HOTIAD Sayi 6

Page 1

ÇALIŞMALARIMIZ VE FAALİYETLERİMİZ

OUR STUDIES AND ACTIVITIES ARE

GURURLA İZLENİYOR VE

FOLLOWED WITH PRIDE

DEVAM EDİYOR Değerli Okuyucular, Tatil öncesi sizlere faaliyetlerimiz, amacımız, önümüzdeki döneme ilişkin projelerimiz ve Hollanda’daki Türk asıllı işletmelerin Hollanda ekonomisine katkısı ile Hollanda hükümetinin yabancılar politikası hakkında kısaca düzenlenmiş bilgi ve düşüncelerimizi aktarmaya çalışacağım.

I will try to cite our knowledge and opinions regarding our activities, objectives, forthcoming projects and contributions of the Turkish organizations in Netherlands into Dutch economy. as well as the foreign policy of the Dutch goverment.

Even though the primary objective of HOTİAD is leading the lobbying activities, our contributions in our successful students’ educations, ‘European HOTİAD’ın kuruluş amaçlarının başında lobicilik Turkish Businessmen Maastricht Economy faaliyeti gelmesine rağmen, bunun yanı Summit’ the first of which we organized in sıra başarılı öğrencilerimize eğitimlerini 2005 and our activities called “ Investment tamamlamalarına yönelik katkılarımız, Paradise Turkey’ devoted to the Dutch ilkini 2005 yılında başlattığımız “Avrupa entrepreneurs which was organized in Mehmet Soytürk Türk İş Adamları Maastricht Ekonomi HOTİAD Başkanı Lahey (Den Haag) in 2006, have made Zirvesi” ve 2006 yılında Lahey’de an overwhelming impression. Similarly ‘European Turkih (Den Haag) Hollandalı girişimcilere dönük düzenlediğimiz Businessmen Maastricht Economy Summit’ that we held in “Yatırım Cenneti Türkiye” adlı etkinliklerimiz, Türk - Hollanda Maastricht between 9-10 February and 25-26 April 2009, has kamuoyunda çok büyük yankılar uyandırmıştı. Yine bu kapsamda achieved all the goals with the reactions we received. Both the Maastricht’te 9-10 Şubat 2008 ve 25-26 Nisan 2009 tarihlerinde participating crowd, the speakers and the issues discussed at such gerçekleştirdiğimiz “Avrupa Türk İş Adamları Maastricht Ekonomi an important place like Limburg State Parliement Lounge ( where Zirvesi” çok büyük bir yankı uyandırarak tam anlamıyla amacına the criterias for European Union Economic and Financial Unions ulaşmıştır. Gerek katılımcı kitlesi, gerek konuşmacılar ve gerek ise were agreed) allocated to the use of HOTIAD, have proved how HOTİAD’a tahsis edilen Limburg Eyalet professional this project of us is. Parlemento salonu gibi önemli bir mekanda (Avrupa Birliği ekonomik ve parasal birlik kriterlerinin belirlendiği While our studies continue at full speed, we have been also salon) işlenen konular, yaptığımız bu çalışmanın ne kadar structuring new projects aimed at moving these studies up to an profesyonel olduğunu international level. göstermektedir. Çalışmalarımız bir taraftan bütün hızıyla devam ederken, diğer taraftan önümüzdeki dönemde bu çalışmalarımızı uluslararası boyuta taşımaya yönelik projeler üretmekteyiz. HOTİAD İkinci Başkanımız Turgut Torunoğulları’nın DEİK( Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu) çatısı altında kurulan DTİK(Dünya Türk İş Konseyi) yönetim kuruluna seçilmiş olması bu çalışmanın ilk ayağını oluşturmaktadır. DEİK/TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ) bünyesinde bulunan DTİK’in HOTİAD faliyetlerine iştirak etmesi ile yapılacak faaliyetler çok daha büyük yankılar uyandıracaktır. Bütün bu güzel organizasyonların yanı sıra iş adamlarımızın Hollanda ekonomisine önemli katkılarının olduğu yadsınamaz bir gerçekliktir. Her ne kadar da Hollanda hükümetinin haksız yabancılar politikası olsa da, bu gücümüzün bilincinde olup gelecek 20 yıl içerisinde Hollanda’da kapanmak üzere olan yaklaşık 150 bin işletmenin kurtarılması için, Türk iş adamlarının ciddi bir potansiyel güç oluşturduğunu Hollanda hükümeti açıkça ifade etmektedir. Yabancılar politikasında popülist bir politika izlemekte olan Hollanda hükümetleri, gerçekte, yani ülke çıkarları söz konusu olduğunda yabancı - yerli ayırımı yapmamayı tercih etmektedirler. Umuyoruz bu yaklaşım hayatın her alanında devam eder. Çünkü bu yaklaşımın devam ettirilmesinin hem Hollanda’nın ve hem de Hollanda’da yaşayan her kesimin menfatine olduğunu düşünmekteyiz. Tatil sonrası yeni dönemde ilk faaliyetimizin “III. Yatirim Cenneti Türkiye” olacağını bilgilerinize sunar, keyifli bir tatil gecirmenizi temenni ederim.

The fact that the Secondary President of Hotiad Turgut Torunoğulları has been elected to be in the management board of DTİK (World Turkish Business Council formed under the shelter of DEİK ( Foreign Economic Affairs Board), form the first base of this study. HOTİAD Activities participated by DTİK within the body of DEİK/TOBB ( Turkey Union of Chambers and Exchange Commodities) will make a more significant impression. Besides all these productive organizations, the contribution into the Dutch economy by our businessmen is an undeniable fact. In spite of the unfair foreign policy of The Netherlands, the Dutch goverment, being aware of our power, has clearly stated that the Turkish businessmen offer a serious power potential to rescue the approximately 150 thousand business which tend to close down within the coming 20 years. The Dutch goverments maintaining a populist policy in foreign affairs, prefer not to discriminate between domestic or foreign investments when the reality, that’s to say, the state benefits are considered. We hope this approach will continue in every aspects of life. Because we believe maintenance of this approach, will be beneficial for both the Netherlands and all the groups living in Holland. We kindly inform you that following the holiday, our initial target will be ‘ The Third Investment Paradise Turkey’ and wish you an enjoyable holiday. To see you after the holiday and With my best regards Mehmet Soytürk President of HOTİAD

Tatil sonrası görüşmek üzere saygılarımı sunuyorum.

NUMMER - SAYI 6

| www.hotiad.nl

1


KÜRESEL MALİ BUHRAN

yatırımdan önce yüklü borçları ödemek gerektiği görüşünde. Özellikle yüksek faizli borçlar bir an önce ödenmeli. 9. Harcamalarınızı Takip Edin: Harcamalardaki gelir gider dengesine normal piyasa şartlarına nazaran daha fazla önem verip takip etmek gerekir. Bu şekilde şirketleriniz hakkında daha sağlıklı bilgi sahibi olmuş olursunuz.

2008`in en önemli olayı olarak nitelendirilen küresel mali kriz, başta ABD olmak üzere tüm ülkeleri olumsuz etkiledi. Ekonomideki taşları yerinden oynatan mali kriz beraberinde bir dizi önlem paketlerini de beraberinde getirdi. 2009`da krizden etkilenmemenin 15 yolunu aşağıda belirtmeye çalışacağım;

10. Yüksek Maaşlara Dikkat: Bu öneri bünyesinde sayıca çok işçi çalıştıranlar için geçerlidir. Ticarette önemli olan tüm gidenlerden sonra elinizde kalan paradır.

1. Geleceği Tahmin Etmeyin: Hiç kuşku yok ki geleceğini bilmediğimiz, tahmin edemediğimiz bir durum içindeyiz. Bu konuda bazı tahminler yapıp bu yönde hareket etmek krizde yara almaya sebep olacaktır. 2. Kasanızda Her Zaman Bir Miktar Nakit Olmalı: İnsanların krizde borç batağına girmemesi için ellerinde bir miktar nakit para olması gerekir. 3. Dış Yatırıma Odaklanın: Mali krizin kalbi ABD olunca, ülkedeki borsalar da tepe taklak oldu. Ancak dolar da önemli para birimleri karşısında değer kazandı. Gelişmekte olan ekonomilerin piyasaları, ABD piyasalarına göre daha az yara aldı. Güçlü para ile yabancı borsalarda yatırım yapan firma kazanmaya aday. 4. Tek Bir Kâğıda Oynamayın: Uzmanlara göre borsada tüm parayı tek bir şirkete yatırmak çok riskli. Ekonomide kırılgan bir dönemden geçildiği için şirketlerin iflası an meselesi. Böyle bir durumda tüm paranızı yatırdığınız şirket iflas edebilir ve paranızın tümünü kaybedebilirsiniz. Analistler, borsada büyük-küçük demeden farklı kâğıtlara yatırım yapmak gerektiğine inanıyor.

Turgut Torunoğulları HOTİAD II. Başkanı

5. Enerji Tasarrufuna Yönelin:

11. Aldığınız Kredilere Yeniden Göz Atın:

Şirketlerin enerji tasarrufu gerektiren yatırımları yaptıkları takdirde hükümetlerden vergi indirimi alması hususuna dikkatinizi çekmek isterim. Şirketlerin devletten elde ettiği bu vergi indirimi ile başka sorunlarınızı halledebileceğiniz görüşündeyim.

Dünya merkez bankalarının faiz indirim kararları, özellikle ipotek (mortgage) taksitinin faiz oranlarını etkileyecektir. 2009 yılındaki ipotek (mortgage) ödemelerini yeniden revize etmenizde fayda var. Bu kriz döneminde faizler düşük olduğu için imkânlarınız varsa yatırım yapmanızı tavsiye ederim.

6. Emeklilik Primlerinizi Unutmayın: Uzmanlar, ekonomi iyi de gitse, kötü de gitse emeklilik primlerinin tam olarak ödenmesi gerektiği düşüncesinde. Bugün krizin olması, yarın olmayacağı anlamına gelmez. 7. Ani Kararlar Vermeyin: Ekonomistler, kırılgan ekonomik bir ortamda ani verilecek bir kararın zarara yol açabileceği görüşündedir. Duygularınızla da hareket etmemeniz gerektiği düşüncesindeyim. 8. Yüklü Borçlarınızı Kapatın: Analistler 2009`da krizden yara almamak için

2

| www.hotiad.nl

Giderler ve maliyet kalemlerinin en önemli faktörü ise çalışan maaşlarıdır. Yüksek maaşlı çalışan sayınız çok olursa, kriz ortamında cirolarınızda muhtemel bir düşüş olacağı için size kalan para da az olacaktır. Bunu önlemek için de yönetim kuruluyla daha sık toplantılar yaparak bilgi alışverişinde bulununuz.

NUMMER - SAYI 6

12. Yatırım ve Bütçe Dengesini Kurun: Yatırım yaparken bütçenizi göz ardı etmeyin. Bütçenizi iyi kontrol etmek, sağlıklı yatırım yapmanın en önemli faktörüdür. 13. Finans Danışmanınızla Daha Sık Bir Araya Gelin: Her ne kadar finans danışmalarının sayesinde bu kriz meydana gelmişse de, yine bu arkadaşlara danışmakta fayda var. Yine de siz bu kararların üzerinden kendiniz de geçin, kriz ortamında gözden kaçacak ufak bir unsur istenmeyen bir felakete yol açabilir.

NUMMER - SAYI 6

14. Güvenli Yatırımların `Güvenli` Olduğundan Emin Olun. 15. Altından Kalkamayacağınız Riskler Almayın: Kimi ekonomistlere göre 2008`de kaybedilen varlıklar 2009`da yerine gelmeyecek. Kimi uzmanlar da gelecek yılda, bu yıl kaybedilenlerin kazanılacağı görüşünde. Analistler `Yapılan bir hata, zincirleme olarak gerisini getiriyor` görüşünde birleşiyor. Krizden önce büyük riskler alıp kazanmış olabilirsiniz, ancak geleceğe doğru yapılacak yatırımları iyi düşünmek lazım. Ayağınızı yorganınıza göre uzatmalısınız. 16. Kapanış: Değerli arkadaşlar, Hepimizin bildiği krizi göz önüne alarak, HOTİAD olarak nasıl bir dayanışma içine girebileceğimizi düşünerek üç kişiden uluşan bir kriz yönetme komisyonu kurmalıyız. Dernek üyelerince ödenmesi kararlaştırılan ödenekleri, “HOTİAD Fonu” altında kurulacak fonda biriktirmeliyiz. İlerleyen zamanda zor duruma düşeceklerini düşünmemekle beraber bu duruma düşen üyelerimiz olursa bu fondan yararlanmalarına olanak sağlamalıyız. Bu haktan sadece fona katılıp ödenekleri ödeyen üyelerimiz faydalanacaktır. Oluşturulan bu fon bir şekilde IMF rolünü üstlenmiş olacaktır. Gerçi HOTİAD bünyesinde böyle bir fonun oluşturulması zor gibi görünüyorsa da, biz örnek iş adamları olarak kriz yönetim tedbiri adına böyle profesyonel bir düşünce içerisine girmeliyiz. En azından krize karşı aramızda müzakere ederek Hollanda’daki iş adamlarımızın daha sağlıklı düşünmelerine yardımcı olabiliriz. Yazıma ünlü Amerikalı yatırımcı Warren Buffet’in bir sözünü hatırlatarak son veriyorum; “İnsanlar korkarken siz korkmayın, insanlar korkmazken de siz cesur davranmayın”.

| www.hotiad.nl

3


TURGUT TORUNOĞULLARI DTİK YÖNETİM KURULU’NDA Dünya Türk Girişimciler Kurultayı’nda belirlenen Dünya Türk İş Konseyi (DTİK) Yönetim Kurulu’na Edelstaal Group ve Hollanda Türk İşadamları Derneği(HOTİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları seçildi. Turgut Torunoğulları, yapılan seçimlerde Avrupa Bölge Komitesi 2. Başkanlığı’na getirilme başarısını gösterdi.

Dünya Türk İş Konseyi(DTİK) Yönetim Kurulu, ‘Bölgesel Alt Komite’lere başkanlık edecek ve ‘Yürütme Kurulları’nı oluşturacak isimler, Dünya Türk Girişimciler Kurultayı’na katılan delegelerin oylarıyla belirlendi. Buna göre

Edelstaal Group ve Hollanda Türk İşadamları Derneği(HOTİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları, Avrupa Bölge Komitesi 2.Başkanlığı’na getirildi. Turgut Torunoğulları, artık DTİK’i Avrupa’da başarıyla temsil edecek. Avrupa’daki tüm ekonomik faaliyetler Turgut Torunoğulları’ndan sorulacak. Turgut Torunoğulları’nın yönetim kurulu başkanlığını yaptığı Edelstaal Group, inşaattan emlağa, turizmden tencere sektörlerine geniş yelpazede faaliyetlerini sürdürüyor. Edelstaal Group, özellikle Fethiye Ölüdeniz’deki turizm yatırımlarıyla Türkiye’ye önemli miktarda döviz kazandırıyor. DTİK Yönetim Kurulu, 3’ü doğal olmak üzere, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu’nca belirlenen 5 üye ve seçimle gelen 7 üyenin oluşturduğu toplam 15 kişi tarafından temsil edilecek. DTİK Yönetim Kurulu’nun doğal üyeleri arasında, TOBB/DEİK ve DTİK Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, DEİK İcra Kurulu Başkanı ve Dünya Odalar Birliği Başkanı Rona Yırcalı ve Dünya Türk İş Konseyi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Coca-Cola Üst Yöneticisi (CEO) ve Başkanı Muhtar Kent yer alıyor.

4

| www.hotiad.nl

TOBB Yönetim Kurulu tarafından belirlenen isimler, Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, DEİK Yönetim Kurulu üyesi, DEİK/Türk-İspanya İş Konseyi Başkanı, Erdem Holding Yönetim Kurulu Başkanı Zeynel Abidin Erdem, Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar, Çalık Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık oldu.

2 bin 400 işadamı katıldı DTİK yönetim kurulunun seçimle birlikte gelen üyeleri, Bölge Komitesi başkanlarından oluşuyor. ‘Avrupa, Avrasya, Asya Pasifik, Amerika ve Avrupa’ başlıkları altında 5 Bölge Komitesi ile çalışmalarını sürdürecek olan ‘DTİK’ 10-11 Nisan 2009 tarihlerinde 2 bin 400 işadamının katılımıyla yapılan seçimle 2 yıl süreliğine seçildi. Başkanlığını TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun yaptığı Dünya Türk İş Konseyi(DTİK), yurtdışında dağınık örgütlenmiş olan başarılı, girişimci ruha sahip, Türk lobiciliğinin yurtdışında etkin olması için çaba gösteren Türk girişimcilerimizi ve uluslararası büyük güce sahip şirketlerde karar mekanizmalarının başındaki Türk profesyonellerimizi tek çatı altında toplamayı hedefliyor. Dünya Türk İş Konseyi, siyasi düşüncelerin bir kenara bırakıldığı ve ortak bir payda olan yurtdışında Türk vatandaşı bilinciyle 5 kıtadan Türk iş dünyasını, derneklerini, vakıf ve benzeri iş dünyası örgütlerini tek bir çatı altında toplamak üzere kurulmuş bir konseydir. DTİK ayrıca Türk lobisini yurtdışında geniş kitlelere yaymak, dünyaya yayılan, yurtdışında yerleşik bir hayat süren Türk girişimcilerimizin, sorunlarına tek çatı altında çözüm getirmeye çalışmayı, Türkiye’nin yurtdışındaki yüksek imajının, bulunduğu konumdan da yükseğe çıkarılmasına öncülük etmeyi amaçlıyor.

NUMMER - SAYI 6

TURGUT TORUNUĞULLARI IS AT DTIK MANAGEMENT BOARD The President of Edestaal Group and Turkish Businessmen in Netherlands (HOTIAD) Turgut Torunoğulları, has been seleceted to lead the Management Board of The World Convention of Turkish Businessmen (DTIK) which was established at The World Turkish Enterpreneurs Convention’ Names to direct the Teritorial Sub-Committees and form the Management Board of The World Convention of Turkish Businessmen (DTIK), have been determined through the votes of the participants of The World Convention of Turkish Entrepreneurs. The President of Edestaal Group and Turkish Businessmen in Netherlands (HOTİAD) Turgut Torunoğulları, has been appointed as the 2nd Chairman of the European Territorial Committee. Edestaal group under the chairmanship of Turgut Torunoğulları, continues its activities in a wide range from construction to real estate, from tourism to kitchen appliances. Edestaal Group helps Turkey gain a considerable deal of foreign exchange with its tourism investments in Fethiye, Ölüdeniz. DTIK Management Board is represented by 15 memers, as 3 natural members, 5 members appointed by The Union of Chambers and Commodity Exchanges of Turkey (TOBB) and 7 elected members. Among the natural members of DTIK are the President of TOBB/ DEIK and DTIK Rıfat Hisarcıklıoğlu, DEIK Execution Board Chairman and President of World Union of Chambers Rona Yırcalı and the High Executive Manager and The President of Coca Cola plus The High Consultancy Board Chairman of The World Turkish Business Council Muhtar Kent. Names agreed by TOBB Management Board are Koç Holding Honarary President Rahmi Koç, Sabancı Holding Management Board President Güler Sabancı, DEIK Management Board Member, DEIK/TurkishSpanish Business Council President, Erdem Holding Management Board President Zeynel Abidin Erdem, Ziraat Bank General Director Can Akın Çağlar, Çalık Holding Management Board President Ahmet Çalık.

NUMMER - SAYI 6

IT IS PARTICIPATED BY 2 THOUSAND 400 BUSEINESSMEN The elected members of DTIK Management Board are coomposed of the territorial presidents. DTIK, which will continue its cooperation with the 5 territorial committees categorized under ‘Europe, Eurasia, Asia Pacific, America and Europe’, has been nominated for a 2 year period via participation of 2 thousand 400 businessmen between 10-11 April 2009. The objective of the World Convention of Turkish Businessmen (DTIK) , under the leadership of Rıfat Hisarcıklıoğlou who is the president of TOBB, is to bring the successful, inititiative Turkish buusinessmen scattered throughout the world under different organiations who endeavor for success abroad and the Turkish professionals in charge of decision making process at internationally powerfull companies, together under the same shelter. The World Convention of Turkish Businessmen İs a convention set up to bring the Turkish business life, associations, foundations and similar institutions from 5 different continents together under one shelter, whereby all the political concerns are left apart to meet on the common understanding of being a Turkish citizen in foreign world. Additionally, the convention aims at initiating the step to move the high image of Turkey in foreign platforms upward higher than its present sitıuation, while spreading the Turkish lobby over a wide mass and trying to resolve the difficulties of Turkish enterpreneurs spreaded throughout the world and leading a settled life there, under one shelter. With due respects to Sinan Saygı – İstanbul

| www.hotiad.nl

5


HOTİAD Bİr İlke

İmza Attı

Büyükelçilikte yapılan iş adamları dernekleri toplantısı bir ilki oluşturdu. Büyükelçimiz sayın Selahattin Alpar, HOTİAD yönetim kurulunun istemine olumlu cevap vererek, Hollanda’daki Türk girişimcilere elçilik kapılarını açtı. Elçilik binasında HOTİAD’ın davetlisi olan Arnhem İş Adamları Derneği (TOV), Leiden İş Adamları Derneği, Tilburg İş Adamları Derneği (TOTİL) üyeleri ve Hollanda’nın diğer bölgelerinden gelen iş adamları ile önemli bir toplantı gerçekleştirdiler. HOTİAD üyelerinin de tamamının katıldığı toplantıda tüm girişimciler kendilerini teker teker tanıtırken, dernek başkanları da ayrı ayrı konuşma yaparak faaliyetlerini açıkladılar.

6

| www.hotiad.nl

Toplantıya ev sahipliği yapan HOTİAD Başkanı Mehmet Soytürk toplantıda bir konuşma yaparak şunları söyledi:

olmak. O nedenle, bugün burada bir araya gelerek, yakından tanışmak, değerli görüşmelerimizi birbirimize aktarmak çok önemlidir.

“Bugün burada, kendi toprağımızda, sizlerle birlikte olmaktan büyük mutluluk ve gurur duydum.

Bugün Hollanda’da her alanda 2000’e yakın Türk derneği bulunmaktadır. Bu bir bakıma çok dağınık olduğumuzu gösteriyor. Ama diğer taraftan baktığımızda da Türk toplumunun duyarlı ve kendi sorunlarını çözmek için de çaba sarf ettiğini göstermektedir. Dolayısıyla bizler burada potansiyel bir gücüz ve hatta enerji dolu bir gücüz.

Bizlere bu mutluluğu ve gururu yaşatan, elçilik binamızı bizlere açan saygı değer Büyükelçimiz sayın Selahttin Alpar’a sonsuz teşekkürlerimi ve saygılarımı sunuyorum.

Değerli arkadaşlar, Bana göre bugün burada birlikte olmamızın anlamı çok önemli. Bizler, pozisyonlarımız gereği Hollanda çapında, bulunduğumuz yöreye göre veya şehirlere göre dernekler kurabiliriz. Ama asıl olan ulusal çıkarlarda ve Hollanda’daki toplumumuzun yararına olan konularda birlikteliği sağlamak ve bir bütün

NUMMER - SAYI 6

Sayın Büyükelçim, değerli arkadaşlar, Biz hep söylüyoruz, Türk toplumu olarak Hollanda’da ve Avrupa’nın diğer ülkelerinde önemli boyutta ekonomik gücüz. Ama asıl önemlisi, önce bizim bu gücümüzün farkında olmamız. Eğer bu gücümüzün farkında olursak, bulunduğumuz ülkeler ve geldiğimiz ülke Türkiye bizleri ciddiye almak zorundadır. Dolayısıyla bizlerle ilgili alınacak kararlarda söz sahibi olmamız, ayrıca Avrupa’daki toplumumuzun daha ciddi bir noktada olması söz konusudur.

Değerli arkadaşlarım, önemli olan gerekli zamanlarda bizler birleşerek bu enerjimizi sinerjiye dönüştürebiliyor muyuz, dönüştüremiyormuyuz? Asıl mesele budur. Bunu başarabilirsek burada tek bir toplum olduğumuzu gösteririz, aksi taktirde bu gücümüz birbirimizi aşağıya çekmekten başka bir işe yaramaz.

