Business UK Issue 28

Page 1






Editörden SEMİH ÖZYİĞİT info@businessukmagazine.net

BUSINESS UK

MAGAZINE

www.businessukmagazine.com Business UK Magazine’s mission, which started broadcasting In February 2012, is to introduce about highquality firms in England or England’s service network. In addition, our aim is to establish a connection between employers and employees and providing a bridge between landlords and tenants by means of advertising their property portfolio. We will be hosting ‘Best of the Year Award Ceremony’ in 2013 for all the sectors including companies and businessman. This big ceremony will be shown in the United Kingdom, Cyprus and Turkey with a live broadcast. At the end of a long process, the wide team which created Business UK Magazine is determined to stay in dialogue with their audience and regard it’s readers’ critics to continuously to improve itself. Contact US With: Tel:00(44) 208 803 5500 / 00(44) 207 923 9023 0750 885 5530 / 0532 301 7569 For your suggestion or commerce : E mail: info@businessukmagazine.com www.businesukmagazine.com

Business UK Dergisi

2012 yılının Şubat ayında yayın hayatına başlayan Business UK Dergisi, misyonunu İngiltere ve Türkiye başta olmak üzere Avrupa çapında hizmet veren kaliteli firmaları tanıtmak olarak belirlemiştir. Bunun yanında iş ve eleman arayanlar arasında bir köprü vazifesi görmek, satılık ve kiralık emlak sahiplerine milyonlarca kişinin gözü önünde olan Business UK Dergisi vitrininde yer vermek de var olan boşluğu kapatmak amaçlı edindiğimiz bir diğer misyonumuzdur.

Dağıtım Ağımız

Business UK Dergisi her ayın ilk haftası İngiltere ve Türkiye’de eş zamanlı dağıtılmaktadır. Öncelikle Londra ve İstanbul’da görev yapan işadamlarına yönelik olarak hazırlanan dergimiz, özel dağıtım ağı ile her ay 1 milyon işadamının incelemesine sunulmaktadır. İstanbul ve Londra ağırlıklı olmak üzere, Fransa, Almanya, Belçika, Hollanda ve İskoçya’da, hizmet veren işyerlerinin bekleme salonlarına bırakılan yayın, ay boyunca firma ziyaretçileri tarafından incelenmektedir. Bunun yanında Elektronik Dergi formatında yaklaşık 2 milyon e-mail adresine yollanan Business UK Magazine, ayrıca aylık 2.5 milyon ziyaretçisi ile dünyanın bir numaralı magazine sitesi olan issuu.com’da da yayınlanmakta ve bu sayede dünyanın uzak noktalarında dahi incelenebilmektedir... Dergimiz ile ilgili her türlü soru, öneri ve yorumlarınızı bizlere 00 (44) 208 803 5500 - 00 (44) 207 923 9023 00(44) 750 885 5030 numaralı telefonları ya da; info@businessukmagazine.net e-mail adresini kullanarak iletebilirsiniz.

B

usiness UK Dergisi’nin 28. sayısından tüm okuyucularımıza merhabalar… Turkish Press Medya Gurubu altında 4. yılına girdiğimiz dergimizin bu sayısında yine ağırlıklı olarak İngiltere, Türkiye ve Avrupa ekonomisine genel bir bakış attık.

Yunanistan’da ortaya çıkan son ekonomik krizin adeta bir virüs gibi ilerleme eğiliminde olduğunu ve yeni sarsıntının İtalya’da olabileceğini anlatan haberimizin ardından Ali Eren Balıkel ve Ata Atun’un ilgili yazılarını okuyabilirsiniz. Ekonomi haberlerinin yanı sıra her sayıda olduğu gibi işadamlarını ve çalışan nüfusu etkileyebilecek en son haberlere değindiğimiz sayının ağırlıklı konularından bir tanesi de iş dünyasının büyük korkusu Hacker’lık! En büyük korkusundan korunmak için yine aynı yöntemi kullanan yani düşmana karşı düşmanın silahı ile karşılık verme eğiliminde olan şirketlerin bünyelerine katmak istediği hackerlara yönelik gazete ilanlarına sıklıkla rastlamaya başladık. Hacker’lık hakkında A’dan Z’ya her şeyi anlatan inceleme yazımızın ardından Türkiye yazarlarımızdan Avukat Murat Serkan Atlı’nın işin hukuki yönünü ele aldığı geniş yazısını okuyabilirsiniz… Gün içerisinde kahvenizi yudumladığınız saatlerde “az uyuyup zinde kalkmanın yolları, dünyanın en güvenli kentleri, iş dünyasında bürokrasiyi azaltma teknikleri ve yeni francheise fırsatları makalelerini de keyifle okuyacağınıza inanıyorum. Derginin son bölümünde ise her sayıda yer verdiğimiz ve okuyucu mektupları ile kalıplaşan “İş dünyasına yönelik iphone uygulamaları, ilginç ürünler, iş dünyasına ve kariyer üzerine ayın kitap tavsiyeleri ve ayın filmleri” bölümleri yer alıyor. İş, eleman ve emlak ilanlarını içeren seri ilanlar sayfalarımıza da göz atmayı unutmayınız. Tüm takipçilerimize mutlu ve İngiltere’de çok özlediğimiz sıcak havalarla dolu bir ağustos ayı dilerim…

İçindekiler

8-9 English News 10 İngiltere’de enflasyon oranı yüzde 0 12 Google’dan tarihi sıçrama: 65 milyar $ 14 Fortune 500 Türkiye tam listesi yayınlandı 16 Türkiye ayakkabı’da ünlü markaların üssü oluyor 18 İlk 6 ayda 139 şirket birleşti 20 ABD’de Türk diasporası 22 Ekonomik krizin nedenleri 24 Yunanistan’ı kim batırdı 26 Avrupa ekonomisini derinden etkileyecek karar

29 Hayalet restoran TripAdvisor’da bir numara oldu 30 İş Dünyasının en büyük düşmanı ve en iyi dostları HACKER’lar hakkında herşey 33 Tarihin en başarılı 8 marka sloganı 41 Ayın Firmaları 42 Seri ilanlar 44 Gelin Makyajı 45 En iyi iphone uygulamaları 46 İlginç Ürünler 47 İngiltere firmalar rehberi 48 Ayın filmleri

Facebook ve Twitter’da bizi takip ediniz!



BUSINESSMagazine UK

ENGLISH NEWS

T

Tablet cash machines: The ATM of the future?

T

here are 66,134 cash machines in operation across the UK - an all-time high - yet they have changed little since they first appeared on the High Street in 1967. As payment methods move digital, so cash machines will need to develop from the terminals that we have all become used to, experts say. The main challenge comes from the smartphone. Mobile banking allows customers to check balances, organise transfers, make swift payments between friends in restaurants or pay the local tradesman. The answer from the industry, it appears, is to make the cash machine more like a smartphone. A recent cash machine jamboree in London featured a host of prototype terminals that had the look, and feel, of oversized smartphones or tablet computers.

emergency cash

Security and software company Diebold has created a new cash machine that uses the standard technology of a tablet computer. It is two-thirds of the size of a traditional cash machine, uses touch screen keypads, and just plugs in using a broadband connection. This means it can be used in more places and moved around to

suit customers. A camera allows users to see what is happening behind them, for personal safety reasons, and may even catch fraudsters in the act on video. Facial recognition can match an individual with their account and the screen can link to their smartphone. This will allow users to organise their cash withdrawal in advance, or allow parents to give their children a code for emergency cash while they are on holiday or away at college. Brahim Kessaci, of Diebold, says the machine is still in demonstration stage at present, but could be placed in bank branches or shops in the future.

All this is a clear departure from the wonky screens and grubby keypads that have become a common sight on the UK High Street. The cash machine remains the primary source of getting banknotes into our wallets and purses, but must evolve, the industry says. In the days of instant internet access, it is not good enough for a machine to ask people to “please wait a moment” while their cash is being dispensed, according to Reinhard Rabenstein, chief technology officer at Wincor Nixdorf. That is why the new breed of cash machines are slicker and smarter just like mobile phones.

T

Supermarket pricing: CMA finds ‘misleading tactics’

T

The competition regulator says it has found evidence that supermarkets are misleading customers with confusing pricing promotions. After a three-month study, the Competition and Markets Authority found some examples that “could be in breach of consumer law”. The investigation came after a complaint by the consumer group Which?. The supermarket industry said the vast majority of offers represented a good deal for customers. In its “super-complaint” which triggered the CMA’s investigation, Which? said that it had found hundreds of examples of “misleading and confusing pricing tactics”. “We have found that, whilst supermarkets want to comply with the law and shoppers enjoy a wide range

8

Ağustos 2015

of choices, with an estimated 40% of grocery spending being on items on promotion, there are still areas of

poor practice that could confuse or mislead shoppers,” said Nisha Arora from the CMA.


BUSINESS UK Magazine

ENGLISH NEWS

Carney indicates interest rates may rise at ‘turn of year’

B B

Bank of England governor Mark Carney has indicated that UK interest rates could rise “at the turn of this year”. In a speech he said that he expected rates to rise over the next three years, reaching “about half as high as historical averages”, or about 2%. But he added that shocks to the economy could change the timing and the size of any rate rise. Interest rates have been at 0.5% for six years as the UK economy recovers from the financial crisis. The Monetary Policy Committee will “have to feel its way as it goes,” Mr Carney said in a speech at Lincoln Cathedral. ‘proceeD sloWly’

He added: “Short term interest rates have averaged around 4.5% since around the Bank’s inception three centuries ago. “It would not seem unreasonable to me to expect that once normalisation begins, interest rate increases would proceed slowly and rise to a level in the medium term that is perhaps about half as high as historic averages. “In my view, the decision as to when

to start such a process of adjustment will likely come into sharper relief around the turn of this year,” he said. The “That suggests the Bank’s interpretation of those statistics is that unemployment falls are now being held back by skills shortages,” said the BBC’s economics editor Robert Peston. “And those skills shortages are also responsible for rising wage inflation.” Mr Carney emphasised that the Bank would be monitoring the effect of any rate rise on household balance sheets.

Analysis: Robert Peston, BBC economics editor For those of you with big debts looking for reassurance that you are not going to be financially crippled by the increase, Mark Carney has said two other things of note about the so-called Bank Rate.

Ağustos 2015

9


BUSINESSMagazine UK

EKONOMİ

Deflasyon korkusu

İngiltere’de enflasyon oranı yüzde 0 İngiltere’de Tüketici Fiyat Endeksi Haziran ayında % 0’a indi. Mayıs ayındaki oran ise % 0,1’di.

Ulusal İstatistik Dairesi’nin açıklamasında giyim ve yiyecek fiyatlarının düşmesinin sonuçta etkili olduğu kaydedildi. Uçak bileti fiyatlarında bir yıl öncesine kıyasla daha az artış kaydedilmesi de enflasyonun düşüşünü etkiledi. İngiltere Merkez Bankası’nın hedeflediği enflasyon oranı ise % 2.

Ülkede Şubat ve Mart aylarında enflasyon yüzde 0’dı; ardından Nisan’da eksiye inerek -0,1 olmuştu. İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mark Carney, enflasyonun kısa erimde düşük kalmasının beklendiğini söyledi. Banka, enflasyonun yıl sonunda yeniden toparlanmasını bekliyor. Ev kredisi ödemeleri ve belediye vergisi gibi konutla ilgili harcamaları kapsayan Perakende Fiyat Endeksi ise Mayıs ayındaki düzeyi koruyarak % 1’de kaldı. Global Insight kurumunun İngiltere ekonomisi uzmanı Howard Archer, son rakamların tüketiciler için olumlu olduğunu söyledi. Archer “Maaşlardaki artış ve istihdamdaki yükselme devam ediyor. Dolayısıyla alım gücü gayet sağlıklı durumda.” dedi. Enflasyonun düşük seyretmesi tüketiciler açısından olumlu olsa da, deflasyon düzeyine inmesi ekonomiye zarar veren bir unsur olarak görülüyor. İnsanların mal ve hizmetlerin daha da ucuzlayacağı beklentisiyle harcama yapmayı geciktirmesinden korkuluyor.

Yeni 20 euroluk banknot tanıtıldı Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi, bugün tanıtılan yeni 20 euroluk banknotun bu yıl 25 Kasım’da tedavüle gireceğini ve daha önce kullanılmayan bir güvenlik özelliğine sahip olacağını kaydetti. ECB, yeni 20 euroluk banknotu Frankfurt’ta banka genel merkezinde Başkan Draghi’nin katılımıyla düzenlenen toplantıyla kamuoyuna tanıttı. Burada konuşan Draghi, yeni 20 euroluk banknotun “portre penceresi” adı verilen yeni bir güvenlik özelliğine sahip olduğunu ifade etti. Draghi, “Portre penceresi banknot teknolojisinde gerçek bir yenilik. Bu Eurosistem’in avro banknotlarının sahteciliğe karşı dayanıklı olmaya devam etmesine yönelik bir çalışmasının sonucudur. Bu yenilik, Euro Bölgesi’ndeki 338 milyon vatandaşın kendi banknotuna olan güvenini güçlendirecektir” dedi. Euro Bölgesi’nde toplamda 17,5 milyar adet euro banknotunun dolaşımda olduğunu dile getiren Draghi, bu banknotların toplam değerinin 2014 yılının aralık ayında ilk kez 1 trilyon avroya ulaştığını belirtti.

10

Ağustos 2015

Euro banknotlarında Avrupa’yı temsil eden sembollerin kullanıldığını aktaran Draghi, “Her gün kullandığımız Euroların üzerinde Avrupa bütünleşmesinin en somut sembolleri vardır. Yeni banknotların tanıtımı, bu entegrasyonun devam eden bir süreç olduğunu hatırlatma görevi görüyor” dedi. Her Merkez Bankasının banknotlarını yenilmesi gerektiğine işaret eden Draghi, “Yeni bir banknotun dolaşıma sokulması sadece değişim

için yapılmaz. Her merkez bankasının banknot teknolojisindeki gelişmelerden faydalanmak ve kendi bütünlüğünü korumak için periyodik olarak banknotlarını güncellemesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. Draghi, Euro Bölgesi’nde en çok kullanılan banknotlardan olması sebebiyle 20 avroluk banknotun önemli olduğunu vurgulayarak, banknotlardaki değişimin 50, 100, 200 ve 500 avroluk banknotlarla devam edeceği bilgisini verdi.



BUSINESSMagazine UK

EKONOMİ

Spekülatörlerin İşlevi Ahmet Emrah Tayyar

info@turkishpressnewsuk.com

Financial Times satılıyor 127 yıllık İngiliz gazetesi Financial Times’ın satılması gündemde...

Bloomberg’in haberine göre Pearson 127 yıllık İngiliz gazetesi Financial Times için alıcı arıyor. Bu satışla birlikte Financial Times’ın değerinin 1.6 milyar dolara yükselmesi bekleniyor. Konuya yakın kaynaklar dijital yayıncılık devi Axel Springer’in gazeteyi alabileceğinin altını çiziyor.

Google’dan tarihi sıçrama: 65 milyar $ Google, ikinci çeyrekte reklam gelirlerinden elde ettiği kazancın beklentileri aştığını açıklamasının ardından, hissesinde sert yükseliş gördü.

Şirketin hissesi yüzde 16.29 yükselişle 699.62 dolara kadar çıktı ve tarihinin en yüksek seviyesine yükseldi. Bir günde firmanın değeri tam 65 milyar dolar arttı. Google’ın bu tarihi artışı rekor da getirdi. Daha önce

12

Ağustos 2015

Exxon 55.7 milyar dolar, Apple ise 46.4 milyar dolarlık artış yakalamıştı. Google’ın günlük artışı birçok dev şirketin piyasa değerinden bile fazla oldu. Şirketin piyasa değeri bu yükselişin etkisiyle 468 milyar dolara çıktı.

Spekülasyon bir varlıkla ilgili mevcut bilgilerden yola çıkılarak beklenti ve risk çerçevesinde kazanç sağlayabilme çabasıdır. Temel yapıtaşından biri menkul değerleri fiyatlayan spekülatörlerdir. Yerine göre spekülatörler hisse senedi, arazi, altın ve döviz kurlarının durumunu bilgilerden yararlanarak kazanç beklentisi içerisinde girerler. Bir spekülatörün amacı bir varlığı ucuza alıp pahalıya satabilmektir. Ancak bu kazanç kesin olmayıp değişkenlik arz edebilir. Spekülasyonun arbitrajla karıştırılmaması gerekir. Arbitraj ucuza alıp beklenti olmadan pahalıya satılmasıdır. Bilgi, risk ve özellikle beklentilerin olmaması arbitrajı spekülasyondan ayırmaktadır. Spekülatörlerin ekonomi içerisinde birçok etkisi mevcuttur. Bunların en önemlisi spekülatörlerin piyasada istikrarı sağlayıcı (istikrarlandırıcı) etkisidir. Doğadaki hayvan leşinin çeşitli mikroorganizmalarla yok edilmesi gibi spekülatörler sezgilerine güvenerek ekonomik varlığı değerlendirir. Mesela eldeki bilgilerden yola çıkarak varlığın fiyatının daha artmayacağı düşünülürse varlık satışı hız kazanır. Bu sayede varlığın talebinin azalması ve arzının piyasada yükselmesi varlık fiyatının azalmasına yol açar. Belki de bu durum varlığın fiyatının daha da artmasını engeller. Yine varlığın fiyatının daha düşmeyeceği bekleniyorsa bu sefer varlık alınır ve dolayısıyla varlığın fiyatı yükselir. Yani fiyatının düşmesinin önüne geçilmiş olunur. Son bir haftadır özellikle doların Türk lirası karşısındaki değer kaybı spekülatörlerin istikrarlandırıcı etkisine örnek olarak verilebilir. Seçim öncesi gelişmelere ilaveten ABD ekonomisinde faiz artacağı beklentisi ve Merkez Bankamızın faizleri azaltma yönlü girişimleri doların değerinin TL karşısında artmasına yol açmıştı. Ancak ABD’de ekonomide işlerin iyi gitmemesi yüzünden faiz artışının ertelenmesi, seçim dönemindeki belirsizliklerin yavaşça yok olması spekülatörler tarafından dolar fiyatının artma yönünde doyduğunu ve satış yönlü eğilimlerin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bu eğilimler neticesinde dolar kuru yaklaşık %4 civarında düşmüş ve olması gereken makul seviyeye ulaşmıştır. ÖZLÜ SÖZ: “Spekülatörün matematiksel beklentileri sıfırdır.” Louis BACHELİER



BUSINESSMagazine UK

EKONOMİ

İş Bankası dünyada ilk 100’deki tek Türk bankası İş Bankası, The Banker tarafından hazırlanan “Dünyanın En Büyük 1000 Bankası” listesinde ilk 100’e girebilen tek Türk bankası oldu. Dünyanın en saygın ekonomi ve finans yayınları arasında yer alan The Banker tarafından hazırlanan “Dünyanın En Büyük 1000 Bankası” listesi açıklandı. Türkiye İş Bankası, bu yılki listede 96’ıncı sıraya yükselerek en büyük 100 banka arasına giren tek Türk bankası oldu. The Banker dergisinin Temmuz sayısında yayımladığı listede, son yıllarda olduğu gibi bu yıl da Türk bankaları arasında en üst sırada yer alan İş Bankası, ana sermaye düzeyi ile pek çok Avrupa bankasını da geride bıraktı ve Türkiye’nin en büyük bankası olarak 96’ıncı sıradan listeye girdi. Geçen yıl 118’inci sırada bulunan İş Bankası, böylelikle 22 sıra birden atlayarak bu başarıyı elde etmiş oldu.

İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, sürdürülebilir büyüme stratejisi doğrultusunda Mart 2015 itibarıyla aktif büyüklüğünü 252 milyar 931 milyon TL’ye çıkaran Türkiye’nin en büyük özel bankası olarak aynı zamanda dünyada ilk 100’e girmekten dolayı mutluluk duyduklarını vurguladı. Bali, “Biz büyüklüğü sadece ekonomik büyüklük olarak algılamıyor; tüm faaliyetlerimizle çalışanlarımız, müşterilerimiz, hissedarlarımız, tüm paydaşlarımız için değer katmak olarak görüyoruz. Elde ettiğimiz başarıları bu anlayışımızın bir sonucu olarak değerlendiriyoruz” dedi. The Banker dergisinin ana sermaye büyüklüğüne göre yaptığı sıralamanın sonuçlarına göre dünyanın en büyük 1000 bankası sıralamasında Türkiye’den 10 banka yer alıyor.

Fortune 500 Türkiye tam listesi yayınlandı Türkiye’nin en büyük 500 şirketinin belirlendiği Fortune 500 Türkiye’nin 2014 yılı listesi açıklandı. Haberlerin doğruluğu, derinliği, analitik yönlerinin öne çıkışıyla tüm dünyada iş dünyası için bir referans olarak kabul edilen Fortune Türkiye tarafından hazırlanan, finansal kurumlar ve holding şirketleri dışındaki tüm sektörleri kapsayan Türkiye’nin en büyük 500 şirketinin belirlendiği Fortune 500 Türkiye’nin 2014 yılı tam listesi açıklandı. Finansal kurumlar ve holding şirketleri dışındaki tüm sektörleri kapsayan Fortune 500 Türkiye 2015 araştırmasında geçmiş yıllarda olduğu gibi Türkiye Petrol Rafinerileri (TÜPRAŞ) yine listenin ilk sırasını kimseye kaptırmadı. 2014 yılında net satışları yüzde 3,3 düşerek 39,7 milyar liraya gerileyen TÜPRAŞ, 8,16 milyar liralık ihracatla en çok ihracat yapan üçüncü şirket oldu. Listenin ikinci sırasında ise bu yıl BOTAŞ yer aldı. Net satışlarını yüzde 14,2 oranında artırarak 37,46 milyar liraya çıkaran BOTAŞ, 2008 yılında da listeye ikinci sıradan girmişti. Şirket 2009

14

Ağustos 2015

ve 2010 listelerinde ise üçüncü sıraya gerilemişti. Şirket, 2011, 2012 ve 2013 yıllarında ise verilerini paylaşmadı. 2013 listesinde ikinci sırada bulunan OMV Petrol Ofisi ise bu yıl üçüncü sırada yer aldı. Şirket net satışlarını yüzde 31,9 artırarak 32,9 milyar liraya çıkardı. Fortune 500 Türkiye listesinde yer

alan şirketlerin net satışları 2014’te bir önceki yıla göre yüzde 19,55 oranında artarak 791,7 milyar liraya yükseldi. Bilançolarındaki kur kaynaklı olumsuzlukları faaliyet dışı gelirlerle telafi etmeye çalışan şirketlerin 2014’te toparlanmak için gaza bastıkları ancak bunun kârdaki gerilemeyi engellemeye yetmediği görülüyor.


BUSINESS UK Magazine

İstifaya zorlanan işçiye tazminat Yargıtay, işverenin psikolojik baskısı sonucu istifa etmek zorunda kalan işçiye, kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesine hükmetti. Kayseri’de bir firmada maaş ve prim alarak çalışan işçi, kendi isteğiyle istifa etti. İstifası kabul edilen işçi, şirketin yıldırma politikası uygulayarak işten çıkarmaya zorladığını, geç saatlere kadar çalıştığını, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını ileri sürerek, ihbar ve kıdem tazminatları ile yıllık izin, fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarının tahsili için dava açtı. Kayseri 3. İş Mahkemesi, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verdi. Yerel mahkeme kararı, taraflarca temyiz edildi. Temyiz istemini görüşen Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını oy birliğiyle bozdu. Bozma gerekçesinde, dosyadaki uyuşmazlık konusunun, iş ilişkisinin işçinin istifası ile sona erip ermediği olduğu belirtildi.

Ağustos 2015

15


BUSINESSMagazine UK

EKONOMİ

Türkiye ayakkabı’da ünlü markaların üssü oluyor Türkiye dünyaca ünlü ayakkabı markalarının üretim üssü olmaya başladı. Ayakkabı ithalatına getirilen ek vergi ile yerli üretici kapasitesini arttırdı. Bununla birlikte Türkiye yabancı markaların üretim üssü haline geldi. Türkiye’nin 150 bin çift ithalat yaptığı firmalar, üretim merkezi olarak Türkiye’yi seçmeye başladı. İtalya’nın fuar ve moda merkezi Milano’da 15-18 Şubat 2015 tarihleri arasında düzenlenen dünyanın önemli ayakkabı fuarı olarak bilinen MICAM’a Türkiye ayakkabı sektörü İstanbul Deri ve Deri Mamülleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) önderliğinde katılım yaptı. İDMİB Başkanı Mustafa Şenocak ve Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Hüseyin Çetin fuarı ve sektörü değerlendirdiler. İDMİB Başkanı Mustafa Şenocak, Rusya’da yaşanan ekonomik krizin fuarda kendisini gösterdiğini kaydederek “Bizim açımızdan başarılı bir fuar oldu. Rusları fuarda geçtiğimiz senelere göre daha az gördük. Dünya markaları Türk imalatçılarının kalitesini ve disiplinli üretim metodlarını bu fuarda da gördüler. Bunu da bekliyorduk. MICAM, dünyada ayakkabı söz konusu olduğunda en önemli fuar olarak gösteriliyor. Ancak Avrupa Birliği’nin Rusya’ya koyduğu ambargonun ardından Rus katılımcı ve ziyaretçilerinin azlığı bu yıl dikkat çekici boyuta geldi. Fu-

ara katılan Türk firmalar, Ruslar’ın eksikliğini hissetti. Aldığımız bilgiye göre fuara katılımcı sayısı bin 700’lerden, bin 500’lere indi. Türkiye’de ayakkabı sektörü de Rusya’daki krizden etkilendi. Ancak asıl etkilenen deri kürk konfeksiyon firmaları oldu” dedi. Mustafa Şenocak, Rusya’daki kriz sonrası yaşananları da şöyle değerlendirdi: “Tamamen Ruble ve TL üzerinden ticaret yapma riskini kimse üzerine almak istemiyor. Rubleyi sabitleyelim ama risk alalım fikri çok sahiplenilmedi. Resmi kurlardan ticaretin yapılacak olması sektörü rahatlatır.” Mustafa Şenocak, deri imalatında KDV ve ÖTV ödemelerinin yüzde 41’leri bulduğunu hatırlatarak “Bu çok ağır bir yük. Türkiye’ye

giren ÖTV’li ürünlerden ihracat yapılacaksa, bu ürünlerden ÖTV alınmamasını istiyoruz. Eğer o ürün Türkiye’de kalıyorsa o zaman ÖTV uygulansın. Böylesine ağır bir vergi yükü ihracatımıza ciddi bir darbe vuruyor. Özel tüketim vergili ürünlerde kendi ayağımıza sıkıyoruz. Onları ÖTV ile pahalılaştırıyoruz. Türkiye’de üretilmesini, satılmasını bir şekilde engelliyoruz. Bu sorunu bakanlığa ilettik, olumlu mesajlar aldık” dedi. TASD Başkanı Hüseyin Çetin, ayakkabı ithalatına getirilen ek verginin üretimi canlandırdığını söyledi. Çetin, üreticilerin ilave yeni makinalar almaya başladıklarını ve neredeyse batma noktasına gelen bazı imalatçıların ise canlanmaya başladığını ifade etti.

İngiltere’nin aksine ABD’de işsizlik maaşı başvuruları en düşük seviyede ABD’de işsizlik maaş başvuruları geçen hafta 255,000 ile 1973’ten bu yana en düşük seviyede. ABD’de işsizlik maaşı başvuruları 18 Temmuz’da sona eren haftada 255,000’e gerileyerek beklentilerin altında ve Kasım 1973’ten bu yana en düşük seviyede açıklandı. Reuters anketine katılan ekonomistler, ABD Çalışma Bakanlığı tarafından açıklanan haftalık işsizlik maaşı başvurularının 280,000 olmasını bekliyorlardı. Önceki hafta için 281,000 olarak açıklanan işsizlik maaşı başvuru sayısı revize edilmedi. Verinin ardından dolar endeksi kayıplarını, euro ise dolar karşısında kazanımlarını azalttı

16

Ağustos 2015


BUSINESS UK Magazine

EKONOMİ

Zenginlerin ortak özelliği: Kararlılık Gazeteci-yazar Napoleon Hill’e göre milyonerlerin ortak özelliği kararlılık.

Gazeteci-yazar Napoleon Hill, içlerinde Andrew Carnegie, Henry Ford ve Charles M. Schwab gibi isimlerin de bulunduğu 500’den fazla milyonerle çalıştıktan sonra hepsinin ortak özelliğinin kararlılık olduğunu belirtti. Hill’e göre, çabuk ve kendine güvenerek kararlar vermek, gerektiğinde yavaşça karar değiştirmek neredeyse tüm zenginlerin ortak noktası. Kararlılık, servet biriktirmede önemli bir rol oynar diyen Hill iyi bir karar verici olmak için ilk olarak dinleme becerilerine odaklanmak gerektiğini söylüyor.

Hill, “Doğru kararlar verebilmek istiyorsanız, gözlerinizi ve kulaklarınızı iyi açın ve ağzınızı kapatın. Çok konuşan az iş yapar. Dinlediğinizden çok konuşursanız, size yararlı olabilecek bilgileri duyma şansınızı azaltırsınız. Ayrıca planlarınızı ve amaçlarınızı sizi yenmekten zevk alacak insanlara anlatmış olursunuz.” İfadelerini kullandı. Hill, “Yaptıklarınız, sözlerinizden daha önemlidir. Ne yapmak niyetinde olduğunuzu dünyaya anlatın, ama önce gösterin sonra anlatın” dedi.

Steve Jobs’ın ilham veren sözleri Steve Jobs sadece dünya devi bir teknoloji şirketi kurduğu için değil, ilham veren bir konuşmacı olduğu için bu kadar ünlü. İşte o sözlerden bazıları... Apple’ın kurucusu Steve Jobs sadece dünya devi bir teknoloji şirketi kurduğu için değil, ilham verici bir konuşmacı olduğu için bu kadar ünlü. Her konuda bir fikri varmış gibi görünen Jobs hatalar yapmış olsa de röportajlarında ve konuşmalarında çok önemli noktalara değindi. Business Insider’ın haberine göre, Steve Jobs’ın ilham verici sözlerinden bir kaçı; 1- “Mezarlıktaki en zengin adam olmak bana birşey ifade etmiyor. Geceleri yatmadan önce harika birşey yaptığımızı bilmek.. İşte bu benim için bir şey ifade eder.” 2- “Birileri için ürün dizayn etmek gerçekten zor. Çoğu zaman insanlar sen gösterene kadar ne istediklerini bilmezler.”

3- “Her zaman kaybedecek bir şeyin olduğunu düşünmenin önüne geçmek için en iyi bildiğim yol bir gün er ya da geç öleceğini bilmek. Kalbinin sesini dinlememen için bir neden yok.”

inandığınız şeyi yapmanızdır. Büyük işler başarmanın yolu, yaptığınız işi sevmenizden geçer. Eğer böyle bir işi henüz bulmadıysanız elinizdekiyle yetinmeyin, buluncaya kadar aramaya devam edin. Yetinmeyin.”

4- “Kalite dendiği zaman bu konuda bir ‘örnek-ölçü’ olun. Bazı insanlar mükemmeliğin beklendiği ortamlara alışık değildir.”

6- “Yaratıcılık bir çok şeyi birbirine bağlar. Yaratıcı insanlara, bir şeyi nasıl yaptıklarını sorduğunda kendilerini biraz suçlu hissederler çünkü onlar bunu bilerek değil, bir şekilde gördükleri için başarmışlardır. Bazı şeyler o insanlara bir süre sonra apaçık şekilde kendiliğinden gözükür”

5- “İşiniz, hayatınızın büyük bir kısmını kaplayacak. Gerçek anlamda tatmin olmanın tek yolu harika bir iş olduğuna

Ağustos 2015

17


BUSINESSMagazine UK

ŞİRKET

İlk 6 ayda 139 şirket birleşti

Türkiye’de yılın ilk yarısında 139 birleşme ve satın alma işlemi gerçekleşirken, değeri açıklanan işlemlerin toplam hacmi 3,1 milyar dolar oldu.

Türkiye’de 2015 yılının ilk yarısında 139 birleşme ve satın alma işlemi gerçekleşirken, değeri açıklanan işlemlerin toplam hacmi 3,1 milyar dolar oldu. Bağımsız denetim, danışmanlık, kurumsal finansman ve vergi alanlarında faaliyet gösteren EY verilerine göre yılın ilk yarısında gerçekleşen 139 işlemden 53’ünün değeri açıklanırken, 86 işlemle ilgili finansal bilgiler paylaşılmadı. Bu yılın Ocak-Haziran dönemindeki işlemlerin 1,7 milyar dolarlık kısmı Türk yatırımcılar, 1,4 milyar dolarlık kısmı ise yabancı yatırımcılar tarafından gerçekleştirildi. Önceki yıllara bakıldığında Türk yatırımcılar 2010 yılında 16,5 milyar dolarlık, 2011’de 5,1 milyar dolarlık, 2012’de 11,5 milyar dolarlık, 2013’te 10,4 milyar dolarlık, 2014’te ise 13,1 milyar dolarlık işleme imza attı. Söz konusu rakam yabancı yatırımcılar için ise 2010 yılında 9,9 milyar dolar, 2011’de 6,4 milyar dolar, 2012’de 11,7 milyar dolar, 2013’te 3,3 milyar dolar, 2014’te ise 4,6 milyar dolar oldu.

18

Ağustos 2015

Bu yılın ilk yarısında Türk yatırımcılar 87, yabancı yatırımcılar ise 52 işlem gerçekleştirdi. enerJi ilk sıraDa

Birleşme ve satın alma işlemlerinin sektörel dağılımına bakıldığında, enerji sektörü 1,258 milyar dolar ile ilk sırada yer aldı. Bilişim sektörü 631 milyon dolar ile ikinci, perakende 528 milyon dolar ile üçüncü, telekom 328 milyon dolar ile dördüncü, imalat 102 milyon dolar ile beşinci olurken, medya ise 72 milyon dolar ile altıncı sıraya yerleşti. Söz konusu dönemde en çok işlem, 35 işlem ile bilişim sektöründe gerçekleşti. Bilişimi 19 işlem ile yiyecek ve içecek, 17 işlem ile imalat ve finansal hizmetler, 12 işlem ile perakende, 11 işlemle de enerji sektörü takip etti. Özel sektör işlemleri toplamda 137 işlem ve 2,4 milyar dolarla toplam hacmin önemli bir kısmını oluşturdu. Öte yandan özel sermaye fonlarının gerçekleştirdiği işlem sayısı 27 olurken, açıklanan toplam işlem değeri ise

363 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. En büyük işlem hacmine sahip ilk üç işlem Soma B Termik Santrali ve Taşınmazları, Yemeksepeti ile Osmangazi Elektrik Dağıtım ve Osmangazi Elektrik Perakende’nin satışı oldu. Özel sektör işlemlerinde Yemeksepeti’nin yanı sıra Boyner Grup, Avea ve Kiler işlemleri de öne çıktı. EY Kurumsal Finansman Bölümü Başkanı Müşfik Cantekinler, değeri açıklanmamış işlemler de dikkate alınırsa, 2015 yılının ilk yarısında gerçekleşen birleşme ve satın alma işlemlerinin toplam hacminin yaklaşık 6 milyar dolar seviyesinde olduğunun söylenebileceğini kaydetti. Geçen yılın toplam işlem değerinin, açıklanmayan işlemlerle birlikte yaklaşık 22 milyar dolar olduğu dikkate alınırsa, bu yarıyıl performansıyla geçen yılın gerisinde kalınmasının söz konusu olduğunu vurgulayan Cantekinler, geçen yıl ulaşılan performansta özellikle kamu kaynaklı özelleştirmelerin önemli bir payının olduğunu dile getirdi.


