Hotel Restaurant & Hi-Tech Mart 2016

Page 1




içindekiler

42

54

50 antre 12 Sektörden kısa haberler

gündem / dosya 22 Turizmcilerden ‘Acil Önlem Paketi’

değerlendirmeleri

gündem 38 TUROB artık ‘TÜROB’ adıyla

Türkiye’nin Otelciler Birliği

40 Skal Bursa, Türkiye ve Akdeniz

seyahat sektörünü değerlendirdi

41 TÜROB: Otel yatırımlarında fren

sürüyor

yeni yatırımlar 42 Titanic Hotels’den Berlin’e

üçüncü otel

44 Hilton Worldwide’dan her gün bir

otel açılışı, 100 ülke rekoru

46 Clarion Hotel Mahmutbey’de

açılıyor

www.hotelrestaurantmagazine.com

48 Narven Termal Sağlık Kasabası

ilk misafirlerini ağırladı

49 Choice Hotel Kahramanmaraş

açıldı

50 Novotel İstanbul Bosphorus açıldı 52 Turizmci ve turist Nisan’da

deniz altına inecek

iş’te kadın

68 Fırıncılar Milli Takımı, Türkiye’nin

gururu oldu

şef’in gözünden 70 Lezzet üstadı:

Şef Kurtuluş Erdemir

gastro güncel 74 Anadolu Lezzetleri Buluşması

Adana’da gerçekleşti

54 Kaderden turizmci: Necla Tuncel

76 Cumhurbaşkanı Erdoğan’a

etkinlik

78 Nermin Yurtoğlu: Dünya mutfağı

58 Türkiye’nin En Büyük Aşçılık

Festivali 14. kez gerçekleşti

62 Kütahya Porselen Gastronomi

Günleri’nde

aşçılardan destek ustası olmak!

gastro aktüel 80 Gastronomi sektöründen kısa

haberler

64 Gaziantep, UNESCO başarısını

yeni mekan

66 Komşufırın’dan 10. yıla özel

90 Saigon İstanbul açıldı

İstanbul’da kutladı

‘tritordeum ekmeği’

92 Beyoğlu’nun nostaljik mekanı,

‘1924’ açıldı


92 94 Anadolu Yakası’nda eğlence

JanJan’landı

96 Kahve deneyiminde devrim:

Federal Coffee Company

58

110 El hijyeni, gastronomi sektöründe

125 Karlı teknik hizmetlerin tek adresi,

hayati önem taşıyor

marka

100 Baydöner, 106’ıncı şubesini açtı

112 Dondurulmuş gıdanın değişmez

atağa kalktı

103 Caviar House & Prunier

İstanbul’da

104 Onun adı, Wanda! 105 İtalyan dondurma ustası Pioppo

Gelato Bağdat Caddesi’nde

106 100 yıllık lezzet mirası,

Konyalı Lokantası

108 Mercedes-Benz son Travego S’i

İstanbul Seyahat’e teslim etti

www.hotelrestaurantmagazine.com

Proasist

fuar

soğutucu çözümü: Uğur Dondurma 126 Gıda bileşenleri Fi Istanbul 2016’da buluşacak 114 Electrolux Profesyonel ile MasterClass Mutfak Seminerleri’ne devam

ürünler

115 Türk Barter, 2015 yılını

değerlendirdi

otel-tech

deviren güç: Form Şirketler Grubu

119 Birbirinden farklı güvenlik

sistemleri aynı dili konuşacak

120 Oteller krizden çıkış yolunu

ulaşım

tercihi, Bosch Termoteknik

116 Klima sektöründe yarım asırı

mekan

124 Hampton by Hilton Ataköy Oteli’nin

hijyen

98 Lacivert yenilendi

102 Köşebaşı Körfez Bölgesi’nde

70

teknolojide buldu

122 Olivetti ve Verifone güçlerini

birleştirdi

128 Yeni ürünler


r ö t i d E

Turizm Acil Önlem Paketi hızır gibi yetişti... Ama turizmcilerin acil revizyon talepleri de var! Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal’ın Kasım ayından beri yaptığı sektör toplantılarının sonuçları meyvesini verdi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, Hükümetin Turizm Acil Önlem Planı’nı 22 Şubat pazartesi günü açıkladı. Turizmin bitmez tükenmez krizlerinden birisini daha yaşadığımız bugünlerde açıklanan Önlem Paketi sektör temsilcileri ve bileşenleri tarafından olumlu karşılandı, umutlandırdı... Ama “Bu umut gemisi limana yeni düzenlemelerle yanaşsın, paket yapısal çalışmalarla netleşip sektörle bir kez daha paylaşılsın” diyenlerin sayısı da yok değil hani. Bu sayımızda hükümetin turizmin çığlığına kulak vererek hazırladığı Turizm Acil Önlem Paketi’ni sektörün önde gelen sivil toplum kuruluşları başkanları ve otel genel müdürlerinden aldığımız tespit, değerlendirme ve çözüm önerileriyle haberleştirdik. Turizme girmeden önce sektörle ilgili tek bildiği, Türkiye’ye dönmek için bir turizm ofisine gidip uçak bileti almaktı. Yıllar yılı gazeteciliği hayal etti. Ama kaderi onu her defasında ideallerinden koparıp, turizmle buluşturdu. Şimdilerde dünyanın en büyük cruise şirketlerinden MSC Cruises’un Türkiye Genel Müdürlüğü görevini yürüten Necla Tuncel ile o ilgi çekici turizm yolculuğunu samimi bir söyleşi ile sayfalarımıza taşıyoruz. Ünlü aşçılar diyarı Bolu’nun yetiştirdiği değerli lezzet ustalarından biri, Kurtuluş Erdemir. Onun aşçılık öyküsü Bolu Merkez’de amcasına ait bir esnaf lokantasında başladı. Erdemir, ilkokulun tozlu yollarından mutfağın sihirli dünyasına uzanan keyifli mutfak yolculuğunu Crowne Plaza Istanbul Oryapark’ın şık ve konforlu restoranı Oval Restaurant’ta anlattı, eşsiz sunumları ve lezzetleriyle bizde de hoş bir sada bıraktı… Uluslararası İstanbul Mutfak Günleri 11-14 Şubat tarihleri arasında TÜYAP Fuar Merkezi’nde düzenlenen festival ile deyim yerindeyse aşçılık dünyasının tozunu attırdı… Benim de ‘Gurme Jüri’ olarak yer aldığım etkinliğe 22 ülkeden 400’ü yabancı olmak üzere 1.625 yarışmacı aşçı katıldı, müsabakalar dört gün boyunca 25 bin ziyaretçiye keyif ve heyecan dolu anlar yaşattı. Türkiye Aşçılar ve Şefler Federasyonu (TAŞFED) organizasyonuyla hayata geçen Türkiye’nin en büyük Aşçılık Festivali’nin gözlere şölen lezzete şayan görüntüleri, Başkan Yalçın Manav’ın özel demeçleriyle bu sayımızda sizlerle… Keyifli okumalar dilerim.

Hatice Ünal Bilen İmtiyaz Sahibi

İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK İç ve Dış Tic.Ltd.Şti. Adına H. FERRUH IŞIK GENEL MÜDÜR MEHMET SÖZTUTAN mehmet.soztutan@img.com.tr SORUMLU MÜDÜR YUSUF OKÇU yusuf.okcu@img.com.tr

REKLAM KOORDİNATÖRÜ EMİR ÖMER ÖCAL emir.ocal@img.com.tr CONSEPT TASARIM FATMA DEMİRBAĞ fatma.demirbag@img.com.tr FOTOĞRAF EDİTÖRÜ HAKKI GÜNERKAN hakki.gunerkan@img.com.tr

YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ HATİCE ÜNAL BİLEN hatice.unal@img.com.tr YAYIN DANIŞMANLARI Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ Prof. Dr. MUHAMMET ARICI Prof. Dr. İSMAİL KAYA Doç. Dr. MEHMET ALİ ÖZBUDUN T. YÜCEL DEREYAYLA FİKRET ÖZDEMİR

MUHASEBE ve MUSTAFA AKTAŞ FİNANS MÜDÜRÜ mustafa.aktas@img.com.tr ABONE ve DAĞITIM NURTEN DEMİR nurten.demir@img.com.tr CTP - BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah. 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna Bahçelievler/İSTANBUL Tel: 0212 454 30 00 İRTİBAT BÜROLARIMIZ BURSA +90.224 211 44 50-51 KONYA +90.332 238 10 71

Website

www.hotelrestaurantmagazine.com

e-mail

info@img.com.tr

ADRES Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi B Blok No:1 Kat:4 Güneşli-Bağcılar/İstanbul Tel: +90 212 604 51 00 Faks: +90 212 604 51 35

hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın hakları İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır.







“OTEL & SPA” ÖZEL TEKLİFİ

%100 MADE IN ITALY


OTEL & SPA PAKETİ FİYAT TEKLİFİ

19.950 *ex work İtalya

OTEL & SPA PAKETİNDEKİ ÜRÜNLER:

Panatta Sport Türkiye Dist: Miya Diş Tic.ltd İkitelli Osb Eski T.Ozal Cad No 31-1 Ikitelli Istanbul

Tel: 0(212)549 04 34

info@miya-spor.com

ww.facebook.com/panattasportturkiye


restaurant 12 hotel & hi-tech

antre

Alanya’ya ‘En İyi Tatil Şehri’ ödülü Ocak ayında Hollanda’nın Utrecht şehrindeki Turizm Fuarı’nda Alanya “En İyi Tatil Şehri” ödülüne layık görüldü. Dünyanın çeşitli turizm destinasyonlarını gezen 6 bin kişi arasında yapılan puanlamayla “En İyi Tatil Şehri” kategorisinde Alanya 8,6 puanla birinci sırada yer aldı. Alanya’nın en iyi tatil şehri seçildiği oylamada, Paris en popüler şehir olurken, genel kategoride Fransa en iyi tatil ülkesi olarak ödüllendirildi. Alanya’nın ödül almasının sevincini yaşadıklarını kaydeden ALTAV ve Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel, Alanya’nın arzu edilen hedeflere adım adım yaklaştığını söyledi.

Dingin atmosferde rahatlmak için;

Conrad SPA Conrad İstanbul Bosphorus içindeki Conrad SPA, Spa Soul hizmetleri ve Fransız “Charme D’Orient” Spa ürünleriyle 30 Nisan 2016‘ya kadar açılışa özel indirimli fiyatlarıyla misafirlerini ağırlıyor. Conrad SPA, tek ve çift masaj odaları, Türk hamamı, sauna ve buhar odaları, şok duşu ve rahatlama odası ile eksiksiz bir Spa hizmeti sunuyor. Ayrıca Spa Soul’un deneyimli ve profesyonel terapistleri tarafından sunulan klasik Spa masajları ve güzellik uygulamaları skonuklarına arınmış bir dünyanın kapılarını açıyor.

MSC Cruises Türkiye ofisinden 5 kat kontenjan müjdesi

Dünyada ilgiyle karşılanan MSC Cruises’ın Küba cruise seferlerine Türkiye’den de yoğun ilgi geliyor. MSC Cruises Türkiye Genel Müdürü Necla Tuncel, “Dünyada bir ilki gerçekleştirerek Küba seyahatlerini başlattığımızdan bu yana, gerek dünyadan gerekse Türkiye’den çok yoğun talepler aldık. İlk senemizde yoğunluktan dolayı aldığımız kısıtlı kapasite sonrası, gelecek sene için şimdiden 1,500 kişilik kontenjan gemilerimizde yer kapattık. Şimdiden rezervasyon talepleri almaya başladık, bahar aylarının sonuna doğru, kış Küba programlarımızın da tamamının satılacağını ön görüyoruz.” bilgisi verdi.

Pegasus’ta görev değişimi Pegasus Hava Yolları Genel Müdürü Sertaç Haybat, 18 Mart 2016 tarihi itibarıyla Genel Müdürlük görevini Mehmet Tevfik Nane’ye bırakıyor. Sertaç Haybat, Pegasus’ta Yönetim Kurulu üyesi olarak görevini devam ettirecek. Pegasus Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı, değişiklikle ilgili olarak; “Sertaç Haybat’ın Pegasus Ailesinin her bireyine katkısı oldu; şirketin her önemli kararının içinde bulundu, şirket öncülüğünü yaparak Pegasus değerlerini inşa etti. Genel Müdürlük görevini üstlenecek olan Mehmet Tevfik Nane havacılık sektörüne yeni giriyor ancak kendisinin geçmişi rekabet yoğun sektörlerde başarılar ile dolu. Pegasus olarak Sertaç Haybat’a teşekkür ediyor, Mehmet Tevfik Nane’ye yeni görevinde başarılar diliyoruz” dedi.



restaurant 14 hotel & hi-tech

antre

Corendon’a Hollanda’dan iki ödül birden Avrupa ve Türkiye’nin en büyük turizm gruplarından Corendon, Hollanda’nın güvenilir ve en büyük referans kaynağı olarak gösterilen araştırma şirketlerinden Q&A Araştırma ve Danışmanlık tarafından yapılan bağımsız panel araştırması sonuçlarına damga vurdu. Amsterdam’da Aalsmeed Studio’da gerçekleşen Hollanda Turizm Gala Gecesi’nde dağıtılan ödüllerde Corendon Turizm Grubu, “Sun Holidays” kategorisinde “En İyi Tur Operatörü”, Corendon Kurucu Ortağı Atılay Uslu ise “Yılın Turizm Kişisi” seçildi.

Elite World Europe’un Genel Müdürü Ahmet Ferda Seymen Şuan beş oteli ile İstanbul, Van ve Marmaris’te faaliyetlerini sürdüren Elite World Oteller Zinciri’nin en büyük kapasiteye sahip olacak yeni oteli Elite World Europe Otel’in Genel Müdürü Ahmet Ferda Seymen oldu. Elite World Europe Otel, Eylül ayında hizmet vermeye başlayacak. 25 yıldır turizm sektöründe olan Ahmet Ferda Seymen, en son Kaya Ramada Plaza Genel Müdürü olarak görev almıştı.

Radisson Blu Bosphorus ve Istanbul Ataköy’ün Grup Satış Direktörü, Ersin Manaz Yönünü inovasyon ve tasarıma göre belirleyen ikonik otel markası Radisson Blu’nun İstanbul’daki yedinci oteli olan Radisson Blu Hotel, İstanbul Ataköy ile Radisson Blu Bosphorus’un Grup Satış Direktörü, uzun yıllardır Rezidor Hotel Group bünyesindeki otellerde çeşitli pozisyonlarında görev alan Ersin Manaz oldu. Manaz, yeni görevi kapsamında her iki otelin satış faaliyetlerinin yönetiminden sorumlu olacak.

Adnan Menderes Havalimanı’na çevreci sertifika TAV İnşaat’ın tasarım ve inşaasını gerçekleştirdiği İzmir Adnan Menderes iç hatlar terminali, ABD Yeşil Binalar Konseyi’nin (USGBC) Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik Sertifikası’na (LEED) sahip Türkiye’nin ilk terminal binası oldu. Çevreci terminal binası dünya genelinde bu sertifikaya sahip 10 havalimanı terminali arasına girmeyi başardı. TAV İnşaat Genel Müdürü Ümit Kazak “İzmir Adnan Menderes Yeni İç Hatlar Terminal İnşaatını LEED sertifikasyonunun bir parçası olarak çevresel sürdürülebilirliği etkin bir şekilde ele alarak gerçekleştirdik. Çalışmalarımızın bu konuda dünyanın en saygın kuruluşu olan Amerikan Yeşil Binalar Konseyi tarafından verilen LEED Gümüş sertifikasyonuyla sonuçlanmasından mutluluk duyuyoruz.” dedi.



restaurant 16 hotel & hi-tech

antre

Dedeman Konya’ya yeni genel müdür Turizm dünyasının önemli isimlerinden biri olan Recep Altınok, Dedeman Konya’ya yeniden Genel Müdür olarak atandı. Bir önceki görevi Dedeman İstanbul ve Park Dedeman Levent Otelleri’nin Genel Müdürü olan Altınok, 2009 – 2015 yılları arasında ise Dedeman Konya’da başarılı çalışmalara imza attı. Yeniden Dedeman Konya Genel Müdürlüğü görevine gelen Recep Altınok, sektördeki deneyim ve tecrübelerini Dedeman Konya’ya aktarmaya devam edecek.

Köfteoğlu: “Turizm, Hasanların Hans’lar kadar gezmesidir” Bergama Ticaret Odası öncülüğünde, Bergama Amatör Fotoğraf Sevenler Derneği Başkanı Levent Karacaoğlu yönetiminde gerçekleştirilen toplantıda konuşan TUYED Başkanı Köfteoğlu, dünyada turizmde belli noktalara gelen ülkelerde iç turizmin ortalama yüzde 60’lar seviyesinde olduğuna dikkat çekerek, “İç turizm başka bir değişle yerli turist sektörün sigortasıdır. İç turizmi güçlü olan ülkeler krizlerden fazla etkilenmiyor. Krizler olsun veya olmasın bizim ülkemizde de gerçek bir turizm hareketinden söz etmek istiyorsak Hasanların Hans’lar kadar gezmesini sağlayacak girişimleri başlatmamız gerekiyor.” dedi.

Four Points By Sheraton İstanbul Dudullu’ya ödül

Four Points by Sheraton İstanbul Dudullu, World Tourism Awards kapsamında ‘Best Select Service Hotel’ kategorisinde ödülün sahibi oldu. Starwood Hotels & Resorts Worldwide (NYSE: HOT) ve Ever Grup işbirliği ile 2015 Temmuz ayında İstanbul’un en büyük sanayi bölgesi İMES’in merkezinde açılan Four Points by Sheraton İstanbul Dudullu Anadolu yakasının ilk Starwood oteli olma özelliği taşıyor. Ever Grup ile Türkiye pazarına giriş yapan Four Points by Sheraton, Avrupa yakasında da Four Points by Sheraton İstanbul Batışehir ile hizmet veriyor.

Safranbolu, hediyelik eşyada ülke turizmine örnek olacak Gelecek Turizmde kapsamında destek verilen Safranbolu Hatırası projesi ile üniversiteli gençler arasında düzenlenen “Fark göremiyorsan farkı sen yarat!” yarışması sona erdi. Bölgede yerli ve yabancı yaklaşık bin turistle, hediyelik eşya satın alırken göz önünde bulundurdukları faktörleri belirlemek amacıyla yapılan anketin sonuçlarından yola çıkılarak, yörenin kültürel mirasını ve değerlerini yansıtacak hediyelik eşya tasarımlarını ortaya çıkarmak üzere düzenlenen yarışmaya, Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden birçok genç başvurdu. 64 tasarımın yarıştığı yarışmada geyik boynuzu simgeli bakır mumluk tasarımıyla, Anadolu Üniversitesi Endüstriyel Tasarım ve Mimarlık Fakültesi öğrencisi Okşan Eylül Danışman birincilik ödülüne layık bulundu.


Her şey tertemiz Konu misafirlerimizin rahatlığı olduğunda, hiçbir detay küçük değildir ve her şey önemlidir. Bu yüzden oteller, yüzyılı aşkın bir süredir temizlik, gıda güvenliği ve hijyen çözümleri ihtiyaçları için Sealed Air’in iş birimi Diversey Care’e güveniyorlar. Otel odaları, restoran ve barlarda; misafirlerimizin kendilerini evlerinde hissetmelerine yardımcı olmak için, güvenli bir ortam ve ışıldayan bir mekân yaratıyoruz. Biz Diversey Care’iz; daha temiz ve daha sağlıklı bir gelecek için liderlik ediyoruz.

www.sealedair.com


restaurant 18 hotel & hi-tech

antre

Emirates Grubu 5. Yıllık Çevre Raporu’nu açıkladı Emirates Havayolu ve dnata’dan oluşan Emirates Grubu, 2014 - 2015 yılları için 5. Yıllık Çevre Raporu’nu yayınladı. Konuyla ilgili açıklama yapan Emirates Havayolu ve Grubu Başkanı ve CEO’su, Şeyh Ahmed Bin Saeed Al Maktoum; “Emirates ve dnata, müşteri talepleri ve küresel fırsatlara yönelik yatırım yapmaya devam ediyor. Operasyon ölçeğimiz genişledikçe çevreye ve hizmet verdiğimiz topluluklara karşı sorumluluklarımız konusunda daha da bilinçleniyoruz. Kaynak kullanımını azaltma çabalarımız sadece çevresel etkimizi azaltmakla kalmayacak, aynı zamanda işimizde esneklik sağlamamıza da yardımcı olacak” dedi.

Türkiye uçuyor İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı, yolcu sayısını yüzde 19,7 artırarak 10-25 milyonluk yolcu kategorisinde Avrupa birincisi oldu. Sabiha Gökçen Havalimanı kendi kategorisinde 2009 yılından bu yana ‘Avrupa’nın en hızlı büyüyen havalimanı’ olma özelliğini yine kaptırmadı. Atatürk Havaalanı ise 25 milyon ve üzeri yolcu kategorisinde yüzde 9,1 büyümeyle Madrid Havalimanının ardından ikinci sırada yer aldı. Sabiha Gökçen’in CEO’su Gökhan Buğday, 2015 başlarındaki hedeflerini geçerek Avrupa’da en üst kademeye yükselip, Türk sivil havacılığının yurtdışındaki gururu olduklarını belirtti.

Türkler tatil programını vizeye göre yapıyor İnternet sitesiyle olduğu kadar uygulamalarıyla da seyahatseverlerin hayatını kolaylaştıran ve en hesaplı alternatifleri sunan uluslararası seyahat arama motoru Skyscanner, Türklerin vize uygulamaları hakkındaki görüşlerini analiz etmek amacıyla e-ticaret platformu n11. com ile ortak bir anket düzenledi. Skyscanner ve n11.com’un ortak düzenlediği ankete Türkiye’den bini aşkın seyahatsever katıldı. Araştırmaya göre Türk seyahatseverlerin %57’si tatil programlarını yaparken vize uygulamayan ülkelere öncelik veriyor. Ayrıca, katılımcıların %33’ü vize masraflarından rahatsız olduğunu belirtiyor.

Turizm Akademisyenleri Derneği örgütlenmesini tamamladı Turizm Akademisyenleri Derneği Türkiye genelinde il düzeyindeki örgütlenmesini tamamladı. Her ilde temsilcilik açan dernek, ülkenin turizm eğitiminin ve sektörün öncü kuruluşları arasında yer almayı hedefliyor. Derneğin temel amacı, turizm akademisyenlerinin birikimlerinin ülkenin bilimsel, sosyal ve kültürel gelişimine olan katkısını artırmak. Ayrıca yükseköğretim sisteminde kalite güvencesi ve akreditasyona yönelik çalışmalar yaparak üniversiteler bünyesinde yer alan turizm eğitim kurumlarında verilen eğitimin kalitesinin arttırılmasına katkı sağlanması amaçlanıyor. Buna ek olarak; Türkiye Seyahat Acentaları Birliği, Türkiye Otelciler Federasyonu, Turizm Yatırımcıları Birliği ve Turistik Rehberler Birliği karşısında sektörün akademik ayağı haline gelinmesi hedefleniyor.



restaurant 20 hotel & hi-tech

antre

Dünyada en iyi otel değerlendirmelerine sahip şehir

Göreme Trivago, 2016 yılının En İyi Reputasyona Sahip Şehirler listesini yayınladı. 190’dan fazla ülkenin şehirlerinin yer aldığı listede, en iyi otel değerlendirmelerine sahip destinasyon Göreme oldu. Destinasyonlarda yer alan otellerin ortalama değerlendirmelerinin sıralandığı listede, Göreme’de yer alan oteller genel değerlendirme sonuçlarından %88 memnuniyet derecesi alarak dünyada en iyi otel değerlendirmelerine sahip şehir oldu.Sıralamada Göreme’nin ardından İtalya’nın Matera ve San Gimignano şehirleri geldi. 100 destinasyonluk listede en fazla şehir barındıran ülke 9 şehir ile İtalya oldu. Türkiye’den Göreme’nin birinci olduğu İstanbul da 90. sırada yer alarak listeye Türkiye’den giren ikinci şehir oldu.

Hilton Worldwide’dan Gaziantep’e ödül Hilton Worldwide’ın Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgesinde yer alan 300’den fazla otelinin genel müdürleri arasında gerçekleştirilen değerlendirme sonucunda, bölgede 2015’in En İyi Genel Müdürü ödülüne Hampton by Hilton Gaziantep Genel Müdürü Önder Kolay layık görüldü. Prag’da gerçekleşen törende Önder Kolay’a ödülünü Hilton Worldwide CEO’su Chris Nasetta ve Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Başkanı Simon Vincent takdim etti. Simon Vincent ödül törenindeki açıklamasında söyle konuştu: “Hampton by Hilton Gaziantep, kapılarını açtığı 2014 yılında bu yana Türkiye portföyümüzdeki en yüksek performanslardan birini sergiliyor. Beklentilerimizi aşan bu başarıda, hem Önder’in işine duyduğu bağlılığın ve liderlik becerilerinin hem de ekip üyelerinin desteğinin büyük payı var.”

İstanbul 2015’te de ‘En İyi Toplantı Kenti’ İstanbul 2015’te de ‘En İyi Toplantı Kenti’

İstanbul, Güney ve Orta Avrupa ülkelerinde 60 kentin yarıştığı Toplantı Yıldızı Ödülleri’nde (Meetings Star Awards) geçtiğimiz yıl da Avrupa’nın En İyi Toplantı Kenti seçildi. Avrupa’nın önde gelen toplantı sektörü dergilerinden Kongres Magazine’in Slovenya’nın başkenti Lübyana’da düzenlediği törende İstanbul 4.61 puanla birinci oldu. İstanbul’u ikinci sırada Prag, üçüncü sırada ise Belgrad izledi. Geçtiğimiz yıl da aynı ödüle layık görülen İstanbul’un ödülünü, İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu (ICVB) aldı. İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu Başkan Vekili Bahadır Yaşık, “Dünyanın en önemli kongre ve toplantılarına ev sahipliği yapan İstanbul’un bu ödüle iki yıl üst üste layık görülmesi, kentin sunduğu hizmet kalitesini de ispat ediyor” dedi.

Biletall ve Skyscanner’dan dev işbirliği Türkiye’de otobüs firmaları ile bilet satış ve dağıtımı konusunda anlaşmalı tek yetkili şirket olan Biletall, Avrupa’daki bir numaralı uçuş arama motoru Skyscanner ile iş ortaklığı başlattı. İmzalanan anlaşma çerçevesinde İngiltere merkezli Skyscanner’ın www.skyscanner.com. tr adresinden Biletall altyapısı ile otobüs bileti satışına başlandı. 2006 yılında e-ticaret pazarına girerek yolcuların yaşadığı vakit kaybını azaltmak ve en ucuz bileti sağlamak üzere Kayseri’de kurulan Biletall, Yandex ve Avea’dan sonra bir dünya devi ile daha işbirliği yapmış oldu.



restaurant 22 hotel & hi-tech

gündem dosya

Turizmciler Acil Önlem Planı’nı Değerlendirdi

TYD Başkanı Murat Ersoy “Turizmciler yalnız olmadığını anladı”

T

urizm Acil Önlem Planı hakkında Turizm Yatırımcıları Derneği Başkanı Murat Ersoy şunları söyledi:

Turizm Bakanımız Sayın Mahir Ünal’ın Kasım ayından beri yaptığı sektör toplantılarının sonucu Başbakan Sayın Davutoğlu hükümetin turizm acil önlem planını açıkladı. Öncelikle sadece Turizm Bakanı değil, Başbakan ve Ekonomi Bakanları seviyesinde hükumetin turizmciler ile bir araya gelmesi ve sektörün yanında olduğunu göstermiş olması tüm turizm camiasına moral ve güven olarak yansıdı. Acil Önlem Planı adı üstünde ilk aşamada alınması gereken ivedi önlemleri içeriyordu. Bunlar öncelikle; tur operatörlerine desteği içeren iki tedbirdi: Turizm yörelerine yapılan tüm uçuşlar için 6.000 USD yakıt desteği. Bu katkı tek koridorlu uçaklar için yaklaşık 7 saatlik uçuşa denk gelmektedir. 400 bin ve üzeri yolcu getiren tur operatörlerine 100 milyon TL KGF (Kredi Garantileme Fonu) teminatı ile uzun vadeli kredi desteği. Burada sayının minimum 400 bin olarak belirlenmesinin nedeni bu desteğin tur operatörlerine hizmet veren incoming faaliyeti gösteren yerel şirketlere değil, yabancı hedef pazarlarda, yurt dışında, tanıtım ve pazarlama networkü faaliyetinde olan orta ölçekli, özellikle de Türk kökenli tur operatörlerine can suyu verilmesi hedefini taşıyor ve 400 bin sayısı sektör ile mutabık kalınarak tespit edilmiştir. Bu sağlanacak destek ile hedef pazarların büyük oyuncularının ayakta tutulabileceği, bu oyuncuların da charter uçuşlarını sürdürebileceği ve nispeten daha küçük oyuncularında bu uçuşlardan koltuk kullanarak satışlarını

devam ettirebileceği ön görülmüştür. Diğer önemli bir önlem de hali hazırda 13 milyar USD’yi bulan turizm proje kredilerinin ödemelerinin ertelenebilmesi amacıyla yeni kredi yapılandırmaları için bankalara karşılık ayırma zorunluluğunun kaldırılmasıydı. Bu çok önemli ve bankaların kredi anapara ödemelerini erteleyebilmek için beklediği bir önlemdi. Çok yerinde alınmış bir karar, uygulanmasında da aksaklık yaşanmaz ise proje kredileri konusu çok rahatlatılmış olacak. Yine yıllık 750 bin USD döviz girdisi sağlayan turizm konaklama ve deniz tesisleri yatırımcılarının ihracatçı sınıfında düşük maliyetli Eximbank finansmanı kullanabilecek olmaları, bir başka deyişle düşük maliyetli ucuz kredi kullanabilecek olmaları sektörü rahatlatan bir başka müjde. Ayrıca başta tahsisli araziler üzerine kurulu turizm yatırımcılarının 2016 yılı için ödemesi gereken ecrimisil, kira ve gelir payı ödemelerinin bu yıl ertelenerek, takip eden 3 yıl için vade farkı alınmadan ödenmesine imkân verildiği duyuruldu. Başbakan’ın duyurusundan sonra Turizm Bakanı tüm sektör temsilcilerini tekrar bir araya toplayarak ileriye dönük hangi kalıcı ve etkin tedbirlerin alınması konusunda bizlerden görüş aldı ve acil eylem planı sonrası ikinci aşamada sektör ile mutabakat sağlanarak karara bağlanacak bu tedbirlerin devreye alınacağını bizlerle paylaştı. Uzun lafın kısası, herkesi mutlu edebilmek elbette çok zor ama dünkü toplantı ile devlet, turizm sektörünü yalnız bırakmayacağının ve elinden gelen desteği en üst seviyede vermeyi sürdüreceğinin olumlu sinyallerini tüm kamuoyuna göstermiş oldu.



restaurant 24 hotel & hi-tech

gündem dosya

TÜROB Başkanı Timur Bayındır “Olumlu buluyoruz ama istihdam tedbirlerinin de hayata geçirilmesini bekliyoruz” Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Timur Bayındır’ın Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı Turizm Eylem Paketi’ne ilişkin değerlendirmesi şöyle: “Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı Turizm Acil Eylem Planı’nı sektördeki sıkıntıların aşılması yönünde olumlu bir ilk adım olarak görüyoruz. Kamu ve özel sektörün birlikte aldığı kararlar olarak iyi bir başlangıç olduğunu düşünüyoruz. Eylem planındaki maddeleri de genel olarak olumlu buluyoruz. Özellikle Başbakan’ın bu yoğun gündemde turizm sektörünün çok önemsendiği mesajı vermesi sektör adına memnuniyet verici. Özellikle eylem planında yer alan 750 bin dolar ve üzerinde gelir getiren tesislerin ihracatçı sayılması ve kredi kullanımına yönelik kararlar başta olmak üzere alınması planlanan tedbirler çok yerinde. Ancak istihdama yönelik de tedbirlerin de hayata geçirilmesini bekliyoruz. Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mahir Ünal’a da bu tedbirlerin alınması konusunda gösterdiği sektörümüze yönelik yoğun mesaisi için ayrıca teşekkür ediyoruz.”

İTO Başkanı İbrahim Çağlar “Turizmci yaz planları için önünü daha net görebilecek” İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, 2016 Turizm Eylem Planı’nı değerlendirdi: “Açıklanan dokuz maddeli Eylem Planı hükümetimizin turizmi büyük dikkatle takip ettiğini gösteriyor. İstanbul dünyada en çok ziyaretçi alan şehirler listesinde beşinci sırada. Alınan tedbirlerle turizmci yatırımını daha rahat yapabilecek. Bilhassa turizm firmalarının kullandığı kredilerin vadelerinin ertelenmesi sektöre rahat bir nefes aldıracak. 255 milyon lira hibe ve 288 milyon liralık ödeme kolaylığı sektöre önemli bir artı değer katacak. Deniz turizminin ihracat desteği kapsamına alınması da sektör için önemli bir haber. Uçuş başına yakıt desteğinin genişletilmesi ve turist getiren acentalara kredi verilmesi gibi tedbirler bir araya gelince açıklanan paketten turizm sektörünün fayda göreceğine inanıyorum. Bu arada tabii Türkiye’yi turizmde riskli ülke göstermeye kalkanların amaçlarına ulaşmasına izin vermeyeceğiz. Hepimiz çok iyi biliyoruz; terör bir ülkenin değil, bugün dünyanın sorunu. Berlin, Roma, Londra ne kadar güvenliyse İstanbul sokaklarında gezmek de o kadar güvenlidir. Gerek kültür, gerek deniz-güneş, gerekse de kongre turizmiyle örneği olmayan bir ülkemiz var. Turizmde senaryo yazanlar karşılarında bu ülkenin misafirperver insanını ve girişimcisini bulacaklar. İTO olarak İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu ile birlikte ülkemizin tanıtılması için pek çok faaliyet yürütmekteyiz. Nisan ayında Ortadoğu turizminin nabzının attığı ATM Dubai 2016 fuarında İstanbul’u ve Türkiye’yi en iyi şekilde tanıtmaya devam edeceğiz.”



restaurant 26 hotel & hi-tech

gündem dosya

TÜROFED Başkanı Osman Ayık “Sorunlarımız Hükümet tarafından dikkate alındı” Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Yönetim Kurulu Başkanı Osman Ayık, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı Turizm Eylem Planı’nı “memnuniyet verici” olarak değerlendirdi. Osman Ayık şu açıklamaları yaptı: “Turizm sektöründe oluşan darboğazın giderilmesi açısından dile getirdiğimiz sorunlardan bazılarının hükümetimiz tarafından dikkate alınarak ‘Acil Önlem Paketi’ olarak 9 madde açıklanmıştır. Bizim açısından sevindirici olan hükümetimizin tüm bileşenleri değerlendirerek çözüm paketi açıklamasıdır. Başbakanımızın bu açıklamanın bir giriş olduğunu, diğer değerlendirmelerin devam ettiğini önümüzdeki dönemde tüm taraflarla görüşmelerin sürdürüleceğini ifade etmiştir. Bizim için memnuniyet verici olmuştur. 9 madde yönetim kurulumuzda ayrıntılı olarak değerlendirdikten sonra geniş açıklama yapacağız.”

