da da yaşanmaktadır. Örneğin Allah, herhangi bir şekilde hidâyeti hak eden bir kimseyi, bazen razı olduğu bir kulu aracılığıyla hidâyete ulaştırır. Böylece hidâyeti hak eden bir kulunu inkârdan kurtarırken, aynı zamanda, o kişinin hidâyetine vesile olan kimseye de ikramda bulunmuş olur. Şefaat yetkisi tamamen ve yalnızca Allah’ın elindedir (Zümer, 39/43) ve Allah’ın izni olmadan hiç kimse şefaate cüret edemeyecektir. Şu hâlde, şefaat kullardan değil Allah’tan istenmeli ve aracıları memnun etmek için değil, Allah’ın rızasını kazanmak için çaba gösterilmelidir.