HOTIAD Sayi 2

Page 1

Hollanda - Türk İşadamları Derneği • Nederlands - Turkse Ondernemers Vereniging • Dutch - Turkish Entrepreneurs Association

II. AVRUPA – TÜRK İŞADAML II. AVRUPA – TÜRK İŞADAMLARI 2014 2015 2016 2017 2018

2014 2015 2016 2017 2018

MAASTRİCHT ZİRVESİ / 9-10 Şubat MAASTRİCHT ZİRVESİ / 9-10 Şubat 2008

2013

2012

2004 2005 2006 2007 2008

İV

WWW.HOTIAD.NL • INFO@HOTIAD.NL

2013 2012 2011 2011 2010 2009

II. EUROPESE TOP CONFERENTIE van TURKSE ONDERNEMERS te MAASTRICHT / 9-10 februari 2008

S.W.S Tronic

S.W.S Tronic

DUTİV DUTİV

S.W.S Tronic



PAGINA - SAYFA

3

BAfiKAN

(

NUMMER - SAYI 2

4)!$

Mehmet SOYTÜRK

ENTEGRASYON (ASİMİLASYON) ve HOLLANDA ÜZERİNE Sayın çok değerli okuyucular, Bu yazımda entegrasyon ve asimilasyon konularını işlemek istiyorum. Herkesin bildiği gibi, Hollanda’da entegrasyon kelimesi, idari makamlar tarafından çok kullanılır oldu. Bu kelime ile birlikte müthiş bir haksızlığın yapıldığına inanıyorum. Dolayısıyla soruyorum, entegrasyon politikası Hollanda’da yaşayan tüm yabancı kökenli insanlara mı, yoksa sadece Müslüman kökenlilere mi ve hatta Türklere mi uygulanıyor? Ama ben inanıyorum ve de biliyorum ki; bu politika sadece Müslüman kökenlilere uygulanmakta. Neden bu kanıya varıyorum; çünkü bu ülkede yaşayan İtalyanlar, Yunanlılar, Çinliler, ve AB`ye yeni katılan ülke insanları bu politikaların hışmına uğramıyorlar. Neden? Onlar bu ülkede yaşayan yabancılar değiller mi? Onlar AB anlaşmaları sonucu bu ülkeye rahat girip çalışa biliyorlarsa, biz yabancılar(!) da (Türkler) İnsan haklarına ve sosyal devlet anlayışına göre Hollanda’ya gelip çalışan insanlarız. Çinliler AB içerisindeler mi? Bu yabancı (Türk-Müslüman ) düşmanlılığı ve ayırımcılığı neden doğuyor, bunun hesabını Hollanda makamları vermeliler. Veya açıkça nedenini izah etmeliler. Oysa; şöyle bir analiz etseler, özellikle biz Türkler hayatın tüm alanlarında Hollanda’ya katma değer sağlamaktayız. Buna kısaca örnek verecek olursam; bizler 40 yıldır en ağır işlerde çalışarak ekonominin kalkınmasında büyük yararlar sağladık. Şimdilerde inanılmaz sayılarda müteşebbisimizle ve yapılan cirolarla büyük oranda katkı sağlamaktayız. Dolayısıyla bu ülkeye hiçbir zaman yük olmadık, hep yükü hafiflettik. Eğer entegrasyondan anlaşılan “uyum” ise, politikadan – sanata, üst düzey yöneticisinden –ticarete kadar başarılar elde ediyoruz. Bu uyum değil de nedir?. Entegrasyon denince şayet insana saygı ve etik değerler kastediliyorsa; hangi Türk Hollandalı meslektaşına, komşusuna, arkadaşına bu etik değerlerden dolayı küçümsemiştir,

yadırgamıştır – dışlamıştır veya dikte etmeye çalışmıştır. Böyle bir şey yok, olamaz da. Türk kültüründe de zaten böyle bir şey yok. Şayet böyle bir şey olsaydı 600 yıl çeşitli kültür-din ve etnik yapıya sahip insanlarla geçmişte Türkler birlikte yaşayamazdı. Yani Türkler karakter olarak böyle bir alt yapısı olan bir millettir ve asla bu ve bunun gibi konularda Türklerden korkulmamalıdır. Ama biz Türklerin kendi değerlerine, kültürüne, yaşam felsefesine sahip çıkması veya o şekilde yaşamak istemesi de herhalde suç veya uyumsuzluk anlamına gelmemelidir. Yoksa Türkler böyle bir hakka sahip değil midir? Ayrıca; bunun kime ne zararı olabilir? Bunu kalkıp izah etsinler ama ayrımcılıkla asla… Zira bunu özellikle biz Türkler hak etmiyoruz. Şayet başka bir problemleri varsa, kalksın bunu da bize anlatsınlar. Anlatsınlar ki bizde bilelim, bilgilenelim belki herzaman olduğu gibi bir yardımımız dokunur. Ama yapılan icraatlar ile ne istediklerini tam olarak ifade etmemekle beraber, uyum yerine üstü kapalı sistematik bir asimilasyon politikaları güdüldüğü şeklinde algılanmaktadır. Şayet böyle ise bunun kime yarayacağı da belli değildir. Bu yüzden Hollanda yetkili ve etkili makamlarından açık olmalarını ve isteklerini ve uygulayacağı politikaları herkesin anlayabileceği bir dille ifade etmeleri gerekmektedir. Asimilasyon politikalarıyla veya yabancı ayırımıyla Hollanda yarar sağlamaz. Bu politikalarla, burada doğup-büyüyen, eğitimini burada alan ve Hollanda kültürüne yakın olan gençleri dahi bu topluma kazandıramazsınız. Aksine zararlı unsurlar olurlar. Hollanda’da ne olup bittiğini herkesin olduğu gibi, biz Türklerin de bilme hakkı vardır. Bu yüzden yetkili ve etikli isimler açık olmaları, şeffaf olma ve ne istediklerini herkesin anlayabileceği bir şekilde ifade etmeleri gerekmektedir. Çünkü bundan hiç kimse zararlı çıkmayacaktır, aksine kazanan Hollanda olacaktır. Saygılarımla

(

4)!$ Sahibi: HOTİAD

Yayın Yönetmeni: Ahmet Kaya Yayın Kurulu: Mehmet Soytürk, Turgut Torunoğulları, Kamil Yener, Gülali Alkılıç, İlhan Döne, Leyla Yerlikaya, İsmail Üngüç, Behzat Eren, Ali Bekdur, Şerif Aktürk Hikmet Gürcüoğlu, İsmail Ağarmış, Faruk Halıcı, Mehmet Özdemir Yazışma adresi: Vlaardingen 21 3044 CJ Rotterdam Postbus 16357 2525 BM Den Haag Tel.: 010 - 245 00 90 010 - 262 14 24 Fax: 010 - 245 07 09 010 - 415 52 67 HOTİAD Dergi Yıl - 2 / sayı - 2 Internet: www.hotiad.nl E-mail: info@hotiad.nl Görsel Düzenleme & Baskı: 010-4254030


(

4)!$

NUMMER - SAYI 2

VOORZITTER

PAGINA - SAYFA

4

Mehmet SOYTĂœRK

OVER INTEGRATIE (ASIMMILATIE) EN NEDERLAND

Geachte Lezers, Middels dit schrijven wil ik het met u over de Integratie en assimilatie in Nederland hebben. Zoals velen van u weten wordt het begrip integratie door de overheid veel gebruikt. Wij geloven dat er met deze woorden onrechtvaardig wordt gehandeld en daarom vraag ik U: Geld de integratie politiek voor alle buitenlanders of is er wellicht een verband tussen politiek handelen versus geloof en Turkije? Ik geloof dat het politieke integratie beleid wellicht speciaal wordt gemaakt voor mensen met een Islamitische achtergrond. Graag vraag ik u eens kritisch te kijken naar de wijze waarop bijvoorbeeld Italianen, Grieken, Chinezen of mensen uit de nieuwe EU Landen worden behandeld. Waarom worden deze groepen mensen niet behandeld als zijnde in Nederland wonende buitenlanders? Behoort China bijvoorbeeld tot de Europe Unie? Waarom is de vijandigheid en discriminatie tegenover (Turk-Moslim) dat moet uitgelegd worden door de Nederlandse overheid en zij moeten de reden hiervan uitleggen. Indien goed geanalyseerd dan vormen de Turken vanaf het begin dat ze zich hier hebben gevestigd in alle opzichten een toegevoegde waarde voor Nederland. We hebben de zwaarste beroepen uitgeoefend, vol ongeloof moeten we dan ook vaststellen dat zelfs die inzet ons niet datgene heeft gebracht wat we zouden willen hebben nl: vaststellen dat we nog voordat het begrip integratie gemeengoed werd, mede hebben

bijgedragen aan het hanteren van de juiste waarden en normen en in feite een basis en een houvast aan de overheid hebben aangedragen om respectvol met het begrip om te gaan. De afgelopen 40 jaar hebben de Turken er aan bijgedragen dat lasten werden verlicht.

Zo komt het over als het zo is dan heb ik mijn twijfels of hierbij niemand baat heeft. Om deze redenen dient de Nederlandse overheid open te zijn en zij dient te vertellen wat zij daadwerkelijk wil en willen bereiken dan kunnen wij wellicht een bijdrage aanleveren.

Als integratie zou betekenen: Ons integreren in Politiek , in de kunst, in de bureaucratie en in handel dan scoren wij heel hoog als dat geen aanpassen is wat is betekent aanpassen dan wel?

Niemand is gebaat met dit politieke beleid. Met dit beleid kan men mensen niet winnen voor de Nederlandse maatschappij, vooral jongens die hier geboren, opgeleid en zo goed als de Nederlandse cultuur hebben. Jongeren keren zich tegen de maatschappij en kunnen schadelijk zijn voor de Nederlandse maatschappij.

Als men onder integratie respect en normen verstaat dan wil ik U vragen welke Turk zijn collega of buren of zijn vrienden vanwege zijn of haar normen heeft beoordeeld. Turken proberen niemand te bekeren. Dit zou ook niet kunnen, dit begrip kent de Turkse cultuur niet. Hoe hadden de Turken anders de afgelopen 600 jaar met verschillende etnische groepen mensen inclusief bijbehorende religies samen kunnen leven. Deze culturele infrastructuur hebben Turken. Daarom dient men vooral nooit angst te hebben van Turken over deze of vergelijkbare onderwerpen. Als een Turk zijn eigen cultuur en leefwijze wil leven is dat dan verboden ? Een eigen leefwijze hoeft niet te betekenen dat we ons niet hebben aangepast. Of heeft een Turk daar geen recht op? Wie zou daar last van kunnen hebben? Indien iemand hier anders over zou denken dan horen wij dat graag, vertel ons wat het eventuele probleem is. Wij zijn dan in staat om te helpen zoals we altijd dit gedaan hebben. Helaas zien we dat men niet duidelijk wil zijn en achter de schermen onder de naam integratie assimilatie wilt gaan uitvoeren.

Alles wat in Nederland gebeurt behoren ook de Turken te weten. Zij hebben daar recht op, om deze redenen dienen de organen en uitvoerders van het beleid duidelijk te zijn en verstaanbaar te communiceren opdat een ieder begrijpt wat er bedoeld wordt. Dit verwachten wij ook. Indien we op deze wijze met elkaar omgaan dan zal niemand zich gekwetst voelen en Nederland zal hierbij voorop lopen om op een respectvolle wijze het woord integratie wezenlijk te veranderen in een begrip dat draait om de waardering en het respect voor het individu en dan zal de winnende partij Nederland en in Nederland wonende samenleving zijn. Hoogachted


PAGINA - SAYFA

5

HOT‹AD YÖNET‹M KURULU ÜYES‹

NUMMER - SAYI 2

(

4)!$

Ahmet KAYA

Avrupa’da bunalım..!

Dünyanın aydınlık yüzü(!) Avrupa’nın tadı kalmadı artık… Son dönemlerde yerliyabancı herkes bunu söyler oldu.

iletişim çağında Japonya, Amerika ve Hindistan gibi ülkelerin gerisinde kalmaları ayrı bir kompleks yaratmaktadır.

Ne oldu bu sosyal(!) devletlerin tadı-tuzu, refahına?

Asıl önemli kompleksleri de Dünya’nın yeni şekillenme sürecinde (Küreselleşmede) Amerika – Rusya - Çin ve Japonya gibi ülkelerin gerisinde kalmalarıdır. Bunun içindir ki, Avrupa Birliği’ni kurdular. Bu birlik aracılığı ile var olmayı deniyorlar, ama bunun da tutmayacağı belli gibi.

Ne oldu, sosyal gözüken, insan haklarına önem veren, hatta hayvan haklarını insan haklarından üstün gören bu Avrupa ülkelerine? Ne oldu da, bu ülkelerin refah düzeyi düşmeye başladı; hatta açlık sınırına gelen insanların sayıları arttı? Hele hele yüksek okul mezunu yerli-yabancı gençler neden Avrupa’yı (Hollanda’yı) terk etti? Belki biliyorsunuz son senede yüz bine yakın yerli yabancı gencin Hollanda’yı bırakıp başka ülkelere gittiklerini. Ne oldu da, bu demokrat ve hümanist geçinen Avrupa ülkeleri insanlarına da, Irak’ta ve Afganistan’da katledilen insanlar için kılları bile kıpırdamıyor? Değerli okuyucularımız, bu soruları daha da uzatmak mümkün. Ama önce bir tespit yapmak gerekiyor: Avrupa’nın zengin ülkelerinin neredeyse hepsinin yüzlerce yıl sömürdükleri üçüncü dünya ülkeleri vardı. Bu ülkelerden aldıkları kaynaklarla kendi ülke halklarını refah içerisinde yaşatırken, sömürdükleri ülke insanları açlık-sefalet içerisinde yaşıyorlardı; hâla da yaşıyorlar. Mücadeleler sonucu bağımsızlığını kazanan ülkelerden kaynak akmayınca, bahsedilen bu refah Avrupa’sının huzuru ve rahatı kaçmaya başladı. Ayrıca, bu içinde bulunduğumuz bilişim-

Bu sıkıntılarının sebebi yabancılarmış! Kısacaca yukarıda bahsedilen konulardan dolayı sıkıntıya giren Avrupa ülkelerinin politik yöneticileri, kendi halklarına doğruyu anlatma sıkıntısı çekmekteler. Kendi beceriksizliklerini yabancıların sırtına sarmayı, ekonomik sıkıntıların müsebbibi yabancılarmış gibi basit ve popüler yolu seçmekteler. İkinci dünya savaşından sonra, sanayileri yerle bir olmuş, ekonomileri çökmüş, var olan gençleri eğitime yönelmiş Avrupa ülkelerine kalifiyesiz, ağır ve zor işlerde çalışacak işçiler gerekiyordu. Dolayısıyla Türkiye gibi ülkelerden getirilen işçiler birer köle gibi çalıştırılarak, bu ülkeleri bu seviyeye kavuşturdular. Yabancı işçileri (Türkleri) kırk yıldır iş makinesi gibi gören bu ülkeler, şimdilerde entegrasyondan bahsederek bunun suçlusu yabancılarmış görüntüsü vermeye çalışıyorlar. Entegrasyon ve hatta asimilasyon için bu ülkeler neler yaptılar bunu merak ediyor ve de soruyorum. Burada doğupbüyüyen, eğitimini burada tamamlamış

Türk gençleri anne-babalarından daha çok Türk hissediyorlar kendilerini. Hollanda gibi ülkeler bunun nedenini çok iyi düşünmeliler. Buna mecburlar ve yerli – yabancı ayırımının kendi zararlarına olduğunu bilmeleri gerekmekte. Kırk yıldır ekonomilerinin düzlüğe çıkması için en rizikolu işlerde çalışan işçileri (“yabancı” dedikleri Türkleri) atmaya çalışırken veya onların eş ve çocuklarını Hollanda’ya getirmeleri önünde hapishane duvarı örerlerken, Avrupa Birliği’ne girdiklerini bahane ederek Bulgaristanlı, Polonyalı, Romanyalı işçileri bağırlarına basmaktalar. Bunu kıskanmıyoruz. Ama bizi dışlamak, hedef göstermek niye ..?

Bizler yük değil, yükü sırtlayanlarız. Bizler Avrupa ülkelerinde(Hollanda’da) eğitimden - sanata, ticaretten- politikaya her alanda etkili isek ve herkesle yarışır durumdaysak, bunun uyumsuzlukla ne ilişkisi olabilir? Bu başarılar, bu ülkelerin yükünü taşımak değil de nedir? Sömürgelerini kaybeden, Eğitilmiş insanlarını ve yatırımcılarını kaçıran, Politikasızlaşan ve yaşlanan Avrupa hırçınlaşıyor…

“YENGECE HİÇBİR ZAMAN DOĞRU YÜRÜMEYİ ÖĞRETEMEZSİNİZ”


(

4)!$

NUMMER - SAYI 2

BESTUURSLID HOTIAD

PAGINA - SAYFA

6

Ahmet KAYA

EUROPA IN DE WAR

De elite gezicht van de wereld (!) Europa is niet meer leuk, laatste tijden verteld dit zowel autochtone als allochtone vrijwel iedereen. Wat is het nou gebeurd (!) in deze sociale landen dat er niet meer leuk dat er iets aan de hand is met hun wel vaart. Wat is het nou gebeurd in deze sociale landen waar in zoveel aan mensen rechten werden gedaan zelfs de dieren rechten zo veel meer waarde had in deze Europese landen. Wat is het nou gebeurd dat wel zijn in deze landen is aan het dalen zelfs er zijn mensen die aan de grens van honger staan ? en omdat er werkgelegenheid zo slecht is dat afgestudeerde studenten zowel autochtone als allochtone waarom verlaten zij het land, wist u dat er autochtone en allochtone Nederland verlaten en naar andere landen gaan ? Wat is het nou geworden aan deze mensen di zo humanist en democraat waren dat zij totaal niets mee voelen aan zoveel mensen die doodgaan in Irak en Afganistan. Geachte Lezer deze vragen kun je nog veel meer stellen. Maar eerst moet men iets vastleggen. Vrijwel alle rijke landen hadden in Europa kolonien welke zij euwen lang uitgebuit hebben met name derde wereld landen. Met deze uitbuit en bronnen konden zij hun eigen bevolking in wel zijn laten leven terwijl in die landen honger heerste en zij leven nog steeds in honger na strijden dat zij hun onafhankelijkheid gewonnen

hebben is de welvaart en welzijn in europa gaan dalen. Dit heeft Europese vrede en welzijn welvaart doen dalen. En achterblijven door de ontwikkelingen technologie en wetenschap daar in vooruitgangen in Japan-Amerika en India heeft een minderwaardigheid complex veroorzaak. De storende minderwaardigheid door het globalisering van de wereld dat zij achter Amerika- Rusland – China en Japan, daarom hebben zij EU opgericht dat proberen zij te realiseren maar dat zal ook niet tot het succes leiden.

Reden van dit probleem is Allochtonen! Door het in het kort boven vermelde onderwerpen heben de politicus in Europa dit uit te leggen aan de bevolking, hun onhandigheid willen zij schijven aan de allochtonen, zij kiezen makelijk en populier wegen. Na de 2 e wereld oorlog dat alles plat was en de economie gedaald was hebben zij getracht hun jongere generatie op te leiden maar in Europa hadden zij gewone arbeiders nodig dus zoals de landen als Turkije hebben zij arbeiders gehaald en als slaven laten werken en met deze mensen hebben zij hun welvaart en welzijn bereikt. Buitenlandse arbeiders (Turken) hebben zij in afgelopen 40 jaar als werk machines gezien En nu willen zij laten zien met integratie beleid net of zij dat zij de schuld hebben. Ik wil het ook aan deze landen dit vragen welke over integratie hebben wat

hebben deze landen voor de integratie en asimmiltaie gedaan. Jongeren die hier geboren zijn voelen zich meer Turk dan hun ouders die hier niet eens geboren zijn. Landen onder andere Nederland moet dit zeker goed gaan onderzoeken en zij moeten dat doen en dit is slechte zaak zowel voor autochtone als voor de allochtone. Mensen die alle risico dragende werk uitgevoerd hebben in afgelopen 40 jaar om de economie te verbeteren ( genoemde “Buitenlanders” Turken) willen zij nu er uit gooien en zij bouwen gevangenis muren voor hem om hun gezien niet over te laten kunnen komen aan de andere kant omdat zij nu binnen EU zijn ontvangen zij met open armen Bulgaren-Romenen en de Polen, daar zijn wij niet jalours op maar worden wij als doelwit gezien. .. ?

Wij zijn geen lasten maar last verlichters. Als wij in Europese landen (in Holland) van onderwijs / kunst, handel en in politiek actief en in opmars zijn, betekent dat we aardig geïntegreerd zijn. Deze successen zijn niet anders dan het verlichten van de lasten toch? Landen die Het verlizen van kolonien, Landen die zijn opgeleide mensen en inveesterders verliezen Europa wordt oud en agresief.

“JE KUNT NOOIT SCHORPIONEN LEREN RECHT TE LOPEN”



(

4)!$

NUMMER - SAYI 2

PAGINA - SAYFA

8

HOTİAD, TÜRKİYE`DEKİ SEÇİMLERDEN ÖNCE YETKİLİ KURUMLARA ÇAĞRIDA BULUNDU HOTİAD, Türkiye`deki seçimlerden önce, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer`e, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`a, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül`e, parti başkanlarına, önemli kurum yöneticilerine ve bazı köşe yazarlarına aşağıdaki mektubu yazarak önemli çağrıda bulundu.