NUMMER - SAYI 6

| www.hotiad.nl

7


“TURGUT TORUNOĞULLARI YILIN İŞ ADAMI SEÇİLDİ Edelstaal Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları, ‘2007 Yılının İş Adamı’ seçildi. Türkler’in ‘Hollanda’nın Sakıp Ağası’ olarak tanıdığı Turgut Torunoğulları, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ‘Yılın Devlet Adamı’ seçildiği bir törende ödülünü Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği(TOBB) Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun elinden aldı.

Değerli arkadaşlar, HOTİAD olarak önümüze çok fazla iş koymuyoruz. Az ama önemli çalışmalar yapmak istiyoruz. O nedenle

1 - Hollandalılara dönük “Yatırım Cenneti Türkiye”

bulunmaktalar. Bu nedenle sayın Elçime huzurunuzda bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Değerli arkadaşlar fazla vaktinizi almak istemiyorum. Bu konuları sohbet ederek daha da zenginleştireceğimize inanıyorum.” diyerek sözlerini tamamladı. Girişimciler daha sonra verilen resepsiyonda bol bol sohbet ettiler.

2 - Avrupa Türk İş Adamları Maastricht Ekonomik Zirvesi gibi çalışmalarımızı üç yıldır başarıyla yürütüyoruz. Bu başarımıza iki yıldır sayın Büyükelçimiz katkıda

‘Dünya pazarlarına açılın’ tavsiyesi Konuşmasında Hollanda’nın olanaklar ülkesi olduğunun altını çizen Torunoğulları, “Bu olanaklar sayesinde Hollanda şirketleri, dünya ticaret merkezinde yeralıyor. Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yaptığım Edelstaal Group, Türk-Hollanda-İtalyan

8

| www.hotiad.nl

NUMMER - SAYI 6

ve İngiliz ortaklı dev bir kuruluştur. Bu örnekten yola çıkarak Avrupa’daki işadamlarına, uzun vadeli projeler üreterek, Avrupalı ortaklarla işbirliği yaparak dünya pazarlarına açılmalarını tavsiye ediyorum” diye konuştu.

Kürsüye ‘Hollanda’da sokak satın alan Türk’ diye çağrılan Turgut Torunoğulları, aldığı ödülle Hollanda’daki Türkler’in de gurur kaynağı oldu. ‘Ödülümü Hollanda’daki tüm işadamları, Avrupa’daki ortaklarım ve Hollanda’daki dostlarım adına alıyorum’ diyen Turgut Torunoğulları, “Hollanda’ya işçi göçünün yoğun olduğu 1960’lı yıllarda giden Türkler’in çoğu, girişimciliklerini göstererek, belli kademelere yükseldiler. Artık Türkler de Hollanda iş dünyasında ve siyasette söz sahibi. Ancak bunu da yeterli görmüyoruz. Türkler olarak siyasette ve iş dünyasında daha çok rol almamız gerektiği düşüncesindeyim. Gerek iş dünyasında gerekse siyasette daha aktif oldukça, benim aldığım ödüller gibi Türkler’in aldığı ödüller de artacaktır” dedi.

Edelstaal Group ve Başkan Torunoğulları

HOLLANDA’DA YILIN İŞADAMI: Hollanda’da Türkler’in ‘Hollanda’nın Sakıp Ağası’ olarak tanıdığı Turgut Torunoğulları(solda), Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ‘Yılın Devlet Adamı’ seçildiği bir törende ödülünü Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği(TOBB) Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu(sağda)’nun elinden aldı.

NUMMER - SAYI 6

Turgut Torunoğulları başkanlığındaki Edelstaal Group, sanayi, turizm, inşaat, emlak ve tarım sektörlerinde başarılı faaliyetleriyle isminden sıkça sözettiriyor, gerek ürettiği projelerle gerekse FethiyeÖlüdeniz’deki tatil köyleriyle Thomas Cook gibi dünya markası olan kuruluşlarca birincilik ödülüle layık görüldü. Sosyal faaliyetlere de devam eden Turgut Torunoğulları, “Özellikle İngiliz ve Hollandalı vatandaşlarının kaynaşmalarına önayak oluyoruz. 20 yıldan fazla zamandır SHS Orka’nın

| www.hotiad.nl

9


sponsorluğunu yapıyoruz ve yine yaklaşık 15 yıldır Fethiye’deki Orka Tatil Köyü’ne 100’e yakın Hollandalı dostlarımla her yılın mayıs ayında gruplar götürerek Hollanda ve Türk toplumlarının birbirlerini tanımalarına yardımcı oluyoruz. Torunoğulları kardeşler olarak kendi doğdumuz köye bir okul yaptırıyoruz, şu anda Kars’ta bir adet Kız Meslek Lisesi yaptırıyoruz, bir çok gencimizin eğitimine de katkıda bulunacağız. Hollanda’nin simgesi olan portakal renkli okulumuz 2010 yılında hizmet vermeye başlayacak. 400’e yakın öğrenci her yıl bu okuldan mezun olacak. Hayatımın en güzel yılları olacak bunlar. Bu okullar Milli Eğitim Bakanlığı’na bağışlayacağız, ama teknolojik anlamda da takip edeceğiz. Edelstaal Group olarak okulun yanısıra bir de ‘hastahane’ yapmayı planlıyoruz” dedi.

SATIR BAŞLARIYLA TURGUT TORUNOĞULLARI - Hollanda ve Türkiye’de birçok amatör futbol kulüplerine sponsorluk yapıyor. - Sanayi, turizm, emlak ve tarım sektörlerinde başarılı faaliyetleriyle öne çıkan dev bir kuruluşun patronu. - ‘Hollanda’nın Sakıp Ağası’ olarak tanınan Karslı işadamı Turgut Torunoğulları, Avrupa pazarlama sektöründe yeni marka imajı Simtronic, SWS ve Orka adlarıyla 21.yüzyıla dinamik bir giriş yaptı. - Birikimlerini Hollanda’da değerlendiren Torunoğulları, Hollanda’nın Den Bosch şehrinde bir sokağı satın alarak ‘Hollanda’da sokak alan ilk Türk olarak tarihe geçti. - Şirketin Genel Merkezi Den Bosch’da, fabrikası ise İtalya’da bulunuyor. 1992’de Fethiye’de Orka Tatil Köyü ile başladıkları turizm çalışmalarını 10 yıldır inşaat ve emlak yatırımlarıyla sürdürmekte olan kuruluş, bu süre içerisinde büyük çoğunluğu İngiliz ve Hollandalılar’a villa ve konut satışı gerçekleştirdi. - Torunoğulları kardeşler öncelikle kendi doğdukları köye bir okul yaptırdılar, şu anda Kars’ta bir adet Kız Meslek Lisesi yaptırıyorlar, birçok gencimizin eğitimine de katkıda bulunuyorlar.

10

| www.hotiad.nl

NUMMER - SAYI 6

T U R G U T TO R U N O Ğ U L L A R I ‘BUSINESSMAN OF THE YEAR 2007’ The president of the Executive Board of the Edelstaal Group, Turgut Torunogullari has been chosen as the best businessman of 2007. Turgut Torunoğulları, known by the Turks living in the Netherlands as ‘Sakıp Aga of the Netherlands’ has received his prize from Rıfat Hisarcıklıoğlu who is chairman of the Turkish Union of Chambers and Exchange Commodities (TOBB). At the ceremony Turkeys president Abdullah Gül was selected as The Man of The Year. Turgut Torunoğulları was announced as ’ The Turk who bought a street in Netherlands’ which has been an honor for the Turks living in Netherlands. Turgut Torunoğulları, dedicated this reward to all the businessmen in the Netherlands, his partners in Europe and friends in Netherlands. He stated that most of Turks that have immigrated to Netherlands in 1960s when there was an intensive labor flow from Turkey have proven their entrepreneurship and advanced up to high levels. Today also Turkish have their say in Dutch business life. But we do not consider this enough. I think we should take involve more in politics and business life. As we become more active in politics and business life, the number of awards we will be awarded will also increase.

‘OPEN YOURSELF TO THE WORLD MARKET’ Underlining the fact that Holland is a land of opportunities, Torunoğulları stated ‘ knowing these opportunities, Dutch companies have taken their central position in the world trade ’. The Edelstaal Group which I am president of, is a major multinational founded through cooperation of Turkish, Dutch, Italian and English partners. Using this example I advise the European businessmen to participate in the world markets by offering long term projects and having cooperation possibilities with European partners.

The Edelstaal Group and President Turgut Torunoğulları The Edestaal Group lead by the President Turgut Torunoğulları, has been distinguishing through its successful activities in industry, tourism, real estate and agriculture. For its Hotels & Holiday Villages in Oludeniz-Fethiye, the Edelstaal Group was rewarded

“Best Resorts Turkey 2008” by Internationally well known brands like Thomas Cook. Turgut Torunoğulları, who is also involved in social activities states ‘We encourage especially the interaction between Dutch and English people. We have been sponsoring local soccer teams such as SHS Orka for more than 20 years. Furthermore we encourage and aim to stimulate the integration of Dutch and Turks by sending different groups of people to Orka Hotel(one of the companies holiday resorts) in Fethiye in cooperation with nearly 100 Dutch friends of mine. As the Torunoğulları brothers we have been the sponsoring schools in our homes village in turkey. At present, we are building a girl’s nursing high school in Kars Turkey to contribute in the education of many students: The school, painted in orange color which symbolizes the Netherlands, will start to run in 2010. Nearly 400 students will graduate every year. These will be the best years of my life. We will give these schools to the National Education Ministry as a donation but continue to follow them in terms of technological developments. As the Edelstaal Group, besides the school, we have also been thinking of building a hospital. TURGUT TORUNOĞULLARI IN HEADLINES -Has been the sponsor of many amateur football clubs. -Has been the boss of a major multinational leading in industry, tourism, real estate and agriculture. -Turgut Torunoğulları, born in Kars who is known as ‘Sakıp Aga of the Netherlands’ has made a dynamic start to the 21st century with its brand image Simtronic, SWS and Orka in the European Marketing Place. -Torunoğuları, investing his savings in Netherlands, has taken his place in the history being ‘The first Turk owning a street in Netherlands ‘ by purchasing a street in Den Bosch which is a big city in the Netherlands. -Head office of the company is located in Den Bosch while the factory is in Italy. The firm which commenced its tourism activities with Orka Hotel in Fethiye in 1992, has improved its structure with construction and real estate investments for 10 years and has sold villas mostly to English and Dutch people. -Torunoğulları brothers primarily built in their home village and are building a girl’s nursing high school in Kars and contributing to the education of many students.

NUMMER - SAYI 6

| www.hotiad.nl

11


AB ve TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ İkinci dünya savaşından sonra dünya dengeleri değişmişti. Artık yeni bir döneme girilmiş ve bu dönemin öncülüğünü de Amerika yapmaya başlamıştı. ABD 1990’lı yıllara kadar Sovyetler Birliği’yle beraber dünya siyasetinde söz sahibi olmuş, SSCB’nin de dağılmasıyla tek güç olarak bu dönemi günümüze kadar devam ettirmiştir.

19 Eylül 1946 Zürih’te Winston Churchill ‘Avrupa Birleşik Devletlerinin’ kurulmasını ve bir ‘Avrupa Konseyi’ oluşturulmasını istedi. 1948 yılında Le Haye de Avrupa yanlısı çeşitli örgütler ‘Avrupa için Kongre’ düzenleyerek Avrupa Birliğinin kurulmasını talep ettiler. 5 Mayıs 1949 yılında Avrupa Konseyinin statüsü imzalanarak kabul edildi. Açıkçası bu kuruluşlar pek de gerçek bir birlik oluşturmanın asgari şartlarına sahip olamamışlar ve başarıları da sınırlı kalmıştı. Bugün Avrupa Birliği diye bilinen oluşumun temelleri 1951’de Paris’te Avrupa Kömür ve Çelik Birliğini (AKÇT) ve 1957’de Roma’da Avrupa Ekonomi Topluluğunun (AET) kurulmasıyla atılmıştır. Benelüx’ü oluşturan üç ülke (Belçika, Hollanda ve Lüksemburg) Fransa, Almanya ve İtalya tarafında imzalanmıştır. AET antlaşmasının 2. maddesinde topluluğun amacı: Üye ülkeler arasında topluluk yoluyla ekonomik faaliyetlerin uyumlu bir biçimde geliştirilmesi, sürekli ve dengeli bir genişleme, istikrar arttırma, yaşam standartlarının hızla yükselmesi ve daha yakın ilişkilerin desteklenmesi olarak açıklanmıştır. Bu altı ülkenin Roma’da oluşturmaya çalıştıkları bu yeni yapılanma, diğer Avrupa ülkeleri tarafından

12

| www.hotiad.nl

da yakından takip edilmekteydi. Altı ülkeden sonra İngiliz hükümeti OCDE ülkelerini de yanına alarak Avrupa Serbest Bölgesi (Free Trade Area-FTA) kurma teklifinde bulundu. Fakat bu girişimleri başından başarısızlığa mahkum bir teşebbüs olarak görüldü. Çünkü bu teklif sadece Avrupa Konseyine karşı çıkma içindi ve hiç te samimi değildi. Fransa ve Almanya çok sert bir şekilde teklife karşı çıktı. Diğer ülkelerde kendilerinin hiç görüşünün alınmadığı gerekçesiyle bu topluluğa sıcak bakmadılar. AET karşısında dışarıda kalan grup daha fazla dayanamayıp 21 Temmuz 1959 da EFTA’yı (Avrupa Serbest Mübadele Birliği) kurma kararı aldı. Bu birliğe OCDE yedi üyesi (Avusturya, Danimarka, İngiltere, İsveç, İsviçre, Norveç ve Portekiz) imza attı. Antlaşma 3 Mayıs 1960 tarihinde yürürlüğe girdi. 1959 yılında EFTA’nın kurulması ile birlikte Türkiye’nin önüne Batı Avrupa merkezli iki yeni örgüt çıkmıştı. Ankara’nın, batı ile bütünleşebilmek için bir tercihte bulunması lazımdı. Tercihini AET’den yana kullandı. 31 Temmuz 1959’da Türkiye AET’ye ortaklık için resmen başvurdu. Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri literatüründe genel olarak iddia edilenin aksine 1959 yılında Ankara AET’ye ilk defa başvuru yaptığı zaman hem yaptığı

NUMMER - SAYI 6

başvurunun anlamının farkındaydı hem de Avrupa’da entegrasyon hareketlerinden haberdardı. Hatta o dönemleri bizzat içerden yaşayan tanıkların ifadesine göre, Ankara AKÇT’ye üye olmak isterdi ancak, üyeliği mümkün kılacak herhangi bir ‘gerekçe’ bulamıyordu. Dışişleri Bakanlığı genel olarak Avrupa’yı takip etmiyor, AKÇT üyesi ülkelerin kendi aralarındaki ilişkilerini analiz etmeye çalışıyordu. 1961 yılında AET’ye olan ilgi arttı. Yunanistan ortaklık antlaşması imzaladı. Sırasıyla İrlanda, İngiltere, Danimarka, Norveç üyelik başvurusunda bulundu. Türkiye’nin müzakereleri Yunanistan ile paralel götürme isteğinin aksine Türkiye ile bu süreç 4 yılı bulacak ve ancak 12 Eylül 1963 tarihinde Ankara antlaşması imzalanacaktı. Bu gecikmenin elbette ki çeşitli sebepleri vardı. Bunlar; Türkiye’nin ikinci dünya savaşından sonraki en kötü ekonomik ve siyasi krizleri yaşaması, iç politikadaki düşmanlığın had safhaya ulaşması ve 27 Mayıs 1960 askeri darbesi. Bu dönemden sonra AET ile müzakereler zaman zaman kesilmek zorunda kalmış, ihtilal bir yana sık sık değişen Türk delegasyonları yüzünden süreç hep uzamıştır. Bir de konunun AET tarafı vardı ki, başta Türk tarafının taleplerini olumlu karşılayan AET iktisadi, mali ve ticari boyutlar eklendikçe Türkiye ile müzakerelerin Yunanistan’dan daha kompleks bir konu olduğu anlaşılacak, altı devletin başlangıçtaki iyimser tutumları veriler elde edildikçe, yer yer hayal kırıklığına dönüşecekti. Bu görüş ayrılıklarının üzerine ihtilaller eklenince durum iyice zorlaşmıştı. Fakat Türk diplomatlarının ısrarlı takipleri neticesinde yine de bir uzlaşma metni ortaya çıkmış ‘Türkiye ile AET arasında bir ortaklık tesis eden anlaşma’ yani bilinen adıyla 12 Eylül 1963’te Ankara antlaşması, Ankara’da imzalandı. 1 Aralık 1964’te de yürürlüğe girdi. AET 21 Nisan 1967’de Yunanistan’da Albaylar Cuntası yönetime el koyup parlamentoyu feshedince Yunanistan’la yapılan Atina antlaşmasını dondurduğunu açıkladı. 1 Ocak 1970’de AET’nin 12 yıllık geçiş dönemi sona erdi. Topluluğun ortak ticaret politikası yürürlüğe konuldu. 12-20 Ekim 1972 de yeni üyelerinin katılımıyla genişleyen Topluluğun devlet ve hükümet başkanları Avrupa Topluluğunun Avrupa Birliğine dönüştürülmesi ve ekonomik ve parasal birliğin sağlanması için bir takvim belirleme kararı aldılar. 7-10 Haziran 1979 da dokuz üye ülkede ilk kez Avrupa Parlamentosu doğrudan seçimleri gerçekleştirildi. 17-20 Temmuz 1979’da doğrudan seçimle göreve gelen Avrupa Parlamentosu, Strasbourg’da düzenlenen ilk oturumla bir araya geldi.

bile olumsuz etkileri hissedilecek ölçüde, ciddi bir erozyona uğramıştır. Elbette ki ilişkileri olumsuz yönde etkileyen faktörler sadece konunun Türkiye tarafı değildir. Topluluğun değişken yapısı ve uluslar arası sisteminden kaynaklanan bir takım sorunlarda bu ilişkileri, ister istemez olumsuz yönde etkilemiştir. Hem ulusal, hem de bölgesel ve uluslar arası sistem kaynaklı sorunlar Türk dış politikasında 12 Eylül 1980 Askeri Darbesine kadar süren bir dönem içerisinde dalgalanmalara sebep olmuştur. Askeri müdahale sistemi değiştirmek şöyle dursun sorunları derinleştirmiştir. 1970-80 yılları arasında kurulan 14 farklı hükümeti değişik görüşleri benimsemelerinin sonucunda elde edemedikleri başarının üstüne tuz biber olmuştur. Ama bir konu vardır ki AT’yle 70’li yıllarda ilk ilişkilerin kopmasının ana nedeni olarak görülür. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı AT’nin ilişkileri dondurmasına sebep olmuştur. Fakat amacın işgal olmadığı anlaşılınca görüşmeler tekrar başlamıştır. 1977’de Türkiye AB’ye davet edilmiştir. Avrupa Birliği Türkiye’yle olan ilişkilerini dondurmuş ve darbenin sona ereceği güne kadar görüşmelerin başlamayacağını açıklamıştı. En kısa zamanda seçim yapılmasını ve demokrasiye geri dönülmesi gerektiğini vurguluyordu, tam olarak Avrupa’nın istediği zaman ve şartlarda olmasa da Generaller bu sese kulak verip 1983 Kasımda yapılacak bir seçimi kabul ettiler. Partilerin kurulmasına da 12 Eylül’ü eleştirmemek ve Kemalist ilkeler dışına çıkmamak şartıyla izin verdiler. Seçimi sürpriz bir şekilde ve açık farkla Turgut Özal’ın partisi Anavatan Partisi kazanmıştı. Turgut Özal iktidara geldiği zaman Avrupa Birliğiyle ilişkiler hemen hemen donmuş durumdaydı AT’nin esas taleplerinden olan demokratikleşme sürecinin yeni bir Anayasanın da kabulü ile başlatılmasana rağmen Brüksel’in Türkiye’ye bakışında esaslı bir değişiklik olmamıştı.

Katma protokol yapılmış ve geçiş dönemi başlatılmış olmasına rağmen özellikle 1970’li yılların ikinci yarısında ortaya çıkan hem içsel, hem de dışsal faktörler nedeniyle Türkiye-AT ilişkileri, bugün

NUMMER - SAYI 6

| www.hotiad.nl

13


Bu arada Ankara’ya yönelik muhalefetin merkezi haline gelen Avrupa Parlamentosu da Türkiye’yi eleştirmek için hemen hemen her şeyle ilgilenir oldu. ATP Türk hükümetinin ‘Ermeni halkının tarihsel durumu’ ile ‘Kürt halkının bugünkü durumuna ve ‘Kıbrıs Cumhuriyetinin toprağının kanunsuzca işgalinin en kısa sürede son verilmesine’ kadar pek çok konuyu gündeme getirmekteydi. Bu arada Yunanistan her vesileyle hem veto hakkını kullanmaya hem de Ankara’yı zora sokacak her girişimi desteklemeye başlamıştı. 14 Nisan 1987 yılında Türkiye AT’ye tam üyelik için başvurdu. AT Komisyonunun 1989 yılında açıkladığı görüşte tam bir belirsizlik mevcuttu. Financial Times’da yayınlanan bir haberde, AT’nin ret cevabı ‘yüzüne bir tokat gibi inecek olan duyarlı Türkleri gücendirmemek için bu raporun ‘cilalandığını’ bildirmekteydi aynı günlerde The Economist: Batı Avrupa’nın Türkiye’ye yönelik tavırlarında ‘tam bir iki yüzlülük egemendi’ diye yazmıştır. 90’lı yıllara gelindiğinde ortaya çıkan Körfez Savaşı’yla dengeler bir kere daha gözden geçirildi. Avrupa Topluluğu Türkiye’nin bu zor zamandan çıkmasını izledi ve ülkenin gücünü gördü. 1991 yılında Türkiye’yi ziyaret eden Amerika Başkanı George W. Bush Türkiye’nin üyeliğini destekleyeceklerini açıkladı. 1991 yılının Mart ayında genel konuşmalardan bir sonuç çıkmayacağı anlaşılınca, Özal bir başka adım atarak AT ülkeleri Başbakanlarına tek tek birer mektup göndermiştir. İlişkilerin durumu ve geleceği hakkında Batılı ülkeleri uyaran Özal bazı hususların da altını çizme gereğini hissetmiştir. 21-22 Haziran 1993’da Kopenhag’da yapılan ABTürkiye ilişkileri açısından değil, AB’nin kendi geleceği biçimlenmesi açısından tarihi öneme sahip bir toplantıdır. Türkiye konusunda ise Kopenhag Zirvesi Gümrük Birliği açısından çok önemli bir kilometre taşı olarak görülebilir. Ama soruna tam üyelik açısından bakıldığı zaman hiç de olumlu bir mahiyet taşımaz bu zirvenin sonuçları. AB yeni bir döneme girerken Türkiye’ye en fazla sunabileceğinin bir Gümrük Birliği olduğunu ifade etmekteydi. Tam üyelik başkaları gibi, Türkiye’ye de açık görünüyordu fakat kriterleri Türkiye’nin yerine getirmesi imkansız gibiydi.

Yunanistan sık sık Türkiye’nin önüne engel olarak Kıbrıs’ı ve Ege denizindeki kara suları meselelerini getiriyordu. Türkiye bu konulara çok sert tepkiler ortaya koyuyor hiçbir şekilde taviz vermeyeceğini açıklıyordu. 1 Ocak 1996’da AB ile Türkiye arasında Gümrük Birliği yürürlüğe girdi.Gümrük Birliğine girmemiz kimi çevrelerce ise tam üyeliğe uzanan yolda önemli bir adım, kimi çevrelerce ise Türk ekonomisine vurulmuş bir darbe olarak adlandırıldı. Avrupa aslında Türkiye’yi Gümrük birliğiyle kendine bağlayıp kendi nüfuz alanının içinde tutmak istemektedir. Yanı başında büyüyen 70 milyonluk bir pazarı elinde tutmak ve onun ucuz iş gücünden yararlanmak hem de bu pazara mal satmak istemektedir. AB Komisyonu 20 Temmuz 1997’de Avrupa’nın geleceği özellikle de genişlemeye ilişkin Birliğin perspektifini ortaya koymaya çalışan ‘Agenda/Gündem 2000’ adı altında oldukça kapsamlı bir çalışma yayınlamıştı. Gündem 2000’inin alt başlığı da ‘Birliği Güçlendirmek ve Genişlemeye Hazırlamak’ olarak seçilmişti. Alt başlıkta da anlaşılacağı üzere AB’nin 2000’li yıllardaki en önemli meselesi genişleme idi ve amaç da buna paralel gücünü konsolide ederken daha da sağlam bir yapı oluşturmaktı. 12-13 Aralık1997 tarihinde Lüksemburg’ta Avrupa Birliği Zirvesi’nde genişleme süreci ile ekonomik ve parasal birlik konuları incelenmiş, Komisyonun Gündem 2000 önerileri değerlendirilmiştir. Zirve de Birliğin Merkezi Doğu Avrupa ülkeleri ve Kıbrıs Rum Yönetimi’nin iki dalga şeklinde birliğe dahil olacağını kabul etmiş ayrıca yılda bir defa olarak Avrupa Konferansı’nın toplanmasına karar verilmiştir. Lüksemburg Zirvesinden sonra yayımlanan bildiri 1959’dan bu yana süregelen Türkiye-AB ilişkilerini olumsuz yönde etkilemiştir. Zirvenin sonucunda Türkiye’nin üyeliği hakkında hiçbir madde geçmemiş daha çok Türkiye ağır bir şekilde eleştirilmiştir. Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz Avrupa’nın bu yaklaşımı değişmedikçe ilişkilerde bir ilerleme beklenemeyeceğini söylemiştir.

