Kurban Gazetesi - 2012

Page 1

Hikâyelere ortak oluyoruz

Bülent Yıldırım’la “kurban” üzerine

Dina, tsunami felaketinde tüm ailesini kaybeden çocuklardan sadece biri. Hayat dolu, başarılı, arkadaşları tarafından sevilen bir kız olduğunu fark etmek zor olmuyor.

İHH İNSANİ YARDIM VAKFI BAŞKANI BÜLENT YILDIRIM’la 1992 yılında temelleri atılan İHH’nın o yıllarda başlattığı kurban çalışmalarını konuştuk.

H

RÖPORTAJ –Sayfa 13

n ww olu ar rd e ab

.ihh.org. w

Sayfa 10 KURBAN ANILARI –Sayfa

Gazete Kurban an rb ku tr/

İHH İnsani Yardım Vakfı

Kurban ibadet paylaşmak kardeşliktir

Ekim 2012

5 kıtada 101 ülke ve

bölgede kurban

Gönüllülerinin desteği ile 20 yıldır beş kıtada Kurban Organizasyonları gerçekleştiren İHH İnsani Yardım Vakfı, bu yıl da 101 ÜLKE VE BÖLGEDE KURBAN KESECEK.

Sevgiyle kuşatıldık Tarihinin en şiddetli sel felaketini yaşayan Pakistan’da evleri selden zarar gören aileler için kurulan köylerden birine düşüyor yolumuz; Muhsin Yazıcıoğlu Köyü. Nowshera’da kurulan köye kurban dağıtımlarımızı yapmak için girişimizle birlikte tüm köy halkı etrafımızı sarıyor. –S 12

İHH, Balkanlardan Güneydoğu Asya’ya, Ortadoğu’dan Latin Amerika’ya beş kıtada ihtiyaç sahiplerine ve yetimlere bayramı yaşatıyor. İHH İnsani Yardım Vakfı

Geçmişten bugüne “İHH ekibi, neredeyse yarım asırlık bir çadır kente ulaşıyor. Evler, okullar, hastaneler ve her şey, yırtık ve iyice eskimiş çadırlardan oluşuyor. Uzun yılların ardından Türkiye’den gelen Müslümanlar ve onların getirdiği kurban hediyeleri, Keşmir’in unutulmuşlarını sevindiriyor.” – S 11

olarak bu sene Türkiye dâhil 101 ülke ve bölgeye kurban bağışlarını ulaştıracağız. Dünyanın bir ucundan diğer ucuna kardeşlerimizle kucaklaşacağız. – S 4

Kurban ve kurbana dair hükümler Kurban kelimesinin sözlük anlamı “yaklaşmak”tır. Fıkıh dilinde, bu kelime sözlük manasına uygun olarak “Allah’a yaklaşmak için kesilen hayvan” anlamında kullanılır. Kur’an-ı Kerim’de mensek, nüsük ve zibh kelimeleri de bazen kurban manasına gelmektedir. – S 15


2

Ekim 2012

Gazete Kurban

EDİTÖRDEN

Yürekleri ferahlatan bir bayram…

Mervenur Lüleci Kurban İsmail’in adanmışlığı, bir babanın en sevgilisine en değerlisini armağan edişidir… Kurban sadakattir, ibadettir, paylaşmaktır, berekettir; dünyanın bir ucundan diğer ucuna açılan kapıdır; hayra giden yoldur; hakka yaklaşmaktır. Ortadoğu’ya, Balkanlar’a, Orta Asya’ya, Kafkasya’ya, Afrika’ya, Uzakdoğu’ya dört koldan yollara düşüp hayrı kapı kapı dağıtarak dualara ortak olmaktır. Sıkıntıya düşmüş, felakete uğramış, zulüm görmüş, aç ve açıkta kalmış; savaş, tabii afet gibi sebeplerle mağdur olmuş, yaralanmış, sakat kalmış; evsiz, yurtsuz, tüm insanlara ulaşmak, kardeşliği dünyaya yaymaktır. Yokluğa varlık katmaktır sözün kısası. Sevaba sevap eklemek… Kardeşlik bilincini geliştirmek, bir olmak, hep bir kalmaktır. Allah’ın rızasını kazanmak ve yeni hayır yolları aramaya düşmektir sonrasında... İHH İnsani Yardım Vakfı bu sene 101 ülke ve bölge ile Türkiye’de kurban bağışlarını sahiplerine ulaştıracak. Bu kurban da dünyanın bir ucundan diğer ucuna kardeşliğin kucaklaştığı, yetimlerin yüzlerine kondurulan minik tebessümlerle yüreklerin ferahladığı bir bayram olacak. Bu kurban, dünyada barış, huzur ve kardeşliğin hâkim olması temennisiyle…

Kur'an kürsüsü

“Haccı ve umreyi Allah için tam yapın. Eğer (bunlardan) alıkonursanız kolayınıza gelen kurbanı gönderin. Kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Sizden her kim hasta olursa yahut başından bir rahatsızlığı varsa, oruç veya sadaka veya kurban olmak üzere fidye gerekir. (Hac yolculuğu için) emin olduğunuz vakit kim hac günlerine kadar umre ile faydalanmak

isterse, kolayına gelen bir kurban kesmek gerekir. Kurban kesmeyen kimse hac günlerinde üç, memleketine döndüğü zaman yedi olmak üzere oruç tutar ki, hepsi tam on gündür. Bu söylenenler, ailesi Mescid-i Haram civarında oturmayanlar içindir. Allah’tan korkun. Biliniz ki Allah’ın vereceği ceza ağırdır.”

Bakara 2/196

Kumonova’da bayram ziyareti

Ayşe Olgun Kurban kesimlerinin ardından hazırlanan paketleri alarak hak sahiplerine teslim etmek üzere bayramlardaki ziyaretlerin en güzeli ve anlamlısı, İHH’nın desteklediği kutsal emanetleri, Kumonova’daki yetimlerimizi evlerinde ziyaret ediyoruz. Ziyaret ettiğimiz ilk yetim Mustafa. Mustafa’nın annesi Bedriye Hanım karşılıyor bizi. Ufacık evinde iki kişi oturabiliyor, üç kişi de ayakta bekliyor. Bedriye Hanım’ın evi dar ama yüreği o kadar geniş ki, bizi en güzel

şekilde ağırlamak istiyor fakat oturtacağı yeri yok. Yüreğindeki geniş kanepelere oturuyor, sevgisiyle muhabbet ediyoruz. Yetimimiz Mustafa, Bedriye Hanım’ın evlendikten 25 yıl sonra dünyaya gelen tek çocuğu. Babasını 2005 yılında 10. doğum gününde yitirmiş Mustafa. Şimdi 15 yaşında, lise bir öğrencisi. Annesi Bedriye Hanım’a kurban eti ve hediyelerimizi takdim ederek dualaşıyor ve başka bir yetim evine doğru yola çıkıyoruz.


Ekim 2012

Gazete Kurban

3

Hadis demeti Âişe (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Ademoğlu kurban kesme gününde Allah katında kan akıtmaktan daha sevimli bir amel işlememiştir. O kurban, kıyamet günü boynuzları, kılları ve tırnaklarıyla gelecektir. Kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah katında hemen kabul olunur. Bu sebeple kestiğiniz kurbanlardan dolayı sıkıntı değil gönlünüz hoş olsun.”

