Sanalkurs E-Dergi Sayı 17

Page 1



3

merhaba... Sanalkurs Dergisi’nin 17. sayısı yöne sahip. Umarız bu sayımızda bu bilgiler çok işinize yarar. ile karşınızdayız. Bu sayımızda farklı bir şey yapalım dedik ve bu nedenle, Tür8. Sanalkurs Bilişim Sekiye’deki hem yazılım, hem de tasarım dünyasının önde gelen minerleri isimlerine, hangi yazılım, donaBunun dışında Sanalkurs olanım ve servisleri kullandığı soru- rak 8. Bilişim Seminerleri serimizi sunu yönelttik. Kemerburgaz Üniversitesi’nde Yeni başlayan, halihazırda işini gerçekleştireceğiz. sürdüren pek çok yazılımcı için Bu seminerde önceden tanıdıciddi bir rehber olacaktır diye ğınız isimlere ilaveten, son gündüşünüyorum. Çünkü aslında lerde yatırımları ile ismini çok sık kendimizi geliştirmemiz, usta- duyduğumuz ve merak ettiğimiz ların işlerini nasıl yaptığını, en bir ismi davet ettik: Sayın Hasan kolay yönden nasıl çözdüğünü Aslanoba bize başarılı bir interöğrenmekle de yakından ilgili. net girişimcisi olmakla ilgili tecEn azından biz bu işi yaparken, rübe ve bilgilerini aktaracak. usta olan arkadaşlarımız nelerÜcretsiz olan bu semineri bir yapıyorlar, hangi programları bilişimci iseniz, kaçırmamanızı kullanıyorlar, hangi hizmet ve öneririz. servisleri sık kullanılanlarına ekSonraki sayıda buluşmak ümilemişler, delicesine merak ederdiyle... dik. Çünkü bu bilgiler bir yerde can kurtaran simidi olmasının yanısıra, sizleri mesleğinizde bir basamak da yukarı taşıyabilecek

l

E n i d d e c a Sir

sanalkursnet

sanalkursnet


Sayı: 16 • Eylül 2013 • Ücretsiz

Bu Sayımızda

Genel Yayın Yönetmeni/ Director Siraceddin El Editörler / Editors Sezer Fatih Yiğit, İsmail Demirbilek Kapak Görseli / Cover Visual Alejandro Escamilla Tasarım / Design Ali Uçar, Siraceddin El Yazarlar / Authors Abdullah Tekin, Abdülsamet Doğan, Büşra Köken, Ceyhun Akgün, Hasan Tosun, İsmail Demirbilek, Mehmet Can Belören, Merve Öztürkcan, Murat Yüksel, Siraceddin El, Yasin Atagün Çalışmalar / Works Abdullah Tekin, Ahmet Apaydın, Cafer Uluç, Gülsüm Öztekin, Harun Kılıç, Mahmut Gediz, Mert Hiçyılmaz, Mushfiq Amirov, Soner Demirsoy, Tefik Y. Nasufov, Vejdi Subari, Yasin Ava Sponsorlar / Sponsors Hosting: Garanti Server Sanalkurs Dergisi, Sanalkurs.net sitesinin yayın organıdır. Hiçbir yazı ve çalışma Sanalkurs.net ve ilgili yazarından izin alınmaksızın kullanılamaz. Yazılar yazarlarına aittir ve içeriklerinden yazarları sorumludur.

08

Teknoloji Dünyasından Haberler

22

Dünden Yarına Teknoloji ve İnternet

28

Online Bilişim Eğitim Siteleri

38

Adım Adım Nasıl Web Yazılımcısı Olunur?

48

Web Tasarımında 4 Önemli Nokta

54

InDesign Tasarımcılar İçin Bir Dönüm Noktasıdır

ABDULLAH TEKİN

SİRACEDDİN EL

MURAT YÜKSEL

YASİN ATAGÜN

CEYHUN AKGÜN


Neler Var?

5

62

Röportaj: Abdullah Tekin

76

Deneyimli Tasarımcı ve Yazılımcılara Sorduk

98

E-Ticaret Siteleri Nasıl Olmalı?

MEHMET CAN BELÖREN

İSMAİL DEMİRBİLEK

MERVE ÖZTÜRKCAN

116

Gelecek Sosyal Medyanın

120

Asp.net MVC ile ToDoList Uygulaması

134

PowerPoint’te Çarpıcı Sunum Teknikleri

HASAN TOSUN

BÜŞRA KÖKEN

ABDÜLSAMET DOĞAN



Ahmet Apayd覺n


8

[ TEKNOLOJİ HABER ]

Sanal Domateslere 600 TL Kaptıran Baba Bu kez haber Bursa’dan geldi. Bursa’da 8 yaşındaki bir çocuk, sanal alemde oyun için babasının kredi kartıyla 2 tır domates satın aldı. Kabarık fatura, babanın cep telefonuna gelen bilgilendirme mesajıyla ortaya çıktı. iPad üzerinden Turbo Racing League isimli oyuna merak salan 8 yaşındaki Salih Görün, oyunda ilerleyebilmek için, babasının şifresiyle internetten 2 tır domates satın aldı. Olay, baba Ömer Faruk Görün’ün telefonuna bankadan gelen bilgilendirme mesajıyla ortaya çıktı. Ekstre ile şoke olan baba Görün, hemen Apple’a itiraz ederek, paranın tarafına iadesini istedi. 8 yaşındaki oğluna Apple Store’dan ücretsiz bazı oyunları indir-

mesi için şifresini verdiğini anlatan baba Görün, “Ben onun şifreyi unuttuğunu sanıyordum. O şifreyi girerek yükleme yapmaya devam etmiş. Çok da bilinçli bir harcama değil. Çünkü domates satın almış. Bu bir program, indirme değil, herkesin düşebileceği tuzaktır. Diğer çocuk ve ailelerin dikkatli olması lazım..” diye konuştu. Yine baba şanslı idi ki, Apple alınan iki tır sanal domates için karttan çekilen yaklaşık 600 liranın geri ödenmesine karar verdi. Bir örneği daha önce İngiltere’de yaşanan hadisenin bundan sonra daha sık karşımıza çıkması kaçınılmaz görünüyor.


9


10

Google’da

Yedekleme Dönemi

Apple, Türkiye mağazasını açtı Apple, 1 Ekim 2013’’te sürpriz bir kararla Türkiye için Online Apple Store’u açtığını duyurdu. Apple, Türkiye’nin mobil cihazlara yoğun ilgisi nedeniyle Apple ürünlerinin satıldığı mağazasını Türkçe olarak satışa açtı. Sitede iPad, iPhone gibi Apple’ın üretimini yaptığı cihazları Türk lirası ile birinci elden satın alabiliyorsunuz.

Google’ın popüler e-posta servisi Gmail’de artık hesabınızın yedeğini alabileceksiniz. Google, resmi blogu üzerinden yaptığı açıklamada Gmail hesaplarının tüm içeriğiyle bilgisayarlara indirilebileceğini duyurdu. Bir ay içinde yedekleme servisi kullanıcılara sunulmuş olacak. Gmail ile birlikte yedeklenen veriler arasında sadece e-postalarınız yok elbette. Google Calendar yani takvim uygulaması, YouTube ve Drive gibi servislerin verileri de bu sistem altında yedeklenecek.

Lenovo’nun Yeni Ürün Mühendisi:

Ashton Kutcher

Lenovo, Yoga Tablet lansmanında ünlü oyuncu Ashton Kutcher‘e sahneyi vererek, katılımcılara büyük bir sürpriz yaptı. Ashton Kutcher ise akıcı anlatımı ve yaptığı espiriler ile lansmanın en çok konuşulanı oldu. Ashton Kutcher, Lenovo bünyesinde ürün mühendisi olarak görev alacak. Kullanıcıların ihtiyaçlarını öğrenerek, yeni cihazların üretilmesine katkı sağlayacak.


11


12

Ekrandan Tat Cihazıyla Tat Alabilmek Son zamanlarda büyük güncellemelerle dikkat çeken ve kullanıcısına sunduğu yeni akıllı cihazlarla hayatı kolaylaştıran akıllı teknoloji, bilim-kurgu filmlerini aratmıyor. Akıllı saatlerin, akıllı gözlüklerin ve son günlerde popüler bir cihaz haline dönüşen 3 boyutlu yazıcıların ardından “pes artık” dedirtecek yeni bir cihaz daha geliyor. YouTube kanalında videosu paylaşılan ve Singapur Üniversitesi tarafından geliştirilen bu özel cihaz sayesinde, istediğiniz tadı, ekranda gördüğünüz anda tadabile-

ceksiniz. Geliştirilen tat cihazında bulunan 2 adet materyali, dilinize yerleştirerek, yemeğin sıcaklığını, ekşiliğini veya tatlılığını öğrenebileceksiniz. Belirli frekanslar vererek ufak vibrasyonlarla o tadı almamızı sağlayan cihaz, düşük elektrik enerjisiyle aslında dilimizi yanıltıyor ve o an gördüğümüz yiyeceği tattığımızı düşünmemizi sağlıyor. Projenin tamamlanmasıyla birlikte bu teknolojinin akıllı telefonlara da gelmesi bekleniyor.


13


14

Cep telefonunda büyük oyun Samsung ve HTC’nin bazı cepleri, Android’deki hız testi uygulaması 3DMark tarafından hile yoluyla sonuçları değiştirmeye çalıştıkları nedeniyle engellendiler. İki cep devi için utanç verici durum, 3DMark’ın geliştiricisi Futuremark’a göre firmaların hız testi uygulamalarına özel muamele yapmasından dolayı gerçekleşti. 3DMark’ın kurallarına aykırı olan bu durumun sonucunda HTC One, One Mini, Samsung Galaxy Note ve Galaxy Note 3, resmi performans sıralamasının en altına gönderildi. Futuremark, HTC ve Samsung’un söz konusu cihazlarında modifikasyonlar yaparak testlerini kandırdığını düşünüyor. Sıkça rastlanan hi-

leler arasında GPU hızını standart ayarın üzerine çıkarmak var. Futuremark’a göre işletim sistemi platformunun bir hız testi uygulamasının çalıştığını algılamaması, testin herhangi bir parametresini değiştirmemesi, hız testi uygulaması için platformun normal çalışmasında bir değişiklik yapmaması gerektiğini söylüyor. Bununla birlikte Futuremark’ın listesinde dibi boylamayan, ancak hile yaptığı daha önce ortaya çıkan başka cepler olduğunu da söyleyelim. Anandtech’in geçen ayın başında ortaya çıkardığı tablo, birçok cebin hız testlerinde hile yaptığını göstermişti. (Hürriyet)


15


Küfür Edenlere Microsoft’tan Yasak Aşırı küfür ettiği tespit edilen bazı Xbox One oyun konsolu sahiplerinin Skype ve Upload Studio servisini kullanmaları yasaklandı. Microsoft yetkilisinin ifadelerine göre, Upload Studio’ya yüklenen her bir kayıt kontrolden geçiyor. Eğer çok fazla küfür ve hakaret içerdiği tespit edilirse, oyuncu Xbox One’nın tüm fonksiyonlarını kullanmaktan men ediliyor. Kullanıcılar Xbox Live politika-

sından memnun olmadıklarını dile getirdi. Onlara göre şirket öncesinde uyarmalı, bundan sonra ‘ceza’ uygulamalı. Aslında Microsoft tüketici anlaşmasına ve hizmetten yararlanma kurallarına istinat etmekte. Ayrıca, şirket kısıtlamaların sadece Xbox kullanıcılarını değil, aynı zamanda Skype’daki görüşmeleri kapsayacağı ile ilgili söylentileri ise yalanladı.


17

iPhone 6’nın Tasarımı Ortaya Çıktı! Kazakistanlı tasarımcı, gövdesinin üç tarafı ekrandan oluşan iPhone 6 konseptini gösterdi.

der Utebaev sanal ses seviyesi düğmelerini, oynatıcı kontrol düğmelerini, feneri açma düğmesini, hesap makinesi, kamera Geçtiğimiz günlerde Samsung’ ve diğer düğmeleri yerleştirmeun 2014 yılında üç ekranlı (bir yi akıl etmiş. Kazakistanlı tasarımcıya göre adet ana ekran ve yanlarda bulunan iki adet yardımcı ekran) parmak izi tarayıcısı direkt maakıllı telefon çıkaracağı söylenti- saüstüne yerleştirilebilir. Ne yaleri ortaya atılmıştı. Kazakistan- zık ki İskender Utebaev bu tip lı tasarımcı İskender Utebaev bir cihazın elde tutulmasının ne gövdesinin üç tarafı ekrandan kadar rahat olabileceğini düşüoluşan iPhone 6’nın nasıl görü- nememiş. (Milliyet) ne bileceğini gösterdi. ‘Elmalı’ akıllı telefonun konseptinde ekran çerçevesi (yanlarda ne metal, ne plastik çerçeve yok) bulunmamakta. Yanlarda İsken-


İnternetin devletsiz parası:

Bitcoin

Son günlerin en çok konuşulan konularından biri olan sanal para birimi Bitcoin’i, Kadir Has Üniversitesi Yeni Medya Bölümü Öğretim Görevlisi İsmail Hakkı Polat anlattı. Google AdWords reklamcılık sektörünü, Napster, Torrent gibi inovasyonlar ise sinema, müzik gibi içerik sektörlerini altüst etti ve dönüşüme zorladı. Dönüştürücü etki, son yıllarda ekonominin can damarı para ve finansal sistemlerin de kapısına dayandı. 2005’ten itibaren siber dünyada yaratılmaya çalışılan mevcut ekonomik çarkların dışında bir ticaret işleyişi çabası, son yıllarda arttı ve bu durumun son örneği ise Bitcoin adlı sanal para birimi oldu.

YASA DIŞI DEĞİL AMA... Bitcoin ilk kez 2008 yılında kendisine Satoshi Nakamoto adını veren anonim bilişim uzmanınca, internet kullanıcıları arasında para alışverişi sağlamak için geliştirilmiş ödeme ve havale sistemi olarak mail grubunda duyuruldu. Dünyanın her yerine transfer edilebilen ve aynı değeri taşıyan, dijital, sa-

nal ya da kriptolu para birimi gibi Türkçe’ye çevrilen Bitcoin’in kullanıcı sayısı, yüz binlerce sınırını çoktan aştı. Matematik işlemler sonucu üretilen Bitcoin’in, fiziki formu yok. Sisteme dahil olmak için sanal cüzdan hesabı açmanız yeterli. Bitcoin sistemine üye olduğunuzda, cüzdanınıza para yüklüyorsunuz ve bu para karşılığı kadar Bitcoin yüklendiğinde, kabul eden kişi ve kurumlardan alışveriş yapabiliyorsunuz. Bitcoin’i mevcut finansal düzenden farklı ve bağımsız kılan özelliği, arkasında merkezi bir finansal kurum bulunmaksızın ticari alışverişe olanak tanıması. Hükümet, organizasyon ya da banka aracılığı yok, sadece internet var. Resmi olmayan devletsiz para birimi Bitcoin, yasa dışı değil ama yasal olarak kullanılamıyor. Devlet tarafından regüle edilememesi, Bitcoin’in ille-


19

gal işler ve yeraltı aktivitelerde kullanılma endişesini de beraberinde getiriyor. Bitcoin, siber döviz büroları aracılığıyla, dolar ya da farklı para birimlerine çevrilebiliyor. Bitcoin ile yapılan alışverişler ise kayıt altına alınamıyor. Dolaşımda 11 milyon kusür Bitcoin var ve 2040’a kadar her yıl birkaç milyonluk artışla 21 milyon Bitcoin’e ulaşılması planlanıyor. Bitcoin’in son aylarda gündeme gelmesinin nedeni ise, devlet para birimleri karşısındaki yükselişi. Özellikle İspanya ve Güney Kıbrıs’ta yaşanan finansal krizlerde, bankaların vatandaşların hesaplardaki paralarını gecikmeli ya da belli bir kota üzerinden ödemesi sonucu, hiçbir havale, komisyon gideri olmayan Bitcoin’in, mevduat sahipleri için kaçış noktası olduğu iddialar arasında. Bunun dışında, Almanya, İngiltere gibi finansal sistemin güçlü olduğu ülkelerde bile mevcut sisteme mesafeli duran ve hemen her işini sanal dünyaya taşıyan internet kuşağı için Bitcoin cüzdanı adeta düzene meydan okuma simgesi. İngiltere’de bir taksi şoförünün Bitcoin üzerinden para kabul etmeye başlamasının nedenini sisteme güvensizliğine bağlaması oldukça çarpıcı.

KARA PARA İÇİN CENNET Geçtiğimiz aylarda Mt. Gox, Vircurex ve Bitfloor gibi sanal döviz bürolarının siber saldırıya uğraması sonucu Bitcoin yüzde 60 değer kaybetmişti. Bu noktalar, kullanıcıların Bitcoin ile ekonomik düzen arasındaki ilişkiyi kurabilmeleri açısından hayati önemde. Bunun da ötesinde para transferinin yarattığı vergi kaybı sorunsalı ve Bitcoin’in yasa dışı işlerle kara para için adeta bir cennet olma olasılığı da, kullanıcılar açısından düşündürücü. Bu aşamadan sonra bankacılık ve finans sisteminin mevcut haliyle devam etmesi de zorlaşıyor. Geleneksel ekonomik düzen sahiplerinin müşterilerinin seslerine daha fazla kulak vermesi, Bitcoin ve benzeri oluşumları da örnek alarak hayata geçirmelerinde fayda var gibi görünüyor. (Sabah)



Cafer Uluรง


22

Dünden Yarına Teknoloji ve İnternet Günümüzde internetin olgunluk dönemini yaşıyoruz. Geleceğinden bahsetmek için ise biraz geçmişini irdelemek gerekir. Bilindiği gibi internetin altyapısı “network”. Küçük ev ve işyeri ağları nasılsa, internet de dünya için aynı diyebiliriz. Türkçe “uluslararası ağ” olarak tanımlamak mümkün.