15-16 Haziran 1998 tarihinde gerçekleştirilen Cardiff Zirvesi’nde, Türkiye’nin AB’nin genişleme sürecine dahil edilmesi yönünde önceki zirvelere göre daha yumuşa bir üslup kullanmış, önceki dokümanlarda sıkça söylenen ‘üyelik için ehil’ olduğu ifadesinden vazgeçilerek,üstü örtük bir biçimde ‘üyelik adayı’ tanımlanmasının kullanılması dikkat çekici olmuştur. Bu Lüksemburg Zirvesi’nde soğuyan ilişkileri yeniden canlandırmıştır. 17 Ağustos depremi AB’ye ve Yunanistan’a Türkiye’yi hatırlattı ve depremden sonra ılımlı bir süreç başladı. Maddi, insani yardımlar ve AB’nin kredileri Türkiye’ye felakette büyük yardımı oldu. Dönemin Dışişleri Bakanı İsmail Cem bu ortamdan oluşan ılımlı havayı iyi değerlendirmiştir. 18-19 Kasım’da İstanbul’da yapılan AGİT Zirvesi Türkiye’nin kendini anlatması için çok iyi bir fırsat olmuştur. 2 Aralık 1999 tarihinde Helsinki’de toplanacak olan AB Zirvesi’nde görüşülecek konular hakkında görüşünü belirten Avrupa Parlamentosu, Türkiye ile ilgili görüşlerinde; Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyelik adaylığına hakkı olduğunu teyit etti ve iki ayrı paragrafta Türkiye’yi ‘aday ülke’ olarak adlandırdı. Birliğin 10-11 Aralık 1999 tarihleri arasında yaptığı Helsinki Zirvesi’nde de Türkiye’nin ‘aday ülke’ olduğu resmen ilan edildi. Dönemin Başbakanı Ecevit’e göre ‘Türkiye’ye, Avrupa Birliği’nde tam üyelik kapısı ön koşulsuz olarak açılmış olmaktaydı.

| www.hotiad.nl

Türkiye’nin 10-11 Aralık 1999 tarihleri arasında Helsinki Zirvesi’nde ‘aday ülke’ olarak ilan edilmesinden sonra, Zirve Kararları çerçevesinde 4 Aralık 2000 tarihinde Türkiye’nin Katılım Ortaklığı Belgesi kabul edilmiştir. Bu belge, Türkiye’nin tam üyeliğe kadar gerçekleştirmesi gereken kriterleri kısa ve orta vade olmak üzere tanımlamıştır. Bu belgede, Türkiye’nin zorlukları şunlardır: İdam cezası, Ana dil eğitimi, Ana dilde yayındır.Bunların hepsi de Türkiye’nin hassas olarak yaklaştığı konuları teşkil etmektedir. Tam üyelik adaylığının kesinleşmesi ile, Türkiye 26 Mart 2001 tarihinde ortaklığın siyasi ve ekonomik kriterlerini, üyelik yükümlülüklerini üstlenebilme kapasitesini, Türk mevzuatının birlik müktesebatıyla uyumlaştırılmasını kapsayan ulusal yazılımını Avrupa Komisyonu’na sunmuştur. Genişleme süreci kapsamında Avrupa Birliği’nin gerçekleştirmesi gereken kuramsal reformları ele almak üzere ilgili bir ‘Konvansiyon’ oluşturulmuştur. Konvansiyon çalışmalarının öncelikle dört konu üzerinde yoğunlaşması öngörülmüştür. -Temel Haklar Şartı’nın statüsü -Ulusal parlamentoların rolü -Avrupa Birliği kurumları ve üye ülkeler arasındaki yetki paylaşımı -Avrupa Birliği Antlaşmaları’nın sadeleşmesi Her üye ve aday ülkenin bir hükümet temsilcisi ve iki parlamenterle Konvansiyon’da temsil edilmesi kararlaştırılmıştır.

AB ve Türkiye 8 Kasım 1993 tarihinde toplanan Ortaklık Konseyinde 1995’in sonuna kadar Gümrük Birliğinin tamamlanması kararı almıştı. Bu esnada sık sık Türkiye’nin önüne Kürt sorunu, Kıbrıs, demokrasi ve insan hakları gibi konular konuluyordu. İlişkiler daha da karmaşık hal alıyordu. 1994’te Anayasa Mahkemesi DEP’i kapatırken öte yandan Devlet Güvenlik Mahkemelerinde yargılanan sanıklar suçlu bulunarak ağır hapis cezalarına çarptırılmışlardır. Ab tarafından Türkiye şiddetle eleştirilmeye başlanmıştı. Bunun üstüne Yunan Hükümet de ilişkileri veto edince ne Ortaklık Konseyinin 1994 Aralık ayındaki toplantısı yapılabilmiş ne de Gümrük Birliği Antlaşması onaylanmış.

14

Oysa ki büyük pazarlıklar sonucu ortaya çıkan belgeye bir bütün olarak bakıldığı zaman ise Helsinki’de söylenenlerle Lüksemburg’ta söyleneler arasında, Helsinki’de ifade edilen ‘Türkiye diğer aday ülkelere uygulanan aynı kriterler temelinde Birliğe katılmaya aday bir ülkedir’ cümlesi dışında aslında fazlaca bir fark yoktu. Helsinki’de Türkiye aday ülke olarak tanımlandıktan sonra Türkiye’nin demokratikleşme süreci hızlanmış, hükümetler programlarında AB Uyum Yasaları’nın çıkartılmasına daha geniş yer ayırmışlardır.

5 Haziran 2001’de AB Bakanlar Konseyi, Komisyon’a Türkiye, Malta ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin AB programlarına katılımına ilişkin genel ilkeler belirleyecek olan çerçeve anlaşmaların müzakere edilebilmesi için yetki verdi; ayrıca, Avrupa Yatırım Bankası Guvernörler Kurulu, Türkiye’yi AB’ye aday ülkelere yönelik olarak oluşturulan ve 2000-2003 yılları için 8,5 Milyar Euro’luk krediyi içeren AYB Katılım Öncesi Paketi’nden faydalanma ehil ülkeler arasına alan bir karar aldı. 19 Şubat 2002’de AB uyum sürecinde gerçekleştirilen çalışmalar kapsamında hazırlanan 1. Uyum Paketi

NUMMER - SAYI 6

NUMMER - SAYI 6

| www.hotiad.nl

15


Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. 1. Uyum Paketi ile düşünce ve ifade özgürlüğü güçlendirilmesi ve tutuklama ve gözaltı koşullarının iyileştirilmesine yönelik düzenlemeler yapıldı. Bunun ardından 9 Nisan 2002’de 2.Uyum Paketi Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. 2.Paket ile Siyasi Partiler Kanunu, Dernekler Kanunu, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşler Kanunu, Jandarma Teşkilat ve Görevler Hakkında Kanun ve Basın Kanunu’nda değişiklik yapıldı. Bu Uyum Yasaları günümüzde hala çıkartılmaktadır ve en sonuncusu da 9. Uyum Yasaları Paketidir. Avrupa Birliği 2002 Aralık’ındaki Kopenhag Zirvesi’nde Türkiye’nin henüz bazı kriterleri karşılayamadığı için tam üyelik müzakerelerinin başlayamayacağını belirtmiş, ancak kararını 2004 sonunda vereceğini açıklamıştır. Avrupa Birliği şu nedenlerden dolayı 2004’ten önce Türkiye hakkında karar vermek istememiştir; Avrupa Birliği, yeni gelen on tane üyeyi aldıktan sonra kendi durumunu bir gözden geçirmek ve buna göre karar vermek isteyecektir, Avrupa Birliği, kendi geleceğini tartışmaktadır, bütün üye ülke meclislerinden görüş alınmakta ve Birliğin gelecekte nasıl bir yapıya kavuşturulacağı tartışılmaktadır ve burada Türkiye’nin yerinin olup olmadığına karar verilecektir.2003 yılında genel olarak AB siyasi kriterlerini karşılama amacına yönelik olarak uyum paketleri hayata geçirilmiştir.

Zirve sonuçlarında yer alan kimi ifadeler bir ölçüde AB kamuoylarının bu endişelerini yatıştırmak amacıyla metne dahil edilmiştir. Bu itibarla, Zirve Sonuçları, 25 üye ülkenin uzlaşması ile ülkemiz görüşlerinin ve üye ülkelerin kamuoylarının dikkate aldığı bir metindir.

3 Ekim 2005’e gelindiğinde birkaç ülkenin karşı çıkmasına karşın -bunlardan en çok direneni Avusturya- Türkiye istediklerini almış gibi görünüyor. Ankara ve AB Müzakere çerçevesine onay verdi, müzakereler başladı. Müzakere Çerçeve Belgesi’ne ‘imtiyazlı ortaklık’ girmedi ancak birliğin ‘hazmetme

17 Aralık 2004 Zirve Sonuçları, bugünkü koşullar itibariyle, AB bakımından da üzerinde mutabakata varılması çok kolay olmayan, önemli ve tarihi bir karar niteliğindedir.

16

| www.hotiad.nl

yüzde 7’lik bir artış yaşanırken, ANVR tur operatörleri yılı yüzde 7 civarında bir düşüş ile kapatmışlar. Buna rağmen Türkiye, uçak ile seyahat edilen ülkeler arasında İspanya ve Yunanistan’ın önünde ilk sırada yer almıştır. Bakanlığımız verileri ile Hollanda Seyahat Acenteleri Birliği’nin açıklamış olduğu rakamlar arasındaki farkın ana nedeni; Türkiye’ye satış yapan ANVR üyesi olmayan seyahat acenteleri ile birlikte Almanya ve Belçika havalimanlarından veya bu ülke tur operatörleri ile ülkemize uçan yolculardan kaynaklanmaktadır. Özellikle Hollanda havalimanlarında uygulanan ek çevre vergisi (ecotax), yolcuların sınır ötesi havalimanlarına ve bununla birlikte Alman, Belçikalı tur operatörlerine yönlenmesini hızlandırmıştır. Bunun ortaya çıkmasının ardından, Hollanda hükümeti küresel mali krizin etkilerini hafifletmek amacıyla, yeni uygulamaya koyacağı çeşitli önlem paketlerini açıklarken. Turizm ile ilişkin olarak 01 Temmuz 2008 itibarı ile uygulanan “Ecotax” adı verilen uçuş vergisinin 01 Temmuz 2009 itibarı ile kaldırılacağını bildirmişti. Tüm bunların yanı sıra Hollanda’da ikamet eden çifte pasaportlu vatandaşlarımızın da (Hollanda kimliği ile girişlerinde) ziyaretçi olarak sayılmalarını bir kenara atmamamız gerekir.

Yavuz Ataç

Avrupa Komisyonunun 6 Ekim 2004 tarihinde yayınlanan İlerleme Raporunda Türkiye’nin Kopenhag Siyasi Kriterlerini yerine getirdiği tespit ve teyit edilmiştir.Komisyon ayrıca, ülkemizin AB’ye üyeliğinin Birlik açısından yaratacağı olumlu ve olumsuz tesirleri içeren bir ‘Etki Değerlendirmesi Çalışması’ da yayınlanmıştır. ‘Etki Değerlendirmesi Çalışması’nda ise, Türkiye’nin AB’ye üyeliğinin AB’nin adalet ve içişleri, ekonomi, bütçe, iç Pazar, tarım ve balıkçılık alanlarında olası etkileri değerlendirilmiş; katılımımızın genel olarak Birliğe olumlu katkılarda bulunacağı sonucuna varılmıştır. Avrupa Parlamentosu da 15 Aralık 2004 tarihinde kabul ettiği raporla Türkiye ile katılım müzakerelerinin başlatılmasına dair onayını, 262 ret oyuna karşılık 407 kabul oyu ile, yani ezici bir çoğunluk ile vermiştir. AB konseyi ise 17 Aralık 2004 tarihinde verdiği karar ile Türkiye–AB arasında katılım müzakerelerin 3 Ekim 2005 tarihinde başlatılacağını tüm dünyaya duyurmuştur. Bu olay, ülkemizin adaylığının ilan edildiği 1999 Helsinki Zirvesinden sonra Türkiye-AB ilişkilerinde ikinci dönüm noktasıdır.

Gözden kaçırılan Hollanda!

Destination Turkey

kapasitesi’ katılım koşulu olarak tanımlandı. Tartışmalı diğer bir madde beşinci maddeydi. Kıbrıs Rum Yönetimi uluslar arası kuruluşlarda veto etme hakkıyla ilgili olan bu madde yedinci paragraf olarak Türkiye’nin lehine değiştirildi. Artık müzakereler başlamış hedef en kısa zamanda tam üyeliktir. Bu zorlu sürece Türk halkı göğüs gerecektir.

NUMMER - SAYI 6

Hollanda, 2000 yılından itibaren istikrarlı bir şekilde Türkiye’ye turist gönderen ülkeler sıralamasında sürekli ilk 5 arasında yer almaktadır. Turizm Bakanlığının hazırlamış olduğu istatistiklere göz attığımızda, 2008 yılında 1.141.580 Hollandalının ülkemizi ziyaret ettiğini görmekteyiz. 60 Milyonluk Fransa’dan Türkiye’ye gelen turist sayısının 885.000 kişi olduğunu düşünürsek, ülkemizin kısa bir zaman süresi içinde Hollandalıların en çok rağbet ettiği tatil merkezi konumuna gelmiş olduğunu ve gelen yolcu sayının aslında hiçte küçümsenecek bir rakam olmadığını anlayabiliriz. Rakamlara bir başka açıdan da bakabiliriz, örneğin ülkemize en fazla turist gönderen 83 Milyon nüfuslu Almanya’dan, 2008 yılında 4,4 Milyon ziyaretçi gelmiştir. Kıyaslamayı nüfus açıdan ele aldığımızda Almanya nüfusunun yüzde 5,3’ü ülkemizi ziyaret ederken. Bu oran 16 Milyonluk Hollanda’da, nüfusunun ise yüzde 7,2’si şeklindedir. Şimdi isterseniz tabloya birde Hollandalı Turizm profesyonellerinin gözü ile bakalım; Hollanda Seyahat Acenteleri Birliği ANVR/GfK ‘in yaptığı araştırmaya göre 2008 yılında ülkemize ANVR’e üye tur operatörlerinden yaklaşık 650.000 kişi rezervasyon yapmıştır. Belki tesadüf ama Bakanlığın verilerinde

NUMMER - SAYI 6

Gelelim 2009 yaz sezonuna. Ocak ayı, Utrecht Turizm Fuarı itibarı ile her kafadan farklı bir ses çıkmakta olduğuna değinmeden geçemeyiz. Tüm dünyada yaşanan krizden, turizminde son derece etkilendiğini açıkça ortadadır. Antalya Havalimanı yılın ilk 4 ayı itibariyle gelen yabancı turist sayısının geçen yıla oranla yüzde 15 azaldığını belirtmektedir. Dolaysıyla pazarda gerçek veriler Haziran ayı sonunda iyice ortaya çıkacaktır. Şimdiden Hollanda pazarında en iyimser beklenti yüzde 5 ile 10 arası, genel bir daralma olacağı şeklindedir. Diğer bir taraftan Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi WTTC’nin yayınlamış olduğu raporda, özellikle küresel finans krizi ile birlikte Turizm piyasalarında başlayan daralma nedeniyle Türkiye’nin önde gelen rakiplerinden olan İspanya ile Yunanistan turizminin küçülmesinin beklendiği ifade edilirken, 2009’da bir tek Türk turizmi büyüyecek şeklinde öngörüde bulunulmaktadır. Burada öncelikle Temmuz ortası itibarı ile ülkemize yönelik “olağan dışı” bir talep olmaz ise 2009 yılı büyüme tahminine katılmadığımı belirtmek istiyorum. Ancak Euro bölgesi dışındaki ülkelerin daha çekici “döviz kurları” etkisi nedeni ile daha az sıkıntı çekeceği doğrudur. Öte yandan son yıllardaki yaşanan turist sayısındaki

| www.hotiad.nl

17


artışın, ortalama gelir seviyesiyle paralellik göstermediğini artık görmemiz gerekir. 2003 yılında 943 dolar seviyesinde olan turist başına ortalama harcama, 2008 yılında 708 dolar seviyesine inmiş bulunmaktadır. Ayrıca kriz dönemlerinde sağlanacak artışların sadece istatistik verileri ile ilgili olduğunu unutmayalım. Başka bir değişle, kriz anlarında tüketicilerin fiyata daha duyarlı olduğu için erken rezervasyon yerine son dakika rezervasyonların artığını bilinmektedir. Yani burada geçmiş yıllarda olduğu gibi getirilen her “artı” yolcu için, üstüne para koyma durumu ile karşı karşıya kalınabilir. Ülkemizdeki son yıllardaki gelişmelere baktığımızda ise batı ülkelerinden gelen turist sayısı azalırken, Rusya başta olmak üzere kuzey ülkelerinden gelen turist sayısının artmasıyla bir denge oluştuğunu görmekteyiz. Bu yüzden turizm yatırımlarının 5 yıl öncesi kadar olmasa bile yine de devam ettiğini bilinmektedir. Burada ilerde oluşacak yatak fazlalığını, gelecek olan turist artışı ile giderecek ise sorun yok! Ama gelen yolcu sayısında artış sağlayamaz

isek, bu sefer de oteller arası rekabet başlayacaktır. Ve sonuç yıllardır şikayet edilen “Otellerimizi düşük fiyattan satıyoruz” seslerinin daha da acı bir şekilde yükselmesi olacaktır. Aslında sunulan yatak kapasitesiyle turist sayısının dengelemesi gerekmektedir. Bu ancak doğru bir planlama ile sağlanabilir. İşte burada ister istemez yıllardır konuşulan “Turizm Master Planı” hazırlanması noktasına gelmiş oluyoruz. Yazımı, son döneme krizden çıkmada Türkiye’nin şansı olduğu öne sürülen “Herşey dahil” sistemi” ve “Deniz, kum, güneş” olayı ile bitirmek istiyorum.

18

| www.hotiad.nl

Bilindiği gibi Körfez krizi ile birlikte bulaşmış olduğumuz “her şey dahil” illetini uzun yıllardan beri tartışıyoruz. Özellikle sektörle ilgisi olmayanlar bile son zamanlarda “Türkiye Turizmde farklılaşmalı” şeklinde Marketing stratejileri, yöntemleri önermektedirler. Sanırım bu görüş arkadaşların yaşadıkları “küresel ekonomik krizden dolayı” ek gelir sahibi olmak istekleri ile ilgilidir! Çünkü bizim farklı olmaktan çok “Aslımıza dönmemiz” yeterlidir. Öncelikle elimize bir kağıt ve kalem alarak “Herşey Dahil sistemi” Türkiye turizmine ne kazandırıyor, ne kaybettiriyor bir yazalım. Hedef müşteri profilimiz kimler olmalı? Bira içen mi yoksa Şarap içen mi? Bu konuda kendi içimizde, kendi evimizde uzlaşalım. Tatil sadece “Deniz, kum, güneş” demek değildir. Özellikle bu kadar zengin tarih ve kültür mirası olan ülkemizde, kendimizi bir köseye sıkıştırmanın ne âlemi var? Zor gelebilir ama dönüp ardımıza bakmanın tam zamanıdır. Hayır, nerede yanlış yaptık diye değil. Son otuz yılda, geriden başladığımız ve özellikle İspanya’ya yetişmek için, acımasız bir yarısın içinde olduğumuz için... Avantajımızı, dezavantaja dönüştürdüğümüz

için. Ve artık sadece Deniz, kum, güneş modeline “focuslanmadan” Fransa ve İtalya karışımı bir Turizm modelini seçmemiz gerektiği için! Anadolu, Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu’yu yeniden keşfetmemiz için. İstanbul’un yanında ikinci bir “Şehir turizm kenti” olarak İzmir’in öne çıkarmamız ve kısa zamanda gerçekten “Marka Kentler’’ yaratabilmemiz için! Belki de tüm bunları gerçekleştirmek için, ilk hedef olarak yurtdışında yaşayan “Ortaokul, lise çağındaki çocuklarımızdan” Türk Turizm Gönüllüleri yaratılması gerektiği için?

NUMMER - SAYI 6

Hotİad, Hollanda’dakİ İşadamları derneklerİ İle toplantı yaptı

HOTİAD Yönetim Kurulu Maastricht Ekonomi Zirvesi’nden önce 12 Mart tarihinde Hollanda’da faaliyet gösteren bazı iş adamları dernekleri ile bir toplantı da bir araya geldi.

yararlarını anlattı. Ayrıca, Mehmet Soytürk eğer talep olursa HOTİAD’ın birikimlerini ve tecrübelerini her zaman diğer derneklerle paylaşabileceklerini vurguladı.

HOTİAD binasında gerçekleştirilen toplantıya Leiden İş Adamları Derneği ( TOVER ), Arnhem İş Adamları Derneği ( TOV ), Tilburg İş Adamları Derneği ( TOTİL ) ve Rotterdam’da kurulmuş olan STOR İş Adamları Kulübü yöneticileri katıldılar.

Daha sonra katılımcı dernek başkanları, birer konuşma yaptılar, birlikte çalışarak, hayatın bazı alanlarında güç birliği yapıp daha da yararlı olunabileceğini ifade ettiler.

