Turkish Press 1-15 Ekim

Page 1

Arabic News

Kurdi Agah

English News

page 14 No respite over pension age change

rupel 15 Davutoglu bi Rûhanî re hevdîtin kir

sayfa 16

‫نميها يف جاوز لفح ىل� ةيدو�سما‬، ‫بسح‬ ‫ريرالث‬.

Urdu News

sayfa 17 ‫یلاو ےنچم �ارود ےک جح ںیم برع یدوعس‬ ‫ےلاو ےنوہ کالہ ںیمڑ دگھب‬

Türkiye Gündemi

sayfa 2 Meclis’te partiler 48 milletvekili adayını değiştirdi

BU KİRLİ SENARYOYU TARİHE GÖMELİM

Ali Eren Balıkel

1-15 Ekim 2015

www.turkishpress.co.uk

Türkiye’nin Sesi

info@turkishpress.co.uk

£1

İŞTE SEÇMENİN KALBİNİ FETHETMEYE ADAY 4 SLOGAN Türkiye 5 ay arayla ikinci kez sandık başına gitmeye hazırlanırken partiler de seçim stratejilerini, beyannamelerini en önemlisi de “slogan”larını netleştiriyor. 7 Haziran seçiminde Meclis’e giren 4 partiden AK Parti, aday tanıtım toplantısında, “İlk günkü aşkla” ve “Haydi Bismillah” sloganlarını öne çıkardı. AK Parti’nin sloganlarında, partinin “öze dönüş” politikasının etkisi görülürken, CHP ve MHP’nin sloganlarında Türkiye vurgusu yer alıyor. CHP’nin sloganı “Önce Türkiye”. Fonda CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Olursa bir şikâyet ölümden olsun” dizelerinin yer aldığı “Memleket isterim” şiirini okuduğu reklam filmi yayınlanmaya başlandı. Filmde seçmene “Önce insan” ve “Önce birlik” vurgusunun ardından “Önce Türkiye” mesajı veriliyor. MHP, “Ülkenin Geleceğine Oy Ver” sloganıyla seçmenin karşısına çıkacağını duyurdu. MHP Lideri Devlet Bahçeli, milletvekili adaylarını ve seçim beyannamesini tanıtacağı toplantıyı 3 Ekim’de yapacak. Toplantıda, verilecek diğer mesajlar da açıklanacak. HDP’de ise slogan belirleme çalışmaları son aşamaya geldi. 2 Ekim’de seçim beyannamesini açıklayacak olan HDP yöneticileri, reklamcılarla bir araya geldi.

sayfa 10 İngiltere’de ‘Türk Dünyası Dayanışma Platformu’ kuruldu

sayfa 11 Londra Başkonsolosluğunda Bayramlaşma Vardı

sayfa 18 Fransa’yı Oscar’larda Türk yönetmen temsil edecek

WhatsApp kullanıcıları bu habere dikkat!

Bencillik Üzerine

sayfa 23

sayfa 19

sayfa 24 Doğal Estetik Nedir, Nasıl Yapılır?

sayfa 12 Katalonya’da seçimleri ‘bağımsızlık’ yanlısı partiler kazandı

sayfa 20 Tatil için geç kalmadınız

İş, Eleman ve Emlak ilanları

sayfa 50

sayfa 13 Putin: Esad’ı destekliyorum çünkü...

sayfa 22 Taş oluşumu nedenleri belirtileri

sayfa 26 Fatih Terim, Yunus’u kaptı!

Chairman of Turkish Press News & Business UK Media Group

Türkiye Ortadoğu ve Orta Asya’daki yeni denklemin en güçlü bileşenidir. Herşeye rağmen Türk Devleti’nin güçlü olduğunu ve geçmişte zaman zaman içeriden veya dışarıdan ele geçirilme çalışmalarına rağmen bugünlere geldiğini, tüm dünyanın verimli topraklar olan Mezopotamya`da gözü olduğunu ve bunun için geçmişte binlerce kez olduğu gibi gelecekte de ülkemiz üzerinde bir çok oyunun oynanacağını, içeriden ve dışarıdan planlı bir şekilde güçsüzleştirme çalışmalarına maruz kalacağını unutmayalım. sayfa 6


2

1-15 Ekim 2015

TÜRKİYE GÜNDEMİ

Meclis’te grubu bulunan partiler 48 milletvekili adayını değiştirdi AK Parti’den 5, CHP’den 13, MHP’den 12, HDP’den ise 18 milletvekili adayının ismi değişti

info@turkishpress.co.uk www.turkishpress.co.uk Meclis’te grubu bulunan AK Parti, CHP, MHP ve HDP, 48 milletvekili adayını değiştirdi. Yüksek Seçim Kurulu’nun, Resmi Gazete’de yayınlanan 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’ne ilişkin kesin aday listesinde, YSK tarafından 23 Eylül’de açıklanan geçici aday listesine göre farklılıklar bulunuyor. Buna göre, AK Parti’den 5, CHP’den 13, MHP’den 12, HDP’den ise 18 milletvekili adayının ismi değişti. Partilere göre en fazla aday değişikliği HDP’de yaşandı. Geçici milletvekili adayı listesinde olan ancak kesin milletvekili aday listesinde bulunmayan ve yerine konulan isimler ile kentleri şöyle: PARTİ/ ŞEHİR/ ESKİ ADAY/ YENİ ADAY AK Parti - Diyarbakır - Yunus Memiş Abdullah Atik AK Parti - Hakkari - Emrullah Gür Mehmet Fırat AK Parti - Mardin - Süleyman Bölünmez Ceyda Çankırı AK Parti - Samsun - Adem Tuncer Osman Aker AK Parti - Balıkesir - Emin Mehmet Karatan - Hülya Kamçı CHP- Kayseri - Türker Top - Ziya Alp Köse CHP - Mardin - Şükrü Akman - Rıdvan Duyu CHP - İstanbul - Ali Özgündüz Ümran Köksüz

Turkish Press News UK Yayın sahibi Turkish Press Ltd Turkish Press&Business UK Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Eren Balıkel Editör Semih Özyiğit Genel Yayın Yönetmeni İsmail Karakaş Müdür Değer Mustafa Reklam Noyan Muldur Fotoğraf Hakan Ceritli Muhabir Hatice Çinkılınç Burhan Balkır Tasarım Erhan Aydın Urdu and Arabic Page Zubair Zubairy Xubairz Adres: 3A Crossway Stoke Newington London N16 8LA web: www.turkishpress.co.uk Tel: 0208 803 55 00 0750 885 5030 “Her hakkı saklıdır “ “Gazetemizde yayınlanan makale ve köşe yazısı içeriklerinden yazarlar, reklam metinlerinden ilgili firma sahipleri sorumludur.”

CHP -İstanbul - Tülay Ateş - Cenk Sidar CHP - Kars - Cengiz Taşdemir - Aysel Boy CHP - Samsun - Şevki Yılmaz - Dürdane Kılıç CHP - Şanlıurfa - Hasan Kongül - Ali Kurt CHP - Trabzon - Ali Türen Öztürk - İlker Bakioğlu CHP - Uşak -İsmet Akın - Halim Uçar CHP - Bitlis - Ferhat Şahin - Mustafa Kemal Çiçek CHP - Hatay - Sonay Aykut - Nermin Yıldırım Kara CHP - Iğdır - Fatma Zor - Gülay Aras CHP - Ankara - Canan Güllü -Faruk Demir MHP - Şanlıurfa - Mahmut İren - Hasan Oğul MHP - Şanlıurfa - Fadıl Çoban - Mehmet Barutçu MHP - Şanlıurfa - Mehmet Canyılmaz - Hasan Topal MHP - Van - Tevfik Saçmacı - Savaş Yıldırım MHP - Batman - İrfan Gündüz - Ahmet Ercan Yıldırım MHP - Çorum - Ahmet Anak - Muhsin Kocasaraç MHP - İstanbul - Dilek Kiraz - Deniz Fatih Eryılmaz MHP - İstanbul - Ragıp Ari - Mahmut Mert Ersin MHP - Mardin - Fehmi Yılmaz - Mustafa Kürşad İşler MHP - Mardin - Muhammet Yüzer - Kadir Çifçi

MHP - Mardin - Faysal Bedir - Serdar Gök MHP- Antalya - Meryem Aydoğan - Üstün Osma HDP- Erzurum - Şiyar Arslan - İrfan Keskin HDP - Eskişehir - Abdulkadir Kabul - Suat Tuncer HDP Gaziantep Berivan Özpolat Lami Çiçek HDP - Gaziantep - Dilek Büyükkaya - Emre Yücel HDP - Gaziantep - Cezahir Bozan - Mehmet Karaaslan HDP - Aydın - Birsen Temir - Nuri Keserci HDP - Bitlis - İbrahim Arslan - Habip Yeşiltepe HDP - İstanbul - Kadir Tunç - Ahmet Yaşlı HDP - İzmir - Musa Altın - Recep Aydemir HDP - İzmir - Hanife Budak - Abuzer Kılınç HDP - Kocaeli - Halide Ağma Encü - Diba Aslan HDP - Manisa - Ali Rıza Özmen - Cumali Yıldız HDP - Mardin - M Ali Aslan - Ali Atalan HDP - Mardin - Ali Tanrıverdi - Aladin Ateş HDP - Şanlıurfa - Sevinç İzol - Hadle Oğur HDP - Adana - İsmail Başaran - Mehmet Yücel HDP - Afyonkarahisar - Yaşar Dikmen Yıldız - Birgül İldoğan HDP - Antalya - Emre Tok - Erbakan Tağ

AK Parti’den Ekonomiyi şaha kaldıracak 25 dev adım AK Parti, 1 Kasım seçimi öncesi 78 milyonun gelecek kaygısını ortadan kaldıran 25 dev adım atıyor. Bildirgede sosyal destekler öne çıkıyor. AK Parti, 1 Kasım seçimleri için vatandaşın karşısına ekonomik ve sosyal alanda somut adımlarla çıkıyor. Emekliden memura, öğrenciden öğretmene, ev kadınından işadamına kadar toplum kesimlerinin beklentileri karşılanacak. Her ailede en az bir sigortalı çalışan olacak, emeklilerin gelir kaybı önlenecek, konut kredisinde vatandaşın yükü hafifleyecek, doğum izninde iyileşmeye gidilecek, 3 milyon aileye sosyal yardım, 100 bin kadına evde istihdam desteği, işini kuran gençlere hibe, üniversiteyi bitirene iş bulana kadar “harçlık” verilecek. 25 ÖNEMLİ ADIM Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan başta olmak üzere ekonomi yönetimi 7 Haziran seçim bildirgesinin ekonomi bölümünde güncelleme yaptı. Hükümet programının da yol haritası olan ve 4 Ekim’de açıklanacak bildirgede 25 önemli başlık yer alıyor. TOPLUM YARARINA İŞLER: Toplum yararına işlerde istihdam artırılıyor.

GENÇLERE YURTDIŞI EĞİTİM: 100 bin genç yurtdışına eğitime gönderilecek. TÜKETİCİ KORUNACAK: Finans sektöründeki tüketici ve yatırımcı haklarının gözetilmesi sağlanacak.

Kamusal alanın yenilenmesi, ağaçlandırma, çevre temizliği, park düzenlemeleri başta olmak üzere toplum yararına yapılan işlere bu yıl 200 bin kişi alınması öngörüldü. Yılsonuna kadar ihtiyaca göre bu sayı artırılacak. 100 BİN KADINA EVDE İSTİHDAM: 100 bin kadına evde istihdam için teşvik verilecek. İŞİNİ KURAN GENÇLERE HİBE: Kendi işini kuracak gençlere hibe verilecek.

YATIRIMLAR TÜM HIZIYLA SÜRECEK: Ticari kredilerde faiz sübvansiyonu, yatırım teşvik sisteminde iyileştirici düzenlemeler, iç piyasaları güçlendirmeye yönelik adımlar devam edecek. Yatırımları artıracak reformlar devam edecek. Dört yılda 350 milyar dolarlık yatırım hedefi koruna GELİR PAYLAŞIMINDA EŞİTLİK: İhtiyaç sahibi asker ailelerine, eşi vefat eden ve sosyal güvencesi olmayan yoksul kadınlara yönelik yardım programları devam edecek.


3

1-15 Ekim 2015

CHP’DEN YENİ VAATLER:

TÜRKİYE GÜNDEMİ

Gençlere lise kart, askere maaş CHP’nin 1 Kasım seçimleri için vaatleri netleşmeye başladı. CHP’nin 7 Haziran seçimleri için hazırladığı Seçim Beyannamesi’ni 1 Kasım’daki seçimler için revize etti. Beyannamede, er ve erbaşlara aylık ödenmesinden, gençlere ‘Lise Kart’ verilmesi gibi bir dizi yenilikler yer aldı. CHP’nin revize ettiği seçim bildirgesindeki bazı yeni vaatler şöyle:

sorunlarıyla ilgilenmesi için Başbakanlık’ta özel bir genel müdürlük kurulacak. - Şehit eşi, anne babası veya gazinin net aylık geliri en düşük memur maaşının altında olmayacak. - Tüm şehit aileleri ve gazilerin sağlık güvenceleri milletvekilleriyle eşit seviyede olacak.

SİGORTALI ASKERLİK

LİSELİLERE KART

- Er ve erbaşların aylık harçlıkları artırılacak. Er ve erbaşların silah altında oldukları dönemde sigorta primleri Hazine’den ödenecek. - Asker dönüşü iş bulamayan er ve erbaşlara 6 ay işsizlik sigortası ödenecek.

ŞEHİT AİLELERİNE VEKİL AYRICALIĞI - Şehit yakınları ve gazilerin

- Gençlerin kültür sanat etkinliklerine, kitap, dergi ve gazete gibi yayınlara erişimini kolaylaştırmak amacıyla lise son sınıf öğrencilerine aylık 100 TL limitli lise kart dağıtılacak. Yine lise son sınıflara ayda 1 GB mobil internet erişimi ücretsiz olacak. - Takipteki öğrenci kredisine faiz affı gelecek. - İşsizlik

Davutoğlu, İngiltere Başbakanı Cameron ile Görüştü

info@turkishpress.co.uk www.turkishpress.co.uk

Mazotun 1 lira 75 kuruştan satılması için Top Meclis’te sigortasında prim şartı kalkacak. - YÖK kaldırılacak, üniversitelerin yönetiminde öğrencilerin de söz hakkı olacak.

KREDİ KARTI BORÇLARI SİLİNECEK - Kredi kartı ve tüketici kredisi borçlarında faizlerin en az yüzde 80’inin silinmesine ilişkin düzenleme sözü verilecek.

- Her mahalleye kreş açılacak. - Kürt sorununun Meclis’te kurulacak komisyonca ve Meclis’teki tüm partileri kapsayarak milli bir siyasal mutabakat ile çözülmesi sağlanacak. - Diyanet İşleri tüm inançlara eşit mesafede duracak şekilde yapılandırılacak. - Cemevleri diğer ibadethaneler gibi yasal statüye kavuşacak.

HDP Lideri Demirtaş: Seçimi ‘barış bloku’ kazanmalı HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Avrupa Konseyi ile temaslarda bulundu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, BM Genel Kurulu Genel Görüşmeleri’ne katılmak üzere bulunduğu New York’ta, İngiltere Başbakanı David Cameron ile görüştü. Görüşmeye Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan da katıldı.

Danimarka ve Almanya ziyaretlerinin ardından Avrupa Konseyi’ndeki temasları kapsamında Strasbourg’a geçen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş; Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, Avrupa Konseyi Türkiye Daimi Temsilcisi Büyükelçi Erdoğan Şerif İşcan, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks ve AKPM Başkanı Anne Brasseur ile görüştü. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Demirtaş 1 Kasım’da “savaş” ve “barış

bloku”nun seçmen karşısına çıkacağını belirterek şöyle konuştu: “CHP, parlamento dışındaki siyasi gruplar, emek örgütleri sendikalar, meslek grupları kadın hareketleri, çevre hareketleri, evladını yitirmiş insanlar, şehit aileleri, savaşın durmasını isteyen herkes barış blokudur. Biz şunu arzuluyoruz: 1 Kasım’da barış bloku güçlü çıkmalı ve alternatif bir hükümet oluşturabilecek potansiyele ulaşmalıdır.”

MHP Genel Sekreter Yardımcısı ve Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, üretimde kullanılan mazottan ÖTV ve KDV alınmaması için kanun teklifi hazırladı. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Sekreter Yardımcısı ve Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, üretimde kullanılan mazottan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve Katma Değer Vergisi (KDV) alınmaması için kanun teklifi hazırladı. Kanun teklifi kabul edilirse, çiftçiye mazotun litresi 1 lira 75 kuruş olacak. MHP Genel Sekreter Yardımcısı ve Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, çiftçilerin kullandığı mazot, gübre, ilaç, tohum, fide, yem ve elektrikten vergi alınmaması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) 2 kanun teklifi verdi. Kalaycı, “Hükümet çiftçinin artan masraflarına karşın nasıl ekim yapacağını hiç umursamamaktadır. Ekim sezonu gelmiş gübre fiyatları yine tavan yapmıştır. Gübrenin tonu 2 bin liraya yaklaşmış, mazot fiyatı 4 liraya dayanmıştır. “Bugün lüks arabaların aldığı mazotun fiyatıyla, çiftçinin kullandığı mazotun fiyatı aynıdır. Bunun hiçbir gerekçesi ve izahı olamaz. Diğer taraftan gemilere, yatlara ve teknelere vergisiz mazot satılmaktadır. Çiftçilere de ucuz mazot satılması artık elzemdir, gereklidir. Tarımsal girdilerin çok pahalı olması çiftçilerin üretim yapmasını güçleştirmiştir. Çiftçilerin girdi maliyetlerinin düşürülmesi ve rekabet güçlerinin artırılması için başta mazot olmak üzere temel girdileri üzerindeki vergiler kaldırılmalıdır. TBMM Başkanlığı’na verdiğim ÖTV kanununda değişiklik yapılması hakkında kanun teklifi ve KDV kanununda değişiklik yapılması hakkında kanun teklifi ile tarımsal üretimde kullanılan mazottaki ÖTV ve mazot, gübre, elektrik, ilaç, tohum, fide ve yemdeki KDV’nin kaldırılması öngörülmektedir. Buna göre, mazotun litresi 1 lira 75 kuruş olmaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak 1 Ekim Perşembe günü açılacak TBMM’de bu kanun tekliflerinin hızla görüşülerek kabul edilmesini bekliyor ve destek vermeleri için diğer siyasi partilere çağrıda bulunuyoruz.” diye konuştu.


4

1-15 Ekim 2015

TÜRKİYE GÜNDEMİ

info@turkishpress.co.uk www.turkishpress.co.uk

Döviz rezervlerindeki düşüş gelişen ekonomilerde baskı yaratacak Fitch Ratings, küresel döviz rezervlerinde meydana gelen düşüşün gelişmekte olan ekonomiler için baskı yaratacağını ifade etti.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, küresel döviz rezervlerinde yıl başından bu yana yaşanan düşüşün gelişmekte olan ekonomiler için makroekonomik baskılar yaratabileceğini ifade etti. Bununla beraber Fitch, söz konusu durumun gelişmiş piyasalar için doğrudan bir ‘niceliksel sıkılaşma’ etkisi yaratması riski olmadığını savundu. Fitch, gelişmekte olan piyasaların döviz rezervlerinin IMF verilerine göre Aralık 2014-Haziran 2015 arasındasında 189 milyar dolar azaldığını belirten Fitch, düşünün 100 milyar dolarlık kısmının değerleme etkisinden kaynaklanmış olabileceğini belirtirken, geri kalan düşüşün ise gelişmekte olan piyasa merkez bankalarının satışlarını yansıttığını vurguladı. Fitch, önde gelen gelişmekte olan ülke merkez bankalarının son aylarda ABD Hazine kağıtlarında satıcı olduklarına dikkat çekti.

Ahmet Emrah Tayyar

info@turkishpress.co.uk

Son zamanlarda gerek iç gerekse dış koşullar finansal alandaki yatırımcıyı belirsizliğe sürüklemiştir. Dışarıda FED’in faiz karmaşası ülkemizde yeniden seçim ortamına girilmesi özellikle kur alanında Türk lirasının ciddi değer kayıplarını ortaya çıkarmıştır. Dahası FED’in faiz artırımı kararı alırsa kurlardaki yükselişin önlenemez olacağıdır.

Çin devalüasyonu

Türkiye ihracatını etkileyecek The Boston Consulting Group Türkiye Genel Müdürü Tansan “Çin ekonomisi tüketime dayalı ekonomiye dönüşmeye başlıyor. The Boston Consulting Group (BCG) Türkiye Genel Müdürü Burak Tansan, Çin ekonomisinin, yatırıma dayalı büyüyen bir ekonomiden, tüketime dayalı bir ekonomiye dönüşmeye başladığını belirterek, “Bu ekonomik değişim doğru yönetilmezse, küresel ekonomi için bir kriz anlamına gelebilir” dedi. ABD’den sonra 10,4 trilyon dolar Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (GSMH) ile dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin, son günlerde ekonomik anlamda çalkantılı bir dönem geçiriyor. Uzmanlar, son 30-40 yılda hızla büyüyen Çin ekonomisinin artık önemli bir yapısal değişimin eşiğinde bulunduğunu belirtiyor. ABD Merkez Bankası FED’in son toplantısında beklenenin aksine faizi değiştirmemesinde Çin’deki gelişmelerin büyük payı olduğu ifade eden uzmanlar, Çin ekonomisindeki değişimin doğru yönetilmezse, küresel ekonomi için bir kriz anlamına gelebileceğini işaret ediyor. Oysa Çin ekonomisinin son 15 yılda gösterdiği büyüme ve gelişme ortada. Yaklaşık yüzde 40’lık değer kaybı içeren bu son düzeltmeye rağmen Çin Borsası hala Eylül 2013’teki seviyesinin yüzde 50 üzerinde. Ekonomik bir krizin olup olmayacağını ve diğer ülkelerin nasıl etkileneceğini söylemek için henüz erken ve bu noktada bakılması gereken veriler Borsa Endeksi değil, istihdam ve büyüme gibi makro veriler. Aslında Çin’de, ciddi küresel sonuçlar ortaya çıkartabilecek başka bir değişim var. Çin ekonomisi,

Türkiye’deki Şirket Kırılganlıkları

yatırıma dayalı büyüyen bir ekonomiden, tüketime dayalı bir ekonomiye dönüşmeye başlıyor. Aynı zamanda da büyüme hızında yavaşlama bekleniyor. Bu ekonomik değişim doğru yönetilmezse, küresel ekonomi için bir kriz anlamına gelebilir.”

“ÇİN’İN DEVALÜASYONU TÜRK İHRACATINI ETKİLEYECEK” Çin ekonomisi yapısal bir değişimin eşiğinde olduğunu ifade eden Tansan, bu yapısal değişimin Çin merkezi yönetimi tarafından ne kadar iyi yönetileceği, ekonomik reformları uygulama kararlılıkları ve hızlarının, gerek Çin ekonomisinin gerekse de etkilenecek birçok ülke ekonomisi için çok önemli olacağını söyledi. Tansan, Çin ekonomisindeki değişimleri Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelere yansımasına ilişkin şunları kaydetti:”Çin ekonomisinin büyümesindeki yavaşlama ve FED’in beklenen faiz artışı, Türkiye’nin Çin ekonomisine bağlı ülkelere yaptığı ihracatı ve cari açık için önemli bir kalem olan portföy yatırımlarını etkileyecektir. Çin’deki bu gelişmelerin, dolaylı yoldan ihracatımıza önemli etkileri olacaktır. Çin’e emtia ihraç eden ülkelerin ekonomilerinde yaşanan sıkıntılar, Türkiye’nin bu ülkelere yaptığı ihracata da

muhtemelen olumsuz olarak yansıyacaktır. Çin’in devalüasyon yapmaya devam etmesi, Çin karşısındaki rekabet gücümüzü daha da azaltacaktır ve rekabet ettiğimiz ihracat pazarlarında bizi etkileyecektir. Özellikle, Çin’deki şirketler yeni pazar arayışlarında daha agresif olacaklardır diye bekliyoruz. Yabancı yatırımcıların gelişmekte olan ülkelere yatırım yapma iştahındaki azalma ve FED’in faiz oranlarını yükseltmesi de ülkemize yeni yatırımcıların gelmesini de zorlaştırabilir.” Tansan, Çin’in Türkiye’nin şu ana kadar çok iyi faydalanamadığı büyük bir pazar olduğuna vurgu yaparak, şu değerlendirmelerde bulundu:”Önümüzdeki yıllarda Çin, her ne kadar büyük bir değişim geçirecek olsa da dünya ekonomisi içerisindeki önemini koruyacak. Ancak, Çin pazarını yakalamanın yolu ihracattan daha çok Çin’e yatırım yaparak, ortaklıklar kurarak, yani aslında dışarıdan değil içeriden geçiyor. Ayrıca, Çin’deki talebin daralmasıyla, Çin’deki şirketler de yeni coğrafyalarda büyüme fırsatlarına odaklanıyor olacak. Türk şirketlerine tavsiyemiz, stratejik ortaklıklar yoluyla yeni coğrafyalara Çinli şirketlerle kazan-kazan stratejisiyle açılmayı hedeflemeleri olacak.”

Kur artışı Türk lirasının değerinin düşmesi demektir. Ortalama olarak son iki aylık periyotta TL’nin değeri yaklaşık %20’ye yakın dolar ve Euro’ya karşı değer kaybetmiştir. Mal ve ürün bazında maliyetler sabitken yabancı (ithal) malların fiyatları %20 artarken yerli malların fiyatları %20 azalmıştır. Bu durum ihracat açısından iyi olsa da dışa oldukça bağlı olan ülkemizin girdi maliyetlerini arttırmıştır. En basitinden bazı ara malları ve özellikle enerji fiyatlarındaki artış meyli kur artışından dolayıdır. Kur artışının şirket kısmı özellikle şirket kırılganlığını açıklamada kullanılabilir. Şirketler malların fiyatlarını önceden belirleyerek ilan eder. Fiyat ilanından sonra kur yükselişinin olması şirketlerin maliyetini arttırdığından şirketlerin kar marjı azalır. Kur değişikliklerini mal fiyatlarına yansıtmak zaman alır. Bir nevi fiyat yapışkanlığı oluşur. Şirketler bu durumu çeşitli yollarla bertaraf ederler. Büyük firmalar forward sözleşmelerle ileri tarihteki değerlerin şimdiki kurlarla anlaşmalarını yapar. Ancak küçük firmaların bu yöndeki gücü sınırlıdır. Bazı şirketler de en kestirme yoldan maliyet azaltma çabasına girer. Bunun yolu da en basitinden işçi çıkarmaktır. Ayrıca büyük şirketlerin kur türbülansına yakalanmaları şirketlerin karlarını dolayısıyla dağıtılacak kar paylarını azaltır. Yüksek gelirlilerin yaratılan gelirden aldıkları pay azaldığından nispeten gelir dağılımında iyileşmeler görülse de bu iyileşme sahtedir. Öte yandan ülkemizdeki özel sektörün dış borcu toplam dış borç stoğunun %85’i kadarıdır. Kurların artması dış borçların TL cinsinden artması demek olup risk içerir. İç ve dış etkenlere bağlı döviz kurunun ekonomide yarattığı türbülanslardan ötürü kurun istikrarlı olması gerekir. Merkez bankası ve yanı sıra bakanlıklar kur istikrarı için üzerine düşen görevi yerine getirmelidir. Özlü söz: “İş hayatındaki sürprizlerin yüzde doksan dokuzu olumsuzdur.” Harold GENEEN


5

1-15 Ekim 2015

İşte ‘Üç şehir’ kurulması düşünülen üç nokta

TÜRKİYE GÜNDEMİ

info@turkishpress.co.uk www.turkishpress.co.uk TÜRKMENLER’DEN DESTEK GELDİ Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun 3 şehir önerisine Suriye Türkmenlerinden destek geldi. Suriyeli Türkmenlerin en başından beri bu yönde bir isteklerinin bulunduğunu anlatan Meclis Başkanı Abdurrahman Mustafa, “En azından kamplarda yaşayanlar ve Suriye’den yeni gelecek olan kardeşlerimizin barınabileceği şehirler kurulmalı” dedi. Mustafa, Güvenli bölgeyi de bu sonuçların oluşması için talep ettiklerini anlattı.

İNSANLIK DRAMI YAŞANMIŞTI

Başbakan Davutoğlu’nun Suriyeli mültecilere yönelik 100’er bin nüfuslu 3 şehir önerisi için üç nokta üzerinde duruluyor. BM toplantısı nedeniyle New York’ta bulunan Başbakan Ahmet Davutoğlu, AB’ye Suriyeli mülteciler için tarihi bir teklifte bulundu. Cerablus-Azez arasında 100 bin nüfuslu 3 şehir kurulmasını isteyen Davutoğlu, mülteciler için yeni bir umut ışığı yaktı.

DAVUTOĞLU’NUN TEKLİFİ MODEL OLACAK Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun 3 şehir önerisine Suriye Türkmenlerinden destek gelirken teklifin amacı Suriyelileri, Suriye’de tutma esasına dayanıyor. Bu benzer sorumlar yaşayan bölgeler için de model olabilecek öneri.

BÖLGENİN ÖZELLİKLERİ Başbakan Davutoğlu’nun yüzer bin kişilik üç şehir kurulmasından söz ettiği CerablusAzez hattının uzunluğu 90, derinliği 55 kilometre olan bir hat. Mare dağı haricindeki yerler düz bir ova. Yerleşim yeri inşa edilmesine uygun bir arazi yapısı var.

İŞTE 100 BİN NÜFUSLU ÜÇ ŞEHİR Yüz bin nüfuslu üç şehir kurulması için üç nokta üzerinde duruluyor. 1-Cerablus-Münbiç arası 2-Mare bölgesi 3-Öncüpınar’ın hemen karşısında Azez bölgesi

SURİYELİ MÜLTECİLER BURAYA NAKLEDİLECEK Üç şehir kurulduğunda Şanlıurfa, Kilis ve Gaziantep’deki kamplarda kalan Suriyeli mültecilerin buralara nakledilmesi planlanıyor. Güvenli bölgenin havadan

güvenliğinin sağlanması için uluslararası koalisyonun görev üstlenmesi gerekirken karadan güvenliği Özgür Suriye Ordusu’nun sağlaması düşünülüyor.

Suriye Türkmenleri’nin Tel Abyad’da yaşadığı insanlık dramını hatırlatan Mustafa, “DAEŞ’ten temizlenen bölge, bir başta terör örgütü PYD’nin kontrolüne geçmişti. Bölgede Suriyeli Türkmenlere yönelik yaşanan etnik temizlik herkesin bildiği bir gerçek. Biz böyle durumların yeniden yaşanmaması için güvenli bölge olsun istedik” şeklinde konuştu. “En azından kamplarda yaşayanlar ve Suriye’den yeni gelecek olan kardeşlerimizin barınabileceği şehirler kurulmalı” diyen Mustafa, güvenli bölgenin bu yaşananların tekrarlanmaması için kurulmak istendiğini kaydetti.


6

1-15 Ekim 2015

MAKALE

info@turkishpress.co.uk www.turkishpress.co.uk

BU KİRLİ SENARYOYU

TARİHE GÖMELİM kez olduğu gibi gelecekte de ülkemiz üzerinde bir çok oyunun oynanacağını, içeriden ve dışarıdan planlı bir şekilde güçsüzleştirme çalışmalarına maruz kalacağını unutmayalım. Bugün yapılanların ve 2008 sonrası “alt yapısı kurulan” oyunun hedefi; Hayata geçmekte olan Büyük Türkiye Projesi’ni durdurmak. Peki nasıl? Türkiye’nin büyümesi için özellikle çevresindeki tarihten gelen etnik ve mezhep farklılıkları olan coğrafya üzerinde etki genleşmesi için gereken son bir kaç yılda yapılan BÜYÜK KARDEŞLİK adımlarını bozmak.