23

[ABDULLAH TEKİN] Yazılım Geliştirme Uzmanı

1999 yılının sonlarına doğru tanıştığım İnternet o sıralar yararlı yönde kullanılmaktan ve araştırma geliştirmeden daha çok sohbet amaçlı kullanılan, meşhur IRC #zurna odasında sabahlayan adeta “Sabahçı Kahveleri”nin sanal versiyonu olmuştu. İnsanlar gerçek hayat dışındaki bu sahte ortamda farklı kişilikler olmayı sevmişlerdi. Tabir-i caizse tam anlamıyla bilgi çöplüğü idi. Google arama motoru 1998’ de kurulmuştu ancak yeteri kadar tanınmıyor olması bilinçli kullanıcılar için büyük bir kayıptı. Nihayetinde 2001-2002 yılından sonra Google bir devrim yaparak İnternet’ te arama motorları bazında tekel olmaya başladı. Google ekibi, bu bilgi çöplüğünü asgariye indirmek için girişimlerde bulunmuşlar ve başarıya ulaşmışlardı. Google’ ın bu atağından sonra daha kaliteli İnternet devri başladı. Örneğin Web Tasarım yapmak için gerekli kaynak siteleri bulabilmek oldukça kolay olmuştu. Artık İnter-

net çöpçatanlık, chat ve oyun gibi zaman geçirmeye yönelik işlerden ziyade iyi yönde de kullanılmaya başlanmış, web başlı başına bir sektör olmuş, bu işin uzmanları iyi paralar kazanır hale gelmişlerdi. İlk başlarda sadece site sahipleri ziyaretçilere içeriği sunabiliyorken yine sektörde ses getirecek olan bir gelişmeyle Web 2.0 tarzındaki siteler de boy göstermeye başladı. Bu sayede artık siteye, katılımlarıyla site sahiplerinden çok ziyaretçiler hükmediyorlardı. Web 2.0 sürecinde görselliğe de önem verildi. Enteresan web şablonları, ikonlar, clipartlar ve hatta profesyonel fotoğraf çekimleri online olarak satışa sunularak sanal mağazalar oluşturuldu. Bütün bunların sonucunda web programlama, web tasarım ve buna paralel alt meslek dalları ortaya çıktı. İnternetin bu süreç zarfında gelişmesini tetikleyen bir faktör ise ADSL ‘dir. 2003 yılından sonra ismini duymaya başladığımız ADSL ile artık yüklü telefon faturalarından kurtuluyor ve aynı zamanda sınırsız internet keyfini yaşıyorduk. 56K ile kıyasladığımızda bizim için


24

gerçekten de “Jet Hızında İnternet” reye girdi, derken tabletler. Her şey o kadar baş döndürücü bir hızidi. Hızlı internet dönemi başlayınca la gelişti ki, takip etmeyi bırakıp medya (ses, video) eğlence içerikli mevcut cihazımızı anlamaya çalışır web siteler doğal olarak arttı. Bun- olduk. Artık her şeyin akıllı olması, lara en basit ve tanınmış haliyle Yo- “Onlar akıllı ise ben neyim?” diye utube’ u örnek verebiliriz. İnsanlar insanoğlunun kendisi hakkında artık çektikleri ya da çok ilginç bul- şüpheye düşmesine yol açacak gidukları videoları internet ortamına bi görünüyor. yüklüyor, başkalarının izlemesini sağlayarak kendilerini farklı bir şekilde ifade edebiliyorlardı. Hatta bu şekilde “en fazla ben tıklandım” deyip ünlü olanlara hepimiz şahit olduk. Bunun yanı sıra bu tarz siteler sayesinde artık kaçırmış olduğumuz televizyon programlarını ya da dizilerini anında izleme fırsatını bulmaya başlamıştık. Sonrasında akıllı telefonlar dev-

Geleceğin internetinde en önemli gelişmenin cep telefonlarında ve tabletlerde olduğu / olacağı şimdiden görülüyor. Dikkat ettiyseniz, “Cepten havale/EFT”, “Cepten Feys” , “Cepten Tivit” gibi tabirlere artık alıştık. 2009 yılı sonunda başlayan 3G ile ilgili gelişmeler sonrası bugün çok farklı bir noktaya doğru ilerliyoruz. Hastane randevumuzu cep


25

telefonundaki yazılım sayesinde alıp hem mobil teknolojinin keyfini sürüp hem de birçok kolaylıktan faydalanabiliyor, hangi ürün nerede ne kadara satılıyor görebiliyor, hatta dışarı çıkmadan yine cepten alışveriş yapmanın kolaylığını yaşıyoruz. Mobil uygulamalar gün geçtikçe daha da şaşırtıcı bir hale geliyor. Oyunlarla ilgili gelişmeler ise inanılmaz boyutlara ulaştı. Sırada ne var sizce? Akıllı arabalar, akıllı evler her tarafı saracak mı? Örneğin kendine kendine uydu yardımıyla bizi taşıyan arabamızda, işten eve gelirken telefonumuzdaki uygulama yardımıyla evimize bağlanıp, hangi odanın kaç derece sıcaklığı olmasını istediğimizi, hangi odanın ışığının açık veya kapalı

olması gerektiği, buzdolabındaki hangi yiyeceklerin eksik olduğunu kontrol edip markete biz eve ulaşana kadar getirilmek üzere sipariş vermek gibi şeyleri iki üç tıklama ile ayarlamak nasıl bir fikir? Ya kişisel danışmanlık? Sabah işe giderken (özellikle bayanlar) ayna karşısına geçip “Ne giysem acaba?” derdi son bulacak mıdır dersiniz? Aynanızın size çeşitli modellemeler yaparak seçim yapmanıza yardımcı olması, berber ya da kuaförlerde “Nasıl bir model istersiniz efendim?” sorusu üzerine, kendinizin 3D modellemesini birebir ekranda görerek yüzlerce saç stillerine bakmanız ve sonuç olarak size hangisi yakışıyor ise onu seçip saçınızı kestirmeniz hayal değil.


26

Şimdilik hayal gibi görünen pek çok şey var yine de, hatta belki içimizde “icat olunabilecek herşey icat oldu, bundan sonra ne olabilir ki?” diyenler de vardır. Ancak televizyonun icat edildiği günlerde de bu cümleyi mırıldanan kişinin sanırım şu sıralar mezarında kulakları çınlıyordur. Evet, çok değil 15 yıl kadar önce pek çok şey bizler için hayaldi, hayal ötesiydi hatta. Commodore 64 döneminden şu ana kadar baktığımda bu hayalle-

rin sonunun olmayacağını daha iyi görebiliyorum. Sonuç olarak, bilişim sektörü geliştikçe yeni teknolojiler, yeni uygulamalar, yeni aksesuarlar ve elbette yeni meslekler doğuyor. Artık şaşırmaktan şaşı bakmaya başladık diyebiliriz. Yakında olup bitenlere iyice duyarsızlaşırsanız da endişe etmeyin; oturun kahve makineniz size orta şekerli bir kahve yapıp servis etsin.


Tefik Y. Nasufov


28

Online Bilişim Eğitim Siteleri Daha birkaç yıl önce dört bine yakın lisans öğrencisinin internet kullanım alışkanlığı incelediğinde, öğrencilerin internette en fazla oyun oynadığı ortaya çıkmış. İnternet oyundan başka işe yaramaz mı? Eğitim için internette neler var? İşte soruların cevapları…


29

[SİRACEDDİN EL] Arayüz Tasarımcısı

2000 yılına doğru bilgisayar ve internet yeni yeni hayata girerken, programlarla alakalı Türkçe bir kaynak bulabilme ve bir şeyler öğrenme arayışı da başlamıştı. Ancak 56K bağlantı hızına mahkûm bir şekilde kullanılan internetten bir şey öğrenmek şöyle dursun, e-postaları bile görüntüleyebilmek neredeyse yarım saat sürüyordu. Bu hız ile ancak birkaç iyi niyetli paylaşım dışında herhangi bir programa dair eğitim materyali ve dersleri bulmak imkânsızdı. O yıllarda kendinize bir video hazırlamak istediğinizde ya da bir web sitesi veya en basitinden bir resim düzenlemek niyetiyle internete girdiğinizde, Türkçe hazırlanmış bir kaynağa ulaşmanız çok güçtü. Kitaptan öğrenmek isteseniz bile takıldığınız her hataya cevabın kitapta yer alması mümkün olmuyordu. Kaldı ki her programın kitabını bulmak da ayrı bir müş-

kilattı. Türkiye’de çok basit bir bilgiyle pek çok kişiye çözüm sunan insanlar iyi kazanıyorlardı; fakat bilgilerini de paylaşmaktan kaçınıyorlardı. Bu da uzman kişilerle bilgi alışverişini bir nebze kısıtlıyordu. Böyle olunca birçok kişi internette oyundan başka bir şey bulamıyordu. Eğer İngilizce bilen varsa onlar bir nebze şanslı sayılabilirdi, çünkü programların tamamının İngilizce eğitimlerine kolaylıkla ulaşılabiliyordu. Bilmediğiniz hususlarda yabancı sitelerde sorularınıza da hızlı bir şekilde cevaplar alabiliyordunuz. Birkaç sene aynı şekilde devam eden sistem sonrası internette bilgilerin paylaşıldığı, pek çok dersin yer aldığı web sitelerinin sayısı artmaya başladı. Türkiye’nin ADSL hızıyla tanışması sonrası ise malum. Özellikle forumlar, bloglar derken, internette Türkçe kaynak eğitimler son hızla çoğaldı ve böylelikle hiç program bilmeyen insanlar, bazı eğitimleri takip ederek belli bir bilgi seviyesine ulaştılar.


30

geliyor.

Artık insanlar kaliteli veri paylaşmak için yarışıyor Güncel olarak yaptığımız araştırmada gözlemlediğimiz en güzel gelişmelerden biri de, bilişimle, teknolojiyle alakalı neredeyse herkesin kendine ait basit de olsa bir blog sitesinin olması. Bu kişiler sitelerinde güncel teknolojiler, pratik çözümler, programlara yönelik ders anlatımları gibi çok faydalı bilgileri takipçileriyle paylaşıyorlar. Arama motorlarında ilk sıralarda çıkmak, popüler olmak, tanınmak, prim yapmak gibi değerleri de ön plana çıkardığınızda bu girişimlerin her gün katlanarak artması kaçınılmaz görünüyor. Bu da öğrenmek isteyen her insan için çok değerli bir kaynak vesilesi haline

Özellikle Youtube ve Vimeo gibi video sitelerinin bu tür durumlar için biçilmiş kaftan olması da, derslerin görüntülü olarak hem çekilmesini çekilebilmesini, hem de izlenebilmesini yaygınlaştırdı. Bu nedenle, bir programı veya bilgisayarla ilgili bir konuyu öğrenmek için küçük bir arama yapmanız, tabi biraz da istekli olmanız yeterli. Artık bir video hazırlamak, bir web sitesi kurmak, bir resimde rötuş yapmak, bir fotoğrafı siyah beyaza çevirmek, fotoğraflardan oluşan efektli bir slayt hazırlamak, kendinize bir reklam hazırlamak gibi çok farklı ve çeşitli düşüncelerinizi hayata geçirmek eskisi kadar zor değil. Profesyonel biri haline geleceğinizi söyleyemeyiz, ancak istediğiniz şeyin hangi programla nasıl yapılabildiğini öğreneceğinize emin olabilirsiniz. Bundan yola çıkarak, bu yazıda bu tür dersleri bulabileceğiniz, binlerce lira harcayıp masraf yapmaktan sizi kurtarabilecek bazı internet sitelerini sizlerle paylaşmak istedik. Eminiz ki, size ücretsiz veya


31

cüz’i ücretlerle hizmet sunan bu siteler, bir hazine niteliğinde kaynak olacaktır.

Ücretsiz Kaynak Siteler 1.​ Arama Motorları: Google, Yandex, Bing gibi arama siteleri, birer eğitim sitesi değil, ancak pek çok eğitim veren siteye kolaylıkla ulaşabileceğiniz imkânlar sunuyor. Bu yüzden arama motorlarına bilmediğiniz bir konuyu açık açık yazmaktan kaçınmayın. Örneğin, bir web sitesinin nasıl yapıldığını merak ediyorsanız, Google arama sitesine, “web sitesi nasıl yapılır” diye yazın. Karşınıza gelen seçenekleri tek tek değerlendirerek inceleyin, okuyun, izleyin. Aklınıza gelen herhangi bir şeyi yahut problemi

olduğu şekilde yazın. Mutlaka bir sonuç elde edeceksiniz. Ayrıca, Google’da yer alan “Gelişmiş Arama” seçeneği ile sadece PDF dosyaları, slaytlar ve videolar gibi daha belli başlı sonuçlara ulaşabileceğinizi belirtelim.

2.​ MEB Uzaktan Eğitim: Milli Eğitim Bakanlığı tarafından uzmanlara hazırlatılan, Adobe programları ile ilgili oldukça anlaşılır bir dilde video eğitimlerle hizmet veren sitenin adresi: http://uzaktanegitim.meb.gov.tr:8050

3.​ MEB Kursiyer: Yine MEB tarafından desteklenen, bilişimle alakalı pek çok eğitimin yer aldığı kayda değer bir kaynak. http://kur-

siyernet.meb.gov.tr/kursiyer


32

turulan sitenin soru sorabileceğiniz bir forumu ve belli aralıklarla yayınlanan bir de e-dergisi mevcut:

www.sanalkurs.net

6.​ Adobe Günlüğü: Adobe Türkiye ekibi tarafından organize edilen sitede her hafta belli bir günde canlı webinerler düzenleniyor. Eski webiner videoları ise sitede mevcut. Bunun yanısıra Adobe programlarıyla alakalı pek çok video derse ulaşılabiliyor:

www.adobegunlugu.com

7.​Çizgi Tagem: Yakın bir zamana kadar binlerce Online eğitim kursları, hangi yaşta ve nevideo eğitim sunan site, rede olduğunuza bakmadan kendinizi gekapatıldığı için içeriğini liştirebileceğiniz büyük fırsatlar sunuyor. Youtube’a taşıdı. www.youtube.com/cizgitagem üze4.​ Açık Akademi: Microsoft rinden bu video eğitimlere ücrettarafından açılan sitede programsiz ulaşabilirsiniz. lama ve özellikle Microsoft yazılım 8.​ Donanım Haber: Donateknolojileri ile ilgili eğitimlere ulanım ve bilgisayar ürünleri ile pek şılabiliyor: www.acikakademi.com çok inceleme ve cevaba bu site 5.​ Sanalkurs.net: Türkiye’nin üzerinden ulaşmanız mümkün. en eski bilişim eğitim sitelerinden www.donanimhaber.com biri olan Sanalkurs.net’te grafik, 9.​ UniversitePlus: Uzman kiyazılım, programlama, donanım, video eğitim gibi binlerce yazılı ve şilerin belli zamanlar dâhilinde videolu derse ücretsiz erişilebili- farklı eğitimler verdiği bir platyor. İçeriği üyeleri tarafından oluş- form olan sitede bilişim eğitimle-


33

rinin yanısıra farklı kategorilerden de eğitimler yer alıyor. Eğitimlerin bitiminde makul bir ücret karşılığı sertifika imkânı da mevcut. www.universiteplus.com

Ücretli Kaynak Siteler 1.​ Vidobu: İnternet üzerinden ofis programları, grafik ve yazılım eğitimlerini setler halinde videolu olarak sunan site içeriği dikkate alındığında oldukça makul meblağlarla hizmet veriyor. www.vidobu.com

2.​ OxoTraining: Pek çok programın eğitiminin yazılı olarak sunulduğu site ortalama düzeyde bir

ücretlendirmeyle dikkatleri üzerine çekiyor. www.oxotraining.com

3.​ VSAkademi: Tasarım ve fotoğrafçılık eğitimleri ile dikkat çeken sitede eğitimler programlara ve yapılan işlere göre tasnif edilmiş. www.vsakademi.com

4.​ Sahne Akademi: Tasarım, yazılım, sistem ve teknik konulardaki eğitimiyle dikkat çeken sitede eğitimler bir kurs programı şeklinde internet üzerinden eş zamanlı olarak yapılıyor. Yani belirlenen gün ve saatlerde eğitimleri takip ediyor, bitiminde ise sertifika alabiliyorsunuz. www.sahneakademi.com



Mert Hi癟y覺lmaz


36

Adım Adım Nasıl Web Yazılımcısı Olunur? “Web tasarım ile uğraşmak istiyorum, nereden başlamalıyım?” Bu soruyu özellikle öğrenci arkadaşlarımdan çokça duyduğumdan kısa ve öz olarak üzerinde durmak istedim. Malum, zamanımız değerli, bir an önce gözle görülür bir şeyler çıkarmalıyız. Hele çok hevesliysek bu soru daha da anlamlı ve ciddi hale geliyor. Bu yazımda işin teknik detayında boğulmadan, web dünyasında karşınıza çıkacak konuları, sorunları ve terimleri anlatmaya çalışacağım.


37

[MURAT YÜKSEL] Yazılım Geliştirme Uzmanı

Web Nasıl Çalışıyor? Web üzerine çalışacaksanız öncelikle iyi kötü arka planda işler nasıl yürüyor bilmeliyiz. En azından şu soruya cevap bulabilmeliyiz: “Tarayıcıya adresi yazıp enter’ladığımızda nasıl oluyor da istediğim sitenin bilgileri karşıma geliyor?” Tarayıcıya adresi yazıp enter dediğimizde öncelikle arka planda bir paket oluşturulur ve bu paket iste-

diğimiz sitenin barındığı sunucuya (server) gönderilir. Paketin içerisinde bizim IP’mizden, kullandığımız tarayıcıya, işletim sistemimizden, istek yaptığımız sayfanın bilgisine kadar çeşitli bilgiler saklanmıştır. Server da bir internet ağı üzerinde bir bilgisayar olduğuna göre paketimiz nasıl olacak da yolu bulacak? Bu aşamada bilgisayarımız DNS Serverlar ile haberleşerek aradığı alan adına (domain) ait IP bilgisini elde eder. Sonra bu IP adresi ile de paket postalanır. Paket sunucuya ulaştığında pa-


38

ketin içeriği, istek yapılan adres gibi bilgiler göze alınarak belirli işlemler tetiklenir. Örneğin sunucu 80 portundan istek yapıldıysa bunu Apache (web server yazılımı) programına paslar. Php dosyasına istek yapıldıysa php yorumlayıcısı çalışır. Gerekiyorsa veritabanı (database) ile bağlantı kurularak bilgi alışverişi yapılabilir. Sonunda sunucu geriye bir sonuç döndürür. Web geliştirmeden ve bir siteye bağlanmaktan bahsettiğimize göre kabaca HTML çıktı üretileceğini söyleyebiliriz, ama bu çıktı HTML olmak zorunda değil, XML, resim formatları, JSON... olabilir.