HOTİAD Başkanı Mehmet Soytürk hoş geldiniz konuşması yaparak, bazı alanlarda birlikte çalışmanın

NUMMER - SAYI 6

Toplantının ardından topluca yemeğe gidildi ve yemek sohbetinde de bol bol birlikte neler yapılabilir konuları tartışıldı.

| www.hotiad.nl

19


Şİmdİ Değİşİm Zamanı”

Dİyen Avrupa’dakİ

Türk İş adamları Holl

anda’da Buluştu

Hollanda Türk İş Adamları Derneği (HOTİAD) tarafından geleneksel olarak düzenlenen Avrupa Türk İş Adamları Ekonomi Zirvesi’nin üçüncüsü Hollanda’nın Maastrciht kentinde gerçekleştirildi. “Simdi Değişim Zamanı” sloganı altında gerçekleşen zirvede ağırlıklı olarak Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği masaya yatırıldı. Hollanda’nın yanı sıra Türkiye ve diğer Avrupa ülkelerinden zirveye katılan konuşmacılar, Türk kökenli iş adamlarının Avrupa’ya yaptıkları katkıya dikkat çekerek bu insanların bulundukları ülkeler ile Türkiye arasında köprü görevi gördüklerini dile getirdiler. AB Maastricht Anlaşmasının imzalandığı tarihi salonda düzenlenen zirvede hoşgeldiniz konuşması yapan Limburg eyaleti Vali Yardımcısı Jos Hessesl, Türkçe başladığı sözlerine daha sonra Hollanda’ca devam etti. Limburg’un yatırım açısından geniş imkanlara sahip olduğundan bahseden vali yardımcısı, Türk iş adamlarını da bu yatırımlardan yararlanmaya çağırdı. “Bu sempozyumun ülkelerimiz arasında köprü kurmasını.” istiyorum diyen vali yardımcısı Hessels,

20

| www.hotiad.nl

Türkiye’nin Avrupa Birliği için sahip olduğu öneme de dikkat çekti. Programda daha sonra açılış konuşmasını yapan HOTİAD Başkanı Mehmet Soytürk de, geçen sene söz verdikleri gibi Türkiye’nin AB üyeliği gerçekleşene kadar bu zirveleri düzenleyeceklerini söyledi. Derneklerinin, Türkiye ile Hollanda, Türkiye ile Avrupa ve hatta Türkiye ile dünya arasında bir köprü görevi gördüğünü anlatan Soytürk, Türk iş adamlarının yatırım yaptıkları ülkelere ciddi katkılarda bulunduklarına değindi. Sadece Hollanda’da 14 bin Türk iş adamının bulunduğunu belirten Soytürk, bu iş adamlarının 45 bin kişiye istihdam sağladığını kaydetti. Hollanda’da bulunan 400 bin Türk’ün bu ülkeye büyük oranda uyum sağladığını anlatan Türkiye’nin Lahey Büyükelçisi Selahattin Alpar ise, bunun en büyük ispatının da bu ülkede sayıları her geçen gün artan Türk iş adamları olduğunu söyledi. Bu iş adamlarının Hollanda’da 6 batı Avrupa genelinde

NUMMER - SAYI 6

ise 35 milyar Euro’ya yaklaşan bir yatırım hacmine sahip olduklarına değinen Alpar, iş adamlarının aynı zamanda bulundukları ülke ile Türkiye arasında bir köprü görevi üstlendiklerini ifade etti. Türkiye’nin AB üyeliği yolunda gösterdiği çabaya da temas eden Büyükelçi Alpar, bu konuda Türkiye’de bir fikir birliği bulunduğunu ve Türkiye’nin AB’den adil ve yakın bir ilgi beklediğini söyledi. “TÜRK TOPLUMU HOLLANDA’DA MUHTEŞEM BAŞARILAR ELDE ETTİ” Amerika’da başladıktan sonra birçok ülkeyi etkisi altına alan ekonomik krizin aynı zamanda beraberinde bazı fırsatlarda getirdiğine işaret eden Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) eski Başkanı Rene van der Linden ise, bu yüzden krizin AB’yi daha da ileri götüreceğini ileri sürdü. Türkiye’nin AB üyelik sürecine de temas eden Van der Linden, Türkiye’nin üyeliğinin birliğe önemli bir katkı yapacağını belirtti. Türkiye’nin üyeliğine karşı olan kesimlerin önyargılı davrandıklarına işaret eden

NUMMER - SAYI 6

AKPM eski Başkanı, “Ama Türkiye anlaşmalarda yer alan konuları yerine getirirse hiç kimse çıkıp da üye yapmayız demez. Türkiye 49 yıldır hem Avrupa Konsey Üyesi hem de NATO üyesidir. Gelecekte de Avrupa için büyük bir önemdedir Avrupa için büyük öneme sahip bir coğrafyada bulunmakta. Değerli dostum Abdullah Gül bu konuda önemli açılımlar yapıyor. Komşularla iyi ilişkiler geliştiriyor.” dedi. Dünyayı kasıp kavuran mevcut ekonomik krizin geçici olmadığını, bu krizin etkilerinin kalıcı olacağına işaret eden Hollanda’nın AB İşlerinden Sorumlu Bakanı Frans Timmermans da, “Şu andaki hayat kesinlikle krizden öncekinden farklı. Eğer gerekli tedbirleri almazsak kriz daha da derinleşir. Bu yüzden tedbirlerin alınması lazım.” uyarısında bulundu. Türkiye’nin AB üyeliği konusuna da değinen Hollandalı Bakan, Türkiye’nin üyeliğine karşı olanların varlıklarına işaret ederek, önyargıların kırılmasında Hollanda’da iş yapan Türk kökenli iş adamlarına da büyük bir görev düştüğünü söyledi. Türk kökenli iş adamlarının artık misafir değil ailelerinin doğal bir üyesi olduğunu

| www.hotiad.nl

21


kaydeden Timmermans, “Bakınız buradakilerin çoğu geçmişte misafir işçi olarak geldiler ama şimdi iş adamları konumundalar. Misafir olmadıklarını görmeliler. Artık bu insanların misafir olmadıklarını ve ailemizin yeni üyeleri olduğunu bizim de kabul etmemiz lazım. Misafir olmadıklarını kabul edersek birlikte bir aile olarak yaşam süreriz. Türk toplumu Hollanda’da muhteşem başarılar elde etmiş ama kimileri bu başarıları değil de sürekli sorunları görüyor, bunları dile getiriyorlar.” diye konuştu. Türkiye’nin AB Daimi Temsilcisi Volkan Bozkır ise konuşmasında Türkiye’nin birliğe yapacağı katkılar üzerinde durdu. Çeşitli ülkelerde yatırımları bulunan iş adamlarının yanı sıra zirveye Hollanda’nın AB işlerinden sorumlu bakanı Hans Timmermans, Avrupa Parlamentosu üyesi Ria Oomen, Emine Bozkurt, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi eski başkanı Rene van der Linden, Lahey Büyükelçisi Selahattin Alpar, TOBB başkan yardımcısı Halim Mete, TÜSİAD üyesi Aldo Kaslowski, ATiK- Avrupa Türk İşadamları İşbirliği Konseyi Başkanı Aziz Şahin,Ortel Grup Yönetim Kurulu Başkanı Celal Oruç, DTİK yönetim kurulu üyesi Turgut Torunoğulları ve HOTİAD üyeleri gibi isimler katıldı.

ZİRVEDEN GÖRÜNTÜLER

22

| www.hotiad.nl

NUMMER - SAYI 6

NUMMER - SAYI 6

| www.hotiad.nl

23


Hollanda T.C. Büyükelçİsİ Selahattİn Alpar HOTİAD’ı zİyaret ettİ

Büyükelçi Selahattin Alpar HOTİAD’ı ziyaret ederek, dernek çalışmaları ve Maastricht Zirvesi hakkında geniş bilgi aldı. HOTİAD yönetim kadrosunun hazır bulunduğu toplantıda, Büyükelçi Selahattin Alpar’a görüntü ve çeşitli şemalarla geniş bilgi veren HOTİAD danışmanı Avukat İsmail Ağarmış adeta bir brifing verdi.

Büyükelçi Selahattin Alpar ile karşılıklı soru cevap olarak geniş çaplı bilgilendirmeler yaptılar. Daha sonra yemeğe giden üyeler ve Büyükelçi, yemekte hamsi yiyerek bol bol sohbet ettiler ve HOTİAD’ın yapacağı çalışmalar hakkında geniş bilgi alışverişinde bulundular.

Yaklaşık iki saat süren toplantıda HOTİAD üyeleri ,

“ŞİMDİ DEĞİŞİM ZAMANI” III. AVRUPA TÜRK İŞ ADAMLARI MAASTRİCHT EKONOMİ ZİRVESİ

Hollanda Türk İş Adamları Derneği, (HOTİAD) Başkanı Mehmet Soytürk’ün 2008’ de vermiş olduğu söz üzerine, 25-26 Nisan 2009 tarihlerinde Türkiye de dahil olmak üzere Avrupa’nın dört bir yanından iş adamlarının ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin katılımıyla bu yıl “Avrupa Türk İş Adamları Maastricht Ekonomi Zirvesi” nin üçüncüsü gerçekleştirildi. Zirve’nin Amacı:

Konuklar:

Avrupa’daki Türk girişimcileri bu zirve vasıtasıyla bir araya getirmek ve ortak hedefler etrafında küresel güç oluşturmak. Bunun yani sıra Avrupa’ daki toplumumuza genel bakış açısını yükseltmeye çalışmak ve Türkiye’nin Avrupa’ ya yönelik yüzünün hakkını vermektir.

1.Sayın J.W.M.M.J (Jos) Hessels - Limburg Eyaleti Vali Yardımcısı:

AB Maastricht Anlaşmasının imzalandığı tarihi salonda HOTİAD’ın “Şimdi değişim zamanı” sloganı adı altında gerçekleşen 3. zirvede ağırlıklı olarak bugün Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği masaya yatırıldı. Aşağıda belirtildiği üzere konuşmacı konuklarımız da bu zirvede Türkiye-AB ilişkilerini, Avrupalı Türk iş adamlarının güçbirliği ederek Avrupalı Türklere bakış açışının nasıl değiştirilebileceğini ve Türkiye`nin AB üyeliğine destek vermek için neler yapılabileceğini tartıştılar.

24

| www.hotiad.nl

NUMMER - SAYI 6

NUMMER - SAYI 6

| www.hotiad.nl

25


Hoş geldiniz konuşması yapan Limburg eyaleti Vali Yardımcısı Jos Hessesl, Avrupa’daki Türk iş adamları için aşağıdaki konu başlıklarını önemle vurgulamıştır.

3.Sayın Selahattin Alpar - T.C. Lahey Büyükelçisi:

Limburg’un yatırım açısından geniş imkanlara sahip olduğundan bahseden vali yardımcısı, Türk iş adamlarını da bu yatırımlardan yararlanmaya çağırdı.

Türkiye’yi AB’nin bir üyesi olarak gördüğünü, özellikle Türkiye’nin sadık ve güvenilir bir ülke olmasından dolayı, ülke olarak çok şey feda etmiş bir ülke olduğunu, ‘Türkiye’ Türkiye’nin AB’ye ihtiyacının olduğundan çok AB’nin Türkiye’ ye ihtiyacı olduğunu dile getirdi.

Bunun yanı sıra “open innovatie” yani yeniliklere açık olmamız gerektiğini de vurguladı. Kültür zenginliğinin bunun üzerinde önemli bir payı olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin Lahey Büyükelçisi Selahattin Alpar da, Avrupa ülkelerindeki Türk iş adamlarının böyle bir toplantı düzenlemelerinin onların ulaştığı başarı düzeyini ortaya koyduğunu söyledi. Bu tür zirvelerin Türkiye için de büyük önem taşıdığını memnuniyetle ifade etti. Büyükelçi sayın Selahattin Alpar, toplantıya başlık olarak seçilen “Türkiye - AB, Şimdi Değişim Zamanı” tanımlamasını da çok anlamlı bulduğunu ifade etti.

“Türkiye - AB, Şimdi Değişim Zamanı” temalı zirvenin açılışında konuşan sayın Soytürk, Avrupa’nın küresel ekonomide geldiği noktadan hareketle, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik sürecine bakış açısında artık değişim zamanına gelindiğini dile getirdi. “Türkiye Avrupa Birliği’ne tam üye olana kadar Maastricht Zirvesi düzenlenecek” diyen Soytürk, Avrupa ülkelerindeki Türk işverenlerin sahip oldukları girişimcilik ruhuyla büyük bir ekonomik güç haline geldiklerini, bu güç bir başarı olarak kabul edilse de bunun yeterli görülmemesi gerektiğini, Türk girişimcilerin daha birçok alanda yeni atılımlarla gücüne güç katmasını, bunun için ortak hedefler etrafından bir araya gelmeleri gerektiğini belirtti. Türk girişimcilerin hem içinde bulundukları topluma hem de Türkiye’ye karşı bazı sorumlulukları bulunduğunu ve bunların başında da, Avrupa’da Türk toplumuna bakış açısını olumluya çevirmek ve yükseltmek olduğunu ifade etti. Bunun için de birbirimize ihtiyacımız olduğunu dile getirdi. Son olarak da zirvenin 4üncü toplantısının seneye düzenleneceğini de önemle vurguladı.

26

| www.hotiad.nl

6. Sayın Halim Mete - TOBB Başkan Yardımcısı.

Rene van der Linden Türkiye-AB ilişki üzerindeki genel düşüncesini de şu sözleri ile aktardı.

“Bu sempozyumun ülkelerimiz arasında köprü kurmasını istiyorum” diyen vali yardımcısı Hessels, Türkiye’nin Avrupa Birliği için sahip olduğu öneme de dikkat çekti.

2.Sayın Mehmet Soytürk-HOTİAD Başkanı

Van der Linden, Türkiye’nin 2003 - 2004 yıllarındaki reform hızını tekrar yakalamasını istediklerini, bunu beklerken de AB’nin anlaşmalarla Türkiye’ye karşı üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini söyledi.

Ayrıca bu krizin normal bir kriz olduğunu; tekrardan güvenin kazanılmasını ve bunun içinde verdiğimiz sözleri tutmamız gerektiğini de önemle vurguladı. Her ekonomik krizin dönem dönem yeni yollar ve yeni şanslar da getirdiğini sözlerine ekledi.

5. Sayın Ria Oomen – Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü.

Hollanda’daki Türk toplumunun, sahip olduğu ekonomik güç açısından başarılı bir noktada olduğunu ve bu toplantıyla entegrasyonun somut bir şekilde gerçekleştiğini, iki ülke arasında var olan iyi ilişkilerin bu tür toplantılarla daha da ileriye gideceğini belirterek, örnek olarak turizimin büyük bir önemde ilişkilerimizi güzelleştirdiğini de ekledi. Bunun yanı sıra, Türkiye-AB ilişkileri konusunda daha adil bir yakınlık beklediğini, bu müzakerelerin hızlandırılmasıyla ilişkilerimizin güçleneceğini ‘‘Şimdi Değişim Zamanı’’ Avrupa sürecinde şimdi değişim olmalı diyerek sözlerini sonlandırdı.

4. Sayın René van der Linden – Avrupa Konseyi Parlamento Eski Başkanı:

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Yardımcısı ve DEİK İcra Kurulu Üyesi Halim Mete dünyanın ekonomik yönden sancılı durumda olduğunu dile getirdi. T.C. ilerlerken AB süreci belirsizleşiyor ve bir okadar da zorlaşıyor. Buna çözüm olarak 20092010 döneminde ikili ticaret oluşturup ekonomik ilişkilerimizi güçlendirmemiz gerektiğini, T.C.’nin AB’nin sorunlarının çözümüne katkıda bulanacağını, Türk mevzuatının AB mevzuatı ile uyumlu olduğunu, vize almakta sorun yaşamamamız gerektiğini; böylelikle yaptığımız uluslararası ticaretle ilgili bu sorunların konuşulması gerektiğini önemle vurguladı. Bunun yanı sıra küresel kriz konusundaki düşüncelerini de şöyle açıkladı; Finans piyasalarında kriz durumunun halen devam ettiğini, küresel krizin etkilerinin bu perspektiften bakıldığında AB gündemindeki temel konuların sadece T.C. meseleleri olduğunu dile getirdi.

Ria Oomen-Rijten de, Türkiye’nin AB üyeliğini istediklerini ancak yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca Türkiye hakkında hazırladığı son rapora ilişkin de bilgi verdi. Raporunda Türkiye’ye eleştirel ve dürüst bir yaklaşım sergilediğini söyledi. Hollanda ve öteki ülkelerdeki orta ve küçük ölçekli Türk işletmecilerin Avrupa Yatırım Bankası’nın sunduğu teşvik olanaklarından daha çok yararlanabileceklerini söyledi.

Halim Mete, Karadenizli bir denizci olduğundan bir Karadeniz fıkrası da anlatmadan geçemedi. ‘Çukur’ espirisiyle sorunları nasıl muhafaza ettiğimizi; çukuru kapatacağımıza gidip başka çukur açtığımızı, böylelikle sorunların bitmediğini dile getiriyor. Son olarakta Türkiye’nin AB üyeliğinde girişimcilerimize çok büyük roller düştüğünü sözlerine ekledi.

Ommen, yaşlılarımızı da eğitmemiz konusunu önemle vurguladı, bunlara daha intensif bir şekilde iş olanakları sunulabileceğini dile getirdi.Toplantının ilk sorularından biri olan yaşlanan nüfusa daha fazla nasıl katkı sağlayabiliriz sorusuna bir nevi yanıt verdi.

NUMMER - SAYI 6

NUMMER - SAYI 6

| www.hotiad.nl

27


7. Sayın Aldo Kaslowski – TÜSİAD Int. Başkanı

kazanacağını; bir siyasetçi ve bir milletvekili olarak Türk girişimcilerin sorunlarına çözüm getireceğini dile getirdi. Sizlerin sesinizi Avrupa Parlamentosu’nda yükseltecek temsilcilerin var olduğunu ifade etti. Vize sorunlarından dolayı bir çok kreatif gençlerimizin Türkiye Cumhuriyeti’nde mahsur kaldığını da dile getirdi.

Son olaraktan Türkiye’nin Avrupa Birliği’yle olan durumunda karar yılının 2013 olduğunu belirtti.

11. Sayın Celal Oruç – Ortel Group Yönetim Kurulu Başkanı.

10 Sayın Turgut Torunoğulları HOTİAD 2.

Bunun yanı sıra T.C. iç piyasasında yabancı dillere önem verilmesinden de son derece memnun olduğunu dile getirerek Türkiye-AB ilişkisinde ticari ilişkilerde doğru kişilere ve doğru şirketlere yatırım ve yardım yapılması gerektiğine inandığını sözlerine ekledi.

9. Sayın Volkan Bozkır – T.C. Avrupa Birliği Kaslowski, Türkiye’nin bir yandan yabancı sermaye için cazip bir ülke olma yolunda ilerlerken, diğer yandan da özellikle çevresindeki ülkelere yabancı sermaye ihraç eden bir ülke konumuna yükseldiğini belirtti.

Başkanı Konuşmasında Hollanda ve Avrupa’dan çeşitli ticari rakamlar vererek kısaca şu açıklamaları yaptı:

AB için Türkiye’nin belirli çözümlere ihtiyacı olduğunu önemle vurgulayarak bunun yanı sıra Hollanda ve Türkiye arası ticari ilişkilerin güçlendirilmesi gerektiğine değindi. Şu an 1.600 Hollanda şirketi Türkiye’de: inşaat, kimya, telecom sektörlerinde faaliyet gösterdiğini, tabi ki Türk girişimcilerimizin de aynı şekilde Hollanda’da faaliyet göstermekte olduğunu, bu tür ticari ilişkilerin artmasında fayda olacağını, bunun yanı sıra TürkiyeAB ilişkisini uzun süreli sevgiliye benzeterek; T.C.’nin, G20’ye üye bir ülke olduğunu ve jeolojik konumu ile güvenilir bir AB üyesi olacağına inandığını da sözlerine ekledi.

8. Sayın Emine Bozkurt – Avrupa Parlamentosu Üyesi:

``Bizler; bulunduğumuz ülkelerde hayatın her alanında çok büyük işler başardık. Bu başarıları kat ederken, bulunduğumuz ülkelerdeki çeşitli zorluklara rağmen tek başına ayakta durmayı, iş kurmayı, iş vermeyi, iş yapmayı öğrendik ve de öğrettik.

Daimi Temsilcisi Volkan Bozkir, Türkiye’nin Avrupa Topluluğu kapısında 50. yıl dönümünü yaşadığını belirterek bu uzun süreli ilişki içerisinde AB-Türkiye ilişkileri hakkındaki düşüncelerini şöyle dile getirdi. T.C. hoşgörü ve sabrı muhafaza etmektedir. Süper bir güç olabilmenin yolunun, insan gücünden geldiğini, AB’nin Türkiye’nin hem insan gücünün hem de ekonomik aktörlerinin katkılarıyla yol alabileceğini ifade ederek, karşılıklı çıkar ilişkilerinin faydalarından bahsetti. Krizle ilgili düşüncelerini ise şöyle ifade etti: Lizbon Anlaşması’nın yürürlüğe girmemesinden ve reddedilmesinden dolayı karar mekanizmasına bakıldığında, krizle ilgili çok önemli kararlar alınamadığı görülmektedir.

Emine Bozkurt 2008’deki kriz durumunu, krizin alfabedeki 2 farklı sembolü ifade ettiğini; biri zorluk ve engel, diğeri de fırsat yani başarı. Zorluklar sonrası başarı göreceğimize inandığını özellikle Türk iş adamların bu kıtada büyük faaliyetler göstereceğine canı gönülden inandığını vurguladı. AB sürecinde de KnowHow/kennis/bilgi ile hız

28

| www.hotiad.nl

Bizler; yaşadığımız ülkelerde, iş dünyası için fırsatlar yarattık. Bu ülkelerin ekonomisine katkıda bulunduk, istihdam yarattık. Çünkü bizler inanıyoruz ki, bu ülkelerde birinci sınıf vatandaş olmanın yolu bir ekonomik güç olmaktır. Dolayısıyla bizlere işçi gözüyle bakan bu ülkelere, yaptığımız ticari çalışmalarla Türk insanının neler yapabileceğinin örneklerini sunuyoruz...” diyerek sözlerine şöyle devam etti:

13. Sayın Frans Timmermans – Hollanda Avrupa Birliği İlişkileri Devlet Bakanı

Yani artık küreselleşen dünyada bizler de Avrupa’daki iş adamları olarak, gücümüzü birleştirelim. Bu süreçte iddialı, stratejik birlikler sağlayarak üstün girişimci ruhuna sahip birer iş adamları olalım. Bulunduğumuz ülkelerde, kabuğumuzu kırarak uluslararası işlere imzamızı atalım ve gene bulunduğumuz ülkelerdeki ulusal ve uluslararası şirketlerle ortak işler yapmayı öğrenelim. Yani dar bir pazar alanında birbirimizle rekabeti bırakıp, dünyaya açılalım. Pazar alanlarımızı ve iş sahalarımızı genişletip dünya ticaretinde yerimizi alalım.

Herkes kendi yoluna gitsin psikolojisinden, ekonomik sorunların yanında siyasi problemleri de beraberinde getirdiğini beyan edip, buna ek olaraktan Lizbon Anlaşması’nın içeriğinin tam olarak belli olmadığını, fasılların açılmasının önemini dile getirirken bu siyasi engellerden dolayı müzakerelerin de uzun sürmesine sebep olduğunu ifade etti.

NUMMER - SAYI 6

Celal Oruç’un, Türk girişimcilerine yönelik okuduğu “Gastarbeider” adlı metinde dile getirmek istediği mesaj; “Avrupa’ya” çalışmak için misafir geldiğimiz o vakitten bu yana gösterdiğimiz azim ve ticari başarılarımızla, AB’yi yine zor zamanda bizler kurtaracağız. Son olarak da insanlığın ortak bir dileği vardır, o da ‘sevgidir’. Şuan Avrupa’da bu sevgiyi gerçekleştirdiğimizi ve bu ticari başarılarımızı daha da ilerleteceğimize inaniyorum.”dedi.

Hollanda’nın AB ile ilişkilerden sorumlu Devlet Bakanı Frans Timmermans da, dünyada yaşanan global krizin Avrupa Birliği açısından getirdiği sorunlara işaret etti. Timmermans, krizin aşılmasında AB’nin yetişmiş insan potansiyeli, tüketici talep gücünün yüksekliği, gelir dağılımındaki adaletli durum, ortak değerleri paylaşma gibi özelikleri dolayısıyla dünyanın diğer bölgelerine göre daha rahat atlatma şansı bulunduğunu söyledi. Frans Timmermans, kendisini Türkiye’nin bir dostu gibi gördüğünü ve kesinlikle üye olmasını istediğini ama bu süreçte bazı sorunların yaşandığına da dikkat çekti.

NUMMER - SAYI 6

| www.hotiad.nl

29


26 Nisan 2009 Pazar, Katılımcıların Avrupa’daki Türk girişimcilerine Avrupa Birliği fonlardan nasıl yararlanabileceğine dair verilen öneriler ve Türk girişimcileri iş piyasası ve ülkelerin konumu hakkında bilgilendirecek çeşitli çalışma grup/kurumların sunumları;

Sabah saat 09:00’da başlayan toplantının açılışı Avrupa Konseyi Parlamento Eski Başkanı, Rene van der Linden tarafından yapıldı. Bugünkü toplantının anlam ve önemi; Türk girişimcileri gerek kredi konusunda gerek ise Avrupa Birliği fonlarından nasıl yararlanabileceğine dair bilgilendirmekti. Program sonunda protokol imza töreni akabinde gün değerlendirmesi olarak basın toplantısı yapıldı.

1.Sayın Rene van der Linden - Avrupa Konseyi Parlamento Eski Başkanı:

4. Sayın Faruk Şen - TAVAK Başkanı:

Bu iki kurumun da eğitime danışma hizmeti verdiklerine dikkat çekti. Araştırmalara göre yeteri kadar Türk girisimcinin bu kurumlardan yararlanmadığını dile getirdi.Çözüm olarak Recep keskin 2 çeşit çözüm sundu; 1) İlk erişim noktası olarak adlandırılan INFO POINT; buradan iş ve işçi bulma kurumlarından eğitim ve buna benzer konularda yeni girişimciler bilgi edinebilirler.

gösterdiğini; bir bilgi şehri olduğunu Türk girişimcilerin dikkatlerine sundu. Maastricht’in metropolik bir birleşim oluşturmakla kalmayıp kültürel de bir birleşim oluşturduğunu önemle vurguladı.

