Nebevi Hayat Dergisi 17. sayı (2014)

Page 54

HÜSEYİN KALENDER I ŞEHİRLERE DAVETÇİ GÖNDERMESİ Elli iki senesini Peygamber şehri olan Medine-i Münevverede geçiren, Üstad Ali Ulvi kurucu “Hatıralarım” adlı eserinde üstad en-Nedvi ile alakalı olan hatırasında şöyle der: “Üstad Hasan en-Nedvi 1949’da hacca geldiğinde, talebelerinden Abdurreşid isminde bir genci, Hindûları İslama davet etmek, dava için çalışmak üzere Delhi’ye gönderiyordu. Veda gecesi çocuk ağladı. Abdurreşid, sevdiğim bir arkadaşımdı, bende o gece orada bulunuyordum. Üstad en-Nedvi sordu: “Niçin ağlıyorsun, ayrılıyorum diye mi ağlıyorsun?” “Efendim, ayrılıyorum diye ağlamıyorum. Sizi hem hocam, hem babam, hem de ruhumun enîsi diye biliyorum. Sizinle çalışmak bana çok rahatlık veriyor. Asıl şunun için ağlıyorum ki, koskoca Delhi şehrinde beni kim dinler? Benden daha muktedir kimseler var. Bilgi ve kültür seviyeleri benden daha fazla olan… “ Abdurreşid böyle deyince, Ebu’l Hasan şunları söyledi; “Kardeş, günlerden beri tereddüt içerisindeyim. Kimi göndersem diyorum. Karşıma sen çıkıyorsun. Kimi göndersem diye düşünen; gönlüme sen doğuyorsun. Bunda bir hayır var…” “Beni kim dinler, Koskoca Delhide”diyorsun. Hayat ve kâinattaki herşeyi mukaddes ölçüler çerçevesinde değerlendiren sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz, seyyidina Ali’yi bir kabileye hatip olarak, mübelliğ olarak, davayı anlatsın, onları İslam’a davet etsin diye göndermek istemişlerdi. Hz. Ali radıyallahu anh’da aynen senin yaptığın gibi “Ya Rasulallah, ben yapayalnız bir insanım. Orada benim sözümü kim dinler, ben ne yaparım” demişti. Her yaraya merhem olan sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdular: “Ya Ali, bir kimsenin hidayetine vesile olman, senin dünya servetini kazanmandan ve onu Allah yolunda harcamandan daha hayırlıdır.” Oğlum! Hz. Ali radiyallahu anh’ın yaptığı gibi yapacaksın. Oraya gidip insanları İslam’a davet edeceksin. Yalnız senden rica ediyorum: “sohbet ettin, konuşmalar yaptın, vaazlarda bulundun fakat kabul etmediler, ret gördün, hüsn-i kabul görmediğin zaman onlara kızmayacaksın. Kendine kız; evine gel, guslet, iki rekat namaz kıl; tevbe et, de ki; “Allah’ım! İslam kabul edilme-

52

NEBEVÎ HAYAT

NİSAN 2014

yecek, inanılmayacak bir dava değil, fakat benim günahlarım mani oluyor… Ya Rabbi günahlarımı affet, sözüme tesir ver, halime İslam’ın cazibesini ihsan eyle ki, sadece sözümle değil halimle de beni bilsin ve tanısınlar…” Bu genç, yani Abdurreşid üç sene sonra hacca geldi. Yanında Hintli ve sih gençleri vardı. İslam’ı kabul etmişlerdi. Abdurreşid arkadaşlarını tanıttı. Çok yüksel tahsilli ve varlıklı aile çocuklarıydı. Kendisine o günkü endişeli halini hatırlattım. Şöyle cevap verdi; “Eğer o gün üstad Hasan, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in Hz. Ali’yi irşad için göndermesi hadisesini anlatmamış olsaydı, ben yine çok ağlayacaktım. İşi çok büyük görüyordum. Delhi dediğimiz bir deniz ve derya, ben havuzda yüzmeyi beceremeyen insan, denize nasıl girer, diye korkmuştum. Fakat Elhamdülillah, Mevla bana bu kabiliyetli kardeşlerimi kazandırdı…” (Hatıralar, c.3 s.212) NASIL YAŞARSAN ÖYLE ÖLÜRSÜN Üstad Hasan en-Nedvi, sünnete aşırı derecede bağlı biriydi. Cuma günü Kehf süresini okumak sünnet olduğundan dolayı, 10 yaşından itibaren Kehf Suresini okumadan Cuma namazını kılmazdı. 12 yaşından itibaren de Ramazan ayının son 10 gününü sürekli itikâfa girerek geçirirdi. Sene 1999 ve Ramazan ayının 23. günüydü. Cuma namazı için gusül abdestini alıp, tertemiz elbiselerini giyerek itikâfta kaldığı mescidindeki yerine yöneldi. Âdeti olduğu üzere Kehf Suresini okumak için talebesinden mushafının getirilmesini istedi. Talebesi mushafı getirene kadar, o da ezberinden Yasin süresini okumaya başladı. Yasin süresini okuduğu esnada, mukadder olan ölüm gelip tertemiz ruhunu Rahman’a çıkardı. Bu, bir çok güzelliği bir arada bulunan ne güzel bir ölüm! Şu koca kâinatın sistem ve nizamını tasarrufun da bulunduran izzet ve celal sahibi olan Allah’tan niyazım; Bizlere de İslam için yaşanmış bir hayat ve iman üzerine bitecek olan bir ölüm nasip etmesidir. Ey şanı yüce olan Allah’ım! Senin buna gücün yeter ve sen her şeye kadirsin. Allahumme Âmin. (Ebu-l Hasan en-Nedvi, Yay. Daru-l Kalem, s. 23-200)


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.