Park Inn By Radisson Istanbul Atatürk Airport Genel Müdürü Ahmet Arıkan “Eylem planı turizmin bugünkü sancısına çare olmaktan uzaktır” “Sayın Davutoğlu’nın 22 Şubat tarihinde açıkladığı 9 maddelik ‘Turizm Eylem Planı’nı bir süredir kendini fazlasıyla sahipsiz bırakılmış hisseden turizm dünyamız için atılmış doğru bir adım olarak değerlendiriyorum. En azından kendi yağıyla kavrulması beklenen, genel toplumsal algının ‘Zamanında çuvalla paralar kazandılar, şimdi avaz avaz bağırıyorlar… Ne halleri varsa görsünler..’ şeklinde tezahür ettiği bir dev sektöre devletin arkalarında olduğu ve yalnız bırakmadığı mesajını vermesi açısından önemli. Peki planda yer alan önlemler ve gerçekleştirilecek hamleler doğru mu? Bu tartışılır. Bence hedeflenen hamleler tamamen parasal destek temelinde toplanmış ve asıl sorunun çözümünden oldukça uzak. Neden derseniz, şu anda ülkemizi 2016 programlarının dışında tutan tur operatörleri, Türkiye’yi ‘Seyahat Güvenliği Tehdit Altında’ şeklinde kategorize ederek vatandaşlarına gitmemelerini tavsiye eden ülke yönetimleri, toplantı-seminer-kongre adresini Türkiye yerine başka ülkelere kaydıran şirket ya da kurumlar bu tercih değişikliğini tek nedenle yapıyorlar: Güvenlik! Bu ülkede güvende olmayacaklarını düşünüyorlar. Bölgemizdeki sıcak ortam, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki iç karışıklıklar ve bu durumun büyük şehirlerimize etkileri ve tabii ki en önemlisi Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’deki savaş sona ermeden, bölgede barış ortamı hakim olmadan bu uluslararası algının değişeceğini düşünmüyorum. Yukarıda ifade ettiğim gibi, Eylem Planı elbette iyi niyetli ve problemin çözülmesine yöneliktir ancak turizmin bugünkü sancısına çare olmaktan uzaktır. Zaten çok ucuz olan otel ve tur fiyatlarını daha da aşağı çekecek bir ivme oluşturacaktır. Fiyatların düşürülmesi çok kolay ancak tekrar yükseltilmesi son derece zordur.”



restaurant 28 hotel & hi-tech

gündem dosya

TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy “Eylem Planı devletin turizme verdiği önemin bir göstergesidir” Turizm Sektörünün Bakanlık’tan Beklentileri

T

ÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy’un Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan “Turizm Acil Eylem Planı”na ilişkin görüşleri şöyle:

Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan ‘Turizm Acil Eylem Planı’ zorlu bir süreçten geçen turizm sektörüne devletimizin verdiği önemin bir göstergesi olarak görüyoruz. Biz turizm sektörü temsilcileri olarak sektörün sorunlarını, talep ve dileklerini Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mahir Ünal’a arz etmiştik. Konunun çok kısa sürede kabinede ele alınması ve ‘Turizm Acil Planı’ şeklinde açıklanması bizi memnun etmiştir. Ancak biz turizmcileri asıl memnun eden, devletimizin, hükümetimizin turizm sektörünün sorunlarına ivedilikle çözüm bulma gayreti içerisinde oluşudur. Zira turizm sektörü, bu ülkenin moral kaynağı olan, ülke ekonomisine de çok önemli katkılar yapan bir sektördür. Turizmin ülkeye gelir kazandıran, cari açığı kapatan yönü dünya ekonomisinin içinde bulunduğu bugünkü konjonktürde göz ardı edilemeyecek noktadadır. Açıklanan Eylem Planı özellikle küçük ve orta ölçekli seyahat acentaları ve işletmelerini bu zorlu süreci ayakta geçirebilmesi için gerekli destekleri kapsamamaktadır. Bu hususta Birliğimiz ve diğer sektör meslek örgütleriyle ortak sunduğumuz paketi aşağıda sunulmuştur. Sayın Başbakanımız da yaptığı açıklamalarda, turizm sektörüne desteğin ‘Acil Eylem Planı’ ile sınırlı kalmayacağını, desteğin süreceğini ifade ettiler. Önümüzdeki dönemde talepte bulunduğumuz konularda yeni desteklerin gelmesi ile birlikte mevcut sorunların daha kolay aşılmasını bekliyoruz.

Turizm sektöründe KDV oranının tüm hizmetler için tek bir oran olarak uygulanması ve bir indirime gidilmesi. Halen konaklamada %8 diğer hizmetlerde %18 olarak uygulanan oranların tüm hizmetler için %5’e çekilmesi. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan işletme belgesi sahibi işletmelerin 2016 yılında tahakkuk eden tüm vergilerinin faizsiz olarak asgari bir yıl ertelenmesi. 2016 yılı için T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan işletme belgesi sahibi tüm işletmelerde çalışanların SGK işveren payının devlet tarafından karşılanması, bu işletmelerin ve 4B statüsünde çalışan rehberlerin prim ödemelerinin de faizsiz olarak asgari bir yıl ertelenmesi. Turizm taşımacılığında, söz konusu taşımanın T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan işletme belgesi sahibi bir işletme ile sözleşmeli yapıldığının belgelendirilmesi halinde kullanılan yakıttan ÖTV alınmaması. Otellerimizin ecri misil, kira ve benzeri devlete ödenen bedellerinde indirime gidilmesi ve yenileme teşviklerinin verilmesi. Halen yalnızca sağlık turizminin içinde olduğu “Desteklenen Döviz Kazandırıcı Sektörler” kapsamına tüm turizm sektörünün dâhil edilmesi. Yayınlanan Hükümet kararı ile 1 Nisan-31 Mayıs 2016 tarihleri arasında verilecek 6000 Amerikan Doları tutarındaki charter desteğinin yeniden ele alınarak, pazarlara göre süresinin yeniden düzenlenip ilaveten Ortadoğu – İran pazarlarında hareketliliği arttırmak üzere İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nın da ilave edilmesi. Kamu çalışanlarına verilecek bir destek ile 2016 yılında ülke içerisinde tatil yapmalarının özendirilmesi.Son yıllarda sektördeki payı ve önemi giderek artan kruvaziyer turizminin önündeki en büyük engel olan İstanbul’daki liman sorununun Yenikapı miting alanında bir kruvaziyer limanı yapılarak çözülmesi. Kamu kurumları ve Belediyelerin düzenleyecekleri gezileri ilgili yasalar gereği zorunlu olduğu üzere T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan işletme belgesi sahibi seyahat acentaları aracılığı ile yapılması ve kokartlı rehber kullanılması hususunda bir genelge ile uyarılmaları.

Tanıtım ve imaj çalışmaları

Bakanlığımızın tanıtım bütçesinin ciddi bir biçimde arttırılarak sektör kurumları ile işbirliği içerisinde pazar bazında bir imaj kampanyası başlatılması. Yapılacak bu kampanyalarda dünyaca ünlü yüzlerin kullanılması suretiyle Türkiye algısının güçlendirilmesi. Çok hızlı bir biçimde pazar payımızı yükseltme olanağı olan başta Almanya, Ortadoğu, İran, Çin, Güney Amerika, Balkanlar olmak üzere pazar bazlı roadshowlar ve workshoplar yaparak pazarların hareketlendirilmesi.



restaurant 30 hotel & hi-tech

gündem dosya

FETOB Başkanı Yavuz Torunoğulları “Eksi yönleri dikkate alınarak yeniden düzenlenmelidir”

F

ethiye Otelciler Birliği Başkanı ve Türkiye Otelciler Federasyonu Başkan Yardımcısı Yavuz Torunoğulları, Turizm Eylem Planı’nı şöyle değerlendirdi:

Hükümetin açıkladığı turizm paketi için teşekkür ediyoruz. Sektörün bildirmiş olduğu görüşlerin biraz daha dikkate alarak hazırlandığı bir paket daha faydalı olurdu. Eylem Planı kapsamında açıklanan 6000 USD uçak desteği, geçmiş yıla göre hitap ettiği ülke sayısının artması ve daha fazla uçağı (tarifeli seferlerde söz konusu) kapsaması kesinlikle olumludur. Bu desteğin gerçekten etki etmesi için uçak planlamaları yapılmadan bildirilmesi fayda sağlar. Bu anlamda biraz geç kaldığımız aşikardır, bekleyip faydalarını göreceğiz. Desteğin sadece nisan ve mayıs olarak belirtilmesi ise yetersizdir. Bu desteğin tüm sezonu kapsaması ve bir an önce açıklanması fayda sağlayacaktır. 400 bin kişi ve üzeri yolcu getiren A gurubu acentalara kredi garanti fonu desteği ile kredi kullandırma imkanı konusunda şunu söyleyebilirim, bu rakam son derece yüksek bir tutar olup sadece 8-9 acentayı talep olması halinde destekleyecektir. Bizim ülkemize yolcu getiren diğer acentalara ve tur operatörlerine karşı haksız rekabet durumu oluşmaktadır. Bazı ülkelerden gelen yolcu sayısının tamamı 400 binin altındadır! Turizmi yaymak ve farklı ülkelerden yeni potansiyel yaratma söylemi ile çelişen bir uygulama olmuştur.Banka kredi ödemelerinin yeniden yapılandırılması konusu son derece doğru bir karardır. Fakat ihtiyaç olması halinde denilip ucu açık bırakılmıştır. İhtiyaç olduğu aşikardır, en kısa sürede yasal düzenlemeler yapılmalı ve hayata geçirilmelidir. Aksi halde daha büyük sorunlar ile karşı karşıya kalacağız. Deniz turizminin teşvik edilmesi önemli ve doğru bir karardır. Uzun vadede faydası olacaktır. İhracatçı sayılması konusu

önemli olup, uygulamanın nasıl olacağı tebliğ edilmelidir. Örneğin KDV iadesi mümkün olacak mı? Sadece Eximbank kredilerine yönelik bir çalışma ise faydası olamayacaktır. Çünkü Eximbank kredi kullanımlarında teminat mektubu istemektedir. Bu koşuş konaklama sektörünü zorlayacak bir durumdur. Bu konuda tam olarak hangi haklardan yaralanacağımız konusu net olarak ifade edilmelidir. Çevreleye duyarlı belgesi almış olan işletmelerin enerji, su katı atık bedellerini en düşük fiyattan alması konusunda şunu söylemek isterim. Bakanlık belgeli tesislerin bu hakkı vardı zaten sonradan kaldırıldı. Asıl yanlışlık buradadır. Bakanlık belgeli tesislerin bu hakkı niçin geri alındı? Ayrıca yeşil yıldız belgesi almak için bir geçiş süresi konulup, bu zor dönemde en azından işletmelere bir destek sağlanabilirdi. Belgeli tesislerin ecrimisil ciro paylarının ve kira ödemelerinin ertelenmesi doğru bir karardır. Burada erteleme yapılırken faiz uygulamasının ne olacağı konusu netleşmelidir. Faiz uyguladıktan sonra bu destek olmaktan çıkmıştır. Çevreye duyarlı tesis belgesine sahip işletme sayısı 300 civarındadır. İşletme belgeli toplam tesis sayısı 3000 civarındadır. Bu durumda sektöre katkısı %10 civarında amacından uzak bir destek olmuştur. Ecrimisil, kira ve ciro payı Bakanlık’tan tahsis edilmiş işletmeleri kapsamaktadır. Bu uygulamaya tabii olacak işletme sayısı bütün içerisinde yine az bir orandır. Ayrıca Orman Bakanlığı kira ve tahsisleri kapsam dışındadır. Bazı bölgelerde tahsisli tesis neredeyse yoktur.Bütün bunları dikkate aldığımızda iyi niyetli bir gayret olarak görünüyor. Fakat Türkiye turizmi ve konaklama sektörü ile uyuşmayan, gerçek manada fayda sağlamayacağına inandığımız bir sonuç çıkmıştır. Mutlaka eksi yönleri dikkate alınarak yeniden düzenlenmelidir. Ayrıca Sayın Başbakan’ın bahsettiği yapısal çalışmalar konusu en kısa sürede netleştirilmeli ve sektöre açıklanmalıdır.



restaurant 32 hotel & hi-tech

gündem dosya

BODER Başkanı Halil Özyurt “İyi niyetli ama yetersiz bir açıklama”

T

urizm Acil Önlem Planı’nı iyi niyetli ancak yetersiz bulduğunu belirten Bodrum Otelciler Birliği (BODER) Başkanı ve TÜROFED Yönetim Kurulu Üyesi Halil Özyurt, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı Planı ana başlıklar halinde şöyle değerlendirdi: “Sektör olarak zor günler geçirdiğimiz bu dönemde Başbakanımızın açıkladığı Turizm Acil Önlem Planı’nı iyi niyetli ancak bilhassa Ege Bölgesi işletmeleri için yetersiz buluyorum. Şöyle ki, yıllık 750 bin dolar döviz girdisi sağlayan turizm konaklama ve deniz tesisleri yatırımcılarının ihracatçı statüsünde sayılarak kredi finansmanına hak kazanmaları büyük ölçekli işletmeler için olumlu bir gelişme olsa da Ege Bölgesi’ndeki küçük ve orta ölçekli KOBİ’ler için çok yüksek bir değer. Bu rakamın 100 bin dolar’lara kadar indirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Tabii bununla da bitmiyor. Yine bununla ilgili olarak miktarın 100 bin dolarlar seviyesine düşürüldükten sonra diğer sektörler gibi işletmelerin KDV ve ÖTV vergilerinden de muaf tutulması gerekiyor. Biz zaten TÜROFED olarak geçtiğimiz hafta Acil Eylem Planı ile ilgili Ankara’da bir toplantı yaptık ve bu konudaki eksiklikleri gündeme getirdik. Başbakanımız tarafından yapılan basın toplantısında; 2016 yılı kira ve ecrimisil bedellerinin 3 yıl süre ile erteleneceği açıklanmıştır. Burada ecrimisil işleminin geçmişe yönelik bir işlem olduğu göz önüne alındığında, işletmelere

2016 yılında tebliğ edilen ecrimisil tahakkukları geçmiş yılları kapsadığında, düzenlemenin 2016 yılı ve önceki yılları kapsayacak şekilde değerlendirilmesi ve ayrıca taksitlendirme yapılırken peşin ödeme yapılır gibi yüzde 35’lik indirimden faydalanılarak faizsiz (gecikme zamsız) olarak taksitlendirilme işleminin düzenlemesi halinde bu düzenleme turizmcilere faydalı olacaktır. Turizm Acil Eylem Planı’na ilişkin bir açıklama da, elektrik, su, atık su ve katı atık konusuna getirilmesi planlanan yeni uygulamayla ilgiliydi. Bu konunun sadece yeşil yıldızlı işletmelerle sınırlandırılmasını yerinde bulmuyorum. Türkiye’deki Kültür ve Turizm Bakanlığı belgeli işletmelerin sayısı 3000 civarında, yeşil yıldızlılar işe yaklaşık 300’lerde. O yüzden 2018 yılı sonuna kadar sadece yeşil yıldızlı belgeli işletmelere değil, tüm belgeli işletmeler de indirime tabi tutulmalıdır. Son olarak dikkatimizi çeken bir başka konu, SGK teşvikleri. SGK primleri de bu kötü turizm sezonunda en azından peşin ödemelerde şu anda yapılan yüzde 5’lik indirimin yerine yüzde 15 seviyelerine çıkarılmalıdır. Turizm çok kırılgan bir sektör. Dolayısıyla buraya gelen misafirlerimizin can güvenliğinin ve emniyetinin sağlanabilmesi açısından ülkemizin bir an önce savaş ortamından çıkıp barış ortamına girmesi gerekiyor. Sonuçta savaş olan ülkeye turist gelmeyeceğinden ötürü bu güzel Türkiyemiz’de ivedilikle barış ve huzur ortamı sağlanmalıdır.”



restaurant 34 hotel & hi-tech

gündem dosya

TÜROB Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Faik Öztunç “Eylem Planı’nı olumlu bir ilk adım olarak görüyorum”

T

ÜROB Yönetim Kurulu Üyesi ve TURYİD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Faik Öztunç, Turizm Acil Eylem Planı’na dair görüşlerini şöyle dile getirdi:

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı Turizm Acil Eylem Planı’nı sektördeki sıkıntıların aşılması yönünde olumlu bir ilk adım olarak görüyoruz. Kamu ve özel sektörün birlikte aldığı kararlar olarak iyi bir başlangıç olduğunu düşünüyoruz. Eylem planındaki maddeleri de genel olarak olumlu buluyoruz. Özellikle Başbakan’ın bu yoğun gündemde turizm sektörünün çok önemsendiği mesajı vermesi sektör adına memnuniyet verici. Özellikle eylem planında yer alan 750 bin dolar ve üzerinde gelir getiren tesislerin ihracatçı sayılması ve kredi kullanımına yönelik kararlar başta olmak üzere alınması planlanan tedbirler çok yerinde. Ancak, istihdama yönelik SGK primlerinde indirim yapılması ve ödemelerin 18 ay süre ile ertelenmesi ile işletmelerin ödeyecekleri vergilerin (KDV, Muhtasar, Kurumlar Vergisi, ÖTV vs.)

ödemelerinin 18 ay süre ile ertelenmesi yönünde tedbirlerin de hayata geçirilmesini bekliyoruz. Turizm sektörü kırılgandır ve krizlerden en çabuk etkilenen sektördür, hele gelen misafirlerin güvenliği söz konusu olduğunda menfi yönde etkilenme kaçınılmazdır. Bu durumda istihdamın devam edebilmesi, en azından en az zararla atlatılabilmesi için işverene destek olunup, SGK primlerinin sıfırlanması veya en azından alınan payın azaltılmasının daha yerinde olacağı kanaatindeyim, erteleme soruna çare olmayacaktır. Bu arada özellikle ifade etmek isterim ki; Türkiye turist güvenliği açısından en güvenli ülkeler arasındadır. Aynı zamanda tanıtım çok önem kazanmaktadır. Devlet kaynaklarımızı da yanımıza alarak yanlış algıların giderileceği, ülkemizin güzellik ve güveninin anlatılacağı bir tanıtım kampanyasına acilen başlanmalıdır. Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mahir Ünal’a söz konusu bu tedbirlerin alınması konusunda gösterdiği sektörümüze yönelik yoğun mesaisi için ayrıca teşekkür ediyorum.


Duvardan Duvara Proje Halıları ile çeşitli kullanım alanlarına projelendirme aşamasından başlayarak uygun çözümler sunuyor.

HOTELLER & EĞLENCE MEKANLARI & RESTAURANTLAR & EĞİTİM - ÖĞRETİM KURUMLARI

İkitelli Organize Sanayi Bölgesi Eski Turgut Özal Cad. No:34 Başakşehir - İstanbul / TURKEY +90 212 549 20 02 / pbx • +90 212 549 21 62

export@confetti.com.tr / projesatis@confetti.com.tr

www.confetticarpets.com


restaurant 36 hotel & hi-tech

gündem dosya

KAPTİD Başkanı Yakup Dinler “Kapadokyalı turizmciler olarak paketten umutluyuz”

K

apadokya Turistik Otelciler ve İşletmeciler Derneği (KAPTİD) Başkanı Yakup Dinler, 2016 Turizm Eylem Planı ile ilgili görüş ve düşüncelerini şu sözleriyle paylaştı: Tabii ki bu ilk adım olarak çok önemlidir. Uzun dönemdir turizme yönelik bu tür bir paket çıkmıyordu. Biz sektör olarak bütün bileşenleriyle bu pakette yer almaktan mutluyuz. Bu bir başlangıçtır. Bu tür açıklamaların direkt bizzat Başbakan tarafından yapılması bizim için çok önemli. Turizm sektörüne ne kadar önem verildiğini gösteriyor. Biz sektör olarak otelciler, rehberler, tur operatörleri, seyahat acenteleri olarak bu açıklamadan tabii ki memnunuz. Aynı şekilde Turizm Bakanımız da geçtiğimiz gün Kapadokya’ya geldi. Kendisine de söylediğim gibi, biz 4-5 yıl sonra ilk kez bir Turizm Bakanımızı karşımızda gördük. Çok mutlu olduk. Bu tür şeyler önemli moral verir. Sektör ile bakanlığın arasındaki iletişimi daha iyi noktaya getiriyor. Biz mutluyuz. İnşallah devamı da gelecek. Başbakanımızın da değindiği gibi yapılacak yapısal değişikliklerle ve ileriye dönük yeni paketlerle, turizmin gelişmesine yönelik bu kriz ortamında daha faydalı paketlerin yapılacağına inanıyoruz. İnşallah ileriki dönemlerde konaklama sektörünün özellikle beklediği

SGK teşviki, istihdam noktasındaki teşvikler. KDV ve ÖTV noktasındaki bileşenlerde de birtakım değişikliğe gidilirse bizim açımızdan faydalı olacağını düşünüyorum. Kapadokya’da Ocak ayının müze giriş sonuçlarına göre geçen yıla göre yüzde 50’ye yakın bir düşüş yaşandı. Bunu da zaten turizmciler olarak hissedebiliyoruz. Ama hala iyimseriz. Terörden ötürü yaşanan bu düşüşler bizi tabi ki etkiliyor. Fakat terör global bir sorun. Biz de var gücümüzle turizmciler olarak Kapadokya’yı daha iyi yerlere getirebilmek için çabalayacağız. Ve tanıtım yapmaya devam edeceğiz. Sezonun toparlanacağından biz eminiz. Kapadokya olarak katılım gösterdiğimiz uluslararası fuarlardan olumlu dönüşler almaya başladık. İl olarak Nevşehir Valiliği, Ahiler Kalkınma Ajansı, Nevşehir Ticaret & Sanayi Odası ve Türk Hava Yolları’nın desteğiyle kendi fuarlarımıza da katılıyoruz. Buralardan tabi ki olumlu dönüşler alıyoruz. Bizde olumlu geri dönüş demek misafir sayısında artış demek. Katılan bütün bilişimlerden olumlu yansıyor bu. Hatta Turizm Bakanı Mahir Ünal’ın Kapadokya ziyaretinde de bu durumdan kendisine bahsetmiştik. Tanıtma Genel Müdürlüğü de bundan sonraki gezilerde destek verecek. Kapadokya olarak Mayıs sonu veya Haziran ayı başında Çin seferi yapacağız. Çünkü Çin, bizim için çok önemli bir pazar. Sayının mutlaka artması gerekiyor. Orada bir tanıtım çalışması yapacağız.


“Profesyonellerin Tercihi”

/crystalmutfak

www.crystal.com.tr

info@crystal.com.tr


restaurant 38 hotel & hi-tech

gündem

TUROB artık ‘TÜROB’ adıyla Türkiye’nin Otelciler Birliği! Türkiye’de konaklama sektörünün en önemli temsilcisi olan TUROB’un ismi Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) olarak değişti. 22. Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda yeni yönetim kurulunu da belirleyen Birlik, “Timur Bayındır ile yola devam” dedi.

T

ürkiye’de konaklama sektörünün çatı örgütü Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği’nin (TUROB) 22. Olağan Genel Kurul Toplantısı, turizm sektörünün önde gelen isimlerini bir araya getirdi. 16 Şubat Salı günü Swissotel’de düzenlenen Genel Kurul’a TUROB üyelerinin yanı sıra THY Genel Müdürü, Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkan Vekili Doç. Dr.Temel Kotil; Avrupa Otel, Restoran ve Kafeler Birliği (HOTREC) Başkanı Susanna Kraus-Winkler; İstanbul Valisi Vasip Şahin; Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Başkanı Başaran Ulusoy da katıldı. Seçimli genel kurulda tek liste ile seçime gidilirken, oylama sonucunda TUROB’un yeni yönetim kurulu da belli oldu. Daha sonra toplanan yeni yönetim kurulu Timur Bayındır’ı yeniden yönetim kurulu başkanlığına seçti. 45’İNCİ YILINDA TÜRKİYE İSMİNİ ALDI, DAHA DA GÜÇLENDİ Genel Kurul’da TUROB için çok önemli bir değişiklik de açıklandı. Türkiye’de konaklama sektörünün en önemli temsilcisi olan TUROB’un ismi Türkiye Otelciler Birliği olarak değişirken, birliğin kısa ismi ise bundan sonra TÜROB olarak anılacak. Bu değişiklikle TÜROB, Türkiye ibaresini alan

çok az sayıdaki sivil toplum kuruluşundan biri oldu. Genel Kurul’da bir konuşma yapan TÜROB Başkanı Timur Bayındır, turizm sektöründe kurulan ilk sivil toplum örgütleri arasında yer alan TUROB’un 45. yılında ‘Türkiye’ adını kullanmaya başlayacağını açıkladı. Bayındır, TÜROB’un, yani Türkiye Otelciler Birliği’nin önümüzdeki dönemde tüm ülkemizi kapsayacak çalışmaları hayata geçireceğini, Türkiye’nin dört bir yanında faaliyete geçen il temsilciliklerinin sayısının artacağını belirtti. “KRİZ ALGISINDA DEĞİLİZ” Türkiye’de turizm yatırımlarının günümüzde toplam maliyetinin yaklaşık 75 milyar dolar, yatak kapasitesinin ise yaklaşık 1.3 milyon olduğuna dikkat çeken Bayındır, “Sektörde, sadece son iki yılda yaklaşık 3.5 milyar dolarlık yeni yatırım yapıldı. 2023 yılına kadar sektöre yatırım miktarının 90 milyar dolara, çalışan sayısının ise 1.3 milyona çıkmasını öngörüyoruz” dedi. Son dönemde dünyadaki birtakım siyasi ve ekonomik gelişmelerin, terör saldırılarının gerek ülke turizmimizi gerekse global turizmi yoğun bir şekilde olumsuz olarak etkilediğini vurgulayan Bayındır, “Son dönemde yakın coğrafyamızda yaşadığımız terör,


siyasi kargaşa ve insanlık dramları gibi olumsuz gelişmeler bize arz güvenliğinin jeopolitik tablodan ne kadar hızlı etkilenebileceğini göstermesinin yanında, sektörümüzde gün be gün artar bir şekilde, endişeye yol açmaktadır. Yaşanan gelişmelerden endişe duymakla beraber, TÜROB olarak bir kriz algısı içerisinde bulunmadığımızı özellikle belirtmek isteriz. Bu olumsuz gelişmeler karşısında, sektörümüzü ve istihdamı koruyup, rekabet koşulları çerçevesinde mücadele edilmesini sağlayacak gerekli tedbirlerin de ivedi olarak alınması gerektiğinin altını çizmek isteriz. Temel dileğimiz, bu sürecin en az zarar ile atlatılarak, gelişmelerin fırsata dönüştürülmesi yönünde kararlı adımlar atılmasıdır” diye konuştu. “FIRSAT PENCERESİ OLARAK GÖRÜYORUZ” “TÜROB olarak, içinden geçtiğimiz dönemi, henüz gerçekleştirememiş olduğumuz reformları tamamlamamız için çok kıymetli bir fırsat penceresi olarak görüyoruz” diyen Bayındır, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu dönemde sektörümüzün sürdürülebilirliğine, çalışma hayatında başta esnek çalışma modelleri olmak üzere beklenen düzenlemelerin hayata geçirilmesine, yatırımların devamlılığı ve verimli kullanımını teşvik edecek şekilde düzenlemelerin kararlılıkla hayata geçirilmesine ihtiyaç duyuyoruz. Beklenen reformlar ile, 2023 hedefimiz olan, 50 milyon turist 50 milyar dolar turizm gelirine ulaşılmasının yanında, İstanbul-Antalya-Muğla üçgenine sıkışmış Türkiye turizminin, Anadolu’ya yani tüm ülkeye yaygınlaştırılması sağlanacak, sektörün yapısal dönüşümüne duyulan ihtiyaç karşılanacaktır. Öncelikle; turizm yatırımlarının Anadolu illerimizde yaygınlaştırılması için yatırımcıları cesaretlendirici ve son derece cazip teşvik sistemi getirilmesi, işletmelerin verimli kullanımını sağlayacak; bunun yanı sıra, sektörde öngörülebilirlik ve kamu maliyesinde de sürdürülebilirliğe katkıda bulunacaktır. Kontrolsüz olarak süren otel yatırımlarının, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Sektör Örgütlerinin katılımında oluşturulacak, “Yatırım İzleme Kurulu” gözetiminde, arz/talep dengesi dikkate alarak planlanması sonrasında verilecek izinlere

göre, yönlendirilmesi için çalışma başlatılması sürdürülebilir turizm açısından önem taşımaktadır. Bu nedenle 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu günün değişen koşulları dikkate alınarak yeniden düzenlenmeli.” “BAKAN’A TEŞEKKÜR EDİYORUZ” “Kültür ve Turizm Bakanımız Mahir Ünal’a özel bir teşekkür etmek istiyoruz” diyen Bayındır, “Zira, kendilerinin girişimleri neticesinde, 2016 yılı Nisan-Mayıs ayları içerisinde Antalya, Alanya, Bodrum, Dalaman, İzmir ve Kütahya havalimanlarına, yurtdışından 100 kişi ve üstü sayıda turist getiren uçaklara 6 bin dolar yakıt desteği verilmesi, desteğin tüm dünyadan gelecek uçakları kapsaması sektörümüzün desteklenmesi adına son derece önemli bir adım oldu. TÜROB olarak, sürekli olarak gündeme getirdiğimiz üzere, söz konusu desteğin sağlık, kış, kültür, alışveriş ve kongre turizmi dikkate alınarak başta İstanbul, Trabzon, Ordu-Giresun, Şanlıurfa, Nevşehir, Erzurum, Kars, Van olmak üzere, ülkemizdeki tüm havalimanlarını kapsaması ve uygulama döneminin Ekim-Mayıs dönemini kapsaması sektör olarak temel beklentimiz” diye konuştu.


restaurant 40 hotel & hi-tech

gündem

Skal Bursa Türkiye ve Akdeniz seyahat sektörünü değerlendirdi Bursa’nın turizm profesyonelliğini geliştirmek ve bu alanda üyelerine yarar sağlamak amacıyla çalışmalar yaptığı Bursa Skal Kulübü’nün Şubat ayı toplantısı Hüseyin Özdilek ev sahipliğinde Bursa Beceren Restoran’da düzenlendi.

H

üseyin Özdilek ev sahipliğinde Türkiye, Akdeniz bölgesi ve Bursa turizm/seyahat sektörünün değerlendirildiği Şubat ayı toplantısının konuşmacı konuğu Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği eski Başkanı Turgut Gür oldu. Açılış konuşmasını Skal Bursa Başkanı Hüseyin Özdilek’in yaptığı toplantıda Türkiye seyahat pazarı değerlendirildi. Özdilek konuşmasında şunları söyledi. “Türkiye’nin ılımlı gerileme gösterdiği Akdeniz seyahat pazarında 2015 yılının kazananları; Fransa, İspanya, İtalya ve Yunanistan oldu. Türkiye ve Mısır’ın gerilediği bu dönemde ise Fransa, İspanya ve İtalya büyüdü. Akdeniz kıyılarında süregiden istikrarsızlıktan Avrupa kıyıları kazançlı çıkarken bölgenin doğusunda yer alan ülkeler ise kayba uğradı. Bölgenin en fazla turist çeken ülkesi 85 milyona yakın ziyaretçi ile Fransa olurken onu, 68 milyon ile İspanya izledi. 2015’te İspanya yüzde 5, Fransa da yüzde 1,5 oranında büyüme kaydetti.” “TATİL GECELEMELERİ %13 GERİLEDİ, PAKET TUR GELİRİ %41 ARTTI” Özdilek sözlerine şöyle devam etti. “Yurt içi seyahat pazarına bakıldığında ise tatil amaçlı seyahatlerde yapılan gecelemeler azaldı. Seyahat ve geceleme sayısı artan yurtiçi pazarda tatil amaçlı gecelemeler yüzde 13 gerilerken paket tur geliri ise yüzde 41 artış gösterdi. TÜİK yurtiçi seyahat pazarı anket sonuçlarına göre, 2015 yılının 9 aylık döneminde seyahat sayısı ve gecelemeler artmasına rağmen, tatil amaçlı gecelemeler yüzde 13,25 azaldı.” dedi. TÜRKİYE’NİN REKLAMA İHTİYACI VAR Türkiye turizminin son derece genç ve henüz yarım asırlık bir tarihi olduğunu söyleyen Turgut Gür ise şunları aktardı; “Turizm sektörü Türkiye için ihmal edilemeyecek sektörlerin

Skal Bursa Başkanı Hüseyin Özdilek başında geliyor. Kültürel, yapısal, sağlık tesisleri vb. gibi değerlere bakarsak Türkiye, dünya turizmi için olmazsa olmaz vasıflara sahip. İstanbul’a gelen 11 milyon turist var. Bu şehrin bu değerler ile yerine ve önemine bakarsak 11 milyon az bir sayı. Dubai ile karşılaştırmak yapacak olursak, Dubai sadece petrol kaynağı olduğu için başka zenginlikleri olmadığından palmiye adası, alışveriş festivalleri gibi etkinlikler düzenleyerek reklamını iyi yaparak ilerliyor. Bizim de güçlü bir reklama ihtiyacımız var.” “KEŞKE BURSA SADECE TARİHİ İLE KALSAYDI” Turgut Gür Bursa turizmi için ise şunları söyledi; Keşke Bursa sadece tarihi ile kalsaydı. Bursa sanayi şehri olmak yerine, tarihi, turistik bir şehir olarak ön plana çıkmalıydı. Sanayi, Eskişehir ya da Kütahya’da kurulabilirdi. Bursa’nın etkileyici bir tarihi var, şehir aslında tarih kokuyor. Bursa tarihini canlandırmak için şehir mimarları bir araya gelip çalışmalar yapabilir”


TÜROB: Otel yatırımlarında fren sürüyor Turizm sektörünün içinde bulunduğu sıkıntılı durum otel yatırımlarına da yansıdı. Turistik tesis yatırımlarında 2015 yılının bilançosu belli olurken, projelerin toplam tutarında yüzde 26 düzeyinde gerileme yaşandı.

