Nebevi Hayat Dergisi 39. sayı (2016)

Page 10

gayesi insanları böyle bir sefaletten ve zilletten kurtarmaktır.

Allah’ın adıyla, Allah yolunda gazaya çıkın. Allah’ı inkâr edenlerle savaşın. Gazveye çıkın (fakat) ganimet mallarından çalmayın, sözünüze ihanet etmeyin, müsle yapmayın ve çocukları öldürmeyin. Müşriklerden olan düşmanlarınla karşılaştığın zaman, onları üç şeye davet et: Bunlardan hangisine icabet ederlerse, kabul ederek onlardan el çek.

leri olmuştur. Nitekim Peygamber Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır: “Ben kıyametten hemen önce kılıç ile gönderildim. Tâ ki tek olan Allah’a ibadet edilip, O’na hiçbir şey ortak koşulmasın. Benim rızkım, mızrağımın gölgesine konuldu. Zillet ve alçaklık da benim emrime (metod ve menhecime) muhalefet edenlerin üzerine konuldu. Kim de bir kavme benzerse, muhakkak ki o onlardandır.” (6) Rib’i b. Âmir radıyallahu anhu bu yüce gayeyi, Pers imparatorluğu genelkurmay başkanı Rüstem’e karşı şöyle ilan etmişti: “Dilediği kimseleri kullara kulluktan Allah’a kulluğa, dünyanın darlığından dünya ve ahiretin genişliğine, dinlerin zulmünden İslam’ın adaletine çıkaralım diye Allah Teâlâ bizleri gönderdi.” (7) İşte insanlık için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmet olan İslam ümmetinin omuzlamış olduğu mukaddes cihad vazifesinin gayesi bu yüce değerlerdir: a- İnsanlık âleminden Allah'ın dilediği kimseleri kullara kul olmaktan kurtarıp, sadece Allah'a kulluk etmelerini sağlamak. Zira bizim zamanımızda da olduğu gibi Allah’a kulluk etmekten uzaklaşan insanlar, muhakkak kendileri gibi insanlara kulluk ederler. İşte cihadın

8

ŞUBAT 2016

b- Bunca genişliğine rağmen şirk, küfür, fesad ve zulüm sebebiyle insanlık âlemine dar edilen dünyanın bu sıkıntılı darlığından, İslam’ın adaleti gölgesinde bir saadet sarayına dönüşecek olan dünyanın genişliğine ve ilâhî rahmetin deryası olan saadet’i ebediyeye insanlığı ulaştırarak iki dünya saadetine mazhar olmasını sağlamaktır. c- İnsanlık âlemini bâtıl dinlerin, bozuk ideolojilerin, fasid fikirlerin ve fesadı hayatın bütün alanlarına yayan yasaların zulmünden kurtararak; İslam'ın mutlak adaletine ve bütün dünyayı ıslah etmeye kâfi olan ilâhî hukuk sistemine mazhar kılmaktır. İşte cihad edenlerin, bu büyük gayeleri gözönünde bulundurarak nebevî sünnete ve sahabe›i kiram›ın uygulamalarına tâbi olarak mukaddes cihad vazifesini yürütmeleri gerekmektedir.

Üçüncü Nokta: Savaş Hukuku ve Âdâbından Bir Nebze: Bu ve benzeri büyük gaye ve hikmetlerden dolayı yerine getirilmesi farz kılınan cihad, rastgele ve dünyevi maksatlarla yapılan savaşlardan çok farklıdır. Dünyevi gayelerle yapılan savaşların kendine özgü sebepleri ve hedefleri vardır. Bunların hemen hepsi de yeryüzünü ifsad ve tahrip ederek, insanlık âlemini fitne, fesad, zulüm ve zillete maruz bırakır. Allah yolunda cihadın da kendine has sebepleri ve hedefleri bulunmaktadır. Bunlara riayet edilerek yapılan cihad yeryüzünü ıslah ve imar ederek, insanlık âlemini de saadet’i dâreyne mazhar kılar. Burada Allah yolunda cihad etmenin âdâb ve ahkâmından bir nebzesine değinmekte fayda vardır. Büreyde radıyallâhu anhu dedi ki: “Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem bir ordu veya seriyyeye komutan tayin ettiği zaman, Allah’tan korkmasını ve beraberindeki Müslümanlara iyi davranmasını tavsiye eder; sonra da şöyle buyururdu: “Allah’ın adıyla, Allah yolunda gazaya çıkın. Allah’ı inkâr edenlerle savaşın. Gazveye


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.