BUSINESS UK Magazine

Vergi sisteminde büyük değişiklik Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 1961 yılından bu yana uygulamada olan Vergi Usul Kanunu’nu, günümüz koşullarına uyacak şekilde yenilediklerini bildirdi. Şimşek, “Yaklaşık 2 yıldır süren çalışma tamamlandı. Çeşitli kanunlarla birlikte toplam 521 madde, 321’e indirildi” dedi. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Bakan Şimşek, Türk vergi sisteminin temel taşlarından olan Vergi Usul Kanunu’nun yeniden yazımına ilişkin çalışmaların büyük ölçüde bittiğini söyledi. Söz konusu kanunun 1961 yılından bu yana uygulandığına işaret eden Şimşek, yarım asırlık kanunda yapılan değişikliğin, büyük bir reform niteliğinde olduğunu ifade etti. Şimşek, yaklaşık 2 yıldır süren büyük bir çalışmayla, kanunu günümüz koşullarına uyacak şekilde yenilediklerini kaydetti. Eylül 2013’te başladı

Konunun muhataplarının görüşleri alındı, ulusal ve uluslararası hukuk incelendi. Kanunun yeniden yazımıyla ilgili çalışmaların Eylül 2013’te başladığını anlatan Şimşek, şöyle konuştu: “Yazım sürecinde Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), üniversiteler, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), Türkiye Bankalar Birliği ve Türkiye Barolar Birliği gibi konunun ilgilisi olan kuruluşların görüşleri alındı. Vergi Konseyi tarafından daha önce hazırlanmış Vergi Usul Kanunu taslağı da incelendi. Ayrıca Gelir İdaresi Başkanlığı’nın daha önce verdiği görüşler, mahkeme kararları, konuyla ilgili görüş, öneri ve makaleler de titizlikle değerlendirildi, vergi usul hukukuna ilişkin uluslararası uygulamalar analiz edildi. Aralık 2014’ten itibaren de Vergi Usul Kanunu, müesseseler bazlı ele alınarak madde yazım çalışmalarına yoğunluk verildi ve şuan itibariyle madde yazımları neredeyse tamamlandı.” Detaylar önümüzdeki günlerde paylaşılacak

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yapılan çalışmaları ve kanunun neler getirdiğini, ilerleyen günlerde detaylı olarak

Şimşek; E-Defter, E-Fatura gibi uygulamalardan daha etkin şekilde faydalanmak ve benzer uygulamalar geliştirmek amacıyla birçok maddenin, elektronik yöntem ve uygulamalara imkan sağlayacak şekilde yeniden yazıldığını belirtti.

kamuoyuyla paylaşacaklarını bildirdi. Şimşek, Vergi Usul Kanunu başta olmak üzere, 3100 sayılı Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihaz Kullanmaları Mecburiyeti Hakkındaki Kanun, 1905 sayılı İhbar İkramiyesine İlişkin Kanun, 4358 sayılı Kanunun vergi kimlik numarasıyla ilgili hükümleri ve 5604 sayılı Kanunun mali tatil ihdasıyla ilgili hükümlerinin gözden geçirildiğini söyledi. Bu kanunlarda düzenlenen hususların, günümüz koşullarına uygun olarak yeni Kanun içinde ele alındığını aktaran Şimşek, “Vergi Usul Kanunu ve yukarıda yer verilen kanunlarda yer

alan toplam 521 kanun maddesi, 321 maddeye indirildi” diye konuştu. “Mükellef hakları kavramı ön plana çıkartıldı”

E-Defter, E-Fatura gibi uygulamalardan daha etkin şekilde faydalanmak ve benzer uygulamalar geliştirmek amacıyla birçok maddenin, elektronik yöntem ve uygulamalara imkan sağlayacak şekilde yeniden yazıldığını belirten Şimşek, uluslararası ekonomik iş ve işlemlerin yaygınlaştığı göz önüne alınarak, uluslararası anlaşma hükümlerine ilişkin yeni hükümlerin ihdas edildiğini kaydetti. Ayrıca, kayıt dışı ekonomiyle mücadele hedefine yönelik, ceza hükümleri başta olmak üzere pek çok maddenin yeniden ele alındığı bilgisini veren Şimşek, sözlerini şöyle tamamladı: “Mükellef hakları kavramı kanun metnine yerleştirilerek, ön plana çıkartıldı. Mükelleflerin vergi uyum dereceleri belirlenerek, uyumlu mükelleflere pozitif ayrımcı uygulamalar yapılma imkanı getiriliyor. Hızla değişen ekonomik hayata daha hızlı adapte olmayı sağlayacak tedbirler getiriliyor, kanunun idareye verdiği yetki maddeleri de yeniden ele alınıyor. Kanun taslağını ilk etapta kamuoyu ve ilgili Bakanlıkların görüşlerine açacağız ve görüşlerin alınmasının ardından Bakanlar Kuruluna sunacağız.”

Ağustos 2015

19


BUSINESSMagazine UK

ŞİRKET

ABD’de Türk diasporası Geçen yıl 5.1 milyar dolarlık satın alma ve yatırım yapan Türkler ABD’ye odaklandı. Koç, Ülker, Eczacıbaşı’nın ardından İzmirli Korsini ABD’de fabrika kuruyor. Uluslararası firmaların Türkiye’ye olan ilgisi beraberinde Türk şirketlerin de dünyaya açılmasını sağlıyor. 2012’de Türk patronlar dünyanın değişik ülkelerinde 2 milyar 517 milyon dolarlık satın alma ve yatırım yaparken, geçen yıl bu rakam 5 milyar 147 milyon dolara çıkarak tarihi rekorunu kırdı. Özellikle satın alma yoluyla dünyaya açılan Türk şirketleri küresel ekonominin beyni ABD’de ise hem şirket alıyor hem de tesis kuruyor. Koç Holding, Borusan, Eczacıbaşı, Orhan Holding gibi Türkiye’nin en önemli gruplarının yanı sıra Anadolu’dan şirketler de bu kervana katılıyor. Demir-çelik, alışveriş merkezi, gayrimenkul, yat üretimi, otomotiv yan sanayisi, şekerleme gibi

alanlara odaklanan ABD’deki Türk şirketlere şimdi de İzmir’in en köklü firmalarından biri daha katıldı. Türkiye’nin en eski ofset baskı firmalarından Korsini-SAF, ABD’de fabrika kurmaya hazırlanıyor. İlk olarak 20 milyon dolara mal olacak tesis, ABD’nin doğu kesiminde yer alan Tennessee eyaletindeki Memphis kentinde yer alacak. Tüketim malzemeleri üzerine etiketleme yapacak tesis, Türk şirketin yanı sıra Kanadalı CCL Industries LLC adlı firmayla ortak yapılacak. Ortaklık yapısı ise yüzde 50’şerlik hisse şeklinde olacak. 2016’Da üretime başlıyor

2016’nın ilk yarısında üretime başlayacak tesis, yaklaşık 10 bin metrekarelik alan üzerinde hizmet verecek. 1903 yılında kurulan Korsini, İzmir’in en eski şirketleri arasında biliniyor. Firma, 50’den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. İzmirli Korsini’nin ABD’deki yatırımdaki ortağı olan CCL Industries, Kanada’nın en büyük sanayi firmalarından biri olarak tanınıyor. 1951’de kurulan Toronto merkezli şirketin 10 binden fazla çalışanı var.

Havelsan, uçuş simülasyonu firması Quantum3D’yi satın alırken, Eczacıbaşı- Monrol, Delaware eyaletinde kurulu Capintec’in tamamını devraldı. Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç yat üreticisi MerrillStevens’ı alırken, Viaport iki alışveriş merkezini bünyesine kattı. Emlakta da Timur Gayrimenkul, Nef markasıyla Manhattan’da 210 milyon dolarlık yatırım değerine 60 katlı gökdelen yapacak.

Microsoft Türkiye’ye yeni isim atandı Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’nde Operasyonlardan Sorumlu Direktör olarak çalışan Kansu, bu dönemde Microsoft’un bölgede stratejik planlamasını yönetti.

Microsoft’un Ortadoğu ve Afrika Cihaz Üreticileri’nden Sorumlu Genel Müdürü Murat Kansu, Microsoft Türkiye Genel Müdürü pozisyonuna atandı. Microsoft Türkiye’den yapılan açıklamaya göre, Microsoft’un Ortadoğu ve Afrika bölgesinde, 80 ülkede üç yıl boyunca Microsoft Ortadoğu ve Afrika Cihaz Üreticileri ve İş Ortakları’ndan Sorumlu Genel Müdür görevini yürüten Kansu, 1 Eylül 2015 itibariyle Microsoft Türkiye’nin yeni Genel Müdürü olacak. Murat Kansu, yeni göreviyle ilgili değerlendirmesinde, Microsoft olarak yenilikçi, açık ve dinamik şirket yapısıyla gerek Türkiye gerekse Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’nde çalışmalarını başarıyla sürdürdüklerini ifade etti.

20

Ağustos 2015

Murat Kansu, Microsoft Türkiye Genel Müdürü murat kansu hakkınDa

2003 yılında Microsoft Ortadoğu ve Afrika yönetim ekibine Sunucu Yazılımlarından Sorumlu Birim Yöneticisi olarak katılan Murat Kansu, bu dönemde Microsoft servis ve ürünlerinin pazarlanmasından sorumlu oldu ve gelirlerin 3 kat artmasında rol aldı. 2007-2010 yıllarında Microsoft

2010-2012 yıllarında Microsoft Ortadoğu ve Afrika Kurumsal Müşterilerden Sorumlu Direktör olarak görev yapan Kansu, aynı zamanda Doğu Afrika Ülkeleri Bölge Müdürlüğü görevlerini yürüttü. Son 3 yıldır Microsoft Ortadoğu ve Afrika Cihaz Üreticileri ve İş Ortakları’ndan Sorumlu Genel Müdür olarak görev yapan Kansu, bu dönemde Microsoft yazılımlarının uluslararası ve yerel sunucu ve cihaz üreticileri pazarında yaygınlaşmasından sorumlu oldu. Bilişim teknolojileri alanında 26 yıllık ulusal ve bölgesel deneyime sahip olan Murat Kansu, Microsoft öncesinde HP ve NCR’da çeşitli görevlerde bulundu. Kansu, 1987’de İstanbul Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu.


BUSINESS UK Magazine

ŞİRKET

100 şirketten franchise fırsatları Türkiye’nin en büyük 100 franchise veren şirketi 10 bin 135 zincir işletmeye ulaştı. Türkiye’de 40 milyar dolar işlem hacmine sahip franchising ekosistemi yeni markaları da içine alarak her geçen yıl katlanarak büyüyor. Türkiye’nin en büyük 100 franchise veren şirketi 10 bin 135 zincir işletmeye ulaştı. Bu markalar 2015 yılında 3 bin 63 franchise şube açmayı planlıyor. En iddialı büyüme hedefi yine gıdada. Özellikle çiğ köfte, kahve zincirleri ve gayrimenkul danışmanlığı şirketlerinin bu yıl girişimcilere cazip fırsatlar sunması bekleniyor. Son yıllarda alışveriş merkezlerinin hızlı yayılmasının da etkisi ve yeni iş kollarının önem kazanmasıyla birlikte, Türkiye’de franchise markası patlaması yaşanıyor. Franchising sisteminin bu hızlı büyümesinin nedenleri arasında, sistem için gerekli sermayenin düşük, sistemin standart olmasını, kabul görmüş bir marka ve kontrol mekanizmasını içermesini sayabiliriz. Günümüzde müşteriler zamanı etkin kullanmak istiyor. Dolayısıyla en kısa zamanda kaliteli mal ve hizmet satın almayı arzu ediyorlar. Bu da kalitesini ve markasını kabul ettirmiş ürünlerin satıldığı mağazalardan alışverişle mümkün oluyor. Bu aşamada da franchisingin önemi ortaya çıkıyor. Franchising sistemi, yatırımcıya, marka sahibinin yıllarca kurumsallaşmak için çalıştığı bilgi birikimini kullanarak bulunduğu bölgede fırsat eşitliği yaratıyor. Böylece yatırımcının ciddi bir yatırım yapmadan bilgi birikimini kullanarak iş sahibi olmasını sağlıyor. Hızlı büyüyen bu sektörü yılda iki kez yaptığımız

Franchising 100 araştırmasıyla mercek altına alıyoruz. Araştırmanın sonuçlarına girmeden önce sisteme ilişkin bazı verileri paylaşalım. Rakamlarla sektörün büyüklüğünü ifade edecek olursak, Türkiye’de zincir işletmelerin sayısı bin 850’ye ulaştı. Bunların yüzde 24’ü yabancı, yüzde 76’sı Türk kökenli markalardan oluşuyor. Zincirlere bağlı şube sayısının ise 50 bin civarında olduğu ifade ediliyor. Franchise veya bayilik verenlerin sayısı bin 471, zincirler içindeki oranı ise yüzde 78. Sadece kendi şubelerini açıp kendileri işleten zincirler yüzde 22 oranında. Bugün franchising sektörü ülkemizde yaklaşık 40 milyar dolar işlem hacmine sahip. yurtDışına açılıyorlar Franchise sektörünün gelişmesiyle doğru orantılı bir şekilde bu yılın işletme zincirlerinin sayısının yükseleceği ve buna bağlı olarak da ciroların artacağı bir yıl olması bekleniyor. Kendi ekosistemini yaratan franchising sektörünün, bu yıl da önemli bir büyüme yaşayacağı tahmin ediliyor. Türkiye piyasasında franchising sektöründe genişleyen Türk markalarının 2015 planlarında Türkiye geneline yayılmak olduğu gibi, birçoğu da dünya üzerinde yayılmak istiyor. Komagene Çiğköfte, Simit Sarayı, Köfteci Ramiz, Mavi, Gönül Kahvesi gibi pek çok marka rotasını yurtdışına çevirmiş durumda. Özellikle de Ortadoğulu ve Avrupalı yatırımcıların Türk markalarına yakın ilgisi, iş ortaklıklarının ve bununla birlikte de iş hacimlerinin büyümesini sağlayacak gibi görünüyor. Avrupa’nın yaşlanması ve bazı Ortadoğu ülkelerinde yaşanan siyasal belirsizlikler nedeniyle uluslararası markaların da Türkiye piyasasını markaja aldığı ifade ediliyor.

Her yıl iki kez yayınladığımız ‘Franchising 100’ araştırması sektörün ne kadar büyüdüğünün bir belgesi niteliğinde… Yaptığımız araştırma, bugün Türkiye’deki en büyük 100 franchise markanın zincir sayısını 10 bin 135’e ulaştırdığını gösteriyor. Bu işletmelerin 2015 yılında vermeyi planladıkları franchise sayısı ise 3 bin 63’ü buluyor. Bu yıl listede en hızlı büyüyen segmentler arasında çiğ köfte zincirleri yer alıyor. Zira düşük maliyetle küçük metrekarelere kurulabilen bu iş modeli ,yatırımcıya bir kâr marjı sunuyor. Bu da girişimcilerin yoğun ilgisini çekiyor. Böylece çiğ köfte markaları büyümesini her yıl minimum 30 mağaza ekleyerek sürdürüyor. Listede dikkat çeken bir sıçrama yapan diğer segment ise kahve zincirleri. Kahvenin bir yaşam tarzı haline gelmesi pek çok yeni kahve markasının doğmasına neden olurken, halihazırda pazarda faaliyet gösteren şirketler de hız kesmeden büyüyor. Lavazza, Gönül Kahvesi gibi markalar yeni girişimcileri çekmek için uğraşırken pazara yeni rakipler giriyor. Örneğin Hacı Sayid’in franchise haklarını satın aldığı Gloria Jean’s franchise vererek büyümeye başladı. Kahvede kâr marjının yüksek olması kahve markalarının girişimci için cazip hale gelmesindeki en önemli nedenlerden biri. Şirketler hala ciddi bir potansiyel taşıyan Anadolu’ya açılarak büyümeyi hedefliyor. Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden inşaatın büyümesi de gayrimenkul danışmanlığı işinin popülerliğini korumasını sağlıyor. Hızla büyüyen şehirler, yeni kentsel dönüşüm alanları gayrimenkul danışmanlarına ihtiyacın artmasına neden oluyor. Yerli veya uluslararası markaların bünyesine giren girişimciler, aldıkları eğitimler ve şirketlerin sunduğu bağlantılar sayesinde kısa sürede para kazanabilecek hale geliyor.

Ağustos 2015

21


BUSINESSMagazine UK

EKONOMİ

Ekonomik krizin nedenleri Euro Bölgesine dâhil olan devletlerde ortak para birimi olarak kullanılan Euro, krizin derinleşmesinde önemli bir unsur olmuştur. Çünkü para birimi olarak Euro’yu kullanan bu ülkeler de para politikasının Avrupa Merkez Bankası aracılığı ile tek bir elden yürütülüyor olması söz konusu ülke ekonomilerinin birbirine sıkı bir şekilde bağlı olmasına yol açmaktadır. O nedenle, bir Euro Bölgesi ülkesinde meydana gelen olumsuz bir gelişme diğer Euro Bölgesi ülkelerinin de kısa sürede bu durumdan etkilenmelerine yol açmaktadır.