2) HOT Line; diye adlandırılmış 3 uzman tarafından cevaplandırılan telefon hattı.Bu uzmanlar Turk girişimcilerin sorularına cevap verebilir uzmanlıkta olup bunun yani sıra anatkar odalarına, Çalışma Bakanlık’larına v.s yönlendirebilecek üst düzeyde yetişmiş bireylerdir. Buradaki amaç Prof. Recep Keskin’in de konuşmasından da öne çıktığı gibi girişimcilere bilgi vermek ve onları yönlendirmektir.

Özellikle genç girişimcilerin iç piyasaya karışmalarını önemsediği gibi tarımcılık konusuna atılmaları önerisinde bulundu.

3. Sayın Rob Almering - ABN AMRO BANK N.V Yönetim Kurulu Üyesi: Faruk Şen, Türkiye’nin AB’ye tam üye olduğu durumu varsayımı yaparak Türkiye için ne tür gelişmeler olabileceğine dair Türk girişimcileri bilgilendirdi. Gümrük Birliği anlaşması, T.C.–AB arası ihracat konumu, serbest dolaşım ve yerleşim hukukunun 9. maddesine göre: 90 gün içinde ev ve iş bulabilene kalma hakkı gibi konulara değindi.

5. Sayın Recep Keskin – ATİAD Başkanı:

Program açılışında Türkiye’nin AB’deki yerini ve önemini tekrar gündeme getiren, Rene van der Linden; iyi bir komşu, uzak dostlarımızdan daha önemli’’, diyerek birbirimizi partner olarak görmek istediğini dile getirdi.

2. Sayın Gerd Leers – Maastricht Belediye Başkanı:

Rob Almering, çift kültürlü olmanın faydalarının olduğunu dile getiriyor. Önemli olan iyi bir düşünce acısını yakalamak ve bunu iyi bir başarı derecesine çevirmek olduğunu açıkladı.

AB içerisinde bütçenin sübvansiyonlara ayrılmış olmasını önemle vurguladı ve bu sübvansiyonları özellikle küçük ve orta ölçekli şirketlerin (MKB şirketlerin) dikkate alması hususunda öneride bulundu. Fonların Yapısal Fonlar, Uyum Fonları (ESF,EFS), Ülkesel ve Bölgesel Teşvik Fonları olmak üzere çeşitlere ayrıldığını anlattı. Buna ek olarak IPA olarak adlandırılan yardımların (mali yardım), katılım öncesi mali yardım amaçlı aday ülkeleri tam üyeliğe hazırlamaya destek amaçlı olduğunu dile getirdi. AB sübvansiyonlarından doğrudan ve dolaylı olmak üzere iki şekilde faydalanılabileceğine değindi. Hakan Kapar’ın bu önemli konuşmasından sonra fonlar ve sübvansiyon konusunda daha detaylı bilgi almak isteyen (yeni) girişimciler için 3 tane siteyi incelemelerini tavsiye etti:

Bir şirketin uzun ömürlü olabilmesi için gereken likiditenin olmasının önemini Türk girişimcileriyle paylaştı ve şirket içi çalışma disiplinine yönelik önerilerde bulundu.

http://ec.europa.eu/enterprise/sme/index_nl.html http://ec.europa.eu/grants/index_en.htm http://avrupa.info.tr Bu sitelerden sübvansiyon olanaklarının daha detaylı bir şekilde araştırılabileceğini önemle vurguladı. Prof. Recep Keskin, bu katılımda Türk girişimcilere fonlardan nasıl yararlanilabileceğine dair bilgiler verdi. Bu konuda öncellikle bir kaç önemli kurumlara baş vurulmasını önemle vurguladı; Ticaret odaları

Maastricht’in Avrupa’ daki statüsünü, konum ve önemini anlattıktan sonra, bu şehrin ekonomik gelişme

| www.hotiad.nl

Hakan Kapar, Türk girişimcilerini Avrupa sübvansiyon olanakları hakkında bilgilendirdi.

Ekonomik krizden dolayı, kredi alınma durumlarında gerek bankaların gerek girişimcilerine zorlanmasından ötürü kredi alma konusunda ABN AMRO A.S adına pozitif konuşmalar yaptı.

Şirket adına stratejik gelecek plan(visie) oluşturmak şu anki kriz dönemini en başarılı bir şekilde atlatabilmek için bankalarının Türk girişimcilere kredi konusunda yardımcı olabileceklerinin olumlu sinyallerini verdi.

30

6. Sayın Hakan Kapar - Avrupa Birliği fonlarından nasıl faydalanılabilir?

Sanayi odaları

NUMMER - SAYI 6

NUMMER - SAYI 6

| www.hotiad.nl

31


“TÜRK TOPLUMU HOLLANDA’DA MUHTEŞEM BAŞARILAR ELDE ETTİ” Türkiye’nin AB üyeliği konusuna da değinen Hollandalı Bakan, Türkiye’nin üyeliğine karşı olanların varlıklarına işaret ederek, önyargıların kırılmasında Hollanda’da iş yapan Türk kökenli iş adamlarına da büyük bir görev düştüğünü söyledi. Türk kökenli iş adamlarının artık misafir değil ailelerinin doğal bir üyesi olduğunu kaydeden Timmermans, “Bakınız buradakilerin çoğu geçmişte misafir işçi olarak geldiler ama şimdi iş adamları konumundalar. Misafir olmadıklarını görmeliler. Artık bu insanların misafir olmadıklarını ve ailemizin yeni üyeleri olduğunu bizim de kabul etmemiz lazım. Misafir olmadıklarını kabul edersek birlikte bir aile olarak yaşam süreriz.

Rene van der Linden Avrupa Konseyi Parlamento Eski Başkanı:

Amerika’da başladıktan sonra birçok ülkeyi etkisi altına alan ekonomik krizin aynı zamanda beraberinde bazı fırsatlar da getirdiğine işaret eden Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) eski Başkanı Rene van der Linden ise, bu yüzden krizin AB’yi daha da ileri götüreceğini ileri sürdü. Türkiye’nin AB üyelik sürecine de temas eden Van der Linden, Türkiye’nin üyeliğinin birliğe önemli bir katkı yapacağını belirtti. Türkiye’nin üyeliğine karşı olan kesimlerin önyargılı davrandıklarına işaret eden AKPM eski Başkanı, “Ama Türkiye anlaşmalarda yer alan konuları yerine getirirse hiç kimse çıkıp da üye yapmayız demez. Türkiye 49 yıldır hem Avrupa Konsey Üyesi hem de NATO üyesidir. Gelecekte de Avrupa için büyük bir önemdedir Avrupa için büyük öneme sahip bir coğrafyada bulunmakta. Değerli dostum Abdullah Gül bu konuda önemli açılımlar yapıyor. Komşularla iyi ilişkiler geliştiriyor.” dedi. Dünyayı kasıp kavuran mevcut ekonomik krizin geçici olmadığını, bu krizin etkilerinin kalıcı olacağına işaret eden Hollanda’nın AB İşlerinden Sorumlu Bakanı Frans Timmermans da, “Şu andaki hayat kesinlikle krizden öncekinden farklı. Eğer gerekli tedbirleri almazsak kriz daha da derinleşir. Bu yüzden tedbirlerin alınması lazım.” uyarısında bulundu.

Türk toplumu Hollanda’da muhteşem başarılar elde etmiş ama kimileri bu başarıları değil de sürekli sorunları görüyor, bunları dile getiriyorlar.” diye konuştu.

ZİRVEDEN PLAKET GÖRÜNTÜLERİ Zirvede konuşma yapan misafirlere HOTİAD üyeleri tarafından plaketler ayrı ayrı takdim edildi.

Selahattin Alpar

Ali Bekdur

T.C. Lahey Büyükelçisi

J.W.M.M.J (Jos) Hessels

Hikmet Gürcüoğlu

Frans Timmermans Hollanda Avrupa Birliği İlişkileri Devlet Bakanı

Mehmet Soytürk

Frans Timmermans Hollanda Avrupa Birliği İlişkileri Devlet Bakanı

Türkiye’nin AB Daimi Temsilcisi Volkan Bozkır ise konuşmasında Türkiye’nin birliğe yapacağı katkılar üzerinde durdu. İlhan Döne

TOBB Başkan yardımcıcı

| www.hotiad.nl

Turgut Torunoğulları

TÜSİAD Int Başkanı

Limburg eyaleti Vali Yardımcısı

Halm Mete

32

Aldo Kaslowski

NUMMER - SAYI 6

Özlem Torunoğulları

Turgut Torunoğulları

Şerif Aktürk

DEİK Yön.Kur. Üyesi

NUMMER - SAYI 6

| www.hotiad.nl

33


Mehmet Soytürk

Faruk Halıcı

HOTİAD Başkanı

Volkan Bozkır

Şerif Aktürk

Abdullah Özel

T.C. Avrupa Birliği Daimi Temsilcisi

Ahmet Kaya

Faruk Şen

Gerd Leers

TAVAK Başkanı

Maastricht Belediye Başkanı

Recep Keskin

Mehmet Çetin

ATİAD Başkanı

Rene van der Linden

İbrahim Atilla

Ria Oomen

Avrupa Konseyi Parlamento Eski

Avrupa Parlamentosu

Başkanı

Türkiye Raportörü

Celal Oruç

Recep Doğanyiğit

Ortel Genel Müdürü

Emine Bozkurt

Selçuk Öztürk

Aziz Şahin ATİK Başkanı

Gülali Alkılıç

Metin Yılmaz

Avrupa Parlamentosu Üyesi

Yalçın Çakır

34

| www.hotiad.nl

NUMMER - SAYI 6

NUMMER - SAYI 6

| www.hotiad.nl

35


HOTİAD baŞkan vekİlİ Celal Oruç, Hollanda’da Zengİnler Lİstesİne Gİrdİ

Protokol İmza törenİ Zİrvenİn sonunda İkİ protokol İmzalandı

Hollanda’nın en zenginleri listesine ilk kez bir Türk girdi. Yayınladığı zenginler listeleri ile tanınan Forbes’ten Esinlenen Quote Dergisi, 2008 Listesinde Ortel Mobile’nin Yönetim Kurulu Başkanı Celal Oruç’a da yer yerdi. 500 kişilik zenginler listesinde C&A’nın sahibi Brenninkmeijer ailesi 24.1 milyar Euro ile birinci, Heineken biralarının sahibi Charlene de CarvalhoHeineken 4.1 milyar Euro ile ikinci, HAL Investments şirketinin sahibi Van der Vorm ailesi 3.8 milyar Euro ile üçüncü sırada yer aldı. Avrupa’nın etnik pazarlara yönelik ön ödemeli mobil telekomünikasyon hizmet sağlayıcılarının en büyükleri arasında yer alan Ortel Mobile’nin 47 yaşındaki Yönetim Kurulu Başkanı Celal Oruç ise, 71 milyon Euro olduğu tahmin edilen serveti ile listenin 395’inci sırasında yer aldı. Şirket geçen mart ayında hisselerinin üçte ikisini Hollanda telekom şirketi KPN’ye devreden Ortel’in, Lahey’in yanı sıra Belçika’nın Anvers, Almanya’nın da Düseldorf kentlerinde ofisleri bulunuyor. 50’yi aşkın çalışanı bulunan Ortel’in 2007 yılındaki cirosu 87 milyon Euro. Celal Oruç tarafından üç yıl önce kurulan şirketin, büyük bölümü Hollanda, Belçika ve Almanya’daki yabancılardan oluşan 1 milyonu aşkın müşterisi var.

Celal Oruç eerste Turk in Quote 500 Oruç (47) is oprichter van Ortel, een virtuele operator voor mobiele telefonie. Afgelopen maart verkocht hij tweederde van zijn onderneming aan KPN. Een bedrag is niet bekend gemaakt, maar wij schatten conservatief dat het rond de €50 miljoen is. Dat is gebaseerd op kwartaalcijfers van KPN, waarin stond dat de Nederlandse telecomreus €164 miljoen aan overnames heeft besteed voor drie overnames, waarvan twee substantiële.

maar vooral ook voor de allochtone Nederlanders met familie in het buitenland.

Van de overige eenderde die niet in handen is van KPN, is 80% nog in handen van Oruç. Zijn vermogen komt volgens ons uit op zo’n €71 miljoen, goed voor positie 395 in de Quote 500.

Oruç ging in Zuid-Turkije naar school, en droomde eenmaal in Nederland van een baan als boekhouder. Maar omdat zijn Turkse diploma’s hier niet erkend werden, opende hij een slagerij in Den Haag. Later baatte hij een grillroom in Eindhoven uit om vervolgens een terug te keren naar Den Haag. In 2005 besloot hij een eigen mobiele operator, gericht op Turken, op te zetten, maar de financiering zorgde voor enige strubbelingen. ‘De banken vertrouwden mij niet, want ik was een Turk,’ vertelde hij Het Financieele Dagblad. ‘Nu staan ze in de rij.’

Ortel huurt netwerk van andere telecombedrijven en verkoopt telefoonkaarten voor prepaid-telefoons waarmee relatief goedkoop gebeld kan worden naar het buitenland. Leuk natuurlijk voor de verliefde bakvis die denkt dat die Italiaan of Spanjaard die ze op vakantie tegen kwam echt de liefde van haar leven is,

36

| www.hotiad.nl

Ortel verkoopt met succes zoveel prepaid-kaarten omdat het zich met etno-marketing specifiek richt op allochtonen. Een slimme strategie, zo blijkt: Oruç constateert dat allochtonen wel acht keer zoveel uitgeven aan telefoneren als de gemiddelde autochtoon.

NUMMER - SAYI 6

Maastricht kentinde yapılan zirvenin ikinci gününde TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi ile Maastricht Menajerlik Yüksek Okulu (Maastricht School of Management) arasında işbirliği ve karşılıklı öğrenci değişimi protokolü imzalandı. Maastricht kentinde yapılan zirvenin ikinci gününde TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi ile Maastricht Menajerlik Yüksek Okulu (Maastricht School of Management) arasında işbirliği ve karşılıklı öğrenci değişimi protokolü imzalandı. Zirvede söz alan iş adamları ve politikacılar, Türkiye`nin sahip olduğu ekonomik güç, insan kaynakları ve stratejik konumuyla AB ailesi içinde yer almasını gerektiği konusunda görüş birliğine vardılar. Zirvenin ardından TOBB İkinci Başkanı Halim Mete ile Maastricht Menajerlik Yüksek Okulu (MSM) Mütevelli Heyeti Başkanı ve eski Avrupa Parlamentosu Meclis Başkanı Rene van der Linden arasında TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi ile MSM arasında ortak çalışma protokolünü imzaladılar.

NUMMER - SAYI 6

TOBB başkan yardımcısı Halim Mete imza töreninin ardından yaptığı açıklamada, günümüz iş dünyasının ihtiyaç duyacağı uluslararası arenada başarıyla çalışabilecek donanıma sahip, dinamik yöneticiler yetiştirebilmek için bu projeye imza koyduklarını ifade etti. Halim Mete, başlatacakları MBA programının Tedarik zinciri ve lojistik odaklı olarak tasarlandığını belirtti. Mete, küresel bağlantıları olan MSM ile ETU, Türk ekonomisinin ihtiyaç duyacağı lider yönetici kadroları yetiştirmeyi amaçladıklarını söyledi. Halim Mete, anlaşmanın YÖK tarafından da tanınmasının ardından 2009-2010 öğretim yılının güz döneminden itibaren öğrenci değişimine başlanacağını ve eğitim dilinin İngilizce olacağını sözlerine ekledi.

| www.hotiad.nl

37


HOTİAD ÜYELERİ ZİRVEYİ DEĞERLENDİRİYOR

Rene van der Linden de, MSM`nin, 30 değişik ülkeden yaklaşık 3 bin dolayındaki öğrenci kapasitesiyle uluslararası bir özelliği bulunduğunu anlattı. Van der Linden, okulumuzun sahip olduğu uluslararası bağlantıları ve deneyimiyle Türkiye`nin AB ilişkilerinde uzman personel yetiştirebilecek bir okul olduğunu söyledi. HOTİAD Başkanı Mehmet Soytürk de kapanışta yaptığı açıklamada, toplantının son derece başarılı geçtiğini belirtti ve gelecek haftadan itibaren gelecek yıl için düzenleyecekleri dördüncü zirve toplantısının hazırlık çalışmalarına başlayacaklarını bildirdi. Mehmet Soytürk, bu zirvede imzalanan iki okul arasındaki karşılıklı işbirliği protokolünün, HOTİAD`ın ekonomi ve ticaret kadar eğitime de verdiği önemi gösterdiğini söyledi.Bundan böyle eğitim alanındaki yatırımlarını daha da artıracaklarını kaydetti. Şimdi Değişim Zamanı sloganıyla düzenlenen ve Türkiye dahil bir çok Avrupa ülkesinden iş adamları ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin yer aldığı zirvenin, hükümet otoritelerinden ve tüm katılımcılardan tam destek aldığı belirtildi.

www.msm.nl

``Türkiye`nin AB`ye tam üyeliğinin iki taraf için de bir kazanım olacaktır görüşüne yer verilen açıklamada, Hollanda ve Avrupa`daki Türk toplumunun entegrasyonu ve işbirliği olanaklarına da değinildiği, katılımcıların karşılıklı küresel kriz dahil bir çok konuda görüş alışverişinde bulundukları kaydedildi.

Şerif Aktürk HOTİAD Denetleme Kurulu Başkanı

İlhan Döne HOTİAD Başkan Yardımcısı

www.etu.edu.tr HOTİAD’in 3. sünü düzenlediği Avrupa İş Adamları Ekonomik Zirvesi iki günlük programla gerçekleştirildi. Oldukça verimli geçen Zirvenin, bu yılki sloganı olan “Şimdi Değişim Zamanı” konusu, birinci günde konuşan katılımcılar tarafından işlenmiş ve Türkiye’nin AB’ye tam üye olmasının Avrupa’nın geleceği açısından önemine vurgu yapılmıştır. Konuşmacılar küresel krizin yaşandığı bu dönemde Avrupa’daki Türk girişimcilerinin Avrupa ekonomisine olan katma değerlerinin yadsınamayacağını dile getirdiler. İkinci gün gerçekleşen programda, AB fonlarının iş adamlarına sunduğu imkanlar ve yenilikçi buluşların desteklenmesi konuları, katılımcılar açısından oldukça verimli oldu. Bunun yanında MSM ile TOBB arasında yapılan ortak çalışma protokolü ve MSM ile HOTİAD arasında yapılan öğrenci değişim protokolü ikinci günün önemli çalışmasıydı.

Üç yıldır Maastricht’te düzenlediğimiz Zirve, her yıl daha da anlam kazanarak hedefine ulaşmaya devam ediyor. Özellikle Avrupa Birliği’nin temelinin atıldığı eyalet binasının yeniden tahsis edilmesi, seçilen konuların içeriği ve konuşmacı katılımcıların konularına hakim olmaları daha da çekici hele getiriyor. Hollanda ve Avrupa Parlementosu’ndan beklenilen katılımın olmasına rağmen Türkiye’den bakanlık düzeyinde katılımın olmaması bir eksikliktir. Ama bu düzeyde bir katılımın olmaması yaptığımız zirvenin ve çalışmanın çıtasını düşürmemektedir. Özellikle bu sene, MSM (Maastricht Menejerlik Yüksek Okulu) ve TOBB – ETÜ (TOBB – Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi) ile yapılan “karşılıklı öğrenci değişimi” protokoluna HOTİAD olarak vesile olmamız ve HOTİAD üyeleri olarak masrafları üstlenmemiz, iki ülke arasındaki eğitime ve kültüre büyük bir katkıdır. Bu girişim de zirveye oldukça anlam kazandırmıştır. Gelecek yıllarda Avrupa’nın tüm ülkelerinden katılımın daha da fazla olmasını sağlamak mümkün. Bence bu konuya da ağırlık vermek gerekiyor.

38

| www.hotiad.nl

NUMMER - SAYI 6

NUMMER - SAYI 6

| www.hotiad.nl

39


İbrahim Atilla HOTİAD Başkan Yardımcısı HOTİAD olarak III Avrupa Türk İş Adamları Maastricht Ekonomi Zirvesi “Şimdi Değişim Zamanı” adıyla düzenlediğimiz ve Türkiye dahil dünyanın bir çok ülkesinden iş adamlarının yanı sıra, siyasi ve bürokratik üst düzey isimlerin de katıldığı zirve başarıyla gerçekleşti. Tüm katılımcıların da büyük desteğini ve beğenisini alan zirve toplantısının, gelecek yıllarda daha da genişleyerek yapılmasının sinyali alındı. Toplantıda, Hollanda ve Avrupa’daki Türk toplumunun entegrasyonu ve işbirliği olanaklarına değinilmesi, küresel kriz dahil birçok konuda görüş alışverişinde bulunulması zirvenin anlamını daha da derinleştirdi. Aynı zamanda bu toplantı, Avrupa ülkelerindeki Türk işverenlerin sahip oldukları girişimcilik ruhuyla büyük bir ekonomik güç haline geldiklerini gösterdi. Ayrıca Türk girişimcilerin, daha birçok alanda yeni atılımlarla güçlerine güç katması ve Avrupa ülkelerindeki girişimcilerin birleşerek, nasıl daha büyütülebileceği konuları da ağırlıklı hissettirildi. Bütün bu konuları içeren bir toplantının yapılması, HOTİAD’ın ulaştığı başarı düzeyini ortaya koyduğunu gösterdi. Belki de Avrupa’da bir örnek kurum olduğunu lanse etti. Hollanda’daki Türk toplumunun sahip olduğu ekonomik gücü ve yaptığı bu tür yararlı toplantılar açısından bakıldığında HOTİAD, başarılı bir noktada olduğunu ve dolayısıyla iki ülke arasında var olan ilişkilerin daha da gelişmesine katkıda bulunacağını ispatlamıştır. Neticede, HOTİAD olarak organize etmiş olduğumuz III Avrupa Türk İş Adamları Maastricht Ekonomi Zirvesi son derece verimli ve başarı olmuştur ve bu toplantıyla Türkiye’nin imajına olumlu katkıda bulunulduğunu söyleyebilirim. HOTİAD’ın düzenlemiş olduğu bu muhteşem organizasyonda bir kez daha güzel bir gövde gösterisi yaptığımızı düşünüyorüm. Tüm Avrupa’ya Türk iş adamlarının gücünü AB’ye üyelik açısından göstermiş olduk. Değerli konukların katılımı ile çok verimli bir zirve geçirdiğimizi söyleyebilirim.

40

| www.hotiad.nl

Metin Yilmaz HOTİAD üyesi ve Yılmaz finans Genel Müdürü HOTİAD’ın düzenlemiş olduğu bu muhteşem organizasyonda bir kez daha güzel bir gövde gösterisi yaptığımızı düşünüyorüm. Tüm Avrupa’ya Türk iş adamlarının gücünü AB’ye üyelik açısından göstermiş olduk. Değerli konukların katılımı ile çok verimli bir zirve geçirdiğimizi söyleyebilirim.

Gülali Alkılıç HOTİAD Denetim Kurulu Üyesi

Hayati Tahtalı HOTİAD Üyesi

Mastricht Zirvesi’ne genel açıdan baktığımızda olumlu diyebiliriz. Gene salonun aynı salon olması. Programın akışı ve içeriği açısından başarılı olduğunu söyleyebilirim. Bu sene ayrıca, TOBB ve Maastricht üniversiteleri arasında yapılan protokol, zirveye daha da anlam kazandırmıştır. Hollanda’dan ve Avrupa parlamentosundan konuşmacı katılımcıların üst düzeyde olması ve Avrupa’daki görsel ve yazılı basının yoğun katılımları zirveyi amacına ulaştırmıştır. Ama üzücü bir yanı da var. Bizler Türkiye için, Türkiye’nin yararına çalışmamıza rağmen iki senedir Türkiye’den bir bakan ve parlamenter katılmıyor. Bunu anlamak mümkün değil . Nedenlerini yetkili kurumların bizlere izah etmelerini bekliyorum.

