Plastik Araştırma, Geliştirme ve İnceleme Dergisi
www.pagev.org
pagev
pagevtv
pagev1989
pagev1989
ĞIRLIĞININ BİN İK POŞET KENDİ A
Sayı| 149 2019-1
R ANCAK
KATINI TAŞIYABİLİ
i s i c i t e r Pos. et Ü U K U Y R I G A BU
BİR PLAST
ISSN: 1302-6925
Z A M A R I D KAL
AVRUPA TEK KULLANIMLIK PLASTİK İÇİN KARARINI VERDİ 50
PLASTİK MÜKEMMELİYET MERKEZİ’NİN TEMELİ ATILIYOR
TOBB EKONOMİ ŞURASI’NDA EROĞLU’NDAN KRİTİK SUNUM
PLASTİĞİN GELECEĞİ İSTANBUL’DA KONUŞULDU 64
20
24
ISSN: 1302-6925 2
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
3
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
5
Y ORIGI NA ALIT L QU
Y ORIGI NA ALIT L QU
HEST PRODUC T HIG
100 % ORIGINAL P R OD U C T
Y ORIGI NA ALIT L QU
Y ORIGI NA ALIT L QU
HEST PRODUC T HIG HEST PRODUC T HIG
100 % ORIGINAL P R ODUC T
EST PRODU GH CT HI
6
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
7
8
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
9
haber
20
MEVZUATTAKİ HATALAR 2500 KİŞİYİ İŞSİZ BIRAKTI
haber
148
sağlık
TÜRKİYE SIFIR ATIK SİSTEMİNE GEÇİYOR
110
KRONİK YORGUNLUĞUN İLACI: D VİTAMİNİ
ÜRETİCİLER POŞET KRİZİNE ACİL ÇÖZÜM BEKLİYOR
12
röportaj
88
MUAMMER YÜCELER’DEN BAŞARININ SIRRI
haber
PAGÇEV GERİ DÖNÜŞÜM SEFERBERLİĞİNİ SÜRDÜRÜYOR
28
PAGEV, BAKAN MUSTAFA VARANK’I MAKAMINDA ZİYARET ETTİ
50
haber
118 DUAYEN İSİM HAYRULLAH YELKENCİ; SEKTÖRÜN DÜNÜNÜ, BUGÜNÜNÜ ANLATTI
haber
13. PAGEV KONGRESİ’NDE PLASTİĞİN GELECEĞİ TARTIŞILDI
10
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
MASAL KAHRAMANI: ÜRDÜN
gezi rehberi 74
röportaj
AVRUPA BİRLİĞİ ÇEVRE KOMİTESİ TEK KULLANIMLIK PLASTİKLE ALAKALI KARARINI VERDİ
64
PAGÇEV
146
PAGEV PLASTİK DERGİSİ PAGEV Plastik Araştırma, Geliştirme ve İnceleme Dergisi Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı PAGEV’in Yayın organıdır. İmtiyaz Sahibi PAGYAY Yayıncılık Turizm ve Ticaret Ltd.Şti. adına,
Yavuz EROĞLU Genel Koordinatör
Aziz ÖZAY
Yayın Yönetmeni
Ertan GÜNEŞ Yazı İşleri
Yağmur CENGİZ Reklam ve Halkla İlişkiler
Uğur AKTEL Yapım
Kadir ÇAÇA Film Medya Tasarım Karakter Color Matbaası A.Ş.
Matbaa Sertifika No: 12799
Yayın Danışma Kurulu
Prof. Dr. Atilla GÜNGÖR | Marmara Ü. Prof. Dr. Duygu KISAKÜREK | ODTÜ Prof. Dr. Erhan PİŞKİN | Hacettepe Ü. Prof. Dr. Güneri AKOVALI | ODTÜ Prof. Dr. Hüseyin YILDIRIM | YTÜ Prof. Dr. İskender YILGÖR | Koç Ü. Prof. Dr. Mehmet Ali GÜRKAYNAK | İstanbul Ü.
Prof. Dr. Mehmet E. YURCİ | YTÜ Prof. Dr. Nurseli UYANIK | İTÜ. Prof. Dr. Paşa YAYLA | Kocaeli Ü. Prof. Dr. Tekin ARDA | Newport Ü. Prof. Dr. Mustafa ÖKSÜZ | Marmara Ü. Doç. Dr. C. Gazi UÇKUN | Kocaeli Ü. Doç. Dr. Recep YENİTEPE | Marmara Ü. Doç. Dr. Sami SAYER | Ege Ü. Doç. Dr. Çetin KARATAŞ | Gazi Ü. Dr. Mevlüt ÇETİNKAYA | PETKİM Dr. Yakup ÜLÇER | RESİNEX Elçin OĞUZHAN | TEKNOPOLİMER Engin SOKULLU | TEKNOİNTEL Metin BİLGİLİ | ARÇELİK Murat CANSEVER | EUROTEC Erkan İNDİBAY | ZİRVE POLİMER
Yayın Türü
yerel süreli 2 ayda bir yayınlanır
ISSN: 1302-6925
PAGEV Plastik Dergisi hakkında görüşlerinizi pagyay@pagev.org.tr adresine gönderebilirsiniz.
Halkalı Cd. Tez-İş Merkezi No:132/1 Kat: 4 Sefaköy-İstanbul +90 212 425 13 13 +90 212 624 49 26
Sayı 149 | 2019-1
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
11
Sorunlarımıza çözümü yine birlikte bulacağız Saygıdeğer meslektaşlarım, plastik sektörümüzün yoğun gündemle meşgul olduğu bir dönemde yayına hazırladığımız dergimizin yeni sayısından hepinize merhaba… Öncelikle mensubu olmaktan gurur duyduğum, hepinizin de bu duyguları paylaştığından emin olduğum plastik sektörümüz elbette bugünleri de atlatacaktır. Ne yazık ki “plastik zararlıdır” algısı yaratılmaya çalışılarak sektörümüzle ilgili karalama kampanyası yürütülüyor. Plastik poşet üzerinden başlayan ancak sektörün diğer üretim alanlarına da dokunmaya başlayan bir süreç yaşıyoruz. Üstelik bu sadece ülkemizde değil, dünya genelinde yapılıyor. Dolayısıyla sektör temsilcileri olarak bugün her zamankinden daha fazla sesimizi çıkarmaya mecburuz. Sürekli büyüyen, kendini geliştiren ve yenileyen plastik teknolojisi daha uzun yıllar hayatımıza dokunmaya devam edecek. Bundan hiç kuşkum yok. Bunu konunun uzmanları ve bilim insanları söylüyor. “Plastik neden hayatımızda ve ne gibi faydalar sağlıyor” soruları ile ilgili kafalarda hiç soru işareti kalmayıncaya kadar bilimsel temelli gerçekleri her platformda anlatmalıyız. Bugün “plastik poşet zararlıdır” diyenlerin yarın sektörün geneli için zararlıdır demeyeceğinin garantisi yok. Çünkü plastik sektörü son 50 yıldır sürekli büyüyor, genişliyor ve ahşap-metal-cam diğer tüm geleneksel malzemelere karşı ucuz, sağlam ve sağlıklı alternatifler üretiyor. Yüzde 95’i KOBİ olan bir sektörden bahsediyoruz. Arkamızda dev tekeller, milyar dolarlık karteller yok. Yani birbirimizden güç alıyoruz başka dayanağımız yok! Birlikte olmaya, aynı dili konuşmaya ihtiyacımız var. PAGEV olarak kurulduğumuz günden bu yana sektörümüzün her sorunu ile yakından ilgilendik, çözüm için gece gündüz çalıştık. Bundan sonra da sektörümüze ilişkin tüm sorunlara karşı sanayicilerimizin yanında olacağız. Bildiğiniz gibi yılbaşında yürürlüğe giren “Ücretli Plastik Alışveriş Poşetleri Uygulaması”nın gözden geçirilerek düzenlenmesine ilişkin aralıksız çalışıyoruz. İlgili kapıları tek tek çalıyor, uygulamanın barındırdığı eksikleri ve yanlışları en üst mercilere anlatıyoruz. Sektör olarak isteğimiz net… Avrupa Birliği mevzuatına benzer düzenlemeye karşı olmadığımız gibi bunu destekliyoruz. İstiyoruz ki; bir sektör batmasın ve bu sektörde istihdam edilen kişiler işsiz kalmasın. Hem sektörümüzün, hem ülke ekonomimizin zarara uğramaması için makul ve mantıklı bir geçiş planı şart… İşte bu gündemle 14 Şubat’ta Ankara’da 500 plastik poşet üreticisi firmamızın katılımıyla toplantı düzenledik. Toplantıda Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcımız Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar ve Bakanlık yetkilileri de sorunlarımızı ve çözüm önerilerimizi dinledi. Son derece verimli geçen toplantının sonunda Sayın Birpınar’dan mevzuatın usul ve esaslarında düzenleme yapılacağına dair söz aldık. PAGEV olarak sektör temsilcilerimizle birlikte 23 Şubat’ta Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mustafa Varank’ı
da ziyaret ettik. Mevzuatın Avrupa Birliği kriterleri doğrultusunda düzenlenmesi yönündeki taleplerimizi kendisi ile paylaştık. Bu uygulamadan dolayı işleri yüzde 70 civarında düşen, birçoğu kapanma tehlikesi yaşayan ya da kapanan ve çalışanlarını işten çıkarmak zorunda kalan firmalarla alakalı Sektörel Destek Paketi oluşturulması talebimizi de kendisine ilettik. Elbette gündemimizde sadece plastik poşetler yoktu. Bakanımıza sektörümüz için bir dönüşümün müjdesi olacak PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi’ndeki son gelişmeler ile ilgili bilgileri de aktardık. Bakanımız Mustafa Varank, katma değerli üretimi artıracak ve çevresel etkiyi pozitif yönde etkileyecek projenin destekçilerinden olduğunu belirtti. Merkez’in yakında yapılacak temel atma töreninin ve yapım aşamalarının takipçisi olacaklarının da altını çizdi. PAGEV – Plastik Mükemmeliyet Merkezimiz ile eğitim ve danışmanlık hizmeti vermenin yanı sıra Türkiye’de plastik üzerine mamul ve makine üreten firmalarımızın katma değerini yükseltecek ürünler üretmesine de fırsat tanıyacağız. Firmalarımızın Ar-Ge çalışmaları yapmalarına imkân verecek Merkez aynı zamanda test ihtiyaçlarını da çok uygun şartlarda sağlayacak. Böylece firmalarımız yurt dışına gitmeye ihtiyaç duymadan prototip üretebilecekler. Çevresel konularda da öncü rol oynayacak PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi, geri dönüşüm ve petrol kaynaklarından üretilen hammaddelerin azaltılmasına ve dış ticaret açığını azaltmaya da katkı sağlayacak. 9 Mart’ta temelini atacağımız Mükemmeliyet Merkezimizi en kısa sürede devreye alarak sektörümüzün gelişimine katkı sağlayacağız. Bu sayımız ayrıca 28. PlastEurasia Fuarı sonuç raporunu da içeriyor. Bu vesileyle halen üyemiz olmayan firmalarımızı PAGEV’e üye olmaya ve 29. PlastEurasia Fuarı’nda yer almaya davet ediyoruz. Yeni sayımızda güzel haberlerle buluşmak dileğiyle, keyifli okumalar…
YAVUZ EROĞLU PAGEV BAŞKANI 12
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
13
PAGEV PLASTİK POŞET ÜRETİCİLERİ KOMİTESİ KURULDU
e d n i ğ i l e m t e n ö y t e ş o p i l t e r c Ü
! R I R I T A B Ü R Ö T K E S 1 Ş I L N 6 YA
“
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan ücretli poşet uygulamasını da içeren mevzuatın usul ve esaslarında düzenleme yapılacağına dair söz alan PAGEV, mevcut mevzuattaki yanlışları belirlemek ve yeni düzenlemede alınması gereken önlemleri konuşmak üzere plastik poşet üreticileri ile geniş katılımlı bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantıda PAGEV- Plastik Poşet Üreticileri Komitesi kurulmasına karar verilirken Komite Başkanlığı’na Rüknet Yeşilyurt seçildi.
“
14
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
15
Ücretli poşette AB Modeli uygulansın
T
ürk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı’nın (PAGEV) ilk günden bu yana ücretli plastik poşet uygulamasını bilimsel ve makul bir mevzuata taşımaya yönelik çağrıları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan karşılık buldu. Mevzuat usul ve esaslarında yapılacak düzenleme noktasında plastik poşet üreticilerinin beklentileri plastik poşet üreticilerinin bir araya geldiği geniş katılımlı bir toplantı ile ele alındı. Yoğun ve
16
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
titiz bir çalışma sonucu toplantının tüm katılımcılarının ortak kanaati ile yeni düzenleme taslak metni oluşturuldu. Bundan sonra seslerini PAGEV–Plastik Poşet Üreticileri Komitesi ile duyuracak plastik poşet üreticileri mevzuatta yapılacak düzenlemeden umutlu. Plastik poşet üreticilerinin uygulanan yanlış mevzuattan dolayı ciddi sorun yaşadığını belirten PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, “Avrupa Birliği’nde halihazırda
uygulanan mevzuat yürürlükte olsa üreticilerimizin buna itirazı olmazdı. Üreticilerimizle bir araya gelerek Bakanlığımızla müzakere etmek üzere Avrupa Birliği mevzuatına uygun taleplerimizi içeren bir metin hazırladık. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da konunun takipçisi olacağız. Buradaki esas mesele mevzuatın bir an evvel düzeltilmesidir. Gerçekleştirdiğimiz toplantı çok önemli çünkü sektörün ortak görüşünü içeriyor” dedi.
İşte ücretli plastik alışveriş poşetleri uygulamasının değerlendirmesi, üreticilere etkisi ve sağlıklı geçiş için çözüm önerileri… Yeni yılın ilk günü olan 01.01.2019 tarihi itibari ile plastik alışveriş poşetleri ücretle satılmaya başlandı. Türkiye Plastik Sektörü, çevre bilinci yüksek bir sektör olmakla birlikte bilinçli tüketimi de destekliyor. Ayrıca eğitimle, bilinçli tüketim oluşturacak her türlü çabanın da yanında yer alıyor. Sektörümüz, kalıcı çözüm için atıkların ayrı toplanması, geri dönüşüm ve atık yönetimine önem verilmesi gerektiğinin bilincinde ve kamu özel sektör iş birliğine son derece açık. Ancak bu çalışma alanındaki mevzuat oluşturulurken, Avrupa’daki mevzuat temel alınmış olmasına rağmen oluşan yeni mevzuat Avrupa mevzuatından farklı olarak birçok değişiklikle birlikte yürürlüğe girdi. Plastik alışveriş poşeti üreticileri
hali hazırda Avrupa Birliği’ndeki geçerli uygulamanın Türkiye’de de uygulanmasını talep ediyor. Bu çerçevede, yönetmelikte yapılan değişiklikler sebebiyle, ülkemiz plastik üreticileri yönünden ciddi anlamda mağduriyet oluşturan birçok husus ortaya çıktı. 20.000 ÇALIŞAN İŞSİZ KALABİLİR Hali hazırda Türkiye’de alışveriş poşeti üreten 2.000’e yakın firmada, yıllık 300.000 tona yakın üretim yapılmakta ve toplam 20.000 çalışan bulunmakta. Söz konusu uygulama ile plastik poşet üreticisi firmalarımızın, üretimlerinde ani düşüş yaşanmış, yeni sipariş alınamamasının yanında hatta geçtiğimiz yıl satılan poşetlerin bile perakendeci tarafından geri iadesi söz konusu olmuştur. Uygulamanın başlamasının üzerinden henüz 1 ay geçmesine rağmen şimdiden kapanan birçok firma oldu, birçok firma ise çalışanlarını ücretsiz izne
çıkarmak zorunda kaldı. Sektörde istihdam edilen 20.000 çalışan işsizlik tehlikesiyle karşı karşıyadır. Ayrıca bu uygulama sadece poşet üreticilerini değil, onlara hammadde, makine ve ekipman tedarik eden, farklı hizmetler sunan bir çok firmayı da olumsuz etkilemektedir. Bu firmalar da göz önüne alındığında oluşacak istihdam kaybının artacağı açık. Buna ek olarak hali hazırda üretilen 300.000 ton poşet için firmalarımızın ödemiş olduğu doğrudan ve dolaylı vergiler tutarı yaklaşık 2 buçuk milyar TL olmakta. Mevzuatta yapılacak bazı değişikliklerle, sektörümüzde oluşan bu mağduriyetin bertaraf edilmesi mümkün. Bir yandan çevresel konular gözetilerek alışveriş poşetlerinin ücretli yapılması, diğer yandan da plastik alışveriş poşeti üreticilerinin bu sürece daha sancısız geçişleri mümkün.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
17
Sektör mevzuatta 6 maddelik değişim istiyor 1.Mevzuatta; meyve-sebze şarküteri reyonları ve eczanelerde verilen ince poşetler için çift kat 15 mikron kalınlığı aşmayacak denmiş. Oysa AB mevzuatında tek kat 15 çift kat yani poşetin tüm kalınlığı için 30 mikron sınırı getirilmiş. Zaten daha ince bir poşet üretilse bile kullanılması mümkün değil. Mevcut yönetmelik bu haliyle zincir marketlere göre hazırlanmıştır ve ülkemiz gerçeklerinden uzaktır. Örneğin yakın zamanda karpuz dönemi gelecek. Bizim mevzuatımızın talep ettiği gibi tek kat 7,5 mikron bir poşet ile değil karpuz, yarım kilo domates bile taşımak mümkün değildir. Ayrıca en önemli nokta poşet film halinde üretilirken teknik olarak her alanda eşit kalınlıkta olamayabilir. Bakanlık denetçilerinin poşetlerin kalınlığını nasıl ölçeceği de bu noktada önemlidir. Hali hazırda elle ölçüm yapan mikrometre ile dijital mikrometre farklı sonuçlar verebilmektedir. Bu nedenle mevzuata mikron konusunda artıeksi yüzde 10 tolerans getirilmelidir. Hâlihazırda zincir marketlerin teknik şartnameleri de bu şekildedir. Bu haliyle mevzuatın bu maddesi AB’de olduğu gibi tek kat 15 mikron olacak şekilde değiştirilmeli, kavram karmaşası yaşamamak
adına mikron hususunda bizim mevzuatımız da tek kat tanımını kullanmalıdır. Ayrıca mevzuatta kapsam dışında kalan yerlerin tarifi de detaylandırılmalıdır. 15 mikron altı poşetlere boyut sınırlaması getirilmemeli, ihtiyaçlara göre boyut ve ebatlarda üretim yapılabilmelidir. Çift kat 15 mikron kalınlıktaki poşet karpuzu taşımaz! Avrupa’daki gibi tek kat 15 mikron olmalı. 2.Avrupa Birliği’nde tek katı 15-50 mikron arası kalınlıktaki plastik poşetler için ücret zorunluyken, 50 mikronun üzerindeki poşetler kapsam dışında tutulmaktadır. Buradaki amaç tek kullanımlık olmayan kalın çok kullanımlık poşetlerin kapsam dışı tutulması ve endüstriye zarar vermemektir. Düzenlemenin mantığı tüketimi azaltmaksa zaten 50 mikron üstü kalın poşetlerde gereksiz ve aşırı kullanım söz konusu değildir. Mağazalarda müşteriye ihtiyacı kadar poşet veriliyor. Hazır giyim, kişisel bakım, elektronik gibi sektörlerdeki zincir mağazalar müşterilerinden 25 kuruş poşet ücreti talep etmektense kağıt poşet kullanmaya yönelecek, bu da iki sektör arasında haksız rekabet yaratacaktır.
yeni mevzuattaki çift kat 15 mikron standardını sağlayamadıklarından bu poşetlerde perakendeciler tarafından iade edilmek istenmektedir. Üretimleri ciddi oranda düşecek olan firmalara bir de hali hazırda satmış olduğu poşetin iade yükü bindirilmemeli ve çözüm olarak 31 Mart tarihli son geçiş süresi 2019 sene sonuna ertelenmelidir.
Haksız rekabet doğuyor, bizde de Avrupa’daki gibi 50 mikron üstü kalın ve dayanıklı poşetler ücretsiz olsun! 3.Mevzuatta, biyobozunur özellikteki biyoplastiklerle ilgili herhangi bir düzenleme yapılmaması da önemli bir diğer eksiklik. AB’deki mevzuat uygulamasında doğada altı ayda kendi kendine kaybolan biyoplastikler bu kapsamın dışında tutulmuştur. Türkiye’nin ihracat pazarı ve rakibi olan Avrupa ülkeleri biyoplastik kullanımını teşvik etmektedirler. Bu sebeple söz konusu malzemelerle üretilen poşetler de ücretsiz olmalıdır. Nitekim bu poşetlerin mısır nişastası ve kenevir gibi doğal malzemelerden üretilip, doğada kendiliğinden kaybolduğu göz önüne alınmalıdır. Mevzuata eklerken biyobozunur biyoplastik tanımına da dikkat edilmelidir. EN 13432 standardını sağlayan yüzde 100 doğal malzemeden üretilmiş poşetler bu mevzuat hükümleri dışında değerlendirilmeli ve ücretsiz olmalıdır.
Stoklar üreticinin elinde kaldı, geçiş süreci 2019 sonuna kadar uzatılmalı.
Mevzuatta yüzde 100 doğal malzemeden üretilmiş biyobozunur biyoplastik poşet tanımı eklenmeli ve bu poşetler ücretsiz verilmeli.
4. Toplam satış alanı 200 metrekareden daha küçük satış noktaları bu mevzuat kapsamının dışında sayılmalıdır. Hem tüketiciyi, hem üreticiyi hem de küçük esnafı korumak adına bu maddenin koyulması önemlidir. Zaten 2018’de yayınlanan Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’nden önce yürürlükte olan yönetmelikte satış noktaları bu şekilde tanımlanmıştı. Ayrıca bu mevzuatın amacı tüketimi azaltmaktır, bu tarz 200 metrekarenin altındaki bakkal, büfe, tuhafiye, pastane vb. yerlerde ihtiyaç kadar poşet satış görevlisi tarafından verilmekte süpermarketlerde olduğu gibi ihtiyaçtan fazla alınmamaktadır. Öte yandan bu maddenin koyulması denetlenemeyecek küçük yerlerde kayıt dışılığı ve 18
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
6.Poşetlerin satışa tabi olacağı konusu 2018 yılından itibaren görüşülmeye başlansa da kalınlık ve baskı detayları 9 Ocak 2019’da yayımlanan yeni yönetmelik ile beraber üreticilerin karşısına çıkmıştır. Sıfır Atık logosu şu an ki haliyle 7 renklidir. Bu şekliyle alışveriş poşeti üreten firmaların baskı makinelerinin tek renge uygun olduğu mutlaka hesaba katılarak düzenleme oluşturulmalıdır. Sıfır Atık logosu zeminden farklı herhangi bir tek renk olarak basılabilmeli batma durumuna gelmiş üreticilere bir de baskı makinesi maliyeti çıkarılmamalıdır. Ayrıca mevzuatta marka sahibi logolarının poşet yüzey alanının yüzde 20’sini geçmeyecek şekilde basılması zorunluluğu sektöre çok ciddi oranda klişe maliyeti getirecektir. Oysa 25 kuruşa satılan poşetin 10 kuruşu satış noktasına bırakılmadığında yüzde 20 kısıtlaması koymaya gerek kalmayacak poşet üreticileri de klişe maliyetinden ülkemizin vergi kaybını önlemek için kurtulacaktır. Böylece bu 10 kuruş gereklidir. Çevre Bakanlığına kalarak “Plastik Geri Dönüşümünü Destekleyen Avrupa’da olduğu gibi 200 metrekarenin altındaki bakkal, büfe, Projelerde” kullanılabilecektir. Ayrıca logo kullanımı sadece plastik tuhafiye, pastane vb. satış noktaları poşetlere değil, kağıt, bez vs. tüm kapsam dışına çıkarılmalı. diğer alternatiflere getirilmelidir. Bu haliyle tüketicide diğer malzemeleri 5. Elinde stok olan üretici firma ve doğaya atabiliriz algısı oluşmakta satış noktaları için bir geçiş süreci çevreye ve geri dönüşme bir katkı ve modeli kurgulanmalıdır. Şu an sağlanmamaktadır. Buradaki temel itibariyle perakendeciye satılmış poşetler için mevzuatta son kullanım görüşümüz baskılı ürün isteyen satış noktaları için sıfır atık logosunun tarihi olarak 31 Mart 2019 verilmiş kullanılması baskısız ürün alanlar için olup perakendeciler bu tarihe bu zorunluluğun kaldırılmasıdır. kadar stoklarını eritemeyeceklerdir. Bu sebeple ellerinde kalan Baskılı ürün isteyen satış noktaları poşetleri üreticiye iade için Sıfır Atık logosu kullanılmalı, edeceklerini belirtmektedirler. Yine baskısız ürün alanlar için logo perakendecilerin satın aldığı veya zorunluluğu kaldırılmalı. kati sipariş verdikleri sebze meyve reyonunda kullanılan ince poşetler PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
19
bu haber izlenir
Kepenk indiren üretici acil revizyon istiyor!
bu haberin videosunu QR KODU telefonunuzdan okutarak izleyebilirsiniz
Plastik poşet üreticilerinin yoğun ilgi gösterdiği toplantının açılış konuşmasını yapan PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, kısa vadede plastik poşet sektörünün ve tüketicilerin zarar gördüğü uygulamada gerekli düzenlemelerin yapılmaması durumunda ülke ekonomisinin de zarar göreceğine dikkat çekerek “Türkiye’de plastik alışveriş poşeti üreten 2 bine yakın firma mevcut. Bu firmalar yıllık 300 bin ton üretim gerçekleştiriyor ve 20 bin kişiyi istihdam ediyor. Ücretli poşet uygulaması sektörde üretimi durma noktasına getirirken firmalarımıza geçen yıl poşet siparişi veren
PLASTİK SEKTÖRÜNÜN BİRLEŞTİRCİ GÜCÜ PAGEV YİNE DEVREDE
Ücretli Poşette düzenleme için 500 firmayla Ankara’ya çıkarma
Ücretli plastik alışveriş poşet uygulamasındaki yanlışlıkların düzeltilerek, mevzuatın yeniden gözden geçirilmesini talep eden PAGEV, sektörü Ankara’da topladı! Üreticiler, makul çözümde ısrarcı.
T
ürk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV), “Ücretli Plastik Alışveriş Poşetleri Uygulaması” gündemiyle Ankara’da düzenlediği toplantıda Bakanlık yetkilileri ve plastik sanayicilerini buluşturdu. İlginin büyük olduğu toplantıya 10 bin kişiye istihdam sağlayan 500 firmanın temsilcileri katıldı. Plastik poşet üreticileri, ücretli poşet uygulamasının doğurduğu sorunları
20
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
ve çözüm önerilerini Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar ile paylaştı. Birpınar, mevcut hali ile 4 milyar dolarlık makine yatırımını çöpe atacak olan mevzuatta usul ve esasların yeniden düzenleneceği sözünü verdi. PAGEV, alelacele yürürlüğe giren ve barındırdığı eksikler nedeniyle amacına hizmet etmeyen “Ücretli Plastik Alışveriş Poşetleri Uygulaması”nın gözden
geçirilerek düzenlenmesine ilişkin çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Sektör temsilcileri PAGEV öncülüğünde İstanbul’dan sonra Ankara’da bir araya gelerek uygulamanın sektöre etkilerini değerlendirdiği bir toplantı gerçekleştirdi. Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Birpınar’ın da katıldığı toplantıda sanayicilere mevzuat usul ve esasında düzenleme yapılacağı müjdesi geldi.
perakendeciler bu siparişlerle ilgili iade talebinde bulunuyor. Sadece bir aydır yürürlükte olan bu uygulama nedeniyle ne yazık ki bazı firmalarımız kepenk indirirken birçok firmamız ise işçilerini ücretsiz izne çıkarmak zorunda kaldı. 20 bin çalışandan bahsediyoruz, bu çok ciddi bir rakamdır. Ayrıca bu uygulama sadece poşet üreticilerini değil, onlara hammadde, makine, kalsit, boya, ve ekipman tedarik eden, farklı hizmetler sunan bir çok firmayı da olumsuz etkiliyor. Bu firmalar da göz önüne alındığında oluşacak istihdam kaybının çok daha büyük olacağı açık” dedi.
Sektörümüze zarar verilmemeli Her fırsatta mevzuattaki eksikliklerin giderilerek yeniden düzenlenmesi gerektiğini savunduklarını söyleyen PAGEV Başkanı Eroğlu, mevzuattaki eksiklikten dolayı 4 milyar dolarlık makine yatırımının çöp olacağına dikkat çekti ve şu değerlendirmeyi yaptı: “Ekonomi Bakanlığımız daha geçen sene bile plastik poşet üreticisi firmalara makine yatırımı için teşvik verdi. Madem böyle bir yasa çıkacaktı o zaman neden bu destekler verildi. Sanayi yatırımları kısa vadeli yapılmaz, geri dönüşü 7 yılı bulur. Mevzuattaki eksiklik giderilmezse 4 milyar dolarlık makine yatırımı atıl hale gelecek, çöp olacak. Avrupa’da 50 mikronun üzerindeki kalın, dayanıklı plastik poşetler kapsam dışı tutuluyor yani
bu poşetlerden bir ücret alınmıyor. Bizdeki yasada da bu düzenleme yapılmış olsaydı makine yatırımları atıl hale gelmez, üretim devam ederdi. Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcımız Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar’ın mevzuatta usul ve esas açısından düzenlemeye gidileceği açıklaması bu açıdan hem plastik sektörü hem de ülke ekonomisi açısından çok önemlidir” dedi. PLASTİK SANAYİNİN HEDEF ALINMASI BÜYÜK YANLIŞ Son dönemde basında yer alan ve plastik sektörünü hedef alan
çalışmalara da dikkat çeken Eroğlu, “Türkiye Plastik Sektörü; 37 milyar dolara yakın ciroya sahip, 11 bin firmanın faaliyet gösterdiği 250 bin kişiye istihdam sağlayan, direkt ve dolaylı ihracatı 12 milyar doları bulan, Dünyada altıncı Avrupa’da ise ikinci sırada olan bir sektör. Türkiye ekonomisine bu seviyede sürekli ve istikrarlı bir katkı sağlayan bu güzide sektörün zarar görmemesi lazım. Bu maksatla özellikle “Plastiği” ve dolayısıyla sektörü hedef alan bilimsel veriden yoksun söylemlerden de kaçınılmalı” diyerek açıklamalarını bitirdi. P PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
21
bu haber izlenir
bu haberin videosunu QR KODU telefonunuzdan okutarak izleyebilirsiniz
Ekonomi Şurası’nda konuşan Yavuz Eroğlu, “Avrupa Birliği’nde ücretli poşetle ilgili halihazırda uygulanan mevzuat Türkiye’de yürürlükte olsa üreticilerimizin buna itirazı olmazdı” dedi
Mevzuattaki hatalar
2500 kişiyi işsiz bıraktı
7 bakanın katılımıyla gerçekleşen TOBB Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası’nda konuşan PAGEV Başkanı Eroğlu, sektörel sorunlara çözüm önerilerini paylaştı.
Ü
cretli Poşet uygulamasını içeren mevzuatla ilgili ilk günden bu yana bilimsel ve makul düzenleme talep eden Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) sorunun takipçisi olmaya devam ediyor. Son olarak Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası’nda konuşma yapan PAGEV Başkanı Yavuz
22
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
Eroğlu, mevzuattaki temel yanlışlara dikkat çekerek sektörün çözüm önerilerini paylaştı. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde gerçekleştirilen Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın ve ekonomiden sorumlu bakanların da katıldığı Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası’nda konuşan PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, ücretli poşet uygulamasında
sektöre iltimas değil, Avrupa Birliği ile aynı düzenlemeleri istediklerini belirtti. Eroğlu; “Almanya’da mevzuat neyse bizde de aynısı uygulansın razıyız ama bu haliyle kalırsa ne çevre korunur, ne tüketici, ne de sektör. Sadece 1,5 ayda 2 bin 500 kişi işsiz kaldı ve 1 ay daha gecikilirse istihdam seferberliği yapılırken bizim sektörde 10 bin kişi daha işsiz kalabilir” dedi.
Ücretli poşette mevzuat sorunu çözülmeli Plastik poşet üreticilerinin uygulanan yanlış mevzuattan dolayı ciddi sorun yaşadığını belirten PAGEV Başkanı Eroğlu, “Avrupa Birliği’nde halihazırda uygulanan mevzuat yürürlükte olsa üreticilerimizin buna itirazı
olmazdı. Üreticilerimizle bir araya gelerek Bakanlığımızla müzakere etmek üzere Avrupa Birliği mevzuatına uygun taleplerimizi içeren bir metin hazırladık. Bakanlık yetkilileri de yapılan düzenlemenin eksik ve yanlış
olduğunun farkına vardığı halde bu konu adeta bir tabu haline geldi. Şu an yüzlerce işletme sıkıntı yaşıyor. Sadece 1,5 ayda 2 bin 500 kişi işsiz kaldı ve 1 ay sonra bu rakam 10 bine ulaşacak” dedi.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
23
PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi teknoloji üssü olacak
“ 24
değinen Yavuz Eroğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve ilgili diğer Bakanlıkların da desteğiyle İstanbul’da hayata geçirmeyi planladıkları Mükemmeliyet Merkezi ile sektöre ve
9 Mart 2019’da temel atma töreni gerçekleşecek olan Mükemmeliyet Merkezi’nde sektördeki üretici firmalar; Sertifikasyon, Eğitim, Yetkin Danışmanlık, Test ve Laboratuvar, Araştırma Geliştirme ve Prototip Ürün Üretme gibi pahalı olan hizmetlere daha ucuz ve kolayca ulaşabilecekler
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
“
TOBB Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası’ndaki konuşmasında ayrıca katma değeri daha yüksek ürünler üretmek amacıyla PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi’ni kuracaklarına da
ekonomiye ciddi katkı sunmayı hedeflediklerini ifade etti. Eroğlu sözlerini şu şekilde sürdürdü, “Ülkemizde genç olmasına rağmen hızla büyüyen Türk Plastik Endüstrisi, dünyada 6. Avrupa’da ise 2. Sırada yer alıyor. Avrupa’da liderliğe oynayan sektörümüz, Mükemmeliyet Merkezi ile birlikte daha da güçlenecek. Plastik sektörüne öncülük eden PAGEV’in kuracağı Mükemmeliyet Merkezi ile birlikte üreticilerimiz; Sertifikasyon, Eğitim, Yetkin Danışmanlık, Test ve Laboratuvar, Araştırma Geliştirme ve Prototip Ürün Üretme gibi pahalı olan hizmetlere daha ucuz ve kolayca ulaşma şansına sahip olacaklar. Bu projemiz hayata geçtiğinde katma değeri yüksek ürünler için önemli bir inovasyon merkezine kavuşmuş olacağız. 38.285 m2’lik bir alan üzerine kurulacak PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi, İstanbul Küçükçekmece’deki PAGEV Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin hemen yanı başında yükselecek. PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi tamamlandığında, Türk Plastik Endüstrisi, Ar-Ge çalışmalarıyla desteklenen ileri teknolojiye sahip ürünler ile dünyada daha iyi rekabet etme şansına sahip olacak. Alanıyla ilgili olarak dünyadaki tüm bilimsel gelişmeleri yakından izleyecek Mükemmeliyet Merkezi, teknoloji üssümüz olacak. Bu merkezimizi hayata geçirip, katma değeri yüksek üretime odaklanacağız.” P
1974 YILINDAN BU YANA SEKTÖRDEKİ VARLIĞIMIZ, TECRÜBELERİMİZ, UZMAN EKİBİMİZ, YENİ TEKNOLOJİK YATIRIMLARIMIZ VE YENİ BİR BAŞLANGIÇ İLE...
PLASTİK İŞLEME KOVAN VİDALARINDA, KALİTELİ HİZMET ANLAYIŞI İLE SİZLERLEYİZ.
FORMER MAKİNA SANAYİ ve TİCARET A.Ş www.former.com.tr +90 (212) 854 20 55 info@former.com.tr PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149 BOSB Mermerciler San. Sit. 5.Cad. No:3 34524 Beylikdüzü/ İstanbul/ TURKEY
25
IMCISI ALI ZEKI
KARADENIZ
NİN ’ İ Z E K R E M T E Y İ MÜKEMMEL Z! U R O Y I T A İ N İ L E TEM YARD PAGEV 2. BAŞKAN
26
“
“
İnovatif projeler ile Türk Plastik Endüstrisini önemli bir teknoloji üssü haline dönüştürecek PAGEV, Türk Plastik Sektörü’müzün en önemli ihtiyaçlarından biri olan PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi’nin temellerini atıyor
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
T
eknoloji dünyası; her geçen gün değişen, gelişen çehresi ve insanlığın hizmetine sunduğu buluşlarıyla sessiz ve sürekli bir hareket halindedir. Şüphesiz, yüksek teknolojiyi bugünkü durumuna getiren, bu alanda söz sahibi ülkelerin yıllardır sürdürdüğü AR-GE çalışmalarıdır. Özellikle Batı Avrupa, Japonya ve Kuzey Amerika arasında dev boyutlara varan teknolojik rekabet, AR-GE çalışmalarına önemli ölçüde hız kazandırmıştır. Daha mükemmeli, daha kısa zamanda piyasaya sürebilmek için ileri teknoloji alanlarındaki firmalar bütçelerinin önemli bir bölümünü AR-GE çalışmalarına ayırmaktadırlar. Bu kapsamda Türk Plastik Sektörü’nün gelişimi için kurulduğu günden bu yana önemli çalışmalara
imza atmış olan sektörümüzün çatı kuruluşu PAGEV’in AR-GE ile ilgili yaptıklarından ve kurulum çalışmaları hızla devam eden PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi Projesi’nden bahsetmek isterim. İnovatif projeler ile Türk Plastik Endüstrisini önemli bir teknoloji üssü haline dönüştürecek PAGEV, Plastik Mükemmeliyet Merkezi’nin temelini İstanbul’da atacak. Küçükçekmece’de PAGEV Mesleki ve Teknik Anadolu Lisemizin hemen yanında yer alacak ve yaklaşık 38.285 m2’lik alan üzerine inşa edilecek Mükemmeliyet Merkezi; izlenebilir hedefleri olan, bilimsel nitelikli, ticarileşme potansiyeli yüksek araştırmalar ile sektörde büyümeyi hızlandıracak. Ar-Ge çalışmaları ile yüksek teknolojiye sahip projeler üretecek
PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi; üretim verimliliğini yükselterek, rekabet gücünü arttırmayı amaçlamakta. Dünyada 6., Avrupa’da 2. sırada yer alan sektör; çevreye duyarlı üretim anlayışı ile daha yüksek katma değer üretecek. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın himayelerinde ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın desteğiyle, hayat bulan PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi, Türkiye’nin milli projelerinin temelini oluşturacak olup, endüstriyel becerilerin geliştirilmesini sağlayacak. Özelde plastik sektörünün, genelde Türkiye ekonomisinin gücüne güç katacak olan Mükemmeliyet Merkezi, aşağıda yer alan stratejik hizmetlere odaklanmayı planlamakta. PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
27
PİLOT ÜRETİM TEKNOLOJİSİ Üretilmesi planlanan ürünleri tasarlayacak, geliştirecek, bire bir deneyimlenmesini sağlayacak ve seri üretimde karşılaşılabilecek sorunları öngörerek çözüme kavuşturacak olan Mükemmeliyet Merkezi, üretim sürecinin aşamalarını gerçekleştirerek nihai ürünü numune olarak sunacak. DANIŞMANLIK Plastik konusunda birçok alanda bilgi sahibi olacak Mükemmeliyet Merkezi, sektörün ihtiyacı olan alanlarda gerekli danışmanlık desteğini verecek. Uygun girdi malzemelerinin belirlenmesinden üretim proses optimizasyonuna kadar bir çok alanda danışmanlık hizmeti verilerek sektörün rekabet gücünün arttırılması hedeflenmekte.
ARAŞTIRMA GELİŞTİRME Yapılacak Ar-Ge çalışmaları ile sektörün gelişimine olanak sağlanacak, firmaların rekabet gücünü artıracak ürün ve üretim teknolojilerinin geliştirilmesine odaklanılacak. Bu önemli amaca ulaşmak için ayrıca yeni malzemeler geliştirme, kompounding ve extruzyon, enjeksiyon kalıplama gibi alanlarda detaylı çalışmalar yapılacak. İlgili araştırmaların ve çalışmaların yürütülmesi için laboratuvarlarımızda en güncel teknolojiye sahip ekipmanlar bulundurulacak. Yine burada yapılacak tüm çalışmalar ve süreç geliştirmeleri ekonomik, teknolojik ve ekolojik değerlendirmeler kapsamında gerçekleştirilip sektörün kullanımına sunulacak.
28
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
EĞİTİM Plastik Malzemeler ve prosesler konusunda uzman kişilerin Türk Plastik Sektöründe faaliyet gösteren firmalar ile bir araya geldiği, bilgi ve birikim paylaşımı yapılan platformlar Mükemmeliyet Merkezi tarafından geliştirilecek ve belirlenen alanlarda detaylı eğitim programları hazırlanarak sektör yararına sunulacak. SERTİFİKASYON Müşteri beklentilerinin her geçen gün yükseldiği bir ortamda ürünler ve üretim prosesleri ile ilgili yasal zorunlulukların önemi artmakta. Merkez, üstün bilgi altyapısı ile sektörün ihtiyacı olan önemli belgelendirmeleri daha ekonomik ve daha hızlı olarak sektör oyuncularına sunabilecek.
Dünyada plastik sektöründeki paralel gelişmeler ve sektörel önerilerin takip edilip, inovatif fikirlerin geliştirilerek uygulamaya aktarılacağı; bu amaçla malzeme, yeni ürün, süreç ve teknolojilerin geliştirileceği, ilgili sanayi kuruluşları, üniversiteler, araştırma kurumları, mesleki birlikler ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliklerinin yapılacağı Ar-Ge ve inovasyona dayalı bir çalışma ortamı ve ortak akıl platformu kurulacak. Bu hedefe ulaşmak için yapacağımız konferanslar, anketler, teknik ve danışmanlık hizmet görüşmeleri neticesinde belirlenen yol haritası doğrultusunda planlanan kısa, orta ve uzun vadeli çalışmalar, alanında tecrübeli ve uzman bir ekip tarafından yürütülmeye başlanacak.
Merkezimizde yürütülecek teknolojik esaslı bilimsel ve endüstriyel çalışmalarla; dünya genelinde ağırlığını sürekli artıran Türk Plastik Sektörünün Ar-Ge’de lider ülkelerden olması, malzeme teknolojilerini geliştirebilme yeteneğini kazanması, çevre ve enerji teknolojilerinde yetkinliğe ulaşması ve nitelikli eleman yetiştirme gibi farklı alanlarda koyduğu temel hedeflere daha kolay ulaşabileceği inancındayız. Türk Plastik Sektörünün gelişmesine büyük katkısı olacak PAGEV Mükemmeliyet Merkezi’nin kuruluşunda emeği geçen herkese teşekkür ediyor ve desteklerinizin devamını diliyoruz. P
TEST VE LABORATUVAR HİZMETLERİ Sektörün ihtiyacı olan birçok test ve laboratuvar desteğinin verileceği merkezde yüksek test maliyetleri, yurt dışına nakliye, gümrükleme ve uzun test süreleri gibi zaman ve enerji kaybına yol açan birçok sorunun giderilmesi yanında; yurt dışına ihraç edilen ürünlere ilişkin bir kontrol mekanizması oluşturularak Türkiye’de üretilen plastik ürünlerin uluslararası pazarlardaki güvenilirliğinin ve saygınlığının korunmasına katkı sağlanması da hedeflenmekte. Diğer yandan; Mükemmeliyet Merkezi’nin akredite laboratuvarlarının, plastik sektörü girdi malzemelerinin ithalatında karşılaşılan sorunların çözümüne katkı vermesi, özellikle de yurt dışından kalitesiz ve standart dışı mal girişinin engellenmesinde de önemli görevler üstlenmesi beklenmekte. PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
29
N E D N İ R E L İ C L İ S PAGEV TEM
MÜKEMMELİYET MERKEZİ Ar-Ge, İnovasyon, Eğitim, danışmanlık test ve sertifikasyon gibi önemli hizmetlerin yanı sıra Türkiye’de plastik üzerine mamul ve makine üreten firmaların katma değerli ürünler üretmesini hedefleyecek PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi, Türk Plastik Endüstrisinin teknoloji üssü olacak. Firmaların Ar-Ge çalışmalarına imkân verecek Mükemmeliyet Merkezi aynı zamanda test ihtiyaçlarını da çok uygun şartlarda sağlayacak. Firmalar böylece yurt dışına ihtiyaç duymadan prototip üretim yapabilecekler. Çevresel konularda da öncü rol oynayacak PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi, geri dönüşüm ve petrol kaynaklarından üretilen hammaddelerin azaltılmasını sağlarken, dış ticaret açığını azaltmaya katkı yapacak. PAGEV’in, Varank’a yaptığı ziyaretin bir diğer önemli gündemi ise yerli oyuncak sanayinin desteklenmesi ve Türkiye’de yerli oyuncak pazarını büyütecek projelerin hayata geçirilmesi oldu. Compound/ Masterbacth komitesinin ilk toplantı çıktılarından oluşan öneriler de ziyaret sırasında Bakan Varank ile paylaşıldı.
SEKTÖREL DESTEK PAKETİ TALEBİ 1 Ocak itibari ile uygulanmaya başlanan ücretli plastik alışveriş poşeti uygulaması ile zor duruma düşen plastik poşet üreticilerinin yaşadığı sorunlar ve çözüm önerileri de ziyarette geniş bir şekilde ele alındı. Mevzuatın Avrupa Birliği kriterleri doğrultusunda düzenlenmesi yönündeki sektör temsilcilerinin talepleri Bakan Varank ile paylaşıldı. Bu uygulamadan dolayı işleri yüzde 70 civarında düşen birçoğu kapanma tehlikesi yaşayan ya da kapanan ve çalışanlarını işten çıkarmak zorunda kalan firmalarla alakalı bir Sektörel Destek Paketi oluşturulması talebi de iletildi. Bakanlık olarak Türkiye’de yerli üretimi özendirmek ve kolaylaştırmak arzusunda olduklarını belirten Varank, bu konuda yapılan çalışmalara artan bir ivme ile destek vereceklerini belirtti. Toplantı sonunda PAGEV temsilcileri PAGEV Yayınları’ndan çıkan Sevimli Plastik Tarihi kitabını Varank’a hediye etti. P
T E R A Y İ Z A ’ K N A R A V PAGEV, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’la sektör sorunlarını ve çözüm önerilerini paylaştı. Görüşmede, PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi, yerli oyuncak, ücretli poşet gündeme geldi
P
AGEV temsilcileri, sektör sorunlarının çözülmesi noktasında yaptıkları çalışmaları rapor haline getirerek 23 Şubat 2019 tarihinde ziyaret ettikleri Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’a takdim etti. Ziyarette, PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi, yerli oyuncak sektörü
30
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
ve son dönemde ücretli poşet uygulaması ile zora giren plastik poşet üreticilerinin sorunları ve çözüm önerileri ele alındı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile iş birliği içinde yürütülen PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi’ndeki son gelişmelerin paylaşıldığı görüşmede Bakan Mustafa Varank, katma
değerli üretimi artıracak ve çevresel etkiyi pozitif yönde etkileyecek projenin destekçilerinden olduğunun altını çizdi. Varank, İstanbul Küçükçekmece’de temeli atılacak PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi’nin yapım aşamalarının da yakın takipçisi olacağını söyledi.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
31
10 bin kişinin daha
işsiz kalma tehlikesi var
D
enizli’de faaliyet gösteren plastik ambalaj üreticileri bir araya gelerek ücretli poşet yasasından sonra sektörde yaşanan sıkıntıları masaya yatırdı. Üreticiler özellikle yasadan sonra poşetten elde edilen gelirin marketlerin cebine girmesinden şikâyetçi. Çevreyi plastiğin değil bilinçsiz kullanımın kirlettiğini savunan üreticiler, ücretli poşet yasasından sonra üretimin yüzde 50 düştüğünü, Türkiye’deki diğer üreticilerle yaptıkları görüşmelerden aldıkları sonuçlara göre Türkiye genelinde yaklaşık 2 bin 500 kişinin işsiz kaldığını ve ilerleyen zamanda bu sayının yaklaşık 10 bin kişi olacağı uyarısında bulundu.
32
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
MAĞDURİYET GİDERİLMELİ Denizli’de plastik ambalaj üretimi yapan Zafer Özer, plastik poşet yasasının çıkmasının ardından üretimde yüzde 50’lik bir düşüş yaşandığını ve sistemin bu şekilde devam etmesi durumunda 10 bin kişinin işsiz kalacağını belirterek, ‘Biz Denizlili plastik ambalaj üreticileri olarak bir araya geldik. Tüm Türkiye’deki plastik temsilcileri ile görüşmeler içerisindeyiz. Yılbaşından itibaren tüm Türkiye’de plastik üretiminde yüzde 50 oranında ciddi düşüş var. Hem işverenler, hem işçiler mağdur. Şu ana kadar yaklaşık 2 bin 500 kişi işsiz kaldı, eğer bir esnetme söz konusu olmaz ve yasa böyle devam ederse 10 bin kişi işini kaybedecek. Bu mağduriyetin kısa zamanda giderilmesini istiyoruz’ dedi.
ÇEVREYİ PLASTİK DEĞİL, BİLİNÇSİZ KULLANIM KİRLETİR Plastiğin düşman ilan edildiğini ancak çevreyi kirletenin plastik değil onu bilinçsiz kullanan insanlar olduğunu vurgulayan Özer, ‘Plastik düşman ilan edildi ancak hayatımızın her alanında yaşamımızı kolaylaştıran plastik aslında çevre dostudur, sağlıklıdır, pratiktir, hafiftir. Gıdadan, sağlık sektörüne kadar her alanda kullanılır. Bugün bir çocuğun doğduğunda ilk karşılaştığı şey plastik eldivendir, ağzındaki emzik plastiktir. Bu nedenle plastik çevrecidir, bunu çevreye düşman eden insan ve insanın bilinçsiz tüketimidir. Plastik geri dönüşümdür, doğayı kirletmez’ diye konuştu.
Ücretli poşet uygulamasıyla işlerin yüzde 50 gerilediğini belirten plastik poşet üreticileri, 2 bin 500 çalışanın işinden olduğunu belirterek rakamın daha da armasından endişe duyduklarını söylüyor
4 milyar dolarlık makineler atıl kaldı
Marketlerde 25 kuruşa satılan poşetin 15 kuruşunun geri dönüşüm için devlete ödendiğini ancak geri kalan 10 kuruşun marketin kasasına girdiğini ifade eden Özer, bu 10 kuruşun farklı alanlara aktarılabileceğini dile getirerek, ‘Marketlerde 25 kuruşa satılan poşetin, 10 kuruşunun nereye gittiğini sorgulamak istiyoruz. 15 kuruş çevre için kullanılıyor bunun tamamen arkasındayız, 10 kuruş ise marketlerin cebine gidiyor. Biz bu 10 kuruşun marketlerin cebine değil, plastik sanayicisi ya da çevre için kullanılmasını istiyoruz. Halkımız geçmişte para vermezken şimdi bu 10 kuruş neden marketlerin cebine gidiyor? Plastik sanayicileri olarak bunu sorguluyoruz” ifadelerini kullandı.
makinelerimiz var. Bunların taksit ödemeleri devam ediyor. Makine çalışmıyor ama ödemeleri devam ediyor” şeklinde konuştu.
ÇALIŞMAYAN MAKİNELERİN TAKSİTLERİ NASIL ÖDENECEK? Teşviklerle almış oldukları plastik poşet üretme makinelerinin çıkan yasadan sonra çalışmadığını ancak borçlarını ödemeye devam ettiklerini söyleyen Üretici Ersan Karahan ise, Türkiye genelinde yaklaşık 4 milyar dolarlık makinenin atıl durumda olduğunu belirterek, “Teşvik ve leasingden almış olduğumuz
YASA AVRUPA’DAKİ GİBİ UYGULANSIN Yasaya karşı çıkmadıklarını ancak yasanın Türkiye’de de, Avrupa’da uygulanan normlara göre uygulanmasını istediklerini aktaran Üretici Serkan Doğan ise ‘Biz yasanın ve çevre kanununun arkasındayız, ancak yasanın Avrupa’daki şekliyle uygulanmasını istiyoruz. Yasa çıktığından beri küçük esnaf
da zorda, ücret istediği zaman müşterileri tepki gösteriyor. Ücretli poşet yasasından dolayı esnaftan tepki geliyor. Müşterileri ile birebir karşı karşıya kalıyorlar. 200 metrekare altı küçük esnaflarda poşet ücretsiz olursa onlar sıkıntı yaşamaz’ dedi. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
33
Ücretli poşette mevzuat sorunu çözülmeli
PAGEV Danışma Kurulu toplandı PAGEV Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nurseli Uyanık’ın başkanlığındaki toplantıya PAGEV Yönetim Kurulu’nun yanı sıra sektöre katkı sağlayan isimler ve akademisyenler katıldı.
T
ürk plastik sektörünün mevcut durumunun ele alındığı toplantıda önümüzdeki dönem strateji ve faaliyetlerinde sektörün kamuoyuna doğru anlatılmasına yönelik çalışmaların geniş yer bulmasına karar verildi. Son dönemde plastik poşetlerle gündeme getirilen “plastikler zararlıdır” söyleminin tüm plastik sektörünü etkisi altına alan olumsuz etkisinin giderilmesi noktasında sektörel, akademik ve halkla ilişkiler platformlarında yapılması gereken çalışmalar masaya yatırıldı. Toplantı
34
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
katılımcılarının ortak görüşü toplumda plastiklerle ilgili yeterli bilincin olmadığı yönündeydi. İlkokul çağından başlayarak plastikler ile ilgili eğitim verilmesi üzerine eğilen en önemli konulardan biri olurken geri dönüşüm noktasında daha fazla çalışma yapılması da toplantının en önemli çıktılarından biri oldu. Toplantının açılış konuşmasını yapan PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu; “Plastik karşıtlığı dünya genelinde tırmanan bir trend olarak dikkat çekiyor. Özellikle son yıllarda plastiğe karşı olanların sesi
çok daha gür çıkıyor. Bildiğiniz gibi plastik sanayi metal ve cam sektörleriyle rekabet ediyor. Ekonomik olması, hafifliği, istenilen şekli alması ve daha pek çok pozitif özelliği ile alternatiflerinin yerine tercih edilmesi okların plastik sektörüne çevrilmesine sebep oluyor. Metal ve cam sektöründe büyük ölçekli firmalar faaliyet gösterirken plastik sektörünün genelini ise KOBİ düzeyindeki firmalar oluşturuyor. Yıllardır plastik karşıtlığı yapan diğer sanayiler sürekli sektörün bir açığını yakalamaya çalışıyor. “Doğaya bırakılan plastik bin yılda kayboluyor.” Bu söylem ile plastik karşıtlığını yayanlar plastik çevreyi kirletir / plastik kötüdür algısı yaratmaya çalışıyor. Bundan sonraki söylemleri plastik sağlıksızdır olacaktır. Sadece ülkemizde değil Avrupa’da da durum aynı, son yıllarda bazı kuruluşların bu konu ile ilgili söylemler geliştirdiğini görüyoruz.
Örneğin Ellen Mc Arthur bu konuda bir rapor yayınladı. “Şu yılda denizlerde balıktan daha çok plastik olacak.” Gazetelere manşet olan bu rapor AB tarafından dikkate alınıyor. Rapor yine de geri dönüşüm şartı ile plastiği kullanılabilir göstermesi açısından kabul edilebilir. Raporda; plastiğin kötü etkileri var ama döngüsel ekonomi uygulanırsa bu yan etkiler azalıyor diyor. AB bu kapsamda önemli çalışmalar yapıyor. Geri dönüşüm bu işin sırrı, AB’de ürünlerin içinde yüzde 30 geri dönüşüm olması yasal zorunluluk haline getirildi. Bu bilimsel bir yaklaşımdır ancak bizdeki gidişat maalesef bilimsel değil. Şu anda yürürlükte olan ücretli poşet uygulaması bu anlamda kötü bir örnek olarak karşımızda duruyor. Bir karalama kampanyasına dönüşen ücretli plastik poşet uygulaması sanayicilerimizin işlerini kötü etkileyecek noktaya gelmiş durumda. Unutmamamız gereken şey vatandaşta plastik poşet kötüdür algısının oluşması demek plastikler kötüdür algısının oluşmasına yol açar. Bugün kafalar karışık “plastik sağlıklı mıdır” sorusu sorulmaya başladı.
Bu sektörümüz açısından tehlikeli bir durumdur. Sektör olarak en önemli gündemimiz plastik ile ilgili hatalı algıyı değiştirmek olmalıdır. Bu nedenle bugün burada konuşulacak başlıklar büyük önem taşımaktadır” dedi. PLASTİK HAYATIMIZIN HER YERİNDE Toplumda oluşturulmaya çalışılan negatif plastik algısı ile baş etmenin en temel yolunun bilinçlendirme çalışmaları olduğunu ifade eden PAGEV Birinci Başkan Yardımcısı Ahmet Meriç, Danışma Kurulu’ndaki tüm katılımcıların fikirlerinin de dahil
edildiği bilinçlendirme çalışmaları yapılacağını belirtti. PAGEV’in yakın tarihte hayata geçireceği Mükemmeliyet Merkezi’nin plastik ile ilgili olumsuz havayı dağıtmak noktasında kilit rol oynayacağını, sektörün pek çok sorununa çare olacağını dile getiren PAGEV Yönetim Kurulu Üyesi Ali Zeki Karadeniz, çevre örgütleri ile iş birliğinin öneminin altını çizdi. Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nurseli Uyanık, plastiğin hayati önem taşıdığına dikkat çekerek, insanlığın plastiği neden bu kadar kısa sürede vazgeçilmez bir ürün olarak benimsediğinin hatırlatılması gerektiğini söyledi. Uyanık, “Plastik hayatımızda olmasaydı ne olurdu?” sorusuna cevap verecek bir tanıtım kampanyası önerisinde bulundu.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
35
Geri dönüşüm kilit rolde Danışma Kurulu toplantısında söz alan PAGEV Yönetim Kurulu Üyesi Metin Bilgili ise bilinçlendirme çalışmalarında kapsamlı eğitim verilmesinin önemini vurguladı. Okul STK ayırmadan mümkün olan her ortamda eğitimler verilmesi gerektiğini belirten Bilgili, bugüne kadar verilen tüm eğitimlerin sonucunda katılımcıların algısının mutlaka pozitif yönde değiştiğini söyledi. Plastiklerin doğru tüketilmesi kadar doğru üretilmesi de gerektiğini söyleyen PAGEV Yönetim Kurulu Üyesi Hamdi Yazır,
36
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
bu noktada denetimin önemine dikkat çekerek karar vericiler düzeyinde de konunun doğru olarak aktarılmasına ihtiyaç olduğunu belirtti. Sorun malzeme değil, sorun ister plastik ister cam ister metal olsun malzemenin nasıl kullanacağına dair bir kültürün olmaması diyen Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ahmet Koyun, sektörün geri dönüşüme dair yapacağı yatırımların bu noktada kilit rol oynayacağına dikkat çekti. Sektörde üretimine başlanan Biyopolimerler ve
nişasta bazlı ürünler ile ilgili yeterli bilginin de olmadığına dikkat çeken Nihan Bacanak, bu konuda da eğitim verilmesi gerektiğini söyledi. PAGEV Eski Dönem Başkanı Hayrullah Yelkenci ise plastik olmazsa ne kadar ormanın yok edileceğine dair bir analizin sektörün önemini ve çevreci yönünü anlatmakta etkili olacağını vurguladı. PAGEV Eski Dönem Başkanı Mehmet Uysal, tüm üyelerin belirttiği gibi eğitimin en önemli etkenlerden biri olduğunu belirtti. Uysal, akademisyenler nezdinde konunun ele alınmasının önemine de değindi. PAGEV Danışma Kurulu Üyeleri; Celal Altan, Abdurrahim Bekgöz, Savaş Mahşereci, Tamer Güven, Prof. Dr. Yusuf Menceloğlu, Yavuz Biçer, Metin Bilgili, Kemal Çalışkan, Emre Alkan ve Cihangir Keleş’de yaptıkları değerlendirmelerde plastik sektörünün; algı, geri dönüşüm, eğitim ve mükemmeliyet merkezi çalışmalarının önemine değindiler. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
37
RLUYOR
RETİCİLERİNİ ZO
STİK POŞET Ü EÇİŞ SÜRECİ PLA
i r e l i c i t e r ü t e Plastik poş
HIZLI G
R O Y İ T S İ ” U N O F M Ü Ş Ü N Ö D İ Y A N “SA
38
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
39
bu haber izlenir
Üreticiler Sanayi Dönüşüm Fonu ile desteklenmeli PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, ülkemizde de yurt dışında olduğu gibi bir Sanayi Dönüşüm Fonu kurulması gerektiğini belirterek şunları söyledi: “KOSGEB, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı’nın içinde olduğu bir yapı ile Sanayi Dönüşüm Fonu oluşturulması gerektiğini düşünüyoruz. Alışveriş poşetlerinden alınan paranın bir kısmı bu fonda kullanılabilir. Böylece bu dönüşümden etkilenen firmalar belirlenerek bu fondan desteklenebilir. Bu destek paketinde hibeler, dönüşüm için geri ödemesiz dönemli krediler ve hali hazırdaki kredi borçlarının yapılandırılması bulunmalıdır. Ayrıca alışveriş poşeti üretiminde dönüşüm sağlayan yeni yatırımların şu an geri dönüşüm tesisleri yatırımlarında olduğu gibi Türkiye’nin neresinde yapılırsa yapılsın 6. Bölge Teşviklerinden yararlandırılması önemli bir adım olacaktır.”
bu haberin videosunu QR KODU telefonunuzdan okutarak izleyebilirsiniz
GEÇIŞ SÜRECINDE STOKLAR SORUN YARATIYOR Toplantıda gündeme getirilen
P
lastik poşetlerin 1 Ocak’tan itibaren ücretli hale gelmesi sonrasında plastik poşet üreten 200’e yakın firma temsilcisi PAGEV öncülüğünde düzenlenen toplantıda bir araya gelerek uygulamanın sektöre etkisini değerlendirdi. Sektörün yol haritasının da masaya yatırıldığı toplantının açılışında konuşan PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, Çevre Kanunu’nun hayata geçiş sürecinin çok hızlı olmasının üreticileri zor durumda bıraktığını belirterek bu geçiş sürecinde firmaları desteklemek için Sanayi Dönüşüm Fonu kurulması gerektiğini söyledi. Eroğlu, 20 bin çalışanı ile yıllık 300 bin tonluk üretim yapan sektörün dönüşümü için gerekli tedbirlerin alınmasına ihtiyaç olduğunu
40
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
vurguladı. PAGEV çatısı altında bir araya gelen plastik poşet üreticileri, plastik poşetlerin ücretli hale gelmesinin firmalara kısa ve orta vadedeki etkisini değerlendirerek olası çözüm önerileri hakkındaki görüşlerini paylaştılar. Üreticilerin yoğun ilgi gösterdiği toplantının açılış konuşmasını PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu yaptı. Alışveriş poşetine yıllar içinde yatırım yapmış firmaların bu hızlı geçiş sürecinde göz ardı edildiğini ifade eden Yavuz Eroğlu, “Sanayicilerimiz bu hızlı geçişten dolayı sıkıntı yaşıyor. Yapılan yatırımların ortalama 7 senede kendini amorti ettiği düşünülürse firmaların aldıkları makinelerin borçlarını henüz ödemeden
üretimlerinin en az yüzde 50 düşmesi firmalar açısından bir yıkım olacaktır. Bankalar bugünden bile alışveriş poşeti üreticilerini takibe almış durumda ve süreci yakından izliyor. Üretici firmaların dönüşüm süreçlerinin travmatik olmaması ve hedeflenen yeni alternatif poşet üretimleri için bu dönüşümün sanayide de desteklenmesi şarttır. Yurt dışında buna benzer uygulamalar yapıldı. Örneğin Fas’ta Ulusal Sanayi Dönüşüm Fonu oluşturuldu. Bu süreçte plastik poşetlerden alınan paranın belli bir kısmı firmaların dönüşümüne katkı sağlamak için kullanıldı. Bizim de beklentimiz 20 bin çalışanı ile yıllık 300 bin tonluk üretim yapan bu sektörün dönüşümü için gerekli tedbirlerin alınmasıdır” dedi.
önemli sorunlardan bir tanesi de mevzuat öncesi üretilen ve halen satış noktalarının elinde bulunan poşet stoku oldu. Sebze meyve reyonunda kullanılan poşetler çift kat 15 mikron standardını sağlayamadıklarından bu poşetlerin perakendeciler tarafından iade edilmek istendiği dile getirildi. PAGEV Başkanı, bu konuya da dikkat çekerek, “Mevzuata göre halihazırda üretilip perakendeciye satılmış poşetler için son kullanım tarihi olarak 31 Mart 2019 olarak verilmiş olup perakendeciler bu tarihe kadar stoklarını eritemeyeceklerdir. Bu sebeple ellerinde kalan poşetleri üreticiye iade edeceklerini belirtiyorlar. Üretimleri ciddi oranda düşecek olan firmalara bir de hali hazırda satmış olduğu poşetin iade yükü bindirilmemeli ve bu tür iadelerin önüne geçecek bir mekanizma kurulmalıdır. Fransa’da Emmanuel Macron Bakan olduğu dönemde satış noktaları ve üreticilerin stoklarını eritebilmeleri için uygulamayı 6 ay ötelemişti” diye konuştu.
Sektörün her dalından temsilcilerin, hammadde ve makine üreticilerinin yüksek katılım gösterdiği toplantıda ücretli plastik poşet uygulamasının piyasa üzerindeki etkisi tüm yönleriyle masaya yatırılarak, ortaya çıkan sorunların çözülmesi için yapılması gerekenler konusunda fikir alışverişleri gerçekleştirildi.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
41
Poşetle ilgili kanunda düzenlemeye ihtiyaç var
PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, 01 Ocak 2019’da yürürlüğe giren Çevre Kanunu’nun aşırı ve bilinçsiz tüketimi önlemek noktasında önem taşıdığını ancak yasada ucu açık bırakılan noktalar olduğunu belirterek bunları şu şekilde sıraladı: 1- Perakendeciler bu yasayı kâra çevirmek istiyor. Eskiden parayla alıp bedava verdikleri poşeti şimdi 25 kuruşa satıp 10 kuruşu da kendileri kazanıyor. Plastik poşetlerin satışından elde edilen para çevre için harcanmalı. 2- Hijyen amaçlı poşetler için çift
42
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
kat 15 mikron çok ince. AB’de bu rakam tek kat 15 mikron. Marketlerin sebze meyve reyonlarında kullanılan poşetlerin dahi 20 mikron olduğu düşünülürse yasada belirlenen 15 mikronluk ölçü taşıma ve hijyenle ilgili çeşitli sorunlar yaratacaktır. Bu haliyle mevzuatın bu maddesi çift kat yerine AB mevzuatında olduğu gibi “duvar kalınlığı” olarak değiştirilmelidir. 3- Avrupa Birliği’nde 15-50 mikron arası plastik poşetler için ücret zorunluyken 50 mikronun üzerindeki
poşetler kapsam dışı tutuluyor. Bu ayrım Türkiye’deki mevzuatta yer almıyor. Bu nedenle marketler dışında mağazalardaki 50 mikron üzeri kalın poşetlerden de ücret alınıyor. 4- Biyobozunur biyoplastiklerle ilgili herhangi bir düzenleme yapılmaması da önemli bir eksiklik. Bu malzemelerle üretilen poşetler de ücretsiz olmalı. 5- Elinde stok olan üretici firma ve satış noktaları için bir geçiş süreci ve modeli kurgulanmalıydı. Toplantıda yaptığı konuşmada çevre ve sanayinin birlikte düşünülmesi gerektiğini vurgulayan Yavuz Eroğlu, yaşanan süreçte poşetlerle ilgili gündemde bilinçli tüketimin geri planda kaldığını söyledi. Eroğlu, “Plastik sektörü 37 milyar dolara yakın ciroya sahip, 11 bin firmanın faaliyet gösterdiği 250 bin kişiye istihdam sağlayan, direk ve dolaylı ihracatı 12 milyar doları bulan, dünyada altıncı Avrupa’da ise ikinci sırada olan bir sektördür. Türkiye ekonomisine bu kadar katkı yapan bir sektörün zarar görmemesi gerekir” diyerek sözlerine son verdi. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
43
Poşet üreticisine yönelik
ekstra maliyet yükü teğet geçti
Poşetlerinin ücretli olmasıyla işleri ciddi oranda düşen poşet üreticilerine ikinci şok! Market kasalarında tüketiciden tahsil edilen 25 kuruşun devlete giden 15 kuruşunun marketler yerine, poşet üreticileri tarafından devlete ödenmesi son anda engellendi
P
lastik poşet üreticileri marketlerde kasadan verilen poşetlerin ücretli hale gelmesinden dolayı büyük mağduriyet yaşıyor. Plastik poşet üreticileri üretimde yüzde 50’lere varan gerileme yaşarken işçi çıkarmak zorunda kaldı. Plastik poşet üreticisi, henüz bu şoku atlatamadan kulislerde yeni bir şok uygulamanın daha gündemde olduğu konuşuldu. PAGEV, 14 Şubat’ta Ankara’da plastik poşet üreticilerini Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı ve bürokratlar ile buluşturmuştu. Görüşmeler neticesinde ücretli plastik alışveriş poşeti uygulamasının usul ve esaslarında önemli değişiklikler yapılacağına dair sinyaller alınmıştı. Ancak toplantıdan umutla dönen plastik poşet üreticileri, PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu’nun aldığı bir duyumla yeni bir sarsıntı yaşadı. Eroğlu, Maliye Bakanlığı’nda yapılan bir çalışmada hâlihazırda market kasalarında tüketiciden tahsil edilen 25 kuruşun devlete giden 15 kuruşunun marketler yerine, poşet üreticileri tarafından
44
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
devlete ödenmesinin görüşüldüğü duyumunu aldıklarını ifade etti. Bu iddia üzerine Eroğlu başkanlığında, plastik poşet üreticilerini temsilen üç firma yetkilisinin de katılımıyla 15 Şubat 2019 tarihinde Ankara’da ilgili Bakanlık yetkilileri ve konunun muhtemelen gündeme geleceği Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri ziyaret edildi. Yapılan görüşmelerde Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri ve Bakanlık yetkilileri böyle bir maddeden haberleri olmadığını ifade etseler de usul olarak konu görüşülürken Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bunun ayrı bir teklif olarak verilebileceği ortaya çıktı. İKİNCİ MAĞDURİYET ÖNLENDİ PAGEV, marketlere altı aya varan vadelerle ürün satan plastik poşet üreticilerini yeni bir mali yükün altına sokacak bu teklife karşı çıktı. Satılan poşetlerden marketlerin devlete ödemesi gereken 15 kuruşun vadesi ise sadece 45 gün. Henüz sattığı poşetin parasını alamayan üretici firmaların bir de devlete ödenmesi
gereken borcun altına sokulması firmaların kaldıramayacağı ağır finansal bir yük olacak. Böyle bir uygulamanın yaratacağı sonuçlar ve konu ile ilgili kaygılar PAGEV tarafından hem iktidar partisi hem de muhalefet partisi vekilleri ile paylaşıldı. Konunun takibini yapan PAGEV tarafından 18 Şubat’ta gerçekleştirilen Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sektörü temsil etmek üzere plastik poşet üreticileri firmalar arasında görev dağılımı yapıldı. 18 Şubat’ta gündeme gelen teklif, Komisyona katılan plastik poşet üreticisi firmaların yoğun çalışmaları sonucunda kanunun marketçiler lehine olmasının önüne geçildi ve bu madde daha ileri bir tarihe ertelenerek kanun hâlihazırdaki şekliyle çıktı. Plastik poşet üreticileri üzerinde ciddi bir maliyet yükü oluşturacak bu teklif, sektörün birlikte hareket etme refleksi ile durduruldu. PAGEV konu ile ilgili çalışmalara verdikleri destekten dolayı Esat Hisarcıklılar, Kağan Yeşil, Bozkurt Çağlayan ve APSD Başkanı Hakan Atalay’a teşekkür etti. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
45
Barolar Birliği’ne
PAGEV’den sert yanıt Çatışma değil uzlaşı istiyoruz Türkiye Barolar Birliği’nin konuyu popülist bir tartışmaya çevirmeye çalıştığına dikkat çeken Eroğlu; “Biz çatışma değil, uzlaşı istiyoruz. Ne üreticilerimiz, ne tüketicilerimiz, ne de çevre zarar görsün istemiyoruz. Söylemleri hiçbir temele oturmayan Türkiye Barolar Birliği’ne kendi işine bakmasını öneriyoruz. Ülkede adalet ve hukuk ile ilgili tüm sorunları aşmış olmalılar ki plastik poşet ücretleri ile
1
Barolar Birliği’nin, “PAGEV lobicilik yapıyor” suçlamasına yanıt veren Başkan Eroğlu, “TBB, kendi işine baksın. Sektörümüzü savunmak lobicilik midir?” dedi
Ocak’tan itibaren yürürlüğe giren Çevre Kanunu ile ilgili sular durulmuyor. Plastik poşetlerin ücretli olması ile gündemdeki yerini koruyan kanundan hem plastik üreticilerinin hem de tüketicilerin zarar görmemesi için önerilerini dile getiren Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı’nı (PAGEV), lobi yapmakla suçlayan Türkiye Barolar Birliği’ne, PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu cevap verdi. Barolar Birliği’nin suçlamasına yanıt veren Eroğlu şu açıklamayı yaptı: “Türkiye Barolar Birliği, kendi işine baksın. Ülkede adalet ve hukukla ilgili tüm sorunları çözmüşler gibi bu konuya eğilen Birlik temsilcileri, güçlerinin sadece plastik sektörüne yeteceğini düşünüyor olmalı. PAGEV olarak
46
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
yakından izlediğimiz Çevre Kanunu ile ilgili gerek üretici, gerekse tüketiciyi doğrudan etkileyecek noktalar konusunda görüş ve önerilerimizi ilgili merciler nezdinde dile getirmek en doğal hakkımızdır. Sancılı bir geçiş sürecinden bahsediyoruz. 10 bin insanın işini kaybetme riski olduğunu söylemek lobicilik midir?” SEKTÖRÜMÜZÜ SAVUNACAĞIZ PAGEV Başkanı Eroğlu şunları söyledi; “Çevre Kanunu ile ilgili çalışmalar başlatıldığı günden bugüne konunun hem takipçisi olduk hem de katkıda bulunduk. İddia edilenin aksine Kanuna karşı olmak bir yana destek olduk ve önerilerimizle katkı sağladık. Bir sektörü temsil etmenin verdiği sorumluluğun farkındayız.