Bahsi geçmişken biraz daha bilgi vermemiz gereken birkaç kavram var. Basit bir site yapacak birinin koca bir server alması saçma olur. Kendi bilgisayarını server’a çevirmek de pek mümkün değil. (Hiç kapanmaması, sürekli internete bağlı olması gerekiyor.) Bunun için hosting firmaları kullanılır. Belirli kotalar ile (alan, trafik...) ücreti karşılığında size server’dan alan tahsis ederler. Böylece web uygulamalarınızı bu alanda barındırabilirsiniz. Alan adları bu konuda yetkilendirilmiş firmalardan 1-10 yıllığına kiralanır. Alan adını aldığınızda size ufak bir panel ile DNS ayarını yapa-


39

bilmenizi sağlarlar. Böylece aldığınız hosting servisi ile bağlayarak o adresin seçtiğiniz server’a yönlenmesini sağlayabilirsiniz. Anlaşılacağı üzere web geliştirme kabaca back end (sunucu tarafı) ve front end (tasarım tarafı) olarak ikiye ayırabiliriz.

Front End Nedir? Front End sunucudan cevap döndükten sonraki tarayıcımıza gelen ve görsel öğeleri oluşturan kısım. Bu kısım, görsel olduğu için de biraz estetik duygusu ister. Malzemelerimiz: HTML, CSS, JavaScript. HTML adı üzerinde (Hyper Text Mark up Language) bir etiketleme dili. Çeşitli etiketler koyarak “bak burası paragraf, burdan sonrası ayrı kutu, şurası başlık” vs. diyebiliyoruz. Tarayıcı da konumlandırmayı ona göre yapıyor.

CSS ile bu etiketlere özellikler veriyoruz. “Şunun arka planı şöyle olsun, bunun sağ kenarının kalınlığı bu kadar ve şu renkte olsun, buna hiç bir öğe 5 px yaklaşamasın”... diyerek asıl tasarımı ortaya çıkarabiliyoruz. JavaScript ise olaya biraz hareket katan kısım. JavaScript ile HTML’e sayfa yüklendikten sonra müdahale edebiliyoruz. Bu sayede siteye çeşitli animasyon, efektler koyabiliyoruz. Örneğin resim slaytları, tooltipler, lightbox... Ayrıca AJAX gibi bir nimeti sayesinde sayfayı yenilemeden istek gönderip gelen veriyi istediğimiz yere ekletebiliyoruz. İş tasarım olunca tasarım araçlarını da yeterince kullanabilmek


40

gerekiyor. Bunun için özellikle Photoshop şart. Vektörel çizimler için de farklı araçlar kullanmalıyız. Bilgisayarımızda birden çok tarayıcı olmalı: IE, Chrome, Firefox, hatta Opera...

Front End’de Nelere Dikkat Etmeli? Renk Uyumu: Öncelikle renk uyumu bilginiz olması gerekiyor. Müşteri kırmızı ağırlıklı site istedi diye CSS’de renk kısmına ‘red’ yazarsanız adamın göz doktoru masraflarına ortak olmayı göze alın derim. Demek ki ‘güzel renk’ denen

birşey var. Peki nereden bulacağız bu güzel renkleri? Renk paletleri kullanmak, bu paletlerden seçim yapmak daha sağlıklı sonuçlar verebilir. Ya da farklı sitelerden, görsellerden renk seçiciler ile renk almak mümkün. Bir de bu işler için özelleşmiş araçlar var. Seçtiğiniz renklerle uyumlu başka renkler öneren ya da uyumlu renk templateleri sunan siteleri başlıcaları şunlar: Adobe Kuler, Color Scheme Designer, Colour Lovers.

Font (Yazı Tipi): Renk ile beraber önemli konulardan biri de font.


41

Kullanılabilirlik:

Bir diğer konu ise kullanılabilirlik. Aslında bu başlı başına bir konu ama en önemli ve ilk akla gelenlerden bahsedeyim. Çok kullanılan şeyler kullanıcının elinin altında olsun. Örneğin menülerin yeri çok önemli. Alışkanlıklara aykırı olmamalı. Kullanıcıyı yormamalı. (basit bir site için 2-3 adımlı üyelik formları) Birşeye ulaşmak istediğinde 2-3 kere düşünmemeli. (kullanışlı sayfayı takip eden menüler)

Tarayıcı Uyumu: Tasarımda

İkisi başka bazı özellikler ile birlikte sitenin kimliğini olşutururlar. Bu yüzden özellikle kurumsal bir firmanın web sitesinden bahsediyorsak özgün font seçmek iyi olacaktır. Ayrıca Comic Sans gibi ciddiyetten uzak fontlardan da uzak durmalıyız. Font seçiminde dikkat edeceğimiz bir husus da UTF8 desteği. Peki fontları nereden bulacağız. İşte buradan: http://www.google.com/fonts/ http://www.fontsquirrel.com/ http://www.1001fonts.com/

en büyük sıkıntılardan biri de tarayıcı ve farklı çözünürlüklere uyum konusunda yaşanır. Siteniz farklı tarayıcılarda da aynı, ya da çok benzer, gözükmelidir. Bazen tarayıcılar gelen HTML ve CSS verilerini kendilerine göre yorumlama yoluna giderler, (bkz. Internet Explorer) ya da yeni standartları çok geriden takip ederler, (bkz. Internet Explorer) ya da eski sürümlerini kullanan kullanıcı sayısı o kadar fazladır ki eski sürümlerde de çalışacak bir arayüz hazırlamanız gerekir. (bkz. Internet Explorer) Her tarayıcı (hatta her tarayıcı sürümü) için ayrı CSS dosyası hazırlamak imkansız.

Çözünürlük: Sadece tarayıcı değil sitenin görüntülendiği çözünürlük de sıkıntı. Son zamanlara kadar siteler 960 ya da 1000 px ge-


42

nişliğe uygun olarak tasarlanırdı. Fakat şimdi sadece masa üstü ya da laptop bilgisayarlara değil tablet, telefon gibi farklı araçlara da hitap etmemiz gerekebiliyor. Bunun için responsive dizayn imdadımıza yetişiyor. Siteyi farklı çözünürlüklerde farklı davranacak şekilde tasarlayarak her alet için ayrı tasarım yapmaktan kurtuluyoruz.

CSS Framework: Tarayıcı ve çözünürlük sorununu aşmak için en kolay yol CSS Framework kullanmak. Bu frameworkler tasarımda sıkça kullanılan bir çok öğe için hazır css classları, hatta javascript kodları içerirler. Ayrıca bu kodlar responsive olarak hazırlandığından bu kodlar ile hazırladığınız tasarımlar da responsive özelliği gösterir. Şu an en çok kullanılan CSS Framework Bootstrap. Ayrıca görece karmaşık javascript işleri için de JQuery kullanırsak tarayıcı farkları konusunda minimum sıkıntı yaşarız.

Performans: Bir de performans konusunda hatırlatma yapmakta fayda var. Kimse açılması uzun süren bir siteye tekrar girmek istemez. Kullandığınız resimleri uygun boyutlandırmanız, sıkıştırma servislerinden geçirmeniz hızlı yüklenmesini sağlayacaktır. CSS ve JavaScript dosyalarınızı minifica-

tion işleminden geçirmek (boşluk karakterlerinden arındırmak) kullanıcıya gönderilecek dosya miktarını azaltarak performans sağlar. Sitenizin açılış hızını ve yapılan istekleri Chrome ya da Firefox gibi geliştirici araçları olan bir tarayıcıda network tabından inceleyebilirsiniz.

Back End Nedir? Eğer dinamik bir sitemiz varsa sitemizin istediğimiz çıktıyı vermesi için sunucu tarafında farklı bir programlama dili ile yorumlanmasını / derlenmesini sağlamalıyız. En popüler sunucu taraflı programlama dili PHP, bunun yanında özellikle kurumsal işlerde tercih edilen JAVA dilinin JSP eklentisi ve ASP .net, özgür yazılımcıların sevdiği Phyton dilinin Django frameworkü ya da Ruby dilinin Ruby on Rails framework’ü de işinizi görecektir. Bu noktada hangisini öğrensem diyeceksiniz muhtemelen. Hangisini öğrenirseniz öğrenin, düzgün ve kaliteli yazılımlar geliştirebildiğiniz sürece iş konusunda sıkıntınız olmaz. Eğer İngilizceniz de yeterliyse kaynak da sıkıntı olmaz. O yüzden bu konuya çok kafa yormadan bir an önce birini seçip içerisine dalın. Önce hangi dili seçtiysek özel-


43

liklerini inceleyelim. Dil hangi fonksiyonları sunuyor? Array fonksiyonları, calender-datetime fonksiyonları, XML JSON fonksiyonları, Directory, File handling fonksiyonları, String, Math, Filter fonksiyonları, Error handling, DB işlemleri… Dil özellikleri hakkında da bilgi sahibi olmak gerek. Örneğin dilin fonksiyonel programlama ya da Object Oriented Programlama özellikleri var mı ? Bunun için hazırlanmış çok güzel de bir kaynak var: Learn X in Y minutes . Burada PHP’ye özel bir parantez açma gereği duyuyorum. Genelde PHP için yanlış bir izlenim var. OOP yapılamadığı ya da ‘güzel’ kod yazılamadığı söylenir. PHP OO programlamanın tüm özellikleri destekliyor: Abstract sınıflar, in-

terfaceler, kalıtım, namespace… Hepsi var. PHP’nin asıl kötü özelliği (ki aslında başka bir yönden iyi de bir özelliği) fazla esnek olması. Yani sana herşeyi OOP yazacaksın diye dayatmaz. İstersen PHP ile HTML’i hatta SQL sorgularını aynı sayfada yazabilirsin. Bu tabii ki kaliteli kod yazma süreçleri için çok kötüdür, ama PHP’nin kolay öğrenilebilir, programlama bilgisi her seviyeden geliştiricilerce kullanılabilir bir dil olmasını da sağlar. PHP‘de doğru adımlar atmak için PHPTheRightWay adlı siteye göz atmakta fayda var. Seçtiğiniz dile ait external kütüphaneleri, frameworkleri tanımak, o dil ile geliştirilmiş CMS projelerini incelemek de hızlı bir başlangıç için faydalı olacaktır. Bir de yine


44

seçtiğiniz dile de biraz bağlı olsa da bir veritabanı (database) hakkında da bilgi sahibi olmak, en azından CRUD işlemlerini (ekle, düzenle, sil, oku) yapabiliyor olmanız gerekir. Genelde proje büyüklüğüne göre SQLite < MySQL < MSSQL/PostgreSQL < Oracle şeklinde seçim yapılabilir.

Bir Dil Nasıl Öğrenilir? Bir dili öğrenmenin en etkili yolu o dil ile projeler geliştirmektir. O yüzden siz de dilin çoğu özelliğini kullanabileceğiniz bir proje seçin ve hemen kodlamaya başlayın. İlk

proje için basit bir CMS (örneğin bloglarınızı tutacağınız bir site) hazırlayabilirsiniz. Blog yazılarını manipüle ederken string fonksiyonları ile tanışırsınız. Resim eklerken resim düzenleme hatta watermark ekleme gibi şeyleri keşfedebilirsiniz. RSS oluşturacaksanız XML fonksiyonları/kütüphaneleri ile haşır neşir olursunuz. Gönderileri yorumları tarihe göre kaydederek tarih fonksiyonları ile çalışırsınız. Admin paneli hazırlarken güvenlik meselesi ile tanışırsınız. Şunu belirteyim eğer hiç hacklenmezseniz çok şanslısınız ya


45

da iyi bir başlangıç yaptığınızı söyleyebilirsiniz.

“Güzel” Kod Yazmak Artık dili tanıdık iyi kötü bir proje geliştirebilir haldeyiz. Ama bir de “güzel” kod yazma diye birşey var. Örneğin bir projede yazdığımız bir kodu başka projelerde de değişiklik yapmadan kullanabiliyor muyuz? Ya da aynı problem için proje içerisinde tekrar tekrar benzer kodlar mı yazıyoruz, hatta kopyala yapıştır mı yapıyoruz ? Projemize 1 ay sonra geri döndüğümüzde nerede kaldığımızı ne yaptığımızı anlayabiliyor muyuz? Kolayca üzerine ekleme yapabiliyor muyuz ya da bulunan bir hatayı düzeltebiliyor muyuz? Yoksa aklımıza şu klasik laf mı geliyor: “Yeniden yazalım”. Üzerinden uğraştığım problemleri küçük parçalara ayırabiliyor muyum? Yoksa problemin içerisinde kaybolmaya mı başlıyorum? Bunun için bazı prensipleri takip etmemiz gerekiyor. Object Oriented programlamanın nimetlerinden faydalanmalıyız. Problemleri olabildiğince küçük parçalara bölmeliyiz. Her metod tek bir işten sorumlu olmalı ve o işi sadece o metoda yaptırmalıyız. Kod tekrarından kaçınmalıyız. Aynı kod birkaç yerde tekrar ediyorsa bir metoda ayırmanın zamanı gelmiş

demektir. Anlaşılır kodlamalıyız, bunu yorum satırları ekleyerek, indentleri düzgün yaparak, metod/ değişken/class isimlerini anlamlı ve okunaklı (camelCase) yazarak sağlayabiliriz. Bu konuda standartları takip etmek de önemli. Örneğin PHP için PSR standartlarına göz atmak yararlı olacaktır. Hızlı geliştirme yapmak için frameworkleri iyi değerlendirmek gerekir. Bu aynı zamanda kaliteli kod yazmayı da zorlayıcı etkenler barındırır. İş sahipleri için koda daha iyi adapte olacak eleman bulma konusunda da frameworkler yararlıdır. Çünkü belli bir framework kullanılmışsa neyin nerde olduğu, algoritmanın nereleri dolandığı bellidir. ASP MVC, Python’da Django, Ruby’de Ruby On Rails, Java’da JSF, Spring, Play!, Vaadin gibi alternatifler var. PHP’de seçenekler biraz daha çok: Zend, Symfony, Yii, Laravel, CodeIgniter, CakePHP, Kohana, Phalcon...

BackEnd’te Performans Backend’de en önemli konulardan biri de performans. Kodlarınız bir işi mümkün olduğu kadar kısa yoldan yapmalı. Bazı durumlarda bunu yapabilmek için dilin alt yapısını da bilmek gerekir. İlk aşamada en azından sağ kulağı sol elle tutmaya çalışmayalım, gidip


46

sonsuz döngüye girmeyelim yeter. SQL optimizasyonu da performans açısından çok önemli. Çünkü diske erişim çok zaman alan bir iş. Veri tabanı da diskte olduğuna göre veriye erişirken dikkat etmeliyiz. Örneğin SELECT * FROM yerine eğer gerekmeyen sütunlar varsa istediğimiz sütun isimlerini ekleyerek çekmeliyiz. Gerekli yerlerde JOIN kullanarak sorgu sayısını azaltabiliriz. Döngü içerisinde sorgu yapmak gibi hatalara düşmemeliyiz. Gerekli yerlerde INDEX kullanabiliriz. Performans için cacheleme çözümleri de oldukça yararlı. Bir say-

faya girildiğinde sayfa çıktısını sayfa değişmediği sürece kaydederiz. Bu şekilde tekrar girilen sayfada çıktıyı tekrar üretmekten kurtulabiliriz. Bu da işe yaramazsa server özellikleri arttırmak ya da birden çok server ile hizmet vermek gerekebilir. Web geliştirme konusunda mümkün olduğunca bütün anahtar kelimeleri vermeye çalıştığım yazımın sonuna geldim. Umarım faydam dokunmuştur. Eksik kaldığım noktalar mutlaka vardır, ama en azından artık neyi nerede arayacağınızı biliyorsunuz. Bol kodlu günler dilerim.


Soner Demirsoy


48

Web Tasarımda 4 Önemli Nokta Bu yazımızda sizlere web tasarımda dikkat edilmesi gereken dört unsurdan bahsedeceğim. Günümüzde web sitelerin gerek ticari, gerekse diğer alanlarda öneminin çok fazla olduğunu varsayarsak bu dört madde sizin yaptığınız web tasarımlarında başarıya ulaşmanızda çok büyük önem taşıyor diyebilirim.


49

[YASİN ATAGÜN] Koç Üniversitesi Bilgisayar Müh.

1. Kolay Kullanılır ve Sade Tasarım Kolay kullanılır ve sade web tasarımları ziyaretçilerin ulaşmak istedikleri bilgiye daha kolay ulaşmalarını sağlar.Gözü yoran, bir bilgiye ulaşmak için bir çok linke tıklanması gereken, her yerinden grafik fışkıran ve siteyi güzelleştirmek amacıyla (Kesinlikle Yanlış Bir Düşünce) her yerine farklı bir özellik

(Flash Animasyonları , Bannerlar, Grafikler vb.) eklenmiş siteler ziyaretçilere çok itici gelebilir ve sitenize gereken ilgiyi bulamayabilirsiniz. Fakat “Sade Tasarım” demek sitenizi bomboş bir sayfa halinde sadece bilgileri sunmak değildir. Tasarımın ağırlığı, kullanılan farklı eklentiler,flash animasyonları , sitenin ana şeması (Bağlantılar) tasarım yapılırken çok iyi ayarlanmalı ve siteniz ne tasarım ve görüntü kalitesi olarak kötü, ne de çok fazla karmaşık olmalıdır.Ve üstüne basa basa şunu söylemeliyim ki bir site ziyaretçisi aradığı bilgiye ne kadar


50

çabuk ulaşırsa bu sizin için o kadar iyi bir sonuç olarak geri dönecektir.

