Hotel Restaurant & Hi-Tech Eylul 2016

Page 1






r ö t i d E

Çok mu çok tatlıyız!

Are we too sweet!

2-5 Eylül tarihleri arasında aşçıların anavatanı, Bolu Mengen’e konuktum. Bu yıl 31. si düzenlenen Aşçılık ve Turizm Festivali, açık konuşayım, her ne kadar aşçıların anavatanı ‘ilçe Mengen’i 56 ilin mutfak lezzetleriyle iki günlüğüne ulusallaştırmış olsa da bölgenin yatırımdan yoksunluğu beni hüsrana uğrattı. Mengen gibi bir aşçılar diyarından ‘mesleki hakimiyet’ dışında yöresel tatlarını ustalıkla sunabilecekleri daha çok yeme içme mekanı ve konaklama imkanı umardım… Bir sonraki hedeflerine festivali uluslararası boyuta taşımayı koyan Mengen Belediyesi’nden daha çok yatırım hamlesi bekliyoruz. Bunun bölge turizmine ve gastronomi değerlerine sağlayacağı katkılar konusunda hemfikiriz sanırım. Unutmadan, buradan organizasyona sadece bilgisi, deneyimiyle değil; yüreği ve kocaman gönlüyle büyük katkılar sağlayan Türkiye Aşçılar ve Şefler Federasyonu (TAŞFED) Başkanı Yalçın Manav’a ve değerli federasyon üyesi şeflere, aşçılara teşekkürlerimi sunuyorum. TAŞFED etkinlik alanında yine rüzgar gibi esti çünkü.

I was a guest Mengen of Bolu City, the homeland of chefs between the dates 2 to 5 of September. Frankly, I was not happy with the situation of the town. Although Mengen town has been nationalized with participation of the tastes 56 provinces for two days, the homeland of chefs, the investment lack of the town disappointed me. I would like to see more eating and drinking places where regional tastses by chefs would be offered in a place as Mengen more than the identity of “specialization domination”. We hope more investment progresses from Mengen Municipality who has already targeted to make the festival international. We all agree that this will help the tourism of the region as well as gastronomy values. I would like to offer my special thanks to Yalcin Manav, Chairman of Cooks and Chefs Federation of Turkey (TASFED), who contributed to the organization not only with his knowledge and experience but also with his heart and to the members of the Federation and chefs. TASFED was so active at the event’s ground…

Bu ayki dosya konumuz rengarenk ve çok leziz… Özel anlara masalsı tatlar katan pastalar, geleneksel kutlamalar için enfes çikolatalar, ekmekler, tatlı tuzlu kurabiyeler, tartlar, nefis kekler ve birbirinden özel makaronlar… Güne iyimser bir başlangıç yapmak veya gün boyu kendini şımartmak isteyenlerin ‘en tatlı düşleri’; İstanbul’un beş yıldızlı patisserie adreslerini sizler için çok özel çekimlerimiz ile görüntüledik. Çok mu çok tatlıyız, kararını siz verin… Turizm kırmızı alarma geçti geçmesine de sektör bir an olsun durmuyor, ümit verici olan da bu. Kısa bir zaman önce kuruluşunu duyuran Türkiye’nin gastronomi turizmi alanındaki ilk ve tek sivil toplum kuruluşu Gastronomi Turizmi Derneği’nden sonra bir yeni oluşum haberi de buklet sektöründen geldi. Buklet ürünleri pazarının önde gelen 12 firma temsilcisi sektöre hak ettiği saygınlığı kazandırmak hem de üretimsel sorunlarına çözüm sağlayabilmek için Buklet Ürünleri Sanayici ve İş İnsanları Derneği (BUSİD)’ni faaliyete geçirdiler. Her iki derneğe başkanları ve yönetim kurulu üyeleri nezdinde başarılar dilerim. Onun en tatlı öyküsü 12 yaşında bir çocukken yolunun üzerindeki bir pastaneden burnuna salınan kek, pandispanya kokuları ile başladı… En büyük hayali pastacılık olan küçük bir çocuk için lezzetin kokusuyla bütünleştiği o sihirli anlar unutulmazdı... O kadar ki fırından yeni çıkmış tazecik ekmekleri, kurabiyeleri poşetine atarken bile heyecan doluydu, en az imalat odasındaki ustaları büyük bir heves ve iştahla seyre daldığı ömürlük dakikaları gibi… Çırağan Palace Kempinski’nin genç ve yetenekli Pastry Sous Şefi Harun Gümüş’ü “şef’in gözünden” bölümümüzde ağırladık. En renkli görüntüleri ve keyifli aşçılık hikayesiyle sizlerle…

Our topic this month is colorful and quite delicious… Pastries adding legendary tastes to special moments, delicious chocolates, breads, sweet and salty cookies, cakes and macarons for traditional celebrations… The sweetest dreams of those who want to make an optimistic start to the day and to indulge themselves; we visualized the best patisserie addresses with best shots for you. Are we too sweet, you will decide… Although the tourism makes red alert the sector never stops and this is what we are hopeful for. After the foundation news of Gastronomy Tourism Association announced recently, there is another good news from the boucle sector. 12 leading company reps from this sector established Boucle Product Industrialists and Businessmen’s Association (BUSID). I wish prosperous operation and success in the endeavors of the two organizations and their members. His sweetest story started at 12-age when he smelled cake and trifle odors at Beyazgul Pastry House… Those magical moments united with the odor of flavor were unforgettable for a child who had a major idea for being a pastry chef. He would be excited even when he was filling newly baked fresh breads and cookies to his shopping bag at much as his incredible moments when he would watch chefs at the production rooms with enthusiasm and desire. As we do every September we have prepared the magazine bilingual, Turkish and English for this issue. Enjoy reading…

Keyifli okumalar dilerim.

Hatice Ünal Bilen İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK İç ve Dış Tic.Ltd.Şti. Adına H. FERRUH IŞIK GENEL MÜDÜR MEHMET SÖZTUTAN mehmet.soztutan@img.com.tr SORUMLU MÜDÜR YUSUF OKÇU yusuf.okcu@img.com.tr YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ HATİCE ÜNAL BİLEN hatice.unal@img.com.tr YAYIN DANIŞMANLARI Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ Prof. Dr. MUHAMMET ARICI Prof. Dr. İSMAİL KAYA Doç. Dr. MEHMET ALİ ÖZBUDUN T. YÜCEL DEREYAYLA FİKRET ÖZDEMİR

REKLAM KOORDİNATÖRÜ EMİR ÖMER ÖCAL emir.ocal@img.com.tr CONSEPT TASARIM FATMA DEMİRBAĞ fatma.demirbag@img.com.tr FOTOĞRAF EDİTÖRÜ HAKKI GÜNERKAN hakki.gunerkan@img.com.tr KAPAK FOTOĞRAFI MEKAN PS Lounge Etiler FOTOĞRAF ÜMİT BAŞER ALKAÇ

website

www.hotelrestaurantmagazine.com

e-mail

info@img.com.tr

MUHASEBE ve MUSTAFA AKTAŞ FİNANS MÜDÜRÜ mustafa.aktas@img.com.tr ABONE ve DAĞITIM NURTEN DEMİR nurten.demir@img.com.tr CTP - BASKI MATSİS MATBAA HİZMETLERİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Tevfikbey Mah. Dr.Ali Demir Cad.No:51 34290 Sefaköy - İstanbul/Türkiye Tel: 0212 624 21 11 selman@matbasistemleri.com www.matbasistemleri.com İRTİBAT BÜROLARIMIZ BURSA +90.224 211 44 50-51 KONYA +90.332 238 10 71 ADRES Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi B Blok No:1 Kat:4 Güneşli-Bağcılar/İstanbul Tel: +90 212 604 51 00 Faks: +90 212 604 51 35

hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın hakları İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır.