Bu doğrultuda daha çok plastik poşetlerin ücretli olması ile ilgili gündemde olan kanunda ucu açık olan noktaları vurgulamak, yaşanabilecek sonuçları açıklamak da bizim görevimizdir. Eğer bu kanun ile plastik poşet üretimi yüzde 50 düşecekse ve 10 bin kişi işsiz kalacaksa bunu tabii ki söyleyeceğiz. Döngüsel ekonomiye inanan ve bu kapsamda çalışmalar yapan bir Vakıf olarak elbette plastik poşetlerin bilinçli tüketilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Kaldı ki sorun sadece plastik açısından da ele alınmamalı tüm alanlarda gereksiz tüketim sonlandırılmalıdır. Plastik yasak ama istediğiniz kadar kağıt poşet kullanabilirsiniz demek de tutarsızlıktır.”
ilgileniyorlar. Yoksa güçlerinin sadece plastik sektörüne mi yeteceğini düşünüyorlar? Biz ülkesini, çevresini, ülke insanını seven bir Vakıf olarak bünyemizde kurduğumuz Geri Dönüşüm İktisadi İşletmemiz PAGÇEV ile sadece geçen yıl 280 bin ton atığı toplayarak geri dönüşüm zincirine kazandırdık. Plastik sektörü ‘Sorumlu Endüstri’ yaklaşımıyla bunları yaparken onlar çevre için ne yaptı?” dedi.
Avrupa’nın en büyük ikinci, dünyanın en büyük altıncı plastik üreticisi konumunda bulunan; 11 bin işletmesi, 250 bin kişilik istihdamı ve 34 milyar dolarlık cirosu ile Türkiye ekonomisine en çok katkı sağlayan sektörler arasında yer alan plastik sektörüne yapılan bu saldırıları son derece haksız bulduklarını belirten Eroğlu, “PAGEV olarak amacımız ekonomik güçlüklerin yaşandığı bu dönemde işsiz kalacak 10 bin insanı gündeme getirerek bu konuda önlem alınmasına katkı sağlamak. Sancılı bir geçiş sürecinden bahsediyoruz ve bu noktada üreticilerimizin ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam edebilmesi için desteklenmeleri gerektiğinin de gözden kaçırılmaması gerekiyor. Geçen sene çıkartılması planlanan yasanın kademeli olması gerektiğini düşünüyorduk ve bu doğrultuda yaptığımız çalışmalar sonucunda bir senelik bir geçiş süreci verildi. Perakendeciler bu yasayı kâra çevirmek istiyor. Eskiden parayla alıp bedava verdikleri poşeti şimdi 25 kuruşa satacaklar hem de 10 kuruşu kendilerinin olacak. Bu yönetmelikteki asıl amacın perakendeciye para kazandırmak, tüketiciye ek bir maliyet getirmek olmadığı unutulmamalıdır. Vatandaşı eğitip poşetleri geri dönüşüme kazandırmalarını teşvik etmek yerine vatandaştan bir ceza uygulaması gibi para almak kısa vadeli bir çözümdür. Önerimiz tüketicinin poşet için vereceği paraların bir çevre fonuna aktarılması ve bu fonun halkın geri dönüşüm konusunda bilinçlendirilmesi çalışmaları için kullanılmasıdır” açıklamasında bulundu. P PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
47
Ekstra bürokratik yük
MARKANIZ HEDEFİNE ULAŞSIN!
bakanlıktan döndü
FİLM
Plastik Kap ve Gıda Ambalajı Hammaddeleri’ne ekstra bürokrasi talebi bakanlıktan döndü
F OTO TA S A MED
P
lastik Sektörünün Birleştirici Gücü teması ile faaliyetlerini sürdüren PAGEV’in, “Birlikten Kuvvet Doğar” misyonu sektöre katkı sunmaya devam ediyor. Plastik sektörü, Plastik Kap ve Gıda Ambalajı Hammaddelerine getirilmek istenen ekstra bürokratik yüke karşı birlik oldu. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, sıkı denetiminde olan Gıda ile Temas Eden Kap ve Ambalaj Üreticilerinin, Mart 2018’e kadar hammaddelerini ithal ederken de tekrar izin almak zorunda bırakılmak istenmesi sanayicinin tepkisine yol açmıştı. Bu uygulama sanayici için ekstra zaman ve maliyet anlamına geliyordu. PAGEV ve sektör temsilcilerinin ortak katkısıyla söz konusu yanlış uygulama son buldu.
48
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
Sorunun yaşandığı günlerde ekstra bürokratik uygulamaya tepki gösteren PAGEV, geçen ay yayınladığı bilgilendirme yazısında; “PETKİM’in, gıda ambalajı üreten firmaların, hammadde ithalatlarındaki bürokratik işlemlerde yeniden Tarım ve Orman Bakanlığı iznine tabi olmasını talep etmiştir. Bu talebin neye hizmet ettiği anlaşılamamıştır” görüşlerine yer vererek konuyu sanayicilere duyurmuş ve PETKİM’in talebini eleştirmişti. Nitekim PAGEV’in, “Bürokratik engellerden ve zaman kaybından kurtularak soluk almaya çalışan ambalaj üreticilerini, yeniden dar boğaza itecek bu tür talepler karşısında sessiz kalmayalım” şeklindeki çağrısı sektörde yankı uyandırmıştı. Sonuç itibariyle yapılan ortak çalışmalar
sayesinde sektör temsilcileri, PAGEV çatısı altında hizmet veren sivil toplum kuruluşları ve elini taşın altına koymaktan çekinmeyen duyarlı firmalar sayesinde ortaya çıkan güç birliği ile oluşturulmak istenen ek bürokratik yük Bakanlık nezdinde yakından takip edildi ve sanayiciyi zora sokacak söz konusu talebin kabul görmemesi sağlandı. Böylece ekonomik sorunların yaşandığı konjonktürde sanayicilerin önüne yeni bürokratik engel çıkarmak isteyenlerin hevesi kursağında kalmış oldu. Plastik Kap ve Gıda Ambalajı Hammaddelerine ekstra bürokrasi talebinin bakanlıktan dönmesi, sektörün ortak hareket ederek, problemlerine çözüm bulabileceğini bir kez daha ortaya koymuş oldu. P
MEDYA SATIN ALMA Marka bilinirliğini arttırmak için ulusal ve uluslararası tüm mecralarda firmanızın temsil edilmesi ve planlı satın alma hizmetleri
ĞR
AF
RIM
YA
TASARIM HİZMETLERİ
FOTOĞRAF ÇEKİMİ
TANITIM FİLMLERİ
Kreatif becerileri yüksek ekibimiz ile kurumsal kimlik oluşturma, masa üstü yayıncılık ve tüm çizgi altı tasarım hizmetleri
Profesyonel stüdyo ortamında ürün çekimi, dış mekan, organizasyon ve CEO imaj fotoğraf çekimi hizmetleri
Tanıtım filmi, belgesel, TV reklam ve 3D animasyon yapımlar, kongre ve organizasyon çekimleri için prodüksiyon ve postprodüksiyon hizmetleri
www.cacaajans.com
+90 554 740 19 16 PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
49
bu haber izlenir
“
bu haberin videosunu QR KODU telefonunuzdan okutarak izleyebilirsiniz
PAGEV’in girişimleri sonuç verdi. Plastik hammadde ithalatında ton başına 60 dolarlık ek vergi ödeyen sanayiciye müjdeli haber geldi
“
REUTERS LISTESI GÜNCELLENIYOR
Ton başına 60 dolarlık ek vergi kalkıyor
P
AGEV yakın zaman içerisinde yaptığı duyuruda, plastik sanayicilerinin son aylarda ithal ettiği çoğu plastik hammaddesine ortalama yüzde 6, yani ton başına 60 dolara varan ek vergi ödediğini vurgulamıştı. Bu maliyetin ana sebebini de açıklayan PAGEV, Referans fiyatta
50
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
baz alınan Reuters fiyat listesinin güncellenmemesi ve petrol fiyatlarının (hammaddenin) yüksek olduğu dönemki eski fiyatları içermesinin yüksek vergiyi ortaya çıkardığına dikkat çekmişti. PAGEV, “Referans fiyat yetmiyormuş gibi bir de sanayici neden yüksek fiyatlı bu listeden gümrük vergisi ve KDV
ödüyor” diye sormuştu? PAGEV açıklamasında; sanayicilerin, rekabetçiliğini azaltırken finansman ihtiyacını arttıracak bu tür uygulamaların ülkemize fayda getirmediğini ve önümüzdeki günlerde de konunun takipçisi olmaya devam edileceğini vurgulamıştı.
PAGEV 8 AYDIR TAKİPTEYDİ PAGEV, 8 aydır bu konuda yaptığı çalışmaların yanında en son 25 Şubat’ta TOBB Başkanı Rifat Hisarciklioğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ve Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın ev sahipliğinde gerçekleşen ve 7 Bakanın katılım gösterdiği TOBB Ekonomi Şurası’nda konuyu gündeme taşımıştı. PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu yaptığı sunumda bu konuyu dile getirerek sorunun
toplam enflasyona etkisini de özellikle ortaya koymuş ve güncellemenin ivedilikle yapılmasını talep etmişti. Aynı günün akşamında İthalat Genel Müdürlüğü ile yapılan görüşmede, Sayın Bakanın bu konuda Gümrükler Genel Müdürlüğü’ne gerekli talimatı ilettiği bilgisine ulaşılmıştı. 4 Mart günü ise Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün de talimata uygun olarak gümrüklere yazı yazdığı
açıklandı. Gelişmeyi memnuniyet verici olarak nitelendiren PAGEV, bu çerçevede konuya hassasiyet gösteren Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ve Ticaret Bakanlığı bürokratlarına teşekkür etti. Ayrıca başta AKİB Başkanı A. Uğur Ateş ve İKMİB Başkanı Adil Pelister olmak üzere konuya yakın ilgi gösteren, çalışan ve destek veren tüm sivil toplum kuruluşlarına da teşekkür edildi. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
51
AVRUPA PARLAMENTOSU ÇEVRE KOMİTESİ
TEK KULLANIMLIK PLASTİK İÇİN KARARINI VERDİ 52
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
53
“
Avrupa’da tek kullanımlık plastik yönetmeliğine son şekli verildi. Buna göre tasarıda yapılan değişikliklerle, ilk tekliftekine göre daha çok ürün ve yeni tasarım şartları kapsama girdi
“
54
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
yöntemlerle tasarım amacını birkaç kez gerçekleştirmek üzere düşünülmemiş, tasarlanmamış ya da piyasaya sürülmemiş ürünleri kapsamaktadır. Bu konseptin gerçeğe uyarlanması zor olacağı için Avrupa Komisyonu yönetmeliğin yayımlanmasından sonraki bir yıl içinde somut örnekler içeren bir Kılavuz hazırlamayı planlıyor. Üye Devletlerin uygulaması gereken çeşitli önlemler arasında şunlar yer alıyor: Tüketime hazır gıdaların kapları ve içecek kapları azaltılırken, plastik çatal-bıçak, tabak, pipet, karıştırma çubuğu, EPS gıda kapları, EPS bardak ve içecek kapları tümüyle yasaklanacak; EPR programları genişletilerek gıda ve içecek kaplarını, esnek
malzemeden sargı ve paketleri, bardak ve torbaları da kapsayacak ve temizlik maliyetlerini üreticiler karşılayacak. Ayrıca içecek şişelerine yeni toplama hedefleri getirilecek (2025 itibariyle %77 ve 2029 itibariyle %90) ve neredeyse tüm ürünler için bilinçlendirme kampanyaları düzenlenecek. Tek kullanımlık içecek kaplarının kapaklarının şişeye bağlı olması, 2025 itibariyle PET şişelerde en az %25 geri dönüştürülmüş içerik, 2030 itibariyle de tüm şişelerde en az %30 geri dönüştürülmüş içerik bulunması gibi tasarım değişiklikleri de söz konusu. Üye Devletlerin, azaltım ve EPR programları konusunda sektör gruplarıyla anlaşmaya varma imkanı yine bulunacak.
“
Yönetmeliğe göre tek kullanımlık ürünler, kısmen veya tamamen plastikten üretilmiş, kullanım ömrü boyunca üreticiye iade edilmek veya yeniden doldurulmak gibi yöntemlerle tasarım amacını birkaç kez gerçekleştirmek üzere düşünülmemiş, tasarlanmamış ya da piyasaya sürülmemiş ürünleri kapsıyor
“
T
ek Kullanımlık Plastik Direktifi, yasama sürecinde son adımlara yaklaşıyor. Avrupa kurumları arasındaki müzakerelerin ardından gerek Konsey gerek Avrupa Parlamentosu Çevre Komitesi tarafından bazı küçük değişikliklerin uygulandığı metnin son hali onaylandı. Bunun ardından Parlamento’nun genel oturumunda oya sunulacak tasarı, kabul edilmesi halinde AB Resmi Gazetesi’nde yayımlanarak yürürlüğe girecek. Tasarıda yapılan değişikliklerle, ilk tekliftekine göre daha çok ürün ve yeni tasarım şartları kapsama girdi. Yönetmeliğe göre, tek kullanımlık ürünler, kısmen veya tamamen plastikten üretilmiş, kullanım ömrü boyunca üreticiye iade edilmek veya yeniden doldurulmak gibi
Yeni Döngüsel Plastik İttifakı AB Komisyonu, 5 Şubat 2019’da düzenlenen bir üst düzey toplantıda, AB plastik stratejisinin devamı olarak Döngüsel Plastik İttifakı’nın lansmanını gerçekleştirdi. Plastik üretimi, kullanımı ve geri dönüşümünün
tüm aşamalarını temsil eden kuruluşlar toplantıya davet edildi. Toplantının amacı, Avrupa’da daha çok ve daha iyi plastik geri dönüşümü için ortak bir vizyon oluşturup 2019’dan itibaren somut çıktılar üzerinde anlaşmaya
varmaktı. Toplantının sonucunda, ikincil plastik malzemeler için verimli bir pazarın temeli atılmış oldu. Toplantı, Avrupa Sektör Günleri kapsamında düzenlendi. EuPC, toplantıda Başkan Renato Zelcher tarafından temsil edildi.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
55
Brexit’in REACH üzerindeki etkileri
MORE - Avrupa geri dönüştürülmüş madde takibi Plastikler hem tüketicilerin, hem yasama organlarının ilgi odağı. Avrupa Birliği, sektörün daha döngüsel hale gelirken AB genelinde geri dönüştürülmüş polimer hacminin artmasını talep ediyor. Plastik dönüştürme şirketleri, daha döngüsel bir ekonomiye geçişte kritik rol oynadıkları için zorunlu geri dönüştürülmüş içerik uygulamasına ilişkin daha şeffaf bir yaklaşım benimsemek durumunda. EuPC, Avrupa plastik dönüştürme sektörünün çabalarını göstermek ve geri dönüştürülmüş polimerlerin daha yaygın benimsenmesini sağlamak amacıyla, Avrupa’da geri dönüştürülmüş polimerlerin takibinde tek araç olarak
56
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
kullanılacak MORE’u geliştirdi. EuPC’nin üye kuruluşları ve Avrupa Komisyonu’nun resmi desteğiyle geliştirilen MORE, AB’nin 2025 ile 2030 arasında yılda 10 milyon ton geri dönüştürülmüş polimer kullanılması hedefine ulaşma hedefine yönelik bir çalışma. Belirli şirketler tarafından test uygulaması yapılmakta olan MORE, Mart 2019’da resmi olarak yayımlanacak. MORE’un işlerlik kazanması, gerek kamuoyu gerek hükümetler nezdinde saygınlığa erişmesi için şirketlerin kararlı katılımı şart. EuPC bu nedenle üyeleriyle yakın iş birliğine giderek MORE’un sektör genelinde duyurulmasını ve yaygınlaştırılmasını sağlayacak.
2019 en iyi polimer üreticileri ödülleri başlıyor Avrupa Polimerler İttifakı, 4. En İyi Polimer Üreticileri Ödülleri’ni 15 Şubat 2019 tarihinde başvurulara açtı. Avrupa’nın tüm polimer kullanıcılarına açık olan ücretsiz ve gizli memnuniyet anketi, 2018’in ortasından bugüne kadarki tedarikçi performansının değerlendirilmesini sağlıyor. Anket 15 Mayıs 2019’a kadar katılıma açık olacak. Avrupa’da mümkün olduğunca çok polimer kullanıcısına ulaşmak için kullanıcı dostu bir şekilde tasarlanan anket, çeşitli dillerde de sunuluyor.
AB ile uzlaşılan anlaşmanın tamamlanması, Birleşik Krallık hükümetinin en önemli önceliği olmayı sürdürüyor. Anlaşma kapsamında Birleşik Krallık ile AB, 29 Mart 2019’da başlayıp 31 Aralık 2020’de sona eren bir “geçiş dönemi”ne girecek. Bu dönemde Birleşik Krallık AB kurallarını ve REACH yönetmeliğini uygulamaya devam ederken, AB kurumlarının üyeliğinden çıkmış olacak. Geçiş döneminde, 31 Aralık 2020’den itibaren geçerli olacak yeni düzenlemenin de müzakere edilmesi gerekiyor. Birleşik Krallık hükümeti, ülkenin 29 Mart’ta anlaşma olmaksızın AB’den ayrılması halinde kimyasal denetimini nasıl sağlayacağına ilişkin belgeler yayımladı. Anlaşmasız Brexit durumunda uygulanacak kimyasal düzenlemelerine ilişkin kılavuz, Sağlık ve Güvenlik Dairesi (HSE) tarafından yayımlandı.
Anlaşmasız senaryoda, Birleşik Krallık, AB REACH hükümlerini uygulamaya devam ederken, bunların AB dışında da geçerli olması için gerekli operasyonel değişiklikleri yapacak. Birleşik Krallık, REACH uygulamasından sorumlu olacak HSE, arada önemli farklar olabileceği için şirketlerin hem AB, hem Birleşik Krallık REACH kapsamındaki rollerini gözden geçirmelerini tavsiye etti. Birleşik Krallık pazarında sarsıntıyı hafifletmek ve süreklilik sağlamak için aşamalı bir yaklaşım uygulanacak. Kılavuzda güvenlik bilgi formları, PPORD istisnaları ve tavsiye niteliğinde hükümler yer alıyor. Ayrıca tescil, eski ürünlere istisna ve kullanıcı bildirimleri bakımından AB REACH-IT sistemiyle aynı işlevi üstlenecek bir bilgi sistemi de 29 Mart itibariyle kullanıma açılacak.
EUPC, GERİ DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞ PLASTİK MALZEMELERİN KULLANIMINA İLİŞKİN İKİNCİ ANKETİNİN SONUÇLARINI YAYIMLADI Avrupa Plastik Dönüştürücüleri Birliği’nin (EuPC) Ocak-Eylül 2018 arasında yürüttüğü ikinci geri dönüştürülmüş plastik malzeme (rPM) kullanım anketi tamamlandı. 9 ay boyunca 21 ülkeden 376 şirketin katıldığı anketin sonuçları, EuPC tarafından anket düzenleyicisi Polymer Comply Europe SCRL. (PCE) iş birliğiyle açıklandı. Bir önceki anketten elde edilen sonuçlar üzerinden geliştirilen araştırma, dönüştürücü şirketlerin daha fazla rPM kullanmamasının altında yatan nedenleri sorguladı. Araştırmanın başlıca sonuçları şöyle: • Plastik dönüştürücülerinin büyük çoğunluğu (%76), plastik atık toplama ve ayırma faaliyetlerini iyileştirmenin, rPM kalitesini arttırmanın en verimli yolu olduğunu düşünüyor. Diğer önlemler arasında geri dönüştürücülerin daha iyi geri dönüşüm teknolojilerine yatırım yapması (%53) ve geri dönüşüme daha iyi tasarımların uygulanması (%29) yer almakta. • Plastik dönüştürücilerinin %80’i, geri dönüştürülmüş malzemelerin kalitesinin iyileştirilmesine yönelik önlemler alarak rPM kalitesinin arttırılması için üstüne düşeni yapıyor. • Plastik Stratejisi’nde öngörüldüğü gibi yeni ürünlerde kullanılacak rPM miktarlarının arttırılması ise mevcut şartlar altında imkansız. Ankette yer alan 10 farklı plastik malzemeden yalnızca 2’si için arzın yeterli olduğu bildirildi. Mevcut rPM kalitesi söz konusu olduğunda durum daha da kötü. Katılımcıların çoğunluğunun (%71) kalitesini yeterli bulduğu tek malzeme PET oldu. PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
57
Polymer Comply Europe konferansları görmezden gelmektir” dedi. EuPC gelişmeleri yakından takip etmektedir.
Üye devletlerin AB vergi düzenlemelerindeki veto hakkını kaldıran yasa tasarısı, Avrupa Komisyonu’nun 15 Ocak’taki toplantısında, düşük verginin merkezi konumundaki İrlanda ve diğer ülkelerin oylarıyla reddedildi. Vergi politikasının AB genelinde daha fazla uyumlaştırılması talebini uzun zamandır dile getiren Brüksel, son skadalların ardından blok genelinde yasa yapılmasını kolaylaştırmanın yollarını aramaya
58
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
başladı. AB’nin yürütme organı olan Avrupa Komisyonu, yeni AB vergi yasalarının oybirliğiyle değil salt çoğunlukla kabulü için üye devletlerle müzakerelere başlayacağını duyurdu. Ekonomik İlişkilerden Sorumlu Komisyon Üyesi Pierre Moscovici, Strasbourg’daki Avrupa Parlamentosu’nda gazetecilere yaptığı açıklamada, “Devir değişti. Ulusal vergi rejimlerinin korunması adına oybirliğinde ısrar etmek, gerçekleri
2019 GIDAYLA TEMAS EDEN PLASTİKLER SEMİNERİ Altıncı Avrupa Gıdayla Temas Eden Plastikler Semineri, 11-12 Nisan 2019 tarihlerinde Brüksel’de, Polymer Comply Europe (PCE) tarafından Avrupa Plastik Dönüştürücüleri (EuPC) adına düzenlenecek. Seminerin bu yılki odağı tedarik zincirinde şeffaflığı arttırmak olarak belirlendi. Seminerin ilk gününde, gıda plastikleri üreticilerinin ve tüm tedarik zincirinin karşılaştığı başlıca mevzuat sorunları ele alınacak. Sektör ve akademiden temsilciler, titanyum dioksit, endokrin bozucular ve nanopartiküller gibi maddelere ilişkin hukuki ve bilimsel gelişmeleri tartışacak. Seminerin ikinci gününde, Avrupa Komisyonu’nun ve DG Santé Gıdayla Temas Eden Malzemeler Grubu’nun temsilcileri, 1935/2004 sayılı Çerçeve Yönetmelik Değerlendirmesine ilişkin son bilgileri paylaşacak. Ayrıca bir AB Üye Devletinin Gıda Güvenliği Dairesi de, düzenlemelerin ülke makamları tarafından uygulanmasını hızlandıracak iyileştirmeler üzerine görüş bildirecek. EuPC, Joint Research Centre (JRC) ile ortak geliştirdiği Kasıtsız Eklenmiş Maddeler (NIAS) tespiti projesinin ilk sonuçlarını açıklayacak. İki günlük etkinlikte sektörden, araştırma kuruluşlarından, Avrupa ve ülke makamlarından, gıda üreticileri ve perakendecilerinden temsilciler bir araya gelecek. 11 Nisan akşamı bir tanışma kokteyli de düzenlenecek. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
59
Herşey control altında UNILOG B8 Kontrol sistemi Pazarın en gelişmiş kontrol sistemi: • WITTMANN 4.0 ile çevresel ekipmanların ful entegrasyonu • Tüm WITTMANN Grup ürünlerinde, standart LED durum göstergesi • 21,5" ekran
Avrupa tek kullanımlık plastiklere ayrımcılık uyguladı
A
vrupa Komisyonu tarafından denizlere çöp karışmasını kaynağında önlemek amacıyla Mayıs ayında teklif edilen yeni önlemler, üç Avrupa kurumunun ön mutabakatına konu oldu. Bu amaç doğrultusunda bazı tek kullanımlık plastik ambalajların azaltılmasına yönelik bir Direktif tasarısı hazırlanmıştı. AB politikacıları, çok kısa bir müzakere sürecinin ardından, Atık Direktiflerinin gerekçelerini oluşturan amaçları gerçekleştirecek ve verimli atık yönetimi sağlayacak bir fırsatı, yüzeysel bir kanun metniyle sınırlamış oldular.Oysa çevre açısından olası sonuçları gözetmeden hazırlanan teklif, Tek Pazar’da malların serbest dolaşımına ciddi engeller getirecek niteliktedir. Ayrıca yasaklanacak veya kısıtlanacak ürünlerin yerini almaya aday alternatiflerin maliyet-fayda analizleri yapılmamıştır. Dolayısıyla önergenin tüm sağlık ve güvenlik boyutlarının gözetildiği
60
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
söylenemez. Ambalajın tüm yaşam döngüsü açısından bakıldığında, alternatif ambalaj malzemeleri her zaman üstün değildir. Üstelik bu önerge, çoğu KOBİ düzeyinde pek çok üreticinin, buna bağlı olarak istihdam olanaklarının ortadan kalkmasına yol açacaktır. Bu da nihai olarak tüketiciye maliyetin yükseleceği anlamına gelir. Avrupa’nın çöp atma davranışları ve kontrollü atık yönetimi konularındaki sorunların kökenine inmeyen Direktif, gelecek nesilleri eğitmek için önemli bir fırsatı da heba etmektedir. Çevreye atılan çöp, plastik olmazsa başka bir malzemeden olacaktır. EuPC Direktörü Alexandre Dangis bu konuda şunları söylüyor: “Ambalaj ve Ambalaj Atığı Direktifi temel amacından sapmıştır ve AB Üye Devletleri arasında elde edilmek istenen uyum, yavaş fakat önlenemez bir şekilde ortadan kalkmaktadır. 2015 yılında Plastik Poşet Direktifi ile başlayan bu hamlede, yine tek bir malzemeye karşı ayrımcılık uygulanmaktadır, o da plastiktir. Dünyanın başka
yerlerinde kirliliğin daha yoğun olduğu, çöp atılmasının önüne geçmek için daha fazla çaba gerektiği bilindiği halde, KOBİ’ler cezalandırılmaktadır ve bu durum işsizliğe yol açacaktır. Siyasetçiler, bu girişimden etkilenen şirketlere ve tüketicilere, AB kurumlarının kattığı değeri anlatmakta zorlanacaklardır. Ancak siyasi bir dünyada yaşıyoruz ve eğitimin kurumlarımızdan çok internete teslim edildiği bir ortamda hatalarımızdan ders alacağımızı ummaktan başka bir çaremiz yok.” EuPC bu duruma karşı politika mercileri ve ülkelerin plastik sektör dernekleriyle çalışmaya devam ederek, hem çevre açısından sürdürülebilirliği hem de ürünlerin sağlık ve güvenliğini temin etmeyi sürdürecek. Bu nedenle EuPC, Avrupa Parlamentosu üyelerini ve Konsey’de yer alan Üye Devlet temsilcilerini, bir kez daha istenen çevre faydalarını sağlamayacak böyle bir teklifi tüm boyutlatıyla anlayarak değerlendirmeleri için gereken zamanı ayırmaya çağırıyor. P
• Ful HD çözünürlük (1920 x 1080) • Çoklu dokunmatik • Mekanik olarak döndürülebilen ekran • Çoklu kopyalanabilir makine ayar noktaları • Renkli makine durum göstergesi • Ekran bölebilme özelliği • Manuel hareketler için membrane tuşlar • RFID kullanıcı erişimi (giriş / çıkış) -Anahtar kartı ve anahtar kolye vasıtasıyla • Hareket kontrol
yakınlaştır
kaydır
WITTMANN BATTENFELD Plastik Makineleri Ltd. Şti.
Küçükyali iş merkezi | Girne Mahallesi, Irmak Sokak | F Blok No: 20 | TK-34852 Maltepe Istanbul Tel.: +90 216 550 93 14 | Fax: +90 216 550 93 17 | info.tr@wittmann-group.com PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
61
Her farklı şişe ve içecek için farklı kapak tasarımı
Avrupa gıda sektörü plastik direktifi konusunda endişeli Avrupa Birliği’nin tek kullanımlık plastikler konusundaki girişimi gıda sektörünü endişelendiriyor.
A
vrupa gıda ve içecek üreticileri federasonu FoodDrinkEurope, Avrupa Birliği tarafından yayınlanan, tek kullanımlık plastik ürünlerin çevreye etkisini azaltmaya yönelik tebliğinde yer alan bazı ifadeleri eleştiren iki görüşünü Avrupa Komisyonu’na gönderdi. Açıklamalara göre, pet şişe kapaklarının şişeye bağlı hale getirilmesi konusu aceleye getiriliyor, piyasadaki pet şişelerde geri dönüştürülmüş materyal kullanılması için verilen süre ise gerçekçi değil. SEKTÖR ZAMAN İSTİYOR FoodDrinkEurope açıklamasıyla sektör, atık yönetimi altyapısının
62
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
iyileştirilmesi ve tüketici farkındalığının artırılması ile şişe ve kapakların toplanma oranında yeterli artış sağlanabileceğini kanıtlamak üzere 2025 yılına kadar süre istiyor. Açıklamada Komisyonun tebliğin yürürlüğe girmesinden sonraki üçüncü yılda bir değerlendirme yapabileceği, tebliğde yer alan hedeflere ulaşıldığının tespit edilmesi sonucunda kapakların şişelere bağlanmasını öngören 6’ncı maddenin uygulanmasına gerek kalmayacağı ifade ediliyor. Bu talep kabul görürse, sektörün gazlı ve gazsız içeceklerde şişeye bağlı kapak uygulaması ile ilgili çalışmaların
FoodDrinkEurope açıklamasına göre, şişeye bağlı kapak uygulaması için her farklı şişe türü için farklı bir plastik kapak geliştirilmesi gerekecek. Halen piyasada 0,25 litreden 11 litreye kadar farklı boyutlarda içecek ambalajı var. Diğer yandan gazlı veya gazsız içecekler, taze ya da konsantreden mamul meyve suları için farklı kapak uygulamalarına ihtiyaç duyulacak. Yapılan araştırmalara göre piyasada kabul görecek fonksiyonel bir kapak geliştirmek için harcanan ortalama süre 7-10 yıl arasında. Sektörün bir diğer sorunu da 2025’e kadar içecek şişelerinin en az %35 oranında geri dönüştürülmüş materyalden üretilmesi ve geri dönüştürülebilir olması ile ilgili zorunluluk. FoodDrinkEurope
açıklamasında bu hedefi desteklediklerini; ancak gıdada kullanılmaya uygun kalitede geri dönüştürülmüş materyal bulunamaması durumunda sektörün üretim yapamayacak hale geleceğini ifade etti. Açıklamaya göre Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi EFSA, geri dönüştürülmüş plastik ambalajlarda kullanılan materyalin %95’inin gıda ile temas eden maddelerden elde edilmesi gerektiğini ifade ediyor. Ancak gıda ile temas eden atıkların geri dönüştürülürken başka kullanımlara da yönlendirilmesi; geri dönüştürülmüş gıda ambalajı üretimi için yeterli hammadde bulunamaması riskini doğuruyor. Bu çıkışları Avrupa Komisyonu’nun nasıl değerlendireceği ise merakla bekleniyor.
yürütebilmesi için 6 yıl kadar bir süresi olmuş olacak. Açıklamada bu talebin nedenleri de sıralandı. Buna göre, şişeleme hatlarının kapakları şişeye bağlayacak şekilde yapılandırılması, üreticilere 5-13 milyar Avro arasında bir maliyet getirecek. Üreticiler halen Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu kapsamında yılda 3,1 milyar Avro civarında bir ödeme yapıyor. Ayrıca şişelere bağlı kapak uygulamasının çevreye etkisinin de 439 milyon kg karbondioksit salınımı eşdeğeri olacağı ifade ediliyor. Bu miktar 94 bin arabanın 1 yıl boyunca çalışmasına eşdeğer. PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
63
Avrupa Birliği son yayınladığı raporlarda sahillerde en büyük kirliliğe neden olan plastikler arasında şişe kapaklarını da saydı. Geçtiğimiz günlerde duyurulan bir karar, bazı tek kullanımlık plastiklerin yasaklanmasını, diğerlerinin ise geri dönüşüm oranlarının artırılmasını öngörüyor.
T FoodDrinkEurope’dan yeni bir tartışma konusu:
Kapaklar şişelere mi bağlanacak? Avrupa, çevrenin korunması amacıyla plastik şişelere bağlı kapak uygulamasını masaya yatırıyor 64
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
artışılan konulardan biri de plastik kapakların bir sistemle şişelerine tutturulması, böylelikle geri dönüşüm için toplamanın daha kolay bir hale getirilmesi. Bu fikir ilk etapta dahice gibi dursa da içecek sektörünün bu konudaki endişesi büyük. FoodDrinkEurope görüş hazırladı Konu hakkındaki görüşlerini bir infografik olarak yayınlayan Avrupa gıda ve içecek üreticilerinin çatı örgütü FoodDrinkEurope, ilk etapta öngörülemeyen çeşitli sorunlara dikkat çekti. Görüş dokümanında geri toplama girişimlerinin desteklenmesinin, kapakların şişelere bağlanmasından daha etkili olabileceği ifade edildi. Gıda ve içecek üreticilerinin politikacılarla hemfikir olduğu, içecek kaplarının ya da kapaklarının çevreye atılmaması
gerektiğine inandıkları ifade edilerek, ortak amaçlarının atıkların azaltılması olduğu belirtildi. Buna çözüm olarak ortaya koyulan “bağlı kapak” (İngilizce: tetheredcap) fikrinin ise amaca ulaşılmasında verimsiz kalacağı; güvenlik, fizibilite, çevre ve maliyet endişeleri doğurarak dengesiz ve etkisiz bir önlem olduğu ifade edildi. Bağlı kapak uygulamasının ciddi sıkıntıları var Buna göre, öncelikle farklı şişe çeşitlerine göre kapak tasarımı yapılması çok uzun sürecek ve bu çok karmaşık bir sorun. Şişeleme hatlarının buna göre değiştirilmesi de özellikle KOBİ’ler için ciddi bir maliyet. Gazlı içeceklerin açılması sırasında patlamayı engelleyecek bir bağlı kapak tasarımının henüz geliştirilememiş olması, güvenlik
riskini de beraberinde getiriyor. Son olarak, bağlı kapaklar için normal kapaklara göre % 12,5 daha fazla plastik harcanması gerekiyor. Bu durum ambalaj üretiminde malzeme kullanımının azaltılması çalışmalarını 10 yıl geriye atacak. FoodDrinkEurope görüşünde daha düşük maliyetli alternatif çözümlere de yer veriliyor. Geri toplama teknoloji ve altyapısına yatırım yapılması, tüketicileri geri dönüşüme teşvik edecek şekilde atık ve yol kenarı toplama sistemlerinin iyileştirilmesi, şişe ve kapakların toplanmasını % 90 oranında artırabilecek. Ayrıca tüketicilerin kapakların geri dönüşümü konusunda eğitilmesi, geri dönüşüm etiketlemesi uygulamasının yapılması da çözümü kolaylaştıracak adımlar olarak ortaya koyuluyor PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
65
bu haber izlenir
bu haberin videosunu QR KODU telefonunuzdan okutarak izleyebilirsiniz
“Geleceğin Plastikleri” ana temasıyla geçen yıl 13’üncüsü düzenlenen Türk Plastik Endüstrisi Kongresi, “Gelecekte Plastik Sektörünü Neler Bekliyor?” başlığıyla panele de ev sahipliği yaptı. Moderatörlüğü PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu’nun üstlendiği panele, dünya plastik sektörüne yön veren isimler panelist olarak katıldı.
NLENDİ
R E L N E R E V N Ö PLASTİĞİNE Y
TÜRK PLASTİK
DÜNYA
Türk Plastik Endüstrisi Kongresi, içeriği ve katılımcılarıyla her geçen yıl ivmesini yukarıya taşıyor. Uluslararası organizasyona dönüşen Kongre, Türkiye ve dünyada sektörün yönünü belirleyen konu ve konuşmacıları PAGEV çatısı altında bir araya getirmeyi sürdürüyor.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
“
66
UŞTU N O K İ N İ Ğ E C E ÜN GEL
R Ö T K E S A D ’ L U B
İSTAN
“
DÜZE Z E K . 3 1 İ S E R ONG ENDÜSTRİSİ K
P
AGEV tarafından İstanbul’da düzenlenen 13. Türk Plastik Endüstrisi Kongresi, “Geleceğin Plastikleri” ana teması ile gerçekleştirildi. Kongre’de, “Gelecekte Plastik Sektörünü Neler Bekliyor?” paneli de düzenlendi. Plastik sektörünün Avrupa, ABD ve dünya genelinde yüz yüze olduğu sorunlar, çözüm önerileri ve sektörün geleceğinin nasıl şekilleneceğiyle ilgili mesajların verildiği panel hafızalara kazındı. Paneldeki konuşmalarda; plastik poşetlerin ücretli olması gündeme taşınsa da aslında olumsuz algının sadece Türkiye’ye özel
olmadığı, dünya plastik sektöründeki bir numaralı gündeminin plastik atıklarla ilgili çevresel kaygılar, atıkların kaynağında toplanması ve geri dönüşüm süreci olduğu vurgulandı. PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu’nun, panelde geri dönüştürülmüş ürünlerin aynı zamanda plastik sektörü açısından yeni fırsatlar yaratacak olması fikri, diğer isimler tarafından da kabul gördü. Panelin plastik sektörü açısından en çarpıcı çıktısı ise plastiklerin geleceği hakkındaydı. İçinde bulunulan zorluklara ve mücadelelere karşın konuşmacıların tamamı plastik sektörünün geleceğinin parlak olduğu
konusunda hemfikir… Sonuç olarak 20. Yüzyılın en büyük buluşlarından biri olan plastik, çözümü yine kendi bulacak ve yeni teknolojilerin keşfi ile kendi geleceğini yaratacak. Plastik halen gözde ve alternatifi olmayan bir malzeme olarak gelişmeye devam edecek. EuPC-Avrupa Plastik Üreticileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Renato Zelcher’in de dediği gibi “Kimse plastiklere alternatif aramıyor. İster yenilenebilir kaynaklar ister çözünebilir, toprakta parçalanabilir veya hafif malzemeler olsun herkes bir şekilde plastik alanında bir şeyler yapmak gerektiği konusunda hemfikir”.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
67
Zelcher: Gelecek plastikte
EuPC-Avrupa Plastik Üreticileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Renato Zelcher, PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu’nun “Gelecekte plastik sektörünü ne bekliyor” sorusuna şu yanıtları verdi: “Bugün ele almak zorunda olduğumuz sorunları sıralayacak olursak sanırım en önemli 68
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
sorunlardan biri plastiğin dünyadaki kötü imajı ve plastiklerin kirlenme açısından özelliklerine dair algıdır. Geri dönüşümü çok zor, bu konuda çok çalışıyoruz ve çaba sarf etmeye devam ediyoruz. Devam edeceğiz de ancak örneğin midesinden plastik torba çıkan balina gibi duygusal mesajların bilimsel bir yaklaşıma dayanan çalışmalardan çok daha etkili olduğunu görüyoruz. Bu görüntü, plastik torbalar üzerine yapılan ve plastiğin ne kadar iyi bir malzeme olduğunu kanıtlayan bir LCA çalışmasından kesinlikle çok daha etkili. Avrupa’da yakında iki seçim var. Bu yüzden şimdi herkes plastikler hakkında kötü konuşacak ve insanlar da onlara oy verecek... Ancak bizce denizdeki çöpler temel sorundur ve bunun çözümü kesinlikle plastik yasağında değildir. Avrupa’daki insanlarla çözümün bu olmadığını konuşmaya, lobi yapmaya çalışıyoruz ama bu aşamada uzlaşmaya varmak kolay değil ve bu yüzden zor zamanlarla karşı karşıyayız. Tek kullanımlık plastik yasağı geliyor. Muhtemelen seçimden önce onaylanacak dolayısıyla herkes bu yeni uygulamanın savunucusu olmak istiyor. Bu yasak tüm sektörü değilse de önemli bir kısmını etkiliyor ama elbette bu sadece bir başlangıç da olabilir. Bu yüzden ilerlememiz ve kendi açımızdan harekete geçmeye hazır olmamız gerekir.
Başkan Yavuz Eroğlu’un söylediği gibi hâlâ geleceğin plastikte olduğunu düşünüyoruz”. Plastik sektörünün her şeye rağmen büyüyeceğini de belirten Zelcher, “Artık kimse bundan söz etmese de CO2 emisyonu ve gezegenin ısınması devasa bir sorun. Plastikten başka ürünlere geçtiğimizi bir düşünelim. Bu geçiş maliyet açısından, CO2 emisyonu açısından artış anlamına gelir. Maliyet ve emisyonların 10 katına çıkması iyi mi olacak? Doğru çözüm bu değil ve bu yüzden daha pragmatik olmamız gerekiyor. Sektörümüz çok dinamik olduğundan biz, yani Türkiye’deki ve Avrupa’daki şirketlerimiz her yerde yeni teknolojiye, inovasyona büyük yatırımlar yapıyoruz. Bugün geri dönüştürülmüş malzeme kullanımını arttırmamız gerektiğini düşünüyoruz. Bunun için de yeni teknolojiye ihtiyacımız var. Bu mümkün ancak kendi başımıza yapamayız. Dolayısıyla herkesle iş birliğine ihtiyacımız var çünkü atıkların tekrar kullanılmaya uygun şekilde toplanması gerekiyor. Gelişim yönü bence budur, başka bir alternatif göremiyorum. Sektörümüz için tablo olumlu olmaya devam ediyor. Söz konusu AB Tüketicileri Koruma Direktifi muhtemelen bazı sektörleri ciddi şekilde etkileyecek ama bizce anlattığım nedenle plastik sektörü her durumda GSYİH’den daha hızlı büyümeye devam edecek” dedi.
Renato Zelcher, AB mevzuatının son üründe daha fazla geri dönüştürülmüş malzeme talebinin sektör açısından bir fırsat anlamına da geldiğini vurgulayarak, “Büyük bir tehditle karşı karşıyayız ama aynı zamanda doğru yaklaşırsanız bu bir fırsat da olabilir. Sorun şu ki, geri dönüşüm bugüne kadar sadece malzeme maliyetini düşürmek için kullanılageldi. Fiyat yaklaşımı, insanları yeni üretilmiş plastikten geri dönüşüme yönelten tek şeydi. Fakat bu günlerde bu yaklaşım değişiyor, insanlar bunu terk ediyor. İnsanlar geri dönüştürülmüş malzeme kullanmak istiyor. Bence bu daha az para vermek için değil. Tüketiciler bugün geri dönüştürülmüş malzemeye yeni üretilmiş hammaddeye ödedikleri kadar para ödemeye hazır. İşte bu yüzden yaklaşımımızı değiştirmemiz gerekiyor. Geri dönüşümün artık ucuzluk sağlaması şart değil. Malzeme iyi ve güvenilir olmalı. Sürdürülebilir olmalı ve hatta uzun vadede sürdürülebilir olmalı çünkü bugünkü en önemli sorunlardan biri bu” diye konuştu. Renato Zelcher, Yavuz Eroğlu’nun atık yönetimine dikkat çekmesi üzerine ise İtalya’daki “Corepla” adındaki sistem hakkında bilgiler vererek
şunları söyledi: “Mesela İtalya’da yeni bir sistemimiz var, “Corepla” adı verilen bu organizasyonun yönetim kurulunda yer alıyoruz. Yaklaşık yirmi yıl önce başladık ve şimdi başardık. Yeni hedeflerin hâlâ çok uzağındayız ama sıfırdan başladık, çok çalıştık ve şimdi ambalaj alanında kabaca %4045 oranında geri dönüştürülmüş malzeme oranına ulaştık. Tabii belediyeyle iş birliği içinde olduk. Atık toplamada kalite açısından bazı standartlar belirledik ve şimdi sonuçlara ulaştık. Elbette toplama oranı ne kadar yüksekse, buradan iyi kalite elde etmek o kadar zor oluyor. Ancak bunun için çok çalışmamız gerekiyor”.
“
Zelcher’in bu sözleri üzerine Eroğlu, “Şu anda Türkiye’de de aynı durumun olduğunu düşünüyorum. Türkiye’deki yasalar ayrıca bir hedef koyuyor ve kullanım zorunluluğu getiriyor. Yüzde 4 oranında geri dönüştürülmüş malzeme kullanma şeklinde... Evet, yüzde 4 oranında kullanmak zorundayız ancak halen sektörde çok etkili değil. Son tüketiciye yönelik ürünlerde daha fazla geri dönüşümlü malzeme kullanabilmemiz gerekiyor ki bu en önemli konulardan biri” dedi.
EuPC-Avrupa Plastik Üreticileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Renato Zelcher, PlasticsEurope Avrupa Hammadde Üreticileri Derneği İcra Direktörü Karl Foerster, ACC Amerikan Kimya Konseyi Genel Müdürü Keith A. Christman ile Plastics Europe Akdeniz Bölge Direktörü Giuseppe Riva’nın konuşmacı olduğu paneli sektör temsilcileri ilgiyle izledi.
“
Panelin Moderatörü Eroğlu’nun, “Gelecekte plastik sektörünü ne bekliyor” sorusuna konuşmacılar kendi ülkeleri açısından yanıtlar verdiler. Plastiklerle ilgili bilimsel temele dayanmayan ve çoğu zaman duygusal yaklaşımlarla şekillenen olumsuz algının varlığından söz eden uzmanlar, plastik sektörünün dünya genelindeki en büyük mücadelesinin bu yanlış algıyı düzeltmek olduğunu söyledi. Uzmanlar, doğaya bırakılan plastik atıkların toplanmasına da dikkat çekti. Avrupa’da tek kullanımlık plastik yasağının altında da bu yaklaşımın olduğu belirtildi ve devamının gelmesinden duyulan kaygı dile getirildi. Ortak mücadele çağrısı yapıldı
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
69
Foerster: Plastik sektörü mercek altında PlasticsEurope Avrupa Hammadde Üreticileri Derneği İcra Direktörü Karl Foerster, plastik atıklar ve Avrupa Birliği’ndeki durum hakkında önemli noktaları gündeme getirdi ve şöyle konuştu: “Sektör olarak sadece Türkiye gibi hızlı büyüyen ekonomilerde değil Avrupa Birliği’nde de küresel ölçekte de gördüğümüz büyüme oranlarından memnunuz. Bugün yıllık 350 milyon ton plastik üretimine doğru yaklaşıyoruz. Bu elbette bize göre çok güzel ancak plastik konusunda oldukça eleştirel yaklaşan insanlar bu gelişmeye bakınca korkuyorlar. Çünkü çok az şey geri dönüştürülüyor ve büyük bölümü çöplüklerde birikiyor, daha da kötüsü çevreye yayılıyor. Böylece aynı rakamları görüyorlar ve diyorlar ki ‘İşte, her gün milyonlarca ton daha çevreye, denize gidiyor’. Dolayısıyla paniğe kapılıyorlar ve korkuyorlar. Bunun için onları suçlayamayız. Sektör olarak bizim için elbette çok büyük bir zorluk var. Bu düşüncelere, çöp içinde yüzen balıkların, atıklar arasındaki kuşların ve hatta insanların resimlerini ekleyin. Elbette bunu gören herkes, durumun sürdürülebilir olmadığını, aynı şekilde davranmaya devam edemeyeceğimizi söyleyecektir. Avrupa’da da daha iyileştirmemiz gereken çok şey 70
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
var. Örneğin Avrupa Birliği’nde halen 8 milyon ton atık çöplüklere gidiyor. Atıkları değerlendiremezseniz, işte o zaman çöp oluyor. Bu yüz yüze olduğumuz zorluklardan biri.”. Avrupa’da da benzer sorunların yaşandığını belirten Foerster, “Bir de Avrupa’da bugün kamuoyunda tartışılan kirlilik sorunu var. 2018 yılında şunu söyleyebilirim ki plastik sektörü olarak kamuoyundaki bu tartışmalar nedeniyle hiçbir zaman olmadığı kadar mercek altındayız. Bence bu aynı zamanda bir fırsat çünkü kamuoyu tartışmasının bir avantajı da herkesi kapsaması çünkü bu konu herkesin yaşamını ilgilendiriyor. İnsanlar, plastikleri nerede ve ne amaçla kullandıklarına dair daha bilinçli hale geliyor ve burada bizim için bir fırsat yatıyor. Avrupa’da siyasi popülizmin zararlarına dair büyük bir tartışma
içindeyiz. Bence plastik hakkındaki tartışmada da popülizmin zararlarını yaşıyoruz. Herkes tabii ki uzman değil ve kimse uzman olmak zorunda da değil. Bu karmaşık konuya aynı şekilde yaklaşan politikacılar var. ‘İnsanlar çevreye çöp atıyorsa, çöp atmayı yasaklarız’ şeklinde bir çözüm öne sürüyorlar. Çözüm olarak önerdikleri şey bu ve elbette bu bir çözüm değil çünkü eğer sorun çevreye çöp atılmasıysa, bu davranışı neyin etkilediğine bakmalı ve ‘plastik iyidir ya da kötüdür’ demek yerine, malzemeyi değil davranışı hedeflemelisiniz. Hiçbir malzeme kendi başına iyi ya da kötü değildir. Nasıl kullandığımız ve nasıl bertaraf ettiğimiz önemlidir. Dolayısıyla ele almamız gereken şey bu. Tabii ki çözüm nihayetinde atık yönetimi altyapısında yatıyor, bunu biliyoruz” dedi.
ACC Amerikan Kimya Konseyi Genel Müdürü Keith A. Christman, plastiğin ticari açıdan durumunun gelecek vaat ettiğini dile getirdiği ancak atık sorununun çözümüne dikkat çektiği panelde, “Bence plastiğin durumu ticari açıdan çok parlak ancak çevredeki plastik atıklara bir son vermek zorundayız. Sektör olarak çevrede plastik atık olmaması için lider rol oynamalıyız. İşin ticari boyutunda ise ABD plastik sektörü yatırım anlamında kaya gazına dayalı olarak köklü bir büyüme yaşıyor. Kimya ve plastik alanında açıklanan, değeri 200 milyar doları aşan 300’den fazla projeyle kaya gazına dayalı rekabet artıyor. Dolayısıyla ABD plastik sektöründe önemli bir büyüme söz konusu. Üretimin artmasını sağlayacak 700 farklı dönüştürücü projesi ilan edildi. Yani sektör hızla büyüyor ve bunun önemli bir kısmı plastiklerin faydalarından kaynaklanıyor. Sürdürülebilir plastikler, alternatiflerine göre sera gazı emisyonlarını bir miktar azaltacağı konusunu gündeme getirebilir. 16 tüketici ürünleri sektöründe kullanılan plastiklere bakarsanız, alternatiflere kıyasla plastiklerin 4 kat daha az çevresel etkisi vardır ve bu yüzden de plastikler çok büyük faydalar sağlar. Bu açıdan çok iyimserim. Ancak plastik kullanmaya devam ederek bu faydaları
Christman: Plastik sektörü büyürken çevre de korunmalı topluma sağlayabilmek için plastik atıkların çevreye yayılmasına son vermek zorundayız. Tüm dünyada plastik endüstrisini olumsuz yönde etkileyebilecek, tartışıldığı kadarıyla üretilen plastik reçine miktarına bir sınır koymaya yönelik politika önerileri görüyoruz. Birleşmiş Milletler’de şu anda plastik ve deniz çöpü temelinde bir antlaşma için bir çalışma grubu toplantısı var ve tartışma konuları arasında plastik üretimine tavan belirlenmesi gibi başlıklar yer alıyor. Bunun doğru bir yaklaşım olmadığı açıktır. Plastikler sürdürülebilirlik açısından önemli faydalar sunuyor ancak çevreyi plastik atıklardan korumamız şart” şeklinde konuştu. Plastik atıkların hafif olmaları sebebiyle daha görünür olması özellikle denizlerdeki kirlilikte bir numaralı günah keçisi ilan edilmelerine sebep oluyor. Keith A. Christman, Asya ülkelerinin bu kirlilikte en büyük paya sahip olduğunun bilgisini verdi ve “Bildiğimiz fotoğraflar da var ki
binlerce kelimeden daha etkili. Ancak bunların bir kısmının, bizim plastik sanayimizi ve kullanımımızı şiddetle kınayan Asya ülkelerinden geldiğini görüyoruz. Çalışmalar, çevreye yılda 8 milyon metrik ton plastik yayıldığını ve bunların büyük bölümünün çok hızlı bir şekilde gelişen Asya ülkelerinden geldiğini ortaya koyuyor. Bu ülkelerin birçoğunda temel atık yönetimi bile bulunmuyor ve buralarda herhangi bir yoldan toplanan atık oranı, toplamın yüzde 40’ını dahi bulmuyor. Doğru olan yaklaşım, atıkların toplanması ve yönetimi için gereken altyapıyı kurmak olmalıdır. Kimya ve plastik sektöründen önde gelen şirketler marka sahipleriyle bir araya geliyor ve plastik atıkların çevreye yayılmasını önlemeye yönelik bir inisiyatif geliştirmeye çalışıyor. Bu sorunun çözülmesine hepimizin katkıda bulunması gerekiyor. Aksi halde plastik sektörünün geleceği parlak olmayacak. Bu yüzden doğada plastik atığa son vermemiz şart” dedi.
Plastiğin geleceğinde yeni fırsatlar neler olacak?
Riva: Çözüm doğru atık yönetimi PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu da Christman’a katılarak denizlerdeki çöpün esas olarak Endonezya ve Çin gibi Asya ülkelerinden geldiğinin altını çizdi ve Akdeniz’deki durumu gündeme taşıdı. Plastics Europe Akdeniz Bölge Direktörü Giuseppe Riva, bu konuda İtalya’da yaptıkları bir çalışmadan örnek verdi ve şunları söyledi: “Deniz çöpü ve atık yönetimi kilit öneme sahip ve asıl çözüm atıkların nasıl yönetileceği ve doğru atık yönetimi için neye odaklanmak gerektiğinde yatıyor. Çok yakın bir örnek vermek istiyorum. İtalya’da Po Nehri’nin geçtiği Po Vadisi var. Po Nehri, İtalya’da nüfusun kullandığı suyun yaklaşık yüzde 40’ını toplayan nehirdir. Bu da 25 milyon kişi anlamına geliyor. Renato ve Corepla yönetim kurulundaki diğer meslektaşlarımızla bunu ele aldık. Adriyatik Denizi’nde Po Nehri’nden gelen ne kadar plastik atık olduğunu gidip yerinde görmeye karar verdik ve üç ay boyunca bunu inceledik. Sonuç gerçekten çok şaşırtıcıydı. Tonlarca plastik çöpü olacağını düşünüyorduk. Üç ayda Po Nehri üzerinden gelen 25 milyon insanın plastik atığını topladık ve topladığımız miktar bırakın tonu yaklaşık 100 kilo kadardı. Po Vadisi çok iyi bir atık toplama sistemine sahip ve bu nokta hayati önem taşıyor. Veneto 72
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
ve Lombardiya atık toplama sistemi çok iyi işliyor. Sonunda nehrin plastiklerden arınmış olabildiğini ve canlılığını sürdürdüğünü anladık. Bu sistemi akarsuları Akdeniz’e dökülen diğer tüm ülkelere de uygularsak ileriye doğru çok iyi bir adım atmış oluruz. Bizim için çok önemli bir şeyle bitirmek istiyorum. Denizlerdeki çöp gerçekten büyük bir problem. Ancak bazen plastiğin başka sorunların üzerini örttüğünü düşünüyorum. Denizlerde biriken
çöp açısından, örneğin nehirlerde asıl sorun plastik değil altyapı eksikliğinin sonuçlarıdır. Bazı nehirler gerçekten de ölü durumda. Bunun nedeni plastik değil çünkü plastik aslında nehir ve deniz yaşamına etki etmeyen nötr bir malzeme. Asıl sorun diğer panelistlerin çok doğru şekilde değindiği gibi altyapı eksikliğidir. Öncelikle altyapı ve ikinci olarak plastiklerin ayrıştırılarak toplanması konusunda sonuna kadar ısrar etmeliyiz”.
Moderatör Yavuz Eroğlu, ‘yasaklayalım’ söylemlerine rağmen geri dönüşüm sanayinde çok fazla yenilik ve yüksek kalitede plastik geri dönüşümü olacağını bunun da sektörde mutlaka yeni bir fırsat ortaya çıkaracağını belirterek panelin ikinci bölümünde konuşmacılardan sektörün geleceğindeki yeni fırsatlar hakkında neler düşündüklerini sordu. İşte PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu’nun bu sorusuna EuPCAvrupa Plastik Üreticileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Renato Zelcher, PlasticsEurope Avrupa Hammadde Üreticileri Derneği İcra Direktörü Karl Foerster, ACC Amerikan Kimya Konseyi Genel Müdürü Keith A. Christman ile Plastics Europe Akdeniz Bölge Direktörü Giuseppe Riva’nın verdiği çarpıcı yanıtlar… EuPC-Avrupa Plastik Üreticileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Renato Zelcher: “Bugün plastik hem bir sorundur hem de aynı zamanda sorunların çözümüdür. Bence mesele burada... Plastik kötüdür demek kolay ama çevreye plastik yayılmasından eğitimsiz insanları sorumlu tutmayı siyasi açıdan doğru bulmuyorum. Biz de bu nedenle EuPC olarak Avrupa Komisyonu ile birlikte halka plastik ürünleri nasıl kullanmaları gerektiğini açıklamaya yönelik eğitim programlarını teşvik ediyoruz. Bu konuda gerekeni yaptıktan ve atık toplamayı organize ettikten sonra bir fırsat olarak yeni bir eğilim olduğu da açık… Dolayısıyla tüm ürünlerin kullanım ömürlerinin sonunda bir şekilde yeniden kullanmak üzere pazara sunma konusunu çözmeliyiz. Bu nedenle fırsatın hammaddeciler için olduğunu söylüyoruz. En önemli fırsatın ürünlerimizin büyük bölümünün yeniden kullanılabilmesini sağlayacak kimyasal geri dönüşümde olduğunu düşünüyorum. Ancak bunun için ekolojik tasarım alanında, insan faktörü alanında çok çalışmamız lazım. Aslına bakarsak çok önemli tasarım ve makine parkı değişikliği
gerekecek çünkü bunlar geleneksel hammadde ile aynı güçte olmayacak. Bu da ayrıca önemli bir fırsat anlamına geliyor. Duygusal olarak sanırım fırsatlardan çok tehditlere odaklanıyoruz ama bence plastiklerin olmadığı bir gelecek mümkün değil. Plastiği yeniden kullanabileceğimizi ve tekrar döngüye kazandırabileceğimizi göstermemiz gerekiyor. Dolayısıyla bu en büyük tehdit bu ama aynı zamanda sektörümüz için bence en büyük fırsat”. PlasticsEurope Avrupa Hammadde Üreticileri Derneği İcra Direktörü Karl Foerster: “Şu anki Avrupa Komisyonu, UN CO kapsamında en büyük projenin döngüsel ekonomi paketi ve döngüsel ekonomi kavramı olduğunu düşünüyorum. Sektör son dört yılda döngüsel ekonomiye dair kendi açısından bir geçiş yaşadı. Şimdi de bir tehditten çok fırsat olarak görüyor. Elbette, döngüsel ekonomi paketinde özellikle bir plastik stratejisi vardı. Plastik stratejisi çünkü plastik alanı toplumu döngüsel bir topluma dönüştürmede en büyük zorluk olarak görülüyor. Bunun temel nedeni plastiğin geri dönüşüm oranının diğer malzemelerden çok daha fazla olması. Bu nedenle
her yapıcı yaklaşım, plastik sektörü olarak bizim dönüşümümüzü kapsıyor. Dönüştürücülerin yanı sıra reçine üreticileriyle birlikte bu yıl Ocak ayında gönüllü bir taahhüt üzerinde anlaşmaya vardık. AB’nin plastik stratejisinin bir parçası olarak döngüsel bir ekonomiye dönüşmeye yönelik somut bir önlemler paketine sahibiz. Ayrıca örneğin plastik üreticilerinin de geri dönüşüm sektörüne daha fazla yöneldiklerini görüyorsunuz. Bugün plastik üreticilerine ait geri dönüşüm şirketleri var. Burada önemli bir dinamik söz konusu çünkü döngüsel ekonomiye geçişte fırsatların olduğu fark ediliyor. Tabii ki atıkların uygun şekilde kullanımıyla ilgili fırsatlar da var. Atıklar elden çıkarılmış olduğundan aynı zamanda bir kaynaktır, işte döngüsel ekonomi mantığı da buradan yola çıkıyor. Şunu söyleyebilirim: Yıllar önce sektörün, özellikle de reçine üreticilerinin ‘biz bu anlaşmayı kabul ediyoruz’ demesi mevcut iş portföyünde yaşanacak köklü değişiklik açısından sektörde bir dönüm noktası oldu. İş fırsatları açısından plastik geri dönüşüm oranını nasıl yükseltebiliriz, burada kilit nokta yüksek düzeyde iş birliğini sağlamak”.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
73
“Birçok çözümde bugün aklımıza bile gelmeyen yenilikler göreceğimizden eminim. Aslında döngüsel ekonomi şu demek; kullanımı azaltmak, yeniden kullanmak, geri dönüşüm, geri kazanım. Fakat çözüm yelpazesi derken her şeyin sonunda atık haline geldiğini kabul edelim. Mekanik bir yanda duruyor ve şu anda pek çok yatırım kimyasal geri dönüşüme gidiyor. Enerji de toplamda çözümün bir parçası olacak. Hatta biyolojik olarak bozunabilir polimerler de öyle. Tek bir doğru ve bir yanlış çözüm var diyemeyiz.” ACC Amerikan Kimya Konseyi Genel Müdürü Keith A. Christman: “ABD plastik sektöründe 2040 yılına kadar tüm plastik ambalajların geri dönüştürülmesi ve geri kazanılmasına yönelik hedefler koyduk. Sürdürülebilir bir sektör istiyorsak bunu yapmamız gerektiğini biliyoruz. Doğada plastik atık meselesini çözmemiz lazım.
74
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
Bu taahhütle birlikte plastiklerin toplanması ve geri dönüşümü alanında, döngüsel ekonomiye yaklaşırken sektörümüzdeki değişimle birlikte pek çok yeni fırsat söz konusu… Bunun yanı sıra Çin’in plastik ve diğer atıkları ithaline getirilen kısıtlamalarla birlikte Çin’e yapılan ihracatla ilgili bir miktar zorluklar yaşandı. ABD’de atık sınıflandırmaya yatırım yapma yönünde teşvik edici bir şey yoktu çünkü bunlar olduğu gibi Çin’e gönderiliyordu. Bugün böyle bir şey yok. Bu nedenle plastik atıkları yeni uygulamalar için kullanmaya yönelik yeni fırsatlar bulunuyor. Bazı şirketlerin polistreni alıp yeni gıda hizmetlerinde kullanılabilecek şekilde stren monomere geri dönüştüren yeni tesisler kurduğunu görüyoruz. Agilyx adlı bir şirket, Pasifik kıyısında böyle bir tesis kurdu. Yine plastiği başka malzemelere dönüştüren farklı şirketler de var. Bazıları mesela hava yollarında kullanılabilecek jet yakıtı haline
getiriyor. Asfaltta potansiyel olarak artan plastik kullanımı gibi başka uygulamalar da var. Bu bağlamda çok sayıda araştırma yapılıyor ve somut gelişmeler var. ABD çapında altyapı ve dayanıklı tüketim malları alanında fırsatlar devam ediyor. Mesela otomotiv alanındaki mega trendlere bakalım. Otonom sürüş sunacak araçların hafif olması gerekiyor. Aynı şekilde elektrikli araçlar hafif olmak zorunda ve bunları plastik sağlayabilir. Yani bu plastik için bu devasa fırsatlar demek. ABD’de inşaat sektörünün yanı sıra yeni altyapı projeleri de birtakım fırsatlar yaratacak. Örneğin; ülke çapında boru hatlarında plastik kullanımı üzerinde yapay sınırlamalar var ve belediyelerin yaklaşık yüzde 50’si boruların sadece metal veya beton olması şartını getiriyor. Bunlar yapay sınırlamalar tabii. Bu yapay sınırların kaldırılması, plastik boru pazarında her yıl on milyar dolar demek. Dolayısıyla devasa fırsatlar söz konusu”.
Plastics Europe Akdeniz Bölge Direktörü Giuseppe Riva: “Avrupa’da pazara 50 milyon ton civarında ürün sunuyoruz. Bu miktarın yarısından biraz fazlası atık haline geliyor. Avrupa’da yaklaşık olarak 27 milyon ton plastik atığımız var. EU CO bu 27 milyon ton atık için çok iddialı bir şekilde yüzde 50 mekanik dönüşüm hedefi koydu. Yani 13 milyon ton. Şu anki durum bu ve gelecek böyle. Biz şu anda Avrupa’da Çin gibi ülkelere göndermeksizin sadece 3 milyon tonu mekanik olarak geri dönüştürüyoruz. 13 ya da 14 değil 3 milyon. Yani çok iddialı bir hedefimiz var. 2025 itibarıyla bunu 10-11 milyon daha artırıp 14 milyon ton plastik geri dönüşümüne ulaşmamız pek mümkün değil ama başta araştırmalar yoluyla olmak üzere elimizden gelenin en iyisini yapacağız. Bence gelecekte bu rakamları hiç akıldan çıkarmamak lazım... Bugün 100 üretiyorsak bunun yaklaşık 50’si atık. Öncelikle de ambalaj. Her şey atık toplamaya bağlı. Neye ulaştık: 50. Buradaki büyük soru işareti ise bunun diğer yüzde 50’sini yani geri kalan 14
milyon tonu ne yapacağımız. En azından şurası açık ki ısıl değerlendirme, atık yakmak şart. Çünkü depolama sahaları son seçenek olmalı. Depolama sahası demek doğaya yayılma demek ki bundan kaçınmalıyız. Geri kalan yüzde 50 için ısıl değerlendirme ve tabii ki sonuçları açısından kimyasal dönüşüme ihtiyacımız var. Plastik ve petrokimya sektörüne ömrümü verdim. Biz sektör olarak kimyasal geri dönüşümle ilgili araştırmalara büyük yatırımlar yapmak konusunda biraz geç kaldık. Çünkü gelecek burada. Araştırmalarda plastik sektörü için iki önemli nokta çıkıyor. Birincisi, ürünün güvenliğidir. Plastik güvenli ve bu gelecek için de büyük bir avantajdır. Plastik dünyada en çok izlenen ve gözlemlenen malzemedir. Güvenlikle ilgili birçok mevzuat var ve plastikler tamamen güvenlidir. Güvenlik sektörün en büyük kurallarından biriydi. Halen geçerli olan ikinci en büyük kural ise sektörün plastik ürünlerin ağırlığını sürekli olarak azaltmak istemesidir. Geri dönüşümü iyileştirmek amacıyla araştırmayı sürdürüyoruz”.
Ne yapılacaksa plastikle yapılacak Türk plastik sektöründen geniş bir katılıma sahne olan 13. Türk Plastik Endüstrisi Kongresi’nde düzenlenen “Gelecekte Plastik Sektörünü Neler Bekliyor” başlıklı panele ilgi yoğundu. Uzman isimler dikkatle izlendi ve notlar alındı. Panel, EuPCAvrupa Plastik Üreticileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Renato Zelcher’in çok önemli şu mesajı ile son buldu: “Elbette herkes ambalajın geleceğiyle ilgili olarak endişeli ama hiç kimse plastiklere alternatif aramıyor. Yine plastikler içinde bir çözüm aranıyor. İster yenilenebilir kaynaklar ister çözünebilir, toprakta parçalanabilir veya hafif malzemeler olsun, herkes bir şekilde plastik alanında bir şeyler yapmak gerektiği konusunda hemfikir. Bugün izleyicilere vermek istediğim net mesaj da bu… Ne yapılacaksa plastiklerle yapılacak”. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
75
MASAL KAHRAMANI
ÜRDÜN Toprağın ve doğanın canlandığı, rüzgarın bile artık bambaşka estiği bahar döneminde, saklı kalmış tarihi eserleri ve yükselen turizmi ile haftasonunuz için mistik bir seçim
GEZİ REHBERİ
MASAL TADINDA
ÜRDÜN
Ürdün, antik harabeleri ve efsanevi şehirleriyle adeta açık hava müzesi gibi. Yapılarıyla bakış açınızı genişletebileceğiniz aynı zamanda fotoğrafçılar için adeta cennet bir ülkedir. Dünyanın en büyük dinlerinin önemli rolü olan ülke lezzetli yemeklere, konukseverliğe ve maceralı destinasyonlara sahip. Ürdün geziniz boyunda birbirinden farklı deneyimleri aynı anda yaşamanız mümkün. Aynı gün içinde Tuz Gölü’nde tuzun gücüne şahit olup ardından Unesco kültür mirası yapısına gidip heybetli yapıları görüp gün batımını çölde yapabilirsiniz. Ben gün içinde hızlıyımdır araya deniz de sıkıştırabilirim derseniz Akabe şehri tüm azametini ziyaretçilere sunmaktan geri kalmıyor. Ülkenin yüz ölçümü küçük olduğundan dolayı her yeri gezip görme imkanınız bulunuyor. Ürdün vize istemeyen ülkeler arasında olduğundan biz Türkler için bir avantaj olduğunu söyleyebiliriz.
NERELER
GEZ İLİR
2000 yıllık tarihe sahip ve dünyanın 7 harikasından biri olan Petra, Dünyanın en alçak noktası Ölüdeniz yani Lut Gölü, Ay’dan dahi görülebilen ay vadisi yani Wadi Rum, Hz. Musa’nın kutsal toprakları gösterdiği ve öldüğü Nebo Dağı / Nibu, Madaba şehri mozaikleri ve tabi yeterli vaktiniz olursa Akabe Kenti ilkbaharı karşılamak için en iyi alternatifler arasında yer alıyor.
78
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
ÇÖLE BİR ADIM KALA WADI RUM
Yüksek tepeleri, kumlu vadileri ve kırmızı dik kayalıkları Wadi Rum bölgesini açık çölden ayırıyor ve eşi benzeri olmayan bir safari deneyimi vaad ediyor. İsterseniz bedevilerin kiraladığı develer ile çöl ambiyanslı bu vadide gezerek Yontma Taş Devri’nden ( M.Ö 17.000) bu yana biriken tüm tarihe tanıklık edebilirsiniz.
2000 YILIN ATLASI KENT PETRA
M.Ö. Nebatilerin başkenti olarak nam salan Petra günümüze kadar süren macerasında bölgenin tüm anılarını üzerinde biriktirmiş. Bab Al Siq’den giriş yaptıktan hemen sonra modern dünyaya dair tüm bildikerinizi unutturan bu kent, Hazine’nin önünden Büyük Tapınak’a yürürken 2000 yılın tüm izlerini gözler önüne seriyor.
?
NEREDE KALALIM NE YİYELİM
Reem Al Bawadi: Bir Bedevi yemeği olan, ve Hatay mutfağında görülen, pilavlı, bademli ve koyun etli geleneksel bir Ürdün yemeği Mansaf’ı mutlaka bir ana yemek olarak mutlaka sofranıza söyleyin. Ve geleneksel yöntemlerle yiyeceğinizi unutmayın.
Hasan Zawaideh Camp: Wadi Rum’a 13 km. mesafede, lüks çadırlı kamp alanı. İsterseniz beton olan evciklerde de kalabiliyorsunuz. İnternet bağlantısı ve önden belirtmek koşuluğu ile evcil hayvana izin var. Ücret karşılığında havalimanı servisi var.
Al Quds: Humus, tabuleh, fattuş, kızarmış hellim peyniri, mutabal, içli köfte ve tabi ki mansaf…Hepsini bir arada bulabileceğiniz yerleden, görmeden, doymadan dönülmeyecek bir adres.
Fairmont Amman: 5 yıldızlı Fairmont, Amman’daki lüks konaklama seçeneklerinden. Amman tepelerinin eşsiz manzarasını bulabileceğiniz birinci sınıf bir otel. Otelde farklı mutfaklara ait 6 tane restoran var.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
79
“
“
2 MILYON PARÇALIK TARIH
MADABA MOZAİĞİ
MS 6. yüzyılda Ölü Deniz’de gemicilik ve yelkencilik üzerine bilgi veren ilk piktografik bulgu niteliğindeki ünlü mozaik, Aziz George Kilisesi alanında bulunmuş ve yerinde korunmuştur.
BİRLİKTE DAHA DA İLERİYE ABS | ASA | EVA | HDPE | LDPE | MB | PA6 | PA6.6 | PA6.10 | PBT | PC | PC/ABS | PC/PBT | PC/PET | PC SHEETS & FILMS | PEEK | PMMA | POM | PPA | PPCOM | PPCOPO | PPHOMO | PPO | PPRACO | PPS | SAN | SBC | SMMA
®
80
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
Tel. + 90 216 575 85 49 gght@guzmanglobal.com www.guzmanglobal.com
bu haber izlenir
PLASTEURASIA FUARI’NA REKOR KATILIM
bu haberin videosunu QR KODU telefonunuzdan okutarak izleyebilirsiniz
44 ÜLKEDEN 1094 FİRMA
600 MİLYON DOLARLIK BAĞLANTIYA İMZA ATILDI
82
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
83
PAGEV, TÜYAP iş birliği ile geçtiğimiz yıl 28’incisi düzenlenen dünyanın ikinci, Avrasya’nın ise en büyük plastik buluşması olan PlastEurasia Fuarı’nın sonuçlarını değerlendirdi
P
lastik sektörünün buluşma noktası olan PlastEurasia Fuarı’nın 28.’si geçtiğimiz yıl Aralık ayında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Fuarda toplam on salonda yerini alan binin üzerindeki firma; plastik makinelerinden kimyasallar ve hammaddelere, makine yan sanayiinden ısı, kontrol cihazları ve kalıplara kadar birçok farklı alanda en son teknoloji ürünlerini sergiledi. Türk Plastik Sanayicileri, Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV)’in açıkladığı fuar değerlendirme raporu sonuçlarına göre dört gün süren 28. PlastEurasia Fuarı’nda yaklaşık 600 milyon dolarlık iş bağlantısı yapıldı.
84
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
EN BÜYÜK İLGİ AVRUPA’DAN Küresel ekonomideki olumsuz görünüme rağmen beklentilerin çok üzerinde ilgi gören fuarı 7 bin 974’ü yabancı olmak üzere, 51 bin 684 profesyonel katılımcı ziyaret etti. Yurt dışı ziyaretçilerinin yüzde 30’unun Avrupa’dan, yüzde 28’inin Asya’dan, yüzde 21’inin Ortadoğu’dan, yüzde 20’sinin Afrika’dan, yüzde 1’inin ise Amerika’dan geldiği görüldü. PlastEurasia en çok ziyaretçiyi; İran, Cezayir, Bulgaristan, Rusya, Ukrayna, Irak, Libya, Tunus, Mısır ve Suudi Arabistan’dan çekti. PAGEV raporunda, PlastEurasia Fuarı’nı ziyaret edenlerin yüzde 51’inin üretici/imalatçı, yüzde 21’i ihracatçı, yüzde 19’unun ithalatçı
ve yüzde 9’unun hammadde tedarikçisi olduğu belirtildi. Ziyaretçilerin yüzde 46’sını üst düzey yönetici ve karar vericiler oluşturdu. 28. PlastEurasia Fuarı’nda Çin, Hindistan, Tayvan ve İran milli katılım ile yer alırken Rusya, Suudi Arabistan, Irak, Filistin, Yunanistan ve Azerbaycan başta olmak üzere 34 ülkeden alım heyetlerine de ev sahipliği yaptı. Fuar ile ilgili görüşleri alınan ziyaretçilerden yüzde 91’i fuar ziyaretinden memnun kaldığını belirtirken yüzde 93’ü bir sonraki PlastEurasia Fuarı’nı da ziyaret edeceğini söyledi. Katılımcıların yüzde 88’i PlastEurasia Fuarı’nı iş çevrelerine tavsiye ettiğini belirtti.