Sayın Yetkili, “Avrupa Birliği ülkelerinde 5.2 milyon Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı yaşamaktadır. Birlik üyeleri içindeki Türk girişimci sayısı 125 bine ulaşmıştır. Bu girişimciler yaklaşık 83.9 milyar euroluk yıllık ciroları ile bulundukları ülkelerde ciddi bir ekonomik güç ve etki alanı yaratmaktadır. Türkiye-Avrupa ilişkilerinde Avrupalı Türk Girişimcilerin bu güç ve etki alanları sayesinde kurdukları ilişkileriyle edindikleri Avrupalı dostlarının desteği Türkiye için paha biçilmez değerdedir. Hem Avrupa Birliğine üye ülkelerin yerel parlamentolarda hem de Avrupa Parlamentosundaki Türk kökenli üye sayısı her seçimde daha da artmaktadır. Avrupalı Türkler Sanat ve bilim alanında da sesini duyurmaya başlamıştır. Hiç bir aday ülkenin bu sayıda soydaşı kendisinden önce Birlik üyesi olmamıştı. Hiç bir aday ülke Birlik içinde bu kadar etkin bir partnere sahip değildi. Türkiye’de önümüzdeki seçimlerin sonucu ne olursa olsun, hangi parti kazanırsa kazansın ülkeye ve dünyaya hayırlı olmasını diliyoruz. Yeni kurulacak hükümetten

Avrupa Birliği ile müzakereleri sürdürmesini, Avrupa’daki Türklerin uluslararası anlaşmalara dayanan haklarının savunmada gereken özeni ve kararlılığı göstermesini bekliyoruz. Biz Avrupalı Türkler için Türkiye çok önemlidir. 40 yılı aşkın süredir her türden zorlukları aşmak için Türkiye ile kıvançta, kederde, ve sevinçte bir olduk. Türkiye’nin kalkınması için her türlü katkıyı yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Çünkü kalkınmış, refah, güçlü, huzurlu ve insanları mutlu bir Türkiye görmek istiyoruz. Bununla birlikte ; Avrupa’daki 5.2 milyona yakın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının bu seçimlerde de oy kullanamamasını doğru bulmuyoruz. Bir kaç gümrük kapısına konan göstermelik oy sandığı ile bu iş geçiştirilemez. Seçilecek yeni Parlamentoyu ilk iş olarak; Türkiye dışında yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının oy hakkını, bulundukları ülkede kullanması için gereken ne ise yapmaya çağırıyoruz. Oy kullanmak sadece bir hak değildir. Aynı zamanda bir görevdir. Yetkililerden bu hakkımızı ve görevimizi yerine getirebilmemiz için olanak sağlamalarını istiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin artık bunu yapacak gücü vardır. Bütün parti başkanlarını, meclis başkanını ve Yüksek Seçim Kurulu Başkanını seçimler öncesinde bu konuda” görüş bildirmeye çağırıyoruz. 17 haziran 2007, Valkenburg / Hollanda HOTİAD - Türk İşadamları Derneği

Çağırının gönderildiği kişi ve kurumlar; - Cumhurbaşkanı- Ahmet Necdet Sezer - Başbakan- Recep Tayyip Erdoğan - Meclis Başkanı- Bülent Arınç - Dışişleri Bakanı- Abdullah Gul - MHP Başkanı- Devlet Bahçeli - CHP Başkanı- Deniz Baykal - Genç Parti Başkanı- Cem Uzan - DSP Başkanı- Zeki Sezer - DP Başkanı –Mehmet Ağar - Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Muammer Aydin - TUSİAD- Arzuhan Doğan Yalçındağ - TOBB – Rıfat Hisarcıklıoğlu - Anadolu Ajansı- İç ve Dış Haberler - Hürriyet- Emin Çölaşan - Sabah Gazetesi Haber Müdürlüğü - Milliyet- Can Dündar


     



     



  

 



 



 

 



 

 






(

4)!$

NUMMER - SAYI 2

PAGINA - SAYFA

Maastrİcht ZİRVESİ HAZIRLIK TOPLANTISI Başarılı Geçtİ Kısa adı HOTIAD olan Hollanda Türk İşadamları Derneğinin ev sahipliği yaptığı 2 günlük hafta sonu toplantısında 9- 10 Şubat 2008 tarihinde yapılması planlanan İkinci Avrupa Türk işadamları Zirvesi görüşüldü. Avrupa Birliği imzasının atıldığı Maastricht kenti yakınlarındaki Valkenburg kasabasındaki Park Otel’de bir araya gelen Tür işadamları “Birlikten Kuvvet Doğar” atasözünden hareketle Avrupa’nın değişik ülkelerindeki Türk işverenler ile bir araya gelerek mevcut sorunların daha kolay çözümlenebileceği tavsiyesinde bulundular. Toplantı sonunda bir de karar bildirgesi yayınlandı. İki gün süren İstişare Toplantısına Hollanda’nın yanı sıra İsveç, Belçika ve Almanya’dan Türk İşadamları Derneklerinin temsilcileri katıldı. Hollanda’daki Türkler için Danışma Kurulu IOT`nin yöneticililerinin yanı sıra Türk basın mensuplarının da ilgi gösterdiği toplantının birinci bölümünde, 9-10 şubat 2008 tarihlerinde yapılacak olan 2. Maastricht Avrupa Türk İşadamları Zirvesi’nin hazırlıkları konuşuldu. Zirve hazırlıkları, Avrupa Türk İşadamları Dernekleri arasında daha verimli bir işbirliği ve iletişim imkanları nelerdir, Türkiye’de yaklaşan parlamento seçimlerine yönelik

Avrupa Türk İşadamları olarak istek ve beklentiler gibi konularının da konuşulduğu toplantıda iş adamları Avrupa Çapında Konfederasyon düzeyinde örgütlenebilme konusunu da masaya yatırıldı. 2. Maastricht Zirvesine Avrupa’nın yanı sıra Dünyanın değişik ülkelerindeki Türk İşadamları Derneklerinin yöneticileri de davet edilecek. Toplantıda bir konuşma yapan HOTIAD başkanı Mehmet Soytürk, Hollanda’da bakan düzeyinde devlet sekreterimiz var. milletvekillerimizin yanı sıra şimdi de senatörümüz seçildi. Almanya’da Türk asıllı milletvekillerinin sayısında artış görülüyor. Siyasetteki bu gelişmeler olurken Avrupa’daki Türk nüfus geçen yıldan bu yana 1,5 milyon kişi daha artı. Bulgaristan ve Romanya’nın AB’ye katılması, bu ülkelerde yaşayan Türkleri direk ‘Birlik’ vatandaşı yaptı’’. ‘‘Şu anda AB ülkelerinde yapılan 5,2 milyon Türk yaşıyor. Bunun 124 bin 500’ü kendi işinin sahibi. Türk girişimciler her geçen gün hem sayılarını hem de etki alanlarını artırıyorlar. 20 yıl önce Almanya’da 1,4 milyon Türk yaşıyordu ve Türk işletmeci sayısı da 23 bin civarındaydı. Geçen yılın verilerine bakıldığı zaman, bu sayı üç kat artış göstererek 68 bin 300’e ulaşmıştır. Bu

Maastricht Zirvesini Vali Yardımcısı Herman Vrehen Yönetecek... HOTIAD Başkanı Mehmet Soytürk ve HOTIAD Tanıtım Ajansı koordinatörü ve Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Kaya, 06-12-2007 tarihinde Limburg Eyalet Meclis Başkanı Sayın J.M.G. Kievits ve Eyalet Vali yardımcısı Sayın Herman Vrehen`i ziyaret etti. Görüşmede, 9-10 Şubat 2008 tarihinde Maastricht kentinde yapılması planlanan, Avrupa’daki Türkiye! Sloganı ile Büyük Buluşma adı altındaki Avrupa / Dünya Türk İşadamları Ekonomi Zirvesi çalışmalarıyla ilgili son bilgiler ve gelişmeler hakkında bilgilendirme yapıldı.. Çok sıcak bir şekilde geçen görüşmede

Meclis Başkanı sn J.M.G Kievits ve Limburg Eyalet vali yardımcısı sayın Vrehen, böyle kapsamlı ve büyük ekonomi zirvesinin Maastricht’te yapılmasından dolayı duydukları memnuniyetlerini ifade ettiler ve böyle bir organizasyona ev sahipliği yapmaktan büyük bir mutluluk duyduklarını söylediler. Daha sonra basına bir açıklama yapan Sayın Ahmet Kaya ise Eyalet Vali yardımcısı Sayın Vrehen’nin ev sahipliği yanı sıra 9 Şubatta Eyalet parlamentosunda yapılacak bu toplantıda aynı zamanda toplantı başkanlığını yapacağı açıklamasını yaptı.

10

HABER

işyerlerimizin toplam yıllık cirosu ise 31,6 milyar Euro’yu bulmuştur. Bu işletmeler yaklaşık 350 bin kişiye istihdam imkanı sağlıyor’’. ‘‘Yine 2006 verilerine göre Hollanda’da 400 bin Türk yaşıyor. 1994 yılında işadamı sayımız 4 bin civarındaydı. 2006 yılı verilerine göre ise bu rakam 15 bine çıktı. Bunun anlamı ise, Hollanda’da yaşayan Türklerin yüzde 6’si kendi işinin sahibi. Hollanda’daki Türk işadamlarının toplam cirosu 8,1 milyar Euro’ya ulaşmıştır’’. Türkiye`de 22 temmuzda yapılan olan genel seçimlerde Yurt dışında yaşayan vatandaşların geçmişte olduğu gibi bu günde unutuldu diyen HOTİAD başkanı Mehmet Soytürk Türkiye deki siyasi partilere bir çağrıda bulundu. Soytürk açıklamasında Avrupa’daki 4 milyona yakın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının bu seçimlerde de oy kullanamamasını doğru bulmuyoruz. Birkaç gümrük kapısına konan göstermelik oy sandığı ile bu iş geçiştirilemez. Seçilecek yeni parlamentoyu ilk iş olarak, Türkiye dışında yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının oy hakkını, bulundukları ülkede kullanması için gereken ne ise yapmaya çağırıyoruz dedi. 9-10 şubat 2008 tarihlerinde yapılması planlanan 2. Maastricht Avrupa Türk İşadamları Zirvesi hakkında da açıklama yapan Mehmet Soytürk, Avrupa’daki Türk girişimcilerin gücünü ve değerini hem Türkiye’nin hem de AB ülkelerinin tam anlamıyla göremediğini ve dolayısıyla bu Avrupa’daki Türk girişimcilerinin şaşırtıcı bir hızla artan başarısının göz ardı edilemeyeceğini söyledi. Zirveye 300 ila 500 davetlinin katılımının öngörüldüğünü dile getiren Soytürk, başbakan, bakan, TOBB, TÜSİAD ve siyasiler nezdinde katılımın sağlanması için gerekli girişimlerin başladığını ve bu bağlamda da çalışmalara devam ediyoruz dedi. Ergun KULA


NIEUWS

PAGINA - SAYFA

11

HOTIAD is klaar voor II. Europese Top Conferentie 2008 Nederlands-Turkse Ondernemers Vereniging (HOTİAD) heeft tijdens een 2-daagse bijeenkomst gesproken over de II. Europese Top van Turkse Ondernemers te Maastricht die plaatsvindt op 9 en 10 februari 2008. De ondernemers die bijeen waren in het Park Hotel te Valkenburg hadden tevens ondernemers uit ander Europese uitgenodigd met het idee om krachten beter te bundelen. Na afloop van de bijeenkomst is een verklaring van de genomen besluiten gepubliceerd. Tijdens het 2 daagse overleg hebben afgevaardigden van diverse Turkse ondernemersverenigingen uit Zweden, België en Duitsland hun mening ingebracht. Naast de bestuurders van de Inspraak Orgaan Turken (IOT) heeft tevens de Turkse pers haar belangstelling getoond met deelname aan het eerste deel van de bijeenkomst waarin de voorbereiding van de II. Europese Top van Turkse Ondernemers te Maastricht werd besproken. Naast de voorbereidingen voor de economische top kwamen tevens onderwerpen zoals efficiëntere samenwerking en communicatie onder de Europese Turkse ondernemers, de verwachting en wensen omtrent de komende parlementsverkiezingen in Turkije en confederatie voor ondernemers op europees

niveau ter tafel. Uit verschillende delen van wereld zullen er afgevaardigden van diverse Turkse ondernemersverenigingen naar de tweede top worden uitgenodigd. HOTIAD voorzitter dhr. Mehmet Soyturk benadrukte tijdens zijn speech dat er in Nederland tegenwoordig een staatsecretaris van Turkse afkomst is. “ Na de Tweede Kamer kent de Eerste Kamer momenteel ook een lid van Turkse afkomst. In Duitsland is er ook in toename in de aantallen van de parlementsleden met een Turkse afkomst. Met deze ontwikkelingen in de politieke arena zien wij ook een toename van 1,5 miljoen Turken binnen 1 jaar in de Europese Unie. Met toetreding van Bulgarije en Roemenie tot de Europese Unie zijn de burgers van Turkse afkomst in deze landen onderdaan van de Europese Unie geworden.” “ Momenteel wonen en leven 5,2 miljoen Turken in de Europese Unie. 124.500 mensen hiervan zijn zelfstandige ondernemers. De omvang en invloed van de Turkse ondernemers wordt met de dag groter. 20 jaar geleden woonden in Duitsland zo’n 1,4 miljoen Turken en het aantal van Turkse ondernemers was rond de 23.000. Vergeleken met de cijfers van vorig jaar is dit 3 keer toegenomen tot een aantal van 63.300 ondernemers. De jaarlijkse totaal bruto omzet van de ondernemingen is 31,6 miljard euro.

Vice-Voorzitter Provinciale Staten Dhr. Herman Vrehen dagvoorzitter II. Europese Top Conferentie De voorzitter van HOTIAD dhr. Mehmet Soyturk en PR coördinator tevens bestuurslid van HOTIAD dhr. Ahmet Kaya hebben op 6 december jl. een bezoek gebracht aan de voorzitter van de Limburgse Provinciale Staten dhr.J.M.G. Kievits en vice-voorzitter de gedeputeerde dhr. Herman Vrehen. Tijdens het bezoek is er informatie gegeven over de voorbereidingen en de laatste ontwikkelingen van de II. Europese Top van Turkse Ondernemers die georganiseerd wordt op 9 en 10 februari 2008 te Maastricht.

(

NUMMER - SAYI 2

Tijdens dit bezoek hebben de heren Kievits en Vrehen aangegeven dat ze zeer verheugd zijn met het feit dat een organisatie met zo’n omvang in eigen thuisbasis namelijk in Maastricht plaats zal vinden. Tijdens een pers briefing die later plaatsvond heeft dhr. Ahmet Kaya vermeldt dat de vice-voorzitter van de Limburgse Provinciale Staten dhr. Herman Vrehen naast zijn functie de gastheer op 9 februari 2008 de voorzitter zal zijn van de plenaire zitting die zal plaatsvinden in het provinciehuis.

4)!$

Deze ondernemingen bieden aan 350 duizend mensen een werkplek.” “ Volgens de gegevens van 2006 wonen en leven in Nederland 400.000 Turken. In 1994 waren er 4000 ondernemers met Turkse afkomst. In 2006 is dit toegenomen naar 15.000. Dit wil zeggen dat 6% van de Turkse bevolking in Nederland ondernemers is. De jaarlijkse totaal bruto omzet van de Turkse ondernemers in Nederland heeft een waarde van 8,1 miljard euro.” Voorzitter Soyturk vermeldde tevens dat de Turkse bevolking binnen de EU zowel in het verleden als voor de komende parlementsverkiezingen op 22 juli 2007 buiten beschouwing worden gelaten door de Turkse overheid en hiermee deed hij een oproep aan de politieke partijen in Turkije. Dhr. Soyturk melde tijdens zijn speech dat het niet geaccepteerd kan worden dat ongeveer 4 miljoen stemgerechtigden niet gebruik kunnen maken van dit recht. Een aantal stemkasten die op een aantal grensovergangen worden geplaatst is absoluut niet voldoende. Ik roep het komende parlement op om ervoor te zorgen dat de Turkse burgers in de Europese landen mee kunnen stemmen met de Turkse verkiezingen. Over de II. Europese Top van Turkse Ondernemers te Maastricht wist de voorzitter Mehmet Soyturk te mededelen dat de kracht en waarde van de Turkse ondernemers in de Europese landen zowel door Turkije als door de Europese landen wordt onderschat. Hij zei ook dat de successen van de groeiende Turkse ondernemers niet langer ontzien kan worden. Dhr. Soyturk zei tevens dat er naar verwachting tussen de 300 en 500 mensen zullen deelnemen aan de top en op dit moment alles voorbereidingen in gang zijn gezet om de premier, minister, vertegenwoordigers van TOBB en TÜSİAD (respectievelijk de Eenheid van Aandelenmarkten en Beursen in Turkije en de Vereniging van Turkse Industriëlen en Zakenmannen) alsmede verscheidene politici uit te nodigen om deel te nemen aan de top. Ergun KULA


Yayla - Türk GmbH Emil - Schäfer str. 18 47800 Krefeld - Duitsland Tel.: +49 2151 57 99 70 Vlaardingweg 21 3044 CJ Rotterdam Tel.: +31 10-437 20 40

B

li i

. . t.

e z z

e L n

e n

"Adı da başka, tadı da başka"


"Adı da başka, tadı da başka" Yayla - Türk GmbH Emil - Schäfer str. 18 47800 Krefeld - Duitsland Tel.: +49 2151 57 99 70

Vlaardingweg 21 3044 CJ Rotterdam Tel.: +31 10-437 20 40



HABER

PAGINA - SAYFA

15

NUMMER - SAYI 2

(

4)!$

HOTİAD, Antwerpen Fuar’ına özel davetli idi

HOTİAD, “Dünya İşadamları Toplantısı’nda

DUTIV (Dünya Türk İşadamları Vakfı) Tarafından, Türkiye`de her iki yılda bir organize edilen, Dünya Türk İşadamları Toplantısı Kasım 2006 yılında organize edilmişti. İstanbul Lütfü Kırdar Salonunda yapılan toplantıya HOTİAD üyeleri büyük bir çoğunlukla katılım sağladı. Toplantı sonrası DUTIV başkanı Ertuğrul Önen ve organize yetkilileri ile yapılan özel görüşmede HOTİAD üyelerinden Ahmet Kaya ve Ali Bekdur toplantı ile ilgili önemli önerilerde bulundular. Bu önerilerin başında, organizeye yurtdışındaki işadamları dernek yöneticilerinin de alınması ve bu toplantının bir yıl Türkiye’de, bir yıl yurt dışında dönüşümlü olarak yapılması idi. DUTIV başkanı Ertuğrul Önen ve diğer yöneticiler, bu öneriyi çok olumu karşıladıklarını ve yurtdışında yapılacak toplantıları da destekleyeceklerini belirttiler

BAKAY Grubu’nun organize ettiği, Belçika’nın Antwerpen şehrinde yapılan Türk Girişimciler Fuarı’na HOTİAD özel davetliydi. Fuara katılan HOTİAD başkanı Mehmet Soytürk ve dernek üyeleri, fuar yöneticileri ve katılımcılar tarafından özel ilgi ile karşılandılar. Fuarda bir konuşma yapan HOTİAD Başkanı Mehmet Soytürk, Fuar yöneticilerini kutlayarak, Avrupa’daki Türk girişimcilerin ekonomik gücüne ve birlikte hareket etmenin önemine vurgu yaptı. Ayrıca Soytürk, Avrupa’daki girişimcilerimizin yıllık cirolarının ve yaratmış oldukları istihdamın ciddi anlamda önemli boyutlara ulaştığını, bu nedenle de hem bulunduğumuz ülkelerin, hem de Türkiye yöneticilerinin artık bunun farkında olmalarının zamanının geldiğini belirtti. Fuarda HOTİAD üyelerine ayrılan özel bölümde, iki gün boyunca üye firmaların ürünleri tanıtıldı ve ziyaretçilere HOTİAD ve üye firmalar ile ilgili geniş bilgiler verildi.

Avrupa-Türk İşadamları ve Sanayicileri Derneği’ne (ATİAD) ziyaret HOTİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soytürk ve Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Kaya 6 Aralık Perşembe günü, Almanya”nın Düsseldorf kentine giderek ATİAD’ı ziyaret ettiler. Yapılan ziyaretten dolayı, ATİAD başkanı Prof. Recep Keskin çok memnun olduklarını, bu tür ziyaretlerin karşılıklı yapılmasının yararlı olacağını belirtti. Çok güzel bir ortamda geçen bu toplantıda, HOTİAD’ın yapacağı “Avrupa Türk İşadamları Maastricht Zirvesi” detaylarıyla görüşüldü. Prof. Recep keskin, Yapılacak zirveye büyük destek vereceklerini, ayrıca bu tür girişimlerin, işadamlarımızın kaynaşmalarında ve aralarında bağlantı kurmalarında büyük rol aldığını belirtti.

Ayrıca çok başarılı geçen fuarın, gelecek yıllarda da devam etmesini ve HOTİAD olarak daha geniş katılımın yapılması gerekliliği karara bağlandı.


(

4)!$

NUMMER - SAYI 2

HOTİAD, was speciaal uitgenodigd voor de Antwerpse Beurs

HOTIAD was speciaal uitgenodigd voor de Eerste Ontmoetingsbeurs georganiseerd door de BAKAY GROEP. De voorzitter Mehmet Soyturk en de deelnemende leden van HOTIAD zijn hartelijk ontvangen door de organisatie en door de deelnemers van de beurs. Tijdens zijn toespraak feliciteerde HOTIAD voorzitter Dhr. Mehmet Soyturk de organisatie en benadrukte hij het belang van de economische positie van de Turkse ondernemers en de samenwerking onderling. Daarnaast heeft Soyturk aangeven dat gerealiseerde jaarlijkse omzet en gecreëerde de werkgelegenheid door de Turkse ondernemers op een dusdanig niveau zit dat dit zowel in de Europese landen als in Turkije een onderwerp is geworden dat meer aandacht verdient. In de ruimtes die gereserveerd waren voor HOTIAD, hebben de leden van HOTIAD 2 dagen lang informatie gegeven over eigen producten en diensten. De bezoekers en andere deelnemers zijn uitgebreid geïnformeerd over HOTIAD en haar leden. HOTIAD hoopt dat de succesvolle beurs de komende jaren blijft bestaan en wenst met meer leden deel te nemen.

PAGINA - SAYFA

16

NIEUWS

Av. Sevil Karadağ

Serbest meslek sahiplerine giriş izini için puan sistemi

Avrupa Birliği dışından gelen yabancı serbest meslek sahiplerinin Hollanda’ya giriş izinleri için 2008 yılında şu kurallar geçerlidir. Bir puan sistemi yürürlüğe konacaktır. Bu puan sisteminde serbest meslek sahibinin şahsi özellikleri, işletme planı ve Hollanda ekonomisi için art değeri önem taşımaktadır. Şu ana kadar burada bir işyeri kurmak isteyip Hollanda’da oturma izinine başvurulduğunda, Hollanda ekonomi çıkarıları ve serbest meslek sahibinin yeniliklerle ile ilgili faaliyetleri dikkate alınmaktaydı. Ekonomik çıkarların nasıl tanımladığı açık değildir. Dolayısıyla serbest meslek sahiplerinin oturma izinini elde etme oranını yüksek tutmak için hangi bilgilerin Hollanda otoriterlerine sunması zordu.

Yeni yürürlüğe konan kurallarda açık gösterebilecek ölçüler yer almıştır. Örneğin eğitim seviyesi, işletmeci olarak deneyimi, iş deneyimi, gelecekteki iş sahası oluşturma, yatırım ve yenilik gücü söz konusudur. Bu ilkeler, yukarıda yazıldığından daha da fazladır, puan sistemine göre değerlendirilmektedir. Azami 300 puan elde edilebilir. Serbest meslek sahibi 120 puan ve fazlasında Hollandaya kabul edilmektedir. Bu nedenle yeni sistemde, doğrudan ve yalnızca Hollanda ekonomisi çıkarı değil ama serbest meslek sahibinin şahsi özellikleri ve işletmeciliği önem taşımaktadır. Sistemin son şekli hakkında daha düşünülmektedir. Tam geliştirme hala sürüyor. Bu gelişmeler hakkında sizilere haber vereceğiz.

In de loop van 2008 worden de regels van kracht voor de toelating van zelfstandige buitenlandse ondernemers van buiten de Europese Unie tot Nederland. Een puntensysteem zal worden ingevoerd. In dat puntensysteem tellen de persoonlijke eigenschappen van de zelfstandige, zijn ondernemingsplan en de toegevoegde waarde voor de Nederlandse economie een belangrijke rol. Tot nu toe is het zo dat bij een verzoek om een verblijfsvergunning voor Nederland, gedaan door iemand die hier een eigen bedrijf wil beginnen wordt gekeken naar het economische belang van Nederland en of de activiteiten van de zelfstandige innovatief zijn. Hoe echter het economische belang wordt gedefinieerd is onduidelijk. Dat maakt het voor zelfstandigen moeilijk om te weten welke informatie zij moeten overleggen aan de Nederlandse autoriteiten om een goede kans te maken op het krijgen van een

verblijfsvergunning. In de nieuwe regeling worden duidelijk aanwijsbare criteria opgenomen. Het gaat dan bijvoorbeeld om opleidingsniveau, ervaring als ondernemer, werkervaring, de potentiële creatie van arbeidsplaatsen, investering en de innovatie vermogen. Ieder van deze elementen, en er zijn er meer dan hierboven genoemd, wordt aldus op punten gewaardeerd. Maximaal zijn 300 punten te behalen. Bij 120 punten of hoger wordt de zelfstandige ondernemer toegelaten tot Nederland. Het gaat in het nieuwe systeem daarom niet direct en alleen meer om het wezenlijk Nederlands economisch belang maar ook om de persoonlijke eigenschappen van de zelfstandige en zijn ondernemingsplan. Over de uitwerking van het systeem wordt nog nagedacht. Het is nog volop in ontwikkeling. Wij houden u op de hoogte.

Puntensysteem voor toelating van zelfstandigen


HABER

PAGINA - SAYFA

17

NUMMER - SAYI 2

(

4)!$

Süleyman Demirel II. Avrupa Türk İşadamları Zirvesine video mesajı ile katılıyor 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel Avrupa İşadamları Toplantısı’na çok önem verdiğini belirterek toplantıya video mesajı ile katılacağını söyledi. Süleyman Demirel kendi cumhurbaşkanlığı döneminde Dünya Türk İşadamları Toplantısına öncülük etmişti. Dünya Türk İşadamları Toplantısı iki yılda bir Türkiye’de gerçekleştiriliyor. HOTİAD Başkanı Mehmet Soytürk, Denetim Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları ve Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Kaya Turkiye’ye giderek Maastricht Türk İşadamları Zirvesi ile ilgili çeşitli ziyaretlerde bulundular. HOTİAD heyeti, 26 Aralık Cuma günü önce 9. Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel’i, daha sonra da TOBB’u (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) ve DTİV’i (Dünya Türk İşadamları Vakfı) ziyaret ettiler. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i ziyaret eden HOTİAD heyeti, 9–10 Şubat 2008 tarihinde yapılacak Avrupa Türk İşadamları Zirvesi’ne Demirel’i onur konuğu olması için davet etti.

