Business UK Magazine Sayı 30

Page 1






Editörden SEMİH ÖZYİĞİT info@businessukmagazine.net

G

irdiği her savaşı kazanan, usta bir savaşçı değildir. En büyük zafer savaşmadan kazanılanlardır!” Yaklaşık 2500 yıl önce Çin’li komutan, filozof Sun Tzu tarafından yazılan ‘Savaş Sanatı’ (The Art of War) isimli kitapta verilen tavsiyeler, bugünün iş dünyasına uyarlanıyor ve iş dünyasına yeni atılan, geleceğin işadamlarına adeta bir ders kitabı niteliğinde okutuluyor. İsmini uzun yıllardır duyduğum bu kitap kısa süre önce tatil amaçlı gittiğim Türkiye’de elime geçti ve tabir yerindeyse bir solukta okudum. Böylesine bir klasiği bugüne dek okumamış olmak beni gerçekten üzdü, öyle ki kitap hayata, iş dünyasına, hatta kendimize karşı verdiğimiz tüm savaşlarda kullanılabilecek altın değerinde tavsiyelerle dolu. Savaş Sanatı, aslında yepyeni bir yaşam ve düşünce şeklinin, bilgelikle dolu bir bakış açısının rehberi. “Tarih her zaman ikinci sınıf komutanları ve devlet adamlarını yazar” diyor Sun Tzu, çünkü onlar savaşlar kazanmış, halkın gözünde kahramanlık mertebesine ulaşmışlardır. Tarih kitaplarında yazmayan 1. Sınıf komutanlar ve devlet adamları ise savaşmadan kazanmak öngörüsüne, aklına ve kurnazlığına sahip olan bilgelerdir. “Hareket oluştuktan sonra hissedip anlamak, anlamak sayılmaz. Büyük çabalardan sonra başarmak, başarı sayılmaz. Gördükten sonra bilmek, bilmek sayılmaz.” Sun Tzu’ya göre yenilmezlik ve başarının yolu eylem gerçekleşmeden sezinleyip engellemekten geçer. “Zoru henüz kolayken tasarla, büyüğü henüz küçükken yap. Dünyanın en zor işleri henüz kolayken gerçekleştirilmeli, dünyanın en büyük şeyleri, henüz küçükken yapılmalıdır. Bu nedenle bilgeler aslâ büyük olanı yapmazlar ve yüceliklerine bu yolla ulaşırlar.” İşte bu yüzden tarih kitapları ‘o en büyük kişilerden’ habersizdirler. Kitapta yer alan bir doktor ile hükümdar hikayesi Sun Tzu’nun bu felsefesinin özetini içerir: “Bir gün Çinli hükümdarlardan birisi ülkenin en meşhur doktorunu kendisini tedavi etmesi için çağırır. Doktor tedavisini yaparken hükümdar ‘Ülkenin en büyük doktoru sensin’ der. Doktor şöyle cevap verir. ‘Benim büyük ağabeyim hastalıkların ruhu ortaya çıkmadan onları yok ederdi, o nedenle ünü evimizin dışına çıkamadı. Ortanca ağabeyim hastalıklar tomurcuklanmaya başlamadan onları yok ederdi o nedenle ünü köyümüzün dışına çıkamadı. Bense ilaçlar yaparım, dikiş atarım, kırıkları iyileştiririm o nedenle ünüm bütün Çin’e yayılmıştır. Sizce üçümüzden en büyüğü hangimiz?” Öngörü, ‘rüzgarı henüz çıkmadan farkedebilmek’ Sun Tzu’nun temel savaş prensibidir. Fakat eğer rüzgar bir kez başladıysa onunla başedebilmek bambaşka bir ustalıktır. Talimatlara net olarak uyulursa değil rüzgar, bir kasırga dahi insanı yerinden kımıldatamaz. Mantık, önsezi ve bilgiye dayanan strateji esastır. “Duygularından arınmış, sakin, serinkanlı, kayıtsız savaşçı kazanır, karşıtlarına üstün gelmeyi bilenler işin içine duygularını katmazlar.” “Galip bir ordu önce kazanır, sonra savaşır; mağluplar ise önce savaşır, sonra kazanmaya gayret eder.” Savaşın dinamikleri karşı tarafa verilen yanlış görüntü ve doğru zamanlama ile tersine çevrilebilir: “Güçlüyken zayıf görün, etkiliyken etkisiz görün!” “Gücün düşmana eşit değilse, bir açıklarını yakalayana dek bekle, sonra da kararlıca saldır.”

Sabır ve ayakta kalma esastır; “Nehir kenarında yeterince beklersen, düşmanlarının cesetleri yüzerek gelir.” Savaşları sayı değil strateji olarak üstün olan kazanır. “Stratejinin anlaşılmazlığı en önemli unsurdur. Duruş belirsiz, hamleler öngörülemez olunca hamleye hazırlık yapmak imkansızdır. Bir komutanı savaşta yenilgiden uzak tutup, zafer kazandıran şey öngörülemeyen akılcılığı ile izi algılanamayan hareket tarzıdır Yalnızca durumu bilinmeyene etki edilemez.” “Yakınına saldırmak üzereyken, uzağa; uzağa saldırmak üzereyken, yakınına gidiyormuş gibi hareket et.” Psikolojik faktörleri doğru kullanmak zafer getirir; “Düşmanın 4 tarafını sarmak akıllıca değildir. 4 tarafı sarılan düşman can havliyle saldıracak ve belkide kazanacaktır. Düşmanın 3 tarafını sarıp birini açık bırakın. Kaçmaya çalışırken dağılacak, odağı bozulacak ve kolayca saldırmanız için uygun şekle bürünecektir.” Ve yine kitapta vurgulanan temel stratejilerinden bir tanesi de ‘giz’dir. “Düşüncelerini ve niyetini olabildiğince gizle. Öyl e k i görünmez ol. Olabildiğince gizemli ol, öyle ki sesin bile işitilmesin . O zaman düşmanının kaderi senin elindedir.” Savaş sanatı; mesleği ne olursa olsun en başta “yaşam savaşı” veren herkesin okuması gereken bir kitap. Alın, okuyun, okumaktan çok daha fazla üzerinde düşünün! Tüm Business UK okurlarına mutlu bir sonbahar ayı dilerim…

İçindekiler 8 9 10 12 13 16 17 18 20 22 24 30 41 42 44 45 46 47 48

İngiltere’de işsizlik rakamları açıklandı Fitch, Türkiye’nin kredi notunu korudu Erdoğan’ın uyarısı 2 milyar kazandırdı Büyüme rakamları beklentiyi aştı Yoksulluktan çıkış yolu bulundu BIST 30 Türev Ürünleri Londra Borsası’nda işleme açılıyor İşte vizesiz Avrupa’nın tarihi Yol da mesaiye yazılacak19 İnternet üzerinden kartla harcama,katlanarak artıyor İşçi Partisi’nin yeni lideri Jeremy Corbyn RÖPORTAJ: Nüsra Şahin 4.5G nedir? Ne işe yarar? Kıbrıs’ta tarihin izleri Ayın Firmaları Seri ilanlar Gelin Makyajı En iyi iphone uygulamaları İlginç Ürünler İngiltere firmalar rehberi Ayın filmleri Facebook ve Twitter’da bizi takip ediniz!



BUSINESSMagazine UK

EKONOMİ

İngiltere’de işsizlik rakamları açıklandı İngiltere’nin Ulusal İstatistik Ofisi’nden (ONS) yapılan açıklamada, ülkede mayıs – temmuz döneminde işsizlik oranının yüzde 5,5 ile bir önceki çeyreğe göre değişim göstermediği belirtildi. Geçen yılın mayıs – temmuz döneminde ise işsizlik oranının yüzde 6,2 seviyesinde gerçekleştiği hatırlatıldı. İngiltere’de mayıs – temmuz dönemine ilişkin işsizlik oranı beklentisi yüzde 5,6 seviyesindeydi. Nisan-haziran döneminde işsizlik oranı yüzde 5,6 olarak kaydedilmişti. ONS açıklamasında, mayıs – temmuz döneminde 16-64 yaşındaki nüfusun yüzde 73,5’inin istihdam piyasasında yer aldığı, bu oranın önceki yılın aynı döneminde yüzde 72,8 olduğu vurgulandı. İngiltere’de mayıs – temmuz döneminde ortalama haftalık kazançlar beklentileri aşarak yüzde 2,9 arttı. Aynı dönemde bir önceki çeyreğe kıyasla toplam çalışan sayısı 42 bin artarak 31,09 milyona, toplam işsiz sayısı 10 bin artarak 1,82 milyona ulaştı. İşsizlik verilerine ilişkin değerlendirmede bulunan İngiltere Maliye Bakanı George Osborne ise, “İnsan-

İngiltere’de mayıs – temmuz döneminde işsizlik oranı geçen senenin aynı dönemindeki yüzde 6,2 seviyesinden yüzde 5,5’e geriledi.

THY, 4 bin pilot arıyor

8

Ekim 2015

ların gelirlerinin artması ve istihdam yaratılması yönündeki haberi memnuniyetle karşılıyorum. Geçen yıla oranla ücretlerin yüzde 2,9 arttığı, düşük enflasyonun olduğu bir ortamda çalışanlar son on yıl içerisinde gerçek anlamda en hızlı gelir artışı elde etti. İstihdamda yüzde 73,5 bu zamana kadarki en yüksek seviye” değerlendirmesinde bulundu.

Türk Hava Yolları (THY), büyüyen uçak filosu ve uçuş ağına bağlı olarak pilot ihtiyacını karşılamak için 2021 yılına kadar 4 binden fazla pilot alacak. Halen 4 bin 266 pilotun görev yaptığı THY’de, Türk uyruklu pilotların yanı sıra 57 farklı ülkeden 750 yabancı uyruklu pilot da görev yapıyor.THY’nin çalışanlarına sunduğu sosyal imkanlar ve İstanbul’un konumu, yabancı pilotların şirketi tercih etmelerindeki sebeplerinin başında geliyor. Sabah’ın haberine göre, THY, ihtiyaç duyduğu 4 binden fazla pilotu ağırlıklı olarak yurtiçi kaynaklardan karşılamayı hedeflerken, yabancı pilotlara yönelik düzenlediği Road Show’lara da (tanıtım turları) devam ettiğini açıkladı.


BUSINESS UK Magazine

EKONOMİ

Fitch, Türkiye’nin kredi notunu korudu Fitch Ratings, Türkiye’nin “BBB-” ile “yatırım yapılabilir” seviyedeki kredi notunu ve “durağan” not görünümünü teyit etti. Fitch, açıklamasında teyit kararının Türkiye’nin güçlü kamu bilançosunu yansıttığını ve mali disiplinin seçim dönemlerinde bozulmadığı vurguladı. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türkiye’nin “BBB-” ile “yatırım yapılabilir” seviyedeki kredi notunu ve “durağan” not görünümünü korudu. Fitch Ratings’ten yapılan yazılı açıklamada, Türkiye’nin uzun vadeli yabancı para cinsinden kredi notunun “BBB-” ve not görünümünün “durağan”

olarak teyit edildiği bildirildi. Teyit kararının Türkiye’nin güçlü kamu bilançosunu yansıttığını ve mali disiplinin seçim dönemlerinde

korunduğunu vurgulayan Fitch Ratings, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Fitch, genel kamu fazlasının 2015’te geçen yıla kıyasla değişmeyerek yüzde 1,1 olacağını öngörüyor. Kamu borcunun GSYH’ya oranla aşağı yönlü trendinin devam etmesi ve 2017 sonunda yüzde 30’a gerilemesi bekleniyor.”

Türkiye büyümede Avrupa üçüncüsü oldu Türkiye, bu yılın ikinci çeyreğinde kaydettiği yüzde 3,8’lik büyüme oranıyla, Avrupa ekonomileri arasında üçüncü sıraya yerleşti. Türkiye, bu yılın ikinci çeyreğinde kaydettiği yüzde 3,8’lik büyüme oranıyla, Avrupa ekonomileri arasında üçüncü sıraya yerleşti. AA muhabirinin Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Avrupa İstatistik Ofisi’nden (Eurostat) derlediği verilere göre, Türkiye ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 3,8 ile beklentilerin üzerinde büyüdü. Aynı dönemde, 28 üyeli Avrupa Birliği (AB) ve 19 üyeli Avro Bölgesi’nde ortalama büyüme sırasıyla yüzde 1,9 ve yüzde 1,5 düzeyinde gerçekleşti. Böylece Türkiye ekonomisi, küresel büyümeye ilişkin tedirginliklerin arttığı son dönemde büyümesini sürdürerek, birçok Avrupa ülkesini geride bıraktı. Türkiye ekonomisi ikinci çeyrekte, AB ülkeleri arasında, henüz sonuçları açıklanmayan İrlanda ve Lüksemburg dışındaki 26 ülkenin 24’ünden daha iyi bir büyüme performansı sergiledi. Bu dönemde ABD Merkez Bankası’nın (Fed) aşırı gevşek para politikalarında gevşemeye gitmesinin gelişen ülkeler üzerinde yarattığı baskının yanı sıra Avrupa’daki toparlanmanın henüz istenilen düzeyde olmaması, önemli ticaret partneri konumunda bulunan ülkelerdeki jeopolitik riskler Türkiye ekonomisi üzerinde aşağı yönlü baskı yaratan unsurlar olarak öne çıktı. Tüm bunlara karşın Türkiye, bu yılın ikinci çeyreğinde son 5 çeyreğin en hızlı Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) artışını yakalamayı başardı. Türkiye 23 çeyrektir büyümesini sürdürüyor

Türkiye ekonomisi, ikinci çeyrekteki yüzde 3,8’lik GSYH artışıyla kesintisiz büyümesini 23’üncü çeyreğe taşıdı. Türkiye ekonomisi en son 2009 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 2,8 daralmıştı.

Türkiye bu büyüme oranıyla, AB üyesi ülkeler arasında yüzde 4,8 büyüyen Malta ve yüzde 4,4 büyüyen Çek Cumhuriyeti’nden sonra üçüncü sırayı aldı. Slovakya ve İspanya yüzde 3,1’lik, Polonya yüzde 3,6’lık, Romanya da yüzde 3,7’lik oranla yüzde 3’ün üzerinde büyüyen ülkeler oldu. Avrupa’nın en büyük ekonomisi olan Almanya bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 1,6 büyürken, GSYH artışı İngiltere’de yüzde 2,6, Fransa’da yüzde 1 ve Yunanistan’da ise yüzde 1,6 oldu. Ülkelere göre ikinci çeyrek büyüme verileri şöyle: Ülke

İkinci çeyrek GSYH artışı (Yıllık-Yüzde)

Malta 4,8 Çek Cumhuriyeti 4,4 Türkiye 3,8 Romanya 3,7 Polonya 3,6 İspanya 3,1 Slovakya 3,1 İsveç 2,9 Letonya 2,7 İngiltere 2,6 Macaristan 2,5 Slovenya 2,5 Bulgaristan 2,2 Hollanda 2,0 AB (28 Ülke) 1,9 Estonya 1,9 Danimarka 1,8 Almanya 1,6 Yunanistan 1,6 Avro Bölgesi (19 Ülke) 1,5 Portekiz 1,5 Hırvatistan 1,4 Litvanya 1,4 Belçika 1,3 Fransa 1,0 Güney Kıbrıs 0,8 İtalya 0,7 Avusturya 0,7 Finlandiya 0

Ekim 2015

9


BUSINESSMagazine UK

EKONOMİ

Erdoğan’ın uyarısı 2 milyar kazandırdı Türkiye, internet altyapısını dünya ile aynı noktaya taşıyacak 4.5G ihalesinden kazançlı çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “4G ile zaman kaybetmeyelim, 5G’ye geçelim” uyarısı ile mayıs ayındaki kura oranla devletin kazancı 2 milyar lira arttı. Böylelikle, Hazine’nin geliri 11.3 milyar lira yerine 13.2 milyar liraya yükseldi. İnternet altyapısını dünya ile aynı noktaya taşıyacak 4.5G ihalesinden Türkiye, kazançlı çıktı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “4G ile zaman kaybetmeyelim, 5G’ye geçelim” uyarısı ile mayıs ayındaki kura oranla devletin kazancı 2 milyar lira artmış oldu. Böylelikle Hazine’nin geliri 11.3 milyar lira yerine 13.2 milyar liraya yükseldi. Türkiye’yi 2020’lerden sonra birçok ülkenin geçeceği 5G yerine, bir süre sonra eski teknoloji sayılacak 4G sistemine entegre etmek isteyen çevrelerin hesapları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan dönmüştü. 5G’YE uYuM SAğLANDI

Şartnamenin yeniden düzenlenmesi, yeni kazanımları da beraberinde getirdi. Bunlardan biri yerlilik oranının artırılması oldu. İhale şartnamesinde yerli ürün oranının yüzde 10’dan yüzde 45’e yükseltilmesi yerli üretimi teşvik edeceği gibi, ithal isteğini de azaltacak. Bu da vatandaşın 4.5G teknolojisini kullanımında fiyat artışını önleyecek. Yine şartname değişikliği ile 4,5G teknolojisi, 5G’ye uyumlu olacak. Öte yandan, 26 Ağustos tarihinde yapılan ihalede KDV dahil 3 milyar 960 milyon Avro karşılığı 13,2 milyar lira gelir elde edildi. Eğer Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uyarısı dikkate alınmamış, ihale 26 Mayıs’ta yapılmış olsaydı 2,86 lira avro kuru ile bugünkü teklifler üzerinden 11,3 milyar lira kazanılmış olacaktı. 3,96 milyar avro tutan ihaleden kur artışı sayesinde hazinenin kasasına 2 milyar lira fazla para girecek. ŞARTNAME YENİLENDİ

Bu arada 26 Mayıs’taki ihalenin ertelenmesinin ardından Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Ömer Fatih Sayan vekaleten atanmıştı. Şartnamedeki Ar-Ge şartları ve yerlilik oranlarının artırılması gibi önemli değişiklikleri Sayan gerçekleştirdi. Sayan, ihalenin yapılacağı tarihten bir gün önce 25 Ağustos 2015’te Cumhurbaşkanı

10

Ekim 2015

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “4G ile zaman kaybetmeyelim, 5G’ye geçelim” uyarısı ile mayıs ayındaki kura oranla devletin kazancı 2 milyar lira artmış oldu.

