çimento Hammaddeleri Üreticileri Derneği (SERHAM), Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği (TİMDER), Türk Seramik Derneği (TSD) ve Eskişehir Bilecik ve Kütahya Seramik
66
İş Kümesi (EBK) olmak üzere 7 dernek bulunduruyor. Bakanlar Kurulu kararı ile “Türkiye” unvanını kullanmaya yetkilendirilmiş olan Türkiye Seramik Federasyonu, aynı zamanda Avrupa Seramik Federasyonu’nda Türkiye’yi temsil ediyor. Türkiye Seramik Federasyonu’na bugüne kadar sırasıyla Adnan Polat, Zeynep Bodur Okyay ve Ahmet Tahsin Yamaner başkanlık yaptılar. “Azimle çalışmaya devam edeceğiz’” Yeni yönetimi seçen delegelere teşekkür eden Erdem Çenesiz, geçmiş dönem başkanları ve yönetim kurullarına, Federasyon’un bu günlere gelmesindeki emeklerinden dolayı minnet duyduklarını ifade etti. Çenesiz; Türkiye için önemli olan seramik sektörünün temsilcileri olarak dünyada rekabet gücü yüksek bir sektör olma yolunda azimle çalışmaya devam edeceklerini belirtti; “Bugün Türkiye, vitrifiye seramik üretiminde ve ihracatında Avrupa 1.’si, seramik kaplama malzemeleri üretiminde Avrupa 3.’sü, ihracatında ise Dünya 6.’sı. Türkiye Seramik Federasyonu olarak, doğrudan ve dolaylı olarak 252.000 kişiye istihdam sağlayan, 10 Milyar TL ciro ve 1 Milyar Dolar ihracat yapan sektörü temsil ediyoruz. Özellikle son yıllarda Türk seramik sektörünün Avrupa’da olumlu algısı yükselirken, Amerika’ya olan ihracatta da artış trendi yaşandı. Sektörümüz tüm dünyada rekabet gücü yüksek, güçlü markaları olan bir sektör olma yolunda başarıyla ilerlemektedir.’’
Erdem Çenesiz Kimdir 1972 doğumlu olan Erdem Çenesiz, İşletmecilik alanında lisans ve İşletme Analizi alanında Yüksek Lisans eğitimi aldı. 1992 yılında Kurulan Ece Banyo’nun Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapan Çenesiz, halen İdeal Standard Türkiye CEO’luğu görevini de ilave olarak yürütmektedir. SERSA (Seramik Sağlık Gereçleri Üreticileri Derneği) Başkanlığı, ÇORUMSİAD (Çorum Sanayicileri ve İşadamları Derneği) Başkanlığı, Orta Karadeniz Sanayici ve İşadamları Federasyonu Başkanlığı ve TÜRKONFED (Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu) Başkanlığı geçmişte yaptığı sivil toplum görevleri arasında yer almaktadır.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Haberler
Türkiye İMSAD Gündem Buluşmaları’nda Gayrimenkul ve İnşaat Sektörünün Geleceği Konuşuldu
Türkiye İMSAD’ın yılda dört kez çeyrek periyotlarda düzenlediği Gündem Buluşmaları kapsamında gerçekleştirilen 2017 yılının ikinci toplantısı, 16 Haziran Cuma günü Ortaköy Feriye Lokantası’nda yapıldı. Gündem Buluşmaları toplantısında; ‘2017 yılının ilk yarısı gayrimenkul, inşaat ve inşaat malzemesi sektörleri açısından nasıl geçti?’, ‘2017’nin ikinci yarısında sektörü neler bekliyor?’, ‘Konut fiyatları ve amortisman süreleri’, ‘Konut alacak tüketicilerin ihtiyaçlarını neler belirliyor?’, ‘Gayrimenkul sektöründe yeni trendler neler?’, ‘Siyasi gelişmeler sektörü nasıl etkiledi?’, ‘Konutta yabancı yatırımcının ilgisi ne durumda?’, ‘Dünya ve Türkiye gayrimenkul sektörlerine ilişkin genel karşılaştırmalar’ konuşuldu.
Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan’ın açılış konuşmasını gerçekleştirdiği Gündem Buluşmaları’nda, Ekonomi Danışmanı Prof. Dr. Kerem Alkin, dünya ve ülke ekonomisi, Dr. Can Fuat Gürlesel inşaat ve inşaat malzemelerinin ilk 6 ayı, REIDIN Türkiye Ülke Müdürü Kerim Alain Bertrand ise Türki-
ye ve dünyada gayrimenkul sektörüne yönelik değerlendirmelerini anlattı.
Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Oktay Alptekin’in moderatörlük yaptığı oturumun açılış konuşmasında, Türkiye’nin yakın coğrafyasında yaşanan gelişmelere değinen Ferdi Erdoğan, “Bir tarafta Suriye’de savaş devam ederken, diğer tarafta Katar krizi bölgede tansiyonu yükseltti. Katar bizim için önemli bir ülke. Katar, inşaat malzemesi sektörümüzün de en çok ihracat yaptığı 20 pazar arasında yer alıyor. Ancak şu an Katar’a karşı tavır alan Arap ülkeleri de yoğun ticari ve beşeri ilişkilerimizin, yatırımlarımızın, projelerimizin olduğu ve ihracat yaptığımız pazarlar arasında üst sıralarda yer alan ülkeler arasında. Dolayısıyla biz tüm bu ülkelerle sıcak ilişkilerimizin korunmasından yanayız. Umuyoruz ki, Katar krizi daha da büyümeden çözülür” dedi. Konut satışlarında artış var ama yapı ruhsatlarında gerileme söz konusu Ferdi Erdoğan, konuşmasına şöyle de-
vam etti; “Konut satışlarına baktığımızda, 2017 yılı ilk çeyrekte, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre 7,4 oranında bir artış görüyoruz. Yılın ilk 4 ayında 440 Bin adet konut satışı gerçekleşmiş. Bu rakam, geçen iki yılın aynı döneminin üzerinde. Konut satışlarında artış var ama yapı ruhsatları başvurularına baktığımızda, veriler beklediğimiz gibi değil. Toplam yapı ruhsatlarında alan bazında yüzde 17,2’lik bir gerileme söz konusu. Konut yapı ruhsatları aynı dönem alan bazında yüzde 12,7 geriledi. Konut dışı bina yapı ruhsatları ise yine aynı dönemde yüzde 30,5 küçülme yaşadı. Kampanyaların konut satışlarına etkisini, senetle satışlardaki yüzde 47’lik artışla görüyoruz. Bu rakamlar yükün büyük bir kısmını gayrimenkul sektörünün üstlendiğine işaret ediyor. Gayrimenkulcüler, bir taraftan proje için yatırım yaparken, diğer taraftan satılan konutun finansman yükünü de omuzlarına almış durumda. Ancak biz yılın ikinci yarısından itibaren bu tablonun değişeceğine inanıyoruz.” Ege Denizi’ndeki deprem, kentsel dönüşümün önemini bir kez daha hatırlattı “Ege Denizi’nde 6.3 şiddetinde meydana gelen deprem, kentsel dönüşümün önemini bir kez daha hatırlattı” diyen Ferdi Erdoğan, şu uyarılarda bulundu; “Görüyoruz ki bu noktada hala birçok eksiğimiz mevcut. Kentsel dönüşüm sürecindeki eksiklikler bir an önce giderilmeli. Ülkemizde 7 Milyondan fazla riskli konumda yapı var. Bunu her ortamda dile getiriyoruz. Her deprem sonrası felaket senaryolarını dile getirmek yerine yapısal problemleri çözüp ülkemizin daha güvenli yapılara ulaşmasını sağlamalıyız ve depremi bir risk olmaktan çıkarmalıyız. Ayrıca kentsel dönüşüm için yaratılacak 75 Milyar Dolara yakın kaynak konusunun da bir an önce netleştirilmesi sektörümüz adına çok önemli bir adım olacak ve kentsel dönüşüm sürecini hızlandıracaktır.” İnşaatta Kalite Zirvesi’nin teması: Geleceğe Yatırım: Dijital Dönüşüm Son günlerde Türkiye İMSAD’ın yoğunlaştığı ve dikkatle takip ettiği konulardan
68
Türk iş dünyası koşullar ne olursa olsun pedalları çevirmesi gerektiğini biliyor Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Prof. Dr. Kerem Alkin, Türkiye ekonomisi ile ilgili değerlendirmesinde şunları söyledi: “Yüzde 5’lik büyüme Türkiye ekonomisinde çarkların bir şekilde döndüğüne işaret ediyor. Türk iş dünyası özellikle 1970’lerden bu yana yaşadığı onca ekonomik ve siyasi krizden sonra belki şunu artık benliğine işlemek durumunda kaldı. Bisikletin pedallarını koşullar ne olursa olsun çevirmeniz gerekiyor. Çünkü krizler gündeme geldiğinde olayı anlamak adına bisikletin pedallarını durdurduğunuz anda devriliyorsunuz. Çevirince de, öyle ya da böyle karşımıza belli bir ekonomik büyüme çıktığı ifade edilebilir. Türkiye ekonomisi zaman zaman dünya büyüme ortalamasının üzerinde seyredebiliyor. Özel sektör yatırımlarının büyümede önemli rol üstlendiği dönemlerde biz bu başarıyı gerçekleştiriyoruz. Şu dönemde özel sektör yatırımlarındaki genel daralma ve eksilmenin telafisini daha çok kamu yatırımlarıyla, hane halkı ve kamu tüketim harcamalarıyla telafi etmekteyiz. Ancak Türkiye’nin aynı zamanda tasarrufları artırmaya da ihtiyacı var. Bu kadar ciddi manada nihai tüketim harcamalarına yüklenerek büyümek yerine özel sektör yatırımlarının tekrar büyüme-
Doğalgazın altın çağına doğru enerji stratejileri Konuşmasında Katar krizine de değinen Prof. Dr. Kerem Alkin, “Söz konusu ablukayı yapanlar, doğalgaz üreticisi olmaktan çok petrol üreticisi olan ülkeler. Uluslararası Enerji Ajansı’nın raporu, 2030’a doğru doğalgazın altın çağı olacağına yönelik farklı temalara işaret ediyor. Rusya, İran ve Katar’ın dünyada doğalgaz rezervi ve ihracatçısı olarak, en önemli üç ülke olacağı öngörülüyor. Katar ablukasının bir noktasında bu doğalgaz kapışması ile ilgili konunun varlığını göz ardı etmemek lazım. Katar ablukasında, İran’a da inisiyatif sağlayan tartışma noktası, iki ülke arasındaki sahada, 51 Trilyon metreküp doğalgaz rezervinin olması. Önümüzdeki dönemde dünya daha çok doğalgaz kullanacaksa, Rusya, İran ve Katar gibi ülkeler sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatıyla çok önemli işler yapabilir. Katar ve İran bu doğalgaz konusunda mutabakat yaptıklarından dolayı, İran’ın daha da güçlenmesiyle ilgili bir tablo söz konusu. Bu arada ABD’nin yaklaşık 40 yıldır izlediği strateji, kendi topraklarındaki rezervi korumak amacıyla ihracat yasağı uygulamasıydı. Artık enerji ihracatçısı olmak isteyen ABD, enerji ihracatı yasağını kaldırdı. İlk petrol ihracatını İtalya’ya gerçekleştirdi. Şimdi enteresan olan gelişme ise Katar ablukasının patlak verdiği geçen hafta, ABD’nin ilk sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatını Polonya’ya gerçekleştirmesi oldu.” İnşaat sektörü faaliyetlerini kendi halinde, belli bir tempoda sürdürüyor Genel ekonominin yüzde 5’lik bir büyüme gösterdiği Türkiye’de inşaat sektörünün 2017 yılı ilk çeyrek döneminde yüzde 3,7, gayrimenkul sektörünün ise yüzde 1,8 büyüdüğünü belirten Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel, “Değişik koşullara rağmen inşaat sektöründe, önceki dönemlere göre birbirine yakın veriler çıkıyor. Bundan da inşaat sektörünün, faaliyetlerini, kendi halinde belli bir tempo ile sürdürdüğünü söyleyebiliriz” dedi. Can Gürlesel, şöyle devam etti: “2017
yılı ilk çeyrek döneminde konut satışları 2016 yılı aynı dönemine göre yüzde 7,4 artarak 325 Bin 780 adet oldu. Birinci el (yeni konut) satışlar yüzde 4,3 arttı ve 145 Bin 826 olarak gerçekleşti. Konut kredileri 2017 yılı ilk çeyreğinde yıllık olarak yüzde 17,1 büyüdü ve 171,4 Milyar TL’ye ulaştı. Konut kredisi aylık ortalama faiz oranı ise mart ayı sonu itibarıyla yüzde 0,95’te kalarak değişmedi. Toplam inşaat harcamalarının 110,1 Milyar TL olarak gerçekleştiği ilk çeyrekte, alınan toplam yapı ruhsatlarının alan bazında gerileme olduğu, ancak bu dönemde alınan toplam yapı izinlerinde ise önemli bir artış olduğu görülüyor. İnşaat malzemeleri sanayi üretimi 2016 yılı ilk çeyrek döneminde yüzde 0,4 artmışken, 2017 yılı ilk çeyrek döneminde yüzde 3,1’e geriledi. Birçok önemli malzemenin üretimi düştü. İnşaat malzemeleri iç pazarı ise 2017 yılı ilk çeyreğinde 71,6 Milyar TL büyüklüğe ulaştı. Geçen sene ilk çeyrekte 57,8 Milyar TL iç pazar büyüklüğüne göre inşaat malzemeleri iç pazarı yüzde 23,8 büyüdü.“ Konut fiyatlarında artış enflasyonun altına düştü Türkiye İMSAD’ın konuk konuşmacısı REIDIN Türkiye Ülke Müdürü Kerim Alain Bertrand ise şunları söyledi; “İnşaat sektörü geliştiği zaman ekonomiye pozitif etkisi oluyor ama ekonomik daralmalardan da direkt etkileniyor. İnşaat ve gayrimenkul sektörü, çok büyük bir ekosistemle, 200’den fazla alt sektöre etki yapıyor. Türkiye’deki konut fiyatlarının artışı uzun bir süre enflasyon oranının üzerinde gerçekleşti. Artık bu artışın yavaşladığını ve reel anlamda enflasyonun altına düştüğünü görüyoruz. Yıldan yıla baktığımızda ise fiyat artışlarının yüksek olmadığını hatta enflasyonun altında kaldığına tanık oluyoruz.” Türkiye’de kiralar olması gerektiğinden daha düşük Faiz oranlarının, vadelerin uzatılmasının konut satışlarına olumlu etkisinin olduğunu ifade eden Kerim Alain Bertrand, “Zor dönemlerden geçiyoruz ve gayrimenkul sektörünün getiri oranları aşağı düşüyor. Türkiye’de, konutta balon olmadığını da söyleyebiliriz. Türkiye’de kira getirisi çok düşük. Etiler ve Ulus civarında konut yatırımının kira ile karşılama oranının 39 yılı bulmasından bahsediyoruz. Oysa yabancı yatırımcılar Dubai’den aldığı konutun değerini 14 yılda kira geliriyle karşılayabiliyor. Türkiye’de kiralar olması gerektiğinden daha düşük” dedi.
Haberler
Ferdi Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “Türkiye’nin bir Yapı Yasası’na sahip olması ve sektörde etkin bir piyasa denetiminin oluşturulması şart. Yapı Yasası’nın çıkarılması, bir sektörü değil, tüm ülkeyi kalkındıracak hamle olacaktır. Ülkemizin geleceği adına bu adımların atılması şart. Yoksa bir otomobil ömrüne sahip binalar üretip, 25-30 yıl sonra yeniden bir dönüşüm süreci yaşamak zorunda kalırız” dedi.
de önemli bir rol üstleneceği bir trend yakalamak son derece önemli. Kalıcı büyüme her şeyin ilacı. Şu anda aslında dünya siyasetinde yaşadığımız çalkantıların arkasında da ülkelerin kalıcı büyüme ile ilgili duydukları endişeleri var.”
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
birinin de teknolojik gelişmeler olduğunu vurgulayan Ferdi Erdoğan, ”Türkiye İMSAD olarak, bu konuda birtakım çalışmalar gerçekleştiriyoruz. 2015 yılında düzenlediğimiz 7. Uluslararası İnşaatta Kalite Zirvesi’nde dünyadaki teknolojik ve dijital gelişmeleri gündemimize getirmiştik. Bu yıl 26 Ekim’de 8.’sini düzenleyeceğimiz zirvemizin ana temasını ise ‘Geleceğe Yatırım: Dijital Dönüşüm’ olarak belirledik. Endüstri 4.0, dijitalleşme ve teknolojik gelişmeleri masaya yatıracağımız zirvede, bu süreci nasıl yönetmemiz gerektiğini de konuşacağız” dedi.
69
VitrA ile Kentin Hayalleri Konya’da Gerçekleştirildi
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Haberler
Kentlerin ihtiyaç, beklenti ve hayallerine odaklanan tartışma dizisi VitrA ile Kentin Hayalleri, 5 şehirde gerçekleştirilen 2016 yılı programının ardından, Türkiye’de kültürel miras denince akla gelen ilk şehirlerden biri olan Konya ile yeniden start aldı. Dizinin 6. paneli, Konya’nın Hayali: Nitelikli Müzelerle Zenginliğini Sergilemek başlığıyla, 16 Mayıs’ta Konya Esnaf ve Sanatkârlar Odası Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Moderatorlüğünü Yekta Kopan’ın üstlendiği etkinliğe Han Tümertekin, Cem Erciyes ve Prof. Dr. Ahmet Alkan konuşmacı olarak katıldı. Konya’nın sahip olduğu sevgi, hoşgörü ve birlikte yaşama alışkanlığı gibi değerlerin altını çizen Prof. Dr. Ahmet Alkan, şehrin 9 Bin yılı aşkın geçmişinde ortaya çıkan birikim ve eserlerin, Selçuklu döneminden başladığını belirtti. Dış Kale ve çevresi, Sille ve Meram olmak üzere Konya’da 3 önemli coğrafi bölgenin öne çıktığını belirten Alkan, bu mekanların tıpkı müzeleri gezermiş gibi anlayarak gezilmesi ve gelecek nesillere tanıtılarak değerlerinin yaşatılması gerektiğine değindi. Cem Erciyes, Konya’nın simgesi Mevlana Türbesi’ne gelen herkesin
Çatalhöyük’ü de ziyaret etmesi gerektiğini söyledi. Kentin Çatalhöyük’ü yeterince sahiplenmediğini belirten Erciyes; Han Tümertekin tarafından tasarlanan Çatalhöyük Müzesi projesinin hâlâ yapılmamış olmasının günümüzle ilgili çok şey söylediğini dile getirdi. Erciyes, Çatalhöyük’ün Konya’yı, dünya insanlık mirasında söz sahibi yapabilecek, arkeoloji, bilim, sanat tarihi gibi farklı alanlarda konumlayabilecek niteliklere sahip olduğuna dikkat çekti.
VitrA’ya Bir Kez Daha “Tasarımın Oscar Ödülü” VitrA tasarım ekibinden Selma Gülkan’ın imzasını taşıyan porselen karo serisi Tech-Slate, üstün tasarım kalitesiyle Red Dot: Product Design 2017 ödülüne layık görüldü. 40 kişilik uluslararası jüri tarafından ödüllendirilen taş dokulu seri, daha önce de Alman Tasarım Konseyi tarafından verilen Iconic Awards kapsamında Interior Innovation ödülünü almaya hak kazanmıştı. VitrA’nın ürünleri, Red Dot’ın yanı sıra; Design Plus, EDIDA, iF, Good Design, PlusX, Red Dot ve Wallpaper gibi dünyaca ünlü tasarım ödüllerine sahip.
70
Han Tümertekin,“Çatalhöyük için bir müze tasarlamak üzere davet edildiğimizde, binlerce yılla ve Konya Ovasıyla, bir binanın başa çıkamayacağını düşündük. Bir bina değil, bir ‘tarihe yolculuk evreni’ yaratmaya çalıştık” dedi. Ufku kaybetmek için yerin altına inen bir proje oluşturduklarını belirten Tümertekin, mekan içindeki hareket ve davranışların hızlarının yönetildiği, atmosferlerin farklılık gösterdiği bir yolculuk kurgusu tasarladıklarını söyledi.
Yurtbay Seramik, Ökten İnşaat A+ Konsept Showroom Açıldı Yurtbay Seramik, İstanbul Anadolu Yakasının ilk ve tek A+ konsept mağazasının, kapılarını Anadolu Yakası’nın gözde semtlerinden Altunizade’de Ökten İnşaat ortaklığı ile 12 Mayıs Cuma günü açtı.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Haberler
Birçok değerli misafirin yer aldığı açılışta, bayi ağına her geçen gün yenilerini ekleyen Yurtbay Seramik, en yeni ürünlerini, Altunizade’nin merkezinde yer alan konsept showroomu ile tüketicileriyle buluşturacağını iletti.
72
Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, yapılan yatırımların istihdam sağladığı Türkiye ekonomisine canlılık ve hareket katarak katma değer yarattığı hususuna vurgu yaparken, güven esasına dayalı ticaretin ne kadar önemli olduğunu söyledi. Daha sonrasında Yurtbay Seramik İcra Kurulu Başkanı İlter Yurtbay, İstanbul Anadolu Yakasının Kalbinde A+ Konsept Showroom açmaktan mutluluk duyduklarını, Yurtbay Seramik’in son 1 yıl içinde 8000 metrekareden fazla showroom alanı düzenlemesiyle yatırımlarına ivme kazandırdığı noktasına vurgu yaptı. Yurtbay Seramik Ailesi açılışın ülkemize, Ökten İnşaat’a ve Yurtbay Seramik’e hayırlı olmasını diliyor, bereketli ve uğurlu gelmesini temenni ediyor.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Söyleşi
Zafer Atabey
İcra Kurulu Başkanı
74
Borusan Mannesmann 1958 yılında Onursal Başkanımız merhum Asım Kocabıyık tarafından kuruldu. Borusan Grubu sanayiye ilk adımını Borusan Mannesmann ile atmıştır. Asım Bey Florya Beşyol’da dört bin metrekarelik bir atölyede tek bir makineyle Türk çelik boru sanayinin temellerini atmış diyebiliriz. Bu atölye ilk yılında 27 çalışanla 7.000 ton sanayi borusu üretti. Şimdi ise 3 kıtada 5 fabrikamız, 1.500 çalışanımız
ve 1.4 Milyon tonluk kapasitemizle yolumuza devam ediyoruz. Bu noktaya gelene kadar birçok farklı süreç yaşandı. Halkalı ve Gemlik fabrikaları kuruldu. 1998 yılında Avrupa’nın lider çelik ve teknoloji kuruluşu Salzgitter Mannesmann ile Türkiye’deki çelik boru faaliyetlerimizi birleştirdik. Kuruluş yıllarında Borusan Boru olan şirketin adının ilerideki dönemde Borusan Mannesmann olarak değişmesi bu birleşmeden kaynaklanıyor. 2001’de Italya Vobarno’da Avrupa otomotiv borusu pazarına yönelik olarak bir fabrika satın aldık. Bu bizim yatırım anlamında ilk yurtdışı atılımımızdı. 2011’de Gemlik kampüsümüzde dünyada sayılı üreticinin sahip olduğu yüksek teknolojiye sahip 2 step spiral boru tesisini kurduk. Son olarak da Houston Teksas’ta bir sondaj borusu üretim tesisi yatırımı yaptık. Gelişim süreci olarak baktığımızda bunların globalleşme anlamında çok önemli adımlar olduğunu söyleyebilirim.
de kullanılan büyük çaplı hat boruları, tesisat boruları, sanayi boru ve profilleri, sondaj boruları gibi farklı uygulama alanlarına yönelik borular var.
“Gemlik Spiral Boru fabrikamız gerek teknolojisi gerekse de yetkinlikleri açısından spiral kaynaklı hat boruları alanında dünyanın önde gelen 3 üretim tesisinden biridir.” Firmamız başta enerji ve inşaat olmak üzere otomotiv, beyaz eşya ve mobilya gibi birçok sektöre ürün sağlıyor. Ürün gamımızda petrol, gaz ve su projelerin-
“‘Çalışanlar sayesinde başarı’ bizi ileriye taşıyan en önemli inisiyatifimizdir.”
Üretimimizi yurt içinde Halkalı ve Gemlik’teki 3 fabrikamız ve Bursa’da otomotiv sektörüne hizmet veren servis merkezimizle, yurtdışında ise Vobarno (İtalya) ve Houston (ABD) fabrikalarımızda sürdürüyoruz. 2011 yılında 100 Milyon USD yatırım bedeliyle devreye aldığımız Gemlik Spiral Boru fabrikamız gerek teknolojisi gerekse de yetkinlikleri açısından spiral kaynaklı hat boruları alanında dünyanın önde gelen 3 üretim tesisinden biridir. Bu tesiste üretilen hat borularını başta ABD olmak üzere pek çok ülkeye ihraç ediyoruz. Hatta Borusan Mannesmann bu pazarda ABD’ye ülkemizden ürün sağlayan tek tedarikçi konumunda yer alıyor. Bu konuda Avrupa’da da 2 üreticiden biri konumundayız.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
“7 yılı yurt dışında olmak üzere şirketin pek çok ticari ve teknik departmanda yönetim ve üst yönetim görevlerinde bulundum. Geçtiğimiz sene şirketteki 25. yılımı doldurdum.” 1991 yılında Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi bölümünden mezun olur olmaz, Borusan’da ‘Yönetici Adayı’ olarak işe başladım. O günden bugüne kadar 7 yılı yurt dışında olmak üzere şirketin pek çok ticari ve teknik departmanında yönetim ve üst yönetim görevlerinde bulundum. Geçtiğimiz sene şirketteki 25. yılımı doldurdum. 2017 yılı başından beri de Genel Müdür olarak görev yapmaya devam ediyorum. Boş zamanlarımda spor ve müzikle ilgileniyorum. Hayattaki en büyük tutkularımdan biri de elektronik müzik. Çeşitli şirket içi etkinliklerde DJ’lik yapmaktan keyif alıyorum. Kendi parçalarımı da yazmaya başladım.
Söyleşi
“Borusan Grubu sanayiye ilk adımını Borusan Mannesmann ile atmıştır. Asım Bey Florya Beşyol’da dört bin metrekarelik bir atölyede tek bir makineyle Türk çelik boru sanayinin temellerini atmış diyebiliriz.”
Sürdürülebilir yeni ürünler ve yeni iş modelleri geliştirmeye odaklı, sürekli yeniliğin peşinde koşan ve uzun vadeli inovasyon perspektifine odaklanmış bir şirket kültürünü geliştirmeyi hedefliyoruz. “Çalışanlar sayesinde başarı” bizi ileriye taşıyan en önemli inisiyatifimizdir. Mevcut iş kollarımızdaki süreçleri geliştirmek, verimliliği artırarak performansı yükseltmek, aynı zamanda yeni iş kolları ve modelleri yaratarak daima bir adım önde olmak adına inovasyon, dijitalleşme ve yönetim sistemlerine çok önem veriyoruz. Kullandığımız iş meto75
“Bizi pazarda güçlü kılan en önemli unsur ürünlerimizin yüksek kalitesi ve müşteri için yarattığımız değerin yanı sıra ürün yelpazemizin genişliği ve bulunabilirliğidir. Pazarlama stratejimizi de bu temel üzerine oturtuyoruz.”
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Söyleşi
dolojileri arasında yer alan Yalın Altı Sigma ile iş süreçlerimizi sürekli geliştirme ve verimliliği artırma olanağı buluyoruz. Yalın 6 Sigma çalışmalarının önemli bir bölümünü, doğrudan müşteriye dokunan ürün ve hizmetler geliştirerek müşteri memnuniyet ve bağlılığını artıran projelerle yürütüyoruz.
76
Var olduğumuz pazarlarda öncelikli olarak pazar payımızı koruyan, kârlılığımızı ve pazar lideri konumumuzu devam ettirmemize olanak sağlayan, büyüme beklediğimiz alanlarda ise büyümemize ivme yaratacak katma değerli yeni ürün ve süreçlere yatırım yapmaya devam ediyoruz. 2016 yılında inovasyon ciromuzu, şirket konsolide cirosunun yaklaşık %13 ‘üne ulaştırdık. İç piyasada güçlü ve köklü bir bayi ağımız var. Şirket olarak pazarlama stratejimizi belirliyor ve bayi ağımız üzerinden uyguluyoruz. Satışlarımız bayilerimiz aracılığıyla gerçekleşiyor. Bizi pazarda güçlü kılan en önemli unsur ürünlerimizin yüksek kalitesi ve müşteri için yarattığımız değerin yanı sıra ürün yelpazemizin genişliği ve bulunabilirliğidir. Pazarlama stratejimizi de bu temel üzerine oturtuyoruz. İhracat pazarlarında ise dağıtım kanalı etkinliğine odaklanarak, müşteriye daha yakın olacak ve entegre çözümler önerebilecek bir yapıya ulaşmayı hedefliyoruz. Avrupa’da çok güçlü bir distribütör ağımız var ve marka bilinirliğimiz de bu oranda çok yüksek. ABD kıtasında müşterinin sesini daha iyi dinlemek, daha entegre çözümler sunabilmek ve pazarı daha iyi anlayabilmek için yeni bir dağıtım kanalı stratejisi belirledik. Çok uzun zamandır kullandığımız kanalları değiştirmeye karar verdik. Yeni yapı ile daha fazla müşteriye ulaşacağız ve pazarı daha iyi tanıyacağız. Yeni fırsatları daha iyi tespit edeceğiz. Doğru coğrafyalarda katma değerli ürünlere yatırım yapan yerel üretici olma vizyonumuzu da sürdürüyoruz.
“Türkiye’nin tüm dünyada tanınan değerli ve global bir markası olma yolunda önemli bir mesafe kat ettiğimizi söyleyebilirim.” Borusan Mannesmann bugün üretiminin çok büyük bir kısmını 40’tan fazla ülkeye ihraç ediyor. ABD ve Avrupa en önemli ihracat pazarlarımızı oluşturuyor. ABD’de kendi sektörümüzde ilk 5 markadan biriyiz.” Borusan Mannesmann olarak biz iddialı olabileceğimiz pazarlarda yerel üretici olmayı tercih ediyoruz. Yüksek potansiyel gördüğümüz pazarlarda müşterimize yakın olmak amacıyla doğrudan yatırım yapıyoruz. Bu adımların ilkini 2001 yılında İtalya’nın Vobarno kentinde aldığımız fabrika ile attık. Avrupa otomotiv endüstrisine yönelik ürünler ürettiğimiz tesisimiz, bu pazardaki güçlü konumumuzu korumamızı sağlıyor. İkinci adımı ABD’de attık. Houston kentinde kurduğumuz 300.000 ton kapasiteli petrol ve doğalgaz çıkarımında kullanılan kuyu ve sondaj borusu tesisinde üretim 2014 yılında başladı. Bu yatırımla birlikte şirketimiz gerek satış hacmi, gerekse de üretim kapasitesi açısından Avrupa’nın önde gelen üreticilerinden birisi olmanın yanında ABD’de üretim tesisi olan bir Türk firması konumuna geldi. Yılın ilk çeyreğinde sondaj borusu satışlarımız bir önceki yıla göre %28 artış gösterdi. Pazar koşullarındaki toparlanmanın yılın geri kalanında da sürmesini bekliyoruz. Bugüne dek çok önemli boru hattı projelerine imzamızı attık. Bunlar arasında Bakü – Tiflis – Ceyhan Boru Hattı, Şahdeniz, Mavi Akım, Macaristan Doğalgaz Boru Hatları ve TANAP bulunuyor. Ayrıca son yıllarda Amerika pazarlarında önemli başarılar elde ettik. Uluslararası alanda Türkiye’de birçok ilki gerçekleştirdik. Dünyada ilk defa, ABD’ye ve Meksika’ya deniz aşırı bir ülkeden 24,5 metre boru ihracatını ve gönderimini şirketimiz yaptı. ABD Elba Express Projesi’nin yanı sıra 449 kilometrelik
Lonestar Express NGL Doğalgaz Boru Hattına boru sağladık. Halen Meksika’daki Tuxpan – Tula Doğalgaz Boru Hattına boru tedarik çalışmalarımız devam ediyor. “Temel değerlerimizi paylaşan, iş kültürümüze uyum sağlayabilen iş ortaklarıyla çalışıyoruz. Çalışmalarını verimli ve sürdürülebilir bir zeminde yürütmelerine dikkat ediyoruz.” Bayi ağımız bizim temel güç kaynaklarımızdan biri ve bu nedenle büyük önem taşıyor. Aynı zamanda müşteriler önün-
Borusan Mannesmann’ın da zor bir yılda güçlü bir performans ortaya koyduğunu söyleyebilirim. Stratejik büyüme alanlarımızdan biri olan spiral kaynaklı borularda kazandığımız uluslararası projeler geçen yıl şirket performansımıza önemli katkılar sağladı. Başta TANAP olmak üzere, ABD ve Meksika’da
kazanılan projelerin de katkısıyla spiral kaynaklı boru satışı ve karlılığı şirket tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı. İç piyasada yaşanan yoğun rekabet ortamında daha efektif bir şekilde rekabet edebilmek amacıyla yeni ürün ve yeni iş modelleri gelişimine büyük önem verdik ve pazardaki etkinliğimizi büyük ölçüde koruduk. İnşaat sektörü özellikle darbe girişimi, referandum süreci gibi gündemler sebebiyle beklenen büyümeyi ve hareketliliği gösteremedi. Buna bağlı olarak tabi ki tesisat segmentinde de bir gelişim sağlanamadı. Bir diğer stratejik büyüme alanımız olan ve yüksek katma değerli ürünlerin yer aldığı otomotiv segmentinde, 2016 yılında hem satış tonajı hem de finansal sonuçlar olarak şirket tarihinin en iyi sonuçlarını elde ettik. Otomotiv sektörünün kalbi olan Bursa’nın Organize Sanayi Bölgesinde 10.000 m2 kapalı alanda boru işleme servis merkezi kurarak, müşterilerimize daha fazla değer yaratacak çözümler sunmaya başladık.
Söyleşi
2016 yılında Türkiye ekonomisi düşük hızlı bir büyüme gösterdi ve yılı %2,9 büyüme ile tamamladı. Ekonominin en kritik süreci Türk Lirasında olduğu gibi tüm dünya piyasalarında Euro ve Doların değer kazanması oldu. Siyasi istikrarsızlık da sektörlerin performanslarını olumsuz etkilemeye devam etti. Büyümeye en önemli pozitif katkı kamu tüketiminden geldi.
“Borusan Mannesmann’ın da zor bir yılda güçlü bir performans ortaya koyduğunu söyleyebilirim.”
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
de bizi temsil ediyor, onlar için Borusan Mannesmann’ın yüzünü oluşturuyorlar. Bu bakımdan, işimizi etkin bir şekilde yürütebilmek, itibarımızı ve marka değerimizi korumak doğrultusunda standartları kendimiz için olduğu gibi bayilerimiz için de yüksek tutuyoruz. Temel değerlerimizi paylaşan, iş kültürümüze uyum sağlayabilen iş ortaklarıyla çalışıyoruz. Çalışmalarını verimli ve sürdürülebilir bir zeminde yürütmelerine dikkat ediyoruz. Bayilerimizle ilişkilerimizi sağlıklı bir şekilde yürütmeye, bu doğrultuda iletişim kanallarımızı iki yönlü olarak açık tutmaya da elbette büyük önem veriyoruz.