28. PlastEurasia Fuarı’nda 44 ülkeden 1094 firma yeni ürün ve teknolojilerini sergilerken fuarı, 103 ülkeden toplam 51 bin 684 profesyonel ziyaret etti. PAGEV, dört gün süren fuarda yaklaşık 600 milyon dolarlık iş bağlantısı yapıldığını açıkladı PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
85
PAGEV 1. Başkan Yardımcısı ve Fuarlar Koordinatörü Ahmet Meriç: “Katılımcı firmalarımızdan en önemli birkaç müşterilerini söylemelerini isteyecek ve yabancı misafirlerinin iki günlük konaklama masraflarını PAGEV olarak üstleneceğiz.”
PlastEurasia yeniliklerle bu yıl da TÜYAP’ta olacak Plastik sektörünün dünya çapında tanıtımına önemli katkılar sağlayan PlastEurasiaUluslararası İstanbul Plastik Endüstrisi Fuarı, 2019 yılında da önemli iş bağlantılarına ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Bu yıl 4-7 Aralık tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek olan fuar, yeni pazarlara açılmak ve mevcut pazar paylarını arttırmak isteyen firmalara önemli fırsatlar sunacak. Sektörün tüm paydaşlarını aynı çatı altında buluşturan PlastEurasia Fuarı’nın sektörün gelişiminde önemli bir yeri olduğunu belirten PAGEV Birinci Başkan Yardımcısı ve Fuarlar Koordinatörü Ahmet Meriç: “Türk fuarcılığında bir örnek teşkil eden PlastEurasia Fuarı’nı 28 yıldır hayata geçiriyoruz. Her geçen yıl daha fazla firmanın katıldığı,
86
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
ziyaretçi sayısının arttığı ve önemli iş bağlantılarının yapıldığı fuar, yıllar içinde dünyanın en büyük ikinci, Avrasya’nın ise en büyük plastik fuarına dönüştü. Küresel ekonomide yaşanan olumsuz gelişmelere rağmen 28. PlastEurasia Fuarı sonuçları itibariyle sektöre moral ve motivasyon oldu. Başta Avrupa, Ortadoğu ve Asya olmak üzere dünyanın dört bir yanından 50 binden fazla profesyonel ziyaretçiyi ağırladığımız fuar sektörün ihracatının artmasına çok olumlu katkılar yapıyor” dedi. MERİÇ: NOKTA ATIŞI YAPILACAK Meriç, 2019 yılı hazırlıklarına başladıkları PlastEurasia Fuarı’nı 4-7 Aralık 2019 tarihlerinde TÜYAP’ta düzenleyeceklerinin bilgisini verdi. Meriç, bu yıl firma davetlerinde nokta
atışı yapmayı hedeflediklerini dile getirerek şunları söyledi: “Firmalarımızın hedef müşterilerini fuara getirebilmek için bu yıl güzel bir yenilik getirdik. Katılımcı firmalarımızdan en önemli birkaç müşterilerini söylemelerini isteyecek ve yabancı misafirlerinin iki günlük konaklama masraflarını PAGEV olarak üstleneceğiz. Bin kişilik misafir kontenjanını yakalamak için mutlaka PAGEV’e üye olmak ve yıl içinde yapacağımız duyuruları takip etmek gerekiyor. PAGEV üyesi firmalar ayrıca PlastEurasia Fuarı’na yüzde 15 indirimli katılabiliyorlar. Ayrıca firmalara acele edip Şubat sonuna kadar devam eden erken dönem avantajlarından da faydalanmalarını öneriyoruz. Tüm bu fırsatlardan yararlanmak için firmalarımızı PAGEV’e üye olmaya davet ediyoruz.” P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
87
2018’i, 2 milyar 531 milyon dolar ihracatla tamamlayan Türk ev ve mutfak eşyaları sektörü 2019 için ihracat hedefini yüzde 15 yükseltti.
Dünyanın saklama kapları Türkiye’de üretiliyor
Ev ve Mutfak Eşyaları’nda 2019 hedefi 3 milyar dolar
E
“İkincisi ürün tasarımında teşvik alabilir miyiz? Bakanlıkla bu konu ile ilgili görüşüyoruz. Eğer tasarım ve ambalajda istediklerimizi yapabilirsek kilogram başına fiyatı 3,5 dolarlara çıkabiliriz. Bunun yanında ülke markası da önemli. İtalya dediğiniz zaman akla tasarım gelir, Almanya’da kalite, Çin’de ise fiyat... Bizim de ülke markasını oturtmamız gerekiyor” dedi. Geçtiğimiz yıl yüzde 9,8 artışla toplam 2 milyar 531 milyon dolarlık ihracat yaptıklarını belirten Önder, 2019’da ise FİYAT 3,5 DOLARA ÇIKABİLİR hedefi ihracatta yüzde 15 artış Türkiye’nin son derece kaliteli olarak koyduklarını kaydetti. ürünler yapmasına karşın tasarım Yaklaşık 3 milyar dolarlık bu ve markalaşmadaki eksikliklerin fiyatın diğer ülkelere oranla düşük hedefe ulaşabilmek için pazar çeşitliliği ve farklı pazarlama kalmasına neden olduğunu enstrümanlarına yöneleceklerini söyleyen Önder, bununla ilgili Ticaret Bakanlığı ile temas halinde anlatan Önder, şunları söyledi: “1980’li yıllarda en önemli olduklarını ifade etti. Bakanlığın iş üretmekti. Ama artık işin kendilerine ambalaj tasarımı yüzde 10’u üretmek, kalanı ise desteği verdiğini anlatan Önder, v ve mutfak eşyaları sektöründe Çin’den sonra kilogram bazında dünyanın en büyük ikinci ihracatçısı olan Türkiye, yeni hedefini kilogram başına fiyatı yükseltmek olarak belirledi. Türkiye’nin kilogram başına ihracat fiyatının 3,20 dolar seviyesinde olduğunu ve dünyada yedinci sırada bulunduğunu belirten EVSİD Başkanı Burak Önder, yapılacak çalışmalarla bu fiyatın yukarı çekilebileceğini kaydetti.
88
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
pazarlayabilmek ve satabilmek. Biz de farklı pazarlama enstrümanları ortaya koymaya çalışıyoruz. Bunun için hedef pazar olarak belirlediğimiz ülkelere ticaret heyetleri düzenliyoruz ve oradaki satın almacıları bir araya getirip B2B toplantılar düzenliyoruz. Müşterinin ayağına giderek ve birebir iletişim kurarak büyüyoruz. Geçtiğimiz yıllarda düzenlediğimiz organizasyonlarda ciddi satış başarıları elde ettik. Örneğin Polonya’ya ihracat yüzde 32, Fas’a yüzde 39, Kolombiya üzerinden girdiğimiz Latin Amerika bölgesine ihracat yüzde 61 arttı. Kolombiya’da 13 çevre ülkeden alıcıları ve toptancıları bir araya getirip bizim firmalarla eşleştirdiğimiz proje ile Ticaret Bakanlığı’ndan en iyi proje ödülü aldık. 2019’da Latin Amerika, Uzakdoğu ülkeleri ve Sahraaltı ülkelerini hedef olarak belirledik.”
Türkiye’nin ev ve mutfak eşyaları sektöründe toplam 170 ülkeye ihracatı olduğunun altını çizen Önder, değer olarak bakıldığında elektrikli ev aletlerinin ilk sırada olduğunu belirtti. Kilogram olarak ise plastik ürünlerin açık ara önde olduğunu ifade eden Önder, özellikle saklama kapları ve süzgeç gibi plastik ürünleri dünyanın tamamına yakınına ihraç ettiklerinin altını çizdi. Devamlı olarak alternatif pazarları zorladıklarını ve bu stratejiye 2019 yılında da devam edeceklerini kaydeden Önder, “Bu kapsamda hedef odaklı ticaret heyetleri düzenlemeyi sürdüreceğiz. Her bir pazar için önceden bir satın alma raporu hazırlanıyor. Bu raporda pazarın yapısı, oradaki trendler, dağıtım kanalları, rakip ülkeler ve yerel üretim gibi çok sayıda
faktör detaylı bir şekilde ortaya konuyor ve strateji belirleniyor. Tüm alıcıların iletişim bilgilerini belirleyip B2B görüşmeler ayarlıyoruz. İlk heyetimizi Fas’a yapacağız. Ardından İngiltere ve Fildişi Sahili’ne gideceğiz. Mayıs ayında ise Prag’da 14 Avrupa ülkesinden zincir market ve toptancıların geleceği bir Invitation Only etkinliği düzenleyeceğiz. Yine bu yıl Latin Amerika, Hindistan, Kanada ve İstanbul’da da etkinliklerimiz olacak” dedi. SEKTÖR TAKIM OLMAYA BAŞLADI Sektörün büyüklüğü hakkında da bilgi veren Önder, iç pazarın yaklaşık 6 milyar dolar seviyesinde olduğunu belirtti. Sektörün sadece 500 milyon dolar ithalatının olduğunu
ve dolayısıyla 2 milyar dolar dış ticaret fazlası verdiklerini vurgulayan Önder, “Bu rakamı sektör olarak birlikte hareket etme stratejisi ile daha da yukarıya çıkaracağız. Normalde bireysel olarak iyiydik ama takım olamıyorduk. Şimdi artık takım olmaya da başladık.” dedi. İhracatta en büyük sıkıntının finansmana erişim olduğunu ve vadelerin pazara göre 90 güne kadar çıktığını kaydeden Önder, “Bizi yaşadığımız ekonomik sarmaldan sanayi ve ihracat çıkaracak, finansman da bunun en önemli ayağı. İhracatta güçlü ülkelerde çok iyi bir Eximbank sistemi var. Türkiye’de de Eximbank gayet iyi çalışıyor, hakkını yememek lazım ama biraz daha geliştirmek gerekiyor” diye konuştu. P
3 milyar dolarlık ihracat hedefine, kilogram başı değeri yükselterek ulaşacaklarını belirten EVSİD Başkanı Burak Önder, aynı zamanda yeni pazarlara açılmayı planladıklarını da söyledi
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
89
PAGEV’IN KURUCUSU VE ONURSAL BAŞKANI MUAMMER YÜCELER
BAŞARININ SIRRI İŞİNİ SEVEREK YAPMANDIR
Muammer Yüceler
90
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
“
“
Mutlaka sosyal yönünüz olsun. Sosyal yönü olmayan insan saman çuvalına benzer. Yoksa para kazanmışsın, dünyayı kazanmışsın ne olacak?
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
91
RÖPORTAJ
P
AGEV Sözlü Tarih Projesi kapsamında PAGEV’in Kurucusu ve Onursal Başkanı Muammer Yüceler ile görüştük. Sektörümüzün duayenlerinden Yüceler ile yine Kurucusu ve 47 yıldır Başkanı olduğu Sürmene Yardımlaşma Vakfı’nda gerçekleştirdiğimiz röportaj, PAGEV’in kuruluş süreci ve yapılan çalışmalar kadar plastik sektörünün ülkemizdeki gelişimine de ışık tutu. Kurucumuz ve Onursal Başkanımız Muammer Yüceler, bizlerle çok değerli bilgileri ve anılarını paylaştı. Kendinizden bahseder misiniz? Aileniz, çocukluğunuz ve iş hayatınızdan söz eder misiniz? Öncelikle PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu olmak üzere PAGEV Sözlü Tarih Projesine katkı sunan, bu projeyi düşünen ve hayata geçiren herkese sonsuz teşekkür ediyorum.Çok çalışkan, her konuda atılgan ve vizyon sahibi olan Eroğlu’nu tekrar takdir ediyor ve kendisini çok sevdiğimin altını çizmek istiyorum. Hayatımla ilgili olarak çocukluğumdan başlarsak… Henüz 9 yaşındayken babam rahmetli olunca üç kardeş yetim kaldık. En büyükleri bendim, diğer kardeşlerim 7 ve 5 yaşındaydı. İlkokul birinci sınıfı Fatsa’da, diğer sınıfları memleketimde Sürmene’de büyükannemin yanında okudum. Beşinci sınıfa kadar okuyabildim çünkü başka da okul yoktu. Okurken çalışmaya başladım. Komşularımızın bıçak işi vardı. Üçüncü sınıfta 9 yaşındayken ustalarından biri anneme, “Pazar günü gelsin bize yardım etsin” demiş. Böylece dokuz yaşında çalışmaya başladım. Okul için her gün 3 kilometre yol giderdik. Okula gidip, gelirken yolda arkadaşlarımızla oynadığımız oyunlarla çocukluğumu yaşayabildim.
92
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
Her tatilde çoğu akrabamız olan bıçakçıların yanında çalıştım ve işi öğrendim. Sonra 14 yaşında bıçak üretimini yapmak için evimizin yanında bir dükkân açtık. Çocukluğumdan beri araştırmacıydım. Sürmene, Of, Araklı gibi yerlerin pazarlarına ürettiğimiz bıçakları satmaya giderdim. O zamanlar vasıta da yok tabii 18 kilometre yürüyerek giderdim. Ticarete böyle başladık ve zamanla Samsun, Erzurum gibi şehirlerle işi geliştirdik. Yerli çakı, yüzük gibi ürünleri de yelpazemize ekledik. O zamanlar ülkemizde sanayi diye bir şey yok. İkinci Dünya Savaşı ve zor zamanlar. Ülkede kıtlık, açlık var. Sonra askere gittim. Kasımpaşa’da Bahriye askeriydim. Askere gittikten 6 ay sonra Çanakkale’ye sonra da Heybeliada’da çavuş kursuna gönderdiler. Çavuş olunca 12,5 lira da maaş aldım. Atölyede bıçak yapmaya başladım. Bu arada memlekete gittim ve evlendim, iki çocuğum
oldu. Askerlik üç yıl sürdü ve 1953’de terhis oldum. Memlekete dönünce ticarete devam ettim. Kardeşim İstanbul’da bir plastikçinin yanında çalışıyordu. İstanbul’a geldim. Küçükmustafapaşa’da akrabalarımın ufak bir yeri vardı, orayı tuttuk. Sermayem 2 bin 250 lira. O zamanlar plastik el makineleri ile üretiliyordu. Kasımpaşa’dan tanesi 325 liraya, iki tane makine sipariş ettik. Mısır Çarşısı’nın arkasında Ankara Eczanesi vardı. Kardeşim ve ben, iki kişiyiz. Çok kısa sürede makineleri kullanmayı öğrendim. İlk siparişlerimizi buradan aldık ve kalıplarını yaptık. Ondan sonra Tahtakale’ye Rızık Han’a geçtik. Böylece 1955 senesinde plastik sanayinin temelini attık. Türkiye’de plastik üretimi yapan 17’nci kişiyim. Sivil toplum çalışmalarımın ilk adımları ve İstanbul Sanayi Odası’na girmem de bundan sonraki yıllarda oldu.
1955’ten beri sektörün içindesiniz. Şimdi oğlunuz, ikinci kuşak olarak işleri devam ettiriyor. Üçüncü kuşağa devroldu mu? 1955 yılında Yüceler Plastiği kurdum. Diş fırçasını ben geliştirdim. Türkiye’de diş fırçası üreten iki kişi vardı: Biri Banat diğeri bizim Yücel İş. Yücel İş şimdi Difaş olarak piyasada devam ediyor. Yerli olarak en büyük üretim de yine bizde. Dış fırçası üretimine bugün küçük oğlum devam ediyor. Henüz üçüncü kuşağa geçmedi. Sadece diş fırçası üretimindeyiz, mutfak eşyası artık devam etmiyor. Sivil toplum ve cemiyet çalışmalarınız nasıl başladı, neler yaptınız? Sirkeci’de Gülhane Parkı’nın karşısında ufak bir yerde Sanayi Odası kuruldu ama Sanayi Odası’na üye olmak büyük bir meseleydi. Koç, Sabancı gibi büyükler var, Eczacıbaşı dahi yok. Büyük mücadeleler verdikten sonra başardım ve Sanayi Odası’na kaydoldum. Sanayi Odası Meclisi’ne
girdim. Meclis’te en küçük sanayiciydim. Sonra Yönetim Kurulu Üyeliği yaptım. 30 sene Sanayi Odası Meclis Üyeliği, iki dönem de Yönetim Kurulu Üyeliği yaptım. Meclis’te her ay yapılan toplantılarda söz aldım ve hep sektörüm adına yani mikro açıdan konuştum. Sanayi Odası’ndaki çalışmalar sırasında bir yandan laboratuvarlara kapak vb. plastik malzemeler yapıyor, diğer yandan da kendimi geliştirerek çocuklara yönelik farklı plastik ürünler üretiyordum. İşte balinayı da o zamanlar ürettim. Yakalara balinayı ilk kez bir Alman gömleğinde gördüm ve hemen kalıbını yaptırdım. İşimi geliştirdim. Kartonlara dizdiğimiz balinaları “yakalara balina, yakalara balina” diye işportacılar satardı. Sonra kauçuk işine başladım. Laboratuvarlara damlalık, şişelerin ağzını kapatacak mantarları kauçuktan ürettim. Sanayi Odası, kauçuk hammaddesini yurt dışından getiriyordu. En baştaki ithalatçı TERİŞ’ti. Hammadde sorununu
çözmek için öncülük ettim ve 1969 yılında Plastikçiler Derneği’ni kurdum. PAGEV’den önce Derneği kurduk. Derneğin o zamanki adı Plastik Mutfak Eşyaları İmalatçısı Derneği’ydi. Derneğin kuruluş amacı hammadde sorununu çözmek ve sektörün haklarını korumaktı. O sıralarda hammadde üretmek için PETKİM Yarımca’da kuruldu. Plastik üretiminin merkezi ise İstanbul Tahtakale’ydi. O dönemlerde her şeyin merkezi Tahtakale’deydi ve burası birçok konuda okuldur. PETKİM kurulduktan sonra kapasitelerimizi ölçüyor ve buna göre hammadde veriyordu. PETKİM’le bir anlaşma yaptık ve “herkese kapasitesine göre tevizatı (dağıtım) yapacağız” dedik. Listeleri astırır, kontrol eder, firmalara hangi hammadde, ne kadar gidiyor onaylardık. Ondan sonra tevizat başlardı. Dernekte büyük mücadeleler verdik. Ondan sonra arkadaşlarla Vakfın kuruluşuna düşündük. Bu arada işlerimi geliştirdim, büyüttüm, üretim kapasitemi artırdım. O kadar geliştik ki enjeksiyon yani mutfak eşyası konusunda Türkiye’de tek kişiydim. 60’lı, 70’li yıllarda Türkiye sanayisinde Sabancılar, Koçlar gibi büyük sanayiciler vardı ama plastik sektöründe böylesine büyük sermaye grupları yoktu. Bu konuda neler söylersiniz? O yıllarda böyle büyük sermaye grupları yoktu. 20 sene öncesine kadar en büyüğü bendim. Fırat Plastik gibi büyük şirketler ondan sonra gelişti. Nevzat Demir, korkunç zeki, o zaman babasının Karaköy’de dükkânları var. Bizim oraya geldi, plastik hortum yapıyordu. Eşi emsali olmayan öyle büyük bir atılım yaptı ki, hâlâ daha yalnızca Türkiye’de değil dünyada da üçüncü ya da dördüncü. Plastik sektörünü de geliştirdi. Ondan sonra gelişen çok ama o kapasitede halen kimse yok.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
93
RÖPORTAJ
PAGEV tüm sektöre katkı sağlıyor
“Türkiye’de ilk fuarı biz geliştirdik”
94
Plastik sektörüne ilk girdiğinizde piyasanın gayrimüslimlerin elinde olduğunu söylediniz. Sonra nasıl el değiştirdi? Baktığınızda gayrimüslimler genelde imalat yapmazlar, ticaret yaparlar. Sektöre girdiğimiz yıllarda Türkiye’de hiçbir şey yoktu. Bu konuda istisnai isimlerden tek imalatçı Profilo’nun sahibi Jak Kamhi’ydi diyebilirim. Süper bir insandı, yüz tane Müslüman’a değişmezdim. Sanayi Odası Yönetim Kurulu’nda beraber çalıştık. Bize her sene yalısında ziyafet verirdi. Onun bir sözünü hiç unutmam. Derdi ki; “İnsanlar belli bir yaşa kadar yaşar, ondan sonra yaşadıklarıyla yaşar” Çok büyük bir laf! Ben dünyada insan ayırmam, yaradan varsa bir tanedir. Müslim olmuş, gayrimüslim olmuş, bir elmanın yarısıdır insan ayrılmaz. Niçin ayırayım?
PAGEV’i ve Kooperatifi kurduk. Amacım her zaman sektöre sahip çıkmak ve büyütmekti ki bunda da çok başarılı olduk.
Plastik sanayindeki firmaları büyütmek için neler yaptınız? Dernek kurarak sektöre sahip çıktım. Ondan sonra vakfı yani
Fuar fikri aklınıza nereden geldi? Türkiye’de ilk fuarı biz geliştirdik. Şişli’de sokağın arasında çok katlı bir binada fuar düzenledik. Hatta
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
1969’da Plastik Sanayiciler Derneğini kurduğunuzda en büyük sorunlarınız neydi? O zamanlar en büyük sorun hammaddeydi. Türkiye ekonomisinin hali malum, ithalat için dolar yok. Sektöre çeşitli konularda yardımcı oluyorduk ama en büyük amacımız firmalarımızın mevcut hammadde üretiminden hakkını adil şekilde almasıydı. Bu konuda çok mücadelelerimiz, savaşlarımız oldu. PETKİM Genel Müdürlüğü ondan sonra açıldı. Bizim amacımız her zaman sektöre hizmet etmekti. Tabii o zaman Türkiye’de dernekler de kooperatifler de gelişmemişti. Sonradan fuarlar da başladı.
PETKİM de orada stand açtı. Her zaman araştırmacıydım. Yurt dışında fuarlar olduğunu duyduk. Araştırdık, bulduk ve yaptık. Binayı doldurmuştuk, boş yerimiz yoktu. Fuarcılık böyle gelişti. Halen her sene TÜYAP’ta plastik fuarı yapılır. Fuara yurt dışından katılım önemli ki şimdi şükürler olsun fuarın yüzde 30’u - 40’ı yurt dışından. Zamanla gelişti ve büyüdü. Artık dünyayla irtibata girdik. Vakıf, dünya ilişkilerini de çok hızlı geliştirdi. Vakıfta da, dernekte de benden sonra gelenler önemli işler yaptı, her gelen daha ileri gitti. Her zaman “bu gelişmede benim de payım var” diye mutluluğumu anlatırım.
PAGEV’i kurma ihtiyacı nasıl ortaya çıktı? O zaman zaten bir dernek ve kooperatif de vardı... Vakıfların devlet güvencesinde ve kontrolünde olduğunu öğrendim. Dernek ise öyle değil. Üç tane, on tane, yirmi tane üye yapıyorsun, o yönetimi deviriyor. Bir yatırım yapamıyorsun çünkü yarın gelecek başkası seni atacak. Vakıf ise devlet güvencesindedir ve üye yapma şartları var. Bunları öğrenince Sürmene Yardımlaşma Vakfı’nı da, PAGEV’i de devlet güvencesinde olduğu için kurdum. PAGEV’in kuruluşu 1989. Vakıflar her sene teftiş verir ve kurucu üyelerin rahatlıkla çalışmasına imkân sağlar. Kontrolün devlet tarafından yapılması suiistimallerin de önüne geçer. Bu nedenle vakıflar çok önemli. Vakıflar kanunu gelirinin büyük çoğunluğunu yatırım yapacaksın der. Yani kasada para saklayamazsın, gelirlerinin yüzde seksenini yatırım yapıyorsun. Bizim tüzüğümüz de böyle. Sürmene’deki tesisleri hep bu yatırımlarla meydana getirdim. 1989’da PAGEV’i kurarken plastik sektöründen kimler önayak oldu, sizinle birlikte kimler vardı? Onların isimlerini tek tek saymam
belki mümkün değil ama şimdi rahmetli olan Fahri Kayhan diye bir muhasebecim vardı. Dört dörtlük insandı ve ben Sanayi Odası Meclisi’ndeyken onunla beraber aşağı yukarı 4-5 yıl bu vakfı kurmak için uğraştım. Arkadaşları toplantıya çağırırdım. İmkanları olan sanayicilerden oluşan Plastikçi Üst Kurulu. Toplantı yapmadığımız otel yoktu. Toplantılarda 30, 40, 50 kişi olurdu. Arkadaşlara Vakıf kurma fikrini bu toplantılarda işledik. Ondan sonra da kuruluşuna geçtik. O zamanlar Fahri Kayhan ile firmaları kapı kapı dolaştık. Kurucu olarak 2 bin 500’er lira aldık. Hepsi sektörden imalatçı arkadaşlarla Vakfı kurduk. En fazla 70 kişidir, daha fazla değil… PAGEV’i 1989 yılında kurdum ve 1989 – 1993 yıllarında ilk Başkanlığını yaptım. İlk büromuz Ataköy’deydi. Kalyon Oteli de merkezimiz sayılırdı çünkü toplantılarımızı daha çok orada yapardık. PAGEV’deki ilk icraatlarınız neler oldu? Fuarcılığı geliştirdik ve çok ileri bir noktaya taşıdık. Yurt dışına seyahatler yaptık ve buradaki fuarları takip ettik. Örneğin;
Düsseldorf bu alanda ilk sırada gelir. Fuarcılığı dört dörtlük geliştirdik. Plastiğin ve makinelerin gelişimi, hammadde, teknoloji, fuarlar, dünya piyasaları gibi farklı konularda yurt dışından hocalar getirerek her yıl seminerler düzenledik. Sektörün ihtiyaçlarını araştırdık. Teknoloji nerede, dünyada hammadde nerede satılıyor hepsini araştırdık. Seminerler düzenledik, yurt dışı fuar ziyaretleri yaptık. PAGEV hızla gelişti. Aynı şekilde dernek de… Her ikisi de süper çalıştı ama Vakfın yaptıkları daha büyük, dev çalışmalar. Saymakla bitmeyecek tüm bu çalışma ve hizmetlerin yalnızca üyelerimize değil sektörün geneline büyük katkısı oldu. YÜCELER: YAVUZ EROĞLU EN BAŞARILI BAŞKAN Peki bugün PAGEV’in çalışmalarını nasıl buluyorsunuz? Çok çok başarılı buluyorum. Ben de hemşerilik şovenizmi yok. Mesela eski başkanlardan Yelkenci Rizelidir, Mehmet Uysal Sürmenelidir. Yavuz Eroğlu’nu hepsinden çok başarılı buluyor ve çok seviyorum. Her konuda çok güzel atılımlar yapıyor.
12 Eylül 1980 ihtilalinden piyasalarda etkilendi peki dernek o dönemleri nasıl yaşadı? 12 Eylül’de PAGEV henüz yoktu, sadece dernek vardı. Dernek kapatılmadı ama 3-5 sene, derneklere müsaade edilinceye kadar biz kendi cebimizden kirasını verdik ve yaşattık.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
95
RÖPORTAJ
Hedeflerimi gerçekleştirmenin keyfini yaşıyorum torba, beş torba alıyoruz. Ben o zamandan başladım hurdacılığa. Düşünün İzmir tarak basardı ve para kazanırdı. Biz onu alıp kırardık, başka şey yapardık ve para kazanırdık düşünebiliyor musunuz? Bütün Türkiye’de aşağı yukarı bu hurda işi gelişti. Daha başladığımız yıllardan beri ekonomik sıkıntılar vardı, ithalat da o zaman şartlıydı. Makinenin yedek parçasını bile getiremezdin. Kaçak gelirdi. O zamanlar bizde makine de yerli yapılmıyordu. Sonradan yerli makine yapılmaya başlandı. İlk defa Türkiye’de Alman Battenfeld üretime başladı.
Yoğun çalışma hayatı ve sosyal hayatınızda kendinize ve ailenize zaman ayırabildiniz mi? İsterseniz bu bir hastalık deyin ama ben hayatımı bu işlere öylesine vermişim ki! Sanayi Odası, Dernek, Vakıf, Kooperatif derken STK’lardaki çalışmalarım ve görevlerimden kendi işime zaman ayıramıyordum ama bu arada hepsine de yetişiyordum. Bu bir aşk ve sevgi meselesidir. Yaradılış, içimde olan bir şey… Dedim ya hem korkunç araştırmacıyım, hem bu sosyal yönüm hâlâ devam ediyor. Bu yaşa geldim, merdivenleri artık çıkmakta zorlanıyorum ama şükür olsun bir daha dünyaya gelsem yine aynı işleri yaparım çünkü bütün bunları gönüllü yapıyorum. Sevdiğiniz işleri yaptığınızda, ürettiğinizde mutlu oluyorsunuz. Yaptığım yatırımları, tesisleri, eserleri gördüğümde mutluluktan dört köşe oluyorum. Bana kimse yap demiyor ama ben üretmeyi seviyorum. Vakıflar, dernekler, kendi yaptığım yatırımlar… Memleketim eserlerle dolu. Şu an 145’e yakın plaket var. Bunların hepsi bana teşekkür plaketidir yani bu hizmetleri boşuna yapmamışım demek. Hayatta o kadar büyük mücadelelerim oldu ki… Para kazanmayı çok 96
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
sevmezdim. Çocuklarım bile “baba biraz işlerinle ilgilensen” derlerdi. Beni sadece Pazar günleri görürlerdi, birlikte kahvaltı yapardık. Bir gün şöyle dedim: “Bakın oğlum. Ben şimdi on bin lira mı yüz bin lira yapsam ne olacak? Yarın size taksim artacak, pay artacak ama ben şimdi öyle büyük bir zenginim ki nereye gitsem benim sevgim var, saygım var, kırk yerde başkanlığım var. Kiminde onursal kiminde Başkan… Ben o kadar mutluyum, o kadar zenginim ki bu zenginliğin tadını ve zevkini kimse bilmez”. 1994’de Türkiye’de büyük kriz oldu. O dönemlerde plastik sektörünün durumu neydi? Tabii ki krizde hammadde yok. Zaten kapasitelerin en fazla yüzde 20’si çalışıyor yani yapacak da bir şey yok. Aslında ben hurdacılığı çok eski dönemde başlattım. Şöyle ki plastik hurdası toplandıktan sonra tek tek ayrılır, yıkanılır, değirmenlere konulur, üretilir ve üretime sokulurdu. İzmir’in bütün büyük hurdasını ben toplardım çöplükten. Ekonomik sıkıntıdan ikinci el plastik konusu çok gelişti ama zaten biz başladığımız zaman da ekonomi iyi değildi. Hiçbir ithalat yoktu. TERİŞ’ten üç
Sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz? Plastik sanayinin geldiği noktayı görmekten dolayı mutluluk duyuyor ve geleceğinin çok parlak olduğunu düşünüyorum. Türkiye ekonomisinden de fazla büyüyerek en çok gelişen sektör plastik oldu. Türkiye ekonomisi yüzde 5 büyürken plastik sektörü yüzde 10 kalkınmış. Sektöre 17 kişiyle başladık şimdi ise 14 bin firma var. Ayrıca plastik ihracatçı bir sektör ki ekonomi artık yüzde 80 ihracata bağlı. İç piyasada ekonomi zayıf ama ihracatımız ve turizm bizi kurtarıyor. Girişimci gençlere öneriniz var mı? Yalnız plastik sektörü değil her gence tavsiyem şu; mutlaka sosyal yönünüz olsun. Sosyal yönü olmayan insan saman çuvalına benzer. Yoksa para kazanmışsın, dünyayı kazanmışsın ne olacak? Bir hatıramı anlatayım. Sabancı’nın bir sunumu vardı. Sanayi Odası’nda olduğumuz için hepimizi davet etmişti. Biraz da geç gitmişiz, iki tane boş sandalye görünce hemen oturduk. Arkaya döndüm ki Vehbi Koç. Saygıdan ötürü onun önüne kimse oturmamış. Saat 12 olunca baktım Sabancı bir dilim kızarmış ekmek ve beyaz peyniri Koç’a getirdi. “İşte bütün servetin sahibi bir dilim ekmek yiyor” dedim. Onun için sosyal yönün, toplumda yerin olacak. P
SORTEX® Optik Ayıklayıcı. Tüm plastik geri dönüşüm endüstrisinde öncü. Hepsi tek bir tedarikçiden. Bühler, plastik geri dönüşüm endüstrisinin tüm aşamalarına özel optik ayıklama çözümleri sunuyor. Ambalaj atıklarındaki polimerlerin ayıklanmasından, petrokimyasal malzemelerde şekil, boyut ve renk kusurlarının ayıklanmasına kadar - zorlu uygulamaları başarmak için en esnek Optik ayıklama serisine sahibiz.
Aklınızda bir soru mu var? Bize ulaşın; 0312 219 06 00 info@atomika.com.tr www.atomika.com.tr
Innovations for a better world. PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
97
Pimtaş sıfır atık yönetim
sistemiyle bir ilke imza attı
Türkiye’de, Sıfır Atık Yönetim Sistemi’ni uygulayan ilk özel şirket olduklarını belirten PİMTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Şamil Tahmaz, “kaynaklarımızı verimli kullanırken, çevreyi de koruyoruz” dedi
K
üresel ısınmayla dengesi bozulan dünya, diğer yandan hızla artarak 7.5 milyara ulaşan nüfusa yeterli kaynak sunamama tehlikesiyle yüz yüze… Açlık çeken insan sayısının 821 milyonu aştığı dikkate alındığında israfın önlenmesi, kaynakların verimli kullanılması ve çevrenin daha iyi korunması artık zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor. Dünya ülkeleri, tam da bu noktada sıfır atık ve geri dönüşüm projeleriyle çevreyi ve ekonomiyi koruma yoluna gitti. Türkiye’de de bu kapsamda düğmeye basıldı ve First Lady Emine Erdoğan’ın himayesinde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın “Sıfır Atık” Hareketi genişlemeye başladı. Nitekim israfın önlenmesi, kaynakların verimli kullanılması, atık miktarının azaltılması, geri dönüşümle daha temiz ve yaşanılabilir bir dünya yaratma çabası ile yürütülen “Sıfır Atık” hareketi kapsamında bireysel ve toplumsal eğitim projelerinin sayısı giderek artıyor. Türkiye geneline yayılan eğitim çalışmalarıyla bireysel ve toplumsal bilinç güçlenirken, yasal düzenlemeler ile kamu ve özel sektörde de “Sıfır Atık” hamlesi için düğmeye basıldı. 105 ÜLKEYE İHRACAT Özellikle sanayide oluşan atık miktarının azaltılması hem çevreyi, hem ekonomiyi ciddi şekilde etkiliyor. Öyle ki; 1 yılda
98
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
elde edilecek 31 milyon ton atık ile: 42 milyon ağaç kesilmekten kurtarılabilir, 20 milyar Kwh elektrik tasarrufu yapılabilir, 69 milyon m3 daha az su kullanımı gerçekleşebilir, 585 milyon Kg daha az sera gazı salınımı yapılabilir ve ekonomiye 13 milyar TL’lik katma değer sağlanabilir. Bu nedenle kararlı şekilde Sıfır Atık projesini yürüten Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, sanayi şirketlerinin, “Sıfır Atık Yönetim Sistemini” kurarak çevreye ve ekonomiye katkı sunmasını hedefliyor. Türkiye’de, Sıfır Atık Yönetim Sistemi’ni uygulayan ilk özel şirket olduklarını belirten PİMTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Şamil Tahmaz, öte yandan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın onay verdiği ilk PİMARGE Merkezi’ni kurduklarını da hatırlattı. Tahmaz şöyle konuştu, “Gebze’de yaklaşık 1.5 milyon dolarlık yatırımla
3 bin 500 metrekarelik alan üzerine kurulan Ar-Ge merkezimiz, yılda gerçekleştirdiği 25 inovatif proje ile plastik sektörünün daha katma değerli ürünler üretmesini hedefliyor. Ar-Ge merkezimizde, üniversitelerle iş birliği yapıyoruz. Okan Üniversitesi Rektörlüğü ile master programları yürütüyoruz. Teori ile pratiği bir araya getiren eğitim projelerimizle sinerji yaratıyor, üniversite-sanayi iş birliğini güçlendirerek nitelikli istihdama da katkı sunuyoruz. PİMTAŞ olarak yurt çapında 500 bayiye ürünlerimizi gönderiyor ve 105 ülkeye ihracat yapıyoruz. Şirket olarak pek çok sektöre hizmet sunarak küresel ve bölgesel risklere karşı elimizi güçlü tutuyoruz. Ford kamyonlarının filtrelerini üreten bir şirket olarak 1977 yılından beri plastik boru ek parça üretimiyle 7 bin çeşit ürüne imza atıyoruz.” P PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
99
100
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
yeni tasarım ve üretime imza atma fırsatını yakalayacak. Tasarım ve üretim laboratuvarının açılış törenine Gebze Kaymakamı Mustafa Güler, İlçe Milli Eğitim Müdürü Şener Doğan, PİMTAŞ Ar-Ge Müdürü Özlem Kozankurt, Güneş Plastik Yönetim Kurulu Temsilcisi Mesut Güneş, KBS Pazarlama Direktörü Özen Yücel, GEPOSB eski Bölge Müdürü Güher Türker, PAGEV Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Fazlı Yağmur, birçok sanayici ve öğrenciler katıldı. GELECEĞİMİZ ÜRETİMİMİZE BAĞLI Programın açılış konuşmasını yapan PAGEV Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Okul Müdürü Fazlı Yağmur, 2002 yılından itibaren plastik teknolojisi alanında nitelikli elaman yetiştirdiklerini hatırlattı. Yağmur, teknolojiye dayalı projelerin hayata geçirilmesiyle birlikte sanayiye dönük nitelikli ana elaman yetiştirmeye devam edeceklerini söyledi. Tasarım ve Üretim Laboratuvarı
ile yeni teknolojileri okullarına kazandırmaktan gurur duyduklarını ifade eden Yağmur, projenin hayata geçirilmesinde emeği geçen tüm kurum ve kuruşlara teşekkür etti. Açılış konuşmasının ardından söz alan Kaymakam Mustafa Güler de, projede emeği geçen tüm paydaşları tebrik ederek, 170 fabrikanın yer aldığı organize sanayide bulunan PAGEV Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin önemli avantaja sahip olduğuna vurgu yaptı. Salondaki öğrencilere de seslenen Güler, meslek sahibi olmanın önemine dikkat çekerek, “gençler, mutlaka hedefiniz olsun ve hayallerinizi gerçeğe dönüştürmek için kararlı olun. Türkiye’mizin daha iyi bir geleceğe kavuşması; değişen ve gelişen dünyaya göre üretim yapacak yeteneğe sahip, hayal gücü yüksek nitelikli, çalışkan insanlar yetiştirmemize bağlı. Bu anlamda mesleki teknik liseler hayati öneme sahiptir” dedi.
“
Güher Türker
P
AGEV tarafından 2002 yılında Gebze’de kurulan PAGEV Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Türk Plastik Endüstrisine nitelikle elaman yetiştirmek üzere öğrencilerine verdiği eğitimde kalite çıtasını yükseltti. PAGEV Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Doğu Marmara Kalkınma Ajansı’nın mali desteği ile plastik kalıpçılığı sektörüne yönelik nitelikli teknisyen yetiştirilmesi için Tasarım ve Üretim Laboratuvarı kurdu. “İmalat Sanayine Yönelik Eğitimin Geliştirilmesi Mali Destek Programı” kapsamında hayata geçirilen projede; Gebze Plastikçiler Organize Sanayi Müdürlüğü ve Kocaeli Sanayi Odası proje ortağı olarak yer alırken PİMTAŞ Plastik, Güneş Plastik ile KBS Kalıp Bağlama Sistemleri, proje iştirakçileri oldu. Toplam uygun maliyeti 713.764. 50 TL olan Tasarım ve Üretim Laboratuvarı projesi sayesinde PAGEV Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri, pek çok
değinerek, sanayi-eğitim kurumları arasındaki iş birliğine önemli bir örnek teşkil eden bu projede emek vermiş olmaktan gurur duyduğunu söyledi. Güneş Plastik Yönetim Kurulu Temsilcisi Mesut Güneş de, yaptığı konuşmada meslek lisesi mezunlarının işsiz kalma riski olmadığını ve diğer okullardan mezun olanlara göre çok daha avantajlı olduğunun altını çizdi. KBS Pazarlama Direktörü Özen Yücel ise yaptığı konuşmada Mustafa Kemal Atatürk’ün, “ilmin ve fen’in dışında yol gösterici aramak cahilliktir” sözünü hatırlatarak, “Bilim ve aklın yolunda ilerleyen, nitelikli ve donanımlı personel yetiştirmemiz önemlidir. Bu anlamda sanayi ve eğitim kurumları arasındaki iş birliğinin arttırılması için bundan sonraki süreçte de üzerimize düşen görevleri en iyi şekilde yerine getirmeyi sürdüreceğiz” dedi. P
Özen Yücel
PAGEV Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Doğu Marmara Kalkınma Ajansı’nın mali desteği ile plastik kalıpçılığı sektörüne yönelik “nitelikli teknisyen” yetiştirilmesi için Tasarım ve Üretim Laboratuvarı kurdu
Mesut Güneş
nitelikli teknisyen yetiştirecek
Mustafa Güler
Tasarım ve üretim laboratuvarı
PİMTAŞ Ar-Ge Müdürü Özlem Kozankurt ve GEPOSB eski Bölge Müdürü Güher Türker, PAGEV Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne kazandırılan Tasarım ve Üretim Laboratuvarı’nın hayata geçirilmesinde önemli paya sahip “iki çılgın kadın” olarak açılışa damga vurdu. Törende konuşan
Özlem Kozankurt, öğrencilere hediye etmekten gurur duydukları projeyi, bir hayalin gerçek olması şeklinde özetledi. Devlet Destekleri Hibeler ve Teşvikler Uzmanı olan Kozankurt, bu projeye oluşturmak için büyük emek harcadıklarını dile getirerek şöyle konuştu: “Güher hanımla proje için ilk adımı attığımız gün gök adeta delinmiş, delice yağmur yağıyordu. Hiçbir erkeğin dışarıya adım atmaya cesaret edemediği o gün, bu iş için iki çılgın kadın olarak adım atarak kalkınma ajansına gittik. Yoğun hazırlık, başvuru ve kararlı takibin ardından hazırladığımız projeyi o yağmurlu günde kalkınma ajansına götürdük. Gerekli şartları oluşturduktan sonra projemiz kabul gördü ve neticede bugün Tasarım ve Üretim Laboratuvarı hayalimiz gerçek oldu. Mutu ve gururluyuz.” Törende konuşan Güher Türker, eğitimde kalitenin önemine
“
Özlem Kozankurt
Projeye kadın imzası
Sanayi, mesleki eğitim kurumları arasındaki iş birliğini her geçen gün kuvvetlendiren PAGEV Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, nitelikli eleman yetiştirerek Türk Plastik Sektörü’nün en önemli sorunlarından birine çözüm üretmeye devam ediyor
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
101
Açıkta satılan gıdalar
ciddi sağlık tehlikesi saçıyor Türkiye’de gıda maddesinin ambalajlı satılmadığını, gelişmiş ülkelerde ise ambalajsız ürün olmadığını belirten ASD Başkanı Sarıbekir: “Gıda güvenliğini ve hijyeni hiçe sayan ortamlarda üretimi yapılıp, açıkta satılan gıdalar ciddi tehlikeler yaratıyor. İsrafın önlenmesi ve hijyenin sağlanması için açıkta satılan gıda maddelerinin mutlaka ambalajlı satılması gerekiyor.”
T
üketicilerin sağlıklı gıdaya ulaşması amacıyla 27 yıldır faaliyet gösteren Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD), bakliyat, et, peynir, tavuk, ayran, meyve suyu ve süt gibi sofralarda en çok tüketilen gıda ve içecek maddelerindeki tercihlerden dolayı ortaya çıkabilecek tehlikelere dikkat çekti. ASD Başkanı Zeki Sarıbekir, Türkiye’de halen pek çok gıda maddesinin ambalajlı satılmadığını, buna karşılık gelişmiş ülkelerde ise neredeyse ambalajsız
102
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
ürün bulmanın mümkün olmadığını belirtti. İsrafın önlenmesi ve hijyenin sağlanması için açıkta satılan gıda maddelerinin mutlaka ambalajlı satılması gerektiğine işaret eden Zeki Sarıbekir, “Gıda güvenliğini ve hijyeni hiçe sayan ortamlarda üretimi yapılıp, açıkta satılan gıdalar ciddi tehlikeler yaratıyor. Doğru ambalajlar aynı zamanda tüketicilere verilen değerin bir göstergesi. Bir gıda veya içeceği katkısız piyasaya sürmenin tek yolu, rijit veya çok katlı esnek
ambalajlarla mümkündür” dedi. AMBALAJLI GIDALAR İNSAN ÖMRÜ ORTALAMASINI UZATTI Gıda ambalajı üretiminde hijyenin esas olduğunu belirten Zeki Sarıbekir, ambalajlı gıda ve içeceklerin tüketiciye “el değmeden” hijyenik ortamda hazırlanıp ulaştırıldığını belirtti. Zeki Sarıbekir, ambalajların yaş meyve-sebzelerin de tarladan sofraya güvenilir gıda zinciriyle taşınmasını sağlayarak bu sektörde israfın önlendiğinin altını çizdi.
“İnsan ömrü ortalamasındaki artış, ambalajlı gıda tüketimdeki artışa paralel gelişiyor.” diyen Zeki Sarıbekir, sözlerine şöyle devam etti: “Bundan 150 yıl önce insanlar temiz su, içecek, gıda, ilaç ve temel ihtiyaç maddelerine kolay ulaşamıyordu. ASD olarak geçen süre içerisinde gıda ve içeceklerin ambalaja girmesiyle insan ömrü ortalamasının uzamış olduğuna inanıyoruz. Her zaman söylediğimiz gibi satın aldığınız ürünün ambalajı, onun güvencesidir ve her ürün ambalaja girmeli. Ambalajın
Çevreyi ambalaj değil insan kirletir
üzerindeki etikette içerdiği ürünün besin değeri, ürünün miktarı, son tüketim tarihi, üretici adres bilgileri; yani ürünün muhteviyatı ve nerede ve kim tarafından üretildiğini içeren tüm bilgiler bulunur. Sağlık için etiketinde doğru bilgiler olan ambalajlı gıda ve içecekler tercih edilmelidir. Tüketicilerimizin bu konuda duyarlı ve bilinçli olması gerekiyor” dedi.
Ambalajın çevreyi kirlettiği yönündeki yanlış algıya da değinen Zeki Sarıbekir, “Çevreyi ambalaj kirletmez, çevreyi insan kirletir. Türkiye’de geri dönüşümün ileri seviyelere çıkarılması ve modern ülkelerde olduğu gibi tüketicileri bilgilendirmek ve onların geri dönüşüme katkıda bulunmalarını sağlamak için hedeflerimizi yüksek tutmamız gerekiyor. Ambalaj olmadan
AMBALAJ ÜRÜN MALİYETİNİ DÜŞÜRÜR Zeki Sarıbekir hızlı tüketim ürünlerinde ambalajın toplam maliyet içerisindeki payının yüzde 3 ila 5 arasında değiştiğini belirterek, “Ambalaj kullanıcılarından bazıları ambalajı önemli bir maliyet unsuru olarak görüyor. Oysaki ambalaj ürün kaybını en aza indirdiği için maliyetten tasarrufu sağlıyor. Ambalaj ürünün maliyetini artırmaz, düşürür” ifadelerini kullandı.
ürün satılamaz, sevk edilemez. Ambalajların yarattığı katma değerle sektörümüz ülkemizin cari açığına pozitif katkıda bulunan ender sektörler arasında yer alıyor. Ülkemizin büyüyen ekonomisine önemli katkı yapan sektörlerden birisi de ambalaj sektörü. Tüm ambalajlar geri dönüştürülebilir ve ambalaj atığının geri dönüşümüyle de
ülkemiz ekonomisine katkıda bulunuyoruz. Bu sebeple geri dönüşümün iyileştirilerek artırılmasına yönelik yeni hedeflerle geleceğimizi planlamalıyız. Türkiye Cumhuriyeti’mizin 100. kuruluş yılını kutlayacağımız 2023 yılı ihracat hedefimiz ile dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer alma ülke hedefimize ancak böyle ulaşabiliriz” dedi. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
103
WorldStar 2019’dan Türkiye’ye 22 ödül
WPO tarafından düzenlenen WorldStar 2019 Yarışması’nda Türkiye 22 ödül kazandı. Türkiye bu sonuçla en çok ödülü alan 2. ülke oldu
D
ünya Ambalaj Örgütü (WPO) tarafından düzenlenen ve sektörün en prestijli yarışmalarından olan WorldStar 2019’un sonuçları açıklandı. 33 ülkenin 12 farklı kategoride yarıştığı ve toplam 319 başvurunun olduğu WorldStar 2019’da Türkiye’ye 22 ödül birden geldi. En fazla ödül alan üç ülke 26 ödülle Japonya, 22 ödülle Türkiye ve 21 ödülle Çin olarak sıralandı. Yarışmanın özel ödülleri olan Başkan Ödülü, Sürdürülebilirlik Ödülü, Pazarlama Ödülü ve Gıdayı Koruyan Ambalaj Ödülü ise kısa bir süre içerisinde açıklanacak. Ödül kazanan firmalar ödüllerini 15 Mayıs 2019’de Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da düzenlenecek ödül töreninde alacak.
104
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
TÜRKİYE’NİN YÜKSELİŞİ SÜRÜYOR Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir, bir önceki sene Türkiye’nin 5 ödül aldığını, 2019’da ise bu sayıyı 22’ye çıkardığını belirterek, bunun büyük bir başarı olduğunu söyledi. Yarışmaya katılan ve ödül kazanan tüm şirketleri tebrik eden Sarıbekir, Türkiye ambalaj sektörünün küresel alandaki yükselişinin sürdüğünü kaydetti. Türkiye ambalaj sektörünün Avrasya’nın ambalaj merkezi olma yolunda kararlı adımlarla yürüdüğünü ve katma değerli üretime odaklanarak istikrarlı büyümesini sürdürdüğünü ifade eden Sarıbekir, bu gibi yarışmalardan gelen ödüllerin Türk ambalaj sektörünün küresel
ölçekteki algısını güçlendirdiğini belirtti. Geçtiğimiz yıl sekizincisi düzenlenen Ambalaj Ay Yıldızları yarışmasına da değinen Sarıbekir, uluslararası arenada yetkinliğe ve geçerliliğe sahip ülkemizdeki tek Ambalaj Yarışması olduğuna dikkat çekti. Bu yarışmayı marka sahiplerine, tasarımcılara ve ambalaj üreticilerine uluslararası pazarlarda rekabet gücü kazandırmak için başlattıklarına işaret eden Sarıbekir, kazananların Dünya Ambalaj Örgütü ve Asya Ambalaj Federasyonu’nun düzenlediği WorldStar ve AsiaStar yarışmalarına da katılabildiklerini ifade etti. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
105
İSO’dan Mete Plastik’e
İ
stanbul Sanayi Odası’nın, 2018 Çevre Ödülleri sahiplerini buldu. Mete Plastik, KOBİ Çevre Dostu Uygulama Projesi Kategorisinde “Enjeksiyon Makinelerinde Kalıp İçi Soğutma Sularının Geri Kazanımı” uygulamasıyla ikincilik ödülünü almaya hak kazandı. İSO tarafından 1995 yılından bu yana sürdürülebilir kalkınmayı sağlayacak üretim ortamının temin edilmesine katkıda bulunmak, çevre dostu ürün ve üretimi teşvik etmek ve çevre
106
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
Murat Kurum
Pelin Karadeniz
Erdal Bahçıvan
çevre ödülü
bilincini geliştirmek amacıyla İSO’ya üye firmalara yönelik olarak verilen Çevre Ödülleri; İnovatif Çevre Dostu Ürün, Çevre Dostu Uygulama Projesi ve Çevre ve Sürdürülebilirlik Yönetimi olmak üzere üç kategoride, büyük ölçekli ve KOBİ olmak üzere iki grupta katılımcılara sunuluyor. Bağımsız jüri değerlendirmesiyle verilen İSO Çevre Ödülleri ödül töreni 31 Kasım 2018’de İstanbul’da gerçekleştirildi. 1982 yılında kurulmuş ve bahçe
KOBİ Çevre Dostu Uygulama Projesi Kategorisi’nde “Enjeksiyon Makinelerinde Kalıp İçi Soğutma Sularının Geri Kazanımı” uygulamasıyla dereceye giren Mete Plastik, düzenlenen törende ödülünü Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un elinden aldı mobilyaları, stadyum koltukları ve gıda kapları üreten Mete Plastik adına ödülü Yönetim Kurulu Başkan Vekili Pelin Karadeniz, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un elinden aldı. Ödül töreninde İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, Mete Plastik’i çevreye olan duyarlılığından dolayı tebrik etti. Plastiğin geri dönüşüm özelliğiyle aslında ne kadar çevreci bir ürün olduğunu vurgulamak adına Mete Plastik’in aldığı bu ödül, plastik sektörü için önem teşkil ediyor. P
Küresel ısınmaya karşı
enerjiyi binalarımıza hapsetmeliyiz 10. kez düzenlenen Kurultay’a PAGÇEV adına Genel Müdür Yağmur Cengiz katıldı.
E
konomi Gazetecileri Derneği (EGD) tarafından düzenlenen 10. Küresel Isınma Kurultayı, 22 Kasım Perşembe günü İstanbul Sanayi Odası’nda gerçekleştirildi. İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Üyesi ve Çevre İhtisas Kurulları Başkanı Mustafa Tacir’in açılış konuşmasını yaptığı kurultayın sponsorlarından Austrotherm Türkiye’nin Genel Müdürü Özgür Kaan Alioğlu, moderatörlüğünü Anadolu Ajansı (AA) Finans Haberleri Editör Yardımcısı ve EGD Başkan Yardımcısı Hasan Arslan’ın yaptığı oturumda, doğru ısı yalıtımı ile doğaya verdiğimiz zararı azaltabileceğimizi ve enerji tüketiminin azalması sayesinde salınan karbon gazları miktarının düşmesini sağlayabileceğimizi vurguladı.
Austrotherm Türkiye Genel Müdürü Özgür Kaan Alioğlu, “Avrupa’da şuan ortalama 12 cm kalınlıkta ısı yalıtım levhası kullanılıyor. Ama bu da Avrupa’ya yetmiyor. 2020 enerji perspektifi çerçevesinde ısı yalıtım kalınlıklarını daha da artırmaya çalışıyorlar. Mevcut politikaları, önümüzdeki yıllarda sıfır enerjili binalar yapmak yönünde. Yani artık enerji tasarrufu yapmak değil, enerjiyi kullanmamak istiyorlar. Ancak şu anda fosil yakıt kullanımını azaltmanın önünde iki tane engel var. Yenilenebilir kaynaklardan elde ettiğimiz enerji miktarı şu an yeterli değil. Bu nedenle elde ettiğimiz enerjiyi binalarımızda hapsetmek ve daha verimli kullanmak zorundayız. Isı yalıtım kalınlıkları bu nedenle artırılmaya çalışılıyor. Avrupa’da gidilen nokta 20-24 cm’ler, bizde
ise ısı yalıtım kalınlıkları ortalaması maalesef 4 cm’lerde. Çünkü bu alanda bilgi seviyemizde eksiklik var. Bu da biz sektör profesyonellerinin hatası, demek ki iyi anlatamamışız” dedi. Daha kalın ısı yalıtımının çevreye etkisine de değinen Alioğlu; “Mantolamanın kalbinde ısı yalıtım levhası yer alıyor. Geleceğimiz için en önemli konu olan doğanın korunması açısından enerji tüketiminin azaltarak salınan karbon gazları miktarını yaklaşık yarı yarıya düşürebiliriz. İki kat daha kalın mantolama ile bunu sağlarken aynı zamanda tüketicilerin yaklaşık 2 kat daha fazla enerji tasarrufu yapmalarını da sağlanmış oluruz. Bu sayede enerji ithalatı kaynaklı cari açık sorunumuzun çözümüne de büyük bir katkı sağlanır” şeklinde konuştu.
P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
107
108
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
109
Kami Grup’ta hedef istikrarlı büyümek
Plastik sektöründe faaliyet gösteren başarılı kadın girişimcilerden Kami Grup Genel Müdürü Başak Kami, global pazarlarda büyümeyi hedeflediklerini söyledi
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
P
lastik endüstrisinde başarı çizgisini yakalamış kadın girişimcilerden Başak Kami tarafından 2007 yılında İstanbul’da kurulan Kami Grup, soğutma sistemleri ve plastik bağlantı parçaları imalatı gerçekleştiriyor. Soğutma sistemlerinde kullanılan yan sanayi parçaları için yaptırdığı özel kalıplarla imalatını sürdüren Kami Grup, süreç içerisinde farklı sektörlerden gelen talepleri de değerlendirerek ürün ve hizmet çeşitliliğini arttırıyor. Plastik sektörünün kadın girişimcilerinden Kami Grup Genel Müdürü Başak Kami başarı hikâyesini şöyle özetliyor; “Bilindiği üzere günümüzdeki zor piyasa şartlarında firmayı büyütmek hatta ayakta tutarak varlığını sürdürmek kolay değil. Piyasa koşullarında büyümemizi istikrarlı olarak devam ettirmek için
110
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
kozmetik, inşaat, gıda, otomotiv gibi değişik sektörlere üretim yapıyoruz. Bu çerçevede hizmet sunarak en doğru stratejiyle büyümeye devam ediyoruz. Bu gerçeğin bilincinde hareket ederek, soğutma sektörünün yanı sıra diğer sektörlerle de iş birliğini güçlendirmek üzere çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. Ancak bizim gibi orta ölçekli ve üretimi önemseyen firmalar birçok zorluklarla karşılaştığı için hak ettiği yerde değil maalesef. Haksız rekabet ve ekonomik zorluklarla mücadele etmek ancak doğru üretim politikalarının, KOBİ üretici değerinin ve iş birliği içinde olunması bilinciyle aşılabilir.” ÜRETİMİ GÜÇLENDİRİYORUZ Plastik sektöründe üretim kapasitelerini arttırmayı ve müşteri memnuniyetini en üst seviyelere
taşımayı hedeflediklerini ifade eden Başak Kami, “bunun ilk adımı olarak gelişimin bir durak olmadığı düşüncesini taşıyan firmamız kapasite artırımının, yüksek kalitede ürün ve hizmet sunmanın en önemli adımlarından birinin sektörde gerek tedarikçileriyle, gerekse müşterileriyle iş birliği içinde olmaktan geçtiği bilincinde. Aynı zamanda plastik üretim sektörümüzde hedeflerimizi gerçekleştirmek için bizim yürüdüğümüz yollardan yürüyerek büyümüş örnek firmalarla çalışmak amacımıza ciddi katkı sağlıyor. Üretimde söz sahibi firmaların miraslarını layıkıyla taşıyıp sonraki nesillere layıkıyla bırakmak en önemli vazifemiz. Zaman zaman karşılaştığımız tüm zorluklara rağmen hedefimiz global pazarda hak ettiğimiz yerlere gelebilmektir” dedi. P PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
111
D VITAMINI EKSIKLIĞI
KRONİK YORGUNLUK SEBEBİ D VITAMINI, HEM YETIŞKIN HEM ÇOCUK SAĞLIĞI IÇIN GEREKLI OLAN VITAMINLER ARASINDA YER ALMAKTA. D VITAMINI EKSIKLIĞINDE HEM YETIŞKINLERDE HEM DE ÇOCUKLARDA ÇEŞITLI SAĞLIK SORUNLARI ORTAYA ÇIKABILIR. BU NEDENLE VITAMIN SEVIYELERININ ISTENILEN DÜZEYDE OLMASI ÇOK ÖNEMLI. D vitamini nedir? Tıp dilinde kalsiferol denilen, yağda çözünen, karaciğerde ve yağ dokuda depolanan vitamin çeşitlerinden biridir. D2 ve D3 olarak iki tipe ayrılmaktadır. Güneşten ve besinlerden alınan D vitamini, karaciğerde ve böbrekte değişime uğrayarak daha etkili bir kimyasala dönüşmektedir. D vitamini eksikliği belirtileri nelerdir? D vitamini eksikliği, vücudun tüm sistemlerini etkilemekte ve pek çok hastalığa davetiye çıkarmaktadır. Günümüzün yaşam koşulları, kapalı ortamlarda çalışmak, açık hava aktivitelerini yeterince gerçekleştirmemek, yetersiz beslenme D vitamini eksikliğini artırmaktadır. D vitamini eksikliği, her yaş grubunu etkileyen ve önemli sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına
sebep olan bir etkendir. D vitamini eksikliği çeşitli belirtilerle ortaya çıkabilmektedir. Burada önemli olan detay, kişilerin kendilerini izlemesi ve gerekli önlemleri almasıdır. D vitamini eksikliği belirtileri aşağıdaki şekilde sıralanabilir: - Genel vücut ağrısı - Yorgunluk - Yürümekte zorlanma (denge problemi) - Kemik ağrısı - Kuvvet kaybı - Saç dökülmesi - Baş ağrısı - Depresyon - Değişken ruh hali - Uykusuzluk - Eklemlerde ve parmaklarda ağrı - Gözaltı morlukları - Aşırı terleme - Kilo vermekte güçlük çekme - Sürekli üşüme
Hazırlayan Uzm. Dr. Özlem Küsken Yılmaz Beylikdüzü Devlet Hastanesi uzmandrozlemkusken.com
112
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
113
D VITAMINI EKSIKLIĞI HANGI HASTALIKLARA YOL AÇAR? D vitamini eksikliği kişilerde; kanser, kronik yorgunluk, diyabet, hipertansiyon, depresyon, romatizma ve kalp hastalıkları gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. D vitamini eksikliği; kemik yoğunluğunu da olumsuz etkiler ve kemik hastalıklarına davetiye çıkarır.
Şeker ve kalp hastalıkları Şeker hastalığı, inme, kalbe bağlı ölüm riski, yüksek tansiyon gibi sorunlar da D vitamini eksikliğinin yol açabileceği sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Kanser D vitamini eksikliği kanser oluşumunu tetikleyebilir. Özellikle meme kanserinin D vitamini eksikliği ile bağlantısı olduğu düşünülmektedir. Meme kanserine yakalanmış ve D vitamini değeri yüksek olan kadınların, bu değeri daha düşük olanlara göre yaşam süreleri daha uzundur. Meme kanserine yakalanmış kişilerin D vitamini seviyesinin 50 ng/ml ve üzerine çıkarılması tedaviyi olumlu yönde etkilemektedir.
D vitamini hangi besinlerde bulunur? Güneşin az bulunduğu aylarda ya da bölgelerde D vitamini eksikliği yaşamamak için beslenme ve diyet düzenine D vitamini içeren besinleri eklemek gerekmektedir. D vitamini nelerde var sorusuna yanıt olarak aşağıdaki besinler sıralanabilir: - Yağ bakımından zengin olan balık çeşitleri (somon, uskumru, ton balığı, sardalye) - Süt ve süt ürünleri - Yumurta - Portakal suyu gibi doğal meyve suları - Tavuk ciğeri - Balık yağı - Tahıl ürünleri - Yonca - Isırgan otu - Maydanoz
Kemik erimesi ve kemik hastalıkları Kemikler de tıpkı diğer dokular gibi canlı bir yapıya sahiptir ve uzun süreli D vitamini eksikliği kemik yapısında bozulmalara, kemik erimesi oluşumuna ve kas güçsüzlüğüne sebep olabilmektedir. D vitaminine bağlı olarak çocuklarda raşitizm, erişkinlerde kemik yumuşaması, ilerleyen yaşlarda da osteoporoz oluşabilmektedir. Raşitizm, D vitamini eksikliğinden dolayı kemiklerin yumuşaması ve zayıflaması anlamına gelir. P
BİLİNÇLİ BİR TOPLUM AYDINLIK BİR GELECEK GÜZEL BİR ÜLKE ve DAHA YAŞANILABİLİR BİR DÜNYA İÇİN AMBALAJ ATIKLARINI KAyNAĞINDA DOĞRU AYRIŞTIRARAK GERİ DÖNÜŞÜME SEN DE DESTEK OL
pagcev pagcev pagevtv pagcev
PAGÇEV, T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Ambalaj Atıklarının Yetkilendirilmiş Kuruluşudur 114
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
PAGÇEV bir PAGEV GERİ DÖNÜŞÜM İKTİSADİ İŞLETMESİDİR
pagcev.org 115
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
Çok büyük
hedeflerim var
Celal Metin, milletler arası bir büyüklüğün parçası olmak istediklerini, kimyası tutan gruplarla yatırımlarını paylaşabileceklerini açıklıyor. Celal Metin, Sabancı Holding’in eski CEO’su ve aynı zamanda Kimya Doktoru. Uzun yıllar Türkiye, Uzakdoğu ve ABD’de yöneticilik yaptı. 6 yıl önce de Sakıp Sabancı tarafından getirildiği Sabancı Holding CEO’luğu görevinden ayrılıp kendi işini kurdu. Şu anda, Met Group çatısı altında enerji, tarım ve hayvancılık yatırımlarına odaklandı. Metin, 10 yıl boyunca Dupont’da yöneticilik yapan oğlu Kerem Metin’i operasyonun, Morgan Stanley’de çalışan kızı İrem Metin’i ise finansın başına geçirdi. Celal Metin, Türkiye’de ve yurt dışında toplam 4 bin megavatlık enerji yatırımı üzerinde çalıştıklarını söylüyor.Türkiye’deki 2 santralden biri Karaman’da diğeri ise Kırklareli’nde olacak. Karaman’daki enerji santralinde en büyük ortağı ise GE. New York Times’ın da övgüyle bahsettiği Karaman’daki santral için Metin, “2008’de bu rüyamın gerçek olacağını hayal bile
Başarılı CEO Celal Metin
projelerini PAGEV’e anlattı
Dünyanın önemli şirketlerinde görev alan başarılı CEO, geliştirdiği teknoloji sayesinde elde ettiği enerji verimliliğine dair tüm detayları PAGEV üyeleriyle paylaştı
T
ürkiye’nin en yeni ve en büyük Petrokimya yatırım teşviklerinden birini alan Metcap CEO’su Celal Metin PAGEV’i ziyaret ederek sektöre yönelik projelerini aktardı. Petrokimya yatırımının yanı
116
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
sıra, sektörle birlikte ürün geliştirmek istediğini de kaydeden Celal Metin, katma değerli petrokimyasal üretiminin ana hedefleri olduğunu ve bu konuda gerekli tecrübeye sahip olduklarını kaydetti. Proje
detaylarında, lojistik maliyete verdikleri önemi ve bu konudaki fizibilitelerini de vurgulayan Metin; ülkeye, sektöre ve ortaklarına fayda yaratacak bir yatırımı hayata geçireceklerini belirtti.
edemiyordum” diyor ve ekliyor: “Geliştirdiğimiz teknoloji sayesinde doğalgaz, rüzgar ve güneş enerjisini bir arada kullanarak yüzde 70 verimliliğe ulaştık”. Grubun, hayvancılık ve tarım yatırımları ise Edirne Uzunköprü’de devam ediyor. Sabancı’dayken de Piyale gibi eski gıda markalarını topladığını söyleyen Metin, gıdada büyüyeceklerini ve nihai tüketiciye kadar gideceklerini söylüyor. Metin’e göre işte başarılı olmak için ise “çıkışı” olan projelere yatırım yapmak gerekiyor. Metin, “90 gün içinde halka açılacakmış gibi hazırlıklı olun” diyor. Aile şirketlerine ise “çocukları mutlaka işe ortak yapın” tavsiyesinde bulunuyor. Kendisinin de kızını ve oğlunu şirketine ortak yaptığını söyleyen Metin, “Kendilerini ispatladıktan sonra birlikte çalışmaya başladık” diyor. Metin, Sabancı Holding’i ise olması gereken yerden aşağıda bulduğunu söylüyor. “Koç ile Sabancı arasındaki fark açıldı. Sabancı bugün olması gereken yerden 3 kat daha yukarıda olmalıydı” diyen Metin, girişimcilik hayatını, yeni yatırımlarını ve gelecek planlarını şöyle anlattı:
Nasıl Girişimci Oldu? Kimya Mühendisiyim. Doktoramı da kimya üzerine yaptım 1975 yılında üniversiteyi bitirdikten sonra Sabancı Grubu’na katıldım. Daha sonra Sabancı’dan ayrılarak Uzakdoğu’ya gittim. 2003 yılına kadar Çin’in en büyük petrokimya ve enerji grubunda Başkan Yardımcılığı yaptım. Bu grubunun büyümesinde çok önemli rolüm oldu. Grup şirketlerinin Amerika’da ve Uzakdoğu’da halka arzlarını gerçekleştirdim. Aynı zamanda yöneticilik yaptığım bu şirketlerde, belli ortaklıklarım oldu. 1998’de Singapur’da Met Group’un temellerini attım. Met Capital Partners adında butik bir
yatırım bankası kurdum. Bu çok önemli bir işti. Çocuklar okumaya Amerika’ya gidince, İstanbul’a doğru yapılanmaya başladık. Türkiye’ye, 1996 yılında, Erbakan hükümeti döneminde, büyük bir enerji yatırımı yapmak için döndüm. Bu dönem, Türkiye’nin ilk kez enerji sektörünü tekelden çıkarıp özel sektöre açmayı planladığı günlerdi. İskenderun ile Yumurtalık arasındaki bölgede toplam 1.300 megavatlık enerji santrali kurmak için müracaatımızı yaptık. Tüm anlaşmaları imzaladık. Ciddi miktarda yatırım da yaptık. Maalesef o zamanlar enerji üretiminin devletin işi olduğuna dair
çıkan kanunlardan sıyrılamadığımız için bu yatırımımız yarım kaldı. Halbuki bugün Türkiye’nin en stratejik yerinde önemli bir doğalgaz çevrim santralimiz olacaktı. 2003’te ise Sabancı Holding’e, merhum Sakıp Sabancı’nın daveti üzerine 3 yıllığına geldim. Sabancı Grubu’ndaki yıllarımı başarıyla geçirdim. 3 yıllık sürenin 1,5 yıllık zarfında, Sakıp Bey’in son CEO’su olarak görev yaptım. Bu sırada yürütmekte olduğum işlerimin aktif yönetim kurulu üyeliklerinden çekildim. 2005 yılının sonunda ise Sabancı Holding’den ayrıldım ve kendi işim olan Met Group’un yatırımlarına ağırlık verdim. PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
117
Dev yatırımlara
imza atıldı
Enerji ve kimyanın kardeş iki alan olduğunu ifade eden Celal Metin, söz konusu yatırımla kurulacak tesiste yılda 2,6 milyon ton metanol ve 1 milyon ton hafif olefin üreteceklerini söyledi. Şirket olarak düşük su tüketimine önem verdiklerini belirten Metin, “Grup vizyonumuzda ve süreçlerde buna çok önem veriyoruz. Eğer bir teknoloji seçeceksek en az su tüketeni seçiyoruz. O da yeterli değilse mühendislik çözümleriyle daha düşük suya gidiyoruz. Tesisin üretim süreçlerinde en az dahili enerji tüketen seçenekleri değerlendiriyoruz. Enerji verimliliği ve çevreci yaklaşımları benimsiyoruz.” ifadelerini kullandı. Metin, yüksek katma değerli polietilen ve polipropilen üretmek istediklerini dile getirerek, “Türkiye yılda 2,5 milyon ton polietilen, 2,5
118
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
milyon ton da polipropilen ithal ediyor. Petkim uzun zamandır bu işte olmasına rağmen toplam Türkiye ihtiyacının yüzde 5’ini karşılayabiliyor. Biz yapacağımız tesislerde yıllık 600 bin tonluk polipropilen ve 400 bin tonluk polietilen elde etmeyi planlıyoruz. Bu da Türkiye’nin ihtiyacının yüzde 35’ini karşılayacak” dedi. 2023’TE YATIRIMLAR TAMAMLANACAK Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde açıklanan teşviklerden yararlanan Metcap Energy Investments ile Fusion Dynamics, Türkiye’de toplam 5,2 milyar dolarlık doğalgaz ve petrokimya yatırımı için Ankara’da protokol imzaladı. Edirne’de kurulacak ve 4 milyar dolarlık yatırımla hayata geçirilecek doğalgaza dayalı kimya tesisi,
yıllık 2,6 milyon ton metanol ve 1 milyon tonluk hafif olefin üretim kapasitesine sahip olacak ve bin 150 kişiye istihdam sağlayacak. Söz konusu tesisle Türkiye’nin cari açığının yılda 1,4 milyar dolar azaltılacağı hesaplanıyor. Ayrıca, Kırklareli ve Karaman’da inşası devam eden toplam bin 550 megavat kurulu güce sahip ve 1,2 milyar dolar değerindeki doğalgaz kombine çevrim santralleri de Türkiye’nin toplam elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 5’ini karşılayacak. Söz konusu yatırımlar, iki şirketin ortaklığıyla kurulan Metcap Petrochemicals ile Verbena Enerji ve Komet Enerji konsorsiyumu tarafından gerçekleştirilecek.Tesisler 2020’den itibaren aşama aşama devreye alınacak ve 2023’te tüm yatırımlar tamamlanmış olacak. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
119
RÖPORTAJ
Sektör büyük mesafe kaydetti
Sonra da ortaklardan ayrıldık. Şimdi çocuklarımla beraber yine makine ve plastik imalatını sürdürüyoruz. Plastik makinesi üretiminde iyi bir yere gelmiştik. Bilhassa şişirme makinesinde Türkiye’nin lideriydik. Bizim Yelkenciler’in Amerika, İngiltere dâhil bütün Avrupa ülkelerinde, Asya ülkelerinde aşağı yukarı 60-65 ülkede makinesi vardır.
Duayenin gözünden dünden bugüne plastik sektörü
P
AGEV Dergisi olarak, ‘Sözlü Tarih’ projesi kapsamında 19972003 yılları arasında PAGEV Başkanlığını üstlenen Hayrullah Yelkenci ile bir araya geldik. Plastik sektörünün Tahtakale’deki hanlarda el presleri ile üretim yaptığı yıllarda plastik makine üretimine başlayan Yelkenci, Avrupa’dan Uzakdoğu’ya pek çok ülkeye makine ihraç etmeyi başardı. Plastik sektörünün yıllar içindeki gelişimine yakından tanıklık eden Yelkenci ile gerçekleştirdiğimiz röportajda PAGEV’in yıllar içinde daha da güçlenen eğitim misyonuna ilişkin de bilgiler alma fırsatı bulduk. Öncelikle bize kendinizi tanıtır mısınız? 1947 Bartın doğumluyum. 13-14 yaşıma kadar Bartın’da kaldım.