Erdoğan tarafından BTK başkanlığına atandı. Başkan olarak atanan Sayan, ihaleden bir gün sonra 27 Ağustos’ta kararı 3 GSM operatörüne tebliğ etti. Operatörler 7 Eylül Pazartesi gününe kadar kazandıkları ihalenin tutarını peşin ya da taksitler halinde ödeyeceklerini bildirecekler. Bildirimin ardından Eylül ayı içinde yetki belgelerinin BTK tarafından verileceği öğrenildi. 4.5G

Yeni teknoloji, yüksek mobil hız ve yüksek data kapasitesi sunacak. Akıllı ev ve şehir altyapılarına geçişte önemli bir aşama olarak kabul edilen 4.5G, sağlık ve eğitim gibi alanlarda da hayatı kolaylaştıracak çözümler getirecek. Hız kapasitesi artacak. Gündelik hayatta birçok iş, 4.5G teknolojisi ile kesintisiz bir şekilde mobil cihazlar üzerinden yapılabilecek. 4.5G’de hız, veri indirmede 100-150 Mbps’ten başlayıp 375 Mpbs seviyelerine kadar çıkacak.

YÜZDE 18 KDV pEŞİN öDENECEK

BTK’nın, 28 Ekim tarihine kadar 3G imtiyaz sözleşmelerini yenileyerek tadil edilen sözleşmeleri imzalamak üzere işletmeleri davet edecek. Danıştay görüşü alındıktan sonra, tadil edilen imtiyaz sözleşmeleri ile ilgili Kurul’un onayının ardından 1 ay içinde sözleşmeler imzalanacak. BTK’nın bu işlemleri Kasım ayı sonuna kadar bitirmeyi planladığı bildirildi. İhale sonuçlarına göre, Turkcell toplam 1,6 milyar avro, Avea 954 milyon Avro, Vodafone ise 777 milyon Avro ödeme yapacak. Şartname gereği bu tutarlara yüzde 18 katma değer vergisi (KDV) eklenecek. KOBİ’LER DE KAZANACAK

İhale şartnamesindeki değişiklik yerlilik oranını artırdı. Böylece işletmecilere yatırımlarında kullanacakları ürünlerin yüzde 45’ni Türkiye’de ürün veya sistem geliştirmek için kurulmuş KOBİ’lerden sağlamaları şartı getirildi. Yerli ürün, ilk şartnamede yıllara göre yüzde 3-8-15 olarak belirlenmişti. Yeni şartnamede birinci yıl yüzde 30, ikinci yıl yüzde 40, üçüncü yıl ise yüzde 45’e çıkarıldı. Bu kapsamda baz istasyonu, anahtarlama, yönlendirici ürünler, şebeke ve haberleşmeye ilişkin yazılım ve donanım ürünleri de yerliden karşılanması sağlanacak.



BUSINESSMagazine UK

EKONOMİ

Büyüme rakamları beklentiyi aştı Türkiye ekonomisi yılın 2. çeyreğinde beklentilerin üzerinde yüzde 3,8 oranında büyüdü. Ekonomide ikinci çeyrek büyüme performansı belli oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, yılın ikinci çeyreğinde GSYH büyümesi yüzde 3,8 ile beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Anketlerde büyümenin yüzde 3,3 olması bekleniyordu. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,3 artış

kaydetti. İlk çeyrek büyümesi yüzde 2,3’ten yüzde 2,5’e revize edildi. TÜKETİM YÜZDE 5,6 ARTTI

Hanehalklarının nihai tüketim harcamaları, yüzde 5,6’lık artışla 21 milyar 39 milyon TL oldu. Devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 7,2’lik artışla 3 milyar 515 milyon TL olarak gerçekleşti. Gayrisafi sabit sermaye oluşumu, yüzde 9,7’lik artışla 8 milyar 281 milyon TL oldu. İHRACAT YÜZDE 2,1 AZALDI

Mal ve hizmet ihracatı, yüzde 2,1’lik azalışla 8 milyar 394 milyon TL oldu.

Mal ve hizmet ithalatı, yüzde 1,6’lık artışla 9 milyar 128 milyon TL olarak gerçekleşti.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci Bakın hangisi Dolarda düşüşün tarihini verdi kazandırdı Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, son dönemde rekorlar kıran doların ekim ayı itibariyle düşüşe geçeceğini söyledi.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, dolardaki yükselişle ilgili değerlendirmede bulundu. NTV ekranlarında canlı yayın konuğu olan Bakan Zeybekci, dolar ile ilgili şunları söyledi: “Kurla ilgili yaratılan bir algı var. Ekonomi konuşurken hemen dönüp kurla ilgili konulara giriyoruz. Türk Lirası haziran ayına kadar dolar endeksiyle paralel değer kaybetti. Ama hazirandan sonra olumsuz bir süreç yaşıyoruz.

12

Ekim 2015

DOLARDA DÜŞÜŞ EKİM BAŞINDAN İTİBAREN

Bu sadece sterlin ve yenden, Kanada dolarından yüzde 7,5 oranında ayrıştırdı. Bu son derece geçici. 1 Kasım seçimleriyle ilgili net resim ortaya çıkmaya başladığı andan itibaren, ekim başından itibaren hissedilmeye başlanacağına inanıyorum. TL’deki spekülatif marjın kendiliğinden kalkacağını düşünüyorum. TL’nin euro, yene kıyasla fazladan yüzde 7,5 değer kaybı var.”

Dolar ile avro düşüşleri ve çıkışlarıyla gündemden hiç düşmese de yıl başından bu yana TL karşısında en çok kazandıran para birimi İsviçre Frangı oldu. İsviçre Frangı yıl başından bu yana yüzde 28,8 yükselirken, dolardaki kazanç yüzde 25,4, avrodaki ise yüzde 15,7 olarak kaydedildi. Dolar ile avro düşüşleri ve çıkışları nedeniyle gündemden hiç düşmese de yıl başından bu yana TL karşısında yüzde 28,8 yükselen İsviçre Frangı en çok kazandıran para birimi oldu. Para birimleri arasında getiri şampiyonu olan İsviçre Frangı’nı, yüzde 25,4’lük getiri ile Suudi Arabistan Riyali ile ABD Doları takip etti. Yıl başında 0,6211 lira olan Riyal 0,7792 liraya yükselirken, dolar da 2,3311 liradan 2,9231 liraya çıktı. Kazanç bakımından en az getiri sağlayan para birimleri ise yüzde 9,1 ile Avustralya Doları, yüzde 9,7 ile Kanada Doları, yüzde 10 ile Rus Rublesi, yüzde 11,8 ile Norveç Kronu, yüzde 13,5 ile de İran Riyali oldu.


BUSINESS UK Magazine

EKONOMİ

Yoksulluktan çıkış yolu bulundu Ankara’da düzenlenen 16. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi’nde konuşan TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça,Türkiye’nin yoksulluk düzeyindeki şehirleri için çıkış yolunun“geçimlik ekonomiden endüstriyel ekonomiye geçiş” olduğunu söyledi. Onatça, konuşmasında, Türkiye’nin, üst gelir grubundaki ülkeler arasına girememesinin nedenlerinden birinin de “düşük nitelikli işgücü” olduğunun altını çizdi. 16. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi,TÜRKONFED (Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu)işbirliği ve ANGİAD (Ankara Genç İşadamları Derneği)ev sahipliğinde, Ankara’da düzenlendi.Zirve’nin açılış konuşmalarını; Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir,TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı SüleymanOnatça, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, İÇASİFED Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Güçlü veANGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Değer yaptı. “Türkiye tezatlar ülkesi, farklı bölgeler için farklı politika tasarımları gerekli”

TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça,konuşmasında,TÜRKONFED tarafından yayınlanan “Orta Gelir Tuzağı’ndan Çıkış: Hangi Türkiye?”başlıklı raporda, Orta Gelir Tuzağı riski açısından Türkiye’nin tezatlar ülkesi olduğunun ortaya konulduğunusöyledi. Onatça, “Üç farklı Türkiye var. Birinci Türkiye’de, ulusal ekonomiye katkısı bakımından Türkiye’yi omuzlarında taşıyan şehirler yer alıyor. 40 şehrin yer aldığı ikinci Türkiye ise, Orta Gelir Tuzağı riski ile karşı karşıya yaşıyor. Üçüncü Türkiye’de yer alan 27 şehir ise yoksulluk riski içinde bulunuyor” dedi. “Yoksul bölgelerde tarım sorununun çözülmesi yönünde tedbirler alınmalı, üretimin yalnızca öz gereksinimler için yapıldığı geçimlik ekonomiden endüstriyel üretime geçiş ve bu bölgeler tarafından üretilen ürünlere yönelik talep yönlü teşvikler sağlanmalı.Orta gelir tuzağı riski olan bölgelerin, yüksek gelirli bölgelerle olan ulaşım altyapıları geliştirilmeli ve orta düşük, orta-ileri teknolojili üretim desteklenmeli. “Dünya ülkeleri arasındaki konumumuz parlak değil, nitelikli iş gücü önemli”

Orta Gelir Tuzağı riski açısından Türkiye’nin dünya ülkeleri arasındaki

konumunun pek parlak olmadığını belirten Süleyman Onatça, Türkiye’nin orta gelir seviyesinden çıkıp üst gelir grubunda yer alan ülkeler arasına girememesinin önemli nedenlerinden birinin düşük nitelikli işgücü olduğunu vurguladı. Türkiye ekonomisine yön veren büyük kentlerde işgücü verimliliğinin, dünya kentlerinin oldukça gerisinde olduğunu söyleyenOnatça, konuşmasına şöyle devam etti: “İşgücü verimliliğini artırmak için, eğitime yatırım yapmamız gerekiyor. Güney Kore ve Yunanistan, eğitimde sağladıkları ilerlemelerle orta gelir tuzağından kurtuldu. Güney Kore’de ortalama eğitim süresi 13 yıl, bizde ise 7 yıl. Yoksulluk tuzağında kalmış olan bölgede ise 5 yıldan dahi az. Bu da Orta gelir düzeyini yakalama şansı dahi bulunmayan yoksul bir diğer Türkiye manzarası ortaya çıkarıyor.” “2013’e umutlu giriyoruz. Siyasette frene, ekonomide gaza basılmalı”

Zirve’de yaptığı konuşmada Türkiye ekonomisiyle ilgili değerlendirmelerini de paylaşan TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’nin büyüme performansında da yavaşlama beklediklerini söyledi. Ekonomi yavaşlarken,

geçen yıl 79 milyar dolar olan cari açığın bu yıl 56 milyar dolara gerilediğini, enflasyonun kontrol altına alındığını, faiz oranlarınınyüzde 6’ya düştüğünü belirten Onatça,“Cari açığın azalması ekonominin dış şoklara karşı dayanıklılığının artmasına ve risklerin azalmasına imkan sağladı.2012 sonunda ekonomideki finansal risklerin azalmasıyla, 2013 yılına umutlu bir şekilde giriyoruz.Önümüzdeki dönemde siyasette frene, ekonomide gaza basmayı öneriyoruz”dedi. 16. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi kapsamında Orta Gelir Tuzağı konulu bir de panel düzenlendi. “Orta Gelir Tuzağı’ndan Çıkış: Bölgesel Gelişme ve Türkiye Ekonomisi için Sürdürülebilir Kalkınma Seçenekleri” başlıklı panelin moderatörlüğünüYaşar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erinç Yeldan yaptı. Panele konuşmacı olarak; Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi/Finans Bilim Platformu Başkanı Prof. Dr. Metin Kamil Ercan, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ebru Voyvoda, Kalkınma Bakanlığı, Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürlüğü İzleme, Değerlendirme ve Analiz Dairesi Başkanı Kamil Taşçı, TEPAV Analisti Ozan Acar ve ILO Ankara TemsilcisiÜmit Efendioğlu katıldı.

Ekim 2015

13


EKONOMİ


BİZİ FACEBOOK VE TRİPADVISOR’DA ZİYARET EDİNİZ

KİLİKYA’S CAFE BAR RESTAURANT


BUSINESSMagazine UK

EKONOMİ

BIST 30 Türev Ürünleri Londra Borsası’nda işleme açılıyor

BIST 30 Endeks vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri Londra Borsası Türev Piyasası’nda (LSEDM) Türk Lirası cinsinden işlem görmeye başlıyor. Borsa İstanbul ve Londra Borsası’nın üst düzey yöneticileri Londra’da düzenlenen gong töreni 14 Eylül’de başladı. Bilgiç, “Gerçekten de geçtiğimiz on yıl içinde Türkiye ekonomisinde görülen olumlu gelişmeler Türkiye’yi ve İstanbul’u öne çıkardı. Ayrıca, Türkiye bu sene G-20 dönem başkanlığını üstlendi. Bugün ekonomik ve finansal ilişkilerimiz için yeni bir kilometre taşı olacak ve Borsa İstanbul’un ‘Bölgesel merkez, küresel aktör’ sloganına daha fazla anlam yükleyecek” dedi. “Ortaklıkta önemli bir adım”

Borsa İstanbul ile Londra Borsası’nın (LSEG) bu yılın başında imzaladığı ortaklık anlaşması uyarınca, BIST 30 endeks vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri Londra Borsası Türev Piyasası’nda (LSEDM) işlem görmeye başlayacak. Londra Borsası’nın küresel yatırımcı tabanı, 14 Eylül 2015 Pazartesi, Türkiye’nin gösterge pay endeksi BIST 30 üzerine yazılmış vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerini alıp satabildi. Bu kapsamda Londra Borsası’nda her iki borsanın da üst düzey yöneticilerinin katıldığı bir gong töreni düzenlendi. Törende konuşan Borsa İstanbul Genel Müdür Yardımcısı Çetin Ali Dönmez, Londra Borsası aracılığıyla daha fazla küresel yatırımcı ağına ulaşmanın, Türkiye’nin küresel ekonomideki rolünü güçlendirmek olan stratejik vizyonlarında önemli bir kilometre taşını oluşturduğunu belirterek, “Bu ortaklık bize ürünlerimizi daha geniş bir coğrafyaya taşıma imkanı sunarken, küresel yatırımcı tabanına da bölgenin en dinamik ve gelişmekte olan ekonomisine uygun maliyetle erişme ve dolayısıyla portföylerini çeşitlendirme şansı veriyor. Ayrıca, BIST 30 Endeks vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinin iki

16

Ekim 2015

farklı yerde işlem görmesi her iki borsanın likiditesini de artıracaktır” dedi. Borsa İstanbul VİOP Grup Müdürü Muammer Çakır ise “BIST 30 Endeks vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinin Londra Borsası Türev Piyasası’na kote olması, bize küresel çapta hak ettiğimiz görünürlüğü kazandıracak. Buna ilave olarak, Londra Borsası Grubu’na ait platformlarda işlem görme ve bu işlemlerin takasının yapılması, kriz sonrası oluşturulan finansal düzenlemeler çerçevesinde, küresel yatırımcı tabanına operasyon ve teminat verimliliği sağlama açısından son derece değerli bir imkan sunuyor. Türkiye ürünlerine, küresel tek bir platform üzerinden erişim sağlanması, yeni bir yatırımcı sınıfını Türkiye’ye çekecek ve üretken bir döngü oluşturarak her iki piyasa için de faydalı olacak değerli bir ortam yaratacak” değerlendirmesinde bulundu. Türkiye’nin Londra Büyükelçisi Abdurrahman Bilgiç ise ortaklığın İngiltere ile Türkiye finans merkezleri arasında kalıcı bir bağ oluşturmayı, böylece İstanbul’un uluslararası bir finans merkezi olarak gelişmesini desteklemeyi amaçladığını kaydetti.

Londra Borsası Pay ve Türev Piyasalar Başkanı Nicolas Bertrand ise BIST30 Endeks vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinin başarıyla işlem görmeye başlamasının, Londra Borsası Türev Piyasası ile Borsa İstanbul VİOP’un birlikte sürdürdüğü sermaye piyasası faaliyetlerinin ilerlemesi açısından önemli bir adım olduğunu belirtti. Bu adımın yenilik yapma becerilerini ve müşterilerine küresel çapta alım-satım fırsatları sunduklarını bir kez daha ortaya koyduğunu vurgulayan Bertrand, “Borsa İstanbul gibi önemli bir bölgesel finans merkezi olmaya soyunan borsalarla ortak iş yapmamız, aynı zamanda Londra Borsası’nın açık erişim yaklaşımını da yansıtıyor” dedi. LCH. Clearnet Paylardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cecile Nagel de “Bu girişim, işlem platformlarıyla ortaklaşa olarak türev ürünler işimizi genişletme kararlılığımızı gösteriyor” şeklinde konuştu. Borsa İstanbul Vadeli İşlemler ve Opsiyon Piyasası’nda (VİOP), günlük ortalama 180.000 adedin üzerinde BIST 30 Endeks vadeli işlem sözleşmesi işlem görüyor. Londra Borsası’nda işleme açılacak olan vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinin likiditesi, Piyasa Yapıcılar tarafından sağlanacak. Londra Borsası Türev Piyasası ve takas üyelerine merkezi karşı taraf güvencesi LCH.Clearnet tarafından sağlanıyor.