İbn Mâce, Edahî: 3

Pankisi’de rahmet kapıları Bir kadın elimden tutmuş, ağlamaklı, bir şeyler söylüyor. Belki de ömrünün son deminde, üç küçük torunuyla baş başa kalmış bu ihtiyar kadın, kendisinden sonra bu küçük yavrucaklara sahip çıkacak birilerinin olduğunu görerek huzur buluyor.

Mustafa Öztürk Gürcistan’da bulunan Pankisi Vadisi, savaştan kaçan 12.000 Çeçen’e ev sahipliği yapıyor. Biz de Kurban Bayramı vesilesiyle bölgeye gidiyoruz. Hem bize emanet edilen kurbanlarımızı kesiyor hem de Kafkasya’nın yiğit evlatlarının yetim çocuklarını ziyaret ederek yetim aidatlarını ve bayramlıklarını takdim ediyoruz. Pankisi’de ziyaret ettiğimiz yetimlerin her birinin ayrı bir hikâyesi var. Öyle dokunaklı hikâyeler ki bunlar, insan duydukları karşısında ne hissedeceğini bilemiyor. Anlatılanları dinlerken Rusların Çeçenlere yaptığı inanılmaz zulmü âdeta yaşıyoruz. Bölgede onlarca yetim çocuğumuz var. Birçoğu büyükanne ve büyükbabasıyla beraber yaşıyor. Kiminin babası şehit, an-

nesi Rus hapishanelerinde kayıp kiminin hem anne hem babası şehit, akrabasının yanında kalıyor kimi ise anne-babasının akıbeti hakkında hiçbir şey bilmiyor…

Bir kadın elimden tutmuş, ağlamaklı, bir şeyler söylüyor. Belki de ömrünün son deminde, üç küçük torunuyla baş başa kalmış bu ihtiyar kadın, kendisinden sonra bu küçük yavrucaklara sahip çıka-

cak birilerinin olduğunu görerek huzur buluyor. Gün boyu yanımızdan hiç ayrılmayan Ahmet’in evine gidiyoruz sonra. Küçücük yaşında çizgi filmlerden Türkçeyi öğrenmiş zeki mi zeki bir çocuk Ahmet. “Ahmet” diyorum “baban nerede?”, “Bilmiyorum.” diyor. Babasını Ruslar götürmüş. Nerede olduğunu, hayatta olup olmadığını bilen yok. Boğazıma düğümleniyor bütün kelimeler. Ziyaret ettiğimiz çocuklarımızın bazılarının gözünde yaş, bazılarında hüzünlü bir gülümseme, bazılarında derin bir durgunluk var. Bazen çok neşeli, hiç umursamıyor görünseler de içlerinde kapanmayan yaraları var. Oradan ayrılırken bu çocukların her birinin bizler için birer rahmet kapısı olduğunu düşünüyoruz.


4

Ekim 2012

Gazete Kurban

Kur'an kürsüsü “Onlara, Adem’in iki oğlunun haberini gerçek olarak anlat: Hani birer kurban takdim etmişlerdi de birisinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen kardeş, kıskançlık yüzünden), ‘And olsun seni öldüreceğim.’ dedi. Diğeri de ‘Allah ancak takva sahiplerinden kabul eder.’ dedi…”

Mâide 5/27

2012 Kurban Haritası

5 kıtada 101 ülke ve bölgede Gönüllülerinin desteği ile 20 YILDIR BEŞ KITADA Kurban Organizasyonları gerçekleştiren İHH İnsani Yardım Vakfı, bu yıl da 101 ülke ve bölgede kurban kesecek.

İHH, Balkanlardan Güneydoğu Asya’ya, Ortadoğu’dan Latin Amerika’ya beş kıtada ihtiyaç sahiplerine ve yetimlere ulaşacak.

•Abhazya, •Acara, •Adıgey, •Afganistan, •Ahıska, •Arakan, •Arnavutluk, •Azad Keşmir, •Azerbaycan, •Bangladeş, •Bolivya, •Bosna-Hersek, •Brezilya, •Bulgaristan, •Burkina Faso, •Cibuti, •Çad, •Çeçenistan, •Dağıstan, •Doğu Türkistan, •Doğu Timor, •Ekvador,

•Endonezya, •Etiyopya, •Fas, •Fildişi Sahilleri, •Filipinler, •Filistin, •Güney Afrika Cumhuriyeti, •Gambiya, •Gana, •Gürcistan, •Haiti, •Hindistan, •Irak, •İnguşetya, •İran, •Jammu Keşmir, •Kabardey Balkar, •Kamboçya, •Kamerun, •Karaçay Çerkes, •Karadağ, •Kazakistan, •Kenya, •Kuzey Kıbrıs

Türk Cumhuriyeti, •Kırgızistan, •Kırım, •Kolombiya, •Kosova, •Küba, •Libya, •Lübnan, •Macaristan, •Makedonya, •Malavi, •Mali, •Mısır, •Moldova, •Moritanya, •Moro, •Mozambik, •Nepal, •Nijerya, •Osetya, •Özbekistan, •Pakistan, •Papua •Yeni Gine, •Patani, •Peru, •Polonya,


Ekim 2012

Gazete Kurban

5

Hadis demeti Enes b. Mâlik (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre: “Resulullah (s.a.v.) boynuzlu, alaca renkli iki koçu kendi eliyle keserek kurban etti. Besmele çekti, tekbir aldı ve keserken ayağını koçların sağ yanı üzerine koydu.”

Buhârî, Edâhî: 7; Müslim, Edahî: 3

kurban

Su kuyusu, eğitim merkezi, cami ve mescit inşası, oyun parkı, meslek edindirme kursları, yetimhane binaları gibi birçok proje Kurban'da ziyaret edilcek.

•Preşova, •Romanya, •Ruanda, •Rusya, •Sancak, •Senegal, •Sierra Leone, •Somali, •Sri Lanka, •Sudan, •Surinam, •Suriye,• •Şili, •Tacikistan, •Tanzanya, •Tataristan, •Tunus, •Türkiye, •Türkmenistan, •Uganda, •Ürdün, •Venezuela, •Vietnam, •Yemen, •Zimbabve.

İHH, Balkanlardan Güneydoğu Asya’ya, Ortadoğu’dan Latin Amerika’ya beş kıtada ihtiyaç sahiplerine ve yetimlere bayramı yaşatıyor. İHH İnsani Yardım Vakfı olarak bu sene Türkiye dâhil 101 ülke ve bölgeye kurban bağışlarını ulaştıracağız. Dünyanın bir ucundan diğer ucuna kardeşlerimizle kucaklaşacağız. 1992’den bu yana yoksulluk, savaş ve doğal afetlerden etkilenen mazlumların yanında olan İHH, bu yıl da emanet aldığı kurbanları sahiplerine ulaştırıyor. İHH İnsani Yardım Vakfı, kurban paylarını ihtiyaç sahiplerine ulaştırırken toplumlar arasında kardeşlik köprüsü kurmak ve dara düşmüş, mazlum olmuş insanlara umut ışığı olabilmek için sınırlar aşıyor. İHH, bağışçılarının vekâlet yoluyla bağışladıkları kurbanları dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlara ulaştırırken toplumlar arasındaki kardeşlik, paylaşma ve dayanışma duygularını güçlendirmeyi hedefliyor.