Borusan Mannesmann Gemlik Üretim Tesisleri
77
öngörüleri destekliyor. Türkiye’de önümüzdeki dönemde fonlama maliyetlerinin yükseliş eğilimine girebileceği düşünüldüğünde ise sektörün finansman koşullarında kısmi bir sıkılaşma olabileceği söylenebilir. Ayrıca, ulusal ve uluslararası gelişmeler paralelinde dalgalı bir seyir izleyen döviz kurlarının da orta vadede sektörün maliyetleri üzerinde yukarı yönlü bir baskı oluşturabileceğini öngörmekteyiz.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Söyleşi
Sektörde konut talebini canlandırmaya yönelik tüketicilere verilen desteklerin yanı sıra kentsel dönüşüm, mütekabiliyet yasası ve kamu projelerine yönelik devlet garantileri başta olmak üzere yapılan yasal düzenlemeler sektöre destek sağlıyor. Orta-uzun vadede bu yönlü teşviklerin de devam edeceğini bekliyoruz.
“Önümüzdeki 5 yıl içinde kamunun büyük ölçekli altyapı yatırımlarından oluşan mega projelerin ve kentsel dönüşüm projelerinin sektörün itici gücü olmaya devam edeceğini öngörmekteyiz.” Yarattığı katma değer ve istihdam ile Türkiye’nin ekonomik büyümesinde önemli paya sahip sektörlerden biri olan yapı sektöründe önümüzdeki 5 yıl içinde kamunun büyük ölçekli altyapı yatırımlarından oluşan mega projelerin ve kentsel dönüşüm projelerinin sektörün itici gücü olmaya devam edeceğini öngörmekteyiz. Diğer taraftan siyasi istikrarın sağlanmasının, makroekonomik dengeler üzerindeki etkisi düşünüldüğünde, gerek sektöre yönelik yatırım gerekse de tüketim iştahı açısından belirleyici olduğunu görmekteyiz. Özellikle geçtiğimiz yıl artış gösteren jeopolitik riskler ve yurt içinde yaşanan siyasi gelişmeler
78
neticesinde yükselen siyasi belirsizlik ülke ekonomisinde olduğu gibi inşaat sektöründe de ivme kaybına yol açtı. Ancak ilerleyen dönemde alınan destekleyici önlemler sektörün bir miktar toparlanmasını sağlamış bulunuyor. Sektörün ekonomik aktiviteye yüksek duyarlılığının önümüzdeki dönemde de devam edeceğini düşünmekle birlikte, bu yönlü gelişmelerin sektörün kısa-orta vade geleceğinde belirleyici olacağını öngörüyoruz. ABD Merkez Bankası’nın faiz oranlarında normalleşmeye yönelik kademeli olarak faiz artırımlarına devam etmesi bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde faiz oranlarının yükseleceği yönündeki
“Sektörün bir diğer sorunu da görece zayıf sermaye yapısı ve düşük maliyetli finansmana ulaşım konusunda yaşanan güçlükler olarak öne çıkıyor.” Türkiye inşaat sektörü kaliteli, nitelikli üretimi ve uluslararası projelerdeki tecrübesi ile rekabetçi bir güce sahiptir. Artan nüfus ve şehirleşme politikaları konut ve altyapı ihtiyaçlarını artırmakta, bu durum sektörün büyüme potansiyelini canlı tutmasına olanak sağlamaktadır. Ayrıca, gerek avantajlı coğrafi konumu gerekse de büyüme potansiyeli ile sektöre yatırım yapmak isteyen yabancı yatırımcıları da çekiyor. Bu kapsamdaki gelişmeleri desteklemek amacıyla devlet tarafından sağlanan teşviklerin ve düzenlemelerin de sektöre olumlu katkısı devam ediyor. Sektörün sunduğu geniş istihdam olanakları işsizliği azaltıcı yönde ülke ekonomisine önemli katkı vermeye devam ediyor. Diğer taraftan, Türkiye ekonomisinin yurt içi ve yurtdışındaki olumsuz ekonomik ve siyasal gelişmelere karşı oldukça kırılgan bir yapıya sahip olması, Türkiye inşaat sektörünün bu yönlü gelişmelerin yaşandığı dönemlerde durgun bir performans göstermesine neden olabiliyor. Sektörün bir diğer sorunu da görece zayıf sermaye yapısı ve düşük maliyetli finansmana ulaşım konusunda yaşanan güçlükler olarak öne çıkıyor. Küresel ve iç ekonomik koşulların sonucunda fonlama maliyetlerinde gerçekleşebilecek artış, hem sektörün arzını hem de tüketici talebini olumsuz yönde etkileme potansiyeline sahiptir. Ayrıca, artan vergiler konut talebini olumsuz yönde etkilerken, vergiden kaçınmak adına kayıt dışı işlemlere yönelim eğilimlerinin de ülke ekonomisini olumsuz yönde etkilediğini söyleyebiliriz.
Mustafa Dikkaya
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Firmalar İnsanlar
Dikkaya A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
80
1943 yılında Denizli Buldan’da doğumdum. 1958 yılında İzmir Fransız koleji, 1962’de İzmir Atatürk Lisesi ve 1967 yılında da ODTÜ Metalurji Mühendisliğinden mezun oldum. Bu yıl 50’inci mezuniyet yılımı kutlayacağız. Askerliğimi takiben bir dönem idarecilik yaptıktan sonra geçimimi sağlamak üzere sermayesiz, borç harç 1976 yılında dökümcülük yapmaya başladım. 1978 yılında ise şirket içinde bizzat çalışacak 6 arkadaş ile beraber Dikkan A.Ş.’yi kurduk. Çok kısıtlı bir sermaye ile başlamamıza rağmen fevkalade başarılı bir 10 yıl geçirdik. Ancak çok ortaklı şirketlerde görüldüğü üzere 1988 yılında iş ortaklığının yürümediğini gördük ve kurulu düzenimizi sattık. O günün koşullarında kısıtlı birikimim ancak ticaret hayatıma yetecek sermayemle, bu gün 29. senesini kutlayacağımız Dikkaya A.Ş.’yi ODTÜ-Makine mezunu oğlumla birlikte kurduk. Mekanik tesisat malzemesi ticaretimiz, 2008 yılında 4000m² kapalı alana sahip iş yerimizi satın alarak baş-
“O günün koşullarında kısıtlı birikimim ancak ticaret hayatıma yetecek sermayemle, bugün 29. senesini kutlayacağımız Dikkaya A.Ş.’yi ODTÜ-Makine mezunu oğlumla birlikte kurduk.” ladı. Bugün halen aynı alanda devam ettiğimiz inşaatçılar çarşısındaki mağazamızda 3-4 kişi olarak başlayıp bugün 60 çalışana ulaştık. Zamanla sağladığımız bu büyüme bizi Ege Bölgesinde ana toptancı olarak dağıtıcı kimlikle hizmet veren bir firma haline getirdi. Modern sevk idarenin gereği bir düzlemde faaliyet gösteren firmamızda son iki senedir,
ihracat faaliyeti içinde de bir ekip oluşturup, geniş bir coğrafyada koşuşturma içine girdik. 2008 yılından itibaren aynı yerleşimin bir kısmında takriben 400m² bir alanda vanacılığın o günkü kalite şartlarında imalata başladık. İmalat sahamızda tarımsal sulamada kullanılan vanalara yönlenerek, küçük ölçekli bir imalathane oluşturduk. 6 arkadaşımızın
2011 yılında 7500 m² kapalı alanı olan bir fabrika satın aldık. 400 m² sıkışıp kalmış atölyemizi yeni tesislerimize taşıyarak imalat kapasitemizi 5 kat büyüttük. Bu gün 2 tesis ile birlikte 120’nin üzerinde çalışanımız bulunuyor. Son 10 yılın bu hızlı büyümesinde ana unsur öncelikle çalışkanlık, bilgi ve becerimiz oldu. Dürüstlüğümüz ile çevremize verdiğimiz güvenin ayrıca bir etken olduğunu düşünüyorum. İşletme içi çalışma düzenimiz olarak modern sevk idarenin gereklerini yerine getirmemiz ile mümkün oldu. Her müşterimize tanıdığımız bir risk limiti var, tarihi gelmemiş çek tutarını göz önünde bulundurarak sorguluyoruz. Yeni gelen siparişleri bu
süzgeçten geçirerek sevkiyata yönlendiriyoruz. Bu gün fabrika imalatlarımızın büyük çoğunluğu resmi daire müteahhitlerine satılıyor. Ticari faaliyetimiz olarak müşteri temsilcilerimiz Ege’yi dolaşıp, bölgelerinde 140 sayfa tutan fiyat kataloğu ile müşterilerimizle bağlantı yapıp, sipariş alıyor. Alınan bu siparişler kamyonlarımızla müşterimizin ayağına kadar götürülüyor. Kadro düzenimiz olarak şirkete giren ve çıkan her mal kayıt altında tutulup, bu bilgiler dönem dönem gerektikçe istatistik çalışması olarak değerlendiriliyor. Ticari firmamız geniş bir kadro ile hizmetini götürüyor, ciro ve fatura trafiği yoğunluğu dikkate alındığında hizmet hızı hata paylarının çok az oluşu, karar vermede isabetlilik sağlıyor. Ayrıca satın alma ve araştırma hizmetlerinin yerine getirilmesi ancak 2 elemanın araştırması ile mümkün oluyor. Faturaların fiyatlandırılması ve kısa zamanda müşterilerimize intikali istihdamı gerekli kılıyor. Sevkiyatı organize eden 2 elemanımız 15 kişilik yükleme boşaltma hizmetini organize edip, müşterilerimizin iş yerine en kısa zamanda siparişlerinin sevkiyatını sağlıyor. Müşterilerimizin önemli bir kısmı bizim de bağlantı yaptığımız ürünler için bağlantı yapıyor, bayi sıfatı ile sadakat içinde ticaretlerini sürdürüyor. Bu suretle
taahhüt ettikleri ödenek, bitesiye kadar satın aldıkları malı en ucuz fiyata temin edip, kazançlarını büyültme imkanına sahip oluyorlar. Bağlantılı çalışma bir yerde dürüstlük ölçüleriyle sürdürülen bir ilişki bütünüdür. Eski zamanlarda zaten dürüst olmayan kişilerin para kazanması hayaldi, enflasyon bu güveni sarstı ve çeke karşı büyük bir güvensizlik gelişti. Bu gün yeni yeni bankalar işi sıkar hale geldiler ve piyasa önemli ölçülerde temizlenir oldu. Çek karnesini, sermayesinin önemli bir kısmı haline getiren tüccar piyasadan yavaş yavaş eleniyor. Firma olarak başarımızın bir sırrı; dürüstlüğümüzden öte kaliteli ve ucuza temin ettiğimiz malın stoklarımızda bulunması, tahsilatlarımızın hızlıca yapılması sistemimizde para batırılmamasıdır. Geniş çeşit, aynı malın ölçü ve alternatif çeşitliliği de yüksek ciroda etken oluyor. TİMDER, ülke sathında büyük bir yayılma gösterip, üyeler arası dayanışmayı çok güzel geliştirmiştir. İstanbul’da çok mükemmel ve takdire değer bir tarzda meslek içi eğitim faaliyetleri sürdürülüyor. İhtiyaç sahibi gençlere burs verilmesi ve bunun için üyelerin organize edilmesi de büyük bir başarıdır. Zamanını bu yönde ayırarak performans ortaya koyan arkadaşlarımı canı gönülden kutluyorum.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
bölgeye hakim konumda dolaşarak aldıkları siparişleri yine 7 adet aracımızla sevk eden firmamız bölgede zamanla bayi düzenini kurarak hizmet verir oldu. Firmamız teknik bilgi kapasitemiz ile alt yapı, üst yapı, peyzaj, ısı, pompa yangın, tarımsal sulama sahasında aranılan bir kaynak halinde büyüdü. Birçok üreticinin İzmir’de bölge temsilciliği ve tek satıcılığını edinir olduk. 1996 yılında İsrail Raphael firmasından ithal ettiğimiz soğuk su için basınç ve debi kontrol vanalarını ülkemizin her tarafına satar olduk ve bu gün aynı firmaya ihracat yapıyoruz.
Firmalar İnsanlar
“Firma olarak başarımızın bir sırrı; dürüstlüğümüzden öte kaliteli ve ucuza temin ettiğimiz malın stoklarımızda bulunması, tahsilatlarımızın hızlıca yapılması sistemimizde para batırılmamasıdır.”
81
Halim Özdemir
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Geçerken Uğradık
Aktif Grup Yönetim Kurulu Başkanı
82
1961 Çankırı Orta doğumluyum. Çankırı Orta’lılardan tesisatçı, camcı, aynacı bir de kuruyemişçi çok çıkar. Biz tesisatçı tarafındanız. Amcam tesisat taşeronuydu, ben de okul harçlığı kazanmak için ortaokulda onun yanında çıraklık yapmaya başladım ve lise eğitimimin sonuna kadar da devam ettim. Liseye geldiğimde de elektrik işlerini sevdiğim için elektrik üzerine okumak amacıyla Kadırga Endüstri Meslek Lisesi’ne, daha sona da Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesine gittim. 1979 da üniversiteyi kazanamayınca Isısan’ın deposunda depocu olarak işe başladım. Sonraki sene üniversiteyi kazanınca öğlene kadar okula gidiyor, öğleden sonra ise yine depoda çalışıyordum. 5 sene depoda çalıştıktan sonra üniversite eğitimim bittiğinde firmanın sahibi Sayın Rüknettin Küçükçalı, üniversiteli depocu olmaz diyerek beni satış bölümüne aldı ve 10 sene satış bölümünde çalıştım. Sonrasında ise 1995 yılına geldiği-
“Gri suyu Türkiye’de sektöre ilk duyuran, anlatan biz olduğumuz için sektör lideri de biz olduk. 2007 yılında bu konuyla ilgili çalışmalara başladık ve 10 senedir çalışmalarımıza devam ediyoruz.” mizde Aktif Isı’yı kurduk. Malzeme satışı ve uygulamayı bir arada yürüttüğümüz Aktif Isı’yı çok ortaklı bir şirket olarak kurduk. 2000 yılında uygulama şirketini ayırırken, 2005 yılında da Aktif Çevre şirketini kurduk. Şirketlerimizden Aktif Isı tamamen malzeme satan ve ağırlıklı olarak projelere
malzeme satan bir şirkettir. Geçen seneden başlattığımız alt bayilik yapılanmasıyla perakendenin de bir kısmına giriyoruz. Aktif Elektromekanik ise uygulama firmamızdır. Komple anahtar teslim mekanik tesisat işleri yapıyoruz. Orada ayrı bir ortağım var, işlerle kendisi ilgileniyor. Bir diğer şirketimiz olan Aktif Çevre ise Yenilenebilir Enerji Tek-
“Dünyanın Türkiye’ye ihtiyacı var. Bizim çok kazanıyor olmamız ve ekonomimizin iyi olması lazım ki dünyadaki dengeleri değiştirebilelim.”
“2011 yılında araba, halı yıkamak yasak diye belediye başkanı açıklama yapıyordu ve ciddi sıkıntılar yaşanmıştı. Bu sistemler kurulduğunda sudan %50-80 arasında tasarruf sağlanıyor.” Su çok önemli, yağmur yağmadığı zaman Türkiye bir sonraki sene susuz kalıyor. 2011 yılında mesela araba, halı yıkamak yasak diye belediye başkanı açıklama yapıyordu ve ciddi sıkıntılar yaşanmıştı. Bu sistemler kurulduğunda sudan %50-80 arasında tasarruf sağlanıyor. Belediye bu suyu arıtırken daha az su arıtacak ve buradan kazanacak, suyu daha az harcayacak ve barajlar boşaldı sorunu yaşanmayacaktır. Düzce’den su getirilmeye çalışılıyor, hazır su daha iyi değerlendirilse her şey daha kolay olacak diye düşünüyoruz. Ancak maalesef bu konuda devletin desteğini arkamızda göremiyoruz. Biz bıkmadan anlatarak farkındalık yaratmaya çalışıyoruz.
Bu konuda yeterli olmasa da olumlu gelişmeler de var. Örneğin Kadıköy Belediyesi 200 dairenin üstündeki sitelere bu sistemi zorunlu hale getirdi. Bize göre bunun 50 daire olması daha uygun olur. Bursa Nilüfer Belediyesi, sistemi uygulayan müteahhitte %10 emsal artışı veriyor. TOKİ Emlak Konut ve İstanbul Belediyesi de bazı olumlu adımlar atıyorlar. Ancak bunun tüm Türkiye’ye yaymak elzemdir. “Yatırım ve işletme maliyeti dâhil hesap edildiğinde 500 dairelik bir sitede kullanıldığını düşünürsek 8 ayda yatırılan parayı geri kazandırıyor.” Sisteme fayda maliyet açısından bakıldığında çok maliyetli bir sistem de değil. Yatırım ve işletme maliyeti dâhil hesap edildiğinde 500 dairelik bir sitede kullanıldığını düşünürsek 8 ayda yatırılan parayı geri kazandırıyor. Bu işin problemli tarafı binayı yapan müteahhit daireleri satıp gidiyor, bu nedenle de bu işin maliyeti vatandaşa kalıyor. Son kullanıcı da daireyi almadan bunu bilmediği için talep edemiyor. Bu nedenle de müteahhitin daireyi yaparken bu sistemi kurmak için ekstra bir maliyet harcaması gerekiyor. Oysa müteahhitlerde daireyi
Geçerken Uğradık
Topbaş geldi. İnsanların gri suyu kullanabilmesi için atık su bedeli almayın şeklinde talebimiz oldu. Konuyu Çevre ve Şehircilik Bakanı’na da ilettik, bu şekilde anlatmaya çalışıyoruz ama yeterli değil. Devletin bu konuyu desteklemesi şart.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
nolojileri Limited Şirketi olarak geçer. Orada özellikle yenilenebilir enerjiyle ilgili çalışmalarımız var. Şirketin ilk proje alanı Gri Su Geri Kazanım ve Yağmur Suyu Toplama Sistemleri’dir. Gri Su’yu Türkiye’de ilk sektöre duyuran, ilk anlatan biz olduğumuz için sektör lideri de biz olduk. 2007 yılında bu konuyla ilgili çalışmalara başladık ve 10 senedir konuyla ilgili çalışmalarımıza devam ediyoruz. Sistemin malzemelerini Almanya’dan ithal ediyor, proje uygulamasını gerçekleştiriyoruz. Gri Su Geri Kazanım Sistemi patentli bir sistem, patenti bize ait ve konuyla ilgili ciddi referanslarımız da var. Bu sistemi insanlara tanıtmak için 10 senedir uğraşıyoruz. Bu iş bizimle birlikte başladı ve tabi bizden sonra bu işe giren rakiplerimiz de oldu. Bu iş henüz istediğimiz yerde değil daha gelişmesi gerekiyor. Şu anda sırf gri su’yla ilgili yaklaşık 50 tane projede uygulama yaptık. Özel sektörde birçok sertifikayla birlikte çevreci binalar yapılıyor ve o binalarda ağırlıklı olarak bu sistem kullanılıyor. Özel sektör ağırlıklı çalışıyoruz çünkü devlet bu işe maalesef çok sıcak bakmıyor. Ancak bu işin yayılması için devletin destek vermesi gerekiyor. Geçenlerde bir fuara katıldık, fuara İstanbul Belediye Başkanı Kadir
83
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Geçerken Uğradık
“Eskiden Anadolu’da sözün senet sayılması gibi bir tabir vardı. Biz bunu politika olarak uyguluyoruz. Bizim sözümüz senettir ve bu da sonucunda güveni, arkasından da hizmeti getiriyor.” satarken bu sistemi uygulasa bunu da bir pazarlama aracı olarak da kullanabilirler. Artık herkes daire yapıyor. Farklı olmak için daha kaliteli, enerji verimliliği olan akıllı binalar yapılmalı ki sıradan iş yapanlardan farkınız olsun. Bunu yapanlar da var, bu sayı her geçen gün de artmaya devam ediyor. Bu sistemin daire başına 100 Euro maliyeti var. Biz müteahhitlere sistemi kurmayın ama en azından bunun alt yapısını hazırlayın diyoruz ki bu da çok büyük bir maliyet değil. Vatandaş dairesine girdiği zaman istiyorsa bu sistemi kurabilme imkânı olsun. Bunun alt yapısı olmazsa insanların yeniden boruları kırıp bu sistemi kurdurması çok daha zahmetli bir iş oluyor ve kimse buna yanaşmıyor. “Marmara Bölgesi deprem bölgesi olması sebebiyle ciddi bir kentsel dönüşüm ihtiyacı var ancak bakıldığında mevcut binaların henüz %80’inde kentsel dönüşüm gerçekleşmedi. Gerçekleşecek bir depremde şuan ki durumda 150 Bin kişinin kaybından söz ediliyor ve bu korkunç bir rakamı işaret ediyor.” Sektör son 15 yılda inşaata yatırım yapıldığı için hızla gelişti. Buna ihtiyaç da var. Çünkü özellikle Marmara Bölgesi’nin deprem bölgesi olması sebebiyle ciddi bir kentsel dönüşüm ihtiyacı var ancak
84
bakıldığında mevcut binaların henüz %80’inde kentsel dönüşüm gerçekleşmedi. Bu binaların hızla dönüşmesi gerekiyor. Gerçekleşecek bir depremde şuan ki durumda 150 Bin kişinin kaybından söz ediliyor ve bu korkunç bir rakamı işaret ediyor. 1999 yılındaki Gölcük depreminin ardından 2017’ye geldik ve hala bir arpa boyu yol alınamadı. Bu noktada vatandaşın da duyarlı olması gerekirken direnç gösteriyor. 100m2 dairem var, 150m2 olsun, 80 m2 olup da güvenli olsun demiyor. 2016 yılında alışveriş ve iş merkezleri hariç 1 Milyon daire satıldı ki bu her sene aşağı yukarı bu sayıda oluyor. Bu yönden baktığınızda Türkiye’de bu sektör 20-25 sene daha gider. Hem yenileme pazarında hem yeni bina anlamında Türkiye’de çok iş var. Biz proje odaklı çalıştığımız için perakende sektöründeki durgunluk bizi pek etkilemiyor. Ekonomideki tutarsızlıklar, dövizin çok yükselmesi tabi ki bizi de etkiliyor. Mesela referandum sürecinde işler 2 hafta boyunca durma noktasına geldi. İnsanların neyi beklediğini de anlamış değilim ama maalesef bizim insanımızın böyle bir durumu var. İşini yapan yine yapıyor ama psikolojik olarak bir durma hali yaşandı. Bizim Türk milleti olarak çok çalışmamız lazım. Daha fazla
çalışıp daha fazla üretip, dostlarımızı sevindirip, düşmanlarımızı üzmemiz lazım. Dünyanın Türkiye’ye ihtiyacı var. Bizim çok kazanıyor olmamız ve ekonomimizin iyi olması lazım ki dünyadaki dengeleri değiştirebilelim. Aktif Grup’ta üç şirkette yaklaşık 75 kişi çalışıyor. Elektromekanik şirketimizin şantiyeleri var. Şantiyelerde çalışan taşeronlar var. O da şantiyenin durumuna göre değişiyor. Bazen 200-300-500’lü sayılara çıkabiliyoruz. İkitelli’de yaklaşık 5.000 m2 bir depomuz var. Malzemeleri orada stok ediyoruz. Biz firmamızın alt yapısında yıllardır savunduğumuz ahlaki değerlere önem veriyoruz. Eskiden Anadolu’da bir tabir vardı, sözün senet sayılması gibi, biz bunu politika olarak uyguluyoruz. Bizim sözümüz senettir ve bu da sonucunda güveni, arkasından da hizmeti getiriyor. Çünkü malzemeyi rakiplerimizden çok da farklı almıyoruz. İş fiyatta değil, iş tamamen hizmet ve güvendedir. Biz rakiplerimizden avantaj sağlayabilmek için bu yolu izliyoruz. Güvenli olmaya çalışıyoruz, verdiğimiz sözleri yerine getirmek için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Hizmetimizi de iyi yapmaya çalışıyoruz. Bu şekilde ilerleyince memnuniyet kendiliğinden geliyor.
“Biz rakip olabiliriz ama neticede şirketlerimize bir sermaye koyuyorsak hepimizin kar edebilecek halde olmamız lazım. Birbirimizle rekabet ederken birbirimizi ezmememiz, karlarımıza göz koymamamız lazım.” 2016 yılında öncelikle İstanbul’da alt bayilik yapılanmasıyla ilgili çalışmalara başladık. 2017 yılında bu çalışmayı Marmara Bölgesi ve Anadolu’ya açma hedefimiz var. Bizim gibi çalışan firmalarla işbirliği içinde olmak istiyoruz. Bununla ilgili TİMDER’de bir kaç toplantı
“Piyasada 50 tane satıcı firma varsa ve 50 tanesi de aynı şeyi söylerse o zaman piyasa birlik olur, disipline girer ve insanların para batırma olayı ortadan kalkar.” Tahsilat problemleriyle ilgili olarak TİMDER çatısı altında çalışma başlattık. O çalışma eğer neticeye kavuşursa, piyasada 50 tane satıcı firma varsa ve 50 tanesi de aynı şeyi söylerse o zaman piyasa birlik olur. Fakat bunu ben söyleyip diğeri söylemezse bir dengesizlik olur. Fakat herkes aynı şeyi söylerse hem piyasa disipline girer hem de insanların para batırma olayı ortadan kalkar. “Devlet tarafına baktığımız zaman vergiler çok yüksek, firma zarar etse de devlet her halükarda peşin vergi, KDV gibi parasını baştan alıyor. Maalesef bankalar da devlet de bu şekilde çalışıyor. Bu anlamda biraz daha adaletli olunması lazım.”
Mühendis para kullanmaz; aklını, mühendisliğini kullanır. Mühendis zaten bilgisini kullanarak müteahhite para kazandırıyor, dolayısıyla bir de malzemeyi üstlenmemesi lazım. Bunu disipline edecek yine bizim gibi malzeme satıcılarıdır. Eğer biz kendi aramızda birlik olursak aynı şeyleri söylersek o zaman zaten bu sıkıntıları mekanikçiler de yaşamamış olur ve onlara da faydamız dokunur. Devlet tarafına baktığımız zaman vergiler çok yüksek, firma zarar etse de devlet her halükarda peşin vergi, kdv gibi parasını baştan alıyor. Sene sonu geldiğinde ben zarar etsem de devleti ilgilendirmiyor. Normalde devletin benden kar payı alması lazım. Maalesef bankalar ve devlet de bu şekilde çalışıyor. Bu manada biraz daha adaletli olunması lazım. Türkiye’de esnaf çok eziliyor. Bu kapsamda devletin de bankaların da biraz daha destek vermesi gerekiyor. Sektörün bir diğer sorunu ise İstanbul’da çok dağınık yerlerdeyiz, belli bir yerde toplanılması lazım. TİMDER’in yapması gereken çalışmalardan birisi de İstanbul’un belli yerinde sanayi sitesi şeklinde en azından 1000m2 bir yere sahip dükkânlar, depolar şeklinde bir yer oluşturursa bu şekilde sektörün bir yerde olması piyasanın avantajına olur. “TİMDER devletle veya bankalarla ilgili problemli konularda çalışmalar yapabilir, bu tip konularda aracılık edebilir.” TİMDER üreticilerle satıcılar arasında bir köprü görevi üstlenmelidir. Üretici firmalar zaman zaman çok acımasız oluyorlar. Direk malzeme satıyorlar. O tip konularda TİMDER’in buna aracılık etmesi gerekiyor. Bu herkesin faydasına olur. Biz teminat veriyoruz ama başkaları teminat vermeden gidip başka yere bayilik de verebiliyor, direk malzeme de satabiliyor. Yapılan başka bir yanlış uygulama da bir seferlik projelere bayilere verilmeyen indirim ve vadeler veriliyor. Eğer bu imkân varsa önce bayinin desteklenmesi lazım. Üretici firmalar bu bakış açılarını değiştirmeliler. Bunlar yanlış uygulamalardır. Bayilik yapısının özellikle oturtulması gerekiyor. Üretici tarafında da bayi belli bir bölgede faaliyet gösteriyorsa, onu desteklemek uygun olur. Hep beraber iş ortaklığı yapıyoruz, iş ortaklığında her iki tarafın birbirini desteklemesi anlamlı olur. TİMDER devletle veya bankalarla ilgili problemli konularda çalışmalar yapabilir, bu tip konularda aracılık edebilir. TİMDER malzeme satıcılarının mümkün olduğu kadar arkasında durmalı ve bu tip çalışmalara öncülük etmelidir.
Geçerken Uğradık
yaptık. Toplantıları yine devam ettirip biraz daha pratiğe dökmek istiyoruz. Biz rakip olabiliriz ama neticede şirketlerimize bir sermaye koyuyorsak hepimizin kar edebilecek halde olması lazım. Birbirimizle rekabet ederken birbirimizi ezmememiz, karlarımıza göz koymamamız lazım. Tatlı bir rekabet tabi ki olmalı ama öldürücü rekabet olmamalı. Bu sebeple bu tip çalışmaları özellikle TİMDER çatısı altında yapmaya çalışıyoruz. Ortak satın alma, şirketlerin beraberce hareket etmesi gibi çalışmaları yapmaya çalışıyoruz. Birbirimizin ayağına basmak yerine elinden tutalım. Hastanesi, oteli, fabrikası vs hariç senede 1 Milyon konut yapılıyor, bu rakam herkese yeter. Bu şekilde ezici rekabetle müteahhitlere faydamız, kendimize zararımız oluyor. Biz özellikle mekanik tesisatçı firmalara malzeme satıyoruz. Bu firmalarla ilgili sıkıntı var. Müteahhitler parasını vermeden bu firmalara iş yaptırmaya çalışıyor. Normalde mekanikçi firma mühendisliğini kullanan, kalemini kullanandır fakat şimdi parasını da kullanıyor. Parası da yetmeyince haliyle bir sürü batan firma oluyor. Malzeme satıcılarında olan problem gibi mekanik tesisatçılarında da kör bir rekabet var. 2-3 ay iş almasa bir sonraki işi çok daha karlı alacak ama sabredemiyor ve yine müteahhitin faydasına çalışıyorlar. Bu bir handikap, mekanikçi firmaların da bu anlamda biraz daha akıllı davranmaları lazım. Bu durumda malzeme satıcısı firmalara yani bizlere yansıyor, o zamanda zararı biz görüyoruz. Bunun için de bu firmaları disipline etmek gerekiyor.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Farklı olarak bir de Gri/Yağmur Suyu Sistemi’ni uyguluyoruz. Günün ihtiyaçlarına da ayak uydurmak lazım diye düşünüyor ve buna göre gelişmeleri takip ederek hareket ediyoruz. Yağmur Suyu Sistemi’ni uzaktan kumandası, servisi ile çok iyi yapmaya çalışıyoruz. Türkiye’nin olmazsa olmazı olan güneş pilleriyle ilgili bir çalışma yapmayı da istiyoruz. Nükleer santral yerine devletin güneş pillerine para yatırması gerek diye düşünüyoruz ki yapmaya başladılar, geçenlerde Konya’da öyle bir santral kuruldu. Bunun sayılarının artması lazım. Türkiye güneşi bol bir ülke, bedava enerji kullanmak varken gidip petrol almamız gereksiz. Bizim petrolümüz yok, doğalgazımız yok ama güneşimiz var ve bu nedenle güneşten yararlanmamız lazım. Almanya’ya baktığımız zaman ki oranın güneşi bize göre 1/3 daha azdır ama güneş tarlalarından elektrik elde ediyorlar. Dolayısıyla biz de çok rahatlıkla bunu yapabiliriz. Yıllık 45-50 Milyar Dolar enerjiye para ödüyoruz, dış ticaret açığımıza baktığımız zamanda en büyük kalem enerjiden geliyor. Bunu mümkün olduğu kadar aşağıya indirdiğimizde yurt dışına vereceğimiz parayı güneşten almış olacağız. O parayı da tarıma, sanayiye yatıracağız ve şimdi 150 Milyar dolar civarında olan ihracatımız, 500 Milyar Dolar olacak. O zaman da 2023 hedefleri çok rahatlıkla gerçekleşebilir. İhracatımız çok fazla değil, bu sene biraz daha etkin olmaya başladık. İhracatımızı daha da geliştirmeye çalışıyoruz. Yurt içi satıştan öte ihracat çok daha önem arz ediyor. Türkiye 80 Milyon, dünyaya baktığınız zaman 7 Milyar, bu nedenle dünyaya malzeme satabilmek lazım. İhracat dışında biz online satışı da çok önemsiyoruz. Aktif Isı web sitesinde şuan online satış hizmetimiz var. Perakende de online satış daha iyi durumda ancak bizim konular biraz daha usta isteyen ağır konular olduğu için insanlar çok alışkın değiller. İlerleyen dönemlerde bu bölüm de gelişecek.
85
Ahmet Yılmaz
SeraBagno Yapı Ürünleri Tic. Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Geçerken Uğradık
“Benim ya sevdiğin işi yap ya da işini sev gibi bir prensibim var. Biz işimizi seviyoruz.”