Sayın Demirel, bu girişimi önemli bulduğunu ama eşi Nazmiye Demirel’in sağlık nedeniyle toplantıya katılamıyacağını ama Maastricht Zirvesine mutlaka mesaj ileteceğini belirtti. Heyet; daha sonra TOBB Uluslararası İlişkiler Müdürü Füsun Karacasoy’u ve DTİV Başkanı Ertugrul Önen’i ziyaret ederek, Maastricht’te yapılacak zirvenin teknik detaylarını görüştü. TOBB ve DTİV Maastricht Türk İşadamları Zirvesi’ni destekliyor ve

toplantıya üst düzeyde konuşmacı gönderiyor. Zirve öncesi yapılan bu görüşmeler, HOTİAD heyeti açısından çok verimli ve aydınlatıcı oldu.

Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan’ın Maastricht Zirvesi’ne katılması kesinleşti 9-10 Şubat 2008 tarihinde Maastricht’te yapılacak olan 2. Avrupa Türk İşadamları Zirvesi’ne davet edilmesinden büyük mutluluk duyduğunu söyleyen Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan’ın zirveye katılması kesinleşti. T.C. Lahey Büyükelçisi Selahattin Alpar aracılığıyla davet edilen Bakan Zafer Çağlayan, HOTİAD üyesi Mehmet Hasançebi ile görüştükten sonra zirveye katılarak bir konuşma yapacağını belirtti. Bakanın toplantıya katılacağı haberini sevinçle karşılayan HOTİAD Başkanı Mehmet Soytürk, Hollanda Ekonomi Bakanı Van der Hoeven ile aynı gün konuşma yapacak olan Bakan Çağlayan’ın katılmasıyla, zirvenin Avrupadaki Türk girişimcilerinin gücünü göstermesi ve Türkiye’nin Avrupada tanınması açısından çok önemli bir girişim olduğunu söyledi.



PAGINA - SAYFA

19

NUMMER - SAYI 2

(

4)!$

Hatice Döne haticedone@hotmail.com

Yüksek eğİtİmlİ yabancıların İşpazarındakİ konumları

Gűn geçmiyor ki gazetelerde işsizlik konusunda bir yazıyla karşılaşmayasınız. Bir bakmışsınız oran yűkselmiş bir de bakmışsınızki azalmış. Yabancılar arasındaki yűksek işsizlik oranı ise bu konuyu tartışmaya daha da değer bir konu haline getiriyor. Hiç kimse yabancıların iş bulma sűrecinde karşılaştıkları sorunların, Hollandalılardan farklı olduğunu inkar edemez. Farklı özelliklere sahip olmanın ve/veya çok yönlű olmanın, bu sűrecteki başarıyı tetiklediğini ifade etmeliyiz. Gerekli kriterlere uygun eğitim almanın rolű inkar edilemez. Bu alana yoğunlaşıldığı takdirde, meyveleri uzun vadede görűlebilecektir. Eğitime önem veren bir çok insanın da bu konudaki dűşűncesi: “İyi bir eğitim alırsam mutlaka iş bulurum…” Yűksek öğrenim görműş yabancıların iş bulmakta zorluk çekmeyecekleri bir çok kişinin beklentisidir. Fakat maalesef bu gerçeği yansıtmıyor. Merak etmemiz gereken şey bunun nedenidir? Yapılan bir araştırmaya göre yűksek öğrenim görműş yabancılar arasındaki işsizlik oranının ( 15.5 % CBS 2006) sadece bir bölűmű doğrudan eğitim konusundaki eksiklikten kaynaklanıyor. Mesela iş arama sűrecinin amacına uygun şekilde, yeterince yerine getirilmediği öne sűrűlűyor. Yeterince? Vakit, enerji, araç-gereç ve masraf yaptıktan sonra ve herşeye rağmen reddedildikten sonra bunun yeterliliği nerede kalır merak ediyorum. O kadar sık iş başvurusunda bulunup ve reddedildikten sonra iş arayan olarak yılgınlığa dűşmemek tabiiki elde değil. Yabancılar arasındaki işsizlik irdelendiğinde aslında gerçek neden, ki bu bana göre en geçerli bir sebep, iş verenler tarafından bilinçli ya da bilinç altı yapılan ayrımcılıktır.

Doğrudan veya dolaylı yollardan yapılan ayrımcılık, yabancı gençlerin iş sahasından uzak kalmasının tabiiki tek veya herşeyi belirleyen sebebi değil, fakat en çok dikkat çeken ve halledilmesi zor olan bir faktördűr. Akla gelen soru şu: Bu iş verenlerin bireysel bir tercihi midir ya da bireyin sosyal arka planının homojen bir grup oluşturmak için daha da belirleyici olması mıdır? Farklı araştırmalardan çıkan sonuca göre “iş veren” kendi bireysel tercihine göre karar vererek ve “yakın olsun, bizden biri olsun” mantığından hareket ediyor. Böyle bir mantık uygulandığında ise, sonuçta “kendi” bilmediği ve tanımadığı bireyler için ise malesef hiç bir imkan kalmıyor. Bu tűr ayrımcılık her zaman elle tutulabilir, gözle görűlebilir olmamasına rağmen, tersine başörtűlű yabancı műslűman bayanlar açısından doğrudan bir sorun oluşturmaktadır. Gűn geçtikce artan ve sıklaşan bir oranda başörtűsű bir çok iş verenler için bir sorun haline gelmektedir. İş verenlerin bu tutumları, başörtűlű műslűman bayanların kariyer yapmalarını gűn geçtikçe zorlaştırmaktadır. Commissie Gelijke Behandeling’e bu konuyla ilgili gelen dosyalarin adeti, yukarıda ifade ettiğim konunun ne kadar kűçűmsenmemesi gerektiğinin aslında bir kanıtıdır. Yűksek öğrenim gören ve kendini geliştiren başörtűlű bayanlara yeterince ilgi gösterilmemesi bűyűk bir eksikliktir. Yine de “Elmas övűlmediği için değer kaybetmez!”, Marcus Aureluis. Ayrımcılığı ortadan kaldırmak icin gösterilen sözde çabalar, gerçekte hiç bir etki göstermiyor. Genelde yapılan; semptomlarla műcadele etmek, oysa sorunun asıl kökleri hala bűyűmeye

devam etmektedir. Yabancı bayanların iş bulabilme şanslarını arttırmak için dil sorununu çözmeye dönűk bazı girişimler de yapılmaktadır. Kendini geliştirmiş ve yűksek öğrenim görműş başörtűlűlerin zaten buna ihtiyaçları yok. Onlar, iş pazarına girebilmeleri için zaten gereken bir çok özelliklere sahipler. Ama yine de haksız uygulamalarla karşı karşıya kalıyorlar. Bu tűrden haksız uygulamaların belli bir faturasının olması aslında aşikar. Önűműzdeki sűreçte bunun Hollanda için ne tűr bir anlamı olabilir? Hollanda’da gűn geçtikçe bűyűyen bir grubun kendini evinde hissetmemesinin dışında, “highpotentials” kendisine değer verilebilecek ortamların arayışına girecektir. Hollanda’nın, bir kűltűrel değişimin arefesinde olduğunun bilincine varmasının zamanı gelmiştir ve çok kűltűrlű bir Hollanda için çoğulculuğun bir zenginlik olduğunu görmelidir. Potansiyel iş verenler de farkına varmalılarki, műşteriler de ancak eşitlikçi insanlarla iş yapmak isteyeceklerdir. Salt bir “Hollandalı’ kimliğinin olmadıği, fakat bunun kűltűrlerin bir karışımı ile oluştuğu tezinden hareketle, bir şirket, aynı zamanda gűvenilir olduğu imajıni oluşturabilmesi için de çeşitliliğe önem vermelidir sonucunu çıkarabiliriz.


(

4)!$

NUMMER - SAYI 2

PAGINA - SAYFA

20

Hatice Döne haticedone@hotmail.com

De positie van de hoogopgeleide allochtoon op de arbeidsmarkt

Er gaat niet een dag voorbij of er staat wel een artikel in de krant over werkloosheid. Dan stijgt het weer en dan daalt het weer. Het hoge percentage werkloze allochtonen blijft een confrontatie waard. Niemand zal ontkennen dat de belemmeringen die werkzoekende allochtonen ondervinden, van geheel andere aard zijn dan bij autochtone banenzoekers. Tevens zal niemand ontkennen dat diverse ingrediënten aanwezig moeten zijn om het succes tijdens de zoektocht te vergroten. Evident is dat een relevante (voor) opleiding en het voldoen aan de vereiste kwalificaties in ieder geval een grote rol speelt. Investering op dit vlak betekent immers rendement op de langere termijn. Dat is een onuitgesproken adagium van vele studiebollen… Het ligt in de verwachting dat de hoogopgeleide allochtoon geen moeite zou moeten hebben met het vinden van (passend) werk. Helaas is dit een drogbeeld. De vraag rijst dan ook welke factoren daaraan ten grondslag liggen. Uit gepubliceerd onderzoek van het SCP blijkt dat de hoge werkloosheid onder hoogopgeleide allochtonen ( 15,5 % CBS 2006) slechts gedeeltelijk te verklaren is uit opleidingsachterstanden. Achterstand wordt bijvoorbeeld tevens verklaard door minder efficiënt zoekgedrag. Minder efficiënt zoekgedrag? Ik vraag me af hoe efficiënt iemand kan blijven na tientallen afwijzingen waar tijd, energie, materiaal en kosten aan zijn verspeeld. Wanneer je zo vaak moet solliciteren en maar geen greep krijgt op de afwijzingen, houd je als werkzoekende vanzelfsprekend geen efficiëntie meer over. Daarnaast, en dat lijkt mij een meer voor de hand liggende oorzaak, is de achterstand onder meer te verklaren vanwege bewuste en onbewuste

discriminatie door werkgevers. Hoewel een (in)directe ongelijke behandeling niet de enige of allesbepalende factor is die de afstand van allochtone jongeren tot de arbeidsmarkt vormt, is het wel de meest beeldvormende en hardnekkige. De vraag is of het daarbij gaat om persoonlijke voorkeur, sociale achtergrond of de voorkeur voor een homogene groep? Uit diverse onderzoeken is gebleken dat ‘de werkgever’ een ander naar zijn eigen maatstaven beoordeelt en een ons-kent-ons-benadering toepast. Dit kan zo ruim worden toegepast dat voor een “ander” geen ruimte meer is in het personeelsbestand. Hoewel discriminatie op de arbeidsmarkt niet altijd zichtbaar te maken is, leidt het bij hoofddoekdragende moslimvrouwen overigens vaak tot een directe confrontatie. Steeds meer en steeds vaker staat de hoofddoek voor vele werkgevers letterlijk in de weg. De hoofddoekdragende moslimvrouwen blijven hierdoor hobbels en obstakels tegenkomen op de uitgestippelde carrièreroute. De hoeveelheid zaken waarover de Commissie Gelijke Behandeling zich in de loop der jaren over heeft mogen buigen, getuigen van de geschetste belemmeringen. Er is duidelijk een gebrek aan lof voor de hoogopgeleide, geëmancipeerde hoofddoekdragers. “Echter, de smaragd verliest zijn waarde niet bij gebrek aan lof” - Marcus Aurelius En dan de irritatie dat er vele initiatieven zijn die discriminatie op dit vlak beogen te bestrijden, maar in werkelijkheid geen rendement opleveren. Vaak is men bezig de symptomen te bestrijden, maar blijven de wortels hardnekkig doorgroeien. Ook zijn er initiatieven die gericht zijn op bijvoorbeeld het bestrijden

van taalachterstand, zodat allochtone vrouwen meer kans maken op een baan. Daarvoor is echter geen behoefte bij de geëmancipeerde, hoogopgeleide hoofddoekdragers. Zij hebben immers alle ingrediënten al in huis voor een succesvolle stap richting de arbeidsmarkt. En toch blijven zij met ongelijke behandeling geconfronteerd. Het is duidelijk dat de ongelijke behandeling niet zonder gevolg blijft. Wat dit op den duur voor Nederland kan betekenen? Los van een steeds grotere groep die zich in Nederland niet meer thuisvoelt, levert het ook op dat highpotentials elders waardering zullen zoeken. Het is dan ook tijd om te beseffen dat Nederland aan de vooravond staat van een cultuuromslag en in te zien dat pluralisme een verrijking is voor multicultureel Nederland. Voor potentiële werkgevers is de tijd om te beseffen dat klanten c.q. afnemers zich herkennen in gelijkgestemden en alleen daarmee zaken willen doen. Bij de constatering dat er geen Nederlandse identiteit bestaat, maar dat deze gevormd wordt door een smeltkroes van culturen, hoort tevens de gevolgtrekking dat een bedrijf divers moet zijn om nog enigszins betrouwbaar over te komen…


ALYUVA EMLAK Devren satılık işyerleri

Nieuwe Binnenweg 220-222, Rotterdam huurprijs p/m: € 1850,-

Goudse Rijweg 31, Rotterdam huurprijs p/m: € 1540,-

Heeswijkplein 45-46, Den Haag huurprijs p/m: € 1200,-

Polderlaan 60, Rotterdam huurprijs p/m: € 600,-

Goudse Rijweg 41, Rotterdam huurprijs p/m: € 1285,-

De Dreef 40, Den Haag huurprijs p/m: € 439,-

Katendrechtse Lagedijk 490, Rotterdam huurprijs p/m: € 1034,-

Heeswijkplein 27, Den Haag huurprijs p/m: € 920,-

Druk- en zetfouten voorbehouden

design by: insitemedia.eu

van Hogendorplaan 69A, Vlaardingen huurprijs p/m: € 1100,-

Yukarıdaki işyerleriyle ilgili daha geniş bilgi için:

alyuva.com

Tel.: +31 (10) - 436 42 06 Fax: +31 (10) - 436 43 39

Email: info@alyuva.com Web: www.alyuva.com

Ev alım satımı Kiralık evler İşyeri alım satımı

Nieuwe Binnenweg 115 3014 GJ Rotterdam


(

4)!$

NUMMER - SAYI 2

PAGINA - SAYFA

TANITIM

22

Ondersteund door ABN AMRO, Cap Gemini, Nijenrode en tal van kennispartners:

MKBnext: interactief platform voor koop en verkoop van bedrijven tot circa 8 miljoen

Het scheelt nogal wie je het vraagt, want niemand weet het zeker. Maar over één ding zijn alle experts en deskundigen het eens. Er wordt in 2008 een record aantal bedrijven verkocht. En dat record zou in 2009 wel weer eens verbeterd kunnen worden. De timing van de lancering van MKBnext had dan ook nauwelijks beter gekund. MKBnext brengt kopers en verkopers bij elkaar. Maar dat is niet wat het platform uniek maakt. Om maar direct met de deur in huis te vallen, als u één van de circa 20.000 ondernemers bent die in 2008 zijn bedrijf verkoopt, dan is MKBnext ‘the place to be’. U treft daar niet alleen hongerige kopers, maar ook een schat aan informatie over het verkoopproces en een keur aan mogelijke adviseurs. Met name die laatste twee kenmerken zijn uniek, vertelt Jeroen Pliester, directeur MKBnext. “Er zijn meer databanken op internet, maar er is er niet één die een stap verder gaat dan alleen een marktplaats”. Pliester: “Ondernemers zijn alleskunners. Maar het verkopen van een bedrijf, doet zelfs de meest ervaren ondernemer vaak maar één keer in zijn leven. Daarom is begeleiding en advies een absolute voorwaarde om ‘het levenswerk’ op de markt te brengen. Voor grotere bedrijven is die begeleiding er wel. Die krijgen door hun omvang vanzelf voldoende aandacht. Is het niet van hun bank, dan is het wel van consultants of accountants. Voor middelgrote bedrijven, zeg maar tot een verkoopwaarde tot circa 8 miljoen euro, ligt dat anders. Het is niet zo dat adviseurs, consultants en banken die partijen niet zouden willen begeleiden, maar hun structuren zijn er domweg niet op ingericht. MKBnext vult dat gat in de markt”.

AMRO, was vrijwel vanaf het begin bij het project betrokken. “MKBnext neemt ondernemers bij wijze van spreken aan de hand en loodst ze door het hele proces. Dat was van meet af aan de insteek. Die begeleiding bestaat enerzijds uit helpdocumenten met praktische informatie. Daarnaast bieden in elke stap van het proces partijen zich aan om de koper of verkoper te begeleiden. Het is aan de ondernemer of hij daar gebruik van maakt. Hij kan er in elk geval zeker van zijn dat de partijen die zich aanbieden, weten waarover ze het hebben. Ze worden vooraf beoordeeld op ervaring en deskundigheid”.

Kennispartners

Praktische informatie

Een van die partijen is Marktlink Fusies en Overnames. Directeur Ferry Nahon werd kort na de zomer benaderd of hij zich als een van de gespecialiseerde partners aan MKBnext wilde verbinden. Nahon: “De opzet van het idee sprak ons direct aan. Vooral het feit dat de ondernemers onderweg ondersteund worden. Daar is absoluut behoefte aan. Het feit dat ABN AMRO initiatiefnemer is was voor ons uiteraard ook van belang. Het platform is professioneel opgezet met ondersteuning van partijen als Cap Gemini, Nijenrode en De Telegraaf. Dat is een waarborg voor professionaliteit.”

MKBnext is een initiatief van ABN AMRO. Han de Ruiter, directeur MKB van ABN

Screening vooraf

Han de Ruter / ABN AMRO BANK De website van MKBnext is weliswaar een ‘open platform’ maar niet voor iedereen toegankelijk. Er is een aantal drempel ingebouwd. Een screening van de onderneming en ondernemer is er daar één van. “Dat voorkomt,” vertelt Pliester, “dat de database vervuild raakt met ‘cowboys’. Het is niet zo dat we de doopceel van de ondernemer lichten, maar we kijken via een zogeheten ‘compliance check’ wel even wat voor vlees we in de kuip hebben. In feite dezelfde check die een bank uitvoert zodra je daar wilt gaan bankieren. De gegevens bij de KvK worden opgevraagd, er wordt gecheckt op dubieuze aandeelhouders, dat soort checks. Overigens wordt de feitelijke transactie uiteraard niet door MKBnext geregeld. Daarvoor moeten alle partijen ‘ouderwets’ naar de notaris”.

Vertrouwelijkheid Ferry Nahon benadrukt dat een zekere anonimiteit een voorwaarde is voor succes. “Het is voor veel ondernemers nogal een stap om hun bedrijf te koop aan te bieden. Ze voelen er weinig voor dat medewerkers, crediteuren, debiteuren en de buren in een vroeg stadium zien dat het bedrijf te koop staat”. Het proces voorziet er in dat zowel de koper als de verkoper zelf bepaalt wanneer en in welke mate hij of zij de ware identiteit aan een geïnteresseerde tegenpartij bekend maakt. Pliester: “In technische zin is het platform volledig afgeschermd. De vertrouwelijkheid is gegarandeerd”. Nog een punt waarop MKBnext zich weet te onderscheiden van soortgelijke initiatieven, is het feit dat het beide partijen bedient: zowel kopers als verkopers. Pliester: “Er is voor beide partijen evenveel aandacht. Wat dat betreft wordt het een echte marktplaats. En


V

TANITIM

PAGINA - SAYFA

ook de online begeleiding is afgestemd op zowel kopers als verkopers. Die begeleiding is trouwens heel praktisch, bijvoorbeeld in de vorm van een programma waarmee een globale waardebepaling kan worden gedaan”.

Onafhankelijk Dat MKBnext geïnitieerd werd door een ‘grootbank’ als ABN AMRO roept soms vragen op. Meest voor de hand liggende vooroordeel, is dat het ‘dus’ alleen toegankelijk is voor klanten van ABN AMRO. “Onjuist,” zegt Han de ruiter kort en krachtig. “Elke ondernemer is er van harte welkom. Dat we op die manier wellicht overnames stimuleren die door andere banken gefinancierd worden, is bijzaak. Waar het ons om gaat is om ondernemend Nederland een ongekleurd, onafhankelijk, open en waardevol instrument te geven in dit lastige proces. We zouden MKBnext veel teveel beperken in zijn mogelijkheden als we het alleen zouden openstellen voor onze klanten”. Ook MKBnext directeur Pliester is er van overtuigd dat de onafhankelijke positie va zijn platform belangrijk is. “ABN AMRO steekt zijn nek uit met dit project. Er wordt veel kennis en geld in geïnvesteerd en we zijn een volle dochter. Maar er is geen sprake van gedwongen winkelnering. Dat maakt het platform objectief, breed toegankelijk en betrouwbaar”. Het is al eerder gezegd: de timing van MKBnext is uitstekend. De komende jaren stijgt het aantal bedrijfsovernames tot recordhoogten. De eerder voorspelde hausse aan babyboombedrijven, ziet echter noch Nahon, noch Pliester noch De Ruiter op gang komen. Nahon: “Die is ons al jaren geleden door de heren statistici beloofd, maar die komt domweg niet. Dat neemt niet weg dat er wel degelijk een recordaantal transacties zal plaatsvinden. Het gaat alleen veel geleidelijker dan werd aangenomen.”

Babyboombedrijven Pliester heeft een glasheldere verklaring voor het uitblijven van de voorspelde hausse. “Er worden komend jaar wel degelijk veel babyboombedrijven verkocht, maar een deel van die bedrijven komt nooit echt ‘op de markt’. Het zijn vaak familiebedrijven. Dat betekent dat de ondernemer in eerste instantie in de familiekring op zoek gaat naar een opvolger. Pas als dat niet lukt, komt zo’n bedrijf op de markt.” Een andere reden waarom de vloedgolf maar niet zichtbaar werd, is volgens Pliester eenvoudig uit te rekenen. “De voorspelling werd gedaan op ‘verouderde’ gegevens. Waarmee in die gegevens geen rekening werd gehouden, is het feit dat ondernemers –en dat geldt voor mensen in het algemeen- tegenwoordig op latere leeftijd veel fitter zijn dan in het verleden. Men hóeft helemaal niet zo nodig. Een ondernemer van 55 was halverwege de vorige eeuw misschien uitgeblust, vandaag

23

NUMMER - SAYI 2

de dag staat zo’n vijftiger nog midden in het leven. Dus waarom zou hij zijn levenswerk verkopen?”

Dynamiek Er zit echter meer dan voldoende dynamiek in de markt, constateert Nahon: “De categorie die zich veel sneller aan het ontwikkelen is, zijn de mannen en vrouwen tussen de 30 en de 50 die ondernemen zien als een ‘baan’. Ze kopen of bouwen een bedrijf op, zetten het op de kaart, verkopen het, nemen een jaartje vrijaf en beginnen opnieuw. Ook voor die categorie ondernemers is MKBnext een nuttig platform”.

(

4)!$

dat veel ondernemers MKBnext gebruiken om zich te oriënteren. We weten uit onderzoek dat heel veel ondernemers bezig zijn met onderwerp, maar op een gegeven moment afhaken omdat het te gecompliceerd lijkt. En vervolgens komt van uistel afstel. MKBnext biedt hen heel praktische middelen bij de voorbereidingen die nodig zijn voordat je een bedrijf op de markt brengt”. Het aantal partijen op MKBnext groeit sinds de oprichting gestaag. De acceptatie stemt alle betrokken partijen tot tevredenheid. “Al mag het best sneller”, constateert Ferry Nahon van Marktlink lachend. “Wordt aan gewerkt,” meldt Jeroen Pliester.

Han de Ruiter: “Wat je inmiddels ook ziet, is

Hoe het werkt – in vogelvlucht • Als u een bedrijf wil kopen of verkopen, meldt u zich aan bij www.MKBnext.nl.

Een inschrijving voor zes maanden kost € 250. Een verlening kost voor dezelfde

periode € 50.

• U bepaalt als koper of verkoper zelf welk gegevens en hoeveel gegevens u in eerste

instantie prijsgeeft. Dat geldt voor bedrijfsgegevens die zichtbaar zijn voordat

bezoekers op de website inloggen en voor de gegevens die zichtbaar worden nadat de

bezoeker is ingelogd. Het spreekt voor zich dat bedrijven die meer informatie

verstrekken, een grotere kans hebben op een ‘match’.

Alle informatie die u opgeeft is anoniem. U bepaalt zelf in welke fase van het proces

u bekend maakt wie u werkelijk bent. Dat doet u in overleg met de tegenpartij. Pas als

beide partijen aangeven dat de anonimiteit mag worden opgeheven, maakt het systeem

dat mogelijk.

• U kunt zelfs besluiten uw anonimiteit te behouden, door de tegenpartij in eerste

instantie in contact te brengen met een adviseur, bijvoorbeeld uw accountant. Ook dat

kan alleen in overleg met de tegenpartij.