120
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
Bartın’da baba mesleğini yaparken 1960 İhtilalinden sonra yine ağaç işinde çalışmak için İstanbul’a geldim. İstanbul’a gelince bu mesleği sevmedim ve bugünkü ortağımın yanında çırak olarak plastik makineleri imalatına başladım. O günlerde Türkiye için makineler henüz yeniydi. Önce el presleri ile başladı. Sonra şişirme makineleri, ardından enjeksiyon makineleri olarak devam edildi. 1967’de askere gittim ve 1969 yılının 22 Eylül’ünde de kendi işyerimizi açtık. Askerdeyken bugünkü ortağım Süleyman Yelkenci ile mektupla ortaklık kurduk. Askerden döndüğümde ortağım çalışıyordu. Benden bir yıl önce dönmüştü. Ben aşağı yukarı 1,5-2 ay tezgâh peşinde koştum çünkü yeni bir tezgâh almaya imkân yoktu
bu nedenle kullanılmış tezgâh bakıyorduk. Fakat en sonunda yine yeni tezgâh aldık. Tezgâhımı almadan önce bir tanıdığım ile Küçükpazar’da karşılaştım. “Bize makine lazım” dedi. Böylece daha işyerini kurmadan ve takım tezgâhı almadan ilk işimizi de almış olduk. 1969 yılının 22 Eylül’ünde 21 metrekarelik, kapısı ve camı çerçevesi olmayan bir dükkânda başladık. Zamanla yerimizi büyüterek devam ettik. 1973’te de Sefaköy’deki yerimizi aldık. 1977-78 senelerinde inşaatını yapıp üretim tesisimizi 5 bin metrekareye çıkardık. Bu arada makine işine devam ederken 1973 yılında diğer kardeşlerimle birlikte plastik işine de girdik. Makine imalatı ve plastik imalatı olmak üzere toplamda 5-6 şirkete kadar çıktık.
İlk işe girdiğiniz Süleymaniye, Tahtakale döneminden bahseder misiz? Süleymaniye’de Mimar Sinan Caddesi’ndeydik. Orası için plastiğin başlangıç yeri deniliyor. Bizden önce de işyerleri vardı, bizim zamanımızda da o şekildeydi. Benim işçilik yaptığım dönemde ağırlıklı olarak küçük makineler, el presleri vardı. Şehir dışına yeni yeni çıkılmaya başlamıştı ama genellikle iş yerleri Süleymaniye’deki hanların 4., 5.katlarında yirmi metre, otuz metre odalardaydı. Oralara bir şekilde o makineler çıkarılır ve üretim yapılırdı. Plastik sektörü oralardan bugünlere geldi. 196070 arasında üretim el presleri ile yapılırdı. Şişirme yeni başlamıştı. El
presi ve masa üstü preslerle, çok basit makinelerle oyuncaklar incik boncuk türü şeyler üretiliyordu. Hatta şimdi bazı arkadaşlarımızın iş yerlerinde halen o presler durur, müze gibi sergilenir. 1965 ile 70 arasında plastik makine üretiminde çok hızlı gelişmeler oldu. El presinden makineleşmeye geçmeye başlandı. Otomasyon gibi düşünebiliriz. Plastik sektörünün hammadde gibi çeşitli sorunlarının çözümünde neler yapıyordunuz? Bir dernek, meslek örgütü var mıydı? Yoksa Ticaret Odası üzerinden mi çözüyordunuz? Plastik üretiminde sorun büyüktü çünkü PETKİM hammadde ihtiyacını karşılayamıyordu. PETKİM ilk önce Yarımca’da başladı sonradan Aliağa yapıldı. Derneğimiz de vardı tabii ki, görüşmeler yapılıyordu ama üretim olmayınca görüşmeler pek bir fayda getirmiyordu. Hammaddenin bile karnesi gibi bir durum vardı. Tahsis belgeliydi. Diyelim ki elli ton mal kullanıyorsanız size ancak ayda bir ton, iki ton mal verebiliyordu çünkü üretim belliydi ve herkese dağıtıyordu. Sonradan ithalat
gelişince hammadde sorunu çözülmüş oldu. Şu anda hammaddede sıkıntı yok ama yerli üretim neredeyse yüzde 12-13’lere kadar düştü çünkü Türkiye’de plastiğin tüketimi çok arttı. Biz ilk fuarları yaptığımız zaman kişi başına 6-7 kilolardan bahsedilirken bugün 100 kiloların üzerine çıkmış vaziyette. O yıllarda biz Avrupa’da 15’inci, 20’nci sıralardayken bugün plastik üretiminde ikinci sıraya gelmişiz. Üretimde de, tüketimde de ihracatta da durum böyle… Ürettiğimiz plastiğin yüzde 50’sinden fazlası da ihraç ediliyor. Her ne kadar hammadde üretim geride kalsa da plastik üretimi Türkiye’de çok çok gelişti. Sizce plastik sektörünün en parlak yılları hangi yıllardır? En kârlı yılları 1980 öncesi hatta 1970-80 arasıdır. 1990-2000 arası da yine canlı geçti fakat ondan sonra dengeler bozuldu, rekabet çok yükseldi. İthalat hammaddeyle kalmadı Avrupa Birliği’nden sonra mamul de gelmeye başlandı ve bu bakımdan kârlılık oranları çok düştü.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
121
RÖPORTAJ
İlk fuar macerası bizi bugünlere taşıdı PAGEV’in kuruluş fikri nasıl ortaya çıktı? Sektörde yetişmiş insan gücü olmadığı ve sektörde çalışanlar hep alaylı olduğu için bir şekilde eğitime de el atalım denildi ve uzun bir çalışma sonucunda PAGEV kuruldu. Bütün gayemiz sektöre eğitilmiş insanlar katılsın ve bu işin bir de mesleki okulu olsun istiyorduk. Buna göre ciddi eğitim programları hazırlandı. Aylarca üzerinde çalışıldı, yurt dışında araştırmalar yapıldı. Okul yaptık ama öğretmenimiz yoktu. Öğretmen adaylarını yurt dışında eğitime gönderdik. Halen okullarımızda çalışıyorlar. İnönü Endüstri, Marmara, Hacettepe, Gazi gibi üniversitelere maddi destekler verdik. Yıldız Üniversitesi’nde yüksek lisans yapan öğrencilere destekler verdik. Sonra temelden bir okula başlayalım dedik. Bizim yine vakıf çatısı altında olan arkadaşlarımızın gayretleriyle Gebze’de bir OSB kuruldu ve bu OSB’de okul yeri ayrıldı. Benim başkanlığım döneminde kooperatifin PAGEV’e tahsis ettiği alanda 500 öğrenci kapasiteli ilk Anadolu Meslek Lisesi’ni kurduk ve başarılı bir şekilde de devam ediyor. Sektöre eğitimli insan yetiştirmek üzere PAGEV’in yaptığı ilk okuldur. Okulu donattık hatta İtalyan Plastik Derneği’nin gayretleriyle buraya makineler de bağışlandı. Ondan sonra bir okul daha yapalım dedik ve Halkalı’daki okulu yaptık. Bu okulun yerini de Milli Eğitim’den aldık. Bin öğrenci diye başladık şimdi bin 200 öğrenciye
ulaştı. Türkiye’de olmayan çok büyük bir projedir. Plastik, metal imalatı, kalıpçılık vb. ile AR-GE Merkezi, Yüksek Okul ve üniversite de olacaktı. Bizden sonra bunlar olamadı ama büyük bir projedir ve inşallah bunları gerçekleştirirler. PAGEV’in iki okulunun da imzasını, temelini atmak bana nasip oldu. 1989’da PAGEV’in ilk kurulduğu yıllar nasıldı? Ben PAGEV’in üçüncü Başkanıyım. 1997-2003 yılları arasında Başkanlık yaptım. İlk yönetimde yoktum ama başlarda vakıf çok sıkıntı çekti. Gelirleri aidata dayalıydı ama sonra aidat alamayınca sıkıntı çok büyüdü. Bir de dergi işine girmiştik. Dergi de ilk zamanlar kâr etmiyor ancak masraflarını karşılıyor veya karşılamıyordu. Sıkıntılar yaşadık ama çok şükür sonraki zamanlarda çözdük. Fuar konusunda bir anımı paylaşmak isterim. Bir gün Mecidiyeköy’de bir fuara katılıyoruz. Fuar’ın açılışına gitmek için yola çıktım ama Mecidiyeköy’de yol tıkandı, kapattık kontağı durduk. O arada da çok sık fuarlar yapılmaya başlandı. Bu fuarı niye biz yapmıyoruz diye aklımdan geçti. Fuar bitti ve PAGEV’e geldim. O dönemde PAGEV’de işyeri edinmek için bir kooperatif de kurmuştuk. Hem Vakıf’ta, hem PAKOP’ta birlikte olduğumuz bir çalışma grubumuz vardı. Aynı grup Ticaret Odası’nda da bu konuyu gündeme getirmiştik. O zaman PAGEV Yönetiminde yokum ama PAGEV’den sonra da
kooperatif toplantısı olacaktı. Orada kenarda otururken ‘Beyler bakınız burada para toplayacağız diye birbirimizi yiyoruz ama PAGEV olarak kimseden para alamıyorsunuz. Gelin bu işe köklü bir çözüm bulalım, fuar yapalım’ dedim. Fuar bizim işimiz değil diye herkes şaşırdı. Sonra ‘Derneği de yanımıza alalım ve beraber yapalım’ diye belirttim. Bizimkileri de, vakfı da bir türlü ikna edemiyordum. En sonunda vakfa, ‘siz yapmazsanız ben yapacağım’ dedim. Muammer Yüceler o zaman PAGEV Başkanı. Muammer Başkan, ‘Tamam yap ama bizden hiçbir şey isteme’ dedi. Bana o yetkiyi verdiler. Çalıştım ve fuarı nasıl yapacağız, nasıl para toplayacağız vs. bir sistem kurdum ve rapor halinde getirdim. ‘Tamam’ dediler. Muammer Bey ile fuarı kiralayan yere gittik, konuştuk orada kendisine imzayı attırdım. İlk fuarımızda 45 bin kişiye davetiye gönderdik. Ondan sonra fuarı satmaya başladık ve bin 665 metrekare alanı doldurduk. Mecidiyeköy’de Galatasaray’ın stadının arkasında Avni-Meliha Sözen Kültür Merkezi’nde yaptık. Fakat oranın su, elektrik, havalandırma gibi bir sürü altyapı eksiklikleri vardı. Kendimiz tamamladık ve fuarı yaptık. Herkes fuardan çok memnun kaldı. Sonra tabi ki fuara sahip çıkanlar çoğaldı ve fuarı daha profesyonel yapalım denildi.
Sektörümüzdeki en büyük sorun eğitim
Tüyap’la anlaşma yapıldı ve o gün bugün Tüyap’la çalışılıyor. Fuar sayesinde hem sektör belli bir yere geldi hem de Vakıf. Okullar, üniversitelere yapılan katkılar bu şekilde yapıldı. İstanbul’daki fuarın yanına sonradan yurt dışı fuarlarını da koyduk. Fuarın gelirini bir yandan eğitime aktarırken sektörü de dışarı açmamız icap ediyordu. Bu nedenle yurt dışı fuar kararı aldık. Dış fuarlara ilk defa Almanya K Fuarı ve Milano Fuarıyla başladık. Bu fuarlara zaten katılımcı olarak seyahatler yapılıyordu fakat makineyle katılımcı olarak gitmemiz gerekiyordu. Bu şekilde de sistemi kurduk ve Rusya’dan başladık. Ukrayna, Romanya, Bulgaristan, İtalya Milano, Almanya Düsseldorf… Moskova’da tek başımıza Türk Plastik Ürünleri diye bir fuar yaptık ve sadece plastikçi 53 tane firma getirdik. Tarihe geçtik, büyük bir olaydı. Sektörü dışarıya da açmış olduk ki bunun da sektörün gelişmesine ve ihracatına çok büyük katkısı olmuştur. Peki sizin döneminizde vakfın en büyük problemleri neydi? En büyük sorunumuz eğitimdi. Plastik sektörünün de, makine sektörünün de iki tane sorunu vardı: Birincisi eğitilmiş insan bulamama, ikincisi üretimini
122
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
genişletmek için geniş mekân bulamama. Plastik sektörü her üç yılda, beş yılda azami taşınmak mecburiyetinde çünkü büyüyor, yerine sığamıyor ama gideceği bir mekân yok. Şu anda sanayi bölgeleri kurulmuş, gideceğin güzel yerler var ama bir plastikçinin gidip de oradan yer alıp o yeri yapması mümkün değil çünkü metrekaresi 100 dolar, 150 dolar, 200 dolardan başlıyor. Sanayici 1,5 milyon lira, 2 milyon liraya arsa alıp yatırım yapabilir mi? Esas devletin yapacağı iş de buradadır. Bu konuya bir kolaylık getirmesi gerekiyor. Taşımazsanız olduğu yerde kalıyor; genişleyemiyor, üretim ve istihdam artmıyor. Sektörün en büyük sorunu geniş mekân, ikincisi de eğitimli elaman. Peki bugün PAGEV’in çalışmalarını nasıl görüyorsunuz? Bugünkü PAGEV’in işi çok zor. Plastik poşetten dolayı PAGEV sıkıntılı ama inşallah çözerler. Poşet üzerinde bir algı var ama poşet kullanmadığınız zaman, plastik kullanmadığınız zaman bunun yerine ne kullanacaksınız? ‘Kağıt kullanalım’ diyorlar, peki kağıdı nasıl temin edeceksiniz? Biz bundan 20 sene önce plastik kullanmazsanız; kapı, pencereyi profilden, plastikten yapmazsanız ne kadar ahşap kullanacağınızı aşağı yukarı hesapladık. Sonuçta Türkiye’nin ormanları, yarı yarıya giderdi. Bugün teknolojiyi kullanmak ama kullandığını da sokağa atmamak lazım… Bütün mesele oradan kaynaklanıyor. Bu bir değer değer ve sokağa atılmaması gerekiyor. Plastiğe karşı olan algı sektör için çok kötü. Biz bunu 70’li yıllarda yaşadık. O zamanın bir Bakanı eline aldı, Hürriyet gazetesinde ‘bu zehir, zehir’ diye çıktı. Bugün
plastik olmasaydı bu milletin hali, dünyanın hali ne olurdu? Dünya bu şekilde gelişmezdi çünkü her şey baştan aşağı plastik… Bu iş yasakla olmaz. Plastiğin gelişmesinin Türkiye’ye katkısı ne oldu, bir de bunu hesaplasınlar. PAGEV’in bugünkü yöneticilerine öneriniz ya da tavsiyeleriniz neler? Şimdi burada bir algı yaratıldı ve bunun karşısında PAGEV’in de bir algı yaratması gerekiyor. Başkanla da bunu konuştuk. Planlı şekilde çalışarak plastiğin zararlı olmadığını iyi anlatmaları önem taşıyor. Görsel kirliliğin üreticinin değil kullanıcının hatasından olduğunun üzerine gidilmesi gerekiyor. PAGEV bunun mutlak ki peşini bırakmayacak, bunun üzerine çalışacak. Zamanla bu sektörden üretim yapan arkadaşlarımız çıkabilirler, başka bir işe geçebilirler ama bu bir başlangıç, domino gibi olabilir. Bütün mesele insanlarımızın bilinçlenmesinde… İnsanımız bilinçlenirse plastikleri sokağa atmaz. Türkiye’nin ilk granülcülerinden olan arkadaşım, rahmetli Sabit Ayrancı bu işin duayenlerindendi. O’nunla ilgili bir anımı paylaşarak son sözlerimi söylemek istiyorum. Büyükçekmece’nin orada sahilde oturuyorduk. Sahilde gezerken kapakları toplamış ve bu nasıl paraya çevrilir diye düşünmüş. Bunu söyleyen Sabit Ayrancı… Ben kendisine 1970 başında makine verdim. O zaman granülcüydü, geri dönüşüm yapıyordu ki Türkiye’nin en büyük granülcüsüydü. Geri dönüşümün önemi o yıllardan ön görülmüştü. Sonuçta bu bir değer ve mutlaka geri dönüşümü olacak ama çöpe atarsan geri dönüşümü zorlaşıyor. Plastik atıkların çöpe gitmeden ayrışması gerekiyor. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
123
II. ENDÜSTRİYEL KENEVİR FORUMU GERÇEKLEŞTİ
KÖYE DÖNÜŞ PROJESİ 1
9 Ocak 2019 Cumartesi günü, İstanbul Aydın Üniversitesi’nin ev sahipliğinde Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM)’ın katkılarıyla Cumhurbaşkanı Danışmanı, orgeneraller, bürokratlar, akademisyenler, iş insanları ve forum paydaşlarının katılımıyla başladı. Gerçekleşen forumda konuşmacıların ortak noktası öncelikle kenevirin bir uyuşturucu olmadığını, aksine gıdadan tekstile, otomotivden inşaata birçok alanında verimli,
124
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
yenilikçi ve alternatif şekilde kullanabileceği oldu. İki oturumdan oluşan forum Dr. Yalçın Koçak ve Araştırmacı Yazar İsmail Tokalak’ın modaratörlüğünde, akademisyenler ve iş adamlarının sunumlarıyla devam etti. 4000 yıl önce Hindistan ve Çin’de keşfedilen ve latince adı Cannabis Sativa olan, Kenevir yada Anadolu’daki adıyla “Kendir” olarak bilinen eşsiz bitkinin kutsal 4 tohumdan biri olduğunu vurgulayan Prof. Dr.
İbrahim Hakkı Aydın, Osmanlı döneminde Anadolu’nun bir çok yerinde Kendir/Kenevir üretim ve tüketiminin olduğunu bazı seyahatnamelerden anlaşıldığını belirtmiştir. Evliya Çelebi’nin 1700’lü yıllarda yazdığı seyahatnamesinde, Samsun şehrinden bahsedilirken; “Şehrin ileri gelenleri ve eşrafı çoktur, halkı gemici ve kendircidir; gemi palamarları için kendir ipleri bütün dünyaya buradan gidecek kadar çoktur.” (Atsız, 1971:164) denmektedir.
1800’lü yıllarda ise, Kastamonu’da kendirden yapılma kalınlı inceli halatın, ipin ve sicimin üretildiği, Baba Cafer Türbesi sokağında da bir kendirciler çarşısının bulunduğundan bahsedilmektedir. (Celal 1986:54) Öte yandan, Rize’de kendirden türlü iç çamaşırlarının ve elbiselerin feritikodan dokunulduğu da bilinmektedir. İzmir Tire müzesinde yer alan
bir vesikada; Tire’de üretilen kendirin büyük bir kısmının ordunun ihtiyacı için devlet tarafından satın alındığı ve hatta, Tire’de II. Mahmut devrinde Tirelilerin bazı cezaların affına karşılık 50 kentar kendir vermelerinin buyrulması (Gürçay, 1969: 14; İmer, 1999) Osmanlı Devleti’nin kendir ziraatı ve urgan imalatına ne kadar önem verdiğini göstermektedir. 1900’lü yılların ortalarından sonra
yavaş yavaş halat ve urgan yapımında kendirin yerini sisal, manila ve jute bırakması kendir ekilen sahaların azalmasına sebep olmuştur. 1940 yılına kadar resmi olarak ilaç yapımında dahi kullanılan kenevir, 1967 yılında Türkiye’nin de imzaladığı Uyuşturucu Maddelere Dair 1961 TEK sözleşmesi ile kenevirin kontrollü ekimine izin verilmiştir. Böylelikle, kenevirin ülkemizdeki ekimi azalmıştır.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
125
Kenevir endüstriyel avantaja sahip Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Neşet Arslan, kenevir yada diğer adıyla kendir’in, doğada dişisinin ve erkeğinin bulunduğunu, sapından, tohumundan ve gövdesinden ayrı ayrı yararlanılabilen nadir bir bitki olduğunu vurguladı. Erciyes Üniversitesi Fen Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah ÇOBAN, kendir bitkisinin tıp biliminden ilaç sektöründen, inşaat sektörüne, otomotiv sektöründen, doğa bilimlerine faydası olan mucizevi bir bitki olduğunun üzerinde durdu. Bir dönümlük kenevir, 25 dönümlük orman kadar oksijen üretmektedir. Ve yine, bir dönümlük kenevirden, 4 dönüm ağaca eş kağıt üretilebilmektedir. 4-5 ay kadar kısa sürede yetişmekte olması da endüstriyel olarak çok büyük bir avantaj oluşturmaktadır. Kendir yetişirken her hangi bir tarım ilacına ihtiyaç duymaz ve bu da kenevir ile beslenen hayvanların hormon takviyesine gerek kalmadan verim alınmasını sağlamaktadır. Biyokimya uzmanı Prof. Dr. Nezih HEKİM, ibn-i sina’nın “her bitkinin bir ilaç ve her bitkinin bir zehirdir” sözü ile başladı. Resmi olarak epilepsi, sara, MS, kanser, ağrı, iltihap, mide bulantısı, iştah kaybı, kas spazmı
gibi hastalıkların tedavisinde faydalı olduğunun kanıtlandığını dile getirdi. Gelecekte ise; alzheimer, kanser, AIDS, şizofreni gibi bir çok hastalığın tedavisinde de kullanılabileceğini belirtti. İlaç sektöründen Amerika Birleşik Devletleri’nin 650 milyar dolar kazanımı bulunmaktadır. Yerli kaynaklarımızdan olan kenevir ile yerli ve milli ürünlerimizi elde edebilir, ülkemizin dışa bağlılığını azaltabiliriz. Prof. Dr. HEKİM, son olarak, 1940’lara kadar tıp alanında yasal olarak kullanılmaktaydı. Kenevir yasakları genel olarak haşhaş, afyon gibi preparatların gölgesinde amaç dışı kullanımlara karşı yasaklandı. Bu olumsuz etkilerin sebebi kenevirin içerisindeki THC oranı olduğunu belirtti. Endüstriyel kenevirin, haşhaş, afyon gibi preparatlardan ayıran en büyük özelliğinin THC oranının %1’den az olmasıdır. Ve bunun, uyuşturucu etkisinin yok denecek kadar az olduğunu göstermektedir. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selim Aytaç, Hemp Global Solutions’a göre her 1 ton kenevirin, 1.63 karbon dioksit (CO2) emilimi yapmaktadır. Bu da, tarımsal ormanlara göre %400 daha fazladır. 1 dekarlık kenevirden, 2-2.5 ton kurutulmuş
kenevir elde edilir. Kenevir ve kireç tozları harç gibi karıştırılır ve tuğla yapılabilinir. Yapısında kenevir bulunan bu tuğla, evinizin duvarında bulunduğunda dahi, CO2 emiline devam edebilmektedir. Yani, tuğla dahi olsalar, havayı temizlemeye yardımcı oluyorlar. Aynı zamanda, 4000 kaloriden fazla enerjileri olması, yakıldığı zaman linyit kömüründen daha fazla ısı vereceğini göstermektedir. Kenevir, tarım ilacı istemeyen bir bitkidir. Etrafındaki yabancı otların yetişmesini engeller ve çok daha önemlisi, toprağıda temizlediği için keneviri söküp, kendinden sonraki bitkinin de ilaç ihtiyacını yok denecek kadar düşürmekte olduğu bilgilerini verdi. Yeni Akit Gazetesi yazarlarından Abdurrahman Dilipak, bir uygarlık yaratmak istiyorsanız, baskıları kaldırmanız lazım, çok boyutlu düşünüp algıyı değiştirmemiz gerekiyor dedi. Tıp, hukuk, sanayi bir çok alanda senkronize bir şekilde çalışmamız gerekiyor. Özellikle petrokimya alanında çalışmalar yapmamız gereklidir. Havayı ayrı, toprağı ayrı temizleyen bu mucizevi bitkiyi her toprağa dikerek, toprağımızdaki kanseri temizlemeliyiz diyerek düşüncelerini paylaştı.
edilen filelerin kullanımını önerdi. Cumhurbaşkanı “Biz keneviri ithal ediyoruz. Kenevire dayalı yapılması gereken şeyler varsa ithal ürünlerle yapılıyor. Gıda Tarım Bakanlığı bu konuda çalışmalara başlıyor” dedi. Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı, Ziraat Yüksek Mühendisi Şahin Gizlenci,
09.01.2019 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde Yerel Yönetimler Sempozyumu”nda açıklamalar yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, plastik poşete karşı başlatılan kampanyaya da değindi ve poşet yerine kenevirden imal Çeşitler
Sap Verimi (kg/da)
Lif Verimi (kg/da)
Dünyada 69 tane endüstriyel kenevir türü bulunmaktadır. Türkiye’de ise Samsun, Vezirköy, Narlısaray’da sadece bir köylünün elinde kalan tohumlara ulaşıldı. Bu tohumlar, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin koordineli çalışmalarıyla adapte ettiler.
Sap Verimi Kırtık (kg/da)
Lif Oranı (%)
Uso 31 198.05 49.16 148.18 24.69 Santicha 27
208.88
69.72
139.16
33.68
Future 75
548.14
134.86
413.28
24.67
Finola 27.96 8.72 19.14 26.98 Ferimon
479.62
85.55
394.07
29.41
Fedora 17
300.92
88.37
212.54
29.41
Narlısaray
895.74
187.18
708.56
20.91
AOF 36.81 19.10 43.31 3.79
Kullanım bölgesine göre değişebilir olsa da yapılan çalışmalar sonucu, en yakın rakip olarak görülen Santicha 27, Future 75 ve Fedora 17’den çok daha iyi sonuçlar ortaya çıkaran Narlısaray adlı yerli tohumumuz. Kenevir liflerinden geriye kalan kısmı kırtık yakacak olarak kullanıldığında, yüksek ısı değeri, düşük kül miktarı ve baca dumanında eser miktarda CO2 bulundurur. Ülkemizde ortalama 1 dekar alanda 120 kg
126
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
kenevir lifi elde edilebilinir. Lifin kg fiyatı 15 TL’dır. 1 dekar alandan 1800 TL gelir edilebilinmektedir. Ortalama 865 TL masraf edilmekte ve 1 dekar alandan 935 TL kar edilebilinmektedir. Adı Yerli Linyit Kömürü
Isıl Değer (Kcal.) 3000
Odun 2500 Motorin 10200 Kenevir
4300
Endüstriyel kenevir tohumunun kg fiyatı 25-30 TL’dır. Tohum amaçlı endüstriyel kenevir yetiştirildiğinde 1 dekar alandan 30 kg’a yakın tohum elde edilmektedir. 1 dekar alandan 900 TL gelir elde edilirken, 300 TL masraf yapılmaktadır. Çiftçi 1 dekar alanda toplam 1535 TL kazanabilmektedir. Mekanizasyon yatırımları da yapıldığında üretim masrafları %30 azalıp, kar elde etmektedir.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
127
Dünyada kullanımı yavaş yavaş artmaya başlayan ve “çağın yakıtı” olarak adlandırılan biyoyakıt, kenevir yağından, biyodizel, biyoetanol üretilebilmektedir. Devlet Planlama Teşkilatı’nın “Biyoyakıt Teknolojilerinin Tarım Sektörüne Etkileri” adı altındaki tezinde; 1930’lu yıllarda Atatürk Orman Çiftliği’nde kullanılan traktörün biyodizel ile çalıştığı ve Türkiye’nin o yıllarda bu sistemi kullanarak üretime geçtiği arşivler ile kanıtlandı. Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM)’ın Kendir Enstitü Başkanı Dr. Erdem Ulaş, FCDA raporlarına göre, her bir dönümlük kenevirden 1000 galon kenevir yakıtı/biyo dizel elde edilebilinir olduğunu. Amerika
Birleşik Devletleri’nin tüm tarımsal arazilerinin sadece %6’sının kullanılması ile şu andaki ABD’nin kullandığı benzin, dizel ve tüm yağ ihtiyacı ile elektrik enerji ihtiyacının tamamı kenevir lifleri ve atıklarından sağlanılabileceği belirlenmiştir. Kenevir milli hazinemizdir. Endüstriyel anlamda yapılacak binlerce üründen elde edilecek “GERÇEK KÖYE DÖNÜŞ PROJESİ”nin sonucunda ekonomimize katkısı her yıl 100 milyar doları aşacaktır. Fransa hükümeti, 30.000 dönüm kenevir ekimi yapıyor. 2 milyar dolarlık pazar için, ekim sahalarını arttırıp, yemek endüstrisi, inşaat malzemeleri ve selülozu yüksek sak ve lifler üzerine araştırmalarına devam etmektedir.
Yerli tohumumuz, yok denilecek kadar az. Endüstriyel kenevir için ciddi bir ekim ve istihsal lobisine ihtiyacımız var. Türkiye’mizin ekilebilir alanı 237,450 km2’dir. Sadece doğalgaz ithalatı ile çalıştırdığımız doğalgaz kombine çevrim santralleri, sanayi ve evlerde doğalgaz kullanımımızdan, petrol tüketimimizden toplam 2017 yılı enerji cari açığımız 37 milyar dolardır. Tarım alanlarımızın sadece ve sadece %15’ine kendir eker isek, ülkenin tüm ısınma, aydınlanma ve petrol-döviz ihtiyacını karşılayacağımız gibi, bütçemizin cari işlem açığını da kapatarak dengelenmiş, paramızı da değerlendirmiş oluruz.
Ülkemizde şuan 19 ilimizde kontrollü ve yasal olarak, kenevir ekimi ve dikimi sağlanılabilmektedir. Avrasya Stratejik Araştırma
ASAM Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Yalçın Koçak, Cumhurbaşkanımızın da onayıyla tıptan endüstriye bir çok konuda kullanımı bulunan bu değerli madenin araştırılmasını işaret ettiğini söyleyen Dr. Koçak, Hz. Muhammed ‘in “Yarın kıyametin kopacağını bilseniz dahi, bugün elinizdeki fidanı dikin.” sözlerini 128
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
hatırlattı ve, kenevir’in stratejik bir ürün olduğunu vurguladı. Yalova Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Polimer Mühendisliği öğretim üyeleri Dr. Öğr. Üyesi H. Aylin Karahan Toprakçı ve Dr. Öğr. Üyesi Ozan Toprakçı ile birlikte %100 Yerli Kenevir Bazlı Plastik Poşet ve %100 Yerli Kenevirden Kağıt elde ettiklerini
Merkezi “Köye Dönüş Projesi” kapsamında çalışarak bunun ilk etapta 22 ile çıkarılması için uğraşmaktadır.
ve bu çalışmalar ile 4.1 milyar dolar kar elde etmeyi amaçladıklarını söyledi. İstanbul Aydın Üniversitesi TECHNOARGE Uygulama Merkezinde, %100 Yerli Kenevir ile X-Ray cihazları ve El Dezenfektan cihazlarının plastik kısımları imal edildi.
Plastik değil
insan çevreyi kirletir
Yalova Üniversitesi Polimer Mühendisliği öğretim üyesi Dr. Öğr. Üyesi H. Aylin Karahan Toprakçı, plastik, kauçuk, kompozit, kısaca polimer sektörü için yetiştirilmiş insan gücüne ihtiyaç var ve bölümümüz bu konuyla ilgilenmektedir. Öncelikle şunu çok iyi biliyoruz ki, plastik söz konusu olduğu zaman çok ciddi bir ön yargı söz konusu fakat biz biliyoruz ki, PLASTİK DEĞİL, İNSAN ÇEVREYİ KİRLETMEKTEDİR. Dünya’da 1950’den bugüne kadar 8.3 milyar ton plastik tüketilmiştir. Şuan ise, 2.5 milyar tonu kullanılmaktadır. Bunun sadece 600 milyon tonu geri dönüştürülmüştür. Dünya’da 5 milyar tonluk bir plastik çöpü vardır. Bilinçli oluşturulmayan çöp sahalarından sızan plastikler okyanuslarda birikmektedir. Buna çözüm olaraksa, biyo-bozunur plastikler kullanılmalıdır. Selüloz asetat, termoplastik nişasta (TPN), polihidroksi alkonat ve polilaktik asit gibi biyo-bozunur malzemeler kullanılmalıdır. Ülkemizde bolca yetişebilecek olan kenevir de biyo-bozunur plastik yapabileceğimiz bir bitkidir. Endüstriyel kenevir kullanarak üretilecek biyo-plastik doğada tamamen çözünerek hiçbir atık oluşturmamaktadır ve sürdürülebilir bir ürün olmaktadır. Kenevirden üretilecek bu ham madde özellikle
gıda ambalajı ve tek kullanımlık ürünler için uygun olabilecektir. Laboratuvarda Ar-Ge çalışmalarını yaptığımız ve patentini aldığımız, endüstriyel üretime hazır 4 ürünümüz bulunmaktadır. Ayrıca Yalova Üniversitesi Polimer Mühendisliğinde termoplastik nişasta ve kenevir hakkında çalışmalar yapan öğrencilerimiz mevcuttur. Dünyadaki biyobozunur ham madde piyasasını incelediğimizde ABD istatistikleri 2015 yılında bütün plastiklerin %2’lik bir oranı biyoplastikdir ve 2020 yılında bu oranı %5’e 2030 yılda ise %30’lara çıkarmayı planlamaktadır. Avrupa ise 2022 hedefi olarak biyo-plastik
üretimini %18’den %25 cıkarmayı planlamaktadır. ABD ve Avrupa ihtiyaçlarından fazla ürettikleri bu biyo-plastikler ile diğer ülkelerde bir pazar oluşturacaklardır. Bizler de özellikle kenevir gibi endüstriyel bitkileri kullanarak 2023 hedefimizde biyo-plastik üretimimizi arttırmalıyız. Ülkemizde alanında uzman bir çok kişi var fakat koordinasyon ne yazık ki yok. Kenevir gibi değerli bir bitkinin önündeki engellerinin kaldırılması, ön yargılarımızın yenilmesinde gerekli bilgilendirme yapılmalıdır. Milli kaynaklarımızı kullanılması, ülkemizin dışa bağlılığını ortadan kaldırılması ve yerli ürünlerin oluşturulması gereklidir. Her şeyden önemlisi, genetiği değiştirilmiş tohumlar yerine, ata tohumların kullanımı büyük önem arz etmektedir. Plastik sektörümüzde ise, gerek makina teknolojisi gerekse ham madde teknolojileri günden güne gelişmekte ve değişmektedir. Günümüz şartlarında, sadece kalsitli ürünlerle kar etmenin yerine, bilime, Ar-Ge’ye daha fazla güvenmeli, daha fazla yatırım yapmalıyız. Dünyayı takip etmemiz gerekli, dünyamızı korumamız gerekli. Kendimizi daha fazla geliştirmemiz daha fazla öğrenmemiz gerekli. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
129
“Fikirden Yeniliğe” konulu
ödülllü öğrenci yarışması
EGEPLASDER
Gencer ile yola devam ediyor E
P
lastik sektörü Türkiye ekonomisinin en önemli aktörlerinden biri olmaya devam ediyor. Dünyanın en büyük altıncı, Avrupa’nın en büyük ikinci plastik üreticisi konumunda olan sektör asıl büyümesini yeni teknolojilerle uyumlu, değişen tüketici beklentilerini karşılayabilecek katma değeri yüksek ürünlerle gerçekleştirecek. PAGEV kurulduğu günden bu yana sektörün sürdürülebilir büyümesini sağlamak ve yüksek katma değerli ürünlerin üretilmesi ile ihraç fiyatlarını artırmak için bilim, teknoloji, inovasyon ve Ar-Ge faaliyetlerini destekliyor. Yenilikçi fikirlere ve yeni yaklaşımlara çok değer veriyor, yeni bir fikri olanların mutlaka teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyor. Bu doğrultuda son olarak petrokimya devi SABIC’in düzenlediği “Fikirden Yeniliğe” yarışmasının destekçileri arasına katıldı. Bir fikri ancak o fikir hayata geçirme olanağı olmayanlar için “Fikirden Yeniliğe” tarzındaki yarışmaların büyük önem taşıdığına inanıyoruz. SABIC’e gençlerimize böyle bir
130
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
fırsat verdiği için teşekkür ediyoruz. 2019 teması “Daha hafif ürünler ve sürdürülebilirlik” olan bu yarışmada katılımcıların sürdürülebilirlik prensiplerinden hareketle tasarımdan kullanıma sürdürülebilir yaşam döngüsü için cam, metal ve diğer malzemeleri termoplastik çözümlere dönüştürmeleri bekleniyor. Yarışmada PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, SABIC Türkiye Genel Müdürü Fahad Al-Harthi, Mustafa Demirci, Oğuz Özgen, Hülya Kiraz, Dr Fatih Ergüney ve Dr. Betül Türel Erbay gibi her biri alanında uzman isimler jüri üyesi olarak görev alıyor. PAGEV olarak yarışmaya katılmayı düşünen gençlerimizin fikirlerine inanmalarını ve iyi bir fikrin her zaman gerçeğe dönüştürülebilir ve üretilebilir olduğunu unutmamalarını diliyoruz. Yarışma başvuru koşulları • Yarışmaya Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı veya yabancı uyruklu olup üniversitelerin mühendislik ve kimya bölümlerinde öğrenim gören lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencileri katılabilir. • Adaylar bireysel olarak veya
en fazla 5 kişilik takımlar halinde katılabilir. • Adayların, başvuru tarihinden proje gönderme tarihine kadar lisans eğitimlerinin devam ediyor olması gereklidir. • Adayların 2018-2019 akademik yılında öğrenci olarak kayıtlı olması gereklidir. Ödüller Birincilik ödülü; 4.500 dolar değerinde MediaMarkt hediye çeki ve SABIC yenilikçilik merkezlerinden birinde bir haftalık eğitim İkincilik ödülü; 3.000 dolar değerinde MediaMarkt hediye çeki ve SABIC Türkiye ofisinde staj Üçüncülük ödülü; 1.500 dolar değerinde MediaMarkt hediye çeki Yarışma başvuru tarihi: 15 Aralık 2018 - 28 Şubat 2019 Finalistlerin açıklanma tarihi: 15 Mart 2019 Proje gönderim tarihi: 01 - 04 Temmuz 2019 Sonuçların açıklanması ve ödül töreni tarihi: 18 Temmuz 2019 P
EGEPLASDER Yönetim Kurulu Başkanlığına gelen Şener Gencer; “Sektörümüzün duayen ismi EGEPLASDER Derneği kurucularından, başkanımız Sayın Erol Paksu değişim ve yeni bir sinerji yaratılması düşüncesi ile başkanlıktan ayrılmıştır. Yönetim Kurulu arkadaşlarımızın teveccühü ile Olağan Genel Kurul’a kadar başkanlık vazifesini yürüteceğim. Dünyanın ve ülkemizin içinden geçtiği bunalımlı dönemde
sektörümüzün sıkıntılarını, firmalarımızın sorunlarını çözmek için derneğimiz yönetim kurulu üyeleri ile birlikte elimizden gelen gayreti göstereceğimizden emin olabilirsiniz. Bu dönemde sanayi ve ticaret odamızdaki sektör temsilcisi arkadaşlarımızın desteğini de alacağımızdan eminim. Bu vesile ile tüm meslektaşlarıma 2019 yılının verimli ve bol kazançlı geçmesini diliyorum” dedi. P
EGEPLASDER Başkanı Şener Gencer
ge Bölgesi plastik sektörü temsilcisi Ege Plastik Sanayicileri Dayanışma Derneği (EGEPLASDER)’de yeni dönem başkanı Şener Gencer oldu. Geçmiş dönem başkanı Erol Paksu’nun görevden ayrılması ile toplanan EGEPLASDER Yönetim Kurulu genel kurul sürecine kadar boşalan göreve Başkan Yardımcılığı görevini sürdüren Şener Gencer’i seçti.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
131
GKS, Yüksekova’da üretip İran ve Irak’a ihracat yapıyor
H
akkari’nin Yüksekova ilçesinde oluşan güven ortamı ile birlikte açılan plastik fabrikasından, İran ve Irak’a 11 tır ürün ihraç edildi. “Kentin tek plastik fabrikası” özelliğini de taşıyan iş yerinde 25 kişi istihdam edilirken, gelen yoğun talebe yetişebilmek için bu sayının 50’ye çıkarılması hedefleniyor. Sürekli terör olayları ile anılan Yüksekova’da son yıllarda oluşan güven ve huzur ortamı, yatırımcıları da harekete geçirdi. İlçedeki Yeni Mahalle’de girişimci Salih Akdoğan tarafından 2 bin 500 metrekare alan üzerine, 680 metrekare kapalı alanı bulunan GKS Plastik fabrikası açıldı. Yaklaşık 6 ay önce kurulan fabrikadan İran ve Irak’a ürün ihraç ediliyor. Hakkari’nin tek plastik fabrikası olma özelliğini taşıyan iş yerinde yürüteç, çocuk mama sandalyesi, çocuk bisikleti, mutfak gereçleri, çekmeceli dolap, leğen, çöp kovası, su ısıtıcısı ve cezve üretiliyor. Talebe yetişmekte güçlük çektiklerini belirten fabrikanın Yönetim Kurulu Başkanı Salih Akdoğan, İran ve Irak’a şu ana kadar 11 tır ürün ihraç ettiklerini söyledi.
132
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
OLUMSUZ ALGILARI ORTADAN KALDIRDIK Yıllardır güvenlik gerekçesiyle Yüksekova’da ve bölgede fabrika kurulamayacağı yönündeki olumsuz algıları ortadan kaldırdıklarını belirten Akdoğan, “Biz de bu tabuları rahat bir şekilde kırabileceğimize, ürünlerimizi kendi memleketimizde yapabileceğimize inandık. Bu doğrultuda yol alabileceğimize inandıktan sonra proje aşamasından geçip, fabrikayı kurmaya niyetlendik. Bölgenin kalkınması, istihdam sorunu ve bölgenin ihtiyacını gidermek için böyle bir fabrika kurduk. Şu anda bölgenin tek plastik fabrikasıyız ve 6 aydır imalatımız devam ediyor. Her şey güzel gidiyor” dedi. YOĞUN TALEP VAR Salih Akdoğan, fabrikada ilk etapta 25 kişi ile üretime başladıklarını fakat bu sayının artacağını söyledi. Akdoğan, “Yoğun bir talep var. Bu talepleri yetiştirmek için zorlanıyoruz. İlerleyen günlerde çift vardiyalı çalışacağız. Bu istihdamı 50 kişiye çıkartmayı düşünüyoruz. Bölgede çok rahat imalatımızı yapıyoruz. İran’ın talepleri
doğrultusunda plastik su ısıtıcısı ve cezve yapıyoruz. Şu ana kadar İran’a yaklaşık 5 tır ihracat yaptık. Irak’a ise 6 tır plastik çekmeceli dolap ve çöp kovaları ihracat ettik. Sık sık talepler alıyoruz. Nasıl yetiştireceğimizi biz de bilemiyoruz. Ülkemizi ve memleketimizi daha iyi temsil etmek, ülke ekonomisine ve yerelde de memleketimize ekonomik katkıda bulunmak için böyle bir girişime imza attık” diye konuştu. İŞ İNSANLARINA ÇAĞRI İş insanlarına çağrıda bulunan Salih Akdoğan, Yüksekova’da güven ve huzur ortamının oluştuğunu belirterek, “6’ncı teşvik bölgesindeyiz. Burada devletin sağladığı destekler var. Biz bu fabrikayı kurarak, 6 ayda gayet rahat bir şekilde bu memlekette yatırım yapılabileceğini kanıtladık. Yüksekova coğrafi konum olarak buna çok müsait bir ilçe. Yüksekova’nın 2 ülkeye sınırı bulunuyor. Bu da ihracat yapmak için oldukça uygun bir ortamdır. İş insanlarına çağrıda bulunuyorum. Gelsinler ve yeni bir sahada fabrika kurup, bölgenin gelişmesine, istihdamına katkı sunsunlar” ifadelerini kullandı. P PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
133
Plastik malzeme
camdan daha çevreci çıktı
Plastiğe karşı karalama kampanyaları yürütülüyor oysa cam şişenin, çevreye plastikten daha zararlı olduğu ortaya çıktı
İ TÜBİTAK, PAGEV’e
‘Süper Malzeme Grafen’i tanıttı
ngiltere’de plastik karşıtı uygulamaların ardından cam şişe satışlarının artmasıyla birlikte dünyanın en büyük içecek üreticisi, cam şişelerin çevreye plastikten daha çok zarar verebileceği uyarısında bulundu. Coca-Cola, camın plastiğe göre daha sağlıklı ve çevre dostu bir alternatif görülmesine bağlı olarak geçtiğimiz yıl içinde cam şişe dağıtımında %14 artış meydana geldiğini bildirdi. Açıklamada bulunan Coca-Cola sözcüsü, camın plastikten çok daha ağır olmasından ötürü karbon ayak
izinin daha büyük olduğunu, dolayısıyla çevreye etkisinin daha az olamayabileceğini dile getirdi. Karbon, bilim insanlarına göre küresel ısınmada etkili olan gazlardan biri. Sözcü, tüm ambalaj malzemelerinin %100 geri dönüştürülebilir olması nedeniyle, tüketicilerin ister plastik ister cam tüm şişeleri geri dönüştürebileceğini hatırlattı. Açıklamanın temelinde, Britanya’da önde gelen market zincirleri ve gıda üreticilerinin “Birleşik Krallık Plastik Paktı” kapsamında 2025 yılına kadar gereksiz tek kullanımlık plastikleri
ortadan kaldırma taahhüdü yer alıyor. Market zincirleri, tüketicilerin boş plastik şişeleri geri getirerek para ya da alışveriş çeki alabilecekleri depozito programları başlattı. Tüketicilerin plastik şişeleri geri dönüştürmek yerine çöpe atması nedeniyle denizlerde ve akarsularda plastik çöplerin birikmesi giderek endişe uyandırıyor. Coca-Cola, restoran ve barlarda çok kullanılan cam şişelerin süpermarketlerde de satışa sunulmasının ardından, cam şişe satışında artış görüldüğünü kaydetti. P
TÜBİTAK’ın mucize malzeme olarak adlandırdığı Grafen teknolojileri ile ilgili sanayiye dönük yeni çalışmalar yolda
T
ÜBİTAK ME Fotonik Teknolojiler Grubu’ndan, PAGEV Yönetimine özel tanıtım… TÜBİTAK’tan Uzman Araştırmacı Dr. Elif Altürk ve çalışma arkadaşlarından oluşan ekip, PAGEV Yönetim Kurulu’na “Süper Malzeme Grafen” ve kullanım alanları hakkında kapsamlı bir sunum gerçekleştirdi. TÜBİTAK içerisinde mucize malzeme olarak adlandırılan Grafen teknolojileri ile ilgili sanayiye dönük çalışmalar başlatmak istediklerini kaydeden Dr. Elif Parlak; “Samsung, Intel, Fujitsu, Eikos ve Samsung gibi dev şirketler grafeni ürünlerinde kullanmak için hızla Ar-Ge çalışmalarını yapmaktadırlar. Avrupa Birliği 10 yıl için 1.35 milyar Euro grafenin üretimi ve uygulamalarına yönelik fon aktarımı yaparken, Güney Kore 350 milyon dolar ve İngiltere 50 milyon Euro grafenin ticarileştirilmesi için ödenek ayırmıştır. Tüm dünya bu konuya ehemmiyet vermektedir. En ince, en hafif, en güçlü, iletken, bükülebilir, her şekle girebilir ve
134
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
şeffaf yapısı sayesinde grafen, elektronik, havacılık, otomotiv, iletişim başta olmak üzere birçok sektörde kullanılabilecek bir malzemedir. TÜBİTAK olarak bizler de bu bağlamda Polimer/Grafen kompozitleri ve uygulamaları konularından başlamak istiyoruz. Az miktarlarda Grafen kullanarak lastik ya da otomobil, uçak malzemelerinin mekanik özelliklerini artırmaya aynı zamanda daha az yakıt kullanılabilmesi içinde malzemeleri hafifletmeye yönelik çalışmalara ilgi duyuyoruz. Bu kapsamda sektörün öncü kurumu olan PAGEV ile iş birliği çalışması yapmak istiyoruz” dedi. Grafen malzemesinin kullanımına yönelik örnekler sunan Dr. Parlak; “Dünyada ilk kez grafenle kaplanmış bir hava aracı İngiltere’deki Central Lancashire Üniversitesi’nden havacılık ve uzay mühendisleri tarafından üretildi. Adı Juno olan bu insansız hava aracı Farnborough Havacılık Fuarında 2018’de
sergilendi. 3,5 metre uzunluğundaki insansız hava aracında, grafen bazlı piller ve 3D baskılı bileşenler de yer alıyor. Grafen malzemelere yüksek dayanıklılık kattığı için fazla yakıt kullanmadan daha ağır yükleri taşıyabilir ve görece daha uzun süre uçabilir. Grafen ısıyı çok iyi ilettiği için, ısının malzeme boyunca yayılmasını sağlar. Dolayısıyla buzlanma görülme ihtimali çok düşüktür. Grafen elektriği de çok iyi iletir. Onunla kaplı bir uçağa yıldırım düştüğünde, enerji yüzey boyunca dağılır. Böylece yüksek ısı tek yerde toplanmadığı için araç zarar görmemektedir” diye ekledi. TÜBİTAK ekibinin sunumlarını ilgi ile karşılayan PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, sürekli yenilenen teknolojiyi yakından takip eden sektörün grafen malzemesinin sanayide kullanımı noktasında heyecan duyacağını kaydederek, PAGEV olarak TÜBİTAK ile bu çalışma kapsamında da iş birliği yapmaktan memnuniyet duyacaklarını belirtti. P PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
135
Doğru yalıtım yüzde 40 tasarruf sağlar
E
nerji Verimliliği Derneği Genel Başkanı Murat Kalsın, Türkiye’de tüketilen enerjinin yaklaşık yüzde 30’unun konutlarda sarf edildiğini belirterek, “Konutlarda tüketilen enerjinin büyük bölümü kış aylarında hanelerin ısıtılması, yaz aylarında da soğutulması aşamalarında kullanılıyor. Alınacak bazı önlemlerle faturalarda yüzde 40’a varan tasarruf gerçekleşebilir.” dedi. Enerji arz güvenliği ve sürdürülebilir kalkınma seferberliği kapsamında enerji verimlilik bilincini tüm topluma kazandırmanın önemli olduğuna işaret eden Kalsın, enerji verimliliğinin, ekonomik büyüme ve sosyal kalkınma hedeflerinin sürdürülebilirliği ile doğrudan ilişkili
136
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
olması açısından hassasiyetle ele alınması gereken alanların başında geldiğini aktardı. Kalsın, iklim değişikliklerini tetikleyen en büyük etkenin, enerjinin üretim ve tüketim aşamalarında atmosfere salınan sera gazı olduğunu belirterek, enerji verimliliği politikalarının ekolojik sistemin korunmasında da kilit rol oynadığını ifade etti. Türkiye’de tüketilen enerjinin yaklaşık yüzde 30’u konutlarda sarf edildiğini anlatan Kalsın, şöyle konuştu: “Konutlarda tüketilen enerjinin büyük bölümü kış aylarında hanelerin ısıtılması, yaz aylarında da soğutulması aşamalarında kullanılıyor. 1 Ocak 2011 tarihinden sonra inşaat ruhsatı alınan binaların dış cephe yalıtımları
“
“
Enerji Verimliliği Derneği Genel Başkanı Murat Kalsın, “Yalıtımı olmayan binaların yönetmeliğe uygun hale gelebilmesi için önümüzde 12 aylık bir süreç var. Bina yalıtımı mutlaka yaptırmalı. Bu işlem enerji tüketiminde yüzde 40’a varan tasarruf sağlar” dedi.
Yüksek fatura ödememek için dikkat Ev ve iş yerlerinde yüksek faturalardan kurtulabilmek için dikkat edilmesi gereken hususlar şöyle: - Bina yalıtımı mutlaka yaptırmalı. Bu işlem enerji tüketiminde yüzde 40’a varan tasarruf sağlar. - Pencereler ve kapılar, evdeki ısının dörtte bir oranında kaybına neden olur. Çift cam veya ısıcam olan pencereler ısı kaybını yarı yarıya düşürür. Ayrıca pencere ve kapılardaki sızdırmazlık ısı kaybını azaltır, böylelikle yüzde 15’e yakın tasarruf sağlanabilir. - Isı kayıplarının en fazla olduğu noktalar radyatör arkalarıdır. Radyatör arkalarına ısı yalıtım levhaları yerleştirmek önemli miktarda ısı kaybını önler ve doğal gazda tasarruf sağlar. - Radyatörlerde termostatik vana veya oda termostatı kullanımı odaların normal değerlerden daha fazla ısınmasını ve enerji kaybını önler. Yüzde 30’a varan tasarruf sağlanır. - Kalorifer tesisatının dağıtım ve toplama borularına yalıtım yapılması doğal gaz tüketimini azaltır. - Bazı petekleri kapatmak veya
evden ayrılırken kombiyi kapatmak doğru bir yöntem değildir. Bunun yerine kombinin daha düşük sıcaklıklarda çalıştırılarak evin gün boyu sabit ısıda tutulması daha verimli olur. Kombinin ayarının 4050 derece arasında olması yakıt tüketimini azaltır. - Kombinin sıcak su kullanılan alanlardan (Banyo ve Mutfak) en fazla 6 metre mesafede olması, sıcak suyun çabuk ulaşmasını sağlar. Mesafe uzadıkça doğal gaz tüketimi artar. - Peteklerin üstünü, yanını, sağını ve solunu eşyalarla kapatmayacak şekilde dekore etmek önemlidir. Koltuk ve kanepe gibi eşyaların radyatörden en az 25-30 cm açıklıkta olmasına dikkat edilmeli. - Verimli kullanımda oda sıcaklığının 20 derece olduğu ve 1 derecelik farkın yakıt tüketiminde yüzde 6 tasarruf sağladığı unutmamalı. - Kombinin bakımı ihmal edilmemeli. Su basınç ayarının 1,5 - 2 bar arasında olmasına dikkat edilmeli. - Beyaz eşya alırken enerji verimliliğine uygun modeller seçilmeli.
- Televizyon, bilgisayar gibi ev aletleri kumanda yerine güç düğmelerinden kapatılmalı. - Bulaşık ve çamaşır makinesi tam dolu halde çalıştırılmak. - Buzdolabının diğer beyaz eşyalardan uzak olmasına dikkat edilmeli. Fırın ve bulaşık makinesi gibi eşyalar çalışırken ısı yayar ve bu buzdolabının ısınmasına neden olur. Soğutma işlemi için daha fazla enerji tüketimine neden olur - Elektrik süpürgesinin torbası sık sık değiştirmeli. - Çamaşırlar nemli haldeyken ütülenmeli. Buhar ayarlı ütü kullanılmalı ve ütüleme işlemi bitmeden 5 dakika evvel fişi prizden çıkarılmalı. - Güneş enerjisinden azami fayda sağlanmalı. Kontrollü aydınlatmalar, tasarruflu ampuller ve led aydınlatmaları tercih edilmeli. - Fırınlarda gerekli olmadıkça ön ısıtma yapılmamalı ve kapağı sık sık açıp kapatılmamalı. - Şarj aletleri prizlerde bırakılmamalı. Boşta takılı olduklarında enerji tükettikleri unutmamalı. P
yapılmış durumdadır. Konutlarda tüketilen enerjinin büyük bölümü kış aylarında hanelerin ısıtılması, yaz aylarında da soğutulması aşamalarında kullanılıyor. Alınacak bazı önlemlerle faturalarda yüzde 40’a varan tasarruf gerçekleşebilir. Türkiye’deki binalarda Enerji Performansı Yönetmeliğine göre, bina alım satım ve kiraya verme işlemlerinde enerji kimlik belgesi (EKB) aranması şartı 1 Ocak 2020’de başlayacak. Yalıtımı olmayan binaların yönetmeliğe uygun hale gelebilmesi için önümüzde 12 aylık bir süreç var. Bu süreyi iyi bir şekilde değerlendirerek binalarımızın yalıtımlarını süratle yaptırmamız gerekiyor.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
137
PAGEV, İstanbul Üniversitesi
iş birliği devam ediyor İstanbul Üniversitesi ile PAGEV’in birlikte oluşturduğu müfredat kapsamında belirlenen programdan sorumlu Ünlü, Bilgisayar Destekli Tasarım derslerine SolidWorks Eğitmeni Okyay ile katkıda bulunuyor
P
AGEV, İstanbul Üniversitesi, Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Malzeme ve Malzeme İşleme Teknolojileri Bölümünün Lastik ve Plastik Teknolojisi programı ile daha önce imzalanan iş birliği protokolü çerçevesinde bölüm öğrencilerinin eğitimlerine destek olma amacıyla başlattığı çalışmalara devam ediyor. PAGEV ile birlikte oluşturulan müfredat çerçevesinde Eğitim Faaliyetlerinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Eren Ünlü, öğrencilerin Bilgisayar Destekli Tasarım derslerine sektörde
138
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
uzman SolidWorks eğitmeni Zuhal Okyay ile birlikte dönem boyunca ders vererek destek olacaklarını belirtti. Ünlü, mezun olduktan sonra plastik sektöründe özellikle ürün, makine ve kalıp tasarımı ile ilgili olan öğrenci arkadaşlarımızın sıklıkla bu program ile karşılaşacaklarını ve bu dersler sayesinde iş hayatında bu alanda ihtiyaç duyacakları temel bilgileri karşılamayı hedeflediklerini belirtti. Dersler, PAGEV’in desteği ile 12 hafta boyunca uzman eğitmen Okyay’ın belirlediği müfredat doğrultusunda devam ediyor. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
139
PAGEV’den mesleki eğitime mükemmeliyet desteği
PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Mahmut Özer’i ziyaret ederek eğitimle ilgili çalışmalar hakkında bilgi verdi
P
AGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Mahmut Özer’i ziyaret ederek Vakıf’ın eğitim alanında gerçekleştirdiği faaliyetleri ve yakında temeli atılacak PAGEV Mükemmeliyet Merkezi hakkında bilgi verdi. Bakan Yardımcısı Özer, görüşmede özellikle mesleki eğitime verdikleri öneme vurgu yaptı. Ana amaçlarının mesleki eğitimdeki kaliteyi arttırmak olduğunu ve bu konuda çalışmalar yaptıklarını ifade etti. Eroğlu, PAGEV’in mesleki eğitim konusunda gerek hâlihazırda faaliyet gösteren Gebze ve Küçükçekmece’deki okulları ve yurt çapında desteklediği plastik bölümü olan üniversite ve meslek liselerindeki çalışmaları hakkında bilgi verirken, Özer’e
140
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
son dönemde meslek liselerine gösterdikleri yakın ilgi ve sorunların çözülmesi noktasındaki aktif çalışmalarından dolayı teşekkür etti. Görüşmede sektörün kalifiye eleman ihtiyacının önemini vurgulayan Eroğlu, meslek liselerinin sayısının artırılması konusunda görüş birliğinde olduklarını belirtti. PAGÇEV’in eğitim faaliyetlerinden de bahseden Eroğlu, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş kuruluşumuz PAGÇEV vasıtası ile bugüne kadar 30.000 öğrencimize, geri dönüşüm ve çevre eğitimi verdik. Bu çalışmalarımızı Türkiye çapında gerek müfredatı ekleyerek gerekse de sahada okullarda yapacağımız eğitimlerle daha da ileri taşımak istemekteyiz”
dedi. Bakan Yardımcısı Mahmut Özer, görüşmede özellikle mesleki eğitime verdikleri önemi vurgu yaptı. Ana amaçlarının mesleki eğitimdeki kaliteyi arttırmak olduğunu söyleyen Özer, bu konuda PAGEV ile de ortak çalışmalar yaptıklarını ifade etti. Özer, “Bakanlık olarak özellikle yeni binalar yapılmasından çok hali hazırdaki okulların ve öğrencilerin eğitim kalitesinin arttırılmasını hedefliyoruz” dedi. Bakan Yardımcısı Özer, sektörünün katma değerini artırmak, sanayici-üniversite ve meslek lisesi öğrencilerimiz arasında bir köprü olmak üzere kurulacak PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi konusunda desteklerini de ifade etti ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın da bu konunun yakın takipçisi olduğunu belirtti. P
Tepro Makine’nin Tesclli Markasıdır
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
141
一攀眀 最攀渀攀爀愀琀椀漀渀 漀昀 䘀漀漀搀 䄀渀琀椀昀漀最 ⠀䔀唀 愀渀搀 䘀䐀䄀⤀
Polimer’in nabzı
圀椀搀攀 爀愀渀最攀 漀昀 一漀渀 䴀椀最爀愀琀椀渀最 匀氀椀瀀 愀渀搀 䄀渀琀椀猀琀愀琀椀挀 昀漀爀 愀氀氀 欀椀渀搀 漀昀 愀瀀瀀氀椀挀愀琀椀漀渀 愀渀搀 瀀漀氀礀洀攀爀猀
Çeşme’de atacak
Polymer Processing Society, PPS Kongresi ile polimer endüstrisinin nabzını tutmaya devam ediyor. Bu yıl 35.’si düzenlenecek Uluslararası PPS Toplantısı, PAGEV’in sponsorluğunda 26-30 Mayıs 2019 tarihleri arasında Çeşme’de gerçekleştirilecek.
䘀爀攀猀栀ⴀ䬀攀攀瀀椀渀最 琀漀 瀀爀漀氀漀渀最 猀栀攀氀昀ⴀ氀椀昀攀 昀爀漀洀 嘀攀最攀琀愀氀Ⰰ 一漀渀ⴀ嘀攀最攀琀愀氀 愀渀搀 䐀爀礀ⴀ䘀漀漀搀
䬀䔀䴀倀刀伀 ☀ 䘀刀䤀䰀嘀䄀䴀 夀攀渀椀 椀弁 戀椀爀氀椀ἁ椀洀椀稀 椀氀攀 瀀氀愀猀琀椀欀 瘀攀 愀洀戀愀氀愀樀 甀礀最甀氀愀洀愀氀愀爀渀稀愀 礀攀渀椀 瘀攀 椀渀漀瘀愀琀椀昀 欀愀琀欀 渀攀爀椀氀攀爀椀 猀甀渀甀礀漀爀甀稀⸀
圀栀椀琀攀Ⰰ 戀氀愀挀欀Ⰰ 挀漀氀漀爀攀搀Ⰰ 猀瀀攀挀椀愀氀 攀昀昀攀挀琀猀Ⰰ 戀椀漀搀攀最爀愀搀愀戀氀攀 愀渀搀 䈀伀倀倀 洀愀猀琀攀爀戀愀琀挀栀攀猀
P
olimer işleme alanındaki en önemli organizasyonlardan biri olan 35. Uluslararası PPS Toplantısı, 26-30 Mayıs 2019 tarihlerinde Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) sponsorluğunda Çeşme’de düzenlenecek. Toplantıda polimer sistemlerin formülasyon, değiştirme ve şekillendirme yöntemleriyle, monomerden başlayarak son kullanıcı için ticari ürün haline getirilmesi süreci mercek altına alınacak. Polimer alanında dünyaca isim yapmış bilim adamları, mühendisler ve tasarımcıların konuşmacı olarak katılacağı toplantıya sektör temsilcilerinin yoğun ilgi göstermesi bekleniyor. 1985 yılında ABD’de kurulan ve dünya genelinde geniş bir ağa sahip olan Polymer Processing Society-PPS (Polimer İşleme Topluluğu) Türkiye’de Sabancı Üniversitesi Mühendislik
ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yusuf Menceloğlu tarafından temsil ediliyor. 35. Uluslararası PPS Toplantısı’nın polimer endüstrisinin nabzını tutan isimlerle bilgi alışverişi yapmak, sektörde yaşanan son gelişmeleri öğrenmek için önemli fırsatlar barındırdığını belirten PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, “Şampuandan kontakt lense, oyuncaktan ambalaja, proteinden glütene doğal ya da sentetik olarak bulunan polimerler günümüz sanayinin en önemli malzemeleri arasında yer alıyor. İnsan hayatını kolaylaştırmada önemli yer oynayan polimerler hızla bakır, çelik, alüminyum gibi diğer alternatiflerinin yerini almıştır. Polimer, özellikle katma değerli üretim noktasında sanayicilerimizin ihtiyaçlarını karşılayacak bir malzeme olmasıyla önem taşıyor. İlerleyen zamanda 3D yazıcıların hayatımıza daha çok girmesi ile birlikte hammadde olarak
plastik polimer karışımı kullanılacak ve böylece hayatımızda daha da çok yer alacaktır. Polimer alanında dünyanın en büyük organizasyonlarından biri olan 35. Uluslararası PPS Toplantısı’nı desteklemekten gurur duyuyoruz. 40 farklı ülkeden 500 bildirinin paylaşılacağı toplantının hemen öncesinde Vakfımızın öncülüğünde iki gün boyunca sürecek; ‘Endüstriyel problemler ve yenilikler konularında Rheoloji, Compounding, Extrusion, Injection Molding’ ana başlıklarında eğitimler düzenleyeceğiz. Polimer alanında uzmanlaşmış dünyaca ünlü isimleri Çeşme’de ağırlamak ve sanayicilerimize bilgilerini aktarmaları noktasında köprü görevi üstlenmek bizim için büyük önem taşıyor. Katma değerli ürün üretme noktasında yol gösterici olacağına inandığımız toplantımıza tüm firmalarımızı bekliyoruz” diye konuştu. P
唀嘀 匀琀愀戀椀氀椀稀攀爀猀 䤀渀樀攀挀琀椀漀渀 䴀漀甀氀搀椀渀最 吀攀挀栀渀漀瀀漀氀礀洀攀爀猀 䔀砀琀爀甀猀椀漀渀 䄀渀琀椀昀漀最 䄀渀琀椀洀椀猀琀 刀攀昀爀攀猀栀椀渀最 䄀渀琀椀瘀椀爀甀猀 吀栀攀爀洀愀氀 䄀搀搀椀琀椀瘀攀猀 䰀椀最栀琀 䐀椀昀昀甀猀攀爀猀 圀攀氀搀椀渀最 䄀椀搀 䐀爀礀椀渀最 嘀愀瀀漀甀爀 䌀漀爀爀漀猀椀漀渀 䤀渀栀椀戀椀琀漀爀 䠀礀搀爀漀瀀栀椀氀椀挀 䠀礀搀爀漀瀀栀漀戀椀挀 伀搀漀甀爀 䐀攀愀挀琀椀瘀愀琀漀爀 刀椀瀀攀渀椀渀最 䤀渀栀椀戀椀琀漀爀 一漀渀ⴀ瘀攀最攀琀愀戀氀攀 䄀搀搀椀琀椀瘀攀猀 伀砀漀ⴀ搀攀最爀愀搀愀戀氀攀 䄀搀搀椀琀椀瘀攀猀 䈀伀倀倀 䴀愀猀琀攀爀戀愀琀挀栀攀猀
刀攀氀攀愀猀攀 愀搀搀椀琀椀瘀攀猀 䄀渀琀椀猀氀椀瀀 愀渀搀 䌀氀椀渀最 䄀渀琀椀ⴀ猀挀爀愀琀挀栀 唀嘀 䘀椀氀琀攀爀猀 昀漀爀 倀愀挀欀愀最椀渀最 伀砀礀最攀渀 䄀戀猀漀爀戀攀爀猀 䘀漀漀搀 䄀渀琀椀昀漀最 匀氀椀瀀 一漀渀ⴀ洀椀最爀愀渀琀 䄀渀琀椀ⴀ戀氀漀挀欀椀渀最 䄀渀琀椀ⴀ戀氀漀挀欀椀渀最 匀氀椀瀀 䄀渀琀椀ⴀ猀琀愀琀椀挀 倀攀爀洀愀渀攀渀琀 䄀渀琀椀ⴀ匀琀愀琀椀挀 䰀愀猀攀爀 䴀愀爀欀椀渀最 䈀愀挀琀攀爀椀漀猀琀愀琀椀挀猀 愀渀搀 䄀渀琀椀 䐀甀猀琀ⴀ洀椀琀攀 䈀愀挀琀攀爀椀漀猀琀愀琀椀挀猀 愀渀搀 䄀渀琀椀挀漀氀氀愀瀀猀攀 愀渀搀 倀爀漀挀攀猀猀 䄀椀搀 䌀氀攀愀渀椀渀最 䘀漀愀洀椀渀最 䠀愀氀漀最攀渀愀琀攀搀 䘀氀愀洀攀 刀攀琀愀爀搀攀渀琀 䠀愀氀漀最攀渀愀琀攀搀ⴀ䘀爀攀攀 䘀氀愀洀攀 刀攀琀愀爀搀攀渀琀
䬀攀洀瀀爀漀 䬀椀洀礀愀猀愀氀 䴀愀搀搀攀氀攀爀 瘀攀 䐀弁 吀椀挀⸀ 䄀⸀币⸀ 142
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149 143 吀攀氀㨀 ⬀㤀 ㈀㘀 㐀㘀 ㌀㐀 㐀㤀 欀攀洀瀀爀漀䀀欀攀洀瀀爀漀⸀挀漀洀⸀琀爀 眀眀眀⸀欀攀洀瀀爀漀⸀挀漀洀⸀琀爀
KOBİ’lere özel proje Küresel ekonomideki gelişmelerle doğru orantılı olarak dijitalleşmeye evrilen KOBİ’lerimizin dijital dönüşümde doğru noktada durması büyük önem taşıyor. Küresel ekonominin üstüne çöken ticaret savaşları ve buna bağlı olarak dalgalı seyreden piyasalar yerli üretiminin önemini ortaya koyuyor. Türkiye ekonomisinin üretimden gelen gücüne katkı sağlamayı hedefleyen “yerliara.com” KOBİ’leri tek bir noktada toplayarak önemli bir sinerji yaratacak.
Tıkla yerli ve milli ara!
Türkiye’nin ilk yüksek teknolojili ürün, yazılım ve girişimci arama motoru “yerliara.com” daha şimdiden veri tabanında binlerce firma ve 10 binden fazla ürün barındırıyor.
İ
nternet denen sonsuz evrende yolumuzu bulmanın en kolay yolu olarak tanımlayabileceğimiz arama motorları, istediğimiz verilere en hızlı şekilde ulaşmamızı sağlıyor. “Google” gibi genel arama motorlarının yanı sıra daha spesifik konulara odaklanan arama motorlarının sayısı da her geçen gün artıyor. KOBİ’ler ile yazılım firmalarını ve girişimcileri bir araya getiren “yerliara.com” Türkiye’nin ilk yüksek teknolojili ürün, yazılım ve girişimci arama motoru olarak dikkat çekiyor. Veri tabanında binlerce firma ve 10 binden fazla ürün barındıran “yerliara.com” E-ticaret dünyasına farklı bir soluk getirmeye hazırlanıyor. PAGEV’in de çözüm ortakları arasında yer aldığı “yerliara.com” güçlü ve global bir platform olma hedefiyle start verdi. İngilizce, Almanca ve Rusça dil altyapılarına sahip olan platform, Türk firmalarının ihracatına da katkı sağlamayı hedefliyor.
144
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
E-TİCARET VE ONLINE SATIŞ Hız ve teknoloji ışığında şekillenen yeni ekonomik düzende internette var olmak büyük önem taşıyor. Hız ve teknolojiyi yakalayan firmalar dünyanın dört bir yanında ürün ve hizmetleri ile var olurken diğerleri hem yerel kalıyor hem de varlığını kısa sürede yitiriyor. Bu doğrultuda geleneksel ticaretin tahtına göz diken E- ticaret ve online satışa firmaların ilgisi günbegün artıyor. Gücün kaynağının değiştiği günümüzde daha çok teknolojik ve kişisel ürünlerin hakimiyetinde olan E-ticaret ve online satıştan sanayii de giderek daha çok pay alıyor. İhracat ile büyüyen Türkiye sanayisinin ihtiyaç duyduğu global ağ için “yerliara.com” bir çözüm olarak dikkat çekiyor. Arama motoru olarak hizmet vermeye başlayan “yerliara.com” daha şimdiden veri tabanında binlerce firma ve 10 binden fazla ürün barındırıyor.
5 YIL HAZIRLIK YAPILDI Yaklaşık 5 yıllık ön hazırlıkla alt yapısını oluşturan “yerliara. com” için geniş kapsamlı saha araştırmaları ve 5 binden fazla yüz yüze röportaj yapıldı. Çok sayıda akademisyen, editör ve araştırmacının katkı sağladığı proje, çözüm ortaklığı noktasında da pek çok Organize Sanayi Bölgesi ve Sivil Toplum Kuruluşu’ndan destek aldı. Türkiye için katma değer üreten paydaşları aynı çatı altında toplamayı hedefleyen “yerliara. com” İzmir, Ankara, Bursa, Kocaeli, Gaziantep ve Konya gibi güçlü sanayiye sahip illerde temsilcilikler ve çözüm ortakları ile ilerliyor. Mevcut bilgi altyapısını geliştirmek amacıyla çeşitli Teknoparklarla çalışılan proje kapsamında teknoloji üreten firmaların hikayesi “yerliara.com”a dahil edildi. Yapay zeka teknolojisi sayesinde tüm bu veriler aranabilir ve anlaşılabilir hale getirildi.
ticari trendlerin belirlenmesi ve buna göre pozisyon alınmasında söz sahibi olmayı planlayan “yerliara. com” yerli teknoloji ve girişimcilere ait dataların işlenmesinde yeni nesil bir güce de sahip olacak. Türkiye’de ciddi bir eksik olarak karşımıza çıkan ürün ve şirket bazındaki yerlilik oranlarının ölçümlenmesi “yerliara. com” sayesinde sağlanacak. Takip edilebilir ve düzenli olarak açıklanan bir endeks oluşturulacak. Bu sayede
Türkiye’nin ürün ve sektör bazındaki yerlilik karnesi düzenli olarak incelenebilecek. İngilizce, Almanca ve Rusça dil altyapılarına sahip olan “yerliara. com” Türk firmalarının ihracatına da katkı sağlamayı hedefliyor. Yurt dışı kullanıcıları uygun dille yapılmış içeriklere yönlendiren arama motoru özgün teknoloji üretmeye inanan kurumların katkısı ile küresel çapta bir girişim olmaya aday. P
HEDEF TİCARİ TRENDLERİ BELİRLEMEK Veri tabanında imalat sanayinde faaliyet gösteren KOBİ’lerin yanı sıra yazılım firmaları ve girişimcileri de bulunduran “yerliara.com”un yeni üye sayısını çok kısa zamanda artırması bekleniyor. Geleceği verileri işleyebilen ve bu verileri yapay zeka ile analiz edebilen sistemlerin inşa edeceği görülüyor. Bu kapsamda “yeliara.com” 50 bin kurumsal üyeye ulaşmayı böylece büyük bir data ve bilgi birikimine sahip olmayı hedefliyor. Bu sayede
Avantajları neler? “yerliara.com” ne vadediyor? • Türkiye’de hayata geçirilen yüksek teknolojili ürünleri, yazılımları ve girişimleri bir arada ve detaylı inceleme imkanı • Kamu ve özel sektör alım ve araştırmaları için yeni bir mecra/ ilave olarak Türkiye’de bir ilk olma özelliğine sahip ‘tek tıkla’ ihale
oluşturma altyapısı • Ticaret ateşeleri için anlaşılabilir ve geliştirilebilir bir platform • Medyanın küçüldüğü, gazete sayfalarının daraldığı, sosyal medyanın ise itibar sıkıntısı çektiği şu günlerde binlerce KOBİ için yeni bir tanıtım mecrası • Yeni iş ortaklarını, tedarikçileri
ve ürünleri lokasyona göre bulma özelliği • KOBİ ve girişimcilerin bir birini takip etme, yeni paylaşımlarını görme, sorunlarını tartışabilme imkanı • Online satış imkanı ile hızlı ve güvenilir bir ticaret mecrası • Telekom, lojistik ve finans kuruşları ile sitede yer alan firmaların iş birliği PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
145
Prof. Dr. Yusuf Yağcı’ya Almanya’dan ödül
P
rof. Dr. Yağcı, Alexander von Humboldt (AvH) Vakfı tarafından verilen Almanya’nın en prestijli Humboldt Araştırma Ödülü’ne değer görüldü. İTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Yusuf Yağcı Humboldt Araştırma Ödülü ile Almanya’da bulunan üniversitelerle İTÜ arasında bilimsel iş birliği sağlayacak. Almanya’ya davet edilen Yağcı, kendi seçtiği bir araştırma grubu ile birlikte bir yıla kadar bilimsel çalışma yapma olanağı ile birlikte uluslararası bilimsel iş birliklerini artıracak. Prof. Dr. Yusuf Yağcı’ya bilimsel araştırmalara katkısı nedeniyle verilen prestijli ödül, AvH Vakfı’nın 28-31 Mart tarihlerinde Almanya’nın Bamberg şehrinde gerçekleşecek 47. Araştırma Ödülleri Sempozyumu’nda takdim edilecek. BİLİMSEL ARAŞTIRMALARA DESTEK Araştırmacı Alexander von Humboldt adına alanında uzman isimlere verilen ödüle Potsdam Üniversitesi’nden Prof. Dr. Helmut Schlaad tarafından aday gösterilen Prof. Dr. Yağcı, Alman bilim insanları ile birlikte polimer kimyası alanında yapacağı bilimsel araştırmalarına bu prestijli ödülle birlikte yenilerini ekleyecek.
