Ozancan Demirışık
19 Ekim 1959 – 10.15 Herhangi Bir Yer
Nereden gelmiş, nereye gidiyordu? Đyi miydi kötü mü? Var mıydı yok muydu? Đnsan mıydı, yoksa büsbütün habersiz olduğu bambaşka bir varlık mı? Sorular soruyor ama ne başkalarından cevap alabiliyor ne de yanıtları
kendi
ruhunda,
kalbinde,
yüreğinde
işitebiliyordu.
Sonu
gelmeyecek yahut gelmesi uzun, çok uzun sürecek bir yolculuğa çıktığının bilincindeydi. Ama yine de soruların cevabını merak etmekten kendini alamamıştı, alamıyordu, alamayacaktı. Her kim olursa olsun veya her ‘ne’ olursa olsun, nefsine yenik düşmesi kaçınılmazdı. Đnsan kumaşı taşımaktaydı tüm renkleriyle. Olanca zaafı ve olanca üstünlüğüyle... Vücudunu saran alevleri anımsadı. Ölümün soğukluğu, yeniden doğuşun ılıklığı düştü aklına. Renklerle de ifade edebilirdi. Doğum beyazdı, ölüm siyah, diriliş ise gri. Koyu gri... Sadece bu dünyada asılı kalma sebebi olan 'kardeş'ini değil, kendi nefsini de baskı altında tutmalı, benliğini terbiye etmeliydi. Var olma (ya da var gibi yapma) sebebini unutmamak, umursamamak veya gözden çıkarmamak için kendi benliğini daima içinde bir yerlerde taşımalıydı.
28