içindekiler

40

32 antre

30 Adana -Beyrut arası Turizm ve

ticaret köprüsü kuruluyor

8 Sektörden kısa haberler

gündem

31 Kerem Köfteoğlu: Olimpiyatlar

Antalya yerli turist ile ayakta

18 EMITT Turizm Fuarı’na Bakanlık’tan destek

iş’te kadın 68 Başarısında ‘motivasyon’ var: Bahar Birinci ile söyleştik

kime kazandırıyor?

gastro etkinlik

16 İstanbul %40’ın altını gördü,

42

yeni yatırımlar 32 Maviyle beyazın aşkı; Mio Mare 36 Alaçatı’da bir dünya markası;

56 ilin mutfağıyla ‘ulusallaştı’

76 Gastronomi dünyası Boğaz’ın bu

görkemli davetinde bir araya geldi

20 Proje sayısı azaldı, yatırım tutarı

22 Bülbüloğlu: İç pazarın Marmaris’e

38 Yalınayak lüks konsepti Bodrum’la buluşuyor

24 Türkiye’ye 2 milyon turist

40 Dünyanın en çok beğendiği 5 lüks otel

26 Zeybekçi: Gümrük Birliği

dosya

şef’in gözünden

42 Beş yıldızlı patisserie’ler…

82 Tatlıya sevdalı: Harun Gümüş

arttı

78 Dünyanın bütün aşçıları Uluslararası

İstanbul Mutfak Günleri organizasyonunda buluşacak!

olan merakı arttı

görüşmeleri 2017 başında

28 Turizmciler 2017 için acil önlem

The S Hotel

72 Aşçıların anavatanı ‘ilçe Mengen’

istiyor

80 Le Cordon Bleu ile ‘Çay Saati Sohbetleri’ne devam

gastro güncel 86 İstihdamda anlık sert düşüş

www.hotelrestaurantmagazine.com


82 88 Küresel Gıda Güvenliği İndeksi’ne

göre Türkiye 45. sırada

90 Sürdürülebilir gıda için büyük buluşma

gastro aktüel 92 Gastronomi sektöründen kısa

haberler

72 marka güncel

68 118 BUSİD, Türkiye buklet ürünleri

sektörünü geliştirecek

106 Sektör firmalarından kısa haberler

fuar yeni mekan 108 Anadolu ziyafetinin yeni adresi,

120 WorldFood Istanbul ve Ipack

Turkey 13.654 ziyaretçiyi ağırladı

Park Inn by Radisson’da

122 Felda Iffco öncü markalarıyla

110 Doğal artizan ekmeğin doğru adresi; 240 derece

WorldFood Istanbul’da iz bıraktı

124 Yatak sektöründe inovasyon, teknoloji

marka

112 Keşfedilmeyi bekleyen sürpriz;

100 Elvan 150 iş ortağını İstanbul’a

getirdi

102 Duralli’den ihracat atağı

ve tasarım triosunun şovu

Palomar Bar & Restaurant

96 TP-Link logosunu değiştirdi 98 İndivani 35 yeni mağaza açacak

ürün hijyen

126 Tüm pişirme teknikleri İnoksan ile

tek bir cihazda

114 Maratem Bio: işletmelerde

mekanik temizlik sıklığını azaltıyor

ürünler 116 Islak mendilde devrim yapacak

teknoloji; SulaSil

128 Yeni ürünler

104 Sözer Gıda’nın hedefi Afrika 117 Çamaşırhanelerde tasarruf

kimyasal ürünlerle sağlanıyor

www.hotelrestaurantmagazine.com

93


restaurant 8 hotel & hi-tech

antre

D-Marin Farr 40 yelkenli yarışlarını Zadar’a getiriyor Farr 40 Regatta yarışları bu yıl ilk kez 18-21 Mayıs tarihleri arasında Hırvatistan’ın Sibenik şehrinde D-Marin sponsorluğunda hayat buldu. Bu yıl ikinci kez Hırvatistan’da gerçekleştirilecek yarışların yeni adresi Zadar Adaları suları olacak. 21-24 Eylül tarihleri arasında D-Marin Farr 40 Zadar Yelkenli Yarışları adı ile gerçekleştirilecek olan yarışla birlikte Hırvatistan, 18 yıl boyunca yelkenli yarışlarına ev sahipliği yapmış olan ABD, Avustralya, Büyük Britanya, İtalya, Almaya gibi ülkelerin yanında yerini aldı.

Hilton genç işsizliğiyle mücadeleye devam ediyor Genç işsizliğiyle mücadele etmek için yola çıkan Hilton, “Açık Kapılar” programı kapsamında 2019 yılına dek 1 milyon gence iş olanağı sağlamayı hedefliyor. Bu doğrultuda her yıl dünyanın dört bir yanındaki tesisleri ve genel merkezlerinde, ‘Careers@Hilton Live: Otelcilik Ayında Gençlik’ başlığı altında bir dizi etkinliğe imza atan Hilton, bu etkinliklerle sadece bir yıl içerisinde 100 binden fazla gence ulaştı. Hilton Worldwide Avrupa, Ortadoğu ve Afrika İnsan Kaynakları Başkan Yardımcısı Ben Bengougam programla ilgili olarak şunları söyledi: “Genç yetenekleri keşfetmek, eğitmek ve istihdam etmek ise Hilton’un en önemli hedeflerinden biri. Her yıl düzenlediğimiz Careers@Hilton Live: Otelcilik Ayında Gençlik programımız, bu yönde gösterdiğimiz çabaya güzel bir örnek teşkil ediyor. Bu yıl, Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’da yaklaşık 29 bin genç ile iletişim kurduk. 350’den fazla yaratıcı ve ilgi çekici etkinlikle onlara çeşitli beceriler kazandırdık, sektörü anlattık ve fırsatlar sunduk.”

Pegasus 2016’da büyümeye devam ediyor Pegasus Hava Yolları, 2016 yılının ilk yarısına ait finansal sonuçları ile Ocak-Temmuz ayları arasına yönelik trafik sonuçlarını açıkladı. Yılın ilk 6 ayında satış gelirlerini bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 5 artırarak 1.488.781.057 TL’ye yükselten Pegasus, yılın ilk 7 ayında ise yüzde 8,8 artışla 13,46 milyon misafirine hizmet verdi. Pegasus Hava Yolları Genel Müdürü Mehmet T. Nane, açıklanan sonuçlarla ilgili olarak, “Pegasus olarak 2016 yılında turizm sektörünün makro jeo-politik nedenlerle yaşadığı dalgalı seyre rağmen, yatırımlarımızı sürdürdük, ülkemize olan inancımızla çok daha fazla çalıştık ve bazı hatlardaki düşük talebe rağmen misafir sayısı, uçuş adedi, ciro gibi kalemlerde istikrarlı büyümemize devam etmeyi başardık” dedi.



restaurant 10 hotel & hi-tech

antre

Aile konseptinde ağırlama Türkiye’nin ilk uluslararası beş yıldızlı oteli Hilton İstanbul Bosphorus, büyük yaz indirimiyle harika bir İstanbul tatilini ailelerin ayağına getiriyor. Aile konseptiyle 50 ayrı bebek ve çocuk ürünü Hilton İstanbul Bosphorus’u çocuklu aileler için çok özel bir konaklama mekanına çeviriyor. Çocuk ve bebek sahibi aileler için bu konseptte misafirlerin konforlu bir tatil geçirmeleri için her ayrıntı düşünülmüş. Yatak bariyeri, mama sandalyesi, her yaş grubu için oyun parkları, blender, meyve püresi, önlük, scooter, diş fırçası ve macunu, oyuncaklar ve bebek küveti çocuklar için oluşturulan ayrıntılardan sadece birkaçını oluşturuyor. İstanbul’un merkezinde resort havası yaşatan Hilton İstanbul Bosphorus’un çocuk havuzu ve çocuk parkları minikler için vazgeçilmez bir eğlence vaat ediyor.