2. Sağlam Kod Yazımı Sağlam ve iyi kodlanmış web siteleri arama motorlarında ve ziyaretçilerinizin gözünde sitenizin popülerliğini bir kat arttıracaktır. İnternette pek çok site ve bilgisayarınızda kullanabileceğiniz program sizin için yazdığınız kodları gözden geçirmenize yardımcı olabilir.Bu programları kullanıp yazdığınız kod her nekadar düzgün çalışıyor olsada gözden geçirmeniz sizlere yarar sağlayabilir.Bunun yanında kodlama yaparken gözden kaçırabileceğiniz “Resimler için ALT bilgisi” , “Linkler için üstü-

ne gelindiğinde çıkan yazılar” gibi ince detaylar sizin için ufak gibi gözüksede kalitenizi çok yükseltebilecek şeylerdir. Arama motorları bunlar gibi ufak bilgileride kendi sistemlerine eklediğinden dolayı bunları unutmamak sitenizin başarı oranını arttıracaktır.

3. Ziyaretçilere İyi Bir İzlenim Bırakma Yukarıdada bahsettiğim gibi bir ziyaretçi için çok önemli olan Sade ve Kolay Kullanılır bir tasarım web sitelerinin olmazsa olmazlarıdır. Fakat pek çok yabancı kaynaktan ve çevremdeki insanlardan edindiğim izlenimlerden biride şudur ki; Ziyaretçileriniz web sitenizden


51

dolaşırken salt bilgilere ulaşmanın haricinde Bloglardan , Kendi düşüncelerini ve sorularını paylaşabileceği forum gibi olanaklardan haz alıyorlar. Bunun yanında sizin onlarla paylaşabileceğiniz Resimler , Videolar ve belki de kişisel yazılarınız web sitenizin kullanıcı oranını çok büyük ölçüde etkileyecektir. Bu bahsettiklerimin yanında günümüzün olmazsa olmazlarından Facebook , Twitter , Google+ gibi sosyal paylaşım sitelerinin paylaşım linklerini ve siteniz üye kabul ediyorsa üye girişlerinin bu platformlar üzerinden yapılabilir olması da siteniz ve sizin için çok büyük avantaj olacaktır.

4. SEO (Arama Motoru Optimizasyonu) Arama Motoru Optimizasyonu sitenizin bulunmasında ve ziyaretçilerin sitenize girmesindeki en

büyük faktörlerden bir tanesidir. Günümüzde pek çok insan arama motorlarını kullanarak aradığı bilgiye ulaşıyor ve bizim içinde SEO hayati bir önem taşıyor. Siz de gerek müşterilerine, gerek kendinize bir site yaparken sitenizi arama motorlarının sizi üst sıralarda göstereceği şekilde kodlamalısınız. Gerek yabancı, gerek Türkiye’de iş ilanlarına bakarsanız çok büyük markalardan daha küçük çaplı şirketlere ve hatta kişisel web sayfaları için SEO uzmanı arandığını göreceksiniz.

Kısaca... Kısaca özetleyecek olursak mükemmel web siteleri hem arama motorlarına, hem de ziyaretçilere uygun bir tasarım olmalıdır. Bu şartları sağlarsanız sitenizin ziyaretçi sayısı yoğun ve başarısı yüksek olur.



Mahmut Gediz


54

InDesign Tasarımcılar İçin Bir Dönüm Noktasıdır! InDesign son sürümlerindeki özelliklerle artık grafik tasarımcılar için olmazsa olmaz başucu bir program haline dönüşmüş durumda ve değeri her geçen an daha da artıyor. Bu yazıda InDesign’ı kimler öğrenmeli, öğrenmeye nereden başlamalı, nelere dikkat etmeli gibi noktaları ele alacağız.


55

[CEYHUN AKGÜN] Masaüstü Yayıncılık Uzmanı

Kimler InDesign kullanıyor? Soru size çok basit gelebilir, uzun zamandır eğitimci olarak seminer ve kurumsal eğitimlerim de bu soruyu öğrencilerime soruyorum ve “Sizce nasıl bir yazılım?” sorusunu yöneltiyorum. Aldığım en klasik ve eksik bilgiler içeren cevaplardan biri; “Quark benzeri bir yazılım olduğu fikrinin hakim olması.” İlişkilendirilmek istenirse design alanında bir çok programa benzetilebilir. Internet ortamında yer alan forum kaynaklarının bazılarında konu hakkında araştırma yapan yeni kullanıcılara verilen yanıtlar ne yazık ki oldukça yüzeysel ve doğru bilgiler içermemekte, yanlış yönlendirmeler yapılmakta. Bana göre InDesign bir sunum programı, interaktif özelliklere sahip etkileşimli belgeler üretebilen bir araç, ileri düzey tipografi kural ve özelliklere sahip sanat yönetmeni, sayfalara hükmeden sayfa

sekreteri, içinde barındırdığı otomasyonlar sayesinde tam bir kumanda merkezi. Yeter ki kullanıcılar sahip oldukları bu aracı ana temelleri üzerinde yaptıkları hazırlık süreçleriyle etkili bir şekilde kullanabilsinler. Bu kullanımın ana başlıklarını bu yazıda bulabilirsiniz. Her şeyden önce, bir tasarımcı için bir yazılım tercihinin temel nedenleri, hızlı olması, kullanıcı odaklı olması, ona zaman kazandırması, kolay kullanımı olması ve kaydetmeyi unuttuğu belgenin kapanması durumunda onu geri kurtarabilmesi. İki rakip yazılım Quark ile InDesign arasındaki benzerlik ve farklılıklar Quark programının gelişimini direkt olarak etkilemesi sonucu Quark 9. sürümüyle yenilenerek “rekabette halen varım” diyerek kullanıcıların önüne sürüldü. Bu rekabetin sonuçlarını izliyor olacağız.

Öğrenmeye nereden başlamalı? Bana göre, her programın mekanik (teorik) ve pratik (deneyimsel) iki bölümü vardır. Teorik bölümü her program için geçerli olmak


56

geldiği ülkemizde ilk önce kütüphanemizi mesleğimizle ilgili yayınlarla doldurmalı ve bunları nitelikli bir şekilde tüketmeliyiz. Bu kitaplar karıştırıldığı en azından minumum seviyede eskiz, taslak, grid, layout, tipografi, marj boşlukları, nehir, espas konularında bazı şeylerin ezbere yapılmaması gerektiğini, bir tasarımda böyle bir şeyler var olduğunu, dikkate alınması gerektiğini herkes öğrenecektir.

üzere öğrenilmesinde hiç bir problem olmayan kuru bilgi yönüdür. Kitaplar, internet kaynakları bu bilginin öğrenilmesi için alternatif alanlardır. Pratik kısmı, öne çıkan en önemli bilgi bölümü içinde bulunduğunuz sektörün, çalışma alanının yazılı olmayan deneyimlerinin, yetenek ve birikimlerinin ortak sonucudur. Teorik ve deneyimsel bilgilerin bir bölümünün bulunduğu, tasarım, sayfa tasarımı, tipografi konularını ele alan, sayıları ne yazık ki 15, 20 adeti geçmeyen kitaplardan biri bile bir çok kişi tarafından halen bilinmiyor. Tasarım kitabı denilince program öğreten kitapların akla

Öğrenmeye ilk önce ilgilendiğimiz, içinde bulunduğumuz mesleğin araştırma, inceleme vb. kitaplarını alarak bir yerden başlamalı. Sektörel yerli yabancı kaynaklarını takip etmeli ve bir yol haritası çizmeliyiz.

Bir bilene ya da Google’a sorun! Soru sormak hiç de kolay değildir. Araştırma yapan, merak eden ve öğrenen kişi soru sorabilir. Her mesleğin incelikleri vardır, diye toplumda söylenir. Doğrudur, bu incelikleri, izlenecek yolu, kendimizden daha deneyimli kişilerden öğrenmenin bir yolunu bulmalıyız ve bu süreç hiç bir zamanda bitmeyecek bir etkileşimi doğurur. Soru sormanın önünde bile bana göre öncelikle araştırma vardır.


57

İşin kolayına kaçan, hazır cevabı arayan kişilerin soruları, yardım istemeleri bazen samimiyetten uzak olabiliyor. Google’ı ne kadar iyi kullanabildiğinizin testini her gün yapıyorsunuz aslında. Arama kriterlerini bir yerlerden bularak tasarım odaklı araştırmalarınız da, interneti ve zamanınızı verimli kullanmanın yollarını bulmalısınız.

Karalama ve Planlama Bu güne kadar hangi tasarımlarınız için boş bir kağıda eskiz çizerek, karalama yaparak hazırlık yaptınız. Önceki sayfada sağ üste ve altaki fotoğraf bir tasarım öncesi yapılan, sayfa tasarımıyla ilgili ön taslak bir çalışmanın çizimleri. Bu size, düşüncelerinizin, tasarımınızın mini bir uygulama testinin sonuçlarını verir. Bilgisayar başında deneme-

ler yaparak zaman kayetbeminiz yerine, nasıl bir tasarım yapacağınız konusunda kendinizle bir tartışma fırsatı sunar. Bu karalamaları rast gele bir kağıt parçasında yapmak yerine özel bir defter üzerinde yapmanızı öneririm. Çünki, zamanla bu düşünceler burada birikir ve ihtiyaç duyduğunuzda geçmişte yaptığınız bir taslak çizimi başka bir tasarıma uygulamak için kullanabilirsiniz. Farklı içerikli tasarımlarımız sırasında, sayfa üzerinde işlenecek elemanların, bölümlerin, içeriklerin planlaması bir o kadar rast gele yapılabilmekte. Tasarım öncesinde, örnek bir iki sayfa üzerinde çalışarak bu çalışılacak sayfaların InDesign yetenekleri doğrultusunda style, master page ile bir kalıp,


58

yönetim altına alınması gerekli. Bu planlama aşamasında ilerleyen sayfalarda karşınıza çıkabilecek yazım biçimlendirmelerinin tümü bir style ile yönetim altına alınmalı. Bu hazırlıklar yapıldıktan sonra, çok daha farklı sayfa düzenleme, yazı biçimlendirmeleri karşınıza çıktığında InDesign style’leriyle biçimlendirmeniz gerekmektedir. Üsteki InDesign’ın Paragraph Styles panelinde gördüğünüz sitiller ön çalışmada hazırlandı. Tasarımı yapılacak belgenin tümü incelerek farklı bölümleri bir araya getirildi ve hepsi için InDesign

Style’leri hazırlandı. Bir tasarım uygulamasında InDesign’ın tüm sitil özelliklerini kullanabilirsiniz. İşin başında bu hazırlığı yaptığınızda ilerleyen sayfalarda neredeyse tek tıklama ile sayfayı biçimlendirmek mümkün olacak. Kendinizi bir test edin, kaç çeşit InDesign sitili biliyorsunuz.

InDesign Style Çeşitleri Bir tasarımda ihtiyaç duyabileceğiniz InDesign Styles kütüphanelerini aşağıda yazıyorum. Bunların uygulamaları önümüzde yazıların konusu olacak. Ama emin olun, bir tasarımda hepsine ihtiyaç duyabi-


59

en güçlü araç gruplarından biridir. Tasarımınızın ön hazırlığını, eskiz çalışmasını yaptığınızda, bunu bir alışkanlık haline getirdiğinizde daha iyi işler üretebildiğinizin farkına varacaksınız. Tercih ettiğiniz font ve renk konusunda internet kaynaklarından yararlanabilirsiniz. Kuler sitesi renk için ve tasarımcılara öneriler için harika bir çözüm noktası. Bir birleriyle uyumlu renkleri bulmak, programda kullanmak oldukça kolay.

Hangi Font’u Seçmeliyim? lirsiniz ve tasarımınızı ne kadar çok sitille biçimlendirirseniz işiniz bir o kadar düzenli olur. 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9.

Character Styles Paragraph Styles Grep Styles Newline Styles Nested Styles Next Styles Cell Styles Table Styles Object Styles

Yukarıda yazan liste InDesign’ın bir çalışmada kullanabileceğiniz

Size uzun uzun tipografiden bahsetmeyeceğim. Yaptığım özel bir proje için sevgili dostum Ömer Durmaz’a danıştım. Dolaylı yoldan iki güzel öneride bulundu: Bir tanesi az önce sizlere önerdiğim bir bilene ya da Google’a sorundu. Google’a sormamıştım, uzman olduğu bir konuda bir bilene sormayı tercih etmiştim. Ömer’e de sormadan belki yukarıda görsellerine yer verdiğim www.bonfx.com sitesine ulaşabilirdim. Bu sitenin ücretli ve ücretsiz güzel araştırmaları var. Bu ve benzeri kaynaklarda başlıklar, düz metin için hangi tür fontları kullansam dediğinizde kalıpsal önerilerle karşılaşabilirsiniz. Ama


60

Photoshop, InDesign program öğreten bir kitap diye anlıyorsak ve sektörel kitap yerine evimizde sadece bunlar varsa burada düşünmek gerekli. Bunlar benim direkt gördüğüm, tespit ettiğim konulardır. Bonfx sitesinde vb. kaynaklarda birbirleriyle kullanımı güzel olan fontlar için alternatifli çözümler, kullanılarak görselleştirilmiş. Bir başvuru kaynağı olarak değerlendirilebilir. Kendi kütüphanenizi benzer uygulama örnekleriyle zenginleştirebilirsiniz. günümüzün modern fontlarında bu kalıpları yıkan harika çözümler bulunmakta. Bunları takip ederek tasarımlarımızın kalitesini artıran özel fontları, doğru fontları kullanmalıyız. Tipografi konusunda eksik bilgileri yazımın başında da belirttiğim ülkemizde yayınlanmış yirmiyi geçmeyen tasarım kitaplarının ara sayfalarında bazı sadece tipografi ile ilgili olan kaynak kitaplarda bulabiliriz. Tasarım disiplinleriyle kaynakları araştırdığınızda ülkemizde hiç de yabana atılmayacak kaynağı online kitap satış mağazalarından elde edebilirsiniz. Sevgili meslektaşlarıma, “Biraz hareket!” diyorum, “Araştırın, satın alın, kendinizi geliştirin!” diyorum. Grafik tasarım kitapları derken,

İnternet kaynaklarında 5 Adımda Doğru Tipografi adı altında çeviri bir yazı var. Bu konuda ihtiyacı olanlar için bu anahtar kelimeyle konuyu araştırabilirler. Karşılarına sonuçları örnekli olarak açıklanmış 5 bölümlük bir yazı dizisi çıkacak. Oldukça yararlı bulduğum bir konudur. Bir kısmı Web CSS ile ilgili olsa bile mutlaka değerlendirmelisiniz. Bölüm 1: Ölçü Bölüm 2: İşaretler Bölüm 3: Ligature Bölüm 4: Tipografik düzen – Boyut Bölüm 5: Tipografik düzen – Ağırlık

Bu kaynağın haricinde makale ve örnekli bir çok çalışmaya ulaşmanız da mümkün.


Yasin Ava


62


63

“En büyük engel kendimiziz!”

ABDULLAH TEKİN RÖPORTAJ: Mehmet Can Belören

Zonguldak’ta sıfır imkânlarla yola çıkarak alanında önemli bir başarıya imza atan Haber7’nin yazılımcısı Abdullah Tekin, yaşadığı fiziki engeline rağmen başarı hikayesi ile herkese ilham kaynağı olacak nitelikte... Zonguldak’ta sıfır imkânlarla yola çıkan, sonrasında kendini geliştirerek bugün sektörde önemli başarılara imza atmış biri olan Abdullah Tekin, inanıyoruz ki, engelli engelsiz pek çok insan için önemli bir ilham kaynağı ve hayat hikâyesini ihtiva eden bu söyleşi de pek çok tereddütte kalmış kardeşimize yol gösterecektir.


64

Öncelikle bize kendinizden Bu süreçte yaşadığınız sıve rahatsızlığınızdan bahse- kıntılardan bahsedebilir midebilir misiniz? siniz? Örneğin, engelli olZonguldaklıyım ve 1981 doğum- manın sizi diğer insanlardan luyum. Doğar doğmaz ortopedik ayıran önemli bir farkını hisbir eklem rahatsızlığı olan ”Artrog- settiniz mi? ripozis Multiplex Konjenita” tanısıyla “engelli” sıfatına sahip oldum. Hastane köşelerindeki o sancılı dönemleri sadece hayal gibi hatırlıyorum. Beş kez, “Sol Ayağım” filmini anımsatırcasına, “sol bacağım”dan operasyon geçirmeme rağmen, o dönemin teknolojisi ile bir olumlu bir sonuç elde edilememiş. Şu an ev gibi kısa mesafeler olan yerlerde koltuk değneği kullanıyorum, fakat dışarıda tekerlekli sandalye ile dolaşmaktayım.

Yaş ilerledikçe ve bazı şeyleri daha iyi anlamaya başladıkça insan kendisinin farklı ya da özel bir kişilik olduğunu anlıyor. İlk etapta ilkokul yıllarında insanların farklı bakışlarını seziyorsunuz. “Ötekileştirme” dediğimiz olay. Genelde bunu bilinçsiz kesim yapmaktaydı. Sonuçta farklı birisiniz ve uzaylı görmüşçesine bakışlarının size nüfuz etmesi normaldi aslında. Ancak küçük yaştaki bir çocuğun psiko-


65

lojik olarak bunları yaşaması her açıdan sıkıntılıydı. Fiziksel olarak diğer insanlardan biraz daha farklı olduğunuzun bilincine varmak kendi kendinizi “Ben neyim? Kimim? Niye böyleyim?” şeklinde sorgulamaya sebep oluyordu. Bu süreçte biraz tecrübe kazandım, insanların aşağıdan yukarıya doğru süzmelerine karşı misilleme yaparak, yani karşı bakış atarak psikolojik olarak üstünlük sağladığımı düşünüyordum. Bu sayede kendimce artık şu mesajı vermekteydim: “Ne var kardeşim, anormal bir şey mi gördün?” Evet, hep böyle düşündüm o inatçı bakışlarımı atarken... Ve şaşırtıcıdır ki, insanlar artık mesajı alıyordu. Utanıp kendilerine ders çıkarmaktaydılar. Ama bu aşamada ben halen sessiz moddaydım. Duygularımı ifade etmeye henüz cesaretim yoktu.