BUSINESS UK Magazine

DIŞ İLİŞKİLER

İşte vizesiz Avrupa’nın tarihi Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır vizesiz Avrupa’ya 2,5 yıl bir zaman kaldığını belirtti. AVRUPA Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, AB ile varılan mutabakata göre Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Avrupa’ya vizesiz seyahat edebilmelerine 2.5 yıl kaldığını belirterek, “Eğer AB mutabakata uymaz ise bizimde geri kabul anlaşmasını 6 ay içinde feshetme hakkımız var” dedi. Türkiye ile AB ilişkilerini Hürriyet’e değerlendiren Bozkır, AB sürecinin Türk insanına birçok alanda olumlu yenilikler getirdiğine dikkat çekti. “AB rüyası bitmez, süreç devam eder. Bundan kimsenin şüphesi olmasın” diyen Bozkır, Türk vatandaşlarının en büyük şikayeti olan vizenin ne zaman kalkacağına dair şunları söyledi: 20 BEKLENTİ TAMAM

“Türkiye’nin geri kabul anlaşmasını imzalamasına karşılık, AB

‘GERİ KABULÜ FESHEDERİZ’

“Eğer AB mutabakata

uymaz ise bizimde geri kabul anlaşmasını 6 ay içinde feshetme hakkımız var”

Komisyonu ile 3 yıl içinde Türk vatandaşlarına vize kaldırılması süreci başladı. Geçen zamana baktığımızda vizesiz Avrupa’ya yaklaşık 2.5 yıl kaldı. 3 yıllık süreç içinde Avrupa’nın Türkiye’den 72 beklentisi var. Süreç başladıktan sonra neredeyse altı ay geçti. Bu beklentilerden 62’sinde önemli ilerlemeler kaydedildi. Bunların içinde 20’si yerine getirilmiş durumda.”

AB Komisyonu 2017 sonbaharında Türk vatandaşlarına vize kaldırılmasını önermek zorunda olduğunu dile getiren Bozkır “Bundan sonrası konseyin alacağı siyasi karara kalır. Ancak unutmayın 3 yıl içinde beklentileri karşılamasına rağmen vize uygulaması kaldırılmaz ise Türkiye’nin de 6 ay içinde, kabul ettiği geri kabul anlaşmasını feshetme yetkisi var” diye konuştu. Bunu söylediğinde, bazı çevrelerden ‘Nasıl AB bakanısın?’ diye eleştirdiğini kaydeden Bozkır “Nedenmiş o? Türk vatandaşları vizesiz Avrupa’yı hak etmiyorlar mı? Avrupa ülkeleri, vize konusunda karar verirken Türkiye’nin geri kabulü feshetme hakkını dikkate alacaklardır diye düşünüyorum” dedi.

Ekim 2015

17


BUSINESSMagazine UK

EKONOMİ

Belirli bir ofisi olmayan çalışanların mesaisi artık, yola çıktıkları anda başlayıp, iş günü bitiminde evlerine ulaştıklarında sona erecek.

Yol da mesaiye yazılacak Avrupa Adalet Divanı, İspanya’da açılan bir davada ofisi olmayan çalışanın yolda geçirdiği süreyi mesai olarak kabul etti. Karar en çok hizmet sektörünü etkileyecek Avrupa Adalet Divanı, iş dünyasına bomba gibi düşen bir karara imza attı. Buna göre belirli bir ofisi olmayan çalışanların mesaisi artık, yola çıktıkları anda başlayıp, iş günü bitiminde evlerine ulaştıklarında sona erecek. Yani yoldaki süre, mesaiye dahil edilecek. Bu karar çocuk bakıcıları, güvenlikçiler, temizlikçiler, teknisyenler gibi daha çok hizmet sektöründe istihdam edilen çalışanları kapsıyor. Daha önce bu süreyi mesai kabul etmeyen birçok işverenin, zor durumda kalacağı belirtiliyor. Uzmanlara göre bundan böyle şirketler işlerini, çalışanların evlerine olan

18

Ekim 2015

uzaklığı göz önünde bulundurarak yeniden düzenleyebilir. İSpANYA’DA öRNEK KARAR

Konu, Adalet Divanı’nın önüne İspanya’da güvenlik sistemleri kuran Tyco adlı bir şirkete açılan davayla geldi. Şirket 2011’de bölge ofislerini kapatınca çalışanlar ilk randevularına gitmek için farklı uzunlukta mesafeler kat etmek zorunda kaldı. Şikâyeti inceleyen divan üyeleri verdikleri kararın gerekçesini, “Çalışanların işe yolculuklarının evlerinde başlayıp bitmesi, kişisel tercihlerinden değil, işverenin bölge ofislerini kapatmasından

kaynaklanıyor. İşveren kararının yükünü işçilerin omuzlarına yüklemek, çalışanlara bir minimum dinlenme süresi veren direktifin öngördüğü gibi işçilerin sağlık ve güvenliklerinin korunmasına aykırı olur” şeklinde özetledi. HAFTADA 48 SAATİ GEçMEYİN

Adalet Divanı kararın, Avrupa Birliği’nin (AB) mesai saatleri direktifleri uyarınca çalışanların sağlık ve güvenliği için alındığını belirtti. AB direktifleri işçilerin kaç saat mesai yapacaklarını, ne kadar ara alabileceklerini ve yıllık izinlerini düzenliyor. Amaç AB’de hiçbir çalışanın haftada 48 satten fazla mesai yapmaması.


BUSINESS UK Magazine

İNGİLTERE

Avrupa’nın en yoğun trafiği İngiltere’nin başkenti Londra’daki sürücülerin geçen yıl yaklaşık 100 saatini direksiyon başında bekleyerek geçirmesiyle, Avrupa’daki en fazla trafik sıkışıklığının bu kentte yaşandığı bildirildi.

Londra’da

Avrupa’da yapılan bir araştırma, geçen yıl kıtadaki en fazla trafik sıkışıklığının İngiltere’nin başkenti Londra’da yaşandığını ortaya koydu. Uluslararası çapta gerçek zamanlı ulaşım bilgisi sağlayan ABD merkezli “Inrix” adlı firmanın hazırladığı Trafik Çizelgesi Raporu’nda Avrupa’daki 25 kentin karayolu trafiğinin mercek altına alındığı ve buna göre, trafikte daha fazla sıkışıklığa ülkelerdeki istikrarlı ekonomik büyüme, kentleşme ve istihdamdaki artışın sebep olduğu kaydedildi. Inrix, Londra’daki sürücülerin geçen yıl ortalama 96 saatini trafikte direksiyon başında bekleyerek geçirdiğini belirterek, bunun 2013 yılına kıyasla 14 saat daha fazla olduğunu bildirdi. Aynı araştırmada, Avrupa’daki en fazla trafiğin bulunduğu kentler arasında Londra’yı, 74 saatle Belçika ve 65 saatle Köln takip etti. Diğer büyük Avrupa kentleri arasında ise şoförlerin trafikte geçirdiği 57 saatle 7’nci sırada Milano, 45 saatle 16’ncı sırada Paris ve 41 saatle 19’uncu sıraya Amsterdam yerleşti. Inrix’in raporunda, Londra’daki trafik sıkışıklığındaki artışa sebep olarak, Londra’nın giderek büyüyen nüfusu, kentte yürütülen inşaat çalışmalarına malzeme taşıyan kamyonlar ve internet üzerinden yapılan alışverişlerin teslimatı için yollara çıkan kamyonetlere dikkat çekildi. Ayrıca, kentin trafik sıkışıklığının özellikle trafiğe çıkan binek otomobillerin sayısında yaşanan artıştan dolayı giderek daha da kötüleştiğini bildirilirken, trafiğin yüzde 30’una Londra’da park yeri arayan şoförlerin sebep olduğu kaydedildi.

Londra’daki sürücülerin geçen yıl ortalama 96 saatini trafikte direksiyon başında bekleyerek geçirdiği belirtildi.

Londra Ulaşım Kurumu (TFL) da araştırmaya ilişkin açıklamasında, İngiltere’deki ekonomik büyüme ile Londra’daki nüfus artışı sebebiyle başkentin trafiğinin kötüleştiğini doğruladı. TFL’nin Faaliyet Amiri Garrett Emmerson, Londra’nın çalışma, yaşama

ve ziyaret bakımından dünyadaki en popüler kentler arasında yer aldığını, bu sebeple de çok kalabalık olduğunu belirterek, geniş caddelerin inşasıyla diğer kentlerin kendi trafiklerini rahatlatabildiğini ancak Londra’nın sahip olduğu eski yapılar ve dar caddeleri dolayısıyla böyle bir avantajı olmadığını söyledi. Londra’nın yollarını iyileştirme çalıştırmaları kapsamında TFL, bu yılın başında 4 milyar sterlinlik bir yol iyileştirme programını hayata geçirmişti. Program kapsamında Londra’nın kavşak, köprü, tünellerinde iyileştirme çalışmaları yapılırken, halkın bisiklet kullanımına teşviki için daha fazla bisiklet yolu inşa ediliyor. Başkent Londra’nın 8,6 milyonluk nüfusu geçen yıl 122 bin 100 kişi artmıştı. İngiliz yetkililer, başkentin nüfusunun 2050 yılına kadar 11 milyona ulaşmasını öngörüyor. Bin 572 kilometre karelik alanı kaplayan Londra’da, kilometrekare başına 5 binden fazla kişi düşüyor ve bu Londra’yı Avrupa’nın en büyük kenti yapıyor.

Ekim 2015

19


BUSINESSMagazine UK

SİYASET

İşçi Partisi’nin

yeni lideri Jeremy Corbyn İngiltere’de İşçi Partisi Mayıs ayındaki seçimlerde hezimete uğrayınca, liderliği hep tartışılagelmiş Genel Başkan Ed Miliband istifa etmiş, partide yeni bir başkanlık yarışı başlamıştı. Haziran ayı başlarında, daha önce adaylık için adı geçmeyen bir isim, milletvekili Jeremy Corbyn, mevcut adaylar arasında soldan biri olmadığı görüşüyle yarışa katılmaya karar verdi. Ancak resmen aday olabilmesi için en az 35 İşçi Partili milletvekilinin imzası gerekiyordu. İki dakika kala ulaşılan imzalar

Corbyn’in bu imzalara ulaşmasının zor olduğu düşünülüyordu. İmzaların verilmesi için son tarih olan 15 Temmuz günü, belirlenen saat dilimine sadece iki dakika kala Corbyn 35 milletvekilini sınırına ulaşacaktı. 36 milletvekilinden bir bölümü imzasını, başka adayları destekledikleri halde demokratik bir rekabet ortamının oluşması için vermişti. Ancak bu milletvekillerinden bazıları bu kararlarından dolayı pişman olacak, hatta eski Dışişleri Bakanı Margaret Beckett bu imzası nedeniyle “moron” olduğunu söyleyecekti. Zira kısa süre içinde İşçi Partisi ve İngiltere kamuoyunda, muhtemelen

20

Ekim 2015

Corbyn’in de beklemediği şekilde, bir Jeremy Corbyn dalgası esmeye başlayacaktı. ‘Corbymania’

Gençler, Corbyn’in kampanyasında önemli bir rol oynadı. Corbyn’e İngiltere’nin en büyük sendikası UNITE, kamu çalışanlarının sendikası UNISON ve iletişim işçilerinin sendikası CWU’nun da destek açıklamasında bulunması desteğin tabandaki ciddiyetini göstermişti. Partiyi sosyalist kökenlerine döndürme sözü veren Corbyn’in salon toplantıları dolup taşmaya başlamıştı. Yine beklenmedik bir şekilde kampanya için çalışan yeni genç kuşaklar ortaya çıkmıştı. Artık, ABD’de Barack Obama’nın 2008’deki seçim kampanyasında ortaya atılan Obamanania (Obama çılgınlığı) kavramını çağrıştır şekilde Corbymania’dan (Corby çılgınlığı) bahsediliyor ve herkes bu “çılgınlığı” anlamaya çalışıyordu. Peki Corbyn bir anda mı siyaset sahnesinde parladı? ‘Corbymania’nın köklerinde ne vardı?

Kuzey İrlanda krizi konusundaki tavrı

Corbyn yıllar boyunca Kuzey İrlanda konusundaki yaklaşımıyla da dikkat çekti. Birleşik bir İrlanda’yı savuna geldi.1984’te IRA’nın (İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu) yasal ayağı Sinn Fein lideri Gerry Adams’ı Londra’da ağırlaması hem Muhafazakâr hem de İşçi Partili milletvekillerinden tepki çekti. 1980’lerde IRA adına bombalı eylem yapmakla suçlanan ancak suçlamaları reddeden bazı sanıklarla ilgili kampanyalara da katıldı.


BUSINESS UK Magazine

SİYASET

- Kraliyet ailesinin varlığı sürecek. Corbyn, cumhuriyeti savunduğu belirtiyor ancak New Statement’da yer alan röportajında Kraliyet ailesinin kaldırılmasına yönelik bir mücadelenin gündeminde olmadığını söyledi. - Dış politikada Corbyn’ın deyişiyle “radikal bir değişikliğe gidilecek”. - Orta Doğu’da barış için “herkesle görüşülecek”. - İngiltere, IŞİD’e yönelik hava operasyonları dahil Orta Doğu’da herhangi bir askeri müdahalede bulunmayacak. - NATO’dan çıkmaya çalışılacak. İşçi Partisi ve İngiltere için yeni dönem

Blair’e eleştiriler ve Irak savaşına muhalefet

Corbyn, İşçi Partisi’nin 1997-2010 yılları arasındaki hükümeti döneminde partisinin politikalarına sık sık muhalefet etti. En çok muhalefet ettiği politika ise Irak savaşıyla ilgili olandı. Afganistan ve Irak’a askeri müdahalelere karşı çıktı ve savaş karşıtı kampanyalar içinde yer aldı, Stop the War Coalition’ın (Savaşı Durdur Koalisyonu) yönetiminde yer aldı. 15 Şubat 2013’te bir çok ülkede eş zamanlı gerçekleştirilen ve insanlık tarihinin en büyük protestosu olduğu iddia edilen gösterinin İngiltere ayağının organizasyonunda önemli rol oynadı. Meclis’te 2006 Irak savaşıyla ilgili bir soruşturma başlatılması çağrısı yapan 12 milletvekilinden biri oldu. Corbyn geçtiğimiz günlerde BBC’de yayınlanan bir röportajında Tony Blair’in savaş suçu işleme suçlamasıyla yargılanmasının olası olduğunu söylecekti. Parlamentonun ‘mütevazi’ üyesi

Corbyn bugüne kadar savunduğu politikalar ve katıldığı kampanyalar kadar mütevazi görüntüsüyle de

dikkat çekti. Giysilerini büyük markaların mağazalarından değil yerel esnaftan aldığını belirtiyor. 1980’lerde BBC’de yayınlanan bir röportajında üzerine giydiği kazadığı annesinin ördüğünü söylemişti. Arabası yok, işine ve birçok etkinliğe bisikletle gidiyor. 2009 yılında patlak veren meclisteki milletvekili harcamalarıyla ilgili skandalda Corbyn’in 650 milletvekili arasında en az masrafta bulunan mil letvekili olduğu ortaya çıkmıştı. Corbyn olay ardından “Ben eli sıkı bir vekilim. Ofislerimizin işlerini yürütmek ve çalışanlarımızın maaşlarını ödemek için para talebinde bulunmalıyız ancak dikkatli olmayız çünkü bu, apaçaık bir şekilde kamunun parası” demişti. Savunduğu politikalar neler?

Peki Jeremy Corbyn’in hükümet programında neler var? Corbyn’in savunduğu politikalardan bazıları şöyle: - Kesinti politikaları sonlandırılacak. - Ödenmeyen vergilere odaklanılacak ve en zenginlerin en fazla vergiyi vermeleri sağlanacak. - “Sıfır saat” adlı geçici işçi sözleşmesi sistemi kaldırılacak. - Özelleştirmeler durdurulacak. - Demiryolu ve enerji sektörlerinde yeniden kamulaştırmaya gidilecek. - Londra gibi kentlerde kiraların aşırı yüksekliğini önlemek için kira kontrolüne gidilecek. - Trident nükleer silahlı denizaltılarının yenilenmesi projesi iptal edilecek. - Bütçeden savunmaya ayrılan pay azaltılacak.

Adı neo-liberal politikalarla özdeşleşmiş eski muhafazakâr Başbakan, “Demir Leydi” lakablı Margareth Thatcher 2002’de, “Bugüne kadarki en büyük başarınız nedir” sorusuna şu cevabı vermişti: “Tony Blair ve İşçi Partisi”. Corbyn’i eleştirenler aday yarışı sürecindeki eleştirilerini devam ettirecek gibi görünüyor: “Muhafazakârlar dahi kampanya boyunca Corbyn’i destekledi. Çünkü Corbyn’in Muhafazakâr Parti karşısında gerçek bir alternatif olmadığını biliyorlar. Bu işlerine geliyor. Corbyn partiye hükümet olma şansını yitirtecek ve kazanan sonunda Muhafazakârlar olacak.” Corbyn’i savunanların temel söylemleri ise şöyle: “Son seçimlerde İskoçya Ulusal Partisi’nin oyu kesinti politikalarına karşı çıktığı için arttı. Kesintilerle mücadele eden bir İşçi Partisi’ni destekleyecek büyük bir kesim var. Ayrıca seçim yenilgisi ardından partiye üye olan 60 bin kişi, parti tabanının dinamik bir mücadeleye hazır olduğunu gösteriyor.” İngiltere’deki bir sonraki genel seçimlere, eğer erken seçime gidilmezse, daha beş yıllık uzun bir süre var. Corbyn’in partiyi iktidara taşıyıp taşımayacağını öngörmek için erken olsa da Corbyn şimdiye kadar temel bir amacına ulaşmış görünüyor: Hem partisindeki statükoyu hem de İngiltere siyasetini derinden sarsmak.