İstanbul Marriott Hotel Şişli’de Teknoloji destekli verimli toplantılar Dünyanın en büyük otel zinciri olan Marriott International grubuna ait İstanbul Marriott Hotel Şişli misafirlerine teknolojik olanaklarla da sunduğu hizmetlerde fark yaratıyor. Zamanın daha verimli kullanılmasına imkan sağlayan Google Street View uygulaması ile misafirler otele gelmeden otelin her alanını en küçük ayrıntısına kadar ister online olarak Google’dan, isterse de Oculus sanal gerçeklik gözlüğüyle 360 derece ve 3 boyutlu gezebiliyor ve oteldeymiş gibi toplantı salonlarını görüp, tercihlerini anında yapabiliyorlar. Ayrıca Meetings Imagined platformunda sunulan uzman görüşleri, ilham verici öneriler ve yenilikçi uygulamalarla toplantı talebini mevcut site üzerinden ya da online, acenta ve direkt olarak satış ofisi kanalıyla yapan bütün misafirler diledikleri ikram ve hizmetlerle zenginleştirilmiş, hayal ettikleri gibi bir toplantı ortamını oluşturma olanağına da sahip oluyor.

Park Inn by Radisson Oteli’ne yeni genel müdür Türkiye’deki ilk Park Inn by Radisson Oteli’nin genel müdürlüğü görevini, sektörün deneyimli isimlerinden Semih Analı üstlendi. Otelcilik kariyerine 1991 yılında başlayan Analı, InterContinental Hotels & Resorts, Radisson Blu, Dedeman Hotels, Ritz Carlton gibi uluslararası otellerde ve eğlence sektöründe genel müdürlük ve yöneticilik görevlerinde bulundu. Galatasaray Lisesi mezunu olan ve İstanbul Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı Fakültesinde eğitim alan Analı, 1972 doğumlu ve iki erkek çocuk babası.

Benzersiz bir fitness deneyimi Beşiktaş’ın otantik ve yerel dokusunu Nişantaşı’nın üst sınıf alışveriş olanaklarıyla birleştiren W Istanbul, Technogym donanımlı FIT Gym ile konuklarına iyi hissetmenin mutluluğunu yaşatıyor. W Istanbul’un üçüncü katında yer alan, tam donanımlı FIT Gym; spor tutkunlarının iyi hissetmeleri, stresten arınmaları ve iyi vakit geçirmeleri için tasarlandı. W Istanbul, spor ve sağlıklı yaşam düşkünlerine eliptik ve sabit bisiklet, ağırlık makineleri ve diğer ekipmanlar arasında unutulmaz bir fitness deneyimi vaat ediyor.



restaurant 12 hotel & hi-tech

antre

The Elysium Hotel MGallery by Sofitel’e yeni genel müdür Marmara Üniversitesi Turizm İşletme bölümünü bitirdikten sonra Phoenix University (MBA) / Boston-USA Hotel Management and Guest Satisfaction master’ını alan Haluk Togar, ardından Big Pine Key Florida’da 6 ay ve Miami Delano Hotel’inde görev yaptı. Togar, mesleki yaşamının daha sonraki yıllarında Başbakanlık görevini yürüten Recep Tayyip Erdoğan ile C.H.P. Parti Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile beraber birçok bürokrat ve ünlü isme otelcilikte protokoller vererek başarılarına katkı sağladı. Golden Plaza Hotel Askahabat, Swissotel Bosphorus, Kiriş Word Hotel, Club Med’lerin ardından 2001 yılında Nişantasion’u açan Togar, devam eden zamanlarda Luxury Hotel Les Ottomans Kuruçeşme, Rixos Otelleri, Divan Adana’da çalıştı. Haluk Togar, Ağustos 2016’dan bu yana Ofton Ailesi’nin bir yatırımı olan The Elysium Hotel MGallery by Sofitel’de genel müdür olarak görev yapıyor.

Jolly Tur’a Gümüş Stevie ödülü 60 ülkeden 3 bin 800’ü aşkın projenin yarıştığı ve dünyanın en önemli iş dünyası ödüllerinden birisi olarak kabul edilen Stevie Awards’da seyahat kategorisinde mobil uygulaması ile Gümüş Stevie Ödül’ü almaya hak kazanan Jolly Tur, ödülüyle 21 Ekim tarihinde Roma’da buluşacak. Jolly Tur Pazarlama Direktörü Cüneyt Baycan, “Aldığımız ödül Jolly Tur’un özellikle dijital alandaki başarı hikayesinin uluslararası arenada da teyidi niteliğini taşıyor. App Store ve Google Play mağazalarından ücretsiz indirilebilen Jolly Tur mobil uygulamasıyla müşterilerimiz diledikleri şekilde rezervasyon işlemlerini yaparken; teknolojimiz, genç ve dinamik ekibimizle başarılarımızın devamı için çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Golfün devleri Titanic Deluxe Belek’te buluşacak Titanic Hotels’in ana sponsorluğunda düzenlenen Turkish Airlines World Golf Cup 2016‘nın büyük finali 31 Ekim-1 Kasım 2016 tarihlerinde Titanic Golf Club’ta gerçekleşecek ve Titanic Deluxe Belek golfün devlerine ev sahipliği yapacak. Kısa sürede dünyadaki en önemli amatör golf turnuvalarından biri haline gelen bu yıl dördüncüsü düzenlenen Turkish Airlines World Golf Cup’ın büyük finalinin gerçekleşeceği Titanic Golf Club Türkiye’nin ilk 27 delikli golf sahası olma özelliğine sahip.



restaurant 14 hotel & hi-tech

antre

Celestyal Nefeli ile engelsiz tatil Celestyal Cruises, Karavan Cruises ve Engelsiz Yaşam Vakfı işbirliğiyle ilk kez bir cruise gemisi engelliler yararına mavi sulara açıldı. Celestyal Cruises’un gözde gemilerinden Celestyal Nefeli, 28 Ağustos- 1 Eylül tarihleri arasındaki Yunan Adaları turunda Engelsiz Tatil’ sloganıyla İzmir’den demir aldı. Engelsiz Tatil’ turuna katılan tüm yolculardan elde edilen gelirin bir bölümünün Engelsiz Yaşam Vakfı’na bağışlandığı organizasyonda düzenlenen Vizyon Production imzalı defilede Türk-Yunan dostluk rüzgarı esti. Baş mankenliğini Ece Gürsel’in yaptığı defilede Helenistik kültürün izlerini taşıyan abiye kıyafetler ve gelinlikler sergilendi. Engelsiz Yaşam Vakfı Başkanı Atilla Kaplakarslan ile Karavan Cruises Yönetim Kurulu Başkanı Gianluigi Baltazzi’nin ev sahipliği yaptığı defilenin sonunda “Teröre Lanet” pankartı da açıldı. Karavan Cruises adına konuşan Gianluigi Baltazzi “Bu organizasyon gemicilik sektöründe bir ilktir. Bu tür sosyal sorumluluk ve kültürel faaliyetler, organizasyonlar diğer sektörlere de örnek olmalı” dedi.

HotelsPro’nun yeni Genel Müdürü

‘Nevgül Bilsel Safkan’ Dünyanın önde gelen seyahat ve konaklama ürünü tedarikçilerinden MetGlobal şirketler grubunun, seyahat sektörü profesyonellerine teknoloji ve rezervasyon çözümleri sunan markası HotelsPro’da Genel Müdürlük görevine Nevgül Bilsel Safkan getirildi. 25 yıla yakın iş deneyiminin büyük bölümünde sektörlerinin lider şirketlerinde üst düzey yönetici olarak görev alan Safkan, HotelsPro’nun Londra, Shanghai, Orlando, Dubai ve İstanbul ofislerinin işleyişinden sorumlu olacak. Nevgül Bilsel Safkan’ın e-ticaret, işletme stratejisi, perakende, finansal analiz ve raporlama, finansal yönetim, denetim ve iş geliştirme gibi alanlarda uzmanlığı bulunuyor.