Ali Eren Balıkel

Chairman of Turkish Press News & Business UK Media Group eren@turkishpress.co.uk

Türkiye Ortadoğu ve Orta Asya’daki yeni denklemin en güçlü bileşenidir. Türk Devleti’nin güçlü olduğunu ve geçmişte zaman zaman içeriden veya dışarıdan ele geçirilme çalışmalarına rağmen bugünlere geldiğini, tüm dünyanın verimli topraklar olan Mezopotamya`da gözü olduğunu ve bunun için geçmişte binlerce

Etnik, ekonomik, mezhepsel, sosyal, Siyasi prangalarından kurtulan, en önemlisi etki alanını Balkanlar-Asya-Orta Doğu-Afrika hattında çizen Büyük Türkiye Projesi, özü ve liderliği ile önemli bir saldırı altında... Amaç bu adımı durdurup yerine KAOS’u hakim kılmak ve KAOS süreci sonucu daha açık yaşanacak bir çatışma sonrası “Küçük Türkiye’yi” elde kalan topraklarda kurdurarak yeniden kontrol etmek. Büyük Türkiye hedefine yürümek yerine, “İçeride dışarıda savaşa zorlanmış, etnik kökenleri farklı insanları birbirine düşürülmüş, ekonomisi bitmiş, çocukları ölmüş, sokakları yanmış ve bölünmüş bir Türkiye” tablosu ortaya çıkması istenmektedir. Bu tablonun oluşmaması için hepimize düşen görev bölmek yerine birleştirmek, ötekileştirmek yerine kardeşleşmek, itmek yerine kucaklamaktır. Yüzlerce yıldır içiçe yaşayan, bir çok ortak paylaşımları olan Türkler ve Kürtleri birbirine düşürmeye çalışan, aynı dinin mensubu olan insanları Alevi-Sünni diye ayırarak bu farklılıkları öne çıkarmaya çalışan, sadece çalışmakla kalmayıp eylemlerini her gün arttırarak devam ettiren ve bundan çıkar sağlayanlar ne kadar planlı ve organize ise, ne

kadar dirayetli ise bu kardeşliğin bozulmasını istemeyenler, bu ülkenin bölünmeden güçlü bir şekilde Dünya siyasetinde ve ekonomisinde varolmasını isteyenler de o kadar dirayetli ve organize olmalıdır. Bölünmüş bir ülke görmek istemiyorsak oynanmakta olan oyun ve senaryoya seyirci kalmayalım! Bütün bunlara HAYIR diyelim ve bu kirli oyunu durduralım. Bunun için birey olarak lütfen bilinçli olalım. Bilincimizi hakim kılalım ve tarihin bize verdiği görevi yerine getirerek BU KİRLİ SENARYOYU tarihe gömelim! YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR, GÜN BUGÜNDÜR! İdeolojilerimiz veya fikirlerimiz eğer bir ülkemiz olmazsa anlam bulamaz ve bunları ifade edecek platform bulamayız.Tüm bunlar için ideolojilerimizi ülke bütünlüğünün önüne koymayalım ve kadim tarihte kardeşçe yaşadığımız bu topraklarda daha binlerce yıl yaşayabilmek için elimizden gelen özveriyi gösterelim.


7

1-15 Ekim 2015

TÜRKİYE CUMHURİYETİ LONDRA BAŞKONSOLOSLUĞU DUYURU VE ETKİNLİKLER

26. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri-Duyuru Değerli Vatandaşlarımız, 1İngiltere’de görev bölgemizde gerçekleştirilecek 26. Dönem Milletvekili genel seçimleri Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) onayıyla Olympia Sergi ve Konferans Merkezi’nde (Kensington, Londra, W14 8UX) 22-23-24-25 Ekim 2015 tarihlerinde (Perşembe-CumaCumartesi-Pazar)10:00-19:00 saatleri arasında düzenlenecektir. 2- Vatandaşlarımızın oy kullanabilmek için Londra Başkonsolosluğumuza kayıtlı olup olmadıklarını www.ysk.gov.tr adresinden kontrol ederek teyit etmeleri ve seçimlere üzerinde T.C. kimlik numarası bulunan, fotoğraflı ve geçerli nüfus cüzdanı veya pasaportla gelmeleri gerekmektedir. *Seçim günü nüfus cüzdanında veya pasaportunda T.C. kimlik numarası kayıtlı olan vatandaşlarımız oy kullanabilecektir. Bu nedenle, nüfus cüzdanında veya pasaportunda T.C. kimlik numarası kayıtlı olmayan vatandaşlarımızın en kısa sürede kimlik belgelerini Başkonsolosluğumuzda yenilemeleri önem arzetmektedir. Nüfus cüzdanınızı Başkonsolosluğumuza posta ile müracaat ederek yenilemeniz mümkün olup pasaport yenilemek için

Başkonsolosluğumuza şahsen müracaat etmeniz gerekmektedir. Nüfus cüzdanı yenileme işlemleri için gerekli belgeler: http://www. turkishconsulate.org.uk/tr/nufus.asp Pasaport yenileme işlemleri için gerekli belgeler: http://www.turkishconsulate.org. uk/tr/pasaport.asp 3- Londra Başkonsolosluğunda kayıtlı olmayan veya geçerli kimlik belgesi ibraz etmeyen vatandaşlarımızın sözkonusu tarihlerde Londra’da oy kullanmaları mümkün olmayacak, ancak yurtdışı seçmen kütüğünde kayıtlı olanların 8 Ekim-1 Kasım 2015 tarihleri arasında gümrük kapılarında oy verme imkanları bulunacaktır. 4- Yurtdışı seçmen kütüğüne göre Edinburg Başkonsolosluğunda kayıtlı olan seçmenler ise 22-23-24-25 Ekim 2015 tarihlerinde (Perşembe-Cuma-CumartesiPazar) 10:00-19:00 saatleri arasında Edinburg Başkonsolosluğunda (Forsyth House, 93 George Street, Edinburgh, EH2 3 ES) oylarını kullanabileceklerdir. Saygıyla duyurulur.

Başkonsolos esnafla bayramlaştı Londra Başkonsolosu Emirhan Yorulmazlar ve Büyükelçi Abdurrahman

Bilgiç Bayram namazını Aziziye camiinde birlikte kıldı. Başkonsolos Emirhan Yorulmazlar esnafla bayramlaşmak üzere ziyaretlere başladı Stoke Newington’da bulunan Sinem Güzellik Salonu’ndan başlayarak esnafları ve dükkanları tek tek dolaştı. Stoke Newington,da bulunan esnafın Kurban Bayramı’nı tebrik etti. Başkonsolos ve beraberindeki işadamları Nuri Bulgurcu, Osman Çinik, Uğur Yılmaz, Bilal Gür ve Mete Çoban’la namazdan sonra bayramlaşan Başkonsolos Emirhan Yorulmazlar, vatandaşları da ihmal etmedi. Çarşıda karşılaştığı vatandaşlarla sohbet edip sıkıntılarını dinleyen Yorulmazlar, öğle saatlerine kadar ziyaretlerini sürdürdü. Right Holidays Travel şirketi yetkililerinin

KONSOLOSLUK GÜNDEMİ

info@turkishpress.co.uk www.turkishpress.co.uk ikramlarını geri çevirmeyen Yorulmazlar ve beraberinde dolaşan heyet ile şirket yöneticileri Arif Paşa, Sinan Aydın, Arzu Pamuk ve Sevgi Saritas ile işyerinde oturup kısa bir çay molası verdiler. Daha sonra Stoke Newington bölgesindeki Akdeniz Market, Hawkes Estate Agent ve diğer esnafların Bayramlarını kutladılar. Londra Başkonsoluşluğu görevine başladığı günden itibaren Türk toplumuna yönelik ziyaretlerini sürdüren Yorulmazlar’ın bu yaklaşımı Londra’da yaşayan vatandaşlar tarafından memnuniyetle karşılananıyor. Başkonsolosu karşısında gören vatandslar hatıra fotoğrafı çektiriyor vatandaşların bu isteğini geri çevirmeyen Başkonsolos ziyaretinin ardından bölgeden ayrıldı.

26. Dönem Milletvekili genel seçimleri Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) onayıyla Olympia Sergi ve Konferans Merkezi’nde (Kensington, Londra, W14 8UX) 22-23-24-25 Ekim 2015 tarihlerinde (Perşembe-CumaCumartesi-Pazar)10:00-19:00 saatleri arasında düzenlenecektir.


8

1-15 Ekim 2015

Kıbrıs’a nükleer santral önerisi

KIBRIS GÜNDEMİ

Türkiye’nin Mersin iline Akkuyu Nükleer Santrali’ni inşa etmekte olan Rusya Devleti’nin nükleer enerji şirketi “Rosatom”un, dün, Rum Enerji Bakanlığı’na, Kıbrıs’ta elektrik üretiminde nükleer enerjiden istifade edilmesiyle ilgili bir program sunduğu bildirildi.

info@turkishpress.co.uk www.turkishpress.co.uk

Fileleftheros gazetesi, “Elektrik Üretimi için Nükleer Santral… Rus Rosatom Şirketi dün Enerji Bakanlığı’na Sunum Yaptı” başlık ve spotuyla aktardığı haberinde, şirketin sunduğu programın, Kıbrıs’a, elektrik sorununu tamamen çözecek ve akaryakıt ithali bağımlılığını ortadan kaldıracak küçük nükleer santraller inşa edilmesini öngördüğünü yazdı. Gazete, şirket yetkililerinin Rum Enerji Bakanlığı yetkilileriyle

yaptığı görüşmede, çeşitli devlet dairelerinden gelen katılımcılara, elektrik enerjisi tedarik edilmesiyle ilgili önemli konularda bilgi alma imkanı tanındığını kaydederken, şirket temsilcilerinin, nükleer santralden megavat başına, diğer

giderler de dahil 50 Euro’ya üretim yapılabileceği teminatını verdiğini belirtti. Haberde, Rum Elektrik İdaresi tarafından bugün üretilen elektriğin megavat başına yaklaşık 85 Euro olduğu ifade edildi. Rus yetkililerin, nükleer santralin, herhangi bir kaza durumunda hiçbir risk taşımadığından bahsettiklerini ve katılımcıları yatıştırdıklarını yazan gazete, santralin büyük depremler, tsunami, kundaklama ve hatta bombalı saldırılara bile dayanıklı olduğunu belirttiklerini kaydetti. Gazete, toplantıda, Akkuyu Nükleer Santrali ile ilgili bilgilendirme yapıldığını ve Kıbrıs’a kabloyla elektrik getirilebileceğinin ifade edildiğini belirtti.

Kerry, Kıbrıs’a geliyor Liderlerin, bugüne kadar müzakerecileri aracılığıyla yönlendirdikleri müzakereleri artık şahsen üstlenmeleriyle yeni bir düzeye girecek olan müzakerelerin, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin de Ada’ya geleceği kasım ayı sonlarına doğru da al-ver’e gireceği iddia edildi. Haftalık Kathimerini haberi “John Kerry Kasım’da Lefkoşa-Ankara-Atina’da... Öngörülemez Erdoğan ABD’yi Kıbrıs Sorunu, Suriye ve Kürt Meselesinde Endişelendiriyor” başlığıyla manşete çıkardı. ABD’nin, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis arasındaki müzakereler iyi gitse de, “öngörülemez” bulduğu TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “her şeyi bozabileceğine inandığı” iddia edildi. Gazete bu sebeple, Türkiye’de 1 Kasım’da yapılacak seçimlerin ardından Dışişleri Bakanı John Kerry’nin, Kıbrıs sorunuyla birlikte Suriye ve Kürt meselesi gündemiyle, Ankara-Atina-Lefkoşa üçgenini ziyaret etmesine karar verildiğini kaydetti. Anastasiadis’in BM Genel Kurulu için gittiği ABD’de, tek bir mesaj; Türkiye’ye baskı yapılması mesajını vermekte olduğunu hatırlatan gazete müzakerelerde uzlaşılanların “Türkiye’nin baskısıyla” alaşağı edilmesinin Rum Yönetimi’ni kaygılandırdığına vurgu yaparak özetle şunları aktardı:

“AKINCI CAYDI AMA ANASTASİADİS SUÇLAMAK YERİNE DESTEKLEYİCİ KONUŞUYOR” “Müzakerelerde Mustafa Akıncı tarafından bazı caymalar oldu ancak Başkan Anastasiadis onu suçlamak yerine Kıbrıslı Türk liderin tavrı hakkında destekleyici ve sıcak konuşuyor. Türkiye hakkında kaygı yaratan ikinci bir konu daha var; garantiler konusu. Kıbrıslı Rum bir kaynak ‘garantiler konusunda Türk tavrının netleşmeye başlaması, tamamen sona bırakılmaması gerek’ vurgusunu yaptı.” Akıncı-Anastasiadis görüşmelerinin çok daha yoğun olacağı Kasım ayı, anlaşmazlıkların görüşülmesine başlanacağından, prosedürün gelişimi açısından belirleyici olacak. Şu anda liderler anlaşmazlık olan belirli konularda yüz yüze görüşüyor. Aynı kaynak ‘bugüne kadar liderler

Türkiye’de 1 Kasım’da yapılacak seçimlerin ardından Dışişleri Bakanı John Kerry’nin, Kıbrıs sorunuyla birlikte Suriye ve Kürt meselesi gündemiyle, Ankara-Atina-Lefkoşa üçgenini ziyaret etmesine karar verildiğini kaydetti.

müzakereleri siyasi açıdan, yani direktif vererek yönlendiriyordu. Şimdi daha çok başrol üstlenecekler, yani müzakereleri kendileri ele alacaklar’ dedi. Yeniden ortaya çıkan soru, Washington’un Ankara üzerindeki nüfuzudur. Aynısı geçen yıl da olmuş, Kıbrıs Cumhuriyeti önleyici hareket etmiş ve müzakerelerin kesileceği uyarısında bulunarak Amerikalılardan Türkiye’nin Kıbrıs MEB’indeki egemenlik haklarını ihlal etmesini önlemelerini istemişti. Hükümete göre Amerikalılar bu yönde söz vermiş olmalarına karşın Türk hükümeti NAVTEX yayınlamış, Amerikalılar Türkiye’yi hiç kınamamıştı. Amerika’nın yalnız Kıbrıs sorununda değil Suriye ve Kürt meselesi gibi diğer yakıcı konularda da Erdoğan üzerindeki nüfuzunun büyüklüğü sorusu ana kadar

cevap bulmadı. Erdoğan-Akıncı arasında çatışma olması halinde ABD’nin Kıbrıslı Türk lidere destek verme yöntemi var mı sorusu da cevap bekliyor.

AKINCI “KIBRISLI TÜRKLERİN CUMHURBAŞKANI” Amerikalılar Lefkoşa’ya, Akıncı’nın çabalarını iyileştirmenin tek yolunun, kendisini desteklediklerini göstermeleri olduğunu vurguluyor. Bu nedenle Dışişleri Bakanı John Kerry’nin BM Genel Kurulu çerçevesinde Mustafa Akıncı ile görüşmesine karar verildi. Amerikalılar görüşmeyi resmi programa da aldılar ve Akıncı için ‘Kıbrıslı Türklerin Cumhurbaşkanı’ ifadesini kullandılar. Ancak bu hata, Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis’in Amanda Sloat nezdindeki girişimi üzerine çok kısa sürede düzeltildi.

Kıbrıs hükümeti müdahalelerle müzakerelere olumsuz etki edecek bir ortam yaratılmasını istemiyor, ancak protokole hürmet edilmesini ve Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın bir toplum lideriyle eşitlenmesini istemiyor. Amerikalılar Kıbrıslı Cumhurbaşkanı’nın Başkan Yardımcısı Joe Biden’le görüşecek olmasına da karşı çıkıyor. Washington –Türk seçimlerinden sonraki- kritik dönemde aktif müdahil olmaya karar verdi. Güvenilir bilgilerimize göre üst düzeyli Amerikalı yetkili (Dışişleri Bakanı John Kerry) yılsonundan önce AnkaraAtina-Lefkoşa üçgenini ziyaret edecek. Bilgilere göre Yunan hükümeti Kerry’nin Kasım sonunda Atina’da olacağı bilgisini sızdırdı.”


9

1-15 Ekim 2015

“Turist sayısında artış”

Rumların Gerçek Kıbrıs Stratejisi

G

erek Kıbrıs Rum Futbol Federasyonu’na (KOP) üyelik olayı, gerekse de Kıbrıs Rallisi’nde KKTC’nin yok sayılması konusu, Rumların Kıbrıs konusundaki ana stratejilerinin birer minyatür uygulaması. Tabii anlayana. Aslında bu tür uygulamalar ve girişimler her ne kadar hüsranla bitiyorsa da, en azından Kıbrıslı Rumların, Kıbrıs konusuna bakış açılarını net bir şekilde ortaya koyarak, bazı iyi niyetli arkadaşlarımıza ve siyasi körlere esaslı ders veriyor.

Turizm Bakanı Faiz Sucuoğlu, 2015’in ilk 6 ayında Türkiye’den gelen turist sayısında yüzde 25’lik artış olduğunu kaydetti.

Turizm Bakanı Faiz Sucuoğlu, 2015’in ilk 6 ayında Türkiye’den gelen turist sayısında yüzde 25’lik artış olduğunu kaydetti. Türkiye pazarındaki en ciddi sıkıntının “imaj” olduğunu söyleyen Sucuoğlu, eğlence ve gece hayatı imajının, “ada konsepti” olarak yenilenmesi gerektiğini, bunun gelenek, görenek ve kültürle olabileceğini söyledi. Kuzey Kıbrıs’ın imajının değiştirilmesinin reklamla mümkün olacağını da kaydeden Sucuoğlu, bunun için bütçe çalışması yapıldığını vurguladı. Bakan Sucuoğlu, ülke turizmine katkı sağlamak üzere İstanbul ve Antalya’da bir takım temaslarda bulunmak üzere bugün Türkiye’ye gitti.

“TURİZM SEKTÖRÜNDE CİDDİ ANLAMDA İLERLEME OLACAK” Hükümet programında turizm için öngörülenleri de anlatan Faiz Sucuoğlu şunları ekledi: “Bu dönemde, 14 maddelik bir reform paketi tasarladık. Paket, geçen yılki turizme ayrılan bütçeden yüzde 400 oranında daha fazla bütçeye sahip konular içeriyor. Bu paketle turizm sektöründe ciddi anlamda ilerleme olacak, kalite artacak. Hükümet programının fayda maliyet analizleriyle ilgili çalışmalar da yapılıyor. Bu programın gerçekleşmesi durumunda ekonomik büyüme artık gerçekten sürdürülebilir ekonomi olacak.”

2014’TE 1 MİLYON 200 BİN TURİST Faiz Sucuoğlu, 2014’te ülkedeki turist sayısının yaklaşık 1 milyon 200 bin olduğunu, otellerde 804 bin kişinin konakladığını ve 650 Milyon Dolar gelir elde edildiğini kaydetti.

“GİRNE VE BAFRA BÖLGESİNDE YATIRIM” FaizSucuoğlu, ülkede özellikle Girne ve Bafra bölgesinde 4 bin yatağa yakın yatırım olduğunu, hepsinin 5 yıldızlı ve yüksek standartlı oteller olduğunu söyledi. Sucuoğlu konuşmasında şunlara da yer verdi: “Türkiye’de 3 milyon kişilik kültür turizmi ve doğa sporları yapan segmente talibiz. 2016 – 2018 yıllarında pazarlama stratejimiz Türkiye’de ve diğer ülkelerde kültür turizmi ve doğa sporları turizmi segmenti olacak. Bu amaç doğrultusunda pazarlama teknikleri hazırlanıyor.” Kuzey Kıbrıs’ın alternatif turizm konusunda alt yapısını hızla tamamladığını, 25 yıllık strateji planı için hazırlık aşamasına gelindiğini belirten Sucuoğlu şunları ekledi: “Sağlık turizmi, yürüyüş ve bisiklet turizmi, kongre turizmi gibi alanlarda alt ve üst yapılar hemen hemen tamamlandı. 2030 yılında alternatif turizm turist sayısında hedef 500 bin turist.”

“2016 SONU TURİST SAYISINDA YÜZDE 5’LİK ARTIŞ HEDEFLENİYOR” Sucuoğlu, 2016 yılı sonunda yüzde 24’lük gelir artışı, 800 milyon dolar civarında turizm geliri beklediklerini ifade ederek, turist sayısında yüzde 5’lik artış hedeflediklerini söyledi. TİCARETİN VE TURİZMİN PAYI BÜYÜK Sektörlerin 2014 yılındaki Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’daki (GSYİH) paylarına değinen Bakan Sucuoğlu, “ticaret ve turizm yüzde 21”, “tarım yüzde 8.2”, “sanayi yüzde 9.3, inşaat yüzde 8.9” şeklinde bilgi verdi, “Hizmet sektörlerinde turizm ve yüksek öğrenim ön plana çıkıyor” dedi. “OTELLERİN DOLULUK ORANI YÜZDE 47’YE YÜKSELDİ” Faiz Sucuoğlu, otellerdeki doluluk oranlarına da değindiği konuşmasında, 2005 – 2006 yıllarında yüzde olan doluluk oranının 2014’de yüzde 47’ye yükseldiğini söyledi. “Oteller yaz aylarında yüzde 90’lık kapasiteyle çalışırken kış aylarında yüzde 40 ile 50’lerde ortalama yakalıyor” diyen Sucuoğlu, 2006’da 13 bin 453 olan yatak kapasitesinin 2015 yılında 19 bin 387’ye yükseldiğine dikkat çekti. Faiz Sucuoğlu, konuşmasında otellere 2 şekilde destek sağlandığını anlattı. Sucuoğlu şunları belirtti; “Tur operatörlerine turist başına verilen teşviklerle otellerin de teşviklendirilmesi yapılıyor. Otellere sağladığımız yatırım teşvikleri, arazi tahsisi, gelir vergi indirimleri, satın almalarda KDV indirimleridir. Otellerin yenilenmeleri için gümrük, vergi indirimleri sağlanmaktadır. Yine otellerin standartlarının yükseltilmesi için düşük faizli krediler ve hibeler verilmektedir.”

“TURİZMDE KATMA DEĞER SAĞLAMAK İÇİN…” Bu konudaki çalışmanın markalaşma, pazarlama ve altyapı şeklinde devam ettiğini kaydeden Turizm Bakanı Faiz Sucuoğlu şunları ekledi: “Turizmde katma değer sağlama adına turiste yerli hizmet satmak ve yerli ürünleri üretip satmak hedeflenmektedir. Böylece turistlerden kazanılan gelirin ekonominin çarkları içerisinde kalması ve diğer sektörlere güç vermesi hedeflenmektedir. Bu amaçla otellerde yerli üretimi destekleyen yasalar ve tüzüklerin uygulanması ve denetlenmesi, anlaşmalı tarımcılık modeline geçip, tarımın turizm için yapılmasını sağlamayı planlıyoruz. Otellerde ve sektörde yerli ürün kullanılması için teşvik vermeyi amaçlıyoruz. Bunun yanı sıra halkın yaratıcılığını destekleyip turiste yönelik yerli mal üretimleri için de çalışmalar yapılmaktadır.”

Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu (KTFF) büyük bir hayale kapıldı ve FIFA’nın da güya olumlu yaklaşımı ve de bizim Federasyon başkanımızın gaza getirilmesi sonrasında Uluslararası tanınmışlığı ve üyeliği olan Kıbrıs Rum Futbol Federasyonuna (KOP) katılabileceğini, daha doğrusu KOP ile ortak “Kıbrıs Birleşik Futbol Federasyonu”nu kurabileceğini, sonrasında da bu şemsiye altındaFIFA üyesi olmalarından ötürüKTFF’na üye futbol takımlarının uluslararası maçlar yapabileceklerini sandı. Hayal büyüktü ve bırakın Türkiye’deki 4 büyüklerle maç yapmayı, Avrupa Şampiyon kulüpler maçlarına katılmak da vardı, kocaman kocaman kurulan hayaller içinde. Hayal etmek güzel bir eylem. En azından istenilen sonuca ulaşmanın ilk adımını oluşturmakta. Birçok kurumun, kuruluşun, işyerinin ve girişimin hüsranla sonuçlanmasının nedeni, sıkı bir araştırma sonucunda işe başlamak değil, renkli ve sonucunun çok verimli olacağı bir hayal kurarak işe başlamak oluyor hep. Aklın yolunu seçmek yerine, hayalin yolunu seçen, hüsranlar oturuyor yerine işin sonunda. İşte bizim Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nun KOP’a üyelik konusu da böyle bir hayalle başladı ve sonu da hüsranla bitti. Uğranılan hüsranı daha başından görememenin nedeni de Rumların Kıbrıs stratejilerinin derinliğini bilmeden ve detaylı olarak konuyu araştırmadan adım atmaktı. KOP Başkanı Kostakis Kutsokumnis, gerçekten mükemmel bir rol yaptı ve KT Futbol federasyonunun KOP’a katılabileceği mesajlarını verdi hep tribünlere oynarken. Ama kendi içlerinde konuşurken veya da Rum basınına açıklamalar yaparken, asla Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Rum Futbol Federasyonuna üye olamayacaklarını, yurt dışında maç yapamayacaklarını ve de Kıbrıslı Türklerin haklarının mahalle takımlarından öteye olmadığından bahsetti. KOP Başkanı Kutsokumnis iş ciddiye binip, KT Futbol Federasyonu’nun artık

Ata ATUN - Turkish Press - Kıbrıs e-mail: ata.atun@atun.com http://www.ataatun.org üyeliğe kabul edilmesi aşamasına gelinince, ister istemez daha doğrusu aforoz edilmemek ve bir gece kuytu bir yerde “Rum çıkarlarına ihanet ettiği gerekçesi” ile vurulmamak için, KT Futbol federasyonuna mertçe “Hayır üye olamazsınız” diyemedi, “Kayıtlarımızda 1955 yılında sizin KOP’a üyeliğinizi bulamadık, gidin İngiliz Arşivlerine bakın. Üye iseydiniz bir şeyler yaparız” diyebildi sadece… Ve nazikçe KT Futbol Federasyonu’nun üyelik başvurusunu reddetti. Zaten KOP Başkanı Kutsokumnis mertçe “Hayır” deseydi, KT Futbol Federasyonu ertesi gün FIFA merkezinde alacaktı soluğu ve “İşte gördünüz Rumlar hayır dedi. Bizimle ortak bir Futbol federasyonu kurmak istemiyorlar. Siz bizi ayrıyeten üye yapın” diyerek başvuru tazeleyeceklerdi ama Kutsokumnis açıkgöz davrandı ve siyasi bir manevra ile tüm kapıları kapadı. Bence çok da iyi etti. Umarım “siyasi kör” olarak tanımladığım kişilerin gözlerinin biraz olsun açılabilmesi ve nelerin olup bittiğini görebilmeleri için “ilkyardım” olarak tanımlayabileceğim bu gelişmenin, siyasi körlerimizin gözlerinin zaman içinde olayları net bir şekilde görebilecek hale gelmelerine vesile olur. Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Kıbrıslı Türklere uyguladıkları sportif, kültürel, ekonomik, ticari akademik ve benzeri ambargolardan sadece bir tanesini oluşturan bu olayın bir başka versiyonu da “Kıbrıs Rallisi”nde yaşandı. Rumlar, parkurun yarısının KKTC sınırları içinde yer aldığı Kıbrıs Rallisi’ne Kıbrıslı Türk rallicilerin de katılabilmeleri için Rum tarafındaki Kıbrıs Otomobil Kurumu’na (KSA) üyelikleri şart koşuyorlar. KSA’ya üye olmayan Kıbrıslı Türk rallicinin, Barışı ve iki toplum arasındaki işbirliğini simgeleyen bu ralliye katılması mümkün değil. Bu uygulama ile Kıbrıslı Rum Lider Anastasiadis’in “Kıbrıs sorununun çözülebilmesi için Türk askerinin adayı terk etmesi, Anadolu’dan gelenlerin geri gitmesi, Türkiye’nin garantörlüğünün kalkması şarttır” demesi arasında hiçbir fark yok… Tabii bu sözlerim bunu anlayabilenlere, siyasi körlere değil...


10

1-15 Ekim 2015

İNGİLTERE GÜNDEMİ

info@turkishpress.co.uk www.turkishpress.co.uk Pazar akşamı Wimbledon şehir merkezindeki Rosy Lea Café’de gerçekleşen toplantıda, farklı ülkelerden, Türk soylarını temsil edenler biraraya geldi. İşadamı ve activist Atilla Abacıoğlu’nun girişimi ile biraraya gelen Azeri, Uygur, Kırım Tatar, Özbek, Batı Trakya, Kuzey Kıbrıs, Kuzey Irak, Türkiye kökenli kuruluş temsilcileri, “Dilde Fikirde İşde Birlik” şiarı ile bir platform oluşturduklarını açıkladılar. Toplantıda konuşan Atilla Abacıoğlu, bütün dünya milletlerinin sosyal, kültürel, millî ve manevî değerlerini koruma, geliştirme ve tanıtma çabası içinde olduğu günümüzde dilde, fikirde ve düşüncede birlik olmanın önemini işaret etti. Abacıoğlu, “ben değil, biz şuuruyla İngiltere’de yaşayan Türkler olarak, İsmail Gaspıralı’nın, ‘Dil’de, Fikirde, İş’de Birlik’ sloganıyla Irak’ta, Suriye’de, Kırım’da, Doğu Türkistan’da ve Dünyanın en ücra köşesinde ezilen,

İngiltere’de ‘Türk Dünyası Dayanışma Platformu’ kuruldu

Türk işadamı Türker Süleyman’dan girişimcilik semineri

İngiltere’de faaliyet gösteren Türk Dünyası toplumları ve kuruluşlarının temsilcileri biraraya gelerek, ‘Türk Dünyası Dayanışma Platformu’ şemsiye kuruluşunu oluşturdu.

soykırıma uğrayan soydaşlarımıza; ‘El birliği, gönül birliği, iş birliği, güç birliği, söz birliği için’ Türk Dünyası Dayanışma Platformu’nu kurmuş bulunmaktayız” şeklinde konuştu. Yaşamını İngiltere’de sürdüren ve farklı Türk soyları ile sivil toplum kuruluşlarını temsil edenlerden oluşturulan Platform’un Başkanlığını Türkiye’den Atilla Abacıoğlu üstlenirken, kuruluşuna katılarak görev alanlar şöyle:

Eski Başmüzakerici Prof.Dr. Kudret Özersay Londra’da konferans verdi KKTC eski başmüzakerecisi ve Kıbrıslı Türk akademisyen Prof. Dr. Kudret Özersay, müzakere sürecini değerlendirmek üzere Londra’da yaşayan Türkler ile biraraya geldi.