Nepal’den Sudan’a İHH projeleri denetleniyor Bu sene de kurban vesilesiyle yeryüzüne dağılan İHH ekipleri, kendilerini dört

gözle bekleyen kardeşleri için çalışmaya devam ediyor. Mazlum coğrafyalarda zor koşullarda yaşam mücadelesi veren insanlar için hayati önemi haiz çeşitli projeleri onlar için gerçekleştiriyor. Her Kurban Bayramı’nı hayır için vesile bilen vakfımız, bayram günlerinde beş kıtada başlatılan projelerin açılışlarını gerçekleştiriyor, ihtiyaç duyulan yeni projeler için çalışmalar başlatıyor. İHH’nın kalıcı projeleri arasında su kuyusu, eğitim merkezi, cami ve mescit inşası, oyun parkı, meslek edindirme kursları, yetimhane binaları yer alıyor. Önceki yıllarda hayata geçirilen projelerimiz de ekiplerimiz tarafından yerinde gözlemlenerek denetimleri yapılıyor. İHH ekipleri bu Kurban Bayramı’nda da Nepal’de inşaatı tamamlanan Necmettin Erbakan Okulu ve camisini, Pakistan’da selzedeler için yapılan evleri, Sudan’da zanaat okulunu, Sri Lanka’da Şehit Faruk Aktaş, Cevdet Kılıçlar ve Necdet Yıldırım sağlık merkezlerini, Somali’de inşaatı devam eden yetimhane kompleksini ve daha birçok projeyi yerinde denetleyecek.


6

Ekim 2012

Gazete Kurban

BÜLENT YILDIRIM’LA “KURBAN” ÜZERİNE İHH İNSANİ YARDIM VAKFI BAŞKANI BÜLENT YILDIRIM’la 1992 yılında temelleri atılan İHH’nın o yıllarda başlattığı kurban çalışmalarını konuştuk. Daha 24 yaşında bir üniversite öğrencisiyken birkaç arkadaşıyla çıktığı iyilik seferlerini büyük bir heyecanla anlatan Başkan Yıldırım, aradan 20 sene geçmiş olmasına rağmen hâlâ ilk günkü gibi heyecanlı… İlk defa 1993 “yılında 33 ülkede YENİDEN ÜMMET SEFERİ sloganıyla başladık kurban çalışmalarına. YIL 1992 H. Zehra Kavak İHH kurban serüvenine ilk olarak ne zaman ve nasıl başladı? 1992’de de kurban bağışı alıyorduk ancak Türkiye içerisinde kurban kesimlerine 1993’te başladık. 1992 yılında yurt dışından gelen kurban bağışlarını Bosna’da kesip dağıtıyorduk. Fakat daha sonra Türkiye’de kurban toplayalım, vekâleten keselim, fikri oluştu. Bir ilk olacaktı bu. Bir gün durup dururken spontane bir şekilde mi karar verdiniz? Bu fikri ortaya attığınızda kaç yaşlarındaydınız? Hayır, o şekilde değil tabii. Üç-beş arkadaş oturmuş misyonerlikle ilgili ne yapabiliriz diye düşünüyor, İHH’nın geleceğe yönelik stratejisini belirlemeye çalışıyorduk. O zaman yaşlarımız çok gençti. Düşünün, içlerinde en yaşlısı bendim. Ben de 24-25 yaşlarında idim buna karar verdiğimizde. Diğerleri de ya lise öğrencisi ya da liseyi yeni bitirmiş arkadaşlardı. Misyonerlerle nasıl baş ederiz derken, onların tahmin edemeyeceğimiz kadar güçlü olduklarını, özellikle

YIL 2011

maddi imkânlarının çok olduğunu biliyorduk. Zaten bu imkânlarından dolayı kendi hesapları doğrultusunda her istedikleri yere gidebiliyor, raporlar hazırlayabiliyor ve durumu kolayca tahlil ederek çözümler üretebiliyorlardı. Ellerindeki maddi güçle her yere kiliseler açıyor, sömürebilmek için de insanları dinsizleştiriyorlardı. Bizim onlarla maddi olarak baş etmemiz mümkün değildi ama yapabileceğimiz bir şeyler muhakkak olmalıydı. Biz de azınlıkta olan Müslümanların yaşadığı bölgelere nasıl gidebiliriz diye imkânlarımızı sorgulamaya başladık. Hesapladığımızda çok ciddi rakamlar çıktı karşımıza. O zaman dedik ki, biz bir kurban çalışması yapalım. İnsanlardan kurban bağışı alalım, ilan ettiğimiz ülkelere gidelim. Bu kurban bizim için bir burak olsun. Yani ulaşım vasıtası olsun. Peki, bunu düşündüğünüz zaman İHH’nın ne kadar bir bütçesi vardı? Mesela


Ekim 2012

Gazete Kurban

7

24-25 yaşında idik. Hayallerimiz çok büyüktü. Dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlara ulaşmayı istiyorduk.

Etiyopya’ya, Arakan'a, Bosna’ya gitmek o dönemde İHH için bir hayal gibi miydi? İHH’nın bir bütçesi yoktu. İHH daha yeni kendisini tanıtma yolundaydı. Doğrusu biz ilk kurban çalışmamızda ne toplayacağımızı dahi bilemiyorduk. Ama hayallerimiz çok büyüktü. Planlarımız bugünleri öngörmüştü. Biz dünyanın her tarafına ulaşabileceğimizi -bu işi başarabilirsek- Müslümanlarla görüşebileceğimizi ve dünyanın her tarafında aklını kullanan Müslümanların yetişmesine katkıda bulunabileceğimizi ta o zamandan planlamıştık. O nedenle “Bugünleri düşündünüz mü?” derseniz, o genç yaştaki arkadaşlarla daha ötesini bile düşündük. Ama bizim için bu planları uygulayacak vasıtalar önemliydi. Vekâleten kurban aldığınız zamanlar bir ofisiniz var mıydı? Evet, asansörsüz bir binanın altıncı katında iki oda, toplam 25 metrekarelik, belki 25-30 metrekarelik bir yer vardı. O dönem her şeyi kendimiz yapıyorduk. Bosnalı mültecilere yardım topluyorduk. Mesela bir haber geliyordu; üçüncü, beşinci katta eski bir buzdolabı var. Gidiyorduk, sırtımıza alıp indiriyorduk. Sonra arkadaşlardan biri babasının arabasını alıyordu. O arabaya koyuyorduk buzdolabını, ihtiyaç sahiplerinin evlerine götürüyorduk vb. Böyle imkânsızlıklar içerisindeydik. Hiçbir bütçemiz yoktu.

Ve ilk defa 1993 yılında 33 ülkede başladık kurban çalışmalarına. Hakan Albayrak’ı aradım. Dedim, “Hakan böyle bir şey yapacağız, bir slogan üretebilir misin?” O da düşündü ve döndü: YENİDEN ÜMMET SEFERİ. Bu slogan o zaman mı kullanıldı?

MADDİ DURUMU ÇOK KÖTÜ OLUP BİR LİRA VEREN, MADDİ DURUMU İYİ OLUP DA YÜZ MİLYON VERENDEN DAHA İYİDİR. anlayışıyla çıktık yola...