Pilatesin tecrübeli hocası The Ritz Carlton Spa’da Yılların deneyimli pilates eğitmeni Ertan Durak, eylül ayı itibariyle The Ritz-Carlton, Spa’da pilates dersleri vermeye başlıyor. 25 yıla yakın zamandır fitness sektörü içinde olan Ertan Durak, aynı zamanda Master Pilates eğitmeni olarak Reformer Pilates alanında uzman bir isim. Reformer Pilates, vücudunuzun kolayca esnemesini, toparlanmasını ve kaybettiğiniz enerjinin tekrar kazanılmasını sağlıyor. Durak, The Ritz-Carlton, Spa’da başlayacak pilates dersleri öncesinde misafirlerin postür analizi yapılarak bir çok kasın uyumlu çalışması için kişiye özel dersler de verecek. Pilates dersleri alacak olan misafirler aynı zamanda The Ritz-Carlton, Spa’nın 1500 m2’lik alanında yer alan sauna ve buhar odasından bedelsiz yararlanabilecekler.



İstanbul %40’ın altını gördü Antalya yerli turist ile ayakta Bu yıl art arda meydana gelen olumsuzluklar turizm sektörüne büyük bir fatura çıkarırken, bu faturanın en ağır etkisi Temmuz ayında hissedildi. İstanbul bu faturayı en ağır hisseden şehir oldu. Antalya’da otel doluluklarında yerli turistin olumlu etkisi gözlendi.

B

u yıl art arda meydana gelen olumsuzluklar turizm sektörüne büyük bir fatura çıkarırken, bu faturanın en ağır etkisi ‘yüksek sezon’ olmasına rağmen Temmuz ayında hissedildi. Temmuz ayında hem doluluklarda hem de fiyatlarda sert bir düşüş yaşanırken, İstanbul bu faturayı en ağır hisseden şehir oldu. Antalya’da ise yerli turistin olumlu etkisi gözlendi. Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB), dünyanın en büyük veri ve analiz şirketlerinden STR Global’in hazırladığı ‘Temmuz 2016 Ülke Performans Raporu’nu açıkladı. Raporda yer alan verilere göre, Türkiye otellerinde Temmuz 2016’da ortalama otel dolulukları, 2015 yılının aynı dönemine oranla yüzde 33.5 düşüşle yüzde 41.5 olarak kaydedildi. Geçen yılın aynı ayında bu oran yüzde 62.5 olmuştu. Türkiye maalesef Avrupa ülkeleri arasında, Temmuz ayı içerisinde hem en yüksek düşüş oranını yaşayan hem de en düşük doluluk oranına sahip ülke oldu. Ocak-Temmuz 2016 dönemini


kapsayan 7 aylık dönem için de aynı durum söz konusu. 7 ayda Türkiye, doluluk oranlarındaki yüzde 21’lik düşüş ile tüm Avrupa’da en büyük düşüş oranı gösteren ve yüzde 49.1 ile en düşük doluluk oranına sahip ülke oldu.

İstanbul’da odabaşı gelirler %60 düştü

En fazla düşüş kaydedilen şehir ise İstanbul olurken, İstanbul’da doluluk oranları Temmuz 2016’da yüzde 40’ın altını gördü. İstanbul’un Temmuz 2015’te yüzde 62.1 olan doluluk oranı, Temmuz 2016’da yüzde 40.6 düşüş ile yüzde 36.8 oldu. İstanbul, tüm Avrupa destinasyonlarında, bir önceki yılın aynı dönemine göre, en fazla düşüşü yaşayan ve en düşük doluluk oranına sahip destinasyon oldu. İstanbul’da Average Daily Rate (ADR) olarak adlandırılan ortalama günlük satılan oda bedeli 89.0 Euro olarak, Temmuz 2015’e göre yüzde 31.4 düşüş gösterdi. Temmuz 2015’te bu rakam 129.7 Euro olmuştu. RevPAR olarak adlandırılan toplam oda sayısı üzerinden odabaşı elde edilen gelirlerde ise geçen yıla oranla yüzde 59.3 düşüş oldu ve 32.8 Euro olarak ölçüldü. Temmuz 2015’te bu rakam 80.4 Euro olmuştu. 7 aylık dönemde ise doluluk oranı, Ocak-Temmuz 2015’teki yüzde 65.8’den yüzde 47.3’e, ortalama günlük satılan oda bedel 122.7 Euro’dan 96.8 Euro’ya, oda başı elde edilen gelir 80.6 Euro’dan 45.8 Euro’ya geriledi.

Antalya’da yerli turist etkisi

Antalya ve ilçelerinde Temmuz 2016 otel dolulukları bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 21.9 düşerek yüzde 60.3 oldu. Temmuz 2015’te bu oran yüzde 77.3 olmuştu. Ortalama günlük satılan oda bedeli 139.4 Euro olarak, 2015’e göre yüzde 24.6 düşüş gösterdi. Bu rakam geçen yılın aynıayında 184.9 Euro olmuştu. Toplam oda sayısı üzerinden odabaşı elde edilen gelirlerde ise geçen yıla oranla yüzde 41.2 düşüş yaşandı ve 84.1 Euro olarak ölçüldü. Geçen yılın aynı ayında bu rakam 142.9 Euro olmuştu. 7 aylık dönemde ise doluluk oranı OcakTemmuz 2015’teki yüzde 57.2’den yüzde 51.3’e, ortalama günlük satılan oda bedeli 106.2 Euro’dan 77.5 Euro’ya, oda başı elde edilen gelir 60.7 Euro’dan 39.8 Euro’ya geriledi.

Bayındır: “Var gücümüzle çalışıyoruz”

Raporu değerlendiren TÜROB Başkanı Timur Bayındır, turizm sektörünün zorlu bir süreç yaşadığını hatırlatarak, “Konaklama sektörü olarak gerek istihdamı gerekse sürdürülebilir turizm ilkelerini koruyup faaliyetlerimizi sürdürmek için yoğun çaba harcıyoruz” dedi. Konaklama sektörü olarak kendilerine düşeni yapmaya çalıştıklarını ifade eden Bayındır, şunları söyledi: “Yerli yabancı tüm partnerlerimizle temas kuruyoruz. Çeşitli ülkelerden davetimizle gelen turizmcileri, basın mensuplarını, blog yazarlarını vs tanıtım amaçlı olarak ağırlıyoruz. Turizm çabuk toparlanır. Yeter ki ortam ve ilişkiler

düzelsin. Turizmde çok iyi noktadaydık. O nokta geri gelir mi? Zaman içinde gelecektir mutlaka.”

Önce zemini düzeltelim

Bundan sonra sektör açısından yapılması gerekenleri inşaat faaliyetine benzeten Bayındır, “Tıpkı inşaat yapmak gibi. Önce zemini düzeltmek, sonra iyi bir temel atıp başlamak lazım. İyi bir PR’cı ile çalışmamız lazım. Biz dernekler olarak bunun altından kalkamayız ama devletin bu gücü var. Bu gücü kullanarak dünya genelinde hızlı bir PR çalışmasına başlamak, imajımızı düzeltmemiz lazım. Arkasından seri olarak tanıtım kampanyasına geçmemiz gerekiyor” diye konuştu. Bu zorlu süreçte hükümet tarafından sektöre yönelik SGK primleri ve vergiler gibi kamu ödemelerinde 18 ay süre ile öteleme yapılmasının önemli bir teşvik olacağını kaydeden Bayındır, “Birçok kez dile getirdiğimiz üzere, 2016 ve 2017 yıllarının turizm açısından taşıdığı riskler dikkate alınarak hükümetimizden sektörümüzün verimliliğinin arttırılması ve sürdürülebilirliğine yönelik acil teşvikleri bir an önce hayata geçirmesini beklediğimizi bir kez daha belirtiriz” dedi.


restaurant 18 hotel & hi-tech

gündem

EMITT Turizm Fuarı’na Bakanlık’tan destek EMITT Turizm Fuarı’na Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan büyük destek geldi. Bakanlık, fuara katılacak turizm firmaları ile tur operatörlerine EMITT ziyaretçilerine avantajlı fiyatlarla daha ucuza tatil satın alabilmelerinin sağlanması yönünde bir teşvik mektubu gönderdi.