NASIL BİR ÇÖZÜM? YARIM ASIRLIK KIBRIS MÜZAKERELERİ Britanyalı Kıbrıslı Türkler Derneği tarafından organize edilen etkinlikler çerçevesinde Prof. Özersay, Güney ve Kuzey Londra’da iki ayrı konferansda Londra’da yaşayan Türk vatandaşlarına 50 yıldır süren müzakere sürecini değerlendirdi. 11 Eylül 2015 tarihinde Güney Londra’da İngilizce olarak, 12 Eylül 2015 akşamı Kuzey Londra’da ise Türkçe olarak gerçekleşen etkinlikler yoğun ilgi gördü. Konuşmasına katılımcılara teşekkür ederek başlayan Özersay, Londra’ya müzakere süreci ile ilgili bilgi vermeye gelmediğini, müzakere süreci ile ilgili değerlendirme yapmaya ve görüşlerini paylaşmaya geldiğini vurguladı. 12 yıllık tecrübesine dayanarak topluma karşı kendisinin sorumlu olduğunu, doğru bulmadığı veya sakıncalı gördüğü noktaları gündeme taşıdığını belirtti. Özersay “bilgi verme sorumluluğu bu müzakereleri şu anda yürütenlerdedir yani sayın Cumhurbaşkanımızdadır ki bu bilgiyi kendisi veriyor” dedi.

“SÜRECE DAİR ELEŞTİRİLERİM, SÜRECE OLAN DESTEĞİMİN GÖSTERGESİDİR” Özersay, “bir yandan ülkeyi yönettiği iddiasında olan mevcut siyasiler, diğer yanda ise uluslararası toplum, Kıbrıslı Türklerin ihtiyacı olan şeyleri askıya almak için sürekli olarak Kıbrıs müzakerelerini bahane olarak kullanıyorlar. İçeride gerekli olan onca reform beklerken, kurallar uygulanmazken, denetim

Sündüs Sagi (Kuzey Irak), Melek Maksudoğlu, Caner Mülayim (Kırım), Fatosh Gulsah (KKTC) Yoldush Juraboev (Özbekistan) Ülviyye Akif (Azerbeycan) Rahima Mahmut (Doğu Türkistan), Rıdvan Hacıbedel (Batı Trakya) ve Özlem Acı (Türkiye). ‘Türk Dünyası Dayanışma Platformu’ toplantısına katılanlara, Rosy Lea Café tarafından, kurban etinden hazırlanan kavurma ve tatlı ikram edildi.

Kıbrıs’da yaşanan ekonomik krizin etkisinin müzakere sürecine ve özellikle mülkiyet konusuna nasıl yansıdığını, yeni dönemde doğal gaz konusunun da müzakerelere nasıl etki yaptığını değerlendiren Özersay, yaklaşık iki saat süren konferans sonunda katılımcıların sorularını yanıtladı. Kudret Özersay, İngiltere’de bulunduğu sürede İngiliz Dışişleri Bakanlığında ve İngiliz Parlamentosu Lordlar Kamarası’nda Kıbrıs sorunu ile ilgili temaslarda da bulundu.

PROF. DR. KUDRET ÖZERSAY HAKKINDA, yapılması gereken yerde denetim yapılmazken, insanların hızla sisteme inancı bütünen erozyona uğrarken bizim siyasilerimiz müzakere sürecini dillerine dolayarak gündemi değiştiriyor ve sorumluluklarını unutturmaya çalışıyorlar. Müzakere sürecinin önemsiz olduğunu söylemiyorum, ancak sorumsuz siyasilerin iş yapmayarak hayatımızı askıya almak için buldukları en önemli kaçış noktası haline dönüştüğüne dikkat çekmek istiyorum” dedi. yana müzakerelerin yöntem ve prosüdür itibaren geçirdiği aşamaları ve bu süreçte Birleşmiş Milletlerin rolünü değerlendirdi. Şu anda yürütülen sürecin yeni bir müzakere süreci olmadığını ve 2008 yılından 2.Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Rum Lideri Hristofyas görüşmelerinin devamı olduğuna deyindi. Bu sürecin daha farklı olduğunu, yol haritası olmayan, AB’nin gözlemci olmadığı ucu açık bir süreç olduğunu da belirten Özersay “bu süreç, uluslarararası toplumun daha az karıştığı iki liderlerin öneminin ve rolünün yükseldiği bir süreçtir” dedi. Küresel yaşanan sorunların yanısıra Güney

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığında 12 yıl görev yapan Özersay, üç KKTC Cumhurbaşkanı (Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Dr. Derviş Eroğlu) ile müzakere heyetinde yer aldı. 2002-2004 dönemlerinde, Birleşmiş Milletler Antlaşmalar Komitesi üyeliği yaparak, Annan Planı müzakerelerinde Kıbrıs Türk tarafının müzakere heyetinde yer aldı. Kıbrıs Türk müzakere heyeti içerisinde uluslararası hukuk uzmanı sıfatıyla İsviçre’nin Burgenstock kasabasında yapılan müzakerelere katıldı. Ayrıca Özersay dört farklı Kıbrıs Rum Lideri (Klerides, Papadopulos, Hristofyas ve Anastasiades) ve iki Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri (Kofi Annan ve Ban Ki Moon) ile de aynı müzakere masasında bulunmuştur. Moskova, New York, Washington, Brüksel, Paris ve Berlin’de Kıbrıslı Türkler adına diplomatik girişimler yaparak Kıbrıs Türk tarafını temsil etmiştir. Prof. Özersay, insan hakları konusunda çalışmalar yürüten Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı’nın da üyesidir. Ayrıca,Toparlanıyoruz Hareketi (Temiz Toplum Derneği) kurucusu olan Özersay, yolsuzluk ve yozlaşmaya karşı mücadelede KKTC’de aktif olarak ses getirerek halkın büyük desteğini görmüş ve bu yolda yeni parti kurma çalışmalarına da başlamıştır. Haber: Değer Mustafa

London Evening Standard Business Connections tarafından Londra Senate House’da gerçekleştirilen etkinlikte ünlü Türk İşadamı ve BBC’de yayınlanan Dragons’ Den programının jüri üyesi Türker Süleyman Londra iş dünyasının önde gelen isimleri ve girişimcileriyle buluştu. İngiltere’nin önde gelen yayın kuruluşlarından olan BBC’de yayınlanan Dragon’s Den programında yılın girişimcisini seçecek olan Türker Süleyman Bussiness Connections tarafından organize edilen gecede kendi hayatı ve girişimcilik hakkında bilgi verdi. Türker Süleyman konuşmasında girişimci olmak için en ideal zamanda yaşadığımıza dikkat çekerek teknolojinin ilerlemesiyle girişimciliğin daha da kolaylaştığını,denemekten korkulmaması gerektiğini söyledi. Kapı çalınmadan bir yerlere gelinemeyeceğini, başarısızlık diye bir şeyin olmadığını ifade etti. Disiplinin başarının anahtarı olduğunu belirten Süleyman, işçilere karşı adaletli olmanın önemine vurgu yaptı. İş hayatı geçmişinde birçok defa iflasin eşiğine gelmiş başarılı iş adamı başarısını karşısına çıkan her fırsatı değerlendirmesine borçlu olduğunu söyledi.

HAFTALIK 5.5 STERLİNDEN ZENGİNLER LİSTESİNE GEÇİŞ Low Profilo Holding’in sahibi olan Türker Süleyman 1953 yılında Kuzey Kıbrıs’ın Magosa kendinde doğdu ve ailesiyle birlikte 5 yaşındayken İngiltere’ye yerleşti. Okuldan arta kalan zamanlarını babasının sahibi olduğu restaurantta çalışarak geçirdi. Bugün inandığı çalışma ahlakını babasından alan Süleyman; çalışkanlık ve istikrarin iş hayatının temelleri olduğuna inaniyor. Kariyerine stajyermuhasebeci olarak başladı , muhasebecilikten tatmin olmayan Süleyman büyükannesine arkadaşlarına satmak üzere giysiler almaya başladı.18 yaşında kendi konfeksiyon şirketini kurdu. Süleyman şuanda Türkiye , Gürcistan ve Bulgaristan’da toplam 2 bin kişiye istihdam sağlayan Elbise fabrikalarına sahip. Türkiye’de en başarılı şirket ödülüne layık görülen Süleyman ünlü giyim mağazası Marks and Spencer’e de satış yapıyor. 2000 yılında Ralph Lauren Europe’e gömlek yaparken Jermyn Street’de tanınmış gömlekçilerden Kraliyet ailesinin gömlekçisi olarak da bilinen Hawes Curtis’i 1 sterline, borçlarını üstlenerek satın aldı ve yıllık cirosunu 26 milyon sterline çıkardı. 2008 yılında kadın giyim markası Ghost’u satın aldı.Deri ürünleri markası Huxley&Cox’un da sahibi olan Türker Süleyman, DocksRio adlı Brezilyalı ayakkabı markasının yanı sıra Bike Soup’un da patronu. Stajyer olarak iş hayatına başladığında haftalık geliri 5.5 sterlin olan Kıbrıslı iş adamı Süleyman bugün The Sunday Times gazetesinin yayınladığı 2015 Zenginler Listesi’nde 150 milyon sterlin servetiyle 637. sırada yer aldı. Haber: Burhan Balkır


11

1-15 Ekim 2015

Büyükelçiden bayram mesajı Türkiye Cumhuriyeti Londra Büyükelçisi Abdurrahman Bilgiç’in bayram mesajı. Vatandaşlarım ve Soydaşlarım, Bayramlar toplumumuz için hem coşku ve neşe yaşadığımız hem dayanışma ve yardımlaşma duygularımızı güçlendirdiğimiz günlerdir. Bu nedenlerden ötürü bayramlarımızın kültürümüzde ayrıcalıklı bir yeri bulunmaktadır. Bayramlar, kavga ve küskünlüklerin son bulduğu, sevgi, saygı ve hoşgörünün davranışlara yansıdığı özel günlerdir. Bu yardımlaşma ve dayanışma kültürümüz sayesinde bin yıldır yaşadığımız topraklarda kenetlenmekle kalmadık, aynı zamanda yurtdışında da kültürümüzü ve benliğimizi pekiştirmeyi başardık. Millet olmayı, dayanışmayı, paylaşmayı, hepimiz en çok bayram günlerinde hissederiz. Çocuklarımız, aidiyet duygularını, benliklerini ve kardeşçe bir arada yaşama bilincini bayramlarda pekiştirirler. Bu nedenle, çocuklarımızın bayramlarımızın coşku dolu ve mutluluk verici havasını hissetmelerine özen göstermeliyiz.

Londra’da öğrenciler Kilikyas Restaurant’ta buluştu

Londra’da öğrenim gören öğrencilerin buluşmasında Türken Vakfı yönetici Necmi Akçay öğrencilere hitaben bir konuşma yaptı. İngiltere’nin başkenti Londra’da Londra TÜRKEN Vakfı yöneticileri ve öğrencileri St. Katharine’s Docks marinada bulunan Kilikyas Restaurant’ta Bayram yemeğinde buluştu. Londra’da öğrenim gören öğrencilerin buluşmasında Türken Vakfı yönetici Necmi Akçay öğrencilere hitaben bir konuşma yaptı. “ Hedefimiz gençlerimize özgüven kazandırmaktır, sizlerin çok daha büyük işler yapacak cesareti ve potansiyeli var. Bunun için biz üzerimize düşen ne işe yapıyoruz tüm imkanları size sunuyoruz buralarda yalnız olmadığınızı bilmenizi istiyoruz. Geleceği siz gençlerimiz kuracak, bizde sizlere destek veriyoruz. Bugün de bunun için burada buluştuk.” diye konuştu. Londra Türken Vakfı mütevvelli heyeti üyesi Ali Eren Balikel öğrencilere “Hoşgeldiniz burada sizlerle memleketimizden uzakta hep beraber bayram geçirmekten dolayı mutluyuz herzaman sizlerin yanındayız” şeklinde konuştu. Turkish Press News- LONDRA /İsmail Karakaş

İNGİLTERE GÜNDEMİ

info@turkishpress.co.uk www.turkishpress.co.uk

Toplumumuzun Birleşik Krallık’ta kendisine saygın bir yer edinebilmesi kendisiyle, toplumuyla ve çevresiyle barışık, iyi yetişmiş, mesleki yetkinliği bulunan, dinamik gençlerin

varlığına bağlıdır. Bu bakımdan ailelere büyük görev düşmektedir. Birlik ve beraberliğimiz güçlendikçe, birbirimize daha sıkı kenetlendikçe güçlükler daha kolay aşılacaktır. Bu anlayışla

Bayramımızın sevgi, anlayış ve hoşgörü duygularıyla kenetlenmemize fırsat teşkil edeceğine inanıyorum. İngiltere’de sizlerle birlikte Kurban Bayramını kutlamanın mutluluğunu bir kez daha yaşıyorum. Toplumumuzun tüm mensuplarının ve neşeleriyle bayramları daha da anlamlı kılan çocuklarımızın Bayramını kutluyorum. Bu mübarek günlerde şehitlerimizi, gazilerimizi şükranla anıyorum. Bayramın milletimiz, bölgemiz ve tüm insanlık için barış, esenlik ve hoşgörünün egemen olduğu bir ortama vesile olmasını diliyorum. Abdurrahman Bilgiç Türkiye Cumhuriyeti Londra Büyükelçisi

Londra Başkonsolosluğunda bayramlaşma vardı Türkiye Cumhuriyeti Londra Başkonsolosu Emirhan Yorulmazlar ve eşi Ayşegül Yorulmazlar, Kurban Bayramı nedeniyle konsoloslukta vatandaşlarla bayramlaştı. Londra’da konsolosluk rezidansında düzenlenen buluşmada, Başkonsolos Yorulmazlar ve eşi, konuklarıyla birebir sohbet ettiler. Türkiye Cumhuriyeti Londra Başkonsolosu Emirhan Yorulmazlar ve eşi Ayşegül Yorulmazlar, Kurban Bayramı nedeniyle konsoloslukta vatandaşlarla bayramlaştı. Londra’da konsolosluk rezidansında düzenlenen buluşmada, Başkonsolos Yorulmazlar ve eşi, konuklarıyla birebir sohbet ettiler. Bayramlaşmaya, aralarında Turkish Press Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Karakaş ve Müdürü Değer Mustafa, Londra Büyükelçiliği Din Hizmetler Müşaviri Mahmut Özdemir, İslam Toplumu Milli Görüş Londra bölgesinden temsilci Fatih Varol, ressam Filiz Kahraman, işadamı Murat Akmese, Britanya Türk Kadınları Derneği Başkanı Maviş Fuchs, İTSEB Türk Sağlık Çalışanları Birliği Başkanı Dr. Ali

Demirbağ, TBCCİ Türk İngiliz Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Emma Edhem, gibi sivil toplum kurumları temsilci ve üyeleri, akademisyenler, sanatçılar, Konsolosluk çalışanları ile vatandaşlar katıldı. Başkonsolos Yorulmazlar “ hoşgeldiniz” konuşmasında şunları söyledi. Değerli vatandaşlarımız, İngiltere’deki toplumumuzun değerli temsilcileri, İngiltere’deki toplumumuzun ve tüm vatandaşlarımızın Kurban Bayramını tebrik ediyorum. Bu vesileyle, tüm şehit ve gazilerimizi bir kez daha saygı ve minnetle anıyoruz. Bu bayramı yeniden sizlerle birlikte idrak etmenin mutluluğunu yaşamaktayım. Toplumumuzun her kesiminden destek gördüğü üzere Başkonsolosluğumuzun vatandaşlarımızla bayramlaşma mekanına dönüşmesini memnuniyetle müşahede etmekteyim. Toplumumuzda giderek zemin kazanan karşılıklı saygı ve bir arada durma anlayışı Başkonsolosluğumuzun faaliyetlerine destek olan bir yön kazanmaktadır.

Önümüzdeki dönemde gerçekleştireceğimiz etkinliklerde bu zeminin genişlemesi amacıyla sizlerin desteğiyle çalışmaya devam edeceğiz. En büyük zenginliğimiz olan birlik ve bütünlüğümüzün bozulmaması amacıyla buna kalkışanlara ortak çabayla karşı koyacağımızı bir kez daha vurgularken Kurban Bayramının manevi atmosferinin milletimiz ve tüm insanlık için barış, huzur ve hoşgörünün egemen olduğu bir ortama güç vermesini diliyorum. Hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

Oya Tuncalı bayram mesajı KKTC Londra Temsilcisi Oya Tuncalı, yayınladığı mesajla, Birleşik Krallıkta yaşayan Türk toplumunun Kurban Bayramını kutlayarak, bayramın İslam alemi ve tüm insanlık için birlik, hoşgörü ve dostluğu pekiştirmeye vesile olmasını diledi. Büyükelçi Oya Tuncalı’nın bayram mesajı; “Birleşik Krallık Kıbrıs Türk Toplumunun Değerli Mensupları, Sevgili Kardeşlerim, Mübarek Kurban Bayramımızı Birleşik Krallık’ta siz sevgili kardeşlerimizle bir kez daha birlikte kutlamanın heyecan ve mutluluğu içerisindeyiz. Bayramın öncelikle sizlere, tüm Türk ulusuna ve İslam alemine hayırlı olmasını

temenni ederim. Ülkemizden uzakta kutladığımız her bayram, toplumsal birlikteliğimizin ve kültürel değerlerimizin korunması ve devamı açısından ayrı bir önem taşımaktadır. Bu konudaki en önemli husus, hem milli ve manevi değerlerimize sahip çıkmak, hem de bulunduğumuz ülkenin şartlarına uyum göstermektir. Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın, kendi kimliklerini kaybetmeden, bulundukları ülke halkı ile uyum içinde, hayatın her alanına katkıda bulunmaları ve kültürlerini yaşadıkları topluma bir zenginlik olarak sunmaları büyük önem taşımaktadır. Birleşik Krallık’ta yaşayan siz değerli kardeşlerimiz milli ve manevi değerlerinize bağlı kalarak, ekonomik, toplumsal ve siyasi hayata katılarak gösterdiğiniz başarılarla her geçen gün daha da gelişip, güçlenmektesiniz. Sizlerin dayanışma ve faaliyetlerinize yardımcı olabilmek için Temsilcilik olarak tüm gayretlerimizle çalışmaktayız. Bu duygu ve düşüncelerle, Birleşik Krallık’taki tüm

kardeşlerimizin Kurban Bayramını en içten dileklerimle kutlar, Bayramın milletimiz, İslam alemi ve tüm insanlık için birlik, hoşgörü ve dostluğu pekiştirmeye vesile olmasını temenni ederim.”


12

1-15 Ekim 2015

DÜNYA GÜNDEMİ

Katalonya’da seçimleri ‘bağımsızlık’ yanlısı partiler kazandı

info@turkishpress.co.uk www.turkishpress.co.uk Buna göre, 135 sandalyeli Katalan parlamentosuna, “Junts pel Si” 6366, “Ciudadanos” 19-21, “Catalunya si que es pot” 12-14, “KatalonyaSosyalist Partisi” (PSC) 14-16, “Halk Birliği Adaylığı” (CUP) 11-13, “Katalonya Halk Partisi” (PPC) 9-11, “Katalonya Demokratik Birlik” (UDC) 0-3 milletvekili soktu. Seçimlerde CUP’un beklenenden fazla milletvekili çıkarttığı görüldü. Partilerin aldıkları oy yüzdelerine bakıldığında, bağımsızlık isteyen “Junts pel Si” (yüzde 40,7) ile “CUP” (yüzde 9,1) oyların yüzde 49,8’ini aldı. İspanya’dan ayrılmaya karşı çıkan diğer siyasi partiler ise diğer oyları bölüştü. Uzmanlar, seçimlerin ardından ilk yorumlarında, bağımsızlık yanlılarının Katalonya parlamentosunda çoğunluğu elde ederek, en azından bağımsızlık sürecini hayatta tutmayı başardıklarını belirtti. Öte yandan CUP partisinin adayı Antonio Banos, twitter hesabından “Adios Papa” (gülü güle baba) adlı şarkı eşliğinde “İspanyol devletine adanmıştır. Düşmanlık olmaksızın, güle güle” yazılı mesaj gönderdi.

İspanya’nın doğusundaki Katalonya özerk yönetiminde yapılan seçim sonuçları belli oldu. Bağımsızlık yanlısı “Junts pel Si” ve “CUP” partileri oyların yüzde 49,8’ini aldı. KATALONYA ÖZERK YÖNETİM BAŞKANI PROTESTO EDİLDİ İspanya’nın doğusundaki Katalonya’nın özerk yönetim başkanı Artur Mas, oy kullandığı sırada bir kaç İspanyol tarafından protesto edildi. Barcelona’daki Infant Jesus Okulu’na oyunu kullanmak için eşi Helena Rakosnik ile0 birlikte gelen Mas, oyunu atacağı sırada salonda bulunan bir kaç İspanyol genç tarafından protesto edildi. İspanyol bayrağı açan ve “Ben hem İspanyol hem de Katalanım” yazılı pankartları kaldıran kişilere güvenlik görevlileri müdahale etti. Yaşanan kısa süreli arbededen sonra protestocular salondan çıkartılıp, ortalık yatıştırıldı. Protesto sırasında salondaki bazı Katalanlar alkışlarıyla Artur Mas’a destek olmaya çalışıp, “bağımsızlık” sloganları attı.

Katalonya başkanı, oy kullandıktan sonra kendisini bekleyen kalabalık gazeteci grubuna yaptığı kısa açıklamada, “Bugün, Katalonya’da demokrasinin büyük bir zaferi var. İspanyol devletinin koyduğu tüm zorlukları aştık. Katalonya halkı özgür bir şekilde oyunu atabilir. Bu

Bu arada Artur Mas ve eşi salona geldiklerinde de içerideki kalabalık tarafından alkışlar ve “bağımsızlık” tezahüratlarıyla karşılandı. Mas, oy kullanacağı masanın kalabalık olmasından dolayı 30 dakika kadar sırada bekledi.

Hac’daki izdihama en acı yorum: KADER Suudi Arabistan Başmüftüsü’nden Hac’da izdiham yorumu “Kader” oldu...

‘Kaçırılan Türk işçiler serbest bırakıldı’ iddiası Bağdat’ta kaçırılan 16 Türk işçinin serbest bırakıldığına iddiasını içeren video sosyal medyada yayınlandı. Irak’ın başkenti Bağdat’ta daha önce kaçırılan 16 Türk işçinin serbest bırakıldığı iddiasını içeren görüntüler sosyal medyada yayınlandı. Türk işçileri kaçıran silahlı grup, işçileri serbest bıraktıkları iddiasını içeren videoyu sosyal medyada paylaştı. Kurban Bayramı’nın birinci günü olan Zilhicce 10 tarihli görüntülerde, işçilerin serbest bırakıldığı bilgisine yer verildi. Buna karşılık işçilerden, görüntülerin çekildiği günden bu yana herhangi bir haber alınamadı. Türkiye Dışişleri Bakanlığı kaynakları ise işçilerin serbest bırakıldığı iddiasını henüz doğrulayamadıklarını, durumu araştırdıklarını belirtti.

Suudi Arabistan’ın en önemli din adamı olan Başmüftü Abdülaziz bin Abdullah el-Şeyh, Hac’da dördü Türk 753 kişinin hayatını kaybettiği izdihamın, “insanoğlunun kontrolü dışındaki bir olay” olduğunu söyledi. Ülkeninresmi ajansı SPA’nın haberine göre, Abdülaziz bin Abdullah elŞeyh dün Mina’da Suudi Arabistan İçişleri Bakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Nayif’la görüştü. Başmüftü Nayif’e trajedide hiçbir sorumluluğu olmadığını söyleyerek, “Kader kaçınılmazdır” dedi. Veliaht Prensi Muhammed bin Nayif, Suudi Arabistan Hac Komitesi’nin de başkanı.

İRAN’DAN SERT ELEŞTİRİ Başta İran olmak üzere bazı ülkeler, Suudi Arabistan yönetimini Hac sırasında gerekli güvenlik önlemlerini almadıkları gerekçesiyle eleştirmişti. Son olarak İran Başsavcısı Hüccetülislam Seyyid İbrahim Reisi, Suudi Arabistan Kraliyet Ailesi mensuplarının izdiham nedeniyle yargılanmaları gerektiğini söyledi. İlk belirlemelere göre, faciada hayatını kaybedenlerin 131’i İran vatandaşı. Yaşamını yitirenler arasında ise Türkiye ve İran’ın yanısıra Hindistan, Endonezya, Pakistan, Hollanda ve Fas vatandaşları da var.

noktaya geldiğimizden ve Katalonya’nın kaderini belirleyeceğinden dolayı çok memnunum” dedi. AA muhabirine konuşan Barcelona’daki bir taksici “39 yaşındayım ve ilk defa oy kullanma ihtiyacı duydum ve oyumu hemen kullandım. Çok önemli bir seçim. Kaderimiz belli olacak” dedi.

SORUŞTURMA BAŞLATILDI Riyad yönetimi Perşembe günü Mina’da şeytan taşlanırken çıkan izdiham ile ilgili olarak soruşturma başlatmıştı. Hac sırasında güvenliği yaklaşık 100 bin polis sağlıyor.

ÖLÜ SAYISI 769 A YÜKSELDİ Suudi Arabistanlı yetkililerin açıkladığı son rakamlara göre, Mina’daki izdiham faciasında ölü sayısı 769 a, yaralı sayısı ise 934 e yükseldi. Ölü sayısı son olarak 753 olarak açıklanmıştı.


13

1-15 Ekim 2015

Putin: Esad’ı destekliyorum çünkü...

DÜNYA GÜNDEMİ

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Esad niçin destek verdiğini ilk kez net olarak açıkladı. Putin, “Rus ve eski Sovyet ülkelerinden savaşçıların ülkeye dönmesini beklemek yerine, Esad’ın Suriye’de onlarla savaşmasına destek veriyoruz” dedi. BM Genel Kurul toplantıları için ABD’nin New York kentinde bulunan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Amerikan CBS televizyonunda Charlie Rose’un sorularını yanıtladı. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’e arka çıkmasını “meşru hükümeti destekliyoruz” diye tanımlayan Putin, “Suriye’deki krize, etkili hükümet yapılarını güçlendirmekten ve onlara terörizmle mücadelede yardım etmekten başka bir çözüm yok. Bunun yanında, onları, reformlar yapmaya ve rasyonel muhalefetle olumlu diyaloğa girmeye de teşvik etmek gerekli” dedi.

ABD’nin IŞİD’le mücadele kapsamında 5-6 bin ılımlı Suriyeli muhalifi eğitmeyi amaçladığını ancak sadece 60 kişinin programı tamamlayabildiğini hatırlatan Rusya Devlet Başkanı Putin, “Bunlardan sadece 4-5’i silahlarla savaşıyor. Geri kalanı ise ABD silahlarını aldıkları gibi IŞİD’e katıldı. ABD’nin yasadışı yapılara askeri destek sağlaması, çağdaş uluslararası hukuk ilkeleri ve Birleşmiş Milletler (BM) tüzüklerine aykırı” dedi.

“SURİYE’NİN YÜZDE 60’I IŞİD VE EL NUSRA KONTROLÜNDE” Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “Esad’in kendi halkını hedef alıyor?” sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Bugün, devamlı Esad’in kendi halkıyla savaştığını söylüyorsunuz ama Suriye’nin yüzde 60’lık bölümünü kontrol edenlerin kim olduğuna bakın, IŞİD ve El Nusra gibi diğer terörist organizasyonlar.”

KARA HAREKATINA KRİTİK CEVAP Putin, Rusya’nın kara harekatı için Suriye’ye asker gönderip göndermeyeceği sorusunu da şu sözlerle yanıtladı: “Suriye veya diğer herhangi bir devlette bir saha operasyonuna katılmayacağız. En azından şu anda öyle bir planımız yok. Ancak hem Esad hem de diğer ülkelerdeki partnerlerimizle çalışmalarımızı yoğunlaştırmayı düşünüyoruz.”

info@turkishpress.co.uk www.turkishpress.co.uk

BM’den önemli Türkiye açıklaması Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon, BM 70’inci dönem Genel Kurul Genel Görüşmelerinde Türkiye-Suriye ilişkileriyle ilgili önemli açıklamalar yaptı.

“ESAD TERÖRLE SAVAŞIYOR” Talep üzerine Esad yönetimine askeri ve teknik destekte bulunduklarını ve bunun yasal uluslararası anlaşma altında yürütüldüğünü vurgulayan Putin rejim ordusunun Suriye’deki tek “meşru” askeri güç olduğunu ve terörizmle savaştığını savundu.

Ruhani’den ABD’ye “tutuklu değişimi” teklifi

İsrail 50 yaş altı Müslümanlara Mescid-i Aksa’yı yasakladı

Amerikan Washington Post’ta yer alan habere göre, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ABD ile İran arasında tutuklu değişimi yapılmasını teklif etti.

İsrail’in, 50 yaş altındaki Müslümanların Mescidi Aksa’ya girmesini yasakladığı bildirildi.

Washington Post’un haberine göre, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, “Oradaki (ABD) insanların serbest kalmasını sağlarsak ve ABD de bunun için gereken adımları atarsa ülkemiz bundan büyük mutluluk duyar” dedi. Gazetenin haberinde, Ruhani’nin söz konusu teklifi Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantısına katılmak üzere bulunduğu New York’ta Ortadoğu uzmanlarının bir araya geldiği bir toplantıda gündeme getirdiği belirtildi. İran’da halihazırda aralarında, ABD için ajanlık yapmakla ve İran’a karşı propaganda yapmakla suçlanan Washington Post muhabirinin de bulunduğu 3 Amerikalı tutuklu bulunuyor. ABD’de ise, ABD yaptırımlarını ihlal etmek suçlamasıyla 19 İran vatandaşı cezaevinde. İran’la 5+1 Grubu ülkeleri arasında temmuz ayında İran’ın nükleer programı konusunda anlaşmaya varılmıştı.

İsrail’in, 50 yaş altındaki Müslümanların Mescid-i Aksa’ya girmesini yasakladığı bildirildi. İsrail polisi tarafından yapılan yazılı açıklamada, bu akşamdan başlamak üzere 50 yaş altındaki Müslümanların Aksa’ya girişlerinin yasaklandığı, bu durumun ikinci

bir emre kadar devam edeceği belirtildi. Açıklamada, bu kararın Filistinli gençlerin Aksa’da İsrail polisine taş atması sonucu alındığı kaydedildi. Önceki gün Mescidi Aksa’ya giren İsrail askerleriyle Filistinliler arasında kısa süreli arbede yaşanmıştı.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon, BM 70’inci dönem Genel Kurul Genel Görüşmelerinin açılışında yaptığı konuşmada, “Özellikle beş ülke Suriye konusunda anahtar konumda. Bunlar Rusya, ABD, Suudi Arabistan, İran ve Türkiye. Taraflardan biri uzlaşmaya yanaşmadığı müddetçe sahada değişiklik beklemek faydasız” dedi. Genel Kurul’a şu dakikalarda ABD Başkanı Barack Obama hitap eetti.. Obama konuşmasında Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad için “kendi halkının üzerine varil bombası atan bir tiran” ifadesini kullandı. BM Genel Sekreteri Ban, konuşmasında, BM 2030 kalkınma hedefleri, iklim değişikliği ile mücadele, Suriye, Yemen ve diğer bölgelerdeki çatışmalar ve krizlerin insani sorunlarına değindi.