O

tel yatırımlarında yılın bilançosu belli oldu. Türkiye Otelciler Birliği’nin (TÜROB) analizine göre, 2015 yılında 52 ayrı şehirde yeni yatırım yapılacak otel sayısı 239, yatak sayısı ise 56 bin 448 olarak gerçekleşti. Bu projeler için toplam yatırım miktarının 3 milyar 975 milyon TL olması öngörülüyor. 2015 yılında bir önceki yıla göre proje sayısında yüzde 25, yatak sayısında yüzde 31, yatırım miktarında ise yüzde 26 gerileme meydana geldi. Turizm sektörünün içinde bulunduğu sıkıntılı durum otel yatırımlarına da yansıdı. Turistik tesis yatırımlarında 2015 yılının bilançosu belli olurken, projelerin toplam tutarında yüzde 26 düzeyinde gerileme yaşandı. TÜROB, Ekonomi Bakanlığı tarafından Ocak–Aralık 2015 dönemine ait verilen ‘Yatırım Teşvik Belgelerini’ konaklama sektörü açısından inceledi. TÜROB’un analizine göre, 2015 yılı Ocak- Aralık aylarını kapsayan 12 aylık dönemde, 52 ayrı şehirde yeni yatırım yapılacak otel sayısı 239, yatak sayısı ise 56 bin 448 olarak gerçekleşti. 239 proje için toplam yatırım miktarının 3 milyar 975 milyon TL olması öngörülürken, yatırımların tamamlanmasının ardından yeni istihdam edilecek kişi sayısı ise 14 bin 264’e çıkacak. PROJE VE YATAK SAYISI DA GERİLEDİ 2014 yılında 58 ilde 82 bin yatak içeren 316 otel için 5 milyar 361 milyon TL’lik teşvik başvurusu yapılmıştı. Buna göre 2015 yılında bir önceki yıla göre proje sayısında yüzde 25,

yatak sayısında yüzde 31, yatırım miktarında ise yüzde 26 gerileme meydana geldi. Yatırımlar konusunda bir değerlendirme yapan TÜROB Başkanı Timur Bayındır, teşvik sistemi içerisinde özellikle otel yatırımları konusunda sektör örgütleri ve Ekonomi Bakanlığı’nın koordinasyon içerisinde çalışması ile teşvik sisteminin revize edilerek turizm yatırımlarının Anadolu illerimize yaygınlaştırılmasının sağlanması gerektiğini belirtti. Bayındır, ülkemizin konaklama sektörünün lokomotifi konumundaki Antalya, İstanbul, Aydın ve Muğla illerimizde yıpranma sürecine giren birçok otel dikkate alınarak, bu illerimize verilecek teşvik belgelerinde yeni yatırımlar yerine daha çok mevcut yatırımların modernizasyonu ve renovasyonu konusunda düzenleme yapılması hususunun önemli ve acil olarak gündemde yer alması gerektiğini tekrarladı. Bayındır, “Ancak bu durumda ülkemizin belli illerinde ortaya çıkan yatak enflasyonunun önüne geçilerek kaliteye yönelme olur” diye konuştu. YİNE İSTANBUL VE ANTALYA ZİRVEDE Öte yandan 2015 yılında, İstanbul toplamda 50 otel projesi ile tesis sayısı bakımında en fazla teşvik belgesi alan şehir olurken, İstanbul’un ardından Antalya 30 tesis ile ikinci, İzmir ise 19 tesis ile üçüncü sırada yer aldı. Yatak kapasitesi bakımından ise Antalya 21 bin 872 yatak kapasitesi ile açık ara birinciliğini sürdürürken, İstanbul 8 bin 443 yatak ile ikinci, Aydın 5 bin 356 yatak ile üçüncü sırada yer aldı.

2015-2014 Yılları Ocak-Aralık Dönemi Karşılaştırması 2014

2015

2015/2014 Fark

Yatırım yapılacak il sayısı

58

52

- 6 İl

Yatırım Yapılacak Otel Sayısı

316

239

- 77 Adet

Hizmete açılacak yatak sayısı

82.074

56.448

- 25.626 Adet

Otel başına ortalama yatak sayısı

259,7

236,2

- 23,5 Yatak

Yeni İstihdam sayısı

20.177

14.264

- 5.913 Kişi

5.361,2 milyon

3.975,7 milyon

-1.156 milyon

65,3 bin

70,4 bin

+ 5.1 Bin

Toplam yatırım Maliyeti (TL) Yatak başına ortalama maliyet (TL)


restaurant 42 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

Titanic Hotels’den Berlin’e üçüncü otel Titanic Hotels, 12 Şubat 2016 tarihinde 4 yıldızlı Titanic Chausse Berlin’i hizmete açtı.

T

urizm sektöründe başarılı yatırımları ile dikkat çeken Titanic Hotels, bünyesine Titanic Chaussee Berlin’i dahil etti. Berlin’in en merkezi caddelerinden, Chausse-trasse. Caddesi üzerindeki konumu ile hem iş hem tatil amaçlı misafirlere hizmet vermeyi hedefleyen dört yıldızlı otel, modern sanat müzesi Hambuger Bahnhof ve Oranienburger Street’e birkaç dakika uzaklıkta, aynı zamanda Berlin Grand Central Tren İstasyonu, Karayolları ve tüm uluslararası havalimanlarına kolay erişim lokasyonunda yer alıyor. 400 ODALI Konumu ve konsepti ile iş dünyasının ağırlayacak olan 400 odalı Titanic Chausse Berlin, şehrin ve eğlencenin tadını çıkarmak isteyen misafirlerini de unutmuyor. 3.000 metrekare büyüklüğündeki Be Fine Sport & Spa’sı kapalı havuzu, restoranları, barları ve dekorasyonu ile göz dolduruyor. Titanic Chaussee Berlin 1500 metrekarelik balo salonları, büyüklüğü 45 metrekare ile 175 metrekare arasında değişen özel toplantı odaları ve organizasyonlar için gerekli teknolojik donanımıyla profesyonel hizmet veriyor. Dünya ve Türk mutfağının seçkin lezzetleri, Titanic Chaussee Berlin’in şık ve gözalıcı atmosfere sahip restoran ve barlarında misafirlerin beğenisine sunuyor.



restaurant 44 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

Hilton Worldwide’dan her gün bir otel açılışı

100

ülke rekoru 2015 yılında neredeyse her gün bir otel açan en büyük global otel zinciri olan Hilton Worldwide, dünyada 100 ülke ve bölgede genişyerek yıllık büyüme rekorunu kırdı.

H

ilton Worldwide, son olarak Çad’da açtığı Hilton N’Djamena ile dünya çapında 100 ülke ve bölgeye ulaştı. Bünyesinde bulunan, piyasa lideri 12 markasıyla 2015 stratejisini organik büyüme üzerine kuran Hilton Worldwide böylece en büyük ve hızlı büyüyen global otel zinciri unvanını korudu. Halihazırda Hilton Wordwide’ın sektör liderliğini elinde tuttuğu, dünya çapında hizmete alınması planlanan 275 bin odaya ek olarak yaklaşık 100 bin oda eklenmesi için imzalar atılarak rekor kırıldı. 275 bin odanın yarısı yapım aşamasında ve bu sayı global olarak yapım aşamasındaki odaların yaklaşık %20’sine denk düşüyor. 50 binden fazla brüt oda ve 43 binden fazla net oda eklendi. Bu da yönetilen ve franchise segmentteki % 6.6’lık büyümeye işaret ediyor. Rakip markaların ve bağımsız otellerin 14,500 odası dönüştürüldü. Bu sayı ise 2015 yılındaki tüm açılışların yaklaşık % 30’una denk geliyor. Geçen yıl ayrıca Hilton Worldwide, yönetilen ve franchise otellerin faaliyete geçmesiyle yaklaşık 20,000 yeni iş imkanı sağladı. 4,600’den fazla yönetilen ve franchise oteller ile devremülklerde 140 milyondan fazla konuk ağırladı.

2007’DEN BU YANA YÜZDE 50’NİN ÜZERİNDE BÜYÜDÜ 2007’den bu yana, Hilton Worldwide yüzde 50’den fazla büyüme kaydetti; üç yeni markayı başarıyla lanse etti. Şirketin büyümesini destekleyen söz konusu üç markanın tesislerinde, hizmete alınmış veya yapımları süren yaklaşık 60 bin oda bulunuyor. Hem konuklar hem tesis sahiplerine daha fazla seçenek sağlamak adına, Hilton Worldwide bu ayın sonunda orta segment bir markayı lanse etme hazırlanıyor. Bu marka da şirketin büyümesine önemli oranda katkı sağlayacak. “100. ülkeye ulaşmamız markalarımızın gücünün bir kanıtıdır. Markalarımız, portföyüne eklemeyi planladığı oda sayısıyla rekor koran Hilton Worldwide’ı en hızlı büyüyen global konaklama şirketi olarak konumlandırmaya devam ediyor” diyen Hilton Worldwide Başkanı ve CEO’su Christopher J. Nassetta sözlerini şöyle sürdürdü: “Karlılığı artırarak otel sahiplerinin ilk seçimi, konuklarımızın tüm ihtiyaçlarını karşılayan güçlü bir marka ve takım arkadaşlarımızın severek çalıştığı bir otel olmak adına çaba gösteriyoruz.”

2015 Yılında Bölgesel Olarak Öne Çıkanlar Amerika: Hilton Worldwide’ın en büyük pazarı açısından rekor bir yıldı. Marka, her gün neredeyse bir tane olmak üzere, 65 bin yeni odayı kapsayan 500’ten fazla anlaşmaya imza attı. Hilton, Aruba, Bolivya ve Guatemala da dahil olmak üzere, Latin Amerika ve Karayipler’de yeni pazarlara açılmayı (açılan 100 otelle) sürdürdü. Avrupa, Ortadoğu & Afrika: Hilton Worldwide, 2015 yılında Avrupa çapında 7,000’den fazla odayı hizmete aldı; Botsvana ve Ermenistan dahil olmak üzere, pek çok anlaşmaya imza atarak başarılı bir yılı geride bıraktı. Asya Pasifik: Hilton Worldwide son üç yılda bölgede 5,000’den fazla yeni oda ile hizmet vermeye başladı. Birçok ülkede, lüksten sınırlı hizmet otellerine kadar türlü fiyat kategorilerini kapsayan, Hilton Garden Inn, Hampton by Hilton, Embassy by Hilton ve Hilton Hotels & Resorts tesisleri kapılarını açtı.

2015 Yılında Marka Açısından Öne Çıkanlar Lüks & Lifestyle: Conrad Hotels & Resorts, Waldorf Astoria Hotels & Resorts, Canopy by Hilton. Tam Hizmet: Hilton Hotels & Resorts, Curio – A Collection by Hilton, DoubleTree by Hilton. Süitler: Embassy Suites by Hilton, Homewood Suites by Hilton, Home2 Suites by Hilton. Odaklı Hizmet: Hampton by Hilton, Hilton Garden Inn. Devremülk: Hilton Grand Vacations.



restaurant 46 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

Clarion Hotel Mahmutbey’de açılıyor Konforun İstanbul’daki 5 yıldızlı yeni adresi, Clarion Hotel Mahmutbey’de açılıyor…

M

ahmutbey’de kapılarını konfora açan Clarion Hotel hem şehir içinden hem de yurt dışından ulaşım için son derece ideal bir konumda yer alıyor. İstanbul’un kalbinin attığı noktada yer alan Clarion Hotel, Atatürk Havalimanı’na 10 km, İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’ne 6 km, CNREXPO Fuar Merkezi’ne 11 km, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’ne 27 km, Mall of İstanbul AVM’ye 5 km, Mahmutbey Metro Durağı’na ise 1 km mesafede bulunuyor. Hareketin tam merkezindeki konumuyla konuklarına sayısız avantajlar sunuyor. 245 ODALI Clarion Hotel’de tüm odalar, konukların kendilerini özel hissedecekleri bir ortam sunmak ve konforu en üst noktada yaşatmak üzere hazırlanmış bulunuyor. Rahat ve konforluk için tasarlanan 245 odası, yoğun iş temposundan sıyrılıp hem fiziksel hem de ruhsal olarak dinlence sağlayan olanakları, tüm toplantı ve davetlerde kullanılabilecek balo ve toplantı salonları, dünya mutfağından tadına doyulmaz lezzetlerini sunan restoran ve barları ile Clarion Hotel, konuklarını özel bir dünyaya davet ediyor. MUTFAKTA TÜRK, İTALYAN, FRANSIZ, MEKSİKA ESİNTİLERİ Clarion Hotel’in her sabah muhteşem bir kahvaltı ile güne başlayan restoranı Safran, alaminute usulü hazırlanan seçkin lezzetleri ile hem iş yemeklerinde hem de enfes yiyeceklerle tanışmak isteyenlere geniş menü seçeneğini sunuyor. Türk mutfağının yanı sıra, İtalyan, Meksika ve Fransız mutfağı gibi dünya mutfaklarının önde gelen tarifleri, özenli bir servis eşliğinde sofralara taşınıyor. Clarion Hotel’in lobby lounge barı MAR.TEA.NI, çok özel bira ve kokteyl menüsünün yanı sıra çay çeşitleriyle de keyfi yudumlamak isteyenlere inanılmaz seçenekler sunuyor.

UZMAN ELLERDEN SPA OLANAKLARI Clarion Hotel’in konukları, yoğun iş temposundan yorulduklarında ya da yenilenmeye ihtiyaç duyduklarında kendilerini SPA olanaklarıyla MIA’da uzman ellere bırakıyor. Dileyenler VIP masaj odalarında Uzak Doğu masajlarıyla rahatlayabiliyor, dileyenlerse kapalı havuz, Türk hamamı, buhar odası ya da saunada streslerinden arınıyor. İş dünyasının zorlu arenasına güçlü bir şekilde dönmek isteyenlerse fitness merkezinden yararlanıyor.


easySteamPlus • Dokunmatik kontrol paneli İster fabrikada yapılmış programları kullanın, ister kendi programlarınızı yaratın, isterse manuel modla yaratıcılığınızı gösterin. • Lambda sensörü ile gerçek nem kontrolü Yiyecek miktarı ne olursa olsun her zaman eşit pişirme • Yüksek verimlilik, düşük gaz emisyonu Yüksek verimlilikte ısı eşanjörlü brülörler • İki fonksiyonlu fan Sıcak hava, eşit pişirme için fırın haznesinin her köşesine ulaşır. • Düşük ısıda pişirme • Otomatik temizlik sistemi www.kristalendustriyel.com

Merkez - Fabrika: +90 242 258 00 22 (Pbx)

www.zanussiprofessional.com

İstanbul Bölge Müdürlüğü: +90 212 297 00 06


restaurant 48 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

Narven Termal Sağlık Kasabası ilk misafirlerini ağırladı Bolu’da 250 milyon dolarlık yatırımla kurulan, Türkiye’nin ilk termal sağlık kasabası Narven’in birinci etap ilk bölümü tamamlandı. Narven Termal Sağlık Kasabası, doğal yaşam alanına uygun konumuyla misafirlerini 3 nesil, 4 mevsim ağırlamak için hazır.

B

olu’nun doğal yaşamına uygun mimarisi, 450 bin metrekare alanı ile Türkiye’nin önemli sağlık ve turizm yatırımlarından olan Narven Termal Sağlık Kasabası, sağladığı hizmetlerle de 5 yıldızlı tatil imkânını ev konforunda sunuyor. Sektörün örnek projesi olarak gerek Avrupa gerekse Türkiye’de önemli bir potansiyele ulaşmayı hedeflediklerini söyleyen Narven A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Serdar Yıldız; “Bolu turizmi için önem taşıyan projemizi hayata geçirdiğimiz için gururluyuz. İlk misafirlerimizden aldığımız geri bildirimler bizim için çok önemliydi ve gelen misafirlerimizin olumlu yorumları bizi daha da mutlu etti. Narven Termal Sağlık Kasabası büyüdükçe Türkiye’nin de gururu olacak” dedi. HER İHTİYACA CEVAP VEREN PROJE Termal turizmin yanı sıra afiyet turizmi, sağlık turizmi ve kültür turizmine yönelik birçok alt yapıyı da bünyesinde bulunduran Narven Termal Sağlık Kasabası, sektörün örnek

projesi olarak gerek Avrupa gerekse Türkiye’de önemli bir potansiyele ulaşmayı hedefliyor. Her ihtiyaca cevap verecek şekilde tasarlanan Narven’de, yüzme havuzları, termal havuzlar, kaydıraklı havuzlar, restoranlar, vitamin bar da bulunuyor. Aynı zamanda misafirler Narven’in marketinden alışveriş yaparak evlerinde bulunan tam donanımlı mutfaklarında da yemek yapabiliyor. Ayrıca özenle hazırlanmış spa alanlarında, sauna, Türk hamamı, tuz odası, kar çeşmesi, macera duşu, buhar odası, dinlenme odaları, sıcak yataklar, güzellik merkezi, yetişkin oyun alanları, çocuk oyun alanları ve fitness da mevcut. GÜNDÜZ ÇEVRE ETKİNLİKLERİ, AKŞAM TERMAL KEYFİ Narven Termal Sağlık Kasabası’nın ilk konukları gündüz çevre etkinlikleriyle keyifli vakit geçiriyor. Kış tatillerinin uğrak yeri Kartalkaya’da kayak keyfi yapan konuklar, akşamları da odalarından akan termal suyla, dilerlerse termal havuzlarda şifa buluyor. Şehrin gürültüsünden ve kalabalığından uzaklaşan Narven Termal Sağlık Kasabası’nın ilk misafirleri, Narven’den yenilenerek ayrılacak.


Choice Hotel Kahramanmaraş açıldı

Choice Hotels International, Türkiye’deki ikinci otelini 11 Şubat 2016 tarihinde Kahramanmaraş’ta açtı.

D

ünyada 30 ülkede 11 marka ve 6 bin 300 otel ve 500 binden fazla odayla dünyanın en büyük ve başarılı otel zincirlerinden biri olan Choice Hotels, Clarion Hotel Kahramanmaraş’ın açılışını 11 Şubat 2016 tarihinde gerçekleştirdi. Kahramanmaraşlıların ve iş dünyasının yoğun ilgi gösterdiği açılışı Vali Mustafa Hakan Güvençer, Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç, İl Kültür ve Turizm Müdürü Seydihan Küçükdağlı, Choice Hotels Türkiye Otel Geliştirme Ortağı ve Yönetim Direktörü Yakup Karakoç ve Selra Otel Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Tekinşen gerçekleştirdi. ŞEHRİN MERKEZİNDE Clarion Hotel Kahramanmaraş, şehrin tam merkezinde futbol stadının karşısında bulunuyor. Kahramanmaraşlı mutfak araçları üreticisi Akyıldız Mutfak Eşyaları tarafından kurulan Selra Otel Turizm’in yatırımcı olarak yer aldığı Clarion Hotel Kahramanmaraş’ta 25 metrekarelik 119

odanın yanı sıra 40 metrekarelik bir suit bulunuyor. Dört çok amaçlı konferans salonu, balo salonu, bir restoran, bistro ve bir pastanesi bulunan Clarion Hotel Kahramanmaraş, şehir manzarasına sahip, kış bahçeli çatı restoranında otelde konaklayan misafirlerinin yanı sıra Kahramanmaraşlıları da ağırlayacak. Geniş wellness center’ı ile misafirlerinin sağlıklı ve zinde kalması için hizmet verecek Clarion Hotel Kahramanmaraş, fitness salonu, tuz odasi ve buhar banyoları ile hem iş hem de turistik amaçlı Kahramanmaraş’ı ziyaret edenlere özel bir ambiyans sunacak. AÇILIŞLAR DEVAM EDECEK Clarion Hotel & Suites İstanbul Şişli’yle İstanbul’da bir otelle hizmet veren Choice Hotels, gelecek aylarda İstanbul’da Clarion Hotel Golden Horn ve Clarion Hotel İstanbul Mahmutbey’in açılışını gerçekleştirecek. Clarion Hotel İstanbul Bakırköy’ün ise 2018’in ilk çeyreğinde açılması planlanıyor.


restaurant 50 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

Novotel İstanbul Bosphorus açıldı Akfen GYO’nun yatırımını yaptığı Novotel İstanbul Bosphorus Karaköy’de hizmete girdi. 21’i suit toplam 200 odadan oluşan yatırımı 120 milyon TL’ye mal olan beş yıldızlı otel, Accor Grubu tarafından işletilecek.

E

konomik şehir otelciliği alanında Türkiye’nin ilk ve tek gayrimenkul yatırım ortaklığı olan Akfen Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) yatırımlarını hizmete açmaya devam ediyor. Akfen GYO, İstanbul’un en eski ticaret merkezlerinden biri olan Karaköy’ün merkezinde beş yıldızlı olarak yatırımını gerçekleştirdiği 200 odalı Novotel İstanbul Bosphorus’u (Karaköy) 16 Şubat tarihi itibariyle hizmete açtı. ACCOR TARAFINDAN İŞLETİLECEK Tarihi Yarımada manzarasının yanı sıra kültürel ve sanatsal etkinlikler ile gün boyu canlılığını koruyan bir bölgede hizmete açılan Novotel İstanbul Bosphorus, şirketin stratejik ortağı ve Avrupa’nın lider otel işletmecisi Accor Grubu tarafından işletilecek. Novotel İstanbul Bosphorus’un hizmete açılmasının ardından açıklamalarda bulunan Akfen GYO Yönetim Kurulu Başkanı Süha Güçsav, Novotel İstanbul Bosphorus gibi son derece önemli bir yatırımı sektöre kazandırdıkları için çok mutlu olduklarını ifade ederek, “Otelimiz, Türk ve dünya mutfağının en lezzetli örneklerini sunan restaurantı ve misafirlerinin

konforu için sunulan tüm özellikleri ile turizm sektörü açısından bölgenin cazibe merkezi olan Rıhtım Caddesi üzerinde bulunuyor. Tarihi Yarımada’ya, Galata Kulesi’ne ve Boğaz’a yürüme mesafesinde olan bu son derece modern tesis için, yaklaşık 120 milyon TL tutarında yatırım yaptık” dedi. YIL İÇİNDE OTEL SAYISI 20, ODA SAYISI 3.628 OLACAK Güçsav, sözlerine şöyle devam etti: “Sahip olduğumuz iş modeli ve Accor Grubu ile yaptığımız stratejik iş birliği kapsamında 10 yıl gibi bir sürede Türkiye, Rusya ve KKTC’de 19’u operasyonel, 1’i inşaat aşamasında olan toplam 20 otelden oluşan bir portföye ulaştık. Büyüme hedeflerimiz kapsamında İstanbul’da hayata geçirdiğimiz bir diğer önemli projemiz 200 odalı İbis Otel Tuzla’nın da inşaatı devam ediyor. Bu yatırımımızı da yılın ikinci çeyreğinde hizmete açmayı planlıyoruz. Böylece, yıl içinde portföyümüzdeki otellerin tümü operasyona geçmiş olacak ve faal otel sayımız 20’ye, oda sayımız ise 3.628’e ulaşacak ”dedi.



restaurant 52 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

Turizmci ve turist Nisan’da deniz altına inecek! Nisan ayında turlarına başlayacak olan Türkiye’nin ilk turistik denizaltısı yerli ve yabancı turistlerin gözdesi olmak için gün sayıyor.

K

anada ve İspanya‘dan sonra Türkiye’de de turistik denizaltı turları Nisan ayında Alanya’da başlıyor. 20 metre uzunluğunda, 4 metre eninde, 6.5 metre yüksekliğinde ve 106 ton ağırlığında, 48 kişilik ithal denizaltı, ‘Türkiye’nin ilk turistik denizaltısı’ olma özelliğini taşıyor. IHS Travel ve Touristfly tarafından Türkiye’ye getirilen denizaltı ilk misafirlerini Nisan ayının ilk haftasında görkemli bir açılışla ağırlayacak. TUR 1.5 SAAT SÜRECEK Yurtdışından ithal olan denizaltı 110 metreye kadar inebiliyor. Denizaltında, 80 saat boyunca 48 kişiye kadar yetebilecek oksijen tüpleri ve malzemeler bulunuyor. Her gün, günde 6 kez düzenlenecek turlarda aşağıda kalış süresi bir saat ile sınırlı tutulacak. YAVUZYİĞİT: “EŞSİZ BİR DENEYİM YAŞATACAĞIZ” IHS Travel ve Touristfly Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Emre Yavuzyiğit, denizaltı turizmi ile neleri amaçladıklarını şöyle açıkladı: “Türk turizmine yeni bir soluk getirmek için böyle bir projeye başladık. Yerli ve yabancı turistlerimize farklı ve eşsiz bir deneyim yaşatmak, denizaltı dünyasının keşfedilmemiş güzelliklerini göstermek için turlarımıza başlayacağız. Konuklarımız için özel bir rota belirledik ve 40 metre derinlikteki kanyonları gezdireceğiz. Denizaltı 11 ay boyunca turlarına devam edecek. Kış aylarında da faaliyette olacak özellikle evlilik teklifi, doğum günü, nişan ve düğün gibi organizasyonlara ev sahipliği yapabilecek. Özellikle günümüz piyasa şartlarının olumsuzluklarını

düşündüğümüzde yenilikçi fikirlere açık olmak ve sektörü bir adım daha ileriye taşımak bizim için bir ayrıcalık” dedi. 2017’DE BİR DENİZALTI DAHA GELİYOR Yavuzyiğit, “Bu ilk adımımızdı. 2017 yılında Türkiye’ye bir denizaltı daha getiriyoruz ve ileride de kendi denizaltımızı yaparak Türk turizmine kazandırmak istiyoruz” dedi. TÜRKİYE’NİN NEMO’SU Finlandiya’da imal edilen NEMO, Mark IV serisinin 10’uncu denizaltısıdır. 3’ncü nesil turistik denizaltı NEMO, 48 yolcu ve 2 pilot kapasitesi ile dünyanın en gelişmiş teknolojisine ve en sıkı emniyet sistemlerine sahip bir turistik denizaltıdır. Yüksek batarya kapasitesi ile 10 saat kesintisiz seyir imkânı ve 72 saate kadar sualtında kalabilme özelliğine sahip olan NEMO aynı zamanda sualtında yüksek manevra kabiliyeti ile dikkat çekmektedir. NEMO aynı gün içerisinde dışarıdan hiçbir destek almadan 10 dalış yapabilir. Dalış ve trim sistemleri NEMO’nun 1 dakikadan az sürede dalış ve satıh yapmasını ve sualtında teknenin rahat kontrolünü sağlar. NEMO’nun içindeki hava, oksijen takviyesi ile tazelenerek ve klima ile sürekli serin tutularak dalış süresince yolcuların konforlu ve sağlıklı bir gezi geçirmelerini sağlar. NEMO, 2015 yılı içinde, bataryasından camlarına kadar tam bir modernizasyon sürecinden geçirilmiştir. Sahil yedekleri dâhil, batarya şarj sistemi ve hava kompresörleri de yenilenmiştir. NEMO Ekim 2015 ayında GL/DNV’in sıkı ve taviz vermez denetiminden geçerek GL/DNV sertifikasını başarı ile almıştır.



restaurant 54 hotel & hi-tech

iş’te kadın

Kaderden turizmci Necla Tuncel “Gazetecilik hevesimden bir an olsun vazgeçmedim. Ama sanki bir güç beni sürekli kendine doğru çekiyordu. Adı turizmdi, biliyordum, sadece netleşemiyordum…”

T

urizme girmeden önce sektörle ilgili tek bildiği, Türkiye’ye dönmek için bir turizm ofisine gidip uçak bileti almaktı. Yıllar yılı gazeteciliği hayal etti. Ama kaderi onu her defasında ideallerinden koparıp, turizmle buluşturdu. Şimdilerde dünyanın en büyük cruise şirketlerinden MSC Cruises’un Türkiye Genel Müdürlüğü görevini yürüten Necla Tuncel ile o ilgi çekici turizm yolculuğunu samimi bir söyleşi ile sayfalarımıza taşıyoruz… Necla Hanım, kruvaziyer turizmine uzanan sektör yolculuğunuzu ilk günlere ait hatıraları, hayalleri ve kariyer planlarıyla anlatır mısınız? Ben ilkokulu Eskişehir’de okudum. 10 yaşındayken ailemle birlikte Amerika’ya yerleştik. Anne tarafım orada yaşıyordu

çünkü. Okulumun ilk yılı hiç İngilizce bilmediğim için çok zorlu geçti ancak mecbur kalınca çok çabuk öğreniyorsunuz. Orta okul ve liseden sonra üniversiteyi Basın Yayın İletişim üzerine okudum. O yıllarda gazeteci olmak en büyük hayalimdi. Her ne kadar gazeteci olmak gibi bir hevesim vardıysa da, şimdi o günlere döndüğümde düşünüyorum da asıl isteğim Türkiye’ye dönmek ve kendi ülkemde yaşamaktı. İlk gittiğim günden itibaren 15 yıl boyunca o plan hiç bozulmadı. Normal şartlarda 10 yaşında bir çocuğu nereye götürseniz uyum sağlardı. Ama ben ısrarla direndim ve o uyumu reddettim. En nihayetinde güçlü bir kararla bavulumu toplayıp aileme de veda ederek Türkiye’ye döndüm. 15 yılın ardından Türkiye’ye dönüşünüz hem ruh dünyanız hem de yıllar yılı yeşerttiğiniz hayalleriniz kavuşmanız


anlamında muhteşem olmalı. Türkiye’ye dönmek sizde ne hissettirdi? Çok mutlu oldum tabii. Fakat yine küçük pürüzler yok muydu, vardı tabii ki. Ben Türkiye’ye geldiğimde memleketim Eskişehir’e yerleştim. İlk etapta İstanbul’u göze alamamıştım. Neticede Türkçem çok iyi değildi. İstanbul’u hiç tanımıyordum. Dolayısıyla tanımadığım bir şehirde de kaybolmak istemedim. İş konusunda ise, Türkçem yeterli olmadığından gazetecilik yapmam mümkün değildi, haliyle bir süreliğine de olsa o sevdadan vazgeçmek zorunda kaldım. Eskişehir’deki Yöre Turizm’de işe başladım , herhangi bir deneyimim olduğundan değil, sadece turizm de bir çok kelime Ingilizce olduğundan dolayı, en azından o an için yapabileceğim tek iş bu olduğu için... Kısa bir süre sonra Eskişehirde bulunan TUSAŞ F16 fabrikasında Amerikalı yöneticilerden assistanlık teklifini kabul ederek orada çalışmaya başladım. Yüksek ihtimal, içinde Amerikalılar olduğu içindir o kararı vermiştim. Turizmle yollarınız kesişmiş ama uzun sürmemiş. Henüz bir gönül bağı kuramamıştınız herhalde. Aslında turizmi sevdim. Insanlarla iletişimde olmak, yeni yerler ve kültürler keşfetmek ve aynı zamanda da Türkiye’yi yurt dışında tanıtmak keyifliydi ama bir o kadar da zor… Sonuçta pek çok insan, turizmin emek gücünü bilmez. İşin mutfağını bilmezler. Şu an bile arkadaşlarım, “Oh ne güzel, gemi turizmi yapıyorsun “diyorlar. Ama kimse içindeki yoğun emeğin, yorucu ve stresli organizasyon ve planlama çalışmalarının ağırlığını yeterince bilmiyor, o da gayet normal. Bunlara rağmen acentacılık faaliyetleri benim için çok keyifli geçti. Bu arada gazetecilik hevesimden de bir an olsun vazgeçmedim. Yine de sanki bir güç beni sürekli kendine doğru çekiyordu. Adı turizmdi, biliyordum sadece netleşemiyordum. Bir taraftan gazetecilik hayalleri kuruyor, öte taraftan detaycılık, iletişim ve organizasyon becerisi gerektiren turizmde kendimi buluyor, frenleyemiyordum. Ben kendimi frenleyemiyordum, turizm de bana karşı kendini… Bu karşılıklı çekim etkisiyle çok kısa bir süre sonra kendimi, TUSAŞ’ta görevli 30 Amerikalı ailenin tüm seyahatlerini planlarken buldum.Belki artık bir turizm çalışanı değildim ama kim duyduysa geldi. Kimilerini Amerika’ya gönderdim kimilerini de Kapadokya’ya… Hal böyle iken “Madem bu işi yapıyorum, o zaman tam manasıyla yapayım” dedim ve 1992 yılında İstanbul’a geldim. İstanbul’a gelirken turizme dair aklınızda tam olarak neler vardı? Pek bir şey yoktu aslında. Sadece artık Eskişehir’de ilerleyemeyeceğimi hissettim. Tabi ki Eskişehir o zamanlar bugünkü durumunda değildi. Turizme devam etmek istiyordum ama tıkanmıştım. 1992 yılında İstanbul’a gelince ilk olarak şimdiki adı Steigenberger Hotel olan eski Mövenpick Hotel Maslak’a Satış elemanı olarak girdim. O aralıkta kısa bir Kanal 6 maceram da oldu. Basın Yayın

okudum ya, bir taraftan da asıl yapmak istediğim iş gazetecilik… Hazır Türkçem de gelişmiş… Ahmet Özal’ın yanında asistan olarak işe başladım ve sonrasında program yapımcısı ve tanıtım bölüm müdürü olarak devam ettim. Nihayetinde vuslat zamanı… Hayalini kurduğunuz kadar var mıymış? Mesleki tatmin açısından keyifli bir dönem geçirdim. Ama kanaldaki yönetim değişiklikleri sebebiyle ona da veda etmek zorunda kaldım. Bir ay kadar Amerika’ya gidip bir es vermek ve kariyerime ne şekilde devam edeceğimi netleştirmek istedim. Basın Yayın üzerine mi çalışmalıyım yoksa kariyerimi turizm üzerine mi yoğunlaştırmalıyım noktasında kesin bir karar vermem gerekiyordu çünkü. Tabii ki turizm ağır bastı. Zaten Amerika’ya giderken Avustralya Hava Yolları’ndan da bir teklif almıştım. Onu olumlu değerlendirerek işe başladım. Bu defa bir havayolu çalışanıydım. Bir süre sonra o da yeterli gelmedi çünkü Türkiye’den direkt uçuşu yoktu. Onun üzerine ben de Amerika’dan US Airways’in Türkiye temsilciliğini aldım. 1 yıl sonra Conrad Oteli’nden Grup Satış Müdürlüğü teklifi geldi ve otelciliğe geri dönüş… Benim için değişen pek bir şey yoktu aslında. Nihayetinde yine ağırlıklı olarak acentalarla çalışıyordum. Yoğun ama son derece keyifli bir tecrübe oldu. 5 yıl Conrad Otel de çalıştıktan sonra, kısa bir süreliğine de olsa kongre turizmi de yaptım. O da bana mesleki anlamda çok şeyler katmıştır.


restaurant 56 hotel & hi-tech

iş’te kadın Ben her yeniliğe çok çabuk adapte olabilen ancak biraz sabırsız ve tezcanlı biri oldum hep. Hemen öğreneyim hemen yapayım isterim örneğin. O zaman da otelle cruise gemilerini kıyaslamaya başladım. Nitekim arada çok büyük farklar var. Her şeyden önemlisi biri durağan biri sürekli hareket olan oteller. Biraz tereddüt ettim, başarısız olma korkusu yaşadım ama geri durmadım. Çok emek verdim, törpülendim. Turizm için başka hangi yönlerinizi törpülediniz? Türkiye gibi bir ülkede turizm yapıyorsanız kriz yönetiminin içindesiniz demektir. Herhalde en çok o yönümü törpülemişimdir. Sözünü ettiğim, her işin bir sonraki adımını düşünmek, öngörülü, isabetli ve ileri görüşlü kararlar alabilmek ve cesaretle uygulayabilmek… Ben kruvaziyer turizmine 2000’li yılların başında girdim. Özellikle son 10 yıldır İstanbul kruvaziyer destinasyonlarında en populer şehirlerden biri. Türkiye bunun çok farkında değil ama aslında kruvaziyer turizminde, gemi firmaları ziyaret ettikleri şehirleri pazarlamak amacıyla, tüm dünyada çok ciddi tanıtım yapıyor. Sizin yapmanız gereken tek şey destinasyonunuzu cazip kılmanız. MSC Cruise’u ele alalım mesela, dünyada 50 ülkede ofislerimiz var. Tüm gemiler gibi, Türkiye uğraklı gemilerinin pazarlanması amacıyla bütün bu ülkelerde yoğun bir reklam – tanıtım faaliyetleri yapılır. Kruvaziyer turizmi, öncelikle uğradığı şehire ve sonrasında ülke tanıtımına ve ülke ekonomisine ciddi boyutta katkı sağlar. Ayrıca, gemilerin Türkiye’ye uğraması demek, gemiler’den kontenjan alıp, Türk yolcuları, Türkiye limanlarından bindirebilirsiniz demek ki, bu da tabi ki kruvaziyer turizminin Türkiye’de de büyümesi demektir. Biz geçen yıl 18,000 Türk yolcuyu gemilerimizde ağırlarken, İzmir ve Istanbul’a, dünyanın değişik ülkelerinden 250,000 turist getirdik...