Arkadaşlarınızla ilişkileriniz nasıldı? Sonuçta bir mahalledesiniz ve oyun oynadığınız kişiler var mıydı?

Evet, o yıllarda tek eğlendiğim yer mahallemizdi. Burada sokakta üç tekerlekli bisikletimle özgürce hareket edebiliyor, oyunlar oynuyor ve arkadaşlarımla sohbet edebiliyordum. Mahalle arkadaşlarım bana asla farklı biri muamelesi yapmadılar ve bunun için onlara gerçek bir teşekkür borçluyum. Buna ek olarak bana her zaman destek oldular, ötekileştirme yapmayarak normal biri olduğumu hissettirdiler. Bu yaklaşımlar bende pozitif sonuçlara sebep oldu, sağlam düşünebilme ve zekâmı kullanabilme fırsatını verdi. Sonuç olarak artık sınıfta “güzel yazı” dersinde yazılarım panoya asılıyor, yakama kırmızı kurdeleler takılıyor, öğretmenimizin zeki öğrenciler olarak gruplandırdığı sıralarda oturuyordum.

Sanırım bugün bilişim dünyasının içinde olmanızı herhalde bilgisayarla erken tanışmanıza borçlusunuz. Peki, bilgisayarların dünyasına ilk nasıl adım attınız? Hayatımın en önemli dönüm noktası ilkokul üçüncü sınıfta gerçekleşti. Bir kış günü, babamın da teknolojiye olan merakı sayesinde eve bir zamanların efsanevi bilgisayarı “Commodore 64” alındı. O dönemler, 1989 yılında orta gelirli bir işçi çocuğu için bilgisayarla ta-


66

nışmak demek Everest’e tırmanmak gibi bir durumdu. Bilgisayar kutudan çıkarken ve kurulumu yapılırken o duygu bambaşka oluyordu, çok iyi hatırlıyorum. Kendimi farklı bir dünyada bulmuştum. Artık karşımda tamamıyla benim hükmedebileceğim bir makina bulunuyordu. Ve bu makina ile beş yıl boyunca hem oyun oynadım, hem de kullanma kılavuzundaki programlama dillerini uygulayarak çeşitli programcıklar yazdım. Bunlardan aklımda kalanlardan en önemlisi, “zar atma” yazılımıdır. Şu andaki mesleğimin başlangıç noktası da bu hadisedir. Ortaokulda okul çıkışlarında iki saat boyunca özel bir firmanın verdiği bilgisayar kursuna gitmiştim. Kurstaki bilgisayarlar Commodore değil PC idi. Windows kullanıcısının Linux’a geçmesi gibi bir durum söz konusuydu. Commodore’da edinilen tecrübe ve üstüne PC bilgisi olunca artık terfi etme zamanı gelmişti. Aileme bu durumu anlattım ve bir süre sonra artık PC benimdi. Donanım özellikleri şaşırtıcı

hızdaydı: 120 MB HDD, 256KB Ram, Windows 3.1 İşletim Sistemi. :)

Bundan sonraki süreçte eğitiminiz nasıl ilerledi? Eğitiminizi tamamlamak konusunda da ciddi bir gayret sarf ettiniz sanırım? Evet, eğitimime devam etmek, hem kişisel gelişimim, hem de sosyal bağlantılarımı güçlendirmek anlamında çok önemliydi benim için. Lise eğitimimi Zonguldak


67

azimle çalışarak başarıyla geçtim, sonunda mezun oldum.

Ve sonrası internet sanırım. Asıl gelişiminizde internet ciddi olarak yer almış olmalı.

Kozlu Lisesi Fen bölümünde, üniversiteyi eğitimimi ise Anadolu Üniversitesi Açıköğretim İşletme Bölümü’nde tamamladım. Üniversite eğitimi döneminin pek cazip geçtiği söylenemez. Lisede sayısalcı olup üniversitede sözel okuma zorluğu ve içimdeki bilgisayar sevdası sebebiyle derslerimi hep aksatıyordum ve bu yüzden sınavlara girmediğim için bir sene sınıfta kaldım. Fakat bu gecikme bana iyi bir ders oldu ve diğer seneleri

Doğru. Hayatımın diğer bir dönüm noktası ise internet ile tanışmamdı. 1999 yılıydı ve liseyi yeni bitirmiştim. Gün boyunca vakittim genelde evde geçiyordu. Bilgisayarın kendisinin oyun ve eğlenceden başka bir işe yaramadığını fark ettim. Artık daha farklı bir şeylere ihtiyacım vardı. Vakit kaybetmeden hemen bir 56K modem satın aldım, bir de üstüne internet paketi... Bağlanırken o müthiş faks sesini duymak müthiş bir duyguydu, bilenler hatırlayacaktır. Sanki fantastik filmlerdeki farklı boyutlara geçilen tünelin içindeymiş hissi uyandırırdı bende sürekli. İlk zamanlar sürekli chat (sohbet) amaçlı kullandım. Şimdiki gibi Facebook, MSN filan yok, konuşabileceğiniz insan bulmak dahi çok zor. Allah’tandır ki çok iyi arkadaşlar edindim ve bunlar hep aynı


68

benim gibi içinde bilgisayar sevgisi olan, meraklı ve zeki kişilerdi. Bu böyle bir süre devam etti, ama artık chat yapmaktan da sıkılmıştım. Farklı bir şeyler yapmalıydım. “Web sitesi yapmak!” fikri doğdu birden. İçinde gezip dolaştığın bunca sitenin birinin de mimarı “ben” olmalıydım! Hemen yeni tanıştığım ve bilgisayar mühendisliğinde okuyan bir arkadaşımdan bu işi nasıl yapabileceğimi sordum. O da seve seve bana bu konuda akıl

hocalığı yapmaya başladı. Derken FTP, HTML, Dreamweaver gibi terim ve programlarla tanıştım ve öğrendim. İlk HTML sayfamı hazırlayarak ücretsiz bir hostingte yayınlamıştım. Bu benim için Einstein olmak gibi bir şeydi. Çok heyecanlıydı, bir an dünyayı ele geçirdiğimi bile düşündüm. Fakat daha yolun başındaydım, bunun da farkındaydım.

Başlangıç noktası son derece güzel ilerlemiş. Ama baş-


69

layıp sonunu getirmek daha mühim, pek çok insanın yapamadığı da budur zaten. Asıl olarak sonrasında kendinizi geliştirmeniz, bunu sürdürmeniz nasıl oldu? Bence işin mantığını kaptıktan sonra gerisi kolay, işin mantığı hepsinin özüdür. Öncelikle diğer insanlardan daha eksik yönlerim olduğunun farkındaydım ve bunları aşmak benim için hepsinden daha önemliydi. Kendimi bu konuda geliştirerek belli bir seviyeye ulaşmak da bunun bir parçasıydı. Bu nedenle statik HTML’ in yetersiz olduğunu anlamam uzun sürmedi, dinamik olması gerektiği kanaatine ulaştım ve sonrasında CGI & PERL adında bir programlama dili ile tanıştım. Fakat bu da beni tam olarak tatmin etmemişti. Daha esnek ve kullanılabilir, hızlı bir dille tanışmalıydım. O sıralar bir bilgisayar dergisinde ek olarak ve-

rilen, sektördeki hemen herkesin mutlaka tanıdığı bir isim olan Hakkı Öcal tarafından yazılan “PHP” kitapçığını su gibi içtiğimde artık yapmam gerekeni biliyordum. PHP, web sitelerinin dinamik olmasını sağlayan bir programlama diliydi. Bu okyanusta yüzmenin sonu yoktu. Statik siteler yerine artık daha dinamik siteler yapabiliyordum.

PHP programlama dilini öğrendikten sonra neler geliştirdiniz? Bir de o zamanlar Türkiye’de internetin ilk yılları olduğundan kaynak yok denecek azdı , bu süreci nasıl aştınız? İrili ufaklı web siteleri hazırlayarak başladım. Hazır sistemleri deneme yanılma yöntemi ile kullanarak belirli bir mesafe katettim. Belirttiğiniz gibi kaynak yok denecek kadar azdı, bu nedenle de yabancı kaynaklardan bol bol istifade etmem gerekti. Ancak, bu kaynak sıkıntısı 2002 yılında Siraceddin EL ile beraber bizi bilgisayara gönül vermiş genç arkadaşlara hitaben Sanalkurs adında ücretsiz bir eğitim portalı kurmaya sevk etti. Burada bilgilerimiz paylaşarak Türkçe kaynak eğitimler yayınladık. Sonrasında bize tanımadığımız pek çok kişi katıldı ve Sanalkurs 10 yıldır istik-


70

Bilişim ekibinde tanımış olduk. Evet, bir taraftan bu projeyi sürdürürken diğer taraftan da uzun yıllar önce yine IRC platformunda tanışmış olduğum Asım Ekinci ile birlikte TE BİLİŞİM’in temellerini attık. TE Bilişim şirketine bağlı olarak 2007 yılında ilk “haber yazılımı” projesini gerçekleştirdik. İlk zamanlar kısıtlı bilgi düzeyi ile sistem rarlı bir şekilde devam etti, hala dede doğal olarak vam ediyor. Ben de halen bu plat- sınırlı bir seviyedeydi. Kullanıcılarformda “bilgi paylaştıkça çoğalır” dan gelen talepler ve geri bildirimmantığı ile hareket ederek yazılım ler arttıkça kat ettiğimiz mesafe dersleri yayınlıyorum. Sanalkurs de o nispette arttı ve sistemi tüm çatısı altında pek çok üniversitede ihtiyaçlara cevap verecek şekilde bilişim programlarına yönelik se- geliştirdik. Pek çok haber sitesinin minerler verdik ve inanılmaz ilgi ile alt yapısını kurmak ve yüzlerce platforma bu haber sistemini enkarşılandı bu girişimlerimiz. tegre etmek bizlerin bu sahadaki Şu an sanırım bu çizgiyi bitecrübesini ve kalitesini de olumraz daha yukarı taşıdınız ve lu anlamda etkiledi. Elde ettiğimiz haber yazılımları üreten TE başarılar sayesinde Haber7 ekibi Bilişim’le devam ediyorsu- ile tanıştık. Haber7.com sitesini nuz. Biz de bu vesileyle sizi baştan sonra sistematik bir şekilde Haber7 yazılımını yapan TE yeniledik ve yeni portallar için son


71

derece gelişmiş bir alt yapı hazırladık. Bu süreçte bizlere desteklerini esirgemeyen Haber7 Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Erdoğan ve ekibine teşekkürü bir borç biliyorum.

Görüldüğü kadarıyla pek çok engeli aşarak son derece önemli bir mesafe kat etmiş biri olarak karşımızdasınız. Kendi arabanızı kullanıyor, sevdiğiniz işi yapıyorsunuz. Şu bir gerçek ki, kader çizgimdeki kayda değer noktalardan biri ehliyetimin ve arabamın olması idi. Küçük yaşlarda arabalara olan özel ilgimden olsa gerek, 4 yaşımdayken bile yazın o kavrulmuş sıcağında arabamızın içinde direksiyon sallayan meraklı ve heyecanlı bir ruhum vardı. Okula da engelimden dolayı sürekli özel taksi ile gidip geldim. Lise çağlarında artık arabayı kendim kullanabileceğime inanmıştım. Engelli olarak kullanabilmem gerçekten zor bir süreçti. Ancak inanmak bir işi başarmanın yarısıdır derler ya, diğer yarısı da biraz azimli ve meraklı olmaya bakıyor. Eğer insan azimli, meraklı ve inançlı olursa başarısız olacağınız bir hedef yok bana göre. Velhasıl 2003 yılında ehliyetimi aldım ve hemen akabinde de iki sene sonra engellilere sağlanan kolaylıklardan

yararlanarak ilk arabamı almak nasip oldu. Şu anda aracımla beraber İstanbul ve Zonguldak arasında iş yoğunluğu çerçevesince mekik dokumaktayım. Ve sevdiğim işi yapıyorum. Sonuç itibariyle kendimi “bilgisayar” ile keşfettim. Bu konuda kimseden özel ders almadım, eğitim alsaydım daha farklı ve daha iyi olabilirdi. O dönemlerde Açık Öğretim Fakültesi’nde Bilgisayar bölümü olmadığı için bu eğitimi alamadım ancak bu zamana kadar edindiğim bilgi ve deneyim ile eğitim alan kişilere eğitim verdim, bu da azim ve gayretin neticesi olan önemli bir kıstas. Eğer bir insan meraklı, azimli, inançlı ve dürüst ise Allah o kişiye zaten “Yürü ya kulum!” diyor bir şekilde.

Türkiye’de pek çok engelli kardeşimiz var. Birçoğu sizin gibi bir sahada ilerleme ve kendini ifade edebilme imkânı bulamıyor. Bu anlamda onlara neler önerebilirsiniz? Türkiye’de ortalama 5 milyon engelli bulunuyor. Bu kişilerin tahmin ediyorum 3-4 milyonu evlerinde bir köşeye çekilmiş, özgüvenleri zayıf bir şekilde birilerine muhtaç halde yaşıyorlar. Eminim ki, bu kişilere şans verilse aralarından pek


72

çok cevherler çıkacaktır. Türkiye’de gerekli adımlar atılarak bunun gerçekleşmesi için seferber olunması gerekiyor. Evleri tarayıp engelliler ile konuşup neleri sevdikleri ya da nelere merakları oldukları tespit edilip ona göre imkânlar hazırlanabilmeli diye düşünüyorum. Şayet böyle bir durum söz konusu olursa ben de elimden gelen her desteği vermeye hazırım. Ben şuna inanıyorum. Allah her insana bir meziyet vermiştir ve ço-

ğu zaman bunu gizli tutmuştur. Bize düşen içimizde bizimle konuşan o ruhu yakalamak, açığa çıkmasını sağlamaktır. Bunu başarmanın tek sırrı ise yine kendinizdedir, yani en büyük engel kendimiziz. Örneğin neleri seversiniz, neye merakınız var? Bu soruları önce kendinize sorup cevabını verdikten sonra üstüne giderek bıkmadan usanmadan o işte uzman olana kadar ısrarla ilerlemek lazım. Bir şeyi kırk kez tekrarlayınca olurmuş


73

derler. Kırk değil, biz seksen ya da yüz yapalım, daha sağlam olsun. Şu hayatta sevdiğiniz şeyi meslek haline getirmek kadar güzel bir tercih yok bana göre. Bu şekilde olduğunda kazandığınız para da size hediye olarak verilmiş gibi oluyor. “Akşam olsa da mesaim bitse!” yerine “Çalışırken eğleniyorum, mutlu oluyorum!” cümlesi kulağa daha hoş geliyor.

Boş vakitlerinizde neler yaparsınız bir bilişimci olarak? Sürekli bilgisayar ile uğraşmıyorsunuzdur herhalde…

yorucuydu benim için, aklımın bir köşesinde de hep “yazılımcı olmak” yattığı için o mesleği geride bıraktım ve şimdilerde ise sadece hobi olarak uğraşıyorum. Ek olarak ise Photoshop’ta manipülasyonlar yapmaktayım. Çekimlerimi ve çalışmalarımı Facebook sayfamda arkadaşlarımla paylaşıyorum zaten, beğeniler geldikçe mutlu oluyor insan…

Bundan sonraki süreçte ne gibi düşünceleriniz var? Neler planlıyorsunuz? Hayatımda bundan sonraki hedeflerim arasında, amacım her daim bilgi edinmek, kendini geliştirmeyi sürdürmek olduğu için ‘çok gezen çok bilir’ mucibince yurtdışına seyahate çıkmak var. Tabii bekâr olduğumu da düşünürsem sanırım “evlenmek” gibi de bir hedefim önceliklerim arasında bulunmakta.

Evlilik demişken, nasıl bir evlilik planlıyorsunuz? EvleTabii ki insan arada nefes almalı neceğiniz kişi nasıl olmalı?

sürekli bilgisayar ile uğraştığınızda yaptığınız işten de nefret eder hale geliyorsunuz. Ben fotoğrafçılık ile uğraşıyorum. Bir zamanlar dijital fotoğrafçı dükkanım bile vardı. Çok insanın vesikalık, düğün fotoğraflarını çekip Photoshop ile basılabilecek hale getirip sundum. Zevkli bir iş ancak bir o kadarda

Evlilik kurumu bana göre çok ince bir çizgi. Karşınızdaki kişinin hatalarına katlanmak, en önemlisi sevgi ve saygı gerektiriyor. Aşk evliliği bana mantıksız geliyor. Aşk çünkü farklı bir boyut... Âşıksanız zaten körsünüz demektir. Sevdiğiniz kişi karaktersiz birisi de olsa


74

ona göz yumarsınız. Tabii ki gerçek aşklar da var, fakat evlendikten sonra artık sevgiye dönüşüyor demektir. Çünkü aşkı oluşturan ve dev aynasına dönüştüren şey özlem, ulaşamama ve elde edememe duygusudur. Elde ettiğiniz an şekil değiştirir. İşte bu yüzden aşkın olması ya da olmaması önemli değildir benim için. İki insanın ömür boyu birbiri ile anlaşabilmesi hepsinden daha önemli bir kriter. Bir yerde okumuştum. Yaşlı amcaya, “Ömrünüz boyunca evlilik ve eşiniz sizin için ne ifade etti?” diye sormuşlar. Amca şu cevabı vermiş: “Evliliğin ilk senelerinde gerçekten

eşim, sonra kardeşim, annem, babam ve en sonunda da dostum...” diyerek özetlemiş her şeyi.