86
Babam 1966 yılında bir nalbur dükkanı açtı. 1974 yılında orta okulu bitirdikten sonra lise eğitimim esnasında sabahları okula gidip, öğleden sonraları dükkanda çalışmaya başladım. 1980 yılında üniversiteyi kazandım ve kayıt yaptırdım ancak o dönemde yaşanan sağ sol olaylarından dolayı okulda sürekli eylem oluyordu bu nedenle okula gidemiyorduk. Sonra baktım ki okul hayatım yürümüyor bende askere gittim. Biz dört kardeşiz ve dördümüzde yaşımız geldiğinde babamızla çalışmaya başlayarak sektöre adım attık. 1986 yılına geldiğimizde ise babamdan işi devir aldık. O dönemde Yılmazlar Yapı Malz. San. ve Tic. A.Ş. adında bir şirketimiz vardı. 1992’den 2006’ye kadar Eczacıbaşı’nın üst sıralarda bayiliğini yaptık. Sonra 2006 yılında Eczacıbaşı’yla bayilik olarak yollarımızı ayırdık. Kendimiz serbest olarak ithalata başladık. İthal seramik getiriyoruz. Sonra 2012’de Seranit Grubu’yla bir bayilik sözleşmesi imzaladık. Şuanda da Seranit, Serra, Duravit, Hueppe ve Grohe’nin bayiliğini yapılıyoruz. 3 tane mağazamız var. Harami-
dere ve 1994’ten beri de Mecidiyeköy ve İzmir mağazamız var. Bu arada 2009 yılında kardeşlerimle ticari yollarımızı ayırdık, onlar Güneşli’de kaldı. Onların da Güneşli, Mecidiyeköy ve Bursa’da mağazaları var. Abim ise yıllar önce ayrılmıştı. O Borsel Boru olarak Anadolu Yakası’nda devam ediyor. “Tali bayilerimiz internet üzerinden stoklarımızı görebiliyorlar. Bu bize ciddi bir hizmet maliyeti getiriyor ama hizmette farklılaşmak adına buna değiyor.” Şu anda 3 mağazamızın 3’ünde de hem perakende hem toptan hem de tali satışlarımız var. Tali kısmını ağırlıklıları olarak Haramidere’den, projeleri ise Haramidere ve Mecidiyeköy’den yürütüyoruz. İzmir’deki mağazamız o bölgede hem tali hem toptan hem de perakende yapıyor. Bizim müşteri profilimizde perakende, toptan ve profesyoneller yani otel, müteahhit, projeler bulunuyor. Yani sektörümüzün tüm kanallarında varız. 3 mağazamızda 42 çalışanımız var. Bize bugün sipariş geliyor, stokta olan mal-
larımızı ertesi gün teslim ediyoruz. Tali bayilerimiz internet üzerinden stoklarımızı görebiliyorlar. Bu bize ciddi bir hizmet maliyeti getiriyor ama hizmette farklılaşmak adına buna değiyor. Bunu Türkiye’de ilk biz uyguladık. Başardığımızı düşünüyoruz ve bu konuda çok iddialıyız. Biz Eczacıbaşı’ndan aldığımız o zamanki kültürle böyle bir konsept geliştirdik ve bununla devam ediyoruz. Belki zoru seçmiş oluyoruz ama ticareti böyle anlıyor ve yapıyoruz. İş hayatımda bu sektörde yapılabilecek tüm başarıları yaşadım. Eczacıbaşı’nda 92’den 2006’ya kadar çok büyük cirolar yaptık. Eczacıbaşı kültürünü de aldık. Eczacıbaşı bizi aynı zamanda eğitti, onun için de Eczacıbaşı ile çalışmaktan çok memnundum. Para kazanılır kaybedilir, 20 yıllık evlilikler bitiyor. Eczacıbaşı ile işimiz bir yerde bitti ama bana çok şeyler kattığına inanıyorum. 58 yaşındayım ama bu zamana kadar bu sektörde olmaktan hiç pişmanlık duymadım. Bir başka sektörde olsam belki daha çok para kazanırdım diye düşündüm,
Sektör çok değişiyor. Dolayısıyla teknoloji ve ürünler de değişiyor. 1983 Özal zamanına kadar önemli olan malı alabilmekti. 80’li yıllarda da bu şekilde devam etti. Mal alabiliyorsan rahat satıyordun. Fakat üreticilerin kapasitelerini arttırması, yeni oyuncuların girmesi, ithalat rejiminin değişmesi, ithal girdilerin olması dolayısıyla üretici yelpazesinden genişleme oldu. Bu yelpaze genişlemesinde de arz daha büyüdü fakat talep aynı dengede büyümedi. Şimdi ise malı almak değil satmak önem kazandı. Şimdi malı her yerde, her ölçüde, her ebatta bulabiliyorsunuz. Teknolojilerle beraber bu artış geldi. Özellikle seramikçiler ve vitrifiyeciler doğalgaza kavuştular ve artık daha hızlı üretim yapıyorlar. Kamyonlar daha büyük, iletişim daha hızlı ve en önemlisi internet var. Birçok bayinin artık deposu, forktifleri var ve paletle ürün indiriyor. Böylece de daha hızlı hareket ediyorlar. Artık önemli olan malı satabilmek çünkü arz fazlası var. Türkiye’de inşaat sektörü çok büyüdü ama yine de arz fazla. İhracat rakamlarını çok iyi bilmiyorum, bu konuda ne kadar başarılıyız pek yorum yapamam. Fakat yerli üretimde ürettiğimiz malı ihraç edebilirsek iyi olur diye düşünüyorum. Bu iş bizim aile işimiz, ailemizden gördük ve devam ediyoruz. Çocuklarımıza da bu işi bırakmayı düşünüyoruz ama babamdan aldığımız ortamla şuan sektör çok farklı o nedenle kolay değil. Biz babamdan işi aldığımızda daha kolay bir pazar, daha rahat bir ticaret vardı. Şimdi ise satış yapmak çok zor hale geldi. Müteahhitlerin alternatifi çok; ithali var, yerli ürünler var. Artık herkes her şeyi üretebiliyor.
şıyor. Bu daralmalar 10 yılda bir periyodik olarak yaşanıyor. Biz çok hissetmiyoruz çünkü bizim inşaat piyasası çabuk daralmıyor, çabuk da açılmıyor. Çünkü ihtiyaçlar var ve ihtiyaçları bir anda bırakamıyorsunuz. Kriz oldu gömlek almazsınız ama başlamış bir inşaatın bir süre devam etmesi lazım. Taahhütler, verilmiş sözler, imzalar var. Bir an önce tamamlayalım da işi bitirip yenisine başlayalım düşüncesi oluyor. Başlaması da dur bakalım bir önümüzü görelim nasıl olacak şeklinde düşüncelerle oluyor. Bu nedenle sektörlerde yaşanan yavaşlamalarda ülkenin geneline hakim bir olay yaşanmazsa inşaata etkisi pek olmuyor. Sektörümüzün en büyük sorunu kârsızlıktır. Bizde maliyetler durmuyor. Kira, ısınma ve ulaşım gibi giderler durmuyor. Maliyetler fazla ama rekabette kârlılık düşük. Eşit şartlarda eşit rekabet de edemiyoruz. Müşteri fiyat odaklıysa sizin hizmetinizin maalesef bir bedeli yok. Müşteri fiyat odaklı ama malı gününde alamıyor ama önemli değil. Önemli olan fiyat ucuz olsun. Dolayısıyla marjlar çok düşük, risk var. Biz üreticilerden hep teminatla mal alıyoruz veya ciromuzun 1/3’ü kadarını teminat veriyoruz ama satarken böyle bir teminat alma şansımız yok. Bazı projelerde,
toplu işlerde sözleşmeyle satıyoruz. Önden bir ödeme alma ihtimalimiz yok ama biz dönemsel olarak birçok firmaya önden ödemeler veriyoruz. Bizim orada DBS’lerimiz, ipoteklerimiz, teminatlarımız var ama biz sattığımız hiçbir insandan isteyemiyoruz. Bugüne kadar da hiç istenmemiş, böyle bir istek yaptığın zaman da işi kaybetme şansın çok yüksek. Çünkü sen vermezsen bir başkası veriyor. Bu nedenle müşteri uğraşmıyor. Hatta biraz daha tersi bir durum çıktı. Bizden malı gününde teslim edebilir misin diye veya parayı göndereyim diye teminat mektubu istiyor. Daha da ilginci artık çek verirse, sizden de karşılık teminat istiyor, olurda malı göndermez bir de üstüne çeki tahsil edersen diye. Zor bir piyasada çalışıyoruz. Üreticilerin kendi içlerindeki rekabette bize yansıyor. Sektörümüzde riskler yüksek ama bugünde yüksek bundan önce de yüksekti. Riskimiz büyük ama bu konu bu senenin değil, 20 senenin meselesi. Biz satıcılar olarak müteahhitten teminat mektubu veya DBS almadık. Onun için biz satarken geçmiş tecrübemize dayanarak arkadaş gibi olduğumuz müteahhitleri seçiyoruz. Mümkün olduğu kadar da müşteriye para kaptırmamaya çalışıyoruz.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
olabilir yapabilirdik ama yapmadık. Babamızdan bu işi gördük, bu işten ekmek yedik, bu işten istikbalimizi temin ettik, çocuğumuzu bu işten kazandığımız parayla büyüttük. Başka bir mesleğe göre az kazanmış olabiliriz ama ben kısmete de inanan bir insanım, kısmetimizde bu varmış. Benim ya sevdiğin işi yap ya da işini sev gibi bir prensibim var. Biz işimizi seviyoruz.
Geçerken Uğradık
“Zor bir piyasada çalışıyoruz. Üreticilerin kendi içlerindeki rekabette bize yansıyor.”
“Sektörlerde yaşanan yavaşlamalarda ülkenin geneline hakim bir olay yaşanmazsa inşaata etkisi pek olmuyor.” Sektörde zaman zaman daralmalar ya87
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Geçerken Uğradık
yor ama İstanbul’da daire almak istiyor. Çünkü ya prim yapıyor ya da çocuğu üniversiteye gideceği zaman okusun diye alt yapısını yapıyor. İnşaata hükümetin de desteği var çünkü inşaat sektörü birçok sektöre kaynak yaratıyor. Bugün ev taşıdığınız zaman düşünün kapı yapıyorsunuz suntacı, mobilya alıyorsunuz mobilyacı derken mobilya yapan tedarikçilere kadar faydanız oluyor. Dolayısıyla inşaat sektörünün lokomotif olması birçok piyasanın da rahatlamasına sebep oluyor. Buna hükümet de zaman zaman destek oluyor. ÖTV indirimi yapıyor, mesela beyaz eşyada ÖTV indirimi yaptı. Mobilyada KDV indirimi yaptı bir canlılık geldi. Referandumdan sonra bizde de perakendede biraz hareket var.
Erkut Yılmaz, Ahmet Yılmaz ve Eda Yılmaz Sektörün bir diğer problemi rekabet, bu rekabeti çözmek de çözelim demekle olacak bir şey değil. Bir iş var bütün üreticiler giriyor, fiyatlar bir yere kadar iniyor, bu da hem üreticinin kârsızlığı hem de bizim kârsızlığımıza neden oluyor. Biz %10 kâr etmeden satmayız diyoruz. Üretici ise stok var ben bu malı bitireceğim diyor. Bu sefer hem üretici hem de biz kârımızdan fedakarlık ediyoruz. Bu doğru bir şey değil ama yapılacakta bir şey yok. Üretici üretim girdilerini düşürmeye, biz de masraflarımızı kısmaya çalışacağız ama kısamıyoruz. Çünkü showroomlarımız perakende düzeninde olduğu için bir tane müşteri de gelse akşama kadar biz mağazayı ısıtmak, havalandırmak ve temiz tutmak zorundayız. Onun için masrafımız, ağır, sabit ve vazgeçilmez. “Türkiye’de gelecek yıllara bir vizyon belirlemek çok zor. Biz kısa dönem çözümlere alıştık, önümüzü yaşayıp göreceğiz.” Türkiye’de dengeler hem siyasi hem politik içte ve dışta çabuk değişiyor. Bir 15 Temmuz süreci yaşadık, bunu bilemez-
88
dik bunun ekonomiye getirdiği beklenmedik negatif şeyler oldu ve bu da inşaatı etkiledi. Stabil bir yıl olmadığı için 2016 ve 2017’yi böyle yaşadık. Dolayısıyla Türkiye’de gelecekle ilgili bir plan yapmak zor. Biz bu şartlara alıştık. Problem önümüze gelince çözmeye çalışıyoruz. Problemi önceden öngöremiyoruz. Türkiye üç yıl sonra şöyle olacak böyle olacak diye öngörmek çok zor. Çok fazla inşaat yapılıyor satılır mı diye düşünüyorsunuz ama bir bakıyorsunuz bir proje var, ön talep toplanıyor. 600 tane gelir mi diyorsunuz, 2000 tane ön talep toplandığından bahsediyorlar. O zaman bu hız devam mı ediyor. Bu gerçek mi? Müteahhitte soruyorsunuz %80’inini sattık diyor. İnşaat temelden başlıyor, bitene kadar hep %80 satılmış oluyor. Yenisine başladıklarına göre eskisini satıyorlar diye düşünüyoruz. Türkiye’de gelecek yıllara bir vizyon belirlemek çok zor. Biz kısa dönem çözümlere alıştık, önümüzü yaşayıp göreceğiz. İstanbul’da ev fiyatları çok pahalı çünkü arsa fiyatları pahalı. Anadolu’dan da İstanbul’a bir talep var. Kayseri’de yaşı-
“Bizim güçlü olmamız lazım. Güçlü olmak için de sermaye yapımızın güçlü olması lazım.” TİMDER’in kuruluşunda da bulunduğum için TİMDER’in doğru bir adres olduğunu düşünüyorum. Fakat sektörümüzde üretici ile bayinin güçleri eşit değil. Gücümüzü birleştiremedik ve birleştiremiyoruz da bunun önce bir takım denemeleri oldu geçmişte ama olmuyor. Bayiler sermaye bakımından iş becerisi bakımından üreticiye bağlı. Dolayısıyla üretici ne isterse onu yapıyor bayide ona göre davranıyor,yapmak zorunda kalıyor. Üreticinin çizdiği formatta kalıyor. Eczacıbaşı bayiliğini yaparken Avrupa’da bu işin nasıl yapıldığını incelemiştik. Orada güçler eşit, üretici toptan satıcıdan başka hiç kimseye satmıyor. Satış mağazası yok, direk satış yok. Yapı marketlere ayrı bir ürün ve marka adı altında veriyorlar. Dolayısıyla siz bayi olarak yılda bir kere gidiyorsunuz üreticiyle masaya oturup pazarlık ediyorsunuz o fiyattan mal alıyorsunuz ve ödüyorsunuz. Satıp satmamak, komple risk size ait oluyor. Bizde öyle değil. Her üreticinin bayisinin problemi farklı oluyor. Ortak bir noktada buluşulamıyor. Bizim güçlü olmamız lazım. Güçlü olmak için de sermaye yapımızın güçlü olması lazım. Bayinin Pazar hacmi ve teşkilatı büyüdüğü zaman maliyet artıyor ve düşük karlılık masrafları karşılamamaya başlıyor. Üretici de mevcut pazar dengelerinde bayiisini karlı çalıştıramayınca bayiler farklı alanlara yöneliyor. Ya işine uygun komşu alanlarda faliyet göstermeye başlıyor ya da farklı sektörlere yatırım yapmaya başlıyor. Bu noktada TİMDER olmadan olmaz. TİMDER üyelerinin güçlü olabilmesi için birlikte olmaları lazım. Kişisel değil genel çıkarlara bakmak lazım. TİMDER olmalı ama biz güçlü olmalıyız.
SPLIT KLİMALAR
Degistir dekoruNU YENİLE
ÖN PANELİ
Franke klima ile evlerin havası değişiyor Franke klimalar değiştirilebilen siyah ve beyaz ön paneli aynı üründe vererek yepyeni bir moda başlatıyor. Dilediğiniz zaman yetkili servisi çağırarak ön paneli değiştirin dekorunuzu yenileyin.
www.franke.com.tr
facebook.com/franketr
instagram.com/franke_tr
youtube.com/Franke Türkiye
Erdoğan Alpay
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Geçerken Uğradık
Töre Yapı Malzemeleri San. ve Tic. A.Ş. Genel Müdürü
İlkokula Ortaköy Burak Reis İlkokulu’nda başladım. Fakat babamın Kahramanmaraş’a tayini dolayısıyla eğitimime orada devam etmek durumunda kaldım. Ortaokul ve liseyi Kahramanmaraş’ta bitirdim. 1973 yılında tekrar İstanbul’a döndük ve İstanbul Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi İnşaat Bölümünden 1980 yılında mezun oldum. “Yaptığımız işte standart olmamaya çalışıyoruz ama günün şartları gereği gittikçe standartlaşıyoruz.” İş hayatına 1980 yılında Ataköy’de İnra A.Ş. şantiyesinde mühendis olarak başladım. Ertesi yıl kardeş kuruluş Tara A.Ş’nin Mecidiyeköy’deki merkezinde görevlendirildim. O dönemde kardeş kuruluşların epeyce bir şantiyemiz vardı ve merkezden satın almaları organize ediyorduk. Üretici firmalarla bayilikler oluşturarak en uygun fiyatlarla satın
90
“Ürün alırken her türlü teminatları sağlıyoruz ama dönüp piyasaya satarken elimizdeki evraklar ve de kanunlar bizi ne kadar koruyabiliyorsa o kadar güvence altındayız.” almaları gerçekleştirmeye çalıştık. Tasarladığımız yapıyı oluşturduğumuz noktada pazara o günün koşullarına göre uygun fiyat ve koşullar sunabildiğimizi gördük ve piyasa bizi çok sevdi. Enflasyonist piyasaya iyi koşullar sunuyor ve güzel işler üretiyorduk. Sonrasında 1987 yılında Tara A.Ş’den ayrılarak Anadolu yakasında Töre A.Ş.’ni kurduk.
O dönem E.C.A. bizi oldukça yüreklendirdi ve iyi bir bilgisayar sistemi kurarak 6-7 ayda hedeflerimizi yakalayarak iyi cirolar yapmaya başladık. 1994 yılına geldiğimizde Töre A.Ş’den iki ortak ayrıldı, sonrasında 1998 sonundaki ayrılmalarla bir aile şirketine dönüştük. Ağırlıklı faaliyet alanımız E.C.A. markası ürünleri üzerinde yoğunlaşıyor. Piyasa
Bu sene 30. yılımız ve gittikçe zorlaşan bir piyasada çalışıyoruz. Üreticiden ürün alırken her türlü teminatları sağlıyoruz ama dönüp piyasaya satarken elimizdeki evraklar ve de kanunlar bizi ne kadar koruyabiliyorsa o kadar güvence altındayız. Geçen sene Ağustos’ta çek kanunu yeniden düzenlendi ama sonuçlarının ne olduğunu ben hala göremiyorum. O döneme kadar avlanan avlandı. Umarım bundan böyle piyasalarımızda bu tarz sıkıntılı durumlar yaşanmaz. Piyasada kimseden teminat alamıyor, sadece iyi bildiğimiz tanıdığımız, yıllardır aynı piyasayı yaşadığımız insanlarla mümkün olduğu kadar çalışmaya uğraşıyoruz. 2-3 yıldan yakın kurulmuş firmalara mal vermemeye direniyoruz. Kart sistemleri, banka taksitlendirmeleri ufak ufak imdadımıza yetişiyor. 5-10 sene öncesine baktığınızda piyasada çantacılar vardı. Sadece cebine para koyup, nasıl sattığını anlamadığımız faturalı/faturasız iş yapma modeli çok şükür kalktı da piyasa biraz rahatladı. Bu model sürseydi daha büyük batmalar olurdu. Piyasamızda yoğun rekabet ise olanca hızıyla sürüyor. Yaptığınız işin düzgün bir kar bırakması gerekiyor ki sizde teknolojik donanım olarak bir takım yatırımlar yapıp piyasada yerinizi sağlamlaştırabilesiniz. Ödenmiş öz varlığınızın giderek güçlenmesi ve artması gerekiyor. Bunları sağlayamazsanız olduğunuz yerde saysanız bile bu piyasa koşullarında geriye gitmiş oluyorsunuz.
hibiz. 10 çalışan personelimiz, piyasada satış elemanlarımız var. Piyasa bizi biliyor, telefon, faks, mail ile ihtiyaçlarını bildiriyorlar, bizde elemanlarımızla sevkiyatlarını yapıyoruz. Ondan sonra da ödemelerini toplayıp kendimizi bu piyasada sürdürmeye çalışıyoruz. Piyasanın teknolojiyi iyi kullanan en eski firmalarındanız. Piyasa bakıyorum mesela Bahar Yapı Can Şakarer, Tara Yapı Bekir Zabcı, Aknur Nural Tuncer gibi sektörün deneyimli isimleri dışında aklıma gelen çok da fazla eski isim kalmadı. Biz artık piyasanın duayeni olduk. Bence ana piyasanın gelişimi açısından batıyı izlemek lazım, batı ne yapıyor takip etmek gerekiyor. Benim batı’nın bu işleri nasıl yaptığını incelemek için çok fazla şansım olmadı. Amerika’da işlerin nasıl ilerlediğini anlayamadım. Kanada’yı şöyle bir biliyorum. Büyük marketler var, bizim hitap ettiğimiz ürünler marketlerde çok az çeşit olarak bulunuyor. Üç beş çeşit krom, üç beş tane klozet, koca yapı markette çok az yer kaplıyor. Kanada’da The Home Depot var mesela yoğun olarak. Almanya’da tek merkezden satın almalar, marketten yönetiliyor. İngiltere’yi ise anlayamadım. İngiltere’de dekorasyon firması gibiler ama dekorasyon firması olduğu bile anlaşılmıyor. Yani büro havasında, mağazacılık kültürü yok. Belki Londra’nın dışında büyük mağaza varsa bilmiyorum. Tabi Londra yerleşmiş çok eski bir kent yenilemeler son derece sınırlı ondan da kaynaklanabiliyor olabilir. Ülkemize baktığım zaman da sektörün geleceğini, ara satıcıların bu piyasalarda nasıl barınacağını aklım kesmiyor. Çünkü neticede piyasanın lokomotifi bir iki firma var. Vitrifiyede VitrA, yanında diğer markalar, kromda E.C.A. ve Artema var. Bu markalar kurumsal maliyetleri fazla olan kalifiye markalar, bu firmaların yarısı fiyatına piyasaya girip para kazanan markalar var. Bu durum piyasada bir kargaşa yaratıyor. Bu nedenle de bayilik sistemi ileriye doğru sürer mi kuşkularım var.
Yeni yerimize yılbaşında taşındık. Kentsel dönüşüm sorunu bizi de vurdu. Bizim için iyi bir değişiklik oldu, rahat ferah bir mekana geçmiş olduk. Eski yerimizden daha önce çıkmamız gerektiğini fark ettik. 600m2 büro ve depo alanına sa-
Üretici firmalar sıkıştıkça direk satışlara geçiyor veya toplu iş adı altında bayilere %2 kar bırakarak iş yaptırıyorlar. Bizim tarzımızdaki firmaları ayakta tutmaya bu işler ve karlar yetmez. Ayrıca aldığımız risk de ayrı bir konu… Bu işin ge-
leceği anlamında eğer ciddi kar marjları oluşturamazlarsa toptancılığın geleceği karanlık gözüküyor. Müteahhitlerle çalışma prensibimiz risk olmayacak şekilde tahsil etme yönünde oluyor. Müteahhitti iyi tanımamız lazım ya da bize peşin ödeme yapması gerekiyor. Böyle çalışma prensibi olunca da herkes her yerden fiyat alıyor. Kar edebildiğiniz kadar kar ediyorsunuz. 20-30 daireyi bazı müteahhitler kendine büyük iş sanıyor. Normalde biz satıcılara satıyoruz. Gurubun her türlü ürününü stokta bulundurduğumuzu piyasa biliyor. Fabrikaya sipariş verilse teslimatlar bir ay sürüyor, boşluktan yararlanarak siz devam ediyorsunuz. Orada da rekabetten kurtulabildiğiniz kadar para kazanıyorsunuz. Perakende bizde çok düşük olur. Perakende aynı zamanda zordur. Çalışması öyle kolay değildir. Bütün enerjinizi alır, perakende başka bir iştir. Biz onun için perakendeye bulaşmamaya çalışıyoruz. Bizim hitap ettiklerimiz uygulamacılara mal tedarik eden firmalardır. “Kar marjınızı geri çektiğiniz zaman cironuz artıyor. Fakat bu sefer ciroyla beraber risk de artıyor.” Sektörümüz çok cazip bir alan olsa sermayesini ortaya koyarak çok firma bu işe girerdi diye tahmin ediyorum. Fakat bu iş belli bir büyüklüğün işi, çok büyükler bakıp herhalde değmez görüyor, küçükler de bu büyüklüğe uyum sağlayamadığı için biz arada bu şekilde devam edip gidiyoruz. Sektörde rakiplerin önüne geçmek için yapacağımız pek bir şey yok. Teminat veriyorsunuz, ürün stok yapıyorsunuz bunu yaparken finansman dengelerini iyi kurmanız lazım, belli bir öz varlığınızın olması gerekiyor eğer krediyle dönerseniz her an avlanabilirsiniz. 1980’den beri bu piyasadayız ve çok batan firmaya şahit oldum, kimler geldi kimler gitti. Hızlı büyüyenlere bakıp, hep biz bir hata mı yapıyoruz? Bizim rakamlarımızla ortaya çıkan portföy niye böyle? diye tereddüt etmişimdir ama sonuçta bizim doğru hesap yaptığımız hep ortaya çıktı. Sektörde kendinizi korumaktan başka yapacağınız hiçbir şey yok. Kapitalist bir düzende yaşıyoruz. Bu düzenin getirdiği finansman, bankacılık, ekonomi, muhasebe bir takım çerçeveler var. Kayıt dışımız
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
bizi E.C.A. dışında yaptığımız işlerde pek kabul etmiyor. E.C.A. dışında yaptığımız cirolar çok düşüktür. Yaptığımız işte standart olmamaya çalışıyoruz ama günün şartları gereği gittikçe standartlaşıyoruz çünkü işimiz komplike bir şey değil sonuçta, alıyoruz satıyoruz. Yani ikame tüccar pozisyonundayız. Fark yaratabileceğiniz tek alan stoğunuz, çalışma tarzınız ve piyasaya hitap etme şekliniz olabilir, bizde bu konulara hassasiyet gösteriyoruz.
Geçerken Uğradık
“Üretici firmalar sıkıştıkça direk satışlara geçiyor veya toplu iş adı altında bayilere %2 kar bırakarak iş yaptırıyorlar. Bizim tarzımızdaki firmaları ayakta tutmaya bu işler ve karlar yetmez.”
91
Geçerken Uğradık TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
92
Doğan Alpay ve Erdoğan Alpay
hiç yoktur, faturasız satış yapmayız, her şeyimiz resmidir. Bu koşullarda çıkartabildiğimiz kadar kar üretmeye çalışıyoruz. Zor bir sektörümüz var, marjlar çok daha yeterli olmalı. Rakamlar arz talep kuralları içerisinde kendiliğinden belli bir yerde oluşuyor. Siz kar marjınızı geri çektiğiniz zaman cironuz artıyor. Fakat bu sefer ciroyla beraber risk de artıyor. Karınızı arttıramadığınız gibi kurumsal masraflarınız da artıyor. Kar katlayarak gitmiyor. Onun için hesaplı davranmak zorundayız. “Minimum stok, maksimum hesapla para kazanmanız lazım. Bu kolay değil, daha büyük ciroları gerektiriyor.” Basit depolama sistemlerini, ekonomik ve fonksiyonel her türlü teknolojiyi kullanmaya çalışıyoruz. Bilgisayarı iyi kullanıyoruz. Stok hesaplarımızı, cari hesaplarımızı ve muhasebemizi teknolojiyi iyi kullanarak yapıyoruz. Zaten bu sistemleri ilk kullananlardanız. Eskiden her ürün için bir kart tutulur, stok miktarı elle, hesap makineleriyle ortalama hesaplarla, yapılırdı. Bir sürü insan çalıştırmak zorunda kalıyordunuz. Şimdi bir operatör, bir de ona yardımcısı yetiyor. Kendiniz de denetlemek adına bu sistemlere hakimseniz yeterli oluyor. Ben çoğu raporlamayı kendim tutarım. Nereden hangi bilgiyi alıp nereyle entegreli kullanmak gerektiğini biliyorum. Böyle olunca optimum stok seviyesi konusunu iyi yapıyorum diyebilirim. Muhakkak benim gibi iyi yapanlar vardır ama E.C.A. toptancıları içerisinde bizim durumumuz bu anlamda farklıdır. Dengesiz olarak 1 Milyon 1,5 Milyon stok yapan bayinin yanında biz 500-600-700Bin TL’lik stokla daha verimli cirolar elde
ediyoruz. Bu bir avantaj ve maliyetinizi etkiliyor. 12-13 sene önceki döviz hareketleri ve enflasyonun çift hanelerden tek hanelere doğru çekilmesiyle stoktan para kazanma dönemi sona erdi. Şimdi minimum stokla maksimum hesapla para kazanmanız lazım. Bu kolay değil, daha büyük ciroları gerektiriyor. Daha büyük cirolarda daha büyük riskleri gerektiriyor. Ona göre kalem seçeceksiniz. Büyük ciro tutan kalem ve kar elde eden kalem tespit etmeniz lazım, tespit etmeniz yetmiyor uyuşması da lazım. Çalıştığınız firmayla doku uyması lazım ki birlikte hareket edesiniz. Bazen bakıyorsunuz aynı holding yapısında bir firmayla anlaşıyorsunuz diğeriyle anlaşamıyorsunuz. Öyle durumlar da yaşadık. Mesela E.C.A. grubu, döküm radyatör işine personelin kişisel tavırları nedeniyle bizi pek sokmamıştır. Biz de o dönemde fazla ısrar etmedik, sonrada zaten döküm radyatör piyasadan silindi. “Piyasada çözülmesi gereken sorunlar; teminat, risksiz satış, karlılıktır.” Piyasada çözülmesi gereken sorunlar; teminat, risksiz satış, karlılıktır. Bunu da sağlamak nasıl olur bilemiyorum. Bir firma sıkıntı yaşıyorsa, sizin 100TL’ye sattığınızı o 98TL’ye satıp sıkıntısını çözmek için elinden geleni yapacaktır. Bunu engelleyecek hiçbir mekanizma yok. Bir yerden sonra bunu üretici hissederse mal vermez ama teminatları varsa risk teşkil etmiyorsa, ürün vermeye de devam eder. Buna da kimse engel olamaz. Bir ürün grubunda zarar ediyor, diğer ürün grubunda ve finansmanda bir şekilde kar oluşturuyor ve piyasada varlığını devam ettiriyor ama siz o ürün grubunun rakibi olduğunuz için size
para kazandırmıyor. Bunu engelleyecek hiçbir mekanizma yok, öyle gözüküyor ki hiçbir zaman da olmayacak… “Bir arada olmak, bilgi alışverişinde bulunmak hiç olmazsa sıcak temas, belli zamanlarda bunu sağlayabilmek bile günümüz şartlarında büyük bir iş başarmak anlamına geliyor.” TİMDER’in kurucularından biriyim. TİMDER’in geçtiğimiz günlerde bir toplantısında hazır bulundum, toplantıdaki sinerji iyiydi ve çok hoşuma gitti. Hepsi piyasanın eskileri olan, uzun zamandır görmediğim dostlarımla bir araya gelme, görüşme şansım oldu. İzlenimlerim sonucu şunu söyleyebilirim ki, herkese belli bir kalıbı belli bir çalışma düzenini TİMDER’in sağlaması mümkün değil. Onun dışında birlikte olmak belli bir güç oluşturabilir mi, hep birlikte bir büyüklüğü teminat olarak üreticilerin karşısına koyabilir miyiz? TİMDER’in içinde üreticiler de fahri üye olarak varlar. Hem içinde hem onlara karşı bir yaptırım nasıl uygulanabilir? Bilemiyorum. Batıda uygulamalar nasıl yürüyor bakmak lazım. Biz burada değişik bir şey icat edebilir miyiz bunu incelemek lazım ama bana göre Sayın Bekir Zabcı’nın çok kullandığı bir cümle olan “Amerikayı yeniden keşfetmenin alemi yok” diye düşünüyor ve yeni bir şey icat edebileceğimizi bu nedenle ben zannetmiyorum. Firmalar bir sıkıntı yaşıyorsa neticede kendi hatası veya sevabını yaşıyorlar. Bir yere kadar destek olunabilir. İşin ekonomik tarafına hiç girmemek gerekiyor. Sosyal olarak bir arada olmak, bilgi alışverişinde bulunmak hiç olmazsa sıcak temas, belli zamanlarda bunu sağlayabilmek bile günümüz şartlarında büyük bir iş başarmak anlamına geliyor.
Sabri Akbulut
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Üretici
Akplast Polyester Plastik San. Tic. Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı
1949 yılında eski Yugoslavya Novi Pazar kentinde Tırnava Köyünde doğdum. 16 yaşımda iken aileme bir katkı sağlamak için Belgrad’a gurbete gittim. O zaman Kızıl Yıldız takımının meşhur stadı inşa ediliyordu, bir Karadağlı sayesinde o inşaatta işe alındım. O dönem inşaatta çalışırken akşam kalıpçı okuluna yazıldım. Kitaplarım yoktu kitaplarımı da bir Hırvat sayesinde temin ettim ve 3 aylık bir süre içerisinde inşaat kalıpçı okulunu bitirdim ve kalifiye kalıpçı diplomasını aldım. O inşaatlarda çalışırken dürüstlük ve hilesiz çalışmak, insana neler verirse öğrendim. Hayat boyu çalıştım, hiçbir konuda dürüstlükten vazgeçmedim ve mükafatını aldığımı düşünüyorum. 1967 senesinde Türkiye’ye göç ettik ve Hisar Çelik Döküm fabrikasında çalışmaya başladım. Dökümhanede çalışırken beni laboratuvara aldılar. Okulunu okumadan beni kimyager olarak yetiştirdiler. Çelik dökümün tüm analizlerini
94
“İnşaatlarda çalışırken dürüstlük ve hilesiz çalışmak, insana neler verirse öğrendim.” yapıyordum. 1969 yılında bizim göçmenler Almanya’ya gidip kaçak çalışmak için bir yöntem buldular, bende Ocak 1969’da bir arkadaş ile Duesseldorf kentine gittim. O zaman inşaat kalıpçısı mum ile aranıyordu, mühendisten daha değerliydik. Hemen işe başladım. 8 ay içinde anlaşabileceğim kadar Almanca öğrendim. Beni hemen bir grubun sorumlusu yaptılar. Grubumuzda tüm çalışanlar hep kaçak işçilerdi bazen 5070 kişi kadar oluyorduk. Çok iyi para kazanıyorduk ama en önemlisi kazandığımızı biriktiriyorduk. Çalıştığımız 7 yıl
boyunca biriktirdiklerimizle 1976 yılında Almanya’dan memleketimize geri döndük. Abimle Akplast’ı kurduk ve 41 yıldır banyo küveti, duş tekneleri, su depoları üretiyoruz ve inşaat malzemesi satanların aracılığıyla ürünlerimizi tüketicilere sunuyoruz. Değerli TİMDER üyeleri ve değerli patronlar, değil emektarlar diyorum. İster imalatçı, ister satıcı, ister çalışan sanatkarımız olsun, emek sarf edenlerdir Türkiye... Patron adı biraz kötü reklam edilmiş. Halbuki her işletme sahibi çok sorumluluk taşımaktadır. Gündüz, gece, hafta sonu, tatil günlerinde bile en bü-
Değerli TİMDER üyelerine ve bu pazarda bizlerden daha eski imalatçılar var soruyorum; herkesin ürettiği malları piyasaya kimin kanalı ile ulaştırdık ve o kişilerin geçmişte yaptıkları hizmetten dolayı hiç mi hatırı olmayacak? Bunlar bizim eski yoldaşlarımız, bunlara öncelik verelim. Fiyat olsun, vade olsun, mal teslimi olsun onlara öncelik tanıyalım. Hak etmediler mi? O gün öyleydi, bugün böyle... Yapı marketlere destek veriyorlar. Yapı marketler ise bölgelerindeki bayilerimizi yok etmeye çalışıyor. Halbuki imalatçılar bizim eskiden de bayi sistemimiz vardı, bugün de önceliğimiz olmalı. Yapı marketleri ikinci planda bırakalım. Pazarımız daha iyi olur. Yapı marketler oluştu rekabet
karıştı, kalite her malda çok düştü. Çin’de kapılar açıldı, mal vitrine kondu ama o malı ne kadar kullanırım kimse düşünmüyor. Yazık çok kişi eski sözleri bilmiyor. Yahudi demiş “zengin değilim ucuz mal alayım” çok ucuz malın kullanım zamanı bellidir. Birkaç seramikçinin ve vitrifiyecinin yüzünden tüm sektör mahkûm oldu. Biz Avrupa’daki imalatçılardan daha zengin değiliz. Onlar bu tür fuarları 2 veya 3 senede bir yapıyor. Biz her sene dünyanın masrafı ile fuar yapıyoruz. Katı prensipler çekilmez hale geldi ve ben şahsen fuarlardan çekildim. Son yıllarda fuarlara ilgi de azaldı ama fuar düzenleyenler halen her yıl fuar yapıyor ve bunu yanlış buluyorum. İnşaat Türkiye’deki en büyük lokomotiflerden bir tanesi ama böyle olmamalı. Fiyat üzerine hiçbir kontrol yok. 10 yıl evvel inşaatta patlama oldu. 1000 TL‘ye metrekare mal edildi
3000-3500-4000TL’ye satıldı ve anormal karlar elde ettiler. Bunu sanayici gördü, sanayiciliği bıraktı ve inşaata girdi. Kuyumcu gördü kuyumculuğu bıraktı inşaata girdi ama daire açığı vardı ve gidiyordu. Alınan paraya karşılık inşaat kalitesi çok düşük ve bazı inşaatçılar banyoya ıslak mekan duvarlardan fayans ve seramik döşemiyor. Duvarlara kağıt yapıştırıyor, iç bölümleri duvar örmüyor, alçıpandan iç duvar yapıyor. Banyoda duş tekne koymuyor, ufak bir izolasyon üzerine seramik koyuyor. Bu şekilde inşaata aykırı şeyler yapıldı ve yapılıyor. Bunlar olmamalı, inşaat sadece inşaat üretimine dönük yapılarak, destek verilseydi zannediyorum daha iyi olurdu. 10 yıl önce konut açığı vardı ama ne kadar vardı. Türkiye çapında bugün maalesef bitmiş inşaata parası gömülmüş kaç bin konut vardır. % 25 imalata dönük inşaatlar desteklenir ise çok daha iyi olurdu diye düşünüyorum.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
yük düşünceleri iş yeridir. Bazıları aileyi bile ikinci plana koyuyor ve vakit ayıramıyor. O halde buna patronluk değil, işletme emanetçileri demeliyiz.
