Ekonomie Nr.1 - Ausgabe November 2012

Page 1

MÜSİAD

Müstakil Sanayici ve İşadamlari Derneği - Berlin

BERLİN

Sayı·No: 1

Verein unabhängiger Industrieller und Unternehmer e.V

MÜSİAD Berlin: „Biz Farklıyız“ 9. Genel Kurul‘da Buluşuyoruz

dosya

masa üstü

sektörler

Yıl - Jahr: 1 Kasım - Nov. 2012

run bak

kaydet

Bekir Bozdağ:

TOBB Buluşturdu:

Wiesenhütter:

Prof. Dr. İskender Pala:

Avrupa‘daki gururumuzsunuz

Türkçe Konuşan Girşimciler

Die Türkei wird unterschätzt

Kütürünüzü korumalısınız



İNHALT

editör

İÇERİK MÜSİAD 9. GENEL KURUL’A HAZIR. 24 Kasım 2012 tarihinde 9. kez yapılacak olan Genel Kurul’un hedefi üç kelimede saklı: Kişisel, kurumsal ve toplumsal gelişim. Çünkü MÜSİAD Berlin çok farklı...

Her başlangıç heyecan, coşku ve duygu dolu bir tecrübedir. Karşınıza çıktığımız bu dergi çalışması heyecanını sürekli tazeleyen, heyacanına heyecan katan ve coşkuyla yayınına devam eden bir çalışma olacaktır. Bu çalışmamızda profesyonelliği yakalama gayreti ile olağanüstü bir coşku ile çalıştık.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ MÜSİAD Berlin üyeleri ve ekonomie okurları için kaleme aldı: „Başarılarınızla Gurur Duyuyoruz“

Dergimizde, toplumumuzun yakından tanıdığı kişiliklere, sektörlerimizin faaliyetleri ile ilgili haberlere, Berlin, Almanya ve Dünya ekonomisinden haberlere, makalelere yer verdik. Bundan sonraki sayılarımızda da benzer konulara ve sizlerden haberlere yer vereceğiz. Dergimiz her zaman yeniliklere açık olacak, sizlerin önerileri mutlaka dikkate alınacaktır. Her sayımızda başarılı ve sıradışı üyelerimize yer vereceğiz.

Bu ilk sayıdaki sıcaklık ve samimiyetimizi hiç kaybetmeden bundan sonraki sayılarımıza da aktaracağız. Zevkle okuyacağınız bir çalışma olmasını diliyorum. Selam ve muhabbetlelerimi iletiyorum... Muzaffer Türk

künye|impressum Herausgeber: MÜSİAD Berlin · Verein unabhängiger Industrieller und Unternehmer e.V. · Adresse: Ansbacherstr. 5, 10787 Berlin · Tel.: +49 (0) 30 685 985 98 · Fax: +49 (0) 30 685 985 99 · www. muesiad-berlin.de · Der redaktionelle Ansprechspartner: Generalsekretär: Muzaffer Türk · Redaktionelle Vorbereitung: Ajans b & İdea Crossmedia · Gestaltung & Grafik: İdea Crossmedia · Foto: İdea Crossmedia & Ajans b · Redaktionsanschrift: Ansbacherstr. 5 · 10787 Berlin · Vereinsregister Berlin-Charlottenburg · Reg. Nr. VR14856 B · Anzeigen: Hakan Yazanel · Telofon: + 49 177 835 63 02 · E-Mail: hakan.yazanel@ajansb.de · Concept Medienhaus GmbH

İN ZWEİ SPRACHEN: Berlin Büyükelçisi H. Avni Karslıoğlu ile uzun soluklu ve doyurucu bir röportaj yaptık. Wir haben mit dem türkischen Botschafler ein tiefgehendes İnterview durchgeführt. Wir müssen alle Offenheit zeigen und ehrlich sein. Und wir müssen uns engagieren. Wenn ich in Istanbul leben würde, dann wäre mir nicht egal wie Istanbul ist.

24

22

28

14

Nail Olpak: Başarımız Ortak

04

Veli Karakaya: Okurlara hitap „Dergimiz ëkonomie“

05

Das LOGO: Önder Coştan

06

MÜSİAD Berlin‘den haberler, faaliyetler,

07

MÜSİAD Berlin‘in Ustalık Belgesi Başarısı

12

Önder Coştan: Die protestantische Ethik und der Geist des Kapitalismus / Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu

16

MÜSİAD Berlin‘in 14. MUSİAD Uluslararası Fuar izlenimleri.

20

Berlin Büyükelçiliği‘ne Muhteşem Elçilik

21

MÜSİAD Berlin‘in TOBB ve Türkiye ziyaretleri

26 38

Kültür: Prof. Dr. İskender Pala Portre: Nihat Sorgeç

41

MÜSİAD Berlin‘in sekötör kurlları‘ndan haberler

42

Run Bak‘lar şimdi geliyor: BAK 07

48 50

MÜSİAD Berlin Esnaf ve Zanaatkarlar Kurulu oluşturuluyor.


TAKDİM

n a i l

o l p a k

MÜSİAD Genel Başkanı

Başarımız ortak

Başarılar

, senelerin çabucak geçmesi, karşılaşılan zorlukları ve engelleri aşmak için gösterilen fedakarlıkları, gayretleri unutturmamalı.

MÜSİAD Berlin ekibini, EKONOMIE Dergisi başta olmak üzere yaptığı güzel ve başarılı çalışmalardan dolayı ayrıca kutluyorum. ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

MÜSİAD’ın başarısıyla Türkiye’nin ticari ve ekonomik alanda elde ettiği büyük gelişme arasında mutlaka bir bağ var. MÜSİAD üyeleri, MÜSİAD’ın yurt içi ve yurt dışındaki şubeleri de bu başarı hikayesinde büyük pay sahibidir. Gurbetçi olarak Almanya’ya giden kardeşlerimizin Türkiye’de düzenlenen uluslararası bir fuara, işadamı ve yatırımcı olarak katılmaları, birlikte iş yaptıkları Avrupalı iş adamlarını portföylerinde buraya taşımaları, gurbetci hemşerilerimizin nereden nereye geldiğinin en açık ifadesi aslında. Tıpkı önsözünü yazma mutluluğuna eriştiğim ËKONOMIE dergisinin bir gurur kaynağı olarak göğsümüzü kabartması gibi Almanya’ da bizi başarıyla temsil eden MÜSİAD Berlin‘in da başarılı faaliyetleri bizleri fazlasıyla sevindirmektedir. MÜSİAD olarak ülkemizin sahip olduğu büyük potansiyele inanarak çıktığımız yolda, Türkiye’nin ilerlemesi adına tam 22 yıldır aralıksız çalışıyoruz. Günden güne büyüyor, Türkiye’nin ve dünyanın her köşesine ulaşıyoruz. MÜSİAD çatısı altında toplanan işadamlarına, özgüven, vizyon, yeni pazarlar kazandır-

dığımız gibi, onların Türkiye ekonomisine daha fazla katkı sağlamalarına imkan oluşturuyoruz. Bugün ne mutlu bize ki, MÜSİAD üyeleri, ülkemizin toplam ihracatının %15’ini gerçekleştiriyor, milli gelirimize 100 milyar doların üzerinde katkı sağlıyor, 1 milyondan fazla çalışan istihdam ediyor. Yurtdışında MÜSİAD çatısı altındaki üyelerimizin de yaşadıkları ülke ekonomilerine yaptıkları böylesi kazanımlar ve katkılar asla gözardı edilemez. Zira erdemli işadamlarımız MÜSİAD ailesinin ve Türkiye’nin elçileridirler. Uluslararası MÜSİAD Fuarı’na gerek katılımcı gerekse ziyaretçi bakımından rekor sayıda iştirakin olması ve aynı zamanda katılımcı ve ziyaretçi sayısının her geçen gün katlanarak artması kadar, MÜSİAD Berlin üyeleri gibi her ülke ve şehirden gelen işadamlarımızı da aramızda görmekten gerçekten büyük mutluluk duyuyoruz. Son olarak, yakından takip ettiğimiz MÜSİAD Berlin ekibinin bugüne kadar yaptıkları , yapacaklarının teminatıdır temennisiyle Ëkonomie dergisi başta olmak üzere yaptıkları başarılı çalışmalardan dolayı kendilerini kutlarım. MÜSİAD Berlin ekibini, ËKONOMIE Dergisi başta olmak üzere yaptığı güzel ve başarılı çalışmalardan dolayı ayrıca kutluyorum.

4


v e l i

k a r a k a y a Vorstandsvorsitzender von Müsiad Berlin e. V.

GRUßWORT

TAKDİM

MÜSİAD Berlin Başkanı Çok kıymetli okurlarım,

„Wesentliche Leitmotive für ëkonomie sind ihre Unabhängigkeit, Offenheit, Klarheit und Kritikfähigkeit.“

Sehr geehrte Leserinnen und Leser,

Als

Vorstandsvorsitzender von Müsiad Berlin e. V. begrüße ich Sie alle recht herzlich, Ich freue mich außerordentlich, Ihnen mit ëkonomie einen weiteren, wichtigen Dienst von Müsiad Berlin vorstellen zu dürfen. Als ein Verein, der zunehmend seine gesellschaftliche Verantwortung erweitert, haben wir festgestellt, dass es an einem wirtschaftspolitischen Printmedium mangelt, das bilingual in türkischer und deutscher Sprache veröffentlicht wird. Wir wissen alle um die Wichtigkeit von schnellen, verlässlichen und kompetenten Informationen. Deshalb möchten wir mit „Ekonomie“ zu unseren unzähligen Dienstleistungen eine Besondere hinzufügen. Außerdem wird ëkonomie als Sprachrohr für unsere Publikationen und Stellungnahmen ein wichtiges Medium sein. Ein Kurzprofil der Zeitschrift, dessen erste Ausgabe Sie gerade in Händen halten, könnte wie folgt aussehen: ëkonomie ist die türkisch-deutschsprachige Vereinszeitschrift von Müsiad Berlin e. V. In Berlin und Brandenburg. Als ein Wirtschaftsmagazin, das quartalsweise erscheint, erörtert, diskutiert und analysiert ëkonomie Themen zur Wirtschaft, zur Politik und weiteren gesellschaftlichen Bereichen.

5

Darüber hinaus berichtet die Zeitschrift zu aktuellen Ereignissen und Veranstaltungen von Müsiad Berlin, sowie seinem weitreichenden Netzwerk. Eine wichtige Rolle übernimmt ëkonomie auch als Mediator und Multiplikator für seine Mitglieder und Kooperationspartner. Mit relevanten Beiträgen, Reportagen, Inseraten und Interviews übernimmt ëkonomie hierbei eine wesentliche Funktion als Austauschund Informationsplattform. Die Zeitschrift erreicht neben allen interessierten Lesern zahlreiche wichtige Wirtschafts- und sozioökonomischen Vertreter und Institutionen insbesondere der türkischstämmigen Community. Maßgebend für ëkonomie ist Qualitätsjournalismus: gründlich recherchiert, verständlich verfasst, zeitgemäß und professionell im hochwertigen Offsetdruck gestaltet widmet sich ëkonomie seiner gesellschaftlichen medialen Verantwortung. Mit einer Auflage von 2000 Exemplaren wird ëkonomie neben unseren Mitgliedern regional, national und mit der Türkei auch bilateral wichtige staatliche und nichtstaatliche Wirtschaftsorganisationen erreichen. Wesentliche Leitmotive für ëkonomie sind ihre Unabhängigkeit, Offenheit, Klarheit und Kritikfähigkeit. In Zuversicht, dass Ihnen ëkonomie gefällt, verbleibe ich mit herzlichen Grüßen.

MÜSİAD Berlin Yönetim Kurulu Başkanı olarak sizleri canı gönülden selamlıyorum. Sizlere ëkonomie dergisi ile MÜSİAD Berlin’in yeni bir hizmetini sunmaktan son derece mutluluk duyuyorum. Toplumsal sorumluluğunu sürekli artıran bir dernek olarak ekonomi alanında çift dilde bir derginin eksikliğini fark ederek bu hizmeti sizlere sunmayı kararlaştırdık. ëkonomie dergisi bu açıdan hem sizlerin hem de MÜSİAD Berlin’in topluma açılan bir penceresi olacaktır. İlk sayısını elinde tuttuğunuz dergimizi kısaca şöyle tanımlayabiliriz: ëkonomie Türkçe ve Almanca olarak yayınlanan MÜSİAD Berlin dergisidir. Üç ayda bir yayınlanacak olan dergi ekonomik alanda olduğu gibi siyasi, sosyal ve başka alanlarda da önemli çalışmalarla hizmetinizde olacaktır. Bunun haricinde tüm okurlarını MÜSİAD Berlin’in aktüel organizasyonlarından ve önemli gelişmelerden haberdar edecektir. Üyeler arası ve bütün kooperasyon ortaklarımızla diyaloğu da artırarak dostluklarımızı ve ticari ilişkilerimizi derinleştirip pekiştirecektir. İlgili okurların yanısıra bütün önemli ticari ve ekonomi alanındaki kurum ve kuruluşlara erişecek olan dergimiz bilhassa Türk toplumunun ekonomi hayatına ışık tutacaktır. Kaliteli ve sorumlu medya anlayışı ile ëkonomie sadece Almanya’da değil Türkiye’de de önemli resmi ve sivil alandaki kurum ve kuruluşlara dağıtılacaktır. Derginin genel felsefesi bağımsızlık, şeffaflık, dürüstlük ve açıklıktır. Bu çerçevede ekonomie MÜSİAD Berlin’in dünyaya açılan penceresi olacaktır. Bu dergimizin hayırlara vesile olması temennisiyle siz saygıdeğer okurlarımı ve dostlarımı en içten dileklerimle selamlıyorum. ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1


‚ THEMA

D A S

schaufenster von ö n d e r c o ş t a n

LOGO

Der Mensch in der Mitte verschmilzt mit diesem Zahnrad zu einer Einheit. Das steht für die Synthese des Menschen und seiner Arbeit. Dabei soll weder der Mensch noch das Zahnrad seine optimale Leistungsfähigkeit einbüßen.

Als

eine Plattform zur Darstellung von MÜSIAD Berlin wird Ekonomie in nächster Zeit diverse Standpunkte und Stellungnahmen mit Ihnen teilen. In unserer ersten Ausgabe möchte ich Ihnen das MÜSIAD Symbol erläutern. In unserem Logo sind zunächst die einzelnen Elemente zu benennen. Man sieht ein Zahnrad als Rahmung, in der Mitte eine menschliche Person, die ihre Arme mit dem Zahnrad verbindet und eine Flamme die den Kopf des Menschen darstellt. Das Zahnrad ist seit der Industrialisierung ein beliebtes Symbol für Arbeit, Fortschritt und Produktivität. Es steht zudem für Dynamik und den Antrieb eines Prozesses, indem er durch seine Verzahnung mit anderen Zahnrädern in einander greift und einen Mechanismus vorantreibt. Auch für MÜSIAD Berlin steht das Zahnrad für Produktivität, Arbeit, Innovation, Dynamik und Fortschritt. Es soll den Fleiß, den Eifer und die Strebsamkeit darstellen, mit der wir Menschen für eine bessere Zukunft arbeiten müsëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

sen. Entsprechend steht es für die Ablehnung von Faulheit, Lethargie und Trägheit. Im Fokus steht dabei der Fortschritt, der eben durch diese Dynamik und den Fleiß erreicht wird, um den Menschen mehr Wohlstand und Glück zu ermöglichen. Allerdings hängt das Glück des Individuums dabei in direktem Zusammenhang vom Glück der Gesellschaft ab, in dem es lebt. Der Mensch in der Mitte verschmilzt mit diesem Zahnrad zu einer Ein-

heit. Das steht für die Synthese des Menschen und seiner Arbeit. Dabei soll weder der Mensch noch das Zahnrad seine optimale Leistungsfähigkeit einbüßen. Es handelt sich um das perfekte Gleichgewicht zwischen beiden Einheiten und ihres Zusammenwirkens, ganz im Sinne der Ideale von MÜSIAD Berlin. Es soll zudem das Ziel darstellen, dass Strebsamkeit eine Berufung für uns Menschen ist, sowohl materiell als auch ideell. Der Mensch soll in seinem Streben jeden Tag einen Fortschritt erzielen. Ein Tag, auf dem gleichen Stand des Vortages zählt demnach als ein Verlust für den Menschen. Er ist Initiator und trägt als ehrwürdiges Geschöpf die Verantwortung für seine Strebsamkeit. Die Flamme ist ein sehr wichtiges Element. Als Symbol des Verstandes und der Erleuchtung verweist es in unserem Logo auf den Einsatz des Menschen und seiner Arbeit im Sinne seiner Verantwortung zum gesellschaftlichen Wohl. Es symbolisiert die Grundphilosophie von MÜSIAD. Seine Strebsamkeit soll der Mensch nicht nur zu persönlichen Zwecken einsetzen. Nur seine Rücksicht und sein Mitgefühl für seine Mitmenschen können ihm nämlich auf Dauer seinen Seelenfrieden gewährleisten. Er soll sich seiner Verpflichtungen seinen Mitmenschen gegenüber bewusst sein und entsprechend handeln. Deshalb ist das gemeinsam erreichbare Ziel der Glückseligkeit abhängig von der gegenseitigen Verantwortung der Menschen zueinander. Das richtige Gleichgewicht zwischen individuellen Zielen, wirtschaftlichem Erfolg und der sozialen Verantwortung jedes Menschen ist der Schlüssel zum gemeinsamen Glück und Erfolg. Diese Erkenntnis wird durch die Flamme symbolisiert.

6


müsiad berlin haberler

HSK İSTANBUL‘DA

MÜSİAD Berlin Hizmet Sektör Kurulu, Ömer Başkan başkanlığında bir heyetle bir dizi görüşmelerde bulunmak ve çeşitli projeler gerçekleştirmek üzere İstanbul’daydı. İstanbul’da ilk olarak MÜSİAD Genel Merkezi’ni ziyaret eden Kurul sırasıyla İstanbul Ticaret Odası ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nda görüşmeler yaptı. Heyet, DEİK ile Berlin’de ortak bir proje gerçekleştirmek ve projede DEIK Avrupa Komitesi ile çalışma yapmak hususunda mutabakata vardı.

PANORAMA

MÜSİAD BAYRAM DAVETİ VERDİ Kurban Bayramı vesilesi ile MÜSİAD Berlin kurban daveti verdi. Dernek merkezinde gerçekleştirilen programa, Berlin’li işadamlarının yanı sıra, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, basın mensupları ve bir çok davetli iştirak etti. MÜSİAD Berlin adına bir selamlama konuşması yapan Genel Sekreter Muzaffer Türk, dini bayramların toplumun sosyal dokusunu güçlendirdiğini söyledi. Berlin’de de geleneksel hale gelen bayramlaşmanın her geçen sene farklı bir çoşku ile kutlandığı ve sevincinin arttığını belirtti. Daha sonra kürsüye gelen Başkan Veli Karakaya, bayramlarda insanların birbirini

sevindirdiklerini, birbirlerinin sevinçlerini çoğalttıklarını hatırlattı. Davetlilere bir şiirle hitap eden Karakaya daha sonra „Bayramlar sadece değerlerin korunduğu değil, yarınlara taşındığı, yoksulun ve varlıklının birbirini anladığı ve yakınlaştığı anlamlı anların yaşandığı kutsal günlerdir“ dedi. Konuşmaların ardından katılımcılara kurban eti ile birlikte ikramda bulunuldu.