Çok teşekkür ediyoruz bu güzel söyleşi için. Gerçekten sıcak ve samimi bir sohbet oldu. Umarız okurlarımız da beğenmişlerdir. Ben teşekkür ederim. Size, okurlara selam ve sevgiler…

Twitter: dr_weaver Facebook: atekin67 E-Mail: atekin@tebilisim.com


Abdullah Tekin


76

Deneyimli Yazılımcı ve Tasarımcılara Sorduk [İSMAİL DEMİRBİLEK] Yazılım Geliştirme Uzmanı

Yeni yeni öğrenmeye başlayan pek çok arkadaşımız, neyi nasıl yapacağı konusunda tereddüt yaşar. Hangi programları kullanmalıdır, hangi donanım işini görür, hangi uygulama, hizmet ve imkanları kullanmalıdır ki, daha hızlı ilerleyebilsin.


77

Daron Yöndem XOMNI’de CTO olarak görev yapıyorum. Yazılım geliştirme ofisimiz Türkiye’de. Microsoft tarafında ise 8 yıldır MVP programındayım. Şu an Microsoft Regional Director ve Windows Azure MVP olarak da sosyal topluluklara olabildiğince fayda sağlamaya çalışıyorum.

Öncelikli olarak yaptığınız işi nasıl tanımlayabiliriz?

1020, Surface Pro ve Surface RT kullanıyorum.

XOMNI’de Windows Azure üzerinde perakende sektörü için SAAS çözümleri sunan bir ürün geliştiriyoruz. İkinci sürümümüz bugünlerde yayında olacak. Sorumluluğum ürünün mimarisini ve kullanılan teknolojilerin seçimini kapsıyor.

Hangi editörü ya da programı kullanıyorsunuz?

Çalışma ve geliştirmeleriniz için hangi donanımı kullanıyorsunuz? 8 çekirdekli XEON işlemcili, 32GB Ram ile çılgın bir Monster laptop’ım var :) Mobilite için de Sony Vaio Duo 11’in var. Ayrıca istemci testlerim için iPhone 5, iPad Mini, Lumia

Visual Studio 2013 dışına pek çıkmıyorum. Hayatım orada geçiyor. İtiraf ediyim, blog postlarımı bile orada yazıyorum.

Günlük kullandığınız ve o olmazsa olmaz dediğiniz yazılım / uygulama / hizmet hangisi? Dropbox, Skype, DuMeter, TFSLive, IFTTT, Foursquare, Twitter, Outlook, Office365, Chrome, Windows Azure’daki VM’im.


78

Uğur Umutluoğlu Şu an OBSS’de Takım Lideri ve Supervising .NET Developer olarak çalışmaktayım. Evliyim ve bir kızım var. Kitap okumayı severim, şiir dinlerim ve ney üflemeye çalışırım..

Öncelikli olarak yaptığınız işi nasıl tanımlayabiliriz? İlgi alanım sunucu taraflı teknolojiler. .NET platformunda çalışmakta ve Microsoft teknolojilerini kullanmaktayım. İş hayatımda servis odaklı ve web tabanlı projelerde yazılım geliştirici ve takım lideri gibi rollerde çalışmaktayım.

Çalışma ve geliştirmeleriniz için hangi donanımı kullanıyorsunuz? Kişisel bilgisayarım Dell Studio 1557. İş yerinde geliştirme için Dell masaüstü bilgisayar kullanıyorum.

Hangi editörü ya da programı kullanıyorsunuz? Visual Studio 2010, Notepad++.

Günlük kullandığınız ve o olmazsa olmaz dediğiniz yazılım / uygulama / hizmet hangisi? Chrome, OneNote, Twitter/Tweetdeck, Dropbox, Google(Gtalk, Drive, Calendar), Instagram, Fiddler.


79

Muharrem Taç Şu an M2 Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi’nde AR-GE ve Eğitimden sorumlu olarak çalışıyorum, aynı zamanda şirkette aktif olarak yazılım ve sistem uzmanlığı yapıyorum. Boş zamanlarımda elektronikle uğraşmayı, fotoğraf çekmeyi, satranç oynamayı, resim yapmayı ve sinema izlemeyi severim. Evliyim ve iki kızım var.

Öncelikli olarak yaptığınız işi nasıl tanımlayabiliriz? Odak noktam Java ve .NET teknolojileri ile yazılımlar geliştirmek. Uzmanlık alanım web ve mobil teknolojiler.

Çalışma ve geliştirmeleriniz için hangi donanımı kullanıyorsunuz? Biri 256GB SSD’li biri de 7200 RPM’li iki diski olan, 12 GB RAM’i olan MSI GT680 laptop ana makinem, kendi topladığım bir de PC sistemim var. Monitörüm 27” LG D2342P Cinema 3D.

Hangi editörü ya da programı kullanıyorsunuz?

Eclipse en yoğun kullandığım IDE. Bunun yanında NET için Visual Studio ve bazı Java projeleri için Netbeans ve IntelliJ Idea da kullanıyorum. Notepad ++ da çok yoğun kullandığım bir araç.

Günlük kullandığınız ve o olmazsa olmaz dediğiniz yazılım / uygulama / hizmet hangisi? Eclipse, Visual Studio, Google servisleri, Evernote, Microsoft Office ürünleri, Adobe ürünleri, veritabanı yönetim araçları (DB Visualizer, Navicat MongoVUE...), Putty, WinSCP.


80

Hakan Çamoğlu Şu an Mynet’de Vidobu.com Ürün Müdürü olarak görev yapıyorum. İş dışında fotoğraf çekmeyi ve gitar çalmayı severim.

Öncelikli olarak yaptığınız işi nasıl tanımlayabiliriz?

Hangi editörü ya da programı kullanıyorsunuz?

Ağırlıklı olarak uzmanlık alanım olan web ve mobil ortamlar için tasarım ve yazılım eğitimleri veriyorum. Web tasarım, programlama, mobil uygulama geliştirme konularında sektörde 1999 yılından bu yana projeler geliştirmekte, eğitmenlik ve danışmanlık yapmaktayım.

Ağırlıklı olarak Adobe ürünleri kullanıyorum. Sıkça kullandığım programlar; Dreamweaver, Fireworks, Photoshop ve Xcode.

Çalışma ve geliştirmeleriniz için hangi donanımı kullanıyorsunuz? Şu anda 15” Macbook Pro kullanıyorum.

Günlük kullandığınız ve o olmazsa olmaz dediğiniz yazılım / uygulama / hizmet hangisi? CTransmit, Dreamweaver, Wunderlist, Google (gmali, takvim), Dropbox, Chrome.


81

Fatih Hayrioğlu Nüfusa 1978 Trabzon/Sürmene doğumlu olarak kaydedilmişim. İlk, orta ve lise eğitimimi İstanbul Zeytinburnu’nda tamamladıktan sonra Üniversiteyi Fırat Üniversitesi’nde okudum. Bölümüm her ne kadar Çevre Mühendisliği olsa da hayatımı web sayfası kodlaması yaparak geçirmekteyim. Sahibinden.com’da Arayüz Geliştirici olarak çalışıyorum. Evliyim.

Öncelikli olarak yaptığınız işi nasıl tanımlayabiliriz?

sıkıntılı olsada zamanla güzel ve zevkli bir hal alıyor.

Genel anlamda Arayüz geliştirici (front-end) CSS, HTML ve JavaScript. Son zamanlarda Angularjs, Grunt, Stylus ile ilgileniyorum.

Hangi editörü ya da programı kullanıyorsunuz?

Çalışma ve geliştirmeleriniz için hangi donanımı kullanıyorsunuz?

Son 1,5 senedir Sublime Text 2 kullanıyorum.

Günlük kullandığınız ve o olmazsa olmaz dediğiniz yazılım / uygulama / hizmet Sahibinden.com’da çalışana ka- hangisi?

dar yani yaklaşık 2,5 öncesine kadar Windows makinelerde çalışırken 2,5 senelik sahibinden. com çalışma hayatımda MacBook Pro ile çalışmaktayın. Başlangıçta Windows’tan Mac OS’a geçmek

Firefox, Firebug, Chrome, Sublime Text, Virtual Box, Terminal(iTerm ve zhs), Tweetdeck, Dropbox, vim, Phoshop, Google, Gmail, Google Drive, Google Takvim, Jira, Git.


82

Halid Özgür Şu an Abakus’ta çalışıyorum. Severek yaptığım ve ilgilendiğim alanlar eğitim, tasarım, fotoğraf, müzik, sinema/video ve internet olarak özetlenebilir.

Öncelikli olarak yaptığınız işi nasıl tanımlayabiliriz?

yazılım / uygulama / hizmet hangisi?

Dijital Tasarım, uzaktan eğitim ve projeler diyebiliriz.

Creative Cloud uygulamalarından birisine mutlaka dokunuyorum gün içinde. Olmazsa olmaz uygulamalarım yok doğrusu. İş hatırlatma, fikirler vb. için çoğunlukla kendime email atıyorum. Dropbox uygulama/hizmeti yıllardır hayatımın bir parçası haline geldi. Her şey bulutta, ekiplerle ortak ve paralel proje yürütmekte çok iyi.

Çalışma ve geliştirmeleriniz için hangi donanımı kullanıyorsunuz? MacBook Pro 13’’ ve iPad.

Hangi editörü ya da programı kullanıyorsunuz? Adobe Creative Cloud içerisindeki neredeyse tüm tasarımla ilgili uygulamalar, müzik için çoğunlukla Apple Garage Band, projelendirmeler için Google Drive Tablolar vb. ilk aklıma gelenler..

Günlük kullandığınız ve o olmazsa olmaz dediğiniz


83

Bilal Akçay Logo Yazılım’da ürün geliştirme ekibinde çalışıyorum. İş dışındaki vakitlerimi sosyal sorumluluk projeleri, eğitim ve seminerlerle geçiriyorum. Fırsat oldukça yelken yarışlarına katılıyorum. Evliyim ve bir oğlum var.

Öncelikli olarak yaptığınız işi nasıl tanımlayabiliriz?

İhtiyaca göre Visual Studio, Eclipse ya da XCode kullanıyorum.

Şirket içinde özel olarak kurulmuş bir gerilla ekibiz. Agile ve Scrum yöntemleriyle, genelde küçük ölçekli, şirketin ana uygulamalarıyla entegre projeler geliştiriyoruz. Kullandığımız altyapı ihtiyaca göre, C#, ASP.Net, Java, IOS, Android olabiliyor. Projelerde hem oyun kurucu hem de kod geliştirici olarak işler yapıyorum.

Günlük kullandığınız ve o olmazsa olmaz dediğiniz yazılım / uygulama / hizmet hangisi?

Çalışma ve geliştirmeleriniz için hangi donanımı kullanıyorsunuz? Genelde güçlü PC donanımları ve bazen Mac Mini ile çalışıyorum.

Hangi editörü ya da programı kullanıyorsunuz?

İş için, bahsettiğim geliştirme arayüzleri dışında Outlook, Skype, PowerGrep, PSPad vb. araçlar, genel olarak Google hizmetleri, Microsoft Office (hem uygulamalar hem de platform olarak), SQL Server, Oracle, MySQL vb. veritabanı araçları, PrimoPDF, PDF xChg vb. sistem araçları sık kullandığım yazılımlardan... Sosyal alemlerden pek hoşlanmadığım için Internet’te HackerNews ve Reddit dışında pek vakit geçirdiğim site yok.


84

Hüseyin Usta Şu anda Apple ve Adobe Yetkili Eğitim Merkezi, Naksan Akademi’de eğitim çözüm danışmanlığı yapıyorum. Adobe Certified Expert, Adobe Certified Instructor, Apple Certified Support Professional, Apple Certified Technical Coordinator, iOS Technical Traniner gibi Apple ve Adobe odaklı onlarca sertifikaya sahibim. Evliyim ve iki kızım var.

Öncelikli olarak yaptığınız işi nasıl tanımlayabiliriz? Apple ve Adobe odaklı her şey Son dönem yoğunluğum Apple adına okullarda tablet ile eğitime geçiş projeleri, iTunes U, iBooks Author, Mobile Device Management, 1:1 Sınıf içi etkileşim uygulamalarını içeren eğitimler, danışmanlıklar. Adobe tarafında ise Digital Publishing Suite ile dijital yayıncılık, e-kitap, yayın sektörü tarafında da InDesign’a geçiş projeleri daha fazla zamanımı alıyor diyebilirim.

Çalışma ve geliştirmeleriniz için hangi donanımı kullanıyorsunuz?

Kişisel olarak Retina MacBook Pro, iPhone 5s, iPad Retina kullanıyor olsamda, işim nedeniyle tüm OS X ve iOS işletim sistemine sahip diğer donanımları da kullanıyorum.

Hangi editörü ya da programı kullanıyorsunuz? Tüm Apple ve Adobe yazılımları.

Günlük kullandığınız ve o olmazsa olmaz dediğiniz yazılım / uygulama / hizmet hangisi? iWork (Pages, Numbers, Keynote), iCloud (Mail, Calendar, Notes, Reminder), Safari, Twitter, Feedly, iTunes, Adobe Creative Cloud.


85

Devrim Gümüş Tasarımcıyım. Kurucusu olduğum AD Kreatik’te tasarım ve marka iletişim danışmanlığı alanında hizmet vermenin yanı sıra, Apple ve Adobe teknolojileri konusunda şirketlere kurumsal eğitim danışmanlığı yapıyorum. Sıkı Apple’cı olup, ElmaKurdu Apple Kullanıcı Grubu yöneticisiyim.

Öncelikli olarak yaptığınız işi nasıl tanımlayabiliriz? “Eğitimcilik mi tasarım mı?” diye sorsalar, eğitim vermekten çok keyif alsam da kesinlikle tasarım tarafı benim için daha ağır basıyor. Dijital teknolojinin gelişmesi ile birlikte geleneksel masaüstü yayıncılığın yanında, web, tablet yayıncılık, 3D, video ve animasyon projelerimizde, ekibimize sanat yönetmenliği tarafında destek veriyorum.

Çalışma ve geliştirmeleriniz için hangi donanımı kullanıyorsunuz? Tasarımda fikir ve ilhamın nerede/ne zaman geleceği belli olmaz. Bu nedenle çok uzun süredir taşı-

nabilir bilgisayarlar kullanıyorum. Elma ailesinden MacBook Pro ve iPad ile mesudum. Elma derseniz çıkarım, armut* derseniz çıkmam (*pc).

Hangi editörü ya da programı kullanıyorsunuz? Tasarımlarımda Adobe Creative Cloud kullanıyorum.

Günlük kullandığınız ve o olmazsa olmaz dediğiniz yazılım / uygulama / hizmet hangisi? Standart Mac OS uygulamalarının yanı sıra, Adobe CC, Mesajlar, Twitter, NetNewswire, iWork ve Dropbox.


86

Ahmet Karakurt 40 yıldır dünyadayım, tam olarak ne yaptığımı halen bilmiyorum. 3 boyutlu bir dünyada 2 boyutlu tasarımlar içerisinde 4 boyut anlatmaya çalışıyorum. Tasarımcıyım (sanırım). 2 çocuk babasıyım (kesin bilgi).

Öncelikli olarak yaptığınız işi nasıl tanımlayabiliriz? Kendi tanımımla “Görsel Tasarım, problem çözme sanatıdır.” Bir mesajı doğru kişiye, etkin olarak, doğru ve en kısa yoldan iletmenin daha iyi bir tanımını bulamadım. Ne iş yaptığımı sorana “ben sorun çözerim” diyorum. Bu da sorulara sebep oluyor ve bir döngüye giriyoruz. Acıkınca konu kapanıyor.

Çalışma ve geliştirmeleriniz için hangi donanımı kullanıyorsunuz?

yor... Sonra ise Apple çevre birimine mensup bir kaç araç gereç kullanıyorum. Teknolojik donanım önemli değil o kadar. Önce adam donanımlı olacak.

Hangi editörü ya da programı kullanıyorsunuz? Adobe CC ailesinin PS, ID, AI üçlüsü temel uygulamalarım. Akabinde ihtiyaca göre irili ufaklı bir dolu yardımcı program kullanıyorum.

Günlük kullandığınız ve o olmazsa olmaz dediğiniz yazılım / uygulama / hizmet Kağıt ve kalem en vazgeçilmez hangisi?

donanımlardır benim için. Kağıt üzerinde karalama aşamasını geçmemiş bir tasarıma başladığımda bitmek bilmiyor, bilmiyor, bilmi-

Mail uygulaması ve internet hizmeti en olmazsa olmazım herkeste olduğu gibi. Ardından Adobe CC ailesi geliyor..


87

Ceyhun Akgün 1975 Bursa, Mustafa Kemal Paşa doğumluyum. Grafik Tasarımcı, Ambalaj Tasarımcısı, Masaüstü Yayıncılık Eğitmeni, Baskı Öncesi Hazırlık uzmanı gibi ünvanlar altında çalışmalarımı yürütüyorum. Halen bir reklam ajansında baskı uzmanı olarak çalışıyorum.

Öncelikli olarak yaptığınız işi nasıl tanımlayabiliriz? İşimiz sonuç odaklıdır. Müşteri tarafında ve iş veren gözünde böyledir. Nerede, nasıl, ne şekilde yaptığınızın sonuca bağlı olarak bir anlamı yoktur. Müşteri memnunsa, iş veren kazançlı ise sizde iyi elemansınızdır. Sonuç odaklı olduğundan bu önceliğimi hiç kaybetmeden çalışmak, tercih edilen olmak, müşteri tarafından teşekkür yazısı almak özel bir çabayı da gerektirir.

Çalışma ve geliştirmeleriniz için hangi donanımı kullanıyorsunuz? Bilgisayar, tablet, telefon. Macin-

tosh, MacBook Pro evimde kullanıyorum, iş yerinde MacPro. Wacom Tablet ve Nikon Fotoğraf Makinesi önemli yardımcılarım.

Hangi editörü ya da programı kullanıyorsunuz? Adobe grafik programlarını kullanıyorum. Design paketindeki yazılımlarını. .

