21O
Mcwrice M. Cerasi
ruosmaniye, Hekimoğlu camilerinin dış avluları verilebilir) birbiriyle çel işen Doğu etkilerini görebiliriz; benzeri biçimde, bunun tam karşıtı bir gelişme izlenerek, bir zamanlar tamamıyla resmi düzenlemeden uzak Osmanlı bah çelerinde ve birçok "kamusal" mesire yerinde, simetrik ağaçlıklı yolların ve belli belirsiz Moğol örneklerini andıran. ama boyutlan açısından çok daha alçakgönüllü olan havuzlann simetrik düzenlemeleri ortaya çıkmaktadır. Her koşulda Batı üsluplanna doğru çizgisel bir üslupsal ilerleme görül mek isteniyorsa, hiç kuşku yok ki eklektik ve çelişkili bir kültürel gelişmedir bu. Ama incelediğim dönemde (on dokuzuncu yüzyılın sonuna kadar konut mimarisi ile geniş Balkan ve Anadolu alanlarındaki çarşı mimarileri açısın dan). dışsal etkiler Osmanlı şehrinin köklü yerel özelliklerini pekiştirmeye yaramıştır: Osmanlı zihin yapısına uygun olan ve o zihin yapısına özgü dil lerinin beğenisiyle tipolojik yapısını vurgulayan unsurlar benimsenmiştir. Böylece, Doğulu Moğol ve Safevi mimarisiyle Batılı m i marinin büyük ana eksenli kompozisyonlan kabul edilmemiştir; aynı şekilde, İngiliz romantik doğalcılığının kendine özgü tarihselci ve kontemplatif-melankolik yanan lamlan (oysa, dışsal biçimleri açısından bu yananlamlar yerel doğalcılıkla belli noktalarda uyuşabilirdi) benimsenmemiştir. Dönemin mimarisinde kendi köklerini ölçü alan, dışsal malzemeleri ken di programını yeni sentezlerle ilerletmek üzere kullanan yaratıcı, aydın bir gelişme görüyoruz; oysa daha sonralan, on dokuzuncu yüzyılda, Batı eğiti mi almış (dolayısıyla "aydın" olması gereken) mimarlann eklektizm! kaba bir eklektizmdir, çünkü temel bir idealden yoksundur. Bunun tersine, on se kizinci yüzyılın en önemli mimarlanndan Mehmed Tahir, Simyon Kalfa -il ki Türk, ikincisi ise hemen hemen kesin olarak Rum- büyük yenilikçilerden dir. Bu mimarlann dili, olsa olsa kolaylık adına "Osmanlı barok" şeklinde (yani ithal edilmiş bir üsluptan kaynaklanıyor şeklinde) tanımlanabilir. On lann türlerde ve mimari tarzlarda gerçekleştirdiği değişim, Sinan'ın gerçek leştirdiği sentezden daha aşağı olmayan bir sentez çabasını gösterir. Kentli lik ve Levanten Osmanlı şehrtnin şehir biçimi duygusu yeni bakış açılan ve yeni olanaklarla zenginleştirilmiş; bu arada daha önceki dönemde Osmanlı şehrinin belirgin özelliğini oluşturan değerler ve unsurlar bütünü yitirilme miş, hatta eklemlenip derinleştirilmi ştir. Kent yolu örneğini alalım, şehir yolunun tasarımını ve mimarisini: Avru pa şehrindeki, hatta lran ve Ortaasya çan;ılanndaki gibi bir sıralanma-pers pektif, daha önceki Osmanlı şehrtnde bir varlık alanı bulamamıştı. Çarşının Coglto, sayı: 19, 1 999