AB üyesi ülkelerin finans ve reel sektörlerinin yüksek entegrasyon düzeyi, ülkelerin birbirinden etkilenme seviyesini ve hızını artırmaktadır. Bu sebeple 2010 yılının ortalarında Yunanistan’da ortaya çıkan borç krizi kısa sürede diğer Euro Bölgesi ülkelerini de etkisi altına almıştır. Ortaya çıkan bu krizle beraber AB ülkelerinin ekonomilerinin ve parasal birliklerinin geleceği de büyük bir tehdit altına girmiştir. Yunanistan’da uzun bir süredir gündemde olan fakat bir türlü hayata geçirilemeyen reformlarla birlikte dış borçlanma ile sağlanan mali kaynaklar etkin bir şekilde kullanılamamıştır. Bunlara bir de küresel krizin yarattığı olumsuz hava eklenince Yunanistan kaçınılmaz olarak bir krizin eşiğine gelmiştir. Yunanistan’da devam eden ekonomik krizin dış boyutunu ABD ve AB’de ortaya çıkan finansal krizler oluşturmakla birlikte asıl sorun Yunanistan’ın kendi içindeki siyasal, sosyal ve ekonomik dinamiklerinden kaynaklanmaktadır. Yunan ekonomisini çökerten sebeplerin en başında Yunanistan’ın tarihsel geçmişinden günümüze uzanan dönemde bir tehdit unsuru olarak gördüğü Türkiye’den olası saldırı ihtimallerine karşılık savunma harcamalarında görülen ciddi artış gelmektedir. Bu ciddi artış ekonominin krize sürüklenmesine yol açabilecek boyutlara gelmiştir. “Yunanistan’ın Türkiye’nin askeri gücünü dengelemeye dönük savunma kabiliyetleri edinme hedefinin ülke bütçesindeki yansıması oldukça belirgindir. Nitekim savunmaya ayrılan bütçenin GSYH’ye oranı açısından Yunanistan, AB ve NATO üyesi ülkeler içinde en çok silahlanan ülke konumuna yükselmiştir.” Yunanistan’ın savunma harcamalarında görülen bu artış Yunan ekonomisinde kara bir delik oluşturmuştur. Yunanistan, izlemiş olduğu realist politika gereği askeri gücünü ön plana çıkararak savunma konusunda ciddi yatırımlarda bulunmuştur. 1970’li yıllardan itibaren Türkiye

22

Ağustos 2015

karşısında askeri gücünü arttırmak adına silahlanmaya oldukça yüksek bir bütçe ayırmıştır. 1980’li yıllardan itibaren PKK terör örgütü militanlarına kendi topraklarında bulunan BM denetimindeki Lavrion mülteci kampını açmış, örgütü askeri ve ekonomik açıdan desteklemiştir. Yunanistan’ı iflasın eşiğine sürükleyen iç nedenlerden biri de kamu harcamalarının yüksek düzeyde olmasıdır. Kamu harcamalarında görülen bu artış, dış ve iç borçlanmayı da beraberinde getirmiştir. “Yunanistan’daki kamu sektörü borç stoku son iki sene içerisinde artarak 2008’de GSMH’nın %100’üne ulaşmıştır. Kamu borçlanması diğer AB ülkelerinde olduğu gibi Yunanistan’da da önce sermaye krizine sonrasında ise kamu maliyesi krizine yol açmıştır. Kriz, borçlarını ödeyemeyen banka ve sermaye sahiplerini etkilemiş bununla birlikte gelirlerinde ciddi daralma yaşanan halk kitleleri de ayaklanmış ve sonuç itibariyle Yunanistan’da sosyal patlama yaşanmasına sebep olmuştur. Yunanistan’ın borç stokunun artmasının en önemli nedenlerinden biri zayıf sermaye birikimine sahip olmasıdır. Yunan halkının aşırı ve lüks tüketimi gelir-gider dengesini bozan etkenlerden birisi olmuştur. Turizm geliri dışında ciddi gelir kaynakları olmayan Yunanistan, yeterli sermaye birikiminin de olmaması sonucunda diğer AB ülkelerine nazaran ekonomik açıdan daha fazla etki altında kalmıştır. Bu bağlamda Yunanistan, sermaye birikimi ve kapitalist gelişme düzeyi diğer Avrupa Birliği ülkelerine göre daha geridedir. krizin siyasi boyutu

Alman Meclisi’ndeki özel oturumda konuşan Başbakan Angela Merkel “İyi bir Avrupalı ‘her ne pahasına olursa olsun’ anlayışıyla bir uzlaşma arayışına girmez. İyi bir Avrupalı, Avrupa anlaşmalarına ve ulusal kanunlara riayet eden kişidir. Bu anlaşmalara uyarak Euro’nun istikrarlı

Ali Eren Balıkel

Turkish Press&Business UK Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkanı

kalmasına yardımcı olan ve zarar görmemesi için çalışan kişidir.” sözleriyle Tsipras’a ‘tutarlı değilsin’ göndermesinde bulundu. Merkel, Tsipras’ın siyasi sorun hâline getirdiği mali krizdeki katı tutumunu “Avrupa 1,5 veya 2 milyar Euro’yu ödeyecek güçte. Ancak mevzubahis olan bu değil, kanunlara uymak.” sözleriyle savundu. Alman Ekonomi Araştırmaları Enstitüsü’nün verilerine göre Yunanistan’ın iflası durumunda Almanya’nın zararı 88,7 milyar Euro olacak. Referandumdan reformlara hayır çıkması durumunda Avrupa’yı bekleyen faturanın büyüklüğü ise 310 milyar Euro. Berlin’deki öfkenin benzerini Atina’da da görmek mümkün. Yaşananlara tepki olarak Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopoulos Berlin’e gerçekleştireceği ziyareti iptal etti. Yunanistan’daki ‘kurtarma paketine hayır’ kampanyalarında Alman Maliye Bakanı Wolfgang Schauble’nin resimlerini kullanan Yunanlar, acı kemer sıkma politikalarının ve çözümsüzlüğün sorumlusu olarak Alman hükümetini görüyor. Avrupa ülkelerinin uzun süredir gündeminde olan Yunanistan’ın Euro’dan çıkartılmasına dair kamuoyu yoklamaları halkların Atina’yı drahmi kullanırken görmek istediklerini ortaya koyuyor. Eurogrup Başkanı ve Hollanda Maliye Bakanı Jeroen Dijsselbloem’in “Referandum hayır ile sonuçlanırsa Yunanistan’ı Euro’da tutamayız.” sözleri Avrupa’nın her türlü sonuca hazır olduğunu gösteriyor. Alman gazeteleri, Tsipras’ı ‘bir adam, iki farklı yüz’ şeklinde manşete taşıdı. Tsipras’a göre Avrupa, Yunanistan’dan öç alıyor. Referandumdan çıkacak ‘evet’, yeni seçim ve krizin derinleşmesi demek. ‘Hayır’ cevabı Yunanistan’ı Euro bölgesinin dışında bırakacak. Sonuç ne olursa olsun Yunanistan için kreditörler, Avrupa için de Yunanistan daha uzun bir süre gündemin ilk sıralarında yer almaya devam edecek.


BUSINESS UK Magazine

EKONOMİ

Kriz sırası

Yunanistan’dan sonra

İtalya’da

Yunanistan’ın Euro bölgesinden çıkması gerektiğini savunan Schauble gibi Alman yetkililer İtalya’nın geleceğini hesaba katmıyorlar. Yunanistan krizinde uzun süren pazarlıklar, restleşmelerin ardından ülke, en azından şimdilik, euro bölgesinde kalacak gibi gözüküyor. Fortune’da yer alan haber-analizde, Yunanistan başbakanının, ülkenin euro bölgesinde kalması için kemer sıkma paketi parlamentodan geçmiş olmasına rağmen bu önlemlere inanmadığını söylediğine dikkat çekiliyor. Bu arada, Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schauble de Yunanistan’ın euro bölgesinden çıkmasının iyi bir fikir olabileceğini ileri sürmüştü. Öte yandan, IMF’nin de Yunanistan’ın borçlarını yeniden yapılandırmaması halinde içinden çıkamayacağına işaret etmesi, Yunanistan’ın euro bölgesindeki belirsizliğin daha da artırıyor. Ancak Yunanistan’ın euro bölgesinden çıkması gerektiğini savunan Schauble gibi Alman yetkililer bu durumda sıranın, Yunanistan gibi bir başka sorunlu ülke olan İtalya’ya geleceğini hesaba katmıyorlar. Euro bölgesinin üçüncü büyük ekonomisi olan İtalya yüzde 133’lük borç/ GSYİH oranıyla euro bölgesinin ikinci en

çok borçlu ülkesi. Ülkede üretim artış düzeyi düşük ve ekonomik büyüme de hemen hemen sıfır. İtalyan ekonomisi 2008’e kıyasla daha da küçülmüş durumda ve hemen hemen 2000’lerdeki düzeyinde. İtalya’nın nüfusu da yaşlanmaya ve azalmaya devam ediyor. Ülkenin ihracatı ise, yüksek işçilik maliyeti ve görece pahalı euro yüzünden 2010 yılından beri sallantıda. Yunanistan’dan farklı olarak İtalya ciddi bir üretime sahip ve bu konuda Almanya’nın hemen arkasında. İtalya’nın para birimini devalüe edememesi ve istihdam yasalarında reform yapmaması ihracat sektörünü aşağıya çekti. Bazıları her e kadar Başbakan Matteo Renzi’nin gerekli reformları yapacağı ve Almanya’nın on yıl önceki rekabeti artırıcı önlemlerini uygulayacağını umut etse de, Almanya’nın bu yolda başarılı olmuş tek büyük Avrupa ekonomisi olmasının bir nedeni var:On yıl önce istihdam piyasasındaki reformları uygulamaya koyduğunda zengin dünyadaki ekonomik büyüme şimdikinden daha güçlüydü; ayrıca Almanya, İtalya ya da

Fransa gibi yerlere kıyasla daha az mücadeleci bir emek piyasasına sahip. Öte yandan, Almanya’nın Yunanistan’ın karşısındaki dostane olmayan tutumu İtalya’da euro bölgesinin gerekliliğini daha fazla sorgulamaya yol açabilir. Yunanistan euro bölgesinden çıkarsa, İtalya gibi bir ülkeye örnek olabilir. Kuşkusuz, euro bölgesinden çıkış ve bunu izleyen devalüasyon her iki ülke için de travmatik olacak ve bu da derin bir resesyona yol açacaktır. Böyle bir durumda, Avrupa Merkez Bankası devreye girip, “her ne pahasına olursa olsun” euro’yu koruyacağını söyleyecektir ama iş icraata geldiğinde, unutmamak gerekir ki, Yunanistan ila AB arasındaki kurtarma paketiyle ilgili pazarlıkların ardından Yunan bankalarına kredi vermeyi reddetmişti.

Ağustos 2015

23


BUSINESSMagazine UK

EKONOMİ

Yunanistan’ı kim batırdı

Yunanlılar tembelliklerinden ve üçkağıtçılıklarından elbirliği ile Yunanistan’ı mı batırdılar yoksa Avrupa Birliği bir ayak oyunu ile Yunanistan’ı mı batırdı? Evvelki gün varılan ön anlaşma ile 20. Yüzyılın başlarında Osmanlı Devleti’nin tüm gelirlerine el koyan “Düyun-u Umumiye-i Osmaniye Varidat-ı Muhassasa İdaresi” yani Avrupa devletlerinin gönderdiği temsilcilerden oluşan, “Osmanlı Devleti’nin borçlarını tasfiye için kurulan uluslararası kuruluş”un 21. Yüzyıl versiyonu, Yunanistan’ın tüm gelirlerine el koydu AB’den alınan borcu ödemek için.

yaşını geçen insanların en çok bulunduğu ülke Yunanistan.

Gerçekte AB bu konuda haklı. Yunanistan, Avrupa Birliğine kasten çarpıttığı ve yalan dolanla dolu bütçe hesaplarını sunarak Avro Bölgesine (Euro Zone) girdi ve batana kadar da gerçekleri gizleyerek rakamlarla oynamaya devam etti. Hal böyle olunca batması da kaçınılmazdı. Yunanistan’ın eski Başbakanlarından Yorgo Papandreu, Yunanistan’ın batacağını daha 2004’lü yıllarda, Annan Planı ile ilgili olarak kendisinin de yer aldığı toplantılarda üstü kapalı dile getirmekten çekinmiyor, bu nedenle de Annan Planı’na içinde umut ışığı yanan bir kurtarıcı gibi bakıyordu.

Devlet ihaleleri ise tam bir yasal soygun havasında. Hastanelerde kalp hastalarına takılan kalp pilleri için devlete çıkarılan fatura, AB ortalamasının neredeyse 400 katından da fazla.

Boşuna batmadı Yunanistan. Erken yaşlarda emekli olmuş devlet memurları başına tam bir bela oldu. Sayıları nüfusa oranla inanılmaz boyutlarda. Ölüm kayıtları bilinçli olarak yapılmıyor. 1950’li, 1960’lı yıllarda ölen kişilere hala daha emekli maaşı ödeniyor. Yunanistan, bu nedenle dünyanın en yüksek yaş ortalamasına sahip. Resmi kayıtlara göre dünya üzerinde 100

24

Ağustos 2015

Her ay 4-5 farklı yerden emekli maaşı alan aileler bulunmakta Yunanistan’da. Ölen devlet memurlarının sayıları yaklaşık 40 binin üzerinde olan evlenmemiş kızları ayda bin Avro gibi bir sosyal yardım parası almakta. Bu yardım paraları Yunanistan maliyesine yılda 530 milyon Avro’ya mal olmakta.

Basit bir devlet dairesinde, müdür ve üst düzey yöneticilerin arabalarının özel şoförlerinin sayısı ortalama 50 civarında. Buna ilaveten bir de bu dairenin bahçesi varsa, bir o kadar da bahçıvanı bulunmakta. Genelde 30-40 metrekare bahçeye 40-50 arası bahçıvan düşüyor. Yunanistan’da riskli sayılan 600 farklı iş kolu bulunmakta. Saç boyasının cilde zararlı olabileceği gerekçesi ile kuaförler, mikrofonun olası vücuda zararlı ışınlar veya dalga yayabileceği varsayımı ile mikrofon kullanan tüm Radyo, TV ve benzeri iş kolları, hava üflemek için vücudu zorladığı gerekçesi ile nefesli çalgıların yer aldığı orkestra ve müzik grupları ve benzeri 597 adet iş kolunda çalışan kadınlar 50 yaşında, erkekler is 55 yaşında emekli olmakta. 1930 yılında kurumuş olan Kopais gö-

Ata ATUN e-mail: ata.atun@atun.com ata.atun@gmail.com

lünü korumak amacıyla kurulmuş olan “Kopais Gölünü Koruma Enstitüsü” gibi sayıları bini aşmış hayali kurum ve kuruluşlardan geçimini temin eden, aylık alan ve emekli olmuş yüzbinlerce Yunanlı bulunmakta. Bu kağıt üstünde var olan ve hayali işlerle uğraşan kurum ve kuruluşlarda çalışanların Yunanistan Hazinesine ve de dolayısı ile AB vergi mükelleflerine maliyeti yıllık 3 milyar 250 milyon Avro. Fransa’da emekliler aldıkları son maaşın yüzde 51’ini, Almanya’da yüzde 40’ını, ABD’de yüzde 41’ini, Japonya’da yüzde 34’ünü emekli maaşı olarak alırken Yunanistan’da yüzde 96’sını emekli maaşı olarak almakta. Bunlar gibi daha yüzlerce “Beleşçiliğe yönelik, çalışmadan para kazanmayı hedeflemiş yöntem” geliştirmiş Yunanlılar ve doğrudan Yunanistan Hazinesini, yan yollardan da AB hazinesini soyup soğana çevirmişler yıllar içinde. Bunları okudukça aklıma bizim KKTC maliyesi, çalışmadan veya da çalışır gibi yapıp maaş alan kamu görevlileri ve beleşçilik üzerine kurulmuş sosyal haklar geldi aniden… Arkamızda Türkiye olmasaymış çoktan batarmışız biz de, aynen Yunanistan gibi…


BUSINESS UK Magazine

AÄ&#x;ustos 2015

25




BUSINESSMagazine UK

GÜNCEL

Avrupa ekonomisini derinden etkileyecek karar

Avrupa ülkeleri, uluslararası korumaya ihtiyaç duyan 22 binden fazla göçmene ev sahipliği yapma kararı aldı. Göçmenler hayatlarını Akdeniz’de tehlikeye atmadan AB’ye kabul edilecek. AB içişleri bakanlarının üzerinde uzlaştığı dağıtım tablosuna göre, Birlik üyeleri ve Schengen ülkelerinin barındırmayı kabul ettiği 22 bin 504 göçmen, AB dışındaki kamplarda yaşayan sığınmacılar arasından seçilecek. Norveç’in 3500 göçmenle ilk sıraya yerleştiği dağıtım tablosuna göre Fransa 2375, İngiltere 2200, İtalya 1989, Avusturya 1900, Almanya 1600, İspanya 1449, Belçika 1100, Hollanda ve Danimarka 1000’er, Polonya 900, İrlanda 520, İsviçre 519, İsveç 491, Çek Cumhuriyeti 400, Yunanistan 354, Finlandiya 293, Portekiz 191, Hırvatistan 150, Slovakya 100, Romanya

28

Ağustos 2015

80, Kıbrıs Rum kesimi 69, Litvanya 70, Bulgaristan, Letonya ve İzlanda 50’şer, Lüksemburg 30, Estonya, Slovenya ve Lihtenştayn 20’şer ve Malta 14 göçmen kabul edecek. Macaristan ise göçmen almayacağını duyurdu. Öte yandan AB üyeleri İtalya ve Yunanistan başta olmak üzere yoğun göçmen akınına maruz kalan ülkelerin yükünü hafifletmek için AB’ye ayak basmış toplam 32 bin 256 ilticacıyı kendi aralarında paylaşma kararı aldı. Bu kapsamda Almanya 10 bin 500 ve Fransa 6 bin 752 ilticacıyı alma

taahhüdünde bulundu. Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Gianni Pittella, Avrupa ülkelerinin taahhütlerini yetersiz bularak varılan anlaşmayı “komedi” olarak nitelendirdi. Pittella, yaptığı açıklamada, “Bazı AB üyeleri 250 mi, 500 mü sığınmacı alalım diye münakaşa ederken Türkiye, Ürdün ve Lübnan 3,5 milyon fazla sığınmacı kabul etti. Bu durum o ülkelerin insanlık ve dayanışmasının göstergesi iken Avrupa’da insanlık ve dayanışma eksikliğinin ithamıdır. Bu rakamlar ortadayken nasıl dünyada insani liderlik iddiasında bulunabiliriz?” dedi. KAYNAK: (AA)


BUSINESS UK Magazine

GÜNCEL

Hayalet restoran TripAdvisor’da bir numara oldu Aslında var olmayan bir restoran sadece 10 yorumla bir ayda TripAdvisor’da bir numaraya yerleşti. Gastronomi ve turizm konusunda yazan İtalyan yerel gazete Italia a Tavola TripAdvisor’a kötü bir oyun oynadı. Le Figaro’nun haberine göre, söz konusu gazete yalnızca bir ayda ve sadece on yorumla, aslında var olmayan bir restoranı Lombardiya’nın Moniga del Garda kasabasında bir numaraya yerleştirmeyi başardı. Amaç, internette yayımlanan yorumların tamamen kontrol ve filtreleme dışı olduğunu kanıtlamaktı. İtalyan gazete nisan ayı sonunda, Brescia kırsalında aslında var olmayan “La Scaletta” adlı bir restoran için “muhteşem” yorumlarıyla bir profil oluşturmayı başardı. 19 Mayıs ila 20 Haziran arasında ise yine farklı sanal hesaplardan dokuz “sahte” yorum daha yayımlandı. Sonuçta da “La Scaletta” hızla basamakları tırmanıp, yörenin en iyi restoranı unvanını elde etti. Italia a Tavola bu oyunun ardından TripAdvisor’ın hiçbir denetim uygulamadığı sonucuna vardı. Gazete yazısında, “restoran için verilen telefon numarası aslında bölgedeki bir karakolun telefonu olduğundan restoranın var olup olmadığı

kolayca anlaşılabilirdi” dedi. Haberde söz konusu sitenin “her tür sahteliğe açık olduğu”na dikkat çekildi. Öte yandan, haberin 22 Haziran tarihli nüshasında yayımlanmasından hemen sonra “La Scaletta” profilini geri çeken TripAdvisor ise, bir başka yerel yayın olan Giornale di Brescia’ya gönderdiği açıklamada

Italia a Travola’yı sert bir dille eleştirdi. Açıklamada, TripAdvisor’ın yorumları on yılı aşkın bir süredir derinlemesine analiz ettiği ve sahtelikleri kolayca saptayabilecek kapasitede olduğu belirtilerek, yanıltıcı yorum ve bilgi yayınının sitenin koşullarını ihlal etmenin ötesinde İtalyan Tüketici Yasası’na da aykırı olduğuna dikkat çekildi.