Evet, ilk olarak o zaman kullanıldı. Şimdi tabii gençler olarak siz, bunun ne anlama geldiğini tam anlayamazsınız. “Ümmet” kavramı o dönemde çok siyasi bir kavram olarak algılandığı için kimse konuşmaya cesaret edemezdi. Hep “millet” denilirdi. İşte biz “ümmet”i kullandığımız dönemde, aslında her tarafa bu afişleri asarken tek amacımız sadece kurban bağışı toplamak değil, aynı zamanda Türkiye’de bazı kavramları yeniden canlandırmaktı. “Yeniden Ümmet Seferi, 33 ülke ve bölgede kurban kesimi yapacağız.” dedik ve böyle başladık. Gazetelere 33 ülke ve bölgeye kurban kesmeye gittiğinizin ilanını verdiniz mi? Evet, bazı gazetelere ilan verdik. Kısa sürede tanınmamızda ilanların yanı sıra bütün cemaatlerin bize karşı gösterdiği yakınlık da etkili oldu. Çünkü gençlik hareketleri içerisinde Müslümanların bir araya gelmesi çok önemliydi ve biz hep bir araya gelir konuşurduk. Birbirimizi tanırdık. O nedenle İHH çıktığında, Bosna’da yaptıklarından sonra, İHH’ya karşı bir teveccüh


8

Ekim 2012

Gazete Kurban

oldu. Ve gerçekten insanlar ilk günden itibaren bize sahip çıktılar. Kurban ilanını verdikten sonra bağışlar gelmeye başlamıştır. Peki, yeteri kadar bağış toplayabildiniz mi? Bağışlar gelmeye başladı da, tabii çok az geldi. 15-20 gün uğraşmış ve ancak 700 civarında kurban bağışı toplayabilmiştik. O zaman insanlar bizzat kendi elleriyle mi bağışlarını ulaştırıyorlardı? Evet, kendi elleriyle getiriyorlardı. Sonra arkadaşlardan birini Keşmir’e gönderdik. Murat Yılmaz, 19 yaşında Keşmir’e gitti. Yol bilmez, iz bilmez. Bir diğer arkadaşı başka bir yere gönderdik, derken gönüllüleri de gönderdik. 700 kurban toplamıştık. Üç gün kalmıştı kurbana. Bu arada Avrupa’dan gelecek bağışları da bekliyorduk. Bu işlerden dolayı okulu bitirme şansım olmuyordu. “Herkes gitsin, ben de bu iki odalı yerde ders çalışayım. Şu hukuk fakültesini artık bitireyim” dedim. Sabahleyin geldim. Biraz sonra kapı çaldı. Kapıyı bir açtım, merdivenler aşağı kadar dolu. Millet sırada. “Hayırdır?”, dedim. “Ee, kurban için geldik.” dediler. Şimdi anlıyoruz, meğer son üç dört gün kala yoğunlaşıyormuş kurban bağışları. O zaman bu detayı bilmiyorduk. Tabii kimse de yok. Bu sefer ben ders çalışmayı bıraktım, o insanlarla ilgilenmeye başladım. O üç gün içerisinde 3.000 küsur kurban daha topladık. Peki, ekipleriniz yola çıkmıştı 3.000 kurbanı hemen gönderebildiniz mi? Evet, hepsini gönderdik. Hemen yeni arkadaşları organize ettik ve bölgelere gönderdik. Derken 33 ülkede kurban kesimlerini gerçekleştirmiş olduk. O bölgelerden insanlarla tanıştık. Bu insanları Türkiye’ye davet ettik. Burada cemaatlerle görüştürdük, âlimlerle görüştürdük. Onlar gelip gittikçe ümmet şuuru arttı. Biz hedeflerimize doğru hızla ilerliyorduk. Derken, burada önemli bir nokta var; Türkiye’de bu organizasyonu yapan ilk biz olduk. Diyanet o dönemde “Vekâleten kurban olmaz.” diye bir şey söyledi. Biz de âlimlere gittik, danıştık ve aldığımız cevaba binaen vekâleten kurban olacağını gazetelerde ilan ettik. Karşılıklı böyle tartışmalar oldu. Bir sene ya da iki sene sonra diyanet de vekâleten kurban kesmeye başladı. İlk hangi ülkelere gidildiğini hatırlıyor musunuz? Şu anda tam olarak hatırlamıyorum ama kayıtlarda vardır. Keşmir vardı, Afganistan vardı, Bosna vardı…

Bugün İHH sadece Türkiye'de değil, dünyanın her tarafında adeta bir okul, bir ekol hâline geldi.

Bölgelere giden arkadaşlar geri döndüklerinde bir araya gelip izlenimlerini paylaşıyor muydu? Tabii, toplantılar yapıyorduk. Çok büyük bir heyecan vardı. Hepimiz çok gençtik. Bir gencin heyecanıyla bir orta yaşlının veya bir yaşlının heyecanı çok farklıdır. Kitaplarda okuduğumuz şeyleri gördük oralarda. Çok büyük heyecan duyduk. Hani derler ya, “Bu

saatten sonra kim tutar seni?” diye, aynen öyle… Oturduk. Tekrar ilkelerimizi düşündük. Evet, bizim tek sermayemiz samimiyet. Allah’a dayanacağız ve ümmetçiliği yaygınlaştıracağız. Türkiye’de “infak” kavramının iyice algılanmasını sağlayacağız. Misyonerliğe karşı set oluşturacağız. Emperyalizmin, siyonizmin gerçek yüzünü insanlığa göstereceğiz ve bilinçli nesiller yetiştireceğiz.


Ekim 2012

Gazete Kurban

9

kadaşla sohbet ettim. Sonra bir grup insan geldi. Tanıştırdılar. Bu arkadaşlar yıllardır Adapazarı’nda yoksul insanların ihtiyacını görüyor, çeşitli çalışmalar yapıyorlarmış. Hakikaten çok sevindim. Derken oradan biri dedi ki; “Ağabey biz bu çalışmayı aslında İHH’dan öğrendik. 1994’te siz bir stant açmıştınız İstanbul’da. Ben de üniversitede okuyordum. Geldim, oradan bir broşür aldım (Broşür muhtemelen o dönem ya kurbandır ya Çeçenistan.). O gün o broşürle beraber İHH’ya gidip gelmeye başladım. Okulu bitirdim ve o zamandan beri yıllardır burada bu çalışmaları yapıyoruz.” Şimdi düşünün; bir okul, bir ekol olmuşsunuz. Bu sadece Türkiye’de değil, dünyanın her tarafında böyle. Rabbim ayağımızı kaydırmasın. Allah, bu çalışmalara hizmet eden -hangi dernek içerisinde olursa olsun- insanlığı gerçekten düşünen samimi Müslümanların hepsinin yardımcısı olsun! Bülent Bey, ilk zamanlarda çok zor bölgelerde bulundunuz. Mesela Bosna’da, Kosova’da, Çeçenistan’da… Oralara gitmek gelmek, kurban kesmek zordur mutlaka.