Ekim 2015

21


BUSINESSMagazine UK

RÖPORTAJ

RÖPORTAJ: Nüsra Şahin “Home Office avukatı mahkemeden bir gün önce bizi arayıp ‘yarın mahkemeye gitmeyelim, yeniden bu davayı değerlendirelim’ dedi!”

Immigration Connection firması sahibi Nüsra Şahin ile ofisinde buluştuk.

Dergimizin bu ayki konuğu Londra’da göçmenlik hukuku alanında elde ettiği başarılarla gündemde olan bir isim, Immigration Connection Ltd Firması kurucusu Nusra Şahin. İngiltere’de yasayan toplumumuzu oldukça yakından ilgilendiren Ankara Anlaşması vizeleri ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan Nüsra Şahin ile nasıl geçtiğini anlayamadığımız 2 saat süresince bakın neler konuştuk! Nüsra Hanım bizlere vakit ayırdığınız için Business UK Dergisi adına teşekkür ederiz. Öncelikle isminizi medya aracılığı ile sıklıkla duyduklarına inandığımız okurlarımız adına sorabilir miyim; Nüsra Şahin kimdir? Nüsra Şahin’nin Londra macerası nasıl başladı? Bizlere kendinizi kısaca tanıtır mısınız? Bir çoğumuz gibi İngiltere maceram İngilizce öğrenmek amacıyla ülkeye gelişimle başladı. İkinci yüksek lisansımı Londra’da tamamladıktan sonra göçmenlik hukuku alanında aldığım eğitim ve deneyimlerin ardından 2011 yılında Immigration Connection Ltd’i hayata geçirdim. Ancak göçmenlik sektöründe eğitimlerimi sürdürmeye devam ettim ve OISC tarafından Level 3 seviyesinde yetkilendirilerek müvekkillerimizi mahkemeler nezdinde temsil yetkisini elte ettim. Aslına bakarsanız kariyer planımda küçükken bir kitabevi sahibi olmak, daha da büyüdüğümde akademisyen/yazar olmak vardı, yani sürekli okumak ve yazmak ile içiçe işler vardı. Hukuk kariyerimde beni en çok tatmin eden şey mükemmeli yakalamak yolunda hiç bitmeyen bir çaba, analitik beceriler, hem iletişim

22

Ekim 2015

yeteneği hem de insanlar arası ilişkiler büyük öneme sahip. Başvurular olumlu sonuçlandığında insanların hayatında yeni bir sayfanın açıldığına tanık oluyorsunuz. Bu nedenle işimde titizliği çok önemsiyorum ve mükkemeliyetçi doğamla birebir örtüşüyor.

Immigration Connection firmasının faaliyetleri hakkında bilgi alabilir miyiz? Immigration Connection Ltd, OISC (Office of the Immigration Services Commissioner) tarafından regule edilmekte olan bir göçmenlik hukuku uzmanlığı firmasıdır ve Holborn bölgesinde bulunan ofisinden uzman ekibi ile hizmet vermektedir. Immigration Connection olarak Level 3 seviyesinde yetkili bir firmayız. Göçmenlik alanında müvekillerimize hem başvurularda hem itiraz davalarında yardımcı oluyoruz. Hem Ankara Anlaşması, evlilik, partner vizesi, işci vizesi gibi alanlardaki basvurularda müvekkillerimizi temsil ediyoruz hem de itiraz davalarında mahkemelerde temsil yetkisine sahibiz. Yoğunlukla Ankara Anlaşması alanında başvuru yapıyoruz ve ikinci şirketimiz bünyesinde çalışan İngiliz yazarlarımızdan oluşan ekibimizle İş Planları yazımında profesynel hizmet sunuyoruz. Buna ek olarak ekibimizde iş planı yazari İngiliz yazarlarımız, insan kaynakları uzmanlarımız ve bize medya iletişim hizmetleri veren danışmanlarımız var. Amacımız vatandaşlarımızın ihtiyaç duydukları hizmetleri tek çatı altında toplamaktı ve her aşamada büyük titizlik göstererek uzman kişilerle önemli başarılara imza attık. Ankara Anlaşması’na ilk kez başvurmayı düşünen okurlarımıza tavsiyeleriniz nelerdir? Birkaç önemli tavsiyem olacaktır. Ankara Anlaşması İş Kurma (self-employed) başvurularında eğitiminiz, deneyiminiz ve iş fikrinizin tutarlılığı başvuruya olumlu

yansımakta. Eğer kendi deneyiminiz ve eğitiminiz dışında bir alandan başvuru yapıyorsanız bunu açıklayabilmeniz gerekli. İkinci olarak değinmek istediğim kişilerin evraklarını özgün olarak yazılmış detaylı bir iş planıyla, destekleyici dokümanları tam olarak sunarak başvuru yapmaları. Maalesef ECAA departmanı memurları her zaman ek belge istemek için başvuru sahibiyle iletişime geçmeyebiliyor. En az bunlar kadar önemlisi ise vatandaşlarımızın vize başvurularını regüle edilen, lisanslı bir firma ile gerçekleştirmeleri. Bazı vatandaşlarımız farkında değil, ancak regülasyon çok önemli. Göçmenlerin hak ettikleri, layık oldukları servisi almaları gerekiyor. Bu danışmanlığı lisanssız olarak yapan firmalar kimi zaman müvekkilin ihtiyacı yerine kendi menfaatlerini önde tutabilir, çünkü yetkileri olmadığı için sorumlulukları da yoktur, bu hizmeti kağıda dökmeden gizliden yapanlar var ve büyük mağduriyetlere yol açabilmekteler. Ankara Anlaşmaşı kapsamında vatandaşlarımızın ağırlıklı olarak yasadığı sorunlar nelerdir? Dünden bugüne ne gibi değişim ve gelişmeler oldu? 1963 yılında bir anlaşma imzalanıyor ve İngiltere’nin Avrupa topluluğuna dahil olması ile birlikte Birleşik Krallık da 1973 yılında bu anlaşmaya dahil oluyor. Ankara Anlaşması dediğimiz anlaşma ve imzalanan protokollerle 1973 yılında yürürlükte olan göçmenlik kuralları Türk vatandaşları için günümüzde de kullanıma aynen devam ediyor. Bu Home Office’in tasarlayıp sunduğu bir vize kategorisi olmayıp, uluslararası bir anlaşmadan kaynaklanan bir oturum ve çalışma hakkı olduğu için sürecin nasıl uygulanacağı da zamanla oturuyor. Avrupa Adalet Divanı’ndan ve Yüksek mahkemelerden çıkan “case law” diye terimlendirdiğimiz emsal davalarla süreç daha da yapılandırılıyor. Bilindiği üzere Ankara Anlaşması departmanı Sheffield’tan Liverpool’a taşındı. Taşınma sürecinde sadece departmanın yeri değişmedi, çalışanları da büyük oranda değişti. Kısa süren bir eğitimin ardından görev başına geçen ekibin getirdikleri artılar yanında maalesef dezavantajlar da yaşandı. Bunlardan en önemlisi yeni ekibin hem Ankara Anlaşması hukuku’na hem İngiltere’de yürürlükte olan iş hayatıyla ilgili regülasyonlara nisbeten yeni olması.


BUSINESS UK Magazine İnanıyorum ki ekiple bizler arasındaki diyalog her zamankinden daha da önem kazanmış durumda. Home Office yetkililerinin yaklaşımlarını yakından takip ediyor ve ilgili gördüğümüz durumlarda gerek departmanla gerek UKVİ ile diyaloğa geçerek müvekkillerimizin dosyalarının yakından takibini yapmaya önem veriyoruz. Son günlerde büyük yankı yaratan suresiz oturum (indefinite) kategorisindeki ‘emsal dava’ hakkında bizleri aydınlatır mısınız lütfen? Evet büyük bir davamız oldu. Bir davanın emsal dava olarak kabul edilmesi için yüksek mahkemede sonuçlanması gerekir, bizim davamiz yerel mahkemede goruldu. ECAA departmani’nin 1973 kurallarını, yeni uygulamalarla ve yazılmış talimatnameleri dilediğince güncelleyerek değiştiremeyeceğini bir kez daha kanıtlamiş olduk. Konu şu; Hali hazırda Home Office’in Ankara Anlaşmaları departmanında aslında kanunda olmayan ama zamanla, uygulamalar yoluyla yerlesen bir husus var. İkili iş ortaklıklarında Ankara Anlaşmalı olan kişinin %50 veya daha üstü hisse sahibi olması gerektiği yıllardır tekrar ediliyor. Hisse oranı, onların gözünde kişinin, şirketin karar mekanizmalarında söz sahibi ve sorumlu olduğunun göstergesi kabul ediliyor. Aslında %50’den düşük miktarda hisse sahibi olmak şirkette söz sahibi olmamak anlamına gelmez. İş ilişkisinin doğası gereği, hisse oranına bakılmaksızın kişiler zaten ortak karar veriyor olabilir. Kişi düşük hisse ile de söz sahibi olabilir. Burada hisse sayısından çok iş ilişkisinin doğasına bakılmalı. Elimizdeki davada da böyle bir durum vardı. Müvekkilimiz

Immigration Connection firması kurucusu Nüsra Şahin ile Business UK Dergisi adına Değer Mustafa görüştü.

RÖPORTAJ

yıllarca kendi işini yaptıktan sonra başka bir aile işinde %25 ortaklık almıştı. Ortada bir anlaşma varsa bu sözlü de olabilir, yazılı bir şeye gerek yok. Kararlar birlikte alınıyor sorumluluklar birlikte alınıyor. Biz bu davayı itiraz sürecinde temsil ettik. Bu durumda Ankara Anlaşması departmanı kişinin sadece hisse oranına bakarak eleştiride bulunmuş. Toplam 23 sayfalık bir yazı ile olayi hem davaci hem sahitler hem de firmamiz nazarinda netlestirdik. Home Office memuru %25 hisse için eleştirilerde bulunmuştu. Biz mahkemede Ankara Anlaşması’nda böyle bir madde olamadığını vurguladık ve is iliskisinin dogasina dikkat cektik, kanitlayici dokumanlar sunduk. İlginç bir nokta; Home Office avukatı hazirladigimiz dosyayi inceleyip, bizi mahkemeden bir gün önce arayıp ‘yarın mahkemeye gitmeyelim, karsilikli cekilelim, bize zaman verin yeniden bu davayı değerlendirelim’ dedi. Biz uc telefon gorusmesi ardindan muvekkilimizin de onayiyla, bunu kabul etmedik mahkemeye gittik, kazanacağımıza inancımız kesindi. Nihayetinde hakim davayi kendi incelemesi gerektigini vurguladi ve Home Office’e bu davayi yeniden inceleme firsati vermek istemeyisimizi hakli gordu. Çok olumlu bir durumdu ve hakikaten Home Office’in avukatının tepkisi dahi son derece netti. Hatta durusma hakimin muvekkilimiz ve sahitleri ile giris konusmasi yapmasiyla 15 dakika icinde bitti. Home ofis kararını geri çekti ve biz amacımıza ulaştık. On, onbeş dakika içinde hakimin olumlu tavrına, bizi haklı gördüğüne tanık olduk. Oradaki hukuki hatayı bizim gibi o da görmüştü. Bu bizim ve aynı durumdaki tüm vatandaşlarımız için büyük bir başarı. Sadece bu spesifik davadaki gibi ortaklık konularında değil, daha genel çerçevede orijinal hukuki metinlerin Home Office’in yazıp güncellediği policy guidance (memurlara yönelik talimatname) ile değiştirilmesinin Ankara Anlaşması’nın ruhuna aykırı olduğunu bir kez daha kanıtlamış olduk. Home office’in benzeri şekilde 1973 kurallarına aykırı başka uygulamaları var mı? Maalesef Home Office’in policy guidance’ta yaptığı güncellemeler nedeniyle dependent aile bireylerine de bir süredir “2 yıl eşleriyle UK’de birlikte yaşamamışlarsa” ret veriliyor. Bu hususta da çalışmalarımız var. Hali hazırda elimizdeki örnek davalarda hakimlerin, Home Office’in 1973 kuralları üzerinde değişiklik yapmasının hukuk

Nusra Şahin; İngiltere’de yaşayan toplumumuzu oldukça yakından ilgilendiren Ankara Anlaşması vizeleri ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

hatası olduğunu vurguladığını görüyoruz ve bununu sonucunda Home Office’in üst mahkemeye itiraz bile etmediğini gördük. Çarpıcı örnekler! Eminim benzer problemleri yaşayan çok fazla vatandaşımız var bu röportajın yayınlanmasının ardından sizi sorularıyla biraz yoracaklar… Konudan biraz uzaklaşarak merak ettiğim bir soru yönelteceğim; Şu an yaptığınız işi seçmemiş olsaydınız mesleğiniz ne olabilirdi? Medya veya eğitim alanı olurdu sanıyorum. Kişisel gelişim, girişimcilik ruhu gibi konular ilgi alanım, bu konularda projeler yapmak bana heyecan verirdi, boş zamanlarımda bu alanlarda yazılar yazıyorum. Peki son olarak iş hayatı dışında Nusra Şahin neler yapar? Boş vakitlerini nasıl değerlendirir? En sevdiğim etkinlikler yüzme, spor ve yoga. Bunun dışında vakit ayırabildiğimde tiyatrodan büyük keyif alırım. Yürüyüşler yapmak, parklarda doğa ile iç içe olmak ve tabii ki yazmak benim için hayatımın vazgeçilmezleri. Keyifli ve samimi sohbetiniz için tekrar teşekkür ederiz… Vakit ayırıp konuğum olduğunuz için ben size teşekkür ederim. Böyle önemli bir davayı medyaya taşıyıp toplumumuzla paylaştığınız için de ayrıca minettarım. Sizin aracılığınızla tüm Business UK okurlarına da selam ve saygılarımı gönderiyorum. Röportaj: Değer Mustafa Fotoğraf: Noyan Müldür Düzenleme: Semih Özyiğit Kapak Fotoğrafı: Ali Haydar Yeşilyurt

Ekim 2015

23


BUSINESSMagazine UK

TEKNOLOJİ

4.5G nedir? Ne işe yarar? 4,5G ihalesi öncesi, yeni yeni proje hakkında bilgiler derlendi. 4,5G’nin 1 Nisan 2016’da kullanıma sunulacağı öğrenildi.

Sonunda 4,5G’de karar kalınmış, dünyada 5G teknolojisinin henüz tam olarak oturmaması ve 4G teknolojisinin ise eskimeye başlaması sebebiyle 4,5G’nin daha uygun olacağı öngörülmüştü.

4,5G teknolojisinin 1 Nisan 2016 tarihinde kullanıma sunulacağını duyurdu. Bu teknolojinin 8 yıl içerisinde Türkiye nüfusunun yüzde 95’ini kapsama zorunluluğu var.

4,5G İHALESİ

TÜNELLERDE DE KULLANILACAK

4,5G projesi kapsamında ‘IMT Hizmet ve Altyapılarına İlişkin Yetkilendirme İhalesi’, bugün Ankara’da yapılacak. 5G TEKNOLOJİSİ İÇİN KRİTİK ADIM

Türkiye, 4,5G ile hem teknolojinin gerisinde kalmayacak hem de 5G teknolojisine 2020 yılında entegre olarak bunu dünyada en erken kullanan ülkelerden biri olacak. 60 DAKİKADAN 6 SANİYEYE İNECEK

4.5G ile mobil şebeke işletmecilerine tahsisli mevcut frekans miktarı, 183 MHz’den 573 MHz’ye çıkacak. Yani frekans sayısı ve dolayısıyla da hız artacak. 4G ile 6,5 dakika, 3G teknolojisiyle ise 1 saatten fazla süren 8 gigabayt büyüklüğünde bir HD film, 4.5G ile 6 saniyede indirilebilecek. 1 NİSAN 2016’DA KULLANIMDA

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu,

24

Ekim 2015

Ayrıca 4,5G teknolojisinin tünellerde bile kullanılabilmesi öngörülüyor.

4.5G ile mobil şebeke “işletmecilerine tahsisli

mevcut frekans miktarı, 183 MHz’den 573 MHz’ye çıkacak.


BUSINESS UK Magazine

Ekim 2015

25




BUSINESSMagazine UK

EMLAK-KONUT

Yabancıdan 3 boyutlu konut uygulamasına yoğun ilgi Yurt dışındaki gayrimenkul yatırımcıları, 3 boyutlu uygulama sayesinde Türkiye’deki projeleri internet üzerinden gezebiliyor.