• Het koop- of verkoopproces is door MKBnext opgedeeld in verschillende fases. Elke

fase is een min of meer afgerond geheel. In elke fases, reikt het systeem u kennis aan

die voor die fase van belang is en in sommige gevallen praktische tools. Daarnaast

voorziet het systeem u in elke fase van een lijst met mogelijke adviseurs. U beslist zelf

of u gebruik maakt van hun diensten.

• Komt het tot een transactie, dan wordt deze niet via het platform afgesloten. U moet

dat buiten MKBnext om regelen, vrijwel altijd door het inschakelen van adviseurs als

een notaris, advocaten, financiers en accountant.

• het adres is www.mkbnext.nl


( 4)!$ K İŞADAMLARI II. AVRUPA – TÜRK İŞADAML NUMMER - SAYI 2

PAGINA - SAYFA

MAASTRİCHT

24

AVRUPA – TÜRK 2008 İŞADAMLARI ESİ II. / 9-10 Şubat MAASTRİCHT ZİRVESİ / 9-10 Şubat

2011

2014 2015 2016 2017 2018

2014 2015 2016 2017 2018

2014 2015 2016 2017 2018

2012

2013 2012 2010

2011 2010 2009

2012

2009

S.W.S Tronic

DUTİV

S.W.S Tronic

DUTİV

AVRUPA’DAKİ TÜRKİYE..!

Turkiye Avrupa’da yarım yüzyıla yakın bir geçmişe sahiptir. Bugün Avrupa’daki Türklerin konumu ve gücü hem Avrupa ülkelerini hem de Türkiye’yi şaşırtacak bir boyuta ulaşmıştır. Hayatın her alanında Avrupa toplumu ve kurumlarıyla kaynaştık ve hatta iç içe geçtik. Bunların içerisinde itici güç olan “ekonomik yatırımlarımız ve ticaret alanındaki başarılarımız” önemini her geçen gün daha çok ortaya koymaktadır. Günümüzde Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde yüzlerce sektörde, yüz bine yakın işadamımız yüz binlerce işçi çalıştırmakta ve milyarlarca Euro ciroya ulaşmışlardır. Bu rakamlar gösteriyor ki; Avrupa-Türk İşadamları olarak ciddi bir güç haline geldik. Ama hala kullanılmayan büyük bir potansiyel mevcuttur. Daha bir çok alanda yeni atılımlarımızla bu gücümüzü geliştirmeliyiz. Bunun için daha yakından tanışmalı ve ortak hedefler etrafında güçlerimizi birleştirmeliyiz. Diğer taraftan hem bulunduğumuz ülkelere,

hem de Türkiye’ye karşı sorumluluğumuz var.. Bu sorumluluklarımızın başında Avrupa’daki toplumumuzun genel konumlarını yükseltmeye çalışmak ve Türkiye’nin Avrupa`ya dönük (Avrupa’daki) yüzü olmanın hakkını vermek gelmektedir. Hollanda`da yaşlanan nüfusun iş gücünü olumsuz etkilediği bilinen bir gerçektir. Bu nedenle de Hollanda Ekonomisine, Hollanda da yaşayan Türk İşadamları olarak bizler daha fazla nasıl katkı sağlayabiliriz.? Ve Hollanda`da yaşayan genç girişimcilere daha fazla HOTİAD olarak nasıl yardımcı olabiliriz? Ayrıca üniversite çağındaki gençlerin eğitimleriyle birlikte ticarete de yönlendirilmelerinde HOTİAD’ın rolü neler olabilir? AB’ye giriş sürecinde birlik üyesi ülkelerin kamuoyunu Türkiye lehine kazanmada üzerimize düşenleri birlikte aramak istiyoruz. Bilindiği gibi Avrupa Birliği’nin resmi anlamda temeli Maastricht şehrinde atılmıştır. Bu nedenle TOBB Başkanı Sayın Rifat

Hisarcıklıoğlu’nun katılımları ve Dünya Türk İşadamları Vakfı (TUDİV) Başkanı Sayın Ertuğrul Önen’in destekleriyle II. Avrupa-Türk İşadamları Maastricht Zirvesini gerçekleştiriyoruz. Bütün özverili katkılarımıza rağmen kökenimizden dolayı bize farklı davranan Avrupa’daki bazı çevrelere “Demokrasi yolunun” Maastricht’ten de geçtiğini ikinci kez hatırlatmak istiyoruz. Yukarıdaki amaçları gerçekleştirmek ve Avrupa’daki gücümüzü geliştirmek için Avrupa ülkelerine ve Türkiye’ye yönelik görev ve beklentilerimizi ele alacağımız “II. Avrupa-Türk İşadamları Maastricht Zirvesi’ni 9 – 10 Şubat 2008 tarihlerinde Hollanda’nın Maastricht kentinde düzenliyoruz. Türkiye ve Hollanda hükümetlerinin en yüksek düzeyde katılacağı zirvemize iş adamlarımız ve kurumlarımız davetlidirler. HOTİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soytürk

2004 2005 2006 2007 2008

2013

2013

2004 2005 2006 2007 2008

MAASTRİCHT ZİRVESİ / 9-10 Şubat 2008

2011


MAASTRİCHT

PAGINA - SAYFA

25

(

NUMMER - SAYI 2

4)!$

AB’ye Giriş Sürecinde Avrupalı Türklerin Konumu ve Katkıları Üzerine Türkiye’nin Avrupa Birliğine üyelik görüşmeleri sürecinde birçok sorunla karşılaştığı ve kendisini anlatmakta zorluk çektiği bir dönemdeyiz. Görünen o ki; sadece Avrupa projesine inanan bir avuç uzak görüşlü politikacının ve ticaret erbabının ikna edilmesi yetmemektedir. Birliğe üye ülkelerin kamuoyunu da kazanmak gerekiyor. Bunun da kolay olmayacağı açık. Birlik üyesi ülkelerden Fransa ve Hollanda kamuoyu AB anayasasına “hayır’ diyerek politikacıları ve bürokratları yeni bir anayasal uzlaşma aramaya zorlamıştır. Türkiye-AB ilişkilerinin içine girdiği bu zor dönemde sayıları 5 milyona ulaşan Avrupalı Türklerin gücü ve konumu her geçen gün önem kazanmaktadır. Çünkü Avrupalı Türkler: Türkiye’nin vitrini Yarım yüzyıla yakın geçmişi olan “Avrupalı Türkler”, bulundukları ülkeler ile Türkiye arasında önemli bir köprü görevi yapmaktadırlar. Köprünün her iki yakasını da tanıyan, iki yakasında da akrabaları olan, iki yakasında da yatırımları ve beklentileri olan Avrupalı Türkler, Avrupa kamuoyu için Türkiye’nin görünen ilk yüzü durumundadır. Buradaki hem başarılarımız hem de başarısızlıklarımız puan hanesinde Türkiye’nin hesabına yazılmaktadır. Avrupalı Türkler: Birliğin ilk halkası: Avrupalı Türkler aynı zamanda Türkiye’den Avrupa ile ilişkiye giren kişi ve kuruluşların ilk tutundukları halkadır. Birçok orta ve büyük ölçekte işletme Avrupa pazarında ilk olarak Türk müşteriyi hedefleyerek tutunduktan sonra, kendisine yer buluyor. Avrupalı Türkler: Yatırımların vazgeçilmez ortağı; Ekonomik birikimleri yanı sıra pazarı ve bürokrasiyi de tanıyor olmaktan dolayı Avrupalı Türkler, gerek Türkiye’ye gerekse de Avrupa’ya yaptırım yapmak isteyen girişimciler için vazgeçilmez ortak durumundalar. Avrupalı Türkler: Dünya’da Avrupalı gibi güvenilir, Türk gibi atılgan Artan sayıda yeni kuşaktan üniversite mezunları sayesinde Avrupalı Türkler her alandaki deneyimli yatırımcılarına, bilgi ve diploma sahibi gençleri de ekleyerek Çin’den Brezilya’ya kadar bütün dünya ticaretinde yer kapma mücadelesindedir.

Bir Avrupalı gibi güvenilir, bir Türk gibi cesaretli ve atılgan konumları ile yakın gelecekte bu güç çok daha büyük bir etki alanına sahip olacaktır. Avrupalı Türkler: Etkin bir ekonomik güç

Bugün Hollanda’da sayıları 15 bine, ciroları 8,1 milyar Euro’ya ve istihdamları 45 bin kişiye ulaşan Türkiye kökenli işadamları ve onların kurduğu HOTİAD, Hollanda kurumları tarafından ciddiye alınarak, Hollanda ekonomisi ile ilgili konularda görüş ve projesi istenen önemli kurumlardan biri haline gelmiştir. Avrupalı Türkler: Eski Avrupa’nın yeni temsilcileri Afganistan’ın başkenti Kabul’ün güvenliğini Fransızlardan devralan Türk birliği ile yapılan televizyon programında gördüğümüz Türk kökenli ve Türkçe konuşan bir Fransız asker hepimizi düşündürmelidir. Bir Hollandalı banka müdürü Türk gençlerinin Hollandacayı ana dilleri gibi konuşmalarını ve diploma almalarını şu gerekçe ile önemli bulduğunu anlatıyor:” Bazı sektörlerde ortaya çıkan is gücü açığını Doğu-Avrupa ülkelerinden gelecek olan yüksek kalifiye işçiler ile kapatabiliriz. Ama Rotterdam belediye başkanı olmak için kökeni ne olursa olsun bu ülkede doğmuş ve yetişmiş olmak gerekir. Türk gençleri bu ve benzeri görevlerdeki açığı kapatacaklar.” AB ve Avrupalı Türkler ”Türkiye’nin AB’ye giriş sürecini başlatması, en başta biz Avrupalı Türkleri heyecanlandırmakta ve ilgilendirmektedir. Yarım yüzyıla yakın Avrupalılığımızda gözle görünen başarılarımız söz konusudur: Avrupa’da (Hollanda’da) bugün ticaretten politikaya, eğitimden sanata kadar ve daha birçok dalda başarıları ile zirveye ulaşmış birçok insanımız bulunmaktadır.

bulunmaz bir şanstır. Bu güne kadar hiç bir aday ülke Türkiye gibi bu şansa sahip olmadı. Bulgaristan ve Yunanistan’daki Türk asıllı nüfusla birlikte AB içinde 5 milyona yakın Türk asıllı Avrupa Birliği vatandaşı yaşıyor. Hiç bir aday ülkenin bu sayıda soydaşı kendisinden önce Birlik üyesi olmamıştı. Avrupa Birliği Türkiye’nin üyelik için hazırlanmasını sorgularken, Avrupalı Türkler de Avrupa Birliği’nin Türkiye’nin üyeliğine hazır olup, olmadığını sorgulamaya başlamıştır. Avrupalı Türklerin ekonomik, sosyal, siyasal güçleri ve kurdukları ilişkileriyle edindikleri Avrupalı dostlarının desteği Türkiye için paha biçilmez değerdedir. Hiç bir aday ülke Birlik içinde bu kadar etkin bir partnere sahip olmadı. Adım atıyoruz İşte bizce, Türkiye bu gerçekliği görmelidir. Avrupa Birliği’ne üyelik hem Türkiye’nin hem de Avrupalı Türklerin çıkarınadır. Uzun süreceği belli olan görüşme ve pazarlıklarda daha sağlam durabilmek için ortak çıkarlar etrafında, ortak hedefe doğru ortak bir güç birliği için ciddi girişimler ve planlamalar yapılmalıdır. Hollanda Türk İş Adamları Derneği HOTİAD olarak biz üzerimize düşen sorumluluk gereği bir adım daha atıyoruz. 2008 yılı şubat ayında II. Maastricht Türk İşadamları Zirvesi’ni düzenliyoruz. Bu konferansta Avrupa’dan ve Türkiye’den katılan iş adamları, meslek ve sektör örgütleri, politikacılar ve bilim adamları ile AB sürecinde Avrupalı Türklerin konumu ve gücünü ele alacağız.

II. AVRUPA – TÜRK İŞA

MAASTRİCHT ZİRVESİ / 9 2014 2015 2016 2017 2018

Zor bir dönemden geçiyoruz

Yıllardır bulunduğumuz AB ülkelerdeki insanlara, resmi kurum ve kuruluşlara Türkiye’nin AB ye girmesinin bir şans olduğunu anlatmayı ve örneklerle izah etmeyi çok önemsiyoruz. Türkiye’nin de kendisini anlatmak için elinden geleni yaptığını görüyoruz. Ama bu yetmiyor. YENİ BİR DÖNEMDE YENİ BİR YAKLAŞIMA İHTİYAÇ VAR: ÇIKAR BİRLİĞİ, HEDEF BİRLİĞİ ve GÜÇ BİRLİĞİ. Avrupalı Türkler: Türkiye’nin şansı Batı Avrupa ülkelerinde yaşayan 3 buçuk milyona yakın Avrupalı Türk Türkiye için

S.W.S Tronic

DUTİV

20


K İŞADAMLARI ( 4)!$ II. AVRUPA – TÜRK İŞADAML NUMMER - SAYI 2

PAGINA - SAYFA

MAASTRICHT

26

II. EUROPESE TOP MAASTRİCHT CONFERENTIE TURKSE ONDERNEMERS ESİ / 9-10 Şubatvan2008 ZİRVESİ / 9-10 Şubat 2014 2015 2016 2017 2018 2013

2012

2011

2010

2013

2009

2004 2005 2006 2007 2008

2014 2015 2016 2017 2018

te MAASTRICHT / 9-10 februari 2008

2012

S.W.S Tronic

DUTİV

TURKIJE IN EUROPA..!

Turkije is zich een verleden van ongeveer een halve eeuw rijk in Europa. Vandaag de dag, zowel de plaats en de kracht van de Turken waarin ze zich bevinden is zodanig dat zowel Turkije als Europa zich verrast voelt hierover. Op alle vlakken in het leven zijn wij met de Europese samenleving geïntegreerd en zelfs één geworden. Binnen deze ontwikkelingen laten de economische investeringen en de handelssuccessen die behaald zijn, zich met de dag meer zien. Vandaag de dag zijn er in verschillende Europese landen in honderden sectoren, ongeveer honderd duizend Turkse ondernemers vertegenwoordigt met honderdduizenden werknemers, die een omzet draaien van miljarden euro’s. Deze cijfers laten zien dat de Europese Turkse ondernemers een belangrijke en grote spelers zijn geworden. Maar dit is niet genoeg. Op nog veel meer gebieden moeten wij stappen zetten om onze huidige positie verder te verbeteren.. Voor deze is het ook nodig om van dichterbij met elkaar kennis te maken en onze krachten te bundelen.

Aan de andere kant hebben wij natuurlijk ook een verantwoordelijkheid tegenover de landen waar we zijn gevestigd in Europa en ook naar Turkije. Wat betreft onze verantwoordelijkheid is het als eerste de algemene positie van de Turkse samenleving binnen Europa te verhogen en het Turkse gezicht te zijn die gericht is naar Europa. Het is een feit, dat de vergrijzing in Nederland negatieve invloed heeft op de arbeidsmarkt. Mede hierdoor moeten wij als Turkse ondernemers, die opereren in Nederland, ons afvragen hoe we de Nederlandse economie in deze opzicht, positief kunnen beïnvloeden. We moeten ons ook afvragen wat de rol van HOTIAD kan zijn in het stimuleren van hoger opgeleide Turkse jongeren richting ondernemerschap. Tevens willen wij samenwerking zoeken om de steun van de Europese publieke opinie te vergaren voor Turkije, die hard bezig is om toe te treden tot de Europese Unie. Zoals bekend, is de basis van Europese Gemeenschap in Maastricht gelegd. Door deze reden organiseren wij de II. Europese Top van Turkse Ondernemers in Maastricht,

dank zij de voorzitter van TOBB de heer Rifat Hisarciklioglu en mede door de steun van de voorzitter van Stichting Turkse Ondernemers in de Wereld (TUDIV) de heer Ertugrul Onen. Wij willen de Europese organisaties die ons anders benaderen vanwege onze afkomst voor de tweede keer aan herinneren dat “de weg naar democratie” via Maastricht gaat. Om bovenstaande doelen te verwezenlijken en onze kracht in Europa verder te ontwikkelen willen wij onze plichten en verwachtingen jegens de Europese landen en Turkije onder de loep nemen tijdens de II. Europese Top van Turkse Ondernemers die georganiseerd wordt op 9 en 10 februari 2008 te Maastricht. Hierbij nodigen wij de ondernemers en vertegenwoordigers van diverse organisaties uit om deel te nemen aan onze economische top waarbij de hoogwaardigheidbekleders vanuit Turkije en Nederland ook aanwezig zullen zijn. HOTIAD, Bestuursvoorzitter Mehmet Soyturk

2011


MAASTRICHT

PAGINA - SAYFA

27

(

NUMMER - SAYI 2

4)!$

De rol van Europese Turken tijdens de onderhandelingen met EU en hun eventuele toegevoegde waarde De onderhandelingen met de Europese Unie verlopen moeizaam. Het is niet voldoende wanneer er overeenstemming wordt bereikt tussen de Politiek en de onderhandelaars. Ook de burgers dienen overtuigd te worden. Aangezien Frankrijk en Nederland de Europese Grondwet niet hebben geaccepteerd zal men andere oplossingen moeten bedenken. De meer dan 5 miljoen Turken die in Europa leven worden met de dag belangrijker voor het onderhandelingsproces omdat Europese Turken de nieuwe Vitrine zijn van Turkije binnen Europa. Turken hebben in de afgelopen halve eeuw een belangrijke brugfunctie vervuld. Verwachtingen vanuit Turkije, persoonlijke ambitie en het kennen van beide zijdes van de brug hebben ervoor gezorgd dat er een taak is weggelegd voor de Europese Turken m.b.t. het opbouwen van een goede reputatie van Turkije binnen Europa. Europese Turken : De eerste schakel van de ring. De Europese Turken maken deel uit van een ring van mensen, bedrijven en overheden welke contacten met Turkije leggen. Vele kleine en grote bedrijven op de Europese markt beginnen als startende ondernemer en wenden zich tot de Turkse markt. Deze werkwijze zorgt ervoor dat bedrijven vanuit Turkije toetreden tot de Europese markt. Europese Turken: Partners voor de Investeerders. Naast de economische know-how kent men ook de bureaucratie van Turkije waardoor de Europese Turken tevens een belangrijke rol vervullen voor Europese investeerders. Europese Turken : Betrouwbaar als een European en moedig zoals een Turk . De nieuwe generatie Europese Turken welke hoge opleidingen hebben zetten hun stappen voorwaarts. Ze proberen zich in alle branches van China tot Brazilië te profileren op de wereld markt. De combinatie tussen een betrouwbare Europeaan en een moedige Turk zal deze profilering op de wereldmarkt op korte termijn gunstig kunnen beïnvloeden.

Europese Turken : Een invloedrijke economische macht. Vandaag telt Nederland meer dan 15.000 ondernemers met een totale omzet van 8,1 miljard en 45.000 werkplaatsen. De ondernemers vereniging (HOTIAD) wordt door de Nederlandse overheid als belangrijke organisatie beschouwd. Er wordt op vele terreinen overleg gevoerd en gediscussieerd. Europese Turken : De Nieuwe vertegenwoordigers van het oude Europa. Nadat het gezag in Kaboel door de Fransen aan de Turken werd overgedragen gaf een Franse soldaat zijn toespraak in de Turkse taal. Een directeur van een Nederlandse bank benadrukt om de volgende redenen de Nederlandse taal. De mogelijkheid om hoge functies te laten vervullen door hoog opgeleide mensen uit de nieuwe lidstaten van de Europese Unie vereist het kunnen spreken van de Nederlandse taal, dit zou kunnen betekenen dat in de toekomst ook een functie zoals Burgemeester van Rotterdam vervuld zou kunnen worden door iemand van de jonge generatie Turken. Europa en de Europese Turken Het starten van de onderhandelingen vinden wij als Europese Turken in de eerste plaats interessant, we zijn geïnteresseerd in het verloop ervan. In de afgelopen halve eeuw kunnen we met het blote oog de successen zien binnen Europa (in Nederland), van handel tot politiek, van onderwijs tot kunst kan Europa de positieve bijdrage ervaren welke de Turkse gemeenschap heeft weten neer te zetten.

Tot nu toe was er geen enkel ander land dat op dit moment lid is van de Europese Unie dat een soort gelijke kans heeft gehad. Samen met de Turken welke in Bulgarije en Griekenland leven wordt zelfs de 5 miljoen inwoners gehaald. Geen enkel ander Kandidaat lidstaat heeft dit getal te weten beoefenaren. Wij zetten een stap Deze realiteit moet ook Turkije zien. Het lidmaatschap is zowel van belang voor Turkije als voor de Europese Turken. De onderhandelingen zullen nog lang duren. Om stevig in onze schoenen te kunnen staat moeten wij zeker projecten gaan ontwikkelen en serieuze stappen gaan zetten. Daarom zet de Nederlands Turkse Ondernemers vereniging HOTIAD een stap. Begin 2008 zullen wij de tweede Maastrichtse Turkse ondernemers economische top conferentie organiseren. Aan deze conferentie zal worden deelgenomen door politieke leiders , wetenschappers en diverse Turkse ondernemersorganisaties uit zowel Europa als Turkije. Zij zullen worden uitgenodigd om met elkaar de discussie aan te gaan op wat voor wijze een bijdrage kan worden geleverd aan het onderhandelingsproces de komende jaren.

II. AVRUPA – TÜRK İŞA

MAASTRİCHT ZİRVESİ / 9 2014 2015 2016 2017 2018

Wij maken een moeilijke tijd door.

Wij hebben in alle jaren geprobeerd om aan de officiële instanties en de daarbij behorende organisaties binnen Europa te vertellen dat toetreding van Turkije tot de EU een kans betekent voor Europa. We zien ook dat Turkije haar best gedaan heeft maar helaas zien wij dat het nog niet is genoeg, De KOMENDE PERIODE ZIJN NIEUWE STAPPEN NOODZAKELIJK : DOELSTELLING ZAKELIJKE BELANGEN EN SAMEN STERK. Europese Turken : De Kans van Turkije De kleine 3,5 miljoen Turken welke in de West Europese Landen leven betekenen een grote kans voor het onderhandelingsproces.

S.W.S Tronic

DUTİV

20



PAGINA - SAYFA

29

NUMMER - SAYI 2

(

4)!$

Ertuğrul Önen Türk Dışticaret Vakfı ve Dünya Türk İşadamları Vakfı Başkanı

Dünyadakİ Türk İşadamları Gerçeğİ

Bu dönemde “iş adamları örgütlenmeleri” mahalli ölçekli olarak başlar. Bu örgütlenmelerin Türkiye’de bir çatı altında bir araya getirilmesi ve bir dayanışma ve sinerji ortamı yaratılması gerekli hale gelir. 1995 yılında Ankara’da kurulan Türk Dışticaret Vakfı bu gereği ilk görenlerdendir. Vakfımız 1996 yılında, Türk ticaret tarihine yeni bir kavram ve organizasyon sunar:”Dünya Türk İşadamları Kurultayı”.

Türkiye, dünya ticaret sahnesine, aktif bir şekilde ve “oyunun kurallarını” kabul ederek, oldukça geç sayılabilecek bir tarihte, 24 Ocak 1980 ekonomik kararlarının alınmasını takiben çıkabilmiştir. Bu tarihten önce uygulanan dışa kapalı, korumacı politikalar, rekabetsiz bir ortamda sanayimizin gelişimini bastırmış, bu da, ihracat odaklı düşünmeyi ve büyümeyi engelleyen en önemli unsur olmuştur. 1980’lerde başlayan ihracata dayalı kalkınma stratejileri, sanayimizi ve ihracatçılarımızı “rekabet” denilen olguyla tanıştırmış ve bugün ülkemiz, dünya ekonomi liginin üst sıralarına tırmanan bir ülke konumuna gelmiştir. 1960’larda yurt dışına, gelişmiş ülkelerin işgücü ihtiyacını karşılamak üzere giden insanlarımızın da girişimcilik süreci, Türkiye’deki gelişmelere paralel olarak, 1980’lerin başında güçlenmeye başlamıştır. Daha önceki yıllarda gıda perakendeciliği ve gastronomik girişimler olarak başlayan süreç; 70’li yıllarda bir ölçüde ithalatçılık ve toptancılığın gelişimiyle sürmüş; 80’ler ise büyük atılım dönemi olmuştur. Yurt dışındaki iş adamlarımız, başta tekstil ve konfeksiyon olmak üzere Türkiye ile ticaretlerini geliştirirlerken, diğer ülkelerle de ticari ilişki içine girmişlerdir. Bu dönemdeki en önemli gelişme, iş adamlarımızın yatırım ve üretim konusundaki hareketlilikleri ve başarılarıdır. 90’lara gelindiğinde tüm dünya “Türk iş adamları gerçeğini” görmüş ve kabullenmiştir. Yurt dışındaki iş adamlarımız artık gıdadan tekstile, sanayi ürünlerinden madencilik ürünlerine, turizmden finansman sektörüne uzanan bir yelpazede ve neredeyse dünyanın dört bir köşesinde aktif rol oynamaktadırlar.