Nisan ayının sonunda gerçekleşen ve muhteşem katılımla tam bir doluluk sağlayan zirve, HOTİAD’ın ne kadar sağlam bir sivil toplum derneği olduğunun en belirgin kanıtı oldu. Bu şekilde bakdığımızda Hollandalı bakanların, Avrupa Parlementosu üyelerinin ve Maastricht Belediye Başkanı’nın zirveye verdikleri önemi de görünce HOTİAD’ın büyük bir görev üstlendiğini gördük. “Şimdi Değişim Zamanı” ile yoluna devam eden zirvenin Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliğine kadar devamının ısrarı da, teşkilatın istikrarlı çalışmasının güzel bir örneği oldu. Hollandalı Türk iş adamlarının kurduğu bu derneğin, ülkemiz için en güçlü lobi faaliyetini yürüteceğine ve bu iş adamlarımızın sayesinde ülkemizi Hollanda ve Avrupa’da en güzel bir şekilde temsil edeceğine hiç şüphem yok. Bunun yanısıra Türkiye’den katılımın az olması, yani bakanlık düzeyinde olmaması da ayrı bir soruyu akla getiriyor. Acaba ülkemizde HOTİAD kendini iyi anlatamadı mı? Bu soru aklımızda kalmış olsa da, ileride daha iyi şeylerin olacağına inancım tamdır. HOTİAD Yönetim Kurulu Başkanı ve tüm üyelerini bu güzel çalışmalarından dolayı tebrik eder, başarılarının devamını dilerim.

Avukat - İsmail Ağarmış Avrupalı Türk iş adamlarının, Türkiye’nin AB’ye giriş sürecine verdiği desteği göstermek ve ayrıca iş adamlarının bulundukları ülkelerde kat etmiş oldukları ekonomik ve sosyal başarıları, bütün dünyaya duyurmak üzere her yıl geleneksel olarak organize edilen zirvenin bu yıl da gerek katılımcılar nezdinde, gerek ise konuşmacılar nezdinde hedefine ulaştığına inanıyorum. Bu vesile ile Türklerin sesini tüm Avrupa`ya ve dünyaya duyuran HOTİAD’a şükranlarımı sunuyorum.” NUMMER - SAYI 6

NUMMER - SAYI 6

| www.hotiad.nl

41


Bunlar en önemli eksiklerimiz diye düşünüyorum.

vermiş olduğu katkının istihdamın farkında olan sayın Bakan gelecek için umut verici konuşması çok güzeldi. Kendilerine buradan teşekkür ederim son olarak başta sayın başkanımız Mehmet Soytürk beye ve yönetim kuruluna çalışma gurubundaki arkadaşlarıma çok değerli basın mensubu dostlarımıza emeği geçen herkese teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.

10 – 11 Nisan 2009 tarihinde DEİK tarafından Türkiye’de organize edilen kurultayda, HOTİD II. Başkanımız sayın Turgut Torunoğulları’nın DTİK (Dünya Türk İş Konseyi) yönetimine seçilmesi büyük bir başarıdır. Bu nedenle tüm işverenlerimiz sayın Torunoğulları’nın destekçisi olmalıdırlar. HOTİAD gelecek beş yılda neler yapmalı?

Ahmet Kaya HOTİAD Yayın Sorumlusu Değerli Okuyucular, Bu sayımızda yine HOTİAD ile ilgili olarak yazmak istiyorum. Çünkü HOTİAD beşinci yılını doldurmak üzere. Bu beş yıl içerisinde neler yapıldı, neler yapılabilirdi ve önümüzdeki beş yıl içerisinde HOTİAD hangi çalışmaları önüne koymalı gibi konuları biraz irdelemek istiyorum. Bence HOTİAD, geçtiğimiz beş yıl içerisinde Türkiye dahil Avrupa’da bir ilke imza atmıştır. Nedir bu ilk? Bunu biraz açmak lazım. 2004 yılında değerli dostum Gülali Alkılıç’la HOTİAD’ı kurarken, bir ilke üzerinde hem fikir olmuştuk. Kuracağımız iş adamları derneğine, her görüşten, her inançtan iş adamının üye olabileceği idi. Ama hiç kimse kendi görüşünü ve inancını bir başkasına dayatmayacak ve eğer varsa kendi sorunlarını derneğe aktarmayacaktı. İşte, belki de örneği görülmemiş bir şekilde HOTİAD bu ilkesini geçtiğimiz beş yıl içerisinde mükemmel bir şekilde gerçekleştirmiş ve çalışmalarını sürdürmüştür. Böyle bir kurumun olduğuna veya olsa bile bu kadar uzun süre devam ettiğine şahit olmadım. Bu bence en büyük başarı ve bir ilktir. HOTİAD, geçtiğimiz 5 yıl içerisinde çok önemli işlere imza attı. İki çalışmayı istikrarlı bir şekilde yürüttüğünü ve bence bu iki çalışmanın da HOTİAD’ı layık olduğu yere oturttuğunu diyebiliriz. Bunların birincisi “Yatırım Cenneti Türkiye”, ikincisi ise “Avrupa Türk İş Adamları Maastricht Ekonomi Zirvesi”dir. “Yatırım Cenneti Türkiye”, Hollandalı iş adamlarına yönelik olup Türkiye’de yatırım imkanlarını tanıtma amaçlanmıştır. İkincisi ise Avrupa’daki Türk girişimcilere yönelik bulundukları ülkelerdeki güçlerini göstermeye ve kendi aralarındaki ticari ilişkiyi geliştirmeye yöneliktir.

- Yukarıda belirtilen rutin çalışmalarının yanı sıra HOTİAD, Türk girişimcilerinin Hollanda’daki meslek kuruluşlarının (MKB, KvK ve VNO-NCW gibi) yönetimlerine girmelidir. - Türkiye ve Hollanda’da ilgili bakanlıklarla ve önemli kurumlarla yakın temasta olmalı, dolayısıyla her iki ülkeyi ilgilendiren ticari gelişmeleri takip ederek, hem üyelerinin hem de diğer girişimcilerin yararına girişimler de bulunmalıdır. - HOTİAD danışılan bir kurum haline getirilmelidir. Yani Türkiye’den Hollanda’ya, Hollanda’dan Türkiye’ye yatırım yapacak girişimcilere profesyonelce danışmanlık ve rehberlik hizmetleri verebilmelidir. - Yeni girişimci adaylarına ve küçük işletmelere dönük eğitici kurslar vermeli. Bu konuda uzman kişiler bularak, işyeri kurma, varolan küçük işyerlerinin büyütülmesi ve genel olanaklar konusunda bilgilendirme yapmalı. Yani, HOTİAD gelecek beş yılda profesyonelliği önüne koyarak ve kaynak yaratarak uzman insanları çalıştırıp hedefine ulaşmalıdır. Zirveye genel bir bakış açısından bakıldığında, yani yeni katılımcılar açısından bakıldığında olumlu olduğunu söylemek mümkün. Avrupa Birliği ve Hollanda parlamentolarından konuşmacı katılımcıların, T.C. Hollanda Büyükelçiliği’nin ve Avrupa Birliği Daimi Temsilciliği’mizin katılımları ve katkıları üst düzeyde idi. Ayrıca Maastricht Eyalet binasının yeniden tahsis edilmesi, eyalet vali yardımcısının katılım desteği ve zirvede TOBB ve Maastricht Üniversiteleri arasında yapılan protokol sözleşmesinin HOTİAD aracılığı ile yapılması en büyük artılardı.

HOTİAD bu 5 yıl içerisinde Hollanda ve Türkiye’deki muhatap kurumlarla çok daha yakın ilişkiler kurabilir ve Hollanda’daki Türklerin çatı örgütü konumu gelebilirdi.

42

| www.hotiad.nl

NUMMER - SAYI 6

Faruk Halıcı HOTİAD Yönetim Kurulu Üyesi Üçüncüsünü organize ettiğimiz Maastricht Ekonomi Zirvesi’ni başarıyla bitirmiş bulunmaktayız. Bu zirvede katkısı olan bütün dostlara teşekkür ederim. Bu seneki zirvemizdeki başlığımız “Şimdi Değişim Zamanı” idi bu cümle aslında içerik bakımından hem Türkiye hem de Avrupa için çok şey anlam ifade ediyor, bir değişikliğin olması gerektiğini her iki taraf da kabul ediyor. Değişiklik yenilik demektir, buna ihtiyaç vardır. Görünen o ki gelinen noktada dünyadaki yaşanan bu küresel kriz bu değişimin gerekli olduğunu gösteriyor. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılmasının gerekli olduğuna zirveye katılan konuşmacıların hepsi buna vurgu yapmıştır. Çünkü Türkiye’nin coğrafi konumu, yeraltı kaynakları ve çok önemli olan genç nüfusu itibariyle Avrupa’nın gücüne güç katacak bir ülkedir. Fakat önyargıdan ve çifte standart uygulamalardan Avrupa Birliği sıyrılmalıdır. Tabi zirvede vurgu yapıldığı gibi Türkiye’de gerekli reformları hızlı bir şekilde bitirmelidir. Kendimize bu öz eleştiriyi yapmalıyız. Zirvede bir diğer vurgu ise Avrupa’da yaşayan 5 milyon insanımızın arasından çıkan iş damlarımızın Avrupa’ya yaptıkları ekonomik katkının önemidir. Türk toplumu Avrupa’nın hangi ülkesinde olursa olsun kendisini geliştiren, bulunduğu topluluğa entegre olarak değerlerini koruyan, iyi organize olabilen bir topluluktur. Aslında objektif bir bakışla Türk toplumunun gelişini ve şu an ki durumunu değerlendirdiğimizde bulunduğumuz ülkelere yük olmadığımız, misafir işçi gelen büyüklerimizin çoçukları ve torunlarının Avrupa’da iş adamı, siyasetçi, avukat, öğretmen ve doktor vb meslekleri icra ettikleri görülecektir. Bu gelişim Avrupa’nın faydasınadır. Sayın Hollanda Devlet Bakanı’mız Frans Timmermans’ın dediği gibi bizlerin artık misafir değil ev sahibi olduğumuzu kabul etmeliyiz ve birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz. Ayrıca Türk iş adamlarının Hollanda’ya

NUMMER - SAYI 6

Hikmet Gürcüoğlu HOTİAD Yönetim Kurulu Üyesi Maasricht zirvesi HOTİAD için başarılı bir çalışma olmuştur. Birlik ve beraberliğin bir güce dönüştüğü, bu gücün nasıl bir etki alanı yarattığına şahit olduk. Türkiye’nin Avrupa Birliği tam üyeliği yolunda hem bulunduğumuz ülke kamuoyunu yönlendirme hem de siyaseti etkileme adına, bir sivil toplum örgütü olarak, geldiğimiz ülke adına bir lobi faaliyetidir. Hollanda’nın AB yönetim kadrolarında etkin pozisyonlarda görevli isimler ki buna AB Türkiye Raportürü, Avrupa Konsey Başkanı da dahil bu konferansın davetliydiler. Memnuniyetle gördük ki, bütün Hollandalı davetlilerimiz eksiksiz katılmışlardı. Adeta zigaya çekilme diyebileceğimiz bir pozisyonda düşünce ve çalışmalarını bizimle paylaşmışlardır. Memnuniyetle gördük ki, Hollanda siyasilerinde genelde Türkiye’nin tam üyeliği ile ilgili olumlu bir düşünce hakim. Türkiye’nin önemi ve katma değeri, tüm katılımcılar tarafından vurgulanmıştır. Bu tür organizasyonlarla bu düşünceler daha da pekişecek ve yaygınlaşacaktır. Bir HOTİAD üyesi olarak bu başarılı çalışmayı takdirle karşılıyor, emeği geçen arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.

| www.hotiad.nl

43


Ayrıca, HOTİAD’in teklifi ile Maastricht School of Management (MSM) ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi arasında Ortak Çalışma Protokolu Öğrenci değişimi, (MSM) Mutevelli Heyeti Başkanı Rene van der Linden-TOBB ETU Mütevelli Heyeti Başkan Yardımcısı Halim Mete, HOTİAD Başkanı Sayın Mehmet Soytürk, HOTİAD Başkan yardımcısı Turgut Torunoğulları ve HOTİAD Denetleme Kurulu Başkanı Şerif Aktürk’ün katılımı ile gerçekleştirildi.

Suzan Ozpolat HOTİAD Sekreteri Hollanda Türk İş Adamları Derneği (HOTİAD) 25-26 Nisan 2009 tarihlerinde Türkiye de dahil olmak üzere Avrupa’nın dört bir yanından iş adamlarını ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerini bu yıl da III. Avrupa Türk İş Adamları Maastricht Ekonomi Zirvesi’nde buluşturdu. Maastricht Ekonomi Zirvesi’nde ağırlıklı olarak Türkiye-AB ilişkileri, küresel kriz ele alındı.

“Time for Change - Şimdi Değişim Zamanı” sloganıyla Maastricht Zirvesi’ne her yıl ilgi giderek artıyor. Gerçekleşen zirveye Hollanda AB İlişkileri Bakanı Frans Timmermans, Avrupa Konseyi Parlamento Eski Başkanı Rene van der Linden, Avrupa Parlomentosu Türkiye Raportörü Ria Oomen, Avrupa Parlamentosu Milletvekili Emine Bozkurt, T.C. Lahey Büyükelçisi Selahattin Alpar, AB Daimi Temsilcisi Volkan Bozkır, Maastricht Belediye Başkanı Gerd Leers, TOBB Başkan Yardımcısı Halim Mete, TÜSİAD Int. Başkanı Aldo Kaslowski, ATİAD Başkanı Recep Keskin, ABN Amro Bank N.V. Yönetim Kurulu Üyesi Rob Almering, ATİK Başkanı Aziz Şahin ve TAVAK Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen katıldılar. Bu isimlerin katılması zirveyi daha da anlamlaştırmıştır.

ACI KAYIP Seray İmpex B.V. in sahibi ve derneğimiz üyelerinden sayın Recep Doğanyiğit’in babası Memduh Doğanyiğit hakkın rahmetıne kavuşmuştur. Değerli üyemiz Recep Doğanyiğit’e, ailesine ve yakınlarına başsağlığı diler ve rahmetlinin mekanının cennet olmasını ALLAH’TAN niyaz ederiz. HOTİAD Yönetim Kurulu ve Üyeleri

HOTİAD Denetim Kurulu Başkanı Sayın Şerif Aktürk ani bir rahatsızlık geçirmişlerdir. Acil şifalar dileriz. HOTİAD Yönetim Kurulu ve Üyeleri

44

| www.hotiad.nl

NUMMER - SAYI 6

ZİRVE’DEKİ HOTİAD Türk İşverenler Derneği –Rijnland Başkanı Yazacaklarıma başlamadan önce sizlere zirvenin Türk dil kurumunun hazırlamış olduğu sözlükteki anlamını açıklamak istiyorum. Zirve bir işte ulaşılan en üst aşama demektir. iki örnek vermek istersek ”Sanatın Zirvesi” ”Dağın zirvesi” Bu açıklamayı yapmamdaki maksadımı tabii ki merak ettiniz. Açıklayayım: HOTİAD Mastricht Zirvesi adı altında bu yıl üçüncü buluşmasını gerçekleştirdi.Yukarıda belirttiğim gibi zirve çok yüksek yerler yada değerini tam bulmuş şeyler için kullanılır. HOTİAD da zirve kelimesini kullanmakla kendi büyüklüğünü ve yaptığı işlerin önemini bu şekilde belirtmiş oldu. Bu zirvede neler konuşuldu, neler tartışıldı o konulara ben girmek istemiyorum konuşulup tartışılanlar zaten belli. Ben sağlık sebeplerinden dolayı zirveye katılamadığım için çok üzüldüm. Ama derneğimizden giden arkadaşlarımdan ve basından takip ettim. Derneğimiz dedim! Evet derneğimiz TOV-Arnhem (Arnhem Türk İşverenler Derneği) din, dil, ırk ve renk gözetmeksizin Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlılığını sürdüren herkes için çalışmalar yapmak, yapılan çalışmalara destek olmak için kurulmuş bir dernektir. Arnhem Türk İşverenler Derneği olarak, HOTİAD’ın

Rahmi Gemril Arnhem Türk İşverenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı yapmış olduğu ve yapmayı planladığı Türkiye ve Hollanda ile ilgili tüm çalışmalarına katılmak ve desteklemek istediğimizi biz yönetim kurulu olarak kendilerine bildirdik. Bu kararı almamızdaki tek sebep tarafsızlık konusunda iki tarafın da birbirini iyi tanımasıdır . Daha önceki Mastricht Zirvesine 5 kişi olarak katılmıştık, bu kez 15 kişi ile katıldık. Bu demek oluyor ki artık işverenlerimiz sadece dernek üyesi olarak kalmak değil, yapılan tüm etkinliklere katılıp daha faydalı olmak ve bilgilenmek için daha fazla caba gösteriyor. HOTİAD’ a yaptıkları çalışmalardan dolayı teşekkürlerimi sunup bir dahaki zirvede görüşmek umuduyla diyerek sözlerimi bitirmek istiyorum. Teşekkürler HOTİAD

KARARLI HOTİAD

Hollanda’da 3.sü yapılan HOTİAD’ın düzenlemiş olduğu Maastricht Zirvesi’ne TOVER olarak katılmaktan ve böyle bir zirvede olmaktan mutluluk duydum. Bizler Türk kökenli işverenler olarak bu ülkenin ekonomisine düşünülenden çok fazla katkı yaptığımızı düşünüyorum.Türk insanının girişkenlik Durmuş Doğan ruhu bu ülkedede Türk İşverenler Derneği –Rijnland Başkanı kendini göstermiş ve binlerce işyeri açılmıştır. Gelecekte bu oran daha

NUMMER - SAYI 6

da fazla olacaktır. Bütün bunlar bizlerin bu ülkede kalıcı olduğumuzun göstergesidir. Gelecekteki nesillerimiz rahat ve güçlü şekilde yaşayabilmesi için var olan bu kapasitenin bir şekilde su yüzüne çıkarılması ve anlatılması gerekmektedir. İşte HOTİAD’ın yaptığı bana göre de budur. Maastricht Zirvesi ile HOTİAD, Hollanda’daki Türk kökenli işverenlerin gücünü ortaya koymuş ve tanıtımını yapmıştır. Zirveyi geleneksel hale getirmesi, her yıl davet ettiği hem siyasi arenadan hemde ekonomik arenadan değerli insanlarla zirvenin canlı ve kalıcı olmasını saglaması HOTİAD’ın bu konudaki kararlılığını göstermektedir. Bizler de Leiden ve çevresindeki işverenler derneği TOVER olarak bu girişimi her zaman desteklemekteyiz.Zirvenin başarılı olmasını kendi başarımız olarak görmekteyiz. Bu çalısmadan dolayı HOTİAD’ı tebrik eder, daha nice başarılı zirvelerde beraber olmayı dilerim.

| www.hotiad.nl

45


SESİNİZİ AP’DE DUYURACAĞIM

HOTİAD EMİN ADIMLARLA İLERLİYOR

Emine Bozkurt

Şahin Güneş

Sayın HOTİAD üyeleri... Dünya ciddi bir kriz dönemi ile test ediliyor... Artık aşikar olan bir şey varsa o da dünya finans sisteminin ciddi bir darboğazdan geçtiğidir... Dünya tarihini ve iktisadi kalkınma döngülerini göz önüne alırsak; bundan sonra finans ve ticari sistemlerinin şekil değiştirerek yeni yollar açarak, yeni fırsatlar, yeni iş sahaları, yeni devler oluşturarak büyümeye devam edeceğini öngörebiliriz.. Öyle inanıyorum ki HOTİAD´ın çatısı altında bir araya gelen dinamik Türk girişimcileri, ileride çok daha büyük çaplı ve etkili işler başaracaklar ve bu kıtada büyük iş gücü oluşturacaklar. Bilindiği gibi Türkiye ve Avrupa Birliği arasında imzalanmış çesitli anlaşmalar var. Ancak bu anlaşmalar bazan teknik bazan de politik nedenlerden dolayı farklı yorumlanıyor. Bu anlaşmaların, karşılıklı verilen sözlerin tutulması için sizlerin sesinizi Avrupa Parlamentosu’nda yükseltmeye devam edeceğim. Zira bu anlaşmalar Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki Ticari faaliyetleri hızlandıracak ve kolaylaştıracak niteliktedir... Bizlerin görevi siyaset arenasında sizlere destek olmak ve sesinizi Avrupa Birliği seviyesinde yükseltmektir... Sizlerin de desteği ile Haziran’ da tekrar Avrupa Parlamentosu’na milletvekili olarak geri döndüm ve çalışmalarıma kaldığım yerden devam edeceğim. Yeni yasama döneminde de sizlerin başarılarınızı ve potansiyelinizi; Türkiye’ nin Avrupa Birliği’ne üye olduğun da ortaya çıkacak büyük ticari potansiyeli, iktisadi gücü siyaset çevrelerine göstermeye devam edeceğim... Kaldı ki, halihazırda yürümekte olan müzakere süreci içerisinde bile ticari faaliyetleri geliştirme, istihdam sahaları üretme olanakları gittikce artıyor... Öyle inanıyorum ki geleceğin Avrupa Birliği, Türkiye´nin genç ve dinamik nüfusu ile, geniş pazar potansiyeli ile şimdikinden çok daha kuvvetli ve etkin olacaktir..

46

| www.hotiad.nl

HOTİAD, bence olumlu ve emin adımlarla ilerlemeye devam ediyor. Özellikle Hollandalı girişimcilere dönük yapılan “Yatırm Cenneti Türkiye“ ve Türk girişimcilere yönelik “Masstricht Ekonomi Zirvesi“ çok yerinde iki organizasyon. Bu çalışmalar, hem iki ülke arasındaki ticari, hem de kültürel yakınlaşmayı sağlamaktadır. Bizler Avrupa’da üreten toplumuz. İşçimizle – işverenimizle üretiyoruz ve bulunduğumuz ülkelerin ekonomilerine büyük oranda katkılar sağlıyoruz. O zaman da bulunduğumuz ülke girişimcileriyle ve hatta küreselleşen bu dünyada, dünya girişimcileriyle yakın ilişkiler kurarak, birlikte iş yapmalıyız. Ticaretimizi uluslararası pazara taçımalıyız. İşte yukarıda bahsettiğim aktiviteler birazda olsa buna hizmet ediyor. O nedenle çok önemsiyorum. Ayrıca zirvede Maastricht eyalet binasının kapılarını açması, Hollanda ve Avrupa Birliği parlemontalarından üst düzey katılımcıların olması ayrı bir özellik katıyor. Gelecek yıllarda daha güzel çalışmalar diliyorum . HOTİAD’a başarılar.