2

6 - 29 Ocak 2017’de 21. kez kapılarını açacak olan EMITT’e T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan 2017 - 2018 yaz dönemi tatil satışları için de büyük destek geldi. Bakanlık, fuara katılacak turizm firmaları ile tur operatörlerine EMITT ziyaretçilerine avantajlı fiyatlarla daha ucuza tatil satın alabilmelerinin sağlanması yönünde bir teşvik mektubu gönderdi. TYD ve TUROFED iş birliği ile gerçekleştirilen EMITT’te tatilcilere, yurt dışı turizm sektöründen gelen temsilci ve ziyaretçilere avantajlar sağlanmasına yönelik mesaj Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından TÜRSAB, TYD, TUROB ve TÜROFED gönderildi. Mesajda; “EMITT, Bakanlığımızca, TOBB, THY A.O., İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 6 meslek odası ve derneği, 36 yerel dernek ve vakıf tarafından desteklenmektedir. Bakanlığımızın desteği ile 21. EMITT Turizm Fuarı’nda vatandaşlarımızın daha avantajlı tatil fiyatlarından yararlanması amacıyla fuar idaresince ‘Tatilini EMITT’ten al’ kampanyası düzenlenecektir. Söz konusu kampanya ile fuara katılan otel ve seyahat acentalarından, fuar sırasında diğer dönemlere

kıyasla daha ucuz tatil satın alınmasına önemli katkılar sağlayacağı düşünülmektedir” denildi.

Aydın: “Sektörü temsilcilerinin tüm desteklerini göstereceği inancındayız” ITE Turkey Turizm & Seyahat & Moda Grup Direktörü Hacer Aydın: “Ülkemiz turizminin gelişmesi, vatandaşlarımızda tatil bilincinin oluşması, vatandaşlarımızın seyahat ederek ülkesini tanıması, konaklama tesislerinden ucuza yararlanması amacıyla Bakanlık desteği ile başlatılan erken rezervasyon uygulaması son yıllarda dikkat çekici bir gelişim gösterdi. EMITT’e katılacak seyahat acentaları ve oteller Bakanlığın teşvikini dikkate alarak fuar öncesinde sunabilecekleri en uygun fiyatlı paketleri hazırlarlarsa, vatandaşlarımız da “bütçelerine uygun fiyatlı” tatil yapma fırsatı yakalayacaklar. Bu da turizme canlılık getirirken, ülke ekonomisine de önemli katkılar sağlayacak. Turizm sektörü temsilcilerinin bu konuda tüm desteklerini göstereceği inancındayız” dedi.



restaurant 20 hotel & hi-tech

gündem

Proje sayısı azaldı, yatırım tutarı arttı Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB), Türkiye genelinde konaklama sektörü yatırımlarında Temmuz 2016’da proje sayısının azaldığını, ancak yatırımların parasal miktarında hafif de olsa artış meydana geldiğini açıkladı. Bu yıl teşvik başvurusu yapılan yatırımlar hayata geçirilirse 100 yeni otel daha konaklama sektörüne katılacak ve bu projelere 1.6 milyar TL yatırım yapılacak.

K

onaklama sektöründe yılın geride kalan bölümünde turizmdeki sıkıntılı sürece bağlı olarak yatırımlarda gerileme sürerken, Temmuz ayında aylık bazda proje sayısı azalırken, yatırımların parasal miktarı hafif de olsa yükseldi. Ekonomi Bakanlığı tarafından, 2016 yılı Temmuz ayına ait verilen yatırım teşvik belgeleri açıklandı. Söz konusu yatırım teşvik belgeleri konaklama sektörü açısından Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) tarafından derlendi. Buna göre, Temmuz 2016 ayı için ülke genelinde toplamda 6 şehirde 6 yeni otel projesi teşvik belgesi ve 2 otel renovasyon belgesi aldı. Toplamda 154 milyon TL harcanarak tamamlanacak olan yatırımlar sonrasında sektörde 509 yeni ek istihdam sağlanacak ve yatak kapasitesi 1.847 adet artacak. Geçen yılın Temmuz ayına göre, proje sayısı yarı yarıya düşerken, yatırımların parasal miktarında ise yüzde 4 artış meydana geldi. Bu artış iki adet beş yıldızlı otel için Temmuz ayında 150 milyon TL teşvik alınmasından kaynaklandı. Geçen yılın aynı ayında 11 ilde toplam 2 bin 142 yataklı 14 otel projesi 148 milyon TL yatırım tutarıyla teşviğe bağlanmıştı.

7 ayda yüzde 21 geriledi

Ocak-Temmuz 2017 dönemini kapsayan 7 ayda ise Türkiye

genelinde 31 şehirde 100 yeni otel projesi teşvik belgesi aldı. Toplamda 1 milyar 634 milyon TL harcanarak tamamlanacak olan yatırımlar sonrasında sektörde 5 bin 242 yeni ek istihdam sağlanacak ve yatak kapasitesi 20 bin 971 adet artacak. Geçen yılın ilk 7 aylık döneminde toplam 32 bin 109 yatak kapasiteli 148 otel projesi 2 milyar 73 milyon TL yatırım tutarıyla teşviğe bağlanmıştı. Buna göre proje sayısı yüzde 32, yatırım miktarı yüzde 21 geriledi. 7 aylık dönemde yatak sayısı açısından Antalya 4 bin 69 yatak ile ilk sırada yer aldı. Antalya’yı, 3 bin 508 yatak ile İstanbul ve 1.818 yatak ile Aydın takip etti. Otel sayısı açısından ise İstanbul 16 otel ile ilk sırada yer alırken, Muğla 11 otel ile ikinci, Antalya 9 otel ile Antalya üçüncü sırada. Yalova ve Düzce ise bu yıl ilk kez listeye giren şehirler oldu.

En büyük teşvik ‘erteleme’ olur

Konuyla ilgili bir değerlendirme yapan Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Timur Bayındır, yılın ilk 7 ayında turizm yatırımlarındaki geçmiş yıllara oranla gözlemlenen yavaşlamanın, sektörün içerisinden geçtiği zorlu süreç ile ilişkili olduğunu söyledi. “Konaklama sektörü olarak gerek istihdamı gerekse sürdürülebilir turizm ilkelerini koruyup faaliyetlerimizi sürdürmek için yoğun çaba harcıyoruz” diyen Bayındır, “İçerisinde bulunduğumuz bu zorlu süreçte hükümetimizce sektöre yönelik SGK primleri ve vergiler gibi kamu ödemelerinde 18 ay süre ile öteleme yapılması önemli bir teşvik olacaktır. 2016 ve 2017 yıllarının turizm açısından taşıdığı riskler dikkate alınarak hükümetimizden sektörümüzün verimliliğinin arttırılması ve sürdürülebilirliğine yönelik acil teşvikleri bir an önce hayata geçirmesini bekliyoruz” dedi.



restaurant 22 hotel & hi-tech

gündem

Bülbüloğlu

“İç pazarın Marmaris’e olan merakı arttı” Bülent Bülbüloğlu, Marmaris ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaldığı otelin 20 gün boyunca devamlı gündemde kaldığını belirterek, “Bu durum iç pazardaki Marmaris merakını tetikleyecektir” dedi.

