16. Cild (Fussilet-Sura-Zuhruf-Duhan-Casiye-Ahkaf)

Page 1


øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yúj»A øÉé}¼@»A øÁônø@I {

¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢ 41. SURE


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 1

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 478

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

¬á¨y Hâ mîm. AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hâ harfi ile Mîm harfi, mukattaa harfleridir.

ℜψετ − 2

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 478

7 ¡áî©y £ŠÛa ¡å¨à¤y £ŠÛa å¡ß ¥3í©Œ¤ä m Tenzîlun miner rahmânir rahîm(rahîmi).

Ραημ®ν ϖε Ραη⎩μ (ολαν Αλλαη) ταραφ⎬νδαν ινδιριλμι⎭τιρ. 1 2 3 4

-

tenzîlun min er rahmân er rahîmi

: : : :

indirilendir den Rahmân Rahîm, Rahîm esmasýyla tecelli eden, rahmet nuru gönderen

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Rahmân ve Rahîm esmalarý birbirinden tamamen ayrý hedeflere yönelik Allah’ýn iki vetiresidir. Rahmân esmasý, Allah’ýn yarattýðý bütün canlý varlýklar için onlara hayat veren bir müesseseyi; sünnetullahý ifade eder. Sünnetullah Allah’ýn kanunlarýdýr. Kâinatýn herbir zerresine kumanda eden sünnetullah, ilâhi bir kompüterdir. Yaþamak için oksijen temin eder. Yaþamak için yiyecek temin eder. Yaþamak için barýnma maddelerini oluþturur. Yaþayabilmek, hayatta kalabilmek için gerekli bütün þartlarý hazýrlayan sistem, Allah’ýn sünnetullahýdýr. Bu kompüter, Allah’ýn Rahmân esmasýyla iliþki içerisindedir. Fotosentez yoluyla klorofil özümlemesi yaparak, yeþil yapraklý bütün bitkilerin atmosfere oksijen saðlamasýný temin eder. Yaþam, onunla kabildir. Rahîm esmasý ise insanýn manevî tekâmülünü saðlayacak olan rahmet, fazl ve salâvât isimli nurlarýn Allah’ýn katýndan insanýn kalbine ulaþmasýný temin eder.

1

1


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 3

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 478

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

b¦ã¨a¤Š¢Ó ¢é¢mb í¨a ¤o Ü¡£–¢Ï ¥lb n¡× = æì¢à Ü¤È í §â¤ì Ô¡Û b¦ £î¡2 Š Ç Kitâbun fussilet âyâtuhu kur’ânen arabiyyen li kavmin ya’lemûn(ya’lemûne).

(Ο), βιλεν βιρ καϖιμ ι⎜ιν, ®ψετλερι ταφσιλ εδιλμι⎭ (φασ⎬λ φασ⎬λ α⎜⎬κλανμ⎬⎭) βιρ Κιταπ ολαν Αραπ⎜α Κυρ’®ν’δ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6 7 8

-

kitâbun fussilet âyâtu-hu kur’ânen arabiyyen li kavmin ya’lemûne

: : : : : : : :

kitap tafsil edildi, açýklandý onun âyetleri Kur’ân Arapça için bir kavim bilirler, bilen

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kur’ân’ýn Allahû Tealâ tarafýndan indiriliþindeki temel esaslar bu âyet-i kerimede verilmektedir. Kur’ân-ý Kerim, 6273 adet âyetten oluþur. Bu âyetler, ayrý ayrý 114 surede, 605 sayfalýk bir Kitap’ta biraraya gelmiþtir. Her âyet ayrý bir muhteva taþýr ve Allahû Tealâ’nýn izah etmek istediði þeyler, bir âyette, birkaç âyette, birçok âyette ayrý ayrý hüviyette karþýmýza çýkarlar. Ýþte bu, bilen bir kavim için, âyetleri fasýl fasýl açýklanmýþ bir Kitap olan Arapça Kur’ân’dýr. Kur’ân-ý Kerim, Arapça indirilmiþtir.

2

2


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 4

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 478

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

¤á¢ç¢Š r¤× a  Š¤Ç b Ï 7 a¦Ší©ˆ ã ë a¦Šî,©' 2 æì¢È à¤ í ü ¤á¢è Ï Beþîren ve nezîrâ(nezîren), fe a’rada ekseruhum fehum lâ yesmeûn(yesmeûne).

Μ⎫ϕδελεψιχι ϖε υψαρ⎬χ⎬ ολαρακ. Φακατ ονλαρ⎬ν ⎜οðυ ψ⎫ζ ⎜εϖιρδιλερ. Αρτ⎬κ ονλαρ ι⎭ιτμεζλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8

-

beþîren ve nezîren fe a’rada ekseru-hum fe hum lâ yesmeûne

: : : : : : : :

müjdeleyici ve uyarýcý böylece, artýk, fakat yüz çevirdi onlarýn çoðu böylece, artýk onlar iþitmezler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kur’ân’ýn bir müjdeleyici bir de uyarýcý cephesi vardýr. Âmenû olmak, Allah’a inanmayý, Allah’a ulaþmayý dilemeyi ifade eder. Allah’a inanan insanlar, kendilerine has fikir daðarcýklarýyla Allah’a ulaþmayý dilemezlerse, mü’min olamazlar. Onlarýn da adý âmenûdur; yani Allah’ýn varlýðýna îmân eden îmânýn sahipleridir ama bu onlarý hiçbir zaman kurtaramaz. Âmenû olmanýn asýl cehennemden kurtarýcý çehresi Allah’a ulaþmayý dilemektir. Allah’ýn bütün resûlleri, âmenû olanlarý müjdelemek, olmayanlarý uyarmak için indirdiði mukaddes kitaplara dayalý tebliðler yapsýnlar diye gönderilmiþlerdir. Ýþte Kur’ân da bütün insanlara müjdeleyici ve uyarýcý olarak gönderilmiþtir. Kim Allah’a ulaþmayý dilerse o mutlaka kurtuluþa erer. Ama kim de dilemezse o kâfirdir, hüsrandadýr, dalâlettedir, þeytanýn kuludur, þeytanýn dostudur, Allah’ýn kulu deðildir, Allah’ýn dostu deðildir ve cehenneme gidecektir.

3

3


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 4

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 478

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

Kâfirdir: 2/BAKARA-257: Allâhu velîyyullezîne âmenû, yuhricuhum minez zulumâti ilen nûr(nûri), vellezîne keferû evliyâuhumut tâgûtu yuhricûnehum minen nûri ilâz zulumât(zulumâti), ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne). Allah, âmenû olanlarýn (Allah’a ulaþmayý dileyenlerin) dostudur, onlarý (onlarýn nefslerinin kalplerini) zulmetten nura çýkarýr. Ve kâfirlerin dostlarý taguttur (onlar, þeytaný dost edinirler, þeytan kimseye dost olmaz), onlarý (onlarýn nefslerinin kalplerini) nurdan zulmete çýkarýrlar. Ýþte onlar, ateþ ehlidir. Onlar, orada ebedî kalacak olanlardýr. Hüsrandadýr: 10/YUNUS-45: Ve yevme yahþuruhum keen lem yelbesû illâ sâaten minen nehâri yete ârefûne beynehum, kad hasirellezîne kezzebû bi likâillâhi ve mâ kânû muhtedîn(muhtedîne). Ve o gün (Allahû Tealâ), gündüzden bir saatten baþka kalmamýþlar (bir saat kalmýþlar) gibi onlarý toplayacak (haþredecek). Birbirlerini tanýyacaklar (aralarýnda tanýþacaklar). Allah’a mülâki olmayý (Allah’a ölmeden önce ulaþmayý) yalanlayanlar, hüsrana düþtüler (nefslerini hüsrana düþürdüler). Ve hidayete eren kimse(ler) olmadýlar (ruhlarýný ölmeden evvel Allah’a ulaþtýramadýlar). Dalâlettedir: 13/RAD-27: Ve yekûlullezîne keferû lev lâ unzile aleyhi âyetun min rabbih(rabbihi), kul innallâhe yudillu men yeþâu ve yehdî ileyhi men enâb(enâbe). Ve kâfirler: “Ona, Rabbinden bir âyet (mucize) indirilse olmaz mý?” derler. De ki: “Muhakkak ki Allah, dilediði kimseyi dalâlette býrakýr ve O’na yönelen kimseyi Kendine ulaþtýrýr (hidayete erdirir).” Þeytanýn kuludur: 39/ZUMER-17: Vellezînectenebût tâgûte en ya’budûhâ ve enâbû ilâllâhi lehumul buþrâ, fe beþþir ýbâd(ýbâdi). Onlar ki; taguta (insan ve cin þeytanlara) kul olmaktan içtinap ettiler (kaçýndýlar, kendilerini kurtardýlar). Çünkü Allah’a yöneldiler (Allah’a ulaþmayý dilediler). Onlara müjdeler vardýr. Öyleyse kullarýmý müjdele! Þeytanýn dostudur: 2/BAKARA-257: Allâhu velîyyullezîne âmenû, yuhricuhum minez zulumâti ilen nûr(nûri), vellezîne keferû evliyâuhumut tâgûtu yuhricûnehum minen nûri ilâz zulumât(zulumâti), ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne). Allah, âmenû olanlarýn (Allah’a ulaþmayý dileyenlerin) dostudur, onlarý (onlarýn nefslerinin kalplerini) zulmetten nura çýkarýr. Ve kâfirlerin dostlarý taguttur (onlar, þeytaný dost edinirler, þeytan kimseye dost olmaz), onlarý (onlarýn nefslerinin kalplerini) nurdan zulmete çýkarýrlar. Ýþte onlar, ateþ ehlidir. Onlar, orada ebedî kalacak olanlardýr.

4

4


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 5

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 478

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

b ä¡ãa ‡¨a ó¬©Ï ë ¡é¤î Û¡a ¬b ãì¢Ç¤† m b £à¡ß §ò£ä ¡× a ó¬©Ï b ä¢2ì¢Ü¢Ó aì¢Ûb Ó ë æì¢Ü¡ßb Ç b ä£ã ¡a ¤3 à¤Çb Ï ¥lb v¡y Ù¡ä¤î 2 ë b ä¡ä¤î 2 ¤å¡ß ë ¥Š¤Ó ë Ve kâlû kulûbunâ fî ekinnetin mimmâ ted’ûnâ ileyhi ve fî âzâninâ vakrun ve min beyninâ ve beynike hicâbun fa’mel innenâ âmilûn(âmilûne).

ςε δεδιλερ κι: “Βιζι κενδισινε δαϖετ εττιðιν ⎭εψε καρ⎭⎬, καλπλεριμιζδε (ιδρακ ετμεψι ⎞νλεψεν) εκιννετ, κυλακλαρ⎬μ⎬ζδα (ι⎭ιτμεψι ενγελλεψεν) ϖακρα ϖε σενινλε βιζιμ αραμ⎬ζδα βιρ περδε ϖαρ. Αρτ⎬κ (σεν διλεδιðινι) ψαπ! Μυηακκακ κι βιζ δε (διλεδιðιμιζι) ψαπαχακ ολανλαρ⎬ζ.” 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17

-

ve kâlû kulûbu-nâ fî ekinnetin mimmâ (min mâ) ted’û-nâ ileyhi ve fî âzâni-nâ vakrun ve min beyni-nâ ve beyni-ke hicâbun fa’mel (fe ý’mel) inne-nâ âmilûne

: : : : : : : : : : : : : : : : :

ve dediler bizim kalplerimiz de var ekinnet, idrak etmeyi önleyen sistem o þeyden bizi davet ediyorsun ona ve da var bizim kulaklarýmýz vakra, iþitmeyi önleyen sistem ve den seninle bizim aramýzda bir perde artýk yap muhakkak ki biz yapanlarýz, yapacak olanlarýz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ “iþitmeyi engelleyen” ve “idrak etmeyi engelleyen” ifadelerini kullanmadýðý halde bu hükümleri çýkarabiliriz. “Bizi kendisine davet ettiðin þeye karþý” yani, Allah’a ulaþmayý dileme davetine karþý kalplerdeki ekinnet, kulaklardaki vakra anlatýlmaktadýr. “Ve seninle bizim aramýzda bir perde var” sözüyle hicab-ý mesture tarif edilmektedir.

5

5


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 5

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 478

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢ Allahû Tealâ Bakara Suresinin 6 ve 7. âyeti kerimelerinde buyuruyor: 2/BAKARA-6: Ýnnellezîne keferû sevâun aleyhim e enzertehum em lem tunzirhum lâ yu’minûn(yu’minûne). Onlar muhakkak ki kâfirdirler. Onlarý ikaz etsen de etmesen de onlar için eþittir (birdir), mü’min olmazlar. 2/BAKARA-7: Hatemallâhu alâ kulûbihim ve alâ sem’ýhim, ve alâ ebsârihim gýþâveh(gýþâvetun), ve lehum azâbun azîm(azîmun). Allah onlarýn kalplerinin üzerini ve iþitme (sem’î) hassasýnýn üzerini mühürledi ve görme (basar) hassasýnýn üzerine gýþavet (perde) çekti. Onlar için azîm (büyük) bir azap vardýr. Bu insanlar, kendilerine yapýlan tebliði deðerlendirmeyen, pozitif veya negatif istikamette bir tepki göstermeyen; reddetmeyen ama ona inanýp inanmadýklarý belli olmayan insanlardýr. Eðer inansalardý, aslýnda mutlaka Allah’a ulaþmayý dileyeceklerdi. Allah’a ulaþma davetine duyarsýz kalan insanlar, açýk bir þekilde itiraz etmiyorlar, karþý çýkmýyorlar, tebliði yapana hakaret etmiyorlar ama uyarsa da uyarmasa da bir tepkileri olmuyor. Bunlarýn hassalarý üzerine Allahû Tealâ engel koyuyor. Uzuvlardan kulaklara konulan engel vakra, gözlere konulan engel hicab-ý mesture, kalplere konulan engel ekinnettir. Ýþte uzuvlar üzerindeki engeller Ýsra Suresinde anlatýlmaktadýr: 17/ÝSRA-45: Ve izâ kara’tel kur’âne cealnâ beyneke ve beynellezîne lâ yu’minûne bil âhýreti hicâben mestûrâ(mestûren). Sen Kur’ân’ý kýraat ettiðin (okuduðun) zaman, seninle ahirete (ölmeden evvel Allah’a ulaþmaya ve kýyâmet gününe) inanmayanlar arasýna hicab-ý mesture kýldýk (gözlerinin üzerine, seni peygamber olarak görmelerini engelleyen bir perde koyduk). 17/ÝSRA-46: Ve cealnâ alâ kulûbihim ekinneten en yefkahûhu ve fî âzânihim vakrâ(vakran), ve izâ zekerte rabbeke fîl kur’âni vahdehu vellev alâ edbârihim nufûrâ(nufûren). O’nu (Kur’ân’ý), fýkýh (idrak) etmelerine karþý, (fýkýh edemesinler diye) kalplerinin üzerine ekinnet ve onlarýn kulaklarýna vakra (iþitme engeli) kýldýk. Ve sen, Kur’ân’da Rabbinin tekliðini zikrettiðin zaman nefretle arkalarýna döndüler. Kiþi Resûl’e karþý çýkarsa uzuvlara engel konulmaktadýr. Gözlerine hicab-ý mesture, kulaklarýna vakra ve kalplerine ekinnet konuyor. Açýk bir þekilde Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in açýklamalarýna karþý çýkanlar O’na açýkça cephe alýyorlar. Nefretle arkalarýný dönüyorlar. Böyle olan insanlar Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e dediler ki: “Bizi kendisine davet ettiðin þeye karþý (Allah’a ulaþma davetine karþý) kalplerimizde ekinnet var. Senin söylediklerini idrak etmeyi önlüyor. Kulaklarýmýzda vakra engeli var. Ve seninle aramýzda, gözlerimizde seni irþad makamý olarak tanýmamýza, görmemize engel olan bir perde var.” (hicabý mesture) Göz, kulak ve kalp. Üç uzuv da engellenmiþ. Ýnsanlar, engellendiklerinin farkýnda. “Sizin söylediklerinizi biz iþitmiyoruz, seni irþad makamý olarak görmüyoruz ve senin söylediklerini idrak etmiyoruz. Biz böyleyiz, deðiþmek gibi bir niyetimiz de yok. Sen yapacaðýný yap, biz de yapacaðýmýzý yaparýz.” diyorlar.

6

6


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 6

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 478

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

£ó Û¡a ó¬¨yì¢í ¤á¢Ø¢Ü¤r¡ß ¥Š ' 2 b¯ ã a ¬b à £ã¡a ¤3¢Ó a¬ì¢àî©Ô n¤b Ï ¥†¡ya ë ¥é¨Û¡a ¤á¢Ø¢è¨Û¡a ¬b à £ã a = åî©×¡Š¤'¢à¤Ü¡Û ¥3¤í ë ë 6 ¢ê뢊¡1¤Ì n¤a ë ¡é¤î Û¡a Kul innemâ ene beþerun mislukum yûhâ ileyye ennemâ ilâhukum ilâhun vâhidun festekîmû ileyhi vestagfirûh(vestagfirûhu), ve veylun lil muþrikîn(muþrikîne).

Δε κι: “Βεν σαδεχε σιζιν γιβι βιρ ινσαν⎬μ. Βανα, σιζιν ⇑λ®η⎬ν⎬ζ’⎬ν, τεκ βιρ ⇑λ®η ολδυðυ ϖαηψεδιλιψορ. √ψλεψσε Ο’να ψ⎞νελιν (Ο’να υλα⎭μαψ⎬ διλεψιν) ϖε Ο’νδαν μαðφιρετ διλεψιν. ςε μ⎫⎭ρικλεριν ϖαψ ηαλινε!”

1 2 3 4 5 6 7 8 9

7

-

kul innemâ ene beþerun mislu-kum yûhâ ileyye ennemâ ilâhu-kum

: : : : : : : : :

de, söyle ancak, sadece ben bir insan sizin gibi vahyediliyor bana olduðu sizin ilâhýnýz

7


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 6

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 478

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

10 11 12 13 14 15 16 17 18 19

-

ilâhun vâhidun fe istekîmû ileyhi ve istagfirû-hu ve veylun li el muþrikîne

: : : : : : : : : :

ilâh tek, bir tane öyleyse, artýk yönelin ona ve ona istiðfar edin, ondan maðfiret dileyin ve vay haline için, ... e, ... in müþrikler, ortak koþanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’a yönelmek, Allah’a doðru istikamet almaktýr. Sýratý Mustakîm; Allah’a doðru istikametlenmiþ yoldur. Allah’a yönelmenin 3 adý vardýr: 1- Âmenû olmak. Âmenû olan kiþi, Allah’a ulaþmayý dileyen kiþidir. 2- Münîb olmak. Münib olan kiþi, Allah’a yönelen kiþidir yani, Allah’a ulaþmayý dileyen kiþidir. 3- Allah’a doðru istikamet üzere olmak. Peygamber Efendimiz (S.A.V), insanlara Allah’a ulaþmayý dilemelerini, Allah’a doðru istikamet üzere olmalarýný emretmiþtir. Ve onlar diyorlar ki: “Senin bizi o davet ettiðin Allah’a istikamet üzere olmaya karþý kalplerimizde ekinnet var. Kulaklarýmýzda vakra var, seninle aramýzda perde var. Yani biz senin söylediðini hiç anlamadýk ama sen kendin yap ne yaparsan, kendin Allah’a ulaþmayý dile. Ama biz kendi bildiðimizi yapacaðýz.” Fussilet Suresinin 6. âyet-i kerimesi, Allah’a ulaþma talebinin, Kur’ân-ý Kerim’de geçen üçüncü hüviyetini de (istikamet üzere olmak) ortaya koyuyor. 15/HÝCR-41: Kâle hâzâ sýrâtun aleyye mustekîm(mustekîmun). Allahû Tealâ þöyle buyurdu: “Ýþte bu, Bana yönlendirilmiþ (Bana ulaþtýran) yoldur.”

8

8


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 7

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 478

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

æ뢊¡Ïb × ¤á¢ç ¡ñ Š¡¨ü¤b¡2 ¤á¢ç ë ñì¨× £ŒÛa æì¢m¤ªì¢í ü åí©ˆ £Û a Ellezîne lâ yû’tûnez zekâte ve hum bil âhireti hum kâfirûn(kâfirûne).

Ονλαρ ζεκ®τ ϖερμεζλερ. ςε ονλαρ, ονλαρ αηιρετι (ρυηυν ηαψατταψκεν Αλλαη’α υλα⎭τ⎬ρ⎬λμασ⎬ν⎬) ινκ®ρ εδενλερδιρ. 1 2 3 4 5 6 7

-

ellezîne lâ yû’tûne ez zekâte ve hum bi el âhireti hum kâfirûne

: : : : : : :

onlar vermezler zekât ve onlar ahireti (ruhun hayattayken Allah’a ulaþtýrýlmasýný) onlar kâfirler, inkâr edenler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kur’ân-ý Kerim’in lâfzýyla ruhu, burada da ayrýlýyor. Çünkü Allah’a doðru istikamet üzere olmayý “O’na yönelin, O’ndan maðfiret dileyin.” ifadesiyle anlatmýþ Allahû Tealâ bir evvelki âyet-i kerimede. Allahû Tealâ’dan maðfiret dilemekse, mürþide ulaþýldýðý zaman gerçekleþen bir olgudur. Ýki âyet, birbiriyle bir illiyyet rabýtasýyla baðlýdýr. Âyet-i kerime gerek parasal gerekse manevî açýdan bir mânâ ifade etmektedir. Kiþi Allah’a ulaþmayý diledikten sonra mürþidine ulaþýr, tâbiiyetinden sonra Rabbinin ismiyle zikreder. Zikri yapan fizik vücuttur. O zaman Allah’ýn katýndan kiþinin göðsüne, rahmet- fazl ve rahmet-salâvât isimli iki çift nur iner. Allah’ýn açtýðý yoldan göðse gelerek, oradan da kalbe ulaþarak nefsin kalbinin nur kapýsýnýn üzerine baský yapar, onu aþaðýya indirir, zülmanî kapýyý kapatýr ve kiþinin kalbine ikiþer ikiþer inerek kalbi bütünüyle doldurur. Ýþte burada nefs tezkiyesi vücuda gelir. Nefsin tezkiye edilmesi ruhun Allah’a ulaþmasýný ifade eder. Eðer onlar, Allah’a ulaþmayý dileselerdi, zekât vermiþ olacaklardý. Ancak tâbiiyetle ruh vücuttan ayrýlýr ve nefs tezkiyesi baþlar. Fizik vücut, nefse zekât verir, onu infâk eder; Allah’tan gelen rahmet-fazl ve rahmet-salâvât nurlarýyla onu besler. Ve nefsin kalbine Allah’ýn nurlarý dolmaya baþlar. Allahû Tealâ buyuruyor ki: 73/MUZZEMMÝL-8: Vezkurisme rabbike ve tebettel ileyhi tebtîlâ(tebtîlen). Rabbinin (Allah’ýn) ismiyle zikret ve herþeyden kesilerek O’na (Allah’a) dön (ulaþ, vasýl ol). Zikir nefs tezkiyesini, nefs tezkiyesinin her kademesi ruhun 1 gök katý yükselmesini ve neticede 7 kademede 7 gök katýný aþarak Allah’a ulaþmasýný ifade etmektedir.

9

9


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

Χ⎫ζ − 24

ℜψετ − 8

Σαψφα − 478

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

¡pb z¡Ûb £–Ûa aì¢Ü¡à Ç ë aì¢ä ߨa åí©ˆ £Ûa £æ¡a ; §æì¢ä¤à ß ¢Š¤î Ë ¥Š¤u a ¤á¢è Û Ýnnellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti lehum ecrun gayru memnûn(memnûnin).

Μυηακκακ κι ®μεν⎦ ολανλαρ (ηαψατταψκεν Αλλαη’α υλα⎭μαψ⎬ διλεψενλερ) ϖε σαλιη αμελ (νεφσ τεζκιψεσι) ι⎭λεψενλερ, ονλαρ ι⎜ιν κεσιντισιζ εχιρ (μ⎫κ®φατ) ϖαρδ⎬ρ.

1 2 3 4 5 6 7 8

-

inne ellezîne âmenû ve amilû es sâlihâti lehum ecrun gayru memnûnin

: : : : : : : :

muhakkak onlar âmenû oldular (hayattayken Allah’a ulaþmayý dilediler) ve salih amel iþlediler, nefs tezkiyesi yaptýlar onlar için ecir, mükâfat kesintisiz (kesinti olmaksýzýn)

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Salih amelleri kesintisiz iþleyenler daimî zikrin sahipleridir. Daimî zikrin sahiplerine kesintisiz olarak Allah’ýn katýndan rahmet ve fazl ile rahmet ve salâvât gelip onlarýn göðüslerine ve göðüslerinden Allah’ýn yardýðý yarýktan geçerek kalbe ulaþýyor; kalbin içini rahmet, fazl ve salâvât nurlarý dolduruyor. Bu nurlar, Nur Suresinin 21. âyet-i kerimesinde yer alýyorlar:

10

10


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 8

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 478

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

24/NUR-21: Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tettebiû hutuvâtiþ þeytân(þeytâni), ve men yettebi’ hutuvâtiþ þeytâni fe innehu ye’muru bil fahþâi vel munker(munkeri) ve lev lâ fadlullâhi aleykum ve rahmetuhu mâ zekâ minkum min ehadin ebeden ve lâkinnallâhe yuzekkî men yeþâu, vallâhu semî’un alîm(alîmun). Ey âmenû olanlar, þeytanýn adýmlarýna tâbî olmayýn! Ve kim þeytanýn adýmlarýna tâbî olursa o taktirde (þeytanýn adýmlarýna uyduðu taktirde) muhakkak ki o (þeytan), fuhþu (her çeþit kötülüðü) ve münkeri (inkârý ve Allah’ýn yasak ettiklerini) emreder. Ve eðer Allah’ýn rahmeti ve fazlý sizin üzerinize olmasaydý (nefsinizin kalbine yerleþmeseydi), içinizden hiçbiri ebediyyen nefsini tezkiye edemezdi. Lâkin Allah, dilediðinin nefsini tezkiye eder. Ve Allah, Sem’î’dir (en iyi iþitendir) Alîm’dir (en iyi bilendir). Rahmet ve salâvât Bakara Suresinin 157. âyet-i kerimesinde anlatýlmaktadýr: 2/BAKARA-157: Ulâike aleyhim salâvâtun min rabbihim ve rahmetun ve ulâike humul muhtedûn(muhtedûne). Onlar (dünya hayatýnda Allah’a mutlaka döneceklerinden emin olanlar var ya), Rab’lerinden salâvât ve rahmet onlarýn üzerinedir. Ýþte onlar, hidayette olanlardýr. Nurlarýn kalbe ulaþtýðý, Zumer Suresinin 22. âyet-i kerimesinde belirtilmektedir: 39/ZUMER-22: E fe men þerehallâhu sadrehu lil islâmi fe huve alâ nûrin min rabbih(rabbihi), fe veylun lil kâsiyeti kulûbuhum min zikrillâh(zikrillâhi), ulâike fî dalâlin mubîn(mubînin). Allah kimin göðsünü Ýslâm için (Allah’a teslim için) yarmýþsa artýk o, Rabbinden bir nur üzere olur. Allah’ýn zikrinden kalpleri kasiyet baðlayanlarýn vay haline! Ýþte onlar, apaçýk dalâlettedirler. Nurlarýn ikiþer ikiþer ulaþtýðý ise Zumer Suresinin 23. âyet-i kerimesinde ifade buyrulmaktadýr: 39/ZUMER-23: Allâhu nezzele ahsenel hadîsi kitâben muteþâbihen mesâniye takþaýrru minhu culûdullezîne yahþevne rabbehum, summe telînu culûduhum ve kulûbuhum ilâ zikrillâh(zikrillâhi), zâlike hudallâhi yehdî bihî men yeþâu, ve men yudlilillâhu fe mâ lehu min hâd(hâdin). Allah, ihdas ettiði (nurlarýn) ahsen olanlarýný (rahmet, fazl ve salâvâtý), ikiþer ikiþer (rahmet-fazl ve rahmet-salâvât), Kitab’a müteþabih (benzer) olarak indirdi. Rab’lerinden huþû duyanlarýn ciltleri ondan ürperir. Sonra onlarýn ciltleri ve kalpleri Allah’ýn zikriyle yumuþar, sukûnet bulur (yatýþýr). Ýþte bu, Allah’ýn hidayetidir, dilediðini onunla hidayete erdirir. Ve Allah, kimi dalâlette býrakýrsa artýk onun için bir hidayetçi yoktur.

11

11


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 9

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 478

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

¤‰ ü¤a Õ Ü  ô©ˆ£Û b¡2 æ뢊¢1¤Ø n Û ¤á¢Ø£ä ¡ö a ¤3¢Ó 6 a¦…a †¤ã a ¬¢é Û æì¢Ü Ȥv m ë ¡å¤î ߤì í ó©Ï 7 åî©à Ûb ȤÛa ¢£l ‰ Ù¡Û¨‡ Kul e innekum le tekfurûne billezî halakal arda fî yevmeyni ve tec’alûne lehû endâdâ(endâden), zâlike rabbul âlemîn(âlemîne).

Δε κι: “Γερ⎜εκτεν σιζ, αρζ⎬ ικι γ⎫νδε ηαλκεδενι μι ινκ®ρ εδιψορσυνυζ? ςε Ο’να ε⎭λερ μι κ⎬λ⎬ψορσυνυζ? ⇑⎭τε Ο, ®λεμλεριν Ραββιδιρ.” 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16

12

-

kul e inne-kum le tekfurûne bi ellezî halaka el arda fî yevmeyni ve tec’alûne lehu endâden zâlike rabbu el âlemîne

: : : : : : : : : : : : : : : :

de, söyle mi muhakkak ki siz, gerçekten siz elbette, mutlaka, gerçekten inkâr ediyorsunuz onu yarattý arz, yeryüzü de, içinde iki gün ve kýlýyorsunuz onun için, ona eþler, denk olanlar iþte o Rab âlemler

12


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 9

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 478

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ herþeyi zýddýyla kaim kýlarak çift olarak ve 6 günde yaratmýþtýr: 50/KAF-38: Ve lekad halaknes semâvâti vel arda ve mâ beynehumâ fî sitteti eyyâmin ve mâ messenâ min lugûb(lugûbin). Andolsun, Biz gökleri, yeri ve ikisi arasýnda bulunanlarý altý günde yarattýk; Bize hiçbir yorgunluk dokunmadý. 51/ZARÝYAT-49: Ve min kulli þey’in halaknâ zevceynî leallekum tezekkerûn(tezekkerûne). Ve Biz, herþeyden çift yarattýk (herþeyi zýddýyla kaim kýlarak çift yarattýk). Umulur ki tezekkür edersiniz. Zahirî âlem ve onun zýddý olan berzah âlemi. Birini 1. gün, birini de 2. gün vücuda getiriyor. Dünyada 24 saat, 1 gündür. Allahû Tealâ’nýn katýnda 1 gün, 1000 yýla eþittir. 22/HAC-47: Ve yesta’cilûneke bil azâbi ve len yuhlifallâhu va’deh(va’dehu), ve inne yevmen inde rabbike ke elfi senetin mimmâ teuddûn(teuddûne). Ve azabý senden acele istiyorlar. Ve Allah, asla vaadinden dönmez. Ve Rabbinin katýndaki bir gün, sizin saydýðýnýz bin sene gibidir. Allahû Tealâ dünyayý burada yaratmýþtýr ama gün, Allah’a göre gündür ve arzý sadece fizik vücudun dünyasý olarak halketmemiþtir. Rüyada bir yerlere gidersiniz ama herþey fiziktir. Yani bardaðý aldýðýnýz zaman içindeki suyu içebiliyorsanýz, bardaðý tutabiliyorsanýz elinizde, orasý berzah âlemidir. Nefs, berzah âlemine göre yaratýlmýþtýr. Fizik vücut, bu âleme göre yaratýlmýþtýr. Ruh, Allah’ýn emr âleminin malýdýr. Öyleyse bir insan, 3 âlemi birden temsil eder. Allahû Tealâ fizik vücut için zahirî âlemi dünyayý yaratmýþtýr. Nefs için berzah âlemini yaratmýþtýr. Ölmüþ olanlarýn nefsleri orada yaþamaya devam ediyorlar. Allahû Tealâ’nýn yaratmasýný inkâr etmek ve O’na eþler kýlmak, putlarý Allah zannetmek, Allah’ýn sözlerine inanmamak, onlara tapmak kesinlikle yanlýþtýr. Neden Allahû Tealâ orada 2 gün demiþ? Çünkü dünya bir tanedir. Dünyanýn berzah âlemi de vardýr. Allahû Tealâ, dünyayý birinci günde ve onun berzah âlemini ikinci günde kâinatý yaratýrken, kâinatýn bir parçasý olarak yaratmýþtýr.

13

13


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 10

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 478

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

‰£† Ó ë b èî©Ï Ú ‰b 2 ë b è¡Ó¤ì Ï ¤å¡ß ó¡a ë ‰ b èî©Ï 3 È u ë åî©Ü¡ö¬b £Ü¡Û ¦õ¬a ì  6 §âb £í a ¡ò È 2¤‰ a ó¬©Ï b è ma ì¤Ó a ¬b èî©Ï Ve ceale fîhâ revâsiye min fevkýhâ ve bâreke fîhâ ve kaddere fîhâ akvâtehâ fî erbeati eyyâm(eyyâmin), sevâen lis sâilîn(sâilîne).

ςε οραδα, ονυν ⎫ζερινδε σαβιτ δαðλαρ ολυ⎭τυρδυ. ςε οραψ⎬ βερεκετλι κ⎬λδ⎬. Οραδα (αρζδα) βυλυνανλαρ⎬ν βεσινλερινι (ρ⎬ζ⎬κλαρ⎬ν⎬), διλεψενλερ ι⎜ιν ε⎭ιτ ολαρακ δ⎞ρτ γ⎫νδε τακδιρ εττι. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15

-

ve ceale fî-hâ revâsiye min fevký-hâ ve bâreke fî-hâ ve kaddere fî-hâ akvâte-hâ fî erbeati eyyâmin sevâen li es sâilîne

: : : : : : : : : : : : : : :

ve kýldý, oluþturdu orada sabit daðlar den onun üzerinde ve bereketli kýldý orada ve takdir etti orada onun rýzýklarý de, içinde dört günler musavi olarak, eþit olarak isteyenler için, dileyenler için

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ’nýn kaderlendirdiði þeyi takdir etmesi söz konusu. Yani bir kader olarak vücuda getiriyor. Allah’ýn sarsýlmaz daðlar yaratmasý, dünyadaki o muhteþem dengenin bir iþaretidir. Dünya’nýn merkezinden geçen bir mil düþünün; hangi iki nokta arasýna döndürürseniz o mili, sadece merkezinden geçecek. Ayný kalýnlýkta bir mil, tam merkezde bir merkez noktasý tayin ederseniz, o merkezden saða veya sola doðru uzanan her doðrunun ayný kalýnlýktaki 2 parçasý birbirine eþit aðýrlýktadýr. Bu denge ne zaman bozulursa (insanlarýn barajlar yapmalarý sebebiyle, baþka sebeplerle) o zaman zelzeleler vücuda gelir; ki o denge sabit kalsýn. Milyarlarca yýldan beri Dünya’nýn Güneþ etrafýndaki dönüþünün süresi ve yörüngesi hiç deðiþmemiþ. Ve muhteþem bir kuvvet, Allah’ýn takdiri, Dünya’yý hep ayný standartlarda Güneþ’in etrafýnda döndürür, ne bir dakika evvel ne bir dakika sonra. Dünya, Güneþ’ten biraz daha uzakta olsaydý, soðuktan, biraz daha yakýnda olsaydý, sýcaktan ölecektik. Allahû Tealâ, herþeyi en muhteþem dizaynda yaratmýþtýr. Karadaki, havadaki, sudaki ve yeraltýndaki rýzýklar için 1’er gün rýzýk takdir etmiþtir. Yerin üstündeki rýzýklar, aðaçlarýn ve bitkilerin üzerinde, ayný zamanda hayvanlar; yerin altýndakiler de patates, yer fýstýðý...

14

14


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 11

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 478

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

b è Û 4b Ô Ï ¥æb ¢… ó¡ç ë ¡õ¬b ࣠Ûa ó Û¡a ô¬¨ì n¤a £á ¢q åî©È¡ö¬b Ÿ b ä¤î m a ¬b n Ûb Ó 6 b¦ç¤Š × ¤ë a b¦Ç¤ì Ÿ b î¡n¤öa ¡¤‰ 5¤Û¡ ë Summestevâ iles semâi ve hiye duhânun fe kâle lehâ ve lil ardý’tiyâ tav’an ev kerhâ(kerhen), kâletâ eteynâ tâiîn(tâiîne).

Σονρα δυμαν ηαλινδε ολαν σεμαψα ψ⎞νελδι. Σονρα δα ονα (σεμαψα) ϖε αρζα: “⇑στεψερεκ ϖεψα ιστεμεψερεκ γελιν.” δεδι. ⇑κισι δε: “⇑στεψερεκ γελδικ.” δεδιλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8

-

9 10 11 12 13 14 15 16

-

summe : istevâ : iles semâi (ilâ es semâi) : ve hiye : duhânun : fe : kâle : lehâ : ve lil ardý’tiyâ (ve li el ardý i’tiyâ) ve li el ardý : i’tiyâ : tav’an : ev : kerhen : kâletâ : eteynâ : tâiîne :

sonra istiva etti, yöneldi semaya ve o duman, buhar halinde sonra dedi ona ve arza, yeryüzüne ikiniz gelin isteyerek veya kerih olarak, istemeyerek ikisi de biz geldik isteyenler olarak (isteyerek)

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Sema henüz duman halindeydi; çünkü evvelce göklerle yerler birleþikti ve sudan ibaretti. Allahû Tealâ hidrojenle oksijeni yaratmýþ; iki atom hidrojenle bir atom oksijeni birleþtirerek suyu oluþturmuþtur. Bütün kâinat baþlangýçta su idi. Sonra Allah gökleri ve yerleri yarattý.

15

15


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 12

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 479

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

ó¨y¤ë a ë ¡å¤î ߤì í ó©Ï §pa ì¨à  ɤj  £å¢è Ô Ï b î¤ã¢£†Ûa õ¬b ࣠Ûa b £ä£í ‹ ë 6 b ç Š¤ß a §õ¬b à  ¡£3¢× ó©Ï ¡áî©Ü ȤÛa ¡Œí©Œ ȤÛa ¢Ší©†¤Ô m Ù¡Û¨‡ 6 b¦Ä¤1¡y ë > |î©2b – à¡2 Fe kadâhunne seb’a semâvâtin fî yevmeyni ve evhâ fî kulli semâin emrehâ ve zeyyennes semâed dunyâ bi mesâbîha ve hýfzâ(hýfzen), zâlike takdîrul azîzil alîm(alîmi).

Β⎞ψλεχε ονλαρ⎬ ικι γ⎫νδε, ψεδι κατ γ⎞κ ολαρακ καζα εττι (ψαραττ⎬, ταμαμλαδ⎬). Ηερ γ⎞κ κατ⎬να εμρινι ϖαηψεττι. ςε Βιζ δ⎫νψα σεμασ⎬ν⎬ κανδιλλερλε μυηαφαζα εδερεκ σ⎫σλεδικ. ⇑⎭τε βυ, Αζ⎩ζ ϖε Αλ⎩μ ολαν (Αλλαη’⎬ν) τακδιριδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19

-

fe kadâ-hunne seb'a semâvâtin fî yevmeyni ve evhâ fî kulli semâin emre-hâ ve zeyyennâ es semâe ed dunyâ bi mesâbîha ve hýfzen zâlike takdîru el azîzi el alîmi

: : : : : : : : : : : : : : : : : : :

böylece, artýk onlarý kada etti, yarattý, tamamladý yedi semalar, gök katlarý iki günde ve vahyetti de her, hepsi sema, gök onun emri ve süsledik sema, gök dünya lâmbalarla, kandillerle ve muhafaza ederek, koruyarak iþte bu takdiridir azîz, üstün ve güçlü olan en iyi bilen

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ 1. gün, zahirî âlemin gökyüzünü (7 kat atmosfer) ve berzah âleminin göklerini, 2. gün ise cinlerin yaþamakta olduðu gayb âlemini ve onlarýn berzah âlemini yaratýyor. Böylece 2 günde hepsi yaratýlýyor, kaza ediliyor.

16

16


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 13

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 479

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

¦ò Ô¡Çb • ¤á¢Ø¢m¤‰ ˆ¤ã a ¤3¢Ô Ï a좙 Š¤Ç a ¤æ¡b Ï 6 …ì¢à q ë §…b Ç ¡ò Ô¡Çb • 3¤r¡ß Fe in a’radû fe kul enzertukum sâýkaten misle sâýkati âdin ve semûd(semûde).

Εðερ η®λ® ψ⎫ζ ⎜εϖιριρλερσε, ο τακτιρδε δε κι: “Αδν ϖε Σεμυδ’υν ψ⎬λδ⎬ρ⎬μ⎬ γιβι βιρ ψ⎬λδ⎬ρ⎬μλα σιζι υψαρδ⎬μ.” 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

-

fe in a'radû fe kul enzertu-kum sâýkaten misle sâýkati âdin ve semûde

: : : : : : : : : : :

böylece, artýk, hâlâ eðer, þâyet yüz çevirdiler o zaman, o taktirde de, söyle sizi uyardým þimþek, yýldýrým gibi þimþek, yýldýrým Ad (kavmi) ve Semud (kavmi)

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Adin ve Semud kavminde nasýl yýldýrýmlar insanlarý yok etmiþse, Peygamber Efendimiz (S.A.V) de onlara diyor ki: “Ýþte Adin ve Semud kavmini nasýl yýldýrýmlar yok etmiþse, Ben de sizi ayný cezaya karþý uyardým.”

17

17


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 14

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 479

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

¤á¡èí©†¤í a ¡å¤î 2 ¤å¡ß ¢3¢ ¢£ŠÛa ¢á¢è¤m õ¬b u ¤‡¡a aì¢Ûb Ó 6 騣ÜÛa £ü¡a a¬ë¢†¢j¤È m £ü a ¤á¡è¡1¤Ü  ¤å¡ß ë b £ã¡b Ï ¦ò Ø¡÷¬¨Ü ß 4 Œ¤ã ü b ä ¢£2 ‰ õ¬b ( ¤ì Û æ뢊¡Ïb × ©é¡2 ¤á¢n¤Ü¡¤‰¢a ¬b à¡2 Ýz câethumur rusulu min beyni eydîhim ve min halfihim ellâ ta’budû illallâh(illallâhe), kâlû lev þâe rabbunâ le enzele melâiketen fe innâ bimâ ursiltum bihî kâfirûn(kâfirûne).

Ονλαρα ⎞νλερινδεν ϖε αρκαλαρ⎬νδαν (κενδιλερινδεν ⎞νχε ϖε σονρα) Αλλαη’ταν βα⎭κασ⎬να κυλ ολμαμαλαρ⎬ ι⎜ιν ρεσ⎦λλερ γελδιðι ζαμαν δεδιλερ κι: “Εðερ Ραββιμιζ διλεσεψδι, μυτλακα μελεκλερι ινδιριρδι. Βυ σεβεπλε γερ⎜εκτεν βιζ, σιζιν, κενδισιψλε γ⎞νδεριλδιðινιζ ⎭εψι ινκ®ρ εδενλεριζ.” 18

18


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 14

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 479

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23

-

iz câet-hum er rusulu min beyni eydî-him ve min halfi-him ellâ ta'budû illâ allâhe kâlû lev þâe rabbu-nâ le enzele melâiketen fe innâ bimâ ursiltum bihî kâfirûne

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

olduðu zaman onlara geldi resûller den ellerinin arasýnda, önlerinde ve den onlarýn arkalarýnda kulluk etmemeniz için den baþka Allah dediler þâyet, eðer diledi Rabbimiz mutlaka indirdi melekler böylece, bu sebeple muhakkak ki biz þeyi slz gönderildiniz onunla kâfirler, inkâr edenler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, cinlere cin resûller; insanlara da insan resûller göndermiþtir. Ama insanlar, bu resûllerin melek olmasý lâzým diyorlar. 17/ÝSRA-95: Kul lev kâne fîl ardý melâiketun yemþûne mutmainnîne le nezzelnâ aleyhim mines semâi meleken resûlâ(resûlen). De ki: “Eðer yeryüzünde mutmain olarak yürüyenler melekler olsaydý, elbette onlara semadan melek resûl indirirdik.” Burada açýk bir þekilde insanlarýn zavallýlýðý ortaya çýkýyor. Bir tarafta insanlarý yaratan Allah, onlara resûl gönderiyor. Onlar da þeytanýn tesiri altýnda diyorlar ki: “Allah isteseydi bize resûl olarak melek indirirdi.” Ve bunu Resûl’e itaat ve biat etmemek için bir vasýta olarak düþünüyorlar.

19

19


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 15

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 479

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

¡¤‰ ü¤a ó¡Ï a뢊 j¤Ø n¤b Ï ¥…b Ç b £ß b Ï 6 ¦ñ £ì¢Ó b £ä¡ß ¢£† ( a ¤å ß aì¢Ûb Ó ë ¡£Õ z¤Ûa ¡Š¤î Ì¡2 ¤á¢è Ô Ü  ô©ˆ £Ûa 騣ÜÛa £æ a a¤ë Š í ¤á Û ë a aì¢ãb × ë 6 ¦ñ £ì¢Ó ¤á¢è¤ä¡ß ¢£† ( a ì¢ç æ뢆 z¤v í b ä¡mb í¨b¡2 Fe emmâ âdun festekberû fîl ardý bi gayril hakký ve kâlû men eþeddu minnâ kuvveh(kuvveten), e ve lem yerev ennellâhellezî halakahum huve eþeddu minhum kuvveh(kuvveten) ve kânû bi âyâtinâ yechadûn(yechadûne).

Φακατ Αδν καϖμι δαηα σονρα ψερψ⎫ζ⎫νδε ηακσ⎬ζ ψερε κιβιρλενδι. ςε δεδιλερ κι: “Κυϖϖετ βακ⎬μ⎬νδαν βιζδεν δαηα γ⎫⎜λ⎫ κιμ ϖαρδ⎬ρ?” Ονλαρ⎬ ψαραταν Αλλαη’⎬ν κυϖϖετ βακ⎬μ⎬νδαν κενδιλερινδεν δαηα γ⎫⎜λ⎫ ολδυðυνυ γ⎞ρμεδιλερ μι? ςε ®ψετλεριμιζι βιλερεκ, ινκ®ρ εδενλερ ολδυλαρ.

20

20


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 15

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 479

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

1 - fe 2 - emmâ 3 - âdun festekberû (fe istekberû) 4 - fe 5 - istekberû 6 - fî el ardý 7 - bi gayri 8 - el hakký 9 - ve kâlû 10 - men 11 - eþeddu 12 - min-nâ 13 - kuvveten 14 - e 15 - ve lem yerev 16 - enne 17 - allâhe 18 - ellezî 19 - halaka-hum 20 - huve 21 - eþeddu 22 - min-hum 23 - kuvveten 24 - ve kânû 25 - bi âyâti-nâ 26 - yechadûne

: : :

böylece, artýk, fakat fakat, ise Ad (kavmi)

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

böylece, daha sonra büyüklendiler, kibirlendiler yeryüzünde olmaksýzýn hak ve dediler kim daha kuvvetli, daha güçlü bizden kuvvet bakýmýndan mi ve görmediler olduðunu Allah ki o onlarý yarattý o daha kuvvetli, daha güçlü onlardan kuvvet bakýmýndan ve oldular, idiler âyetlerimizi bilerek inkâr ediyorlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Yeryüzünde kuvvetli olduðunu zanneden Adin kavmi Allah’ýn baþlarýna getirdiði bir belâyla toptan yok oldular. Allahû Tealâ’nýn daha kuvvetli olduðunu böylece gördüler. Ama ne yazýk ki; gördükten sonra da hayatta deðillerdi. Ve hepsi ayný þeyi söylediler, bütün Allah’a ulaþmayý dilemeden ölenler gibi: “Yarabbi, bizi tekrar gönder yeryüzüne ve tekrar yaþayalým. Sana ulaþmayý dileyelim. Resûle tâbî olalým. Senin emirlerini yerine getirelim.”

21

21


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 16

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 479

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

§pb ¡z ã §âb £í a ó¬©Ï a¦Š •¤Š • b¦zí©‰ ¤á¡è¤î Ü Ç b ä¤Ü ¤‰ b Ï 6 b î¤ã¢£†Ûa ¡ñì¨î z¤Ûa ó¡Ï ¡ô¤Œ¡‚¤Ûa la ˆ Ç ¤á¢è Ôí©ˆ¢ä¡Û æ뢊 –¤ä¢í ü ¤á¢ç ë ô¨Œ¤ a ¡ñ Š¡¨ü¤a ¢la ˆ È Û ë Fe erselnâ aleyhim rîhan sarsaran fî eyyâmin nahisâtin li nuzîkahum azâbel hizyi fîl hayâtid dunyâ, ve le azâbul âhireti ahzâ ve hum lâ yunsarûn(yunsarûne).

Βυνυν ⎫ζερινε, δ⎫νψα ηαψατ⎬νδα, ζιλλετ αζαβ⎬ν⎬ ονλαρα ταττ⎬ρμαμ⎬ζ ι⎜ιν, υðυρσυζ γ⎫νλερδε ονλαρ⎬ν ⎫ζερινε ⎭ιδδετλι σεσλε γελεν σοðυκ βιρ φ⎬ρτ⎬να γ⎞νδερδικ. ςε αηιρετ αζαβ⎬ μυτλακα δαηα ⎜οκ ρεζιλ εδιχιδιρ. ςε ονλαρα ψαρδ⎬μ ολυνμαζ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17

-

fe erselnâ aleyhim rîhan sarsaran fî eyyâmin nahisâtin li nuzîka-hum azâbe el hizyi fî el hayâti ed dunyâ ve le azâbu el âhireti ahzâ ve hum lâ yunsarûne

: : : : : : : : : : : : : : : : :

böylece, bunun üzerine gönderdik onlarýn üzerine rüzgâr þiddetli sesle gelen soðuk fýrtýna günlerde uðursuzlar için onlara tattýrýrýz azap alçaklýk, zillet dünya hayatýnda ve mutlaka ahiret azabý daha çok rüsva edici, rezil edici ve onlar yardým olunmazlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Dünya hayatýnda zillet azabýný onlara tattýrmak için, uðursuz günlerde onlarýn üzerine çok þiddetli sesle gelen bir soðuk fýrtýna, kasýrga söz konusudur. Cehennemde o insanlar, kendilerine hiç yardým olunmadan, sonsuz bir zaman parçasýnda hep iþkence edilecek olan günleri yaþamak mecburiyetindedirler. Bu yüzden ahiret azabý daha çok rezil edicidir.

22

22


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 17

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 479

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

ô¨†¢è¤Ûa ó Ü Ç ó¨à ȤÛa aì ¢£j z n¤b Ï ¤á¢çb ä¤í † è Ï ¢…ì¢à q b £ß a ë 7 æì¢j¡¤Ø í aì¢ãb × b à¡2 ¡æì¢è¤Ûa ¡la ˆ ȤÛa ¢ò Ô¡Çb • ¤á¢è¤m ˆ  b Ï Ve emmâ semûdu fe hedeynâhum festehabbûl amâ alel hudâ fe ehazethum sâýkatul azâbil hûni bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne).

ςε Σεμυδ (καϖμινε) γελινχε, ο ζαμαν ονλαρ⎬ ηιδαψετε ερδιρδικ. Βυνα ραðμεν ηιδαψετε καρ⎭⎬ ®μ® (κ⎞ρ) ολμαψ⎬ σεϖδιλερ (τερχιη εττιλερ). Βυ σεβεπλε καζανμ⎬⎭ ολδυκλαρ⎬νδαν δολαψ⎬ ονλαρ⎬ αλ⎜αλτ⎬χ⎬ αζαβ⎬ν ψ⎬λδ⎬ρ⎬μ⎬ ψακαλαδ⎬. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16

-

ve emmâ semûdu fe hedeynâ-hum fe istehabbû el amâ alâ el hudâ fe ehazet-hum sâýkatu el azâbi el hûni bimâ kânû yeksibûne

: : : : : : : : : : : : : : : :

ve fakat, ise Semud (kavmi) böylece, ondan sonra onlarý hidayete erdirdik böylece, buna raðmen sevdiler, tercih ettiler âmâ, kör karþý hidayet böylece, bu sebeple onlarý yakaladý þimþek, yýldýrým alçaltýcý azap dolayýsýyla, sebebiyle oldular kazanýyorlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ baþlangýçta onlarý hidayete ulaþtýrdýðý halde kýsa bir süre Adin kavmi de Semud kavmi de büyük hatalar iþlemiþler, hidayeti terketmiþler, dalâleti ve kör olmayý tercih etmiþlerdir. Orada lâyýk olduklarý, kazandýklarý þeyler sebebiyle, onlarý alçaltýcý bir azabýn yýldýrýmý yakalamýþ. Semud kavmi yýldýrýmla yok olmuþ.

23

23


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 18

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 479

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

; æì¢Ô £n í aì¢ãb × ë aì¢ä ߨa åí©ˆ £Ûa b ä¤î £v ã ë Ve necceynellezîne âmenû ve kânû yettekûn(yettekûne).

ςε ®μεν⎦ ολανλαρ⎬ (Αλλαη’α υλα⎭μαψ⎬ διλεψενλερι) κυρταρδ⎬κ. ςε ονλαρ, τακϖα σαηιβι ιδιλερ. 1 2 3 4 5

-

ve necceynâ ellezîne âmenû ve kânû yettekûne

: : : : :

ve kurtardýk onlarý âmenû oldular, Allah'a ulaþmayý dilediler ve oldular, idiler takva sahibi

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ’nýn yýldýrýmlardan kurtardýðý kiþiler, o kavmin içindeki takva sahibi olan nadir insanlardýr. Burada iki tür âmenû olanlardan bir tanesi var: Sadece Allah’a inanan âmenû olanlar kurtuluþa ulaþamazlar. Âmenû olanlarýn ikinci kademesindeki Allah’a inanan, Allah’a ulaþmayý dileyenlerin 4 vasýflarý var: 1- Allah’a inanýyorlar. 2- Allah’a insan ruhunun ölmeden evvel ulaþacaðýna inanýyorlar. 3- Bunun üzerlerine farz olduðuna inanýyorlar. 4- Hayattayken Allah’a mülâki olacaklarýna kesin þekilde inanýyorlar. Ýþte bu tarif, Bakara Suresinin 46. âyet-i kerimesinde huþû sahipleri için veriliyor: 2/BAKARA-46: Ellezîne yezunnûne ennehum mulâkû rabbihim ve ennehum ileyhi râciûn(râciûne). O (huþû sahipleri) ki; onlar, Rab’lerine (dünya hayatýnda) muhakkak mülâki olacaklarýna ve (sonunda ölümle) O’na döneceklerine yakîn derecesinde inanýrlar. Huþû sahibi olanlar, Allah’a mülâki olacaklarýna kesin þekilde inananlardýr. Ýþte onlar, âmenû olanlardýr. Bu kademedeki âmenû olanlar takva sahibi olanlardýr. Allahû Tealâ buyuruyor: 10/YUNUS-63: Ellezîne âmenû ve kânû yettekûn(yettekûne). Onlar, âmenûdurlar (ölmeden evvel Allah’a ulaþmayý dileyenlerdir) ve takva sahibi olmuþlardýr. Onlar âmenûdurlar ve âmenû olduklarý için takva sahibi olmuþlardýr. Niçin? Âmenû olduklarý, Allah’a ulaþmayý diledikleri için. Diledikleri anda takva sahibi olmuþlardýr. Bütün insanlar Allah’a ulaþmayý diledikleri anda takva sahibi olurlar.

24

24


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 19

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 479

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

¡‰b £äÛa ó Û¡a ¡é¨£ÜÛa ¢õ¬a †¤Ç a ¢Š '¤z¢í â¤ì í ë æì¢Ç ‹ì¢í ¤á¢è Ï Ve yevme yuhþeru a’dâullâhi ilen nâri fe hum yûzeûn(yûzeûne).

ςε Αλλαη’⎬ν δ⎫⎭μανλαρ⎬ ο γ⎫ν ατε⎭ε ηα⎭ρολυνυρλαρ. Β⎞ψλεχε ονλαρ (⎞νχεκιλερ ϖε σονρακιλερ) βιραραψα γετιριλιρλερ. 1 2 3 4 5 6 7

-

ve yevme yuhþeru a'dâu allâhi ilâ en nâri fe hum yûzeûne

: : : : : : :

ve gün haþrolunur, toplanýr Allah'ýn düþmanlarý ateþe böylece, artýk onlar (öncekiler ve sonrakiler) biraraya getirilirler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’ýn düþmanlarý için mutlaka ateþe atýlmak söz konusudur. Onlar uzak bir dalâlet içinde olanlardýr. Kendileri Allah’ýn yolunda olmadýklarý halde, kâfir olduklarý halde, baþkalarýný da Allah’ýn yolundan men edenlerdir. Hem kendilerine hem baþka insanlara zulmettikleri için zalimdirler: 4/NÝSA-167: Ýnnellezîne keferû ve saddû an sebîlillâhi kad dallû dalâlen baîdâ(baîden). Muhakkak ki onlar kâfirdirler ve Allah’ýn yolundan alýkoyarlar (men ederler) (kendileri de Allah’ýn yolunda deðillerdir). Andolsun ki onlar, uzak bir dalâlet içindedirler. 4/NÝSA-168: Ýnnellezîne keferû ve zalemû lem yekunillâhu li yagfire lehum ve lâ li yehdiyehum tarîkâ(tarîkan). Muhakkak ki onlar, kâfirdirler ve zalimdirler (baþkalarýný da mürþide ulaþmaktan men edip saptýrdýklarý için). Allah, onlara asla maðfiret etmez (günahlarýný sevaba çevirmez) ve yola (Allah’a ulaþtýran yola, Sýratý Mustakîm’e) ulaþtýrmaz.

25

25


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 20

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 479

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

¤á¢ç¢‰b –¤2 a ë ¤á¢è¢È¤à  ¤á¡è¤î Ü Ç †¡è ( b ç@ ¢ªë¬b u b ß a ‡¡a ¬ó £n y æì¢Ü à¤È í aì¢ãb × b à¡2 ¤á¢ç¢…ì¢Ü¢u ë Hattâ izâ mâ câûhâ þehide aleyhim sem’uhum ve ebsâruhum ve culûduhum bimâ kânû ya’melûn(ya’melûne).

Ηαττα ονα (ατε⎭ε) γελδικλερι ζαμαν ψαπμ⎬⎭ ολδυκλαρ⎬ ⎭εψλερε, ονλαρ⎬ν γ⎞ζλερι, κυλακλαρ⎬ ϖε δεριλερι (υζυϖλαρ⎬), (ηαψατ φιλμλερινδε) ονλαρ⎬ν αλεψηινε ⎭αηιτλικ εττι. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

-

hattâ izâ mâ câû-hâ þehide aleyhim sem'u-hum ve ebsâru-hum ve culûdu-hum bimâ kânû ya'melûne

: : : : : : : : : : :

hatta, nihayet olduðu zaman ona geldiler þahitlik etti onlara onlarýn iþitmeleri, kulaklarý ve onlarýn gözleri ve onlarýn derileri o þeye oldular yapýyorlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Doðumlarýndan ölümlerine kadar geçen zaman içerisinde, insanlarýn hem düþünceleri hem de yapmýþ olduklarý fiiller hayat filmlerinde, pozitif dereceler kazandýlarsa pozitif olarak, negatif dereceler kazandýlarsa, negatif olarak yer alýr. Bunlar cehenneme sürülenler olduklarýna göre bunlarýn kaybettikleri dereceler kazandýklarý derecelerden fazladýr. Ve þahitlik yapanlar aleyhe þahitlik yapmýþ olurlar. Hayat filmlerini 3 boyutlu olarak seyrederken her uzuv hangi hatayý yaptýysa, hangi günahý iþlediyse o hata görüleceði için uzuvlar þahitlik etmiþ oluyor.

26

26


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 21

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 480

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

6 b ä¤î Ü Ç ¤á¢m¤†¡è ( á¡Û ¤á¡ç¡…ì¢Ü¢v¡Û aì¢Ûb Ó ë §õ¤ó ( £3¢× Õ À¤ã a ô¬©ˆ £Ûa ¢é¨£ÜÛa b ä Ô À¤ã a a¬ì¢Ûb Ó æì¢È u¤Š¢m ¡é¤î Û¡a ë §ñ £Š ß 4£ë a ¤á¢Ø Ô Ü  ì¢ç ë Ve kâlû li culûdihim lime þehidtum aleynâ, kâlû entakanallâhullezî entaka kulle þey’in ve huve halakakum evvele merretin ve ileyhi turceûn(turceûne).

ςε κενδι χιλτλερινε (υζυϖλαρ⎬να): “Νι⎜ιν βιζιμ αλεψηιμιζε ⎭αηιτλικ εττινιζ?” δεδιλερ. (Ονλαρ δα) δεδιλερ κι: “Βιζι, ηερ⎭εψι κονυ⎭τυραν Αλλαη σ⎞ψλεττι. Σιζι ιλκ δεφα Ο ψαραττ⎬ ϖε Ο’να δ⎞νδ⎫ρ⎫λεχεκσινιζ.” 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16

-

ve kâlû li culûdi-him lime þehidtum aleynâ kâlû entaka-nâ allâhu ellezî entaka kulle þey'in ve huve halaka-kum evvele meretin ve ileyhi turceûne

: : : : : : : : : : : : : : : :

ve dediler onlarýn ciltleri, derileri niçin, neden þahitlik ettiniz bize dediler bizi konuþturdu Allah ki o konuþturdu herþey ve o sizi yarattý evvel, ilk kere, defa ve ona döndürüleceksiniz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ ilk defa Âdem (A.S)’ý yaratmýþtýr. Sonra insanlar Âdem (A.S)’dan, Havva Anamýz’dan itibaren doðup dünyaya gelmiþlerdir. Ve kýyâmet günü, derileri (ciltleri), yaptýklarý davranýþlarý, hayat filmlerinde hakikatleri aynen söyleyeceklerdir. Buradaki konuþma, sadece söz olarak deðildir, hayat filmlerinde bütün uzuvlarýn yaptýklarý görünecektir. Cilt denildiði zaman, sadece deri deðil, derinin kapladýðý bütün alanlar anlaþýlmalýdýr. Yani kiþinin fizik vücudundaki her uzuv her saniye hangi olayý yapmýþsa, kazandýðý veya kaybettiði derecelerin bütünüyle birlikte orada görünür. Öyleyse kýyâmet günü, Ýndi Ýlâhi’de hayat filminde, hayat boyunca yapýlan herþey görülecektir. Ayný zamanda bu, vücudun insana olan þahitliðidir. Yaptýklarýnýzýn hepsi 3 boyutlu olarak filme alýnýr ve o film kýyâmet günü boþlukta 3 boyutlu olarak yani hologram hüviyetinde oynar.

27

27


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 22

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 480

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

¤á¢Ø¤î Ü Ç † è¤' í ¤æ a æ뢊¡n n¤ m ¤á¢n¤ä¢× b ß ë ¤á¢×¢…ì¢Ü¢u ü ë ¤á¢×¢‰b –¤2 a ¬ü ë ¤á¢Ø¢È¤à  ¢á Ü¤È í ü 騣ÜÛa £æ a ¤á¢n¤ä ä à ¤å¡Ø¨Û ë æì¢Ü à¤È m b £à¡ß a¦Šî©r × Ve mâ kuntum testetirûne en yeþhede aleykum sem’ukum ve lâ ebsârukum ve lâ culûdukum ve lâkin zanentum ennellâhe lâ ya’lemu kesîren mimmâ ta’melûn(ta’melûne).

ςε κυλακλαρ⎬ν⎬ζ⎬ν, γ⎞ζλερινιζιν ϖε χιλδινιζιν (υζυϖλαρ⎬ν⎬ζ⎬ν) σιζιν αλεψηινιζε ⎭αηιτλικ ετμεσινδεν (εδεχεðινδεν) σακ⎬νμ⎬ψορδυνυζ. ςε λ®κιν ψαπτ⎬κλαρ⎬ν⎬ζδαν ⎜οðυνυ Αλλαη’⎬ν βιλμεδιðινι ζαννεδιψορδυνυζ. 1 - ve 2 - mâ kuntum 3 - testetirûne

: : :

4 5 6 7 8

: : : : :

28

-

en yeþhede aleykum sem'u-kum ve lâ ebsâru-kum

ve siz olmadýnýz setrediyorsunuz, gizliyorsunuz, saklýyorsunuz, sakýnýyorsunuz þahitlik etmesi size, size karþý (aleyhinize) kulaklarýnýz ve olmaz gözleriniz

28


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 22

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 480

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

9 10 11 12 13 14 15 16 17 18

-

ve lâ culûdu-kum ve lâkin zanentum enne allâhe lâ ya'lemu kesîren mimmâ (min mâ) ta'melûne

: : : : : : : : : :

ve olmaz ciltleriniz, derileriniz lâkin, fakat siz zannettiniz, sandýnýz olduðunu Allah bilmez, bilmiyor çok þeyden yapýyorsunuz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýnsanlar her türlü suçu iþlerler ve vücutlarýnýn onlara kýyâmet gününde, hologram olarak aleyhinde þehadet edeceðinden hiç sakýnmazlar. O gün, bütün foyalarý meydana çýkar. Bir de insanlar “Allah benim yaptýðýmý nereden bilecek?” diye bir düþüncenin sahibi de olabiliyorlar. Bu da, Allah’ýn kanunlarýna hiç uygun olmayan bir þeydir. Allahû Tealâ, insana þahdamarýndan daha yakýndýr. 50/KAF-16: Ve lekad halaknel insâne ve na’lemu mâ tuvesvisu bihî nefsuh(nefsuhu), ve nahnu akrebu ileyhi min hablil verîd(verîdi). Ve andolsun ki, insaný Biz yarattýk ve nefsinin ona ne vesvese verdiðini biliriz. Ve Biz, ona þahdamarýndan daha yakýnýz. Allahû Tealâ’nýn rahmeti ve fazlý, kâinatýn her noktasýný kaplamýþtýr. Ýnsanlar da bu dairenin içindedirler. Bunun için vücuttaki bütün olaylarý Allahû Tealâ rahmeti ve fazlýnýn bizleri kuþatmasý sebebiyle bilir. 40/MU’MÝN-7: Ellezîne yahmilûnel arþa ve men havlehu yusebbihûne bi hamdi rabbihim ve yu’minûne bihî ve yestagfirûne lillezîne âmenû, rabbenâ vesi’te kulle þey’in rahmeten ve ilmen fagfir lillezîne tâbû vettebeû sebîleke ve kýhim azâbel cahîm(cahîmi). Arþý tutan melekler ve onun etrafýndaki kiþi (devrin imamý), Rab’lerini hamd ile tesbih ederler ve O’na îmân ederler. Ve âmenû olanlar için (Allah’tan) maðfiret dilerler: “Rabbimiz, Sen herþeyi rahmetle (rahmetinle) ve ilimle (ilminle) kuþattýn. Böylece (mürþidin önünde) tövbe edenleri ve Senin yoluna (Sýratý Mustakîm’e) tâbî olanlarý maðfiret et (günahlarýný sevaba çevir). Ve onlarý cehennem azabýndan koru!”

29

29


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 23

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 480

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

¤á¢Ø¡£2 Š¡2 ¤á¢n¤ä ä à ô©ˆ £Ûa ¢á¢Ø¢£ä à ¤á¢Ø¡Û¨‡ ë åí©Š¡b ‚¤Ûa å¡ß ¤á¢n¤z j¤• b Ï ¤á¢Øí¨…¤‰ a Ve zâlikum zannukumullezî zanentum bi rabbikum erdâkum fe asbahtum minel hâsirîn(hâsirîne).

ςε ι⎭τε Ραββινιζ ηακκ⎬νδακι σιζιν βυ ζανν⎬ν⎬ζ, σιζι ηελ®κα σ⎫ρ⎫κλεδι. Β⎞ψλεχε η⎫σρανα δ⎫⎭ενλερ ολαρακ σαβαηλαδ⎬ν⎬ζ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

ve zâli-kum zannu-kum ellezî zanentum bi rabbi-kum erdâ-kum fe asbahtum min el hâsirîne

: : : : : : : : : :

ve iþte bu sizin zannýnýz ki o zannettiniz Rabbinizi (Rabbiniz hakkýnda) sizi helâka sürükledi böylece siz oldunuz, sabahladýnýz den hüsrana düþenler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ insanlarýn “Allah bizim yaptýðýmýzý nasýlsa görmez.” zannýndan bahsediyor. Hüsranda olanlar, günahlarý sevaplarýndan fazla olup ebediyyen cehennemde kalacaklardýr: 23/MU’MÝNUN-103: Ve men haffet mevâzînuhu fe ulâikellezîne hasirû enfusehum fî cehenneme hâlidûn(hâlidûne). Ve kimin mizaný (sevap tartýlarý), hafif gelirse iþte onlar, nefslerini hüsrana düþürenlerdir. Onlar, cehennemde ebediyyen kalacak olanlardýr. Allah’a ulaþmayý dilemeyen, Allah’a ulaþmayý yalanlayan, tekzip eden herkes hüsrandadýr: 10/YUNUS-45: Ve yevme yahþuruhum keen lem yelbesû illâ sâaten minen nehâri yete ârefûne beynehum, kad hasirellezîne kezzebû bi likâillâhi ve mâ kânû muhtedîn(muhtedîne). Ve o gün (Allahû Tealâ), gündüzden bir saatten baþka kalmamýþlar (bir saat kalmýþlar) gibi onlarý toplayacak (haþredecek). Birbirlerini tanýyacaklar (aralarýnda tanýþacaklar). Allah’a mülâki olmayý (Allah’a ölmeden önce ulaþmayý) yalanlayanlar, hüsrana düþtüler (nefslerini hüsrana düþürdüler). Ve hidayete eren kimse(ler) olmadýlar (ruhlarýný ölmeden evvel Allah’a ulaþtýramadýlar).

30

30


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 24

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 480

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

¤æ¡a ë 7 ¤á¢è Û ô¦ì¤r ß ¢‰b £äÛb Ï a뢊¡j¤– í ¤æ¡b Ï åî©j n¤È¢à¤Ûa å¡ß ¤á¢ç b à Ï aì¢j¡n¤È n¤ í Fe in yasbirû fen nâru mesven lehum ve in yesta’tibû fe mâ hum minel mu’tebîn(mu’tebîne).

Εðερ σαβρεδεβιλιρλερσε αρτ⎬κ ονλαρ ι⎜ιν καλ⎬ναχακ ψερ ατε⎭τιρ. ςε εðερ ονλαρ αφφεδιλμεκ ιστερλερσε, αρτ⎬κ ονλαρ αφφεδιλεχεκ ολανλαρδαν δεðιλλερδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

-

fe in yasbirû fe en nâru mesven lehum ve in yesta'tibû fe mâ-hum min el mu'tebîne

: : : : : : : : : : : : :

artýk, bu durumda eðer, ise sabrederler iþte, artýk ateþ kalýnan yer onlar için ve eðer hoþnut etmek isterler, affedilmek isterler artýk, bundan sonra onlar deðillerdir den hoþnut olunanlar, affedilenler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Cehenneme girenler, ebediyyen cehennemde kalacaklardýr. Hiçbir zaman affedilip cennete gitmeleri söz konusu olmayacaktýr.

31

31


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 25

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 480

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

b ß ë ¤á¡èí©†¤í a å¤î 2 b ß ¤á¢è Û aì¢ä £í Œ Ï õ¬b ã Š¢Ó ¤á¢è Û b 䤚 £î Ó ë ¤å¡ß ¤o Ü  ¤† Ó §á ߢa ó¬©Ï ¢4¤ì Ô¤Ûa ¢á¡è¤î Ü Ç £Õ y ë ¤á¢è 1¤Ü  ; åí©Š¡b  aì¢ãb × ¤á¢è £ã¡a 7 ¡¤ã¡ü¤a ë ¡£å¡v¤Ûa å¡ß ¤á¡è¡Ü¤j Ó Ve kayyadnâ lehum kurenâe fe zeyyenû lehum mâ beyne eydîhim ve mâ halfehum ve hakka aleyhimul kavlu fî umemin kad halet min kablihim minel cinni vel ins(insi), innehum kânû hâsirîn(hâsirîne).

ςε ονλαρα ψακ⎬ν αρκαδα⎭λαρ μυσαλλατ εττικ. Β⎞ψλεχε ⎞νλερινδε ϖε αρκαλαρ⎬νδακι ⎭εψλερι (ψαπτ⎬κλαρ⎬ν⎬ ϖε ψαπαχακλαρ⎬ν⎬) ονλαρα σ⎫σλεδιλερ. Χινλερδεν ϖε ινσανλαρδαν, ονλαρδαν ⎞νχε γελμι⎭ γε⎜μι⎭ ⎫μμετλερδε ονλαρ⎬ν ⎫ζερινε (αζαπ) σ⎞ζ⎫ ηακ ολδυ. Μυηακκακ κι ονλαρ, η⎫σρανα δ⎫⎭μ⎫⎭ ολανλαρδ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14

32

-

ve kayyadnâ lehum kurenâe fe zeyyenû lehum mâ beyne eydî-him ve mâ halfe-hum ve hakka aleyhim el kavlu fî umemin

: : : : : : : : : : : : : :

ve hazýrladýk, musallat ettik onlara, onlar için karinler, yakýn arkadaþlar böylece, artýk süslediler onlara, onlar için þey elleri arasýnda, önlerinde ve þey arkalarýnda ve hak oldu, hakettiler onlara, onlarýn üzerine söz ümmetlerde

32


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 25

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 480

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

15 16 17 18 19 20 21 22 23 24

-

kad halet min kabli-him min el cinni ve el insi inne-hum kânû hâsirîne

: : : : : : : : : :

olmuþtu gelmiþ geçmiþ den onlardan önce den cinler ve insanlar muhakkak onlar oldular hüsrana düþmüþ olanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hüsrana düþenler, Allah’a ulaþmayý inkâr edenler ve Allah’a ulaþmayý dilemeyenlerdir. Bu yakýn arkadaþlar, o insanlarý yoldan çýkarmýþlardýr. Gerek cinler, gerek kötü arkadaþlar hep ayný þeyi vücuda getirmiþlerdir. Onlara arkadaþlarý musallat edilmiþtir. Böylece yaptýklarýný ve yapacaklarýný þeytan, tagut ve kötü arkadaþlar; süslü göstererek onlarý inkâra davet etmiþlerdir. Allahû Tealâ buyuruyor ki: 39/ZUMER-71: Vesîkallezîne keferû ilâ cehenneme zumerâ(zumeran), hattâ izâ câuhâ futihat ebvâbuhâ, ve kâle lehum hazenetuhâ e lem ye’tikum rusulun minkum yetlûne aleykum âyâti rabbikum ve yunzirûnekum likâe yevmikum hâzâ, kâlû belâ ve lâkin hakkat kelimetul azâbi alel kâfirîn(kâfirîne). Kâfirler, zümre zümre cehenneme sürülürler. Oraya geldikleri zaman, onun (cehennemin) kapýlarý açýlýr. Ve onun (cehennemin) bekçileri onlara derler ki: “Size, sizden (sizin aranýzdan) olan resûller gelmedi mi ki, size Rabbinizin âyetlerini okusun, bugüne (buraya) geleceðinizi (söyleyerek) uyarsýn? (Cehenneme gidenler) dediler ki: “Evet (geldiler).” Fakat azap sözü kâfirlerin üzerine hak oldu. Allah’ýn âyetlerinin okunmasý, bütün Allah’ýn resûllerinin görevidir. Ve Allah resûllerini âmenû olanlarý müjdelesinler, olmayanlarý uyarsýnlar diye göndermiþtir. Cehennem bekçileri: “Allah’ýn resûlleri gelip de size âyetleri okumadýlar mý size ‘Allah’a ulaþmayý diliyorsanýz, gideceðiniz yer cennettir. Allah’a ulaþmayý dileyin.’ demediler mi?” diyor. Cehenneme her giren kiþi de ayný þeyi söylüyor: “Evet, geldiler ve bize onlarý söylediler. Ama azap, kâfirlerin üzerine hak oldu.” Günahlarý sevaplarýndan fazla olanlar Allah’a mülâki olmayý inkâr edenlerdir. Hüsrana düþmüþlerdir. Netice deðiþmez. Allah’a ulaþmayý dilemeyi inkâr edenler de Allah’a ulaþmayý dilemeyenler de ebediyyen kalmak üzere cehenneme gireceklerdir.

33

33


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 26

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 480

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

aì¢È à¤ m ü a뢊 1 × åí©ˆ £Û a 4b Ó ë ¡éî©Ï a¤ì ̤Ûa ë ¡æ¨a¤Š¢Ô¤Ûa a ˆ¨è¡Û æì¢j¡Ü¤Ì m ¤á¢Ø £Ü È Û Ve kâlellezîne keferû lâ tesmeû li hâzel kur’âni velgav fîhi leallekum taglibûn(taglibûne).

ςε κ®φιρλερ: “Βυ Κυρ’®ν’⎬ δινλεμεψιν, (οκυμα σ⎫ρεσι) ι⎜ινδε γ⎫ρ⎫λτ⎫ ψαπ⎬ν. Υμυλυρ κι β⎞ψλεχε σιζ γ®λιπ ολυρσυνυζ.” δεδιλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

ve kâle ellezîne keferû lâ tesmeû li hâzâ el kur'âni ve ilgav fî-hi lealle-kum taglibûne

: : : : : : : : : :

ve dedi onlar inkâr ettiler dinlemeyin bunu Kur'ân ve boþ konuþun, gürültü yapýn onun hakkýnda, o sýrada, onun içinde umulur ki böylece siz gâlip olursunuz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah, Kur’ân’ý itaat edilsin diye indirmiþtir. Ama kâfirler de diyorlar ki: “Bu Kur’ân’ý dinlemeyin, gürültü yapýn. Gürültü yaparsanýz, umulur ki; gâlip gelirsiniz.”

34

34


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 27

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 480

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

a¦†í©† ( b¦2a ˆ Ç a뢊 1 × åí©ˆ £Ûa £å Ôí©ˆ¢ä Ü Ï æì¢Ü à¤È í aì¢ãb × ô©ˆ £Ûa a ì¤ a ¤á¢è £ä í¡Œ¤v ä Û ë Fe le nuzîkannellezîne keferû azâben þedîden ve le necziyennehum esveellezî kânû ya’melûn(ya’melûne).

Βυνδαν σονρα ινκ®ρ εδενλερε, μυτλακα ⎭ιδδετλι αζαβ⎬ ταττ⎬ραχαð⎬ζ. ςε ονλαρ⎬, ψαπτ⎬κλαρ⎬ν⎬ν εν κ⎞τ⎫σ⎫ψλε μυτλακα χεζαλανδ⎬ραχαð⎬ζ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

fe le nuzîkanne ellezîne keferû azâben þedîden ve le necziyenne-hum esvee ellezî kânû ya'melûne

: : : : : : : : : : : :

böylece, bundan sonra mutlaka, elbette tattýracaðýz onlar inkâr ettiler þiddetli azap ve mutlaka, elbette onlarý mutlaka cezalandýracaðýz en kötü, daha kötü ki o oldular yapýyorlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ’nýn dizayný, açýk ve kesindir. Allah’ý, Allah’a ulaþmayý dilemeyi ve Allah’a ulaþmayý inkâr edenlere, Allah mutlaka þiddetli azabý tattýracaktýr. Ve onlarý, yaptýklarýnýn en kötüsüyle mutlaka cezalandýracaktýr. Ýnsan ne yaparsa onun hakettiði karþýlýðýný mutlaka alýr. Kýyâmet günü kaybettiði dereceler, kazandýðý derecelerden fazlaysa, cezaya mutlaka muhatap olacaktýr. Gideceði yer cehennemdir.

35

35


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 28

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 480

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

7 ¢‰b £äÛa ¡é¨£ÜÛa ¡õ¬a †¤Ç a ¢õ¬a Œ u Ù¡Û¨‡ b à¡2 ¦õ¬a Œ u 6 ¡†¤Ü¢‚¤Ûa ¢‰a … b èî©Ï ¤á¢è Û æ뢆 z¤v í b ä¡mb í¨b¡2 aì¢ãb × Zâlike cezâu a’dâillâhin nâr(nârun), lehum fîhâ dârul huld(huldi), cezâen bimâ kânû bi âyâtinâ yechadûn(yechadûne).

⇑⎭τε βυ Αλλαη’⎬ν δ⎫⎭μανλαρ⎬ν⎬ν χεζασ⎬ ατε⎭τιρ. ℜψετλεριμιζι βιλερεκ ινκ®ρ ετμι⎭ ολμαλαρ⎬ σεβεβιψλε χεζα ολαρακ, ονλαρ ι⎜ιν οραδα εβεδ⎩λικ ψυρδυ ϖαρδ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

zâlike cezâu a'dâillâhi (a'dâi allâhi) en nârun lehum fîhâ dâru el huldi cezâen bimâ kânû bi âyâti-nâ yechadûne

: : : : : : : : : : : :

iþte bu ceza Allah'ýn düþmanlarý ateþ onlara, onlar için orada vardýr ebedîlik yurdu ceza olarak sebebiyle þeyle oldular âyetlerimizi bilerek inkâr ediyorlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’ýn düþmanlarýnýn cezasý ateþtir. Âyetleri bilerek inkâr etmiþ olmalarý sebebiyle ceza olarak, sonsuz olarak cehennemde kalacaklardýr.

36

36


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 29

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 480

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

¡å¤í ˆ £Ûa b 㡉 a ¬b ä £2 ‰ a뢊 1 × åí©ˆ £Ûa 4b Ó ë b à¢è¤Ü Ȥv ã ¡¤ã¡ü¤a ë ¡£å¡v¤Ûa å¡ß b ã £5 ™ a åî©Ü 1¤ ü¤a å¡ß b ãì¢Ø î¡Û b ä¡ßa †¤Ó a o¤z m Ve kâlellezîne keferû rabbenâ erinellezeyni edallânâ minel cinni vel insi nec’al humâ tahte akdâminâ li yekûnâ minel esfelîn(esfelîne).

ςε κ®φιρλερ δεδιλερ κι: “Ραββιμιζ, ινσανλαρδαν ϖε χινλερδεν βιζι σαπτ⎬ρανλαρ⎬, βιζε γ⎞στερ. Ονλαρ⎬ αψακλαρ⎬μ⎬ζ⎬ν αλτ⎬να αλαλ⎬μ κι εν α⎭αð⎬δα καλανλαρδαν ολσυνλαρ.”

1 2 3 4 5 6 7 8

37

-

ve kâle ellezîne keferû rabbe-nâ eri-nâ ellezeyni edallâ-nâ min

: : : : : : : :

ve dedi onlar inkâr ettiler bizim Rabbimiz bize göster onlar (ikisi) bizi saptýrdý den

37


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 29

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 480

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

9 10 11 12 13 14 15 16

-

el cinni ve el insi nec'al-humâ tahte akdâmi-nâ li yekûnâ min el esfelîne

: : : : : : : :

cinler ve insanlar onlarý yaparýz altýnda ayaklarýmýz olmasý için den en aþaðý, en sefil olanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Esfeli safilîn, cehennemin en alt kademesidir. Hem insanlardan hem cinlerden hem de þeytanlardan, insanlarý saptýranlar var. Ýþte bu Allah’ýn yolundan saptýranlar Nisa 167, 168 ve 169’da net olarak anlatýlýyor. Allahû Tealâ buyuruyor ki: 4/NÝSA-167: Ýnnellezîne keferû ve saddû an sebîlillâhi kad dallû dalâlen baîdâ(baîden). Muhakkak ki onlar kâfirdirler ve Allah’ýn yolundan alýkoyarlar (men ederler) (kendileri de Allah’ýn yolunda deðillerdir). Andolsun ki onlar, uzak bir dalâlet içindedirler. 4/NÝSA-168: Ýnnellezîne keferû ve zalemû lem yekunillâhu li yagfire lehum ve lâ li yehdiyehum tarîkâ(tarîkan). Muhakkak ki onlar, kâfirdirler ve zalimdirler (baþkalarýný da mürþide ulaþmaktan men edip saptýrdýklarý için). Allah, onlara asla maðfiret etmez (günahlarýný sevaba çevirmez) ve yola (Allah’a ulaþtýran yola, Sýratý Mustakîm’e) ulaþtýrmaz. 4/NÝSA-169: Ýllâ tarîka cehenneme hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), ve kâne zâlike alâllâhi yesîrâ(yesîren). Sadece cehennem yoluna ulaþtýrýr. Onlar orada ebediyyen kalacaklardýr. Ve bu, Allah için kolaydýr. Onlar muhakkak ki; kâfirdirler ve baþkalarýný Allah’ýn yolundan saptýrýrlar. Daha doðru bir ifadeyle, Allah’ýn yolundan men ederler. Onlar uzak bir dalâlet içindedirler. Onlar, zalimdirler. “Ayaklarýmýzýn altýna alalým da en aþaðýda olanlar olsunlar.” diyen insanlar, Allah’ýn yolundan saptýrýlanlardýr. Kendileri Allah’ýn yolunda olmadýklarý gibi baþka insanlarý da Allah’ýn yolundan saptýrmaya çalýþanlar ise en aþaðýda olmalarý arzu edilenlerdir.

38

38


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 30

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 481

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

¢4 £Œ ä n m aì¢ßb Ô n¤a £á¢q ¢é¨£ÜÛa b 䢣2 ‰ aì¢Ûb Ó åí©ˆ £Ûa £æ¡a aì¢ã Œ¤z m ü ë aì¢Ïb ‚ m £ü a ¢ò Ø¡÷¬¨Ü à¤Ûa ¢á¡è¤î Ü Ç æ뢆 Çì¢m ¤á¢n¤ä¢× ó©n £Ûa ¡ò £ä v¤Ûb¡2 a뢊¡'¤2 a ë Ýnnellezîne kâlû rabbunâllâhu summestekâmû tetenezzelu aleyhimul melâiketu ellâ tehâfû ve lâ tahzenû ve ebþirû bil cennetilletî kuntum tûadûn(tûadûne).

Μυηακκακ κι: “Ραββιμιζ Αλλαη’τ⎬ρ.” δεψιπ, σονρα (δα) ιστικαμετ ⎫ζερε ολανλαρα (Αλλαη’α ψ⎞νελιπ δ⎩νι ικαμε εδενλερε) μελεκλερ ινερλερ: “Κορκμαψ⎬ν ϖε μαηζυν ολμαψ⎬ν. ςε ϖααδολυνδυðυνυζ χεννετλε σεϖινιν!” (δερλερ). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17

-

inne ellezîne kâlû rabbu-nâ allâhu summe istekâmû tetenezzelu aleyhim el melâiketu ellâ tehâfû ve lâ tahzenû ve ebþirû bi el cenneti elletî kuntum tûadûne

: : : : : : : : : : : : : : : : :

muhakkak onlar dediler Rabbimiz Allah sonra istikamet üzere oldular iner onlarýn üzerine, onlara melekler korkmayýn ve mahzun olmayýn ve sevinin cennet ile ki o siz oldunuz vaadolunuyorsunuz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kýyâmet gününden bir kesit anlatýlmaktadýr. “Rabbimiz Allah’týr.” deyip sonra da Allah’a doðru istikamet üzere olanlara Allahû Tealâ Hicr Suresinin 41. âyet-i kerimesinde diyor ki:

39

39


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 30

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 481

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢ 15/HÝCR-41: Kâle hâzâ sýrâtun aleyye mustekîm(mustekîmun). Allahû Tealâ þöyle buyurdu: “Ýþte bu, Bana yönlendirilmiþ (Bana ulaþtýran) yoldur.” Allah’a istikametlenmiþ yol olan Sýratý Mustakîm’in bu âyette geçen adý Sýrâtun Aleyye Mustekîm’dir. Nisa Suresinin 175. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ buyuruyor: 4/NÝSA-175: Fe emmellezîne âmenû billâhi va’tesamû bihî fe se yudhýluhum fî rahmetin minhu ve fadlýn ve yehdîhim ileyhi sýrâtan mustekîmâ (mustekîmen). Allah’a âmenû olanlarý ve O’na sarýlanlarý (sarýlmayý dileyenleri), Allah kendinden bir rahmetin ve fazlýn içine koyacak ve onlarý, Kendisine ulaþtýran Sýratý Mustakîm’e (Allah’a ulaþtýran yola) hidayet edecektir, ulaþtýracaktýr. “Rabbimiz Allah’týr.” deyip, sonra da Allah’a istikamet üzere olanlara yani dîni Allah’a ikame edenlere Allahû Tealâ Rum Suresinin 30. âyet-i kerimesinde buyuruyor ki: 30/RUM-30: Fe ekim vecheke lid dîni hanîfâ(hanîfen), fýtratallâhilletî fataran nâse aleyhâ, lâ tebdîle li halkýllâh(halkýllâhi), zâliked dînul kayyimu ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemûn(ya’lemûne). Hanif olarak kendini dîn için ikame et, Allah’ýn hanif fýtratýyla ki; Allah, insanlarý hanif fýtratýyla yaratmýþtýr. Allah’ýn yaratmasýnda deðiþme olmaz. Kayyim olan (kaim olacak, ezelden ebede kadar yaþayacak) dîn budur. Fakat insanlarýn çoðu bilmez. Ýlk Peygamber ve Ýlk Ýnsan Âdem (A.S)’dan, Son Peygamber Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz’e kadar gelen her nebîye (peygambere) Allahû Tealâ þeriat kitabý indirmiþtir. Ve Son Þeriat Kitabý, Nebîler’in Sonuncusu olan Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V)’e indirilmiþtir. Kýyâmete kadar bütün dünya, Son Þeriat Kitabý olan Kur’ân-ý Kerim’le yönetilecektir. Allahû Tealâ’nýn dîninde, Peygamber Efendimiz (S.A.V) de Allah’a yönelenlerden bir tanesidir. Allahû Tealâ diyor ki: 30/RUM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muþrikîn(muþrikîne). O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaþmayý dileyin) ve takva sahibi olun. Ve namazý ikame edin (namaz kýlýn). Ve (böylece) müþriklerden olmayýn. Sonra da müþrikleri tarif ediyor: 30/RUM-32: Minellezîne ferrakû dînehum ve kânû þiyeâ(þiyean), kullu hýzbin bimâ ledeyhim ferihûn(ferihûne). (O müþriklerden olmayýn ki) onlar, dînlerinde fýrkalara ayrýldýlar ve grup grup oldular. Bütün gruplar, kendilerinde olanla ferahlanýrlar. Fussilet-30’daki takva sahipleri, Rum-30’da “Rabbimiz Allah’týr.” deyip istikamet üzere olan, bu takva sahibi olanlardýr. Ve Allahû Tealâ, fýrkalara ayrýlanlarýn þirkte olduklarýný söylüyor. “Müþriklerden yani fýrkalara ayrýlanlardan olma.” diyor: 50/KAF-31: Ve uzlifetil cennetu lil muttekîne gayre baîd(baîdin). Cennet, takva sahipleri için uzak olmayarak yaklaþtýrýldý. 50/KAF-32: Hâzâ mâ tûadûne li kulli evvâbin hafîz(hafîzin). Ýþte vaadolduðunuz þey (bu cennettir). Bütün evvab (Allah’a ruhu ulaþmýþ ve sýðýnmýþ) ve hafîz (baþlarý üzerinde devrin imamýnýn ruhunu muhafýz olarak taþýyan) olanlar için.

40

40


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 31

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 481

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

7 ¡ñ Š¡¨ü¤a ó¡Ï ë b î¤ã ¢£†Ûa ¡ñì¨î z¤Ûa ó¡Ï ¤á¢× ¢¯ªë¬b î¡Û¤ë a ¢å¤z ã

6 æì¢Ç £† m b ß b èî©Ï ¤á¢Ø Û ë ¤á¢Ø¢¢1¤ã a ó¬©è n¤' m b ß b èî©Ï ¤á¢Ø Û ë Nahnu evliyâukum fîl hayâtid dunyâ ve fîl âhireh(âhireti), ve lekum fîhâ mâ teþtehî enfusukum ve lekum fîhâ mâ teddeûn(teddeûne).

Βιζ δ⎫νψαδα ϖε αηιρεττε σιζιν δοστλαρ⎬ν⎬ζ⎬ζ. Οραδα σιζιν ι⎜ιν χανλαρ⎬ν⎬ζ⎬ν ιστεδιðι ϖε ταλεπ εττιðινιζ (ηερ)⎭εψ ϖαρδ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15

-

nahnu evliyâu-kum fî el hayâti ed dunyâ ve fî el âhireti ve lekum fî-hâ mâ teþtehî enfusu-kum ve lekum fî-hâ mâ teddeûne

: : : : : : : : : : : : : : :

biz sizin velîleriniz, dostlarýnýz de, içinde dünya hayatý ve ... de, içinde ahiret ve sizin için orada þey(ler) (iþtahlanýrsýnýz) canýnýz çeker, arzu edersiniz nefsleriniz, canýnýz ve sizin için orada þey(ler) istersiniz, talep edersiniz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Melekler, Allah’ýn evliyasýnýn evliyasýdýr, yani dostudur. Allah’ýn evliyasý, Allah’a ulaþmayý dilediði anda taguta kul olmaktan kurtulur. Ýþte Allahû Tealâ, o evliyasýndan bahsediyor: 10/YUNUS-62: E lâ inne evlîyâ allâhi lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne). Muhakkak ki Allah’ýn evliyasýna (dostlarýna), korku yoktur. Onlar, mahzun da olmazlar, öyle deðil mi? 10/YUNUS-63: Ellezîne âmenû ve kânû yettekûn(yettekûne). Onlar, âmenûdurlar (ölmeden evvel Allah’a ulaþmayý dileyenlerdir) ve takva sahibi olmuþlardýr. 10/YUNUS-64: Lehumul buþrâ fîl hayâtid dunyâ ve fîl âhýreh(âhýreti), lâ tebdîle li kelimâtillâh(kelimâtillâhi), zâlike huvel fevzul azîm(azîmu). Onlara, dünya hayatýnda ve ahirette müjdeler (mutluluklar) vardýr. Allah’ýn sözü deðiþmez. Ýþte O, fevzül azîmdir. Ýþte o müjdelerin yanýbaþýnda, dünyada da ahirette de onlarýn etrafýnda melekler vardýr.

41

41


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 32

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 481

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

; §áî©y ‰ §‰ì¢1 Ë ¤å¡ß ¦ü¢Œ¢ã Nuzulen min gafûrin rahîm(rahîmin).

Γαφ⎦ρ (μαðφιρετ εδεν) ϖε Ραη⎩μ ολαν (Ραη⎩μ εσμασ⎬ψλα τεχελλι εδεν) (Αλλαη) ταραφ⎬νδαν ζιψαφετ (ικραμ) ολαρακ.

1 2 3 4

-

nuzulen min gafûr er rahîmin

: : : :

ziyafet, ikram olarak den gafur, maðfiret eden rahîm olan, Rahîm esmasýyla tecelli eden

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Sizin için canlarýnýzýn istediði ve talep ettiðiniz herþey Allah’ýn size ikramýdýr, ziyafetidir.

42

42


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 33

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 481

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

¡é¨£ÜÛa ó Û¡a ¬b Ç … ¤å £à¡ß ¦ü¤ì Ó ¢å ¤y a ¤å ß ë åî©à¡Ü¤¢à¤Ûa å¡ß ó©ä £ã¡a 4b Ó ë b¦z¡Ûb • 3¡à Ç ë Ve men ahsenu kavlen mimmen deâ ilâllâhi ve amile sâlihan ve kâle innenî minel muslimîn(muslimîne).

ςε Αλλαη’α δαϖετ εδεν ϖε σαλιη αμελ (νεφσ τεζκιψεσι) ι⎭λεψεν ϖε: “Μυηακκακ κι βεν τεσλιμ ολανλαρδαν⎬μ.” διψενδεν δαηα γ⎫ζελ σ⎞ζλ⎫ κιμ ϖαρδ⎬ρ?

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

43

-

ve men ahsenu kavlen mimmen (min men) deâ ilâllâhi (ilâ allâhi) ve amile sâlihan ve kâle inne-nî min el muslimîne

: : : : : : : : : : :

ve kim, kimse, kiþi daha güzel, en güzel söz kimseden, kiþiden çaðýrdý, davet etti Allah'a ve amel etti, yaptý salih amel, nefsi ýslâh edici amel ve dedi muhakkak ben teslim olanlardan, müslümanlardan

43


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 33

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 481

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Fussilet Suresinin bu 33. âyet-i kerimesinde, mürþid tarifi yer alýyor. Mürþidlerin birinci özelliði, Allah’a davet etmeleridir. Ýkinci özellikleri, nefs tezkiyesi ve tasfiyesi yaparlar. Ve üçüncü özellikleri, Allah’a teslim olmuþlardýr. Ruhlarýný da vechlerini de nefslerini de iradelerini de Allah’a teslim etmiþlerdir. Sahâbe Allah’a teslim olmuþlardý yani ruhlarýný da vechlerini de nefslerini de iradelerini de Allah’a teslim etmiþlerdi. Ve irþad makamýna hepsi tayin edilmiþlerdi. Ve Allah’a davet ediyorlardý: 12/YUSUF-108: Kul hâzihî sebîlî ed’û ilallâhi alâ basîretin ene ve menittebeanî, ve subhânallâhi ve mâ ene minel muþrikîn(muþrikîne). De ki: “Benim ve bana tâbî olanlarýn, basiret üzere (kalp gözüyle basar ederek, Allah’ý görerek) Allah’a davet ettiðimiz yol, iþte bu yoldur. Allah’ý tenzih ederim. Ve ben, müþriklerden deðilim.” Bütün sahâbe Allah’a teslim-i küllî ile teslim olmuþlardýr; çünkü hepsi irþad makamýnýn sahibi olmuþlardýr: 9/TEVBE-100: Ves sâbikûnel evvelûne minel muhâcirîne vel ensâri vellezînettebeûhum bi ýhsânin radýyallâhu anhum ve radû anhu ve eadde lehum cennâtin tecrî tahtehel enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), zâlikel fevzul azîm(azîmu). O sabikûn-el evvelîn (evvelki hayýrlarda yarýþanlardan ulûl’elbab, ihlâs ve salâh makamlarýný, en üst üç makamý iþgal edenler): onlarýn bir kýsmý muhacirînden (Mekke’den Medine’ye göç edenlerden) bir kýsmý ensardan (Medine’deki yardýmcýlardan) ve bir kýsmý da onlara (ensar ve muhacirîne) ihsanla tâbî olanlardandý. (Sahâbe irþad makamýna sahip olduklarý için onlara tâbî olundu). Allah, onlardan razý ve onlar da O’ndan (Allah’tan) razýdýr. Onlara Allah, altlarýndan ýrmaklar akan cennetler hazýrladý ve orada ebediyyen kalacaklardýr. Ýþte bu, en büyük (azîm) mükâfattýr. Sahâbe Hz. Muhammed (S.A.V) Efendimiz’e tâbî olmuþlardýr. Nefs tezkiyesini ve tasfiyesini en üst boyutta iþleyen kiþiler olmuþlar. Hepsi daimî zikirdeki en üst noktaya çýkmýþtýr. Ýrþad makamýna Allahû Tealâ tarafýndan tayin edilmiþlerdir ve sadece Allah’ýn söylediklerini söyleyebilirler. O zaman en güzel sözü de onlar söyler.

44

44


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 34

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 481

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

6 ¢ò ÷¡£î£ Ûa ü ë ¢ò ä  z¤Ûa ô¡ì n¤ m ü ë Ù ä¤î 2 ô©ˆ £Ûa a ‡¡b Ï ¢å ¤y a ó¡ç ó©n £Û b¡2 ¤É Ϥ…¡a ¥áî©à y ¥£ó¡Û ë ¢é £ã b × ¥ñ ëa † Ç ¢é ä¤î 2 ë Ve lâ testevîl hasenetu ve les seyyieh(seyyietu), idfa’ billetî hiye ahsenu fe izellezî beyneke ve beynehu adâvetun ke ennehu veliyyun hamîm(hamîmun).

ςε ηασενε (ιψιλικ) ϖε σεψψιε (κ⎞τ⎫λ⎫κ), μ⎫σαϖι (ε⎭ιτ) δεðιλδιρ. (Κ⎞τ⎫λ⎫ð⎫) εν γ⎫ζελ ⎭εκιλδε καρ⎭⎬λα. Ο ζαμαν σενινλε αρασ⎬νδα δ⎫⎭μανλ⎬κ ολαν κι⎭ι, σαμιμι βιρ δοστ γιβι ολυρ.

1 - ve lâ testevî 2 - el hasenetu 3 - ve les seyyietu (lâ es seyyietu) 4 - lâ 5 - es seyyietu 6 - idfa' 7 - bi 8 - elletî

45

: : :

ve eþit, müsavi deðil hasenat, sevap, iyilik ve

: : : : :

deðil günah, kötülük söndür, bertaraf et, karþýla ile ki o

45


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 34

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 481

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

9 10 11 12 13 14 15 16 17 18

-

hiye ahsenu fe izâ ellezî beyne-ke ve beyne-hu adâvetun ke enne-hu veliyyun hamîmun

: : : : : : : : : :

o daha güzel, en güzel böylece, o zaman olduðu zaman ki o onunla senin aranda düþmanlýk o sanki, o gibi velî, dost yakýn, samimi dost

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hasene ile seyyiat eþit deðildir. Çünkü birisi derecat kazandýrýr, öteki kaybettirir. Bazý insanlar kötülüðe karþý kötülük, iyiliðe karþý iyilik ederler. Bazý insanlar da iyiliðe karþý da kötülüðe karþý da iyilik ederler. Ýþte bu, kötülüðe iyilikle karþýlýk verme iþlemidir. Bütün sahâbe, kötülüðe iyilikle mukabele ediyordu. Allahû Tealâ buyuruyor ki: 3/AL-Ý ÝMRAN-119: Hâ entum ulâi tuhýbbûnehum ve lâ yuhýbbûnekum ve tû’minûne bil kitâbi kullih(kullihi), ve izâ lekûkum kâlû âmennâ, ve izâ halev addû aleykumul enâmile minel gayz(gayzi), kul mûtû bi gayzikum, innallâhe alîmun bi zâtis sudûr(sudûri). (Ey mü’minler)! Siz öyle kimselersiniz ki; onlar, sizi sevmedikleri halde siz, onlarý seversiniz ve siz Kitab’ýn bütününe îmân edersiniz. Onlar, sizinle karþýlaþtýklarý zaman: “Îmân ettik.” derler. Ama tenhada, kendi baþlarýna kaldýklarý zaman size olan öfkelerinden (dolayý), parmak uçlarýný ýsýrýrlar. De ki: “Öfkenizle ölün.” Hiç þüphesiz Allah, sinelerde olaný bilir. Onlar, Kur’ân’ýn bütününe îmân eden sahâbeye düþmanlýk ettikleri halde sahâbe onlara muhabbet besliyor yani kötülüðe iyilikle mukabele ediyorlardý. Sahâbe Allah’a çaðýrýyor: 12/YUSUF-108: Kul hâzihî sebîlî ed’û ilallâhi alâ basîretin ene ve menittebeanî, ve subhânallâhi ve mâ ene minel muþrikîn(muþrikîne). De ki: “Benim ve bana tâbî olanlarýn, basiret üzere (kalp gözüyle basar ederek, Allah’ý görerek) Allah’a davet ettiðimiz yol, iþte bu yoldur. Allah’ý tenzih ederim. Ve ben, müþriklerden deðilim.”