SURİYE İÇİN 5 ANAHTAR ÜLKE Genel Sekreter, konuşmasında Suriye krizine de önemli yer ayırarak, Suriyelilerin baskı, aşırlıkçılık, yıkım ve korku nedeniyle ülkelerini terk ettiklerini söyledi. Soruna diplomatik çözüm bulunamamasını da eleştiren Ban, “BM Güvenlik Konseyi ve diğerlerinin 4 yıllık diplomatik tıkanıklığı Suriye krizinin kontrolden çıkmasına izin verdi. Çatışmayı sonlandırmak öncelikle Suriye’de savaşan tarafların sorumluluğunda. Ülkelerini harabeye çevirenler kendileri. Ancak çözüm için sadece Suriye’deki taraflara bakmak yeterli değil. Savaş bölgesel güç ve rekabetle de ilişkili. Ülkeye akan para ve silahlar ateşi körüklüyor” dedi. BM Güvenlik Konseyi ve bölgesel aktörlerin adım atmasını isteyen Ban, “Özellikle beş ülke Suriye konusunda anahtar konumda. Bunlar Rusya, ABD, Suudi Arabistan, İran ve Türkiye. Taraflardan biri uzlaşmaya yanaşmadığı müddetçe sahada değişiklik beklemek faydasız” diye konuştu.


14

1-15 Ekim 2015

ENGLISH NEWS

info@turkishpress.co.uk www.turkishpress.co.uk Some hospitals are ignoring government guidelines by charging full parking prices to drivers with disabilities, the BBC has found. A handful of the 20 hospital trusts which charged these drivers said a uniform charging structure was used. The Department of Health said it expected price concessions to be given to disabled drivers. BBC Radio 4’s You and Yours programme received 86 responses from trusts about their parking price policies.

Concerns over hospital parking charges for disabled drivers It found the vast majority allowed drivers with disabilities to park for free, some others had concessions for people with disabilities, but some charged the same prices to all drivers. Among the drivers being charged was Duncan Lister, from Dewsbury in West Yorkshire, who cares for his wife and their daughter who uses a wheelchair. “I am very concerned they actually charge people who are able bodied for parking in hospital car parks, it’s almost like your taxing people for being ill, or needing medical treatment, but to charge disabled people is far worse in the sense that they have to probably go to hospital more frequently,” he said. Paula Sheriff, Labour MP for Dewsbury, said: “Of course we have to look for efficiencies, and the NHS clearly needs to evolve, but charging the most vulnerable in society is not the answer.” In Northern Ireland, free car parking is restricted to patients receiving radiotherapy or chemotherapy treatment, patients receiving renal dialysis, and next of kin visiting patients in critical care and high dependency units. bbc.co.uk

Bank of England concerns over buy-to-let boom

Sadiq Khan said it’s an honour to be selected for this position

The growing buy-to-let property market in the UK could post a threat to wider financial stability, a Bank of England committee has said. Buy-to-let mortgage lending had the potential to “amplify” a housing boom and bust, the Bank’s Financial Stability Committee (FPC) concluded. Lending in this sector has risen by 40% since 2008, the FPC said.

Britain’s main opposition Labour MP Sadiq Khan has visited Turkish Press Newspaper today. Turkish Press Newspaper chairman Mr Ali Eren Balikel and chief executive Mr Ismail Karakas had a brief chat about Mr Khan’s election campaign. Mr Balikel wished Mr Khan all the best for his campaign and expressed his desire to see Mr Khan as the Mayor of London. Sadiq Khan is the Labour Party’s candidate for Mayor of London elections which will be held in 2016. During his visit to our Newspaper, Mr Khan

It stopped short of suggesting any intervention by government or regulators at this stage. “The FPC is alert to the rapid growth of the market and potential developments in underwriting standards,” the committee said. “As the market continues to grow, particularly if driven by loosening of underwriting standards, the sector

could pose risks to broader financial stability, both through credit risk to banks and the amplification of movements in the housing market.” House price calculator bbc.co.uk

No respite over pension age change Pensions Minister Baroness Altmann has told the BBC she considered helping women who have had the start date of their state pension put back twice, but could not find a way to do so. Some 500,000 women in their late 50s were affected by the decision of the coalition government.

It added up to 18 months onto the start date of their state pension. Speaking to the BBC’s Money Box programme, she said her job was to implement the past government’s policy. ‘Unexpected’ Many of the women affected say it has left them trying to bridge the gap at an age where re-entering the labour market is very difficult. One of those affected was Wendy, who started work in her teens in Manchester and who expected her pension at 60. “I intended to stay in employment, but that came to an end at 61. I claimed Jobseeker’s Allowance (JSA) and so far have applied for almost 4,000 jobs,” she said. She gets £65 a week JSA and has to find £25 from that to go towards her rent. “Gas and electric take up most of the rest of the money. I am dependent on the generosity of neighbours for food. It is not a position I expected to find myself in,” she said. Baroness Altmann said: “I have so much sympathy for people whose pension age was increased at relatively short notice by up to 18 months. “I don’t have billions of pounds to spend on keeping state pension age unequal for longer. “My job is to implement the laws that have bbc.co.uk been properly passed.”

said it’s an honour to be selected for this position. Sadiq Khan, who has launched a campaign calling for Londoners to be given more say over their own future, first entered the Parliament in 2005 at the age of 34. He is a member of Parliament for Tooting where he has lived all his life. In 2008 he was appointed the Minister of State for Communities, making him the second-ever British Pakistani to serve in Her Majesty’s Government. He was later the Minister of State for Transport. He joined the Shadow Cabinet of Ed Miliband as Shadow Secretary of State for Justice and Shadow Lord Chancellor in 2010. In January 2013 he was also appointed Shadow Minister for London. On 11 September 2015, Khan was selected as the Labour candidate for the position of Mayor of London.

Motorists ‘tricked’ in car test abuses, claims report Motorists are being “tricked” by carmakers into buying vehicles which claim to be more fuel efficient than they really are, a new report claims. The lobby group found an average 40% gap between the fuel and C02 emitted in lab tests against road driving. The Brussels-based Transport & Environment said drivers are spending €450 (£331) a year more than expected on fuel. Over the lifetime of a car, this adds up to an average €2,800 for additional fuel, the report found. “Carmakers are effectively cheating their own customers,” the report said. Greg Archer, Transport & Environment’s vehicle programme manager, told the BBC: “There is a need for a new [emissions] test

but what we’re also seeing here is a distortion of the current system. “The independent agencies [in Europe] that oversee the tests are paid for by the car industry themselves. In the US, we have an independent regulator, the EPA (Environmental Protection Agency) that ensures they’re done rigorously.” bbc.co.uk


15

1-15 Ekim 2015

Meclis Vê He eyê Vedibe

KURDISH NEWS

Lîjneya giştî ya TBMM’ê dê 1’ê Cotmehê roja pêncşemê bicive.

Siyaset dest bi hefteyeke têr û tijî dike. Parlamentoya Tirkiyeyê dê ji ber sala yasadanînê 1ê Cotmehê roja Pêncşemê vebe. Merasîmên li Meclisê dê saet di 14.00an de bi çelengdanîna li ber Bîrdariya Atatûrk dest pê bike. Lîjneya Giştî ya Meclîsê dê ji bo civîna duyemîn a Sala qanûndanînê di saet 15.00an de bicive. Serokê Meclîsê İsmet Yilmaz dê axaftina vekirinê bike, dûv re Serokkomar Recep Tayyip

Erdoğan dê xîtabê Lîjneya Giştî bike. Piştî vê yekê jî ji ber hilbijartinên 1ê Mijdarê tê payîn ku di Lîjneya Giştî de bêyî tu mijar bên axivîn, Lîjneya Giştî bê girtin.

info@turkishpress.co.uk www.turkishpress.co.uk Lîjneya Giştî piştî hilbijartinên 7ê Hezîranê ewil ji bo merasîma sondxawrinê, dûv re jî ji bo hevdîtinên tezkereyê bi awayekî awarte civiyabû.

Resepsîyona vekirinê ku her sal tê kirin jî îsal ji ber bûyerên terorê dê neyê kirin.

Bi vî awayî yên ku di 7ê Hezîranê de ketin Meclîsê, lê belê ji bo 1ê Mijdarê wek namzed nehatin nîşandan jî, bi beşdarbûna Lîjneya Giştî ya roja pêncşemê dê ji Meclîsê xatir bixwazin.

Civîna di 1ê Cotmehê de, dê civîna 3yem û dawîn a Meclîsa Tirkiyeyê ya Heyama 25emîn be.

18 Milyon Xwendekar Dest Bi Dersan Kirin Karneyên heyama ewil dê di 22’ê çileyê de bên standin.

Davutoglu bi Rûhanî re hevdîtin kir Serokwezîr Ahmet Davutoglu bi Hasan Rûhaniyê Serokomarê Îranê re hat bal hev. Serokwezîr Ahmet Davutoglu bi Hasan Rûhaniyê Serokomarê Îranê re hat bal hev. Serokwezîr Davutoglu ji bo Hevdîtinên Giştî yên 70emîn Lijneya Giştî yên Neteweyên Yekbûyî (NY) li New Yorkê û li vir di heman demê de hevdîtinên dualî jî didomîne. Serokwezîr Davutoglu li NY, bi Rûhaniyê Serokomarê Îranê re hat bal hev. Hevdîtina Davutoglu û Rûhanî bi qasî 45 deqîqeyan kişand. Alîkarê Serokwezîr Cevdet Yilmaz, Wezîrê Karên Derve Ferîdûn Sînîrlîoglu û Misteşarê MÎTê Hakan Fîdan jî beşdarî hevdîtina ku ji çapemeniyê re girtî hat kirin bûn.

Hin kesan bêhna xwe vedan, hin kesan jî bi gerê rojên xwe derbas kirin… Hinek jî ji bo dersên xwe yên xirab serast bikin, xebitîn. Û niha jî betlaneya havînê ya dirêj qediya. Sala perwerde û fêrkirinê ya 2015- 2016’an dest pê dike. Ji bo 18 milyon xwendekar û 900 hezar mamosteyî dê sibe zîla ewil lêde. Milyonek û 200 hezar xwendekarên kreşan dê di saziyên perwerdeyê de cara ewil li dibistana bin. Bi qasî vê hejmarê jî dê xwendekarên pola yekemîn

biçin dibistanan. Dê û bavên xwendekaran ji aliyekî di nav çûnûhatina cejnê de ne, ji aliyê din ve jî danûstandina dibistanê dikin. Kesên ku karê xwe hiştin roja dawiyê, reviyan kargehan. Xwendekar dê karneyên heyama ewil di 22’ê rêbendanê an jî Çileyê de bistînin. Li gorî salnemaya Wezareta Perwerdeyê dibistan dê 17’ê Hezîranê de bên girtin.


16

ARABIC NEWS

1-15 Ekim 2015


1-15 Ekim 2015

URDU NEWS

17


18

1-15 Ekim 2015

KÜLTÜR - SANAT

info@turkishpress.co.uk www.turkishpress.co.uk

Deniz Gamze Ergüven’in yönettiği “Mustang” filmi 88. Oscar Ödülleri’nde Fransa adına “en iyi yabancı film” dalında yarışacak. Fransa’yı bu yıl düzenlenecek 88. Oscar Ödülleri’nde Türk yönetmen Deniz Gamze Ergüven’in filmi “Mustang” temsil edecek. Fransa Sinema Komitesinden yapılan açıklamada, “Mustang” filminin “en iyi yabancı film” dalında aday gösterildiği duyuruldu. Komite, 5 aday arasından tamamı Türkçe olan Ergüven’in filmini seçti. Adaylar arasında, yönetmenler Jacques Audiard’ın “Dheepan”, Catherine Corsini’nin “La Belle Saison”, Xavier Giannoli’nin “Marguerite” ve Stephane Brize’nin “La Loi du marche” filmleri yer alıyordu. Daha önce Türkiye’nin adayı olarak yarışmak

Fransa’yı Oscar’larda Türk yönetmen temsil edecek isteyen filmin yapımcısı Charles Gillibert, Türkiye’nin Oscar adayı olarak Kaan Müjdeci’nin “Sivas” filmini göstermesi sonrası kararını Fransa yönünde kullanmıştı. Le Figaro gazetesine konuşan Gillibert, filme çok güvendiğini ve Oscar ödülü kazanabileceklerini belirtti. Gillibert, filmin eğitim hakkı, kadın hakları ve özgürlük gibi Fransa’nın temel değerlerini taşıdığını

vurguladı. Film 68 Cannes Film Festivali’nde Europa Cinemas Label ödülüne layık görülmüştü. “Mustang” ayrıca 21. Saraybosna Film Festivali’nde “En iyi film” büyük ödülünü ve en iyi kadın oyuncu ödülünü kazanmıştı. Ergüven’in yönettiği film ayrıca Avrupa Parlamentosunun bu yılki Lux Sinema ödülüne aday gösterilmişti.

Fransa’yı bu yıl düzenlenecek 88. Oscar Ödülleri’nde Türk yönetmen Deniz Gamze Ergüven’in filmi “Mustang” temsil edecek

Bu filmde engelliler başrolde

İzmir’de çekilen “Adım Adım” adlı filmde başrolleri, aralarında Haldun Dormen’in de bulunduğu tiyatro oyuncuları ile engelliler paylaşıyor. İzmir’de çekilen ve engellilerin hayata tutunmasını konu edinen “Adım Adım” adlı filmde başrolleri, aralarında Haldun Dormen’in de bulunduğu tiyatro oyuncuları ile engelliler paylaşıyor. Filmin yönetmeni Sinan Uzun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bugüne kadar kısa filmler ve reklam filmleri çektiğini belirterek, yerel bir kanalda engelliler üzerine program yapan eşi Pelin Uzun’un önerisiyle, engellilerin rol aldığı uzun metrajlı bir film çekmek için yola çıktığını söyledi. Senaryosunu da yazdığı filmin, sonradan birleşen üç ayrı hikayeden oluştuğunu anlatan Uzun, hikayelerin, hayata tutunmak üzerine kurulu olduğunu kaydetti. Sinan Uzun, filmdeki beş ana karakteri engellilerin canlandırdığını, oyuncu seçiminde sahne tecrübesi bulunanları seçmeye dikkat ettiklerini ifade ederek, filmi, festivallere katıldıktan sonra vizyona sokmayı planladıklarını dile getirdi. “ENGELLİLER DE KENDİNİ KANITLAMALI” Tiyatro oyuncusu Haldun Dormen de filmde “efsane ama alkolle yok olmuş” olarak tanımladığı dansçıyı canlandırdığına değinerek, “İlginç bir proje. Umarım halk tarafından beğenilir, seyirci için iyi proje olabilir” dedi. En son Safa Önal’ın yönettiği ve 2007 yılında gösterime giren “Hicran

Sokağı” adlı sinema filminde rol aldığını anımsatan Dormen, “Yönetmenimin de rahat olmasıyla çok keyifli çalıştım. Ekip çok iyiydi. Çok mutlu oldum” şeklinde konuştu. Haldun Dormen, filmin “engelsizlerin engellilere dikkatini sağlamasını” umduğunu ifade ederek, şöyle devam etti: “Ama bence iş yalnız engelsizler de değil. Engellilerin de kendilerini kanıtlaması lazım. Engelli olmak demek, dünyadan elini eteğini çekeceksin demek değil. Bir şeyler yapabilirsin. O zaman engelsizler de kabul edecektir.”

“İNŞALLAH FİLMİMİZ SES GETİRECEK” Sanatçı Sezen Aksu’nun film için kullanımına izin verdiği “Kaç yıl geçti aradan” şarkısını seslendiren başrol oyuncularından görme engelli Ümran Sevinç ise Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarından mezun olduğunu ve öğretim üyesi olmayı hedeflediğini belirtti. “İLK DEFA ENGELLİLERİ, GERÇEK ENGELLİLER CANLANDIRIYOR” İzmir Devlet Tiyatrosu oyuncularından Süreyya Kilimci de bir yıldır engellilerin dans grubuyla

çalıştığına değinerek, şunları söyledi: “Engelli çok yakın tanıdıklarım var. Proje anlatıldığında çok heyecanlandım, çünkü ilk defa engellileri, gerçek engelliler canlandırıyor. Yaptığım en güzel işlerden biri. Engelliler en çok önemsenmek istiyor, yardım istemiyor, şartların onlar için elverişli hale gelmesini istiyor. Bu proje de seslerini duyurmak için önemli.” Tiyatro oyuncusu Gazi Şeker de kardeşinin engelli olması dolayısıyla senaryoyu okuduğunda içselleştirip kadroya dahil olmak istediğini

anlatarak, “Bu ülkede engelliler hakkında çok az şey biliniyor. Engelli yürüyüş parkuruna bile arabasını park edenler var. İnsanlar, bu filmle birçok şeyin farkına varacaktır” dedi. Filmde ayrıca, oyuncu Asuman Dabak, down sendromlu Can Ayan, bedensel engelli baletler Mehmet Sefa Öztürk ve Bora Acar Zöngür de rol alıyor.


19

1-15 Ekim 2015

TEKNOLOJİ

WhatsApp kullanıcıları bu habere dikkat! 900 milyon kullanıcısıyla dünyanın en aktif kullanılan çevrimiçi mesajlaşma ağı olan WhatsApp’da kullanıcılar büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalabilir.

info@turkishpress.co.uk www.turkishpress.co.uk

halinde telefonu ele geçirmekte ve cihazı kullanılmaz hale getirmekte. Siber güvenlik uzmanlarına göre, böyle bir saldırıdan en az hasarla önüne geçilmesi için bu mesajların silinmesi ve o telefon numarasının engellenmesi gerektiğini belirtiyor.

Özellikle Android platformunu hedef alan bir kötü yazılım modeli olan ‘ransomware’ yazılımlar WhatsApp’a da bulaştı. 900 milyon kullanıcısı ile bu kulvardaki lider uygulama olan WhatsApp’ta bilinmeyen bir numaradan “ödül kazandınız” şeklinde gelen ‘spam’ mesajlar kullanıcıları rahatsız etmeye başlarken siber güvenlik uzmanları kullanıcıların linkleri tıklamaması konusunda uyarıyor. Söz konusu açıklamaya göre hacker’lar, bilinmeyen bir numaradan gelen bu mesajlarda yer alan linklere tıklanması

Apple, App Store’dan

300 adet uygulamayı kaldırdı

Apple, App Store’da bulunan 300 uygulamayı malware yüzünden kaldırdı. Görünen o ki uygulamalar daha öncesine göre daha tehlikeli hale geliyor. Bazı güvenlik şirketleri malwareden etkilenmiş uygulamaları aramaya başlamıştı. Bu araştırmalar sonunda... Apple, App Store’da bulunan 300 uygulamayı malware yüzünden kaldırdı. Görünen o ki uygulamalar daha öncesine göre daha tehlikeli hale geliyor. Bazı güvenlik şirketleri malwareden

etkilenmiş uygulamaları aramaya başlamıştı. Bu araştırmalar sonunda şirketler 300 uygulamayı güvensiz buldu. PaloAltoNetworks’ten Claud Xiao 39 tane uygulamanın malware içerdiğini

bulduklarını açıkladı. Fox-IT’de daha farklı bir kaç uygulamada daha malware tespit etti. Bu uygulamarın çoğu ise Çin’de çok popüler olan uygulamalar. Tren bileti alabildiğiniz Railway 12306 ya da popüler mesajlaşma uygulaması WeChat Çin’de yaygın olarak kullanılan ama malware tespit edilen uygulamalar arasında. Ancak WeChat’in 6.2.5 sürümü etkilenen uygulamalar arasında son sürümünde herhangi bir tehdit söz konusu değil. Amerikalı kullanıcıların arasında popüler olan uygulamalarda da sıkıntı yok değil. 2014’ün en çok satılan uygulaması

olan, kartvizit taramaya ve saklamaya yarayan CamCard PaloAltoNetworks’un listesinde yer alıyor. Daha sonra Xiao tarafındanda onaylanan bir başka şirketin raporuna göre bazı uygulamalar saldırganlardan gelen komutları telefonda uygulayabiliyor. Bu komutlar genel olarak kurbanın datasını okuma, özel internet sayfaları açma ve kullanıcının ekranında yalan uyarılar çıkarmaya dayanıyor. Xiao’ya göre bunların bazıları telefonda kayıtlı olan şifreleri çalmaya yönelikte kullanılabilir. Apple olaya dair bir açıklama yapmadı. Ancak basın sözcüsü tehdit içeren uygulamaların kaldırıldığı ve geliştiricilerin Xcode kullanarak uygulamalarını yeniden yazabileceklerini anlatan bir yazı yayınladı.


20

1-15 Ekim 2015

Tatil için geç kalmadınız

TURİZM

Yaz tatilini kaçıran okurlarımız için muhteşem sonbahar tatili seçenekleri sunmaya devam ediyoruz...

info@turkishpress.co.uk www.turkishpress.co.uk

ET

BÖRDÜB

Denizler soğumadan Akdeniz’in mavi sularında yüzmek için az bir zaman kaldı. Bir kanal aracılığıyla sık çam ormanının içine giren denizi burayı cennet kılıyor. Ormandaki kuş seslerini dinlemelisiniz. Her keseye göre konaklama imkânı var.

A

KY O D A

KAP

Peribacalarında kızılın her rengi var. Bir kare yakalayıp deklanşöre basın. Yıl içerisinde burayı ziyaret eden 20 bin turist gibi balonla günbatımını izleyebilirsiniz. Atlı safari ve vadide trekking diğer seçenekler. Her keseye göre konaklama mevcut.

İAS AFRODİS

I

KAZDAĞ ALAÇATI Saffet Emre Tonguç, “Yakmayan güneşi, klimaya ihtiyaç duyulmayan geceleri ve renk şenliğiyle Alaçatı eylülde gidilecek en güzel yerlerden” diyor. Bütçelere göre değişen konaklama seçenekleri bulunuyor. (Çeşme)

Güzellik tanrıçası Afrodit’e adanmış antik kent, havalar serinlemişken gidilecek en iyi yerler arasında. Yöre Ara Güler tarafından fotoğraflanınca, 1961’de antik kentte kazılar başladı. Yakınında hesaplı oteller, kamp alanları var.

ASI

AYL POKUT Y

Karadeniz’in yüksek yerlerinde meyveler geç olgunlaşır. Şu an giderseniz onları dalından koparıp yiyebilirsiniz. Karagöl Sahara Milli Parkı içerisinde yer alan göl, çam ve ladin ağaçlarıyla çevrili. Konaklama için bir tesis yok. Çadır veya karavanla gidebilirsiniz. (Şavşat)

L

KARAGÖ 1800 metre yükseklikten sonra normal koşullarda ağaç yetişmez ancak aldığı rüzgârlar neticesinde yayla çam ağaçlarıyla dolu. Demli bir bardak çay eşliğinde çimene yayılıp bulutların bir deniz gibi akıp gidişini izleyin. Tepedeki pansiyonlarda konaklayabilirsiniz. (Çamlıhemşin)

URLA

Ayhan Sicimoğlu, “Çok sempatik bir belde; Malgaca Pazarı’nda ‘Urla katmeri’ni deneyiniz; Sanatçılar Sokağı’nda akşamüstü tur uatmayı ihmal etmeyin” diyor. Sakin ve sessiz sokaklarıyla huzur dolu. Konaklama ücreti tesise göre 150 lirayla 500 TL arasında.

Gezmek için sadece hafta sonunuz varsa direksiyonunuzu Şile’ye kırın. Burada 60 kilometre boyunca uzanan sahil ve keşfedilmeyi bekleyen 57 farklı köy var. Şile Kalesi ve Türkiye’nin en büyük denizfeneri burada. Yörenin ünlü bezlerinden almadan dönmeyin.

ŞİLE

Şelaleleri, göletleri ve efsaneleriyle Kazdağı ziyaretçilerini bekliyor. Mistik dağ köylerini, özellikle Adatepe’yi ziyaret edin. Ege’ye özgü zeytinyağlıları mutlaka tatmalısınız. Çadır kamplarında ya da butik otellerde konaklayabilirsiniz.

OLİMPOS Caretta caretta’lar buranın kumsallarında yavruluyor. Bölge doğal sit alanı. Turkuvaz denizinde yüzün; Akçay Deresi’nin iki yakasına kurulmuş Olimpos antik kentini mutlaka görün. Konaklama ücreti tesisine göre; 79 lirayla 455 TL arasında.


21

1-15 Ekim 2015

‘Avrupa’nın bize verdiği krediyi yiyoruz, 2016 sezonu siyasete bağlı’

TURİZM

info@turkishpress.co.uk www.turkishpress.co.uk

şey dahilden dolayı Avrupalı müşteriler, gittiği bölgenin dışında kalan olayları ayırt edebilir duruma geldi. Turist artık bölgesel imajlar üzerinden hareket ediyor. Eskiden bir şey olduğunda “Türkiye’de oldu” deniyordu. ancak şimdi böyle algılanmıyor. Çünkü coğrafya ve destinasyon tanıtımına odaklandık. Eskiden darbe yiyorduk, şimdi sıyrıklarla atlatıyoruz.” dedi.

TURİZM GÜNCEL Türkiye hem siyasi, hem güvenlik, hem de ekonomi açısından önemli bir süreçten geçiyor. Artan terör olayları, Suriyeli mülteciler ve siyasi belirsizlik, ülkenin Avrupa’daki imajına da yansıyor. Konuyla ilgili olarak görüş aldığımız ATAV Başkanı Nizamettin Şen, turizmin kaderinin siyasete ve ülkenin yönünü ne tarafa döneceğine bağlı olduğunu ifade etti. BATILILARIN KAFASINDAKİ SORU Türkiye ile ilgili haberlerin Avrupa medyasına yansımasının büyük oranda şeffa olduğuna dikkat çeken Nizamettin Şen, özellikle Suriyeli mültecilerin

durumunun Alman medyasında dramatik bir şekilde işlendiğini ifade ediyor. Şen, “Avrupalıların asıl tedirginliği, Türkiye’nin Orta Doğu’daki geleceği noktasında. Şu soru soruluyor: ‘Türkiye bir Orta Doğu Ülkesi mi olacak, yoksa eskiden olduğu yüzünü batıya dönmş bir ülke olarak mı kalacak?’ Türkiye’deki olaylar ve kaos, tedirginliği arttırıyor.” şeklinde konuştu.

REZERVASYONLARDAKİ DURMA TEDİRGİNLİĞİ GÖSTERİYOR Yaşanan tedirginliğin rezervasyonlara yansıdığını kaydeden Nizamettin Şen, “Kitlesel iptaller olmasa da, rezervasyonlardaki durma bunu gösteriyor. Ama haklı olarak şu anda övünebileceğimiz bir durum var. Her

AVRUPALI MÜŞTERİLERİMİZDEN BAŞKA BİZİ ANLATACAK KİMSE YOK Peki Avrupa’da oluşan Türkiye imajını kırmak için ne yapmak gerekiyor? Bu başlıkta Nizamettin Şen şu noktaların altını çiziyor: Batıya karşı şeffaf olmamız ve Türkiye’nin güvenli bir yer olduğunu iyi anlatmamız gerekiyor. Ancak Türkiye bu noktada kendini iyi anlatamıyor. Kaldı ki Türkiye’yi anlatacak, kafalarda oluşan sorulara cevap verecek kimse de yok. Bizim şu anda Avrupa’daki en büyük temsilcilerimiz, müşterilerimiz. Bizi onlar ayakta tutuyor. Türkiye tatilinden dönen müşterilerimiz, çevrelerindeki insanlara ve basına bizimle ilgili güzel şeyler anlatıyorlar. Terör olaylarının nerelerde yaşandığını anlatıyor, ülkede bir alarm durumu olmadığını dillendiriyorlar. BATININ BİZE VERDİĞİ KREDİYİ YİYORUZ Türkiye’nin içinde bulunduğu durumun 2016 sezınuna nasıl yansıyacağının tamamen siyasi gelişmelere bağlı olduğunu kaydeden Nizamettin Şen, “Ülkede olumlu gelişmeler yaşanır, Türkiye tekrar demkratik ve laik bir ülke olarak yüzünü gösterir, Orta Doğu sarmalından çıkarsa, durum değişebilir. Batı bize hala prim veriyor. Akdeniz ve Kuzey Afrika’daki rakiplerimizde bir kaos var. İsrail, Ürdün, Tunus, Mısır, Yunanistan... bu ülkelerin hepsinde sorun var. Bu nedenle Türkiye şu anda bir kredi yiyor. Tatil yapmak isteyen ancak diğer ülkelere gidemeyen insanların bize sağladığı bir avantaj var. 2016’da bu kredinin ne kadarı kullanılır, ne kadarı kullanılamaz onu bilemiyorum.” değerlendirmesini yaptı.


22

1-15 Ekim 2015

SAĞLIK İNGİLTERE GÜNDEMİ

info@turkishpress.co.uk www.turkishpress.co.uk

Taş oluşumu nedenleri belirtileri Üroloji Uzmanı Opr. Dr. Gürkan Özkan, yetersiz sıvı alımının taş hastalığına yol açtığını söyledi. Taş oluşumunun nedenleri ve taş oluşumunun belirtileri

Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Opr. Dr. Gürkan Özkan, “Taş hastalıkları ve korunma yolları” hakkında açıklamalarda bulundu. İdrar yolu taşlarının, böbrekte veya idrar yollarının herhangi bir yerinde oluşan, idrarda çözülemeyen ve atılamayan kimyasal maddelerin zamanla kristalleşmesi ve birikmesi ile oluşan sert cisimler olduğu bilgisini veren Opr. Dr. Gürkan Özkan, “Günlük sıvı alımı 1.52 lt’nin altında olanlarda, taş hastalığı riski daha fazladır. Diyet yaparken; kalsiyum, oksalat, sodyum ve karbonhidratların gereğinden fazla alınması, yetersiz miktarda turunçgil tüketimi ve aşırı derecede güneş ışınlarına maruz kalmak taş hastalığı için risklidir” dedi.

olarak adlandırılan, kaburgaların altından başlayıp sırttan öne, kasıklara doğru vuran şiddetli ağrı şeklindedir. Genellikle hastayı kıvrandıracak kadar şiddetlidir. Çoğunlukla bulantı, bazen de kusma görülmektedir.

ERKEKLERDE 23 KAT DAHA SIK GÖRÜLÜR

Dr. Özkan, idrar yolu taş hastalığına karşı alınacak önlemleri şöyle sıraladı: “Günlük yaklaşık olarak 3 litreye yakın su içmek gereklidir. Bol egzersiz ve hareketli bir yaşam tarzı oluşturmaya çalışmak önemlidir. Tuzlu gıda ve içeceklerden uzak durulmalıdır. Ailenizden herhangi bir bireyde idrar yollarında taş saptandı ise şikayetiniz olmasa bile kendiniz kontrol ettirmeniz faydalı olacaktır.

Ailevi taş hastalığı olanlarda yüzde 25 risk olduğunu belirten Özkan, “Hareketsiz yaşam tarzı da taş hastalığında tetikleyici faktörlerdendir. Doğuştan böbrek ya da idrar kanalında anatomik bozukluğu olanlarda, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu geçirenlerde ve idrar yollarının herhangi bir bölgesinde darlık gelişen hastalarda daha fazla görülür” diye konuştu.

BELİRTİLER Opr. Dr. Gürkan Özkan şöyle devam etti: “Taş hastalığında Ağrı, genellikle boşluk

Bazı hastalarda idrardan kan da gelebilir. İdrar yaparken yanma, sızlama, sık idrara çıkma, gece idrara gitmek için uyanma, acil idrara çıkma, tuvalete gidince az idrar yapma ya da hiç idrar yapamama gibi idrar yolu şikayetleri olabilmektedir. Taş hastalığı tekrar edebilen bir hastalıktır. Bir defa taş oluştu ise 5 yıl içinde yüzde 50 ihtimalle yine oluşacaktır. Bu yüzden idrarla ilgili en ufak bir şikayetiniz olduğunda, hemen bir üroloji uzmanına başvurmanız gerekir.”