C

umhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tatilini geçirdiği Marmaris, darbecilerin hain girişimi nedeniyle yoğun bir şekilde 20 gün boyunca gündemde kaldı. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaldığı otelin saldırıya uğraması ve sonrasında kaçan darbeci askerlerin bulunmasına yönelik sürdürülen çalışmalar Marmaris’i tarihinde hiç olmadığı kadar gündemde tuttu. GETOB Başkanı Bülent Bülbüloğlu, bu durumun iç pazarda Marmaris’e karşı merak uyandırdığını söyledi.

“Marmaris turizmi 15-20 gün sıkıntı yaşadı ama bunu dert etmedik”

GETOB Başkanı ve TÜROFED Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Bülbüloğlu, Marmaris’te çok ciddi çatışmalar yaşandığını belirterek, “15 Temmuz sonrasında Marmaris, hem yerli hem de yabancı misafir açısından ciddi kayıplar yaşadı. Haklı olarak korktular ve Marmaris’i terk ettiler. Biz bunun devamında 15 günden fazla bir süre özel harekatçı polislerle birlikte hain saldırıyı düzenleyenlerin peşine düştük. Özel timleri otellerimizde ağırladık ve ihtiyaçlarını karşıladık.

Bu süreçte de basında devamlı gündemde kaldık. Gelen misafirler helikopterlerden, asker ve polis araçlarından korktular. Marmaris turizmi 15-20 gün sıkıntı yaşadı ama biz bunu kendimize dert etmedik. Çünkü o hainlerin bulunması gerekiyordu. Marmaris’in tarihinde olmadığı kadar haberleri yapıldı. Bu tabii ki negatif bir durumdu ama olumlu tarafından bakarsak Marmaris merak uyandıran bir turizm destinasyonu haline geldi. Bunun sonuçlarını bu sene ve gelecek sene iç pazarda göreceğiz. Marmaris’in uzun süre gündemde kalması iç pazardaki Marmaris merakını tetikleyecektir. Bunun da göstergesi Kurban Bayramı olabilir. Şu an için küçük bir kıpırdanma da görüyoruz” dedi. 4-5 senedir iç pazarda Marmaris’i yukarıya taşımak için profesyonel çalışmalar yaptıklarını hatırlatan Bülbüloğlu açıklamalarına şöyle devam etti: “GETOB, belediye, kaymakamlık ve otellerimizle bu çalışmaları yapıyorduk. Geçen seneden beri Marmaris iç pazardaki payını ikiye katlamıştı. Türkiye’deki bütün destinasyonlar yerli turist sayısını artırdı ama Marmaris daha fazla arttırmıştır” diye konuştu.



restaurant 24 hotel & hi-tech

gündem

​​​Türkiye’ye 2 milyon turist​ Türkiye sağlık turizminde büyük atak halinde. Yapılan çalışmalar sonucunda dünya standardına ulaşan sağlık faaliyetleri ve doğal kaynakları sayesinde Türkiye son yıllarda sağlık turizminin en gözde destinasyonları arasında.

H

em maliyet avantajı, hem gezme fırsatı, hem de kaliteli teknolojik altyapı sunan Türkiye, yurt dışındaki hastaların tercihlerinin başında geliyor. Birçok Avrupa ülkesine göre yüzde 60 oranında daha ucuz olan Türkiye gelişmiş alt yapısını “Global Sağlık Turizmi Zirvesi ve Fuarı (Health Sumex)” ile daha geniş bir pazar haline getirmeye hazırlanıyor. Sağlık turizminde şu an da Türkiye’nin dünyada beşinci sırada yer aldığını belirten HHB Expo Yönetim Kurulu Başkanı Şule Dadak Dayangaç; “Türkiye sağlık alanında son yıllarda çok ciddi bir atılım sağladı. Bunun neticesinde de dünyanın birçok yerinden özellikle de Avrupa’dan ciddi bir hasta akımı var” dedi.

Hedef 2 milyon kişi ve 20 milyar dolar gelir

Türkiye’nin sağlık turizmindeki rakamların giederek geliştiğini ve hedef 2023 yılında 2 milyon uluslararası hastayı Türkiye’de tedavi etmek olduğunu söyleyen Dayangaç; “Bu nedenle hem turizmciler ayağında hem de sağlık sektörü ayağında çalışmalar sürüyor. Kamu-özel sektör ortaklığıyla yapılan inşaatlar var. Onlar da 2016-2017 yılında devreye girecek. Altyapı çalışmaları tamamlandıktan sonra sağlık turizminden gelir beklentisi 2017-2018 yıllarında 9-10 milyar dolar, 2023 yılında da 20-25 milyar dolar” diye konuştu. “Zorunlu olmayan operasyonlar içinde Türkiye ciddi bir merkez” Türkiye’nin zorunlu tıbbi çalışmalar açısından çok önemli bir yerde olduğunun da altını çizen Dayangaç; “Zorunlu olmayan operasyonlar içinde Türkiye ciddi bir merkez. Örneğin dünyada en çok plastik cerrah uzmanına sahip olan ülkeler arasındayız. ABD’de ve Avrupa’da çok pahalı olan estetik işlemlerini Türkiye’de hem daha başarılı hem de daha

uygun şekilde gerçekleştirebiliyoruz. Bunun gibi avantajlar sayesinde Türkiye birçok alanda yurtdışındaki hastaların göz bebeği. Türkiye’ye gelen sağlık turistleri için başka avantajlı bir konu da hem sağlık imkânlarından hem de doğal ve tarihi turizmi sonuna kadar yaşayabilmeleri. Tedavi amaçlı ülkemize gelen bir sağlık turisti ülke içerisindeki diğer turizm alanlarına da destek oluyor. Bizde bu nedenlerle Health Sumex ile birlikte Sağlık Turizmi alanında dünyanın önde gelen kişi ve kurumlarının aynı çatı altında bir araya getirerek Başkent Ankara’nın marka kent olması amacıyla çalışmalar gerçekleştireceğiz. Avrupa, Asya, İskandinav Ülkeleri, Ortadoğu Ülkeleri, Amerika, Balkan Ülkeleri ve Afrika ülkelerinden Ekonomi Bakanlığı kapsamında gelecek olan ülke heyetleri fuar katılımcıları, Ankara’nın sağlık turizmi konusunda imajını güçlendirecek ve sağlık sektörü alanındaki aktörler arasındaki işbirliğini arttıracak.” açıklamalarında bulundu.



restaurant 26 hotel & hi-tech

gündem

Zeybekçi “Gümrük Birliği Anlaşması’nın resmi görüşmeleri en geç 2017’nin başında yapılacak”

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Almanya Ekonomi Bakanı Sigmar Gabriel’in ABD ile AB arasında yürütülen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) görüşmelerinin başarısız olduğunu açıklamasıyla ilgili değerlendirmede bulundu.

G

örüşmelerde uzlaşmaya varılamamasının Türkiye’ye olumlu veya olumsuz anlamda pek etkisinin olmayacağını ifade eden Zeybekci, Türkiye’nin AB ile arasındaki Gümrük Birliği Anlaşmasının güncellenmesi çalışmalarının devam ettiğine dikkati çekti. Zeybekci, şöyle konuştu: “Bizim Türkiye olarak Avrupa Birliği ile 2015 yılında başlattığımız süreçte Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, kapsamının genişletilmesi gündemde. Bu güncelleme, AB’nin gerek TTIP gerekse diğer ülkelerle yapacağı serbest ticaret anlaşması veya benzer anlaşmalara Türkiye’nin otomatik olarak taraf olmasını sağlayacaktır. Bu dönemde tabii ki Obama yönetiminin artık yılsonuna doğru bitecek olması, TTIP anlaşmasının da bu döneme yetiştirilemeyecek olması ve ardından gelecek olası ABD başkanının TTIP müzakerelerine yaklaşımlarının net anlamda pozitif olmaması nedeniyle AB’nin ön alması ve böyle açıklamalar yapması normaldir, doğaldır.