BAYANLAR KURULU: HEDEF EĞİTİM MÜSIAD Berlin sektör kurulları kadar önemli bir işe daha imza atarak Bayanlar Kurulu‘nu da oluşturdu. MÜSİAD Berlin üyesi işkadınları ve bayanların insiyatifi ile kurulan MÜSİAD Berlin Bayanlar Platformu’nda bir araya gelen hanımlar, iş hayatından aile hayatına kadar, kadınların toplumsal rollerini çalışmalarının temeli olarak belirlediler. Aralarında güzellik uzmanı, doktor, avukat, öğretmen, sigortacı, işletmeci gibi çeşitli meslek kollarından, birçok kadın girişimci ve sosyal aktivist kadın iş dışında sosyal sorumluluk olarak da eğitim konusunda çalışamalar yapıyor. Çeşitli aralıklarla bir araya gelen MÜSİAD Berlinli kadınların bundan sonraki dönemde geleneksel kahvaltı buluşmaları yanında sosyal ve kültürel aktivitelere de yön vermeyi planlıyor.

7

ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1


PANORAMA Yeni Nijerya Büyükelçisi olan Başkonsolos Mustafa Pulat‘a veda duygusal bir atmosferde gerçekleşti.

Başkonsolos’a Duygusal Veda... MÜSİAD Berlin Başkonsolos Mustafa Pulat’a bir veda daveti düzenledi. Berlin’de görev süresi yakında sona ererek Nijerya Büyükelçisi olarak bu ülkeye gidecek olan T.C. Berlin Başkonsolosu Pulat onuruna verilen davette kendisine ve ailesine gösterilen misafirperverlik için Berlinlilere teşekkür etti. MÜSİAD Berlin Başkanı Veli Karakaya Türk toplumuna Berlin’de yapmış olduğu katkıdan dolayı Başkonsolos Mustafa Pulat’a teşekkür ederken, Mustafa Pulat’ın görev alanı dışında da bu toplumun sorunları ile hemhal olduğunu belirtti. Karakaya Başkonsolos Mustafa Pulat’a hitaben „Tüm sivil toplum kurumlarına eşit mesafede ve kucaklayıcı tutumunun STK ların çalışmalarına pozitif katkı yapmıştır“ dedi. Karakaya Pulat’ın hiç kimseyi ötekileştirmeden çok hizmetler verdiğini bu bayrağın bundan sonra da daha ileri taşınmasını ve örnek olmasını ümit ettiklerini söyledi. Berlin Büyükelçiliği Çalışma Müşaviri Ahmet Nazif Garipağaoğlu da görev süresinin dolması nedeniyle bir veda konuşması yaptı. Bu konuşmanın ardından kürsüye gelen Berlin Başkonsolosu Mustafa Pulat ise, hazırladıkları bu program olmak üzere görev süresince yapmış oldukları çalışmalardan dolayı MÜSİAD Berlin yöneticilerine teşekkür etti. Yeni görev yeri olan Nijerya’ya da tüm işverenleri yatırım yapmak üzere davet etti. Program sonunda Veli Karaëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

Mustafa Pulat yapmış oldukları çalışmalardan dolayı MÜSİAD Berlin yöneticilerine teşekkür etti. Yeni görev yeri olan Nijerya’ya da tüm işverenleri yatırım yapmak üzere davet etti.

Mustafa PULAT

kaya Berlin hatırası olarak, Berlin’in simgesi Buddy Bär hediye etti. Pulat daha sonra gazetecilerin bazı sorularına verdiği cevapta Alman Sosyal Demokrat Parti Merkezi’nde düzenlenen ve Türk kökenli Alman siyasetçi Aydan Özoğuz’un „iki dillilik bir kazançtır“ sözlerinin salonda büyük çoğunluk tarafından protesto edilip yuhalanmasına üzüldüğünü söyledi. Pulat „Belli ki bizim Alman kamuoyunda kazanmamız gereken bir kesim var. Bu dil konusunda ciddi bir yanlış anlama var. Anadilini gençlerimiz kaybettiğinde bu Almanya için de bir kayıp olur. Bu konu belli bir ölçüde siyasileşmiş bir konu, sabır göstermek ve talepleri en uygun çerçevede dile getirmek gerekir“ şeklinde konuştu. Bir soru üzerine gençlerin meslek, eğitim ve iş konularında kazanılmaları için çok çalıştıklarını ancak istenilen mesafenin alınamadığını söyleyen Pulat, ailelerin bu konuda daha çok çaba sarfetmesini istedi. Pulat Anadil eğitimi konusunda da toplumdan talep gelmeden çabaların yetersiz kaldığını hatırlatarak toplumun anadilin öğretilmesi konusunda Alman makamlarından talepte bulunması mesajını verdi. Halen Berlin’de 49 öğretmenle 4 bin çocuğa ana dil dersi vermeye çalıştıklarını söyeleyen Pulat, Alman makamları ve ailelerin de bu eksikliklerde payı olduğunun altını çizdi.

8


müsiad berlin: haberler

BWK ile Ortak Seminer

PANORAMA

ÜYELERİMİZİ YALNIZ BIRAKMIYORUZ Seçimden seçime değil her zaman üyelerlerimizle ilteşim halinde olmayı hedefledik

MÜSİAD Berlin ve BWK nın ortak çalışması ile ‘’Girişimcilik Semineri’’ MÜSİAD Berlin’de gerçekleştirildi. Bu seminer çerçevesinde katılımcılara girişimcilikte gerekli olan temel bilgiler ve önemli ipuçları verilirken, ticaret ve şirket yönetimi konuları ele alınarak bilgilendirme yapıldı. Bu sayede katılımcılar başarılı bir işadamının hangi karekteristik özelliklere sahip olması gerektiği bilgisini aldılar. 25 Genç tarafından ilgi ile izlenen seminer MÜSİAD Berlin üyelerinden Mustafa Ünsal Yaşaryıldız planlama, organizasyon, bürokrasi, vergi, teşvikler hususunda, Aziz Akseki sigortalar husunda katılımcılara kapsamlı bir sunum yaparken Samet Aras ise iş tecrübelerini katılımcılarla paylaştı. Seminerin bir kısmını IBB ve Senato yetkilileri de izledi.

MÜSİAD Berlin Genel Sekreteri Muzaffer Türk girişimci adaylara, muhakkak girişimcilik konusunda eğitim almalarını, aldıkları bu eğitimler doğrultusunda hareket etmelerini tavsiye etti. Bu konuda da MÜSİAD Berlin olarak onlara destek vereceklerini bu tür seminerleri sürekli olarak yapacaklarını belirtti. Genç MÜSİAD Başkanı Sinan İlhan ise MÜSİAD’ın gençlerimize girişimcilik konusunda eğitim yıllarında cesaret verdiğini, başarılı işadamları ile bir araya gelme imkanı elde ettiklerini belirtti. Seminere katılan genç girişimci adayları, seminerin çok başarılı ve faydalı geçtiğini vurgulayarak, bu şekilde bilinçli olarak iş hayatına atılmanın insanlara daha güven vereceğini belirttiler.

MÜSİAD Berlin Hukuk Sektör Kurulu Avrupalı Türk Avukatları Ağırladı Kısa Adı E.A.T.L. (European Association of Turkish Lawyers) olan Avrupa Türk Avukatlar Birliği 2008 yılında Brüksel‘de kuruldu. 8 Avrupa Birliği ülkesinde Türkçe konuşan avukatları bir araya getiren dernek üyeleri MÜSİAD Berlin’de buluştu. Buluşmada Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde faaliyet gösteren hukukçuların bir araya getirilmesi ve ortak projeler gerçekleştirilmesi, AB kurumlarında lobi faaliyetlerinde bulunulması konusunda kararlar alındı. Birlik Baskani Banu Kurtulan (Avusturya) ile birlikte, Nazmi Türkkol, (Hollanda) Dikmen Yozgat,( Fransa) Gülcan Doyduk (Fransa) Yetkin Gecer, (Isvicre) Aysegül Dorken Shankland, (Ingiltere) MÜSİAD Berlin’de olmaktan memnuniyet duyduklarını belirttiler. MÜSIAD Berlin Hukuk Sektör Kurulu Baskani Akin Hizarci da kurumsal çalışmaların daha da derinleştirileceği bilgisini verdi.

9

Müsiad Berlin sadece Genel Kurul‘dan Genel Kurul‘a, seçimden seçime üyelerini çağıran bir örgütlenme değil. Hizmetleri sosyal aktivitelerle de sınırlı değil. Onların kapısını çalıyor, dertlerini dinliyor. Onlarla her yıl birden fazla buluşma gerçekleştirerek hedeflerine ortak olamalarını sağlıyor. MÜSİAD Berlin bünyesinde bir bilgi bankası oluşturma çalışması da yapıyor. Bu çalışma kapsamında üyelerimize iş alanları, istihdam, eğtim, finansman, reklam, toplumsal gereksinimler başta olmak üzere değişik konularda sorular yönelterek bir veri tabanı oluşturuyor. Başkanımız Veli Karakaya‘nın da özel talimatı ile üyelerimizle işyerlerinde, kapılarında görüşmeler yapıyor yüz yüze ve etkin bir ieltişim sağlamaya çalışıyoruz. Üyelerimizi işyerlerinde ziyaret edip hal ve hatırlarını soruyor, iletmek istedikleri konuları, fikir ve görüşlerini canlı olarak ilk elden öğreniyoruz. Amacımız üyelerimizle bu birlikteliğin verimliliğini artırmaktır. Bu görüşmelerde üye bilgilerini güncelleme, yapılan ve planlanan faaliyetler hakkında üyelerimizi bilgilendirme imkanımız oluyor. Ziya DOĞAN ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1


PANORAMA MÜSİAD Berlin stantına gelerek Türk girişimcilerin Berlin’de ekonomik hayata katkılarını övdüler.

MÜSİAD Berlin’e Teşekkür Sertifikası Berlin Tempelhof Havaalanı Hangar 2`de kapılarını yeni iş kuracaklara açan deGut’ta MÜSİAD Berlin ödüllendirildi. deGut (Almanya Girişimciler Fuarı) kapsamında düzenlenen bir toplantıda MÜSİAD Berlin girişimcilere desteğinden dolayı bir sertifika aldı. Fuar’ın ilk gününde ise Berlin Eyaleti Ekonomi ve Teknoloji Bakanı Cornelia Yzer ile Brandenburg Ekonomi Bakanı Ralf Cristoffers MÜSİAD Berlin stantına gelerek Türk girişimcilerin Berlin’de ekonomik hayata katkılarını övdüler.

bulunan davetlilere hitaben bir konuşma yaptı. Fuar çerçevesinde düzenlenen programda davetli konuşmacılar Almanya ve Berlin’de giderek artan girişimciliği övdüler. Özellikle iki Almanya’nın birleşmesinden sonra her yıl artan yeni iş yeri sayısında Türk pasaportu taşıyanların oranının yüksekliğine dikkat çekilirken iş kurmada orta-

ya çıkan birçok sorun gündeme getirildi. Başarılı işverenlerin kendi deneyimlerini paylaştığı toplantıda konuşan MÜSİAD Berlin temsilcisi Önder Coştan „MÜSİAD Berlin olarak Berlinli iş kruan ve krumak isteyen girişimcilere elimizden gelen katkıyı vermek istiyoruz. Riskleri azaltarak başarıyı daha çok garantilemek mümkün. Bu konuda kapımız herkese açık“ dedi.

Aralarında MÜSAİD Berlin ve BWK’nın (Bildungswerk in Kruezberg) da bulunduğu derneklerin Berlin Yatırım Bankası ile ortaklaşa düzenledikleri seminerlerde daha önce 250 kişiye „girşimcilik kursu“ verilmişti. Almanya’nın en büyük girişmcilik fuarında MÜSİAD Berlin’i Önder Coştan temsil etti. Coştan burada düzenlenen sertifika töreninde orada

ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

Berlin Eyaleti Ekonomi ve Teknoloji Bakanı Cornelia Yzer, Brandenburg Ekonomi Bakanı Ralf Cristorfers ve BWK Müdürü Nihat Sorgeç Fuar’a katılan MÜSİAD Berlin stantını ziyaret ettiler. Ziyaretçilere Yavuz Uzunal ve İlker Sezgin eşlik etti.

10



PANORAMA İstisnai Ustalık Belgesi ile başka ustaya gerek kalmadan kendi işletmelerinizi kendi adınıza açabilirsiniz.

MÜSİAD Berlin‘in Ustalık Başarısı Berlin‘de faaliyet gösteren Türk tamirhane sahipleri meslek odasına (Handwerkskammer) başvurarak belli şartları yerine getirmeleri halinde istisnai ustalık belgelerini alabilecekler. MÜSİAD Berlin nezdinde konu ile ilgili ayrıntılı çalışma yapan Mustafa Tekoğlu ve Erol Ekmekçi hangi şartlarda bu istisnai ustalık belgesinin alınabileceğini ve hangi yollarla başvuru yapılabileceğine dair iş yeri açacakları bilgilendiriyor. Halihazırda birçok usta, belgeleri olmadığı için yanlarında yüksek ücretlerle usta çalıştırmaktalar. İstisnai ustalık belgesi ile başka ustaya gerek kalmadan kendi işletmelerini kendi adlarına açabilecek olan işverenler, konuya büyük ilgi göstermeye devam ediyor.

Hakan YAZANEL

nuyla ilgili çalışmaların sürdüğünü, esnaf ve zanaatkarların MÜSİAD Berlin‘den usatlık belgesi konusunda karşılıksız yardım alabildiklerini belirtti. Türk, ustalık belgesi alan işadamlarına MÜSİAD Akademi kapsamında kurslar vereceklerini söyledi. Ayrıca yapılacak sınav sonucunda istisnai ustalık belgesi hakkını kazanan işletmecilere MÜSİAD Berlin ve Handwerkskammer ortaklığı ile sertifika verdiklerinin de altını çizdi. Bugüne kadar yapılan seminerlere katılan işadamları ise yapılan

çalışmalardan memnuniyetlerini dile getirerek, istisnai ustalık belgesi için MÜSİAD Berlin aracılığı ile karşılıksız başvurularını yapacaklarını belirttiler. Leipzig Kararları doğrultusunda alınabilecek bu istisnai ustalık hakkı konusunda MÜSİAD Berlin, işletme sahiplerine danışmanlık ve başvuru konusunda yardımcı oluyor. Bu çalışmayı MÜSİAD Berlin‘de Ekonomi Mühendisi Mustafa Tekoğlu ve Erol Ekmekçi yürütüyor. İşletmecilerin istisnai ustalık belgelerini almaları konusunda tüm aşamalarda MÜSİAD Berlin‘den yardım talep edebilirsiniz. Tamirhane işletmecileri konu ile ilgili ayrıntılı bilgiyi MÜSİAD Berlin‘den her gün saat 09:00- 17:00 saatleri arasında alabilir ve İstisnai Ustalık Belgesi için kayıtlarını yaptırabilirler.

Konuyla ilgili olarak konuşan ekonomi mühendisi Mustafa Tekoğlu, alınacak istisnai ustalık belgesinin çırak yetiştirmek dışında bir kişinin işletmesinde, araçların yürüyen aksamlar dahil tüm tamir işlerini yapabileceklerini, kendi adlarına belli sınırlar dahilinde 2 işletme açabileceklerini vurguladı. Tekoğlu „Bu belgeyi alan ustalarımızın kendilerine güveni gelecek, kazançları artırarak daha fazla istihdam sağlayacaklar, yeni gelişmeleri öğrenmeye hevesleri artacak“ dedi. MÜSİAD Berlin Genel sekreteri Muzaffer Türk de koëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

12


Balıkçı her zaman ilklerin ve en iyililerin adamı olmaya çalışmış ve bunun meyvesini de toplamış.

PANORAMA

Birincilikler Peşinde:

Zafer Balıkçı Zafer Balıkçı Almanya doğumlu Türklerden. Balıkçı Rizeli bir işçi ailesinin çocuğu olarak 1979 yılında Böbblingen’de doğmuş. MÜSİAD Berlin üyesi olan Balıkçı 1997 yılında oto mekaniker meseleğine başlamış ve 2001 yılında diplomasını almış. Halen Ordensmeisterstraße 35 numaralı adreste faaliyet gösteren Optimal oto tamirhanesini işleten Zafer Balıkçı’nın basına da yansıyan önemli bir birinciliği var. HWK ve IHK Berlin tarafından verilen eğitimi tamamladıktan sonra usta olmaya hak kazanan Balıkçı tam 463 kişi arasında birincilik elde etti. Zafer Balıkçı kendi alanında ’’Kraftfahrzeugtechnikermeister‘‘ olarak en yüksek not olan 1’le mezun oldu.

Balıkçı henüz 24 yaşındayken de Pitstop’ta en genç şube müdürü olarak görev yaptı. Kısa bir dönem ATU’da da şube müdürü olarak çalışan Balıkçı şimdi kendine ait otomobil firması olan optimal’i işletiyor. Balıkçı MÜSİAD Berlin Ekonomie dergisine yaptığı açıklamada „Bulunduğum her işin en iyisini yapmak temel prensibim. Almanya’da doğan ve yaşayan bizlerin her alanda en iyi olmak gibi bir zorunlulukları var“ dedi. Balıkçı TÜV dahil, bir vasıta için gerekli tüm işleri en yeni teknoloji kullanarak yapan bir sistemde çalıştıklarını söyledi. Balıkçı „Başarı bir amaç değil, başarı çalışmakla gelen bir sonuç. Başarı bekleyerek gelmiyor“ dedi.

Typenoffene KFZ-Meisterwerkstatt

Die schönste Sprache der Welt Karl Marx Str. 3, 12043 Berlin Tel.: 030 620 084 84 - 85 Fax: 030 620 084 86

Zafer BALIKCI (Kfz-Meister) İnhaber

Ordenmeisterstr. 30-35 12099 Berlin Tel.: 030 - 75 76 53 31 Fax: 030 - 75 76 53 32 email: info@werkstatt-optimal.de web: www.werkstatt-optimal.de

13

ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1


christian wiesenhütter EKONOMİ

Stellv. Hauptgeschäftsführer der IHK Berlin IHK Berlin 2. Başkanı

Die Türkei wird völlig unterschätzt

Wir

müssen alle Offenheit zeigen und ehrlich sein. Und wir müssen uns engagieren. Wenn ich in Istanbul leben würde, dann wäre mir nicht egal wie Istanbul ist.“

Würden Sie sich unseren Lesern bitte kurz vorstellen?

der deutsch-türkischen Wirtschaftsbeziehungen mitzuwirken.