Üretici
“Çok iyi para kazanıyorduk ama en önemlisi kazandığımızı biriktiriyorduk. Çalıştığımız 7 yıl boyunca biriktirdiklerimizle 1976 yılında Almanya’dan memleketimize geri döndük. Abimle Akplast’ı kurduk.”
95
Türk Seramiğinin Kaliteli Üretimine Dünya Şahit Oldu
UNICERA Fuarı’nda Yabancı Ziyaretçi Rekoru
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
UNICERA
Türkiye’nin en büyük ihtisas fuarı UNICERA Seramik, Banyo, Mutfak Fuarı’nda, 8 Bin 12’si yabancı olmak üzere 73 Bin 281 profesyonel ziyaretçi ağırlandı. Yabancı ziyaretçi oranında bu yıl yakalanan yüzde 21’lik rekor artış, Türk seramik sektöründe memnuniyet yarattı.
Türkiye’nin en büyük ihtisas fuarı UNICERA Seramik Banyo Mutfak Fuarı, İstanbul Valisi Vasip Şahin, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, CNR Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ceyda Erem, TSF Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Yamaner, TİMDER Başkan Yardımcısı Aydın Eşer ve CNR Holding Genel Koordinatörü Cem Şenel’ın katılımı ile 08 Mart’ta kapılarını açtı. Seramik sektöründe yenilikçi ürünlerin sergilendiği UNICERA Seramik, Banyo, Mutfak Fuarı tamamlandı. CNREXPO Yeşilköy’de düzenlenen Fuarı, 8 Bin 12’si yabancı olmak üzere, 73 Bin
96
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi
TSF Başkanı Ahmet Yamaner
SERKAP Başkanı Hanifi Mutlu
TİMDER Başkan Yrd. Aydın Eşer
CNR Holding Genel Koordinatörü Cem Şenel
281 profesyonel ziyaret etti. Yabancı ziyaretçi oranında bu yıl yakalanan yüzde 21’lik rekor artış, Türk seramik sektöründe memnuniyet yarattı. Fuar, aralarında ABD, Almanya, İtalya, Fransa, İngiltere, İspanya, Çin, Rusya, Polonya’nın da bulunduğu 126 ülkeden gelen sektör profesyonellerin katılımı ile gerçekleştirildi.
kare alanda 1.000’in üzerinde markanın katılımı ile gerçekleştirildi. Fuarda, banyo mobilyalarından, altın kaplama su armatörlerine, akıllı tuvalet ve lavabodan özel tasarım jakuzilere varana kadar yüz binlerce ürün çeşidi yer aldı.
UNICERA, sektörün yüzünü güldürdü UNICERA Fuarı, CNR Holding kuruluşlarından İstanbul Fuarcılık tarafından Türkiye Seramik Federasyonu (TSF) ve Tesisat İnşaat Malzemeleri Derneği (TİMDER) iş birliğinde 60 Bin metre-
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
UNICERA
İstanbul Valisi Vasip Şahin
Bu yıl ilk kez 40 ülkeden gelen alım heyetlerinde yer alan önemli firma yetkilileri ile katılımcı firmalar arasında B2B Eşleştirme Programı kapsamında ikili görüşmeler de yapıldı. Fuar, aralarında Almanya, İtalya, Portekiz, Çin, Tayvan, Hong Kong Hindistan, İran’ın da bulunduğu ülkelerden gelen 15 yabancı katılımcı firmanın, yeni ürün ve modellerine ev sahipliği yaptı. 97
Genç Yetenekler UNICERA Fuarı’nda... UNICERA, katılımcı ve ziyaretçilerine sunduğu ticari fırsatların yanı sıra yurtiçinden ağırladığı üniversitelerin mimarlık, iç mimarlık, seramik ve cam bölümü öğrencilerini sektör uzmanları ile buluşturdu.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
Dokuz Eylül Üniversitesi
Hacettepe Üniversitesi
Hacettepe Üniversitesi
Kocaeli Üniversitesi
Sakarya Üniversitesi
Uşak Üniversitesi
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
UNICERA
Anadolu Üniversitesi
Yıldız Teknik Üniversitesi
Anadolu Su Medeniyeti ve Su Objeleri sergisi
98
Ressam Semra Çelik’in Ayaklarıyla Yarattığı Mucizeler... Küçükken geçirdiği trafik kazası sonucu iki kolunu da kaybetmiş Ressam Semra Çelik’in ayaklarıyla yaptığı çalışmalar UNICERA Fuarı’nda sergilendi. TİMDER’in sosyal sorumluluk kapsamında geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da destek verdiği Ressam Semra Çelik’in eserleri büyük ilgi gördü.
Irak Sanayi ve Ticaret Adamları Heyeti TİMDER’e teşekkürlerini sundu
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
UNICERA
Fuarda aynı zamanda Anadolu Su Medeniyeti ve Su Objeleri sergisi su kültürüne ışık tutan eserleriyle katılımcılara farklı bir deneyim yaşattı.
99
Erhan Akgün
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
UNICERA
Akgün Group Yönetim Kurulu Başkanı
Metin Savcı
Bien Yapı Ürünleri Satış Grup Başkanı
Dr. H. Nadir Erbil
Blanco Öztiryakiler A.Ş. Genel Müdürü 100
UNICERA Fuarı’nda Akgün Grubu olarak yaklaşık 1.500 m2’lik bir alanda DURATİLES markası ile ürünlerimizi sergileme imkanı bulduk. Bu yıl fuarın CNREXPO ile şehir merkezinde yapılmış olmasının ziyaretçi sayısını önemli ölçüde arttırdığını gözlemledik. Fuara yurt dışı müşterilerimizden ve yeni pazarlardan da ziyaretçiler geldi. Grubumuz açısından başarılı bir fuar geçtiğini söyleyebiliriz. UNICERA fuarımızın her geçen yıl gerek yurt içi ve gerekse yurt dışı pazarlarda önemini arttırdığını gözlemliyoruz. Fuar büyük ölçüde beklentilerimizi karşılamakla birlikte, özellikle sektörümüzün ihracat artışına daha yüksek katkı sağlaması beklentilerimiz arasında yer alıyor. Bu kapsamda özellikle fuar düzenleme komitesinin ve ta-
nıtım komitesinin fuarın yurt dışında ve yurt içinde tanıtımı için daha fazla bütçe ayırması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca, fuarın sektörümüzdeki üreticilerle birlikte teknik yönünün daha da arttırılması için yerli ve yabancı makine, ekipman, hammadde ve yardımcı malzeme üreticilerinin de daha yüksek oranda katılımını sağlamak yararlı olacaktır. Her yıl olduğu gibi bu yıl da, yeni ürünler, yeni ebatlar ve yeni tasarımlar ve diğer yeniliklerimizle fuarda yer aldık. Standımızı ziyaret eden katılımcılar sokaktan, dış cephe kaplamalarına, banyo, salon ve diğer yaşam alanlarında ürünlerimizi rahatlıkla kullanabileceklerini gözlemlediler, oldukça da iyi geri dönüşler aldık. Önümüzdeki dönemde fuarın önemi ve yararı artarak devam edecektir.
Yurt içinde 130’u aşkın bayimiz ve yurt dışından müşterilerimizin büyük çoğunluğu bu fuarda standımızı ziyaret etti. Fuar aynı zamanda yeni ilişkiler kurmak ve pazar payını genişletmek içinde uygun bir platform. Bilindiği üzere Türk Seramik Sektörü dünyada önemli oyunculardan biri. Avrupa’da ilk üç, dünyada ilk 10 içinde yerini alıyor. Türk Seramik marka algısının dünya pazarlarında yükseltilmesi faaliyetlerine daha da ağırlık verilmelidir. UNICERA Fuarı, markamızın beklentilerini karşıladı. 100’ün üzerinde yeni ürünü müşterilerimize tanıttık ve siparişler aldık. UNICERA Fuarı vesilesi ile 2017 yılı yeni ürünlerimizi yetkili satıcılarımıza, sektör profesyonellerine, nihai müşterilerimize tanıtma imkanı buluyoruz ve bu fuar sonrasında da bu ürünlerimizin pazara
bir ivme ve canlılık getirdiğini gözlemliyoruz. Konum açısından CNR’ın özellikle Atatürk Havaalanı’na yakın olması yabancı ziyaretçiler için avantaj sağladı diye düşünüyorum. CNREXPO’nun şehir merkezine yakın olması katılımcılar ve ziyaretçilerin ulaşımı açısından da kolaylık sağladı. Fakat bu tür fuarların yerini değiştirmek yabancı müşteriler tarafından yadırganıyor. Yurt dışında bu tür fuarların yeri değişmez. Yabancılar açısından bu faktör dikkate alınmalıdır. Fuarlar bizim sektörün olmazsa olmazı diye düşünüyoruz. Her sene yeni ürünlerimizi de ilk defa fuarlar kanalıyla profesyonellere, nihai tüketiciye ve bayilerimize tanıtmaya çalışıyoruz. Hem ulusal niteliği hem de uluslararası niteliği olduğu için UNICERA bizim için önemli bir fuardır.
Fuar süresince ziyaretçi sayısı gerçekten beklentimizin üzerindeydi. Özellikle kalabalık bir şekilde yurt dışından gelenler hem yüzümüzü güldürdü, hem de ülkemize yönelik her tür karalama propogandalarına cevap niteliğinde “biz Türkiye’ye güveniyoruz” mesajı olarak niteleyebileceğimiz ilgi vardı. Bu açıdan gerek 2017 gerekse önümüzdeki yıllara daha umutla bakmamıza yol açtı. Diğer taraftan kendi sektörümüzü dikkate aldığımızda ankastre cihaz ve mutfak üretici firma katılımı maalesef tatmin edici değildi. Umarım sonraki yıllarda sektör firmalarının katılımları istenilen seviyeye gelir.
hem de Öztiryakiler marka ve ürünlerimiz hakkında detay bilgi ve yeniliklerimizi sunma fırsatımız oldu. Yanı sıra potansiyel yurtiçi ve yurtdışı müşterilere de firma ve ürünler hakkında verdiğimiz geniş bilgi ve öneriler sonucunda özellikle yeni yurtdışı bayilikler konusunda olumlu görüşmeler gerçekleşti. Bu nedenle fuar bizim için çok yararlı oldu.
Ziyaretçi portföyünü dikkate aldığımızda yurtiçi ve yurtdışı bayilerimizin yanı sıra özellikle proje firmalarının ziyareti çok yararlı oldu. Hem Blanco hem Pera
Önceki yıllarda fuar bir taraftan firma merkezimize çok yakın olması nedeniyle bizim açımızdan çeşitli avantajları vardı. Ancak önemli olan ziyaretçiler olduğundan o bölgeye ulaşım sıkıntıları söz konusuydu. Bu yıl söz konusu fuarın CNR fuar merkezinde gerçekleşmesi ziyaretçi ve katılımcı açısından daha olumlu sonuçlar verdi. Havalimanına yakın olması da yurtdışı ziyaretçiler açısından ayrı bir avantaj oluşturdu.
UNICERA’dan beklentimiz; yeniliklerimiz ve tasarımlarımız ile B2B VE B2C kanallarındaki kullanıcıyı buluşturabilmek, markamızı en iyi şekilde ifade edebilmek. Bu sene üzerine yoğunlaştığımız
UNICERA 2017’yi marka olarak oldukça verimli geçirdik. Yeniliklerimizi ve 2017 banyo trendlerimizi sunduğumuz standımıza ilgi ve pozitif yorumlar ter-
Kerem Birsin
Değişim Mühendislik Satış Müdürü Fuar hem bireysel tüketici açısından, hem de proje konulu inşaat firmaları ile görüşmeler doğrultusunda firmamız adına verimli oldu. Fuarı ziyaret eden misafirlerin aradıklarının farkında olmaları, hedeflerini belirlemiş ve amaçları doğrultusunda bizlerle iletişime geçmeleri verimliliğimizi arttırdı. Yabancı katılımcıların da yoğunlukta olduğu fuarda ihracata yönelik firmalar açısında
Güven Türkuçak Doğa Banyo Genel Müdürü
CNREXPO’ya ulaşmak, özellikle şehir dışı ve yurt dışından gelmeyi planlayan ziyaretçiler için oldukça kolay. Havaalanından direk metro ile ulaşımın sağlanıyor olması elbette ki 2017 UNICERA’dan daha umutlu olmamızı sağladı. İstanbul gibi her daim trafiğin yoğun olduğu bir şehirde, bu seneki en büyük avantajlarımızdan biri de ulaşımı kolay bir lokasyonda fuara ev sahipliği yapmak oldu. da iyi geçtiği kanısındayız. Fuara katılım ortalamanın üzerindeydi. Bazı mimari gruplara ve inşaat firmalarına markamız Veneta Cucine’nin kalitesini hatırlatma fırsatı bulduk. Fuarın şehir merkezine ve havaalanına yakın olması, kaliteli ve yabancı ziyaretçilerin daha rahat ulaşımını sağlayabildiğini düşünüyoruz. UNICERA Fuarı ağırlıklı olarak seramik üreticilerinin kendini iç ve dış pazarda ifade edebileceği bir fuar. Mutfak ve banyo mobilyası firmalarının daha yoğun katılımı ile çok daha iyi bir noktaya gelebileceği kanısındayız.
Bu yıl ki UNICERA Fuarı sektörel anlamda ziyaretçi açısından etkin geçti. Natura Bagno ve Petek Banyo olarak standlarımızı ziyaret eden katılımcılar ağırlıklı olarak hitap etmek istediğimiz hedef kitleye uygundu. Hedefe uygun ziyaretçilerin standlarda ağırlanmasının bu sezon için verimli gelişmeler yaratacağına inancımızı arttırdı.
dünyada sektörümüzde öncü fuar olacağına hiç şüphemiz bulunmamaktadır. Fuarın yerinin bu yıl havalimanına yakınlığı bizi ve bizim gibi tüm katılımcıları doluluk, yabancı katılımcıların sayısında artış anlamında olumlu olarak etkiledi. İstanbul içinde merkezi bir nokta olması dolayısı ile ulaşımla ilgili sıkıntı yaşanmamasını sağladı.
Fuar bu yıl bünyemize yeni yabancı müşteriler katmak, iç piyasa ile var olan ilişkilerimizi pekiştirmek anlamında olumlu geçse de, ileri ki dönemler için beklentimizin daha yüksek olduğunu belirtmek isteriz. Bununla ilgili gerek TİMDER’in gerekse CNR fuar merkezinin alacağı yenilikçi önlemler ile daha verimli, hedef kitlesine tam odaklanmış, dünya standartlarında ve hatta tüm
Mimari, insanoğlu var olduğu sürece devam edecek bir süreç olup, yeni yapılar yapıldıkça da sektörümüzün gelişmesi hiç durmadan devam edecektir. Bu da ticari ilişkilerin ve sektörel inovasyonun devamlılığını beraberinde getirecek olup, tüm bu inavasyon sürecinin dünyaya sergilendiği yer olan UNICERA Fuarı, sektörümüz için önemini her daim koruyacaktır.
UNICERA
Çanakcılar Seramik A.Ş. Creavit Yön. Kur. Başkanı
cih ve araştırmalarımızın ne denli doğru olduğunu bizlere gösterdi. UNICERA Fuarı’nın hemen ardından Almanya’da ISH 2017’nin olması nedeniyle, özellikle Avrupa bölgesinden gelen katılımcı ve ziyaretçilerin beklentimizin altında olduğunu gözlemledik. Ardı sıra olan fuarlarda maalesef bu tür kısıtlar yaşanıyor. Buna ek olarak fuarın özellikle ilk günü oldukça kalabalık bir atmosfer soluduk. 2016 yılında geçirdiğimiz zor dönemlerin ve piyasadaki çalkantının aksine, UNICERA Fuarı bu sene beklenenin üzerinde seyretti.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Hakan Çanakcı
şey ‘2017 Banyo Trendleri’ oldu. Fuarda ziyaretçilerimize, bu sene banyolarda popüler olan nedir sorusunun cevabını vermeyi hedefledik. UNICERA yenilikleri sunduğumuz bir platform olmanın yanı sıra, bizleri iç ve dış pazardaki potansiyel iş ortakları ile de buluşturuyor. Bu bağlamda hem ülkemizde hem de yurt dışında bizi temsil edecek yeni iş ortakları ile tanışıyor olmak, fuarın bize sağladığı en büyük imkanlar arasında. Dolayısıyla ziyaretçilerimiz arasında iş ortaklarımız olduğu gibi kullanıcılar, öğrenciler ve profesyoneller de var. Bu bağlamda bizler de, oluşturduğumuz yeni tarzları ziyaretçiler ile buluşturmanın yanı sıra kendimizi iç pazarda da göstermek adına şimdiki ve gelecekteki bayilerimizi standımızda ağırlayarak yeniliklerimizi onlara sunmaya çalıştık.
101
Fuarın ziyaretçi ve katılım kitlesi hedef kitlemiz ile gayet uyumluydu. Yenilikçi ve tasarım ürünlerimizi sergilediğimiz standımızda misafirlerimizi ve sektör profesyonellerini ağırlamaktan, yeni model ve konsept ürünlerimizi sunarak karşılıklı işbirliğimizin artmasından dolayı mutluluk duyduk.
Mustafa Tufan
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
UNICERA
Ece Armatür Kurucu Ortağı
Göksen Yedigüller Ege Seramik Genel Müdürü
Bu sene UNICERA Fuarı çok yüksek katılımla gerçekleşti. Beklediğimizin çok üstünde yerli ve yabancı ziyaretçi vardı. Özellikle yurt içi ve yurt dışı sektör profesyonelleri bu sene fuara çok
Merter Savaş Ege Vitrifiye Genel Müdürü
102
UNICERA Fuarı bu seneki beklentilerimizi karşıladı. Bunun şirketimize yansıması, mevcut ürünlerimizin sunumu ve yeni ürünlerimizin fuardaki lansmanı ile yurtiçi ve yurtdışı yeni müşterilerin daha çok kazanılmasına, marka bilinirliğimizin daha da artmasına ve yeni işbirlikleri ile pazardaki pozisyonumuzun daha da güçlenmesine katkı sağladı.
Fuar yerinin değişmesinin hem olumlu hem de olumsuz yansımaları oldu ama genel olarak olumlu geri dönüşler aldık. Ulaşım ve lojistik açısından fuarın yeni yeri çok daha kullanışlı oldu. Ancak tabiî ki insanların mevcut alışkanlıklarını değiştirmesi, firmaların da yeni yerleri ve standlarına alışması biraz daha zaman alacak. Gelecek fuarlarda özellikle yurtdışında reklam ve tanıtıma biraz daha fazla ağırlık verilirse, fuarın katılımcı firmalar açısından daha da iyi olacağı kanısındayız. UNICERA’nın, her geçen sene biraz daha dünya çapındaki emsallerini yakalama, hem katılımcılarına hem de ziyaretçilerine daha konforlu ve verimli bir fuar yaşatma çabasını takdir ediyoruz.
yoğun ilgi gösterdi. Bu anlamda katılımcı kitlenin amaca uygun ve çok daha sektörle ilgili olduğunu düşünüyorum. Bu tip organizasyonların varlığı tabi ki hem biz üreticiler hem sektör profesyonelleri hem de nihai kullanıcılar için çok önemli. Herkes için bir buluşma ve mesleki ilişkileri geliştirme şansı. Bizim için yüksek katılım kadar profesyonellerden ve son kullanıcılardan aldığımız tepkiler de çok önemli. UNICERA Fuarı’nda yeni serilerimizin gördüğü yüksek talep ve beğeniden çok memnunuz. Bir anlamda fuar yolu ile yeni serilerimize onay almış olduk. Özellikle sektör profesyonellerinden çok güzel tepkiler aldık. Tabi bu beğenilerin siparişe dönüşmüş olması da çok memnuniyet verici. Öncelikle bu gibi büyük organizasyonlarda lokasyon en önemli etkenlerden bir tanesi. İstanbul malum Türkiye’nin en önemli metropollerinden biri ve ciddi trafik sorunları var. Bu anlamda CNREXPO bu sene katılımcılara çok büyük kolaylık sağladı diye düşünüyorum. Öncelikle Atatürk
Havaalanı fuar alanına çok yakın ve hem yurt içi hem yurt dışından gelen ziyaretçiler günü birlik bile erken bir saatte uçakla gelip geç bir saatteki uçakla geri dönebilme fırsatına sahip oldular. Aynı şekilde İstanbul içinden gelen ziyaretçiler de gerek otoban gerekse metro vasıtası ile trafiğe takılmadan kolaylıkla gelebildiler. Tüm bu etkenler birleşince haliyle bu sene UNICERA Fuarı çok yüksek katılımla gerçekleşti. Dolayısıyla bizde Ege Seramik olarak bu lokasyon değişikliğinden gayet memnunuz. UNICERA Fuarı tamamı ile bir sektör buluşması. İtalya’daki Cersaie Fuarı’ndan sonra hem yurt içi hem de yurt dışından kabul görmüş en büyük 2. sektör fuarı. Bu anlamda UNICERA Fuar’ının Türk Seramik sektörü için de bir övünç kaynağı olduğunu düşünüyorum. Önümüzdeki yıllarda da UNICERA Fuarı’nın kapasitesini gerek katılımcı gerekse ziyaretçi anlamında arttırarak sektördeki bu pozisyonunu daha da yukarılara taşımasını umuyoruz.
Ege Vitrifiye olarak fuar katılımlarımızdaki ilk amacımız, markamızı profesyonellerden son tüketiciye tüm ilgililere tanıtmak, bilinirliğimizi artırmak bunun yanında da marka değerimizi yükseltmek geliyor. UNICERA Fuarı’nın da markamızı tanıtmak için Türkiye’de gerçekleşen sektöre özel en önemli organizasyon olduğunu düşünüyoruz. İkinci amacımız ise hem ihracat yaptığımız ülkelerden müşterilerimiz ile bağlantılarımızı geliştirmek hem de henüz çalışmadığımız ülkelerden potansiyel müşterilere ulaşarak ticaret ağımızı genişletmek. Bu kapsamda UNICERA, Ortadoğu ve Kuzey Afrika profesyonellerini standımıza çekmek için tatmin ediciydi diyebiliriz ancak ihracatımızın önemli bir kısmını oluşturan Avru-
pa ülkeleri için beklentilerimizi yeterince karşılamadı. Avrupa ülkelerinden az ziyaretçi gelmesinin bir nedeninin de, bir hafta sonra Frankfurt’ta gerçekleşen ISH Fuarı olduğunu düşünüyoruz. UNICERA’nın ilk defa gerçekleştiği CNREXPO, havalimanı ve toplu taşıma noktalarına yakın olmasıyla hem ziyaretçi sayısı hem de yabancı müşterilerimizin ulaşım kolaylığı açısından avantaj sağladı. Türkiye şu anda Avrupa’nın ikinci büyük vitrifiye üreticisi ve üçüncü büyük seramik üreticisi konumunda bulunuyor. Türkiye’deki seramik sektörünün gelişmesine paralel olarak, UNICERA’nın önümüzdeki yıllarda büyüyeceği ve uluslararası etkisinin artacağı bir organizasyon olacağına inanıyoruz.
Enver Öz
Elmor A.Ş. Genel Müdürü
Gözde Ece
Formina Banyo Genel Müdürü
Bu yıl fuarda, teknoloji ve tasarımla bütünleşen en yeni ürünlerimizi oldukça kalabalık geçen standımızda yerli ve yabancı tüketiciyle buluşturduk. “Hayatı
ISVEA Genel Müdür Yardımcısı
Fuar bu yıl ilk kez CNREXPO’da düzenlendi. Yer değişikliğinin olumsuz bir etki yaratacağı yönünde bir kaygımız olmadı. Gelecekte de artarak devam edeceğini umduğumuz başarıları, sektöre ve ülkemize katkı sağlamaya devam edecektir.
Globalleşen dünya ve her geçen gün hızla gelişen teknolojiye rağmen fuarlar geçerliliğini hala devam ettirmekte ve önemli bir platform olarak yerini koruyor. Sektörün içinden gelen ziyaretçiler ve katılımcılarında seçkin markalar olması UNICERA fuarındaki beklentilerin üst düzeyde olması için yeterli. Fuar alanı değişmesine rağmen var olan ilişkilerimizi geliştirme yolunda ve yeni iş birlikleri açısından beklentilerimizi büyük ölçüde karşıladığımız iyi bir fuar geçirdik. Özellikle yurtdışından gelen ziyaretçilerimizin katılım düzeyinin yoğun olması yeni fuar alanının daha merkezi konuma sahip olmasının bir göstergesi olarak olumlu etkilerini hissettik. Stan-
dımızda birbirinden farklı ahşap dokuların daha yoğun olduğu spa, mini spa havuzlarımız, sauna, compact sistemli ürünlerimiz, özel küvetlerimiz, concept ürünlerimiz, farklı sistem ve dizaynda ki ergonomik duş kabinlerimizle özellikle üst segment modellerimize ağırlık verdiğimiz birbiriyle yarışan ve ziyaretçilerimiz tarafından da ilgi gören onlarca farklı model sergiledik.
Global ve yerli tüm markaların ürün ve teknolojilerini sergilediği UNICERA, sektörümüz için çok önemli bir fuar. Biz de önem veriyor ve en yeni serilerimizi, teknolojilerimizi ilk kez UNICERA Fuarı’nda sunuyoruz.
İhracat, bayilik anlaşması, yeni iş ortaklıkları gibi bağlantıların kurulması adına önemli bir fuar geçirdiğimizi söyleyebilirim. UNICERA Fuarı, Türk seramik sektörünün gücünün sergilenmesi ve uluslararası pazarda bilinirliğinin artırılmasında önemli rol oynayan bir organizasyondur. Sektörümüz, ülkemiz için katma değer yaratan ve rekabet ortamı geniş bir sektördür. Sektörün gelişmesi ve büyümesi için daha rekabetçi, ileri teknoloji kullanan ve yeniliğe önem veren bir vizyonla gerek sosyal beklentileri gerekse işgücü talebini karşılamış olmamız gerekiyor.
Bu yıl da ISVEA olarak 20’nin üzerinde farklı konsepte sahip, 200’e yakın ürünümüzü ziyaretçilerin beğenisine sunduk.
Yakup Fırat
Türk seramik sağlık sektörü her geçen yıl inovasyon ve tasarım anlamında dünya klasmanında önemli başarılara imza atıyor. Bu başarıların yerel ve global tüketiciyle buluşmasına katkıları bulunan UNICERA tarzı fuarlara oldukça önem veriyoruz.
Fuar süresince katılımcılardan çok büyük ilgi gördük. 2016 yılında Hindistan’ın en büyük üreticilerinden CERA ile “Münhasır Distribütörlük” anlaşması imzalamıştık. Fuarda Hintli iş ortaklarımızı ağırlama şansımız oldu. Bunun yanı sıra Avrupa ülkeleri ağırlıklı olmak üzere dünyanın 35 ülkesinden standımıza katılımcı ziyareti oldu.
UNICERA uluslararası niteliği ve sektörel bir buluşma noktası olarak ziyaretçilerimizle birebir iletişim kurma şansı bulduğumuz önemli bir fuar ve gelecekte de sektörümüze katkı sağlamaya devam edeceğine inanıyoruz.
UNICERA
Dolayısıyla bu yıl da fuardan temel beklentimiz daha çok yabancı ziyaretçinin katılımıydı. Bu seneki katılımcı profilinin uluslararası anlamda yoğunluk kazanmasından memnunuz.
kolaylaştıran parlak fikirler” konseptiyle sunduğumuz ürünler, hem sektör profesyonelleri hem de ziyaretçiler tarafından yoğun ilgi ve talep gördü.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Geçmiş yıllarla kıyasladığımızda UNICERA Fuarı son iki yıldır uluslararası katılımcının oldukça ilgi gösterdiği bir fuar olarak karşımıza çıktı. Daha önce yerli katılımcı yoğunlukta geçen fuarların artık uluslararası anlaşmalara da adım atabildiğimiz bir organizasyon haline gelmesi bizi memnun ediyor.
UNICERA gibi büyük organizasyonların her yıl düzenli olarak yapılmasının sektörümüzün imajını güçlendireceğine ve daha güçlü bir ivme kazandıracağına inanıyoruz. 103
Erol Amado Japar Genel Müdürü
Fuara yönelik beklentilerimizi karşıladık. Fuarda şirketimiz mevcut müşterileri ile görüşme sağlarken yeni müşteri bulunması yönünde katkılarını gördük. Fuar alanının havaalanına yakın olması nedeniyle günübirlik olarak ziyaretçilerin gelebilmesi ziyaretçi sayımızı arttırdı. Yurtdışından bile günübirlik ziyaretçiler-
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
UNICERA
H. Derya Ercan
H. Salim Işıklı
Mesa Teknik İhracat Departman Müdürü UNICERA Fuarı beklentilerimizin ötesinde son derece faydalı geçti. Fuar alanı değişiminin ve UNICERA akabindeki ISH fuarının yakın zamanda olması bizi her ne kadar endişelendirmiş olsa da 104
le karşılaştık. Ayrıca şehir merkezine yakın olması ve kompakt yapıda bir fuar düzeni olması ziyaretçilerin daha uzun süreler stantta vakit geçirmesine imkan verdi. UNICERA Fuarı’nın gelecekte etkinliğinin daha fazla artacağı düşüncesindeyim. Özellikle konusundaki yurtdışı fuarlar gibi iki yılda bir yapılıp şaşırtmalı (yani yurtdışı fuarın yapılmadığı yıla fuar düzenlemesi) yapıldığı takdirde yabancı katılımcılarında artacağı düşüncesindeyiz.
Kale Yapı Ürünleri Grubu Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı
Fuar lokasyonu ziyaretçiler ve İstanbul dışından havayolunu tercih edenler için kolaylık sağladı. Hem profesyonel hem de kişisel kullanımı amaçlayan ziyaretçilerin sayısında artış olduğunu görüyorum.
Fuarın ziyaretçi kitlesi amacımıza uygundu. Mimar, müteahhit, proje mühendislerinin daha fazla katılımını bekliyoruz. Bir sonraki döneme kadar hedef kitleden beklentilerini anlayacağımız ve verimli profilin ziyaret oranını artırmak için organizasyon ve firmalara düşenleri ortaya koymak faydalı olabilir.
UNICERA Fuarı sektörümüzün yurtiçi ve dışında katma değerli ve inovatif ürün satışını kolaylaştırmalı. Nitelikli ürün tercihi olan satın alım heyetleri ile irtibat kurularak fuara olan ilgi ve nitelikli ziyaretçilerin artırılmasına önem verilmeli.
Fuarda yeni ürünlerimizi tanıtma olanağı bulduk. Sektörün buluşma platformu olması faydalı. Yurtiçi ve yurtdışından iş ortaklarımıza yeniliklerimizi aktardık.
Fuarın sektörümüzün sürdürülebilir büyüme, ihracat ve uluslararası marka yaratmaya dönük hedeflerine destek verebileceğine inanıyorum.
bilhassa, yabancı katılımcının profesyonellik seviyesi bizi çok sevindirdi. Yurtiçi ve yurtdışı piyasaların kendine çeki düzen verme çabası, beraberinde bizlere ürün portföyümüzü genişletme fırsatı veriyor. Bu sene UNICERA Fuarı’nda, markamıza ait dört alt markanın barındırdığı yeni ürünleri sergileme şansımız oldu. Son yılların en verimli fuarı oldu ve tanış misafirlerimizi ayrıca ağırlamış olduk. 2016 yılında ürün portföyümüze yaptığımız yatırımın meyvelerini alacağımıza dair inancımız 2017 UNICERA Fuarı’nda daha da pekişmiş oldu.
Atatürk Havalimanı’na yakın olması adına, misafirlerimize de pozitif bir etki oluşturduğuna şahit olduk. Hava ulaşımının yanı sıra, metronun da şehrin belirli noktalarından gelen misafirlere faydalı olduğunu biliyoruz. Ortak amaçları paylaştığımız tüm meslektaşlarımızın, bu değişimden pozitif manada etkilendiğini düşünüyoruz.
Ana bölge dağıtıcılarımızın, ürünlerimizi ulaştırdığı dostlarımızın bizleri ziyaret etmeleri ve ürünlerin teknik detaylarına yoğunlaşmaları, bu fuar zamanında bize inanılmaz bir fırsat vermiş oldu. Ürünlerimizi daha iyi tanıtabildiğimiz bayilerimizin, yıl içerisinde bizimle daha iyi satış hacimleri yakalayabileceğini biliyoruz.
UNICERA Fuarı firma olarak 2009 yılından beri parçası olmaktan keyif aldığımız bir platform. Zaman içerisinde birçok fuarda yer aldık. Bunlar içerisinde, firmamızın marka bilinirliğine en yardımcı olan UNICERA Fuarı’dır. Bölgemizde düzenlenen fuarlar içerisinde, emsalleri arasında gösterilmesi ve yabancı dostlarımızın da ilgi göstermesi zaten bu sebepledir. Geliştirilmesi ve bölgesinde emsalleri arasında birinci sıraya yükselmesi ve o noktada kalması, hepimizin ortak çabası sayesinde olacaktır.
UNICERA Fuarı’na daha fazla ihracat hedefi ile katıldık. Bu hedefimizi yakaladık. Yurtdışından gelen misafirlerimizin ürünlerimize ve yeniliklerimize olan ilgisi bizleri çok mutlu etti.