146
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
‘Polimer kimyası’ alanında yaptığı evrensel düzeydeki çalışmalarıyla tanınan İTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Yağcı, başarılarına bir yenisini daha ekledi
Geçmişte araştırmacıların bilimsel çalışmaları göz önünde bulunduran ve bilime katkısının artarak devam edeceğinin göstergesi olan Humboldt Araştırma Ödülü 60 Bin Euro değerinde ve Pof. Dr. Yağcı’nın gelecekteki tüm araştırmalarına da destek vermeyi amaçlıyor. GENÇ BİLİM İNSANLARINA GÜVENİYORUM Araştırma ödülü ilgili Prof. Dr. Yağcı, 1980 yılından beri bütün akademik çalışmalarını Türkiye’de İTÜ’de sürdüren bir bilim adamı olarak böylesine uluslararası önemli bir ödülü almanın onurunu taşıdığını ve bu ödülün Alman bilim adamları ile var olan bilimsel iş birliklerinin daha da artıracağın söyledi. Üniversitemizdeki genç bilim insanlarının zor koşullarda dahi çok çalışarak daha büyük başarılar elde edebileceğine inandığını belirtti.
HER YIL 100 BİLİM İNSANINA VERİLİYOR Dünyanın 140 ülkesinde 54’ü Nobel sahibi 27 binden fazla akademisyen ve araştırmacı ağına sahip AvH Vakfı, her yıl farklı ülkelerden 2 bin bilim insanına Almanya’nın araştırma olanaklarını açıyor. Birçok ödülü arasından Humboldt Araştırma Ödülü, konusunda bilime uluslararası düzeyde önemli katkı sağlayan, bilimsel araştırmalarıyla alanında temel keşiflerle yeni teoriler bulmuş ve yenilerini bulacak potansiyeli yüksek olan araştırmacılara veriliyor. Tüm bilimsel araştırma alanlarını kapsayan bu ödüle tüm ülkelerden her yıl 100 kişi layık görülüyor. Ülkemizden daha önce bu ödüle layık görülen bilim insanları Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu, Prof. Dr. Ziya Akçasu, Prof. Dr. Sadık Kakaç, Prof. Dr. Nihat Berker, Prof. Dr. Okyay Kaynak, Prof. Dr. Tuncay Taymaz ve Dr. Tuna Eken oldu. P
Çöp Gazı Enerji Üretim Tesisi Edirne’de çalışmaya başladı Aylık 1 milyon kilovat enerji üretecek tesisin açılışında konuşan Edirne Valisi Ekrem Canalp, “Bugün açılan tesis sadece katı atıkların bertarafını sağlamıyor, ortaya çıkan metan gazını da enerjiye dönüştürüyor. Her yönüyle örnek bir tesis” dedi.
E
dirne Katı Atık Yönetim Birliği Çöp Gazı Elektrik Üretim tesisi törenle açıldı. Edirne Valisi Ekrem Canalp, törende yaptığı konuşmada, herkesin içinde yaşadığı çevreye karşı sorumluluklarının olduğunu belirterek, “Bugün açılan tesis sadece katı atıkların bertarafını sağlamıyor, ortaya çıkan metan gazını da enerjiye dönüştürüyor. Her yönüyle örnek bir tesis.” dedi. Vali Canalp, Ergene nehrindeki kirliliğe de değinerek, yapılan çalışmalar neticesinde, gelecek yıllarda nehrin temiz ve berrak akacağını söyledi. Edirne’nin
Keşan ilçesindeki hava kirliliğinin, önceki senelerde çok yüksek seviyelere çıktığını hatırlatan Vali Canalp, alınan önlemler sayesinde artık kirliliğin azaldığını dile getirdi. Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan da 3 Kasım 2017 tarihinde açılışı yapılarak hizmete sunulan Edirne Katı Atık Düzenli Depolama ve Bertaraf Tesislerinin, kentteki 60 yıllık ilkel depolamaya son verdiğini hatırlattı. Yaklaşık bir yıldır hizmet veren tesiste, bugünden itibaren elektrik üretimine başlanacağını aktaran Gürkan, şöyle devam
etti: “Tesisimizde şu an itibariyle saatte bin 600 kilovat olmak üzere ayda 1 milyon 152 bin kilovat enerji üretmiş olacağız. Bu gerçekten çok büyük bir rakam. Türkiye’de meskenlerin ayda elektrik tüketimi 100 kilovat civarında, yani bu tesiste her saatte, 16 bin evin bir aylık elektrik ihtiyacı üretilmiş olacak. Yine bu tesiste bir yılda 14 milyon 16 bin kilovat saat elektrik enerjisi üretilecek. Bu rakam ek yapıların tamamlanmasıyla birlikte 28 milyon kilovata çıkacak. Bu gurur, bu mutluluk hepimizin, bir kez daha tesislerimiz hayırlı olsun.” P PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
147
HABERLERİ
ÇALIŞIYOR GERİ DÖNÜŞÜM KAZANIYOR
148
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
149
HABERLERİ
Sıfır Atık Projesi ile israfın azaltılıp, verimliliğin yükseltilmesi ve bu sayede gelecek nesillere daha temiz bir çevre, daha yaşanabilir bir dünya bırakılması hedefleniyor
Türkiye genelinde Sıfır Atık Sistemi’ne geçiliyor İstanbul Uluslararası Çevre Zirvesi’ne uzmanlar, akademisyenler, kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticileri, şehir plancıları, sanayiciler, STK ve sektör temsilcileri ve vatandaşlar katıldı
İ
stanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen İstanbul Uluslararası Çevre Zirvesi 6-8 Aralık 2018 tarihleri arasında Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi’nde gerçekleşti. Zirvenin açılış programına Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Muhammed Emin Birpınar, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi 2. Başkan Vekili Göksel Gümüşdağ, İBB Genel Sekreteri Hayri Baraçlı, akademisyenler, kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticileri, şehir plancıları, sanayiciler, STK ve sektör temsilcileri, öğrenciler
150
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
ve çok sayıda vatandaş katıldı. Zirvenin açılış konuşmaları Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Muhammed Emin Birpınar ve İBB Genel Sekreteri Hayri Baraçlı tarafından yapıldı. Çevre ve Şehircilik Bakan Yrd. Sn Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar; “TBMM, Külliye ve Bakanlık binasında sıfır atık projesi uygulanıyor ve artık odalarda çöp kovaları bulunmuyor. İstanbul’da 22 bin ton/gün atık çıkıyor. Döngüsel ekonomiyle birlikte bunu geri dönüştürebiliriz” dedi. Birpınar ayrıca, “Bu yıl sonu itibarıyla
da Ankara’daki bütün kamu binalarında, üniversite ve okullarda sıfır atık sistemine geçiyoruz. Önce devletin bu işlerde örnek olması gerekiyor.” diyerek bu konuda tüm kurumların birlikte çalışması gerektiğini aktardı. Ardından İBB Genel Sekreteri Hayri Baraçlı konuşmasında İstanbul’da 3000 tonluk yakma tesisi yapıldığını belirtti. Açılış konuşmalarının ardından protokol heyetinin katılımıyla zirve ve fuarın resmi açılışı kurdele kesilerek yapıldı. Daha sonra zirvenin panel programlarına geçildi.
Sıfır atık seferberliği İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen “İstanbul Uluslararası Çevre Zirvesi ve Fuarı”nın ikinci gün programı, Emine Erdoğan Hanımefendi ve İBB Başkanı Mevlüt Uysal’ın katılımıyla gerçekleşti. Zirvenin ikinci gününde konuşmasını gerçekleştiren Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılan tasarruftan bahsederek “İstiyoruz ki çocuklarımız gelecekte berrak gökyüzünü,
mavi okyanusları ve yemyeşil ormanları sadece kitaplarda görmesin. İşte bu sebeplerle geçtiğimiz yıl ‘Sıfır Atık’ seferberliğini başlatarak önemli bir adım attık. Bu konuyla alakalı çalışmalarımıza aralıksız devam edeceğiz.” dedi. Ardından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal’da konuşmasında, “İstanbul’da çöp gazından 300 bin haneye yetecek kadar elektrik üretiyoruz. “Sıfır Atık” projesi kapsamında
israfı azaltmak, atıkları kaynağında ayrıştırmak ve geri dönüştürmek için kapsamlı atılımlar gerçekleştireceğiz.” dedi. Ardından Başkan Uysal ile birlikte fuar alanını gezen Emine Erdoğan, stantları ziyaret etti. Fuarda, kamu kurum ve kuruluşlarından özel sektöre kadar çok sayıda katılımcı stant açtı. PAGÇEV olarak stantlı katılım gösterdiğimiz zirvede katılımcılara kendimizi tanıtarak, sorularını yanıtlama fırsatı bulduk.
P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
151
ÇEVRE Mİ? ENDÜSTRİ Mİ? İKİSİ DE MÜMKÜN.
Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar:
SIFIR ATIK YÖNETMELİĞİ ÇIKARACAĞIZ Ç evre ve Şehircilik Bakanlığı’nın öncülüğünde atık yönetimi ile ilgili uygulamaların güçlendirilmesi, geliştirilmesi, çevre koruma ve ekonomik getirinin birlikte ele alınması ve sürdürülebilir kalkınma ilkelerinin hayata geçirilmesi ile sıfır atık yönetim politikasının hedef, risk ve faaliyetlerinin daha şeffaf ve analitik bir şekilde değerlendirilmesi amacıyla Antalya’da “2019 Atık Yönetimi Zirvesi” düzenlendi. PAGÇEV’in de katıldığı “Atık Yönetimi Zirvesi”nde geniş çaplı yer verilen sıfır atık yönetiminde, iyi uygulama örnekleri, eğitim ve farkındalık çalışmalarının önemi, gıda atığının azaltılması, israfın önlenmesi, AB ülkelerindeki özel atık yönetimi uygulamaları, depozito uygulamaları, sıfır atık kapsamındaki sürdürülebilir yaklaşımların uygulanması konularına yer verildi. Zirvede konuşan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, “Atık yönetimi konusunda çalışan; üniversite, özel sektör, kamu
152
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
kurum kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarından yaklaşık 800 kişi katılım sağlayarak, 3 gün boyunca; 27 oturum başlığı altında 102 sunum gerçekleştirilmiştir” dedi. “Atık değerli bir hammaddedir. Bu hammadde değerlendirilerek ekonomiye kazandırılmalıdır” şeklinde konuşan Bakan Yardımcısı Birpınar, zirvenin her yıl gerçekleştirileceğinin altını çizdi. Atık yönetimine artık yeni bir yaklaşımla baktıklarını söyleyen Birpınar; “Bu yeni yaklaşım bütüncül bir özellik gösteriyor. Diğer bakanlıklarla da koordinasyonu güçlendiriyoruz. Üniversite ve özel sektörün iş birliğiyle giderek artan sayıda proje yapıyoruz. Atık yönetiminde daha başarılı olmak için önümüzdeki süreçte sahaya daha çok ineceğiz ”ifadelerine yer verdi.
SIFIR ATIK PROJESİ GENİŞLİYOR Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde başlatılan ve 2023 yılına kadar bütün Türkiye’ye yayılması hedeflenen Sıfır Atık Projesi’nin 13 bin 375’in üzerinde kamu kurum ve kuruluş binasında hayata geçirdiklerini anımsatan Bakan Yardımcısı Birpınar, Sıfır Atık Yönetmeliğini en kısa sürede çıkartacaklarını ifade etti. Sıfır Atık Yönetmeliği ile sistemin kurulması ve geliştirilmesinin sağlanması için Sıfır Atık Müşaviri kavramını getireceklerini sözlerine ekleyen Bakan Yardımcısı Birpınar konuşmasını şöyle sonlandırdı; “Sıfır atık sisteminin iyi işlemesi için sokak toplayıcılarının sisteme entegre edeceğiz. Sıfır atık sistemiyle sanayicimize temiz ve nitelikli kaynak sağlayarak atık ithalatını ve cari açığı azaltacağız. Atık ithal eden değil, ihraç eden ülke haline geleceğiz” P
Plastik Sektörünün Birleştirici Gücü PAGEV, "Sorumlu Endüstri Sorunsuz Çevre" ilkesiyle yola çıkan PAGÇEV ile beraber Türk Plastik Sektörü'nün en büyük hayalini gerçekleştirmek ve gelecek nesillere daha yeşil bir dünya bırakmak için çalışıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Ambalaj Atıklarının Geri Dönüştürülmesi konusunda Yetkilendirilen PAGÇEV, piyasaya sürdükleri ambalajların atıklarını geri dönüştürmesi yasayla zorunlu olan firmaların için bu işlemleri kolay hale getiriyor. Bu kolaylıktan yararlanmak için PAGÇEV ile çalışın bu hayale siz de ortak olun.
www.pagev.org
www.pagcev.org
149 PAGÇEV bir PAGEV GERİ DÖNÜŞÜM İKTİSADİ İŞLETMESİDİR PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 146
153 153
HABERLERİ
Amasya’da Sıfır Atık Projesi Semineri
Sıfır atık geleceğe değer kattık semineri Samsun’da yapıldı
C
umhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından başlatılan Sıfır Atık Projesi’nin tanıtımı Samsun’da (30.11.2018 Cuma günü saat 10.00’da Atakum Kültür ve Sanat Merkezi’nde) ‘Sıfır Atık Geleceğe Değer Kattık’ semineri ile gerçekleşti ‘Sıfır Atık Geleceğe Değer Kattık’ seminerine Vali Sayın Osman Kaymak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Banu Behram Kuran, Ondokuzmayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sait Bilgiç, Vali Yardımcısı, ilçe kaymakamları, İl Emniyet Müdürü, İl Jandarma Komutanı, kamu kurum ve kuruluşlarının müdürleri, sivil toplum kuruluş temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı. Seminerin açılış konuşmasını gerçekleştirilen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Banu Behram Kuran, “Biz Türkiye olarak, çevre yönetimi konusunda ülkemizde birçok adımlar attık ve
154
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
atmaya devam ediyoruz. Gelecek nesillere tertemiz, gelişmiş bir Türkiye ve yaşanabilir bir dünya bırakmak için önemli bir hedefimiz var. ‘Sıfır Atık’ ile insanları daha bilinçli tüketmeye, daha az atık oluşturmaya, oluşan atığı yerinde ayırmaya, ayrılan atıkların geri dönüşümünün sağlanmasına sevk eden bir yaklaşımdır. Bu projenin ülke çapına yayılması ile birlikte, 2023 yılına kadar geri kazanım oranımız en az %35’e çıkarılacak. 2030 yılına kadar da bu oranı %60’lara çıkarmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu. HERKES PROJEYE SAHİPLENMELİ Vali Sayın Osman Kaymak yaptığı konuşmasında, Sıfır Atık Projesi’nin yaygınlaşmaya başladığı son 10 aylık süreçte projenin etkin bir şekilde yürütülmesi ve sistemin aşamalı olarak kurulması amacıyla yapılan çalışmaların hız kazandığının altını çizerek “Elbette ki bu projenin başarıya ulaşması toplumun tüm kesimlerinin sahip çıkmasıyla mümkün
olabilir. Kurumlarımızın özellikle de belediyelerimizin bu projeye sahip çıkması çok önemlidir. Çünkü belediyelerimiz atık yönetim sisteminin çok önemli bir ayağını oluşturmaktadır. Üniversitemizden fabrikalara, kamu kurumlarımızdan alışveriş merkezlerine, restoranlarımızdan havaalanımıza, otogar ve limanlarımıza bütün herkes atıkların düzgün ayrıştırılması noktasındaki hassasiyetlerini kurumsal bir kültüre dönüştürebilirse; toplama sistemlerini buna göre kurar ve böylece bireylerin davranışları da doğru şekillenerek kurum kültürü oluşmuş olur” dedi. Konuşmaların ardından seminer, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Sıfır Atık Yönetimi Şube Müdürü Hülya Çakır’ın sunumu ve Sıfır Atık’la ilgili hazırlanan skeçlerin sahnelenmesiyle devam etti. PAGÇEV etkinlikte stant açarak gelen katılımcılara geri dönüşüm hakkında bilgil verdi ve soruları yanıtladı. Katılımcılara hediyeler veren PAGÇEV, yürüttüğü projeler hakkında konukları bilgilendirdi.
C
umhurbaşkanının eşi Emine Erdoğan öncülüğünde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde başlatılan “Sıfır Atık Projesi”nin tanıtımı kapsamında gerçekleştirilen seminerlerin bir yenisi Amasya’da gerçekleşti. Proje kapsamında yapılan programa Vali Dr. Osman Varol, Tugay Komutanı, Belediye Başkanı, Amasya Üniversitesi Rektörü, ilçe kaymakamları, İl Jandarma Komutanı, İl Emniyet Müdürü ile diğer protokol üyeleri ile kamu kurum ve kuruluşlarının müdürleri,
öğretmenler, öğrenciler ve basın mensupları katıldı. Hazırlanan seminer programında öncelikle Çevre Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Yahya Kesimal programın açılış konuşmasını gerçekleştirildi. Ardından Belediye Başkanı Cafer Özdemir konuşmasında Cumhurbaşkanımızın eşi Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayelerinde gerçekleştirilen sıfır atık yaklaşımının esas alınması ile sağlanacak avantajlara değindi. Vali Dr. Varol ise yaptığı
konuşmada başlatılan ‘Sıfır Atık’ projesi ile tek evimiz olan dünyamızın korunması konusunda önemli bir adım atıldığını belirtti. Konuşmaların ardından seminerde ‘Sıfır Atık’ ile ilgili skeçler gerçekleştirildi. Ayrıca atıkların dönüşümü, evde ve işyerinde atık yönetimi hakkında sunumlar yapıldı. Programın ardından katılımcılar etkinlik alanında yer alan stantları gezdi. PAGÇEV, stant açarak geri dönüşüm ve çevre duyarlılığının önemini ziyaretçilere aktardı ve hediyeler dağıttı.
Çevre Kanunu Resmi Gazete’de yayınlandı Çevre Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 10 Aralık 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. TBMM’de kabul edilerek yasalaştıktan sonra yürürlüğe giren 7153 sayılı Çevre
Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, çevrenin korunması, çevre kirliliğinin önlenmesi ve giderilmesi için uyulması zorunlu standartlar ile vergi, harç, katılma payı, plastik poşet ve plastik ambalaj kullanımının
azaltılması, depozito uygulaması, emisyon ücreti, kirletme bedeli ve kirliliğin önlenmesine yönelik teminat alınması ve karbon ticareti gibi piyasaya dayalı mekanizmalar ile ekonomik araçlar ve teşviklere ilişkin hükümler içermekte. PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
155
bu haber izlenir
HABERLERİ bu haberin videosunu QR KODU telefonunuzdan okutarak izleyebilirsiniz
İSO 2018 Çevre Ödülleri sahiplerini buldu “Büyük Ölçekli İşletme Çevre ve Sürdürülebilirlik Yönetimi” kategorisinde birinciliğe Tofaş layık görülürken, aynı kategoride ikinciliği Unilever, üçüncülüğü Ülker aldı
T 280 bin ton atık geri dönüştürüldü PAGÇEV Genel Müdürü Yağmur Cengiz: “2018 yılında 16 ilde, 70 belediyede, 13 milyon nüfusun 280 bin ton atığını geri dönüştürdük”
A
Para televizyonunda canlı yayınlanan “Ekonomide Bir Hafta” programına katılan PAGÇEV Genel Müdürü Yağmur Cengiz, “Sorumlu Endüstri, Sorunsuz Çevre” misyonu ile çalışmalar yürüttüklerini belirterek, 2014 yılından itibaren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yetkilendirilmiş kuruluşu olarak hizmet sunduklarını söyledi. Türkiye’de ürününü ambalajlı olarak piyasaya süren üreticilerin, söz konusu ürünlerinin ambalajlarını geri dönüştürme yükümlülüğünü üslendiklerini anlatan Cengiz, “PAGÇEV olarak hem çevreye,
156
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
hem ekonomiye katkı sağlıyoruz. 2018 yılında, 16 ilde, 70 belediyede, 13 milyon nüfusun, 280 bin ton atığını geri dönüştürdük. Sadece geçen yıl yaptığımız bu çalışmalarla 2 milyon 200 bin ağaç kesilmekten kurtuldu, 7 milyon 300 bin Kw saat elektrik tasarrufu elde edildi, 326 milyon litre fosil yakıt tasarrufu ve 3.2 milyon litre su tasarrufu sağlandı. Toplamda ekonomiye 780 milyon liralık katkı sunduk” dedi. Toplumda bilinçli tüketici modelini oluşturmayı hedeflediklerine işaret eden Cengiz, Türkiye’nin, “Sıfır Atık” projesiyle bu yönde önemli
bir adım attığını söyleyerek, geri dönüşüm bilincinin toplumdaki her kesimde yaygınlaşması gerektiğinin altını çizdi. Ambalajların yaklaşık yüzde 40’lık kısmının plastik grubunda olduğunu belirten Cengiz, “daha hafif ve karbon salınımı daha az olan plastik, bu tür avantajlı özellikleri nedeniyle daha fazla tercih ediliyor. Plastik ürünler, geri dönüştürülürken de daha az enerjiye ihtiyaç duyuyor. Bu anlamda hayatımızın her alanında yer alan plastik ürünler, ambalajda da ağırlığını arttırıyor” açıklamasında bulundu. P
ürkiye’nin köklü sanayi kuruluşlarının daha çevreci ürünlerinin, daha az enerji ve ham madde ile üretim sağlayan projelerinin, sürdürülebilirlik ve çevre yönetimi konusundaki çalışmalarının yarıştığı İSO 2018 Çevre Ödülleri sahiplerini buldu. İSO Çevre Ödülleri’nde “Büyük Ölçekli İşletme Çevre ve Sürdürülebilirlik Yönetimi” kategorisinde birinciliğe Tofaş Türk Otomobil Fabrikası layık görülürken, aynı kategoride ikinciliği Unilever Sanayi ve Ticaret Türk AŞ, üçüncülüğü Ülker Bisküvi aldı. Sütaş Süt Ürünleri de “Jüri Özel Ödülü”nü
aldı. Ödüller, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın katıldığı törenle sahiplerini buldu. Törende konuşan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, sanayicinin çevreyi kirlettiğine yönelik yanlış bir algı olduğunu ve bu nedenle ödül töreninde bulunmaktan mutlu olduğunu söyledi. Kurum, “İSO’nun Türk sanayi sektörü içindeki payının yüzde 40. Sanayicilerimiz bu ödüller ile çok örnek bir davranış sergiliyorlar. Bu davranışın tüm Türkiye’ye örnek olmasını diliyorum. Sanayicilerimiz hem üretime hem de istihdama
katkı sağlarken çevre duyarlılıkları da takdire şayandır” dedi. Meclis’te Sıfır Atık Projesi’ni başlattıklarına değinen Kurum, yaptıkları çalışmalarla katı atık konusunda 3,5 milyar TL tutarında katma değer sağladıklarını anlattı. İSO Başkanı Bahçıvan, törende yaptığı konuşmada, Türkiye’nin en köklü ve güçlü sivil toplum kuruluşlarından olan İSO’nun, 1990 yılında ilk çevre şubesini kuran oda olarak, ülkenin ekonomik, toplumsal, çevresel ve kültürel konularında çözüm arayışlarının parçası olmaya dayalı sorumluluğa sahip olduğunu söyledi. P
Çevre Kanunu Çalıştayı Antalya’da yapıldı T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı öncülüğünde 17-18 Ocak 2019 tarihlerinde Antalya’da “Çevre Kanunu Çalıştayı” gerçekleşti. 10.12.2018 Tarih ve 30621 Sayılı
Resmî Gazete’ de yayımlanan “Çevre Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” unda yer alan geri kazanım katkı payı ve depozito, yetkilendirilmiş
kuruluşlar, alışveriş poşetleri ve sıfır atık yönetmeliği gibi konular“ Çevre Kanunu Çalıştayı”nda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve diğer paydaşlarla masaya yatırıldı. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
157
Atıkların hikâyesi
Dönüşüm Sergisi’ne konu oldu
Kullandığımız ürünlerin nasıl “atık” haline geldiğinin gözler önüne serildiği Dönüşüm Sergisi, 9 ana bölüm ve labirentlerden oluşuyor
T
ANAP-SEİP tarafından fonlanan ve REC Türkiye tarafından düzenlenen, Dönüşüm Sergisi’nde atıkların hikâyesine yer veriliyor. 1 Mart- 30 Haziran 2019 tarihleri arasında Ankara Kentpark AVM de halka açılan Dönüşüm Sergisi’ni gezenler, atıkların hikâyesine tanıklık ediyor. Günlük yaşamımızda kullandığımız ürünlerin nasıl “atık” haline geldiğinin gözler önüne
158
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
serildiği sergi, 9 ana bölüm ve labirentlerden oluşuyor. Tüketim alışkanlıkları ve atıkların oluşmasındaki tercihlerine göre katılımcılar istedikleri bölümleri ziyaret ederek çıkışa ulaşabiliyor. Atıkların hayatımızdaki yeri ve doğamızı nasıl kirlettikleri labirentlerde yer alan ürünlerle çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriliyor. Atık sorununu çözmeye yönelik uygulamaları aktarabilmek
ve çözüm bulabilmek adına tüm yaştan insanların, özellikle de çocukların katılım göstermesinin beklendiği sergide PAGÇEV de yer aldı. PAGÇEVín, Çevre Bakanlığı tarafından yürütülen Sıfır Atık Projesi’ne de destek olmak amacıyla hazırladığı atık potalarıyla çocuklar hem atıkları türlerine göre ayırmayı öğrenecek hem de keyifli zaman geçirecekler. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
159
Öğrencilere trafik güvenliği semineri verildi
Kazaların önlenmesi için Türkiye’ye özgün model oluşturulmalı Trafik kazalarını önlemek ve Trafik de iş güvenliğini tesis etmek için ;Türkiye’de sürücü eğitiminin ve ehliyet veriliş şeklinin niteliğini değerlendirmek ve anılan işlemin bu konuda proaktif yaptırımlar yapan, AB ülkeleriyle kıyaslanarak incelenmesi ve Türkiye’ye özgün bir model oluşturulmasına yönelik çalışmaların yapılması ivedi bir hal almıştır. Yolcular ve sürücülerin Ulaşım esnasında kazaya karışmama ve zarar görmeme konusunda garantileri yoktur. Kazalar sadece ulaşım sorunu olmayıp halk sağlığının ana problemlerindendir. Söz konusu kazalar her yıl binlerce insanın ölümüne, sakat kalmasına ve yüz binlercesinin de yaralanmasına neden olmaktadır. . Trafik kültürünü benimseyen insanlar, her alanda olduğu gibi olumlu davranışlarda bulunan ve karayolu trafik güvenliğinin geliştirilmesi için en önemli unsurdur. Bu sebeble İş güvenliği açısından
yolcu, yaya ve sürücülere verilecek günümüz araç teknolojilerine uygun pist eğitimleri,davranış ve sakınma benzeri psikoteknik eğitimlerin kazaların azalmasında çok etkili olacağı kuşkusuzdur. DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü) ‘nün yayınladığı Dünya da ki ölüm oranlarında Trafik kazalarından kaynaklanan ölümlerin 3. sırada gelmesi iş güvenliği açısından Trafik kazalarının azaltılmasının hem Dünya için hem de Türkiye için önemini açıklamaktadır. Bu oranlar heryıl artan Trafik kazaları hakkında daha proaktif kararlar alınmasını gerektirmektedir. AB üyesi ülkelerde Trafik kazaları ülke parlementolarında sorgulanan en önemli konulardan biri olduğundan, AB ‘ye giriş aşamasındaki Türkiye‘de de Trafik kazalarının önlenmesi ve halk sağlığının korunması için birçok önlem almanın zamanı gelmiş ve geçmektedir. Türkiye’de trafik kazalarında ölen ve yaralanan kişilerin aileleler
üzerinde bıraktığı manevi etki boyutu ve gerek aileler, gerekse ülke milli gelirini etkileyen maddi kayıplarının boyutu, bu gidişe karşı, yeni önlemler alınmasını gerektirmektedir. İş kazalarına nazaran Trafik kazalarındaki ölüm oranının fazlalığı, eğer önlem alınmaz ise gelecek yıllarda bu sayının daha da artacağını bildirmektedir. Bugüne kadar Devlet tarafından yapılan denetim ve Milli Eğitim Bakanlığı mevzuatı çerçevesinde Sürücü kursları tarafından yapılan sürücü eğitimi, Devlet erkinin bu konuda yeterli olmayan personel sayısı ile trafik kazalarının önlenmesinde yeterli başarıyı gösterememiştir. Bu tespitin argümanı ise batı ülkelerindeki kaza sayıları sonucu oluşan ölü ve yaralı sayılarının, Türkiye ‘de gerçekleşenler ile oranının mukayese edilemeyecek oranda Türkiye aleyhine olan farkıdır.
Karayolu Trafik ve Yol Güvenliği Derneği Genel Başkan Yardımcısı Suat Sarı, Küçükçekmece PAGEV Plastik Teknolojisi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencilerine trafik güvenliği hakkında bilgi verdi Karayolu Trafik ve Yol Güvenliği Derneği Genel Başkan Yardımcısı Suat Sarı, Küçükçekmece PAGEV Plastik Teknolojisi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri ile bir araya gelerek trafik güvenliği hakkında bilgilendirici seminer verdi. Okul konferans salonunda gerçekleşen seminere 250 öğrenci, öğretmenleriyle birlikte katıldı. Karayolu Trafik ve Yol Güvenliği Derneği Genel Başkan Yardımcısı Suat Sarı, öğrencilere yaptığı sunumunda, genel hatları ile trafik güvenliği, trafik kazalarını önlemek sürücü ve yaya bilincine yönelik kapsamlı bilgiler aktardı. PAGEV Lisesi öğrencilerinin ilgi ile takip ettiği seminer sonunda
160
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
bir açıklama yapan Suat Sarı, genç öğrencilerimizin trafik bilinçlerinin artırılmasına yönelik çalışmalarının son derece verimli geçtiğini kaydederek, trafik eğitimlerinin ülke genelinde her alanda yaygınlaşması gerektiğinin altını çizdi. Karayolu Trafik ve Yol Güvenliği Derneği Genel Başkan Yardımcısı Suat Sarı’nın Trafik Güvenliği hakkında genel ve istatistiki veriler içeren makalesini de aşağıda bilgilerinize sunuyoruz. TRAFİK’DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl dünyada 1 Milyon 240 binden fazla insanın ölümü ve 50 Milyon insanın yaralanmasına
neden olan Trafik Güvenliği Sorunu, küresel bir Halk sağlığı problemi haline geldi. Yol, sürücü, yolcu, yaya güvenliğiyle ilgili , çeşitli ülkeler tarafından yapılan uygulamalar toplumların sosyal yaşamları ve genel kültürleriyle çok yakından ilgilidir. Ülkeyi yönetenlerin trafik güvenliği hakkındaki öncelikleri ve halk sağlığını tehdit eden bu durumu önemseme dereceleri trafik kazalarının önlenmesinde o derece etkili olabilmektedir. Toplumun da sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla süregelen bu kazaları engelleyecek sistemleri kurmaya doğru bir gelişim içinde olmaları gerekmektedir.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
161
Kazalarda işverenin sorumluluğu da önemli Trafik kazalarına iş güvenliği açısından baktığımızda konunun ilk muhatabı Ticari araç sürücüleri olmaktadır. Ticari araç kategorisindeki taksi, kamyon, kamyonet, TIR, otobüs, minibüs, midibüs, traktör ve benzeri araçlar ticari faaliyette bulunduklarından dolayı yapılan bu iş, ulaşım, taşımacılık, yük ve benzeri bir faaaliyeti yürütmektedir. Bu nevii araçlardaki başta sürücüler ve sonra yaya ve yolcular risk grubunun merkezi olmaktadırlar. İş ve meslek kazalarını irdelediğimizde sürücülerin iş güvenliği ve sağlığında bu çerçevede değerlendirilmediklerini görülmektedir. Günümüzde birçok işveren, çalıştırdığı işçilere araç
sağlamakta ve bu araçlar işçiler tarafından işin yapılması amacıyla kullanılmaktadır. İşçinin kullandığı aracın trafik kazasına karışması halinde işverenin sorumluluğunun ne olacağı hukuki açıdan önemlidir. İşçinin kullandığı aracın kaza yapması sonucunda, yaralanması veya hayatını kaybetmesi halinde işveren sorumlu olacaktır. Zira 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 2.maddesi uyarınca araçlar da işyeri sayıldığından, işçinin karıştığı bir trafik kazası iş yerinde gerçekleşmiş bir iş kazası gibi sayılmaktadır. Bu istisnalar dışında işçiye gerekli eğitimlerin verilmemesi, işçinin kullandığı aracın teknik bakımlarının yapılmamış olması veya yapılmış olsa bile kazanın teknik bir arıza sonucu meydana
gelmesi hallerinde işveren “tehlike sorumluluğu” gereği sorumludur. Örneğin, aracın freninin patlaması, rotunun çıkması ve benzeri nedeniyle kaza meydana gelmiş ise, tehlike sorumluluğu nedeniyle işveren tam olarak sorumludur. İşverenlerin işçilere verdikleri eğitimlerin sertifikalarını özlük dosyasında saklaması, tüm araç ve ekipmanların bakımlarını periyodik olarak yaptırması, talimatları anlattığını imzalatması, işin tehlike sınıfına göre, işyeri sağlığı ve güvenliği uzmanlarından hizmet alarak, işçinin sağlığını ve güvenliğini sağlamak için gerekli tedbirleri alması ve ticari olarak mümkünse bu tip kazalara ilişkin maddi ve manevi tazminatı da içeren sigorta yaptırması, olası tazminatları önleyecek.
Ekonomik boyut ürkütüyor
Türkiye’de sürücü eğitimi ve ehliyet verme test işlemleri özel sürücü kursları vasıtasıyla, Almanya ‘da ise TÜV ve DEKRA adlı özel kuruluşlar tarafından özel pistlerde yapılmaktadır.
162
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
Tüm Dünyada da olduğu gibi Trafik kazalarında en büyük hatalar sürücü kusurlarından kaynaklanmaktadır. Kuşkusuz Trafik kültürünün eksikliği, yol standartı, yatay ve düşey
işaretlemelerin yetersizliği ile araç kullanım kusurları sınıfına giren uyku apnesi, alkollü araç kullanımı, yorgunluk kazaların başlıca nedenlerindendir. Ancak yıllardır eğitim almamış ve kullandığı aracın teknolojisini iyice öğrenmemiş sürücülerin Türkiye ‘de ki kazalarda sorumlulukları %90-95 dir. Bu oran AB ülkelerinde %65 ABD‘de ise %58 dir. Burada doğru bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. Kazalar hakkında bilirkişi raporlarının istatistikleri yayınlandığında, bu oranları daha net görmek mümkün olabilecektir DSÖ 2004 yılında yaptığı araştırma verilerine göre Avrupa Topluluğu’nda trafik kazası neticesinde ölen bir kişinin tahmini sosyo-ekonomik maliyeti 1 milyon Euro ‘dur. Bunu Türkiye’deki trafik kazalarında can veren insanlara uyarladığımızda, Trafik kazalarının Türkiye‘de yıllık 5 milyar Euro sosyo-ekonomik maliyeti olduğunu söylemek mümkündür.
DSÖ tarafından 2004 yılında yayınlanan, Dünyadaki ölüm nedenleri arasındaki 10 ölüm nedeni içinde, Trafik kazaları 9. Sırada yer almaktadır . Bu gidişe bir önlem alınmadığı taktirde, bu sıralamanın 2030 yılında halk sağlığı ve güvenliğini tehdit eden en önemli beşinci ölüm nedeni olarak yer alacağı tahmin edilmektedir. Halkın can ve mal güvenliğini tehdit
eden bu önlenemez facianın ülke ekonomilerinde de “ israf ekonomisi” olarak yer bulduğu İTÜ İstanbul Teknik Üniversitesi – UYG-AR merkezi tarafından ifade edilmektedir.. Trafik kazaları sonrası ölen, sakat kalan yetişmiş insan gücü, hurdaya ayrılan araçlar, veya hasar sonucu onarılan araçlara ödenen onarım bedelleri(Türkiye karayollarında kullanılan araçların %63’ü ithaldir)
konunun ekonomik boyutunu gözler önüne sermektedir. OSD (Otomotiv Sanayicileri Derneği) 2015 verilerine göre pazardaki toplam 817 bin aracın, 511 bin adeti ithaldir. Türkiye’de 2018 yılı itibarıyla toplam 28 milyon kişinin sürücü belgesi bulunuyor. Ehliyeti olanların 22 milyonunu erkekler, 6 milyonunu kadınlar oluşturuyor. Emniyet Trafik Müdürlüğü verilerine göre, son beş yılda araç sayısındaki artış oranı % 40, sürücü sayısındaki artış ise % 23 oldu. Araç ve sürücü sayılarındaki bu yıllık artış oranı ile, 2028 yılında araç sayısının bugune göre %80 artacağı öngörülmektedir. Trafik kazaları sayısında ve kazalar sonucundaki ölü ve yaralı sayısında Avrupa’da 1. sırada olan Türkiye ‘de Trafik kazaları, gerek iş güvenliği ve gerekse yaya, yolcu ve sürücü açısından halk sağlığını tehdit eder hale gelmiştir. Trafik kazalarının iş güvenliği ve sağlığı ile toplum sağlığı açısından ele alınması artık ivedi bir hal almıştır. P
Tablo : 1
Tablo : 2
Tablo : 3
Tablo : 4
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
163
LÜTFEN AJANDANIZA KAYDEDİN!
GÜVENCESİYLE Chinaplas 2019 Uluslararası Plastik ve Kauçuk Fuarı Seyahati 21-24 Mayıs 2019
Plastik Sektörünün Birleştirici Gücü PAGEV, 2019 yılında da düzenlediği organizasyonlar ile sektörü bir araya getirecek. Sizler de orada olmak için etkinlik takvimimizi ajandanıza şimdiden kaydedin
Asya’daki Fırsatları Kaçırmayın Asya'nın 1 ve Dünya'nın 2 Numaralı Plastik ve Kauçuk Fuarı'na Türkiye'nin en yüksek katılımlı grubu ile gidin!
THE GARDEN HOTEL
The Garden Hotel, Guangzhou merkezde Guangzhou’nun en iyi bilinen, en köklü tüm devlet organizasyonlarının yapıldığı, 1000 odalı bir oteldir.
Otel bölge olarak oldukça merkezi olup 3 Türk lokantası, Arap lokantaları, birçok İtalyan ve Japon restoranları ve Tüm fastfood zincirleri hemen yanındadır.
The Garden Hotel üst üste birçok defa Guangzhou’nun en iyi Business oteli seçilmiş ve Platinium 5 yıldız olarak ödüllendirilmiştir.
Odaların tamamı yenilenmiş 32 m2 şık ve modern odalardır. Fuara 12 km - 20 dk. uzaklıktadır
MAYIS
HAZİRAN
EKİM
13 MAYIS GELENEKSEL PAGEV İFTARI
5 HAZİRAN PAGÇEV DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ KUTLAMALARI
22 EKİM, 6. PAGEV ULUSLARARASI AMBALAJ TEKNOLOJİLERİ KONGRESİ
EKİM
ARALIK
ARALIK
23 EKİM 2019 İSTANBUL AMBALAJ FUARI, TÜYAP
3 ARALIK 2019 14. PAGEV TÜRK PLASTİK ENDÜSTRİSİ KONGRESİ
4-7 ARALIK 2019, PLAST EURASIA FUARI, TÜYAP
pagev
pagev1989
pagevtv
pagev1989
Konuyla ilgili detaylı bilgi için Vakfımız Fuarlar Sorumlusu Uğur Aktel (0212 425 13 13 - ugur.aktel@pagev.org.tr ) ile iletişime geçebilirsiniz. 164
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
165
MAKALE - HAZIRLAYAN MAHMUT ÖZER MILLÎ EĞITIM BAKANLIĞI BAKAN YARDIMCISI
2023 EĞİTİM VİZYONU
MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİMDE YENİ HEDEFLER Mesleki ve teknik eğitim ülkelerin ekonomik kalkınmasındaki önemi nedeniyle küresel ölçekte sıcak tartışmaların yapıldığı bir eğitim alanıdır. Ülkeler kendi ekonomilerinin mevcut durumu ve yönelimlerine göre mesleki ve teknik eğitimi yeniden kurgulamakta, revize etmekte ve dönüştürmekte. Bu bağlamda her ülkenin mesleki ve teknik eğitimi kendi ülke gerçeklerini yansıtmakta.
166
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
Millî Eğitim Bakanlığı tarafından kamuoyuna açıklanan 2023 Eğitim Vizyonu da bu bağlamda mesleki ve teknik eğitim için ülke gerçekleri ile örtüşen yeni bir yol haritası sunmakta. Yeni yol haritası sektöre duyarlı, ülkenin önceliklerine göre kendisini sürekli güncelleyen dinamik bir mesleki eğitim inşası öngörmekte. Bu çalışmada 2023 Eğitim Vizyonu’ndan hareketle mesleki ve teknik eğitim için geliştirilen hedefler ve bu çerçevede son zamanlarda atılan adımlar sunulmakta.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
167
MAKALE MAHMUT ÖZER MILLÎ EĞITIM BAKANLIĞI BAKAN YARDIMCISI
168
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
GIRIŞ Mesleki ve teknik eğitim tüm ülkelerin kendi ekonomik büyüme hedeflerine göre büyük önem atfettikleri ve genel liselere göre bu bağlamda beklentilerin ve beraberinde eleştirilerin yoğun olarak yöneltildiği bir eğitim türüdür. Ülkelerin ekonomik kalkınmasında ve gençlerinin istihdamının sağlanmasındaki rolü nedeniyle mesleki eğitim küresel ölçekte sıcak tartışmaların yapıldığı bir alandır Türkiye’nin planlı kalkınma anlayışını benimsediği 1960’lı yıllardan itibaren, hazırlanan hemen tüm kalkınma planlarında mesleki eğitimin önemi sürekli vurgulanmış ve güçlendirilmesine büyük önem verilmiştir [Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), 1963, 1967, 1979, 1989, 1996, 2001, 2007]. Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) mesleki eğitimi güçlendirmek ve kapasitesini artırmak için çok sayıda projeyi uygulamaya geçirmiştir. Özellikle 2000’li yıllarda Türkiye’de mesleki eğitimin Avrupa Birliği (AB) ile uyumlaştırılması çalışmaları yoğunlaşmış, sadece mesleki ortaöğretimde değil, aynı zamanda yükseköğretimde de mesleki eğitimin modernizasyonu ve AB ile uyumlaştırılması bağlamında çok sayıda çalışma gerçekleştirilmiştir (Günay & Özer, 2014; Özer, Çavuşoğlu & Gür, 2011). Ek olarak, mesleki eğitimin doğası gereği uygulama becerileri eğitimin odağını oluşturduğu için mesleki eğitimde iş yeri eğitimini özendirme, iş yeri eğitiminde öğrencilerin iş kazası ve meslek hastalıklarına karşı sigortalanması ve asgari ücretin belirli oranında öğrencilere
ücret ödenebilmesine imkân tanıyan yasal düzenlemeler yapılmış ve başarılı bir şekilde uygulanmaktadır (Günay & Özer, 2016; MEB, 2018b). Mesleki eğitim ülkelerin sanayileşme ve ekonomik kalkınmasında büyük öneme sahip olduğu için hem hükümetler hem de iş dünyasının sürekli gündeminde olmuş, dolayısıyla eğitimde tartışılan konularda ağırlığını sürekli korumuştur. Bu bağlamda ülkemizde de kamu kurum ve kuruluşları, iş dünyası, akademi ve düşünce kuruluşları tarafından çok sayıda çalışma gerçekleştirilmiş ve kamuoyu ile paylaşılmıştır. Bu çalışmalarda tespit edilen sorunların benzeştiği ve geliştirilen çözüm önerilerinin de genel olarak örtüştüğü görülmektedir. Bu durum, mesleki eğitimle ilgili sorunların da maalesef kronik olduğuna işaret etmektedir. Atfedilen bütün öneme rağmen mesleki eğitim, eğitim sisteminin genel sorunlarından etkilenmekte olup kendine özgü sorunlara da sahiptir. Örneğin tüm dünyada mesleki eğitime başarı düzeyi nispeten düşük öğrencilerin gittiğinden bahisle mesleki eğitime yönelimi teşvik edici düzenlemeler yapılmaktadır. Türkiye’de de durum, dünyadaki eğilimlerden farklı değildir. Üstelik katsayı uygulaması gibi tarihsel müdahaleler doğal akışında dahi sorunlar taşıyan bu akışı büsbütün travmalı hale sokmuş, bu müdahalenin sancıları uzun yıllar yaşanmış ve iyileştirici müdahalelerle bugünlere gelinmiştir (Özer, Çavuşoğlu, & Gür, 2011).
Diğer taraftan, 2010 yılından itibaren lise okul türlerinin dönüştürülmesi kapsamında, genel liseler kapatılarak Anadolu Liseleri ile Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerine dönüştürülmüşlerdir. Bu dönüşümler sonucunda, Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerine devam eden öğrenci sayısı artmış olsa da Fen, Sosyal ve Anadolu Liseleri daha çok talep görmeye devam etmişlerdir. 2014 yılından 2017 yılına kadar ortaöğretim kurumlarının tamamına merkezi sınavla öğrencilerin yerleştirilmesi başarılı öğrencilerin özellikle fen liseleri, sosyal bilimler liseleri ve Anadolu liselerine yönelimlerini daha da artırmıştır. Böylece öğrenciler başarı durumlarına göre okul türlerinde kümelenmişlerdir (Çelik, Boz, Arkan, & Toklucu, 2017). 2018-2019 eğitim-öğretim yılına kadar devam eden bu uygulama, mesleki ve teknik eğitime başarılı öğrencilerin girdisini olumsuz etkilediği gibi öğrenci talebini de olumsuz etkilemiştir (bakınız, Tablo 1). Bu durumun mesleki ve teknik eğitimdeki öğrenci devam durumlarını da olumsuz etkilediği varsayılmaktadır. Genel bir değerlendirme yapmak gerekirse, mesleki ve teknik eğitim
hükümet ve ilgili paydaşların güçlenmesini istediği bir eğitim türü olmasına rağmen, kronikleşmiş çok sayıda soruna sahiptir. Mesleki eğitimden beklentilerin yüksek olduğu dikkate alındığında, mesleki eğitime ilişkin sorunların yeniden tespit edilmesinden ziyade, her bir kronik veya kronikleşen sorun için geliştirilen çözümlerin hızla uygulanmasına ihtiyaç söz konusudur. Bu nedenle bu çalışmada mesleki ortaöğretimi güçlendirmek için MEB tarafından açıklanan 2023 Eğitim Vizyonunun öngördüğü mesleki ve teknik eğitimde yeni yol haritası çerçevesinde farklı alanlarda atılan adımlara kısaca değinilmiştir. Bu atılan adımlar sektörün taleplerine duyarlı, ülkenin önceliklerine göre kendisini sürekli güncelleyen dinamik bir mesleki eğitim inşası öngörmektedir. Bu çalışmada tüm bu deneyimlerden ve yaklaşımlardan yararlanarak mesleki ve teknik ortaöğretimi güçlendirmek için MEB tarafından Ekim 2018’de açıklanan 2023 Eğitim Vizyonunun öngördüğü mesleki ve teknik eğitime ilişkin yol haritası ele alınmaktadır. Ardından, bu kapsamda izlenen politikalar, atılan adımlar ve başlatılan yeni projelere değinilmektedir. PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
169
MAKALE MAHMUT ÖZER MILLÎ EĞITIM BAKANLIĞI BAKAN YARDIMCISI
MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİMDE MEVCUT DURUM Türkiye’de ortaöğretim seviyesinde mesleki ve teknik eğitim Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri ve mesleki eğitim merkezlerinde verilmektedir. Son on yılda mesleki ve teknik eğitim alan öğrencilerin okul türlerine göre dağılımı Tablo 1’de verilmiştir. Özellikle son dört yılda mesleki eğitim alan toplam öğrenci sayısında göreceli bir düşüş olduğu dikkati çekmektedir. Mesleki eğitim merkezlerindeki öğrenci sayılarında artış olmasına rağmen toplamdaki bu düşüş Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerindeki öğrenci sayılarındaki düşüşten kaynaklanmaktadır. Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerine yeni kayıt yaptıran öğrenci sayısındaki düşüş, ortaöğretime geçiş sistemindeki bazı değişikliklerden kaynaklanmaktadır. 2014-2015 yılında ilk defa uygulanan Temel Eğitimden
Ortaöğretime Geçiş sistemi sonucunda, Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerine kayıt yapan öğrenci sayısında büyük bir artış olmuştur. Ancak sonraki yıllarda başta Anadolu Liseleri olmak üzere diğer okul türlerindeki kontenjanlar artırıldıkça, Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerine yeni kayıt yaptıran öğrenci sayısında bir miktar düşüş olmuştur. Tablo 1’de verilen sayılara ilaveten çok programlı Anadolu liselerinde, Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğüne bağlı okullarda ve Mesleki Açıköğretim Lisesinde de mesleki ve teknik eğitim verilmektedir. 2017-2018 eğitimöğretim yılı itibarıyla mesleki ve teknik eğitim veren bu okulların tamamında bir milyon 987 bin 282 öğrenci eğitim görmekte olup bu sayı ortaöğretimde eğitim gören toplam öğrenci sayısının %35’ine karşılık gelmektedir (MEB, 2018b).
Eğitim-Öğretim Yılı
Mes. ve Tek. And. Lis.
2008-2009
1.265.139
Mesleki Eğitim Merkezi 186.597
Toplam 1.451.736
2009-2010
1.068.817
164.916
1.233.733
2010-2011
1.591.950
120.009
1.711.959
2011-2012
1.546.520
111.515
1.658.035
2012-2013
1.613.510
92.949
1.706.459
2013-2014
1.664.938
95.771
1.760.709
2014-2015
1.810.999
76.244
1.887.243
2015-2016
1.754.539
75.129
1.829.668
2016-2017
1.612.482
98.436
1.710.918
2017-2018
1.541.599
101.036
1.642.635
Tablo 1: Mesleki ve Teknik Eğitim Okullarında Eğitim Alan Öğrencilerin Yıllara Göre Değişimi Kaynak: MEB verilerinden derlenmiştir
170
2018-2019 eğitim-öğretim yılı itibarıyla mesleki ve teknik Anadolu liselerinde 54 alanda ve bu alanların altında yer alan 199 dalda eğitim verilebilirken mesleki eğitim merkezlerinde halen 27 alanın kapsadığı 142 dalda eğitim verilmektedir. Mesleki ve teknik Anadolu liselerinde Anadolu meslek ve Anadolu teknik olmak üzere iki ayrı program sunulmaktadır. Anadolu Teknik programında öğrenciler 40 gün staj yaparken Anadolu meslek programında 10 ay işyeri eğitimi yaptırılmaktadır. Anadolu Teknik programı daha fazla akademik ağırlıklı bir eğitim programına sahip olup, bu programdan mezun olanların yükseköğretime devam etmeleri ve mesleki ve teknik yükseköğretimin bu bağlamda nitelikli insan kaynağına sahip olması hedeflenmiştir. Anadolu Meslek programı PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
ise daha fazla uygulama ağırlıklı bir eğitim imkânı sunmaktadır; dolayısıyla bu program mezunlarının yükseköğretime devamından ziyade sektörün nitelikli teknik eleman ihtiyacını karşılaması hedeflenmiştir. Mesleki ve teknik Anadolu liselerinin mezunlarına alan ve dalda diploma, teknisyenlik unvanı, işyeri açma belgesi ve EUROPASS belgesi verilmektedir (MEB, 2018b). Mesleki eğitim merkezlerinde öğrencilere haftada bir gün okulda teorik eğitim, diğer günler iş yerinde mesleki eğitim verilmektedir. Öğrenciler 11. sınıftan itibaren her eğitim-öğretim yılı sonunda beceri sınavlarına alınmakta olup 11. sınıf sonundaki beceri sınavında başarılı olanlara kalfalık, 12. sınıf sonundaki beceri sınavında başarılı olanlara da ustalık belgesi verilmektedir.
2023 EĞİTİM VİZYONU’NDA MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından 23 Ekim 2018 günü kamuoyuna açıklanan 2023 Eğitim Vizyonu, mesleki ve teknik eğitim için de yeni bir yol haritası sunmaktadır. Yeni yol haritası sektöre duyarlı, ülkenin önceliklerine göre kendisini sürekli güncelleyen dinamik bir mesleki eğitim inşası öngörmektedir (MEB, 2018a). Bu bağlamda mesleki eğitimde eğitim-üretimistihdam ilişkisinin güçlendirilmesi hedeflenmektedir. Mesleki eğitim güçlendikçe, yükseköğretime olan talep de daha makul ve gerçekçi bir çerçeveye oturacaktır. Zira Türkiye eğitim sisteminin temel sorunlarından biri, yükseköğretime girişte yaşanan arz ve talep uyumsuzluğudur. 2018 yılı itibarıyla yaklaşık 2 milyon 500 bin kişi üniversite giriş sınavına başvurmuşken, yerleşen sayısı 1 milyonun altında kalmıştır. Mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarından mezun olanların önemli bir kısmının iş piyasasına
doğrudan dahil olmaları durumunda, yükseköğretim talebi daha makul bir düzeye inecektir. Bunun için, mesleki ve teknik eğitimin amaçlarına uygun olarak işlerliğinin sağlanması gereklidir. Bu kısımda, 2023 Eğitim Vizyonu’ndan hareketle geliştirilen yeni yol haritası çerçevesinde belirlenen yedi ana hedef ve bu hedefler kapsamında şimdiye kadar yapılanlar sunulacaktır: 1) mesleki eğitim programlarını güncellemek; 2) mesleki eğitimde uygulama kapasitesini artırmak; 3) mesleki eğitimin kalitesine yönelik izleme ve iyileştirme yapmak; 4) mesleki eğitim verilen tüm alanlarda sektörle iş birliklerini güçlendirmek; 5) mesleki eğitimde sektörün talepleri doğrultusunda yeni alanlarda eğitim seçeneği sunmak; 6) mesleki eğitim yoluyla sosyal entegrasyon ve kamu diplomasisine katkı sağlamak ve 7) mesleki eğitim mezunlarının mezun oldukları alanlarda çalışmalarını teşvik etmek.
2023 Eğitim Vizyonu Mesleki ve Teknik Eğitim Hedefleri 1- Programların güncellenmesİ 2- Uygulama kapasitesinin artırılması 3- Kaliteye yönelik izleme ve iyileştirme yapılması 4- Sektörle iş birliklerinin güçlendirilmesi 5- Yeni alanlarda eğitim seçeneği sunulması 6- Sosyal entegrasyon ve kamu diplomasisine katkı sağlanması 7- Mezunların alanlarında çalışmalarının teşvik edilmesi
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
171
MAKALE MAHMUT ÖZER MILLÎ EĞITIM BAKANLIĞI BAKAN YARDIMCISI
MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM PROGRAMLARINI GÜNCELLEMEK Mesleki ve teknik eğitimle ilgili eleştirilerden bir tanesi müfredatın güncel olmamasıdır. Ülkemizde mesleki ve teknik eğitim kurumlarında 54 alan ve 199 dalda mesleki ve teknik eğitim verilmektedir. Mesleki ve teknik eğitim programlarını sektörün taleplerine, ülke ve küresel eğilimlere göre sürekli güncellemek; sektörün taleplerine göre yeni alan ve dallarda eğitim programları açmak büyük önem arz etmektedir. Dolayısıyla bu alanda dinamik ve esnek bir yapı inşası, sürdürülebilir bir mesleki ve teknik eğitim için kritiktir. Bu bağlamda herhangi bir bölgedeki sektörlerle o bölgede mesleki ve teknik eğitim verilen alanların örtüşmesi, sektör-eğitim ilişkilerinin kurulabilmesi ve sürdürülebilir olması için büyük öneme sahiptir Mesleki Eğitimin Ulusal Meslek Standartlarına Uyumlu Hale Getirilmesi: Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğüne bağlı mesleki ve teknik Anadolu liselerinde ve mesleki eğitim merkezlerinde öğretimi yapılan tüm alan ve dal programlarının ulusal meslek standartları ve ulusal yeterliliklere uyumu konusunda yürütülen çalışma 31 Ekim 2018 itibarıyla tamamlanmıştır. Böylece, mesleki ve teknik Anadolu liselerinde uygulanan 54 alan ve 199 dal programının ve mesleki eğitim
merkezlerinde eğitimi verilen 27 alan ve 142 dal programının tamamı yürürlüğe giren ulusal meslek standartları ve ulusal yeterliliklerle uyumlu hale getirilmiştir. Mükemmeliyet Merkezlerinin Kurulması: Yaklaşık 150 milyon TL bütçeli yeni bir proje kapsamında mesleki ve teknik eğitim verilen en güçlü alanlarda 20 mükemmeliyet merkezinin kurulması hedeflenmektedir. Bu mükemmeliyet merkezlerinde öğrencilerin eğitimlerinde uygulamaya ağırlık verilecek, sektörün talep ettiği becerileri eğitim sürecinde kazanmaları sağlanacaktır. MEB, bu mükemmeliyet merkezlerini mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin mesleki gelişim eğitimlerinde de kullanacaktır. Proje kapsamında meslek öğretmenlerinin yurt içi ve AB ülkelerinde iş başı eğitim almaları sağlanacak ve 3250 meslek dersi öğretmenine de 3D modellemede yeni tekniklerin kullanıldığı öğretim materyallerinin hazırlanması ve geliştirilmesine yönelik kapasitenin artırılması eğitimleri verilecektir. Mesleki ve teknik ortaöğretim okullarında görev yapan 800 matematik ve fen bilimleri dersi öğretmeninin matematik ve fen bilimleri uygulamaları konularında yetkinliklerinin artırılması sağlanacaktır. Proje ile ayrıca mesleki ve teknik eğitim kurumlarının KOBİ’lerle Endüstri 4.0’a yönelik Ar-Ge faaliyetleri kapsamında iş birliği yapmaları sağlanacaktır.
Mesleki ve Teknik Eğitimde Uygulama Kapasitesini Artırmak: Mesleki ve teknik eğitimden mezun olanlarla ilişkili eleştirilerden bir tanesi de yeterli uygulama becerilerine sahip olmadıklarıdır. Mesleki ve teknik eğitim doğası gereği uygulama becerilerini merkeze alan ve “yapabilirliği” öne çıkartan bir eğitim ortamı hedeflemektedir. Bu çerçevede mesleki ve teknik eğitim veren okulların altyapı donanımı, atölye ve laboratuvarlarının tamlığı ve güncelliği büyük önem arz etmektedir. Bu kısımda mesleki ve teknik ortaöğretimde hem öğrenciler hem de öğretmenler açısından uygulama kapasitesini artırmaya yönelik atılan yeni adımlar sunulmaktadır. Atölye ve Laboratuvarların Güncellenmesi: Mesleki ve teknik eğitim veren okulların tüm atölye ve laboratuvar envanteri çıkartılmış ve eksiklikler 2018 Aralık ayında tespit edilmiştir. Bu kapsamda ayrıca kullanılabilir durumda atıl laboratuvar envanteri de tespit edilmiştir. Kullanılabilir durumda âtıl laboratuvarın diğer okullarda kullanılabilmesi için 2019 yılı dağıtım planlaması yapılmış olup diğer eksikliklerin de kısa sürede giderilmesi yönünde çalışmalar başlatılmıştır.
172
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
Döner Sermaye Kapsamında Üretim Kapasitesinin Artırılması: Mesleki ve teknik eğitime bağlı okullarda döner sermaye kapsamında yapılan üretimin hem kapasitesi hem de kapsadığı eğitim alanlarının artırılması yönünde çalışma başlatılmıştır. Mesleki ve teknik eğitim veren 3636 civarındaki eğitim kurumunun sadece 774’ünde döner sermaye kapsamında üretim yapılmakta olup 2017 yılında yaklaşık 217 milyon TL’lik bir üretim gerçekleştirilmiştir (MEB, 2018b; 2018c). Ancak bu üretim ayrıntılı incelendiğinde iyileştirilmesi gereken iki önemli sorun görülmektedir. Birincisi, çok fazla alanda eğitim verilmesine rağmen üretim yapılan alanlar oldukça kısıtlıdır. Bu nedenle önümüzdeki dönem eğitim verilen tüm alanlarda döner sermaye kapsamında üretimin yaygınlaştırılması planlanmaktadır. İkincisi, eğitim verilen alanlarda sektörlerin en çok kümelendiği İstanbul, Bursa, Kocaeli, Sakarya, İzmir, Denizli gibi illerimizdeki üretimin nispeten düşük olduğu görülmektedir. Bir başka ifadeyle, kapasitenin çok altında üretim yapıldığı görülmektedir. Bu iki sorunun çözümüne yönelik önlemler alınmış ve planlama yapılmıştır.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
173
MAKALE MAHMUT ÖZER MILLÎ EĞITIM BAKANLIĞI BAKAN YARDIMCISI
174
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
Döner Sermaye Üretimlerinde Hazine Kesintisinin Düşürülmesi: Mesleki ve teknik eğitim veren okullarda uygulamalı eğitimi güçlendiren döner sermaye kapsamında yapılan üretimin teşvik edilmesi amacıyla bu kapsamda yapılan üretimden yapılan %15’lik hazine kesintisi 28 Kasım 2018 tarihinde %1’e düşürülmüştür. Bu çerçevede, mesleki ve teknik eğitim veren okullarda üretilen ürünlerin pazarda daha rekabetçi olması ve böylece üretim miktarının artırılması hedeflenmektedir. Böylece öğrenciler yaparak öğrenecekler, sektörün talep ettiği becerileri eğitim aşamasında kazanmış olacaklar ve mezun olduklarında istihdamları kolaylaşacaktır. Diğer taraftan öğrenciler üretime katkıları ölçüsünde asgari ücret kadar bir ücret alabileceklerdir. Bu, dolaylı olarak öğrencilerin ve ailelerinin mesleki eğitime ilgisini artıracaktır. Diğer taraftan öğretmenlerimiz de üretime katkıları ölçüsünde asgari ücretin iki katına kadar ilave ücret alabileceklerdir. Mesleki ve
teknik eğitim veren okullarımız okul birim payı ile üretim altyapısını üretime katkıları ile orantılı bir şekilde sürekli iyileştirebilecektir. Derslerde Uygulamaya Ağırlık Verilmesi: Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından yapılan saha taramaları, öğrencilerin alan ve dal dersleri ile geç tanıştıklarını ve 12. sınıftaki 10 aylık işyeri eğitiminin yükseköğretime geçiş sınavlarının yaklaşması nedeniyle verimli bir şekilde yapılamadığını ortaya koymuştur. Bundan dolayı, ders çizelgelerinde bazı düzeltmelerin yapılmasına yönelik bir çalışma başlatılmıştır. Mesleki ve teknik Anadolu liseleri ders dağılım çizelgesinde halen 12. sınıftaki işyeri eğitiminin 11. sınıfa kaydırılması ve 10 ay yerine 12 aya çıkartılması planlanmaktadır. 12. sınıfta ise uygulama becerilerini artırmaya devam etmek isteyen öğrencilere 12. sınıfta da iş yeri eğitimine devam edebilme imkânı sunulacaktır.
MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİMİN KALİTESİNE YÖNELİK İZLEME VE İYİLEŞTİRME YAPMAK Mesleki ve teknik eğitimin kalitesinin iyileştirilebilmesi için eğitim verilen okulların ve süreçlerin sürekli izlenmesi ve elde edilen bulgularla sürekli iyileştirme yapılması büyük önem arz etmektedir. Bu kısımda mesleki ve teknik eğitim ile ilgili süreçleri izleme ve elde edilen bulgularla süreçleri iyileştirmeyi sürekli kılmaya yönelik atılan adımlar ele alınmaktadır. Türkiye’nin Mesleki ve Teknik Eğitiminin Haritalanması: Tüm bölgelerde mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarında verilen mesleki ve teknik alan eğitimlerine ilişkin verileri il bazında tespit eden ve iller bazında teknoloji ve üretim kapasitesini de dikkate alan mesleki eğitim haritalandırma çalışması, MEB tarafından 15 Kasım 2018’de tamamlanmıştır. Böylece mesleki eğitimin yeniden yapılandırılması çalışmaları kapsamında güncel verilerin sağlanması amacıyla ülke çapında bölgelerarası teknoloji ve üretim kapasitesini de dikkate alan mesleki eğitim haritası hazırlanmıştır. Bu haritalandırma çalışması yoluyla veri tabanına işlenen sektörler ve sektörlere ait çalışan profil bilgileri ile mesleki eğitim verilen alanlarda eğitim alan öğrenci sayılarının iller bazında değerlendirilmesi mümkün olabilmektedir. Bunun yanı sıra ülkemizde bulunan ARGE merkezlerinin sayısı ve sektörlere göre
dağılımları da iller bazında veri setine dâhil edilmiştir. Bu çerçevede her bölgede eğitimi verilecek alanların belirlenmesinde o alanlarda bölgedeki sektörün durumu dikkate alınacaktır. Kalite Güvence Sisteminin Kurulması: Mesleki ve teknik eğitim veren okulların tamamını kapsayacak şekilde kalite güvence sistemi kurulmuştur. Bu kapsamda daha önceki yıllarda yapılan çalışmaların bir sistematik altında birleştirilme çalışmaları 5 Kasım 2018 tarihi itibarıyla tamamlanmıştır. Bu çerçevede, öncelikle her bir okul kendi öz değerlendirme raporunu hazırlamakta olup öz değerlendirme raporu her okulun kendi imkânları ve belirlenen temalarda hedeflerini, hedeflerine ulaşma süreçlerini, bu süreçleri nasıl iyileştirecekleri ve hedefler doğrultusunda yaptıklarını kanıta dayalı bir şekilde içermektedir. Ayrıca, okullar öz değerlendirme raporları çerçevesinde belli aralıklarla kurumsal dış değerlendirmeye tabi tutulacaktır. Burada öncelikli amaç, okullarda kalite kültürünü geliştirmek ve böylece kalitelerini sürekli iyileştirmeleri için onlara destek vermek olarak belirlenmiştir. Belirli periyotlarla kurumsal dış değerlendirmeye yönelik raporların kamuoyu ile paylaşılması ve raporlarla başarılı okulların görünürlüğünün artırılması da hedeflenmektedir. PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
175
MAKALE MAHMUT ÖZER MILLÎ EĞITIM BAKANLIĞI BAKAN YARDIMCISI
176
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
Sistematik Raporlamaların Yapılması: Millî Eğitim Bakanlığı’nın eğitim analiz ve değerlendirme raporları serisi kapsamında yayımlanan ilk rapor olan ve 12 Kasım 2018 tarihinde yayımlanan Türkiye’de Mesleki ve Teknik Eğitimin Görünümü raporunda, mesleki eğitimin tarihsel gelişimi, Türkiye’de mesleki ve teknik ortaöğretim sistemi, mevcut durum, dünyada mesleki eğitime ilişkin yaklaşımlar ve küresel eğilimler ayrıntılı olarak ele alınmıştır (MEB, 2018b). Söz konusu rapordan sonra yayımlanan ikinci rapor, yine mesleki eğitime ilişkindir. Mesleki ve Teknik Ortaöğretimde Kurumsal Dış Değerlendirme Raporu başlıklı rapor, Türkiye’de mesleki ve teknik eğitim veren kurum ların kalite güvence sistemi bağlamında kurumsal dış değerlendirmelerini ele almıştır (MEB, 2018c). Rapor, 29 Kasım 2018 tarihinde yayımlanmıştır. Mesleki ve teknik eğitim kurumlarının dış kalite değerlendirmesi kapsamında 2489 mesleki ve teknik Anadolu lisesi, 633 çok programlı Anadolu lisesi ve 372 mesleki eğitim merkezi olmak üzere toplam 3494 kurum değerlendirilmiştir. 2017-2018 eğitim yılında mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarında yapılan dış kalite değerlendirmesi bir süreç izleme çalışması olarak belirli periyotlarla tekrarlanacaktır.
MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM VERİLEN TÜM ALANLARDA SEKTÖRLE İŞ BİRLİĞİNİ GÜÇLENDİRMEK Mesleki ve teknik eğitim dış paydaşlara en duyarlı eğitim türü olup bu alanda yıllardan beri var olan iş birlikleri her geçen gün güçlenmeye devam etmektedir. Yeni dönemde sektörel iş birlikleri yeni bir bakış açısıyla yeniden değerlendirilmiş olup sektörden sürecin birlikte yürütülmesi talep edilmektedir. Bakanlık sektörün mesleki ve teknik eğitimin çıktılarına istihdam garantisi vererek sahip çıkmasını istemekte, aynı zamanda yıllardan beri şikâyet edilen konuları birlikte çözüme kavuşturmak üzere sektörü süreci birlikte yönetmeye davet etmektedir. Bu kapsamda her iş birliğinin beş boyutu kapsaması sağlanmaya çalışılmaktadır. Bunlar, iş birliği yapılan alanda %100 istihdam veya istihdam kolaylığı sağlanması, iş yeri eğitiminin sektörde gerçek iş ortamında yapılmasına destek verilmesi ve sektördeki uzmanların alan ve dal derslerine girmelerinin sağlanması, müfredatın birlikte güncellenmesi ve öğrencilere burs desteğinin sağlanması şeklindedir. Ayrıca mesleki ve teknik ortaöğretimde görev yapan alan öğretmenlerinin mesleki gelişim eğitimlerinin sürekliliğinin sağlanması, uygulama deneyimlerinin ve teknolojideki yeniliklerin öğrencilere aktarılmasında çok önemlidir. Bu nedenle sektörle iş birliklerinde alan öğretmenlerinin mesleki gelişim eğitimlerinin sektör tarafından düzenli olarak verilmesi de sağlanmaktadır. Farklı alanlardaki sektörlerle yapılan görüşmelerde tüm sektörlerin yeni yaklaşıma olumlu yaklaştıkları ve hemen bulundukları bölgelerdeki mesleki ve teknik eğitim kurumlarını kapsayacak şekilde ikili protokol imzaladıkları görülmektedir. Yeni yaklaşımda sektörlerle ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının bu süreçte koordinasyonunu sağlamak üzere çerçeve protokoller imzalanmaktadır. Bu çerçevede atılan adımlardan bazılarına aşağıda değinilmektedir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı: Millî Eğitim Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı arasında “Mesleki ve Teknik Eğitimi Geliştirme İş Birliği Protokolü” 25 Eylül 2018 tarihinde imzalanmıştır. Bu çerçeve protokol ile turizm alanında eğitim veren ve seçilen Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencilerine burs verilmesi, işletmelerde beceri eğitimi ve staj uygulamalarının gerçek hizmet ve üretim ortamında yapılabilmesi, turizm sektörünün ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücünü yetiştirmek amacıyla belirlenen turizm liselerinin eğitimlerinin yeniden yapılandırılması (İngilizce ve Rusça hazırlık sınıfı ve Almanca, Arapça, Fransızca ve Çince seçmeli yabancı diller) ve okul eğitici ve yöneticilerinin, hizmet içi ve işbaşı eğitimlerine süreklilik kazandırılması ve mezunların istihdamı sektör tarafından sağlanacaktır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı: Millî Eğitim Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı arasında 15 Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde verilen maden teknolojisi alanında “Mesleki ve Teknik Eğitimi Geliştirme İş Birliği Protokolü” 20 Aralık 2018 tarihinde imzalanmıştır. İş birliği kapsamında bu alanda eğitim veren Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
öğrencilerine burs verilmesi, işletmelerde beceri eğitimi ve staj uygulamalarının gerçek hizmet ve üretim ortamında yapılabilmesi, sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücünü yetiştirmek amacıyla eğitim programlarının güncellenmesi, okul eğitici ve yöneticilerinin, hizmet içi ve işbaşı eğitimlerine süreklilik kazandırılması ve mezunların istihdamı sağlanacaktır. Teknoparklar: İstanbul Teknik Üniversitesi ARI Teknokent (2 Kasım 2018) ve İstanbul Üniversitesi İstanbul Teknokent (8 Kasım 2018) ile MEB Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü arasında “Ar-Ge Merkezleri ile Mesleki ve Teknik Eğitimi Geliştirme” iş birliği protokolleri imzalanmıştır. Mesleki ve teknik eğitimde bu anlamda bir ilk olan protokol kapsamında sadece bilişim teknolojisi alanında değil, elektronik, biyomedikal, makina ve teçhizat imalatı, enerji, savunma, otomotiv gibi birçok alanda mesleki ve teknik eğitim öğrencilerinin beceri ve staj uygulamalarını gerçek üretim ortamlarında yapmaları sağlanacaktır. Proje kapsamında teknoparklarda faaliyet gösteren şirketlerde mesleki eğitim alan öğretmenlerin mesleki gelişim eğitimlerine katkı verilecektir.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
177
MAKALE MAHMUT ÖZER MILLÎ EĞITIM BAKANLIĞI BAKAN YARDIMCISI
HAVELSAN: Millî Eğitim Bakanlığı ile HAVELSAN arasında 11 Aralık 2018 tarihinde öğretmenlerin mesleki bilgi ve becerilerinin artırılması ve edindikleri güncel bilgilerin gelecek nesillere aktarılması amacıyla “Mesleki Eğitim İş Birliği Protokolü” imzalanmıştır. Protokol kapsamında, mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarındaki bilişim ve endüstriyel otomasyon teknolojileri alanlarında görevli atölye ve laboratuvar öğretmenlerine, HAVELSAN´ın profesyonel bilişim uzmanları tarafından, “PARDUS”, “ağ işletmenliği”, “bilgisayar teknik servisi”, “veri tabanı programcılığı”, “web programcılığı”, “mekatronik” ve “zihin haritaları” başlıklı eğitimler verilecektir. MEB tarafından belirlenecek öğretmenlere verilecek eğitimlerin HAVELSAN bünyesindeki tesislerde düzenlenerek teorik eğitimin yanında laboratuvarlarda pratik uygulamalar da yapılması ve bu alanda sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli eleman ihtiyacının karşılanması hedeflenmektedir. Asansör Akademisi: Millî Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü
ile Asansör Sanayicileri Federasyonu (ASFED) arasında imzalanan protokol gereği Yenimahalle Şehit Mehmet Şengül Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi bünyesinde kurulan “Merih Asansör Akademi” 25 Ekim 2018 tarihi itibarıyla hizmete girmiştir. Böylece, öğrencilerin ve öğretmenlerin uygulamalı derslerini gerçek üretim ortamında yapabilmeleri için son teknoloji ürünü atölyeler faaliyete başlamıştır. DOSİDER: Millî Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü ile Doğal Gaz Cihazları Sanayicileri ve İşadamları Derneği (DOSİDER), “Mesleki ve Teknik Eğitim İş Birliği” protokolünü 20 Kasım 2018 tarihinde imzalamıştır. Protokol kapsamında 30 ilde belirlenen 30 adet mesleki ve teknik Anadolu lisesinde ‘tesisat teknolojisi’ ve ‘iklimlendirme’ alanına ait eğitim amaçlı atölye ve laboratuvarlar DOSİDER tarafından kurulacak ve bu okullardan mezun olanların istihdamları sağlanacaktır. Ayrıca ‘tesisat teknolojisi’ ve ‘iklimlendirme’ alanında donatımı yapılan okullardaki öğretmenlere de sektör tarafından mesleki gelişim eğitimi verilecektir. GÜNDER: Millî Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü ve Uluslararası Güneş Enerjisi Topluluğu Türkiye Bölümü Derneği (GÜNDER), “Mesleki ve Teknik Eğitim İş Birliği” protokolünü 27 Aralık 2018 tarihinde imzalamıştır. Protokol kapsamında, mesleki eğitim öğrencilerine, GÜNDER üyesi kurum ve kuruluşlarda, işletmelerde beceri eğitimi, staj imkânları, üye iş yerlerinde mezunların istihdam edilmesi ve yenilenebilir enerji alanında okullarda öğrenim gören öğrencilere başarı bursu verilmesi sağlanacaktır. Yenilenebilir enerji teknolojileri alanında öğretim programı güncellenecek ve öğrenci-öğretmen ve kursiyerler için ders notu ve eğitim materyalleri hazırlanacak olup ulusal ve uluslararası projelere destek sağlayacak olan iş birliği ile güneş enerjisi konusunda çalışanlara meslek kursları, geliştirme ve uyum kursları verilecektir.