Mein Name ist Christian Wiesenhütter ich bin verheiratet und habe zwei Kinder. Zurzeit bin ich stellvertretender Hauptgeschäftsführer der IHK

Die Türkei wird meiner Meinung nach völlig unterschätzt. Sowohl wirtschaftlich, als auch politisch als Stabilitätsfaktor der gesamten Regi-

den meisten nicht bewusst. Ich glaube, dass die Wichtigkeit und die Rolle und Funktion der Türkei völlig unterschätzt ist. In Deutschland haben wir ein zweigeteiltes Bild. Auf der einen Seite gibt es in der türkischen Com-

Berlin.

on. Das Potenzial der Türkei in wirtschaftlicher Sicht ist enorm. Schauen sie nur auf die außerordentlichen Wachstumsraten der letzten Jahre. Die Türkei ist aber nicht nur wirtschaftlich zu einer Regionalmacht geworden. Es weiß beispielsweise kaum jemand, dass die THY die führende Fluggesellschaft in Europa ist. Auch dass die preisgekrönten Einkaufscenter alle in Istanbul sind ist

munity Menschen mit den höchsten Bildungsstandards, Professoren, leitende Angestellte, Großunternehmer und weitere Top Leute und auf der anderen Seite gibt es eine Gruppe, die sich abgrenzt und Schwierigkeiten im Zugang zum Bildungs-und Arbeitsmarkt hat. Es gibt auch eine ungleiche Verteilung der türkischen Bürger auf die verschiedenen Bezirke in Berlin, womit

Wie sehen Sie die Situation migrantischer Unternehmen in Deutschland und in Berlin ? Wir haben viele Kontakte zu türkischen Einrichtungen und Unternehmen und wir freuen uns, dass jetzt die TD IHK in Berlin ist. Eines unserer Ziele ist es an der Verflechtung ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

14


sich bestimmte Probleme in einigen Bezirken konzentrieren. Hier sollten mehr Vorbilder und Erfolgsgeschichten präsentiert werden. Wie erfolgte Ihre Bekanntschaft mit Müsiad Berlin und welchen Eindruck haben Sie von Müsiad Berlin gewonnen? Die Bekanntschaft erfolgte nachdem uns türkischstämmige Unternehmer und Vertreter um eine Arbeitsgruppe für türkische Unternehmen bei der IHK baten. Damals kam der erste Kontakt zustande. In letzter Zeit beobachten wir, dass der Vorstand und die Vertreter Müsiad Berlins sehr aktiv sind. Das freut uns sehr. Es fanden auch gegenseitige Besuche statt, bei denen wir Kooperationsmöglichkeiten diskutiert haben. Wir haben uns mit Herr Karakaya und Herr Costan bei Müsiad und auch bei uns im Haus getroffen, zuletzt um weitere Ausbildungsmöglichkeiten zu besprechen.

Die Türkei wird meiner Meinung nach völlig unterschätzt. Sowohl wirtschaftlich, als auch politisch als Stabilitätsfaktor der gesamten Region.

tatsächlich etwas bewirken. Zudem hätte es eine Signalwirkung nach außen. Bisher machen die Verbände derartige Aktivitäten eher in ihre Communities hinein. Darüber hinaus wünschen wir uns, dass die türkischen Unternehmen sich mehr im Be-

EKONOMİ reich der Bildung und Schulen engagieren. Auch dazu gibt es Projekte der IHK, bei denen Müsiad als Vermittler eintreten kann. Haben Sie noch eine abschließende Botschaft an unsere Leser? Meine Botschaft richtet sich eigentlich nicht nur an ihre Leser, sondern an alle, egal welcher Hautfarbe, welcher Herkunft oder Religion. So wie es der Bundespräsident Gauck bereits gesagt hat: Wenn wir ein friedliches und erfolgreiches Zusammenleben in Berlin nicht schaffen, wo dann? Berlin hat wirklich die besten Voraussetzungen dafür. Wir müssen alle Offenheit zeigen und ehrlich sein. Und wir müssen uns engagieren. Wenn ich in Istanbul leben würde, dann wäre mir nicht egal wie Istanbul ist. Ich würde unbedingt an der Gestaltung teilnehmen und mich engagieren. Also engagieren auch Sie sich in ihrer Gegend und in ihrer Stadt.

Wir beglückwünschen Müsiad, den Vorstand und ihre Vertreter für ihre Tätigkeiten und Initiativen. Die Erweiterung der Mitgliederzahlen, die Weiterentwicklung der Kontakte mit uns, besonders im Bereich der Bildung und Ausbildung, die Bemühungen im Bereich Praktikumsplätze und die beachtliche Ausweitung des gesellschaftlichen Netzwerkes und der Kontakte begrüßen wir natürlich. Gerade erst sind wieder 25 Jugendliche in Ausbildungen der Mitgliedsunternehmen von Müsiad Berlin vermittelt worden. Das zeigt, dass man etwas bewegen kann und nachhaltig etwas erreichen kann, wenn man es richtig anstellt. Müsiad veranstaltet ja auch Messen, Es wäre toll, wenn wir mal gemeinsam mit Müsiad und weiteren Verbänden die gesamte Breite migrantischer Unternehmen mit einer Spezialmesse in die Öffentlichkeit tragen könnten. Die Türken machen längst nicht mehr nur Döner. Auch könnte eine solche Messe allen Jugendlichen zeigen, dass Ausbildung und Bildung

15

ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1


MAKALE

önder coştan

Sozialwissenschaftler

Referent des Vorstandsvorsitzenden

Die protestantische Ethik und der Geist des Kapitalismus

Während

der Kapitalismus in der zweiten Hälfte des 20. Jahrhunderts eher einen politischen Machtblock in der bipolaren Welt repräsentierte, ist er seit dem Zusammenbruch der Sowjetunion zu seiner eigentlichen Bedeutung als Wirtschaftssystem zurückgelangt. Allerdings wurde der Kapitalismus seit jeher begleitet von zwei Diskussionssträngen. Einerseits von seiner Kritik und andererseits von der Frage nach seiner Entstehung. Wenn es um die Wurzeln des Kapitalismus geht, werden immer wieder unterschiedliche Theorien aufgeführt, Das Bankenwesen in Italien, die klassenorientierte Perspektive nach Karl Marx oder die Industrialisierung und ihre Entwicklungen in England gehören klassischen Erklärungsansätzen. Eine völlig neue Perspektive brachte der berühmte Soziologe Max Weber ein. Unter dem Titel „Die protestantische Ethik und der Geist des Kapitalismus“ entwickelte Weber eine Gesellschaftstheorie, nach der sich der moderne Kapitalismus im Alltag der Menschen als eine Kultur ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

Diese Gesinnung der Unternehmer, aber auch der Arbeiter sieht Weber als die geistige Grundlage für die Entstehung eines Wirtschaftssystems, das auf Gewinnmaximierung und Leistung ausgerichtet ist und den modernen Kapitalismus hervorgebracht hat.

mit einer methodisch-rationalen Lebensführung etablierte. Vor dem Hintergrund der Industrialisierung und Verstädterung als äußere Faktoren, gehört die religiöse Haltung der Menschen als innerer Faktor zu den Merkmalen, die gemeinsam für die Entstehung des Kapitalismus verantwortlich sind. Er ist davon überzeugt, dass in Folge der speziellen Rationalisierung im Okzident ein bestimmter Wirtschaftsethos entstanden ist, der sowohl von den Unternehmern, als auch von den Arbeitern getragen wird. Die Wurzeln für diese Einstellung sieht er in der Religion, und zwar im Protestantismus, der hauptsächlich geprägt ist vom Calvinismus. Im Zentrum des Calvinismus steht dabei die Lehre von der Gnadenwahl, auch „Prädestinationslehre“ genannt. Demnach hat Gott das Schicksal aller Menschen unveränderbar vorherbestimmt. Es ist jedoch zu Lebzeiten möglich, herauszufinden, ob man zu den Auserwählten gehört. Als auserwählte gelten diejenigen, die in ihren Lebzeiten einen Reichtum erwirtschaften können. Allerdings darf dieser Reichtum nicht bloß angehäuft werden. Das Kapital des Unternehmers muss ständig

16


reinvestiert und profitabel angelegt werden. Hierbei muss der Mensch auch seine Lebensführung nach dem Willen Gottes richten. Er ist ein fleißiger Ehrenmann, der aus der harten Lebensschule kommt, fleißig ist und sich in rastloser Arbeit befindet. Er ist stets tüchtig, bescheiden und voller Hingabe zu seinem Beruf des Geldverdienens. Pünktlichkeit, Zuverlässigkeit, Tüchtigkeit, Fleiß und Kreditwürdigkeit sind Eigenschaften, die den gottgefälligen Geschäftsmann ausmachen. Sein oberstes Ziel ist es reich zu werden um sein Auserwähltsein zu erkennen. Protz, Luxus, Faulheit und Müßigkeit sind dagegen sittlich verworfen. Auch die Hingabe zu Fleischeslust und die leichtsinnige Verschwendung von Zeit sind Anzeichen für die „Verdammten“. Diese Gesinnung der Unternehmer, aber auch der Arbeiter sieht Weber als die geistige Grundlage für die Entstehung eines Wirtschaftssystems, das auf Gewinnmaximierung und Leistung ausgerichtet ist und den modernen Kapitalismus hervorgebracht hat. Das Seelenheil wurde nicht mehr im Jenseits gesucht, sondern in dieser Welt, was auch als „Innerweltliche Askese“ bekannt ist. Die Rationalisierung der praktischen Lebensführung mit seiner Organisation der freien Arbeit auf der einen und der Geist des Kapitalismus auf der anderen Seite bilden für Weber somit die Grundpfeiler der modernen westeuropäischen Kultur. Allerdings hat Max Weber für diese Theorie auch zahlreiche Kritik erhalten. Neben dem Vorwurf, dass er nur den europäischen Menschen eine rationale Handlungsweise zuspricht und der sozialen Skrupellosigkeit des Systems, das Armut als selbstverschuldet ansieht, war es vor allem

17

Die Rationalisierung der praktischen Lebensführung mit seiner Organisation der freien Arbeit auf der einen und der Geist des Kapitalismus auf der anderen Seite bilden für Weber somit die Grundpfeiler der modernen westeuropäischen Kultur.

So schwierig auch die exakte Bestimmung der Entstehungsgeschichte des Kapitalismus ist, so hat sich dieses System doch weltweit durchgesetzt und bestimmt unsere heutige Welt.

PANORAMA MAKALE der sozialdarwinistische Charakter seiner Hypothesen, die seine Kritiker bewegte. Für Weber war aber abzusehen, dass der Kapitalismus eine Auslese der Tüchtigsten durchführt und somit alle auf der Strecke bleiben, die sich dem System nicht anpassen. Auch war Weber davon überzeugt, dass sich der Kapitalismus seiner religiösen Wurzeln entledigt, nachdem es sich einmal kulturell etabliert hat. Eine weitere Charakteristik des weberianischen Kapitalismus ist, dass es eine Antwort auf Karl Marx darstellt. Marx behauptete: „Das Sein bestimmt das Bewusstsein“, doch Weber entgegnet mit seiner Theorie: „Das Bewusstsein bestimmt das Sein ebenso“ So schwierig auch die exakte Bestimmung der Entstehungsgeschichte des Kapitalismus ist, so hat sich dieses System doch weltweit durchgesetzt und bestimmt unsere heutige Welt. Auch hat sich der Kapitalismus bisher gegen alle Kritiken und Angriffe behauptet. Es bleibt abzuwarten, welche sozialen Phänomene zu einem Wandel in der globalen Wirtschaftswelt führen werden. Bis dahin werden wir sicherlich noch Zeugen zahlreicher Finanzund Wirtschaftskrisen. In Zeiten der Ignoranz für Massenarmut, milliardenfachem Elend und der Vermarktung jeglicher Produkte und Waren ist es nicht weiter verwunderlich, dass sogar Kriege rational als Einkommensquelle betrachtet werden. Wir dürfen nicht vergessen, dass die Einhundert mächtigsten Akteure der Welt zur Hälfte Staaten und zur anderen Hälfte Konzerne sind. Die Geschichte seiner Entstehung ist ungewiss, doch die Geschichte vom Ende des Kapitalismus wird sicher niemals vergessen. ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1


MAKALE

önder coştan

sosyalbilimci m üs i a d b e r l i n b a ş k a n d a n ı ş m a n ı

„Protestan Ahlâkı ve Kapitalizmin Ruhu“ 20.yüzyılınsonlarına k a d a r

Kapitalizm, çift kutuplu dünyanın batı sistemini temsil etmekteydi. Sovyetler Birliği‘nin çökmesinden sonra tekrar ekonomik bağlamda kullanılmaya başlandı. Ancak kapitalizm ile ilgili süregelen iki soru vardır: Birincisi kapitalizmin eleştirilmesi, ikincisi de nasıl ortaya çıkmış olmasıdır. Ortaya çıkışı ile ilgili İtalya‘da oluşan bankacılık sistemi Karl Marx‘ın sınıflara ayrılmış toplum analizi veya İngiltere‘de sanayileşmeden sonra olan gelişimler sürekli dile getirilir. Bunlara alternativ bir perspektifi ünlü Alman sosyolog Max Weber geliştirmiştir. Protestan ahlâkı ve kapitalizmin ruhu adı altında geliştirdiği toplum teorisinde Weber, modern kapitalizmin gelişmesinde dini inançların da temel bir rol oynadığını savunur. Weber, Avrupa merkezli dünya görüşü ile Avrupa medeniyetinin eşsizliğini vurgulamış ve onun sahip olduğu özelliklerin başka hiçbir medeniyette bulunmadığını savunmuştur. Weber‘e göre kapitalizmin oluşmasında iç ve dış faktörler belirleyici rol oynar. İç faktör olarak dini inanç ve dış faktör olarak da sanayileşme, kentselleşme ve bürokrasiyi gösteren Weber, Avrupa‘ya has bir rasyonelleşme sürecinden bahseder. Bu süreç içinde bir ticari ahlâkın da gelistiğine inanan Weber, bu ahlâkın temelinin Protestanlıkta bulunduğuna inanır. Ünlü sosyolog bu inancın içindeki ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

kapitalist ruhun da Calvinizm‘in merkezini teşkil eden seçilmişlik öğretisine dayandığını tez haline getirmiştir. Bu öğretiye göre Tanrı insanların hangisinin cennete ve hangisinin cehenneme gideceğini önceden belirlemiştir ve bu karar değişmezdir. Ancak insanların hayatta iken seçilmiş olup olmadığını öğrenme imkânı vardır. Eğer çalışarak zengin olabiliyorsa bir insan bu onun cennetlik olduğunun bir göstergesi anlamına gelmektedir. Ancak bu zenginlik sadece mal veya para biriktirmek anlamına gelmemektedir. Buradaki kastedilen zenginlik akılcı olarak sermayeyi sürekli yatırımlarla çalıştırarak parayı artırmak demektir. İnsan da bu süreçte kendi yaşantısını belli bir şekle sokması gerekir. Cennetlik olan insan calışkan, mütevazı, dakik, sözünün eri ve kendini tamamen para biriktirmeye adamiş olması gerekir. En yüksek hedefi zengin olup tanrının rızasını kazanmış birisi olduğunu tespit etmektir. Calvinizim‘de bedensel zevk ve dünyevi mallara bağlılığa karşı, akılcı ve yararlı kazanç savunulmuştur. Kazanılmış olanın tüketilerek kullanılmasına engel konulmuş, sermayenin üretken kullanımı sağlanmıştır. Daha çok üretim, kazanç, sermaye birikim ve yenilenen yatırım döngüsü desteklenmiş, tüketim yasaklanmıştır. Ahlaki olarak itiraz edilecek şey; mülkiyetin sağladığı rahatlık, zenginliğin sağladığı tembellik ve hepsinden önemlisi “kutsal” yaşamı elde etme çabasından ayrılmaktır.

Bu tutum hem işveren hem de işçiler için geçerlidir. Bu öğretiyle beraber ruh saadeti artık ahiret yerine bu dünyada aranmaktadır. Netice olarak kapitalizmin ruhu diye adlandırabileceğimiz bu inanç yapısı ve hür emeğin rasyonel olarak işletmelerdeki organizasyonu modern kapitalist kültürün belirleyici unsurları olmuştur. Weber bu teorisi için birçok bilim adamı tarafindan eleştirilmiştir. Sosyal darvinist bir yaklaşımı içinde barındıran bu teori sadece Avrupalı insanların rasyonel ve akılcı olabileceği iddiasını taşımaktadır. Kapitalizmin sistem olarak yerleşmesinden sonra dinsel motiflerden soyutlanarak devamlılığını sürdüreceğine inanan Weber kısmen haklı çıkmıştır. Aynı zamanda Weber, bu teori ile Marks’ın tarihsel materyalizm anlayışını reddetmiş olur ve Marks`ın tezini adeta şu şekilde karşılamış olur: Maddi dünyamızın düşünce dünyamızı belirlediği kadar manevi dünyamız da bir o kadar maddi dünyamızı belirler. Tarihde ortaya çıkışı kesin olarak belirlenemese de günümüzde kapitalizm bütün dünyada hegemonyasını sürdürmektedir. Lüks içinde yaşayan bir grup insan rant için gıda ürünlerini denizlere dökerken öte yandan milyarlarca insan açlık ve sefillik içinde yaşamlarını sürdürmektedirler. Netice olarak kapitalizmin ortaya çıkışında nasıl dinsel motifler rol oynadıysa muhtemelen çöküşünde de dini inançlar belirleyici olacaktır.

18



GÜNDEM

FUAR

&IBF

14. MÜSİAD Uluslararası Fuarı geçen dönemlerde olduğu gibi rekor düzeyde katılımıyla gerçekleştirdi.

14. MÜSİAD Uluslararası Fuarı‘nın açılış programına bu sene de MÜSİAD Berlin Yönetim Kurulu üyeleri, basın mensupları ve iş adamlarının yer aldığı geniş bir heyetle katıldı. MÜSİAD Berlin Başkanı Veli Karakaya ve beraberindeki heyet fuar alanını gezdi. MÜSİAD Berlin, 14. MÜSİAD Fuarına geçen dönemlerde olduğu gibi rekor düzeyde katılım gerçekleştirdi. Genel anlamda bakıldığında fuarın her geçen dönem daha ileriye gittiği görülmekte. Burada yer alan işadamlarımız özellikle İslam ülkelerinden gelen iş adamları ile ticaret yapmak için adım atıyorlar. Aynı zamanda MÜSİAD üyelerinin kendi arasında ticaret hacminin büyümesinde fuarın önemi büyük.

MÜSİAD Berlin Başkanı Veli Karakaya ve beraberindeki heyet 14. MÜSİAD Uluslararası Fuarı ve IBF Forumu‘na katıldılar.

MÜSİAD Berlin Genel Sekreteri Muzaffer Türk fuarın MÜSİAD’ın geldiği noktanın bir yansıması olduğunu belirterek, “MÜSİAD Fuarlarının önemi büyük. 86 ülkeden gelen insanların gözlerindeki ifadeye bakınca mutlu olmamak mümkün değil. Ekonomide ve siyasette Türkiye’nin son dönemlerde yaptığı atılımlar bu fuarlarda kendisini gösteriyor. MÜSİAD Berlin ayrıca Genel Merkez Hizmet Sektör Kurulu’nun misafiri oldu. Cumartesi gerçekleştirilen fuar ziyaretinin akabinde, Hizmet Sektör Kurulu tarafından alınan Berlin’li işadamları boğaz turu ile ağırlanarak ardından Fuar ve IBF değerlendirme yemeğinde bir araya geldiler. Yemeğe MÜSİAD Yurtdışı Teşkilatlanma Komisyonu Başkanı Eyüp Akbal ve Şevket Can Tülümen de katıldı. Hizmet Sektör Kurulu Başkanı Mehmet Ünal burada yaptığı konuşmada, fuarın başarılı geçmesinin yurtdışı katılımın fazla olmasının sebebini yurtdışındaki organizasyonlara bağlarken, bu sene içerisinde Berlin’de yaptıkları ziyaret ve panelin önemine vurgu yaptı.

ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

20


Başbakan Berlin‘deydi

GÜNDEM

Muhteşem Büyükelçilik Açıldı

Başbakan Erdoğan, Tiergarten Strasse’de bulunan Türkiye’nin yurt dışındaki en büyük büyükelçilik binasına eşi Emine Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve eşi ile Alman Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle ile birlikte açtı.