Böylece kendi hedeflerimizi netleştirdik. O günden beri de yolumuza devam ediyoruz. Peki, bugün İHH 100’den fazla ülkede okullar, yetimhaneler, su kuyuları açıyor. Sadaka-i cariyelere, hayır müesseselerine vesile oluyor. Tüm bu çalışmaların başlangıcı o ilk kurban çalışmasına dayanıyor diyebilir miyiz? Evet kesinlikle. Tüm bu çalışmaların başlangıcı o gün başlattığımız kurban çalışmasına bağlı. Bugün artık insanlar vakfımızı tanıdı. Bu anlayış gelişti. Yeni dernekler kuruldu. İnsanlar artık sadece kendi yaşadıkları coğrafyayla değil, dünya üzerindeki tüm problemlerle ilgilenilmesi gerektiğini kabullendi. Şimdi kurbanın dışında fonlarımız zaten geliyor. Ama kurban bizi ilk taşıyandır. Her tarafa ulaştıran çalışmadır. Ve kurbanla gittiğimiz bölgelerde

hastane, okul, su kuyuları vb. ihtiyaçları tespit ediyorduk. Onları projelendiriyorduk ve bunları halka duyuruyorduk. Şunun altını çizmek gerekir; biz İHH olarak belli kişilere gitmedik. Yani belli zenginlere gidip de “Gelin şunu yapalım.” demedik. Biz planlarımızı halka duyurduk. Bizim hedefimiz halkın bizim yanımızda olmasıydı. Halk bizim yanımızda olursa bağımsız kalır, kimseye muhtaç olmazdık. Hatta maddi durumu çok kötü olup bize bir lira veren, maddi durumu iyi olup da yüz milyon verenden daha iyidir, anlayışıyla çıktık yola. Verdiğin sadaka seni etkileyecek ki, biraz daha samimi olsun. Yaptığın şey seni hiç etkilemiyorsa o zaman o samimiyette biraz problem oluyor. Onun için buna dikkat ettik. Ve o kadar genç yetişti ki ardımızdan… Daha geçen Adapazarı’na gittim. Birçok ar-

Ben kurban dışında da o bölgelere gittim, oraları biliyorduk. Ama bu işte herkes büyük fedakârlıklar yaptı. Mesela bir şey anlatayım; bizim Mahmut Satıcı adında bir ağabeyimiz vardı. Çeçenistan’da kurban kesimi yapılacaktı. Bir grup arkadaşı göndermiştik. Sonra birden bağışlarda yoğunlaşma olunca yine birilerini göndermemiz gerekti. O dönem bölgedeki arkadaşları öyle telefonla arayarak şu kadar daha kurban kesin deme imkânı yoktu. Yeni gidecek kişiler için vize sorunları da vardı. Ne yapalım diye düşünürken Mahmut ağabey geldi aklıma, onun özel pasaportu vardı. Kendisini aradığımda hastanedeydi. Çocuğu olmuş, yeni kucağına almış. Dedim ki, “Mahmut ağabey, böyle böyle... Senin pasaportuna ve sana ihtiyacımız var.” Çocuğu yatağına bıraktı ve geldi. Çeçenistan’a gitti. Gelmeyebilirdi, geldi. Mesela hanımı, “Nereye gidiyorsun?” diyebilirdi, demedi. Mahmut Satıcı kalkıp bir kere sorgulamadı, “Ya benim çocuğum var.” demedi. Geldi. Çantasını aldı. Kurban paralarını aldı. Yola çıktı. Gitti. Kurbanları kestiler ve geri geldiler; ki o zaman bir sürü kontrol noktasından geçiyorsunuz Çeçenistan’a; Rusların içerisinden geçiyorsunuz vs. Allah sizlerden razı olsun Bülent Bey, sohbetiniz için teşekkür ederiz. Allah sizden de razı olsun.


10

Ekim 2012

Gazete Kurban

Kur'an kürsüsü “Biz, her ümmete -(Kurban kesmeye uygun) hayvan cinsinden kendilerine rızık olarak verdiklerimiz üzerine Allah’ın adını ansınlar diye- kurban kesmeyi gerekli kıldık. İmdi, İlahınız, bir tek İlah’tır. Öyle ise, O’na teslim olun. (Ey Muhammed!) O ihlaslı ve mütevazı insanları müjdele!”

Hac 22/34

YIL 1994-BOSNA-HERSEK “Avrupa’nın göbeğinde Müslüman bir ülke ve Müslüman olduğu için topraklarından sürülen, katledilen insanlar… Bu kurban onların yanındayız; bundan sonra da her kurban onların yanında olacağız.”

YIL 1995-KEŞMİR “İHH ekibi, neredeyse yarım asırlık bir çadır kente ulaşıyor. Evler, okullar, hastaneler ve her şey, yırtık ve iyice eskimiş çadırlardan oluşuyor. Uzun yılların ardından Türkiye’den gelen Müslümanlar ve onların getirdiği kurban hediyeleri, Keşmir’in unutulmuşlarını sevindiriyor.”

YIL 1996-ARAKAN “Geçilmez yağmur ormanları önlerinde… Hayırseverlerin kurbanlarını kesmek için, çukurlar ve engebelerle dolu patikalarda altı saat durmaksızın yürümek gerekiyor.”

YIL 1997-LÜBNAN

Hikâyelere ortak oluyoruz Reşat Başer Dina, tsunami felaketinde tüm ailesini kaybeden çocuklardan sadece biri. Hayat dolu, başarılı, arkadaşları tarafından sevilen bir kız olduğunu fark etmek zor olmuyor. Konuşmasına uzunca dalarak başlıyor. Nereden başlayabilirdi onu düşünüyor. Hayatının en zor günlerini daha hayatı yeni tanımaya başlarken yaşamış. Henüz 8–9 yaşlarında iken anne ve babası ellerinin arasından suların arasına kayıp gitmiş. O günleri gözlerinin önünde sanki

bir film şeridini izler gibi anlatıyor. Ailesi ile cennette buluşma vaadine gönülden inanmış. Dina’nın odası inanılmaz zevkli döşenmiş. Dünya haritası hemen başucunda. Üstünde “Dina burada” yazılı kelebekler görüyoruz. Gitmeyi arzuladığı ülkelere kelebek gibi seferler düzenlemiş şimdiden. En çok Mısır’da eğitim almak istediğini söylüyor. Türkiye’ye gelmeyi de çok arzuladığını ilave ediyor. Onu hiç tanımadan ailesi olan insanlarla tanışmak, onlarla zaman geçirmek istediğini söylüyor.

“Dört tarafı ince saclarla çevrili birkaç metrekarelik barınaklar. Köy halkı İHH ekibini bağrına basıyor. Kurbanlar kesiliyor. Ardından, ‘Bir köy daha var.’ diyorlar. Biraz daha kuzeyde bulunan Kuveyşra köyü. Buradaki insanlara ilk defa böyle bir yardım ulaşıyormuş. 300 haneli köyde yoksulluktan dolayı Allah’ın tek bir kulu bile kurban kesememiş.”

YIL 1998-SUDAN “Ülkenin güneyinde Eritreli, Etiyopyalı, Ugandalı muhacirlerin de bulunduğu kampları bir Kurban Bayramı sabahı ziyaret ediyoruz. Kapıları çaldığımızı zannederken aslında bizim kapımız çalınıyor… Kendimize doğru yola çıkıyoruz…”

YIL 1999-KOSOVA “İHH ekibi, çocukların hep birlikte söyledikleri UÇK marşları ile karşılanıyor. Göç etmek zorunda kalarak bayramı Arnavutluk, Makedonya, Bosna-Hersek ve Sancak’ta geçirmek mecburiyetinde kalan muhacirler, İHH’nın kestiği kurbanlarla ortak bir coşkuyu paylaşıyorlar.”