Burada evi olan yaşadı Boğaziçi Köprüsü yapılana kadar İstanbul nüfusunun ancak üçte birinin yaşadığı, daha uygun fiyatlı konut alternatifleri sunan Anadolu yakasında fiyatlar, Avrupa yakasıyla yarışır duruma geldi. Markalı konut projelerinin maketini online hale getirerek, haritadaki gerçek konumlarında ve tüm detaylarıyla internet üzerinden 3 boyutlu sergileyen uygulama, özellikle projeyi gelip yerinde görme fırsatı bulamayan yurt dışındaki gayrimenkul yatırımcılarına büyük kolaylık sunuyor. “Müşteriyi satış ofisine getirmek yerine, projeyi müşterinin ayağına götürüyoruz. diyen 3DKonut.com yöneticisi Aybars Görpe, ziyaret istatistiklerine göre yurt dışından en çok ilginin Almanya ve Rusya’dan olduğunu, bu ülkeleri sırasıyla ABD, Hollanda İngiltere, Fransa ve Azerbaycan’ın takip ettiğini söylüyor. pROJEYE ERİŞİMDE, SINIRLAR KALKTI

“Yurt dışı ziyaret istatistiklerine göre en çok ilgi Avrupa ülkeleri ve Rusya’dan diyen Aybars Görpe, 3DKonut.com ziyaretçisinin yüzde 90’ının gerçek alıcı olduğunu belirtti. Bunun, ziyaretçilerin sitede geçirdikleri zamana bakarak anlaşılabildiğini söyleyen Görpe, “Ziyaretçilerimiz, sitede ortalama 40 dakika kalıyor ve bu süre içinde onlarca projeyi oturduğu yerden gezebiliyor. Sistemimize entegre ettiğimiz sanal gerçeklik uygulaması sayesinde, artık dünyanın her yerinden projenin kat planlarının ve dairelerinin içinde de gezilebiliyor dedi.

İstanbul’daki gayrimenkul fiyatları son yıllarda devreye alınan ulaşım hatları ve prestijli projelerle tırmanışını sürdürüyor. Boğaziçi Köprüsü yapılana kadar İstanbul nüfusunun ancak üçte birinin yaşadığı, daha uygun fiyatlı konut alternatifleri sunan Anadolu yakasında fiyatlar, Avrupa yakasıyla yarışır duruma geldi. İstanbul Anadolu yakasında fiyat artışları Üsküdar başta olmak üzere, Göztepe, Çekmeköy, Sancaktepe, Sultanbeyli, Beykoz, Ümraniye, Kartal ve Tuzla’da görülüyor. Özellikle Tuzla’da inşa edilen Viaport Marina adlı 1 milyar dolarlık özel sektör yatırımının da hizmete alınmasıyla bu bölgedeki primin artarak sürmesi bekleniyor. “Sancaktepe konut fiyatlarında yüzde 100’e yakın artış var” Mega Projeler raporunu değerlendiren bir gayrimenkul değerleme şirketinin Değerleme Uzmanı Seda Güler, son dönemde yıldızı parlayan Kartal ilçesinde önemli fiyat artışı gerçekleştiğini belirterek, şunları kaydetti: “Kartal-Maltepe-Pendik bölgesi son 5 yılda oldukça yükselen bir ivme gösterdi. Bölgede rezidans ve ofis projelerinde göze çarpan bir artış yaşandı. İnşaat aşamasındaki projelerin de bölgeye ayrı bir değer kattığı düşünülürse bölgedeki prestijli konut projeleri lokasyona göre metrekare fiyatları 4 bin-5 bin dolar seviyelerine kadar çıkıyor.”

Metro geldi arsa fiyatları 10’a katlandı İstanbul’da yapımı süren mega projeler kentin değerini hızla artırıyor. Bu kapsamda, 2016 yılı nisan-mayıs ayında vatandaşların hizmetine sunulacak ÜsküdarÇekmeköy metro hattı, emlak değerlerine doping etkisi yaptı. Bölgede metrekaresi 150-200 lira olan arsa değerleri, bin 500 ile 2 bin liraya kadar çıktı. Metro ve 3. köprü projelerinin merkezinde olan Çekmeköy’de arsa fiyatlarında artışlar yaşandığını anlatan Poyraz, ilk belediye başkanı olduğu 2009 yılına göre fiyatlarda muazzam artış olduğunu ifade

28

Ekim 2015

etti. İlçenin bütün mahallelerinde fiyatların yükseldiğini belirten Poyraz, “Metrekaresi 150- 200 TL olan arsaların bugünlerde 1.000 - 1.500 TL’ye yükseldiğini görüyoruz. Bin liranın altında arsa kalmadı. Bu artışlar İstanbul’un genelinde de var” dedi. Poyraz, geçmişte İstanbul’da yılda 1 tane altgeçit yapıldığı dönemden şu anda yılda 270’in üzerinde alt-üst geçit yapılır duruma gelindiğini dile getirdi. Çekmeköy’de binaların yatayda büyüdüğünü ve yüksek binaların olmadığını

aktaran Poyraz, ilçenin 3’te 2’sinin yeşil alana, yeni belediye hizmet binasının da 50 bin metrekarelik yeşil alan sahip olduğunu söyledi.


BUSINESS UK Magazine

ULAŞIM

Londra-New York arası üç saate düşüyor Spike Aerospace firması, ilk kez 2013’te sunulan süpersonik jete yeni özellikler ekledi. S-512 adı verilen süper lüks jetin saatte 2,205 kilometre hıza ulaşması hedefleniyor. ABD merkezli Spike Aerospace firması, birkaç saat içinde iki şehirde birden alışveriş yapılmasını sağlayacak süper lüks jet tasarımı hazırladı. Firma, iki yıl önce sunulan S-512 süpersonik jetinin 1,8 Mach, yani saatte 2,205 kilometre hıza ulaşabileceğini açıkladı. Söz konusu sürat, saatte 1,126 km hıza ulaşabilen Boeing 747’yi iki katlarken, en hızlı askeri uçak F-18 Hornet ile aynı hızı temsil ediyor.

alışveriş yapıp geri dönebilme imkanı olacağını” belirtti.

Yolcu kapasitesi 18 kişi olarak belirlenen S-512, Londra’dan New York’a veya Paris’ten Dubai’ye uçuşları üç saate indirecek. Spike Aerospace bu sayede “akşam yemeğinden önce

Spike Aerospace CEO’su Vik Kachoria, ‘havacılığın geleceğinin süpersonik uçaklarda yattığını’ belirtti. Kachoria, S-512 fiyatının 60 ila 80 milyon dolar arasında olacağını söyledi.

Şirket adına açıklama yapan Anutosh Moitra, uçağın süratinin artırılması için kanat ve kuyruk tasarımının yenilendiğini, aynı zamanda iç tasarımın üst düzey konfor sunmak için değiştirildiğini belirtti. ‘Multiplex Cabin’ adı verilen iç bölme, konforunun yanı sıra yolculukta manzara izlemek için geniş camlara sahip olacak.

Ekim 2015

29


BUSINESSMagazine UK

DÜNYA YATIRIM MAKALE TURİZM

Kıbrıs’ta tarihin izleri

Kuzey Kıbrıs’ı ne kadar tanıyorsunuz? Kalelerini, manastırlarını, camilerini, hanlarını, kısacası tarihini biliyor musunuz? Yanıtınız ‘hayır’sa gelin bir yolculuğa çıkaralım sizi ST. HİLARİON KALESİ:

Yüzyıllara ulaşan çeşitli medeniyetleri yansıtan geçmişi ile Kıbrıs tarih tutkunlarını da büyülüyor. İşte adada gezebileceğiniz tarihi yerler. GİRNE KALESİ:

Önce Girne Kalesi’ne çıkmalısınız. Bu askeri bina Lüzinyanlar döneminde inşa edilmiş. Kalenin içinde 1100 yıllarında yapıldığı sanılan ve Bizans eseri olan St. George Kilisesi yer alıyor. Kale içi ve çevresinde yapılan incelemeler sonucunda yapılış tarihinin 7. yüzyıla dayandığı düşünülüyor. Kale yapılırken o dönemin savunma taktikleri, zırhlı şövalye ve okçulara göre düşünülmüş. Bu yüzden 15. yüzyılın sonlarına doğru Venedikliler, Osmanlı topçu saldırılarına karşı kaleyi yeniden inşa etmiş. Kuleler eklenmiş ama Lefkoşa’daki Osmanlı zaferinden sonra kale, direniş gösterilmeden 1570 yılında Osmanlılara teslim edilmiş. Osmanlı kuşatması sırasında şehit düşen Cezayirli Sadık Paşa’nın lahiti de kalede bulunan anılardan birisi.

30

Ekim 2015

Beşparmak Dağları üzerinde kurulan üç kaleden en batıda olanı. Ada halkını, olası Arap akınlarına karşı korumak ve muhtemel saldırılara karşı uyarmak amacıyla inşaa edilmiş. Denizden 700 metre yükseklikte iki sarp tepenin üzerine kurulu. Kale, bugünkü adını Kudüs’ün Araplar tarafından fethinden sonra Kıbrıs’a göç eden ve ömrünün son yıllarını burada ibadetle geçiren bir keşişten almış. Dağdan kente indiğinizde Bellapais Manastırı ve İkon Müzesi’ni de mutlaka görmelisiniz. SELİMİYE CAMİİ:

Lüzinyanlar adaya 1192 yılında hâkim olduktan sonra, Paris’teki Notre Dame Katedrali’nin bir benzerini inşaa etme kararı almış ve St. Sophia Katedrali ortaya çıkmış. Gotik mimari anlayışına uygun olarak inşaa edilen katedral, 1326 yılında ibadete açılmış. Yapı, 1373’te Cenevizliler, 1426’da Memlükler tarafından yağmalanmış. Osmanlı’nın Ada’yı fethiyle camiye dönüştürülen

yapıya, Padişah II. Selim’in adını verilmiş. BÜYÜK HAN:

Osmanlılar tarafından Kıbrıs’ın fethinden sonra inşa edilmiş Büyük Han.


BUSINESS UK Magazine

Ortasında bir avlu, avlunun ortasında ise bir mescit ile çeşme bulunur. Yapı, İngiliz hakimiyetinde önce hapishane, daha sonra barınak olarak kullanılmış. 1990’lı yıllarda onarımdan geçen Büyük Han, bir sanat merkezi olarak hayatına devam ediyor. BELLApAİS KöYÜ/ MANASTIRI

Limon ve nar ağaçları arasında küçük bir köy burası. Köye değer kazandıran Bellapais Manastırı, kuzey sahillerini tümüyle görebileceğiniz eşsiz bir manzaraya sahip. Latin Manastırı, 1158-1205 yılları arasında inşa edilmiş. Bugünkü yapının büyük kısmıysa, Fransa Kralı III. Hugh tarafından 1267-1284 yılları arasında yaptırılmış. Avlunun etrafını çeviren revaklar ve yemekhane, Kral IV. Hugh döneminde 1324-1359 yılları arasında inşaa edilmiş. Kıbrıs’ın Osmanlılar tarafından alınmasından sonra manastır, Yunan Ortodoks Kilisesi’ne devredilmiş. BATIK GEMİ MÜZESİ

ApOSTOLOS ANDREAS MANASTIRI:

derin hendeklerle çevriliymiş. Saldırıya geçen düşmanlar, bu derin çukurları geçemedikleri için uzun yıllar ele geçirilemeyen zorlu bir kale olarak nam salmış. Leonardo da Vinci’nin, 1481 yılında ziyaret ettiği Kıbrıs’ta Venedikliler’e kentin savunma sistemi hakkında tavsiyelerde bulunduğu rivayet ediliyor. Kalenin ismi ise adanın İngiliz sömürgesi olduğu dönemden geliyor. William Shakespeare’in ünlü tragedyası Othello’nun önemli bir kısmı Kıbrıs’ta geçiyor.

OTHELLO KALESİ

14. yüzyılda Lüzinyanlar tarafından düşman saldırılarına karşı limanı korumak amacıyla yaptırılmış. Kalenin etrafı ilk kurulduğu dönemde

NAMIK KEMAL ZİNDANI:

SOLİ ANTİK KENTİ:

Soli, Ada’da kurulan 10 krallıktan biri. M.Ö. 498’de Persler’e yenilmişler, Roma döneminde altın çağını yaşamışlar, 7. yüzyılda gerçekleşen Arap akınlarıyla ortadan kaybolmuşlar. 1920’lerde gerçekleştirilen kazılarda ortaya çıkarılan tiyatro, agora, kilise, çeşme, tapınak gibi yapılar görülmeye değer. VuNİ SARAYI:

Akdeniz’in Helenistik krallıkları döneminde sefere çıkmış gemi, M.Ö. 3. yüzyılda açık denizde fırtınaya tutulmuş ve Girne açıklarında batmış. 1965 yılında bir sünger avcısı, Girne’nin 1.5 kilometre açığında, 3 metre derinlikte bulmuş. 19681969 yılları arasında Pennsylvania Üniversitesi’nden gelen bir ekip tarafından çıkarılmış. Halen Girne Kalesi’nde ziyaretçilerini gözlüyor.

Hıristiyan inancına göre, İsa’nın havarilerinden Andreas, deniz yoluyla kutsal topraklara giderken su sıkıntısı başgöstermiş, bunun üzerine beraberindekilerle manastırın bulunduğu yerde mola vermişler. İnanca göre, Andreas, bastonuyla toprağa vurarak su çıkartmış. Günümüzde Rum Ortodokslar’ın önemli ibadethanelerinden biri.

Magosa denince Türkler’in aklına ilk gelen yer Namık Kemal Zindanı ve Müzesi. Bilindiği gibi büyük şairimiz, 1873 yılında Vatan Yahut Silistre’yi yazıp İstanbul’da sahneledikten sonra Kıbrıs’a sürgün ediliyor. Ve bu sürgün günlerini zindanda geçiriyor. Venedik Sarayı’nın avlusunda yer alan zindan, dikdörtgen ve iki katlı bir yapı. 36 ay boyunca bu zindanda yatan şairimiz 1876’da affedildikten sonra çok sevdiği Magosa’da bir müddet daha kalıyor. Osmanlı’nın adaya hakim olduğu ilk yıllarda inşa edilen bu iki katlı bina, asırlar boyunca topçu kışlası ve hapishane olarak kullanılıyor. 1993 yılında restore edilerek müzeye dönüştürülen yapının içinde Namık Kemal’e ait fotoğraflar ve o dönemde şairin kullandığı eşyalar sergileniyor. LALA MuSTAFA pAŞA CAMİİ

Vuni Sarayı, Soli kentini Pers egemenliğinde tutmak için inşa edilmiş. Etrafı surlarla çevrili sarayın 137 odası varmış. Perslerle anlaşma yapan Soli Krallığı’na bağlı güçler M.Ö. 380 yılında Yunan egemenliğinde bulunan Vuni’ye girmiş ve şehri yakmış. Şehir tamamen harap olmuş ve bir daha inşa edilmemiş.

1328 yılında St. Nicholas Katedrali olarak hayatına başlayan yapı, Osmanlı fethi sonrasında camiye çevrilmiş ve Kıbrıs Fatihi olarak anılan Lala Mustafa Paşa’nın adını almış. Caminin giriş bölümünde bulunan cümbez ağacı, yaklaşık 700 yıllık geçmişiyle hâlâ tarihe meydan okuyor.

Ekim 2015

31


BUSINESSMagazine UK

MAKALE

KIB-TEK Halktan Faizsiz Kredi İstiyor Tekel olmanın ayrıcalığının arkasına saklanarak batış yolunda ve KKTC halkını soymak yolunda hızla yoluna devam eden KIB-TEK şimdi de vatandaşın cebine bir kez daha el atmak için yeni bir soygun yöntemi icat etti. Vatandaşın sırtına elektrik enerjisini şantaj malzemesi olarak kullanıp, grev yapa yapa zorla, her personeli için yıllık 13 adet maaş ve 26 adet avantadan yan geliri yükleyen, faturaların üstüne, vermediği bir hizmetin karşılığı olarak ‘MAKTU ÜCRET’ uydurmacası ile sayaç başına 20 TL haraç koyup her ay vatandaşın cebinden haksız yere 2 milyon TL çalan, veriyormuş gibi göründüğü hizmetler karşılığı ve trafo katkısı gibi uyduruk gerekçelerle Sterlin bazında faturalar çıkarıp vatandaştan zorla tahsil eden KIBTEK şimdi de 2 aylık peşin para istiyor vatandaştan “teminat” adı altında.