Ömer Yılmaz
ORKA Banyo Mobilyaları Yönetim Kurulu Başkanı UNICERA Fuarı’na ORKA Banyo olarak 15. kere katıldık. Yeni ürünlerimizin gerek iş dünyasına gerekse nihai tüketicilere tanıtılması açısından prestijli bir
M. Süreyya Çağlar Seramiksan Türkiye Satış Müdürü
UNICERA Fuarı, önemini her yıl artırmaya devam ediyor. Fuar, üreticilerin ürünlerini ve teknolojilerini karşılaştıra-
UNICERA’da, ulusal ve uluslararası pazarlara yönelik önemli iş bağlantıları gerçekleştirdik. Bizim amacımız İtalya’da veya İspanya’da ne üretiliyorsa onun aynısını değil daha iyisini yapma-
Bu yıl yabancı ziyaretçi oranında belirli bir artış vardı. Bu artış önümüzdeki yıllarda daha fazla olacaktır. UNICERA Fuarı’na neredeyse dünyanın her yerinden ziyaretçilerin gelmesi ve yapılan iş anlaşmaları ile seramik sektöründe ihracat oranının artacağını düşünüyorum.
kitleye sunum yapabilmemize imkan tanıyan UNICERA Fuarı, sektörün diğer oyuncuları ile birlikte ülkemiz adına yabancı ziyaretçiler ile buluşma platformu olarak kurumumuz için büyük bir öneme sahip. Bu yıl geçen yıla göre daha yoğun bir ziyaretçi kitlesi ile karşılaştığımız fuardan birçok yeni bağlantılar ile ayrıldık.
belirtebiliriz. UNICERA uluslararası bir fuar olduğu için iç pazardan daha çok ihracat müşterilerimiz açısından verimli geçtiğini ifade edebiliriz. İsrail, Kosova, Makedonya, Arnavutluk, Bulgaristan, Yunanistan, Hırvatistan, Ürdün, Suudi Arabistan, Azerbeycan, Irak ve İran gibi ülkelerden özellikle yoğun ziyaretçi geldi.
İç pazar ziyaretçileri açısından baktığımızda sergilediğimiz yeni ürünlerin büyük beğeni ile karşılandığını söyleyebiliriz. Açıkçası fuar yerinin değişmesinin fuar açısından büyük katkısı olduğunu düşünüyoruz. Zira Yeşilköy’ün havaalanına yakınlığı özellikle ihracat müşterileri açısından büyük rahatlık sağladı. Ayrıca fuar alanının şehir merkezine daha yakın olması da ziyaretçilerin katılımını artırdı diye düşünüyoruz. İhracat pazarı açısından yabancı müşteri sayısında artış gözlemlediğimizi
UNICERA Fuarı’nın global marka olmamız için gereken adımları atmamızda bize katkısı çok büyük oluyor. Ancak fuarın kesinlikle 2 yılda bir olması gerektiğini düşünüyoruz. Yurtdışındaki profesyonel fuarlar da iki yılda bir gerçekleştiriliyor. Fuarın her sene olması yeni ve yaratıcı ürünler geliştirilmesi konusunda zorluk yaratıyor örneğin; bu durum da her sene yapılan ürünlerde benzerlik olabildiği gibi ve ziyaretçilerde fuara karşı heyecanı da zayıflatabiliyor. Ayrıca fuarın her yıl olmasının maddi açıdan da külfeti oluyor şirketler için...
bildikleri için de güzel bir rekabet ortamı yaratıyor. Dünyanın sektörde en önemli üç fuarından biri olan UNICERA’ya katılım ise bu yıl oldukça yoğundu. Özellikle yurt içinden gelen profesyonel satıcı sayısı çok fazlaydı. Seramiksan olarak yenilikçi tasarımlarımızla oluşturduğumuz 2017 koleksiyonumuzu amacına uygun özel bir stantta sektör profesyonellerine ve ziyaretçilere sunduk. Teknoloji ve tasarım farkı ile ürettiğimiz büyük ebatlı ürünlerimiz ziyaretçiler tarafından büyük beğeni topladı. Seramiksan vitrifiye grubu ürünlerimizi de fuarda sergileme fırsatı bulduk. Vitrifiye grubunda minimum su tüketimi ile fonksiyon yapan en son teknoloji ürünlerimiz ziyaretçiler tarafından yoğun ilgi gördü. UNICERA Fuarı’nda iç ve dış pazarda da yeni müşterilerle tanışma fırsatı ve yeni iş bağlantıları yapma imkanı bulduk. Yeni
fuar alanının Atatürk Havalimanı’na çok yakın olması tabii ki ulaşım açısından özellikle yurtdışından ve İstanbul dışından katılan ziyaretçiler için çok büyük bir avantaj sağladı. Ancak gelecek yıllarda 3. havalimanının devreye girmesi ile beraber bu avantajını ne yazık ki kaybedecek. UNICERA Fuarı’na katılımcı sayısının artarak devam edeceğine inanıyorum. Dünyanın birçok ülkesinde seramik ve mermer fuarları aynı tarihlerde ülkenin değişik şehirlerinde yapılmaktadır. Bildiğiniz gibi UNICERA Fuarı’ndan bir hafta sonra dünyanın en büyük mermer fuarlarından biri İzmir’de yapıldı. Yurtdışından gelen satın almacıların hem seramik hem de mermer için birer hafta arayla bu fuarlara gelmeleri mümkün değil. Sektörümüz için çok önemli bu iki fuarın daha verimli geçmesi için gerekli koordinasyonunun sağlanması büyük önem taşıyor.
UNICERA
NG Kütahya Seramik Yönetim Kurulu Başkanı
ya gayret etmek. Sanıyorum, fena da olmuyor. UNICERA Fuarı’ndan gelen talep ve yorumlarda da bunu gördük. UNICERA Fuarı, lokasyon açısından daha ulaşılabilir ve merkezi bir konuma taşındı. Bu anlamda fuara katılan ziyaretçiler ve bizler açısından iyi sonuçlar elde ettik.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Erkan Güral
105
Hasan Hilmi Alper
UNICERA
Seranova Seramik Yönetim Kurulu Başkanı
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Abdurrahman Sürücü SRC Yapı A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
UNICERA Fuarı’nın özellikle bizler için özel bir yeri var. Özellikle yüzde yüz yerli üretim ile tüm ürün gamımızda üretim yapan firmamızın Türk banyo kültürünü yurtdışı müşterilerine sunulması açısından bu fuar çok önemli. Bir Türk markası olarak dünya standartlarında bir ürün
Enis Hazan
Visam İstanbul Bölge Müdürü 106
yılından daha iyi geçeceğine inanıyoruz. Pek çok yabancı ziyaretçi ile yeni iş bağlantıları yaptık.
Yurtiçi ve yurtdışından pek çok ziyaretçi ağırladık. Almış olduğumuz olumlu tepkiler, en iyi olmak adına çalışmalarımızın bizlere vermiş olduğu en güzel ödüldür. Dünyanın gelişen şartlarından ve özellikle yaşanan siyasi çalkantılardan sektörümüz diğer sektörler gibi etkilendi. Alınan hızlı kararlar ve bu kararların çabuk uygulanması pazarın rahatlamasını sağladı. 2017 yılının 2016
UNICERA ile açılan yeni pazarlar ile hedeflerimize ulaşacağımıza inanıyoruz. Yeni pazarlara girmek için bir seneyi aşkın süredir hazırlamış olduğumuz yeni ürünlerimizin lansmanını bu fuar ile gerçekleştirdik. İtalya ve İspanya pazarında da satışlarımızı arttırmayı hedefliyoruz. Yeni teknik granit fabrikası yatırımlarımız ile önümüzdeki yıl bambaşka yeni ürünlerle ziyaretçilerin karşısına çıkmayı amaçlıyoruz.
gamı ile müşterilerimizin önüne çıktığımız bu fuarda her sene olumlu tepkiler alıyoruz. Ayrıca bizler kendi Ar-Ge ve ürün tasarım ekibimiz ile genelde seneye damga vuracak ve sektöre de yön verecek ürünlerimizin ilk sunumlarını bu fuarda yaparak bir fuar kültürü oluşturduk. Hatta İtalya CERSAIE Fuarı’ndan önce tüm tasarım ürünlerimize bu fuarda ilk defa yer veriyoruz. Tabiki fuarda çok fazla yurtdışı ziyaretçimiz ve dostlarımzıda bizleri yalnız bırakmıyor. Bu fuar artık firmamız için bir uluslararası arena. Fuar iki konuda bizleri çok memnun etti. İlki yurtdışı müşterilimizin firmamıza gösterdiği yoğun ilgi oldu. Bu sene standımızda 50 farklı ülkenden ziyaretçi ağırlamışız. Bu bizler için gurur verici bir manzara. İkinci olarak bu fuarda daha bir senesini yeni doldurmuş ROXQUA markalı ürünlerimizin gerek yurtiçi gerek yurtdışı müşterilerimizden görmüş olduğu yoğun ilgi. Bizler geçen sene fuarda yaptığımız sunum sonrası bu marka ile ilgili CERSAIE 2016’da da özel bir çalışma yaptık. Bunun faydasını bu sene görümüş olduk. Hem
yurtiçi pazarın hem de yurtdışı pazarın tamamen Türk malı ve özel tasarım bu markalı ürünlerimize ihtiyacı açıkça bu fuarda ortaya çıktı. Geçen sene ilk lansmanını yine UNICERA fuarında yaptığımız A Plus markamız ROXQUA markalı ürünlerimize bu sene oldukça ilgi vardı. Yine Hydrocabin markamızın yeni nesil kabinlerini de bu fuarda ilk sunumları yapıldı. Bu ürün gamına da özel ilgi bizi mutlu etti. Hydromix markamızın içinde bu sene ilk defa bahçe duşları ile ilgili bir ürün gamı çalışmasını sergiledik . Bu markamızın bu konsepti de çok ilgi çektiğini gördük. Bu sene özellikle özel tasarımları ile öne çıkan tüm ürünlerimizin, fonksiyonel kullanım alanları ile müşteride olumlu bir algı yarattığı anlaşılıyor. Bu sene fuar alanındaki değişiklik bizleri biraz da olsa tedirgin etmişti. Ancak gelen ziyaretçi portföyü, ziyaretçilerin firmamıza dönük yaklaşımları ve ilgileri her seneki gibi, bu senede iyi bir fuar geçirdiğimizi bizlere gösteriyor. Bizler UNICERA Fuarı’nın bir uluslararası fuar konsepti ile devam ettiğini görmekten gurur duyuyoruz.
UNICERA Fuarı bizim için bir prestij fuarıdır. Yurtiçinde sektörümüz bazında düzenlenen en iyi fuar olduğu bir gerçektir. Bizim bu fuardan beklentimiz, tüm Türkiye’ye yayılmış olan bayilerimizin bizlerle görüşmesini sağlamak, önerilerini ve varsa şikayetlerini dinlemektir. Bu anlamda kesinlikle beklentilerimizi karşılıyor. Ancak fuarın direkt olarak işlerimize gözle görülür bir yansıması olduğunu gözlemlemedik. Son birkaç yıldır UNICERA katılımcılarının neredeyse tamamı, bu fuarın dünyadaki benzerleri gibi 2 senede bir yapılmasının gerekliliği üzerinde duruyordu. Fuarın TÜYAP fuar alanından daha küçük olan CNREXPO’ya taşınmasının katılımcı sayısını etkilediği gibi buna paralel olarak ziyaretçi sayısını ve profilini olumsuz yönde etkilediğini düşünüyorum.
Bu yıl, UNICERA’dan hemen sonra Frankfurt’ta her iki yılda bir düzenlenen ISH fuarına da katıldık. İki fuarı birebir kıyaslama şansımız oldu. Maalesef iki fuar kıyaslandığında, UNICERA Fuarı sağladığı fayda açısından çok geride kalıyor. Yukarıda da belirttiğim gibi, henüz hiçbir katılımcının tam olarak bilgi sahibi olamadığı bir nedenden dolayı yapılan yer değişikliği ve bu fuarı her sene yapma ısrarı, bizim gibi birçok katılımcıyı maalesef soğutmuş gibi görünüyor. Bu yılki fuar sürecinin ışığında UNICERA’nın eski cazibesini kaybetmeye başladığı gerçeğini, düzenleyen firmaların da görüp buna göre gerekli önlemleri alması ve bu fuarı canlandırması hem kendileri hem de sektörümüz için faydalı olacaktır.
Av. Fırat Barış Kavlak TİMDER Hukuk Danışmanı firat@kavlak.av.tr
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Hukuken
YENİ KIDEM TAZMİNATI SİSTEMİ Kıdem tazminatı hiç şüphesiz çalışma hayatında işçi ve işverenler tarafından en çok konuşulan konuların başında gelmektedir. Uzun zamandan beri görüşülen ve yasalaştırılmaya çalışılan bu konu en sonunda meclisin gündemine gelmiş ve adım adım uygulamaya geçmeye hazırlanmaktadır. Henüz bir yasa tasarısı oluşturulmuş olmasa da kıdem tazminatında geçilmesi planlanan fon hesabı şu sıralar işçiler kadar işverenler tarafında da merakla beklenmektedir. Getirilmesi planlanan değişikliklere geçmeden önce kısaca kıdem tazminatının mevcut yasal düzenlemede hangi haller durumunda işçiye ödendiğinden bahsetmek, fon sisteminin yapacağı değişiklikleri daha iyi değerlendirmeyi sağlayacaktır. 4857 sayılı İş Kanunu uyarınca bir işçi işten çıkarılması, askere gitmesi veya evlenmesi durumunda kıdem tazminatına hak kazanmaktadır. Kendi isteği ile işten ayrılanların ise kıdem tazminatı almaları mümkün değildir. Yasal düzenlemeler bu yönde olmakla birlikte iş hayatındaki duruma baktığımızda sistemin çok da bu şekilde işlemediğini görmek mümkündür. Şöyle ki; yapılan araştırmalara göz atıldığında geçtiğimiz sene 18 milyon işçinin işten çıkış bildirgesinin olduğu çıkanların ise sadece 2,5 milyonun çalıştıkları kurumlardan hak ettikleri kıdem tazminatlarını alabildiği görülmüştür. Bahsi geçen bu sayıları mahkemelerdeki durum da teyit eder niteliktedir. Zira İş Mahkemelerine bakıldığında açılan davaların yüzde 70’i kıdem tazminatı alacağıyla ilgilidir. Bu durumda mevcut düzenlemeler ışığında sistemin çok da sağlıklı bir şekilde işlemediği açıktır. Peki ya getirilmesi planlanan yeni fon düzenlemesiyle mevcut sistemin yarattığı handikapların önüne geçilebilecek midir? Öncelikle düzenlemenin neler getireceğine geçmeden önce kıdem tazminatına ilişkin değişikliklerin kimleri etkileyeceğine değinmek gerekir. Buna göre; 4857 sayılı İş Kanuna tabi çalışanlar, 5953 sayılı “Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun’a tabi çalışanlar ve 854 sayılı “Deniz İş Kanunu”
108
na tabi çalışanlar söz konusu düzenlemeden etkileneceklerdir. Yakın zamanda getirilmesi planlanan düzenlemeye göre; çalışanlar adına bireysel hesap açılan bir fon kurulacaktır. Bu noktada oluşacak en temel değişiklik; işçiye ödenecek kıdem tazminatı işveren tarafından değil de oluşturulacak bu kıdem tazminatı fonu kanalıyla ödenecektir. Yani kurulması planlanan bu sisteminde işveren işçiye ödemesi gereken miktarın ödemesini fona yapacak daha sonra da fondan işçiye ödeme yapılacaktır. O halde ilk basamakta yapılan bu değişiklik işçi ve işvereni nasıl etkileyecektir? Şöyle ki; durumu öncelikle işçi açısında incelemek gerekirse kıdem tazminatında şeffaflığın sağlanacağı açıktır. Zira ödemeler oluşturulacak fona yapılacağından işçi fona yapılan ödemelerin takibini yapabilecek ve tazminat hakkına devlet güvencesi sağlanmış olacaktır. İşveren artık çeşitli sebeplerden işçinin kıdemini ödemekten kaçınamayacak, bu sayede de yukarıda sayısal verilerle de ortaya konulan işçiişveren uyuşmazlıkları belki bir nebze daha azalma gösterebilecektir. İşveren açısından ise; ilk bakışta yeni düzenleme, şartları biraz işveren aleyhine ağırlaştırıyor gibi görünse de bir noktada hesaplanabilirlik konusunda önemli bir adım olacaktır. Zira kıdem tazminatı alacaklarında işveren açısından en büyük sorun işçinin karşısına çok büyük meblağlar ile gelmesi ve işverenin bunu öngörmemiş olması sebebiyle sıklıkla ödeme yapamamasıdır. Planlanan yeni kıdem yasasında ise işverenler çalıştırdıkları her bir işçi için fona belirlenen oranda prim ödeyecekler ve böylece kıdem tazminatı yükleri hesaplanabilir olacaktır. Zira fona her ay belirli bir rakam aktarılacak ve işçinin işten ayrılması halinde işverenin karşısına yüklü bir miktar kıdem tazminatı çıkması engellenmiş olacaktır. Fon sistemi ile vaat edilen diğer değişikliklere gelinecek olursa; mevcut düzenlemede sadece koşulların oluşması halinde fesih anında ödenen kıdem tazminatı, öngörülen sistem ile sigorta primine benzer bir niteliğe sokulmuştur. Şöyle ki; işçinin hak ettiği prim mikta-
rı aylık olarak hesabına yatırılacak olup taslağın kabul edilmesi halinde fona devletin de katkı sağlaması düzenlemede yer almaktadır. Kıdem tazminatında fon sisteminin işçi için sağlayacağı bir diğer avantaj ise işçinin kıdemini alabilmek için belirli süreyi doldurma zorunluluğunu ortadan kaldırmasıdır. Zira iş hayatında işçiler sıklıkla “kıdemini yakmamak” için memnun olmadığı bir işte çalışmak durumunda kalmaktayken yeni düzenleme ile bu durum bertaraf edilecektir. Artık işveren çalıştırdığı her bir gün için işçinin primini fona yatıracağından işçinin işten ayrılması durumunda prim hakkını kaybetmesi gibi bir durum söz konusu olamayacaktır. Yani mevcut sistemde sadece işten ayrılanlar kıdemini alabiliyorken öngörülen yeni sistemde tüm çalışanlar için fona ödeme yapılacağından çalışanın istifa etmesi durumunda haklarını kaybetme gibi bir endişesi olmayacaktır. Peki, bu öngörülen bu yeni kıdem yasası nasıl uygulanacak ya da mevcut çalışanların durumu ne olacak? Bakanlık bu konuda şöyle bir açıklama yapıyor; kıdem tazminatı fonu yürürlüğe girdiği tarihte, bir işyerinde çalışmakta olan işçinin yürürlük tarihine kadar olan kıdemlerinden işveren mevcut düzenleme uyarınca sorumlu olacaktır. Fon yürürlüğe girdikten sonra ise ilk defa veya yeniden işe alınan işçiler ile işyerinde çalışmakta olanların yürürlük tarihinden sonraki hizmet sürelerine ilişkin fon sistemi işlemeye başlayacaktır. Sonuç olarak; konuyla ilgili yasa tasarısı daha kesinleşmeden işçi ve işveren cephesinde kıdem tazminatı ile ilgili yeni düzenleme oldukça merak konusu olmuştur. Sistem şu an vaat edildiği kısmı itibari ile işçi-işveren arasındaki uyuşmazlıklara bir nebze de olsa çözüm getirecek gibi görünmekle birlikte, işveren açısından bu fon ödemelerinin zorlayıcı olacağı, işçilerin ise bu yeni düzenleme ile hak kaybına uğrayıp uğramayacağı konusunda endişeleri olması kaçınılmazdır. Mevcut düzenlemenin yasalaşması halinde işçi ve işveren taraf için de konuyla ilgili akıllardaki soru işaretlerinin kalkacağı kuşkusuzdur.
Dr. Atakan Genç
Stratejitek Kurumsal Danışmanlık Hizmetleri agenc@stratejitek.com
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Etkin Yönetim
YÖNETİCİ MİSİNİZ, YOKSA LİDER YÖNETİCİ Mİ?
110
Biçimleri, metodları ve şekilleri her organizasyona göre farklılık göstermekle birlikte geçmişten günümüze değin değişmeyen bir kavram, yönetim. Her işletmenin ekonomik, hukuki ve etik sorumluluklarının yerine getirilmesi adına, süreçleri uygulanabilir kılmak da yönetimin ve yöneticilerin temel görevi. Bu gün gelinen noktada, çağlar boyunca süren geleneksel yönetim anlayışından uzaklaşılarak çok daha modern yönetim tarzları benimseniyor. Günümüzde birçok yönetim tarzı söz konusu olsa da “etkin yönetim” kavramı her organizasyon için önemini koruyor. Etkin yönetimin en önemli uygulayıcılarından biri ise hiç kuşkusuz yöneticiler. Kurum çalışanlarının organizasyondaki görevi tabi ki yadsınamaz ancak ortak payda ve amaçlar doğrultusunda bir araya gelen insanları doğru alana kanalize etmek, işbirliği ve koordinasyonu kurarak hedefe sağlıklı ve verimli şekilde ulaşmalarını sağlamak şüphesiz ki yöneticinin temel sorumluluğudur. Yöneticinin temel davranışları, yetkinlik ve yönetimdeki becerileri de organizasyon ya da kurumun başarısındaki kilit noktalardan biridir. Son zamanlarda en sık duyduğumuz kavramlardan biri de liderlik… Ve çoğu zaman -farklı olmakla birlikte- yönetici kavramı ile iç içe geçmiş şekilde kullanılıyor. Oysa “Her lider bir yöneticidir” ya da “Her yönetici bir liderdir” tanımı yanlış bir algı oluşturabilir. Çünkü her lider yönetici olmak zorunda değildir. Ancak her yönetici, organizasyonun başarısı için liderlik vasıflarını taşımalıdır. Liderler bazen en güçlü, bazen en akıllı, bazen en bilge, bazen de en karizmatik kişidir. Toplumsal olarak bakıldığında her çağda farklılık göstermekle birlikte kurumlarda liderler, yönlendiren, enerji veren ve çalışanları kurumun vizyonuna
“Lider yönetici çalışanları şirket vizyonuna tutku ile bağlayan kişidir. Otoriteden değil, etkileşimden, iletişimden beslenen kişidir.” gönüllü olarak bağlayan kişidir. Etkin bir yönetim için, hem liderlik hem de yöneticilik vasfıyla, nitelik ve beceriler bir arada olmalıdır. “İyi yönetici” aslında lider nitelikleri de bulunan yöneticilerdir. Peki lider yönetici nasıl olmalı? Lider yönetici, mevcut yapıyı korumakla değil değişimle ilgilenen kişidir. Yönetici değil, yönlendiricidir; denetlemez, güdüler; bürokratik otorite yerine morâl ve motivasyona odaklanır; liste ve bütçeye hakim olmakla yetinmez bir vizyonu vardır. Lider yönetici çalışanları şirket vizyonuna tutku ile bağlayan kişidir. Otoriteden değil, etkileşimden, iletişimden beslenen kişidir. İyi bir yönetici, bireysel akıl yerine ortak akıl; birey yerine ekip; emir yerine koçluk; sonuç odaklılık yerine süreç odaklılık; çok çalışmak yerine akıllı çalışmayı esas alan kişidir. İnsanları tanımak, objektif olmak ve objektif kalmak, kendine güvenmek ve kararlı olmak, cesur olmak, güven vermek gibi
vasıfları da barındıran lider bir yönetici korkulan değil saygı duyulan olmayı da başarandır. İşveren ve müşteri ilişkilerinde bile sözleşme maddeleri arasına giren şeffaflık konusunu da atlamamak gerekiyor. Lider bir yönetici ekip arkadaşlarına karşı şeffaf olan kişidir. Şeffaflık, güven ve sadakat duygusunu da beraberinde getirdiği için oldukça önemli bir kriter olarak karşımıza çıkıyor.
“Kurum misyon ve vizyonuna tutkuyla bağlanan çalışan hem verimli hem de motivasyonu yüksek şekilde çalışır.” Günümüzün en yeni yönetim trendlerinden biri de çalışanların kurum misyon ve vizyonuna tutkuyla bağlanması… Kurum misyon ve vizyonuna tutkuyla bağlanan çalışan hem verimli hem de motivasyonu yüksek şekilde çalışır. Bu da sadakati beraberinde getirir. Unutulmamalıdır ki, lider bir yönetici, diğerlerinin takip etmek istediği kişidir. İşte bu nedenle lider bir yönetici, çalışanlarını kendine değil kurumun vizyon ve misyonuna bağlayan kişidir. Doğuştan lider olmayabilirsiniz. Ancak, kendini tanıyan, eksikliklerinin farkına varan bir yöneticiyseniz bu açığı kapatacak donanımlarla kendinizi geliştirerek siz de iyi bir lider yönetici olabilirsiniz.
Almila Dalkılıç
Yönetim & Kişisel Gelişim Eğitmeni, Hitabet Koçu almilad@gmail.com
STRESİNİZİ YÖNETEBİLMEK (Bölüm 3)
112
…….. yapmayan yoktur. …….. yaptığınızda yapılacak en iyi şey bunu kendinize ve olaya dahil olan herkese itiraf edebilmenizdir. Sonrasında yolunuza devam edin. ……..lar mükemmel öğretmenlerdir. ……..lı bir durumda ısrarcı olmak sizi haklı çıkarmaz zaman ve enerji kaybettirir. Her gün yaptığımız pek çok şeyi şüphesiz, alışkanlıktan yaparız. Bazı alışkanlıklar bizi aşağıya çekebilir, gelişmemizi engelleyebilirler, bu sebeple geliştirdiğimiz başarı alışkanlıkları önemlidir. Başarının anahtarı, sizi gitmeniz gereken yere taşıyacak alışkanlıklar geliştirmektir. ‘’Önce biz alışkanlıklarımızı oluştururuz. Sonra da alışkanlıklarımız bizi oluşturur.’’ John Dryden Bir problemle karşılaştığımız anda sormamız gereken bazı PROBLEM ÇÖZÜCÜ sorular var: 1) Bu problemin harika yanı ne? 2) Neler henüz mükemmel değil? 3) Bunu istediğim hale getirmek için neleri yapmalıyım / yapmamalıyım? 4) Bunu istediğim boyuta taşımak için çalışırken bu süreci nasıl zevkli kılabilirim?
Kitap Önerisi:
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
İletişimde İletişim
Bu bölümde Stres konusuna kaldığımız yerden devam ediyoruz. Ancak öncelikle şu boşlukları doldurmaya ne dersiniz ? Boşluğa öyle bir kelime koyun ki hepsine uysun ve doğru bir ifade oluştursun (Yazımın sonunda doğru kelimeyi büyük harfle yazacağım ;)
Peki başımızın eksilmeyen derdi STRES için neler yapabiliriz ? 1) Kendinize sakin bir çalışma ortamı sağlayın. 2) Sözlerinize ve davranışlarınıza dikkat edin. 3) Kendinize zaman ayırın. 4) Vaktinde bir yerde bulunmayı fetiş hale getirmeyin. 5) Arada sırada yalnız kalın. 6) Değer verecek şeyler bulun. 7) Öfkenizi kontrol edin. 8) Mutlaka bir hobiniz olsun. Kendimizi güçsüz hissetmemizi haklı çıkaran durumlarda bile, koşullarımızın bir kısmını değiştirebilmek bizi daha mutlu ve daha az stresli kılar, gelecekteki problemlerimizle yüzleşmemizi kolaylaştırır. Stresimize hakim olmak kendimizi etkileme gücümüzü hızla yükseltir ve bağışıklık sistemimizde koruyucu değişiklikler yaratır. STRESİN sebep olduğu Sağlık Sorunları Gergin bir boğaz Sırtta ve boyunda gerginlik Güç soluma Hızlı kalp atışı Soğuk fakat terleyen eller ve ayaklar Gergin bacak kasları Başağrısı Mide bulantısı Tansiyon problemleri Sindirim bozukluğu Tetiklenen alerjiler Tüm bunların yanı sıra bir de psikoloijik rahatsızlıklar da var elbette:
Duyguların sık sık değişmesi Kızgınlık Ümitsizlik duygusu Aşırı ağlama Kaygı Depresyon Stres Yönetimi; Aşırı stresle başa çıkmak ve yaşam kalitesini arttırmak amacıyla, durumu değiştirme ya da duruma verilen tepkileri değiştirmektir. Eğer zamanınızı doğru yönetmeyi başarabilirseniz stresinizi de büyük ölçüde kontrol altına alabilecek önlemler geliştirebilirsiniz. Karşınızdaki kişiye eleştiri yaparken çok dikkat etmelisiniz, kullandığınız ifadeler onu strese sokmakla kalmaz sizin de sinirinizi bozar. Konuşma esnasında sürekli geçmişten bahsetmek, geleceğe doğru adım atmanızı engeller. Mantığınızı lütfen silah olarak kullanmayın. Genelleme kullanmayın, yaptığınız genellemeler özelde işe yaramayabilir. Konuşurken ses tonunuzu yükseltmeniz karşı tarafın sıkıntı yaşamasına ve bunu da size yansıtmasına sebep olur. Bu arada diğer kişinin terapisti olmaya çalışmayın yanlış yönlendirmeler ile onun hayatını etkileyebileceğinizi unutmayın. Ve lütfen iletişime açık olduğunuzu gösteren net ve anlaşılır bir üslupla empati kurarak konuşun ki karşınızdaki kişiler sizi yanlış anlamasın. Unutmayalım ki en büyük sıkıntı kaynakları yanlış anlaşılmalardır. Boşluk doldurma kelimesi: HATA
SCRUM ‘ İki katı işi yarı zamanda yapma sanatı’ Hepimiz zamanın yetmemesinden, işlerimizin yetişmemesinden şikayetçiyiz öyle değil mi ? Doğru bir düşünce yapısı ve takım çalışması ile herşeyi halletmek mümkün. Dr. Jeff Suthaerland Scrum metodunu şöyle açıklıyor: Bu terim, Rugby spor dalından gelmektedir ve bir takımın topu sahanın diğer ucuna doğru götürmek için birlikte çalışma yöntemine aittir. Scrum ekiplerin gerçekte nasıl çalıştıkları bilgisini kullanır ve onlara kendilerini organize etme, süratle iş yapma ile hız ve kalitelerini geliştirme araçlarını sağlar. Kitapta bol bol örnek kullanılmış; Dünyayı değiştirin,Hiçbir şey için para ve bedava değişim, ilk sıradakiler ilk önce, iş listesi neyi ne zaman yapmak, mutluluk baloncuğunu patlatın ve mutluluğu sayısallaştırmak gibi çok sayıda dikkat çekici başlık yer alıyor.
E s n e k Ç ö z ü m l e r. . .
w w w.ghess.com.tr Tr a d e m a r k b y M G G r o u p
Çetin Cinemre
SERVİS Eğitim & Danışmanlık Eğitim Uzmanı cetinc@ttmail.com / admin@servisegitim.com
KEŞKE
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Bayi Vizyonu
“KEŞKE sorgulamasını yapmayan insan yoktur. Çünkü herkesin geçmişe dönük pişmanlıkları vardır. ” Hayat her zaman tekdüze, dingin (sakin) ve olumlu yönde sürmez. İnişli-çıkışlı bir seyir izler. Bazen hiç hesapta olmayan, akla gelmeyen ve istenmeyen çeşitli olumsuzluklar yaşanır. Bunların bazıları insanın elindedir, bazıları ise değildir. Örneğin, İstanbul gibi bir şehirde yaşamak ve çalışmak kişisel bir seçimdir. Bu seçimin yarattığı sıkıntılar bilinir. Sadece trafik başlı başına stres kaynağıdır. Gerek yaya olarak gerekse araç ile trafiğe çıkmak zorunda kalmak, yaşanacak olumsuzlukları beraberinde getirir. Böyle bir şehirde yaşamanın maliyeti vardır. Sağlık sorunları, geçim sıkıntısı gibi. Ömür törpüsü denebilecek bir yaşam döngüsü içinde insanların, insanlıktan çıkma noktasına geldiği söylenebilir. İnsanın elinde olmayan, ama yaşamak zorunda kaldığı olumsuzluklar da vardır. Burada kişisel seçim olanağı yoktur. Yaşanması gereken, yaşanır. Sadece zamanı önceden bilinemez. Bir yakınımızın vefatı gibi. Bunun günün birinde olacağını biliriz ama ne zaman olacağını bilemeyiz. Herkes için geçerli olan bu olguyu kabullenmekten başka seçenek yoktur. Tabi ki olay üzüntü vericidir. Stres kaynağıdır. Psikolojik sorunlara yol açabilir. Özellikle bir kaza sonucu ve genç yaşta kaybedilen biri yakınlarına üzüntü vermekten öte travma yaratır. Etkisi uzun sürer. Yaşanan olumsuzluklar karşısında insanların ilk yaptıkları şey, sorgulamaktır. Olumsuz olay önlenebilir miydi? Önlenemez ise ötelenebilir miydi? Böylece sorgulama başlar. KEŞKE’ler devreye girer. “Keşke öyle yapmasaydım”, “keşke öyle davranmasaydım” gibi geçmişe dönük pişmanlıklar dile getirilir. Üzüntü
114
ve sıkıntılar yaşanır. “Kendi düşen ağlamaz” denir ama aslında ağlar. Kendine ağlar. Bu bir bedeldir. Kişi kendi hatası yüzünden başkasına zarar vermiş ise o zaman da vicdan azabı çeker. Bu daha ağır bir bedeldir.
“Geçmişteki söylem veya eylemlerimizin olası sonuçlarını bilmek veya bilmemek neyi değiştirir? “ Yaşanan olumsuzluğun yarattığı psikolojik etki, onun maliyetini belirler. Yüksek düzeyde ve uzun süreli psikolojik etkilenmenin maliyeti yüksek olur. Kişi bazı kazanımlarını kaybedebilir. Sağlığı bozulabilir. Öte yandan kişinin hatalı karar vermesi veya yanlış seçim yapmasından doğan kötü sonuçlardan sadece kendisi değil, başkaları da etkilenmiş olabilir. Bu bağlamda özellikle makam veya mevki sahibi kişiler, örneğin yöneticiler verecekleri karardan birlikte çalıştığı kişilerin de etkileneceğini bilmeli ve ona göre çok dikkatli ve titiz davranmalıdır. Yönetici yanlış karar, seçim veya uygulamaları ile işyerine zarar verebilir. Çalışanların işlerini kaybetmesine sebep olabilir. Ünlü Yönetim ve Kalite Uzmanı Edwards Deming bir şirkette yapılan hataların %95 oranında yö-
netimden kaynaklandığını söylemiştir. Yöneticilerin etki alanı geniş olduğu için verdikleri karardan tüm şirket ve çalışanlar etkilenir. Başarısız olan ve kapanan şirketlerin yönetimsel hatalar nedeniyle bu duruma düştükleri açıktır. Aynı şekilde aile hayatında da anne ve özellikle babanın yanlış karar veya seçimlerinin cezasını çocuklar çeker. Sadece kendini düşünen, kendi istek ve emellerinin peşinde koşan, aileyi geçindirme sorumluluğunu unutan bir babanın yol açtığı aile faciaları medyadan izlenmektedir. Olan olduktan sonra, geçmişe dönüp kendini sorgulamak neye yarar? Belki aynı hatayı tekrar yapmamayı sağlar. Ancak öyle sonuçlar ortaya çıkabilir ki düzeltilmesi olanaksızdır. Artık iş, işten geçmiştir. Olan olmuştur. Sorumlu kişi yanında onun hatasından etkilenen kişiler de bedel öder. Aile içi cinayetlerde olduğu gibi. Buna karşılık durum belli bir maliyet yaratmış olsa da (psikolojik, sosyal veya ekonomik anlamda) düzeltilebilecek nitelikte ise kişinin ikinci bir şansı olabilir.