Günlük kullandığınız ve o olmazsa olmaz dediğiniz yazılım / uygulama / hizmet hangisi? İnternet, Mail, Illustrator, InDesign, Photoshop, bilgisayarım, telefonum.


88

Ilgıt Yıldırım Şu an full-time freelancer olarak çalışmaktayım. Polonya’da yaşıyorum. Boş vakitlerimde film, dizi, belgesel izlemeyi, yeni bir şeyler öğrenmek için eğitici yazılar okuymayı / videolar izlemeyi severim. Evliyim.

Öncelikli olarak yaptığınız işi nasıl tanımlayabiliriz?

Hangi editörü ya da programı kullanıyorsunuz?

Son yıllarda ticari internet projeleri üzerine yoğunlaşmış durumdayım. Ağırlıklı olarak PHP, MySQL, HTML5, CSS3, jQuery, JavaScript kullanmaktayım ve back-end hazırlamaktayım. Aynı zamanda ticari projeler için proje ve fikir geliştirme ile uğraşmaktayım.

PHP Designer editörünü kullanmaktayım. Daha önce DW kullanıyordum.

Çalışma ve geliştirmeleriniz için hangi donanımı kullanıyorsunuz? İş ve eğlenceyi ayırmış durumdayım. İş için Asus laptop kullanırken eğlence, oyun, surf, download gibi işler için masaüstü bilgisayarımı kullanmaktayım.

Günlük kullandığınız ve o olmazsa olmaz dediğiniz yazılım / uygulama / hizmet hangisi? PHP Designer, Mozilla, Chrome, Outlook, Skype, Navicat, Brackets, CuteFTP, IonCube Encoder GUI, SPB Wallet, BitDefender, Advanced System Care, Internet Download Manager, JustCloud, uTorrent, Smart Defrag 2, Google Drive.


89

Yunus Özen 2000 yılından beri yazılımla uğraşıyorum. Web teknolojileri daha fazla ilgi alanıma giriyor. 2004 yılından beri ağırlıklı olarak C# dilinde deneyimlerim oldu. 3 senedir akademisyen olarak Yalova Üniversitesi’nde dersler veriyorum ve çalışmalar yapıyorum. 2005 yılında kurulan C#Türk. net topluluğunun kurucularındanım. Evliyim. Bağlama çalıyorum, biraz ney üfleyebiliyorum. Türk müziği hastasıyım.

Öncelikli olarak yaptığınız işi nasıl tanımlayabiliriz?

maya başlıyorum.

me yapıyorum. Web tabanlı uygulama geliştirme projelerinde yer alıyorum. Mevcut işim münasebetiyle bu konuların eğitimini de veriyorum.

Visual Studio 2012 kullanıyorum. Notepad++ kullanıyorum. Bazen Ubuntu’da çalışmam gerektiğinde Gedit ve Emacs de kullanıyorum.

Hangi editörü ya da prograAğırlıklı olarak C# dili ile geliştir- mı kullanıyorsunuz?

Çalışma ve geliştirmeleriniz için hangi donanımı kullanıyorsunuz? Evde Asus 21 inch bir ekranım var. Genellikle çift monitör çalışmayı tercih ediyorum. İşyerimde de mümkün olduğunca ikinci bir PC ekranı bulduktan sonra çalış-

Günlük kullandığınız ve o olmazsa olmaz dediğiniz yazılım / uygulama / hizmet hangisi? Gmail, Google Calendar, Dropbox, Microsoft Powerpoint, hemen hemen bütün browserlar, Whatsapp, Viber, Viber Desktop, Skype, Google Hangouts.


90

Tunç Olçay 1970 Nisan 1 İzmir doğumluyum. MEB’e bağlı özel bir dershanede Grafik-Tasarım ve İşletmenlik öğretmenliği yapıyorum. Yarış motoru ve hız tutkunuyum. Evliyim, 1 kızım var.

Öncelikli olarak yaptığınız işi nasıl tanımlayabiliriz?

nında VBA editörleri kullanıyorum.

Çalışmalarım sırf 2 boyut programlar ile sınırlı olmadığı için yüksek konfigürasyonlu makinelere gereksinim duyuyorum. Tabii ki ilk tercihim PC tabanlı WorkStationlar.

arada sırada Indesign, Illustrator + video işleme durumlarında Premier ve After Effects..

Günlük kullandığınız ve o Öğretmenlik dışı zamanlarda, fir- olmazsa olmaz dediğiniz maların basım ve grafik sorunlarına yazılım / uygulama / hizmet çözüm danışmanlığı yapıyorum. hangisi? Çalışma ve geliştirmeleriniz Öncelikli olarak tabii ki CorelDiçin hangi donanımı kullanı- raw x6 64 bit, daha sonra sırasıyla; Photoshop, SolidWorks, 3D Max ve yorsunuz?

Hangi editörü ya da programı kullanıyorsunuz? CorelDraw, Excel, Word, SolidWorks gibi programların arka pla-


91

Abdullah Tekin Halen ortağı olduğum şirkette (TE Bilişim) yöneticilik ve Yazılım Uzmanı olarak görev yapmaktayım. Meslek gereği sosyal hayatım uç noktalarda değil. Araba kullanmayı seviyorum, bekarım.

Öncelikli olarak yaptığınız işi nasıl tanımlayabiliriz? PHP Geliştirme Uzmanı olarak nitelendirebiliriz, yani İnternet ortamında en yaygın olarak kullanılan programlama dilini şiir gibi yazarak kullanıcılara dinamik siteler oluşturmaktayım.

Çalışma ve geliştirmeleriniz için hangi donanımı kullanıyorsunuz? Şimdilik PC kullanıyorum fakat devrim yapıp MAC’e geçme düşüncelerim var. Windows ve Microsoft’tan nefret ettiğim gerçeğini yazmadan duramam.

Hangi editörü ya da programı kullanıyorsunuz? Edit Plus, PHP Designer.

Günlük kullandığınız ve o olmazsa olmaz dediğiniz yazılım / uygulama / hizmet hangisi? Google, PHP.net, Skype (Microsoft satın aldıktan sonra bundan da vazgeçebilirim programı reklama boğmayı başardılar sonunda), Turtoise SVN, Editplus, Spotify, Winamp, Firefox, CuteFTP, YandexDisk, Secure Shell Client for SSH, Navicat.


92

Kemal Serkan Yıldırım Şu an Logo Busines Solutions şirketinde Yazılım Uzmanı olarak çalışmaktayım. Evliyim, bir kızım var. Haftasonları ailem ile İstanbul’u gezmeyi ve yeni mekanlar bulmayı seviyorum.

Öncelikli olarak yaptığınız işi nasıl tanımlayabiliriz? Öncelikli hedefim mobil uygulamalar. Ağırlıklı olarak iOS ve Windows Phone odağımda. Şirkette masaüstü uygulamalar yazıyorum ama uzmanlık alanım mobil uygulamalar.

Çalışma ve geliştirmeleriniz için hangi donanımı kullanıyorsunuz? Evde Mac Book Pro kullanıyorum. İş yerinde Windows 8 Masaüstü bir PC ve Mac Mini kullanıyorum.

Hangi editörü ya da programı kullanıyorsunuz? Visual Studio 2012 ve Xcode 5.

Günlük kullandığınız ve o olmazsa olmaz dediğiniz yazılım / uygulama / hizmet hangisi? Google uygulamaları, Skype, Stackoverflow, Outlook, Remote Desktop, NotePad++, PSPad Editor, Xcode.


93

M. Kemal Demir Vodafone Türkiye’de Oracle Consultant olarak çalışıyorum. Yurtiçi ve yurtdışı kültür gezileri yapıyorum. Evliyim ve bir kızım var.

Öncelikli olarak yaptığınız işi nasıl tanımlayabiliriz?

yazılım / uygulama / hizmet hangisi?

PL/SQL ile Database programming. Uzmanlık alanım Telco Billing sistemlerinde High Level Techincal Design.

Google Apps, Skype, Notepad ++, ExamDiff Pro, Jira, Chrome, MS Outlook, Putty

Çalışma ve geliştirmeleriniz için hangi donanımı kullanıyorsunuz? HP Probook.

Hangi editörü ya da programı kullanıyorsunuz? Toad.

Günlük kullandığınız ve o olmazsa olmaz dediğiniz


94

Xiabili Xiahilil (Şahbil Halil) Freelancer olarak PHP, Android ve Java projelerde çalışıyorum. Bunun yanında haftada bir gün Uygurların İstiklal TV’de gönüllü olarak projelerinde yer alıyorum.

Öncelikli olarak yaptığınız işi nasıl tanımlayabiliriz?

Günlük kullandığınız ve o olmazsa olmaz dediğiniz Odak noktam back-end kodla- yazılım / uygulama / hizmet hangisi? ma. PHP ve Java.

Çalışma ve geliştirmeleriniz için hangi donanımı kullanıyorsunuz? Linux Mint ve iMac.

Hangi editörü ya da programı kullanıyorsunuz? Netbean ile PHP projeleri ve Eclipse ile Android ve Java projeleri geliştiriyorum.

Google, SSH, Git, Terminal, Dropbox, Skype.


95

Oğuzhan Abalı Şu an özel bir şirkette Yazılım Uzmanı olarak çalışıyorum. Elimden mouse’u gözümden monitörü hiç eksik etmem, amatör olarak gitar ve mızıka çalıyorum. Bisikletle uzun yol yapmayı, kitaplığımda boğulmayı, pek zaman bulamasam da seyahat etmeyi severim.

Öncelikli olarak yaptığınız işi nasıl tanımlayabiliriz?

Günlük kullandığınız ve o olmazsa olmaz dediğiniz Odak noktam OOP Design (.NET). yazılım / uygulama / hizmet Windows ve web uygulamaları ge- hangisi? liştiriyorum. Hobi olarak mobile development ile ilgileniyorum.

Çalışma ve geliştirmeleriniz için hangi donanımı kullanıyorsunuz? Geliştirme yaptığım makine WorkStation (Windows). Bir de günlük işlerimi halletmek için MacbookAir (MacOS) kullanıyorum.

Hangi editörü ya da programı kullanıyorsunuz? Visual Studio, XCode, SQL Server Management Studio.

Chrome, Filezilla, Outlook, Github, Tweetdeck, Notepad++.



Harun K覺l覺癟


98

E-Ticaret Siteleri Nasıl Olmalı? Pek çok e-ticaret sitesi var. Ancak bazıları, yani en iyi bildiklerimiz, aslında bizi çok önemli özelliklerle kendine çekmeyi ve alışveriş yaptırmayı başarıyorlar. Bu yazıda bunların bazılarını sizlerle paylaşacağım.


99

[MERVE ÖZTÜRKCAN]

Amazon.com Amazon’un kendi içinde retarget mantığında bir özelliği var. Çantaları inceledim ve bir hafta sonra siteye tekrar girdim, bana ana sayfada yine çanta gösterdi. Custom ana sayfa mantığı gibi düşünebilirsiniz. Bunun yararı; kullanıcı çanta alana kadar potansiyel müşteri olarak görünmeniz.

Zararı ise; bilindik bir siteniz yoksa kullanıcı sizi sadece çanta satıyor sanabilir. Bu yüzden “SesionID” dediğimiz kısmı iyi belirlemek lazım. Amazon için olan cache’imi temizlemezsem 35 sene aynı şeyi ana sayfada görebilirim.

Not: “SesionID” kısmını görebilmek için; Chrome’da F12 - Resource-cookies-amazon.com-sesionId Time kısmından kontrol edebilirsiniz.


100

Oxxo.com.tr Bu ve bunun gibi kampanyaların alışveriş için ikna edici olduğunu düşünüyorum. (Bkz. üstteki resim)

N11.com Yine aynı hizmete benzer bir özellik sunuyor. İlk zamanlarda Markafoni’de arkadaşınızı üye yaptığınızda yine indirim veriyordu.


101

E-Bay 1- En sevdiğim ilk özelliği farklı renkleri olan ürünleri ayrı ayrı göstermek yerine, tek bir üründe gösterebilmesi ve aynı ürünün farklı renkleri olduğunu ilk imajda gösterebilmesi. Aynı özelliği yanda gördüğünüz gibi alibaba.com sitesi de kullanmış:


102

Diğer web siteleri ise genellikle aynı ürünün farklı renklerini tek tek eklemiş, üstte gördüğünüz örnekteki gibi shopbop.com sitesi buna örnek gösterilebilir. Ürünleri e-bay sitesinin yaptığı tarzda eklemek bize ne kazandırır? - Aynı ürüne “farklı içerik yazılması ayrıca “zaman kaybı” olabilir. - “Duplicatecontent” olmaz. - Editör ya da SEO uzmanının zamanını almaz. - Kullanıcı kolaylığı sağlar. Kulla-

nıcı fazla gezinmeden, almak istediği ürüne kolayca ulaşır. 2- E-Bay’ın sevdiğim diğer yanı kullanıcı rahatlığı açısından ürünün modelini seçtirmesi, önce modeli seçip sonrasında istediklerinizi sergileyebiliyorsunuz.

Asos.com 1) Ürün Kaydetme Özelliği:

Ürün detay sayfasında yer alan ve o an alamayacağınız, ama sonradan alabileceğiniz şekilde imbir


103

imkan sunan gerçekten ilgi çekici: “SAVE FOR LATER”

2) Fit Visualizer Özelliği Bir anda grafiker olup nasıl beden seçmeniz gerektiği konusunda size yardımcı olabiliyorlar. Hem

de bunu isterseniz kendinize gönderebiliyor, isterseniz başkalarıyla mail ya da sosyal medya aracılığı ile paylaşabiliyorsunuz. Canlı denemek isteyenler için ürün linki aşağıdaki gibidir: http://goo.gl/x7xE2n


104

3) Size Guide Özelliği: Her ürün kategorisi için ayrı bir kullanıcı ko-

laylığı düşünülmüş. Örneğin yukarıda gördüğünüz gibi, çorap kategorisi için “Size Guide” özelliği bulunuyor. Şu linkten görülebilir: http://goo.gl/DCEgkD

4) Video ve Zoom Özelliği: Ürü-

ne isterseniz ayrıntılı görmek için zoom yapabilirsiniz. Hemen yanında bulunan video düğmesi ile daha ayrıntılı bilgi edinebiliyorsunuz. Ayrıntılı linki için: http://goo.gl/iL9Vvi


105

1800flowers.com Sitedeki “vazo gösterimi” özelliği çok ilginç. Yukarıdaki gibi, farklı vazo seçeneklerini yine kullanıcıyı yormadan gösteriyor.

Hepsiburada.com Ana sayfadaki “Çok Satanlar Özelliği” dikkat çekici. Bu özellik çok sihirli olmamakla birlikte nedense hep işe yarayan özelliklerdendir.


106

Lidyana.com Ana sayfada “Çok Satanlar” detayını üstte görüldüğü şekliyle kullanan diğer bir web sitesi örneği ise; lidyana.com. Lidyana.com demişken; “Carousel” yönetimini gerçekten başarılı buluyorum. Haftada bir en azından ana sayfada değişiklik olması satışı tetikleyen en önemli özelliklerden. Ana sayfanızda yer alan bannerlar

sürekli aynı olmamalı. Aksi takdirde yeni ürün ya da kategorileriniz olmadığı düşüncesi kullanıcıyı sarabilir. Bunun en güzel örneğini sanırım sonbahar için yaptığı carusel’de görebilirsiniz. Ayakkabı ve çantayı aynı link altında toplamış: http://www.lidyana.com/sonbahar-ayakkabi-canta-trendleri


107

Lidyana.com, bununla yetinmeyip bir de siteye “yeniler”diye bir bölüm eklenmiş, yeni eklenenlere kolayca buradan ulaşabilirsiniz. (Sağda)

N11.com Yine buna benzer bir özelliği n11.com sunuyor. “Bu 11’e Dikkat” özelliği ile indirimli ve yeni ürünleri sunuyor. (Altta):

Starbucks.com Dünya’daki sitelere bakacak olursak “Starbucks”’ın bugün mağazada neler var özelliği de yine bu tarza örnek gösterilebilir. Ayrıntılı link için:

http://goo.gl/s85SML


108

Zappos.com Ürünlerin alt kısmındaki “Kullanıcı Anketi Özelliği” ile dikkat çekiyor.

Nau.com Sokak çekimleri özelliği her ne kadar yurt dışında daha önce çok kullanılsa da son zamanlarda iyice trendy olmaya başlayan akım, Türkiye’de de şu an bir çok web sitesi bunu uyguluyor. (Yanda) http://www.nau.com/womens/


109

Skinnyties.com Mobil uyumlu web sitesi var. Web sitesine girdiğiniz anda baş-parmak ile kontrol edebileceğini, mobil uyumlu olduğunu anlayabilirsiniz. Aynı şekilde tasarlanan diğer bir web sitesi ise: http://folksy.com, incelenebilir türden.

Nuts.com Kalori özelliği ile öne çıkıyor. Bence her yemek sitesinde olması gereken bir özellik, özellikle bayanların ilgisini çekebileceğini düşünüyorum. Bunun yine artısı da eksisi de bulunuyor. Yani fast food satıyorsanız satışı düşüren bir etken olabilir. Ama zaten diyet yemekler satan bir site iseniz sitenize anlam katabilir. Burada yine belirlediğiniz KPI’lar önem taşımaktadır. Ayrıntılı linke şuradan ulaşabilirsiniz: http://goo.gl/BNZQaL


110

Lokum.com Uzman yorumu özelliği ile yemek sitesi demişken lokum.com’u anmadan olmaz :) Lokumun nasıl ağızda dağıldığını, ağzınızda nasıl bir tat bıraktığını bir uzmandan okumak güzel olsa gerek. Yalnız hamileler bunları okumasın :)

YemekSepeti.com Facebook Yönetimi Sosyal medya için hazırlanan banner’lara çalışanları koymaları bence ayrı bir samimiyet ortamı :) İmajda sanırım İK Müdürü Kıvılcım Hanım’ı görüyoruz.