S.W.S Tronic

İlk Kurultaydan sonra, iki yılda bir aksatılmadan yapılan ve 2006 yılında altıncısı düzenlenen Dünya Türk İşadamları Kurultaylarına Türkiye dahil, 60’ı aşkın ülkeden onbine yakın işadamımız katılmış, yüzelli sektörel toplantı ve workshop’a 750 civarında konuşmacı tebliğleriyle katkıda bulunmuştur. Kurultay fuarları ve ikili iş görüşmeleri ayrı bir ticari heyecan yaratmış, somut iş bağlantılarının kurulmasına zemin oluşturmuştur. 18-19 Kasım 2006 tarihlerinde, Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde “Türkiye’ye Yatırım Geleceğe Yatırım” sloganıyla İstanbul’da yapılan Dünya Türk İşadamları VI.Kurultayı da “dayanışma, işbirliği, güçbirliği, sinerji, somut ticari ilişkiler kurulması” gibi başlıklarla özetlenebilecek temel amaçlar doğrultusunda, başarıyla sonuçlanmıştır. VI.Kurultayın başarısındaki en önemli unsurlardan biri, elliye yakın ülkeden katılım olan Kurultaya, Hollanda’daki iş adamlarımızın gösterdiği olağanüstü ilgidir. Kurultayın hazırlıklarının yapıldığı dönemden başlayarak, Kurultay sonuçlanıncaya kadar Hollanda – Türk İşadamları Derneği’nin (HOTİAD) ve Hollanda Genç İşadam-

ları Derneği’nin (HOGİAD) göstermiş oldukları iyi niyetli, samimi, özverili ve yapıcı çalışmalarından dolayı, bu derneklerin değerli yöneticilerine ve üyelerine bir kere daha teşekkür etmeyi önemli bir borç saymaktayız. Teşekkürlerimizi ayrıca, Kurultaya katılan ve katılmayan, Hollanda’da yerleşik tüm iş adamlarımıza ve girişimcilerimize de bu vesileyle iletmek isteriz. Dünya Türk İşadamları Kurultaylarının “birlikten kuvvet doğar” atasözümüzün değerini anladığımız önemli bir platform olarak kabul görmesi bizleri mutlu etmektedir. Bu organizasyonların iki senede bir yapılan bir düzenleme olarak kalmayıp, süreklilik arz eden bir yapıya kavuşturulması yönündeki çalışmalarımız sürmektedir. Bunun ilk aşaması olarak, önümüzdeki haftalarda Vakfımız internet sitesi bu doğrultuda işlevsel hale getirilmiş olacaktır. Derginizin, diğer konular yanında Kurultaylara da zaman zaman yer vererek, “dayanışma” olgusunu ve bu doğrultudaki temel ilkemizi canlı tutması temennisiyle, yayın hayatınızda ve çalışmalarınızda başarılar diler, aracılığınızla Hollanda’daki tüm iş adamlarımızı ve girişimcilerimizi saygılarımızla selamlarız.

DUTİV


(

4)!$

NUMMER - SAYI 2

PAGINA - SAYFA

30

Ertuğrul Önen Voorzitter Turkse Buitenlandse Handel Stichting en Wereld Turkse Ondernemers Stichting

DE WERKELIJKHEID VAN DE TURKSE ONDERNEMERS IN DE WERELD

Turkije heeft zichzelf pas erg laat na de stappen van de Turkse overheid op 24 Januari 1980 actief op de wereld markt begeven. Voor deze tijd zijn er vanwege de beschermende maatregelen van zowel de import alsmede de export geen grote vooruitgangen geboekt. De groei van de export welke na 1980 is gestart, veelal vrij van concurentie, heeft het land op dit moment een vrij hoge plaats in de wereld economie gegeven. Ook de Turken die in de zestiger jaren naar Europa zijn verhuisd om te werken zijn pas na 1980 een rol van betekenis gaan spelen binnen de zakelijke wereld. De eerste jaren bestonden de zaken meer uit kleine in levensmiddelen handelende bedrijven, deze hebben na 1970 gezorgd voor een kleine stap in de ontwikkeling van de import en export. Na 1980 is er wel een grote stap gezet. In de eerste plaats heeft de textielbranche zich verder ontwikkeld, verder hebben ook andere branches zich verder ontwikkeld. De zakelijke relaties bevonden zich nu in de opbouwende fase. Belangrijke ontwikkelingen in deze periode zijn de investeringen geweest welke voor de opbouw van de productie bedrijven hebben gezorgd.In de jaren 90 is deze realiteit gezien en geaccepteert. Onze in het buitenland gevestigde zakenmensen met berdrijven varieërend van levensmiddelen, textiel, tourisme en financieël organiseerden zichzelf. In deze periode zijn de eerste kleine, meer regionale verenigingen opgericht welke vervolgens de krachten wilden bundelen waardoor men sterker kon opere-

S.W.S Tronic

ren. Deze ontwikkeling is als eerste door de Turkse Buitenlandse Handel stichting gezien. Onze stichting heeft daarom voor de Turkse handel een nieuwe organisatie opgericht onder de naam Wereld Turkse ondernemers stichting. Na de eerste bijeenkomst heeft men om de twee jaar de bijeenkomst opnieuw georganiseerd, de zesde bijeenkomst is in 2006 gerealiseerd. Tot nu toe hebben aan deze bijeenkomsten meer dan 60 landen met in totaal meer dan tienduizend deelnemers deelgenomen. Meer dan 750 sprekers uit 150 branches hebben middels workshops een waardevolle bijdrage geleverd aan het succes van de bijeenkomsten. De bijeenkomsten hebben er mede voor gezorgd dat de basis werd gelegd voor vele succesvolle nieuwe relationale contacten. De zesde bijeenkomst welke op 18-19 November 2006 in Istanbul is gehouden onder begeleiding van onze geachte premier Recep Tayyip Erdogan met de slogan “Investeren in Turkije is investeren in de toekomst “ was een groot succes. Aan deze bijeenkomst is van begin tot het eind actief deelgenomen door de in Nederland gevestigde Turkse Nederlandse Ondernemers vereniging (HOTIAD). Naast deelnemende zakenmensen uit 50 landen heeft ook de Nederlandse Jonge Ondernemers vereniging (HOGIAF) deelgenomen. Graag wil ik de personen van voorzitters tot aan bestuur en leden hartelijk danken voor hun bijzondere inzet. Met het begrip samen sterk en om de

twee jaar een georganiseerde bijeenkomst zullen we t.z.t moeten gaan denken aan meer bijeenkomsten. Op de website zullen we u de komende tijd meer informatie gaan geven. Om deze redenen is het onze wens als u in uw blad van tijd tot tijd over onze stichting berichten doorgeeft. Dit zal een bijdrage leveren om de actualiteit onder de aandacht te brengen. Wij wensen u allen nogmaals vele successen en langs deze weg willen wij alle Ondernemers in Nederland begroeten.

DUTİV



(

4)!$

NUMMER - SAYI 2

PAGINA - SAYFA

32

İsmail Ağarmış LL.M Avukat-Müdür / RGIA International Legal & Tax Services BV

Uluslararası Tİcarette Yazılı Sözleşmenİn Önemİ ve Sorunlara Alternatİf Çözüm Önerİler

Büyük beklentiler, planlar ve projeler ile başlayan ticaret hayatımızın dinamizmini koruması ve hedefine ulaşması, alınan ticari kararlara ve bu kararların fiiliyata dönüştürülmesinde izlenen yöntemlere bağlantılıdır. Bu durumu medeni hukukun temel müesseselerinden olan “Evlilik Müessesi” ile benzeştirmek son derece yerinde olacaktır. Örneğin evlilik akiti öncesi kişilerin birbilerini tanıma evresini tanımlayan flört aşamasını, ticari ilişkilerde müesseselerin birbilerine tanıtıcı pazarlama e- maillerinin veya yazışmalarının gönderilmesi, iş tekliflerinin sunulması, buna yönelik müzakerelerin gerçekleştirilmesi ve sipariş verilmesi aşamasına benzetebiliriz. Eğer taraflar bu flört aşamasını çok iyi değerlendirirler ve birbirilerine uygun

olduklarına karar verirler ise artık tek aşama kalmıştır; evlilik aktinin imzalanmasıdır. Evlendirme memuru tarafından verilen evlilik cüzdanı aslında bu aktin tüm detaylarının bir iki sayfada özetlenmesini ifade eder, yani tamamen Medeni Kanuna atıfta bulunur ve taraflar artık bu kanun hükümlerine tabidir. Hakları ve sorumlulukları bu kanun tarafından düzenlenmiş ve korunmuştur. Aynı durum ticari ilişkilerde de geçerlidir. Tarafların imzalayacakları herhangi bir ticari anlaşmanın yapılması, bu ticari birlikteliğin yasal anlamda tanınmasını ifade eder. Yazımın başlangıcında böyle hukuki bir mizahi benzetme yapmamdaki amaç; ticari ilişkilerdeki sözleşmenin öneminin herkes tarafından bilinen evlilik aktinin öneminden farklı olmadığını göstermektir.

Uluslararası ticarette farklı hukuk sistemlerinden kaynaklanan sorunun önüne geçilmesinin ilk ve temel yolu taraflar arasında geçerli yazılı bir sözleşmenin yapılmasıdır. Bu sözleşme ile hangi hukuksal sistemin geçerli olacağı belirleyebilir ve böylece yargılama sürecinin kısalmasına ve hukuki uyuşmazlıkların daha kısa sürede sonuçlanmasını sağlayabilirsiniz. Sözleşmeye koyulacak cezai yaptırım hükümleri, geç ödemeye bağlı faiz miktarının tespiti veya diğer yasal yaptırımlarla ticari ilişkinizi güvenceye alabilirsiniz. Bu duruma ilişkin tekrar bir hukuki anlamda mizahi benzetme yapılacak olursa emniyet kemeri ile sözleşme arasında bir fark yoktur. Emmiyet kemeri herhangi bir olumsuzluk veya kaza anından can kaybını, yazılı sözleşmeler de ticari kazancınızın kaybını önler. Bundan sonraki temel süreç söz konusu yazılı sözleşme detaylarının ticari ilişkiye zarar vermeyecek şekilde düzenlenmesidir. Sözleşmede dikkat edilmesi gereken temel hususlar şunlardır: - Taraflara ve temsile yetkili kişilere ilişkin bilgilere yer verilmesi, - Sözleşme konusunun açık bir şekilde belirtilmesi ancak çok fazla detaylandırmak suretiyle sözleşmenin çıkmaza sokulmaması, - Faiz ve cezai yaptırımlara ilişkin şartlarının açıkca belirtilmesi, - Hak ve sorumlulukların ana hatlarıyla düzenlenmesi (mümkün ise fikri mülkiyet, rekabet yasağı ve gizlilik prensiplerine yer verilmesi),


PAGINA - SAYFA

- Uyuşmazlık halinde uygulanacak hukuk kurallarının tespit edilmesi, - Mümkün olduğunca yargılama mercii olarak tahkim kurumunun seçilmesi ve buna yönelik azami sonuçlandırma periyodlarının belirlenmesi, Bu ana hususlara ek olarak şirkette imzaya yetkili kişinin imza sirküsünün veya ticaret odasından şirketi temsile yetkili kişinin bilgilerini gösteren belgenin temin edilmesi halinde ilerde de karşılaşılması muhtemel yetki aşımı sorununu önlenmiş olacaktır. Ticari sözleşmelerde dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise Incoterm (Satış sözleşmelerinin uygulanması sırasında ortaya çıkabilecek çeşitli sorunların giderilmesi amacıyla Milletlerarası Ticaret Odasınca belirlenen terimleri ve kuralları ifade etmek için kullanılmaktadır) terimlerinin düzgün bir şekilde kullanılmamasıdır. Uygulamada görülen en büyük yanlışlık sözleşmelere/ faturalara sadece FOB/Izmir veya CIF/ Amsterdam vb açıklamaların yapılıp hangi hukuki düzenlemeye tabi tutulacağının belirtilmemesidir. Böyle bir kayıtta

33

NUMMER - SAYI 2

Milletlerarası Ticaret Odası’nın belirlemiş olduğu düzenlemeler doğrudan uygulama alanı bulmayacak, olayın özelliğine göre en fazla ticari örf ve adetler gözönünde bulundurulabilecektir. Bu durumu önlemek için FOB/İzmir veya CIF/Amsterdam vb açıklamaların yanına uygulamak istenen hukuk düzeni yazılmalıdır. Örneğin FOB/ Mersin-Incoterms 2000 / veya Viyana Sözleşmesi gibi. Böylece bu sorunun önüne geçilmiş olacak ve uygulanacak hukuk düzeni netleşmiş olacaktır. Sonuç olarak uluslararası ticari faaliyetlerdeki ticari kazanç kaybının önüne geçilmesi ve uzun vadede ticari ilişkilerin güvenceye alınması açısından mümkün olduğunca iş ortaklarıyla yazılı olarak sözleşme sözleşme yapılmalıdır. Bunun yanı sıra tahsil edilemeyen ticari alacak sorunu için ilk önce zamanaşımı süresi gözönünde bulundurularak sulh yoluyla (debt settlement –incasso procedure) tahsil edilmeye çalışılmalı ve olası mahkeme masraflarının önüne geçilmelidir. Ancak bu prosedür için hiçbir şekilde 3 aydan fazla bir süre harcanmamalıdır. Aksi halde yasal yoldan tahsil edilebilecek bir alacak karşı tarafın yapacağı yasal oyunlarla hiç

4)!$

tahsil edilemez hale gelebilir. Bu nedenle sadece mevcut ticari ilişkiyi korumak adına yıllarca beklenilmemelidir. Bu aşamada konunun uzmanı kişilerden, hukuk bürolarından yardım alınmalıdır. Bir ticari işletme için iki temel yardımcı hizmet türü vardır. Bunlar muhasebe/ vergi ve hukuk danışmanlığı hizmetidir. Bu iki temel yardımcı hizmetin düzenli ve doğru bir şekilde alınması halinde ticari işletmenin başarılı olmaması için bir neden yoktur. Biz, RGIA International olarak ticari işletmelerin ihtiyaç duyacağı bu tür hizmetleri başarılı bir şekilde gerçekleştirmekteyiz. Konuya yönelik olarak herhangi bir bilgiye ve hizmete ihtiyaç duymanız halinde bizimle irtibata geçmekten çekinmeyiniz.

Ondernemers van Turkse afkomst kiezen voor het RaboOndernemersPakket met startersvoordeel! Ondernemerschap staat bij ons hoog in het vaandel. Daarom is ondernemen bij de Rabobank extra voordelig voor startende ondernemers. Twee jaar lang is het betalingsverkeer gratis en krijgt u flinke korting op verzekeringen van Interpolis en zelfs op drukwerk en websitebouw. Vraag nu hét financiele basispakket voor ondernemers aan via www.rabobank.nl.

Startende ondernemers hebben meer succes met de Rabobank.

Het is tijd voor de Rabobank. www.rabobank.nl/alblasserwaard

(


(

4)!$

NUMMER - SAYI 2

PAGINA - SAYFA

34

İsmail Ağarmış LL.M Advocaat / Manager RGIA International Legal & Tax Services BV

Het belang van de schriftelijke overeenkomst en alternatieve voorstellen voor de oplossing van problemen bij internationale handel

De bescherming van de dynamiek van ons handelsleven, dat begint met grote verwachtingen, plannen en projecten en het bereiken van het doel ervan zijn gebonden aan de handelsbesluiten en de methoden om deze besluiten om te zetten in de praktijk. Het is in uiterste mate gepast om te stellen dat deze situatie vergelijkbaar is met één van de fundamentele instituten van het Burgerlijk Wetboek; Het Huwelijksinstituut. We kunnen bijvoorbeeld de fase van het flirten die vooraf gaat aan een huwelijk en waarin men elkaar leert kennen vergelijken met de fase van het versturen van marketingmails of brieven, werkaanbiedingen of contracten met betrekking tot deze aanbiedingen of bestellingen die gedaan worden. Als de verschillende partijen deze fase van het flirten goed benutten blijft er slechts nog een fase en dat is de ondertekening van de huwelijksakte. Het trouwboekje

is eigenlijk een samenvatting van twee pagina’s van alle details van deze huwelijksakte, dat wil zeggen dat het Burgerlijk Wetboek in zijn geheel van toepassing is en partijen gebonden zijn aan deze wetten. Hun rechten en plichten zijn vastgelegd en worden beschermd door deze wetten. De zelfde situatie geldt voor handelsbetrekkingen. De handelsovereenkomst die partijen ondertekenen erkent wettelijk de handelsgemeenschap tussen partijen. Het doel van de juridische en ook wel humoristische vergelijking die ik maakte in het begin van mijn betoog is dat het belang van de handelsovereenkomst niet anders is dan het belang van de bij iedereen bekende huwelijksakte. Om de problemen die voortvloeien uit verschillende rechtssystemen bij internationale handel te voorkomen is de eerste fundamentele stap het ondertekenen

van een handelsovereenkomst die geldig is tussen partijen. Met deze overeenkomst wordt bepaald welk rechtssysteem van toepassing is en op deze manier wordt de procesduur verkort en kunnen we ervoor zorgen dat juridische geschillen binnen een korte periode opgelost kunnen worden. Met de op sanctie gerichte bepalingen in de overeenkomst met betrekking tot de hoogte van de rente bij te late betalingen en met overige dwangmaatregelen kunt u vertrouwen in uw handelsbetrekking creëren. Als we met betrekking tot deze situatie in juridische zin opnieuw een humoristische vergelijking maken kunnen we stellen dat er tussen de veiligheidsgordel en een overeenkomst geen verschil is. De veiligheidsgordel voorkomt het verlies van levens tijdens een vervelende manoeuvre of ongeval. Schriftelijke overeenkomsten voorkomen het verlies aan handelsopbrengsten. In de fundamentele fase die erop volgt moeten de details van de desbetreffende schriftelijke overeenkomst zodanig worden opgesteld dat ze de handelsbetrekking geen schade toebrengen. De fundamentele punten in een overeenkomst waarop men moet letten zijn de volgende: - Het weergeven van de gegevens met betrekking tot de partijen en personen die bevoegd zijn om te vertegenwoordigen. - Het duidelijk weergeven van het onderwerp van de overeenkomst, zonder te veel in details te treden en de overeenkomst tot een dood spoor leidt. - Het duidelijk vermelden van de voorwaarden met betrekking tot rente en dwangmaatregelen. - Het in grove lijnen opstellen van de rechten en plichten. (In zoverre dat mogelijk is de ruimte geven aan octrooi, concurrentiebeding en geheimhoudingsplicht).


PAGINA - SAYFA

- Het vaststellen van de wetsbepalingen die van toepassing zijn bij geschillen. - In zoverre dat mogelijk is het kiezen van een stabilisatie-instelling als rechtsorgaan en het vaststellen van de maximale perioden waarin de afronding hiervan moet plaatsvinden. Als aanvulling op deze hoofdlijnen kan in het geval van het verstrekken van het circulair van de handtekening van de persoon die binnen het bedrijf bevoegd is om te tekenen of een document waarop de gegevens van de persoon die bevoegd is om het bedrijf te vertegenwoordigen het probleem van een eventuele verjaring van de bevoegdheid in de toekomst voorkomen worden. Een ander punt waarop men moet letten bij handelsovereenkomsten is het niet correct gebruiken van de Incotermtermen (Deze worden gebruikt om termen en regels aan te geven die door de Internationale Kamer van Koophandel zijn vastgesteld om verschillende problemen die bij verkoopsovereenkomsten naar voren kunnen komen te voorkomen. De grootste fout die men ziet bij de toepassing ervan is het slechts vermelden op de facturen van bijvoorbeeld het commentaar: FOB/Izmir of CIF/Amsterdam zonder dat er duidelijk wordt gemaakt welk rechtssysteem van

35

NUMMER - SAYI 2

toepassing is. Bij een dergelijke vermelding zullen de regelingen die vastgesteld zijn door de Internationale Kamer van Koophandel niet van toepassing zijn en al naar gelang de situatie zullen slechts de handelsgedragscodes in acht genomen kunnen worden. Om dit te voorkomen zal naast bijvoorbeels het commentaar FOB/ Izmir of CIF/Amsterdam het toe te passen rechtssysteem vermeld moeten worden, bijvoorbeeld FOB/Mersin incoterms 2000 / of het Verdrag van Wenen. Op deze wijze zal dit probleem voorkomen kunnen worden en zal duidelijkheid worden verschaft in het toe te passen rechtssysteem. Tenslotte zal om verlies van handelsopbrengst bij internationale handelsactiviteiten te voorkomen en de handelsbetrekkingen op lange termijn te garanderen, in zoverre dat mogelijk is tussen handelspartners, een overeenkomst opgesteld moeten worden. Daarnaast zal men met betrekking tot problemen van het niet kunnen innen van handelsvorderingen moeten proberen allereerst met inachtneming van de verjaringstermijn buitengerechtelijk (debt settlement /incasso procedure) te incasseren om gerechtelijke kosten te voorkomen. Voor deze procedure zal men nooit langer moeten wachten dan

(

4)!$

een periode van drie maanden, anders de kans bestaat dat een vordering die via de juridische weg ge誰ncasseerd zou kunnen worden door juridische spelletjes van de tegenpartij niet meer ge誰ncasseerd zal kunnen worden. Om deze reden zal men louter om de bestaande handelsbetrekking te beschermen niet jarenlang moeten wachten. In deze fase zal men bijstand moeten krijgen van personen die gespecialiseerd zijn in deze kwestie of van een bureau voor rechtsbijstand. Ten behoeve van een handelsonderneming zijn er twee fundamentele soorten van dienstverlening. Dit betreft de dienstverlening met betrekking tot boekhouding / belastingen rechtsbijstand. Als deze twee diensten op een correcte en juiste wijze worden verleend is er geen reden dat de handelsonderneming niet succesvol zal kunnen zijn. Wij verlenen in de hoedanigheid van RGIA International, al naar gelang de behoefte van handelsondernemingen, deze diensten op succesvolle wijze. Indien u behoefte hebt aan informatie over dit onderwerp of onze dienstverlening, verzoeken wij u met ons contact op te nemen.

www.isrehberiavrupa.eu


(

4)!$

NUMMER - SAYI 2

PAGINA - SAYFA

36

RÖPORTAJ

Mission Freight transport ve gümrük işleri Şirketi’nin kurucusu-genel müdürü ve HOTİAD üyemiz Kamil Yener’le bir söyleşi yaptık. Girişimci olmaya yönelen gençler için örnek bir başarı öyküsüne sahip olan Kamil Yener ile yapılan bu söyleşiyi ilginize sunuyoruz.

Hedefim vardı ama eğitimim yoktu KAMİL YENER kimdir?

1

969 yılında Ankara’da doğdum. Önce babam Hollanda’ya geldi. Yedi sene sonra da annemle ben geldim. İlk yedi yıl Den Haag’da oturduk. Babamın işi nedeniyle sonra Hoofdorp’a taşındık. Babam KLM’de çalışıyordu. Beş kardeşin en büyüğü benim. Lise mezunuyum. Çevremizde hiç Türk yoktu. Bu nedenle Hollandacam üst düzeydedir.Tipim de pek benzemediği için Türk olduğumu kimse anlamaz. Matbaa üzerine grafik okuluna gittim. Daha sonra Amsterdam ve Groningen’de MTS’e başladım. Sağlık nedenlerimden dolayı bitiremedim. MAVO da olmadı. 19 Yaşındaydım. Sınıfın en yaşlısıydım. Diğer öğrencilerin hemen hepsi 16 yaş gurubundandı. Ekonomik ve sosyal durumum sınıf arkadaşlarımdan iyiydi. Oradan da ayrıldım. Bir şeyler yapmam lazımdı. İşçi bulma kurumuna yazıldım. Bir transport şirketinde şoför olarak işe başladım. Bu iş benim hayatımın dönüm noktası oldu. O dönemler yalnızca Alman, Japon, Amerika ve Hollanda nakliyat şirketleri vardı. Hiç Türk şirketi yoktu. Ama Türkiye ile yüksek oranda taşımacılık işi yapılıyordu. Başlar başlamaz orada kendi kendime söz verdim: “İlk Türk şirketi ben olacağım ve bir gün bayrağımızı dalgalandıracağım”. Dediğimi de yaptım. Bayrağımız depomuzda asılıdır.

