4. sayı

Page 15

İSMAİL POLAT

ÖBÜR DÜNYAYA MEKTUP

ÖYKÜ ODASI

şahitlere gerekte yoktur. Çünkü günlük yaşamda ne kadar sevap,ne kadar günah ve yukarıda saydığım ne kadar olumsuzluk yapmış isen insanların omuzlarında bulunan iki melek not edeceklerdir. Sağ omuzdaki melek iyilikleri, sol omuzdaki melek ise olumsuzlukları not etmiş olacaktır. Bu melekler kim için olursa olsun doğruyu yazmak zorundalar. Aksi taktirde onlarda bizi yaratan tanrı tarafından yargılanırlar. Sen bize çok haksızlık yaptığın için al bu mektubu öldüğünde birlikte götür öbür dünyaya. Ver onu mahkemenin kapısına ve biz gelene kadar mahkeme olmak için ayakta bekle. Mektubu alıp okuyan komşu bayan Talop ailesinin ziline yine bastı. Bay Talop kapıyı açtı. “Siz daha gençsiniz. Geç ölür gelirsiniz. Siz ölüp mahkeme olmak için gelene kadar ben nasıl ayakta bekleyeceğim.” “Benim sorunum değildir. Ben senden önce ölsem de, sen öldükten sonra ancak bir asır ayakta bekleyecek ve ondan sonra benimle mahkemeye çıkacaksın.” Komşu bayan, “Ama ben ayakta hiç duramam. Hayatta en çok sıkıldığım ve korktuğum iş ayakta durmaktır.” “Öyle ise bize haksızlık etme. Biz senden davacı olacağız. Hem de bu dünyada değil, öldükten sonra davacı olacağız. Çünkü bu dünyada seninle mahkeme olsak ta hakimlerin sana taraf karar vereceklerini tahmin ediyoruz.” Bu konuşmadan kısa bir zaman sonra bir fırtına sırasında Talop’un evini su bastı. Bir çözüm için günlerce mal sahibine telefon ettiler. Mal sahibi işi yavaştan alıyordu. Eğer bu durum bir Hollandalıya yapılmış olsaydı yer yerinden oynardı. Basını, yayını hep devreye girer günlerce kendilerine hem iş bulmuş olurlardı, hem de o kişinin sorununun çözümünde yar-dımcı olurlardı. Talop her gün telefon ediyor fakat mal sahibi evi tamir ettirmiyordu. Her gece ve günde çatıda damlayan suyun altına kovalar koyup su eve fazla zarar vermesin diye önlem alıyor-lardı. Fakat mal sahibi gelip çatıdaki kiremitleri değiş-tirmiyorum dedi. Talop kumşuları Hollandalı bayanın belediye de görevli olduğunu biliyordu. Önce ona durumu izah etmeyi istemedi. Eşitlik ise benim telefon etmemi de ciddiye alsınlar diye düşünüyordu. Baktılar ki kendi telefon etmelerinin fazla etkisi olmayacak, belediyedeki görevliye durumu izah ettiler. Bu bayan ev sahibinin telefonunu çevirip konuyu anlattı. Aynı günü mal sahibi gelip çatıdaki kiremitleri değiştirip suyun akmasını önledi. Mal sahibi ve sigorta evde zarar ve ziyanı ölçmeye yanaşmadılar. Talop konuyu birkaç sefer bölge belediyesinin devlet denetleme konut bürosuna telefon ederek onların gelip evdeki zararı rapor etmelerini istedi. Aynı zamanda günlerce eve akan suyun evde bıraktığı zarar ve rutubet bir an önce önlenmeliydi. Talop ailesi bunu tespit ettirmeden çürüyen, kokan eşyaları dışarı atamazlardı. Böyle yapmış olsalardı sigorta şirketine böyle bir zararın olduğunu ispat edemezler-di. Telefon etmiş oldukları devlet denetleme konut bürosundaki adam gelmedi. Yine belediye de görevli komşu bayan vasıtasıyla telefon ettirdiklerinde bir memur geldi ve Evi su basmıştır, duvarlarda rutubet oluşmuştur ve mobilyalar zarar görmüştür şeklinde bir rapor tuttu. Talop ailesi kira zammı komisyonunun kararını protesto ettiler. Kira zammı komisyonu gelip bu olayı görmesine rağmen evde fazla bir zararın olmadığına hükmetmişlerdi. İçleri acıyordu bu yapılan haksızlığa karşı. O adalet perisi nerede ise gidip onu bulup, yahu adalet gel şu bizim sorununuzu adil bir biçimde çöz diyeceklerdi. Sonra bu kararı protesto ettiler ve mahkemelik oldular. Talop devlet denetleme konut bürosundaki adamın verdiği raporu delil olarak göstermekteydi. Mal sahibi devlet denetleme konut bürosundaki şahsa nasıl rapor verdiklerini sorduğunda, o memur verdiği raporun içeriğini ev sahibinin yararına biraz daha yumuşattı ve verdiği raporun sigorta için olduğunu, mahkemede delil olarak kullanamayacağını belirtti. Mahkemeyse bu kadar açık seçik belgeye bakmadan Talop ailesi-nin aleyhinde karar verdi. Mahkeme en azında devlet denetleme bürosundaki şahsın iki yüzlülük yaparak verdiği rapora bakıp, demek bu evde zarar vardı. Evet zarar vardı da siz bu raporu verdiniz. Sigorta için verdiğiniz rapor bizim için nasıl geçerli olmayabilir diye sorabilirlerdi. Bir devletin görevlisi yerlisini korur, yabancıya ayrımcılık yaparsa, Hakim de bunu görmezse biz adaleti nerede bulacağız? Adalet kaç numarada kalıyor acaba? Bir ay sonra tekrar zil çaldı. Evet, yine komşu bayan idi. Bay Talop, “Buyurun.” dedi. Komşu bayan, “Beni öbür dünyaya şikayet etmiş olduğunuz mektuptan vaz geçer misiniz?” Talop, “Vaz geçerim. Fakat not eden meleklerin notlarına karışma imkanım yoktur.” dedi. “Peki ne olacak yani?” “Öldüğünüzde bana haksızlık yaptığınız için ben gelene kadar ayakta bekleyeceksiniz. Bundan böyle bize hor bakmazsan, kötülük düşünmezsen, hakkımızda yalan söylemezsen ve daha iyi davranırsan melekler en çok güzelliklerinizi not edeceklerdir. Biz de sana bir mektup yazarız davamızdan vaz geçtik diye. Ümit ederiz ki affedilmiş olursun.” “Peki geçenlerde devlet denetleme konut bürosundaki adamın verdiği raporun mahkemede kullanılmaması için yazı yazan memur ile haksız karar veren hakimi de şikayet ettiniz mi?” “Onları da şikayet ettim. Hem de yaptıkları haksızlıklardan dolayı günün birinde vicdanlarının sızlaması için yazdım.” Bir daha da komşu kadın zile basıp beni rahatsız ediyorsunuz demedi. Mahkemenin ve ev sahibininse bu tür mektuplara aldır-dıkları falan yoktu.

13


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.