Başbakan

Recep T a y yip Erdoğan, tarihi Berlin Büyükelçiliği’nin yeni hizmet binasının açılışı için Berlin’deydi. Erdoğan iki gün kaldığı Berlin’de yeni binanın açılış töreninde bir konuşma yaptı. Başbakan Erdoğan, Tiergarten Strasse’de bulunan Türkiye’nin yurt dışındaki en büyük büyükelçilik binasına eşi Emine Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve eşi ile Alman Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle beraber gelen Erdoğan göndere bayrak çektikten sonra yanındakilerle birlikte kurdele kesti. Berlin Büyükelçilik binasının bu yeni yerinin tarihi ve mülkiyeti itibariyle yaklaşık 100 yıl öncesine, Osmanlı dönemine uzandığını söyleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, „Burası Osmanlı Devleti‘nin Büyükelçisi İbrahim Hakkı Paşa tarafından 24 Mayıs 1918 tarihinde

21

mülkiyetimize geçirilen Berlin‘deki ilk Osmanlı Sefareti’nin bulunduğu yerdir“ dedi. Erdoğan „Büyükelçilik binamızı bu tarihi perspektif içerisinde yeri ve mimarisi itibariyle Türk kültürünü ve köklü devlet geleneğimizi layıkıyla temsil eden bir yapı olarak, bir mimari eser olarak görüyorum. Yine bu binayı yerinin geçmişi itibariyle, Almanya ile derin tarihi kökleri bulunan yakın dostluk ilişkilerimizin de sembolü olarak kabul ediyorum“ diye konuştu. AB’nin Türkiye ile ilişkilerini de stratejik bir bakış ışığında ele alması gerektiğine inandıklarını söyleyen Erdoğan „Avrupa genelinde ekonomik krizle bağlantılı olarak, yabancı düşmanı ve İslam karşıtı eğilimlerin artış gösterdiğine şahit oluyoruz” diyerek ırkçı gelişmelere karşı duyarlılık istedi. Berlin ziyaretinin ikinci gününde Federal Almanya Başbakanı Angela Merkel ile bir araya gelen Erdoğan

bir saatlik görüşmenin ardından basın karşısna çıktı. Mevkidaşı ile Basın toplantısında konuşan Erdoğan konuşmasında çifte vatandaşlığın kolaylaştırılmasını istedi. Erdoğan „Bizde elli bin Alman yaşıyor, isteyene Türk vatandaşlığını veriyoruz, siz de verin“ şeklinde konuştu. Her iki başbakan Suriye ve PKK konusunda karşılıklı destekten memnuniyet dile getirirken Türk Alman ve Alman Türk üniversiteleri açma konusunda mutabık olduklarını açıkladılar. Bu vesile ile Merkel Şubat 2013 yılında Türkiye’yi ziyaret edecek. Aynı şekilde Dışişleri Bakanları da Kasım ayı içinde bir araya gelecekler. Erdoğan daha sonra Türkiye dönüşünde Lufthansa ile Türk Hava Yolları arasında uluslararası ortaklık öneren Anegla Merkel’in isteğini kabul ettiğini açıkladı. Bu tarihi ziyaretin sonucundan memnun kalan iki taraf için de ilişkilerde yeni bir döneme daha yelken açılmış oldu. ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1


ÖZEL BAKIŞ

b e k i r

b o z d a ğ

Bozdağ: „MÜSİAD, başarılı işadamlarının buluştuğu uluslararası birgüven ve başarı markasıdır.“

Bekir Bozdağ, T.C Başbakan Yardımcısı

Başarılarınız Bizleri Gururlandırıyor „MÜSİAD, Türkiye’de olduğu gibi yurt dışında da iş adamlarımız için güvenilir bir referans merkezi ve okul olmaya devam etmektedir. MÜSİAD gibi MÜSİAD Berlin de başarılı işadamlarının buluştuğu uluslararası bir güven ve başarı markasıdır. „

Türkiye

ve Türk milleti, binlerce yıllık tarih, kültür ve medeniyetin mirasçısıdır. Türkiye bu büyük mirastan aldığı güçle insan haklarına dayalı hukuk devletini ve milletin yegane belirleyici ve söz sahibi olduğu demokrasisini geliştirmiş ve güçlendirmiştir. Son on yılda milletimizin sandıkta sağladığı siyasi istikrar ve kurduğu güçlü Ak Parti iktidarlarıyla Türkiëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

ye; eğitimden sağlığa, adaletten demokratikleşmeye, dış politikadan enerjiye, ulaşımdan turizme, altyapıdan üst yapıya, ekonomiden sosyal devlete varıncaya kadar pek çok alanda büyük bir değişim ve dönüşüm yaşamıştır. Artık bölgesinde lider, dünyada küresel aktör haline gelmiş bir Türkiye var. Türkiye sadece yarını değil, aynı zamanda 2023’ü ve 2071’i konuşup planlayan bir vizyona veiktidara sahiptir. Yurt dışında yaşayan vatandaş-

larımız, soydaşlarımız ve akraba topluluklarımız, ülkemizin en önemli güç kaynaklarından biridir. Bu gün itibariyle dünyanın 155 ülkesinde altı milyonu aşan vatandaşımız yaşamaktadır. İki milyona yakın vatandaşlıktan ayrılmış insanımız, 200 milyon civarında soydaşımız ve yüzlerce milyon akraba topluluklarımızla birlikte Türkiye, büyük ve güçlü bir ailedir. Yurtdışındaki vatandaş, soydaş ve

22


ÖZEL BAKIŞ BAKIŞ ÖZEL

bizleri

MÜSİAD Türkiye’de olduğu gibi yurtdışında da iş adamlarımız için güvenilir bir referans merkezi ve okul olmaya devam etmektedir. MÜSİAD gibi, MÜSİAD Berlin de başarılı işadamlarının buluştuğu uluslararası bir güven ve başarı markasıdır. Her ülkede başarılı Türk müteşebbisleri görmek, onların ülkemiz ve bulundukları ülkeler için ürettiği katma değeri görmek bizleri son derece memnun etmektedir. Müteşebbislerimiz yaptıklarıyla, ülkemizin ve bulundukları ülkenin ekonomisine büyük katkılar sağladıkları gibi ülkelerimiz arasındaki siyasal ilişkilerin güçlenmesine de önemli katkılarda bulunmaktadır. Hükümet olarak bir yandan yurtdışındaki müteşebbislerimizi desteklerken, öte yandan da yurtdışındaki vatandaş, soydaş ve akrabalarımızla aramızdaki ilişkilerin güçlenmesi, soydaş, vatandaş ve akrabalarımızın yaşadığı ülkelerle aramızdaki siyasi, ekonomik, kültürel ve benzeri ilişkilerin güçlenmesi için önemli adımlar attık, atmaya da devam ediyoruz. Bu amaçla Türk Konsey‘ni (Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi) (2009), TÜRKPA‘yı (Türk Dünyası Parlamenter Asamblesi) (2009), Türk Akademisini (2009), TDBB‘yi (Türk DünyasıBelediyeler Birliği) (2006), TRT AVAZ’ı ve TRT TÜRK’ü kurduk. Gelişen ve güçlenen Türkiye’nin değişen anlayışının sonucu olarak, daha önce belli bir bölgeye hitap için kurulmuş bulunan TİKA’yı beş kıtaya, yani dünyanın her yanına kalkınma

23

Türkiye 2002 yılında sadece 86 milyon dolar kalkınma yardımı yaparken, 2011 yılında 1 milyar 273 milyon dolar kalkınma yardımıyapmıştır.

Hükümet olarak bir yandan yurt dışındaki müteşebbislerimizi desteklerken, öte yandan da yurtdışındaki vatandaş, soydaş ve akrabalarımızla aramızdaki ilişkilerin güçlenmesi, soydaş,vatandaş ve akrabalarımızın yaşadığı ülkelerle aramızdaki siyasi, ekonomik, kültürel ve benzeriilişkilerin güçlenmesi için önemli adımlar attık.

akrabalarımızın başarıları gururlandırmaktadır.

yardımı yapan Türkiye’nin yüz akı bir kuruluşuna dönüştürdük. Kurulduğu 1992’den yılından 2002 yılına kadar 2.241 proje hayata geçirmiş olan TİKA, Ak Parti hükümetleri dönemi olan 2002-2011 yılları arasında 10.086 proje gerçekleştirmiştir.

Artık Türkiye, alan el değil veren eldir. Türk dilini, Türk kültürünü, Türk tarihini, Türk medeniyetini, hasılı milletimizin değerlerini hem vatandaş, soydaş ve akrabalarımıza ve hem de ilgili ve meraklı herkese, alanında markalaşmış isimler eliyle birinci elden anlatmak, öğretmek ve tanıtmayı sağlamak maksadıyla Yunus Emre Vakfı’nı kurduk (2008). Yunus Emre Vakfı bünyesine kurulan Yunus Emre Enstitüsü’nebağlı olarak Yunus Emre Türk Kültür Merkezlerini kurduk. Şu anda 26 ülkede kurulan Yunus Emre Türk Kültür Merkezlerini, mümkün olan her ülkeye ve ihtiyaç duyulan şehirlere ulaştırmak için çalışıyoruz. Önümüzdeki yıllarda bu sayıyı katlayarak artıracağız. Hükümetimiz, yurt dışında yaşayan vatandaş, soydaş ve akrabalarımıza verdiği önemi ve değeri göstermek, onların sorunlarıyla daha yakından ilgilenmek ve çözümleri daha kısa sürede hayata geçirmek için 2010 yılında Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nı kurmuştur. Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı “nerede bir vatandaş, nerede bir soydaş ve nerede bir akrabamız varsa biz oradayız.” felsefesini kendisine şiar edinmiştir. Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, vatandaş, soydaş ve akrabalarımızın karşılaştıkları sorunların tespiti ve kısa sürede çözümü için Türkiye’nin açtığı yeni bir kapıdır. Yurt dışında yaşayan vatandaş, soydaş ve akrabalarımızın arkasında artık siyasi istikrar ve güçlü iktidarıyla, demokrasisiyle, ekonomisiyle, hukukuyla, nüfusuyla güçlü bir Türkiye vardır. Milletimizin duası ve desteği arkamızda olduğu sürece Türkiye bugün olduğu gibi geleceğe de güvenle yürümeye devam edecektir. ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1


GÜNDEM

Y E R : I H K L u d w i g E r h a r d H a u s K o n f e r a n s S a l o n u S A AT : 1 3 : 0 0 TA R İ H : 2 4 K a s ı m

9. GENEL KURUL

MÜSİAD BERLİN: BİZ FARKLIYIZ

24 KASIM

ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

MÜSİAD Berlin’in oldukça görkemli geçmesi ğun ilgi bekleniyor. MÜSİAD Genel Başkanı şu ana kadar başkanlık yapmış olan Ali Bayranel Kurula katılacaklarını bildirdiler

MÜSİAD

Berlin Genel Kurulu 24 Kasım 2012 Tarihinde, Berlin Ekonomisinin kalbi olan IHK ‘da gerçekleştiriliyor. 2010 Yılında göreve başlayan Veli Karakaya ve yönetiminin birinci dönemi böylelikle sona eriyor. Birinci dönem diyoruz, çünkü şu an görünen ve teamüller gereği ikinci döneme de aday olacak olan Veli Karakaya yönetim kurulunu yeni takviyelerle geliştirerek devam edeceği mesajını verdi. Geçtiğimiz iki sene içerisinde yeni-

liklere imza atan MÜSİAD Berlin’de önümüzdeki yıllarda da yeniliklerin ve gelişmelerin devam etmesi bekleniyor. 2011 yılında yepyeni bir büro ile Berlin’in en merkezi yerine taşınan MÜSİAD Berlin ofisinin şimdiden küçük geldiği söylemleri dillendirilmeye başlandı, orta vadede belki bir bina satın alınması bile söz konusu olabilir. Bu Genel Kurul sonrası yönetimin bu hedefi gerçekleştirme hususunda adımlar atması bekleniyor. Geçen dönemde iki basamaklı üye sayısına sahip olan MÜSİAD Berlin, şu an 350 ye varan

24


GÜNDEM

Veli Karakaya: Değerli MÜSİAD Berlin üyeleri, Türk ve Alman toplumunun saygıdeğer fertleri, hepinizi Berlin‘in en büyük Türk işveren örgütü adına canı gönülden selamlıyorum. Kasım 2012 bizler için yeni bir dönüm noktasıdır. Her işin muhasebesinin yapıldığı ve yeni ufuk çizgisinin çekildiği bir noktadayız.

beklenen Genel Kurulu’na Türkiye’den de yoNail Olpak ile birlikte Kurucu Başkan Erol Yarar, moğlu, Ömer Bolat, Ömer Cihad Vardan’da Geüye sayısını dahi az bulmakta. Yeni dönem ile birlikte Esnaf ve Sanatkarlar Kurulu ile daha da büyüyecekleri bilgisini veren Başkan Veli Karakaya, esnafın sesi olacaklarını dile getirdi. Özellikle esnaflar arasındaki ortak hareket ve birlik sağlanmasına yönelik çalışmaları olacağının müjdesini verdi. MÜSİAD Berlin’in oldukça görkemli geçmesi beklenen Genel Kurulu’na Türkiye’den de yoğun ilgi bekleniyor. MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak ile birlikte Kurucu Başkan Erol Yarar, şu ana kadar başkanlık yapmış olan Ali

25

Bayramoğlu, Ömer Bolat, Ömer Cihad Vardan’da Genel Kurula katılacaklarını bildirdiler. Türkiye’den ayrıca birçok Yönetim Kurulu üyesi ile birlikte, sektör kurulları başkanları ve şube başkanları, 24 Kasım da IHK Ludwig Erhard Haus konferans salonunda saat 13:00 dan itibaren da MÜSİAD Berlin Genel Kurulu’nu takip edecekler. Alman ekonomi çevrelerinin de yoğun katılım bildirdikleri genel kurulda simultane tercüme ile Türkçe ve Almanca konuşmalar dinleyecilere aktarılacak.

Bu sözlerimden de anlaşılacağı üzere hepinizi, istisnasız tüm değerli üyelerimizi bu Genel Kurul‘da birliğe, dönüşüme, sevgi ve muhabbete davet ediyorum. 9. Olağan Genel Kurul‘umuzun tüm üyelerimize ve toplumumuza hayrılar getirmesini temenni ediyorum. Daha büyük başarıları hep beraber yaşayacağız. Biz MÜSİAD Berlin‘iz. Biz farklıyız. ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1


GÜNDEM

İ Z L E N İ M L E R...

Türkçe Konuşan Girişimcileri TOBB Bir Araya Getirdi

Türkiye

Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından düzenlenen ve Türkçe konuşan girişimcileri bir araya getiren 15. Türkçe Konuşan Girişimciler programı’na MÜSAİD Berlin de katıldı. TOBB tarafından geleneksel hale getirilen ve bu sene 15. kez düzenlenen programa Balkanlar, Orta Doğu, Orta Asya ve Avrupa’dan olmak üzere 22 ülke ve 4 özerk bölgeden toplam 47 temsilci katıldı. Konuk girişimcilerin Türkiye gezisi 12 Eylül 2012 Çarşamba günü İstanbul’da başladı. Türkçe Konuşan Girişimciler’den oluşan heyet sırasıyla Ankara, Malatya ve Gaziantep’i ziyaret ederek bu illerin ticaret odaları ile görüşmelerde bulundular. Girişimciler daha sonra 23 Eylül 2012 Pazar günü İstanbul’da bir araya gelerek on günlük seminer ve gezi programını sona erdirdiler.

MÜSİAD Berlin Başkanı Veli Karakaya‘yı kabul eden TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu Almanya ile dostluğun köprüsü sağlam temellerde dedi. Karakaya‘da Türkçe Konuşan Girişimciler Programı‘ndan dolayı TOBB‘u kutladı. Karakaya Hisarcıklıoğlu‘na Berlin şehrini sembolize eden bir hediye takdim etti.

Görüşmelerin ilk ayağında Türkçe Konuşan Girişimciler, TOBB Birlik Merkezi’nde 17 Eylül Pazartesi günü düzenlenen oturumda, TOBB ve Dışişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, KOSGEB ve TİKA gibi kurum temsilcileriyle tanışma ve değerlendirme yapma imkanı buldular. Toplantıya; TOBB Genel Sekreter Yardımcısı Ali Emre Yurdakul, Dışişleri Bakanlığı’ndan Daire Başkanları Ahmet Faik Davaz ve Cüneyt ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

26


İ Z L E N İ M L E R...

Veli Karakaya‘yı yoğun geçen program çerçevesinde Türkçe Konuşan Girişimciler‘le birlikte Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ile de bir araya geldi. Bozdağ, Berlin‘de MÜSİAD‘ın başarılı çalışmalarından dolayı Karakaya‘yı tebrik etti. Karakaya ve eşi ile hatıra fotoğrafı çektiren Bozdağ „Bizim için önemli bir başkentte önemli işler yapıyorsunuz“ dedi.

27

GÜNDEM

Karakaya „Çok verimli ve yoğun bir programa katıldık. Türkiye‘nin önü açılırken bizlere de yeni ufuklar açılıyor. Türkçe konuşanlar başlığı çok geniş. Bu başlık altında toplanacak büyük bir ağ kurmak hedef olmalıdır.

Yavuzcan, Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü’nden Meral Gündüz, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan Mehmet Ali Akdağ, TİKA Uzmanı Ayşe Özcan ile KOSGEB’den Canan Özturan ve Abdullah Karaosmanoğlu katıldı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği‘nin (TOBB) 15. Türkçe Konuşan Girişimciler Programı kapsamında Türkiye‘de ziyaretler gerçekleştiren girişimicler yoğun geçen programlarında TOBB’un 60. Yıl kutlaması ve TOBB Uluslararası İş Forumu’na katıldılar. Ortaköy’deki Four Seasons Otel’de düzenlenen Forum’da TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Makedonya Cumhuriyeti Devlet Başkanı Gjorge Ivanov ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan birer konuşma yaptı. TOBB‘un düzenlediği yoğun programda dört ili ve çok sayıda kurumu ziyaret eden Türkçe Konuşan Girişimciler Programı‘nı değerlendiren MÜSİAD Berlin Başkanı Veli Karakaya „Çok verimli ve yoğun bir programa katıldık. Türkiye‘nin önü açılırken bizlere de yeni ufuklar açılıyor. Türkçe konuşanlar başlığı çok geniş. Bu başlık altında toplanacak büyük bir ağ kurmak hedef olmalıdır. Türkçe konuşanlar için bir network zamanı geldi de geçiyor. Bu biz Almanyalı işverenlere de yeni işbirliği imkanları doğuracak büyük bir potansiyeldir“ dedi. ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1


RÖPORTAJ

h ü s e y i n a. k a r s l ı o ğ l u t . c. b e r l i n b ü y ü k e l ç i s i

Sorunları İşbirliği ve diyalog çözer Şahsen ekonomik ve ticari faaliyetlerin insanları diyaloğa teşvik ettiğine ve birleştirici bir rol oynadığına inanıyorum. 50 yılı aşkın bir süre önce Almanya’ya çoğunlu köyden, hatta okuma yazması olmadan “Gastarbeiter” olarak gelmiş vatandaşlarımızın bugün genellikle küçük ölçekli işletmeler kurarak işveren sıfatıyla Alman ekonomisine önemli katkılar sağladığını görmekteyiz.