46

46


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 35

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 481

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

7 a뢊 j • åí©ˆ £Ûa £ü¡a ¬b èî¨£Ô Ü¢í b ß ë §áî©Ä Ç §£Å y 뢇 £ü¡a ¬b èî¨£Ô Ü¢í b ß ë Ve mâ yulakkâhâ illellezîne saberû, ve mâ yulakkâhâ illâ zû hazzýn azîm(azîmin).

ςε ονα (κ⎞τ⎫λ⎫ð⎫ ιψιλικλε καρ⎭⎬λαμα ηασλετινε), σαβρεδενλερδεν ϖε ηαζζ⎫λ αζ⎩μ (εν β⎫ψ⎫κ ηαζ) σαηιπλερινδεν βα⎭κασ⎬ υλα⎭τ⎬ρ⎬λμαζ. 1 - ve mâ yulakkâ-hâ illellezîne (illâ ellezîne) 2 - illâ 3 - ellezîne 4 - saberû 5 - ve mâ yulakkâ-hâ 6 - illâ 7 - zû 8 - hazzýn azîmin

:

ve kavuþturulmaz, ulaþtýrýlmaz

: : : : : : :

hariç, den baþka onlar sabrettiler, sabrýn sahibi oldular ve kavuþturulmaz, ulaþtýrýlmaz hariç, den baþka sahip hazzül azîm, en büyük haz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Sahâbe, hazzül azîmin, fevzül azîmin, ecrul azîmin, fazl’ýl azîmin sahibiydi: 9/TEVBE-100: Ves sâbikûnel evvelûne minel muhâcirîne vel ensâri vellezînettebeûhum bi ýhsânin radýyallâhu anhum ve radû anhu ve eadde lehum cennâtin tecrî tahtehel enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), zâlikel fevzul azîm(azîmu). O sabikûn-el evvelîn (evvelki hayýrlarda yarýþanlardan ulûl’elbab, ihlâs ve salâh makamlarýný, en üst üç makamý iþgal edenler): onlarýn bir kýsmý muhacirînden (Mekke’den Medine’ye göç edenlerden) bir kýsmý ensardan (Medine’deki yardýmcýlardan) ve bir kýsmý da onlara (ensar ve muhacirîne) ihsanla tâbî olanlardandý. (Sahâbe irþad makamýna sahip olduklarý için onlara tâbî olundu). Allah, onlardan razý ve onlar da O’ndan (Allah’tan) razýdýr. Onlara Allah, altlarýndan ýrmaklar akan cennetler hazýrladý ve orada ebediyyen kalacaklardýr. Ýþte bu, en büyük (azîm) mükâfattýr. 48/FETÝH-10: Ýnnellezîne yubâyiûneke innemâ yubâyiûnallâh(yubâyiûnallâhe), yedullâhi fevka eydîhim, fe men nekese fe innemâ yenkusu alâ nefsih(nefsihî), ve men evfâ bi mâ âhede aleyhullâhe fe se yu’tîhi ecren azîmâ(azîmen). Muhakkak ki onlar, sana tâbî olduklarý zaman Allah’a tâbî olurlar. Onlarýn ellerinin üzerinde (Allah senin bütün vücudunda tecelli ettiði için ellerinde de tecelli etmiþ olduðundan) Allah’ýn eli vardýr. Bundan sonra kim (tâbiiyetini) bozarsa o taktirde, sadece kendi nefsi aleyhine bozar (Allah’a verdiði yeminleri, ahdleri yerine getirmediði için derecesini nakýsa düþürür). Ve kim de Allah’a olan ahdlerine vefa ederse (yeminini, misakini ve ahdini yerine getirirse), o zaman ona en büyük mükâfat (ecir) verilecektir (cennet saadetine ve dünya saadetine erdirilecektir).

47

47


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 36

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 481

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

¥Î¤Œ ã ¡æb À¤î £'Ûa å¡ß Ù £ä Ë Œ¤ä í b £ß¡a ë ¢áî©Ü ȤÛa ¢Éî©à £Ûa ì¢ç ¢é £ã¡a 6 ¡é¨£ÜÛb¡2 ¤ˆ¡È n¤b Ï Ve immâ yenzeganneke mineþ þeytâni nezgun festeýz billâh(billâhi), innehu huves semîul alîm(alîmu).

ςε αμα ⎭εψτανδαν σανα μυτλακα ϖεσϖεσε γελεχεκτιρ. Ο ζαμαν Αλλαη’α σ⎬ð⎬ν. Μυηακκακ κι Ο, εν ιψι ι⎭ιτεν, εν ιψι βιλενδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

ve immâ yenzeganne-ke min eþ þeytâni nezgun fe isteýz bi allâhi inne-hu huve es semîu el alîmu

: : : : : : : : : : : :

ve eðer, fakat, amma sana mutlaka vesvese verecek den þeytan vesvese ve teþvik hemen, artýk, o zaman sýðýn Allah'a muhakkak ki o o en iyi iþiten en iyi bilen

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’a sýðýnma, þeytanýn vesvesesini kökten yokeder.

48

48


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 37

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 481

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢ Secde âyeti

¢¤à £'Ûa ë ¢‰b è £äÛa ë ¢3¤î £Ûa ¡é¡mb í¨a ¤å¡ß ë ¡Š à Ô¤Ü¡Û ü ë ¡¤à £'Ü¡Û a뢆¢v¤ m ü 6 ¢Š à Ô¤Ûa ë ¤æ¡a £å¢è Ô Ü  ô©ˆ £Ûa ¡é¨£Ü¡Û a뢆¢v¤a ë æ뢆¢j¤È m ¢êb £í¡a ¤á¢n¤ä¢× Ve min âyâtihil leylu ven nehâru veþ þemsu vel kamer(kameru), lâ tescudû liþ þemsi ve lâ lil kameri vescudû lillâhillezî halakahunne in kuntum iyyâhu ta’budûn(ta’budûne).

ςε γεχε ϖε γ⎫νδ⎫ζ, Γ⎫νε⎭ ϖε Αψ, Αλλαη’⎬ν ®ψετλερινδενδιρ. Γ⎫νε⎭’ε ϖε Αψ’α σεχδε ετμεψιν. Εðερ σαδεχε Ο’να (Αλλαη’α) κυλ ολδυψσαν⎬ζ, ονλαρ⎬ ψαραταν Αλλαη’α σεχδε εδιν. 1 2 3 4 5 6 7 8 9

49

-

ve min âyâti-hi el leylu ve en nehâru ve eþ þemsu ve el kameru lâ tescudû li eþ þemsi ve lâ

: : : : : : : : :

ve den onun âyetleri gece ve gündüz ve güneþ ve ay secde etmeyin güneþe ve deðil

49


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 37

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 481

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

10 11 12 13 14 15 16 17 18

-

li el kameri vescudû li allâhi ellezî halaka-hunne in kuntum iyyâ-hu ta'budûne

: : : : : : : : :

aya ve secde edin Allah'a ki o onlarý (ikisini) yarattý eðer siz oldunuz yalnýz, sadece ona kul olursunuz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hz. Ýbrâhîm baþta Ay’a, sonra Güneþ’e secde etmiþ, ondan sonra Allah’a secde etmiþ ve aklýný baþýna toplamýþtýr. Allah ona peygamberlik nasip etmiþ. Allah’a kul olmak, Allah’a ulaþmayý dilediðiniz anda gerçekleþir: 39/ZUMER-17: Vellezînectenebût tâgûte en ya’budûhâ ve enâbû ilâllâhi lehumul buþrâ, fe beþþir ýbâd(ýbâdi). Onlar ki; taguta (insan ve cin þeytanlara) kul olmaktan içtinap ettiler (kaçýndýlar, kendilerini kurtardýlar). Çünkü Allah’a yöneldiler (Allah’a ulaþmayý dilediler). Onlara müjdeler vardýr. Öyleyse kullarýmý müjdele! Sahâbe, Allah’a kul olmak için taguttan içtinap ettiler; çünkü onlar Allah’a yöneldiler; yani Allah’a ulaþmayý dilediler. Bütün sahâbe Allah’a kul olmuþlardýr. Allah’a kul olanlarsa, sadece Allah’a secde edenlerdir. Öyleyse Allah’a kul olmak, herkesin temel görevidir. O’nun için yaratýldýk. Zariyat Suresinde Allahû Tealâ buyuruyor: 51/ZARÝYAT-56: Ve mâ halaktul cinne vel inse illâ li ya'budûn(ya'budûni). Biz, insanlarý ve cinleri baþka bir þey için deðil; Bize, kul olsunlar diye yarattýk. Allah’ýn insanlarý yaratýþ sebebi, Allah’a kul olmalarýdýr. Allah’a ulaþmayý dileyen kiþi, dilediði anda taguta kul olmaktan kurtulmuþtur, Allah’a kul olmuþtur. Bu da mutluluðun anahtarýdýr.

50

50


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 38

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 481

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

æì¢z¡£j ¢í Ù¡£2 ‰ †¤ä¡Ç åí©ˆ £Ûb Ï a뢊 j¤Ø n¤a ¡æ¡b Ï æì¢à ÷¤ í ü ¤á¢ç ë ¡‰b è £äÛa ë ¡3¤î £Ûb¡2 ¢é Û Fe inistekberû fellezîne inde rabbike yusebbihûne lehu bil leyli ven nehâri ve hum lâ yes’emûn(yes’emûne).

Εðερ ονλαρ η®λ® κιβιρλενιψορλαρσα, (βιλσινλερ κι) Ραββινιν κατ⎬νδα βυλυνανλαρ, γεχε ϖε γ⎫νδ⎫ζ, Ο’νυ τεσβιη εδερλερ ϖε ονλαρ β⎬κμαζλαρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

-

fe in istekberû fe ellezîne inde rabbi-ke yusebbihûne lehu bi el leyli ve en nehâri ve hum lâ yes'emûne

: : : : : : : : : : : : :

o taktirde, hâlâ eðer büyüklendiler, kibirlendiler o zaman, oysa onlar yanýnda, katýnda senin Rabbin tesbih ediyorlar onu geceleyin ve gündüz ve onlar býkmazlar, usanmazlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’ýn katýnda bulunanlar melekler ve Allah’a ulaþmýþ olan kiþilerin ruhlarýdýr. Onlar, gece ve gündüz Allah’ý tesbih ederler ve býkmazlar. Çünkü bu, onlara büyük bir zevk verir. Burada da Allah’ýn katýnda yapýlan tesbihten yani zikirden bahsediliyor. Zikir hücrelerinde bulunan kiþiler, Allah’ý zikredenlerdir. Ama kim irþad makamýna tayin edilmiþse Allahû Tealâ tarafýndan, o kiþi için tesbih söz konusudur. Ýradesi kendisinden alýnarak Allah’ýn iradesine baðlandýðý için, artýk onun iradesi yoktur. Ýradesiyle hükmetmiþ olsaydý, “Allah, Allah, Allah, Allah...” diye Allah’ý zikredecekti ama iradesi alýndýðý için Allah’ýn sünnetullahý, onun Allah kelimesini sonsuz bir þekilde söylemesini temin eder. Bunun adý tesbihtir.

51

51


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 39

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 482

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

b ä¤Û Œ¤ã a ¬a ‡¡b Ï ¦ò È¡(b  ¤‰ ü¤a ô Š m Ù £ã a ©¬é¡mb í¨a ¤å¡ß ë b çb î¤y a ô¬©ˆ £Ûa £æ¡a 6 ¤o 2 ‰ ë ¤p £Œ n¤ça õ¬b à¤Ûa b è¤î Ü Ç ¥Ší©† Ó §õ¤ó ( ¡£3¢× ó¨Ü Ç ¢é £ã¡a 6 ó¨m¤ì à¤Ûa ¡ï¤z¢à Û Ve min âyâtihî enneke terel arda hâþiaten fe izâ enzelnâ aleyhel mâehtezzet ve rebet, innellezî ahyâhâ le muhyîl mevtâ, innehu alâ kulli þey’in kadîr(kadîrun).

ςε Ο’νυν ®ψετλερινδενδιρ κι, αρζ⎬ γερ⎜εκτεν κυρυμυ⎭ γ⎞ρ⎫ρσ⎫ν. Ονυν ⎫ζερινε συ ινδιρδιðιμιζ ζαμαν ηαρεκετλενιρ ϖε καβαρ⎬ρ. Μυηακκακ κι ονα (αρζα) ηαψατ ϖερεν (Αλλαη), ελβεττε ⎞λ⎫λερε δε ηαψατ ϖερενδιρ. Μυηακκακ κι Ο, ηερ⎭εψε κααδιρδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24

-

ve min âyâti-hi enne-ke terâ el arda hâsiaten fe izâ enzelnâ aleyhâ el mâe ihtezzet ve rebet inne ellezî ahyâ-hâ le muhyî el mevtâ inne-hu alâ kulli sey'in kadîrun

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

ve den onun âyetleri gerçekten sen görürsün arz, yeryüzü kurumuþ halde böylece, o zaman olduðu zaman indirdik onun üzerine su hareketlendi ve kabardý muhakkak ki o onu diriltti, ona hayat verdi elbette muhyi, hayat veren ölüler muhakkak ki o üzerine her þey kaadir, gücü yeten

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kýyâmet günü ölüleri, Allah diriltecektir. Arzý her kýþ öldürdükten sonra (kuruttuktan sonra) her baharda nasýl diriltiyorsa, öyle... Allah herþeye kaadirdir.

52

52


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 40

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 482

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

æ¤ì 1¤‚ í ü b ä¡mb í¨a ó¬©Ï æ뢆¡z¤Ü¢í åí©ˆ £Ûa £æ¡a ¤å ß ¤â a ¥Š¤î  ¡‰b £äÛa ó¡Ï ó¨Ô¤Ü¢í ¤å à Ï a 6 b ä¤î Ü Ç = ¤á¢n¤÷¡( b ß aì¢Ü à¤Ç¡a 6 ¡ò à¨î¡Ô¤Ûa â¤ì í b¦ä¡ß¨a ¬ó©m¤b í ¥Šî©– 2 æì¢Ü à¤È m b à¡2 ¢é £ã¡a Ýnnellezîne yulhýdûne fî âyâtinâ lâ yahfevne aleynâ, e fe men yulkâ fîn nâri hayrun em men ye’tî âminen yevmel kýyâmeh(kýyâmeti), i’melû mâ þi’tum innehu bimâ ta’melûne basîr(basîrun).

Μυηακκακ κι, ®ψετλεριμιζδε σαπτ⎬ρμα ψαπανλαρ, Βιζε γιζλι καλμαζλαρ. Κ⎬ψ®μετ γ⎫ν⎫ ατε⎭ιν ι⎜ινε κονυλανλαρ μ⎬ ψοκσα Βιζε εμιν ολαρακ γελενλερ μι ηαψ⎬ρλ⎬δ⎬ρ? Διλεδιðινιζι ψαπ⎬ν. Μυηακκακ κι Ο, ψαπτ⎬ð⎬ν⎬ζ ⎭εψλερι εν ιψι γ⎞ρενδιρ.

53

53


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 40

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 482

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26

-

inne ellezîne yulhidûne fî âyâti-nâ lâ yahfevne aleynâ e fe men yulkâ fî en nâri hayrun em men ye'tî âminen yevme el kýyâmeti i'melû mâ þi'tum inne-hu bi-mâ ta'melûne basîrun

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

muhakkak onlar dil uzatýrlar, saptýrýrlar de, hakkýnda âyetlerimiz gizli kalmazlar bize mi böylece kim, kimse ilka edilir, býrakýlýr, konur de, içinde, içine ateþ hayýrlý, daha hayýrlý veya, yoksa kim, kimse gelir emin olarak, güvenle kýyâmet günü yapýn þey dilediniz muhakkak ki o þeyle yapýyorsunuz (en iyi) görendir

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bugüne kadar, Allah’ýn âyetlerinde saptýrma yapan birçok insan olmuþtur. Bugünkü Kur’ân mealleri de ayný statünün içindedir. Allah’ýn Kur’ân’da söyledikleri ile insanlarýn ifade ettikleri arasýnda büyük farklar oluþmaktadýr ve insanlarýn kurtuluþu da bu þekilde engellenmektedir. Bu sebeple Allah’ýn, ruhunu bildirdiði Kur’ân tefsiri doðrudur.

54

54


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 41

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 482

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

b £à Û ¡Š¤×¡£ˆÛb¡2 a뢊 1 × åí©ˆ £Ûa £æ¡a = ¥Œí©Œ Ç ¥lb n¡Ø Û ¢é £ã¡a ë 7 ¤á¢ç õ¬b u Ýnnellezîne keferû biz zikri lemmâ câehum, ve innehu le kitâbun azîz(azîzun).

Γερ⎜εκτεν ονλαρ, κενδιλερινε ζικιρ (Κυρ’®ν) γελδιðι ζαμαν (Ο’νυ) ινκ®ρ εττιλερ. ςε ⎭⎫πηεσιζ κι Ο, μυτλακα Αζ⎩ζ (Ψ⎫χε ϖε ⇒ερεφλι) Βιρ Κιταπ’τ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

inne ellezîne keferû bi ez zikri lemmâ câe-hum ve inne-hu le kitâbun azîzun

: : : : : : : : : :

muhakkak, gerçekten onlar inkâr ettiler zikri olduðu zaman onlara geldi ve þüphesiz ki o elbette, gerçekten, mutlaka kitap üstün, yüce, þerefli

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hangi peygambere Allahû Tealâ bir þeriat kitabý göndermiþse, onu mutlaka insanlar inkâr etmiþlerdir. Ve her devirde Allahû Tealâ bütün kavimlere resûllerini göndermiþ ve bütün kavimler onlarý inkâr etmiþlerdir. Allahû Tealâ, Mu’minun Suresinin 44. âyet-i kerimesinde açýkça bunu söylüyor: 23/MU’MÝNUN-44: Summe erselnâ rusulenâ tetrâ, kullemâ câe ummeten resûluhâ kezzebûhu fe etbâ’nâ ba’dahum ba’dan ve cealnâhum ehâdîs(ehâdîse), fe bu’den li kavmin lâ yu’minûn(yu’minûne). Sonra Biz, resûllerimizi ardarda (arasý kesilmeksizin) gönderdik. Her ümmete resûlü geldiði zaman, her defasýnda onu yalanladýlar. Biz de onlarý birbiri arkasýndan (helâk ettik). Ve onlarý efsane kýldýk. Artýk mü’min olmayan kavim (Allah’ýn rahmetinden) uzak olsun. Þu anda da dünyanýn bütün ülkelerinde bütün kavimlerde Allah’ýn resûlleri yaþýyorlar ve hepsi de inkâr edilmiþ durumdadýr. Kur’ân Azîz, Yüce, Þanlý Bir Kitap’týr.

55

55


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 42

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 482

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

ü ë ¡é¤í † í ¡å¤î 2 ¤å¡ß ¢3¡Ÿb j¤Ûa ¡éî©m¤b í ü §†î©à y §áî©Ø y ¤å¡ß ¥3í©Œ¤ä m 6 ©é¡1¤Ü  ¤å¡ß Lâ ye’tîhil bâtýlu min beyni yedeyhi ve lâ min halfih(halfihî), tenzîlun min hakîmin hamîd(hamîdin).

Β®τ⎬λ, ονυν ⎞ν⎫νδεν ϖε αρκασ⎬νδαν Ο’να υλα⎭αμαζ. Ηακ⎩μ (η⎫κ⎫μ ϖε ηικμετ σαηιβι) ϖε Ηαμ⎩δ (Κενδισινε ηαμδεδιλεν) (Αλλαη) ταραφ⎬νδαν ινδιριλμι⎭τιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

lâ ye'tî-hi el bâtilu min beyni yedey-hi ve lâ min halfi-hî tenzîlun min hakîmin hamîdin

: : : : : : : : : :

ona gelmez bâtýl den onun elleri arasýnda, önünde ve deðil, olmaz onun arkasýndan inmiþtir den hikmet sahibi hamîd, hamdedilen, lâyýk-ý veçhile övülen, çok sena edilen

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bâtýl, Kur’ân’ýn ne önünden ve ne de arkasýndan ona ulaþamaz. Hüküm ve hikmet sahibi ve Kendisine hamdedilen Allah tarafýndan indirilmiþtir.

56

56


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 43

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 482

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

6 ١ܤj Ó ¤å¡ß ¡3¢¢ £ŠÜ¡Û 3î©Ó ¤† Ó b ß £ü¡a Ù Û ¢4b Ô¢í b ß §áî©Û a §lb Ô¡Ç ë¢‡ ë §ñ Š¡1¤Ì ß ë¢ˆ Û Ù £2 ‰ £æ¡a Mâ yukâlu leke illâ mâ kad kîle lir rusuli min kablik(kablike), inne rabbeke le zû magfiretin ve zû ikâbin elîm(elîmin).

Σανα σ⎞ψλενεν, σενδεν ⎞νχεκιλερε σ⎞ψλενμι⎭ ολανδαν βα⎭κα βιρ ⎭εψ δεðιλδιρ. Μυηακκακ κι σενιν Ραββιν, μαðφιρετιν ϖε ελ⎩μ αζαβ⎬ν σαηιβιδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15

-

mâ yukâlu leke illâ mâ kad kîle li er rusuli min kabli-ke inne rabbe-ke le zû magfiretin ve zû ikâbin elîmin

: : : : : : : : : : : : : : :

söylenen þey sana den baska þey söylenmiþ resûllere senden önce muhakkak ki senin Rabbin elbette, mutlaka sahip maðfiret (günahlarýn sevaba çevrilmesi) ve sahip ikab, þiddetli ceza, azap acý, elem

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Sana söylenenle evvelkilere söylenen aynýdýr, buyruluyor. Bu, eþyanýn tabiatýna uygun olan bir sonuçtur. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e ulaþýp da tâbiiyetlerini gerçekleþtirdikleri anda insanlarýn günahlarý sevaba çevrilir. Yani Allahû Tealâ onlara maðfiret eder. Ama karþý çýkýyorlarsa ve hele ona iftira atýyorlarsa, o zaman onlar için elîm bir azap söz konusudur.

57

57


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 44

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 482

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

¤o Ü¡£–¢Ï ü¤ì Û aì¢Ûb Ô Û b ¦£î¡à v¤Ç a b¦ã¨a¤Š¢Ó ¢êb ä¤Ü È u ¤ì Û ë aì¢ä ߨa åí©ˆ £Ü¡Û ì¢ç ¤3¢Ó 6 ¥£ó¡2 Š Ç ë ¥£ó¡à v³¤Ç a õ 6 ¢é¢mb í¨a ¥Š¤Ó ë ¤á¡è¡ãa ‡¨a ó¬©Ï æì¢ä¡ß¤ ªì¢í ü åí©ˆ £Ûa ë 6 ¥õ¬b 1¡( ë ô¦†¢ç ; §†î©È 2 §æb Ø ß ¤å¡ß æ¤ë …b ä¢í Ù¡÷ ¬¨Û¯ë¢a 6 ó¦à Ç ¤á¡è¤î Ü Ç ì¢ç ë Ve lev cealnâhu kur’ânen a’cemiyyen le kâlû lev lâ fussilet âyâtuh(âyâtuhu), e a’cemiyyun ve arabîy(arabîyyun), kul huve lillezîne âmenû huden ve þifâu(þifâun), vellezîne lâ yû’minûne fî âzânihim vakrun ve hûve aleyhim amâ(amen), ulâike yunâdevne min mekânin baîd(baîdin).

ςε εðερ Ο’νυ (Κιταβ’⎬), ψαβανχ⎬ διλ βιρ Κυρ’®ν κ⎬λσαψδ⎬κ, μυτλακα: “Ο’νυν ®ψετλερι α⎜⎬κλανμαλ⎬ δεðιλ μιψδι?” δερλερδι. Αραπ’α (Αραπ καϖμινε) ψαβανχ⎬ διλ μι? Δε κι: “Ο, ®μεν⎦ ολανλαρ ι⎜ιν ηιδαψετ ϖε ⎭ιφαδ⎬ρ.” ςε μ⎫’μιν ολμαψανλαρ⎬ν κυλακλαρ⎬νδα ϖακρα ϖαρδ⎬ρ. Ο (Κυρ’®ν), ονλαρα καρ⎭⎬ κ⎞ρλ⎫κτ⎫ρ (⎭ιφα ϖε ηιδαψετ δεðιλδιρ). ⇑⎭τε ονλαρα υζακ βιρ ψερδεν σεσλενιλιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14

58

-

ve lev cealnâ-hu kur'ânen a'cemiyyen le kâlû lev lâ fussilet âyâtu-hu e a'cemiyyun ve arabîyyun kul

: : : : : : : : : : : : : :

ve eðer, þâyet onu kýldýk, yaptýk Kur'ân yabancý dil, Arapça olmayan elbette, mutlaka dediler olsa deðil açýklandý onun âyetleri mi yabancý dil, Arapça olmayan ve Arap de, söyle

58


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 44

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 482

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢ 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32

-

huve li ellezîne âmenû huden ve sifâun vellezîne lâ yû'minûne fî âzâni-him vakrun ve huve aleyhim amen ulâike yunâdevne min mekânin baîdin

: : : : : : : : : : : : : : : : : :

o onlar için âmenû oldular, îmân ettiler (Allah'a ulaþmayý dilediler) hidayet ve þifa ve onlar mü'min olmazlar, îmân etmezler de, içinde, içinde vardýr onlarýn kulaklarý vakra, iþitmeyi engelleyen sistem ve o onlara körlüktür iþte onlar seslenilir den yer, mekân uzak

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bütün insanlarýn nefslerinin kalbi hastadýr, %100 afetlerle donatýlmýþtýr. O afetleri yok ederek fazýllara çevirecek olan þey, hidayettir, nefs tezkiyesidir. Kur’ân, Hidayet’tir. Allah’a ulaþmayý dilediði anda kiþi, 1. hidayetin sahibidir. Âmenû olan kiþi, Allah’a ulaþmayý dileyen yani münib olan kiþi, ilk þifaya ulaþmýþtýr. 1. Sýratý Mustakîm üzerindedir. Bu noktada ölse gideceði yer birinci kat cennettir. 14. basamakta mürþidine ulaþtýðý zaman 2. hidayete ulaþmýþtýr. Mürþid, Allah adýna onu teslim alýr. Ruhu, vücudundan ayrýlýr, Allah’a doðru yola çýkar, gerçek teslim için 7 tane gök katýný aþar, Allah’ýn Zat’ýna ulaþýr, Allah’ýn Zat’ýnda yok olur. Ruh, Allah’a teslim olmuþtur. 3. hidayet, ruhun Allah’a teslimidir, nefsin kalbindeki hastalýklardan %51 arýnmasýný ifade eder. Fizik vücudun tesliminde bu arýnma %81’i aþar, nefsin tesliminde %100 arýnma, yani þifa oluþur. Nefsin kalbindeki hastalýklarýn hepsi sona erer. Ama bu sadece âmenû olanlar, Allah’a ulaþmayý dileyenler için geçerlidir. Onlar; kör, saðýr ve dilsiz olmaktan, Allahû Tealâ tarafýndan daha Allah’a ulaþmayý diledikleri an kurtulurlar. Onlarýn artýk kulaklarýnda vakra, kalplerinde ekinnet; gözlerinin üzerinde hicab-ý mesture yoktur. Ve görme, iþitme ve idrak etme hassalarý da mühürlü deðildir. Hepsinin mühürleri açýlmýþtýr. Ýþte Kur’ân-ý Kerim, îmân edenler için bu sebeple bir hidayet ve þifadýr. Kiþi Allah’a ulaþmayý dilemiyorsa uzuvlarý kapalýdýr. Bu sebeple Kur’ân, körün okuyamayacaðý, (okuduðu taktirde anlayamayacaðý) saðýrýn iþitemeyeceði, iþittiði zaman anlayamayacaðý mühürlü olan kalbin idrak edemeyeceði bir muhteva taþýr. Ýsra Suresinin 45 ve 46. âyetlerinde Allahû Tealâ Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e karþý çýkan, insan ruhunun Allah’a ulaþmasýna inanmayanlar için, onlarýn iþitmemeleri için kulaklarýna vakra, idrak edememeleri için kalplerine ekinnet koyduðunu ve onlarla Peygamber Efendimiz (S.A.V) arasýna gözlerine hicab-ý mesture koyduðunu ifade ediyor:

59

59


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 44

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 482

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢ 17/ÝSRA-44: Tusebbihu lehus semâvâtus seb’u vel ardu ve men fîhinn(fîhinne), ve in min þey’in illâ yusebbihu bi hamdihî ve lâkin lâ tefkahûne tesbîhahum, innehu kâne halîmen gafûrâ(gafûren). 7 kat gökler ve yeryüzü ve onlarda bulunanlar, O’nu (Allah’ý) tesbih ederler. O’nu hamd ile tesbih etmeyen bir þey yoktur. Ve fakat onlarýn tesbihlerini siz fýkýh edemezsiniz (anlayamazsýnýz, idrak edemezsiniz). Muhakkak ki O; Hakîm’dir, Gafûr’dur (maðfiret edendir). 17/ÝSRA-45: Ve izâ kara’tel kur’âne cealnâ beyneke ve beynellezîne lâ yu’minûne bil âhýreti hicâben mestûrâ(mestûren). Sen Kur’ân’ý kýraat ettiðin (okuduðun) zaman, seninle ahirete (ölmeden evvel Allah’a ulaþmaya ve kýyâmet gününe) inanmayanlar arasýna hicab-ý mesture kýldýk (gözlerinin üzerine, seni peygamber olarak görmelerini engelleyen bir perde koyduk). 17/ÝSRA-46: Ve cealnâ alâ kulûbihim ekinneten en yefkahûhu ve fî âzânihim vakrâ(vakran), ve izâ zekerte rabbeke fîl kur’âni vahdehu vellev alâ edbârihim nufûrâ(nufûren). O’nu (Kur’ân’ý), fýkýh (idrak) etmelerine karþý, (fýkýh edemesinler diye) kalplerinin üzerine ekinnet ve onlarýn kulaklarýna vakra (iþitme engeli) kýldýk. Ve sen, Kur’ân’da Rabbinin tekliðini zikrettiðin zaman nefretle arkalarýna döndüler. Allah’a ulaþmayý dilemeyen bu insanlar kördürler, saðýrdýrlar ve dilsizdirler. Onlar için Kur’ân, hidayet ve þifa deðildir. Dikkat edelim ifadeye: Kur’ân: Âmenû olanlar için, sadece onlar için hidayet ve þifadýr. Allah, âmenû olanlarýn mutlaka ruhlarýný Allah’a ulaþtýrýp onlarý hidayete erdirecektir. 13/RAD-27: Ve yekûlullezîne keferû lev lâ unzile aleyhi âyetun min rabbih(rabbihi), kul innallâhe yudillu men yeþâu ve yehdî ileyhi men enâb(enâbe). Ve kâfirler: “Ona, Rabbinden bir âyet (mucize) indirilse olmaz mý?” derler. De ki: “Muhakkak ki Allah, dilediði kimseyi dalâlette býrakýr ve O’na yönelen kimseyi Kendine ulaþtýrýr (hidayete erdirir).” 42/ÞURA-13: Þerea lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrekû fîh(fîhi), kebure alel muþrikîne mâ ted’ûhum ileyh(ileyhi), allâhu yectebî ileyhi men yeþâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu). (Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiði (farz kýldýðý) þeyi (þeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fýrkalara ayrýlmayýn.” diye Hz. Ýbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. Ýsa’ya vasiyet ettiðimiz þeyi sana da vahyederek, size de þeriat kýldý. Senin onlarý, kendisine çaðýrdýðýn þey (Allah’a ulaþmayý dileme) müþriklere zor geldi. Allah, dilediðini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaþtýrýr (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaþtýrýr). Kiþi 7 tane hidayete arka arkaya ereceði için hidayettir. Kiþilerin nefslerinin kalbindeki hastalýklarý iyileþtirdiði, afetlerin hepsini yok ettiði için þifadýr. Sinelerde olanýn, yani nefsin kalbindeki afetlerin yok edilmesini saðladýðý için þifadýr.

60

60


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 45

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 482

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

Ñ¡Ü¢n¤b Ï lb n¡Ø¤Ûa ó ì¢ß b ä¤î m¨a ¤† Ô Û ë Ù¡£2 ‰ ¤å¡ß ¤o Ô j  ¥ò à¡Ü × ü¤ì Û ë 6 ¡éî©Ï ó©1 Û ¤á¢è £ã¡a ë 6 ¤á¢è ä¤î 2 ó¡š¢Ô Û §kí©Š¢ß ¢é¤ä¡ß §£Ù ( Ve lekad âteynâ mûsel kitâbe fahtulife fîh(fîhi), ve lev lâ kelimetun sebekat min rabbike le kudýye beynehum, ve innehum lefî þekkin minhu murîb(murîbin).

ςε ανδολσυν κι Μυσα (Α.Σ)’α κιταπ ϖερδικ. Φακατ ονυν ηακκ⎬νδα ιητιλ®φ εττιλερ. Ραββινδεν βιρ σ⎞ζ γε⎜μεμι⎭ ολσαψδ⎬, ονλαρ⎬ν αρασ⎬νδα (ηεμεν) η⎫κ⎫μ ϖεριλιρδι. ςε μυηακκακ κι ονλαρ, ονδαν μυτλακα ⎭εκ ϖε ⎭⎫πηε ι⎜ινδε ολανλαρδ⎬ρ. 1 2 3 4

ve lekad âteynâ mûsâ el kitâbe fahtulife (fe ihtulife) 5 - fe 6 - ihtulife

61

-

: : : :

ve andolsun biz verdik Musa kitap

: :

fakat ihtilâf ettiler, anlaþmazlýða düþtüler

61


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 45

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 482

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21

-

fî-hi ve lev lâ kelimetun sebekat min rabbi-ke le kudiye beyne-hum ve inne-hum le fî þekkin min-hu murîbin

: : : : : : : : : : : : : : :

onda, onun hakkýnda ve olmasaydý söz geçti den senin Rabbin elbette, mutlaka yerine getirildi, bitirildi onlarýn arasýnda ve muhakkak ki onlar elbette, mutlaka içinde þek, þüphe ondan þüphe içinde olan

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hz. Musa’ya verilen Tevrat hakkýnda insanlar þüphe içinde olmuþlar. Oysaki Kur’ân-ý Kerim, nasýl bir hidayet ve bir þifaysa, Tevrat da Ýncil de birer hidayettir, birer þifadýr. Ve birbirlerinden farklarý yoktur. Þura Suresinin 13. âyet-i kerimesinde, Hz. Nuh’un, Hz. Ýbrâhîm’in, Hz. Ýsa’nýn, Hz. Musa’nýn ve Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz’in þeriatinin tek bir þeriat olduðunu, birbirlerinden hiçbir farklarýnýn olmadýðýný söylüyor Allahû Tealâ: 42/ÞURA-13: Þerea lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrekû fîh(fîhi), kebure alel muþrikîne mâ ted’ûhum ileyh(ileyhi), allâhu yectebî ileyhi men yeþâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu). (Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiði (farz kýldýðý) þeyi (þeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fýrkalara ayrýlmayýn.” diye Hz. Ýbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. Ýsa’ya vasiyet ettiðimiz þeyi sana da vahyederek, size de þeriat kýldý. Senin onlarý, kendisine çaðýrdýðýn þey (Allah’a ulaþmayý dileme) müþriklere zor geldi. Allah, dilediðini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaþtýrýr (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaþtýrýr). Ve her kitap konusunda mutlaka ihtilâf olmuþtur. Ve her devirde insanlar, Allah’ýn indirdiði kitaplardan þek ve þüphe içerisinde olmuþlardýr.

62

62


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 46

Χ⎫ζ − 24

Σαψφα − 482

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

õ¬b  a ¤å ß ë ©é¡¤1 ä¡Ü Ï b¦z¡Ûb • 3¡à Ç ¤å ß ¡†î©j È¤Ü¡Û §â £5 Ä¡2 Ù£2¢ ‰ b ß ë 6 b è¤î Ü È Ï Men amile sâlihan fe li nefsihî ve men esâe fe aleyhâ, ve mâ rabbuke bi zallâmin lil abîd(abîdi).

Κιμ σαλιη αμελ (νεφσ τεζκιψεσι) ι⎭λερσε, κενδισι ι⎜ινδιρ. ςε κιμ κ⎞τ⎫λ⎫κ ψαπαρσα, ο δα ονυν αλεψηινεδιρ. ςε σενιν Ραββιν κυλλαρ(⎬ν)α ζυλμεδιχι δεðιλδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15

-

men amile sâlihan fe li nefsi-hi ve men esâe fe aleyhâ ve mâ rabbu-ke bi zallâmin li el abîdi

: : : : : : : : : : : : : : :

kim yaptý, iþledi salih amel, nefs tezkiyesi böylece, artýk için kendi nefsi ve kim kötülük yaptý, kötülük iþledi böylece, artýk kendi aleyhine ve deðil senin Rabbýn çok zalim, çok haksýzlýk yapan için kullar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Derecat kazandýrýcý her amel, salih amel deðildir. Nefsi tezkiye edici amel ve nefsi ýslâh edici amel, salih ameldir. Derecat kazandýran ama nefsi temizlemeyen, tezkiye etmeyen, nefsin afetlerinde azalma vücuda getirmeyen amel salih deðildir. Allahû Tealâ bu muhtevayý iki hüviyete ulaþtýrmýþ: Salihat ve seyyiat. Hasenat, derecat kazandýran; seyyiat, kaybettiren amellerdir. Sevap, derecat kazandýran; günah, kaybettiren amellerdir. Birisine iyilik yaparsýnýz derecat kazanýrsýnýz ama nefsinizi tezkiye veya tasfiye etmedikçe hiçbir olay salih amel deðildir. Salâh, salih, ýslâh, ýslâhat kelimeleri ayný kökten gelir. Islâh olmak, bir deðiþikliði ifade eder. Kötülükler iþleyen bir kiþinin adým adým nefs tezkiyesi yoluyla deðiþmesi ve artýk hem kendine hem baþkalarýna hayýr saðlamaya baþlamasý halidir. Ýþte derecat kazandýrýcý ameller hayýrdýr, kaybettirici ameller þerrdir. Öyleyse hayýr ve þerr, sevap ve günah, hasenat ve seyyiat, hepsi derecat kazandýran ve kaybettiren olaylardýr. Hayýr, sevap, hasenat derecat kazandýran; þerr, günah, seyyiat derecat kaybettiren olaylardýr. Salihatta derecat kazanmak mutlaka vardýr ama bunun ötesinde kiþinin nefsinin kalbinin afetlerinin azalmasý da vardýr. Nefsin kalbinde ýslâh müessesesi vardýr.

63

63


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 47

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 483

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

§pa Š à q ¤å¡ß ¢x¢Š¤‚ m b ß ë 6 ¡ò Çb £Ûa ¢á¤Ü¡Ç ¢£… Š¢í ¡é¤î Û¡a ¢É š m ü ë ó¨r¤ã¢a ¤å¡ß ¢3¡à¤z m b ß ë b è¡ßb à¤× a ¤å¡ß = ó©ö¬b × Š¢( å¤í a ¤á¡èí©…b ä¢í â¤ì í ë 6 ©é¡à¤Ü¡È¡2 £ü¡a 7 §†î©è ( ¤å¡ß b £ä¡ß b ß = Úb £ã ‡¨a a¬ì¢Ûb Ó Ýleyhi yureddu ilmus sâah(sâati), ve mâ tahrucu min semerâtin min ekmâmihâ ve mâ tahmilu min unsâ ve lâ tedau illâ bi ilmih(ilmihî), ve yevme yunâdîhim eyne þurekâî kâlû âzennâke mâ minnâ min þehîd(þehîdin).

Ο σαατιν (κ⎬ψ®μετιν) ιλμι Ο’να δ⎞νδ⎫ρ⎫λ⎫ρ (Ο’να αιττιρ). Ο’νυν ιλμι ολμαδαν, ηι⎜βιρ μεψϖε, τομυρχυðυνδαν ⎜⎬κμαζ. Ηι⎜βιρ καδ⎬ν, ηαμιλε καλμαζ ϖε δοðυμ ψαπαμαζ. Ονλαρα “Βενιμ ορτακλαρ⎬μ νερεδε?” διψε σεσλενιλεχεðι γ⎫ν “Σανα αρζ εττικ, βιζδεν βιρ ⎭αηιτ ψοκτυρ.” δεδιλερ (δερλερ). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14

64

-

ileyhi yureddu ilmu es sâati ve mâ tahrucu min semerâtin min ekmâmi-hâ ve mâ tahmilu min unsâ ve lâ tedau illâ bi ilmi-hi ve yevme

: : : : : : : : : : : : : :

ona döndürülür, reddedilir o saatin ilmi ve çýkmaz den ürünler, meyveler den onun tomurcuklarý ve taþýmaz, hamile kalmaz (kadýnlardan) bir kadýn ve koyamaz, doðuramaz den baþka, hariç, olmaksýzýn, olmadan onun ilmi ile ve gün

64


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 47

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 483

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢ 15 16 17 18 19

-

yunâdî-him eyne þurekâî kâlû âzennâ-ke (ezene (âzene 20 - mâ 21 - min-nâ 22 - min þehîdin

: : : : : : : : : :

onlara seslenilir nerede benim ortaklarým dediler sana bildirdik, arz ettik izin verdi) ilân etti, bildirdi) yok bizden bir þahit

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’a göre kýyâmet olayý tamamlanmýþtýr. Ve amel defterleri zamanýn baþlangýç noktasýna geri götürülmüþtür. Allahû Tealâ diyor ki: 83/MUTAFFÝFÝN-7: Kellâ inne kitâbel fuccâri le fî siccîn(siccînin). Hayýr, muhakkak ki füccarýn (þeytanýn füccuruna tâbî olan Allah’a ulaþmayý dilemeyenlerin) kitaplarý (hayat filmleri) siccîndedir (zemin kattan 7 kat aþaðýda olan zülmanî kader hücrelerindedir). 83/MUTAFFÝFÝN-18: Kellâ inne kitâbel ebrâri lefî illiyyîn(illiyyîne). Dikkat edin, muhakkak ki ebrar’ýn (hidayetlere erenlerin), kitaplarý illiyyindedir. (Göðün 7. katýndaki Kader Hücreleri’ndedir). Ebrar, cennete; füccar, ceheneme girecek olanlardýr. Zemin kattan 7 kat yukarýdaki ve 7 kat aþaðýdaki iki âlem arasýnda 14 kat fark vardýr. Kim 7. gök katýna ruhen çýkarsa, sol tarafta bir duvar görecektir. Bu, onun geçmiþidir. Üzerinde sývasý olmayan, taþlardan örülmüþtür. Saða dönünce altýgen þeklinde bal peteklerini andýran, sonsuza kadar uzanan, sarýmsý renkte kader hücrelerini görecektir. Herkesin kader hücreleri, birbirinin yanýndadýr. Yani sadece bu dünyadaki hayatýný deðil; illiyyindeyse, cennetteki hayatýný da sonuna kadar gösteren bütün kader hücrelerini görür. Herbir altýgen, bir insanýn girebileceðinden daha geniþ, yaklaþýk 1m diagonal çapta, bir kader hücresidir. Allahû Tealâ’ya göre kýyâmet kopmuþtur; zaman geriye, sýfýra dönmüþtür ve sonuçlar açýk bir þekilde tahakkuk etmiþtir. Kimin cennete, kimin cehenneme gideceði belli olduðu gibi, bütün insanlarýn yaptýðý bütün hareketler kader hücrelerinde günbegün mevcuttur. O kiþinin, cennete gireceðini ifade eder bu. Kader hücresinin o gününe girdiði zaman, kendi yaþadýðý âlemde kendisiyle beraber diðer insanlarýn neler yaptýðýný da görür ve dýþarýdan seyreder. Allah’a göre kýyâmet kopmuþtur ve zaman bize göre, kýyâmete doðru yürümektedir. Ýlliyyine çýkan insan ruhu, Allah’ýn müsaadesi ile hangi günün hücresine girerse hayatta iken o gün bulunduðu yerlerin hepsinde o anda orada bulunan, aslýnda kader hücreleri siccînde olan cehennemlikleri de görecektir.

65

65


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 48

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 483

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

æì¢Ç¤† í aì¢ãb × b ß ¤á¢è¤ä Ç £3 ™ ë §—î©z ß ¤å¡ß ¤á¢è Û b ß aì ¢£ä Ã ë ¢3¤j Ó ¤å¡ß Ve dalle anhum mâ kânû yed’ûne min kablu ve zannû mâ lehum min mahîs(mahîsýn).

ςε δαηα ⎞νχε ταπμ⎬⎭ ολδυκλαρ⎬ ⎭εψλερ, ονλαρδαν υζακλα⎭⎬π γιττιλερ (γιδερλερ). ςε ονλαρ ι⎜ιν κα⎜αχακ βιρ ψερ ολμαδ⎬ð⎬ν⎬ ανλαδ⎬λαρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

ve dalle an-hum mâ kânû yed’ûne min kablu ve zannû mâ lehum min mahîsýn

: : : : : : : : : :

ve saptý, uzaklaþýp gitti onlardan þey oldular tapýyorlar önceden ve kuvvetle zannettiler (anladýlar) yok, olmaz onlar için kaçacak yerden

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ve insanlar, aðaçtan, taþtan putlar vücuda getirmiþler ve onlara tapmýþlar. Kýyâmet günü, putlarýn oradan uzaklaþýp gittiðini görüyorlar ve taptýklarýnýn hiçbir deðeri olmadýðýný o zaman anlýyorlar. Ne yazýk ki; þu anda da insanlarýn büyük kýsmý þirkte. Allah’a ulaþmayý dilemeyen herkes, þirktedir. Bu, gizli þirktir. Ýnsanlar çeþitli fýrkalara ayrýlmýþtýr, çeþitli inançlarýn sahipleridir. Allah’a ulaþmayý dilemeyen herkes, diðer fýrkalarýn içindedir. Sadece Allah’a ulaþmayý dileyenler þirkte deðillerdir. Ve onlar kurtuluþa ulaþan tek fýrkayý oluþtururlar. 30/RUM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muþrikîn(muþrikîne). O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaþmayý dileyin) ve takva sahibi olun. Ve namazý ikame edin (namaz kýlýn). Ve (böylece) müþriklerden olmayýn. 30/RUM-32: Minellezîne ferrakû dînehum ve kânû þiyeâ(þiyean), kullu hýzbin bimâ ledeyhim ferihûn(ferihûne). (O müþriklerden olmayýn ki) onlar, dînlerinde fýrkalara ayrýldýlar ve grup grup oldular. Bütün gruplar, kendilerinde olanla ferahlanýrlar. Sadece Allah’a yönelenler, Allah’a ulaþmayý dileyenler, tek bir fýrkayý oluþtururlar. Onlar, þirkte deðildirler. Onlar, takva sahipleridir ama Allah’a ulaþmayý dilemeyen herkes, fýrkalara ayrýlmýþlardýr ve þirktedirler. Ýþte puta tapanlar da, o gruptan sadece bir tanesidir. Þirkte olmak için mutlaka puta tapmak gerekmez. Allah’a ulaþmayý dilemeyen herkes, þirktedir. Allah’ýn kanunu budur. Fýrkalara ayrýlmýþlardýr, þirktedirler, kâfirdirler, dalâlettedirler, gidecekleri yer cehennemdir; Allah’ýn âyetlerinden gâfildirler, tagutun kuludurlar, tagutun dostudurlar. Bütün negatif faktörler onlarýn üzerindedir.

66

66


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 49

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 483

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

9 ¡Š¤î ‚¤Ûa ¡õ¬b Ç¢… ¤å¡ß ¢æb ¤ã¡ü¤a ¢á ÷¤ í ü Ûa ¢é £ ß ¤æ¡a ë ¥Âì¢ä Ó ¥@¢ªì î Ï ¢£Š£' Lâ yes’emul insânu min duâil hayri ve in messehuþ þerru fe yeûsun kanût(kanûtun).

⇑νσαν, ηαψ⎬ρ δυασ⎬νδαν (ιστεμεκτεν) υσανμαζ. Εðερ ονα ⎭ερρ δοκυνυρσα, ο ζαμαν ψεισε καπ⎬λ⎬ρ ϖε ⎫μιτσιζ ολυρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9

-

lâ yes’emu el insânu min duâi el hayri ve in messe-hu eþ þerru fe yeûsun kanûtun

: : : : : : : : :

býkmaz, usanmaz insan duadan, istekten hayýr ve þâyet, eðer ona dokundu þerr, kötülük o zaman yeise kapýlýr, üzülür ümitsiz olur

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ hayrý ve þerri, insanlarýn taleplerine göre deðerlendiriyor. Ýnsanlar, hayýr dediði zaman sevindirecek þerr dediði zaman, üzecek olan olaylardan bahsetmiþ olur. Ýnsanlar hayýr için yani kendisini sevindirecek olaylar için dua eder Allahû Tealâ’ya. Ama onlar aslýnda hayýr mýdýr, þerr midir Bakara Suresinin 216. âyet-i kerimesiyle karþýlaþtýralým: 2/BAKARA-216: Kutibe aleykumul kitâlu ve huve kurhun lekum, ve asâ en tekrehû þey’en ve huve hayrun lekum, ve asâ en tuhýbbû þey’en ve huve þerrun lekum vallâhu ya’lemu ve entum lâ ta’lemûn(ta’lemûne). Savaþ, o sizin için kerih olsa da (hoþunuza gitmese de) üzerinize farz kýlýndý. Ve hoþlanmayacaðýnýz bir þey olur ki, o, sizin için bir hayýrdýr. Ve seveceðiniz bir þey olur ki, o, sizin için bir þerrdir. Ve (bütün bunlarý) Allah bilir, siz bilmezsiniz. Buradaki hayýrdan Allahû Tealâ’nýn muradý, kiþinin hoþlandýðý taleplerdir. Þerrden muradý da hoþlanmadýðý þeylerdir. Ýnsanlar hayrý ve þerri Allah’ýn ölçülerine göre bilmez. Eðer Kur’ân-ý Kerim’i bilmiyorsak; hayýr bizi sevindiren olaylardýr. Þerr bizi üzen olaylardýr. Oysaki Allahû Tealâ, hayrý, bize derecat kazandýran; þerri, kaybettiren olaylar olarak deðerlendiriyor. Birinin malýný çalan hýrsýz seviniyor, malý çalýnan üzülüyor. Oysaki hýrsýz, bundan derecat kaybetmiþtir. Bir þerr ile karþý karþýyadýr, derecat kaybetmiþtir ama buna seviniyor. Diðeri de hýrsýzýn kaybettiði derecatý, malý çalýndýðý için kazanmýþtýr. Kul hakký kendisine derecat olarak ödenmiþtir. Bu kiþi malý çalýndýðý için üzülüyor, oysaki derecat kazanmýþ. Kazanýlan derecelere üzülüyor kiþi, hayra üzülüyor. Diðeri de, kaybettiði derecelere raðmen þerre seviniyor. Öyleyse Allah’a göre doðrusu; derecat kazandýðýmýz olaylar hayýrdýr, derecat kaybettiðimiz olaylar þerrdir.

67

67


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 50

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 483

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

¢é¤n £ ß õ¬a £Š ™ ¡†¤È 2 ¤å¡ß b £ä¡ß ¦ò à¤y ‰ ¢êb ä¤Ó ‡ a ¤å¡÷ Û ë = ¦ò à¡ö¬b Ó ò Çb £Ûa ¢£å¢Ã a ¬b ß ë = ó©Û a ˆ¨ç £å Ûì¢Ô î Û 7 ó¨ä¤¢z¤Ü Û ¢ê †¤ä¡Ç ó©Û £æ¡a ¬ó©£2 ‰ ó¨Û¡a ¢o¤È¡u¢‰ ¤å¡÷ Û ë 9 aì¢Ü¡à Ç b à¡2 a뢊 1 × åí©ˆ £Ûa £å ÷¡£j ä¢ä Ü Ï §Åî©Ü Ë §la ˆ Ç ¤å¡ß ¤á¢è £ä Ôí©ˆ¢ä Û ë Ve le in ezaknâhu rahmeten minnâ min ba’di darrâe messethu le yekûlenne hâzâ lî ve mâ ezunnus sâate kâimeten ve le in ruci’tu ilâ rabbî inne lî indehu lel husnâ, fe le nunebbiennellezîne keferû bimâ amilû ve le nuzîkannehum min azâbin galîz(galîzin).

ςε εðερ ονα βιρ ζαραρ δοκυνδυκταν σονρα Βιζδεν βιρ ραημετ ταττ⎬ρ⎬ρσακ, μυτλακα: “Βυ βενιμδιρ (ηακκ⎬μδ⎬ρ). ςε βεν, ο σαατιν καιμ ολαχαð⎬ν⎬ (κ⎬ψ®μετ σαατινιν γελεχεðινι) ζαννετμιψορυμ. ςε εðερ γερ⎜εκτεν Ραββιμε γερι δ⎞νδ⎫ρ⎫λσεμ βιλε, μυηακκακ κι Ο’νυν (Αλλαη’⎬ν) ψαν⎬νδα μυτλακα γ⎫ζελλικλερ ϖαρδ⎬ρ.” δερ. Ο ζαμαν κ®φιρλερε, ψαπτ⎬κλαρ⎬ ⎭εψλερι ελβεττε ηαβερ ϖερεχεðιζ. ςε μυτλακα δεη⎭ετλι αζαπταν ονλαρα ταττ⎬ραχαð⎬ζ. 1 2 3 4 5 6

68

-

ve le in ezaknâ-hu rahmeten min-nâ min

: : : : : :

ve elbette, mutlaka þâyet, eðer ona tattýrdýk bir rahmet bizden den

68


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 50

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 483

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37

-

ba’di darrâe messet-hu le yekûlenne hâzâ lî ve mâ ezunnu es sâate kâimeten ve le in ruci’tu ilâ rabbî inne lî inde-hu le el husnâ fe le nunebbi enne ellezîne keferû bimâ amilû ve le nuzîkanne-hum min azâbin galîzin

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

sonra þiddetli darlýk, zarar ona dokundu mutlaka, elbette mutlaka söyler bu benim ve ben sanmýyorum o saat kaim olan, vuku olan ve eðer, þâyet döndürüldüm Rabbime muhakkak ki, mutlaka benim onun yanýnda mutlaka, gerçekten güzellik böylece, artýk, o zaman elbette, mutlaka haber vereceðiz olduðunu (muhakkak) onlar inkâr ettiler þeyi yaptýlar ve elbette, mutlaka onlara mutlaka tattýracaðýz den azap galiz, dehþetli

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, gene insanlarýn hayýrlar ve þerrler hakkýnda tutumlarýndan bahsediyor: Ve “Eðer rahmet tattýrýrsak, ‘mutlaka bu benim hakkýmdýr.’ der. Ve “kýyâmet saatinin geleceðini de zannetmiyorum. Gerçekten Rabbime geri döndürülsem bile, O’nun yanýnda mutlaka bana mükâfatlar vardýr.” der. Ýnsanlarýn büyük kýsmý hayrý derecat kazandýran olaylar, þerri derecat kaybettiren olaylar olarak deðil, derecat kaybetseler de bir olay onlarýn hoþuna gidiyorsa hayýr olarak, derecat kazansalar da bir olaya üzülmüþlerse onu þerr olarak deðerlendiriyorlar.

69

69


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 51

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 483

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

7 ©é¡j¡ãb v¡2 ¨b ã ë  Š¤Ç a ¡æb ¤ã¡ü¤a ó Ü Ç b ä¤à Ȥã a ¬a ‡¡a ë §œí©Š Ç §õ¬b Ç¢… 뢈 Ï ¢£Š£ 'Ûa ¢é £ ß a ‡¡a ë Ve izâ en’amnâ alel insâni a’rada ve neâ bi cânibih(cânibihî), ve izâ messehuþ þerru fe zû duâin arîd(arîdýn).

ςε ινσανα νι’μετ ϖερδιðιμιζ ζαμαν ψ⎫ζ ⎜εϖιρδι ϖε ψαν ⎜ιζδι (⎭⎫κ⎫ρδεν υζακλα⎭τ⎬). ςε ονα βιρ ⎭ερρ δοκυνδυðυ ζαμαν αρτ⎬κ ⎜οκ δυα εδερ. 1 2 3 4 5 6

-

7 8 9 10 11 12 13

-

ve izâ en’amnâ alâ el insâni a’rada ve neâ bi cânibi-hi (ve neâ (bi cânibi-hi ve izâ messe-hu eþ þerru fe zû duâin arîdýn

: : : : : : : : : : : : : : :

ve olduðu zaman ni’met verdik ... a insan yüz çevirdi ve yan çizdi ve uzaklaþtý) yanýna) ve olduðu zaman ona dokundu þerr, kötülük böylece, artýk sahip dua geniþ, bol, çok

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ Kendi açýsýndan olayý koyuyor ortaya: Ni’met ve þerri karþýlaþtýrmýþ. Bu âyetle 49. âyet-i kerimeyi karþýlaþtýralým: 41/FUSSÝLET-49: Lâ yes’emul insânu min duâil hayri ve in messehuþ þerru fe yeûsun kanût(kanûtun). Ýnsan, hayýr duasýndan (istemekten) usanmaz. Eðer ona þerr dokunursa, o zaman yeise kapýlýr ve ümitsiz olur. Allahû Tealâ iki ayrý duadan bahsediyor. Hayýr sanarak, kendisinin hoþuna gidecek þeyler için dua eden kiþi, þerr dokunduðu zaman yeise kapýlýr, huzursuz olur. Ama kendisine Allahû Tealâ, hayýr dualarý üzerine ni’met verdiði zaman, dua etmekten vazgeçer. Ve ancak þerr dokunduðu zaman aklý baþýna gelir, o zaman da dua etmeye baþlar. Öyleyse mutmain olan kiþi, Allahû Tealâ kendisine onun üzülebileceði þeyleri verdiði zaman da Allah’a dua eden, þükreden; sevineceði þeyleri verdiði zaman da dua eden, þükreden kiþidir. Allah’ýn dizayný içerisinde insanlar, Allah’a hep hamdetmek ve þükretmek mecburiyetinde olanlardýr. Baþa gelen herþeyin arkasýnda mutlaka Allahû Tealâ vardýr. Ýnsanlara göre hayýr ve þerr, ikiye ayrýlýr: Hoþa giden olaylar hayýr, gitmeyen olaylar þerrdir. Derecat açýsýndan meseleye baktýðýmýz zaman: Hayýr, derecat kazandýran; þerr, derecat kaybettiren olaylardýr.

70

70


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 52

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 483

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

¡é¨£ÜÛa ¡†¤ä¡Ç ¤å¡ß æb × ¤æ¡a ¤á¢n¤í a ‰ a ¤3¢Ó ¤å £à¡ß ¢£3 ™ a ¤å ß ©é¡2 ¤á¢m¤Š 1 × £á¢q §†î©È 2 §Öb Ô¡( ó©Ï ì¢ç Kul e reeytum in kâne min indillâhi summe kefertum bihî men edallu mimmen huve fî þikâkýn baîd(baîdin).

Δε κι: “Γ⎞ρδ⎫ν⎫ζ μ⎫? Εðερ Ο (Κυρ’®ν), Αλλαη’⎬ν ινδινδεν ισε σονρα δα σιζ Ο’νυ ινκ®ρ εττινιζσε, υζακ βιρ αψρ⎬λ⎬ð⎬ν ι⎜ινδε ολανδαν δαηα ⎜οκ δαλ®λεττε κιμ ϖαρδ⎬ρ?” 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17

71

-

kul e reeytum in kâne min indillâhi (indi allâhi) summe kefertum bihi men edallu mimmen (min men) huve fî þikâkýn baîdin

: : : : : : : : : : : : : : : : :

de, söyle mý siz gördünüz eðer, ise oldu den Allah’ýn indinde, katýnda sonra siz küfrettiniz onu kim, kimse, kiþi daha dalâlette o kimseden o de, içinde ayrýlýk uzak

71


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 52

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 483

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, Kur’ân-ý Kerim’i indiriyor ve insanlar Kur’ân-ý Kerim’i inkâr ediyorlar. Böyle bir inkârýn insanlara getirdiði sonuç, uzak bir ayrýlýktýr. Sadece inkâr deðil; onun daha ötesinde eðer insanlar, baþkalarýný da Allah’ýn yolundan ayýrýyorlarsa, o zaman uzak bir dalâlet ve hem Allah’tan hem de Sýratý Mustakîm’den uzak bir ayrýlýk içindedirler. Yani Sýratý Mustakîm’den çok sapmýþ, çok uzaða düþmüþ durumdadýrlar. Baþlangýçta herkes dalâlettedir. Allah’a ulaþmayý dilerler, hidayete adým atarlar. Mürþidlerine ulaþýrlar, daha üst boyutta hidayetin içindedirler. Allah’a ulaþýrlar, daha üst boyutta hidayetin içindedirler. Fizik vücutlarýný, nefslerini Allah’a teslim ederler, hidayet giderek büyür. Ve irþad olurlar, iradelerini Allah’a teslim ederler ve hidayetin en üst noktasýna ulaþýrlar. Dalâlette olanlar, iki türlüdür: Birincisi, normal dalâlette olanlar Allah’a ulaþmayý dilemeyenlerdir. Ayný zamanda ayrýlýðýn içindedirler; çünkü yollarý giderek Sýratý Mustakîm’den uzaklaþýr. Ýkincisi, baþka insanlarýn da Allah’ýn yoluna girmelerini engelleyenler uzak bir dalâletin, uzak bir ayrýlýðýn içindedir. Allahû Tealâ buyuruyor ki: 4/NÝSA-167: Ýnnellezîne keferû ve saddû an sebîlillâhi kad dallû dalâlen baîdâ(baîden). Muhakkak ki onlar kâfirdirler ve Allah’ýn yolundan alýkoyarlar (men ederler) (kendileri de Allah’ýn yolunda deðillerdir). Andolsun ki onlar, uzak bir dalâlet içindedirler. 4/NÝSA-168: Ýnnellezîne keferû ve zalemû lem yekunillâhu li yagfire lehum ve lâ li yehdiyehum tarîkâ(tarîkan). Muhakkak ki onlar, kâfirdirler ve zalimdirler (baþkalarýný da mürþide ulaþmaktan men edip saptýrdýklarý için). Allah, onlara asla maðfiret etmez (günahlarýný sevaba çevirmez) ve yola (Allah’a ulaþtýran yola, Sýratý Mustakîm’e) ulaþtýrmaz. 4/NÝSA-169: Ýllâ tarîka cehenneme hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), ve kâne zâlike alâllâhi yesîrâ(yesîren). Sadece cehennem yoluna ulaþtýrýr. Onlar orada ebediyyen kalacaklardýr. Ve bu, Allah için kolaydýr.

72

72


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 53

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 483

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

¤á¡è¡¢1¤ã a ó¬©Ï ë ¡Öb Ϩü¤a ó¡Ï b ä¡mb í¨a ¤á¡èí©Š¢ä  ¡Ñ¤Ø í ¤á Û ë a 6 ¢£Õ z¤Ûa ¢é £ã a ¤á¢è Û å £î j n í ó¨£n y ¥†î©è ( §õ¤ó ( ¡£3¢× ó¨Ü Ç ¢é £ã a Ù¡£2 Š¡2 Se nurîhim âyâtinâ fîl âfâký ve fî enfusihim hattâ yetebeyyene lehum ennehul hakk(hakku), e ve lem yekfi bi rabbike ennehu alâ kulli þey’in þehîd(þehîdun).

ℜψετλεριμιζι αφακτα (ρυηλαρ⎬ν⎬ν βα⎭γ⎞ζ⎫ψλε) ϖε ενφ⎫στε (νεφσλερινιν καλπ γ⎞ζ⎫ψλε) ονλαρα γ⎞στερεχεðιζ. Ο’νυν ηακ ολδυðυ ονλαρα τεβεψψ⎫ν ετσιν (α⎜⎬κ⎜α βελλι ολσυν) διψε. Ραββινιν ηερ⎭εψε ⎭αηιτ ολμασ⎬ κ®φι δεðιλ μι? 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

73

-

se nurî-him âyâti-nâ fî el âfâký ve fî enfusi-him hattâ yetebeyyene lehum enne-hu

: : : : : : : : : :

onlara göstereceðiz bizim âyetlerimiz de, içinde afak, ufuklar ve de, içinde onlarýn nefsleri, kendi nefsleri hatta, oluncaya kadar, olsun diye açýkça belli olur onlara onun olduðu

73


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 53

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 483

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

11 12 13 14 15 16

-

el hakku e ve lem yekfi bi rabbi-ke enne-hu alâ kulli þey’in þehîdun

: : : : : :

hak ve kâfi deðil mi senin Rabbin onun olduðu herþeye þahit

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ’nýn fizik vücudun ve ruhun baþgözüyle gösterdikleri afakta; nefsin kalp gözüyle gösterdikleri de enfüstedir. Normal standartlarda ve nefsin kalbiyle gök katlarýný Allahû Tealâ göstermiþse bu, enfüste göstermedir. Ama rüyada nefsin baþgözleriyle olaylara bakýlýr. Bütün rüyalar bir tayyi mekândýr. Nefs vücuttan her gece ayrýlýr uykuya dalýnca; baþka âlemlere, baþka gezegenlere ulaþýr. Giderken de dönerken de ýþýk duvarlarýný aþar. Giderken bu âlem; dönerken de gittiði âleme ait olan bilgiler nefse unutturulur. Nefs, kendisine mekân olan fizik vücudun içinde yaþar. Uykuda, nefse fizik vücudun ihtiyacý yoktur. Vücuttan her gece ayrýlan nefs kendi âleminde yaþar. Bir dýþ tesirle uyandýrýlýnca, nefs bulunduðu yerden vücuda derhal geri döner. Nefslerinin kalp gözü açýk olanlar nefs, fizik vücudun içindeyken, Allah’ýn gösterdiði fizikötesi âlemleri kalplerindeki gözle görürler. Allah’ýn söylediklerini de kalplerindeki kulakla iþitirler. Allah ile tezekkür ederler. Allahû Tealâ burada kalp gözü ve kalp kulaðý açýlmýþ olan kiþilerden bahsediyor. Enfüste göstermesi, kalp gözü ve kalp kulaðý açýk olan bir kiþinin kalp gözüyle gördükleridir. Ve iradenin Allah’a tesliminden sonra Allah’ýn Zat’ý görüldüðü zaman Allah’ýn hak olduðu kesinleþir. Çünkü o zaman, Levh-i Mahfuz’da, 2. âlemde Ümmülkitap gösterilir. Ümmülkitabýn içinde en büyük kitap, Son Peygamber’e indirilen Son Þeriat Kitabý Kur’ân-ý Kerim’dir.. Ve Kur’ân haktýr. Fussilet Suresinin 53. âyet-i kerimesi, kalp gözünü, kalp kulaðýný ve nefsin vücuttan ayrýldýðý zaman gördüðü her konuyu açýkça ifade eden bir âyet-i kerimedir. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in miracýnda olay farklýdýr. O’nun ruhu, vücuduna örtü olmuþtur. Allah’ý da ruhunun baþgözleriyle görmüþtür. Allahû Tealâ’yý Peygamber Efendimiz (S.A.V), Allah’a böyle bir tayyi mekânla ulaþmadan evvel de defalarca görmüþtü. 53/NECM-11: Mâ kezebel fuâdu mâ reâ. Kalbindeki fuad (gönül gözü görmesi), gördüðü (ruhun gözlerinin gördüðü) þeyi tekzip etmedi.

74

74


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 54

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 483

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

6 ¤á¡è¡£2 ‰ ¡õ¬b Ô¡Û ¤å¡ß §ò í¤Š¡ß ó©Ï ¤á¢è £ã¡a ¬ ü a ¥Áî©z¢ß §õ¤ó ( ¡£3¢Ø¡2 ¢é £ã¡a ¬ü a E lâ innehum fî miryetin min likâi rabbihim, e lâ innehu bi kulli þey’in muhît(muhîtun).

Ονλαρ γερ⎜εκτεν Ραβ’λερινε μ⎫λ®κι ολαχακλαρ⎬νδαν (ρυηλαρ⎬ν⎬ ηαψαττα ικεν Αλλαη’α υλα⎭τ⎬ραχακλαρ⎬νδαν) ⎭⎫πηε ι⎜ινδελερ, ⎞ψλε δεðιλ μι? Ο (Αλλαη), ηερ⎭εψι ιηατα ετμι⎭τιρ (ιλμιψλε κυ⎭ατμ⎬⎭τ⎬ρ), ⎞ψλε δεðιλ μι?

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

75

-

e lâ inne-hum fî miryetin min likâi rabbi-him e lâ inne-hu bi kulli þey’in muhîtun

: : : : : : : : : :

(öyle) deðil mi muhakkak, gerçekten onlar de, içinde þüphe den Rab’lerine mülâki olmak, ulaþmak (öyle) deðil mi muhakkak, gerçekten o herþeyi kuþatandýr

75


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 54

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 483

(41) Fussilet Suresi ¤o Ü¡£–¢Ï ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, Allah’a ulaþmaktan þüphe içinde olanlarý ve de olmayanlarý net olarak ayýrmýþtýr. Fussilet-54’le Bakara-46 birbirinin zýddý bir hüviyet taþýyor: 2/BAKARA-45: Vesteînû bis sabri ves salât(sâlâti), ve innehâ le kebîretun illâ alel hâþiîn(hâþiîne). (Allah’tan) sabýrla ve namazla istiane (yardým) isteyin. Ve muhakkak ki o (hacet namazý ile Allah’a ulaþtýracak mürþidini sormak), huþû sahibi olanlardan baþkasýna elbette aðýr gelir. 2/BAKARA-46: Ellezîne yezunnûne ennehum mulâkû rabbihim ve ennehum ileyhi râciûn(râciûne). O (huþû sahipleri) ki; onlar, Rab’lerine (dünya hayatýnda) muhakkak mülâki olacaklarýna ve (sonunda ölümle) O’na döneceklerine yakîn derecesinde inanýrlar. Allah’a ulaþmayý dileyen kiþi Allahû Tealâ tarafýndan huþû sahibi kýlýnýr. Huþû sahibi olduðu zaman da, mutlaka ruhunu ölmeden Allah’a ulaþtýrmaktan emin olur. Onlar, kesin þekilde inanýrlar ki; Allah’a mülâki olacaklardýr, Allah’a rücû da edeceklerdir (ruhlarýný ölümlerinden sonra Allah’a tekrar geri göndereceklerdir). Ölüm melekleri, Allah’ýn katýndan gelen ruhlarýný, tekrar Allah’a geri götüreceklerdir. Bu âyette ise insanlar, ruhlarýný ölmeden evvel Allah’a ulaþtýracaklarýndan þüphe içindeler. Ve herþeyi kuþatmak, Allahû Tealâ’nýn rahmeti ve ilmiyle gerçekleþtirdiði bir husustur. Allahû Tealâ diyor ki: 40/MU’MÝN-7: Ellezîne yahmilûnel arþa ve men havlehu yusebbihûne bi hamdi rabbihim ve yu’minûne bihî ve yestagfirûne lillezîne âmenû, rabbenâ vesi’te kulle þey’in rahmeten ve ilmen fagfir lillezîne tâbû vettebeû sebîleke ve kýhim azâbel cahîm(cahîmi). Arþý tutan melekler ve onun etrafýndaki kiþi (devrin imamý), Rab’lerini hamd ile tesbih ederler ve O’na îmân ederler. Ve âmenû olanlar için (Allah’tan) maðfiret dilerler: “Rabbimiz, Sen herþeyi rahmetle (rahmetinle) ve ilimle (ilminle) kuþattýn. Böylece (mürþidin önünde) tövbe edenleri ve Senin yoluna (Sýratý Mustakîm’e) tâbî olanlarý maðfiret et (günahlarýný sevaba çevir). Ve onlarý cehennem azabýndan koru!”

76

76


øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yúj»A øÉé}¼@»A øÁônø@I {

ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢ 42. SURE


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 1

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 484

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

¬á¨y Hâ mîm.

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hâ, Mîm mukattaa harfleridir. Allahû Tealâ’nýn bir Kur’ân âlimi olan Reþat Halife tarafýndan bu harflerin toplamýnýn Kur’ân-ý Kerim’de 19’un katý olduðu iddia edilmektedir. Kur’ân-ý Kerim’in mukattaa harfli âyetlerinin büyük bir kýsmý buna uymuþ bir kýsmý da uymamýþtýr. Reþat Halife’nin iddiasý %100 gerçekleþmemiþtir.

ℜψετ − 2

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 484

® ¬Õ¬¬Ç Ayn sîn kâf.

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada da mukattaa harfleri vardýr.

77

77


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 3

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 484

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

åí©ˆ £Ûa ó Û¡a ë Ù¤î Û¡a ó¬©yì¢í Ù¡Û¨ˆ × ¢áî©Ø z¤Ûa ¢Œí©Œ ȤÛa ¢é¨ £ÜÛa = ١ܤj Ó ¤å¡ß Kezâlike yûhî ileyke ve ilellezîne min kablikellâhul azîzul hakîm(hakîmu).

Αζιζ ϖε Ηακ⎩μ ολαν Αλλαη, ι⎭τε β⎞ψλε, σανα ϖε σενδεν ⎞νχεκιλερε ϖαηψεδερ.

1 2 3 4 5 6 7 8 9

-

kezâlike yûhî ileyke ve ilâ ellezîne min kabli-ke allâhu el azîzu el hakîmu

: : : : : : : : :

iþte böyle, böylece vahyeder sana ve onlara den senden önce Allah azîz, üstün hüküm ve hikmet sahibi

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e de O’ndan öncekilere de vahyetmiþtir. Bugün de bütün kavimlerde Allah’ýn resûlleri yaþamaktadýr ve Allahû Tealâ, hepsine vahyetmektedir.

78

78


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 4

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 484

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

6 ¡¤‰ ü¤a ó¡Ï b ß ë ¡pa ì¨à £Ûa ó¡Ï b ß ¢é Û ¢áî©Ä ȤÛa ¢£ó¡Ü ȤÛa ì¢ç ë Lehu mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard(ardý), ve huvel aliyyul azîm(azîmu).

Γ⎞κλερδε ϖε ψερδε ολαν ηερ⎭εψ Ο’νυνδυρ. ςε Ο, ℜλι’διρ (ψ⎫χεδιρ), Αζ⎩μ’διρ (β⎫ψ⎫κτ⎫ρ). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

lehu mâ fî es semâvâti ve mâ fî el ardý ve huve el aliyyu el azîmu

: : : : : : : : : :

onun þey de, içinde semalar, gökler ve þey de, içinde arz, yeryüzü, yer ve o âli, âlâ, çok yüce büyük

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Göklerde ve yerde (arzda) olan herþey Allah’ýndýr. Herþeyi yaratan, herþeyin sahibi O’dur. Cansýz þeyler de canlýlar da sadece Allah’ýn bir yaratýðýdýr; Rabbimiz ve sahibimiz, Allah’týr.

79

79


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 5

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 484

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

£å¡è¡Ó¤ì Ï ¤å¡ß 椊 £À 1 n í ¢pa ì¨à £Ûa ¢…b Ø m ¤á¡è¡£2 ‰ ¡†¤à z¡2 æì¢z¡£j ¢í ¢ò Ø¡÷ ¬¨Ü à¤Ûa ë 6 ¡¤‰ ü¤a ó¡Ï ¤å à¡Û æ뢊¡1¤Ì n¤ í ë ¢áî©y £ŠÛa ¢‰ì¢1 ̤Ûa ì¢ç é ¨£ÜÛa £æ¡a ¬ü a Tekâdus semâvâtu yetefattarne min fevkýhinne vel melâiketu yusebbihûne bi hamdi rabbihim ve yestagfirûne li men fîl ard(ardý), e lâ innellâhe huvel gafûrur rahîm(rahîmu).

Γ⎞κλερ νερεδεψσε ⎫στλερινδεν παρ⎜αλαναχακ. ςε μελεκλερ Ραβ’λερινι ηαμδ ιλε τεσβιη εδερλερ, ψερψ⎫ζ⎫νδεκι κι⎭ιλερ ι⎜ιν μαðφιρετ διλερλερ. Αλλαη, γερ⎜εκτεν Γαφυρ (μαðφιρετ εδεν) ϖε Ραη⎩μ (ραη⎩μ εσμασ⎬ψλα τεχελλι εδεν)διρ, ⎞ψλε δεðιλ μι? 1 2 3 4 5

80

-

tekâdu es semâvâtu yetefattarne min fevký-hinne

: : : : :

neredeyse oluyordu, az kalsýn oluyordu semalar, gökler parçalanýyor, ayrýlýyor den onlarýn üstünde

80


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 5

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 484

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19

-

ve el melâiketu yusebbihûne bi hamdi rabbi-him ve yestagfirûne li men fî el ardý e lâ inne allâhe huve el gafûru er rahîmu

: : : : : : : : : : : : : :

ve melekler tesbih ediyorlar hamd ile onlarýn Rabbi ve istiðfar ediyorlar, maðfiret diliyorlar o kimse için de, içinde arz, yeryüzü, yer (öyle) deðil mi muhakkak ki, gerçekten Allah o gafûr, maðfiret eden rahîm, Rahîm esmasýyla tecelli eden

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, göklerin neredeyse parçalanacaðý ve meleklerin Rablerini hamd ile tesbih ettiklerinden bahsetmektedir. Arþý tutan melekler ve onlarýn etrafýndaki kiþi; yeryüzündekiler için maðfiret dilerler. Allah, maðfiret edendir. Allahû Tealâ, Mu’min Suresinin 7. âyet-i kerimesinde diyor ki: 40/MU’MÝN-7: Ellezîne yahmilûnel arþa ve men havlehu yusebbihûne bi hamdi rabbihim ve yu’minûne bihî ve yestagfirûne lillezîne âmenû, rabbenâ vesi’te kulle þey’in rahmeten ve ilmen fagfir lillezîne tâbû vettebeû sebîleke ve kýhim azâbel cahîm(cahîmi). Arþý tutan melekler ve onun etrafýndaki kiþi (devrin imamý), Rab’lerini hamd ile tesbih ederler ve O’na îmân ederler. Ve âmenû olanlar için (Allah’tan) maðfiret dilerler: “Rabbimiz, Sen herþeyi rahmetle (rahmetinle) ve ilimle (ilminle) kuþattýn. Böylece (mürþidin önünde) tövbe edenleri ve Senin yoluna (Sýratý Mustakîm’e) tâbî olanlarý maðfiret et (günahlarýný sevaba çevir). Ve onlarý cehennem azabýndan koru!” Rahîm esmasýdýr ki; o tecelliyle Allahû Tealâ, maðfiret sahibidir, günahlarý sevaba çevirendir.

81

81


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 6

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 484

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

¢é¨£ÜÛa õ¬b î¡Û¤ë a ¬©é¡ã뢅 ¤å¡ß a뢈 ‚ £ma åí©ˆ £Ûa ë §3î©× ì¡2 ¤á¡è¤î Ü Ç o¤ã a ¬b ß ë 9 ¤á¡è¤î Ü Ç ¥Åî©1 y Vellezînettehazû min dûnihî evliyâ allâhu hafîzun aleyhim ve mâ ente aleyhim bi vekîl(vekîlin).

ςε ονλαρ, Ο’νδαν (Αλλαη’ταν) βα⎭κα δοστλαρ εδινδιλερ. Αλλαη, ονλαρ⎬ν ⎫ζερινε ηαφ⎩ζδιρ (ψαπτ⎬κλαρ⎬ν⎬ ηαψατ φιλμλερινδε μυηαφαζα εδερ). ςε σεν ονλαρα ϖεκιλ δεðιλσιν. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

ve ellezîne ittehazû min dûni-hi evliyâ allâhu hafîzun aleyhim ve mâ ente aleyhim bi vekîlin

: : : : : : : : : : : :

ve onlar ittihaz ettiler, edindiler den ondan baþka velîler, dostlar Allah muhafaza eden, gözeten onlara, onlarýn üzerine ve deðil sen onlara, onlarýn üzerine vekil

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Putlara tapanlar, Allah’tan baþka dostlar edinirler. Putlarý tapýnýlacak þeyler olarak edinirler. Allahû Tealâ’nýn kiramen kâtibin melekleri ise herkesin hayat filmini çekerler ve yaptýklarýný hayat filmlerinde her an kaybettikleri ve kazandýklarý dereceleri kaydederek muhafaza ederler. Peygamber Efendimiz (S.A.V) ise Allah’a ulaþmayý dilemeyenlerin üzerine bir vekil deðildir. Putlara tapanlar, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e inansalardý, Allah’a ulaþmayý dileselerdi; O’na tâbî olacaklardý ve Allah’a ulaþmayý diledikten sonra zaten O’nu, vekil ittihaz edeceklerdi; yani O’na da Allah’a da tevekkül edeceklerdi.

82

82


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 7

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 484

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

ô¨Š¢Ô¤Ûa £â¢a ‰¡ˆ¤ä¢n¡Û b ¦£î¡2 Š Ç b¦ã¨a¤Š¢Ó Ù¤î Û¡a ¬b ä¤î y¤ë a Ù¡Û¨ˆ × ë k¤í ‰ ü ¡É¤à v¤Ûa â¤ì í ‰¡ˆ¤ä¢m ë b è Û¤ì y ¤å ß ë ¡Šî©È £Ûa ó¡Ï ¥Õí©Š Ï ë ¡ò £ä v¤Ûa ó¡Ï ¥Õí©Š Ï 6 ¡éî©Ï Ve kezâlike evhaynâ ileyke kur’ânen arabiyyen li tunzire ummel kurâ ve men havlehâ ve tunzire yevmel cem’i lâ reybe fîh(fîhi), ferîkun fîl cenneti ve ferîkun fîs saîr(saîri).

ςε ι⎭τε β⎞ψλεχε σανα, Αραπ⎜α Κυρ’®ν’⎬ ϖαηψεττικ. ⇒εηιρλεριν ανασ⎬ν⎬ (Μεκκε ηαλκ⎬ν⎬) ϖε ονυν ετραφ⎬νδακιλερι, ηακκ⎬νδα ⎭⎫πηε ολμαψαν τοπλανμα γ⎫ν⎫ (κ⎬ψ®μετ γ⎫ν⎫) ιλε υψαρμαν ι⎜ιν. Ονλαρ⎬ν βιρ κ⎬σμ⎬ χεννεττε ϖε βιρ κ⎬σμ⎬ αλεϖλι ατε⎭τε (χεηεννεμδε)διρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17

-

ve kezâlike evhaynâ ileyke kur’ânen arabiyyen li tunzire umme el kurâ ve men havle-hâ ve tunzire yevme el cem’i lâ reybe fî-hi ferîkun fî el cenneti ve ferîkun fî es saîri

: : : : : : : : : : : : : : : : :

ve iþte böyle, böylece biz vahyettik sana Kur’ân Arapça uyarman için þehirlerin anasý ve kimse(ler) onun etrafýnda ve uyarýrsýn toplanma günü þüphe yoktur onun hakkýnda bir kýsým, bir grup cennette ve bir kýsým, bir grup alevli ateþ içinde, cehennemde

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, Kur’ân-ý Kerim’i evvelâ Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in Mekke halkýný uyarmasý için ve cehennemin var olacaðý kýyâmet gününden onlarý haberdar etmesi için vahyetmiþtir. Allahû Tealâ, sonucu da bilmektedir. Mekke halkýndan bir kýsmý, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e tâbî olacak. Gidecekleri yer cennet olacak ama bir kýsmý çýlgýnca yanan ateþin içinde olacaklar. Peygamber Efendimiz (S.A.V) birçok savaþtan sonra, Mekke’ye dönüp orayý iþgal ettikten sonra gene Mekke’nin içinde kâfirler hep yaþamaya devam ettiler. Sahâbenin arasýnda da gene kâfirler, yani münafýklar (sahâbe gibi görünenler) hep var olmuþtur.

83

83


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 8

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 484

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

¦ñ †¡ya ë ¦ò £ß¢a ¤á¢è Ü È v Û ¢é¨ £ÜÛa õ¬b ( ¤ì Û ë 6 ©é¡n à¤y ‰ ó©Ï ¢õ¬b ' í ¤å ß ¢3¡¤†¢í ¤å¡Ø¨Û ë ¤å¡ß ¤á¢è Û b ß æì¢à¡Ûb £ÄÛa ë §Šî©– ã ü ë §£ó¡Û ë Ve lev þâallâhu le cealehum ummeten vâhýdeten ve lâkin yudhilu men yeþâu fî rahmetih(rahmetihî), vez zâlimûne mâ lehum min velîyyin ve lâ nasîr(nasîrin).

ςε εðερ Αλλαη διλεσεψδι, ονλαρ⎬ μυτλακα τεκ βιρ ⎫μμετ κ⎬λαρδ⎬. ςε λ®κιν διλεδιðι κιμσεψι ραημετινιν ι⎜ινε κοψαρ ϖε ζαλιμλερ ι⎜ιν βιρ ϖελ⎩ (δοστ) ϖε ψαρδ⎬μχ⎬ ψοκτυρ.

1 2 3 4 5 6 7 8 9

84

-

ve lev þâe allâhu le ceale-hum ummeten vâhýdeten ve lâkin yudhilu

: : : : : : : : :

ve eðer diledi Allah elbette, mutlaka onlarý kýldý, yaptý ümmet bir ve lâkin, fakat dahil eder, koyar

84


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 8

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 484

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20

-

men yeþâu fî rahmeti-hi ve ez zâlimûne mâ lehum min velîyyin ve lâ nasîrin

: : : : : : : : : : :

kim, kimse diler de, içinde onun rahmeti ve zalimler yok onlar için, onlara den velî, dost ve yoktur yardýmcý

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýnsanlar, Allah’a ulaþmayý dileyenler ve dilemeyenler olmak üzere ikiye ayrýlýrlar. Sadece Allah’a ulaþmayý dileyenler, Allah’ýn rahmetinin içine konulacaklar. Geri kalanlar, Allah’ýn Rahîm esmasýyla tecellisine muhatap olamazlar. Allah’ýn rahmetinin içine konulmalarý da hiçbir þekilde mümkün deðildir. Allahû Tealâ dileseydi insanlarýn hepsi Allah’a ulaþmayý dilerdi ve Allahû Tealâ onlarýn hepsini tek bir ümmet yapardý ve hepsi kurtuluþa ulaþýrdý. Ama sadece dilediði kiþiyi rahmetinin içine koymaktadýr. Allah’ýn dilediði kiþi ise Allah’a ulaþmayý dileyen kiþidir. Allahû Tealâ, En’am Suresinde diyor ki: 6/EN’AM-125: Fe men yuridillâhu en yehdiyehu yeþrah sadrehu lil islâm(islâmi), ve men yurid en yudýllehu yec’al sadrehu dayyikan haracen, ke ennemâ yassa’adu fîs semâi, kezâlike yec’alûllâhur ricse alâllezîne lâ yu’minûn(yu’minûne). Öyleyse Allah kimi Kendisine ulaþtýrmayý dilerse onun göðsünü yarar ve (Allah’a) teslime (Ýslâm’a) açar. Kimi dalâlette býrakmayý dilerse, onun göðsünü semada yükseliyormuþ gibi daralmýþ, sýkýntýlý yapar. Böylece Allah, mü’min olmayanlarýn üzerine pislik (azap, darlýk, güçlük) verir. Kim Allah’a ulaþmayý dilerse, o dalâletten kurtulandýr. Kim Allah’a ulaþmayý dilerse, Allah da onu Kendisine ulaþtýrmayý diler. Kim Allah’a ulaþmayý dilemezse, Allah da onu Kendisine ulaþtýrmayý dilemez. Allahû Tealâ, kimi Kendisine ulaþtýrmayý dilerse, onun göðsünü Ýslâm için, Allah’a teslim olmasý için yarar, þerheder. Ve oradan geçen rahmetle Allahû Tealâ, o kiþiyi rahmetinin içine koyar. Kiþi zikir yapar, Allah’ýn katýndan gelen rahmet, o kiþinin göðsüne gelir, göðsünden kalbine ulaþýr; kalbinin içine %2 oranýnda yerleþir. Bu, Allahû Tealâ’nýn o kiþiyi rahmetinin içine koymasý halidir.

85

85


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 9

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 484

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

¢é£Ü¨ Ûb Ï 7 õ¬b î¡Û¤ë a ¬©é¡ã뢅 ¤å¡ß a뢈 ‚ £m a ¡â a 9 ó¨m¤ì à¤Ûa ¡ï¤z¢í ì¢ç ë ¢£ó¡Û ì¤Ûa ì¢ç ; ¥Ší©† Ó §õ¤ó ( ¡£3¢× ó¨Ü Ç ì¢ç ë Emittehazû min dûnihî evliyâe, fallâhu huvel velîyyu ve huve yuhyîl mevtâ ve huve alâ kulli þey’in kadîr(kadîrun).

Ψοκσα Ο’νδαν βα⎭κα δοστλαρ μ⎬ εδινδιλερ? ⇑⎭τε Αλλαη, Ο, Δοστ’τυρ. ςε Ο, ⎞λ⎫λερι διριλτιρ. ςε Ο, ηερ⎭εψε κααδιρδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

86

-

em ittehazû min dûni-hi evliyâe fe allâhu huve el velîyyu ve huve yuhyî el mevtâ

: : : : : : : : : : : :

yoksa edindiler den ondan baþka velîler, dostlar böylece, iþte Allah o velî, dost ve o diriltir ölüler

86


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 9

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 484

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

13 - ve huve 14 - alâ kulli þey’in 15 - kadîrun

: : :

ve o herþeye kaadir olan, gücü yeten

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Aslýnda sadece Allah dosttur. Tagut yani insan ve cin þeytanlarýn hiçbirisi dost deðildir. Ne þeytanýn kendisi ne insan þeytanlar ne de cin þeytanlar insana dost olurlar. Onlar insanýn daima düþmanlarýdýr. Çünkü bütün insanlarý kendileriyle beraber cehenneme ulaþtýrmak isterler. Kur’ân-ý Kerim’de þeytan, bizatihi iblis ve avanesi olan diðer þeytanlar yani kabilesi olarak geçmektedir. Allahû Tealâ diyor ki: 7/A’RAF-27: Yâ benî âdeme lâ yeftinennekumuþ þeytânu kemâ ahrece ebeveykum minel cenneti yenziu anhumâ libâsehumâ li yuriyehumâ sev’âtihimâ innehu yerâkum huve ve kabîluhu min haysu lâ terevnehum innâ cealneþ þeyâtîne evliyâe lillezîne lâ yu’minûn(yu’minûne). Ey Âdemoðullarý! Þeytan, sizin ebeveyninizi (anne ve babanýzý), onlarýn ayýp yerlerinin görünmesi için elbiselerini soyarak, cennetten çýkardýðý gibi sakýn sizleri de fitneye düþürmesin. Muhakkak ki; o ve onun kabilesi (topluluðu), sizin onlarý göremeyeceðiniz yerden sizi görürler. Muhakkak ki; Biz þeytanlarý mü’min olmayanlara dost kýldýk. Kâfirler tagutun dostudur: 2/BAKARA-257: Allâhu velîyyullezîne âmenû, yuhricuhum minez zulumâti ilen nûr(nûri), vellezîne keferû evliyâuhumut tâgûtu yuhricûnehum minen nûri ilâz zulumât(zulumâti), ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne). Allah, âmenû olanlarýn (Allah’a ulaþmayý dileyenlerin) dostudur, onlarý (onlarýn nefslerinin kalplerini) zulmetten nura çýkarýr. Ve onlar ki kâfirlerdir, tagutun dostlarýdýr (tagut) onlarý (onlarýn nefslerinin kalplerini) nurdan zulmete çýkarýr. Ýþte onlar, ateþ ehlidir. Onlar, orada ebedî kalacak olanlardýr. Tagut, kâfirlere dost deðildir: kâfirler, tagutun dostudur. Çünkü onlar tagut tarafýndan nurdan zulmete götürülürler. Dost hiç insaný nurdan zulmete götürür mü? Allah’a ulaþmayý dileyip de Allah’a ulaþan birisi de tagutu (insan ve cin þeytanlarý) dost edinirse o zaman ulaþtýðý yerden aþaðý düþer. Zikri giderek 33.000’den aþaðý doðru iner ve kiþi hergün manevî kan kaybeder ve giderek aþaðý doðru iner. Ve gideceði yer cehennem olur.

87

87


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 10

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 484

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

¬¢é¢à¤Ø¢z Ï §õ¤ó ( ¤å¡ß ¡éî©Ï ¤á¢n¤1 Ü n¤a b ß ë ¡é¤î Ü Ç ó©£2 ‰ ¢é ¨£ÜÛa ¢á¢Ø¡Û¨‡ 6 ¡é ¨£ÜÛa ó Û¡a ¢kî©ã¢a ¡é¤î Û¡a ë ¢o¤Ü £× ì m Ve mahteleftum fîhi min þey’in fe hukmuhû ilallâh(ilallâhi), zâlikumullâhu rabbî aleyhi tevekkeltu ve ileyhi unîb(unîbu).

ςε βιρ⎭εψ ηακκ⎬νδα ιητιλ®φα δ⎫⎭ερσενιζ, αρτ⎬κ ονυν η⎫κμ⎫ Αλλαη’α αιττιρ. ⇑⎭τε βυ Αλλαη, βενιμ Ραββιμδιρ. Ο’να τεϖεκκ⎫λ εττιμ. ςε Ο’να ψ⎞νελιριμ.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

88

-

ve ma ihteleftum fî-hi min þey’in fe hukmu-hu ilâ allâhi zâlikum allâhu rabbî

: : : : : : : : : :

ve þey siz ihtilâfa düþtünüz onda, onun hakkýnda birþey böylece, artýk onun hükmü Allah’a ait iþte o, iþte bu Allah benim Rabbim

88


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 10

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 484

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

11 12 13 14

-

aleyhi tevekkeltu ve ileyhi unîbu

: : : :

ona ben tevekkül ettim ve ona yönelirim

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Nerede ihtilâf varsa, iki kiþi anlaþamýyorsa onlarýn ikisi de hükmün sahibi deðildir. Hüküm Allah’a aittir. Eðer ihtilâf varsa eðer hükmetme yetkisi taraflardan birinde ise ve eðer o nefsine tâbî bir kiþi ise mutlaka karþý tarafý haksýz çýkaracaktýr. Ýnsanlar hep buna uðraþýrlar. Oysaki öyle bir anlaþmazlýk halinde kim kiminle anlaþmazlýða düþerse düþsün hüküm o insanlarýn deðildir, Allah’ýndýr. Kiþi Allah’a ulaþmayý dilemiþse Allah’ýn, Allah’a ulaþmayý dileyen herkesi Kendisine ulaþtýracaðýna kesin þekilde inanmýþtýr. Bu inancýn sahibi olan herkes Allah’ý kendisine vekil tayin etmiþtir. Allahû Tealâ, Bakara Suresinin 45 ve 46. âyet-i kerimelerinde buyuruyor ki: 2/BAKARA-45: Vesteînû bis sabri ves salât(sâlâti), ve innehâ le kebîretun illâ alel hâþiîn(hâþiîne). (Allah’tan) sabýrla ve namazla istiane (yardým) isteyin. Ve muhakkak ki o (hacet namazý ile Allah’a ulaþtýracak mürþidini sormak), huþû sahibi olanlardan baþkasýna elbette aðýr gelir. 2/BAKARA-46: Ellezîne yezunnûne ennehum mulâkû rabbihim ve ennehum ileyhi râciûn(râciûne). O (huþû sahipleri) ki; onlar, Rab’lerine (dünya hayatýnda) muhakkak mülâki olacaklarýna ve (sonunda ölümle) O’na döneceklerine yakîn derecesinde inanýrlar. Mutlak olarak Allah’a mülâki olacaklarýna (ruhlarýný ölmeden evvel Allah’a ulaþtýracaklarýna) inanan bu insanlar, ölümden sonra da ruhlarýnýn Allah’a rücu edeceðine (kendileri ulaþtýrmayacaklar ama öldükleri için Azrail (A.S) ve onun takýmýnýn ulaþtýracaðýna) kesin þekilde inanýrlar. Allah’ýn, Allah’a ulaþmayý dilediði taktirde ruhunu Allah’a ulaþtýracaðýna kesin þekilde inanan kiþi, Allah’a tevekkül eden kiþidir. Tevekkülün neticesi ise Allah’a yönelmektir. Eðer kiþi Allah’a ulaþmayý dilemiþse ve O’na tevekkül etmiþse; yani inanýyorsa ki Allah’a ulaþmayý dilediði taktirde mutlaka Allah, onu Kendisine ulaþtýracaktýr. O taktirde mutlaka Allah o kiþinin ruhunu mutlaka Kendisine ulaþtýracaktýr.

89

89


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 11

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 485

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

¤á¢Ø¡¢1¤ã a ¤å¡ß ¤á¢Ø Û 3 È u 6 ¡¤‰ ü¤a ë ¡pa ì¨à £Ûa ¢Š¡Ÿb Ï 6 ¡éî©Ï ¤á¢×¢ª¯ë ‰¤ˆ í 7 b¦ua 뤋 a ¡âb Ȥã ü¤a å¡ß ë b¦ua 뤋 a ¢Šî©– j¤Ûa ¢Éî©à£ Ûa ì¢ç ë 7 ¥õ¤ó ( ©é¡Ü¤r¡à × ¤î Û Fâtýrus semâvâti vel ard(ardý), ceale lekum min enfusikum ezvâcen ve minel en’âmi ezvâcâ(ezvâcen), yezreukum fîh(fîhi), leyse ke mislihî þey’u(þey’un), ve huves semîul basîr(basîru).

Γ⎞κλερι ϖε ψερι ψαραταν, σιζλερ ι⎜ιν νεφσλερινιζδεν ε⎭λερ κ⎬λδ⎬ ϖε ηαψϖανλαρδαν δα ε⎭λερ κ⎬λδ⎬. Οραδα σιζλερι ⎜οðαλτ⎬ρ, ψαψαρ. Ηι⎜βιρ ⎭εψ, Ο’νυν γιβι δεðιλδιρ. ςε Ο, Εν ⇑ψι ⇑⎭ιτεν, Εν ⇑ψι Γ⎞ρεν’διρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17

- fâtýru - es semâvâti - ve el ardý ceale - lekum - min enfusi-kum - ezvâcen - ve min el en'âmi - ezvâcen - yezreu-kum - fî-hi - leyse - ke misli-hi - þey'un - ve huve - es semîu - el basîru

: : : : : : : : : : : : : : : : :

yaratan semalar, gökler ve arz, yeryüzü, yer kýldý, yaptý size, sizin için kendi nefslerinizden eþler ve hayvanlardan eþler sizi çoðaltýp yayar orada deðil onun misli gibi, onun eþi gibi bir þey ve o en iyi iþiten en iyi gören

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, nesiller türesin diye bütün canlýlardan eþler kýlmýþtýr. Bir nesil öldükten sonra yerine yeni nesillerin hayatlarýný devam ettirmelerini ve canlýlarýn dünya üzerinde hep devamlýlýðýný saðlamýþtýr. Allahû Tealâ, nesillerin üreyip yeryüzüne yayýlmasý için insanlardan kadýn ve erkek eþler, hayvanlardan da erkek ve diþi çiftler oluþturmuþtur. Allahû Tealâ gökleri de, yeri de Yaratan’dýr.

90

90


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 12

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 485

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

Ö¤‹¡£ŠÛa ¢Á¢¤j í 7 ¡¤‰ ü¤a ë ¡pa ì¨à £Ûa ¢†î©Ûb Ô ß ¢é Û ¥áî©Ü Ç §õ¤ó ( ¡£3¢Ø¡2 ¢é £ã¡a 6 ¢‰¡†¤Ô í ë ¢õ¬b ' í ¤å à¡Û Lehu mekâlîdus semâvâti vel ard(ardý), yebsutur rýzka li men yeþâu ve yakdir(yakdiru), innehu bi kulli þey’in alîm(alîmun).

Γ⎞κλεριν ϖε ψεριν αναηταρλαρ⎬, Ο’νυνδυρ. Διλεδιðι κι⎭ι ι⎜ιν ρ⎬ζκ⎬ γενι⎭λετιρ ϖε δαραλτ⎬ρ. Μυηακκακ κι Ο, ηερ⎭εψι Εν ⇑ψι Βιλεν’διρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

lehu mekâlîdu es semâvâti ve el ardý yebsutu er rýzka li men yeþâu ve yakdiru inne-hu bi kulli þey'in alîmun

: : : : : : : : : : : :

onun anahtarlar semalar, gökler ve arz, yeryüzü, yer geniþletir rýzýk o kimse için diler ve takdir eder, daraltýr muhakkak ki o herþeyi en iyi bilen

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Göðün yedi tane katý vardýr. Yedi katý da anahtarla açýlýr. Allahû Tealâ Ar’af Suresinin 40. âyet-i kerimesinde Allah’ýn âyetleriyle ve resûlleriyle alay edenlere gök kapýlarýnýn açýlmadýðýný ifade etmektedir. Yani gök katlarý kilitlidir, anahtarlarý da Allahû Tealâ’nýn kudret elindedir ve Allah’a ulaþmayý dilemeyenlere açmaz. Onlar gök katlarýna ulaþamazlar, gök katlarýnda yükselemezler. 7/A’RAF-40: Ýnnellezîne kezzebû bi âyâtinâ vestekberû anhâ lâ tufettehu lehum ebvâbus semâi ve lâ yedhulûnel cennete hattâ yelicel cemelu fî semmil hiyât(hiyâti) ve kezâlike neczîl mucrimîn(mucrimîne). Muhakkak ki âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara kibirlenenler; onlara gök kapýlarý açýlmaz (ruhlarýný hayatta iken Allah’a ulaþtýramazlar). Deve (veya urgan) iðne deliðinden geçmedikçe cennete giremezler. Mücrimleri (suçlularý) iþte böyle cezalandýrýrýz. Allah dilediðinin rýzkýný geniþletir, dilediðinin rýzkýný daraltýr.

91

91


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 13

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 485

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

ô¬©ˆ £Ûa ë b¦yì¢ã ©é¡2 ó¨ £• ë b ß ¡åí©£†Ûa å¡ß ¤á¢Ø Û Ê Š ( ó¨ì¢ß ë áî©ç¨Š¤2¡a ¬©é¡2 b ä¤î £• ë b ß ë Ù¤î Û¡a ¬b ä¤î y¤ë a 6 ¡éî©Ï aì¢Ó £Š 1 n m ü ë åí©£†Ûa aì¢àî©Ó a ¤æ a ó ¬¨î©Ç ë ¢é¨£ÜÛ a 6 ¡é¤î Û¡a ¤á¢çì¢Ç¤† m b ß åî©×¡Š¤'¢à¤Ûa ó Ü Ç Š¢j × ¢kî©ä¢í ¤å ß ¡é¤î Û¡a ô ¬©†¤è í ë ¢õ¬b ' í ¤å ß ¡é¤î Û¡a ¬ó©j n¤v í Þerea lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrekû fîh(fîhi), kebure alel muþrikîne mâ ted’ûhum ileyh(ileyhi), allâhu yectebî ileyhi men yeþâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).

