SUNUŞ Özgürlük bir hayal, eşitlik imkansız, adalet zalimin sopası değildir. Bir hedefe varabilmek için ileriye doğru sürekli adım atmak gereklidir. Adımların sürekliliğinin sağlanabilmesi ise hangi zeminde yüründüğünün doğru analizini gerektirir. Gelinen noktada oligarşik blokta baskın odak, AKP hükümetinin başını çektiği eğilim oldu. AKP hükümetinin bugünkü hükümran pozisyonuna cumhuriyetin CHP’nin iktidarda olduğu tek partili dönemini “köklü” bir eleştiriye tabi tutarak gelmesi ironik gözükebilir. Fakat bu durum burjuvazinin anti-demokratik, merkeziyetçi iktidar eğiliminin bir sonucudur. Türkiye’de burjuvazi, iktidarını sürdürebilmek ve sömürüyü arttırabilmek için mevcut sistemde restorasyon yapılmasına ihtiyaç duyuyordu. Kapitalist sistemin işleyişinin ve gelişmesinin önündeki engellerin kaldırılması için bu görevi yerine getirebilecek güce sahip bir siyasi odağa ihtiyaç vardı. İhtiyaç olan yeni statükonun oluşturulması konusunda başta ABD olmak üzere emperyalist güçlerle de konsensüse varılınca AKP, önce bir siyasi parti olarak, sonra da hükümet olarak hem teşkil edildi hem de desteklendi. AKP orijinal, kökeni olan bir parti değil, aslında bir ittifak partisi olarak kurulmuştu. Fakat AKP’nin destek ve müttefik güçleri tarafından yol verilen önderliği belli bir siyasi mücadele birikimine (geleneğine) sahip eski Milli Görüşçülerden oluşuyordu. Bugün AKP’ye hakim olan bu önderlik Erdoğan’la sembolize edili9