ëkonomie:

Sayın Büyükelçi öncelikle yeni Büyükelçilik binası hayırlı olsun. Binanın tarihi kökleri, binada emeği geçenler, mimari tasarımı, inşasında rol alanlar ve açılışı itibariyle Türk Alman dostluk ve birlikteliğini karakterize ediyor diyebilir miyiz? Hüseyin Avni Karslıoğlu: Sayın Başbakanımız tarafından açılışı 30 Ekim 2012 tarihinde gerçekleştirilen Berlin Tiergartenstraße’deki Büyükelçiliğimiz yeni kançılarya binası, halihazırda ülkemizin yurtdışındaki en büyük diplomatik temsilciliğini oluşturmaktadır. 3 milyon insanımızın yaşadığı ve yakın tarihi dostluk ilişkilerine sahip olduğumuz Almanya’da geniş, kullanışlı ve mimari açıdan özel ve kendine özgü tarihi bir hikayesi olan Büyükelçilik binası inşa etmeye önem atfettik. Yeni kançılaryamızın geniş toplantı, etkinlik ve sergi alanları ile vatandaşlarımıza daha iyi hizmet sağlayacağımıza ve ülkemizi gururla temsil edeceğimize inanıyorum. ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

Binamızın Türk-Alman diplomatik ilişkilerin tesisinin 250. yıldönümünü anacağımız 2013 yılından hemen önce açılması da ayrı bir anlam taşımaktadır. Berlin’e ilk Osmanlı Elçisi 1763 yılında atanmış, Osmanlı Devleti 1918 yılında Tiergartenstraße 19 adresinde bulunan binayı kançılarya olarak satın almış, akabinde Türkiye Cumhuriyeti Berlin Büyükelçiliğine de evsahipliği yapan bina İkinci Dünya Savaşında bombalanarak yıkılmıştı. Aynı arsa üzerinde 2010 yılında yeni kançılaryamızın inşaatı başlayarak 23 aylık nisbeten kısa bir sürede tamamlanmıştır. Dolayısıyla Sayın Başbakanımızın da binamızın açılışında yaptıkları konuşmada belirttikleri üzere, eski ve tarihi mekânda kurulan yeni ve modern Büyükelçiliğimiz binası, kökleri derin Türk-Alman ilişkilerinin bir sembolünü teşkil etmekte, geçmişin miras bıraktığı bir arsada Selçuklu ve Osmanlı motifleri kullanılarak kurulan modern bina, ülkemizin tarihine saygılı ve bağlı köklü devlet anlayışını ve çağdaş yüzünü sergilemektedir.

28


RÖPORTAJ

Karslıoğlu ve Nijerya yeni Büyükelçisi Mustafa Pulat MÜSİAD Berlin‘de

Bu denli önemli bir projenin son derece hızlı bir şekilde tamamlanması için başta Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Başbakanımız, Başbakan Yardımcımız Sayın Ali Babacan ve Dışişleri Bakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu olmak üzere tüm devlet kademelerimiz, Berlin Büyükelçiliğinin eski ve mevcut çalışanları ve Dışişleri Bakanlığımız personeli değerli desteklerini esirgememişlerdir. Büyükelçiliğimizin çeşitli yerlerinde sergilenen eşsiz eserleri ile sanatçılarımız Semih Kaplan ve Hakan Esmer de binamıza renk katmışlardır.

Bunların hiçbirisi çözümsüz sorunlar değildir. Ancak önemli olan bu sorunların çözümünde Almanya, Türkiye, Almanya Türk toplumu, Alman toplumu gibi tüm unsurların yoğun işbirliği ve karşılıklı anlayış içerisinde hareket etmeleridir.

Kançılarya binamız, Mimar Nickol Volmar, Proje Yöneticisi ve Mimar Hugo Rozas ve Mühendisler Michael Vörkel ile Carsten Kühnumund’un da katkıları ile esasen ülkelerimizin mevcut işbirliği ve dostluk ruhuna uygun bir şekilde bir Türk-Alman projesi olarak gerçekleştirilmiştir. Binamızın açılış törenine katılan Federal Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, Türk-Alman dostluğuna atıf yaparak ve Almanya’nın bir parçası olarak tarif ettiği Almanya’daki insanlarımızın ülkeye sağladıkları katkılara dikkat çekerek, ileride de Türkiye ve Almanya ile Türkler ve Almanlar arasında ortaklıkların kurulmasına ve işbirliğinin pekiştirilmesine yönelik anlamlı mesajlar vermiştir. Bu amaçla Büyükelçiliğimiz çalışmalarını, yeni kançılarya binamızın verdiği imkânlar ile artırarak sürdürecektir. Yeni binamızın kapıları da her daim herkese açık kalacaktır. ëkonomie: Bize kısaca bir yıla yaklaşan görev sürenizi özetleseniz: Bu sürecin bir değerlendirmesini yapsanız iki toplum arasındaki ilişkilerin sancıları nelerden kaynaklanıyor? Çözülemeyecek sorunlar var mı? Genel durum ve gidişat nedir?

29

Karslıoğlu: Bildiğiniz gibi 15 Ocak 2012 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti’nin Berlin Büyükelçisi olarak göreve başladım. Çocukluğumun bir bölümünün “Vaterland” kabul ettiğim Almanya’da geçmesi ve Almanca bilmem sebebiyle alışma süresini çabuk atlattığımı söyleyebilirim.

Göreve başlar başlamaz Alman muhataplarımın yanı sıra, Almanya’daki Türk toplumunun her kesiminden temsilci ve kişilerle hiçbir ayrım veya tercih yapmadan görüşmeye başladım. Onlar beni ziyarete geldiler, ben onların etkinliklerine katıldım. Bu süreç esasen halen devam etmektedir. Bunun yanında Eyalet ziyaretlerimi neredeyse tamamladım. Gelecek ay içinde randevu aldığım Sachsen Anhalt dışında tüm eyaletleri ziyaret ederek, eyalet yöneticileri, işadamları, siyasiler, bürokratlar, Türk toplumu temsilcileri, farklı inanç gruplarına mensup kişi ve kuruluşlar, kısacası aklınıza gelebilecek hemen her kişi ve kuruluşla görüştüm. Onlara görüşlerimizi anlattım, sorunlarını, çözüm önerilerini dinledim, önerilerimizi sundum ve geleceğe dönük vizyonlarımızı paylaştık. Almanya’da yaşayan Türk vatandaşları, Türkiye kökenli Alman vatandaşlarının sayısı 3 milyona yaklaşmaktadır. Resmi istatistiklere göre neredeyse Almanya’daki her dört yabancıdan birisi Türkiye kökenlidir. Alman toplumunun karşı karşıya kaldığı demografik sınamaları hesaba kattığınızda Almanya’daki Türk toplumu bu ülkenin mevcut refah düzeyinin sürdürülebilmesi adına ihtiyaç duyulacak ekonomik girdiği sağlayabilecek en önemli kaynak olabilecektir. Bu kadar büyük bir toplumun da ister istemez bazı sorunları bulunmaktadır. Bunların başında katılım güçlükleri, işsizlik, çifte vatandaşlık, anadil eğitimi, ayrımcılık ve yabancı düşmanlığı gibi konular gelmekëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1


RÖPORTAJ

Vatandaşlarımızın ticaret ve üretim yaparak zenginleşmesi doğal olarak onların Alman toplumundaki yerini de güçlendirecektir. Geçtiğimiz yıl Almanya’yla Türkiye arasında Avrupa’daki ekonomik krize rağmen 32 milyar Avro’luk ikili ticaret hacmine ulaşılmasında tabiatıyla Almanya’daki vatandaşlarımızın da katkısı bulunmaktadır.

da katkısı bulunmaktadır.

tedir. Bunların hiçbirisi çözümsüz sorunlar değildir. Ancak önemli olan bu sorunların çözümünde Almanya, Türkiye, Almanya Türk toplumu, Alman toplumu gibi tüm unsurların yoğun işbirliği ve karşılıklı anlayış içerisinde hareket etmeleridir. Bu anlayışla hareket edilmesi halinde tüm sorunların her iki toplumun da kazancına olacak şekilde çözüleceğine inanıyorum.

Öte yandan, bu işletmelerin zamanla orta ve büyük ölçekli işletmelere dönüşmeleri ve genel olarak Avrupa’da, özel olarak ise Almanya’da çeşitli sebeplerle iş hayatındaki yerini sürdüremeyecek başka işletmelere ortak olmak veya onları devralmak suretiyle ileri bir aşamaya geçmeleri hem Alman ekonomine ve istihdama önemli katkılar sağlayacak hem kendileri için olumlu bir adım teşkil edecektir. Bu konu Almanya’da çeşitli araştırma merkezlerince de izlenmektedir ve büyümek isteyen ticari işletmelerin tabiatıyla ekonomik rasyonel temelinde dikkate alabilecekleri bir unsur olarak akla

ëkonomie: Ekonomi, toplumları böldüğü kadar birleştiren bir alan. Türk toplumunun ekonomik alanda etkinliği sizce ne durumdadır? Türk işverenler Alman ekonomisinde hak ettikleri payı ya da yeri alabiliyor mu? Karslıoğlu: Şahsen ekonomik ve ticari faaliyetlerin insanları diyaloğa teşvik ettiğine ve birleştirici bir rol oynadığına inanıyorum. 50 yılı aşkın bir süre önce Almanya’ya çoğunlu köyden, hatta okuma yazması olmadan “Gastarbeiter” olarak gelmiş vatandaşlarımızın bugün genellikle küçük ölçekli işletmeler kurarak işveren sıfatıyla Alman ekonomisine önemli katkılar sağladığını görmekteyiz. Bu bence büyük bir başarı öyküsüdür. Hepsiyle ayrı ayrı gurur duymak gerekir. Vatandaşlarımız tarafından kurulan ve ciroları 35 milyar Avro’yu bulan 72.000 işletme bunun en göze çarpan kanıtıdır. Vatandaşlarımız Almanya’da 350.000 kişiye istihdam sağlamaktadır. Almanya’da yaşayan yaklaşık 3 milyon civarındaki vatandaşımız Almanya’da sadece ekonomik hayata katkı sağlamakla kalmamakta, aynı zamanda sosyal ve kültürel hayatın yanı sıra siyasette de varlığını hissettirmektedir. Vatandaşlarımızın ticaret ve üretim yaparak zenginleşmesi doğal olarak onların Alman toplumundaki yerini de güçlendirecektir. Geçtiğimiz yıl Almanya’yla Türkiye arasında Avrupa’daki ekonomik krize rağmen 32 milyar Avro’luk ikili ticaret hacmine ulaşılmasında tabiatıyla Almanya’daki vatandaşlarımızın ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

gelmektedir. ëkonomie: Ekonomik kurumlar da olsak sosyal sorumluluğu paylaşmak zorundayız. Özellikle Almanya’da yaşayan Türkler olarak toplumumuzun genel durumu bizi de yakından ilgilendiriyor. Sizce bu alanda iş çevrelerinin çalışmaları yeterli midir? Değilse neler yapılması gerekir? Karslıoğlu: Biraz evvel ifade ettiğim gibi, Almanya’dakii Türkiye kökenlilerin pek çok sorunları bulunmaktadır. Bu sorunların sadece Almanya Türk toplumu veya Alman toplumu, ya da sadece Almanya veya Türkiye tarafından çözülmesi mümkün değildir. Bu sorunların çözülebilmesi için tüm resmi veya sivil kuruluşlar ve kişilerin, yani bu sorunların çözümüne katkı verebilecek her kişi ve kurumun elini taşın altına sokması gerekmektedir. Gerek Türkiye’deki görevim sırasında, gerekse burada göreve başladıktan sonra gözlemleyebildiğim kadarıyla esasen elini taşın altına koyan çok kişi ve kuruluş bulunmaktadır. Tabii ki herkes gücü, yetkisi, sorumluluğu

30


RÖPORTAJ ve imkanları ölçüsünde sorunların işbirliğine ve katkılarına her zaman güAlmanya’daki Türkiye çözümüne katkı vermeye gayret etvenebileceklerini teyid etmek isterim. pek çok mektedir. Burada önemli olan gücü kökenlilerin daha fazla olan kişi ve kuruluşların, sorunları bulunmaktadır. ëkonomie: MÜSİAD Berlin’i bir güçlerine paralel katkı vermelerinin Bu sorunların sadece vesile ile ziyaret ettiniz. Yönetisağlanmasıdır. Almanya Türk toplumu ci arkadaşlarımızla da görüşmeler MÜSİAD gibi işadamı, yönetici, yaptınız. Bu vesile ile MÜSİAD Berlin’i veya Alman toplumu, girişimci ve yatırımcılardan oluşan, tonasıl değerlendiriyorsunuz? plamda belli bir ekonomik gücü temsil ya da sadece Almanya Karslıoğlu: MÜSİAD Berlin’in gerek eden kurum ve kuruluşların mevcut veya Türkiye tarafından Almanya Türk toplumu için önem arsosyal, eğitsel, kültürel çalışma ve pro- çözülmesi mümkün de- zeden çeşitli konularda gösterdiği jelerini yeri geldiğinde ayni yardımlarla hassasiyet, gerek üyelerinin ekonomik ğildir. da zenginleştirmesi ve çeşitlendirmesi içerikli faaliyetlerinin organizasyonfaydalı olabilecektir. Ayrıca üyeler unda sergilediği çalışmaları takdirle ve kuruluşlar arasındaki iletişim ve izliyoruz. MÜSİAD Berlin ve benzeri işbirliği ağının da genişletilmesi önem işadamı derneklerimizin Türk topluarz etmektedir. Bir kişinin çok faydalı munun ortak sorunları noktasında birbir projesi olabilir, ancak maddi anlamlikte sergiledikleri birlik ve beraberlik da sıkıntı yaşayabilir, sizin de maddi kaynağınız vardır, de ayrıca çok değerlidir. Bu açıdan çalışmalarının artarak değerlendirirsiniz ve destek olabilirsiniz. Yakın iletişim sürmesini temenni ediyorum. ağı projelerin sizlere ulaşması veya sizin yapabileceğiniz yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaşması bakımından ëkonomie: MÜSİAD Berlin’den Türk toplumuna yönelik önemlidir. neler bekliyorsunuz? Almanya’daki insanımızın en büyük sorunlarından birisi işsizliktir. Göçmenler arasındaki işsizlik oranı Almanya genelinde % 13,8 iken, Türkiye kökenliler arasında bu oran % 20,7’dir. Burada Türk toplumuna, çocuklarının eğitimiyle yakından ilgilenmek, onları hiç değilse meslek eğitimine yönlendirmek konusunda büyük sorumluluk düşmektedir. Bu noktada MÜSİAD ve benzeri ekonomik kuruluşlara mensup işverenleri meslek eğitimi konusunda daha hassas olmaya ve mümkün olan en fazla sayıda Türk gencine meslek eğitimi ve stajyerlik imkânı sunmaya teşvik etmek istiyorum. Ayrıca toplumumuzun karşı karşıya olduğu diğer bir temel sorun olan anadil eğitiminde de, örneğin çift dilli anaokullarının kurulması, bu okullarda eğitim verecek Türk gençlerinin yetiştirilmesi ve benzeri konularda bazı masrafların üstlenilmesi, bilinçlendirme kampanyaları, burs, staj gibi imkânlar yaratılması noktalarında katkılar yapılması mümkün olabilecektir. Bu örneklerin artırılması mümkündür. MÜSİAD Berlin’in yayın organı “Ekonomie” aracılığıyla toplumumuzun sorunlarına yoğunlaşan, onların çözümüne katkıda bulunmak için gönüllü bir gayret içinde olan herkese ve her kuruluşa Büyükelçilik ve Başkonsolosluklarımızın

31

Karslıoğlu: Esasen Türk toplumuna yönelik olarak Berlin MÜSİAD’dan beklentim Almanya’daki diğer diğer kişi ve kuruluşlardan beklentilerimden farklı değildir. Konunun önemine binaen tekrarlamakta yarar görüyorum: Her bir örgütün yapabileceği farklı bir katkı ve zenginlik vardır ancak bunların aralarında paylaşım ağı kurulması ile özellikle eğitim ve işsizlik gibi temel konularda geliştirilecek proje ve yapılacak yardımları önemsiyorum. Burada önemli olan bu ülkede yaşayan, geleceğini bu ülkeye bağlamış kişiler olarak, gelecek kuşakların kökleriyle, dilleriyle, kültürleriyle, dinleriyle bağlarını koparmadan bu ülkeye her alanda katkı yapan saygın bireyler olarak yetişmelerini sağlayacak proje ve çalışmaların dayanışma ve paylaşım içinde yerine getirilmesidir. ëkonomie: Sizi de davet ettiğimiz 24 Kasım’daki Genel Kurulumuza yönelik derneğimiz, üyelerimiz ve işverenlerimiz için neler demek istersiniz? Karslıoğlu: Bizler için önem arzeden husus Almanya Türk toplumunun birlik ve beraberliği, esenliği ve refahıdır. Hepimizin çalışmaları ayrım gözetmeksizin vatandaşlarımızın huzuruna katkı sağlamaya yöneliktir. Bir işadamları derneği olarak MÜSİAD Berlin’in de bunda yapabileceği katkılar mevcuttur. Bu amaca yönelik olarak, Genel Kurulunuz başarılı geçmesini diliyor ve şimdiden hayırlı olsun diyorum. ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1


INTERVIEW

h ü s e y i n a. k a r s l ı o ğ l u türkischer botschafter

Wirtschaft vereint

ëkonomie:

Herr Botschafter, zunächst einmal herzlichen Glückwunsch zum neuen Botschaftsgebäude. Kann man sagen, dass das neue Gebäude in Bezug auf die historischen Wurzeln, die Menschen, die sich dafür eingesetzt haben, die Architektur, die am Bau Beteiligten und die Eröffnung die türkisch-deutsche Freundschaft und Partnerschaft charakterisiert? Karslıoğlu: Das neue Kanzleigebäude unserer Botschaft in der Tiergartenstraße in Berlin, das am 30. Oktober 2012 von unserem hochverehrten Herrn Ministerpräsidenten eröffnet worden ist, stellt die derzeit größte Vertretung unseres Landes im Ausland dar. Wir haben Wert darauf gelegt, in Deutschland, einem Land, in dem mehr als drei Millionen türkische Landsleute leben, und mit dem wir enge historische Beziehungen pflegen, ein großes, funktionelles, in architektonischer Hinsicht besonderes Botschaftsgebäude mit einer eigenen Geschichte zu bauen. Ich glaube, dass wir in dem neuen Kanzleigebäude mit seinen großen Konferenz-, Veranstaltungs- und Ausstellungsräumen unseren Landsleuten noch besser dienlich sein können und unser Land mit Stolz vertreten werden. Auch die Tatsache, dass wir dieses Gebäude ein Jahr vor dem 250. Jahrestag der Aufnahme diplomatischer Beziehungen zwischen der Türkei und Deutschland eröffnet haben, ist von besonderer Bedeutung. Das Osmanische Reich, das im Jahr 1763 den ersten osmanischen Gesandten nach Berlin entsendet hat, hat das Gebäude in der Tiergartenstraße 19 im Jahr 1918 erworben und als Kanzlei genutzt. Dieses Gebäude, das später auch der Republik Türkei als Botschaft diente, wurde bei einem Luftangriff während des Zweiten Weltkriegs zerstört. Die Bauarbeiten an unserer neuen Kanzlei auf demselben Grundstück wurden 2010 aufgenommen und inëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

Hüseyin Avni Karslıoğlu. / Die türkische Botschaft in der Tiergartenstraße in Berlin

nerhalb von nur 23 Monaten fertiggestellt. Wie bereits S.E. Herr Ministerpräsident in seiner Rede anlässlich der Eröffnung erwähnte, symbolisiert das neue und moderne Botschaftsgebäude auf dem ehemaligen und historischen Gelände die tief verwurzelten Beziehungen zwischen der Türkei und Deutschland. Dieser moderne Bau mit seldschukischen und osmanischen Elementen, auf einem Grundstück, das uns aus der Vergangenheit erhalten ist, symbolisiert zum einen unser traditionelles Staatsverständnis, das der Geschichte unseres Landes Respekt zollt und ihr verbunden ist, und zum anderen das moderne Gesicht der Türkei. Es steht für das tief verwurzelte Staatsverständnis unseres Landes, das seiner Geschichte mit Respekt begegnet und sich zu ihr bekannt, und ist sein modernes Gesicht.