(Αλλαη) δ⎩νδε, ονυνλα Ηζ. Νυη’α ϖασιψετ εττιðι (φαρζ κ⎬λδ⎬ð⎬) ⎭εψι (⎭εριατι); “Δ⎩νι ικαμε εδιν (αψακτα, ηαψαττα τυτυν) ϖε ονδα (δ⎩νδε) φ⎬ρκαλαρα αψρ⎬λμαψ⎬ν.” διψε Ηζ. ⇑βρ®η⎩μ’ε, Ηζ. Μυσα’ψα ϖε Ηζ. ⇑σα’ψα ϖασιψετ εττιðιμιζ ⎭εψι σανα δα ϖαηψεδερεκ, σιζε δε ⎭εριατ κ⎬λδ⎬. Σενιν ονλαρ⎬, κενδισινε ⎜αð⎬ρδ⎬ð⎬ν ⎭εψ (Αλλαη’α υλα⎭μαψ⎬ διλεμε) μ⎫⎭ρικλερε ζορ γελδι. Αλλαη, διλεδιðινι Κενδισινε σε⎜ερ ϖε Ο’να ψ⎞νελενι, Κενδισινε υλα⎭τ⎬ρ⎬ρ (ρυηυνυ ηαψαττα ικεν Κενδισινε υλα⎭τ⎬ρ⎬ρ). 1 2 3 4 5

92

-

þerea lekum min ed dîni mâ vassâ bi-hi

: : : : :

þeriat kýldý size, sizin için dînden vasiyet ettiði þey, farz kýldýðý þey onu, onunla

92


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 13

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 485

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢ 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31

-

nûhan ve ellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bi-hi ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ en ekîmû ed dîne ve lâ teteferrekû fî-hi kebure alâ el muþrikîne mâ ted'û-hum ileyhi allâhu yectebî ileyhi men yeþâu ve yehdî ileyhi men yunîbu

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

Nuh ve o biz vahyettik sana ve vasiyet ettiðimiz þey, farz kýldýðýmýz þey onu, onunla Ýbrâhîm ve Musa ve Ýsa ikame etmeleri, ayakta, hayatta tutmalarý dîn ve ayrýlýða düþmeyin, fýrkalara ayrýlmayýn onda, onun hakkýnda büyük oldu, aðýr geldi müþriklere onlarý davet ettiðin þey ona, kendisine Allah seçer ona, kendisine kimse, kiþi diler ve hidayete erdirir, ulaþtýrýr ona, kendisine kimse, kiþi yönelir

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Þura Suresinin 13. âyet-i kerimesi Kur’ân-ý Kerim’in en önemli âyetlerinden biridir. Allahû Tealâ, Allah’a ulaþmayý dileyen; yani Allah’a yönelen kiþiyi mutlaka Kendisine ulaþtýracaðýný ifade etmektedir. Allahû Tealâ, insanlardan bir kýsmýný seçeceðini, seçtiklerinden de Allah’a ulaþmayý dileyenleri Kendisine ulaþtýracaðýný söylemektedir, garanti etmektedir. Bu âyet açýk bir þekide Rum Suresinin 30, 31, ve 32. âyetleriyle alâkalýdýr. 30/RUM-30: Fe ekim vecheke lid dîni hanîfâ(hanîfen), fýtratallâhilletî fataran nâse aleyhâ, lâ tebdîle li halkýllâh(halkýllâhi), zâliked dînul kayyimu ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemûn(ya’lemûne). Hanif olarak kendini dîn için ikame et, Allah’ýn hanif fýtratýyla ki; Allah, insanlarý hanif fýtratýyla yaratmýþtýr. Allah’ýn yaratmasýnda deðiþme olmaz. Kayyim olan (kaim olacak, ezelden ebede kadar yaþayacak) dîn budur. Fakat insanlarýn çoðu bilmez.

93

93


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 13

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 485

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

Allahû Tealâ sadece tek bir dînin olduðunu, bütün insanlarý hanif fýtratýyla yarattýðýný ve yaratmasýnda deðiþiklik görülemeyeceðini ifade etmektedir. Allahû Tealâ, bütün insanlarý kýyâmete kadar hep hanif fýtratýyla yani hanif dînini yaþayabilecek olan özelliklerle yaratacaktýr. 30/RUM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muþrikîn(muþrikîne). O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaþmayý dileyin) ve takva sahibi olun. Ve namazý ikame edin (namaz kýlýn). Ve (böylece) müþriklerden olmayýn. Müþriklerden olmayan (þirke düþmeyen) kiþinin, Allah’a ulaþmayý dileyen kiþi olduðu kesinleþmektedir. Allahû Tealâ, Rum suresinin 32. âyet-i kerimesinde þirki anlatmaktadýr: 30/RUM-32: Minellezîne ferrakû dînehum ve kânû þiyeâ(þiyean), kullu hýzbin bimâ ledeyhim ferihûn(ferihûne). (O müþriklerden olmayýn ki) onlar, dînlerinde fýrkalara ayrýldýlar ve grup grup oldular. Bütün gruplar, kendilerinde olanla ferahlanýrlar. Allahû Tealâ’nýn þirk tarifi açýk ve kesin bir þekilde burada yerli yerine oturmaktadýr: Þirk içinde olanlar Allah’a ulaþmayý dilemeyenlerdir, Allah’a yönelmeyenlerdir. Allah’a yönelmiþ olsalardý tek bir fýrka oluþturacaklardý (73. fýrka) ve diðer bütün fýrkalar bunun dýþýnda kalacaklardý (72 fýrka). Müþrikler Allah’a ulaþmayý kesinlikle dilemiyorlar, dileseler gizli þirkten kurtulacaklar. Rum-32 ve Þura-13’te gizli þirkten bahsedilmektedir. Allah’a yönelip de takva sahibi olanlarýn içinde bulunduðu tek fýrka bütün insanlar için bir kurtuluþtur. Allah kimi dilerse onu Kendisine seçer ve bu seçtiklerinden Allah’a ulaþmayý dileyenleri mutlaka Kendisine ulaþtýrýr. Allah’ýn seçtiði ve seçmediði insanlar vardýr. Allahû Tealâ insanlarýn %90’dan fazlasýný seçer. Allah’a ulaþmayý dilemekten insanlarý men etmeyen herkes seçilir. Seçilenlerin de hepsinin kalbi kasiyet baðlamýþtýr. Henüz o kiþi Allah’a ulaþmayý dilememiþtir ve kalbi kapkaranlýktýr. Bu karanlýk kalpliler Allah’a ulaþmayý dilemedikleri gibi baþka insanlarýn da Allah’a ulaþmasýna mani olurlarsa, Allah onlarý dalâlette ve þirkte býrakýr, onlarý seçmez. Bu þirk; gizli þirktir. Âyet-i kerime açýk ve kesin bir þekilde insanlarýn ikiye ayrýldýðýný, bir kýsmýnýn Allah’a ulaþmayý dilediðini ve þirkten kurtulduðunu diðer kesimin þirkte kaldýðýný söylemektedir. Allah’ýn insanlardan beklediði þey Allah’a ulaþmayý dilemeleridir. Allah, Kendisine ulaþmayý dileyenleri Kendisine ulaþtýracaktýr. O insanlar ruhlarýný Allah’a ulaþtýrmayacaklardýr. Allah, onlarýn ruhlarýný Kendisine ulaþtýracaktýr. Bu kiþilere namazý, orucu, zikri, bütün ibadetleri sevdiren Allah’týr. Allah’ýn sevdirmesiyle kiþi bütün ibadetlerini yerine getirir.

94

94


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 14

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 485

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

b ß ¡†¤È 2 ¤å¡ß £ü¡a a¬ì¢Ó £Š 1 m b ß ë ü¤ì Û ë 6 ¤á¢è ä¤î 2 b¦î¤Ì 2 ¢á¤Ü¡È¤Ûa ¢á¢ç õ¬b u §3 u a ó¬¨Û¡a Ù¡£2 ‰ ¤å¡ß ¤o Ô j  ¥ò à¡Ü × åí©ˆ £Ûa £æ¡a ë 6 ¤á¢è ä¤î 2 ó¡š¢Ô Û ó ¦£à ¢ß ¤á¡ç¡†¤È 2 ¤å¡ß lb n¡Ø¤Ûa aì¢q¡‰@ë¢a §kí©Š¢ß ¢é¤ä¡ß §£Ù ( ó©1 Û Ve mâ teferrekû illâ min ba’di mâ câehumul ilmu bagyen beynehum, ve lev lâ kelimetun sebekat min rabbike ilâ ecelin musemmen le kudýye beynehum, ve innellezîne ûrisûl kitâbe min ba’dihim le fî þekkin minhu murîb(murîbin).

ςε κενδιλερινε ιλιμ γελδικτεν σονρα αραλαρ⎬νδα αζανλαρδαν βα⎭κασ⎬ φ⎬ρκαλαρα αψρ⎬λμαδ⎬. Εðερ Ραββινδεν “βελιρλενμι⎭ βιρ ζαμανα καδαρ (βεκλετμε)” σ⎞ζ⎫ γε⎜μεμι⎭ ολσαψδ⎬, μυτλακα ονλαρ⎬ν αρασ⎬νδα (ηεμεν) η⎫κ⎫μ ϖεριλιρδι. Μυηακκακ κι ονλαρδαν σονρα Κιταβ’α ϖαρισ κ⎬λ⎬νανλαρ, γερ⎜εκτεν Ο’νδαν ⎭εκ ϖε ⎭⎫πηε ι⎜ινδεδιρλερ. 95

95


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 14

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 485

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25

-

ve mâ teferrekû illâ min ba'di mâ câe-hum el ilmu bagyen beyne-hum ve lev lâ kelimetun sebekat min rabbi-ke ilâ ecelin musemmen le kudýye beyne-hum ve inne ellezîne ûrisû el kitâbe min ba'di-him le fî þekkin min-hu murîbin

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

ve ayrýlýða düþmediler, fýrkalara ayrýlmadýlar den baþka sonradan onlara gelen þey ilim azgýnlýk onlarýn arasýnda, aralarýnda ve olmasaydý kelime, söz geçti senin Rabbinden bir ecele kadar, tayin edilmiþ bir zamana kadar belirlenmiþ mutlaka, elbette hükmedilir, hüküm verilir onlarýn arasýnda ve muhakkak ki onlar varis kýlýndýlar kitap onlardan sonra elbette, mutlaka içinde þek, þüphe ondan þüphe içinde

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bir evvelki âyetle baðlantýlý olarak Allah’a ulaþmayý dilemedikleri için fýrkalara ayrýlanlardan bahsediliyor. Þek ve þüphe içinde olanlar Tevrat’ý, Ýncil’i yanlýþ anlamýþlar. Týpký Kur’ân’ýn cehennemden kurtaran âyetlerinin artýk unutulmuþ olmasý gibi oradaki esas öðretiyi zaman içerisinde unutmuþlar. Kitabýn varisleri, kendilerine kitap miras kalanlardýr. Allahû Tealâ diðer kitap sahiplerinin Kur’ân’a karþý kuþku verici bir tereddüt içinde, þek ve þüphe içinde olduklarýný ifade etmektedir.

96

96


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 14

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 485

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

Kendilerine ilim gelenler, kendilerine kitap indirilenlerdir. Allahû Tealâ önce yahudilere sonra hristiyanlara sonra da müslümanlara ayný hususiyetleri taþýyan kitaplar indirmiþtir. Kitaplarýn hepsinde hidayet, nur, nefs tezkiyesi, ruhun, vechin, nefsin ve iradenin Allah’a teslim keyfiyetleri yer almýþtýr. Hepsi hidayete erdiren kitaplardýr ve dîn hiç deðiþmemiþtir. Üzülecek kesim bundan sonra baþlamaktadýr: Ýnsanlar, özellikle inananlar birbirlerine düþman olmuþlardýr. Ýslâm’la yahudiler ve hristiyanlar hâlâ savaþmaktadýrlar. Tek dîn indirildikten sonra insanlar fýrkalara ayrýlmýþlardýr. Allahû Tealâ daha evvel Hz. Ýbrâhîm’e Hz. Ýsmail’e kitap indirmiþtir. Kendilerine peygamberlik verilenlere Allah hep þeriat kitabý indirmiþ ki o þeriatle hükmetsinler. Nebîler kâinata, resûller de kendi kavimlerine aittirler. Her nebî, kendi kavminin ayný zamanda resûlüdür. 4/NÝSA-105: Ýnnâ enzelnâ ileykel kitâbe bil hakký li tahkume beynen nâsi bimâ erâkallâh(erâkallâhu), ve lâ tekun lil hâinîne hasîmâ(hasîmen). Þüphesiz insanlar arasýnda Allah’ýn sana gösterdiði þekilde hükmetmek için Biz, sana Kitab’ý hak olarak indirdik. Ve hainlerin savunucusu olma (hainleri müdafaa edenlerden olma). 57/HADÝD-25: Lekad erselnâ rusulenâ bil beyyinâti ve enzelnâ meahumul kitâbe vel mîzâne li yekûmen nâsu bil kýst(kýstý), ve enzelnel hadîde fîhi be’sun þedîdun ve menâfiu lin nâsi ve li ya’lemallâhu men yensuruhu ve rusulehu bil gayb(gaybi), innellâhe kavîyyun azîz(azîzun). Andolsun Biz, elçilerimizi apaçýk belgelerle gönderdik ve insanlar adaleti ayakta tutsunlar diye, onlarla birlikte kitabý ve mizaný indirdik. Ve kendisine çetin bir sertlik ve insanlar için (çeþitli) yararlar bulunan demiri de indirdik. Öyle ki Allah, Kendisine ve elçilerine gayb ile (görmedikleri halde) kimlerin yardým edeceðini bilsin (ortaya çýkarsýn). Þüphesiz Allah, büyük kuvvet sahibidir, üstün olandýr. 5/MAÝDE-48: Ve enzelnâ ileykel kitâbe bil hakký musaddýkan limâ beyne yedeyhi minel kitâbi ve muheyminen aleyhi fahkum beynehum bimâ enzelallâhu ve lâ tettebi’ ehvâehum ammâ câeke minel hakk(hakký) li kullin cealnâ minkum þir’aten ve minhâcâ(minhâcen) ve lev þâallâhu le cealekum ummeten vâhýdeten ve lâkin li yebluvekum fî mâ âtâkum festebikûl hayrât(hayrâti) ilâllâhi merciukum cemîan fe yunebbiukum bimâ kuntum fîhi tahtelifûn(tahtelifûne). Sana (Ey Muhammed)! Ellerindeki kitaplarý tasdik edici (doðrulayýcý) ve onu koruyucu olarak bu Kitab’ý hak ile indirdik. Artýk onlarýn aralarýnda Allah’ýn indirdiðiyle hükmet ve sana Hakk’tan gelenden ayrýlýp da, onlarýn hevalarýna uyma. Sizden hepiniz için bir þeriat ve açýk bir yol belirlemiþtik. Allah dileseydi, sizi tek bir ümmet yapardý. Ancak bu sizi, verdikleri ile denemek içindir. O halde hayýrlarda yarýþýn. Sizin hepinizin dönüþü Allah’adýr. Artýk hakkýnda ayrýlýða düþtüðünüz þeyleri, size haber verecek.

97

97


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 15

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 485

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

¤É¡j £n m ü ë 7 p¤Š¡ß¢a ¬b à × ¤á¡Ô n¤a ë 7 ¢Ê¤…b Ï Ù¡Û¨ˆ¡Ü Ï 7 §lb n¡× ¤å¡ß ¢é¨ £ÜÛa 4 Œ¤ã a ¬b à¡2 ¢o¤ä ߨa ¤3¢Ó ë 7 ¤á¢ç õ¬a ì¤ç a 6 ¤á¢Ø¢£2 ‰ ë b 䢣2 ‰ ¢é¨£ÜÛ a 6 ¤á¢Ø ä¤î 2 4¡†¤Ç ü¡ ¢p¤Š¡ß¢a ë b ä ä¤î 2 ò £v¢y ü 6 ¤á¢Ø¢Ûb à¤Ç a ¤á¢Ø Û ë b ä¢Ûb à¤Ç a ¬b ä Û 6 ¢Šî©– à¤Ûa ¡é¤î Û¡a ë 7 b ä ä¤î 2 ¢É à¤v í ¢é¨ £ÜÛ a 6 ¤á¢Ø ä¤î 2 ë Fe li zâlike fed’u, vestekým kemâ umirt(umirte), ve lâ tettebi’ ehvâehum, ve kul âmentu bi mâ enzelallâhu min kitâb(kitâbin), ve umirtu li a’dile beynekum, allâhu rabbunâ ve rabbukum, lenâ a’mâlunâ ve lekum a’mâlukum, lâ huccete beynenâ ve beynekum, allâhu yecmeu beynenâ, ve ileyhil masîr(masîru).

⇑⎭τε βυνυν ι⎜ιν, αρτ⎬κ σεν ονλαρ⎬ δαϖετ ετ. ςε εμρολυνδυðυν γιβι ιστικαμετ ⎫ζερε (Αλλαη’α δοðρυ) ολ. ςε ονλαρ⎬ν ηεϖεσλερινε τ®β⎩ ολμα. ςε ονλαρα δε κι: “Αλλαη’⎬ν κιταπταν ινδιρδιðι ⎭εψε ⎩μ®ν εττιμ. ςε σιζιν αραν⎬ζδα αδιλ (αδαλετλι) ολμακλα εμρολυνδυμ. Αλλαη, σιζιν δε Ραββινιζ βιζιμ δε Ραββιμιζ. Βιζιμ αμελιμιζ βιζε, σιζιν αμελινιζ σιζε. Σιζινλε βιζιμ αραμ⎬ζδα βιρ ηυχχετ (⎜εκι⎭με) ψοκτυρ. Αλλαη, βιζι βιραραψα τοπλαψαχακ. ςε δ⎞ν⎫⎭, Ο’να (Αλλαη’αδ⎬ρ).

98

98


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 15

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 485

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30

-

fe li zâlike fed'u (fe ud'u) ve istekým kemâ umirte ve lâ tettebi' ehvâe-hum ve kul âmentu bi mâ enzele allâhu min kitâbin ve umirtu li a'dile beyne-kum allâhu rabbu-nâ ve rabbu-kum lenâ a'mâlu-nâ ve lekum a'mâlu-kum lâ huccete beyne-nâ ve beyne-kum allâhu yecmeu beyne-nâ ve ileyhi el masîru

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

iþte bunun için artýk, bundan sonra davet et ve istikamet üzere ol gibi sen emrolundun ve tâbî olma onlarýn hevesleri ve söyle, de ben îmân ettim indirilen þeye Allah Kitap'tan ve ben emrolundum adil olmaya, adaletli olmaya sizin aranýzda Allah bizim Rabbimiz ve sizin Rabbiniz bize ait bizim amellerimiz ve size ait amelleriniz huccet, çekiþme yoktur (bizim) aramýzda ve (sizin) aranýzda Allah toplar bizim aramýzda ve ona dönüþ

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýstikamet üzere olmak, heva ve heveslere tâbî olmamak; Allah’a ulaþmayý dilemek, Allah’a ulaþma aþkýyla dolu olmak demektir. Allahû Tealâ, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e: “Tevrat’a da, Ýncil’e de, Kur’ân-ý Kerim’e de inanýyorum. Aranýzda adaletli davranmakla emrolundum.” demesini emretmektedir. Allahû Tealâ’nýn “aranýzda” dedikleri yahudi ve hristiyan toplumudur.

99

99


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 16

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 486

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

¡†¤È 2 ¤å¡ß ¡é¨£ÜÛa ó¡Ï æì¢ £u¬b z¢í åí©ˆ £Ûa ë ¥ò š¡ya … ¤á¢è¢n £v¢y ¢é Û kî©v¢n¤ab ß ¥k š Ë ¤á¡è¤î Ü Ç ë ¤á¡è¡£2 ‰ †¤ä¡Ç ¥†í©† ( ¥la ˆ Ç ¤á¢è Û ë Vellezîne yuhâccûne fîllâhi min ba’di mestucîbe lehu huccetuhum dâhýdatun inde rabbihim ve aleyhim gadabun ve lehum azâbun þedîd(þedîdun).

ςε Ο’να (Αλλαη’⎬ν δαϖετινε) ιχαβετ εδιλδικτεν σονρα Αλλαη ηακκ⎬νδα ταρτ⎬⎭ανλαρ⎬ν ηυχχετλερι (δελιλλερι), Ραβ’λερινιν ινδινδε β®τ⎬λδ⎬ρ. Ονλαρ⎬ν ⎫ζερινδε (Αλλαη’⎬ν) γαζαβ⎬ ϖε ονλαρ ι⎜ιν ⎭ιδδετλι αζαπ ϖαρδ⎬ρ.

100

100


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 16

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 486

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15

-

ve ellezîne yuhâccûne fî allâhi min ba'di mestucîbe (mâ istucîbe) lehu huccet-hum dâhýdatun inde rabbi-him ve aleyhim gadabun ve lehum azâbun þedîdun

: : : : : : : : : : : : : : :

ve onlar tartýþýyorlar Allah hakkýnda sonradan icabet edilen þey ona onlarýn huccetleri, delilleri bâtýl, geçersiz yanýnda, katýnda onlarýn Rabbi ve onlarýn üzerinde gazap, öfke ve onlarý, ve onlar için vardýr azap þiddetli

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bir insan Allah’a ulaþmayý dilemezse dalâlettedir, hüsrandadýr, küfürdedir, gideceði yer cehennemdir, tagutun kuludur, tagutun dostudur, Allah’ýn dostu ve kulu deðildir, mü’min deðildir. Bütün bunlar yan yana koyulduðunda ortaya kör, saðýr, dilsiz ve idraksiz bir insan tipi çýkmaktadýr. Bu insanlar, Kur’ân-ý Kerim’in bu konudaki bütün hükümlerinden habersiz olarak tartýþma ortamýna giriyorlar. Allahû Tealâ onlardan bahsediyor. Allah’a ulaþmayý dilemeyen bir insanýn bu kadar büyük problemleri olmasýna raðmen Allah’a ulaþmayý reddediyor ve diyor ki: “Ýnsan ruhu ölmeden evvel Allah’a ulaþamaz. Çünkü insan ruhu vücuttan ayrýlýrsa kiþi ölür.” Allah’ýn âyetlerinden gâfil olan insanlar baþka insanlarýn da hidayete ermelerine mani oluyorlar. Bu zavallý insanlar uzak bir dalâlet içindedirler ve baþka insanlarý Allah’ýn yolundan men ederler. Herþeyden evvel kendilerine yazýk ediyorlar. Ama ya onlarýn sözüne inanýp da insanlar Allah’a ulaþmayý dilemezlerse o zaman o kiþi cehenneme gidecektir. Kim, kimin dalâletine sebebiyet verirse, onun kaybettiklerinden sebep olana da verilir. Kim, kimin hidayete ermesine sebebiyet verirse onun sevaplarýndan, kazandýðý derecelerden ikinciye de deracat verilir.

101

101


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 17

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 486

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

6 æa Œî©à¤Ûa ë ¡£Õ z¤Ûb¡2 lb n¡Ø¤Ûa 4 Œ¤ã a ¬ô©ˆ£Û a ¢é£Ü¨ Û a ¥kí©Š Ó ò Çb £Ûa £3 È Û Ùí©‰¤†¢í b ß ë Allâhullezî enzelel kitâbe bil hakký vel mîzân(mîzâne) ve mâ yudrîke lealles sâate karîb(karîbun).

Αλλαη, Κιταβ’⎬ ϖε μιζαν⎬ ηακ ιλε ινδιρδι. ςε σεν ιδρακ εδεμεζσιν (βιλεμεζσιν). Βελκι δε ο σαατ ψακ⎬νδ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6 7

-

allâhu ellezî enzele el kitâbe bi el hakký ve el mîzâne ve mâ yudrîke (edrâ 8 - lealle 9 - es sâate 10 - karîbun

: : : : : : : : : : :

Allah ki o indirdi kitap hak ile ve mizan ve sana bildirmez, sen idrak edemezsin bildirdi) umulur ki, böylece, belki o saat yakýn

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ kýyâmetten bahsetmektedir. Bu âyette “Kitap” olarak ifade edilen Kur’ân-ý Kerim’dir. Mizan, kýyâmet günü harekete geçecek olan, hayatýnýz boyunca yazýlan rakamlý kitabýnýzdýr. Hayatýnýz þu anda bir çift kiramen kâtibin meleði tarafýndan rakamlý olarak filme alýnýyor. Her an hem düþüncelerinizin hem de fiillerinizin filmi üç boyutlu olarak çekiliyor. Mizan, kýyâmet günü bir ekrana ihtiyaç göstermeden boþlukta oynayacaktýr. Her saniyede kazandýðýnýz veya kaybettiðiniz dereceleri gösterecektir. Bir sürücü bir de þahit olan iki tane kiramen kâtibin meleði herkese tahsis edilmiþtir. Böylece kýyâmet günü teslim edilecek olan mizan ile hayatýnýz boyunca yazýlan dereceleri bir bir kontrol etmek imkânýna kavuþacaksýnýz ve mizanla hayat filminizi karþýlaþtýrdýðýnýz zaman göreceksiniz ki size asla zulmedilmemiþtir. Haketmediðiniz hiçbir negatif deracat kaydedilmemiþtir. Mizan, hakký, adaleti temsil ettiði ve Allah tarafýndan indirildiði için haktýr. Allahû Tealâ Kendisinden El Hakk diye bahsetmektedir ve indirdiði mizan da haktýr. Mizanýn harekete geçeceði gün kýyâmet günüdür. Kýyâmet, Allah’a göre yakýndýr.

102

102


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 18

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 486

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

7 b è¡2 æì¢ä¡ßªì¤ ¢í ü åí©ˆ£Û a b è¡2 ¢3¡v¤È n¤ í æì¢à Ü¤È í ë = b è¤ä¡ß æì¢Ô¡1¤'¢ß aì¢ä ߨa åí©ˆ£Û a ë æ뢉b à¢í åí©ˆ£Û a £æ¡a ¬ ü a 6 Õ £¢ z¤Ûa b è£ã a §†î©È 2 §4 5 ™ ó©1 Û ¡ò Çb £Ûa ó¡Ï Yesta’cilu bihellezîne lâ yû’minûne bihâ, vellezîne âmenû muþfikûne minhâ ve ya’lemûne ennehel hakk(hakku), e lâ innellezîne yumârûne fîs sâati le fî dalâlin baîd(baîdin).

Ονα (κ⎬ψ®μετ σαατινε) ινανμαψανλαρ, ονυ αχελε ιστιψορλαρ. ℜμεν⎦ ολανλαρ (ισε) ονδαν κορκανλαρδ⎬ρ. ςε ονυν ηακ ολδυðυνυ βιλιρλερ. Μυηακκακ κι ο σαατ (κ⎬ψ®μετ) ηακκ⎬νδα ⎭⎫πηε εδιπ μ⎫χ®δελε εδενλερ, γερ⎜εκτεν υζακ βιρ δαλ®λετ ι⎜ινδεδιρλερ, (⎞ψλε) δεðιλ μι? 1 2 3 4

103

-

yesta'cilu bi-hâ ellezîne lâ yû'minûne

: : : :

acele, çabuk isterler onu onlar mü'min olmazlar, inanmazlar

103


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 18

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 486

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22

-

bi-hâ ve ellezîne âmenû muþfikûne min-hâ ve ya'lemûne enne-hâ el hakku e lâ inne ellezîne yumârûne fî es sâati le fî dalâlin baîdin

: : : : : : : : : : : : : : : : : :

ona ve onlar âmenû oldular (Allah'a ulaþmayý dilediler) korkanlar ondan ve bilirler onun olduðunu hak, gerçek deðil mi muhakkak ki onlar þüphe ederler, mücâdele ederler hakkýnda o saat muhakkak, gerçekten de, içinde dalâlet uzak

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Dalâlet içindeki bu insanlar diyorlar ki: “Biz öldükten sonra, kemik olduktan sonra tekrar hayata mý geleceðiz?” Bazý insanlar cesetleri yakýyorlar külünü de havaya savuruyorlar. Ortada ceset kalmýyor. Zavallý insanlar, mevcut olmayan bir cesedin tekrar var olacaðýna inanamýyorlar. Ýleriye doðru gitmekte olan zamanýn geriye geldiði düþünüldüðünde ölen kiþi ondan bir gün evvelki tarihe zaman geri geldiðinde hayattadýr. Zaman, þimdi geçmiþten geleceðe doðru akýyor. Kýyâmet günü Allah’ýn bütün gezegenlere verdiði kinetik enerji sona ereceði için zaman duracak, gravitasyon baþladýðý için zaman baþlangýca doðru geri dönecek. Geri döndüðü ilk anda kýyâmet günü sur’a birinci üfürülüþle ölenlerin dirilmesi söz konusudur, ondan sonra hemen ertesi gün bir gün evvel ölenlerin, sonra da ondan bir gün evvel ölenlerin dirilmesi söz konusudur. Zaman geriye doðru aktýkça insanlarýn hepsi hayatta olacaklardýr. Allahû Tealâ, o saat hakkýnda þüphe edip bu tarzda mücâdele edenlerin gerçekten uzak bir dalâlet içinde olduklarýný ifade etmektedirler. Onlar Allah’ýn öðretisine karþý çýkan zavallýlardýr. Elbette dalâlet içindeler. Akýllarýný baþlarýna toplayabilseler hemen Allah’a ulaþmayý dileyecekler cennetlerini de garanti edecekler ama olmuyor yapamýyorlar.

104

104


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 19

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 486

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

¤å ß ¢Ö¢‹¤Š í ©ê¡…b j¡È¡2 ¥Ñî©À Û ¢é£Ü¨ Û a £¢ ¡ì Ô¤Ûa ì¢ç ë 7 ¢õ¬b ' í ; ¢Œí©Œ ȤÛa ô Allâhu latîfun bi ibâdihî yerzuku men yeþâu, ve huvel kavîyyul azîz(azîzu).

Αλλαη, κυλλαρ⎬να Λ®τιφ’τιρ (λ⎫τυφκ®ρ). Διλεδιðι κιμσεψι ρ⎬ζ⎬κλανδ⎬ρ⎬ρ. ςε Ο, Καϖιψψ’διρ (κυϖϖετλι), Αζ⎩ζ’διρ (ψ⎫χε ϖε ⎭ερεφλι). 1 2 3 4 5 6 7 8 9

-

allâhu latîfun bi ibâdi-hi yerzuku men yeþâu ve huve el kavîyyu el azîzu

: : : : : : : : :

Allah lâtif, lütuf sahibi kullarýna rýzýklandýrýr kimse, kiþi diler ve o kavi, kuvvetli azîz, yüce ve þerefli

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah bir insana hayatý boyunca devamlý rýzýk verir. Allah’ýn bize verdiði imkânlarý sadece kullanabiliriz. Ýnsan Allah’a ibadet edebilir, zikir yapabilir ama dünyada yaþamasý öngörülen mutluluðu gerçek anlamda hakedemez. O hedefleri, insana Allah’ýn sonsuz lütfu verir. Bir insan baþka hiçbir þey için deðil, sadece Allah’a ulaþmayý dilediði için Allah’ýn cennetine mutlaka girer. Öbür taraftan 80 yaþýnda ölen, 65 yýl Ýslâm’ýn 5 þartýný yerine getiren bir kiþi Allah’ýn insanlarý kurtuluþa ulaþtýracak olan emrini kabul etmediði için Allah’a ulaþmayý dilemiyor. Ýslâm’ýn beþ þartýný yerine getiriyor, cennetlerden cennet beðenemiyor ama gideceði yer cehennem. Kurtuluþ, ulaþabilecek kadar yakýnýnýzda ve Allah’ýn sizlere en’am buyurduðu bütün ni’metler elinizi uzatýp yakalayabileceðiniz kadar yakýn ama iblis, insanlara Allah’a ulaþma dileðini unutturuyor. Onlarýn duymamasýný saðlamaya çalýþýyor. Allah’ýn Kur’ân-ý Kerimi’ni mealleriyle mahveden bir sürü insan: “Ýnsan ruhunun Allah’a ölmeden evvel ulaþmasý diye bir þey yoktur.” diyor ve insanlarý Allah’ýn yolundan men ediyorlar. Allah’ýn bize verdiði, bizim Allah’a verdiðimizden her zaman sonsuz kat fazladýr. Çünkü O, Allah’týr. Yaratan O’dur. Mahlûk olduðumuzun, hudutlu olduðumuzun farkýnda olalým. Bizi insan olarak yaratmýþ diye Allah’a çok þükredelim, çok hamdedelim. Biz Allah’a ulaþmayacaðýz; Allah bizim ruhumuzu Kendine ulaþtýracak. O, bize ibadetleri sevdirecek. Allah lütuf sahibidir. Bu kadar büyük bir lütuf, Allah’ýn, insaný ne kadar çok sevdiðinin belirtisidir.

105

105


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 20

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 486

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

7 ©é¡q¤Š y ó©Ï ¢é Û ¤…¡Œ ã ¡ñ Š¡¨ü¤a t¤Š y ¢†í©Š¢í æb × ¤å ß b è¤ä¡ß ©é¡m¤ªì¢ã b î¤ã¢£†Ûa t¤Š y ¢†í©Š¢í æb × ¤å ß ë §kî©– ã ¤å¡ß ¡ñ Š¡¨ü¤a ó¡Ï ¢é Û b ß ë Men kâne yurîdu harsel âhireti nezid lehu fî harsih(harsihî), ve men kâne yurîdu harsed dunyâ nû’tihî minhâ ve mâ lehu fîl âhireti min nasîb(nasîbin).

Κιμ αηιρετ ηασατ⎬ν⎬ (μαησυλ⎫ν⎫, καζανχ⎬ν⎬) ιστερσε, Βιζ ονυν καζανχ⎬ν⎬ αρτ⎬ρ⎬ρ⎬ζ. Κιμ δ⎫νψα καζανχ⎬ν⎬ ιστερσε, ονα (δα) ονδαν (δ⎫νψα καζανχ⎬νδαν) αρτ⎬ρ⎬ρ⎬ζ (ϖεριριζ). ςε ονυν αηιρεττε νασιβι ψοκτυρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21

106

-

men kâne yurîdu harse el âhireti nezid lehu fî harsi-hi ve men kâne yurîdu harse ed dunyâ nû'ti-hi min-hâ ve mâ lehu fî el âhireti min nasîbin

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

kim, kimse oldu diler, ister ekin, hasat, kazanç ahiret biz artýrýrýz ona, onun için de, içinde onun hasatý, onun kazancý ve kim, kimse oldu diler, ister ekin, hasat, kazanç dünya biz ona veririz ondan ve yoktur onun, ona ahirette den nasip

106


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 20

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 486

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Zaid, ziyade ve tezyid kelimeleri ayný kökten gelir. Artýrmak, artmak, çokluk mânâsýndadýr. Allahû Tealâ, ahiret kazancýný isteyenin kazancýný 700 kata kadar artýrýr, dünya kazancýný isteyene de dünya kazancýný verir. Ve kiþi ahirette sonsuza kadar cennet hayatýný yaþar. Ahiret hasadýný (kazancýný) isteyen kiþi, Allah’a ulaþmayý dilemiþtir. Bir tek dileði sebebiyle Allah kör, saðýr ve dilsiz olan bu kiþiyi gören, iþiten ve idrak eden hüviyete getirmiþtir. Bir tek dileði sebebiyle bütün günahlarýný örtmüþtür, sevaplarýný günahlarýnýn ötesine taþýmýþtýr. Bu kiþi hemen ölse sevaplarý günahlarýný aþtýðý için Allah’ýn cennetine girecektir. Çünkü, Allah’a ulaþmayý dilemiþtir. Allah’a ulaþmayý dilemeyen kiþinin günahlarý mutlaka sevaplarýndan fazla olur. Ýþte o kiþi dünya hayatýný isteyen kiþidir ve gideceði yer cehennemdir. Burada dünya ve ahiret mahsulü söz konusu. Kim Allah’a ulaþmayý dilerse hiçbir þey kendisi tarafýndan yapýlmadýðý halde, hepsini Allah o kiþiye yaptýrdýðý halde Allah kiþiye sonsuz ni’metler vermek için hazýrdýr. 42/ÞURA-13: Þerea lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrekû fîh(fîhi), kebure alel muþrikîne mâ ted’ûhum ileyh(ileyhi), allâhu yectebî ileyhi men yeþâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu). (Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiði (farz kýldýðý) þeyi (þeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fýrkalara ayrýlmayýn.” diye Hz. Ýbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. Ýsa’ya vasiyet ettiðimiz þeyi sana da vahyederek, size de þeriat kýldý. Senin onlarý, kendisine çaðýrdýðýn þey (Allah’a ulaþmayý dileme) müþriklere zor geldi. Allah, dilediðini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaþtýrýr (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaþtýrýr). Böyle bir dizaynda Allahû Tealâ bizleri Kendisine ulaþtýrýr. Bir hiç yüzünden, sadece bir dilek sebebiyle Allahû Tealâ’nýn sonsuz mükâfatlarý söz konusudur. Kiþinin iradi yapýsý “ben Sana ulaþmayý diliyorum” talebini Allahû Tealâ’ya ulaþtýrýr. Kiþinin ruhu Allah’a ulaþýncaya kadar geçecek olan 7-8 aylýk zaman devresinde herþeyi Allah yapar. Nefsinin kalbindeki afetleri yarýdan fazla azaltacak, böylece kiþi dünya hayatýný yaþarken geçen zaman parçasýnýn yarýsýndan fazlasýný Allah’ýn emirlerini yerine getirerek geçirecek. Yarýsýndan azýný da Allah’ýn yasaklarýný iþleyerek geçirecek. Böylece kiþi %50’den daha fazla mutlu olmak imkânýnýn sahibi olacak. Cennetinse üçüncü katýna sahip olacak. Bu kiþinin yaptýðý þeyse sadece Allah’a ulaþmayý dilemek. O zaman Allah’tan daha çok lütufkâr kim olabilir ki?

107

107


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 21

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 486

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

¤á Û b ß ¡åí©£†Ûa å¡ß ¤á¢è Û aì¢Ç Š ( a¯ªì¢ ¬¨× Š¢( ¤á¢è Û ¤â a ó¡š¢Ô Û ¡3¤– 1¤Ûa ¢ò à¡Ü × ü¤ì Û ë 6 ¢é£Ü¨ Ûa ¡é¡2 ¤æ ‡¤b í ¥áî©Û a ¥la ˆ Ç ¤á¢è Û åî©à¡Ûb £ÄÛa £æ¡a ë 6 ¤á¢è ä¤î 2 Em lehum þurekâu þeraû lehum mined dîni mâ lem ye’zen bihillâh(bihillâhu), ve lev lâ kelimetul faslý le kudiye beynehum, ve innez zâlimîne lehum azâbun elîm(elîmun).

Ψοκσα Αλλαη’⎬ν, δ⎩νδε ιζιν ϖερμεδιðι ⎭εψλερι, ονλαρα ⎭εριατ κ⎬λαν ορτακλαρ⎬ μ⎬ ϖαρ? ςε φασ⎬λ (αψ⎬ρμα) σ⎞ζ⎫ γε⎜μεμι⎭ ολσαψδ⎬, μυτλακα ονλαρ⎬ν αρασ⎬νδα (ηεμεν) η⎫κ⎫μ ϖεριλιρδι. ςε μυηακκακ κι ζαλιμλερ, ονλαρ ι⎜ιν ελ⎩μ αζαπ ϖαρδ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15

108

-

em lehum þurekâu þeraû lehum min ed dîni mâ lem ye'zen bi-hi allâhu ve lev lâ kelimetu el faslý le

: : : : : : : : : : : : : : :

yoksa onlara, onlar için ortaklar þeriat kýldýlar onlara den dîn þey(ler) izin vermedi ona Allah ve olmasaydý kelime ayýrma, hüküm verme mutlaka, gerçekten

108


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 21

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 486

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

16 17 18 19 20 21 22

-

kudiye beyne-hum ve inne ez zâlimîne lehum azâbun elîmun

: : : : : : :

hüküm verildi onlarýn arasýnda ve muhakkak ki zalimler onlara, onlar için azap elîm, acý

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’ýn dînde emrettiði, yasak ettiði, izin verdiði ve vermediði þeyler vardýr. Allahû Tealâ’nýn emri Allah’a ulaþmayý dilemek, yasaðý ise dilememektir. Allah’a ulaþmayý dileyen kiþi mutlaka felâha erer. Üçüncü kat cennetin sahibi olur; dünya saadetinin yarýsýný mutlaka elde eder. Allah’ýn þeriati bu þeriattir ve Allah sonsuz ihsanýn ve ni’metin sahibidir. Allahû Tealâ, kiþiyi bir dilekle sonsuz mutluluklara ulaþtýrmaya hazýrdýr. Fasýl zaman aralýðýdýr; ayrýca bir sistemi organize etmek, kýsýmlara ayýrmak demektir. Allahû Tealâ, insanlara ömür verir. Herkesin bu ömründe ne yapacaðýný bilir. Kiþiye bu imkâný mutlaka tanýr. Kiþi de kýyâmet günü kendi hayatýný hem düþünce plâtformunda hem tatbikat plâtformunda inceler. Kendine hiç zulmedilmemiþtir. Bu kiþi hayatýnýn fasýllarýnda (geçmiþ devresi, doðumundan ölümüne kadar geçen devre), Allah’ýn emrettiði yapmasý lâzýmgelen þeylerin hiçbirini yapmamýþsa gideceði yer cehennemdir. Allah’a ulaþmayý dileseydi, arkasýndan mürþidine ulaþacaktý, ruhunu Allah’a ulaþtýracaktý, fizik vücudunu teslim edecekti, daimî zikre, irþada ulaþacaktý, iradesini de Allahû Tealâ’ya teslim edecekti ve mürþidlerden olacaktý. Bunlarýn hepsi insan hayatýnda birbirini takip eden ayrý ayrý fasýllardýr. Allahû Tealâ bütün insanlara bu hakký eþit olarak vermiþtir. Herþey kiþinin Allah’a olan tevekkülüne baðlýdýr. Allah’a ulaþmayý dileyen kiþi tevekkül ederse, Allah’ý kendisine vekil tayin ederse: “Ben Allah’a ulaþmayý dilersem Allah beni mutlaka Kendisine ulaþtýracak; çünkü sözü var.” diyerek buna kalben inanýrsa, ruhunu ölmeden evvel Allah’a ulaþtýracaðýndan emin olur. Bu kiþi fasýllardan üçüncüsü için mutlaka hazýrdýr, Bakara Suresinin 46. âyet-i kerimesinde ifade edilen kiþidir. 2/BAKARA-46: Ellezîne yezunnûne ennehum mulâkû rabbihim ve ennehum ileyhi râciûn(râciûne). O (huþû sahipleri) ki; onlar, Rab’lerine (dünya hayatýnda) muhakkak mülâki olacaklarýna ve (sonunda ölümle) O’na döneceklerine yakîn derecesinde inanýrlar. Ruhun Allah’a ulaþmasý, Allah’a teslimi, nefs tezkiyesi üçüncü faslý içerir. Üçüncü fasýl da kendi arasýnda yedi safhaya ayrýlýr. Yedinci kat da gene yedi safhaya ayrýlýr. Ömür hep yedili sistemlerle, yedili fasýllarla geçer.

109

109


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 22

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 486

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

¥É¡Óa ë ì¢ç ë aì¢j  × b £à¡ß åî©Ô¡1¤'¢ß åî©à¡Ûb £ÄÛa ô Š m ¡pb z¡Ûb £–Ûa aì¢Ü¡à Ç ë aì¢ä ߨa åí©ˆ£Û a ë 6 ¤á¡è¡2 梪ë@ ¬b ' í b ß ¤á¢è Û 7 ¡pb £ä v¤Ûa ¡pb ™¤ë ‰ ó©Ï ¢Šî©j ؤÛa ¢3¤š 1¤Ûa ì¢ç Ù¡Û¨‡ 6 ¤á¡è¡£2 ‰ †¤ä¡Ç Terez zâlimîne muþfikîne mimmâ kesebû ve huve vâkýun bihim, vellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti fî ravdâtil cennât(cennâti), lehum mâ yeþâûne inde rabbihim, zâlike huvel fadlul kebîr(kebîru).

Ζαλιμλεριν, καζανδ⎬κλαρ⎬νδαν δολαψ⎬ κορκμυ⎭ ολδυκλαρ⎬ν⎬ γ⎞ρ⎫ρσ⎫ν. ςε κορκτυκλαρ⎬ ⎭εψ, ονλαρ ι⎜ιν ϖυκυ βυλαχακτ⎬ρ (βα⎭λαρ⎬να γελεχεκτιρ). ςε ®μεν⎦ ολανλαρ (Αλλαη’α υλα⎭μαψ⎬ διλεψενλερ) ϖε σαλιη αμελ (νεφσ τεζκιψεσι) ι⎭λεψενλερ, χεννετ βαη⎜ελερινδεδιρλερ. Ονλαρ ι⎜ιν Ραβ’λερινιν κατ⎬νδα διλεδικλερι ηερ⎭εψ ϖαρδ⎬ρ. ⇑⎭τε βυ φαζλυλ κεβιρδιρ (β⎫ψ⎫κ φαζλ). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

110

-

terâ ez zâlimîne muþfikîne mimmâ (min mâ) kesebû ve huve vâkýun bi-him ve ellezîne âmenû ve amilû es sâlihâti fî ravdâti

: : : : : : : : : : : : :

görürsün zalimler korkanlar þeyden kazandýlar ve o vaki olur, vuku bulur onlara ve onlar âmenû oldular, Allah'a ulaþmayý dilediler ve salih amel iþlediler, nefs tezkiyesi yaptýlar de, içinde bahçeler

110


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 22

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 486

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢ 14 15 16 17 18 19 20 21 22

-

el cennâti lehum mâ yeþâûne inde rabbi-him zâlike huve el fadlu el kebîru

: : : : : : : : :

cennetler onlara, onlar için þey dilerler yanýnda, katýnda onlarýn Rabbi iþte bu o fazlul kebir, büyük fazl

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Zalimler, nefslerine zulmeden ve iktisap ettikleri negatif dereceler pozitif derecelerden fazla olanlardýr. Bir baþka ifadeyle Allah’a ulaþmayý dilemeyenlerin hepsi, zalimlerdir. Yani nefslerine, kendilerine zulmedenlerdir. Kýyâmet günü, cehennem korkusu birdenbire onlarýn yüreklerini sarar. Korktuklarý þey onlar için vuku bulacaktýr; yani cehenneme gireceklerdir. Kýyâmet günü herkes cehenneme girecektir ama Allahû Tealâ, cennete girecek olanlarý cehennemi de görmeleri için cehenneme sokar. Onlar ayný gün Allah’a sonsuz þükürler, hamdler ederek, cehennemden çýkacaklar ve cennete gireceklerdir. Cennete girenler, sevaplarý günahlarýndan fazla olanlardýr. Baþka bir ifadeyle Allah’a ulaþmayý dilemiþ olanlardýr. Bunlardan nefs tezkiyesi yapanlar 3. kat cennete, nefs tasfiyesi yapanlar ise 4., 5., 6. ve 7. kat cennetlere ulaþýrlar. Âmenû olanlar, Allah’a ulaþmayý dileyenler, salih amel iþleyenler, nefs tezkiyesi ve tasfiyesi yapanlar, cennet bahçelerinde olacaklardýr. Onlar için Rab’lerinin katýnda diledikleri herþey vardýr ve bu büyük fazldýr. Bu durum irþad olmaya kadar geçerlidir ama iradenin teslimini ihtiva etmez. Ýradenin teslimini ihtiva etseydi bu âyet-i kerimede fazlul azîm (en büyük fazl) ifadesi kullanýlacaktý. Ýradelerini Allah’a teslim edenler, en büyük fazlýn sahipleridir; adn cennetlerinin sahipleridir. Allahû Tealâ, Tevbe Suresinin 100. âyet-i kerimesinde diyor ki: 9/TEVBE-100: Ves sâbikûnel evvelûne minel muhâcirîne vel ensâri vellezînettebeûhum bi ýhsânin radýyallâhu anhum ve radû anhu ve eadde lehum cennâtin tecrî tahtehel enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), zâlikel fevzul azîm(azîmu). O sabikûn-el evvelîn (evvelki hayýrlarda yarýþanlardan ulûl’elbab, ihlâs ve salâh makamlarýný, en üst üç makamý iþgal edenler): onlarýn bir kýsmý muhacirînden (Mekke’den Medine’ye göç edenlerden) bir kýsmý ensardan (Medine’deki yardýmcýlardan) ve bir kýsmý da onlara (ensar ve muhacirîne) ihsanla tâbî olanlardandý. (Sahâbe irþad makamýna sahip olduklarý için onlara tâbî olundu). Allah, onlardan razý ve onlar da O’ndan (Allah’tan) razýdýr. Onlara Allah, altlarýndan ýrmaklar akan cennetler hazýrladý ve orada ebediyyen kalacaklardýr. Ýþte bu, en büyük (azîm) mükâfattýr. Fevzül azîm, hazzül azîm, fazlul azîm ve ecrül azîm kiþinin irþad makamýna ulaþtýðýný, iradesini de Allah’a teslim ettiðini anlatýr. Ama buradakiler iradelerini henüz Allah’a teslim etmemiþ olan, adn cennetlerinden bir evvelki cennetin sahipleridir.

111

111


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 23

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 487

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

ë aì¢ä ߨa åí©ˆ£Û a ¢ê …b j¡Ç ¢é£Ü¨ Ûa ¢Š¡£' j¢í ô©ˆ£Û a Ù¡Û¨‡ a¦Š¤u a ¡é¤î Ü Ç ¤á¢Ø¢Ü ÷¤ a ¬ ü ¤3¢Ó 6 ¡pb z¡Ûb £–Ûa aì¢Ü¡à Ç ¡a ¦ò ä  y ¤Ò¡Š n¤Ô í ¤å ß ë 6 ó¨2¤Š¢Ô¤Ûa ó¡Ï ñ£… ì à¤Ûa £ü ¥‰ì¢Ø ( ¥‰ì¢1 Ë é£Ü¨ Ûa £ æ¡a 6 b¦ä¤¢y b èî©Ï ¢é Û ¤…¡Œ ã Zâlikellezî yubeþþirullâhu ibâdehullezîne âmenû ve amilûs sâlihât(sâlihâti), kul lâ es’elukum aleyhi ecren illel meveddete fîl kurbâ ve men yakterif haseneten nezid lehu fîhâ husnâ(husnen), innellâhe gafûrun þekûr(þekûrun).

⇑⎭τε Αλλαη’⎬ν, ®μεν⎦ ολαν (Αλλαη’α υλα⎭μαψ⎬ διλεψεν) ϖε σαλιη αμελ (νεφσ τεζκιψεσι) ι⎭λεψεν κυλλαρ⎬ν⎬ μ⎫ϕδελεδιðι βυδυρ. Δε κι: “Βεν, ονα (τεβλιðε) καρ⎭⎬ βιρ ⎫χρετ ιστεμιψορυμ, ψακ⎬νλ⎬κτα σεϖγιδεν βα⎭κα. ςε κιμ ηασενε ι⎭λερσε ονυν ι⎜ιν γ⎫ζελλικλερι αρτ⎬ρ⎬ρ⎬ζ. Μυηακκακ κι Αλλαη, Γαφ⎦ρ’δυρ (μαðφιρετ εδεν), ⇒⎫κρεδιλεν’διρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20

112

-

zâlike ellezî yubeþþiru allâhu ibâde-hu ellezîne âmenû ve amilû es sâlihâti kul lâ es'elu-kum aleyhi ecren illâ el meveddete fî el kurbâ ve men yakterif haseneten nezid lehu

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

iþte bu onlar müjdeliyor Allah onun kullarý onlar âmenû oldular, Allah'a ulaþmayý dilediler ve nefsi ýslâh edici amel iþlediler de sizden istemiyorum ona, ona karþý ecir, ücret dan baþka, sadece sevgi, muhabbet, dostluk yakýnlýkta ve kim iþlerse hasene, iyilik, sevap artýrýrýz ona

112


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 23

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 487

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢ 21 22 23 24 25 26

-

fî-hâ husnen inne allâhe gafûrun þekûrun

: : : : : :

onda iyilik, güzellik muhakkak Allah gafur, maðfireti bol olan þükredene karþýlýðýný veren, þükredilen

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Yakýnlýkta sevgi, Allah’a yakýnlýkta resûlün ve resûle tâbî olanlarýn birbirine karþý olan sevgileridir. Allah’a yakýnlýk arttýkça kiþinin Allah’tan alacaðý mükâfatlar da artar. Allah’a ulaþmayý dileyen kiþi baþlangýçtadýr. Mürþidine tâbî olan kiþi Allah’a, Allah’a ulaþmayý dileyenden daha yakýndýr. Ruhunu Allah’a ulaþtýran kiþi, mürþidine tâbî olandan Allah’a daha yakýndýr. Fizik vücudunu Allah’a teslim eden kiþi, ruhunu Allah’a teslim edenden daha yakýndýr. Nefsini Allah’a teslim eden kiþi, fizik vücudunu teslim edenden daha yakýndýr. Ýrþad olan kiþi, nefsini Allah’a teslim edenden daha yakýndýr. Ýradesini Allah’a teslim eden kiþi ise hepsinden ve irþad olan kiþiden daha yakýndýr. Buradaki “yakýnlýkta sevgiden baþka” ifadesi “kim daha yakýnsa o Allahû Tealâ tarafýndan daha çok sevilir” mânâsýndadýr. Kiþinin sonsuz sevgiye ulaþmasý, iradesini de Allah’a teslim ettiði noktadadýr. “Güzellikleri artýrýrýz” ifadesinin mânâsý burada ortaya çýkmaktadýr. Maðfiret etmek, kiþinin günahlarýný örtmenin ötesinde sevaba çevirmektir. Bu, mükâfatýn, güzelliklerin, iyiliðin kat kat artýrýlmasýdýr. Hüsün, hüsna güzel olan demektir. Allahû Tealâ “hüsna” diyerek iki þey söylemiþ olmaktadýr: 1- 21. basamakta Allah’ýn Zat’ýna ulaþmak, 2- 28. basamaðýn 5. kademesinde iradeyi Allah’a teslim etmek, Allah’ýn Zat’ýný görmek. Allahû Tealâ, Yunus Suresinin 25. ve 26. âyetlerinde buyuruyor ki: 10/YUNUS-25: Vallâhu yed’û ilâ dâris selâm(selâmi), ve yehdî men yeþâu ilâ sýrâtin mustekîm(mustekîmin). Ve Allah, teslim (selâm) yurduna davet eder ve (teslim yurduna, Zat’ýna ulaþtýrmayý) dilediði kimseyi, Sýratý Mustakîm’e ulaþtýrýr. 10/YUNUS-26: Lillezîne ahsenûl husnâ ve zîyâdeh(zîyâdetun), ve lâ yerheku vucûhehum katerun ve lâ zilleh(zilletun), ulâike ashâbul cenneh(cenneti), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne). Onlar için Ahsenül hüsna (Allah’ýn Zat’ýna ulaþmak) ve ziyadesi (daha fazlasý, Allah’ýn cemalini görmek) vardýr. Onlarýn yüzlerini bir keder kaplamaz ve bir zillet (küçük düþme, hakirlik) yoktur. Ýþte onlar, cennet halkýdýr. Onlar, orada devamlý kalanlardýr. Allah’ýn Zat’ý selâm yurdudur; yani Allah’a teslim olma yurdudur. Allahû Tealâ, Allah’ýn Zat’ýna ulaþtýrmak istediði kiþiyi Sýratý Mustakîm’e ulaþtýrýr. Onlar için ahsenül hüsna vardýr. Allah’ýn Zat’ýna ulaþmak vardýr ve ziyadesi, Allah’ýn Zat’ýný görmek vardýr. Burada da “onlar için güzellikleri artýrýrýz” denmektedir. Bu hüsnanýn artýrýlmasý önce Allah’a ulaþmak (21. basamak), sonra Allah’ý görmektir (28. basamaðýn 5. kademesi). Allah, Baðýþlayan’dýr ve muhakkak ki Gafur’dur, Maðfiret Eden’dir Günahlarý Sevaba Çeviren’dir ve Þükredilen’dir.

113

113


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 24

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 487

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

¤æ¡b Ï 7 b¦2¡ˆ × ¡é£Ü¨ Ûa ó Ü Ç ô¨Š n¤Ïa æì¢Ûì¢Ô í ¤â a 6 Ù¡j¤Ü Ó ó¨Ü Ç ¤á¡n¤‚ í ¢é£Ü¨ Ûa ¡b ' í z¤Ûa £Õ £Õ ¢ ¡z¢í ë 3¡Ÿb j¤Ûa ¢é£Ü¨ Ûa ¢|¤à í ë ¡‰ë¢†£– ¢ Ûa ¡pa ˆ¡2 ¥áî©Ü Ç ¢é£ã ¡a 6 ©é¡mb à¡Ü Ø¡2 Em yekûlûnefterâ alâllâhi kezibâ(keziben), fe in yeþeillâhu yahtim alâ kalbik(kalbike), ve yemhullâhul bâtýla ve yuhýkkul hakka bi kelimâtih(kelimâtihî), innehu alîmun bi zâtis sudûr(sudûri).

Ψοκσα Αλλαη’α καρ⎭⎬ ψαλανλα ιφτιρα εττι μι εδιψορλαρ? Βυνυνλα βιρλικτε εðερ Αλλαη διλερσε σενιν καλβινι μ⎫η⎫ρλερ ϖε β®τ⎬λ⎬ ψοκ εδερ. Κενδι κελιμελερι ιλε ηακκ⎬ γερ⎜εκλε⎭τιριρ. Μυηακκακ κι Ο, σινελερδεκινι εν ιψι βιλενδιρ.

114

114


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 24

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 487

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20

-

em yekûlûne ifterâ alâ allâhi keziben fe in yeþei allâhu yahtim alâ kalbi-ke ve yemhu allâhu el bâtýla ve yuhýkku el hakka bi kelimâti-hi inne-hu alîmun bi zâti es sudûri

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

yoksa diyorlar iftira attý, uydurdu Allah'a karþý yalan böylece, bununla birlikte eðer Allah dilerse mühürler üzerini senin kalbin ve siler, mahveder, yok eder Allah bâtýl ve gerçekleþtirir hakký onun (kendi) kelimeleriyle, sözleriyle muhakkak ki o çok iyi bilen gönüllerde olaný

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Herþey Kur’ân asýllýdýr. Kur’ân’sa Allah’ýn Kelimeleri’dir. Allahû Tealâ Kur’ân’da herþeyi beyan etmiþtir. Allahû Tealâ diyor ki: 6/EN’AM-38: Ve mâ min dâbbetin fîl ardý ve lâ tâirin yatîru bi cenâhayhi illâ umemun emsâlukum, mâ farratnâ fîl kitâbi min þey’in summe ilâ rabbihim yuhþerûn(yuhþerûne). Ve yeryüzünde yürüyen hayvanlardan ve iki kanadýyla uçan kuþlardan ne varsa (4 ayaklý) hiçbir hayvan ve iki kanadýyla uçan hiçbir kuþ yoktur ki; sizin gibi ümmet olmasýnlar. Biz kitapta hiçbir þeyi eksik býrakmadýk. Sonra Rab’lerine haþrolunacaklar (olunurlar). Kur’ân her konunun temelidir, aslýdýr. Muhakkak ki Allah, sinelerdekini en iyi bilendir. Çünkü kalpler O’nun için ulaþýlmaz deðildir. Herkesin kalbinde ne varsa Allah, onu anýnda bilir. Kim Allah’a ulaþmayý dilerse, o kiþi kalbinde olan bir talebi Allah’a söylerse bu istek Allah katýnda geçerlidir ve kiþi derhal cennetin sahibi olur. Yoksa sözle Allahû Tealâ’ya: “Yarabbi ben, Sana ulaþmayý diliyorum.” demek bir þey ifade etmez. Kalpte olaný Allah bildiði için kalpte gerçekten böyle bir talep varsa kiþi mutlaka kurtulur.

115

115


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 25

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 487

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

¤å Ç ò 2¤ì £nÛa ¢3 j¤Ô í ô©ˆ £Ûa ì¢ç ë ¡pb ÷¡£î £Ûa ¡å Çaì¢1¤È í ë ©ê¡…b j¡Ç = æì¢Ü Ȥ1 m b ß ¢á Ü¤È í ë Ve huvellezî yakbelut tevbete an ibâdihî ve ya’fû anis seyyiâti ve ya’lemu mâ tef’alûn(tef’alûne).

ςε Ο, κυλλαρ⎬νδαν τ⎞ϖβελερινι καβυλ εδεν ϖε σεψψιελερινι (γ⎫ναηλαρ⎬ν⎬) αφφεδενδιρ. ςε ψαπτ⎬ð⎬ν⎬ζ ⎭εψλερι βιλιρ.

1 2 3 4 5 6

116

-

ve huve ellezî yakbelu et tevbete an ibâdi-hi ve ya'fû an

: : : : : :

ve o ki o kabul eder tövbe kullarýndan ve affeder

116


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 25

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 487

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

7 8 9 10

-

es seyyiâti ve ya'lemu mâ tef'alûne

: : : :

seyyiat, kötülük, günah ve bilir þey(ler) yapýyorsunuz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ herþeyden haberdardýr; bütün iþlediklerimizi bilir. Çünkü rahmeti ve fazlýyla herþeyi kuþatmýþtýr. Bizi de kuþatmýþtýr. Kâinat üzerinde her canlýnýn yaptýðý herþeyden anýnda haberdar olur. Allahû Tealâ, Allah’a ulaþmayý dileyen kiþinin günahlarýný örter. O zaman günahlarý affetmiþ olur. Allahû Tealâ, Enfal Suresinin 29. âyet-i kerimesinde diyor ki: 8/ENFAL-29: Yâ eyyuhellezîne âmenû in tettekullâhe yec’al lekum furkânen ve yukeffir ankum seyyiâtikum ve yagfir lekum, vallâhu zul fadlil azîm(azîmi). Ey âmenû olanlar, Allah’a karþý takva sahibi olursanýz sizi furkan (hak ve bâtýlý ayýrma özelliði) sahibi kýlar! Ve sizden (sizin) günahlarýnýzý örter ve size maðfiret eder (günahlarýnýzý sevaba çevirir). Ve Allah, büyük fazl sahibidir. Allahû Tealâ günahlarý affetmekle de kalmaz Furkan Suresinin 70. âyet-i kerimesinde günahlarý sevaba çevirdiðini ifade etmektedir: 25/FURKAN-70: Ýllâ men tâbe ve âmene ve amile amelen sâlihan fe ulâike yubeddilullâhu seyyiâtihim hasenât(hasenâtin), ve kânallâhu gafûren rahîmâ(rahîmen). Ancak kim (mürþidi önünde) tövbe eder (böylece kalbine îmân yazýlýp, îmâný artan) mü’min olur ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaparsa, o taktirde iþte onlarýn, Allah seyyiatlerini (günahlarýný) hasenata (sevaba) çevirir. Ve Allah, Gafur’dur (günahlarý sevaba çevirendir), Rahîm’dir (rahmet gönderendir).

117

117


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 26

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 487

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

¡pb z¡Ûb £–Ûa aì¢Ü¡à Ç ë aì¢ä ߨa åí©ˆ£Û a ¢kî©v n¤ í ë ¥†í©† ( ¥la ˆ Ç ¤á¢è Û æ뢊¡Ïb ؤÛa ë 6 ©é¡Ü¤š Ï ¤å¡ß ¤á¢ç¢†í©Œ í ë Ve yestecîbullezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ve yezîduhum min fadlih(fadlihî), vel kâfirûne lehum azâbun þedîd(þedîdun).

ςε (Αλλαη), ®μεν⎦ ολανλαρα (Αλλαη’α υλα⎭μαψ⎬ διλεψενλερε) ϖε σαλιη αμελ (νεφσ τεζκιψεσι) ι⎭λεψενλερε ιχαβετ εδερ. ςε ονλαρα φαζλ⎬νδαν αρτ⎬ρ⎬ρ. ςε κ®φιρλερ; ονλαρ ι⎜ιν ⎭ιδδετλι αζαπ ϖαρδ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9

-

ve yestecîbu ellezîne âmenû ve amilû es sâlihâti ve yezîdu-hum min fadli-hi ve el kâfirûne lehum azâbun þedîdun

: : : : : : : : :

ve icabet eder, kabul eder âmenû olanlar, Allah'a ulaþmayý dileyenler ve nefsi ýslâh edici amel iþleyen ve onlara artýr kendi fazlýndan, lütfundan ve kâfirler, inkâr edenler onlar içindir azap þiddetli

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ âmenû olanlarýn (Allah’a ulaþmayý dileyenlerin), salih amel (nefs tezkiyesi) iþleyenlerin dualarýna icabet ederek onlarýn ruhlarýný Kendisine ulaþtýrýr. Ve onlara fazlýndan artýrýr. Evvelâ onlarýn günahlarýný örter, sonra günahlarýný sevaba çevirir. Onlara 1’e 10 verirken 1’e 100 vermeye baþlar ve bunu 1’e 700’e kadar çýkarýr. Allahû Tealâ, Furkan Suresinin 70. âyet-i kerimesinde buyuruyor ki: 25/FURKAN-70: Ýllâ men tâbe ve âmene ve amile amelen sâlihan fe ulâike yubeddilullâhu seyyiâtihim hasenât(hasenâtin), ve kânallâhu gafûren rahîmâ(rahîmen). Ancak kim (mürþidi önünde) tövbe eder (böylece kalbine îmân yazýlýp, îmâný artan) mü’min olur ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaparsa, o taktirde iþte onlarýn, Allah seyyiatlerini (günahlarýný) hasenata (sevaba) çevirir. Ve Allah, Gafur’dur (günahlarý sevaba çevirendir), Rahîm’dir (rahmet gönderendir). Allahû Tealâ, Bakara Suresinde buyuruyor ki: 2/BAKARA-261: Meselullezîne yunfikûne emvâlehum fî sebîlillâhi ke meseli habbetin enbetet seb’a senâbile fî kulli sunbuletin mietu habbeh(habbetin), vallâhu yudâifu li men yeþâu, vallâhu vâsiun alîm(alîmun). Mallarýný Allah yolunda harcayanlarýn durumu, her sünbülünde (baþaðýnda) yüz adet tane (tohum) olmak üzere, yedi sünbül (baþak) veren bir tek tohumun durumu gibidir. Allah, dilediði kimse için (onun rýzkýný) kat kat artýrýp verir. Ve Allah Vâsi’dir, Alîm’dir. Allah, böylece onlara fazlýndan artýrýr.

118

118


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 27

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 487

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

a¤ì Ì j Û ©ê¡…b j¡È¡Û Ö¤‹¡£ŠÛa ¢é£Ü¨ Ûa Á  2 ¤ì Û ë §‰ † Ô¡2 ¢4¡£Œ ä¢í ¤å¡Ø¨Û ë ¡¤‰ ü¤a ó¡Ï ©ê¡…b j¡È¡2 ¢é£ã ¡a 6 ¢õ¬b ' í b ß ¥Šî©– 2 ¥Šî©j  Ve lev besetallâhur rýzka li ibâdihî le begav fîl ardý ve lâkin yunezzilu bi kaderin mâ yeþâu, innehu bi ibâdihî habîrun basîr(basîrun).

ςε εðερ Αλλαη, κυλλαρ⎬να ρ⎬ζκ⎬ γενι⎭λετσεψδι, ψερψ⎫ζ⎫νδε μυτλακα αζαρλαρδ⎬. Φακατ Ο, διλεδιðι μικταρ ιλε ινδιριρ. Μυηακκακ κι Ο, κυλλαρ⎬νδαν ηαβερδαρδ⎬ρ, (ονλαρ⎬) γ⎞ρενδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

119

-

ve lev beseta allâhu er rýzka li ibâdi-hi le begav fî el ardý ve lâkin yunezzilu

: : : : : : : : : :

ve þâyet, eðer geniþletti Allah rýzýk kullarý için, kullarýna mutlaka azdýlar yeryüzünde ve fakat indirir

119


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 27

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 487

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

11 12 13 14 15 16

-

bi kaderin mâ yeþâu inne-hu bi ibâdi-hi habîrun basîrun

: : : : : :

miktar, ölçü ile dilediði muhakkak ki o (onun) kendi kullarýný haberdar olan gören

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýnsanlar nefslerinin %100 tesiri altýndayken Allah’ýn yoluna girerler, nefs tezkiyesine baþlarlar. Bu tezkiye onlarý emmare, levvame, mülhime ve mutmainne kademelerine ulaþtýrýr. Kiþi ancak mutmainnede Allah’ýn kendisine verdiði þeyin kendisi için optimal, tam kendisine göre olduðunun farkýna varýr. Kiþi bu noktada þöyle düþünmeye baþlar: “Eðer Allahû Tealâ bana bundan daha fazlasýný verseydi ben mutlaka onunla azardým. Bu parayý yasak konularda harcamaya kalkardým ve Allah’ýn bana olan sevgisini kaybederdim. Allahû Tealâ bana bundan az verseydi, belki o zaman da “Yarabbi neden bana az veriyorsun?” diye Allahû Tealâ’ya isyan ederdim. Ama þimdi Allahû Tealâ bana öyle bir veriyor ki benim ihtiyaçlarýma yetiyor ve bu beni tatmin ediyor.” Böyle diyen insan mutmain olmuþtur; yani ruhu göðün dördüncü katýna ulaþmýþtýr. Orada Nefs-i Mutmainne’dedir. Allahû Tealâ, Fecr Sursinin 27, 28, 29 ve 30. âyet-i kerimelerinde buyuruyor ki: 89/FECR-27: Yâ eyyetuhen nefsul mutmainneh(mutmainnetu). Ey mutmain olan nefs! 89/FECR-28: Ýrciî ilâ rabbiki râdýyeten mardýyyeh(mardýyyeten). Allah’tan razý ol ve Allah’ýn rýzasýný kazan. (Ey ruh!) Allah’a (Rabbine) geri dönerek ulaþ. 89/FECR-29: Fedhulî fî ibâdî. (Ey fizik vücut!) O zaman, (nefsini tezkiye ettiðin ve ruhunu Allah’a ulaþtýrdýðýn zaman), (Bana kul olursun) kullarýmýn arasýna gir. 89/FECR-30: Vedhulî cennetî. Ve cennetime gir. Allah kullarýna rýzký geniþletseydi, onlar yeryüzünde mutlaka azarlardý. Fakat O, dilediði kadarýný indirir. Yani bu dilediði kadarýný indirmesi o kiþi için mutlaka en uygun olandýr. Allah, kullarýndan haberdardýr, onlarý görendir.

120

120


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 28

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 487

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

aì¢À ä Ó b ß ¡†¤È 2 ¤å¡ß s¤î ̤Ûa ¢4¡£Œ ä¢í ô©ˆ£Û a ì¢ç ë £¢ ¡Û ì¤Ûa ì¢ç ë 6 ¢é n à¤y ‰ ¢Š¢'¤ä í ë ¢†î©à z¤Ûa ó Ve huvellezî yunezzilul gayse min ba’di mâ kanetû ve yenþuru rahmeteh(rahmetehu), ve huvel velîyyul hamîd(hamîdu).

ςε (ονλαρ⎬ν) ⎫μιτ κεσμελερινδεν σονρα ψαðμυρυ ινδιρεν ϖε ραημετινι ψαψαν, Ο’δυρ. ςε Ο, ςελ⎩’διρ (δοστ), Ηαμ⎩δ’διρ (ηαμδεδιλεν). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

ve huve ellezî yunezzilu el gayse min ba'di mâ kanetû ve yenþuru rahmete-hu ve huve el velîyyu el hamîdu

: : : : : : : : : :

ve o ki indirir yaðmur sonra ümit kestikleri þey ve yayar rahmetini ve o velî, dost hamid, övülmeye lâyýk olan

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ dilerse, insanlar ümit kesmeden evvel ya da kestikten sonra rahmetini indirir. Allahû Tealâ, Velî’dir (Dost). Þu kâinattaki en büyük Dostunuz Allah’týr. Yaðmuru indirip de bereketi saðlayan Allah’týr.

121

121


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 29

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 487

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

¡¤‰ ü¤a ë ¡pa ì¨à£ Ûa ¢Õ¤Ü  ©é¡mb í¨a ¤å¡ß ë 2 b ß ë ì¢ç ë 6 §ò£2 ¬a … ¤å¡ß b à¡èî©Ï £s ; ¥Ší©† Ó ¢õ¬b ' í a ‡¡a ¤á¡è¡È¤à u ó¨Ü Ç Ve min âyâtihî halkus semâvâti vel ardý ve mâ besse fîhimâ min dâbbeh(dâbbetin), ve huve alâ cem’ihim izâ yeþâu kadîr(kadîrun).

Γ⎞κλεριν ϖε ψεριν ψαρατ⎬λμασ⎬ ϖε ο ικισινδε ηερ ηαψϖανδαν ⎜οðαλτ⎬π ψαψμασ⎬, Ο’νυν ®ψετλερινδενδιρ. ςε Ο, διλεδιðι ζαμαν ονλαρ⎬ τοπλαμαψα κααδιρδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

-

ve min âyâti-hi halku es semâvâti ve el ardý ve mâ besse fî-himâ min dâbbetin ve huve alâ cem'i-him izâ yeþâu kadîrun

: : : : : : : : : : : : :

ve onun âyetlerinden yaratýlmasý semalar, gökler ve arz, yer ve þey yaydý, daðýttý orada, o ikisinde dabbeden, hayvandan, canlýdan ve o onlarýn hepsi üzerine o zaman, olduðu zaman diledi kaadir, gücü yeten

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Gökleri, yeri, bütün gezegenleri yaratan, orada her canlýyý ve hayvanlarý çoðaltan ve yaydýktan sonra dilediði zaman onlarý gene biraraya toplayacak gücün yegâne sahibi olan Allah’týr. Allahû Tealâ yaratýr, hayat verir. Dilediði zaman da verdiði hayatý geri alýr. Dilediði yerde þehirlerin oluþmasý için insanlarý harekete geçirir. Allah, dilediði zaman o þehri bir zelzelede veya baþka bir sebeple yerin dibine batýrýr. O, herþeye kaadirdir.

122

122


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 30

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 487

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

¤o j  × b à¡j Ï §ò jî©–¢ß ¤å¡ß ¤á¢Ø 2b • a ¬b ß ë 6 §Šî©r × ¤å Ç aì¢1¤È í ë ¤á¢Øí©†¤í a Ve mâ esâbekum min musîbetin fe bi mâ kesebet eydîkum ve ya’fû an kesîr(kesîrin).

ςε σιζε βιρ μυσ⎩βετ ισαβετ εττιðι ζαμαν ι⎭τε ο, ελλερινιζιν καζανδ⎬ð⎬ (ψαπτ⎬κλαρ⎬ν⎬ζ) σεβεβιψλεδιρ. (Ηαταλαρ⎬ν⎬ζ⎬ν) ⎜οðυνυ αφφεδερ (χεζα ϖερμεζ). 1 2 3 4 5 6 7 8 9

-

ve mâ esâbe-kum min musîbetin fe bi mâ kesebet eydî-kum ve ya'fû an kesîrin

: : : : : : : : :

ve o þey size isabet etti musîbetten, bir musîbet iþte o sebebiyle kazandý elleriniz ve affeder çoðundan

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bir musîbetin isabet etmesi halinde, insanlarýn iki türlü davranýþ biçimi oluþur: 1- Ýnsanlar, musîbetlere sabredemezler, isyan ederler. 2- Kendilerine bir musîbet isabet ettiði zaman derler ki: 2/BAKARA-156: Ellezîne izâ esâbethum musîbetun, kâlû innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn(râciûne). Onlar ki; kendilerine bir musîbet isabet ettiði zaman: “Biz muhakkak ki Allah içiniz (O’na ulaþmak ve teslim olmak için yaratýldýk) ve muhakkak O’na döneceðiz (ulaþacaðýz).” dediler. Hidayete erenler kendilerine bir musîbet isabet ettiði zaman bunu bir hayýr telâkki edenler, bu musîbeti Allah’a dönmek için vesile sayanlardýr. Onlar ruhlarýný Allah’a ulaþtýracaklarý için Allah’ýn üçüncü kat cennetine girecek olanlardýr.

123

123


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 31

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 487

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

¤á¢Ø Û b ß ë 7 ¡¤‰ ü¤a ó¡Ï åí©Œ¡v¤È¢à¡2 ¤á¢n¤ã a ¬b ß ë §Šî©– ã ü ë §£ó¡Û ë ¤å¡ß ¡é£Ü¨ Ûa ¡æ뢅 ¤å¡ß Ve mâ entum bi mu’cizîne fîl ard(ardý), ve mâ lekum min dûnillâhi min veliyyin ve lâ nasîr(nasîrin).

ςε ψερψ⎫ζ⎫νδε σιζ, αχιζ β⎬ρακαβιλεχεκ ολανλαρ δεðιλσινιζ. ςε σιζιν ι⎜ιν Αλλαη’ταν βα⎭κα βιρ Δοστ ϖε Ψαρδ⎬μχ⎬ ψοκτυρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9

-

ve mâ entum bi mu'cizîne fî el ardý ve mâ lekum min dûni allâhi min veliyyin ve lâ nasîrin

: : : : : : : : :

ve siz deðilsiniz aciz býrakacak olanlar, býrakanlar arzda, yeryüzünde ve yoktur sizin için Allah'tan baþka bir velî, dost ve yoktur bir yardýmcý

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah insanlarý aciz býrakýr ama insanlar Allah’ý aciz býrakamazlar. O, hiçbir zaman acz içinde olmaz. Bütün kuvvet, kudret ve saltanat Allah’ýndýr. Allah, herþeyin Sahibi’dir. Kâinatý altý yevmde yaratan O’dur. Kâinatý yok edecek, sýfýra döndürecek olan gene O’dur. Kýyâmet günü kâinat yok olacaktýr. Geriye yalnýz cennetle cehennem kalacaktýr. Sonsuz bir zaman sonra onlarýn da göklerinin çatlamasý ve Allah’ýn yalnýz kalmasý söz konusudur.

124

124


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 32

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 488

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

¡‰a ì v¤Ûa ¡é¡mb í¨a ¤å¡ß ë 6 ¡â 5¤Ç ü¤b × ¡Š¤z j¤Ûa ó¡Ï Ve min âyâtihil cevâri fîl bahri kel a’lâm(a’lâmi).

ςε δενιζδε ψ⎫κσεκ δαðλαρ γιβι ψ⎫ζεν γεμιλερ, Ο’νυν (Αλλαη’⎬ν) ®ψετλερινδενδιρ. 1 2 3 4 5 6 7

-

ve min âyâti-hi el cevâri fî el bahri ke el a'lâmi

: : : : : : :

ve den onun âyetleri gemiler de, içinde deniz gibi yüksek daðlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Su, içine girdiðiniz zaman batabileceðiniz bir hüviyet gösterir ama Allah’ýn koyduðu kanunlar itibariyle yüksek gemiler (transatlantikler) denizin içinde gezen bir dað gibidir. Ve insanlarý denizaþýrý ülkelere ulaþtýrýr. Gemiler, Allah’ýn âyetlerindendir. Çünkü Allah’ýn kanunlarýna göre seyrederler.

125

125


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 33

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 488

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

6 ©ê¡Š¤è à ó¨Ü Ç †¡×a ë ‰ å¤Ü Ü¤Ä î Ï |í©£ŠÛa ¡å¡Ø¤¢í ¤b ' í ¤æ¡a = §‰ì¢Ø ( §‰b £j • ¡£3¢Ø¡Û §pb í¨ü Ù¡Û¨‡ ó©Ï £æ ¡a Ýn yeþe’ yuskinir rîha fe yazlelne revâkide alâ zahrih(zahrihi), inne fî zâlike le âyâtin li kulli sabbârin þekûr(þekûrin).

Εðερ Ο (Αλλαη), διλερσε ρ⎫ζγ®ρ⎬ δυρδυρυρ. Ο ζαμαν (γεμιλερ) ονυν ⎫ζερινδε ηαρεκετσιζ καλ⎬ρλαρ. Μυηακκακ κι βυνδα, ⎜οκ σαβρεδεν ϖε ⎜οκ ⎭⎫κρεδεν ηερκεσ ι⎜ιν μυτλακα ®ψετλερ (ιβρετλερ) ϖαρδ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17

-

in yeþe' yuskin er rîha fe yazlelne revâkide alâ zahri-hi inne fî zâlike le âyâtin li kulli sabbârin þekûrin

: : : : : : : : : : : : : : : : :

eðer diler teskin eder, sükûnet verir, durdurur rüzgâr böylece olurlar, kalýrlar yürümeyen, hareketsiz, sabit duran onun üzerinde muhakkak ki de, içinde, vardýr bu elbette, mutlaka âyetler için her, hepsi çok sabredenler çok þükredenler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hz. Yunus, Allahû Tealâ’dan kaçmak için gemiye biniyor ama Allah rüzgârý kestiði için gemi hareketsiz kalýyor. Ancak Hz. Yunus, denize atladýðý zaman gemi harekete geçebiliyor. Yani herþey Allah’ýn elinde... Dilerse rüzgârlarý estirir, dilemezse estirmez, dilerse ters istikametten ya da baþka istikametten estirir.

126

126


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 34

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 488

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

aì¢j  × b à¡2 £å ¢è¤Ô¡2ì¢í ¤ë a 9 §Šî©r × ¤å Ç ¢Ñ¤È í ë Ev yûbýkhunne bimâ kesebû ve ya’fu an kesîr(kesîrin).

ςεψα καζανδ⎬κλαρ⎬ (ψαπτ⎬κλαρ⎬) σεβεβιψλε ονλαρ⎬ ηελ®κ εδερ ϖε ονλαρ⎬ν ⎜οðυνυ (δα) αφφεδερ. 1 - ev 2 - yûbýk-hunne (vebeka 3 - bimâ 4 - kesebû 5 - ve ya'fu an 6 - kesîrin

: : : : : : :

veya onlarý helâk eder, helâke sürükler helâk etti) þeyle, sebebiyle kazandýlar ve affeder çoðu

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ dilerse insanlarý helâk eder, gemiler batar, insanlar denizin ortasýnda ölürler. Titanik faciasý buna bir örnektir. Allahû Tealâ onlarýn günahlarýnýn çoðunu da affeder.

127

127


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 35

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 488

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

ó¬©Ï æì¢Û¡…b v¢í åí©ˆ£Û a á Ü¤È í ë §—î©z ß ¤å¡ß ¤á¢è Û b ß 6 b ä¡mb í¨a Ve ya’lemellezîne yucâdilûne fî âyâtinâ, mâ lehum min mahîs(mahîsin).

ςε ®ψετλεριμιζ ηακκ⎬νδα μ⎫χ®δελε εδενλερ, ονλαρ ι⎜ιν σ⎬ð⎬ναχακ βιρ ψερ ολμαδ⎬ð⎬ν⎬ βιλσινλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8

-

ve ya'leme (ya'lem) ellezîne yucâdilûne fî âyâti-nâ mâ lehum min mahîsin

: : : : : : : :

ve bilsinler onlar mücâdele ederler de, hakkýnda bizim âyetlerimiz onlar için yoktur den kaçacak yer

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah âyetlerini indirir, birçok insan da kendilerine öðretilen eksik ilim sebebiyle Allah’ýn âyetleriyle mücâdele eder. Allahû Tealâ, Allah’a ulaþmayý dilemeyi emretmiþtir. Allah’ýn âyetleriyle mücâdele edenler: “Böyle bir þey yok.” derler. Allahû Tealâ ruhu ölmeden evvel Allah’a ulaþtýrmayý emretmiþtir. Onlar: “Ruhun ölmeden evvel Allah’a ulaþmasý mümkün olamaz. Çünkü insana hayat veren ruhtur. Ruh vücuttan ayrýldýðý anda kiþi ölür.” derler. Ruh vücuttan ayrýldýðý için kiþi ölmez. Kiþi öldüðü zaman eðer o kiþinin içinde ruh varsa ruh o zaman vücuttan otomatik olarak ayrýlýr. Çünkü vücudun nefsi ve ruhu kendisine çeken manyetik alanlarý, mitekondriler, elektrik enerjisi üretmedikleri için artýk çalýþamazlar. Çalýþamadýklarý için fizik vücut, nefsi ve ruhu kendisine çekemez. O vücudun içinde ikisinin de barýnmasý artýk mümkün olmaz. Ölü bir vücut, ruh için de nefs için de sadece bir görüntüdür, onlara mekân olmak vasfýný kaybetmiþtir. Çünkü fizik vücut zahirî âleme, ruh emr âlemine nefs ise berzah âlemine aittir. Manyetik alanlarý yok olmuþ ölü bir fizik vücut sadece bir görüntüdür. Önce kiþi ölür, sonra ruh ve nefs vücudu terkeder.

128

128


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 36

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 488

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

7 b î¤ã¢£†Ûa ¡ñì¨î z¤Ûa ¢Êb n à Ï §õ¤ó ( ¤å¡ß ¤á¢nî©m@ë¢a ¬b à Ï åí©ˆ £Ü¡Û ó¨Ô¤2 a ë ¥Š¤î  ¡é£Ü¨ Ûa †¤ä¡Ç b ß ë 7 æì¢Ü £× ì n í ¤á¡è¡£2 ‰ ó¨Ü Ç ë aì¢ä ߨa Fe mâ ûtîtum min þey’in fe metâul hayâtid dunyâ, ve mâ ýndallâhi hayrun ve ebkâ lillezîne âmenû ve alâ rabbihim yetevekkelûn(yetevekkelûne).

⇑⎭τε β⎞ψλεχε ⎭εψλερδεν σιζε ϖεριλεν ηερ⎭εψ αρτ⎬κ δ⎫νψα ηαψατ⎬ν⎬ν μετα⎬δ⎬ρ. ςε ®μεν⎦ ολανλαρ ι⎜ιν, Αλλαη’⎬ν ινδινδε ολανλαρ δαηα ηαψ⎬ρλ⎬ ϖε β®κιδιρ (καλ⎬χ⎬δ⎬ρ). ςε ονλαρ, Ραβ’λερινε τεϖεκκ⎫λ εδερλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16

129

-

fe mâ ûtî-tum min þey'in fe metâu el hayâti ed dunyâ ve mâ inde allâhi hayrun ve ebkâ li ellezîne âmenû ve alâ rabbi-him yetevekkelûne

: : : : : : : : : : : : : : : :

iþte böylece þey size verildi bir þeyden böylece, artýk meta, faydalanýlacak mal dünya hayatý ve þey yanýnda, katýnda Allah hayýrlý, daha hayýrlý ve bâki, daha kalýcý onlar için âmenû oldular, Allah'a ulaþmayý dilediler ve Rab'lerine tevekkül ederler

129


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 36

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 488

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Sadece Rab’lerine tevekkül edenler Allahû Tealâ’ya ulaþabilirler. Allah’a ulaþmayý dilemeyen kiþi Allah’a tevekkül etmemiþtir. Allah’a ulaþmayý gerçek anlamda dileyen kiþi kalbindeki Allah’a ulaþma talebini Allah’a ulaþtýrýr. Yani Allah’ý kendisine vekil eder. Çünkü Allah’ýn sözü var: “Kim Allah’a ulaþmayý dilerse, o Allah’a ulaþmaz. Allah onu Kendisine ulaþtýrýr. Kim Allah’a yönelirse Allah onu Kendisine mutlaka ulaþtýrýr.” Allahû Tealâ, Þura-13 ve Rad-27’de bu konuyu ifade etmektedir: 42/ÞURA-13: Þerea lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrekû fîh(fîhi), kebure alel muþrikîne mâ ted’ûhum ileyh(ileyhi), allâhu yectebî ileyhi men yeþâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu). (Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiði (farz kýldýðý) þeyi (þeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fýrkalara ayrýlmayýn.” diye Hz. Ýbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. Ýsa’ya vasiyet ettiðimiz þeyi sana da vahyederek, size de þeriat kýldý. Senin onlarý, kendisine çaðýrdýðýn þey (Allah’a ulaþmayý dileme) müþriklere zor geldi. Allah, dilediðini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaþtýrýr (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaþtýrýr). 13/RAD-27: Ve yekûlullezîne keferû lev lâ unzile aleyhi âyetun min rabbih(rabbihi), kul innallâhe yudillu men yeþâu ve yehdî ileyhi men enâb(enâbe). Ve kâfirler: “Ona, Rabbinden bir âyet (mucize) indirilse olmaz mý?” derler. De ki: “Muhakkak ki Allah, dilediði kimseyi dalâlette býrakýr ve O’na yönelen kimseyi Kendine ulaþtýrýr (hidayete erdirir).” Kiþi Allah’a ulaþýrsa ruhu Allah’ýn Zat’ýnda yok olur. Sonra bu ruha Allah’ýn indinde bir taht ihsan edilir ve o taht Allah’ýn huzurunda kalýcýdýr. Bunlar da sadece Rab’lerine tevekkül edenler için geçerlidir.

130

130


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 37

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 488

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

¡á¤q¡ü¤a Š¡ö¬b j × æì¢j¡ä n¤v í åí©ˆ£Û a ë 7 æ뢊¡1¤Ì í ¤á¢ç aì¢j¡š Ë b ß a ‡¡a ë )¡ya ì 1¤Ûa ë Vellezîne yectenibûne kebâirel ismi vel fevâhýþe ve izâ mâ gadýbûhum yagfirûn(yagfirûne).

ςε ονλαρ, γ⎫ναηλαρ⎬ν β⎫ψ⎫ð⎫νδεν ϖε φυηυ⎭ταν ι⎜τιναπ εδερλερ (σακ⎬ν⎬ρλαρ). ςε ⎞φκελενδικλερι ζαμαν αφφεδερλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8

-

ve ellezîne yectenibûne kebâire el ismi ve el fevâhýþe ve izâ mâ gadýbû hum yagfirûne

: : : : : : : :

ve onlar kaçýnýrlar, sakýnýrlar günahlarýn büyükleri ve fuhuþlar (kötülükler, zina, þirk, katletmek vb) ve olduðu zaman öfkelendikleri þey onlar affederler, baðýþlarlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, nefslerine hakim olanlardan bahsetmektedir: Öfkelendikleri zaman affeden insanlar, âmenû olanlardýr. Âmenû olan herkes âmenû olduðu an Rabbine tevekkül etmiþtir. Yani Rabbinin, ruhunu Allah’a ulaþtýracaðýndan kesin þekilde emindirler. Kesin olarak buna inanýrlar. Ýþte bu insanlar fuhuþtan kaçýnýrlar. Ruhlarýný Allah’a ulaþtýrýncaya kadar geçen sürede mutluluðu yaþarlar.

131

131


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 38

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 488

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

¤á¡è¡£2 Š¡Û aì¢2b v n¤a åí©ˆ£Û a ë ô¨‰ì¢( ¤á¢ç¢Š¤ß a ë : ñì¨Ü£– Ûa aì¢ßb Ó a ë 7 æì¢Ô¡1¤ä¢í ¤á¢çb ä¤Ó ‹ ‰ b ࣠¡ß ë : ¤á¢è ä¤î 2 Vellezînestacâbû li rabbihim ve ekâmus salâte ve emruhum þûrâ beynehum ve mimmâ rezaknâhum yunfikûn(yunfikûne).

ςε ονλαρ, Ραβ’λερινε ιχαβετ εδερλερ ϖε ναμαζ⎬ κ⎬λαρλαρ. ςε ονλαρ, ι⎭λερινι αραλαρ⎬νδα τοπλαν⎬π ιστι⎭αρε εδερλερ. ςε ονλαρ⎬ ρ⎬ζ⎬κλανδ⎬ρδ⎬ð⎬μ⎬ζ ⎭εψλερδεν ινφ®κ εδερλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

-

ve ellezîne istacâbû li rabbi-him ve ekâmu es salâte ve emru-hum þûrâ beyne-hum ve mimmâ (min mâ) rezaknâ-hum yunfikûne

: : : : : : : : : : :

ve onlar icabet ettiler Rab'lerine ve ikame ettiler namaz ve onlarýn iþleri þura, toplanýp istiþare etme aralarýnda ve o þeyden onlarý rýzýklandýrdýk infâk ederler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’a ulaþmayý dileyenler, Rab’lerinin davetine icabet edenlerdir. Allahû Tealâ diyor ki:

132

132


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 38

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 488

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

2/BAKARA-186: Ve izâ seeleke ýbâdî annî fe innî karîb(karîbun) ucîbu da’veted dâi izâ deâni, fel yestecîbû lî vel yu’minû bî leallehum yerþudûn(yerþudûne). Ve kullarým sana, Benden sorduðu zaman, muhakkak ki Ben, (onlara) yakýným. Bana dua edilince, dua edenin duasýna (davetine) icabet ederim. O halde onlar da Bana (Benim davetime) icabet etsinler ve Bana âmenû olsunlar (Bana ulaþmayý dilesinler). Umulur ki böylece onlar irþada ulaþýrlar (irþad olurlar). Allah, Kendisine davet eder. Allahû Tealâ’nýn dizaynýnda 12 âyet Allah’ýn davetini anlatmaktadýr. Zumer Suresinin 54. âyet-i kerimesinde Allah’a ulaþmayý dilemeyi de 4 teslimi de muhtevasýna alan bir bütün vardýr. Mürþide ulaþmak, ruhu Allah’a ulaþtýrmak, fizik vücudu, nefsi ve iradeyi Allah’a teslim etmek konunun içindedir. Allahû Tealâ buyuruyor ki: 39/ZUMER-54: Ve enîbû ilâ rabbikum ve eslimû lehu min kabli en ye’tiyekumul azâbu summe lâ tunsarûn(tunsarûne). Ve Rabbinize (Allah’a) yönelin (ruhunuzu Allah’a ulaþtýrmayý dileyin)! Ve size azap gelmeden önce O’na (Allah’a) teslim olun (ruhunuzu, vechinizi, nefsinizi, iradenizi Allah’a teslim edin). Sonra yardým olunmazsýnýz. 30/RUM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muþrikîn(muþrikîne). O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaþmayý dileyin) ve takva sahibi olun. Ve namazý ikame edin (namaz kýlýn). Ve (böylece) müþriklerden olmayýn. 4/NÝSA-58: Ýnnallâhe ye’murukum en tueddûl emânâti ilâ ehlihâ ve izâ hakemtum beynen nâsi en tahkumû bil adl(adli), innallâhe niýmmâ yeýzukum bih(bihî), innallâhe kâne semîan basîrâ(basîran). Allah, emanetleri sahibine teslim etmenizi emreder. Ýnsanlar arasýnda hakemlik ettiðiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Muhakkak ki; Allah, bununla size ne güzel öðüt veriyor. Ve muhakkak ki; Allah, iþiten ve görendir. 73/MUZZEMMÝL-8: Vezkurisme rabbike ve tebettel ileyhi tebtîlâ(tebtîlen). Rabbinin (Allah’ýn) ismiyle zikret ve herþeyden kesilerek O’na (Allah’a) dön (ulaþ, vasýl ol). 42/ÞURA-47: Ýstecîbû li rabbikum min kabli en ye’tiye yevmun lâ meredde lehu minallâh(minallâhi), mâ lekum min melcein yevme izin ve mâ lekum min nekîr(nekîrin). Rabbinize icabet edin (Allah’a ulaþmayý dileyin), Allah tarafýndan geri döndürülmeyecek olan günün gelmesinden önce. Ýzin günü, sizin için bir sýðýnak yoktur. Ve sizin için bir inkâr yoktur (yaptýklarýnýzý inkâr edemezsiniz).

133

133


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 38

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 488

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

Allahû Tealâ bu davetin ne olduðu Yunus Suresinde söylemektedir: 10/YUNUS-25: Vallâhu yed’û ilâ dâris selâm(selâmi), ve yehdî men yeþâu ilâ sýrâtin mustekîm(mustekîmin). Ve Allah, teslim (selâm) yurduna davet eder ve (teslim yurduna, Zat’ýna ulaþtýrmayý) dilediði kimseyi, Sýratý Mustakîm’e ulaþtýrýr. 10/YUNUS-26: Lillezîne ahsenûl husnâ ve zîyâdeh(zîyâdetun), ve lâ yerheku vucûhehum katerun ve lâ zilleh(zilletun), ulâike ashâbul cenneh(cenneti), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne). Onlar için Ahsenül hüsna (Allah’ýn Zat’ýna ulaþmak) ve ziyadesi (daha fazlasý, Allah’ýn cemalini görmek) vardýr. Onlarýn yüzlerini bir keder kaplamaz ve bir zillet (küçük düþme, hakirlik) yoktur. Ýþte onlar, cennet halkýdýr. Onlar, orada devamlý kalanlardýr. Allah’ýn Zat’ýna ulaþmak var. Allah’ýn Zat’ýnda yok olmanýn ötesinde, en son noktada iradeyi de Allah’a teslim ederek Allah’ý görmek söz konusudur. Allahû Tealâ buyuruyor ki: 31/LOKMAN-15: Ve in câhedâke alâ en tuþrike bî mâ leyse leke bihî ilmun fe lâ tutý’humâ ve sâhibhumâ fîd dunyâ magrûfen vettebi’ sebîle men enâbe ileyy (ileyye), summe ileyye merciukum fe unebbiukum bi mâ kuntum ta’melûn (ta’melûne). Bilgin olmayan bir þey hakkýnda, þirk koþman için seninle mücâdele ederlerse, ikisine de itaat etme! Ve dünyada onlara güzellikle sahip ol. Bana yönelenlerin (ruhunu Bana ulaþtýrmak üzere yola çýkaranlarýn) yoluna tâbî ol. Sonra dönüþünüz Banadýr. O zaman yaptýðýnýz þeyleri size haber vereceðim. 6/EN’AM-152: Ve lâ takrebû mâlel yetîmi illâ billetî hiye ahsenu hattâ yebluga eþuddeh(eþuddehu), ve evfûl keyle vel mîzâne bil kýst(kýstý), lâ nukellifu nefsen illâ vus’ahâ ve izâ kultum fa’dilû ve lev kâne zâ kurbâ, ve bi ahdillâhi evfû, zâlikum vassâkum bihî leallekum tezekkerûn(tezekkerûne). Yetimin malýna, o en kuvvetli çaðýna gelinceye kadar, en güzel þekliyle olmadýkça yaklaþmayýn. Ölçü ve tartýyý adaletle yerine getirin. Kimseyi gücünün dýþýnda (bir þey ile) sorumlu tutmayýz. Söylediðiniz zaman, yakýnýnýz olsa bile, artýk adaletle söyleyin. Allah’ýn ahdini yerine getirin (ifa edin). Böylece tezekkür edersiniz diye, (Allah) iþte böyle, size onunla vasiyet (emir) etti. Allah’ýn ahdini yerine getirmek: Bu muhtevada onlar, Rab’lerine icabet ederler. Arkasýndan ibadetler (namaz kýlmak, oruç tutmak, zekât vermek, zikir yapmak, kelime-i þahadet getirmek) yaparlar ve istiþare ederler. Fizik vücudun zikriyle, fizik vücuda gelen rahmetle fazl, rahmetle salâvât isimli nurlar Allahû Tealâ’nýn o kiþinin göðsünü yarmasý sebebiyle göðüsteki o yarýktan geçerek nefsin kalbine ulaþýrlar ve o kiþi Allah’ýn yolundaki bu ibadetiyle nefsini Allahû Tealâ’nýn verdiði rýzýkla infâk eder. Bu rýzýk, manevî rýzýktýr (rahmetle fazl ve rahmetle salâvât nurlarýdýr).

134

134


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 39

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 488

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

¬a ‡¡a åí©ˆ £Ûa ë æ뢊¡– n¤ä í ¤á¢ç ¢ó¤Ì j¤Ûa ¢á¢è 2b • a Vellezîne izâ esâbehumul bagyuhum yentesýrûn(yentesýrûne).

ςε ονλαρ, κενδιλερινε βιρ σαλδ⎬ρ⎬ ισαβετ εττιðι ζαμαν ψαρδ⎬μλα⎭⎬ρλαρ.

1 2 3 4 5 6

-

ve ellezîne izâ esâbe-hum el bagyu hum yentesýrûne

: : : : : :

ve onlar olduðu zaman onlara isabet etti saldýrý, tecavüz, haddi aþma onlar yardýmlaþýrlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm “Nasýr” yardýmcý; “ensar” yardýmcýlar demektir. Bütün sahâbe kendilerine bir saldýrý isabet ettiði zaman yardýmlaþýrlardý. Yani herkes arkadaþýný müdafaa etmek için onunla birlikte kendilerine yapýlan saldýrýya karþý savaþýrdý.

135

135


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 40

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 488

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

| ܤ• a ë b 1 Ç ¤å à Ï 7 b è¢Ü¤r¡ß ¥ò ÷¡£î  §ò ÷¡£î  a¢ª¯ë¬¨Œ u ë åî©à¡Ûb £ÄÛa ¢£k¡z¢í ü ¢é£ã ¡a 6 ¡é¨£ÜÛa ó Ü Ç ¢ê¢Š¤u b Ï Ve cezâu seyyietin seyyietun misluhâ, fe men afâ ve asleha fe ecruhu alâllâh(alâllâhi), innehu lâ yuhýbbuz zâlimîn(zâlimîne).

ςε βιρ κ⎞τ⎫λ⎫ð⎫ν χεζασ⎬ ονυν μισλι καδαρ κ⎞τ⎫λ⎫κτ⎫ρ. Φακατ κιμ αφφεδερ ϖε ⎬σλ®η εδερσε αρτ⎬κ ονυν εχρι (μ⎫κ®φατ⎬) Αλλαη’α αιττιρ. Μυηακκακ κι Ο (Αλλαη), ζαλιμλερι σεϖμεζ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14

-

ve cezâu seyyietin seyyietun mislu-hâ fe men afâ ve asleha fe ecru-hu alâ allâhi inne-hu lâ yuhýbbu ez zâlimîne

: : : : : : : : : : : : : :

ve ceza bir kötülük, bir günah bir kötülük, bir günah onun misli kadar artýk, fakat kim affetti ve ýslâh etti böylece onun ecri Allah'a ait muhakkak ki o sevmez zalimler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bir kötülüðün cezasý onun misli kadar kötülüktür. Yani 10 derece kötülük yapan bir kiþinin amel defterine 10 derece yazýlýr. Fakat kim kendisine yapýlan bir kötülüðü affeder ve o kiþinin ýslâhýna sebebiyet verirse Allahû Tealâ’nýn katýnda onun büyük bir ecri vardýr. Burada kim affeder de affýn üzerinden bir de kendisine kötülük yapan kiþiyle dost olursa, düþman olan kiþiyle arasýný ýslâh ederse, kötülüðe iyilikle mukabele ederse mânâsý da çýkýyor. Allahû Tealâ diyor ki: 41/FUSSÝLET-35: Ve mâ yulakkâhâ illellezîne saberû, ve mâ yulakkâhâ illâ zû hazzýn azîm(azîmin). Ona (kötülüðü iyilikle karþýlama hasletine), sabredenlerden ve hazzul azîm (en büyük haz) sahiplerinden baþkasý ulaþtýrýlmaz. Allah’ýn sevdikleri, zalimler deðildir. Allah’ýn yolunda olanlar için ise Allah’ýn yardýmý söz konusudur. Ama zulüm söz konusuysa o, Allah’ýn dostu deðildir. Allah’ýn sevgilisi olamaz.

136

136


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 41

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 488

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

6 §3î©j  ¤å¡ß ¤á¡è¤î Ü Ç b ß Ù¡÷¬¨Û¯ë¢b Ï ©é¡à¤Ü¢Ã †¤È 2 Š – n¤ãa ¡å à Û ë Ve le menintesare ba’de zulmihî fe ulâike mâ aleyhim min sebîl(sebîlin).