Elektrik enerjisini şantaj malzemesi olarak kullanıp, “ödemezsen keserim ha” tehdidi ile tüketiciden istenen para, gerçekte basit bir tanımla, vatandaşın cebinden faizsiz, komisyonsuz, harçsız, pulsuz, bedelsiz 2 aylık kredi. KIB-TEK gece gündüz düşünerek icat ettiği yöntem ile vermediği bir hizmet için varsayıma dayalı olarak vatandaştan peşin para istiyor. Senin aylık ortalaman şu kadar, sen bana peşin olarak 2 aylık ödeyeceksin diyor tüketiciye, aynen hiçbir hizmet vermeden zorla vatandaştan tahsil ettiği “Maktu ücret” gibi. Adı maktu ücret ama kendisi açıkça bir haraç, Deli Dumrul haracı. Ortada hizmet

32

Ekim 2015

yok ama verilmeyen hayali bir hizmetin utanmadan, sıkılmadan alınan ücreti var. Eksik olsun böyle Kamu İktisadi Teşekkülü, eksik olsun böyle soyguncu mantaliteli güya halka ait kuruluş. Zaten bu tür kuruluşlara zamanında “Arpalık” diyorlardı. Personelinin, çalışmadan bol bol ücret aldığı arpalıklar. Neyse ki anavatan Türkiye’de bunların kökü kazındı ve hepsi de özelleştirildi, ellerindeki tekel hakları da iptal edildi. Bugün Türkiye’de elektriği her yörede birkaç şirket birden üretmekte ve halk hizmetinden ve ücretinden memnun

kaldığı şirketin elektriğini seçebiliyor ve kullanıyor. Bizde olduğu gibi vermediği bir hizmet için “Maktu ücret” adı altında bir hizmet uydurup faturaya yansıtan şirketin sonu, eninde sonunda batmak oluyor. Vatandaş parasını verecek KIBTEK’e jeneratör alınacak, sonra da bu jeneratör ile üretilen elektrik enerjisi de, çalışanlar 1 yılda 39 maaş alsın diye jeneratörün parasını ödeyen vatandaşa kazık fiyata satılacak, üstelik bir de verilmeyen hizmetler karşılığı uyduruk bahanelerle vatandaştan haraç alınacak. Sonra da bunun adına “Halkçılık” denecek, “Halkın

Ata ATuN e-mail: ata.atun@atun.com ata.atun@gmail.com

malı” denecek. Halkın malımı yoksa çalışanların halkı sömürme aracımı, karar vermek çok zor. Bu nasıl bir mantık, ne biçim bir yönetim tarzı bu anlamış değilim. KIB-TEK tekel olmanın avantajı ile “vatandaşın cebinden hizmet vermeden nasıl para alırımın” daha doğrusu “vatandaşı nasıl soyarım”ın peşinde. Yetkili sendika da, yıllarca elektriği şantaj malzemesi olarak kullanıp, vatandaşı ve işyerlerini elektriksiz bırakmak ve cezalandırmak pahasına maaşları arttırıp vatandaşın sırtına yüklemenin mücadelesini verdi, çağdaş hizmet vereceği yerde. “Hiç maaş almasak bile elektrik fiyatları düşmez” diye açıklama yapanlar bile var. KIB-TEK’in bir yılda ne kadar petrol ithal ettiği ve bu petrolden ne kadar elektrik enerjisi elde ettiği, bu enerjinin yüzde kaçının üretim aşamasında sürtünme ve ısıya dönüştüğü, dağıtım sisteminde de ne kadarının enerji aktarımı sürecinde kaybedildiği belli. Bunlar matematiksel veriler. Buna karşın bir yılda çalışanların aldıkları maaşların ve Tazminat, Kdeğeri, fazla mesai gibi avantaların ne kadar tuttuğu da belli. Hiç kimse çıkıp da maaş almazsak elektrik birim fiyatı düşmez gibi bir hikaye anlatmasın halka. Bunları kağıda dökmek çok kolay. Artık KIB-TEK miadını doldurmuş, misyonunu da tamamlamış durumadır. KIB-TEK’in elinden “TEKEL” olmak yetkisi alınmalıdır. Bütün batı dünyasında olduğu gibi, elektriği birçok şirket üretmeli ve vatandaş, hangisi kendisine daha iyi hizmeti daha düşük ücretle veriyorsa onu seçmek hakkına sahip olmalıdır. KIB-TEK’in vatandaşa “elektriğini keserim” tehdidi ile dayattığı haksız ücret ve haraçlara da artık son verilmelidir.


BUSINESS UK Magazine

Ekim 2015

33


BUSINESSMagazine UK

MAKALE

Merkantilizm ve Türk İktisat Tarihindeki Yeri

GÜRKAN DANIK - iKTİSAD TARİHİ e-mail: info@turkishpress.co.uk

Temel ekonomik sistemlerin ve bu sistemlerin oluşumuna katkı sağlayan iktisat okulları olan Klasik İktisat, Keynesyen İktisat gibi iki temel iktisat okulundan önce ekonomik sistemi şekillendiren bir çok iktisadi akım mevcuttur. Bunlardan en önemlisi ise Merkantilizmdir. Merkantilizm 15.yy ile 18.yy arasında uygulanmıştır. Jean Bodin,Thomas Miles,Montaigne gibi temsilcilerin savunduğu merkantilizmin tarihsel sürecine baktığımız zaman iktisat okullarından önceki en uzun akımlardan biri olduğunu söyleyebiliriz. 15.yy’da gelişim gösteren Coğrafi Keşifler,rönesans,reform hareketleri merkantilizmin gelişimine katkı sağlamıştır. Farklı ülkelerde farklı isimlerle (Fransa’da Colbertzim Almanya’da Kameralizm) uygulanan merkantilist politikaların en temel özelliği güçlü devlet olabilmenin yolu kıymetli madenleri stoklamak olduğunu, nasıl ki insanlar para biriktirdikçe zenginleşiyor ise ülkelerde kıymetli maden biriktirmek suretiyle zenginleşecektir anlayışı hakimdir. Bu temel düşünce ile birlikte merkantilist düşünce dünya zenginliğinin sabit olduğunu,ihracatın ithalattan fazla olması gerektiğini bu şekilde dış ticaret fazlası verilmesi gerekliliğini ve ülkeye giren kıymetli madenin çıkandan fazla olmasını,ithalatın yasaklanmasını ve müdehaleci güçlü bir devlete güçlü bir orduya ve donanmaya sahip olunması gerektiğini savunmuştur.

34

Ekim 2015

Donanmaya verilen önemin üzerinde durulmak gerekirse sömürgecilik anlayışı ile diğer ülkelerden elde edilen kıymetli madenlerin taşınması ve ana ülkeye transfer edilebilmesi için güçlü ve okyanusa dayanabilecek gemiler hazırlanmıştır. Bu gemilerin ve tersanecilikte ilerleme sağlanması hem Coğrafi Keşifler noktasında hemde merkantilizmin amacına hizmet etmiştir. Merkantilist politikalar zamanla bazı sonuçlar doğurarak bu sisteme olan güveni azaltmıştır. Özellikle dış ticaret fazlasının sürekli aynı ülkelerde toplanması,para stokunun aşırı derecede artması ile paranın değerini düşürmüş ve ciddi enflasyona neden olmuştur. Ticari faaliyetlerde de sürekli tek bir tarafın zenginleşmesi yüzünden ticari partnerler yoksullaşmaya başlamış ve ticaretin işleyişine ve rekabet ortamına da zarar vermiştir. Merkantilizmin Türk İktisat tarihinde ki yerine baktığımızda ise bu sistemin dönemin Osmanlı İmparatorluğunda uygulanmasının çok zor olduğunu görmekteyiz çünkü Osmanlı Devletinin iktisadi anlayışı AntiMerkantilist bir zihniyeti barındırdığını görüyoruz. Osmanlı devletinin iktisadi yapısı üç temel ilke üzerine oturtulmuştur. Osmanlı ekonomisi üç temel ana ilkesi vardı. Bunlar İaşe ilkesi,gelenekçilik ve maliyecilikti. İAŞE İLKESİ:

Bu ilkenin en temel esası Osmanlı

vatandaşlarının ihtiyaçlarının en iyi şekilde karşılanması,vatandaşların yaşadığı bir ortamda açlık,kıtlık ve yoksulluk gibi sorunları ortadan kaldırılması anlayışına sahiptir.Bununla birlikte temel ihtiyaçların dışarıya çıkmaması içinde ihracata Yönelik politikalar çok sıkıdır ve genelde ithalata önem verilmektedir. GELENEKÇİLİK:

Osmanlı tebaasında ki tüm sosyal yapıların kültürel iktisadi yapıların korunması (lonca teşkilatı gibi) MALİYECİLİK:

Osmanlı ne olursa olsun her zaman hazinenin dolu olmasını istemiştir. Harcamaları minimum seviyeye indirmek hazineyi altınla dolu tutmak temel amaç edinilmiştir. Bu üç ana ilkeden çıkardığımız sonuca göre özellikle İaşe ilkesinin ihracat üzerinde çok büyük bir etkisi vardır. Osmanlı devletinin ihracat ile birlikte ülkeden kaynak çıkması ile Osmanlı tebaasının temel ihtiyaçlarında bir eksilme ve kıtlığa yol açacak bir anlayışa sahip olması ihracatın önüne engel teşkil etmiştir. Ve merkantilist sistemin en temel özelliği olan X>M (İhracat>İthalat)diye adlandırılan düzenin önüne engeldir. Her ne kadar Osmanlı Devleti Mutlak Monarşi ile yönetilsede,devlet iktidarını sınırlayan bir sistemin olmaması güçlü devlet,güçlü ordu anlayışını gösterip merkantilizmin ilkelerinden birine uyum sağlasada bu sistemin en temel ilkelerinden biri olan bazı özelliklere devletin iktisadi sistemi engel olduğu için Osmanlı Devletinin Anti-Merkantilist bir düşünceye sahip olduğunu söylemeliyiz.



BUSINESSMagazine UK

MAKALE

İktisadın Fragmanları: Nöroekonomi

Ahmet Emrah Tayyar info@turkishpress.co.uk

İktisat sosyal bir bilimdir. Sosyal bilim olmak toplumu ve toplumun en küçük yapıtaşı olan insanı incelemekten geçer. Her ne kadar iktisat sosyal bilim olsa da iktisat ilmi çoğu zaman insanı anlamak adına diğer bilimlerle işbirliğine gitmiştir. Bu işbirliğinin en güzel örneği iktisat ve matematik bilimlerini en yoğun olarak kullanıldığı neoklasik okulun teorileridir. Neoklasik iktisatçılar klasik iktisadı büyük ölçüde matematikle modifiye ederek firmalar için kar maksimizasyonu, bireyler için fayda maksimizasyonu temelini atmışlardır. Amaç çok basittir. Sosyal bilimler

kesin olmayıp değişkenlikler içerir. Sosyal bilimlerde kesinliği sağlamak adına matematik kullanılmıştır. İktisadın yoğun matematik kullanarak doğal bilimlere meyletmesi yoğun eleştiriler yapılmasına yol açmıştır. Bu tartışmalar hala günümüzde devam etmektedir. İktisadın diğer bilimlerle birlikteliğinin en ilginç olanı iktisatla tıp arasındaki ilişkidir. İktisat tıp ilişkisi aslında temelinde insanı bulunduran biri sosyal diğeri doğal iki bilimi birleştirmiştir. Ancak alanların çok farklı olması bu alanda çalışan araştırmacıların

oldukça az olmasına yol açmıştır. Aslında hikaye “insan neye ne kadar fiyat biçer?” sorusuyla başlamaktadır. Bireyin faydaya göre fiyatlama yapması fayda tartışmalarını ortaya çıkarmıştır. Kardinaller faydanın ölçülebileceğini savunurken ordinaller faydanın ölçülemeyeceğini savunur. Gerçekten eğer fayda ölçülebilseydi fayda seviyesi mal fiyatını ortaya çıkarabilecekti. Ancak faydanın ölçülebilmesi mümkün değildir. İşte bu noktada tıp devreye girer. Tıp dünyasının gelişerek görüntüleme tekniklerinin ilerlemesi faydanın hesaplanabilme umutlarını filizlendirmiştir. Örneğin oksitosin ve serotonin hormonu fayda seviyesi hesaplamada kullanılabilir. Bu iki hormonun seviyesinin artması insanda mutluluk, rahatlama, bağlılık duygularını arttırdığı bilinmektedir. Yapılan çalışmalarda iki farklı bireye gösterilen aynı mal için beyin MR’ı oksitosin ve serotonin hormonu seviyesi farklı sonuçlar vermiştir. O zaman ilerisini hayal edelim. Malların fiyatları yok. Etiket fiyatlarını siz o ürünü görünce malın sizde yarattığı duyguya ve ihtiyaca bağlı olarak serotonin hormonunuz belirliyor. Bu da sizi acaba bu mala çok mu verdim, az mı verdim düşüncesinden kurtarıyor. Peki bunlar çok mu uzak. Değil. Özlü Söz: “Bir iktisatçı için gerçek hayat, özel bir durumdur.” Paul SAMUELSON

36

Ekim 2015


BUSINESS UK Magazine

Ekim 2015

37


BUSINESSMagazine UK

KÜLTÜR-SANAT

Mimar Sinan hakkında herşey bu sergide Tüm zamanların en önemli mimari dehalarından Mimar Sinan’ın hayatı ve yapıtları ölümünün 427. yılında, şimdiye kadar yapılmış en kapsamlı sergi ile ele alınıyor. Koca Sinan’ın, eserleri video mapping, 3D animasyon gibi tekniklerle canlandırılacak. Bu yıl, Osmanlı mimarisinin altın çağına imza atan ve yapıtları UNESCO Dünya Mirası kapsamında “İnsanoğlunun yaratıcı dehasının şaheserleri” olarak nitelendirilen Mimar Sinan’ın ölümünün 427. yılı. Yüz yıllık hayatı boyunca 400’e yakın eser inşa eden, yapıtlarıyla hem kendi dönemine hem de günümüz mimarlığına ışık tutan Mimar Sinan için bugüne kadar düzenlenmiş en kapsamlı ve multi-teknolojik sergi 9 Nisan’da Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi’nde açılıyor. “Mimar Sinan ve Yaratıcı Dehanın Şaheserleri” adı verilen sergi, Sinan’ın hem hayatını hem de eserlerini anlatacak. AĞIRNAS’TAN BAŞLAYAN ÖYKÜ

Sergide, usta mimarın tüm eserleri; çizimler ve maketler gibi klasik tekniklerin yanı sıra, kullanıcı etkileşimini de ön planda tutan aplikasyonlar, streoskopik sistemler, ‘augmented reality’ olarak nitelendirilen ‘arttırılmış gerçeklik’, video mapping ve 3D animasyon teknolojileriyle adeta

yeniden canlandırılacak. Sergi Sinan’ın mimar, şehirci, mühendis ve örgütleyici büyük bir usta olma sürecine zemin hazırlayan dönemin sosyal, kültürel ve mimari çehresini, dünyaya geldiği Kayseri’nin

Ağırnas köyünden başlayarak tüm hayatını, Hassa Mimarlar Ocağı’ndaki takım çalışmasını, eserlerinin yapım aşamalarını ve gerçekleşmeyen projelerini derinlemesine analiz ediyor.

O defter 1 milyon 25 bin dolara satıldı Ünlü matematikçi Turing’in not defteri 1 milyon 25 bin dolara alıcı buldu.

filmin senaryosunu Graham Moore yazmıştı.

ABD’de, “bilim alanında pek çok buluşun yolunu açan kişi” olarak bilinen ünlü matematikçi Alan Turing’in not defteri 1 milyon 25 bin dolara satıldı.

Zehirli bir elmadan yaşamını yitiren Turing’in ardında ısırılmış bir elma bırakmasının Apple firmasının logosuna ilham kaynağı olduğu ileri sürülmesine karşın Apple’dan bu iddiayı doğrulayan bir açıklama yapılmadı.

Hayatı 87. Akademi Ödülleri’nde “En İyi Uyarlama Senaryo” Oscar’ı kazanan filme konu olan ünlü matematikçi Turing’in 1942 yılına ait 56 sayfalık el yazması not defteri açık artırmaya çıktı. Bonhams Müzayede Evi’nin New York ofisinde yapılan açık artırmada, ünlü İngiliz bilimadamı Turing’in not defteri 1 milyon 25 bin dolara satıldı. Bilgisayar fikrini ortaya atan ve 2. Dünya Savaşı’nda Nazilerin Enigma kodunu kırarak İtilaf Devletleri’nin savaşı

38

Ekim 2015

kazanmasına yardımcı olan ünlü matematikçinin Enigma şifre makinesi ise 269 bin dolara alıcı buldu. 1936’da bir bant üzerindeki sembolleri okuyup yazabilen programlanabilir teorik bir makine geliştiren Turing, o tarihte eş cinselliğin suç sayıldığı İngiltere’de 1952’de cezalandırılmak istendikten 2 yıl sonra 1954’te siyanüre daldırılmış bir elma yiyerek hayatına son vermişti. Turing ayrıca, Benedict Cumberbatch’ın Imitation Game fimine konu olurken yapıt, 87. Akademi Ödülleri’nde, “En İyi Uyarlama Senaryo” Oscar’ı kazandı. Yönetmenliğini Morten Tyldum’ın yaptığı


BUSINESS UK Magazine

SAĞLIK

Kahve içmek

neden uykusuz bırakır? Bilim insanlarının son araştırması, uykuya dalmayı zorlaştıran kahvede bulunan kafeinin uyarıcı etkisi olmasının yanı sıra vücut saatini de yavaşlattığını ortaya koydu. Science Translation Medicine adlı dergide yayımlanan araştırmaya göre, yatağa gitmeden üç saat önce içilen double espresso (koyu İtalyan kahvesi), uyku hormonu melatonin üretimini yaklaşık 40 dakika geciktiriyor ve uykuya dalmayı da zorlaştırıyor. Uzmanlar, bireylerin hayat tarzının da uykuya ve vücut saatine etkisi olduğunu söylüyor. BBC’ye konuşan Cambridge’deki Moleküler Biyoloji Laboratuvarı’nda görevli araştırmacı Doktor John O’Neill, “Eğer yorgunsanız, gece uyanık kalmak için kahve içmek kötü bir fikir olur. Daha sonra uykuya dalmanız zorlaşır ve uykunuzu yeterince alamazsınız” dedi. Araştırmanın ilk yarısında deney kaplarında yetiştirilen hücrelere, zamanı nasıl kullandıklarının incelenmesi için kafein verildi. İnceleme sonucunda, verilen ilacın

insan vücudundaki her bir hücrenin kimyasal saatini değiştirdiği görüldü. Başka bir deney için de, ABD’nin Colorado Boulder Üniversitesi’nde beş kişi, 50 gün boyunca bir uyku laboratuvarında tutuldu. Vücut saati genellikle bedenin aldığı ışıkla kontrol edilirken, deneye katılanların tutulduğu yere loş ışık verildi. KAFEİNE DuYARLILIK

Bir buçuk ay süren deneyler boyunca bilim insanları akşam verilen belli dozdaki kafeinin vücut saatini 40 dakika yavaşlattığını ortaya koydu. Bunun etkisinin de, uyku saati öncesi üç saat maruz kalınan parlak ışığın etkisinin yarısına denk geldiği görüldü. Doktor O’Neill, akşam kafein alımını kesmek için net bir saat verilmesinin ‘spekülasyon’ olacağını belirtti fakat kendisinin de saat 17.00’dan sonra hiç kahve içmediğini söyledi.