Ekim 2012

Gazete Kurban

11

Hadis demeti “Resulullah (s.a.v.), Ramazan Bayramı namazına bir şeyler yemeden çıkmazdı. Kurban Bayramı’nda ise, namazdan dönünceye kadar bir şey yemezdi.”

Büreyde, Kütüb’ü-Sitte: Hadis no: 3048

Geçmişten bugüne Kurban YIL 2000-ETİYOPYA “2000 yılı Etiyopya halkı için çok zor geçti. Tam 12 milyon insan açlık ve kuraklık yüzünden yalın ayak yollara düştü. Binlerce kadın, çocuk ve yaşlı, bu zorlu yolda hayatını kaybetti. Dünyanın bu en fakir ülkesinin insanları, İHH kurbanlarını günlerdir bekliyordu. Vakit geldiğinde tekbirler getirilerek kurbanlar kesildi. İHH, önümüzdeki günlerde Etiyopya’nın kurak bölgelerinde tam 20 su kuyusu açacak. Bu da kurbanların rahmet ve bereketi olsa gerek.”

YIL 2001-MOZAMBİK “İHH ekibi Hristiyanların da yaşadığı bir köye giriyor. İnsanlara çok uzaklardan, Anadolu’dan, Müslümanların kurban hediyelerini ulaştırıyor. Türkiye’nin adını ilk kez duyuyor bu insanlar. İHH görevlisinin yaptığı kısa bir konuşmanın ardından 15 kişi Müslümanlıkla şerefleniyor. Bunların en küçüğü 6 yaşındaki Muhammed. Muhammed’in anne-babası Hristiyan. Ama onlar da ‘Gene gelin!’ diyerek ekibimizi uğurlayanlar arasında.”

YIL 2002-ARJANTİN “İnsanlar sevinçten ağlıyorlardı. ‘Karnımız doyacak.’ diye değil, ‘Şükürler olsun, insanlık ölmedi.’ diye. 159 kurban, Arjantin’i kasıp kavuran ekonomik krizin üstesinden gelmeye yetecek değildi elbet. Yine de mutluluktan başları göğe eriyordu Arjantinli dostlarımızın.”

YIL 2003-AZERBAYCAN “Kar yağıyor. Öyle ailelere misafir oluyoruz ki, dam yerine naylon branda gerilmiş evlerin üstüne; hatta cam ve kapıları naylondan. Ama yine de tüm yokluğa rağmen yüzleri gülüyor. Yetimlerin, öksüzlerin, dulların, kimsesiz ninelerin, dedelerin gözlerindeki hatırlanmışlık sevincini görmemek imkânsız.”

YIL 2004-ÇEÇENİSTAN “İnguşetya’da birçok resmî ve gayrıresmî mülteci kampı var. Kampların tam sayısını yetkililer dâhil kimse bilmiyor. Nazran,

Karabulak ve Mayskaye’de üç ayrı kesim noktası kurduk. Oldukça kötü koşullara sahip bu bakımsız kamplarda kurban eti dağıtımı yapılacak olan ailelerin listesini hazırlayıp sayıyı belirledik. Mültecilerin kaldığı kamplarda mültecilerle görüştük ve dağıtımlarımızı yaptık. Ertesi gün kurban dağıtımı yaptığımız kamplar, BM tarafından sınırlı miktarda yardım ulaştırılan kamplardı.”

YIL 2005-MALAVİ “30 metrekarelik bir yer Şükran Yetimevi. AIDS sebebiyle ailelerini kaybetmiş veya ailelerinin yoksulluktan bakamadığı 17 kız, 18 erkek çocuk kalıyor burada. Çocukların eğitim, yeme-içme, barınma ve diğer bütün ihtiyaçları burada karşılanıyor. İHH’nın kurban paylarından bu yavrucaklara da ulaştırıyoruz.”

YIL 2006-MOĞOLİSTAN “Mescidin önüne iki tane geleneksel Kazak çadırı kurulmuştu. Bayram boyunca gelen tüm ihtiyaç sahiplerine ve misafirlere kurban eti ve çorbası ikram edildi. Buraya gelen zengin fakir herkes hayır duasında bulundu. İhtiyaç sahiplerinin evlerini ziyaret etmeye başladık. İnsanların bizi karşılarında gördüklerinde ve Türkiye’den geldiğimizi öğrendiklerinde sevinçlerini ‘Atalarımız geldi.’ diyerek ifade etmeleri, bizlere tarif edilemez bir heyecan yaşattı.”

YIL 2007-DOĞU TÜRKİSTAN “Kurban kesmenin yasak olduğu bir ülkede nasıl bir Kurban yazısı yazılabilir… Doğu Türkistan’da kurbanlar gizli gizli kesildi. Müslümanlar tüm kısıtlamalara rağmen ibadetlerini yerine getirdiler. Belki dünyanın geri kalanında olduğu gibi bu görevi rahatça yerine getiremediler ama çektikleri sıkıntı sebebiyle muhakkak daha fazla ecir kazandılar.”

YIL 2008-IRAK “Dünyanın ikinci büyük petrol rezervlerine sahip ülkesi Irak, büyük bir felaket yaşıyor. Ülke 100 yıl geriye gitmiş ve artık yaralarını sarmaya çalışıyor. Silahlı gönüllülerin sıkı bir

aramasından geçerek ancak girebiliyoruz camiye. Toplu hâlde bulunulan yerler Irak’ta canlı bomba tehdidi altında. Kurbanlarımızı kesiyoruz. Dağıtımı yaparken kurban payı almak için girdikleri sırada utançtan yüzlerini kapatarak bekleyen kadın ve çocuk görüntüleri yüreğimizi burkuyor.”

YIL 2009-SANCAK “Kurban dağıtım işlerini bitirmiştik. Kosova’daki ekibe katılmak için Prizren’e doğru yola çıktık. Kosova Meydan Muharebesi’nin yaşandığı alandan geçerken uzaktan ceddimize fatihalar okuduk. Şar Dağları’nın kucağına kurulmuş olan ‘Yetim Kalesi’ne ulaştığımızda saat 23.00’ü gösteriyordu. Dışarıda keskin bir soğuk vardı. Geliri yetimler için kullanılan Yetim Kalesi pansiyonuna girdik. İçeride demir soba gürül gürül yanıyordu.”

YIL 2010-FİLDİŞİ SAHİLLERİ “Sava köyünde tarifsiz güzellikte anlar yaşıyoruz. Bir yanda erkekler, diğer yanda çocuklar boy sırasına göre dizilmişler. Biz aracımızdan inerken bir ezgi söylemeye başlıyorlar. Başlangıçta kulağımıza yabancı gelen melodiyi kısa bir süre sonra tanıyoruz: Talaal Bedru Aleyna. Sıranın başından itibaren tek tek uzanıyor ellerimiz birbirine, herkesle bayramlaşırken gözyaşlarımı tutabilmek için gerçekten çok çaba harcıyorum. Köylüler bize Mekke’den Medine’ye hicret eden Müslümanlar gibi muamele ediyorlar.”