Kalsiyumdan zengin gıdaları aşırı tüketmemeniz gerekir (süt, yoğurt, peynir ve dondurma gibi tüm süt ürünleri, fasulye, çikolata, brokoli ve beyaz ekmek). Oksalattan zengin gıdaları aşırı tüketmek de doğru değildir(kola, ıspanak, pancar,

kakao tozu, çikolata, yeşil yapraklı bitkiler, çerezler, koyu çay ve aşırı kahve). Diyetle birlikte turunçgilleri sık olmamak kaydıyla almaya çalışmakta fayda vardır(portakal, limon, mandalina). Hazır sebze ve çorbalar, hazır yemekler, fastfood ürünleri gibi hazır ürünlerden uzak durmanız gerekir. Kırmızı et tüketiminde aşırıya kaçmayınız, bol miktarda balık ve balık yağı ürünlerini tüketmeniz önerilir.!

TEDAVİ YÖNTEMLERİ Dr. Gürkan Özkan, hastalığın tedavisi hakkında şu bilgileri aktardı: “Taş hastalığı tedavisinde son yıllarda en sık uygulanan

Yapay sperm üretildi Fransa’da 10 yılı aşkın bir süredir yapılan çalışmalar sonucu, yapay ortamda insan spermi üretildi. Kısırlığa çözüm olması beklenen uygulamanın, kanser hastaları için de umut olması bekleniyor. Fransa’da 10 yılı aşkın bir süredir yapılan çalışmalar sonucu, infertiliteyi (kısırlığı) tedavi etmek için bir çözüm yolu bulundu. Lyon kentinde hükümete ait CNRS laboratuvarında yapay ortamda insan spermi üretilmeye başlandığı açıklandı.

FRANSIZLAR PATENTİNİ ALDI Kısırlık tedavisinde çığır açması beklenen uygulamanın patentinin Fransız hükümeti tarafından alındığı belirtildi. Laboratuvar görevlilerinden MarieHelene Perrard, perşembe günü kamuoyu ile paylaşılan gelişmeyle ilgili, “Yeni geliştirdiğimiz teknikle şimdilik ergenlik öncesi dönemdeki erkeklerin spermatogonial kök hücrelerini kullanarak

sperm elde bulundu.

ettiklerini”

açıklamasında

KANSER HASTALARI İÇİN ÖNEMLİ Perrard, döllenmeyi sağlayacak kadar sperm elde edemeyen erkeklere umut olması beklenen uygulamayla ilgili, “Tedavi, kanser olan erkekler için de büyük öneme sahip. Kanser olmuş ve kemoterapi tedavisi gören erkeklerde sperm üretiminde sorunlar meydana geliyor ve kısırlık görülüyordu. Bundan böyle üreme sorunları ortadan kalkacak” dedi. Uygulamanın 2017’de klinik test aşamasına geçmesi bekleniyor. Tedavi onaylanırsa dünyada 15 bin genç kanser hastası ile 120.000 yetişkin erkekte kullanılması bekleniyor.

yöntem ESWL’dir(2 cm den küçük böbrek taşlarının tedavisinde en etkili yoldur). Böbrek ile idrar torbası arasında yer alan üreterde (idrar kanalı) takılıp kalan taşların tedavisinde ‘üreteroskopi’ uygulanmaktadır. Taş hastalığının tedavisinde uygulanan ‘perkütan taş cerrahisi’ de etkili bir yöntemdir. Bu işlem sırasında; ciltte açılacak küçük bir delikten böbreğe girilerek, böbrek içindeki taşlar gözle görülüp, tamamen temizlenebilmektedir. Taşın çapının çok büyük olup, böbreğin hemen hemen tüm boşluklarını doldurduğu hastalarda, ‘açık ameliyat’ tercih edilmektedir.”


23

1-15 Ekim 2015

BENCİLLİK ÜZERİNE

KİŞİSEL GELİŞİM İNGİLTERE

GÜNDEMİ

info@turkishpress.co.uk www.turkishpress.co.uk

Yazar - Seyla Balıkel info@turkishpress.com

Bencilliğin aşırısı önemli bir hastalık. Psikolojide bencilliği ilerlemiş kişilere “narsist” denir. Normalden uzaklaşmanın önemli bir türünü narsizm oluşturur.

Her insan az da olsa bencildir. Eskilerin dediği “Önce can, sonra canan” deyimi de bunun açık bir itirafı bence. Çocukluktan itibaren insanı yöneten temel güdülerden birisidir bu. Oyuncaklarla oynayan çocukları izlediğinizde bu duygunun doğuştan geldiğini anlamak hiç de zor değil. Farklı bir durum ya da ilgisini değiştirecek farklı bir seçenek yoksa çocuk, oyuncağını paylaşmak istemez. Her şeyin en cazibini kendisine ister. Çoğu zaman elindeki birkaç şekerinden birini bile arkadaşına vermek istemez. Yaş ilerledikçe bencillik duygusu birçok insanda yerini yavaş yavaş paylaşmaya bırakır. İnsan sosyalleştikçe bencilliğini bastırır. Ama bu durum bencilliğin tümüyle ortadan kalkması anlamına gelmez. Bazılarında hissedilmeyecek kadar azalsa da bazı insanlarda belirgin bir biçimde kalır. İnsanların bencillik düzeyini anlayabilmek için, onlarla çıkar çatışmalarının yaşanılabileceği ortamlar oluşması ve ilişkilerin içli dışlı olması gerekir. Bu da hani eskilerin dedigi gibi “Bir insanı tanımak istiyorsan onunla ya ortaklık yapman ya yolculuk yapman ya da aynı evde oturman ya da yakın temaslarda bulunman” gerekir. Çoğu insan uzun yıllar aralarından su sızmaz ilişkiler yaşadıktan sonra evleniyor. Ama eşinin evdeki davranışları onu hayal kırıklığına uğratabiliyor. Kur yapma ya da kendini beğendirme dönemlerinde gizlenen bencillik, kendini beğenmişlik, nezaketsizlik gibi özellikler bir anda ortaya çıkabiliyor. Tabii ki bu davranışlar evlilik sonrası oluşmuyor, sadece gizlenen duygular üzerindeki baskıdan kurtulup su yüzüne çıkıyor.

Bencillik, yaşamın farklı anlarında çok değişik boyutlarda boy gösterebilir. Bencil insan, kendini evrenin merkezine koyar. Herşeyin ona göre şekillenmesini, bütün varlıkların bir güneş sistemi düzeniyle onun etrafında dönmesini ister. Örneğin; o herşeyin en iyisini almalıdır. O başkasının malını rahatlıkla isteyip kullanabilir, işine herkes yardım etmelidir ama kendisi boş otursa da kimsenin işine el atmaz. Olumsuz giden herşeyi başkası yapmıştır. Doğru sonuçlanmış bir iş varsa onu mutlaka kendisi yalnız başarmıştır. Yaşamın her anında bir köşeden karşımıza çıkan bencillerin bir çok özellikleri ortaktır.

En belirgin özellikleri kendilerini özel hissetmeleri, bu nedenle de ayrıcalık beklentisi içinde olmalarıdır. Başkaları için geçerli olan yasaklar onlar için geçerli değildir. Kin, öfke ve kıskançlık duygularını abartabilirler ama başkasında bu duyguların zerresine bile tahammül edemezler.

ALÇAK GÖNÜLLÜLÜKLERİ BİLE EGOİZM KOKAR. ASLA EMPATİ KURMAZLAR. HERHANGİ BİR OLUMSUZLUKTA, KARŞILARINDAKİ İNSANLARIN NE HİSSETTİĞİ HİÇ DE ÖNEMLİ DEĞİLDİR.

Bencillik, çoğu kez insanları öne çıkaran bir avantaj gibi görünse de dostlukların erimesinde ve bireyin yalnızlaşmasında en önemli sebep durumunda. Turgenyev “Bencil insan, tek başına kalmış meyvesiz ağaç gibi kurur gider.” der. Günlük yaşamda hepimiz yasam alanlarımızda bunun çok belirgin örneklerini görürüz. Nice dostluk, arkadaşlık, evlilik, ortaklık, akrabalık bu hastalık nedeniyle yıpranır, yok olur. Başlarken de belirttiğim gibi “bencillik” her insanın doğasında var biraz. Önemli olan bunu kontrol edebilmek, hastalık haline dönüştürmemek. Keser gibi hep kendine yontmamak, testere gibi olabilmeyi denemek. Mutlulukları, imkanları, sıkıntıları paylaşabilmektir...


24

1-15 Ekim 2015

KADIN

DOĞAL ESTETİK NEDİR,

NASIL YAPILIR? info@turkishpress.co.uk www.turkishpress.co.uk

Zaman zaman estetik operasyonların belli trendlere göre şekillendiği ve ünlülerin yanında normal insanların da bu trendlerden etkilendiği bir gerçek.

Halbuki bu trendler her zaman en doğru estetik ameliyatların yapılmasını sağlamıyorlar ve herkesin kendine özel estetik ihtiyaçlarının olması genellenebilir bir operasyonu imkansız kılıyor. Bilhassa doğal görünmeyen ve herkesin aynını yaptırmaya çalıştığı bazı estetik işlemler, maalesef kadınların daha güzel görünmek yerine daha kötü bir duruşa sahip olmalarına sebep oluyor. Sizler için bu yazımızda biraz doğal estetik konseptine dair gereken bilgilerden bahsedeceğiz. Estetik operasyon geçirmek isteyen kadınların yaptıkları hatalardan en büyüğü, maalesef bir başkasında gördüğü estetik uygulamayı kendisine uygulatmaya çalışması. Halbuki bir başkasının yüzüne uygun olan bir burun, ona uygun olan bir göğüs boyutu ve şekli yahut herhangi bir diğer organ, size hiç uygun olmayabilir ve o kişide olduğu gibi yaptırsanız dahi aynı etkiyi vermeyebilir. Zaman zaman küçücük burunlar, büyük göğüsler, belli bir popo-bel ölçüsü tarzındaki estetik takıntılar ne yazık ki kadınların kendi güzellik potansiyellerine erişmelerini imkansız kılıyor. Halbuki iyi bir estetisyen ile görüştüğünüzde, doğal estetik operasyonların tamamen size özel olması gerektiğini aktarmakta gecikmeyecektir. Burnunuzun nasıl olması gerektiği, göğüslerinizin ve kalçalarınızın duruşu, göz kapaklarınız, kol altlarınız ve aklınıza gelebilecek herhangi bir konuda tek referansınız kendi talebiniz, doktorunuzun görüşleri ve genel görünümünüz olmalı. Böylelikle doktorunuzla ortak bir nokta bulabilir ve sizi en güzel gösterecek estetik operasyonu geçirebilirsiniz. Ayrıca bu tür bir operasyon üzerinizde sırıtmayacağı için olabildiğince doğal olacaktır. Estetik operasyonlarda doğallığın bir diğer ölçümü ise tabii ki kullanılan malzemeler. Bazı işlemler için kendi yağ dokularımızın kullanılması, yağların kullanılamadığı noktalarda vücutla uyumlu malzemelerin kullanımı gibi detaylar operasyonun

ne kadar doğal olacağını bizlere gösteriyor. Zira geçmiş senelerde bir ömür dayanan ama yapay olan malzemeler yerine günümüzde biraz daha vücut tarafından emilen ancak daha az zararlı ve daha az alerji riskine sahip

dolgu malzemeleri işlemler esnasında kullanılıyorlar. Doğal bir estetik operasyon geçirebilmek için deneyimli ve tercihen referansları iyi bir estetisyen ile görüşmeyi sakın unutmayın!

Buzlu Su Zayıflatıyor! Vücut sağlığımız için su içmeliyiz ancak amacımız kilo vermek ve sağlıklı zayıflamak ise sadece su yeterli değil, buzlu su içmelisiniz! Bugüne kadar okuduğunuz ya da uyguladığınız diyet listelerini hatırlayın. Uzmanlar özellikle ne diyordu? “Günde en az 2 litre su için!” Kilo vermek isteyenler gün boyunca mutlaka buzlu su, buzlu çay veya buzlu meyve suları tüketmeli. Bunun sebebi vücudunuz buzlu içeceği ısıtıp vücut derecesine çıkarabilmek için ekstradan kilo kalori yakıp enerji sağlamak zorunda kalacaktır. “Kilo vermek için neden buzlu su içmeliyim?” diye merak edenler için cevap hemen geliyor. Buzlu su içmek; vücut sisteminizi, vücut ısınızın düşmesini engellemek için metabolizmanızı hızlandırmaya zorlar. Örneğin, 340 ml’lik bir bardakla günde 8 bardak buzlu su içiyorsanız fazladan 200 kalori yakıyorsunuz demektir. Bu da kilo vermenizi hızlandırır.

- 1 gram suyu 1 derece ısıtmak için harcanan enerji miktarı 1 kaloridir (kilo kalori değildir, 1 kilokalori 1000 kaloridir), - 500 ml. suyun 473,18 gram olduğunu biliyoruz. Bu şu anlama geliyor; 500 ml buzlu suyu 37 derece sıcaklığa çıkarabilmek için vücudunuz 17,5 kilo kalori yakmak zorunda kalacaktır. Günlük ihtiyacınız olan 2000 kilo kalorilik bir diyetiniz olduğunu düşünürseniz, 17,5 kilo kalori pek fazla görünmüyor. Diyelim ki sağlık beslenme gereği, günde 8 adet 125 ml’lik bardakta buzlu su içtiniz. Vücudunuzun sadece buzlu suyu ısıtmak için gün boyunca 70 kilo kalori yaktı, bu hiçbir şey yapmadan ekstra zayıflama çalışması demek. Dengeli bir diyet ve zayıflama hareketleri ile desteklendiğinde çok rahat kilo verme hedefinize ulaşabilirsiniz.

500 ml. buzlu su, kaç kalori yaktırır? - Diyelim ki buzlu suyun sıcaklığı 0 dereceye yakın, - Vücut sıcaklığınız 37 dereceye yakın,

Eğer su içmeyi sevmiyorsanız, buzlu suyu limonla tatlandırmayı deneyin. Bu arada, fazla su içmek vücudu şişirir, daha kilolu gösterir gibi yanlış bilgileri aklınızdan silip atın. Su içmek; karaciğer

ve böbreklerin temizlenmesine, toksinlerin atılmasına yardımcı olan en önemli içecektir. Vücut şişkinliği az su içmekten kaynaklanır. Sadece buzlu su ile kalmıyor tabii, mutlaka bir iki bardak buzlu yeşil çay tüketebilirsiniz. Bağışıklık sistemimizi koruyabilecek en etkili destek antioksidanlardır. Yeşil çay içindeki flavonoidler (antioksidan) sayesinde yaşlanmanın etkilerini yavaşlatırken, buzlu tükettiğiniz için ekstra kalori de yakma fırsatı bulursunuz.


25

1-15 Ekim 2015

Hazırlayan Erhan Aydın

EĞLENCE

Diyaloglar kadın- hayatım, iyi misin sen? adam- bilmiyorum. ama şimdiye kadar yasadışı bir şey yapmadım, yazı yazmanın dışında tabi. çünkü bizim yasalarımızda “ yazmak mecburidir “ diye birşey yok, “ yazmasan daha iyi “ diye bir şey var. hatta kutsal kitabımızda da yok. tanrı “oku “ diyor, “yaz” demiyor. kadın- çok haklısın sevgilim, bu yüzden sen yazını yaz, ben de işlerime bakayım. adam- ama böyle yazı yazamam ki!.. şu anda kafamın içi çok karışık. beynimin yazıyla en ilgili yerinde meşgul bir adam oturuyor. adama adını soruyorum, çelişkili cevaplar veriyor. bazen ahmet diyor, bazen ferit diyor. “ peki senin karımla ne ilgin var “ diye soruyorum, cevap vermiyor. “ neden cevap vermiyorsun ahmetciğim “ diyorum, “ benim adım ferit “ diyor. “ peki ferit kardeşim, o zaman sana sorayım, karımı nereden tanıyorsun “ diyorum, “ benim adım ferit değil, ahmet’e sor “ diyor. kadın- peki o geniş beyninin içinden mantıklı birisi çıkıp “ ya kardeşim neden bu kadar taktın bu meseleye “ demiyor mu? yoksa mantıklı düşünceler senin beynine uğramıyor mu? adam- sana adam ın adını soruyorum. basit bir soru. salakların bile en az ecnebi dilde karşılığını bildiği, evrenin en basit sorusu: adam ın adı ne? kadın- çok mu istiyorsun öğrenmeyi? adam- evet çok istiyorum! kadın- adı ilhan. adam- ilhan? kadın- evet. işte sana tanımadığın bir adam la ilgili üçüncü bir isim. rahatladın mı şimdi? adam- hayır. sanıyorum daha rahatlamama çok var. beş soru sonra belki... birincisinden başlayalım: kim bu ilhan?.. dikkat edersen çok kolay sorular soruyorum. ne de olsa karımsın, niye kazık sorayım! kadın- ilhan özel birisi değil. adam- ama özel isim kullanıyor. şimdi biz nereye ilhan diye yazsak, ilk harfi büyük yazmak zorundayız. yoksa bu ilhan, ilhan olarak silik biri de ahmet olarak mı bir karizması var? peki ne zaman ferit oluyor, resmi işlemlerde mi? kadın- tamam tamam, anlaşılan sen bu işi romana dönüştüreceksin. bu ilhan bey bir doktor. adam- sen ne biçim konuşuyorsun sevgilim, adam koskoca bir doktor, ama sen özel biri değil diyorsun. bunu tabipler odası duymasın... şimdi geldik ikinci güzide soruya: nereden tanıyorsun bu doktor jivago’yu? gördün mü senin ahmet, ferit veya ilhan’a bir isim daha buldum. kadın- yeni tanıştık. adam- yaa ?! kadın- neden bu kadar şaşırdın? ben insanlarla tanışamaz mıyım? adam- tanışabilirsin de, nerede tanışmış olabilirsin onu merak ediyorum ben. okulda desem değil çünkü sen tup okumadın. askerde desem, ömür boyu tecillisin... yok yok ben bu işin içinden çıkamayacağım. en iyisi sana sorayım: nerede tanıştınız bu sayın doktor ahmet ferit ilhan jivago ile? kadın- muayenehanesinde. adam- gerçekten mi? ne hoş... aslında sanıldığının aksine romantik mekânlar her zaman deniz manzaralı, ağaçlıklı yerler olmayabilir. bazen pekala bir muayenehane de olabilir: biraz ilaç kokulu ama yine de pencereden süzülen loş ışığın yarattığı duygusal hava, sürekli çalan telefon sesine ısrarla cevap vermemenin yol açtığı tatlı gerilim ve duvardaki rafta kardiyolojiyle ilgili benzersiz kitaplar... vay be insan daha ne ister ki kadın- kardiyolojiyle ilgili kitap yoktu. ilhan bey jinekolog! adam- jinekolog mu? yaşasın! işte hep karımın birlikte olmasını istediğim kişi. adam jinekolog! yani bir kadının iç yapısını en iyi bilen insan! adam her şeyi açık açık görüyor. gördü mü yoksa? kadın- gayet tabi. adam- eee? durumunuz nedir? ciddi misiniz yoksa anlık bir elektrik sonucu mu? kadın- valla ilhan bey çok ciddi. ona kalırsa ki dediğin gibi bir kadının iç yapısını çok iyi biliyor, kesinlikle ve iki aylık hamileyim ! adam-.................................................. kadın- n’oldu hayatım, sustun? adam-.................................................. kadın- bir de işe olumlu tarafından bak. çocuğumuza isim bulmakta zorlanmayacağız. elimizde bir sürü isim var: ahmet, ferit, ilhan veya jivago...

BURÇ YORUMLARI 21 MART-20 NİSAN

21 NİSAN- 20 MAYIS

21 MAYIS-21 HAZİRAN

22 HAZ.- 22 TEMMUZ

23 TEM.- 22 AĞUSTOS

23 AĞUSTOS-22 EYLÜL

23 EYLÜL-22 EKİM

23 EKİM-21 KASIM

22 KASIM-21 ARALIK

22 ARALIK-19 OCAK

20 OCAK-18 ŞUBAT

19 ŞUBAT-20 MART

Artık size hitap etmeyen veya mevcut durum itibariyle yolunda gitmeyen şeylerle, gelecek vaat eden ya da yolunda gidenler arasındaki farkı görmenizi sağlayacak gelişmeler söz konusu olabilir. Gerçekleri görmeye çalışmakta fayda var. Kaçınılması zor değişiklikler gündemde. Bu değişiklikleri planlarken yapılabilecek olanlarla yapılamayacaklar, hatta yapılması imkansız görünenler arasındaki farkı görmeye çalışmanız sizin için önem taşıyor. Önemli değişiklikler söz konusu olabilir. Bazı olaylara müdahale etmenizin olaylar üzerinde olumlu etkisi olmayacaktır. Herşeyi akışına bırakmak ve müdahalede bulunmamak kısa sürede doğal şeklin oluşmasını sağlayabilir. Beklediğiniz destek veya yardımlarla ilgili seçenekler, yakında ard arda önünüzde oluşmaya başlayabilir. Daha önce bazı şeylerin yolunda gitmemiş olması, yine gitmeyeceği anlamına gelmiyor. Daha pozitif düşünmenizde fayda var. Düşünce, fikir veya duygularınızın sıklıkla değişebileceği bir haftalık süreçtesiniz. Dolayısıyla, bazı kişilere fikir, duygu ya da düşüncelerinizi net bir şekilde beyan etmeniz ileride sizi zor durumda bırakabilir. Yanıtları hazırlanmamış veya bilinmeyen soruları sormanız durumunda karşınızdaki kişiler sizi hayal kırıklığına uğratabilirler veya isteksiz cevapları nedeniyle canınız sıkılabilir. En iyisi, soruları biraz ertelemek. Başkalarının çözmekte zorlandığı sorunlara getireceğiniz akılcı yaklaşımlar haftaya damgasını vurabilir. En zor problemin dahi altından kalkabilecek akıldasınız. Olumlu olun ve enerjinizi doğru alanlarda kullanın. Mevcut iş, plan veya projelerinizin desteklendiği günlerdesiniz. Önemsediğiniz konulara odaklanmanız, zamanınızı ve enerjinizi başka işlere harcamamanız ve pozitif olmanız durumunda halledemeyeceğiniz bir iş yok gibi duruyor. Bazı konularda istediğiniz sonuçları elde etmek veya istediğiniz geri dönüşleri almak eğilimindeyseniz, grup çıkarlarını ya da diğerlerinin ihtiyaçlarını ve fikirlerini bir süre için kendi istek veya ihtiyaçlarınızın önüne koymanızda fayda var. Bazı gelişmeler plan, iş ya da projelerinizin ne kadar kalıcı veya gerçekçi olduğunu sorgulamanıza neden olabilir. Geçmişte yaşadığınız sorunlar esnasında işe yarayan şeyler, bu sefer aynı gelişmelere neden olmayabilir. Bazı gelişmeler veya problemler aslında olumlu değerlendirildiğinde sizin için faydalı sonuçlar doğurabilir ya da siz, bu konulara olumlu bakabilecek bir açı yakalayabilirsiniz. Ancak, diğer kişiler için aynı şeyleri söylemek oldukça zor. Bazı konular moralinizi bozabilir veya canınızı sıkabilir, ama moral bozmak veya olumsuz düşünmek yerine olumlu olarak konuları çözebileceğiniz günlerdesiniz. Olaylardan ders çıkartmalı ve yolunuza devam etmelisiniz.


26

1-15 Ekim 2015

SPOR DÜNYASI Mesut Özil

transfer piyasasını eleştirdi: Hiçbir oyuncu 50 Milyon’dan fazla etmez!

Arsenal’in Türk asıllı Alman milli yıldızı Mesut Özil, çok özel açıklamalarda bulundu. Transfer piyasasındaki bonservis bedellerini eleştiren Mesut, Arsenal’in kendisi için verdiği rakamın da yüksek olduğunu söylerken, “Hiçbir oyuncu 50 milyondan fazla etmez. Futbol dünyasının kontrolünü kaybetmemesi çok önemli. Futbolun bize sunduğu şansları kullanarak iyi şeyler yapmalı ve yardımda bulunmalıyız” ifadelerini kullandı. “BU SEZON ŞAMPİYONLUK NEDEN OLMASIN” Arsenal’de şampiyonluk kazanamadığı

vurgulanan yıldız isim, “Kupalar kazandığımızı unutuyorsunuz. Son 2 sezonda FA Cup ve Community Shield kazandık. Geçen sezon ligin ilk yarısında geride kaldık. İkinci yarıda 13 galibiyet aldık. Takım hemen hemen aynı. Bu sezon neden olmasın?” dedi. “BİR TÜRK OLARAK, ALMANYA’DA KAPTAN OLMAK İSTER MİSİN?” Almanya Milli Takımı’nda bir Türk olarak kaptan olmak isteyip istemediği sorulan gurbetçi oyuncu, “Hayır. Ben bir takım oyuncusuyum

Fatih Terim, Yunus’u kaptı! Almanya’nın yeni Mesut Özil’i olarak lanse edilen genç yıldız Yunus Mallı, Milli Takım tercihini yaptı. Türkiye Futbol Direktörü Bayer Leverkusen-Mainz maçı sonrası Yunus Mallı ile Bay Arena’da bir araya geldi. Genç oyuncu, “Tabii ki tercihim Türk Milli Takımı. O formayı giymeyi çok isterim, yeter ki bürokratik engeller ortadan kaldırılsın” dedi, Terim gerekli işlemlerin başlaması için hemen talimat verdi. Terim ve beraberindeki U 21 Milli Takım antrenörü Müfit Erkasap’ı havalimanında Galatasaray Avrupa Dernekleri Federasyonu Asbaşkanı Ayhan Yıldız karşıladı. Öğle saatlerinde Almanya’ya inen Fatih Terim maç saatine kadar kaldığı otelde bir dizi görüşmelerde bulundu. Bay Arena Stadı’nda Bayer Leverkusen menajeri Rudi Völler tarafından karşılanan Terim, VIP locada ağırlandı. Terim locaya gelir gelmez taraftarlar tarafından ayakta alkışlandı. Maç süresince notlar tutan Türkiye Futbol Direktörü, Leverkusen’in 1-0 kazandığı doksan dakikada başarılı bir performans ortaya koyan Hakan Çalhanoğlu ile Mainz forması giyen Yunus Mallı’yı çok beğendi.

Terim karşılaşma sonrası Hakan Çalhanoğlu, Yunus Mallı ve sakatlığı nedeniyle forma giyemeyen Ömer Toprak ile bir araya geldi. Geçtiğimiz hafta Hoffenheim karşısında müthiş bir oyun çıkaran ve üç gol atan Yunus ile uzun süre sohbet eden Terim, 23 yaşındaki genç yıldıza “Seni Türk Milli Takımı’nda görmeyi çok arzu ediyoruz” dedi. Almanya’da yeni Mesut Özil olarak lanse edilmeye başlanan Yunus Mallı ise ayyıldızlı formayı seve seve giyebileceğini belirtti, “Hocam tabii ki tercihim Türk Milli Takımı. O formayı giymeyi çok isterim, yeter ki bürokratik engeller ortadan kaldırılsın” ifadelerini kullandı.

ve kendimi takıma hizmete adarım. Kaptanlık gibi şeylere ihtiyacım yok” diye konuştu. “SCHWEINSTEIGER SAVAŞACAKTIR” Bastian Schweinsteiger’in Manchester United’a transferini de değerlendiren Mesut, “Bastian’ın kararıydı bu. Premier Lig her oyuncu için tecrübe edinmeye değecek bir lig. Çok güçlü bir lig. Manchester United’ın çok güçlü bir kadrosu olduğundan, Bastian tecrübesiyle daha da savaşacaktır” yorumunda bulundu.

Dev maçların büyük golcüsü Mario Gomez büyük maçlardaki gol atma geleneğini Fenerbahçe karşısında da devam ettirdi. Bayern Münih, Stuttgart ve Fiorentina formalarıyla dev karşılaşmaları boş geçmeyen Alman yıldız toplam gol sayısını 45’e yükseltti. Fenerbahçe derbisinde kaydettiği 2 golle zaferi getiren Mario Gomez, bir geleneği de devam ettirdi. Alman forvet kariyeri boyunca formasını giydiği Bayern Münih, Stuttgart ve Fiorentina’da gösterdiği büyük maç performansını Türkiye’de de gösterdi ve toplamda 45 gole ulaştı. Mario Gomez başta Bayern Münih olmak üzere derbiler ve Şampiyonlar Ligi’ndeki kritik karşılaşmalarda attığı gollerle fark yaratmayı başarmış, kariyerinde zirve yapmıştı. Stuttgart ile 2007’de lig şampiyonluğu yaşayan 30 yaşındaki golcü, 6 yıllık süreçte büyük maçlarda 16 gol kaydetti. Daha sonra Bayern Münih’e geçen tecrübeli yıldız, burada da 2009-13 arasında 25 kez derbi ve Şampiyonlar Ligi maçlarında sevinç yaşadı. Gomez geçen sezon da Fiorentina forması altında Juventus ve Tottenham maçlarında fileleri havalandırmıştı. Mario Gomez, Fenerbahçe maçında büyük maçlardaki etkinliğini bir kez daha gözler önüne serdi ve attığı 2 golle Kartal’ın iki yıllık derbi

galibiyeti özlemini noktalayan isim oldu. Alman yıldız bu sezon bir başka başarılı istatistiğiyle de dikkat çekiyor. Süper Lig’in ilk 6 haftasında rakip kalelere 11 şut gönderip, 9 isabet sağlayan Mario Gomez bunların 4’ünü gole çevirmeyi başardı. Alman golcü ilk 6 haftadaki performansıyla Demba Ba’yı solladı. Mario Gomez 6 maçta 4 kez fileleri havalandırırken, Çin’e giden Senegalli forvet aynı süreçte 2 golde kalmıştı.


27

1-15 Ekim 2015

Slaven Bilic başarının sırrını açıkladı! Premier Lig’e iyi bir başlangıç yapan ve Arsenal, Liverpool ve Manchester City gibi devleri deplasmanda deviren West Ham United’da menajeri Slaven Bilic açıklamalarda bulundu. Futbolda her şeyin çok hızlı gerçekleştiğinin altını çizen Bilic; Aldığımız iyi sonuçları görmezden gelecek değilim ama bunlarla eğlenerek zaman geçirecek halimiz yok. Her galibiyet sonrası soyunma odasına ‘Aferin çocuklar’ diye giriyorum. ‘Şimdi bu zaferi biraz kutlayıp çalışmaya devam edeceğiz’ diyorum ardından. Çok kötü günler geldiğinde eğlenemeyeceğiz dedi.