32


INTERVIEW

Der sehr raschen Fertigstellung dieses überaus bedeutenden Projektes haben alle Staatsvertreter der Türkei, allen voran der Staatspräsident, der Ministerpräsident, der Stellvertretende Ministerpräsident Ali Babacan, unser Außenminister Ahmet Davutoğlu, die jetzigen und ehemaligen Mitarbeiter der Botschaft sowie das Personal unseres Außenministeriums ihre wertvolle Unterstützung zuteil werden lassen. Auch haben die beiden türkischen Künstler Semih Kaplan und Hakan Esmer, deren einzigartige Werke an verschiedenen Orten in der Botschaft bewundert werden können, Farbe in unser Gebäude gebracht. Das Kanzleigebäude wurde durch den Beitrag des Architekten Volkmar Nickol, des Projektleiters und Architekten Hugo Rozas und der Ingenieure Michael Vörkel und Carsten Kühnemund als ein türkisch-deutsches Projekt im Geiste der Zusammenarbeit und der Freundschaft zwischen unseren Ländern verwirklicht. Herr Bundesaußenminister Guido Westerwelle, der an der Eröffnungsfeier teilgenommen hat, hat sich auf die türkisch-deutsche Freundschaft bezogen und mit Verweis auf den Beitrag unserer türkischen Landsleute in Deutschland eine bedeutende Botschaft im Hinblick auf die Schaffung von Partnerschaften und die Intensivierung der Zusammenarbeit zwischen der Türkei und Deutschland auch in Zukunft vermittelt. Vor diesem Hintergrund wird die Botschaft ihre Arbeit im Rahmen der Möglichkeiten, die das neue Kanzleigebäude bietet, verstärkt fortsetzen. Unsere Türen stehen jedermann und jederzeit offen. ëkonomie:: Rückblickend auf Ihre einjährige Dienstzeit: Was sind die Ursachen für die Probleme in den Beziehungen zwischen den beiden Gesellschaften? Gibt es unlösbare Probleme? Wie sehen die allgemeine Lage und der weitere Verlauf aus?

33

Karslıoğlu: Wie Sie sicherlich wissen, habe ich meinen Dienst als Botschafter der Republik Türkei in Berlin am 15. Januar 2012 aufgenommen. Ich kann sagen, dass ich mich aufgrund der Tatsache, einen Teil meiner Kindheit in Deutschland verbracht zu haben, das ich als mein „Vaterland“ ansehe, und Deutsch spreche, rasch eingewöhnt habe. Gleich zu Beginn meiner Dienstzeit habe ich auf allen Ebenen Gespräche sowohl mit meinen deutschen Ansprechpartnern als auch mit den Vertretern und Persönlichkeiten der türkischen Gemeinschaft aufgenommen. Sie haben mich besucht oder ich habe an ihren Veranstaltungen teilgenommen. Dieser Prozess dauert im Grunde noch an. Zugleich habe ich bereits nahezu alle Bundesländer besucht. Bis auf Sachsen-Anhalt, in dem ich für den kommenden Monat Termine vereinbart habe, habe ich alle Bundesländer besucht, mit den jeweiligen Landeschefs, Unternehmern, Politikern, Offiziellen, Vertretern der türkischen Gemeinschaft, Mitgliedern und Verbänden der verschiedenen Religionsgruppen, kurz gesagt, allen nur denkbaren Personen und Organisationen gesprochen. Ich haben ihnen unseren Standpunkt mitgeteilt, mir ihre Probleme und Lösungsvorschläge angehört, unsere Vorschläge unterbreitet und unsere zukunftsorientieren Visionen mit ihnen geteilt. Die Zahl der in Deutschland lebenden türkischen Staatsbürger und türkeistämmigen deutschen Staatsbürger beträgt fast drei Millionen. Offiziellen Statistiken zufolge ist fast jeder vierte Ausländer in Deutschland ein Türke. Wenn man die demographische Herausforderung berücksichtigt, der sich Deutschland gegenübersieht, dann kann die hiesige türkische Gemeinschaft die wichtigste Quelle sein, um den zur Erhaltung des jetzigen Wohlstandsniveaus notwendigen wirtschaftlichen Input sicherzustellen. Es ist unvermeidlich, dass eine so große Gemeinschaft auch einige Probleme mit sich bringt, wie zum Beispiel ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1


INTERVIEW men, die in Europa und insbesondere die mangelnde Teilhabe, ArbeitsloEs ist nicht möglich, dass diein Deutschland aus unterschiedlichen sigkeit, doppelte Staatsangehörigkeit, muttersprachlicher Unterricht, se Probleme lediglich von der Gründen nicht in der Lage sind, im fortzubestehen, wird Diskriminierung und Fremdenfeindtürkischen Gemeinschaft in Geschäftsleben sowohl erheblich zur deutschen Wirtlichkeit. Darunter gibt es kein Problem, für das sich nicht eine Lösung Deutschland oder der deut- schaft und zum Arbeitsmarkt beitrafände. Doch das Wichtigste ist, dass schen Gesellschaft bzw. allein gen als auch einen wichtigen Schritt für sie selbst darstellen. Dies wird bei der Lösung dieser Probleme Deutschland und die Türkei, die tür- von der Türkei oder Deutsch- von verschiedenen deutschen Forschungsinstituten beobachtet und kische Gemeinschaft in Deutschland land gelöst werden. kommt natürlich auch für Betriebe und die deutsche Gesellschaft, mit mit dem Wunsch nach Wachstum als anderen Worten, alle Beteiligten in ein Aspekt ihrer ökonomischen Übergegenseitigem Verständnis eng mitlegungen in Betracht. einander kooperieren. Ich bin davon überzeugt, dass mit dieser Herangehensweise alle Probleme zum Nutzen beider Gesellschaften gelöst werden ëkonomie: Auch wenn wir wirtschaftliche Einrichtungen können. sind, so müssen wir doch gesellschaftliche Verantwortung übernehmen. Insbesondere als Türken in Deutschëkonomie: Die Wirtschaft ist ein Thema, das die Gesell- land sind wir sehr an dem allgemeinen Zustand der schaft spaltet wie auch eint. Wie leistungsfähig ist Ih- Gesellschaft interessiert. Sind Ihrer Ansicht nach die rer Ansicht nach die türkische Gemeinschaft? Haben die Bemühungen der Geschäftswelt in diesem Bereich austürkischen Arbeitgeber in der deutschen Wirtschaft den reichend? Was sollte noch getan werden? ihnen gebührenden Anteil oder Rang inne? Karslıoğlu: Wie ich bereits erwähnt habe, bestehen in Karslıoğlu: Ich persönlich bin davon überzeugt, dass Bezug auf die türkeistämmigen Menschen in DeutschWirtschafts- und Handelstätigkeiten die Menschen zum land zahlreiche Probleme. Es ist nicht möglich, dass dieDialog ermuntern und eine vereinende Rolle spielen. Wir se Probleme lediglich von der türkischen Gemeinschaft stellen fest, dass unsere türkischen Landsleute, die vor in Deutschland oder der deutschen Gesellschaft bzw. alüber 50 Jahren als „Gastarbeiter“, vorwiegend aus länd- lein von der Türkei oder Deutschland gelöst werden. Bei lichen Gebieten und des Lesens und Schreibens nicht der Lösung dieser Probleme müssen sämtliche staatlimächtig, nach Deutschland gekommen sind, inzwischen chen und zivilgesellschaftlichen Einrichtungen und Perals Betreiber insbesondere von Kleinunternehmen einen sonen, mit anderen Worten, alle, die zu einer Lösung wichtigen Beitrag zur deutschen Wirtschaft leisten. Dies beitragen können, Verantwortung übernehmen. ist meines Erachtens eine großartige Erfolgsgeschichte und man kann auf jeden einzelnen von ihnen stolz sein. Wie ich sowohl während meiner Tätigkeit in der Türkei Die circa 72.000 von unseren Landsleuten betriebenen als auch seit Aufnahme meines Dienstes in Berlin festUnternehmen, die einen Umsatz von rund 35 Milliarden stellen konnte, gibt es zahlreiche Einrichtungen und Euro erwirtschaften, sind der deutlichste Beleg hierfür. Personen, die bereits Verantwortung tragen. SelbstverInnerhalb dieser Unternehmen bieten sie Arbeitsplät- ständlich ist jeder entsprechend seiner Position, Befugze für 350.000 Menschen. Die circa drei Millionen in nis, Verantwortlichkeit und Möglichkeiten bemüht, zur Deutschland lebenden Türken tragen nicht nur zur Wirt- Lösung von Problemen beizutragen. Besonders wichtig schaft bei, sondern sind gleichzeitig im gesellschaftli- ist hierbei, dass einflussreichere Personen und Institutichen, kulturellen und politischen Leben in Deutschland onen ihrer Position entsprechend hierzu einen Beitrag vertreten. Mit dem von ihnen durch Handel und Produk- leisten. tion erwirtschafteten Wohlstand wird selbstverständlich auch ihre Position in der deutschen Gesellschaft Es wäre sinnvoll, die Arbeiten und Projekte in den Bereigestärkt werden. Auch haben unsere in Deutschland chen Gesellschaft, Bildung und Kultur von Organisatiolebenden türkischen Landsleute einen Anteil am bilate- nen und Einrichtungen, die wie MÜSIAD aus Geschäftsralen Handelsvolumen zwischen der Türkei und Deutsch- leuten, Managern, Unternehmern und Investoren land, das im vergangenen Jahr trotz der europäischen bestehen und insgesamt eine erhebliche Wirtschaftskraft vertreten, bei Bedarf auch durch Sachleistungen Wirtschaftskrise 32 Milliarden Euro erreichte. zu bereichern und vielfältiger zu gestalten. Der allmähliche Wandel dieser Firmen in mittlere und große Unternehmen, sowie ihre Weiterentwicklung durch Darüber hinaus ist es wichtig, auch das Netzwerk von Beteiligung an oder Übernahme von anderen Unterneh- Kommunikation und Zusammenarbeit zwischen den ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

34


INTERVIEW Mitgliedern und den Organisationen zu erweitern. Wenn jemand eine sehr gute Projektidee hat, jedoch nicht über die finanziellen Mittel verfügt, dann können Sie, denen diese Mittel zur Verfügung stehen, diese Idee bewerten und unterstützen. Die Bedeutung des engen Kommunikationsnetzwerks besteht darin, dass die Projekte Sie bzw. Ihre Hilfen die Betroffenen erreichen.

Jede Organisation kann unterschiedliche und vielfältige Beiträge leisten. Ich halte jedoch den Aufbau eines Kommunikationsnetzes zwischen ihnen sowie Projekte und Hilfen insbesondere im Hinblick auf grundlegende Fragen wie der Bildung und Arbeitslosigkeit für wichtig.

Eines der größten Probleme unserer türkischen Landsleute in Deutschland ist die Arbeitslosigkeit. Während die Arbeitslosenquote unter den Migranten bundesweit 13,8 % beträgt, liegt sie bei den türkeistämmigen Migranten bei 20,7 %. Der hiesigen türkischen Gemeinschaft kommt eine große Verantwortung zu, wenn es gilt, sich intensiv um die Bildung und Ausbildung ihrer Kinder zu kümmern und dafür Sorge zu tragen, dass sie zumindest eine Lehre machen. An dieser Stelle wünsche ich mir, dass die Arbeitgeber als Mitglieder von Wirtschaftsverbänden wie MÜSIAD für das Thema Ausbildung empfänglicher werden, und möchte sie dazu ermuntern, möglichst vielen türkischen Jugendlichen einen Ausbildungs- oder Praktikumsplatz anzubieten.

Darüber hinaus könnte im Bereich des muttersprachlichen Unterrichts, der ein weiteres grundlegendes Problem der türkischen Gemeinschaft in Deutschland darstellt, beispielsweise durch die Einrichtung zweisprachiger Kindertagesstätten, die Ausbildung von türkischen Jugendlichen, die in solchen Einrichtungen als Erzieher tätig sein könnten, die Übernahme von Kosten bei verwandten Themen, Kampagnen zur Sensibilisierung und die Schaffung von Möglichkeiten wie Stipendien und Praktiumsstellen zu einer Lösung beigetragen werden. Diese Beispiele könnten noch erweitert werden. Ich möchte noch einmal bekräftigen, dass alle Personen und Organisationen, die sich dank der Publikation „ëkonomie“ von MÜSİAD Berlin dieser Probleme annehmen und bereitwillig bemüht sind, zu ihrer Lösung beizutragen, sich stets auf die Unterstützung und Kooperation der Botschaft und unserer Generalkonsulate verlassen können. ëkonomie: Sie hatten MÜSİAD Berlin besucht und auch Gespräche mit der Vereinsführung geführt. Wie bewerten Sie MÜSİAD Berlin?

35

Karslıoğlu: Zum einen schätzen wir die sensible Haltung von MÜSİAD Berlin im Hinblick auf verschiedene Themen, die für die türkische Gemeinschaft in Deutschland von Bedeutung sind. Zum anderen würdigen wir die Arbeit der Mitglieder in Bezug auf die Organisation von Wirtschaftsveranstaltungen. Darüber hinaus sind die Einheit und der Zusammenhalt von MÜSİAD Berlin und anderer Unternehmervereinigungen im Hinblick auf die gemeinsamen Probleme der türkischen Gemeinschaft äußerst wertvoll. Daher hoffe ich, dass sie ihre Arbeit verstärkt fortführen werden.

ëkonomie: Was sind Ihre Erwartungen von MÜSİAD Berlin in Bezug auf die türkische Gemeinschaft in Berlin? Karslıoğlu: Meine Erwartungen an MÜSİAD Berlin in Bezug auf die türkische Gemeinschaft in Berlin unterscheiden sich im Grunde nicht von meinen Erwartungen an andere Personen und Organisationen in Deutschland. Aufgrund der Bedeutung dieses Themas erachte ich es für sinnvoll, sie an dieser Stelle noch einmal anzuführen: Jede Organisation kann unterschiedliche und vielfältige Beiträge leisten. Ich halte jedoch den Aufbau eines Kommunikationsnetzes zwischen ihnen sowie Projekte und Hilfen insbesondere im Hinblick auf grundlegende Fragen wie Bildung und Arbeitslosigkeit für wichtig. Hierbei ist es von Bedeutung, dass die Menschen, die in diesem Land leben und ihre Zukunft mit ihm verbinden, in einem solidarischen Miteinander Projekte und Arbeiten durchführen, die dazu dienen sollen, die künftigen Generationen zu in jedem Bereich der Gesellschaft aktiven und ehrenwerten Individuen zu erziehen, ohne dass sie ihre Herkunft, Sprache, Kultur und Religion aufgeben. ëkonomie: Was möchten Sie unserem Verein, unseren Mitgliedern und Unternehmern mit Blick auf die Generalversammlung am 24. November mitteilen, zu der auch Sie eingeladen sind? Karslıoğlu: Worauf wir Wert legen, sind Einheit und Zusammenhalt, Wohlergehen und Wohlstand der türkischen Gemeinschaft in Deutschland. All unsere Bemühungen zielen darauf ab, zu einem sorgenfreien Leben unserer Landsleute beizutragen. Als eine Unternehmervereinigung kann auch MÜSIAD Berlin das Seinige dazu beitragen. In diesem Sinne wünsche eine erfolgreiche Generalversammlung und schon jetzt alles Gute! ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1


m e r v a

GENÇ MÜSİAD KÜLTÜR

o r h a n

Fotoğraflar: İlker Kırmızı

40 yıla bedel keyif

“Türk kahvesi” 400 yıldır bu topraklarda…

“Bir

kahvenin kırk yıl hatırı vardır.” Türkçe’nin güzelim anlatımlarından biri kuşkusuz… Cümleden hemen anlıyorsunuz, kahve bahane… Maksat dostluklar ve sohbetler keyifli olsun… “Türk Kahvesi”nin öyküsü yaklaşık 400 yıl önce başladı… Kahvenin anavatanı Etiyopya… Eski adıyla Habeşistan… İstanbul’a da oralardan gelmiş, köpüklü-telveli kıvamını böyle kazanmış… Acı, tatlı, sıcak, soğuk, aromalı, yoğun, ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

ince çekilmiş, özenle kavrulmuş kahve çekirdekleri... Ve işte Türk kahvesinin öyküsü… Sunumu, bol köpüğü, yanında lokumu ve tabi ki kırk yıllık hatırı ile ikramlarımızın baş tacı ve konukseverliğin de sembolü olan “Türk kahvesi” 400 yıldır bu topraklarda… İlk milletlerarası markamız sayılabilecek içeceğimiz Türk kahvesi, güzel bir içecek olmasının yanı

sıra pek çok şiire de konu olmuştur. Kız isteme ritüellerinden, en keyifli sohbetlere kadar bir dizi gündelik hayat kültürünü de temsil etmektedir. Kuzey Afrika’dan Orta Doğuya Kadar Uzanan Kahve Kültürümüz Aslında kahvenin ana vatanı olan Etiyopya, Arap Yarımadası’ndan zamanla Osmanlı Sarayları‘na kadar uzanan bir kültüre sahip. Fransa, Hollanda, Endonezya ve Doğu Hint Adaları derken tüm dünyada

36


GENÇ MÜSİAD KÜLTÜR adını duyurmuş ortak bir kültür. Kahve, saraylardan konaklara, konaklardan evlere vazgeçilmez içeceklerimiz arasında başı çekerken, ilk olarak zamanın padişahı Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı Hanedanlığına tanıtılmış… Türk Kahvesi Marka Oldu Her ne kadar farklı kökenlerin keşfi ile ortaya çıkmış olsa da artık tüm dünya “Türk kahvesi”ni tanıyor. Kültürümüzde kendine has bir yeri olan kahve, Yemen Valisi Özdemir Paşa’nın hayran kalarak İstanbul’a getirmesiyle ve Türkler tarafından yeni kullanımıyla “Türk kahvesi” adı altında bir marka hâline geldi. Bunun yanı sıra bir kültür mirası olarak da unutulmaz sohbet ortamlarının yegâne tanığı… Türk Kahvesi Su ile İkram Edilir Tadı kadar sunumunun da önem arz ettiği Türk kahvesi kısık ateşte ağır ağır pişmelidir, kendine has aroması ile kaynatılır ve yanında mutlaka su ikram edilir. Bunun nedeni ise damağı önceden temizleyip kahvenin tadını bozmamaktır.