“KEŞKE sorgulaması sürekli yapılırsa kişinin ruh sağlığını tehdit edebilir.” KEŞKE sorgulamasını yapmayan insan yoktur. Çünkü herkesin geçmişe dönük
KEŞKE sorgulaması sürekli yapılırsa kişinin ruh sağlığını tehdit edebilir. Bunu hiç yapmamak da doğru olmaz. O zaman geçmişteki hatalardan ders çıkarma olanağı yitirilir. Aynı hatalar tekrarlanır. Daha fazla maliyet ile karşılaşılır. Geçmişe dönük kişisel sorgulamaları yapmalı ama bu konuda kendimize karşı insaflı (acımasız değil) olmalıyız. Sonuçta hepimiz insanız. Hata yapabiliriz. Öte yandan sürekli geçmişe takılı kalmak, bugünü (yaşadığımız anı) ve geleceği unutmamıza yol açabilir. Bu açıdan sakıncalıdır. Maalesef insanlarımız geçmişi çok gündeme taşıyan ve tartışan bir özelliğe sahiptir. Bunu geçmişten ders çıkarma, kendimizi geliştirme ve olgunlaşma adına değil; birbirimizi yargılama, suçlama adına yapmaktayız. Bu yanlış kültür değişmelidir. Tartışmalarımızın geçmişe değil, geleceğe yönelik olmasını sağlamak hepimizin yararınadır.
KEŞKE sorgulaması yapmamızın en önemli nedeni geçmişte içinde bulunduğumuz ortam ve koşullar yanında kafa yapımızın da bugüne göre farklı olmasıdır. Geçmişte öyle yaptık, öyle davrandık. Çünkü doğru olduğunu sandık. Konu hakkındaki bilgi birikimimiz, duygu ve düşüncelerimiz bizi o şekilde yönlendirdi. Şimdiki duygu ve düşüncelerimiz ise geçmişten çok farklı. Bu yüzden bazen “nasıl öyle yaptım”, “nasıl öyle davrandım”, “bana hiç yakışmadı” şeklinde kendimizi kınama ve ayıplama yoluna gideriz. Belki birinden özür dileme noktasına geliriz. Bozulan bir ilişkiyi düzeltmeye çalışırız. Söylem ve eylemlerimizin etki ve sonuçlarını öngörememek de başka bir sebeptir. Öngörebilseydik belki öyle yapmayacaktık veya davranmayacaktık. Bunun için geniş bakış açısı, düşünme ve empatiye ihtiyacımız vardır. Yeterince düşünmeden yaptığımız şeylerin bir faturası olacaktır. Empati ise kendini karşısındaki kişinin yerine koymak, onun üzerinde yapacağımız etkiyi sorgulamak ve ona göre davranmak demektir. Bu konuda pek duyarlı olmadığımızı kabul etmek zorundayız. “Şimdiki aklım olsaydı...” söylemini çok sık duyarız. Gerçekten şimdiki aklımız olsaydı öyle yapmazdık, şöyle yapardık. Hayat bu anlamda deneyimlerden oluşan bir süreçtir. Olgunlaşma sürecidir. Hayat yolculuğu boyunca neyin doğru, neyin yanlış olduğunu; hayatın nasıl yaşanması gerektiğini öğreniyoruz, olgunlaşıyoruz; ama o zaman da ömür bitiyor. Bu noktada “dünyaya bir daha gelseydim hayatı şöyle yaşardım” söylemi akla geliyor. İstediği hayatı yaşayamamak, çoğumuzun içinde kalan bir özlemdir. Ebeveynler kendi KEŞKE’lerini çocuklarının yaşamaması için onlara gerekli öğüt ve önerilerde bulunurlar. “Şunu yaparsan şöyle olur”, “bunu edersen böyle olur”, “ben şu hatayı yaptım, sen yapma” şeklindeki çok değerli deneyimlerini
paylaşırlar. Gençlerin bunları dikkate almaları kendi yararlarınadır. Tabi ki en etkili deneyim, kişinin kendi yaşadığı deneyimdir. Başkalarının deneyimleri sınırlı etki yapar. Bir genç, babasının “Sigara yüzünden kalp krizi geçirdim. Sen sakın içme” dediği halde sigara içebilir. Sigarayı bırakması, kendisinin de aynı sonuçla (kalp krizi) karşılaşmasına bağlıdır. Bu bağlamda “bir musibet, bin nasihate bedeldir”, çok doğru bir söylemdir. Kader veya alın yazısı denilen şey, KEŞKE sorgulamasında kişiyi teselli etmeye yarayabilir. Eğer gerçekten yaşadığımız olumsuzluklar kader veya alın yazısı ise, buna boyun eğmekten başka yapabileceğimiz bir şey yok demektir. Buna karşılık başımıza gelecekleri kendimizin belirlediğine inanıyorsak, o zaman yapabileceğimiz çok şey vardır. Ancak başkalarının da bu konuda belirleyici olduğunu unutmamak gerekir. Kişisel karar ve seçimler önemlidir ama birilerinin etkisi altında kalarak aldığımız kararlar ve yaptığımız seçimleri de göz ardı edemeyiz. İnsanlar değer verdikleri, örnek aldıkları kişilerden etkilenirler. Görüş ve önerileri yönünde hareket edebilir, bu şekilde hayatlarına yön verebilirler. Sonuçlar olumlu veya olumsuz olabilir. Doğru olan şudur: Kişinin kendi vizyonu ile başkalarının ona önerdiği veya dayattığı vizyon arasında sağlıklı değerlendirme yapması; içinde bulunduğu ortam ve koşullar ile birlikte bilgi, beceri ve yeteneklerini de dikkate alarak yolunu çizmesidir.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
pişmanlıkları vardır. Bu pişmanlıkların bazıları yanlış olduğu bilindiği halde yapılan, bazıları ise bilinmeden yapılan söylem ve eylemlere dayalıdır. Örneğin, yanlış olduğunu bile bile uzun süre sigara içen kişi sigara içerken değil, bu yüzden kalp krizi geçirdiği zaman pişmanlık duyar. Varken harcayan, varlığını tüketen ve sonunda yokluk içine giren kişi de bunu bilinçsiz yapmış olabilir. O halde şunu sormak gerekir: Geçmişteki söylem veya eylemlerimizin olası sonuçlarını bilmek veya bilmemek neyi değiştirir? Sonradan pişman olduğumuz bir şeyi bilerek veya bilmeyerek yapmış olsak da, sonuç değişmediğine göre belki de aradaki fark şudur: Bir hatayı bile bile yapmak ile bilmeden yapmanın psikolojik sonuçları (maliyeti) farklıdır. Sonucunun kötü olacağını bilerek yaptığımız şeylerin yaratacağı pişmanlık (kendini yargılama ve suçlama) daha fazladır. Bilmeden yapmış isek en azından bunun bir açıklaması vardır. Bilmemek, yeterli bir açıklama sayılabilir. Ancak bildiği halde yapmanın akılcı ve mantıklı bir açıklaması yoktur.
Bayi Vizyonu
“Doğru olan şudur: Kişinin kendi vizyonu ile başkalarının ona önerdiği veya dayattığı vizyon arasında sağlıklı değerlendirme yapması; içinde bulunduğu ortam ve koşullar ile birlikte bilgi, beceri ve yeteneklerini de dikkate alarak yolunu çizmesidir.
Hayatta yapılan hiçbir şeyden, hiç pişmanlık duymamak olanaksızdır. Az veya çok herkes yaptığı bazı şeylerden sonradan pişman olacaktır. Umulan ve istenen şey şudur: Hayatımızın geri kalan kısmında vereceğimiz kararlar, yapacağımız seçimler; söylemlerimiz ve eylemlerimizden pişmanlık duymamak. Böylece bir bedel ödeme ve başkalarına da ödetme zorunda kalmamak.
115
Meriç Kalamanoğlu Şahin
AKUT İlkyardım Eğitim Merkezi Mesul Müdürü ve Eğitmeni, Serbest Diş Hekimi
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Afet Bilinci
Ev ve Ofis Kazaları, Genel Yaralanmalar ve İlk Yardım Ev ve ofis kazaları hakkında bilgi verebilir misiniz? Genel bir tanımla belirtmek gerekirse; evlerde önlenebilir nedenlere bağlı olarak gelişen ve kötü sonuçlanabilen olaylara ev kazaları denir. Her yıl evlerde ölümle sonuçlanan olayların %25’i maalesef ev kazaları nedeniyle meydana geliyor. Ev kazalarından en çok çocuklar zarar görüyorlar. Bu tanım, ofis için de aynı şekilde tanımlanabilir. Kaza geliyorum der mi? Evde ve iş yerlerinde alınabilecek önlemlerle kazaları engelleyebilir miyiz? Bazen gerçekten kaza geliyorum der. Yaşadığımız ortamlarda gereken güvenlik önlemlerini alırsak ve güvenlik için koyduğumuz kuralları ihlal etmezsek kazalardan korunabiliriz. Mesela, televizyonlar duvara sabitlenmediği için çocuklar yaralanabiliyor, hatta hayatlarını kaybedebiliyor. Biz bunun tedbirini alarak basit önlemlerle kazalara karşı çevremizdekileri ve kendimizi koruyabiliriz. Kazaların genel sebebi dikkatsizlik mi, gerekli önlemlerin alınmaması mı?
Bazen dikkatsizlik bazen de gereken önlemlerin alınmaması kazalara yol açabilir. En sık karşılaşılan ev kazaları nelerdir? En sık karşılaşılan ev kazaları arasında düşme-çarpmalar ve kesikler ilk sıralarda yer alıyor. Bunların dışında sıklıkla karşılaşılan diğer ev kazaları arasında yanık, yabancı cisim yutulması, boğulma ve zehirlenmeleri de sayabiliriz. Hem yetişkinler hem de çocuklar için bu tarz ev kazalarında kısaca alınması gereken önlemler nelerdir? Çocuklar, büyüklerin hareketlerini izler ve onlar gibi davranmayı öğrenir. Ebeveynler olarak emniyetli hareket ederek çocuklara örnek olmakla ve nasıl davranması gerektiğini sık sık anlatmakla işe başlayabiliriz. Çocukları yalnız bırakmayın. Ev kazalarındaki çocuk yaralanmalarının büyük bir çoğunluğu çocuklar yalnızken olur. Yutulabilecek küçük nesneleri ulaşabileceği yerlere koymayın. Oyuncak seçimine dikkat edin. Plastik torba, ip, kablo, iğne, çivi, bıçak vb kesici, delici cisimleri ulaşabileceği alanlardan kaldırın. Eşyaların sivri köşelerini koruyucu malzemelerle kaplayın, çocukların ulaşmaması gereken dolaplar için dolap kilitleri kullanın. Sandalye veya üzerine çıkabilecekleri diğer eşyaları cam önlerinde bırakılmayın. Genel olarak alınabilecek önlemler ise; Elektrik fişlerini emniyetli kapatıcılarla kapatın.
116
Meriç Kalamanoğlu Şahin
Evde yangın söndürücü var mı? Yoksa alın. Evlerinizde duman dedektörü olmasına özen gösterin. Evde zehirli bitki bulundurmayın. Yemekleri daima duvara yakın taraftaki ocak gözlerinde pişirin veya ısıtın. Tavaların saplarını duvara paralel tutun. Temizlik malzemeleri ve gereçlerini ortalıkta bırakmayın. Banyodayken kapıyı kilitlemeyin. Şampuan, temizlik malzemesi vb. kimyasal maddeleri çocukların ulaşamayacağı bir yere koyun. Banyo küvetinin tabanına kaymayı önleyen lastik bir paspas koyun. Ev kazalarında yapılacak ilk yardım uygulamaları nelerdir? Tüm yaralanmalarda uygulanacak ilk yardım yöntemleri aynıdır. Ev kazası, araç kazası diye bir ayırım yoktur. Örneğin; kanama durdurma kuralları; kanayan yerin üzerine tampon uygulanması, kanayan bölgenin kalp seviyesinden yukarı kaldırılması ve bir üst ana damar bölgesi üzerine bası uygulamasıdır. Temel ilk yardım uygulamaları için bazı başlıklar altında kısaca bilgi vermek gerekirse:
“Kazalar için benim başıma gelmez düşüncesinden uzaklaşılması gerekir. Aldığınız bu bilgilerle çocuğunuz varsa evde veya dışarıda, iş yerinde bir arkadaşınız, evde ya da dışarıda bir yakınınız hatta sokakta tanımadığınız bir kişi için bile yardımcı olabilirsiniz.”
Yüksekten düşmelerde yukarıda sayılan belirtiler olmasa bile kırık çıkık veya bir iç kanama ihtimali olacağından en yakın sağlık kuruluşuna götürün. Kaza sonucu vücutta şişlik veya morluk oluşmuşsa üzerine buz veya soğuk suyla ıslatılmış bez koyarak daha fazla şişmesini önleyiniz. Yanıklarda; Su kabarcıklarının oluşmadığı, derinin hafif kızardığı birinci derece yanıkları 5-10 dakika tazyiksiz soğuk suyun altında tutun. Yanığın üzerini temiz bir bezle kapatın. Ikinci ve üçüncü derece yanıklarda oluşacak kabarcıkları patlatmayın. Yanık üzerine hiçbir şey sürmeyin. Yanan bölgenin büyüklüğüne gore kişinin elbiselerini çıkarmanız gerekiyorsa, elbiselerini yanık etrafından keserek çıkarın. Hemen bir sağlık kuruluşuna gidin. Kimyasal zehirlenmelerde; Kusturmayın Ağızdan bir şey vermeyin. Ağzını ve çevresini yıkayarak temizleyin. Her türlü kazada ilk müdahale ile birlikte en yakın sağlık kurumuna ulaşın.
Ofis kazalarına karşı basitçe alınabilecek önlemler nelerdir? Aslında önlemler hep aynı; kaza oluşturabilecek riskleri önceden belirleyip bunlara karşı tedbir almak. Düşmeleri önlemek için zeminde kaymayan malzemeler, ıslak zeminlerde uyarı levhaları ve yüksekte bulunan raf veya eşyalara uzanmak için mutlaka sağlam bir nesne veya merdiven kullanmak. Elektrik çarpmalarını önlemek için kaçak akım rölesi taktırmak, prizlerde çoklandırıcılar kullanıp ahtapot yaratmamak, bozuk olan elektrikli aletleri kullanmamak gibi çok sayıda önlem sayılabilir. Ofis kazalarında ilk yardım müdahaleleri nasıl yapılmalı? Dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir? Ofis kazalarında da klasik ilk yardım uygulamaları yapılır. Farklı bir uygulama yoktur. Önceden risklerimizi ve uygulamamız gereken ilk yardım yöntemlerini belirlersek kazalar başımıza geldiğinde bu yöntemleri rahatlıkla uygulayabiliriz. Evde ve ofiste ilk yardım çantasıdolabında neler olmalı? Ne sıklıkla bu malzemelerin kontrolü yapılmalı? İlk yardım dolabı – çantası kolay ulaşılabilecek bir yerde olmalıdır. Kilitli bir dolap olmamalıdır. Malzemeler en az yılda bir kez son kullanma tarihi açısından kontrol edilmeli ve kullanılan malzemelerin yerine yenilerinin konulması unutulmamalıdır. Kimler ilk yardım eğitimi alabilir? İlk yardım eğitiminin önemi nedir? Herhangi bir kaza ya da yaşamı tehlikeye düşüren durumda, sağlık görevlilerinin yardımı sağlanıncaya kadar, hayatın kurtarılması ya da durumun daha kötüye gitmesini önleyebilmek amacıyla
olay yerinde, tıbbi araç gereç aranmaksızın mevcut araç ve gereçlerle yapılan ilaçsız uygulamalara ilk yardım, bu uygulamaları yapan, ilk yardım eğitimi almış kişilere de ilk yardımcı denir. Bir ilk yardımcı; genel ilkyardım bilgileri, temel yaşam desteği ve havayolu tıkanıklığında, bilinç bozukluklarında, kanamalar, şok ve göğüs ağrısında, yaralanmalarda, boğulmalarda, kırık, çıkık, burkulmalarda, böcek sokmaları ve hayvan ısırıklarında, zehirlenmelerde, yanık, donma ve sıcak çarpmalarında, göz, kulak, buruna yabancı cisim kaçmasında yapılacak ilk yardım uygulamalarıyla acil taşıma teknikleri konularında bilgi sahibi olur. İlk yardım eğitimlerinde verilen bilgiler hayat kurtarır. Kazalar için benim başıma gelmez düşüncesinden uzaklaşılması gerekir. Aldığınız bu bilgilerle çocuğunuz varsa evde veya dışarıda, iş yerinde bir arkadaşınız, evde ya da dışarıda bir yakınınız hatta sokakta tanımadığınız bir kişi için bile yardımcı olabilirsiniz. İş yerlerinde ise; iş sağlığı ve güvenliği kapsamında; az tehlikeli işyerlerinde, her 20 çalışan için 1 ilk yardımcı, tehlikeli işyerlerinde her 15 çalışana kadar 1 ilk yardımcı, çok tehlikeli işyerlerinde her 10 çalışana kadar 1 ilk yardımcı, bulundurması zorunludur. Her yaştaki bireyin yaşına ve yeteneğine uygun olarak ilk yardım eğitimi alması ve belirli aralıklarla bu bilgileri tekrarlaması gerekir. İlk yardım eğitiminiz varsa kazalar başınıza geldiğinde elinizden gelen her şeyi bilginiz doğrultusunda yapabilirsiniz. Ama eğitiminiz ve bilginiz yoksa yaralanan yakınınıza hiçbir yardımda bulunamayıp daha üzücü sonuçlarla karşılaşabilir, hayatınızın kalan kısmını da keşkeler ve pişmanlıklarla geçirmek zorunda kalabilirsiniz.
Afet Bilinci
Kazadan sonraki 24 saatlik sürede, iki saatte bir üçten fazla fışkırır tarzda kusma, dalgınlık, sürekli uyku hali, solunum sıkıntısı, karın ağrısı, renk solukluğu veya havale geçirme gibi bulgular olursa mutlaka bir sağlık kuruluşuna götürün.
Ofis ortamında en çok karşılaşılan kazalar nelerdir? Her iş kolunun ve ortamın kendisine ait riskleri olmakla birlikte, ofis ortamlarında genellikle düşme ve çarpmalar, yanıklar, kesikler, elektrik çarpmaları, kırıklar görülmektedir.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Düşme ve çarpmalarda; Kaza geçiren çocuk ağlamıyorsa, şuuru yerindeyse ve ellerini, kollarını normal hareket ettiriyorsa hiç bir müdahalede bulunmayın. Fakat 24 saat hareketlerini gözlemleyin.
Umarım hiçbirimizin başına böyle kötü olaylar gelmez. Ancak her duruma karşı hazırlıklı ve bilgi sahibi olmak en önemlisidir. 117
Artema'dan Canlandıran Duş Keyfi
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Ürünler
Artema, canlandıran bir duş keyfi için, her beğeni ve alışkanlığa cevap veren farklı seçenekler sunuyor. AquaMassage özellikli duş sistemleri, yoğun su akışıyla masaj etkisi sunuyor ve gerginliği azaltıyor. AquaSoft duş sistemleri ise ruhu arındırarak vücudu rahatlatıyor. AquaSpray, canlandıran etkisiyle hızlı bir güne başlamak için ideal bir duş akışı sağlıyor. AquaMassage ve AquaSoft özellikleri bir arada kullanıldığında, rahatlatıcı ve arındırıcı bir sakinlik sunuyor. AquaMassage ve AquaSpray özellikleri ise masajla ruhu canlandırmanın keyfini getiriyor. Waterfall, bir şelaleden dökülen suyun doğallığını ve güçlü etkisini banyolara taşıyor. Artema’nın farklı duş kolonları, duş başlıkları ve el duş takımları, duş keyfine keyif katıyor.
118
Aquamassage+Aquaspray
Aquamassage 2
Aquamassage
Aquamassage+Aquasoft
Baumit'ten Karo Ustalarına, Usta İşi Yapıştırıcılar
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Ürünler
Karo döşeme uygulamalarında optimum sonuçlar elde edebilmek için uygun yapıştırıcıların tercih edilmesi önemlidir. Bu nedenle Baumit’in her zemine uygun geniş ürün yelpazesinde ustaların ihtiyacına uygun ürünler bulabilmeleri mümkün. Baumit, özellikle banyo-mutfak gibi iç mekanlarda zemin ya da duvarda kullanılmak üzere beyaz çimento esaslı Bianco’yu öneriyor. Aynı özelliklere sahip gri çimento esaslı Pro, arttırılmış düzeyde tutunma özelliği ile C1TE sınıfı bir ürün. Pro’nun çalışma süreleri uzatıldığı için uygulama esnasında kullanıcıların işini son derece kolaylaştırıyor. Zemin için ise yine çimento esaslı bir ürün olan Basic tavsiye ediliyor. İç ve dış mekan kullanımlarına uygun olarak sunulan Flex grubu ürünler, polimer modifiye dolguları içeren, su geçirimsizlik ve donmama özelliği geliştirilmiş ve düşeyde tutunma özelliği artırılmış olarak sunuluyor. Bu grupta yer alan ve özellikle mermer gibi ağır taşların yapıştırılmasında kullanılabilecek flex (esnek) yapıştırma harcı olan FlexMarmor, bembeyaz rengi ile cam tuğla, açık renk mermerler, doğal taşlar ya da mozaik
uygulamalarında rahatlıkla tercih edilebilen bir ürün. Flex grubunun bir diğer üyesi olan FlexTop, ağır karolarda seramik üzeri seramik yapıştırma özelliği ile ıslak hacimlerde de kullanım özelliğine sahip. FlexUni ise özellikle renovasyonlarda mevcut fayansı kırmadan, fayans üstü fayans uygulamasında kullanılabilen bir ürün. Baumit’in PremiumFuge derz dolgu ürünü mutfakta, banyoda, terasta veya alttan ısıtma sistemine sahip mekanlarda rahatlıkla kullanılabiliyor. Dona ve suya dayanıklı olarak geliştirilmiş, zengin renk seçeneğine sahip PremiumFuge derz dolgusu ve Baumacol Silikon ile
ACO'dan Plastik Kadar Hafif, Beton Kadar Güçlü GRP Gövdeli Yağ Ayırıcılar Çevresel düzen ile tam uyumlu olacak şekilde sürdürülebilirliği arttırmaya ve maliyetlerin etkin bir şekilde düşürülmesine yardımcı olan ACO, geliştirdiği cam elyaf katkılı plastik (GRP) gövdeli ayırıcılar ile beton kadar güçlü ve dayanıklı, plastik kadar hafif ürünler sunuyor. GRP gövdeli ayırıcılar, şekil, boyut, direnç ve yüzey kaplamasında esneklik gibi özellikleriyle, özellikle yüksek kapasite gerektiren uygulamalarda inşaat endüstrisinin optimum çözümü yakalamasını sağlıyor. Malzemenin yapısı sayesinde tam su sızdırmazlığı sağlayan GRP gövdeler, dış darbelere ve korozyona karşı yüksek bir dayanım sağlanmasına yardımcı oluyor. Ayrıca hava, sıcaklık, UV ışınları ve kimyasal etkiler gibi çevresel etkilere karşı yüksek dirence sahip olması nedeniyle ilave yüzey kaplama gerekliliğini ortadan kaldırıyor. Farklı uygulama seçenekleri sayesinde fonksiyonel çözümler yaratıyor. ACO GRP ayırıcı ürünleri ile sağlam ve yüksek dirençli yapısı sayesinde, onarım ve değiştirme masraflarının azaltılmasına olanak veriyor. Tüm ACO yağ ayırıcıları EN 1825'e göre, tüm ACO petrol ayırıcıları ise EN 858'e göre üretilmektedir.
120
son aşamada mükemmel sonuçlar elde edilebiliyor. Böylece tüm bileşenler bir arada tutularak, aynı zamanda neme karşı da koruma sağlanmış oluyor. Tüm bunların yanı sıra, mekânda estetik bir görsellik elde ediliyor. CG2 WA sınıfı olan ürün, esnek yapısı sayesinde yer ve duvarlarda (esnek seramik yapıştırıcısı kullanımı gerektiren durumlar dahil, her tipte-seramik, fayans, mermer, granit, cam mozaik, doğal taş, vb.) rahatlıkla uygulanabiliyor. Geliştirilmiş tutunma gücü, yüksek aşınma dayanımı, silikon katkısı ile azaltılmış su emme özellikleri ile fayans seramiklerin arasındaki 7mm’ye kadar derzlerin doldurulmasında ustalara avantajlar sağlıyor.
Baymak’tan Yeni Katı Yakıtlı Kazan Ailesi Linyit Comfort İklimlendirme sektörünün Türkiye’de öncü kuruluşlarından Baymak, her ihtiyaca cevap verebilen geniş ürün gamını yenilemeye devam ediyor. Yeni ürünlerin geliştirilmesinde kullanılan Ar-Ge altyapısı ve teknoloji yatırımının yanı sıra tüketici geribildirimlerini de dinleyen Baymak için en son yenilenen Katı Yakıt Kazan Ailesi bu alandaki en üst noktayı temsil ediyor.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Ürünler
Baymak yeni Linyit Comfort serisi katı yakıtlı kazanlar çelik kaynaklı güçlü yapısı ve şık tasarımıyla kullanıcıların beğenisine sundu. Yeni Linyit Comfort se-
122
risi kazanlar manuel, elle yüklemeli ve stokerli, otomatik yakıt yüklemeli olmak üzere iki farklı konfigürasyonda tasarlandı. 20.000 kcal/h ve 40.000 kcal/h kapasiteyle satışa sunulan kazanlar kısa süre sonra yeni otomatik kül boşaltma ve otomatik ateşleme özellikleriyle de kullanıcıların konforunu arttırmak adına tamamen otomatik hale getirilecek. Linyit Comfort serisi kazanlar; şık, kompakt tasarım, geniş yakıt yükleme ağzı, duman borulu geçiş sayesinde yüksek verim ve fonksiyonel kontrol paneli ile rakiplerine göre farklılaşıyor.
Baymak Isı Pompası Serisine İki Yeni Model Ekledi Geniş ürün gamıyla her türlü ihtiyaca yönelik çözümler sağlayan Baymak, ısı pompası serisinin iki yeni modeli enerji sınıfı ısıtma - soğutmada A ++ değeri ve EN 14511’e göre 4,4 ile 4,8 arasında değişen yüksek COP değerleri sayesinde yüksek verim sunarken düşük enerji tüketimiyle de fark yaratıyor. Baymak’ın havadan aldığı enerjiyi ısıtma ve soğutma için farklı ihtiyaçlara göre kullanıma sunan Split ve Monoblok modelleri satışa sundu. LCD ekrana sahip kontrol paneli kablo ile taşınarak harici bir şekilde de kullanıma olanak sağlayan Baymak’ın yeni nesil Split ve Monoblok ürünleri, kontrol
altyapısı ve ErP uyumlu düşük enerji tüketimli sirkülasyon pompası ile verimlilik değerlerinde öne çıkıyor. Baymak’ın yeni nesil ısı pompaları, -2°C dış hava sıcaklığında 60°C gibi yüksek çıkış suyu sıcaklığı, düşük sesle çalışma özellikleri ile en zorlu hava koşullarında bile kesintisiz konfor ve yüksek performans sunuyor. Monoblok tip ürünler akışkan borulaması gerektirmeyen kompakt bir tasarıma sahipken Split tip modeller ise hafif dış ünite tasarımıyla kullanıcılara kolay montaj imkanı sağlıyor. En son DC inverter kompressör teknolojisine sahip Baymak ısı pompaları, ne kadar ısıtma yüküne ihtiyaç olduğunu
hassas bir şekilde hesaplayarak yalnızca evin ihtiyacı kadar elektrik tüketiyor. Baymak ısı pompaları 6,8,10,12,14 ve 16kW kapasiteleri ile apartman dairesinden villaya farklı mekanlarda hem ısıtma hem de soğutma için merkezi sistem konforunu tek çatı altında sağlıyor. Dört mevsim ideal iklimlendirme konforunu yaşatan yeni nesil Baymak ısı pompaları iki farklı ortam için gerekli olabilecek çıkış suyu sıcaklıklarını birbirinden bağımsız olarak ayarlayabiliyor. Kullanım sıcak suyunda ise kullanıcı tercihine göre boylerde oluşabilecek bakterilerin öldürülmesi için suyun sıcaklığını aniden çok yüksek seviyelere çıkartabiliyor.
p w w w.
r o u p. c g x e r a
om.tr
Yaşayan Eserler
Parex Tarihi Bina Restorasyonu • Doğal kireç harçlar • Kireç ve alçı esaslı harçlar • Duvar enjeksiyonları • Taş restorasyonu • Taş sertleştiriciler • Kalıp harçları • Kireç badanalar
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Ürünler
Betteloft ve Betteloft Ornament Tasarıma Çok Farklı Bir Boyut
1952'de Almanya'da kurulan Bette, ISH Fuarı'nda tanıttığı yeniliklerini pazara sunuyor. BetteLoft banyo serisi tasarımıyla çelik/emaye üreticisi Bette'ye köşeli, çarpıcı bir banyo yaratma olanağı sunuyor. Tesseraux + Partner tasarım ofisinin ürünü BetteLoft, hem klasik gömme küvet ve tezgah üstü lavabo olarak hem de çarpıcı ayaklı küvet versiyonu olan üç boyutlu geometrik desenli BetteLoft Ornament küvet modeli ve uyumlu duvara monte lavabosu ile tasarlandı. Minimalistik, köşeli, mimari ana hatları olan BetteLoft'un özelliği; kullanıcılara gömme küvetiyle çok büyük yatış konforu sunması... Gömme BetteLoft küvet 8 mm'lik ince kenarı ile fark yaratırken düz hatları çok büyük iç hacim sağlıyor. Betteloft'un ince kenarı her yere monte edilebildiğinden banyo tasarımında çok farklı alternatiflerin uygulanabilmesini sağ-
124
lıyor ve temizlik kolaylığı sunuyor. Su damlaları kolayca küvetin içine kayıyor. Su tasarrufu sağlayan, 42 cm derinlikte olan küveti de bulunan bu seri 170x80, 180x80 ve 190x90 boyutlarında satışa sunuluyor.
oluşturuyor. Gölge ve ışık oyunlarıyla değişebilen dokusu lüks küvete özel bir parlaklık ve hareket veriyor, küvetin simetrik oluşunu vurguluyor. BetteLoft Ornament'in ince kenarlı yapısı ise kütlenin narin görünümünü sağlıyor.
Serinin ayaklı küveti BetteLoft Ornament dışında yer alan üç boyutlu deseni, 181 x 81 cm'lik boyutu ve geometrik formuyla banyonun en çarpıcı noktasını
BetteLoft ve BetteLoft Ornament küvet ve lavabolarıyla banyoda bir mimarı tarzı ortaya koyuyor, sınırları zorlayarak mimarlara yepyeni fikirler sunuyor.
Bien’in Selection Vitrifiye Serisi ile Banyolar Doğayla Özdeşleşti Ürünlerini tasarlarken en üstün teknolojiyi kullanan daima yenilikçi Bien Seramik, değişen hayata uygun tarzlar oluşturarak trendlere öncülük etmeye çalışıyor.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Ürünler
Bien Seramik’in sektöre sunduğu Selection Serisi; Pent, Kristal, Dune ve Flash isimli 4 farklı tasarımdan oluşuyor. 4 üründen Pent ve Flash Serisi’nde lavabo ve klozetin dışında bide de mevcut. Bu tasarımlardaki klozetlerin tümü estetik görünümlerinin yanı sıra yeni nesil iç hazne tasarımı, No-Rim (kanalsız) teknolojisi kullanılarak üretilmiştir. Yavaş kapanan ince kapakları ve gizli montaj özelliği sayesinde mekanla bütünleşen seriler çok daha az kirleniyor ve kolay temizleniyor. Minimum 2,5 litre maksimum 4 litrede temizleme sağlanan klozetler hijyen standartlarını da yükseltiyor. Pent’in Geometrik Formu ile Modern Banyolar Selection serisinde bulunan ‘’Pent Koleksiyonu’’, doğadaki geometrik şekillerden ilham alıp doğanın izlerini tüm yalınlığıyla tasarımına yansıtıyor. Geometrik Pentagon ve Hexagon şekillerinden esinlenerek tasarlanan seri modern
Pent
126
görünümü ile banyolara dinamizm ile birlikte estetiği getiriyor. Benzersiz Formu ile Kristal gibi Banyolar Ustalıkla tasarlanmış ‘’Kristal Koleksiyonu’’, doğadaki her kristalin benzersiz formlara sahip oluşundan ilham alıyor. Kristal Koleksiyonu’ndaki her parça, özenli ve farklı tasarımlarıyla kristalin göz alıcılığını banyolara yansıtıyor.
Üretim gücü, zengin ürün gamı, pazardaki etkinliği, yatırımları, geleceğe olan inancı ve üstün teknolojisi ile Bien Seramik sektörde çıtasını her geçen gün yükseltiyor. Dune
Dune ile Banyolarınızda Yumuşak Çizgiler "Dune Koleksiyonu"nun yumuşak çizgileri ile banyolar saf, doğal ve ferah. Suyun ve rüzgarın yüzlerce yılda şekillendirdiği kayalara benzeyen Dune, banyolara sadelik ve modernliği getiriyor. Zarif Banyolara Flash’lı İmza Modanın estetik çizgilerinden esinlenerek tasarlanan ‘’Flash Koleksiyonu’’, hem saf hem güçlü aynı zamanda zarif yapısıyla dikkat çekiyor. Oval ve yumuşak hatları ile banyolar temiz ve ultra modern bir görünümde… Günümüzün önemli bir bölümünde kullandığımız banyolar Bien’in zengin koleksiyonu Selection ile her keseye ve zevke hitap ediyor.