ςε γερ⎜εκτεν ζυλμε υðραδ⎬κταν σονρα ηακκ⎬ν⎬ γερι αλαν κιμσελερ, ι⎭τε ονλαρ; ονλαρ⎬ν ⎫ζερινε (αλεψηλερινε) βιρ ψολ (χεζα) ψοκτυρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9

-

ve le men intesare ba'de zulmi-hi fe ulâike mâ aleyhim min sebîlin

: : : : : : : : :

ve elbette, gerçekten kim, kimse yardýmlaþýr, hakkýný alýr sonra zulme uðramasý böylece iþte onlar onlarýn üzerine yoktur bir sebîl, bir yol

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bir kiþi baþka birine kötülük ettiðinde kötülük eden derecat kaybeder. Kendisine kötülük yapýlan, zulme uðrayan kiþi ise zulmedenin kaybettiði derecatý kazanýr. Adalet yerini bulur. Zulme uðrayan kiþi derecat kazanýr ve eþitlik saðlanýr. Ama bu kiþi eþitlik saðlandýktan sonra “ben kýsas istiyorum” derse kýsas gerçekleþtiðinde ayný fiil o zalime tatbik edilir ama bu sefer zalim derecat kazanýr ve daha evvel o zalim tarafýndan zulme uðrayan kiþi ise kazandýðý kadar derecatý kaybeder. Zalimin, derecat kazanmasýyla birlikte, kaybettiði derecelerle kazandýðý dereceler birbirine eþit olur. Baþkasýna verdiði zararla kendisine verilen zarar eþit olur. Hem fiiller eþitlenir (sýfýrlanýr) hem de dereceler eþitlenir. Kendisine zulmedilen kiþi ayný zulmü diðerine yaptýðý için zulme uðradýðý kadar zulüm yapmýþtýr. Kendisine zulüm yapýldýðý zaman derecat kazanmýþtý; ayný fiili baþkasýna yaptýðý için o kazandýðý dereceler kadarýný kaybeder. Kazandýðý derecelerle kaybettiði dereceler birbirine eþitlenmiþtir. Kendisine yapýlan zulümle, onun zulüm yapana yaptýðý zulüm gene eþit. Fiiller de eþitlendi dereceler de eþitlendi. Ama kiþi intikam aldý diye Allahû Tealâ ona ceza vermez. Çünkü Allah, kýsas hakkýný tanýmýþtýr.

137

137


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 42

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 488

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

æì¢Ì¤j í ë b £äÛa æì¢à¡Ü¤Ä í åí©ˆ £Ûa ó Ü Ç ¢3î©j £Ûa b à £ã¡a ¥áî©Û a ¥la ˆ Ç ¤á¢è Û Ù¡÷¬¨Û¯ë¢a 6 ¡£Õ z¤Ûa ¡Š¤î Ì¡2 ¡¤‰ ü¤a ó¡Ï Ýnnemes sebîlu alellezîne yazlimûnen nâse ve yebgûne fîl ardý bi gayril hakk(hakký), ulâike lehum azâbun elîm(elîmun).

Φακατ ινσανλαρα ζυλμεδενλεριν ϖε ψερψ⎫ζ⎫νδε ηακσ⎬ζ ψερε ζορβαλ⎬κ ψαπανλαρ⎬ν ⎫ζερινε (αλεψηλερινε) ψολ (χεζα) ϖαρδ⎬ρ. ⇑⎭τε ονλαρ; ονλαρ ι⎜ιν ελ⎩μ βιρ αζαπ ϖαρδ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

-

innemâ es sebîlu alâ ellezîne yazlimûne en nâse ve yebgûne fî el ardý bi gayri el hakký ulâike lehum azâbun elîmun

: : : : : : : : : : : : :

fakat yol onlarýn üzerine zulmederler insanlar ve azgýnlýk ediyorlar, zorbalýk yapýyorlar de, içinde arz, yer haksýz yere iþte onlar onlar için vardýr azap elîm, acý

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Baþkasýna zulmeden kiþi (zorba) derecat kaybeder. Derecat kaybettiði için Allahû Tealâ tarafýndan ceza görmüþ olur. Eðer zulüm yaptýðý kiþi kýsas hakkýný kullanmak isterse, bu kiþiye ayný ölçüde bir ceza uygulanýr. Böylece zulüm yapan, karþýlýðýnda ayný zulmü bulur. Ýki kiþi ayný durumda deðil; birinde zulüm yapan var ve aleyhine bir iþlev yapýlýr. Diðerinde zulüm gören var ve aleyhine bir iþlem yapýlmaz. Ýþte kim insanlara zulmederse, yeryüzünde haksýz yere zorbalýk yaparsa onlarýn üzerine ceza vardýr. Ve ceza kýsas uygulamasýdýr; ayrýca onlar için cehennemde de elîm bir azap vardýr. Kendisine zulüm yapýldýktan sonra karþý taraftan intikam alan, kýsas uygulayan kiþiye cehennemde azap edilmez. Ama yeryüzünde insanlara zulmedenlere yaptýklarý zorbalýk sebebiyle cehennemde azap söz konusudur. Birincisi zulme uðramýþtýr, kendisine tanýnan hakký kullanarak kýsas yapmýþtýr, bu sebeple cehenneme gitmez. Ama burada haksýz yere zorbalýk yapanlarýn cehennemde de azap görmeleri söz konusudur.

138

138


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 43

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 488

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

Ù¡Û¨‡ £æ¡a Š 1 Ë ë Š j • ¤å à Û ë ; ¡‰ì¢ß¢ü¤a ¡â¤Œ Ç ¤å¡à Û Ve le men sabere ve gafere inne zâlike le min azmil umûr(umûri).

ςε ελβεττε κιμ σαβρεδερ ϖε βαð⎬⎭λαρσα μυηακκακ κι βυ, γερ⎜εκτεν αζ⎩μ (β⎫ψ⎫κ) ι⎭λερδενδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

ve le men sabere ve gafere inne zâlike le min azmi el umûri

: : : : : : : : : :

ve elbette, gerçekten kim, kimse sabretti ve affetti, baðýþladý muhakkak ki, gerçekten bu elbette, gerçekten den azîm, büyük iþler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bu üçüncü âyette sonuca ulaþtýk. Bir kiþi bir baþkasýndan zulüm gördüðünde zulüm yapan derecatý kaybeder, zulme uðrayan derecat kazanýr. Zulme uðrayan bu kiþi karþýsýndakinden intikam almaya yönelmezse, gördüðü zulüm karþýlýðýnda kazandýðý dereceler ona yeterli görünüyorsa, kýsas istemiyorsa; o kiþi kazandýðý dereceyi iade etmek zorunda kalmaz. Allahû Tealâ diyor ki: “Gerçekten azîm (büyük) iþlerdendir.” Yani kiþi hem zulüm görecek hem de kýsas uygulamak istemeyerek derecat kazanacak ve o derecat kendisinde kalacak. Böyle bir konu sabýr ve azim gerektirir.

139

139


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 44

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 488

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

6 ©ê¡†¤È 2 ¤å¡ß §£ó¡Û ë ¤å¡ß ¢é Û b à Ï ¢é£Ü¨ Ûa ¡3¡Ü¤š¢í ¤å ß ë la ˆ ȤÛa a¢ë a ‰ b à£ Û åî©à¡Ûb £ÄÛa ô Š m ë 7 §3î©j  ¤å¡ß §£… Š ß ó¨Û¡a ¤3 ç æì¢Ûì¢Ô í Ve men yudlilillâhu fe mâ lehu min veliyyin min ba’dih(ba’dihi), ve terez zâlimîne lemmâ reevul azâbe yekûlûne hel ilâ mereddin min sebîl(sebîlin).

ςε Αλλαη κιμι δαλ®λεττε β⎬ρακ⎬ρσα, ο τακτιρδε ονυν ι⎜ιν, βυνδαν σονρα βιρ ϖελ⎩ (δοστ) ψοκτυρ. Ζαλιμλερι, αζαβ⎬ γ⎞ρδ⎫κλερι ζαμαν: “(Δ⎫νψαψα) γερι δ⎞ν⎫⎭ε βιρ ψολ ϖαρ μ⎬?” δερκεν γ⎞ρ⎫ρσ⎫ν. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16

-

ve men yudlili allâhu fe mâ lehu min veliyyin min ba'di-hi ve terâ ez zâlimîne lemmâ reevu el azâbe yekûlûne hel ilâ mereddin min sebîlin

: : : : : : : : : : : : : : : :

ve kim, kimse dalâlette býrakýr Allah böylece onun için yoktur velîden, dosttan ondan sonra ve görürsün zalimler olduðu zaman gördüler azap diyorlar var mý geri dönüþe bir yol

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’a ulaþmayý dilemeyenler, dalâlette kalanlardýr. Hem kendilerine hem de baþkalarýna zulmetmiþlerdir. Allah’a ulaþmayý dilemedikleri için ne Allah ne de herhangibir kiþi onlara yardýmcýdýr. Onlar için dost yoktur. Yardýmcýnýn var olabilmesi yani kiþinin mürþidine ulaþabilmesi, mutlaka onun Allah’a ulaþmayý dilemesiyle mümkündür. Allah’a ulaþmayý dilemediði taktirde o kiþi bir mürþide ulaþamaz. Sadece Allah’a ulaþmayý dileyenleri, Allah mürþidlerine ulaþtýrýr. Devrin imamýnýn ruhu sadece Allah’a ulaþmayý dileyenlerde tecelli eder.12 ihsandan sonra 7 ni’met sadece Allah’a ulaþmayý dileyenlerde oluþur. Bir kiþi öldüðü zaman mutlaka Allah’ý görür. Görünce iblisin kendisini Allah’a ulaþmayý dilememekle nasýl bir tuzaða düþürdüðünü o zaman anlar ve Allahû Tealâ’ya müracaat eder ve: “Beni ertele, ben dünyaya tekrar geri döneyim. Sana nasýl itaatkâr bir kul olacaðýmý göstereyim.” diyerek yalvarmaya baþlasa da Allahû Tealâ onlarý asla geri göndermez.

140

140


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 45

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 489

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

åî©È¡(b  b è¤î Ü Ç æ좙 Š¤È¢í ¤á¢èí¨Š m ë 6 §£ó¡1  §Ò¤Š Ÿ ¤å¡ß æ뢊¢Ä¤ä í ¡£4¢£ˆÛa å¡ß åí©ˆ £Ûa åí©Š¡b ‚¤Ûa £æ¡a a¬ì¢ä ߨa åí©ˆ £Ûa 4b Ó ë 6 ¡ò à¨î¡Ô¤Ûa â¤ì í ¤á¡èî©Ü¤ç a ë ¤á¢è ¢1¤ã a a¬ë¢Š¡  §áî©Ô¢ß §la ˆ Ç ó©Ï åî©à¡Ûb £ÄÛa £æ¡a ¬ ü a Ve terâhum yu’redûne aleyhâ hâþiîne minez zulli yenzurûne min tarfin hafîy(hafîyyin), ve kâlellezîne âmenû innel hâsirînellezîne hasirû enfusehum ve ehlîhim yevmel kýyâmeh(kýyâmeti), e lâ innez zâlimîne fî azâbin mukîm(mukîmin).

ςε ονλαρ⎬ ζιλλεττεν βοψυν εðμι⎭ ολαρακ, ονα (αζαβα) αρζ ολυνυρκεν, γιζλι γιζλι (ψαν γ⎞ζλε) βακτ⎬κλαρ⎬ν⎬ γ⎞ρ⎫ρσ⎫ν. ℜμεν⎦ ολανλαρ δεδιλερ κι: “Μυηακκακ κι η⎫σρανδα ολανλαρ, κ⎬ψ®μετ γ⎫ν⎫, κενδιλερινι ϖε αιλελερινι η⎫σρανα δ⎫⎭⎫ρενλερδιρ.” Μυηακκακ κι ζαλιμλερ, μυκιμ (δεϖαμλ⎬) αζαβ⎬ν ι⎜ινδεδιρλερ, δεðιλ μι?

141

141


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 45

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 489

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24

-

ve terâ-hum yu'redûne aleyhâ hâþiîne min ez zulli yenzurûne min tarfin hafîyyin ve kâle ellezîne âmenû inne el hâsirîn ellezîne hasirû enfuse-hum ve ehlî-him yevme el kýyâmeti e lâ inne ez zâlimîne fî azâbin mukîmin

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

ve onlarý görürsün arz olunurken ona boyun eðmiþ olarak zilletten bakarlar bir bakýþla gizli olarak ve dedi onlar âmenû oldular, Allah'a ulaþmayý dilediler muhakkak hüsrana düþenler, hüsranda olanlar onlar hüsrana düþtüler kendileri ve onlarýn aileleri (kendi aileleri) kýyâmet günü (öyle) deðil mi muhakkak zalimler içinde bir azap mukim, devamlý

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ kýyâmet gününden bir kesit vermektedir. Ýnsanlar, cehennemde ve zilletten boyun eðmiþ olarak cehennem ateþine bakýyorlar. Âmenû olanlar onlara bakarak diyorlar ki: “Bunlar kýyâmet günü kendilerini ve ailelerini hüsrana düþürenlerdir. Muhakkak ki zalimler yani bu hüsranda olanlar devamlý bir azabýn içindedirler.” Kýyâmetten sonra sonsuza kadar cennete girenler, cennette zevk-i sefa içinde olacaklar. Cehenneme girenler de cehennemde sonsuza kadar azapta olacaklar. Ta ki cehennemin gökleri çatlayana kadar. O güne kadar cehenneme girenlerin cehennemden çýkmasý mümkün deðildir. Cehenneme giren insanýn cehennemden çýkmasýnýn mümkün olmadýðýna dair Kur’ân-ý Kerim’de 29 âyet mevcuttur.

142

142


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 46

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 489

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

6 ¡é£Ü¨ Ûa ¡æ뢅 ¤å¡ß ¤á¢è ã뢊¢–¤ä í õ¬b î¡Û¤ë a ¤å¡ß ¤á¢è Û æb × b ß ë 6 §3î©j  ¤å¡ß ¢é Û b à Ï ¢é£Ü¨ Ûa ¡3¡Ü¤š¢í ¤å ß ë Ve mâ kâne lehum min evliyâe yensurûnehum min dûnillâh(dûnillâhi), ve men yudlilillâhu fe mâ lehu min sebîl(sebîlin).

ςε ονλαρ⎬ν, κενδιλερινε ψαρδ⎬μ εδεχεκ Αλλαη’ταν βα⎭κα δοστλαρ⎬ ψοκτυρ. ςε Αλλαη κιμι δαλ®λεττε β⎬ρακ⎬ρσα αρτ⎬κ ονυν ι⎜ιν βιρ ψολ (κυρτυλυ⎭) ψοκτυρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

-

ve mâ kâne lehum min evliyâe yensurûne-hum min dûni allâhi ve men yudlili allâhu fe mâ lehu min sebîlin

: : : : : : : : : : :

ve olmadý, yoktur onlar için, onlarýn (velîlerden, dostlardan) bir dost onlara yardým eder Allah'tan baþka ve kim, kimse dalâlette býrakýr Allah artýk onun için yoktur bir yol

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýnsanlar, Allah onlarý saptýrdýðý için dalâlette deðillerdir. Bütün insanlar Peygamber dahi olsalar Allah’a ulaþmayý dilemeden önce dalâlettedirler. Dalâlette olanlar, Allah’a ulaþmayý dilemeyenler hiçbir zaman kurtuluþa götüren bir sebîl üzerinde olamazlar. Onlar Sýratý Cehim üzerindedirler. Gidecekleri yer cehennemdir. Allah’ýn yolunda olanlar için 7 tane sebîl vardýr: Allah’a ulaþmayý dileyenler için 3. basamaktan 7. basamaða kadar 1. sebîl Mürþidlerine ulaþanlar için 7. basamaktan 14. basamaða kadar 2. sebîl Ruhlarýný Allah’a teslim edenler için 14. basamaktan 21. basamaða kadar 3. sebîl Fizik vücutlarýný Allah’a teslim edenler için 22. basamaktan 25. basamaða kadar 4. sebîl Nefslerini Allah’a teslim edenler için 25. basamaktan 27. basamaða kadar 5. sebîl Ýrþad olanlar için 27. basamaktan 28. basamaðýn 4. kademesine kadar 6. sebîl Ýradelerini Allah’a teslim edenler için 28. basamaðýn 5. kademesine kadar 7. sebîl Bu sebîllerin üzerinde fizik standartlarda yol alýnmaz. Manevî tekâmül söz konusudur. Dalâlette kalanlar içinse sadece bir tane yol vardýr, cehennem yolu. Cehennem yolu Tarîki Cehim’dir. Allah kimi dalâlette býrakmýþsa onlar için bir sebîl yoktur, ancak Tarîki Cehim vardýr.

143

143


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 47

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 489

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

¤æ a ¡3¤j Ó ¤å¡ß ¤á¢Ø¡£2 Š¡Û aì¢jî©v n¤¡a 6 ¡é£Ü¨ Ûa å¡ß ¢é Û £… Š ß ü ¥â¤ì í ó¡m¤b í §ˆ¡÷ ߤì í §b v¤Ü ß ¤å¡ß ¤á¢Ø Û b ß §Šî©Ø ã ¤å¡ß ¤á¢Ø Û b ß ë Ýstecîbû li rabbikum min kabli en ye’tiye yevmun lâ meredde lehu minallâh(minallâhi), mâ lekum min melcein yevme izin ve mâ lekum min nekîr(nekîrin).

Ραββινιζε ιχαβετ εδιν (Αλλαη’α υλα⎭μαψ⎬ διλεψιν), Αλλαη ταραφ⎬νδαν γερι δ⎞νδ⎫ρ⎫λμεψεχεκ ολαν γ⎫ν⎫ν γελμεσινδεν ⎞νχε. ⇑ζιν γ⎫ν⎫, σιζιν ι⎜ιν βιρ σ⎬ð⎬νακ ψοκτυρ. ςε σιζιν ι⎜ιν βιρ ινκ®ρ ψοκτυρ (ψαπτ⎬κλαρ⎬ν⎬ζ⎬ ινκ®ρ εδεμεζσινιζ).

144

144


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 47

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 489

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

-

istecîbû li rabbi-kum min kabli en ye'tiye yevmun lâ meredde lehu min allâhi mâ lekum min melcein yevme izin ve mâ lekum min nekîrin

: : : : : : : : : : : : :

icabet edin Rabbinize den önce gelmesi gün geri döndürülmeyecek olan onu Allah'tan, Allah tarafýndan sizin için yoktur (sýðýnaklardan) bir sýðýnak izin günü ve sizin için yoktur bir inkâr

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kiþi sadece Allah’a ulaþmayý dileyerek Allah’ýn davetine icabet edebilir. Allah’a ulaþmayý dilemeyenler dalâlettedir. Gidecekleri yer cehennemdir. Ölüm günü geldikten sonra davete icabet etmek bir þey ifade etmez çünkü kiþi hakikati zaten görecektir. Allahû Teala: “Þu dünya hayatýný yaþarken Benim davetime icabet edeceksiniz.” demektedir. Ýþte Allah’ýn daveti, Allah’a ulaþmayý dilemektir. Eðer davete icabet edilirse kurtuluþ garantidir. Davete icabet edilmezse cehennem garantidir. Allah’ýn davetine icabet etmeyenlerin, Allah’a ulaþmayý dilemeyenlerin durumu Yunus Suresinin 7. ve 8. âyet-i kerimelerinde anlatýlmaktadýr: 10/YUNUS-7: Ýnnellezîne lâ yercûne likâenâ ve radû bil hayâtid dunyâ vatme’ennû bihâ vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne). Muhakkak ki onlar, Bize ulaþmayý (hayatta iken ruhlarýný Allah’a ulaþtýrmayý) dilemezler. Dünya hayatýndan razý olmuþlardýr ve onunla doyuma ulaþmýþlardýr ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardýr. 10/YUNUS-8: Ulâike me’vâhumun nâru bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne). Ýþte onlarýn kazandýklarý (dereceler) gereðince varacaklarý yer ateþtir (cehennemdir). Öyleyse insanlar ölüm günü gelmeden önce Allah’ýn davetine icabet etmek mecburiyetindedirler.

145

145


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 48

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 489

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

¤á¡è¤î Ü Ç Úb ä¤Ü ¤‰ a ¬b à Ï a좙 Š¤Ç a ¤æ¡b Ï ¡a Ù¤î Ü Ç ¤æ¡a 6 b¦Äî©1 y ¬a ‡¡a ¬b£ã ¡a ë 6 ¢Î 5 j¤Ûa £ü 6 b è¡2 ¡Š Ï ¦ò à¤y ‰ b £ä¡ß æb ¤ã¡ü¤a b ä¤Ó ‡ a ¤o ߣ† Ó b à¡2 ¥ò ÷¡£î  ¤á¢è¤j¡–¢m ¤æ¡a ë ¥‰ì¢1 × æb ¤ã¡ü¤a £æ¡b Ï ¤á¡èí©†¤í a Fe in a’redû fe mâ erselnâke aleyhim hafîzâ(hafîzan), in aleyke illel belâgu, ve innâ izâ ezaknal insâne minnâ rahmeten feriha bihâ, ve in tusibhum seyyietun bi mâ kaddemet eydîhim fe innel insâne kefûr(kefûrun).

Βυνδαν σονρα εðερ ψ⎫ζ ⎜εϖιριρλερσε Βιζ, σενι ονλαρ⎬ν ⎫ζερινε μυηαφ⎬ζ ολαρακ γ⎞νδερμεδικ. Σενιν ⎫ζερινε δ⎫⎭εν σαδεχε τεβλιðδιρ. ςε μυηακκακ κι Βιζ, ινσανα ταραφ⎬μ⎬ζδαν βιρ ραημετ ταττ⎬ρδ⎬ð⎬μ⎬ζ ζαμαν ονυνλα φεραηλαν⎬ρ (σεϖινιρ). ςε εðερ ελλεριψλε τακδιμ εττικλερι (ψαπτ⎬κλαρ⎬) σεβεβιψλε βιρ κ⎞τ⎫λ⎫κ ισαβετ εδερσε, ι⎭τε ο ζαμαν ινσαν μυτλακα κεφ⎦ρ ολυρ (ινκ®ρ εδερ, νανκ⎞ρ ολυρ).

146

146


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 48

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 489

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27

-

fe in a'redû fe mâ erselnâ-ke aleyhim hafîzan in ... illâ aleyke el belâgu ve innâ izâ ezaknâ el insâne min-nâ rahmeten feriha bi-hâ ve in tusib-hum seyyietun bi-mâ kaddemet eydî-him fe inne el insâne kefûrun

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

bundan sonra þâyet, eðer yüz çevirdiler oysa, halbuki seni göndermedik onlarýn üzerine muhafýz olarak sadece senin üzerinde teblið ve muhakkak ki biz tattýrdýðýmýz zaman insan bizden bir rahmet ferahladý, sevindi onunla ve þâyet, eðer onlara isabet eder bir kötülük sebebiyle takdim etti, yaptý onlarýn elleri iþte o zaman muhakkak insan kefur, inkâr eden, nankör

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ diyor ki: “Eðer bundan sonra yüz çevirirlerse Biz, seni onlarýn üzerine muhafýz olarak göndermedik. Sen onlarýn bekçisi deðilsin. Ve senin üzerine düþen sadece tebliðdir.” Allah insanlara rahmet tattýrýnca insanlar ferahlanýrlar. Bir seyyiat isabet ederse insanlar inkâr ederler. Oysaki seyyiat (kötülük) isabeti onlarýn yaptýklarý zulüm sebebiyledir.

147

147


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 49

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 489

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

6 ¢õ¬b ' í b ß ¢Õ¢Ü¤‚ í 6 ¡¤‰ ü¤a ë ¡pa ì¨à £Ûa ¢Ù¤Ü¢ß ¡é¨£Ü¡Û = ‰ì¢×¢£ˆÛa ¢õ¬b ' í ¤å à¡Û ¢k è í ë b¦qb ã¡a ¢õ¬b ' í ¤å à¡Û ¢k è í Lillâhi mulkus semâvâti vel ard(ardý), yahluku mâ yeþâu, yehebu li men yeþâu inâsen ve yehebu li men yeþâuz zukûr(zukûra).

Γ⎞κλεριν ϖε ψεριν μ⎫λκ⎫ Αλλαη’⎬νδ⎬ρ. Διλεδιðι ⎭εψι ψαρατ⎬ρ. Διλεδιðινε κ⎬ζ (⎜οχυκ) ϖε διλεδιðινε ερκεκ (⎜οχυκ) βαð⎬⎭λαρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14

-

li allâhi mulku es semâvâti ve el ardý yahluku mâ yeþâu yehebu li men yeþâu inâsen ve yehebu li men yeþâu ez zukûra

: : : : : : : : : : : : : :

Allah'a aittir, Allah'ýndýr mülk, hükümranlýk semalar, gökler ve arz, yer halkeder, yaratýr dilediði þey baðýþlar kimseye diler kýzlar ve baðýþlar kimseye diler erkekler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ’nýn insanlarý yaratmasýnda ortaya koyduðu muhteva Allah’ýn sünnetullahýdýr. Buna göre Allahû Tealâ dilediðine erkek, dilediðine kýz çocuk baðýþlar. Bu, kiþilerin Allahû Tealâ’dan dileklerinin gücüne göre deðil liyakatlerine göre dizayn edilir. Ýnsanlarýn bir kýsmý Allahû Tealâ’nýn bu kaderine boyun eðerler, “Allahû Tealâ demek ki bize bunu uygun gördü bizim için hayýrlý olan bu” diye düþünürler. Bir kýsmý bunu problem eder kendisine, “niye Allahû Tealâ bana benim istediðim gibi erkek deðil de kýz evlât veriyor” diye üzülür. Veya tersi “ben kýz evlât istiyorum neden Allahû Tealâ bana erkek evlât verdi” diye serzeniþlerde bulunurlar. Bunlar yanlýþ olan þeylerdir. Bilen Allah’týr. Ve insanlar nefsleri neyi isterse onu talep ederler. Oysaki aslolan Yaratýcý’nýn uygun gördüðüne rýza göstermek, onunla mutlu olmaktýr.

148

148


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 50

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 489

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

¢3 Ȥv í ë 7 b¦qb ã¡a ë b¦ãa Š¤×¢‡ ¤á¢è¢u¡£ë Œ¢í ¤ë a ¥Ší©† Ó ¥áî©Ü Ç ¢é £ã¡a 6 b¦àî©Ô Ç ¢õ¬b ' í ¤å ß Ev yuzevvicuhum zukrânen ve inâsâ(inâsen), ve yec’alu men yeþâu akîmâ(akîmen), innehu alîmun kadîr(kadîrun).

ςεψα ηεμ κ⎬ζ ηεμ ερκεκ ολαρακ ικισινι δε ϖεριρ. ςε διλεδιðι κιμσεψι κ⎬σ⎬ρ κ⎬λαρ. Μυηακκακ κι Ο, Αλ⎩μ’διρ (εν ιψι βιλεν), Κααδιρ’διρ (ηερ⎭εψε γ⎫χ⎫ ψετεν). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

-

ev yuzevvicu-hum zukrânen ve inâsen ve yec’alu men yeþâu akîmen inne-hu alîmun kadîrun

: : : : : : : : : : :

veya onlarý çift, ikili yapar erkekler olarak ve kýzlar (diþiler) olarak ve kýlar, yapar kimse diler kýsýr muhakkak ki o en iyi bilen kaadir olan (herþeye gücü yetendir)

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah dilediðine erkek, dilediðine kýz çocuk verir. Veya hem kýz hem erkek verir dilediðine. Dilediði kimseyi de kýsýr, çocuksuz kýlar. Muhakkak ki O, Alîm’dir. Herþeyi bilir ve herþeye gücü yeter. Bir baþka ifadeyle hikmetinden sual olunmaz. Nasýl dilerse öyle yapar. Ýnsana düþen, kaderde olaný Allahû Tealâ’nýn nasibidir diye kabullenmek ve onu bir mutluluk vesilesi saymaktýr. Allah’ýn uygun gördüðü standartlarda sahip olduðu çocuklarý baðrýna basmaktýr.

149

149


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 51

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 489

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

¤å¡ß ¤ë a b¦î¤y ë £ü ¡a ¢é£Ü¨ Ûa ¢é à¡£Ü Ø¢í ¤æ a §Š ' j¡Û æb × b ß ë ó¡yì¢î Ï ¦üì¢ ‰ 3¡¤Š¢í ¤ë a §lb v¡y ¯ ¡ªô¬a ‰ ë ¥áî©Ø y ¥£ó¡Ü Ç ¢é £ã¡a 6 ¢õ¬b ' í b ß ©é¡ã¤‡¡b¡2 Ve mâ kâne li beþerin en yukellimehullâhu illâ vahyen ev min verâi hýcâbin ev yursile resûlen fe yûhýye bi iznihî mâ yeþâu, innehu aliyyun hakîm(hakîmun).

ςε Αλλαη’⎬ν ηι⎜βιρ ινσανλα κονυ⎭μασ⎬ ολμαμ⎬⎭τ⎬ρ, ιλλ® ϖαηψιλε ϖεψα περδε αρκασ⎬νδαν ϖεψα διλεδιðινε ιζνιψλε ϖαηψετσιν διψε ρεσ⎦λ (μελεκ) γ⎞νδερερεκ. Μυηακκακ κι Ο (Αλλαη) ψ⎫χεδιρ ϖε ηικμετ σαηιβιδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19

150

-

ve mâ kâne li beþerin en yukellime-hu allâhu illâ vahyen ev min verâi hýcâbin ev yursile resûlen fe yûhýye bi izni-hi mâ yeþâu inne-hu aliyyun hakîmun

: : : : : : : : : : : : : : : : : : :

ve yoktur, olmamýþtýr bir beþerin, bir insanýn, bir insan için onunla konuþmasý Allah ancak, dýþýnda vahiy veya arkasýndan bir perde veya, ya da gönderir bir resûl o zaman, böylece vahyeder onun izniyle dilediði þey muhakkak ki o âlî, yüce hikmet ve hüküm sahibi

150


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 51

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 489

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Þura Suresinin 51. âyet-i kerimesi çok önemli bir âyet-i kerimedir. Vahyin, peygamberlerle bitmediðini, kýyâmete kadar devam edeceðini çok açýk bir þekilde ifade etmektedir. Allah’ýn bir insanla konuþmasý sadece vahiy yoluyla olur. Yani kim Allah’la karþýlýklý konuþabiliyorsa, sual sorabiliyorsa Allah’tan cevap alabiliyorsa ve Allah lütfedip ona cevap veriyorsa bu karþýlýklý konuþmadýr. Bunun adý tezekkürdür. Bu ilham deðildir. Bir insanýn þiir yazmasý sýrasýnda bir muhtevasý olur. Bir kelimeyi bir türlü yerli yerine oturtamaz, ansýzýn Allahû Tealâ ona o kelimeyi ulaþtýrýr. O kelimeyi þiire, ait olduðu yere koyduðu zaman güzel bir sonuçla karþýlaþýr kiþi, bu ilhamdýr. Ama müzakere etmek, karþýlýklý konuþmak demektir. Böyle bir müzakerenin var olduðu bütün alanlarda sadece vahiy vardýr. Vahyin dýþýnda Allahû Tealâ’nýn bir insanla karþýlýklý konuþmasý olmaz. Bir baþka alternatif; Allahû Tealâ’nýn gene vahiyle ama bir perdenin arkasýndan konuþmasýdýr veya bir resûlü göndererek, sözlerini resûlüyle ulaþtýrýr. Böylece Kendi ilmi ile dilediði þeyi o kiþiye vahyeder. Muhakkak ki o Allah yücedir, hikmet ve hüküm sahibidir. Þimdi insanlar iddia ederler ki vahiy sadece peygamberlere gelir. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’le birlikte vahiy kesilmiþtir. Peygamberlerin bulunduðu devrelerde de bütün kavimlerde gene resûller vardý. Nebîlerin var olduðu devrelerde de bütün kavimlerdeki resûllerle Allahû Tealâ vahiy yoluyla hep konuþuyordu. Kim daimî zikre ulaþýrsa Allah ile konularý müzakere etmek imkânýnýn sahibidir. Onlarýn adý ulûl’elbabtýr. Allahû Tealâ, Al-i Ýmran Suresinde diyor ki: 3/AL-Ý ÝMRAN-7: Huvellezî enzele aleykel kitâbe minhu âyâtun muhkemâtun hunne ummul kitâbi ve uharu muteþâbihât(muteþâbihâtun), fe emmellezîne fî kulûbihim zeygun fe yettebiûne mâ teþâbehe minhubtigâel fitneti vebtigâe te’vîlih(te’vîlihi), ve mâ ya’lemu te’vîlehû illâllâh(illâllâhu), ver râsihûne fîl ilmi yekûlûne âmennâ bihî, kullun min indi rabbinâ, ve mâ yezzekkeru illâ ulûl elbâb(elbâbi). O (Allah) ki; Kitab’ý, sana O indirdi. O’ndan bir kýsmý muhkem (mânâsý açýk, yorum götürmez, þüphe kabul etmez) âyetlerdir ki; bunlar, (Levhi Mahfuz’daki) ümmülkitapta (yer alan açýk ve kesin âyetler)dir. Diðerleri ise müteþabih (mânâsý kapalý, açýklama isteyen) âyetlerdir. Kalplerinde eðrilik (ve döneklik) bulunanlar, fitne çýkarmak ve (kendi yararýna uygun) tevîlde (yorumda) bulunmak istedikleri için o (Kitab’)ýn müteþabih olan kýsmýna uyarlar. Halbuki onlarýn tevîlini, kimse bilmez ancak Allah bilir. Ýlimde derinleþmiþ olan rasihun (rüsuh sahipleri) ise derler ki: “O’na îmân ettik, hepsi de Rabbimiz katýndan (indirilme)dir.” Bunu kimse tezekkür edemez ancak ulûl’elbab tezekkür edebilir. Tezekkür müessesesi, kiþilerin Allah’a sorup Allah’tan cevap alabilmeleridir. Zaten tezekkür kelimesiyle zikir kelimesi ayný köktendir. Sadece ulûl’elbab tezekkür edebilir.

151

151


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 51

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 489

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢ Ehli tezekkür olmak sadece daimî zikrin sahipleri için geçerli olan bir vasýftýr. “Peygamberlerle beraber vahiy kesilmiþtir.” yanlýþ bir ifadedir. Bu ifade Kur’ân’a ters düþer. Kur’ân’daki ifade; Allah kiminle konuþursa o konuþtuðu kiþilerin hepsi için bu bir vahiy olayýdýr. Allahû Tealâ Nahl Suresinde arýya vahyettiðini ifade etmektedir. 16/NAHL-68: Ve evhâ rabbuke ilen nahli enittehýzî minel cibâli buyûten ve mineþ þeceri ve mimmâ ya’riþûn(ya’riþûne). Ve senin Rabbin, balarýsýna, daðlardan, aðaçlardan ve onlarýn (insanlarýn) kurduklarý çardaklardan, evler (kovanlar) edinmelerini vahyetti. Allahû Tealâ, Maide Suresinde Hz. Ýsa’nýn havarilerine vahyettiðini söylemektedir. 5/MAÝDE-111: Ve iz evhaytu ilel havâriyyîne en âminû bî ve bi resûlî, kâlû âmennâ veþhed bi ennenâ muslimûn(muslimûne). Havarilere: “Bana ve resûlüme îmân edin.” diye vahyettiðim zaman, onlar da “Îmân ettik, bizim (Allah’a) teslim olduðumuza þahit ol.” demiþlerdi. “Peygamber Efendimiz (S.A.V)’le birlikte vahiy kesilmiþtir.” sözü sadece bir yalandan ibarettir. Kur’ân’a tamamen ters düþmektedir. Ýblis insanlara özellikle bunu kabul ettirmiþtir. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’den sonra da bütün kavimlere resûller gelecektir ve bu resûller Allahû Tealâ’dan vahiy alacaklardýr. Bu yalan sadece o gelecek olan vahiylerin insanlýða bir ýþýk tutmasýna mani olmak için þeytanýn insanlara olan bir tuzaðýdýr.Vahiy peygamberlerle kesilmemiþtir ve halen devam etmektedir. Daha ötesi kýyâmete kadar da devam edecektir. Bir defa, bütün kavimlerde Allah’ýn resûlleri yaþamaktadýr. Bütün o kavimdeki resûllerle Allahû Tealâ mutlaka vahiy yoluyla konuþacaktýr. Ýrþad makamýna tayin ettiði mürþidlerle, iradesini Allah’a teslim eden mürþidlerle daima konuþacaktýr. Ýrþad olanlarla konuþacaktýr. Nefsinin bütün afetlerini yok ederek, nefsinin kalbini halis kýlanlarla Allah konuþacaktýr. Ve daimî zikre ulaþan herkesle konuþacaktýr ve bunun adý bu âyet-i kerime gereðince vahiy olacaktýr. 23/MU’MÝNUN-44: Summe erselnâ rusulenâ tetrâ, kullemâ câe ummeten resûluhâ kezzebûhu fe etbâ’nâ ba’dahum ba’dan ve cealnâhum ehâdîs(ehâdîse), fe bu’den li kavmin lâ yu’minûn(yu’minûne). Sonra Biz, resûllerimizi ardarda (arasý kesilmeksizin) gönderdik. Her ümmete resûlü geldiði zaman, her defasýnda onu yalanladýlar. Biz de onlarý birbiri arkasýndan (helâk ettik). Ve onlarý efsane kýldýk. Artýk mü’min olmayan kavim (Allah’ýn rahmetinden) uzak olsun. 2/BAKARA-87: Ve lekad âteynâ mûsâl kitâbe ve kaffeynâ min ba’dihî bir rusuli ve âteynâ îsâbne meryemel beyyinâti ve eyyednâhu bi rûhil kudus(kudusi), e fe kullemâ câekum resûlun bimâ lâ tehvâ enfusukumustekbertum, fe ferîkan kezzebtum ve ferîkan taktulûn(taktulûne). Andolsun ki Biz, Musa’ya kitap verdik ve ondan sonra da birbiri ardýndan (aralarý kesilmeksizin, peþpeþe) resûller gönderdik. Ve Meryem’in oðlu Ýsa’ya beyyineler (açýk kanýtlar) verdik ve onu Ruh’ûl Kudüs ile destekledik. Her ne zaman size bir resûl, nefslerinizin hoþlanmadýðý bir þeyle (emirle) geldiyse, hemen kibirlendiniz. Bu sebeple bir kýsmýný yalanladýnýz ve bir kýsmýný da öldürdünüz.

152

152


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 52

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 490

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

ô©‰¤† m o¤ä¢× ¬b ß 6b ã¡Š¤ß a ¤å¡ß b¦y뢉 Ù¤î Û¡a ¬b ä¤î y¤ë a Ù¡Û¨ˆ × ë ©é¡2 ô©†¤è ã a¦‰ì¢ã ¢êb ä¤Ü È u ¤å¡Ø¨Û ë ¢æb àí©ü¤a ü ë ¢lb n¡Ø¤Ûa b ß =§áî©Ô n¤¢ß §Âa Š¡• ó¨Û¡a ô¬©†¤è n Û Ù£ã ¡a ë 6b ã¡…b j¡Ç ¤å¡ß ¢õ¬b ' ã ¤å ß Ve kezâlike evhaynâ ileyke rûhan min emrinâ, mâ kunte tedrî mel kitâbu ve lel îmânu ve lâkin cealnâhu nûren nehdî bihî men neþâu min ibâdinâ, ve inneke le tehdî ilâ sýrâtýn mustekîm(mustekîmin).

ςε ι⎭τε β⎞ψλεχε σανα εμριμιζδεν βιρ ρυη (Κυρ’®ν−⎬ Κεριμ) ϖαηψεττικ. ςε σεν, κιταπ νεδιρ ϖε ⎩μ®ν νεδιρ βιλμιψορδυν. ςε λ®κιν Ο’νυ “Νυρ” κ⎬λδ⎬κ. Κυλλαρ⎬μ⎬ζδαν διλεδιðιμιζι Ο’νυνλα ηιδαψετε ερδιριριζ. ςε μυηακκακ κι σεν, μυτλακα Σ⎬ρατ⎬ Μυστακ⎩μ’ε ηιδαψετ εδιψορσυν (υλα⎭τ⎬ρ⎬ψορσυν). 1 2 3 4 5 6 7

-

8 9 10 11 12 13 14 15

153

-

ve kezâlike evhaynâ ileyke rûhan min emri-nâ mâ kunte tedrî mel kitâbu (mâ el kitâbu) mâ el kitâbu ve lel îmânu (ve lâ el îmânu) ve lâ îmânu ve lâkin cealnâ-hu nûren nehdî

: : : : : : :

ve iþte böylece vahyettik sana ruh den bizim emrimiz sen bilmiyordun

: :

ne kitap

: : : : : :

ve olmaz, deðil îmân ve fakat onu kýldýk, yaptýk nur hidayete erdiririz

153


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 52

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 490

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

16 17 18 19 20 21 22 23 24 25

-

bi-hi men neþâu min ibâdi-nâ ve inne-ke le tehdî ilâ sýrâtýn mustekîmin

: : : : : : : : : :

onunla kimse, kiþi dileriz den kullarýmýz ve muhakkak sen mutlaka sen hidayet ediyorsun, ulaþtýrýyorsun … e, … a Sýratý Mustakîm

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, Kur’ân’ýn bir nur olduðunu ve insanlarý Kur’ân’la hidayete erdirdiðini söylemektedir. Bu âyetin bir baþka özelliði hidayete erdirmenin mutlaka Sýratý Mustakîm yoluyla gerçekleþeceðini söylemesidir. 78/NEBE-39: Zâlikel yevmul hakk(hakku), femen þâettehaze ilâ rabbihî meâbâ(meâben). Ýþte o gün (mürþidin eli Hakk’a ulaþmak üzere öpüldüðü ve ona tâbî olunduðu gün), Hakk günüdür. Dileyen (Allah’a ulaþmayý dileyen) kiþi, kendisini Rabbine ulaþtýran (yolu, Sýratý Mustakîm’i) yol ittihaz eder (edinir). (Allah’a ulaþan kiþiye Allah), meab (sýðýnak, melce) olur. Hidayete erenler Peygamber Efendimiz (S.A.V) tarafýndan Sýratý Mustakîm’e ulaþtýrýlanlardýr. Peygamberler Allah’a ulaþtýrmaya vesile olanlar deðil, Allah’a ulaþtýranlardýr. Her devirdeki huzur namazýnýn imamlarý da ayný hüviyettedirler. Sýratý Mustakîm’le insanlar hidayete eriyor. Birinci Sýratý Mustakîm’de insanlar Allah’a ulaþmayý diliyorlar ve sonra Allahû Tealâ tarafýndan mürþidlerine ulaþtýrýlýyorlar (ikinci Sýratý Mustakîm). Üçüncü Sýratý Mustakîm’de, bunlarýn ruhlarý Allah’a ulaþýyor. Allah’a ulaþmayý dilemek, Allah’a yönelmek ve Allah’a ulaþmak, herbiri ayrý bir safha olduðu için üç safhadýr. Allah’ýn daveti de, Allah’a ulaþmayý dilemeye davet, Allah’a ulaþmaya davettir. Sýrat, yol demek mustakîm ise istikamet üzere olan demek ve Allahû Tealâ Hicr Suresinde buyuruyor: 15/HÝCR-41: Kâle hâzâ sýrâtun aleyye mustekîm(mustekîmun). Allahû Tealâ þöyle buyurdu: “Ýþte bu, Bana yönlendirilmiþ (Bana ulaþtýran) yoldur.” Burada Allah Sýratý Müstakîm için: “Bana istikametlenmiþ, insan ruhlarýný Bana ulaþtýracak olan yoldur.” buyuruyor.

154

154


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 53

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 490

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

b ß ë ¡pa ì¨à£ Ûa ó¡Ï b ß ¢é Û ô©ˆ£Û a ¡é£Ü¨ Ûa ¡Âa Š¡• ¢‰ì¢ß¢ü¤a ¢Šî©– m ¡é£Ü¨ Ûa ó Û¡a ¬ü a 6 ¡¤‰ ü¤a ó¡Ï Sýrâtýllâhillezî lehu mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard(ardý), e lâ ilâllâhi tesîrul umûr(umûru).

Ο Αλλαη’⎬ν ψολυ κι, γ⎞κλερδε ϖε ψερδε νε ϖαρσα Κενδισινινδιρ. (Β⎫τ⎫ν) εμιρλερ (ι⎭λερ) Αλλαη’α δ⎞νερ (υλα⎭⎬ρ), δεðιλ μι? 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

-

sýrâtýllâhillezî sýrâtý allâhi ellezî lehu mâ fî es semâvâti ve mâ fî el ardý e lâ Ilâ allâhi tesîru el umûru

: : : : : : : : : : : : : :

(sýrâtý allâhi ellezî) Allah'ýn yolu ki o onun þey, ne de, içinde, var semalar, gökler ve þey, ne de, içinde, var arz, yer deðil mi Allah'a seyreder, gider, döner, ulaþýr iþler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’ýn Yolu, Sýratý Mustakîm’dir. Bu konudaki âyetlerde Allahû Tealâ diyor ki: 11/HUD-56: Ýnnî tevekkeltu alâllâhi rabbî ve rabbikum, mâ min dâbbetin illâ huve âhýzun bi nâsýyetihâ, inne rabbî alâ sýrâtýn mustekîm(mustekîmin). Muhakkak ki ben, benim ve sizin Rabbiniz olan Allah’a tevekkül ettim. Yürüyen hiçbir canlý mahlûk (dabbe) yoktur ki; O (Allahû Tealâ), onun perçeminden tutmuþ (O’nun kontrolü altýnda) olmasýn. Muhakkak ki benim Rabbim, Sýratý Mustakîm üzeredir (Sýratý Mustakîm’in kontrolü Allah’tadýr).

155

155


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 53

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 490

(42) Þura Suresi ô¨‰ì¢£'Ûa ¢ñ ‰ì¢

15/HÝCR-41: Kâle hâzâ sýrâtun aleyye mustekîm(mustekîmun). Allahû Tealâ þöyle buyurdu: “Ýþte bu, Bana yönlendirilmiþ (Bana ulaþtýran) yoldur.” 22/HAC-24: Ve hudû ilet tayyibî minel kavli ve hudû ilâ sýrâtýl hamîd(hamîdi). (Onlar), sözün güzeline (Allahû Tealâ’ya ulaþmayý dilemeye) yöneltildiler ve Sýratý Hamîd’e (Ýslâm’ýn 7 safhasýndan birincisinin yoluna) hidayet olundular (ulaþtýrýldýlar). 42/ÞURA-52: Ve kezâlike evhaynâ ileyke rûhan min emrinâ, mâ kunte tedrî mel kitâbu ve lel îmânu ve lâkin cealnâhu nûren nehdî bihî men neþâu min ibâdinâ, ve inneke le tehdî ilâ sýrâtýn mustekîm(mustekîmin). Ve iþte böylece sana emrimizden bir ruh (Kur’ân-ý Kerim) vahyettik. Ve sen, kitap nedir ve îmân nedir bilmiyordun. Ve lâkin O’nu “nur” kýldýk. Kullarýmýzdan dilediðimizi O’nunla hidayete erdiririz. Ve muhakkak ki sen, mutlaka Sýratý Mustakîm’e hidayet ediyorsun (ulaþtýrýyorsun). Sýrâtýllâhillezî, göklerin ve yerin sahibi olan Allah’ýn yoludur. Göklerde ve yerde ne varsa Kendisinin olan Allah’ýn yoludur. Bütün emirler, iþler Allah’a doðru seyreder, ulaþýr. 57/HADÝD-4: Huvellezî halakas semâvâti vel ardafisitteti eyyâmin summestevâ alel arþ(arþi), a’lemu mâ yelicu fîl ardý ve mâ yahrucu minhâ ve mâ yenzilu mines semâi ve mâ ya’rucu fîhâ, ve huve meakum eyne mâ kuntum, vallâhu bi mâ ta’melûne basîr(basîrun). Gökleri ve yeri altý günde yaratan, sonra arþa istiva eden O’dur. Yere gireni, ondan çýkaný, gökten ineni ve ona çýkaný bilir. Her nerede iseniz, O sizinle beraberdir, Allah, yaptýklarýnýzý görendir. Allah herþeyi ve insanlarý rahmeti ve ilmiyle kuþatmýþtýr. Bu sebeple insan nerede olursa olsun Allah heryerde onunla beraberdir. Gene bu sebeple Allah insana þahdamarýndan daha yakýndýr. 34/SEBE-2: Yalemu mâ yelicu fîl ardý ve mâ yahrucu minhâ ve mâ yenzilu mines semâi ve mâ yarucu fîhâ, ve huver rahîmul gafûr(gafûru). (O, Allah) yere gireni ve ondan çýkaný, semadan ineni ve oraya yükseleni bilir. Ve O, Rahîm’dir (Rahîm esmasýyla tecelli eden), Gafûr’dur (maðfiret eden, günahlarý sevaba çeviren). Bu gökten yere giren, yerden çýkan, tekrar Allah’a dönen bu nesnelerin hepsi nötrinolardýr, enerji partikülleridir. Allah’tan gelir tekrar Allah’a geri dönerler. Ardarda gelen bu nötrinolar elektronlarýn üzerine gelip onlarýn sonsuza kadar hareketli olmasýný temin ederler. Elektronlarýn dönüþü hiç kesilmez. Ruh da bir emirdir yani Allah’tan gelmiþtir, emanet olarak verilmiþtir, tekrar Allah’a dönecektir. Allahû Tealâ’nýn rahmeti, fazlý, salâvâtý birer nurdur. Zikirle Allah’ýn katýndan gelirler ve bir kýsmý kalbe ulaþtýðý zaman îmân kelimesinin etrafýna yapýþýr, geri kalanlar tekrar Allah’ýn katýna dönerler. Allah’ýn nurlarý devr-i daim olarak tekrar gelirler, tekrar giderler.

156

156


øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yúj»A øÉé}¼@»A øÁônø@I {

¡Ò뢊¤¢£ŒÛa ¢ñ ‰ì¢ 43. SURE


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 1

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 490

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¬á¨y Hâ mîm. AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hâ, Mîm mukattaa harfleridir.

ℜψετ − 2

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 490

= ¡åî©j¢à¤Ûa ¡lb n¡Ø¤Ûa ë Vel kitâbil mubîn(mubîni).

“Κιταβ−⎬ Μ⎫βιν (Απα⎜⎬κ Κιταπ)’α ανδολσυν κι! 1 - ve el kitâbi 2 - el mubîni

: :

ve kitaba andolsun açýklanmýþ olan, apaçýk

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, Kur’ân-ý Kerim için Apaçýk Kitap demektedir. Kur’ân-ý Kerim’in açýklamalarý Allahû Tealâ tarafýndan yapýlan, anlaþýlmasý kolay Kitap olduðu ifade ediliyor.

157

157


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 3

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 490

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

b¦£î¡2 Š Ç b¦ã¨õ¤Š¢Ó ¢êb ä¤Ü È u b £ã¡a 7 æì¢Ü¡Ô¤È m ¤á¢Ø £Ü È Û Ýnnâ cealnâhu kur’ânen arabiyyen leallekum ta’kýlûn(ta’kýlûne).

Μυηακκακ κι Βιζ, Ο’νυ Αραπ⎜α Κυρ’®ν κ⎬λδ⎬κ. Υμυλυρ κι β⎞ψλεχε ακ⎬λ εδερσινιζ.

1 2 3 4 5 6

-

innâ cealnâ-hu kur'ânen arabiyyen lealle-kum ta'kýlûne

: : : : : :

muhakkak ki biz onu kýldýk bir Kur'ân Arapça umulur ki siz akýl edersiniz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Arapça Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in anadili olduðu için ve Allahû Tealâ bütün nebîlerini ve bütün resûllerini kendi lisanlarýyla gönderdiði için Kur’ân-ý Kerim de Arapça’dýr. Hz. Ýsa’ya, Hz. Musa’ya, Hz. Ýbrâhîm’e, Hz. Nuh’a; peygamberlerin hepsine kendi dilleriyle kitap indirilmiþtir. Kur’ân-ý Kerim de Arapça indirilen, bir Mukaddes Kitap’týr. Kur’ân-ý Kerim, Son Peygamber’e indirilen, Son Þeriat Kitabý’dýr.

158

158


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 4

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 490

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

b ä¤í † Û ¡lb n¡Ø¤Ûa ¡£â¢a ó¬©Ï ¢é £ã¡a ë 6 ¥áî©Ø y ¥£ó¡Ü È Û Ve innehu fî ummil kitâbi ledeynâ le alîyyun hakîm(hakîmun).

ςε μυηακκακ κι Ο (Κυρ’®ν), κατ⎬μ⎬ζδα ⇐μμ⎫λκιταπ’ταδ⎬ρ. Γερ⎜εκτεν ℜλι’διρ (ψ⎫χεδιρ), Ηακ⎩μ’διρ (η⎫κ⎫μ ϖε ηικμετ σαηιβιδιρ).

1 2 3 4 5 6 7

159

-

ve inne-hu fî ummi el kitâbi ledey-nâ le alîyyun hakîmun

: : : : : : :

ve muhakkak ki o içinde, de ümmül kitap, ana kitap katýmýzda elbette, gerçekten âlî, yüce hakîm, hüküm ve hikmet sahibi

159


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 4

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 490

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ’nýn “katýmýzda” diye ifade ettiði yer Allah’ýn katýdýr. Yedinci gök katýnda 1. âlem Kader Hücreleri, 2. âlem, Ümmülkitap’týr. Kader hücreleri herbiri 24 saatlik bir zaman parçasý içeren altýgen hücrelerden oluþur. Geçmiþ ve gelecek, hergün için ayrý bir hücre söz konusudur. Buradan Ümmülkitap’a geçilir. Ümmülkitap, yerden 4 metre yukarýda boþlukta duran ama 10 katlý bir apartman kadar büyük bir kitaptýr. Altýnda kocaman bir kürsü vardýr. Bu kürsü devrin imamýnýn ruhu ile birlikte 60 tane ruhu içerir. Hergün Allah’a ulaþmak üzere o kata kadar çýkabilmiþ olan, Allah’ýn velîleri devrin imamýndan Ümmülkitap hakkýnda bilgi alýrlar. Bütün nebîlere indirilmiþ olan þeriat kitaplarý ile nebî olmayan resûllere indirilen sohbet kitaplarý gene Ümmülkitab’ýn içindedir. Nebîlere Allah’ýn indirdiði kitaplar þeriat kitabýdýr. Nebîlere þeriat kitaplarý, onlarýn o kitapla emretmeleri için verilmiþtir. Nebîlere indirilen kitaplar mutlaka itaat edilmesi lâzýmgelen, þer’î hükümleri içerir. Ama Allah’ýn nebî olmayan resûllere indirdiði kitaplar, hiçbir zaman þeriat kitabý hüviyetinde olamazlar. Onlar sohbet kitabý hüviyetindedir. Ýçinde insanlara emreden hiçbir hüküm mevcut olamaz. Allahû Tealâ diyor ki: 2/BAKARA-213: Kânen nâsu ummeten vâhýdeten fe beasallâhun nebiyyîne mubeþþirîne ve munzirîne, ve enzele meahumul kitâbe bil hakký li yahkume beynen nâsi fî mâhtelefû fîh(fîhi), ve mâhtelefe fîhi illellezîne ûtûhu min ba’di mâ câethumul beyyinâtu bagyen beynehum, fe hedâllâhullezîne âmenû li mâhtelefû fîhi minel hakký bi iznih(iznihî), vallâhu yehdî men yeþâu ilâ sýrâtýn mustakîm(mustakîmin). Ýnsanlar bir tek ümmetti. Sonra Allah, müjdeleyici ve uyarýcý peygamberler beas etti (hayata getirdi, gönderdi). Ve onlarla birlikte insanlarýn aralarýnda, ayrýlýða düþtükleri þey hakkýnda hüküm vermeleri için hak ile kitap indirdi. Kendilerine (apaçýk) beyyineler (belgeler) geldikten sonra kendi aralarýndaki çekememezlik (ve haset yüzünden) onun hakkýnda ayrýlýða düþenler, sadece kendilerine (kitap) verilenlerdir. Bu sebeple âmenû olan (Allah’a ulaþmayý dileyen) o kimselerin haktan yana ayrýlýða düþtükleri þeyi (hidayeti) açýklamalarý için Allah, Kendi izniyle onlarý hidayete erdirdi. Allah, dilediði kimseyi Sýratý Mustakîm’e iletir. 4/NÝSA-105: Ýnnâ enzelnâ ileykel kitâbe bil hakký li tahkume beynen nâsi bimâ erâkallâh(erâkallâhu), ve lâ tekun lil hâinîne hasîmâ(hasîmen). Þüphesiz insanlar arasýnda Allah’ýn sana gösterdiði þekilde hükmetmek için Biz, sana Kitab’ý hak olarak indirdik. Ve hainlerin savunucusu olma (hainleri müdafaa edenlerden olma).

160

160


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 5

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 490

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

b¦z¤1 • Š¤×¡£ˆÛa ¢á¢Ø¤ä Ç ¢l¡Š¤š ä Ï a åî©Ï¡Š¤¢ß b¦ß¤ì Ó ¤á¢n¤ä¢× ¤æ a E fe nadribu ankumuz zikre safhan en kuntum kavmen musrifîn(musrifîne).

√ψλεψσε ζικρι σιζε (βεψανδαν) ϖαζγε⎜ιπ β⎬ρακαλ⎬μ μ⎬? Σιζ μ⎫σριφ (ηαδδι α⎭αν) βιρ καϖιμ ολδυνυζ διψε. 1 2 3 4 5 6 7 8

-

e fe nadribu ... (safhan) an-kum ez zikre (nadribu) ... safhan en kuntum kavmen

9 - musrifîne

: : : : : : : :

mi o zaman, öyleyse vazgeçip býrakalým sizden zikir vazgeçip býrakalým sizin olmanýz bir kavim

:

müsrif, haddi aþan

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kur’ân-ý Kerim Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e 23 yýl boyunca âyet, âyet indirilmiþtir. Allahû Tealâ, Zuhruf-3’te: “Muhakkak ki Biz, O’nu Arapça Kur’ân kýldýk. Umulur ki böylece akýl edersiniz.” diyordu. Ýnsanlarýnsa akletmeye hiç niyetleri yoktu; Peygamber Efendimiz (S.A.V)’i devamlý rahatsýz ediyorlardý. Hatta O’nu taþlýyorlardý ve Kur’ân-ý Kerim’in O’nun tarafýndan uydurulmuþ olduðunu söylüyorlardý. O’na deli diyorlardý. Herkese O’nun peygamber olmadýðýný ispata çalýþýyorlardý. Allahû Tealâ da diyor ki: “Yani siz böyle yapýyorsunuz diye siz müsrif haddi aþan bir kavim oldunuz diye size beyandan vazgeçip sizi baþýboþ mu býrakacaðýz?” Yani Allahû Tealâ: “Siz ne yaparsanýz yapýn biz hükmümüzü indiririz.” buyurmaktadýr.

161

161


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 6

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 490

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

åî©Û £ë ü¤a ó¡Ï §£ó¡j ã ¤å¡ß b ä¤Ü ¤‰ a ¤á × ë Ve kem erselnâ min nebiyyin fîl evvelîn(evvelîne).

ςε σιζδεν εϖϖελκι (⎫μμετλεριν) ι⎜ινδε νιχε νεβ⎩λερ (πεψγαμβερλερ) γ⎞νδερδικ. 1 2 3 4

-

ve kem erselnâ min nebiyyin fî el evvelîne

: : : :

ve nice, ne kadar biz gönderdik nebîlerden, peygamberlerden evvelkilerin arasýnda, içinde

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Arapça olan nebî kelimesi Farsça peygamber kelimesiyle eþ anlamlýdýr. Hz. Ýsa, Hz. Musa, Hz. Ýbrâhîm, Hz. Nuh ve Hz. Âdem hepsi birer Peygamber’di. Allahû Tealâ da burada açýkça “Sizden evvelki kavimlere de nice peygamberler gönderdik siz istemiyorsunuz diye Biz Kur’ân-ý Kerim’i tamamlamaktan vazgeçmeyiz.” diyor. Allahû Tealâ, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’den evvel de nice nebîler (peygamberler) gönderdiðini ifade etmektedir. Kur’ân-ý Kerim’de “nebî” kelimesi mutlak olarak sadece peygamberler için kullanýlýr. Peygamberler (nebîler) de resûldürler ama peygamber resûldürler. Bir de kavim resûlleri vardýr. Kavim resûllerinin hepsi velî, evliya resûllerdir; nebî (peygamber) resûl deðillerdir. Ýkisi arasýnda çok büyük fark vardýr. Nebîler üstündür.

ℜψετ − 7

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 490

æ@¢ªë¡Œ¤è n¤ í ©é¡2 aì¢ãb × £ü¡a §£ó¡j ã ¤å¡ß ¤á¡èî©m¤b í b ß ë Ve mâ yetîhim min nebiyyin illâ kânû bihî yestehziûn(yestehziûne).

ςε ονλαρα ηι⎜βιρ πεψγαμβερ γελμεζ κι (γελμεμι⎭τιρ κι), ονυνλα αλαψ ετμι⎭ ολμασ⎬νλαρ. 1 2 3 4 5 6

-

ve mâ ye'tî-him min nebiyyin illâ kânû bi-hi yestehziûne

: : : : : :

ve onlara gelmedi (nebîlerden) bir nebî, bir peygamber ancak, hariç, den baþka, olmadan oldular onunla alay ederler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ne kadar nebî (peygamber) geldiyse mutlaka hepsiyle alay edilmiþ, hepsi aþaðýlanmýþ, çoðu delilikle itham edilmiþtir. Allah’ýn indirdiði her mucizenin bir sihir olduðu iddia edilmiþtir.

162

162


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 8

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 490

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

b¦'¤À 2 ¤á¢è¤ä¡ß £† ( a ¬b ä¤Ø ܤç b Ï åî©Û £ë ü¤a ¢3 r ß ó¨š ß ë Fe ehleknâ eþedde minhum batþen ve medâ meselul evvelîn(evvelîne).

Βυ σεβεπλε (Μεκκελιλερ’δεν) δαηα γ⎫⎜λ⎫ ολανλαρ⎬ δα ⎭ιδδετλε ψακαλαψαρακ ηελ®κ εττικ. Εϖϖελκι (⎫μμετλερε) αιτ μισαλλερ (δαηα ⎞νχε) γε⎜μι⎭τι.

1 2 3 4 5 6 7 8

-

fe ehleknâ eþedde min-hum batþen ve medâ meselu el evvelîne

: : : : : : : :

o zaman, bu sebeple helâk ettik daha þiddetli, daha güçlü onlardan þiddetle yakalayarak, intikam alarak ve oldu geçti mesele, örnek, durum evvelkiler, öncekiler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ’nýn, Kur’ân-ý Kerim boyunca eski ümmetlere ait bildirileri söz konusudur. Bu bildirilerde eski ümmetler nasýl peygamberlere tâbiiyetlerini gerçekleþtirmemiþler; Allahû Tealâ’nýn yolundan nasýl sapmýþlar, sonra da nasýl mahvedilmiþler, Allahû Tealâ onlarý nasýl cezalandýrmýþ ardarda anlatýlmaktadýr.

163

163


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 9

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 490

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¡pa ì¨à £Ûa Õ Ü  ¤å ß ¤á¢è n¤Û b  ¤å¡÷ Û ë = ¢áî©Ü ȤÛa ¢Œí©Œ ȤÛa £å¢è Ô Ü  £å¢Ûì¢Ô î Û ¤‰ ü¤a ë Ve le in seeltehum men halakas semâvâti vel arda le yekûlunne halakahunnel azîzul alîm(alîmu).

ςε μυηακκακ κι ονλαρα: “Γ⎞κλερι ϖε ψερι κιμ ψαραττ⎬?” διψε σοραρσαν, μυτλακα: “Ονλαρ⎬, Αζ⎩ζ (ψ⎫χε ϖε ⎫στ⎫ν) ϖε Αλ⎩μ (εν ιψι βιλεν) ψαραττ⎬.” δερλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

ve le in seelte-hum men halaka es semâvâti ve el arda le yekûlunne halaka-hunne el azîz el alîmu

: : : : : : : : : : : :

ve gerçekten, elbette, muhakkak eger, þâyet sen onlara sordun kim yarattý semalar, gökler ve arz, yer elbette, mutlaka derler onlarý yarattý azîz, yüce ve üstün, izzet sahibi alîm, en iyi bilen

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Gökleri ve yeri yaratan Allah’týr. Putlara tapanlara da neden putlara taptýklarý sorulduðunda: “Biz putlara bizi Allah’a yaklaþtýrsýnlar diye tapýyoruz.” gibi bir cevap veriyorlar. Öyleyse Allahû Tealâ’nýn, suali sorup da Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in alacaðý cevabý buraya kaydetmesi söz konusudur. O cevap: Yaratan Allah’týr.

164

164


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 10

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 490

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

3 È u ë a¦†¤è ß ¤‰ ü¤a ¢á¢Ø Û 3 È u ô©ˆ £Û a 7 æ뢆 n¤è m ¤á¢Ø £Ü È Û ¦5¢j¢ b èî©Ï ¤á¢Ø Û Ellezî ceale lekumul arda mehden ve ceale lekum fîhâ subulen leallekum tehtedûn(tehtedûne).

Σιζε ψερψ⎫ζ⎫ν⎫ δ⎞⎭εκ κ⎬λαν ϖε σιζιν ι⎜ιν οραδα ψολλαρ ψαπαν, Ο’δυρ. Υμυλυρ κι β⎞ψλεχε σιζ ηιδαψετε ερερσινιζ.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

-

ellezî ceale lekum el arda mehden ve ceale lekum fîhâ subulen lealle-kum tehtedûne

: : : : : : : : : : :

ki o kýldý, yaptý size, sizin için arz, yeryüzü, yer beþik, döþek ve kýldý, yaptý size, sizin için orada sebîller, yollar umulur ki böylece siz hidayete ererler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýnsanlar dünyanýn neresinde olurlarsa olsunlar bir yerlerde her gece yatýp uyurlar. Ýþte orasý onlar için Allahû Tealâ’nýn tayin ettiði döþektir. Allahû Tealâ’nýn geniþ arzýnda insanlar mekân sahibi oluyorlar. Ama yeryüzünü onlara döþek kýlan, onlara tahsis eden muhakkak ki Allah’týr.

165

165


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 11

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 491

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

7 §‰ † Ô¡2 ¦õ¬b ß ¡õ¬b à £Ûa å¡ß 4 £Œ ã ô©ˆ £Ûa ë æì¢u Š¤‚¢m Ù¡Û¨ˆ × 7 b¦n¤î ß ¦ñ †¤Ü 2 ©é¡2 b 㤊 '¤ã b Ï Vellezî nezzele mines semâi mâen bi kader(kaderin), fe enþernâ bihî beldeten meyten, kezâlike tuhrecûn(tuhrecûne).

ςε συψυ σεμαδαν βιρ καδερ ιλε (τακτιρ εδιλμι⎭ βιρ ⎞λ⎜⎫ ιλε) ινδιρεν Ο’δυρ. Β⎞ψλεχε ονυνλα ⎞λ⎫ βελδεψι διριλττικ (κυρυ τοπρακταν βιτκιλερ ⎜⎬καρδ⎬κ). ⇑⎭τε βυνυν γιβι (μεζαρλαρ⎬ν⎬ζδαν) ⎜⎬καρ⎬λαχακσ⎬ν⎬ζ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

ve ellezî nezzele min es semâi mâen bi kaderin fe enþer-nâ bi-hî beldeten meyten kezâlike tuhrecûne

: : : : : : : : : : : :

ve o ki, o ...dýr indirdi semadan, gökten su takdir edilmiþ bir ölçü ile böylece yetiþtirdik onunla belde, ülke ölü, cansýz iþte bunun gibi çýkarýlacaksýnýz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kýyâmette zaman sona erecektir. Gravitasyon sebebiyle kâinat küçülecektir. Bütün insanlarýn hayatta olduðu devrelerin herbirine zamanýn geri dönmesiyle insanlar zaten hayatta olacaklar ve dirilip kabirlerinden çýkacaklardýr. Suyu; gökten bir kader ile indiren Allah’týr. Allahû Tealâ’nýn yarattýðý her canlý O’nun takdiri ile hayat bulur.

166

166


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 12

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 491

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¤á¢Ø Û 3 È u ë b è £Ü¢× xa 뤋 ü¤a Õ Ü  ô©ˆ £Ûa ë = æì¢j פŠ m b ß ¡âb Ȥã ü¤a ë ¡Ù¤Ü¢1¤Ûa å¡ß Vellezî halakal ezvâce kullehâ ve ceale lekum minel fulki vel enâmi mâ terkebûn(terkebûne).

ςε ονλαρ⎬ν (βιτκιλεριν) ηεπσινδεν ⎜ιφτλερ (δι⎭ι ϖε ερκεκ ολαρακ) ψαραταν Ο’δυρ. Σιζιν ι⎜ιν γεμιλερδεν ϖε ηαψϖανλαρδαν βινεχεðινιζ ⎭εψλερ κ⎬λδ⎬. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

ve ellezî halaka el ezvâce kulle-hâ ve ceale lekum min el fulki ve el en'âmi mâ terkebûne

: : : : : : : : : :

ve o ki, o ...dýr yarattý çiftler, eþler onun hepsi ve kýldý, yaptý sizin için gemilerden ve hayvanlar þey(ler) binersiniz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Peygamber Efendimiz (S.A.V), Hz. Nuh’tan binlerce sene sonra dünyaya geldi ve o zaman dünya üzerinde yelkenli gemiler vardý. Ama ondan yüzlerce yýl önce, Hz. Nuh zamanýnda Allahû Tealâ, bir yelkenin dýþýnda bir nesneyle gemiyi harekete geçirmiþ o gemi ki bir nükleer gemi olarak bütün dünyayý dolaþmýþtýr. 11/HUD-40: Hattâ izâ câe emrunâ ve fâret tennûru kulnâhmil fîhâ min kullin zevceynisneyni ve ehleke illâ men sebeka aleyhil kavlu ve men âmen(âmene), ve mâ âmene meahû illâ kalîl(kalîlun). Ve emrimiz gelince, tennur kaynadý. “O zaman herþeyden, iki unsurdan oluþan (bir diþi ve bir erkek) bir çifti ve haklarýnda söz geçmiþ olanlar (boðulacaklarýn sözü: Hud-37) hariç, aileni ve âmenû olanlarý onun içine yükle.” dedik. Az kiþiden baþkasý, onunla beraber âmenû olmadý.

167

167


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 13

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 491

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¤á¢Ø¡£2 ‰ ò à¤È¡ã a뢊¢×¤ˆ m £á¢q ©ê¡‰ì¢è¢Ã ó¨Ü Ç a@¢ì n¤ n¡Û ô©ˆ £Ûa æb z¤j¢ aì¢Ûì¢Ô m ë ¡é¤î Ü Ç ¤á¢n¤í ì n¤a a ‡¡a = åî©ã¡Š¤Ô¢ß ¢é Û b £ä¢× b ß ë a ˆ¨ç b ä Û Š £‚  Li testevû alâ zuhûrihî summe tezkurû ni’mete rabbikum izesteveytum aleyhi ve tekûlû subhânellezî sehhare lenâ hâzâ ve mâ kunnâ lehu mukrinîn(mukrinîne).

Ονλαρ⎬ν σ⎬ρτλαρ⎬να ψερλε⎭μενιζ ι⎜ιν. Σονρα ονυν ⎫ζερινε ψερλε⎭τιðινιζ ζαμαν Ραββινιζιν νι’μετινι ζικρεδιν! ςε: “Βυνυ βιζε μυσαηηαρ (εμριμιζε αμαδε) κ⎬λαν (Αλλαη) Σ⎫βηαν’δ⎬ρ. ςε βιζ, Ο’να (κενδιμιζ) γ⎫⎜ ψετιρεμεζδικ.” δεψιν! 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16

-

li testevû alâ zuhûri-hi summe tezkurû ni'mete rabbi-kum izâ isteveytum aleyhi ve tekûlû subhâne ellezî sehhare lenâ hâzâ ve mâ kunnâ lehu mukrinîne

: : : : : : : : : : : : : : : :

yerleþmeniz için onlarýn sýrtlarý üzerine, sýrtlarýna sonra zikredin ni’met sizin Rabbiniz yerleþtiðiniz zaman onun üzerine, ona ve deyin, söyleyin sübhan, herþeyden münezzeh ki o musahhar, emre amade kýldý bizim için, bize bu, bunu ve biz olmazdýk onu, ona gücü yetenler, güç yetirenler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada Allah’ýn insanlara binek hayvanlarý ve gemilerle yardýmý ifade edilmektedir. Ýnsanlýðýn baþlangýcýndan bu tarafa geçen zaman parçalarý içinde hep Allah’ýn insanlara yeni ufuklar açmasýyla uzay devrine ulaþtý. Ama baþka gezegenlerin de baþka baþka gezegenlere ulaþtýran ýþýk hýzýnýn ötesinde hýzla seyreden taþýtlara ulaþmasý söz konusu. Bir gezegenin teknik açýdan ulaþabildiði seviye o gezegende son atom harbinden itibaren geçen süredir. Bu sürenin en uzun olduðu gezegenlerde teknik, en ileri seviyededir. Oralarda ýþýk hýzýndan önde giden hava gemileri mevcuttur. Hepsi de Allah’ýn o insanlara yardýmýyla tahakkuk eder. O kiþinin Allah’a inanmasý inanmamasý önemli deðildir. Allahû Tealâ insanlýða hizmet edecek olan bir insana yardým eder. Bütün gezegenlerde ilim hep ayný standartlardan geçer. Telefonun, telgrafýn, radyonun, televizyonun ardarda geliþmesi sürecinde herþey Allah’ýn yardýmýyla oluþmuþtur.

168

168


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 14

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 491

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

æì¢j¡Ü Ô¤ä¢à Û b ä¡£2 ‰ ó¨Û¡a ¬b £ã¡a ë Ve innâ ilâ rabbinâ le munkalibûn(munkalibûne).

ςε μυηακκακ κι βιζ, Ραββιμιζε μυτλακα δ⎞νεχεκ ολανλαρ⎬ζ. 1 2 3 4

-

ve innâ ilâ rabbi-nâ le munkalibûne

: : : :

ve muhakkak ki biz Rabbimize mutlaka dönenler, dönecek olanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah bütün insanlarýn Allah’a ulaþmayý dilemesini ister ama insanlarýn büyük kýsmý Allah’a ulaþmayý dilemezler. Oysaki diledikleri andan itibaren þu dünyadaki en mutlu insanlar olmak için ilk adýmý atmýþ olacaklardýr. Allahû Tealâ, Allah’a ulaþmayý dileyen herkes için mutlaka sözünü gerçekleþtirecek, o kiþilerin ruhlarýný mutlaka Kendisine ulaþtýracaktýr. Buradaki muhtevada, insan ruhunun ölmeden evvel Allah’a ulaþmasý, mülâki olmasý Allah’ýn temel emridir. Zuhruf Suresinin bu 14. âyet-i kerimesi insan ruhunun Allah’a mutlaka döneceðini ifade etmektedir. Kiþi, Allah’a ulaþmayý diler ve ruhu Allah’a ulaþýr. Allah’a ulaþmayý dilemezse o kiþinin ruhunun ancak ölümden sonra Allah’a ulaþmasý söz konusudur. Ýnsanlar, ruhlarýný ister kendileri ister Azrail (A.S), yardýmcý melekleriyle beraber ulaþtýrsýn netice deðiþmez. Her halükârda herkesin ruhu mutlaka Allah’a ulaþacaktýr. Bu âyetteki “munkalibûn” ifadesi Allah’a ulaþmayý dileyenlerin ruhlarýný Allah’a ulaþtýrmasý anlamýna gelir. Çünkü munkalibûn mânâ itibari ile bir deðiþimi ihtiva eder. Ýnsanýn Allah’a ulaþmayý dilemesi, nefs tezkiyesini yapmasý, ruhunun 7 tane gök katýný aþarak Allahû Tealâ’ya ulaþmasý ve Allah’ýn Zat’ýnda ruhun yok olmasý devamlý deðiþimdir.

169

169


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 15

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 491

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

6 a¦õ¤Œ¢u ©ê¡…b j¡Ç ¤å¡ß ¢é Û aì¢Ü È u ë 6 ¥åî©j¢ß ¥‰ì¢1 Ø Û æb ¤ã¡ü¤a £æ¡a Ve cealû lehu min ibâdihî cuz’â(cuz’en), innel insâne le kefûrun mubîn(mubînun).

ςε Ο’να, κυλλαρ⎬νδαν βιρ κ⎬σμ⎬ν⎬ ισναδ εττιλερ. Μυηακκακ κι ινσαν, μυτλακα απα⎜⎬κ ινκ®ρ εδιχιδιρ.

1 2 3 4 5 6 7 8 9

-

ve cealû lehu min ibâdi-hi cuz'en inne el insâne le kefûrun mubînun

: : : : : : : : :

ve kýldýlar ona onun kullarýndan cüz, bir kýsým muhakkak insan elbette, mutlaka, gerçekten kefur, nankör, inkâr edici açýkça, apaçýk

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýnsanlar Allah’ýn bütün güzelliklerini inkâr ediyorlar. Herþeyin Allahû Tealâ tarafýndan yaratýlmadýðýný; kendi kendine oluþtuðunu; Allahû Tealâ’nýn melekleri evlât edindiðini; Hz. Ýsa’nýn da Allah’ýn oðlu olduðunu söylüyorlar. Herþey öylesine yanlýþ ki insanýn topraktan yaratýlmadýðý, maymundan oluþtuðu iddia ediliyor. Allahû Tealâ ne söylemiþse, insanoðlunun azgýnlarý Allah’ýn emirlerinin ve ifadelerinin tamamen tersini, þeytandan aldýklarý telkinlerle insanlarla hakikatmiþ gibi göstermeye çalýþýyorlar.

170

170


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

Χ⎫ζ − 25

ℜψετ − 16

Σαψφα − 491

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

§pb ä 2 ¢Õ¢Ü¤‚ í b £à¡ß ˆ ‚ £ma ¡â a ; åî©ä j¤Ûb¡2 ¤á¢Øî¨1¤• a ë Emittehaze mimmâ yahluku benâtin ve asfâkum bil benîn(benîne).

Ψοκσα Ο, ψαραττ⎬κλαρ⎬νδαν κ⎬ζλαρ⎬ Κενδισινε σε⎜τι ϖε οðλανλαρ⎬ σιζε μι αψ⎬ρδ⎬?

1 2 3 4 5 6 7

-

em ittehaze mimmâ (min mâ) yahluku benâtin ve asfâ-kum bi el benîne

: : : : : : :

yoksa, veya edindi þey(ler)den yaratýr kýz çocuklarý ve sizin için seçti, tercih etti erkek çocuklarý

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kýz çocuklarý, Allah’a yakýþtýrýyorlar. Allah onlarý Kendisine seçmiþ, oðlanlarý da onlara ayýrmýþ. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’den evvel sahâbenin yaþadýðý korkunç bir toplumdu. Soygunculuk, kabileler arasýndaki kan davalarý, kýz çocuklarýný daha yaþýna bile basmadan diri diri gömmek onlardaydý. Bunu bir cesaret iþi olarak deðerlendirirlerdi. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’den evvel kervan soymak, insan öldürmek onlar için tabii bir þeydi. O’ndan sonraysa kitle halinde kâinatýn Allah’a en yakýn insanlarý olmayý baþardýlar.

171

171


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 17

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 491

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¡å¨à¤y £ŠÜ¡Û l Š ™ b à¡2 ¤á¢ç¢† y a Š¡£'¢2 a ‡¡a ë ¥áî©Ä × ì¢ç ë a ¦£… ì¤¢ß ¢é¢è¤u ë £3 à ¦5 r ß Ve izâ buþþire ehaduhum bi mâ darabe lir rahmâni meselen zalle vechuhu musvedden ve huve kezîm(kezîmun).

ςε ονλαρδαν βιρισι, Ραημ®ν’α ισναδ εττικλερι (κ⎬ζ ⎜οχυðυ) ιλε μ⎫ϕδελενδιðι ζαμαν ηιδδετλενερεκ, ψ⎫ζ⎫ γ⎞λγελενιρ ϖε καραρ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

ve izâ buþþire ehadu-hum bi mâ darabe (meselen) li er rahmâni (darabe) meselen zalle vechu-hu musvedden ve huve kezîmun

: : : : : : : : : : : :

ve olduðu zaman müjdelendi onlardan birisi þey ile örnek verdi, isnad etti Rahmân’a örnek verdi, isnad etti gölgeledi, oldu onun yüzü siyahlaþmýþ olan, kararmýþ olan ve o öfke, hiddet

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Peygamber Efendimiz (S.A.V)’den evvelki toplumda kýz çocuðuna sahip olmak, sanki bir þerefsizlikmiþ gibi kýz çocuklarýný istemiyorlardý. Onlarý daha küçücükken diri diri mezara gömerek öldürüyorlardý. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e tâbî olduktan sonra sahâbe asla böyle bir þey yapmadý ama etraftaki puta tapanlar ve diðerleri ayný þeyi yapmaya devam ediyorlardý.

172

172


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 18

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 491

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¡ò î¤Ü¡z¤Ûa ó¡Ï a¯ ¢ªì £' ä¢í ¤å ß ë a §åî©j¢ß ¢Š¤î Ë ¡âb –¡‚¤Ûa ó¡Ï ì¢ç ë E ve men yuneþþeu fîl hýlyeti ve huve fîl hýsâmi gayru mubîn(mubînin).

Ζιψνετ ι⎜ιν ψετι⎭τιριλεν ϖε μ⎫χ®δελεψε γ⎫χ⎫ ψετμεψενι μι (Αλλαη’α ισναδ εδιψορλαρ)?

1 2 3 4 5 6 7 8

-

e ve men yuneþþeu fî el hilyeti ve huve fî el hisâmi gayru mubînin

: : : : : : : :

mi ve kimse büyütülür, yetiþtirilir ziynet içinde, süs eþyalarý arasýnda ve o mücâdele içinde, mücâdelede olmaksýzýn, olmayan açýkça, apaçýk

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ziynet için yetiþtirilen ve mücâdeleye gücü yetmeyenler kýz çocuklardýr. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’den evvelki toplumda kýz çocuklar, sanki bir yüz karasýymýþ gibi mütalâa edilirdi. Onun devrinde de sahâbenin dýþýnda kalanlar ayný þeyleri ayný þekilde yaþamaya devam ettiler. Kýz çocuklarý öldürmek, erkek çocuklarý baðýrlarýna basmak, erkeðe kýzlardan çok daha büyük bir hüviyet vermek, o zamanýn temel tatbikatýydý. Böylece Allahû Tealâ’nýn yarattýðý kýz çocuðunu inkâr etmek, reddetmek, öldürmek; erkek çocuklarý ise müjde olarak telâkki etmek söz konusuydu.

173

173


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 19

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 491

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

6 b¦qb ã¡a ¡å¨à¤y £ŠÛa ¢…b j¡Ç ¤á¢ç åí©ˆ £Ûa ò Ø¡÷¬¨Ü à¤Ûa aì¢Ü È u ë æì¢Ü ÷¤¢í ë ¤á¢è¢m …b è ( ¢k n¤Ø¢n  6 ¤á¢è Ô¤Ü  a뢆¡è ( a Ve cealûl melâiketellezîne hum ibâdur rahmâni inâsâ(inâsen), e þehidû halkahum, setuktebu þehâdetuhum ve yus’elûn(yus’elûne).

ςε Ραημ®ν’⎬ν κυλλαρ⎬ ολαν μελεκλερι “δι⎭ι” σαψδ⎬λαρ. Ονλαρ⎬ν ψαρατ⎬λ⎬⎭⎬να ⎭αηιτ μι ολδυλαρ? Ονλαρ⎬ν ⎭αηαδετλερι ψαζ⎬λαχακ ϖε σοργυλαναχακλαρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

-

ve cealû el melâikete ellezîne hum ibâdu er rahmâni inâsen e þehidû halka-hum se-tuktebu þehâdetu-hum ve yus'elûne

: : : : : : : : : : : : :

ve kýldýlar, yaptýlar melekler ki onlar onlar kullar Rahmân diþiler mi þahit oldular onlari yarattý yazýlacak onlarýn þehadetleri, þahitlikleri ve sorulacaklar, sorgulanacaklar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ soruyor: “Melekler diþidir, diyorlar. Onlarýn yaratýlýþýna þahit mi olmuþlar? Onlarýn þahadetleri yazýlacak ve sorgulanacaklar?” Allah’ýn yaratmasý ve insanlarýn Allah’ýn yaratmasýný tekzip etmeleri, yalanlamalarý, kendilerine göre hüküm çýkarýp ahkâm kesmeleri söz konusudur.

174

174


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 20

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 491

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

6 ¤á¢çb 㤆 j Ç b ß ¢å¨à¤y £ŠÛa õ¬b ( ¤ì Û aì¢Ûb Ó ë 6 æ좕¢Š¤‚ í £ü¡a ¤á¢ç ¤æ¡a > §á¤Ü¡Ç ¤å¡ß Ù¡Û¨ˆ¡2 ¤á¢è Û b ß Ve kâlû lev þâer rahmânu mâ abednâhum, mâ lehum bi zâlike min ilmin in hum illâ yahrusûn(yahrusûne).

ςε (ονλαρ): “Εðερ Ραημ®ν διλεσεψδι, βιζ ονλαρα ταπμαζδ⎬κ.” δεδιλερ. Ονλαρ⎬ν βυ κονυδα βιρ ιλιμλερι (βιλγιλερι) ψοκτυρ. Ονλαρ σαδεχε ψαλαν σ⎞ψλ⎫ψορλαρ.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

ve kâlû lev þâe er rahmânu mâ abednâ-hum mâ lehum bi zâlike min ilmin in ... (illâ) hum (in) ... illâ yahrusûne

: : : : : : : : : : : :

ve dediler þâyet, eðer diledi Rahmân biz onlara tapmazdýk onlarýn yoktur bunda (ilimden) bir ilim eðer olursa, sadece olur onlar eðer olursa, sadece olur yalan söylüyorlar, uyduruyorlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Putlara tapanlar diyorlar ki: “Rahmân dileseydi biz onlara tapmazdýk, biz onlara ibadet etmezdik.” Allahû Tealâ diyor ki: “Onlarýn bu konuda hiçbir bilgileri yoktur. Onlar sadece yalan söylüyorlar.”

175

175


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 21

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 491

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

©é¡Ü¤j Ó ¤å¡ß b¦2b n¡× ¤á¢çb ä¤î m¨a ¤â a æì¢Ø¡¤à n¤¢ß ©é¡2 ¤á¢è Ï Em âteynâhum kitâben min kablihî fe hum bihî mustemsikûn(mustemsikûne).

Ψοκσα ονδαν ⎞νχε, ονλαρα κιταπ ϖερδικ δε β⎞ψλεχε ονλαρ, ονα (ο κιταβα) μ⎬ σαρ⎬λδ⎬λαρ?

1 2 3 4 5 6 7 8

-

em âteynâ-hum kitâben min kabli-hi fe hum bihî mustemsikûne

: : : : : : : :

yoksa, veya biz onlara verdik bir kitap ondan önce böylece onlar ona tutunanlar, sarýlanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Putperestlere kitap verilmemiþ olduðu cihetle onlarýn yalan söyledikleri ifade buyruluyor.

176

176


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 22

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 491

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

§ò £ß¢a ó¬¨Ü Ç b ã õ¬b 2¨a ¬b 㤆 u ë b £ã¡a a¬ì¢Ûb Ó ¤3 2 æ뢆 n¤è¢ß ¤á¡ç¡‰b q¨a ó ¬¨Ü Ç b £ã¡a ë Bel kâlû innâ vecednâ âbâenâ alâ ummetin ve innâ alâ âsârihim muhtedûn(muhtedûne).

Ηαψ⎬ρ, (ονλαρ) δεδιλερ κι: “Γερ⎜εκτεν βιζ, βαβαλαρ⎬μ⎬ζ⎬ βιρ ⎫μμετ (δ⎩ν) ⎫ζερινδε βυλδυκ. ςε μυηακκακ κι βιζ, ονλαρ⎬ν ιζι ⎫ζερινδε ηιδαψετε ερενλεριζ.” 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

-

bel kâlû innâ vecednâ âbâe-nâ alâ ummetin ve innâ alâ âsâri-him muhtedûne

: : : : : : : : : : :

hayýr dediler muhakkak ki biz bulduk bizim babalarýmýz, atalarýmýz üzerinde bir ümmet, dîn ve muhakkak ki biz üzerinde onlarýn izleri hidayete erenler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hidayet, insan ruhunun ölmeden evvel Allah’a ulaþmasýdýr. Hidayet üzere olmak baþka þeydir hidayete ermek baþka þeydir. Kiþi, Allah’a ulaþmayý dilediðinde hidayet üzeredir ama hidayete ermemiþtir. 14. basamakta mürþidine ulaþýp tâbî olduðunda gene hidayet üzeredir (ikinci hidayet üzere olmak) ama hidayete ermemiþtir. 21. basamakta ruhunu Allah’a ulaþtýrýp, 22. basamakta ruhu Allah’ýn Zat’ýnda yok olunca kiþi hidayete erer. Bu ruhun hidayetidir. 25. basamakta fizik vücudunu Allah’a teslim ettiðinde fizik vücudun hidayeti ile ikinci defa hidayete erer. 27. basamakta nefsini Allah’a teslim eder ve nefsi hidayete erer. 28. basamaðýn 5. kademesinde iradesini Allah’a teslim eder, iradesi de hidayete erer. Kur’ân’ýn hidayetleri bunlardýr. Puta tapanlar da puta taparak hidayete erdiklerini söylüyorlar. Ýþte cehalet bu standartlarda ve bugün de insanlýk deðiþmiþ deðildir. Kur’ân’ýn bütün temel hükümleri unutulmuþ ve insanlar Kur’ân’dan kopmuþlardýr. Ýnsanlarýn % 90’ýndan çok daha fazlasý Allah’a ulaþmayý dilemedikleri için kurtuluþlarý mümkün deðildir. Cehenneme gidecekleri halde kendilerini hidayette zannediyorlar.

177

177


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 23

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 492

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

§Ší©ˆ ã ¤å¡ß §ò í¤Š Ó ó©Ï ١ܤj Ó ¤å¡ß b ä¤Ü ¤‰ a ¬b ß Ù¡Û¨ˆ × ë b ã õ¬b 2¨a ¬b 㤆 u ë b £ã¡a = ¬b çì¢Ï Š¤n¢ß 4b Ó £ü¡a æ뢆 n¤Ô¢ß ¤á¡ç¡‰b q¨a ó¬¨Ü Ç b £ã¡a ë §ò £ß¢a ó¬¨Ü Ç Ve kezâlike mâ erselnâ min kablike fî karyetin min nezîrin illâ kâle mutrefûhâ innâ vecednâ âbâenâ alâ ummetin ve innâ alâ âsârihim muktedûn(muktedûne).

ςε τ⎬πκ⎬ βυνυν γιβι, σενδεν ⎞νχε βιρ ⎫λκεψε βιρ νεζιρ γ⎞νδερμι⎭ ολμαδ⎬κ κι, ονυν (ο ⎫λκενιν) ρεφαη ι⎜ινδε ολανλαρ⎬: “Μυηακκακ κι βιζ, βαβαλαρ⎬μ⎬ζ⎬ βιρ ⎫μμετ (δ⎩ν) ⎫ζερινδε βυλδυκ. ςε μυτλακα βιζ, ονλαρ⎬ν ιζλερινε τ®β⎩ ολανλαρ⎬ζ.” δεμεμι⎭ ολσυνλαρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15

178

-

ve kezâlike mâ erselnâ min kabli-ke fî karyetin min nezîrin illâ kâle mutrefû-hâ innâ vecednâ âbâe-nâ alâ ummetin ve innâ alâ âsâri-him muktedûne

: : : : : : : : : : : : : : :

ve böylece, ve bunun gibi biz göndermedik senden önce bir beldenin içine, beldeye, ülkeye bir nezir, uyarýcý ancak, den baþka, olmamýþ olsun dedi onun refah içinde olanlarý muhakkak biz biz bulduk babalarýmýz, atalarýmýz bir ümmet (dîn) üzerinde ve muhakkak biz onlarýn izleri üzerinde tâbî olanlar, yolunda olanlar

178


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 23

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 492

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Nezirler, Allah’a ulaþmayý dileyenleri müjdelemek ve dilemeyenleri uyarmak için gönderilirler. Nezir tabiri resûlle paralel kullanýlabilir. Allahû Tealâ, Mulk Suresinin 8, 9 ve 10. âyetlerinde “nezir” kelimesini, Zumer Suresinin 71. âyet-i kerimesinde “resûl” kelimesini kullanmýþtýr ama ayný görevi yapan kiþilerden bahsetmiþtir: 67/MULK-8: Tekâdu temeyyezu minel gayz(gayzi), kullemâ ulkýye fîhâ fevcun seelehum hazenetuhâ e lem ye’tikum nezîr(nezîrun). (Cehennem) nerede ise öfkesinden çatlayacak gibi olur. Herbir grup oraya (cehenneme) atýldýðýnda, cehennem bekçileri (vazifelileri) onlara: “Size nezir (ikaz edici, uyarýcý) gelmedi mi?” diye sorarlar. 67/MULK-9: Kâlû belâ kad câenâ nezîrun fe kezzebnâ ve kulnâ mâ nezzelallâhu min þey’in entum illâ fî dalâlin kebîr(kebîrin). (Cehenneme atýlanlar) derler ki: “Evet, andolsun ki bize nezir geldi. Ama biz, onu yalanladýk ve Allah, hiçbir þey indirmemiþtir, dedik ve siz, büyük bir sapýklýk içindesiniz, dedik.” 67/MULK-10: Ve kâlû lev kunnâ nesmeu ev na’kýlu mâ kunnâ fî ashâbis saîr(saîri). Ve derler ki: “Eðer biz iþitmiþ ve akletmiþ (idrak etmiþ) olsaydýk burada, ateþ ehlinin içinde mi olurduk?” 39/ZUMER-71: Vesîkallezîne keferû ilâ cehenneme zumerâ(zumeran), hattâ izâ câuhâ futihat ebvâbuhâ, ve kâle lehum hazenetuhâ e lem ye’tikum rusulun minkum yetlûne aleykum âyâti rabbikum ve yunzirûnekum likâe yevmikum hâzâ, kâlû belâ ve lâkin hakkat kelimetul azâbi alel kâfirîn(kâfirîne). Kâfirler, zümre zümre cehenneme sürülürler. Oraya geldikleri zaman, onun (cehennemin) kapýlarý açýlýr. Ve onun (cehennemin) bekçileri onlara derler ki: “Size, sizden (sizin aranýzdan) olan resûller gelmedi mi ki, size Rabbinizin âyetlerini okusun, bugüne (buraya) geleceðinizi (söyleyerek) uyarsýn? (Cehenneme gidenler) dediler ki: “Evet (geldiler).” Fakat azap sözü kâfirlerin üzerine hak oldu. Nezir, “uyaran” mânâsýna gelir. Resûl de “elçi olarak gönderilen” mânâsýndadýr. Allahû Tealâ neziri gönderdiði zaman o ülkenin refah içinde olanlarý o resûle, o nezire: “Muhakkak ki biz, babalarýmýzý bir dîn üzerinde bulduk. Ve mutlaka biz, onlarýn izlerine tâbî olanlarýz.” diyorlar. Babalarýnýn izleri onlarý dalâlette býrakýyor.

179

179


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 24

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 492

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¡é¤î Ü Ç ¤á¢m¤† u ë b £à¡ß ô¨†¤ç b¡2 ¤á¢Ø¢n¤÷¡u ¤ì Û ë a 4b Ó æ뢊¡Ïb × ©é¡2 ¤á¢n¤Ü¡¤‰¢a ¬b à¡2 b £ã¡a a¬ì¢Ûb Ó 6 ¤á¢× õ¬b 2¨a Kâle e ve lev ci’tukum bi ehdâ mimmâ vecedtum aleyhi âbâekum, kâlû innâ bi mâ ursýltum bihî kâfirûn(kâfirûne).

(Νεζιρλεριν ηεπσι): “Σιζε βαβαλαρ⎬ν⎬ζ⎬ ⎫ζερινδε βυλδυðυνυζ ⎭εψδεν (δ⎩νδεν) δαηα ⎜οκ ηιδαψετε ερδιρεχεκ ολαν⎬ γετιρμι⎭ ολσαμ δα μ⎬?” δεδιλερ. (Ονλαρ δα): “Μυηακκακ κι βιζ, σιζιν κενδισιψλε γ⎞νδεριλδιðινιζ ⎭εψι ινκ®ρ εδενλεριζ.” δεδιλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14

-

kâle e ve lev ci'tu-kum bi ehdâ mimmâ (min mâ) vecedtum aleyhi âbâe-kum kâlû innâ bi mâ ursiltum bi-hî kâfirûne

: : : : : : : : : : : : : :

dedi ve olsa da mý size getirdim daha çok hidayete erdireni þeyden siz buldunuz onun üzerinde sizin babalarýnýz, atalarýnýz dediler muhakkak ki biz þeyi siz gönderildiniz onunla, kendisiyle inkâr edenler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Resûller, nezirler Allah’ýn emriyle vazifeli kýlýnmýþlardýr. Allah’ýn âyetlerini söylerler. Allahû Tealâ, Yunus Suresinin 7 ve 8. âyetlerinde diyor ki: 10/YUNUS-7: Ýnnellezîne lâ yercûne likâenâ ve radû bil hayâtid dunyâ vatme’ennû bihâ vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne). Muhakkak ki onlar, Bize ulaþmayý (hayatta iken ruhlarýný Allah’a ulaþtýrmayý) dilemezler. Dünya hayatýndan razý olmuþlardýr ve onunla doyuma ulaþmýþlardýr ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardýr. 10/YUNUS-8: Ulâike me’vâhumun nâru bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne). Ýþte onlarýn kazandýklarý (dereceler) gereðince varacaklarý yer ateþtir (cehennemdir). Allah’a ulaþmayý dilemeyen bir kiþinin kaybettiði dereceler kazandýðý derecelerden mutlaka fazla olacaktýr. Allahû Tealâ açýk ve kesin bir hükümle onlarýn mutlaka cehenneme gideceðini ifade etmektedir. Nebîler, resûller, mürþidler ve insanlarý âyetlerle uyaranlarýn hepsi nezirdir. Ama âyette görüldüðü gibi hem kendileri hem uyarýlarý hep inkâr edilmiþtir.

180

180


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 25

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 492

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

; åî©2¡£ˆ Ø¢à¤Ûa ¢ò j¡Ób Ç æb × Ñ¤î × ¤Š¢Ä¤ãb Ï ¤á¢è¤ä¡ß b ä¤à Ô n¤ãb Ï Fentekamnâ minhum fanzur keyfe kâne âkýbetul mukezzibîn(mukezzibîne).

Βυνυν ⎫ζερινε ονλαρδαν ιντικαμ αλδ⎬κ. ⇑⎭τε βακ, ψαλανλαψανλαρ⎬ν ακ⎬βετι (σονυ) νασ⎬λ ολδυ. 1 2 3 4 5 6 7 8

-

fentekamnâ (fe intekamnâ) fe intekamnâ min-hum fanzur (fe unzur) keyfe kâne âkibetu el mukezzibîne

: : : : : : : :

böylece, bunun üzerine intikam aldýk onlardan iþte bak nasýl oldu akýbet, son tekzip edenler, yalanlayanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ’nýn dîni Hz. Ýbrâhîm’in hanif dînidir. Allah bütün insanlarý hanif fýtratýyla yaratmýþtýr. Peygamber Efendimiz (S.A.V) de bütün insanlar gibi hanif fýtratýyla yaratýlmýþtýr ve hanif dîninin sahibidir. Rum Suresinin 30. âyet-i kerimesinde Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e Allah buyuruyor ki: 30/RUM-30: Fe ekim vecheke lid dîni hanîfâ(hanîfen), fýtratallâhilletî fataran nâse aleyhâ, lâ tebdîle li halkýllâh(halkýllâhi), zâliked dînul kayyimu ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemûn(ya’lemûne). Hanif olarak kendini dîn için ikame et, Allah’ýn hanif fýtratýyla ki; Allah, insanlarý hanif fýtratýyla yaratmýþtýr. Allah’ýn yaratmasýnda deðiþme olmaz. Kayyim olan (kaim olacak, ezelden ebede kadar yaþayacak) dîn budur. Fakat insanlarýn çoðu bilmez. Allah’ýn dîni bir tanedir, hanif dînidir. Kur’ân-ý Kerim’de birçok âyet-i kerimede “Hz. Ýbrâhîm’in hanif dîni” ifadesi geçmektedir. Peygamber Efendimiz (S.A.V) hanif ise o hanif dîni O’ndan evvel Hz. Ýbrâhîm tarafýndan yaþanmýþsa, Hz. Ýbrâhîm zamanýnda bu ismi almýþsa, buradan Allahû Tealâ’nýn Hz. Ýbrâhîm’e niçin “Babanýz Ýbrâhîm” dediði anlaþýlmaktadýr. Çünkü Peygamber Efendimiz (S.A.V) hanif ve hanif dîni Hz. Ýbrâhîm’in dîni. Ayrýca Peygamber Efendimiz (S.A.V), Hz. Ýbrâhîm’in oðlu Hz. Ýsmail’in soyundandýr. Kur’ân-ý Kerim Arapça indirildiði için bu dînin adý Ýslâm dînidir, Allah’a teslim olma dînidir. Hz. Ýbrâhîm, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in ve hepimizin dîndeki babasýdýr.

181

181


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

Χ⎫ζ − 25

ℜψετ − 26

Σαψφα − 492

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

©¬é¡ß¤ì Ó ë ¡éî©2 ü¡ ¢áî©ç¨Š¤2¡a 4b Ó ¤‡¡a ë = æ뢆¢j¤È m b £à¡ß ¥õ¬a Š 2 ó©ä £ã¡a Ve iz kâle ibrâhîmu li ebîhi ve kavmihî innenî berâun mimmâ ta’budûn(ta’budûne).

ςε Ηζ. ⇑βρ®η⎩μ, βαβασ⎬να ϖε καϖμινε: “Μυηακκακ κι βεν, σιζιν ταπτ⎬ð⎬ν⎬ζ ⎭εψλερδεν υζαð⎬μ.” δεμι⎭τι.

1 2 3 4 5 6 7 8

-

ve iz kâle ibrâhîmu li ebî-hi ve kavmi-hi inne-nî berâun mimmâ (min mâ) ta'budûne

: : : : : : : :

ve demiþti Ýbrâhîm babasýna ve onun kavmi muhakkak ki ben uzak, ayrý þeyden siz taparsýnýz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Uzak olmak, berî olmak, ayrý olmak þeklinde ifade edilir. Berî olma, ibra kelimesiyle de anlatýlýr. Birine yetkinin verilmesi ve herhangibir konuda sorumluluktan kurtarmak için verilen belgenin adý ibradýr. Beraat kelimesi de ayný kökten gelir. Suçla alâkasý olmadýðýnýn ispatýdýr. Ve ona verilen belge beraattýr. Beraat, ibranýn iþaretidir. Hz. Ýbrâhîm, babasýna ve kavmine diyor ki: “Ben, sizin taptýðýnýz þeylerden uzaðým, ayrýyým. Ben beraat ettim. Putlara tapmakla siz suçlusunuz ama ben suçlu deðilim.“ Bir kiþiye bir iftira atýlýr da kiþi derse ki: “Ben bundan berîyim.” bu ifade: “Bu iftiraya ben dahil deðilim, ben böyle bir suçu iþlemedim.” mânâsýna gelir.

182

182


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 27

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 492

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¡åí©†¤è î,  ¢é £ã¡b Ï ó©ã Š À Ï ô©ˆ £Ûa £ü¡a Ýllellezî fataranî fe innehu se yehdîn(yehdîne).

Ανχακ βενι ψαραταν ηαρι⎜. ∩⎫νκ⎫ μυηακκακ κι Ο, βενι ηιδαψετε ερδιρεχεκτιρ. 1 - illâ 2 - ellezî 3 - fatara-nî (ellezî fatara) 4 - fe 5 - inne-hu 6 - se-yehdî-ni

: : : : : : :

hariç ki o beni yarattý (yaratan) böylece, çünkü muhakkak ki o beni hidayete erdirecek

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada Hz. Ýbrâhîm’in hangi hidayeti kastettiði çok açýk olarak anlaþýlmýyor. Ama ruhun, vechin, nefsin ve iradenin hidayeti olarak dört hidayet vardýr. Hz. Ýbrâhîm, hidayetlerin sonuncusuna ermemiþ olduðu bir noktada: “Ancak beni yaratan hariç. Çünkü muhakkak ki O, beni hidayete erdirecektir.” demektedir. Hz. Ýbrâhîm daha genç ve babasý da orada. Hz. Ýbrâhîm dîn konusunda kendine düþenleri yapýyor. Allah’tan ilmi alýp; tatbik sahasýna koyuyor. Herkese de tebligatta bulunuyor. Buradaki hidayetin ruhun, vechin, nefsin veya iradenin teslimi olan son hidayetten biri olmasý gerekir.