Kahve ilk olarak zamanın padişahı Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı Hanedanlığına tanıtılmış…

Şifa Kaynağı: Menengiç Kahvesi Rivayetlere göre birçok hastalığa iyi geldiği söylenen Menengiç Kahvesi nefis kokusuyla misafirlere ikram edilen önemli bir içecektir. Genellikle Elazığ ve çevresinde tüketilen bu kahve özel bir yöntemle yapılır ve faydaları saymakla bitmez… Özel-

37

Güneydoğu’nun İncisi: Mırra Mırranın tiryakileri bilirler ki gerek ikram gerek içim sırasında mutlaka adetlere uyulmalı ve kesinlikle hata yapılmamalıdır. Her ne kadar acımsı bir tadı da olsa sohbeti o kadar tatlı gelir yöre insanına. Doğu kültürünün vazgeçilmezidir mırra. Diğer yöresel kahvelerimiz gibi köşede sessiz sedasız beklemez mırra, törenler eşliğinde konuklara ikram edilir. Konuk kabulünde, sıra gecelerinde, düğünlerde, eğlencelerde, taziye evlerinde, sünnetlerde, bayramlarda sunulan bir kahvedir ve tek fincanla elden ele dolaştırılarak sunulur. Kenger Bitkisinden Elde Edilen Kenger Kahvesi

Yerel kahvelerimiz Günümüzde sudan sonra en fazla tüketilen içecek ve petrolden sonra en çok ticareti yapılan madde olan kahvenin bir de yöresel geleneklere göre çeşitleri var elbette.

likle de nefes darlığı, mide ve akciğer rahatsızlıklarına iyi geldiği söylenir.

Acı, tatlı, sıcak, soğuk, aromalı, yoğun, ince çekilmiş, özenle kavrulmuş kahve çekirdekleri... Ve işte Türk kahvesinin öyküsü… Sunumu, bol köpüğü, yanında lokumu ve tabi ki kırk yıllık hatırı ile kramlarımızın baş tacı ve konuk severliğin de sembolü olan “Türk kahvesi” 400 yıldır bu topraklarda…

Dikenli olduğu için toplaması çok zahmetli olan; tüylü, sütlü, dikenli ve otsu bir bitki olan Kenger bitkisinden elde edilen bir Kahve çeşididir Kenger kahvesi. Daha çok Silifke dolaylarında sıkça rastlanan bu kahve çeşidi Türkiye’de İç Anadolu, Doğu, Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz Bölgesi’nde de bulunmaktadır. Cilveli Kahve Eskiden gelinlik kızlar, evlerine gelen görücülere bol köpüklü kahvenin üzerine öğütülmüş badem koyarak ikram edermiş bu kahveyi, o yüzden de adı “cilveli kahve” kalmış… Manisa’da sıkça görülen bu kahve çeşidi patenti olan yerel kahvelerimiz arasında yerini alırken günlük hayatta da yerini muhafaza etmeyi başarmış… ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1


Prof. Dr. İskender Pala

KÜLTÜR

Kültürünüze sahip çıkın Şah

Sultan başta, yazdığı edebi metinler, fikir ve eleştirileri ile yüz binlere ulaşmayı başaran ünlü yazar ve akademisyen Prof. Dr. İskender Pala MÜSAİD Berlin‘in düzenlediği bir panele katılarak birbirinden ilginç mesajlar verdi. Türkolog Zerrin Konyalıoğlu’nun da dil ve anadil ağırlıklı bir sunum yaptığı panele ilgi yoğun oldu. Pala panelde yaptığı konuşmada Türk toplumuna kültür ve dilinizi kaybetmeyin mesajını verdi. Berlin’de düzenlenen ve yoğun ilgi nedeniyle beklenenden daha uzun süren panel öncesi genç müzisyen Evrencan Kamen küçük bir resital verdi. Gelen misfirlere gül suyu ve lokum ikram edildi. Panelin açılış ve selamlama konuşmasını MÜSİAD Berlin Başkanı Veli Karakaya yaptı. Karakaya selamlama konuşmasında MÜSİAD’ın kuruluş amaçlarını anlattı. Karakaya konuşmasında „MÜSİAD kişisel gelişim, kurumsal gelişim, sektörel gelişim, kültürel gelişim, toplumsal gelişim olmak üzere beş sac ayağı üzerine kuruldur“ dedi. Karakaya bu hedefleri gerçekleştirmek için Berlin’de ilk kez sektörlere dayalı kurullar kurduklarını ve şu anda 6 sektörde teşkilatlanma ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

„Dil kimliktir. İnsanlar dilleri ile var olur, dilleri ile yok olur. İnsanların dilini yok ederseniz o toplumu da yok edersiniz“

çalışmasını başardıklarını anlattı. Daha sonra başlayan toplantının panel bölümünde Türkolog Zerrin Konyalıoğlu özellikle anadili öğrenimi konusunda ağırlık verdi. Konyalıoğlu Almanya’nın Türk çocuklarını erken yaşta kreşlere (yuva) almak istemesini eleştirdi ve bu politikayı desteklemediğini söyledi. Çocukların daha ana karnında anne sesiyle anadili sıcaklığını almaya başladığını, doğduktan sonra da anne sesini tanıdığını belirten Konyalıoğlu, „Her dil kendi duygu ve düşünce şeklini taşır“ dedi. Bu nedenle anadilini daha tam öğrenemeden onu kaybettirecek olan erken yaşta kreşe alma

politikasını eleştirdi. Konyalıoğlu “Anadiline alternatif imkan sunmayan bu politikayı doğru bulmuyorum“ dedi. Her dilin kendi ruhsal ve düşünsel beceri ve imkanları olduğunu anlatan Konyalıoğlu „Türkçemiz çok eski bir dildir. Türk tarihine bakarsak çok etnik yapılı, çok kültürlü çok dinli toplumların etkileşiminden söz edebiliriz. Bu alanda çok uzun derin bir tarihe sahibiz. Bugün Almanya’da gündeme gelen çok kültürlülük, çeşitlilik gibi kavramlar ise daha yeni yeni tartışılıyor“ dedi. Konyalıoğlu anadilin sadece dili korumaktan ibaret olmadığını, onun dil kurallarıyla ve yazılı öğrenmenin gerekli olduğunu vurguladı. Prof. Dr. İskender Pala konuşmasında kültür ve medeniyet konusunu ele aldı. Medeniyetin ileri kültürün geçmişe doğru bir yanı olduğunu anlatan Pala, bilgi edinmeden kültür olamayacağını anlattı. Kültürü bilginin tortusu olarak tarif eden Pala, bir toplumun maddi ve manevi birikiminin o toplumun kültürünü oluşturduğunu söyledi. Pala konuşmasında dil meselesine de değinerek „Dil kimliktir. İnsanlar dilleri ile var olur, dilleri ile yok olur. İnsanların dilini yok ederseniz o toplumu da yok edersiniz“ dedi.

38


‚ KÜLTÜR

Prof. Dr. İskender Pala ve Türkolog Zerrin Konyalıoğlu MÜSİAD Berlin‘de ortaklaşa seminer verdiler. Pala 19. yüzyıla gelindiğinde Türk toplumunda okuma yazma bilmenin yeterli sayılmaya başladığını söylediği konuşmasında „Yüzde 97 okuma yazma oranı bizleri cahillikten kurtarmış olmayabilir“ dedi. Pala „Bir yabancı dili öğrenmek için Türkçeyi güzel öğrenin. Bunu yaparken de yabancı bir dili öğrenmeyi sakın ihmal etmeyin“ görüşünü dile getirdi. Gençlere yönelik „Eğer en az 3 dili iyi öğrenmiyorsanız gelecek çeyrek yüzyılın ikinci sınıf insanları olmaya

39

hazır oldun“ dedi. Pala konumasında tarihin aşamalarına dikkat çekerek bilgi toplumunun ekonomi ve teknolojiyi yönlendirdiğini bu son aşamadan sonra gelecek dönemde hegomonya savaşlaırnın sanayi, teknoloji bilgi toplumu gibi dönemlerde olduğu gibi kültür alanında süreceğini anlattı. Pala „Önümüzdeki dönemde artık kültürü zengin olan toplumlar egemen olacak, çatışma ve kazanç kültür üzerinden gidecek“ şeklinde konuştu.

ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1



n i h a t

s o r g e ç PORTRE

Reçete: Türk -Alman Sentezi Önemli ve çok ciddi mevkilerde takdir gören bir eğitim kurumunu başarıyla işletiyorsunuz. Bunun formulü nedir? NS. Alman titizliği ve disiplini, Türk esnekliği ve paratikliği diyebilirim. Bu önemli yetenekler her iki toplumun dinamizmini sağlıyor. Bizler bu ikisini de alarak en iyi sentezi yapabiliyoruz. Hayatımda ben de bunu öğrendim. Bir diğer konu da şartlar ne kadar zor olursa olsun yılmamaktır. Sabırdır. Yıllara meydan okuyacak kadar sabırlı olmayı bilmek lazım. Peki sizi „en zor zamanda“ motive eden bir şeyler var mıydı? Evet. Babamın bana gösterdiği çok kötü şartlarda çalışılan bir fabrika bölümü vardı. Çalışmaya motive olmak istediğimde babamın elimden tutup „Bak çalışıp ilerle-

Kültürlerarası yetkinliği önemsemek zorundayız. Almanya da buna ihtiyaç duyuyor bence. mezsen geleceğin yer bu yerler“ diye gösterdiği resim gözümde canlanırdı. Babamın beni gerçekle yüzleştirdiği bu resim hep aklımda oldu. Kültürlerarası etkileşim ve yetkinlik daha başarılı bir işbirliği vaad ediyor deniyor. Sizce de öyle mi? Tamamen katılıyorum. Küresel etkileşim kaçınılmaz olarak çok dilli ve kültürlü insnalara olan ihtiyacı da arttırıyor. Almanya bunun önem-

KİMDİR? Nihat Sorgeç 1972 yılında Almanya‘ya geldi. Henüz 14 yaşında olan Sorgeç okul tarafından yapılan zorunlu tercihle „yabancılar“ sınıfına verildi. Okulda başarısızlığın temeli atılan bu sınıflarda kalmamak için çok çalıştı ve Devlet

Kütüphanesi‘nde yoğun bir Almanca öğrenme çabasına girdi. Sonunda sürgün sınıfı sayılan „Yabancılar Sınıfı‘ndan“ kurtularak eğitiminde yeni bir aşama kaydetti. Metal üzerine eğitim alan Sorgeç, lise dipolaması da alarak makine mühendisi olarak üniversiteyi tamamladı. Sorgeç kendi mesleğinde uzun süre yaptıktan sonra Bildungswerk in Kreuzberg‘i kurarak genç ve yetişkinleri meslek eğitimine hazırlayan projesini hayata geçirdi. Sorgeç halen 120 çalışanı ve yılda yaklaşık 1000 talebesiyle eğitime ve meslek öğrenimine hizmet veriyor.

li bir örneği. Üstelik ürettiğinin yüzde 70‘ini satan bir ülke. Çok kültürlülüğe açık olmak zorunda. Sadece çeviri dili bilmek yetmiyor. İnsanlar iletişimden fazlasını bilirse gerçek diyolog oluyor. Bu bakımdan kültürlerarası yetkinliği önemsemek zorundayız. Almanya da buna ihtiyaç duyuyor bence. Geleceğin Almanyası Nasıl olacaktır? Mesela 50 yıl sonra? NS: Hepimizin Almanyası olacak. Ali, Ayşe, Mustafa isimleri günlük hayatın parçası haline gelecek. Göçmen denmeyecek ve etnik köken üzerine tatışılmayacak.

Sorgeç‘e Sorduk: Soru: Neden BWK? Cevap: Bunun basit bir cevabını biliyorum ben! Almanya şartlarında eğitimi yarım kalmış ya da meslek yapamamış yetişkin ve gençler için BWK. Soru: Kim bu gençler ve yetişkinler? Cevap: Bizim yetişkinlerimiz ve çocuklarımız. Çeşitli nedenlerle dışarıda kalmışlar. Hayalleri kırılmış. Tekrar başlama şansları az. Güvenleri kaybolmuş. Biz onlara yardım ediyoruz, tekrar sistemin içine girmeleri için ellerinden tutuyoruz. Soru: Bu gençlerin , yetişkin insanların ortak özllikleri ne? Cevap: İster Türk kökenli olsun ister olmasın. bunlar ya dışlanmış ya da dışarıda kalmış gençler. Onlara tekrar kapı açmak ya da hangi kapıdan gireceğini göstermek gerek. Aileler ve bizler birlikte bunu başarabiliriz. Soru: Kapınız ne kadar açık? Cevap: Devletin verdiği imkanlar dahilinde sonuna kadar... ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1


SEKTÖR

u f u k ş e n t ü r k sağlık sektör kurulu başkanı

Sağlık Sektörü Hedef Büyüttü Şentürk: „Eminim ki bugün sadece biz Sağlık Sektörü ile ilgili arkadaşlar için değil, hepimiz için önemli bir gün“ MÜSİAD Berlin sektör kurullarına bir yenisini daha ekleyerek Sağlık Sektör Kurulu’nu oluşturdu. Çok sayıda üye ile doktorların, eczacıların, fizyoterapist ve hasta bakım servisi işletmecilerinin katıldığı programda, öncelikle MÜSİAD Berlin tanıtım filmi izletildi, akabinde Genel Sekreter Muzaffer Türk yaptığı sunum ile MÜSİAD Berlin’in yapısı ve faaliyetleri konusunda bilgiler verdi. MÜSİAD Berlin Başkanı Veli Karakaya burada yaptığı konuşmada „Gerek Türkiye’de gerekse Almanya’da sağlık alanında meydana gelen gelişmelerin, önümüzdeki günlerde karşılıklı yatırımlar konusunda bir haraketlilik getireceğini belirtti. MÜSİAD Berlin tecrübesi ile bu yatırımlara yön vermek, ön ayak olmak istiyoruz“ dedi.

MÜSİAD Berlin Sağlık Sektör kurulu şu kişilerden oluştu: Ufuk Şentürk, ortopedi uzmanı, Enver Pınarbaşı, Fizik tedavi uzmanı, Therapium ve Turkuaz Tedavi Merkezleri sahibi. Dr. Halil Karabayır, Allgemeinmediziner, Medizinisches Versorgungszentrum Turkuaz ortağı Dr. Halil Bulat, Fizik tedavi ve rehabilitasyon uzman doktoru, Dilhan Görgün, Orpedo Şirketi sahibi, ortopedik bandaj üreticisi, Behcet Saltık, Pflegeagentur Berlin hasta bakim servisi sahibi, Safiye Serpil Ergün, Dosteli hasta bakim servisi sahibesi, Hasan Kurtoğlu, Allgemeinmediziner.

Karakaya daha sonra Sağlık Sektör Kurulu oluşum çalışmaları hakkında bilgi verdi, bu alandaki bir çok kişi ile istişarelerde bulunduklarını belirtti. Sektör Kurulu Başkanı adayı olarak Ortoped Dr. Ufuk Şentürk’ü açıkladı.

Sektör Kurulu Başkanı Dr. Ufuk Şentürk seçilmesi nedeniyle katılımcılara teşekkür ederek, kendisine gösterilen bu güveni boşa çıkarmayacağı sözünü verdi. Dr. Şentürk konuşmasına „Eminimki

ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

bugün sadece biz Sağlık Sektörü ile ilgili arkadaşlar için değil, hepimiz için önemli bir gün. Zira bizler, bazılarının dediği gibi ‚‘‘Yitik Kuşaklar‘‘ olmadığımızı bugün bir kez daha ispatlıyoruz“ dedi.

42


a k ı n h ı z a r c ı hukuk kurulu başkanı

SEKTÖR

Hukuk Sektörü Oluşturuldu Akın Hızarcı: „Sorunların en yoğun olduğu hukuk alanında örgütlenme Türk toplumuna yarar sağlayacaktır.“ MÜSİAD Berlin Hukuk Sektörü açılışı ile bir basın bildirisi yayınlayan Genel Sekreter Muzaffer Türk şöyle dedi: ‘’Yaşadığımız toplumda gündeme oturan gelişmeler Türkçe konuşan hukukçuları MÜSIAD Berlin’in Hukuk Sektör Kurulu’nu oluşturma zorunluluğunu beraberinde getirdi. Ayrıca Sektör Kurulunun hem vatandaşlarımıza, hem de sektörümüze MÜSİAD Berlin’in tecrübeleri ile çözüm üretmek, yanı sıra MÜSİAD Berlin’in misyonu ile toplumumuzdaki birlik, beraberlik ve işbirliğini artırmak amacındayız.’’ MÜSİAD Berlin Başkanı Veli Karakaya da bu oluşumun, MÜSİAD’ın özellikle vurgusunu yaptığı ortaklık kültürüne katkı sağlayacağı üzerine bir konuşma yaptı. Konuşmanın ardından Hukuk Sektör Kurulu Başkanı Avukat Akın Hızarcı’yı ve yeni oluşan kurulun üyelerini kürsüye davet etti. Karakaya konuşmasında ‘’Ekonomi derslerinde hocalar söze hep şöyle başlarlar; ‘’İhtiyaçlar sınırsız, kay-

43

Avukat Nilüfer Yazıcı, Avukat Yeşim Yalçın, Avukat Cafer Türkyılmaz, Türk Hukuku Avukatı Yüksel Can, Avukat Dr. Ümit Kaplan, Avukat Fahri Fırat, Mali Müşavir, Ahmet Kemiklioğlu, Avukat Abdulhamit Ekici, Avukat Kerem Türker naklar kıt’’. İnancımız ve kültürümüz gereği bizler ihtiyaçlarımızın sınırsız olmadığını düşünüyoruz, ancak her ne olursa olsun insanoğlu ihtiyaçlarını karşılamak için gösterdiği faaliyetlerde istemeden de olsa birbirine zarar verir, birbirinin hakkını yer. Bu noktada hayatımıza bir takım kısıtlamalar

ve yaptırım güçleri etki eder, bu kısıtlama ve yaptırımların hepsi her zaman hukuk kuralları olmasa da en etkilisidir“ şeklinde konuştu. Karakaya sınırların kalktığı global iş dünyasında ayrıca MÜSİAD ın global ağı ile hukukçularımızın iletişim kurması çalışmalarımızı daha da çeşitlendirecektir’ dedi. ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1


SEKTÖR

d i ğ er s e k t ö r k u r u l l a r ı m ı z tanıtım

MÜİSİAD BERLİN oluşturduğu sektör kurulları ile ekonominin kendine has sorun ve çözüm imkanlarını kendi öz temsilcileri aracılığı ile ele alıyor. Bu amaçla bu güne kadar 6 sektör, 1 gençlik, bir de kadın platformu kurdu. Esnaf ve zanaatkarlar kurulu da oluşmak üzere. muadilleri ile hem dünyadaki benzer kuruluşlarla hem MÜSİAD içi sektör örgütlenmeleri ile bir ilişki ağının parçası olmayı hedefliyor.

İNŞAAT

Müsaid Berlin sektör kurullarından en önemlilerinden biri Türk işletmelerin çok yoğun olarak iş yaptıkları inşaat alanından oluşturuldu. İnşaat

sektörünün çok çeşitli dallarında çalışan bir çok işadamının yoğun ilgi gösterdiği Sektör Kurulu da diğer sektörlerle birlikte hem Türkiye‘deki

OTOMOTİV

MÜSİAD Berlin, ekonomik alanın dinamikleri olan sektörler arasındaki beklenti ve taleplerin, sorun ve çözümlerin farklılıklar göstermesi nedeniyle sektör bazlı örgütlenme geleneğine bir halka daha ekledi. Özellikle Türk girişimcilerin yoğun olarak var oldukları sektörlerin başında gelen otomotiv sektöründe de deyim yerindeyse bir motor güç oluşturdu. Otomotiv sektöründe faaliyet gösteren işvernleri güçbirliğine davet eden MÜSİAD Berlin bu alanda da bir boşluğu doldurdu. Otomotiv sektöründe faaliyet gösteren 100 iş adamını bir araya getiren MÜSİAD Berlin Otomotiv Sektör Kurulu şu üyelerden oluşuyor: Oğuzhan Gedik (Firma ATG), Fazıl Vural (Global Taxi), Ertan Uçar (Atlas Taxi), Orhan Elbir (Latif Automobile), Uğur Önel (4. Levent Taxibetrieb), Gürol Zeren (Auto Wind), Mustafa Yılmaz (Autohaus Opel), Hüseyin Yol (AME-Sachverstaendigenbüro), Yalçın Yaya (AS Speede Taxi) ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

MÜSİAD Berlin İnşaat Sektör Kurulu şu şekilde teşekkül etti. Kurul Başkanlığına OSVAM şirketi sahibi Volkan Akgün getirilirken, yönetim kurulu inşaat sektörünün çeşitli alanlarında faaliyet gösteren mühendis, mimar ve akademisyenlerden oluştu. Yönetim Kurulu’na giren diğer isimler ise Umut Kırcı, Şaban Soysal, Selçuk Kaymak, Erdal Şentürk, Dr. Mehmet Yeni, Mustafa Motuk, Tuncay Demirci oldu.