Kristal
Flash
Siz bu ilanı okuyun Anadolu’da bir kız okusun
Siz de kızlarımızın eğitimine katkıda bulunmak için Siz de kızlarımızın eğitimine katkıda bulunmak için Anadolu’da Bir Kızım Var projesine destek olun. Anadolu’da Bir www.cydd.org.tr Kızım Var projesine destek olun. Detaylı bilgi için:
Detaylı bilgi için: www.cydd.org.tr cydd@cydd.org.tr 0212 252 44 33
Buderus’tan Tasarımı ile Ön Plana Çıkan Logamax Plus GB172i Yoğuşmalı Kombi ve Kazan
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Ürünler
Geniş ürün gamı ile her türlü ihtiyaca çözümler sunan Avrupa’nın önde gelen termoteknoloji markası Buderus, tasarımı ile ön plana çıkan Buderus Logamax plus GB172i Yoğuşmalı Kombi ve Kazanlarının kapasitesini çeşitlendirerek tüketicilerin beğenisine sundu. Logamax plus GB172i Yoğuşmalı Kombi ve Kazanlar, tüketicilerin estetik beklentilerini fazlasıyla karşılarken maliyet yönetimi açısından da birçok avantaj sağlıyor. Siyah ve beyaz iki ayrı renk seçeneğiyle dikkatleri çekiyor Ön kapağı tamamen dayanıklı ve kırılmaz camdan yapılan Buderus Logamax plus GB172i Yoğuşmalı Kombi ve Kazanlar siyah ve beyaz olmak üzere iki
farklı renk seçeneğiyle dikkat çekiyor. Açılır alt kapağın altında gizli kumanda ünitesi bulunan Logamax plus GB172i Yoğuşmalı Kombi ve Kazanlar, baca gazı içinde bulunan su buharını yoğuşturarak konvansiyonel kombilere kıyasla aynı miktarda yakıttan daha fazla ısıtma enerjisi üreterek ekonomik bir kullanım sağlıyor. Ayrıca Buderus Logamax plus GB172i Yoğuşmalı Kombi ve Kazanlar, Buderus mühendisleri tarafından geliştirilmiş olan eşanjör sayesinde kolay kirlenmediği gibi kolayca da temizleniyor. Böylelikle bakım aralıkları uzarken maliyetler de minimuma iniyor. Buderus Logamax plus GB172i Yoğuşmalı Kombi ve Kazanlar, hem oda sıcaklığı hem de dış hava sıcaklığına göre ayarlanabilen kumandalar ile kullanılabiliyor. Bu sayede ısıtma sezonu boyunca gerekli olan ısıtma ihtiyacı kadar ısı üretilirken, hem yakıt tasarrufu hem de ısınma konforunu bir arada sağlanıyor.
Creavit Plum, Huzurlu, Saf, Doğasever Doğayla iç içe yaşamayı seven, sürdürülebilirliğin gücüne inananların tercihi Gün başlarken önce gün ışığı selamlar dünyayı. Sonrasında da Plum ile doğanın ışıltısı banyonuza taşınır. Bugün kendiniz için güzellik yapın ve Creavit'in gün doğumundan esinlenerek tasarladığı PLUM ile gününüze aydınlık bir başlangıç katın. Creavit, Plum’ı tasarlarken, doğanın sunduğu yenileyici enerjiyi ve huzuru banyolara taşıyarak, stresli şehir hayatından bir an olsun uzaklaşmak isteyenlere çözüm sunmaya odaklandı. Barok ahşap rengi alt modülü, modern tezgah üstü lavabosu ve geniş saklama alanı ile banyo için doğal ve fonksiyonel bir çözüm sunuyor. Plum banyo mobilyası kompakt yapısı ile dar mekanlarda da tercih nedeni. Sunduğu fonksiyonel saklama alanları, estetik tasarımı ve uzun ömürlü mekanik donanımları ile Creavit, banyoya modern dokunuşlar yapıyor. Led aydınlatmalı ayna modülleri ile ışığın doğadaki yansıması banyonuza doluyor. Creavit, ürünlerinde kullandığı çevre dostu materyaller ve doğa dostu üretim bakış açısıyla, gelecek kuşakları da önemsiyor.
128
Çanakkale Seramik, ‘Vivien’ ile Banyolara Canlılık Katıyor Çanakkale Seramik, çimento etkisinin en sade sunumlarından biri olan, parlak ve pürüzsüz dokuya sahip ‘Vivien’ serisi ile konut içi ve banyolarda ferahlık hissi yaratıyor. Özellikle banyolara canlılık katan tasarımıyla ayrışan Vivien serisi, renkli dekorları ile öne çıkıyor.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Ürünler
Vivien serisinin 30x60 cm boyutundaki duvar karoları ve full dekorları ile 60x60 cm ebatlı sırlı granit yer karoları, konut içi kullanıma farklı seçenekler getiriyor. Yer karolarının tekil olarak koridor ve ıslak mekanlarda kullanımıyla da iç açıcı bir etki yaratan Vivien serisi, ‘kemik’, ‘kahve’ ve ‘gri’ renklerinde üretilerek tüketicinin beğenisine sunuluyor. Tasarımcıların vazgeçemediği cement dokusunun fluluğu ve derinliğini de yansıtan Vivien serisi, mekanlara sade ve şık bir görünüm kazandırıyor. Vivien serisinin ‘mavi’ ve ‘kahve’ dekorları ise bu sakinlik ve yalınlığa hareket katarak, dinamik mekanlar yaratıyor. Banyoların yanı sıra mutfaklarda tezgah arası kullanım için de ideal bir seçenek olan Vivien’in tuğla dekorları, mutfak mobilyaları ile uyumlu modern görünümüyle öne çıkıyor.
Çanakkale Seramik, ‘Vera’ Serisi ile Mekanların Havasını Değiştiriyor Kullanıcıların beklentileri doğrultusunda geliştirdiği ürünlerle büyük beğeni kazanan Çanakkale Seramik, yeni serisi Vera ile son dönem trendlerini tüketiciyle buluşturuyor. Vera serisinin patchwork’ dekorları, hareketlilik kattığı mekanlarda sıcak bir atmosfer yaratıyor. Mekanlara yaşanmışlık hissi veren doku Yumuşak renklerin karakteristik dokuyla birleştiği mat fon karoları, varla yok arası dokusuyla mekanlara yaşanmışlık hissi veriyor. Hareketli yüzeylerden ve zeminde desen kullanımından hoşlananlara hitap eden Vera serisi, ‘patchwork’ dekorlu yer karosu seçeneği ile hem konut hem de kafe ve restoranların havasını değiştiriyor. Stil sahibi mekan isteyenlere hitap ediyor Vera serisinin kemik ve bej renklerinde üretilen 30x60 cm ebatlı rektifiyeli duvar karoları ve dekorlarının yanı sıra, 45x45 ve 60x60 cm alternatifleriyle üretilen fon karosuyla aynı dokuya sahip sırlı granit yer karoları, stil sahibi mekan isteyenlere hitap ediyor.
130
Yeni Nesil Daikin Emura ile Klimanızı Uzaktan Kontrol Edin, Daha Çok Tasarruf Sağlayın
Çevre ve Tüketici Dostu Pek çok klima kullanıcısının evden çıktıktan sonra aklına takılan “Acaba klimayı kapattım mı?” sorusuna anında yanıt veren yeni nesil Emura, klimalarda kullanılan diğer gazlara göre daha çevre dostu olan soğutucu akışkan R32 ile de verimliliği artırırken, enerji kullanımından tasarruf sağlıyor. Daikin'e özel titanyum apatit fotokatalitik hava temizleme ve gümüş alerjen filtresine sahip olan Emura, havadaki toz partiküllerini temizlerken bakteri, virüs gibi organik kirleticileri emiyor ve kötü kokuları gideriyor.
Tasarım Ve Teknoloji Bir Arada Beyaz ve gümüş renk seçenekleri sunan eğimli tasarımı ile her türlü dekora
uyum sağlayan, şık iç ünitesi kadar performanstan ödün vermeyen özellikleri ile de sadece yaz aylarında değil 4 mevsim konforlu ortam sunuyor. Ultra ince, şık, kavisli ön panele sahip tasarımı ile benzerlerinden ayrışan Emura, tasarım odaklı ödüllerin yanı sıra işçilik, malzeme seçimi, üretim verimliliği, çevreye duyarlılık, fonksiyonellik, ergonomi gibi kriterlerin hem uzmanlar hem de tüketiciler tarafından değerlendirildiği birçok ödülün de sahibi. Emura, bugüne kadar IF Design Award, Red Dot Award, German Design Award, Focus Open Award ve Good Design Award gibi tasarım dünyasının saygın ödüllerini almayı başardı.
Ürünler
Tasarım ve mühendislik harikası olarak tanınan Emura, ultra ince şık görünümü kadar, üstün performansı, verimlilik değerleri, teknolojik özellikleri ve çevre dostu oluşu ile de beğeni topluyor. Yeni nesil soğutucu akışkan R32 ile çalışan Emura, diğer klimalarda opsiyonel olarak sunulan online kontrol uygulamasını standart olarak uyguluyor. Böylece tüm yeni nesil Emura sahiplerine, cep telefonu ve tablet ile uzaktan kontrol etme imkanı veriyor. Bu sayede Emura kullanıcıları, istedikleri zaman ve istediklerini yerden klimasını yönetebiliyor. Online kontrol ile klimasını kontrol edebilen Emura sahipleri, açma, kapama, nem alma, sadece fan çalıştırma gibi komutlarla daha ortama girmeden kendi konfor alanını oluşturabiliyor.
na geri dönüyor. Ayrıca Emura, 3 yöne hava üfleme sistemi sayesinde sıcak ve soğuk havayı dikey ve yatay olarak üfleyerek odanın her köşesine eşit miktarda yayabiliyor. Bunun yanı sıra ortamda insanları algıladığı zaman havayı üstlerine değil, farklı noktalara üflüyor. Emura, 19 desibele kadar inebilen üfleme sesi ile fısıltı derecesinden daha sessiz çalışırken, gece ayar modu ile daha konforlu bir uyku için aşırı ısınmayı veya aşırı soğumayı önlüyor.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Doğru hava uzmanı Daikin, geniş ürün gamı ile yaz sezonunu açarken, yeni nesil cihazları ile klima konforunu bir üst noktaya taşımayı hedefliyor. Daikin’in en beğenilen klimalarından biri olan Emura, sahip olduğu yüksek standartlara yeni özellikler ekleyerek hem verimlilik hem de tasarruf değerlerini yükseltiyor.
‘Akıllı Göz’ Teknolojisi Emura’nın dikkat çeken bir başka özelliği ise iki bölgeli akıllı göz teknolojisi. Ortamdaki insan varlığını algılamak üzere kullanılan yerleşik bir hareket sensörüne sahip olan Daikin Emura, bu teknolojisi ile 20 dakika boyunca kimseyi algılamazsa otomatik olarak tasarruf moduna geçiyor. Odaya bir kişinin girmesinden sonra klima, hemen bir önceki ayarları-
131
Danfoss, IconTM ile Oda Termostatları Serisine Yenilik Getiriyor Danfoss, IconTM modeliyle döşemeden ısıtma pazarında oda termostatlarına yeni bir tasarım standardı getiriyor. Nötr beyaz renkli dokunmatik ekranı sayesinde bir lamba anahtarı görünümünde olan ve kullanılmadığında ekranı sönen ürün, böylece iç mekân piriz çerçeveleri ile uyumlu hale geliyor. Danfoss Türkiye Isıtma Segmenti Direktörü Serhan Günel: “Ürünle birlikte gelen çerçeveyi bir piriz çerçevesi ile değiştirdiğinizde Danfoss IconTM oda termostatı sadece iç mekâna uyum sağlamakla kalmayacak, onunla bütünleşecek” dedi.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Ürünler
Danfoss IconTM 230 volt gücünde termostatlar serisinin sıva üstü ve sıva altı kuruluma uygun iki modeli mevcut. Sıva altı modelin boyutları 80x80x11mm olup tüm standart elektrik bağlantı kutularına uyum sağlıyor. Sıva üstü modelin boyutları 86x86x25 mm olup bir bağlantı kutusunun üzerine veya bağlantı kutusu yok ise doğrudan duvara
monte edilebiliyor. Programlanabilir, ekranlı ve çevirmeli oluşuyla her tür çalışmaya uygun üç farklı modeliyle öne çıkan termostat, simgesel tasarımı ve kolay çalışmasıyla dikkat çekiyor.
Creavit’le Banyolara Renk Geldi Creavit, faklı yaşam tarzlarına hitap eden ve herkesin hayalindeki banyoya dair bir şeyler bulabileceği tasarım bakış açısını bu sefer de rengarek lavabo ve klozetler ile tüketiciyle buluşturuyor. Creavit 5mm’lik ultra ince kenarlarıyla günümüzün tasarım trendlerini yakından takip eden tüketicilerin ihtiyaçlarını karşılayan Ultra lavaboyu ve Free asma klozeti, yeni renkleriyle kullanıcıların beğenisine sunuyor. Banyolarda alışılagelmiş renkler olan beyaz, siyah ve kırmızıyla sınırlı kalmak istemeyenler ve banyo kombinlerini tamamlayıcı daha çok renk arayanlar için creavit, antrasit, basalt ve cappucino renkleri mat ve parlak alternatifleriyle sunuyor. Siz de banyonuzda renkli lavabo ve klozetleri tercih ederek farklı bir dekorasyona imza atabilir, alışılmışın yerine, sizi yansıtan enerjik renklerle farklı ve estetik ruhunuzu banyonuza taşıyabilirsiniz.
132
Çevre dostu R-410a gazı sayesinde ozon tabakasına zarar vermeyen DemirDöküm A4 Inverter klima, enerji taşıma kapasitesiyle klimanın daha az enerji ile daha fazla iklimlendirme yapmasına yardımcı oluyor. Sezonsal verimlilik direktifine (ERP Lot10) uygun
olan A4 Inverter klima, jet-cool özelliği sayesinde bulunduğu ortamı çok kısa bir sürede istenilen konfor şartlarına ulaştırıyor. Sahip olduğu akıllı teknolojilerle kullanıcısına hem tasarruf ettiren hem de ortam ısısına göre hareket eden DemirDöküm A4 Inverter klima, prog-
ram saati özelliği ile klimanın istenilen zamanda çalışması veya durdurulması konusunda tam bir konfor sağlıyor. Elektrik kesintileri sonrasında otomatik olarak kesinti öncesindeki konumunda çalışmaya başlayan A4 Inverter klima, sıcak kalkış modu sayesinde sadece yazın değil, soğuk kış sabahları için de ideal bir çözüm sunuyor.
DemirDöküm'den Yüksek Teknolojili Çözüm: MaxiCondense Yoğuşmalı Kazan DemirDöküm, merkezi ısıtmada yüksek kapasite ihtiyacını yenilikçi teknolojiye sahip MaxiCondense duvar tipi yoğuşmalı kazan modelleri ile karşılıyor. Sahip olduğu ileri teknolojilerle bireysel konut veya işletmelerde maksimum sıcaklık, verimlilik, konfor ve minimum enerji tüketimi vadeden MaxiCondense, 128 kW kapasiteli modeliyle verimlilik çıtasını yükseltiyor. Ergonomik tasarımının yanı sıra kolay kullanımıyla da ön plana çıkan MaxiCondense, üstün özellikleri ile yüksek enerji tasarrufu ve yüzde 109 enerji verimliliği sağlıyor. Kaskad uygulamalarda daha az sayıda cihazla istenilen kapasitede çalışma imkânı sağlayan MaxiCondense, hem sistem maliyetini azaltıyor hem de yer tasarrufu sağlıyor. Özel tasarımlı, premiks yanma teknolojili yoğuşmalı eşanjörü sayesinde maksimum verime ulaşarak ısı kaybının önüne geçen ürün, temiz yanma ve düşük emisyon değerleriyle de çevre dostu. Ürettiği her yeni üründe tüketici beklentilerinin ötesinde ürün geliştiren DemirDöküm'ün MaxiCondense ürün gamına katılan yeni duvar tipi yoğuşmalı kazanın diğer özellikleri ise şöyle;
- 128 kW kapasiteli modellerde 1280 kW’a kadar kaskad imkânı - 25 kW’a kadar modülasyon imkânı - Master ve slave cihazlar kullanılarak kaskad olarak çalışabilme - Master cihaz üzerindeki kontrol panosu ile boyler ve 2 ısıtma devresinin kontrolü - 6 bar işletme basıncı - Uzaktan kumanda ile kontrol edilebilme - LCD Ekran - Ergonomik Boyut - Fonksiyonel, kolay anlaşılır menü - Panel üzerinden sistem durum değerlendirme bilgilerine erişim
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
DemirDöküm, kavurucu yaz sıcakları bastırmadan duvar tipi A4 Inverter kliması ile "Yaz aylarında serinliği evinizde yaşayın" çağrısı yapıyor. Göze hitap eden modern tasarımıyla DemirDöküm A4 Inverter klima, yeni nesil teknolojisiyle ise minimum elektrik tüketiyor. Anti toz filtresiyle ortamdaki toz ve partikülleri tutan, sessiz çalışma teknolojisi ile bulunduğu ortama serinlikle birlikte taze hava ve konforu bir arada sunan DemirDöküm A4 Inverter klima, çevre dostu özellikleriyle de ön plana çıkıyor.
Ürünler
Kavurucu Yaz Sıcaklarına DemirDöküm A4 Inverter Klima
133
Dünyanın En Beyaz Sırlı Porselen Karosu, Decovita Tarafından Türkiye’de Üretildi
Ürünler
Geçtiğimiz yıl Bilecik’teki Bozüyük Organize Sanayi Bölgesi’nde son teknoloji kullanarak kurduğu fabrikasında, 76 ülkeden 1861 çeşit doğal taş desenini kaliteli seramikle buluşturan Decovita Seramik’in, dünyanın en beyaz seramiğini üretme çalışmaları başarıyla sonuçlandı. Üretim teknolojisi gereği 1200 dereceler gibi yüksek sıcaklıklarda pişirilen sırlı porselen karolarda, bugüne kadar maksimum beyazlık değeri (L), 92 - 93 birimi geçemiyordu. Ancak Decovita Ar-Ge ve inovasyon uzmanları, üniversite ve tedarikçilerle yürüttükleri uzun soluklu çalışmalar neticesinde, beyazlık değeri 95 birim üstü olan seramik karoyu, geleneksel opaklaştırıcılar kullanmadan üretmeyi başardı. 2016 Eylül ayında, seramik sektörünün en büyük fuarı olarak kabul edilen İtalya’daki Cersaie Fuarı’nda bir İspanyol firması, L değeri 93,5 üstü olan ürününü, dünyanın en beyaz sırlı porselen seramiği olarak duyurmuştu. Decovita bu değeri 1,5 birim daha artırarak, bugüne kadar dünyada üretilen en beyaz sırlı porselen seramiği üretmiş oldu. Ar-Ge Merkezleri Kanununda yapılan düzenlemelerle 2023 hedeflerine ko-
134
şan ülkemizdeki sanayi hamlesine paralel olarak tasarım, Ar-Ge ve inovasyon merkezi kurduklarını belirten Decovita Seramik İcra Kurulu Üyesi Ali Küçük,
Decovita Seramik İcra Kurulu Üyesi Ali Küçük
ülkemizde yetişen uzmanlar ile ulusal ve uluslararası iş birlikleri gerçekleştirerek, seramik karo üretimindeki ithal malzeme oranını yüzde 10’lar mertebesine düşürdüklerini ifade etti. Ar-Ge Bütçesi Türkiye Ortalamasının Dört Katı “Yapabildiklerini ve Satabildiklerini” üreten bir firma olmak yerine, tamamen müşteri isteklerinin zamanında karşılandığı, “Kalite ve maliyetler açısından uluslararası pazarlarda rekabet edilemeyecek” üretim modeli üzerinde çalıştıklarını söyleyen Ali Küçük, “Ar-Ge, tasarım ve inovasyon harcamalarımız için, toplam ciromuzun yüzde 5’i kadar bir pay ayırıyoruz. Decovita olarak Ar-Ge harcamaları bütçemiz, Türkiye ortalamasının 4, dünya ortalamasının ise 2,5 katı. Bu çalışmalarımız neticesinde, yerli insan kaynaklarıyla ve tamamen yerli malzemeler kullanarak, üniversite - sanayi iş birlikleriyle ürettiğimiz dünyanın en beyaz sırlı porselen Karosunun, Türkiye seramik sektörü için önemli bir aşama olduğunu düşünüyoruz. Benzer inovatif çalışmalarımız sürüyor. Sektördeki yeniliklerimizi, sırası geldikçe paylaşmaya devam edeceğiz’’ diye konuştu.
Tasarımcı Banyo Üreticisi Duravit'ten Geleceğin Banyo Trendleri
Luv banyo serisi, büyük odalar ya da misafir banyoları için tamamen yeni tasarım olanakları sunar. Alışılmadık tasarımları Nordik saflığı ve duygusal zerafeti birleştirir. DuraCeram®'dan üretilen tezgah üstü lavabolar ince kenarları, geniş iç derinliği ile etkileyicidir. Malzemelerin ve renklerin seçimi, Cecilie Manz'ın zarif dokunuş ve nüans duygusunu yansıtır. Duravit, ilk kez DuraCeram lavaboların dış tarafında yumuşak tonlarda mat renkler kullanıyor ve bu da lavabo içindeki beyaz seramik ile kontrast
Vero Air
oluşturuyor. Saten mat vernikte yeni soluk Nordik renkler, mobilyalarda da bulunabilir. Sıcaklık hissi veren ve yüksek kalitede mat görünüm sağlayan mineral malzeme DuraSolid A'dan üretilmiştir. Yeniden Tasarlanmış Zamansız Geometri Net, zamansız formlar kalıcı değer yaratır ve banyo mobilyaları için idealdir. Duravit tarafından tasarlanan VeroAir, şu an devam eden eğilimi koruyor: dayanıklı tasarım için hem mekanları hem de kişileri etkileyen banyo serileri. Net, klasik dikdörtgen şekli ile Vero, 2001'den beri banyo tasarımının mimari klasiklerinden biri olmuştur. Modern üretim teknolojileri sayesinde Vero Air'in hassas tasarımı Vero'nun zamansız geometrisini yeniden yorumluyor. Ürün yelpazesindeki lavabo ve küvetler,
ince kenarlara ve çarpıcı bir çizgisel çekiciliğe sahip. Yeni DuraSquare koleksiyonuyla Duravit, netliği ve hassaslığı ile yeni standartlar belirleyen Vero Air'in bir yenisini sunuyor. Lavabodan küvete kadar tüm banyo ihtiyaçlarınıza cevap verebilecek şekilde tasarlandı. İçeriği ise yenilikçi DuraCeram ve DuraSolid malzemeleriyle hazırlandı. Kompakt Alanlar Için Yaratıcı Çözümler Yaşam alanlarımız gittikçe sınırlı hale gelerek daha fazla pratiklik gerektirmektedir ve bu da beraberinde alanların kullanımında akıllı çözümler gerektirir. Duravit, yenilikçi Shower+Bath kombinasyonu ile çağdaş banyo tasarımı ve optimum alan kullanımıyla ilgili gereksinimleri birleştirmeyi başardı: EOOS'un tasarımında duşakabin ve küvet bir arada bulunuyor. Shower+Bath’in fonksiyonel çok yönlülüğü DuraSolid malzemesinin kullanımının bir sonucu.
Ürünler
Yumuşak Renk Tonlarıyla Nordic Şıklık Nordic döşeme tarzı, açık formlar ve yumuşak, doğal renklerle karakterize edilir. Danimarkalı tasarımcı Cecilie Manz, Duravit için hem hissi hem de işlev bakımından etkileyici olan Nordik tasarımını yeni teknolojiler, yeni renkler ve yeni malzemelerle birleştirdi.
Luv
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Nordik Zarafet, Belirgin Geometri ve Akıllı Çözümler Duravit, ISH 2017'de sunulan yeni ürünlerle iç tasarımın temel fikrini yeniden yorumladı ve yüksek yaşam standartlarına sahip bireysel banyolar için tasarımlarının arasına yenilerini kattı. Tüm ürünler tutarlı bir tasarım diline sahiptir ve tüm serilerin ürünleri birbiriyle optimum etkiyle birleştirilebilir. Hassas geometrik formlar, seçilen malzemeler, yumuşak, mat renkler ve dokular banyonuza farklı ve size özel bir hava katarak tasarım, fonksiyon ve yüksek çalışma konforu mükemmel şekilde koordine edilir.
Bireysel ve boyutları yeniden tasarlanmış yıkama alanı hem işlevsel hem de kullanışlıdır. Yeni sistem, iki farklı kalınlıkta (30 ve 45 mm) ve değişken genişlik ve derinlikteki tek biçimli mobilya konsollarını içermektedir. L-Cube, Vero, Happy D.2, Delos, DuraStyle, Ketho ve X-Large toplam yedi Duravit serisi ile kombine edilebilirler. Duravit konsolları, kayısı incisi veya taş mavi gibi parlak parlak vernikten meşe veya ceviz gibi gerçek ahşap cephelere kadar 32 farklı kaplama ile üretilmektedir.
135
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Ürünler
E.C.A. SEREL’den Banyo ve Mutfaklarda Kendi Kendini Temizleyen Lavabo ve Klozetler
E.C.A. SEREL’in Hygiene Plus teknolojisiyle ürettiği banyo ve mutfak ürünleri kendi kendini temizleme özelliğiyle fark yaratıyor. Türkiye’de ilk kez E.C.A. Serel tarafından üretilen Hygiene Plus teknolojisine sahip lavabo, klozet ve armatürler, temizlik anlayışındaki yerleşik kalıpları yıkıyor. E.C.A. Serel, “Hayatı kolaylaştıran parlak fikirler” konseptiyle piyasaya sunduğu banyo ve mutfak ürünleriyle daha az temizlik malzemesi tüketimi, daha sağlıklı bir yaşam ve daha kolay bir hayat vaat ediyor. Temizlik alışkanlıklarını değiştiren Hygiene Plus teknolojisi yüzde 40’a varan oranda su tasarrufu da sağlıyor. Hygiene Plus teknolojisi sayesinde temizlik kimyasalları kullanılmadan hijyenik bir ortam yaratılabiliyor. E.C.A Serel üstün teknolojiyi modern tasarımla birleştiren yeni ürünleriyle banyo ve mutfaklara yeni bir soluk getiriyor.
136
Kir tutmayan armatürler E.C.A. Hygiene Plus kaplama teknolojisini Türkiye’de ilk kez armatürlere uyguluyor. Hygiene Plus özelliği sayesinde yüzeyler kir tutmuyor, banyolar kolayca temizlenirken, su ve deterjan kullanımı en aza indirgeniyor. Açma kapama için herhangi bir yerine dokunmak yeterli E.C.A. Touch armatürler dokunma kontrolü teknolojisi sayesinde armatürün herhangi bir yerine dokunulduğunda açılıyor ve kapanıyor. E.C.A. Touch dokunmatik özelliği sayesinde hijyenik ve pratik bir kullanım sağlıyor. Su sıçratmadan hijyen sağlıyor SEREL fonksiyonellikte ve hijyende bir adım öne çıkmayı başarıyor. 4Life ve Poseidon klozetler SEREL’in geliştirdiği EasyWash yıkama sistemi sayesinde suya yön vererek su sıçratma problemini ortadan kaldırıyor %100 temizlik sağlıyor.
Franke ile Evlerin “Havası” Değişecek
Dekor değiştiğinde klimayı yenilemek artık zorunluluk değil Franke Klimalar ile ürüne dahil olarak ek bir ücret ödemeden sahip olunan siyah ve beyaz ön paneller ile, evin dekoru ya da duvarın rengi değiştiğinde siyahtan beyaza yada beyazdan siyaha yetkili servis ile ön panel değişimi yapılarak yeni dekorda yeni bir klima alma zorunluluğuna da son veriyor. Evlerde dekor ya da renkler ruh haline göre sık sık değişebilir. Franke klimalar bu değişimlere hazır ön panelleri ile kullanıcılarına dekoratif bir çözüm de sunuyor. Sessiz, Çevre Dostu ve Estetik DC Inverter teknolojisi ile üretilen kompresör iç ve dış ünite fanları sayesinde Franke klimaların hem iç hem de dış üniteleri maksimum sessizlik özelliğine sahip. Uyku modu, 1W stand-by elektrik tüketimi, turbo fonksiyonu, çift yönlü su drenaj çıkışı ve -15 - +50 derecede soğutma / ısıtma Franke Frame Klimalar’ın özelliklerinden birkaçı.
Konforlu Bir Kullanım ve Enerji Tasarrufu İçin Bunlara Dikkat Edin: • Mekanınıza uygun klima kapasitesi seçin, • Isı yalıtımı iyi olan mekanlarda klimanız daha az enerji harcayacaktır, • Klimanızın iç ve dış ünitelerini direkt güneş ışığı alan yerlere koymaktan kaçının,
• İç ve dış ünitelerin hava akışının engellenmemesi daha verimli kullanımı sağlar, • Cihazınızın sıcaklığının çok yüksek veya düşük sıcaklıklara ayarlamak performans ve konfor kaybına sebep olacağından tavsiye edilmez. Oda sıcaklığının dış hava sıcaklığından 5-6 derece farklı olarak ayarlanması daha verimli çalışmayı sağlar, • İç hava kalitesinin korunması için filtrelerin düzenli olarak bakımı ve değişimi yapılmalıdır. • Cihazınızın uzun süre performanslı çalışması için iç ve dış ünitelerin bakımı düzenli olarak yapılmalıdır.
Ürünler
Hem siyah hem de beyaz kapağı olan tek klima Franke klima serisinin tüm modellerinde kullanıcılar hem siyah hem de beyaz kapağa ek ücret ödemeden anında sahip olabiliyor.
Çevreci Soğutucu Gaz Klimalarda performans artışı sağlaması yanında, ozon tabakasına zarar vermemesi ile fayda sağlayan Yeni nesil R410A çevreci soğutucu gaz tüm Franke Klimalarda kullanılmaktadır.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Kalite ve tasarımdan ödün vermeyen 100 yılı aşkın tecrübesi ile eviye, armatür ve ankastre cihazda Türkiye’nin en geniş ürün gamına sahip İsviçre menşeili Franke, Mutfak Sistemleri, Yüzey Uygulamaları ve Paslanmaz Çelik Banyo Malzemeleri alanında ki faaliyetlerine eklediği klima koleksiyonuyla evlerin havasını değiştiriyor. Modern Inverter teknolojisi ile enerji tasarruflu ve yüksek performanslı Franke Klimalar, evlere konfor ve çözüm getiriyor.
Ayrıca modern inverter teknolojisi ile enerji tasarrufu ve yüksek performans sunan Franke Frame Klimalar’ın soğutmada A++ ve ısıtmada A+ enerji sınıfı ürünleri tasarım ve performansın mükemmel uyumunu sağlıyor.
137
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Ürünler
Ege Seramik'ten Yeni Trendler
42 yıldır sektörün nabzını tutan ve trendleri belirleyen Ege Seramik bu yılda geleneği bozmadı. 24 yeni seri içeren Spring Collection 2017, satış noktalarında yerini aldı. Ahşap, Mermer ve Taş, Beton, Homojen, Tekstil, Allaturca ve Dekorlu Ürünler başlıkları altında ürünlerini 7 konsepte ayıran Ege Seramik, portföyünden herkesin zevkine uygun ürünü bulabileceği konusunda iddialı. Feelwood: Spring Collection 2017 serilerinden Feelwood ahşabın naifliği ve asaleti ile mekanlarınızı sarmaya geliyor. Hem yer hem duvar uygulamalarına uygun sırlı granit yapısı, 20x120cm ölçüleri, hafif desenleri ve 3 renk seçeneği ile Feelwood tüm mekanlarınıza ahşabın asaletini taşımaya hazır. Piccolo: Ege Seramik Dekorlu Ürünler konseptinin yeni üyesi Piccolo Serisi’ni gururla sunar! Spring Collection 2017‘nin en renkli serilerinden biri olan Piccolo size daha renkli, daha canlı, daha enerjik mekanlar yaratmaya davet ediyor. Sırlı granit yapısı ve sezon trendlerine uygun desenli tasarımı ile Piccolo, hem yerlerinize hem duvarlarınıza canlılık getirecek! Woodsman: Trendler ortada, rustik tarz bu sene çok moda. Koltuklardan dekoratif ürünlere kadar herşey rustik tarzda. Peki seramikler neden olmasın? Eskitilmiş ahşap desenli görünümü ile Woodsman, rustik tarzı hem iç hem de dış mekanınıza taşımanın en sağlam ve uzun ömürlü yolu.
138
Hem evlerimizde, hem de sosyal alanlarda klozet ve lavaboların hijyenik yüzeylere sahip olması birçok hastalığın ve sağlık sorununun önüne geçiyor. Günümüzde ürünlerin tasarımları geliştikçe fonksiyonel özellikleri de önem kazanıyor. Ege Vitrifiye gerçekleştirdiği Ar-Ge çalışmalarıyla kullanıcılarına antibakteriyel ve hijyenik ürünler üretmenin sorumluluğunu taşıyor. Geçtiğimiz günlerde “TS 13420 / Antibakteriyel yüzey özelliğine sahip seramik sağlık gereçleri” uygunluk belgesi almaya hak kazanan Ege Vitrifiye’nin, bakteriler ve zararlı mikroorganizmalar dışında diğer canlılara ve çevreye zarar vermeyen bu yapısı “Ege Sterile” ismini taşıyor. Ege Vitrifiye Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve İbrahim Polat Holding CEO’su Baran Demir “Firma olarak insan sağlığının önemini biliyoruz ve bir süredir Ar-Ge çalışmalarımızı bu doğrultuda
ilerletiyoruz. Yeni ürün uygulamalarımızda olmazsa olmaz koşullarımızdan biri hijyen, bunun için de tüketicilerimizin gönül rahatlığıyla kullanabileceği ürünlerimize “Ege Sterile” uygulamamızı gerçekleştiriyoruz. Sunduğumuz çift yıldızlı kalite ve dünya standartlarında tasarımlarımızın yanı sıra kullanıcılarımızın bizi tercih etmeleri için artık bir sebepleri daha var. Selge ürünümüz ile üretimine başladığımız anti-bakteriyel yüzeylere ilerleyen günlerde yenilerini de ekliyor olacağız. Ege Vitrifiye markamız insan ve çevreyi esas alan yeniliklerine her zamanki gibi devam ediyor. ” diye belirtti.
Çevre ve insan dostu bir malzeme olduğundan eğitim ve sağlık kurumları, restoranlar, oteller ve kreşler gibi toplu yaşam alanlarında güvenli yaşam ortamları oluşturmaktadır. İlgili laboratuvarlarda yapılan anti-bakteri testlerinde, Escheria Coli, Staphylococcus Aureus, Candida Albicans gibi sağlığımızı tehdit eden mikro canavarlara karşı aktif ve üremelerine engel olduğu anlaşılmıştır. (ISO 22196, JIS Z 2801)
“Ege Sterile” lavabo ve klozetleri hijyenik özellik kazanmış ve bu özellik hem TSE laboratuvarlarınca hem de tam donanımlı akredite laboratuvarlarca ispat edilmiştir. Camsı matris içerisine nano ölçekte gömülmüş antibakteriyel partiküller, sinterlenerek ömür boyu etki sağlamaları yönünde aktive edilmiştir.
Selge serisi eşsiz tasarımı, kanalsız yıkama sistemi ve antibakteriyel yüzeyleriyle banyonuzun çıtasını yükseltiyor. “Ege Sterile” uygulamasıyla sağlıkla ve güvenle kullanabileceğiniz hijyenik ürünler yaratıyor. Evinize değer katan incelik ve farklılığı zarafetle yansıtan Selge, şıklığın yeni formu.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Ürünler
Ege Vitrifiye’den “Ege Sterile” Yüzeyler!