Hedefinizi belirlemede Türk olmanız ne kadar rol oynadı?

Arçelik, Koç ve Sabancı gibi uluslar arası değerde çok büyük şirketlerimiz var. Daha yeni dışarı açılıyorlar. Buradaki geriden gelme beni her zaman üzmüştür. Sonuçta Türküm. Orada bir Türk şirketinin olmaması zor geldi bana. “Neden olmasın” dedim ve başladım.

Böyle bir atılıma nasıl cesaret ettiniz? Neye güvendiniz?

Hiç bir güvencem yoktu. Hollanda’da bir deyim vardır; “gemi nereye kadar giderse ben de oraya kadar giderim. Battığı yerde kalır”. Benim de düşüncem öyleydi.

Mission Freight nasıl kuruldu?

İlk girdiğim transport şirketinde bir buçuk yıl şoförlük yaptım. Bu arada şirket açmak istediğimi herkese söylüyordum. Beni “kendi şirketini açacak şoför olarak” tanır oldular. Bir gün arkadaşım, çalıştığı Japon firmasından işçi aradıklarını söyledi. Madem kendi işini kurmak istiyorsun;“al sana fırsat, bir dene” dedi. İşi öğrenmek için bu güzel bir fırsattı. Hem ofis işini de öğrenecektim burada. Çok sevinmiştim. Japon şirketinde çalışmaya başladım. Japonlar da tutkunlar birbirlerine, Türkleri de çok seviyorlar. Onlar gibi çalışkanız ve çalışmayı seviyoruz. Bir buçuk yıl gece-gündüz çalıştım. Çünkü ulaşmak istediğim bir hedefim vardı. Çok çalışmak zorundaydım. Biz normal iş saatleri dışında da çalışırdık. Çalışmak için zaman kavramımız yoktu. Sanırım bu nedenle de tutulduk. Ben asla boş duran bir insan değilim. Evde iş yapmam ama

iş yerinde hiç boş durmam. İş benim hobim, idealim oldu. Burada bir buçuk yıl çalıştık. Daha sonra Hollandalı arkadaşım kendine şirket açtı. Onunla birlikte çalışmaya başladım. 3-4 kişiydik. Küçük şirket olduğu için A’dan Z’ye her şeyi biz yapıyorduk. Muhasebe, import ve export gibi diğer konular da dahil hepsini burada öğrendik. Bu işim beş yıl sürdü. Ama bu 5 yıl benim için iyi bir eğitim oldu. Şirkette bulunabileceğim en iyi yerdeydim. Daha üste çıkamazdım. Üstümde patron vardı. Artık hedefime ulaşmak için her şeyim tamamdı. Annem babam inanmıyorlardı bana. Hava attığımı düşünüyorlardı. Benim de babam gibi KLM’e girip, düzenli bir işim olsun istiyorlardı. Kendi açılarından belki haklılardı. Ben hedefimden vazgeçmedim. Nihayet onca zaman sonra kaderimi değiştirecek fırsat geldi. İmport-export işi için menajerlik teklifi aldım. Önce gitmek istemedim. 5 yıldır çalıştığım şirket kendi şirketim gibiydi. Patron-işçi değil arkadaş ilişkimiz vardı. Çalışanlarla birlikte aile şirketi gibiydik. Bu teklif geldiği zaman patron “gitmem gerektiğini, bunun benim için önemli olduğunu, olmazsa geri gelebileceğimi” söyledi. Gittim ama 6 ay sonra geri döndüm. Anlaşamamıştık. Orada menajerliği de öğrenmiş oldum tabii. Geri döndüğümde Türkiye’den bir faks gelmişti. Eski patronum olan arkadaşım; “İşte sana kendi işin için bir fırsat, sana güveniyorum başaracaksın. Bana zamanında çok yardım ettin, ben de sana destek olacağım” dedi. Sevinçten uçarak kabul ettim. Ofisini


RÖPORTAJ

PAGINA - SAYFA

kullandım. Telefon ve faks gibi ne gerekiyorsa benim hizmetime verdi. O hafta şirketime bir isim buldum: MİSSİON FREİGHT. Hemen Ticaret Odasına yazıldım. Bütün resmi işleri tamamladım. Tek sorun; Türkçemin az olmasıydı. Bunu da Türklerle çalışarak zamanla çözdüm. Eski çalıştığım bütün iş yerlerinin de desteğiyle kendi işime başladım. Altı ay sonra bir, bir yıl sonra 3 elemanım oldu. Şimdi ikisi Hollandalı 14 personelimiz var. Neredeyse bütün dünya ile çalışıyorum. HEDEFİME ULAŞMIŞTIM.

Sizi başarıya götüren nedir?

İstek ve heves çok önemli. Kendimizi Hollandalılara kanıtlama vardı. Hollandalılardan işi almak için onlardan farklı olmamız gerekiyordu. Çalışma saatimiz sınırsızdı. Buradan da kazandık. Kendimize ayıracak zamanımız olsun isterdim ama başarmak için çok çalışmak zorundaydık. Şimdi bile hafta sonu çalışıyoruz. Bir hedefe varmak istiyorsan en iyisini yapmak zorundasın. Hem bu iş benim çocuğum oldu.

37

NUMMER - SAYI 2

sağlığınız bozulduğu zaman Türkiye’deki gibi rahat tedavi göremezsiniz. Türkiye’de bir saatte biten bir işi burada paranız bile olsa günlerce bitiremeyebilirsiniz. Bu gibi sebepler yüzünden çok sayıda Hollandalı terk etti ülkeyi. Ben de gideceğim. Yaşamak için Antalya veya İzmir çalışmak için ise İstanbul’u seçerim.

Türk olmanızdan dolayı iş hayatınızda zorluk çektiniz mi?

Hayır hiç zorlanmadım. Zaten Türk olduğumu kimse anlamıyor. Şirketimin ismi de yabancı olduğu için fark edilmiyoruz. Ama yeri geldiğinde Türk olduğumu söylemekten çekinmiyorum. Bizim işe saygımız var. Çok ve iyi çalıştığımız için bu güne kadar bayağı

Hangi ülkelerle çalışıyorsunuz?

Çin, Honkong, Tayvan ve Hindistan gibi ülkeler başta olmak üzere Kanada ve Avustralya hariç her yerle çalışıyoruz. Türkiye de Pazar “ölmeye” başladı. Kaliteli iş yapmayı hedeflemiyorlar. Bu da beni rahatsız ediyor. İyice bilmeden işe başlıyor ve imajımızın bozulmasına neden oluyorlar. Bu yüzden şirketine Türk ismi koymadım zaten. Aksi halde gümrükte de işleriniz kolay gitmez. Türkiye dendiği zaman kaçakçılık gibi olumsuzluklar geliyordu aklıma. Korkmuştum. Gerçi şimdiye kadar böyle bir şey gelmedi başıma.

Sizin işçileriniz arasında da Türkler var mı?

Başlangıçta Türklerle çalıştığımız için Türk arkadaşlarımız gerekliydi. Olanların da benim gibi Hollandacaları iyi. Türk ortamına böyle girdik. Türkçemiz de gelişti bu arada. Türkiye’deki Beko ve Arçelik gibi müşterilerimiz oldu. Flexibel çalıştığımız için bizi tercih ediyorlar. Bu Türk çalışma tarzı Hollanda’da çok ilgi gördü.

Hollanda kültürüyle yetişmiş olmanıza rağmen sizde kendi kimliğinize bağlılık çok kuvvetli. Neden?

Zaman içinde ve imkanlar sayesinde kendi halkınızı daha yakından tanıyorsunuz. Artık geri dönüşü bile ister olduk. Zamanı geldiğinde döneriz de. Zaten kalmak da istemiyoruz. Avrupa’da hayat bitti. Bence Türkiye’de hayat yeni başlıyor. Örnek; burada

4)!$

rol oynamıştır. Merakın yoksa zaten başlayamazsın. Öğrenmeye istekli isen başlayacaksın. Yoksa bırakacaksın işi. Bildiğin ve sen de merak uyandıran bir işe gireceksin. Bilmediğin işe girmeyeceksin.

Hedefiniz en büyük olmak mıdır?

Hayır kesinlikle değil. Yoksa işimizin sihiri kaçar. Zaten Türk olarak tek sayılırım. Bir de Sky firması var o da akrabam. Bakın 10 yıldır hiç reklam vermedim. Hep ağız reklamıdır bugüne kadar yaptığımız. Stilstaan betekent achteruit diye düşünürüm. Yani yerinde sayıyorsan, geriliyorsundur aslında. Hep iş ve para düşünüyorsun diyorlar. İyi iş olduğu zaman para zaten gelir. Benim asıl amacım burada çok başarılı olmak. Amacın için çalışınca para da kazandırıyor.. Bakın burada Amerikalı ve Hollandalı şirketlerin yanında bir de Türk olarak bir Türk şirketi olarak, MİSSİON FREIGHT var. İlk zamanlar “kim bu” diyorlardı. Şimdi herkes tanıyor.

Kamil Bey Hotiad’a üyesiniz. Neden Hotiad?

Kamil Bey, “Her başarılı erkeğin arkasında bir bayan vardır” derler, sizin de öyle midir?

Tabii ki. Eşim anlayışlıdır. Beni rahat bıraktı. Büyük hedeflerim olduğunu evlenmeden önce de söylemiştim. Yeni bir hedefim daha var; 45 yaşıma kadar çalışacağım. Ondan sonra az çalışırım diye düşünüyorum. O zaman vaktimi daha çok çocuklarıma aileme ayırmak istiyorum. Dinlenmek istiyorum.

(

saygı topladık Hollandalı müşterilerimiz arasında. Bunun kıymetini bilen zaten sorun yaşamıyor bizimle.

Kargo ile sorun yaşadınız mı?

Bir kez yaşadık. Normalde markalı tekstil taşınır. Eğer izinsiz mal varsa kontrolde bunlara el konulur. Biz paketin içinde ne var ne yok bilmeyiz. Bunları gümrükçüler biliyor. Bizi tanıdıkları için güvenirler. Nitekim biz fark ettiğimizde bildirdik güvenliğe ve bir daha sorun yaşamadık. Ama bu bir kaç defa tekrarlanırsa şüphe uyandırırsın.

Küçük yaşta büyük hedeflerle başlamış ve başarılı olmuşsunuz. Gençlerimize neler söylersiniz?

Türk olsun Hollandalı olsun bütün gençler kısa yoldan zengin olmak istiyorlar. Hemen yüksek maaşlı iş istiyorlar. Sabır gerek, çalışma gerek. Gençler çalıştığında muhakkak karşılığını görecektir. Şimdi herkes bir an önce evine ve eğlencesine gitmek istiyor. Çalışmak istemiyor. Bu kişiler hep olduğu yerde kalır. Zaten azimli ve çalışkan kişiler ya kendi işlerini kurarlar ya da hep yükselebilecekleri işleri olur. Bu kişiler zaten hedeflerini koymuşlar ve bu hedefleri için çalışıyorlardır.

Başarıda hedef neden önemli sizce?

Hedefin olmadığı zaman zaten hiç bir yere varamazsın. Hedefin olması bile bir başarıdır. Bu hedefi başarmak için çalışmalısın. Kötüde olsa iyide olsa her yerden bir şeyler öğrenmeye çalıştık. Öğreniyorsun. Kötü ise, bir daha yapmamayı öğreniyorsun. Ben baktım ve öğrendim.

Meraklı mısınızdır?

Başarımda etken meraklı olmam da

Biz fazla Türk toplumuna girmiyorduk. Seneler sonra artık yavaş yavaş Türk toplumuna girmeyi istedim. Herkes aynı değilmiş. Belki de dil eksikliğimden dolayı Türk çevrem olmasına cesaret edememişimdir. Neden Hotiad? Bir ağabeyim vardı “artık Türk toplumuna girmen lazım bu sayede yeni iş imkanları doğabilir” dedi. Böylelikle üye oldum. Çok başarılı olman için lobi yapman lazım. Oturduğun yere iş gelmez sana.

Hotiad’aki hedefleriniz nelerdir?

Bir katkımız olmasını isterdik. Şimdiye kadar olamadık. Ama Türk toplumuna faydalı olmak isterim. Mission Freight tam yerine oturduğu zaman daha çok yararlı olacağımı düşünüyorum.

Hotiad’dan neler bekliyorsunuz?

Aslında kendim için fazla bir beklentim yok. Bizim toplumumuzda birlik yok. Türkiye’de daha çok birlik var. Hotiad’da fikir alış verişi yapabiliriz. Türkiye’yi tanıtmaya katkıda bulunabiliriz. Türk İş adamlarını tanımak ve evre edinme benim için önemli. Yeni olanakların tanıtılması önemli. Ben çok sosyal biriyim. Yeni çevrelerle tanışmak hoşuma gider. Bunun yanında ilerde hedefime ulaştıktan sonra bir katkım olabilirse sevinirim.

Yeni hedefler var mı?

Bu yıl Almanya’da bir şube daha kuruyorum. Ardından İngiltere ve belki de Türkiye. Belli bir yaşa gelene kadar firmayı mümkün olduğunca geliştirmek istiyorum. Amacım şirketi satana kadar geliştirmek sonra yeni hedefe yönelmek. Ondan sonra daha az çalışıp bundan sonraki hayatımı ailem için yaşamak istiyorum.

En son neler söylemek istersiniz?

Herkese başarılar diliyorum. Sağlık mutluluklar diliyorum. Gençlerimize de şunu söylemek istiyorum:”Çalışmanın karşılığını bir gün mutlaka alırsın”.


(

4)!$

NUMMER - SAYI 2

PAGINA - SAYFA

38

RÖPORTAJ

KOÇ ET MAMÜLLERİ ŞİRKETİ SAHİBİ

Hikmet Gürcüoğlu ile söyleşi Hotiad olgusu hakkında ne söylemek istersiniz. Nedir, nedendir, neye taliptir?

Hollanda Türk toplumu üyesi olduğu bu ülkede farklı alanlarda bir çok dernek ve vakıflar kurdu. Temel amaç; güçbirligi oluşturmak, ortak hareket kabiliyeti geliştirmek ve hak aramak gibi sıralanabilir. Çok genel bakıldığında Hotiad da böyle bir ihtiyaçtan doğdu. Zira bu ülkede artık yüksek standartları yakalamış, üst seviyede iş yapan, belli büyüklüğe ulaşmış işletmelerimiz var. Hem içinde bulunduğumuz ülke adına hem ait olduğumuz toplum adına bu arkadaşlarımızla, daha etkin olmak için böyle bir oluşuma gittik. Dolayısı ile Hotiad’i iş dünyasının bir üstdüzey kuruluşu olarak görebilirsiniz. Amaç ekonomik alanda da üst düzey örgüt oluşturmak, üst kurumların muhatap alacağı örgüt olmak, özellikle Hollandalı’ların da anlayacağı dilden konuşmak, bir birlik, bütünlük içerisinde bulunmak, güç birliği oluşturmak diye sıralanabilir. Memnuniyetle belirtmek isterimki bu arada üye arkadaşlarımızla birlikte çok güzel bir grup oluşturduk. Herkes birbiriyle kaynaştı ve güzel bir dostluk ortamı oluştu. Amaçlardan bir tanesi de bu idi. Böylece bu dostluk ortamında insanlar birbirinin tecrübelerinden, bilgisinden ve çevresinden vesaire faydalanıyor.

Yani Hotiad üstdüzey işdünyasını temsil ediyor. Peki Hotiad’ın büyüklüğü nedir, kimler üye olur?

Hotiad’in bir üyelik ölçüsü vardır. Belirli bir süre işdünyasında faal olma, belirli bir ciro hacmine ulaşma ve belirli bir sayıda insana iş sağlama gibi. Bu vasıflara sahip arkadaşlarımız müracat ediyor, ilgili kurul inceliyor, yönetim kurulu kararı ile de üyelik gerçekleşiyor. Bu arada belirtmek te isterimki Hotiad’ın üyelerine bir maliyeti de vardır. Hotiad’in büyüklüğü konusunda sadece 20’nin üstünde üye sayısıyla Hollanda da 1,5 milyar euroyu bulan bir ciroyu temsil etmekte olduğunu söylemek isterim. Zannederim bu

Bu ülkede artik yüksek standartları yakalamış, üst seviyede iş yapan, belli büyüklüğe ulaşmış işletmelerimiz var. Hem içinde bulunduğumuz ülke adına hem ait olduğumuz toplum adına bu arkadaşlarımızla, daha etkin olmak için böyle bir oluşuma gittik.

rakam Hotiad’ın boyutları hakkında bir fikir verecektir.

Hotiad’dan beklentileriniz, Hotiad’da yapmak istedikleriniz neler olabilir?

Hotiad güçlü bir ses olmuştur. Ciddi biçimde her seviyede muhatap alınmaktadır. Bu Hollanda için olduğu gibi Türkiye içinde geçerlidir. Bu etkinlikteki Hotiad sosyal sorumluluk anlayışı ile hareket ederek görevlerini yerine getirecektir. Kişisel düşüncemin merkezinde Hotiad ekonomik olduğu kadar sosyal bir dernektir. Bu görüş arkadaşlarımız tarafindan da paylaşılmaktadır. Zira Hotiad sadece kendisi için var olan ve çalışan degil, aynı zamanda ait olduğu toplum içinde var olup çalışan bir dernektir. Bu anlamda Hotiad’ın yaptığı ve yapmayı planladığı bazı işleri örnek olarak vermek isterim. Mesela eğitim destek bursu; eğitiminde aşama kaydetmiş, ancak maddi imkansızlıklar neticesinde eğitimini tamamlayamayan veya kesmek zorunda kalan gençlerimize destek olma amaçlı bir fon kaynağı. Bir diğeri, şu an taslak halinde olan katılım ortaklığı şeklindeki (participatie) sermaye destek çalışması. Yetenekli, parlak fikirli, ancak sermaye yokluğundan fikrini uygulamaya geçiremeyen gençlerimiz için düşündüğümüz bir fon. Bunlar bizimde gönlümüzü okşayan gelişmeler. Hotiad bunu sosyal sorumlulugunun bir gereği olarak görüyor ve mevcut gücü ile yapmaya çalışıyor.Yine aynı bağlamda görebileceğimiz bir başka nokta Hotiad’ın, toplum içinde bir

kurum, üyelerinin de örnek kişiler olma gibi bir işlevi vardır. Bunun büyük bir sorumluluk olduğu bilinci ile toplumun bu teveccühüne layık olmaya çalışıyoruz.

Hotiad diye başladık ama biz sizi tanımak ta istiyoruz. Kendinizi tanıtır mısınız? Hollanda’ya ne zaman geldiniz, neden geldiniz, nereden geldiniz?

Aslen Bayburt’lu olmakla birlikte Sivas doğumluyum. Eylül 1980’de Hollanda’ya geldim. Türkiye’nin o yıllardaki siyasal karmaşık dönemi bu kararda önemli etken oldu. Burada yaşayan iki abim vardi ve ben onların yanına geldim. Ailem tahsilime burada devam etmemi istedi. Ben de öyle yaptim. Delft Teknik Üniversitesine başladım. Petrol Mühendisliği tahsili yaptım. Aynı üniversitede mastır programını da yaparak mezun oldum.

Firmaniz Koç Etmamülleri ne zaman, nasıl kuruldu?

Ben daha Hollanda’ya gelmeden abilerim serbest ticaretle meşguldüler. Dededen, babadan gelen şekli ile etçilik, sucukçuluk yapıyorlardı. Den Haag’da bir kasap dükkanı işletiliyor, dükkanın arka kısmında da bir küçük imalathane var, orada sucuk ve pastırma imalatı yapılıyordu. Bu işin başlangıç tarihi 1978’dir. Koç Etmamülleri bir aile işletmesidir. Bu özelliğini hala korumaktadır. Kardeşler olarak firmanın üretim tekniğinden, işletme muhasebesine, planlamadan, pazarlamaya kadar bütün işlerinden sorumluyuzdur. Tabii burada yapılan ürünler daha ziyade dükkan müşterileri için olmakla birlikte, kısa bir zaman sonra, toptancılar tarafindan Hollanda’nın diğer taraflarında da satılmak üzere talep edilir oldu. Böylece bu ürünler dükkan sınırlarını aşıp tüm Hollanda içinde kendisine pazar buldu. Zamanla üretim miktarları artınca, bu imalathane yetmez hale geldi ve bir yeni yer arayışına geçtik. 1991 yılında Zoetermeer’e taşındık. Bu defaki yerimiz bir fabrika formatında oldu. Çünkü artık Hollanda dışına da sucuk satmak istiyorduk, bu nedenlede üretimhanenin ihraç üretimhane şartnamesine haiz olması gerekmekte idi. 13 yıl orada kaldıktan sonra da Zoeterwoude’ya taşındık. Çünkü o yerimizde yetersiz kalmaya başlamış, artan taleplere yeterli cevap veremez olmuştuk.

Oldukça erken sayılabilecek bir zamanda başlamışsınız, bunda ana etken nedir?


RÖPORTAJ

PAGINA - SAYFA

Ana etkeni iki parçadan oluşan bir bütün olarak görmek doğru olur. Birincisi kişisel girişimcilik kabiliyeti, ki bunu destekleyen unsurların başında mesleki bilgi ve eğitim gelir, ikincisi pazar dinamiği. Bu noktayı izin verirseniz genişce açmak isterim. Bir göç gerçeği yaşıyoruz. Buralara inancımızla birlikte geldik. İnancımız gereği uzak durmamız gereken et türleri bu ülkede yaygın. Bu hassas durum karşısında toplum kendi korunma sistemini harekete geçiriyor ve daha güvenli biçimde et temin edeceği yerleri arıyor. Bu şartlar altında mesleki bilgisi olanlar, ki biraz da girişimcilik kabiliyetleri var ise bir adım öne geçip bu sahada yerlerini alıyorlar. Bu nedenledir ki Hollanda’da açılan ilk dükkanlar birer kasap/bakkal dükkanları olmuş onları o zamanlar import/export dediğimiz hediyelik eşya ve seyahatçiler izlemiştir.

Peki sizce bu süreç hala işliyor mu? Yani et konusunda hala savunmada mıyız?

Evet hala savunmadayız. Hala kendimizi yeterli güvende hissetmiyoruz. Bunun böyle olduğunu nasıl göreceğiz. Bu süreci yaşayan tek toplum biz değiliz. Fransa’daki Araplar, İngiltere’deki Pakistanlılar ve bütün dünyaya yayılmış olan Yahudiler. Özellikle bu son grup bu anlamda en iyi örnektir. Gittikleri her yerde önce kasaphaner, sonra imalathaneler daha sonra da kesimhaneler açmışlar. Biz de aynen böyle yapıyoruz. Avrupa’nın her yanında kasaphanelerimiz var. Sayısı fazla olmasa da imalathanelerimiz var ve yeni yeni küçük çapta da olsa kesimhanelerimiz var. Bu kaçınılmaz sonuçtur. Avrupa’da bu dinamizmle et sanayinin her kolunda payımız olacaktır.

Az sayıda imalathane var diyorsunuz. Oysa piyasada çok sayıda marka bulunmakta.

Türk ve müslüman pazarına (Halal Markt) üretim yapan firma sayısı çoktur. Bunlarda sadece ikisi Türk firmasıdır. Bir tanesi Almanya’da diğeri de biz Hollanda’da. Tabii diyeceksiniz piyasada bu kadar marka var. Onlar nasıl üretiliyor, kimler üretiyor, nereden geliyor. Almaya’daki firma sadece kendi iki markasına üretim yapar. Bunun dışındakileri biz ve diğer Alman, Belçika, Hollanda vesaire ülke firmaları üretirler.

Başka hangi firmalar için üretiyorsunuz?

Fason üretim dediğimiz, markaya üretim biz de yapıyoruz. Öncelikli Koç ve Sancak markalar altında kendi markalarımızı üretiyoruz. Özellikle et konusundaki hassasiyetimiz iyi bilindiğinden cemaatlerde bizde üretim yaptırırlar. Bu markalarla ağırlıklı olarak çalışırız. Bunun yanında yine piyasalarda var olan helal imajı yüksek markalar için de üretim yaparız. Bu markalara örnek olarak Fatih, Buhara, Selam, Aytaç, Pınar, Sölen, Özyörem, Besler, YeDOy gibi daha birçok markaya, ya ürünlerinin tamamı yada bir kısmı olarak üretim yaparız.