178
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
Moda Tasarımı Teknolojileri: Millî Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü ile Singer & Pfaff Dikiş Makineleri Tic. A. Ş. arasında 8 Kasım 2018 tarihinde imzalanarak yürürlüğe giren iş birliği kapsamında, farklı illerde on beş adet mesleki ve teknik Anadolu lisesinin moda tasarım teknolojileri (giyim üretim teknolojisi) alanında öğretim programı güncellenecek, moda tasarım teknolojileri (giyim üretim teknolojisi) alan öğretmenlerine yönelik olarak hizmet içi eğitimler düzenlenecektir. Ayrıca protokol kapsamındaki okulların atölyeleri teknolojik olarak yenilenecek, öğrencilerin firma iş birliğindeki modacıların atölyelerinde ve işletmelerde beceri eğitimi ve staj yapmalarına imkân sağlanacak ve mezuniyetleri sonrasında firmanın bünyesinde istihdamları sağlanacaktır. İstanbul’da Örnek Sektör-Eğitim İş Birliği: Mesleki eğitimin güçlendirilmesine yönelik atılacak adımları 9 Kasım 2018 tarihinde yapılan toplantıda MEB, İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve İstanbul Sanayi Odası (İSO) birlikte değerlendirmiş ve yeni bir projede
mutabık kalınmıştır. Proje kapsamında MEB’in İstanbul’da mesleki ve teknik eğitim verdiği okullardan her bir alanda en güçlü okullar birlikte belirlenmiş ve İTO ve İSO koordinasyonunda sektör temsilcileri ile eşleştirilmiştir. Proje kapsamında ilgili sektör temsilcisi, alan öğrencilerine burs desteği sağlayacak, öğrencilerin beceri, iş yeri ve staj uygulamaları sektörün himayesinde gerçekleştirilecek, müfredat sektörle birlikte sürekli güncellenecek, alan öğretmenlerinin mesleki gelişim eğitimlerine sektör destek verecek ve son olarak mezunların istihdamı sağlanacaktır. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı da seçilen her bir okulun atölye ve donanım altyapısına destek vererek bu iş birliğine önemli bir katkı sağlayacaktır. Başlatılan bu projenin yaygınlaşması kapsamında, MEB, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile mesleki eğitimin daha büyük ölçekte güçlendirilmesine yönelik atılacak adımları 11 Aralık 2018 tarihinde yapılan toplantıda birlikte değerlendirmiş ve İstanbul’daki projenin tüm illere yaygınlaştırılması hususunda mutabık kalınmıştır.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
179
MAKALE MAHMUT ÖZER MILLÎ EĞITIM BAKANLIĞI BAKAN YARDIMCISI
MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİMDE SEKTÖRÜN TALEPLERİ DOĞRULTUSUNDA YENİ ALANLARDA EĞİTİM SEÇENEĞİ SUNMAK Yukarıda işaret edildiği üzere, mesleki ve teknik eğitimde halen 54 alan ve 199 dalda eğitim sunulmaktadır. Teknolojideki değişimler ve sektördeki yeni açılımlar beraberinde farklı alanlarda veya mevcut alanların altında yeni dallarda eğitim taleplerini de beraberinde getirmektedir. Bu kapsamda MEB, sektörden gelen talepleri de dikkate alarak mesleki eğitim çeşitliliğini artırmaktadır. Bu kısımda son zamanlarda bu bağlamda atılan adımlara değinilmektedir. Geleneksel Türk Sanatları Meslek Lisesi: Millî Eğitim Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı arasında 25 Eylül 2018 tarihinde imzalanan “Geleneksel Türk Sanatlarını Gelecek Nesillere Aktarma ve Yaşatma İş Birliği Protokolü” kapsamında ilk kez bu alanda eğitim verecek Geleneksel Türk Sanatları Meslek Lisesinin İstanbul’da kurulması kararlaştırılmıştır. Son yıllarda hat, ebru, minyatür, çini, tezhip, kalem işi, cilt, ahşap oymacılık, katı, dokumacılık gibi alanlarda yapılan çalışmalar göz önüne alındığında ortaöğretim seviyesinde böyle bir eğitimin verilmemesi bu sanatların gelecek nesillere aktarılmasında büyük bir eksiklik olarak değerlendirilmiştir. Açılacak ilk lisenin bu alanda büyük bir boşluğu doldurması hedeflenmektedir. Savunma Sistemlerine Yönelik İlk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi: Mesleki ve teknik ortaöğretimde eğitim verilen alanlarda doğrudan savunma sistemleri ile ilgili bir dalda eğitim verilmemektedir. Savunma sanayindeki son yıllardaki gelişmeler göz önüne alındığında bu durum büyük bir eksiklik olarak durmaktadır. Bu eksikliği gidermek için MEB ve ASELSAN arasında yürütülen ortak çalışma sonunda elektrikelektronik teknolojisi ve makine teknolojisi alanlarında savunma elektronik sistemleri ve savunma mekanik sistemleri dallarının açılmasına karar verilmiştir. 3 Ocak 2019 tarihinde imzalanacak ortak protokol kapsamında Ankara OSTİM’de ASELSAN
180
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi kurulacak, bu alanda eğitim alacak öğrencilere burs verilecek, müfredat ASELSAN ile ortaklaşa belirlenecektir. Öğrencilerin işyeri eğitimi ASELSAN tesislerinde gerçekleştirilecek ve alan ve dal derslerine ASELSAN uzmanları girebilecektir. Protokol kapsamında pilot okuldaki öğretmenlerin mesleki gelişim eğitimleri ASELSAN tarafından düzenli bir şekilde sağlanacaktır. Bu okuldan mezunların ASELSAN tarafından istihdamlarına öncelik verilecektir. Ayrıca, bu okulun mezunlarına, araştırma üniversitelerinin ASELSAN’ın alanına giren mühendislik bölümlerini kazanmaları durumunda yükseköğrenimleri sırasında ASELSAN tarafından burs desteği sağlanacaktır. Ahşap Oyuncak Üretimi ve Tasarımı: Millî Eğitim Bakanlığı, ülkemizde ihtiyaç duyulan ve büyük oranda ithal edilen ahşap oyuncakların tasarımı ve üretimi ile ilgili önemli bir adım atarak mobilya ve dekorasyon alanında eğitim veren mesleki ve teknik eğitim kurumlarında ahşap oyuncak üretimi için ilk pilot uygulamayı 17 Ekim 2018 tarihinde başlatmıştır. Böylece meslek liselerinde ahşap oyuncak üretimi dört ilimizde başlamıştır. MEB ikinci adım olarak Türkiye’de ahşap oyuncak üreten sektör temsilcilerini davet ederek “Ahşap Oyuncak Sektörü İstişare Toplantısı” yapmıştır. Toplantıda ahşap oyuncak eğitimi müfredatının birlikte oluşturulması, sektör temsilcilerinin deneyim ve bilgi birikimlerinin pilot okullara transferinin sağlanması, bu alanda eğitim verecek öğretmenlerin işbaşı eğitimlerine sektörün destek vermesi, öğrencilerin eğitiminin gerçek üretim ortamlarında yapılmasının sektör tarafından desteklenmesi kararlaştırılmıştır. Okul öncesi eğitimde çocukların gelişimini destekleyici ahşap oyuncak ve zekâ materyalleri tasarımı ve tasarlanan ürünlerin pedagojik kazanımlarına ve okullarda kurulması planlanan beceri atölyelerinde bu materyallerin kullanımına yönelik bir Ar-Ge birimi de kurulmuştur.
Değirmen ve Sektör Makineleri Üretimi: Millî Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü 16 Kasım 2018 tarihinde Değirmen ve Sektör Makineleri Üreticileri Derneği (DESMÜD) ile “Mesleki ve Teknik Eğitim İş Birliği” protokolü imzalamıştır. İş birliği protokolü kapsamında mesleki eğitimde makine teknolojisi alanı altında ilk kez değirmencilik dalı açılacak ve eğitim verilmeye başlanacak, müfredat sektörle iş birliği içerisinde hazırlanacaktır. Protokol kapsamında sektörün talebi doğrultusunda Konya, Gaziantep ve Çorum illerinde MEB’in belirleyeceği mesleki ve teknik Anadolu liselerinde eğitim verilmeye başlanacaktır. DESMÜD, bu okullarda atölye ve laboratuvarlar kuracak ve öğretmenlerin işbaşı ve hizmet içi eğitimlerini üstlenecektir. Ayrıca Ankara’da belirlenecek bir mesleki eğitim merkezinde kurulacak olan mükemmeliyet merkezinin de donatımı DESMÜD tarafından yapılarak ulusal ve uluslararası değirmencilik alanına yönelik “eğiticilerin eğitimleri” bu merkez tarafından yapılacaktır. Öğrencilerin beceri eğitimi ve stajları DESMÜD’ün iş birliği içindeki işletmelerde gerçekleştirilecek ve mezuniyet sonrasında istihdamları sağlanacaktır. Ayrıca protokol kapsamında bu alanda eğitim alan başarılı öğrencilere DESMÜD tarafından burs desteği sağlanacaktır. Et ve Et Ürünleri Üretimi: Millî Eğitim Bakanlığı, NAMET Entegre Et ve Et Ürünleri Tesisleri ile 29 Kasım 2018 tarihinde Gıda Teknolojisi alanında eğitim vermek üzere “Mesleki ve Teknik Eğitim İş Birliği” protokolü imzalamıştır. İş birliği protokolü kapsamında mesleki eğitimde gıda teknolojisi alanı altında et ve et ürünleri üretimi teknolojisi dalı açılacak ve öğretim programı sektörle iş birliği içerisinde hazırlanacaktır. NAMET’in talebi doğrultusunda Şanlıurfa ve Kocaeli illerinde MEB’in belirleyeceği mesleki ve teknik Anadolu liselerinde eğitim verilecektir. NAMET her iki okulda atölye ve laboratuvar donatımlarını yapacak ve öğretmenlerin işbaşı ve hizmet içi
eğitimlerini üstlenecektir. Öğrencilerin beceri eğitimi ve stajları NAMET üretim tesislerinde gerçekleştirilecek ve alan öğrencilerinin mezuniyetleri sonrasında istihdamları NAMET tarafından sağlanacaktır. Ayrıca protokol kapsamında bu alanda eğitim alan başarılı öğrencilere NAMET tarafından burs desteği sağlanacaktır. Mikromekanik Eğitimi: Millî Eğitim Bakanlığı otomotiv, endüstri, biyoteknoloji, uzay-havacılık ve saatçilik sektörü gibi pek çok alanda kullanılan ve ileri teknolojinin temelini oluşturan mikromekanik alanında mesleki eğitim vermeye başlayacaktır. Bu çerçevede MEB Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü ile Tüm Saatçi İş Adamları Derneği (TÜSAD) arasında 7 Aralık 2018 tarihinde mikromekanik alanında eğitim vermek üzere “Mesleki ve Teknik Eğitim İş Birliği” protokolü imzalanmıştır. İş birliği protokolü kapsamında mikromekanik alanında eğitim, pilot uygulama olarak 150 yıllık Bursa Tophane Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde başlayacaktır. TÜSAD, okuldaki laboratuvar ve atölyeleri kuracak ve öğretmenlerin işbaşı ve hizmet içi eğitimlerini üstlenecektir. Mikromekaniğin mesleki eğitim düzeyinde müfredatı oluşturularak ilgili alanın çerçeve öğretim programı güncellenecek ve eğitim materyalleri sektörle iş birliği içerisinde hazırlanacaktır. Alan öğrencilerinin beceri eğitimi ve stajları üretim tesislerinde gerçekleştirilecek ve mezuniyetleri sonrasında TÜSAD üyesi işletmelerde istihdamları sağlanacaktır. Ayrıca protokol kapsamında bu alanda eğitim alan başarılı öğrencilere TÜSAD tarafından burs desteği sağlanacaktır.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
181
MAKALE MAHMUT ÖZER MILLÎ EĞITIM BAKANLIĞI BAKAN YARDIMCISI
182
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM YOLUYLA SOSYAL ENTEGRASYON VE KAMU DİPLOMASİSİNE KATKI SAĞLAMAK Mesleki eğitim sadece öğrencilerimiz ve ekonomimiz için bir fırsat sunmakla kalmayıp, aynı zamanda ülkemizde sosyal entegrasyon ve kamu diplomasisi açısından da önemli bir enstrüman sağlamaktadır. Bu kısımda bu alanla ilgili atılan adımlara kısaca değinilmektedir. Yurt dışında Mesleki Eğitim: Millî Eğitim Bakanlığı, yurt dışında Türk Iş birliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) aracılığıyla açılan mesleki eğitim merkezlerinde hem öğrencilere yönelik eğitimlere hem de eğiticilerin eğitimine yıllardan beri katkı vermektedir. MEB, bu katkının çeşitliliğini ve kapasitesini artırmak amacıyla 2018 yılı Ekim ayında TİKA ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ile ortak bir çalışma başlatmıştır. Özellikle Afrika’da mesleki eğitim konusunda büyük potansiyel bulunmakta olup son beş yıldır bu alanda TİKA iş birliği ile önemli çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmaların ve projelerin hem kapasitesini hem de çeşitliliğini artırmaya yönelik çalışmalara hız verilmiştir. Afrika’ya önemli yatırımlar yapan firmalarımızı da göz önüne alarak
bir “Türkiye-Afrika Mesleki ve Teknik Eğitim Bilgi Transferi Ekosisteminin Oluşturulması ve Geliştirilmesi” projesi başlatılmıştır. Proje kapsamında yurt dışına yatırım yapan firmalarımızın taleplerine göre TİKA ve DEİK koordinasyonu ile mesleki eğitim merkezleri kurulması, mevcutların kapasitelerinin ihtiyaca göre artırılması ve firmalarımızın ihtiyaç duyduğu nitelikli mesleki ve teknik elemanların yetiştirilmesi ve bu bağlamda ilgili ülkelerle karşılıklı mesleki ve teknik eğitim iş birliklerinin güçlendirilmesi hedeflenmektedir. Mesleki ve Teknik Eğitim Yoluyla Uyum: Millî Eğitim Bakanlığı, ülkemizde geçici koruma altındaki Suriyelilerin eğitim, sosyal ve ekonomik uyum alanlarında desteklenmesi amacıyla Avrupa Birliği ve Alman Kalkınma Bankası iş birliği ile “Mesleki ve Teknik Eğitim Yoluyla Sosyoekonomik Uyum Projesi”ni 5 Aralık 2018 tarihinde başlatmıştır. Proje ile geçici koruma altındaki Suriyeliler ve Türk çocuklara kaliteli ve erişilebilir mesleki ve teknik eğitimin sağlanması, eğitim ortamlarının iyileştirilmesi, eğitime devamı artıracak desteklerin sağlanması ve mesleki ve teknik eğitimin sunduğu fırsatlar konusunda farkındalığın artırılması hedeflenmektedir. Yaklaşık 300 Milyon TL’lik bütçeye sahip mesleki ve teknik eğitim yoluyla sosyoekonomik uyum projesinin iki yılda tamamlanması planlanmaktadır. Pilot iller İstanbul, Bursa, Mersin, Adana, Hatay, Kilis, Gaziantep ve Şanlıurfa olarak belirlenmiştir. Proje üç çalışmayı içermekte olup, en önemli bütçeyi pilot illerde seçilen mesleki ve teknik eğitim veren okulların altyapı ve laboratuvarlarının iyileştirilmesi oluşturmaktadır. Proje bütçesinin yaklaşık %80’i sekiz ilde seçilen en az 50 mesleki ve teknik eğitim veren okulun atölye, laboratuvar ve diğer donatım ve altyapısının iyileştirilmesi ve güçlendirilmesine ayrılacaktır. Proje kapsamında 10 bin geçici koruma altındaki Suriyeli öğrenciye ve imkânı kısıtlı Türk öğrencilere ulaşım, eğitim materyali, temrinlik malzeme ve iş kıyafeti desteği ve öğle yemeği desteği verilecektir.
Adalet Bakanlığı ile Mesleki Eğitimde İş Birliği: Millî Eğitim Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı arasında “Mesleki Eğitim İş Birliği” protokolü 28 Kasım 2018 tarihinde imzalanmıştır. Söz konusu iş birliği ile, ceza infaz kurumlarında bulunan tutuklu ve hükümlüler ile denetimli serbestlik altında bulunan yükümlülerin ve koruma kurullarınca yönlendirilen eski hükümlülerin iyileştirme çalışmaları kapsamında kişisel, sosyal ve mesleki gelişimlerinin sağlanması ve her yönden sağlıklı bir şekilde hayatlarına devam edebilmeleri için eğitim faaliyeti düzenlenerek belgelendirilmelerinin sağlanması hedeflenmektedir. Protokol kapsamında tutuklu, hükümlü ve denetimli serbestlik altında bulunan yükümlüler ile koruma kurullarınca yönlendirilen eski hükümlülere iyileştirme faaliyetleri kapsamında mesleki eğitim merkezleri tarafından eğitim, öğretim, kurslar (çıraklık, kalfalık, ustalık veya usta öğreticilik) düzenlenecek ve belgelendirmeleri yapılacaktır. Yine protokol kapsamında kursiyerlerin belirli bir mesleki alana dair geçmiş öğrenmelerinin değerlendirilmesine yönelik sınav yapılacak ve başarılı olanlara kalfalık ve
ustalık belgesi verilecektir. Spor Aktivitelerini Yaygınlaştırmak: Millî Eğitim Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Türkiye Voleybol Federasyonu arasında “Eğitimde İş Birliği Protokolü” 21 Kasım 2018 tarihinde imzalanarak yürürlüğe girmiştir. Protokol temel ve ortaöğretim öğrencilerine voleybol ve spor sevgisini kazandırmayı, voleybol sporuna erişimi kolaylaştırmayı, Türk voleyboluna yeni ve yetenekli sporcular kazandırmayı hedeflemektedir. MEB’e bağlı resmi okullara ait spor saha ve salonları ile federasyona ait salonlar karşılıklı olarak ortak kullanılacak; voleybol sporuna ilişkin eğitimler, etkinlikler, kurslar, spor yarışmaları ve oyun sahaları, MEB ve federasyonun ortak çalışmasıyla planlanacak ve yapılacaktır. Protokol kapsamında beden eğitimi öğretmenlerine uygulamalı hizmet içi eğitim verilecek ve voleybol sporunun geliştirilmesine ve yaygınlaştırılmasına katkı sağlamak amacıyla öğrencilere ve öğretmenlere yönelik olarak taraflarca ortaklaşa ulusal ve uluslararası program, faaliyet ve projeler düzenlenecektir.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
183
MAKALE MAHMUT ÖZER MILLÎ EĞITIM BAKANLIĞI BAKAN YARDIMCISI
184
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM MEZUNLARININ MEZUN OLDUKLARI ALANLARDA ÇALIŞMALARINI TEŞVİK ETMEK Mesleki ve teknik eğitim veren kurumlardan her yıl 300 binin üzerinde mezun verilmektedir. Genel algının aksine mesleki eğitim mezunlarının istihdam oranı, son yıllarda iyileşmektedir. 20082017 yılları arasında eğitim düzeyine göre 15 yaş üstü işsizlik oranlarındaki değişim incelendiğinde, meslek lisesi mezunlarının genel lise mezunlarına göre daha avantajlı oldukları görülmektedir (Gür, Çelik & Yurdakul, 2018). Benzer şekilde, meslek lisesi mezunlarının işsizlik oranı yükseköğretim mezunlarının işsizlik oranı ile de karşılaştırılabilir seviyededir. Özellikle 2009 yılından sonra meslek lise mezunlarının işsizlik oranı dramatik bir şekilde düşmekte, 2012-2014 yılları arasında yükseköğretim mezunlarının işsizlik oranı ile yaklaşık aynı seviyede kalmakta, 2014-2017 yılları arasında yükseköğretim mezunlarının işsizlik oranından da daha düşük seviyede kalmaktadır. Ancak, 2015 yılından sonra meslek lisesi mezunlarının işsizlik oranının görece yükseldiği görülmektedir. Mesleki ve teknik eğitim mezunlarının istihdam oranı yüksek olmasına rağmen istihdamın genel olarak mezun olunan alanın dışında olduğu görülmektedir (MEB, 2018a). Bir diğer deyişle, mesleki eğitim mezunları genellikle mezuniyet alanlarının dışında hizmet sektöründe istihdam edilmektedir. Bu durum, sektörün talep ettiği becerilere sahip mezunların sektörün ilgili alanlarıyla eşleşmelerinde sıkıntıya yol açmaktadır. Mesleki eğitimin diğer eğitim
türlerine göre pahalı bir yatırım gerektirdiği göz önüne alındığında bu problem, hem yatırımın verimliliğini düşürmekte hem de sektörün gelişimini olumsuz etkilemekte, dolaylı olarak da mesleki eğitimin algısını ve sonuç olarak mesleki eğitime olan talebi düşürmektedir. Diğer taraftan sektörlerin alanları ile ilgili nitelikli eleman sıkıntısı çektiklerini sıklıkla dile getirdikleri bilinmektedir. Piyasada her bir alanla ilgili çok sayıda mezun olduğu göz önüne alındığında mezun-sektör eşleşmesindeki bu durum tek taraflı bir soruna işaret etmemektedir. Mesleki eğitim mezunlarının mezun oldukları alan dışında istihdam oranlarının yüksek olması, mesleki eğitim mezunlarının alanlarında veya alanları dışında çalıştıklarında özlük haklarında bir değişiklik olmadığında çoğunlukla alan dışında istihdam imkânlarına yöneldiklerine işaret etmektedir. Bu akışın mezun olunan alana yönlendirilmesi için teşvik edici mekanizmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bağlamda MEB, mesleki eğitim mezunlarının mezun oldukları alanda çalıştıklarında alacakları asgari ücrette iyileştirme yapılmasına yönelik diğer bakanlıklar ve kurumlar nezdinde ortak çalışmalar yürütmektedir. Benzer şekilde mesleki eğitim mezunlarının mezun oldukları alanlarda çalıştıklarında askerlik tecil ve askerlik görevlerinde iyileştirmelerle ilgili de ortak çalışmalar devam etmektedir. Bu düzenlemelere ilaveten sektörün de artık mezun-sektör eşleşmesini kolaylaştıracak yaklaşımlar geliştirmesi çok önemlidir.
Sonuç Mesleki eğitimin yapısı gereği çok paydaşlı olması paydaşların sorunlara hassasiyetini canlı tutmuş, ilgili paydaşlar mesleki eğitimi güçlendirmek için çok sayıda araştırma yapmış, sorunlar tespit edilmeye çalışılmış ve çözümler geliştirilmiştir. Bu çalışmalara bakıldığında hem tespit edilen sorunlarda hem de bu sorunlar için geliştirilen çözümlerde benzer örüntüler olduğu görülmektedir. 2023 Eğitim Vizyonu’nda mesleki ve teknik eğitimle ilgili yeni yol haritası oluşturulurken bu bağlamda yapılan çalışmalardan ve deneyimlerden yararlanılmıştır. Bu çalışmada, 2023 Eğitim Vizyonu’ndan hareketle mesleki ve teknik eğitim için geliştirilen yeni yol haritası çerçevesinde geliştirilen hedefler ve bu hedefler kapsamında şimdiye kadar yapılanlar sunulmuştur. Görüldüğü üzere bu makalede değinilen örnekler, kısa sürede gerçekleştirilen eylemleri içermekte olup yeni yol haritasının öngördüğü sektörle birlikte hareket eden ve ülkenin önceliklerine göre kendisini sürekli güncelleyen dinamik bir mesleki eğitim inşası sürecine kısa bir bakış sunmaktadır. Kısa sürede yapılanlar göz önüne alındığında ve aynı kararlılıkla devam edildiğinde bu çalışmada belirtilen ana hedeflerin içeriği her geçen gün giderek zenginleşecek ve bu çalışmada
değinilmeyen başka olumlu açılımlara da yol açabilecektir. Bu da mesleki eğitimle ilgili yıllardan beri dile getirilen eleştirilerin ortadan kalkmasına yol açacak ve mesleki eğitimden beklentilerin karşılanmasını sağlayacaktır. Bu çalışmada çeşitli örneklerle gösterildiği üzere, yeni dönemde mesleki ve teknik eğitimin sistematik ve bilimsel olarak raporlanması ve izlenmesi temelinde, uygulamada fark oluşturacak eylemlere öncelik verilmektedir. Bundan sonra konulan hedeflerde temel yenilik, ana politikalarda köklü bir değişiklik getirilmesi değil, bundan ziyade, nitelikli bir mesleki eğitimin doğasının gerektirdiği uygulama becerilerine ağırlık verilmesi, sektörle sağlam iş birliği kurulması, nitelikli öğrencilerin mesleki ve teknik eğitime çekilmeye çalışılması, iş piyasasının gerektirdiği yeni alanlarda eğitimlerin sunulması gibi konularda en iyi düzeyde performans gösterilmesi hedeflenmektedir. Ek olarak, mesleki ve teknik eğitim veren okullarda kalite kültürünün geliştirilmesi ve kendilerini sürekli iyileştirmeleri, yeni yaklaşımın odak noktalarından biridir. Son olarak, ilgili tüm taraflarla her düzeyde sahici iş birliği yapmak ve sektörün desteğini almak, mesleki eğitimin potansiyelini gerçekleştirmek ve mezunların istihdamını sağlayabilmek oldukça kritiktir.
KAYNAKLAR 1) Adıgüzel, O. C., & Berk, Ş. (2009). Meslekî ve teknik ortaöğretimde yeni arayışlar: Yeterliğe dayalı modüler sistemin değerlendirilmesi. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 6(1), 220-236. 2) Affero, I., & Razali, H. (2013). Issues and challenges of technical and vocational education & training in Malaysia for knowledge worker driven. 10.13140/2.1.4555.2961. 3) Aktaşlı, İ., & Tüzün, I. (2012). Mesleki ve teknik eğitimde kalite strateji belgesi. İstanbul: Eğitim Reformu Girişimi. Retrieved from https://www.trakyaka.org.tr/upload/Node/33139/xfiles/ Mesleki_ve_Teknik_Egitimde_Kalite_Strateji_belgesi_2012_. pdf 4) Aktaşlı, İ., Kafadar, S., & Tüzün, I. (2012). Meslek eğitiminde kalite için iş birliği: Meslekî ve teknik eğitimde güncellenmiş durum analizi. İstanbul: Eğitim Reformu Girişimi. 5) Bennel P., & Segerstrom J. (1998). Vocational education and training in developing countries: Has the World Bank got it right? International Journal of Educational Development, 18(4), 271-287. 6) Bertocchi, G., & Spagat, M. (2004). The evolution of modern educational systems: Technical vs. general education, distributional conflict, and growth. Journal of Development Economics, 73, 559-582. 7) Bolat, Y. (2016). Türkiye’de meslekî ve teknik eğitimin mevcut durumu ve farklı ülkelerle karşılaştırılması. Ankara: Pegem Akademi Yayınları. 8) Çelik, Z., Yurdakul, S., Bozgeyikli, H., & Gümüş, S. (2017). Eğitime bakış 2017: İzleme ve değerlendirme raporu. Ankara: EğitimBir-Sen Stratejik Araştırmalar Merkezi. 9) Çelik, Z., Boz, N., Arkan, Z., & Toklucu, D. K. (2017). TEOG yerleştirme sistemi: Güçlükler ve öneriler. Ankara: Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı. 10) Devlet Planlama Teşkilatı (DPT). (1963). I. Beş yıllık kalkınma planı. Ankara: T. C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı. 11) Devlet Planlama Teşkilatı (DPT). (1967). II. Beş yıllık kalkınma planı. Ankara: T. C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı. Retrieved from http://www.sbb.gov.tr/wp-content/uploads/ 2018/11/İkinci-Beş-Yıllık-Kalkınma-Planı-1968-1972 .pdf 12) Devlet Planlama Teşkilatı (DPT). (1972). III. Beş yıllık kalkınma planı. Ankara: T. C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı. Retrieved from http://www.sbb.gov.tr/wp-content/uploads/ 2018/11/Üçüncü-Beş-Yıllık-Kalkınma-Planı-1973-1977 .pdf. 13) Devlet Planlama Teşkilatı (DPT). (1979). IV. Beş yıllık kalkınma planı. Ankara: T. C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı. Retrieved from http://www.sbb.gov.tr/ wp-content/uploads/2018/10/Dorduncu_Bes_Yillik_ Kalkinma_ Plani-1979-1983.pdf 14) Devlet Planlama Teşkilatı (DPT). (1985). V. Beş yıllık kalkınma planı. Ankara: T. C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı. Retrieved from http://www.sbb.gov.tr/wp-content/uploads /2018/11/Beşinci-Beş-Yıllık-Kalkınma-Planı-1985-1989.pdf 15) Devlet Planlama Teşkilatı (DPT). (1989). VI. Beş yıllık kalkınma planı. Ankara: T. C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı. Retrieved from http://www.sbb.gov.tr/ wp-content/uploads/2018/10/Altinci_Bes_Yillik_Kalkinma_ Plani-1990-1994. pdf 16) Devlet Planlama Teşkilatı (DPT). (1996). VII. Beş yıllık kalkınma planı. Ankara: T. C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı. Retrieved from http://www.sbb.gov.tr/ wp-content/uploads/2018/11/Yedinci-Beş-Yıllık-Kalkınma- Planı-1996-2000 .pdf 17) planı. Ankara: T. C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı. Retrieved from http://www3.kalkinma.gov.tr/ DocObjects/View/13743/plan8.pdf 18) Devlet Planlama Teşkilatı (DPT). (2007). IX. Beş yıllık kalkınma planı. Ankara: T. C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı. Retrieved from http://www.metu.edu.tr/system/ files/kalkinma.pdf 19) Eichhorst, W., N. Rodríguez-Planas, R. Schmidl, & Zimmermann (2015). A roadmap to vocational education and training in industrialized countries. Industrial and Labor Relations Review, 68, 314–337. 20) Fazekas, M., & Field S. (2013). A skills beyond school review of Germany. OECD Reviews of vocational education and training. Paris: OECD Publishing. Retrieved from http//dx.doi. org/10.1787/9789264214682-en 21) Günay, D., & Özer, M. (2014). Türkiye’de meslek yüksekokulları, mevcut durum, sorunlar ve çözüm önerileri. Ankara: Yükseköğretim Kurulu. 22) Günay, D., & Özer, M. (2016). Türkiye’de meslek yüksekokullarının 2000’li yıllardaki gelişimi ve mevcut zorluklar. Yükseköğretim ve Bilim Dergisi, 6(1), 1-12. 23) Gür, B. S., Çelik, Z., & Yurdakul, S. (2018). Yükseköğretime bakış 2018: İzleme ve değerlendirme raporu. Ankara: Eğitim-Bir-Sen Stratejik Araştırmalar Merkezi.
24) Gür, B. S., Özoğlu, M., Akgeyik, T., Çetinkaya, E., Karagöl, E. T., Öztürk, M., Biçerli, M. K., Açıkgöz, Ö., Özer, M., Özhan, T., & Çelik, Z. (2012). Türkiye’nin insan kaynağının belirlenmesi. Ankara: Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı. 25) Hoeckel, K. (2008). Costs and benefits in vocational education and training. Paris: OECD Publishing. Retrieved from http:// www. oecd.org/education/innovation-education/41538706.pdf 26) Hoeckel, K. (2010). Learning for jobs. OECD reviews of vocational education and training: Austria. Paris: OECD Publishing. Retrieved from http://www.oecd.org/education/skills-beyond -school/Learning%20for%20Jobs%20book.pdf 27) Kaya, A. A. (1999). Türkiye’de genç işsizliği ve istihdam sorununa çözüm olarak meslekî eğitim. Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 15(1), 45-56. 28) Keating, J., Medrich, E., Volkoff, V., & Perry, J. (2002). Comparative study of vocational education and training systems: National vocational education and training systems across three regions under pressure of change. Kensington Park, SA, Australia: National Center for Vocational Education Research (NVCER). Retrieved from http://unpan1.un.org/intradoc/groups/ public/ documents/apcity/unpan010348.pdf 29) Kreysing, M. (2001). Vocational education in the United States: Reforms and results. European Journal of Vocational Training, 23(1), 27-35. 30) Lukas, G. (2013). The hybridization of vocational training and higher education in Austria, Germany, and Switzerland. Opladen: Budrich UniPress Ltd. 31) Meer, J. (2007). Evidence on the returns to secondary vocational education. Economics of Education Review, 26, 559-573. 32) Millî Eğitim Bakanlığı (MEB). (2018a). Güçlü yarınlar için 2023 eğitim vizyonu. Ankara: MEB. Retrieved from http://2023vizyonu. meb.gov.tr/doc/2023_EGITIM_VIZYONU.pdf 33) Millî Eğitim Bakanlığı (MEB). (2018b). Türkiye’de mesleki ve teknik eğitimin görünümü. Ankara: MEB Eğitim Analiz ve Değerlendirme Raporları Serisi No: 1. Retrieved from https:// mtegm.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2018_11/12134429_ No1_Turkiyede_Mesleki_ve_Teknik_Egitimin_Gorunumu.pdf 34) Millî Eğitim Bakanlığı (MEB). (2018c). Mesleki ve Teknik Ortaöğretimde Kurumsal Dış Değerlendirme Raporu. Ankara: MEB Eğitim Analiz ve Değerlendirme Raporları Serisi No: 2. Retrieved from https://mtegm.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/ 2018_11/29122622_mesleki_ve_teknik_ortaogretimde_ kurumsal_dis_degerlendirme_raporu_web_29kasim_1.pdf 35) OECD (2010). Learning for jobs. OECD reviews of vocational education and training: Options for China. Paris: OECD Publishing. Retrieved from https://www.oecd.org/china/ 45486493.pdf 36) OECD (2014). OECD reviews of vocational education and training: Key massages and country summaries. Paris: OECD Publishing. Retrieved from http://www.oecd.org/education/skillsbeyond- school/OECD_VET_Key_Messages_and_Country_ Summaries_2015.pdf 37) OECD (2017). Education policy outlook: Austria. Paris: OECD Publishing. Retrieved from http://www.oecd.org/education/ profiles.htm 38) OECD (2018). The future of education and skills: Education 2030. Paris: OECD Publishing. Retrieved from https://www. oecd. org/education/2030/E2030%20Position%20Paper%20 (05.04.2018).pdf 39) Oral, I. (2012). Mesleki eğitimde ne çalışıyor, neden çalışıyor: Okulişletme iş birliklerine dair politika önerileri. İstanbul: Eğitim Reformu Girişimi. 40) Özer, M., Çavuşoğlu, A., & Gür, B. S. (2011). Restorasyon ve toparlanma dönemi: Mesleki ve teknik eğitimde 2000’li yıllar. In B. S. Gür (Ed.), 2000’li Yıllar: Türkiye’de Eğitim (pp. 163- 192). İstanbul: Meydan. 41) Reman, N. (1971). Türkiye’de meslekî ve teknik eğitimin problemleri ve gelişme stratejileri yönünden yeni bir meslekîteknik eğitim politikası ihtiyacı. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mecmuası, 31(1-4), 119-133. 42) Solga, H., Protsch, P., Ebner, C., & Brzinsky-Fay, C. (2014). The German vocational education and training system: Its institutional configuration, strengths, and challenges (Discussion Paper SP 1 2014-502). Berlin: WZB Berlin Social Science Center. 43) Şencan, H. (2008). Türkiye’de meslekî ve teknik eğitim: Sorunlar ve öneriler. Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Araştırma Raporları: 55. İstanbul: Tavaslı Matbaacılık. Retrieved from http://www.musiad.org.tr/F/ Root/Pdf/ Ara%C5%9Ft%C4%B1rma%20Raporlar%C4%B1/ Ara%C5%9Ft%C4%B1rma%20Raporlar%C4%B1/Mesleki_ Teknik_Egitim_Raporu. pdf 44) Türk Eğitim Derneği (1983). Türkiye’de meslek eğitimi ve sorunları. VI. Eğitim toplantısı. Ankara: Türk Eğitim Derneği Yayınları. 45) Wheelahan, L., & Moodie, G. (2016). Global trends in TVET: A framework for social justice. Brussels: Education International. 46) World Bank (2019). The changing nature of work. World development report. Washington: International Bank for Reconstruction and Development. Retrieved from http://documents. worldbank.org/curated/en/816281518818814423/2019WDR-Report.pdf
“Daha önce yayımlanmış olan bu makale (Özer M., (2018). 2023 Eğitim vizyonu ve mesleki ve teknik eğitimde yeni hedefler. Yükseköğretim ve Bilim Dergisi/Journal of Higher Education and Science, 8(3), 425 435. https://doi.org/10.5961/ jhes.2018.284), ilgili dergi editörlüğünün izniyle dergimizde yayımlanmaktadır.”
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
185
PLASTICBANK BIR GERI DÖNÜŞÜM HIKAYESI MAKALE ERKAN İNDIBAY ZİRVE POLİMER
YOKSULLAR İÇIN KÜRESEL BIR PARA BIRIMI YARATMAK İÇIN PLASTIK Plastikler hayatımıza tek kullanımlık ambalajlar ile hijyen kavramı ile girdi. Hayatımızı çok kolaylaştırdı ancak bunun yanında tek kullanımlık ambalajları kullan at prensibi ile kullanılması nedeni ile Dünyanın her yerinde bir plastik kirliliği oluştu. Tabi ki bunda en büyük suç yıllarca bu plastik atıklar için bir geri dönüşüm planı hazırlamayan ülkelerdir. Dünya şu an bir çöp yığını içinde çözümler aramaya çalışıyor. Bazıları yasaklar koyuyor, bazıları çeşitli dedikodular ile plastiği kötüleyerek, işin sorumluluk kısmından kurtulmaya çalışıyor. Herkes bu sorumsuz günü kurtaran politikalar üzerine çalışmıyor tabi ki. Bazı insiyatif alan sivil toplum kuruluşları etrafına dünyaca büyük ambalaj üreticileri ve ambalajlı ürün satan firmaları da alarak elini taşın altına koyuyorlar. Bu organizasyonlar devletlerin yapması gereken geri dönüşüm organizasyonları gerçekleştiriyorlar. Daha önceki yazılarımızda Closed Loop organizasyonu hakkında bilgi vermeye çalışmıştım. Bu yazımda size Plasticbank organizasyonu hakkında bilgi vermeye çalışacağım. 2013 yılında kurulan şirket, Haiti’de ve daha yakın zamanda Filipinler’de başlayan bir program ile insanlara plastik atık toplama ve geri dönüşüm pazarlarına götürmeleri için ücret ödüyor. Brezilya ve Endonezya’ya, ardından Güney Afrika,
Vatikan, Panama ve Hindistan’a kadar genişleme planları var. Toplayıcılar elbette parayla ödeme alabiliyorlar, ancak aynı zamanda özel mağazalarda kuzineli sobalar veya yakıt gibi şeyler satın almak için kredi olarak kullanabiliyorlar. Haiti’deki bazı okullar kullanılmış plastik atıkları okul ücreti olarak kabul edebiliyor.. “Bir aile yılda kazandığı 1.000 doların, 60 dolarını plastikten alıyorsa, yaşamlarında köklü bir değişim var” diyor David Katz Vancouver , British Colombia merkezli şirketin kurucusu . (Şirketin para birimi için kullanığı adı Sosyal Plastik’tir). Bundan sonra, Toplanan plastikler daha sonra plastik geri dönüşüm merkezine gidiyor ve şirket, malzemeyi genellikle emtia fiyatından prim ödeyen kurumsal müşterilerine satıyor. (Kurucu Shaun Frankson’a göre, şu anda satış fiyatı yaklaşık üç kat daha yüksek). Bu, Plastik Bankanın toplayıcılara farklı kaynaklardan alacakları ücretlerden daha büyük bir değişiklik yapmasını sağlıyor Nihayetinde Katz amacını, “dünyadaki herkesin katılabileceği fakirler için bir ekosistem uygulamak” olduğunu belirtiyor. Şimdi, Katz ve Frankson daha fazla yenilik ortaya koymak için çalışıyor. IBM ile oluşturulan bir bankacılık uygulamasına başladılar. Frankson köprü diye adlandırdırğı güvenli ödeme sisteminin alt yapısında blockchain teknolojisini kullanılıyor.
Şimdilik, şirket uygulamayı Haiti, Filipinler, Brezilya ve Güney Afrika’daki konumlarda test ediyor. En önemlisi, kullanılan teknolojinin ancak okuryazar olabilecek kişiler tarafından kullanılacak kadar basit bir altyapıya sahip olması. Uygulamanın diğer kullanımları: Müşteriler harcadıkları her doların oluşturduğu etkileri izleyebilecekler. Ayrıca yeni bir “plastik izi programı” var. Karbon izlerine göre modellenmiş olan sistem, plastik kullanan şirketlerin plastik bankasının çabalarına katkıda bulunmak için bir yol oluyor. Bu nedenle, Shell yakın zamanda başka yerlerden satın alınan geri dönüştürülmüş plastikten yapılmış 500.000 yeniden kullanılabilir su şişesi üretti. Ancak Frankson’a göre, şirket, sattığı her su şişesi için, toplayıcılara ödenecek emtia fiyatının üstünde bir ödeme ile katkıda bulunarak 2 kilo plastiğin okyanusa girmesini önlemeye yardımcı olacağını söyledi. HAITIDEKI PLASTIK KIRLILIĞININ RESMI Düsseldorf merkezli tüketim ürünleri üretici Henkel, 2018’in başında faaliyete geçen Haiti’deki üç toplama merkezinin inşasını destekliyor. Ayrıca firma Plastik Bank’ın plastiğini ürün ambalajlarına dahil etmenin yollarını arıyor. Plastic Bank ile iş birliği yapan diğer bir şirket olan SC Johnson, Endonezya genelinde sekiz farklı plastik toplama merkezi açmaya karar verdi. Bu merkezlerden ilki, oldukça turistik bir yer olan Bali’de açılacak. SC Johnson, Endonezya geneline yayıldıktan sonra diğer Asya ülkelerinde de merkezler
186
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
açmayı planlıyor. Yerel plastik toplayıcılar, bu merkezlere giderek ellerindeki plastik atık karşılığında dijital token alabilecekler. Bu tokenlar daha sonra merkezsiz bir sistem aracılığıyla çeşitli ürünlerin ve hizmetlerin ödemesinde kullanılabilecek. Hevesli bir tüplü dalgıç olan Katz, dünyadaki plajlara yaptığı seyahatlerde şirket için fikir edindi. Yıllar geçtikçe artan ve rahatsız edici miktarda plastik atık çöplüğü ile karşılaştı. Bazen de neredeyse battaniyeye örtülmüş gibi plastik ile kaplanmış kıyı alanlarıyla karşılaştı. Ve bunun hakkında bir şeyler yapmaya karar verdi. Şimdi, Haiti’de, 30 plastik pazarı ve 2.000’in üzerinde toplayıcı var. Son üç yılda geri dönüştürülen toplam plastik miktarı 7 milyon paund değerinde. Nihayetinde, plan bir noktada insanların bir sorun sunabileceği üç boyutlu bir baskı programı eklemeyi planlıyor; yani, düzgün çalışmayan bir bisiklet. Daha sonra, herhangi bir yerdeki tasarımcılar düzeltmeler için öneriler gönderebilir ve yazıcıyı kullanarak, Plastik Banka, koleksiyonerler tarafından dönüştürülen plastik kullanılarak önerilen cihazı yaratabilir. P KAYNAKLAR https://www.plasticbank.com/ https://koinbulteni.com/temizlik-sirketinden-blockchainprojesi-hedef-okyanus-atiklariyla-mucadele-29209.html https://www.forbes.com/sites/annefield/2017/11/29/theplastic-bank-using-plastic-to-create-a-global-currencyfor-the-poor/#71165dbe7433
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
187
MAKALE SAMET ŞAHİN (MSC.) VERITAS OTOMOTIV SAN. LTD. ŞTI.
188
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
DOĞAL ELYAF TAKVIYELI TERMOPLASTIK KOMPOZIT MALZEMELERIN OTOMOTIV SEKTÖRÜNDEKI YERI ÖRNEK PROSES MANTIĞI VE ADIMLARI Her geçen gün otomotiv sektörü ile ilgili belirlenen koşullar, ana sanayi ve yan sanayi üreticilerini, zorlamaktadır. Sosyal değerlere saygı duymak ve çevreci bir politika sergilemek adına bu koşullara uyum kaçınılmazdır. Sürdürülebilir ve rekabetçi olabilmek için çevre ve insana saygı kavramlarının, bir çok şirketin değerlerinde yer aldığını görebiliriz. CO2 emisyonlarının düşürülmesi noktasında gelen bu baskılar ve zorlamalar neticesinde yeni malzeme teknolojilerine göz atmak, bu alanlarda yenilikler için işbirlikleri yapmak ve yol haritaları belirlemek çok önemlidir. Sadece mevcut araç teknolojileri konusunda değil 70’li ve 80’li yıllarda yaşanan enerji krizleri ile tekrar gündeme oturan ve bataryaları konusunda ciddi araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin olduğu elektrikli otomobil teknolojisi içinde hafif, çevreci ve ekonomik malzemelere ihtiyaç duyulmaktadır. Elektrikli otomobiller bütün yaşam döngüleri dikkate alındığında CO2 salınımları dizel ve benzin ile çalışan araçlardan daha az çevreyi kirletirler. Bu sektörde ana sanayi firmaları kalitelerini savunurken kullandıkları başlıklardan biri ‘bataryalarının verimliliği yani menzili’ konusudur. Bataryaların uzun menzil yapmasını sağlayan faktörlerden biri de arabanın hafif olmasıdır. Bu taleplere cevap veren yenilikçi ve çevre dostu malzemelerden biri de şüphesiz doğal elyaf takviyeli termoplastik kompozitlerdir. Termoplastik esaslı kompozit malzemelerin üretiminde doğal elyaflar, makale içinde yer verilen avantajları ve çevreci olmalarından dolayı alternatif takviye malzemelerine kıyasla kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır. Bu yazıda doğal elyaf takviyeli termoplastik kompozitlerin otomotiv sanayii için avantajları ve uygulama alanları irdelenmiştir.
Her geçen gün ülkemizde ve dünyada hız kesmeden ivme kazanan ve ülke ekonomisinde lokomotif sektörlerden biri olan otomotiv 2017 yılı beklentileri, sanayi genel müdürlüğünün yayınladığı raporda bildirilmiştir. 2016 yılı 3. Çeyreği itibariyle 2015 ve 2016 dünya otomotiv pazarı tahminlerini yayınlayan LMC Automotive’e göre; 2016 yılı dünya toplam otomotiv pazarının geçen yıla oranla %2,6 artışla, 94,7 milyon adet seviyesinde gerçekleşeceği, 2017 yılında ise dünya otomotiv pazarının bir önceki yıla göre %1,5 artışla 96,1 milyon adet seviyesine ulaşacağı beklenmektedir. Türkiye’de ise 2016 yılında 2015 yılına göre otomotiv toplam pazarında önemli oranda değişim yaşanmamış ve pazar 1.007.857 adet, otomotiv üretimi ise %9 artarak 1.485.927 adet olarak gerçekleşmiştir. Bu sayıların anlamlarından biri otomotiv sektöründeki üretim sayılarının artması çarpan etkisiyle diğer sektörlere büyük ölçüde talep yaratarak bu sektörlerin üretim, istihdam ve katma değer artışlarına neden olmaktadır. (1) Her geçen yıl bu sayılar artarken otomotiv üreticilerini, yakıt maliyetlerinin düşürülmesi ve sürdürülebilir gelişim açısından çevreci politikalarına uyulması, CO2 emisyonlarının azaltılması noktasında baskı ve politikalar zorlamaktadır. Bu baskı ve politikalar arka planda şirket stratejilerini etkileyen unsurlardır. Otomotiv sanayinin bu hedefleri, birlikte çalıştıkları yan sanayilerde dahil olmak üzere çeşitli sanayi kollarını, sürekli yenilik, inovasyon stratejileri ve teknolojik gelişmeler konusunda çalışmalar yapmaya zorlamaktadır.(2) Geçmişten günümüze olduğu gibi otomotiv sektörü ülke ekonomisi ve teknolojik gelişim için önemini korumaya devam edecektir.(3)
Sürdürülebilir gelişme sürecinde, rekabetçi olabilmek için işletmelerin sosyal değerlere saygı gösterme, ekonomik açıdan fayda sağlama, kaynakların verimli kullanımı ve ekolojik dengenin korunması olmak üzere dört temel sorumluluğu olduğu kabul edilmiştir. Çevreye duyarlı işletmecilik anlayışı, bütün bu etkileşimlerde sürdürülebilir gelişme esaslarına uygun davranan (ekonomiye değer katan, toplum değerlerine saygılı, doğal çevreyi koruyan ve kıt kaynakları sorumlu kullanan) işletmecilik anlayışı olarak tanımlanmaktadır.(4) Yeni oyuncuların ve değişen müşteri kitlesi talepleri sektörün stratejilerini etkilediği gibi, ürün özellikleri ve üretim teknolojilerinin çağ atlamak zorunda olması bir çok inovatif hareket gerektiriyor. Otomotiv devlerinin öncelikli değişim konularında hedef gösterdiği konular arasında karşımıza çıkan çevre dostu araçların sektör payının arttırılması başlığı
bu zorunlulukları destekler nitelikte. 2015 yılı göstergelerine bakıldığında dünya genelinde talep edilen 49 milyon ton plastik kullanımının %8,9’luk kısmını otomotiv sektörü tarafından talep edilmiştir.(5) Yukarıda bahsi geçen baskılar kompozit malzemenin var olan çelik ve alüminyum gibi malzemelerin yerine kullanılmasını ön plana çıkartmaktadır. (6) Bir araçta ortalama plastik kullanımı gelişmiş ülkelerde 120 kg iken, dünya genelinde 105 kg olup bu aracın toplam ağırlığının %10-12’sini teşkil etmektedir. Diğer bir araştırmalarda ise bu oranın %1215 arasında olduğu söylenmektedir. (6) Bir araç için 150.000 km’lik bir kullanımda plastikler bu verilerle 750 litre araç yakıtını azaltmaktadır.(6) Her geçen gün otomotiv sektörü ile ilgili alınan kararlar nediyle anasanayinin ve birlikte koordineli çalışan binlerce yan sanayinin , yaratıcılık ve yenilikçi kabiliyetlerinin arttırılması beklenmektedir.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
189
MAKALE SAMET ŞAHİN (MSC.) VERITAS OTOMOTIV SAN. LTD. ŞTI.
Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) tarafından 2012 yılında hazırlanan raporda, son yıllarda otomotiv üretim sayılarının artması ile taşıt araçlarının toplam hacminde yüzde 1 artış yaşanırken plastik malzeme miktarının yüzde 25-30 arası kauçuk malzeme miktarının ise yüzde 30-35 arası arttığı yapılan çalışmaların ciddiyeti ve taleplerin cevabı olmuştur. (7) Otomobil üreticileri çevreye duyarlı, çalışanların sağlık ve güvenli bir ortamda çalışmalarını sağlayacak biyolojik esaslı ve yenilenebilir malzemeler ile güçlendirilmiş plastik kompozit kullanımlarına yönelik araştırmalara öncelik vermişlerdir (Santos ve ark. 2008). Keza araştırma ve bilimle ilgili devlet kuruluşları izledikleri politikalar ile otomotiv endüstrisi, otomobilin ağırlığını azaltacak plastik ve kompozit malzemelerin kullanımını arttıracak teşviklere yönlendirilmektedir. (6,8) Plastikler grubu özellikle termoplastik ailesi otomotiv sektörünün estetik, güvenlik, konfor, yakıt verimi gibi mühendislik taleplerini kolayca karşılaması ve geri dönüşümü kolay bir malzeme olması gibi bir çok avantaja sahiptir. Ancak bu avantajlarının yanı sıra yüzeylerinin yumuşaklığı, çizilmeye karşı direncinin az olması ve düşük ısıl kararlılığa sahip
olması gibi dezavantajları olmasından ötürü kullanım alanlarına bağlı olarak beklenilen özellikleri sağlamak saf (katkısız) haldeki polimerlerle (plastikler) mümkün olmamaktadır.Bu nedenle farklı özelliklere sahip birçok değişik bitkisel ve mineral esaslı dolgu ve takviye maddeleri kullanılarak mekanik özellikleri iyileştirilmiş polimer kompozit malzemeler kullanılmaktadır.(6) Geliştirilen bu yenilikçi malzemelerin bileşenlerinin, kaynakların hızla artan talebi karşılaması adına daha verimli kullanılması hedefi ile son yılların trendi haline gelen “çevre dostu” malzemeler olarak üretilmesi kaçınılmazdır. Çevre dostu malzeme kullanımının en önemli amaçlarından biri kuşkusuz hammadde kullanım verimliliğini maksimize ederken atık oluşumunu minimize etmektir (9) Plastik kompozitlerde kullanılan cam, karbon lifleri gibi takviye malzemeleri ile hafif araçlar tasarlanarak yakıt verimliliği ve çevresel duyarlılığa hizmet edecek adımlar atılmaktadır. Ancak bu malzemelerin getireceği çevresel yük düşünüldüğünde doğal elyaflar gibi farklı çözümlerin araştırılması zorunlu hale gelmiştir. Bu zorunluluk sebebi düşünüldüğünde çevre dostu olgusunu en iyi şekilde temsil eden malzemeler olarak doğal elyaf takviyeli plastik kompozitler gösterilebilir.
Bu malzemelerin kullanımı konusunda başta Alman OEM’ler (Original equipment manufacturer) olmak üzere tüm otomotiv sanayi ve bağlı yan sanayiler Ar-Ge kapsamında geçmişten günümüze yoğun çalışmalar sürdürmektedirler. 60’lı yıllarda başlayan bu serüven hindistan cevizi lifleri ve odununu polipropilen (PP) kompozitler ile arabanın koltuk aksamı ve iç kısımlarında; son 20 yıldır keten, kenevir, hint keneviri, kenaf gibi doğal lifler termoset ve termoplastik matrislerine ilave edilerek ulaşım (otomobil, demir yolu, tekne gibi), yapı ve paketleme endüstrilerinde yaygın olarak değerlendirilmektedir (10) Otomotiv dünyasına bakıldığında, doğal elyaf takviyeli kompozitlerin kullanıldığı başlıca araç komponentleri ; • Kapı Panelleri • Oturma Arkalıkları • İç tavan Kaplamaları • Gösterge Panelleri
190
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
• Ön konsol • Orta Konsol • Arka Cam Altı Parçaları • Bagaj Giydirme Parçaları • Kol Dayama (11) Bu çalışmada özellikle keten, kenevir ve kenaf lifleri ile yapılan termoplastik kompozitler, üreticileri ve bu kompozitlerin işleneceği üretim hatları hakkında bilgi verilecektir. Selüloz esaslı bitki lifleri polimer kompozitlere katıldığında sentetik liflere göre daha olumlu sonuçlar elde edilmiştir. Selüloz lifleri toksik olmayıp, biyolojik olarak parçalanabilen, geri dönüşebilir bir malzemedir. doğal lifler esnek olup bu özelliği sayesinde proses sırasında kırılmaya karşı daha dirençlidir (12) Keten, kenevir, hint keneviri, kenaf gibi iç kabuk lifleri otomotiv sektörü için tercih edilmektedir. Aşağıda verilen bitkisel liflerden bu çalışmada daha fazla ele alınan doğal elyafları yeşil renkte görebilir
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
191
MAKALE SAMET ŞAHİN (MSC.) VERITAS OTOMOTIV SAN. LTD. ŞTI.
192
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
Doğal liflerin otomotiv sektöründe kullanılmasını sağlayan bir çok mükemmel karakteristik özelliği bulunmaktadır. Başlıca avantajları ; 1-Ekonomik oluşu, düşük fiyat 2-Yoğunluk 3-Çevre dostu 4-İyi termal ve NVH ses yalıtım özellikleri 5-Üretim esnasında daha az sağlık ve güvenlik riski 6-Proseslerde kolay şekillendirme 7-CO2 dengesi 8-Elastikiyet modülü 9-Lif yüzey modifikasyonlarının kolay oluşu 10-Yenilenebilir ve biyobozunur malzeme özelliği 11-Kalıp aşınmalarının azlığı 12- Glass fiber esaslı kompozitlerle yarışabilecek düzeyde spesifik mekanik özellikler (14) Doğal liflerin nem alması ve rutubet içermesi proses sırasında bazı problemlere neden olmaktadır (15) Bu problemlere karşı katkı maddelerinin kullanımı ve doğal liflerin üretim öncesinde kurutulması gibi bazı takviye ve ön işlemler ile en aza indirilmesi mümkündür. Odun lifi dışındaki çoğu doğal lif lignoselülozik içerikli tarımsal atıktır, bu anlamda ekonomik değeri oldukça düşüktür. Ancak yılın belirli dönemlerinde elde edildikleri ve
hacimsel olarak çok yer kapladıkları için depolanmalarında bazı problemler yaşanabilmektedir. Bu dezavantajlara rağmen son 10 yılda termoplastikler için ilave olarak doğal polimerlerle ilgili çalışmalar artmıştır (16) Doğal elyaf katkılı kompozitlerin araç imalatında kullanım oranının artması başta tarım sektörü olmak üzere bir çok üretim ve imalat sektörü için de üretim, istihdam ve katma değer artışı sağlayacaktır. Tarlalarda üretilen doğal elyafların bir çiftçilik kooperatifi ile toplanarak kompozit plakalar haline getirildiği yarı mamul hammadde üreticileri ve bu yarı mamul ürünlerin nihai parçaya dönüştürülmesi için gerekli teknolojiler ve yeniliklerle bu taleplere cevap verecek makine ve sistem üreticilerinin de kapasitelerinin artması ekonomilere katkı sağlayacaktır. Bunca yenilik arasında rekabetçi kalabilmek adına ana sanayilerden bağımsız olarak yan sanayiler Ar-Ge ve İnovasyon faaliyetleri ile bu çalışmaları sürdürmektedirler. Dünya genelinde bu ürünlerin üretimini yapan yan sanayiler, sistem tasarımcıları, makine üreticileri ve yarı mamul hammadde sağlayıcıları için Almanya ve Amerika’nın lokomotif ülke olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Bu malzemeler ile nihai üretime kadar geçen süreçlerde ihtiyaç duyulan 4 ana ortak bulunmaktadır. 1-Hammaddenin / yarı mamul tedarik edilmesi , tedarikçi firma 2-Üretimi yapılacak parçanın tasarım ve test gereklilikleri için mühendislik hizmetleri. 3-Hammaddenin / yarı mamulün ürüne dönüştürülmesini sağlayan prosesler, makine sistem üreticisi 4-Ürünü üretecek yan sanayi veya ana sanayi Birinci maddede yer alan tedarikçi firmaların yoğun bulunduğu ülkeler arasında Amerika ve Almanya bulunmaktadır. Ülkemiz adına sevindirici bir haberde Tekirdağ bölgesinde faaliyet gösteren bir tekstil firmasından gelmiştir. Yaptıkları yatırım ile doğal elyaf takviyeli termoplastik malzemeler üretiminde faaliyetlere başlayan Şiteks tekstil ülkemiz ekonomisi içinde taktire şayan adım atmıştır. Dışa bağımlılığı azaltacak bu girişim ile ülkemizde faaliyet gösteren ana sanayilerin talepleri ve yan sanayilerin hem seri üretimlerde hem de arge çalışmalarındaki taleplerine cevap olmaya devam edecektir. Bu yenilikçi malzemeler konusunda ülkemizde üretimin olması sevindiricidir. İğnelenerek üretilen bu kompozit malzmelerin hammaddesi olan keten,kenevir,kenaf malzemeleri konusun da ise ülkemizdeki üretim oldukça azdır. Geçen yıl Gıda, Tarım
ve Hayvancılık Bakanlığının izni ile 19 ilde üretimin kontrollü olarak yasallaştığı açıklandı. Çeşitli sektörlerde bu doğal liflerin kullanılması yanı sıra çevreye sağladığı faydalarda oldukça dikkat çekici. Bu doğal ürünlerin üretiminde tarımsal ilaca ihtiyaç duyulmaması, az su ihtiyacı, hasat edilmeye başlanması ekimden sonra dört ay olması avantajlarından bazıları. Bu liflerle birleşen polimer matris malzemeleri içerisinde PP (polipropilen) lider konumdadır. Doğal elyafların termal stabilitesi kompozit prosesinde ana parametre olup, doğal liflerin termal degradasyonu nedeniyle PP ve PE (polietilen) ile kısıtlanmaktadır. Naylon 6 (PA6) ve polietilen tereftalat (PET) gibi mühendislik plastiklerin daha yüksek erime noktalarına sahip olması nedeniyle doğal elyaflar degredasyona uğrayacağından polimer matrislerin kullanımı kısıtlanmaktadır.(17) İkinci madde ile ilgili olarak bu kompozit malzemeler, yerine geçecek parçaların özelliklerini yansıtmaları gerekir. Beklenen özellikleri yansıtıp, yansıtmayacağı konusunda bir takım analizler, mühendislik tasarımları ile model şekillendirilecektir. Bu çalışmaları ana sanayi kendi yapabilir, parçayı ürettireceği yan sanayisine devredebilir ya da dışarıdan özel olarak mühendislik hizmeti sunan firmalara yaptırabilir. Bu sürecin sahibi, oldukça know-how ve tecrübe isteyen en önemli ortaklardan biridir. PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
193
MAKALE
Üçüncü ortak olarak anılan makine sistem üreticileri ana sanayinin bu taleplerini oluştururken çoğu zaman aynı masada oturan ortaklardır. Avrupa’da bu
malzemelerin işlenmesi ile ilgili makine sistem üreticilerinin büyük çoğunluğu, makine sektöründe lider konumda olan Almanya’da yer almaktadır.
SAMET ŞAHİN (MSC.) VERITAS OTOMOTIV SAN. LTD. ŞTI.
Proses adımlarının gösterildiği şekilde görüldüğü üzere formlama prosesi, enjesiyon prosesi ile entegre çalışmaktadır. Doğal elyaf takviyeli kompozit malzemelerin şekillendirilmesi ve nihai işçiliklerinin yapılarak final parça elde edilmesi için gerekli hatlar oldukça komplikedir. Bu malzemelerin çoğu zaman proses edilmesi için kullanılan terim formlama olarak adlandırılmaktadır.
194
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
Gerçekte bu tanım, doğru kabul edilse de final parçanın elde edilmesine kadar geçen tüm adımlar anıldığında basit kalmaktadır.Hem formlamanın yapıldığı, formlama sonrası enjeksiyonun yapıldığı özel kalıp teknolojilerine ihtiyaç duyulmaktadır. İkinci adımda yer alan kaplama ise doğal elyaf takviyeli malzemeler için üretilen parçaların vazgeçilmez bir tamamlayıcısıdır.
Doğal elyaf takviyeli kompozit malzemelerle üretilen ürünler hiçbir kaplama malzemesi kullanılmayacak ise iç parça olarak üretilmektedir. Nihai müşterinin göz ile teması olan görsel araç içi komponentlerde yer alan bu malzemeler otomotivin estetik algısı nedeniyle kaplama yapılması zorunlu hale gelmiştir. Kaplamanın elimine edilmesi ile ilgili Ar-Ge çalışmaları tüm dünyada devam etmektedir. Ek bir proses demek ek maliyet anlamına geldiğinden rekabetçi kalabilmek adına bu çalışmalara firmalar ayak uydurmaya çalışmaktadırlar. Kaplama malzemesi olarak çeşitli katmanlı deriler (PVC,TPO) ve kumaşlar kullanılmaktadır. Başlıca avantajlar ve dezavantajlar , *Makine yatırım maliyeti *Kalite beklentisi
*Kalıp yatırımları *Farklı desen ve görsel kazanımlar *Kalıp bakım zorlukları , sayılabilir. Diğer prosesler ise sırasıyla, Kaplama sonrasıderiden veya kumaştan kalan kalıntıların alınması veya kesilmesi, Kenar kısımlarının müiteriye estetik görünmesi ve derinin yada kumaşın temasla deforme olmaması için kenar katlama operasyonunu anlatmaktadır. Ön montaj istasyonunda panele gelecek diğer komponentlerin bir çerceve içinde ön montajının yapılması ve bu şekilde gerekli tüm komponentlerin birbiri ile kaynak yapılması, en son adımda ise tüm komponentlerin varlığının kontrolü ve doğru parça üretiiğimizi kontrol ettiğimiz final adımdır.
Dördüncü adımda ise ürünü üretecek ana sanayi yada yan sanayilerden bahsedilmiştir. Almanya ve Avusturyada doğal elyaf ile parça üretimi yapan başlıca firmalar, Borgers, Dräxlmaier, Faurecia Interior Systems, Findlay Industries, Funder Industrie, Johnson Controls Interiors, Karmann, Lear Corporation, Quadrant, Seeber.Ülkemizde de anasayiye çalışan yan sanayi firmalardan doğal elyaf takviyeli kompozit ile parça üreten firmalar bulunmaktadır. Avrupa ve Amerika bölgesinde faaliyet gösteren otomotiv ana sanayileri yaklaşık olarak doğal elyaf kullanımını %55 oranında arttırdıkları, Department for Environment, Food and Rural Affairs (DEFRA)’nın raporunda anlatılmıştır. Mercedes Benz şirketlerinden Brazilya
lokasyonu 1992 yılında ABD’den aldığı 1.4 milyon dolarlık bir harcama ile doğal lifleri ürünlerinde kullanmışlardır. Mercedes S sınıfı otomobillerin 27 bileşeni toplam ağırlığı 43 kg olacak şekilde doğal lif kompozitlerinden üretilmektedir (17-2) Otomotiv endüstrisinin “çevre dostu” terimini temsil eden hafif ağırlıklı materyallerin diğer sınıfı, doğal elyaf takviyeli kompozitlerdir. Cam elyaflar yerine doğal elyafların kullanılması, doğal elyaf yoğunluğunun (1.5 g / cc) cam elyaflarına (2.5 g / cc) kıyasla daha düşük olması ve aynı zamanda araç içindeki yenilenebilir kaynak içeriğinin oranını arttırması nedeniyle daha hafif bileşenler sağlamasıdır. Birçok üretici, araçlarında yarı-yapısal olmayan uygulamalarda bu yeşil elyaf kompozitlerini kullanmaktadır ve örnekler Tablo’da verilmektedir.(18-19)
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
195
Üretici
MAKALE
Uygulama
Audi
A2, A3,A4, A4 Avant, A6, A8, Roadstar, Coupe
Koltuk arkası, yanı ve arka kapı paneli, fren balatası, şasi kaplaması, stepne kaplaması
BMW
3,5, 7 serileri ve diğerleri
Kapı panelleri, tavan döşemesi paneli, fren balatası, koltuk arkası paneli + i3 ön konsol
DaimlerChrysler
A, C, E, S sınıfı:
Kapı panelleri, otomobil ön cam/gösterge paneli, pil kapağı paneli
SAMET ŞAHİN (MSC.) VERITAS OTOMOTIV SAN. LTD. ŞTI.