“Eğer yorgunsanız, gece uyanık kalmak için kahve içmek kötü bir fikir olur. Daha sonra uykuya dalmanız zorlaşır ve uykunuzu yeterince alamazsınız” O’Neill, bulguların uyku bozukluğu yaşayanların ve sürekli erken kalkanların tedavisine yardımcı olabileceğini, dünyanın geri kalanıyla uyumlu olmalarını sağlayabileceğini ifade etti. O’Neill, “Doğudan batıya uçuyorsanız, günün ortasında doğru bir zamanda alçağınız kafein, uçak yolculuğu sonrası sersemliğin (jet lag) süresini azaltabilir” dedi. BBC’ye konuşan Surrey Üniversitesi’nden Profesör Derk-Jan Dijk de “Bireylerin kafeine olan duyarlılığı değişiyor. Kahve içenler uykuya dalmakta sorun yaşıyorsa, öğleden sonra ve akşam saatlerinde kahve içmekten sakınmalıdırlar” tavsiyesinde bulundu. Profesör Dijk, bazı kişilerin ise ‘vücut saatlerinin kölesi oldukları’ düşüncesiyle çok erken veya çok geç uyanmaya programlandıklarını söyledi. Dijk, “Bu ve diğer veriler, vücut ritmini bir nebze de olsa değiştirebileceğimizi gösteriyor. Bu da, geç uyumamızı kafein alımı ve akşam maruz kalınan yapay ışıkla bağlantılı olduğunu gösteriyor” dedi.

Ekim 2015

39


BUSINESSMagazine UK

İŞ DÜNYASI

Sunum yapmadan önce

cevaplamanız gereken 7 kritik soru önceden bilmeniz lehinize olacaktır. Hangi Ekipmanlara İhtiyacınız Olacak?

Sunum yapmak da bir sanattır. Eğer hedefleriniz doğrultusunda başarılı bir sunum gerçekleştirirseniz, size yeni bir iş kapısını açılır, girişiminiz için fon sağlayabilirsiniz. Fakat sunumunuz etkili olmazsa kişisel imajınız sarsılır ve karşınıza çıkabilecek fırsatları çoktan kaybedersiniz. Girişiminizin ya da projenizin, sunduğunuz kişileri etkilemesi için belki de en önemli an “sunum” anıdır. Sunumunuzu hazırlamadan aşağıdaki 7 başlığın cevabına hâkim olmalısınız: Kime sunuyorsunuz?

Kendinize sormanız gereken en önemli soru. Sunum yapacağınız kitleyi iyi tanıdığınızı düşünmeyin. Tanıdığınız, yakın olduğunuz kişilere yapacağınız sunum ile üst düzey yöneticilere seslendiğiniz sunum arasında farklar olmalıdır. Her iki sunum farklı bir yaklaşım ve seviye gerektirecektir. Kitlenizi iyi tanıyorsanız; sunum formatınızı, dilinizi daha doğru seçebilirsiniz. Sunacağınız Kitle Ne Kadar Kalabalık?

Büyük bir kitleye sunuyorsanız, minimum kesinti ile doğrudan, daha açık,

40

Ekim 2015

Belki bir flash bellek sunumunuzu yapmanıza yeterli olacak. Belki de bir dizüstü bilgisayara. Herhangi bir aksilikle karşılaşmamanız için eksiklerinizi tamamlamanızda fayda var. Projektör cihazı gerekli mi, mikrofon sistemine ihtiyacınız olacak mı? Fiziksel şartların nasıl olduğunu önceden bilmek, bu noktada biraz daha önem kazanıyor. Sunumunuzu kusursuz bir şekilde tamamlamanız için bu sorular cevap vermeniz gerekiyor.

Sunumunuz etkili olmazsa kişisel imajınız sarsılır ve karşınıza çıkabilecek fırsatları çoktan kaybedersiniz. anlaşılır ve tempolu bir şekilde sunmanız gerekecektir. Küçük bir izleyici kitlesine sunuyorsanız, katılanlar sorularını daha rahat ve sık dile getirecek ve sunumunuz sık sık bölünebilecektir. Bu duruma rağmen katılanların dikkatinin dağılmamasını sağlamalısınız. Sunumunuzu Nerede Gerçekleştireceksiniz?

Sunumunuzu gerçekleştireceğiniz yerin fiziksel koşullarına göre kendinizi hazırlamanız, daha etkili bir sunum yapmanıza yardımcı olacaktır. Örneğin yeni bir ürününüz var. Sunumunu bir toplantı odasında yapmanız gerekiyorsa, hedef kitlenize çok yakından ürününüzü rahatça tanıtırsınız. Eğer büyük bir oditoryumda olacaksanız, size uzak izleyici için görsel ve işitsel araçlara ihtiyacınız olacaktır. Neye ihtiyacınız olacaksa,

Size Ayrılan Süre Ne Kadar Olacak?

Birçok kişinin göz ardı ettiği kritik bir sorudur. Seyircilerin ve sizin, sunumunuzun ne kadar süreceğini bilmesi gerekir. Seyirciler kısa sürecek bir sunum beklediğinde, yarım saati geçerseniz bıktırıcı olacaksınızdır. Ya da seyircilerin sizden beklentisi fazla olabilir. Bu durumda sunumunuzu kısa tutarsanız yine olumsuz bir tablo ortaya çıkacaktır. Elinizdeki materyaller ve konulara göre ideal süreyi sizin belirlemeniz daha sağlıklı olacaktır. Sunumunuz Sonrası Soru-Cevap Kısmı Olacak mı?

Sunumunuzun ardından seyircilere soru sormaları için bir süre tanınacaksa sunum öncesi bilmeniz iyi olacaktır. Seyircilerin soruları sizi zor durumda bırakacak ya da köşeye sıkıştıracak sorular olacaktır. Hatta daha ileri gidip, itibarınızı zedeleyecek sorularla da karşılaşabilirsiniz. Soru-Cevap oturumu olacaksa, bunun ne kadar süreceğini mutlaka öğrenin. Ayrıca, kendinize seyirci gözüyle değerlendirin ve kendinize en sert soruları sorun, cevaplarını da vermeyi unutmayın. Başka Kimler Konuşmacı Olacak?

Diğer soruların aksine, bu sorunun cevabını bilmemek sizi zor durumda bırakmayacaktır. Sizden önce ya da sonra kimin sunum yapacağı çok önemli olmamakla birlikte, bilginiz olursa etkinliğin dinamiklerini anlamanız kolay olacaktır. Eğer tek konuşmacı iseniz, üzerinizde seyirci baskısı fazla olacaktır. Bu sizi öldürmez, aksine fırsata bile çevirebilirsiniz. Umarız, bu sorulara kimsenin yardımı olmadan cevap bulabilirsiniz. Hiç olmazsa sunumu gerçekleştireceğiniz kişilere danışın. Bu sorulara cevap bularak sunumunuzu gerçekleştirirseniz, sunumunuz daha etkili olacaktır.


BUSINESS UK Magazine

TEKNOLOJİ

İş dünyası için en iyi iphone uygulamaları Iphone 6 ve Iphone 6 plus’ın piyasaya çıkmasının ardından eklenen yeni özellikler, eklentiler ve grafikler ile birlikte iphone uygulmaları her zamankinden daha çekici hale geldi. Biz de her sayıda olduğu gibi okurlarımız için iş dünyasına yönelik seçtigimiz en iyi iphone uygulamalarını tanıtmaya devam ediyoruz…

Swype

Öncelikle Android cihazlardan için geliştirilen klavye uygulaması Swype artık iPhone’larda. Parmağınızı hiç kaldırmadan sürükleyerek yazı yazmanızı sağlayan Swype uygulaması iPhone kullanıcılarının da vazgeçilmezleri arasında girecek gibi görünüyor.

QR Reader for iphone, iphone, ipad Barkod Okuyucu

pocket

Pocket, internette karşınıza çıkan ilginizi çeken ama o anda incelemeye vakit bulamadığınız her şeyi cebinize atmanızı sağlayan bir uygulama. Video, link, fotoğraf, makale…İlginizi çeken ne varsa bu eklentiyle her şeyi doğrudan safariye kaydedebiliyorsunuz.

1password

Şifre unutmak artık tarihe karışıyor. 1Password uygulamasıyla iPhone ya da iPad cihazlarınız üzerinde bulunana şifreleri koruyabilir veya tahmin edilmesi güç şifreler oluşturabilirsiniz.

Sokakta, Metro istasyonlarında, Gazetelerde ve birçok yerde sıkça görür olduğumuz, Qr Code kullanılarak oluşturulmuş olan Barcode’ları iPhone, iPad ya da yeni nesil iPod Touch cihazlarımızla okuyabilememiz mümkün. Bunun için yapmamız gereken App Store’da ücretsiz olarak mevcut olan Qr Reader for iPhone uygulamasını yüklemek. iTunes linkine ulaşmak için aşağıdaki Available on Appstorebutonuna basabilirsiniz. Sağ tarafta sizin için test edebileceğiniz bir barcode oluşturdum. Uygulamayı yükledikten sonra, Bu barcode’u gösterip test edebilirsiniz. iyi şanslar…

Ekim 2015

41


BUSINESSMagazine UK

SERİ İLANLAR

SERİ İLANLAR ELEMAN Sosyal Medyayı Türkçe ve İngilizce kullanabilen & Facebook,Tweter,Youtube vb İçerik Geliştirme deneyimi olan Dijital Kanallara Hakim olan Basın ve Yayıncılık Reklam ve Halkla İlişkiler alanında kariyer yapmak isteyen kişiler aranıyor. Ön görüşme için; 0044 750 8855030 info@businessukmagazine.com

SATILIK ArAÇ Satılık Honda Civic 2002 1.6 Petrol. Sol yan bölgeden hafif vuruğu var. Fiyat - £450 07403 275 647

KİrALIK oDA Old Street’de kiralık double oda. 07415 982 826

KİRALIK Stoke Newington bölgesinde kiralık odalarımız mevcuttur. Bilgi için: 07950 739 354

ELEMAN ÇALIŞMA İZNİ OLAN Garson ve Barmen aranıyor 07740111810

0208 803 5500 0750 885 5030 MOON MARKETING Promotional products (calendars, keychains, pens, watches, T shirts, hats ... etc) and to call for marketing consultancy http://moonmarketings.co.uk 07774 692426

SATILIK Hornsey’de satılık kebab shop £40.000 Please call 07590037999

SATILIK YAZLIK Didim Altınkum’da Denize 10 dakika yürüme mesafesinde 24 saat açık Carrefour, Mc Donalds ve Burger King karşısında sıfır daire, full sıfır eşyası ile acil ihtiyaçtan sahibinden satılıktır. Fiyat 28 Bin Sterlin 07403 275 647 / 07508 855 030 / 0542 334 5493

SATILIK ARAÇ Temiz Audi :A :4; Milege 77000 Full service history : £6300 Tel:07921 183115

42

Ekim 2015


BUSINESS UK Magazine

ERGÜN FASHION

Minicab Şöförleri aranıyor Kings cars & Couriers Edmonton,Enfield,southgate,Tottenh Her türlü kıyafet tamiri, kısaltma, fermuar, paça daraltma, dikim kesim işlerinde bizi arayınız. Tel: 07448 784 026

am bölgelerinde çalışacak en fazla 5 yaşında arabası olan şoförler Tel 0208 8078076

SATILIK

Çolak Personal Training uygun fiyata spor akademisi mezununda tenis dersleri Orhan Çolak-Tel:07951033825

Bir yıl içinde Fish & chipsStoke Newington High Road’da Tel:0207 923 7222 0744 7693445 Arapça Lütfen ciddi alıcılar arasın öğrenmek ister misiniz? SATILIK OCAKBAŞI Kuranı, HadRESTAURANT isleri ve ModWest Green Road üzerinde ern Dünyayı yüksek cirosu olan ocakbaşı satılıktır ciddi anlamak için... alıcılara telefonda bilgi verilecektir osmanpakoz@ 0208 881 24 44 079 61 78 62 89 yahoo.com 07466792823 International web applications. Özel ders All your web application need’s from A to Z . Call us 0203 290 3933 - Mobile: imkanı vardır. 0740 406 1603-Bulent Kandemir

SU ARITMA

Bms Su Arıtma Sistemleri Sağlıklı bir yaşam için, her gün Alkalı Su için! BMS ürünlerini en uygun fiyat ve taksit seçenekleri ile almak için arayınız. 07727621869

Bellona Londra Mağazalarında yılın en iyi kampanyası başladı TEL:0208 443 33 32 Email: bellonalondon@gmail.com Web: www.bellona.com.tr

Ekim 2015

43


BUSINESSMagazine UK

DÜĞÜN

Düğün stresini yenin N Ü Ğ DÜ AZİN G MA

Oturma düzeni konusunda mı endişeleniyorsunuz? Seçeneklerden dolayı bunaldınız mı? Bunlara benzer sorunlar yaşıyorsanız, evlilik önce stres ile karşı karşıya olabilirsiniz. BÜTçE TARTIŞMALARI

Neden olur?: Bir peri masalının parçasıymışçasına hayallerinizi süsleyen düğününüzü, bir çocuk gibi gerçekleştirmek istediğinizde, bunu yapabilmek için ne kadar harcama yapmanız gerektiğini büyük bir olasılıkla düşünmezsiniz. Geliriniz ile düğün hayallerinizi bağdaştırmayı denemek, sizin için yıpratıcı bir deneyim olabilir. Çoğu gelin adayı, hayalindeki düğünü gerçekleştirmek için harcamalar konusunda mantıklı davranamayabilir. Gelin adayı panik halinde harcama yapmaya başladığında, damat adayı da hemen tasarruf yapmaya çalışır. Ailelerin de sizin bu özel gününüze yardım etmeye çalışmasıyla birlikte genelde her şey daha da karışık bir hal alır. Çözüm: Düğün ile ilgili herhangi bir harcama yapmadan önce, bu özel gününüze maddi yönden destek olacak kişilerle oturup, nasıl bir organizasyon istediğinizi konuşmanız önemli. Bunu gerçekleştirip karşılıklı fikirlerinizi paylaştıktan sonra, bir bütçe belirleyin ve ona bağlı kalın. Organizasyon şirketlerine başvurmadan ve gelinliğinize bakmadan önce, ne kadar parayla oynayabileceğinizi ve onun nereden geldiğini tam olarak bilirsiniz. Genellikle önceden hazırlanan bütçe yüzde 10 kadar bir fark gösterir.

44

Ekim 2015

REKABETE DAYANAN DÜğÜN SENDROMu

Neden olur?: Evlenmenin rekabete dayanan bir spor olmadığını hatırlayın. Düğününüzün ne kadar etkili olduğu, kokteyl için hazırlatacağınız kanepelerin kalitesiyle ölçülmez. Yapılan araştırmalara göre çiftlerin yüzde 59’u kendi düğünlerinin gelen konuklar tarafından bugüne kadar görülmüş en iyi düğün olduğunu düşünmelerini istiyor. Buna rağmen yüzde 26’lık bir bölüm ise sadece birbirlerini ne kadar sevdiklerini gözler önüne sermeyi amaçlıyor. Mükemmel düğünü yaratmak için çaba harcamayın; kendiniz için özel bir gün yaratmaya çalışın. Muhteşem düğünler bütçeniz açısından sizi zorlamanın ötesinde imkansız boyutlara varabilir ve bu da daha çok strese girmenize neden olur. Çözüm: Unutmayın ki Victoria Beckham’ınkine değil, kendi düğününüze hazırlanıyorsunuz. Bu yüzden abartılı düşünmeyin. Kişisel detaylar hem cüzdanınıza daha az yük olacak, hem de bu özel gününüzde gerçek farklar yaratmanızı sağlayacak. Ayrıca bir düğün para gösterisine dönüşmemelidir. Bu özel gün sadece sizin ve eşinizin, karı ve koca haline gelmesiyle ilgili. Fakat birçok gelin ve damat adayı tarafından bugünün gerçek anlamı o telaşla unutulup gider. Bu özel günün keyfini çıkarmak sizin elinizde. AŞIRI FİKİR YÜKLEMESİ

Neden olur?: Kokteyl için somonlu mu yoksa jambonlu mu kanepe

seçeceğinizden, tatlıya kadar herkesin mutlaka sizin bu özel gününüzle ilgili bir görüşü vardır. Bu yüzden bunalabilir ve daha önceden almış olduğunuz kararlardan şüphelenmeye başlayabilirsiniz. Sonuçta bunların hepsine kafayı takmamanız gerektiğini aklınızdan çıkarmamanız gerekiyor. Bu özel günde öncelikle kendinizi memnun etmeye öncelik tanıyın. Çözüm: En başından kararları alıp, onlara bağlı kalırsanız, kendinizi korkunç bir stresten ve gerginlikten korumuş olursunuz. Aileniz ve en yakınlarınız olsa bile herkesi aynı anda mutlu edebilmeniz imkansız, bunu unutmamanız gerekiyor. Bu sizin düğününüz ve sonuçta herkesten önce kendinizi mutlu etmeniz gerekiyor. Hazırlık aşamasında öneri ve istek saldırısına uğrayacaksınız. Kimseyi kırmadan bu işin içinden sıyrılabilirsiniz. İnsanlar size fikirlerini söylediği zaman, onlara harika bir öneri getirdikleri için teşekkür edin ve bunu aklınızın bir köşesinde tutacağınızı söyleyin. Bu sayede kimseyi kırmamış olursunuz. HER ŞEY DÜZENSİZ

Neden olur?: Düğününüzün bütün detaylarıyla sadece siz ilgilendiğiniz zaman mı her şeyin düzene gireceğini düşünüyorsunuz? Güzel, fakat bunu unutun. Bir düğünün, tek bir kişi tarafından organizasyonunun yapılması neredeyse imkansızdır. Günlük hayatınızda her şeyi kontrolünüz altında tutsanız da konu düğün günü olunca bu kontrol, sizin bir canavara dönüşmenize nende olabilir. Ya bir şeyi unutursanız ya da yanlış yaparsanız? Bunu cevaplayacak sizden başka kimse olmayacaktır. Çözüm: Bu durumda en iyi şey oturup nişanlınızla konuşmanızdır. Her şeyi açık açık anlatmanız ve duygularınızı paylaşmanız rahatlamanıza yardımcı olur ve ayrıca nişanlınızın da düğününüzün önemli bir parçası olduğunu daha çok hissetmesini sağlar. Basit işler için yetki vermekten korkmayın. Zaman alan işleri başkalarına paylaştırın. Bir arkadaşınızdan ya da akrabanızdan belli konularda bir sorun olup olmadığını, düzenlediğiniz plana göre işleyip işlemediğini takip etmesini rica edebilirsiniz. Ayrıca her gün düğün işleriyle ne kadar süre uğraşacağınızı belirleyin. Bugünün işini yarına bırakmayın.