İngiltere’de sosyal yardım kesintileri onaylandı İngiltere Parlamentosu sosyal yardımların yaklaşık 12 milyar sterlin azaltılmasını öngören bütçe düzenlemelerini onayladı. İngiliz Parlamentosu’nda yapılan oylamada “Refah Reformu ve Çalışma Tasarısı” 124 “hayır” oyuna karşı, 308 “evet” ile kabul edildi. İşçi Partisi, parlamentodaki oylamada çekimser kalma kararı almasına rağmen partiden 48 parlamenterin oylamada “hayır” oyu verdiği bildirildi. Muhafazakar Parti hükümetinin ülke bütçesinde sosyal yardımların azaltılmasını öngören bütçe düzenlemelerine karşı çıkanlar arasında Londra Belediye Başkan adaylarından Sadiq Khan ve David Lammy de bulunuyor. Mayıs ayında yapılan genel seçimin ardından istifa eden Ed Miliband’ın

ardından İşçi Partisi’nin liderliğini geçici olarak yürüten Harriet Harman, partisinin toplam 216 vekilinden sosyal yardımlarda kapsamlı kesintiye gidilmesi yönündeki tasarıda çekimser oy kullanmasını istemişti. Geçen hafta Maliye Bakanı George Osborne tarafından parlamentoya

sunulan bütçe düzenlemeleri kapsamında vergi kredisi katkılarında, çocuk ve kira yardımlarını da içeren sosyal yardımlarda kesintiye gidilmesi planlanıyor. Sosyal yardım kesintilerinin detaylarına ilişkin bilgilerin yakın bir zamanda kamuoyu ile paylaşılması bekleniyor. Kaynak: AA

Ağustos 2015

29


BUSINESSMagazine UK

İŞ DÜNYASI

İŞ DÜNYASININ EN BÜYÜK DÜŞMANI VE EN İYİ DOSTLARI HACKER’LAR HAKKINDA HERŞEY Hacker deyince insanları rahatsız eden, şirketleri dolandıran, bilgi çalan ve devletin bilgisayar sistemlerine sızarak ekonomiyi yıkan kişiler aklınıza gelebilir. Peki, tüm Hacker’lar kötü niyetli midir? Hacker’lık kavramı devlet ve şirketlerin menfaatine de kullanılabilir mi? Hacker (ya da bilgisayar korsanı) deyimi 1960’ların ortasında ortaya çıkmış, asıl anlamı bilgisayar kodlarını değiştiren programcı demek. İlk hackerlar genellikle bilgisayarları bambaşka bir yolla kullanan ve kimsenin anlayamayacağı programlar yaratan gizliğe önem veren kişilerdi. Küçük programlardan oluşturdukları bir sürü şeyi işletim sistemine kuran, bilgisayar endüstrisinin öncüleri de, Bill Gates, Steve Jobs ve Steve Wozniak gibi, birer hackerdı. Bilgisayarların yapabileceklerini gördüler ve bu potansiyeli geçmek için yeni yollar buldular. Hackerların ortak özellikleri arasında aşırı meraklılık ve takıntılı olmak bulunur. Sadece yeni programlar

30

Ağustos 2015

yaratabildiklerinden dolayı kendileriyle gurur duymakla kalmaz başka sistemleri öğrenebilmeleriyle de övünürler. Bir program hata verdiği zaman bu hatayı düzeltmek için yama adını verdikleri yeni bir kod yaratarak sorunu çözerler. Bilgisayarların gelişmesiyle, bilgisayar mühendisleri bilgisayar ağlarına bağlanmaya başladı. Böylelikle hacker terimi yeni bir anlam kazandı: bilgisayar kullanarak kendisine ait olmayan bir ağı keşfeden kişi. Başlangıçta hackerlar kötü amaçlı değildi. Yalnızca bilgisayar ağlarının nasıl çalıştığını ve veriye ulaşmak için herhangi bir engelin olup olmadığını öğrenmek istiyorlardı. Bugün de aynı durum geçerli.

Kötü niyetli hackerların bilgisayar sistemlerini sabote etmesini, ağlara girmesini ve virüs yaymasını anlatan birçok öykü var. Ama hackerların çoğu sadece bilgisayar dünyasının karmaşalarına ilgi duyuyor. Bazıları bilgilerini şirketlerin ve devletlerin bilgisayar güvenliğini sağlamaya çalışıyor. Kodlama bilgisi olan hackerların amacı genelde ilgilendikleri sistemin nasıl işlediğini öğrenebilmektir. Nasıl işlediğini öğrenirse bu bilgiyi kullanarak sistemin açıklarını aramaya çalışırlar. Hacker Alet Kutusu

Hackerların güvendiği temel kaynak kendi becerileri ve bilgisayar kodlarıdır.


BUSINESS UK Magazine İnternet üzerinde çok sayıda hacker olmasına rağmen sadece küçük bir kısmı program yazmayı bilir. Çoğu, daha önce birisi tarafından yazılmış bir program arar, indirir ve kullanır. Hackerların bilgisayarları ve ağı keşfetmek için kullandığı binlerce farklı program vardır. Bu programlar hackerlara kullanıcılar ve şirketler üzerinde büyük bir avantaj sağlar. Eğer bir hacker sistemin nasıl işlediğini anlarsa, bundan yaralanabilir. Kötü amaçlı hackerların kullandığı programlar

Klavye kaydedici: Bazı programlar hackerlara bilgisayar kullanıcısının klavyede bastığı her tuşu kaydetme fırsatını verir. Kurbanın bilgisayarına kaydedildiği anda program her tuş basımını kaydetmeye başlar. Hackerin sisteme sızması için gereken bilgileri, kişinin kimliğini, hatta şifresini ortaya çıkarır. Şifre kırma: Internet üzerinde kullanılan çoğu hesap için kullanıcı adı ve şifre kullanırız. Bazı hackerların amacı bu bilgilere erişebilmektir. Bunu en basit bir şekilde deneme yanılma yoluyla yapabilir. Ya da yaratılan program aracılığıyla en sık kullanılan şifreleri (ya da bir sözlüğü) deneyebilir. Doğum tarihi gibi basit bir şifre, programın kullandığı denemeler ile kolaylıkla öğrenebilir. Son zamanlarda üye olunan sitelerin harf, numara ve sembol içeren şifre kullanmamızı önermesi bu yüzdendir. Böyle bir şifrenin kırılma olasılığı çok düşüktür. Bilgisayara ya da sisteme virüs bulaştırmak: Bilgisayar virüsleri kendilerini çoğaltan ve bilgisayar sistemine zarar vermek için tasarlanmış programlardır. Hacker sisteme sızarak virüsü

kurabilir, fakat daha basit bir virüs yaratıp e-posta ya da internet sitesindeki bir linkle kurbanın kendi bilgisayarına yüklemesini sağlaması daha yaygındır. Gizli giriş erişimi elde etme: Şifre kırma gibi, bazı hackerlar ağ ve bilgisayar sistemlerindeki korunmamış yolları araştırmak için programlar yaratırlar. İnternetin ilk zamanlarında, çoğu bilgisayar sisteminin güvenliği çok zayıftı ve bu da hackerlara kullanıcı adı ve şifre olmaksızın sisteme erişebilme olanağı veriyordu. Gizli geçiş bağlantısı sağlamanın bir diğer yolu da sisteme truva atı bulaştırmaktır. Zombi bilgisayar yaratma: Bu bilgisayarlar istenmeyen e-posta gönderir ya da DDoS (dağıtılmış hizmet engelleme) saldırıları düzenleyebilir. Kurban zararlı olmadığını düşündüğü programı çalıştırdığı anda kendi bilgisayarıyla hackerın bilgisayarı arasında bir bağ kurulur. Hacker, kurbanın bilgisayarını kontrol ederek, gizli bir şekilde suç işleyebilir

ya da spam (istenmeyen e-posta) yollayabilir. E-mail casusu: Hackerlar kurbanlarının e-postalarını ağdan kullanıcıya ulaştırılırken, trafiğin yolunu kesip epostayı okuyan programlar da kullanır. Günümüzde şifrelenmiş e-posta iletileri bu sorunu çözmüş görünüyor. Hackerlar mesajın yolunu kesse bile, okuyamaz. Hackerlar nasıl para kazanır?

Yasalara uyan hackerlar yüklü miktarca para kazanabilir. Pek çok şirket, güvenlik sistemlerindeki hataları yakalamak için hackerlara başvurur. Stanford Üniversitesi doktora öğrencisiyken Google’ı yaratan Larry Page and Sergey Brin gibi kullanışlı programlar ve uygulamalar yaratarak servet yaratabilirler. Page ve Brin’in Forbes’un dünyanın en zengin milyonerleri listesinde 26. sırada yer alıyorlar. Hackerlar ve Hukuk

Hackerlar sistemlere sadece zarar vermek için girmezler, bu onlar için meydan okumaktır. Fakat bunun yasal boyutları bulunmaktadır, hackerların bu hırsları onlara dert olabilir. Genel olarak devletler hackerları pek sevmez. Fark edilmeden bilgisayarlara girip çıkmaları ve gizli bilgileri çalma yetenekleri elbette devletler açısından rahatsız edici. Kanunlar da bu tutumu yansıtır. Amerika’da, Avrupa’da ve Türkiye’de bilgi işlem sistemlerine sızmayı ve zarar vermeyi yasaklayan yasalar var. Hackerlar dünyanın bir ucunda bilgisayarları başında otururken dünyanın diğer ucundaki bir ülkede suç işliyor olabilirler. Bu sebeple, hackerları kovuşturmak karmaşık bir süreçtir. Emniyet görevlileri, şüphelileri ülkelerine iade etmeleri için ülkelerden talepte bulunmak zorunda kalır ve bu süreç yıllar sürebilir. Kaynak: How hackers work. http://computer. howstuffworks.com/hacker.htm

Ağustos 2015

31


BUSINESSMagazine UK

İŞ DÜNYASI

HACK’LEMEK TÜRK CEZA KANUNU KAPSAMINDA SUÇ DEĞİL! Teknolojinin ilerlemesiyle 21. Yüzyılın son 30 senesinde ortaya çıkan en büyük baş belası siyah şapkalı hackerlar ve hacker gurupları. Son kullanıcılar bilgisayarlarındaki işletim sistemleri ile gelen programları dahi efektif bir şekilde kullanamazken bir de kaçak yazılımlara ve güncel olmayan işletim sistemlerine rağbet etmeleri, bu kaçak işletim sistemleri veya uygulamalardaki türlü boşluklardan yararlanan Hacker’ların kişisel bilgilerinizi ele geçirmesine sebep olabilmektedir. Kurumsal şirketlerin yüksek yatırımlar yapılmış bilişim sistemlerini kullanan bilinçlendirilmemiş ve riskler hakkında özel eğitimden geçirilmemiş personel en büyük zafiyeti oluşturmaktadır. Hackerlar tarafından haksız elde edilen; masum bir fotoğrafınız, çok sıfırlı banka hesabınızın şifre paraloları yada bir şirketin ticari sırlar olabilir. Hal böyle olunca kullanıcıların da çok daha dikkatli davranması gerekmektedir. Ayrıca virüs programları ve firewall (güvenlik duvarı uygulaması) sistemlerine ekstra güvence almaları da mantıklı koruma sağlayabilir. Ancak en başta belirtiğimiz gibi ilk önce işletim sisteminiz ve uygulamalarını iyi bir şekilde öğrenmeli, bilgisayarımızın ipod tan çok daha fazla yarar sağlayacak olduğunu farkına varılmalıdır. Bu yararı sağlarken, bu sevimli araçların bir anda namlusu alnımıza dayalı bir silaha dönebildiği konusunda da bilinçli olmakta fayda var.

Durum bu kadar kritikken, Hukuk sistemimizdeki kanun düzenlemelerinin ne yönde olduğu incelendiğinde; üzülerek bazı, eksikliklerin olduğunu söylemek güç değildir. Şöyle ki; Türk Ceza Kanunu (TCK) Bilişim Suçları ile ilgili 243. maddesine göre; ”(1) Bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren ve orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis veya adli para cezası verilir.”şeklinde tanımlanmıştır. Kanun koyucu ilginç bir düzenlemeye imza atmıştır. Şöyle ki; bir bilişim sistemine hukuka aykırı bir şekilde girmek suçun oluşmasına yeterli görülmemiş, bununla birlikte orada kalmaya devam edilmesi şartı da koşulmuş, ancak bununla beraber suç oluşacağı hükme bağlanmıştır. Yani suçtan bahsedebilmek için hukuka aykırı şekilde girme ve orada kalmaya devam etme fiilleri birlikte aranmaktadır. Hal böyle olunca, trajikomik bir durum ortaya çıkmaktadır. Bir hackerın bir bileşim sistemene, örneğin; bilgisayarınıza izinsiz girmesi Türk Ceza Kanunumuza göre suç sayılmamış ve suç sayılabilmesi için orada kalmaya devam etmesi beklenmiştir. Dolayısı ile hacker bilgisayarımıza hukuka aykırı kanunsuz bir şekilde girer ve tekrar çıkarsa yani erişim sağlayıp sonrada erişimi keserse Türk Ticaret Kanunumuza göre suç sayılmayacaktır. Suç ve cezaların belirliliği ilkesi esas itibariyle TCK’nun “suçta ve cezada kanunîlik ilkesi” başlıklı 2. maddesi’nin

Atty. Murat Serkan Atlı, LL.M. Founder of ATLI & ATLI Law Office Trump Towers Residence, Mecidiyeköy Yolu Caddesi No:12 D:1301, 34387 Istanbul / TURKEY www.atli.av.tr

birinci ve ikinci fıkralarında ifade olunmuştur. İlgili madde uyarınca; “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz” hükümlerine yer verilmiştir. Dolayısıyla bir hacker bir bilişim sistemine (bilgisayar, telefon, server vb.) hukuka aykırı (yani kullanıcının izni olmadan) girmesi sizin bilgilerinizi görmesi ve orada kalmayıp bir değişiklik yapmayıp bilişim sisteminizden çıkması, Türk Ceza Kanunu kapsamında suç sayılmayacaktır. Böyle bir durumda Kanun kapsamında doğru bir tanımlama olmaması sebebiyle izinsiz bilişim sisteminize giren kişinin başka bir işlem yapmadıysa ve orada kalmaya devam etmediyse kanunun lafzından da anlaşılacağı üzere suç sayılmayıp, kişinin cezasız kalması yani beraat etmesi kaçınılmazdır. Kanaatimizce Kanun Koyucunun ilgili maddede “hukuka aykırı olarak giren ve orada kalmaya devam “ cümlesinde “ve” bağlacı yerine “veya” kullanılmış olsa idi o halde sadece bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girmesi de suç sayılmış olacaktı. Böyle bir düzenlemenin ivedilikle kanun koyucu tarafından yapılması gerekmektedir. Aksi halde, kanun metnindeki ifadeden anlaşıldığı üzere, kanunsuz bilişim sistemlerine girilmesi, yani kişi ve kurumların hacklenmesinin suç sayılmaması sebebiyle bir çok mağduriyet oluşması kaçınılmazdır.

32

Ağustos 2015


BUSINESS UK Magazine

Tarihin en başarılı 8 marka sloganı Markaların kendilerini ifade ederken kullandıkları en önemli araçların başında gelen sloganlar, zaman zaman sadece markaya ait olmaktan çıkıp insanların kullandığı söz öbekleri haline dönüşüyor. Bazen sloganın yaratıcılığı bazen akılda kalıcı olması bazen de içerisinde komik unsurlar bulunması nedeniyle günlük hayatta birçok kez markaların sloganlarını duyabiliyoruz. Pazarlamasyon olarak en başarılı 8 sloganı sizler için araştırdık...

Connecting People – Nokia- 1992

Just Do It! – Nike – 1988 Nike’ın reklam ajansı Wieden and Kennedy ve bir grup Nike çalışanı tarafından 1988 yılında geliştirilen slogan ve slogan etrafında şekillenen promosyonlar sayesinde, Nike’ın %18 olan spor ayakkabısındaki pazar payı %43’e ulaştı. Zamanın Reebok & Nike rekabetinde Nike’ın dominasyonunu sağlayan bu slogan artık Nike ile özleşleşti ve hala Nike’ın en önemli kozlarından biri.

Finli cep telefonu üreticisinin ilk olarak 1992 yılında düzenlemiş olduğu reklam kampanyasında duymuş olduğumuz Connecting People sloganı, yıllarca Nokia’yı cep telefonu sektöründe lider koltuğunda oturttu. O zamandan bu güne tam 21 yıl geçse de cep telefonu dendiğinde birçoğumuzun aklına Nokia’nın sloganı ve ses tonu geliyor.

Open happiness – Coca Cola – 2009 Coca Cola’nın yıllardır gerçekleştirmek için çaba sarfettiği ‘insanları mutlu etme’ temasının ilk filizlerinden olan Mutluluğa Kapak Aç, 2009 yılında McCann Erickson tarafından yaratıldı. O günden bu güne geçen süre zarfında bu sloganın bilinçaltına yerleşmesi için binlerce pazarlama faaliyetinde bulunan Coca Cola, “mutluluk” kelimesi ile kendini özdeşleştirmeyi başardı.

