KöklüDeğişim 73.Sayı

Page 21

“Kürt Sorunu”na Köklü Çözüm Halife II. Abdulhamid Han döneminde Kürt vilayeti içerisinden Rus ve İran sınırlarının güvenliğini sağlamak için yaklaşık 40 kadar sadece Kürtlerden meydana gelen Hamidiye Alayları kurdurulmazdı. Çünkü bunlar silahlı olan ve güvenliği sağlayan askerlerdir. Hiçbir devlet kendisine isyan eden unsurları kendi güvenliğini sağlamak için silahlandırmaz ve sınıra yerleştirmez. Bu bir hakikat olup, bunu görmek istemeyen insanların yüzüne tokat gibi çarpmaktadır. Ne zaman ki Osmanlı Hilafet Devleti yıkılıp yerine laik cumhuriyet esaslarına göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruldu, işte o tarihten bu güne değin Kürtler akıl almaz asimilasyon, tehcir, zulüm, zorbalık, yoksulluk, sefalet ve katliamlara maruz bırakılmıştır. O günden sonra Kürtlerin gözyaşları dinmez ve adalete, hakka, hukuka hasret kalır olmuştur. Bunu birkaç olayla somutlaştıracak olursak cumhuriyetin kuruluşundan sonra cumhuriyet avanelerinin raporları olayın vahametini ortaya koymaktadır.

konumunda olan şeyhler, alimler bölgeden uzaklaştırılmalı, Türkçe bilmeyen köylüyü memur anlamaya çalışmamalı, bölgede Türklüğün yayılması için yatılı okullar yapılmalı, halk evleri yoğunlaştırılmalı ve Türkçe konserler verilmeli, askerlik yapan kürt vatandaşları amele taburunda görev yapmalıdır.” Kürtlüğü ortadan kaldırmak için her mevsim her yere gidecek yollar yapılmalı gibi birçok sinsi planlar devreye konulmak istenmiştir. Bu planların tutmadığı yerlerde ise silah zoruyla halk sindirilmeye çalışılmıştır. Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar artık Kürt ayaklanmaları başlamış olup bunların çoğu devletin otoritesine başkaldırı niteliği taşımış, bazıları bağımsız bir Kürt Devleti isterken, bazıları ise Kürtlere

Dönemin Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı olan İsmet İnönü, Mustafa Kemal’in isteği doğrultusunda 1935 yılında bir Kürt raporu hazırlamıştır. İsmet İnönü 21 Ağustos 1935 tarihli raporunda: “Şark illeri olan Diyarbakır, Van, Ağrı, gibi illerin Türkleştirilmeye uygun olduğu, bazı illerde ise burada yaşayan halkın batı illerine zorunlu göç ettirilmesi, bir kısım yerlerde ise batıdan Türklerin getirilip bölgeye yerleştirilmesini elzemdir” der. 1936 yılında I. Umum müfettişi olan Abidin Özmen’in hazırladığı Kürt raporu ise İsmet İnönü’nün raporuna rahmet okutacak tiptedir. Bu raporda öngörülenler şu şekildedir: “Kürtlerin asimilasyonu eriyinceye kadar devem etmeli, yetenekli öğretmenler bölgede Türkçülüğü aşılamalı, Kürtçe konuşan memurlar görevlerinden uzaklaştırılmalı, halk Türkçe konuşmaya zorlanmalı, batıdan gelip bölgede Kürt kızlarıyla evlenip yerleşenlere devlet belli oranda arazi vermeli,kürtlerin lideri

uygulanan baskıların kaldırılmasını istemiştir. En nihayetinde laik Kemalist sistem sadece ayaklanmalara katılanları cezalandırmakla kalmamış ve bölgenin tamamını kadını, yaşlıyı, çocuğu cezalandırmıştır. Cumhuriyetin kurulmasından sonra ortaya çıkan en önemli isyan 1970’den sonra SSCB’den esinlenerek kurulan PKK olmuştur. Kürt halkının temsilciliğini üstlendiğini, Kürtlerin sesi olarak ortaya çıktığını iddia eden PKK, önce bağımsız Kürdistan fikriyle ortaya çıkmıştır. Daha sonra bu düşüncenin mümkün olmadığını anladığında ise bu düşüncesinden de vazgeçip konfederal bir yapı istemiştir. Şimdilerde ise bu taleplerini

19

KÖKLÜDEĞİŞİM - Ekim 2010


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.