‘Katalanlar bağımsızlık dedi’

PUAN DURUMU O 1.BEŞİKTAŞ A.Ş. 6 2.FENERBAHÇE A.Ş. 6 3.OSMANLISPOR 6 4.GALATASARAY A.Ş. 6 5.ÇAYKUR RİZESPOR 6 6.KASIMPAŞA A.Ş. 6 7.ANTALYASPOR A.Ş. 6 8.TRABZONSPOR A.Ş. 6 9.AKHİSAR BELEDİYE 6 10.BAŞAKŞEHİR FK 6 11.TORKU KONYASPOR 6 12.GAZİANTEPSPOR 6 13.BURSASPOR 6 14.SİVASSPOR 6 15.KAYSERİSPOR 6 16.GENÇLERBİRLİĞİ 6 17.ESKİŞEHİRSPOR 6 18.MERSİN İDMANYRD. 6

G 4 4 3 3 2 3 3 3 2 3 2 2 2 0 1 1 1 0

B 1 1 2 2 4 1 1 1 3 0 3 1 0 5 2 1 1 1

M 1 1 1 1 0 2 2 2 1 3 1 3 4 1 3 4 4 5

A 16 10 12 11 12 8 11 7 6 7 7 3 7 7 4 7 5 4

Y 7 6 6 7 7 3 11 7 5 7 7 9 8 9 6 11 12 16

AV 9 4 6 4 5 5 0 0 1 0 0 -6 -1 -2 -2 -4 -7 -12

P 13 13 11 11 10 10 10 10 9 9 9 7 6 5 5 4 4 1

7.HAFTA FİKSTÜR 02.10.2015 20:00 02.10.2015 20:00 03.10.2015 16:00 03.10.2015 19:00 03.10.2015 19:00 04.10.2015 14:00 04.10.2015 17:00 04.10.2015 19:00 04.10.2015 20:00

TRABZONSPOR - KONYASPOR SİVASSPOR - MERSİN İDMANYURDU GAZİANTEPSPOR - OSMANLISPOR GENÇLERBİRLİĞİ - KAYSERİSPOR BAŞAKŞEHİR FK - GALATASARAY ÇAYKUR RİZESPOR - BURSASPOR ESKİŞEHİRSPOR - BEŞİKTAŞ A.Ş. ANTALYASPOR A.Ş. - KASIMPAŞA FENERBAHÇE A.Ş. - AKHİSAR

İNGİLTERE PUAN DURUMU

İspanya’ya bağlı Katalonya Özerk Bölgesi’nde genel seçimini bağımsızlık yanlıları kazandı. İlk sonuçlara göre Katalonya’da bağımsızlık yanlısı partiler 135 sandalyeli mecliste 72 sandalye alarak mutlak çoğunluğu aldı. Katalonya Özerk Bölgesi’nin lideri Artur Mas, “Katalanlar bağımsızlığa evet dedi” açıklaması yaptı. İspanya’nın doğusundaki Katalonya özerk yönetiminde dün yapılan parlamento seçiminde zafer, bağımsızlık yanlısı partilerin oldu. 5,5 milyon seçmenin kayıtlı olduğu, ayrılıkçı partilerin bağımsızlık yanlısı referandum talebi nedeniyle tarihi önemdeki seçimlere katılım yüksek oldu. Seçmenin yüzde 78’inin sandığa gittiği seçimlerde, katılım rekoru kırıldı. Bağımsızlık yanlısı girişimlere öncülük eden “Junts pel Si” (Evet için Birlik) ittifakı, 135 koltuklu parlamentoya 62 milletvekili sokmayı başardı. Bağımsızlık yanlısı radikal sol parti “Halk Birliği Adaylığı” (CUP) ise 10 sandalye kazandı. Böylece iki parti yüzde 47.33 oy oranı kazanarak mutlak çoğunluk için gerekli olan 68 sandalyeyi aşarak 72 sandalye aldı. Katalonya’nın başkenti Barcelona’da dün bağımsızlık yanlıları seçim sonuçlarının açıklanmasıyla sokaklara döküldü. Katalonya Özerk Bölgesi’nin Devlet Başkanı Artur Mas, seçim sonrası kutlama

yapan destekçilerine yaptığı açıklamada “Katalanlar bağımsızlığa evet dedi” açıklaması yaptı. Seçimlerde beklenenden fazla milletvekili çıkarttığı görülen CUP partisinin adayı Antonio Banos ise Twitter hesabından “Adios Papa” (gülü güle baba) adlı şarkı eşliğinde “İspanyol devletine adanmıştır. Düşmanlık olmaksızın, güle güle” yazılı mesaj gönderdi. Bağımsızlık yanlısı partiler, başarılı olmaları halinde özerk bölgede 18 ay içinde İspanya’da ayrılığı referanduma götürmeyi vaat etmişti. Bağımsızlık yanlıları, Katalonya parlamentosunda çoğunluğu elde ederek bağımsızlık sürecini hayatta tutmayı başardılar. “Junts pel Si”nin Katalonya’da iktidara gelmesi için daha önceden tahmin edildiği gibi sol parti “Halk Birliği Adaylığı” (CUP) partisi ile ittifak kurması gerekiyor. Katalonya Özerk Bölgesi’nin Devlet Başkanı Artur Mas, parlamentoda salt çoğunluk sağlarlarsa 2017’ye kadar bağımsızlık ilan edeceklerini vaat etmişti. 2014’te Katalonya’da düzenlenen ancak Madrid tarafından tanınmayan referandumdan bağımsızlığa ‘Evet’ oyu çıkmıştı. Merkez sağ hükümetinin lideri İspanya Başbakanı Mariano Rajoy ise Rajoy, partilerin böyle bir referanduma gitme kararı aldığı takdirde bunu Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacağını açıklamıştı. KUTLAMALAR SOKAKLARA TAŞTI “Junts pel Si”nin Katalonya’da iktidara gelmesi için daha önceden tahmin edildiği gibi aşırı Katalan milliyetçisi “Halk Birliği Adaylığı” (CUP) partisi ile ittifak kurması ya da dış destek alması gerekiyor. Barcelona’daki “El Born Kültür Merkezi” önünde toplanan kalabalık, sandık başı sonuçlarının açıklanmasının ardından kutlamalara başlayıp “bağımsızlık” sloganları attı.

O 1 Man. United 7 2 Man. City 7 3 West Ham United 7 4 Arsenal 7 5 Everton 7 6 Tottenham Hotspur 7 7 Crystal Palace 7 8 Leicester City 7 9 Liverpool 7 10 Southampton 7 11 Swansea City 7 12 Norwich City 7 13 Watford 7 14 Chelsea 7 15 West Bromwich 7 16 Bournemouth 7 17 Stoke City 7 18 Aston Villa 7 19 Newcastle Utd. 7 20 Sunderland 7

G 5 5 4 4 3 3 4 3 3 2 2 2 2 2 2 2 1 1 0 0

B 1 0 1 1 3 3 0 3 2 3 3 3 3 2 2 1 3 1 3 2

M 1 2 2 2 1 1 3 1 2 2 2 2 2 3 3 4 3 5 4 5

A Y AV 12 5 7 13 6 7 15 9 6 10 7 3 11 7 4 9 5 4 9 7 2 15 14 1 7 9 -2 10 9 1 8 8 0 11 12 -1 5 6 -1 11 14 -3 6 9 3 9 11 -2 7 10 -3 8 12 -4 5 11 -6 6 16 -10

P 16 15 13 13 12 12 12 12 11 9 9 9 9 8 8 7 6 4 3 2

4.HAFTA FİKSTÜR 03.10.2015 14:45 03.10.2015 17:00 03.10.2015 17:00 03.10.2015 17:00 03.10.2015 17:00 03.10.2015 17:00 03.10.2015 19:30 04.10.2015 15:30 04.10.2015 18:00 04.10.2015 18:00

CRYSTAL PALACE - WEST BROMWİCH ASTON VİLLA - STOKE CİTY AFC BOURNEMOUTH - WATFORD MANCHESTER CİTY - NEWCASTLE UNİTED NORWİCH CİTY - LEİCESTER CİTY SUNDERLAND - WEST HAM UNİTED CHELSEA - SOUTHAMPTON EVERTON - LİVERPOOL ARSENAL - MANCHESTER UNİTED SWANSEA CİTY - TOTTENHAM HOTSPUR



İŞ DÜNYASI BUSINESS WORLD

1-15 Ekim 2015

ALL THE BEST UNDER THIS COVER

TURKISH PRESS NEWS UK

EN İYİLER BU KAPAĞIN ALTINDA

Arayın firma kapınızı binlerce yeni ziyaretçiye açalım! Reklam rezervasyon için 0208 8035500 - 0750 885 5030 numaralı telefonları arayınız

020 8211 0001

020 8803 6666

020 8852 8526

020 8661 1805

0208 888 8341

020 8805 16 16

020 3598 1818

İş dünyasının ‘en’leri: Narsistler İşte hızlı ve büyük şirketlerin farkı Dijital değişime hazır mısınız?

Perakendeciler Türkiye’den çıkıyor Tüm sektörlerde İngiltere’nin en iyi firmaları -İŞ DÜNYASINA DAİR HERŞEY -SERİ İLANLAR

Emlak : Fineks Property, N9 Emlak ve Tercümanlık Turizm: Just 2 Travel, Right Holidays, Tatilya, Tulip Holidays, Jetset Travel, Comford Travel, Diplomat Travel

Restaurant: Kilikyas, Graphic Design: Proweb Güzellik Merkezi: Etiquette Mobile: Lyca Mobile Avukatlık: Kent Solicitors

Muhasebe: Right Accounting, Global Account Mezarcı: I&C Memorials Mobilya: Bellona, İstikbal Market: Akın Süpermarket, KFC Süpermarket



15-31 May覺s 2015

info@turkishpress.co.uk www.turkishpress.co.uk



15-31 Mayıs 2015

İŞKUR 633 bin kişiye iş buldu

EKONOMİ

iŞkUR, bu yılın ocak-ağustos döneminde 627 bin 550’si özel sektörde, 5 bin 975’i kamuda olmak üzere toplam 633 bin 525 kişiye iş buldu. İŞKUR, bu yılın ocak-ağustos döneminde 627 bin 550’si özel sektörde, 5 bin 975’i kamuda olmak üzere toplam 633 bin 525 kişiyi işe yerleştirdi. İŞKUR verilerinden derlenen bilgilere göre, ağustos ayında 106 bin 397’si erkek, 79 bin 919’u kadın olmak üzere toplam 186 bin 316 kişi kuruma başvuru yaptı. Aynı dönemde 184 bin 672’si özel sektör, 798’i kamuda olmak üzere 185 bin 470 açık iş ilanı verilirken, İŞKUR, 68 bin 957’si özel sektörde 617’si kamuda toplam 69 bin 574 kişiye iş buldu. İŞE YERLEŞTİRMELER YÜZDE 40 ARTTI Kurumun bu yılın ocak-ağustos döneminde işe yerleştirdiği kişi sayısı 627 bin 550’si özel sektörde, 5 bin 975’i kamuda olmak üzere toplam 633 bin 525 oldu. İşe yerleştirmeler geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 40 artış gösterdi.

info@turkishpress.co.uk www.turkishpress.co.uk

Ocak-ağustos döneminde İŞKUR’un işe yerleştirdiği engelli sayısı ise 14 bin 740’ı buldu. Söz konusu dönemde, kuruma yapılan iş başvuruları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16 artışla 1 milyon 669 bin 939 olurken, kayıtlı iş gücü yüzde 19,3 artarak 5 milyon 350 bin 13’e çıktı. 21 BİN 276 KİŞİYE YURT DIŞINDA İŞ İş gücü konusunda yurt içindeki taleplerin yanında yurt dışındaki talepleri de dikkate alan İŞKUR, bu yılın ocak-ağustos döneminde 21 bin 172’si erkek, 104’ü kadın olmak üzere 21 bin 276 kişinin yurt dışında iş bulmasına aracılık etti. Bu kişilerin 3 bin 625’i Irak’ta, 2 bin 615’i Cezayir’de, 2 bin 602’si Rusya’da, 2 bin 190’ı Türkmenistan’da, bin 682’si Suudi Arabistan’da, bin 295’i Azerbaycan’da ve bin 219’u Kazakistan’da istihdam edildi.


EKONOMİ


BİZİ FACEBOOK VE T RİPADVISOR’DA ZİYARET EDİNİZ

KİLİKYA’S CAFE BAR RESTAURANT


BUSINESS

info@turkishpress.co.uk www.turkishpress.co.uk

İş dünyasının ‘en’leri: Narsistler iş dünyasında narsistler giderek çoğalıyor. Peki, narsizmi anlamanın ve bu sevimsiz kişilere karşı önlem almanın yolları neler?

“Asrın Vebası: Narsizm İlleti” isimli kitabın iki yazarından biri olan Prof. Dr. Keith Campbell, kibirli liderlerin şirketlere zarar veren yönüne dikkat çekiyor. Narsizmin iş hayatında ABD, Çin ve Türkiye’de artışta olduğunu anlatan Campbell, insan kaynakları yöneticilerinin sürekli en beğenileni, en karizmatiği, en çekiciyi seçmeye çalışırken yanlış yapabileceğine dikkat çekiyor. Tuttuğunu koparan, kendine güvenen insan arayışı içindeki iş dünyası, yanlış karar vermekten kendini alıkoyamıyor. Bu özellikler beslendikçe, narsistik kişiliklerin sayısı da artıyor. Narsistlerin en belirgin özellikleri; insanlara değer vermeme, empati yokluğu, dinlemeye tahammülsüzlük, eleştirinin her türlüsüne kapalı olmak, sürekli takdir edilme isteği olarak kendini gösteriyor. Sürekli övülme ve pohpohlanma içgüdüsü ise onları ele veren en büyük özellikleri. Prof. Dr. Acar Baltaş, narsist yöneticiyle çalışmanın, bir yönüyle ruh sağlığı açısından risk taşıma, diğer yönüyle de kişinin itibarı açısından yıkıcı sonuçlar doğurma potansiyeline dikkat çekiyor. Baltaş, “Bu tarz yönetici veya liderlerle çalışan kişiler, özellikle işler yolunda gitmemeye başladığı zaman, durumlarını dikkatle değerlendirmeli. Bu değerlendirme sırasında, bu kişiyle aynı ortamı paylaşmanın kendilerine kazandırdığı ve kaybettiklerini gözden geçirmelidirler” diyor. Narsistler, her konuda haklı olduklarını düşünen, her konuda kesin fikirleri olan kişiler aynı zamanda. Fikirlerine karşı çıkanları uzaklaştırıyorlar. Şirketlerini içinde bulundukları endüstrinin merkezi, kendilerini de şirketlerinin merkezi olarak görüyorlar. Dolayısıyla kendilerini endüstrinin vazgeçilmesi olarak değerlendiriyorlar. 2013 yılında Amsterdam Üniversitesi tarafından yapılan araştırma, narsistlerin takım

konusunda bilgi edinilmesini öneriyorlar. “Bu kişilerin nasıl davranabileceğini ve ne yapabileceğini bilmek o kişiden beklentilerin daha gerçeğe uygun olmasını sağlıyor” diyorlar. Narsist yöneticilerle baş etmede en çok zorlananlar özgüveni yetersiz olanlar. Psikolog Ayça Sanver (37), özgüveni geliştirmenin narsistlerle baş etmede ciddi katkı sağladığını söylüyor.

çalışmasına engel olduklarını, bilhassa son kararı veren onlar olduğu için şirketin verimliğini düşürdüklerini ortaya koyuyor. Narsistlerin “kendine güven”, “otoriter olmak”, “yüksek öz saygı” gibi liderlik vasıfları, grup içinde bilgilerin paylaşılmasını engelliyor. Bu da şirketlerin gelecek planlarında olumsuz etki yapıyor. Narsist kişilikler özellikle iş görüşmelerinde harikalar yaratıyorlar. Kendilerinden son derece eminler. Testlerden yüksek puan alıyorlar. Dolayısıyla da insan kaynakları elemanlarının aklını çeliyorlar. İlişkiyi gayet iyi başlatıyorlar ama sonrası pek iyi gitmiyor. Hata yapmayı doğal karşılamadıkları için yalan söylemeye başlıyorlar. Performans açısından yetkinler ama ahlaki açıdan zaafları var. Kestirme yollardan gidiyorlar, risk alıyorlar, hilelere başvuruyorlar. Beyaz yakalı suçları (zimmetine para geçirmek gibi) en çok onlar işliyorlar. Ekip çalışmalarına inanmıyorlar ve baltalamaya çalışıyorlar.

Prof. Dr. Baltaş, Amerikan Milli Sağlık Enstütüsü’nün (NHI) yaptığı bir araştırmaya dikkat çekiyor: “NHI, yirmili yaşlardaki Amerikan vatandaşlarının yüzde 10’unun klinik olarak ‘ağır’ narsisist teşhisi alacak durumda olduğunu içeren araştırma yayınladı. Bu oran altmışlı yaşlarında olanlar için yüzde 3. Türkiye uzun zamandır AngloSakson kültürünün etkisi altında. Gerek yayınlanan tercüme kişisel gelişim kitapları, gerekse de Hollywood kaynaklı film ve diziler Amerika’ya özgü hayata bakış tarzını özellikle kentli orta ve üst sınıf ailelerde egemen kıldı. 1950 yılında 40 bin üniversite öğrencisini içine alan araştırmada; ‘Ben önemli kişiyim’ diyenlerin oranı yüzde 12 düzeyindeyken, bu oran 1980’de yüzde 80’e çıktı. Yine aynı araştırma narsistlerin 1982’de yüzde 15 olan oranının, 2006 yılında yüzde 25’e çıktığını ortaya koyuyor.” Peki, narsist bir kişiyle birlikte çalışmanız kaçınılmazsa neler yapabilirsiniz? Yönetim koçları, öncelikle narsist yöneticiyle ilgili nasıl davranılacağı

Bir de öfke kontrolünü iyi yapmanın sağlayacağı faydalardan bahsediyor. Sanver, “Bu konuda düşündüklerinizi aklınıza geldiği gibi rastgele değil, belirli bir hedefe odaklandığınızda ve düşündüklerinizden emin olduktan sonra söyleyin” diyor. Bir başka uyarı da iş koçlarından… “Onlara sakın iyilik yapmayın. Yaparsanız da sakın minnettarlık beklemeyin. Narsistler, yaptığınız iyiliği, iyilik olarak değil, zaten hak ettiği bir şey olarak algılar. Patronunuzda, onunla didişen, onu küçük düşürmeye çalışan, ona meydan okuyan ve onu önemsemeyen bir insanmışsınız izlenimi yaratmayın” önerisinde bulunuyorlar. En çok güç zehirlenmesine kapıldıklarında hata yapan narsistler, dünya gerçeklerinden koptuklarında duvara çarpıyorlar. Partnerlerini eziyorlar. Talepkar oluyorlar. İstedikleri olmadığında sinirleniyor, küfrediyor hatta şiddete başvuruyorlar. Girdikleri ortamlarda özel ilgi bekliyorlar. Beklentileri karşılanmayınca olay çıkarıyor, kapris yapıyorlar. Sosyal hayatları çok yüzeysel oluyor. İnsanlarla menfaate dayalı iletişim kuruyorlar. Tüm bu özellikler dikkatinizi çekmeye başladığında yapmanız gereken şey, durumu gözden geçirip neyle karşı karşıya olduğunuz konusunda netleşip, önlem almak olmalı. Şule Laleli -fortuneturkey.com



İŞ DÜNYASI

BAŞARILI BİZLER BAŞARILI FİRMA VE GİRİŞİMCİLERİMİZİ TANIYALIM İNGİLTERE, TÜRKİYE VE AVRUPANIN ÇEŞİTLİ ÜLKELERİNDE ELDE ETTİKLERİ BAŞARILARLA GÖĞSÜMÜZÜ KABARTAN GİRİŞİMCİ VE İŞ İNSANLARIMIZI TANITMAYA DEVAM EDİYORUZ.

info@turkishpress.co.uk www.turkishpress.co.uk

RÖPORTAJ: Nüsra Şahin

Home Office’in benzeri şekilde 1973 kurallarına aykırı başka uygulamaları var mı? Maalesef Home Office’in policy guidance’ta yaptığı güncellemeler nedeniyle dependent aile bireylerine de bir süredir “2 yıl eşleriyle UK’de birlikte yaşamamışlarsa” ret veriliyor. Bu hususta da çalışmalarımız var. Hali hazırda elimizdeki örnek davalarda hakimlerin, Home Office’in 1973 kuralları üzerinde değişiklik yapmasının hukuk hatası olduğunu vurguladığını görüyoruz ve bununu sonucunda Home Office’in üst mahkemeye itiraz bile etmediğini gördük.

İsmail KARAKAŞ Turkish Press News Genel Yayin Yönetmeni

Nüsra Hanım bizlere vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz. Öncelikle isminizi medya aracılığı ile sıklıkla duyduklarına inandığımız okurlarımız adına sorabilir miyim; Nüsra Şahin kimdir? Nüsra Şahin’nin Londra macerası nasıl başladı? Bizlere kendinizi kısaca tanıtır mısınız? Bir çoğumuz gibi İngiltere maceram İngilizce öğrenmek amacıyla ülkeye gelişimle başladı. İkinci yüksek lisansımı Londra’da tamamladıktan sonra göçmenlik hukuku alanında aldığım eğitim ve deneyimlerin ardından 2011 yılında Immigration Connection Ltd’i hayata geçirdim. Ancak göçmenlik sektöründe eğitimlerimi sürdürmeye devam ettim ve OISC tarafından Level 3 seviyesinde yetkilendirilerek müvekkillerimizi mahkemeler nezdinde temsil yetkisini elte ettim. Aslına bakarsanız kariyer planımda küçükken bir kitabevi sahibi olmak, daha da büyüdüğümde akademisyen/yazar olmak vardı, yani sürekli okumak ve yazmak ile içiçe işler vardı. Hukuk kariyerimde beni en çok tatmin eden şey mükemmeli yakalamak yolunda hiç bitmeyen bir çaba, analitik beceriler, hem iletişim yeteneği hem de insanlar arası ilişkiler büyük öneme sahip. Başvurular olumlu sonuçlandığında insanların hayatında yeni bir sayfanın açıldığına tanık oluyorsunuz. Bu nedenle işimde titizliği çok önemsiyorum ve mükkemeliyetçi doğamla birebir örtüşüyor. Immigration Connection firmasının faaliyetleri hakkında bilgi alabilir miyiz? Immigration Connection Ltd, OISC (Office of the Immigration Services Commissioner) tarafından regule edilmekte olan bir göçmenlik hukuku uzmanlığı firmasıdır ve Holborn bölgesinde bulunan ofisinden uzman ekibi ile hizmet vermektedir. Immigration Connection olarak Level 3 seviyesinde yetkili bir firmayız. Göçmenlik alanında müvekillerimize hem başvurularda hem itiraz davalarında yardımcı oluyoruz. Hem Ankara Anlaşması, evlilik, partner vizesi, işci vizesi gibi alanlardaki basvurularda müvekkillerimizi temsil ediyoruz hem de itiraz davalarında mahkemelerde temsil yetkisine sahibiz. Yoğunlukla Ankara Anlaşması alanında başvuru yapıyoruz ve ikinci şirketimiz bünyesinde çalışan İngiliz yazarlarımızdan oluşan ekibimizle İş Planları yazımında profesynel hizmet sunuyoruz. Buna ek olarak ekibimizde iş planı yazari İngiliz yazarlarımız, insan kaynakları uzmanlarımız ve bize medya iletişim hizmetleri veren danışmanlarımız var. Amacımız vatandaşlarımızın ihtiyaç duydukları

ile değiştirilmesinin Ankara Anlaşması’nın ruhuna aykırı olduğunu bir kez daha kanıtlamış olduk.

Immigration Connection firması sahibi Nüsra Şahin ile ofisinde buluştuk.

hizmetleri tek çatı altında toplamaktı ve her aşamada büyük titizlik göstererek uzman kişilerle önemli başarılara imza attık. Son günlerde büyük yankı yaratan suresiz oturum (indefinite) kategorisindeki ‘emsal dava’ hakkında bizleri aydınlatır mısınız lütfen? Evet büyük bir davamız oldu. Bir davanın emsal dava olarak kabul edilmesi için yüksek mahkemede sonuçlanması gerekir, bizim davamiz yerel mahkemede goruldu. ECAA departmani’nin 1973 kurallarını, yeni uygulamalarla ve yazılmış talimatnameleri dilediğince güncelleyerek değiştiremeyeceğini bir kez daha kanıtlamiş olduk. Konu şu; Hali hazırda Home Office’in Ankara Anlaşmaları departmanında aslında kanunda olmayan ama zamanla, uygulamalar yoluyla yerlesen bir husus var. İkili iş ortaklıklarında Ankara Anlaşmalı olan kişinin %50 veya daha üstü hisse sahibi olması gerektiği yıllardır tekrar ediliyor. Hisse oranı, onların gözünde kişinin, şirketin karar mekanizmalarında söz sahibi ve sorumlu olduğunun göstergesi kabul ediliyor. Aslında %50’den düşük miktarda hisse sahibi olmak şirkette söz sahibi olmamak anlamına gelmez. İş ilişkisinin doğası gereği, hisse oranına bakılmaksızın kişiler zaten ortak karar veriyor olabilir. Kişi düşük hisse ile de söz sahibi olabilir. Burada hisse sayısından çok iş ilişkisinin doğasına bakılmalı. Elimizdeki davada da böyle bir durum vardı. Müvekkilimiz yıllarca kendi işini yaptıktan sonra başka bir aile işinde %25 ortaklık almıştı. Ortada bir anlaşma varsa bu sözlü de olabilir, yazılı bir şeye gerek yok. Kararlar birlikte alınıyor sorumluluklar birlikte alınıyor. Biz bu davayı itiraz sürecinde temsil ettik. Bu durumda Ankara Anlaşması departmanı kişinin sadece

hisse oranına bakarak eleştiride bulunmuş. Toplam 23 sayfalık bir yazı ile olayi hem davaci hem sahitler hem de firmamiz nazarinda netlestirdik. Home Office memuru %25 hisse için eleştirilerde bulunmuştu. Biz mahkemede Ankara Anlaşması’nda böyle bir madde olamadığını vurguladık ve is iliskisinin dogasina dikkat cektik, kanitlayici dokumanlar sunduk. İlginç bir nokta; Home Office avukatı hazirladigimiz dosyayi inceleyip, bizi mahkemeden bir gün önce arayıp ‘yarın mahkemeye gitmeyelim, karsilikli cekilelim, bize zaman verin yeniden bu davayı değerlendirelim’ dedi. Biz uc telefon gorusmesi ardindan muvekkilimizin de onayiyla, bunu kabul etmedik mahkemeye gittik, kazanacağımıza inancımız kesindi. Nihayetinde hakim davayi kendi incelemesi gerektigini vurguladi ve Home Office’e bu davayi yeniden inceleme firsati vermek istemeyisimizi hakli gordu. Çok olumlu bir durumdu ve hakikaten Home Office’in avukatının tepkisi dahi son derece netti. Hatta durusma hakimin muvekkilimiz ve sahitleri ile giris konusmasi yapmasiyla 15 dakika icinde bitti. Home ofis kararını geri çekti ve biz amacımıza ulaştık. On, onbeş dakika içinde hakimin olumlu tavrına, bizi haklı gördüğüne tanık olduk. Oradaki hukuki hatayı bizim gibi o da görmüştü. Bu bizim ve aynı durumdaki tüm vatandaşlarımız için büyük bir başarı. Sadece bu spesifik davadaki gibi ortaklık konularında değil, daha genel çerçevede orijinal hukuki metinlerin Home Office’in yazıp güncellediği policy guidance (memurlara yönelik talimatname)

Çarpıcı örnekler! Eminim benzer problemleri yaşayan çok fazla vatandaşımız var bu röportajın yayınlanmasının ardından sizi sorularıyla biraz yoracaklar… Konudan biraz uzaklaşarak merak ettiğim bir soru yönelteceğim; Şu an yaptığınız işi seçmemiş olsaydınız mesleğiniz ne olabilirdi? Medya veya eğitim alanı olurdu sanıyorum. Kişisel gelişim, girişimcilik ruhu gibi konular ilgi alanım, bu konularda projeler yapmak bana heyecan verirdi, boş zamanlarımda bu alanlarda yazılar yazıyorum. Peki son olarak iş hayatı dışında Nusra Şahin neler yapar? Boş vakitlerini nasıl değerlendirir? En sevdiğim etkinlikler yüzme, spor ve yoga. Bunun dışında vakit ayırabildiğimde tiyatrodan büyük keyif alırım. Yürüyüşler yapmak, parklarda doğa ile iç içe olmak ve tabii ki yazmak benim için hayatımın vazgeçilmezleri. Keyifli ve samimi sohbetiniz için tekrar teşekkür ederiz… Vakit ayırıp konuğum olduğunuz için ben size teşekkür ederim. Böyle önemli bir davayı medyaya taşıyıp toplumumuzla paylaştığınız için de ayrıca minettarım. Sizin aracılığınızla tüm okurlarınıza da selam ve saygılarımı gönderiyorum.

Röportaj: Değer Mustafa

Nüsra Şahin Londra’nın ünlü iş dünyası dergisi Business UK’de kapak olmuştu.


15-31 Mayıs 2015

HMRC “Connect” Bağlan Sistemi 23 Eylül 2015 akşamı Türkiye İş Bankası, Türk Muhasebeciler Birliği’nin düzenlediği seminere misafirlik yaptı. Seminerin konusu “Vergi Soruşturmaları”, seminer konuşmacısı ise eski HMRC vergi experti şu an bağımsız çalışan Mr Gary Brother’dı. Gary Brother Türk Muhasebeciler Birliği üyelerine ve diğer katılımcılara, HMRC’ın vergi soruşturmalarına olan güncel yaklaşımları, vergi kaçakçılığı, vergi ödeme ertlemeleri ve genel aktiviteler hakkında bir konuşma gerçekleştirdi. Vergi soruşturmaları süresince adım adım yapmaları gereken uygulamaları anlattı, vergi mükelleflerinin Vergi Soruşturmaları süresince HMRC çalışanları ile nasıl bir diyalog kurmaları gerektiği hakkında tavsiyeler verdi.

HMRC “CONNECT” BAĞLAN SİSTEMİ’NİN NE OLDUĞUNU BİLİYORMUSUNUZ? SİSTEM SİZİN HAKKINIZDA NE BİLİYOR? Sadece birkaç yıl önce, HMRC vergi müfettişleri olası herhangi bir vergi kaçakçılığı veya usulsüz vergi beyanını sorgulayabilmek için aylarca süren ön araştırmalar yapmak zorundaydılar. Vergi müfettişlerinin bu araştırmaları

yapabilmeleri için ilgili birimlerden izin ve bilgi almaları, ülke çapındaki diğer vergi dailerinden ilgili dosyaların gelmesi, yazışmalar, gelen cevaplar ve gelen bilgiler doğrultusunda güçlü kanıtların elde edilebilmesi gerekliydi. Bütün bunlar doğrultusunda doğru kararın verilebilmesi bir hayli uzun zaman alıyordu. HMRC “Connect” Bağlan sistemi ile ise müfettişler saniyeler içinde tüm bu ön çalışmaları yürütebiliyorlar. “Connect” Bağlan sistemi; Risk ve İstihbarat Servisi, HMRC bilgisayar uzmanları ile yakın işbirliği içinde BAE Systems DETICA tarafından tasarlanmış analitik ve sıralama bilgisayar sistemidir. HMRC 2009 yılında sistemini tanıttı ve sistem kendini olağan üstü başarı ile kanıtladı. 2008’de “Connect” Bağlan sistemi ile pilot bir bölgede yapılan çalışmalar binlerce yolsuzluğu ortaya çıkardı ve binlerce vergilendirilmemiş olan gelir tespit etti. Eğer herhangi bir vergi usulsüzlüğü varsa, bunu HMRC zaten biliyor olabilir ya da yakın gelecekte bulması muhtemeldir. Yeni ödüllü bir bilgisayar

İŞ DÜNYASI

info@turkishpress.co.uk www.turkishpress.co.uk

sistemi “Connect” Bağlan sistemi ile HMRC artık bir düğmeye dokunarak bireyler ya da işletmeler hakkında milyonlarca veriye erişebiliyor.