Acentacılık, otelcilik, havayolları, kongre turizmi… Neredeyse turizmin her çeşidini denemişsiniz. Peki kruvaziyer turizmiyle yollarınız nasıl kesişti? Yine gelen cazip bir iş teklifiyle tabii ki. Kruvaziyer, o güne kadar hiç düşünmediğim bir sahaydı. Onun da sebebi, Türkiye’de bir cruise firmasının, cruise pazarının olmayışıydı. Dolayısıyla önce teklife tereddütle yaklaştım ama o da uzun sürmedi ve biraz cesaret biraz da risk alarak teklifi kabul ettim. Cruise Line, cruise firmalarının bilet satışını yapan bir şirketti. Yolcu sayısı tüm Türkiye genelinde toplasanız 2000-2500 kadardı. “Ne yapabilirim?” diye düşünürken, sadece yolcuya hitap ettiklerini gördüm. Ama bir tek ofisten Türkiye’de bir cruise pazarı oluşturmak çok zor... Ben orada İş Geliştirme Müdürü olarak işe başladım ve dedim ki, “Neden biz bunu bütün Türkiye’ye yaymıyoruz?” Bu defa acentalara gidip yoğun bir şekilde gemileri tanıtmaya koyuldum. Nasıl bir emek, çaba ve özverinin sonunda bugünlere geldiniz? Sizi biraz daha yakından tanıyarak söyleşiye devam edelim mi?

MSC Cruises Türkiye ile nasıl tanıştınız peki? MSC Shipping ve Arkas Holding, 1975 yılından beri konteyner taşımacılığı alanında ortaklık halindeydi. MSC Cruises, 2005 yılında Türkiye’ye düzenli haftalık seferler planlayarak, Arkas Holding ile ortaklaşa MSC Cruises Türkiye ofisini kurma kararı aldı. Genel Müdürlük pozisyonu için arayışa başladıklarında ise Arkas Seyahat ile olan temaslarımdan dolayı akıllarına ben gelmişim. Daha da ilginci, ben Cruise Line’da çalışırken baktım MSC Cruises ile ilgili bir temsilciliğimiz yok. Napoliye, MSC Cruises Merkez ofisine görüşmeye gittim. Görüştüğüm kişi, temsilcilik vermediklerini, genelde kendi ofislerini açtıklarını söyledi. Ben de buna hiç ihtimal vermediğimden, nazik bir şekilde teşekkür edip ayrıldım. Bu olaydan yaklaşık bir yıl sonra bu teklif geldiğinde ilk aklıma gelen bu görüşme oldu. MSC yönetimi ile tanışmak için Napoli’ye gittiğimde bu kişi de oradaydı “Ben size ne söylemiştim?” deyince ona sadece “Doğrusu o gün hiç inanmamıştım” diyebildim. İlk etapta irtibat ofisi gibi düşünüldü. Benimse pazarın geliştirilebilir olduğuna inancım sonsuzdu. Çünkü tam da


cruise satışı için acentaları devreye sokmaya başlamıştım. İşin devamlılığını sağlayabilmek adına çalışmalarımı yoğunlaştırdım ve İstanbul binişleri için kabin talep ettim. İlk yıl kabin sayımız yoktu, ne bulursak onu sattık. Bütün bir yıl toplam 1500 yolcu sayısına ulaştık. 2013 zirve bir yıldı, 25 bin yolcu sayısına yükseldik. Geçen yıl sayı biraz düştü, 18 binlerde seyrettik. Sanırım bu yıl da aynı sularda devam ederiz. Söz bu yılın veri ve hedeflerine gelmişken sormak isterim, Türkiye’ye yapılan saldırılar neticesinde özellikle İzmir ve İstanbul’a yönelik olan Avrupa ülkelerinden gelen kruvaziyer turist rezervasyonlarında büyük düşüşler yaşandı. Bu durum MSC Cruises Türkiye’nin faaliyetlerine ve kruvaziyer turizmine nasıl yansıdı, değerlendirmelerinizi paylaşır mısınız? Maalesef yaşanan son olaylardan sonra, Istanbul’a gelen gemide yaşanan yoğun rezervasyon iptalleri dolayısıyla, 11 yıldır Istanbul’a her hafta düzenli olarak yapılan seferlerimiz bu yıl için durduruldu. Ne yazık ki, bu yıl gemi firmalarının neredeyse tamamı Türkiye seferlerini gerçekleştirmeyecek. Türkiye doğu batı ekseninde, önemli bir buluşma noktası konumunda. Doğası, tarihi, kültürü, ile turistin aradığı her şey var. Dolayısıyla tüm bu değerlere sahip çıkarak yol almak gerek. Ülke turizmi olarak zor bir dönemden geçiyor olabiliriz ama ben bunun doğru strateji, planlama ve elbirliğiyle aşılacağını düşünüyorum. TÜRSAB bünyesinde Kruvaziyer Komitemiz var. Çalışmalarımız aynı hızda devam edecek. MSC Cruises Türkiye ile devam etmek istiyorum. Sizi bir cruise firması olarak farklı kılan özellikleriniz neler? Pazarın yüzde 60’ına hakim olmamızın en önemli nedenlerinden biri de, Türkçe hizmetlerimizdir. Biz gemilerimize olabildiğince her şeyi Türkçe olarak koyduk. Türk eleman sağlamaktan tutun, Türkçe hizmetler gibi birçok yenilik yaptık. Türkçe başka hiçbir gemide yoktur. Şu anda mevcut 12 gemimizde Türk kahvesi var, Türk kahvaltısı, Türkçe menüler var. Bu çok kolay bir şey değil. Çünkü altını istikrarlı bir duruşla doldurmanız gerekir. Ben her hafta o gemiye yolcu vermeliyim ki, Türkçe hizmetleri de talep edebileyim. MSC Cruises ve MSC Cruises Türkiye için yatırımlar ve projeler 2016 yılı itibariyle ne şekilde devam edecek? Biraz önce de belirttiğim gibi MSC Cruises’un şu an 12 gemisi bulunuyor. 2017 - 2022 arası, peyderpey yedi gemi daha aramıza katılacak. Bu da 5 Milyar € yatırım demek. MSC Cruises Türkiye’ye gelirsem, tabi ki biz de gemi sayımızın artması ile birlikte, Türkiye pazarını da daha da büyütmeyi hedefliyoruz. Bundan sonra yapmak istedikleriniz, hayalleriniz, büyük projeleriniz var mı? Aslında bu işin devamı olarak, yeni yapılan gemilerimizden

birinin Istanbul’da denize indirilmesi hem Türkiye pazarında kruvaziyer turizmin yaygınlaşması hem de Türkiye’yi dünyaya tanıtma açısından eşsiz bir fırsat olur. Çünkü bu törenlerde MSC Cruises tüm dünya basınını davet ediyor ve tüm şehir bir şekilde bu kutlamanın içinde yer alıyor ... Gerçekleştirmek istediğim başka bir proje ise, Anadolu Ateşi ve benzeri şovları gemilerimizin Tiyatro salonlarında sahneleyerek, zengin kültürümüzü aynı anda bir çok ülkeden gelen yolculara tanıtabilmek… Toparlamam gerekirse, bugüne kadar turizmin birçok dalında görev aldım, daha başka gidecek yer kalmadı... Kruvaziyer den emekli olurum artık. Ama o zamana kadar da bu alan da geride bıraktığım 14 yılın üzerine katarak kruvaziyer sektörünün gelişmesi adına faydalı çalışmalar içinde yer almak istiyorum. Bu yolculuğa iki kişi ve 30 kabinle başladık, her hafta 130 kabinlere kadar çıktık. Elbette bu tek başına gelen bir başarı da değildi… MSC Cruises Türkiye olarak güçlü bir ekip olduğumuzu biliyorum, biz bir aileyiz. Türk insanının da bu farklı tatil ve seyahat deneyimini yaşamalarını istiyoruz. İleride belki bizim de bir cruise gemimiz olur, kimbilir… Geçmişte birçok insan için tatil planları yaptınız, onları uçurdunuz, konaklattınız. Şimdi de gemide yüzdürüyorsunuz. Merak ediyorum, sizin tatil &seyahat tercihleriniz neler? Bu kadar yıl Turizm’in içinde zaten o kadar çok seyahat ettim ve o kadar çok yer gördüm ki, tatil için alışılmışın dışında, çok farklı bir destinasyon ya da dinlenebileceğim bir yer tercih ediyorum.Amerika’da 15 yılım “Türkiye” diye diye geçti. Gelir gelmez kendimi turizmin içinde buldum. İş seyahatleri arttıkça kendime ayırdığım zaman da azaldı. Haliyle kendi ülkemi çok fazla gezme şansım olmadı. Türkiye’de başta Karadeniz olmak üzere gitmediğim o kadar çok bölge var ki… Tek tek dolaşmak isterim...


restaurant 58 hotel & hi-tech

etkinlik

Türkiye’nin En Büyük

Aşçılık Festivali 14. kez gerçekleşti Türkiye’nin en büyük Aşçılık Festivali, Uluslararası İstanbul Mutfak Günleri 11-14 Şubat tarihleri arasında TÜYAP Fuar Merkezi’nde düzenlenen festival ile deyim yerindeyse aşçılık dünyasının tozunu attırdı…


1

4. Uluslararası İstanbul Mutfak Günleri, 11-14 Şubat tarihleri arasında TÜYAP Fuar Merkezi’nde Öztiryakiler sponsorluğunda gerçekleşti. 22 ülkeden 400’ü yabancı olmak üzere 1.625 yarışmacı aşçının katıldığı yarışmaları dört gün boyunca toplam 25 bin ziyaretçi keyif ve heyecanla takip etti. Pratik – Ustalar, Pratik - Gençler, Display Ustalar, Display - Gençler, Ekip - Pratik ve Ekip - Display ana kategorilerinde toplam 70 ayrı dalda aşçılık hünerlerinin sergilendiği yarışmalara 25’i yabancı, toplam 70 jüri üyesi hazır bulundu. Aralarında Özgür Şef, Maximillian J.W. Thomae, İsmail Akdoğan, Erdem Dirbali, Turgut Ay, Özgür Şef, Eyüp Kemal Sevinç gibi Türkiye’nin önde gelen mutfak şeflerinin yanı sıra Michelin yıldızlı şeflerin de yer aldığı yarışmalar dört gün boyunca 25 bin ziyaretçiye keyifli ve heyecan dolu anlar yaşattı. DÜNYADA DA ETKİN VE GÜÇLÜ Türkiye Aşçılar ve Şefler Federasyonu’nun 2008 yılında Dünya Şefler Birliği (WACS)’ne üyeliğinin kabul edilmesinin ardından bu yıl 14.’sü gerçekleşen festival, uluslararası anlamda da etkinliği ve gücünü artırıyor. WACS’ın belirlediği standartlar çerçevesinde düzenlenen yarışmalarda başarı gösteren şefler madalyaların yanı sıra dünya genelinde gerçekliği olan sertifikaların da sahibi oluyor. MANAV: “KEŞKE DAHA FAZLA GENCİ VE ÖĞRENCİYİ ALABİLSEYDİK” İstanbul Mutfak Günleri kapsamında bir araya geldiğimiz ve kısa bir söyleşi yaptığımız TAŞFED Başkanı Yalçın Manav, festivalin Türk mutfağını dünyanın diğer mutfak kültürleri ile buluşturmak, Türkiye’nin aşçıları ile dünyanın önde gelen aşçıları arasında yakınlaşmayı ve karşılıklı bilgi alışverişi sağlamak amacıyla bu yıl 14. kez düzenlendiğini belirterek şunları söyledi: “Bu işe EMITT Fuarı ile başladık. Hiç aralık vermeden 14 yıldır da yapıyoruz. Bu yılki organizasyonumuza Türkiye ve dünyadan 1.625 yarışmacı katılıyor. Keşke daha fazla genci ve öğrenciyi alabilseydik. Dünyanın her yerinde üç gün yapılıyor, biz de ise dört gün boyunca sürüyor. Arzu edip de gelemeyen 2800 kişi var. Ama bu sayıyı artırma imkanımız yok. Yurt dışından katılan ülke sayısı, 22. Biz de Sultanahmet olaylarından fazlasıyla etkilendik. Tabii önemli olan ülkemiz. Ülkemizin sağlığı, demokrasisi diyoruz.” “FESTİVALİN MUTFAK DÜNYASINA EN BÜYÜK KATKISI, EĞİTİM” Uluslararası Gastronomi Festivali’nin mutfak dünyasına en büyük katkısının eğitim olduğunu kaydeden Manav, “Bu vesileyle gençlere, öğrencilere, şeflere ve aşçılara eğitim vermiş oluyoruz. Yarışmacı aşçıların uluslararası mutfağı öğrenmelerine, dünya mutfağında başarılı olmalarına zemin hazırlıyoruz. Biz TAŞFED olarak 1992 yılında ilk defa 10 kişilik bir ekiple yurt dışındaki yarışmalara gittiğimizde içlerinde Eyüp Kemal Sevinç de vardı, Gökhan Tufan da vardı, Ali

Davut da vardı. Henüz 18 yaşındalardı. Niye gittik? Çünkü biz uluslararası mutfağı bilmenin şeflerimizin kariyerleri ve kendilerini geliştirmeleri açısından son derece faydalı olacağını düşünüyoruz. Bir dönem yabancı şefler modaydı, büyük talep görüyorlardı. Ama şimdi o dönem bitti. Artık yurt dışından gelen bir genel müdür yanında şef getirmiyor. Çünkü gördüler ki, Türk şefler kendi mutfağını da biliyor, Osmanlı mutfağını, Akdeniz mutfağını ve de uluslararası mutfağı da biliyor. O zaman ben neden bir yabancı şefe 12-13 bin dolar vereyim ki diyor. İstanbul’da 72 tane beş yıldızlı otel varsa bunların 71’inde Türk şefler çalışıyor.” diye konuştu. TAŞFED AŞÇILIK OKULU AÇILIYOR İstanbul Mutfak Günleri dışında TAŞFED’in 2016 yılına ilişkin yeni projelerini de paylaşan Yalçın Manav, yaklaşık üç ay süre içinde TAŞFED Aşçılık Okulu’nun öğrenime başlayacağının


restaurant 60 hotel & hi-tech

etkinlik

TÜYAP Palace Hotel ekibi üç atın madalyayla yarışmaya veda etti.

müjdesini vererek, projeyle ilgili şu bilgileri paylaştı: “Federasyon olarak üç aya kadar TAŞFED Aşçılık Okulumuzu hizmete açıyoruz. Neden, çünkü gastronomi eğitimi veren okullar çok pahalılar. Herhangi bir kar marjı gözetmeden, her aile kızını oğlunu okula göndersin istiyoruz. Bir yıllık eğitimi belli bir ücretlendirmeye tabi tuttuk. Ama diğerleri gibi 15-20 bin TL olmayacak. TAŞFED’deki şeflerimizle birlikte yurt dışından Michelin yıldızlı şeflerin vereceği eğitimlerle öğrencilerimize iyi bir gelecek hazırlamayı planlıyoruz. Onlar da eğitim verecekleri günleri heyecanla bekliyorlar.” İSTANBUL MUTFAK GÜNLERİ’NİN 14 YILDIR DEĞİŞMEZ SPONSORU ÖZTİRYAKİLER En başından beri İstanbul Mutfak Günleri’ne ana sponsor olan Türkiye’nin güçlü endüstriyel mutfak firmalarından Öztiryakiler, 14.’sünde de festivale desteğini esirgemedi. Festival alanındaki mutfakları kontrol ederken bir araya geldiğimiz Öztiryakiler Endüstriyel Mutfak Yönetim Kurulu Üyesi Tahsin Öztiryaki ise şunları söyledi: “Öztiryakiler olarak biz 14 yıldır buradayız. Başından beri bu organizasyona katkı vermeye çalışıyoruz. Gençlerin ilgisinin çok yoğun olduğu bir festival. Dolayısıyla onları yarınlara hazırlayacak, vizyonlarını ve heveslerini artıracak bir organizasyon olduğunu düşünüyorum. Biz de Öztiryakiler markası olarak bunu fazlasıyla önemsiyoruz. “BU BİR YARIŞMA DEĞİL, GENÇLERİ GELİŞTİREN BİR PROGRAM” Dünyanın çeşitli ülkelerinden ve Türkiye’nin eğitim kurumlarından gelen öğrencilerin festivale katılımlarının

önemine değinen Öztiryaki sözlerini şöyle sürdürdü: “Genç aşçılarımıza buradaki deneyimli şeflerin yardımcı olmaları, onların yaptıkları yemekleri denetlemeleri çok önemli. Bu yüzden festivali bir yarışma olarak değil, gençleri geliştiren bir program olarak görüyorum. Bu türlü organizasyonlar sadece madalya vermek maksatlı değil, katılımcı yarışmacıların, öğrencilerin kendilerini geliştirmeleriyle ilgili bir oluşum ve aynı zamanda motive ve özgüven artırıcı bir organizasyon.”

Hotel restaurant & hi –tech dergisi olarak Gurme Jüri kategorisinde biz de yerimizi aldık.


“GELECEĞİ BU TİP ETKİNLİKLERLE KURGULAYACAĞIZ” Tahsin Öztiryaki konuşmasının devamında Türkiye’de bu ve benzeri organizasyonların desteklenmesi ve önünün açılması gerektiğini kaydederek, “Bu organizasyonların Türkiye’nin gastronomi sektörüne, turizmine, turizm çeşitliliği içerisinde yeme içme sektörünün de yer aldığını düşünerek katkı sağlayacağını düşündüğümüzden dolayı keyifliyiz, gelecekten umutluyuz. Geleceğimizi bence bu tip etkinliklerle kurgulayacağız. Türkiye turizmi sadece yatak, deniz kum güneş satarak yapmamalı. Diğer zenginlikleri içindeki yemeğini de gastronomi sektörünü de dünyaya tanıtmalı. Burada oturup sadece kendi aramızda biz iyi mutfağız demekle olmaz, dünyaya da bunu en iyi ve etkili şekilde anlatmalıyız.” şeklinde sözlerini tamamladı. ATİLLA: “YANMADAN AŞÇI OLAMAZSINIZ” İstanbul Mutfak Günleri kapsamında gerçekleşen panelde bir konuşma yapan Gazeteci-Yazar Nedim Atilla, gastronomi turizmi tarihinin önemine dikkat çektiği konuşmasında genç aşçılara ve şeflere: “Siz de gastronomi turizminin tarihini küçümsemeyin. Bu işlere bir esnaf lokantasında da başlayabilirsiniz, beş yıldızlı bir otelde de. Yapacağınız işin doğruluğu her zaman aynı olmalı.” dedi. Aşçılıktaki temel kuralın gülümsemek olduğunu anlatan Atilla sözlerini şöyle sürdürdü: “Lütfen aşçılıktaki birinci kuralın tebessüm olduğunu unutmayın. Yüzünüz her zaman gülsün. Pişirdiğiniz patlıcana da, ağırladığınız misafire de, çalışma arkadaşlarınıza da hep gülümseyin. Unutmayın ki başarı ancak böyle gelir. Sizler bu mutfaklarda disiplini temsil ediyorsunuz. Ülkemizde mutfak disiplinleri gelişiyor. Ama bunun düşünce dünyasında atıldığını da unutmayın.”

Festivalde Makedonya’nın yeni gastronomi derneklerinden Macedonian Chef Association (GASTRO MAK) ekibi de hazır bulundu.

Nedim Atilla, Mevlana’nın da hayat felsefesini mutfak terimleriyle anlattığına vurgu yaparak, “Ne demiş Mevlana Hazretleri, ‘Hamdım piştim yandım.” Sizler de hamdınız, pişecek ve yanacaksınız. Yanmadan aşçı olamazsınız, yanmaya çalışın.” diyerek sözlerini tamamladı.


restaurant 62 hotel & hi-tech

etkinlik

Kütahya Porselen 2016 kreasyonlarıyla Gastronomi Günleri’nde Kütahya Porselen, 19-21 Şubat tarihlerinde NG Afyon Otel’de düzenlenen 3. Gastronomi Günleri programında 2016 kreasyonlarını sektör profesyonelleri ve iş ortakları ile tanıştırdı.

D

amak zevki kadar göz zevkinin de önemli olduğu gastronomide, porselen ürünler sofra sunumunun vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Sofralarda şıklık, estetik ve zarafet deyince akla gelen ilk marka Kütahya Porselen, Türkiye’nin dört bir yanından Afyon’a gelen, dünyaca ünlü otellerin genel koordinatörleri, genel müdürleri, F&B müdürleri, ünlü şefler ve satış ekipleri ile yeni tasarımlarını buluşturarak sektöre farklı bir perspektif kazandırdı. DÜVER: “ÜRÜN VE MARKANIN GELİŞİMİNDE EN ÖNEMLİ ETKEN, TÜKETİCİ GÖRÜŞLERİ” 3. Gastronomi Günleri Programı, 20 Şubat Cumartesi günü açılış konuşmaları ile başladı. Kütahya Porselen Genel Müdürü Rüştü Düver, konuşmasında Türkiye’de yaşanan terör olaylarından kaynaklanan kötü atmosferin bir an önce son bulmasını ümit ettiğini belirtti. Terörden en çok etkilenen sektörlerden birinin de turizm olduğunu ifade etti. 2016 kreasyonlarının tanıtıldığı programda Düver, bir ürünü ve markayı geliştirecek en önemli etkenin, ürünü satan ve


kullanan kişilerin görüşleri olduğunu belirtti. Bu anlamda sektör çalışanlarının değerlendirmelerinin büyük önem taşıdığının altını çizdi. YILLIK 5 MİLYON PARÇA ÜRETİMDEN AYDA 10 MİLYON PARÇA ÜRETİME Kütahya Porselen’in yıllık 100 milyon parça üretimi ile dünyanın en büyük porselen üretim kapasitesine sahip markası olduğunu söyleyen Düver, “1977 yılında üretime başladığımızda yılda 5 milyon parça kapasiteye sahipken, bu yıl sadece ocak ayı üretimimiz 10 milyon parçaya ulaştı. Avrupa’da porselen sektörü kötü günler geçirirken, Türkiye’de büyüyerek devam ediyor. Teknolojik ve inovatif ürünlerimizle Avrupa’da Türk malına olan olumsuz imajı yıkmayı başardık.” dedi. SÜRMELİ: LEZZETLİ YEMEKLERE ÜRÜNLERİMİZLE DOKUNMAK AYRI BİR KEYİF Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı Sema Güral Sürmeli, Türkiye’nin değerli şeflerini ağırlamaktan mutluluk duyduğunu belirterek, “Her biriniz bizler için önemli ve kıymetlisiniz görüş ve önerilerinizle bizleri yüreklendirdiğiniz için çok teşekkür ederiz. Elinizin emeği ile oluşturduğunuz lezzetli yemeklere ürünlerimizle dokunmak bizim için ayrı bir keyif. Türkiye’nin her bir otelinde her bir restoranında ürünlerimizi kullanarak bu keyfe ortak oluyorsunuz, bizler de büyük bir enerji ve sinerji ile yeni serilerimizi ortaya çıkarıyoruz.” sözlerini dile getirdi. ŞEF RAFET İNCE’DEN GÖRSEL ŞOV Program, Şefler Milli Takım Kaptanı ünlü Executive Chef Rafet İnce’nin sunumu ile devam etti. Kütahya Porselen’in 2016 yılı renkli fine dining ürünlerini görünce gurur duyduğunu belirten Rafet İnce, katılımcılara display sunumları ile görsel şölen yaşattı. Gastronomi Günleri’nin bir diğer konuğu ise Türkiye’nin Et Profesörü Günaydın Et ve Restaurantlar Grubu Başkanı Cüneyt Asan oldu. Et hakkındaki bütün incelikleri anlatan Asan, eğlenceli sunumuyla izleyicilere keyifli dakikalar yaşattı. Bir marka oluşturmanın ciddi emek ve güç gerektirdiğini belirten Asan, “Kütahya Porselen, ülkemize değer katan, binlerce insana istihdam sağlayan yurt içinde ve yurt dışında ülkemizi temsil eden gurur kaynağımızdır.” dedi. Ahşap üstü bistro porselenler, yeni reaktif ve renkli sırlı alümina esaslı kreasyonlar, mermer görünümlü tasarımlar, craft efektli seriler ve mat uygulamaların bulunduğu yepyeni gastronomi ürünleri ile fark yaratan Kütahya Porselen’in yeni koleksiyonları fine dining sektörüne hitap ediyor. Etkinlik boyunca Türkiye kahve ve çikolata sektörünün lideri Kahve Dünyası, Kütahya Porselen Tavola Bistro Kreasyonu ile gerçekleştireceği tadım ve barista showlarıyla kahve keyfini şölene dönüştürecek. Gala gecesi ile devam eden programda, Kütahya Porselen’in bölge ve Türkiye birincisi olan iş ortaklarına ödülleri takdim edildi.


restaurant 64 hotel & hi-tech

etkinlik

Gaziantep, UNESCO başarısını İstanbul’da kutladı

Fotoğraflar: Hakkı Günerkan

Gastronomi dünyası Gaziantep’in UNESCO başarısını kutlamak için İstanbul’da buluştu.

G

astronomi dalında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) “Yaratıcı Şehirler Ağı”na dahil edilmeye hak kazanan Gaziantep’in başarısı, 20 Şubat 2016 sabahı ve akşamı İstanbul Çırağan Palace Kempinski Hotel’de düzenlenen iki ayrı davet ile kutlandı. Gaziantep yöresinin lezzetleriyle taçlanan kahvaltılı basın toplantısında Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin birer konuşma yaparken, davetliler yörenin en leziz tatlarını özel sunumları eşliğinde tattılar. PROTOKOL YEMEĞİ İLE DEVAM ETTİ UNESCO tarafından 33 ülkeden 47 şehrin içinde yer aldığı “Dünya Yaratıcı Şehirler Ağı”na gastronomi kategorisinde dahil edilen Gaziantep’in UNESCO başarısı, 20 aynı günün akşamında da protokol yemeği ile devam etti. Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in ev sahipliği yaptığı davete Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve UNESCO temsilcisi Timothy Curtis de katılım gösterdiler. Geceye katılanlar arasında Claudia Roden, Faye Levy, Charles

Perry, gibi gastronomi alanında uluslararası üne sahip gazeteci ve araştırmacılar, UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’nda yer alan diğer kentlerin temsilcileri, yerli ve yabancı şefler, akademisyenler, Bülent Ersoy, İbrahim Tatlıses, Gülben Ergen, Murat Dalkılıç, Engin Altan Düzyatan gibi sanatçılar, kanaat önderleri ve gastronomi alanındaki STK temsilcileri yer aldı. ŞAHİN: “DÜNYANIN LEZZET BAŞKENTİ OLMAYI AMAÇLIYORUZ” Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin konuşmasında şu sözleri kaydetti: “Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, lezzeti ile damaklarda unutulmaz tatlar, belleklerde güzel hatıralar bırakan bu kültür mirasını hak ettiği şekilde dünyaya tanıtmak ve gelecek nesillere aktarmak için gastronomi alanında UNESCO’nun Yaratıcı Şehirler Ağı’na başvuruda bulunmuştur. Yoğun lobi ve tanıtım çalışmaları sonucunda Gaziantep, gastronomi alanında UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı üyeliğine, 11 Aralık 2015 tarihi itibariyle hak kazanmış oldu. Bu alanda Türkiye’nin öncü şehri sıfatını da ayrıca elde etti. “Dünya Gastronomi Kenti” olarak tescillenen


Gaziantep, kazandığı bu yeni kimlik ve unvan ile gastronomi turizminin de yükselen yıldızı olacaktır.” YERLİKAYA: “GAZİANTEP SOFRASI BİR SANAT ESERİDİR” Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya da geleneksel mutfak kültürünü koruyup yaşatmanın herkesin görevi olduğunu belirterek şunları söyledi: “Gaziantep, gastronomi dalında Yaratıcı Şehirler Ağı’na dâhil edilen 18 şehirden biri oldu. Dünyada turistik seyahat yapan insan sayısı 1 milyar kişiyi aşmış bulunuyor. Araştırmalar turistlerin seyahat planlarında yeme içmenin yüzde 88 oranında belirleyici olduğunu gösteriyor. Turist tercihleri dikkate alındığında, kazandığımız bu unvanla yarıştığımız dünya şehirleri arasında artık bir adım öndeyiz. Gaziantep sofrası, sadece bir şehir değil, bir insanlık sofrasıdır. Bizde sofra, paylaşmanın olduğu kadar, barışın kaynağı ve sonucudur. Dünya Gastronomi Kenti olmayı, sadece yemek sanatımızı değil, irfanımızın ürettiği yaşam sanatını da dünya ile paylaşmak için bir fırsat olarak görüyoruz.” UNESCO temsilcisi Timothy Curtis de yaptığı konuşmada, bu yıl 33 ülkeden 47 şehrin UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’nın yeni üyeleri olarak belirlendiğini ve onlardan birinin de Gaziantep olduğunu belirterek, “UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı, ruhu olan bir yapıdır. Bu yıl Gaziantep de kültürü ve tarihinin yansıdığı mutfağıyla gastronomi listesine girmiştir. Gaziantep’in bu başarısını kutluyorum.” diye konuştu. ERDOĞAN: “BU BAŞARIYI DİĞER ŞEHİRLERDEN DE BEKLİYORUM” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise, gecede şöyle konuştu: “Gaziantep bu başarıyı çok fazla hak ederek aldı. Bir şehir düşünün ki kendine has 500 yemeği olsun. Bu rakam, dünyada şehirlerle değil ülkelerle boy ölçüşecek bir rakamdır. Gaziantep’te yemeklerin çeşidinin yanı sıra yapılışı da kendine özel. Yörede nesilden nesile aktarılan bu yemekleri yaşattıkları için güzel yemek yapan ev kadınlarına şükranlarımı sunuyorum. Bu unvanı almak için çalışan çabalayan bütün

kurumlarımızı ve sivil toplum kuruluşlarımızı tebrik ediyorum. Gaziantep’in gastronominin yanı sıra örneğin el sanatları, müzik gibi diğer başlıklarda da başarılı olduğuna inanıyorum. Gaziantep, gastronomi alanında aldığı bu unvanla rüştünü ispat etti. Ben diğer şehirlerimizden de benzer başarıları beklediğimi özellikle belirtmek isterim.”


restaurant 66 hotel & hi-tech

etkinlik

Komşufırın’dan

10. yıla özel yeni nesil ‘tritordeum’ ekmeği Komşufırın, ‘Doğanın Mucizesi Yeni Nesil Tahıl Tritordeum ve Tritordeum Ekmeği’ni Yapı Endüstri Merkezi’nde düzenlediği toplantıyla sektörün beğenisine sundu.


Komşufırın mağazalarında satışa sunulacak olan Tritordeum Ekmeği’nin de kısa süre içerisinde sofralarımızın başköşesinde yer alacağına eminiz.” dedi.

T

ürkiye’de özel sektörün en büyük tahıl tohumluğu üreticisi/yetiştiricisi olan Doruk Group Holding, tohumdan tarlaya manifestosu ile sağlıklı beslenmede çığır açacak yeni doğal tahıl Tritordeum ile tarım sektöründe yeni bir dönem başlattı. Makarnalık buğday (Triticum Durum) ve yabani arpanın (Hordeum Chilense) melezlenmesiyle üretilen Tritordeum, geleneksel ıslah teknikleriyle geliştirildi. Avrupa Birliği CPVO’suna kayıtlı yeni nesil tahıl Tritordeum ve Tritordeum ile üretilen Tritordeum Ekmeği, 24 Şubat Çarşamba günü düzenlenen basın toplantısıyla Türkiye’ye tanıtıldı. Dünya tarım sektörü ve insan sağlığı açısından inovatif bir tahıl olan Tritordeum, içeriğinde bulunan lutein, sindirilebilir gluten, cystine ve lifli yapısıyla özellikle gluten hassasiyetli kişiler, kardiyovasküler rahatsızlık yaşayanlar, göz sağlığı problemi olan kişilerin tüketimi için çok önemli bir alternatif. Tritordeum, Doruk Grubu’nun desteğiyle, doğa ananın adımlarını izleyen İspanyol bilim adamları tarafından geliştirildi. GENÇER: “DÜNYA TARIM SEKTÖRÜ VE İNSAN SAĞLIĞI AÇISINDAN İNOVATİF BİR ÇALIŞMA” CNNTürk ekonomi editörü Cem Seymen’in moderatörlüğünü üstlendiği Tritordeum Türkiye tanıtım lansmanı ve basın toplantısında bir konuşma yapan Doruk Group Holding ve Komşufırın Yönetim Kurulu Başkanı Hasip Gençer, “Doruk Group Holding ve Komşufırın olarak geliştirilmesine doğrudan katkıda bulunduğumuz ve bugüne kadar İspanya, İtalya, Portekiz ve Fransa’da üretilen Tritordeum’u Türkiye’ye kazandırdık. Tritordeum tahılının gelişim sürecine bir Türk firması olarak katkı vermek, Türk tarım sektörünün geleceği için ilham veren bir motivasyon olacaktır. Ayrıca yaptığımız çalışmalar sonrasında Türkiye’nin İtalya, İspanya, Portekiz ve Fransa’dan sonra Tritordeum üreten beşinci ülke olması, bizim için ayrı bir gurur kaynağı oldu. Doruk Group Holding ve Komşufırın sayesinde Türk halkının Tritordeum ile tanışacak olması, sağlıklı beslenme konusunda yeni bir dönem başlatacak. Bu nedenle Tritordeum unundan üretilecek ve

HEM DOĞAL HEM DE ORGANİK ÜRETİM Tritordeum, hem doğal hem de organik tarım olarak 2013 yılından bu yana İspanya, İtalya, Portekiz, Fransa ve Türkiye’de üretilmekte. Doruk Group, bu yeni tahılın tüm değer zincirinin -çiftçiler, tahıl ve tohum yetiştiricileri, değirmenler ve nihai ürün üreticileri- nezdinde izlenmesinden sorumlu olan Agrasys’in Türkiye’deki tek lisanslı temsilcisi. Kalitenin sağlanabilmesi amacıyla her bir Tritordeum tohumu özenle seçilmiş tarlalarda yetiştirilmekte. Tritordeum taneleri, lisanslı un değirmenlerinde öğütülerek, yüzde 100 izlenebilirlik sağlanarak tüketiciye ulaştırılmakta. GDO olmayan, insanların tüketimine uygun, doğal bir tahıl olan Tritordeum, aynı zamanda ekmeklik buğdaya oranla yüzde 60 daha az sindirilemeyen gluten içerdiği için gluten hassasiyeti olanlar kişiler için ideal. Yeni Nesil Tahıl Tritordeum unundan yapılan Yeni Doğal Tahıl Tritordeum Ekmeği, 24 Şubat’tan itibaren tüm Komşufırın şubelerinde satışa sunulacak.


restaurant 68 hotel & hi-tech

etkinlik

Fırıncılar Milli Takımı Türkiye’nin gururu oldu Fırıncılar Milli Takımı, 5-9 Şubat 2016 tarihleri arasında Paris’te düzenlenen Fırıncılık Dünya Şampiyonası finallerinde yarışarak, Türkiye’nin gururu oldu.