Selge; estetik, şık, alımlı ve şimdi antibakteriyel! Banyolarınıza özgün bir el değmesi için Selge serisi yanınızda…
139
Bina İçi Tesisatın Vazgeçilmezi: GF Hakan Plastik Aquasystem
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Ürünler
Avrupa İçme Suyu Yönergesinin çıkış noktasını, en önemli gıdamız içme suyunun musluktan akacağı son noktada mikrobiyolojik ve kimyasal olarak kullanımının ömür boyu insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde olması gerektiği oluşturuyor. Bu nedenle istenen su kalitesinin tesisat hammaddesinin özellikleriyle, suyun yapısıyla, montaj özellikleriyle ve işletme şartlarıyla bir bütün olarak sağlanması gerekiyor. GF Hakan Plastik Aquasystem ürünleri, suyun kokusunu, rengini ve tadını değiştirmeden kullanıcılara ulaşmasını sağlamasının yanı sıra diğer teknik özellikleri ile de projelerin özellikle tercih ettiği ürünler arasında bulunuyor. Bina içi soğuk ve sıcak su tesisatlarının vazgeçilmez ürünleri olan Aquasystem PP-R sistemleri, korozyona dayanıklı yapıları ile kireçlenme ve paslanma gibi etkenleri ortadan kaldırıyor. Yüksek sıcaklığa ve basınca karşı son derece dirençli olan ürünler 20 °C'de ve -20-25 Atü basınçlarda 50 yıl çalışma olanağı sağlıyor. Uygulama açısından ise kaynak yerlerinde çap daralması olmaması, yüksek kaynak performansı; firesi olmaması ve montajda tasarruf sağlaması gibi özellikleri ile tercih ediliyor.
Standart boruların ve folyolu boruların avantajlarının birleştirilmesi ile oluşturulan Cam Elyaf Takviyeli Boru Sistemleri, 3 katmandan oluşuyor. İç ve dış katmanlar polipropilen (PP-R), ara katman ise cam elyaf ve PP-R ham maddesinin bileşiminden oluşan sistem, yüksek verimlilik ve kullanım avantajları sağlayarak traşlama gibi birçok dezavantajı da ortadan kaldırıyor. UV Dayanımlı Boru Sistemleri ise güneş altında ve yüksek ortam sıcaklıklarında içerdiği UV dayanımlı koruyucu katman sayesinde mükemmel koruma sağlıyor.
Türkiye’nin (TSE) yanı sıra DVGW (Almanya), SKZ (Almanya), Hijyen Enstitüsü (Almanya), TSE/TSEK (Türkiye), GHOST (Rusya), Hijyen Enstitüsü (Rusya), SEPRO (UKRAYNA), Hijyen Enstitüsü (UKRAYNA), AENOR (İspanya), WRAS (İngiltere), LR Lloyd’s Register (İngiltere), EME (Macaristan) ürün sertifikalarına da sahip olan sistem bu özelliği ile uluslararası projelerde de tercih ediliyor.
GF Hakan Plastik'ten Çevre Dostu DURAMAX Türkiye'nin ilk ve tek PP koruge boru üreticisi olan GF Hakan Plastik, tescilli markası DURAMAX boru sisteminin üstün özellikleri ile tüm drenaj sistemleri için güvenli ve ekonomik çözümler sunuyor. Tüm yerüstü ve yeraltı boşaltma sistemleri, kanalizasyon sistemleri, endüstriyel atık su drenaj sistemleri, yağmur suyu tahliye sistemleri vb. alanlarda kullanıma uygun olarak geliştirilen DURAMAX çok katmanlı boru sistemi, TS EN 13476-3-A1 sistem standartlarına göre HDPE’ den (Yüksek Yoğunlukta Polietilen) ve PP' den (Polipropilen) üretiliyor.
140
Geniş bir ürün serisi olan GF Hakan Plastik Aqusystem; - Standart PPR Boru Sistemleri, - Cam Elyaf Takviyeli PPR Boru Sistemleri, - Cam Elyaf Takviyeli Klima Boru Sistemleri, - Stabil Alüminyum Folyolu PPR Boru Sistemleri - UV Dayanımlı PPR Boru Sistemleri - Aluplus Stabil Ortadan Folyolu PPR Boru Sistemleri ile bina içi sıcak-soğuk sıhhi tesisat sistemleri, bina içi ısıtma sistemleri, basınçlı hava sistemleri, klima sistemleri ve endüstriyel boru sistemleri için çözümler sunuyor.
Hem hafif, hem güvenli Beton borulara oranla 30 kat daha hafif olan DURAMAX, nakliye, kurulum ve kullanım konularında kolaylıklar sağlıyor. Çift katmanlı yapısı ile sızdırmazlık; sağlam ve kırılmaz fiziksel özellikleri ile dayanıklılık; yüksek kimyasal direnci ile atık sulardaki aşındırıcı kimyasallara karşı direnç özellikleri ile suların güvenli şekilde transfer edilmesine imkan sunuyor. Aşınmalara karşı dayanıklılık gösteren sistem, PP malzemeden üretildiğinde 60-65 °C kadar, HDPE malzemeden üretildiğinde 30-35 °C sıcaklıklara kadar sıvı transferine imkan tanıyor. 150mm'den 1000mm'ye kadar muflu veya mufsuz borular ve ek parçalardan
oluşan sistem, sızdırmazlık özelliği ile boru içindeki atık suların yer altı su kaynaklarına karışmasını önlüyor. Bu özelliği ile çevrenin korunmasına katkı sağlayan DURAMAX, ayrıca geri dönüşebilir olma özelliği ile de çevre dostu bir ürün olduğunu kanıtlıyor.
GROHE Lineare’nin Görünümü Tamamen Yenilendi
GROHE, Lineare’nin zamanın ötesine geçen zarif tasarımını rötuşlamanın yanı sıra, daha da yüksek kullanım kolaylığı için, mühendisliğini de geliştirdi. Yüksekliği arttırılan ve daha da ileriye uzanan çıkış ucu, daha rahat el yıkamak ve su deneyiminin keyfini çıkartmak için bol alan sağlıyor. Geniş model yelpazesi, dönebilen çıkış uçlu bir lavabo bataryası, bir yerden küvet çıkış ucu, duvara montaj lavabo modelinin yanı sıra üç delikli bir versiyonu da içeriyor. Ürün varyantları, nefes kesici chrome ve mat SuperSteel yüzey seçenekleri ile temin edilebiliyor.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Lineare’nin en çarpıcı özelliklerini, ince boyutları ve net şekilde tanımlanan silueti oluşturuyor. GROHE tarafından bugüne kadar üretilen en ince batarya gövdesini, yassı bir çıkış ucu ve görsel açıdan ölçülü bir kumanda kolu ile bir araya getiren ve son derece dengeli oranlara sahip olan Lineare’nin, mimari görünüşü, zarif düz kenarlara sahip silindirik biçimleri, ağırlığı yokmuş izlenimi veren çekici bir tasarım ile harmanlanıyor. Pürüzsüz geçişleri evrensel cazibesini daha da pekiştirerek, hem kare hem de yuvarlak seramiklerden oluşan olabilecek en geniş yelpazeye mükemmel şekilde uyum sağlamasını mümkün hale getiriyor.
Ürünler
GROHE, en çok tercih edilen Lineare batarya yelpazesini bir dizi akıllı kullanıcı dostu iyileştirme ile yenileyip genişletti ve tamamen yeni bir görünüm kazandırdı. GROHE ürün yelpazesinin tasarım klasikleri arasında yer alan Lineare 10 yıldır müşterilere sunulan bir ürün. Son yenilemelerle Lineare’nin DNA’sı, GROHE Tasarım Stüdyosu ekibi tarafından evriminde bir sonraki aşamaya taşınmış oldu.
141
Ideal Standard “Aquablade” Klozetler ile Banyolar Daha Sessiz, Daha Titiz
Ürünler
Ideal Standard’ın klozet sifonunda devrim yaratan inovasyonu Aquablade, yeni teknolojisiyle üstün yıkama performansı ve maksimum hijyen özelliği ile kullanıcılara benzersiz kullanım deneyimi yaşatıyor. 2015 yılında piyasaya sürülen patentli Aquablade teknolojisi “German Design Award Special 2016”, “Build It Awards 2016” gibi aldığı 7 farklı ödül ile de kendinden söz ettirmeye devam ediyor. Daha temiz, daha sessiz ve daha titiz! “Microslot" teknolojisi ile çalışan Aquablade, tıpkı bir şelale gibi suyun tüm hazneye eşit dağıtımını sağlayarak klozetin arka, ön ve yan olmak üzere tüm bölgelerine suyu ulaştırıyor ve klozetin %95’lik kısmını yıkayarak maksimum temizlik ve hijyen sağlıyor. Böylece yıkanmamış alanlar bırakan geleneksel klozetlerden ve yeni nesil kanalsız klozetlerden %20 daha iyi bir performans ortaya koyuyor. En son teknolojiler kullanılarak hayata geçen Aquablade klozetler, özel tasarımı sayesinde su sıçratmayan özelliği ile de diğer klozetlerden farklılaşıyor. Su perdesi şeklindeki kanal tasarımı ile
türbülansı azaltıp yıkama performansını maksimize ederek aynı zamanda daha sessiz bir yıkama imkanı sunan Aquablade klozetler, rakiplerine oranla çok daha sessiz çalışıyor. Daha etkin ve verimli su kullanımını da sağlayan Aquablade klozetler klozet kapağının oturma kısmı kapanınca su çıkış Dea
142
Tesi
kanalı hiçbir şekilde gözükmediği için estetik açıdan da farkını ortaya koyuyor. Aquablade özellikli klozetler Devrim niteliğindeki inovasyon Aquablade teknolojisi Ideal Standard’ın dünyaca üncü tasarımcıları tarafından tasarlanmış Dea, Tonic II, Connect Air ve Tesi serilerinde yer alıyor.
ISVEA ile Banyolarda "Kırmızı Siyah" etkisi Banyolarda akla ilk gelen renk uzun yıllar boyunca beyaz oldu. Ancak banyoların kişisel bir yaşam alanına dönüşmesiyle birlikte tasarımlar, teknolojiler ve renkler değişti. Beyazın uyum gösterdiği renklerle başlayan değişim, son dönemde yerini cesaret gerektiren renklere bıraktı.
Cappitone
Cappitone ve Azur lavabolar, sütun ayaklı ve tezgah üstü seçenekleriyle her banyo ile mükemmel uyum sağlayan çok özel alternatifler sunuyor. Serilerdeki tezgah üstü lavabolar kırmızı rengin yanı sıra beyaz, altın, bronz renk seçenekleriyle de modern hayatın ambiyansını banyolara taşıyor.
Cappitone
Azur
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Cappitone ve Azur serisi lavabolar, ISVEA’nın ödüllü tasarımlarına imza atan Genesis Research&Design tarafından tasarlandı. Bronz A’Design Award sahibi Cappitone; tasarımı, özel deseni ve kırmızı/siyah renk kombiniyle estetik banyolar sunmayı amaçlarken hayal gücünün sınırlarını zorlayan, ihtişamlı tasarımıyla dikkat çeken Azur lavabolar, tüm banyolar için şıklığın kapısını aralıyor.
Ürünler
ISVEA’nın Cappitone ve Azur serilerinde yer alan kırmızı ve siyah renklerdeki lavabolar, banyolarında fark yaratmak isteyenlerin gözdesi olmaya aday.
Azur
143
Kale Banyo, ‘Smart Ailesi’ ile Akılcı ve Çevreci Çözümler
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Ürünler
‘AquaSmart Klozet’ ile bir ailenin yıllık su tasarrufu: 14 Bin 256 litre Dünyanın en çevreci klozetlerinden biri olan ‘Kale AquaSmart Klozet’ ile yüzde 55 su tasarrufu sağlayan Kale, çevre bilinci yüksek tüketimi desteklemeye devam ediyor. İntegra gömme rezervuar ile tam uyumlu klozet, tam fonksiyonda 6 litre yerine sadece 2.7 litre su kullanırken, yarım fonksiyonda 3 litre yerine yalnızca 1.5 litre su harcıyor.
144
Çoğunlukla 6 litrelik klozetlerin kullanıldığı Türkiye’de, yalnızca 2.7 litre su harcayarak çalışan ‘Kale Aquasmart Klozet’ sayesinde, 4 kişilik bir ailenin yıllık su tüketimi 25 Bin 920 litre yerine 11 Bin 664 litre olarak gerçekleşiyor. Böylece sıradan klozet yerine ödüllü ‘Kale Aquasmart’ teknolojisine sahip klozet kullanan 4 kişilik bir aile, yılda 14 Bin 256 litre su tasarrufu elde edebiliyor. Kanalsız yapısıyla temizliği kolaylaştıran ödüllü klozet: ‘SmartYıkama’ Kale, bir yıllık Ar-Ge ve tasarım uygulama çalışmasıyla ortaya çıkardığı ‘SmartYıkama Klozet’ ile standart kanallı klozetlere göre yüzde 100 daha hijyenik ve kolay temizlenen bir sistem sunuyor. Kanalsız tasarımı sayesinde kir ve bakterilere karşı koruma sağlayan sistem, aynı zamanda Kale patentli özel jet tipi yıkama sistemiyle suyu dışarı sıçratmadan her yere eşit şekilde yayarak yıkama sağlıyor. Kale’nin su tasarrufu sağlayan ‘AquaSmart’ grubunda yer alan ‘SmartYıkama Klozet’, hijyenik kanalsız
yapısıyla kusursuz çalışıyor. ‘Altın Çekül’ ödüllü ‘SmartYıkama Klozet’, kolay temizlenebilen iç hazneye sahip olması, suyun kendi hacimsel ağırlığını kullanarak küçük bir dağıtım noktasından tüm yüzeyi yıkaması, kanalsız yapısı, daha az temizlik malzemesi kullanılmasından dolayı çevreye verilen zararı azaltması ve yalın tasarımı ile tüketici ve profesyonellerin özellikle ilgisini çekiyor. ‘Smart Edge’ sadece 5.5 milimetre inceliğinde ve yüzde 40 daha hafif Kale’nin ‘smart’ felsefesinden ilham alarak tasarladığı, ince formu ile hayat bulan ‘Smart Edge’ serisi, hammadde kullanımını minimize ederek doğa ile barışık bir çözüm sunuyor. 2015 yılının en iyi ürünü seçilerek Altın Çekül’e layık görülen ‘Smart Edge’, sadece 5.5 milimetre inceliğinde ve aynı ebatlardaki normal lavabolara göre yüzde 40 daha hafif bir yapıya sahip. Seramik sağlık gereçleri ürünlerinde kullanılan çamurun yeniden yorumlanması sayesinde doğan ‘Smart Edge’, insan sağlığına duyarlı ve çevre dostu bir ürün olarak öne çıkıyor. ‘Smart Edge’nin yarattığı değerler; ekolojik, hafif, estetik, daha az hammadde, daha az elektrik ve daha az iş gücü olarak sıralanıyor. Doğaya karşı ince düşünmenin bir yansıması olan ‘Smart Edge’ üretiminde doğalgaz tasarrufu sağlamasının yanı sıra, malzeme taşınmasını da önemli ölçüde azalttığı için doğal kaynakların korunmasına katkıda bulunuyor.
Sofistike renkler, pırıltılı lavabo ve klozetler: ‘SmartColor’ Anti bakteriyel ve kolay temizlenen Kaleguard yüzey korumasına sahip lavaboları ‘SmartColor’ serisiyle sunan Kale, lavabo tasarımını ve rengini seramik novatik ile tamamlıyor. ‘SmartColor’da hayata geçirdiği mat renk alternatifleri ‘beyaz, vizon, inci ve antrasit’ ile banyolarda fark yaratan Kale, içi parlak dışı mat klozetleri ile banyolarda fark yaratıyor. Özel kristalleştirilmiş yüzeyiyle her zaman ışıltılı bir görünüme sahip klozetler, banyoların havasını değiştiriyor. Bakımı kolay, elektronik: ‘SenseSmart Pisuvar’ Kale patentli özel montaj kiti ve gider sifonu ile kolay bakım imkanı sunan SenseSmart Pisuvar, Entegre Microwave sistemiyle sıvıyı fotoselsiz şekilde algılamasıyla dikkat çekiyor. Estetik görünüme sahip SenseSmart Pisuvar, standart pisuvarlara göre yüzde 30 su tasarrufu sağlıyor. Nozzle ile suyu eşit şekilde yayan sistem, sadece 1 litre su ile yıkamayı gerçekleştiriyor. Elektronik pisuvar, ayrıca 24 saatte bir kendini otomatik olarak temizliyor. Hem temiz hem tasarruflu: ‘AquaSmart Pisuvar’ Kale’nin sadece 1 litre su ile hem etkili temizlik yapan hem de yüzde 30 su tasarrufu sağlayan ‘AquaSmart Pisuvar’ı, çevre dostu yapısıyla öne çıkıyor. Nozzle ile suyu eşit yayma sistemine sahip AquaSmart Pisuvar, compact yıkama sistemiyle tam uyum sağlıyor.
Nitelikli ürün gamıyla yapılara yeni bir boyut kazandıran Kalebodur, tekstilin dokusal estetiği ve porselen karonun malzeme gücünün harmanlandığı ‘Juutan’ serisi ile mekanlarda çarpıcı bir etki oluşturuyor. Tekstilin dokusal estetiği ile porselen karoyu bir araya getiren Juutan serisi, bu zıtlığın uyumuyla mimaride fark yaratıyor.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Ürünler
Kalebodur, Kumaş Efektini Mekanlara Yansıttığı ‘Juutan’ ile Mimaride Fark Yaratıyor
Natürel tonları ile kumaşın çizgili efektini hissettiren Juutan serisi, 60x60 ve 80x80 cm boyutlarında üretilerek mimar ve tüketicilerle buluşuyor. Fullbody porselen mat yüzeye sahip seri, ‘bej’, ‘vizon’ ve ‘gri’ renklerinde kullanıcının beğenisine sunuluyor. Juutan, konut içi, otel, ofis, kafe, restoran, alısveriş merkezi, iş merkezi, dış cephe ve dış mekanlar gibi çok geniş kullanım alanına sahip bir porselen karo serisi olarak öne çıkıyor. 145
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Ürünler
Kalekim’den Her Türlü Seramiğe Uygun Derz Dolgu: Fugaflex
Yaşadığımız mekanları güzel göstermek ve uzun ömürlü olmasını sağlamak için sadece seramiklerin renkli ve desenli olması yeterli değil. Bu yüzden seçilen seramiğin yanında kullanılacak derz dolgunun da seramiğin özelliklerine, desenine ve rengine uygun olması büyük önem kazanıyor. Aynı seramiğe, değişik derz dolgu renkleri kullandığımızda birbirinden çok farklı görüntüler elde etmek mümkün. Bu da derz dolgu rengi seçiminin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Kalekim’in ürettiği yenilikçi Fugaflex derz dolgusu, 32 alternatiften oluşan zengin renk seçeneği ile seramiklerle uyumlu estetik mekanlara sahip olma fırsatı sunuyor. Kalekim’in ürettiği, çimento esaslı, 1-6 mm ve 6-20 mm derz aralığı için uygun seçenekleriyle, esnek ve yüksek performanslı derz dolgu ürünü Fugaflex, iç ve dış mekanlarda mükemmel sonuç veriyor. Büyük ebatlı seramik, granit, kotto, klinker, cam mozaik, mermer, doğaltaş gibi kaplama malzemelerinin derz boşluklarının doldurulmasında kullanılan
146
Fugaflex; banyo, havuz, su deposu gibi ıslak hacimli mekanlarda, yatay ve düşey uygulamalarda ideal çözümler sunuyor. Dış cephe, teras, alttan ısıtmalı sistem, depo gibi yoğun yaya ve yük trafiğinin, ani ısı değişimlerinin olduğu yerlerde mükemmel sonuç veren yüksek esnekliğe sahip Fugaflex; donma ve çözünme çevrimi ile aşınmaya karşı dayanıklı ve çatlamayan özellikleriyle pürüzsüz bir yüzey sunuyor. Hacettepe Üniversitesi’nden içme suyu temasına uygun rapor verilen Fugaflex, içme suyu depolarında kullanıma uygun yapısıyla da öne çıkıyor.
Seramiksan’dan Mermerin Minimalist Yorumu Dünyanın en ünlü mermerlerinden ilham alarak oluşturduğu tasarımlarıyla dikkat çeken Seramiksan, mermerin sade, asil, şık havasını evinize getiriyor. Mekanlara derinlik katan mermer görünümünün yansıdığı tasarımlar, sezonun öne çıkan trendleri arasında yer alıyor. Seramiksan’ın 2017 koleksiyonunda yer alan mermer efektli tasarımlardan New Orleans ve Calacata Marmi ise bu yaza damga vuruyor.
New Orleans
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Dünyada en çok beğenilen mermerler arasında yer alan, İtalya’nın ünlü Calacatta mermerinden ilham alan Seramiksan, Calacata Marmi serisi ile mermerin hem sadeliğine hem de şıklığına vurgu yapıyor.
Ürünler
Mermerin asaletinin yansıtıldığı New Orleans serisi, beyaz rengiyle dingin bir atmosfer sunarken her mekana kolayca uyum sağlıyor. Estetik görünümüyle de tarz mekanlar yaratıyor.
Calacata Marmi
147
Aquanit’in Multi Modeli ile Banyolara Yeni Bir Hava Dünyanın ilk ve tek porselen duş karosu olan Aquanit, farklı ebatları ile küçük banyolardan büyük banyolara kadar her yerde rahatça uygulanabilmesi ve kesintisiz mekan tasarımı sayesinde banyoların gözdesi olmaya devam ediyor. 6 farklı modeli bulunan Aquanit evlerin yanı sıra hastane, otel, bakım evi, spor merkezleri, spa alanları ve havuz duşları gibi alanlarda da tercih ediliyor.
Seranit Porselen Agatha, Wornwood ve Deckwood
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Ürünler
Aquanit’in Multi Model tasarımı, suyun akışını yönlendiren çizgisel kanalları, Masif Circle ve Lineer kapak alternatifleri, 90x90, 90x135 cm ebatları ve farklı renk seçenekleri ile banyolarda fark yaratıyor.
Agatha: Seranit Porselen tarafından tasarlanan ve adeta mermere yeniden hayat veren Agatha serisi zarif desenleri ile gösterişli mekanlar yaratıyor. Farklı desen seçenekleri ile hem klasik hem modern tarza hitap eden Agatha, doğal görünümüyle göz kamaştırıyor. Wornwood: Doğanın eşsiz renk ve desenlerini şık tasarımlarıyla birleştiren Seranit Porselen Wornwood ile yazın sıcak günlerinde evinizde vakit geçirmekten çok daha fazla keyif alacağınız bir seri sunuyor. Ahşabın en doğal halini tıpkı bir nakış gibi seramiğe işleyen ve eskitme görünümüyle Akdeniz esintileri taşıyan Wornwood, dekorasyonlarınızda “kır evi” havasını yansıtmanız için ideal bir tercih sunuyor. 148
Deckwood: Modern tasarımı ile teak ahşap sıcaklığını porselen karo ile birleştiren Deckwood, bahçe, teras ve havuz kenarlarında farklı bir dokunuş arayanların tercihi. Kaymazlık özelliği ile mekanların vazgeçilmezi haline gelen ürün, teak ağacı renginde ve dokusunda tasarlandı. Özellikle teras, bahçe, spa, sauna ve havuz kenarları gibi yüksek kaymazlık ihtiyacınıza göre tasarlanan Deckwood serisi, 60x60 cm ölçüleri ve mat yüzeye sahip.
Natürel rengin ve keskin hatların sade ama modern çizgilerde ifade bulduğu Bonito farklı renk ve ölçü alternatifleri ile 2017 Gold Collection ürün sınıfında bulunuyor. Fonksiyonel boy dolabı ile fazladan saklama alanı sunan Bonito'nun gövde ve kapaklarının doğal ahşap görünümü banyonuza sadelik ve modernizm getiriyor. Toprak tonları ile Ice Krem veya Ice Siyah opsiyonlu natürel renklerin kombinasyonu banyolara sıcacık bir atmosfer katarken beyaz, mat krem ya da mat antrasit rengi köşeli seramik lavabo alternatifleri ve 120 veya 180 cm ölçüleri ile Bonito modern stilin karakteristik tarzını yansıtarak doğanın dinginliğini ve sadeliğini banyo yaşam alanlarına taşıyor.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Ürünler
ORKA Bonito Serisi ile Natürel Çizgilerin Modern Yorumu
149
Sağlık, Estetik ve Performansın Buluşma Noktası: Vaillant Vai-6
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Ürünler
Vaillant’ın VAI-6 inverter split klima cihazları; hem estetik, hem performans, hem de sağlık açısından klima sektörüne yeni bir soluk getirdi. Vaillant bireysel klima sistemlerinin yanı sıra merkezi klima sistemlerinde bu yıl yeni nesil VVS 5 VRF sistemlerini piyasaya sundu. VVS5 VRF Sistemler tek bir dış ünite sistemine bağlanabilen 80 iç ünite ile küçük bir daireden yüksek binalara kadar çözüm olanağı sağlayan esnek bir ürün gamı ile tüketicilere Vaillant konforunu yaşatıyor. VVS5 VRF sistemleri DC Inverter teknolojisini kullanarak gerek soğutmada gerekse ısıtmada çok yüksek verimlilik değerlerine ulaşmaktadır. Bütün ürün gamında Full-Inverter kompresörler kullanılmaktadır. ‘Vaillant VAI-6 model inverter split klima cihazları; aktif güç kontrollü DC inverter teknolojisi ile maksimum enerji tasarrufu sağlarken, düşük ses seviyesi, modern çizgileri ve yüksek SCOP ve SEER değerleri ile sınıfındaki diğer cihazlara göre farklı bir noktada yer almaktadır. Sahip olduğu verimli ürün sertifikası (ErP’ye uygun) ile 2014 yılında yürürlüğe giren yeni enerji verimlilik direktiflere uygundur. (SCOP ve SEER; sezonsal performans katsayılarıdır, yüksek olması; harcadığınız enerjiye göre yüksek verim aldığınızın göstergesidir.)’ Vaillant Inverter klimalar, cihaz kumandası üzerinden tek tuş ile aktive edilen X-FAN temizleme fonksiyonu ile ünite içinde nem ve tozdan oluşan ve kötü kokuya sebep olacak küf ve partikülleri temizleyerek, kullanıcısına nemden arındırılmış temiz ve kuru hava konforunu sağlar. Tüm bu özelliklere ilave olarak, ortama verilen hava aktif filtreleme sisteminden geçirilerek yaşam mahalline ulaştırılır: önce toz filtresinden geçirilerek kaba partikülleri tutulur, ikinci olarak bakterilere kadar etki eden küçüklükteki mikro organizmaları tutan antibakteriyel filtreden geçirilen hava, bakteri ve kötü kokularından arındırılmış olarak ortama verilir. Estetik olarak şık ve modern bir görüntüye sahip inverter serisi VAI-6 klimalar, iç ünite üzerindeki LCD ekran ve LED göstergeli iç ünite dizaynı ile ortam sıcaklığını ve çalışma fonksiyonları ile ilgili bilgiyi kullanıcısına sunar. Vaillant VAI -6 serisi INVERTER klima 150
cihazının diğer bir özelliği; bilgisayar ve server odaları gibi yaz, kış, ısı yükü olan, dış ortam sıcaklığının düşük olduğu yerlerde bile soğutma yapabilmesidir. Böylece 24 saat ve tüm yıl soğutma istenen ortamların iklimlendirilmesi de bu cihaz ile çok kolay sağlanabilmektedir. Hızlı ısıtma ve soğutma sağlayan “TURBO” fonksiyonu, uyku modu ve 24 saat programlama, hızlı tekrar programlama için “REPEAT” fonksiyonu ve gece ekran ışıklarını kapatma “LIGHT” fonksiyonu seçenekleri ile diğer özelliklerine ek olarak kullanıcısına konfor ve performansı bir arada sunmaktadır. Vaillant, inverter split klimaların dışında aynı zamanda; küçük bir daireden yüksek katlı büyük binalara kadar çözüm sağlayan, tek dış üniteye 80 adet iç üniteye kadar bağlanabilir yeni nesil merkezi VRF klima sistemlerini bu yıl pazara sundu. Esnek seçim ve uygulama özelliği ile projelendirmeden başlayarak, sahada montaj aşamasına kadar tasarımcısına avantaj sağlayan Vaillant VVS5 VRF Sistemleri, bütün kompresörlerinde DC Inverter teknolojisini kullanarak yükseltilmiş COP ve EER verim değerlerine sahiptir. Gerek soğutmada gerekse ısıtmada yüksek çalışma verimliliği ve yüksek konfor ile iklimlendirme sistemlerinde her türlü ihtiyaca çözüm sunmaktadır. Ozon dostu R410A soğutucu akışkan kullanımı ile çevreyle dost bu sistemler, “sessiz çalışma fonksiyonu” sayesinde düşük çalışma ses seviyeleri ile kullanıcısına yüksek konfor sunmaktadır. 12kW ile 246 kW kapasite aralığında 23 farklı dış ünite seçeneği, 2,2 kW ile 28 kW kapasite aralığında 12 farklı tipte toplam 67 adet iç ünite seçeneği ile, iklimlendirme sistemleri çözümünde Vaillant VVS VRF sistemleri her mekana ve dekorasyona özel çözümler sunmaktadır. VVS ürün ailesinde MINI, Compact, Heat-Pump, Heat-Recovery ve HOME serisi ürünler bulunmaktadır. Küçük ve orta ölçekli projeler için MINI ve Compact VRF sistem ürünleri tüketicinin beğenisine sunuldu. Daha büyük ölçekli projeler için ise Heat-Pump ve Heat-Recovery sistemler geniş kapasite aralığı ile ürün gamında yer almaktadır.
Ayrıca HOME serisi VRF dış üniteler ile bağlı VVS VRF iç üniteleri iklimlendirme görevlerini yerine getirirken yine dış üniteye bağlı Hydrobox sayesinde aynı anda sıcak su üretimi mümkün oldu. Birden fazla dış ünitenin kaskad bağlantısı ile 246kW soğutma kapasitesine ulaşan Heat-Pump VVS VRF sistemlerinde, dış ünitelerden birinin arızalanması durumunda birbirini yedekleme özelliği ile diğer cihazları devrede tutarak kullanıcısına kesintisiz çalışma emniyeti sunmaktadır. Toplamda 1000 mt’ye kadar boru tesisatlarında çalışabilme fonksiyonu sayesinde özellikle çok katlı yapıların iklimlendirme tasarımında avantaj sağlamaktadır. Bu sistemlerde ürünün teknik özelliklerinin yanında projelendirme, hesaplama ve devreye alma süreçlerinde de farklı hizmetler sunan Vaillant, sadece bu ürünlere yönelik oluşturduğu departman ile gerek işin profesyonellerine gerekse son kullanıcısına satış öncesi ve sonrası teknik destek sağlarken sahada ve montaj yerinde de son kontroller ve süpervizörlükle bu destek devam ettirilmektedir.
Banyoda Geometrik Bir Tasarım: VitrA Frame
VitrA Outline 5 Renk 5 Form
VitrA’nın yeni banyo serisi Frame, özgün ve modern tasarımı, teknoloji ve fonksiyonellikle buluşturuyor. Farklı zevklere hitap eden siyah, beyaz-meşe ve bejden oluşan renk seçenekleriyle, banyo deneyimini zenginleştiriyor. Çekmecelerin panjurlu ön yüzlerine yerleştirilen led aydınlatmalar, banyonun ambiyansını değiştiriyor. Geniş bir saklama alanı sunan bornoz dolabı, dar banyolar için kullanışlı ve şık bir çözüm olarak dikkat çekiyor. Temizlik ürünleri lavabo dolabında depolanırken, dolaplı ayna, prizi ve raflı tasarımıyla güvenli ve işlevsel bir kullanım sağlıyor. Seride yer alan kişiselleştirilebilir ayna çözümleri ise banyo deneyimini özel kılıyor.
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Ürünler
VitrA’nın ayırt edici bir tasarım ve dayanıklı malzeme anlayışıyla şekillendirdiği Outline lavabo serisi, daha fazlasını isteyenlere hitap ediyor. Cerafine malzemesiyle daha sağlam, daha ince, daha modern ve daha estetik lavabolar, özgün tasarımlarıyla dikkat çekiyor. VitrA’nın TV, oval, kare, asimetrik ve yuvarlaktan oluşan 5 farklı formda tasarladığı Outline lavabolar; mat beyaz, beyaz, mat siyah, mat bej ve mat griden oluşan 5 farklı renk seçeneğiyle sunuluyor.
151
TİMDER Dergisi 94.Sayı / Nisan - Haziran 2017
Ürünler
Yüzeylerin Endülüs’le Raksı: Villeroy&Boch Cádiz
152
İspanya’nın Endülüs bölgesinde yer alan Cádiz’in kendine has stilinden ilham alan Villeroy&Boch, doğal taş görünümüyle mekanlara sıcak ve etkileyici bir atmosfer kazandıran yer ve duvar karoları tasarladı. Batı Avrupa’nın en eski kentlerinden Cádiz’le aynı adı taşıyan seri, doğal renk gölgeleriyle, homojen yüzeyler yaratıyor. Cádiz’in tebeşir renkli duvar karoları, pastel tonlarda 5 farklı renk seçeneğine sahip yer karolarıyla kombinleniyor. 10x20 cm ebadındaki karolar, tüm yüzeylerde desenler yaratmak için kullanılabiliyor.
Geçmişin İzlerini Taşıyan Şık Yüzeyler: Villeroy&Boch Stateroom Villeroy&Boch, Stateroom duvar ve yer karolarıyla, klasik ve modern arasında bir bağ kuruyor. Geçmişin izlerini taşıyan şık mekanlar yaratan seri, organik olarak tasarlanmış yüzey efektleriyle, zamanın doğal akışını vurguluyor. Serinin vintage görünümlü, çok renkli dekorlarında, geçmiş zamanların zarif süslemelerinden ışıltılar göze çarpıyor. Sırlı porselenden üretilen kabartmalı bordürler; altın, bronz ve çok renkli metal detaylarıyla, el yapımı hissi veriyor. Duvar süslemesi olarak da kullanılabilen bordürler, modern mobilyalarla kontrast yaratarak minimalist bir loft stiline uyum sağlıyor. Yıllar boyunca kullanılmış ve tekrar tekrar cilalanmış gibi görünen zeminde, farklı renk kombinasyonları yaratılabiliyor. Villeroy&Boch, Stateroom ile evdeki tüm mekanlara uygun klasik ve modern, zarif ve ferah, yalın ve kentli bir çözüm sunuyor.
Güvenli Güvenli tesisat tesisat için için kaliteli kaliteli borular! borular! Uzun Uzunömürlü ömürlükullanım kullanımiçin içinBorusan BorusanMannesmann Mannesmannürünlerini ürünlerinitercih tercihedin! edin!
Su Su Boruları Boruları
Doğal DoğalGaz Gaz Boruları Boruları
Yangın YangınTesisat Tesisat Boruları Boruları
0212 0212
393 393 5858 0000 E-posta: E-posta: bmb@borusan.com bmb@borusan.com www.borusanmannesmann.com www.borusanmannesmann.com
Kazan Kazan Boruları Boruları