“Türkiye’ye hiçbir etkisi olmayacak”

Herkes yeni çıkacak olan duruma, yaklaşan bu sürece göre de bir pozisyon almaya çalışıyor. 2016 yılı sonuna yetişmesi hedeflenen TTIP anlaşmaları 2016 sonuna yetişmeyecektir.

Bundan sonraki süreçte de belki 2020’lere kadar da uzayabilen bir süreç yaşanacaktır. Bunun Türkiye’ye negatif veya pozitif anlamda hiçbir etkisi olmayacaktır. “Gümrük Birliği’nde yapılması planlanan güncellemeyle kapsamın tarım ürünleri, hizmetler, kamu alımları ve yatırımları da içine alacak şekilde genişleyeceğini ifade eden Zeybekci, Türkiye’nin AB ile olan ilişkisinde ekonomik anlamda tam entegrasyon anlamını taşıyacak olan bu süreci başarıyla sürdüreceklerine inandıklarını dile getirdi.

En geç 2017’de

AB’nin TTIP ve benzeri serbest ticaret anlaşmalarında Türkiye’nin otomatik olarak taraf olması konusunun da güncellemenin ana maddelerden bir tanesi olduğuna işaret eden Zeybekci, görüşme süreciyle ilgili şu bilgileri verdi: “Şu anda etki değerlendirme çalışmaları bitti, gerek AB’de gerek Türkiye’de. Biz bu konuda Ekonomi Bakanlığı olarak hükümetten yetki alacağız. AB’nin ilgili komiseri Cecilia Malmström yetki alacak. 2016’nın sonunda veya en geç 2017’nin başında resmi görüşmeler, resmi turlar başlayacak ve hızlandırmak için de her iki tarafın irade beyanları var.”


Official negotiations on update of The Customs Union Agreement will be launched by early 2017 at the latest, says Turkish Economy Minister

“Following an updated custom union agreement, Turkey will be part of all free trade agreements the EU signs with other countries, including the TTIP,” Minister Zeybekci said.

O

fficial negotiations regarding the update of the Customs Union Agreement between Turkey and the European Union will be launched by early 2017 at the latest, Turkish Economy Minister Nihat Zeybekci said. After Germany’s economy minister, Sigmar Gabriel, pointed out that negotiations between the U.S. and the EU over the Trans-Atlantic Trade and Investment Partnership (TTIP) had “failed”, Zeybekci said this situation was not expected to have a positive or a negative impact on Turkey. TTIP negotiations between the U.S. and the EU have been a matter of contention between Ankara and the bloc. Indeed, Turkey has argued that the Customs Union deal, in its current state, fails to protect Turkish interests when the EU signs a free trade agreement with third parties. “Following an

updated custom union agreement, Turkey will be part of all free trade agreements the EU signs with other countries, including the TTIP,” Zeybekci said. Turkish officials had repeatedly criticized future free trade agreements signed by the EU with other countries, such as the U.S., which would effectively open Turkey’s market to exports from such states, with no reciprocity. “Official tours [of negotiations] will begin at the end of 2016 or at the latest in the beginning of 2017,” Zeybekci said. He added that the updated version of the Customs Union agreement would be expanded to cover agricultural goods, the service sector and pubic procurement. The current deal concerns mainly industrial goods.” “At the moment, impact assessments from both sides have been finalized,” he added.


restaurant 28 hotel & hi-tech

gündem

Turizmciler 2017 için acil önlem istiyor!

Turizm sektörünün içinde bulunduğu darboğazı aşmak için kredi borçlarının yeniden yapılandırılması gerektiğini savunan Halil İbrahim Çevik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bankalara yaptığı çağrıyla sektörün duygularına tercüman olduğunu söyledi.

T

urizm sezonunun kapanmasına az bir zaman kala uzun bayram tatilleri ile ayakta durmaya çalışan turizm sektörü, umutlarını 2017 yılına bıraktı. Rusya ile ilişkilerin yeniden başlaması, İran’ın Türkiye’ye yapılan uçuş iptallerini kaldırması ve hükümetten gelen destek açıklamaları gelecek açısından turizmcileri sevindirirken, otelciler öncelikle bankalara olan kredi borçlarının ötelenmesini istiyor.

“İki yıl öteleme turizmciye can suyu olur”

Verilen destek ve yapılan yatırımlarla 30 yıl içinde 400 milyon dolardan 40 milyar dolara çıktığını, turizm sektörünün tehlikeli bir virajda olduğunu belirten Çevik Group Yönetim Kurulu Başkanı Halil İbrahim Çevik, ziyaretçi sayısının azalması ile işletmelerin kredilerini ödemekte zorlandığını hatırlatarak, turizmcilerin kredi borçlarının yeniden yapılandırılarak, en az 2 yıl süreyle ötelenmesi gerektiğini söyledi. Turizm sektöründeki kredilerin 15-16 milyar dolar civarında olduğu belirten Çevik, “Sektörün can suyuna ihtiyacı var. Çünkü 2016 yılında kimse borcunu ödeyecek kadar kazanamadı. Rusya pazarının yeniden açılması 2017 yılı için bir umut. Ancak turizmcinin 2017’yi görebilmesi

gerekir. Cumhurbaşkanımız Erdoğan da Türkiye İhracatçılar Meclisi üyeleriyle yaptığı toplantıda reel sektörün bu sorununa parmak basarak, bankacıların da elini taşın altına koyması gerektiğini söyledi. Biz de bu konuda bir hareket bekliyoruz. Çünkü bu sadece turizmcinin veya yatırımcının sorunu değil. Bankalar da kredilerini tahsil edemezlerse sıkıntı yaşayacak. Varlıkları bozulacak. Bugünkü şartlar da kredilerde 2 yıllık ödeme sektöre nefes aldırır” dedi.

Çocuklara “sevgi dahil” ücretsiz konaklama

Tatil yapmanın tüm insanların hakkı olduğunu belirten Çevik, ülkemizde bir kısım şanslı insanlar her yıl tatillerini o ya da bu şekilde yapabiliyor. Fakat halen deniz görmemiş, ayağını suya sokmamış çocuklarımız var. Bu yıl ilk olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Aydın İl Müdürlüğü ile gerçekleştirdiğimiz bir proje ile her hafta Çocuk Evleri’nde kalan 10 -15 çocuğumuzu eğitmenleri ile birlikte otelimizde ücretsiz olarak ağırlamaya başladık. Bu çocuklar müşterilerimiz ile aynı imkanlardan faydalanarak hem tatil yapıyor hem de düzenlediğimiz yüzme, dalgıçlık, İngilizce kursları gibi bir çok aktivitelerle de yeni bir şeyler öğreniyorlar. Bugüne kadar yaklaşık 100 çocuğumuz tatillerini burada geçirdi.

“Otel dolu olsa da çocukların yeri her zaman hazır”

Devletin bakımındaki çocuklarla başladıkları projeyi her yıl devam ettirme kararı aldıklarını kaydeden Halil İbrahim Çevik, “Artık bundan dönüş yok. Otel yüzde yüz dolu olsa bile ben bu çocukları bırakmayacağım. Kapasitenin belli bir bölümünü çocuklara ayıracağım, Aydın ve Nazilli de tatil yapmayan çocuk kalmasa, İzmir’den, Denizli’den, Manisa’dan çocukları getireceğiz. Bu projeden sadece devlet koruması altındaki çocuklar değil, şehit çocukları, gazi çocukları, kimsesiz çocukların da faydalanmasını istiyoruz. Ancak bizim hepsine yetmemiz mümkün değil. Bu projeye devletin de yönlendirmesi ile diğer turizm işletmelerinin de sahip çıkmasını, onların da destek vermesini istiyoruz. İnanıyorum ki bizi gören yüzlerce işletmemiz gönülden bu işe destek verecektir. Zaten bir kere o çocuklarla bir araya gelip, onların mutluluğunu görsünler, mutlaka devam ederler.”



restaurant 30 hotel & hi-tech

gündem

Adana - Beyrut arası turizm ve ticaret köprüsü kuruluyor Adana “Beyrut Projesi” ile yeni bir turizm ve ticaret hamlesine hazırlanıyor. Adana Ticaret Odası ile Adana Tanıtım ve Kalkınma A.Ş. (ATAK) tarafından ortaklaşa başlatılan proje kapsamında, Adana ve Beyrut arasında turizm ve ticaret köprüsü kurulması için ilk adım atıldı.