T

ürkiye Fırıncılar Milli Takımı, 5-9 Şubat günleri arasında Paris’te düzenlenen Fırıncılık Dünya Şampiyonası (Coupe du Monde de la Boulangerie) finallerinde yarışarak Türkiye’ye gurur yaşattı. Lesaffre’ın ana sponsorluğunda ve Türkiye Fırıncılar Federasyonu’nun resmi desteğiyle hazırlandığı yarışmada Milli Takım, izleyicilerin de büyük desteğini aldı. Milli Takım’ı desteklemeye gelenler yarışma salonunu Türk bayraklarıyla donattı. Finalde yarışan 12 ülkeden biri olan Milli Takım’ın hazırladığı kara lahanalı ekmek, bülbül yuvası gibi farklılığı ve lezzetiyle öne çıkarken, sanatsal parça kategorisinde Kırkpınar Yağlı Güreşleri’ni konu alan eser, jüri ve yarışmayı izleyenler tarafından büyük ilgi gördü. Dünyada fırıncılık sektörünün en prestijli yarışması olarak tanımlanan Coupe du Monde de la Boulangerie’de Türkiye’yi temsil eden Gülten Yağmur, Buket Sisalan, Osman Gündüz ve Muhammer Şimşek izleyicilerden de büyük destek aldı. YARIŞMADA İLK DEFA BİR KADIN TAKIM KOÇU YERL ALDI İlk defa bir kadın takım koçu Gülten Yağmur tarafından yönetilen Fırıncılar Milli Takımı üyelerinden Buket Sisalan, yarışmada Sanatsal Parça kategorisinde ülkemizi temsil etti. Viennese Hamur İşleri ve Gastronomik Ekmek kategorisinde Muhammer Şimşek, Baget ve Dünya Ekmekleri kategorisinde ise Osman Gündüz yarıştı. Dört gün süren yarışma sonunda birinciliği Güney Kore, ikinciliği Tayvan, üçüncülüğü de Fransa aldı. ÇAKIR: “TÜRKİYE’DE DE FIRINCILIK SEKTÖRÜNÜN GELİŞİMİNE KATKILARIMIZ SÜRECEK” Yarışma ile ilgili konuşan Lesaffre Yurt içi Pazarlama ve Kurumsal İletişim Müdürü Pınar Çakır, “Türkiye Fırıncılar Milli Takımı’nın Fırıncılık Dünya Şampiyonası’nda finalde yarışmasından büyük onur ve mutluluk duyduk. Tüm ekibi tebrik ediyoruz. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de fırıncılık sektörünün ve sektör çalışanlarının gelişimine destek

vermeyi sürdüreceğiz” dedi. Şampiyonaya uzun ve zahmetli bir çalışmanın ardından katılan Milli Takım, önce 9-16 Nisan 2015 tarihleri arasında Louis Lesaffre Cup Akdeniz-Afrika Bölgesi Uluslararası Seçmeleri’nde dereceye girebilmek için mücadele etmişti. İstanbul’da bulunan Lesaffre Orta Doğu ve Orta Asya Bölgesi Baking Center’da gerçekleştirilen uluslararası seçmelerde Türk fırıncılar; Cezayir, Fas, Fildişi Sahilleri ve Mauritius’lu fırıncılara karşı yarışmıştı. Yarışmada birinci olan Türkiye Fırıncılar Milli Takımı böylece Paris’teki şampiyonaya katılmaya da hak kazanmıştı.


restaurant 70 hotel & hi-tech

şef’in gözünden

Lezzet üstadı

Kurtuluş Erdemir “Ben ancak 39 yaşımda şef olabilirim dedim artık. Bunun Avrupa’daki ortalaması da böyledir. Tecrübe her şeyden önce gelir. Aramızda alt yapısını doldurmadan şef olanlar da var. Türk mutfağını bilmeden, iki Fransız iki İtalyan mutfağıyla, iyi diksiyonuyla şef oldum diyenleri sayamıyorum artık. Haliyle altında çalışan insanlar da buna özeniyor, o zaman gelsin taklitler taklitler…” Fotoğraflar: Hakkı Günerkan


Ü

nlü aşçılar diyarı Bolu’nun yetiştirdiği değerli lezzet ustalarından biri, Kurtuluş Erdemir. Onun aşçılık öyküsü Bolu Merkez’de amcasına ait bir esnaf lokantasında başlıyor. Profesyonel aşçı, ilkokulun tozlu yollarından mutfağın sihirli dünyasına uzanan hikayesini Crowne Plaza Istanbul Oryapark’ın şık ve konforlu restoranı Oval Restaurant’ta şöyle anlatmaya başlıyor: “Ben mutfakla ilk kez tencere yemeklerinin, yöresel tatların piştiği Şölen Restaurant’ta tanıştım. Zaten babam da aşçıydı. Öyle olunca mutfağa 1-0 önde başlamış oldum ve geçen zaman içinde de çok sevdim, vazgeçemedim. En çok da enerjisini, yemeklerle uğraşmayı, sonunda misafirleri mutlu etmeyi sevdim herhalde. İnsanlar için parayla satın alınamayacak değerler vardır. Mutfak da benim dünyamda paha biçilmez bir değer ve yaşam şekli.” KÜÇÜK ESNAF LOKANTASINDAN GÜNEYİN KALABALIK MUTFAKLARINA Öyle olduğu kesin. Bu keyifli söyleşiye başlamadan önce usta şefin zengin menüsünden seçerek tattıklarımız onun mutfak aşkının açık bir ispatı gibi. Şefin menüsünde deniz mahsullerinden tutun da, zeytinyağlılara, et ve balık çeşitlerine hatta Uzakdoğu mutfağına kadar ne ararsanız var. Bunca çeşit ve ustalık nasıl bir birikim ve alt yapıyla bugünlere kadar geldi, merak etmiyor değilim. Erdemir aşçılık hikayesini anlatmaya devam ediyor: “Evet, Bolu benim ata mutfağında filizlendiğim bir yerdi. Ama mutfakta kök salmak ve büyümek için memleketimin dışına çıkmam gerekiyordu. Ben de 1990’lı yılların başında güneye, Türkiye turizminin en popüler olduğu şehirlerden Marmaris’e gittim.” 1997 yılına kadar Marmaris, Antalya ve Kuşadası’nın içi kalabalık mutfaklarını bir heyecan, bir heves tecrübe ettiğini söyleyen Erdemir, ardından İstanbul’un gastronomide en iyi şehir olduğunu fark edip, “Benim İstanbul’da olmam lazım” diyerek tası tarağı topladığı gibi güzel İstanbul’a geliyor. “MUTFAKTA DEVRİMİ HAYAL ETTİM, OLDU…” Şefin İstanbul’daki ilk durağı, dönemin en popüler otellerinden biri olan Polat Renaissance İstanbul. Beş yıldızlı otele iki buçuk yılın sonunda Dömi Şef olarak veda eden Erdemir, “Benim için çok özel bir deneyimdi ama işte hedefler, hayaller de bitmiyor” diyerek “mutfakta devrimin adresi” şeklinde nitelendirdiği Four Seasons Sultanahmet’e geçiş macerasını şöyle paylaşıyor: “Orası sadece benim değil, mutfağa gönül veren herkesin de hayaliydi… Resmen bir devrim yapılmıştı. Ortaya ne dekoratif tabaklar çıkarıyorlardı, inanamazsınız. Hani yanında bizimkilere sunum diyemezdiniz. Kendi mutfağımda devrimi hayal ettim ve arkadaşlarımın da yardımıyla oldu. 1998 yılında nihayet o rüya mutfağa girebildim.” 2001 yılına kadar Sultanahmet’in en gözde otellerinden biri olan Four Seasons Sultanahmet’te çalışan profesyonel aşçı Erdemir, anlattığına göre çalıştıkça görselliği, sunum inceliklerini, yeni arayışlara yelken açmayı, gözlemlemeyi ve her anında dünyayı takip etmeyi öğreniyor önce. Ve bir otel mutfak şefinin kendi kendini devamlı yenilemesi gerektiğini, en fazla 3 ya da 4 yıldan

fazla bir otelde kalmaması gerektiğini de mutfak deneyimlerine ekleyerek yoluna devam ediyor. ARTIK AŞÇIBAŞI… Erdemir için bu kural Mövenpick Hotel İstanbul ve Sheraton Ankara otelleri için de bozulmuyor. 3-4 yıllık başarılı çalışmaların ardından bir kararla bu defa Kemer Country Golf Club’e, farklı bir operasyonun içine ‘aşçıbaşı’ sıfatıyla dahil oluşunu ve yaşadıklarını özetle şöyle paylaşıyor: “Göktürk’teki Golf Club’te operasyon çok daha farklı ve yoğun tabii. 5200 dönümlük bir arazi üzerinde 3-4 km aralıklarla mutfak hizmeti vermek farklı bir deneyim olduğu kadar zordu da.” Erdemir, 2011 - 2014 yılları arasında The Marmara Pera ve The Marmara Şişli’nin mutfaklarını yönetiyor. Kurtuluş Erdemir, Ocak 2014’ten bu yana ise Anadolu Yakası’nın yeni yatırımlarından Crowne Plaza Istanbul Oryapark’ın mutfağında ustalık lezzetlerini misafirleriyle paylaşarak, hem mutlu ediyor hem mutlu oluyor…


restaurant 72 hotel & hi-tech

şef’in gözünden bulyon yerine et suyunu kendi kaynatıyor, sosu kendi yapıyor… Mevzu ev yapımı erişte veyahut kızılcık tarhanası ise yine bu işin erbaplarına siparişleri verip, ürünleri bizzat yöresinden, Bolu’dan özel olarak getirtiyor. Bu kadarı da değil! Crowne Plaza Istanbul Oryapark mutfağında mısır unu için Trabzon’un en meşhur Karadenizli ekmekçi ustasının kapısı çalınıyor, etler için Balıkesir, Çanakkale ve Biga’nın hayvanları kesime gidiyor. Unutmadan profesyonel aşçı Erdemir, öz İtalyan restoranlarına taş çıkarırcasına ve İtalyan makarnasını kendi yapıyor, risottoyu yerli pirinçle yapmamaya özellikle imtina gösteriyor.

HEM BİZDEN HEM DÜNYADAN ÖZÜNE SADIK TATLAR İlk olarak biraz otelden, misafir profilinden ve çalıştıkları mutfaklardan bahsetmesini istiyorum. Ümraniye’de açılışı 2014’te gerçekleşen beş yıldızlı otelin uluslararası bir mutfağı olduğunu söyleyen Erdemir, “Otelimiz finans merkezinin ve bütün büyük şirketlerin genel müdürlüklerinin olduğu bir noktada. Biz başlangıçta yüzde 80’inin Türk misafiri olur diye düşünmüştük. Ama tak aksine yüzde 80’i yabancı misafirden oluşuyor ve gelen misafir profili üst düzey ve kaliteli insanlardan oluşuyor. Dolayısıyla F&B’si yoğun ve hareketli bir oteliz.” diyerek sözlerine devam ediyor. RISOTTOYU YERLİ PİRİNÇLE YAPMAYAN ŞEF Bu arada söylemeden olmaz; Kurtuluş Erdemir, yaptığı işe son derece saygılı bir şef. Onun mutfağında yerel ve mevsiminde olmayan hiçbir ürünün ne yeri ne yurdu var! Ya kendi üretimleri olacak ya da yerlinin en doğalı ve mevsimseli olacak… Yemeklerinde hazırın dibine vuran aşçıların aksine Erdemir

“39 YAŞIMDA ARTIK ŞEF OLABİLİRİM DEDİM” Peki nasıl bir ustalık ve profesyonellik yaklaşımıyla? Öncelikle deneyimli aşçı için iyi yemek yapmanın altın kuralı, kaliteli ürün seçimi. Bir şef lezzetli yemek yapmak istiyorsa gerekli alt yapıya da ziyadesiyle sahip olacak! Neticede lezzeti sürekli kılan şefin bilgi, donanım ve tecrübesi değil mi ki? Erdemir’in mutfağın tek efendisi olmak gibi bir kaygısı da yok. “Bizler şefiz ama altımızda çalışan 20-30 kişiyi de unutmamak gerek. Dolayısıyla benzer tatları yakalamak için bildiklerimizi ekip arkadaşlarımıza da enjekte etmek durumundayız.” şeklinde düşüncelerini paylaşan Erdemir, konuşmasının devamında yanlış anlaşılmaktan da kaçınarak, “Ben ancak 3-4 sene önce şef olabildim. 39 yaşımda şef olabilirim dedim artık. Bunun Avrupa’daki ortalaması da böyledir. Tecrübe her şeyden önce gelir. Aramızda alt yapısını doldurmadan şef olanlar da var. Türk mutfağını bilmeden, iki Fransız iki İtalyan mutfağıyla, iyi diksiyonuyla şef oldum diyenleri sayamıyorum artık. Haliyle altında çalışan insanlar da buna özeniyor, o zaman gelsin taklitler taklitler. İşin tüm özeti bu. Bana göre iyi bir şef önce misafiri memnun etmeli, beraberinde de ekip arkadaşlarını. Aksi halde şefim diye hiç ortalarda dolanmasın.” şeklinde kesin ve ağır bir dille iyi bir şefte olması gereken nitelikleri ardı ardına sıralıyor. Üstelik altını sahip olduğu disiplin, planlama yeteneği, kuruma, personele ve işine duyduğu saygı ve sorumluluk bilinciyle doldurarak…


MEMLEKETİNİN OTELLERİNE YEMEK PİŞİRECEK Şefin bu samimi söyleşisine ve nefis lezzetlerine veda etmeden önce son olarak geleceğe dair planlarını ve hayal ettiklerini soruyorum. Bir süre daha Crowne Plaza İstanbul Oryapark’taki görevine devam edeceğini söyleyen Erdemir, “Daha sonra Bolu’ya döneceğim. Çünkü memleketimi çok seviyorum ve emeklilik yıllarımı doğup büyüdüğüm topraklarda keyifle yaşamak istiyorum.” diyor. Bu lezzet ustasının profesyonel mutfaklara vedası olmayacak tabii. “İnanıyorum ki Bolumuz, 4-5 seneye kadar yatırımlar anlamında çok daha gelişecek ve canlanacak. Ben de emeklilik sonrasında da bir otel mutfağında ama kendi memleketimin bir otel mutfağında keyifle yemek yapmaya devam edeceğim.” şeklinde sözlerini tamamlıyor.


restaurant 74 hotel & hi-tech

gastro güncel

Anadolu Lezzetleri Buluşması’nın ikinci durağı Adana’da gerçekleşti Gastronomi ve eğlence alanında sadece Türkiye’nin değil, Avrupa’nın da en iddialı merkezini faaliyete açmaya hazırlanan WaterGarden İstanbul, geleneksel Anadolu lezzetlerini de çatısı altında buluşturuyor.

Z

iylan Gayrimenkul, WaterGarden İstanbul projesiyle Türkiye’nin eğlence ve yeme içme hayatının yeni çekim merkezi olmaya hazırlanıyor. Dört ay sonra hizmete girecek olan WaterGarden İstanbul, Nostalji Sokağı bölümünde en az 50 yıl ve daha üstü geçmişe sahip yöresel lezzetlerin sunulduğu mekanları bir araya getirecek. Bu amaçla geçen ay Gaziantep ile başlatılan “Anadolu Lezzetleri Buluşması”nın ikincisi Adana’da gerçekleşti. Türkiye’nin marka olmuş, nadide mutfaklarına sahip olan şehirleri Mersin, Hatay ve Antalya’nın da katılımıyla gerçekleşen buluşma; yerel lezzetleri keşfetmeyi ve bu lezzetleri WaterGarden çatısı altında buluşturmayı hedefliyor. Gurme-yazar Mehmet Yaşin ve Ziylan Gayrimenkul Genel Müdürü Mehmet Mutlu’nun ev sahipliğinde gerçekleşen Anadolu Lezzetleri Buluşması’nın ikincisinde Adana’da binbir lezzeti bir araya geldi. YAŞİN: “LEZZETLİ TURİZM ARTIK ÇOK MODA” Anadolu lezzetleri konusunda uzman olan Mehmet Yaşin sözlerine tüm dünyada moda olan gastronomi turizmi, lezzet turizmi ya da kendi deyimiyle “lezzetli turizm” hakkında bilgiler paylaşarak başladı. Ziylan Grup ve Ziylan Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ziylan’ın bu konuyla ilgili öncülük yapmak üzere çalışmalarını hızlandırdığını söyleyen Yaşin, konunun öneminin

anlatılması için geçen ay başlayan Anadolu Lezzetleri Buluşması’nın öneminden söz etti. Adana’dan Antakya’ya kadar, Akdeniz çanağını temsilen bir araya gelinen bu yeni buluşmada yöresel lezzetlerin ülke turizmine ve tanıtımına katkısını anlattı. Mehmet Yaşin; “Turizm sektörü güneşi satar, denizi satar, coğrafyayı ve tarihi satar. Son yıllarda buna bir de lezzet eklendi. Şimdi tüm ülkeler özel lezzetlerini dünyaya duyurmak, kendilerini yemekle tanıtabilmek için bir takım faaliyetlere başladılar. Bunun adına da “gastro-diplomasi” adı verildi. Lokanta ve yemekler aracılığıyla gidilen ülkelerde aslında ülke tanıtımı yapılıyordu. Bunu en iyi yapan Tayland’dı. Devlet ve özel sektör bir araya gelerek Tayland mutfağının dünyaya yayılmasını sağladılar. Böylece Tayland yemeklerini yiyenler, ülkeyi merak ettiler ve ülkeyi ziyaret etmeye başladılar. Yemeğin peşine akılan insanlar iyi para harcayan insanlardır. Artık lezzet başkentleri doğuyor. İstanbul’da bu başkentlerden bir tanesi… Yılda 15 milyon yabancı turist ve bir o kadar yerli turist İstanbul’a geliyor. Türkiye’nin tüm lezzetlerini İstanbul’da tadıyor. Adana kebabını yediğinde çok beğenince de o şehre giderek yerinde deneyimliyor. Anadolu’nun yüzlerce yıllık lezzet neferleri İstanbul’da olmalı ve kendi şehirlerinin tanıtılmasına katkıda bulunmalı” dedi.


ATAŞEHİR’E 750 MİLYON TL’LİK YATIRIM GELİYOR Ziylan Gayrimenkul Genel Müdürü Mehmet Mutlu, WaterGarden İstanbul projesinin Ziylan Gayrimenkul için öneminden söz ederek sözlerine başladı. İstanbul Ataşehir’de 750 milyon TL yatırım bedeli olan merkezin açıldığında, gastronomi ve eğlence alanında ülkemizde pek çok ilke imza atacağını söyledi. Anadolu’da kalmış, özlenen lezzetlerin İstanbul’da, Ataşehir’de, WaterGarden’ın en önemli bölümlerinden olan Nostalji Sokağı’nda bir araya geleceğini anlatan Mutlu, en az 50 yıllık lezzetlerin yer alacağı bambaşka bir lezzet alanı kurulacağını söyledi. “Bugün; Adana, Antakya, Mersin, Hatay’dan gelip bizlerle bir arada bu buluşmayı gerçekleştiren mekan sahibi dostlarımıza teşekkür ediyoruz. Bu lezzetlerin tüm Türkiye ve dünyaya WaterGarden ile açılmasına destek olmak istiyoruz” dedi. ALİŞOĞLU: “TÜRKİYE YEME İÇME SEKTÖRÜNDE YILLIK 24 MİLYAR DOLAR PARA HARCANIYOR” WaterGarden İstanbul Genel Müdürü Tolga Alişoğlu; “Dünyayı araştırdığımızda gerçekleştirmeye aday olduğumuz yeme-içme ve eğlenceyi bir arada sunan böyle bir yatırım göremedik. O anlamda WaterGarden İstanbul çok önemli bir misyon üstleniyor” dedi. Dünyada eğlence ve gastronominin artık bir arada ilerlediğini anlatan Alişoğlu; “Yeme içme ve eğlence alanları bir arada olduklarında yarattıkları sinerji birbirini destekliyor. Biz de projemizde yeme-içme ve eğlenceyi bir arada sunuyoruz. Sektörde yıllık 24 milyar dolar harcanıyor yani insanlar dışarıda yemek yemek için para harcamaktan çekinmiyor. Bunun da yarısı, 12 milyar doları İstanbul’da harcanıyor. Her gece yaklaşık 350 bin kişi sadece yemek yemek için İstanbul’da dışarı çıkıyor. Biz İstanbul’da çok önemli bir çalışmanın altına imzamızı atıyoruz, yaptığımız işte hem bir gönüllülük esasıyla çalışıyoruz hem öncü olma misyonu üstleniyoruz ama diğer taraftan da buraya yatırım yapan kiracıları düşünmek zorundayız” dedi. Tolga Alişoğlu; “İşte tam da bu yüzden eğlence ve gastronomiyi WaterGarden İstanbul’da bir araya getirdik. İstanbul Ataşehir’deki yeni

finans merkezinin yanındayız, çevremizde 1,5 milyon insan yaşıyor. Ve biz burada yeme içme alanlarını; bir futbol sahası büyüklüğünde şov havuzu, şehir parkı, 11 sinema salonu, tiyatro salonu, organik ürünlerin satılacağı Taze Pazar, mutfak sanatları okulu, extreme park, çocuk eğlence alanları ve çeşitli bölümlerle destekliyoruz. İnsanların WaterGarden’a gelip yemek yiyip eğlenmelerini istiyoruz. Eskiden insanlar yaşamak için yerlerdi, şimdi ise yemek için yaşıyorlar” diyerek sözlerini tamamladı. Eğlence ve gastronomi merkezi olarak konumlanan WaterGarden İstanbul ile Türk ve dünya mutfağından eşsiz örneklerin sunulacağı mekanlar, Türkiye’nin her köşesinden yöreye özgü geleneksel tatların İstanbul’daki ilk adresleri, Anadolu’da doğup bir metropolde ilk defa yer alacak markalar, en sevilen markaların en özel konseptleriyle restoranlar, bistrolar, kafeler, food court ve lezzet noktaları yer alacak.

WaterGarden İstanbul ziyaretçilerini neler bekliyor? İstanbul’un Anadolu yakasında, Ataşehir’e yeni bir soluk getirecek WaterGarden İstanbul projesi 750 Milyon TL yatırımla Haziran 2016’da faaliyete açılacak. Gastronomi ve eğlence merkezi olarak faaliyet gösterecek Water Garden İstanbul’da; 4 bin metrekare alan üzerine kurulacak Avrupa’da bir yaşam merkezi içinde yer alan “en büyük ve en gelişmiş” gösteri havuzu inşa ediliyor. Bu özelliğiyle dünyada bir ilk olacak WaterGarden İstanbul’da su, müzik, ateş, lazer, ışık ve eşsiz koreografi eşliğinde etkileyici gösteriler ziyaretçilerle buluşacak. WaterGarden İstanbul’da içinde “extreme park”, “çocuk parkı” da bulunan, çok çeşitli bitkinin ve ağaçların yer aldığı, 15 bin metrekarelik Park kuruluyor. İçinde botanik bahçesi de olacak Park; WaterGarden İstanbul’un en dikkat çekici bölümlerinden biri. Türk ve dünya mutfağından eşsiz lezzetler, en sevilen markaların en özel konseptleriyle restoranlar, bistrolar, kafeler, food court ve lezzet noktaları WaterGarden İstanbul’da yer alacak. Her biri muhteşem Show havuzunun etrafında konumlanacak yeme içme mekanlarında; en az 50 yıllık geçmişi olan lezzetlerin bulunacağı “Nostalji Sokağı”nda, bugün hala büyük bir keyifle tüketilen, her bölgeden yiyecek ve içeceklerin yer aldığı dükkanlar yer alacak. Dünyada sağlıklı yaşam trendinin hızla artması, doğal ürünlere gösterilen talebin çoğalmasından yola çıkarak Taze Pazar, haftanın yedi günü açık olacak. 11 salonlu ‘sinema kompleksi’, yerli ve yabancı sanatçıların, grupların, orkestraların sahne alacağı ve açık hava sineması olarak da kullanılabilecek 4000 kişilik etkinlik alanı ile tiyatro salonu, eğlence kulüpleri, çocuklar ve yetişkinlere hizmet verecek mutfak sanatları okulu, spor merkezi, çocuk oyun alanı ve çocuk yuvası olacak.


restaurant 76 hotel & hi-tech

gastro güncel

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a aşçılardan destek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Geleneksel Türk Mutfağı yarışması” önerisine aşçılar destek verdi. TAFED Başkanı Zeki Açıköz, “Cumhurbaşkanımızdan bu öneriyi duymak bizi çok gururlandırdı. TAFED göreve hazır, kendime ve ekibime güveniyorum. Bu işi beceremezsek kendimi çatıdan atarım” dedi.

E

fes Kongre Merkezi’nde Platform Fuarcılık tarafından gerçekleştirilen Ege Bölgesi Ağırlama Konaklama Teknolojileri ve Ev Dışı Tüketim Fuarı (Aegean Hosttech) kapsamında gerçekleştirilen 1. Ulusal Ege Şefler Şampiyonası ile 2. Ulusal Üniversiteler Arası Aşçılık Şampiyonası büyük ilgi gördü. Yarışmanın düzenleyicilerinden TAFED Yönetim Kurulu Başanı Zeki Açıköz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “yemekteyiz” tarzı yarışmalara göndermede bulunarak, “Televizyonlarda bir sürü yarışma programları var. Bunların bir kısmı faydalı olabilir ama bir kısmının anlamsız olduğunu görüyoruz. Bunların yerine geleneksel mutfağımızı öğreten bir yarışma programı olsa çok daha fazla ilgi çeker, çok daha fazla faydalı olur” sözlerine destek verdi. “TÜRK MUTFAĞI GELECEK KUŞAKLARA TAŞINMALI” Bugüne kadar Turgut Özal, Süleyman Demirel, Abdullah Gül, Kraliçe Elizabeth, Barack Hussein Obama gibi liderlere Türk Mutfağını farklı lezzetlerini tanıtma şansı bulan Açıköz, “Cumhurbaşkanımızın geleneksel Türk mutfağını adres göstermesi bizi çok sevindirdi. Biz, annenemizin, babaannemizin yaptığı yemeklerin öğrenilmesini, bu lezzetlerin gelecek kuşaklara en iyi eller aracılığıyla aktarılmasını istiyoruz. 7 bölgemizde Türk mutfağıyla ilgili araştırmalar yapıyor, bunların nasıl sergilenmesi konusunda hem yarışma hem de gurme yemek sunumu yapıyoruz. Bunun çok daha geniş kitlelere iletilmesi lazım”

dedi. Bu konuda da kendilerinin hazır olduğunu ifade eden Açıköz, “Cumhurbaşkanımızın bu konuya işaret etmesi aynı zamanda artık geleneksel Türk mutfağının uçması demektir. TAFED olarak kendime ve ekibime güveniyorum. Yarışma ya da yemeklerimizin lezzeti konusundaki iddiamı da şöyle ifade etmek istiyorum, ‘Hadi yapalım desinler, bu işi beceremezsek kendimi çatıdan atarım” diye konuştu. Erdoğan’ın siyasete girdiği ilk dönemde “Mutfakta un var, yağ var, şeker var. Helvayı yapacak olan kim?” diye söylediğini hatırlatan Açıköz şöyle devam etti: “Cumhurbaşkanı olduğu dönemde kendisi için, ay yıldızlı önlüğü hazırlamıştık. Şimdi de helvayı kavuran usta olarak formasını teslim edebilmek için hazırız ve kendisini bekliyoruz. Bunu neden söylüyoruz çünkü Türk mutfağının bir tanıtım sıkıntısı var. Bu açıdan Sayın cumhurbaşkanımızın fikirleri zenginlik katacaktır” TÜRKÇE MENÜ Geleneksel Türk mutfağının yurtdışı menülerinde de olması gerektiğini ifade eden Açıköz, “Yurtdışında şiş kebap, pide ve döner dışında yemeğimiz var denilsin mesleği bırakırım. Çünkü Yok. Yurtdışında menülerde olmalıyız. Ama Türk yemeklerinin orginal isimleriyle olmalıyız. Pideye Turkish Pizza yazıyorlar. Ne ilgisi var? Turkish Ravioli diyorlar. Neden benim mantım ravioli olsun. Yemeklerimizi, kültürümüze ve dilimize sahip çıkarak tanıtmalıyız” diye konuştu.



restaurant 78 hotel & hi-tech

gastro aktüel makale

Dünya mutfağı ustası olmak!

H

izmet sektörünün içinde yer alan herkes bilir bu iş dışarıdan her ne kadar keyifli, rahat, işletmecilik olarak orta yaşın üstü kişiler için biçilmiş kaftan gibi görünse de hiç ama hiç öyle değildir. Aksine ciddi matematik, bol sabır, tecrübe ve zaman gerektiren bir iştir. Maddi kaynak ve profesyonel repütasyonunuzun da olmasının gerekliliğinden bahsetmeye bile gerek yok sanırım. Siz işletmeci veya yönetici olarak bunların çoğuna sahip olduğunuzu düşünerek bu işe girseniz bile işin en önemli kısmının tamamen bunların dışında bir ‘ekip ‘ işi olduğunu anlamak ve en az sizin kadar hatta sizden daha iyi bir ekiple çalışmanız gerekir. Ekip bulmak, aynı hedefe odaklanmak, uzun seneler birlikte çalışmak ve büyümek ise işin en zor kısmıdır. Bugünün teknoloji dünyasında her şeye daha kolay ulaşılabilmesi oldukça büyük bir avantaj gibi görünse de maalesef eğitim, kültür ve vizyon eksikliği sosyal medyanın yarattığı suni ve gerçek olmayan başarılar ve sahte oluşumlar işin doğrusuna ulaşmayı da bir o kadar zorlaştırmaktadır. Bunca hız arasında mesleklerdeki uzmanlaşma için zorunlu olan süreç maalesef artık unutulmaktadır. Yerini 1 -2 yıl çalışılan mesleklerde hemen müdür, genel müdür, mutfak şefi, usta aklınıza her ne gelirse derhal yönetici olma hırsı ve tutkusu geçmiştir. Bir süredir otel ve yiyecek içecek sektöründeki satış ve pazarlama ve mutfak ekiplerindeki değişim genel müdür veya aşçıbaşı olanları artık tanıyamama sürecine girmiş bulunmaktayım. Çok değil, bundan 7-8 yıl önce sektörde herkes herhangi bir otelin genel müdürü, satış veya daha da zoru pazarlama müdürü kim denildiğinde ismini tecrübesini çok iyi bilir ve başarılarını takip ederken bu hızlı değişim pek çok tecrübesiz müdürler yarattı. Bu yeni ‘müdür’ güruhu, bırakın işletmeye bir fayda sağlamayı, yöneticilik işinin ne kadar önemli olduğunu, bu işin de öyle herkes tarafından yapılamayacağını unutturdular ve maalesef artık çoğunluktalar. Daha düşük ücrete çalışmaya razılar yeter ki mesai saatleri belli olsun ve bir titrleri olsun! Bunun diğer bir türlüsü de gerçekten ‘ustalık’ gerektiren mesleklerde de kendisini gösterdi. Misal; mutfak şefliği,

ustalık ve aşçılık gibi… Nasıl mı? Bu durum aslında ‘dünya mutfağı’ denilen garip tanımın ortaya çıkmasıyla başladı. Mutfak için örneğin ızgara ustası mı arıyorsunuz, başvurulara bakın tamamı ‘dünya mutfağı’ ustası hem de bırakın İstanbul dışında bir yer görmeyi daha önce çalıştıkları restoranın dışına çıkmadan! Geçen gün yine onlardan biri ile mülakat yapıyorum… Yabancı dili yok, 10 yıllık tecrübesi var, İstanbul dışında çalışmamış, dayanamadım sordum. “Peki nasıl kendini dünya mutfağı ustasıyım diye nitelendiriyorsun?” Cevabı aynen şöyle oldu: “Pizza, makarna yapabiliyorum, meze hazırlayabiliyorum, yani her şeyi yapabiliyorum” dedi. Yani bırakın ‘dünya mutfağı ustası’ olmayı, belli bir bölüm tecrübesi yok; soğuk, sıcak, zeytinyağlı… Bunlardan hiçbirinde tam olarak çalışıp kendisini geliştirmemiş, okumamış ama işe gelince ‘dünya mutfağı ustası!’ İşte maalesef hem yönetim hem pazarlama hem de mutfakta kısa zamanda bir yerlere gelen, o işin aslı nedir, hakkı nedir bilmeden, o sıfata gelmelerini tecrübelerine, eğitimlerine değil, işi bilmeyen işletme sahiplerinin veya korkak yöneticilerinin bir çift sözüyle geldikleri için sektörde işi bilen profesyoneller de bu sektörden soğudu, artık uzak duruyorlar. Başta da belirttiğim gibi hizmet sektörü uzaktan keyifli görünür ama bu işi yapmak istiyorsanız en başından başlamalı, emek vermeli, yabancı dil bilmeli, yurt dışında çalışmalı, başlangıçta para kazanmaya veya mesai hesabı tutmaya değil, mesleğinize ve kendinize artı değer katmaya bakmalısınız.E bunları yapmadan da genel müdür, aşçıbaşı, satış pazarlama müdürü oldum diyorsanız, bu durumda sizlerden geçilmiyor zaten. Hal böyle iken de çevresinde farklılık yaratamayan, başarılı olamamış bir kalabalığın parçası olarak kalırsınız. Sonrasında fiyat kırarak oteli pazarlamaya çalışır; misafiri değil patronu memnun etmeye dayalı bir kukla müdür, dünya hakkında hiçbir fikri olmayan ‘dünya mutfağı ustası’ olursunuz. Sadece işletmenizi değil, sektörü de bitiş noktasına getirirsiniz. Tanıdık geldi mi?



restaurant 80 hotel & hi-tech

gastro aktüel

Hilton İstanbul Kozyatağı’na ödül yağmuru 14. Uluslararası Gastronomi Yemek Yarışması’nda Hilton İstanbul Kozyatağı’na farklı kategorilerde ödüller geldi. Dünya Aşçılar Birliği Başkanı Charles Carroll’un da jüri üyeliğini yaptığı yarışmaya 25 ülkeden, 400’ü yabancı toplam 2 bin yarışmacı katıldı. 70 farklı kategori içeren yarışmada sonuçları, 30’u Türk toplam 55 jüri üyesi belirledi. Hilton İstanbul Kozyatağı mutfak ekibi, toplam 7 madalya almaya hak kazandı. Modern Türk Mutfağı kategorisinde Burcu Aşçıoğlu, Pizza kategorisinde Meltem Hayal, Restaurant Tatlı Tabağı kategorisinde Elif Turgut, Hilton İstanbul Kozyatağı’na Altın Madalya getiren isimler oldu. Ersin Derici, Canlı Sebze Oymacılığı kategorisinde, Stajyer Nergis Kocioğlu ile Bahar Aydın ise Lise Gençler Ekip kategorisinde Bronz Madalya almaya hak kazandı. İlhami Özcan ise Düğün Pastası kategorisinde Merit Madalya aldı.