Modeller
Ford
Mondeo CD 162, Focus
Kapı panelleri, B-pilleri, fren balatası, araç paneli
Seat
Bazı Modeller
Kapı panelleri, arka koltuk
Volkswagen
Golf A4, Passat Variant, Bora,Fox,Polo
Kapı paneli, arka koltuk, bagaj kapağı paneli, fren balatası
Volvo
C70,V70
Kapı panelleri, Kargo zemin döşeme
Mitsubishi
Space star
Kapı panelleri
Toyota
Brevis, Harrier, Celsior, RAUM
Kapı panelleri, koltuk arkası
Otomotiv Üreticilerinin Doğal Elyaf Takviyeli Kompozitler İle Üretiiği Ürünler ve Parçaların Kullanıldığı Modeller (18)
Kuzey Amerika otomotiv OEMleri, hem lüks hem de standart otomobiller için önemli filo ağırlıklarını azaltmak için çok uğraş veriyor; Bir şirket, 2020 yılına kadar 350
196
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
kg’a (yaklaşık% 20) kadar araba ağırlığını azaltma konusunda iddialı bir hedef belirlemiştir. P
Doğal Elyaf Katkılı Termoplastik Kmpozit Malzemelerin Araç Üretimlerinde Kullanılması Durumunda Sağlayacağı Faydayı Temsilen (6) Mercedes Araçlarında Kullanılan Doğal Elyaf Takviyeli Parça Görselleri (7)
1.Byraktar A., Demirci B., Topçu B. Kural Y. 2016. Parça Sektörü (Otomotiv Yan Sanayii) 2023 Vizyonu Draft Raporu 2.Karaer F., Özengin N. 2014. Otomotiv Sektörünün Çevresel Açıdan Değerlendirilmesi , Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dergisi, Cilt 19, Sayı 2 3. Anonim (2005) Sonuç bildirgesi, IX. Otomotiv ve Yan Sanayi Sempozyumu, Türkiye. 4. Marangoz, M. 2004. İşletmelerin Çevresel Sorumluluğu: Türk Otomotiv Sanayine Yönelik Bir Araştırma, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 5-Plastics – the Facts 2016 An analysis of European plastics production, demand and waste data, 60329 Frankfurt am Main. Germany 6-Dönmez ÇAVDAR A., Boran S. 2016. Doğal Liflerin Otomotiv Sanayinde Kullanımı , Kastamonu Uni., Orman Fakültesi Dergisi, 2016, 16 (1): 253-263 7- Demirci, B. 2012.Türkiye Otomotiv Plastikleri Sektör Raporu. 8- Farag, M.M. 2008. Quantitative methods of materials substitution: Application to automotive components. Material Design, 29, 374–380. 9- Trost, B.M. 2002. On inventing reactions for atom economy. Accounts of Chemical Research, 35(9), 695–705. 10- Puglia, D., Biagiotti, J., Kenny, J.M. 2005. A review on natural fibre-based composites- Part II: Application of natural reinforcements in composite materials for automotive industry.Journal of Natural Fibers,1,23-65. (1) Mohanty, A.K., Misra, M., Hinrichsen, G. 2000. Biofibers, biodegradable polymers and biocomposites: An overview.Macromolecular Materials and Engineering,276/277(1), 1-24. (2) 11- Yongxiang, Y., Boom, R., Irion, B., Heerden, D., Kuiper, P.,Wit, H. 2012. Recycling of composite materials. Chemical Engineering and Processing: Process Intensification, 51,53– 68. 12- Santos, P.A., Giriolli, J.C., Amarasekera, J., Moraes, G. 2008. Natural fibers plastic composites in automotive applications. SPE Automotive Composites Conference & Exhibition Troy, MI, USA, p. 1-9. 13. MS Fogorasi , I Barbu, 2017. The potential of natural fibres for automotive sector – review, IOP Conf. Series: Materials Science and Engineering 252 (2017) 14-Puglia, D., Kenny, J.M. 2009. Aplications of natural
fibre composites. In: S. T. Pothan, Natural Fibre Reinforced Polymer Composites: From Macro to Nanoscale, Old City Publishing, Inc, Philadelphia,(1) Njuguna, J., Wambua, P., Pielichowski, K., Kayvantash, K. 2011. Natural fibre-reinforced polymer composites and nanocomposites for automotive applications. S. Kalia et al. (eds), Cellulose Fibers: Bio-and Nano-Polymer Composites, Springer, New York (2) 15- Clemons, C. 2002. Wood-plastic composites in The United States:The interfacing of two industries. Forest Products Journal,2,10-18. 16-Santos, P.A., Giriolli, J.C., Amarasekera, J., Moraes, G. 2008. Natural fibers plastic composites in automotive applications. SPE Automotive Composites Conference & Exhibition Troy, MI, USA, p. 1-9. (1) Donmez Cavdar, A., Kalaycıoğlu, H., Mengeloğlu, F. 2011. Tea mill waste fibers filled thermoplastic composites: The effects of plastic type and fiber loading. Journal Reinforced Plastics and Composites, 30, 833–844. (2) Donmez Cavdar, A., Kalaycıoğlu, H., Mengeloğlu, F. 2015. Technological properties of thermoplastic composites filled with fire retardant and tea mill waste fiber. Journal of Composite Materials, 50 (12), 1627-1634. (3) Boran, S. 2016. Mechanical, morphological, and thermal properties of nutshell and microcrystalline cellulose filled high-density polyethylene composites. BioResources, 11(1), 1741-1752.(4) 17- Huigin, W. 2012. Engineering Plastics Sector to See Increase of 10.93%. (1) Thomas, G.S. 2000. Renewable materials for aotomotive applications. Daimler-Chrysler AG, Stutgart. (2) 18. Ahmad, F., Choi, H.S. and Park, M.K. (2015) A Review: Natural Fiber Composites Selection in View of Mechanical, Light Weight, and Economic Properties. Macromolecular Materials and Engineering, 300, 10-24. 19.Markets and Markets (2014) Lightweight Materials Market by Type (Composites, Metals, Plastics), Application (Automotive, Aviation, Marine, Wind Energy)—Global Trends & Forecast to 2019. Report Buyer, UK. 20. Shankar, V. 2013. Global Automotive OEMs Embrace Lightweighting to Attain Fuel Economy and Emission Goals. Frost & Sullivan Market Report. PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
197
MAKALE AYTEK SOĞUTMA
ACCURATECH’LE SU SOĞUTMA’DA +-0,3 C HASSASIYET Su soğutma sanayinin birçok alanında, çeşitli endüstriyel işlemlerde ısı kontrol amacıyla yaygın olarak kullanılır. Soğutma kauçuk ve plastik işleme, kalenderler, kimyasal kaplama, baskı, kimyasal işleme, laminasyon, laboratuar test ekipmanları ve diğer birçok imalat işlemlerinde kullanılır. Enjeksiyon kalıplama makineleri ve endüstriyel lazer makineleri, değişken soğutma yüklerinin ve sıcaklık farklarının ürün kalitesine ve verime direkt etki ettiği endüstriyel uygulamalardır. Ayrıca bu tür ekipmanların üreticileri ve kullanıcıları, soğutma suyu sıcaklıkları sabit olduğunda daha iyi performans ve işlem kalitesinin elde edilebileceğine inanmaktadırlar. Endüstriyel proses sırasında oluşan aralıklı ve değişken ısıl yükler, su soğutma sistemi içerisinde bulunan kompresörün sık durup kalkmasına neden olmakta ve bu sebeple kompresörler mekanik arızalar vermektedir. Ayrıca sık durup kalkma nedeniyle, üretim tesisinin elektriksel güç faktörü üzerinde olumsuz bir etki yaratmaktadır. Soğutulmuş suyun büyük sıcaklık dalgalanmaları, genellikle, kompresörün başlatılması ve durdurulması ile sıcaklık kontrolü denendiğinde ortaya çıkar. Bu tür 5 ° K veya daha fazla dalgalanmalar, işlem ekipmanında ve ürün kalitesinde tahammül edilemez zararlara yol açarlar. Aytek Soğutma tarafından tasarlanan Accuratech, düşük yüklerde ve ayrıca yüksek yüklerde, chiller sistemine zarar vermeden, kararlı bir soğutma akışkanı sıcaklığı sağlama çabalarına çözüm getirmektedir. Accuratech, hassas sıcaklık kontrol ünitesi evaporatörden dönen soğutucu akışkan
198
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
Kuru Soğutucuları
sıcaklığını, su tankı çıkışındaki ve dönüşündeki soğutma sıvısının sıcaklığını algılar. Sıcaklık bilgilerini işler ve soğutma suyu sıcaklığını sabit tutabilmek için kompresör üzerindeki yükün kontrol edilmesi yoluyla +-0,3C hassas sıcaklık kontrolü sağlar. ACCURATECH ÖZELLIKLER • +-0,3C oransal sıcaklık kontrolü • -2-100 kw soğutma kapasitesi • R-134 Soğutucu Akışkan • Scroll Kompresör • Paslanmaz Hidrolik Kit • Fan Hız Kontrolü
Sertifikalı
P
Aksiyel Fanlı Dik Tip Kuru Soğutucular
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
V Tipi Kuru Soğutucu
Aksiyel Fanlı Yatık Tip Kuru Soğutucular
Güvenilir Çözüm Ortağınız
twitter.com/friterm
facebook.com/friterm
linkedin.com/company/friterm
Merkez/ Fabrika 1: İstanbul Deri Organize Sanayi Bölgesi Dilek Sokak No:10 X-12 Özel Parsel Tuzla 34957 İstanbul / TÜRKİYE Fabrika 2: Makine İhtisas Organize Sanayi Bölgesi 6.Cadde 17. Sokak No:1 Demirciler Köyü Dilovası 41455 Kocaeli / TÜRKİYE Tel: +90 216 394 12 82 (pbx) Faks: +90 216 394 12 87 info@friterm.com www.friterm.com
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
199
MAKALE İLYAS KARTAL GÜLŞAH NAYCI MARMARA ÜNIVERSITESI, TEKNOLOJI FAKÜLTESI METALURJI VE MALZEME MÜHENDISLIĞI BÖLÜMÜ
200
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
KOMPOZİTLERDE DOĞAL TAKVİYE: KETEN LİFİ İnsanoğlunun artan ihtiyaçları, mühendislik alanında her geçen gün yeni çalışmalar doğurmaktadır. Uzun ömürlü, maliyeti düşük, çevreye duyarlı, dayanıklı, geri dönüştürülebilir özellikte ürünler elde etmek için yapılan bu çalışmaların önemli bir kısmı ise kompozit malzemeler üzerinedir. [1] Kompozit malzemeler; farklı durumlara uyarlanabilme özellikleri, spesifik amaçlara hizmet etmek ve arzu edilen özellikleri sergilemek üzere diğer malzemelerle birleşim kolaylığı nedeniyle en yaygın kullanılan malzemelerden biridir. Havacılık, uzay ve savunma sanayi, kara ve deniz taşıtları, spor malzemeleri, inşaat, alt yapı ve enerji sektörü gibi çok geniş ve çeşitli alanlarda kullanılmaktadır. [2] Kompozit malzemelerin birçok avantajı olsa da petrol esaslı geleneksel kompozitler toksiktirler ve biyolojik olarak parçalanamazlar. Bu nedenle de kullanım ömrünü tamamlayan geleneksel kompozit malzemelerin geri dönüştürülmeleri zor ve pahalıdır, bazen gömülerek bazen de yakılarak imha edilirler. İmha edilen malzemelerin oluşturduğu kirlilik ve hızla azalmakta olan doğal kaynaklar ise gelecek için büyük sorun oluşturmaktadır. Bu sebeple de son yıllarda çevresel endişelerle birlikte; çevre dostu,
sürdürülebilir hammaddelere olan ilgi de artmış, mühendislik uygulamalarındaki kompozitlerde takviye malzemesi olarak doğal liflerin, başta cam elyaf olmak üzere diğer sentetik liflerin yerine kullanımı hızla yaygınlaşmaya başlamıştır. [3,4] Son yıllarda doğal lifler; karbon ve cam gibi sentetik liflerin yerine kompozitlerde kullanılmaları sebebiyle, dünya çapında araştırmacılar için son derece ilgi çekici hale gelmiştir. Doğal liflere artan ilginin sebebi; doğada bolca bulunmaları, yenilenebilir hammadde olmaları, çalışma koşullarının cam elyafa göre çok daha sağlıklı olması, iyi termal özelliğe ve mükemmel akustik performansa sahip olması gibi olumlu özelliklerinden dolayıdır. Bu avantajlar, doğal lifleri otomotiv, ambalajlama ve yapı endüstrilerindeki uygulamalar için de değerli kılmaktadır. [5] Doğal, çevre dostu, yenilenebilir malzemelere olan ilgi, dünya çapında uygulanan yaptırımlar ile daha da artmıştır; Kyoto protokolü başta olmak üzere, emisyon oranlarının düşürülmesi için uygulanan yaptırımlar buna en iyi örnektir. Bu yaptırımlar sonucunda, daha çok otomotiv sanayinde araçların hafifletilip, emisyon değerlerinin düşürülmesi adına, maliyetleri düşük, dayanım/ ağırlık oranları yüksek olan doğal liflerin kullanımı yaygınlaşmaktadır. Avrupa Birliği ülkelerinde; 2003 yılında takviye malzemesi olarak yaklaşık 43.000 ton, 2010 yılında ise 315.000 ton civarında doğal elyaf kullanılmıştır ve bu miktar kullanılan toplam takviye malzemelerinin (cam, karbon ve doğal elyaf) %13’ünü oluşturmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri ise; 2020 yılına kadar tüm temel kimyasal yapı bloklarının en az %10’unun, 2050 yılına kadarsa %50’sinin yenilenebilir, doğal bitki bazlı kaynaklardan oluşturulmasını hedeflemiştir. Bu örneklerde de görüldüğü üzere, gelecekte yeşil kompozitlerin yeni nesil yapısal malzemeler olarak geniş kullanım alanı bulması hedefi, bu alandaki çalışmaların hızla artmasına sebep olmaktadır. [6]
BİTKİSEL LİFLER Bitkisel lifler; kompozit malzemeler için doğal lif olarak kullanılabilmelerinin yanı sıra doğaları gereği de kompozit malzemelerdir. Lignin ve hemiselüloz matris içerisinde, mikrofibriller takviye elemanı görevi görmekte, lifin kimyasal yapısındaki hidrojen köprüleri ve diğer bağlar ise life dayanım
ve rijitlik kazandırmaktadır. Bitkisel lifler temel olarak; sak lifleri (keten, kenevir, jüt, rami, kenaf), tohum lifleri (pamuk, kapok), yaprak lifleri (sisal, abaka, ananas, heneguen) ve meyve lifleri (hindistan cevizi) olarak sınıflandırılırlar. Bunlar arasında en iyi lifler sak lifleridir. Bu lifler uzun elementer elyaf demetlerinden oluşur. [7,8]
BİTKİSEL LİFLER
Tohum Lifler Ör: Pamuk
Sak Lifleri Ör: Keten
Yaprak Lifleri
Meyve Lifleri
Ör: Muz Yaprakları
Ör: Hindistan Cevizi
Şekil 1: Kompozitlerde kullanılan bitkisel liflerin sınıflandırılması
Son yıllarda, cam, karbon, aramid gibi geleneksel fiberler yerine takviye malzemeleri olarak doğal bitki esaslı elyaflar (keten, jüt, hindistancevizi, kenevir, sisal, sülfür, muz, fındık kabuğu, pamuk, ceviz kabuğu vb.) kullanılmaktadır. Bunun sebebi, doğal elyafların, kolay erişilebilirlik, düşük maliyet, biyolojik bozunabilirlik, yenilenebilirlik, geri dönüşümlü olma, düşük yoğunluk, kabul edilebilir spesifik dayanım ve sertlik, azaltılmış alet aşınması, ısı ve ses
yalıtımı, aşınmazlık, üretimde kolaylık, hafiflik ve toksik olmama niteliklerinden dolayıdır. Ayrıca doğal elyaf ve sentetik fiber arasındaki karşılaştırmada, çekme modülüne ve çekme mukavemetine karşı ağırlık başına maliyet ve hacim başına maliyet esas alındığında, doğal elyafların genellikle daha ucuz olduğu, karbon vb. lifler kadar sert olmadıklarından, kompozit malzeme imalat ve işleme teçhizatına aşındırıcı etkide bulunmağı sonuçlarına da ulaşılmıştır. [10,11) PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
201
MAKALE İLYAS KARTAL GÜLŞAH NAYCI MARMARA ÜNIVERSITESI, TEKNOLOJI FAKÜLTESI METALURJI VE MALZEME MÜHENDISLIĞI BÖLÜMÜ
202
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
Yeşil lifler, işçi-tüketici sağlığı açısından da ciddi faydalar sunmaktadır. Şöyle ki; cam lifleri deri tahrişine ve solunum yolları rahatsızlıklarına yol açarken, bitkisel liflerde bu tür bir etki yaşanmamaktadır. [12,13] Bitkisel liflerin en büyük avantajı ise biyobozunur ve karbon dioksitçe nötral olmalarıdır. Bu da çevresel açıdan büyük önem arz etmektedir. Ayrıca sentetik polimer (polipropilen, polietilen vb.) üretimi yapmak, petrol kaynaklarının dikkate değer bir tüketimini gerektirdiğinden, petrol rezervlerindeki azalma ve fosil yakıt üretimindeki maliyet artışı göz önüne alındığında kötü bir özellik olmaktadır; bu sebeple de bilim insanları ve araştırmacılar şimdilerde yenilebilir,
çevre dostu ve sürdürülebilir alternatif kaynaklar üzerinde çalışmaktadırlar. [14]
Keten hem yağ ve tekstil hem de kompozit sanayinin hammaddesidir. Keten ürünlerinin tekstilde kullanımının yanında, kompozit ürünlerde lif olarak kullanımı da önemli oranda artmaktadır. Keten lifi uygun maliyetlidir ve cam elyafla karşılaştırılabilir mekanik özelliklere sahiptir. Keten elyaf ve termoplastik, termoset ve biyolojik olarak parçalanabilen matrislerle yapılan kompozitler, iyi mekanik özellikler sergilerler. Keten lifi, biyolojik esaslı kompozitleri güçlendirir ve biyolojik olarak parçalanamayan ürünlerin miktarını azaltır. Diğer bitki bazlı liflerden ayrı olarak, düşük yoğunlukta olmalarına rağmen
göstermiş oldukları üstün mekanik özelliklerden ve çevresel faydalarından dolayı kompozit uygulamalarında lignoselülozik destek malzemesi olarak geniş bir uygulama alanı vardır. [17,18,19] Günümüzde keten ve pek çok gövde lifi üzerine yapılan çalışmalar artmıştır. Ayrıca teknik tekstiller ve bazı özel tekstil ürünleri hem katma değerlerinin yüksekliği hem de üreticinin rekabet edebilirliğini arttırması nedeniyle avantajlıdır. Keten ve diğer gövde lifleri bu tür ürünlerde rahatlıkla kullanılabilmektedir. Bunun dışında doğal bir lif olduklarından çevre sorunu da oluşturmamaktadırlar. [20]
Keten Lifi Keten lifi; bitkisel lifler arasında en iyi olarak bilinen sak lifleri grubundandır, bitki gövdesinden (sapından) elde edilen liflerin başında gelmektedir. Kimyasal yapısında; %80 selüloz, %3 pektin, %10 su bulunur. Keten; en eski kültür bitkilerindendir, yaklaşık 4000-5000 yıldır Yakın Doğu ve Akdeniz bölgelerinde, lifi ve tohumu için yetiştirilmekte; dünyanın pek çok yerinde üretilmektedir. Dünya’da keten üretiminde ilk sırayı Rusya, ikinci sırayı Polonya alır. 15-60 cm boylanabilir. Tohumu ve lifi için yetiştirilen doğal ve kültür formu bulunur. [15,16]
Kompozitlerde Keten Lifi İle Yapılmış Çalışmalar Literatür incelendiğinde; keten lif takviyeli kompozit malzemelerin araştırılması konusunda, çok sayıda çalışmaya rastlanmıştır. Bunlar arasında, kompozit malzemeler için doğal takviye olarak keten lifinin seçildiği ve keten lifinin olumlu özelliklerinin gösterildiği çalışmalardan bazıları şöyledir: Yöney H., Yükseloğlu S. ve Demirer H. (2008), Keten Lif Takviyesinin Vinilester Matrisli Kompozitlerin Darbe Mukavameti Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi üzerine çalışmışlardır. Çalışmada, vinilester reçinesi değişik oranlarda keten ve bambu lifleri ile takviye edilerek bir kompozit malzeme elde edilmiştir. Darbe deneyi numuneleri ISO 180 göre hazırlanmış, teflon kalıp yardımıyla üretilmiş ve elde edilen numuneler Izod darbe deneyine tabi tutulmuş, bambu ve keten liflerinin oranının artmasıyla Izod darbe mukavemetinin önemli ölçüde arttığı gözlemlenmiştir. Keten lif kullanılan numunelerin darbe mukavemeti bambu lifli numunelere göre iki kata kadar artış göstermiştir. Darbe mukavemetindeki artış, numunelerin kırık yüzeyleri üzerinde yapılan SEM incelemeleri tarafından da desteklenmiştir. Yapılan incelemeler, kırılma enerjisinin hem liflerin kopması hem de liflerin sıyrılması yoluyla harcandığını göstermiştir. Bu çalışmada keten lifinin darbe mukavemetini arttıran olumlu özelliği açıkça görülmüştür. [22] Bir başka çalışma ise Sağbaş A., Kahraman F. ve Koyuncu M. (2009),’nin Keten Lifleri ile Takviye Edilmiş Polyester Esaslı Kompozit Malzemelerin Mekanik Özelliklerinin Araştırılması üzerine yapılan çalışmasıdır. Çalışmada farklı oranlardaki keten lifleri ile polyester bazlı reçine elle yatırma yöntemi ile karıştırılarak
kompozit malzeme elde edilmiştir. Keten liflerinin oranı ağırlıkça %0-30 arasında değiştirilerek lif oranı ile çekme ve darbe dayanım değerleri arasındaki ilişki araştırılmış, polyester esaslı malzemelerin keten lifleri ile takviye edilmesinin çekme ve darbe dayanımını arttırdığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu çalışmayla keten lifinin darbe dayanımına ek olarak, çekme dayanımını da arttırıcı özelliği görülmüştür. [23] Gu H. ve Liyan L. (2008), keten lifleri ile güçlendirilmiş polipropilen kompozitlerinde lif oranının çekme dayanımına etkisinin pozitif olduğu sonucuna ulaştıktıklarını ifade etmişlerdir. [24] Boriaa S., Pavlovicb A., Fragassab C. ve Santullic C. (2016), ‘nin Hibrid Bazalt / Keten Vinilester Kompozitlerin Düşen Ağırlık Etki Davranışlarının Modellenmesi adlı çalışmalarında Bazalt lif derileri arasındaki çekirdek olarak keten lif tabakalarının kullanımının, özellikle gerilme performansı için sinerjik bir davranış gösterdiği belirtilmiştir. Bu kombinasyonun, belirgin bir şekilde, belirtilen baskılarda plastik bir davranış gösterdiği, bazaltın sertliğini ve kırılganlığını azaltarak, malzemeye daha fazla esneklik kazandırdığı düşme ağırlığı etkisi testinin sonuçlarında da onaylanmıştır. Buna karşılık, hibridizasyonun, keten lifi kompozitlerinin darbe performansını, ağırlıkta aşırı olmayan bir artışla arttırdığı ve bununla birlikte, keten liflerinin katılmasının, laminatların örgü konfigürasyonuna ve kusurlarına olan bağımlılığını arttırmakta olduğu, dolayısıyla, laminattaki daha düşük dirençli bölgelere ve genellikle hibridlerin delaminasyonuna karşı olanlara göre darbe hasarının yönlendirilmesine yol açtığı sonuçlarına varılmıştır. [25] PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
203
MAKALE İLYAS KARTAL GÜLŞAH NAYCI MARMARA ÜNIVERSITESI, TEKNOLOJI FAKÜLTESI METALURJI VE MALZEME MÜHENDISLIĞI BÖLÜMÜ
Huo S., Thapa A.ve Ulven C. (2013), çalışmalarında keten elyaf takviyeli kompozitlere yüzey modifikasyon işlemlerinin etkilerini incelemişlerdir. Farklı işlemlere tabi tutulan keten elyaflar ile hazırlanmış 4 farklı keten/vinilester kompozit ile E-camı/vinilester kompozitin mekanik performanslarındaki farklılıklar karşılaştırılmıştır. Hazırlanan keten/ vinilester kompozitler sırasıyla; herhangi bir işlem yapılmamış keten ile üretilen keten/vinilester kompozit, keten elyafı sıcak su ile yıkanmış keten/vinilester kompozit, asetik anhidrid ile işlem gören keten ile hazırlanan keten/vinilester kompozit ve akrilik asit ile işlem görmüş ketenle hazırlanan keten/vinilester kompozittir. Hem keten elyaf/vinilester kompozitler hem de E-camı/vinilester kompozit vakum destekli reçine transfer kalıplama yöntemiyle üretilmişlerdir. Akrilik asit işlemi, işlem yapılmamış keten kompozite kıyasla hem ara yüzey kayma mukavemetini hem de katmanlar arası kayma mukavemetini yaklaşık olarak %30 oranında artırmıştır. Çalışma sonuçlarına göre; uygun yüzey modifikasyonu işlemiyle, keten takviyeli kompozitin mekanik özellikleri cam elyaf takviyeli kompozitle karşılaştırılabilir hale gelmiştir sonucuna varılmıştır. [26] Ramnath V. ve ark. (2014), çalışmalarında jüt, keten ve cam elyaf takviyeli karma 204
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
kompozitin mekanik özelliklerini inceleyip jüt ve cam elyaf takviyeli kompozit ile karşılaştırmışlardır. Kompozitler elle yatırma yöntemiyle üretilmişlerdir. Karma kompozit, yatay olarak yerleştirilmiş jüt elyaf katmanları arasına dikine yerleştirilen keten elyaf şeklinde düzenlenmiştir. Cam elyaf katmanları her iki dış yüzeyde yüzey düzgünlüğünü ve dayanıklılığını sağlamak için kullanılmıştır. Toplam hacmin 3’te 1’i oranında jüt ve keten elyaf kullanılmıştır. Deney sonuçlarına göre karma doğal kompozitin çok iyi çekme ve eğilme özellikleri olduğu görülmüştür. [27] Zhang Y. ve ark. (2013), çalışmalarında tek yönlü keten ve cam elyaf takviyeli karma kompozitin mekanik davranışlarını incelemişlerdir. Çalışmanın amacı, doğal ve sentetik elyafların bir arada kullanılmasının etkilerini incelemektir. Karma kompozitlerin gerilme özellikleri cam elyaf içeriğinin artırılmasıyla geliştirilmiştir. Keten ve cam elyafın istiflenme sırasının gerilme mukavemetini ve deformasyonunu etkilediği görülmüştür. Karma kompozitlerin kırılma tokluğu ve katlar arası kayma mukavemeti cam elyaf takviyeli kompozitlerden daha yüksektir. Bu makro ölçekli sonuçlar keten elyafın yapısı, keten elyafın pürüzlü yüzeyi ve ketencam elyaf katmanları arasında kurulan köprü ile ilişkilendirilmiştir. [28]
Croccolo D. ve ark. (2015), iki farklı çevre dostu reçineyi aynı keten elyaflar ile takviyelendirerek ürettikleri kompozitlerin mekanik özelliklerini karşılaştırmışlardır. 32 adet deney numunesi çekme, eğme ve kayma testlerinde kullanılmıştır. Çekme ve eğilme testlerinde elde edilen sonuçlar standartlara uygundur. Ancak kayma testi sonuçları kabul edilemez kırılma modları sergilediği için dikkate alınmamıştır. Bu nedenle karşılaştırma sadece çekme ve eğilme testi sonuçları için yapılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre izoftalik reçine mukavemet ve sertlik açısından vinilester reçineden daha iyidir. İzoftalik reçine ile yapılan kompozitte mikroskobik gözlemde takviye ve matris arasında yapışmanın iyi olduğu ancak az miktarda hava içeriği gözlemlenmiştir. Sonuç olarak İzoftalik reçinenin mekanik özelliklerinin keten elyaf takviyesiyle artırılabildiği ve geleneksel reçineler yerine kullanılabilir olduğu tespit edilmiştir. [29] Çalışmalardan da görüleceği üzere; keten lifi, kompozitler için uygun, olumlu özelliklere sahip, çevre dostu doğal bir liftir. Bu sebeple keten lifi ile ilgili çalışmalar yapılmıştır ve yapılmaktadır. Doğal, çevre dostu, yenilenebilir malzemelere olan ilgi, kirlenen çevreye ve azalan kaynaklara duyulan artan endişe, bazı gelişmiş ülkelerin koyduğu yasal düzenlemeler de dikkate alındığında, bir doğal lif olan keten lifi ile ilgili çalışmaların daha da artacağı düşünülmektedir. P KAYNAKÇA
[1]- Sağır O.H., (2016), Dokuz Eylül Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Jüt Ve Keten Takviyeli Karma Kompozitlerin Mekanik Özellikleri, Yüksek Lisans Tezi [2] Ahmad F, Choi SH, Park MK et al (2015) A review: natural fiber composites selection in view of mechanical, light weight, and economic properties. Macro Mater Eng 300:10–24 [3]- Santulli, C., Sarasini, F., Tirillo, J., Valente, T., Valente, M., Caruso, A.P. ve ark. (2013). Mechanical behavior of jute cloth/wool felts hybrid laminates. Materials and Design, 50, 30 [4]- Yan, L., Chouw, N. ve Jayaraman, K. (2014). Flax fibre and its composites. Composites: Part B,56,296-317. [5]- Bakkal, M. ve Savaş, M. (2012). Cam elyafla güçlendirilmiş doğal elyaf takviyeli kompozitlerin geliştirilmesi. 3.Ulusal Tasarım İmalat ve Analiz Kongresi, 29-30 Kasım 2012, Balıkesir. [6]- Zhang, Y., Li, Y., Ma, H. ve Yu, T. (2013). Tensile and interfacial properties of unidirectional flax/glass fiber reinforced hybrid composites. Composites Science and Technology, 88, 172-177 [7]- Bulut, Y. ve Erdoğan Ü.H. (2011). Selüloz esaslı doğal liflerin kompozit üretiminde takviye materyali olarak kullanımı. Tekstil ve Mühendis, 18 (82), 26-35. [8]- Croccolo, D., De Agostinis, M., Fini, S., Liverani, A., Marinelli, N., Nisini, E. ve ark. (2015). Mechanical
characteristics of two environmentally friendly resins reinforced with flax fibers. Strojniški vestnik - Journal of Mechanical Engineering, 61 (4), 217-226 [9]- Harmancıoğlu, M. ve Yazıcıoğlu, G., (1979), Ege Üniversitesi Tekstil Fakültesi Yayınları, No:3, İzmir. [10] Oksman K, Skrifvars M, Selin JF et al (2003) Natural fibres as reinforcement in polylactic acid (PLA) composites. Comput Sci Technol 63:1317–1324 Ramamoorthya ve diğerleri, (2015). [11]- Dittenber DB, Gangarao HVS (2012) Critical review of recent publications on use of natural composites in infrastructure. Comput Part A Appl Sci Manuf 43:1419–1429 [12]- Faruk O, Bledzki AK, Fink HP et al (2014) Progress report on natural fiber reinforced composites. Macromol Mater Eng 299:9–26 [13]- Mechanical properties of continuous naturalfibrereinforced polymer composites., (2003), Comput Part A, Appl Sci Manuf 35:339–345 [14]- Alireza Ashori, (2008), Wood-plastic composites as promising green-composites for automotive industriesty, Bioresource Technology 99, 2008 4661-4667 [15]- Nirma U, Jamil MMH, Ahmad M et al (2015) A review on tribological performance of natural fibre polymeric composites. Tribol Inter 83:77–104, [16]- https://tekstilsayfasi.blogspot.com/2013/01/keten-bitkisi. html [17]- Enzyma Aplications in Fiber Processing (1998), p. 269278 3. [18]- Akin D.E., Himmelsbach DS, Morrison III, WH. (2002). Biobased Fiber Production: Enzyme Retting For Flax/linen Fibers. Journal of Polymers and the Environment. Vol. 8, 3, 2002. Pp. 103-109. [19]- Mohanty, A., Misra, M., Hinrichsen, G. (2000). Biofibres, Biodegradable Polymers and Biocomposites: An Overview. / Macromol Mater Eng., 276(1): [20]- Körlü A., Ekmekçi B., Gümüştürkmen E., Erdoğan M., (2006), Ketenin Genel Özellikleri Ve Havuzlanması / Properties Of Flax And Retting Of Flax Ege University The Journal of Textile and Apparel. Ege Üniversitesi Yayınları, 2006. [21]- Lewin, M., (2006), Handbook of Fiber Chemistry, CRCPres, USA. [22]- Yöney H., Yükseloğlu S. M. ve Demirer H. (2008), Keten Lif Takviyesinin Vinilester Matrisli Kompozitlerin Darbe Mukavameti Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi [23]- Sağbaş, A., Kahraman, F. ve Koyuncu, M. (2009). Keten lifleri ile takviye edilmiş polyester esaslı kompozit malzemelerin mekanik özelliklerinin araştırılması. Çukurova Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dergisi, 24 (1-2), 185192. [24]- Gu H. ve Liyan L., (2008), Keten lifleri ile güçlendirilmiş PP kompozitlerinde lif oranının çekme dayanımına etkisi, Materials&Design 29:1485-1488, 2008 [25]- Boriaa S., Pavlovicb A., Fragassab C., ve Santullic C. (2016), Hibrid Bazalt / Keten Vinilester Kompozitlerin Düşen Ağırlık Etki Davranışlarının Modellenmesi, Modeling of Falling Weight Impact Behavior of Hybrid Basalt/Flax Vinylester Composites, İtaly [26]- Huo S., Thapa A.ve Ulven C. (2013), Effect of surface treatments on interfacial properties of flax fiber reinforced composites. Adv compos mater 2013;22 (2): 109- 21 [27]- Ramnath V., Manickavasagam B., Elanchezhian V. M., C., Krishna V., Karthik C., Saravanan K. (2014). Determination of mechanical properties of intra-layer abaca-jute-glass fiber reinforced composite. Materials and Design, 60, 643-652. [28]- Zhang, Y., Li, Y., Ma, H. ve Yu, T. (2013). Tensile and interfacial properties of unidirectional flax/glass fiber reinforced hybrid composites. Composites Science and Technology, 88, 172-177. [29]- Croccolo D., De Agostinis, M., Fini, S., Liverani, A., Marinelli, N., Nisini, E. ve ark. (2015). Mechanical characteristics of two environmentally friendly resins reinforced with flax fibers. Strojniški vestnik - Journal of Mechanical Engineering, 61 (4), 217-226. PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
205
MAKALE DOÇ.DR. ELIF ALTÜRK
SÜPER MALZEME GRAFEN Karbon doğada farklı allotropik yapıları bulunmaktadır. Bu allotroplar elmas, grafit, grafen, amorf karbon (kömür), karbon nanotüp ve futbol topu şeklinde fullerenlerdir. (Şekil1) Karbon, yapısına katıldığı tüm diğer oluşumlara çeşitli fiziksel özellikler kazandırır. Yapısında sadece karbon bulunduran ve değişik kimyasal, mekanik ve elektronik davranışlar sergileyen karbon nanotüpler, grafit, elmas, fulleren ve grafen son 10 yılda araştırmacıların ilgisini çekmektedir. Karbon atomu molekül oluştururken üç farklı hibritleşme olabilmektedir. Bunlar; hibritleşme çeşitleri sp, sp² ve sp³. sp hibrit yapısına sahip olan molekül karbin ismini almaktadır. sp2 karbon yapısında bulunan grafit, grafen, karbon nanotüplerve fullerenler örnek verilebilir. Elmas ise sp3hibritleşmesine örnek olarak verilebilir. Bunların dışında amorf karbon
Grafen 1 atom kalınlığında oldukça ince bir malzemedir. Ayrıca oldukça esnek bir malzemedir uzunluğunun %25’i kadar esneyebilir. Grafen ilk olarak oldukça basit bir metod olan seloteyp metodu ile bulundu. Grafit içerikli bir kurşunkalem ile kağıt karalandı ve seloteyp yapıştırılıp çekilerek grafen katmanları elde edilmiş 206
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
yani kömür en yaygın enerji kaynağı olarak kullanılır. Grafen yani karbonun sp2 hibritleşmesi sonucu oluşan molekülümüz dünyada şuanda oldukça popüler olup süper malzeme olarak görülmektedir. Yüzyılın bu heyecan verici malzemesi Grafen pek çok araştırmacı, sanayici tarafından dikkat çekmekte ve çalışmalar grafen üzerinde yoğunlaşmaktadır. 2004 yılında Konstantin Novoselov ve Andre Geim’in 2 boyutlu grafen ile çalışıp ek katmanlı grafen filmini elde etmişlerdir daha sonra bu çalışmaları ile Nobel ödülün 2010 yılında layık görülmüşlerdir. Özellikle Nobel ödülünden sonra yüzlerce akademisyen, sanayi ve hükümet kurumları bu konuda projeler vermeye başlamışlardır ve konunun popülerliği Nobel ödülünde n sonra oldukça artmıştır.
oldu. Grafenin grafitin tek katmanlı yapısı olduğunu düşündüğümüzde bu yöntemde basit ama etkili bir yöntem olarak görülmektedir. Bu yöntemin gelişmiş haline eksfoliyasyon yöntemi olarak bilinmektedir. Basit ve ucuz bir yöntem olan bu yönteme, literatürde “peeling ” yöntemi de denilmektedir.
Grafen birçok farklı üretim yöntemiyle elde edilebilmektedir. Eksfoliasyon yönteminde mikromekaniksel olarak grafitin tabakalarının ayrılması sağlanır. Diğer yöntemler ise sırasıyla kimyasal buhar biriktirme yöntemi, Grafen oksitin indirgenmesi ve Epitaksiyel büyütmedir. Grafit, grafen tabakalarının van der walls bağları ile birbirine bağlanmış kat kat paketlenmiş halidir. Bu nedenle yüksek saflıkta grafit kullanılarak aradaki zayıf bağların kırılmasıyla grafit hammaddesinden grafen elde edilebilmektedir. Bu zayıf bağların kırılması için mekanik veya kimyasal enerjiler kullanılabilir. Bu konuda ki ilk çalışma 2003 yılında Viculis ve arkadaşları tarafından çalışılmıştır. Viculis ve ekibi grafit ve potasyumu belli bir oranda karıştırarak inert atmosferde 200 derece sıcaklıkta işleme tabi tutmuş ve potasyum atomlarının grafen tabakalar arasında bulunduğu KC8 malzemesini sentezlemişlerdir.(Şekil3) Sentezlenen bu malzeme daha sonra etanol içerisine alındığında potasyum ile etanol arasında gerçekleşen reaksiyon sonucunda grafen tabakalarının birbirinden ayrıldığı gözlenmiştir. POLIMER KOMPOZITLERI Polimerlerin mekanik ve termal özelliklerini artırabilmek için yıllardır geleneksel olarak bazı dolgu maddeleri kullanılmaktadır. Bunlar pudra, cam fiber, karbon black, silikatlar ve kalsiyum karbonatlar kullanılmaktadır. Son yıllarda dolgu
maddesi olarak 100nm’den küçük nanoparçacıklar tercih edilmektedir çünkü nonoparçacıklarkompozitlerin fiziko-mekanik özelliklerini çok daha önemli boyutta geliştirebilmektedir. Grafende nano boyutlu bir malzeme olduğı için(2-20nm) malzemelerin özelliklerini diğer dolgu maddelerinde çok daha iyi bir şekilde geliştirmektedirler. Grafen içeren kompozit malzemeler bilim adamlarının oldukça ilgisini çekmiştir. Dolgu maddesi olarak polimerin içine grafen katıldığında elde edilen polimer/grafen kompozitin mekanik, termal, iletkenlik gibi pek çok özelliği artmaktadır. Elde edilen kompozitlerin ürün özellikleri, polimerin grafen ile üretim şekline, ürünün hangi boyutta üretildiğine ve grafenin polimer matrisinin içine iyi dispers edilip edilmediğine göre farklılık göstermektedir. Grafen’in sıradışı, kendine özgü ve üstün özellikleri ve polimer matrisinde dispers olma özelliği sayesinde polimer/grafen nanokompozitler konusunda yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Örneğin grafen’in thermoplastik elastomerlerdeki etkileri araştırıldığında oluşan polimer nanokompozitin termal kararlılığı artmıştır. Kauçuğun uçak, otomobil, sağlık gibi çok geniş uygulama alanları vardır. Pek çok kauçuk malzemesi mesela doğal kauçuk doymamış C-C bağları içermektedir. Bu bağlar kauçuğun oksijen ve ısı karşısında bozunmasını kolaylaştırmaktadır. Çünkü doymamış bağlar reaksiyona girmeye meyilli olurlar. PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
207
DOÇ.DR. ELIF ALTÜRK
GRAFEN PAZARI Grafen pazarına baktımızda pek çok sektörün ilgisi çektiği görülmektedir. (Şekil3) Firma analizi yaptığımızda 16 farklı ülkede 65 grafen firması bulunmaktadır. Özellikle bu firmaların artışı Grafenin 2010yılında Nobel ödülü aldıktan sonra olmuştur. Ayrıca Nobel ödülünden sonra binlerce patentde yapılmıştır. Literatürde yapılan analizlere göre 2001-2004 yılında 40 bilimsel yayın, 2007 yılında 450, Nobel ödülünden sonra 2011 208
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
yılında ise 4350 bilimsel yayın yapılmıştır. 2015 yılında ise 11.500’e ulaşmıştır. Özellikle Çin grafen konusunda başı çekmektedir ardından ise Amerika gelmektedir. Patent başvuruları 2011’de başlamış 2015 yılında grafen hakkındaki patentler 4700’e ulaşmıştır. Patentler incelendiğinde genel olarak Toshiba, Samsung, Sony, Fujitsu, Hitachi gibi dünyaca bilinen firmalar tarafından yapılmıştır.
Otomotiv
GRAFEN PAZARI
MAKALE
Grafen/polimer nanokompozitlerin üretiminde en önemli zorluk grafenin polimer matrisine homojen bir şekilde dispers olabilmesidir. Çünkü grafen zayıf moleküller arası etkileşimleri fakat grafen katmanları arasında çok kuvvetli molekül içi etkileşimler vardır bu da grafenin polimer matrisine homojen bir şekilde dispers olmasını zorlaştırır. Grafen ile Polimer kompozitleri yaparken kullanılan bazı metodlar 3 tanedir. Bunlar Çözeltide Karıştırma, Eriterek karıştırma ve in situ polimerleştirme teknikleridir. Çözeltinen karıştırma tekniğinde grafen uygun bir çözücüde ultrasonikde uzun süre dispers edilir, daha sonra ayrı bir yerde polimer uygun çözücüde çözünür. Daha sonra grafen ve polimer çözeltileri homojen şekilde birleştirilir ve karıştırılır ve çözücü buharlaştırılır. Eriterek karıştırma tekniğinde ise polimer yüksek sıcaklığa getirilir ve yumuşatılır, grafen polimer matrise eklenir, daha sonra karıştırılır. İnsitu polimerleşme tekniğinde ise grafen ortamında monomerin polimerleşmesi sağlanır. Polivinil alkol (PVA) suda çözünebilen, yüksek suyu seven, biyouyumlu, çevre dostu bir polimerdir. Warp sizing, kağıt kaplama, yapıştırıcı yapımında, carrier in drug delivery, paketleme malzemesi gibi konularda çalışılmaktadır. Dezavantajı ise çok su çektiği elde edilen ürünün pakagingde problem yaratmaktadır. PVA’ya az miktarlarda Grafen eklendiğinde polimerin mekanik ve termal özellikleri artmış, %40 oranında su emilimi azalmıştır. Bu oranın paketlemede problemi çözebileceği düşünülmektedir.
Elektronik Enerji Uçak Polimer Kompozitler Diğer
Grafen üretitimini geniş alanda ve maliyeti düşük elde edebilmek en önemli sorunlardan biridir özellikle tek katman mono kristal grafen yapmak daha maliyetlidir. Bu nedenle daha düşük maliyet olan kimyasal metodları kullanmak katkı maddesi olarak kullanmak daha mantıklı gözükmektedir. Bunun dışında kullanılan grafen üretim teknikleri, scoth tape, CVD, ekasfoliasyon metotlarıdır. IDTechEx grafenin hangi uygulamalarının pazarda yeralacağı hakkında bir çalışma yapmıştır. Bu çalışmaya göre kompozit malzemeler, süper kapasitörler, dokunmatik ekranlar, RFID cihazları, akıllı paketleme ve sensörler gelmektedir. Yine IDTecEx’e göre grafen pazarının 2024 yılında 390milyon dolara yükseleceği tahmin edilmektedir.
P PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
209
METİN BİLGİLİ PLASTIC TRAINING&CONSULTANCY
MAKALE DOÇ.DR. ELIF ALTÜRK
METİN BİLGİLİ PLASTİK EĞİTİM DANIŞMANLIK Ticari perspektiften baktığımızda grafen pazarda bir değer yaratmaktadır. Grafen’in değer zinciri 3 aşamadan oluşmaktadır. Birincisi grafit cevherinin tedarik edilmesi, kullanılacak metodlara göre cihazların geliştirilmesi, diğeri ise Grafen türevi malzemelerin üretimi ve tedariği ve son olarakda grafen içeren ürünlerin ve cihazların üretilmesidir. Grafen’in ticarileşme yarılında önde olmasının iki nedeni vardır ilki grafen konusundaki patentler büyük bir hızla artmaktadır. Diğeri ise grafen içeren ürünlerin çok çeşitli, pek çok alana hitap edebilmesi diyebiliriz. Grafenin endüstriyelleşmesinde kritik üç unsur vardır: • Fiyatta rekabetedebilirlik, büyük miktarda üretilmesi • Endüstriyel üretim metodlarının uygulanabilmesi • Sosyopolitik durumlar, yasalar, devletlerin gelişim politikaları Grafenin ilk uygulama alanlarından biri kompozit malzeme çalışmalarıdır. HEAD firmasıda bu bağlamda grafen içeren kompozit malzemelerden ilk grafen içeren tennis raketini yapmıştır. Bu tenis raketleri, daha hafif, daha sağlam ve kullanımı son derece rahattır. Bu firma 5 farklı grafen içerikli tenis raketini piyasaya sürmüştür ve fiatları yaklaşık 200 dolar civarındadır. Uluslararası tekerlek üreticisi Vittoria firması grafen ile güçlendirilmiş
tekerlekler üretti. İngiltere’de Dassi firması grafenden yapılan ilk bisikleti üretti, Bisikletin geleneksel bisiklete göre %30 daha hafif ve 2 katı dayanıklı olduğu açıklandı. Ayrıca Dünyada ilk kez grafenle kaplanmış bir hava aracı İngiltere’deki Central Lancashire Üniversitesi’nden havacılık ve uzay mühendisleri tarafından üretildi. Adı Juno olan bu insansız hava aracı Farnborough Havacılık Fuarında 2018’de sergilendi. 3,5 metre uzunluğundaki insansız hava aracında, grafen bazlı piller ve 3D baskılı bileşenler de yer alıyor. Grafen malzemelere yüksek dayanıklılık kattığı için fazla yakıt kullanmadan daha ağır yükleri taşıyabilir ve görece daha uzun süre uçabilir. Grafen ısıyı çok iyi ilettiği için, ısının malzeme boyunca yayılmasını sağlar. Dolayısıyla buzlanma görülme ihtimali çok düşüktür. Grafen elektriği de çok iyi iletir. Onunla kaplı bir uçağa yıldırım düştüğünde, enerji yüzey boyunca dağılır. Böylece yüksek ısı tek yerde toplanmadığı için araç zarar görmemektedir. Bu bilgiler bize grafen üzerinde çalışan enstitüler ve şirketlerin teknoloji yarışında bir adım öne geçeceğini göstermektedir. Bunun yanında dünyaca ünlü şirketler grafeni ürünlerinde kullanmak için birbirleri ile yarışmaktadırlar ülke olarak bu gelişimin dışında kalmamak önemlidir.
PLASTİK SEKTÖRÜNDE 39 YILLIK TECRÜBE EĞİTİMLERİMİZ 1-Temel Plastik Enjeksiyon Prosesi ve Problem Çözüm Yolları 2-İleri Plastik Enjeksiyon Teknolojileri 3-Hammadde Seçimi,Tasarım ve Prosesler Üzerindeki Etkileri. 4-Plastik Enjeksiyon Parça Tasarımı. 5-Plastik Enjeksiyon Kalıp Tasarımı ve Teknolojileri 6-Algılanan Kalite ve Kalite Kontrolü. 7-Verimli Bir Plastik Fabrikası Yönetimi.Endüstri 4.0 8-Ekstrüzyon Prosesleri. 9-Ambalaj Sanayisinde Kullanlan Pastikler ve Üretim Teknolojileri 10-Plastik Parça Dekorasyon Yöntemleri All trainings and consultancy services are available in English.
210
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
www.metinbilgili.com | metin@metinbilgili.com | 0532 4381877
211
PAGEV’İN ÜYELERİNE SAĞLADIĞI AVANTAJLAR PAGEV, üyelerinin ihtiyaç ve taleplerini dikkate alarak yüklendiği misyonu aşağıdaki faaliyetleri yerine getirerek yürütür.
1 2 3 212
Devletin, sektörümüzü destekleyici politikalar oluşturmasında yardımcı olur.
4
Plastik sektörünün bir bütün olarak rekabet gücünün arttırılmasına ve plastik sektörümüzce yaratılacak katma değer ve istihdamın, yabancı ülkelere değil, kendi ülke ekonomimize kazandırılmasını sağlayacak çalışmalar yapar.
5
Sektörümüzün sorunlarını ve çözüm önerilerini, yazılı ve görsel medyayı kullanarak tüm kamuoyuna duyurmaya azami gayret sarf eder.
6
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
Her yıl Tüyap-PAGEV iş birliği ile düzenlenen PlastEurasia Fuarı’na üyelerine özel indirimli standlı katılım imkanı sağlar.
7 8 9 10
Üyelerinin değişen koşullara uyum sağlaması amacıyla, üyelerce ihtiyaç duyulan eğitim faaliyetlerini organize eder.
Sektörümüzün bazen bir bütün, bazen de özel sorunları, yazılan raporlar ve bizzat Bakan düzeyindeki görüşmelerle dile getirir.
Sektörümüzle ilgili yurt içi ve yurt dışı sempozyum ve toplantılara iştirak eder.
Internet sayfasında sektöre yönelik raporları ve verileri yayınlar.
11 12 13 14
PAGEV, üyelerinin ileri teknoloji imalat kabiliyetlerini dış dünyaya tanıtmak ve üyeleri arasında iletişim kurmak amacıyla faaliyetlerde bulunur PAGEV Yönetim Kurulu Üyeleri, TOBB, ITO, ISO, TTGV gibi sektörümüzle ilgili kurumlarda aktif görevler alarak, sektörümüzün sorunlarını ve çözüm önerilerini değişik platformlara taşır.
Sektörün yasayla kurulmuş en üst kuruluşu olan TOBB Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sanayi Meclisi’nin Başkanlığını yürütür.
Plastik sektörünün imajını güçlendirecek, çevre bilincini geliştirmek ve sosyal sorumluluk projeleri’ne katkıda bulunmak için projelerin hazırlanıp uygulanmasını sağlar.
PAGEV üyelik başvurusu için: +90 212 425 13 13
Üyelerinin, yurt içi ve yurt dışı uluslararası fuarlara daha uygun şartlarla katılımı amacıyla fuar firmaları ile anlaşmalar yapar, uygun görülen fuarlara info stand ile katılır ve üyelerinin eriştiği ileri imalat teknoloji kabiliyetlerini tanıtır.
Her yıl düzenlediği “Plastik Endüstri Kongresi”, ‘‘Uluslararası Plastik Ambalaj Teknolojileri’’ve belli zamanlarda bizzat organize edeceği veya iş birliğinde bulanacağı seminer ve eğitimlere üyelerimizin ücretsiz veya indirimli katılmalarına olanak tanır. PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
213
ABD Plastik Üretim Tesislerinde Enerji Verimliliğinin Artırılması Özet Rapor ve Örnek Olay İncelemeleri
Hazırlayan The Society of the Plastics Industry, Inc. ve ABD Enerji Bakanlığı
214
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
GENEL BAKIŞ ABD plastik imalat şirketleri, endüstriyel süreçlerini ve ekipmanlarını daha verimli kılmaya yönelik birtakım adımlar attığı takdirde rekabet güçlerini, verimliliklerini ve karlılıklarını artırabilirler. Bu tespit, 2003 yılında çeşitli temsili ABD plastik tesislerinde daha yüksek enerji verimliliği, daha az atık ve daha düşük işletme maliyetleri potansiyeli üzerine yapılan bir dizi değerlendirmenin ana bulgusudur. Bugüne kadar çalışmada yer alan 11 tesisin 9’u tavsiye edilen en az bir iyileştirme projesini uygulamıştır. Sonuç olarak bu 9 tesis, enerji maliyetlerini yıllık ortalama yaklaşık %10 oranında azaltmakta ve her yıl enerji faturalarında binlerce dolar tasarruf etmektedir. Artan enerji fiyatları, plastik endüstrisinde büyük bir endişe kaynağı haline gelmiştir. Bu özellikle, işletme giderlerini verimliliğe karşı dengelemeye çalışırken çok az esneklik payı olan küçük ve orta ölçekli şirketler için geçerlidir. Doğal gaz ve diğer kaynak tedariki daha maliyetli hale geldikçe birçok plastik imalat şirketi de bölgesel ve küresel pazarlardaki rekabet gücünü korumak için kullandığı enerjiyi - ve israf ettiği enerjiyi - azaltması gerektiğini fark etmiştir. Bu nedenle büyük bir ticaret örgütü olan The Society of the Plastics Industry, Inc. (SPI), 2003 yılında ABD Enerji Bakanlığı (DOE) ile DOE’nin kurduğu Bağlı Ortaklık1 faaliyetlerin bir parçası olarak SPI üyesi çeşitli şirketlerin tesislerinde bir dizi enerji değerlendirmesi üzerinde çalışmaya başlamıştır. Bu çalışmada yer alan 11 şirket, büyüklük, üretim süreçleri ve ürün çeşitliliği bakımından sektörün geniş bir kesitini temsil etmektedir. Değerlendirmeler, şirketlerin yıllık ortalama 53.000 milyon Btu’dan (MMBtu) fazla tükettiğini ve enerji maliyetleri için yıllık ortalama yaklaşık 690.000 dolar harcadığını göstermiştir. Değerlendirmeler, DOE’nin Endüstriyel Teknoloji Programı (ITP) tarafından DOE destekli yedi Endüstriyel Değerlendirme Merkezi (IAC) aracılığıyla gerçekleştirilmiştir. Ülke genelinde 26 üniversitede bulunan bu merkezler, özel yükleniciler tutamayacak olan küçük ve orta ölçekli şirketlere ücretsiz değerlendirme hizmeti vermektedir.
Değerlendirmelerde, birincil süreçlerde kullanılan enerji, yardımcı hizmetler ve bina kılıfına ilişkin ölçüm ve analizler ele alınmıştır. IAC personeli, elde edilen verileri kullanarak her tesis için enerji tasarrufu, atık azaltma tedbirleri ve verimlilik iyileştirmelerine yönelik fırsatları tespit edebilmiştir. IAC öğretim üyeleri ve öğrencileri, bu fırsatları her bir şirkete özel bir dizi tavsiyede toplamıştır. Tavsiyelerin geniş bir örneklemesi, diğer şirketlerin kendi üretim faaliyetlerinde benzer tasarruf fırsatlarını tespit etmesine yardımcı olacak 11 örnek olay incelemesinde ele alınmıştır. IAC’ler burada açıklanan 11 şirkete tesis faaliyetlerinin tüm yönlerini kapsayan toplam 99 tavsiyede bulunmuştur. Bu tavsiyeler, hemen geri ödeme getiren maliyetsiz veya düşük maliyetli önlemler kadar şirketlere önemli bir yatırım yükü getirenleri de içermektedir. Mart 2005 tarihine kadar 11 tesisin 10’u, her tesis için yıllık ortalama 68.500 dolar tasarruf sağlayacak 99 tavsiyeden en az 52’sini uygulamaya koymuştur. Ayrıca 11 tesisten 9’u enerji maliyetlerini yılda ortalama 45.000 dolar azaltacak enerji tavsiyelerini uygulayarak yıllık enerji faturalarında %9,7’lik bir tasarruf sağlamıştır. Nispeten büyük harcamalar gerektirdiği halde şirketin yıllık işletme maliyetleri üzerinde önemli bir etkisi olacak tavsiyelerden bazıları, tahmini yıllık maliyet tasarrufları ile birlikte, şunlardır: • Üretimi hızlandırmak için depolama kapasitesi eklenmesi (573.000 $) • Su soğutma sisteminin iyileştirilmesi (132.000 $) • Büyük preslerin değişim süresinin azaltılması (35.000 $). Ekte yer alan örnek olay incelemelerinde spesifik sonuçlar sunulurken daha genel sonuçlar ve bunların etkileri bu özetin aşağıdaki bölümlerinde açıklanmıştır: • Endüstri hakkında temel bilgiler • Katılımcılar • Değerlendirme adımları • En iyi öneriler dâhil olmak üzere sonuçların bir özeti • Detaylı tavsiye örneklemi • Seçilmiş süreçlerdeki tasarruf fırsatları • Özet ve sonuçlar.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
215
RAPOR ABD PLASTIK ÜRETIM TESISLERINDE ENERJI VERIMLILIĞININ ARTIRILMASI ÖZET RAPOR VE ÖRNEK OLAY İNCELEMELERI
ENDÜSTRI Plastik endüstrisi, ABD imalat iş gücünün yaklaşık %8 ila %9’unu istihdam etmekte ve ABD endüstrilerinin kullandığı tüm enerjinin yaklaşık %6’sını tüketmektedir. 1998 yılına ait DOE verileri ve diğer kaynaklar, plastik malzeme ve reçine şirketlerinin yılda yaklaşık 6 milyar dolar değerinde yaklaşık 1.070 trilyon Btu (yaklaşık 1,1 katrilyon Btu) enerji kullandığını göstermiştir. Plastik ve kauçuk ürün üreticileri, her yıl operasyonlarında 3,5 milyar dolar değerinde 320 trilyon Btu’dan fazlasını (bir katrilyon Btu’nun yaklaşık üçte biri) tüketmişlerdir. DOE, plastik endüstrisinin enerji kullanımını 2010 yılına kadar %1 oranında azaltmanın toplam yıllık enerji maliyetlerinde en az 100 milyon dolarlık bir azalma sağlayabileceğini tahmin etmektedir. Bu nedenle SPI ve DOE, 2002 yılında endüstri üyelerinin genel enerji kullanımlarını azaltmalarına, verimliliği artırmalarına ve çevresel emisyon miktarını düşürmelerine yardımcı olacak bir Bağlı Ortaklık oluşturmuş ve 2003 yılının Mart ayında da burada açıklanan projeye başlamıştır. KATILIMCILAR Bu projedeki başlıca katılımcılar SPI, DOE, IAC ve plastik endüstrisini temsil eden 11 şirkettir. SPI. 1937 yılında kurulan ticari birlik The Society of the Plastics Industry, Inc. (SPI), Amerika Birleşik Devletleri’nin en büyük imalat endüstrilerinden birini temsil etmektedir. 2003 itibariyle yaklaşık 1.300’ü bulan üyeleri arasında işlemciler, makine ve ekipman üreticileri ve hammadde tedarikçileri bulunmaktadır. SPI’nın misyonu plastik endüstrisinin gelişimini desteklemek, kamuoyunu bu konuda bilinçlendirerek endüstrinin daha iyi anlaşılmasını sağlamak ve üyelerine hizmet vermek suretiyle plastik
endüstrisini temsil etmektir. SPI, ABD plastik şirketlerinin 2002 yılından itibaren yılda 310 milyar dolardan fazla ürün sevkiyatı yaptıklarını belirtmektedir. (Daha fazla bilgi için, bkz. www.socplas. org) ABD DOE. ABD Enerji Bakanlığı’nın Enerji Verimliliği ve Yenilenebilir Enerjisi Bürosu (EERE), Endüstriyel Teknoloji Programına (ITP) ev sahipliği yapmaktadır. Programın misyonu, ABD endüstrileriyle ortaklıklar kurarak endüstriyel enerji verimliliğini artırmak ve çevresel emisyon miktarını azaltmaktır. Program bir yandan ekonomik verimliliği ve büyümeyi teşvik ederken diğer yandan endüstriyel enerji gereksinimlerini azaltacak yüksek riskli, yüksek değerli araştırma ve geliştirmeye yatırım yapmayı amaçlamaktadır. (Daha fazla bilgi için, bkz. www.eere.energy. gov/industry) IAC. DOE destekli Endüstriyel Değerlendirme Merkezleri, enerji yönetiminin en iyi uygulamalarının ve teknolojilerinin yakın zamanda benimsenmesini teşvik etmektedir. Ülke genelinde 26 üniversitede bulunan merkezler, küçük ve orta ölçekli üreticilere ücretsiz kapsamlı endüstriyel değerlendirme hizmeti vermektedir. Mühendislik fakültesi öğretim üyeleri ve öğrencilerinden oluşan değerlendirme ekipleri, üreticilere verimliliği artırmalarına, atık miktarını azaltmalarına ve enerji tasarrufu sağlamalarına yönelik fırsatları tespit etmeleri konusunda tavsiyelerde bulunmaktadır. (Daha fazla bilgi için, bkz. www.eere.energy.gov/industry/ bestpractices/iacs.html) PLASTIK ŞIRKETLERI. Proje için seçilen 11 şirketin her biri, ülkenin uygun bir bölgesindeki bir IAC ile eşleştirilmiştir. Tablo 1, şirketleri, ana ürünlerini, tahmini tasarruf miktarını ve değerlendirmelerden çıkan bazı önemli tavsiyeleri listelemektedir.
DEĞERLENDIRMELER Tesis içi değerlendirmeler, oldukça tutarlı bir çerçevede gerçekleştirilmiştir. Proje üyeleri, ilk olarak bir değerlendirme planlamak için uygun IAC ile iletişime geçmişler, ardından şirket ve IAC değerlendirme yapacak ekibi seçmiştir. Değerlendirmeler genellikle 3 ila 4 ay içinde tamamlanmıştır. Olağan bir değerlendirme aşağıdaki dört temel adımı içeriyordu:
BILGI TOPLAMA. Bu adımda tesisin enerji faturaları, düzeni ve ana ürünü, çalışan sayısı gibi belirli lojistik planları hakkında bilgi toplanmıştır. Değerlendirme ekibi ayrıca tesis ziyareti ve değerlendirme için ilgili yeni teknolojiler hakkında araştırma yapmış ve ihtiyaç duyacakları ölçüm aletlerini almıştır. TESIS ZIYARETI. Değerlendirme ekiplerinin tesiste genellikle tek bir gün geçirmeleri gerekmiştir.
Tablo 1. 2003 SPI-IAC Endüstriyel Enerji Değerlendirmelerine Katılan Şirketler
216
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
217
RAPOR ABD PLASTIK ÜRETIM TESISLERINDE ENERJI VERIMLILIĞININ ARTIRILMASI ÖZET RAPOR VE ÖRNEK OLAY İNCELEMELERI
Ancak bu süre daha büyük tesisler veya karmaşık tavsiyeler gerektiren durumlar için uzatılabilirdi. Olağan bir tesis ziyareti şunları içeriyordu: - Hammadde, tesis süreçleri, enerji sistemleri ve atık üretimi hakkında bilgi edinmek amacıyla tesis personeli ile yapılan ilk görüşme - Üretim süreçlerini gözlemlemek ve genel tasarruf fırsatlarını belirlemek amacıyla tesis turu - Enerji tasarrufu sağlayan projeleri belirlemek amacıyla tesis personeli ile beyin fırtınası ve fikir alışverişi - Tasarruf alanlarını etkileyebilecek ya da belirlemeye yardımcı olacak akış oranı, sıcaklık ve diğer faktörleri ölçmek için üretim alanında veri toplanması - Ziyaretin bitiminde günlük aktiviteleri görüşmek üzere tesis personeliyle yapılan bir çıkış mülakatı. • Değerlendirme raporunun hazırlanması ve sunulması. Değerlendirme ekibi, tesis ziyareti sırasında belirlenen fikir ve tavsiyeleri analiz ederek tahmini tasarruf potansiyelini, uygulama maliyetlerini ve geri ödeme sürelerini tespit etmişlerdir. Ekipler, değerlendirmenin ardından 60 gün içinde enerji tasarrufu potansiyeli, enerji maliyet tasarrufu ile atık azaltımı ve artan verimliliğe bağlı tasarruflara ilişkin bilgileri de içeren detaylı bir tasarruf fırsatı raporu sunmuştur. Raporlardan elde edilen bilgiler, personeli IAC programının saha yöneticisi olan Rutgers Üniversitesi İleri Enerji Sistemleri Merkezi’ne (CAES) gönderilmiştir. CAES,
gerektiği üzere gizliliği korurken ilgili bilgileri halka açık bir IAC değerlendirme veri tabanına eklemiştir (Daha fazla bilgi için, bkz. http://iac.rutgers.edu/database). • Uygulama takibi. Değerlendirme ekibi, tesis ziyaretinden sonra 6 ila 9 ay içinde raporda belirtilen projelerin uygulama durumlarını araştırmak için tesisle irtibata geçmiştir. Sonuçlar Ekte yer alan örnek olay incelemeleri, değerlendirme ekiplerinin 11 şirkete verdiği 99 tavsiyenin ayrıntıları hakkında bilgi vermektedir. Ayrıca CAES, tüm plastik endüstrisinin enerji tasarrufu potansiyeline ışık tutmak amacıyla tavsiyeleri bir bütün olarak analiz etmiştir. Bu analizin sonuçlarından biri, çalışma sonucunda ortaya çıkan en iyi değerlendirme tavsiyeleri listesidir. Analistler, en iyi tavsiyeleri belirlemek amacıyla tüm farklı proje türlerini dikkate almışlardır. Bunlar arasında hemen geri ödeme sağlamak için hiç yatırım gerektirmeyen ya da çok az yatırım gerektiren projeler ile büyük miktarda sermaye fonu taahhüdü gerektiren projeler de vardır. Analistler daha sonra bu tavsiyeleri 2 yıldan kısa geri ödeme süresi olanlarla sınırlandırarak ortalama yıllık tasarruf miktarına göre sıralamışlardır. Ortaya çıkan liste (bkz. Tablo 2) enerji tasarrufu, atık azaltımı veya artan üretkenlik sağlayacak tavsiyelerde bulunan projeleri kapsamaktadır.
Büyük bir depolama tankı kurun. N-K Manufacturing Technologies’in Grand Rapids, Michigan’da bulunan üretim tesisinde yazın polimer peletlerin çoğunun kullanılmadan önce neminin alınması gerekiyordu. Bu süre zarfında peletler, normal olarak üretim makinelerindeki nem gidericilere yerleştirildi. 2 ila 3 saatlik kuruma süresi boyunca üretim makineleri işlemediği ve işçiler çalışmadığı için çalışmama süresi de artmış oldu. Tesisin yeni ürünün işleme girmeden önce muhafaza edilmesini ve neminin alınmasını sağlayacak bir yığın depolama sistemine sahip olması tavsiye edildi. Böylece şirket, daha düşük maliyetle daha fazla ürün satın alabilecek ve malzemeyi daha temiz tutabilecekti. Peletler üretim makinesine gitmeden önce neminin alınması, çalışmama süresinin yaz aylarında daha düşük, yıl boyunca ise ortalama olacak şekilde azaltılmasına yardımcı olacaktır. Su soğutma sistemini geliştirin. Ferro Corporation’ın Stryker, Ohio’da bulunan üretim tesisindeki su soğutma sistemi, Şekil 1’de gösterildiği gibi tesisin kuyusuna bağlı harici bir soğutma kulesi, su banyolarına bağlı bir boru sistemi ve Banbury (Karıştırıcı) hatlarından oluşmaktadır. Hatları besleyen su, rezervuar ve ısı eşanjöründen geçmektedir. Değerlendirme sırasında ısı eşanjörü, yaz sıcağı ve su kesintisinden dolayı kullanım dışı kalmıştı. Banbury hatlarına giren su çok sıcaktı ve bu durum, soğuk suya duyulan ihtiyaç nedeniyle hatların üretkenliğini azaltmaktaydı. Önerilen yeni su soğutma sistemi Şekil 2’de gösterilmiştir. Banbury sisteminin verimliliğinde yaşanan artış, kuleden gereken soğutma miktarı ile ihtiyaç duyulan pompalama enerjisindeki azalma
ve su soğutma kulesi ve ısı eşanjöründe daha düşük bakım maliyetlerine bağlı olarak tasarruf sağlanabilecektir. 500 ve 1000 tonluk preslerde kalıp değişim süresini azaltın. National Plastics Corporation’ın Fort Wayne, Indiana’da bulunan üretim tesisinin yöneticileri, hafta içi ve her ay iki cumartesi - 500 ve 1000 tonluk preslerde kalıp değişikliği için gereken sürenin haftada ortalama 1,5 kez olduğunu ve toplamda yaklaşık 36 saat sürdüğünü rapor etmişlerdir. Kalıp değişim süresinin kısalması, hafta sonları daha az mesai ile sonuçlanacak ve makinelerin hafta sonları çalışmaması aydınlatma ve diğer ekipman için gereken haftalık enerji miktarını da azaltacaktır. Yöneticilere göre, kalıp değişikliklerinin çoğu ilk vardiyada planlanmakta ve bu vardiyanın sonuna yetişmemektedir. Bu prosedür için sadece ilk iki vardiyanın operatörleri eğitimli olduğundan kalıp değişikliği ilk vardiyada tamamlanmadığı takdirde presler prosedürün tamamlanacağı ertesi güne kadar boşta beklemektedir. Yöneticiler ayrıca kalıbı doğru şekilde monte etmek için gerekli ekipmanı ararken çok fazla zaman harcandığını da belirtmişlerdir. Değerlendirme ekibi, aşağıdaki prosedürü tavsiye etmiştir: • Değiştirilen kalıpları doğru hortum, sökme aleti ve çubuklarla teçhizatlandırın. • Kalıp değişimine başlamadan önce bu ekipmanı preste hazır bulundurun. • Kalıp değişimini ilk vardiyada daha erken planlayın. Yöneticiler, tek başına bu değişikliklerin kalıp değişim süresini 5 saate indirerek enerji ve para tasarrufu sağlayacağını tahmin ediyorlar.
Tablo 2. DOE-SPI 2003 Değerlendirmelerinden En Önemli Tavsiyeler (En yüksek tasarruf miktarına ve en kısa geri ödeme süresine göre)
218
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
219
RAPOR ABD PLASTIK ÜRETIM TESISLERINDE ENERJI VERIMLILIĞININ ARTIRILMASI ÖZET RAPOR VE ÖRNEK OLAY İNCELEMELERI
SEÇILMIŞ SÜREÇLER IÇIN TASARRUF FIRSATLARI Tavsiyeler ayrıca basınçlı hava sistemleri, aydınlatma ve ısıtma-soğutma gibi tesise özel süreçler bakımından da kategorize edilmiştir. Tavsiyelerin çoğu basınçlı hava kategorisine girmiştir. Bu kategoriler, her kategoriye ait tavsiye sayısı ve tavsiyelere ilişkin ortalama tasarruf miktarı Tablo 3’te verilmiştir. Her kategoriye ait toplam tavsiye sayısı, birkaç farklı özel tavsiyeyi de içermektedir. Örneğin, basınçlı hava kategorisine giren
29 tavsiye arasında sızıntıların düzeltilmesi, daha küçük kompresörlerin satın alınması ve ara kontrolörlerin sisteme monte edilmesi gibi tavsiyeler de yer almaktadır. Tablo 3’teki tasarruflar her değerlendirme için tavsiye edilen ortalama tasarruf miktarını göstermektedir. Örneğin, basınçlı hava kategorisinde tavsiyelerin uygulanmasına bağlı olarak ortalama tasarruf potansiyeli yıllık 27.143 dolar olacaktır. Ortalama uygulama maliyeti, ortalama 6 aylık geri ödeme süresi için yıllık 13.325 dolar olacaktır.
Tablo 3. Önemli İyileştirmeler Kategorilerinde Tavsiye Sayısı ve Ortalama Maliyet Tasarrufu Potansiyeli
ÖZET VE SONUÇ SPI Özel Değerlendirme Serisinde değerlendirilen 11 tesisin ortalama enerji tüketimi yıllık 53.101 MMBtu ve ortalama enerji maliyetleri yıllık 686.581 dolardı. Değerlendirmeye katılan 11 üye şirketin faaliyetleri, aşağıdaki Kuzey Amerika Endüstri Sınıflandırma Sistemi (NAICS) kodlarının alt sektörlerine göre sınıflandırılabilir: 325 (Kimyasal Üretim) ve 326 (Plastik ve Kauçuk Ürünleri İmalatı). Bu şirketlerin bazı belli başlı ürünlerinin listesi için Tablo 1’e bakınız. Değerlendirme ekipleri, değerlendirmelerden birkaç ay sonra 220
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
hangi tavsiyelerin uygulandığını tespit etmek amacıyla bu şirketlerle temasa geçmişlerdir. Bu nedenle değerlendirme sonuçları, hem tavsiye edilen ortalama tasarruf miktarına hem de gerçekleşen ortalama tasarruf miktarına göre listelenebilir. Tavsiye edilen tasarruf miktarı. IAC ekipleri tarafından tespit edilerek tesislere tavsiye edilen bu enerji ve maliyet tasarrufu potansiyeli, tesis başına tahmini ortalamalar olarak tanımlanabilir (bkz. Tablo 4). Değerlendirme başına ortalama tavsiye sayısı yaklaşık dokuzdur.
Tablo 4. 11 Tesisin Tahmini Ortalama Tasarruf Potansiyeli (Değerlendirme tavsiyelerine dayanarak) Örnek: Dayton Üniversitesi’nin IAC ekibinin National Plastics Corporation değerlendirmesiyle ilgili raporu, tesisin birkaç farklı alanında 17 tasarruf fırsatının tespit edildiğini belirtmektedir.
Toplam 14 tavsiye, enerji konusunda yapılmıştır. Toplam enerji tasarrufu potansiyeli yıllık 4.981 MMBtu iken buna tekabül eden enerji maliyeti tasarruf potansiyeli 82.051 dolar olacaktır. Bu, tesisin yıllık enerji kullanımının %23’ü ve toplam enerji maliyetlerinin %21’i anlamına gelmektedir. Raporda ayrıca atıkları azaltacak ve verimliliği artıracak iki öneri daha yer almaktaydı. Rapordaki tavsiyelerin uygulanmasına bağlı olarak
toplam tahmini maliyet tasarrufu yıllık 121.447 dolar olacaktır. Gerçekleşen tasarruf miktarı. IAC ekipleri, tavsiye edilen projelerin uygulama durumuna ilişkin bilgi edinmek amacıyla ilk değerlendirmenin ardından 6 ila 9 ay boyunca 11 şirketi takip etmiş ve Mart 2005 itibariyle, 11 şirketin 9’unun enerji ve maliyet tasarrufu sağladığını tespit etmişlerdir. Değerlendirme başına ortalama dört tavsiye uygulanmıştır (bkz. Tablo 5). Tablo 5. 9 Tesisin Tahmini Ortama Tasarruf Miktarı (Uygulanan tavsiyelere dayanarak) Örnek: Bradley Üniversitesi’nin IAC ekibinin rapor ettiği üzere Spartech Plastics, çalışmanın en yüksek uygulama oranlarından birine sahiptir. Değerlendirme ekibi, yıllık 10.141 MMBtu enerji tasarrufu tavsiyesinde bulunmuş ve yıllık 100.852 dolarlık maliyet tasarrufu sağlanacağını tahmin etmiştir. Tesiste fiilen uygulanan tavsiyeler, yıllık toplam 7.300 MMBtu enerji tasarrufu (tüketilen toplam enerji miktarının yaklaşık %16’sı) ve 56.872 dolarlık enerji maliyet tasarrufu (tesisin toplam enerji maliyetinin yaklaşık %12’si) sağlamaktadır. IAC ekibinin tavsiye ettiği tüm önlemlerin toplam tasarruf tutarı 156.891 dolar olup Spartech, yeni projeler sonucunda fiilen yıllık 112.911 dolarlık tasarruf sağlamaktadır.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
221
RAPOR ABD PLASTIK ÜRETIM TESISLERINDE ENERJI VERIMLILIĞININ ARTIRILMASI ÖZET RAPOR VE ÖRNEK OLAY İNCELEMELERI
Burada açıklanan tasarruflar, sadece uygulanmakta olan tavsiyelerden kaynaklananları ve kesin uygulama tarihleri olan gelecekteki projelerde sağlanacak olanları içermektedir. 11 şirketten ikisi henüz projeleri uygulamamış olup gelecekteki enerji verimliliği planlarında bazı tavsiyeleri kapsama alabilirler. Bununla birlikte genel değerlendirme sonuçları, bu tavsiyelerin çoğunun enerji ve işletme maliyetlerinden tasarruf etmek, verimliliği ve rekabet gücünü artırmak ve çevresel emisyon miktarını azaltmak amacıyla plastik endüstrisine kolayca uyarlanabileceğini ve bu örneklerin çoğaltılabileceğini göstermektedir.
11 değerlendirmede bulunan daha yüksek enerji verimliliğine yönelik önemli potansiyel, plastik endüstrisinin enerji maliyetlerini uygun maliyetli enerji verimliliği projeleriyle 2010 yılına kadar yüz milyonlarca dolar azaltabileceğine işaret etmektedir. 2003 değerlendirmelerinde tavsiye edilen tüm önlemlerin uygulanması, enerji maliyetlerini şirket başına ortalama %17 oranında azaltacaktır. Enerji verimliliği sağlayan uygulamalar, plastik endüstrisinin artan enerji maliyetleri ile başa çıkabilmesi ve dünya pazarlarındaki rekabet gücünü koruyabilmesi veya arttırabilmesi için etkinliği kanıtlanmış bir yoldur.
Bemis Manufacturing Company: Basınçlı Kalıplama Şirketi, Endüstriyel Değerlendirme Tavsiyelerini Uygulayarak Yıllık 22.000 $’dan Fazla Tasarruf Sağlamıştır.
Özet Wisconsin-Milwaukee Üniversitesi’nin Endüstriyel Değerlendirme Merkezi (IAC), Bemis Manufacturing Company’nin Sheboygan Falls, Wisconsin’de bulunan üretim tesisinde bir enerji denetimi gerçekleştirmiş ve tesisin işletme maliyetlerinde 22.000 dolardan fazla tasarruf sağlayabileceğini görmüştür. ABD Enerji Bakanlığı (DOE) Endüstriyel Teknoloji Programı (ITP) destekli IAC, öğretim üyeleri ve öğrencilerin küçük ve orta ölçekli üreticilere ücretsiz enerji değerlendirmeleri sunduğu 26 merkezden biridir. Bu değerlendirme projesi, ITP ve DOE Bağlı Ortaklık üyesi olan The Society of the Plastics Industry, Inc. (SPI) tarafından desteklenmiştir. Basınçlı hava sistemini daha iyi kontrol edecek bir kontrol cihazı kurulması, kompresörler için dış ortam havası kullanılması ve çeşitli motor sistemlerine senkonize kayışlar takılması dâhil birçok elektrik tasarrufu fırsatı bulunmuştur. Değerlendirme ekibi ayrıca forkliftlerin yoğun olmayan saatlerde şarj edilmesinin genel talebi azaltacağını da görmüştür. Gaz tasarrufu fırsatları, kazan hava-yakıt oranının ayarlanmasını ve bazı ekipmanlara yalıtım yapılmasını da kapsamaktadır. Ters osmotik filtre sisteminin uygulanması, su ve kanalizasyon maliyetlerinden tasarruf sağlayacaktır. Değerlendirme ekibinin tavsiyelerinin en az %57’si tesiste uygulanmıştır.