183

183


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 28

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 492

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

æì¢È¡u¤Š í ¤á¢è £Ü È Û ©é¡j¡Ô Ç ó©Ï ¦ò î¡Ób 2 ¦ò à¡Ü × b è Ü È u ë Ve cealehâ kelimeten bâkýyeten fî akýbihî leallehum yerciûn(yerciûne).

ςε ονυ, ζ⎫ρριψετι ι⎜ινδε β®κι (καλ⎬χ⎬) βιρ κελιμε κ⎬λδ⎬. Υμυλυρ κι β⎞ψλεχε ονλαρ (πυτλαρδαν) δ⎞νερλερ. 1 2 3 4 5 6 7

-

ve ceale-hâ kelimeten bâkiyeten fî akibi-hi lealle-hum yerciûne

: : : : : : :

ve onu kýldý bir kelime bâki, kalýcý olarak, kalýcý içinde onun akýbeti, ondan sonrakiler, zürriyeti umulur ki böylece onlar dönerler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hz. Ýbrâhîm’in zürriyeti içinde Hz. Ýsmail de Hz. Ýshak da babalarýna lâyýk birer evlât oldular. Herkesin evlâdý babasýna lâyýk olmaz. Hz. Nuh’un oðlu, babasýna lâyýk evlât olmadý. Allah’a ulaþmayý dilemedi ve de babasýnýn gemisine binmedi, dalgalarda boðuldu. Ýnsanlar, hep cehaletlerinin kurbanýdýrlar. Babalar evlâtlarýnýn durumuna bakarlar ve ona sadece üzülürler, gönülleri kýrýlýr ama hiç kimse, kimseyi zorlamak hakkýnýn sahibi deðildir. Allahû Tealâ Bakara Suresinde þöyle buyurmaktadýr: 2/BAKARA-256: Lâ ikrâhe fîd dîni kad tebeyyener ruþdu minel gayy(gayyi), fe men yekfur bit tâgûti ve yu’min billâhi fe kadistemseke bil urvetil vuskâ, lenfisâme lehâ, vallâhu semîun alîm(alîmun). Dînde zorlama yoktur. Ýrþad yolu (hidayet yolu; Allah’a ulaþtýran yol), gayy yolundan (dalâlet yolu; þeytana, cehenneme ulaþtýran yoldan) açýkça (ayrýlýp) ortaya çýkmýþtýr. Artýk kim tagutu (þeytaný ve þeytana ulaþtýran yolu) inkâr edip de Allah’a îmân ederse (mü’min olur, Allah’a ulaþtýran yolu tercih ederse), böylece o, (Allah’tan) kopmasý mümkün olmayan urvetul vuskaya (saðlam bir kulba, mürþidin eline) tutunmuþtur. Allah Sem’î’dir, Alîm’dir. Dileyen irþad yolunu seçer, seçmeyen gayy yolunda kalýr. Ýrþad yolunu seçmeyen herkes doðumundan itibaren zaten gayy yolundadýr. Hz. Ýbrâhîm çocuklarýna, torunlarýna bunu býrakmak istiyordu. Çocuklarý da torunlarý da bu istikamette baþarýlý oldular.

184

184


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 29

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 492

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

ó¨£n y ¤á¢ç õ¬b 2¨a ë ¡õ¬ ü¢ª¯ì¬¨ç ¢o¤È £n ß ¤3 2 ¥åî©j¢ß ¥4ì¢ ‰ ë ¢£Õ z¤Ûa ¢á¢ç õ¬b u Bel metta’tu hâulâi ve âbâehum hattâ câehumul hakku ve resûlun mubîn(mubînun).

Ηαψ⎬ρ, βεν ονλαρ⎬ ϖε βαβαλαρ⎬ν⎬, ονλαρα Ηακκ (Κυρ’®ν) ϖε Ο’νυ α⎜⎬κλαψαν βιρ ρεσ⎦λ γελινχεψε καδαρ μεταλανδ⎬ρδ⎬μ.

1 2 3 4 5 6 7 8 9

-

bel metta'tu hâulâi ve âbâe-hum hattâ câe-hum(u) el hakku ve resûlun mubînun

: : : : : : : : :

hayýr ben metalandýrdým bunlar (onlar) ve onlarýn babalarý, atalarý oluncaya kadar onlara geldi hak ve bir resûl apaçýk, açýklayan

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada “Hakk”, Hakk’ýn açýklamalarýný ihtiva eden Kur’ân’dýr. Hakk’ý açýklayan ise bir resûldür. Allahû Tealâ Hz. Ýbrâhîm’in soyuna yardým ettiðini söylemektedir.

185

185


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 30

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 492

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

a ˆ¨ç aì¢Ûb Ó ¢£Õ z¤Ûa ¢á¢ç õ¬b u b £à Û ë æ뢊¡Ïb × ©é¡2 b £ã¡a ë ¥Š¤z¡ Ve lemmâ câe humul hakku kâlû hâzâ sihrun ve innâ bihî kâfirûn(kâfirûne).

ςε ονλαρα Ηακκ (Κυρ’®ν) γελδιðι ζαμαν: “Βυ βιρ σιηιρδιρ ϖε ⎭⎫πηεσιζ βιζ, Ο’νυ ινκ®ρ εδενλεριζ.” δεδιλερ.

1 2 3 4 5 6 7 8 9

-

ve lemmâ câe-hum el hakku kâlû hâzâ sihrun ve innâ bi-hi kâfirûne

: : : : : : : : :

ve olduðu zaman onlara geldi hak dediler bu bir sihir ve muhakkak ki biz onu inkâr edenler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Onlara Hakk’ýn gelmesi, Allahû Tealâ’nýn apaçýk âyetler indirmesidir. Allahû Tealâ’nýn dizayný; Hakk’ý her vesileyle, her zaman, resûlleri vasýtasýyla indirmektir. Allahû Tealâ, gene Hakk’ý indirdiðini ve her zamanki gibi insanlarýn “Bu apaçýk bir sihirdir.” dediklerini ifade etmektedir. Kur’ân geldiði zaman da ayný inkâr sorunu olmuþ. Burada adý geçen Hakk, Kur’ân’dýr.

186

186


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 31

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 492

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¢æ¨a¤Š¢Ô¤Ûa a ˆ¨ç 4¡£Œ¢ã ü¤ì Û aì¢Ûb Ó ë §áî©Ä Ç ¡å¤î n í¤Š Ô¤Ûa å¡ß §3¢u ‰ ó¨Ü Ç Ve kâlû lev lâ nuzzile hâzel kur’ânu alâ raculin minel karyeteyni azîm(azîmin).

ςε δεδιλερ κι: “Βυ Κυρ’®ν’⎬ν, ικι βελδεδεν, βιρ β⎫ψ⎫κ αδαμα ινδιριλμεσι γερεκμεζ μιψδι?”

1 2 3 4 5 6 7 8 9

-

ve kâlû lev lâ nuzzile hâzâ el kur'ânu alâ raculin min el karyeteyni azîmin

: : : : : : : : :

ve dediler olmaz mý, olsaydý, (öyle) deðil mi indirilir bu Kur'ân bir adama den iki belde azîm, büyük

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Peygamber Efendimiz (S.A.V) gençti, adý saný henüz duyulmamýþtý. Allah’ýn, O’na Kur’ân’ý indirmesiyle dîn konusunda ilk adýmý atmýþtý. Okuma yazmasý da yoktu. Baþka kitaplardan bilgi öðrenemezdi. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in devrinde Mekke’nin dýþýnda iki büyük beldeyi sayarlardý. Putperestler, Kur’ân’ýn iki büyük beldeden birinde büyük adam olarak deðerlendirdikleri þehrin ileri gelenlerinden birine indirilmesi gerektiðini söylüyorlardý.

187

187


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 32

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 492

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¤á¢è ä¤î 2 b ä¤à  Ó ¢å¤z ã 6 Ù¡£2 ‰ ò à¤y ‰ æì¢à¡¤Ô í ¤á¢ç a Ö¤ì Ï ¤á¢è š¤È 2 b ä¤È Ï ‰ ë b î¤ã ¢£†Ûa ¡ñì¨î z¤Ûa ó¡Ï ¤á¢è n 'î©È ß 6 b£¦í¡Š¤‚¢ b¦š¤È 2 ¤á¢è¢š¤È 2 ˆ¡‚ £n î¡Û §pb u ‰ … §œ¤È 2 æì¢È à¤v í b £à¡ß ¥Š¤î  Ù¡£2 ‰ ¢o à¤y ‰ ë E hum yaksimûne rahmete rabbik(rabbike), nahnu kasemnâ beynehum maîþetehum fîl hayâtid dunyâve refa’nâ ba’dahum fevka ba’dýn derecâtin li yettehýze ba’duhum ba’dan suhriyyâ(suhriyyen), ve rahmetu rabbike hayrun mimmâ yecmaûn(yecmaûne).

Ραββινιν ραημετινι ονλαρ μ⎬ τακσιμ εδιψορλαρ? Βιζ, ονλαρ⎬ν δ⎫νψα ηαψατ⎬νδα μαι⎭ετλερινι (γε⎜ιμλερινι) αραλαρ⎬νδα τακσιμ εττικ. Ονλαρ⎬ν βιρ κ⎬σμ⎬ν⎬ν δερεχελερινι, διðερλερινιν ⎫ζερινε ψ⎫κσελττικ (⎫στ⎫ν κ⎬λδ⎬κ). Ονλαρ⎬ν βιρ κ⎬σμ⎬ διðερλερινι εμρινδε ⎜αλ⎬⎭τ⎬ρσ⎬ν διψε. ςε σενιν Ραββινιν ραημετι, ονλαρ⎬ν τοπλαδ⎬ð⎬ ⎭εψλερδεν (βα⎭κα ινσανλαρ⎬ ⎜αλ⎬⎭τ⎬ρμαψ⎬π βιρικτιρδικλερι παραδαν) δαηα ηαψ⎬ρλ⎬δ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17

188

-

e hum yaksimûne rahmete rabbi-ke nahnu kasemnâ beyne-hum maîþete-hum fî el hayâti ed dunyâ ve refa'nâ ba'da-hum fevka ba'din derecâtin li yettehize

: : : : : : : : : : : : : : : : :

mi onlar taksim ediyorlar rahmet senin Rabbin biz kýsýmlara ayýrdýk, paylaþtýrdýk onlarýn arasýnda onlarýn maiþetleri, geçimleri içinde dünya hayatý ve biz yükselttik onlarýn bir kýsmýný üzerine bir kýsmý dereceler edinmeleri için

188


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 32

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 492

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢ 18 19 20 21 22 23 24 25

-

ba'du-hum ba'dan suhriyyen ve rahmetu rabbi-ke hayrun mimmâ (min mâ) yecmeûne

: : : : : : : :

onlarýn bir kýsmý bir kýsmý boyun eðdirerek, emir altýna alarak ve rahmet senin Rabbin daha hayýrlý þeyden topluyorlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah, rahmeti herkesin arasýnda taksim eder. Allah’ýn Rahmân esmasý herkese aittir. Bu esma zikrin baþlangýcýnda kalbe ulaþan %2 rahmet nurunu gönderir. Bu Allah’ýn rahmeti sadece indirdiði rahmet nurundan ibaret deðildir. Ayný zamanda bir insana para kazandýrmasý da baþka insanlar vasýtasýyla hayýr iþletmesi de birer rahmettir. Burada ifade edilen, Rahîm esmasýyla tecelli hüviyetindeyse sadece Allah’ýn Râhim esmasýyla tecelli ettiði insanlar için geçerlidir. Allahû Tealâ, konunun hem manevî hem de maddî cephesini almýþ. Dereceler itibariyle bir yükselme söz konusu olduðuna göre bunlar, Allah’ýn Rahîm esmasýyla tecellisinin neticesinde insanlarýn kazandýðý manevî derecelerdir. Allah’ýn rahmeti ve fazlý ve salâvâtý 3 nuru kapsar ki bu üçlü Rahîm esmasýyla gelir. Bu, manevî bir deðerdir ve insanlarýn nefslerinin kalbinin %2 rahmet, %98 fazl nuruyla dolmasý için son derece önemli bir müessesedir. Para kazanma açýsýndan insanlar birbirinin eþiti deðildir. Allahû Tealâ’nýn bir ülkenin kalkýnmasý için temel hedefi, paranýn yatýrýmlarda kullanýlmasýdýr. Her yatýrým bir kýsým insaný iþe alacaktýr ve böylece istihdam müessesesi oluþacaktýr. Ýþsiz insan kalmayacaktýr. Herkes elindeki imkânla küçük veya büyük bir yatýrým yapsa, birkaç kiþiyi iþe alsa iþsizlik müessesesinin bütünüyle yok olduðu görülecektir. Allahû Tealâ ülke kalkýnmasýnýn formülünü bu âyetiyle vermiþtir. Allahû Tealâ, insanlara parayý kullanýlsýn diye verir. Emir açýktýr. Para varsa mutlaka iþ yeri açmalýdýr, riske girmelidir ama baþka insanlarýn da çalýþmalarýný ve ülkeleri için faydalý olmalarýný saðlamalýdýr. Ýnsanlar böyle yapmadan paralarýný biriktirirlerse biriken para insanlar için bir fayda ifade etmez. 9/TEVBE-34: Yâ eyyuhellezîne âmenû inne kesîren minel ahbâri ver ruhbâni le ye’kulûne emvâlen nâsi bil bâtýli ve yasuddûne an sebîlillâh(sebîlillâhi), vellezîne yeknizûnez zehebe vel fýddate ve lâ yunfikûnehâ fî sebîlillâhi fe beþþirhum bi azâbin elîm(elîmin). Ey âmenû olanlar (ölmeden önce Allah’a ulaþmayý dileyenler)! Muhakkak ki; ahbarlardan (yahud âlimlerden) ve ruhbanlardan (rahiplerden) çoðu, mutlaka insanlarýn mallarýný bâtýlla (boþ yere, haksýz olarak) yerler ve Allah’ýn yolundan engellerler (mani olurlar). Ve altýn ve gümüþü biriktiren ve onu Allah yolunda infâk etmeyen kimseler; artýk onlara elîm azabý haber ver. 9/TEVBE-35: Yevme yuhmâ aleyhâ fî nâri cehenneme fe tukvâ bihâ cibâhuhum ve cunûbuhum ve zuhûruhum, hâzâ mâ keneztum li enfusikum fe zûkû mâ kuntum teknizûn(teknizûne). Cehennem ateþinde üzerlerinde (demir) kýzdýrýldýðý gün, böylece onunla, onlarýn alýnlarý, yanlarý, sýrtlarý daðlanýr. Bu, kendiniz (nefsiniz) için biriktirdiðiniz þeylerdir. Böylece biriktirmiþ olduðunuz þeyleri tadýn!

189

189


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 33

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 492

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

b ä¤Ü È v Û ¦ñ †¡ya ë ¦ò £ß¢a ¢b £äÛa æì¢Ø í ¤æ a ¬ ü¤ì Û ë ¤å¡ß b¦1¢Ô¢ ¤á¡è¡mì¢î¢j¡Û ¡å¨à¤y £ŠÛb¡2 ¢Š¢1¤Ø í ¤å à¡Û = æ뢊 è¤Ä í b è¤î Ü Ç x¡‰b È ß ë §ò £š¡Ï Ve lev lâ en yekûnen nâsu ummeten vâhýdeten le cealnâ limen yekfuru bir rahmâni li buyûtihim sukufen min fýddatin ve meârice aleyhâ yazherûne.

ςε εðερ ινσανλαρ τεκ βιρ ⎫μμετ ηαλινε γελεχεκ ολμασαψδ⎬, Ραημ®ν’⎬ ινκ®ρ εδενλεριν εϖλερινε μυτλακα γ⎫μ⎫⎭τεν ταϖανλαρ ϖε ⎫ζερινδε ψ⎫κσελδικλερι μερδιϖενλερ ψαπαρδ⎬κ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16

-

ve lev lâ en yekûne en nâsu ummeten vâhideten le cealnâ li men yekfuru bi er rahmâni li buyûti-him sukufen min fiddatin ve meârice aleyhâ yazherûne

: : : : : : : : : : : : : : : :

ve olmasaydý olmasý insanlar bir ümmet tek mutlaka kýldýk, yaptýk o kimse için, o kimseye inkâr ediyor Rahmân’ý onlarýn evlerine, evleri için tavanlar, çardaklar gümüþten ve katlar, merdivenler üzerinde yükselirler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, Sebe Suresinin 20. âyet-i kerimesinde diyor ki: 34/SEBE-20: Ve lekad saddaka aleyhim iblîsu zannehu fettebeûhu illâ ferîkan minel mûminîn(mûminîne). Ve andolsun ki iblis, onlar üzerindeki zannýný (hedefini) yerine getirdi. Böylece mü’minleri oluþturan bir fýrka (Allah’a ulaþmayý dileyenler) hariç, hepsi ona (þeytana) tâbî oldular. Sahâbe soruyor: “Ey Allah’ýn resûlü kaç fýrka olacak?” Peygamber Efendimiz (S.A.V): “73”

190

190


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 33

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 492

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢ Sahâbe: “Bunlardan sadece bir fýrka mý kurtulacak?” Peygamber Efendimiz (S.A.V): “Evet, sadece bir fýrka.” Sahâbe: “O fýrkanýn adý ne ey Allah’ýn resûlü?” Peygamber Efendimiz (S.A.V): “O fýrkanýn adý Fýrka-ý Naciye.” Sahâbe: “Onlarýn özellikleri ne?” Peygamber Efendimiz (S.A.V): “Onlar da sizin ve benim gibi Sýratý Mustakîm’in üzerinde olacaklar.” Aradan 14 asýr geçtikten sonra bugün, dîn konusunda 72 inanç çeþidi vardýr. Bunlarýn içinde zulmanî inançlar da vardýr. Toplumlarýn herbirinde %90’dan fazla insan 72 fýrkayý oluþturmaktadýr. Bu 72 fýrkanýn içinde ayrý ayrý lisanlar konuþan, ayrý ayrý dînleri temsil eden insanlarýn her grubunun içinde Allah’ýn bir resûlü yaþýyor. Þu anda da o resûllerin hepsi hayatta. Allahû Tealâ diyor ki: 16/NAHL-36: Ve le kad beasnâ fî kulli ummetin resûlen eni’budûllâhe vectenibût tâgût(tâgûte), fe minhum men hedallâhu ve minhum men hakkat aleyhid dalâleh(dalâletu), fe sîrû fîl ardý fanzurû keyfe kâne âkýbetul mukezzibîn(mukezzibîne). Ve andolsun ki Biz, bütün ümmetlerin (milletlerin, kavimlerin) içinde resûl beas ettik (hayata getirdik, vazifeli kýldýk). (Allah’a ulaþmayý dileyerek) Allah’a kul olsunlar ve taguttan (insan ve cin þeytanlardan) içtinap etsinler (sakýnýp kurtulsunlar) diye. Onlardan bir kýsmýný, (Resûlün daveti üzerine Allah’a ulaþmayý dileyenleri) Allah hidayete erdirdi ve bir kýsmýnýn (dilemeyenlerin) üzerine dalâlet hak oldu. Artýk yeryüzünde gezin. Böylece yalanlayanlarýn akýbetinin, nasýl olduðuna bakýn (görün). Bu kavimlerin herbirindeki resûllere tâbî olan insanlarýn sayýlarý daima %10’dan aþaðýdadýr. Hepsinin toplamý 73. fýrkayý oluþturur. 73. fýrkayý oluþturanlar nüfus açýsýndan dünya nüfusunun %10’undan çok daha aþaðýsýnda yani insanlarýn þu anda dünya üzerinde %90’ýndan fazlasý Rahmân’ý inkâr eden yani Allah’a ulaþmayý dilemeyip þeytanýn kulu olan 72 fýrkayý oluþturuyor. Allah’ýn dîni açýk ve kesin bir standartta Kur’ân’da da ondan evvelki bütün kitaplarda da açýklanmýþtýr. Bu dîn, Hz. Ýbrâhîm’in hanif dînidir ve ruhu, vechi, nefsi ve iradeyi Allah’a teslim etmeyi mutlak olarak gerektirir. Yedi safha dört teslimden oluþur. Rahmân’ý yani Rahîm esmasýyla kendilerine bir þeyler gönderen Allah’ý düþünemiyorlar. Herbiri kendi ellerindeki kitaplarýn kurtuluþa mütealik olan hükümlerini kullanmýyorlar. Tevrat’ta da Ýncil’de de týpký Kur’ân’daki gibi kurtuluþun bütün reçetesi verilmiþtir. Ama hristiyan âlemi, yahudi âlemi ve Ýslâm âlemi (%90’dan daha büyük kesim itibariyle) Allah’ýn dînini yaþamýyorlar. Allahû Tealâ’nýn burada hepsini birleþmiþ olarak kabul etmesi bu istikamette bir birleþmedir. 7 milyarlýk bir dünyada nüfusun sadece 500 milyondan az bir kesimi kurtulabilecektir. Bu kurtulabilenler her dînden, her milletin içinden insanlardýr. Kurtulamayanlar, toplamýn %90’ýndan fazladýr. Onlar 72 fýrkadan oluþan bir ümmet halinde þu anda dünyaya hükmediyorlar. Peygamber Efendimiz (S.A.V) zamanýnda Allahû Tealâ kitap sahiplerinden bahsederken: “Kitap sahiplerinin hepsi birbirinin eþidi deðildir. Onlarýn büyük kýsmý yoldan çýkmýþ olanlardýr ama onlarýn küçük bir kýsmý var ki onlar týpký sizin gibi yaþarlar. Geceleri kalkýp namaz kýlarlar, kanitin olurlar, Bize ulaþmayý dilerler. Ve onlarýn arasýnda da insanlarý hayra çaðýran, münkerden ve fuhuþtan nehyeden, hayýrla emreden bir topluluk vardýr.” diyor. Ýþte o toplulukta Peygamber Efendimiz (S.A.V) zamanýnda da bütün peygamberler zamanýnda da her milletin içindeki resûle tâbî olup Allah’ýn emirlerini yaþayanlar vardýr. Tek ümmet haline gelmeselerdi onlar da Allah’a ulaþmayý dileselerdi ve kurtuluþa ulaþsalardý onlarýn evlerine gümüþten tavanlar ve üzerinde yükseldikleri gümüþten merdivenler yapardý, Allahû Tealâ. Onlarý mükâfatlandýrýrdý.

191

191


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 34

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 493

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

a¦‰¢Š¢ ë b¦2a ì¤2 a ¤á¡è¡mì¢î¢j¡Û ë = æ@¢ªì¡Ø £n í b è¤î Ü Ç Ve li buyûtihim ebvâben ve sururen aleyhâ yettekiûn(yettekiûne).

ςε ονλαρ⎬ν εϖλερινε καπ⎬λαρ ϖε δε ⎫ζερινε ψασλανδ⎬κλαρ⎬ κολτυκλαρ (ονλαρ⎬ δα γ⎫μ⎫⎭τεν ψαπαρδ⎬κ).

1 2 3 4 5

-

ve li buyûti-him ebvâben ve sururen aleyhâ yettekiûne

: : : : :

ve onlarýn evlerine kapýlar ve koltuklar, sedirler onun üzerine yaslanýrlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ: “Evlerinde eþyalarýyla, herþeyleriyle onlarý güzel bir hayat içinde yaþatýrdýk.” diyor. Allah’ýn istediði tek þey, insanlarýn Allah’a ulaþmayý dilemeleridir. Ýnsanlar ne yazýk ki Allah’a ulaþmayý dilemiyorlar.

192

192


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 35

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 493

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

6 b î¤ã¢£†Ûa ¡ñì¨î z¤Ûa ¢Êb n ß b £à Û Ù¡Û¨‡ ¢£3¢× ¤æ¡a ë 6 b¦Ï¢Š¤¢‹ ë ; åî©Ô £n¢à¤Ü¡Û Ù¡£2 ‰ †¤ä¡Ç ¢ñ Š¡¨ü¤a ë Ve zuhrufâ(zuhrufen), ve in kullu zâlike lemmâ metâul hayâtid dunyâ, vel âhiretu inde rabbike lil muttekîn(muttekîne).

ςε (⎫στλερινε) σ⎫σλερ (μ⎫χεϖηερλερ ψαπαρδ⎬κ). ςε βυνλαρ⎬ν ηεπσι σαδεχε δ⎫νψα ηαψατ⎬ν⎬ν μετα⎬δ⎬ρ. ςε αηιρετ ισε Ραββινιν κατ⎬νδαδ⎬ρ ϖε τακϖα σαηιπλερινινδιρ.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

-

ve zuhrufen ve in kullu zâlike lemmâ metâu el hayâti ed dunyâ ve el âhiretu inde rabbi-ke li el muttekîne

: : : : : : : : : : :

ve süsler, mücevherler ve eðer, sadece bütün, hepsi bu, bunlar yalnýz, sadece meta dünya hayatý ve ahiret katýnda senin Rabbin muttekiler, takva sahiplerinin (için)

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Dünya hayatýnda süsler, mücevherler isteyen insanlar sadece dünya hayatýnýn metaýný yaþayabilirler. Takva sahibi olmak Allah’a ulaþmayý dilemekle baþlar. Ruhun Allah’a ulaþmasý yani 3. takva Allah’ýn garantisinde olan ve Allah’ýn katýnda olan takvadýr.

193

193


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 36

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 493

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¤œ¡£î Ԣ㠡å¨à¤y £ŠÛa ¡Š¤×¡‡ ¤å Ç ¢)¤È í ¤å ß ë ¥åí©Š Ó ¢é Û ì¢è Ï b¦ãb À¤î, ( ¢é Û Ve men ya’þu an zikrir rahmâni nukayyýd lehu þeytânen fe huve lehu karîn(karînun).

ςε κιμ Ραημ®ν’⎬ν ζικρινδεν ψ⎫ζ ⎜εϖιριρσε, ⎭εψταν⎬ ονα μυσαλλατ εδεριζ. Β⎞ψλεχε ο (⎭εψταν), ονυν ψακ⎬ν αρκαδα⎭⎬ ολυρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

-

ve men ya'þu an zikri er rahmâni nukayyid lehu þeytânen fe huve lehu karînun

: : : : : : : : : : :

ve kim görmezlikten gelirse, umursamaz, yüz çevirir zikirden Rahmân musallat ederiz ona þeytan o zaman, artýk o onun yakýnlýk (dostluk, arkadaþlýk, arkadaþ )

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kim Allah’a ulaþmayý dilerse o takva sahibi olur. Zikirle, zikrini artýrarak ruhunu Allah’a ulaþtýrýr. Allah’a ulaþmayý dileyen kiþi ruhunu Allah’a ulaþtýrýncaya kadar emniyettedir. Allah’a ulaþtýrdýktan (33 bin ilâ 41 bin zikir) sonra Allah’ýn korumasý sona erer. Kiþi zikirlerini eksiltirse þeytan ona musallat olur. Zikirleri yavaþ yavaþ azalýr, sonunda fýska düþer. Bunun mânâsý artýk þeytan onun yakýn arkadaþý olmuþtur.

194

194


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 37

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 493

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¡3î©j £Ûa ¡å Ç ¤á¢è ãë ¢£†¢– î Û ¤á¢è £ã¡a ë æ뢆 n¤è¢ß ¤á¢è £ã a æì¢j ¤z í ë Ve innehum le yasuddûnehum anis sebîli ve yahsebûne ennehum muhtedûn(muhtedûne).

ςε μυηακκακ κι ονλαρ (⎭εψτανλαρ), ονλαρ⎬ μυτλακα (Αλλαη’⎬ν) ψολυνδαν μεν εδερλερ (αλ⎬κοψαρλαρ). ςε ονλαρ κενδιλερινιν ηιδαψεττε ολδυðυνυ σαν⎬ρλαρ. 1 2 3 4 5 6 7

-

ve inne-hum le yasuddûne-hum ani es sebîli ve yahsebûne enne-hum muhtedûne

: : : : : : :

ve muhakkak ki onlar gerçekten, mutlaka onlarý alýkoyarlar yoldan ve zannederler onlarýn olduðu hidayette olanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ Nur Suresinin 21. âyet-i kerimesinde diyor ki: 24/NUR-21: Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tettebiû hutuvâtiþ þeytân(þeytâni), ve men yettebi’ hutuvâtiþ þeytâni fe innehu ye’muru bil fahþâi vel munker(munkeri) ve lev lâ fadlullâhi aleykum ve rahmetuhu mâ zekâ minkum min ehadin ebeden ve lâkinnallâhe yuzekkî men yeþâu, vallâhu semî’un alîm(alîmun). Ey âmenû olanlar, þeytanýn adýmlarýna tâbî olmayýn! Ve kim þeytanýn adýmlarýna tâbî olursa o taktirde (þeytanýn adýmlarýna uyduðu taktirde) muhakkak ki o (þeytan), fuhþu (her çeþit kötülüðü) ve münkeri (inkârý ve Allah’ýn yasak ettiklerini) emreder. Ve eðer Allah’ýn rahmeti ve fazlý sizin üzerinize olmasaydý (nefsinizin kalbine yerleþmeseydi), içinizden hiçbiri ebediyyen nefsini tezkiye edemezdi. Lâkin Allah, dilediðinin nefsini tezkiye eder. Ve Allah, Sem’î’dir (en iyi iþitendir) Alîm’dir (en iyi bilendir). Bir insanýn nefsinin kalbine Allah’ýn nurlarýnýn girebilmesi için insanýn önce Allah’a ulaþmayý dilemesi sonra da mürþidine ulaþýp tâbî olmasý lâzýmdýr. Ondan sonra da zikretmesi lâzým ki nefsinin kalbine Allah’ýn nurlarý gelerek yerleþsin ve ruhu nefsinin tezkiyesine paralel olarak Allah’a ulaþsýn. Baþlangýçtaki %2 rahmet birikiminden sonra, nefsin kalbindeki her %7 fazl birikiminde ruh bir gök katý yükselir. Sonunda 7 gök katýný aþan ruh Allah’a ulaþýr, kiþi hidayete erer. Ama bazý insanlar, baþka insanlarý Allah’ýn yolundan men ederler. Ýnsanlar ne yazýk ki büyük bir aldanýþýn içine girerler. Zannederler ki içlerindeki o ses kendi düþüncelerinin sesidir. Oysaki o ses þeytanýn sesidir ve insanlarý, düþüncelerinin seslerini taklit ederek aldatýr ve yapýlmamasý lâzýmgeleni yapýlmasý lâzýmmýþ gibi bir hüviyete sokar. Yapýlmasý gerekeni de yaptýrmamaya çalýþýr ki kiþi kendisiyle beraber cehenneme gitsin. Ýnsanlara Ýslâm’ýn 5 þartýnýn onlarý cennete ulaþtýracaðýna inandýrýr. Onlar da Ýslâm’ýn 5 þartýný yaþayarak hidayette olduklarýný zannederler.

195

195


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 38

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 493

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

ó©ä¤î 2 o¤î Û b í 4b Ó b ã õ¬b u a ‡¡a ¬ó¨ £n y ¢åí©Š Ô¤Ûa ¤÷¡j Ï ¡å¤î Ó¡Š¤' à¤Ûa †¤È¢2 Ù ä¤î 2 ë Hattâ izâ câenâ kâle yâ leyte beynî ve beyneke bu’del meþrikayni fe bi’sel karîn(karînu).

Ο (ονλαρδαν βιρι), σονυνδα (κ⎬ψ®μετ γ⎫ν⎫) βιζε γελδιðι ζαμαν: “Κε⎭κε βενιμλε σενιν αραν, ικι δοðυ καδαρ υζακ ολσαψδ⎬.” δεδι (δερ). ⇑⎭τε βυ κ⎞τ⎫ βιρ ψακ⎬νλ⎬κ.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

196

-

hattâ izâ câe-nâ kâle yâ leyte beynî ve beyne-ke beynî ve beyne-ke bu'de el meþrikayni fe bi'se el karînu

: : : : : : : : : : : : :

sonunda, olunca, o zaman olduðu zaman bize geldi dedi keþke (olsaydý) benimle arasý ve seninle arasý benimle senin aran uzaklýk iki doðu iþte bu kötü yakýnlýk (dostluk, arkadaþlýk)

196


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 38

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 493

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kiþi ekvator üzerinde bir noktadan yola çýkýp doðuya doðru giderek 120.000 km aþarak dünyanýn öbür yarýsýna ulaþtýðýnda burasý yola çýktýðý noktaya göre doðudur. Kiþi ekvatorun tam yarýsýndadýr. Yoluna doðuya doðru devam ederse 120.000 km sonra yola çýktýðý noktaya geri döner. Ulaþtýðý yerde yeni bir doðu vardýr. Bu iki doðunun toplamý 240.000 km’dir. Cinlerle insanlar arasýndaki iliþki de iki doðunun ifadesidir. Þeffaf bir haritada herkesin saðý doðudur, solu batýdýr, üstü kuzeydir, altý güneydir. Güneyle kuzey deðiþmez. Cinlere göre de kuzey kuzeydir, güney güneydir. Ama eðer cinler karþý taraftan ayný þeffaf haritaya bakýyorlarsa haritanýn sað tarafý cinlere göre doðudur bize göre batýdýr. Sol tarafý da cinlere göre batýdýr bize göre doðudur. Ýki ayrý cephe dikkate alýndýðýnda iki doðudan iki batýdan bahsedilebilir. 25/FURKAN-27: Ve yevme yeadduz zâlimu alâ yedeyhi yekûlu yâ leytenîttehaztu mear resûli sebîlâ(sebîlen). Ve o gün, zalim ellerini ýsýrýr: “Keþke resûlle beraber (Allah’a giden) bir yol ittihaz etseydim.” der. 25/FURKAN-28: Yâ veyletâ leytenî lem ettehýz fulânen halîlâ(halîlen). Yazýklar olsun, keþke ben filaný (o kiþiyi) dost edinmeseydim. 25/FURKAN-29: Lekad edallenî aniz zikri ba’de iz câenî, ve kâneþ þeytânu lil insâni hazûlâ(hazûlen). Andolsun ki; bana zikir (Kur’ân’daki ilim) geldikten sonra beni zikirden saptýrdý ve þeytan, insana yardýmý engelleyendir. 25/FURKAN-30: Ve kâler resûlu yâ rabbi inne kavmîttehazû hâzel kur’âne mehcûrâ(mehcûran). Ve resûl: “Ey Rabbim! Muhakkak ki benim kavmim, bu Kur’ân’dan ayrýldý (Kur’ân’ý terketti).” dedi. Âyetler Mehdi Resûl’den bahsetmektedir. Zikirden saptýran kiþiye, saptýrýlan kiþi: “Keþke benimle senin aran, iki doðu kadar uzak olsaydý.” diyor.

197

197


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

Χ⎫ζ − 25

ℜψετ − 39

Σαψφα − 493

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¤á¢Ø £ã a ¤á¢n¤à Ü Ã ¤‡¡a â¤ì î¤Ûa ¢á¢Ø È 1¤ä í ¤å Û ë æì¢×¡Š n¤'¢ß ¡la ˆ ȤÛa ó¡Ï Ve len yenfeakumul yevme iz zalemtum ennekum fîl azâbi muþterikûn(muþterikûne).

ςε βυγ⎫ν σιζε ασλα (ηι⎜βιρ ⎭εψ) φαψδα ϖερμεζ. Σιζ ζυλμετμι⎭τινιζ. Μυηακκακ κι αζαπτα ορτακσ⎬ν⎬ζ. 1 2 3 4 5 6 7

-

ve len yenfea-kum el yevme iz zalemtum enne-kum fî el azâbi musterikûne

: : : : : : :

ve size yarar saðlamaz o gün o zaman zulmettiniz muhakkak ki siz azapta ortaksýnýz, müþtereksiniz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Zulmeden herkes azaba mutlaka muhatap olacaktýr. Ýnsanlar kendilerini dalâlete düþürenler için “Biz onlarýn yüzünden dalâlette kaldýk dalâlete düþtük. Onlarýn yüzünden cehenneme girdik. Yarabbi onlara iki kat azap ver. Onlarý en büyük lânetinle lânetle.” diyorlar. Allahû Tealâ buyuruyor ki: 33/AHZAB-67: Ve kâlû rabbenâ innâ ata’nâ sâdetenâ ve kuberâenâ fe edallûnes sebîl(sebîlâ). Cehennemde olanlar derler ki: “Yarabbi, muhakkak ki biz, sâdatlarýmýza (dînde ileri gidenlerimize) ve küberamýza (büyüklerimize) itaat ettik. Ve böylece Senin yolundan (Sýratý Mustakîm’inden) saptýk. 33/AHZAB-68: Rabbenâ âtihim dý’feyni minel’azâbi vel’anhum la’nen kebîrâ(kebîren). Rabbimiz, onlara iki kat azap ver ve onlarý büyük bir lânetle lânetle. Allahû Tealâ, insanlarýn diðerlerine nasýl zulmettiklerini, yani Kur’ân’ý terkederek baþka bir insanýn sözlerine inanýp da onun dediðini yaptýklarý için aldatýlanlar ve aldatanlar cehenneme gittikleri zaman aldatanlarýn nasýl aldattýklarýnýn azabýna da ortak olacaklarý, anlatýlýyor.

198

198


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 40

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 493

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

ó¤à¢È¤Ûa ô¡†¤è m ¤ë a £á¢£–Ûa ¢É¡à¤¢m o¤ã b Ï a §åî©j¢ß §4 5 ™ ó©Ï æb × ¤å ß ë E fe ente tusmius summe ev tehdîl umye ve men kâne fî dalâlin mubîn(mubînin).

Ψοκσα σαð⎬ρλαρα σεν μι ι⎭ιττιρεχεκσιν? ςεψα κ⎞ρλερι ϖε απα⎜⎬κ δαλ®λεττε ολανλαρ⎬ σεν μι ηιδαψετε ερδιρεχεκσιν? 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

e fe ente tusmiu es summe ev tehdî el umye ve men kâne fî dalâlin mubînin

: : : : : : : : : : : :

mi böylece, yoksa sen iþittirirsin, iþittireceksin saðýr(lar) veya hidayete erdirirsin, erdireceksin âmâ, kör ve o kimse oldu dalâlette apaçýk

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ buyuruyor: 13/RAD-40: Ve in mâ nuriyenneke ba’dallezî neiduhum ev neteveffeyenneke fe innemâ aleykel belâgu ve aleynel hisâb(hisâbu). Ve þâyet onlara vaadettiðimizin bir kýsmýný sana göstersek veya seni vefat ettirsek de; artýk senin üzerine düþen, sadece tebliðidir. Hesap, Bizim üzerimizedir. Teblið, yaþamakta olan herkese mutlaka yapýlmýþtýr ve hayattayken kiþi mutlaka tebliðe muhatap olacaktýr. Kiþi tebliðe muhatap olduðu zaman dört alternatif vardýr:

199

199


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 40

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 493

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

1- Tebliði kabul edip Allah’a ulaþmayý dilemek Tebliðe muhatap olan insanlardan kim Allah’a ulaþmayý dilerse, Allahû Tealâ tarafýndan hem uzuvlarý üzerindeki hem de hassalarý üzerindeki engeller mutlaka kaldýrýlýr. O kiþi kör, saðýr ve dilsizken; gören, iþiten ve idrak eden birisi olur. 2- Tebliðe aldýrmamak Allahû Tealâ, tebliðe aldýrmayanlarýn basar isimli görme hassalarýnýn üzerine gýþavet çeker. Sem’î isimli iþitme hassalarýný ve kalplerini mühürler. Onlar, idrak edemezler, göremezler, iþitemezler. 45/CASÝYE-23: E fe reeyte menittehaze ilâhehu hevâhu ve edallehullâhu alâ ilmin ve hateme alâ sem’ihî ve kalbihî ve ceale alâ basarihî gýþâveh(gýþâveten), fe men yehdîhi min ba’dillâh(ba’dillâhi), e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne). Hevasýný kendisine ilâh edinen kiþiyi gördün mü? Ve Allah, onu ilim (onun faydasýz ilmi) üzere dalâlette býraktý. Ve onun iþitme hassasýný ve kalbini mühürledi. Ve onun basar (görme) hassasýnýn üzerine gýþavet (perde) kýldý (çekti). Bu durumda Allah’tan sonra onu kim hidayete erdirir? Hâlâ tezekkür etmez misiniz? 3- Teblið yapana öfkelenmek, kýzmak, nefretle arkasýný dönmek Tebliðe muhatap olanlar söylenenlere itiraz ediyorlar karþý çýkýyorlar hatta öfkeleniyorlar. O zaman Allahû Tealâ uzuvlarý engeller: Kulaklara vakra, kalplere ekinnet, gözlere hicab-ý mesture koyar. 17/ÝSRA-45: Ve izâ kara’tel kur’âne cealnâ beyneke ve beynellezîne lâ yu’minûne bil âhýreti hicâben mestûrâ(mestûren). Sen Kur’ân’ý kýraat ettiðin (okuduðun) zaman, seninle ahirete (ölmeden evvel Allah’a ulaþmaya ve kýyâmet gününe) inanmayanlar arasýna hicab-ý mesture kýldýk (gözlerinin üzerine, seni peygamber olarak görmelerini engelleyen bir perde koyduk). 17/ÝSRA-46: Ve cealnâ alâ kulûbihim ekinneten en yefkahûhu ve fî âzânihim vakrâ(vakran), ve izâ zekerte rabbeke fîl kur’âni vahdehu vellev alâ edbârihim nufûrâ(nufûren). O’nu (Kur’ân’ý), fýkýh (idrak) etmelerine karþý, (fýkýh edemesinler diye) kalplerinin üzerine ekinnet ve onlarýn kulaklarýna vakra (iþitme engeli) kýldýk. Ve sen, Kur’ân’da Rabbinin tekliðini zikrettiðin zaman nefretle arkalarýna döndüler. 4- Baþka insanlarý da Allah’a ulaþmayý dilemekten men etmek Hem uzuvlara hem hassalara engel konulmasýna sebep olur. Allahû Tealâ burada saðýrlardan ve körlerden bahsetmektedir. Allah’a ulaþmayý dilemedikleri sürece insanlar hep dalâlette kalacaklardýr.

200

200


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 41

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 493

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

= æì¢à¡Ô n¤ä¢ß ¤á¢è¤ä¡ß b £ã¡b Ï Ù¡2 £å j 礈 ã b £ß¡b Ï Fe immâ nezhebenne bike fe innâ minhum muntekýmûn(muntekýmûne).

Φακατ σενι δε αραλαρ⎬νδαν μυτλακα γιδερεχεðιζ (ηαψατ⎬να σον ϖερεχεðιζ). ⇑⎭τε ο ζαμαν μυτλακα βιζ, ονλαρδαν ιντικαμ αλαχακ ολανλαρ⎬ζ.

1 2 3 4 5 6 7

-

fe immâ nezhebenne bi-ke fe innâ min-hum muntekimûne

: : : : : : :

fakat, amma seni mutlaka gideririz, gidereceðiz seni o zaman muhakkak ki biz onlardan intikam alacak olanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in de bir gün hayatýna son verileceðini ifade etmektedir. O’nun da hayatý sonsuz deðildir, 63 yýl yaþamýþtýr. Allahû Tealâ, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in hidayete erdirmeye uðraþtýðý insanlardan, karþý çýkanlar (Allah’a ulaþmayý dilemeyenler) için onlardan intikam alacaðýný söylemektedir. Onlarýn gidecekleri yer cehennem olacak ve ebediyen orada kalacaklar.

201

201


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 42

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 493

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¤á¢çb 㤆 Ç ë ô©ˆ £Ûa Ù £ä í¡Š¢ã ¤ë a æ뢉¡† n¤Ô¢ß ¤á¡è¤î Ü Ç b £ã¡b Ï Ev nuriyennekellezî vaadnâhum fe innâ aleyhim muktedirûn(muktedirûne).

Ψα δα ονλαρα ϖααδεττιðιμιζι (αζαβ⎬) σανα μυτλακα γ⎞στερεχεðιζ. ∩⎫νκ⎫ Βιζ, ονλαρ⎬ν ⎫ζερινδε μυτλακα μυκτεδιρ ολανλαρ⎬ζ (γ⎫χ⎫ ψετενλεριζ).

1 2 3 4 5 6 7 8

-

ev nuriyenne-ke ellezî vaadnâ-hum fe innâ aleyhim muktedirûne

: : : : : : : :

veya, ya da sana mutlaka göstereceðiz ki onu onlara vaadettik çünkü mutlaka biz, muhakkak ki biz onlarýn üstünde, üzerinde muktedir olanlar, gücü yetenler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ sünnetullahýyla beraber Zat’ýndan bahsetmektedir. Öldüren, dirilten, güçlü olan, dilediðini yapan Allah’týr.

202

202


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 43

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 493

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

7 Ù¤î Û¡a ó¡yë@¢a ô¬©ˆ £Ûb¡2 ¤Ù¡¤à n¤b Ï §áî©Ô n¤¢ß §Âa Š¡• ó¨Ü Ç Ù £ã¡a Festemsik billezî ûhýye ileyk(ileyke), inneke alâ sýrâtýn mustekîm(mustekîmin).

Αρτ⎬κ σανα ϖαηψεδιλενε σαρ⎬λ. Μυηακκακ κι σεν, Σ⎬ρατ⎬ Μυστακ⎩μ ⎫ζερινδεσιν. 1 2 3 4 5 6 7 8

-

festemsik (fe istemsike) fe istemsike bi ellezî ûhiye ileyke inne-ke alâ sýrâtin mustekîmin

: : : : : : : :

artýk, o zaman sarýl, tut ona, onu vahyedildi sana muhakkak ki sen üzerinde Sýratý Mustakîm, Allah'a yönlendirilmiþ yol

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e, vahyettiði Kur’ân’a sarýlmasýný emrediyor. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in Allah’ýn vahyettiðine sarýlmasýnýn hangi hüviyette gerçekleþtiði, Bakara Suresinin 151. âyet-i kerimesinde ifade edilmektedir: 2/BAKARA-150: Ve min haysu harecte fe velli vecheke þatral mescidil harâm(harâmi), ve haysu mâ kuntum fe vellûvucûhekum þatrahu li ellâ yekûne lin nâsi aleykum hucceh(huccetun), illellezîne zalemû minhum fe lâ tahþevhum vahþevnî ve li utimme ni’metî aleykum ve leallekum tehtedûn(tehtedûne).

203

203


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 43

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 493

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

Nereden (yola) çýkarsan çýk, yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. Nerede olursanýz olun, yüzlerinizi o yöne çevirin ki; insanlarýn sizin aleyhinizde (kullanabilecekleri) delil olmasýn. Onlardan zulmedenler hariç. Öyleyse onlardan korkmayýn. Benden (sizin üzerinizdeki sevgimin azalacaðýndan) korkun ki; sizin üzerinizdeki ni’metimi tamamlayayým da böylece hidayete eresiniz. 2/BAKARA-151: Kemâ erselnâ fîkum resûlen minkum yetlû aleykum âyâtinâ ve yuzekkîkum ve yuallimukumul kitâbe vel hikmete ve yuallimukum mâ lem tekûnû ta’lemûn(ta’lemûne). Nitekim size içinizde (görev yapmak üzere) sizden bir Resûl (Peygamber) gönderdik ki; âyetlerimizi size tilâvet etsin (okuyup açýklasýn) ve sizi (nefsinizi) tezkiye etsin, size kitap ve hikmet öðretsin ve (hikmetin de ötesinde) bilmediðiniz þeyleri öðretsin. Bir evvelki âyet-i kerimede Allahû Tealâ resûlünün bir ni’met olarak onlarýn üzerine geldiðini söylüyor. 1- Size Allah’ýn âyetlerini okusun, tilâvet etsin, anlatsýn, 2- Sizin nefsinizi tezkiye etsin, 3- Size kitap öðretsin, 4- Size hikmet öðretsin, 5- Hikmetin ötesinde sizin bilmediðiniz daha üstün þeyleri, size öðretsin. Peygamber Efendimiz (S.A.V) bunlarý öðretirse onlarýn da Sýratý Mustakîm’in üzerinde olmasýný saðlar. Yani Peygamber Efendimiz (S.A.V) sahâbeye: “Allah’a ulaþmayý dileyin.” diyor. Sahâbe Allah’a ulaþmayý dilediði anda hepsi Sýratý Mustakîm’in üzerinde olacak. Allahû Tealâ diyor ki: 34/SEBE-20: Ve lekad saddaka aleyhim iblîsu zannehu fettebeûhu illâ ferîkan minel mûminîn(mûminîne). Ve andolsun ki iblis, onlar üzerindeki zannýný (hedefini) yerine getirdi. Böylece mü’minleri oluþturan bir fýrka (Allah’a ulaþmayý dileyenler) hariç, hepsi ona (þeytana) tâbî oldular. Allah’a ulaþmayý dilemeyenler, 72 fýrkayý, dileyenler de 73. fýrkayý (Fýrka-yý Naciye) oluþtururlar. Allah’ýn Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e vahyettiði, O’nun da sahâbeye emrettiði “Allah’a ulaþmayý dileme” davetine icabet ederlerse onlar mü’minlerdir. Geri kalanlarýn hepsi kâfirlerdir. Gidecekleri yer kesinlikle cehennemdir, dalâlettedirler, tagutun dostudurlar, tagutun kuludurlar, hüsrandadýrlar. Peygamber Efendimiz (S.A.V) ve O’na tâbî olanlarýn hepsi Sýratý Mustakîm’in üzerindedir.

204

204


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 44

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 493

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

7 ١ߤì Ô¡Û ë Ù Û ¥Š¤×¡ˆ Û ¢é £ã¡a ë æì¢Ü ÷¤¢m Ò¤ì  ë Ve innehu le zikrun leke ve li kavmik(kavmike), ve sevfe tus’elûn(tus’elûne).

Μυηακκακ κι Ο (Κυρ’®ν), σενιν ι⎜ιν ϖε σενιν καϖμιν ι⎜ιν μυτλακα βιρ Ζικιρ’διρ (√ð⎫τ’τ⎫ρ). ςε σιζ, (Κυρ’®ν’δαν) σορυμλυ ολαχακσ⎬ν⎬ζ.

1 2 3 4 5 6 7

-

ve inne-hu le zikrun leke ve li kavmi-ke ve sevfe tus'elûne

: : : : : : :

ve muhakkak ki o elbette, mutlaka bir zikir senin için ve kavmin için ve olacak sorulacaksýnýz, sorumlu olacaksýnýz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bütün insanlar Kur’ân’dan sorumludur. Kur’ân-ý Kerim, bütün kâinat için bir Zikir’dir. Ama Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in o anda teblið yapmasý lâzýmgelen kendi kavmi olan Arap kavmiydi.

205

205


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 45

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 493

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

> b ä¡Ü¢¢‰ ¤å¡ß ١ܤj Ó ¤å¡ß b ä¤Ü ¤‰ a ¤å ß ¤3 ÷¤ ë ; æ뢆 j¤È¢í ¦ò è¡Û¨a ¡å¨à¤y £ŠÛa ¡æ뢅 ¤å¡ß b ä¤Ü È u a Ves’el men erselnâ min kablike min rusulinâ e cealnâ min dûnir rahmâni âliheten yu’bedûn(yu’bedûne).

ςε σενδεν ⎞νχε γ⎞νδερδιðιμιζ ρεσ⎦λλεριμιζδεν σορ (βακαλ⎬μ), Ραημ®ν’δαν βα⎭κα ταπ⎬λαχακ ιλ®ηλαρ κ⎬λδ⎬κ μ⎬? 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

ves'el (ve es'el) men erselnâ min kabli-ke min rusuli-nâ e cealnâ min dûni er rahmâni âliheten yu'bedûne

: : : : : : : : : :

ve sor kim, kimse biz gönderdik senden önce resûllerimizden biz kýldýk mý den baþka Rahmân ilâhlar ibadet edilir, tapýlýr

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ Kendisinden baþka kimseye tapýlmasýna müsaade etmez. Allah’tan baþkasýna tapmak, kiþiyi cehenneme götüren açýk þirktir. Allahû Tealâ, Zuhruf Suresi 45. âyet-i kerimede yani bu âyette bunu apaçýk söylemektedir. Peygamber Efendimiz (S.A.V) devrinde de bütün kavimlerde resûller yaþamaktadýr. Ama o devirde peygamber olarak sadece Peygamber Efendimiz (S.A.V) var. O, 600 senelik peygambersiz bir devreden sonra geliyor. Peygamber Efendimiz (S.A.V) hayatta iken yaþamakta olan resûller olmalý ki Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V) onlara sorabilsin. Ama burada ifade edilen resûller O’ndan önce gönderilmiþler ki daha evvel görev almýþlar ve Peygamber Efendimiz (S.A.V)’ýn yaþadýðý dönemde halen hayattalar.

206

206


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 46

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 493

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

ë æ¤ì ǤŠ¡Ï ó¨Û¡a ¬b ä¡mb í¨b ¡2 ó¨ì¢ß b ä¤Ü ¤‰ a ¤† Ô Û ë åî©à Ûb ȤÛa ¡£l ‰ ¢4ì¢ ‰ ó©£ã¡a 4b Ô Ï ©é¡ö¯ 5 ß Ve lekad erselnâ mûsâ bi âyâtinâ ilâ fir’avne ve melâihî fe kâle innî resûlu rabbil âlemîn(âlemîne).

ςε ανδολσυν κι Μυσα (Α.Σ)’⎬ ®ψετλεριμιζλε (μυχιζελεριμιζλε), φιραϖυνα ϖε ονυν (καϖμινιν) ιλερι γελενλερινε γ⎞νδερδικ. (Ο ζαμαν ονλαρα): “Μυηακκακ κι βεν, ®λεμλεριν Ραββινιν Ρεσ⎦λ’⎫ψ⎫μ.” δεδι. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

ve lekad erselnâ mûsâ bi âyâti-nâ ilâ fir'avne ve melâi-hi fe kâle innî resûlu rabbi el âlemîne

: : : : : : : : : : : :

ve andolsun biz gönderdik Musa âyetlerimizle firavuna ve onun (kavminin) ileri gelenleri o zaman dedi muhakkak ki ben resûl Rabbi âlemler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hz. Musa ve kardeþi Harun beraberce firavuna gidiyorlar ve Hz. Musa diyor ki: “Ben âlemlerin Rabbinin resûlüyüm.” Hz. Harun da ayný þeyi söylüyor.

207

207


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 47

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 493

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¤á¢ça ‡¡a ¬b ä¡mb í¨b¡2 ¤á¢ç õ¬b u b £à Ü Ï æì¢Ø z¤š í b è¤ä¡ß Fe lemmâ câehum bi âyâtinâ izâhum minhâ yadhakûn(yadhakûne).

Φακατ (Μυσα Α.Σ), ονλαρα ®ψετλεριμιζλε γελινχε, ονλαρ ο ζαμαν ονλαρα (®ψετλερε) γ⎫λ⎫ψορλαρδ⎬ (αλαψ εδιψορλαρδ⎬).

1 2 3 4 5 6 7

-

fe lemmâ câe-hum bi âyâtinâ izâ-hum min-hâ yadhakûne

: : : : : : :

fakat olduðu zaman onlara geldi âyetlerimizle o zaman onlar ondan gülüyorlar, alay ediyorlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hz. Musa ve Hz. Harun Allah’ýn âyetlerini okuyunca onlar alay ediyorlardý.

208

208


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 48

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 494

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

9 b è¡n¤¢a ¤å¡ß ¢Š j¤× a ó¡ç £ü¡a §ò í¨a ¤å¡ß ¤á¡èí©Š¢ã b ß ë æì¢È¡u¤Š í ¤á¢è £Ü È Û ¡la ˆ ȤÛb¡2 ¤á¢çb 㤈  a ë Ve mâ nurîhim min âyetin illâ hiye ekberu min uhtihâ ve ehaznâhum bil azâbi leallehum yerciûn(yerciûne).

ςε βιρι διðερινδεν δαηα β⎫ψ⎫κ ολμαδ⎬κ⎜α, ονλαρα βιρ ®ψετ (μυχιζε) γ⎞στερμεδικ. ςε ονλαρ⎬ αζαπλα ψακαλαδ⎬κ κι, β⎞ψλεχε βελκι ονλαρ (Αλλαη’α) δ⎞νερλερ διψε. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

ve mâ nurî-him min âyetin illâ hiye ekberu min uhti-hâ ve ehaznâ-hum bi el azâbi lealle-hum yerciûne

: : : : : : : : : :

ve onlara göstermedik âyetlerden ancak, den baþka, olmadýkça o daha büyük onun kardeþinden, benzerinden, diðerinden ve biz onlarý aldýk, yakaladýk azap ile umulur ki, böylece belki onlar rücu ederler, dönerler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, öyle bir standartta mucizlerini gösteriyor ki; ikinci mucize birinciden daha büyük, üçüncü ilk ikisinden de büyük. Böylece giderek büyüyen mucizeler söz konusu. Hz. Musa ile firavunun macerasý firavun ve arkasýndakilerin azapla yakalanmasýyla son buluyor.

209

209


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 49

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 494

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

Ù £2 ‰ b ä Û ¢Ê¤…a ¢Š¡yb £Ûa 颣í a ¬b í aì¢Ûb Ó ë æ뢆 n¤è¢à Û b ä £ã¡a Ú †¤ä¡Ç †¡è Ç b à¡2 Ve kâlû yâ eyyuhes sâhýrud’u lenâ rabbeke bimâ ahide ýndeke innenâ le muhtedûn(muhtedûne).

ςε (ονλαρ): “Εψ σιηιρβαζ, σενιν Αλλαη’α ολαν αηδιν η⎫ρμετινε, Ραββινε βιζιμ ι⎜ιν δυα ετ (βυ αζαβ⎬ καλδ⎬ρσ⎬ν)! ( Ο τακτιρδε) γερ⎜εκτεν βιζ, μυτλακα ηιδαψετ ⎫ζερε ολυρυζ.” δεδιλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

ve kâlû yâ eyyuhe es sâhýru ud'u lenâ rabbe-ke bi mâ ahide ýnde-ke inne-nâ le muhtedûne

: : : : : : : : : : : :

ve dediler ey sihirbaz dua et bize, bizim için senin Rabbin sebebiyle ahd senin indinde, senin yanýnda, sende muhakkak ki biz, gerçekten biz mutlaka, elbette hidayete erenler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kim Allah’a ulaþmayý dilerse dilediði andan itibaren artýk hidayet üzeredir ama hidayete ermemiþtir. Mürþidine ulaþtýðý zaman daha büyük bir hidayettedir. Ruhunu Allah’a ulaþtýrdýðý zaman daha büyük bir hidayettedir. Daha büyük, daha büyük hidayetler iradenin Allah’a teslimine kadar devam eder. Ama büyücüler ve sihirbazlar. Hz. Musa’yý da baþtan sihirbaz zannediyorlar, sonra ne olduðunu anlýyorlar.

210

210


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 50

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 494

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

la ˆ ȤÛa ¢á¢è¤ä Ç b ä¤1 ' × b £à Ü Ï æì¢r¢Ø¤ä í ¤á¢ç a ‡¡a Fe lemmâ keþefnâ an humul azâbe izâ hum yenkusûn(yenkusûne).

Φακατ ονλαρδαν αζαβ⎬ καλδ⎬ρ⎬νχα, ο ζαμαν ονλαρ (ϖερδικλερι σ⎞ζλερι) βοζυψορλαρ.

1 2 3 4 5 6 7

-

fe lemmâ keþefnâ an hum(u) el azâbe izâ hum yenkusûne

: : : : : : :

fakat olduðu zaman giderdik, kaldýrdýk onlardan azap o zaman onlar naksediyorlar, bozuyorlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ herkese en güzel davranýþlarla davranýr ve onlardan azabý kaldýrýr ama o zaman insanlar hemen verdikleri sözden cayarlar.

211

211


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 51

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 494

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¡â¤ì Ó b í 4b Ó ©é¡ß¤ì Ó ó©Ï ¢æ¤ì ǤŠ¡Ï ô¨…b ã ë ¢‰b è¤ã ü¤a ¡ê¡ˆ¨ç ë Š¤–¡ß ¢Ù¤Ü¢ß ó©Û ¤î Û a 6 æ뢊¡–¤j¢m 5 Ï a 7 ó©n¤z m ¤å¡ß ô©Š¤v m Ve nâdâ fir’avnu fî kavmihî kâle yâ kavmi e leyse lî mulku mýsra ve hâzihil enhâru tecrî min tahtî, e fe lâ tubsirûn(tubsirûne).

ςε φιραϖυν, καϖμι ι⎜ινδε σεσλενδι: “Εψ καϖμιμ! Β⎫τ⎫ν Μ⎬σ⎬ρ βενιμ μ⎫λκ⎫μ δεðιλ μι? ςε αλτ⎬μδαν ακαν βυ νεηιρλερ? Η®λ® γ⎞ρμ⎫ψορ μυσυνυζ?” δεδι. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14

-

ve nâdâ fir'avnu fî kavmi-hi kâle yâ kavmi e leyse lî mulku mýsra ve hâzihi el enhâru tecrî min tahtî e fe lâ tubsirûne

: : : : : : : : : : : : : :

ve seslendi, baðýrdý firavun kavmi içinde dedi ey kavmim benim deðil mi mülk Mýsýr ve bu nehirler akýyor benim altýmdan hâlâ mý görmüyorsunuz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Firavun, kavmine sesleniyor: “Bu nehirler, bu toprak, bu saraylar herþey benim deðil mi?”

212

212


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 52

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 494

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

ì¢ç ô©ˆ £Ûa a ˆ¨ç ¤å¡ß ¥Š¤î  b¯ ã a ¤â a ¢åî©j¢í ¢…b Ø í ü ë ¥åî©è ß Em ene hayrun min hâzellezî huve mehînun ve lâ yekâdu yubîn(yubînu).

Ψοκσα βεν, ο αχιζδεν δαηα ηαψ⎬ρλ⎬ (δεðιλ μιψιμ) κι, ο νερεδεψσε σ⎞ζ⎫ δαηι α⎜⎬κλαψαμ⎬ψορ (νορμαλ κονυ⎭αμ⎬ψορ).

1 2 3 4 5 6 7 8 9

-

em ene hayrun min hâzâ ellezî huve mehînun ve lâ yekâdu yubînu

: : : : : : : : :

yoksa ben (daha) hayýrlý bundan o, ki o o aciz ve neredeyse olmuyor beyan ediyor, açýklýyor

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hz. Musa’nýn dilinde kekemelik vardý, dili peltekti. Normal bir insan hüviyetinde konuþamýyordu. Zaten bu yüzden Allahû Tealâ: “Sana risalet verdim. Firavuna git.” dediði zaman Hz. Musa: “Kardeþim Harun da benimle beraber gelemez mi? Benim dilim de biraz sakatlýk var.” demiþti. Allahû Tealâ dileseydi onun sakatlýðýný giderirdi. Öyle yapmadý kardeþi Harun (A.S)’ý da onunla beraber gönderdi. Ve firavun: “O aciz (kekeme) kiþiden daha hayýrlý deðil miyim?” diyor.

213

213


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 53

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 494

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

§k ç ‡ ¤å¡ß ¥ñ ‰¡ì¤ a ¡é¤î Ü Ç ó¡Ô¤Û¢a ¬ ü¤ì Ü Ï åî©ã¡Š n¤Ô¢ß ¢ò Ø¡÷ ¬¨Ü à¤Ûa ¢é È ß õ¬b u ¤ë a Fe lev lâ ulkýye aleyhi esviretun min zehebin ev câe meahul melâiketu mukterinîn(mukterinîne).

“√ψλεψσε ονα τακ⎬λμ⎬⎭ αλτ⎬νδαν βιλεζικλερ ολμαλ⎬ ϖεψα ονυνλα βεραβερ ονα ψακ⎬ν ολαν μελεκλερ γελμελι δεðιλ μιψδι?”

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

-

fe lev lâ ulkýye aleyhi esviretun min zehebin ev câe mea-hu el melâiketu mukterinîne

: : : : : : : : : : :

öyleyse olsaydý olmaz mýydý, olmalý deðil miydi atýldý, verildi (takýldý) ona bilezikler altýndan veya geldi onunla beraber melekler karîn olanlar, yakýn olanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm O devirde hükümdarlar diðerlerine hediyelerle elçiler gönderiyorlardý. Elçiler de altýndan, gümüþten bilezikler takarlarmýþ. Gönderilen emanetle birlikte de birçok insan olurmuþ. Peygamber Efendimiz (S.A.V) için de altýnlar, gümüþler ve melekler olmasý gerektiðini düþünüyorlar.

214

214


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 54

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 494

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¤á¢è £ã¡a 6 ¢êì¢Çb Ÿ b Ï ¢é ߤì Ó £Ñ ‚ n¤b Ï åî©Ô¡b Ï b¦ß¤ì Ó aì¢ãb × Festehaffe kavmehu fe atâûh(atâûhu), innehum kânû kavmen fâsikîn(fâsikîne).

Β⎞ψλεχε (φιραϖυν), καϖμινι ηαφιφε αλδ⎬ (κ⎫⎜⎫μσεδι). Βυνυν ⎫ζερινε (καϖμι), ονα ιταατ εττι. Μυηακκακ κι ονλαρ φασ⎬κ βιρ καϖιμ ολδυλαρ.

1 2 3 4 5 6 7 8 9

-

festehaffe (fe istehaffe) fe istehaffe kavme-hu fe atâû-hu inne-hum kânû kavmen fâsikîne

: : : : : : : : :

böylece hafife aldý, küçümsedi onun kavmi o zaman, bunun üzerine ona itaat ettiler muhakkak ki onlar oldular bir kavim fasýk olanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Firavunun kavmini küçümsemesi üzerine kavmi ona itaat ediyor. Firavunun kavminin fasýk olduðu Allahû Tealâ tarafýndan açýklanýyor. Fasýklar Allah’a þirk koþanlardýr. Allah’a ruhunu hayatta iken ulaþtýrmayý dilemeyenler dalâlette, küfürde ve fýsktadýrlar.

215

215


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

Χ⎫ζ − 25

ℜψετ − 55

Σαψφα − 494

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

= åî©È à¤u a ¤á¢çb ä¤Ó Š¤Ë b Ï ¤á¢è¤ä¡ß b ä¤à Ô n¤ãa b ãì¢1 ¨a ¬b£à Ü Ï Fe lemmâ âsefûnentekamnâ minhum fe agraknâhum ecmaîn(ecmaîne).

Βυνυν ⎫ζερινε, Βιζι εσεφλενδιρδιλερ (⎫ζδ⎫λερ), Βιζ δε ονλαρδαν ιντικαμ αλδ⎬κ. Βυ σεβεπλε ονλαρ⎬ν ηεπσινι βοðδυκ. 1 - fe 2 - lemmâ âsefûnentekamnâ 3 - âsefû-nâ 4 - intekamnâ 5 - min-hum 6 - fe 7 - agraknâ-hum 8 - ecmaîne

: : : : : : : : :

bunun üzerine olduðu zaman (âsefûnâ intekamnâ) bizi eseflendirdiler, üzdüler intikam aldýk onlardan böylece, bu sebeple onlarý boðduk topluca, hepsi

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Esef etmek (üzülmek) yapýlan bir haksýzlýða karþý hissiyat duymaktýr. Esefle karþýlamak, bir olaydan negatif tesir almanýn belirtisidir. Allahû Tealâ da diyor ki: “Bunun üzerine Bizi eseflendirdiler (üzdüler). Biz de onlardan intikam aldýk. Bu sebeple onlarýn hepsini boðduk.” buyruluyor.

ℜψετ − 56

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 494

; åí©Š¡¨5¤Û¡ ¦5 r ß ë b¦1 Ü  ¤á¢çb ä¤Ü È v Ï Fe cealnâhum selefen ve meselen lil âhýrîn(âhýrîne).

Β⎞ψλεχε ονλαρ⎬ σονρακι (⎫μμετλερ) ι⎜ιν βιρ σελεφ (γελιπ γε⎜μι⎭ βιρ καϖιμ) ϖε ⎞ρνεκ (ιβρετ) κ⎬λδ⎬κ. 1 2 3 4 5

-

fe cealnâ-hum selefen ve meselen li el âhýrîne

: : : : :

böylece onlarý kýldýk selef, gelip geçmiþ olan ve mesel, örnek sonrakiler için

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ’yý eseflendirecek bir davranýþ biçiminin arkasýndan firavun kavminin Kýzýldeniz’de boðulmasý söz konusu olmuþtur. Allahû Tealâ, kavimleri nasýl dilerse öyle yaþatýr, gerekirse cezalandýrýr.

216

216


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 57

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 494

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

æ뢣†¡– í ¢é¤ä¡ß ٢ߤì Ó a ‡¡a ¦5 r ß á í¤Š ß ¢å¤2a l¡Š¢™ b £à Û ë Ve lemmâ duribebnu meryeme meselen izâ kavmuke minhu yasýddûn(yasýddûne).

ςε Μερψεμοðλυ (Ηζ. ⇑σα) μισ®λ ϖεριλινχε, ο ζαμαν σενιν καϖμιν (αλαψ εδερεκ) βαð⎬ρ⎬ψορλαρδ⎬. 1 2 3 4 5 6 7 8

-

ve lemmâ duribe ... (meselen) ibnu meryeme (duribe) ... meselen izâ kavmu-ke min-hu yasýddûne

: : : : : : : :

ve olduðu zaman örnek verildi Meryem'in oðlu örnek verildi o zaman senin kavmin ondan baðýrýyorlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ Enbiya Suresinin 98. âyet-i kerimesinde diyor ki: 21/ENBÝYA-98: Ýnnekum ve mâ ta’budûne min dûnillâhi hasabu cehennem(cehenneme), entum lehâ vâridûn(vâridûne). Muhakkak ki siz ve sizin Allah’tan baþka taptýklarýnýz, cehennem yakýtýsýnýz (odunusunuz). Siz, ona girecek olanlarsýnýz. Bu âyet-i kerimeyi duyunca “Biz taptýðýmýzla Hz. Ýsa’yla beraber yanmaya razýyýz.” diyerek, alay edip baðýrmýþlardý. 21/ENBÝYA-101: Ýnnellezîne sebekat lehum minnel husnâ ulâike anhâ mub’adûn(mub’adûne). Muhakkak ki Bizden kendilerine hüsna (güzellikler) ulaþanlar (yazýlanlar), iþte onlar, ondan (cehennemden) uzaklaþtýrýlanlardýr. Allahû Tealâ kendilerine güzellikler takdir edilmiþ olanlarýn ateþten uzak tutulacaðýný bildirmiþti. Yani Hz. Ýsa onlarla beraber cehenneme girmeyecekti. Çünkü Hz. Ýsa onlara açýkça: “Ben Allah’ýn oðlu deðilim. Allah benim de sizlerin de Allahý’dýr. Hepimizin Rabbidir.” diyordu. Ama onlar Hz. Ýsa’nýn Allah’ýn oðlu olduðu konusunda, daha da öteye giderek ikinci bir Allah olduðu konusunda kesin ýsrarlýlardý. Alay etmelerinin sebebi buydu. Aslýnda Allahû Tealâ: “Taptýðýnýz þeyler de siz de cehenneme gideceksiniz.” deyince aslýnda putperestlere ve de Meryemoðlu Ýsa’yý Allah kabul edip de ona tapmaya kalkanlara sesleniyor. Ama Hz. Ýsa bu konuda hatalý deðil. O hiç kimseye Allah’ýn oðlu olduðunu söylememiþtir. Allahû Tealâ diyor ki Hz. Ýsa’ya “Sen benim oðlum olduðunu iddia ediyormuþsun doðru mu?” Hz. Ýsa: “Bunun doðru olmadýðýný en iyi Sen bilirsin. Ben onlarýn hepsine Allah, benim de Rabbimdir sizin de Rabbinizdir. Allah, benim babam deðildir. Ben de onun oðlu deðilim. Ben de sizin gibi bir insaným.” diyor.

217

217


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 58

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 494

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¢êì¢2 Š ™ b ß 6 ì¢ç ¤â a ¥Š¤î  b ä¢n è¡Û¨a õ a¬ì¢Ûb Ó ë æì¢à¡–  ¥â¤ì Ó ¤á¢ç ¤3 2 6 ¦ü † u £ü ¡a Ù Û Ve kâlû e âlihetunâ hayrun em huve, mâ darebûhu leke illâ cedelâ(cedelen), bel hum kavmun hasýmûn(hasýmûne).

ςε: “Βιζιμ ιλ®ηλαρ⎬μ⎬ζ μ⎬ ηαψ⎬ρλ⎬ ψοκσα ο μυ?” δεδιλερ. Σανα βυ ⎞ρνεðι, σενινλε μ⎫χ®δελεδεν βα⎭κα βιρ ⎭εψ ι⎜ιν σ⎞ψλεμεδιλερ. Ηαψ⎬ρ, ονλαρ δ⎫⎭μαν βιρ καϖιμδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

-

ve kâlû e alihetu-nâ hayrun em huve mâ darebû-hu leke illâ cedelen bel hum kavmun hasýmûne

: : : : : : : : : : : : :

ve dediler mi bizim ilâhlarýmýz (daha) hayýrlý yoksa o onu örnek vermediler sana den baþka mücâdele, tartýþma hayýr onlar bir kavim düþmanlar, düþman olanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Putlara tapanlar, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in Allah’a tapmasýna fena halde içerliyorlardý ve devamlý karþý çýkýyorlardý. Allah’a tapmanýn hayrý ya da puta tapmanýn hayýrsýzlýðýný deðil; putlarýn getirdiði para sebebiyle hayra ulaþtýklarýný düþünüyorlardý. Onlara göre putperestler putlarý ziyarete geldikleri için putlar sebebiyle de olsa para kazanmak hayýrlý bir þeydi. Allahû Tealâ diyor ki: 2/BAKARA-216: Kutibe aleykumul kitâlu ve huve kurhun lekum, ve asâ en tekrehû þey’en ve huve hayrun lekum, ve asâ en tuhýbbû þey’en ve huve þerrun lekum vallâhu ya’lemu ve entum lâ ta’lemûn(ta’lemûne). Savaþ, o sizin için kerih olsa da (hoþunuza gitmese de) üzerinize farz kýlýndý. Ve hoþlanmayacaðýnýz bir þey olur ki, o, sizin için bir hayýrdýr. Ve seveceðiniz bir þey olur ki, o, sizin için bir þerrdir. Ve (bütün bunlarý) Allah bilir, siz bilmezsiniz. Ýnsanlar hayrý sevinecek; þerri de üzecek olan þeyler olarak deðerlendiriyorlar. Oysaki Allah’ýn dizaynýnda hayýr derecat kazandýran, þerr kaybettiren olaylardýr. Birisi bir baþkasýnýn parasýný çalýyor. Ve çalan kiþi o parayý çaldýðý için memnun. Ama derecat kaybediyor. Þerr iþlemiþ oluyor derecat kaybettiði için. Malý çalýnan da malý çalýndýðý için üzgün ama hýrsýzýn kaybettiði bütün dereceyi o kazanýyor. Derecat kazandýðý için hayra ulaþmýþtýr ama hayra üzülüyor. Ýþte onun için Allahû Tealâ diyor ki: “Siz bilmezsiniz Rabbiniz bilir.”

218

218


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 59

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 494

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¡é¤î Ü Ç b ä¤à Ȥã a ¥†¤j Ç £ü¡a ì¢ç ¤æ¡a 6 3î©ö¬a Š¤¡a ó¬©ä j¡Û ¦5 r ß ¢êb ä¤Ü È u ë Ýn huve illâ abdun en’amnâ aleyhi ve cealnâhu meselen li benî isrâîl(isrâîle).

Ο (Ηζ. ⇑σα), σαδεχε νι’μετλενδιρδιðιμιζ βιρ κυλδυρ. ςε ονυ ⇑σραιλοðυλλαρ⎬’να ⎞ρνεκ (ιβρετ) κ⎬λδ⎬κ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

in ... (illâ) huve (in) ... illâ abdun en'amnâ aleyhi ve cealnâ-hu meselen li benî isrâîle

: : : : : : : : : :

sadece o sadece kul ni’metlendirdik ona, onu ve onu kýldýk mesel, örnek için Ýsrailoðullarý

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hz. Ýsa da Allah’ýn sadece ni’metlendirdiði bir kuldur. Hz. Ýsa daha doðduðu zaman diyor ki: “Allahû Tealâ beni yarattý, namaz kýlmamý emretti ve beni peygamber kýldý.” 19/MERYEM-30: Kâle innî abdullâh(abdullâhi), âtâniyel kitâbe ve cealenî nebiyyâ(nebiyyen). (Bebek) þöyle dedi: “Muhakkak ki ben, Allah’ýn kuluyum. Bana kitap verdi ve beni nebî (peygamber) kýldý.” 19/MERYEM-31: Ve cealenî mubâreken eyne mâ kuntu ve evsânî bis salâti vez zekâti mâ dumtu hayyâ(hayyen). Ve beni nerede bulunursam bulunayým (bulunduðum heryerde) mübarek kýldý. Ve hayatta kaldýðým sürece namazý ve zekâtý bana vasiyet etti (emretti). Hz. Ýsa, Allahû Tealâ tarafýndan peygamberlikle ni’metlendirilen Allah’ýn bir kuludur. Babasýz doðmuþtur. Cebrail (A.S)’ýn bir anda onu oluþturmasýyla anne karnýnda vücuda gelmiþtir. Allahû Tealâ da ona kitap vereceðini, hikmet vereceðini söylüyor ve Hz. Ýsa’yý peygamber olarak yaratýyor.

219

219


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 60

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 494

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¦ò Ø¡÷¬¨Ü ß ¤á¢Ø¤ä¡ß b ä¤Ü È v Û ¢õ¬b ' ã ¤ì Û ë æì¢1¢Ü¤‚ í ¡¤‰ ü¤a ó¡Ï Ve lev neþâu le cealnâ minkum melâiketen fîl ardý yahlufûn(yahlufûne).

ςε εðερ Βιζ διλεσεψδικ μυτλακα σιζδεν, ψερψ⎫ζ⎫νδε ψερινιζε γε⎜εχεκ μελεκλερ κ⎬λαρδ⎬κ (ψαρατ⎬ρδ⎬κ). 1 2 3 4 5 6 7 8

-

ve lev neþâu le cealnâ min-kum melâiketen fî el ardý yahlufûne

: : : : : : : :

ve eðer, þâyet dileriz elbette, mutlaka biz kýldýk sizden melekler yeryüzünde halef olurlar, yerine geçerler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ nasýl dilerse öyle yapar. Dilerse insanlarý melek, melekleri de insan hüviyetine getirebilir. Ýnsanlar hür iradeli mahlûklardýr. Bu sebeple meleklerden de üstündür. Ýnsanoðlu, Allah’tan gelen, ve tekrar Allah’a geri dönecek olan, kendisine emanet olarak verilmiþ bir ruha sahiptir. Meleklerin hiçbirinde Allah’ýn ruhu mevcut deðildir. Melekler sonsuza kadar yaþarlar. Ama sadece kendilerine verilen tek bir görevi yapmak için yaratýlýrlar. Sadece dört melek bunlardan deðiþik özellikler taþýrlar. Ýsrafil (A.S), Cebrail (A.S), Azrail (A.S) ve Mikail (A.S) meleklerin en üstünleridir. Onlarýn Allahû Tealâ tarafýndan verilmiþ bir iradî yapýsý mevcuttur. Diðer melekler iradî yapýnýn sahibi deðillerdir. Allah’ýn kendilerine emretmiþ olduðu þeyleri yaratýldýklarýndan itibaren sonsuza kadar devam ettirirler. Sadece vazifeleri neyse o vazifeyi yapmakla görevlidirler. Cennette vazifelendirilen huriler ve gýlmanlar, cehennemde vazifelendirilen zebaniler ayrý görevlerin sahipleridir. Arþý tutan melekler de yerçekimi kuvvetine mani olacak olan bir görev yaparlar. Ýstisna olan dört tane melek hariç, bütün melekler sadece kendilerine verilen görevleri yapmak üzere programlanmýþtýr; baþka bir hüviyetleri mevcut deðildir.

220

220


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 61

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 495

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

b è¡2 £æ¢Š n¤à m 5 Ï ¡ò Çb £Ü¡Û ¥á¤Ü¡È Û ¢é £ã¡a ë ¥áî©Ô n¤¢ß ¥Âa Š¡• a ˆ¨ç 6 ¡æì¢È¡j £ma ë Ve innehu le ilmun lis sâati fe lâ temterunne bihâ vettebiûni, hâzâ sýrâtun mustekîm(mustekîmun).

ςε μυηακκακ κι ο, γερ⎜εκτεν ο σαατ (κ⎬ψ®μετιν ζαμαν⎬) ι⎜ιν βιρ ιλιμδιρ (βιλγιδιρ). √ψλεψσε ονδαν σακ⎬ν ⎭⎫πηε ετμεψιν! ςε Βανα (Αλλαη’α) τ®β⎩ ολυν! ⇑⎭τε βυ, Σ⎬ρατ⎬ Μυστακ⎩μ’διρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

-

ve inne-hu : le : ilmun : li es sâati : fe : lâ temterunne (lâ temteru-enne): bihâ : ve ittebiû-ni : hâzâ : sirâtun : mustekîmun :

ve muhakkak ki o elbette, mutlaka ilim o saat için o zaman, öyleyse sakýn þüphe etmeyin onda (onun hakkýnda) ve bana tâbî olun bu yol istikamet verilmiþ, yönlendirilmiþ

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kýyâmetten evvel Hz. Ýsa mutlaka yeryüzüne, bu dünyaya inecektir. Ve ineceði zamana da çok yaklaþmýþ bulunuyoruz. Hz. Ýsa’nýn ineceðinden, kýyâmetten evvel dünyaya geri döneceðinden ve kýyâmetten sakýn þüphe etmeyin ve Allah’a tâbî olun. Ýþte bu Sýratý Mustakîm’dir.” buyruluyor. Allah’a ulaþmayý dilediðiniz an 1. Sýratý Mustakîm’in üzerindesiniz. Allahû Tealâ, Zuhruf Suresinin 61. âyet-i kerimesinde (bu âyette) 1. Sýratý Mustakîm’i iþaret etmektedir. Kiþi Allah’a ulaþmayý dilediði anda taguta kul olmaktan kurtulur. Allah’a kul olur. Allah’a kul olmasý, Allah’a tâbî olmasý demektir. Kiþi ilk Sýratý Mustakîm’in üzerinde olur. Allah ile olan iliþkilerde Sýratý Mustakîm kavramýnda Allah’a uymak (tâbî olmak) müessesesi Allah’a ulaþmayý dilemekle tecelli eder. Allahû Tealâ, Zumer Suresinin 17. âyet-i kerimesinde buyuruyor ki: 39/ZUMER-17: Vellezînectenebût tâgûte en ya’budûhâ ve enâbû ilâllâhi lehumul buþrâ, fe beþþir ýbâd(ýbâdi). Onlar ki; taguta (insan ve cin þeytanlara) kul olmaktan içtinap ettiler (kaçýndýlar, kendilerini kurtardýlar). Çünkü Allah’a yöneldiler (Allah’a ulaþmayý dilediler). Onlara müjdeler vardýr. Öyleyse kullarýmý müjdele! Sahâbe, Allah’a ulaþmayý dileyerek, þeytana, taguta kul olmaktan içtinap etmiþti. Yani taguta kul olan sahâbenin Allah’a ulaþmayý dileyerek (Allah’a yönelerek) Allah’a kul olduðu ifade buyrulmaktadýr. Ýþte burasý kiþinin Allah’a tâbî olduðu noktadýr ve kiþi Allah’a ulaþmayý dilediði anda kurtulmuþtur. Çünkü o kiþi taguta kulken Allah’a kul olmuþtur ve Allah’a ulaþmayý dileyerek Allah’ýn emrine uymuþtur, Allah’a tâbî olmuþtur.

221

221


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 62

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 495

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

7 ¢æb À¤î, £'Ûa ¢á¢Ø £ã £†¢– í ü ë ¥åî©j¢ß ¥£ë¢† Ç ¤á¢Ø Û ¢é £ã¡a Ve lâ yasuddennekumuþ þeytân(þeytânu), innehu lekum aduvvun mubîn(mubînun).

ςε ⎭εψταν σακ⎬ν σιζι, (Σ⎬ρατ⎬ Μυστακ⎩μ’δεν) μεν ετμεσιν. Μυηακκακ κι ο, σιζιν ι⎜ιν απα⎜⎬κ δ⎫⎭μανδ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6

-

ve lâ yasudde- enne-kum eþ þeytânu inne-hu lekum aduvvun mubînun

: : : : : :

ve sakýn sizi engellemesin, men etmesin þeytan muhakkak ki o size, sizin için düþman apaçýk

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bu âyet-i kerimede “Sýratý Mustakîm” kelimesi geçmiyor. Ama bir evvelki âyet-i kerimede Allahû Tealâ: “Ýþte bu, Sýratý Mustakîm’dir.” diyordu. Allahû Tealâ’ya Allah’a ulaþmayý dilemek de (birinci), tâbî olmak da (ikinci), Sýratý Mustakîm’dir. Þeytan, kiþiyi Sýratý Mustakîm’den men ettiði sürece o kiþi tagutun kuludur. Zuhruf-61 ve 62 birleþtirildiði zaman þu sonuçlar ortaya çýkar: Kiþi Allah’a ulaþmayý dilediði an Allah’a tâbî olur. Tagutun kulu olmaktan kurtulur. Allah’ýn kulu olmak þerefine erer. Þeytan da onu Sýratý Mustakîm’den men edememiþ olur. Kiþi, Allah’a ulaþmayý dilediði anda 1. Sýratý Mustakîm’in üzerindedir. Ýblis, Adem (A.S)’a secde etmeyince, Allah onu huzurundan kovduðu zaman diyordu ki: “Eðer beni kýyâmet gününe kadar yaþtýrsan ben bütün bu insanlarýn önlerinden, arkalarýndan, saðlarýndan, sollarýndan Sýratý Mustakîmler’i üzerinde duracaðým ve onlarýn senin Sýratý Mustakîm’ine ulaþmalarýna engel olacaðým. Ve onlarýn pek azý hariç hepsini kendime tâbî kýlacaðým.” 17/ÝSRA-62: Kâle e raeyteke hâzellezî kerremte aley(aleyye), le in ahharteni ilâ yevmil kýyâmeti le ahtenikenne zurriyyetehû illâ kalîlâ(kalîlen). (Ýblis) dedi ki: “Senin görüþüne göre, benim üzerime (benden daha) mükerrem (ikram edilmiþ, þerefli) kýldýðýn kimse bu mu? Eðer beni kýyâmet gününe (kadar) tehir edersen (ertelersen), onun zürriyetinden (neslinden) pek azý hariç, mutlaka bana (kendime) tâbî kýlacaðým.”

222

222


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 62

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 495

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

7/A’RAF-16: Kâle fe bimâ agveytenî le ak’udenne lehum sýrâtekel mustekîm(mustekîme). (Ýblis): “Bundan sonra, beni azdýrman sebebiyle, mutlaka Senin Sýratý Mustakîmin’e onlara karþý (mani olmak için) oturacaðým.” dedi. 7/A’RAF-17: Summe le âtiyennehum min beyni eydîhim ve min halfihim ve an eymânihim ve an þemâilihim, ve lâ tecidu ekserehum þâkirîn(þâkirîne). Sonra, elbette onlara, önlerinden, arkalarýndan, saðlarýndan ve sollarýndan geleceðim ve onlarýn çoðunu þükredenlerden bulmayacaksýn. Ne yazýk ki þeytanýn bu sözünü gerçekleþtirdiði vakýasýyla karþý karþýyayýz. Allahû Tealâ, Sebe Suresinin 20. âyet-i kerimesinde diyor ki: 34/SEBE-20: Ve lekad saddaka aleyhim iblîsu zannehu fettebeûhu illâ ferîkan minel mûminîn(mûminîne). Ve andolsun ki iblis, onlar üzerindeki zannýný (hedefini) yerine getirdi. Böylece mü’minleri oluþturan bir fýrka (Allah’a ulaþmayý dileyenler) hariç, hepsi ona (þeytana) tâbî oldular. Þeytan kýyâmet günü insanlara karþý olan hedefini, mü’minleri oluþturan tek bir fýrka hariç, bütün fýrkalar (72 fýrka) için gerçekleþtirmiþ olacaktýr. 72 fýrka ifadesi Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in hadîs-i þerifinde geçiyor. Burada tagut ifadesi kullanýlmýyor. Allah’a ulaþmayý dileyenlerin oluþturduðu tek fýrka hariç diðer fýrkalarýn toplamý 72’dir; hepsi kâfirleri, tagutun ve þeytanýn kullarý olmalarýný ifade eder. Bizatihi þeytan var. Bir de insan þeytanlar ve cin þeytanlar var. Allahû Tealâ, Nisa Suresinin 167, 168 ve 169. âyetlerinde Sýratý Mustakîm’den men eden insan þeytanlardan bahsetmektedir. 4/NÝSA-167: Ýnnellezîne keferû ve saddû an sebîlillâhi kad dallû dalâlen baîdâ(baîden). Muhakkak ki onlar kâfirdirler ve Allah’ýn yolundan alýkoyarlar (men ederler) (kendileri de Allah’ýn yolunda deðillerdir). Andolsun ki onlar, uzak bir dalâlet içindedirler. 4/NÝSA-168: Ýnnellezîne keferû ve zalemû lem yekunillâhu li yagfire lehum ve lâ li yehdiyehum tarîkâ(tarîkan). Muhakkak ki onlar, kâfirdirler ve zalimdirler (baþkalarýný da mürþide ulaþmaktan men edip saptýrdýklarý için). Allah, onlara asla maðfiret etmez (günahlarýný sevaba çevirmez) ve yola (Allah’a ulaþtýran yola, Sýratý Mustakîm’e) ulaþtýrmaz. 4/NÝSA-169: Ýllâ tarîka cehenneme hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), ve kâne zâlike alâllâhi yesîrâ(yesîren). Sadece cehennem yoluna ulaþtýrýr. Onlar orada ebediyyen kalacaklardýr. Ve bu, Allah için kolaydýr. Sadece þeytan Allah’ýn yolundan men etmiyor. Allah’ýn yolundan men eden insanlar da var. Allahû Tealâ insan þeytanlara, cin þeytanlara ve þeytan olan þeytanlara “tagut” diyor. Ýnsanlarý Allah’ýn yolundan saptýranlar insan þeytanlardýr.

223

223


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 63

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 495

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¡ò à¤Ø¡z¤Ûb¡2 ¤á¢Ø¢n¤÷¡u ¤† Ó 4b Ó ¡pb ä¡£î j¤Ûb¡2 ó¨î©Ç õ¬b u b £à Û ë 7 ¡éî©Ï æì¢1¡Ü n¤‚ m ô©ˆ £Ûa œ¤È 2 ¤á¢Ø Û å¡£î 2¢ü¡ ë ¡æì¢Èî©Ÿ a ë é¨ £ÜÛa aì¢Ô £mb Ï Ve lemmâ câe îsâ bil beyyinâti kâle kad ci’tukum bil hikmeti ve li ubeyyine lekum ba’dellezî tahtelifûne fîh(fîhi), fettekûllâhe ve etîûn(etîûni).

ςε Ηζ. ⇑σα, βεψψινελερ (μυχιζελερ, δελιλλερ) ιλε γελδιðι ζαμαν: “ςε ηακκ⎬νδα ιητιλ®φ εττιðινιζ ⎭εψιν βιρ κ⎬σμ⎬ν⎬ σιζε α⎜⎬κλαμακ ι⎜ιν σιζε ηικμετι γετιρδιμ. √ψλεψσε Αλλαη’α καρ⎭⎬ τακϖα σαηιβι ολυν ϖε βανα ιταατ εδιν!” δεδι. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

-

ve lemmâ câe îsâ bi el beyyinâti kâle kad ci'tu-kum bi el hikmeti ve li ubeyyine lekum ba'de ellezî tahtelifûne fî-hi fettekûllâhe (fe ittekû allâhe) 14 - fe 15 - ittekû allâhe 16 - ve etîû-ni

: : : : : : : : : : : : :

ve geldiði zaman Ýsa beyyineler ile, mucizeler, deliller ile dedi olmuþtu size geldim hikmet ile ve size beyan etmem, açýklamam için size, sizin için bazý, bir kýsým onlar siz ihtilâf ediyorsunuz hakkýnda

: : :

öyleyse Allah'a karþý takva sahibi olun ve bana tâbî olun

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ’nýn Hz. Musa’ya söylettiði þeyler onun Tur Daðý’ndan aþaðý iniþinde elinde bulunan beyyineler Allah’ýn ona verdiði tabletlerdir. Hz. Ýsa ise: “Hakkýnda ihtilâf ettiðiniz þeyin bir kýsmýný size açýklamak için size hikmeti getirdim. Öyleyse Allah’a karþý takva sahibi olun (Allah’a ulaþmayý dileyin) ve Bana itaat edin ve Bana tâbî olun.” diyor.

224

224


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 64

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 495

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

6 ¢ê뢆¢j¤Çb Ï ¤á¢Ø ¢£2 ‰ ë ó©£2 ‰ ì¢ç é¨ £ÜÛa £æ¡a ¥áî©Ô n¤¢ß ¥Âa Š¡• a ˆ¨ç Ýnnellâhe huve rabbî ve rabbukum fa’budûh(fa’budûhu), hâzâ sýrâtun mustekîm(mustekîmun).

Μυηακκακ κι Αλλαη, Ο, βενιμ δε σιζιν δε Ραββινιζδιρ. √ψλεψσε Ο’να κυλ ολυν! ⇑⎭τε βυ, Σ⎬ρατ⎬ Μυστακ⎩μ’διρ. 1 2 3 4

-

5 6 7 8 9

-

inne allâhe huve rabbî ve rabbu-kum fa'budûhu (fe u'budû-hu) fe u'budû-hu hâzâ sirâtun mustekîmun

: : : :

muhakkak ki Allah o benim Rabbim ve sizin Rabbiniz

: : : : :

o zaman, öyleyse ona kul olun bu yol istikamet verilmiþ, yönlendirilmiþ

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’a ibadet etmekle Allah’a kul olmak ayný þey deðildir. Ýbadetler, Allah’a ulaþmayý dilemeyen bir insaný hiçbir þekilde kurtaramaz. Bir insan ömrü boyunca Ýslâm’ýn 5 þartýný yapsa Allah’a ulaþmayý dilemedikçe kurtuluþu mümkün deðildir. Hiçbir zaman Allah’a kul olamaz. Allahû Tealâ burada “Allah’a kul olun” diyor. Ve Sýratý Mustakîm’den bahsediyor. Çünkü kim Allah’a kul olursa yani Allah’a ulaþmayý dilerse o anda 1. Sýratý Mustakîm’in üzerine ulaþmýþtýr. Sýratý Mustakîm üzerinde Allah’tan 7 furkan alacaktýr. Kör, saðýr, dilsiz olan ve Allah’a göre ölü kabul edilen kiþi gören, iþiten ve idrak eden bir hüviyete kavuþacaktýr. Bu ise onun Allah’a kul olduðunun iþaretidir. Kiþi, Allah’a ulaþmayý dilediði an taguta kul olmaktan kurtulmuþtur. Allah’a kul olmuþtur. Allahû Tealâ’nýn söylediði “Allah’a ibadet edin” tarzýndaki bir ifade olsaydý insanlar Allah’a ibadet edeceklerdi. Namaz kýlacaklardý, oruç tutacaklardý, Ýslâm’ýn 5 þartýný gerçekleþtireceklerdi ama Allah’a kul olamayacaklardýve cehennemden kurtulamayacaklardý. Aradan 14 asýr geçmiþ ve insanlar Kur’ân’ýn inceliklerini hep unutmuþlar. Allah’a kul olmak (abd olmak) ile Allah’a ibadet etmek (abid olmak) ayný þey deðildir. Herkes ibadet eder ama ibadet eden kiþiler Allah’a ulaþmayý dilemedikçe Allah’a kul olamazlar. Taguta kul olmakta devam ederler. Taguta kul olmaktan kurtulmanýn yolu Allah’a kul olmaktýr. Bu ise mutlaka Allah’a yönelmekle, Allah’a ulaþmayý dilemekle mümkündür. Baþka türlü mümkün deðildir.

225

225


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 65

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 495

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¥3¤í ì Ï 7 ¤á¡è¡ä¤î 2 ¤å¡ß ¢la Œ¤y ü¤a Ñ Ü n¤b Ï §áî©Û a §â¤ì í ¡la ˆ Ç ¤å¡ß aì¢à Ü Ã åí©ˆ £Ü¡Û Fahtelefel ahzâbu min beynihim, fe veylun lillezîne zalemû min azâbi yevmin elîm(elîmin).

Σονρα φ⎬ρκαλαρ κενδι αραλαρ⎬νδα ιητιλ®φ εττι. Αρτ⎬κ ελ⎩μ γ⎫ν⎫ν αζαβ⎬νδαν, ζυλμεδενλεριν ϖαψ ηαλινε!

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

226

-

fahtelefe (fe ihtelefe) fe ihtelefe el ahzâbu min beyni-him fe veylun li ellezîne zalemû min azâbi yevmin elîmin

: : : : : : : : : : :

sonra ihtilâf ettiler hizipler, gruplar, fýrkalar kendi aralarýnda artýk yazýklar olsun, vay haline o kimselere, onlara zulmettiler azaptan gün elîm, acý

226


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 65

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 495

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Âyet-i kerimede insanlarýn ihtilâf ederek, kendi aralarýnda zulüm yaptýklarý anlatýlmaktadýr. Allahû Tealâ diyor ki: 30/RUM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muþrikîn(muþrikîne). O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaþmayý dileyin) ve takva sahibi olun. Ve namazý ikame edin (namaz kýlýn). Ve (böylece) müþriklerden olmayýn. 30/RUM-32: Minellezîne ferrakû dînehum ve kânû þiyeâ(þiyean), kullu hýzbin bimâ ledeyhim ferihûn(ferihûne). (O müþriklerden olmayýn ki) onlar, dînlerinde fýrkalara ayrýldýlar ve grup grup oldular. Bütün gruplar, kendilerinde olanla ferahlanýrlar. Allah’a ulaþmayý dileyenler tek bir fýrkayý; onun dýþýnda kalan 72 fýrkanýn herbirisi, fýrkalara ayrýlmýþ olanlarý temsil etmektedir. Ýþte onlar ihtilâfa düþenlerdir. Onlar aslýnda hem kendilerine hem de ihtilâfa düþürdükleri insanlara zulmediyorlar. Allah’a ulaþmayý dilemiyorlar ve dalâletteler, baþka insanlarýn da dalâlette kalmasýna sebebiyet veriyorlar. Allahû Tealâ buyuruyor ki: 4/NÝSA-167: Ýnnellezîne keferû ve saddû an sebîlillâhi kad dallû dalâlen baîdâ(baîden). Muhakkak ki onlar kâfirdirler ve Allah’ýn yolundan alýkoyarlar (men ederler) (kendileri de Allah’ýn yolunda deðillerdir). Andolsun ki onlar, uzak bir dalâlet içindedirler. 4/NÝSA-168: Ýnnellezîne keferû ve zalemû lem yekunillâhu li yagfire lehum ve lâ li yehdiyehum tarîkâ(tarîkan). Muhakkak ki onlar, kâfirdirler ve zalimdirler (baþkalarýný da mürþide ulaþmaktan men edip saptýrdýklarý için). Allah, onlara asla maðfiret etmez (günahlarýný sevaba çevirmez) ve yola (Allah’a ulaþtýran yola, Sýratý Mustakîm’e) ulaþtýrmaz. 4/NÝSA-169: Ýllâ tarîka cehenneme hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), ve kâne zâlike alâllâhi yesîrâ(yesîren). Sadece cehennem yoluna ulaþtýrýr. Onlar orada ebediyyen kalacaklardýr. Ve bu, Allah için kolaydýr. Baþka insanlarý Allah’ýn yolundan ayýrdýklarý için onlara zulmederler. Ama bu zulmü yaptýklarý için kendileri de derecat kaybederler. Kendilerine de zulmetmiþ olurlar. Ýþte bu zulmedenlerin gideceði yer cehennemdir.

227

227


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 66

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 495

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¤á¢è î¡m¤b m ¤æ a ò Çb £Ûa £ü¡a æ뢊¢Ä¤ä í ¤3 ç æ뢊¢È¤' í ü ¤á¢ç ë ¦ò n¤Ì 2 Hel yenzurûne illes sâate en te’tiyehum bagteten ve hum lâ yeþ’urûn(yeþ’urûne).

Ο σαατιν (κ⎬ψ®μετιν) ονλαρ φαρκ⎬νδα δεðιλκεν, ανσ⎬ζ⎬ν ονλαρα γελμεσινδεν βα⎭κα βιρ ⎭εψ μι βεκλιψορλαρ?

1 2 3 4 5 6 7 8

-

hel yenzurûne illâ es sâate en te'tiye-hum bagteten ve hum lâ yes'urûne

: : : : : : : :

mi bekliyorlar den baþka, ancak o saat onlara gelmesi ansýzýn ve onlar onlar farkýnda deðiller

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kýyâmet, ansýzýn gelecektir. Ýnsanlar hiç farkýnda olmadan, þuurunda deðillerken kýyâmetin ansýzýn geleceðini göreceklerdir. Kýyâmet günü, geçmiþten geleceðe doðru giden (hareket halinde) olan zaman duracak. Allah’ýn bütün gezegenlere verdiði kinetik enerji sona erecek. Dünya Güneþ’le ve Ay Dünya’yla birleþecek. Bütün gezegenler kendi merkezlerindeki Güneþ’e ulaþacaklar. Kâinat, gravitasyon sebebiyle küçülmeye baþlayacak. Zaman geriye dönecek. Kýyâmet iþte böyle bir olaydýr.

228

228


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 67

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 495

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

§œ¤È j¡Û ¤á¢è¢š¤È 2 §ˆ¡÷ ߤì í ¢õ ¬ £5¡ ü¤ a ; 6 åî©Ô £n¢à¤Ûa £ü¡a ¥£ë¢† Ç El ehillâu yevme izin ba’duhum li ba’dîn aduvvun illel muttekîn(muttekîne).

⇑ζιν γ⎫ν⎫, τακϖα σαηιπλερι ηαρι⎜, σαμιμι δοστλαρ βιρβιρινε δ⎫⎭μανδ⎬ρ.

1 2 3 4 5 6 7

-

el ehillâu yevme izin ba'du-hum li ba'dîn aduvvun illâ el muttekîne

: : : : : : :

halil olanlar, samimi dostlar izin günü onlarýn bir kýsmý bir kýsmýna düþman ancak, den baþka, hariç takva sahipleri

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Cehenneme gidecek olanlardan bu dünyada samimi dost olduklarýný iddia edenler, o gün birbirlerine düþman olurlar. Çünkü biri, diðerinin kendisini cehenneme sürüklemekte ona arka çýktýðý kanýsýndadýrlar. Cehenneme gitmelerine sebep olan bir suçlu ararlar. Ama öyle birisini bulsalar da bulmasalar da bu, onlarý cehenneme gitmekten kurtaramaz. O gün cehenneme giden kiþiler mutlaka iki gruba ayrýlacaklardýr. 1- Ýnsanlarý Allah’ýn yolundan men edenler. 2- Onlara inanarak Allah’a ulaþmayý dilemeyenler. Yani Allah’ýn yolundan men edilenler. Ýki taraf da birbirini suçlayacaklardýr ama neticede hiçbir þey deðiþmeyecektir.