Meksika mutfağı Renaissance Bosphorus’ta öğrenilir Geleneksel Meksika mutfağının en güzel tadı taco ödüllü şef Arif Madakbaş önderliğinde verilecek workshop ile lezzet tutkunları ile buluşuyor. Karides, sucuk, balık ve barbekü taco yapımının tüm püf noktalarının öğretileceği eğitim ile katılımcılar taco’yu ustasından öğreniyor. Ana malzemesi tortilla olan taco’yu hem biribirinden özel lezzetlerle eşleştirmek hem de zengin soslar eşliğinde servis etmek Renaissance Istanbul Polat Bosphorus Hotel’de verilecek taco workshop’u sonrasında hiç olmadığı kadar kolay. Her Pazar 15:00 – 18:00 saatleri arasında gerçekleştirilecek workshop ile bir dünya lezzeti haline gelen taco evlere taşınıyor.

Ünlü şef Murat Bozok’tan ilham veren dokunuşlar Bünyesinde yer alan ve bölgenin tek “fine dining” restoranı olan Lil’a Restaurant’a Türkiye’nin en ünlü şeflerinden Murat Bozok’un dokunuşlarını katan “Museum Hotel” yenilenen menüsü ile dikkat çekiyor. Murat Bozok’un, Museum Hotel için hazırladığı öğle menüsünde Trüflü Kereviz ve Yeşil Elma Çorbası, Portakal kabuğu ve Taze Baharatlar ile Somon Konfit, İncir Uyutma, Burma Kadayıf ve Kireçte Kabak Üçlemesi gibi fark oluşturan lezzetler yer alıyor. Akşam menüsünde ise Adaçaylı Balkabağı Çorbası, Fırında Pancar Salatası, Bahçemizden asma çubukları ile tütsülenmiş Küşneme gibi oldukça seçkin, tadı kadar, sunumuyla da ilgi uyandıran seçenekler öne çıkıyor.

BTA, Maskat’la yedi ülkede 15 havalimanına ulaştı Yiyecek-içecek sektörünün lider oyuncularından BTA, Umman’ın giriş kapısı Maskat Havalimanı’nda yiyecek-içecek alanlarının işletmesi için açılan ihalede tercih edilen şirket oldu. Maskat Havalimanı’nda toplam 3 bin 150 metrekare alanda 20 noktada faaliyet gösterecek olan BTA, 2017 yılında hizmete başlayacak. BTA, kendi konseptlerinin yanı sıra dünyaca ünlü zincir markaları da havalimanına taşımayı planlıyor.



restaurant 82 hotel & hi-tech

gastro aktüel

Basilur Tea Horeca ürünleriyle Türkiye’de Elverişli iklim koşulları ve verimli toprağı ile dünyanın en lezzetli çaylarının yetiştiği bölgelerden biri olan Sri Lanka merkezli butik çay markası Basilur Tea, yaprak kalitesi ve zengin aroması ile en fazla tercih edilen çay olma özelliğine sahip Ceylon çayını, hepsi birer tasarım harikası olan çok özel metal kutularında çay severlerin beğenisine sunuyor. Horeca sektörü için geliştirdiği çeşitli ambalaj ve servis alternatifleri ile de sektördeki lüks gurme çay talebine yeni bir alternatif oluşturan Basilur Tea, bu kategoride hizmet veren işletmelere misafirleri için hedefledikleri mükemmel ve ayrıcalıklı servis deneyimine bir adım daha yaklaşma şansı veriyor.

Uluslararası lezzetlere sihirli dokunuşlar Hizmet kalitesi ile dikkat çeken Divan Otel Ankara, mutfak atölyeleri ile fark yaratmaya devam ediyor. Özel konukları için düzenlenen mutfak atölyesinde, Divan Otel Ankara’nın başarılı şefi Haşim Ayrancı birbirinden özel lezzetleri katılımcılara uygulamalarla anlattı. Yeni lezzetleri keşfetme şansına sahip olan davetliler, akşam yemeğinde dünya mutfağından örneklerle sofralarına renk katacak tatları kendi elleriyle hazırladılar. Nar salatasının ardından sebzeli volovantes ve cafe de Paris soslu antrikot yapan katılımcılar sofraların olmazsa olmazı tatlıyı da ihmal etmediler. Çikolatalı suflenin ardından çalışmalarını tamamlayan konuklar günün yorgunluğunu ve stresini keyifli zaman geçirerek atma şansına sahip oldular.

Gerçek lezzetin izini sürenler Marriott Hotel Şişli’ye davetli İstanbul Marriott Hotel Şişli’nin konsept restoranı The Dish Room’un menüsü gerçek lezzetin izini sürenler için yenilendi. Izgara ağırlıklı et ve deniz ürünlerinin birbirinden enfes gastronomik yorumlar ve şeflerin a la minute şovları eşliğinde servis edildiği menüde, otelin deneyimli someliyesi tarafından önerilen şarap ve et eşleşmeleri damak tadını zenginleştirmek isteyenler için lezzet keşfinde yeni ufuklar açıyor. Otelin ödüllü Executive Sous Şefi Özgür Üstün tarafından oluşturulan ızgara ağırlıklı menüde Türkiye’nin zengin gastro coğrafyasının en özel örnekleri, farklı kültürlerin öne çıkan lezzetleriyle bir arada sunuluyor.

Pepsico Türkiye’nin Genel Müdürü Levent Yüksel oldu PepsiCo, Levent Yüksel’i Türkiye operasyonuna Genel Müdür olarak atadı. Daha önce “Büyük Balkanlar Genel Müdürü” ve “Güneydoğu Avrupa Bölgesi Franchise Operasyonlarından” sorumlu olan Levent Yüksel; Doritos, Pepsi, Cheetos, Tropicana, Lays ve Lipton Ice Tea gibi lider markaların da yer aldığı Türkiye iş birimindeki Genel Müdürlük görevine 1 Mart itibari ile başladı.



restaurant 84 hotel & hi-tech

gastro aktüel

Barilla, iyi iş modelini hayvan refahında da sürdürüyor Dünyanın lider makarna üreticisi Barilla, ‘İş Dünyası Çiftlik Hayvanları Refahı Değerlendirmesi 2015’te en yüksek puanı alan İtalyan gıda şirketi oldu. “Sizin için iyi, gezegen için iyi” mottosunu iş modeli haline getiren Barilla, yumurta ihtiyacının yüzde 82’sini gezen tavuklardan karşılıyor. Şirketin 2020 hedefi ise bu oranı yüzde 100’e çıkarmak. Ürünlerini 100’den fazla ülkede tüketiciyle buluşturan Barilla, bu konudaki liderliğini özellikle sivil toplum kuruluşları tarafından çok önemsenen hayvan refahı konusuna da taşıdı. Barilla, 26 Ocak’ta Londra’da açıklanan ve 17 ülkeden 90 gıda şirketinin katıldığı “İş Dünyası Çiftlik Hayvanları Refahı Değerlendirmesi 2015” raporuna göre standardı en yüksek İtalyan şirketi oldu.

Fındık ve şekerleme için sektörlerden güç birliği Dünya fındık üretiminin yüzde 75’ine sahip olan Türkiye, bu üründe katma değeri artırabilmek ve küresel anlamda daha etkin olabilmek için kolları sıvadı. İstanbul Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İFMİB), Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, Fındık Tanıtım Grubu (FTG), İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği ile Şekerli Mamuller Tanıtım Grubu ilk kez bir araya gelerek ‘Şekerli Mamuller ve Fındık Sektörleri İşbirliği Çalıştayı’ organize etti. Kavuşamayan iki sevgili olarak nitelenen fındık ve şekerleme için bir araya gelen sektör temsilcileri, çalıştayda tüm paydaşlar adına kazankazan ilkesiyle hedef büyüttü. Buna göre 2023 yılı için öngörülen 3 milyar dolarlık fındık ihracatının şimdiden yakalanması nedeniyle bu hedef 10 milyar dolar olarak ortaya kondu.

Puravita ile ekmeklerde sağlık ve lezzet bir arada Belçikalı ekmekçilik, pastacılık ve çikolatacılık devi Puratos, sağlıklı ve lezzetli ekmek tariflerinin kolayca uygulanmasını sağlayan Puravita ürünlerini ustalarla buluşturuyor. Puravita grubu; Çavdar, Alman Çavdarı, 6 tahıllı Multigrain, Tam Buğday, Kepekli, Malt ve tam buğday, çavdar ve buğday unlarından oluşan köy ekmeği Tradizone olmak üzere 7 çeşidiyle piyasada bulunuyor.

Keyifli brunchların yeni adresi Konuklarını ayrıcalıklı hizmet anlayışı ile ağırlayan, Burgu Arjaan by Rotana ve Tango Arjaan by Rotana, keyifli brunchların da yeni adresi olmaya aday. Elements All Day Dining Restaurant pazar brunchları ile hafta sonu sevdikleriyle beraber vakit geçirmek isteyenlere cazip seçenekler sunuyor. Brunch için Elements All Day Dining Restaurant’ı tercih edenleri, saat 11:00-15:00 arası canlı piyano performansı eşliğinde, zengin açık büfede yerel lezzetler ve uluslararası tatlar bekliyor. Aileleriyle gelen çocuklar da Flipper’s Kids Club’ta eğlenceli aktivitelere ve oyunlara katılma şansı buluyor. Otel bünyesinde bulunan kapalı havuzdan yararlanma imkanı da sağlayan iki farklı brunch paket seçeneği sunuluyor.



restaurant 86 hotel & hi-tech

gastro aktüel

Anavarza Bal’a Üstün Lezzet ödülü Uluslararası Lezzet ve Kalite Enstitüsü’nün (International Taste&Quality Institute) düzenlediği lezzet ve kalite değerlendirmesinde Anavarza Bal, Keven-Kekik Balı 2 yıldız ile Üstün Lezzet Ödülü’nü kazandı. Adayların alanında uzman şefler ve sömeliyelerin kör tadım testine tabi tutulmasıyla değerlendirildiği yarışmada, dünyanın en nitelikli jürisi tarafından verilen ödül, uluslararası tanınırlıkta tek olma özelliği taşıyor. Lezzeti uluslararası arenada tescillenmiş, hem çocuklar hem de yetişkinler için doğanın sunduğu en mucizevi besinlerden olan keven – kekik balı, doğal ve sağlıklı oluşuyla günlük beslenmenin olmazsa olmazları arasında yer alıyor.

Baydöner’e yeni genel müdür yardımcısı Türkiye’de en büyük döner markası olmayı hedefleyen Baydöner, Genel Müdür Yardımcılığı görevini perakende sektörünün deneyimli ismi Hakan Karakaya’ya emanet etti. 1973 doğumlu olan Hakan Karakaya, Karadeniz Teknik Üniversitesi İktisat bölümü mezunu. Karakaya, daha önce Migros ve Tecso Kipa mağazalarında Mağaza Müdürü ve Bölge Direktörü olarak görev aldı. Perakende sektöründe 20 yıllık deneyime sahip Hakan Karakaya, Baydöner’de Genel Müdür Yardımcılığı görevini tüm departmanlardan sorumlu olarak sürdürecek.

The Galliard Risotto ile Batı Akdeniz’e yolculuk Etilerin fark oluşturan mekanı The Galliard, Batı Akdeniz mutfağının eşsiz lezzetlerini farklı sunumlarla buluşturmaya devam ediyor. Parmesan tekerinde özel Arborio pirinci ile hazırlanan Risotto sunumuyla göz doldururken, lezzeti ile de damaklarda iz bırakıyor. Porcini ve Trüf mantarının Parmesan’ın eşsiz lezzetiyle buluştuğu Akdeniz stili The Galliard Risotto, pirincin gurme halini sevenleri bekliyor.

HUQQA’dan yepyeni kahvaltı menüsü HUQQA yenilenen kahvaltı menüsü ile de farkını ortaya koymaya devam ediyor. Açıldığı günden beri boğaz hattının gözde mekanları arasındaki yerini alan HUQQA, hafta içi ve hafta sonu seksene yakın kahvaltılık çeşidiyle konuklarını ağırlıyor. Restoranda ürünlerin çoğu kendi yörelerinden getiriliyor. Baklava hamurunda Trabzon minci peyniri, Tokat yöresinin kahvaltılık ezmesi, mevsiminde toplanmış meyvelerle hazırlanmış ceviz, portakal ve çilek reçeli, mekanın kendi üretimi olan ev sucuğu, kuru elmalı ve rezeneli ev yapımı sosisler, Eskişehir’in çiğ böreği gibi birçok yöresel yöresel lezzetin yanı sıra French toast, pancake, müsli ve meyveli yoğurt çeşitleri ile dünya kahvaltı kültürünün popüler lezzetleri de HUQQA kahvaltısında buluşuyor.



restaurant 88 hotel & hi-tech

gastro aktüel

Arola Restaurant’tan çok özel ‘tasarım brunchı’ İki Michelin yıldızlı şef Sergi Arola’nın yenilikçi İspanyol lezzetlerini 2014 yılı Eylül ayında İstanbul’a taşıdığından bu yana özel tadım menüleri ve yaratıcı sunumları ile kentin yeme-içme haritasında güçlü bir yer edinen Arola Restaurant, gastronomiyi farklı disiplinlerle buluşturan bir konsepti hayata geçiriyor. “Arola Tasarım Brunch”ları, Arola’nın yaratıcı vizyonuyla, gastronomi ve tasarımı bir araya getiriyor. 27 Şubat’ta gerçekleşecek olan ilk tasarım brunch’ının ilham kaynağı, koleksiyonlarında farklı din, kültür ve coğrafyaları bir araya getiren Türkiye’nin önde gelen takı tasarımcısı Zeynep Erol...

ISS Türkiye 3 bin kişiyi işe alacak Danimarkalı ISS, tesis yönetim sektöründe 25 yıllık bir geçmiş ile çalışmalarına, her yıl yüzde 20 büyüme ile devam ediyor. ISS, yüzde 1’lik pazar payı ile dünyada kendi sektörünün dördüncüsü konumunda yer alıyor. Her ülkede istihdam oluşturan ISS, Türkiye’de 6bin kişi ile başlayan çalışmalarına 29 bin kişi olarak devam ediyor. ISS, Türkiye’de, bu yıl ki hedefi yüzde 20 büyüme ile birlikte 3.000 yeni istihdam.

Et zammı Türk mutfağını tehdit ediyor Sultanahmet Köftecisi ve Gastronomi Danışmanı Mehmet Tezçakın, kira ve personel giderleri ile zor günler geçiren yeme-içme sektörünün, ayakta kalabilmek için et kalitesini düşürmesinin, Unesco’nun koruma altına aldığı Türk mutfağını olumsuz etkileyeceğini söyledi. Tezçakın, “Biz bu sorunlara çözüm beklerken et fiyatlarının son bir yılda yüzde 25 oranında artması, sektörümüzü oldukça zorlamaya başladı. Kebap, köfte, döner gibi Türk mutfağının en önemli unsurları arasında yer alan yemeklerin maliyetini direkt artıran bu durum, özellikle uygun fiyata son derece lezzetli ürünler sunan küçük işletmeleri zor durumda bıraktı. Zaten asgari personelle çalışan, kira giderini de düşüremeyen bu işletmeler, ya maliyetteki artışı doğrudan fiyatlarına yansıtmak ya da maliyeti aşağı çekebilmek için etin kalitesini düşürme seçeneği ile karşı karşıya bırakılmakta. Maliyetteki artışı doğrudan fiyatlarına yansıtacak olsalar ciddi müşteri kaybı yaşayacaklar. Ayakta kalabilmek için et kalitesini düşürseler, bu kez Unesco’nun koruma altına aldığı Türk mutfağı olumsuz etkilenecek.” diye konuştu.



restaurant 90 hotel & hi-tech

yeni mekan

Saigon İstanbul açıldı Şişhane’de IKSV binasının terasında yaklaşık beş ay önce kapılarını açan Saigon İstanbul; şehre keyifli, eğlenceli, lezzetli ve muhteşem bir pencereden bakmak için iddialı bir mekan…

Ç

ok değil; bundan beş ay önce kapılarını açtı; şimdiden İstanbulluların en iddialı mekanlarından biri oldu bile. Şişhane’de IKSV’nin bulunduğu Deniz Palas’ın terasında hizmete giren Saigon İstanbul, şehirde yeme-içme ve eğlencenin en yeni adreslerinden biri artık. İspanyolTürk asıllı bir aileden gelen Fabio Suarez’in yatırımını üstlendiği mekanda ‘Meditasian’ mutfağı ile iki farklı mutfak kültürünü İstanbul’un eşsiz manzarasına hakim noktasında deneyimlemek isteyenlere duyurulur! CÖMERT, GÖRKEMLİ, PAYLAŞIMLIK TABAKLAR Gastronomi danışmanlığını Perulu bir şef olan Luis Arevalo’nun yaptığı Saigon İstanbul aslında etnik bir restoran. Akdeniz ve Asya mutfağının modern ve kreatif bir dille buluştuğu mekan, bu harmana ‘Meditasian’ diyor. Haliyle iki farklı mutfak kültürünü Türkiye’de buluşturunca hoş, sıcak sürprizler de ortaya çıkmıyor değil. Saigon İstanbul’da tüm bu tabaklar Türk kültürüne uygun, paylaşımlık misali servise sunuluyor. 2-3 kişilik porsiyonda cömert ve fazlasıyla da görkemliler…


NE YERİM DİYE KORKMAYIN, 40’TAN FAZLA MÖNÜSÜ VAR İstanbul’un gözde mekanlarından Saigon İstanbul’a gittiğinizde ne yerim diye bir endişeniz asla olmasın! Yaklaşık 40 tabaklık mönü çeşitliliğine sahip olan restoran leb-i derya bir mönüye sahip, üstelik sushi/sashami bölümünü hiç saymıyorum bile… Saigon İstanbul’a gittiğinizde heyecanlı, hareketli bir mönü ile ağırlanacak; bazı Saigon klasiklerinin mevsim malzemeleriyle dönem dönem yeniden yorumlanışına tanık olacaksınız. Benden söylemesi!

YE, İÇ, EĞLEN, SEYRET Gelelim mekanın tasarım ve dekorasyon çizgisine… Şişhane’de IKSV binasının terasında, eski X Restaurant’ın yerine hummalı bir çalışma sonunda Mimar Emir Uras imzasıyla tasarlanan Saigon İstanbul, şık ve konformist dekorasyonuyla göz dolduruyor. Özel dekorasyonlu yüksek tavanın altında rahat bir nefes alıyor, mekana özel üretilmiş Budda heykeliyle sanatın büyülü dokunuşlarına an be an şahit oluyorsunuz. Tarihi Yarımada’ya gülümseyen muhteşem eski İstanbul manzarası da cabası tabii… Bu arada meraklıları için, Saigon İstanbul’un müzik direktörlüğünü DJ Peter Thomas yapıyor.


restaurant 92 hotel & hi-tech

yeni mekan

Beyoğlu’nun nostaljik mekanı ‘1924’ açıldı İçindeki tarihi dokusu, her köşesine sinmiş anıları ve Doğu Avrupa Mutfağı ile yeni ruhunu kazanan 1924’ün resmi açılışı 23 Şubat Salı günü gerçekleşti.


B

eyoğlu’nun tarihi mekanı 1924’ün resmi açılışı, 23 Şubat Salı günü Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’ın katılımıyla gerçekleşti.

1920’LERDEN GÜNÜMÜZE Beyoğlu’nun klasikleşmiş Rus Lokantası aynı yerinde, 360 Entertainment Group tarafından ‘1924 İstanbul’ ismiyle tekrar hayata geçti. Eski kimliği ve yenilenmiş mimarisi ile geçmişi geleceğe taşıyan 1924, 1920’lerden günümüze İstanbul klasikleri arasında önemli bir yer tutuyor. 1924,

gümüş şamdanları, o yıllara ait çatal bıçak takımları, klasik haline gelmiş dokusu ve tarihi atmosferiyle geçmişi geleceğe taşırken usta şefler tarafından hazırlanan “Doğu Avrupa” mutfağı, damaklarda eşsiz tatlar bırakıyor. 1924, özel aksesuarları, müzikleri ve benzersiz dokusuyla İstanbul’da Rus kültürünü yaşatıyor. Geçmişten bugüne sanatçıların, yazarların, şairlerin ve aydınların değişilmez mekanı olan 1924, tarihi binasındaki büyülü atmosferine tüm İstanbulluları davet ediyor.


restaurant 94 hotel & hi-tech

yeni mekan

Anadolu Yakası’nda

eğlence JanJan’landı Eğlence hayatının yeni gözdesi JanJan by 360, Anadolu Yakası’nın gözde otellerinden Hilton Kozyatağı İstanbul’da açıldı. Entertainment Group tarafından hayata geçirilen mekan, İstanbul’un en iddialı restoran&gece kulübü olma özelliğini taşıyor.

İ

stanbul gece hayatının yeni gözdesi JanJan by 360, muhteşem mezeleri, kahkaha dolu akşamları ve 80’lerden günümüze uzanan şarkılarıyla Anadolu Yakası’na damga vuruyor. Yeme-içme ve eğlence hayatının önde gelen gruplarından 360 Entertainment Group tarafından hayata geçirilen İstanbul’un en eğlenceli mekanı JanJan’da, büyüleyici dekorasyon ve kabare tarzındaki tiyatral gösteriler misafirlerin başını döndürüyor. TATLI SOHBETLER EŞLİĞİNDE EĞLENCELİ SAATLER Usta şefler tarafından hazırlanan, birbirinden seçkin lezzetlerin yer aldığı menüsü ile damaklarda unutulmaz tatlar bırakırken mekanın ihtişamlı dokusu konuklara büyülü bir dünyanın kapılarını aralıyor. Eğlencenin hız kesmeden devam ettiği JanJan Sahne’nin yanı sıra JanJan Modern Meyhane’de tatlı sohbetler eşliğinde eğlenceli dakikalar sizleri bekliyor. Restoran, samimi ortamı ve lezzetli mezeleriyle vazgeçilmezler arasında yerini alıyor.



restaurant 96 hotel & hi-tech

yeni mekan

Kahve deneyiminde devrim Federal Coffee Company Tam bir kahve tutkunu, hayatını buna adamış ve Türkiye’ye kahvede yeni bir soluk getiren, dünyaca ünlü barista eğitmeni Sam Çeviköz, kahve çekirdeğinin ruhunu Federal Coffee Company ile İstanbul’a taşıdı.

20

yılı aşkın süredir kahvedeki uzmanlığı ve yetiştirdiği dünya şampiyonu baristalar ile uluslararası başarılarıyla tanınan, kahve sektörünün lider ismi Sam Çeviköz ve ortağı Levent Koçarslan, Federal Coffee Company ile kahve deneyimine yenilikler kazandırıyor. 20 Şubat Cumartesi günü açılı gerçekleşen mekan kahveleriyle de olduu kadar tatlı seçenekleriyle iddialı... AVUSTRALYA USULÜ NİTELİKLİ KAHVE Avustralya usulü nitelikli kahve kavurma yöntemleriyle, çekirdeklerin doğal tatlarını ve aromasını koruyan, 3. nesil kahve anlayışına yeni bir boyut getiren Federal Coffee Company, sıcak, samimi bir ortam sunan, kahvede yenilikçi tatlara ve doğal aromalarla çeşitlendirmeye giden yaklaşımları ile hem gününe keyif katmak isteyenlere hem de yeni kahve lezzetleri ile buluşmak isteyenlere benzersiz deneyimler yaşatıyor. COLD BREW KAHVELİ KOKTEYL ÇEŞİTLERİ Doğal aromalar ile ürün geliştirme çalışmalarına hiç ara vermeyen Federaller’in yenilikçi tatları arasında, çiğ badem, Meksika biberi, bitter çikolata, Jalapeno ve baharatlarla elde hazırlanan şuruplarla, Federal’in spesiyal blendinden üretilen Cold Brew kahveli kokteyl çeşitleri öne çıkıyor.

Temellerini İstanbul’un en renkli rotalarından Galata’da atan ve kahve devrimini sürpriz noktalarda devam ettirmenin hazırlıklarını yapan Federal Coffee Company’de kahveden ne anladığınıza ve alacağınız keyfe yenilikler kazandıracak, kahvenin hesabını Federaller’den soracaksınız!



restaurant 98 hotel & hi-tech

yeni mekan

İstanbul’un vazgeçilmezi Lacivert yenilendi

B

Bulunduğu eşsiz konumuyla boğazın en özel manzarasına hakim olan Lacivert, yenilenen teras ve iç salonları ile modern ve şık bir atmosfer sunuyor... Dekorasyonu ile birlikte menüsüne de yeni lezzetler katan Lacivert, deneyimli ekibi ile Boğaz’ın en iddialı mekanlarından biri olamaya devam ediyor.

oğazın en nadide köşesinde konumlanarak mavinin en güzel tonlarıyla sizi buluşturan Lacivert restoran, geçirdiği renovasyon sürecinin ardından çok daha şık ve konforlu bir ortamda misafirlerini ağırlamaya devam ediyor. Özel konumu ve tarihi yapısıyla denizle iç içe bir yemek deneyimi sunan Lacivert’te renovasyonla birlikte terasında bulunan bar ön tarafa alındı. Böylece bar bölümünde zaman geçiren misafirler denize çok daha yakın bir mesafeden manzaranın tadını çıkarırken, yaz mevsiminde de yemek öncesi veya sonrasında yenilenen barında keyifli zamanlar geçirecekler. Dekorasyonu tamamen yenilenen alt ve üst salonların kapasitesinin artırılmasının yanı sıra, iç alanların daha geniş bir açı ile manzaraya hakim olmaları sağlandı. Tamamen cam kaplı iç salonları sayesinde sadece yaz aylarında değil kış aylarında da boğaz manzarasına hakim olan Lacivert, gerek İstanbulluların gerekse turistlerin boğazın keyfine doyasıya varmalarını sağlıyor. Şık ve nezih ortamı kadar lezzetleriyle de adından söz ettiren Lacivert’in menüsüne de yeni lezzetler katıldı. Lacivert’in Executive Şefi Hüseyin Ceylan ve ekibinin hazırladığı bu özel lezzetler, her türlü damağa hitap ediyor. “Karabiga Karidesi” taze dereotlu Bayrampaşa enginar salatası ile servis edilirken, “Galiçya Usulü Ahtapot” taze fırın patates ile lezzetlendiriliyor. İstiridye, deniz tarağı, ahtapot söğüş, levrek marin ve karides söğüşün bir arada sunulduğu “İki kişilik soğuk deniz tabağı”nın yanı sıra porçini mantarlı risotto ile servis edilen “Izgara lagos balığı” deniz mahsüllerini sevenler için mutlaka denenmesi gereken lezzetler arasında.

. Deniz ürünlerini sıcak yemeği sevenler içinse lagos şiş, somon ızgara, kaya levreği, bebek kalamar ızgara, bebek patates sote, sebzeli tart ve kokteyl domates ile hazırlanan “İki kişilik sıcak deniz ürünleri tabağı” seçeneği bulunuyor. Lacivert, farklı lezzetler tatmak isteyenleri de ihmal etmiyor ve fıstık, kuş üzümü, kestane, siyah pirinç pilavı ve mürdüm erikli sos ile hazırlanan “Çıtır derili ördek budu” yemeğini misafirlerinin beğenisinie sunuyor. Geniş bir tatlı yelpazesi bulunan Lacivert’in yeni menüsünde en dikkat çeken tatlı ise “Baharatlı elma turta”. Manzarası ve atmosferi ile kendisine hayran bırakan Lacivert’e özel teknesi ile ücretsiz olarak yapacağınız 4 dakikalık yolculuk sonrasında huzurlu ve keyifli saatler geçirebilir, lezzetli bir akşam yemeği yiyebilirsiniz. Yenilenen dekorasyonu sayesinde konforlu ve şık bir ortamda sizi en iyi şekilde ağırlayan Lacivert, unutulmaz bir deneyim yaşamak isteyenleri bekliyor.



restaurant 100 hotel & hi-tech

yeni mekan

Baydöner, 106’ıncı şubesini açtı Türkiye’nin en yaygın döner restoran zinciri Baydöner, İstanbul Metrocity AVM’de 106’ıncı şubesini açtı.

G

eleneksel tatlardan vazgeçmeyenlerin adresi Baydöner, İstanbul’daki restoranlarına yenilerini eklemeye devam ediyor. 12 Şubat’ta Metrocity AVM’de şube açtığını duyuran Baydöner İskender, İstanbul’da 24 Türkiye genelinde ise toplam 106 şubeye ulaşmış oldu. Metrocity AVM Baydöner İskender şubesinin 86 kişi kapasitesi ve bir açık mutfağı bulunuyor.

EN SEVİLEN RESTORAN 2015 yılında AYD (Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği) tarafından yürütülen halk oylaması sonucu “En Sevilen Restoran” ödülüne layık görülen Baydöner, 2006 yılından bu yana, prestijli kurumlardan aldığı ödüllerle de başarısını tescillemeye devam ediyor.



restaurant 102 hotel & hi-tech

yeni mekan

Köşebaşı Körfez Bölgesi’nde atağa kalktı Köşebaşı, Körfez Bölgesi’ndeki hızlı büyümesini sürdürüyor. Suudi Arabistan Dammam-Khobar’da açtığı yeni şubesiyle Köşebaşı, son 5 yılda Körfez Bölgesi’nde 15 şubeye ulaştı.

D

ünyaca ünlü Time dergisinde “İstanbul’un en iyi kebap restoranı” olarak gösterilen ve Conde Nast Traveler dergisi tarafından “dünyanın en iyi 50 restoranından biri” olarak seçilen Köşebaşı, yurt dışındaki yatırımlarına devam ediyor. Yeni şubesini Suudi Arabistan Dammam-Khobar’da açan Köşebaşı, böylece Körfez Bölgesi’nde 15 şubeye ulaştı. Köşebaşı’nın Dammam-Khobar Bölgesi’ndeki

yeni restoranı farklı konsepti ve menüsü, zevkli dekorasyonuyla büyük beğeni topladı. YURT DIŞINDA 18 ŞUBESİ MEVCUT Köşebaşı yurt dışında Fas’ta 2, Azerbaycan’da 1, Bahreyn’de 2, Kuveyt’te 4, Umman’da 1, Katar’da 1, Birleşik Arap Emirlikleri’nde 3, Suudi Arabistan’ta 4 olmak üzere toplam 18 şubesi bulunuyor.


Caviar House & Prunier İstanbul’da Dünyanın en seçkin havalimanlarının vazgeçilmez markası olan Caviar House & Prunier denizden gelen lezzetlerini İstanbul’a taşıdı.

A

kmerkez’de bulunan Serafina ve Brasserie ile yiyecek - içecek sektörüne giriş yapan Dinesty Group tarafından İstanbul’a getirilen Caviar House & Prunier, gastronomik bir deneyimin yanı sıra kusursuz yaşam tarzı sunuyor. Caviar House & Prunier’nin Başkan ve Ceo’su Peter Rebeiz, “Dünyanın en iyi havyarını ve tütsülenmiş somonunu üretiyor olmaktan gurur duyuyoruz. İnsanlar çoğu zaman, ürün ne olursa olsun, yüksek kalitede bir ürün üretebilmek için bilgi birikiminden de öte bir tutku gerektiğini unutuyorlar. Biz bu tutkuyu tüm dünyaya taşımaktan dolayı çok mutluyuz. DÜNYANIN EN İYİ HAVYARI VE TÜTSÜLENMİŞ SOMONU 1950 yılında George Peter Rebeiz tarafından kurulan Caviar House, 1872 yılında Alfred Prunier tarafından kurulan Prunier ve 1972 yılında Hans Gerd Kubel kurulan Balik markalarının bir arada bulunduğu Seafood Bar’ın hikayesi, Amerikalı efsanevi caz piyanisti Count Basie’nin 1980’lerin başında Londra Heathrow Havalimanı’nda hizmet veren Caviar House mağazasına gelerek bir kutu havyar satın almasıyla başlıyor. Basie, kutuyu yanına almak yerine, görevliden bir kaşık isteyip havyarı mağazada ayaküstü yiyor. Müzisyenin bu davranışından etkilenen Caviar House yetkilileri, havalimanında sadece deniz mahsullerinin atıştırıldığı bir bar açmaya karar veriyor. Böylece bir havalimanı ritüeli yaratılıyor. Dünyanın en prestijli havalimanlarında yer alan bu uçuş öncesi ritüeli, Caviar House & Prunier Seafood Bar, Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Gidiş Terminali’nde lezzet tutkunları ile buluşuyor.