Faydalar: • İşletme maliyetlerinde yıllık 22.000 dolardan fazla tasarruf sağlar. • Elektrik kullanımını yılda yaklaşık 460.000 kWh ve doğal gaz kullanımı yılda yaklaşık 662 MMBtu azaltır. • 2 ila 8 ay arasında değişen geri ödeme süreleri. Uygulamalar: Değerlendirme ekibi, enerji kullanımını ve maliyetleri azaltmak, verimliliği ve kurumsal rekabet gücünü artırmak amacıyla üretim süreçlerinin yanı sıra aydınlatma, ısıtma, basınçlı hava kullanımı ve atık yönetimine odaklanmıştır. Şirket Tarihçesi Bemis Manufacturing Company, dünyanın en büyük kalıplanmış ahşap, ahşap kaplama ve plastik klozet oturacağı üreticilerinden biridir. Şirketin Sheboygan Falls tesisi yıllık yaklaşık 150 milyon dolarlık satış yapmakta ve 70 milyon lb ahşap üretmektedir. Değerlendirilen tesisin zemin alanı 330.000 fit kare ve üretim alanı 295.000 fit kare büyüklüğündedir. Değerlendirme sırasında üretim sürecinde yaklaşık 47 milyon kWh elektrik ve yaklaşık 96.000 MMBtu doğal gaz tüketilmiş olup toplam enerji maliyeti yaklaşık 2,6 milyon dolardır. 222
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
Değerlendirme Yaklaşımı Wisconsin-Milwaukee Üniversitesi IAC öğrencileri ve bir direktörden oluşan ekip, 6 Haziran 2003 tarihinde bu tesise ilişkin bir değerlendirme yapmıştır. Değerlendirme ekibi, tesis personeli ile bir araya gelerek tesisi gezmiş ve veri toplamıştır. Ekip, potansiyel enerji tasarrufu fırsatlarını gözden geçirdikten sonra elde ettiği bulguları tesis yöneticileriyle paylaşmıştır. Değerlendirme IAC Direktörü Dr. Umesh Saxena tarafından yönetilmiştir. Tavsiyeler Enerji Tasarrufu Bilinci. Değerlendirme ekibi bir yandan tabloda gösterilen enerji tüketimini azaltıcı tavsiyelerde bulunurken diğer yandan Bemis Manufacturing tesisindeki çalışanların enerji tüketiminin azaltımına yönelik birçok enerji tasarrufu uygulamasına bağlı kaldığını tespit etmiştir. Örneğin yönetim, çalışanlarını kullanılmadıkları zamanlarda boş duran işlem donanımını, ışıkları, fanları, hava kompresörlerini ve diğer enerji tüketen ekipmanları kapatmaya teşvik etmektedir.
Enerji Tasarruflu Ekipman. Değerlendirme ekibi, tabloda verilen ekipman verimliliğini arttırmaya yönelik tavsiyelerin yanı sıra tesisin standart, yüksek yoğunluklu boşalmalı lamba aydınlatmasının kullandığı gücün sadece yarısını tüketen, son teknoloji ürünü ve enerji tasarruflu floresan aydınlatması olduğunu belirtmiştir. Ekip, Bemis’in sıcak tesis havasını filtreleyerek yeniden kullandığını ve kalıplama ekipmanlarına iyi yalıtım yaptığını da görmüştür. Tesis personeli ayrıca kapılardan sıcak hava kaybını azaltmak için nakliye bölümünde perde tip körük kullanmaktadır. Sonuçlar Bemis Manufacturing, IAC’nin Sheboygan Falls tesisine yönelik altı tavsiyesinin dördünü uygulamıştır. Bu projeler, tabloda gösterildiği gibi yıllık 22.000 dolardan fazla maliyet tasarrufu sağlayacaktır. Uygulanan enerji tasarrufu önlemleri, elektrik kullanımını 459.000 kWh’den daha fazla azaltarak elektrik talebini yılda yaklaşık 734 kWay/yıl (kWay/yıl) düşürecektir.1 Yıllık doğalgaz kullanımı da yaklaşık 662 MMBtu azalacaktır.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
223
RAPOR ABD PLASTIK ÜRETIM TESISLERINDE ENERJI VERIMLILIĞININ ARTIRILMASI ÖZET RAPOR VE ÖRNEK OLAY İNCELEMELERI
224
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
Dickten & Masch Manufacturing Company: Endüstriyel Enerji Değerlendirmesi, Plastik Üreticisi için 35.000 $’lık Tasarruf Sağlamıştır. Faydalar: • Uygulanan projeler sayesinde yıllık yaklaşık 35.000 dolar tasarruf sağlar. • Elektrik kullanımını yılda yaklaşık 633.000 kWh ve doğal gaz kullanımı yılda yaklaşık 211 MMBtu azaltır. • 1 aydan az veya 29 aya kadar değişen geri ödeme süreleri. Uygulamalar: Değerlendirme ekibi, enerji kullanımını ve maliyetleri azaltmak, verimliliği ve kurumsal rekabet gücünü artırmak amacıyla üretim süreçlerinin yanı sıra aydınlatma, ısıtma, basınçlı hava kullanımı ve atık yönetimine odaklanmıştır. Şirket Tarihçesi Dickten & Masch Manufacturing Company, termal set ve enjeksiyon kalıplama ile imal edilen plastik üreticisidir. Nashotah tesisi, yıllık yaklaşık 50 milyon dolarlık satış yapmakta ve 15 milyon lb plastik üretmektedir. Değerlendirilen tesisin zemin alanı 144.000 fit kare ve üretim alanı 108.000 fit karedir. Değerlendirme sırasında üretim süreçlerinde yıllık 13,5 milyon kWh’dan fazla elektrik ve yaklaşık 6.000 MMBtu doğal gaz tüketilmiş olup toplam enerji maliyeti 700.000 dolardan fazladır. Özet Wisconsin-Milwaukee Üniversitesi’nin Endüstriyel Değerlendirme Merkezi (IAC), Dickten & Masch Manufacturing Company’nin Nashotah, Wisconsin’de bulunan üretim tesisinde bir enerji denetimi gerçekleştirmiş ve sonuç olarak şirket, işletme maliyetlerinde yıllık yaklaşık
35.000 dolarlık tasarruf sağlamaya başlamıştır. ABD Enerji Bakanlığı (DOE) Endüstriyel Teknoloji Programı (ITP) destekli IAC, öğretim üyeleri ve öğrencilerin küçük ve orta ölçekli üreticilere ücretsiz enerji değerlendirmeleri sunduğu 26 merkezden biridir. Bu değerlendirme projesi, ITP ve DOE Bağlı Ortaklık üyesi olan The Society of the Plastics Industry, Inc. (SPI) tarafından desteklenmiştir. Neshotah tesisinde daha fazla enerji tasarrufu sağlayan aydınlatma ekipmanları ve motorlar için değişken frekanslı tahrik kullanılması gibi elektrik tasarrufu sağlayacak fırsatlar tespit edilmiştir. Değerlendirme ekibi, basınçlı hava sisteminin işleyişinin daha iyi kontrol edilmesini ve sistemde dış ortam havası kullanılmasını da tavsiye etmiştir. Ekip ayrıca forkliftlerin yoğun olmayan saatlerde şarj edilmesinin genel enerji talebini azaltacağını görmüş ve tesis sıcaklığının düşürülmesini tavsiye ederek bir gaz tasarrufu fırsatı tespit etmiştir. Dickten & Masch, değerlendirmenin ardından ilk yılda enerji tasarrufu sağlanmasına ve maliyetlerin azaltılmasına yönelik tavsiyelerin %66’sını uygulamaya koymuştur. Değerlendirme Yaklaşımı Wisconsin-Milwaukee Üniversitesi IAC öğrencileri ve bir direktörden oluşan ekip, 10 Temmuz 2003 tarihinde bu tesise ilişkin bir değerlendirme yapmıştır. Ekip, tesis personeli ile bir araya gelerek tesisi gezmiş, veri toplamış, potansiyel enerji tasarrufu fırsatlarını gözden geçirdikten sonra elde ettiği bulguları tesis yöneticileriyle paylaşmıştır. Değerlendirme IAC Direktör Yardımcısı Dr. Vjekoslav Pavelic tarafından yönetilmiştir.
Tavsiyeler Enerji Tasarrufu Bilinci. Değerlendirme ekibi, tabloda verilen tavsiyelerin yanı sıra Dickten & Masch tesisindeki çalışanların enerji tüketiminin azaltımına yönelik birçok enerji tasarrufu uygulamasına bağlı kaldığını tespit etmiştir. Örneğin yönetim, çalışanlarını kullanılmadıkları zamanlarda boş duran işlem donanımını, ışıkları, fanları, hava kompresörlerini ve diğer enerji tüketen ekipmanları kapatmaya teşvik etmektedir.
Sonuçlar Dickten & Masch Manufacturing Company, IAC’nin altı tavsiyesinin dördünü uygulamıştır. Bu değişiklikler, tabloda gösterildiği gibi yıllık 35.000 dolardan fazla tasarruf sağlayacaktır. Uygulanan enerji tasarrufu fırsatları, elektrik kullanımını 632.000 kWh’den daha fazla azaltarak elektrik talebini yılda yaklaşık 1.528 kW-ay/yıl (kWay/yıl) düşürecektir.1 Yıllık doğalgaz kullanımı da yaklaşık 221 MMBtu azalacaktır.
Enerji Tasarruflu Ekipman. Değerlendirme ekibi, bir yandan aşağıdaki tabloda gösterildiği gibi tesis ekipmanlarının enerji verimliliğini arttırmanın yeni yollarını bulurken diğer yandan tesisin otomatik bir parça sökme sistemine ve verimli bir otomatik besleme sistemine sahip olduğunu tespit etmiştir. Bu sistemler, hassasiyeti ve verimliliği artırırken dökülmeyi ve hurdayı azaltmaktadır. Tesis ayrıca kapılardan sıcak veya iklimlendirilmiş hava kaybını azaltmak için sevkiyat kapılarında perde tip körük kullanmaktadır.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
225
RAPOR ABD PLASTIK ÜRETIM TESISLERINDE ENERJI VERIMLILIĞININ ARTIRILMASI ÖZET RAPOR VE ÖRNEK OLAY İNCELEMELERI
Ferro Corporation: Endüstriyel Enerji Değerlendirmesi, Sır ve Kaplama Üreticisi için 210.000 $’lık Maliyet Tasarrufu Fırsatları Tespit Etmiştir. Faydalar: • Yıllık enerji ve verimlilik maliyetlerinde yaklaşık 210.000 dolar tasarruf sağlayabilir. • Enerji kullanımını yılda yaklaşık %9,6 azaltabilir. • Hemen veya altı aydan daha kısa süreler arasında değişen geri ödeme süreleri. Uygulamalar: Değerlendirme, enerji kullanımını ve maliyetleri azaltmak ve verimliliği artırmak amacıyla üretim sürecinin yanı sıra ısıtma ve hava kompresörü sistemlerine odaklanmıştır. Şirket Tarihçesi Ferro Corporation, dünyanın en büyük seramik sır ve porselen emaye kaplama malzemeleri tedarikçisidir. Ferro, yeni binalarda ve tadilatlarda, büyük ev aletlerinde ve endüstriyel ürünlerde yaygın olarak kullanılan toz boya, pigment, özel plastik bileşikleri, polimer katkı maddeleri ve plastik renklendiriciler üretir. Tesisin zemin alanı 100.000 fit kare büyüklüğünde olup hem elektrik hem de doğal gaz için toplam enerji bütçesi yıllık yaklaşık 1,13 milyon dolardır. Özet Michigan Üniversitesi’nin Endüstriyel Değerlendirme Merkezi (IAC), Ferro
226
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
Corporation’ın Stryker, Ohio’da bulunan plastik renklendirici tesisinde bir enerji denetimi gerçekleştirmiş ve tesisin enerji ve işletme maliyetlerinde yıllık yaklaşık 210.000 dolarlık tasarruf sağlayabileceğini görmüştür. ABD Enerji Bakanlığı (DOE) Endüstriyel Teknoloji Programı (ITP) destekli IAC, öğretim üyeleri ve öğrencilerin küçük ve orta ölçekli üreticilere ücretsiz enerji değerlendirmeleri sunduğu 26 merkezden biridir. Bu değerlendirme projesi, ITP ve DOE Bağlı Ortaklık üyesi olan The Society of the Plastics Industry, Inc. (SPI) tarafından desteklenmiştir. Su soğutma sistemini iyileştirecek ve basınçlı hava sistemi kullanımını optimize edecek cihazların kurulması gibi elektrik ve doğal gaz tasarrufu sağlayacak ve üretkenliği artıracak fırsatlar tespit edilmiştir. Değerlendirme ekibi ayrıca ısıtma sisteminde değişiklik yapılmasını, su soğutma sisteminin iyileştirilmesini, kalıplara ve ekstrüzyon pres tezgahlarına yalıtım yapılmasını, radyant ısıtıcı ünitelerin taşınmasını ve basınçlı hava kullanımının optimize edilmesini tavsiye etmiştir. Bu önlemler, yıllık enerji tüketimini 4.807 MMBtu ve işletme maliyetlerini yılda 209.534 dolar azaltacaktır. Değerlendirme Yaklaşımı Michigan Üniversitesi IAC öğrencileri ve personelinden oluşan ekip, IAC Direktör Yardımcısı Dr. David Everest liderliğinde, 18 Haziran 2003 tarihinde bu tesise ilişkin bir değerlendirme yapmıştır. Ekibin denetim yaklaşımı aşağıda açıklanmıştır.
Tavsiyeler Enerji Tasarrufu Bilinci. Stryker tesisinde toplam doğal gaz tüketiminin %100’ü ısınmaya giderken elektrikli ekipmanlar arasında motorlar toplamda %67, hava kompresörleri %14, pompalar %8, elektrikli ısıtıcılar % 8 ve aydınlatma %3 oranında elektrik tüketmektedir. Değerlendirme ekibi, ekipmanların tükettiği enerji miktarını önemli ölçüde azaltmak için Ferro çalışanları için tüm kullanılmayan ekipmanların kapatılması gibi bazı enerji tasarruf uygulamaları tespit etmiştir. Su Soğutma Sistemi. Malzeme karıştırıcılar, tesiste üretim açısından kritik öneme sahiptir. Yağlama yağının sıcaklığı çok yüksekse karıştırma işleminin yavaşlaması veya durması gerekir. Karıştırıcı, bir soğutma kulesinden gelen su ile soğutulan kapalı döngü bir sistemdir. Diğer ekipmanların neden olduğu kirlenme, kule/döngü ısı eşanjörünü etkilediğinden karıştırma hatlarına giren su genellikle çok sıcaktır. Bu da ana üretim hatlarının verimliliğini düşürür. Değerlendirme ekibi, ısı eşanjörünün kirlenmesini azaltmak için ilave ekipman takılmasını tavsiye etmiştir. Basınçlı Hava Sistemi. Basınçlı hava sistemlerinin çalışması için önemli miktarda enerji gerekir. Ferro tesisinde basınçlı
hava, ürün kurutmak için kullanılmaktaydı. Havanın sıkıştırılması için gereken enerjinin büyük bir kısmı ısı ve hava kaçağı olarak kaybedildiğinden bu, pahalı bir işlemdi. Değerlendirme ekibi, tesisin kurutma işlemleri için daha uygun ekipmanlar kurmasını önermiştir. Isıtma Sistemi. Hâlihazırda, tesisin son ürün deposu tavanında yaklaşık 1.000 fitlik radyan ısıtıcılar bulunmaktadır. Isıtıcıların çoğu koridorların üstünde değil doğrudan kutuların üzerindedir. Radyan ısıtıcılar, sadece doğrudan altlarında bulunan nesneleri ısıtacağından tesistekilerin çoğu sadece son ürün kutularını ısıtmaktadır. Sonuçlar Tablo, tespit edilen enerji tasarrufu ve üretkenlik fırsatları tesiste uygulandığı takdirde Ferro’nun tahmini yıllık maliyet tasarruf miktarını göstermektedir. Bu sonuçlar, tesisin doğalgaz kullanımını yaklaşık 2.100 MMBtu ve elektrik kullanımını yaklaşık 800.000 kWh azaltabileceğine ve elektrik talebini yaklaşık 1,600 kW düşürebileceğine işaret etmektedir. Bu azalış, bir yandan üretimi artırırken diğer yandan doğal gaz ve elektrik kullanımını ve elektrik talebi maliyetlerini düşürecek, toplamda yaklaşık 210.000 dolarlık tasarruf sağlayacaktır.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
227
RAPOR ABD PLASTIK ÜRETIM TESISLERINDE ENERJI VERIMLILIĞININ ARTIRILMASI ÖZET RAPOR VE ÖRNEK OLAY İNCELEMELERI
Moraine Molded Plastics, Inc.: Endüstriyel Enerji Değerlendirmesi, Yıllık İşletme Maliyetlerinde 24.000 $’lık Tasarruf Fırsatları Saptamıştır. Faydalar: • Başlangıçta yılda yaklaşık 4.600 dolar tasarruf sağlar. • Yeni HVAC sistemi sayesinde yılda 19.000 dolar veya daha fazla ek tasarruf sağlamalıdır. • Hemen veya yaklaşık 4 yıla kadar değişen geri ödeme süreleri. Uygulamalar: Verimliliği, ürün kalitesini ve kurumsal rekabet gücünü artırırken enerji kullanımını ve maliyetlerini azaltacak fırsatlar belirlenmiştir. Şirket Tarihçesi Moraine Molded Plastics, çeşitli orijinal ekipman üreticileri için son derece sıkı teknik özelliklere sahip enjeksiyon kalıplama ile imal edilmiş bileşen parçalarının üretiminde uzmanlaşmıştır. Tesisin zemin alanı 35.000 fit kare büyüklüğünde olup ağırlıklı olarak elektrik giderlerinden oluşan toplam enerji bütçesi yıllık yaklaşık 119.000 dolardır. Özet Dayton Üniversitesi’nin Endüstriyel Değerlendirme Merkezi (IAC), Moraine
228
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
Molded Plastics, Inc.’in Cincinnati, Ohio’da bulunan tesisinde bir enerji denetimi gerçekleştirmiş ve şirketin, işletme maliyetlerinde yıllık yaklaşık 24.000 dolarlık tasarruf sağlayabileceğini görmüştür. ABD Enerji Bakanlığı (DOE) Endüstriyel Teknoloji Programı (ITP) destekli IAC, öğretim üyeleri ve öğrencilerin küçük ve orta ölçekli üreticilere ücretsiz enerji değerlendirmeleri sunduğu 26 merkezden biridir. Bu değerlendirme projesi, ITP ve DOE Bağlı Ortaklık üyesi olan The Society of the Plastics Industry, Inc. (SPI) tarafından desteklenmiştir. Yetersiz aydınlatmaların değiştirilmesi ve enjeksiyon kalıplama makineleri kullanılmadığında varil ısıtıcının sıcaklığının azaltılması gibi enerji tasarrufu sağlayan bazı fırsatlar, değerlendirme ekibi tarafından saptanmış ve tesiste uygulanmıştır. Şirket ayrıca kusurları azaltmak, üretkenliği arttırmak ve operatörlerin tesisi iklimlendirme külfetini azaltmak için tesisin ısıtma, havalandırma ve iklimlendirme (HVAC) sisteminin verimliliğini artırmaya karar vermiştir. Değerlendirme Yaklaşımı Dayton Üniversitesi IAC’den 3 öğrenci ve bir personelden oluşan ekip, 27 Haziran 2003 tarihinde bu tesise ilişkin bir değerlendirme yapmıştır. Değerlendirme IAC Direktör Yardımcısı Rebecca P. Blust tarafından yönetilmiştir.
Tavsiyeler Enerji Tasarrufu Bilinci. Değerlendirme ekibi, Moraine Molded Plastics çalışanları için enerji tüketimini önemli ölçüde azaltmanın uygun maliyetli bir yolu olarak enerji tasarrufu bilinci kazandıran bazı uygulamalar tespit etmiştir. Çalışanların kullanılmadıkları zamanlarda boş duran işlem donanımını, ışıkları, fanları, hava kompresörlerini ve diğer enerji tüketen ekipmanları kapatması teşvik edilecektir. Üretim Alanı için İklimlendirme. Değerlendirme sırasında tesisin üretim alanlarındaki hava sıcaklığı kontrol altında tutulmuyordu. Yöneticiler, tutarsız hava sıcaklıkları nedeniyle tesisin performansının ve çalışanların üretkenliğinin yaz aylarında olumsuz etkilendiğini; sıcaklık daha iyi kontrol edildiği takdirde ekipmanın durma süresi ve hatalı ürün sayısı azalırken üretim seviyelerinin artacağına inandıklarını belirtmişlerdir. Özel yapım ürün tesisinde daha fazla verimlilik, üretim seviyelerini karşılamak için daha az ekipman ve emek anlamına gelmektedir. Bu tavsiye enerji kullanımını artırsa da işletme
maliyetlerinden edilen tasarruf, bu ek maliyeti karşılayacaktır. Değerlendirme ekibi, bu nedenle, tesisteki sıcaklığı kontrol etmek için yeni bir HVAC ekipmanı kurulmasını tavsiye etmiştir. Aydınlatma. Tesis üretim alanı, her biri iki adet 60 W lamba içeren 170 F96T12 armatürlerle aydınlatılmaktadır. Ortalama aydınlatma seviyesi, tesisin çatı pencereleri altında yaklaşık 35 ayak-mum (fc) ve tesisin geri kalanında yaklaşık 20 fc’dir. Daha fazla ışık veren, genel aydınlatma kalitesini artıran ve T12 lambalardan daha az enerji kullanan yüksek parlaklıkta floresan ışıklar mevcuttur. Bu nedenle değerlendirme ekibi, üretim alanındaki 170 F96T12 armatürlerin 52 adet altı lambalı, yüksek parlaklıkta floresan armatürlerle değiştirilmesini önermiştir. Sonuçlar Moraine, ekibin altı tavsiyesinin üçünü uygulamıştır. Aşağıdaki tablo, bu projeleri açıklamakta ve şirketin enerji tasarrufu ve verimlilik artışlarının yanı sıra yıllık maliyetlerdeki 24.070 dolarlık tasarruf beklentisini göstermektedir.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
229
RAPOR ABD PLASTIK ÜRETIM TESISLERINDE ENERJI VERIMLILIĞININ ARTIRILMASI ÖZET RAPOR VE ÖRNEK OLAY İNCELEMELERI
National Plastics Corporation: Enerji Değerlendirmesi, Otomotiv Plastik Parça Yapımcısının Yıllık 34.000 $’lık Tasarruf Sağlamasına Yardımcı Olmuştur. Faydalar: • Tek bir tavsiyeyi uygulayarak yıllık 34.000 dolardan fazla tasarruf edildi. • Hemen geri ödeme sağlandı. • Yıllık 82.000 dolarlık maliyet tasarrufu potansiyeline sahip enerji ile ilgili 13 tavsiye tespit edildi. Uygulamalar: Dayton Üniversitesi’nin IAC değerlendirme ekibi, National Plastics Corporation’ın verimliliğini artırmasına, enerji kullanımını ve israfını azaltmasına yardımcı olacak fırsatlar keşfetti. Bu önlemler, ürün kalitesini ve rekabet gücünü artıracaktır. Şirket Tarihçesi SPI üye şirketi olan National Plastics Corporation, enjeksiyon kalıplama ile imal edilen otomotiv plastik parça imalatında uzmanlaşmıştır. Şirketin son teknoloji ürünü enjeksiyon kalıplama kapasitesi, kapalı döngü kontroller sayesinde tabii sapmayı azaltır. Toplamda 40.000 fit kare büyüklüğünde olan tesis, imalat sürecinde çok az enerji kullanır. Tesisin %96’sı elektrik giderlerine harcanan toplam enerji bütçesi yılda yaklaşık 400.000 dolardır. Özet Dayton Üniversitesi’nin Endüstriyel Değerlendirme Merkezi (IAC), National Plastics Corporation’ın Fort Wayne, Indiana’da bulunan tesisinde bir enerji tasarrufu değerlendirmesi yapmış ve şirketin, tek bir değerlendirme tavsiyesini uygulayarak yıllık yaklaşık 34.000 dolarlık tasarruf sağlayabileceğini görmüştür. ABD Enerji Bakanlığı (DOE) Endüstriyel
230
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
Teknoloji Programı (ITP) destekli IAC, öğretim üyeleri ve öğrencilerin küçük ve orta ölçekli üreticilere ücretsiz enerji değerlendirmeleri sunduğu 26 merkezden biridir. Bu değerlendirme projesi, ITP ve DOE Bağlı Ortaklık üyesi olan The Society of the Plastics Industry, Inc. (SPI) tarafından desteklenmiştir. Değerlendirme ekibi, 17 tasarruf fırsatı tespit etmiş ancak şirket başlangıçta pres değişimi için gereken süreyi azaltacak umut verici bir tavsiyeye odaklanmıştır. Bu projenin hiçbir uygulama maliyeti olmamasına rağmen şirketin hemen tasarruf sağlamasına yardımcı olmuştur. Projelerin çoğunun sermaye yatırımı veya nakit harcama gerektirmesi sebebiyle National Plastics, parasal açıdan imkânı oldukça tavsiye edilen diğer değişiklikleri de uygulamayı planlamaktadır. Enerji maliyetlerini azaltmaya yönelik ek tavsiyeler, 2005 yılında uygulanabilir. Değerlendirme ekibi ayrıca şirketin bir atıksu borusu muafiyeti için başvuruda bulunmasını, yağ filtrelemek ve atık miktarını azaltmak için bir geri dönüşüm cihazı satın almasını da tavsiye etmiştir. Değerlendirme Yaklaşımı Dayton Üniversitesi IAC’den 4 öğrenci ve bir personelden oluşan ekip, 11 Temmuz 2003 tarihinde Fort Wayne tesisine ilişkin bir değerlendirme yapmıştır. Değerlendirme IAC Direktör Yardımcısı Rebecca P. Blust tarafından yönetilmiştir.
Tavsiyeler Enerji Tasarrufu Bilinci. Değerlendirme ekibi, National Plastics çalışanlarının enerji tasarrufu sağlamasına, üretim sürecini daha yalın hale getirmesine ve atık miktarını azaltmasına yardımcı olacak uygulamalar tavsiye etmiştir. Şirket, bu uygun maliyetli önlemleri alarak enerji tüketimini önemli ölçüde azaltabilir. Çalışanların kullanılmadıkları zamanlarda boş duran işlem donanımını, ışıkları, fanları, hava kompresörlerini ve diğer enerji tüketen ekipmanları kapatması teşvik edilmektedir. Verimlilik İyileştirmeleri. Değerlendirme sırasında, 500 ve 1000 tonluk presler için ortalama değişim süresi yaklaşık 36 saatti ve bu değişim haftada yaklaşık 1,5 defa yapılıyordu. Şirket yönetimi, verimlilikteki artıştan kaynaklı ekstra ürün satamayacağını kabul etmesine rağmen bu hat ayda yaklaşık iki cumartesi çalışıyor ve şirket kapasiteyi artırmak için iki yeni pres satın almayı düşünüyordu. Yönetime göre kalıp değişikliklerin çoğu ilk vardiyada planlanmakta ve bu vardiyanın sonuna yetişmemektedir. Kalıp değişiklikleri için sadece ilk vardiyanın operatörleri eğitimli olduğundan kalıp değişikliği ilk vardiyada tamamlanmadığı takdirde presler, operatörlerin işe geri dönüp kalıp değişimini tamamlayacağı ertesi güne kadar boşta beklemekteydi.
Ayrıca kalıbı doğru şekilde monte etmek için gerekli ekipmanı ararken çok fazla zaman harcanmaktaydı. Şirket yönetimine kalıplar doğru hortum, sökme aleti ve çubuklarla teçhizatlanır, doğru ekipman preste önceden hazır bulundurulur ve kalıp değişimini ilk vardiyada daha erken planlanırsa değişim süresinin tek bir vardiyaya inebileceği önerilmiştir. Değerlendirme ekibi, National Plastics’in pres değişim süresini azaltmak ve süreci daha verimli hale getirmek için yeni prosedürler benimsemesini tavsiye etmiştir. Prosedürlerdeki iyileştirmeler şu sonuçları beraberinde getirecektir: • 36 saatten 5 saate düşen değişim süresi, • Hafta içi artan verimlilik ve hafta sonu azalan veya kaldırılan fazla mesailer, • Hafta sonları ekipmanların kapatılması ile sağlanan enerji tasarrufu. Sonuçlar IAC değerlendirme ekibi, National Plastics Corporation’a toplam 17 tavsiyede bulunmasına rağmen şirket, kendisine hemen geri ödeme sağlayan ve hiçbir sermaye yatırımı gerektirmeyen kalıp değişim prosedürlerini iyileştirerek işe koyulmaya karar vermiştir. Sonuç olarak, şirket yıllık 34.560 dolarlık bir maliyet tasarrufu sağlamış ve verimliliği artırmıştır. Aşağıdaki tablo, şimdiye kadarki proje sonuçlarını özetlemektedir.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
231
RAPOR ABD PLASTIK ÜRETIM TESISLERINDE ENERJI VERIMLILIĞININ ARTIRILMASI ÖZET RAPOR VE ÖRNEK OLAY İNCELEMELERI
N-K Manufacturing Technologies: Endüstriyel Enerji Değerlendirmesi, Kalıplanmış Plastik Şirketi için Yıllık 27.000 $’dan Fazla Tasarruf Sağlamıştır. Faydalar: • Enerji maliyetlerinde yıllık 27.000 dolardan fazla tasarruf sağlar. • Toplam enerji kullanımını yılda %14,9 oranında azaltır. • 1ay ila 2 yıl arasında değişen geri ödeme süreleri. Uygulamalar: Değerlendirme ekibi, enerji kullanımını ve maliyetleri azaltmak, kapasiteyi, verimliliği ve ürün kalitesini artırmak için üretim süreçlerinin yanı sıra süreç su kontrolleri, taşlama, aydınlatma, ısıtma ve basınçlı hava kullanımına odaklanmıştır. Şirket Tarihçesi N-K Manufacturing Technologies, otomotiv ve diğer endüstriler için özel plastik kalıp üretim şirketidir. Multishot sıralı, insert ve overmolding (çok bileşenli) kalıplama teknolojilerinde uzmanlaşmış olan şirket otomotiv, büro mobilyaları, cihaz ve ilgili endüstriler için tek kaynaktan, dikey entegre plastik çözüm tedarikçisi Nicholas Plastics Grubu’nun bir parçasıdır. Grand Rapids, Michigan’da bulunan Nicholas Grubu’nun Allendale ve Grand Rapids’te üretim tesisleri ve Truva’da teknik satış ve tasarım merkezi bulunmaktadır. Tesis 80.000 fit kare olup çoğu elektrik ve kalanı doğal gaz giderleri için yıllık toplam enerji bütçesi yaklaşık 185.714 dolardır. Özet Michigan Üniversitesi’nin Endüstriyel Değerlendirme Merkezi (IAC), N-K Manufacturing Technologies’in Grand
232
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
Rapids, Michigan’da bulunan plastik üretim tesisinde bir enerji denetimi gerçekleştirmiş ve değerlendirme tavsiyelerinin çoğunun uygulanmasıyla şirketin yıllık 500.000 dolardan fazla tasarruf sağlayabileceğini görmüştür. ABD Enerji Bakanlığı (DOE) Endüstriyel Teknoloji Programı (ITP) destekli IAC, öğretim üyeleri ve öğrencilerin küçük ve orta ölçekli üreticilere ücretsiz enerji değerlendirmeleri sunduğu 26 merkezden biridir. Bu değerlendirme projesi, ITP ve DOE Bağlı Ortaklık üyesi olan The Society of the Plastics Industry, Inc. (SPI) tarafından desteklenmiştir. N-K Manufacturing Technologies’in üretim tesisinde hem motorların hem de elektrikli ısıtıcıların kullanımını kontrol edecek çeşitli cihazların kurulması gibi elektrik tasarrufu sağlayacak fırsatlar tespit edilmiş ve tesisin ısıtma sisteminde değişiklikler yapılması gibi doğal gaz tasarrufu sağlayacak fikirler bulunmuştur. Değerlendirme ekibi öğütücü oluklar, yüksek verimli lambalar ve destrifikasyon fanları kullanmanın enerji tüketimini 1.783 MMBtu’dan fazla ve enerji maliyetlerini ise her yıl 27.000 dolardan fazla azaltacağını kaydetmiştir. Ekip ayrıca çevresel kontrollerle birlikte büyük depolama tankları kurulmasının verimliliği ve üretkenliği artıracağını ve malzeme maliyetlerini azaltacağını ve bunun da yıllık 573.000 dolarlık ilave bir ek maliyet tasarrufu sağlayacağını saptamıştır.
Enerji Tasarrufu Bilinci. Değerlendirme ekibi, tesisin toplam doğal gaz tüketiminin %100’ünün ısıtma için kullanıldığını tespit etmiştir. Kullanılan elektriğin %66’sı tahrikli hidrolik motor mekanizmaları, %13’ü motorlu taşlama makineleri, %10’u aydınlatma,% 3’ü soğutucular ve yine %3’ü basınçlı hava sistemi için kullanılmıştır. Bu nedenle ekip, çalışanların tesisin enerji tüketimini önemli ölçüde azaltabilecekleri uygun maliyetli çeşitli yollar bulmuştur. Örneğin, çalışanların kullanılmadıkları zamanlarda boş duran işlem donanımını, ışıkları, fanları, hava kompresörlerini ve diğer enerji tüketen ekipmanları kapatması teşvik edilmiştir. Verimlilik: İşgücü ve Malzemeler. Yaz aylarında tesisin polimer peletlerin çoğunu kullanmadan önce nemini alması gerekir. Kurutma süresi ürün ve nem seviyelerine bağlı olarak 1 ila 3 saat arasında değişebilir. Bu süre zarfında üretim makinesi çalışmadığı ve işçiler bazen boşta kaldığı için katma değerli olmayan çalışma saatleri artar. Değerlendirme ekibi, üretim makinelerine götürülmeden peletlerin nemini almak için nem alma
üniteleri olan büyük depolama tankları kurulmasını tavsiye etmiştir. Bu, makinenin kapalı kalma süresini ve katma değerli olmayan çalışma saatlerini azaltacaktır. Depolama sistemi aynı zamanda şirketin daha düşük maliyetle ürün satın almasına olanak sağlayacak ve nakliye sırasında bile malzemenin temiz tutulmasına yardımcı olacaktır. Sonuçlar Aşağıdaki tablo, N-K Manufacturing Technologies’in tesis için altı değerlendirme tavsiyesinin dördünü uygulama kararına ilişkin tahmini yıllık maliyet tasarrufunu ve geri ödemeleri göstermektedir. Uygulanan tavsiyeler, doğal gaz kullanımını yaklaşık 1.000 MMBtu ve elektrik kullanımı yaklaşık 261.000 kWh azaltacak, bu da elektrik talebini yaklaşık 1.825 kW-ay/yıl düşürecektir.1 Tesis verimliliği artırabilir, işçilik maliyetlerini 3.900 işçilik saatinden fazla azaltabilir ve malzeme maliyetlerinden %7 oranında tasarruf sağlayabilir. Bu tasarruflar daha sonra doğal gaz kullanımını, elektrik kullanımını ve elektrik talebi maliyetlerini yıllık 27.000 dolardan fazla azaltacaktır.
Değerlendirme Yaklaşımı Michigan Üniversitesi IAC öğrencileri ve personelinden oluşan ekip, IAC Direktör Yardımcısı Dr. David Everest liderliğinde, 4 Haziran 2003 tarihinde bu tesise ilişkin bir değerlendirme yapmıştır. Yaklaşım, çalışanların enerji tasarrufu bilincinin ve verimliliğin artırılmasını ve süreç enerji kullanımının azaltılmasını vurgulamıştır.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
233
RAPOR ABD PLASTIK ÜRETIM TESISLERINDE ENERJI VERIMLILIĞININ ARTIRILMASI ÖZET RAPOR VE ÖRNEK OLAY İNCELEMELERI
Precise Technology, Inc.: Kalıplanmış Plastik Üreticisinin Enerji Kullanımı Endüstriyel Enerji Değerlendirme Tavsiyeleri Sonucunda %22 Oranında Azalmıştır. Faydalar: • Enerji maliyetlerinde yıllık 105.000 dolardan fazla tasarruf sağlar. • Toplam enerji kullanımını %22 oranında azaltır. • Bir aydan kısa veya 9 aya kadar değişen geri ödeme süreleri. Uygulamalar: Elektrik, değerlendirilen tesisin tek enerji kaynağıdır ve çoğunlukla kalıpların ısıtılması, havanın sıkıştırılması, aydınlatma, ısıtma ve soğutma için kullanılır. Kalıplar iyi yalıtılmıştır; bu nedenle değerlendirme ekibi kompresörler, aydınlatma ve ısıtma, havalandırma ve klima (HVAC) ekipmanı tarafından kullanılan enerji miktarını azaltmaya odaklanmıştır. Şirket Tarihçesi Precise Technology, Inc., öncelikli olarak kişisel bakım, sağlık hizmeti ve yiyecekiçecek sektörlerine tam donanımlı hizmet sunan, hassas plastik parça ve donanımlar için enjeksiyon kalıplama uygulamaları yapan bir şirkettir. Amerika Birleşik Devletleri’nde 11 ve Hollanda’da 1 tesisi bulunan şirket, özel plastik enjeksiyon kalıpları ve parçalarının üretiminde uzmandır. North Versailles, Pennsylvania tesis ve ofislerinin zemin alanı yaklaşık 72.000 fit karedir. Ofis alanı, bir çatı tipi klima ünitesi tarafından soğutulup ısıtılmakta ve tesis alanı imalat sürecinde oluşan ısıdan faydalanmaktadır. Tesisin birincil enerji kaynağı elektrik olup toplam enerji bütçesi yıllık yaklaşık 328.000 dolardır. Özet West Virginia Üniversitesi’nin Endüstriyel
234
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
Değerlendirme Merkezi (IAC), Precise Technology, Inc.’in North Versailles, Pennsylvania’da bulunan plastik kalıp imalat tesisinde bir enerji denetimi gerçekleştirmiş ve sonuç olarak tesisin enerji kullanımı ve maliyetleri en az %20 oranında düşmüştür. ABD Enerji Bakanlığı (DOE) Endüstriyel Teknoloji Programı (ITP) destekli IAC, öğretim üyeleri ve öğrencilerin küçük ve orta ölçekli üreticilere ücretsiz enerji değerlendirmeleri sunduğu 26 merkezden biridir. Bu değerlendirme projesi, ITP ve DOE Bağlı Ortaklık üyesi olan The Society of the Plastics Industry, Inc. (SPI) tarafından desteklenmiştir. Değerlendirme ekibi, iyileştirmeye yönelik çeşitli tavsiyelerde bulunmuştur. Basınçlı hava sistemi için atık ısının geri kazanılması, giriş için dış ortam havası kullanılması, izolasyon vanaları takılması, basıncın azaltılması ve sızıntıların onarılması; aydınlatma sistemi için T12 armatürlerin T8’lerle değiştirilmesi, elektronik balast ve yansıtıcılar kullanılması, floresanların metal halojen lambalarla değiştirilmesi, doluluk sensörleri takılması ve bazı alanlarda aydınlatma seviyelerinin düşürülmesi tavsiye edilmiştir. Ekip ayrıca ofislere termostat takılmasını ve bir motor yönetim sistemi uygulanmasını da tavsiye etmiştir. Toplam 11 tavsiyenin altısı uygulanarak yıllık enerji tüketimi yaklaşık 4.500 MMBtu azaltmış ve 105.000 dolardan fazla - ya da değerlendirme öncesi enerji kullanımı ve maliyetinin yaklaşık %22’si - tasarruf sağlanmıştır.
Enerji Tasarrufu Bilinci. Genel olarak Precision Technology, Inc.’in yönetimi ve çalışanları, enerji tasarrufuna odaklanmış olup enerji tasarrufuna yönelik birçok iyi uygulama takip etmektedir. Örneğin, şirket klima ünitesinde bir ekonomizör kullanmakta ve kalıp makinelerine en iyi şekilde yalıtım yapmaktadır. Basınçlı Hava Sistemi. Basınçlı hava önemli miktarda enerji kullandığı için değerlendirme ekibi, enerji kullanımını azaltmak için şu önlemleri tavsiye etmiştir: • Basınçlı hava kaçaklarının onarılması • Hava basıncının sistemin gerektirdiği seviyeye ayarlanması Motorlar. Değerlendirme ekibi, DOE’nin MotorMaster + yazılımını temel alan bir motor yönetim sisteminin uygulanmasını tavsiye etmiştir. Bu yazılım, arızalı bir motoru geri sarmanın mı yoksa yeni, enerji verimli bir motorla değiştirmenin mi daha iyi olacağı gibi birçok enerji ve maliyet tasarrufu kararının analizine yardımcı olur. Bir motor yönetim sistemi, hem önleyici hem de tahmini bir bakım programı sağlayarak enerji maliyetlerini azaltmaya yardımcı olabilir.
Aydınlatma. Birçok alanda aydınlatma seviyesi yeterli görülmemiş olup aydınlatma armatürlerinin daha verimli elektronik balast ve yansıtıcıları olanlarla iyileştirilmesi tavsiye edilmiştir. Ekip ayrıca enerji kullanımını ve maliyetleri azaltmak için daha fazla görev aydınlatması kullanılmasını ve genel aydınlatma seviyelerinin azaltılmasını da tavsiye etmiştir. Sonuçlar Aşağıdaki tablo, Precise Technology tesisinde uygulanan tavsiyelere bağlı yıllık enerji tasarruf miktarını göstermektedir. Bu, yıllık elektrik kullanımını değerlendirme öncesi kullanım miktarının yaklaşık %22’sine tekabül eden 4.450 MMBtu azaltacaktır. Elde edilen enerji maliyeti tasarrufu, yıllık 105.000 dolardan fazla olacak ve karbondioksit emisyon miktarındaki azalma yıllık 2,9 milyon pound olacaktır. Geri ödeme süreleri 1 aydan 9 aya kadar değişmekte olup ortalama geri ödeme süresi 4 aydan azdır.
Değerlendirme Yaklaşımı West Virginia Üniversitesi IAC’den bir değerlendirme ekibi, tesiste bir gün geçirerek operasyonları incelemiş ve veri toplamıştır. Üç yüksek lisans öğrencisi ve bir lisans öğrencisinden oluşan ekibin liderliğini, IAC Direktör Yardımcısı Dr. Wafik Iskander üstlenmiştir.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
235
RAPOR ABD PLASTIK ÜRETIM TESISLERINDE ENERJI VERIMLILIĞININ ARTIRILMASI ÖZET RAPOR VE ÖRNEK OLAY İNCELEMELERI
Precise Technology, Inc.: Kalıplanmış Plastik Üreticisinin Enerji Kullanımı Endüstriyel Enerji Değerlendirme Tavsiyeleri Sonucunda %22 Oranında Azalmıştır. Faydalar: • Enerji maliyetlerinde yıllık 105.000 dolardan fazla tasarruf sağlar. • Toplam enerji kullanımını %22 oranında azaltır. • Bir aydan kısa veya 9 aya kadar değişen geri ödeme süreleri. Uygulamalar: Elektrik, değerlendirilen tesisin tek enerji kaynağıdır ve çoğunlukla kalıpların ısıtılması, havanın sıkıştırılması, aydınlatma, ısıtma ve soğutma için kullanılır. Kalıplar iyi yalıtılmıştır; bu nedenle değerlendirme ekibi kompresörler, aydınlatma ve ısıtma, havalandırma ve klima (HVAC) ekipmanı tarafından kullanılan enerji miktarını azaltmaya odaklanmıştır. Şirket Tarihçesi Precise Technology, Inc., öncelikli olarak kişisel bakım, sağlık hizmeti ve yiyecekiçecek sektörlerine tam donanımlı hizmet sunan, hassas plastik parça ve donanımlar için enjeksiyon kalıplama uygulamaları yapan bir şirkettir. Amerika Birleşik Devletleri’nde 11 ve Hollanda’da 1 tesisi bulunan şirket, özel plastik enjeksiyon kalıpları ve parçalarının üretiminde uzmandır. North Versailles, Pennsylvania tesis ve ofislerinin zemin alanı yaklaşık 72.000 fit karedir. Ofis alanı, bir çatı tipi klima ünitesi tarafından soğutulup ısıtılmakta ve tesis alanı imalat sürecinde oluşan ısıdan faydalanmaktadır. Tesisin birincil enerji kaynağı elektrik olup toplam enerji bütçesi yıllık yaklaşık 328.000 dolardır. Özet West Virginia Üniversitesi’nin Endüstriyel
236
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
Değerlendirme Merkezi (IAC), Precise Technology, Inc.’in North Versailles, Pennsylvania’da bulunan plastik kalıp imalat tesisinde bir enerji denetimi gerçekleştirmiş ve sonuç olarak tesisin enerji kullanımı ve maliyetleri en az %20 oranında düşmüştür. ABD Enerji Bakanlığı (DOE) Endüstriyel Teknoloji Programı (ITP) destekli IAC, öğretim üyeleri ve öğrencilerin küçük ve orta ölçekli üreticilere ücretsiz enerji değerlendirmeleri sunduğu 26 merkezden biridir. Bu değerlendirme projesi, ITP ve DOE Bağlı Ortaklık üyesi olan The Society of the Plastics Industry, Inc. (SPI) tarafından desteklenmiştir. Değerlendirme ekibi, iyileştirmeye yönelik çeşitli tavsiyelerde bulunmuştur. Basınçlı hava sistemi için atık ısının geri kazanılması, giriş için dış ortam havası kullanılması, izolasyon vanaları takılması, basıncın azaltılması ve sızıntıların onarılması; aydınlatma sistemi için T12 armatürlerin T8’lerle değiştirilmesi, elektronik balast ve yansıtıcılar kullanılması, floresanların metal halojen lambalarla değiştirilmesi, doluluk sensörleri takılması ve bazı alanlarda aydınlatma seviyelerinin düşürülmesi tavsiye edilmiştir. Ekip ayrıca ofislere termostat takılmasını ve bir motor yönetim sistemi uygulanmasını da tavsiye etmiştir. Toplam 11 tavsiyenin altısı uygulanarak yıllık enerji tüketimi yaklaşık 4.500 MMBtu azaltmış ve 105.000 dolardan fazla - ya da değerlendirme öncesi enerji kullanımı ve maliyetinin yaklaşık %22’si - tasarruf sağlanmıştır.
Enerji Tasarrufu Bilinci. Genel olarak Precision Technology, Inc.’in yönetimi ve çalışanları, enerji tasarrufuna odaklanmış olup enerji tasarrufuna yönelik birçok iyi uygulama takip etmektedir. Örneğin, şirket klima ünitesinde bir ekonomizör kullanmakta ve kalıp makinelerine en iyi şekilde yalıtım yapmaktadır. Basınçlı Hava Sistemi. Basınçlı hava önemli miktarda enerji kullandığı için değerlendirme ekibi, enerji kullanımını azaltmak için şu önlemleri tavsiye etmiştir: • Basınçlı hava kaçaklarının onarılması • Hava basıncının sistemin gerektirdiği seviyeye ayarlanması Motorlar. Değerlendirme ekibi, DOE’nin MotorMaster + yazılımını temel alan bir motor yönetim sisteminin uygulanmasını tavsiye etmiştir. Bu yazılım, arızalı bir motoru geri sarmanın mı yoksa yeni, enerji verimli bir motorla değiştirmenin mi daha iyi olacağı gibi birçok enerji ve maliyet tasarrufu kararının analizine yardımcı olur. Bir motor yönetim sistemi, hem önleyici hem de tahmini bir bakım programı sağlayarak enerji maliyetlerini azaltmaya yardımcı olabilir.
Aydınlatma. Birçok alanda aydınlatma seviyesi yeterli görülmemiş olup aydınlatma armatürlerinin daha verimli elektronik balast ve yansıtıcıları olanlarla iyileştirilmesi tavsiye edilmiştir. Ekip ayrıca enerji kullanımını ve maliyetleri azaltmak için daha fazla görev aydınlatması kullanılmasını ve genel aydınlatma seviyelerinin azaltılmasını da tavsiye etmiştir. Sonuçlar Aşağıdaki tablo, Precise Technology tesisinde uygulanan tavsiyelere bağlı yıllık enerji tasarruf miktarını göstermektedir. Bu, yıllık elektrik kullanımını değerlendirme öncesi kullanım miktarının yaklaşık %22’sine tekabül eden 4.450 MMBtu azaltacaktır. Elde edilen enerji maliyeti tasarrufu, yıllık 105.000 dolardan fazla olacak ve karbondioksit emisyon miktarındaki azalma yıllık 2,9 milyon pound olacaktır. Geri ödeme süreleri 1 aydan 9 aya kadar değişmekte olup ortalama geri ödeme süresi 4 aydan azdır.
Değerlendirme Yaklaşımı West Virginia Üniversitesi IAC’den bir değerlendirme ekibi, tesiste bir gün geçirerek operasyonları incelemiş ve veri toplamıştır. Üç yüksek lisans öğrencisi ve bir lisans öğrencisinden oluşan ekibin liderliğini, IAC Direktör Yardımcısı Dr. Wafik Iskander üstlenmiştir.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
237
RAPOR ABD PLASTIK ÜRETIM TESISLERINDE ENERJI VERIMLILIĞININ ARTIRILMASI ÖZET RAPOR VE ÖRNEK OLAY İNCELEMELERI
Spartech Plastics: Kuzey Amerikalı Termoplastik Ekstrüzyon Şirketi, Endüstriyel Değerlendirme Bulgularını Uygulayarak Yıllık 100,000 $’dan Fazla Tasarruf Sağlamıştır. Faydalar: • Tavsiyelerin %88’i uygulandı. • Yılda yaklaşık 113.000 dolarlık tasarruf sağlanacak. • Uygulanan çoğu proje için bir yıldan kısa geri ödeme süreleri. • Diğer Spartech tesislerinde de değerlendirmeleri teşvik etti. Uygulamalar: Bradley Üniversitesi’nin IAC ekibi, Spartech Plastics’in potansiyel tasarruf alanlarında basınçlı hava sistemi, aydınlatma ve makine kullanımına odaklanmıştır. Geri dönüşüm ve bazı durumlarda eski ekipman ve paletlerin satılması, atıkların düzene koyulmasına yardımcı olmuştur. Şirket Tarihçesi Genel merkezi Clayton, Missouri’de bulunan Spartech Plastics’in Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’da stratejik olarak konumlandırılmış 22 tesisi daha vardır. Kuzey Amerika’nın en büyük özel termoplastik levha ve haddeleme taslağı üreten ekstrüzyon şirketidir. Spartech, üçte ikisi çok katmanlı ekstrüzyon kapasitesine sahip yaklaşık 100 üretim hattına sahiptir. Spartech ayrıca ulaşım, ambalaj, yapı, inşaat, eğlence gibi diğer pazarlara da hizmet vermektedir. Bradley Üniversitesi ekibi, Spartech tesislerinden sekizini değerlendirmiş ancak burada Richmond tesisine ait sonuç tartışılmıştır. Değerlendirilen sekiz tesisten bazıları, bu tesise kıyasla çok daha fazla tasarruf sağlamış olsa da bu
238
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
tesis tavsiyelerin büyük bir çoğunluğunu uygulamıştır. Richmond tesisi, 93.000 fit kare büyüklüğünde bir binaya sahip olup yılda yaklaşık 487.000 dolarlık enerji harcamaktadır. Maliyetlerin çoğu elektrik ve küçük bir kısmı doğal gaz içindir. Özet Bradley Üniversitesi’nin Endüstriyel Değerlendirme Merkezi (IAC), Spartech Plastics’in Richmond, Indiana’da bulunan tesisinde bir enerji denetimi gerçekleştirmiş ve şirketin yıllık 113.000 dolarlık tasarruf sağlamasına yardımcı olmuştur. ABD Enerji Bakanlığı (DOE) Endüstriyel Teknoloji Programı (ITP) destekli IAC, öğretim üyeleri ve öğrencilerin küçük ve orta ölçekli üreticilere ücretsiz enerji değerlendirmeleri sunduğu 26 merkezden biridir. Bu değerlendirme projesi, ITP ve DOE Bağlı Ortaklık üyesi olan The Society of the Plastics Industry, Inc. (SPI) tarafından desteklenmiştir. Değerlendirme, Spartech’in Richmond tesisinin atık ısı geri kazanımını iyileştirerek, boruları izole ederek ve yüksek verimli motorlar tesis ederek tasarruf sağlayabileceğini göstermiştir. Şirket tavsiyelerin çoğunu uygulayarak enerji tüketimini 7.200 MMBtu’dan fazla azaltmış ve bu da yıllık yaklaşık 57.000 dolarlık bir maliyet tasarrufu sağlamıştır. Eski ekipman veya paletlerin satılması da dahil olmak üzere ek tavsiyeler, yine 56.000 dolarlık tasarruf daha sağlayacaktır.
Tavsiyeler Değerlendirme ekibi, Spartech’e tesisin enerji verimliliğini artırma ve atık miktarını azaltma potansiyeline sahip 16 tavsiyede bulunmuştur. Enerji verimliliğini artıracak projeler arasında atık ısı geri kazanımı, yalıtım, motor yükseltmeleri ve aydınlatma verimliliği bulunmaktadır. Eski ekipmanların satılması, kargaşayı azaltarak tesisi temizleyecek ve tesis için gelir yaratacaktır. Ayrıca, atık ahşapların geri dönüştürülmesi ve paletlerin satılmasının çevre üzerinde olumlu bir etkisi olacaktır.
Sonuçlar Richmond tesisinin yönetim ekibi, aşağıdaki tabloda açıklandığı gibi, değerlendirmede yapılan 14 tavsiyeyi uygulamaya koymuştur. Uygulanan enerji verimliliği önlemleri, tesisin yıllık maliyet tasarrufunun yarısını oluştururken atık ve üretkenlik iyileştirmeleri de diğer yarısını oluşturmaktadır. Değişiklikler, yıllık yaklaşık 113.000 dolarlık tasarruf sağlamanın yanı sıra Spartech tesisinin enerji kullanımını %15’ten fazla azaltmasına yardımcı olacaktır.
Değerlendirme Yaklaşımı Bradley Üniversitesi IAC öğrencileri ve personelinden oluşan ekip, 18 Temmuz 2003 tarihinde Spartech’in Richmond tesisine ilişkin bir değerlendirme yapmıştır. Ekibin liderliğini, Bradley Üniversitesi IAC Direktörü Dr. Paul Mehta üstlenmiştir.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
239
RAPOR ABD PLASTIK ÜRETIM TESISLERINDE ENERJI VERIMLILIĞININ ARTIRILMASI ÖZET RAPOR VE ÖRNEK OLAY İNCELEMELERI
Superfos Packaging: Plastik Üreticisi, Endüstriyel Enerji Değerlendirme Tavsiyelerini uygulayarak Yıllık 100.000 $’lık Tasarruf Sağlamıştır. Faydalar: • Uygulanan projelerde yılda yaklaşık 100.000 dolarlık tasarruf sağlandı. • Toplam yıllık enerji kullanımını %14,5 oranında azaltmanın yolları gösterildi. • Hemen veya 1 yıla kadar değişen tahmini geri ödeme süreleri. • CO emisyon miktarlarında 5 milyon lb’yi aşan tahmini azalma. Uygulamalar: West Virginia Üniversitesi IAC değerlendirme ekibi, Superfos Packaging’in özellikle üretim sürecinde ve motorlardaki enerji üretimine, aydınlatma ve basınçlı havaya odaklanmıştır. Şirket Tarihçesi Superfos Corporation, Avrupa’nın en büyük plastik ambalaj uzmanlarından biridir ve ABD pazarına açılmaktadır. Cumberland, üstü açık enjeksiyon kalıplı, sert konteynerler geliştiren ve üreten modern ve tam otomatik bir tesistir. Cumberland tesisi, 187.000 feet kare büyüklüğünde olup haftada 7 gün sürekli olarak çalışmaktadır. Tesisin enerji maliyetleri çoğu elektrik ve kalanı doğal gaz giderleri için olmak üzere yıllık yaklaşık 760.000 dolardır.
240
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
Özet West Virginia Üniversitesi’nin Endüstriyel Değerlendirme Merkezi (IAC), Cumberland, Maryland’da bulunan Superfos Packaging’te bir enerji denetimi gerçekleştirmiştir. Superfos, değerlendirmede tavsiye edilen önlemleri uygulayarak enerji maliyetlerinde yıllık yaklaşık 100.000 dolarlık tasarruf sağlayacaktır. ABD Enerji Bakanlığı (DOE) Endüstriyel Teknoloji Programı (ITP) destekli IAC, öğretim üyeleri ve öğrencilerin küçük ve orta ölçekli üreticilere ücretsiz enerji değerlendirmeleri sunduğu 26 merkezden biridir. Bu değerlendirme projesi, ITP ve DOE Bağlı Ortaklık üyesi olan The Society of the Plastics Industry, Inc. (SPI) tarafından desteklenmiştir. IAC ekibi, değerlendirme sırasında Superfos’un kalıplama ekipmanı üzerindeki sıcak yüzeylere yalıtım yaparak, DOE’nin MotorMaster + yazılım aracını kullanarak bir motor yönetim sistemi programı başlatarak, basınçlı hava sistemini iyileştirerek ve aydınlatma sisteminde değişiklikler yaparak elektrik enerjisinden tasarruf edebileceğini bulmuştur. Bu enerji iyileştirmeleri, elektrik enerjisi tüketimini yıllık 7.950 MMBtu azaltacaktır.
Tavsiyeler Enerji Tasarrufu Bilinci. Superfos yönetimi ve çalışanları enerji tasarrufu konusuyla yakından ilgilenmektedir. Bu nedenle değerlendirme sırasında enerji tasarrufuna yönelik birçok adım atmışlardır. Şirket, soğutma odasındaki boru ve vanalara iyi yalıtım yapmış, hava kompresörlerinde sentetik yağ kullanmış ve pompa, fan ve hava kompresörlerini kontrol etmek için değişken hızlı tahrik sistemleri uygulamıştır. Kalıp Makineleri. Değerlendirme ekibi, sıcak yüzeylere yalıtım yapılmadığı için bazı kalıp makinelerinin önemli miktarda enerji tükettiğini tespit etmiştir. Ancak bu yüzeylere yalıtım yapıldığında makinelerin ısıtıcıları daha az çalışacak ve böylece enerji tüketimi azalacaktır. Motorlar. Motor enerji maliyetlerini azaltmaya yardımcı olacak bir motor yönetim sisteminin uygulanması da tavsiye edilmiştir. Değerlendirme ekibi, arızalı motoru geri sarmalı mı yoksa enerji verimli bir motorla değiştirmeli mi gibi birçok enerji ve maliyet kararının analizine yardımcı olacak DOE’nin MotorMaster + yazılımı kullanılmasını önermiştir.
Basınçlı Hava Sistemi. Superfos’taki basınçlı hava sistemi önemli miktarda enerji tüketmektedir. Değerlendirme ekibi, şirketin enerji tasarrufu sağlamasına ve daha verimli çalışmasına yardımcı olmak için Cumberland tesisi için şu tavsiyelerde bulunmuştur: • Hava basıncının sistemin gerektirdiği seviyeye ayarlanması •Basınçlı hava kaçaklarının onarılması ve hava tüketimini azaltmak için tasarlanmış nozullar takılması. Sonuçlar Superfos Cumberland tesisi, IAC değerlendirme tavsiyelerini uygulamaya koyarak yıllık elektrik tüketimini 2,3 milyon kWh veya 7.950 MMBtu’dan fazla azaltacaktır. Bu, yıllık yaklaşık 100.000 dolarlık maliyet tasarrufu anlamına gelir. Ayrıca, şirketin faaliyetleri çevresel performansı geliştirerek karbondioksit emisyon miktarını yıllık 5 milyon pound’dan fazla azaltmaktadır. Aşağıdaki tabloda Cumberland tesisi için yapılan tavsiyeler ve tasarruf sonuçları açıklanmıştır.
Değerlendirme Yaklaşımı West Virginia Üniversitesi IAC öğrencileri ve personelinden oluşan ekip, 13 Mayıs 2003 tarihinde Cumberland tesisine ilişkin bir değerlendirme yapmıştır. IAC Direktörü Dr. Ralph W. Plummer liderliğindeki değerlendirme ekibi, IAC öğrenci başkanı Nasr Alkadi ve üç yüksek lisans öğrencisinden oluşmaktadır.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
241
RAPOR ABD PLASTIK ÜRETIM TESISLERINDE ENERJI VERIMLILIĞININ ARTIRILMASI ÖZET RAPOR VE ÖRNEK OLAY İNCELEMELERI
VPI Corporation: Endüstriyel Enerji Değerlendirmesi, Üreticinin Bir Yıldan Kısa Bir Zamanda 7.000 $’lık Tasarruf Sağlamasına Yardımcı Olmuştur. Faydalar: • Enerji maliyetlerinde yıllık 7.000 dolarlık tasarruf sağlar. • 3 ila 8 ay arasında değişen geri ödeme süreleri. • Başka bir tesiste planlı değerlendirme için iyi bir örnek oluşturur. Uygulamalar: Değerlendirme ekibi enerji kullanımını, atıkları ve işletme maliyetlerini azaltmak ve verimliliği artırmak için üretim süreçlerinin yanı sıra aydınlatma, ısıtma, basınçlı hava kullanımı ve atık yönetimine odaklanmıştır. Şirket Tarihçesi VPI Sheboygan Falls tesisi tıbbi, ticari ve merceksel işaret ve tabelalar imal etmektedir. Zemin kaplama ve ilgili ürünler dâhil olmak üzere çeşitli endüstriler için kauçuk, vinil ve plastik ürünler imal eden VPI Corporation’ın bir birimidir. Tesis, yıllık yaklaşık 40 milyon dolarlık satış yapmakta ve yaklaşık 48 milyon lb polyester, polistiren ve polietilen plastik işlemektedir. Değerlendirilen tesisin zemin alanı 73.000 fit kare ve üretim alanı 66.000 fit karedir.
242
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
Değerlendirme sırasında üretim sürecinde 13 milyon kWh’dan fazla elektrik ve yaklaşık 2.300 MMBtu doğal gaz tüketilmiş olan tesisin toplam enerji maliyeti yaklaşık 667.000 dolardır. Özet Wisconsin-Milwaukee Üniversitesi’nin Endüstriyel Değerlendirme Merkezi (IAC), VPI Corporation’ın Sheboygan Falls, Wisconsin’de bulunan sac ürünleri tesisinde bir enerji denetimi gerçekleştirmiş ve şirketin enerji maliyetlerinde yıllık yaklaşık 7.000 dolarlık tasarruf etmesini sağlamıştır. ABD Enerji Bakanlığı (DOE) Endüstriyel Teknoloji Programı (ITP) destekli IAC, öğretim üyeleri ve öğrencilerin küçük ve orta ölçekli üreticilere ücretsiz enerji değerlendirmeleri sunduğu 26 merkezden biridir. Bu değerlendirme projesi, ITP ve DOE Bağlı Ortaklık üyesi olan The Society of the Plastics Industry, Inc. (SPI) tarafından desteklenmiştir. Değerlendirme ekibi, soğutucular için sıvı basıncı artırma sistemlerinin kurulması, daha fazla enerji tasarrufu sağlayan aydınlatma ve motor kayışları kullanılması ve basınçlı hava sisteminin daha iyi kontrol edilmesi gibi birçok elektrik tasarrufu fırsatı tespit etmiştir. Ekip ayrıca forkliftlerin yoğun olmayan saatlerde şarj edilmesinin genel enerji talebini azaltacağını da saptamıştır.
Sonuçlar VPI, değerlendirme ekibinin altı tavsiyesinin ikisini uygulamaya koymuştur. Tesis personeli de enerji ve maliyet tasarrufu sağlamak için benzer enerji tasarrufu uygulama ve ekipmanlarını kullanarak diğer iki tavsiyede değişiklik yapmıştır. Örneğin, VPI personeli basıncı daha iyi düzenlemek ve azaltmak için, değerlendirme ekibinin önerdiği gibi, basınçlı hava sistemine bir akış kontrol cihazı takmamaya karar vermiştir. Bunun yerine, kompresörün deşarj basıncını raporda tavsiye edilen basınca uyacak şekilde düşürmüş ve böylelikle daha verimli çalışmasını sağlamışlardır.
Ayrıca hammaddeyi ekstrüzyon pres hatlarına iletmek için kullanılan 15 vakum pompası motorlarına senkronize kayışların takılmasına ilişkin tavsiyeyi de uygulamama kararı almışlar; bunun yerine 15 pompa motorunu tamamen kaldırarak bunları daha verimli, merkezi bir sistemle değiştirmişlerdir. Aşağıdaki tablo, değerlendirme ekibinin bazı tavsiyelerinin uygulanmasına bağlı olarak VPI Sheboygan Falls tesisindeki yıllık maliyet tasarrufunu göstermektedir. Uygulanan enerji tasarrufu projeleri, elektrik kullanımını yıllık 146.000 kWh’dan fazla ve elektrik talebini yaklaşık 410 kW-ay/yıl (kWay/yıl)1 oranında azaltacaktır.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
243
RAPOR ABD PLASTIK ÜRETIM TESISLERINDE ENERJI VERIMLILIĞININ ARTIRILMASI ÖZET RAPOR VE ÖRNEK OLAY İNCELEMELERI
Wexco Corporation: Değerlendirme, Plastik Ekstrüzyon Silindir Üreticisi için 53.000 $’lık Enerji Verimliliği Fırsatlarını Açığa Çıkarmıştır. Faydalar: • Altı tavsiye ile toplam maliyet tasarrufu potansiyeli 53.000 dolardan fazla oldu. • Enerji kullanımını yılda %50 oranına kadar azaltma potansiyeli gösterildi. • Şirketin, toplam 1 yıllık geri ödeme süresi olan yılda 16.000 dolarlık tasarruf sağlayabilecek üç tavsiyeyi düşünmesini sağladı. Uygulamalar: North Carolina State University IAC, Wexco Corporation’ın enerji kullanımını azaltmasına ve operasyonlarını optimize etmesine yardımcı olmak için öncelikle tesisin üretim sürecine, basınçlı hava kullanımına ve aydınlatma sistemlerine odaklanmıştır. Şirket Tarihçesi Wexco Corporation, plastik ekstrüzyon ekipmanları için önde gelen iki metalli silindir üreticisidir. Wexco, yıllık yaklaşık 10 milyon dolar satış rakamıyla pazar sonrası dağıtım ve dünya çapında büyük ekstrüzyon makinesi üreticileri tarafından kullanılan yeni ekipmanlar için özel yapım, kaliteli silindirler üretir. Lynchburg tesisi, üretim alanı, kurumsal ve mühendislik ofisleri dâhil 48.000 fit karedir. Tesisin toplam enerji bütçesi yıllık yaklaşık 146 bin dolar, elektrik maliyeti ise doğalgaz maliyetinin yaklaşık iki katıdır. Özet North Carolina Eyalet Üniversitesi’nin Endüstriyel Değerlendirme Merkezi (IAC), Wexco Corporation’ın Lynchburg, Virginia’da bulunan tesisinde bir enerji tasarrufu değerlendirmesi yapmış ve şirketin değerlendirme tavsiyelerini
244
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
uygulayarak yıllık yaklaşık 53.000 dolardan fazla tasarruf sağlayabileceğini saptamıştır. ABD Enerji Bakanlığı (DOE) Endüstriyel Teknoloji Programı (ITP) destekli IAC, öğretim üyeleri ve öğrencilerin küçük ve orta ölçekli üreticilere ücretsiz enerji değerlendirmeleri sunduğu 26 merkezden biridir. Bu değerlendirme projesi, ITP ve DOE Bağlı Ortaklık üyesi olan The Society of the Plastics Industry, Inc. (SPI) tarafından desteklenmiştir. Değerlendirme ekibi, atık ısı geri kazanımı ve tesis havalandırmasının ve hava kompresörünün çalışmasını iyileştirecek yeni ekipman gibi elektrik ve doğal gaz tasarrufu sağlayacak altı fırsat tespit etmiştir. Ekip, Wexco’nun seyreltilmiş baca gazlarının bir kısmını önceden ısıtmak için fırının brülörüne geri göndererek ya da doğal gaz elemanları yerine elektrikli ısıtma elemanları kullanarak ısıl işlem fırınının çalışmasını iyileştirebileceğini saptamıştır. İlk seçenek, doğal gaz talebini yıllık 1.600 MMBtu’dan fazla (fırının mevcut doğal gaz tüketiminin yaklaşık %25’i) azaltabilir ve yıllık 10.000 dolardan fazla tasarruf sağlayabilir. İkinci seçenek ise mevcut kurulumdan gelen yığın kaybını neredeyse ortadan kaldıracak ve enerji maliyetlerinde yıllık net 43.000 dolardan fazla tasarruf sağlayacaktır. Değerlendirme Yaklaşımı North Carolina Eyalet Üniversitesi IAC öğrencileri ve personelinden oluşan ekip, IAC Direktörü James W. Leach ve Uzman Stephen Terry’nin liderliğinde, 20 Mayıs 2003 tarihinde Lynchburg tesisine ilişkin bir değerlendirme yapmıştır. Ekip, ana enerji kaynaklarını belirlemek için tesisteki süreçleri incelemiş, süreç sıcaklıkları, aydınlatma seviyeleri ve süreç ekipmanından isim levhası bilgileri gibi önemli verileri toplamış ve ısıl işlem fırınının modellenmesinde kullanılacak tipik çalışma planlarını toplamıştır.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
245
RAPOR ABD PLASTIK ÜRETIM TESISLERINDE ENERJI VERIMLILIĞININ ARTIRILMASI ÖZET RAPOR VE ÖRNEK OLAY İNCELEMELERI Katkıda Bulunanlar ve Teşekkür Bu rapor, ABD Enerji Bakanlığı’nın (DOE) Endüstriyel Teknolojiler Programına yönelik olarak hazırlanmıştır. Stajyer öğrenciler, DOE personeli, The Society of the Plastics Industry, Inc. ve çeşitli üye şirketlerin katılımı ile Rutgers Üniversitesi İleri Enerji Sistemleri Merkezi personeli tarafından hazırlanan rapor, kapsamlı proje özetine ve örnek olay incelemelerine dayanmaktadır. Çalışma, çeşitli üniversitelerin DOE Endüstriyel Değerlendirme Merkezlerinde (IAC) öğretim üyeleri, personel ve öğrenciler tarafından yürütülmüştür. Aşağıdaki üniversitelerin Endüstriyel Değerlendirme Merkezleri bu çalışmaya bir veya daha fazla değerlendirme ile katkıda bulunmuşlardır: • Bradley Üniversitesi, Peoria, Illinois • North Carolina Eyalet Üniversitesi, Raleigh, North Carolina • Dayton Üniversitesi, Dayton, Ohio • Illinois Üniversitesi, Chicago, Illinois • Michigan Üniversitesi, Ann Arbor, Michigan • Wisconsin Üniversitesi, Milwaukee, Wisconsin • West Virginia Üniversitesi, Morgantown, West Virginia
Tavsiyeler Isıl İşlem. Silindirlerin ısıl işleme tabi tutulması için endüstriyel fırın, tesisteki enerjinin %50’sini kullanmaktadır. Bu, toplam enerji maliyetlerinin yaklaşık %30’una tekabül etmektedir. Değerlendirme sırasında bu maliyetleri azaltacak iki seçenek araştırılmış ancak seçeneklerden sadece biri uygulanabilmiştir. • Seyreltilmiş baca gazlarının bir kısmını ısıl işlem fırınının brülörüne devridaim ettirerek yanma havasını 700°F’ye kadar önceden ısıtmak. • Yığın kaybını (toplam yanan yakıtın tahmini %90’ı) gidermek için elektrikle ısıtılan bir fırın kurmak. Böylece 6.950 MMBtu doğal gazın yerini 161.000 kWh elektrik alacaktır. Bu seçenek, daha yüksek bir başlangıç maliyetine sahip olsa da fırın işletme maliyetlerini %75 oranından daha fazla azaltır. Isıtma, Havalandırma ve İklimlendirme. Tesis, toplam 190 tonluk güce sahip çatı tipi klima üniteleri kullanmaktadır. Birkaç büyük tavan fanı, kaynak alanlarındaki dumanı gidermek için dakikada yaklaşık 24.000 kübik kadem güç harcamaktadır. İklimlendirme ve yerden ısıtma yükünün çoğu yazın sıcak ve nemli havadan; kışın ise soğuk havadan kaynaklanmaktadır. Değerlendirme ekibi, verimliliği arttırmak için Wexco’nun duman gidericiler kullanmasını ve havalandırma programlarını değiştirmesini tavsiye etmiştir.
Kaynak istasyonlarına takılan portatif duman gidericiler, duman partiküllerini gidermek için havayı tahliye edecektir. Tesis daha sonra üç egzoz fanından en az ikisini devre dışı bırakarak soğutma için gereken elektrik gücünü ve ortam ısıtması için gereken doğal gaz miktarını azaltacaktır. Basınçlı Hava Sistemleri. Wexco’nun imalat süreci, şu an 60 beygir gücündeki vidalı bir kompresör tarafından tedarik edilen basınçlı hava gerektirmektedir. Değerlendirme ekibi, enerji kullanımını azaltmak ve basınçlı hava sisteminin enerji verimliliğini arttırmak için hava kompresöründen çıkan ısıyı geri kazanacak ekipmanların kurulmasını önermiştir. Bu sıcak hava, kışın ortam ısıtması için tesise yönlendirilebilirse binanın ısıtılması için doğal gaz kullanımını dengeleyecektir. Sonuçlar Wexco, değerlendirmeden bu yana altı tavsiyeden üçünün uygulanmasına özel ilgi göstermiştir. Aşağıdaki tablo, bu üç önlemin şirketin doğal gazda 2.700 MMBtu’dan fazla ve elektrikte yaklaşık 39.000 kWh’lık bir tasarruf sağlamasına yardımcı olabileceğini göstermektedir. Eğer uygulanırsa Wexco, bu üç önlemden yıllık yaklaşık 16.000 dolarlık maliyet tasarrufu sağlayacaktır. 1 Wexco bu tavsiyenin Eylül 2005’ten itibaren uygulandığını bildirmiştir. P
BİLİNÇLİ BİR TOPLUM AYDINLIK BİR GELECEK GÜZEL BİR ÜLKE ve DAHA YAŞANILABİLİR BİR DÜNYA İÇİN AMBALAJ ATIKLARINI KAyNAĞINDA DOĞRU AYRIŞTIRARAK GERİ DÖNÜŞÜME SEN DE DESTEK OL
pagcev pagcev pagevtv pagcev
PAGÇEV, T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Ambalaj Atıklarının Yetkilendirilmiş Kuruluşudur PAGÇEV bir PAGEV GERİ DÖNÜŞÜM İKTİSADİ İŞLETMESİDİR
246
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
pagcev.org
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149
247
PPS-35
WWW.MATERBI.COM
35th INTERNATIONAL CONFERENCE of THE POLYMER PROCESSING SOCIETY 26 - 30 MAY 2019 Radisson Blu Resort & Spa, Çeşme-İzmir / TURKEY Çesme awaits you for the PPS-35
. BIYOBOZUNUR . . VE KOMPOSTLANABILIR )
elma kabugu gibi
DR.REMZİ BECER
PROF. TAKESHI KIKUTANI
PROF. AMAR MOHANTY
Senior Lecturer in Materials Science, Director of the Polymer Science and NanoTechnology MSc School of Engineering and Materials Science Queen Mary, University of London
Department of Materials Science and Engineering, Tokyo Institute of Technology
Professor and Premier’s Research Chair in Biomaterials & Transportation University of Guelph, Ontario
40
700’ ’ün üzerinde
farklı ülke’den
500’ den fazla
ulusal ve uluslararası katılımcı
makale
PROF. SUPRAKAS SINHA RAY
PROF. NİYAZİ SERDAR SARIÇİFTÇİ
PROF. NANCY SOTTOS
Chief Researcher and Director of the DST/ CSIR National Centre for Nano-Structured Materials Pretoria, South Africa
Physical Chemistry, The Johannes Kepler University (JKU) Linz.
Department of Materials Science and Engineering, University of Illinois UrbanaChampaign
ORGANIZERS
DIAMOND SPONSOR
POLYMER PROCESSING SOCIETY
Türkiye Mümessili : Flogaz Kimyevi Madde Makina San.Ve Tic. A.S. Tel : 0212-2797071 • www.flogaz.com • novamont@flogaz.com
www.pps-35.org
SILVER SPONSORS
OFFICIAL AIRLINE SPONSOR
250
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 149