GASTRONOMİ

Otomobil Sektör Kurulu‘ndan sonra Berlin MÜSİAD, gıda ve gastronomi sektöründeki işletmelerin ortak hareket etmesi, aralarındaki işbirliği ve iletişimi sağlamak, sektördeki imajlarını artırmak, sorunları ile taleplerine bir elden yanıt vermek için bünyesinde Gıda ve Gastronomi Kurulu kurdu. Kurul şu üyelerden oluştu: Mehmet Ali Özcan ( Gastro Express), Abdülkadir Karaçil ( Narin Döner), Üzeyir Yenigün (Berlin Consulting Company), Osman Etoğlu (Antep Sofrası Restaurant), Abdullah Yeşilkaya ( Gastro Urban), Şener Yeşilkaya (Gusto Gastronomie Geräte GmbH) Salih Pulat ( Evita GmbH)

44


ö m e r

b a ş k a n

Vorsitzender des Dienstleisterausschusses

Erfolg

Değerli okurlarımız,

durch

Engagement Liebe Mitglieder, liebe Leser, seit der Gründung unseres Vereins in der 90er Jahren haben wir besonders in den vergangenen zwei Jahren große Fortschritte machen können. Dank der Visionen unseres Vorsitzenden und unseres Vorstandes, wurden Ausschüsse in bestimmten Wirtschaftsbereichen gegründet. Somit konnten erstmals konkrete sektorenspezifische Ziele erreicht werden. Durch die Gründung der Ausschüsse wurden die Initiativen der einzelnen Bereiche präzisiert. Die Gründung des Dienstleistungsausschusses erfolgte im Juni 2011. Damit bekamen meine 12 Partner und ich die Aufgabe, Sie, liebe Mitglieder, über branchenspezifische Belange zu informieren und Ihre Interessen zu vertreten. Wie allgemein bekannt ist, zählt der Dienstleistungssektor zur Wichtigsten in unserer Wirtschaft und sein Anteil wächst ständig. In den letzten dreißig Jahren ist der Gesamtumsatz im tertiären Sektor um das 100 fache gestiegen. Der Anteil dieses Sektors beträgt zurzeit neben dem primären und sekundären Sektor fast 70%. Beim BIP von 2011 beläuft sich die Summe auf 1774 Mrd. Euro. Unter unseren Mitgliedern sehen die Verhältnisse jedoch anders aus. Die Verteilung bildet keinesfalls die Makroebene ab. Um dieses genau feststellen zu können, war es nötig zu Beginn der Ausschussgründung eine Umfrage zum Bestand mit den MÜSİAD Mitgliedern durch zu führen. Die Ergeb-

45

SEKTÖR

nisse liegen uns nun vor. Eine detaillierte Auswertung wird Ihnen in der nächsten Zeit bekannt gegeben. Ein weiteres Projekt des Dienstleistungsausschusses ist das Mitgliederverzeichnis, das nach anfänglichen Anlaufproblemen innerhalb des nächsten Quartals fertig gestellt wird. Auch ist es unser Anliegen, den Dialog zwischen MÜSİAD Berlin und seinen Mitgliedern zu intensivieren, indem der Ausschuss die Mitglieder regelmäßig besucht. Schließlich sind es die Mitglieder, aus denen Müsiad Berlin besteht. Eine Priorität bildet auch die Beziehung zum Dienstleistungssektor in der Türkei. Aus diesem Grund besuchten wir im März dieses Jahres diverse Institutionen und Organisationen in Istanbul, nicht nur um unsere Beziehungen zu vertiefen, sondern auch um gemeinsame Projekte zu entwickeln. Und es folgte tatsächlich unser erstes gemeinsames Projekt mit dem Dienstleistungsausschuss von MÜSİAD Türkei: Eine Podiumsdiskussion zum Thema „Brain-Drain – Rückwanderung der türkischsprachigen Akademiker in die Türkei“, das im Juni in einem renommierten Berliner Hotel statt unter Anwesenheit zahlreicher Gäste aus Politik, Öffentlichkeit und Wirtschaft stattfand. All dies hätte ohne die Unterstützung unseres Vorstandes und natürlich des Sekretariats nicht stattgefunden. Dafür möchten wir uns herzlich bedanken und wir erhoffen uns weiterhin diese Unterstützung um mehr Projekte durchführen zu können.

Derneğimizin kurulduğu yıllardan bu yana özellikle son iki yılda önemli adımlar attık. Yönetim Kurulu ve Başkanımızın vizyonu sayesinde ekonomik faaliyet alanlarına göre her sektöre uygun kurullar oluşturduk. Böylece ilk defa her sektöre göre odaklanmış hedefler kondu. Tek tek sektörel alanlara yönelik çalışmalar için alt yapı oluşturuldu. Bundan sonrası artık alt yapı üzerine konacak çalışmalardır. Hizmet Sektör Kurulu‘nu da bu çerçevede Haziran 2011 yılında oluşturduk. Toplam on iki arkadaşım ve ben hizmet sektör alanında sizleri temsil etmeyi, sektörün sorunlarını dile getirmeyi ve işbirliği imkânlarını ortaya koymayı hedefledik. Bilindiği üzere ekonomi alanında hizmet sektörü giderek önem kazanmış ve en önemli ekonomik faaliyet alanı haline gelmiştir. Örneğin son otuz yılda sektörün hacmi yüz kat büyümüştür. Ekonomik alanda yüzde 70‘e varan faaliyet hacmi ile muazzam bir büyüklükten söz ediyoruz. Biz de sektörel alanda üyelerimizin beklenti ve sorunları ile hedeflerini ele almak üzere bir çalışma başlattık. Yaptığımız araştırma sonuçlarını ekonomie‘nin gelecek sayısında da sizlerle paylaşacağız. Bir önemli projemiz de üye katalogunu hazırlamaktır. Önümüzdeki aylarda bu rehberi de hizmetinize sunacağız. Diğer yandan Türkiye‘deki benzer sektörel yapılanmamız ve sektörel bazda muhataplarımızla da ortak çalışmalar yapma konusunda adımlar atıyoruz. Tüm bunlar Yönetim Kurulu‘muzun güçlü desteği olmadan gerçekleşemezdi. Bu anlamda kendilerine teşekkür ediyoruz. ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1


GENÇ MÜSİAD

sinan ilhan genç MÜSİAD başkanı

Genç MÜSİAD bir kültür köprüsüdür

Genç MÜSIAD Berlin olarak kültürümüzü bir zenginlik olarak görüyor, bunu dilimize, örf ve ananelerimize sahip çıkarak muhafaza etmek istiyoruz.

Genç

MÜSIAD Berlin yeni çalışma dönemine daha dinamik ve daha güçlü bir yapılanma ile merhaba dedi. Kısa bir dönemde Sinan İlhan başkanlığında çekirdek kadrosunu yenileyen ekip, MÜSIAD Berlin Yönetim Kurulu’nun ve başkan Veli Karakaya’nın da tam desteğini alarak başta eğitim ve girişimcilik olmak üzere bir çok alanda çalışma yapmak üzere kolları sıvadı.

Konuyla ilgili görüş bildiren Genç MÜSIAD Berlin Başkanı Sinan İlhan projenin çıkış noktasını su şekilde anlattı: „Türk Gençliği’nin geleceğinde söz sahibi olup istikbalimizi başkalarının eline bırakmak istemiyoruz. Yaşadığımız toplum içinde sorumluluk üstlenip etkin bir rol almayı hedefliyoruz. Genç MÜSIAD Berlin olarak kültürümüzü bir zenginlik olarak görüyor, dilimize, örf ve ananelerimize sahip çıkıp muhafaza etmek istiyoruz. Bizim için de

ikidillilik mutlaka bir zenginliktir, başarıya giden yolun anahtarıdır. Fakat bizden sonraki nesillerin Türkçe konuşamama olasılığı oldukça yüksek. Ben bunu bir tehlike olarak görüyorum ve önümüzdeki aylarda anadilin önemi, Türk Kültürü’nün önemi ve iki dilliliğin avantajlarıyla ilgili bir panel hazırlıgı içerisindeyiz. Almanya’da yaşayan Türk toplumunun dikkatini mutlaka çekmek zorundayız. Bu konunun ehemmiyeti oldukça büyük.“

11-14 Ekim tarihleri arasında Istanbul’da düzenlenen 14. Uluslararası MÜSIAD Fuarı ve 16. Uluslararası İş Forumu (IBF) Kongresi’ne katılan Genç MÜSIAD Berlin, üyelerine yönelik ilk faaliyetini 16 Ekim tarihinde gerçekleştirdi. Bir tanıtım akşamı organizasyonunda genç girişimciler ve akademisyenler ile bir araya gelen Genç MÜSIAD Berlin Yönetim Kurulu kendini üyelere ve kamuoyuna tanıtıp, gelecekteki proje ve vizyonunu anlattı. Başka önemli bir projeye daha imza atmak isteyen Genç MÜSIAD Berlin, “Türk Diyasporası” ve “Türk Gençliği’nin Geleceği“ konularını baz alarak bir dizi halinde gerçekleşecek olan panel çalışması içerisindedir. ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

Genç MÜSIAD Berlin Yönetim Kurulu şu isimlerden oluşuyor: Başkan: Sinan İlhan, Teşkilatlanma: Muhammed Babur, Halkla İlişkiler: Yasin Akyüz, Eğitim: Emrah Çiftci, İletişim: Hamza Türk, Kordinasyon: Ertuğrul Balkan, Kordinasyon: İlker Sezgin

46



BAK 07

Run BAK‘lar Şimdi Geliyor BİR EFSANEYİ YIKMADAN BİR EFSANE OLUNMUYOR BAK 07. Tam adıyla Berliner Athletik Klub 07 e.V. Adındaki 07 kurulduğu tarih olan 15 Aralık 1907 yılını gösteriyor. O sene Berlin Wedding‘de kurulan BAK 07 özellikle koşu dalı olmak üzere atletizm ağırlıklı spor dallarında başarıdan başarıya koşmuş, çok sayıda madalya kazanan sporcu yetiştirmiştir. Kulüp 1908‘den bu yana futbol şubesine de sahip. BERLİN KUPASI‘NI ALDI BAK 07 2004 yılında çok kültürlü futbol altyapısı ile Türk-Alman kulübü haline gelerek bugüne uzanan tarihinde yeni bir sayfa açtı. Bir ara Ankaraspor takımıyla da işbirliği yaparak 2006‘da Athletik yerine Ankara adını alan BAK 07 Ankaraspor‘un desteğini çekmesi ile krize girdi. Daha sonra eski renklerine ve adına kavuşan BAK 07 Mehmet Ali Han‘ın kulüp başkanlığında, yeni yönetimi ile Oberliga‘ya tutunarak Berlin Kupası‘nı aldı. BİRİNCİ LİGE KAFA TUTTU EFSANE OLDU BAK 07, 2010 yılında Almanya Kupası‘nda 1. FSV Mainz 05‘le karşılaşma başarısı gösterdi. Bu sene ise 1. Lig takımlarından Hoffenheim‘ı 4-0 gibi olağanüstü bir skorla yenen BAK 07 Almanya gibi Türkiye‘de de manşetleri süsledi. Berlin Kupası aldığı 2010 yılından bu yana 3. büyük olma iddasındaki BAK 07 bu maçla birlikte büyüklüğünü tescillemiş oldu. Artık Berlin‘in en büyüklerinden biri de bir Türk yönetimindeki BAK 07. Almanya Kupası‘nda iyi oynamasına rağmen favori ve güçlü rakibi 1860 Münih‘e kaybeden BAK 07 bundan sonra Berlin takımı ünvanı ile yeni başarılara koşmayı hedefliyor. BAK 07 Berlin‘deki Türklerin de kalbini şimdiden kazandı.

ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

BAK 07 MARŞI‘NDAN Run BAK, Run Run BAK, Run BAK, Run Run BAK Wer gewinnt? Wir! Wer gewinnt? Wir! Wer gewinnt? Wir! ...der BAK Run BAK, Run Run BAK, Run BAK, Run Run BAK Wer gewinnt? Wir! Wer gewinnt? Wir! Wer gewinnt? Wir! ...der BAK BAK 07, zehn Spieler einen Kipper, Pass Pass, dann Tor die Proevo oder Fifa, unser Team, unsere Jungs, unsere Stadt, unser Club, dass rot-weiße Trikot…Anpfiff, jeder guckt. Wie sie rennen, spielen, locker kombinieren und Berlins besten Fußball hier zelebrieren. Im Poststadion in Berlin-Moabit von Abwehr bis Angriff ist unser Gebiet. Run BAK, Run Run BAK, Run BAK, Run Run BAK Wer gewinnt? Wir! Wer gewinnt? Wir! Wer gewinnt? Wir! ...der BAK ...

48


mehmet ali han bak 07 başkanı

BAK 07 Soru: BAK 07 aylardır Türkiye dahil spor kamuoyunun gündeminde yer aldı. Pendikspor gibi sürprizle mi anılacaksınız devamı gelecek mi? M. Ali Han: Bizim amacımız kalıcı bir takım yaratmak. Hedeflerimiz gerçekçi. Bize ilgi daha düne kadar saha bulmayan kapısına kilit vurulmak üzere olan bir kulüpten tarih yazan bir kulübü ortaya çıkardık. Bu başarı hak edilmiş bir ilgi doğurdu. Soru: BAK 07 İstediğiniz yerde mi? M. Ali Han: BAK 07 istediğimiz başarıyı sağladı ama istediğimiz yerde değil. Berlin‘in büyük iki takımı vardı. Herta ve Union. Şimdi seyircisi ile, markası ile, sporcusu ile, idarecisi ile BAK 07 Berlin‘in 3. büyük takımı oldu. Artık şehrin takımıyız biz. Bu iddia ile yola devam diyoruz.

49

ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1


ÖZEL BAKIŞ

cihan mutlu aktürk

Esnafın Sesi Biz Olacağız MÜSİAD Berlin Esnaf ve Zanaatkarlar Kurulu Cihan M. Aktürk Başkanlığında Oluşturuluyor. Hedef: Kötü rekabet yerine dayanışma gereçekleştirmek...

Berlin’de

faaliyet gösteren birçok işletmenin küçük ölçekli olmasından yola çıkarak, onların hem kendi aralarında hem de MÜSİAD Berlin ile yardımlaşma ve dayanışma göstermesi için, mesleki dayanışma ve işbirliği için yola çıkıyoruz. Toplumumuzda en önemli ekonomik faaliyeti gösteren esnaflarımızın daha başarılı olmaları için bu

çalışmayı başlatmış bulunmaktayız. Bu çalışmada, kendimize atalarımızın başarı ile uyguladıkları ahilik anlayışını örnek almak istiyoruz. MÜSİAD anlayışının temellerinde de bu ahi teşkilatı anlayışı bulunmaktadır. MÜSİAD ‘ın milli ve manevi değerlere duyarlılığı, davranış ve sanat anlayışı, dünya görüşü, çalışkan ve yetenekli, aynı değerlere sahip esnafımız ile bir araya gelmesiyle, hem esnafımıza

hem de Türk değiştirecektir.

insanına

bakışı

Aynı iş kolunda faaliyet gösteren esnafımız, artık birbiri ile haksız rekabet eden değil, birlikte hareket eden, birlikte kazanan olmak durumundadır. Yaşamak için yaşatmak felsefesi ile yola çıkacağız, her ferdi toplumun ayrılmaz bir parçası olarak kabul edip, onun refahının toplumun refahı olacağını unutmayacağız.

KULAĞA KÜPE FIKRALAR

3 Zarf

Şirkette eski genel müdür kovulmuş, yeni bir genel müdür atanmıştı. Eski müdür görevi devrederken, yenisine tavsiyelerde bulundu ve 3 adet zarf verdi. Her biri numaralanmıştı. Eski müdür yenisine ileride her başı sıkıştığında bir zarfı açmasını söyledi. Ve yeni müdür işe başladı. Altı ay işler yolunda gitti. Fakat sonra satışlar birdenbire düştü. Ne yapacağını bilemeyen yeni müdür, en sonunda 1. zarfı açtı. Zarfta şöyle yazıyordu: - Kendinden önceki müdürü suçla... Yeni müdür hemen bir basın toplantısı ayarladı ve sorunlar için kendinden önceki müdürün politikalarını suçladı. Basın ve borsa bu açıklamalara olumlu baktı, şirket hisseleri toparlandı, bu arada da satışlar düzeldi... İşler bir süre daha yolunda gitti. Fakat sonra üretim sorunları çıktı. Önceki olaydan tecrübeli yeni müdür gecikmeden 2. zarfı açtı. zarfta şu yazıyordu: - Şirketi yeniden organize et. Yeni müdür reorganizasyonu uygulamaya koydu, sorun çözüldü. Bir süre sonra işler yine bozuldu. Yeni müdür koşa koşa gitti ve 3. zarfı açtı: - Üç zarf hazırla... ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

Ost-Bahn Immobilien GmbH

Facility Management

An- und Verkauf, Vermietung, Verpachtung und Verwaltung von Immobilien Telefon +4930 / 615 76 69 Fax +4930 / 615 68 98 Mobil +49171 / 312 46 25 An der Ostbahn 2 · D-10243 Berlin web www.ost-bahn-immobilien.de E-mail ost-bahn@web.de

50


Inal

Unternehmens- & Steuerberatung

Unser Team aus 20 kompetenten Mitarbeitern steht Ihnen in allen Belangen der Steuer-, Rechtsund Unternehmensangelegenheiten zur Seite.

Seit 20 Jahren steuern wir Sie zum Erfolg! Jetzt auch in Istanbul. Ȓ Steuerberatung Finanzbuchhaltung / Lohnbuchhaltung / Steuererklärung Vertretung vor dem Finanzgericht Begleitung von Betriebsprüfungen Ȓ Wirtschaftsberatung Beratung bei Existenzgründung und Investitionen Finanzierungsberatung Beratung für Bildung & Prüfung von Betriebsabläufen Ȓ Gemeinnützigkeitsberatung Ȓ Internationales Steuerrecht Ȓ Beratung für ansiedelnde Firmen in Deutschland Ȓ Fallorientierte Lösungsansätze in Kooperation mit Rechtsanswälten, Notaren und Banken

ISTANBUL Cumhuriyet Caddesi No: 125 34367 Istanbul - Harbiye

ZENTRALE: BERLIN Kurfürstendamm 224 10719 Berlin

TELEFON / FAX T +49(0)30 - 25 93 70 - 0 F +49(0)30 - 25 93 70 - 70

WEB info@steuerbuero - inal.de www.steuerbuero - inal.de



Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.