Sizin ürettiğiniz nasıl anlaşılacak?

Her ürün imal edildiği tesisin numarasını taşır. Buna EG numarası denir. Oval bir çerçeve içindedir. Bizim numaramız EG 687 şeklinde bizim ürettiğimiz ürünlerin üzerinde

39

NUMMER - SAYI 2

görülebilecektir.

Biraz da Hollanda’daki Türk girişimciliğinden söz edebilir miyiz? Yani ne durumdayız, daha neler bekleyebiliriz?

Sizlerde duyuyorsunuz, bu ülkedeki Türk girişimciliğinden övgü ile söz ediliyor. Bunda doğruluk payı yüksektir. 1980’li yılların başında görülen işşizliğin bir sonucu olarak ta başlayan girişimciliğimiz, zaman içinde hızlandı, çeşitlendi. Genel olarak bağımsız

(

4)!$

olma, bağımsız çalışma anlayışı güçlü bir toplumuz. Bu birazda ticari gözü kararlılıkla desteklenince insanlarımız kolayca işe atılabilmekte. Bu belki bugüne kadar böyle geldi ama bundan sonrası daha hoş olacak. Zira gençlerimiz daha eğitimli, bulunduğumuz ülkenin diline hakim, kültürüne yabancı değil. Dolayısı ile sadece kendi toplumuna yönelik ve kapalı kalmayacak, tüm Hollanda’yı ve halkı Pazar olarak görecekleri sahalara gireceklerdir.

De wereld van Koç, de wereld van worst:

Eind jaren zeventig, begin jaren tachtig trekken de broers Gürcüoğlu de stoute schoenen aan en gaan naar Nederland. Sindsdien staat hun leven in het teken van vlees en worst. Gek? Neen hoor. Althans niet als je bedenkt dat in Turkije vader, ooms en de opa’s van beide kanten in het slagersvak zitten of hebben gezeten. Als jonge twintiger is Hikmet Gürcüoğlu in de ban van techniek, als midden veertiger is hij succesvol in de worst. Hij kwam in 1980 naar Nederland, in navolging van twee van zijn broers, om zijn ideaal te verwezenlijken: een baan als petroleum engineer. De jonge Hikmet trok bij zijn familieleden in en werd student aan de TU Delft. Zijn broers hadden heel andere zorgen: zij hadden in 1978 een slagerij overgenomen in de Haagse Van der Vennestraat en daar in het hartje van de Schilderswijk een goedlopende slagerij annex worstmakerij van gemaakt. Hikmet mocht nog geen ir. voor zijn naam zetten of hij zat in het vlees. “Ik ben gewoon het bedrijf ingezogen.” En dat bedrijf bleef almaar meer vragen. Twaalf jaar later, in 2000, trad hij toe tot de directie van Koç en kwam hij naast zijn broer Fatih (53) te staan. Den Haag was trouwens al snel te klein voor het bedrijf van de Turkse broers. Eind jaren tachtig werd verhuisd naar het Zoetermeerse bedrijventerrein Lansinghage, waar wel het benodigde aantal droogkamers kon worden gerealiseerd. Sinds twee jaar is de Produktieweg in Zoeterwoude de nieuwe thuisbasis: ook Zoetermeer bood nog onvoldoende. Als Gürcüoğlu een rondleiding door het bedrijfspand in Zoeterwoude geeft, valt pas op wat erbij komt kijken om maandelijks twee honderd ton worst (tweehonderdduizend kilo!) te produceren. Her en der ligt vlees te drogen, hangen honderden worsten aan rekken en glimmen de deuren van de tientallen droogkasten je tegemoet. Koç is een grote speler op de Europese worstmarkt. En de toekomst is volgens Gürcüoglu rooskleurig voor zijn gefermenteerde worst (gerijpt en gedroogd) Koç exporteert inmiddels driekwart van de productie naar het buitenland van Spanje tot Finland, van Frankrijk tot Oosterrijk De rest blijft lekker in Nederland. Koç werkt met eigen merken, waaronder Sancak, die naar de groothandel of als privélabel rechtstreeks naar klantengroepen gaan. “Dat is vooral voor degenen die belang hechten aan het halalgebeuren,” zegt de mede-directeur. Het bedrijf stelt hoge eisen aan kwaliteit. Om die reden wordt gewerkt volgens ISO-normen. Daarnaast hanteert men ook HAACP richtlenen om voedselveiligheid tegaranderen. In het hele productieproces op 12 punten wordt een controle toegepast. Er wordt dus niet aan het toeval overgelaten. Het is trouwens een EG goedgekeurd bedrijf waar een continue controle wordt toegepast door Waren & Voedsel Autoriteit. Dat de kwaliteit inderdaad hoog in het vaandel zit, bleek uit behaalde resultaat van internationale vakwedstrijden georganiseerd door Slavakto. Halal Een andere verandering is niet zozeer economisch, als wel demografisch bepaald. “De klanten van pakweg twintig jaar geleden waren allemaal in Turkije geboren, maar hun aantal neemt af. Er komt nu een heel andere groep klanten op ons af, daarom maken we nu ook kookworst. Ook wij moeten inspelen op veranderingen.” Zelf weigert hij concessies te doen: bij hem is de Turkse worst nog altijd favoriet. “Waarom? De smaak van vroeger, het ambachtelijke, de betere kwaliteit van nu.” Om die ook voor zijn klanten in binnen- en buitenland te kunnen waarborgen, komt het benodigde basisproduct (rundvlees, lam en kip) niet meer alleen uit Nederland. Sinds vijf jaar is Ierland nadrukkelijk in beeld als leverancier. “Een land dat eerlijk naar de gebruiken van halal werkt,” zegt de directeur.



PAGINA - SAYFA

41

NUMMER - SAYI 2

(

4)!$

Birsen Yilmaz Ofis Yöneticisi / Rotterdam Türk Ticareti Geliştirme Ofisi - TTPO Rotterdam

ROTTERDAM TÜRK TİCARETİ GELİŞTİRME OFİSİ –TTPO HOLLANDA TÜRKİYE DIŞ TİCARETİ Türk Ticareti Geliştirme Ofisi (Turkish Trade Promotion Office-TTPO), İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi’nin (İGEME) Hollanda şubesidir. Yaklaşık 20 yıllık bir geçmişi olan Ofis Rotterdam’da yerleşik olup, Rotterdam Ticaret Odası binasında bulunmaktadır. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı’na bağlı olarak çalışan İGEME’nin amacı, ülkemiz ihracatını artırmaktır. Türk ihraç sektörlerini ve ihracatçılarını yurtdışında tanıtmak ve Türk ihracatçısına yardımcı olmak üzere çalışan ve yaklaşık 50 yıllık geçmişi olan bir kurumdur. Merkezi Ankara’da olan İGEME’nin Ege Bölge Müdürlüğü İzmir’de, Marmara Bölge Müdürlüğü ise İstanbul’dadır. Ayrıca çeşitli illerde, ihracatçı birlikleri ile ticaret ve sanayi odaları kapsamında da yerel temsilcilikleri bulunmaktadır. TTPO dışında, KKTC’de de bir şubesi vardır. İGEME ve faaliyetleri konusunda daha ayrıntılı bilgiye, kurumun Web sayfasından ulaşılabilir: (http://www.igeme.gov.tr) Türk Ticareti Geliştirme Ofisi, Türkiye’nin ihracatını özellikle Hollanda başta olmak üzere, Batı Avrupa ülkelerine yönelik olarak artırmak amacıyla çalışmalar yapmaktadır. Bu amaç doğrultusunda Ofis, Türk ihracatçılarına ve Hollandalı ve diğer Batı Avrupalı işadamlarına/ ithalatçılarına gereksinim duydukları ticari bilgiyi sağlamak; Hollanda ve diğer Batı Avrupa ülkelerindeki ticari fuarlara ‘info’ standlarla katılarak Türkiye ekonomisi, Türk ihracat sektörleri ve ihracatçılarını tanıtmak ve Türk ihraç sektörlerini tanıtmaya yönelik seminerler düzenlemek gibi faaliyetlerde bulunuyor. Ofis faaliyetleri ve alınabilecek bilgilere ilişkin daha ayrıntılı bilgiye, Ofisin Web sitesinden ulaşılabilir. (http://www.ttponl.org) Hollanda, yıllardır Türkiye’nin ilk 10 ihraç pazarı arasında yer almaktadır. Hem 2005 hem de 2006 yıllarında 9. sırada yer almıştır. Avrupa ülkeleri arasında, Almanya, İngiltere, İtalya, Fransa ve İspanya’dan sonra en önemli ihraç pazarıdır. Türkiye’nin toplam 85,5 milyar dolarlık 2006 yılı ihracatı içerisinde 2,5 milyar dolar ile, Hollanda’ya yapılan ihracatın payı %3 olmuştur. AB ülkelerine yapılan toplam ihracatın genel ihracat içerisindeki payı ise % 50’den fazladır. Türkiye’nin Hollanda’dan yaptığı ithalat değeri ise, tüm dünyadan yaptığı ithalat

içerisinde 16. sıradadır. 137 milyar dolarlık 2006 yılı toplam ithalat içerisinde, 2.1 milyar dolar ile Hollanda’dan yapılan ithalatın payı % 1,5’ tur. Yıllar boyunca Türkiye’nin aleyhine olan dış ticaret dengesi, 2004 yılından beri Türkiye lehine gerçekleşmektedir. 2006 yılı dış ticaret fazlası, 395 milyon dolardır. Diğer bir deyişle Türkiye’den Hollanda’ya yönelik ihracatın artış hızı, Hollanda’dan Türkiye’ye yönelik ihracat artış hızından daha yüksek seyretmiştir. Bununla beraber, 2003 yılında ihracat artışı %44, 2004 yılında ise %41 gibi yüksek oranlarda iken, 2005 yılında % 15, 2006 yılında ise sadece % 3 olarak gerçekleşmiştir. Hollanda’dan yapılan ithalatta ise, 2003 yılındaki % 25’lik artış hızı giderek düşmüş; 2006 yılı ithalatı, bir önceki yıla göre sadece 10 milyon dolar tutarında artmıştır. Hollanda’ya yönelik ihracatta ilk sıralarda yer alan ürünler; hazır giyim ve ev tekstili; televizyon cihazları; binek otomobilleri, steyşın vagonlar, eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar, toplu taşım araçları ile bunların aksam ve parçaları; buzdolapları, dondurucular, soğutucular ve diğer makina sanayi ürünleri; demir-çelik inşaat malzemeleri, demir -çelik mamulleri, gemi inşa sanayi ürünleri, sebze, meyve ve işlenmiş gıda ürünleridir. Geleneksel olarak daima ön sıralarda yer almış olan hazır giyim ürünleri ile gıda ve tarım ürünleri ihracatında görülen ihracat artış hızındaki yavaşlamaya karşın, son yıllarda, otomotiv sanayi ürünleri; elektrikli makinalar ile diğer makina ve cihazlar; demir çelik inşaat malzemeleri; gemi inşa sanayi ürünleri gibi ürünlerde de önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Gemi inşa sanayi ve yan sanayi ürünleri ihracatında 2005 yılında % 300 gibi bir artış gerçekleşmiş, 2006 yılında ise ihracat % 60 oranında düşmüştür. Bunun muhtemel nedeni, Türkiye’deki tersanelerin 2010 yılına kadar sipariş alamayacak kadar dolu olmasıdır. Hollanda’dan en çok ithal edilen ürünlere gelince, plastik ve plastik mamulleri, makinalar, otomotiv sanayi ürünleri, demir -çelik ürünleri, organik kimyasallar, elektrikli makina ve cihazlar, optik ve ölçü kontrol cihazları ve eczacılık ürünleri gibi ürünlerdir. Hollanda ekonomi ve dış ticaret kuruluşları, Hollanda aleyhine seyreden dış ticaret dengesine karşı bir önlem olarak,

yani Türkiye ile ticarette oluşan dış ticaret açığını kapatmak ve ayrıca Türkiye’deki ekonomik reformlar ve etkileyici ekonomik büyümenin cazibesi dahilinde ülkemize yönelik ihracat ve yatırımlarını artırmak üzere faaliyetlere başlamışlardır. 2004 yılında yapılandırılan TIC Turkey (Türkiye Ticaret ve Yatırım Merkezi) ve 2005 yılında oluşturulan Dutch Trade Board- DTB (Hollanda Ticaret Kurulu) faaliyetleri kapsamında çerçevesi çizilen ve uygulamaya konulan “Turkey Action Plan -Türkiye Eylem Planı” bunların belli başlılarıdır. TIC Turkey oluşumu kapsamında, İzmir ve Gaziantep Ticaret Odaları ile ortak çalışma konusunda anlaşmalar imzalanmıştır. Diğer taraftan, son yıllarda belirli aralıklarla ülkemize yönelik ticaret heyeti organizasyonları da yapılmaktadır. Bu sene içerisinde, Haziran ayında ve Ekim aylarında olmak üzere, iki kez ticaret heyeti düzenlenmştir. ‘Türkiye Eylem Planı’ çerçevesinde, Hollanda iş çevreleri için giderek büyüyen Türkiye pazarı çok önemli bir potansiyel taşımakla birlikte, Hollandalı işadamları nezdinde Türk firmalarının olumsuz bir imaja sahip olduğu, bunun da ticaretin ve yatırımların istenilen düzeyde artmasını engellediği vurgulanmaktadır. Plan kapsamında, Türkiye’de ticaret ve yatırım konularında en fazla potansiyel arz eden bölge ve sektörler saptanmış; bu konularda raporlar hazırlanmıştır. Ayrıca, Hollanda Ekonomi Bakanlığına bağlı olarak çalışan EVD (Hollanda Uluslararası İş ve İşbirliği Kuruluşu) tarafından, Türkiye’ye yönelik bir dizi proje de sırasıyla uygulamaya konulmaktadır. Hollanda ekonomisi, ticari hizmetler ve reeksport kaynaklı bir büyüme politikasına dayandığı için, Hollanda devleti ticaret ve yatırım olanaklarının artma potansiyeli gösterdiği ülkelerde, İngilizce tanımı ile “Emerging Markets” dediğimiz pazarlarda faaliyete geçme konusunda daima proaktif davranma alışkanlığı ve yeteneğine sahip olagelmiştir. Hollanda’nın 2006 yılı toplam ithalatı 285.1 milyar dolar, ihracatı ise 318.1 milyar dolardır. İthalatının tümü iç pazar için olmayıp, reeksport amaçlı ithalatı da içermektedir ki bu genelde % 40 civarında bir orana tekabül etmektedir.


(

4)!$

NUMMER - SAYI 2

PAGINA - SAYFA

42

Birsen Yilmaz Directeur / Turkish Trade Promotion Office - TTPO Rotterdam

TURKISH TRADE PROMOTION OFFICE-TTPO ROTTERDAM HANDEL TUSSEN TURKIJE EN NEDERLAND Het Turkish Trade Promotion Office (TTPO) is een bijkantoor van IGEME, het Export Promotie Centrum van Turkije. Het kantoor is bijna 20 jaar actief in Rotterdam en het is gehuisvest in het gebouw van Kamer van Koophandel Rotterdam. IGEME die gelieerd is aan het Ministerie van Buitenlandse Handel in Turkije, heeft als doel de Turkse export te bevorderen. De organisatie die Turkse export sectoren en exporteurs vertegenwoordigt in het buitenland bestaat al 50 jaar. Het hoofdkantoor van IGEME is gevestigd in Ankara en zij heeft ook twee districtskantoren die gevestigd zijn in Izmir en Ankara. Tevens heeft zij plaatselijke vertegenwoordigers bij exporteurs verenigingen en kamers van koophandel in verschillende steden. Behalve TTPO heeft zij ook een filiaal in het Turkse Republiek Noord-Cyprus. U kunt meer informatie vinden over IGEME en haar diensten op http://www.igeme.gov.tr Turkish Trade Promotion Office heeft als doel de promotie van Turkse export naar Westerse landen en vooral naar Nederland. Haar hoofdactiviteiten zijn informatie verestrekken aan zowel Turkse exporteurs als Europese importeurs/zakenmensen; deelnemen aan handelsbeurzen voor promotie van Turkse economie, export sectoren en exporteurs; organiseren seminars over verschillende sectoren.U kunt meer informatie vinden over activiteiten en diensten van TTPO op http:// www.ttponl.org Sinds jaren staat Nederland op de eerste tien exportmarkten voor Turkije. Zowel in 2005 als in 2006 stond Nederland op de negende plaats als uitvoerbestemming. Voor Turkije is dit land de belangrijkste exportmarkt in Europe na Duitsland, Engeland, Italie, Frankrijk en Spanje. In 2006 bedroeg de totale waarde van Turkse uitvoer 85,5 miljard dollar waarvan de export naar Nederland 2,5 miljard was met een aandeel van 3% van het totaal. De uitvoer van Turkije naar EU landen heeft een aandeel van ruim 50 % van de totale export. Nederland staat op de zestiende plaats voor Turkse import. Het totale waarde van de import bedroeg 137 miljard dollar in 2006. Het invoer uit Nederland heeft een waarde van 2.1 miljard dollar met een

aandeel van 1,5 % van de totale invoer. Turkije kende vroeger een negatieve handelsbalans maar sinds 2004 is er sprake van een positieve handelsbalans. Het handelsoverschot bedroeg 395 miljard dollar in 2006. De uitvoer van Turkije naar Nederland nam dus meer toe dan invoer uit Nederland. Echter steeg de Turkse export met 15 % in 2005 en slechts met 3 % in 2006 hoewel de stijging van de totale uitvoer was 44 % in 2003 en 41 % in 2004. In 2003 steeg de invoer uit Nederland met 25 % maar dat daalde steeds en in 2006 nam de uitvoer alleen 10 miljoen dollar toe ten opzichte van het voorafgaande jaar. Turkije exporteert vooral kleding en huishoudtextiel, tv toestellen, motorvoertuigen en onderdelen (personen auto’s, vrachtwagens, voertuigen voor openbaar vervoer), koelkasten, diepvriezers, koelers en andere machines en werktuigen, bouwmaterialen van ijzer en staal, ijzer en staal producten, scheepsbouw producten, groente en fruit en levensmiddelen naar Nederland. De export van populaire exportproducten zoals kleding, levensmiddelen en landbouwproducten nam minder toe maar daarentegen steeg de uitvoer van autoonderdelen, elektrische machines en andere machines-werktuigen, bouwmaterialen van ijzer en staal en scheepsbouwmaterialen. De export van scheepsbouwmaterialen en onderdelen steeg meer dan gemiddeld, namelijk met 300 % in 2005, maar daalde met 60 % in 2006. De mogelijke reden daarvan is dat de scheepswerven in Turkije tot 2010 bezet zijn. Turkije voert het meest kunststof en kunststof producten, machines, auto-onderdelen, ijzer en staal producten, organische chemische producten, elektrische machines, optische uitrusting en farmaceutische producten in uit Nederland. De Nederlandse handelsorganisaties proberen maatregelen te nemen tegen de buitenlandse handelstekort van Turkije omdat het een groot nadeel is voor handel tussen Nederland en Turkije. De laatste jaren hebben er veel economische hervormingen plaatsgevonden en er is sprake ven economische groei in Turkije. Nederlandse organisaties zijn druk bezig om Nederlandse export te bevorderen naar Turkije en meer investeringskansen te zoeken.

TIC Turkey (Handels- en Investeringscentrum voor Turkije) die in 2004 werd opgericht en Dutch Trade Board-DTB die in 2005 werd ontwikkeld, hebben het programma “Turkey Action Plan” opgestart ter bevordering van export en investeringskansen van Nederland. Bij oprichting van TIC Turkey werden overeenkomsten gemaakt met Kamers van Koophandel Izmir en Gaziantep voor verdere samenwerking. Bovendien worden er vaak handelsmissies georganiseerd naar Turkije. Dit jaar hebben er twee handelsmissies plaatsgevonden in Juni en Oktober. Steeds groeiende Turkse markt die vele kansen biedt voor het Nederlandse bedrijfsleven, heeft nog steeds een negatief imago en dat beperkt de groei van handel en investeringen tussen twee landen aldus “Turkey Action Plan”. Volgens deze plan werden er potentiele gebieden en sectoren vastgelegd in Turkiye en werden er rapporten opgemaakt over handel en investeringen. Verder werden er op Tukije gerichte projecten gestart door EVD, agentschap van het Ministerie van Economische Zaken. Nederland heeft een economisch beleid die gericht is aan de handelsdiensten en reexport en handelt altijd proactief in landen die groeipotentieel hebben op het gebied van handel en investeringen, de zogenaamde ‘emerging markets’. De totale invoer van Nederland bedroeg 285.1 miljard dollar in 2006 en de totale uitvoer 318.1 miljard dollar. De totale import is niet alleen voor de binnenlandse markt maar is ook bedoeld voor export met een aandeel van 40 %.


PAGINA - SAYFA

43

NUMMER - SAYI 2

(

4)!$

Avrupalı Türkler Türk-Amerikan Dergisi’nde TÜRKİYE ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

1 Ekim 1985´de Freudenberg Vakfı ve Alman

Bilim Vakfı ortaklığı ile Bonn`da kurulan Türkiye Araştırmalar Merkezi (TAM), üç kişilik kadroyla başladığı çalışmalarını, bugün Almanya´nın Essen kentinde çeşitli uluslardan siyaset

bilimci, sosyolog, ekonomist, İslam bilimci ve

etnologlardan kurulu yaklaşık 30 kişilik uzman kadrosuyla sürdürmektedir.

Amerika Birleşik Devletleri´nde İngilizce ve Türkçe olarak iki dilde yayınlanan TURKOFAMERICA Dergisi Avrupa Özel sayısını Avrupalı Türklere ayırdı. Türkiye Araştırmalar Merkezi Vakfı´nın katkılarıyla hazırlanan 96 sayfalık dergide Avrupalı Türklere ilişkin çok sayıda makale ve önemli isimler ile ropörtajlar yer alıyor.

Büyük nüfus ve ekonomik güç: Euro-Türkler

Türkiye Araştırmalar Merkezi (TAM) Vakfı Direktörü Prof. Dr. Faruk Şen´in „Euro-Türkler: Avrupa´da Türk Varlığı ve Geleceği“ adlı eserini kaynak göstererek; Avrupalı Türklerin 5,2 milyonluk nüfusları AB´nin fiilen 28. üyesi haline geldiklerini kaydeden dergi, Almanya´daki 68.300 Türk kökenli girişimcinin 31,6 milyar ciroları ve sağladıkları istihdam ile ekonominin dinamosu işlevini gördüklerini ifade etti.

Türklerin AB Ekonomisine Katkısı 80.7 Milyar Euro

Dergi için bir makale kaleme alan Türkiye

TAM Vakfı Müdürü Prof. Dr. Faruk Şen

Araştırmalar Merkezi Uygulamalı Projeler Bölüm Başkanı Yunus Ulusoy ise, Avrupalı Türklerin ekonomik güçlerine ilişkin yazısında AB ekonomisine 80.7 milyar Euro´luk katkıda bulunan 1 milyon 372 bin Türk çalışan bulunduğunu, yaşadığı ülkelerde otonom bir yapı arz etmeyen Türk kökenlilerin Avrupa ekonomisi açısından yalnız üretici değil aynı zamanda tüketici olarak da büyük önem arz ettiklerini belirtti.

Başarı Hikayeleri

Avrupa´da başarıları ile isimlerinden söz ettiren Türk kökenlilerle ropörtajlara da yer veren dergi, Öz Kayseri Pastırmaları Sahini Hilmi Selçuk, Efe Fırat´ın Sahibi Ahmet Aktaş, Bayam Consulting & Communication´ın sahibi Hulusi Bayam ve Psikiyatr Dr. İnci Şen ile ropörtajlara ve hayat hikayelerine yer verildi. Almanya´da 450 uzman tarafından denetlenen 1500 firma arasında beş kez Altın Madalya´ya layık görülen Öz Kayseri Pastirmaları sahibi Hilmi Selçuk´un 1960´larda seyyar gıda ile başlayan girişimcilik hikayesi; biçördöver almak için

geldiği Avrupa´da, 700 kişiye iş verip 1800´e yakın ürünüyle Alman marketlerinin raflarını dolduran bir gıda devine dönüşen Efe Fırat´ın kurucusu Ahmet Aktaş´ın başarıya giden yolu TURKOFAMERICA dergisinin sayfaları arasında yer buluyor. Türk ürünlerinin Avrupa´da pazarlanması konusunda tanıtım sorununu dile getirdiği ropörtaj ile Hulusi Bayam, Avrupa´daki Türk toplumunun psikolojik yapısını ışık tutan ropörtajı ile Dr. İnci Şen ve ünlü gastronom Müslüm Balaban ve yeni projesi derginin sayfaları arasında diğer yer bulanlar arasında.