NUMMER - SAYI 6

NUMMER - SAYI 6

| www.hotiad.nl

47


Sabancı Ünİversİtesİ Öğrencİlerİle Buluşma CEO’larla çay sohbetleri Sabancı Üniversitesi İşletme ve Ekonomi bölümü öğrencileri Hollanda’da iş ve üniversite kurmayları ile görüşmek için Hollanda’ya geldi. Öğrenciler Hollanda’da ilk görüşmelerini HOTİAD Başkanı Mehmet Soytürk, HOTİAD 2. Başkanı ve DEİK Yönetim Kurulu Üyesi Turgut Torunoğulları ve İlhan Döne ile yaptılar. Sabancı Üniversitesi İşletme ve Ekonomi bölümü öğrencileri Hollanda’da iş ve üniversite kurmayları ile görüşmek için geldikleri Hollanda’da “ CEO’larla Çay Sohbetleri” adı altındaki buluşmada Hollanda’nın iş, politika ve bazı üniversitelerin önemli isimleriyle bir araya gelip onlarla sohbet edip, CEO’ların hayat hikayelerini dinlediler ve karşılıklı görüş alışverişinde bulundular. Sabancı Üniversitesi’nde eğitim gören 15 öğrenci katıldıkları toplantılarda Hollanda’da sektörlerinin önde gelen yöneticileri, işletme sahipleri ve politikacılarıyla buluşup onlara sorular yöneltiler. Ögrenciler ilk olarak Rotterdam kentindeki STOR kurumunda iş adamı ve HOTİAD Yöneticileri Turgut Torunoğulları, Mehmet Soytürk ve İlhan Döne ile görüştüler. Görüşmede öğrenciler Soytürk, Torunoğulları ve Döne’den iş hayatındakı başarılı yükselişlerinin hikayelerini dinlerken Turgut Torunoğulları’nın çeşitli sektörlerdeki başarılı yükselişinin hikayesine, kuruluş içindeki başarısının temellerine yönelik tek tek sorular sorarak bilgi almaya çalıştılar. Öğrenciler iş adamlarından Türkiye’nin yurtdışından görünümüne ilişkin fotoğrafını çekmelerini isterken Türkiye’nin AB ilişkileri üzerinde tartıştılar. Öğrenciler görüşmenin çok olumlu geçtiğini söylerlerken öğrenciler toplantı sonunda Turgut

48

| www.hotiad.nl

NUMMER - SAYI 6

NUMMER - SAYI 6

Torunoğulları’na “iş yaşamımızda sizi örnek alacağız” dediler. Öğrenciler, Hollanda’da bulunduğu süre içersinde başkent Amsterdam, Lahey ve Rotterdam’da Akzo Nobel CEO’su Hans Wijers, ING Bank Başkanı Ekonomisti Maarten Leen, Rotterdam Feyenoord Futbol Kulübü Direktörü Eric Gudde, MercedesBenz Hollanda CEO’su Winfried Blum, Amsterdam Üniversitesi İşletme Bölümü Koordinatörü Dr. G. Tsvi Vinig, DLA Piper Hollanda ofisi yönetici partneri Frans Stibbe, Euronext Borsa Başkanı Başkanı Joost van der does de Willebois, yılın girişimcisi Porsche Centromon sahibi Mark Wegh, VNO- NCW temsilcisi Merdan Yagmur, Eyalet Meclis Üyesi Songul Akkaya ile de görüştüler. Sabancı Üniversite’si Ekonomi ve İşletme Kulübünün üçüncü kez düzenlediği CEO’larla çay Sohbetleri daha önce Londra ve İstanbul’da yapılmış gençler değişik sektör temsilcileri ile görüşüp onların başarı hikayelerini dinlemişti. Öğrenciler ekonomide artık sınırların kalktığı ve şirketlerin milliyetlerinin olmadığı bir dünyada Hollanda’yı tanımaya çalıştılar. Hollanda’daki iş dünyası, politika ve ekonomik durumuyla ilgili bilgiler alan öğrenciler 1 hafta sürecek olan çok yoğun bir programla Hollanda’daki iş hayatını ve başarılı Türk işletmelerini tanımaya çalışacaklarını belirttiler. Sabancı Üniversitesi’nde Endüstri Mühendisliği,Mekatronik Mühendisliği, Elektronik Mühendisliği ve İşletme Fakültesi’nde okuyan öğrenciler Ecem Altoner, Selin Erdal, Tubğa Ünlü, Civan Sözkesen, Yiğitcan Öztürk,Duygu Saraç, Sezer Sezgin, Buket Şahin, Emre Ertan, Alican Akdeniz, Hasan Gökhan Demirhan, Erman Sugeçmez, Mert Ali Ulufi, Berker Erşen ve Ayşegül Ilgaz Hollanda’da verimli ve yararlı temaslarda bulunuyoruz dediler

| www.hotiad.nl

49


HOTİAD 4. Genel Kurulu HOTİAD’ın 5. yılında yapılan 4. Genel Kurul’da başkanlığa Turgut Torunoğulları seçildi. Hollanda Türk İş Adamları Derneği’nin (HOTİAD) 5. yılında daha önce gerçekleşen 3. Genel Kurul’dan sonra ilerisi için planlanmış çalışmaların aksamaması için erkene alınarak yapılan 4.Genel Kurul üyelerin katılımı ile Rotterdam yakınındaki Spijkenisse’de Atlas Oteli toplantı salonunda gerçekleşti. Divan seçiminin ardından HOTİAD Tüzüğü’nde yapılan değişiklik Genel Kurul’un onayına sunuldu. Tüzük’teki değişiklik üyeler tarafından onaylanmasından sonra Başkan ve Yönetim Kurulu

bu sorumluluğun bilincinde olarak özverili çalışmalarımızla hedeflediğimiz noktanın üstüne çıkarak MAASTRİCHT zirvelerini gerçekleştirdik. Ekonomik zirveler yaptık. Tabii ki, bunları sadece Yönetim Kurulu olarak değil HOTİAD ‘a üye arkadaşların da özverili katkılarıyla başarı ile sonuçlandırdık. Bu başarıyı yakalamış, HOTİAD’ın Başkanlığı’nı kabul etmek özgüven ister. Ben Yönetim Kurulu arkadaşlarımla ve yine üstüne basarak söylüyorum, HOTİAD’a üye arkadaşlarımın tecrübelerini de ekleyerek kuruluşumuzu çok daha yukarılara taşıyacağımıza inanıyorum.

Turgut Torunoğulları HOTİAD yeni başkanı

Yeni Yönetim Kurulu Üyeleri: Soldan sağa; İlhan Döne, Turgut Torunoğulları, Celal Oruç. Ayaktakiler; Faruk Halıcı, Selçuk Öztürk, Gülali Alkılıç.

seçimlerine geçildi. Gelecek dönem için Başkanlığa Turgut Torunoğulları seçilirken, Celal Oruç İkinci Başkan, İlhan Döne Başkan Yardımcısı, Gülali Alkılıç Başkan Yardımcısı, Faruk Halıcı Başkan Yardımcısı, Selçuk Öztürk Genel Sekreter, Recep Doğanyiğit Mali Sekreter olarak seçildi. Denetleme Kurulu ise Şerif Aktürk Başkan, İbrahim Atilla Başkan Yardımcısı ve Hikmet Gürcüoğlu üye olarak oluşturuldu. HOTİAD’ın 5. yılında başkanlığa seçilen Turgut Torunoğulları Genel Kurul sonrası yaptığı konuşmada “Bugün burada HOTİAD olarak tarihi bir gün yaşadık. Neden tarihi bir gün diyecek olursanız, 5 yıl önce HOTİAD kurulurken önümüzde sorumluluk isteyen yüklü bir programımız vardı. Başta değerli Başkanı’mız Mehmet Soytürk ve HOTİAD Yönetim Kurulu olmak üzere aldığımız

50

| www.hotiad.nl

Benim DEİK’e seçilmiş olmam da HOTİAD’ın ve HOLLANDA’nın başarısının bir kanıtıdır. Burada Leiden Türk İş Adamları Derneği’ne de desteklerinden dolayı huzurlarınızda teşekkür ederim. Kendini Avrupa’da kanıtlamış HOTİAD, bundan sonraki yıllarda çok daha ilerilere gidecek çıtayı daha da yükseltecektir.

Buradan kendilerine de teşekkür ediyorum.

destek vererek yapılan çalışmalar destekledi.

Genel Kurul sonrası HOTİAD’a bu güne kadar başkanlık yapan Mehmet Soytürk duygu ve düşüncelerini şöyle dile getirdi “2004 yılında kurmuş olduğumuz Hollanda Türk İş Adamları Derneği geçen kısa denilecek sürede çok büyük başarılara imza attı

Geçen 5 yıllık süre içerisinde küçük çaplı faaliyetlerimiz dışında geleneksel hale getirmiş olduğumuz “Yatırım Cenneti Türkiye” ve “Maastricht Ekonomi” zirvelerini takiben TOBB DEIK bünyesinde kurulan DTİK Yönetim Kurulu üyeliğine İkinci Başkanı’mız Turgut Torunoğulları’nın seçilmiş olması HOTİAD’ ın faaliyetlerini uluslararası platforma taşımıştır.

Özellikle tarafsız olması ve ekonomide söz sahibi Türk asıllı iş adamlarını bünyesinde barındırması nedeniyle HOTİAD çok kısa bir sürede Hollanda’da çatı kurumu niteliğini kazanmış ve ayrıca Hollanda’da yaşayan bütün kesimin takdirini kazanmıştır. HOTİAD’ın çalışmalarını gerek Türk basın mensupları ve gerekse Türk resmi kurumları başlangıçtan beri

Her zaman olduğu gibi bütün arkadaşlarımızın gereken duygu ve duyarlılıkla yeni oluşan yönetime de bütün beklentilere cevap verecek şekilde destek olacaklarına bütün kalbimle inanıyorum” dedi

Yeni Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri toplu halde

Hepinize, bize olan güveninizden dolayı teşekkür ediyorum. 60’lı yıllarda misafir işçi olarak geldiğimiz ülkede şimdi bizde ev sahibiyiz. Bugün HOTİAD üyeleri olarak burada bir araya geldik başarılı bir şekilde genel kurulumuzu gerçekleştirdik. Bu bizim birlik beraberlik içinde olduğumuzun dışa yansımasıydı. HOTİAD kısa sürede çok yol kat ettiyse bunda bu birlik ve beraberliğin önemi küçümsenemez. HOTİAD’ın Hollanda ve diğer Avrupa ülkelerinde kısa zaman içerisinde tanınmasında Hollanda’daki ulusal ve yerel Türk basınının bizlere verdiği desteği unutamayız.

NUMMER - SAYI 6

NUMMER - SAYI 6

| www.hotiad.nl

51


içinde yüzde 11,6’lık bir orana sahipler.

Hollanda ve AB Ülkelerİndekİ

• Hollanda, Almanya’ya göre daha heterojen bir göçmen nüfus yapısına sahiptir. Almanya’da Türkler göçmen nüfusun yaklaşık üçte birini teşkil etmektedir.

Hane Verİlerİ ve Gİrİşİmcİlerİn

• Tüm göçmenler içinde yüzde 11,6’lık nüfus oranına sahip olan Türkler Hollanda genelinde 365.000 nüfus büyüklüğü ile yüzde 2,2’lik bir orana ulaşmaktadır.

Ekonomİk Gücü Hollanda’daki Türk Toplumunun günümüzdeki Nüfus Yapısı • Hollanda Avrupa Birliği İstatistik Dairesi Eurostat istatistiklerine göre 27 AB ülkesi içinde 16,3 milyon (2006) nüfusu ile Almanya, Fransa, Büyük Britanya,

etmektedir. Hollanda göçmen nüfus oranı ile AB ülkeleri içinde en önde yer almaktadır.

• Bu ülkede AB ülkeleri dışından gelen göçmenler içinde en büyük grubu yaklaşık 393.000 ile

• Türk kökenli nüfusun yüzde 53,7’sini birinci nesil, yüzde 46,3’ünü ise ikinci nesil oluşturmaktadır. 1 Mart 2007 tarihli en son nüfus verilerine göre Hollanda’daki Türk nüfus sayısı 369.590 düzeyine çıkmış bulunmaktadır.

• Bu tanıma göre; birinci nesil Türk kökenliler, Türkiye doğumlu olan ve aynı zamanda anne ya da babası yabancı ülke doğumlu olanlardan oluşmaktadır. Bu tanım kronolojik nesil sırasını kastetmemektedir. Hollanda’ya göç eden Türklerin Türkiye doğumlu çocukları da bu tanıma göre birinci nesli oluşturmaktadır.

• İkinci nesil ise Hollanda doğumlu olup, ebeveynlerinden birisi Türkiye doğumlu olanlardır. Kendisi ve anne babası Hollanda doğumlu olanlar Hollanda da göçmen olarak tanımlanmamaktadır. Bu grup istatistiklere girmemektedir. Bunlar da eklendiğinde Türk kökenli nüfus sayısı belirtilen sayıları da aşmaktadır. • Hollanda İstatistik Dairesi’nin tahminlerine göre 2020 yılında bu ülkedeki Türk kökenli nüfus 440.000 sınırını geçecektir.

• Hollanda’da yaşayan 365.000 Türk kökenli içinde Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı statüsünü taşıyanlar yaklaşık 99.000 kişilik sayılarıyla toplam Türk kökenli nüfus içinde yüzde 27’lik bir paya sahipler. Diğer yüzde 73’lük nüfus ise Hollanda vatandaşlığı statüsüne sahiptir.

İtalya, İspanya, Polonya ve Romanya’dan sonra 8. sırayı almaktadır.

• 2006 yılı verilerine göre Hollanda’da 3,15 milyon göçmen kökenli nüfus bulunmaktadır. Bu Hollanda’daki nüfusun yüzde 19,3’üne tekabül

52

| www.hotiad.nl

Endonezyalılar, 365.000 ile Türkler ve daha sonra Surinam ve Fas’lılar almaktadır.

• Ayrıca AB ülkelerinden gelen göçmen kökenliler içinde en büyük grubu 390.000`ìn üstünde bir nüfus ile Almanlar oluşturmaktadır. Hollanda’da yaşayan 365.000 Türk kökenli göçmen tüm göçmen kökenliler

NUMMER - SAYI 6

• Ortalama net gelirin en büyük bölümü (1.780 Euro) ailenin geçimi ve tüketim için harcanmakta ve 370 Euro civarında bir bölümü tasarruf edilmektedir. • Hollanda’daki 93.600 Türk hanesinin ortalama net aylık geliri 2006 yılı itibariyle 2.150 Euro civarındadır. Buna göre Türk hanelerinin yıllık toplam geliri, aynı yıl içinde 2,41 milyar Euro’nun üstündedir. Araştırma sonuçlarına göre Türk haneleri, gelirlerinin yaklaşık yüzde 17’sini tasarrufa ayırmaktadır.

• Hollanda’da konut sahibi olan Türklerin sayısı takriben 17.000’ini geçmektedir. Böylelikle Hollanda’daki Türk hanelerinin yaklaşık yüzde 18,2’sinin konut sahibi olduğu söylenebilir.

• Hollanda, AB İstatistik Kurumu Eurostat tarafından hesaplanan 2006 yılı tahmini rakamlarıyla 528 milyar Euro’luk Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) ile AB içinde en büyük ekonomiye sahip 6. ülke konumundadır.

• Türkiye Araştırmalar Merkezi’nin yaptığı hesaplamalara göre Hollanda’da çalışan Türk nüfusunun bu ülkenin GSYİH’sına yıllık katkısı yaklaşık 8,4 milyar Euro civarındadır. Bu miktar, Avrupa Birliği üyesi olan Malta’nın GSYİH’sının 1.7 katına denk düşmektedir.

Hollanda’daki Türk Girişimcileri • Son 20 yıl içinde, kendi başına iş kuranların sayısında önemli artışlar kaydedilmiştir.

• Günümüzde toplam 13.500 civarında Türk kökenli iş adamı Hollanda’daki piyasayı zenginleştirmektedir.

• Toplam çalışan Türk nüfus içinde yüzde 9’luk bir orana denk düşen Türk kökenli girişimci sayısı, Almanya’dan sonra AB ülkelerindeki en büyük grubu oluşturmaktadır.

Hollanda’daki Türk Hanelerinin Genel Yapısı • TAM Vakfı tarafından gerçekleştirilen araştırmanın sonuçlarına göre, Türklerde ortalama hane büyüklüğü 3,9 kişiden oluşmaktadır. Sonuçlar, hanede ortalama çalışan kişi sayısını 1,6 ve haneye giren ortalama net geliri takriben 2.150 Euro olarak göstermektedir.

NUMMER - SAYI 6

• Yaşları dikkate alınarak yapılan değerlendirmede Hollanda’daki Türk girişimcilerinin yüzde 46,1’lık bir bölümünün 30-40 yaş grubunu kapsadığı ortaya çıkıyor. 50 yaş altındaki kesimin toplam girişimcilere oranı ise yaklaşık yüzde 91’i buluyor.

| www.hotiad.nl

53


• Türk girişimcilerin ikamet süreleri değerlendirildiğinde ise, dörtte üçe yakın bir kesimin 11 ile 30 sene arasında Hollanda’da yaşıyor olduğu ortaya çıkıyor.

sektöründen inşaat alanına kadar hemen her sektörde ve bunlara bağlı iş kollarında Türk girişimcilere rastlamak mümkün hale gelmiştir.

• Girişimcilerin uyruğuna bakıldığında da yüzde 80,2’lik bir kesimin Hollanda vatandaşı, geriye kalan yüzde 19,8’lik kesimin de Türk vatandaşı olduğu ortaya çıkıyor.

AB Ülkelerinde Türkler

• Bayan girişimciler Hollanda’da Türk girişimciler arasında yüzde 20,7’lik bir oran ile azınlığı oluşturuyor.

• Hollanda’daki ortalama bir Türk girişimci profilini çizmek gerekirse, bu kişi erkek, ortalama 37,0 yaşında, ortalama 23,5 yıldır Hollanda’da ikamet etmekte ve genelde Hollanda vatandaşlığını taşımaktadır.

• Yeni işyerleri açarak Türk işletmeleri Hollanda’daki iş piyasasına katkıda bulunmaktadırlar. Böylelikle Türk işletmeleri tarafından 2006 yılında yaratılan istihdam sayısı 62.000’e ulaşmıştır. Bu alanda da Türk işletmeleri etnik kişilerinden kopmuş bulunmaktadırlar.

• İşletme başına yapılan ortalama yatırım miktarının 2006 yılında takriben 110.000 Euro’yu bulması, buna bağlı olarak toplam kümülatif yatırım hacmini de 1,5 milyar Euro düzeyine çıkarmıştır.

• Türk girişimcilerin küçümsenmeyecek ekonomik gücü özellikle elde edilen toplam ciro rakamında ortaya çıkmaktadır. Hollanda’daki Türk kökenli işletmeler toplam 5,6 milyar Euro tutarında ciro ile önemli bir ekonomik gücün sahibidirler.

• Her ne kadar perakende ticaret ve gastronomi, Türkler arasında en yaygın branş olsa da, eldeki araştırmaya göre, artık perakende ticaretten toptan ticarete, imalat sanayinden zanaata ve hizmet

54

| www.hotiad.nl

Hollanda`dan seracılarla ortak yatırım

• 2006 yılı sonunda AB ülkelerinde yaşayan Türk göçmen nüfusun 4,2 milyona ulaştığını ortaya koymaktadır.

• Türk kökenliler, AB’deki en büyük ulusal göçmen grubunu oluşturmaktadır.

• Değişik kaynaklar AB ülkelerinde yaşayan yabancıların sayısını 25 milyon civarında göstermektedir. Göçmen uyruklular (diğer ülke vatandaşları ve yaşadığı ülkenin vatandaşlığına geçenler) dikkate alındığında bu sayı yaklaşık 40 milyona ulaşmaktadır.

• Avrupa Birliği ülkelerinde toplam çalışanların yüzde 0,69’unu oluşturan 1.372 milyon çalışan Türk, AB’nin cari fiyatlarla Gayri Safi Yurtiçi Hasılasına (GSYİH) 2006 yılında yaklaşık 80,7 milyar Euro’luk bir katkı sağlamış bulunmaktadır.

Denizli Ticaret Odası (DTO) Başkanı Necdet Özer, Türkiye`nin ilk tarıma dayalı organize ihtisas sanayi bölgelerinin, Denizli`de yatırımcılara tahsis edildiğini, tekstil ve mermer sektörünün yanında son yıllarda seracılık alanında da önemli yatırımlar gerçekleştirildiğini ifade etti. Denizli Ticaret Odasında yapılan toplantıda, Hollanda seracılık sektöründe faaliyet gösteren 13 firma temsilcisinden oluşan iş adamı grubu, yeni bilimsel ve teknolojik gelişmelerle ilgili bilgileri paylaşma, yatırım, işbirliği ve görüşmelerde bulunma amaçlı olarak Türk iş adamlarıyla buluştu.

• Türkiye Araştırmalar Merkezi Vakfı’nın yaptığı anket sonuçlarına göre, AB’deki Türk girişimcilerinin sayısı 1996 yılında 56.500 iken 2006 yılında 101.000’e ulaşmış bulunmaktadır.

Denizli Ticaret Odası Başkanı Necdet Özer, yaptığı konuşmada, Türkiye`nin ilk tarıma dayalı organize ihtisas sanayi bölgesinin Sarayköy`de ve Kızıldere`de yatırımcılara tahsis edildiğini belirterek, şunları kaydetti:

• 101.000 Türk girişimci, 10,9 milyar Euro yatırım, 43,9 milyar Euro ciro ve 474.000 kişilik istihdam yaratmaktadır.

``Bu sektörün gelişmesi için bu faaliyet kolunun önünü açmak en önemli hedeflerimizden birisidir. Son yıllarda bazı sanayicilerimiz tarıma yöneldi. Tekstilcilerimizin yeni sektör arayışına girdiği bu kriz döneminde jeotermal kaynaklarla her türlü imkanın olduğu ilimizde bu alanın fırsat olarak değerlendirileceğini düşünüyorum.``

• Yeni üye olan Bulgaristan ve Romanya’da bulunan Türkiye kökenli girişimciler bu verilere dahil edildiğinde AB ülkelerindeki Türk girişimci sayısı 125.000 sınırını geçmektedir.

NUMMER - SAYI 6

Hollanda Sera Kültür Komite Başkanı Harm Metars ise iki ülkenin sera sektöründe işbirliğini geliştirmek için SeraCulture adı verilen bir program hazırlandığını söyledi.

NUMMER - SAYI 6

SeraCulture bünyesinde Türk bahçecilik sektörünün karşılaştığı sorunlara çözümler aradıklarını ifade eden Metars, şöyle devam etti: ``Hollanda ve Türk iş ortaklarını eşleştirerek, aralarında bir işbirliği yapmalarını arzuluyoruz. Türkiye, 2004 yılından bu yana hızla büyüyor. Bölgeniz sera alanında kısa sürede önemli mesafeler aldı. SeraCulture programımız çerçevesinde biz de Antalya-Kumluca, İzmir, Mersin ve Denizli`de araştırmalar yaptık. Hollanda bahçecilik sektörünün uzmanlığı, yerel şartlara uydurmak konusundaki uzun geçmişle birleştirildiğinde, Türk seracılık ve bahçecilik sektörüne fırsatlar sunacağımızı düşünüyorum. Seracılık alanında Hollanda`dan yakın zamanda talep patlaması olacak. Buna hazırlıklı olmalısınız. Bizim hatalarımızı öğrenmeniz, sizin için de faydalı olacaktır.`` Hollanda`nın Wageninnen Üniversitesinden toplantıya katılan Ruud Maaswingel ise Denizli`nin jeotermal kaynaklarının seracılık için avantajı olduğunu anlattı. Maaswingel, ``Yaptığımız araştırmalara göre, geleneksel üretimde bir dönümden alınan domates 5 ton civarında iken, Hollanda usulü camlı karbondioksit kullanımlı modern seralarda bu ürün 75 tona kadar çıkabilmektedir. Aynı şekilde 1 metreküp suyla açık seralarda 18 ton ürün alınırken, modern geri dönüşümlü seralarda ürün miktarı 70 tona çıkmaktadır`` dedi.

| www.hotiad.nl

55


Türkİye-Hollanda Tİcarİ ve Ekonomİk İlİşkİlerİ

Söz konusu program çerçevesinde 2006 yılında 3 adet yatırım projesinin % 50’sinin Hollanda Ekonomi Bakanlığı’nca karşılanması uygun bulunmuştur.

(Milyon ABD Doları) YILLAR

IHRACAT

ITHALAT

DENGE

HACIM

2005

2.469

2.151

318

4.620

2006

2.539

2.160

379

4.699

2007

3.108

2.655

363

5.673

2008

3.143

3.048

95

6.191

TÜRKİYE’NİN HOLLANDA’DAKİ YATIRIMLARI Hazine Müsteşarlığının kayıtlarına göre, 2008 Eylül ayı itibariyle, Türkiye’den Hollanda’ya yönelik doğrudan yatırım stoku 4 milyar dolar tutarındadır. 2007 yılında ülkemizden Hollanda’ya 798,5 milyon dolar sermaye ihraç edilmiştir. Bu rakam 30 Eylül 2008 itibariyle 405 milyon dolardır.

Geleneksel olarak Türkiye’nin ticaret ortakları arasında ön sıralarda bulunan Hollanda, 2007 yılında Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı ülkeler arasında 9. sırada yer almıştır.

Hollanda, Türk bankalarının yurtdışı iştirakları, şube ve temsilcilikleri bakımından en yoğun olarak bulunduğu Avrupa ülkelerinin başında gelmektedir. Hollanda’da 12 Türk bankasının temsilciliği bulunmaktadır. Hollanda’da faaliyet gösteren Türk bankalarının son bir yılda uyğuladıkları faiz politikası nedeniyle en fazla mevduat çeken bankalar oldukları açıklanmıştır.

Hollanda, Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı ülkeler arasında dokuzuncu sırada, en fazla ithalat yaptığı ülkeler arasında ise 18’ici sıradadır. Hollanda’ya İhracatımızda Başlıca Maddeler: Örme giyim eşyası ve aksesuarları, elektrikli makına ve cihazlar, örülmemiş tekstil, otomobil ve otomobil parçaları, gemi ve mobilya.