Refreshes the parts other beers cannot reach – Heineken – 1973

Think Different! – Apple – 1997

Carlsberg’in 1973’teki ‘Probably the best beer in the world‘ sloganı ile aynı dönemde yaratılan ve 2005 yılına kadar kullanılan slogan dünya çapında bir başarı yakaladı ve Heineken’in rekabet gücünü arttırdı.

Bu listede Apple’ın ‘Think Different’ sloganına yer vermemek büyük bir hata olurdu. Sloganın yarattığı başarıyı anlatmaya gerek yok sanırım. Sloganın kullanıldığı reklam filmi hala akıllarda taze bir yer kaplıyor.

Because I’m worth it – L’oreal – 1973 70’lerdeki sosyal evrim ve feminizm sonucunda L’oreal tarafından oluşturulan ‘Çünkü ben buna değerim‘ sloganı aradan 40 yıl geçmesine rağmen hala kullanılıyor. O dönemin koşullarını anlamak için küçük bir not; L’oreal’ın rekabet ettiği markalar, reklamlarında dahi erkek sesi kullanıyordu. Düşünün, erkek sesiyle kadınlara yönelik ürünler satıyorsunuz! L’oreal, reklamında kadın sesi kullanan ilk marka özelliğini taşıyor.

Think Small – Volkswagen – 1959 1959 yılında Helmut Krone tarafından yaratılan ‘Think Small’ kampanyası, Volkswagen’ın Beetle (Vosvos) modeli için tanımlanabilecek en iyi slogandı. Marka bu slogan-ürün uyumu sayesinBu model günümüzde bile birçok insan için ‘bir otomobilden fazlası’nı anlatıyor.

Beanz Meanz Heinz – Heinz- 1967 1967’de üretilen ve 30 yıl kullanılan bu slogan, birçok otoriteye göre Dünya’da en çok tekrarlanan ve akılda kalan slogan olma özelliği taşıyor. Slogan, özellikle Birleşik Krallık’ta bir efsane olarak nitelendiriliyor. pazarlamasyon.com

Ağustos 2015

33




BUSINESSMagazine UK

YATIRIM

Emlak yatırımları daha iyi değerlendirilmeli Amwal Yönetici Direktörü Afa Boran, sorularımızı şöyle yanıtladı... Düşük faiz, özellikle emlak gibi reel varlıkları olumlu etkileyen önemli bir faktör. Amwal Yönetici Direktörü Afa Boran, bu ortamda Türkiye’de emlak yatırımlarının çok daha iyi değerlendirilebileceğini söylüyor. Afa Boran, “Türkiye’nin farklılaşması için başta hukuk olmak üzere, eğitim, emlak, imar ve emeklilik sistemi konusunda önemli reformlara ihtiyacı var” diye konuşuyor. Boran, Körfez bölgesinin yanında daha önce görev yaptığı Avrupa’da da bir çok kez yılın en iyi analisti seçilmiş bir isim. Başarılı fon yöneticisiyle global piyasaları ve Türkiye beklentilerini konuştuk. Her dönemin fırsat da risk de sunduğunu belirten Afa Boran, Türkiye ekonomisine ve piyasalara yönelik de kritik tespitlerde ve önerilerde bulunuyor. Afa Boran’ın sorularımıza yanıtları şöyle: emlakı daha iyi değerlendirebilmek için önerileriniz ne olurdu?

Öncelikle Türkiye hem coğrafi hem tarihi hem de iklim olarak önemli değerlere sahip. Örneğin Londra çok tarihi bir şehir ama iklim cazip değil. Şehrin ortasından çamurlu bir nehir geçiyor. Bugüne kadar hem gezip gördüğüm hem de yaşadığım ülkelerle kıyasladığımda Türkiye kadar doğal güzellikleri olan ülkenin olmadığını daha iyi gördüm. Fakat bunu iyi değerlendirebildiğimizi düşünmüyorum. Belki böyle de para ediyor diye düşünülüyor.

36

Ağustos 2015

Ama herhalde doğal güzelliği olmayan şehirlerdeki güzelleştirme uğraşısının yarısını bile yapsak, her şey çok daha farklı olurdu. türkiye böyle bir dönemde farklılaşmak için neler yapabilir?

Türkiye’ye dışarıdan bakınca, biraz daha bağımsız olma ve ülkenin artı ve eksilerini diğer ülkeler ile daha objektif karşılaştırma şansınız oluyor. Uzun yıllardır yabancı yatırımcılar için Türkiye’yi tüm parametreleriyle detaylı olarak analiz ediyorum. ‘Keşke şunlar daha iyi yapılsa’ dediğim birçok şey oluyor. Türkiye öncelikle adalet sistemini ve kuvvetler ayrılığı ilkesini yeniden inşa etmeli. Ortadoğu’daki yatırımcılar bile bana Türkiye’deki hukuk bağımsızlığını soruyor ve maalesef söyleyecek bir şey bulamıyorum. Bunun dışında acil reform yapılması gerekli sektörleri eğitim, imar ve benim alanım olduğu için emeklilik sistemi olarak sayabilirim. emeklilik sisteminde yapılan düzenlemeler sizce yeterli değil mi? sizin öneriniz nedir?

Emeklilik sisteminin esaslıca gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Hem devlet katkısı hem ürünler baştan gözden geçirilip, rekabeti artıracak ve bilhassa ekonomiye direkt katkısı olacak şekle getirilebilir. Örneğin emeklilik fonlarına verilen vergi avantajları ve devlet katkısının, birçok ülkede olduğu gibi emlak sektörüne ve

bilhassa küçük ve orta ölçekli şirketlere yatırım yapan “private equity” fonlarına da verilmesi değerlendirilmeli. Özellikle tasarruf açığı olan bir ülkede tasarrufları ekonomiye doğrudan katkıda bulunacak şekilde şekillendirmek çok önemli. Bunun yanında yatırım fonlarında yakın zamanda yapılan bazı rekabet artırıcı düzenlemelerin emeklilik fonlarını da kapsamasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bugünkü seviyesiyle emeklilik fonları bize benzer ülkelerin bile çok çok altında. Bu tür düzenlemeler hem talebi yükseltir hem de ekonomik büyümeye doğrudan katkı yapar. “yunanistan, ab’nin geleceği açısınDan önemli”

Afa Boran, Yunanistan’daki son gelişmeler üzerine şunları söylüyor: “Yunanistan Türkiye’nin yakın komşusu, fakat ihracattan fazla net ithalat yaptığımız bir ülke. Yunanistan pazarı dış ticaret hacmimizin sadece yaklaşık yüzde 1’ini oluşturuyor. Ölçek olarak önemli olmasa da Avrupa Birliği’nin (AB) Yunanistan için izleyeceği politika bilhassa kamu dengeleri açısından Yunanistan’dan çok farklı olmayan İtalya ve Portekiz gibi ülkelerin ve dolayısıyla AB’nin geleceği açısından önem teşkil ediyor. Yunanistan’ın kamu borcu GSYİH’nin yüzde 175’i kadar. İtalya ve Portekiz’de ise bu oran yüzde 130-135 civarında. Daha düşük olsa da bütçe açıkları henüz borca oranla makul seviyelere gelmedi. AB’nin genel ekonomik istikrarı Türkiye açısından elbette ki önemli.”


BUSINESS UK Magazine

Coca-Cola’nın KKTC’deki distribütörü Kaner Grup ile Ev-Su şirketlerinin ortaklığında Alsancak Sanayi Bölgesi’nde bulunan fabrikada, önümüzdeki aydan itibaren üretime başlanacağı bildirildi. Deneme üretimlerine ise bu hafta içinde başlanması hedefleniyor.

Coca Cola, KKTC’de üretime başlayacak İçecek devi Coca-Cola’nın yaklaşık 10 milyon TL yatırımla kurulan fabrikanın, gelecek aydan itibaren üretime başlaması planlanıyor. Dünya içecek devi Coca-Cola, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde üretim yapma kararı aldı. Gelecek aydan itibaren üretime geçecek tesis konusunda Rum Kesimi’nden bir itiraz gelmediği belirtilirken, Coca-Cola CEO’su Muhtar Kent’in, yatırımla ilgili gelişmeleri yakından izlediği bildirildi. Coca-Cola’nın KKTC’deki distribütörü Kaner Grup ile Ev-Su şirketlerinin ortaklığında Alsancak Sanayi Bölgesi’nde bulunan fabrikada, önümüzdeki aydan itibaren üretime başlanacağı bildirildi. Deneme üretimlerine ise bu hafta içinde başlanması hedefleniyor. Coca-Cola’nın Kuzey Kıbrıs’a gelmesini heyecan verici olarak değerlendiren Ekonomi Bakanı Sunat Atun, söz konusu yatırımın Kıbrıslı Türkler açısından önemli olduğunu söyledi. Bugüne kadar Türkiye’den ithalat yoluyla Kuzey Kıbrıs’ta satılan CocaCola’nın üretimi için harekete geçen KKTC distribütörü Kaner Grup, 2012 yılında girişimlerine başladı. Kuzey Kıbrıs’ta üretime geçilmesi konusunda Coca-Cola yönetimiyle temaslar gerçekleştirilirken, o dönemde fazla bir ilerleme sağlanamadı. Ancak bu durum, yaklaşık bir yıl önce Coca-Cola’dan gelen “Kuzey Kıbrıs’ta

üretim yapabiliriz” mesajıyla değişti. Kaner Grup da, Ev-Su ile üretim ve paketleme konusunda anlaşmaya vardı.

“engel çıkarmayacağı” mesajı verdiği belirtildi.

rumlar itiraz etmeDi

Kıbrıslı Türklerin köklü ailelerinden olan Kaner Grup, Kuzey Kıbrıs’a dünyaca ünlü markaları kazandırmasıyla tanınıyor. Kaner Grup, Gloria Jean’s Coffees, Domino’s Pizza, Cerruti ve Desigual gibi markaların da KKTC’deki haklarını elinde bulunduruyor. Ev-Su ise, su üretiminin yanında meyve suyu üretimi de gerçekleştiriyor.

Milliyet’in edindiği bilgilere göre iki şirket, Türkiye’de Anadolu Grubu ve diğer yetkililerle uzun görüşmeler yaptı. Coca-Cola’nın Güney Kıbrıs’ta bir fabrikası olduğundan, Rum Kesimi’nden nasıl bir tepki geleceği merak konusu oldu. Ancak Rum Kesimi’nden, Kuzey’de kurulacak bir fabrika konusunda itiraz gelmediği belirtildi. Güney Kıbrıs’taki üretim şirketinin sahibi ve yetkilileri, Kuzey Kıbrıs’a geçerek burada Kıbrıslı Türk şirketin sahipleriyle bir yemekte buluştu. Yemekte, Ada’daki ekonominin nasıl geliştirilmesi gerektiği yönünde düşüncelerin ortaya konulduğu kaydedilirken, diplomatik kaynaklar, Kıbrıs’ta liderler arasında devam eden görüşmelerin pozitif bir havada geçmesinin de Rumların “olumlu” tutumunda etkili olduğunu ifade etti. Milliyet’e konuşan bir yetkili de, “Bizim işimiz siyaset değil, ekonomik. Ada’da da halkların refahı için adımlar atıyoruz” dedi. Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis’in de, Kıbrıs Türk tarafına ekonomik alanda atılan adımlara

önemli markaların aDresi

kent’ten yakın ilgi

Kuzey Kıbrıs’taki yatırımla ilgili sürecin, Coca-Cola CEO’su Muhtar Kent tarafından da yakından izlendiği ifade edilirken, Anadolu Grubu’nun da, Kıbrıslı Türk şirketlere, kurulum aşamasında yardımcı olduğu öğrenildi. Coca-Cola’dan gelen iki uzmanın, üretim süresince Kuzey Kıbrıs’ta kalacağı bildirilirken, yatırım tutarının yaklaşık 10 milyon TL’yi bulacağı belirtildi. Coca-Cola yatırımını Milliyet’e değerlendiren Ekonomi Bakanı Sunat Atun, dünya devi bir markanın KKTC’ye yatırım yapmasının büyük bir adım olduğunu kaydetti. Atun, “Kıbrıslı Türkler olarak bu yatırım bizleri son derece memnun ediyor. Kuzey Kıbrıs, yatırım için müthiş bir yer” dedi.

Ağustos 2015

37


BUSINESSMagazine UK

İŞ DÜNYASI

CEO’lardan bürokrasiyi azaltma taktikleri Aslında bütün CEO’ların ortak bir hedefi var: Kurum içi bürokrasiyi azaltmak. Ancak hepsi bunun için farklı yöntemler kullanıyor. İşte onlardan bazıları...

B

ürokrasinin önüne geçmek için önlem alan CEO’lar, açık ve şeffaf iletişime odaklanıyor. Bunlardan biri de Yemeksepeti’nin kurucusu ve CEO’su Nevzat Aydın. Aydın, bürokrasiyi aşma konusunda kurum kültürlerini yansıtan yeni ofislerinin payının büyük olduğunu söylüyor. Yemeksepeti’ni 3 yıl önce Balmumcu’daki yeni kampüsüne taşıyan Aydın, “Yeni binanın iç tasarımını bürokrasiden uzak, kurum kültürüne ve çalışanların karakterine uygun olacak şekilde baştan ayağa yeniden kurguladık” diyor. Aydın, uyguladığı yöntemi şöyle anlatıyor: “Esneklik, bürokrasiden uzaklık gibi şirket iş yapış kültürümüzün temel özelliklerini, yeni ofisimizin mimarisine yansıtmaya dikkat ettik. Ofisimizi ekibimizdeki herkesin birbiriyle maksimum seviyede iletişim kurabileceği şekilde tasarladık. Toplantı ve üst kademe yöneticilerin odalarında dahi tüm duvarları camla kapladık. Bu da şeffaflığı sağladı.” kapı her zaman açık

Kiğılı’nın CEO’su Hilal Suerdem, çalışanlar arasındaki açık, şeffaf ve bürokrasiden uzak iletişimin başarıyı getirdiğine inanıyor. Suerdem, bunun için kapısını her zaman açık tutuyor ve bu davranışın şirketteki diğer yöneticilere de örnek teşkil ettiğini söylüyor. Suerdem, “Çalışanlarımızın üst yönetimle rahat, şeffaf ve açık iletişim kurabilmesi, iş verimliliği konusunda büyük fayda sağlıyor. Her türlü sorunlarını ya da önerilerini rahatlıkla söyleyebiliyorlar.

38

Ağustos 2015

İletişimsizliği çözmek sorunları da çözüyor” diyor. Türkiye’deki ofislerini bürokrasiyi azaltacak şekilde 2 yıl önce yeniden tasarladıklarını söyleyen DHL Express Türkiye CEO’su Markus Reckling de bu süreçte yönetim ekibinin odalarının kapılarını kaldırmış. Reckling, “Artık ofiste çalışanların yöneticilere ulaşmak için bürokratik yol izlemesi gerekmiyor” diyor. Mudo’nun CEO’su Barış Karakullukçu ise bürokrasiyi organizasyonda inovatif değişikler yaparak aştıklarını söylüyor ve ekliyor: “Şirket içinde bürokrasiyi en aza indirmek için ‘Chart of Authority’ (Yetki grafiği) projesini hayata geçirdik. Onay sorumluluğunu tüm seviyeler için etkin olacak şekilde konumlandırdığımız için şirket içi bürokrasi ortadan kalktı ve ekipteki arkadaşlarımızın yetkileri üst seviyelere taşındı.” büyük şirketlerDe Daha fazla...

Makro Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Songor, bürokrasinin büyük şirketlerde daha fazla yaşandığını düşünenlerden. Songor, “Hiyerarşi zinciri uzun olursa onay süreçleri de uzar. Buda gereksiz bürokrasiye ve hantallığa neden olur” diyor. Orka Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu da konvansiyonel iş yapma biçiminin bürokrasiyi artırdığı görüşünde. Orakçıoğlu, “Bizim grubumuzda çalışanlarımızın kendi sorumluluk alanlarında kendi

başlarına karar alma, aynı zamanda aldıkları bu kararları yönetme özgürlüğü bulunuyor” diyor ve ekliyor: “Yönetim olarak onların bu alanlardaki karar alma süreçlerine ve kararlarına çok fazla karışmıyoruz.” Temsa’nın eski CEO’su Mehmet Buldurgan da büyük şirketlerin en büyük dezavantajının artan kademe sayısı olduğunu belirtiyor. 32 yıl büyük şirketlerde yöneticilik yaptıktan sonra sonra danışman ve yatırımcı olarak KOBİ ve start up’larla çalışan Buldurgan, bürokrasinin hantallığından kurtarmak isteyen büyük şirketlere “girişim” gibi çalışmalarını öneriyor. Buldurgan’a göre bunun formülü şirket içi girişimcilik departmanı kurmaktan geçiyor. Uludağ İçecek İcra Kurulu Üyesi Ömer Kızıl, bürokrasiyi azaltmak ve daha hızlı karar alınması sağlamak için şirket içerisinde daha mobil ve sosyal bir kültür yarattıklarını söylüyor. Kızıl, bürokrasiyi artırdığı için gereksiz e-mail atmayı da yasaklamış. Kızıl, “Mail atmak yerine iş arkadaşlarımızla bir araya gelerek yapılması gerekenleri daha kısa sürede sonuca bağlamak oldukça işe yarıyor. Yalnızca çay-kahve molası süresinde veya yemek arasında yapılan 5 dakikalık fikir alışverişleri, kimi zaman bir düzine elektronik postadan daha efektif olabiliyor” diyor. Kızıl, son 15 yılda sağladıkları büyümeyi, pratiklik ve sosyal çalışmayı teşvik eden çalışma kültürleriyle elde ettiklerini belirtiyor.