BUSINESS UK Magazine

Ekim 2015

45


BUSINESSMagazine UK

İLGİNÇ ÜRÜNLER

İLGİNÇ ÜRÜNLER Kimi zaman kahkahaya boğan kimi zaman ise oldukça büyük ihtiyaçlarınızı karşılayan birbirinden ilginç bu ürünlere sahip olmak için 00 (44) 208 803 5500 - 00 (44) 207 923 9023 numaralı telefonları aramanız yeterli…

Super Clean GYU Su Gerektirmeyen Anti Bakteriyel Temizlik Jeli Elimizden hiç düşürmediğimiz ve bu yüzden kirlenme hızı diğer eşyalara göre daha hızlı olan küçük aletleri susuz temizlemek ister misiniz? Su Gerektirmeyen Antibakteriyel Temizlik Jeli ile klavye, telefon ve uzaktan kumanda gibi küçük aletleri susuz ve mükemmel bir şekilde temizleyebilirsiniz. Tuşların arasına girmiş toz ve kirleri kolayca temizleyecek olan Super Clean GYU sizinle tanışmak için acele ediyor.

Pratik Uzanma Aleti

Kolunuzun istediğiniz zaman yaklaşık 1 metre daha uzaması ne çok işe yarardı! Katlanabilen uzanma aleti sayesinde ulaşamadığınız yüksek ve dar yerler elinizin altında... “Hiçbir şey ulaşılmaz değildir.” Açıldığı zaman 80 cm. uzunluğa ulaşan bu pratik alet, el bölgesindeki mekanizma ile rahatlıkla kontrol edilen kıskaçları sayesinde birçok işi kolaylaştırıyor.

46

Ekim 2015

Mini Massager Hareketli Mini Masaj Aleti Günün bütün stresini ve yorgunluğunu harika bir masajla atmak isteyenlere Mini Massager ı hararetle öneriyoruz! Hareketli Mini Masajcıyı kendiliğinden hareket eden 3 masaj başlığı sayesinde kendi kendinizin masörü olabileceksiniz. Mini Massager ı yanınızdan hiç ayırmak istemeyeceksiniz.

Finger Mouse Parmak Mouse Optik Finger Mouse notebookunuzun en yakın dostu. Neden mi? Cebinize atabilecek kadar küçük ve hafif bir parmak mouseunuz olduğu için notebookunuzu sıklıkla kolunuzun altına sıkıştırıp açık havaya çıkarabileceksiniz.


BUSINESS UK Magazine

BUSINESS UK İNGİLTERE FİRMALAR REHBERİ ALIŞVERİŞ

Avrupa Mutfak Malzemeleri 020 8803 1425 İmparator Sedefçilik 0207 7241 1035 Sama Foods 020 8443 0003 Şahmaran Balıkçısı 07950 599 522

BANKALAR

Turkish Bank 020 7403 5656

CAFELER

Metolino Barish 020 7241 1684

GÜVENLİK FİRMALARI Eye-Sec Security 020 7033 9966 GSSecurity 0800 0124 737

GÜZELLİK VE KİŞİSEL BAKIM

Etiquette Hair & Beauty 020 8808 0700

HUKUK FİRMALARI StanleyGoldman 020 8809 2253 IVY Solicitors 020 8617 9630 Kent solicitors 020 8805 9735

CAMCI

İŞ KIYAFETLERİ

CAR MOT CENTER

KAZA DAVALARI

Umut Glass&Glazing 07919 264 497 1 Stop Mot Center 020 8803 1437

CATERING DÜKKAN MALZEMELERİ Kirney (Hasal Catering) 07916 268 030

ÇİÇEKÇİLER

Zümrüt Çiçekçilik 020 7241 5634

DİL KURSLARI VE TERCÜMANLIK

Language Friendship&CO 07563 357 609

DÜĞÜN SALONLARI Prince and Princess 07540 250 571

ECZANE

Med-chem Türk Eczanesi 020 8002 4855

EĞİTİM KURUMLARI Master Akademi 020 3638 3532 Your LifeEsol Vatandaşlık Kursu 07412 062 030 Final Dershanesi 07530 322 859

EMLAKÇILAR

Fineks UK London 020 7871 4401 Global Property 020 7683 0657 N16 Estate Agency 07533 899 470 Sahibinden Satılık Yazlıklar Didim 07508 855 030 Turhan Emlak 07440 505 830 Turkishgumtree.com 07403 275 647 N9 Emlak-Tercümanlık 020 3538 0410

FİNANS KURULUŞLARI Ozen Financial Services 020 3119 0121 Türk Finans Limited 020 8144 5946

United Collection 07872 646 585

Car Claims UK 07572 431 497 Global Claims 020 7503 5000 Smart Claim Accidents 020 8801 5050 Quick Claim 4 Accidents 020 3601 1068

KUYUMCU

Ayaz Jewellery 020 7041 7053 Erbiller Jewellery 020 8801 9695 Ozan Kuyumculuk 020 8888 3711

İNŞAAT

MKS İnşaat 07776 665 658

MEZAR TAŞI MERMER GRANİT I&C Memorials 020 8365 0477

MINI CAB OFİSLERİ King Cab 020 8807 8076 Quality Cars 020 8342 9429

MOBİLYA

İpek Mobilya 020 8807 8076 Aldora 0207 254 3331 İstikbal 020 8803 6666 Bellona 0208 443 33 32

MODA

Kuaybe Gider 00 (90) 232 633 23 23

MUHASEBECİLER Aydan Smith 020 3240 0011 Ada Associates 020 8819 8212 Certax Accounting 020 8888 0004 Global Accountancy 020 8807 1000

OTOMOBİL KİRALAMA West 1 Auto Group 07576 364 000

OTOMOBİL TAMİR KURTARMA Araç kurtarma ve Çekici İşlemleri 07887 706 054 Bilo kaporta boya 07438 775 927 Aytaç Usta 020 8803 6109

KASAP

Aziziye Helal Kasabı 020 7923 7675 Capital Butchers 020 8803 6445

PASTANE VE TATLICI Tuğra Baklava 020 7241 1514 Golden Baklava 020 3302 0505

RESTAURANTLAR Antep Dürümcüsü 020 8345 6660 Capital Restaurant 020 8803 2238 Devran Restaurant 020 7254 2525 Diyarbakır Restaurant 020 8809 2777 Ezgi Bar Restaurant 020 8801 5101 Harran Restaurant 020 8348 5434 Kilikya’s Restaurant 020 7488 0813 Köyüm Restaurant 020 8808 7980 Likya Restaurant 020 8455 7171 Paragon Restaurant 020 8200 8800 Umut Ocakbaşı 020 8881 2444

SAĞLIK

Mediostar Laser Clinic 020 8887 6550

SU ARITMA CİHAZLARI

Bms Su Arıtma Cihazları 020 8887 8742

SURVEYING DESIGN PLANING-PROJECT Excel 020 8807 8010

TEKNİK TAMİR SERVİCE Astech Elektronic 020 8292 1273

TURİZM

Comfort Travel 020 8807 6162 Just 2 Travel 020 3598 1818 Right Holidays 020 8661 1805 Tulip Holidays 020 8211 0001

Jetset Travel 020 8803 1100 ELEKTRONIK iElectronic 02079234297 DigiShop 02083408222

ÖNEMLİ TELEFONLAR Polis-İtfaiye-Ambulans : 999 Türkiye Cumhuriyeti Londra Başkonsolosluğu 020 7591 6900 Türkiye Cumhuriyeti Londra Büyükelçiliği 020 7393 0202 KKTC Londra Temsilciliği 020 7631 1920

0208 803 5500 0750 885 5030

SANAT OKULLARI Sentez Arts 020 3632 0896

SİGORTA

AVA Insurance 020 8127 0304

SÜRÜCÜ OKULLARI Angel Driving School 07886 031 714

SPOR SALONLARI Legends Gym 020 7812 9600

SING-DESIGN KARTVİZİT-BROŞÜR Sign Tech 020 8804 9988

Firma bilgilerinizin Rehber de yer alması için yukarıdaki numaraları aramanız yeterli...

Ekim 2015

47


BUSINESSMagazine UK

SİNEMA TUTKUNLARI İÇİN

/ AYIN FİLMLERİ

Borsa: Para Asla Uyumaz Wall Street’in en parlak yıllarını yaşadığı dönemde özellikle içeriden bilgi alarak servetini katlayan ünlü borsa simsarı Gordon Gekko (Michael Douglas), 80’li yıllarda fırtına gibi estikten sonra hapse girmiştir. Çıktığında ise yarım bıraktığı her şeye sıfırdan başlayacak, ancak kızıyla işleri yoluna koyması hiç de kolay olmayacaktır... 1987 yılında finans piyasasındaki çetin mücadeleyi anlatan “Wall Street” adlı filmin devamı niteliğindeki yapım, iş dünyasının çetin savaşlarını gözler önüne seriyor.

Genç Çıraklar 24 yaşında genç ve hırslı bir adam olan Jordan Belfort, yatırımcıları aldatarak kısa zamanda köşeyi döner. Kısa zamanda tonla para kazanıp o parayı aynı zamanda çabucak harcayabilen birisi olur. Uyuşturucu kullanan, fahişeler ile ilişkiye giren pahalı ve pis bir hayatı vardır. Film, gerçek bir hikayeden uyarlanmıştır ve Amerikan borsasında çalışan komisyoncu Jordan Belfort’un biyografisinden esinlenilmiştir.

48

Ekim 2015

99 Francs Reklamcılık dünyasına eleştirel bir bakış atan film, aynı adlı kitaptan başarılı bir uyarlama sunuyor bizlere. Ünlü ve başarılı bir reklam yazarı olan Octave, yaşadığı kirli dünyayı tüm çıplaklığı ile anlatıyor. Film boyunca tüketicinin yanında yer alarak, kendi sonunu hazırlayan yaşamını espirili bir üslüpla gözler önüne seriyor.

August İki kardeşin zor şartlar altında kurduğu geleceği parlak bir teknoloji şirketi olan Landshark, son 5 aylık süreçte çöküş dönemine girmiştir. Şirketin mimarı ve başındaki kişi olan Tom Sterling (Josh Hartnett), zeki ama bir o kadar da snob karakteri nedeniyle bu süreci iyi yönetememektedir. Her şeye rağmen son bir gayretle bu zorlu dönemin içinden çıkmanın yollarını arayacaktır.


BUSINESS UK Magazine

İŞ DÜNYASI VE KARİYER ÜZERİNE

Google Nasıl Yönetiliyor? Dünya ekonomisinin belkemiği haline gelen, internet trafiğinin %82’sini yöneten bir şirket düşünün. 2013 yılında 53 milyar dolar ciro yaparken, merkez kampüsün bahçesini düzenlemek için çim biçme makinesi almak yerine 200 keçiyi işe alan bir şirket… Bir yandan rengarenk ofisleri ile üretkenliği tepe noktasına çıkarmayı hedeflerken diğer yandan robot teknolojisi ve mobil cihazlar üzerinden dünyayı değiştirmeye aday bir şirket… O şirket, Google. Peki dünyanın en hızlı büyüyen, en çok beğenilen, en çok konuşulan şirketi Google, nasıl yönetiliyor? Google’ın iki tepe yöneticisi -İcra Kurlu Başkanı Eric Schmidt ve Ürünlerden Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Jonathan Rosenberg- tarafından yazılan ve tüm dünyada çok satan listelerini alt üst eden bu kitap, Google’ın oluşturduğu değerler ve şirket kültürü ile dünya lideri bir kuruma dönüşmesinin hikâyesi. Strateji, yetenek yönetimi, karar mekanizmaları, iletişim, inovasyon gibi konularda yepyeni yaklaşımlar sunan Google Nasıl Yönetiliyor?, birçok örnek olayla dünya devi bir şirketin nasıl yönetildiğinin ipuçlarını sunuyor. Yönetim ve pazarlama alanındaki son eğilimleri takip eden, şirketini nasıl büyütebileceğini ve güçlendirebileceğini düşünen, kendi işini kurmayı düşleyen ve kariyer basamaklarını tırmanmak isteyen ve ekip çalışmasına inanan, alanının en iyileri ile beraber gelişmek isteyen herkes için, Google’ın en üst iki yöneticisinin kaleminden, tam bir başucu kitabı. “İlham dolu bir geleceği bizimle tanıştıracak bir şirket oluşturmak için enerji dolu ve heyecan verici bir başlangıç.” -Publishers Weekly“Eric Schmidt ve Jonathan Rosenberg, bir şirketin nasıl olup da müthiş yenilikçi, eşsiz bir kültür oluşturduğunu ortaya koymak için perdeleri açıyor!” -Fortune-

Engel Yolun Kendisidir Çileyi zafere dönüştürme sanatı Karşınızda duruyor işte. O mesele. O engel… Sizi yapmak istediklerinizden alıkoyup korkutan, sinir bozucu, sevimsiz, sorun yaratan, o beklenmedik problem. Belki de sandığınız kadar kötü bir şey değildir… Engeller kişiye özeldir. Ama hep aynı tepkileri veririz: Korku, hüsran, şaşkınlık, çaresizlik, çöküntü, öfke… Oysa sadece bakış açınızı değiştirerek aşılmaz görünen engelleri müthiş fırsatlara dönüştürmek mümkün. Ryan Holiday, Stoacı felsefenin “yoldaki engel neyse, yol odur” yaklaşımından derledikleriyle sizleri tarihteki kanlı savaşlardan şirket yönetim kurullarının toplantı odalarına uzanan bir yolculuğa çıkarıyor. Göreceksiniz, yoldaki engeller önünüzde yepyeni yollar açacak…

/ AYIN KİTAPLARI Çevrimiçi Satış

Bugünden Geleceğe Bir Potansiyel Güçlü bir pazarlama yönetimi, bir firmanın finansal performansını artırır. Çünkü satışı kolaylaştırır. Günümüzde ise satış, platform değiştirerek bilgisayar ortamına geçmiş ve yeni iş kolları oluşturmuştur. Dolayısıyla, satış biçimleri de değişmiştir. Mağazalar İnternet’e taşınmış; dinamik, interaktif, 24 saat açık dükkânsız perakendecilik uygulamaları başlamıştır. Artık, çok daha düşük yatırımlarla girişimcilere yeni fırsatlar doğmaktadır. Bu çalışma, gelecekte de potansiyeli yüksek görünen çevrimiçi satışa yönelecek girişimcilerin ihtiyaç duyacağı; arama motoru optimizasyonu, lojistik, vergilendirme, ödeme yöntemleri, sosyal medya, e-tüketici gibi konuları örnek olaylarla ele alarak ilgilenenlere bir alet çantası sunmaktadır.

Sağlık Turizmi Küreselleşme birçok sektörde olduğu gibi sağlık ve turizm alanında da etkisini göstermiştir. Bu iki sektörün dünya genelinde en hızlı gelişim gösteren sektörler arasında yer alması, devletlerin ekonomilerine olumlu katkılar sağlaması, insanların zamanlarının daha değerli olması, kaliteli yaşama verilerin artması gibi sebeplerle hem tatil hem de sağlık hizmetlerini alabilmeleri için imkânlar sağlanmıştır. Bu bağlamda bir kişinin sağlığına kavuşması, sağlığını koruması ya da geliştirmesi için yaşadığı ülkeden başka bir ülkeye ya da aynı ülke sınırları içerisinde kalarak başka bir bölgeye giderek belli bir süre o ülkenin/bölgenin sağlık ve tatil hizmetlerinden sağlık turizmi alanının gelişmesini sağlamıştır. Dolayısıyla Kamu Yönetimi sürecinde sağlık turizmi sektöründe kamu politikası açısından meydana gelen değişimlerin neticeleri yönetişim konusu ele alınarak incelenmiştir. Bu amaçla öncelikli olarak kamu yönetimindeki değişimle birlikte ortaya çıkan Yeni kamu Yönetimi anlayışına değinilerek, yönetişimdeki önemli aktörler olarak bilinen devlet, özel sektör, Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ele alınmıştır. Daha sonra dünyada ve Türkiye’de turizm ve sağlıkla ilgili değişimler incelenerek, sağlık turizmi ile ilgili açıklamalar yapılmıştır. Buradan yola çıkarak Türkiye’deki yapılmış ve yapılacak olan kamu politikaları içerisinde sağlık turizmi ve ülkemizde sağlık turizminin yapısal açıdan ele alınmasında teşkilat yapımız incelenmiştir.

Ekim 2015

49





Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.