SİSTEM NE YAPAR? Bu güçlü sistemde bir milyardan fazla veri bulunmaktadır. 28 değişik birimden verileri toplayarak vergi mükelleflerini bu verilerle eşleştirir. Veri toplanan birimlere Company House, Land Registry, Benefit Agency ile sınır dahilinde ve haricinde olan bankalar örnek verilebilir. Daha sonra elde edilen veriler ile vergi mükelleflerinin yıllık yaptığı kazanç bildirimi karşılaştırılır, usulsüzlük ve uygunsuzluk varsa tespit edilir. Sistem örümcek diyagramı hazırlayarak vergi mükelleflerinin ev adreslerine, şirketlerine ve ortaklıklarına erişim sağlayıp doğrudan ve dolaylı verilmesi ödenmesi gereken vergiler için bir platform oluşturur. HMRC yakın bir gelecekte resmi veya resmi olmayan kaynaklardan very satın almayı ve bilgi ağını daha da genişletmeyi

Right Accounting Yeminli Mali Müşavir gulayakbas@gmail.com planlıyor. Buna havayollarından satın alınabilecek bilgiler örnek verilebilir. Bu bilgiler HMRC’ye gerçekten kişiler hakkında çok önemli finansal ip uçları, seyahat alışkanlıkları, ikametgah bilgileri gibi ekstra bilgiler sağlayacaktır. Dünya gerçekten küçük bir yer mi olacak? Kim bilir, bu yeni sistem ile mümkün görünüyor.


EKONOMİ

info@turkishpress.co.uk www.turkishpress.co.uk

İşte hızlı ve büyük şirketlerin farkı Büyüklük hızlı olmaya engel mi? Belirsizliklerle dolu sekiz yılda hızlı büyüyen Fortune 500 şirketlerinin performansına bakılırsa, yanıt ‘Hayır’.

Krizin olumsuz etkilerini, yarattığı imkanları görerek aşanlar, iş geliştirme stratejilerini hedeflerin bilincinde, hızlı ve doğru kararlarla sonuçlandırabilme yeteneğine sahip olanlar… Bütün bunlar, son sekiz yılda Fortune 500 listesinde basamakları koşarak çıkan şirketlerin temel özellikleri olarak öne çıkıyor. Bu şirketlerin sayıları fazla olmasa da elde ettikleri başarılar oldukça şaşırtıcı. Global krizin büyük dalgalar yarattığı 2007-2014 döneminde yüzde 200-655 arasında değişen oranlarda büyüme artışı kaydetmiş durumdalar. Peki bu şirketler, bu dikkate değer büyümenin altına imza atmayı nasıl başardı? Aslında kendi çapında hızlı büyüyen her şirketin bu soruya farklı bir yanıtı var. Kimi farklı pazarlama aktiviteleriyle, kimi organik büyüyerek, kimi ise satın alma yoluyla inanılmaz büyüme rakamlarına ulaştı. Her birinin ortak özelliği ise, günün fırsatlarını iyi koklayarak, rakipleri arasından sıyrılmış olmaları. Sıçrama yapan şirketlerin çoğunun son sekiz yılda adını farklı iş modeli, marka çalışması ya da farklı dönüşüm projeleriyle duyurmuş olması ise aslında tesadüf değil. Çünkü bu şirketlerin her biri, son yıllarda şirketlerinin verimli ve hızlı büyümesine odaklanmış durumda. Türkiye’nin en büyük 500 özel şirketi arasındaki konumlarını hızla yukarı çeken Netlog Lojistik, Tekfen İnşaat, Limak Çimento, Etsun, TAV, TAB Gıda gibi şirketler, hızlı büyüme formülünün öncüleri aynı zamanda. 2014 yılı verileriyle hazırlanan Fortune 500 Türkiye listesine baktığımızda şirketlerin toplam satışları 362 milyar 84 milyon doları buluyor. 2013 ve 2014 yıllarında döviz kurlarında hem iç siyasi gündem hem de yurtdışında ABD Merkez Bankası’nın (FED) tahvil alımlarını sonlandırması sonrasında kurlarda yaşanan hareketler şirketleri olumsuz etkiledi. Kurlardaki artış, özellikle ithalatını dolarla yapan veya dolar borcu bulunan şirketlerin hem nakit akışlarının bozulmasına hem de maliyetlerinin artmasına yol açtı. İhracatçı şirketler, pazar çeşitlendirmesine yönelerek meyvelerini az da olsa aldı. Fortune 500’ün son sekiz yılında hızlı büyüyen sanayi, hizmet ve inşaat-taahhüt şirketlerinin de toplam ihracatı TL bazında yüzde 19,98 artışla 186,8 milyar liraya yükseldi. Türkiye’nin

en büyük 100 firmasının ihracatı, tüm listedeki firmaların ihracatının yüzde 68’ini (üçte ikisini) oluşturuyor. Fortune 500 şirketlerinin 401’i ihracat yaparken, 99 şirketin satışlarının tamamını yurtiçinden elde etti. Fortune 500 şirketleri arasında, son sekiz yılda en yüksek büyüme kaydeden 50 şirket, bir başka deyişle “50 hızlı balina” bu dönemde net satışlarını yüzde 147- 655 arasında artırdı. Kimi organik büyümeyle, kimi farklı pazarlama aktiviteleriyle, kimi ise dönüşüm yaratan projeleriyle dikkat çekti. En önemlisi de dönemin fırsatlarını iyi koklayarak rakiplerine fark atarak, “hızlı büyüyenler” liginde yer aldılar. OPERASYONEL MÜKEMMELLİK Son sekiz senede en hızlı büyüyen 50 Fortune 500 şirketi listesinin ilk sırasında Netlog Lojistik yer aldı. Şirket 2008-2014 yılları arasında yüzde 655 oranında büyüme gerçekleştirdi. 2014 yılı net satışları 1,3 milyar TL oldu. Şirketin 6 binin üzerinde çalışanı var. Büyümenin temelinde, hem organik büyüme, hem de satın alma operasyonları var. 2004’te kurulan Netlog Lojistik, 2005’te Yıldız Holding’in (Ülker) lojistik işlerini üstlenerek süratli büyüme trendini başlattı. Netlog Lojistik’in sektördeki başarısı yatırımlar ve satın alma operasyonlarına bağlı olarak kademeli arttı. Ancak sektör için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Yükselen dolar kuru, birçok sektörde olduğu gibi lojistiği

de derinden vurdu. Petrol fiyatlarındaki artışla, yakıt maliyetleri büyük ölçüde artan sektör, ikinci darbeyi kur dalgalanmasından aldı. Başta akaryakıt olmak üzere maliyetlerinin çok önemli kısmının döviz cinsinden ya da dövize endeksli olması sektörü direkt etkiledi. Tüm bunlara rağmen yüzde 655 büyüyen Netlog Lojistik, yurtiçi ve yurtdışı yatırımlarındaki işlerinde başarı sağlayarak, Fortune 500 şirketleri arasında sivrildi. DOĞRU ZAMANDA DOĞRU İŞLERE ODAKLANMA Çalışmalarının karşılığını hızlı alan bir diğer “hızlı balina” ise Tekfen İnşaat ve Tesisat AŞ. 2007’de 428 milyon TL, 2014’te 2,9 milyar TL net satış gerçekleştirdi. Aradan geçen sekiz sene içinde yüzde 586 büyüdü. Tekfen İnşaat, 2014 yılında, faaliyetlerini Türkiye’nin yanı sıra Irak, Türkmenistan, Azerbaycan, Fas, Katar ve Suudi Arabistan’da sürdürdü. Faaliyet gösterdiği ülkelerde önemli projelere imza atarken, yeni iş arayışlarını da ihmal etmedi ve rekabetin daha az olduğu projelere odaklı sürdürdü. Tekfen İnşaat, 2014’te Trans Anadolu Doğalgaz BoruHattı (TANAP) ile Türkiye’de bugüne kadar yapılmış en büyük doğalgaz iletim hattını gerçekleştirmek üzere çalışmalara başladı. Şirket bu projeyle Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) projesinde 3. lotun işlerini 565 milyon dolara üstlenmiş oldu. Yakın döneme kadar operasyonlarının önemli kısmını yurtdışında sürdüren Tekfen İnşaat, son yıllarda dev projelerin gündeme geldiği Türkiye’de de uzmanlık alanlarına uygun projeleri takip ediyor. İHRACATLA ÇIKIŞ YAKALADI 2008 yılından bu yaşana yaşanan daralma ve dalgalanmalar karşısında küçülme yaşayan birçok firmanın aksine Etsun, ticaret hacmini artırarak,

Fortune 500 listesinde hızlı büyüyen şirketlerden biri oldu. Tasarruf tedbirleri ve finansal enstrümanları iyi kullanma becerisiyle likit finansal yapısını krizler karşısında korudu. Etsun, 2014’te 920 milyon TL net satış elde etti. Son sekiz yılda yüzde 542 büyüdü. BİRLEŞMELERDEN GÜÇLÜ ÇIKTI Hızlı büyüyen Limak Çimento Sanayi de risklerle dolu piyasa şartlarına adapte oldu. Yüksek cirolar gerçekleştirdi. 2007’de net satış geliri 172 milyon TL’ydi. 2014’te ise bu rakam 1,1 milyar TL’ye ulaştı. 2014 yılında tamamlanan yatırımlarla, Türkiye’nin en büyük ikinci klinker ve çimento üreten grubu olan Limak Çimento, son sekiz senede ihalelerdeki başarısının yanı sıra altyapıya yönelik çalışmaları ve müteahhitlikteki birikimleriyle öne çıktı. Batı Grubu fabrikalarını aldıktan sonra büyük yatırım hamlesi başlatan Limak Çimento, fabrikalarında iyileştirme, kapasite artırımı, modernizasyon,


15-31 Mayıs 2015

temiz teknoloji ve enerji verimliliği çalışmalarını sürdürdü. Fortune 500 şirketleri arasında son sekiz senedir en hızlı büyümeyi gerçekleştiren şirketlerin odak noktalarında farklılıklar olsa da hepsinin ortak paydası kendilerine iddialı hedefler belirlemeleri. Eskimoların, küçük balıklar yerine hep balina avlamak için yola çıktığını ve aynı anlayışla şirketlerin de büyük hedefler koyması gerektiğini söyleyen yönetim danışmanı Tom Searcy, “set point” adını verdiği yaklaşımda büyümek ve başarıya ulaşmak için mevcut alışkanlıkların terk edilmesini şart koşuyor. Searchy, “Öncelikle yüksek bir hedef ve çıkış noktası belirlenmesi gerekiyor. Çıkış noktasını doğru saptayan şirket, yönünü değiştirerek hedefe odaklanabiliyor, dönüşümü ve büyümeyi sağlayacak kararları ve aksiyonları daha rahat hayata geçirebiliyor” diyor. Türkiye’de hızlı büyümeyi yakalayan şirketlerin, “çıkış noktası”na baktığımızda bazılarının Ar-Ge çalışmalarını, bazılarının ise inovatif ürünlerini ve teknoloji yatırımlarını “çıkış noktası”na aldıklarını görüyoruz. Klasik gibi görünse de kimi şirkette, çalışan odaklı yönetim anlayışının, önemli bir “çıkış noktası” oluşturduğunu ve şirketinin büyüme hamlesini yarattığını gözlemlemek mümkün oluyor. KONFOR ALANLARINI DAR TUTTU Son sekiz yılda hızlı büyüyen şirketler arasında yer alan ve 2014 yılında 2,1 milyon TL net satış geliri elde eden TAV, doğru zamanda, doğru işlere imza attı. 1997’de İstanbul Atatürk Havalimanı YİD projesiyle yola çıktığında, bu, sadece Türkiye’de değil, küresel ölçekteki ilk başarılı havalimanı özelleştirmelerinden biriydi. Havacılığın küreselleşmenin itici sektörlerinden biri olduğunu ilk önce fark etti. TAV’ın iş modeli, havalimanı

EKONOMİ

info@turkishpress.co.uk www.turkishpress.co.uk

tasarımı, yapımı, finansmanı ve işletmesinin her alanında entegre hizmet sunmaya dayanıyor. Yiyecek-içecekten bilişime, perakendeden güvenliğe değer zincirinin her halkasında hizmet sunan iştirakleri mevcut. Bu endüstride tercih edilen marka haline gelirken, ortaklıklar kurmayı ve yönetmeyi de ihmal etmiyor. 2012’de Aeroports de Paris Grubu’yla yaptığı ortaklıkla, yılda 220 milyondan fazla yolcuya hizmet sunan, 37 havalimanından oluşan dünyanın en büyük havalimanı işletmeciliği platformlarından biri oldu. YENİ BİR KULVAR YARATTI 2005 yılında uçmanın herkesin hakkı olduğu ilkesi ile yola çıkan Pegasus Hava Yolları, Türkiye’nin ilk ve tek düşük maliyetli (low cost) hava yolu şirketi oldu. Uygulanan bu modelle Pegasus sadece Türkiye’nin değil, Avrupa’nın da önde gelen düşük maliyetli havayolu şirketleri arasında yerini aldı ve hızlı büyüyen şirketlerden biri oldu. 2005 yılında

çok kanallı iş stratejisi ile yola çıkan Pegasus, acentelerine satış kanallarını ekleyerek satış ağını zenginleştirdi. Kişiselleştirilmiş seyahat deneyimi ile havacılık sektöründe farklılaşma yarattı. Geçtiğimiz yıl yolcu sayısını iç hatlarda yüzde 17 artışla 11,97 milyona, dış hatlarda ise yüzde 17,8 artışla 7,77 milyona yükselten Pegasus Hava Yolları, sektörün 1,5 katı büyüme gösterdi. Şirketin pazar payı iç hatlarda yüzde 26,9’dan yüzde 28’e, dış hatlarda ise yüzde 9’dan yüzde 9,4’e yükseldi. 2014 yılı satışları da bir önceki yıla göre yüzde 29 oranında artarak 3,1 milyar TL’ye, net dönem kârı yüzde 62 artarak 143,3 milyon TL’ye yükseldi. DİKEY ENTEGRASYON İŞ MODELİNE YÖNELDİ Türkiye’de 1994 yılından beri hızlı servis restoran zincirleri sektöründe faaliyet gösteren TAB Gıda’nın sektördeki faaliyetleri, 1995 yılında dünyada sektörünün öncülerinden biri

olan Burger King’in master franchise haklarını alarak Türkiye’ye getirmesiyle başladı. 1995 yılından bu yana TAB Gıda ile Türkiye’de faaliyet göstermeye başlayan Burger King, dünyadaki en büyük franchise’lardan biri. Türkiye genelinde 600’ün üzerinde Burger King restoranı var. TAB Gıda, 2007 yılında ise Napoli’nin geleneksel İtalyan lezzetlerini sunan Sbarro markasını bünyesine kattı. Sbarro’nun 30’dan fazla ilde, toplam 100’den fazla restoranı var. 2007 yılında TAB Gıda, geleneksel tarifleri sıra dışı Louisiana mutfağıyla buluşturan Popeyes’ı da Türkiye’ye getirdi. Popeyes 30’dan fazla ilde toplam 130’dan fazla restoranıyla Türkiye’nin pek çok yerinde hizmet veriyor. TAB Gıda, 2010’da ise sekiz restoranıyla Arby’s’i bünyesine kattı, aradan geçen sürede 45’ten fazla restorana ulaştı. 2013 yılına gelindiğinde ise ilk ulusal markası olan Usta Dönerci ile geleneksel Türk lezzetlerini tüketicilerin beğenisine sundu. Usta Dönerci 25’ten fazla restoranıyla hizmet veriyor. 1,7 milyar TL ciroya sahip TAB Gıda’nın 10 yılda 100’den 900’e çıkan restoran sayısındaki başarılı büyüme modeli, Çin’e de ihraç edildi. Bu hızlı büyümenin arkasında ise ekonomik güç, uygun fiyat politikası, kendi hammaddesini üretme ve hatalara çok hızlı yanıt verme kabiliyeti yatıyor. Şirketin sürekli yatırım yapması, pazarda payının hızla artmasını sağladı. Dört markayla iş modelini dikey entegrasyona kaydıran TAB Gıda, böylelikle pazarda hareket kabiliyetini artırdı. Üretim odaklı iş modeli ile hammadde üretimine de yatırım yapan TAB Gıda, Gebze’deki ekmek ve Afyon’daki patates fabrikası yatırımının ardından Amasya’da da et fabrikası kurmak üzere yatırıma başladı. Son 10 yılda her yıl ortalama yüzde 30 büyüyen TAB Gıda, fiyattaki rekabet üstünlüğü fark yaratıyor. 2012 yılında Çin pazarına adım atan TAB Gıda, Burger King sisteminde en güçlü operasyona sahip olduğu için seçildi. TAB Gıda, Burger King Worldwide (BKW) Holding ve Cartesian Capital ile birlikte yeni bir ortaklığa imza atan ve bu anlaşma ile 1,3 milyar nüfuslu Çin’de yer alan Burger King restoranlarını yönetmeye başladı. Devralınan 65 Burger King restoranını kısa bir sürede 90’a çıkaran grup, 2015 itibariyle ise 340 restorana ulaştı. TAB Gıda 2019 yıl sonunda ise Türkiye ve Çin’de toplam restoran sayısını 3 bine çıkarmayı hedefliyor. Şule Laleli -fortuneturkey.com




GÜNCEL

info@turkishpress.co.uk www.turkishpress.co.uk

7 Haziran seçimlerinden önce tanıtımını yaptığı ‘milli’ uçak projesinde, Savunma Sanayi Müsteşarlığı işi üstlenen SNC şirketine uçağın parçalarının en az yüzde 70’ini Türkiye’de imal etme şartı getirmek isteyince pürüz çıktı. Hürriyet’e konuşan SNC’nin kurucuları Eren-Fatih Özmen, “Yüzde 70 yerli üretim şartı ilk aşamada çok güç, ancak 2023’te olabilir. Zaten henüz anlaşma bile imzalanmadı” yorumunu yaptılar. Şirketin yönetim kurulu başkanı olan ve aynı zamanda Amerikan savunma sanayiinin en güçlü kadınlarından biri olarak bilinen Eren Özmen, konuyla ilgili şunları söyledi: “Türkiye şuna karar vermeli: Sadece kendi uçağını mı üretmek istiyor yoksa global bir uçak mı üretmek istiyor. Çünkü bu endüstride yüzde 100 yerli diye bir kavram yok. Rekabet cok fazla ve uzmanlaşma alanlarını çok dikkatli seçmek lazım. Şimdi görüşmelerde yüzde 70 yerli üretim hedefini tutturmamız isteniyor. Ancak bu ilk asamada o kadar güç ki. Düşünün, sadece motor ve elektronik sistemler zaten uçağın büyük bir kısmı demek ve bunlar şu anda yalnızca dışarıda üretiliyor. Biz de diyoruz ki, ilk aşamada üretilecek (üç yıl içinde teslim edilmesi planlanan) 32 kişilik TRJ328’te degil de bu hedef 2023’e kadar hazır olacak, 70 kişilik TRJ628’de olsun”

Milli uçak projesinde yüzde 70 krizi Savunma Sanayi Müsteşarlığı yerli uçağın en az yüzde 70’ini Türkiye’de imal etme şartı getirmek isteyince pürüz çıktı.


İngiliz üniversitelerinde akademik bir yazı yazmaya başlamadan önce eğitmenlerin birinci uyarıları araştırmanızı “İngiliz İngilizcesi” ile yazın olmaktadır. Peki kaçımız “Amerikan İngilizcesi” ile “İngiliz İngilizcesi” arasındaki farkları biliyoruz? Aşağıda bu farklardan önemli olan birkaç tanesini sizler için sıraladım. Ödev veya tezlerinizi hazırlamanızda yardımcı olacağını düşünüyorum. 1.) Bazen Amerikan İngilizcesinde kelime ek aldığında sondaki sessiz harf çift kullanılmaz, ama İngiliz İngilizcesinde çift kullanılır. Özellikle bu sessiz harf “l” ise. Örneğin: travel ek aldığında travelling-traveller olur. Amerikan İngilizcesinde ise traveling-traveler 2.) İngiliz ingilizcesinde appear/look/seem (görünmek), feel (hissetmek), sound (gibi görünmek) fiillerinden sonra direk isim kullanılabilir. It looks a nice party. Amerikan ingilizcesinde ise bu fiillerden sonra

isim kullanılacağı zaman isimden önce to be or like kullanılır. It looks to be a nice party. 3.) Son zamanlardaki olaylarda İngiliz ingilizcesinde present perfect kullanılır. She has completed the project. Amerikan ingilizcesinde son zamanlarda tamamlanan olaylarda present perfect veya simple past kullanılır. She has completed/completed the project. 4.) İngilizce ingilizcesinde özne ben olduğu zaman will veya shall gelecek zaman anlamı katmak için kullanılır. I will/shall join them. Amerikan ingilizcesinde shall genellikle gelecek zaman için kullanılmaz. 5.) Amerikan ingilizcesinde get fiilinin geçmiş zamanı “GOTTEN” olarak da kullanılır. You’ ve gotten me wrong. İngilizce ingilizcesinde kullanılmaz.

6.) İngilizce ingilizcesinde gerek yok ifadesini vermek için needn’t veya don’t need to yapıları kullanılır. You needn’t/don’t need to worry. Amerikan ingilizcesinde genellikle sadece don’t need to yapısı kullanılır. You needn’t worry. 7.) İngiliz ingilizcesinde grup isimleri tekil veya çoğul yardımcı fiil alır. The team is/are in the field. Amerikan ingilizcesinde grup isimleri tekil yardımcı fiil alır. The team is in the field. 8. ) İngiliz ingilizcesinde yüz ve üzeri sayılarda and-ve kullanılır. Amerikan ingilizcesinde and kullanılmayabilir. There are two hundred and fifteen students. 9.) İngiliz ingilizcesinde haftasonu ile at edatı kullanılır, Let’s meet at the weekend. Amerikan ingilizcesinde ise bazen at yerine on edatı da kullanılır.

Fatih Ölçekciler Uniarts Direktörü

Let’s meet on/at the weekend. 10.) İngiliz ingilizcesinde tarihler şöyle ifade edilir: 17 January, the seventeenth of January, January the seventeenth. Amerikan ingilizcesinde ise şöyle ifade edilir: January 17 veya January seventeenth. 11.) İngiliz ingilizcesinde soru ve olumsuz cümlelerde sahiplik bildiren have-has got ile birlikte veya do-does yardımcı fiilleriyle kullanılır. She hasn’t got/doesn’t have this opportunity. Amerikan ingilizcesinde sahiplik bildiren have-has got cümlelerinin olumsuz ve sorusunda do-does yardımcı fiili kullanılır. She doesn’t have this opportunity. 12.) İngiliz ingilizcesinde müzik aletlerinin başında the kullanılır, Amerikan ingilizcesinde the kullanılmayabilir. He can play the guitar. 13.) İngiliz ingilizcesinde aşağıdaki fiillerin geçmiş halleri iki şekilde kullanılmaktadır. Ancak Amerikan ingilizcesinde düzenli geçmiş halleri(-ed) daha yaygındır. Burn Burnt/burned Dream dreamt/dreamed Lean leant/leaned Learn learnt/learned Smell smelt/smelled Spell spelt/spelled Spill spilt/spilled Spoil spoilt/spoiled


SİYASET

info@turkishpress.co.uk www.turkishpress.co.uk Türkiye’nin tarihindeki en önemli enerji projelerinden biri olarak görülen ancak geçtiğimiz günlerde dondurulduğu açıklanan Türk Akımı’nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in görüşmesi sonrası yeniden umut ışığı doğdu. Merkezi ABD’de bulunan ve ilk kez Türkiye’den bir ismin seçilmiş başkanlık görevini sürdürdüğü Uluslararası Enerji Ekonomisi Birliği’nin (IAEE) Başkanı Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, Moskova’da gerçekleştirilen görüşmenin Türk Akımı’nın siyasi belirsizlikten kurtulabilmesi adına dönüm noktası olabileceğini söyledi. Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ali Rıza Alaboyun, Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin katılımıyla en üst düzeyde temsil edildiğini hatırlatan Kumbaroğlu, işbirliğinin devam ettirilmesi noktasında ortaya konan iradenin

Türk Akımı siyasi belirsizlikten kurtuluyor Türk Akımı`nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin`in görüşmesi sonrası yeniden umut ışığı doğdu. projenin geleceği adına olduğunun altını çizdi.

çok

önemli

“Konunun uzmanları Antalya’da bir araya geliyor” Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Önce bir hat yapılsın diye bir yaklaşım var. Biz, dört hat birden yapılsın istiyoruz” açıklamasını değerlendiren Kumbaroğlu, şöyle devam etti: “Bu açıklama, müzakerelerin neden dondurulduğunu açık bir şekilde anlatıyor. Bundan sonraki süreçte ilgili bakanlıklar ve kurumlar görüşmeleri bu yönde sürdüreceklerdir. Türk Akımı ortaya konduğundan bugüne projenin ülkemiz için ne kadar önemli olduğunu vurguladık. Sadece söylemlerle değil, imza attığımız projelerle de bunun önemine dikkati çektik. Bu kapsamda 14 Kasım 2015’de Antalya’da G20 zirvesi öncesinde taraflar arası diyaloğu geliştirmek amacıyla “Avrasya Doğalgaz Projelerinde Jeopolitik Konular, Riskler ve Fırsatlar” başlıklı bir konferans düzenliyoruz. Buradaki temel amacımız G20 öncesinde Türkiye’nin en önemli enerji konularını gündeme alan E20 niteliğinde bir enerji zirvesi ile başta Türk Akım ve TANAP olmak üzere Türkiye’nin ulusal çıkarlarına hizmet eden

stratejik önemde öncelikli projelere ilişkin pozitif diyaloğun gelişmesine katkı sağlamak. Sayın Erdoğan ve Putin’in ikili görüşmesinin ardından başlayan işbirliğinin devamına yönelik bu görüşme konferansımızın pozitif

diyaloğu geliştirmesi amacını daha da sağlam bir zemine oturtuyor. Konferansa katılmak isteyenler 30 Eylül Çarşamba gününe kadar devam edecek indirimli kayıtlardan faydalanabilecek.”


15-31 Mayıs 2015

Perakendeciler Türkiye’den çıkıyor

Tesco gibi büyük zincirlerin yanında uluslararası perakende devleri de Türkiye operasyonlarını küçültüyor ya da ülkeden çıkıyorlar.

ALIŞVERİŞ

info@turkishpress.co.uk www.turkishpress.co.uk çalışmak zorunda kalıyor. Bekledikleri kâr rakamlarına ulaşamayan zincirler, çoğu zaman pazardan çıkmak zorunda kalıyorlar. DİA HEPSİNİ ELDEN ÇIKARDI Alman Metro Group bünyesindeki Real, Türkiye’deki 12 mağazasını geçen yıl Beğendik’e satmış; İspanyol perakende zinciri Dia da Türkiye’deki iştiraki Diasa’yı 2013 yılında Yıldız Holding’e satıp Türkiye’den çıkmıştı.

Beğendik’in Tecso Kipa’nın 10 mağazasının devri bu yılın sonunda tamamlayacak. Tesco gibi büyük zincirlerin yanında uluslararası perakende devleri de

Türkiye operasyonlarını ya küçültüyor ya da ülkeden çıkıyorlar. İşte o devler... Reuters’ın haberine göre, uluslararası perakende devleri, yüksek genç nüfus ve

artan alım gücünün sunduğu potansiyele güvenerek geldikleri Türkiye’de, diğer pazarlarda alışık olmadıkları güçlü yerel zincirler karşısında düşük marjlarla

CARREFOUR SATTI Fransız Carrefour ise, uzun süre zarar yazan Türkiye’deki iştiraki Carrefoursa’daki hisselerinin bir kısmını 2013’te Türk ortağı Sabancı Holding’e satarak şirkette azınlık hissedarı konumuna düşmüştü. Elektronik perakendesinde ise Fransız Darty ve İngiliz Electroworld Türkiye’deki mağazalarını yerel zincir konumundaki Bimeks’e; ABD’li Best Buy da Türkiye’deki mağazalarını bir başka yerel zincir olan Teknosa’ya satarak pazardan çıkmıştı.