111

Papyon.com 1) Mekan özellikleriyle öne çıkıyor. Mekan için olan web sitelerinde temizlik, lezzet gibi konuların oylamaya sunulması güzel ve dikkat çekici bir durum. (Sağda) 2) Yaklaşan etkinlikler, tüm gezginlerin ilgisini çekecektir. (Üstte) http://goo.gl/usqkjK

Booking.com Rezervasyon oranını göstermesi kullanıcıyı almaya ikna eden özelliklerden:


112

Booking.com’daki bir diğer özellik, kesinlikle “oy durumu”. Otelin talep gördüğünü gösterme yöntemi:

Oy söz konusu olunca müşteri önemli bir etken, sadece ürünün ya da web sitesinin iyi yanlarını ortaya koymayı çok doğru bulmuyorum, yabancı bir mobilya sitesinden örnek vermek istiyorum:

Mobilya sitesi ürünün zor monte edildiği ile aldığı olumsuz yorumu (CONS) da yayınlıyor. Ayrıntılı linke buradan ulaşabilirsiniz: http://goo.gl/iIzMKv


113

Skyscanner.com Kıyaslama özelliğiyle dikkat çekiyor. Kıyaslama özelliğinin sadece tatil ya da uçak bileti için değil, teknoloji sitelerinde özellikle olması gereken bir özellik olduğunu düşünüyorum. Hepsiburada.com yine bunu güzel bir şekilde uygulayan bir site:


114

Diapers.com Birlikte Satın Alma Özelliği ile öne çıkıyor. Hepsiburada.com yine bunu güzel bir şekilde uygulayan bir site. “Onu alanlar bunu da aldı”, ya da o ürünle birlikte alacağınız diğer ürünleri indirimli göstermek, çeşitli kampanyalar yapmak yine satışı arttırabilecek özelliklerden. Yine bunu Amazon’da ya da diğer e-ticaret sitelerinde görebilirsiniz: http://goo.gl/PzKfrU

Türkiye’de e-bebek.com yine tasarımı ile bu siteyi örnek aldı, ve şu an Türkiye’nin en iyi bebek sitelerinden…

Kargo ve Teslimat Süreci: E-ticaret sitelerinde mutlaka olması ve belirtilmesi gereken özelliğin ne kadar sürede teslim olduğu:


Vejdi Subari


116

Gelecek Sosyal Medya’nın... Her geçen gün önemi artıyor, daha fazla imkan ve fırsatlar doğuruyor. Sosyal medyayayı kullanmayan firma ve kişi kalmadı neredeyse. Hayatın nabzı sosyal medyada atıyor. Sosyal medya gelecek için iyi bir yatırım olabilir.


117

Yıllardan 2006. Teknolojinin gelişmesiyle insanların internete güveni ve kullanma oranı hızla artıyor. Yeni bir kavramın kapımıza dayandığının farkında değiliz.

sosyal ağlarda geçirmeye başlıyor. Tabi, artan kullanıcı sayısı sosyal ağların bir ticaret platformu haline gelmesine imkan veriyor. Öyle büyük bir platform ki, yüzlerce insana iş veren, reklam sektörünün gidişatını değiştiren, farklı meslek dallarının ortaya çıkmasını sağlayan ve durdurulamayan…

Derken Eylül ayına giriyoruz. Uzun süredir var olan ancak dünyaya açılmayan gizli bir internet platformunun insanların hayatında ne kadar büyük değişiklikler yapacağına şahit olma zamanımız yaklaşıyor. Ve dünya Facebook denilen bir web sitesinin varlığından haberdar oluyor. Tabii beraberinde sosyal ağ adını koyduğumuz nur topu gibi bir kavram doğuyor bir anda…

Evet, sosyal ağlar hayatımızın bir parçası ve daha fazla olmaya devam edecek. Bazen her şeyin ücretli hale geleceğine dair haberler okusak da, sosyal ağları farklı kılanın ücretsiz bir platformda insanlara istediklerini paylaşabilme imkanı sunması. Ücretli olma özelliğinin sosyal ağları bir ticaret platformuna çevirdiğini düşünürsek bu haberlerin gerçeği çok yansıtmadığını düşünebiliriz.

Yine aynı yıllarda geliştirilmeye başlanan ve 140 karakter sınırı ile insanlara istediklerini yazarak anlatabilme imkanı sunan Twitter doğuyor. Zamanla var olan siteler genişliyor ve Google Plus, Pinterest, Instagram gibi farklı platformlar da ortaya çıkıyor.

Mobilde yaşanan gelişmelerin insanlara sosyal ağları çok daha kolay ve pratik şekilde kullanabilme imkanı sunması gelişimi hızlandırdı. Sosyal ağın beraberinde getirdiği reklamcılığın bu kadar tercih edilmesini düşününce mevcutun daha da gelişeceğini düşünebiliriz.

Derken 2013 yılına geliyoruz. Geldiğimiz noktada insanlar saatlerini

Görünen o ki, gelecek sosyal ağların bir parçası olacak.

[HASAN TOSUN]



Gülsüm Öztekin


120

ASP.net MVC ile ToDoList Uygulaması Bu yazıda Asp.net MVC Framework ve MVC 4 Scaffolding yapısı hakkında biraz bilgi verip sonrasında da TODO LIST (yapılacaklar listesi) tutan küçük bir örnek uygulamayı adım adım geliştireceğiz. Umarım hepinize faydalı olur.


121

[BÜŞRA KÖKEN] Yazılım Geliştirme Uzmanı

Asp.Net MVC 4 Nedir?

Asp.Net MVC’de MVC, Model View Controller keli- Scaffolding Yapısı melerinin baş harflerinden oluşan bir mimari desendir. Çoğu yazılım çözümlerinde ve dillerinde kullanabileceğiniz bu mimariden çok kısa bahsetmem gerekirse;

Model: Varlıkları oluşturan sınıflardan oluşur, veritabanı ile bağlantılı işlemler burada yapılır.

View: Kullanıcıya gösterilen html sayfalarıdır ve Controllerdan dönen verileri buralarda kullanırız.

Contoreller: Model ve Viewler arasındaki bağlantıyı kuran bu katmanda programlama dili kodları ile metodlar yazarız. Biz Asp.Net tarafında bu mimariyi kullanacağımızdan C# kodları yazacağız ve Asp.Net MVC 4 sürümünü kullanacağız. Visual Studio 2012 sürümlerinde hazır gelmektedir. Diğerlerinde www.asp.net/ mvc sitesinden indirip kurmanız gerekebilir.

Asp.Net MVC sürükle bırak kontrollere sahip değildir, yazılımcılar daha çok severler bu yüzden. Gözünüz korkmasın, beraberinde gelen Scaffolding motoru CRUD işlemleri dediğimiz Create, Read, Update, Delete işlemlerini içeren Controller ve kullanıcıya gönderilecek Viewleri sizin için oluşturur, yani sizin yerinize kod yazar. Normalde bu işler için Controller eklemek, Controllera metodlar yazmak ve bu metodların her biri için de bir View eklemek gerekir. Tüm bunların otomatik olarak oluşturulmasını sağlayan Scaffolding yapısı, bize büyük kolaylık sağlar. Yani bir Model için tüm işlemleri yapabileceğimiz materyalleri bize belirli bir çerçevede sunar ve daha sonra biz onun ürettiği kodlarda kendimize göre değişiklikler yapabilir, gerekli yerleri modifiye edebiliriz. Daha fazla teoriyi uzatmadan


122

Asp.Net MVC 4 ile bir uygulama geliştirelim.

Asp.Net MVC 4 ile TODO LIST Uygulaması Visiual Studio 2012 kullanacağımız projede New Project -> Asp. Net MVC 4 Web Application -> Internet Application adımlarını uygulayarak yeni bir proje açalım. Bizim için Home – About – Contact sayfalarının olduğu bir nevi Hello World Web uygulaması geliyor ilk

olarak. Bunun için projede HomeContoller isimli bir Controllera sahibiz. Biz öncelikle yapacağımız uygulama için bir Model oluşturacağız. Bunun için Model klasörüne sağ tıklayıp Add -> Class diyelim ve Task.cs isimli bir class oluşturalım. Classın içine gerekli propertyleri ekleyelim. Task.cs’nin son hali bu şekilde oluyor :


123

Burada kullandığımız attributeler:

ScaffoldColumn: Create ve Edit yapılırken düzenlenmesini istemediğimiz model özelliği için kullanılır.

DisplayName: Model özelliğinin

Şimdi oluşturduğumuz bu Task sınıfını içeren veritabanının oluşması, içinde bir Task tablosu oluşması ve veriye nesne yönelimli erişmeyi sağlayan Entity Framework kodları oluşması için Entites.cs isimli bir class daha oluşturmalıyız.

kullanıcıya gösterilmesini istediğimiz ismi için kullanırız. Otomatik oluşturulan label etiketleri Türkçe ve anlamlı isimler gösterse iyi olur.

Bu yaptığımız işe Entity Framework Code First denilmektedir. Yani varlık sınıflarını oluşturup geriye kalan işleri Asp.Net MVC’ye yaptırıyoruz.

Bu attributeleri kullanabilmemiz için using yaptırılan namespaceler de koyu renkle gösterildi.

Model Klasöründe daha önce oluşturduğumuz Task.cs gibi bir de Entites.cs ekleyelim.


124

Böylece Entity Framework bizim için bir veri tabanı oluşturacaktır. Şimdi uygulamamızda boş bir veri tabanı oluşmaması için tablo içine örnek veriler koyalım, veritabanı oluşurken içine o veriler de yazılsın. Bunun için Model klasörüne daha öncekiler gibi bir class daha oluşturacağız. SampleData.cs olan bu class içerisinde Task nesneleri içeren bir liste oluşturacağız. Bu durumda SampleData.cs sınıfımızın son hali bu şekilde olmalı.

Daha sonra projemizin içinde bulunan Global.asax isimli dosyanın Application_Start() isimli metodunun içine şu satırı ekleyelim ki veri tabanımız bu verilerle oluşabilsin. System.Data.Entity.Database. SetInitializer(new Todolist.Models. SampleData());

Tüm bu işlemlerden sonra artık Controller’ımızı oluşturabiliriz. Bu-


125

nun için Controller klasörüne gelip sağ tıklayarak Add –> Controller adımlarından sonra Template , Model Class ve Data Context Class için gerekli yerleri seçerek bir Controller oluşturalım. (Önizlemesi sonraki sayfada yer alıyor)

Model olarak Task.cs , Data Context olarak da Entities.cs kullanan bir Controller oluşturduk ve bu Contorllerı oluşturuken MVC , TaskController’ın içinde CRUD iş-

lemleri için gerekli metodları ve bu metodlar için de gerekli viewleri bizim için arka planda hazırladı. Projemizi böylece çalıştırsak ve url’nin sonuna /Task ekleyerek Task sayfasına gidersek bizim oluşturduğumuz sample verilerle bir Index sayfası oluştuğunu ve bu verileri düzenleyebilmemiz için de Edit , Details , Delete linklerinin oluştuğunu görebiliriz. Şimdi artık bunları kendi kullanma isteğimize göre değiştirelim.


126

Öncelikle Delete metodunu değiştireceğiz. Şu anda Delete için de bir View sayfası oluşmuş durumda biz onu kullanmayacağız. Bir task verisini sildiğimizde direk sahip olduğumuz tablodan task verisinin silinmesini sağlayacağız. Yani yaptığımız bir değişikliğin o sayfada dönüşünün olmasını istiyoruz. Bunun için Ajax kullanacağız.

Bir metodda viewe bir paket olarak bilgi göndermemiz gerektiğinde bir ViewModel nesnesi oluşturulur. Bunun için Projemize ViewModel klasörü oluşturalım ve onun içine RemoveTaskViewModel.cs sınıfı oluşturalım. Böylece Ajax kodlarında kullanmamız gerekenleri bu nesnede toplamış oluruz.


127

Şimdi Delete için yazılan iki metoddan birini silelim ve bir tane HttpPost Attribute sahip bir Delete metod yazalım, daha sonra Delete metodunu şu halde düzenleyelim:

Bu işlemlerden sonra TaskController için hazırlanan Viewlerden Index. cshtml Viewine Ajax kodlarımızı ekleyelim. Ajax kodları html etiketleindeki id’ler ve class’larla çalışır. Bunun için ; Ajax kodları bir sonraki sayfadadır.


128

Ve ; @Html.ActionLink(“Delete”, “Delete”, new { id=item.TaskId })

satırını <a href=”#” class=”Delete” data-id=”@item.TaskId”> Notu Sil</a>

olarak değişterelim. Böylece projeyi çalıştırdığımızda Notu sil linkine tıkladığımızda tablodan notumuz yavaş bir efektle silinecektir.

Şimdi tablomuza bir de Yapıldı Link’i ekleyelim. Notlarımızı yapıldı olarak işaretleyebilelim ve yapılan notlar üstü çizili gelsin. Bunun için TaskController’a Done Metodu ekleyelim :


129

Daha sonra Index’e bir Ajax metodu daha ekleyelim ve Yapıldı link’i oluşturan html kodunu yazalım. Tabi notlar yapılmamış ise bu link gelsin diye de bir de bir if kontrolü ekleyelim. Yapıldı için Ajax kodları :

@if (item.Completed==false) { <a href=”#” class=”Yap” data-id=”@item.TaskId”>Yapıldı</a> }

Aynı zamanda Index.cshtml’deki foraech ile içi dolduralan tablo etiketlerine de şu id’leri verelim : <tr id=”row-@item.TaskId”> <td id=”s-@item.TaskId”>


130

Artık projemizi çalıştırdığımızda bir silme, bir yapılma işlemlerini yapan Ajaxla çalışan linklerimiz oldu. Şimdi Create.cshtml Viewinden Completed için oluşturlan div’i silelim ve Edit.cshtml sayfasındaki div etiketini de şöyle değiştirelim. @Html.HiddenFor(model => model.Completed)

Böylece bu Viewlerde Completed bool değerinin değiştirilmesini engelleriz. Index Viewinde notların yapılıp yapılmadığını anlamak için yapılan notların direk olarak üstü çizili gelmesini isteyebiliriz, bunun için Index.cshtml’de foreach içindeki ilk td etiketinin içini şöyle değiştirelim. @if (item.Completed == true) { <del> @Html. DisplayFor(modelItem => item. TaskName)</del> } else { @Html. DisplayFor(modelItem => item. TaskName)}

Son olarak TaskContoller’ın Index metodundaki kodda veriler çekilirken bir sırayla çekilmesi için sorguyu şöyle değiştirelim.

return View(db.Tasks. OrderByDescending(a => a.Completed).ToList());

Böylece yapılan notlar önce gelecektir. Şimdi projeyi çalıştırdığımızda Anasayfadan TodoList sayfasına kolay ulaşmamız için Anasayfaya bir Link koyalım. Bunun için Views/Shared klsöründeki _Layout. cshtml dosyasına Home – About _ Contact Linklerinin oluşturulduğu satırların altına şu satırı ekleyelim. <li>@Html.ActionLink(“TodoList”, “Index”, “Task”)</li>

Böylece projemizi çalıştırdığımızda artık TodoList linkinden Notlar sayfamıza ulaşabilir ve kullanabiliriz. Yaptığımız bu uygulamanın bundan sonrası size kalmış durumda. İsterseniz daha da geliştirebilir, çok kullanıcılı bir hale getirebilir , ya da hayal gücünüzün götürdüğü yere kadar genişletebilirsiniz. Kolay gelsin. Yaptığımız uygulamanın kaynak kodları da burada: https://github.com/BusraKoken/ TodoList


131



Mushfiq Amirov


134

PowerPoint’te Çarpıcı Sunum Teknikleri Bilindiği gibi sunum yapma denildiğinde akla ilk gelen programlardan biri PowerPoint’tir. Peki kim istemez yapılan sunumun daha çok ilgi görmesini, göze çarpmasını ve beğenilmesini? Hele bir de üniversite veya lise öğrencisiyseniz, fazladan ek puana ne dersiniz? İşte bu sorumuzun cevabı…


135

[ABDULSAMET DOĞAN] Ahi Evren Üniversitesi

VisualBee, sunumlarımızı otomatik olarak tek tuş ile şekillendirebilen, birden fazla resim ve grafikleriyle sunumlarımıza kafa atan, sadece yazı ve birkaç resimlerden oluşturduğumuz slaytları bir “ÇARPICI” sunum haline getirebilen bir PowerPoint eklentisidir.

Sadece birkaç işlemle artık sizler de iyi ve göze çarpan sunumlar hazırlayabilirsiniz. Eklentiyi kurduktan sonra VisualBee otomatik olarak menü çubuğunda yer alacaktır.

Tek yapmamız gereken eklentiyi

http://www.visualbee.com/download.html adresinden indirmek ve

kurmak. Kurulum aşaması şu şekilde gerçekleşir:

1. Etap: İndirme ve Çalıştırma

2. Etap: Programın yüklenmesi

PowerPoint programında slaytlarımızı yazı ve resimlerle oluşturduktan sonra hiçbir görsel efekt vermeden ve animasyonlarınızı hazırlamadan direk menü çubuğundan VisualBee sekmesini seçelim. Daha sonra Enhance Presentation tıklamamız yetecektir. Eklentiyi ilk kullanımınızda sizden kullanıcı adı ve e-posta adresini isteyip daha sonra e-posta adresinize gelen onay kodunu eklenti penceresindeki alana girerek VisualBee eklentisini aktif hale getiriyorsunuz. Bu işlemlerin hepsini sadece bir kereliğine mahsus yapıyorsunuz. Sonrasında ise eklenti size sunumunuzda kullanabile-


136

ceğiniz görsel temalar ve resimler sunuyor. Beğendiğinizi seçip Save Presentation düğmesine basıyorsunuz. En sonunda ise düz metinlerden oluşan sunumunuz bir anda görsel açıdan çok çarpıcı hale geliyor.

Programın

ücretsiz

kısmında

3000 tane, ücretli kısmında ise yaklaşık 16000 tane resim ve çok sayıda taslak bulunmaktadır. Etkileriyici bir sunum için 3000 tane resim gayet yeterli olacaktır.


Ahmet Apayd覺n



Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.