BUSINESS UK Magazine

YAŞAM

Az uyuyup zinde kalkan insanlar Miamili emekli psikolog Abby Ross’a günde sadece dört saatlik uyku yetiyor. “Günün uzun olması çok güzel bir şey. Sanki iki kat yaşıyorum” diyor. Ross gibi kısa süreli uykuya alışkın olanlar kendilerini yorgun ya da uykulu hissetmiyor. Sabah erken kalkıp günlük işlerine başlıyorlar. İngiltere’nin eski başbakanı Margaret Thatcher da bu insanlardan biriydi. Nasıl oluyor da bazılarına bu kadar az uyku yetiyor da bazılarının dinlenmiş olmak için günün yarısını uyuyarak geçirmesi gerekiyor? Uyku tarzımızı değiştirip daha az ama etkili uyumayı öğrenmek mümkün mü? 2009’da San Francisco’daki California Üniversitesi’nde Ying-Hui Fu’nun laboratuvarına bir kadın gelmiş ve her sabah çok erken uyanıyor olmaktan şikayet etmişti. Fu önce bu kadının gece erken yattığı için sabah da erken kalkan insanlardan biri olduğunu sandı. Fakat gece 12’de yatıp sabah 4’te kalkıyor ve kendisini dinç hissediyordu. Ailesindeki birçok kişi de aynı şekilde yaşıyordu.

ve bellek oluşumunu gerçekleştirir. “DEC2 mutasyonu olan insanlar belli ki bu işleri çok daha kısa zamanda yapabiliyor; demek ki onlar etkin uyuma konusunda bizden çok daha iyiler. İşte bunu nasıl yaptıkları sorusunun cevabı önemli” diyor Fu. DEC2 mutasyonu tespit edildikten sonra birçok kişi gelip günde sadece birkaç saat uyuduğunu iddia etmeye başlamış. Fakat Fu bunların çoğunun aslında uykusuzluk sorunu çektiğini ve onlarla ilgilenmediklerini, az uyuduğu halde kendisini iyi hissedenler üzerinde yoğunlaştıklarını söylüyor. Fu, az uyku uyuyanlarda ortak özellik olarak pozitif bir görünüm tespit ettiklerini belirtiyor. “Anlattıklarından yola çıkarak bu insanların çok enerjik ve optimist olduğunu söyleyebiliriz. Fakat bunun söz konusu olan gen mutasyonu ile ilgisi olup olmadığını bilmiyoruz” diyor.

genDe mutasyon

Fu ve ekibi ailedeki farklı bireylerin genomlarını karşılaştırmış ve kısa süreli uyuyanlarda DEC2 adlı gende küçük bir mutasyon tespit etmişlerdi. Aynı mutasyon fareler üzerinde uygulandığında bunların da az uyuduğu, fakat fiziksel ve bilişsel becerilerinde herhangi bir kayıp olmadığı gözlendi. Az uyumanın normalde sağlık üzerinde, yaşam kalitesi ve süresi üzerinde olumsuz etkileri büyüktür. Depresyona, kilo almaya neden olabilir ve felç ve diyabet riskini artırır. Fu, uykunun çok önemli olduğunu, iyi uyunması halinde birçok hastalıktan, erken bunamadan bile kaçınılabileceğini belirtiyor. “İnsan günde iki saat az uyusa algılama ve kavrama fonksiyonları hemen büyük ölçüde azalacaktır” diyor. Fakat uykunun neden bu kadar önemli olduğu hala sırrını koruyor. Bu konudaki genel kanı şu: Beyin gün içinde hiç dinlenemediğinden genel bakım işlerini yürütmesi için uykuya ihtiyacı vardır. Biz uyurken beyin hücrelerdeki hasarı onarır, gün içinde biriken toksinleri atar, takviye edilmesi gereken enerjiyi tedarik eder

aynı saatte kalkmak

Ross da bu tanımlara uyuyor. Kalktığında kendisini çok iyi hissettiğini, hayatı boyunca günde 4-5 saat uyuduğunu belirtiyor. Bu sayede üniversiteyi iki buçuk yılda bitirmiş ve yeni beceriler edinmiş sürekli. Doğum yaptıktan birkaç hafta sonra başladığı 10’ar dakikalık koşular bir süre sonra maratona dönüşmüş. Sabah erken kalkıp egzersize zaman ayırabilmesi sayesinde üç yıl süreyle ayda bir taneden toplam 37 maraton tamamlamış. Fu, Ross gibi kısa süreli uykuyla yetinen birçok aileden aldığı genomların dizgisini çıkarmış. Bir gendeki mutasyonu yeni tespit ettiklerini ve ileride az uyumaları için bu mutasyonu başkalarına da uygulamayı ümit ettiklerini

söylüyor. Peki o gün gelinceye kadar az ve etkili uyku için uygulanabilecek kestirme yöntemler var mı? Uyku uzmanı Neil Stanley bunun en iyi yolunun sabah aynı saatte kalkmak olduğunu söylüyor. Vücut o saate alıştığı zaman o an gelinceye kadar verimli bir uyku uyumaya çalışıyor. “Araştırmalar vücudun uyanmadan bir buçuk saat önce uyanmaya hazırlandığını gösteriyor. Vücut düzen ister; yani uyku saatlerinizi sürekli değiştirirseniz vücudunuzun ne zaman uyanması gerektiğine dair bir fikri olmayacaktır.” “Toplumda az uyumanın iyi olduğuna dair bir yargı var. Bize hep Margaret Thatcher ya da çok erken kalkan CEO’lar örnek gösterilir. Oysa uyku ihtiyacınız da boyunuz gibi genetik olarak önceden belirlenmiştir. Bazılarına birkaç saatlik uyku yeterken bazıları da iyi hissetmek için 11-12 saate ihtiyaç duyar.” Stanley, uyku sorunu olan birçok insanın aslında böyle bir sorunu olmadığını, fakat belli bir süre uyuma beklentileri olduğunu ifade ediyor. “Eğer ne tür bir uyku düzenimiz olduğunu tespit edebilirsek yaşam kalitemizde büyük bir fark yaratacaktır.” bbc.com

Ağustos 2015

39


BUSINESSMagazine UK

YAŞAM

Dünyanın en güvenli kentleri Economist Intelligence Unit (EIU) tarafından oluşturulan dünyanın en güvenli kentleri listesine giren beş kent ve buralarda yaşayan insanların o kent hakkındaki düşünceleri…

kültürü hala yaygın olduğu için insanlar kendisini hep güvende hissediyor. Mahalleli birbirine özen gösteriyor. Yayalara yönelik yollar ve geçiş noktalarını daha da geliştirmek üzere yapılacak 15 milyon dolarlık harcama ile şehirde yürüme daha da teşvik edilmeye çalışılıyor.

Osaka Dünyanın en güvenli kenti olarak belirlenen Tokyo’nun ya-

nı sıra Osaka’da da Japonya genelinde hissedilen huzur ortamı hakim. İnsanlar eşyalarını korumasız bir şekilde ortada bırakabiliyor. İnsanlar gece geç saatlere kadar seyahat edebiliyor. Kadınlar tek başına ıssız yerlerde rahatça yürüyebiliyor. Ticaret geleneği baskın olan kentte halk sıcak ve sohbeti çok seviyor.

Singapur Bu güney doğu Asya şehir devleti yasaların uygulanması-

nı çok ciddiye alıyor, bu da halkta daha fazla güven hissi yaratıyor. İstikrarlı bir siyasi ortam ve din ya da ırkla ilgili şakalara tavizsiz yaklaşım kentteki uyumlu yaşama katkıda bulunuyor.

Amsterdam Bir milyondan az kent nüfusu ile Amsterdam EIU listesinde-

ki diğer şehirlere göre daha küçük. Kent halkı oldukça rahat, koşturmaca halinde değiller. Fakat şehir su üzerinde kurulu olduğu için tümüyle düz bir ev bulmak mümkün değil gibi. “Evin bir ucuna konan tenis topu kendiliğinden diğer uca doğru hareket ediyor” diye uyarıda bulunuyor kent halkı.

Stokholm Bu kadar kuzeyde yaşamanın avantajları yok değil; uzun yaz günleri örneğin… Bu durum kentte güvenli bir ortam da yaratıyor. Stockholm oyun parklarının bolluğu ve kalitesiyle çocuk yetiştirmek için de çok ideal bir şehir olarak görülüyor. İsveçliler başta teknoloji olmak üzere yeni şeylere oldukça açık ve tarz oluşturan insanlar olarak değerlendiriliyor.

Sidney Avustralya’nın en büyük kenti olan Sydney’de mahalle 40

Ağustos 2015

bbc.com


BUSINESS UK Magazine

AÄ&#x;ustos 2015

41


BUSINESSMagazine UK

SERİ İLANLAR

SERİ İLANLAR ELEMAN

KİRALIK ODA

0208 803 5500 0750 885 5030 MOON MARKETING

Promotional products (calen-

Sosyal Medyayı Türkçe ve Old Street’de kiralık dars, keychains, pens, watches, İngilizce kullanabilen & T shirts, hats ... etc) and to call double oda. Facebook,Tweter,Youtube vb for marketing consultancy 07415 982 826 http://moonmarketings.co.uk İçerik Geliştirme deneyimi olan 07774 692426 Dijital Kanallara Hakim olan Basın ve Yayıncılık KİRALIK ODA Reklam ve Halkla İlişkiler alanında kariyer yapmak isteyen Stoke Newington bölgesSATILIK kişiler aranıyor. inde kiralık odalarımız Hornsey’de satılık kebab Ön görüşme için; mevcuttur. Bilgi için: shop £40.000 0044 750 8855030 07950 739 354 Please call 07590037999 info@businessukmagazine.com

KİRALIK ODA Londra’da kiralık oda ve flat arayanlar, evini kiralamak isteyen ev sahipleri bize ulaşın, hızlı sonuç almanıza yardımcı olalım. 07939 814 926

SATILIK ARSA DİDİM’DE SATLIK ARSA 300m2 5000 pound.-600m2 10.000 pound Mimara 100/20 su var, elektrik var, yolu açık 07950222400

SATILIK ARAÇ Satılık Honda Civic 2002 1.6 Petrol. Sol yan bölgeden hafif vuruğu var. Fiyat - £450 07403 275 647

SATILIK YAZLIK Didim Altınkum’da Denize 10 dakika yürüme mesafesinde 24 saat açık Carrefour, Mc Donalds ve Burger King karşısında sıfır daire, full sıfır eşyası ile acil ihtiyaçtan sahibinden satılıktır. Fiyat 30 Bin Sterlin 07403 275 647 / 07508 855 030 / 0542 334 5493

SATILIK ARAÇ Temiz Audi :A :4; Milege 77000 Full service history : £6300 Tel:07921 183115

42

Ağustos 2015


BUSINESS UK Magazine

ERGÜN FASHION

Minicab Şöförleri aranıyor Kings cars & Couriers Edmonton,Enfield,southgate,Totten Her türlü kıyafet tamiri, kısaltma, fermuar, paça daraltma, dikim kesim işlerinde bizi arayınız. Tel: 07448 784 026

Çolak Personal Training uygun fiyata spor akademisi mezununda tenis dersleri Orhan Çolak-Tel:07951033825

Bir yıl içinde Arapça öğrenmek ister misiniz? Kuranı, Hadisleri ve Modern Dünyayı anlamak için... osmanpakoz@ yahoo.com 07466792823 Özel ders imkanı vardır.

ham bölgelerinde çalışacak en fazla 5 yaşında arabası olan şoförler Tel 0208 8078076

International web applications. All your web application need’s from A to Z . Call us 0203 290 3933 - Mobile: 0740 406 1603 Bulent Kandemir

Bellona Londra Mağazalarında yılın en iyi kampanyası başladı TEL:0208 443 33 32 Email: bellonalondon@gmail.com Web: www.bellona.com.tr

Ağustos 2015

43


BUSINESSMagazine UK

DÜĞÜN

Gelin Makyajı saçınızı sabitleyin ve parlaklık katın

-Eğer duvak takacaksanız saçınızı geriye taramak iyi bir fikir. Jennifer Garner’la çalışan saç stilisti Adir Abergel, “Duvağınızın tarak kısmını yerleştireceğiniz kısmı tarakla kabartın” diyor ve ekliyor “Tarağı yerleştirmeden önce üzerine saç spreyi sıkın.” -Saçınızın yağlı görünmesini değil sadece parlamasını sağlamalısınız. Bunun için fırçanıza John Frieda’nınki gibi parlaklık veren bir saç spreyi sıkarak saçınızı tarayabilirsiniz. -Kate Hudson gibi ünlülerin saç stilisti David Babaii uçuşan küçük saç tellerini renksiz bir kaş jeli ile taramanızı öneriyor. mevsime göre nemlendirici seçin

“Düğün yazınsa özellikle de karma ve yağlı bir cildiniz varsa, yağsız ve ince kıvamlı nemlendiriciler kullanın” diyor Dr. Yasemin Ağaoğlu. Ağaoğlu ayrıca gözenekleri tıkamayan makyaj fiksleyici spreyleri de öneriyor. mükemmel bir dudak makyajı yapın

“Renksiz ve soluk dudak tonları fotoğraflarda çok cansız durur” diyor Bobbi Brown. Bu nedenle normalde kullandığınız rengin bir ya da iki ton daha parlak olanını sürmenizi öneriyor. Örneğin pembe, gül ve erik tonlarını deneyebilirsiniz. kalıcı bir parfüm sıkın

Harvey Nichols’dan Ahmet Yalçın, alkol oranı daha fazla olan Eau de Parfume’ün daha güçlü ve kalıcı olduğunu hatırlatıyor. Dudaklarınızı nemlendirin

Düğün gecenizi çatlamış dudaklarla geçirmemeniz için Blistex’in nemlendiricisiyle dudaklarınızın bakımını yapabilirsiniz. makyajınız kalıcı olsun

Makyör Ali Rıza Özdemir, “Rujun kalıcı olması için tek çare çıkmayan ruj kullanmak” diyor ve M.A.C’in Pro Longwear rujunu öneriyor. Makyöz Bobbi Brown da ruju sürmeden önce dudak kalemiyle dudak çizgisini belirleyerek içini de boyamayı tavsiye ediyor. vücudunuza ışıltı katın

Özdemir, “Kesinlikle atlanmaması gereken bir nokta da boyun ve dekoltenize makyaj uygulamanız” diyor ve ekliyor, “Bu özellikle makyajı tamamlayan çok önemli bir bütünlüktür ve fo-

44

Ağustos 2015

N Ü Ğ DÜ AZİN G MA toğraflarda daha kusursuz sonuç almanızı sağlayacaktır. göz makyajınızı sabitleyin

Makyaj artisti Bobbi Brown, “Göz yaşlarınızın makyajınızı akıtma tehlikesine karşı o geceki makyajınız için suya dayanıklı bir eye liner kullanın” diyor. bol bol gülümseyin

O gece güzel görünmenizin en kolay yolu gülümsemek. İçten bir gülümsemeyle hem gözlerinizin içi parlayacak, hem ne kadar mutlu olduğunuzu çevrenizdekiler görecektir. saçınızı düzeltin

Yağ emici kağıtlar özellikle t bölgesindeki parlamayı almak için kullanılsa da saç stilisti David Babaii, Shiseido Purenes Oil-Control yağ emici kağıtları (52 TL) saça da uyguluyor. “Bu kağıtları kaküllerinizin üzerinden geçirin, böylece temiz görünmelerini sağlayabilirsiniz” diyor Babaii. Saça şekil verirken Babaii, bu kağıtlardan birini kakülün altına diğerine ise üstüne koyarak geride firketeyle tutturuyor. “Bu sayede kakülleriniz hem dümdüz kalıyor

hem de makyajınız ve saçınız yapılırken kirlenmiyor” diyor Babaii. Dik durun

Dr. Yasemin Ağaoğlu, uzun süre masa başında çalışılması ve bilgisayar kullanılmasının sırtta ağrılar ve kambur bir görünüme sebep olduğunu söylüyor. “Milyarlar verilen dünyanın en güzel gelinliği giyilse bile dik bir duruş sağlanmadığı zaman güzel görünmezsiniz” diye uyaran Ağaoğlu, dik durmayı alışkanlık haline getirip, o gece de bunu kendinize sık sık hatırlatmanızı öneriyor. “Ayrıca unutulmamalıdır ki dik durmak yapılan araştırmalara göre kişileri normalden üç kilo daha zayıf gösterir” diye de ekliyor.


BUSINESS UK Magazine

TEKNOLOJİ

İs dunyası için en iyi iphone uygulamaları Iphone 6 ve Iphone 6 Plus’ın piyasaya çıkmasının ardından eklenen yeni özellikler, eklentiler ve grafikler ile birlikte iphone uygulmaları her zamankinden daha çekici hale geldi. Biz de her sayıda olduğu gibi okurlarımız için iş dünyasına yönelik seçtigimiz en iyi iphone uygulamalarını tanıtmaya devam ediyoruz…

Asana Android

Asana, Android cihazlarınız üzerinde proje ve taslaklarınızı listeleyerek işlerinizi kolaylaştırabileceğiniz yararlı ve yardımcı bir Android uygulamasıdır. Asana, tüm taslak ve projelerinizi kolayca takip etmenizi ve listelemenizi sağlayan yararlı bir Android uygulamasıdır. Yapılacaklar listesi uygulaması gibi görünen fakat gerçekte bir proje yönetimi uygulaması olan Asana, sahip olduğu geniş kapsamlı özellikler ile projelerinizi takip etmenizi, projede olan diğer kişiler ile iletişime geçmenizi ve projelerinizi listelemenizi sağlayan yararlı bir uygulamadır.

Complete

Workflow

Akıllı telefon ve tabletlerin en iyi taraflarından bir tanesi de kullanıcılara farklı görevleri aynı anda gerçekleştirebilme şansı vermesi. Cihazların entegre sistemleri ve fonksiyonları bu işi bir noktaya kadar başarıyla taşısa da üreticiler tasarladıkları uygulamalar ile çoklu görev yönetimi deneyimini bir basamak ileri taşımaya çalışıyor.

Hours

Hours uygulaması sayesinde yaptığınız işleri daha iyi bir şekilde takip edebilir ve ne kadar vakit harcadığınızı hesaplayabilirsiniz. Hours özellikle zamanı kıymetli olan kullanıcılara hitap eden bir uygulama. Profesyonel yaşamında zamanla yarışan kullanıcıların ihtiyacı olan her özelliği barındıran Hours sayesinde günlük planlamalarınızı kusursuz bir şekilde gerçekleştirebilirsiniz.

Complete tamamen ücretsiz olarak indirilebilen ve kullanıcıların grup içerisindeki iletişim sürecini kolaylaştıran bir uygulama. Sik sık grup çalışmalarına ve organizasyonlarına katılan iOS kullanıcıları için geliştirilen Complete isimli bu uygulama, grup üyelerinin sağlıklı bir şekilde iletişim kurmasını sağlıyor. Bİldiğiniz gibi yetersiz iletişim grup çalışmalarının en büyük problemidir. Haberleşme sürecinde meydana gelebilecek bir sıkıntı, hedeflenen işi büyük sekteye uğratacaktır.