229

229


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 68

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 495

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

7 æì¢ã Œ¤z m ¤á¢n¤ã a ¬ ü ë â¤ì î¤Ûa ¢ á¢Ø¤î Ü Ç ¥Ò¤ì  ü ¡…b j¡Ç b í Yâ ibâdi lâ havfun aleykumul yevme ve lâ entum tahzenûn(tahzenûne).

Εψ κυλλαρ⎬μ! Ο γ⎫ν σιζε κορκυ ψοκτυρ ϖε σιζ μαηζυν (δα) ολμαψαχακσ⎬ν⎬ζ. 1 2 3 4 5 6 7 8

-

yâ ibâdi lâ havfun aleykum el yevme ve lâ entum tahzenûn

: : : : : : : :

ey kullarým yoktur, olmaz korku sizin üzerinize, size o gün ve yoktur, olmaz siz mahzun olursunuz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, Yunus Suresinin 62, 63 ve 64. âyet-i kerimelerinde diyor ki: 10/YUNUS-62: E lâ inne evlîyâ allâhi lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne). Muhakkak ki Allah’ýn evliyasýna (dostlarýna), korku yoktur. Onlar, mahzun da olmazlar, öyle deðil mi? 10/YUNUS-63: Ellezîne âmenû ve kânû yettekûn(yettekûne). Onlar, âmenûdurlar (ölmeden evvel Allah’a ulaþmayý dileyenlerdir) ve takva sahibi olmuþlardýr. 10/YUNUS-64: Lehumul buþrâ fîl hayâtid dunyâ ve fîl âhýreh(âhýreti), lâ tebdîle li kelimâtillâh(kelimâtillâhi), zâlike huvel fevzul azîm(azîmu). Onlara, dünya hayatýnda ve ahirette müjdeler (mutluluklar) vardýr. Allah’ýn sözü deðiþmez. Ýþte O, fevzül azîmdir. Allahû Tealâ, Zuhruf Suresinin 68. âyet-i kerimesinde “lâ havfun aleykumul yevme: O gün size korku yoktur. ve lâ entum tahzenûn: Siz mahzun olacak da deðilsiniz.” demektedir. Yunus Suresinin 62. âyet-i kerimesinde de ayný ifade kullanýlmaktadýr, Allahû Tealâ diyor ki: “E lâ inne evlîyâ allâhi lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn: O Allah’ýn evliyasý var ya onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardýr.” Burada sadece izin günündeki muhtevaya iþaret ediliyor. Ýzin günü, kýyâmet günüdür. Baþlangýçta herkes mutlaka cehenneme girecektir, cehenneme gitmeyecek hiç kimse yoktur. Cennete girecek olanlar da ayný gün cehenneme girecekler, oradan uçarak çýkýp cennete gireceklerdir.

230

230


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 68

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 495

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

19/MERYEM-71: Ve in minkum illâ vâriduhâ, kâne alâ rabbike hatmen makdýyyâ(makdýyyen). Ve sizden biriniz (bile hariç olmamak üzere hepiniz), illâ (muhakkak) ona (cehenneme) varacaksýnýz. (Bu), senin Rabbinin üzerine (aldýðý) kesinleþmiþ bir hükümdür. Kur’ân-ý Kerim’de 29 âyet-i kerime, cehenneme kalmak üzere giren insanlarýn oradan bir daha çýkmasýnýn imkânsýz olduðunu söylüyor. Cennete girecek olanlar da cehenneme girecekler, cehennemde kalacak olanlar da cehenneme girecekler. Cehennemde kalacak olanlar izin alýp da oradan cennete dönemeyecekler ama cennete girecek olanlar için cehennemden çýkma ve cennete girme izni verilecek. Bunun için Allahû Tealâ kýyâmet gününe, izin günü diyor. Geri kalanlarsa kýyâmet günü girdikleri cehennemden bir daha asla çýkamayacaklardýr. Hem korkuyla cehenneme gireceklerdir hem de cehenneme girdikleri için mahzun olacaklardýr. Ama cehenneme girip de aslýnda cennete gireceklerini bilenler korkmayacaklardýr, mahzun da olmayacaklardýr. Çünkü bileceklerdir ki onlarýn amel defterlerindeki kazançlarý, kayýplarýndan fazladýr. Allahû Tealâ baþka bir güne daha izin günü diyor. Kiþi, Allah’a ulaþmayý dileyip de 12 ihsanla tâbî olmak üzere mürþidine ulaþtýðýnda devrin imamý ve arþý tutan melekler saf saf oradadýrlar ve devrin imamý ile birlikte o kiþinin günahlarýnýn sevaba çevrilmesini talep ederler. Allahû Tealâ da mutlaka bunu uygun görür. Bu yüzden kiþinin, 12 ihsanla gelerek mürþidine tâbî olduðu gün de izin günüdür. 20/TAHA-109: Yevme izin lâ tenfauþ þefâatu illâ men ezine lehur rahmânu ve radýye lehu kavlâ(kavlen). Ýzin günü, Rahmân’ýn kendisine izin verdiði ve sözünden razý olduðu (tasarruf rýzasýnýn sahibi) kimseden baþkasýnýn þefaati bir fayda vermez. Allahû Tealâ, izin gününü Mu’min Suresinin 7. âyet-i kerimesinde de anlatmaktadýr: 40/MU’MÝN-7: Ellezîne yahmilûnel arþa ve men havlehu yusebbihûne bi hamdi rabbihim ve yu’minûne bihî ve yestagfirûne lillezîne âmenû, rabbenâ vesi’te kulle þey’in rahmeten ve ilmen fagfir lillezîne tâbû vettebeû sebîleke ve kýhim azâbel cahîm(cahîmi). Arþý tutan melekler ve onun etrafýndaki kiþi (devrin imamý), Rab’lerini hamd ile tesbih ederler ve ona îmân ederler. Ve âmenû olanlar için (Allah’tan) maðfiret dilerler: “Rabbimiz, Sen herþeyi rahmetle (rahmetinle) ve ilimle (ilminle) kuþattýn. Böylece (mürþidin önünde) tövbe edenleri ve senin yoluna (Sýratý Mustakîm’e) tâbî olanlarý maðfiret et (günahlarýný sevaba çevir). Ve onlarý cehennem azabýndan koru!” 2 tane izin günü vardýr: 1- 12 ihsanla mürþidine ulaþanlarýn tâbiiyet günü. 2- Kýyâmet günü cehennemden çýkýp cennete girecekler için izin günüdür.

231

231


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 69

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 495

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

b ä¡mb í¨b¡2 aì¢ä ߨa åí©ˆ £Û a 7 åî©à¡Ü¤¢ß aì¢ãb × ë Ellezîne âmenû bi âyâtinâ ve kânû muslimîn(muslimîne).

Ονλαρ κι ®ψετλεριμιζλε ®μεν⎦ ολμυ⎭λαρδ⎬ρ ϖε (Αλλαη’α) τεσλιμ ολμυ⎭λαρδ⎬ρ. 1 2 3 4 5

-

ellezîne âmenû bi âyâti-nâ ve kânû muslimîne

: : : : :

o kimseler, onlar âmenû oldular, hayattayken Allah'a ulaþmayý dilediler âyetlerimize ve oldular teslim olanlar, müslümanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada “kendilerine korku ve mahzuniyet olmayan kullarý için” Allah diyor ki: “Onlar ki âyetlerimizle âmenû olmuþlardýr ve teslim olmuþlardýr.” Kiþi, Allah’ýn âyetlerini okuyarak Allah’a ulaþmayý dilediði anda âmenû olmuþtur. Âmenû olmak, Allah’a inanmanýn ötesinde bir noktadýr. Âmenû olan kiþi: - Allah’a, - Ruhun ölmeden evvel Allah’a ulaþacaðýna, - Bunun üzerine farz olduðuna, - Ve Allah’a ulaþmayý dilerse ruhunu Allah’a mutlaka mülâki kýlacaðýna inanýr. Neticede mutlaka ruhunu Allah’a teslim edecektir. Zuhruf Suresinin 69. âyet-i kerimesi (bu âyet) Allah’ýn âyetleriyle insanlarýn âmenû olduklarýný ifade etmektedir. Âmenû olduðu anda kiþi teslim olmuþtur. Ayný anda tagutun kulu olmaktan kurtulmuþ Allah’ýn kulu olmuþtur. Bu nokta kiþinin ilk teslimini gerçekleþtirdiði yerdir.

232

232


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 70

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 495

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¤á¢n¤ã a ò £ä v¤Ûa aì¢Ü¢¤…¢a æ뢊 j¤z¢m ¤á¢Ø¢ua 뤋 a ë Udhulûl cennete entum ve ezvâcukum tuhberûn (tuhberûne).

Σιζ ϖε ζεϖχελερινιζ (ε⎭λερινιζ) χεννετε γιριν! (Οραδα) φεραηλατ⎬λαχακσ⎬ν⎬ζ.

1 2 3 4 5

-

udhulû el cennete entum ve ezvâcu-kum tuhberûne

: : : : :

dahil olun, girin cennet siz ve sizin eþleriniz siz sevindirileceksiniz, ferahlatýlacaksýnýz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada Allahû Tealâ çok ilginç bir þey söylüyor: “Siz ve eþleriniz cennete girin!” Allahû Tealâ buna dair açýk iþaretini koymuþ ama öbür taraftan da bir konu tam böyle olmadýðýný ifade ediyor. Çünkü biliyorsunuz ki Hz. Lut evliydi ama karýsý cehennemlikti. Öyleyse hangi ölçülere göre Allahû Tealâ cennete alýr? Cenneti hakeden eþler cennete girecektir. Hanýmlar ADN cennetini hakettikleri zaman eþleri adn cennetlerinde daha yüksek cennetin sahibi ise hanýmlarýný da Allah üst cennete kabul buyurur.

233

233


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 71

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 495

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

§k ç ‡ ¤å¡ß §Òb z¡–¡2 ¤á¡è¤î Ü Ç ¢Òb À¢í ¢¢1¤ã ü¤a ¡éî©è n¤' m b ß b èî©Ï ë 7 §la ì¤× a ë 7 æ뢆¡Ûb  b èî©Ï ¤á¢n¤ã a ë 7 ¢å¢î¤Ç ü¤a ¢ £ˆ Ü m ë Yutâfu aleyhim bi sýhâfin min zehebin ve ekvâb(ekvâbin), ve fîhâ mâ teþtehîhil enfusu ve telezzul a’yun(a’yunu), ve entum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).

Ονλαρ⎬ν ετραφ⎬νδα αλτ⎬νδαν τεπσιλερ ϖε καδεηλερλε (βαρδακλαρλα) δολα⎭⎬λ⎬ρ. ςε οραδα νεφσλεριν ι⎭ταηλανδ⎬ð⎬ ϖε γ⎞ζλεριν λεζζετ αλδ⎬ð⎬ ⎭εψλερ ϖαρδ⎬ρ. ςε σιζ οραδα εβεδιψψεν καλαχακ ολανλαρσ⎬ν⎬ζ. 1 - yutâfu (yutâfu … bi ) 2 - aleyhim 3 - bi sihâfin 4 - min zehebin 5 - ve ekvâbin 6 - ve fîhâ 7 - mâ teþtehî-hi 8 - el enfusu 9 - ve telezzu 10 - el a'yunu 11 - ve entum 12 - fîhâ 13 - hâlidûne

: : : : : : : : : : : : : :

tavaf edilir, dolaþtýrýlýr (ile etrafýnda dolaþýlýr) onlarýn tepsiler ile altýndan ve kulpsuz kadehler, bardaklar ve orada iþtahlandýðý (canýnýn çektiði) þeyler nefs ve lezzet alýr göz ve siz orada halid olanlar, ebedî olanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Görülüyor ki Allah’ýn cennetine giren, orada ebediyyen kalýr. Allah’ýn cenneti ebedîdir. Ayrýca altýn tepsiler ve bardaklar en lezzetli yiyecekler var. Ve Allah orada kalanlarýn ebediyyen kaldýklarýný söylüyor.

234

234


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 72

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 495

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

b çì¢à¢n¤q¡‰@ë¢a ¬ó©n £Ûa ¢ò £ä v¤Ûa ٤ܡm ë æì¢Ü à¤È m ¤á¢n¤ä¢× b à¡2 Ve tilkel cennetulletî ûristumûhâ bi mâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).

ςε ι⎭τε βυ, αμελλερινιζδεν δολαψ⎬ ϖαρισ κ⎬λ⎬νδ⎬ð⎬ν⎬ζ χεννετ. 1 2 3 4 5 6 7

-

ve tilke el cennetu elletî ûristumû-hâ bi mâ kuntum ta'melûne

: : : : : : :

ve iþte bu cennet ki o, o ki ona varis olundunuz sebebiyle, dolayý siz oldunuz yapýyorsunuz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kiþi Allah’a ulaþmayý dilediði andan itibaren cennetin sahibi olur. Ondan sonra kiþinin kademeleri arttýkça Allahû Tealâ, o kiþi için daha üst, daha üst cennetlerden bahsetmektedir. Allahû Tealâ “Cennet size miras kýlýndý.” demektedir. Bunun mânâsý “Sizden evvel cennette baþka birileri yaþadý, þimdi siz yaþýyorsunuz” deðildir. Çünkü cennete girecek olan insanlar kýyâmet gününden evvel veya sonra girmeyecekler. Herkes birden kýyâmet günü cennete girecek. Kýyâmet günü cehenneme girenlerden, günahlarý sevaplarýndan fazla olanlar cehennemde mutlak olarak kalacaklardýr. Sevaplarý günahlarýndan fazla olanlar da mutlaka ayný gün çýkacaklardýr. Onlar ilk defa Allah’ýn onlara miras olarak verdiði, Allah’tan onlara miras olan cennete gireceklerdir. Þu anda Hz. Ýdris’le Hz. Ýsa cennettedir. Bizler bir nevî onlarýn mirasçýsý olarak deðerlendirilebiliriz. Allahû Tealâ “mirasçý kýlýndýnýz, onlarýn mirasçýsý oldunuz” mânâsýna bunu kullanmýþ olabilir.

235

235


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 73

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 495

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¥ñ Šî©r × ¥ò è¡×b Ï b èî©Ï ¤á¢Ø Û æì¢Ü¢×¤b m b è¤ä¡ß Lekum fîhâ fâkihetun kesîretun minhâ te’kulûn(te’kulûne).

Σιζιν ι⎜ιν οραδα, ψιψεχεðινιζ πεκ⎜οκ μεψϖε ϖαρδ⎬ρ.

1 2 3 4 5 6

-

lekum fî-hâ fâkihetun kesîretun min-hâ te'kulûne

: : : : : :

size, sizin için orada var meyve çok ondan siz yersiniz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Cennetin bir baþka özelliði de orada meyvelerin mevcudiyetidir. Bu cennet âyetleri birbirini takip ediyor.

236

236


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 74

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 496

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¡la ˆ Ç ó©Ï åî©ß¡Š¤v¢à¤Ûa £æ¡a 7 æ뢆¡Ûb  á £ä è u Ýnnel mucrimîne fî azâbi cehenneme hâlidûn(hâlidûne).

Μυηακκακ κι μ⎫χριμλερ (συ⎜λυλαρ), χεηεννεμ αζαβ⎬ ι⎜ινδε εβεδιψψεν καλαχακ ολανλαρδ⎬ρ. 1 2 3 4 5

-

inne el mucrimîne fî azâbi cehenneme hâlidûne

: : : : :

muhakkak ki mücrimler, suçlular azap içinde cehennem halid olanlar, ebedî olanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ Zuhruf Suresinin 74. âyet-i kerimesinde cehennemdekilere dönüþ yapýyor ve suçlularýn (Allah’a ulaþmayý dilemeyen herkes) cehennem azabý içinde ebediyyen kalacaklarýný ifade etmektedir. Allah’a ulaþmayý dilemeyen herkesin, gideceði yer cehennemdir. Zuhruf Suresinin 71. âyet-i kerimesinde de cennettekilerin ebediyyen orada kalacaklarý anlatýlmaktaydý. 10/YUNUS-7: Ýnnellezîne lâ yercûne likâenâ ve radû bil hayâtid dunyâ vatme'ennû bihâ vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne). Muhakkak ki onlar, Bize ulaþmayý (hayatta iken ruhlarýný Allah’a ulaþtýrmayý) dilemezler. Dünya hayatýndan razý olmuþlardýr ve onunla doyuma ulaþmýþlardýr ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardýr. 10/YUNUS-8: Ulâike me'vâhumun nâru bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne). Ýþte onlarýn kazandýklarý (dereceler) gereðince varacaklarý yer ateþtir (cehennemdir).

237

237


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 75

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 496

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

7 æì¢¡Ü¤j¢ß ¡éî©Ï ¤á¢ç ë ¤á¢è¤ä Ç ¢Š £n 1¢í ü Lâ yufetteru anhum ve hum fîhi mublisûn(mublisûne).

(Αζαπ) ονλαρδαν ηαφιφλετιλμεζ. ςε ονλαρ, οραδα (Αλλαη’⎬ν ραημετινδεν) ⎫μιτ κεσμι⎭ ολανλαρδ⎬ρ.

1 - lâ yufetteru (fetere) (fettere) 2 - an-hum 3 - ve hum 4 - fî-hi 5 - mublisûne

: : : : : : :

hafifletilmez (gevþetti) (gevþetildi, hafifletildi) onlardan ve onlar orada (Allah'ýn rahmetinden) ümit kesmiþ olanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Cehennem, günahlarý sevaplarýndan fazla olanlar içindir. Onlar cehenneme girecekler ve ebediyyen orada kalacaklardýr. Cehennemdekiler zaten hiçbir zaman ümit edilebilecek bir sonuçla karþýlaþmayacaklardýr.

238

238


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 76

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 496

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¤å¡Ø¨Û ë ¤á¢çb ä¤à Ü Ã b ß ë åî©à¡Ûb £ÄÛa ¢á¢ç aì¢ãb × Ve mâ zalemnâhum ve lâkin kânû humuz zâlimîn(zâlimîne).

ςε Βιζ ονλαρα ζυλμετμεδικ. ςε λ®κιν ονλαρ ζαλιμλερ ολδυλαρ.

1 2 3 4 5

-

ve mâ zalemnâ-hum ve lâkin kânû hum ez zâlimîne

: : : : :

ve biz onlara zulmetmedik ve fakat, lâkin oldular onlar zalimler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bu ifadeyi “onlarýn kendileri zalimlerdir” þeklinde de Türkçeleþtirenler var ama Allahû Tealâ “oldular“ demektedir. Geçmiþ zaman kullanýyor ve böyle bir cümle kuruyor: “Kendilerine zulmettiler. O derece zalimler oldular.”

239

239


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 77

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 496

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

b ä¤î Ü Ç ¡œ¤Ô î¡Û ¢Ù¡Ûb ß b í a¤ë …b ã ë æì¢r¡×b ß ¤á¢Ø £ã¡a 4b Ó 6 Ù ¢£2 ‰ Ve nâdev yâ mâliku li yakdi aleynâ rabbuk(rabbuke), kâle innekum mâkisûn(mâkisûne).

ςε (μ⎫χριμλερ): “Εψ μαλικ (εψ χεηεννεμ βεκ⎜ισι)! Ραββιν βιζιμ ⎫ζεριμιζε η⎫κ⎫μ ϖερσιν (βιζι ⎞λδ⎫ρσ⎫ν).” διψε σεσλενδιλερ. (Μαλικ): “Μυηακκακ κι σιζ, (βυ αζαβ⎬ν ι⎜ινδε) καλαχακ ολανλαρσ⎬ν⎬ζ.” δεδι. 1 2 3 4 5 6 7 8

-

ve nâdev yâ mâliku li yakdi aleynâ rabbu-ke kâle inne-kum mâkisûne

: : : : : : : :

ve nida ettiler, seslendiler, haykýrdýlar ey malik hükmetsin, hüküm versin bizim üzerimize, bizim hakkýmýzda senin Rabbin dedi muhakkak ki siz duranlar, kalanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Baþka âyetlerinde Allahû Tealâ buyuruyor: 22/HAC-19: Hâzâni hasmânihtesamû fî rabbihim fellezîne keferû kuttýat lehum siyâbun min nâr(nârin), yusabbu min fevký ruûsihumul hamîm(hamîmu). Bu ikisi (mü’minler ve kâfirler), Rab’leri hakkýnda mücâdele eden iki hasýmdýr. O inkâr edenler ki onlar için ateþten elbiseler biçilmiþtir. Onlarýn baþlarýnýn üzerinden kaynar su dökülecek. 22/HAC-20: Yusheru bihî mâ fî butûnihim vel culûd(culûdu). Onunla, onlarýn karýnlarýndakiler (iç organlarý) ve ciltleri (derileri) eritilecek 22/HAC-22: Kullemâ erâdû en yahrucû minhâ min gammin uîdû fîhâ ve zûkû azâbel harîk(harîký). Izdýraptan dolayý oradan her çýkmak istediklerinde, oraya (geri) iade edilirler. Ve (kendilerine): “Yakýcý azabý tadýn!” (denir). 4/NÝSA-56: Ýnnellezîne keferû bi âyâtinâ sevfe nuslîhim nâra(nâran), kullemâ nadicet culûduhum beddelnâhum culûden gayrehâ li yezûkûl azâb(azâbe) innallâhe kâne azîzen hakîmâ(hakîmen). Âyetlerimizi inkâr eden kimseleri muhakkak ki yakýnda ateþe atacaðýz. Derileri yanýp kavruldukça azabý tatmalarý için onlarý baþka deriler ile deðiþtireceðiz. Hiç þüphesiz Allah, Azîz’dir, Hakîm’dir. Cehennemdekiler için iþkence ve acý söz konusu; azaba dayanamýyorlar. Midelerine ve baðýrsaklarýna giren yakýcý, mahvedici þeyler... Orada insanlara, dünyada yaptýklarýnýn bedeli binlerce kat olarak, sonsuza kadar ödettiriliyor. Sadece Allah’a ulaþmayý dileyerek cehennemden kurtulmak mümkünken dilemeyen herkes için bu hususlar geçerli olacaktýr. Bunlarýn herbiri bütün insanlarýn ibret almalarý ve Allah’a ulaþmayý dilemeleri için bir mutlak sebeptir. Allahû Tealâ hiçbir þeyi boþuna söylemez.

240

240


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 78

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 496

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

£å¡Ø¨Û ë ¡£Õ z¤Ûb¡2 ¤á¢×b ä¤÷¡u ¤† Ô Û æì¢ç¡‰b × ¡£Õ z¤Ü¡Û ¤á¢× Š r¤× a Lekad ci’nâkum bil hakký ve lâkinne ekserekum lil hakký kârihûn(kârihûne).

Ανδολσυν κι σιζε ηακκ⎬ γετιρδικ. ςε λ®κιν σιζιν ⎜οðυνυζ ηακκ⎬ κεριη γ⎞ρενλερδιρ.

1 2 3 4 5 6 7

-

lekad ci'nâ-kum bi el hakký ve lâkinne eksere-kum li el hakki kârihûne

: : : : : : :

andolsun size getirdik hak ve lâkin, fakat sizin çoðunuz hakký kerih görenler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ’nýn hakký açýk ve kesindir. Bu hak statüsünde insanlarýn Allah’a ulaþmayý dilemeleri onlarý cennete almak konusunda Allah için yeterlidir ama insanlar dilemiyorlar. Allahû Tealâ’nýn bu kadar kolay bir sebeple (sadece Allah’a ulaþmayý dileyerek) bütün bu cehennem azabýndan kurtulacaklarýna kesin olarak söz vermesine raðmen, þeytan onlarda nasýl bir tesir vücuda getiriyorsa bu insanlar, Allah’a ulaþmayý dilemiyorlar. Bu sebeple insanlarýn çoðu hakký kerih görenlerdir, Yani Hakk’a itaat etmeyenlerdir, hakký yerine getirmeyenlerdir. Allahû Tealâ, mutlaka onlarý cennetine koyacak ama insanlar Allah’a ulaþmayý dilemiyorlar.

241

241


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 79

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 496

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

7 æì¢ß¡Š¤j¢ß b £ã¡b Ï a¦Š¤ß a a¬ì¢ß Š¤2 a ¤â a Em ebremû emren fe innâ mubrimûn(mubrimûne).

Ψοκσα ονλαρ ι⎭ι σαðλαμ μ⎬ τυττυλαρ? Μυηακκακ κι ασ⎬λ Βιζ, ι⎭ι σαðλαμ τυτανλαρ⎬ζ.

1 2 3 4 5 6

-

em ebremû emren fe innâ mubrimûne

: : : : : :

yoksa mý saðlam tuttular iþ fakat, oysa, asýl muhakkak ki biz saðlam tutanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ’nýn bahsettiði bu insanlar, hakký kerih görenledir. Elbette onlar iþi saðlam tutmuþ deðiller. Ýþi saðlam tutan Allah’týr. Çünkü hakký kerih görenler, sýrf inat için Allah’ýn emri olduðu için yerine getirmeyenlerdir. Þeytan nefslerine tesir etmektedir. Hakk’ý kerih görenler, Allahû Tealâ onlarý bir tek dilekle cennetine alacakken, isyan ederek, özellikle Allah’a ulaþmayý dilemeyenlerdir. Üstelik onlar “Biz Allah’ý dilemeye mecbur muyuz? Allah niçin bizi Allah’a ulaþmayý dilemiyoruz diye cehenneme atýyormuþ?” diyerek bir de Allah’ý suçlamaya çalýþanlardýr. Allah herkesi bir tek dilekle cennetine almaya hazýr ama insanlarýn çok az bir kýsmý Allah’a ulaþmayý dileyecekler. Çok az bir kýsmý Allah’ýn cennetini hakedecek. Ýnatlarý yüzünden, þeytanýn üzerlerindeki telkinleri yüzünden Allah’a ulaþmayý dilemeyenler, iþi saðlam tutanlar deðillerdir ya da cehennem için iþi saðlam tutmuþlardýr. Allah iþi saðlam tutmuþ ve onlar cehennemi hakettikleri için Allahû Tealâ onlarý mutlaka cehenneme ulaþtýracak.

242

242


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 80

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 496

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¤á¢ç £Š¡ ¢É à¤ ã ü b £ã a æì¢j ¤z í ¤â a b ä¢Ü¢¢‰ ë ó¨Ü 2 6 ¤á¢èí¨ì¤v ã ë æì¢j¢n¤Ø í ¤á¡è¤í † Û Em yahsebûne ennâ lâ nesmeu sýrrehum ve necvâhum, belâ ve rusulunâ ledeyhim yektubûn(yektubûne).

Ψοκσα ονλαρ⎬ν σ⎬ρλαρ⎬ν⎬ ϖε φ⎬σ⎬λτ⎬λαρ⎬ν⎬ ι⎭ιτμεψεχεðιμιζι μι ζαννεδιψορλαρ? Ηαψ⎬ρ, ονλαρ⎬ν ψαν⎬νδα ρεσ⎦λλεριμιζ (ελ⎜ιλεριμιζ) (ηερ⎭εψι) ψαζ⎬ψορλαρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

em yahsebûne ennâ lâ nesmeu sýrre-hum ve necvâ-hum belâ ve rusulu-nâ ledey-him yektubûne

: : : : : : : : : :

yoksa mý zannediyorlar olduðumuzu biz iþitmeyiz onlarýn sýrlarý ve onlarýn fýsýltýlarý, gizli konuþmalarý hayýr ve bizim resûllerimiz, elçilerimiz onlarýn yanýnda yazýyorlar, yazarlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kiramen kâtibin melekleri (Allah’ýn resûlleri), her an hayatýnýzý filme alýyorlar. Ýnsanlar hangi fýsýltýyý yaparlarsa yapsýnlar ispat vasýtalarý kýyâmet günü hazýrdýr. Bütün kaybettiðiniz ve kazandýðýnýz dereceler saniye saniye size gösterilecektir. Neler yaptýysanýz uzuvlarýnýz davranýþ biçimleriyle anlatmýþ olacaklardýr.

243

243


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 81

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 496

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

> ¥† Û ë ¡å¨à¤y £ŠÜ¡Û æb × ¤æ¡a ¤3¢Ó åí©†¡2b ȤÛa ¢4 £ë a b¯ ã b Ï Kul in kâne lir rahmâni veledun fe ene evvelul âbidîn(âbidîne).

Δε κι: “Εðερ Ραημ®ν’⎬ν ⎜οχυðυ ολσαψδ⎬, ο ζαμαν Ο’να κυλ ολανλαρ⎬ν ιλκι βεν ολυρδυμ.”

1 2 3 4 5 6 7 8

-

kul in kâne li er rahmâni veledun fe ene evvelu el âbidîne

: : : : : : : :

de eðer oldu Rahmân için, Rahmân'ýn veled, çocuk o zaman ben evvel, ilk kullar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V)’e: “Eðer Allah’ýn çocuðu olsaydý o çocuða kul olanlarýn ilki ben olurdum de.” diyor.

244

244


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 82

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 496

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¡¤‰ ü¤a ë ¡pa ì¨à £Ûa ¡£l ‰ æb z¤j¢ æì¢1¡– í b £à Ç ¡*¤Š ȤÛa ¡£l ‰ Subhâne rabbis semâvâti vel ardý rabbil arþi ammâ yasýfûn(yasýfûne).

Γ⎞κλεριν ϖε ψεριν δε Ραββι ολαν αρ⎭⎬ν Ραββι, ονλαρ⎬ν ϖασ⎬φλανδ⎬ρδ⎬κλαρ⎬ ⎭εψλερδεν μ⎫νεζζεητιρ.

1 2 3 4 5 6 7 8

-

subhâne rabbi es semâvâti ve el ardi rabbi el arþi ammâ yasifûne

: : : : : : : :

sübhan, münezzeh, yüce Rab semalar, gökler ve arz, yeryüzü, yer Rab arþ þeyden vasýflandýrýyorlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýnsanlar, Allahû Tealâ’’yý vasýflandýrsa da Allahû Tealâ vasýflandýrdýklarý þeylerin hepsinden münezzehtir. Allah herþeyden münezzehtir. Çünkü herþeyi O yaratmýþtýr. Elbette Yaratan, yarattýklarýndan münezzehtir.

245

245


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 83

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 496

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

ó¨£n y aì¢j È¤Ü í ë a좙좂 í ¤á¢ç¤‰ ˆ Ï æ뢆 Çì¢í ô©ˆ £Ûa ¢á¢è ߤì í aì¢Ó 5¢í Fe zerhum yahûdû ve yel’abû hattâ yulâkû yevme humullezî yûadûn(yûadûne).

Αρτ⎬κ ονλαρ⎬ β⎬ρακ! ςααδολυνδυκλαρ⎬ γ⎫νε μ⎫λ®κι ολυνχαψα (καϖυ⎭υνχαψα) καδαρ βο⎭ ⎭εψλερε δαλσ⎬νλαρ ϖε οψνασ⎬νλαρ.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

fe zer-hum yahûdû ve yel'abû hattâ yulâkû yevme hum ellezî yûadûne

: : : : : : : : : :

artýk onlarý býrak (boþ þeylere) dalsýnlar ve oynasýnlar, oyalansýnlar oluncaya kadar mülâki olurlar, karþýlaþýrlar, kavuþurlar gün onlar ki o vaadolunurlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýnsanlar Allah’ýn söylediklerini öðrenecek ve baþkalarýna da öðretecek yerde hep boþ þeylerle meþgul olmuþlar. Meþgul olmakta da devam ediyorlar. Þu anda üniversitelerimizdeki dîn tedrisatý insanlarý ne cennet saadetine ne dünya saadetine ulaþtýrabilecek olan bir öðretidir. Ýslâm’ýn 5 þartýyla hiç kimse cehennemden kurtulamaz.

246

246


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 84

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 496

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¡¤‰ ü¤a ó¡Ï ë ¥é¨Û¡a ¡õ¬b à £Ûa ó¡Ï ô©ˆ £Ûa ì¢ç ë 6 ¢áî©Ü ȤÛa ¢áî©Ø z¤Ûa ì¢ç ë 6 ¥é¨Û¡a Ve huvellezî fîs semâi ilâhun ve fîl ardý ilâh(ilâhun), ve huvel hakîmul alîm(alîmu).

ςε Ο, γ⎞κτε ⇑λ®η’τ⎬ρ ϖε ψερδε ⇑λ®η’τ⎬ρ. ςε Ο, Ηακ⎩μ’διρ (η⎫κ⎫μ ϖε ηικμετ σαηιβιδιρ), Αλ⎩μ’διρ (εν ιψι βιλενδιρ).

1 2 3 4 5 6 7 8 9

-

ve huve ellezî fî es semâi ilâhun ve fî el ardý ilâhun ve huve el hakîmu el alîmu

: : : : : : : : :

ve o ki o semada, gökte ilâh ve arzda, yerde ilâh ve o hakîm, hüküm ve hikmet sahibi alîm, en iyi bilen

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ hem göklerin hem de yerlerin ÝÝâhý’dýr. Hem en adil (adaletli) hüküm verendir. Hem hikmet sahibidir. Ayný zamanda herþeyi bilendir. Bilmediði hiçbir þey yoktur.

247

247


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 85

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 496

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

b ß ë ¡¤‰ ü¤a ë ¡pa ì¨à £Ûa ¢Ù¤Ü¢ß ¢é Û ô©ˆ £Ûa Ú ‰b j m ë æì¢È u¤Š¢m ¡é¤î Û¡a ë 7 ¡ò Çb £Ûa ¢á¤Ü¡Ç ¢ê †¤ä¡Ç ë 7 b à¢è ä¤î 2 Ve tebârekellezî lehu mulkus semâvâti vel’ardý ve mâ beynehumâ, ve indehu ilmus sâah(sâati), ve ileyhi turceûn(turceûne).

ςε Ο, ⎞ψλε Ψ⎫χε ϖε Μ⎫βαρεκ’τιρ κι, γ⎞κλεριν ϖε ψεριν ϖε ικισι αρασ⎬νδακιλεριν μ⎫λκ⎫ Ο’νυνδυρ. Ο σαατιν (κ⎬ψ®μετ ϖακτινιν) ιλμι, Ο’νυν ινδινδεδιρ. ςε Ο’να δ⎞νδ⎫ρ⎫λεχεκσινιζ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

ve tebâreke ellezî lehu mulku es semâvâti ve el ardý ve mâ beyne-humâ ve inde-hu ilmu es sâati ve ileyhi turceûne

: : : : : : : : : : : :

ve mübarek, yüce ki o onun mülk semalar, gökler ve arz, yer ve þey(ler) ikisi arasýnda ve onun indinde, katýnda saatin ilmi ve ona döndürüleceksiniz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Yerlerin de göklerin de ikisinin arasýndakilerin de mülkü Allah’ýndýr. O, Yüce’dir, Mübarek’tir. Bütün güzellikler O’na aittir. Allah zamaný sýfýrlayacak sonsuz hýzýn sahibi olduðu için Allah’a göre kýyâmet kopmuþ, amel defterlerindeki neticelere göre cennete gireceklerin rakamlý kitaplarý (3 boyutlu hayat filmleri) illiyyindeki, cehenneme girecek olanlarýn ise siccîndeki altýgen kader hücrelerine yerleþtirilmiþtir. 83/MUTAFFÝFÝN-7: Kellâ inne kitâbel fuccâri le fî siccîn(siccînin). Hayýr, muhakkak ki füccarýn (þeytanýn füccuruna tâbî olan Allah’a ulaþmayý dilemeyenlerin) kitaplarý (hayat filmleri) siccîndedir (zemin kattan 7 kat aþaðýda olan zülmanî kader hücrelerindedir). 83/MUTAFFÝFÝN-18: Kellâ inne kitâbel ebrâri lefî illiyyîn(illiyyîne). Dikkat edin, muhakkak ki ebrar’ýn (hidayetlere erenlerin), kitaplarý illiyyindedir. (Göðün 7. katýndaki Kader Hücreleri’ndedir).

248

248


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 86

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 496

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

ò Çb 1 £'Ûa ¡é¡ã뢅 ¤å¡ß æì¢Ç¤† í åí©ˆ £Ûa ¢Ù¡Ü¤à í ü ë æì¢à Ü¤È í ¤á¢ç ë ¡£Õ z¤Ûb¡2 †¡è ( ¤å ß £ü¡a Ve lâ yemlikullezîne yed’ûne min dûnihiþ þefâate illâ men þehide bil hakký ve hum ya’lemûn(ya’lemûne).

ςε ονλαρ⎬ν, Ο’νδαν (Αλλαη’ταν) βα⎭κα ταπτ⎬κλαρ⎬ ⎭εψλερ ⎭εφαατε μαλικ δεðιλδιρ. Ηακκ’α ⎭αηιτ ολανλαρ ηαρι⎜ ϖε ονλαρ (Ηακκ’⎬) βιλιρλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

-

ve lâ yemliku ellezîne yed'ûne min dûni-hi eþ þefâate illâ men þehide bi el hakki ve hum ya’lemune

: : : : : : : : : : :

ve malik deðildir, gücü yetmez onlar dua ederler, taparlar ondan baþka þefaat den baþka, hariç kimse þahit oldu hakka ve onlar bilirler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, bu âyet-i kerimede devrin imamlarýndan bahsetmektedir. Sadece devrin imamlarý ve arþý tutan melekler için Hakk’ý görmek ve þefaat için talepte bulunmak söz konusudur. Ama arþý tutan melekler de þefaat edemezler. Þefaat sadece Devrin Ýmamý’na aittir. 40/MU’MÝN-7: Ellezîne yahmilûnel arþa ve men havlehu yusebbihûne bi hamdi rabbihim ve yu’minûne bihî ve yestagfirûne lillezîne âmenû, rabbenâ vesi’te kulle þey’in rahmeten ve ilmen fagfir lillezîne tâbû vettebeû sebîleke ve kýhim azâbel cahîm(cahîmi). Arþý tutan melekler ve onun etrafýndaki kiþi (devrin imamý), Rab’lerini hamd ile tesbih ederler ve ona îmân ederler. Ve âmenû olanlar için (Allah’tan) maðfiret dilerler: “Rabbimiz, Sen herþeyi rahmetle (rahmetinle) ve ilimle (ilminle) kuþattýn. Böylece (mürþidin önünde) tövbe edenleri ve senin yoluna (Sýratý Mustakîm’e) tâbî olanlarý maðfiret et (günahlarýný sevaba çevir). Ve onlarý cehennem azabýndan koru!” Allahû Tealâ’nýn yoluna giren kiþi Allah’a ulaþmayý dilediði an mü’min olmuþtur. Arþý tutan melekler de onlarýn etrafýndaki Devrin Ýmamý da Hakk’ý görüyor ve Hakk’a þahit oluyorlar ve Hakk’la beraber O’nun katýnda olduklarý için arþý tutan melekler þefaat talebine, Devrin Ýmamý ise þefaate muktedir oluyor.

249

249


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 87

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 496

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¤á¢è Ô Ü  ¤å ß ¤á¢è n¤Û b  ¤å¡÷ Û ë = æì¢Ø Ϥªì¢í ó¨£ã b Ï ¢é¨£ÜÛa £å¢Ûì¢Ô î Û Ve le in seeltehum men halakahum le yekûlunnallâhu fe ennâ yu’fekûn(yu’fekûne).

ςε εðερ γερ⎜εκτεν ονλαρα: “Κενδιλερινι κιμ ψαραττ⎬?” διψε σοραρσαν, μυτλακα “Αλλαη” διψεχεκλερδιρ. Βυνα ραðμεν (Ηακκ’ταν) νασ⎬λ δ⎞νδ⎫ρ⎫λ⎫ψορλαρ? 1 2 3 4 5 6

-

7 8 9 10 11

-

ve le in seelte-hum men halaka-hum le yekûlunne (yekûlune-enne) yekûlunne allâhu fe ennâ yûfekûne

: : : : : :

ve gerçekten, mutlaka eðer onlara sordum kim onlarý yarattý gerçekten, mutlaka

: : : : :

mutlaka derler, diyecekler Allah artýk, buna raðmen nasýl döndürülüyorlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýnsanlar hem kendilerini yaratanýn Allah olduðunu söylüyorlar hem de Allah’a ulaþmayý dilemiyorlar. Kendi kurtuluþlarýný imkânsýz kýlýyorlar. Ýnsanlarýn kurtuluþlarý bir kalbî dileklerine baðlý ve dilemiyorlar; þiddetle karþý çýkýyorlar. Büyük kitlelerin de Allah’a ulaþmasýný bu karþý çýkýþlarýyla yok ediyorlar. Omuzlarýna aðýr veballer alýyorlar ve azaplarý kat kat artýyor.

250

250


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 88

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 496

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¡õ¬ ü¯¢ªì¬¨ç £æ¡a ¡£l ‰ b í ©é¡Üî©Ó ë < æì¢ä¡ß¤ªì¢í ü ¥â¤ì Ó Ve kîlihî yâ rabbi inne hâulâi kavmun lâ yu’minûn(yu’minûne).

ςε Ο’νυν (Ηζ. Μυηαμμεδ (Σ.Α.ς)’ιν): “Εψ Ραββιμ, βυνλαρ γερ⎜εκτεν μ⎫’μιν ολμαψαν βιρ καϖιμδιρ.” δεμεσινε ανδολσυν. 1 - ve 2 - kîli-hi (kâle (kîle 3 - yâ rabbi 4 - inne 5 - hâulâi 6 - kavmun 7 - lâ yû'minûne

: : : : : : : : :

andolsun onun demesi dedi) tarafýndan ..... denildi) ey Rabbim muhakkak bunlar bir kavim mü'min olmazlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Baþlangýçta Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V)’e herkes karþý çýkmýþtý. Þimdi de Mehdi (A.S)’a karþý çýkýlýyor. Baþlangýçta hemen herkes karþý çýkarken þimdi (2007 yýlýnda) karþý çýkanlar büyük ölçüde azalmýþtýr.

251

251


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 89

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 496

(43) Zuhruf Suresi ¡Ò뢊¤£Œ¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

æì¢à Ü¤È í Ò¤ì  Ï 6 ¥â 5  ¤3¢Ó ë ¤á¢è¤ä Ç ¤| 1¤•b Ï Fasfah anhum ve kul selâm(selâmun), fe sevfe ya’lemûn(ya’lemûne).

Βυνδαν σονρα ονλαρδαν ϖαζγε⎜ ϖε: “Σελ®μ ολσυν.” δε. Αρτ⎬κ ψακ⎬νδα βιλεχεκλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8

-

fasfah (fe isfah) fe isfah an-hum ve kul selâmun fe sevfe ya'lemûne

: : : : : : : :

o zaman vazgeç onlardan ve de, söyle selâm artýk yakýnda bilecekler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ: “Onlarla uðraþma. Eðer senin talebin üzerine Allah’a ulaþmayý dilerlerse, sana tâbî olurlarsa onlara yaklaþ ama böyle bir niyetin sahibi deðillerse o zaman onlardan vazgeç.” diyor. Kurtulmayý özellikle istemeyen, Allah’ýn resûllerine karþý çýkan insanlarýn vücuda getirdikleri zarar yalnýz kendi cezalarýyla hudutlu olsa bunu haketmiþlerdir ama baþka insanlarý da kandýrýyorlar. Kim baþka insanlarý Allah’ýn yolundan men ederse onlar uzak dalâlet içindedirler, kâfirdirler ve zalimdirler. 4/NÝSA-167: Ýnnellezîne keferû ve saddû an sebîlillâhi kad dallû dalâlen baîdâ(baîden). Muhakkak ki onlar kâfirdirler ve Allah’ýn yolundan alýkoyarlar (men ederler) (kendileri de Allah’ýn yolunda deðillerdir). Andolsun ki onlar, uzak bir dalâlet içindedirler. 4/NÝSA-168: Ýnnellezîne keferû ve zalemû lem yekunillâhu li yagfire lehum ve lâ li yehdiyehum tarîkâ(tarîkan). Muhakkak ki onlar, kâfirdirler ve zalimdirler (baþkalarýný da mürþide ulaþmaktan men edip saptýrdýklarý için). Allah, onlara asla maðfiret etmez (günahlarýný sevaba çevirmez) ve yola (Allah’a ulaþtýran yola, Sýratý Mustakîm’e) ulaþtýrmaz. 4/NÝSA-169: Ýllâ tarîka cehenneme hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), ve kâne zâlike alâllâhi yesîrâ(yesîren). Sadece cehennem yoluna ulaþtýrýr. Onlar orada ebediyyen kalacaklardýr. Ve bu, Allah için kolaydýr.

252

252


øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yúj»A øÉé}¼@»A øÁônø@I {

¡æb ¢£†Ûa ¢ñ ‰ì¢ 44. SURE


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 1

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 497

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¬á¨y Hâ mîm. AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hâ ve Mîm, mukattaa harfleridir. Duhan Suresi, Kur’ân-ý Kerim’de Hâ, Mîm ile baþlayan surelerin beþincisidir . Duhan Suresi, Mekke’de nazil olmuþtur.

ℜψετ − 2

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 497

= ¡åî©j¢à¤Ûa ¡lb n¡Ø¤Ûa ë Vel kitâbil mubîni.

ςε Κιταβ−⎬ Μ⎫β⎩ν’ε (Απα⎜⎬κ Κιταβ’α) ανδολσυν. 1 - ve el kitâbi 2 - el mubîni

: :

ve kitaba andolsun açýklanmýþ olan, apaçýk

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kur’ân-ý Kerim, Apaçýk bir Kitap’týr. Allahû Tealâ diyor ki: “Biz bu Kitab’a herþeyi yerleþtirdik. Hiçbir þeyi eksik býrakmadýk.” Lâfzýnýn ötesinde, Kur’ân’ýn ruhunda da mevcut olanlarla bu ifadeyi deðerlendirmek gerekir. Ruh devreye girdiði zaman, insanoðlu Allahû Tealâ’nýn gerçekten hiçbir þeyi eksik býrakmadýðýný, herþeyi bu Kitab’ýn içine yerleþtirdiðini idrak eder.

253

253


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 3

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 497

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

§ò × ‰b j¢ß §ò ܤî Û ó©Ï ¢êb ä¤Û Œ¤ã a ¬b £ã¡a åí©‰¡ˆ¤ä¢ß b £ä¢× b £ã¡a Ýnnâ enzelnâhu fî leyletin mubâreketin innâ kunnâ munzirîn(munzirîne).

Μυηακκακ κι Βιζ Ο’νυ, μ⎫βαρεκ βιρ γεχεδε ινδιρδικ. ⇒⎫πηεσιζ Βιζ, υψαρανλαρ⎬ζ. 1 2 3 4 5 6 7

-

innâ enzelnâ-hu fî leyletin mubâreketin innâ kunnâ munzirîne

: : : : : : :

muhakkak ki biz, þüphesiz biz onu biz indirdik gecede mübarek muhakkak ki biz, þüphesiz biz biz olduk uyaranlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kur’ân-ý Kerim mübarek bir gecede indirilmiþtir. Bir Nezir’dir, Uyarýcý’dýr. Allahû Tealâ da Kur’ân-ý Kerim’i indirmekle Uyaran’dýr. Bütün insanlara, Allah’a ulaþmayý dilemeyi Kur’ân-ý Kerim emreder. Allah’a ulaþmayý dilemeyen bir kiþi için, cehennemden kurtuluþ hiçbir zaman söz konusu deðildir. Kur’ân-ý Kerim bu uyarýyý yapmasaydý hiç kimse bilmeyecekti. Kur’ân-ý Kerim, her sahada uyarýlar ihtiva eder. Ve Allah’a ulaþmayý dilemek 1. uyarýya itaat etmektir. Sonraki uyarýlar: Mürþide ulaþma uyarýsý, ruhu Allah’a teslim uyarýsý, fizik vücudu, nefsi Allah’a teslim uyarýsý; irþad olma uyarýsý ve iradeyi Allah’a teslim etme uyarýsý 7 safhayý içerir. 7 safhanýn 7’si de bir uyarý olarak, farz olarak Kur’ân-ý Kerim’de yer almýþtýr. Sahâbenin bütün bu uyarýlarý gerçekleþtirdiði ve 7 safhada ruhunu da vechini de nefsini de iradesini de Allah’a teslim ettiði, Kur’ân’da açýk bir þekilde yer alýr.

254

254


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 4

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 497

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

= §áî©Ø y §Š¤ß a ¢£3¢× ¢Ö Š¤1¢í b èî©Ï Fihâ yufreku kullu emrin hakîmin.

Ηικμετλι (η⎫κμεδιλμι⎭) εμιρλεριν (ι⎭λεριν) ηεπσι, ονδα (ο γεχεδε) αψ⎬ρτ εδιλιρ (βελιρλενιρ). 1 2 3 4 5

-

fihâ yufreku kullu emrin hakîmin

: : : : :

onda ayýrt edilir, belirtilir, belirlenir hepsi, bütün iþ, emir hükmedilmiþ olan, hikmetli

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kur’ân’ýn indirildiði gece mübarektir. Ýnsanlarý uyarmak üzere indirilmiþtir. “Hikmetli olan iþlerin, emirlerin hepsi onda ayýrt edilir, belirlenir, herkese sunulur.”

ℜψετ − 5

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 497

7 åî©Ü¡¤Š¢ß b £ä¢× b £ã¡a 6 b 㡆¤ä¡Ç ¤å¡ß a¦Š¤ß a Emren min indinâ, innâ kunnâ mursilîn(mursilîne).

Κατ⎬μ⎬ζδαν βιρ εμιρ ολαρακ, μυηακκακ κι Βιζ, (Κυρ’®ν’⎬ ϖε ρεσ⎦λλερι) γ⎞νδερενλεριζ. 1 2 3 4 5

-

emren min indi-nâ innâ kunnâ mursilîne

: : : : :

emir katýmýzdan muhakkak ki biz biz olduk gönderenler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, Kur’ân’ý emir; resûlleri emredici olarak gönderiyor. Allahû Tealâ’nýn indinden Kur’ân indirilmiþ ve açýklamak üzere vazifelendirilenler var. Her ikisi de emirle hareket ediyorlar. Kur’ân-ý Kerim, Allahû Tealâ’nýn emirlerini ihtiva ediyor. Peygamberler kendilerine þeriat kitabý verilen, o kitapla hükmetmek için vazifelendirilenlerdir. Kavimlerdeki resûller ise kendilerine emredici hüviyeti bulunmayan sohbet kitaplarý verilenlerdir. Ve her ikisi de Rab’lerinden bir ni’met olarak dizayn edilir.

255

255


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 6

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 497

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¢é £ã¡a 6 Ù¡£2 ‰ ¤å¡ß ¦ò à¤y ‰ = ¢áî©Ü ȤÛa ¢Éî©à £Ûa ì¢ç Rahmeten min rabbik(rabbike), innehu huves semîul alîmu.

Ραββινδεν βιρ ραημετ ολαρακ. Μυηακκακ κι Ο; Ο, εν ιψι ι⎭ιτεν, εν ιψι βιλενδιρ.

1 2 3 4 5 6

-

rahmeten min rabbi-ke inne-hu huve es semîu el alîmu

: : : : : :

bir rahmet olarak senin Rabbinden muhakkak ki o o en iyi iþiten en iyi bilen

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bütün kâinatý Allahû Tealâ rahmetiyle ve ilmiyle kaplamýþtýr. Bu sebeple kâinatýn heryerindeki, herþeyden anýnda haberdar olur.

256

256


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 7

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 497

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

åî©ä¡Óì¢ß ¤á¢n¤ä¢× ¤æ¡a < b à¢è ä¤î 2 b ß ë ¡¤‰ ü¤a ë ¡pa ì¨à £Ûa ¡£l ‰ Rabbis semâvâti vel ardý ve mâ beynehumâ, in kuntum mûkinîn(mûkinîne).

Γ⎞κλεριν ϖε ψεριν ϖε ικισι αρασ⎬νδακιλεριν Ραββιδιρ. Εðερ σιζ ψακ⎩ν σαηιβι ισενιζ. 1 2 3 4 5 6 7 8

-

rabbi es semâvâti ve el ardi ve mâ beyne-humâ in kuntum mûkinîne

: : : : : : : :

Rab semalar, gökler ve arz, yeryüzü, yer ve þey(ler) ikisi arasýnda eðer siz oldunuz yakîn sahibi olanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Yakîn sahibi herkes için Allah, göklerin ve yerin Rabbidir. Allahû Tealâ kime yakîn nasip kýlarsa o, Allah’ýn göklerin ve yerin Rabbi olduðunu kesin þekilde bilir ve ona inanýr. Yakîn hasýl etmek için daimî zikre mutlak olarak ulaþmak lâzým. Buradaki “yakîn” den Allahû Tealâ’nýn muradý, Ayn’el yakîn ve Hakk’ul yakîn kademeleridir. Asýl bilenler, Hakk’ul yakînin sahipleridir. Öyleyse bir insan Allah’a ulaþmayý dilediði andan itibaren Allahû Tealâ ona yardýmcý olur. Gözlerini ve görme hassasýný çalýþýr hale getirir. Kulaklarýný ve iþitme hassasýný çalýþýr hale getirir. Kalbini ve idrak etme hassasýný harekete geçirir ve kiþi kör, saðýr, dilsiz ve idraksizken; gören, iþiten ve idrak eden birisi olur. Bu, Ýlm’el yakînin baþlangýç noktasýdýr. Bundan sonra Allah, o kiþinin kalbine ulaþacaktýr, kalbinin nur kapýsýný Allah’a çevirecektir. Onu nefs tezkiyesi yapacak hale getirecektir. Sonra kiþi, nefs tezkiyesini gerçekleþtirecektir. Ruhunu Allah’a ulaþtýracaktýr ve bu süreç içerisinde idraki giderek artacaktýr. Fizik vücudunu Allah’a teslim edecektir. Ýlm’el yakîn, o kiþinin ruhunu Allah’a ulaþtýrmasýyla ve ruhun Allah’ýn Zat’ýnda yok olmasýyla sona erer. Fizik vücudun teslimi, Ýlm’el yakînle Ayn’el yakîn arasýnda bir geçittir. Kim daimî zikre ulaþýrsa o, Allahû Tealâ’nýn verdiði baþ gözü, baþ kulaðý ve dünyaya açýk olan idrak sahasýnýn dýþýnda yeni bir saha için, yani fizikötesi için gözler, kulaklar ve kalp kazanýr; yani Allahû Tealâ ona gaybý göstermeye baþlar. Allahû Tealâ, ona gaypten bahsetmeye baþlar ve gaybý ona idrak ettirir, ona verdiði kalp gözü ve kalp kulaðýyla. Ýþte bu kiþi bu noktada Ayn’el yakînin sahibi olmuþtur. Ondan sonra kiþi irþad olacaktýr, daha sonra iradesini Allah’a teslim edecektir ve bihakkýn (hakka tukatihi) takvanýn sahibi olacaktýr. Ýradesini de Allah’a teslim edecektir. O zaman Allah’ýn Zat’ýný da gören bir yakîn sahibi olacaktýr. Bu yakîne Kur’ân-ý Kerim “Hakk’ul yakîn” diyor. Bu takvaya “hakka tukatihi takva” diyor. Allah’ýn katýnda Allah’ý müþahede edenler yani Allah’ýn Zat’ýný görenler, Hakk’ul yakînin sahipleridir.

257

257


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 8

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 497

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

6 ¢oî©à¢í ë ©ï¤z¢í ì¢ç £ü¡a é¨Û¡a ¬ ü åî©Û £ë ü¤a ¢á¢Ø¡ö¬b 2¨a ¢£l ‰ ë ¤á¢Ø¢£2 ‰ Lâ ilâhe illâ huve yuhyî ve yumît(yumîtu), rabbukum ve rabbu âbâikumul evvelîn(evvelîne).

Ο’νδαν βα⎭κα ⇑λ®η ψοκτυρ. Διριλτιρ ϖε ⎞λδ⎫ρ⎫ρ. Σιζιν ϖε εϖϖελκι (σιζδεν ⎞νχεκι) βαβαλαρ⎬ν⎬ζ⎬ν Ραββιδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9

-

lâ ilâhe illâ huve yuhyî ve yumîtu rabbu-kum ve rabbu âbâi-kum el evvelîne

: : : : : : : : :

ilâh yoktur den baþka o diriltir ve öldürür sizin Rabbiniz ve Rab sizin babalarýnýz evvelkiler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Âdem (A.S) ile birlikte baþlayan, babalarýmýzý oluþturan binlerce yýllýk bir geçmiþi var insanoðlunun. Sadece Allah var, Allah’tan baþka Ýlâh mevcut deðil. Bütün Ýslâm âlemi bu inancýn içerisindedir ve bu vahdet akidesidir. Allah’ýn Tek’liði ve Hz. Ýbrâhîm’in hanif, (Arapça adýyla Ýslâm) dîninde vahdet asýldýr. Sonra da Allah’a ulaþmayý dileyenlerin oluþturduðu tek bir topluluðu oluþturan ikinci bir kavram gelir. Vahdetin, Allah’ýn Tek’liðinin dýþýnda insanlarýn tüm fýrkalarýnýn biraraya gelmesiyle oluþan bir tek’lik: Tevhid. Ve ondan sonra da ruhun, vechin, nefsin ve iradenin Allah’a teslimi (Teslim). Bunlar Hz. Ýbrâhîm’in hanif dîninin bir baþka adýyla Arapça Ýslâm dîninin temelini teþkil eder. Bütün peygamberler ayný dîni yaþamýþlardýr. O, bütün devirlerdeki insanlarýn Rabbi’dir. Baþka bir dîn de hiç oluþturmamýþtýr. Bütün insanlar hanif fýtratýyla yaratýlmýþlardýr. Sadece bir tek dîn vardýr; hanif fýtratýyla yaratýlan insanlarý hidayete erdirecek olan, Allah’a ulaþtýracak olan; ruhlarýný, vechlerini, nefslerini, iradelerini Allah’a teslimlerini gerçekleþtirecek olan tek bir dîn. Yaratan ve öldüren, öldükten sonra da dirilten ve yeniden öldüren, yeniden dirilten, sadece Allah’týr. Allah’tan baþka hiçbir varlýk öldüremez ve diriltemez.

258

258


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 9

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 497

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

æì¢j È¤Ü í £§Ù ( ó©Ï ¤á¢ç ¤3 2 Bel hum fî þekkin yel’abûn(yel’abûne).

Ηαψ⎬ρ, ονλαρ ⎭⎫πηε ι⎜ινδε οψνυψορλαρ (οψαλαν⎬ψορλαρ).

1 2 3 4

-

bel hum fî þekkin yel'abûne

: : : :

hayýr onlar þüphe içinde oynuyorlar, oyalanýyorlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Þirkte olan, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e inanmayan, O’nunla alay eden, O’nu sahte peygamber olarak deðerlendiren, ondan þüphe eden insanlardan bahsediyor, Allahû Tealâ.

259

259


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 10

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 497

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

= §åî©j¢ß §æb ¢†¡2 ¢õ¬b à £Ûa ó¡m¤b m â¤ì í ¤k¡Ô m¤‰b Ï Fertekib yevme te’tîs semâu bi duhânin mubînin.

Αρτ⎬κ γ⎞ð⎫ν, απα⎜⎬κ δυμαν (φιτνε) γετιρεχεðι γ⎫ν⎫ γ⎞ζλε. 1 2 3 4 5 6 7

-

fertekib (fe irtekib) fe irtekib yevme te'tî es semâu bi duhânin mubînin

: : : : : : :

artýk, öyleyse, o halde gözle, bekle gün getirir sema, gök duhaný, dumaný apaçýk

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bütün dünyayý bir fitne kaplamýþ durumdadýr. Önce yahudiler arasýnda oluþan ve onlarýn büyük kýsmýnýn dînlerini unutmalarýna sebebiyet veren fitne, daha sonra hristiyan âlemini sarmýþ, onlarýn da dînlerini unutmalarýna sebebiyet vermiþtir. Sonunda Ýslâm âlemini de sarmýþ, Ýslâm âleminin de dînlerini unutmalarýna sebep olmuþtur. Bugün, Hz. Ýbrâhîm ve ondan evvelki bütün peygamberler zamanýnda yaþanan tek bir dînin üç sonucu vardýr: Musevîlik, hristiyanlýk ve Ýslâm. Üçü de Hz. Ýbrâhîm’in hanif dinidir. Allahû Tealâ, hanif dîninin esaslarýný 7 safhada veriyor Kur’ân-ý Kerim’de: 1- Allah’a ulaþmayý dilemek, 2- Mürþide tâbî olmak, 3- Ruhu Allah’a ulaþtýrýp teslim etmek, 4- Fizik vücudu Allah’a teslim etmek, 5- Nefsi Allah’a teslim etmek, 6- Ýrþad olmak, 7- Ýradeyi Allah’a teslim etmek.

260

260


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 10

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 497

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

7 safhanýn 7’si de farz ve bütün sahâbe bu 7 safhanýn 7’sini de yaþamýþlar. Kur’ân-ý Kerim bunlarý bütün boyutlarýyla apaçýk koyuyor ortaya. Tevrat’ta da hem 7 safha var. Hz. Musa’yla O’na tâbî olanlar 7 safhayý da yaþamýþlar. 7 safhanýn 7’si de farz. Ýncil’de de 7 safhanýn 7’sinin de farziyeti ve 7 safhanýn 7’sini de Hz. Ýsa ile beraber havarileri tarafýndan yaþandýðý yer almýþ. Dîn, aslýnda tek bir dîndir. Dünya üzerinde mevcut olan 3 kitaplý dînin aslý sadece tek bir dîndir ve o da Hz. Ýbrâhîm’in hanif dînidir. Kur’ân-ý Kerim’de zaten Allahû Tealâ, Hz. Ýbrâhîm’in hanif dîninin Peygamber Efendimiz (SAV)’in de dîni olduðunu söylüyor: 30/RUM-30: Fe ekim vecheke lid dîni hanîfâ(hanîfen), fýtratallâhilletî fataran nâse aleyhâ, lâ tebdîle li halkýllâh(halkýllâhi), zâliked dînul kayyimu ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemûn(ya’lemûne). Hanif olarak kendini dîn için ikame et, Allah’ýn hanif fýtratýyla ki; Allah, insanlarý hanif fýtratýyla yaratmýþtýr. Allah’ýn yaratmasýnda deðiþme olmaz. Kayyim olan (kaim olacak, ezelden ebede kadar yaþayacak) dîn budur. Fakat insanlarýn çoðu bilmez. Ezelden ebede kadar ulaþan dîn, sadece bu dîndir. Tek bir dîn mevcut olmuþtur ve bütün insanlar bu bir tek dîni yaþayabilecek olan özellikle yaratýlmýþlardýr. Öyleyse birbirinden ayrý olan dînler yoktur. Bugün dînler arasýnda bir düþmanlýk söz konusuysa, fitnelerin en büyüðü budur. Ýþte bugün yahudi âlemini, daha sonra hristiyan âlemini, en sonda da Ýslâm âlemini pençesine geçiren iblis, bütün insanlarý Allah’ýn yolundan saptýrmak üzere harekete geçmiþ ve bunu büyük ölçüde baþarmýþtýr. Ve Hz. Ýbrâhîm devrinde de Hz. Musa devrinde de Hz. Ýsa devrinde de Peygamber Efendimiz (S.A.V) zamanýnda da bütün insanlarý sarsan ve de büyük kýsmýný Allah’tan uzaklaþtýran iblisin gayretleri hep netice vermiþtir. Ve yahudi âleminin, hristiyan âleminin dejenerasyonundan sonra Ýslâm âlemi de ayný noktaya ulaþmýþtýr. Ýþte o günlerde ortalýðý kaplayan bir duhanýn, bir dumanýn mevcudiyetinden bahsediyor Allahû Tealâ: Fitne. Bütün insanlarýn Allah’ýn Kur’ân’da emrettiði 7 safhayý tamamen unuttuðu ve artýk onlarý tatbik etmedikleri ve Kur’ân’da bunlarýn hepsinin farz olduðu ve sahâbe tarafýndan hepsinin gerçekleþtirildiði yazýlý olmasýna raðmen insanlarýn artýk Kur’ân’ý terkettiði ve göðün apaçýk bir fitneyle, dumanla dünyayý tesir altýna aldýðý bir devreden bahsediliyor. Yani bugünlerden bahsediliyor.

261

261


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 11

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 497

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¥áî©Û a ¥la ˆ Ç a ˆ¨ç 6 b £äÛa ó '¤Ì í Yagþân nâs(nâse), hâzâ azâbun elîm(elîmun).

(Ο φιτνε κι) ινσανλαρ⎬ (ινσανλαρ⎬ν β⎫ψ⎫κ κ⎬σμ⎬ν⎬) σαρμ⎬⎭τ⎬ρ. ⇑⎭τε βυ, ελ⎩μ βιρ αζαπτ⎬ρ. 1 2 3 4 5

-

yagþâ en nâse hâzâ azâbun elîmun

: : : : :

kaplar, sarar insanlar bu azap elîm, acý

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Fitnenin içinde olanlar mutsuzdur. Allah’a ulaþmayý dilemedikleri için cehennemden kurtulmalarý mümkün deðildir ve insanlar bunun farkýnda da deðildir. Asýl önemli olan nokta burasýdýr. Ýnsanlar Kur’ân-ý Kerim’i tamamen unutmuþlar ve Kur’ân-ý Kerim’in dýþýnda kendilerine bir dîn yaratmýþlardýr. Ve bu dînde Ýslâm’ýn 7 safhasýnýn 7’si de yok ve sadece 5 tane þartý var. Ýslâm’ýn 5 þartýyla da kimse kurtuluþa ulaþamadýðý halde insanlar kurtuluþa ulaþacaklarýný zannediyorlar. Bu sebeple, bu elîm bir azap; çünkü insanlar Allah’ýn emirlerini yerine getirmedikleri için devamlý hata iþliyorlar. Nefslerine hakim olmalarý mümkün deðil; çünkü nefs tezkiyesi büyük kitlelerce unutulmuþ durumdadýr. Her hatanýn arkasýndan Allahû Tealâ mutlaka azap eder. O insanlarýn ruhlarý da nefslerine huzursuzluk verir ve kiþiler elîm bir azabýn içinde dünya hayatýný yaþarlar. Allah’ýn tek bir dîni yerine kitaplý olarak 3 tane dîn oluþmuþ. Geri kalan inanýþlar da hesaba katýlýrsa, tam 72 inanç biçimi dünya üzerinde tespit edilmiþ durumdadýr. Ve bütün insanlar, bu sebeple devamlý azaptalar. Ve her inanç biçiminin içinde, orada bulunan resûle baðlanmýþ olan az sayýda insan Allah’ýn ezelî ve ebedî dînini yaþýyor. O küçük gruplarýn dýþýndaki insanlarýn %90’ýndan fazlasý için bu olay bir azaptýr. Bütün devirlerde olduðu gibi bugün de bütün kavimlerde Allah’ýn bir resûlü yaþamaktadýr.

262

262


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 12

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 497

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

æì¢ä¡ß¤ªì¢ß b £ã¡a la ˆ ȤÛa b £ä Ç ¤Ñ¡'¤×a b ä £2 ‰ Rabbenekþif annel azâbe innâ mû’minûn(mû’minûne).

Ραββιμιζ, αζαβ⎬ βιζδεν καλδ⎬ρ. Μυηακκακ κι βιζ, μ⎫’μινλεριζ. 1 2 3 4 5 6

-

rabbenekþif (rabbe-nâ ikþif) rabbe-nâ ikþif an-nâ el azâbe innâ mû'minûne

: : : : : :

Rabbimiz kaldýr bizden azap muhakkak ki biz mü'minler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Asrýn fitnesi, insanlarýn kendilerini gerçekten mü’min zannetmeleridir. Allah’a ulaþmayý dilemek, Allah’a insan ruhunun ölmeden evvel ulaþmasý, Ýslâm’ýn 7 safhasý unutulmuþ. Artýk insanlar Allah’a ulaþmayý dilemiyorlar. Dilemezlerse, mü’min olmalarý mümkün deðil. Allah’a ulaþmayý dilemeyen kiþi, kâfir hüviyetindedir. Allah’a ulaþmayý dileyenler, bir grubu; dilemeyenler, geri kalan 72 fýrkayý oluþturuyor ve böylece ortaya 73 fýrka çýkýyor. Ýnsanlarýn %90’ýndan fazlasý Allah’a ulaþmayý dilemiyor. Allahû Tealâ, fýrkalara ayrýlmayý ve kurtulanlarla kurtulamayanlarý Rum Suresinin 31. ve 32. âyetlerinde açýklýða kavuþturmuþ. Diyor ki: 30/RUM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muþrikîn(muþrikîne). O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaþmayý dileyin) ve takva sahibi olun. Ve namazý ikame edin (namaz kýlýn). Ve (böylece) müþriklerden olmayýn. Rum 32’de Allahû Tealâ müþrikleri anlatýyor: 30/RUM-32: Minellezîne ferrakû dînehum ve kânû þiyeâ(þiyean), kullu hýzbin bimâ ledeyhim ferihûn(ferihûne). (O müþriklerden olmayýn ki) onlar, dînlerinde fýrkalara ayrýldýlar ve grup grup oldular. Bütün gruplar, kendilerinde olanla ferahlanýrlar. 73 fýrkadan 72’si kendi elindekiyle ferahlanan, yani fýrkalara ayrýlmýþ olan Allah’a ulaþmayý dilemeyenlerdir. 72 fýrka müþriklerdir. 73. fýrka, Allah’a ulaþmayý dileyenlerin oluþturduðu tek fýrkadýr. Diyor ki Allahû Tealâ: 34/SEBE-20: Ve lekad saddaka aleyhim iblîsu zannehu fettebeûhu illâ ferîkan minel mûminîn(mûminîne). Ve andolsun ki iblis, onlar üzerindeki zannýný (hedefini) yerine getirdi. Böylece mü'minleri oluþturan bir fýrka (Allah'a ulaþmayý dileyenler) hariç, hepsi ona (þeytana) tâbî oldular. Mü’minleri oluþturan bu tek fýrka, Allah’a ulaþmayý dileyenlerin fýrkasýdýr. Dilemeyenlerin hepsi müþrik ve kâfirlerdir. Allah’ýn mü’min olarak kabul etmediði Allah’a inanan fakat Allah’a ulaþmayý dilemeyenler, Allah’a inandýklarý için mü’min olduklarýný söylüyorlar. Çünkü herkes “Allah’a inanan, cennete girecek olan mü’mindir.” zannediyor. Çünkü îmân “inanç” demektir. Mü’min de “inanan” demektir. Sebe 20 ise Allah’a inananlardan sadece Allah’a ulaþmayý dileyen ve fýrkalara ayrýlmayanlarý mü’min kabul ediyor.

263

263


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 13

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 497

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

= ¥åî©j¢ß ¥4ì¢ ‰ ¤á¢ç õ¬b u ¤† Ó ë ô¨Š¤×¡£ˆÛa ¢á¢è Û ó¨ £ã a Ennâ lehumuz zikrâ ve kad câehum resûlun mubînun.

Ονλαρα (ηερ⎭εψι) α⎜⎬κλαψαν βιρ ρεσ⎦λ γελμι⎭τι. (Βυνα ραðμεν ρεσ⎦λ⎫ν σ⎞ψλεδικλερινδεν) ιβρετ αλμαδ⎬λαρ.

1 2 3 4 5 6 7

-

ennâ lehum ez zikrâ ve kad câe-hum resûlun mubînun

: : : : : : :

nasýl onlar, onlar için zikir, öðüt, ibret ve olmuþtu onlara geldi bir resûl apaçýk, açýklayan

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Onlara Kur’ân’ý açýklayan bir resûl gelmiþti. Buna raðmen, resûlün söylediklerinden ibret almadýlar. Resûl, onlara Ýslâm’ýn 7 safhasýnýn farz olduðunu söylemiþti. Resûl, onlara bütün sahâbenin bu 7 safhayý yaþadýðýný söylemiþti. Ve onlarý Allah’a ulaþmaya davet etmiþti. “Allah’a ulaþmayý dilemezseniz, kurtuluþunuz mümkün deðil.” demiþti ama bu sözler onlara hiç tesir etmedi, ibret almadýlar. (Buradaki Resûl, 1997 yýlýnda Ceviz Kabuðu Programý’nda Allah’ýn apaçýk bir þekilde bütün Türk halkýna gösterdiði Resûl’dür. Allah’a ruhunuzu ulaþtýrmayý dileyin yoksa cehennemden kurtulamazsýnýz diye 3 defa açýklama yapmýþtýr ama O’nun etrafýndakilerin dýþýnda kimse ibret almamýþtýr ve hiç kimse o sözlerden etkilenmemiþtir.)

264

264


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 14

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 497

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

< ¥æì¢ä¤v ß ¥á £Ü 颧 aì¢Ûb Ó ë ¢é¤ä Ç a¤ì £Û ì m £á¢q Summe tevellev anhu ve kâlû muallemun mecnûn(mecnûnun).

ςε (Ο’ΝΑ) (⎭εψταν ταραφ⎬νδαν ϖαηψεδιλερεκ) “⎞ðρετιλμι⎭” ϖε “δελι” δεδιλερ ϖε σονρα Ο’ΝΔΑΝ ψ⎫ζ ⎜εϖιρδιλερ. 1 2 3 4 5 6

-

summe tevellev an-hu ve kâlû muallemun mecnûnun

: : : : : :

sonra yüz çevirdiler ondan ve dediler ögretilmiþ mecnun, deli

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ceviz Kabuðu programýnda bütün Türkiye halkýný bu Zat’ýn deli olduðu konusunda ikna ettiler. Ve ayný zamanda hem deli hem de þeytandan vahiy alýyor yani þeytanýn öðretisiyle þeytandan öðrenmiþ dediler ve kamuoyunu o Resûl’ün deli olduðuna inandýrdýlar. Daha ötesi, O’ndan yüz çevirttirdiler. Ýþte bu günlere gelindiðinde, yüz çevirmenin hangi boyutlara ulaþtýðý kamuoyunca kesin þekilde anlaþýldý. Allahû Tealâ’nýn Resûlü konusunda büyük bir kampanya açýlmýþ durumda. 2004 yýlý, o Resûl’ün kendini ilân edeceði yýl ve o yýl kampanya açýk bir þekilde hýzlanmýþ durumda. O’nun deli olduðu, þeytandan vahiy aldýðý herkes tarafýndan tekrarlanýyor ve kamuoyunun büyük kýsmý O’nun aleyhinde. O’ndan yüz çevirmiþ durumda. Böylece Ceviz Kabuðu olayý, o programa çýkan kiþinin, Ýmam Ýskender Ali M. Ý. H. R.’in: 1- Allah’ýn Resûl’ü olduðu kesinleþmesine raðmen bunun inkâr edildiði 2- Kendisine deli dendiði 3- Sözlerinden hiçbir þekilde ibret alýnmadýðý 4- Þeytan tarafýndan öðretilmiþ, þeytandan vahiy alan olarak vasýflandýrýldýðý 5- Kendisinden yüz çevrildiði, büyük bir gerçek olarak bugün artýk inkâr edilemeyecek bir þekilde ortaya çýkmýþtýr.

265

265


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 15

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 497

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

< æ뢆¡ö¬b Ç ¤á¢Ø £ã¡a ¦5î©Ü Ó ¡la ˆ ȤÛa aì¢1¡(b × b £ã¡a Ýnnâ kâþifûl azâbi kalîlen innekum âidûn(âidûne).

Μυηακκακ κι Βιζ, αζαβ⎬ βιραζ καλδ⎬ρσακ (βιλε), ⎭⎫πηεσιζ κι σιζ (⎭ιρκε) δ⎞νεχεκ ολανλαρσ⎬ν⎬ζ.

1 2 3 4 5 6

-

innâ kâþifû el azâbi kalîlen inne-kum âidûne

: : : : : :

muhakkak ki biz giderenler, kaldýranlar azap az, biraz muhakkak ki siz dönecek olanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýnsanlarýn az bir kýsmý kurtuluþa ulaþacak ama büyük kesim, fikirlerinde ýsrarcý olarak þirke tekrar dönecek olanlar. Bunlarýn ayrý ayrý ispatý gerekmiyor. Hepsi herkesin gözleri önünde televizyonda cereyan etti. Âyetlerin (Duhan Suresi 10.-11.-12.-13.-14. âyetler) bütün muhtevasý gerçekleþti ve þu anda O’na tuzak kuranlar kendilerinin Ýslâm olduðunu, doðruyu bildiklerini iddia ediyorlar. Oysaki; Ýslâm deðiller. Allah’a teslim olmak Ýslâm’ý ifade eder. Ne ruhlarýný ne vechlerini ne nefslerini Allah’a teslim etmiþler. Mü’min deðiller. Mü’min olabilmek için mutlaka Allah’a ulaþmayý dilemek lâzým.

266

266


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 16

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 497

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

7 ô¨Š¤j¢Ø¤Ûa ò '¤À j¤Ûa ¢)¡À¤j ã â¤ì í æì¢à¡Ô n¤ä¢ß b £ã¡a Yevme nebtýþul batþetel kubrâ innâ muntekimûn(muntekimûne).

Β⎫ψ⎫κ βιρ ⎭ιδδετλε (ονλαρ⎬) ψακαλαψαχαð⎬μ⎬ζ γ⎫ν, Βιζ μυτλακα ιντικαμ αλαχακ ολανλαρ⎬ζ.

1 2 3 4 5 6

-

yevme nebtiþu el batþete el kubrâ innâ muntekimûne

: : : : : :

gün yakalayacaðýz þiddetle yakalama büyük muhakkak ki biz intikam alacak olanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, Allah’a karþý olan herkesten mutlaka intikam alacaktýr. Allahû Tealâ açýk ifadelerine raðmen, Allah’ýn Resûl’üne cephe alanlar için bunu söylüyor. Allah’ýn intikamý, korkulacak bir intikamdýr. Ceviz Kabuðu olayýndan bu tarafa 10 yýldan fazla zaman geçti. Ýnsanlarýn Allah’a ulaþmayý dileme kavramýný öðrenmelerine mani olunduðu için, o günlerden bu tarafa geçen yýllarda ölenlerin tamamýna yakýný Allah’a ulaþmayý dilemeden öldüler. Gidecekleri yer cehennemdir. Ve bu yüz binlerce insanýn vebali onlarýn omuzlarýndadýr.

267

267


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 17

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 497

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

= ¥áí©Š × ¥4ì¢ ‰ ¤á¢ç õ¬b u ë æ¤ì ǤŠ¡Ï â¤ì Ó ¤á¢è ܤj Ó b £ä n Ï ¤† Ô Û ë Ve lekad fetennâ kablehum kavme fir’avne ve câehum resûlun kerîmun.

ςε ανδολσυν κι Βιζ, ονλαρδαν ⎞νχε φιραϖυν καϖμινι δε ιμτιηαν εττικ. ςε ονλαρα δα κεριμ βιρ ρεσ⎦λ (Ηζ. Μυσα) γελμι⎭τι. 1 2 3 4 5 6 7 8

-

ve lekad fetennâ kable-hum kavme fir'avne ve câe-hum resûlun kerîmun

: : : : : : : :

ve andolsun imtihan ettik onlardan önce kavim firavun ve onlara geldi resûl kerim

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bu âyetteki Resûl’ün çýkýþý da bir imtihandýr. O zaman, Allahû Tealâ bir nebî resûl olan Hz. Musa’yý göndermiþ. Þimdi gönderdiði resûl ise, bir nebî resûl deðil; bir velî resûl. Peygamber deðil, sadece evliya bir resûl.

ℜψετ − 18

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 497

= ¥åî©ß a ¥4ì¢ ‰ ¤á¢Ø Û ó©£ã¡a 6 ¡é¨ £ÜÛa …b j¡Ç £ó Û¡a a¬ë¢£… a ¤æ a En eddû ileyye ibâdallâh(ibâdallâhi), innî lekum resûlun emînun.

(Ηζ. Μυσα): “Αλλαη’⎬ν κυλλαρ⎬ν⎬ βανα ϖεριν. Μυηακκακ κι βεν, σιζιν ι⎜ιν εμιν βιρ ρεσ⎦λ⎫μ.” (δεμι⎭τι).

1 2 3 4 5 6 7

-

en eddû ileyye ibâde allâhi innî lekum resûlun emînun

: : : : : : :

eda edin, verin, gönderin bana Allah'ýn kullarý muhakkak ki ben size, sizin için resûl emin, güvenilir

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm O devirde Ýsrailoðullarý’na þiddetle eziyet ediliyordu, iþkence yapýlýyordu ve Hz. Musa “Onlarý bana ver, Ýsrailoðullarý’ný ben buradan götüreyim.” diye firavuna ulaþmýþtý.

268

268


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 19

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 498

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¬ó©£ã¡a 7 ¡é¨£ÜÛa ó Ü Ç aì¢Ü¤È m ü ¤æ a ë 7 §åî©j¢ß §æb À¤Ü¢¡2 ¤á¢Øî©m¨a Ve en lâ ta’lû alâllâh(alâllâhi), innî âtîkum bi sultânin mubîn(mubînin).

ςε Αλλαη’α καρ⎭⎬ υλυλυκ (β⎫ψ⎫κλ⎫κ) τασλαμαψ⎬ν! ∩⎫νκ⎫ βεν, σιζε απα⎜⎬κ βιρ συλταν (δελιλ) ιλε γελιψορυμ.

1 2 3 4 5 6

-

ve en lâ ta'lû alâ allâhi innî âtî-kum bi sultânin mubînin

: : : : : :

ve ululuk, büyüklük taslamayýn Allah'a karþý muhakkak ki ben size geliyorum bir sultan ile, delil ile apaçýk

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Firavun, her zamanki gibi büyükleniyor. Mýsýr halký emrinde; onlara her istediðini yaptýrýyor. Ve bu ona gurur veriyor, kibirleniyor, Allahû Tealâ’nýn resûlünden (Hz. Musa’dan), daha üstün olduðu iddiasýnda. Hz. Musa ise onlara Allah’tan apaçýk bir delil ile geldiðini söylüyor.

269

269


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 20

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 498

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

ó©£2 Š¡2 ¢p¤ˆ¢Ç ó©£ã¡a ë 9 ¡æì¢à¢u¤Š m ¤æ a ¤á¢Ø¡£2 ‰ ë Ve innî uztu bi rabbî ve rabbikum en tercumûn(tercumûni).

ςε μυηακκακ κι βεν, βενι τα⎭λαμαν⎬ζδαν, σιζιν δε Ραββινιζ ολαν Ραββιμε σ⎬ð⎬νδ⎬μ.

1 2 3 4 5

-

ve innî uztu bi rabbî ve rabbi-kum en tercumû-ni

: : : : :

ve muhakkak ki ben sýðýndým Rabbime ve sizin Rabbiniz sizin beni taþlamanýz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Anlaþýlýyor ki; firavun, Hz. Musa’yý taþlamakla tehdit etmiþ. Her zaman Allah’ýn resûlleri: “Allah, benim de Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir.” derler ve Allah’a sýðýnýrlar.

270

270


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 21

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 498

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¡æì¢Û¡Œ n¤Çb Ï ó©Û aì¢ä¡ß ¤ªì¢m ¤á Û ¤æ¡a ë Ve in lem tû’minû lî fa’tezilûn(fa’tezilûni).

ςε εðερ βανα ινανμ⎬ψορσαν⎬ζ αρτ⎬κ βενδεν υζακλα⎭⎬ν. 1 - ve in 2 - lem tû'minû 3 - lî fa'tezilûni (fe i'tezilû-ni ) 4 - fe 5 - i'tezilû-ni

: : :

ve eðer siz inanmýyorsunuz bana

: :

o zaman, o halde, artýk benden uzaklaþýn, ayrýlýn

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hz. Musa, firavunun adamlarýna: “Eðer bana inanmýyorsanýz, öyleyse benden uzaklaþýn, benden ayrýlýn.” diyor.

ℜψετ − 22

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 498

æì¢ß¡Š¤v¢ß ¥â¤ì Ó ¡õ¬ ü¢ ª¯ì¬¨ç £æ a ¬¢é £2 ‰ b Ç † Ï Fe deâ rabbehû enne hâulâi kavmun mucrimûn(mucrimûne).

Βυνυν ⎫ζερινε: “Βυνλαρ γ⎫ναηκ®ρ βιρ καϖιμδιρ.” διψε, Ραββινε δυα εττι. 1 2 3 4 5 6 7

-

fe deâ rabbe-hu enne hâulâi kavmun mucrimûne

: : : : : : :

bunun üzerine dua etti onun Rabbi, kendi Rabbi olduðu, diye bunlar kavim mücrimler, suçlular, günahkârlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, onlar günahkâr kavim ise onlarý cezalandýrýrsa belki onlar o zaman Allah’ýn yoluna dönebilir, diye düþünüyor ve Rabbine dua ediyordu.

271

271


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 23

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 498

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

= æì¢È j £n¢ß ¤á¢Ø £ã¡a ¦5¤î Û ô©…b j¡È¡2 ¡Š¤ b Ï Fe esri bi ibâdî leylen innekum muttebeûne.

Ηεμεν γεχε ψ⎫ρ⎫ψ⎫⎭⎫ ψαπμακ ⎫ζερε κυλλαρ⎬μλα (βεραβερ) ψολα ⎜⎬κ! Μυηακκακ κι σιζ τακιπ εδιλεχεκσινιζ. 1 2 3 4 5 6

-

fe esri bi ibâdî leylen inne-kum muttebeûne

: : : : : :

öyleyse, hemen gece yürüyüþü yap kullarým ile gece muhakkak ki siz tâbî olunanlar, takip edilecek olanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hz. Musa, Allahû Tealâ’ya dua ediyor: “Onlar Sana karþý olan, haddi aþan, günahkâr bir kavim. Onlarý cezalandýr.” Allahû Tealâ da diyor ki: “Gece yürüyüþü yaparak firavundan kaçmak üzere kavminle beraber yola çýk. Bil ki; siz mutlaka takip edileceksiniz.” Bunun mânâsý þudur: “Takip edilseniz de korkmayýn. Siz, Bizim muhafazamýz altndasýnýz.”

ℜψετ − 24

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 498

æì¢Ó Š¤Ì¢ß ¥†¤ä¢u ¤á¢è £ã¡a 6 a¦ì¤ç ‰ Š¤z j¤Ûa ¡Ú¢Š¤ma ë Vetrukil bahre rehvâ(rehven), innehum cundun mugrekûn(mugrekûne).

ςε δενιζι α⎜⎬κ ολαρακ β⎬ρακ! Μυηακκακ κι ονλαρ, βοðυλαχακ ολαν βιρ ορδυδυρ. 1 2 3 4 5 6

-

ve etruki el bahre rehven inne-hum cundun mugrekûne

: : : : : :

ve býrak deniz durgun, açýk muhakkak ki onlar ordu boðulacak olanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ: “Ben denizi yardýðým zaman siz o açýk denizden karþýya geçeceksiniz. Ve deniz açýk olarak arkanda kalsýn. Ve muhakkak ki; o ordu orada boðulacaktýr.” diyor.

272

272


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 25

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 498

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

= §æì¢î¢Ç ë §pb £ä u ¤å¡ß aì¢× Š m ¤á × Kem terekû min cennâtin ve uyûnin.

Βαη⎜ελερδεν ϖε π⎬ναρλαρδαν νιχελερινι τερκεττιλερ. 1 2 3 4

-

kem terekû min cennâtin ve uyûnin

: : : :

kaç tane, pekçok, nice terkettiler, býraktýlar bahçelerden ve pýnarlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýsrail kavmi, kendilerine ait olan bahçelerini, pýnarlarýný terkedip Hz. Musa’nýn önderliðinde Mýsýr’dan ayrýlýyor.

ℜψετ − 26

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 498

= §áí©Š × §âb Ô ß ë §Ê뢉¢‹ ë Ve zurûin ve makâmin kerîmin.

ςε εκινλερ ϖε κεριμ μεκ®νλαρ (γ⎫ζελ κ⎞⎭κλερ). 1 - ve zurûin 2 - ve makâmin 3 - kerîmin

: : :

ve ekinler ve mekânlar kerim, güzel

AÇIKLAMA_______________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ve ekinler ve güzel mekânlar býrakýyorlar arkalarýnda.

273

273


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 27

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 498

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

= åî©è¡×b Ï b èî©Ï aì¢ãb × §ò à¤È ã ë Ve na’metin kânû fîhâ fâkihîne.

ςε οραδα ζεϖκ ι⎜ινδε ψα⎭αδ⎬κλαρ⎬ νι’μετλερ (ο νι’μετλερι δε τερκεττιλερ). 1 2 3 4

-

ve na'metin kânû fîhâ fâkihîne

: : : :

ve ni’metler oldular orada zevk içinde yaþayanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ni’metlerle zevkli anlar geçirdiklerini, karýnlarýný doyurduklarýný, köþklerde güzel günler geçirdiklerini söylüyor Allahû Tealâ. Ve Ýsrailliler, ni’metlerin hepsini arkalarýnda býrakýp Mýsýr diyarýný terkediyorlar.

ℜψετ − 28

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 498

åí©Š ¨a b¦ß¤ì Ó b çb ä¤q ‰¤ë a ë ® Ù¡Û¨ˆ × Kezâlik(kezâlike) ve evresnâhâ kavmen âharîn(âharîne).

⇑⎭τε, β⎞ψλε. ςε σονρακι καϖμι ονλαρα ϖαρισ κ⎬λδ⎬κ. 1 2 3 4

-

kezâlike ve evresnâ-hâ kavmen âharîne

: : : :

iþte böyle, böylece ve ona miras kýldýk kavim ahir olanlar, sonrakiler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Elbette o býraktýklarý yere daha sonra doðanlar, daha sonra oralarda yaþayacak olanlar, onlara Allah tarafýndan varis kýlýnmýþlar.

274

274


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 29

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 498

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¢¤‰ ü¤a ë ¢õ¬b à £Ûa ¢á¡è¤î Ü Ç ¤o Ø 2 b à Ï ; åí©Š Ĥä¢ß aì¢ãb × b ß ë Fe mâ beket aleyhimus semâu vel ardu ve mâ kânû munzarîn(munzarîne).

Ονλαρα ψερ ϖε γ⎞κ αðλαμαδ⎬. ςε ονλαρα μ⎫ηλετ ϖεριλμεδι.

1 2 3 4 5 6 7

-

fe mâ beket aleyhim es semâu ve el ardu ve mâ kânû munzarîne

: : : : : : :

artýk, bundan sonra aðlamadý onlara sema, gök ve arz, yer ve olmadýlar mühlet verilenler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ölmüþ olsaydýlar, yer ve gök aðlayacaktý. Kýzýldeniz’i hepsi sað olarak geçtikleri için onlara yer ve gök aðlamadý.

275

275


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 30

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 498

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

= ¡åî©è¢à¤Ûa ¡la ˆ ȤÛa å¡ß 3î©ö¬a Š¤¡a ó¬©ä 2 b ä¤î £v ã ¤† Ô Û ë Ve lekad necceynâ benî isrâîle minel azâbil muhîni.

ςε ανδολσυν κι Βιζ, ⇑σραιλοðυλλαρ⎬’ν⎬ (φιραϖυνυν) ζελιλ αζαβ(⎬ν)δαν κυρταρδ⎬κ. 1 2 3 4 5

-

ve lekad necceynâ benî isrâîle min el azâbi el muhîni

: : : : :

ve andolsun biz kurtardýk Ýsrailoðullarý azaptan alçaltýcý olan, zelil olan

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bu, firavunun azabýdýr. Ýsrailoðullarý’nýn kadýnlarýný alýkoyuyorlardý, erkeklerini öldürüyorlardý ve yeni doðan bütün erkek çocuklarý mutlaka öldürmek kararý almýþlardý. Çünkü kâhin, onlardan birisinin Hz. Musa olacaðýný söylemiþti ve o tarihlerden Hz. Musa’nýn peygamber olduðu devreye kadar geçen süreç içerisinde yahudiler, hep azaba uðradýlar. Mýsýr halký tarafýndan hep iþkenceye, hep kötü davranýþlara muhatap oldular.

ℜψετ − 31

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 498

åî©Ï¡Š¤¢à¤Ûa å¡ß b¦î¡Ûb Ç æb × ¢é £ã¡a 6 æ¤ì ǤŠ¡Ï ¤å¡ß Min fir’avn(fir’avne), innehu kâne âliyen minel musrifîn(musrifîne).

Ο φιραϖυν κι, ⎭⎫πηεσιζ ο, ηαδδι α⎭ανλαρδαν ϖε β⎫ψ⎫κλ⎫κ τασλαψανλαρδανδ⎬. 1 2 3 4 5

-

min fir'avne inne-hu kâne âliyen min el musrifîne

: : : : :

firavundan muhakkak ki o oldu, idi ululuk, büyüklük taslayan müsriflerden, haddi aþanlardan

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Mýsýr’daki firavunlardan birinden bahsediliyor. O, Hz. Musa’ya kötülük etmeyi düþünen firavundur. Kötüler, uzun devrede, iyilere birþey yapamazlar. Allah, mutlaka yardým elini uzatýr. Firavun, haddi aþanlardandý, büyüklük taslayanlardandý. Her zaman üstün olduðunu iddia etti.

276

276


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 32

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 498

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

7 åî©à Ûb ȤÛa ó Ü Ç §á¤Ü¡Ç ó¨Ü Ç ¤á¢çb 㤊 n¤a ¡† Ô Û ë Ve lekadihternâhum alâ ilmin alel âlemîn(âlemîne).

ςε ανδολσυν κι Βιζ, ονλαρ⎬ (⇑σραιλοðυλλαρ⎬’ν⎬) ιλιμ ⎫ζερινε ®λεμλερε σε⎜τικ (⎫στ⎫ν κ⎬λδ⎬κ). 1 2 3 4

-

ve lekadihternâ-hum ve lekad ihternâ-hum alâ ilmin alâ el âlemîne

: : : :

(ve lekad ihternâ-hum) ve andolsun onlarý seçtik, üstün kýldýk ilim üzere âlemlerin üzerine, âlemlere

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, Ýsrail kavminin Allah için çok kýymetli olduðu devrelerden bahsediyor. Ýsrail kavmine Allahû Tealâ uzun süre çok yardýmcý oldu. Ýsrail kavmi, Hz. Musa Tur Daðý’na çýktýðýnda bir Samiri, Cebrail (A.S)’ýn ayaklarýný bastýðý topraklardan buzaðý heykelini yapmýþtý ve bu heykel, buzaðý gibi ses çýkartýyordu. Bunu gören, Hz. Musa’ya tâbî olanlarýn büyük kýsmý buzaðýyý kendilerine ilâh edindiler. 40. günün sonunda Hz. Musa, aþaðý indiði zaman, bir de baktý ki; bütün kendisine tâbî olanlar, buzaðý heykeline tapmaya baþlamýþlar. Bunun üzerine kardeþi Harun’a ciddi bir þekilde çattý: “Sen nasýl bunlarýn böyle putperest olmalarýna müsaade ettin? Bunlar bunu yapamazlardý. Allahû Tealâ’ya inanmýþlardý. Bizim yolumuza girmiþlerdi. Þimdi hepsi fýska düþtüler.” Hz. Harun dedi ki: “Beni hýrpalama. Ben onlara karþý zor kullanamazdým. Onlara lâzýmgelen þeyleri, bütün boyutlarýyla anlattým ama onlara tesir etmedi. Onlar buzaðýya tapmaya devam ettiler.” Bunun üzerine Allahû Tealâ, Ýsrail kavmini 40 yýl süreyle Konya Ovasý kadar bir yerde dolaþtýrdý. Ýsrail kavminin herhangibir yerde kalýp orada tarým yapmasýna Allah’ýn müsaadesi hiç olmadý 40 yýl boyunca. Sonra soðan sarýmsak istemeye baþladý Ýsrail kavmi. Allahû Tealâ devamlý olarak gökten onlara býldýrcýnla kudret helvasý indiriyordu. Bu tekdüze gýdadan Ýsrail kavmi þikâyet etmeye baþladý. Hz. Musa onlara: “Baþka bir yiyecek yok ve olmayacak.” dedi. Önde bir bulut þeklinde Cebrail (A.S) gidiyordu. Nerede durursa, orada konaklýyorlardý. Onun dýþýnda konaklamak da yasaktý. Ýstedikleri þehirlere gitmeleri uygun görülmüyordu; Allahû Tealâ müsaade etmiyordu. 40 yýl boyunca Ýsrail kavmindeki, Samiri’nin yaptýðý bu puta tapanlarýn hepsi yolda birer birer öldüler. 40 yýl boyunca yolda doðan çocuklar, 30-40 yaþlarýnda Þeria Nehri’nin kýyýsýna Allahû Tealâ ulaþmalarýna müsaade etti. Ve ertesi gün, Þeria Nehrinin öbür tarafýna geçeceklerdi. Onlar için Þeria Nehri’nin öbür tarafý mukaddes topraklardý. O gece Allahû Tealâ, Hz. Musa’yý da aldý. “O gece, senin son gecen.” dedi. “Sen de karþýya geçmeyeceksin.” Ve karþýya sadece, Hz. Harun’la yolda doðan çocuklar geçtiler.

277

277


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 33

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 498

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¥åî©j¢ß a¥ªì¬¨Ü 2 ¡éî©Ï b ß ¡pb í¨ü¤a å¡ß ¤á¢çb ä¤î m¨a ë Ve âteynâhum minel âyâti mâ fîhi belâun mubîn(mubînun).

ςε ονλαρα, ι⎜ινδε απα⎜⎬κ ιμτιηαν ολαν ®ψετλερδεν (μυχιζελερδεν) ϖερδικ. 1 2 3 4 5 6

-

ve âteynâ-hum min el âyâti mâ fîhi belâun mubînun

: : : : : :

ve onlara verdik âyetlerden þey içinde imtihan apaçýk

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm “Ve onlara 40 yýl boyunca Biz, içinde apaçýk imtihan olan âyetlerden, mucizelerden verdik.” buyuruyor, Allah.

ℜψετ − 34

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 498

= æì¢Ûì¢Ô î Û ¡õ ¬ü¢ ª¯ì¬¨ç £æ¡a Ýnne hâulâi le yekûlûne.

Γερ⎜εκτεν ονλαρ, μυτλακα διψεχεκλερ κι. 1 2 3 4

-

inne hâulâi le yekûlûne

: : : :

muhakkak, gerçekten bunlar mutlaka, elbette derler, diyecekler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Gerçekten onlar, mutlaka diyecekler ki.

278

278


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 35

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 498

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

åí©Š '¤ä¢à¡2 ¢å¤z ã b ß ë ó¨Ûë@¢ü¤a b ä¢n m¤ì ß £ü¡a ó¡ç ¤æ¡a Ýn hiye illâ mevtetunel ûlâ ve mâ nahnu bi munþerîn(munþerîne).

(Βιζιμ ⎞λ⎫μ⎫μ⎫ζ) σαδεχε ιλκ ⎞λ⎫μ⎫μ⎫ζδ⎫ρ. ςε βιζ, νε⎭ρολυναχακ (τεκραρ διριλτιλεχεκ) δεðιλιζ. 1 2 3 4 5 6 7

-

in ... (illâ) hiye (in) ... illâ mevtetu-nâ el ûlâ ve mâ nahnu bi munþerîne

: : : : : : :

sadece o sadece bizim ölümümüz evvelki, ilk ve biz deðiliz neþrolunacak olanlar, tekrar diriltilecek olanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, kýyâmet günü zamaný durduracaktýr ve bunu zamanýn geriye doðru akýþý takip edecektir. Allah’ýn bütün gezegenlere verdiði kinetik enerjinin, itiþ enerjisinin sona ermesiyle, kâinatýn büyümesi duracaktýr. Geçmiþten geleceðe doðru uzanan zaman, sona erecektir ve gravitasyon baþlayacaktýr. Kâinat küçülecektir, küçülecektir, küçülecektir ve çýkýþ noktasýna geri dönecektir. Bir noktadan birbirine bitiþik olan kâinat, nasýl bütün kâinatý oluþturmuþsa, uzaylar birer birer yok olacak ve küçücük bir yere toplanacaktýr. Bu, geriye dönerek sýfýr noktasýna ulaþmak demektir. Bu muhteva içerisinde, kýyâmet günü sur’a 3 defa üfürülecektir. Birinci üfürülüþünde, kýyâmet günü yaþamakta olan insanlarýn hepsi, duyacaklar sesi ve ölecekler. Onlardan evvel yaþayan insanlar zaten ölmüþtür. Böylece Âdem (A.S)’dan, kýyâmet günü yaþamakta olan son insana kadar hepsi, ilk ölümlerini tamamlamýþ olacaktýr. Zamanýn geriye dönmesiyle bütün insanlar “ölümden sonra canlanacaklardýr.” Birinci ölüm ve birinci dirilme gerçekleþmiþtir. Ýnsanlar ilk ölümlerinden sonra dirilmiþ olacaklardýr ama öldükleri gezegende artýk yerçekimi kuvveti mevcut deðildir. Bu sebeple insanlarýn hepsi Mahþer Meydaný’na doðru yükseleceklerdir. Ýndi Ýlâhi’den evvelki ilk toplanma yeri Mahþer Meydaný’dýr. Sur’a ikinci defa üfürülecek. Mahþer Meydaný’nda herkes yeniden ölecek. Sonra Mahþer Meydaný’ndan Ýndi Ýlâhi’ye ulaþýlýyor. Orada herkes kendi hayat filmini, rakamlý kitabýný seyrediyor ve kimin günahlarý sevaplarýndan fazlaysa, onlar cehenneme girdikten sonra orada kalmasý, kimin sevaplarý günahlarýndan fazlaysa, onlarýn cehenneme girdikten sonra oradan uçarak cennete ulaþmalarý söz konusu oluyor. Ýþte birinci ölümden sonra tekrar ölüm ve tekrar dirilme; iki defa ölüm, iki defa dirilmeden murad olunan budur. Sur’a üçüncü defa üfürülecek. Kadýnlar da erkekler de ayný yaþta, enerji bedenlerle Allahû Tealâ tarafýndan yaratýlacaktýr. Yaþlanma diye bir olay mevcut olmayacak. Ve berzah âleminden oraya ulaþan nefsler, fizik vücutlarla birleþeceklerdir.

279

279


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 36

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 498

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

åî©Ó¡…b • ¤á¢n¤ä¢× ¤æ¡a ¬b ä¡ö¬b 2¨b¡2 aì¢m¤b Ï Fe’tû bi âbâinâ in kuntum sâdikîn(sâdikîne).

Σιζ δοðρυ σ⎞ψλεψενλερσενιζ, ο ηαλδε βαβαλαρ⎬μ⎬ζ⎬ (γερι) γετιριν.

1 2 3 4 5

-

fe'tû bi âbâi-nâ in kuntum sâdikîne

: : : : :

o halde getirin babalarýmýz eðer siz oldunuz sadýklar, doðru söyleyenler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýsrail kavmi: “Eðer siz doðru söyleyenlerdenseniz mademki dirileceðiz, o halde babalarýmýzý geri getirin bakalým.” diyor.

280

280


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 37

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 498

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

6 ¤á¡è¡Ü¤j Ó ¤å¡ß åí©ˆ £Ûa ë = §É £j¢m ¢â¤ì Ó ¤â a ¥Š¤î  ¤á¢ç a åî©ß¡Š¤v¢ß aì¢ãb × ¤á¢è £ã¡a 9 ¤á¢çb ä¤Ø ܤç a E hum hayrun em kavmu tubbein vellezîne min kablihim, ehleknâhum innehum kânû mucrimîn(mucrimîne).