TEKNOLOJİ

Dijital değişime hazır mısınız?

info@turkishpress.co.uk www.turkishpress.co.uk

CEO’lar artık başarılı olmak için dijital değişim dalgasının tepesinde sörf yapmak zorunda. CEO’lar bir yandan dijitalin cirolarının içindeki payının beş yılda iki katına çıkıp yüzde 40’ı aşmasını bekliyor. Diğer yandan bir teknoloji şirketinin kendi geleneksel işlerine rakip olmasından korkanların oranı yüzde 32’yi buluyor. Gelecek beş yılı etkileyecek dijital değişimin özeti bu. Samsung Türkiye Başkan Yardımcısı Tansu Yeğen, başarılı olmak için bu değişim dalgasının tepesinde sörf yapmak zorunda. Bireylerden başlayan dijital değişim, iş dünyasının DNA’sına işleme konusunda da aynı derecede iddialı ve aynı zamanda tavizsiz olduğunu açıkça gösteriyor. İş yapış araçları ve modelleri kadar paradigmalar da değişiyor. Bir yanda yüzyıllardan beri alışılageldik biçimde yapılan işlere, son dört beş yıl içinde ortaya çıkan şirketler tarafından inanması güç modellerle meydan okunuyor. Taksi imtiyazını tehdit eden Uber ve konaklama olanağı sağlayan otellere meydan okuyan Airbnb ilk akla gelen örnekler. Bu şirketlerin sırasıyla sahip oldukları 50 milyar dolar ve 24 milyar dolarlık piyasa değerleri, akılda kalmalarını da kolaylaştırıyor. Ancak değişim bu yeni şirketlerle sınırlı değil. Köklü ve büyük şirketlerin oyuna katılması çok daha büyük bir etkinin önünü açıyor. Fortune ABD Yayın Yönetmeni Alan Murray -dergideki yazılarının altına e-posta yerine Twitter adresini yazması ile değişimi yakaladığını gösteriyor- bu seneki Fortune 500 değerlendirmesinde, oluşturdukları büyük şirketler listesinin doğru sanılan yanlışları ortadan kaldırmada nasıl büyük bir rol oynadığına dikkat çekti. Startuplar yarattıkları piyasa değerleri ile dikkat çekseler de, ABD’de Fortune 500 şirketlerinin ülke GSYİH’sinden aldığı payın yüzde 71,9 olması çok daha dikkat çekici. Bu oran 1955’te yüzde 35 ve 20 sene önce de yüzde 58,4’tü. Murray’in ABD’nin en büyük 500 şirketi üzerinden yaptığı analiz, şirket büyüklüğünün hâlâ önemli olduğuna ancak network etkisi ve üretimde marjinal maliyetlerin sıfır noktasına gerilemesinin bu yeni dünyayı şekillendirdiğine yapılan vurgu dikkat çekici. Artık insanlar oturma odalarından global bir şirket kurabilme kapasitesine sahip ve bu dünya dijital şirketlerin global ölçeği yakalamada endüstriyel şirketlere -ya da başka bir deyişle analog şirketlere- göre çok daha şanslı olduğunu gösteriyor. Teknolojideki gelişmenin neden olduğu büyük dijital değişim, büyük şirketler

açısından en önemli tehdit. Murray, bunun bozucu (disruptive) etkiye dönüşmediğini yazıyor. 1995’te listede yer alan şirketlerin yüzde 57’sinin 2015 listesinde yer almadığına dikkat çeken Murray, bunun 1955’teki listede yer alan şirketlerin yüzde 45’inin 1975 itibariyle ortadan kalkmasından çok farklı bir tablo olmadığını belirtiyor. Bu konuya “Kurumsal Alanda Darwin Etkisi” perspektifinden bakan bir diğer araştırma 2000 ile 2014 yılları arasında Fortune 500 şirketlerinin yüzde 52’sinin ya iflas ettiğini, ya satın alındığını ya da ortadan kalktığını ortaya koyuyor. Bu, 20 yıllık dönemin ilk beş yılına oranla çok daha hızlı bir sürece işaret ediyor. Samsung Electronics Türkiye Kurumsal Başkan Yardımcısı Tansu Yeğen, Türkiye ve dünyada yaşanan değişimin bu hızını “Şu anda büyük bir dijital değişim yaşanıyor. Bu bir anlık bir şey olmadığı için dönüşüm yerine değişim sözcüğünü kullanmayı tercih ediyorum. Gelecek beş sene boyunca çok büyük bir değişim yaşanacak ve iş dünyası köklü bir biçimde farklılaşacak” diyor. Yeğen’in Samsung’daki üst düzey görevi, kendisine bu değişimi anlayabilmek için ayrıcalıklı bir pozisyon sağlıyor. Samsung Electronics, 84 ülkede 320 bin çalışanı ve 2014’te gerçekleştirdiği 196 milyar dolarlık satışları ile açıkça büyük bir şirket. Bununla birlikte, bu şirket kurumsal pazarda yeni; yaklaşık iki yıllık bir geçmişe sahip. Büyük dijital değişim, bireysel pazar için üretim yapan Samsung açısından avantaj oluşturuyor çünkü geçmişteki dengelerin aksine bireysel pazardaki hızlı gelişim, çalışanları birçok şirkette teknoloji kullanımı açısından kurumsal yapının önüne geçirmiş durumda. Ancak bu avantaj bile, yaşanan hızlı değişim

karşısında dikkat çekici bir sürdürülebilirlik koşulu üretemiyor. Yeni döneme damgasını vuracak olan, kurumların adaptasyon yeteneği olacak. Samsung bunu kendi içinde de çarpıcı bir biçimde yaşıyor. Cep telefonu ve tabletlerden, yazıcılara ve televizyonlara kadar geniş bir ürün yelpazesine sahip olan şirket, kurumsal pazarda bunlar için şirketlerin ihtiyaçları doğrultusunda yeni iş modelleri geliştirmek durumunda. Örneğin, cep telefonu ve yazıcıların kesiştiği nokta, mobil çıktı alma. Büyüyen ekranları ile akıllı cep telefonları artık sadece iş belgelerini okumak, ilgili olunan iş süreçlerine katılmak ve sunum hazırlamak gibi bir dizi işin yapılmasına yardımcı olunan araçlara dönüşürken, gerektiğinde bunların çıktılarını almak önem kazanıyor. Cep telefonu ile yazıcı ağının entegre edilmemesi durumunda, hem gereksiz ve tekrarlanan yazdırma işlemlerinden kaynaklanan mali kayıp hem de ilgisiz kişilerin bu bilgilere ulaşması gibi başka bir riskin ortaya çıkması mümkün. Şirketlerde dijital değişim ile ilgili en önemli kaygının bilgi güvenliği olduğu düşünüldüğünde, bu önemsiz bir ayrıntı olmaktan çıkıyor. Hem cep telefonu ve tablet, hem de yazıcı üreten Samsung, gönderilen çıktıların basılmasını cep telefonu ile yazıcının başına gidilmesine dayanan yaklaşımı ile bu konuda kullanışlı bir çözüm oluşturuyor. Benzer bir çözüm, giyim perakendecilerinde ayna yerine televizyon kullanılmasına dayanıyor. Güney Kore’de kullanılmakta olan bu çözüm, görüntüyü üç saniye geciktirerek ekrana vererek elbise deneyen birinin elbisesinin arkasının nasıl durduğunu da görmesini sağlıyor. Televizyonlar müşteri ile etkileşim içindeki perakendecilerden servis şirketlerine kadar birçok oyuncunun fiyat değişikliklerini gösterme, promosyon ve kampanya yönetimini merkezi olarak

gerçekleştirebilmesini sağlıyor. Bugün birçok şirket ödeme sistemleri tarafında bunu elektronik ortamda yapabiliyor. Ancak raf etiketlerinin değiştirilmesi o kadar kolay değil ve zam gelen ürünlerde değiştirilmesi unutulan etiketlerle aradaki fiyat farkının reyon sorumlularının maaşlarından kesilmesi gibi yöntemlerle mali kayıp engellenmeye çalışılıyor. Bunlar sadece teknoloji değil, şirketin performansı ve finansal sonuçları ile doğrudan ilgili iş kararları olarak ortaya çıkıyor. Yeğen’in avantajı, Digital’de başladığı iş hayatında Microsoft, Apple, Turkcell ve IBM’in ardından Samsung’da elde ettiği deneyimi ile kurumsal tarafın ama daha önemli olarak değişimin asıl kaynağı olan bireysel tarafın dinamiklerine hakim olması. CEO’LAR DEĞİŞİMİN FARKINDA VE DEĞİŞİMİ YAŞIYOR Yeğen, “Şirketlerin ciro dağılımları ve çalışan profilleri ciddi biçimde değişiyor. Bu yeni iş dünyasının şekillenme süreci” diyor. Araştırmalar da bu kehaneti destekliyor. Gartner’ın Nisan 2015 tarihli araştırma sonuçlarına göre, CEO’ların ciroları içinde dijital katkıdan kaynaklanan bölümle ilgili beklentileri, 2016 için yüzde 31 ve 2019 için yüzde 41. Bu oran 2014’te yüzde 22’ydi. Aynı araştırmaya göre, CEO’lar bu ciroları beklerken bu hedeflere ulaşmak için yatırım önceliklerini şu şekilde sıralıyor: Gartner araştırmasına katılan CEO’ların yüzde 63’ü bilgi teknolojisine ve dijital yeterliliklerin geliştirilmesine ayıracakları bütçenin artacağını bildiriyor. Ürünlerin iyileştirilmesi ve satış alanlarına yapacağı yatırımların artacağını söyleyen CEO’ların oranı yüzde 56 olurken, yüzde 55 oranla Ar-Ge ile inovasyona


15-31 Mayıs 2015

yatırımı artırma eğilimi bunlara çok yakın seyrediyor. Bu sağlıklı bir dağılım tablosu: CEO’ların teknolojinin getirdiği yeni dinamiklere uyum sağlamaya çalışırken iş dünyasının dengelerini de göz önünde bulundurduğunu gösteriyor. Bu tablonun doğru okuması; dijital değişimin ortaya çıkardığı ihtiyaçlara hitap etmek için altyapı yatırımlarını yaparken şirketlerin can suyu olan nakit akışını iyileştirecek veya koruyacak yatırımlara da gereken önemi veriyor şeklinde. Sürdürülebilirlik yani şirketin gelecekte var olması da, gereken önemi görüyor.

gelişmiş iletişim yetenekleri ile bunu şirket içinde diğer pozisyonlara aktaran kişiler için kullanılacak.

Kurumsal taraftaki rol modeller de oluşmuş durumda. CEO’ların bilgi teknolojileri kullanımı ve dijital yetenekler açısından hayran olduğu şirketlerin arasına “geleneksel ikoncanların” dışındaki oyuncular da katılıyor.

Yeğen, “CDO Turkey olarak 2020 yılına kadar, Türkiye’de faaliyet gösteren her kurumsal şirkette, şirket yönetim kurulunda ya da şirket içerisinde genel müdür yardımcısı seviyesinde dijitalleşmeden sorumlu bir CDO olması misyonu ve vizyonu ile çalışmalarımızı başlattık. Önümüzdeki beş yıl içerisinde Türkiye’de belirli bir ölçeğin üstündeki her kurumda bir CDO olmasını hedefliyoruz” diyor. Bu, dijital değişimin kurmay gücünü bir araya getirecek bir platform anlamına geliyor. CDO’luğun, pozisyonu ve sahip olduğu nitelikleri itibariyle çerçevesi çizilmiş, limitleri belli bir alana sığdırılabilecek bir konum olmaması, otomatik olarak Silikon Vadisi’ndekine benzer düşünce yapısına sahip bir dijital dünya gücünü ortaya çıkaracak. Dijital işlerin, pazarlamadan üretime, finansal süreçlerden insan kaynaklarına kadar uzanması, CDO’ların günümüz rekabetçi piyasa koşullarında öne çıkabilmek için son derece önemli hale gelmesini sağlıyor. Yeğen bir yandan kurumların içindeki dijital değişimi bu şekilde yönlendirmeye çalışırken diğer yandan dijital dünyanın en önemli dinamizm kaynağı olan startup’lara da zamanının önemli bölümünü ayırıyor. Startup’lar, büyük işletmelerin dijital değişimleri için ihtiyaçları olan ama belki de bugünden bunun farkında olmadıkları teknolojileri geliştirerek büyük değişime hizmet edecek bir ekosistem ortaya çıkarmaya aday. 25 yıldır içinde yer aldığı teknoloji sektöründe son iki yılını Samsung içinde geçiren Yeğen, CDO ve startup tarafında üstlendiği sorumluluk ile iki farklı açıdan dijital değişimi desteklemek gibi zorlu bir görevi üstlenmiş bulunuyor. Startup’lar ile ilgili en önemli sorunun ne olduğu sorusuna yanıt verirken hiç düşünmeden şunları

İlk altıda bazı sıraları paylaşarak yer alan diğer şirketler, otomotivde General Motors (GM), TATA-Jaguar ve VolkswagenAudi’yi, beyaz eşya ve elektronikte Haier’i, finansta Goldman Sachs. Moda markası Burberry dördüncü ve içecek alanının önemli markası Coca Cola beşinci sırada GM’in yanında yer alıyor. CEO’ların dikkatlerini çeken ve beğendikleri örneklerin oluştuğu bu alanda değişimin iş modeline yansıması ise, yeni patlama alanı olmaya hazırlanıyor. İş modelinin ihtiyaçları karşıladığını ve görünür gelecekte değişmeyeceğini söyleyen yüzde 35’lik kesim ile halihazırda bir iş modeli değişiminden geçen (yüzde 19) ve gelecek iki üç senede değişim bekleyenler (yüzde 15) bir denge oluşturuyor. Ancak bunların yanında iş modelinin değişmesini muhtemel gören ama bu değişimin birkaç sene içinde gerçekleşmesini beklemeyen bir kitle de var. Yüzde 31’lik bu kitle muhtemelen dijital değişimin etkinliğinin ölçülmesi için takip edilmesi gereken en önemli kesim. Bu kitlenin değişim dalgasına katılması ile birlikte asıl önemli hızlanma ortaya çıkacak. YENİ İNSANLAR YENİ DENGELER CEO’ların gelecek beş yıl içinde yatırım yapmayı planladıkları teknoloji-kökenli yeni yeteneklerin başında müşteri deneyimi yönetimi (CEM), ikinci sırada dijital pazarlama yönetimi yer alıyor. Bunun iş modeline dokunan tarafındaki yatırım tercihleri ise iş analitiği, bulut tabanlı işler ve veri bilimi/büyük veri şeklinde ortaya çıkıyor. Bunu müşteriye dokunma noktasında mükemmellik ve şirketin buradaki deneyiminden azami ölçüde faydalanmak için veri yönetimini iyileştirmek şeklinde de görmek mümkün. Yeğen, “Gelecekte çok farklı iş alma süreçleri yaşayacağız. Birisi, CV’sinde Twitter’da 20 bin takipçisi bulunduğunu yazdığı için tercih edilebilecek. Veya aranan özellik haftada Linkedin’den beş makale paylaşmak ve bununla 100 kişilik bir network tutmak olabilecek” diyor. Dijital değişimin temel dinamiğini oluşturan mobilite, iş gücünün yeniden şekillendirilmesinde de temel dinamiği oluşturacak. 2015 itibariyle mobil iş gücünün toplama oranı yüzde 26’ya ulaşırken, yükselişin sürmesiyle 2017’de bu oranın yüzde 31 ve 2019’da yüzde 34 olması bekleniyor. Bu yeni dünya, stratejisini iyi oluşturmuş şirketlerin daha başarılı -yani kârlı- olduğu

Yeğen’in CDO Turkey Danışma Kurulu’nda başkanlığı üstlenmesi, Samsung’un Türkiye’de kurumsal alanda kendisine biçtiği yeni ve agresif rolü açıkça ortaya koyuyor. Bireysel tarafta iken cep telefonu ve tabletten buzdolabına kadar sattığı cihazlarla başarısı ölçülen Samsung, artık iş modelinden kârlılığa ve bunu sağlayacak insan kaynaklarına kadar birçok alana odaklanmaya başlıyor.

bir dünya olarak şekillenecek. Değişimin en hızlı yaşandığı alan olan mobilite alanında Türkiye’de yapılan CIO araştırması, stratejisi olanların oranını yüzde 50, strateji oluşturmayı planlayanların oranını yüzde 44 ve strateji oluşturma planı olmayanların oranını yüzde 6 olarak veriyor. Mobilite stratejisi olan şirketlerin oranının iki yıl içinde, yüzde 94’e ulaşması bekleniyor. Bu, çok büyük bir değişim olacak çünkü stratejisi olan şirketlerin oranı şu anda yüzde 50 görünse de iyi geliştirilmiş ve test edilmiş stratejisi olanların oranı sadece yüzde 24. Bu değişim kadar önemli bir gelişme, şirketlerin iç organizasyonlarında yaşanacak. TEKNOLOJİ DEĞİL, STRATEJİ ŞEKİL VERİYOR Bunun ana ekseninde ise teknoloji değil, strateji yer alıyor. Dijital organizasyonlarda olgunlaşmanın en önemli göstergesi, uygun stratejinin oluşturulması ve bunun için gereken yeteneklerin şirket içinde yer almasının sağlanması olarak ifade ediliyor. Deloitte’un MIT Sloan Management Review ile işbirliği içinde 129 ülkede yönetim takımlarında yer alan 4 bin 800 kişi ile yaptığı araştırma, dijital işletmelerin diğer dinamiklerini çalışanların dijital liderler için çalışmaya istekli olması ve risk almanın bir yeni kültür normu haline gelmesi şeklinde ortaya koyuyor. Strateji yoksunluğu özellikle erken aşamada bulunan veya gelişmekte olan şirketler açısından daha ciddi bir dijital gelişme engeli oluştururken, olgunlaşmış şirketlerde bu, yerini güvenlik endişelerine bırakıyor. Araştırma sonuçlarına göre, erken dönemin en önemli üç sorunu strateji eksikliği, çok fazla öncelik arasında ayrım yapılamaması ve yönetimin anlama kıtlığı olarak sıralanıyor. Gelişmekte olan şirketlerde strateji eksikliği ve çok fazla öncelik sahibi olmak birinci ve ikinci sıralarda yer değiştirirken yeterli teknoloji becerisine sahip olmamak bu ikiliye ekleniyor. Olgunlaşan şirketlerde ise, çok fazla öncelik, güvenlik endişeleri ve yeterli olmayan teknoloji becerileri olgunlaşmanın zirvesine ulaşmanın önünde engel oluşturuyor. Şirketlerin bu engelleri aşması için, yeni bir görev tanımının giderek artan ölçüde duyulması gerekecek. CDO yani “chief digital officer” şimdiden Türkçe’deki yerini dijital dönüşüm direktörü olarak almış durumda; bu unvan, dijital dünyadaki gelişmeleri çok yakından takip edip

TEKNOLOJİ

info@turkishpress.co.uk www.turkishpress.co.uk söylüyor: “Büyük şirketlere kendilerini anlatmakta sorun yaşıyorlar. Biz iki taraf arasında ortak bir dilin oluşturulabilmesi için yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bazen büyük şirketler startup’ların geliştirdiği teknoloji anlayacakları biçimde önlerine konulduğunda çok daha farklı ve büyük bir fayda ortaya çıkıyor.” Tersten bakıldığında dijital değişimin etkisi, kârlılıkla bağlantılı olarak açık bir biçimde görülebiliyor. Yüksek kârlı şirketler ile daha düşük kârlı olanlar arasında karşılaştırma yapma imkanı sunan bir araştırma, daha kârlı olanların dijital olanakları kullanarak farklılaşmaları sayesinde yeni ciro olanakları yaratmada yüzde 57, müşteri etkileşimini artırmada yüzde 53 ve yeni pazarlara girme konusunda yüzde 52 oranında başarı sağladıklarını gösteriyor. Bu oranlar, daha düşük kârlı olanlara göre, sırasıyla 15, 16 ve 9 puanlık fark yaratmak anlamına geliyor. Bütün bu verileri, kuyruğu birbirine değmeyen 40 tilki gibi kafasında gezdiren ve bir çırpıda anlatabilen Yeğen ile sohbet etmek zevkli olabilir ama bütün bunları bir CDO ustalığıyla birleştirebilmesi ve anlatabilmesi kendisine Samsung’un ötesinde bir CDO’luk sorumluluğu yüklüyor. Bunu yapar mı? Kârlılık-dijital farklılaşma ilişkisini sergileyen rakamlar bunun için yeterli motivasyon sunuyor. Anadolu Hisarı’ndaki Big Chefs’te saat altıda işte çalışmaya başlamış olmasına karşın bu konuları tartışırken sahip olduğu heyecan istekli olduğunu da ortaya koyuyor. Samsung’un kendi kurumsal oyununun başarısının da bu alanlarda atılacak adımlara bağlı olması ve daha güçlü müşterilerin daha güçlü bir Samsung Kurumsal anlamına gelmesi de cabası. KEREM ÖZDEMİR-fortuneturkey.com


SERİ İLANLAR KAYA ENGINEERING

SATILIK ARAÇ

MOON MARKETING

* Loft conversion * Painting * Floor fitting * Tiles * Extensions * Kitchen fitting ect. 331 BANISTER HOUSE HOMERTON HIGH STREET Tel.: 07455213185 ufukkaya_86@hotmail.com

Satılık Honda Civic 2002 1.6 Petrol. Sol yan bölgeden hafif vuruğu var. Fiyat - £450 07403 275 647

Promotional products (calendars, keychains, pens, watches, T shirts, hats ... etc) and to call for marketing consultancy http://moonmarketings. co.uk 07774 692426

SATILIK “Fish & Chips Stoke Newington High Road’da Tel.: 02079237222 / 07447693445 Lutfen ciddi alicilar arasin.”

ENKA MOTORS LTD Her türlü tamir, bakım ve servis yapılır. Araba ve vanların MOT’si yapılır. Kaporta ve Boya işleriniz itina ile yapılır. 02088842200

KAYA ENGINEERING *Loft conversion *Painting *Floor fitting *Tiles *Extensions * Kitchen fitting ect. 331 BANISTER HOUSE HOMERTON HIGH STREET Tel:07455213185 ufukkaya_86@Hotmail.com .

SATILIK

SU ARITMA

Fish & chipsStoke Newington High Road’da Tel:0207 923 7222 0744 7693445 Lütfen ciddi alıcılar arasın

Bms Su Arıtma Sistemleri Sağlıklı bir yaşam için, her gün Alkalı Su için! BMS ürünlerini en uygun fiyat ve taksit seçenekleri ile almak için arayınız. 07727621869

West Green Road üzerinde yüksek cirosu olan ocakbaşı satılıktır ciddi alıcılara telefonda bilgi verilecektir 0208 881 24 44 079 61 78 62 89

DEKORASYON NUR DEKORASYON Boya ve Sıva, Fayans, Laminate, tahta döşeme, Extension, Bahçe Duvarı, Her türl dekoprasyon işleri yapılır... www.nuryapimdekorasyon.tr.gg 07424 768 333

1-15 ekim 2015

0208 803 5500 - 0750 885 5030 ELEMAN “Pro Web Design bunyesinde calisacak web ve grafik tasarimi yapabilen bay / bayan ve Ingiltere’de calisma izni olan eleman araniyor. Calisma suresi parttime / full-time Maas: Deneyime gore verilecektir. Iletisim: info@prowebdesignuk.com Tel: 02088059096”

ARANIYOR “Her turlu insaat isleriniz titizlikle yapilir. Fatih Usta 07919313243”

H.MULDUR MOBILE CHEF Catering Servisi www.hmchef.com hmuldur@hmchef.com 07474 399899

J&S PUBLIC RELATIONS All PR and Marketing Services Phone: 07411546002 Web : www.yaseminsariyar.com

Koçak Tuition Services Turkish Lesson Türkçe Dersi verilir Ramazan Koçak T.07480761103 Email: kocakrmzn1990@gmail.com


ERAY DESIGNS

ÖZGÜL MUHASEBE

“GRAPHIC DESIGNER * Logos * Corporate identity * Menu Design * Poster Design Her Turlu Design yapilir Tel. 07984418993 Eray Ustun”

Tüm muhasebe işlemleriniz özenle yapılır, ilk danışma ücretsizdir. Tel: 0208 150 3372

ERGÜN FASHION Her türlü kıyafet tamiri, kısaltma, fermuar, paça daraltma, dikim kesim işlerinde bizi arayınız. Tel: 07448 784 026

ELEMAN Güzellik salonlarına ve kuaförlere kozmetik ürün satışı yapacak İngilizce bilen bayan satış elemanı aranıyor. İlgilenenlerin özgeçmişlerini ücret beklentileriyle birlikte yagiz@viva4life. co.uk adresine göndermeleri rica olunur. Daha fazla bilgi için tel: 07771280331

SATILIK YAZLIK

SATILIK ARAÇ Temiz Audi :A :4; Milege 77000 Full service history : £6300 Tel:07921 183115

Didim Altınkum’da Denize 10 dakika yürüme mesafesinde 24 saat açık Carrefour, Mc Donalds ve Burger King karşısında sıfır daire, full sıfır eşyası ile acil ihtiyaçtan sahibinden satılıktır. Fiyat 30 Bin Sterlin 07403 275 647 / 07508 855 030 / 0542 334 5493

E.Y.A DESİGN Katalog-Dergi-İnsert-Logo-KartvizitBanner-Afiş-Broşür-Fatura-İrsaliye (Her Türlü Grafik İşleriniz YAPILIR) ERHAN AYDIN - YILDIZ AYDIN Mail: erhan._.aydin@hotmail.com / yildiz._.aydin@hotmail.com

Kendi işinizi Kurmak için Fırsat!Dünyanın hangi ülkesinde olursanız olun kendi işinizi kurabilirsiniz.Detaylı bilgi için Çiğdem Seçen ckoroğlu76@gmail.com

Bellona Londra Mağazalarında yılın en iyi kampanyası başladı TEL:0208 852 85 26 Email: bellonalondon@gmail.com Web: www.bellona.com.tr


1-15 ekim 2015

SERİ İLANLAR SATILIK EV “Girne Karaoglanoglun’da 2+1 Deniz ve Dag manzarali, havuzlu site icerisinde SATILIK EV £69.500 Tel: 00447802809561”

ODA “Enfield Pondersend’de bakimli, Turk Tv ve Internet’i olan 2 odali flat’in genis 1 odasi sigara kulanmayan bir bayana kiralaniyor. Haftalik £75 (elektirik dahil). 2 hafta depozit alinir. Irtibat: 07863.613.617 Kazim Kilic”

SATILIK

Özel sebeplerden dolayı Devren satılık Dükkan Londra’da Centre Point yakınında, ana cadde üzerinde (Tottenham Court istasyonuna 1 dakika), organic cafe .Late night licence sabah 5 e kadardır. (5 yıl Lease) Ciddi alıcıların araması rica olunur www.apricotfood.com - Tel:07916334964

0208 803 5500 - 0750 885 5030 KAYA DİKİM EVINE

Ölçüye göre bay bayan elbisesi kesip dikebilen tecrübeli terzi’ye ihtiyaç vardır. Tel: 07872 023563 I am looking for a experienced tailor who can make made to measure male and female clothing.

Ocakcı Garson “Aziziye Restaurant’ta Çalışacak IZGARA’CI ARANIYOR STOKE NEWINGTON TEL: 07779 271971”

ELEMAN Cafe, Restorant ve Catering şirketlerine toplu olarak tatlı ve meze satışı yapacak satış elemanı aranıyor. İlgilenenlerin özgeçmişlerini ücret beklentileriyle birlikte yagiz@viva4life. co.uk adresine göndermeleri rica olunur. Daha fazla bilgi için tel: 07771280331

ELEMAN

Stoke newington bölgesinde tecrübeli cafe shop garson. Chef aranıyor TEL:07950739354

ELEMAN

CALISMA IZNI OLAN Garson ve Barmen araniyor. 07740111810

OFFICE-STORAGE I would like to share my office and storage asl have big space, its located near the White-chapel Underground S.6 m away. I can offer one desk, sharing fridge, kettle, free internet and storage place. You can access 24/7 by using secure key and protected CCTV as well. Its suits to professional usel.. £75 per week. Required 1 month deposit, I month advance rent. No additional costs except electricity (£20 per month approximately) 07935 607 009

ADVANCE

Mimarlık bizim işimiz Mimari Proje,Uzatma ve Çatı Katı Başvuruları,Restaurant Take away Başvurusu A3-A5Unit 116,Lee Valley Technopark Ashley Road,London N17 9LN 07879 999 178 - 020 8801 6601

Kuzey Galler’de bulunan Kebab ve pizza’da çalışmak üzere tecrübeli eleman aramaktayız! Müracaat için lütfen 07414973016 numaralı telefondan Hasan Yalçın ile irtibata geçiniz. Teşekkürler. “Londra’da kurulan G Translation ajansı olarak tercübeli Türkçe - İngilizce ve English - Turkish dil çiftinde uzman çevirmenler ile çalışmak istiyoruz. info@gtranslation.co.uk email adresinden bize biligilerinizi ulaştırabilirsiniz. whatsApp 07990096669 (00447990096669) G Translation Offices 1st Floor, 121 stoke Newington Road, London N16 8BT Phone: +44(0) 7990 096 669 Phone: +44(0) 2036 374 669 Email: info@gtranslation.co.uk”


TURKISH PRESS NEWS UK İNGİLTERE FİRMALAR REHBERİ ALIŞVERİŞ Avrupa Mutfak Malzemeleri 020 8803 1425 İmparator Sedefçilik 0207 7241 1035 Sama Foods 020 8443 0003 Şahmaran Balıkçısı 07950 599 522 BANKALAR Turkish Bank 020 7403 5656 CAFELER Metolino Barish 020 7241 1684 CAMCI Umut Glass&Glazing 07919 264 497 CAR MOT CENTER 1 Stop Mot Center 020 8803 1437 CATERING DÜKKAN MALZEMELERİ Kirney (Hasal Catering) 07916 268 030 ÇİÇEKÇİLER Zümrüt Çiçekçilik 020 7241 5634

020 7683 0657 N16 Estate Agency 07533 899 470 Sahibinden Satılık Yazlıklar Didim 07508 855 030 Turhan Emlak 07440 505 830 Turkishgumtree.com 07403 275 647 N9 Emlak-Tercümanlık 020 3538 0410 FİNANS KURULUŞLARI Ozen Financial Services 020 3119 0121 Türk Finans Limited 020 8144 5946 GÜVENLİK FİRMALARI Command Fire&Security Ltd 020 8889 9444 Eye-Sec Security 020 7033 9966 GSSecurity 0800 0124 737 GÜZELLİK VE KİŞİSEL BAKIM Aycan Hair & Beauty 020 7923 0935 Etiwuette Hair & Beauty 020 8808 0700

DİL KURSLARI VE TERCÜMANLIK Language Friendship&CO 07563 357 609

HUKUK FİRMALARI StanleyGoldman 020 8809 2253 IVY Solicitors 020 8617 9630 Kent solicitors 020 8805 9735

DÜĞÜN SALONLARI Prince and Princess 07540 250 571

İŞ KIYAFETLERİ United Collection 07872 646 585

ECZANE Med-chem Türk Eczanesi 020 8002 4855

KAZA DAVALARI Car Claims UK 07572 431 497 Global Claims 020 7503 5000 Smart Claim Accidents 020 8801 5050 Quick Claim 4 Accidents 020 3601 1068

EĞİTİM KURUMLARI Master Akademi 020 3638 3532 Your LifeEsol Vatandaşlık Kursu 07412 062 030 Final Dershanesi 07530 322 859 EMLAKÇILAR Fineks UK London 020 7871 4401 Global Property

KUYUMCU Ayaz Jewellery 020 7041 7053 Erbiller Jewellery 020 8801 9695 Ozan Kuyumculuk 020 8888 3711

İNŞAAT MKS İnşaat 07776 665 658 MEZAR TAŞI MERMER GRANİT I&C Memorials 020 8365 0477 MINI CAB OFİSLERİ King Cab 020 8807 8076 Quality Cars 020 8342 9429 MOBİLYA İpek Mobilya 020 8807 8076 Aldora 0207 254 3331 İstikbal 020 8803 6666 Bellona 0208 443 33 32 MODA Kuaybe Gider 00 (90) 232 633 23 23 MUHASEBECİLER Aydan Smith 020 3240 0011 Ada Associates 020 8819 8212 Certax Accounting 020 8888 0004 Global Accountancy 020 8807 1000 MOBİLE UYGULAMALAR Nar Application 07463 734 319 OTOMOBİL KİRALAMA West 1 Auto Group 07576 364 000 OTOMOBİL TAMİR KURTARMA Araç kurtarma ve Çekici İşlemleri 07887 706 054 Bilo kaporta boya 07438 775 927 Aytaç Usta 020 8803 6109 KASAP Aziziye Helal Kasabı 020 7923 7675 Capital Butchers 020 8803 6445

PASTANE VE TATLICI Tuğra Baklava 020 7241 1514 Golden Baklava 020 3302 0505 RESTAURANTLAR Antep Dürümcüsü 020 8345 6660 Capital Restaurant 020 8803 2238 Devran Restaurant 020 7254 2525 Diyarbakır Restaurant 020 8809 2777 Ezgi Bar Restaurant 020 8801 5101 Harran Restaurant 020 8348 5434 Kilikya’s Restaurant 020 7488 0813 Köyüm Restaurant 020 8808 7980 Likya Restaurant 020 8455 7171 Paragon Restaurant 020 8200 8800 Umut Ocakbaşı 020 8881 2444 SAĞLIK Mediostar Laser Clinic 020 8887 6550 SANAT OKULLARI Sentez Arts 020 3632 0896 Ulaş Kartal Müzik Akademy 07534 829 668 SİGORTA AVA Insurance 020 8127 0304 SÜRÜCÜ OKULLARI Angel Driving School 07886 031 714 SPOR SALONLARI Legends Gym 020 7812 9600 SING-DESIGN KARTVİZİT-BROŞÜR Sign Tech 020 8804 9988 SU ARITMA CİHAZLARI Bms Su Arıtma Cihazları 020 8887 8742

SURVEYING DESIGN PLANING-PROJECT Excel 020 8807 8010 TEKNİK TAMİR SERVİCE Astech Elektronic 020 8292 1273 TURİZM Comfort Travel 020 8807 6162 Just 2 Travel 020 3598 1818 Right Holidays 020 8661 1805 Tulip Holidays 020 8211 0001 Tatilya 020 8805 16 16 ELEKTRONIK iElectronic - 02079234297 SATELLITE PC VE MAC SERVICE TV TAMIRATI CCTV ALARM SES SISTEMLERI DigiShop- 02083408222 SATELLITE CCTV ALARM SES SISTEMLERI ÖNEMLİ TELEFONLAR Polis-İtfaiye-Ambulans : 999 Türkiye Cumhuriyeti Londra Başkonsolosluğu 020 7591 6900 Türkiye Cumhuriyeti Londra Büyükelçiliği 020 7393 0202 KKTC Londra Temsilciliği 020 7631 1920

0208 803 5500 0750 885 5030 Firma bilgilerinizin Rehber de yer alması için yukarıdaki numaraları aramanız yeterli...





Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.