YIL 2011-POLONYA “Mevsim itibarı ile soğuk havaya bir de erken kararan bir gün eklenince, saat dört gibi okunan akşam ezanıyla Sokotka’ya gidiyoruz. Et paketlerinin yüklü olduğu kamyon bizim bulunduğumuz aracı takip ediyor. Vardığımızda görüyoruz ki, 85 yaşlarındaki İmam Ali Efendi ve cemaati o soğukta dışarıda bizi bekliyor. Hızla dağıtıma başlıyorken bir yandan da özellikle gençlerin kulaklarında kalması için Mustafa Itri Efendi’nin segah tekbirini getiriyoruz.”


12

Ekim 2012

Gazete Kurban

Kur'an kürsüsü “Biz , büyükbaş hayvanları da sizin için Allah’ın (dininin) işaretlerinden (kurban) kıldık. Onlarda sizin için hayır vardır. Şu hâlde onlar, ayakları üzerine dururken üzerlerine Allah’ın ismini anınız (ve kurban ediniz). Yan üstü yere düştüklerinde ise, artık (canı çıktığında) onlardan hem kendiniz yiyin hem de ihtiyacını gizleyen/gizlemeyen fakirlere yedirin. İşte bu hayvanları biz, şükredesiniz diye sizin istifadenize verdik.”

Hac 22/36

GEÇTİĞİMİZ YILDAN HABERLER

VAN’DA 1.250 HİSSE KURBAN KESİLDİ 23 Ekim 2011’de 7.2 büyüklüğünde bir depremle sarsılan Van’da kurban çalışması yapan İHH ekipleri, deprem bölgesinde 1.250 hisse kurban kesti. Depremin yaşandığı andan itibaren bölgede çalışmalar yürüten vakfımız, kurban etlerini köy köy, kapı kapı gezerek ihtiyaç sahiplerine ulaştırdı.

Sevgiyle kuşatıldık Mervenur Lüleci

SOMALİ’DE 11.500 HİSSE KURBAN Yurt içi kurban bağışlarında Van’a yönelen Türkiyeli hayırseverler, yurt dışı bağışları için de son 60 yılın en büyük kuraklığını yaşayan Doğu Afrika ülkelerini tercih ettiler. İHH ekipleri kuraklıktan en çok etkilenen ülkelerin başında yer alan Somali’de 11.500 hisse kurban kesimi gerçekleştirdi. 2011’de kurban kesimlerinin en yoğun gerçekleştirildiği bölgelerden biri de Filipinler-Moro oldu. İHH ekipleri Moro’da 500 hisse kurban keserek ihtiyaç sahiplerine dağıttı.

Tarihinin en şiddetli sel felaketini yaşayan Pakistan’da evleri selden zarar gören aileler için kurulan köylerden birine düşüyor yolumuz; Muhsin Yazıcıoğlu Köyü. Büyük Birlik Partisi ve İHH iş birliği ile Nowshera’da kurulan köye kurban dağıtımlarımızı yapmak için girişimizle birlikte tüm köy halkı etrafımızı sarıyor. Özellikle çocuklar, giydikleri cıvıl cıvıl bayramlıkları, meraklı bakışları ile etrafımızda

Kardeşlik duyguları güçlendi

dolanıyorlar. Biz kapı kapı Türkiyeli hayırseverlerin kurban hediyelerini yerlerine ulaştırırken çocuklar da takılıyor peşimize. Eğleniyoruz hep birlikte… Sonra minik bir el buluyorum avuçlarımın içinde, sonra birden dört bir yanım çocuklarla doluyor, ellerim yetişmiyor ellerine dokunmaya. Dar sokak aralarında el ele birlikte yürüyor, mutlu oluyoruz. Kurbanı tüm coşkusuyla yaşıyoruz… Sevgiyi paylaşıyoruz.

İHH İnsani Yardım Vakfı, bağışçılarının vekâlet yoluyla bağışladığı kurbanları dünyanın dört bir yanındaki ihtiyaç sahiplerine ulaştırırken Müslümanlar arasındaki kardeşlik, paylaşma ve dayanışma duygularını da güçlendirdi.


Ekim 2012

Gazete Kurban

13

2012 KURBAN FAALİYET ŞEMASI Kurbanlarını 101 farklı ülke ve bölgedeki kardeşlerine vekâlet yoluyla bağışlayan hayırseverlerimiz, bağışlarını İHH İnsani Yardım Vakfı’nın banka hesap numaralarına kredi kartı veya posta çeki ile, vakıf merkezine bizzat gelerek elden, internet üzerinden online bağış yöntemiyle ulaştırır.

Aşama 1

Gelen kurban bağışları, bağışçıların talebi doğrultusunda İHH tarafından 2012 Kurban Organizasyonu çerçevesinde çalışma yapılacak ülkelere göre paylaştırılır.

Aşama 2

Kurbanlıklar, İHH İnsani Yardım Vakfı görevlilerince, çalışma yapılacak ülke ve bölgelerde kurban için gerekli kriterlere uygun olarak satın alınır.

Aşama 3

Kurban Bayramı’nın birinci günü, bayram namazının ardından, kurbanlıklar İslami usullere uygun olarak kesilir ve pay sahiplerine dağıtılır

Aşama 4 Kesilen kurbanlar İHH tarafından raporlanarak bağış sahiplerine geri bildirimde bulunulur.

Aşama 5

“Sayın Ümit Çelik 25.10.2012 tarihinde bağışlamış olduğunuz kurbanınız kesilmiştir. Allah kabul etsin.”

KURBANINIZI NASIL BAĞIŞLAYABİLİRSİNİZ? 6Vakıf merkezine gelerek elden 7Banka hesap numaraları aracılığıyla 8Posta çeki hesabıyla 9Online bağışla

“Yine gelmiş bizim çocuklar” Emrah Ergin Bayram namazındayız. Ne güzel bir manzara. Sahilde namaz için hazırlanmış koskoca bir alan ve akın akın ilerleyen kadın ve erkeklerle rengârenk kıyafetler içinde çocuklar... Kalabalığın içerisinde hemen fark ediliyoruz. Bakışlar “yine gelmiş bizim çocuklar” havasında samimi ve içten. Aynı içtenlikle kucaklaşıyor, hayır dualarla görevimiz için “Bismillah” diyoruz. Yoksulluk kelimelere sığmayacak kadar ciddi boyutlarda bu bölgede. İnsanlar kuru

çalılardan yaptıkları tek gözlü barınaklarda yaşıyorlar. Bu bölgede varları saymak yokları saymaktan çok daha kolay. 250 hisse kurbanın kesim işlemleri tamamlandıktan sonra dağıtım için Ripta, Sagalou, Atali ve Khalef köylerine gidiyoruz. Her gittiğimiz yerde köylülerin ihtiyaçlarını dinliyoruz. Yokluk içinde yaşayan insanların bize bir şeyler ikram etme çabaları ise hepimizi duygulandırıyor. Ertesi gün Shabeley ve Goubeto bölgelerinde de 100 hisse kurban kesiyor ve vekâletini aldığımız toplam 350 hisse kurbanı sahipleriyle buluşturuyoruz.