Hollanda’dan İthalatımızda Başlıca Maddeler:

2007 yılında ülkemize Hollanda’dan gelen doğrudan yatırım miktarı 5 milyar 682 milyon dolardır. 2008 yılının Ocak-Eylül döneminde ülkemize Hollanda’dan gelen uluslararası doğrudan yatırımların miktarı 1,3 milyar dolardır.

Türkiye’deki Hollanda sermayeli şirketler;

Bankacılık ve diğer finans işlemleri, ilaç sektörü, tıp endüstrisi, telekomünikasyon, lojistik, gıda, elektrik, elektronik, hazır giyim, çimento, madencilik, kimya, ticaret ve turizm gibi hemen her sektörde faaliyet göstermektedirler. Shell, Unilever, Philips, Rothmans, Akzo-Nobel Türkiye’de yatırım yapan uluslararası nitelikli başlıca Hollanda şirketleridir.

Plastikler ve kimyasallar, demir ve çelik, motorlu kara taşıtları, makina ve cihazlar.

HOLLANDA’NIN TÜRKİYE’DEKİ YATIRIMLARI Türkiye’de yatırımda bulunan ülkeler arasında sermaye bakımından Hollanda birinci sırada yer almaktadır. (Ingiliz Vodafone’un Telsim’i satın almasıyla gerçekleşen para transferinin (yaklaşık 4,5 milyar dolar) Hollanda üzerinden yapılması nedeniyle, bu miktar Merkez Bankası kayıtlarına Hollanda’dan gelen yatırım olarak geçmiştir.) Ülkemizde 1625 Hollanda firması faaliyet göstermektedir.

56

| www.hotiad.nl

zaptı imzalanmıştır. Bu programla, Hollanda hükümetince Türk-Hollanda ortaklı firmalar tarafından gerçeklestirilecek pilot projelere yatırımın yüzde 50’sine kadar hibe şeklinde mali destek sağlanacak olup, Türkiye’deki imalat sürecinin güçlendirilmesi, modernizasyonuna katkı sağlanması ve rekabet kapasitesinin arttırılması hedeflenmektedir.

Diğer taraftan Hollanda’nın en büyük bankalarından ABN-AMRO, ING BANK ve RABOBANK’ın İstanbul’da şubeleri bulunmaktadır. ING Grubu ayrıca Oyakbank’ın tamamını 2007 yılında 2 milyar 600 milyon dolara almıştır. Fortis Bank 2005 yılında Dişbank’ın % 93,3 hissesini satın almıştır. Basında Stork Aerospace şirketinin İzmir’de 2008 yılında uçak ve motorları için elektrik tesisatı üretim fabrikası kuracağına dair haberler yer almıştır.

Ayrıca, Hollanda’da yaşayan Türklerin yatırımları da artmaktadır. Bu ülkedeki yabancılar arasında en girişimci özelliğe sahip etnik grup olarak Türkler gösterilmektedir. Hollanda Ticaret Odasının verilerine göre, 1986 yılında Türklere ait toplam 1.895 işyeri bulunmakta iken, bu rakam 2007 yılında 14.600’e ulaşmıştır. Hollanda’daki Türk kökenli girişimciler Almanya’dan sonra AB ülkelerindeki en büyük grubu oluşturmaktadır. Bu kişilerin yaptığı toplam 5,6 milyar Euro’luk yatırımın yarattığı istihdam kapasitesi de 62 bine ulaşmıştır. İşletmelerin önemli bir bölümü perakende ticaret (% 37) ve gıda (% 28,2) dallarında faaliyet göstermektedir. 1993 yılında kurulan TürkiyeHollanda İş Konseyi’nin eşbaşkanlığını Türk tarafı adına Osman Okyay, Hollanda tarafı adına Hans Risch yürütmektedir. 2008 yilinda (Ocak-Kasım) Hollanda’dan ülkemize gelen turist sayısı 1 milyon 112 bin’dir.

Ülkemizdeki Hollanda yatırımlarının geliştirilmesi amacıyla iki ülke arasında 21 Şubat 2006 tarihinde üç yillik dönem için, Yükselen Pazarlarla Ekonomik İşbirliği Programı (PSOM) çerçevesinde bir mutabakat

NUMMER - SAYI 6

NUMMER - SAYI 6

| www.hotiad.nl

57


Almanların Tercİhİ Türkİye “Ekonomİk krİz Türk turİzmİ İçİn avantaj” Berlin’de gerçekleştirilen Uluslararası Turizm Fuarı’na katılan Türk temsilciler, küresel ekonomik krizin kendileri için avantaj olacağı görüşünde.Türkiye önümüzdeki yıl fuarın konuk ülkesi olacak. DW’nin haberi:

İlgili Haberler: Alman Seyahat Acentaları Birliği Başkanı Laepple: “Türkiye satışları yüzde 8 artacak” Berlin’de düzenlenen 43. Uluslararası Turizm Fuarı’na (ITB) aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 187 ülkeden yaklaşık 11 bin firma ve kuruluş katılıyor. Türkiye, fuarda dikkat çeken ülkeler arasında yer alıyor. Turizm alanında her geçen yıl gelişme kaydeden Türkiye, bu sektörde dünyanın ilk 10 ülkesinden biri. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye turist sayısı ve sağlanan gelir açısından 2008 yılında rekor kaydetti. Türkiye’ye gelen turist sayısı bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 13 artarak, 26 milyon 300 bine ulaştı. Geçen yıl turizmden 22 milyar dolar civarında gelir elde edildi.

kendi ödeyecekleri ücretin kat kat daha fazlasını alabilecekleri bir ülke” diyen Yılmaz kalitesiyle, hizmetiyle, kültürel değerleriyle Türkiye’nin Alman turistler için cazip olduğunu, dolayısıyla Alman turist sayısında artış beklediklerini kaydetti.

Krizin Türkiye’ye etkisi Avrupa-Türk Turizm İş Konseyi Başkanı Hüseyin Baraner de, müşterilerin bütçelerine uygun, ödeyebilecekleri tatilleri tercih ettiğini belirtti. Dünyayı

sarsan ekonomik krizin turizm sektöründe de olumsuz etkilerinin görüldüğünü belirten Baraner, ancak bu krizin Türkiye için avantajları da olduğunu söyledi. Krizin eksilerinin bulunduğunu belirten Baraner, “Kimsenin cebinde şirketini istediği şekilde işletecek kadar işletme sermayesi bile kalmadı” diyen Baraner, bunun krizin olumsuz yönü olduğunu söyledi. Baraner, krizin olumlu tarafını ise şu şekilde ifade etti: “Zamanında Türkiye ile ilgilenmemiş olanlar, yani hem turizmciler, hem de turistler daha çok ilgilenmeye başladı. Çünkü en iyi satılan yer Türkiye olduğu için yani kötünün iyisi Türkiye olduğu için müşteriler, seyahat acenteleri, uçak şirketleri, tur operatörleri Türkiye’ye yöneldiler.”

2010’un konuk ülkesi Türkiye Türkiye’nin son yıllarda turizm alanında kaydettiği gelişme sayesinde Türkiye önümüzdeki Uluslararası Turizm Fuarı’nın konuk ülkesi olacak. İlgili anlaşma Berlin’de Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı İsmet Yılmaz ile ITB Fuar Direktörü David Ruetz arasında imzalandı. Berlin Fuar İşletmesi Yönetim Kurulu Başkanı Raimund Hosch, konuk ülke olarak Türkiye’yi tercih etmelerinin nedenini şu sözlerle açıkladı: “Türkiye’de geçtiğimiz yıllarda turizmin gelişimini yakından takip ettik. Türkiye uluslararası çapta önem kazanan bir ülke oldu. Gelecek yıl Türkiye’nin konuk ülke olmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Türkiye’yi seçmemizin bir nedeni de İstanbul’un

önümüzdeki yıl Avrupa Kültür Başkenti olması. Almanya ile Türkiye arasında sıkı bağlar mevcut. Türkiye’nin Uluslararası Turizm Fuarı’nda konuk ülke olma imkânını kullanmasını memnuniyetle karşıladık.”

2009’dan beklentiler Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı İsmet Yılmaz, 2009 yılında bir önceki yılın rakamlarını aşmayı hedeflediklerini belirtti. 2009 yılında da ilk 10 ülke arasında yer almayı beklediklerini dile getiren Müsteşar Yılmaz, “bu kadar rekabetin olduğu bir alanda ilk 10’da kalmak büyük bir başarı. Türkiye bu başarıyı yakalamış ve sürdürmektedir. Türkiye kendi imkânlarının, kendi potansiyelinin yüzde birini kullanarak ilk 10’a girmiş durumdadır” dedi.

Alman turistlerin tercihi Türkiye Turizm alanında Türkiye için önem taşıyan ülkelerin başında Almanya geliyor. 2008 yılında Türkiye’ye yaklaşık dört buçuk milyon Alman turistin geldiğini belirten Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Yılmaz, 2009’da sayının düşmesini beklemediklerini söyledi. “Türkiye rakamlarında yüzde 15’lik bir artış söyleniyor. Biz bir rakam vermiyoruz. Ama sayısı dört buçuk milyon olan, Türkiye’ye gelen Alman misafirimizin 2009 yılında da artacağını düşünüyoruz. Çünkü

58

| www.hotiad.nl

NUMMER - SAYI 6

NUMMER - SAYI 6

| www.hotiad.nl

59


Hollanda’dakİ turİzm fuarına Türkİye damga vurdu Türkiye, Hollanda’nın en büyük turizm fuarı olan ve halkın tatil tercihlerini belirlemelerinde önemli bir yer tutan “Utrecht Uluslararası Turizm Fuarında”. Fuarda tarihi, turistik ve kültürel değerleri etkili ve geniş bir şekilde tanıtılan Türkiye ön plana çıkarıldı. Türkiye, en büyük 10 katılımcı arasında yer aldı. Bu yıl 39.’su düzenlenen ve beş gün süreyle açık kalan fuara 150 ülkeden 1500 dolayında turizm kuruluşu katıldı. Fuarda Türkiye, Türk Turizm Müşavirliği’yle birlikte açılan ortak stantlarda temsil edildi.

HOLLANDA EKONOMİSİ RESMEN KÜÇÜLDÜ

Alpar, Hollandalılar açısından Türkiye’nin önemli bir tatil ülkesi saygınlığı kazandığını, yapılacak tanıtım ve öteki çalışmalarla 2009 yılında da bu ülkeden gidecek turist sayısının daha da artmasının beklendiğini söyledi. Açılış töreninde bilgi veren Lahey Büyükelçiliği Kültür ve Tanıtma Turizm Müşaviri Murat Karataş da, Hollanda’nın Türk turizmi açısından önem taşıyan ülkelerden biri olduğunu söyledi. Hollanda’dan 2008 yılının ilk 11 ayında Türkiye’ye toplam 1 milyon 112

Evrensel ekonomik krizin etkisiyle Hollanda ekonomisinin durgunluğa girdiği resmi olarak açıklandı.

Merkez İstatistik Bürosundan (CBS) bugün yapılan açıklamada, geçen yılın son üç aylık döneminde ekonominin, bir önceki üç aylık döneme göre yüzde 0,9 küçüldüğü bildirildi. Bir önceki üç aylık dönemde de ekonomide yüzde 0,3 küçülme görülmüştü. Buna göre arka arkaya iki kez üçer aylık dönemdeki daralma, ekonomideki durgunluğa (resesyon)resmiyet kazandırdı.

1500 metrekarelik alanda Türkiye, Lahey Büyükelçiliği Kültür ve Tanıtma Müşavirliği’nin öncülüğünde 40 katılımcı kuruluş ile temsil edilen Türkiye’nin tarihi, turistik ve kültürel değerleri etkili ve geniş bir şekilde tanıtıldı. Tanıtımlarda termal, yayla, av ve golf başta olmak üzere, turizm çeşitlerinin zenginliğine ilişkin bilgilendirmeye de ağırlık verildi.

bin turist gittiğini ve bu sayının bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8.5 daha fazla olduğunu anlatan Karataş, bu pazar payıyla Hollanda’nın Türkiye’ye en çok turist gönderen 5. ülke konumunda olduğunu aktardı.

Türkiye Cumhuriyeti Lahey Büyükelçisi Selahattin

Hollanda ekonomisinde geçen yılın ikinci yarısında ortaya çıkan daralmanın 1980;li yıllardan bu yana görülen ilk ve en önemli daralma olduğu bildirildi. CBS, daha önceki tahminlerinde yılın ikinci yarısındaki büyümenin sıfır noktasında kalacağı tahmininde bulunmuştu. Yetkililere göre, ekonomideki daralma, iç pazardaki satışlardan değil, ihracattaki gerilemeden kaynaklandı. Özellikle sanayi ürünleri ihracatı geriledi ve taşımacılık sektörü de bundan önemli oranda olumsuz etkilendi.

küçülmeye bağlı olarak geçen yılın son üç aylık döneminde yüzde 0,3azaldı. CBS’in verilerine göre, yılın son üç aylık döneminde ihracatta önemli gerileme görülürken, iç pazarda Hollandalı tüketicilerin harcamaları azalmadı, bir önceki yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında yüzde 1 dolayında arttı. Ekonomik durgunluk açık işler sayısındaki düşüşle de görüldü. Geçen yılın son çeyreğinde açık iş sayısı 55 bin dolayında azaldı. Fakat bu azalmaya rağmen geçen yılın son ayında 198 bin açık iş bulunuyordu. Hollanda ekonomisinin resmi olarak durgunluğa girmesine ilişkin görüşlerini açıklayan Ekonomi Bakanı Maria van der Hoeven, sonucun bir sürpriz olmadığını, geçen yılın ikinci yarısında kendisini hissettiren küresel ekonomik kriz çerçevesinde beklenen gelişmeler olduğunu, bu nedenle kaygılanmayla yetinmek yerine, düzeltmeye ve geliştirmeye yönelik önlemlere ağırlık vereceklerini söyledi.

Sanayi sektöründeki yatırımlar da ihracattaki

60

| www.hotiad.nl

NUMMER - SAYI 6

NUMMER - SAYI 6

| www.hotiad.nl

61


ZİRVE GİBİ ETKİNLİKLER DEVAM ETMELİ

Terug naar ‘echte waarden’ De wereld gaat gebukt onder een economische recessie. De ene na de andere bank is in diskrediet gekomen en vervolgens heeft de economische zondvloed zich over de gehele economie uitgestort. Vele ondernemers hebben het al zwaar of kunnen zware tijden tegemoet zien. Het is geen kwestie of maar wanneer een bedrijf aan de beurt komt. En het ligt voornamelijk aan de gehanteerde waarden in de afgelopen jaren, of een bedrijf bestand zal zijn tegen de zuiverende werking van de recessie.

Ondernemers konden hun gang gaan en voor even ging dat goed. Er werden gouden bergen verdiend. Personeel werd dik betaald en staken zich vervolgens dik in de schuld om ook boven hun stand te gaan leven. De dikke weelde leidde vervolgens tot inhaligheid. Alles kan en alles mag.

Hoe heeft het zover kunnen komen? Wij als bedrijfsmakelaars hebben veel contact met ondernemers en zijn actief in de handel en wandel van het (bedrijfsmatige) onroerend goed. De ontwikkeling die we daarin hebben waargenomen was er een van:

En nu?

‘Alles kan en alles mag en als je niet mee doet ben je een dief van je eigen portemonnee!’ Dat laatste dat klopt. Als je niet mee gedaan hebt zul je je vaak afgevraagd hebben hoe het toch kon dat sommige ondernemers je gewoon voorbij streefde. Aan geld geen gebrek en de bomen groeiden tot in de hemel. Zich van geen enkel risico bewust consumeerde ze zich helemaal klem. Zakelijk ging het immers helemaal voor de wind. Bastiaan Visser

Tugay Osanmaz

“Doen wij dan iets verkeerd?”, heb ik me meer dan eens afgevraagd. Zijn wij gek of is de hele wereld gek? In deze tijd krijgen we het antwoord op onze vraag.

Hoe heeft het zover kunnen komen? HOTİAD 3. Maastricht Zirvesi’ne “Accon–Avm” adına Tugay Osanmaz ve Bastiaan Visser’in zirve hakkındaki görüşlerini aldık. Tugay Osanmaz: “Geçtiğimiz yıl davet vesilesiyle tanıştığım Maastricht Zirvesi’ne bu yıl “Shifre Productions” reklam ajansının davetiyle katıldık. HOTİAD’ın yapmış olduğu bu zirvenin gelecek yıllarda, özellikle Türkiye’nin AB’ye giriş sürecinde ve Hollanda’da yaşayan Türk asıllı iş adamlarımızın lobi oluşturmasında büyük fayda sağlayacağını düşünüyorum. Zirvede, gerek ilk ve ikinci gün yapılan konferanslar gerekse iş adamlarının birbirleriyle tanışması olumlu geçti.Biz de “AcconAvm” adına katıldığımız organizasyonda stand kurduk ve katılımcılara kendimizi anlatmaya çalıştık. Umarım,HOTİAD bu tür etkinlikleri her yıl yapar.

62

| www.hotiad.nl

Bastiaan Visser: “HOTİAD’ın bu inisiyatifine katılma isteğini Tugay söylediğinde tereddüt etmeden kabul ettim. Yaklaşık 12 yıldır yeminli mali müşavirlik, finans danışmanlığı ve muhasebe işleri yapıyoruz. O anlamda, çoğu müşterimizin Türk olması sebebiyle Türklerin hemen hemen her şeyini öğrendim, diyebilirim. Kültürünüzden yaşama şeklinize, damak tatlarınızdan eğlencelerinize kadar her şeyinizi çok seviyorum. Zirve’de dile getirilen sorunları ve gelecek yıllardaki hedefleri dikkatle dinlemeye çalıştım. Ayrıca yapılan konferanslar, akşam yenilen yemekteki tanışmalar ve yemek sonrası düzenlenen eğlence de çok güzeldi. HOTİAD’ın bu organizeyi her yıl yapmasını temenni ediyorum.” “Accon Avm” bünyesinde çalışan Tugay Osanmaz ve Bastiaan Visser, 3. Maastricht Zirvesi’nde yer verdikleri için HOTİAD’A teşekkür ediyoruz.

NUMMER - SAYI 6

In de kern is de oorzaak van de crisis terug te herleiden naar het onderschatten van risico. Door de groei van de welvaart gedurende de laatste 20 jaar is geleidelijk aan elk besef van risico als sneeuw voor de zon verdwenen. En als dat alleen bij ondernemers gebeurde, dan was dat te begrijpen. Ondernemers behoren nu eenmaal vooruitstrevend te zijn en daarbij risico’s te nemen. Maar het gebeurde ook bij de overheid en zelfs bij de banken. En daar ging het fout. Banken horen de spiegel van de ondernemer te zijn. Als een ondernemer met een gewaagd plan bij de bank komt, hoort de bank hem te waarschuwen en te behoeden voor al te grote risico’s. In plaats daarvan vonden de banken de laatste jaren elk plan wel aardig en spraken ze meer van uitdagingen dan van risico’s. Vanwege dat er nog nauwelijks sprake was van risico’s werd ook het beloningsstelsel van de bank totaal verkeerd toegepast. Banken beconcurreerde elkaar op tarief in plaats van opslagen te hanteren voor risico. Risicovolle projecten waren soms goedkoper te financieren dan gezonde projecten!?

NUMMER - SAYI 6

We stonden erbij en deden mee of lieten het op zijn minst toe.

We moeten door de zure appel heen. Sommige van ons krijgen de rekening van de weelde gepresenteerd en zullen niet overleven. Andere zullen hun bedrijf weer moeten reorganiseren naar de ‘echte waarden’ die er toe doen: verantwoorde risico’s en betaald krijgen naar inzet. Wij, als Saris & Partners

Toin Saris Saris & Partners Makelaars ‘s-Hertogenbosch www.sarisenpartners.nl

Bedrijfsmakelaars, zaten voor in de trein als het gaat om het ervaren van de gevolgen van de recessie. Nu verwachten wij dat onze markt, het verkopen en verhuren van bedrijfshuisvesting, in het tweede kwartaal 2010 al weer zal gaan aantrekken. De markt zal bewegen, is het niet van weelde dan wel van armoede. En dan? Gezien het beperkte collectieve geheugen van de mens zullen we over 10 tot 15 jaar de volgende recessie beleven. Wie dan leeft wie dan zorgt!

Wij wensen u veel succes en wijsheid toe.

| www.hotiad.nl

63


Colofon HOTİAD : HOTİAD is een organisatie die met haar activiteiten, actieve betrokkenheid, functionaliteit en prestige beoogt te bewerkstelligen van en voor Turkse werkgevers in Nederland en in andere Europese landen. Sahibi: HOTİAD Yayın Yönetmeni: Yalçın Çakır Yayın Kurulu: Şerif Aktürk, İbrahim Atilla, Hikmet Gürcüoğlu, İsmail Ağarmış, Yazışma Adresi: Vlaardingweg 21-A 3044 CJ Rotterdam Nederland Tel.: +31(0)10 245 00 90 +31(0) 10 262 14 24 Faks: +31(0)10 415 52 67 +31(0)10 245 07 09 www.HOTİAD.nl info@HOTİAD.nl Grafik tasarım:

İçindekiler - Inhoud ÇALIŞMALARIMIZ VE FAALİYETLERİMİZ GURURLA İZLENİYOR VE DEVAM EDİYOR_____________________________ 1 KÜRESEL MALİ BUHRAN____________________________________2 TURGUT TORUNOĞULLARI DTİK YÖNETİM KURULU’NDA___________________________________ 4 TURGUT TORUNUĞULLARI IS AT DTIK MANAGEMENT BOARD_______________________________ 5 HOTİAD Bİr İlke İmza Attı________________________________ 6 “TURGUT TORUNOĞULLARI YILIN İŞ ADAMI SEÇİLDİ_________________________________________________ 9 TURGUT TORUNOĞULLARI‘BUSINESSMAN OF THE YEAR IN NETHERLANDS’___________________________ 11 AB ve TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ______________________________ 12 Gözden kaçırılan Hollanda!___________________________ 17 Hotİad, Hollanda ’dakİ İş adamları derneklerİ İle toplantı yaptı_________________________ 19 Şİmdİ “Değİşİm Zamanı” Dİyen Avrupa’dakİ Türk İş adamları Hollanda’da Buluştu_________________ 20 Hollanda T.C. Büyükelçİsİ Selahattİn Alpar HOTİAD’ı zİyaret ettİ_________________ 24 “ŞİMDİ DEĞİŞİM ZAMANI” III. AVRUPA TÜRK İŞ ADAMLARI MAASTRİCHT EKONOMİ ZİRVESİ_________________ 25 “TÜRK TOPLUMU HOLLANDA’DA MUHTEŞEM BAŞARILAR ELDE ETTİ”________________________ 32 ZİRVEDEN PLAKET GÖRÜNTÜLERİ_________________________ 33 HOTİD ÜYESİ OLAN Celal Oruç , Hollanda ’da Zengİnler Lİstesİne Gİrdİ________________ 36 Protokol İmza törenİ Zİrvenİn sonunda İkİ protokol İmzalandı________________________________ 37 HOTİAD ÜYELERİ ZİRVEYİ DEĞERLENDİRİYOR______________________________ 39 ZİRVE’DEKİ HOTİAD______________________________________ 45 KARARLI HOTİAD________________________________________ 45 SESİNİZİ AP’DE DUYURACAĞIM____________________________ 46 HOTİAD EMİN ADIMLARLA İLERLİYOR_______________________ 46 Sabancı Ünİvers İtesİ Öğrenc İler İle Buluşma________ 49 HOTİAD 4. Genel Kurulu________________________________ 50 Hollanda ve AB Ülkeler İndekİHane Verİlerİ ve Gİrİşİmcİlerİn Ekonom İk Gücü______________________ 52

Baskı:

Hollanda `dan seracılarla ortak yatırım______________ 55 Türkİye -Hollanda Tİcarİ ve Ekonomİk İlİşkİlerİ____________________________________ 56 Almanların Tercİhİ Türkİye Ekonomİk krİz Türk turİzmİ İçİn avantaj______________________________ 58 Hollanda’dakİ turİzm fuarına Türkİye damga vurdu___ 60 HOLLANDA EKONOMİSİ RESMEN KÜÇÜLDÜ__________________ 61 ZİRVE GİBİ ETKİNLİKLER DEVAM ETMELİ____________________ 62


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.