ÖZEL DAVETLERİN VAZGEÇİLMEZİ Caviar House & Prunier’nin havyar ve tütsülenmiş somon çeşitlerini artık yurtdışından taşımaya gerek kalmadı. Bu lezzetler artık kapınıza kadar geliyor. Özel davetleriniz, kutlamalarınız ve lezzet buluşmalarınız için Caviar House & Prunier ürünlerini sipariş edebilirsiniz. Prunier Paris, Prunier St James ve Prunier Prunier havyarlarını ve Tsar Nicolaj Balik fillet’leri gibi eşsiz lezzetleri, sadece bir telefon ya da email ile sipariş etmek mümkün.


restaurant 104 hotel & hi-tech

yeni mekan

Onun adı

Wanda

Nişantaşı Atiye Sokak’ta kapılarını açan, daha ilk görüşte tüm cazibesiyle etki bırakan Wanda’da, yemeklerin efendisi ünlü şef Gabriele Sponza ile unutulmaz deneyimler yaşayacak, ritmi yüksek, keyifli müziklerle doyasıya eğlencenin tadını çıkaracak, Wanda’nın bakışları eşliğinde büyüleneceksiniz…

İ

şletmesinde eğlence dünyasının vazgeçilmez ismi Erhan Seven’in, markanın oluşumunda Sofia Didem Sözen’in, mutfağında da ünlü şef Gabriele Sponza’nın imzasını taşıyan Wanda hafızalarda iz bırakan konseptiyle öne çıkıyor. Wanda markasının yaratıcısı Sofia Didem Sözen’in kurgusuyla hazırlanan menüler alışılmışın dışında yaklaşımları ve numaralandırılmış seçim pratikliği ile fark ortaya koyuyor. BU ÖĞLE YEMEĞİNİN ‘GİRİŞ, GELİŞME VE SONUÇ’ BÖLÜMÜ VAR ‘Giriş’ ve ‘konu’ olarak hazırlanan öğle menüsünde daha enerjik ve hafif lezzetler yer alıyor. Saat 18.30 itibariyle kendini gösteren akşam menüsü ise ‘Giriş’, ‘gelişme’ ve ‘sonuç’ bölümleriyle oldukça seçkin tatlar sunuyor. Wanda’nın şefi Gabriele Sponza’nın, taze ve mevsime özel malzemeler, özgün ön marinasyon ve pişirme teknikleri ile hazırladığı Wanda’nın her bir lezzeti hayranlık uyandırıyor. Menülerin dışında kendini tamamen şefe teslim etmek isteyenleri de beklenmedik lezzetler sunan “Chef’in Masası” bekliyor. LEZZETTE SINIR YOK Çorba ve salata çeşitleri ile başlayan öğle lezzetleri arasında bu saatler için ideal seçenekler yer alıyor. Domates Köpüğü ve Taze Sebze Cipsleri eşliğinde Kaburger, Hardal Otu ve Fesleğenli Balık Ekmek öğle saatlerinin dikkat çekenlerden… 12.00’de başlayan öğle menüsü 18.30’dan sonra yerini, özel şarap eşleştirmeleri ile hazırlanan akşam menüsüne bırakıyor.

RAHAT ŞIKLIK… Wanda’nın marka yaratıcısı Sofia Didem Sözen, tüm konsepti gelen misafirlerin kendilerini maksimumda iyi, huzurlu ve keyifli hissetmeleri için özenle hazırlamış. Bu titiz ve özel çalışmaya eşlik eden isimler arasında mimar Alphan Kutval ve uygulamayı üstlenen 304 yer alıyor. Önceliği rahat şıklık olan Wanda’nın en büyük farkı, her noktasında yansıttığı aurası ve yüksek enerjisi… Oslo renklerinin hakim olduğu dekorasyonda her şey maksimum konfor sağlayacak şekilde düzenlenmiş. Bu konfora dore yansımalar, pirinç aksesuarlar gibi ayrıcalıklı ve şık detaylar eşlik ediyor.


İtalyan dondurma ustası Bağdat Caddesi’nde! Ev yapımı İtalyan dondurma ustası Pioppo Gelato, yeni şubesini Bağdat Caddesi’nde açtı.

E

v yapımı İtalyan dondurmaları, muhteşem tatlıları ve özel yapım kahveleriyle sevenlerine lezzet şöleni yaşatan Pioppo Gelato 26 Şubat’ta hizmete açtığı şubesiyle Bağdat Caddesi’nde dondurma severlerle buluştu. DONDURMANIN GÜNLÜĞÜ, TATLININ ENFESİ 2014 yılında ilk şubesini Bodrum Yalıkavak Palmarina’da, ikinci şubesini ise Tuzla Viaport’ta açan Pioppo Gelato’nun kendi imalatı muhteşem lezzetleri arasında Bodrum mandalinası, Belçika kakaosundan üretilen Bitter, portakal kabuklu Bitter Portakal, Brezilya vanilyası çubuğundan üretilen Vanilya, Dağ Çileği, Orman Meyveleri, Bal Badem, Tiramisu, Kazandibi, günlük üretilen dondurma çeşitlerinden sadece birkaçı. Farklı dondurma lezzetlerinin yanı sıra, Belçika tipi waffle, smoothies ve kahve çeşitleri de Pioppo Gelato menüsünde yer alıyor. Pioppo Gelato ayrıca “kendi dondurmanı yarat” konsepti çerçevesinde de isteğe özel dondurma siparişleri hazırlayarak dondurma severlerin hayalindeki tatları gerçeğe dönüştürüyor.


restaurant 106 hotel & hi-tech

mekan

100 yıllık lezzet mirası

Konyalı Lokantası İstanbul’un eşsiz manzarası eşliğinde tarih kokan bir lezzet yolculuğuna çıkmaya ne dersiniz? Konyalı Lokantası, 100 yıllık değişmez adresi olan Topkapı Sarayı’nda sizleri lezzet mirasını deneyimlemeye davet ediyor…

1

897’den bu yana enfes Saray mutfağını özenle sunan, dünyanın en iyi müze restoranlarından biri olan Konyalı Lokantası, eşsiz manzarası ve leziz tatlarıyla tarihi bir gezi arası verilebilecek en güzel mola… Topkapı Sarayı’nda tarihsel bir yolculuk esnasında sizi tamamen saray ambiyansı ve eşsiz İstanbul manzarası bu yolculuğunuza unutulmaz bir deneyim sunuyor. Saray mutfağının vazgeçilmezleri ile özenle hazırlanan menüde zeytinyağlı başlangıçlardan Türk damak tadının vazgeçilmezi döner çeşitlerine, incik kebabından Konyalı’nın spesiyal kebabına kadar birçok lezzeti bir araya geliyor. Ayrıca kafe alanıyla da misafirlerini ağırlayan Konyalı’da espresso’dan sahlep’e, nefis tatlılardan türlü türlü sıcacık böreklere kadar geniş lezzet seçenekleri de sunuluyor. SIRRI, MİRASINDA Lezzet yolculuğunun başarı sırrını Konyalı’nın 5. kuşak temsilcisi Can Doğanbey şöyle anlatıyor; “Konyalı bizlere bir kültür mirası gibi, 117 yıldır aynı mirasa özenle sahip çıkmak için aralıksız çalışıyor, sürekli hizmet standartlarımıza yenilikler sunuyoruz. Konyalı artık yalnızca bize ait bir marka

değil, Türkiye’yi gururla yansıtan bir kültür mirası ve biz bu mirasa özenle hizmet etmeye çalışıyoruz.” SAYISIZ ÖDÜLÜN SAHİBİ Bugüne kadar Mustafa Kemal Atatürk’ten İngiltere Kraliçesi Majeste Elizabeth II’ ye, Pakistan Başkanı Benazir Butto’dan Amerika eski başkanı Richard Nixon’akadar dünyanın dört bir yanından gelen pek çok devlet büyüğünü ağırlama şerefine nail olan Konyalı Lokantası bu yönüyle sayısız uluslararası ödülün de sahibi. “Bu yalnız bizim değil, bizleri 100 yıldır ziyaret eden misafirlerimizle ortak başarımızdır ve misafirlerimizin ailemize emanetidir. Bu emanete layık olmak için sürekli çalışıyoruz. Yalnızca mekanımızda değil çalışanlar olarak da Dünya standartlarında en iyiyi sunmak üzere kendimizi de geliştiriyoruz, misal ailemiz, bende dahil dünyanın restorancılık anlamında sayılı üniversitelerden olan ‘Les Roches International School of Hotel Management’ mezunudur.” diyen Doğanbey, restoranıın her gün binlerce yerli ve yabancı turisti geleneksel Türk mutfağının eşsiz tatlarıyla buluşturduğunu söylüyor.



restaurant 108 hotel & hi-tech

ulaşım

Mercedes-Benz son Travego S’i İstanbul Seyahat’e teslim etti Mercedes-Benz Türk, ürettiği son Travego S otobüsünü İstanbul Seyahat’e teslim etti. İstanbul Seyahat 2016 yılında yatırımlarını yeni Travego ile sürdürecek.

1

940 yılında kurulan ve günümüzde karayolu taşımacılık sektörünün önde gelen firmaları arasında yer alan İstanbul Seyahat, Mengerler Trakya bayisi tarafından satılan son Travego S otobüsü filosuna kattı. Bu alım ile birlikte, İstanbul Seyahat filosundaki otobüs sayısı 117 adede, Mercedes-Benz marka otobüs sayısı da 101 adede çıktı. Mercedes-Benz Türk Otobüs ve Kamyon Pazarlama ve Satış Direktörü Süer Sülün törende yaptığı konuşmada şunları ifade etti: “İstanbul Seyahat ile aramızda uzun yıllara dayanan güçlü bir iş ortaklığı var. Bu ortaklık bizi geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da yeniden bir araya getirdi. Kendilerine ürettiğimiz son Tragevo S otobüsünü satmış olmaktan mutluluk duyuyoruz. 2005 yılından beri Hoşdere Otobüs Fabrikamızda ürettiğimiz Travego’nun son örneğini teslim ettiğimiz bugün, tarihimizde önemli bir gün olarak kayıtlara geçecek.”

Mercedes-Benz Travego tamamen yenilendi Türkiye şehirlerarası ve turizm otobüs sektörünün lideri Mercedes-Benz Türk, otobüs ürün yelpazesinin amiral gemisi Travego’yu kullanıcı ve yolcuların beklentilerine en üst düzeyde yanıt verebilmek amacıyla geliştirerek yeniledi. Yeni Travego, CNR Expo Fuar Merkezi’nde düzenlenen etkinlikle kamuoyuna tanıtıldı. Mercedes-Benz Türk Direktörler Kurulu Başkanı Britta Seeger, toplantıda yaptığı konuşmada, “Yeni aracımızın kullanıcı ve yolcuların konforuna konfor katacağına inanıyoruz. Bu yeni aracın satışlarımıza ivme kazandıracağına ve Türkiye pazarındaki lider konumumuzu daha da güçlendireceğine inanıyoruz.” diye konuştu. Yeni Travego, 45.000 km’den 60.000 km’ye çıkartılmış olan uzun bakım aralığı, düşük bakım maliyetleri, düşük yakıt tüketimi ile filoların tercihi olmaya devam edecek. Mercedes-Benz’in yaygın servis ve yedek parça ağıyla da Türkiye’nin her yerinde kullanıcısının yanında yer alan yeni Travego Mart 2016’da satışa sunulacak.



restaurant 110 hotel & hi-tech

hijyen

El hijyeni gastronomi sektöründe hayati önem taşıyor Bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önlemek ve gıda sektöründe hayati önem taşıyan el hijyenini doğru uygulamak için Diversey Care, ‘Çiftlikten Çatala’ söylemiyle Konaklama sektörüne, restoranlara, yemek şirketlerine, hastane ve sağlık kurumlarına, okullara ve ofislere, gıda ve içecek üretim tesislerine yönelik faaliyetlerini sürdürüyor.

B

ildiğiniz gibi, H1N1 virüsü ve bu virüsün sebep olduğu Domuz Gribi vakaları son günlerde Türkiye’de birçok kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı. Her ne kadar gündemimiz şu an Domuz Gribi olsa da belirtmek gerekir ki farklı virüslerin neden olduğu gripler her yıl 3 ila 5 milyon insanı enfekte ederken, hasta olan 250.000-500.000 insan yaşamını yitirmektedir. Uzmanlar bu noktada özellikle kapalı alanlarda temizlik ve dezenfeksiyon uygulamalarının önemine dikkat çekiyor. Salgınların arttığı dönemlerde önlemlerini alan ve temizliğe iki kat önem veren işletmeler ve kurumlar bu süreci en az kayıpla atlatıyor. ‘ÇİFTLİKTEN ÇATALA’ HİJYEN Sealed Air’in iş birimi Diversey Care, ev dışı tüketim sektörüne sunduğu ürün ve hizmetlerle daha temiz ve daha sağlıklı bir gelecek inşa ediyor. Konaklama sektörüne, restoranlara, yemek şirketlerine, hastane ve sağlık kurumlarına, okullara ve ofislere, gıda ve içecek üretim tesislerine; gıda güvenliği, mutfak hijyeni, çamaşırhane hijyeni, bina bakımı, kişisel hijyen alanlarında ürün ve danışmanlık hizmetleri sunan Sealed


Air iş birimi Diversey Care, “Çiftlikten Çatala” söylemiyle faaliyetlerini yürütüyor.Yeme içme sektöründe büyük önem arz eden hijyen konusu, doğru uygulanmadığında oldukça riskli sonuçlar doğurabiliyor. Özellikle yiyecek ve içeceklerle temas eden ellerin ve yüzeylerin hijyenik hale getirilmesi hayati önem taşıyor. Öte yandan kullanılan dezenfektanların Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatlı olmaları ve ilgili belgelerin gerektiğinde tedarikçilerden temin edilebiliyor olması çok önemlidir. DOĞRU EL HİJYENİ TEŞVİK EDİLMELİ Maalesef herkes temel el hijyeni tedbirlerini uygulamıyor. Ellerdeki mikroplar kolaylıkla kişiden kişiye veya başka yüzeylere geçebiliyor; dolayısıyla tesislerin, herkesi düzenli olarak el yıkama ve dezenfekte etme alışkanlığını edinmeye teşvik etmesi gerekiyor. Özellikle yeme-içme alanlarında çalışan bireylerin eller kirliyken, ellerini sıvı sabun ve suyla yıkayıp ardından alkol bazlı bir el dezenfektanı ile dezenfekte etmeleri ya da dezenfektan içeren bir sabun ve suyla yıkamaları büyük önem taşıyor. PERSONELE UYGUN TEMİZLİK PROSEDÜRLERİ KONUSUNDA EĞİTİM VERİLMELİ Yeme içme sektöründe el hijyeni olduğu kadar yüzey temizliği de büyük önem arz ediyor. Bu noktada tesisler, hangi yüzeylerin ve donanımın temizleneceğini ve temizliğin hangi sırayla

yapılacağını detaylandıran temizlik prosedürlerinin uygulamaya konmasını sağlamalıdır. Bu prosedürler, el hijyeninin ne zaman uygulanacağını, ne zaman eldiven kullanmanın gerektiğini, kullanılacak temizlik ürünleri ve dezenfektanların hangi sıklıkta kullanılacağını da tarif etmelidir. Hastalıkların daha sık görüldüğü ve bulaştığı soğuk algınlığı ya da grip mevsimi gibi dönemlerde tesislerin daha sık ve daha kapsamlı temizlik ve dezenfeksiyon yapması tavsiye edilir. Bu da geleneksel temizlik programının, tüm genel alanların daha sık temizlenmesini kapsayan bir programla değiştirilmesini veya temizlik ve dezenfeksiyon işleri için ek personelin görevlendirilmesini gerektirebilir. SIK TEMAS EDİLEN YÜZEYLER TEMİZLENMELİ VE DEZENFEKTE EDİLMELİ El hijyeni yaygın olarak uygulansa dahi kirli ve mikroplu yüzeylere dokunulduğunda ellerin yeniden kirlenme riski vardır. Kapı tokmakları, tırabzanlar, asansör düğmeleri, sıralar ve tezgâh üstleri gibi sık temas edilen yüzeyler düzenli olarak ya da gözle görülür şekilde kirlendiğinde temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir. Çalışanlar; temizliği, yüksek yerlerden alçak yerlere, temiz yerlerden kirli yerlere ve kuru yerlerden ıslak yerlere doğru yapmalı, dezenfektanın yüzey üzerinde uygun etki süresi boyunca bekletilmesini sağlamalıdır.

DOĞRU EL HİJYENİ HASTALIKLARIN YAYILMASINI ÖNLER Bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önlemek ve gıda sektöründe hayati önem taşıyan el hijyenini doğru uygulamak için Diversey Care, hastayken dikkat edilecek unsurları şöyle sıralıyor; • Öksürürken ve hapşırırken ağzınızı ve burnunuzu kağıt mendil ile kapayınız ve Kullandıktan sonra mendili çöpe atınız. Mendili çöpe attıktan sonra muhakkak ellerinizi yıkayınız ve dezenfekte ediniz. • Ellerinizi ağzınızdan, burnunuzdan ve gözlerinizden uzak tutunuz. • Hasta olduğunu bildiğiniz kişilerle temastan kaçınınız. • Başka bir kişinin kanı veya kanlı bir sıvıyla temasa geçtiğinizde derhal el hijyeni prosedürünü uygulayınız.


restaurant 112 hotel & hi-tech

marka

Dondurulmuş gıdanın ‘değişmez soğutucu çözümü’

Uğur Dondurma Nazilli Organize Sanayi Bölgesi’nde 300 bin metrekareyi aşkın kapalı alanda üretim yapan Uğur Soğutma, Türkiye’ye döviz getiren ve istihdam sağlayan yenilikçi uygulamaları ile sondurumuş gıda sektörünün bir numaralı tercihi olmaya devam ediyor.

D

ondurulmuş gıda, su, süt, meyve suyu ve gazlı içecek alanlarında kalite ile özdeşleşmiş bir marka haline gelerek sektördeki büyümesini sürdüren Uğur Soğutma, yüzyılın en hızlı değişimini yaşayan dünya ekonomisindeki yerini Ar-Ge çalışmalarına verdiği önem, yenilikçi çalışma ve ürünleri ile sağlamlaştırıp geliştiriyor.

almış, ihracat başarısı ile ülke ekonomisine katma değer oluşturmaya devam etmektedir. Merkezi İngiltere’de bulunan ve 88 ülkede faaliyet gösteren SuperBrands organizasyonunun bağımsız araştırma kuruluşları ile yaptığı çalışma sonucu da Uğur Soğutma Türkiye’nin süper markaları arasında seçildi.

ULUSLARARASI MARKALARIN SOĞUTMA SİSTEMİ Algida, Coca Cola, Pepsi Cola, Tuborg gibi pek çok uluslararası marka ürünlerinin en sağlıklı şekilde saklanması ve tüketiciye sunulması aşamalarında Uğur Soğutma ürünlerini tercih ediyor. Beş kıtada 142 ülkeyi ürünleri ile buluşturan Uğur Soğutma geçtiğimiz yıl İSİB tarafından “En fazla ülkeye ihracat yapan marka” ödülünü

YENİLİKLER BU YIL DA DEVAM EDECEK 2016 yılının Uğur markalı en yeni dondurma teşhir reyonları 14 gözlü Anka, 12 gözlü Bulut, 12 gözlü Piramit modelleri dondurma sektöründe pastahaneler ve Algida, Panda, Alpedo, Mado gibi bir çok marka tarafından yoğun bir ilgi ve talep ile karşılanmıştır. Uğur Soğutma farklı mekanlarda pratik, lezzetli ve kaliteli ürünler hazırlama imkanı sunan


yeni soft dondurma makineleri, slush makineleri, yeni pasta teşhir reyonlari ve 2016 ürün kataloğunda yer alan tüm diğer ürünlerine 12 aya varan anlaşmalı banka taksit seçenekleri ve çok özel fiyatlar sunmaktadır. TÜRKİYE’YE DÖVİZ GETİREN VE İSTİHDAM SAĞLAYAN YENİLİKÇİ UYGULAMALAR Nazilli Organize Sanayi Bölgesi’nde 300 bin metrekareyi aşkın kapalı alanda üretim yapan Uğur Soğutma sektörün

ihtiyaçlarına en hızlı şekilde cevap vermek için büyük yatırım yaptığı Ar-Ge merkezi ile kalitesini dünya standartları seviyesine çıkartmıştır. Uğur markası ile üretilen yenilikçi ürünler, sektörün dinamiklerini ve trendlerini belirlemeye devam etmektedir. Uğur Soğutma’nın Türkiye’ye döviz getiren ve istihdam sağlayan yenilikçi uygulamaları her zaman olduğu bugün de tüketiciler tarafından özel ilgi ve beğeni ile izlenmeye devam etmektedir.


restaurant 114 hotel & hi-tech

marka

Electrolux Profesyonel ile ‘MasterClass Mutfak Seminerleri’ne devam!

Electrolux Profesyonel’in, şefler için düzenlediği MasterClass Mutfak Seminerleri büyüyerek devam ediyor.

3

aylık programlar halinde yayınlanan MasterClass Mutfak Seminerleri tüm sene boyunca İstanbul, İzmir, Antalya ve Alanya’da yoğun bir şef katılımıyla gerçekleşiyor. MasterClass Mutfak Seminerleri’nde, Electrolux Profesyonel’in air-o-steam Touchline Kombi Fırınları ile mutfakta verimliliği arttırarak işletmelere sağlayacağı maksimum faydalar anlatılıyor. Seminerler sırasında tabakta levrek sarma, Sous-Vide tekniği ile somon balığı pişirme, düşük ısıda (LTC) bonfile pişirme, çoklu zamanlayıcı (Multi Timer) ile tavuk şiş, et şiş, somon ızgara, sebze ızgara gibi pişirme teknikleri gösteriliyor. Electrolux Profesyonel’in deneyimli şeflerinin sunumuyla gerçekleşen MasterClass Mutfak Seminerleri, değerli şefleri ağırlamayı bekliyor.

İSTANBUL PROGRAM Yer: Electrolux Profesyonel Showroom Adres: Tarlabaşı Bulvarı No: 35, 34435 Taksim-İstanbul Sunum: Electrolux Profesyonel Türkiye Marmara ve İç Anadolu Bölgesi Şef Promotörü Gürkan Tezer

İZMİR PROGRAM Yer: İMSE - İzmir Mutfak Sanatları Enstitüsü Adres: Korutürk Mah. Mithatpaşa Cad. N0:155/A Balçova-İzmir Sunum: Electrolux Profesyonel Türkiye Ege ve Akdeniz Bölgesi Şef Promotör Ahmet Arslan

8 Mart Salı 22 Mart Salı 29 Mart Salı

10 Şubat Çarşamba 24 Şubat Çarşamba 9 Mart Çarşamba 23 Mart Çarşamba

15:00 - 17:00 15:00 - 17:00 15:00 - 17:00

ANTALYA PROGRAM Yer: CHEF’INN Adres: Güzel Oba Mah. Rauf Denktaş Bulvarı 20/B, C Blok Muratpaşa-Antalya Sunum: Electrolux Profesyonel Türkiye Ege ve Akdeniz Bölgesi Şef Promotör Ahmet Arslan 18 Şubat Perşembe 3 Mart Perşembe 24 Mart Perşembe 31 Mart Perşembe

14:00 - 16:00 14:00 - 16:00 14:00 - 16:00 14:00 - 16:00

14:00 - 16:00 14:00 - 16:00 14:00 - 16:00 14:00 - 16:00

ALANYA PROGRAM Yer: Aytim Endüstriyel Mutfak Adres: Cumhuriyet Mah. Çam Sokak Özün Apt. No: 20/A, Alanya Sunum: Electrolux Profesyonel Türkiye Ege ve Akdeniz Bölgesi Şef Promotör Ahmet Arslan 9 Subat Salı 16 Subat Salı 23 Subat Salı 1 Mart Salı 8 Mart Salı 22 Mart Salı 29 Mart Salı

14:00 - 16:00 14:00 - 16:00 14:00 - 16:00 14:00 - 16:00 14:00 - 16:00 14:00 - 16:00 14:00 - 16:00


Türk Barter, 2015 yılını değerlendirdi

2

Avrupa’nın en büyük barter şirketi Türk Barter, 2015 yılı sonuçlarını ve 2016 yılı hedeflerini genel merkezde değerlendirdi.

5. yılını tamamlayıp çeyrek asırı geride bırakan ve uluslararası tecrübesiyle üyelerine büyük bir ortak pazar sağlayan Türk Barter, 2015 yılı sonuçları ve 2016 vizyonunu, tüm şube çalışanlarının katılımı ile genel merkezde değerlendirdi. Türk Barter’ın dünyadaki barter endüstrisine olan katkısının gündeme alındığı toplantıda 2016 yılı vizyonu ve hedefleri görüşüldü. Piyasalardaki artan kur savaşları nedeniyle mal ve hizmet değerlerinde meydana gelen aşırı kayıpların önüne geçilmesi için barter sektörünün önemine vurgu yapılarak bu yıl için Türkiye ekonomisine önemli katkı yapılması hedeflendi. Sürdürülebilir büyüme hedefine devam kararı alan Türk Barter, 2016 yılında da üyelerine alternatif finans ve ticareti yine en güvenli şekilde sunacağını teyit etti. Türk Barter Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mehmed Sırrı Şimşek, yaptığı açıklamada özetle; “2015 yılının Türk Barter için oldukça verimli geçtiğini yılsonu değerlendirmemizde de görmüş olduk. Barter Ortak Pazarı’na katılan yeni üyelerimizle 2016 yılında da hedeflerimize emin adımlarla ilerleyeceğiz. 2016 yılı içerisinde Türkiye’de olduğu kadar uluslararası arenada da üyelerimizin ticaretini güvenle büyüteceğiz” dedi. 25 YAŞINDA Türkiye’nin lider barter şirketi ve barter sektörünün

ülkemizdeki öncüsü olan Türk Barter, sektörde 25. yılını doldurmanın heyecanını yaşıyor. Türkiye’nin ve Avrupa’nın barter sektöründe lideri olan Türk Barter, uluslararası arenada 25 yıldır hizmet veriyor. 25 yıldır ülke ekonomisine destek olan ve ekonomik krizlerde şirketlerin mali sıkıntılarını en aza indirerek iflas etmelerini önleyen, âtıl kapasitelerini eriterek ticarete hareketlilik kazandıran Türk Barter, hedeflerini büyüterek yoluna devam ediyor. Mali sıkıntılar ile tamamlanamamış gayrimenkul projelerinden, araç filo kiralama hizmetine kadar pek çok temel ihtiyacın barter ile karşılandığı Barter Ortak Pazarı’nda binlerce üye binlerce arz ile ticaretini büyütüyor. TÜM SEKTÖRLERE HİZMET VERİYOR Türk Barter; gayrimenkul, araç kiralama, tekstil, medya, gıda, lojistik gibi pek çok sektörde, firmaların ticaretini güven içerisinde yapmalarını sağlayan Barter Ortak Pazarı ile binlerce firmaya hizmet veriyor. Atıl kapasitelerini eritmek isteyen, satış ve kârını artırmayı amaçlayan, yeni müşteriler arayan firmalar, Türk Barter Ortak Pazarı’nda güven ile ticaret yapıyor. 10 bine yakın firmanın tüm ürün ve hizmetlerini diğer tüm üyelere sunduğu barter arzları ile büyük bir tanıtım kapasitesi oluşturuluyor.


restaurant 116 hotel & hi-tech

otel-tech söyleşi

Klima sektöründe yarım asırı deviren güç Form Şirketler Grubu “50. yılla ilgili olarak ‘Duayenlerin Tanıklığında - Türkiye Klima Sektörü’ adlı kitabımızın tamamlanmasını Rahmi Koç Müzesi’nde gerçekleştirdiğimiz 50. Yıl kokteylimizle kutladık. Firma olarak dinamik ve yenilikçi yapımızı hep koruyoruz.

K

lima sektöründe başarı ve yeniliklerle dolu koca bir 50 yıl, ardı arkası kesilmeyen yatırımlar, inovatif temelli yaklaşımlar, sadece sektörel değil toplumsal boyutlu projeler ve hedefler… Geçtiğimiz yıl klima sektöründe 50. yılını kutlayan Form Şirketler Grubu, yarım asırlık bu başarısını tarihe not düşmek amacıyla hazırladığı ‘Duayenlerin Tanıklığında - Türkiye Klima Sektörü’ kitabı ile taçlandırdı. Sektörün oluşumunu ve gelişimini klima sektörüne hizmet etmiş önemli kişilerin ağzından aktararak genç nesillere ışık olmayı bir borç bilen Form’un 50. yıl başarısını taçlandıran bir diğer projesi ise, toplumsal eğitim hizmetiydi ki, Anadolu’daki 50 kız öğrenciye ışık oldu. Bu yıl hedefte 60 kız öğrenci var… Klima sektörünün güçlü oyuncularından Form’un 50 yıllık yolculuğunu, firmanın gelecek hedef, yatırım ve projeleriyle Form Şirketler Grubu, Yürütme Kurulu Başkanı Tunç Korun ile konuştuk. Geçen yıl Form’un 50. yılını kutladınız. Bu yarım asırı hangi başarılar, yenilikler ve yatırımlarla tamamladınız, anlatır mısınız? Kurucumuz, babam Bedi Korun, kendisi Yıldız Teknik Üniversitesi’nden 1953 yılında mezun olduktan sonra özellikle klima ve havalandırma sektörüne ilgi duymuş. Türkiye’de o zamanlar daha çok endüstriyel uygulamalar revaçta

ve konfor kliması da yeni başlıyor. Özellikle Hilton Oteli’nin iklimlendirmesiyle gerçek konfor kliması uygulamalarının ilk temelleri atılıyor. Babam o sıralarda Emekli Sandığı’nda çalışıyor. Kurum da Türkiye’de yeni inşa edilen Tarabya Oteli, İzmir Efes Oteli ve Hilton Oteli gibi beş yıldızlı otellerin komple inşaat ve mekanik çalışmalarını yürüttüğü için babam bu sayede Türkiye’de ilk yapılan konfor klimaları uygulamalarıyla birebir çalışma imkanı buluyor. Hatta yurt dışına yaptığı iş amaçlı seyahatlerde bu uygulamaları yerinde gezme ve görme olanağı buluyor. Babam bununla yetinmiyor ve Emekli Sandığı’ndan ayrıldıktan sonra yurt dışına çıkıp kendisini daha da geliştirme ihtiyacı duyarak öncelikle Almanya’da 1-2 yıl kadar çeşitli firmalarda çalışıp, daha sonra New York’ta makine konusunda hem master yapıyor hem de çeşitli firmalarda deneyimlerini arttırıyor. FORM ŞİRKETLER GRUBU’NUN İLK TEMELLERİ ATILIYOR 1965 yılına gelindiğinde ise Türkiye’ye dönüş yaparak, gerekli yeterliliğe sahip olduğunu düşünerek bir klima proje firması açmaya karar veriyor. Akabinde projeleri uygulamaya koyacak firma bulunmaması sebebiyle şirket uygulama işlerine dönüşüyor. Firma süreç içinde yerli ve ithal malzemelerin eksikliği sebebiyle bu defa mekanik taahhüt, imalatçı ve ithalatçı konumuna dönüşüyor. Bundan sonrası tamamen teknik alt yapı, teknoloji ve yeniliklerle devam eden bir süreç oluyor. Babam, gerek Almanya


gerekse Amerika’da çok iyi ilişkiler geliştirerek, bu güzel ilişkileri başarıyla kullanarak bir sektör kolu haline getiriyor. Ve sonuç olarak klima sektöründe 50 koca yılın da baş mimarı oluyor. Form Şirketler Grubu, bu yarım asırlık başarıyı ne şekilde kutladı? ‘Yıla özel’ bir etkinlik, proje ya da faaliyet içinde bulundunuz mu? 50. yılla ilgili olarak Aralık 2015’te ‘Duayenlerin Tanıklığında Türkiye Klima Sektörü’ adlı kitabımızın tamamlanmasını Rahmi Koç Müzesi’nde düzenlediğimiz 50 yıl kokteylimizle kutladık. Kitaba katkı sağlayan büyüklerimizin bir araya geldikleri çok özel bir organizasyondu. Özellikle sektörel anlamda bir buluşma, bir araya gelme toplantısıydı. Onun dışında farklı bir kutlama ya da etkinliğimiz olmadı. Biz zaten sürekli farklı gelişmeler ve değişmeler ortaya koyduğumuz için bunları belirli bir yıla toplama gibi bir kaygı da taşımıyoruz. Dediğim gibi en önemli projemiz, kitabımızdı. Hem bizim için hem de sektör için anlamlı ve faydalı bir çalışma oldu. Çünkü kitap, Türkiye’nin klima tarihçesine ışık tutan ilk eser niteliğini taşıyor. İçinde 1960’ların başından beri sektöre çok büyük katkılar sağlayan pek çok büyüğümüzün bildiklerini, gördüklerini, deneyimlerini paylaştıkları uzun söyleşileri yer alıyor. Kitapta ayrıca İklimlendirme-Soğutma-Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD), Türk Tesisat Mühendisleri Derneği (TTMD) ve Amerikan ASHRAE ve AHRI gibi klima sektörünün söz sahibi derneklerinden aldığımız bilgiler ve resimler de yer alıyor. Bütün bunları birleştirerek, yıllara böldük. Sonrasında hem dünyada klima sektörünün doğuşuna hem de Türkiye’deki gelişimine tanıklık etmeyi amaçladık. Kitabı hazırlarken aynı zamanda İstanbul Teknik Üniversitesi ve Yıldız Üniversitesi’nin arşivlerinden de faydalandık. 50. yıla dair çalışmalarınızdan biri bu kitaptı. Onun dışında bahsedebileceğiniz farklı çalışmalarınız da oldu mu? Elbette oldu. Sosyal faaliyetler bizim her dönem öncelik verdiğimiz konulardan biriydi. Bugüne kadar faaliyetlerimizi özellikle çeşitli üniversitelerin son sınıfındaki öğrencilere destek olmak amaçlı devam ettirdik. 2015 yılında 16 öğrenciye burs imkanı sağladık. İlave olarak Anadolu’daki kız öğrencilerimizin eğitime kazandırılması amacıyla Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile birlikte bir çalışma başlattık. Devamında 50. yılımız olduğu için Anadolu’daki 50 kız öğrencinin dört senelik lise hayatları boyunca eğitim masraflarını üstlendik. Hedefimiz, her yıl bu sayıyı artırarak ilerlemek… Bu yıl için hedefimiz, 60 kız öğrenci sayısına ulaşmak olacak. Bir diğer sosyal faaliyetimiz de, İstanbul’da bir orman oluşturmaktı. Geçtiğimiz yılın ortalarında Şile’de 2 bin ağaçlık 50. Yıl Hatıra Ormanı oluşturduk. Türkiye klima sektöründe neler oluyor? Özellikle oteller bazında geçmiş ve bugünü göz önünden bulundurarak bir değerlendirme yapabilir misiniz? Klima sektörü esasında 1960’lardan bu yana çok büyük bir gelişim içinde. Binaların en çok enerji harcayan ekipmanlarından biri klima cihazları. Bu ısıtma içinde soğutma içinde geçerli. Dolayısıyla bir binada enerji verimliliğinden

bahsettiğimizde en önemli unsurlardan bir tanesi klima cihazları ve klima sistemleri oluyor. Geçmişte klima cihazlarına dair şöyle bir algı hatası olurdu; cihazı yüksek verimli aldığınızda binada verimli olur diye düşünülürdü. Ama süreç ilerledikçe bunun böyle olmadığı anlaşıldı. Dünyanın en verimli klima cihazını alsanız dahi yanlış bir sistem içinde uyguladığınızda iyi bir verim elde edilemeyeceğini müşterilerimiz de anladı. Bizler de bu konuyu rahatlıkla anlatabilir konuma geldik. Bildiğiniz gibi enerji, zaten son 10 yılın en çok konuşulan konularından biri. Dolayısıyla her yıl çok daha yüksek verimle ve düşük enerjiyle çalışan klima cihazları geliştiriliyor. “TÜRKİYE KLİMA KONUSUNDA ÇOK ÇEŞİTLENDİ” Biz normalde klima cihazlarının yaklaşık 15 yıl gibi bir ömrü olduğunu öngörürüz. Bununla ilgili dünyada kabul görmüş çeşitli standartlar da var. Bu da geçmişte hep alınan bir klima cihazının yaklaşık 15 yıl sonrasında değiştirilmesinin makul olduğu fikrini getiriyordu. Ama artık son yıllarda cihazlarda verimlilik konsepti o kadar hızla artıyor ki, eğer 15 yıl beklerseniz ciddi miktarda yüksek enerji harcayan bir cihazla karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Bunun için yaklaşık 10 yılda bir klima cihazlarının revize edilmesi ya da yenilenmesi konsepti oturmaya başlayan bir sistem haline geldi. Türkiye klima konusunda çok çeşitlendi. Çok sınırlı sayıda yerli imalat veya ithal edilebilen ürün varken şu anda dünyadaki bütün ürünler, bütün markalar Türkiye’de mevcut. Son yıllarda bir de VRF konusunda büyük gelişmeler oldu. O konuda neler söylemek istersiniz? Geçmişte merkezi sistem dediğimiz soğutma grubu, klima santrali ve fancoil ile çözülen özellikle küçük ve orta ölçekli oteller, son yıllarda ciddi bir biçimde kurulumu daha pratik olan ve bakımı da insanlara daha kolay gelen VRF sistemlerine


restaurant 118 hotel & hi-tech

otel-tech söyleşi

Bedi Korun

zor bir dönemden geçiyor. Bu sene sanırım yaz sezonunda ciddi bir daralma yaşanacak. Bunun sonuncunda da özellikle 2016’daki yeni çıkacak yatırımların fazla olmayacağını, daha çok 2017’yi etkileyeceğini öngörüyoruz. Yoksa 2015 ile başlayan yeni yatırımların büyük çoğunluğunu ya yapıldı ya da 2016 yılında tamamlanmak zorunda. Diğer taraftan otelcilik sektöründe VRF ağırlıklı bir gidişat olduğu kesin. Bu bir bakıma doğru teknik nedenlerle bir bakıma da moda bir yaklaşım diye düşünüyorum. Yoksa her otelin daha önce de söylediğim gibi, VRF mi yoksa merkezi sistem ile mi çözülmesi gerektiğinin başında ciddi bir analizle otelin ihtiyaçları bazında değerlendirerek yapılmasının daha doğru olduğu inancındayız.

dönüşmeye başladı. Biz her iki sistem ile ilgili olarak çalışıyoruz. Dolayısıyla belli firmaların yaptığı gibi sadece VRF satıp veya sadece merkezi sistem satıp, müşteriyi illa belli bir ürüne yönlendirme gibi bir misyonumuz yok. Biz müşterinin şartlarına, otelin büyüklüğüne, otelin kullanım şekline uygun olan sistem her ne ise onu tavsiye ediyoruz. Bu konuda doğru proje firmalarına yönlendiriyoruz.