14

Ekim 2012

Gazete Kurban

Filistinliler bir kez daha hayran bırakıyor kendilerine hatta bütün dünyayı büyülemeye devam ediyor. Kendilerine uzattığımız paketleri başları önlerinde ve mahcup bir teşekkürle alıp başlarını yerden hiç kaldırmadan usulca kaderlerine geri dönüyor Filistinli kadınlar. Çocuklar ise dünyadaki her çocuk gibi yüzlerine küçük bir tebessüm kondurmanın telaşında, alabildiğine neşeli ve umarsızlar. Birkaç şekerleme ve İHH balonları onlara dünyaları vermenize yetiyor da artıyor bile.

Süleyman Kurt Alabildiğine muhtaç, perişan, acılı ama bir o kadar da onurlu bir halk karşılıyor bizi. Yaşanan bunca acıya rağmen, yıllardır o kamplarda ötekileştirilmelerine rağmen, hiç ama hiçbir sosyal imkâna sahip olmamalarına rağmen böylesine asil duruşları bizleri son derece etkiliyor. Ne bir yağmalama ne de bir taşkınlık oluyor dağıtımlarımız esnasında. Filistin halkı bu onurlu duruşuyla bizleri ve

BULMACA KURBAN *

1

2

3

4 6

5

7

8 9

10

11

13

14

12

15

16

17

18

19 20

21 22

23

24

25 26

27 28

29

30

31 32

33

34 35 36

37

1 Akrabaları ziyaret. 2 Kurban kesilirken söylenen söz. 3 İbrahim (as)’ın doğduğu yer. 4 Kuvvetli sünnet. 5 Kurban Bayramı’nda kesilen kurban. 6 Dini kesim şekline verilen ad. 7 Zenginlik ölçüsü. 8 Besmele çekmek. 9 İnek, boğa, manda, dana, düve, tosun cinsinden hayvan. 10 Kurbanı vekaleten kesen kişi. 11 İbrahim (as)’a tabi olanlara verilen ad. 12 Hac mevsiminde hacı adaylarının kestikleri kurban. 13 Yevm-i Fıtr. 14 Zilhiccenin 9. günü. 15 Nezir. 16 İbrahim (as)’ı ateşe atan hükümdar. 17 Akıl baliğ ve mukim olan insan. 18 İbrahim (as)’ın gönderildiği kavim. 19 Kurban kesme günleri. 20 Hicri takvime göre Kurban Bayramı’nın bulunduğu ay. 21 İbrahim (as)’ın iki oğlundan biri. 22 Koyun, keçi cinsinden hayvan. 23 Uygun olan, tercih edilen. 24 Bağışta bulunmak. 25 Kurban Bayramı'nın gün sayısı. 26 Kabe’nin köşelerine verilen isim. 27 Bayram tatlısı. 28 Harcama, ihtiyacı karşılama. 29 İbrahim (as)’ın künyesi. 30 Vakfeye durulan yer. 31 Babillilerin inancı. 32 Çocuk için şükür kurbanı. 33 “Rabbin için namaz kıl ve kurban kes!” ayetinin geçtiği sure. 34 Kurban Bayramı'nda yapılır, et yemeği. 35 “Biz her ümmete kurban ibadeti koyduk.” ayetinin geçtiği sure. 36 Ölçü, tartı. 37 Bayramda gidilen eğlence yeri. * Bulmaca cevap anahtarına http://www.ihh.org.tr/uploads/bulmaca.html adresinden ulaşabilirsiniz.


Ekim 2012

Gazete Kurban

15

Kur'an kürsüsü “Şimdi sen Rabbine kulluk et ve kurban kes.”

Kevser 108/2

Kurban ve kurbana dair hükümler Prof. Dr. Vecdi Akyüz (Marmara Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi) Kurban kavramı Kurban kelimesinin sözlük anlamı “yaklaşmak”tır. Fıkıh dilinde, bu sözlük manasına uygun olarak “Allah’a yaklaşmak için kesilen hayvan” anlamında kullanılır. Kur’an-ı Kerim’de mensek, nüsük ve zibh kelimeleri de bazen kurban manasına gelmektedir. Kurban kelimesi, geniş anlamda bütün kurban çeşitlerini, dar anlamda ise sadece udhiye (bayram) kurbanını içine alır. Bayram kurbanının hükmü ve delili Kurban kesmek; zekât, bayram namazları ve fitreyle birlikte hicretin ikinci yılında meşru kılınmıştır. Eyyam-ı Nahir’de (Kurban Bayramı günlerinde) Allah’a yaklaşmak için ibadet niyetiyle kesilen özel hayvanlara udhiye denir. Bizde kurban deyince, diğer türleri bir yana bırakılarak, sadece udhiye kurbanı anlaşılır. Kurbanın amaçları ve işlevleri “Kurbanların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşacaktır. Allah’a, ancak sizin takvanız ulaşır. Size olan hidayetine karşı, Allah’ı büyük tanımanız içindir ki, O, bunları böylece sizin emrinize vermiştir. İyilik yapanları müjdele.” (Hac 22/37) Udhiye kurbanı; hayat nimetine şükür, Allah’ın bu günlerde oğluna bedel olarak koç kesme emrini yerine getiren İbrahim Peygamber’in mirasını diriltmek, sırata binit hazırlamak, günahların affı, hataların yok edilmesi için kesilir. Hac suresi 34. ayette, her ümmete kurban kesmenin meşru kılındığı, bunun sebebinin de Allah adının anılması olduğu belirtilir. Bu da göstermektedir ki kurban, Allah’ın hatırlanması ve O’nun rızasının

kazanılması için emrolunmuştur. Sayısız nimetlere bir şükür vesilesi ve Allah rızasının kazanılması için kurban bir fırsattır. Nitekim Kevser suresinin 1-2. ayetlerinde, Kevser nimetine bir şükran olarak kurban kesilmesi istenmektedir. Hakikatte, kesilen kurbanın ne eti ne de kanı Allah’a gerekli değildir. Allah bu vesileyle sadece müminlerin takvalarına ve takarrub (yakınlaşma) hislerine bakmaktadır. Nitekim bir ayette de, “Kurbanların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşacaktır. Allah’a, ancak sizin takvanız ulaşır. Size olan hidayetine karşı, Allah’ı büyük tanımanız içindir ki, O, bunları böylece sizin emrinize vermiştir. İyilik yapanları müjdele.” (Hac 22/37) buyrulmaktadır. Saffat suresi 102-109. ayetlerinde de kurban kesmek, sırf Allah rızası için emredilmiştir. Bu emre itaatin ödüllendirileceği de va-

dedilmiştir. Ayrıca, İsmail (a.s.)’in hatırası bizlere ibret olarak bırakılmış ve böylelikle babası Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail’in iyi bir namla anılması sağlanmıştır. Her yıl Müslümanlar tarafından binlerce kurban kesilmektedir. Bu bir Müslüman’ın Allah’a ibadet ve O’nun emrine sarılmak için her şeyi feda edebileceğinin sembolüdür. İslam’ın koyduğu bu hüküm, bir vahşet değil, tersine bir hikmettir. Bir yıl boyunca pek çok sıkıntılar çekmiş, belki de ağzına bir lokma et koymamış bir fakir, böylece Allah için kesilen kurban etinden faydalanmakta, sevinmektedir. Kendi keyif ve zevkleri için binlerce cana kıyan kimselerin, Allah’a ibadet maksadıyla kesilen kurbanlar için bir vahşettir şeklindeki nitelendirmeleri, kendilerini unutup kusuru başkalarında aramalarından başka bir şey değildir.



Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.