Türk-Alman Üniversitesi

ABD´de yayınlanan derginin yer verdiği konulardan bir diğeri ise Türkiye Araştırmalar Merkezi Vakfı öncülüğünde 2008-2009 öğretim yılında hayata geçirilmesi planlanan Türk-Alman Üniversitesi. Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti ve Münster Üniversitesi tarafından desteklenen proje hayata geçirildiğinde Türkiye´de faaliyete başlayacak ilk Türk-Alman üniversitesi 600 öğrenciye beş alanda eğitim verecek.

5,2 milyon Türk Kökenlinin Bulunduğu Avrupa Pazarında Etnik Ekonominin Büyüklüğü İştah Kabartıyor

Etnik Pazarın Önemi Artıyor Avrupa´da yaşayan Türk göçmenlerin yıllık 22,7 milyar Euro´luk tüketim harcamaları ile Avrupa Birliği içerisinde dikkate değer bir müşteri grubu haline geldiklerini kaydeden Türkiye Araştırmalar Merkezi (TAM) Vakfı Direktörü Prof. Dr. Faruk Şen, günden güne önemi artan bu tüketici grubunun niteliklerini göz önüne alan pazar stratejilerinin başarı şansının yüksek olduğunu ifade etti. Bulgaristan ve Romanya´nın Avrupa Birliği´ne katılımıyla sayıları 5,2 milyona yükselen Türk kökenlilerin, sekiz AB ülkesinden daha büyük bir nüfus topluluğu teşkil ettiklerini ve gayrisafi milli gelir hasıla seviyesine ulaştıklarını ifade eden TAM Direktörü, bu büyük pazara dönük aktivite ve yatırımların karşılıksız kalmadığını belirtti. Göçün ilk yıllarında görece boş bir alan olarak ortaya çıkan ve temelde Türk

kökenli girişimciler ile doldurulan etnik ekonomi alanı, bugün gelinen noktada eriştiği büyüklük ve içerdiği aktörler ile bir niş ekonomisi olmaktan sıyrılıp, genel ekonominin ayrılmaz bir parçasına dönüşmüş bulunuyor. Telekominikasyon, gıda, bankacılık, otomotiv gibi çok sayıda sektörde yalnız Türk işadamları değil, ilgili sahalarda faaliyet gösteren diğer firmalar da tüketici kitlesinin ihtiyaçlarına uygun ürün, hizmet ve reklamları ile yer alıyorlar. Göçmenler tarafından Avrupa’ya getirilen birtakım tüketim alışkanlıklarının zaman içerisinde yerleşik toplum tarafından da benimsendiğini belirten Şen, „Göçmenler ve çoğunluk toplumu arasında işyerleri, okullar ve günlük yaşamın diğer alanlarında yaşanagelen sosyo-kültürel alışveriş çerçevesinde benzeşen tüketim alışkanlıkları,

etnik pazara has olduğundan hareket edilen pek çok ürün ve hizmete genel ekonomik alanda da talep yaratıyor“ diye konuştu. Son yıllarda etnik pazara artan ilginin, bu sahadaki rekabet koşullarını arttırdığını söyleyen Şen, bu alanda varolabilmek için yalnız hedef kitlenin dilinde tanıtım ve hizmetin yeterli olmadığını, seçicileşen Türk müşteri grubunun ürün ve hizmet kalitesine de büyük önem verdiğini söyledi. Şen, bu sahada açılımlar geliştirmeye çalışan Deutsche Bank ve Volkswagen gibi firmaların bu faktörleri göz önünde bulundurmamaları nedeniyle yeterli başarıyı elde edemediklerini belirtti.


(

4)!$

NUMMER - SAYI 2

PAGINA - SAYFA

44

Avrupa’ya Göç 46. yılını doldurdu

1961 yılında Türkiye ve Almanya arasında imzalanan işgücü alım antlaşması ile başlayan göç, 46 yılını arkasında bıraktı 31 Ekim 1961´de Almanya ile Türkiye arasında imzalanan işgücü alım antlaşması ile başlayan Türk dış göçü, 46. yılını ardında bırakıyor. Savaş sonrasında hızlı bir büyüme kaydeden Avrupa sanayilerinin artan ihtiyaçları çerçevesinde başlayan göç, aradan geçen süre zarfında yaşanan değişimler ile bugün kalıcılığa dönüşmüş bulunuyor. Göç yoluyla Avrupa´ya gelmiş nüfus, yeni nesiller ve aile birleşimleri ile 4,2 milyona erişirken, bu nüfusun 2,7 milyonu Almanya´da yaşıyor. Avrupa´da yaşayan Türk nüfusunun Bulgaristan, Romanya ve Yunanistan´da yaşayan Türk azınlıklar da hesaba katıldığında 5,2 milyona ulaşan Türk nüfusun önemli bir siyasi ve ekonomik güç anlamına geldiğini kaydeden Türkiye Araştırmalar Merkezi (TAM) Vakfı Direktörü Prof. Dr. Faruk Şen, Türklerin mevcut durumda sekiz AB ülkesinden (Estonya, Irlanda, Kıbrıs Rum Kesimi, Letonya, Litvanya, Luksemburg, Malta, Slovenya) daha fazla bir nüfusa sahip olduğunu söyledi. Türk göçmeleri% 42,1´i yaşadığı ülkenin vatandaşı Türk kökenliler, AB’deki en büyük ulusal göçmen grubunu oluştururken, 4,2 milyonluk Türk göçmen nüfusunun % 42,1´i yaşadığı

ülkenin vatandaşlığına geçmiş bulunuyor. Türkiye Araştırmalar Merkezi Uygulamalı Projeler Bölüm Başkanı Yunus Ulusoy, 1,8 milyon kişiye takabül eden bu rakamın Güney Kıbrıs, Malta ve Lüksemburg´un nüfusları toplamına eşit olduğunu belirtti. Türk göçmenler yaşadıklari ülkelere yalnız demografik açıdan değil, ekonomik güçleri ile de damgalarını vuruyorlar. TAM´ın araştırmaları Almanya´daki Türk hanelerinin aylık ortalama net gelirinin 2.130 Euro seviyesinde olduğunu ortaya koyuyor. Bu gelirin 1.800 Euro´luk bölümü ise tüketim harcamaları için kullanılıyor. Tasarrufa dönük bir yaşam biçimini benimsemiş ilk kuşağın ekonomik davranış biçiminden farklı olarak yenilenen nesiller ile tüketim harcamalarının daha da arttığını belirten TAM Direktörü Şen, „Rakamlar Avrupa genelinde 4,2 milyonluk nüfusa uygulandığında toplam 22,7 milyar Euro yıllık tüketim harcaması değerine ulaşılıyor. Bu Avrupa ekonomileri için dikkate değer bir rakam“ diye konuştu. Şen, Ab genelinde sayıları 100 bin sınırını aşan Türk kökenli göçmen girişimcilerin de üretim ve istihdam alanında ekonomiye katkılarının göz ardı edilmemesi gerektiğini kaydeden Şen, ‘Son 20 yıl içerisinde Türk girişimciler

sayısal olduğu kadar, niteliksel bir gelişim de gösterdi. Küçük büfeler restaurantlara, dönerciler büyük imalathanelere, uçak bileti satıcıları hizmet içerimi geniş seyahat acentelerine dönüşmüş bulunuyor“ dedi. Madalyonun diğer yüzü Avrupa´yı kendilerine yurt tutan Türk göçmenler bulundukları ülkelerde kültürsanattan, ekonomiye, siyasetten, bilime kadar pek çok sahada başarılı isimleri aralarından çıkarırken, yıllardır kronikleşmiş pek çok sorun hala çözülmeyi bekliyor. Bu konuda temel sorun alanı olarak eğitim sorunun aciliyet arz eden sorunlar arasında ilk sırada geldiğini kaydeden Şen, pek çok gencin farklı nedenler ile iyi bir eğitim fırsatı yakalayamadığının, bu nedenle perspektiften yoksun kaldıklarını söyledi. Son 10 yıllık süre zarfında Almanya genelinde meslek eğitimi alanların oranında yalnızca % 3 dolayında bir düşüş yaşanırken, bu oranın Türkler arasında % 50´lere vardığını kaydeden Türkiye Araştırmalar Merkezi Meslek Eğitimi Projesi APIM sorumlusu Turan Küçük, bu konuda gücü yeten herkesin elinden geleni yapması gerektiğini ifade etti. Avrupa´da İslam Korkusu 11 Eylül´ün tesirleri, yalnız saldırılarla sarsılan ABD veya saldırılar sonrası hedef haline gelen İslam dünyasında değil, çoğunluğu göçmen kökenli 15 milyon civarında Müslümanı sınırları içerisinde bulunduran Avrupa´da da yaşanıyor. Türkiye Araştırmalar Merkezi Vakfı´nın bir araştırmasının sonuçları durumun vehametini ortaya koyuyor. Buna göre Almanların % 47´si İslam kültürünün Avrupa´ya uymadığını düşünürken, kültürel farklılıkların iki toplumu çatışmaya görtüreceğini düşünenlerin oranı % 58. Kültürler arası çatışmanın kaçınılmazlığına inanlanlar ise % 40 seviyesinde. İslam´a karşı yeniden şekillenen zihinsel haritanın engebelerinin kolay aşılabilir olmadığını ifade eden Şen, tüm diyalog kapılarının açık tutulması gerektiğini söyledi.


ESİ / 9-10MAASTRİCHT Şubat 2008 ZİRVESİ / 9-10 Şubat 200 45

(

NUMMER - SAYI 2

2014 2015 2016 2017 2018

PAGINA - SAYFA

2013

2012

2011

2. EUROPESE 2. EUROPESE TURKSE TURKSE TOP TOP CONFERENTIE CONFERENTIE vanvan TURKSE TURKSE ONDERNEMERS ONDERNEMERS te Maastricht te Maastricht TURKIJE TURKIJE IN IN EUROPA..! EUROPA..! DUTİV 9 en910 enfebruari 10 februari 20082008 Maastricht Maastricht

2010

2013

4)!$

2004 2005 2006 2007 2008

2014 2015 2016 2017 2018

MAASTRICHT

2012

2009

2011

201

II. AVRUPA II. AVRUPA TÜRK TÜRK İŞADAMLARI İŞADAMLARI MAASTRICHT MAASTRICHT ZİRVESİ ZİRVESİ AVRUPA`DAKİ AVRUPA`DAKİ TÜRKİYE..! TÜRKİYE..! S.W.S Tronic

9-109-10 şubat şubat 20082008 Maastricht Maastricht

KATILIM KATILIM FORMU FORMU

DEELNEMERSFORMULIER DEELNEMERSFORMULIER Aantal Aantal deelnemers: deelnemers:

Zirveye Zirveye katılacak katılacak kişi kişi sayısı: sayısı:

VoorVoor en achternaam en achternaam van van deelnemers: deelnemers:

Katılacak Katılacak kişi kişi veyaveya kişilerin kişilerin adı soyadı: adı soyadı:

................................................................................................................................ ................................................................................................................................

................................................................................................................................ ................................................................................................................................

................................................................................................................................ ................................................................................................................................

................................................................................................................................ ................................................................................................................................

................................................................................................................................ ................................................................................................................................

................................................................................................................................ ................................................................................................................................

................................................................................................................................ ................................................................................................................................

................................................................................................................................ ................................................................................................................................

Titel: Titel:

Ünvanı: Ünvanı:

..................................................................... .....................................................................

NaamNaam van de van Firma/Instelling: de Firma/Instelling: ..................................................................... .....................................................................

Firma Firma / kurum / kurum adı: adı:

..................................................................... .....................................................................

Branche Branche waarin waarin u actief u actief bent:bent: ..................................................................... .....................................................................

Faaliyet Faaliyet alanı: alanı:

..................................................................... .....................................................................

Adres: Adres:

Adresi: Adresi:

..................................................................... .....................................................................

..................................................................... .....................................................................

..................................................................... .....................................................................

Kişi Kişi

Postcode, Postcode, Plaats, Plaats, Land: Land: ..................................................................... .....................................................................

Posta Posta kodu/ kodu/ Şehir/ Şehir/ Ülke: Ülke: ..................................................................... .....................................................................

Telefoon: Telefoon:

..................................................................... .....................................................................

Telefon: Telefon:

..................................................................... .....................................................................

Fax:Fax:

..................................................................... .....................................................................

Fax:Fax:

..................................................................... .....................................................................

E-mail E-mail adres: adres:

..................................................................... .....................................................................

E-mail: E-mail:

..................................................................... .....................................................................

Website: Website:

..................................................................... .....................................................................

WebWeb sayfası: sayfası:

..................................................................... .....................................................................

II Europese II Europese TurkseTurkse ondernemers ondernemers top tetop Maastricht te Maastricht wordtwordt gehouden gehouden op 9 en op10 9 en 10 februari februari 2008 en 2008 de en kosten de kosten hiervoor hiervoor zijn €zijn 375,€ 375,( inclusief ( inclusief verblijf verblijf ) ) Bovenvermelde Bovenvermelde prijs is prijs per is persoon/deelnemer, per persoon/deelnemer, dit bedrag dit bedrag dient dient voor 10 voor januari 10 januari 2008 op 2008 onderstaand op onderstaand rekening rekening nummer nummer gestort gestort te zijn, te ten zijn, name ten name van HOTIAD. van HOTIAD. Anders Anders zal dezal inschrijving de inschrijving niet inniet behandeling in behandeling worden worden genomen. genomen. Naam van Naam de van bank: deABN bank: AMRO ABN Rekeningnummer: AMRO Rekeningnummer: 619009292 619009292 IBAN nummer: IBAN nummer: NL36ABNA0619009292 NL36ABNA0619009292 -BIC Code: -BIC ABNANL2A Code: ABNANL2A

Dit deelnemerformulier Dit deelnemerformulier kunt kunt u na invulling u na invulling faxenfaxen naar naar +31 (0) +31245 (0)07 245 0907 of09 mailen of mailen naar naar info@hotiad.nl info@hotiad.nl Na ontvangst Na ontvangst van van dit deelnemersformulier dit deelnemersformulier en deen betaling de betaling zal nadere zal nadere informatie informatie omtrent omtrent verblijfplaats verblijfplaats en het enprogramma het programma van de van top denaar top naar u u worden worden toegezonden toegezonden

Mocht uMocht dringende u dringende vragen vragen hebben,hebben, kunt bellen kunt met bellen de met heerde Ahmet heer Ahmet Kaya, mobiel Kaya, mobiel nummer: nummer: +31 (0)+31 651(0) 050 651 635 050 of 635 mailen: of mailen: a.kaya@hotiad.nl a.kaya@hotiad.nl , U kunt, ook U kunt voor ook informatie voor informatie zich wenden zich wenden tot de tot de secretariaat secretariaat van HOTIAD. van HOTIAD.

“II. Avrupa “II. Avrupa Türk Türk İşadamları İşadamları Maastricht Maastricht Zirvesi” Zirvesi” 9-10 9-10 ŞubatŞubat 2008 2008 tarihleri tarihleri arasında arasında gerçekleştirilecek gerçekleştirilecek olup,olup, iki günlük iki günlük katılım katılım ücretiücreti 375,-375,Eurodur. Eurodur. (Konaklama (Konaklama dahil)dahil) Yukarıda Yukarıda belirtilen belirtilen katılım katılım ücreti, ücreti, aşağıdaki aşağıdaki HOTİAD HOTİAD hesaphesap numarasına numarasına en geç en15 geç Ocak 15 Ocak 2008 2008 tarihine tarihine kadarkadar yatırılması yatırılması gerekmektedir. gerekmektedir. Aksi Aksi aktirde aktirde yapılan yapılan müracaat müracaat değerlendirmeye değerlendirmeye alınmayacaktır. alınmayacaktır. Banka İsmi: BankaABN İsmi: AMRO ABN Hesap AMRO No: Hesap 619009292 No: 619009292 IBAN NO: IBAN NL36ABNA0619009292 NO: NL36ABNA0619009292 -BIC: ABNANL2A -BIC: ABNANL2A

Katılım Katılım formunu formunu doldurduktan doldurduktan sonra, sonra, lütfenlütfen +31 (0) +31245 (0)07 245 0907 nolu 09 nolu faks numarasına faks numarasına veya veya info@hotiad.nl info@hotiad.nl e-mail e-mail adresine adresine gönderiniz. gönderiniz. Bu Bu katılım katılım formuformu ve ödenti ve ödenti alındıktan alındıktan sonrasonra en kısa en zamanda kısa zamanda konaklama konaklama bilgileriniz bilgileriniz ile zirve ile zirve programı programı tarafınıza tarafınıza gönderilicektir. gönderilicektir. Zirve Zirve ile ilgili ile sorularınız ilgili sorularınız için, Organize için, Organize Komitesi Komitesi Başkanı Başkanı Ahmet Ahmet Kaya’dan Kaya’dan bilgi edinebilirsiniz. bilgi edinebilirsiniz. GSM tel: GSM+tel: 31 (0) + 31 651 (0)050 651635 050 635 e-mail: e-mail: a.kaya@hotiad.nl a.kaya@hotiad.nl veya veya HOTİAD HOTİAD sekreterliğinden sekreterliğinden doğrudan doğrudan bilgi bilgi alabilirsiniz alabilirsiniz


(

4)!$

HOT‹AD ÜYE KAYIT FORMU

NUMMER - SAYI 2

PAGINA - SAYFA

HOT‹AD ÜYE KAYIT FORMU LIDMAATSCHAPSFORMULIER

46

HOT‹AD ÜYE KAYIT FORMU

Hollanda - Türk İşadamları Derneği Nederlands - Turkse Ondernemers Vereniging Dutch - Turkish Entrepreneurs Association

üye olacak kiflinin Adı Soyadı Naam

:..............................................................................................................

Doğum Tarihi :.............................................................................................................. Geboortedatum Doğum Yeri :.............................................................................................................. Geboorteplaats

Firma İsmi Bedrijfsnaam

:..............................................................................................................

Faaliyet Alanı :.............................................................................................................. Branche Firma Adresi :.............................................................................................................. Bedrijfs Adres Telefon Telefoon

:..............................................................................................................

Mob. Tel. Naam

:..............................................................................................................

İnternet Website

:..............................................................................................................

E-Mail E-Mail

:..............................................................................................................

HOTIAD’ın tüzüğünü okuyarak, kendi isteğimle Hollanda - Türk İşadamları Derneğine üye olmak istedim. Senelik dernek üyelik ödentisi (aidat) olan 2500,- Euro’yu, adı geçen derneğin ABN AMRO Bank 61.90.09.292 hesabına ödemeyi taahhüt ediyorum. Tarih ...../..../.......

Ik heb kennisgenomen van de inhoud van statuten van HOTIAD en geef mij graag op als lid. Ik verklaar dat ik de contributie van 2500,- Euro zal overmaken op giro of bankrekeningnummer van de vereniging. ABN AMRO Bank 61.90.09.292. Üye olan kişinin

Adı Soyadı Naam lid

:........................................................

İmzası Handtekening

:........................................................


SAMEN VERDER

Wil jij ook werken als Financieel Adviseur neem dan contact op met een van onze kantoren.

AGEA Hypotheken & Assurantiën Eindhoven: Aalsterweg 134B, 5615 CJ Eindhoven T: 040 - 213 3622 Eindhoven@agea.nl Breda: Nieuwe Boschstraat 1, 4811 CS Breda T: 076 - 522 2826 Breda@agea.nl Tilburg: Tivolistraat 152, 5017 HT Tilburg T: 013 - 580 0387 Tilburg@agea.nl Amsterdam: Surinameplein 85, 1058 GH Amsterdam T: 020 - 417 0066 Amsterdam@agea.nl Rotterdam: Westblaak 12, 3012 KL Rotterdam T: 010 - 270 9905

AGEA Verzekeringen

Eindhoven: Raiӽeisenstraat 11, 5611 CH Eindhoven T: 040 – 235 9222 www.AGEA.nl

HYPOTHEKEN PENSIOENEN VERZEKERINGEN FINANCIERINGEN


DUTİV

DUTİV ALYUVA MAKELAAR S.W.S Tronic

Dienstverlening B.V.

Tel.: 0174 22 60 61 Koenendelseweg 1 5222 BG ‘s-Hertogenbosch Tel.: 073 - 622 00 25 Fax: 073 - 622 00 54

Rijswijkseweg 60, 2516 EH Den Haag Tel.: 070 - 363 45 65 Fax: 070 - 363 08 12 www.ortel.nl • info@ortel.nl

Rooseveltstraat 39, 2321 BL Leiden Tel.: 071 - 589 09 99 Fax: 071 - 589 20 26 www.ozener.com • info@ozener.com

Naaldwijkseweg 24 2291 PA Wateringen H O L D I N G Tel.: 0174 - 22 68 38 Fax: 0174 - 22 61 12 www.bk-dienstverlening.nl

B.V.

DUTİV

ALYUVA MAKELAAR S.W.S Tronic

Vleeswarenspecialiteiten van rund- en lamsvlees

Florijnweg 14, 6883 JP Velp Tel.: 026 - 364 67 47 Fax: 026 - 364 26 61 www.serhat.nl info@serhat.nl

S.W.S Tronic

ALYUVA MAKELAAR

Kaapstraat 24, 2572 HJ Den Haag Tel.: 070 - 389 80 00 O L D60 ING Fax: 070 - H388 92B . V . www.yuvam.nl info@yuvam.nl

S.W.S Tronic

DUTİV

DUTİV

DUTİV DUTİV

S.W.S Tronic

Nieuwe Binnenweg 115 3014 GJ Rotterdam Tel.: 010 - 436 40 06 Fax: 070 - 436 43 39 www.alyuva.com • info@alyuva.com

Pelikaanweg 8, 1118 DX Schiphol Productieweg 48, Tel.: 020 - 618 18 16 2382 PD Zoeterwoude Fax: 020 - 616 77 90 Tel.: 071 - 581 00 30 HOLDING B.V. www.flyair.com.tr Fax: 071 - 581 00 33 info@sancak.nl

Nijverheidsweg 39 4879 AP Etten-Leur Tel.: 076 - 503 69 92 Fax: 076 - 503 69 19

Hoefkade 768, 2526 CS Den Haag Tel.: 070 - 380 72 38 Fax: 070 - 388 37 67 a.kaya@wanadoo.nl

Rijnlanderweg 774 2132 NM Hoofddorp P.O. Box 75507, 1118 ZN A’dam Tel.: 020 - 653 13 12 Fax: 020 - 653 13 42

HOLDING B.V.

ALYUVA MAKELAAR

ALYUVA MAKELAAR

Weerestraat 4, 3044 BG R’dam Tel.: 010 - 471 00 07 Fax: 010 - 415 66 18 www.eurotradebv.nl info@eurotradebv.nl

Groothandelsmarkt 101-105

ALYUVA MAKELAAR 3044 HD Rotterdam

Tel.: 010 - 437 88 12 / 437 14 82 Fax: 010 - 462 14 94 info@tur-ned.nl

Schuttevaerweg 9b 2382 BA Rotterdam Tel.: 010 - 415 43 10 Fax: 010 - 415 52 67 finma@wxs.nl

HOLDING

Raiffeisenstraat 11 5611 CH EINDHOVEN B.V. Tel.: 040 - 235 9222 Fax: 040 - 213 7412 info@agea.nl • www.agea.nl

HOLDING B.V.

HOLDING B.V.

HOLDING B.V.

Kingsfordweg 151 1043 GR A’dam Tel.: 020 491 95 41 www.rgia.nl • info@rgia.nl

Watermanstraat 9A, 5015 TG Tilburg Tel.: 013-4554018 • www.jilpaq.nl

www.vedius.com Tel.: 06 - 164 26 832 Fax: 030 - 231 03 70

Hollanda - Türk ‹fladamlar› Derneği • Nederlands - Turkse Ondernemers Vereniging • Dutch - Turkish Entrepreneurs Association Vlaardingweg 21, 3044 CJ Rotterdam • The Netherlands Postbus 16537, 2525 BM Den Haag Tel: +31 (0) 10 245 00 90 / +31 (0) 10 262 14 24 • Fax: +31 (0) 10 245 07 09 / +31 (0) 10 415 52 67 WWW.HOTIAD.NL • INFO@HOTIAD.NL


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.