Ağustos 2015

45


BUSINESSMagazine UK

İLGİNÇ ÜRÜNLER

İLGİNÇ ÜRÜNLER Kimi zaman kahkahaya boğan kimi zaman ise oldukça büyük ihtiyaçlarınızı karşılayan birbirinden ilginç bu ürünlere sahip olmak için 00 (44) 208 803 5500 - 00 (44) 207 923 9023 numaralı telefonları aramanız yeterli…

Smartphone Projector Akıllı Telefon Projektörü Prejöktörlere dünyanın parasını vermeyin, cep telefonunuzla kendi projektörünüzü gelin kendiniz yapın!

İçerisinden ihtiyacınız olan tüm malzemelerin çıkacağı Akıllı Telefon Projektörü ile artık küçücük bir ekrana hapsolmayın. Projektörünüzü kurup telefonunuzun ekranını duvarınıza yansıtın ve arkadaşlarınızla evde sinema keyfinin tadını çıkartın.

Para Sayan Kumbara

Gimble Book Holder Ayraçlı Kitap Okuma Standı Yemek yaparken annenizden kalma evladiyelik yemek kitabınızı un ya da yağa bulamak istemiyorsanız bir de Gimble Book Holder’ı deneyin. Ayraçlı Kitap Okuma Standı ile kitabınızın hem istediğiniz sayfasını açık tutabilir, hem de elinizde tutmanıza gerek kalmadan kitabınızı kolayca okuyabilirsiniz. Gimble Book Holder sayesinde artık kitap okurken kaldığınız sayfayı da unutmayacaksınız. Pembe beyaz ve gri rengi bulunan Ayraçlı Kitap Okuma Standı seçmiş olduğunuz renkte tekli olarak gönderilecektir. Gimble Book Holder ile artık kitap okumak, ders çalışmak çok kolay!

Kişiye Özel Bedelli Askerlik Künyesi

Çocuk yaştan beri inek kumbarasında bozuk paralarını biriktiren genç sana sesleniyoruz, artık paraya ihtiyacın olduğunda kumbaranı kırmaya, sonra da saatlerce bozuk paralarını saymana gerek yok. Para Sayan Kumbara sayesinde artık bozuk paralar sayılarak kumbaraya konulacak, yeri geldiğinde de kumbaranın kapağından kaç tl olduğunu hemen öğrenebileceksin. Paraya mı ihtiyacın oldu hiç dert etme Para Çekme(WITHDRAW) modülü ile istediğin kadar parayı kumbara panelinden eksiltme şansın mevcut. Dilersen kendine Hedef (TARGET) modülü ile bir hedef koyabilirsin, hedefe ulaştığında kumbara otomatik olarak sinyal verecektir.

46

Ağustos 2015

Yıllardır askerlikten köşe bucak kaçan arkadaşınıza en sonunda bedelli askerlik yasası denk geldi ise BuldumBuldum.com sayesinde ona unutamayacağı bir askerlik anısı kazandırabilirsiniz. Arkadaşınız Kişiye Özel Bedelli Askerlik Künyesini bankaya gidene kadar boynunda taşıyabilir, çoluğuna çocuğuna da askerlik hatırası olarak gösterebilir.


BUSINESS UK Magazine

BUSINESS UK İNGİLTERE FİRMALAR REHBERİ ALIŞVERİŞ

Avrupa Mutfak Malzemeleri 020 8803 1425 İmparator Sedefçilik 0207 7241 1035 Sama Foods 020 8443 0003 Şahmaran Balıkçısı 07950 599 522

BANKALAR

Turkish Bank 020 7403 5656

CAFELER

Metolino Barish 020 7241 1684

GÜVENLİK FİRMALARI Eye-Sec Security 020 7033 9966 GSSecurity 0800 0124 737

GÜZELLİK VE KİŞİSEL BAKIM

Etiquette Hair & Beauty 020 8808 0700

HUKUK FİRMALARI StanleyGoldman 020 8809 2253 IVY Solicitors 020 8617 9630 Kent solicitors 020 8805 9735

CAMCI

İŞ KIYAFETLERİ

CAR MOT CENTER

KAZA DAVALARI

Umut Glass&Glazing 07919 264 497 1 Stop Mot Center 020 8803 1437

CATERING DÜKKAN MALZEMELERİ Kirney (Hasal Catering) 07916 268 030

ÇİÇEKÇİLER

Zümrüt Çiçekçilik 020 7241 5634

DİL KURSLARI VE TERCÜMANLIK

Language Friendship&CO 07563 357 609

DÜĞÜN SALONLARI Prince and Princess 07540 250 571

ECZANE

Med-chem Türk Eczanesi 020 8002 4855

EĞİTİM KURUMLARI Master Akademi 020 3638 3532 Your LifeEsol Vatandaşlık Kursu 07412 062 030 Final Dershanesi 07530 322 859

EMLAKÇILAR

Fineks UK London 020 7871 4401 Global Property 020 7683 0657 N16 Estate Agency 07533 899 470 Sahibinden Satılık Yazlıklar Didim 07508 855 030 Turhan Emlak 07440 505 830 Turkishgumtree.com 07403 275 647 N9 Emlak-Tercümanlık 020 3538 0410

FİNANS KURULUŞLARI Ozen Financial Services 020 3119 0121 Türk Finans Limited 020 8144 5946

United Collection 07872 646 585

Car Claims UK 07572 431 497 Global Claims 020 7503 5000 Smart Claim Accidents 020 8801 5050 Quick Claim 4 Accidents 020 3601 1068

KUYUMCU

Ayaz Jewellery 020 7041 7053 Erbiller Jewellery 020 8801 9695 Ozan Kuyumculuk 020 8888 3711

İNŞAAT

MKS İnşaat 07776 665 658

MEZAR TAŞI MERMER GRANİT I&C Memorials 020 8365 0477

MINI CAB OFİSLERİ King Cab 020 8807 8076 Quality Cars 020 8342 9429

MOBİLYA

İpek Mobilya 020 8807 8076 Aldora 0207 254 3331 İstikbal 020 8803 6666 Bellona 0208 443 33 32

MODA

Kuaybe Gider 00 (90) 232 633 23 23

MUHASEBECİLER Aydan Smith 020 3240 0011 Ada Associates 020 8819 8212 Certax Accounting 020 8888 0004 Global Accountancy 020 8807 1000

OTOMOBİL KİRALAMA West 1 Auto Group 07576 364 000

OTOMOBİL TAMİR KURTARMA Araç kurtarma ve Çekici İşlemleri 07887 706 054 Bilo kaporta boya 07438 775 927 Aytaç Usta 020 8803 6109

KASAP

Aziziye Helal Kasabı 020 7923 7675 Capital Butchers 020 8803 6445

PASTANE VE TATLICI Tuğra Baklava 020 7241 1514 Golden Baklava 020 3302 0505

RESTAURANTLAR Antep Dürümcüsü 020 8345 6660 Capital Restaurant 020 8803 2238 Devran Restaurant 020 7254 2525 Diyarbakır Restaurant 020 8809 2777 Ezgi Bar Restaurant 020 8801 5101 Harran Restaurant 020 8348 5434 Kilikya’s Restaurant 020 7488 0813 Köyüm Restaurant 020 8808 7980 Likya Restaurant 020 8455 7171 Paragon Restaurant 020 8200 8800 Umut Ocakbaşı 020 8881 2444

SAĞLIK

Mediostar Laser Clinic 020 8887 6550

SU ARITMA CİHAZLARI

Bms Su Arıtma Cihazları 020 8887 8742

SURVEYING DESIGN PLANING-PROJECT Excel 020 8807 8010

TEKNİK TAMİR SERVİCE Astech Elektronic 020 8292 1273

TURİZM

Comfort Travel 020 8807 6162 Just 2 Travel 020 3598 1818 Right Holidays 020 8661 1805 Tulip Holidays 020 8211 0001

Jetset Travel 020 8803 1100 ELEKTRONIK iElectronic 02079234297 DigiShop 02083408222

ÖNEMLİ TELEFONLAR Polis-İtfaiye-Ambulans : 999 Türkiye Cumhuriyeti Londra Başkonsolosluğu 020 7591 6900 Türkiye Cumhuriyeti Londra Büyükelçiliği 020 7393 0202 KKTC Londra Temsilciliği 020 7631 1920

0208 803 5500 0750 885 5030

SANAT OKULLARI Sentez Arts 020 3632 0896

SİGORTA

AVA Insurance 020 8127 0304

SÜRÜCÜ OKULLARI Angel Driving School 07886 031 714

SPOR SALONLARI Legends Gym 020 7812 9600

SING-DESIGN KARTVİZİT-BROŞÜR Sign Tech 020 8804 9988

Firma bilgilerinizin Rehber de yer alması için yukarıdaki numaraları aramanız yeterli...

Ağustos 2015

47


BUSINESSMagazine UK

SİNEMA TUTKUNLARI İÇİN

Beden Kuşkucu bir polis dedektifi ve anoreksiya hastası olan kızı oldukça zor bir dönemden geçmekte ve karşılaştıkları tüm zorluklara rağmen ayakta durmaya çalışmaktadırlar. Her ikisi de ölümle başa çıkabilmenin yolunu ararken, bir gün hayat karşılarına başarılı terapist Anna’yi çıkarır. Anna ile tanışmalarıyla birlikte de, her ikisinin hayatı değişmeye başlar. Bu tanışma sayesinde hem dedektifin, hem kızının hem de ilginç bir biçimde Anna’nın hayat ve ölümle ilgili görüşleri değişecektir. 33 Scenes from Life ve Elles filmlerinin yönetmeni olarak tanınan Malgorzata Szumowska’nın kamera arkasına geçtiği bu etkileyici filmin başrollerindeyse Janusz Gajos, Maja Ostaszewska ve Justyna Suwala gibi önemli isimler yer alıyor.

/ AYIN FİLMLERİ

Toprağın Tuzu Fotoğraf sanatçısı ve kaşif Sebastião Salgado, kırk yıl boyunca insanlığın her daim değişime uğrayan karakterinin izini sürüp dünyanın yakın tarihte deneyimlediği açlık, göç ve uluslararası anlaşmazlıklar gibi önemli olaylara tanık olmuş ve bunları ölümsüzleştirmişti. Sanatçı bu kez modern uygarlık tarafından henüz zarar görmemiş toprakların keşfine çıkıp Vrangel Adası, Batı Papua ve Brezilya’nın Panatanal bölgesi gibi yerlerde sıradışı çekimler yapıyor. Belgesel, bir fotoğrafçının oğluyla çalışma ilişkisine ve Salgadoların aile yaşantısına da değinen dokunaklı bir çalışma. Salgado’nun bu doğa turunda yönetmenlik olarak ona eşlik eden isimler, kendi oğlu Juliano Ribeiro Salgado ve ünlü yönetmen Wim Wenders.

Marnie Oradayken Ghibli Stüdyosu’nun son filmi olarak sinema severlerle buluşacak olan Marnie Oradayken, terk edilmiş bir ev ve bu gizemli evin penceresinde görünen esrarengiz bir kızın hikâyesini perdeye aktarıyor. Klasik Ghibli konseptinin hakim olduğu filmde bütün öykü Anna’nın gözünden anlatılıyor. Hiç arkadaşı olmayan Anna bir gün evinin yakınlarında bulunan kum tepelerinin orada Marnie’yle karşılaşır. Marnie, insanlardan uzakta yaşamaktadır ve bataklıktaki eve yeni bir aile taşınınca Marnie ortadan kaybolur. Anna sahip olduğu bu tek arkadaşın peşine düşmekte gecikmez. Popüler bir çocuk romanından perdeye uyarlanan, arkadaşlık ve yalnızlık hakkındaki bu dokunaklı film, bu zamana kadar birçok Ghibli filminde çalışmış olan yönetmen Hiromasa Yonebayashi’nin yönettiği ikinci uzun metrajlı animasyon filmi.

48

Ağustos 2015

Taksi Tahran Taksi Tahran’ın hikayesi, İran’ın başkenti Tahran’ın sokaklarında gezinen, görünürde diğerlerinden hiçbir farklı olmayan bir sarı takside geçiyor. Tahran’ın renkli sokaklarında ilerleyen taksi, her türden yolcuyu konuk eder ve şoför koltuğunda oturan kişi her yolcuyla farklı bir konu üzerine çeşitli röportajlar gerçekleştirir. Direksiyondaki isim ise ünlü yönetmen Jafar Panahi’den başkası değildir. Panahi, taksisinin ön panosuna monte edilmiş kamerasını yolculara çevirerek farklı konular üzerinden yürüttükleri sohbetlerle, izleyiciye içerisinde dram ve komedinin bir araya geldiği zengin bir Tahran portresi sunuyor.


BUSINESS UK Magazine

İŞ DÜNYASI VE KARİYER ÜZERİNE

Sosyal Medya Sanatı İsterseniz bir ürün veya hizmet sunun, isterseniz bir marka olarak kendinizi konumlandırın, sosyal medyanın başarıyı belirleyen unsurların başında geldiği artık bir gerçek. Apple’ın popüler marka imajının oluşmasında büyük katkıları olan ve iş dünyasında tüm sosyal medya platformlarının kullanımına öncülük eden Guy Kawasaki ve meslektaşı Peg Fitzpatrick’in bu konuda söyleyecek çok sözü var. Yazarlar son kitapları olan Sosyal Medya Sanatı’nda okuyanı zamandan, çabadan ve paradan tasarruf ettirecek pratik bir kullanım kılavuzu sunuyorlar. Sağlam bir sosyal medya stratejisi geliştirmek, en popüler platformlarda kalıcı bir yer edinmek, dijital varlıklarınızı büyütmek, pazarda daha görünür olmak ve takipçilerinizi artırmak istiyorsanız Kawasaki ve Fitzpatrick’in açtığı yoldan gidin ve Sosyal Medya Sanatı’nı tüm incelikleriyle öğrenin!

Banka Mağduru Olmayın Kredisiz Kalmayın Aynı dili konuşmamıza karşın, konuşurken aynı şeyleri anlıyor muyuz? Anladığımız en doğrusu mu? Yanlış anladıklarımızla ilgili sonrasında aldığımız kararlar en doğrusu mu? Firma-banka ilişkileri de yanlış anlaşılmanın en fazla yaşandığı ilişkiler arasında baş sırayı çekiyor. Anlamıyor, ön yargıyla karar veriyoruz. Firma ortağının veya yöneticisinin söylediği, bankacının anladığının çok dışında bir şey olabiliyor. Bu kitapta, en azından banka-firma ilişkilerinde bu yanlış anlamaların önüne geçmeyi hedefledim. Her iki tarafa da faydalı olacağını umut ediyorum. Kitabı okurken firmanızdan, kendinizden örnekler göreceksiniz. Evet, bunları ben-de yaşamıştım, bende aynı önlemleri almıştım diyeceksiniz. Banka-firma faaliyetlerinden daha başarılı sonuçlar almanız beni mutlu edecektir. İkinci kitabımda, 29 yıl içerisinde sektörle ilgili yaşadığım olayları anlatacağım... Çok hoşunuza gidecek ve okurken keyif alacaksınız. Kitap yazımında bana destek veren herkese teşekkür ediyorum.

/ AYIN KİTAPLARI Duygusal Zeki Organizasyonlar “Düşünen beyin” ile “hisseden beyin” birlikteliğini ön plana çıkaran duygusal zeka olgusu psikoloji, sosyoloji, klinik çalışmaların yanı sıra, iletişim, işletme ve pazarlama literatürünün giderek artan ilgi odağı…Bir insanın yaşamının ortalama kırk-elli yılı çalışarak geçmekte. Oldukça uzun bu zaman dilimi pek çok duyguyu hafızalara kalıcı deneyimler olarak yerleştirmekte; ilk işe giriş, kazanılan başarılar, kaybedilenler, terfiler, işten çıkarılmalar, paylaşılanlar, hayal kırıklıkları, cesaret, umutlar, korkular, mutluluk gibi….Vince’in ifadesiyle, “Her organizasyon duygusal bir ortamdır çünkü bireyin fonksiyonlarına bağlı olan ve amaçlarına hizmet etmek üzere kurgulanan bir insan icadıdır. Duygu bağlı olduğu yapı içine sistemi yaratır ve devam ettirir. Bireyler ve takımlar devamlı biçimde kendilerini, hem kaçınılması gerekli duyguları (öfke, kin, nefret gibi) hem de duygusal tepkilerini, örgütsel kuralları temel alarak organize etmeye çalışırlar.” Çalışanların işe yüreğini ve sevgilerini katmaları işin kalitesini yükseltiyor. Güçlü markaların, güçlü kurumların, güçlü liderlerin arkasında güçlü duygular yatıyor. İnsanlar duygu deneyimlerini sürekli olarak marka, birey ve kurumlara yüklüyorlar. Bu ise onların iş ilişkilerini sürdürme, satın alma, birlikte çalışma, üretme, çözme gibi rasyonel eylem ve kararlarına yön veriyor.

Yaratıcılığı Kim Öldürdü? Bir cinayet işlendi… Suçlular elini kolunu sallaya sallaya aramızda dolaşmaya devam ediyor… Yazarlar, failleri bulmak ve kaybettiklerimizi geri kazanmak için okurdan yardım istiyor… Yaratıcılığı kim öldürdü? Uluslararası danışmanlık şirketi Tirian’ın yöneticileri ANDREW GRANT ve GAIA GRANT, olumlu değişim için yaratıcı düşünceyi keşfederek 25 yıl boyunca dünyayı dolaştı. En sonunda, Nörolojik Bilimler doktorası sahibi ödüllü uzman psikolog Jason Gallate’ın deneyimlerini de içeren bu kitap ortaya çıktı. Esprili anekdotlarla harmanlanan titizlikle araştırılmış veriler, büyüleyici bir adli tıp yaklaşımıyla yaratıcı düşüncenin katillerini ortaya çıkarıyor. Ardından, pratik araçlar ve vaka çalışmaları temel yaratıcı düşünme stratejisiyle herkese, zihnini yeniden nasıl düzenleyebileceğini gösteriyor. Yaratıcılığı Kim Öldürdü? inovasyon ruhunu her seviyede diriltmenize yardımcı olacak eserlerin arasında yer alıyor.

Ağustos 2015

49





Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.