Ονλαρ μ⎬ ψοκσα Τυββα’ν⎬ν καϖμι ϖε ονλαρδαν ⎞νχεκιλερ μι δαηα ηαψ⎬ρλ⎬? Βιζ ονλαρ⎬ ηελ®κ εττικ. ∩⎫νκ⎫ ονλαρ μ⎫χριμλερδι. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

-

e hum hayrun em kavmu tubbein ve ellezîne min kabli-him ehleknâ-hum inne-hum kânû mucrimîne

: : : : : : : : : : :

mi onlar hayýrlý, daha hayýrlý yoksa, veya Tubba kavmi (Yemen'de bir kavim) ve onlar onlardan önce biz onlarý helâk ettik muhakkak ki onlar oldular mücrimler, suçlular, günahkârlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Her devirde Allah’ýn resûlüne karþý çýkan insanlar mutlaka olmuþtur. Allahû Tealâ, Mu’minun Suresinde diyor ki: 23/MU’MÝNUN-44: Summe erselnâ rusulenâ tetrâ, kullemâ câe ummeten resûluhâ kezzebûhu fe etbâ’nâ ba’dahum ba’dan ve cealnâhum ehâdîs(ehâdîse), fe bu’den li kavmin lâ yu’minûn(yu’minûne). Sonra Biz, resûllerimizi ardarda (arasý kesilmeksizin) gönderdik. Her ümmete resûlü geldiði zaman, her defasýnda onu yalanladýlar. Biz de onlarý birbiri arkasýndan (helâk ettik). Ve onlarý efsane kýldýk. Artýk mü’min olmayan kavim (Allah’ýn rahmetinden) uzak olsun. Allahû Tealâ, Allah’ýn resûllerini inkâr edenleri mücrimler olarak deðerleniyor Kur’ân-ý Kerim’de.

281

281


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

Χ⎫ζ − 25

ℜψετ − 38

Σαψφα − 498

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

åî©j¡Ç ü b à¢è ä¤î 2 b ß ë ¤‰ ü¤a ë ¡pa ì¨à £Ûa b ä¤Ô Ü  b ß ë Ve mâ halaknes semâvâti vel arda ve mâ beynehumâ lâibîn(lâibîne).

ςε γ⎞κλερι ϖε ψερι ϖε ικισι αρασ⎬νδακιλερι, οψυν ολσυν διψε ψαρατμαδ⎬κ. 1 2 3 4 5 6

-

ve mâ halaknâ es semâvâti ve el arda ve mâ beyne-humâ lâibîne

: : : : : :

ve yaratmadýk semalar, gökler ve arz, yer ve þey(ler) onlarýn arasýndakiler oyun

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, abesle iþtigal etmez. Allahû Tealâ’nýn yaratmasýnýn, mutlaka insanlarýn akýl edemeyeceði seviyede bir ilâhi sebebi vardýr.

ℜψετ − 39

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 498

æì¢à Ü¤È í ü ¤á¢ç Š r¤× a £å¡Ø¨Û ë ¡£Õ z¤Ûb¡2 £ü¡a ¬b à¢çb ä¤Ô Ü  b ß Mâ halaknâhumâ illâ bil hakký ve lâkinne ekserehum lâ ya’lemûn(ya’lemûne).

⇑κισινι δε ηακταν βα⎭κα βιρ ⎭εψ ιλε ψαρατμαδ⎬κ (ικισινι δε ηακ ιλε ψαραττ⎬κ). ςε λ®κιν ονλαρ⎬ν ⎜οðυ βιλμεζλερ. 1 2 3 4 5 6

-

mâ halaknâ-humâ illâ bi el hakký ve lâkinne eksere-hum lâ ya'lemûne

: : : : : :

biz o ikisini yaratmadýk den baþka, sadece hak ile ve lâkin, fakat onlarýn çoðu bilmezler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Yerleri de gökleri de haktan baþka bir þey ile yaratmadýk; yani ikisini de hak ile yarattýk, buyruluyor. Ve onlarýn çoðunun hakikatleri bilmediði vurgulanýyor.

282

282


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 40

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 499

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

= åî©È à¤u a ¤á¢è¢mb Ôî©ß ¡3¤– 1¤Ûa â¤ì í £æ¡a Ýnne yevmel faslý mîkâtuhum ecmaîne.

Μυηακκακ κι φασ⎬λ γ⎫ν⎫, ονλαρ⎬ν ηεπσινιν βελιρλενμι⎭ ϖακτιδιρ. 1 2 3 4 5

-

inne yevme el faslý mîkâtu-hum ecmaîne

: : : : :

muhakkak ki gün fasýl, ayýrma onlarýn belirlenmiþ vakti hepsi

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kýyâmet günü hayat filmlerimiz gösterilecektir. Ýþte o hayat filmlerinde, kazandýðýnýz dereceler sað tarafta yeþil kaybettiðiniz dereceler, sol tarafta kýrmýzý rakamlarla görülür. Ve son rakam daima bellidir. Bu sebeple kimin kazandýðý derecelerin fazla olduðu, kimin kaybettiði derecelerin fazla olduðu bir bakýþta görülür. Ýþte bu, fasýl günü odur ki o gün; kazançlar, kazanýlan dereceler ve kaybedilen dereceler birbirinden net olarak ayrýlýr. Kimin kazandýðý dereceler fazlaysa, o kiþi cehenneme kýyâmet günü girecek ve bütün cehennemi ayný gün dolaþacak ve sonra mutlaka oradan çýkýp cennete ulaþacaktýr. Cehennemde kalacak olanlar da cehenneme girecekler ama bir daha çýkamayacaklardýr. Bu cehenneme girip çýkma olayý, sadece kýyâmet günü gerçekleþen bir olaydýr. Herkes, cehenneme girecektir. Bir kýsým insanlar, cehennemin ne kadar korkunç bir yer olduðunu görüp Allah’a þükretmek, hamdetmek üzere cehenneme girip sadece seyirci olarak orada bulunacaklardýr ve oradan çýkýp tekrar cennete ulaþacaklardýr. Ama günahlarý sevaplarýndan fazla olanlar, cehennemin kapýlarý açýlacak, burunlarý sürtünerek girecekler ve cehennemde ebediyyen kalacaklardýr.

283

283


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 41

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 499

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

ó¦Û¤ì ß ¤å Ç ó¦Û¤ì ß ó©ä¤Ì¢í ü â¤ì í = æ뢊 –¤ä¢í ¤á¢ç ü ë b¦÷¤î ( Yevme lâ yugnî mevlen an mevlen þey’en ve lâ hum yunsarûne.

Ο γ⎫ν, δοστταν δοστα (ηι⎜)βιρ ⎭εψ φαψδα ϖερμεζ. ςε ονλαρα ψαρδ⎬μ ολυνμαζ. 1 2 3 4 5 6 7 8

-

yevme lâ yugnî mevlen an mevlen þey’en ve lâ hum yunsarûne

: : : : : : : :

o gün fayda vermez dost dosttan bir þey ve olmaz onlar yardým olunurlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Herkesin amel defterindeki derecat ne ise ona göre mutlaka ilâhi hüküm verilmiþtir. Bu, Mahkemei Kübra’dýr. Ne avukatlarý ne hakimleri ne savcýlarý ne davacýsý ne de davalýsý olan bir mahkemedir. Kendi kendinizle muhatapsýnýz. Amel defterinizde hayatýnýz boyunca iþlediðiniz herþeyi; hem fiil olarak hem düþünce yapýnýzla göreceksiniz. Hangi iþlemleri bilerek, kasten gerçekleþtirdiðiniz, hangi iþlemleri bir kazanç olarak oluþturdugunuz o gün orada görülecek. Oradaki rakamlara göre hareket edilmesi kesin olduðu için kimseden kimseye bir yardým ulaþmasý mümkün deðildir. Çünkü o rakamlar asla deðiþmeyecektir.

284

284


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 42

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 499

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

; ¢áî©y £ŠÛa ¢Œí©Œ ȤÛa ì¢ç ¢é £ã¡a 6 ¢é¨£ÜÛa á¡y ‰ ¤å ß £ü¡a Ýllâ men rahimallâh(rahimallâhu), innehu huvel azîzur rahîm(rahîmu).

Ανχακ Αλλαη’⎬ν Ραη⎩μ (εσμασ⎬ψλα τεχελλι εττιðι) κιμσε ηαρι⎜. Μυηακκακ κι Ο, Αζ⎩ζ’διρ, Ραη⎩μ’διρ. 1 2 3 4 5 6 7 8

-

illâ men rahime allâhu inne-hu huve el azîz er rahîmu

: : : : : : : :

ancak, hariç kimse rahmet etti, Rahîm esmasýyla tecelli etti Allah muhakkak ki o o azîz Rahîm esmasýyla tecelli eden

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm “Rahîm esmasýyla tecelli ettiði hariç” ne demektir?Allahû Tealâ kime Rahîm esmasýyla tecelli ettiyse o, Allah’a ulaþmayý dileyen kiþidir. Daha Allah’a ulaþmayý diler dilemez Allahû Tealâ, onda tecelli etmiþtir, onun bütün günahlarýný örtmüþtür. Örtünce, kiþinin günahlarý kalmamýþtýr. O kiþi bundan sonra hiç amel yapmadan da ölse, mutlaka Allah’ýn cennetine girecek ve kýyâmet günü amel defterinde kazandýðý derecelerin, kaybettiði derecelerden fazla olduðu görülecektir. Ýþte Enfal Suresinin 29. âyet-i kerimesi: 8/ENFAL-29: Yâ eyyuhellezîne âmenû in tettekullâhe yec’al lekum furkânen ve yukeffir ankum seyyiâtikum ve yagfir lekum, vallâhu zul fadlil azîm(azîmi). Ey âmenû olanlar, Allah’a karþý takva sahibi olursanýz sizi furkan (hak ve bâtýlý ayýrma özelliði) sahibi kýlar! Ve sizden (sizin) günahlarýnýzý örter ve size maðfiret eder (günahlarýnýzý sevaba çevirir). Ve Allah, büyük fazl sahibidir. Allah’a ulaþmayý dilemeyenler ise bir evvelki âyette bahsolunanlardýr, onlara hiçbir þey fayda vermez onlar cehenneme gideceklerdir. 10/YUNUS-7: Ýnnellezîne lâ yercûne likâenâ ve radû bil hayâtid dunyâ vatme’ennû bihâ vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne). Muhakkak ki onlar, Bize ulaþmayý (hayatta iken ruhlarýný Allah’a ulaþtýrmayý) dilemezler. Dünya hayatýndan razý olmuþlardýr ve onunla doyuma ulaþmýþlardýr ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardýr. 10/YUNUS-8: Ulâike me’vâhumun nâru bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne). Ýþte onlarýn kazandýklarý (dereceler) gereðince varacaklarý yer ateþtir (cehennemdir).

285

285


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 43

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 499

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

= ¡âì¢£Ó £ŒÛa ñ Š v ( £æ¡a Ýnne þeceretez zakkûmi.

Μυηακκακ κι ζακκυμ αðαχ⎬. 1 - inne 2 - þecerete 3 - ez zakkûmi

: : :

muhakkak ki agaç zakkum

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Zakkum, cehennemdekilerin yemeleri için Allahû Tealâ’nýn cehennemde yetiþtirdiði özel bir aðaçtýr.

ℜψετ − 44

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 499

8 ¡áî©q ü¤a ¢âb È Ÿ Taâmul esîm(esîmi).

Γ⎫ναηκ®ρλαρ⎬ν ψεμεðιδιρ. 1 - taâmu 2 - el esîmi

: :

taam, yenilen yemek günahkâr

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Günahkâr olan, günah iþleyenlerin yani cehennemde olanlarýn yemeðidir.

286

286


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 45

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 499

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

= ¡æì¢À¢j¤Ûa ó¡Ï ó©Ü¤Ì í 8 ¡3¤è¢à¤Ûb × Kel muhl(muhli), yaglî fîl butûni.

Εριμι⎭ μαδεν γιβι καρ⎬νλαρ⎬νδα καψναρ. 1 2 3 4 5

-

ke el muhli yaglî fî el butûni

: : : : :

gibi erimiþ maden kaynar içinde karýnlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Zakkum aðacýný yemek mecburiyetinde olan cehennemdekiler onu yedikleri zaman, erimiþ maden gibi karýnlarýnýn içinde kaynar. Cehennemdekiler ölmek isterler. Meleklere: ‘Rabbine söyle de, bizi öldürsün, bu iþkence bitsin.’ diye seslenirler ama onlar orada iþkence içerisinde yaþamaya devam edeceklerdir. 40/MU’MÝN-49: Ve kâlellezîne fîn nâri li hazeneti cehennemed ‘û rabbekum yuhaffif annâ yevmen minel azâb(azâbi). Ateþin içinde olanlar, cehennem bekçilerine þöyle dediler: “Rabbinize dua edin. Azaptan bir günü bize hafifletsin.”

ℜψετ − 46

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 499

¡áî©à z¤Ûa ¡ó¤Ü Ì × Ke galyil hamîm(hamîmi).

Καψναρ συψυν καψναμασ⎬ γιβι. 1 - ke 2 - galyi 3 - el hamîmi

: : :

gibi kaynama kaynar su

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Karýnlarýnýn içinde zakkum aðacý, sanki kaynar suyun kaynamasý gibi yanacak ve kaynar su insaný nasýl yakarsa, onlarýn da karýnlarýný yakacak.

287

287


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 47

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 499

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

7 ¡áî©z v¤Ûa ¡õ¬a ì  ó¨Û¡a ¢êì¢Ü¡n¤Çb Ï ¢ê뢈¢ Huzûhu fa’tilûhu ilâ sevâil cahîm(cahîmi).

Ονυ τυτυν (ψακαλαψ⎬ν)! Ηεμεν χεηεννεμιν ορτασ⎬να σ⎫ρ⎫κλεψιν. 1 - huzû-hu fa’tilû-hu (fe i’tilû-hu) 2 - fe 3 - i’tilû-hu 4 - ilâ sevâi 5 - el cahîmi

:

onu tutun

: : : :

öylece, hemen onu sürükleyin ortaya, ortasýna cahîm, cehennem

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Cehennemden insanlarýn kurtuluþu sadece hayatta iken Allah’a ulaþmayý dilemeleriyle mümkündür. Ýnsanlar bu kadar büyük iþkenceleri yaþayacaklarýný bilmiyorlar, buna inanmýyorlar ama bütün anlatýlanlar gerçek. Bunlarý ancak Allah’ýn gösterdiði kiþiler bilir. Ve cehennemin ne olduðu hakkýnda bir fikri olmayanlar, o zaman yana yana cehennemin ne olduðunu görecekler ama sonsuz bir azaptan o zaman kurtulamayacaklar.

ℜψετ − 48

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 499

6 ¡áî©à z¤Ûa ¡la ˆ Ç ¤å¡ß ©é¡¤a ‰ Ö¤ì Ï aì ¢£j¢• £á¢q Summe subbû fevka re’sihî min azâbil hamîm(hamîmi).

Σονρα βα⎭⎬ν⎬ν ⎫στ⎫νε αζαπ ολαρακ καψναρ συ δ⎞κ⎫ν. 1 2 3 4 5 6

-

summe subbû fevka re’si-hi min azâbi el hamîmi

: : : : : :

sonra dökün, boþaltýn üst, üstüne onun baþý azaptan kaynar su

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Cehennemde midesinde yanmakta olan, ergimiþ maden nasýl kaynarsa öyle kaynayan bir insan düþünün; bir de baþýnýn üzerine kaynar su dökülüyor. Derileri yanýyor, yandýkça deriler deðiþtiriliyor, yeniden yanýyor.

288

288


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 49

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 499

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¢áí©Š ؤÛa ¢Œí©Œ ȤÛa o¤ã a Ù £ã¡a = 7 ¤Ö¢‡ Zuk, inneke entel azîzul kerîm(kerîmu).

(Αζαβ⎬) τατ! (Ηανι) σεν, γερ⎜εκτεν αζ⎩ζδιν ϖε κεριμδιν (κενδινι ⎞ψλε ζαννεδιψορδυν).

1 2 3 4 5

-

zuk inne-ke ente el azîzu el kerîmu

: : : : :

tat muhakkak ki sen sen azîz kerim, þerefli

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hadi þimdi azabý tat bakalým. Kendini azîz kabul ediyordun, kerim kabul ediyordun. Herkese kendini öyle gösteriyordun. Kendini öyle zannediyordun. Allah’a ulaþmayý dilemedin. Çünkü Ýslâm’ýn 5 þartý ile kurtulacaðýný zannediyordun.

289

289


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 50

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 499

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

æ뢊 n¤à m ©é¡2 ¤á¢n¤ä¢× b ß a ˆ¨ç £æ¡a Ýnne hâzâ mâ kuntum bihî temterûn(temterûne).

Μυηακκακ κι βυ αζαπ, σιζιν ⎭⎫πηε εττιðινιζ ⎭εψδιρ.

1 2 3 4 5 6

-

inne hâzâ mâ kuntum bi-hi temterûne

: : : : : :

muhakkak ki bu þey siz oldunuz onu, onun hakkýnda siz þüphe ediyorsunuz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýnsanlar dünya hayatýný yaþarken, zannederler ki; cehennem diye bir þey yoktur. Bu dünyada herþey yaþanýr, ötesi yoktur. Oysaki bu dünya, oradaki cehennem veya cennet hayatýnýn sonsuzda biri kadar az bir hayat hakký tanýr. Büyük hayat, uzun hayat, sonsuz hayat oradadýr ve bu hayat ya sonsuz bir zaman aralýðýnda enerji bedenlerle her saniyesinin mutlu geçtiði bir cennet hayatý veya sonsuza kadar yaþanan bir cehennem azabý olacaktýr. Orada hayat sonsuz bir zaman aralýðýnda sonsuz iþkencelerle geçecektir.

290

290


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 51

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 499

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

= §åî©ß a §âb Ô ß ó©Ï åî©Ô £n¢à¤Ûa £æ¡a Ýnnel muttekîne fî makâmin emînin.

Μυηακκακ κι τακϖα σαηιπλερι, μυτλακα εμιν μακαμλαρδαδ⎬ρ. 1 2 3 4 5

-

inne el muttekîne fî makâmin emînin

: : : : :

muhakkak ki muttekiler, takva sahipleri içinde, da makam, oturulan yer emin, güvenli

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’a ulaþmayý dileyen herkes Allah’a ulaþmayý dilediði anda takva sahibidir: 30/RUM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muþrikîn(muþrikîne). O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaþmayý dileyin) ve takva sahibi olun. Ve namazý ikame edin (namaz kýlýn). Ve (böylece) müþriklerden olmayýn. Dünya üzerindeki makamlarý ne olursa olsun, bir insan Allah’a ulaþmayý dilememiþse, gideceði yer cehennemdir. Allahû Tealâ, Al-i Ýmran Suresi’nin 15. âyet-i kerimesinde diyor ki: 3/AL-Ý ÝMRAN-15: Kul e unebbiukum bi hayrýn min zâlikum, lillezînettekav inde rabbihim cennâtun tecrî min tahtýhel enhâru hâlidîne fîhâ ve ezvâcun mutahharatun ve rýdvânun minallâh(minallâhi), vallâhu basîrun bil ýbâd(ýbâdi). De ki: “Size bundan daha hayýrlýsýný haber vereyim mi? Takva sahibi olanlar için Rab’lerinin katýnda içinde devamlý kalacaklarý, altýndan ýrmaklar akan cennetler ve tertemiz eþler ve Allah’tan rýza (makamý) vardýr.” Allah kullarýný BASÎR’dir (görendir, görücüdür). 3/AL-Ý ÝMRAN-198: Lâkinillezînettekav rabbehum lehum cennâtun tecrî min tahtihâl enhâru hâlidîne fîhâ nuzulen min indillâh(indillâhi), ve mâ indallâhi hayrun lil ebrâr(ebrâri). Fakat Rab’lerine (karþý) takva sahibi olanlar… Onlar için altlarýndan ýrmaklar akan cennetler var. Allah tarafýndan bir aðýrlanýþla, orada ebedî kalacaklar. Allah katýndaki þeyler, EBRAR için hayýrlýdýr. 50/KAF-31: Ve uzlifetil cennetu lil muttekîne gayre baîd(baîdin). Cennet, takva sahipleri için uzak olmayarak yaklaþtýrýldý. 50/KAF-32: Hâzâ mâ tûadûne li kulli evvâbin hafîz(hafîzin). Ýþte vaadolduðunuz þey (bu cennettir). Bütün evvab (Allah’a ruhu ulaþmýþ ve sýðýnmýþ) ve hafîz (baþlarý üzerinde devrin imamýnýn ruhunu muhafýz olarak taþýyan) olanlar için. Duhan Suresinin bu 51. âyet-i kerimesinde de Allahû Tealâ cennetin, takva sahiplerinin yeri olduðu, onlarýn emin makamlar olduðu ifade ediliyor. Emin makamlarýn ne olduðu Duhan-52’de yani bir sonraki âyette veriliyor.

291

291


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 52

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 499

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

7 §æì¢î¢Ç ë §pb £ä u ó©Ï Fî cennâtin ve uyûn(uyûnin).

Χεννετλερδε ϖε π⎬ναρλαρδα. 1 - fî 2 - cennâtin 3 - uyûnin

: : :

içinde, de cennetler pýnarlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Takva sahiplerinin yeri cennetlerdir, cennetlerde her tarafta pýnarlar vardýr. Cennetlerde, insanýn hoþuna giden bütün kokularda, bütün vasýflarda her türlü meyve suyu, en güzel içecekler; içeceklerin bu dünyada mevcut olmayanlarý mevcut. Ve enerji bedenlerle, yaþlanmadan sonsuz bir hayat söz konusu.

Χ⎫ζ − 25

ℜψετ − 53

Σαψφα − 499

7 åî©Ü¡2b Ô n¢ß §Ö Š¤j n¤¡a ë §¢†¤ä¢ ¤å¡ß æì¢ j¤Ü í Yelbesûne min sundusin ve istebrakýn mutekâbilîn(mutekâbilîne).

Καρ⎭⎬λ⎬κλ⎬ ιπεκτεν ϖε ατλασταν γιψσιλερ γιψερλερ. 1 2 3 4

-

yelbesûne min sundusin ve istebrakin mutekâbilîne

: : : :

giyinirler, giyerler ipekten ve atlas (kumaþ) karþýlýklý olarak

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Karþýlýklý yani üstü de ipek, altý da ipek; üstü de altý da atlas giysiler. Bir de buradaki “mutekâbilîn” ifadesi, orada karþýlýklý oturmayý da ihtiva eder. Karþýlýklý oturarak sohbet ederler.

292

292


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

Χ⎫ζ − 25

ℜψετ − 54

Σαψφα − 499

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

6 §åî©Ç §‰ì¢z¡2 ¤á¢çb ä¤u £ë ‹ ë ® Ù¡Û¨ˆ × Kezâlik(kezâlike), ve zevvecnâhum bi hûrin în(înin).

⇑⎭τε, β⎞ψλε. ςε ονλαρ⎬, ιρι γ⎞ζλ⎫ ηυριλερ ιλε εϖλενδιριριζ. 1 2 3 4

-

kezâlike ve zevvecnâ-hum bi hûrin înin

: : : :

iþte böyle ve onlarý evlendirdik huriler ile iri gözlü

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Cennette hizmet eden iki grup var: Huriler, hanýmlar; gýlmanlar, erkekler. Yani erkek olan cennet taamýný yiyecek olanlarý, cennete girenleri Allahû Tealâ’nýn iri gözlü hurilerle evlendirmesi söz konusudur.

ℜψετ − 55

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 499

= åî©ä¡ß¨a §ò è¡×b Ï ¡£3¢Ø¡2 b èî©Ï æì¢Ç¤† í Yed’ûne fîhâ bi kulli fâkihetin âminîne.

Οραδα εμνιψετ ι⎜ινδε ηερ ⎜ε⎭ιτ μεψϖεδεν ιστερλερ. 1 2 3 4 5

-

yed’ûne fîhâ bi kulli fâkihetin âminîne

: : : : :

isterler orada hepsinden meyve emniyet içinde

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Cennetlikler, enerji bedenleriyle orada her türlü meyveden diledikleri kadar yerler. Damak zevkinin tamamýnýn tatbikatý söz konusudur ama þiþmanlamak, yaþlanmak, ihtiyarlamak diye bir þey asla söz konusu deðildir.

293

293


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 56

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 499

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

7 ó¨Ûë@¢ü¤a ò m¤ì à¤Ûa £ü¡a p¤ì à¤Ûa b èî©Ï æì¢Ó뢈 í ü = ¡áî©z v¤Ûa la ˆ Ç ¤á¢èî¨Ó ë ë Lâ yezûkûne fîhel mevte illel mevtetel ûlâ, ve vekâhum azâbel cahîmi.

Οραδα ιλκ ⎞λ⎫μδεν βα⎭κα ⎞λ⎫μ τατμαζλαρ. ςε (Αλλαη, β⎞ψλεχε) ονλαρ⎬ χεηεννεμ αζαβ⎬νδαν κορυμυ⎭τυρ.

1 2 3 4 5 6 7 8 9

-

lâ yezûkûne fî-hâ el mevte illâ el mevtete el ûlâ ve vekâ-hum azâbe el cahîmi

: : : : : : : : :

tatmazlar orada ölüm den baþka ölmek, ölüm evvelki, ilk ve onlarý korudu azap cahîm, cehennem

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýlk ölüm, dünyadaki ölümdür. Tadýlan ölüm odur. Cennetten evvel tattýklarý ikinci ölümleri de üçüncü defa sur’a üfürüldüðündedir. Birinci defa sur’a üfürüldüðünde, canlý olanlar ölüyorlar, evvelkiler zaten ölmüþler; birinci ölüm. Ve zaman geriye dönünce tekrar canlanýyorlar. Sonra da orada, sur’a ikinci defa üfürülüyor, ikinci defa ölüyorlar. Ve sur’a üçüncü defa üfürülüyor. Tekrar enerji bedenlerle canlanýyorlar. Burada ilk ölümden murat, gerçek anlamda ölümdür. Bu ikinci ölüm, o tarzda bir ölüm olmadýðý için onu ilk ölüm saymýyor Allahû Tealâ; çünkü geçici bir zaman parçasýnda kiþi ölüp tekrar canlanýyor.

294

294


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 57

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 499

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

6 Ù¡£2 ‰ ¤å¡ß ¦5¤š Ï ¢áî©Ä ȤÛa ¢‹¤ì 1¤Ûa ì¢ç Ù¡Û¨‡ Fadlen min rabbik(rabbike), zâlike huvel fevzul azîm(azîmu).

Σενιν Ραββινδεν φαζλ (λ⎫τυφ) ολαρακ ι⎭τε βυ, (εν β⎫ψ⎫κ κυρτυλυ⎭) φεϖζ⎫λ αζ⎩μδιρ.

1 2 3 4 5 6

-

fadlen min rabbi-ke zâlike huve el fevzu el azîmu

: : : : : :

fazýl, lütuf senin Rabbinden iþte bu o fevz, kurtuluþ azîm, büyük

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ’nýn fevzül azîm ifadesini kullanmasý, irþad makamýna yükselebilmiþ olanlar için özel bir iþaret taþýr. Hazzül azîmin, fazl’ýl azîmin, ecrül azîmin ve fevzül azîmin sahipleri, irþad makamýna tayin edilenlerdir. Allahû Tealâ’nýn en büyük fazlý, en yüksek rütbeli kiþiler içindir. Onlar, irþad makamýna Allahû Tealâ’nýn hayattayken tayin ettikleridir.

295

295


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

Χ⎫ζ − 25

ℜψετ − 58

Σαψφα − 499

(44) Duhan Suresi ¡æb £†¢ Ûa ¢ñ ‰ì¢

æ뢊 £× ˆ n í ¤á¢è £Ü È Û Ù¡ãb ¡Ü¡2 ¢êb 㤊 £ í b à £ã¡b Ï Fe innemâ yessernâhu bi lisânike leallehum yetezekkerûn(yetezekkerûne).

⇑⎭τε β⎞ψλεχε Ο’νυ (Κυρ’®ν−⎬ Κεριμ’ι), σενιν λισαν⎬ν ιλε κολαψλα⎭τ⎬ρδ⎬κ. Υμυλυρ κι ονλαρ τεζεκκ⎫ρ εδερλερ. 1 2 3 4 5

-

fe innemâ yessernâ-hu bi lisâni-ke lealle-hum yetezekkerûne

: : : : :

ancak, iþte böylece onu kolaylaþtýrdýk senin lisanýn ile umulur ki onlar tezekkür ederler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kur’ân’la Allahû Tealâ bir ihtarda bulunuyor: “Âyetlerimizi tezekkür edin, yoksa cehennemde azap edileceksiniz. Öyleyse Allah’a ulaþmayý dileyin ve Allah’ýn cennetini kazanýn.”

ℜψετ − 59

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 499

æì¢j¡Ô m¤Š¢ß ¤á¢è £ã¡a ¤k¡Ô m¤‰b Ï Fertekib innehum murtekýbûn(murtekibûne).

Αρτ⎬κ γ⎞ζλε (βεκλε)! Μυηακκακ κι ονλαρ δα (βεκλεψενλερ) γ⎞ζλεψενλερδιρ. 1 2 3 4

-

fertekib (fe irtekib) fe irtekib inne-hum murtekibûne

: : : :

artýk, o zaman gözle, bekle muhakkak ki onlar gözleyenler, bekleyenler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Artýk gözle, bekle! Muhakkak ki; onlar da gözleyenlerdir, bekleyenlerdir. Onlar hem cennete girecek olanlar, yani Allah’a ulaþmayý dileyenler, hem de dilemeyip cehenneme girecek olanlardýr.

296

296


øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yúj»A øÉé}¼@»A øÁônø@I {

¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢ 45. SURE


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 1

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 500

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

¬á¨y Hâ mîm.

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Birinci âyet, mukattaat harfleridir. Mukattaat harflerinin sýrrý gerçek anlamda hâlâ çözülememiþtir. Mukattaat harflerinin her surede 19 olduðu iddia edilmiþtir ama bunun bütün sureler için geçerli olmadýðý görülmüþtür. Onun için konu tamamlanmamýþtýr, o noktada kalmýþtýr.

ℜψετ − 2

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 500

¡áî©Ø z¤Ûa ¡Œí©Œ ȤÛa ¡é¨ £ÜÛa å¡ß ¡lb n¡Ø¤Ûa ¢3í©Œ¤ä m Tenzîlul kitâbi minallâhil azîzil hakîm(hakîmi).

Κιταβ’⎬ν ινδιριλμεσι, Αζ⎩ζ ϖε Ηακ⎩μ ολαν Αλλαη’τανδ⎬ρ. 1 2 3 4 5

-

tenzîlu el kitâbi min allâhi el azîzi el hakîmi

: : : : :

indirildi kitap Allah'tan, Allah tarafýndan azîz hakim, hüküm ve hikmet sahibi

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kur’ân-ý Kerim, Allahû Tealâ tarafýndan indirilmiþtir.

297

297


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

Χ⎫ζ − 25

ℜψετ − 3

Σαψφα − 500

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

¡¤‰ ü¤a ë ¡pa ì¨à £Ûa ó¡Ï £æ¡a 6 åî©ä¡ß¤ªì¢à¤Ü¡Û §pb í¨ü Ýnne fîs semâvâti vel ardý le âyâtin lil mû’minîn(mû’minîne).

Μυηακκακ κι μ⎫’μινλερ ι⎜ιν γ⎞κλερδε ϖε ψερδε μυτλακα ®ψετλερ (δελιλλερ) ϖαρδ⎬ρ.

1 2 3 4 5 6

-

inne fî es semâvâti ve el ardý le âyâtin li el mû'minîne

: : : : : :

muhakkak ki semalarda, göklerde ve arz, yer elbette, mutlaka âyetler mü'minler için

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Göklerde de yerlerde de ibretler vardýr. Ve Allahû Tealâ, göstermek istediklerine göðün 7 katýný, bütün hususiyetleriyle gösterir. Bütün göklerde ve yerlerde insanlar için mutlaka âyetler vardýr. Ýnsanlarýn bu âyetlerden ibret alarak îmânlarýný ve özellikle mü’min olma seviyelerini artýrmalarý mümkündür.

298

298


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 4

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 500

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

= æì¢ä¡Óì¢í §â¤ì Ô¡Û ¥pb í¨a §ò £2¬a … ¤å¡ß ¢£s¢j í b ß ë ¤á¢Ø¡Ô¤Ü  ó©Ï ë Ve fî halkýkum ve mâ yebussu min dâbbetin âyâtun li kavmin yûkýnûne.

ςε σιζιν ψαρατ⎬λ⎬⎭⎬ν⎬ζδα ϖε (Αλλαη’⎬ν) ηαψϖανλαρδαν ⎫ρετιπ ψαψδ⎬κλαρ⎬νδα, ψακ⎩ν σαηιβι καϖιμ ι⎜ιν ®ψετλερ (δελιλλερ) ϖαρδ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6 7

-

ve fî halký-kum ve mâ yebussu min dâbbetin âyâtun li kavmin yûkinûne

: : : : : : :

ve sizin yaratýlýþýnýzda ve þey üretip, yayar hayvanlardan âyetler kavim için yakîn sahibi olurlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ’nýn kavimden muradý, insan topluluðudur. Allahû Tealâ 3 yakîn kullanýyor Kur’ân-ý Kerim’de: Ýlm'el yakîn, Ayn'el yakîn, Hakk'ul yakîn. 28 basamaklýk bir Ýslâm merdiveninde, 1. ve 2. basamaklar, yakînin dýþýndaki insanlarý kapsar. Ýlm'el yakîn kiþinin mürþidine ulaþmasýyla baþlar. Ýrþad makamý, öðretinin sahibidir. Ve teblið, konunun baþlangýcýdýr. Tebliðden sonra 3. basamaktan 14. basamaða kadar tilâvet gelir. 14. basamakta kiþi, mürþidine ulaþýr; nefs tezkiyesi oluþur. Nefs tezkiyesinin tamamlanmasý, nefsin kalbinde nurun, sýfýrdan %51’e yükseldiði noktadýr. Ýlim de kiþiyi %51 oranýnda kaplamýþtýr. Burasý, Ýlm'el yakînin sonudur; 21. basamak. 22. basamakta ruh Allah’ýn Zat’ýnda yok olur. Sonra kiþi, fizik vücudunu Allah’a teslim eder. Ne zaman ki; kiþi daimî zikrin sahibi olacaktýr, bu sebeple nefsinin kalbinde afet kalmayacaktýr, kalp gözü, kalp kulaðý açýlacaktýr, Allah ile tezekkür etmek imkânýnýn sahibi olacaktýr. Hayýr ehli, hikmet ehli olacaktýr. Kalp gözü açýldýðý için Allah’ýn gösterdiði zahirî âlemin ötesini görebilen bir göz vardýr. Burasý, Ayn’el yakîndir, ikinci defa yakîn hasýl etmiþtir kiþi. Sonra yerlerin, göklerin melekûtunu görür ve salâh makamýnýn 5. kademesinde iradesini de Allah’a teslim ettiði zaman Allah’ýn Zat’ýný görür. Burasý Hakk'ul yakîndir. Öyleyse yakîn hasýl eden bir kavim, 3 gruptan oluþur: Ýlm'el yakîn’in sahipleri, Ayn'el yakîn’in sahipleri, Hakk'ul yakîn’in sahipleri. Tilâvet, birinci kesimi ifade eder. Nefsin tezkiyesinin sonunda Ýlm’el yakîn tamamlanýr. Ayn'el yakîn’e daimî zikirden evvel kimse ulaþamaz. Bakara Suresinin 151. âyet-i kerimesi, bu muhtevanýn bütününü verir. Hikmeti, hikmetin ötesi olan irþadý, irþad makamýnýn sahibi olan kiþiyi kapsar: 2/BAKARA-151: Kemâ erselnâ fîkum resûlen minkum yetlû aleykum âyâtinâ ve yuzekkîkum ve yuallimukumul kitâbe vel hikmete ve yuallimukum mâ lem tekûnû ta’lemûn(ta’lemûne). Nitekim size içinizde (görev yapmak üzere) sizden bir Resûl (Peygamber) gönderdik ki; âyetlerimizi size tilâvet etsin (okuyup açýklasýn) ve sizi (nefsinizi) tezkiye etsin, size kitap ve hikmet öðretsin ve (hikmetin de ötesinde) bilmediðiniz þeyleri öðretsin.

299

299


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 5

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 500

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

¢é¨£ÜÛa 4 Œ¤ã a ¬b ß ë ¡‰b è £äÛa ë ¡3¤î £Ûa ¡Ò 5¡n¤a ë ¤‰ ü¤a ¡é¡2 b î¤y b Ï §Ö¤‹¡‰ ¤å¡ß ¡õ¬b à £Ûa å¡ß ¡b í¡£ŠÛa ¡Ñí©Š¤– m ë b è¡m¤ì ß †¤È 2 æì¢Ü¡Ô¤È í

§â¤ì Ô¡Û

¥pb í¨a

Vahtilâfil leyli ven nehâri ve mâ enzelallâhu mines semâi min rýzkýn fe ahyâ bihil arda ba’de mevtihâ ve tasrîfir rîyâhý âyâtun li kavmin ya’kýlûn(ya’kýlûne).

ςε γεχε ϖε γ⎫νδ⎫ζ⎫ν ιητιλ®φ⎬ (καρανλ⎬κλα, αψδ⎬νλ⎬ð⎬ν τερσ δ⎫⎭μεσι) ϖε Αλλαη’⎬ν ρ⎬ζ⎬κ ολαρακ σεμαδαν (ψαðμυρ, καρ γιβι) ⎭εψλερι ινδιρμεσι, β⎞ψλεχε αρζ⎬ ⎞λ⎫μ⎫νδεν σονρα διριλτμεσι ϖε ρ⎫ζγ®ρλαρ⎬ ⎜εϖιριπ εστιρμεσι, ακ⎬λ εδεν καϖιμ ι⎜ιν ®ψετλερδιρ (δελιλλερδιρ).

300

300


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 5

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 500

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18

-

vahtilâfi (ve ihtilâfý) el leyli ve en nehâri ve mâ enzele allâhu min es semâi min rýzkýn fe ahyâ bi-hi el arda ba'de mevti-hâ ve tasrîfi er rîyâhý âyâtun li kavmin ya'kýlûne

: : : : : : : : : : : : : : : : : :

ve ihtilâflý, karþýlýklý olmasý, birbirini takip etmesi gece ve gündüz ve indirmedi Allah semadan, gökten rýzýktan böylece diriltti onunla arz, yeryüzü sonra onun ölümü ve çevirir rüzgârlar âyetler kavim için akýl edenler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ’nýn “gece ile gündüzün ihtilâfý” ifadesi gecenin karanlýðý ile gündüzün aydýnlýðýnýn birbirine ters düþmesi yani ihtilâflý olmasýdýr. Dünya’nýn Güneþ etrafýndaki dönüþüne baðlý bir olay. Dünya, kendi etrafýndaki 24 saatlik dönüþünü oluþtururken; 365 gün 6 saatte Güneþ etrafýnda bir tur atar. Güneþ ve onun etrafýndaki bütün felekler, yýlda 500,000 km. hýzla ilerliyor. Yani kâinat boþlukta büyüyor. Baþka Güneþ Sistemleri, baþka galaksilerin Güneþ Sistemleri de ayný statü içerisinde hepsi birlikte kendi feleklerinde devamlý yüzüyorlar, hareket halindeler. Bundan sonra, Allah’ýn rýzýk olarak semadan yaðmur indirmesi, bu yaðmurun bitkileri canlandýrmasý, meyve, sebze ve mahsul vermesi; buðday, arpa gibi hububat vermesi, böylece arzý ölümünden sonra diriltmesi; farklý bir açýdan düþünmek için birer âyettir (sebeptir). Bütün yeþil yapraklý aðaçlarýn fotosentez yoluyla klorofil özümlemesi yaparak, yerden aldýklarý suyu, havadan aldýklarý karbondioksiti kullanarak karbonhidratlarý üretmeleri ve gýdalarýný temin etmeleri Allah’ýn insanlara derslerindendir. Allah’ýn sünnetullahý, sonsuz bir þekilde bütün kâinatý her zerresiyle idare etmektedir.

301

301


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 6

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 500

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

7 ¡£Õ z¤Ûb¡2 Ù¤î Ü Ç b çì¢Ü¤n ã ¡é¨ £ÜÛa ¢pb í¨a ٤ܡm æì¢ä¡ß¤ªì¢í ©é¡mb í¨a ë ¡é¨ £ÜÛa †¤È 2 §sí ©† y ¡£ô b¡j Ï Tilke âyâtullâhi netlûhâ aleyke bil hakk(hakký), fe bi eyyi hadîsin ba’dallâhi ve âyâtihî yû’minûn(yû’minûne).

⇑⎭τε βυνλαρ, Αλλαη’⎬ν ®ψετλεριδιρ. Σανα ηακ ολαρακ ονλαρ⎬ οκυψορυζ. Ο ηαλδε Αλλαη’ταν ϖε Ο’νυν ®ψετλερινδεν σονρα ηανγι σ⎞ζε ιναναχακλαρ? 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

-

tilke âyâtu allâhi netlû-hâ aleyke bi el hakký fe bi eyyi hadîsin ba'de allâhi ve âyâti-hi yû'minûne

: : : : : : : : : : :

iþte bu Allah'ýn âyetleri onu okuyoruz sana hak ile, hakký artýk, öyleyse, o halde hangisi söz Allah'tan sonra ve onun âyetleri inanýrlar, inanacaklar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kur’ân, kâinatýn mucizesidir. Allahû Tealâ’nýn anlattýðý þeyler, Kur’ân’ýn nasýl üstün bir mahlûk olduðunu ifade eder. Kur’ân da Allah’ýn bir Yaratýðý’dýr. Biz insanlar, sadece zahirî âlemi görebilecek olan gözlerle mücehheziz. Bu dünyadaki sesleri iþitebilecek olan kulaklarla mücehheziz. Ve de özel þartlarda zahirî âlemi de gayp âlemini de emr âlemini de özellikleriyle hissedebilen bir de kalbin sahibiyiz.

302

302


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 7

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 500

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

=§áî©q a §Úb £Ï a ¡£3¢Ø¡Û ¥3¤í ë Veylun li kulli effâkin esîmin.

Β⎫τ⎫ν ψαλανχ⎬ γ⎫ναηκ®ρλαρ⎬ν ϖαψ ηαλινε. 1 - veylun 2 - li kulli 3 - effâkin (ifk 4 - esîmin

: : : : :

vay haline hepsi için, hepsi, bütün (çok) yalancý yalan) günahkâr

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Yalancý günahkârlar Kur’ân’ý yalanlayanlardýr. Kur’ân’ýn aslî unsuru, insanlarý hedefe götürecek olan, ruhudur. 7 safhayý anlatýr. Kur’ân’ýn 7 safhasý, Kur’ân’da açýkça yer almasýna raðmen, o yalancý günahkârlar 7 safhanýn hepsini 14 asýrda devreden çýkarmayý baþarmýþlardýr. Þeytan, onlarýn kendi düþünceleri gibi göstererek, bunlarýn hepsini onlara ve onlarýn öðrettiði insanlara unutturmayý baþarmýþtýr. Allah’a ulaþmayý dilemek de mürþide ulaþmak da tâbiiyet de ruhun Allah’a teslimi de, fizik vücudun, nefsin teslimi de irþad olmak da iradenin Allah’a teslimi de hepsi Kur’ân’da mevcut olmasýna raðmen yok olmuþtur. Oysaki Kur’ân-ý Kerim boyunca bütün sahâbenin, Ýslâm’ýn 7 safhasýný mutlak olarak yaþadýklarý anlatýlmaktadýr.

303

303


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 8

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 500

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

a¦Š¡j¤Ø n¤¢ß ¢£Š¡–¢í £á¢q ¡é¤î Ü Ç ó¨Ü¤n¢m ¡é ¨£ÜÛa ¡pb í¨a ¢É à¤ í §áî©Û a §la ˆ È¡2 ¢ê¤Š¡£' j Ï 7b è¤È à¤ í ¤á Û ¤æ b × Yesmeu âyâtillâhi tutlâ aleyhi summe yusýrru mustekbiren ke en lem yesma’hâ, fe beþþirhu bi azâbin elîm(elîmin).

Κενδισινε οκυναν, Αλλαη’⎬ν ®ψετλερινι ι⎭ιτιρ. Σονρα ονυ ι⎭ιτμεμι⎭ γιβι κιβιρλενερεκ ισραρ εδερ. Αρτ⎬κ ονυ, ελ⎩μ αζαπ ιλε μ⎫ϕδελε. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

-

yesmeu âyâti allâhi tutlâ aleyhi summe yusýrru mustekbiren ke en lem yesma'-hâ fe beþþir-hu bi azâbin elîmin

: : : : : : : : : : : : :

iþitir Allah'ýn âyetleri okunur ona sonra israr eder kibirlenerek gibi onu iþitmedi öyleyse, artýk onu müjdele azapla elîm, acý

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada Allahû Tealâ’nýn müjde kelimesi, negatif istikamette geçerlidir. Kur’ân’da heryerde Allahû Tealâ “müjdele” ifadesini hem pozitif hem de negatif alanda kullanýyor. Hem mükâfat hem ceza için kullanýyor. Türkçe’de mükâfat pozitif, ceza negatif istikamette deðerlendirilir. Arapça’da hem müjde hem de kötü haber, ikisi de müjde olarak kullanýlýr. Hem mükâfat hem mücâzat; mükâfatlanmak da cezalanmak da, ikisi de ceza olarak geçer. Arapça, Türkçe’den farklý bir dizayný söylüyor ki; burada “Allahû Tealâ’nýn âyetlerini iþittikleri, mânâsýna vardýklarý halde, onu iþitmemiþ gibi davranan” ve böyle davranarak baþka insanlarý da Allah’ýn yolundan ayýranlarýn mükâfatlanmasý deðil cezalandýrýlmasý ifade buyruluyor.

304

304


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 9

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 500

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

b ç ˆ ‚ £ma? b¦÷¤î ( b ä¡mb í¨a ¤å¡ß á¡Ü Ç a ‡¡a ë 6 ¥åî©è¢ß ¥la ˆ Ç ¤á¢è Û Ù¡÷ ¬¨Û¯ë¢a 6a¦ë¢Œ¢ç Ve izâ alime min âyâtinâ þey’enittehazehâ huzuvâ(huzuven), ulâike lehum azâbun muhîn(muhînun).

ςε ®ψετλεριμιζδεν βιρ ⎭εψ ⎞ðρενδικλερι ζαμαν ονυ αλαψ κονυσυ εδινιρλερ. ⇑⎭τε ονλαρ; ονλαρ ι⎜ιν αλ⎜αλτ⎬χ⎬ αζαπ ϖαρδ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

ve izâ alime min âyâti-nâ þey'en ittehaze-hâ huzuven ulâike lehum azâbun muhînun

: : : : : : : : : :

ve olduðu zaman bildi, öðrendi âyetlerimizden bir þey onu edindi eðlence, alay konusu iþte onlar onlar için azap alçaltýcý

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kur’ân-ý Kerim, bütün ilimleri ihtiva eden (içeren) bir Kitap’týr. Allahû Tealâ buyuruyor ki: “Biz bu Kitab’da hiçbir þeyi eksik býrakmadýk.” Zavallý insanlarýn akýllarýyla hiçbir zaman algýlayamayacaklarý o cehalet dünyasýnda Allah’ýn sayýsýz zahirî ve batýnî ilmi, bu Kur’ân’ýn içinde yer almýþtýr. Onlar da, kendi etraflarýndaki kendileri seviyesinde cahil olan insanlarla, âyetleri alay konusu ederek konuþuyorlar. 6/EN’AM-38: Ve mâ min dâbbetin fîl ardý ve lâ tâirin yatîru bi cenâhayhi illâ umemun emsâlukum, mâ farratnâ fîl kitâbi min þey’in summe ilâ rabbihim yuhþerûn(yuhþerûne). Ve yeryüzünde yürüyen hayvanlardan ve iki kanadýyla uçan kuþlardan ne varsa (4 ayaklý) hiçbir hayvan ve iki kanadýyla uçan hiçbir kuþ yoktur ki; sizin gibi ümmet olmasýnlar. Biz kitapta hiçbir þeyi eksik býrakmadýk. Sonra Rab’lerine haþrolunacaklar (olunurlar).

305

305


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 10

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 500

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

¤á¢è¤ä Ç ó©ä¤Ì¢í ü ë 7 ¢á £ä è u ¤á¡è¡ö¬a ‰ ë ¤å¡ß ¤å¡ß a뢈 ‚ £ma b ß ü ë b¦÷¤î ( aì¢j  × b ß 6 ¥áî©Ä Ç ¥la ˆ Ç ¤á¢è Û ë 7 õ¬b î¡Û¤ë a ¡é ¨£ÜÛa ¡æ뢅 Min verâihim cehennem(cehennemu), ve lâ yugnî anhum mâ kesebû þey’en ve lâ mattehazû min dûnillâhi evliyâe, ve lehum azâbun azîm(azîmun).

Χεηεννεμ ονλαρ⎬ν αρκαλαρ⎬νδαδ⎬ρ. ςε καζανδ⎬κλαρ⎬ ⎭εψλερ ονλαρα φαψδα ϖερμεζ. ςε Αλλαη’ταν βα⎭κα δοστ εδινδικλερι δε. ςε ονλαρ ι⎜ιν β⎫ψ⎫κ αζαπ ϖαρδ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14

-

min verâi-him cehennemu ve lâ yugnî an-hum mâ kesebû þey'en ve lâ mattehazû (mâ ittehazû) min dûni allâhi evliyâe ve lehum azâbun azîmun

: : : : : : : : : : : : : :

onlarýn arkalarýndan cehennem ve fayda vermez onlardan, onlara þey kazandýlar bir þey ve olmaz edindikleri þey Allah'tan baþka velîler, dostlar ve onlar için vardýr azap azîm, büyük

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’ýn Kur’ân-ý Kerimi hakkýnda bir ilmi olmayýp, kendi seviyelerindeki ilmi arkadaþlarýyla konuþurken, Kur’ân-ý Kerim’in, anlamalarý mümkün olmayan üst seviye muhtevasýný aralarýnda alay konusu edinen dar bir ilmin sahipleri, Kur’ân’ýn sadece lâfzýyla ve yanlýþ hedeflere yönelik olarak hareket edenler, insanlara: “Allah’a ulaþmak mý? Hiç insan ruhu Allah’a ulaþabilir mi? Allah, ulaþýlmazdýr. Ruhun Allah’a ulaþmasý hiçbir zaman mümkün deðildir.” diyorlar.

306

306


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 10

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 500

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢ Nefsin de fizik vücudun da Allah’ýn Zat’ýna ulaþmasý, Allah’ýn Zat’ýnda yok olmasý mümkün deðildir. Kýyâmet günü fizik vücut ve nefs, Allah’ýn huzurunda olacaklardýr ama Allah’ýn Zat’ýnda hiçbir zaman olmayacaklardýr. Onun için Allahû Tealâ burada “Allah’tan baþka dost edindikleri” demekle, onlarýn seviyesindeki ilimsizleri kastediyor. Bunlar Allah’ýn evliyalarý olsaydý, mürþidler olsaydý; o zaman onlarý kurtaran insanlar olacaklardý. Allahû Tealâ Secde Suresinin 24. âyet-i kerimesinde þöyle buyuruyor: 32/SECDE-24: Ve cealnâ minhum eimmeten yehdûne bi emrinâ lemmâ saberû ve kânû bi âyâtinâ yûkýnûn(yûkýnûne). Ve onlardan, emrimizle hidayete erdiren imamlar kýldýk ve sabýr sahibi olduklarý ve âyetlerimize (Hakk’ul yakîn seviyesinde) yakîn hasýl etmiþ olduklarý için. Nefsini ve iradesini Allah’ýn teslim aldýklarýndan birisini imam tayin ediyor Allahû Tealâ. Onlardan birisi resûl olarak gelmiþ dünyaya ve Allah’ýn ilmine sahip. Onlar, Allah’tan baþka insanlarýn edinmeleri lâzýmgelen dostlardýr (mürþidlerdir). Onlar dost edinilmezse, kendilerine tâbî olunmazsa kiþinin ruhunu Allah’a teslim etmesi hiçbir zaman mümkün olamaz. Ýnsanlarýn Allah’tan baþka edindikleri dostlar, kendi seviyelerindeki dostlardýr. Kur’ân-ý Kerim’i hiç anlamamýþ, yaþamamýþ olan zavallýlardýr. Ýki tür insan yaþýyor: 1- Kur’ân’ýn ruhuna girememiþ olanlar. Onlar hidayeti; Allah’a insan ruhunun ölmeden evvel mülâki olmasýný gizleyenlerdir. Kendileri gibi cehalet içerisinde olan insanlara, söylediklerini kabul ettiriyorlar. Onlarý cehenneme gönderen ilim sahibi olduðunu iddia eden zavallýlar da onlarla beraber cehenneme gideceklerdir. Bu insanlar, Casiye Suresindeki insanlardýr: 45/CASÝYE-23: E fe reeyte menittehaze ilâhehu hevâhu ve edallehullâhu alâ ilmin ve hateme alâ sem’ihî ve kalbihî ve ceale alâ basarihî gýþâveh(gýþâveten), fe men yehdîhi min ba’dillâh(ba’dillâhi), e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne). Hevasýný kendisine ilâh edinen kiþiyi gördün mü? Ve Allah, onu ilim (onun faydasýz ilmi) üzere dalâlette býraktý. Ve onun iþitme hassasýný ve kalbini mühürledi. Ve onun basar (görme) hassasýnýn üzerine gýþavet (perde) kýldý (çekti). Bu durumda Allah’tan sonra onu kim hidayete erdirir? Hâlâ tezekkür etmez misiniz? Ýþte o insanlar kendileri gibi, Kur’ân’ýn hiçbir þekilde ruhunu anlamak imkânýnýn sahibi olmayanlarý negatif eðitimle eðitiyorlar. Bu eðitim de negatif sonuçlarý oluþturuyor. 2- Bir de bunlarýn ötesinde bir seviyeler dizisinin 7 kademedeki sahipleri var: 1234567-

307

Allah’a ulaþmayý dileyenler Mürþidlerine tâbî olanlar Ruhlarýný Allah’a ulaþtýranlar Fizik vücutlarýný Allah’a teslim edenler Nefslerini Allah’a teslim edenler Ýrþad olanlar Ýradelerini Allah’a teslim edenler

307


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 11

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 500

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

¡pb í¨b¡2 a뢊 1 × åí© ˆ £Ûa ë 7ô¦†¢ç a ˆ¨ç ; ¥áî©Û a §Œ¤u¡‰ ¤å¡ß ¥la ˆ Ç ¤á¢è Û ¤á¡è¡£2 ‰ Hâzâ hudâ(huden), vellezîne keferû bi âyâti rabbihim lehum azâbun min riczin elîm(elîmun).

⇑⎭τε βυ ηιδαψεττιρ. ςε Ραβ’λερινιν ®ψετλερινι ινκ®ρ εδενλερ; ονλαρ ι⎜ιν αζαπ ⎫στ⎫νε ελ⎩μ αζαπ ϖαρδ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

hâzâ huden ve ellezîne keferû bi âyâti rabbi-him lehum azâbun min riczin elîmun

: : : : : : : : : :

bu hidayet ve onlar inkâr ettiler âyetleri onlarýn Rabbi onlar için vardýr azap azaptan elîm, acý

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bir evvelki âyetin açýklamasýnýn sonuna 2. grup olarak Allah’ýn yazdýrdýklarý bu âyetteki hidayet’te olanlardýr. Ruhun vücuttan ayrýlmasý, Allahû Tealâ’nýn bir emridir, 12 defa farzdýr. Allah’a yönelmek yani Allah’a ulaþmayý dilemekten baþlayarak; Allah’a ulaþmayý dilemek, Allah’a ulaþmak, fizik vücudu Allah’a ulaþtýrýp teslim etmek, nefsi Allah’a teslim etmek, irþad olmak, iradeyi Allah’a teslim etmek farz kýlýnmýþtýr. Bunlarýn hepsi, hidayetin ayrý bir safhasýdýr: Allah’a ulaþmayý dilemek, 1. hidayet. Mürþide ulaþýp tâbiiyet, 2. hidayet. Ruhu Allah’a ulaþtýrmak, 3. hidayet. Fizik vücudu teslim etmek, 4. hidayet. Nefsi teslim etmek, 5. hidayet. Ýrþad olmak, 6. hidayet. Ýradeyi Allah’a teslim etmek ve irþad makamýna tayin edilmek, 7. hidayet. Hidayet nedir? Ýrþad makamýna tâbî olarak ruhu, vechi, nefsi ve iradeyi Allah’a teslim etmektir. Ve cehennemden kurtuluþ noktasý, Allah’a ulaþmayý dilemektir. Sadece Allah’a ulaþmayý dileyen hidayettedir. Bir evvelki âyetteki cehenneme gidecek olanlar kazandýklarý dereceler negatif olanlardýr. Allah’tan baþka dostlar edindikleri için kendilerine Allah’a ulaþmayý yasaklayanlardýr. Onlarýn hepsi için büyük azap söz konusudur. Onlarý dinlemeyip hidayetçileri dinlemek ve böylece hidayetçilere (mürþidlere) tâbî olmak hidayettir. Kendileri Allah’a ulaþmayý dilemedikleri gibi, baþka insanlarý da Allah’ýn yolundan saptýranlara hem azap hem de vebal ve rics var; yani baþka insanlarý Allah’ýn yolundan saptýrdýklarý için onlarýn kaybettikleri derecelerden omuzlarýna yüklenir. Mürþid zannederek arkalarýna düþtükleri insanlar sebebiyle kaybettikleri dereceler söz konusudur. Onlar insanlara “Ýnsan ruhunun Allah’a ulaþmasý yoktur.” diye yanlýþ bilgileri veriyorlar. Ve insanlar, kendilerine yazýk ediyorlar. Allah’a ulaþmayý dilemiyorlar. Onlar diðerlerinin dalâlette kalmasýna, hidayete ulaþmamasýna sebebiyet verdikleri için ayrýca bütün amelleri boþa gidiyor.

308

308


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 12

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 500

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

Š¤z j¤Ûa ¢á¢Ø Û Š £‚  ô©ˆ £Ûa ¢é¨£ÜÛ a aì¢Ì n¤j n¡Û ë ©ê¡Š¤ß b¡2 ¡éî©Ï ¢Ù¤Ü¢1¤Ûa ô¡Š¤v n¡Û 7 æ뢊¢Ø¤' m ¤á¢Ø £Ü È Û ë ©é¡Ü¤š Ï ¤å¡ß Allâhullezî sahhare lekumul bahre li tecriyel fulku fîhi bi emrihî ve li tebtegû min fadlihî ve leallekum teþkurûn(teþkurûne).

Ο Αλλαη κι, ι⎜ινδε γεμιλερι Ο’νυν εμριψλε ψ⎫ζδ⎫ρμενιζ ι⎜ιν δενιζι σιζε μυσαηηαρ (εμρε αμαδε) κ⎬λδ⎬. ςε Ο’νυν φαζλ⎬νδαν ιστεμενιζ ι⎜ιν. Υμυλυρ κι, β⎞ψλεχε σιζ ⎭⎫κρεδερσινιζ.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

309

-

allâhu ellezî sahhare lekum el bahre li tecriye el fulku fî-hi bi emri-hi ve li tebtegû min fadli-hi ve lealle-kum teþkurûne

: : : : : : : : : : : : :

Allah o ki musahhar kýldý, emre amade kýldý sizin için, size deniz akmasý için, yüzmesi için gemiler onun içinde onun emri ile ve istemeniz için onun fazlýndan ve umulur ki siz þükredersiniz

309


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 12

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 500

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, gemilerin yüzmesi için denizi insanlara musahhar kýlmýþ. Bunun gibi, ruhun Allah’a ulaþmasý için de gökleri musahhar kýlmýþ. Vücuttan ayrýlan ruh, Allah’a doðru bir yolculuða çýkýyor ve Allah’a ulaþýyor. Allahû Tealâ, ruhlarý, temsilî olarak denizdeki gemiler için kullanýyor. Ruhlarýn Allah’a ulaþmasý için de gökleri musahhar kýlýyor, gökler de âyette deniz olarak kullanýlmýþ. Allahû Tealâ’nýn fazlý ve rahmeti, zikir yapýldýkça Allah’ýn katýndan gelen iki tane nurdur. Sadece Allah’a ulaþmayý dileyenlere gelir ve fazýllar, nefsin kalbine yerleþerek kiþinin nefs tezkiyesi yapmasýný saðlarlar. Nefsin kalbinde %100 olan afetlerin yerini, zikir seviyesinin artýþýna paralel olarak îmân kelimesinin etrafýnda yerleþen fazýllar alýr. Orasýný adým adým iþgal ederler. “Yarabbi, bizim için nefs tezkiyesini, nefs tasfiyesini saðla.” diye dua etmek Allah’ýn fazlýndan istemektir. Rahmeti de fazlý da salâvâtý da gönderen, Allah’ýn Rahîm esmasýdýr. Sadece Allah’a ulaþmayý dileyenlere Allah’ýn Rahîm esmasý tecelli eder. Nefs tezkiyesi %51 nuru, tasfiyesi ise %100 nuru temsil eder. Buradaki deniz, fizik bir denizdir. Orada gemiler yüzer. Kiþiler de diledikleri yerlere giderler. Ama fizik standartlardaki gemilerde fazl söz konusu deðildir. Ne zaman ki; o gemiyi Allah’a ulaþtýran mürþid kabul edersiniz, ona tâbî olduðunuz andan itibaren, zikir yaptýðýnýzda Allahû Tealâ’nýn katýndan gelen rahmetle fazl ve rahmetle salâvâttan fazýllar, nefsin kalbine yapýþmaya baþlarlar. Allah’a ulaþmayý dileyip de Allah kalbe ulaþýp göðüsten kalbe nur yolu açtýktan sonra zikir yapýldýðýnda, nefsin kalbine rahmet ve fazl ulaþýr ama fazl kalbe giremez. Tâbiiyetten evvel nefsin kalbine asla fazl yerleþtirilemez. Kalbe girmesi, mutlaka irþad makamýna ulaþtýktan sonra gerçekleþen bir müessesedir ki devrin imamýnýn ruhu, gelir baþýn üzerine konar. O da o geminin kaptanýdýr. Allahû Tealâ’nýn bu âyette gemi dediði, irþad makamýdýr.

310

310


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 13

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 500

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

b ß ë ¡pa ì¨à £Ûa ó¡Ï b ß ¤á¢Ø Û Š £‚  ë Ù¡Û¨‡ ó©Ï £æ¡a 6 ¢é¤ä¡ß b¦Èî©à u ¡¤‰ ü¤a ó¡Ï æ뢊 £Ø 1 n í §â¤ì Ô¡Û

§pb í¨ü

Ve sahhare lekum mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardý cemîan minh(minhu), inne fî zâlike le âyâtin li kavmin yetefekkerûn(yetefekkerûne).

ςε γ⎞κλερδε ϖε ψερδε ολανλαρ⎬ν ηεπσινι κενδινδεν (βιρ λ⎫τυφ ολαρακ) σιζε μυσαηηαρ (εμρε αμαδε) κ⎬λδ⎬. Μυηακκακ κι βυνδα, τεφεκκ⎫ρ εδεν βιρ καϖιμ ι⎜ιν μυτλακα ®ψετλερ (ιβρετλερ) ϖαρδ⎬ρ.

1 2 3 4 5 6 7 8 9

311

-

ve sahhare lekum mâ fî es semâvâti ve mâ fî el ardi cemîan min-hu inne

: : : : : : : : :

ve musahhar kýldý, emre amade kýldý sizin için, size þey(ler) semalarda, göklerde ve þey(ler) arzda, yerde hepsi ondan muhakkak

311


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 13

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 500

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

10 11 12 13 14

-

fî zâlike le âyâtin li kavmin yetefekkerûne

: : : : :

bunda vardýr elbette, mutlaka âyetler bir kavim için tefekkür ederler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada, göklerde olan 7 kattan söz ediyor Allahû Tealâ. Fizik standartlarda bütün göklere, en uzak gezegenlere, ayrý ayrý galaksilere gitmek için Allah herkese imkân hazýrlamýþtýr. Her rüyada nefs vücuttan ayrýlýr ve sonsuz hýzla hareket etmek imkânýnýn sahibidir. Bilinmeyen âlemlerde, bilinmeyen insanlarla karþýlaþýrsýnýz. Ve oralar normal standartlarda hava gemileriyle de olsa kolay kolay gidilemeyecek çok uzak yerler de olabilir. Ruh vücuttan ayrýldýktan sonra Allah’a doðru yaptýðý seyr-i sülûk adlý yolculukla, göklerde olan bütün gök katlarý insanýn emrine musahhar kýlýnmýþtýr ve de ruh onlara adým adým yükselir. 1. gök katýnda açýkta secde edilir. 2. gök katýnda suvarýlma havuzlarýna girer ruhlar; suvarýlmak üzere secde eder. Suvarýlma iþlemi, o kiþinin ruhunu farklý bir hüviyete ulaþtýrýr. 3. katta iki katlý bir mescidde, suvarýlmýþ olan ruhlar secde ederler, namaz kýlarlar. Sonra Mihenk Menfezi’nden 4. kata çýkarlar; 4. katta Beyt’ül Makdes’in aslýnda secde ederler. Daima ön saflar ayrýlarak daha yukarýlara çýkarlar. Çoðu daha yukarýlara çýkar ve çýktýkça sayý, yavaþ yavaþ azalýr. 5. katta, Beyt’ül Haram’ýn aslýnda secde edilir. 6. katta, Allahû Tealâ’nýn boyasýna boyanmak üzere bir imkânýn sahibi olur kiþi. Yüzü ve elleri çok açýk yeþil-beyaz bir renge bürünür. 7. katta ise 7. gök katýnýn 7 tane âlemine grup grup ruhlar yerleþirler. Oradaki iþlevlerini sürdürürler. Neticede zikir hücrelerindeki zikirlerini de tamamladýktan sonra Sidretül Münteha’ya ulaþan her ruh, oradan Allah’a ulaþýr. Diðerleri ayný kafileler halinde zemin kattaki ana dergâha dönerler. Bu yolculuðu Allah’ýn kalp gözüne gösterdiði kiþi görür ki gerçekten her gök katýndaki þeyler emre musahhar kýlýnmýþlardýr.

312

312


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 14

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 501

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

æì¢u¤Š í ü åí ©ˆ £Ü¡Û a뢊¡1¤Ì í aì¢ä ߨa åí ©ˆ £Ü¡Û ¤3¢Ó æì¢j¡¤Ø í aì¢ãb × b à¡2 b¦ß¤ì Ó ô¡Œ¤v î¡Û ¡é ¨£ÜÛa âb £í a Kul lillezîne âmenû yagfirû lillezîne lâ yercûne eyyâmallâhi li yecziye kavmen bi mâ kânû yeksibûn(yeksibûne).

ℜμεν⎦ ολανλαρα δε κι: “Αλλαη’⎬ν γ⎫νλερινιν (γελεχεðινι) υμμαψαν, καζανμ⎬⎭ ολδυκλαρ⎬νδαν δολαψ⎬ (Αλλαη’⎬ν) χεζαλανδ⎬ραχαð⎬ καϖμι βαð⎬⎭λασ⎬νλαρ.” 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

kul li ellezîne âmenû yagfirû li ellezîne lâ yercûne eyyâme allahi li yecziye kavmen bi mâ kânû yeksibûne

: : : : : : : : : : : :

de, söyle onlara âmenû oldular, Allah'a ulaþmayý dilediler baðýþlasýnlar onlara ümit etmeyen, ummayan Allah'ýn günleri cezalandýrmasý için bir kavim sebebiyle, dolayýsýyla oldular kazanýyorlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, âmenû olanlarýn, Allah’a ulaþmayý dileyenlerin, Allah’ýn günlerinin geleceðini ummayan kiþilere kin duymasýný istemiyor. Hangi günleri? Yani, Allah’a ulaþmayý dileyenlerin 7 safhada yaþayacaklarý güzelliklere, 7 tane gök katýný aþmasýna inanmayan kiþiler bunlar. Onlar “Ýnsan ruhu, insana hayat verir. Ruh vücuttan ayrýlýrsa kiþi ölür.” diyorlar. O zaman Allah’ýn o günlerinin; yani kiþinin ruhunu, fizik vücudunu, nefsini Allah’a teslim ettiði günlerin geleceðini, bu insanlar ümit etmiyorlar.

313

313


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 14

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 501

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

Onlara inanmýyorlar. Oysaki bütün sahâbe, ruhlarýný da vechlerini de nefslerini de iradelerini de Allah’a teslim etmiþlerdir; o günler onlar için gelmiþtir. O, geleceðini ummayanlar için ise “kazanmýþ olduklarý þeyler dolayýsýyla onlarý affedin” diyor, Allahû Tealâ. Ne kazanýyorlar? Allah’a ulaþmayý dilemeyenler ne yazýk ki; amellerinin boþa gitmesine sebebiyet veriyorlar. Bir insan, Allah’a ulaþmayý dilemezse, Zumer Suresinin 65. âyet-i kerimesine göre hüsrandadýr: 39/ZUMER-65: Ve lekad ûhýye ileyke ve ilellezîne min kablik(kablike), le in eþrekte le yahbetanne ameluke ve le tekûnenne minel hâsirîn(hâsirîne). Ve andolsun ki, sana ve senden öncekilere: “Gerçekten eðer sen þirk koþarsan (Allah’a ulaþmayý dilemezsen), amellerin mutlaka heba olur. Ve mutlaka hüsrana düþenlerden olursun.” diye vahyolundu. Kim Allah’a ruhunu ulaþtýrmayý dilemezse o gizli þirktedir. 30/RUM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muþrikîn(muþrikîne). O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaþmayý dileyin) ve takva sahibi olun. Ve namazý ikame edin (namaz kýlýn). Ve (böylece) müþriklerden olmayýn. 30/RUM-32: Minellezîne ferrakû dînehum ve kânû þiyeâ(þiyean), kullu hýzbin bimâ ledeyhim ferihûn(ferihûne). (O müþriklerden olmayýn ki) onlar, dînlerinde fýrkalara ayrýldýlar ve grup grup oldular. Bütün gruplar, kendilerinde olanla ferahlanýrlar. Ve hüsranda olanlar yaptýklarý güzel iþler dolayýsýyla derecat kazanýrlar ama Allah’a ulaþmayý dilemezler. Ömrünün sonuna kadar Allahû Tealâ amel defterinde onlarýn kazandýklarý dereceleri tutar. Onlar eðer öldükleri ana kadar Allah’a ulaþmayý dilemezlerse, o zaman o kiþinin amel defterindeki amelleri sebebiyle kazandýðý dereceler, onun amel defterinden silinir. Ýþte onlar, amelleri sebebiyle kazandýklarý pozitif dereceler yok olacaðýndan, kazanmýþ olduklarý negatif dereceler mutlaka pozitif derecelerinden fazla olacaðý için Mu’minun Suresinin 103. âyet-i kerimesi gereðince cehenneme gideceklerdir. 23/MU’MÝNUN-103: Ve men haffet mevâzînuhu fe ulâikellezîne hasirû enfusehum fî cehenneme hâlidûn(hâlidûne). Ve kimin mizaný (sevap tartýlarý), hafif gelirse iþte onlar, nefslerini hüsrana düþürenlerdir. Onlar, cehennemde ebediyyen kalacak olanlardýr.

314

314


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 15

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 501

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

õ¬b  a ¤å ß ë 7©é¡¤1 ä¡Ü Ï b¦z¡Ûb • 3¡à Ç ¤å ß æì¢È u¤Š¢m ¤á¢Ø¡£2 ‰ ó¨Û¡a £á¢q 9 b è¤î Ü È Ï Men amile sâlihan fe li nefsih(nefsihî), ve men esâe fe aleyhâ summe ilâ rabbikum turceûn(turceûne).

Κιμ σαλιη αμελ (νεφσ τεζκιψεσι) ψαπαρσα, κενδι νεφσι ι⎜ινδιρ (λεηινεδιρ). ςε κιμ κ⎞τ⎫λ⎫κ ψαπαρσα, ο δα κενδι αλεψηινεδιρ. Σονρα Ραββινιζε δ⎞νδ⎫ρ⎫λεχεκσινιζ.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

315

-

men amile sâlihan fe li nefsi-hi ve men esâe fe aleyhâ summe ilâ rabbi-kum turceûne

: : : : : : : : : : :

kim salih ameller (nefs tezkiyesi) yaptý o taktirde, o zaman kendi nefsi içindir ve kim kötülük yaptý o taktirde, o zaman onun üzerine, kendi aleyhine sonra Rabbinize döndürüleceksiniz

315


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 15

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 501

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kim salih amel, nefs tezkiyesi yaparsa, kendi nefsi içindir. Yani pozitif dereceler kazanýr, bu onun lehinedir. Salih amelse bir insanýn Allah’a ulaþmayý diledikten sonra, 14. basamakta mürþidine ulaþtýktan sonra yaptýðý nefs tezkiyesinin adýdýr. Kiþi zikir yapar, kalbine Allah’ýn rahmeti, fazlý ve salâvâtý girer, fazýllar nefsin kalbine yerleþir ve kiþi devamlý derecat kazanýr. Zikir boyunca derecat kazanýr. Ve kimin nefsinin kalbinde fazýllar, afetleri aþarsa, o kiþi için nefs tezkiyesi tamamlanmýþtýr. Daimî zikre ulaþýp da nefsinin kalbi %100 nurlarla dolduðu zaman da nefs tasfiyesi de tamamlanýr. Ondan sonra da nefs, 19 kademede müzeyyen olur ve kiþi Allah’ýn irþad makamýna tayin edilir. Öyleyse salih amel yapan kiþi, kendi nefsi için devamlý derecat kazanýr. Bu, nefs tezkiyesini ifade eder ve Allahû Tealâ Nur Suresinin 21. âyet-i kerimesinde nefs tezkiyesinin muhtevasýnýn Allah’a ait olduðunu, kiþilerin ancak belli þeyler yaptýklarý taktirde nefs tezkiyesine baþlayabileceðini iþaret ediyor: 24/NUR-21: Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tettebiû hutuvâtiþ þeytân(þeytâni), ve men yettebi’ hutuvâtiþ þeytâni fe innehu ye’muru bil fahþâi vel munker(munkeri) ve lev lâ fadlullâhi aleykum ve rahmetuhu mâ zekâ minkum min ehadin ebeden ve lâkinnallâhe yuzekkî men yeþâu, vallâhu semî’un alîm(alîmun). Ey âmenû olanlar, þeytanýn adýmlarýna tâbî olmayýn! Ve kim þeytanýn adýmlarýna tâbî olursa o taktirde (þeytanýn adýmlarýna uyduðu taktirde) muhakkak ki o (þeytan), fuhþu (her çeþit kötülüðü) ve münkeri (inkârý ve Allah’ýn yasak ettiklerini) emreder. Ve eðer Allah’ýn rahmeti ve fazlý sizin üzerinize olmasaydý (nefsinizin kalbine yerleþmeseydi), içinizden hiçbiri ebediyyen nefsini tezkiye edemezdi. Lâkin Allah, dilediðinin nefsini tezkiye eder. Ve Allah, Sem’î’dir (en iyi iþitendir) Alîm’dir (en iyi bilendir). Burada Allahû Tealâ “esâe” diyor; yani “kiþinin kötülük yapmasý”, derecat kaybetmesi söz konusu, bu da kendi aleyhinedir. Ýster Allah’ýn emirlerini yerine getirmeyerek, ister yasaklarýný iþleyerek ister Allah’a ulaþmayý dilemeyerek bütün kazandýðý dereceleri kaybetsin; netice deðiþmez. O kiþinin gideceði yer cehennemdir. “Rabbinize döndürüleceksiniz.” ifadesi, kýyâmet günü bütün insanlarýn fizik vücutlarýyla ve fizik vücutlarýnýn içinde nefsleriyle Allah’ýn huzurunda, Ýndi Ýlâhi’de hayat filmlerini seyretmek üzere oraya gelmeleridir. Herkes döndürülecek, bu tarzdaki döndürülme. Ama Rabbe döndürülmenin eðer ruhsal yönü söz konusuysa o zaman ruhun ölmeden evvel Allah’a ulaþmasý söz konusudur ve bu, kiþiyi Allah’a ermiþ yani hayattayken ruhunu Allah’a ulaþtýrmýþ bir “ermiþ evliya” yapar.

316

316


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 16

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 501

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

ñ £ì¢j¢£äÛa ë á¤Ø¢z¤Ûa ë lb n¡Ø¤Ûa 3î©ö¬a Š¤¡a ó¬©ä 2 b ä¤î m¨a ¤† Ô Û ë 7 åî©à Ûb ȤÛa ó Ü Ç ¤á¢çb ä¤Ü £š Ï ë ¡pb j¡£î £ÀÛa å¡ß ¤á¢çb ä¤Ó ‹ ‰ ë Ve lekad âteynâ benî isrâîlel kitâbe vel hukme ven nubuvvete ve rezaknâhum minet tayyibâti ve faddalnâhum alel âlemîn(âlemîne).

ςε ανδολσυν κι ⇑σραιλοðυλλαρ⎬’να, κιταπ, η⎫κ⎫μ ϖε πεψγαμβερλικ ϖερδικ. ςε ονλαρ⎬ τεμιζ ρ⎬ζ⎬κλαρλα ρ⎬ζ⎬κλανδ⎬ρδ⎬κ. ςε ονλαρ⎬ ®λεμλερε ⎫στ⎫ν κ⎬λδ⎬κ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

ve lekad âteynâ benî isrâîle el kitâbe ve el hukme ve en nubuvvete ve rezaknâ-hum min et tayyibâti ve faddalnâ-hum alâ el âlemîne

: : : : : : : : : :

ve andolsun biz verdik Ýsrailoðullarý kitap ve hüküm ve peygamberlik ve onlarý rýzýklandýrdýk tayyib, temiz þeylerden ve onlarý üstün kýldýk âlemlere

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah Ýsrailoðullarý’na kitap olarak Tevrat’ý, o kitaptaki hükümleri ve Hz. Musa’ya nübüvvet yani peygamberlik vermiþtir, onlarý temiz rýzýklarla rýzýklandýrmýþ ve onlarý âlemlere üstün kýldýðýný açýklýyor.

317

317


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 17

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 501

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

7¡Š¤ß ü¤a å¡ß §pb ä¡£î 2 ¤á¢çb ä¤î m¨a ë b ß ¡†¤È 2 ¤å¡ß £ü¡a a¬ì¢1 Ü n¤a b à Ï 6 ¤á¢è ä¤î 2 b¦î¤Ì 2 = ¢á¤Ü¡È¤Ûa ¢á¢ç õ¬b u ¡ò à¨î¡Ô¤Ûa â¤ì í ¤á¢è ä¤î 2 ó©š¤Ô í Ù £2 ‰ £æ¡a æì¢1¡Ü n¤‚ í ¡éî©Ï aì¢ãb × b àî©Ï Ve âteynâhum beyyinâtin minel emr(emri), fe mahtelefû illâ min ba’di mâ câehumul ilmu bagyen beynehum, inne rabbeke yakdî beynehum yevmel kýyâmeti fî mâ kânû fîhi yahtelifûn(yahtelifûne).

ςε ονλαρα εμιρδεν (Αλλαη’⎬ν εμρινδεν) βεψψινελερ (δελιλλερ) ϖερδικ. Φακατ ονλαρα ιλιμ γελδικτεν σονρα ονλαρ, αραλαρ⎬νδα αζγ⎬νλ⎬κ εδερεκ ιητιλ®φα δ⎫⎭τ⎫λερ. Μυηακκακ κι σενιν Ραββιν, κ⎬ψ®μετ γ⎫ν⎫, ιητιλ®φ ετμι⎭ ολδυκλαρ⎬ ⎭εψλερδε, ονλαρ⎬ν αρασ⎬νδα η⎫κ⎫μ ϖερεχεκτιρ.

318

318


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 17

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 501

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20

-

ve âteynâ-hum beyyinâtin min el emri fe ma ihtelefû illâ min ba'di mâ câe-hum el ilmu bagyen beyne-hum inne rabbe-ke yakdî beyne-hum yevme el kýyâmeti fî mâ kânû fî-hi yahtelifûne

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

ve onlara verdik beyyineler, deliller emirden o zaman, fakat den baþka ihtilâfa düþmediler sonra onlara gelen þey ilim azarak, azgýnlýk ederek onlarýn aralarýnda muhakkak senin Rabbin hüküm verecek onlarýn aralarýnda kýyâmet günü içinde, de, hakkýnda þey(ler) oldular onun için, onda ihtilâf ediyorlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Onlara emirden, Allah’ýn emrettiklerinden (10 emir) ve beyyineler yani ispat vasýtalarý verdiði ve onlarýn ihtilâfa düþtükleri açýklanýyor. Kýyâmet günü ihtilâf ettikleri þeylerde, amel defterindeki dereceler bütün günahlarýný ve sevaplarýný göstereceði için ellerindeki mizan her konudaki hükmü ayrý ayrý gösterecektir.

319

319


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 18

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 501

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

¡Š¤ß ü¤a å¡ß §ò Èí©Š ( ó¨Ü Ç Úb ä¤Ü È u £á¢q ¤É¡j £n m ü ë b è¤È¡j £mb Ï æì¢à Ü¤È í ü åí ©ˆ £Ûa õ¬a ì¤ç a Summe cealnâke alâ þerîatin minel emri fettebi’ hâ ve lâ tettebi’ ehvâellezîne lâ ya’lemûn(ya’lemûne).

Σονρα σενι, εμιρδε (Αλλαη’⎬ν εμρινδε) ⎭εριατ ⎫ζερε κ⎬λδ⎬κ. √ψλεψσε ονα (ο ⎭εριατε) τ®β⎩ ολ! ςε βιλμεψενλεριν ηεϖαλαρ⎬να υψμα! 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

summe cealnâ-ke alâ þerîatin min el emri fe ittebi'-hâ ve lâ tettebi' ehvâ ellezîne lâ ya'lemûne

: : : : : : : : : :

sonra seni kýldýk þeriat üzere emirden öyleyse ona tâbî ol ve uyma, tâbî olma hevalar, hevesler onlar bilmezler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Þeriat Allah’ýn koyduðu kaideler olduðu ve emri veren Allah þeriati tayin ettiði cihetle, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V)’e þeriate tâbî ol emrini veriyor ve þeriati bilmeyenlerin hevalarýna uyma buyuruyor.

320

320


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 19

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 501

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

åî©à¡Ûb £ÄÛa £æ ¡a ë 6 b¦÷¤î ( ¡é¨£ÜÛa å¡ß Ù¤ä Ç aì¢ä¤Ì¢í ¤å Û ¤á¢è £ã¡a åî©Ô£n ¢à¤Ûa ¢£ó¡Û ë ¢é£Ü¨ Ûa ë 7§œ¤È 2 ¢õ¬b î¡Û¤ë a ¤á¢è¢š¤È 2 Ýnnehum len yugnû anke minallâhi þey’â(þey’en), ve innez zâlimîne ba’duhum evliyâu ba’d(ba’din), vallâhu veliyyul muttekîn(muttekîne).

Μυηακκακ κι ονλαρ, Αλλαη’ταν βιρ ⎭εψ (εμιρ) κονυσυνδα ασλα σανα φαψδα ϖερεμεζλερ. Μυηακκακ κι ζαλιμλερ βιρβιρινιν δοστυδυρλαρ. ςε Αλλαη, τακϖα σαηιπλερινιν δοστυδυρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9

-

inne-hum len yugnû an-ke min allâhi þey'en ve inne ez zâlimîne ba'du-hum evliyâu ba'din (ba'du-hum ba'din) 10 - ve allâhu 11 - veliyyu 12 - el muttekîne

: : : : : : : : : : : : :

muhakkak ki onlar asla sana fayda vermez Allah'tan bir þey ve muhakkak zalimler onlarýn bir kýsmý velîler, dostlar bir kýsmý (onlarýn bir kýsmý - bir kýsmýna, birbirlerine) ve Allah velî, dost takva sahibi olanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bilmeyenlerin Allah’ýn emirlerinde bir açýklama getirmeleri mümkün olmadýðý için faydalý olamazlar. Zalimler yani Allah’a ulaþmayý dilemeyenler birbirinin dostudurlar. Allah ise Allah’a ulaþmayý dileyerek takva sahibi olanlarýn dostudur. 2/BAKARA-257: Allâhu velîyyullezîne âmenû, yuhricuhum minez zulumâti ilen nûr(nûri), vellezîne keferû evliyâuhumut tâgûtu yuhricûnehum minen nûri ilâz zulumât(zulumâti), ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne). Allah, âmenû olanlarýn (Allah’a ulaþmayý dileyenlerin) dostudur, onlarý (onlarýn nefslerinin kalplerini) zulmetten nura çýkarýr. Ve kâfirlerin dostlarý taguttur (onlar, þeytaný dost edinirler, þeytan kimseye dost olmaz), onlarý (onlarýn nefslerinin kalplerini) nurdan zulmete çýkarýrlar. Ýþte onlar, ateþ ehlidir. Onlar, orada ebedî kalacak olanlardýr.

321

321


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 20

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 501

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

ô¦†¢ç ë ¡b £äÜ¡Û ¢Š¡ö¬b – 2 a ˆ¨ç æì¢ä¡Óì¢í §â¤ì Ô¡Û

¥ò à¤y ‰ ë

Hâzâ basâiru lin nâsi ve huden ve rahmetun li kavmin yûkýnûn(yûkýnûne).

⇑⎭τε Βυ (Κυρ’®ν), ινσανλαρ ι⎜ιν βασιρεττιρ. ςε ψακ⎩ν ηασ⎬λ εδεν καϖιμ ι⎜ιν ηιδαψεττιρ, ραημεττιρ. 1 2 3 4 5 6 7

-

hâzâ basâiru li en nâsi ve huden ve rahmetun li kavmin yûkinûne

: : : : : : :

bu basiretler insanlar için ve hidayet ve rahmet kavim için yakîn hasýl edenler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kur’ân insanlar için hakikatleri gösteren bir görme hassasýdýr. Basar baþ gözünün de kalp gözünün de görme hassasýdýr. Basiret, kalpte bu hassanýn sahiplerinin vasfýdýr. Yakîn hasýl etmek Ýlm’el yakîn, Ayn’el yakîn, Hakk’ul yakîn seviyelerinde oluþur. Ýlimde yakîn, fizik âlemde âyetlere yakîn hasýl etmek yani mânâlarýna varmaktýr. Ayn’el yakîn yerlerin ve göklerin fizikötesini görme hassasýdýr. Hakk’ul yakîn Allah’ýn Zat’ýný görmek þerefine ermektir.

322

322


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 21

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 501

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

¤á¢è Ü È¤v ã ¤æ a ¡pb ÷¡ £î £Ûa aì¢y Š n¤ua åí ©ˆ £Ûa k¡ y ¤â a ¦õ¬a ì  =¡pb z¡Ûb £–Ûa aì¢Ü¡à Ç ë aì¢ä ߨa åí© ˆ £Ûb × ; æì¢à¢Ø¤z í b ß õ¬b  6 ¤á¢è¢mb à ß ë ¤á¢çb î¤z ß Em hasibellezînecterahûs seyyiâti en nec’alehum kellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti sevâen mahyâhum ve memâtuhum, sâe mâ yahkumûn(yahkumûne).

Ψοκσα κ⎞τ⎫λ⎫κ ι⎭λεψενλερ, ζαννεδιψορλαρ μ⎬ κι, ονλαρ⎬, ®μεν⎦ ολαν (Αλλαη’α υλα⎭μαψ⎬ διλεψεν) ϖε σαλιη αμελλερ (νεφσ τεζκιψεσι) ψαπανλαρ γιβι κ⎬λαχαð⎬ζ ϖε ονλαρ⎬ν ηαψατλαρ⎬ ϖε ⎞λ⎫μλερι ε⎭ιτ ολαχακ? Η⎫κ⎫μ ϖερδικλερι ⎭εψ νε κ⎞τ⎫. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16

-

em hasibe ellezîne icterahû es seyyiâti en nec'ale-hum ke ellezîne âmenû ve amilû es sâlihâti sevâen mahyâ-hum ve memâtu-hum, sâe mâ yahkumûne

: : : : : : : : : : : : : : : :

veya, yoksa hesap etti, zannetti onlar yaptýlar, iþlediler kötülükler onlarý kýlarýz gibi onlar âmenû oldular, Allah'a ulaþmayý dilediler ve salih ameller (nefs tezkiyesi) yaptýlar musavi, eþit onlarýn hayatlarý ve onlarýn ölümleri kötü ne hüküm veriyorlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Seyyiat iþleyenler, Allah’a ulaþmayý dilemeyen herkestir. Diledikleri an bütün seyyiatleri örtülür. Salih amel yapanlar nefslerini tezkiye ve tasfiye edenlerdir. Onlar cennetliktirler ve dünya hayatýnda da mutludurlar. Seyyiat iþleyenler ise bu âyette kaybettikleri dereceler mutlaka kazandýklarý derecelerden fazla olanlardýr. Yani Allah’a ulaþmayý dilemeyen herkestir. Mutsuz bir hayattan sonra mutlaka cehenneme girecek olanlardýr.

323

323


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 22

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 501

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

¡£Õ z¤Ûb¡2 ¤‰ ü¤a ë ¡pa ì¨à £Ûa ¢é¨£ÜÛa Õ Ü  ë ¤o j  × b à¡2 §¤1 ã ¢£3¢× ô¨Œ¤v¢n¡Û ë æì¢à ܤĢí ü ¤á¢ç ë Ve halakallâhus semâvâti vel arda bil hakký ve li tuczâ kullu nefsin bimâ kesebet ve hum lâ yuzlemûn(yuzlemûne).

ςε Αλλαη, γ⎞κλερι ϖε ψερι ηακ ιλε ψαραττ⎬. ςε β⎫τ⎫ν νεφσλερε καζανδ⎬κλαρ⎬ν⎬ν καρ⎭⎬λ⎬ð⎬ (χεζα ϖεψα μ⎫κ®φατ) ϖεριλσιν διψε. ςε ονλαρα ζυλμεδιλμεζ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

ve halaka allâhu es semâvâti ve el arda bi el hakký ve li tuczâ kullu nefsin bi-mâ kesebet ve hum lâ yuzlemûne

: : : : : : : : : : : :

ve halketti, yarattý Allah semalar, gökler ve arz, yeryüzü, yer hak ile ve karþýlýðý (ceza veya mükâfat) verilsin diye her, bütün, hepsi nefs sebebiyle kazandý ve onlar zulmedilmezler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bütün göklerdeki ve yerlerdeki insanlara kazandýklarýnýn karþýlýðý adaletle verilsin ve hak yerini bulsun diye Allah gökleri ve yeri hak ile yaratmýþtýr. Adalet ve hak yerini bulmuþsa o insanlara zulmedilmediði kesindir.

324

324


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 23

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 502

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

¢éí¨ì ç ¢é è¨Û¡a ˆ ‚ £ma ¡å ß o¤í a Š Ï a ó¨Ü Ç á n  ë §á¤Ü¡Ç ó¨Ü Ç ¢é¨£ÜÛa ¢é £Ü ™ a ë ©ê¡Š – 2 ó¨Ü Ç 3 È u ë ©é¡j¤Ü Ó ë ©é¡È¤à  ¤å¡ß ¡éí©†¤è í ¤å à Ï 6 ¦ñ ëb '¡Ë æ뢊 £× ˆ m 5 Ï a 6 ¡é ¨£ÜÛa ¡†¤È 2 E fe reeyte menittehaze ilâhehu hevâhu ve edallehullâhu alâ ilmin ve hateme alâ sem’ihî ve kalbihî ve ceale alâ basarihî gýþâveh(gýþâveten), fe men yehdîhi min ba’dillâh(ba’dillâhi), e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne).

Ηεϖασ⎬ν⎬ κενδισινε ιλ®η εδινεν κι⎭ιψι γ⎞ρδ⎫ν μ⎫? ςε Αλλαη, ονυ ιλιμ (ονυν φαψδασ⎬ζ ιλμι) ⎫ζερε δαλ®λεττε β⎬ρακτ⎬. ςε ονυν ι⎭ιτμε ηασσασ⎬ν⎬ ϖε καλβινι μ⎫η⎫ρλεδι. ςε ονυν βασαρ (γ⎞ρμε) ηασσασ⎬ν⎬ν ⎫ζερινε γ⎬⎭αϖετ (περδε) κ⎬λδ⎬ (⎜εκτι). Βυ δυρυμδα Αλλαη’ταν σονρα ονυ κιμ ηιδαψετε ερδιριρ? Η®λ® τεζεκκ⎫ρ ετμεζ μισινιζ?

325

325


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 23

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 502

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25

-

e fe reeyte men ittehaze ilâhe-hu hevâ-hu ve edalle-hu allâhu alâ ilmin ve hateme alâ sem'i-hi ve kalbi-hi ve ceale alâ basari-hi gýþâveten fe men yehdî-hi min ba'di allâhi e fe lâ tezekkerûne

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

mi öyleyse, bu durumda, hâlâ sen gördün kim, kimse, kiþi edindi onun ilâhý, kendi ilâhý onun hevasý, kendi hevasý ve dalâlette býraktý Allah ilim üzere ve mühürledi üzerine, ... a onun iþitme hassasý ve onun kalbi ve kýldý üzerine, ... a onun görme hassasý gýþavet, perde öyleyse, bu durumda, hâlâ kim, kimse, kiþi onu hidayete erdirir Allah'tan sonra mi öyleyse, bu durumda, hâlâ tezekkür etmiyorsunuz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’a ulaþmayý dilemeyen herkes hevasýný kendisine ilâh edinmiþtir. Bu kiþi ise faydasýz, emaniyye ilim sahibi olarak, nefsine tâbî olmuþtur. O zaman Allah onun basar (görme) hassasýnýn üzerine perde çekmiþ, iþitme hassasýný ve kalbini mühürlemiþtir. Bu ilim üzere bu kiþinin hidayete ermesi mümkün deðildir.

326

326


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

Χ⎫ζ − 25

ℜψετ − 24

Σαψφα − 502

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

b î¤z ã ë ¢pì¢à ã b î¤ã ¢£†Ûa b ä¢mb î y £ü¡a ó¡ç b ß aì¢Ûb Ó ë Ù¡Û¨ˆ¡2 ¤á¢è Û b ß ë 7 ¢Š¤ç £†Ûa £ü¡a ¬b ä¢Ø¡Ü¤è¢í b ß ë æ좣ä¢Ä í £ü¡a ¤á¢ç ¤æ¡a 7§á¤Ü¡Ç ¤å¡ß Ve kâlû mâ hiye illâ hayâtuned dunyâ nemûtu ve nahyâ ve mâ yuhlikunâ illed dehr(dehru), ve mâ lehum bi zâlike min ilm(ilmin), in hum illâ yezunnûn(yezunnûne).

ςε: “Ο (ηαψατ), δ⎫νψα ηαψατ⎬μ⎬ζδαν βα⎭κα βιρ⎭εψ δεðιλδιρ, ⎞λ⎫ρ⎫ζ ϖε διριλιριζ. ςε βιζι δεηρδεν (ζαμανδαν) βα⎭κα βιρ⎭εψ ηελ®κ εδεμεζ.” δεδιλερ. ςε ονλαρ⎬ν βυ κονυδα ιλιμδεν (νασιπλερι) ψοκτυρ. Ονλαρ σαδεχε ζανδα βυλυνυρλαρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17

-

ve kâlû mâ hiye illâ hayâtu-nâ ed dunyâ nemûtu ve nahyâ ve mâ yuhliku-nâ illâ ed dehru ve mâ lehum bi zâlike min ilmin in ... (illâ) hum (in) ... illâ yezunnûne

: : : : : : : : : : : : : : : : :

ve dediler deðil o ancak, den baþka bizim hayatýmýz dünya ölürüz ve diriliriz ve bizi helâk etmez zamandan baþka birþey ve onlarýn yoktur bununla, bu konuda ilimden yalnýz, sadece onlar yalnýz, sadece zanda bulunuyorlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm “Hayat sadece dünya hayatýndan ibarettir. Ölürüz ve kýyâmet günü diriliriz. Bizi ancak zaman helâk eder.” diyenler ilimden nasipleri olmayanlardýr. Sadece zannederler. Hakikatleri bilmezler.

327

327


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 25

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 502

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

¤á¢è n £v¢y æb × b ß §pb ä¡£î 2 b ä¢mb í¨a ¤á¡è¤î Ü Ç ó¨Ü¤n¢m a ‡¡a ë åî©Ó¡…b • ¤á¢n¤ä¢× ¤æ¡a ¬b ä¡ö¬b 2¨b¡2 aì¢n¤öa aì¢Ûb Ó ¤æ a ¬ £ü¡a Ve izâ tutlâ aleyhim âyâtunâ beyyinâtin mâ kâne huccetehum illâ en kâlû’tû bi âbâinâ in kuntum sâdýkîn(sâdýkîne).

ςε ονλαρα ®ψετλεριμιζ βεψαν εδιλερεκ οκυνδυðυ ζαμαν ονλαρ⎬ν δελιλλερι (ιδδιαλαρ⎬): “Εðερ σιζ σαδ⎬κλαρσαν⎬ζ (δοðρυ σ⎞ψλεψενλερσενιζ), βαβαλαρ⎬μ⎬ζ⎬ γετιριν!” δεμεκτεν βα⎭κα βιρ⎭εψ ολμαδ⎬. 1 2 3 4 5 6 7 8

-

9 10 11 12 13 14

-

ve izâ tutlâ aleyhim âyâtu-nâ beyyinâtin mâ kâne huccete-hum illâ en kâlû'tû (en kâlû i'tû) en kâlû i'tû bi abâi-nâ in kuntum sâdikîne

: : : : : : : :

ve olduðu zaman okunur onlara bizim âyetlerimiz beyan edilerek, açýklanarak olmadý onlarýn hüccetleri, delilleri, iddialarý den baþka

: : : : : :

demeleri getirin babalarýmýz eðer siz oldunuz sadýklar, doðru söyleyenler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ölümden sonra tekrar dirilmeyeceklerini zannedenler: “Mademki herkes öldükten sonra dirilecek, öyleyse babalarýmýzý diriltin de görelim.” diyorlar. Kýyâmet günü zamanýn duracaðýný ve sonra geriye döneceðini nereden bilsin zavallýlar.

328

328


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 26

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 502

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

£á¢q ¤á¢Ø¢nî©à¢í £á¢q ¤á¢Øî©î¤z¢í ¢é¨ £ÜÛa ¡3¢Ó ¡éî©Ï k¤í ‰ ü ¡ò à¨î¡Ô¤Ûa ¡â¤ì í ó¨Û¡a ¤á¢Ø¢È à¤v í ; æì¢à Ü¤È í ü ¡b £äÛa Š r¤× a £å¡Ø¨Û ë Kulillâhu yuhyîkum summe yumîtukum summe yecmeukum ilâ yevmil kýyâmeti lâ reybe fîhi ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemûn(ya’lemûne).

Δε κι: “Αλλαη σιζι ψα⎭ατ⎬ρ σονρα ⎞λδ⎫ρ⎫ρ. Σονρα σιζι, ηακκ⎬νδα ⎭⎫πηε ολμαψαν κ⎬ψ®μετ γ⎫ν⎫ (βιραραψα) τοπλαρ.” ςε λ®κιν ινσανλαρ⎬ν ⎜οðυ βιλμεζλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15

-

kulillâhu (kul allâhu) kul allâhu yuhyî-kum summe yumîtu-kum summe yecmeu-kum ilâ yevmi el kýyâmeti lâ reybe fî-hi ve lâkinne ekseren en nâsi lâ ya'lemûne

: : : : : : : : : : : : : : :

de, söyle Allah sizi yaþatýr sonra sizi öldürür sonra sizi toplar ... e, ... a kýyâmet günü þüphe yok onun hakkýnda ve lâkin, fakat çoðu insanlar bilmiyorlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýnsanoðlu yaþar, ölür. Kýyâmet günü zaman geri dönerek kendilerinin hayatta olduðu günlere ulaþtýðýnda tekrar canlanýr ve Mahþer Meydaný’nda toplanýr. Ýnsanlarýn çoðu, zamanýn geri döneceðini bilemezler.

329

329


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 27

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 502

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

â¤ì í ë 6¡¤‰ ü¤a ë ¡pa ì¨à £Ûa ¢Ù¤Ü¢ß ¡é¨£Ü¡Û ë æì¢Ü¡À¤j¢à¤Ûa ¢Š ¤‚ í §ˆ¡÷ ߤì í ¢ò Çb £Ûa ¢âì¢Ô m Ve lillâhi mulkus semâvâti vel ard(ardý), ve yevme tekûmus sâatu yevme izin yahserul mubtýlûn(mubtýlûne).

ςε γ⎞κλεριν ϖε ψεριν μ⎫λκ⎫ Αλλαη’⎬νδ⎬ρ. ςε ο σαατιν (κ⎬ψ®μετιν) ϖυκυ βυλαχαð⎬ ιζιν γ⎫ν⎫, β®τ⎬λ ολανλαρ η⎫σρανδα ολαχακλαρδ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

ve li allâhi mulku es semâvâti ve el ardi ve yevme tekûmu es sâatu yevme izin yahseru mubtilûne

: : : : : : : : : :

ve Allah'a aittir mülk semalar, gökler ve arz, yer ve gün vuku bulur saat izin günü hüsranda olacaklar bâtýlda olanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Göklerin de yerin de sahibi Allah’týr. Kýyâmet günü herkes kendi hayat filminde (-) ve (+) derecelerini göreceklerdir. Kaybettikleri (-) dereceler, kazandýklarý (+) derecelerden fazla olanlar, hüsranda olacaklardýr. Gidecekleri yer cehennem olacaktýr.

330

330


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 28

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 502

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

ó¨Û¡a ó¬¨Ç¤†¢m §ò £ß¢a ¢£3¢× ® ¦ò î¡qb u §ò £ß¢a £3¢× ô¨Š m ë æì¢Ü à¤È m ¤á¢n¤ä¢× b ß æ¤ë Œ¤v¢m â¤ì î¤Û a 6 b è¡2b n¡× Ve terâ kulle ummetin câsiyeh(câsiyeten), kullu ummetin tud’â ilâ kitâbihâ, el yevme tuczevne mâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).

ςε β⎫τ⎫ν ⎫μμετλερι διζ ⎜⎞κμ⎫⎭ ολαρακ γ⎞ρ⎫ρσ⎫ν. Β⎫τ⎫ν ⎫μμετλερ κενδι κιταπλαρ⎬να δαϖετ εδιλιρλερ. Ο γ⎫ν ψαπμ⎬⎭ ολδυðυνυζ ⎭εψλεριν καρ⎭⎬λ⎬ð⎬ (χεζα ϖε μ⎫κ®φατ) ϖεριλιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

-

ve terâ kulle ummetin câsiyeten kullu ummetin tud'â ilâ kitâbihâ el yevme tuczevne mâ kuntum ta'melûne

: : : : : : : : : : : : :

ve görürsün bütün, hepsi ümmet diz çökmüþ olarak bütün, hepsi ümmet davet edilir, çaðrýlýr onun kitabýna, kendi kitabýna gün karþýlýðý (ceza veya mükâfat) verilir þey(ler) siz oldunuz siz yapýyorsunuz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bütün ümmetler kýyâmet günü kendi kitaplarýna davet edilirler. Bütün kitaplar: 1- Allah’a ulaþmayý dilemeyi, 2- Mürþide tâbiiyeti, 3- Ruhu Allah’a ulaþtýrmayý, 4- Fizik vücudu Allah’a teslim etmeyi, 5- Nefsi Allah’a teslim etmeyi, 6- Ýrþad olmayý, 7- Ýradeyi Allah’a teslim etmeyi, ihtiva ettiði için 7 safha 4 teslimin bütün sonuçlarý hepsinde ayný hükümleri içerir. Karþýlýk ceza (cehennem) veya mükâfat (cennet) olarak tebellür eder.