Turizm için yaz sezonu kırmızı alarm veriyor dediniz. İklimlendirme ve VRF sektörü için durum nedir? Klima sektörüne ilişkin öngördüğümüz herhangi bir sıkıntı yok. Sektör belli bir boyutta her yıl büyümesini sürdürüyor. Türkiye, VRF pazarında dünyanın beşinci büyük pazarı konumunda. Buna karşın Türkiye klima sektörünün dünya pazarındaki payı, yüzde 2’lerde.

VRF konusunda Form’un sektöre dönük özel uygulamaları ve sistemleri var mı? Antalya’da deniz suyunun kullanılarak ısıtma-soğutma yapıldığı otellerin büyük çoğunluğunun uygulaması bize ait. Gene Antalya’da yer altı suyu kaynaklı ısı pompası uygulamaları, İstanbul’da Meydan AVM gibi toprak kaynaklı ısı pompası uygulamaları gibi çok değişik sistemler ile de çalışma imkanımız ve deneyimimiz var. Bundan dolayı da birçok otel tarafından da özellikle yatırımcıların enerji verimli bir otel yapmaya çalıştıkları projelerde büyük oranda tercih ediliyoruz.

Son olarak Form’un gündeminde yeni yatırımlar, projeler var mı? Fabrikamızı İzmir Pancar Organize Sanayi bölgesinde yer alan yeni bir fabrikamıza taşıdık. 14 bin metrekare kapalı alan üzerinde faaliyete geçen oldukça modern bir tesisteyiz artık. Türkiye’de belli imalatların yapılması konusunda yabancı şirketler görüşmelerimiz sürüyor. Umuyorum ki bunları 2016 - 2017 sürecinde gerçekleştireceğiz. Bunların dışında yeni yatırımlar anlamında ürünler önceliğimizde. Ama bunlar yeni ürünler olmaktan çok mevcut ürünlerin her yıl daha verimli ve daha gelişmiş bir versiyona dönüştürülmesiyle ilgili. Yoksa sıfırdan yeni bir ürünümüz yok. Bir önemli çalışmamız da, güneşten elektrik elde etme (fotovolteik) konusunda. Buna yönelik 5-6 yıldır faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Fotovoltaik, Türkiye’de esasında geçen yıldan itibaren ciddi ölçüde yeni çıkan kanun ve kurallarla yerini bulmuş durumda. Burada fotovoltaik sistemlere ciddi bir ilgi de var. Çünkü elektrik harcamaları otel yatırımcılarının en büyük giderlerinden biri. Otellerde genelde çatı ya da diğer alanlarda fotovoltaik sistem uygulamasına elverişli olduğundan otel yatırımcıları bu konuya uygulanabilecek bir proje düşüncesiyle sıcak bakabiliyor.

Sektörde otel yatırımcılarının bilinç düzeyleri, konuya yaklaşımları ne durumda? Otellerin projelendirme aşamasında birlikte ne tür bir çalışma yürütüyorsunuz? Otel sahipleri geçmişe göre artık çok daha bilinçliler. Eskiden oteller tamamen bir moda akımı şeklinde yapılıyordu. Dolayısıyla yatırımcı hiçbir şekilde işletmesinin nasıl bir şey olduğunu bilmiyordu. Bu tip müşteriler halen karşımıza çıkmakla birlikte genelde oldukça deneyimli, uluslararası firmalarla birlikte çalışan bir kitle de yok değil. Bu firmalar ilk etapta enerji verimliliğini ön planda tutup, bazen de sistem verimliği ve cihaz verimliliği konsepti arasında kaybolabiliyorlar. Yoksa bugünkü otel yatırımcılarının hemen hepsi enerji verimliliği konusuna özellikle dikkat etmeleri gerektiğinin bilincinde. Bu noktada cihaz verimliliğinden çok sistem verimliliğine önem veriyor olmaları gerek. Sanırım en büyük eksiklikleri de bu. Otel pazarındaki payınız nedir? Bu yıl ve gelecek dönem için hedeflediğiniz oranlar nedir? Merkezi sistemli klimalar ve VRF’ler toplamında sektörün ikinci büyük oyucusuyuz. Tabii ki hedefimiz çok daha ileriye gitmek. Ama turizm pazarı hepimizin de bildiği gibi çok


Birbirinden farklı güvenlik sistemleri aynı dili konuşacak Sensormatic tarafından sunulan Fiziksel Güvenlik Bilgi Yönetimi Sistemi (PSIM), birbirinden bağımsız veriler üreten güvenlik sistemlerinin tek bir ekranda aynı dili konuşmasını sağlıyor.

G

eniş güvenlik ihtiyacı olan yerlerdeki tüm güvenlik sistemlerini tek bir arayüzden yönetmeye imkân veren yazılım, önceden hazırlanmış senaryolar sayesinde operatörlerin olası tehditler karşısında belirlenen bir iş akışını takip etmelerini sağlayarak operasyonel yükü azaltır. ORTAK GÜVENLİK DİLİ Bankalar, plazalar, havalimanları, büyük endüstriyel tesisler ve benzeri geniş güvenlik ihtiyacı olan büyük organizasyonlarda birbirinden farklı akıllı güvenlik sistemleri kullanılıyor. Geçiş kontrol sistemleri, yangın algılama, video izleme vb. sistemlerin her biri kendi dinamiklerine göre veri üretiyorlar. PSIM, bu verileri tek bir arayüze aktarılıyor. Bu sayede, sistemi izleyen operatörlerin her sistem için ayrı ayrı uzmanlık sahibi olması zorunluluğu ortadan kalkarak, işletme için hem operasyonel hem de insan kaynağının kullanımında verimlilik sağlanıyor. Basit, anlaşılır ara yüz ve canlı takip imkanı PSIM yazılımı ile sağlanan ortak ara yüzde, olayların izlenmesi ve müdahale edilmesi çok kısa sürede ve kolayca gerçekleşiyor. Örneğin bir olay anında, olayın gerçekleştiği lokasyon ekrandaki harita üzerinde görülüyor. Eş zamanlı olarak olay yerine ait video görüntüsü operatör ekranında otomatik olarak beliriyor ve olayın bütününün canlı takibine olanak tanınıyor. Kolay anlaşılır bir ara yüz olması sebebiyle operatörün hızlı ve etkin kullanımı sağlanıyor.

DURUMA ÖZEL SENARYOLAR İLE KESİNTİSİZ GÜVENLİK PSIM bünyesinde oluşturulabilen senaryolar ile bir olay anında alınması gereken aksiyonlar önceden belirlenebiliyor. Örneğin bir yangın anında, operatörün izleme ekranında durumu netleştirecek sorular otomatik olarak beliriyor. Sorulara verilen her bir yanıt, operatörün izlemesi gereken bir sonraki adımı belirliyor. Sistemleri izleyen operatörler, olay anında ekranda beliren yönergeleri takip ederek, herhangi bir ek bilgi yada uzmanlığa gerek kalmadan olaya en doğru şekilde müdahale edebiliyor. Bu sayede, sistem hatasız şekilde çalışırken, operatörün olaylara verdiği tepki süresi ve iş akışı takip performansı ölçülebiliyor. VAR OLAN SİSTEMLERE ENTEGRE VE GELİŞTİRİLMEYE AÇIK PSIM için yeni sistem kurulması gerekmiyor. Var olan sistemlere entegre olabiliyor. Ayrıca ileride ihtiyaca göre sistemi geliştirecek yeni entegrasyonlara da imkan veriyor. Güvenliğin iş sürekliliğinin vazgeçilmez bir parçası olduğuna dikkat çeken, Sensormatic CEO’su İsmail Uzelli, “Günümüzün değişen teknolojisiyle güvenlik sistemleri de çeşitleniyor ve gelişiyor. Bu karmaşık sistemleri yönetmek ise belirli bir uzmanlık gerektiriyor. PSIM ile biz tüm bu sistemleri tek bir yazılımın altında yönetme imkânı sunuyoruz. Bu sayede işletmeler sistemlerin yönetimini çok daha kolay ve hatasız sürdürebiliyorlar. Bu kusursuz işleyiş de genel iş süreçlerine olumlu şekilde yansıyor.” dedi.


restaurant 120 hotel & hi-tech

otel-tech

Protel 360 ile Cepten sipariş ver, mağazadan teslim al’ dönemi başladı Restoran ve kafelerde kasada sıra beklemek tarih oluyor. Konaklama, ağırlama ve restoran sektörlerine teknoloji çözümleri sunan Protel, yeni uygulaması Protel 360 ile restoranlarda cepten sipariş verip, mağazadan teslim alma dönemini başlattı!

K

onaklama ve ağırlama sektörlerine teknoloji çözümleri sunan Protel, özellikle kahve zincirleri ve fast food restoranlarında kasalarda oluşan uzun kuyrukları ortadan kaldıracak Protel 360 çözümünü 2 Mart Çarşamba günü Esentepe’deki ödüllü binasında basına tanıttı. Uygulama sayesinde, müşteriler diledikleri gibi kişiselleştirebildikleri siparişlerini akıllı telefonları üzerinden iletebiliyor, sonrasında sıra beklemeden mağazadan teslim alabiliyorlar. İşletmeler de daha yakından tanıma fırsatı buldukları müşterilerine alışkanlıklarına uygun önerilerde bulunabiliyorlar.

SICAKKANLI: “KUYRUKTA SIRA BEKLEMEYE SON VERİYORUZ” Uçtan uca bir çözüm olması ve gereksinimleri 360 derece karşılaması nedeniyle çözümü ‘360’ olarak adlandırdıklarını ifade eden Murat Sıcakkanlı, “Protel 360 sayesinde, kafe ve restoranların müşterileri, isteklerine göre kişiselleştirebildikleri yiyecek-içecek siparişlerini akıllı telefonları aracılığıyla kolayca iletebiliyor ve mağazaya gittiklerinde sıra beklemeden teslim alabiliyorlar. Müşterilerin işletme içindeyken siparişlerini kiosk üzerinden verebilmelerine de olanak tanıyan uygulamamız, ayrıca işletmelerin misafirlerini daha yakından tanımalarını ve alışkanlıklarına uygun önerilerde bulunmalarını da sağlıyor.” dedi.


BULUT TABANLI SİSTEM Bir kahve zinciri ile fast food zincirinde gerçekleştirilen başarılı pilot uygulamaların ardından Protel 360’ı pazara sunma kararı aldıklarını belirten Sıcakkanlı, “Yazılım altyapısı tamamen Protel tarafından geliştirilen çözüm, küçük ve orta ölçekli işletmelerin yiyecek içecek pazarındaki sadakat sistemi ve pazarlama kanal yönetimi gereksinimlerini karşılamayı hedefliyor. Bulut tabanlı 360 platformu, müşteri kazanımı ve sadakati, mobil sipariş ve ödeme sistemleri ve bunların kasa sistemlerine entegrasyonu, pazarlama, iletişim kanalları yönetimi, teklif yönetimi gibi uçtan uca gereksinimlerini çözmeye yönelik tasarlandı. Protel 360 ile elde edilecek CRM verilerinin satış artırıcı ve müşteri tarafında hayatı kolaylaştırıcı şekilde kullanılmasını amaçladık.” diye konuştu. HEDEFTE DOĞU AVRUPA VE DUBAİ DE VAR Protel 360’ın akıllı saat entegrasyonu da bulunduğunu söyleyen Murat Sıcakkanlı, “Mobil cüzdanla birlikte yeni özellikler ekleyerek geliştirmeye devam edeceğimiz Protel 360 için Türkiye’nin yanı sıra Doğu Avrupa ve Dubai’yi de öncelikli hedef pazarlar olarak belirledik. Bu teknolojiyi 360 derece konsepti ile sunan ilk şirketiz” ifadelerini kullandı. 1989 yılında kurulan Protel’in, geride bıraktığı 25 yılın ardından bir değişim ve dönüşüm sürecine girdiğini söyleyen Murat Sıcakkanlı, “Bugüne dek sahip olduğumuz ‘alıp satan’ kimliğimize, ‘üretip satan’ kimliğini de eklemek üzere bir dönüşüm içindeyiz. Elbette bugüne dek teknoloji üreten tarafta da olduk ancak Protel 360 örneğinde olduğu gibi, önümüzdeki dönemde bu yanımız daha ağır basacak. 30 milyon dolar ciro elde ettiğimiz ve başarılı bir olarak değerlendirdiğimiz 2015’in ardından, yeni dönemde müşterilerimizin hayatını kolaylaştırmak ve maliyetlerini düşürmek, kârlılıklarını ve verimliliklerini artırmak üzere daha çok teknoloji üreteceğiz. Bunu gerçekleştirmek için de Türkiye’nin genç ve başarılı yazılımcıları ile güçlendireceğimiz insan kaynağımıza yatırım yapmayı sürdüreceğiz” dedi.

PROTEL AKADEMİ İLE EĞİTİME DESTEK Protel, hayata geçirdiği Protel Akademi ile konaklama ve ağırlama sektörlerinin eğitimli personel istihdam etmesini destekleyici faaliyetler de sürdürüyor. Protel Akademi’nin eğitim ve sertifika programlarından, turizm ve otelcilik okullarında eğitim gören öğrencilerden, akademisyenlere, sektör çalışanlarından yöneticilerine kadar tüm paydaşlar yararlanabiliyor. Protel Akademi’nin eğitimlerden yararlananlar, işletmelerde kullanılan güncel teknolojik çözümleri yakından tanırken, işlerini daha iyi yapma fırsatı da yakalıyorlar. Bugüne dek Protel Akademi’de eğitim alan ya da sertifika programlarına katılan öğretim görevlisi, öğrenci ve sektör çalışanlarının sayısı 2 bini aşmış bulunuyor.


restaurant 122 hotel & hi-tech

otel-tech

Olivetti ve Verifone güçlerini birleştirdi

D

ünyada ödeme sistemleri devi Verifone ile yazarkasa sektörünün lideri Olivetti, Türkiye pazarında bir başarıya imza attı. Verifone Global ekipleri ve Türk mühendisleri tarafından geliştirilen Olivetti Verifone MX 915 ECR Yeni Nesil Bütünleşik Masaüstü Yazarkasa POS, TÜBİTAK testlerinden başarıyla çıktı ve Gelir İdaresi Başkanlığı’nca da onaylandı. Verifone’un Yeni Nesil Bütünleşik Masaüstü Yazarkasa POS’u “Olivetti Verifone MX 915 ECR” ürününün hayata geçirilmesinde her zamanki gibi birinci öncelik güvenlik oldu. Özel kontrollerden geçirilen, PCI PTS 4.X sertifikasyonlarına sahip ürün, dokunmatik ekranından güçlü işlemcisine kadar hız ve kalite açısından benzerlerinden ayrışıyor. Geliştirilen esnek altyapıyla farklı servisler ve uygulamalarla da kolayca entegre edilebilen ürün, aynı zamanda hem yazarkasa hem de POS cihazı fonksiyonlarını tek bir cihazın içinde sunuyor. ÜSTÜN TEKNOLOJİ VE AKSESUARLAR, ERİŞİLEBİLİR FİYAT Esnafın ve müşterinin kullanım kolaylığını ön planda tutan Verifone, dönebilen standıyla da bir ilki gerçekleştirdi. İşletmeye göre kişiselleştirilebilir olan cihaz, yine kullanıcıların

Olivetti ve Verifone güçlerini birleştirerek “Yeni Nesil Bütünleşik Masaüstü Yazarkasa POS” cihazını pazara sundu. kolaylığı gözetilerek pazardaki en geniş ekran olabilecek şekilde üretildi. Cihazın kendisi kadar aksesuarları da öne çıkıyor. Özellikle dönebilen standıyla kullanıcılar açısından hem çok ergonomik hem de kullanışlı olduğunu ileten Olivetti ve Verifone yetkilileri, cihazın her zaman müşteri ile birebir iletişimde olacağından görsellik açısından da kasada göz yormayan bir tasarıma sahip olduğunu belirtiyorlar. Cihazın hayata en iyi şekilde geçebilmesi için Verifone Global ekiplerinin ve Türk mühendislerin gece gündüz çalıştığını ileten Olivetti ve Verifone yetkilileri, sonuçtan çok memnun olduklarını belirttiler.35 yıllık geçmişi ve güçlü AR-GE merkeziyle güvenli ödeme sistemleri sektörünün öncü ve lider kuruluşu Verifone’un 2013 yılında ilk mobil yazarkasa POS projesini desteklemek için hayata geçirdiği Veri Merkezi, Güvenli Servis Sağlayıcı (TSM) için uluslararası ödeme sistemleri güvenlik kriterleri olan PCI (Payment Card Industry) sertifikalarıyla beraber ISO 20000, 22301, 27001 sertifikalarını hedeflenen süre içerisinde bu sene tamamladı. Böylelikle esnafa ve perakendeye sunduğu güvenli ortamı bir kez daha belgeledi.


Yeni Nesil Bütünleşik Masaüstü Yazarkasa POS uygulaması, katma değerli servisler sayesinde esnafın ve perakende zincirlerinin yanında… Fatura ödeme, kontör yükleme, dijital kupon uygulamaları, sadakat programları ve puan uygulamaları gibi işlemleri yapabiliyor. Böylece bu platform işletmelere ekstra gelir elde etme imkanı da sağlıyor. ALTINBAŞ: “ESNAFA YENİ KAZANÇ KAPILARI AÇIYORUZ” Verifone Türkiye, Güney Doğu Avrupa ve Türki Cumhuriyetler Genel Müdürü Onur Altınbaş, Olivetti Verifone MX 915 ECR Yeni Nesil Bütünleşik Masaüstü Yazarkasa POS ile ilgili olarak “Mevcut bankacılık uygulamaları ile birlikte kullanılmakta olan kontör yükleme, fatura ödeme gibi özel uygulamalar da yeni nesil ödeme kaydedici POS cihazlarımıza rahatlıkla yüklenebiliyor. Bu da esnafa yeni kazanç kapıları açmamıza olanak sağlıyor” dedi. Perakende ekosisteminin dünyada ve Türkiye’deki değişimine paralel çalıştıklarını belirten Altınbaş, “Artık üye iş yerlerimize ürün sunmanın çok ötesinde kazanç da sağlıyoruz; üstün teknolojisi ve zengin aksesuar donanımı ile öne çıkan ve esnafımızın iş yapışına katma değer sağlayan Olivetti Verifone MX 915 ECR ürünümüz BOSCH bayilerinde ve diğer satış kanallarımızla birlikte toplamda 3000’e yakın satış noktasında tüketiciyle buluşuyor” şeklinde konuştu.

CEYLANER: “TÜM ÖDEME TÜRLERİNİ DESTEKLİYOR” Olivetti’nin Türkiye’deki iş ortağı Panaroma Bilişim Genel Müdürü Burak Ceylaner ise, işbirliğine yönelik şunları söyledi: “Verifone ile uzman olduğumuz yazarkasa sektöründe güçlerimizi birleştirerek imza attığımız Olivetti Verifone MX 915 ECR Yeni Nesil Masaüstü Yazarkasa POS ürünümüzü esnafımızla buluşturuyoruz. Ortak bankacılık uygulamalarına uyumlu MX 915 ECR, EFT POS özellikli masaüstü yazarkasa temassız işlem özelliği (NFC) ile tüm ödeme türlerini destekliyor. Şık tasarımı, 180 derece dönebilen standı, opsiyonel para çekmecesi ve opsiyonel PinPAD’i ile esnafın tüm beklentilerine tek üründe çözüm sunuyoruz.”


restaurant 124 hotel & hi-tech

otel-tech

Hampton by Hilton Ataköy Oteli’nin tercihi

Bosch Termoteknik

Bosch Termoteknik’in Türkiye distribütörlüğünü üstlendiği LG soğutma sistemleri ve Buderus’un üstün teknoloji ürünü ısıtma cihazları, dünyaca ünlü otel zinciri Hilton Worldwide’ın İstanbul’daki yatırımcılığını Turan Tekstil’in yaptığı en yeni oteli Hampton by Hilton Ataköy’de tercih edildi.

M

ekanik müteahhitliği Dönmez Mühendislik tarafından üstlenilen projede iklimlendirme için LG Multi V IV VRF ısı geri kazanımlı hava soğutma sistemleri ile toplam 605kW kurulu kapasiteye sahip 13 adet dış ünite ve 130 adet gizli tavan tipi iç ünite klima kullanıldı. Projenin taze hava ihtiyacını karşılamak için kullanılan klima santralleri LG Multi V IV VRF dış üniteleri ile şartlandırıldı. Otelin sıcak su sistemi için ise, Buderus’un 4 adet Logamax Plus GB162-100W Duvar Tipi Kazanı ile 2 adet Logalux SU1000 Mavi Boyler’i satın alındı. LG ile sessiz, temiz ve konforlu iklimlendirme LG Multi V IV, yüksek binaların soğutma ve ısıtılmasında önemli oranda operasyonel verimlilik sağlarken, şirketin son yıllarda odaklandığı gelişmiş klima çözümlerinin son halkası olan değişken soğutucu akış (VRF) modellerini daha da ileriye taşıyor. Multi V ürün serisinin en son üyesi olan bu model, üst düzey enerji verimliliği sayesinde işletme maliyetlerinin düşürülmesine de katkı sağlıyor. Ürün, ısı geri kazanımlı sistem sayesinde odaların birbirinden bağımsız ısıtma ve soğutma yapabilmesi sağlanmıştır. Ayrıca VRF sisteminde odalardan herhangi birinde bir arıza veya enerji kaybı olması durumunda, diğer odalardaki sistemlerin sorunsuz bir şekilde çalışmaya devam etmesini sağlıyor. Multi V IV VRF serisi bir dizi gelişmiş, patentli teknolojinin yanı sıra kullanıcının sistemi uzaktan görüntüleme ve kontrol edebilmesine olanak veren akıllı kontrol özelliğine de sahip bulunuyor.

İdeal çözüm arayanların seçimi Logamax plus GB162 Kompakt yapısı sayesinde kullanım kolaylığı sağlayan Buderus Logamax plus GB162, özellikle kazan dairesi planlama ve dönüşümlerinde kullanım alanı açısından avantaj sağlıyor. Yüksek verimiyle yakıt tüketimini de düşüren ürün, özellikle 100 kW cihaz başta olmak üzere yer tipi kazanlarla kıyaslandığında çok küçük alanlarda sırt sırta veya yan yana montaj yapılarak ideal çözümler sunuyor. Logamax plus GB162 tam güvenli ve konforlu çalışmasıyla mühendislerin ve mimarların yüksek kalite standartlarını karşılıyor.


Kârlı teknik hizmetlerin tek adresi

Proasist Proasist sayesinde artık tüm teknik ihtiyaçlar tek bir yerden karşılanabiliyor. Elektrik arızalarından inşai işlere, su tesisatından telefon arızalarına kadar tek kontakta çözüm sunuyor.

T

eknik hizmetler konusunda işletmelerin ihtiyaç duyabileceği tüm hizmetleri tek bir çatı altında toplayan Proasist, her konuda yüksek kaliteli çözümler üretirken, işletmelere sağladığı kârlılık sayesinde fark oluşturdu. Proasist, restoran, endüstriyel tesis, mağaza, alışveriş merkezi, hastane gibi farklı sektörlerden işletmelere periyodik koruyucu bakım ve servis hizmetleri sunuyor. Böylece müşterilerine zaman, enerji, rahatlık ve güvenli iş yapma imkanının yanı sıra verim, dolayısıyla kârlılık da sağlamış oluyorlar. BEŞ ANA ŞEHİRDE HİZMETTE Proasist Genel Müdürü Öner Çelebi yaptığı açıklamada “Şu anda Türkiye’nin 5 noktasında hizmet vermekteyiz. İzmir, Ankara, Bursa, İstanbul ve Trakya’da tüm şubelerimiz hizmet sistemimizi oturtmuş durumda. Ayrıca Türkiye’nin tamamına ihtiyaca göre planlı periyodik bakımlar, kestirimci bakım ya da ölçme değerlendirme hizmetleri gibi farklı bakım hizmetleri de veriyoruz. Arıza müdahalelerinde ise şimdilik İzmir, Ankara, Bursa, İstanbul ve Tekirdağ’da varız; yani 7/24 sürekli hizmeti şimdilik sadece bu beş ilde sunabiliyoruz. Teknik hizmet ihtiyaçları oldukça yoğun olan Türkiye perakende sektörü hacminin %80’ini oluşturan beş ana şehirde var olmamız; sektöre büyük ölçüde hizmet verebildiğimizin bir göstergesidir. Yakın gelecekte Proasist Hizmet Noktası sayılarını artırarak Adana, Antalya, Kayseri ve Samsun illerinde de hizmet vermeye başlamak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz’’ dedi.


restaurant 126 hotel & hi-tech

fuar

Gıda bileşenleri Fi Istanbul 2016’da buluşacak

A

Avrasya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın Gıda ve Gıda Bileşenleri Endüstri, dördüncü kez Fi Istanbul 2016’da bir araya gelecek.

sya ve Avrupa’nın gelişmiş gıda bileşenleri endüstrisinin ortak buluşma noktası Fi Istanbul 2016, 4-6 Mayıs’ta İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenleniyor. Fi İstanbul, bugüne kadar portfolyosuna 500 binden fazla kişiyi katmayı başardı ve sektör için milyarlarca Avroluk iş hacmi oluşturdu. Avrasya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’yı bir araya getiren bölgenin ilk gıda ve gıda bileşenleri fuarı olma özelliğini taşıyan Food ingredients (Fi) İstanbul Gıda Bileşenleri Fuarı, 3 yılda yüzde 47 büyüme başarısı gösterdi. Geçtiğimiz yıl yüzde 73’ü satın alma yetkisine sahip 80 farklı ülkeden ziyaretçinin katıldığı Fi İstanbul, 2013 yılında UBM EMEA (Istanbul) tarafından İki kıtayı birleştiren tek dünya şehri İstanbul’u bölgede gıda ve gıda bileşenleri endüstrisinin ortak buluşma merkezi yapma hedefiyle başlatıldı. 1986 yılından bu yana dünya gıda endüstrisini buluşturan ve sektörün en prestijli etkinliği kabul edilen uluslararası Gıda Bileşenleri Fuarı Food ingredients (Fi)’in bölgesel bir kolu olan Fi İstanbul 2016’ya 250’den fazla marka ve 5.400’den fazla ziyaretçi katılımını hedefleniyor. Fuara gelecek olan katılımcı ve ziyaretçiler, gıda hammaddeleri, bileşenleri, yardımcı maddeleri, doğal içerikler ile Ar-Ge, pazarlama, kalite kontrol ve danışmanlık gibi sektörü yakından ilgilendiren tüm gereksinimleri, tek bir çatı altında 3 gün süreyle Fi Istanbul 2016’da bulacaklar.

BALCI: “SAĞLIKLI GIDA İÇİN ÜRETİCİLERİ İYİ TANIMAK LAZIM” UBM EMEA (İstanbul) Türkiye Operasyonlarından Sorumlu Başkanı olan Haluk Balcı, “Türkiye tarımsal üretim konusunda ABD, Brezilya, Çin, Hindistan, Endonezya ve Japonya’dan sonra dünyada yedinci sırada yer alıyor. 2015 yılında Almanya’nın nüfusunu da geçerek 83 milyon olması beklenen Türkiye pazarındaki yenilikleri takip etmeliyiz. Aynı zamanda sağlıklı gıdaların geliştirilmesi ve üretilmesi için gıda üreticilerini iyi tanımak ve destek olmak gerekiyor. UBM EMEA (Istanbul) bu anlayış çerçevesinde dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer alan, Asya ve Avrupa’nın gelişmiş gıda bileşenleri endüstrisini dördüncü kez İstanbul’da buluşturuyor ve bu yıl da gıda bileşenleri sektöründe faaliyet gösteren tüm alt sektörlerin Fi Istanbul 2016’da yer alması için yoğun çaba gösteriyoruz. ”dedi. Fi İstanbul sadece fuar değil, sektör için aynı zamanda gıda bileşenlerine dair yeniliklerin ve en güncel bilgilerin paylaşıldığı ortak bir buluşma ortamı olma misyonunu da üstleniyor. Seljel’in Altın sponsorluğunu üstlendiği fuar, dördüncü yılında da Türkiye’nin saygın sivil toplum kuruluşu Gıda Katkı ve Yardımcı Maddeleri Sanayicileri Derneği (GIDAKAT) tarafından desteklenmeye devam ediyor.



restaurant 128 hotel & hi-tech

ürünler

Cosentino’dan inovatif ultrakompakt yüzey Mimari ve tasarım amaçlı yüzeylerin üretim ve dağıtımında dünyanın önde gelen firması Cosentino Group, ileri teknoloji ultrakompakt yüzeylerin sunulduğu yeni ürün yelpazesi Dekton XGloss ile yenilik ve tasarım konusundaki kapasitesini bir kez daha kanıtlıyor. Gelişmiş nanoteknolojik işlemler ve mekanik parlatma tekniğiyle üretilen Dekton XGloss, yüksek dayanıklılık özelliklerine ek olarak; çarpıcı, ışıltılı ve kristali andıran parlaklığı sayesinde de benzersiz bir performans sunuyor.

Cambro’dan yeni mühürlü kapaklar Cambro, Polikarbonat Gastronom Gıda küvetlerine uyacak şekilde özel olarak tasarlanmış yeni ve gelişmiş polipropilen mühürlü kapakları ekim ayı itibariyle tüketicilerinin beğenisine sunuyor. Yeni mühürlü kapaklar iç kısımlarında bulunan özel damga ile dökülmelere karşı üstün direnç sağlıyor ve hava almaz yapısı ile ürünlerin kullanım ömrünü uzatarak atık maliyetlerini düşürüyor ve gıda güvenliğini arttırıyor. Ayrıca şeffaf yapısı ile stok yönetiminde kolaylık sağlıyor.

Nespresso’dan yeni PURE Koleksiyonu

Nespresso’nun yeni aksesuar koleksiyonu PURE, porselende şıklığı ve modern tasarımı bir araya getiriyor. İsmi stil ve şıklıkla bütünleşen Nespresso, bu özelliğini, geleneksel malzemeler ile modern geometriyi buluşturduğu en yeni porselen koleksiyonu PURE ile gözler önüne seriyor. Nespresso işbirliği ile İsviçreli tasarım stüdyosu BIG-GAME’in imzasını taşıyan koleksiyon, çarpıcı estetiğiyle olağanüstü kahve deneyimi yaşamak için birebir.

TP-LINK’ten kolay kullanımlı PoE Switch Ailesi

Hem bireylere hem de kurumlara yönelik çok çeşitli ağ çözümleri üreten TP-LINK, başta güvenlik amaçlı IP kameralar olmak üzere çok sayıda cihazın ağa bağlanması gereken küçük oteller ve restoranlar için PoE switch (ağ anahtarı) ailesini genişletiyor. Çok çeşitli PoE switch çözümü olan TP-LINK’in ürün protföyünde 4 girişliden 24 girişliye kadar, yönetilebilen, akıllı ve yönetilmeyen ana başlıklarında her ihtiyaca uygun switch yer alıyor. Kolay kurulup kullanılabilen, uygun fiyatlı TL-SG1008PE modeli ise, evlerde dahi rahatlıkla kullanılabilecek basitlikte tasarlanmış.Özellikle IP kamera, IP telefon gibi ağa çok sayıda cihazın bağlanması için kullanılan PoE (Power over Ethernet) switch’ler, Ethernet üzerinden güç sağlayabildikleri için elektrik hattı olmayan yerlere de kamera vb cihazların kurulmasını sağlıyor. Elektrik hattı ya da prizi olmayan yerlere bu switchler sayesinde IP kamera vb ürünler rahatlıkla yerleştirilebiliyor ve ağa bağlanıyor.



hijyen, ekonomik ve güveninirlik...

NEO SYSTEM 2GW41

HOBART PREMAX FP 2013

NEO SYSTEM NSP80

NEO SYSTEM NSK03

NEO SYSTEM NS23

T. 0212 221 2620 F. 0212 222 5465 www.s2000.com.tr - info@s2000.com.tr Gürsel Mah. Şevketpaşa Cad.No: 20/2 80270 (Çağlayan Kavşağı) Kağıthane - İstanbul

HOBART PROFI FTNI


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.