331

331


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 29

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 502

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

6 ¡£Õ z¤Ûb¡2 ¤á¢Ø¤î Ü Ç ¢Õ¡À¤ä í b ä¢2b n¡× a ˆ¨ç æì¢Ü à¤È m ¤á¢n¤ä¢× b ß ¢ƒ¡¤ä n¤ ã b £ä¢× b £ã¡a Hâzâ kitâbunâ yentýku aleykum bil hakk(hakký), innâ kunnâ nestensihu mâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).

⇑⎭τε βυ Βιζιμ Κιταβ⎬μ⎬ζ κι, σιζε ηακκ⎬ σ⎞ψλερ. Μυηακκακ κι Βιζ, ψαπμ⎬⎭ ολδυðυνυζ ⎭εψλερι τενσιη εδιψορδυκ (ηαψατ φιλμινε καψδεττιριψορδυκ). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

hâzâ kitâbu-nâ yentiku aleykum bi el hakký innâ kunnâ nestensihu mâ kuntum ta'melûne

: : : : : : : : : :

bu kitabýmýz nutuk verir, söyler size hak ile muhakkak ki biz tensih ediyorduk, yazdýrýyorduk þey(ler) siz oldunuz yapýyorsunuz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýþte bu, Allah’ýn Kitabý’dýr ve Hak’ký söyler. Allah, bütün zamanlar boyunca yaþayan insanlarýn yaptýklarý herþeyi iki kiramen kâtibin meleðiyle devamlý kaydettirir.

332

332


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 30

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 502

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

¡pb z¡Ûb £–Ûa aì¢Ü¡à Ç ë aì¢ä ߨa åí ©ˆ £Ûa b £ß b Ï Ù¡Û¨‡ 6©é¡n à¤y ‰

ó©Ï

¤á¢è¢ £2 ‰

¤á¢è¢Ü¡¤†¢î Ï

¢åî©j¢à¤Ûa ¢‹¤ì 1¤Ûa ì¢ç Fe emmellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti fe yudhýluhum rabbuhum fî rahmetih(rahmetihî), zâlike huvel fevzul mubîn(mubînu).

Φακατ ®μεν⎦ ολανλαρα ϖε σαλιη αμελλερ ψαπανλαρα (Αλλαη’α υλα⎭μαψ⎬ διλεψερεκ νεφσ τεζκιψεσι ψαπανλαρ) γελινχε, Ραβ’λερι ονλαρ⎬ ραημετινιν ι⎜ινε κοψαρ. ⇑⎭τε βυ, φεϖζ⎫λ μ⎫βινδιρ (απα⎜⎬κ κυρτυλυ⎭τυρ). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

fe emmâ ellezîne âmenû ve amilû es sâlihâti fe yudhýlu-hum rabbu-hum fî rahmeti-hi zâlike huve el fevzu el mubînu

: : : : : : : : : : : :

fakat onlar âmenû oldular (Allah'a ulaþmayý dilediler) ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaptýlar o zaman, ise onlarý dahil eder, koyar onlarýn Rab'leri rahmetinin içine iþte bu o kurtuluþ apaçýk

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Âmenû olanlarý, yani Allah’a ulaþmayý dileyenleri ve buna dayalý olarak zikirlerini yaparak nefs tezkiyesini ve sonra da tasfiyesini gerçekleþtirenleri Allah rahmet, fazl ve salâvât nurlarýyla rahmetinin (%2), fazlýnýn (%98) içine koyar ve salâvâtýyla onlarý kalpte perçinleþtirir. Bu, cennete girerek cehennemden kurtulmak olan fevzül (kurtuluþ) mübin (apaçýk)týr.

333

333


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 31

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 502

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

ó¨Ü¤n¢m ó©mb í¨a ¤å¢Ø m ¤á Ü Ï a ®a뢊 1 × åí ©ˆ £Ûa b £ß a ë åî©ß¡Š¤v¢ß b¦ß¤ì Ó ¤á¢n¤ä¢× ë ¤á¢m¤Š j¤Ø n¤b Ï ¤á¢Ø¤î Ü Ç Ve emmellezîne keferû, e fe lem tekun âyâtî tutlâ aleykum festekbertum ve kuntum kavmen mucrimîn(mucrimîne).

ςε φακατ ινκ®ρ εδενλερε δενιρ κι: “ℜψετλεριμ σιζε οκυνδυðυ ζαμαν κιβιρλενενλερ σιζ δεðιλ μιψδινιζ? ςε σιζ, μ⎫χριμ βιρ καϖιμ ολδυνυζ.” 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14

-

ve emmâ ellezîne keferû e fe lem tekun âyâtî tutlâ aleykum fe istekbertum ve kuntum kavmen mucrimîne

: : : : : : : : : : : : : :

ve fakat onlar inkâr ettiler mi o zaman siz deðildiniz âyetlerim okunur size o zaman siz kibirlendiniz ve siz oldunuz bir kavim, topluluk mücrimler, suçlular

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýnkâr edenlere: “Âyetlerim size okundu ve sizler kibirlendiniz, âyetlerimi kabul etmediniz, inkâr ettiniz. Oysaki Allah hepinizin cehennemden kurtulmasýný ister. Emirleri yerine getirmek kibriniz sebebiyle size aðýr geldi. Onlarý ifa etmediniz. Emirleri ifa etmediðiniz için cürüm iþlediniz, mücrim oldunuz.” denir.

334

334


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 32

Χ⎫ζ − 25

Σαψφα − 502

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

k¤í ‰ ü ¢ò Çb £Ûa ë ¥£Õ y ¡é¨£ÜÛa †¤Ç ë £æ¡a 3î©Ó a ‡¡a ë ¢£å¢Ä ã ¤æ¡a = ¢ò Çb £Ûa b ß ô©‰¤† ã b ß ¤á¢n¤Ü¢Ó b èî©Ï åî©ä¡Ô¤î n¤¢à¡2 ¢å¤z ã b ß ëb¦ £ä à £ü¡a Ve izâ kîle inne va’dallâhi hakkun ves sâatu lâ reybe fîhâ kultum mâ nedrî mes sâatu in nezunnu illâ zannen ve mâ nahnu bi musteykýnîn(musteykýnîne).

ςε: “Αλλαη’⎬ν ϖααδι ϖε ηακκ⎬νδα ⎭⎫πηε ολμαψαν ο σαατ (κ⎬ψ®μετ) ηακτ⎬ρ.” δενιλδιðι ζαμαν σιζ: “Βιζ ο σαατ (κ⎬ψ®μετ) νεδιρ βιλμεψιζ? Σαδεχε βιρ ζαν ολδυðυνυ σαν⎬ψορυζ. ςε βιζ, ψακ⎩ν σαηιβι δεðιλιζ.” δεδινιζ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17

-

ve izâ kîle inne va'de allâhi hakkun ve es sâatu lâ reybe fî-ha kultum mâ nedrî mâ es sâatu in ... (illâ) nezunnu (in) ... illâ zannen ve mâ nahnu bi musteykinîne

: : : : : : : : : : : : : : : : :

ve olduðu zaman denildi muhakkak ki Allah'ýn vaadi hak ve saat þüphe yoktur onun hakkýnda siz dediniz biz bilmiyoruz, bilmeyiz o saat nedir sadece biz zannediyoruz, sanýyoruz sadece bir zan ve biz deðiliz yakîn sahibi olanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm “Kýyâmet haktýr ve o Allah’ýn vaadidir.” denildiðinde siz “Biz kýyâmet saati filan bilmeyiz. Bunu sadece bir zan sanýyoruz. Ve biz “yakîn sahibi” deðiliz. Allah’ýn emirlerini yerine getirip nefsimizi tekziye ve tasfiye etmediðimiz için ne “Ýlm’el yakîn” (3.-25. basamaklar) ne “Ayn’el yakîn” (26. - 27. basamaklar) ne de “Hakk’ul yakîn” (28. basamaðýn 5. kademesi) sahibiyiz.”

335

335


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 33

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 503

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

Öb y ë aì¢Ü¡à Ç b ß ¢pb ÷¡£î  ¤á¢è Û a † 2 ë æ@¢ªë¡Œ¤è n¤ í ©é¡2 aì¢ãb × b ß ¤á¡è¡2 Ve bedâ lehum seyyiâtu mâ amilû ve hâka bihim mâ kânû bihî yestehziûn(yestehziûne).

ςε ονλαρα, ψαπτ⎬κλαρ⎬ ⎭εψλεριν κ⎞τ⎫λ⎫ð⎫ α⎭ικ®ρ ολδυ. ςε αλαψ ετμι⎭ ολδυκλαρ⎬ ⎭εψ, ονλαρ⎬ κυ⎭αττ⎬. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

-

ve bedâ lehum seyyiâtu mâ amilû ve hâka bi-him mâ kânû bi-hi yestehziûne

: : : : : : : : : : :

ve ortaya çýktý, aþikâr oldu onlar için, onlara kötülükler þey(ler) yaptýlar ve sardý, kuþattý onlarý þey(ler) oldular onunla alay ettiler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ve onlar yaptýklarýnýn kötülüðünü, yani 60-80 veya 100 yýl da olsa geçici bir hayatýn onlarý sadece cehenneme ulaþtýracak bir sonuç doðurduðunu, kýyâmet günü hayat filmlerindeki negatif sonuca ulaþtýklarý zaman apaçýk bir þekilde gördüler. Alay etmiþ olduklarý cehennem azabý onlarý kuþattý.

336

336


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

Χ⎫ζ − 26

ℜψετ − 34

Σαψφα − 503

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

õ¬b Ô¡Û ¤á¢nî,© ã b à × ¤á¢Øî,¨¤ä ã â¤ì î¤Ûa 3î©Ó ë ¢‰b £äÛa ¢á¢Øí¨ë¤b ß ë a ˆ¨ç åí©Š¡•b ã

¤á¢Ø¡ß¤ì í

¤å¡ß ¤á¢Ø Û b ß ë

Ve kîlel yevme nensâkum kemâ nesîtum likâe yevmikum hâzâ ve me’vâkumun nâru ve mâ lekum min nâsýrîn(nâsýrîne).

ςε (ονλαρα): “Βυγ⎫ν σιζι υνυταχαð⎬ζ, τ⎬πκ⎬ σιζιν βυγ⎫ν⎫ν⎫ζε καϖυ⎭μαψ⎬ υνυττυðυνυζ γιβι. ςε σιζιν μεϖαν⎬ζ (καλαχαð⎬ν⎬ζ ψερ), ατε⎭τιρ. ςε σιζιν ι⎜ιν βιρ ψαρδ⎬μχ⎬ ψοκτυρ.” δενιλδι. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

-

ve kîle el yevme nensâ-kum kemâ nesîtum likâe yevmi-kum hâzâ ve me'vâ-kum(u) en nâru ve mâ lekum min nâsýrîne

: : : : : : : : : : : : :

ve denildi bugün sizi unutacaðýz gibi siz unuttunuz kavuþma sizin gününüz bu ve sizin mevanýz, kalacaðýnýz yer ateþ ve yoktur sizin için bir yardýmcý

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Onlar Allah’a ulaþmayý dilemediler. Kýyâmet günü Allah’a kavuþacaklarýný ve hüküm giyeceklerini ve bu hükümle cehenneme gireceklerini unuttular. Cehenneme girecekleri ve hiç kimsenin onlarý cehennemden kurtaramayacaðý kýyâmet günü onlara teblið edilecektir.

337

337


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 35

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 503

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

a¦ë¢Œ¢ç ¡é¨£ÜÛa ¡pb í¨a ¤á¢m¤ˆ ‚ £ma ¢á¢Ø £ã b¡2 ¤á¢Ø¡Û¨‡ â¤ì î¤Ûb Ï 7 b î¤ã ¢£†Ûa ¢ñì¨î z¤Ûa ¢á¢Ø¤m £Š Ë ë æì¢j n¤È n¤¢í ¤á¢ç ü ë b è¤ä¡ß æì¢u Š¤‚¢í ü Zâlikum bi ennekumuttehaztum âyâtillâhi huzuven ve garretkumul hayâtud dunyâ, fel yevme lâ yuhrecûne minhâ ve lâ hum yusta’tebûn(yusta’tebûne).

⇑⎭τε βυ, Αλλαη’⎬ν ®ψετλερινι αλαψ κονυσυ ετμενιζ σεβεβιψλεδιρ. ςε σιζι δ⎫νψα ηαψατ⎬ αλδαττ⎬. √ψλεψσε ο γ⎫ν οραδαν ⎜⎬καρ⎬λμαζλαρ. ςε ονλαρδαν βιρ ⎞ζ⎫ρ ιστενμεζ (καβυλ εδιλμεζ). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15

-

zâlikum bi enne kum(u) ittehaztum âyâti allâhi huzuven ve garret-kum el hayâtu ed dunyâ fe el yevme lâ yuhrecûne min-hâ ve lâ hum yusta'tebûne

: : : : : : : : : : : : : : :

iþte bu sizin olmanýz sebebiyle siz edindiniz Allah'ýn âyetleri alay, alay konusu ve sizi aldattý, kandýrdý hayat dünya artýk, öyleyse (bu) gün çýkarýlmazlar oradan ve olmaz onlar özür, mazeret istenenler (kendilerinden)

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Onlar Allah’ýn âyetlerini alay konusu etmeleri sebebiyle cehennemde ebedî olarak kalacak olanlardýr. Dünya hayatýnda nefsleri onlarý aldatmýþtýr. Sonsuza kadar sürecek bir gün þeklinde bu âyette ifade edilen bütün zamanlar boyunca orada kalacaklardýr. Bu âyetteki önemli bir nokta da þudur ki: Eðer bir insan dünyada yaþarken Allah’ýn âyetleri ile alay ederse ondan özür kabul edilmez, ona söz hakký tanýnmaz.

338

338


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 36

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 503

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

¡pa ì¨à £Ûa ¡£l ‰ ¢†¤à z¤Ûa ¡é £Ü¨ ¡Ü Ï åî©à Ûb ȤÛa ¡£l ‰ ¡¤‰ ü¤a ¡£l ‰ ë Fe lillâhil hamdu rabbis semâvâti ve rabbil ardý rabbil âlemîn(âlemîne).

√ψλεψσε ηαμδ, γ⎞κλεριν ϖε ψεριν Ραββι ϖε ®λεμλεριν Ραββι, Αλλαη’α μαησυστυρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9

-

fe li allâhi el hamdu rabbi es semâvâti ve rabbi el ardý rabbi el âlemîne

: : : : : : : : :

artýk, o halde, öyleyse Allah'adýr, aittir, mahsustur hamd Rabbi semalar, gökler ve Rabbi arz, yeryüzü, yer Rabbi âlemler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hamd, göklerin ve yerin Rabbi olan ve: 1- Zahirî âlemin, 2- Gayb âleminin, 3- Emr âleminin ve bunlarýn zýdlarý olan: 1- Berzah âleminin, 2- Cinlerin berzah âleminin, 3- Zülmanî âlemin Rabbine mahsustur. Emr Âlemi, Allah’a ulaþmak üzere Devrin Ýmamý’nýn dünyadaki manevî dergâhýndan, 7 kat gökleri aþarak Allah’ýn Zat’ýna ulaþýlan yolculuðun bütün safhalarýný ve katlarýný ihtiva eder. Zülmanî Âlem ise þeytana ulaþmak ve ona kölelik etmek üzere yola çýkan ve 7 kat aþaðý doðru gittikçe kararan katlarý inerek, sonuçta zifiri karanlýkta þeytana kul olanlarýn aþaðý doðru indiði 7 yer katýdýr.

339

339


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 37

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 503

(45) Casiye Suresi ¡ò î¡qb v¤Ûa ¢ñ ‰ì¢

:¡¤‰ ü¤a ë ¡pa ì¨à £Ûa ó¡Ï ¢õ¬b í¡Š¤j¡Ø¤Ûa ¢é Û ë ¢áî©Ø z¤Ûa ¢Œí©Œ ȤÛa ì¢ç ë Ve lehul kibriyâu fîs semâvâti vel ard(ardý), ve huvel azîzul hakîm(hakîmu).

ςε γ⎞κλερδε ϖε ψερδε β⎫ψ⎫κλ⎫κ ϖε αζαμετ, Ο’να μαησυστυρ. ςε Ο, Αζ⎩ζ’διρ, Ηακ⎩μ’διρ (η⎫κ⎫μ ϖε ηικμετ σαηιβιδιρ). 1 2 3 4 5 6 7

-

ve lehu el kibriyâu fî es semâvâti ve el ardi ve huve el azîzu el hakîmu

: : : : : : :

ve onun, ona mahsus ululuk, azamet, büyüklük semalarda, göklerde ve arz, yeryüzü, yer ve o azîz, yüce hakîm, hüküm ve hikmet sahibi

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bütün kâinatta ve heryerde büyük olan, tapýlacak hüviyette olan sadece O’dur, Allah’týr. O En Büyük’tür. Azîz’dir ve Hakîm’dir. Yani hem HÜKÜM’ün sahibidir hem de HÝKMET’in Sahibi’dir. Sadece O’na ibadet edilir.

340

340


øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yúj»A øÉé}¼@»A øÁônø@I {

¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

46. SURE


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 1

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 503

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¬á¨y Hâ mîm. AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hâ ve Mîm mukattaa harfleridir. Bu surede bu harflerin herbirinin toplamýnýn 19’un katý olmasý kuvvetle mümkündür.

ℜψετ − 2

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 503

¡áî©Ø z¤Ûa ¡Œí©Œ ȤÛa ¡é¨ £ÜÛa å¡ß ¡lb n¡Ø¤Ûa ¢3í©Œ¤ä m Tenzîlul kitâbi minallâhil azîzil hakîm(hakîmi).

Κιταβ’⎬ν ινδιριλμεσι, Αζ⎩ζ ϖε Ηακ⎩μ ολαν Αλλαη ταραφ⎬νδανδ⎬ρ. 1 2 3 4 5

-

tenzîlu el kitâbi min allâhi el azîzi el hakîmi

: : : : :

indirildi kitap Allah'tan, Allah tarafýndan azîz, yüce hakim, hüküm ve hikmet sahibi

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kur’ân-ý Kerim’i Allah indirmiþtir.

341

341


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 3

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 503

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¡£Õ z¤Ûb¡2 £ü¡a ¬b à¢è ä¤î 2 b ß ë ¤‰ ü¤a ë ¡pa ì¨à £Ûa b ä¤Ô Ü  b ß æ좙¡Š¤È¢ß a뢉¡ˆ¤ã¢a ¬b £à Ç a뢊 1 × åí©ˆ £Ûa ë 6ó¦£à ¢ß §3 u a ë Mâ halaknes semâvâti vel arda ve mâ beyne humâ illâ bil hakký ve ecelin musemmâ(musemmen), vellezîne keferû ammâ unzirû mu’ridûn(mu’ridûne).

Γ⎞κλερι ϖε ψερι ϖε ικισινιν αρασ⎬νδακιλερι ανχακ ηακ ιλε ψαραττ⎬κ. ςε βιλινεν (τεσπιτ εδιλεν) βιρ ζαμανα καδαρ. ςε ονλαρ κι, υψαρ⎬λδ⎬κλαρ⎬ ⎭εψλερδεν ψ⎫ζ ⎜εϖιρεν κ®φιρλερδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14

-

mâ halak-nâ es semâvâti ve el arda ve mâ beyne-humâ illâ bi el hakký ve ecelin musemmen ve ellezîne keferû ammâ (an mâ) unzirû mu'ridûne

: : : : : : : : : : : : : :

yaratmadýk semalar, gökler ve arz, yeryüzü, yer ve þey(ler) ikisi arasýnda den baþka, ancak hak ile ve ecel, zaman belirlenmiþ, tespit edilmiþ, bilinen ve onlar inkâr ettiler þeyden uyarýldýlar yüz çevirenler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Gökler, yer ve ikisinin arasýndaki herþey hak ile Allah tarafýndan bilinen bir zamana kadar, yani kýyâmete kadar varlýklarý devam etsin diye yaratýlmýþtýr. Bu hakikatlere inanmayanlar kâfirlerdir.

342

342


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 4

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 503

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

ó©ã뢉 a ¡é¨£ÜÛa ¡æ뢅 ¤å¡ß æì¢Ç¤† m b ß ¤á¢n¤í a ‰ a ¤3¢Ó ¥Ú¤Š¡( ¤á¢è Û ¤â a ¡¤‰ ü¤a å¡ß aì¢Ô Ü  a ‡b ß §lb n¡Ø¡2 ó©ãì¢ní©a 6¡pa ì¨à £Ûa ó¡Ï ¤å¡ß §ñ ‰b q a ¤ë a ¬a ˆ¨ç ¡3¤j Ó ¤å¡ß åî©Ó¡…b • ¤á¢n¤ä¢× ¤æ¡a §á¤Ü¡Ç Kul e reeytum mâ ted’ûne min dûnillâhi erûnî mâzâ halakû minel ardý em lehum þirkun fîs semâvât(semâvâti), îtûnî bi kitâbin min kabli hâzâ ev esâretin min ilmin in kuntum sâdikîn(sâdikîne).

Δε κι: “Αλλαη’ταν βα⎭κα ταπτ⎬κλαρ⎬ν⎬ζ⎬ γ⎞ρδ⎫ν⎫ζ μ⎫?” Ονλαρ⎬ν ψερψ⎫ζ⎫νδε νε ψαραττ⎬κλαρ⎬ν⎬ βανα γ⎞στεριν. Ψοκσα ονλαρ⎬ν γ⎞κλερδε ορταð⎬ μ⎬ ϖαρ? Εðερ σιζ σαδ⎬κλαρσαν⎬ζ (δοðρυ σ⎞ψλεψενλερσενιζ) βανα, βυνδαν εϖϖελκι βιρ κιταπ ϖε ιλιμδεν (ιλμ⎩) εσερλερ γετιριν.”

343

343


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 4

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 503

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23

-

kul e reeytum mâ ted'ûne min dûni allâhi erû-nî mâzâ halakû min el ardý em lehum þirkun fî es semâvâti îtû-nî bi kitâbin min kabli hâzâ ev esâretin min ilmin in kuntum sâdikîne

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

de gördünüz mü þey(ler) dua ediyorsunuz, tapýyorsunuz Allah'tan baþka bana gösterin ne, neyi yarattýlar arzdan, yerden yoksa mý onlarýn þirk, ortak semalarda, göklerde bana getirin bir kitap daha önceden, daha evvel olan bundan veya eserler, izler bir ilim eðer siz iseniz sadýklar, doðru söyleyenler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ buyuruyor: “Allah’tan baþka taptýðýnýz putlar hiçbir þey yaratamazlar. Yarattýlarsa hadi gösterin. Putlarýn gökyüzünde ortaðý olduðunu mu sanýyorsunuz? Eðer doðruyu söyleyenlerseniz bu Kur’ân’dan evvel yazýlmýþ putlarýn eseri olan bir kitap getirin. Bu kitap ve ilâhi ilmi kapsayan eserler putlara ait olsun.”

344

344


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 5

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 503

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¡é¨£ÜÛa ¡æ뢅 ¤å¡ß aì¢Ç¤† í ¤å £à¡ß ¢£3 ™ a ¤å ß ë ¡ò à¨î¡Ô¤Ûa ¡â¤ì í ó¨Û¡a ¬¢é Û ¢kî©v n¤ í ü ¤å ß æì¢Ü¡Ïb Ë ¤á¡è¡ö¬b Ç¢… ¤å Ç ¤á¢ç ë Ve men edallu mimmen yed’û min dûnillâhi men lâ yestecîbu lehû ilâ yevmil kýyâmeti ve hum an duâihim gâfilûn(gâfilûne).

ςε Αλλαη’ταν βα⎭κασ⎬να δυα εδενδεν δαηα δαλ®λεττε κιμ ϖαρδ⎬ρ? Κ⎬ψ®μετ γ⎫ν⎫νε καδαρ, ονα κιμσε ιχαβετ ετμεζ. ςε ονλαρ (πυτλαρ), ονλαρ⎬ν δυαλαρ⎬νδαν γ®φιλδιρλερ (ηαβερσιζδιρλερ).

1 2 3 4 5

345

-

ve men edallu mimmen (min men) yed'û min dûni allâhi

: : : : :

ve kim dalâlette olan kimseden dua eder Allah'tan baþka

345


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 5

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 503

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

6 7 8 9 10 11 12

-

men lâ yestecîbu lehû ilâ yevmi el kýyâmeti ve hum an duâi-him gâfilûne

: : : : : : :

kim, kimse, kiþi icabet etmez ona kýyâmet gününe kadar ve onlar onlarýn dualarýndan, tapmalarýndan gâfildirler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’tan baþkasýna dua edenler Allah’a hayatta iken ulaþmayý dilemedikleri için dalâlettedirler. 13/RAD-27: Ve yekûlullezîne keferû lev lâ unzile aleyhi âyetun min rabbih(rabbihi), kul innallâhe yudillu men yeþâu ve yehdî ileyhi men enâb(enâbe). Ve kâfirler: “Ona, Rabbinden bir âyet (mucize) indirilse olmaz mý?” derler. De ki: “Muhakkak ki Allah, dilediði kimseyi dalâlette býrakýr ve O’na yönelen kimseyi Kendine ulaþtýrýr (hidayete erdirir).” Onlarýn gidecekleri yer cehennemdir. 10/YUNUS-7: Ýnnellezîne lâ yercûne likâenâ ve radû bil hayâtid dunyâ vatme'ennû bihâ vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne). Muhakkak ki onlar, Bize ulaþmayý (hayatta iken ruhlarýný Allah’a ulaþtýrmayý) dilemezler. Dünya hayatýndan razý olmuþlardýr ve onunla doyuma ulaþmýþlardýr ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardýr. 10/YUNUS-8: Ulâike me'vâhumun nâru bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne). Ýþte onlarýn kazandýklarý (dereceler) gereðince varacaklarý yer ateþtir (cehennemdir). Putlar duaya icabet edemezler, yani kimsenin talebini yerine getiremezler. Hiçbir zaman onlarýn kendilerinden birþey istediðini bilemezler.

346

346


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 6

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 504

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¦õ¬a †¤Ç a ¤á¢è Û aì¢ãb × ¢b £äÛa Š¡'¢y a ‡¡a ë åí©Š¡Ïb × ¤á¡è¡m …b j¡È¡2 aì¢ãb × ë Ve izâ huþiren nâsu kânû lehum a’dâen ve kânû bi ibâdetihim kâfirîn(kâfirîne).

ςε ινσανλαρ ηα⎭ρολυνδυκλαρ⎬ (βιραραψα γετιριλδικλερι) ζαμαν (πυτλαρ) ονλαρα δ⎫⎭μαν ολδυλαρ. ςε ονλαρ⎬ν ιβαδετλερινι ινκ®ρ εττιλερ (καβυλ ετμεδιλερ). 1 2 3 4 5 6 7 8 9

-

ve izâ huþire en nâsu kânû lehum a'dâen ve kânû bi ibâdeti-him kâfirîne

: : : : : : : : :

ve olduðu zaman haþrolundu insanlar oldular onlara düþman ve oldular onlarýn ibadetlerini kâfirler, inkâr edenler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kýyâmet gününde putlar ve onlara tapanlar biraraya getirildiði zaman, putlar insanlara düþman olacaklar. Kendilerine ibadet edildiðini inkâr edecekler. Gerçekten putlar insanlar tarafýndan taþlardan veya ahþap malzemeden yapýlmýþlardýr. Kýyâmet günü kendilerinin bir talebi olmadýðý kesinleþeceði için ibadetleri inkâr edeceklerdir.

347

347


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

Χ⎫ζ − 26

ℜψετ − 7

Σαψφα − 504

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

§pb ä¡£î 2 b ä¢mb í¨a ¤á¡è¤î Ü Ç ó¨Ü¤n¢m a ‡¡a ë b £à Û ¡£Õ z¤Ü¡Û a뢊 1 × åí©ˆ £Ûa 4b Ó 6 ¥åî©j¢ß ¥Š¤z¡ a ˆ¨ç = ¤á¢ç õ¬b u Ve izâ tutlâ aleyhim âyâtunâ beyyinâtin kâlellezîne keferû lil hakký lemmâ câehum hâzâ sihrun mubîn(mubînun).

ςε ονλαρα ®ψετλεριμιζ βεψαν εδιλερεκ (α⎜⎬κλαναρακ) οκυνδυðυ ζαμαν κ®φιρλερ, (®ψετλεριμιζ) ονλαρα γελινχε, ηακ (®ψετλεριμιζ) ι⎜ιν: “Βυ, απα⎜⎬κ βιρ σιηιρδιρ.” δεδιλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

ve izâ tutlâ aleyhim âyâtu-nâ beyyinâtin kâle ellezîne keferû li el hakký lemmâ câe-hum hâzâ sihrun mubînun

: : : : : : : : : : : :

ve olduðu zaman okundu onlara âyetlerimiz beyan edilerek, açýk belgeler olarak dedi inkâr eden kimseler hak için onlara geldiði zaman bu bir sihirdir, büyüdür apaçýk

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kâfirler bundan 14 asýr önce Allah’ýn âyetleri açýkça okunduðu zaman “Bu apaçýk bir sihirdir.” diyerek âyetleri yalanlamýþlardýr.

348

348


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 8

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 504

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

5 Ï ¢é¢n¤í Š n¤Ïa ¡æ¡a ¤3¢Ó 6 ¢éí¨Š n¤Ïa æì¢Ûì¢Ô í ¤â a ¢á Ü¤Ç a ì¢ç 6 ¦b÷¤î ( ¡é¨£ÜÛa å¡ß ó©Û æì¢Ø¡Ü¤à m a¦†î©è ( ©é¡2 ó¨1 × 6¡éî©Ï æ좚î©1¢m b à¡2 ¢áî©y £ŠÛa ¢‰ì¢1 ̤Ûa ì¢ç ë 6 ¤á¢Ø ä¤î 2 ë ó©ä¤î 2 Em yekûlûnefterâh(yekûlûnefterâhu), kul iniftereytuhu fe lâ temlikûne lî minallahi þey’â(þey’en), huve a’lemu bi mâ tufîdûne fîh(fîhi), kefâ bihî þehîden beynî ve beynekum ve huvel gafûrur rahîm(rahîmu).

Ψοκσα: “Ο’νυ υψδυρδυ.” μυ διψορλαρ? Δε κι: “Εðερ Ο’νυ βεν υψδυρυψορσαμ, ο τακτιρδε Αλλαη’ταν βανα γελεχεκ βιρ ⎭εψε σιζ μανι ολαμαζσ⎬ν⎬ζ.” Ο, Ο’νυν (Κυρ’®ν) ηακκ⎬νδα δαλδ⎬ð⎬ν⎬ζ ⎭εψλερι (ψαπτ⎬ð⎬ν⎬ζ ιφτιραλαρ⎬) εν ιψι βιλιρ. Βενιμλε σιζιν αραν⎬ζδα Ο’να (Κυρ’®ν−⎬ Κεριμ’ε) ⎭αηιτ ολαρακ Ο (Αλλαη) ψετερ. ςε Ο; Γαφυρ’δυρ, Ραη⎩μ’διρ.

349

349


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 8

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 504

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22

-

em yekûlûne ifterâ-hu kul in iftereytu-hu fe lâ temlikûne lî min allahi þey'en huve a'lemu bi mâ tufîdûne fî-hi kefâ bi-hi þehîden beynî ve beyne-kum ve huve el gafûr er rahîmu

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

mi, yoksa, veya derler, diyorlar onu uydurdu de eðer onu uydursaydým o zaman, o taktirde siz tutamazsýnýz, mani olamazsýnýz bana Allah'tan bir þey o daha iyi bilir, en iyi bilir þeyi, þeyleri taþkýnlýk yapýyorsunuz, lâfa dalýyorsunuz onun hakkýnda kâfi, yeter ona þahit olarak benimle sizin aranýzda ve o gafurdur rahîmdir

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Onu uydurdu diyorlarsa, de ki: “Onu ben uydurduysam Allah’tan bana ceza gelecektir ve bu cezaya siz mani olamazsýnýz. Kur’ân hakkýnda daldýðýnýz iftira denizini en iyi Allah bilir. Allah Kur’ân’a þahit olarak yeter.” Sonuç: Allah’ýn Kur’ân’ýna iftira ettiðiniz, yani onu reddettiðiniz kesindir. Bu durumda asýl size ceza geleceði kesindir.

350

350


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 9

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 504

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

ô©‰¤… a ¬b ß ë ¡3¢¢ £ŠÛa å¡ß b¦Ç¤†¡2 ¢o¤ä¢× b ß ¤3¢Ó b ß £ü¡a ¢É¡j £m a ¤æ¡a 6 ¤á¢Ø¡2 ü ë ó©2 ¢3 Ȥ1¢í b ß ¥åî©j¢ß ¥Ší©ˆ ã £ü¡a ¯b ã a ¬b ß ë £ó Û¡a ó¬¨yì¢í Kul mâ kuntu bid’an miner rusuli ve mâ edrî mâ yuf’alu bî ve lâ bikum, in ettebiu illâ mâ yûhâ ileyye ve mâ ene illâ nezîrun mubîn(mubînun).

“Βεν ρεσ⎦λλερδεν (φαρκλ⎬ βιρ) βιδατ ⎜⎬καραν δεðιλιμ.” δε. ςε βανα ϖε σιζε νε ψαπ⎬λαχαð⎬ν⎬ βεν βιλεμεμ. Βεν σαδεχε βανα ϖαηψεδιλεν ⎭εψε τ®β⎩ ολυρυμ. ςε βεν απα⎜⎬κ βιρ νεζιρδεν βα⎭κα βιρ ⎭εψ δεðιλιμ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20

-

kul mâ kuntu bid'an min er rusuli ve mâ edrî mâ yuf'alu bî ve lâ bi-kum in ... (illâ) ettebiu (in) ... illâ mâ yûhâ ileyye ve mâ ene illâ nezîrun mubînun

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

de ben deðilim kendinden katan, farklý bir þey ortaya çýkaran resûllerden ve ben bilmiyorum, bilemem ne yapýlýr, yapýlacak bana ve olmaz size sadece, yanlýz tâbî olurum sadece, yalnýz þey vahyolunur bana ve ben deðilim ancak, dan baþka uyarýcý açýkça, apaçýk

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V) Efendimiz’in Kur’ân’ý, daha evvelki Tevrat’ta ve Ýncil’de mevcut olan 7 safha ve 4 teslimi ve Hz. Nuh’un, Hz. Ýbrâhîm’in, Hz. Musa’nýn, Hz. Ýsa’nýn þeriatini aynen ihtiva eden Kitap’týr. O, kendisine vahyedilene tâbî olan bir uyarýcýdýr, nezirdir.

351

351


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 10

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 504

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

©é¡2 ¤á¢m¤Š 1 × ë ¡é¨ £ÜÛa ¡†¤ä¡Ç ¤å¡ß æb × ¤æ¡a ¤á¢n¤í a ‰ a ¤3¢Ó å ߨb Ï ©é¡Ü¤r¡ß ó¨Ü Ç 3î©ö¬a Š¤¡a ¬ó©ä 2 ¤å¡ß ¥†¡çb ( †¡è ( ë ; åî©à¡Ûb £ÄÛa â¤ì Ô¤Ûa ô¡†¤è í ü é¨ £ÜÛa £æ¡a 6 ¤á¢m¤Š j¤Ø n¤a ë Kul e reeytum in kâne min indillâhi ve kefertum bihî ve þehide þâhidun min benî isrâîle alâ mislihî fe âmene vestekbertum, innallâhe lâ yehdîl kavmez zâlimîn(zâlimîne).

Δε κι: “Γ⎞ρδ⎫ν⎫ζ μ⎫? Ψα ο Κυρ’®ν, Αλλαη’⎬ν κατ⎬νδαν ισε ϖε σιζ Ο’νυ ινκ®ρ εττινιζσε? ςε ⇑σραιλοðυλλαρ⎬’νδαν βιρ ⎭αηιτ Ο’νυν μισλινε ⎭αηιτ ολδυψσα, β⎞ψλεχε ⎩μ®ν εττιψσε ϖε σιζ δε β⎫ψ⎫κλ⎫κ τασλαδ⎬ψσαν⎬ζ?” Μυηακκακ κι Αλλαη, ζαλιμλερ καϖμινι ηιδαψετε ερδιρμεζ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19

-

kul : e reeytum : in : kâne : min indi allâhi : ve kefertum : bi-hi : ve þehide : þâhidun : min : benî isrâîle : alâ misli-hi : fe : âmene : vestekbertum (ve istekbertum) : inne allâhe : lâ yehdî : el kavme : ez zâlimîne :

de gördünüz mü eðer ise Allah'ýn katýndan ve siz inkâr ettiniz onu ve þahitlik etti, þahit oldu bir þahit dan Ýsrailoðullarý onun misline böylece îmân etti ve siz kibirlendiniz, büyüklük tasladýnýz muhakkak ki Allah hidayete erdirmez bir kavim zalimler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Görülüyor ki Kur’ân Allah’ýn katýndandýr. Ýsrailoðullarý’ndan bir þahit (O’nun misli olan Tevrat’taki 7 safha ve 4 teslimi bilen ve yaþayan), Kur’ân’da da 7 safha ve 4 teslimi görerek Hz. Muhammed (S.A.V) Efendimiz’e tâbî olduysa “siz de O’nu reddederek büyüklük tasladýysanýz” diyerek, Allah inkâr edenleri uyarýyor.

352

352


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 11

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 504

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

æb × ¤ì Û aì¢ä ߨa åí ©ˆ £Ü¡Û a뢊 1 × åí© ˆ £Ûa 4b Ó ë a뢆 n¤è í ¤á Û ¤‡¡a ë 6 ¡é¤î Û¡a ¬b ãì¢Ô j  b ß a¦Š¤î  ¥áí©† Ó ¥Ù¤Ï¡a ¬a ˆ¨ç æì¢Ûì¢Ô î  Ï ©é¡2 Ve kâlellezîne keferû lillezîne âmenû lev kâne hayran mâ sebekûnâ ileyh(ileyhi), ve iz lem yehtedû bihî fe seyekûlûne hâzâ ifkun kadîm(kadîmun).

ςε ινκ®ρ εδενλερ, ®μεν⎦ ολανλαρα: “Εðερ Ο ηαψ⎬ρλ⎬ ολσαψδ⎬, Ο’να (σαψγ⎬δα, ⎩μ®νδα) βιζι γε⎜εμεζλερδι.” δεδιλερ. Ο’νυνλα (Κυρ’®ν’λα) ηιδαψετε ερμεδικλερι ζαμαν “βυ, εσκι βιρ ψαλανδ⎬ρ” διψεχεκλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18

-

ve kâle ellezîne keferû li ellezîne âmenû lev kâne hayran mâ sebekû-nâ ileyhi ve iz lem yehtedû bi-hi fe se-yekûlûne hâzâ ifkun kadîmun

: : : : : : : : : : : : : : : : : :

ve dedi o kimseler, onlar inkâr ettiler o kimselere, onlara Allah'a ulaþmayý dileyen eðer, þâyet oldu hayýrlý bizi geçemezlerdi ona ve olduðu zaman hidayete ermezler onunla o zaman diyecekler bu yalan eski

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýnkâr edenler: “Eðer O Kur’ân hayýrlý olsaydý biz Kur’ân’a onlardan daha fazla saygý gösterirdik.” Onlar Kur’ân’a inanmadýklarý için Kur’ân ile hidayete eremeyecekler ve bu “eski bir yalandýr” diyecekler. Ve ömür boyu dalâlette kalacaklar.

353

353


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 12

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 504

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

a ˆ¨ç ë 6 ¦ò à¤y ‰ ë b¦ßb ß¡a ó¬¨ì¢ß ¢lb n¡× ©é¡Ü¤j Ó ¤å¡ß ë åí ©ˆ £Ûa ‰¡ˆ¤ä¢î¡Û b¦ £î¡2 Š Ç b¦ãb ¡Û ¥Ö¡£† –¢ß ¥lb n¡× åî©ä¡¤z¢à¤Ü¡Û ô¨Š¤'¢2 ë >aì¢à Ü Ã Ve min kablihî kitâbu mûsâ imâmen ve rahmeh(rahmeten), ve hâzâ kitabun musaddikun lisânen arabiyyen li yunzirellezîne zalemû ve buþrâ lil muhsinîn(muhsinîne).

ςε Ο’νδαν (Κυρ’®ν’δαν) ⎞νχε ⎩μ®μ ϖε ραημετ ολαρακ Ηζ. Μυσα’ν⎬ν κιταβ⎬ (Τεϖρατ) ϖαρδ⎬ρ. Βυ, Αραπ λισαν⎬ ιλε (Ηζ. Μυσα’ν⎬ν κιταβ⎬ν⎬) τασδικ εδεν βιρ κιταπτ⎬ρ. Ζαλιμλερι υψαρμακ ϖε μυησινλερι μ⎫ϕδελεμεκ ι⎜ινδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15

-

ve min kabli-hi kitâbu mûsâ imâmen ve rahmeten ve hâzâ kitabun musaddikun lisânen arabiyyen li yunzire ellezîne zalemû ve buþrâ li el muhsinîne

: : : : : : : : : : : : : : :

ve bundan önce (vardý) kitabý Musa imam (önder, rehber) olarak ve rahmet olarak ve bu kitap tasdikleyen, doðrulan lisaný Arapça ve uyarmak için o kimseleri, onlarý zulmettiler ve müjde muhsinler için

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kur’ân’dan önce Hz. Musa’nýn kitabý Tevrat vardý. Ondan sonra Hz. Ýsa’nýn kitabý Ýncil vardý. Kur’ân Arap lisaný ile Tevrat’ý da Ýncil’i de tasdik eden bir Kitap’týr. 3 kitap da 7 safha 4 teslimi ihtiva etmektedir. Zalimleri uyarmak ve Allah’a ulaþmayý dilemelerini saðlamak ve fizik vücutlarýný teslim eden muhsinleri 4. kat cennet ile müjdelemek için indirilmiþtir.

354

354


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 13

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 504

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

aì¢ßb Ô n¤a £á¢q ¢é¨£ÜÛa b 䢣2 ‰ aì¢Ûb Ó åí ©ˆ £Ûa £æ¡a 7 æì¢ã Œ¤z í ¤á¢ç ü ë ¤á¡è¤î Ü Ç ¥Ò¤ì  5 Ï Ýnnellezîne kâlû rabbunallâhu summestekâmû fe lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).

Μυηακκακ κι ονλαρ: “Ραββιμιζ Αλλαη’τ⎬ρ.” δεδιλερ. Σονρα ονλαρ, (Αλλαη’α) ιστικαμετ ⎫ζερε ολδυλαρ. Αρτ⎬κ ονλαρα κορκυ ψοκτυρ. ςε ονλαρ μαηζυν ολμαζλαρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

-

inne ellezîne kâlû rabbunâ allâhu summe istekâmû fe lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûne

: : : : : : : : : : :

muhakkak ki, þüphesiz o kimseler, onlar dediler Rabbimiz Allah sonra istikamet üzere oldular artýk yoktur korku onlara ve onlar olmayacak mahzun olurlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Muhakkak ki onlar: “Rabbimiz Allah’týr.” dediler. Ve Allah’a istikamet üzere oldular. Yani “Allah’a hayatta iken ruhlarýný ulaþtýrmayý” dilediler. Kim ruhunu hayatta iken Allah’a ulaþtýrmayý dilerse onlar cehennemden, dalâletten, fýsktan, gizli þirkten kurtulacaklarý için artýk onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmazlar. 30/RUM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muþrikîn(muþrikîne). O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaþmayý dileyin) ve takva sahibi olun. Ve namazý ikame edin (namaz kýlýn). Ve (böylece) müþriklerden olmayýn. 30/RUM-32: Minellezîne ferrakû dînehum ve kânû þiyeâ(þiyean), kullu hýzbin bimâ ledeyhim ferihûn(ferihûne). (O müþriklerden olmayýn ki) onlar, dînlerinde fýrkalara ayrýldýlar ve grup grup oldular. Bütün gruplar, kendilerinde olanla ferahlanýrlar. 13/RAD-27: Ve yekûlullezîne keferû lev lâ unzile aleyhi âyetun min rabbih(rabbihi), kul innallâhe yudillu men yeþâu ve yehdî ileyhi men enâb(enâbe). Ve kâfirler: “Ona, Rabbinden bir âyet (mucize) indirilse olmaz mý?” derler. De ki: “Muhakkak ki Allah, dilediði kimseyi dalâlette býrakýr ve O’na yönelen kimseyi Kendine ulaþtýrýr (hidayete erdirir).”

355

355


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 14

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 504

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

åí© †¡Ûb  ¡ò £ä v¤Ûa ¢lb z¤• a Ù¡÷ ¬¨Û¯ë¢a æì¢Ü à¤È í aì¢ãb × b à¡2 ¦õ¬a Œ u 7b èî©Ï Ulâike ashâbul cenneti hâlidîne fîhâ, cezâen bimâ kânû ya’melûn(ya’melûne).

⇑⎭τε ονλαρ χεννετ εηλιδιρλερ. Οραδα εβεδ⎩ καλαχακ ολανλαρδ⎬ρ, ψαπμ⎬⎭ ολδυκλαρ⎬ν⎬ν καρ⎭⎬λ⎬ð⎬ (μ⎫κ®φατ⎬) ολαρακ. 1 2 3 4 5 6 7 8

-

ulâike ashâbu el cenneti hâlidîne fî-hâ cezâen bi-mâ kânû ya'melûne

: : : : : : : :

iþte onlar cennet halký ebedî olanlar orada karþýlýk olarak þeylere oldular yapýyorlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kimler Allah’a ulaþmayý dilerse onlar cennete girecek ve ebediyyen orada kalacaklardýr. Onlar sadece Allah’a ulaþmayý dilemiþlerdir ve Allah sözünü tutmuþ ve onlarý cennetine kabul buyurmuþtur. 10/YUNUS-62: E lâ inne evlîyâ allâhi lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne). Muhakkak ki Allah’ýn evliyasýna (dostlarýna), korku yoktur. Onlar, mahzun da olmazlar, öyle deðil mi? 10/YUNUS-63: Ellezîne âmenû ve kânû yettekûn(yettekûne). Onlar, âmenûdurlar (ölmeden evvel Allah’a ulaþmayý dileyenlerdir) ve takva sahibi olmuþlardýr. 10/YUNUS-64: Lehumul buþrâ fîl hayâtid dunyâ ve fîl âhýreh(âhýreti), lâ tebdîle li kelimâtillâh(kelimâtillâhi), zâlike huvel fevzul azîm(azîmu). Onlara, dünya hayatýnda ve ahirette müjdeler (mutluluklar) vardýr. Allah’ýn sözü deðiþmez. Ýþte O, fevzül azîmdir.

356

356


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 15

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 505

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

6 ¦bãb ¤y¡a ¡é¤í †¡Ûa ì¡2 æb ¤ã¡ü¤a b ä¤î £• ë ë ¢é¢Ü¤à y ë6 ¦b礊¢× ¢é¤n È ™ ë ë b¦ç¤Š¢× ¢é¢ £ß¢a ¢é¤n Ü à y Í Ü 2 a ‡¡a 󬨣n y 6a¦Š¤è ( æì¢r¨Ü q ¢é¢Ûb –¡Ï ë ¡£l ‰ 4b Ó = ¦ò ä  åî©È 2¤‰ a Í Ü 2 ë ¢ê £†¢( a o¤à Ȥã a ó ¬©n £Ûa Ù n à¤È¡ã Š¢Ø¤( a ¤æ a ¬ó©ä¤Ç¡‹¤ë a b¦z¡Ûb • 3 à¤Ç a ¤æ a ë £ô †¡Ûa ë ó¨Ü Ç ë £ó Ü Ç 7ó©n £í¡£‰¢‡ ó©Ï ó©Û ¤|¡Ü¤• a ë ¢é¤Š m åî©à¡Ü¤¢à¤Ûa å¡ß ó©£ã¡a ë Ù¤î Û¡a ¢o¤j¢m ó©£ã¡a Ve vassaynel insâne bi vâlideyhi ihsânâ(ihsânen), hamelethu ummuhu kurhen ve vadaathu kurhâ(kurhan), ve hamluhu ve fisâluhu selâsûne þehrâ(þehren), hattâ izâ belega eþuddehu ve belega erbaîne seneten kâle rabbi evzý’nî en eþkure ni’metekelletî en’amte aleyye ve alâ vâlideyye ve en a’mele sâlihan terdâhu ve aslýh lî fî zurriyyetî, innî tubtu ileyke ve innî minel muslimîn(muslimîne). 357

357


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 15

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 505

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

ςε ινσανα, αννε ϖε βαβασ⎬να ιησανλα δαϖρανμασ⎬ν⎬ ϖασιψετ εττικ. Αννεσι ονυ γ⎫⎜λ⎫κλε τα⎭⎬δ⎬ ϖε ονυ γ⎫⎜λ⎫κλε δοðυρδυ. ςε ονυν τα⎭⎬νμασ⎬ ϖε σ⎫ττεν κεσιλμεσι 30 αψδ⎬ρ. Νιηαψετ εργινλικ ⎜αð⎬να υλα⎭τ⎬ð⎬ ζαμαν 40 ψα⎭⎬ν⎬ ταμαμλαδ⎬. ⇒⎞ψλε δεδι: “Ραββιμ! Βανα ϖε αννε ϖε βαβαμα ϖερδιðιν νι’μετλερε ⎭⎫κρετμεκτε, Σενιν ραζ⎬ ολδυðυν σαλιη αμελ (νεφσ τεζκιψεσι) ψαπμακτα βενι βα⎭αρ⎬λ⎬ κ⎬λ. ςε ζ⎫ρριψετιμι ⎬σλ®η ετ. Μυηακκακ κι βεν, Σανα τ⎞ϖβε εττιμ ϖε μυηακκακ κι βεν (Σανα) τεσλιμ ολανλαρδαν⎬μ.” 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24

358

-

ve vassay-nâ el insâne bi vâlidey-hi ihsânen hamelet-hu ummu-hu kurhen ve vadaat-hu kurhen ve hamlu-hu ve fisâlu-hu selâsûne þehren hattâ izâ belega eþudde-hu ve belega erbaîne seneten kâle rabbi evzý'nî en eþkure ni'meteke

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

ve vasiyet ettik insan anne ve babasýna ihsanla davranma onu taþýdý, yüklendi onun annesi meþakkat, güçlük ve onu doðurdu meþakkat, güçlük ve onun taþýnmasý ve onun sütten kesilmesi otuz ay nihayet, olduðu zaman eriþti kuvvet, kemâl çaðýna ve eriþti kýrk yýla dedi Rabbim beni muvaffak kýl, yönelt þükretmek ni’metlerine

358


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 15

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 505

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39

-

elletî en'amte aleyye ve alâ vâlideyye ve en a'mele sâlihan terdâhu ve aslýh lî fî zurriyyetî innî tubtu ileyke ve innî min el muslimîne

: : : : : : : : : : : : : : :

ki o ni’metlendirdin, verdin beni, bana ve anne-babama ve amelde bulunmak salih, ýslâh edici razý olacaðý ve ýslâh et beni soyumu muhakkak ki ben tövbe edenler sana ve muhakkak ki ben müslümanlardan, teslim olanlardan

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýnsana, anne ve babasýna ihsanla davranmasýný vasiyet ediyor Allah. Annesi onu güçlükle taþýmýþ ve doðurmuþtur. Taþýnmasý ve sütten kesilmesi 30 aydýr. Kiþi “salih amel iþlemekte, yani nefsimi tezkiye ve tasfiye etmekte beni baþarýya ulaþtýr.” diye 40 yaþýný tamamlayýnca Allah’a yalvarýr, yakarýr. Salih amel kiþiyi hem ahiret saadetinin üst kademelerine, hem de dünyada kesintisiz bir mutluluðu yaþamaya ulaþtýrýr. Salih amel daimî zikre ve sonunda tesbih’e ulaþan ve kiþiyi kesintisiz bir mutluluða kavuþturan nefs tezkiyesini (3. kat cennet) ve tasfiyesini (7. kat cennet, adn cennetleri) ifade eder. 25/FURKAN-70: Ýllâ men tâbe ve âmene ve amile amelen sâlihan fe ulâike yubeddilullâhu seyyiâtihim hasenât(hasenâtin), ve kânallâhu gafûren rahîmâ(rahîmen). Ancak kim (mürþidi önünde) tövbe eder (böylece kalbine îmân yazýlýp, îmâný artan) mü’min olur ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaparsa, o taktirde iþte onlarýn, Allah seyyiatlerini (günahlarýný) hasenata (sevaba) çevirir. Ve Allah, Gafur’dur (günahlarý sevaba çevirendir), Rahîm’dir (rahmet gönderendir). 8/ENFAL-29: Yâ eyyuhellezîne âmenû in tettekullâhe yec’al lekum furkânen ve yukeffir ankum seyyiâtikum ve yagfir lekum, vallâhu zul fadlil azîm(azîmi). Ey âmenû olanlar, Allah’a karþý takva sahibi olursanýz sizi furkan (hak ve bâtýlý ayýrma özelliði) sahibi kýlar! Ve sizden (sizin) günahlarýnýzý örter ve size maðfiret eder (günahlarýnýzý sevaba çevirir). Ve Allah, büyük fazl sahibidir.

359

359


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 16

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 505

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

aì¢Ü¡à Ç b ß å ¤y a ¤á¢è¤ä Ç ¢3 £j Ô n ã åí© ˆ £Ûa Ù¡÷¨Û¯ë¢a 6¡ò £ä v¤Ûa ¡lb z¤• a ó¬©Ï ¤á¡è¡mb ÷¡£î  ¤å Ç ¢‹ ëb v n ã ë æ뢆 Çì¢í aì¢ãb × ô©ˆ £Ûa ¡Ö¤†¡£–Ûa †¤Ç ë Ulâikellezîne netekabbelu anhum ahsene mâ amilû ve netecâvezu an seyyiâtihim fî ashâbil cenneh(cenneti), va’des sýdkýllezî kânû yûadûn(yûadûne).

⇑⎭τε ονλαρ κι, ονλαρδαν ψαπτ⎬κλαρ⎬ν⎬ εν γ⎫ζελ ⎭εκιλδε καβυλ εδεριζ (1’ε 700’ε καδαρ δερεχε ϖεριριζ). ςε ονλαρ⎬ν γ⎫ναηλαρ⎬να χεϖαζ ϖερμεψιζ (⎞ρτεριζ, σεϖαβα ⎜εϖιριριζ). Ονλαρ χεννετ εηλι αρασ⎬νδαδ⎬ρλαρ. Ονλαρ⎬ν ϖααδολυνδυκλαρ⎬ ⎭εψ γερ⎜εκ βιρ ϖααδδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

-

ulâike ellezîne netekabbelu an hum ahsene mâ amilû ve netecâvezu an seyyiâti-him fî ashâbi el cenneti va'de es sýdký ellezî kânû yûadûne

: : : : : : : : : : : : :

iþte onlar kabul ederiz onlardan en güzel yaptýklarý þeyler ve cevaz veririz, vazgeçeriz günahlarýndan cennet ehli (halký) arasýnda vaad doðru, gerçek ki o oldular vaadolunurlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah onlara 1’e 700 derecat veriyor. Allah’a ulaþmayý dilediklerinde (3. basamak) ve salâh makamýnda (28. basamak- 1. kademede) 2 defa onlarýn günahlarýný örtüyor. Mürþide tabî olduklarýnda (14. basamak) ve yine salâh makamýnda (28. basamak- 3. kademede) 2 defa onlarýn günahlarýný sevaba çeviriyor. Gidecekleri yer ise elbette cennettir. 66/TAHRÝM-8: Yâ eyyuhellezîne âmenû tûbû ilâllâhi tevbeten nasûhâ(nasûhan), asâ rabbukum en yukeffire ankum seyyiâtikum ve yudhilekum cennâtin tecrî min tahtihel enhâru, yevme lâ yuhzîllâhun nebiyye vellezîne âmenû meah(meahu), nûruhum yes'â beyne eydîhim ve bi eymânihim yekûlûne rabbenâ etmim lenâ nûrenâ vagfir lenâ, inneke alâ kulli þey'in kadîr(kadîrun). Ey âmenû olanlar! Allah’a nasuh tövbesiyle tövbe edin ki; Allah, sizin günahlarýnýzý örtsün ve sizi, altýndan nehirler akan cennetlere koysun. O gün Allah, nebîleri ve onlarla birlikte âmenû olanlarý utandýrmayacaktýr. (O gün) onlar, nurlarý önlerinde ve saðlarýnda olarak yürürler ve (nasuh tövbesini yaptýklarý gün): “Rabbimiz nurumuzu tamamla, bizlere maðfiret et (günahlarýmýzý sevaba çevir), muhakkak ki; Sen, herþeye kaadirsin.” derler.

360

360


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 17

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 505

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¬b à¢Ø Û §£Ò¢a ¡é¤í †¡Ûa ì¡Û 4b Ó ô©ˆ £Ûa ë ¢æ뢊¢Ô¤Ûa ¡o Ü  ¤† Ó ë x Š¤¢a ¤æ a ó¬©ä¡ãa †¡È m a 騣ÜÛa ¡æb rî©Ì n¤ í b à¢ç ë ó©Ü¤j Ó ¤å¡ß 7 ¥£Õ y ¡é¨£ÜÛa †¤Ç ë £æ¡a > ¤å¡ß¨a ٠ܤí ë åî©Û £ë ü¤a ¢Šî©Ÿb  a ¬ £ü¡a ¬a ˆ¨ç b ß ¢4ì¢Ô î Ï Vellezî kâle li vâlideyhi uffýn lekumâ e teidâninî en uhrece ve kad haletil kurûnu min kablî ve humâ yestegîsânillâhe veyleke âmin, inne va’dallâhi hakk(hakkun), fe yekûlu mâ hâzâ illâ esâtîrul evvelîn(evvelîne).

ςε ο, αννε ϖε βαβασ⎬να: “⇑κινιζε δε οφφ (ικινιζδεν δε β⎬κτ⎬μ), δαηα ⎞νχε (νιχε) νεσιλλερ γελιπ γε⎜μι⎭κεν, βενιμ (τοπρακταν διριλτιλερεκ) ⎜⎬καρ⎬λαχαð⎬μ⎬ μ⎬ ϖααδεδιψορσυνυζ?” δεδι. ςε ονλαρ (αννε ϖε βαβασ⎬) Αλλαη’ταν ψαρδ⎬μ ιστεψερεκ: “Κενδινε ψαζ⎬κ (εδιψορσυν), ⎩μ®ν ετ. Μυηακκακ κι Αλλαη’⎬ν ϖααδι ηακτ⎬ρ.” (δεδιλερ). Βυνυν ⎫ζερινε (ο) ⎭⎞ψλε δεδι: “Βυ, εϖϖελκιλεριν μασαλλαρ⎬νδαν βα⎭κα βιρ ⎭εψ δεðιλδιρ.”

361

361


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 17

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 505

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23

-

ve ellezî kâle li vâlidey-hi uffýn lekumâ e teidâni-nî en uhrece ve kad haleti el kurûnu min kabli ve humâ yestegîsânillâhe (yestegîsâni allâhe) veyle-ke âmin inne va'de allâhi hakkun fe yekûlu mâ hâzâ illâ esâtîru el evvelîne

: : : : : : : : : : : :

ve o dedi anne ve babasýna uf, öf, aman, býktým siz ikinize, size bana vaad mý ediyorsunuz çýkarýlacak ve gelip geçmiþ nesiller daha önceden ve o ikisi ikisi Allah'tan yardým istediler

: : : : : : : : : : :

sana yazýk îmân et muhakkak Allah'ýn vaadi haktýr o zaman dedi deðil bu ancak, sadece, yalnýz masallar, yazýlan þeyler evvelkiler, öncekiler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Biri, anne ve babasýna: “Ýkinizden de býktým, benim diriltilerek kýyâmet günü topraktan çýkarýlacaðýmý mý iddia ediyorsunuz.” dedi. Onlar da: “Sana yazýk oluyor, îmân et, Allah’a ulaþmayý dile.” dediler. Kýyâmet günü zaman geri döndüðünde, herkes hayatta olduklarý günlere ulaþýnca elbette topraktan canlanarak çýkarýlacaklardýr ve Mahþer Meydaný’na ulaþacaklardýr. Ama çocuk buna inanmadý: “Bu evvelkilerin masalýdýr.” dedi.

362

362


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 18

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 505

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¤o Ü  ¤† Ó §á ߢa ó¬©Ï ¢4¤ì Ô¤Ûa ¢á¡è¤î Ü Ç £Õ y åí© ˆ £Ûa Ù¡÷¬¨Û¯ë¢a åí©Š¡b  aì¢ãb × ¤á¢è £ã¡a 6¡¤ã¡ü¤a ë ¡£å¡v¤Ûa å¡ß ¤á¡è¡Ü¤j Ó ¤å¡ß Ulâikellezîne hakka aleyhimul kavlu fî umemin kad halet min kablihim minel cinni vel ins(insi), innehum kânû hâsirîn(hâsirîne).

⇑⎭τε ονλαρ κι, ονλαρδαν εϖϖελ γελιπ γε⎜μι⎭ ολαν χιν ϖε ινσαν τοπλυμλαρ⎬νδα, ⎫ζερλερινε (αζαπ) σ⎞ζ⎫ ηακ ολμυ⎭τυρ. Μυηακκακ κι ονλαρ, η⎫σρανδα ολανλαρδ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

ulâike ellezîne hakka aleyhim el kavlu fî umemin kad halet min kabli-him min el cinni ve el insi inne-hum kânû hâsirîne

: : : : : : : : : : : :

iþte onlar hak oldu onlarýn üzerine söz ümmetler içinde gelip geçmiþ onlardan önce cinlerden ve insanlar muhakkak ki onlar oldu hüsranda olanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’a ulaþmayý dilemeyen herkesin üzerine “azap” sözü hak olur. 39/ZUMER-71: Vesîkallezîne keferû ilâ cehenneme zumerâ(zumeran), hattâ izâ câuhâ futihat ebvâbuhâ, ve kâle lehum hazenetuhâ e lem ye’tikum rusulun minkum yetlûne aleykum âyâti rabbikum ve yunzirûnekum likâe yevmikum hâzâ, kâlû belâ ve lâkin hakkat kelimetul azâbi alel kâfirîn(kâfirîne). Kâfirler, zümre zümre cehenneme sürülürler. Oraya geldikleri zaman, onun (cehennemin) kapýlarý açýlýr. Ve onun (cehennemin) bekçileri onlara derler ki: “Size, sizden (sizin aranýzdan) olan resûller gelmedi mi ki, size Rabbinizin âyetlerini okusun, bugüne (buraya) geleceðinizi (söyleyerek) uyarsýn? (Cehenneme gidenler) dediler ki: “Evet (geldiler).” Fakat azap sözü kâfirlerin üzerine hak oldu. Allah’a ulaþamayý dilemeyen herkes hüsrandadýr. 23/MU’MÝNUN-103: Ve men haffet mevâzînuhu fe ulâikellezîne hasirû enfusehum fî cehenneme hâlidûn(hâlidûne). Ve kimin mizaný (sevap tartýlarý), hafif gelirse iþte onlar, nefslerini hüsrana düþürenlerdir. Onlar, cehennemde ebediyyen kalacak olanlardýr.

363

363


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 19

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 505

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¤á¢è î¡£Ï ì¢î¡Û ë 7aì¢Ü¡à Ç b £à¡ß ¥pb u ‰ … §£3¢Ø¡Û ë æì¢à ܤĢí ü ¤á¢ç ë ¤á¢è Ûb à¤Ç a Ve li kullin derecâtun mimmâ amilû, ve li yuveffiyehum a’mâlehum ve hum lâ yuzlemûn(yuzlemûne).

ςε ηερκεσ ι⎜ιν αμελλερινδεν δολαψ⎬ δερεχελερ ϖαρδ⎬ρ, ονλαρα αμελλερινιν (καρ⎭⎬λ⎬ð⎬ν⎬ν) ⎞δενμεσι ι⎜ιν. ςε ονλαρα ζυλμεδιλμεζ. 1 2 3 4 5 6 7 8

-

ve li kullin derecâtun mimmâ amilû ve li yuveffiye-hum a'mâle-hum ve hum lâ yuzlemûne

: : : : : : : :

ve herbiri için (vardýr) dereceler þeyden yaptýlar ve onlara ödensin, eda edilsin onlarýn amelleri ve onlar zulme uðratýlmazlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kim derecat kazandýrýcý ameller iþlerse Allah onlara Allah’a ulaþmayý dileyerek mürþide tâbî olmadan önce 1’e 10 verir. Allah’a ulaþmayý dileyip mürþidine tâbî olursa o kiþinin günahlarý sevaba çevrilir. 25/FURKAN-70: Ýllâ men tâbe ve âmene ve amile amelen sâlihan fe ulâike yubeddilullâhu seyyiâtihim hasenât(hasenâtin), ve kânallâhu gafûren rahîmâ(rahîmen). Ancak kim (mürþidi önünde) tövbe eder (böylece kalbine îmân yazýlýp, îmâný artan) mü’min olur ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaparsa, o taktirde iþte onlarýn, Allah seyyiatlerini (günahlarýný) hasenata (sevaba) çevirir. Ve Allah, Gafur’dur (günahlarý sevaba çevirendir), Rahîm’dir (rahmet gönderendir). 25/FURKAN-71: Ve men tâbe ve amile sâlihan fe innehu yetûbu ilallâhi metâbâ(metâben). Ve kim (mürþidi önünde) tövbe eder ve salih amel (nefs tezkiyesi) iþlerse, o taktirde muhakkak ki o, tövbesi kabul edilmiþ olarak Allah’a ulaþýr (hayattayken ruhu Allah’a ulaþýr). 1’e 100 kazanmaya baþlar ruhu Allah’a doðru yola çýkýp 2. gök katýna ulaþýrsa 1’e 200, 3. gök katýnda 1’e 300, 4. gök katýnda 1’e 400, 5. gök katýnda 1’e 500, 6. gök katýnda 1’e 600, 7. gök katýnda 1’e 700 derecat kazanýr. Bu dereceler amellerinin karþýlýðýnýn ödenmesi için verilir. Dereceler mizanda hiçbir haksýzlýða yer vermeyecek þeklide yer alýr. 2/BAKARA-261: Meselullezîne yunfikûne emvâlehum fî sebîlillâhi ke meseli habbetin enbetet seb’a senâbile fî kulli sunbuletin mietu habbeh(habbetin), vallâhu yudâifu li men yeþâu, vallâhu vâsiun alîm(alîmun). Mallarýný Allah yolunda harcayanlarýn durumu, her sünbülünde (baþaðýnda) yüz adet tane (tohum) olmak üzere, yedi sünbül (baþak) veren bir tek tohumun durumu gibidir. Allah, dilediði kimse için (onun rýzkýný) kat kat artýrýp verir. Ve Allah Vâsi’dir, Alîm’dir.

364

364


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 20

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 505

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¤á¢n¤j 礇 a 6¡‰b £äÛaó Ü Ç a뢊 1 × åí ©ˆ £Ûa ¢ Š¤È¢í â¤ì í ë 7b è¡2 ¤á¢n¤È n¤à n¤a ë b î¤ã¢ £†Ûa ¢á¢Ø¡mb î y ó©Ï ¤á¢Ø¡mb j¡£î Ÿ ¤á¢n¤ä¢× b à¡2 ¡æì¢è¤Ûa la ˆ Ç æ¤ë Œ¤v¢m â¤ì î¤Ûb Ï ¡£Õ z¤Ûa ¡Š¤î Ì¡2 ¡¤‰ ü¤aó¡Ï æ뢊¡j¤Ø n¤ m ; æì¢Ô¢¤1 m ¤á¢n¤ä¢× b à¡2 ë Ve yevme yu’radullezîne keferû alen nâr(nâri), ezhebtum tayyibâtikum fî hayâtikumud dunyâ vestemta’tum bihâ fel yevme tuczevne azâbel hûni bi mâ kuntum testekbirûne fîl ardý bi gayril hakký ve bi mâ kuntum tefsukûn(tefsukûne).

ςε ο γ⎫ν κ®φιρλερ ατε⎭ε αρζεδιλιρλερ: “Σιζ δ⎫νψα ηαψατ⎬ν⎬ζδα (σιζε γ⎞ρε) γ⎫ζελ ⎭εψλερινιζι τ⎫κεττινιζ. ςε ονυνλα μεταλανδ⎬ν⎬ζ (σεφα σ⎫ρδ⎫ν⎫ζ). Αρτ⎬κ βυγ⎫ν αλ⎜αλτ⎬χ⎬ βιρ αζαπλα χεζαλανδ⎬ρ⎬λαχακσ⎬ν⎬ζ. Ψερψ⎫ζ⎫νδε ηακσ⎬ζ ψερε κιβιρλενδιðινιζ ϖε φασ⎬κλ⎬κ ψαπμ⎬⎭ ολδυðυνυζ ι⎜ιν.” 1 2 3 4

365

-

ve yevme yu'radu ellezîne keferû

: : : :

ve o gün arz olunur onlar inkâr ettiler

365


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 20

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 505

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24

-

alâ en nâri ezhebtum tayyibâti-kum fî hayâti-kum ed dunyâ vestemta'tum bihâ fe el yevme tuczevne azâb el hûni bi mâ kuntum testekbirûne fî el ardý bi gayri el hakký ve bi mâ kuntum tefsukûne

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

ateþe siz giderdiniz, bitirdiniz güzelliklerinizi, güzel þeylerinizi hayatýnýzda dünya ve metalandýnýz, faydalandýnýz, safa sürdünüz onunla böylece o gün cezalandýrýlacak azap zillet, aþaðýlýk þey sebebiyle siz oldunuz siz kibirleniyorsunuz yeryüzünde haksýz olarak ve þey sebebiyle siz oldunuz fasýklýk yapýyorsunuz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’ýn emirlerini hiçe sayýp yeryüzünde nefslerinin afetlerine tâbî olarak metalananlar kibirlendikleri cihetle ve sonuçta asýl Allah’a ulaþmayý dilemedikleri için fýsktadýrlar. Bu sebeple cehennemde cezalarýný çekeceklerdir. Allah’a ulaþmayý dilemeyenler fasýklardýr. Allah’a ulaþmayý dileyenler ise mükâfatlarýný alýrlar. 57/HADÝD-27: Summe kaffeynâ alâ âsârihim bi rusulinâ ve kaffeynâ bi’îsebni meryeme ve âteynâhul incîle ve cealnâ fî kulûbillezînet tebeûhu re’feten ve rahmeh(rahmeten), ve rahbâniyyetenibtedeûhâ mâ ketebnâhâ aleyhim illebtigâe rýdvânillâhi fe mâ reavhâ hakka riâyetihâ, fe âteynellezîne âmenû minhum ecrehum, ve kesîrun minhum fâsikûn(fâsikûne). Onlarýn arkalarýndan da resûllerimizi ardarda gönderdik. Meryemoðlu Ýsa’yý da arkalarýndan gönderdik ve ona Ýncil’i verdik. Ona tâbî olanlarýn kalplerine refet ve rahmet kýldýk. Ve üzerlerine farz kýldýðýmýz, fakat kendilerinin güya Allah’ýn rýzasýný kazanmak için icat ettikleri ruhbanlýða bile hakkýyla riayet etmediler. Biz de içlerinden âmenû olanlara (yaptýklarýna karþýlýk olarak) mükâfatlarýný verdik. Çoðu ise fasýklardý.

366

366


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 21

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 506

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¤† Ó ë ¡Òb Ô¤y üb¡2 ¢é ߤì Ó ‰ ˆ¤ã a ¤‡¡a 6§…b Ç b  a ¤Š¢×¤‡a ë a¬ë¢†¢j¤È m £ü a ¬©é¡1¤Ü  ¤å¡ß ë ¡é¤í † í ¡å¤î 2 ¤å¡ß ¢‰¢ˆ¢ £äÛa ¡o Ü  §áî©Ä Ç §â¤ì í la ˆ Ç ¤á¢Ø¤î Ü Ç ¢Òb  a ¬ó©£ã¡a 6 é¨ £ÜÛa £ü¡a Vezkur ehâ âd(âdin), iz enzere kavmehu bil ahkâfi ve kad haletin nuzuru min beyni yedeyhi ve min halfihî ellâ ta’budû illâllâh(illâllâhe), innî ehâfu aleykum azâbe yevmin azîm(azîmin).

ςε Αδ’ιν καρδε⎭ινι ηατ⎬ρλα! Αηκ®φ’τακι καϖμινι υψαρμ⎬⎭τ⎬. Ονδαν ⎞νχε ϖε σονρα “Αλλαη’ταν βα⎭κασ⎬να κυλ ολμαψ⎬ν!” διψε υψαραν βιρ⎜οκ νεζιρλερ γελιπ γε⎜μι⎭τι. Ο, γερ⎜εκ− τεν βεν β⎫ψ⎫κ γ⎫ν⎫ν αζαβ⎬ν⎬ν ⎫ζερινιζε ολμασ⎬νδαν κορκαρ⎬μ (διψε καϖμινι υψαρμ⎬⎭τ⎬). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18

-

vezkur ehâ âdin iz enzere kavme-hu bi el ahkâfi ve kad haletin en nuzuru min beyni yedeyhi ve min halfi-hi ellâ ta'budû illâllâhe (illâ allâhe) in-nî ehâfu aleykum azâbe yevmin azîmin

: : : : : : : : : : : : : : : : : :

ve zikret, hatýrla kardeþini Ad'in uyardýðý zaman kavmini Ahkâf'taki (Ad kavminin oturduðu kumlu bölgenin adý) ve gelip geçmiþ uyarýcýlar onun önünden ve onun ardýndan kulluk etmeyin, kul olmayýn Allah'tan baþka muhakkak ki ben korku sizin üzerinize bir azap gün büyük

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’tan baþkasýna kul olmayýn, sadece Allah’a kul olun diye, Allah’a ulaþmayý dilemekten, iradeyi Allah’a teslim etmeye kadar uzanan 7 safha 4 teslimden oluþan Allah’a kul olmak konusunda Ad’in kardeþi Ahkâf’taki kavmini uyarmýþtý.

367

367


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 22

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 506

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

b ä¡m¤b Ï 7b ä¡n è¡Û¨a ¤å Ç b ä ءϤb n¡Û b ä n¤÷¡u a a¬ì¢Ûb Ó åî©Ó¡…b £–Ûa å¡ß o¤ä¢× ¤æ¡a ¬b 㢆¡È m b à¡2 Kâlû eci’tenâ li te’fikenâ an âlihetinâ, fe’tinâ bi mâ teýdunâ in kunte mines sâdikîn(sâdikîne).

“Σεν βιζι ιλ®ηλαρ⎬μ⎬ζδαν δ⎞νδ⎫ρμεκ ι⎜ιν μι βιζε γελδιν? Εðερ σεν σαδ⎬κλαρδαν (δοðρυ σ⎞ψλεψενλερδεν) ισεν, ο ζαμαν βιζε ϖααδεττιðιν ⎭εψι (αζαβ⎬) γετιρ.” δεδιλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

kâlû e ci'te-nâ li te'fike-nâ an âliheti-nâ fe'ti-nâ bi mâ teýdu-nâ in kunte min es sâdikîne

: : : : : : : : : :

dediler bize mi geldin bizi çevirmek, vazgeçirmek için ilâhlarýmýzdan o zaman bize getir þeyi bize vaadettiði eðer isen doðru sözlülerden

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ad’in kardeþinin kavmi, onun davetine icabet etmediler. Onlar putlarý ilâhlar olarak kabul ediyorlardý. Yani gerçek anlamda putlara tapan müþriklerdi. Onlara cehennem azabýndan bahsettiði için eðer doðru söyleyenlerden isen bize vaadettiðin azabý getir.

368

368


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 23

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 506

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¬b ß ¤á¢Ø¢Ì¡£Ü 2¢a ë 9¡é¨ £ÜÛa †¤ä¡Ç ¢á¤Ü¡È¤Ûa b à £ã¡a 4b Ó æì¢Ü è¤v m b¦ß¤ì Ó ¤á¢Øí¨‰ a ó©£ ¬ä¡Ø¨Û ë ©é¡2 ¢o¤Ü¡¤‰¢a Kâle innemel ilmu indallâhi ve ubelligukum mâ ursiltu bihî ve lâkinnî erâkum kavmen techelûn(techelûne).

Δεδι κι: “⇑λιμ (ο αζαβ⎬ν βιλγισι) ανχακ, Αλλαη’⎬ν κατ⎬νδαδ⎬ρ. ςε βεν ονυνλα γ⎞νδεριλδιðιμ ⎭εψι σιζε τεβλιð εδιψορυμ. Φακατ βεν, σιζι χαηιλλικ εδεν βιρ καϖιμ ολαρακ γ⎞ρ⎫ψορυμ.” 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

kâle inneme el ilmu indallâhi ve ubelligu-kum mâ ursiltu bi-hî ve lâkin-nî erâ-kum kavmen techelûne

: : : : : : : : : : : :

dedi ancak, sadece, yalnýz ilim Allah'ýn katýndadýr ve size teblið ediyorum þeyi gönderildiðin onunla ve fakat, ama, lâkin ben sizi görüyor bir kavim cahil

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ad’in kardeþi dedi ki: “Ýlim Allah’ýn katýndadýr. Ben size ulaþtýrmakla emrolunduðum, size ulaþtýrmak için gönderildiðim þeyi size teblið ediyorum. Ama siz onu anlayamýyorsunuz. Bu sebeple Allah’ýn ilmi konusunda cahillerden oluþan bir kavimsiniz. Sizi öyle görüyorum.”

369

369


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 24

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 506

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

= ¤á¡è¡n í¡…¤ë a 3¡j¤Ô n¤¢ß b¦™¡‰b Ç ¢ê¤ë a ‰ b £à Ü Ï ì¢ç ¤3 2 6b 㢊¡À¤à¢ß ¥¡‰b Ç a ˆ¨çaì¢Ûb Ó = ¥áî©Û a ¥la ˆ Ç b èî©Ï ¥|í©‰ 6©é¡2 ¤á¢n¤Ü v¤È n¤ab ß Fe lemmâ reevhu âridan mustakbile evdiyetihim kâlû hâzâ âridun mumtýrunâ, bel huve mesta’celtum bih(bihî), rîhun fîhâ azâbun elîm(elîmun).

Φακατ ονυ (αζαβ⎬) ϖαδιλερινε δοðρυ ψ⎞νελεν βυλυτυ γ⎞ρδ⎫κλερι ζαμαν: “Βυ βιζε ψαðμυρ ψαðδ⎬ραχακ βιρ βυλυττυρ.” δεδιλερ. Ηαψ⎬ρ ο, κενδισινι αχελε ιστεδιðινιζ ⎭εψ, ι⎜ινδε ελ⎩μ αζαπ ολαν βιρ ρ⎫ζγ®ρδ⎬ρ (φ⎬ρτ⎬ναδ⎬ρ). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16

-

fe lemmâ reev-hu âridan mustakbile evdiyeti-him kâlû hâzâ âridun mumtiru-nâ bel huve mesta'celtum bi-hî rîhun fî-hâ azâbun elîmun

: : : : : : : : : : : : : : : :

onu gördükleri zaman bir bulut olarak yönelip gelen vadilerine dediler bu bir bulut bize yaðmur yaðdýracak hayýr o çabuklaþtýrdýðýnýz, acele istediðiniz onun hakkýnda bir rüzgâr onun içinde bir azap acý, elîm

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bulutu gördükleri zaman: “Bu bize yaðmur yaðdýracak bir buluttur.” dediler. Aslýnda gelen, içinde elîm, korkunç bir azap olan ve fýrtýnanýn getirdiði bir buluttur.

370

370


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 25

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 506

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

£ü¡a ô¨Š¢í ü aì¢z j¤• b Ï b è¡£2 ‰ ¡Š¤ß b¡2 §õ¤ó ( £3¢× ¢Š¡£ß †¢m åî©ß¡Š¤v¢à¤Ûa â¤ì Ô¤Ûa ô¡Œ¤v ã Ù¡Û¨ˆ × 6 ¤á¢è¢ä¡×b  ß Tudemmiru kulle þey’in bi emri rabbihâ fe asbehû lâ yurâ illâ mesâkinuhum, kezâlike neczîl kavmel mucrimîn(mucrimîne).

Ο Ραββινιν εμριψλε ηερ⎭εψι δυμυρα υðρατ⎬ρ (ψοκ εδερ). Β⎞ψλεχε σαβαηλεψιν ονλαρ⎬ν μεσκενλερινδεν βα⎭κα ηερ⎭εψ γ⎞ρ⎫νμεζ ολδυ. Μ⎫χριμ καϖμι, ι⎭τε β⎞ψλε χεζαλανδ⎬ρ⎬ρ⎬ζ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

-

tudemmiru kulle þey'in bi emri rabbihâ fe asbehû lâ yurâ illâ mesâkinu-hum kezâlike neczî el kavme el mucrimîne

: : : : : : : : : : : : :

dumura uðratýr, yerle bir eder her þeyi emri ile Rabbinin o zaman sabahlarlar görünmez olarak ancak, dýþýnda onlarýn meskenleri böyle, onun gibi cezalandýrýrýz bir kavmi mücrim

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Öyle bir fýrtýna ki herþeyi dumura uðratýr, hareketsiz hale getirir ve yok eder. Fýrtýna o kavmi yok etti. Ertesi sabah sadece meskenler (harabe halinde) kalmýþtý, insanlardan ise eser yoktu. Allah: “Mücrim (suçlu) kavmi iþte böyle cezalandýrýrýz.” buyuruyor.

371

371


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 26

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 506

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

b ä¤Ü È u ë ¡éî©Ï ¤á¢×b £ä £Ø ß ¤æ¡a ¬b àî©Ï ¤á¢çb £ä £Ø ß ¤† Ô Û ë ó¨ä¤Ë a ¬b à Ï 9 ¦ñ †,¡÷¤Ï a ë a¦‰b –¤2 a ë b¦È¤à  ¤á¢è Û ¤á¢è¢m †,¡÷¤Ï a ¬ü ë ¤á¢ç¢‰b –¤2 a ¬ ü ë ¤á¢è¢È¤à  ¤á¢è¤ä Ç ¡é¨£ÜÛa ¡pb í¨b¡2 æ뢆 z¤v íaì¢ãb × ¤‡¡a §õ¤ó ( ¤å¡ß ; æ@¢ªë¡Œ¤è n¤ í ©é¡2 aì¢ãb × b ß ¤á¡è¡2 Öb y ë Ve lekad mekkennâ hum fî mâ in mekkennâkum fîhi ve cealnâ lehum sem’an ve ebsâren ve ef’ideten fe mâ agnâ anhum sem’uhum ve lâ ebsâruhum ve lâ ef’idetuhum min þey’in iz kânû yechadûne bi âyâtillâhi ve hâka bihim mâ kânû bihî yestehziûn(yestehziûne).

ςε ανδολσυν κι Βιζ, ονλαρα σιζε δαηι ϖερμεδιðιμιζ ιμκ®νλαρ⎬ ϖερδικ. ςε ονλαρα ι⎭ιτμε, γ⎞ρμε ηασσαλαρ⎬ ϖε ιδρακ ϖερδικ. Φακατ ι⎭ιτμε ϖε γ⎞ρμε ηασσαλαρ⎬ ονλαρα φαψδα σαðλαμαδ⎬. ςε ιδρακλερι δε ονλαρα βιρ ⎭εψ σαðλαμαδ⎬. Αλλαη’⎬ν ®ψετλερινι βιλερεκ ινκ®ρ εδιψορλαρδ⎬. ςε αλαψ ετμι⎭ ολδυκλαρ⎬ ⎭εψ ονλαρ⎬ κυ⎭αττ⎬.

372

372


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 26

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 506

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26

-

ve lekad mekkennâ-hum fî mâ in mekken-nâ-kum fî hi ve cealnâ lehum sem'an ve ebsâren ve ef'ideten fe mâ agnâ an-hum sem'u-hum ve lâ ebsâru-hum ve lâ ef'idetu-hum min þey'in iz kânû yechadûne bi âyâti allâhi ve hâka bi-him mâ kânû bi hî yestehziûne

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

ve andolsun ki onlara imkân (tasarruf hakký ve kudret) verdik þeyin içinde eðer size imkân (tasarruf hakký ve kudret) verdik onun içinde ve biz kýldýk, verdik onlara iþitme hassasý ve görme hassasý ve fuad hassasý kâfi gelmedi, müstaðni kýlmadý onlardan onlarýn iþitme hassasý ve ne de görme hassasý ve ne de fuad hassasý bir þey olduklarý zaman bilerek inkâr ettiler Allah'ýn âyetleri ile ve kuþattý, sardý, isabet etti onlarý þey oldular onunla alay ettiler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm O kavme sem’î (iþitme), basar (görme), ef’idet (idrak) hassalarý vermiþtik ki size dahi o seviyede bu imkânlarý vermedik. Fakat onlara ne iþitme ne görme hassasý ne de idrak hassasý bir fayda verdi. Allah’ýn âyetlerini inkâr ettikleri için Allah onlarý cezalandýrdý.

373

373


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 27

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 506

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

ô¨Š¢Ô¤Ûa å¡ß ¤á¢Ø Û¤ì y b ß b ä¤Ø ܤç a ¤† Ô Û ë æì¢È¡u¤Š í ¤á¢è £Ü È Û ¡pb í¨ü¤a b ä¤Ï £Š • ë Ve lekad ehleknâ mâ havlekum minel kurâ ve sarrafnel âyâti leallehum yerciûn(yerciûne).

ςε ανδολσυν, σιζιν ετραφ⎬ν⎬ζδακι βελδελερδεν (βιρ⎜οðυνυ) ηελ®κ εττικ. ςε ®ψετλερι α⎜⎬κλαδ⎬κ κι, βελκι β⎞ψλεχε ονλαρ δ⎞νερλερ διψε.

1 2 3 4 5 6 7 8

-

ve lekad ehlek-nâ mâ havle-kum min el kurâ ve sarraf-na el âyâti lealle-hum yerciûne

: : : : : : : :

ve andolsun ki biz helâk ettik sizin etrafýnýzdaki þey þehirlerden ve açýkladýk âyetleri umulur ki onlar dönerler, rücu ederler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Tarih boyunca etraftaki beldelerden birçoðunun helâk edildiði belirtiliyor. Onlara da âyetler açýklanmýþ ama onlarýn doðruya yönelmesi mümkün olmamýþ.

374

374


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 28

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 506

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¤å¡ß a뢈 ‚ £ma åí©ˆ £Ûa ¢á¢ç Š – ã ü ¤ì Ü Ï aì¢£Ü ™ ¤3 2 6 ¦ò è¡Û¨a b¦ãb 2¤Š¢Ó ¡é¨ £ÜÛa ¡æ뢅 æ뢊 n¤1 í aì¢ãb × b ß ë ¤á¢è¢Ø¤Ï¡a Ù¡Û¨‡ ë 7 ¤á¢è¤ä Ç Fe lev lâ nasare humullezînettehazû min dûnillâhi kurbânen âliheh(âliheten), bel dallû anhum, ve zâlike ifkuhum ve mâ kânû yefterûn(yefterûne).

Αλλαη’ταν βα⎭κα, ψακ⎬νλ⎬κ σαðλαμασ⎬ ι⎜ιν ιλ®ηλαρ ιττιηαζ εττικλερι ζαμαν (ιλ®ηλαρ⎬ν) ονλαρα ψαρδ⎬μ ετμελερι γερεκμεζ μιψδι? Ηαψ⎬ρ (πυτλαρ), ονλαρδαν σαπτ⎬λαρ (υζακλα⎭τ⎬λαρ). ⇑⎭τε βυ, ονλαρ⎬ν ψαλανλαρ⎬ ϖε ιφτιρα ετμι⎭ ολδυκλαρ⎬ ⎭εψδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

-

fe lev lâ nasare humullezînettehazû min dûnillâhi kurbânen âliheten bel dallû an hum ve zâlike ifku-hum ve mâ kânû yefterûne

: : : : : : : : : : : : :

artýk, böylece, o zaman olmaz mýydý onlara yardým etseydi, o edindikleri Allah'tan baþka rýza kazanmak, yakýnlýk saðlamak (için) ilâhlar hayýr kayboldular, gizlendiler onlardan ve iþte bunlar onlarýn en büyük yalanlarý ve olduklarý þey uydurdular, iftira ettiler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’tan baþka yardým etsinler diye ilâh ittihaz ettikleri putlar onlara yardým etmedi ve onlardan saptýlar, kayboldular. Ýþte bu, onlarýn yalanlarý ve iftiralarýdýr.

375

375


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

Χ⎫ζ − 26

ℜψετ − 29

Σαψφα − 507

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

7 æ¨a¤Š¢Ô¤Ûa æì¢È¡à n¤ í ¡£å¡v¤Ûa å¡ß a¦Š 1 ã Ù¤î Û¡a ¬b ä¤Ï Š • ¤‡¡a ë ó¡š¢Ó b £à Ü Ï 7aì¢n¡–¤ã a aì¢ ¬Ûb Ó ¢ê뢊 š y b £à Ü Ï åí©‰¡ˆ¤ä¢ß ¤á¡è¡ß¤ì Ó ó¨Û¡a a¤ì £Û ë Ve iz sarefnâ ileyke neferen minel cinni yestemiûnel kur’ân(kur’âne), fe lemmâ hadarûhu kâlû ensýtû, fe lemmâ kudýye vellev ilâ kavmihim munzirîn(munzirîne).

ςε χινλερδεν βιρ γρυβυ σανα ψ⎞νελτμι⎭τικ, Κυρ’®ν’⎬ δινλεμελερι ι⎜ιν. Ονυν ηυζυρυνα γελδικλερι ζαμαν “Συσυν, δινλεψιν!” δεδιλερ. Σονρα (Κυρ’®ν−⎬ Κεριμ οκυμασ⎬) βιτιριλινχε κενδι καϖιμλερινε υψαρ⎬χ⎬λαρ ολαρακ δ⎞νδ⎫λερ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15

-

ve iz sarefnâ ileyke neferen min el cinni yestemiûne el kur'âne fe lemmâ hadarû-hu kâlû ensýtû fe lemmâ kudýye vellev ilâ kavmi-him munzirîne

: : : : : : : : : : : : : : :

ve çevirmiþtik, yöneltmiþtik sana ekip, grup (3-10 kiþilik) cinlerden dinlemeleri, iþitmeleri Kur'ân'ý ... e zaman onun huzuruna geldiler dediler susun, dinleyin bitirildiði, yerine getirildiði zaman döndüler sadece, yalnýz onlarýn kavimleri uyarýcýlar olarak

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Cinlerden bir grubu Allah Hz. Muhammed (S.A.V)’e gönderiyor. Kur’ân’ý dinleyen cinler okuma tamamlanýnca kavimlerine uyarýcýlar olarak döndüler.

376

376


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 30

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 507

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

4¡Œ¤ã¢a b¦2b n¡× b ä¤È¡à  b £ã¡a ¬b ä ߤì Ó b í aì¢Ûb Ó ¡é¤í † í å¤î 2 b à¡Û b¦Ó¡£† –¢ß ó¨ì¢ß ¡†¤È 2 ¤å¡ß §áî©Ô n¤¢ß §Õí©Š Ÿ ó¨Û¡a ë ¡£Õ z¤Ûa ó Û¡a ô¬©†¤è í Kâlû yâ kavmenâ innâ semî’nâ kitâben unzile min ba’di mûsâ musaddikan li mâ beyne yedeyhi yehdî ilel hakký ve ilâ tarîkýn mustekîm(mustekîmin).

Ονλαρ: “Εψ καϖμιμιζ! Μυηακκακ κι βιζ, Ηζ. Μυσα’δαν σονρα ινδιριλεν, ονλαρ⎬ν ελινδεκινι τασδικ εδεν Ηακκ’α υλα⎭τ⎬ραν ϖε Ταρ⎩κι Μυστακ⎩μ’ε ηιδαψετ εδεν βιρ κιταπ δινλεδικ.” δεδιλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16

-

kâlû yâ kavme-nâ in-nâ semî'nâ kitâben unzile min ba'di mûsâ musaddikan li mâ beyne yedey-hi yehdî ilâ el hakký ve ilâ tarîkin mustekîmin

: : : : : : : : : : : : : : : :

dediler ey kavmimiz muhakkak ki biz iþittik bir kitap indirilen dan sonra Musa doðrulayan, tasdik eden þeyi onlarýn elindeki ulaþtýran Hakk’a ve yola, tarîke istikamet üzere olan

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada Kur’ân-ý Kerim’in özellikleri sýralanmaktadýr. 1- Hz. Musa’dan sonra indirilen 2- Onlarýn elindeki Tevrat’ý tasdik eden 3- Hakk’a (Allah’a) ruhu ulaþtýran 4- Tarîki Mustakîm’e ruhu ulaþtýran

377

377


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 31

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 507

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

©é¡2 aì¢ä¡ß¨a ë ¡é¨ £ÜÛa ó¡Ça … aì¢jî©u a ¬b ä ߤì Ó b í ¤á¢×¤Š¡v¢í ë ¤á¢Ø¡2ì¢ã¢‡ ¤å¡ß ¤á¢Ø Û ¤Š¡1¤Ì í §áî©Û a §la ˆ Ç ¤å¡ß Yâ kavmenâ ecîbû dâiyallâhi ve âminû bihî yagfir lekum min zunûbikum ve yucirkum min azâbin elîm(elîmin).

Εψ καϖμιμιζ! Αλλαη’⎬ν δαϖετ⎜ισινε ιχαβετ εδιν. ςε Ο’να ⎩μ®ν εδιν κι, σιζιν γ⎫ναηλαρ⎬ν⎬ζ⎬ βαð⎬⎭λασ⎬ν ϖε μαðφιρετ ετσιν (σεϖαβα ⎜εϖιρσιν). ςε σιζι ελ⎩μ αζαπταν κορυσυν. 1 2 3 4 5 6 7 9 8 9 10

-

yâ kavme-nâ ecîbû dâiye allâhi ve âminû bi-hî yagfir lekum min zunûbi-kum ve yucir-kum min azâbin elîmin

: : : : : : : : : : :

ey kavmimiz icabet edin Allah'a davet edene ve îmân edin ona size maðfiret etsin den günahlarýnýz ve korusun sizi bir azaptan acý, elîm

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Cinler kavimlerine: “Allah’ýn davetçisine icabet edin. Yani ruhunuzu Allah’a ulaþtýrmayý dileyin. Ve O’na îmân edin ki sizin günahlarýnýzý maðfiret etsin. Yani günahlarýnýzý sevaba çevirsin. Ve sizi elîm bir azaptan (yani cehennem azabýndan) korusun.” dediler.

378

378


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 32

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 507

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

§Œ¡v¤È¢à¡2 ¤î Ü Ï ¡é¨ £ÜÛa ó¡Ça … ¤k¡v¢í ü ¤å ß ë 6 ¢õ¬b î¡Û¤ë a ¬©é¡ã뢅 ¤å¡ß ¢é Û ¤î Û ë ¡¤‰ ü¤a ó¡Ï §åî©j¢ß §4 5 ™ ó©Ï Ù¡÷ ¬¨Û¯ë¢a Ve men lâ yucib dâiyallâhi fe leyse bi mu’cizin fîl ardý ve leyse lehu min dûnihî evliyâu, ulâike fî dalâlin mubîn(mubînin).

ςε Αλλαη’⎬ν δαϖετ⎜ισινε ιχαβετ ετμεψεν κιμσε, ψερψ⎫ζ⎫νδε (Αλλαη’⎬) αχιζ β⎬ρακαχακ δεðιλδιρ. ςε ονυν Αλλαη’ταν βα⎭κα δοστλαρ⎬ ψοκτυρ. ⇑⎭τε ονλαρ απα⎜⎬κ δαλ®λετ ι⎜ινδεδιρλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

-

ve men lâ yucib dâiye allâhi fe leyse bi mu'cizin fî el ardý ve leyse lehu min dûni-hi evliyâu ulâike fî dalâlin mubînin

: : : : : : : : : : : : :

ve kim icabet etmezse Allah'ýn davetçisi artýk deðildir aciz býrakacak yeryüzünde ve yoktur ona, onun için ondan baþka dostlar iþte o dalâlet içindedir apaçýk

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’ýn davetçisine icabet etmeyen, yani “Allah’a ulaþmayý dilemeyen” kiþi Allah’ý aciz býrakamaz. O kiþi Allah’tan baþka dostu olmadýðýný ise ancak öldüðü zaman anlayabilir. Allah’a ulaþmayý dilemeyen herkes apaçýk dalâlet içindedir.

379

379


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 33

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 507

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¡pa ì¨à £Ûa Õ Ü  ô©ˆ £Ûa 騣ÜÛa £æ a a¤ë Š í ¤á Û ë a ¤æ a ó¬¨Ü Ç §‰¡…b Ô¡2 £å¡è¡Ô¤Ü ‚¡2 ó¤È í ¤á Û ë ¤‰ ü¤a ë ¥Ší©† Ó §õ¤ó ( ¡£3¢× ó¨Ü Ç ¢é £ã¡a ó¬¨Ü 2 6ó¨m¤ì à¤Ûa ó¡î¤z¢í E ve lem yerev ennallâhellezî halakas semâvâti vel arda ve lem ya’ye bi halkýhinne bi kâdirin alâ en yuhyiyel mevtâ, belâ innehu alâ kulli þey’in kadîr(kadîrun).

Ονλαρ, γ⎞κλερι ϖε ψερι ψαραταν⎬ν Αλλαη ολδυðυνυ γ⎞ρμεδιλερ μι? ςε Ο, ονλαρ⎬ ψαρατμακταν ψορυλμαζ. √λ⎫λερι διριλτμεψε κααδιρδιρ. Εϖετ, μυηακκακ κι Ο, ηερ⎭εψε κααδιρδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16

-

e ve lem yerev ennallâhellezî halaka es semâvâti vel arda ve lem ya'ye bi halkýhinne bi kâdirin alâ en yuhyiye el mevtâ belâ inne-hu alâ kulli þey'in kadîrun

: : : : : : : : : : : : : : : :

görmüyorlar mý muhakkak ki o yaratan gökleri ve yeri ve yorulmaz onlarý yaratmaktan kaadirdir, gücü yeter diriltmeye ölüler hayýr muhakkak ki o üzerine her þeyin kaadirdir, güç yetirendir

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah gökleri ve yerleri ve herþeyi yaratandýr. Yaratmaktan yorulmaz. Ölüleri diriltmeye ve herþeye kaadirdir.

380

380


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 34

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 507

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¤î Û a 6¡‰b £äÛa ó Ü Ç a뢊 1 × åí©ˆ £Ûa ¢ Š¤È¢í â¤ì í ë 4b Ó 6b ä¡£2 ‰ ë ó¨Ü 2 aì¢Ûb Ó 6 £¡Õ z¤Ûb¡2 a ˆ¨ç æ뢊¢1¤Ø m ¤á¢n¤ä¢× b à¡2 la ˆ ȤÛa aì¢Ó뢈 Ï Ve yevme yu’redullezîne keferû alen nâr(nâri), e leyse hâzâ bil hakk(hakký), kâlû belâ ve rabbinâ, kâle fe zûkûl azâbe bi mâ kuntum tekfurûn(tekfurûne).

ςε ο γ⎫ν κ®φιρλερ ατε⎭ε αρζ ολυνυρλαρ. “Βυ γερ⎜εκ δεðιλ μι?” (δενινχε): “Εϖετ, Ραββιμιζε ανδολσυν (κι γερ⎜εκ).” δεδιλερ. (Αλλαη): “√ψλεψσε ινκ®ρλαρ⎬ν⎬ζ σεβεβιψλε αζαβ⎬ ταδ⎬ν.” δεδι. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16

-

ve yevme yu'redullezîne keferû alen nâri e leyse hâzâ bil hakký kâlû belâ ve rabbinâ kâle fe zûkû el azâbe bi mâ kuntum tekfurûne

: : : : : : : : : : : : : : : :

ve o gün sunulacaklarý o kimselerin inkâr eden ateþe deðil miydi bu hak, gerçek derler ki evet ve Rabbimize dedi ki o zaman tadýn azabý þey sebebiyle olduðunuz inkâr etmiþ

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kýyâmet günü kâfirler (Allah’a inanmayanlar ve inananlardan Allah’a ulaþmayý dilemeyenler) ateþe atýlýrlar. “Bu (cehenneme atýlmanýz) gerçek mi?” sorusuna: “Evet, Rabbimize andolsun (ki gerçek)” derler. Onlara: “Öyleyse inkâr etmiþ olduðunuz þeyler sebebiyle azabý tadýn.” denir.

381

381


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 35

Χ⎫ζ − 26

Σαψφα − 507

(46) Ahkâf Suresi ¡Òb Ô¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¤3¡v¤È n¤ m ü ë ¡3¢¢ £ŠÛa å¡ß ¡â¤Œ ȤÛa aì¢Û¯ë¢a Š j • b à × ¤Š¡j¤•b Ï ¦ò Çb  £ü¡aa좬r j¤Ü í ¤á Û = æ뢆 Çì¢í b ß æ¤ë Š í â¤ì í ¤á¢è £ã b × 6 ¤á¢è Û æì¢Ô¡b 1¤Ûa ¢â¤ì Ô¤Ûa £ü¡a ¢Ù ܤè¢í ¤3 è Ï 7 ¥Î 5 2 6§‰b è ã ¤å¡ß Fasbir kemâ sabere ulûl azmi miner rusuli ve lâ testa’cil lehum, ke ennehum yevme yerevne mâ yûadûne lem yelbesû illâ sâaten min nehâr(nehârin), belâg(belâgun), fe hel yuhleku illel kavmul fâsikûn(fâsikûne).

√ψλεψσε υλ⎦λ’αζμ ολαν ρεσ⎦λλερ γιβι σαβρετ. ςε ονλαρ ι⎜ιν αχελε ετμε. Ο γ⎫ν ϖααδολυνδυκ− λαρ⎬ ⎭εψι (αζαβ⎬) γ⎞ρδ⎫κλερι ζαμαν γ⎫νδ⎫ζ⎫ν βιρ σαατινδεν φαζλα καλμαμ⎬⎭ γιβι ολυρλαρ. (Βυ) βιρ τεβλιðδιρ. Αρτ⎬κ φασ⎬κλαρ τοπλυλυðυνδαν βα⎭κασ⎬ ηελ®κ εδιλιρ μι? 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20

-

fasbir kemâ sabere ulûl azmi min er rusul ve lâ testa'cil lehum ke ennehum yevme yerevne mâ yûadûne lem yelbesû illâ sâaten min nehârin belâgun fe hel yuhleku illa el kavmu el fâsikûne

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

sabret gibi sabrettiler azîm sahipleri resûllerden ve acelecilik gösterme onlar için gibidir muhakkak ki onlar o gün gördükleri þey vaadetti kalmamýþlar, ikamet etmemiþler ancak, sadece bir saat gündüzden bir tebliðdir artýk helâk edilir mi, yýkýma uðratýlýr mý kavimden baþkasý fasýk

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V) de Hz. Nuh, Hz. Ýbrâhîm, Hz. Musa ve Hz. Ýsa gibi ulûl’azm peygamberlerdendir. Ahzab Suresinin 7. âyeti Allahû Tealâ’nýn sadece diðerlerinden deðil Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V)’den de onlarý ulûl’azm kýlan aðýr misaki aldýðýný belirtiyor. 33/AHZAB-7: Ve iz ehaznâ minen nebîyyîne mîsâkahum ve minke ve min nûhýn ve ibrâhîme ve mûsâ ve îsebni meryeme ve ehaznâ minhum mîsâkan galîzâ(galîzan). O zaman ki; Biz, nebîlerden onlarýn misaklerini almýþtýk. Ve senden ve Hz. Nuh’tan ve Hz. Ýbrâhîm’den ve Hz. Musa’dan ve Meryemoðlu Hz. Ýsa’dan ve onlardan aðýr bir misak aldýk.

382

382


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.