İ

ki şehir arasındaki turizm ve ticaret hacmini maksimum seviyeye çıkarmak üzere ATO ve ATAK Yönetim Kurulu Başkanı Atila Menevşe ile ATAK Genel Müdürü İlhami Günsel tarafından Beyrut’ta bir dizi temas gerçekleştirildi. Adana, planlanan bu işbirliği ile Ortadoğu’ya açılmak için önemli bir mesafe alacak. Beyrut Projesi’nin hazırlık adımı olan iki günlük Beyrut temasları kapsamında; T.C. Beyrut Büyükelçisi Çağatay Erciyes, T.C. Beyrut Ticaret Müşaviri Emine Lekesiz, Lübnan Ticaret, Sanayi ve Tarım Odaları Federasyonu Başkanı Muhammed Şukeyr, Lübnan Turizm Federasyonu Başkanı Pierre Achkar, Lübnan Seyahat Acenteleri Birliği Başkanı Jean Abboud ve beraberlerindeki üst düzey yetkililerle bir dizi toplantı yapıldı. Beyrut Büyükelçisi Çağatay Erciyes ve Ticaret Müşaviri Emine Lekesiz’in de destek verdiği toplantılarda Adana’nın Beyrut ile turizm ve ticaret ilişkilerinin geliştirilmesi için mevcut avantajlar anlatıldı, ortak yol haritası çizildi. Lübnan Turizm Federasyonu Başkanı Pierre Achkar, Lübnan Seyahat Acenteleri Birliği Başkanı Jean Abboud ve üst düzey sektör yetkilileri ile yapılan çalışmada Adana destinasyonu anlatılırken, Adana ile Beyrut arasındaki direkt tarifeli seferler ile Mersin-Beyrut limanları arasındaki konteyner gemi seferlerinin, karşılıklı turistik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesinde çok etkili olacağı kaydedildi. Ayrıca, Ortadoğu ve Afrika ülkelerinde çok etkili olan Lübnan ticaret diasporasının projeye önemli katkı sağlamak üzere harekete geçirileceği bildirildi. Öte yandan, Lübnan’ın önde gelen turizmcilerinin, şehri incelemek ve Adana’daki acenteler, oteller ve sektör yetkilileri ile bire bir görüşmek üzere Ekim ayında Adana’ya bir ziyaret gerçekleştirmeleri kararlaştırıldı.

Şukeyr: “Türkiye’nin güçlü olması Lübnan’ın da güçlenmesi anlamına gelir” Beyrut Ticaret, Sanayi ve Tarım Odalar Federasyonu Başkanı

Muhammed Şukeyr ve üst düzey federasyon yetkilileri ile gerçekleştirilen toplantıda ise, Adana’da üretilen ürünlerin Lübnan pazarına satışı ve Lübnanlı işadamlarının Ortadoğu ve Afrika pazarlarındaki güçlü ticaret ağının ortaklaşa kullanılması konusunda mutabakata varıldı. Adana heyetinin ziyaretinden duyduğu mutluluğu vurgulayan Beyrut Ticaret, Sanayi ve Tarım Odalar Federasyonu Başkanı Muhammed Şukeyr, ticari ilişkilerin Lübnan ile Türkiye’yi birbirine bağladığını ve ilişkileri güçlendiğini belirterek, “Türkiye’nin güçlü olması Lübnan’ın da güçlenmesi anlamına gelir. Türkiye’nin istikrarlı ve güçlü olması bölgeyi de güçlü hale getirir” ifadelerini kullandı. Toplantıda, her iki tarafın işadamları heyetlerinin önümüzdeki günlerde Adana ve Beyrut’ta bir araya bir araya gelmelerinin sağlanması konusunda da görüş birliğine varıldı. Beyrut temaslarının ardından ortak bir açıklama yapan ATO ve ATAK Yönetim Kurulu Başkanı Atila Menevşe ve ATAK Genel Müdürü İlhami Günsel, görüşmelerin son derecede verimli geçtiğini ve gelecekte Adana ve Beyrut arasında ekonomik bir köprü kurma konusunda umutlu olduklarını vurgularken, “İki şehir arasında ticari potansiyel olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca Lübnan’ın Ortadoğu ve Afrika ile geçmişe dönük bağlantısı var. Bundan istifade ederek Türkiye’de üretilen malların Lübnan üzerinden Ortadoğu ve Afrika’ya ulaştırılması konusunda işbirliği yapabiliriz. Bunun dışında Adana firmalarının, Lübnan’ın katılacağı Ortadoğu’daki fuarlara katılımlarını da organize edebiliriz. Her gün karşılıklı uçak seferleri, vize serbestliği ve başka imkanlar var. Bu önemli imkanları mutlaka değerlendirmemiz gerekiyor” dediler. Beyrut Ticaret Odası’nın rakamlarına göre, 2015’te Lübnan Türkiye’den, farklı kalemlerde, 656 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirdi. Aynı dönemde Lübnan’ın Türkiye’ye ihracatı ise 78 milyon dolar oldu. Geçen yıl Türkiye’ye gelen Lübnanlı turist sayısının ise 500 binden fazla olduğu kaydedildi.


Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği Başkanı

Kerem Köfteoglu

Olimpiyatlar kime kazandırıyor? Karnaval başkenti Rio, Dünya Kupası’nın ardından 28. Yaz Olimpiyatları’na da ev sahipliği yaparak dünya medyasında epeyce yer aldı. Brezilya’nın bu işten kârlı çıkıp çıkamayacağı tartışmalı bir konu. Olimpiyatlardan kârlı çıkılmaması sadece Brezilya değil, tüm ev sahibi ülkelerin ortak sorunu. Nitekim 1972 Montreal, 1996 Atlanta, 1998 Seul, 2000 Sidney, 2004 Atina ve 2008 Pekin olimpiyatlarına baktığımızda bunların hepsinde evsahibi ülkenin ekonomik zararının, kazancından büyük olduğunu görüyoruz. Olimpiyatlara harcanan 11,6 milyar doların ülkeye bir yararı olmayacağına inanan Rio halkı, cadde ve sokaklara çıkıp olimpiyatları protesto etti. Protestocular, böylesine büyük bir bütçenin olimpiyatlar dışında kullanılmayıp atıl kalacak mekânlar yerine, Brezilya’nın su kirliliği, ekonomik kriz, kamu açığını azaltma, kentsel dönüşüm ve ormanların talan edilmesini önleyecek uzun dönemli yeniden yapılanma projelerine harcanması gerektiğini dile getirdi. Ev sahibi ülkelerin olimpiyatlardan ekonomik olarak fayda sağlamadığı gerçeği gün gibi açıkken, akıllara şu soru geliyor: Öyleyse ülkeler olimpiyatları almak için neden birbiriyle yarışıyor? Bu sorunun yanıtı çok açık: Uluslararası saygınlık için! Olimpiyatlara ev sahipliği yapmak, halkın milli duygularının okşanmasına da olumlu etki yapıyor. Ev sahibi ülke, olimpiyatları bir anlamda ekonomik olarak ne kadar güçlü olduğunu kanıtlamak için bir ‘gösteriş fırsatı’ gibi olarak kullanıyor. Hepsi bu! Ev sahibi ülkeler olimpiyat düzenlemesinden dolayı ekonomik anlamda net bir yarar sağlayamıyor. Nitekim Brezilya için şimdilik rakam veremeyen bazı ekonomistler, iki etkinliğe ev sahipliği yapmanın ülke ekonomisine net katkısının 2017-2018 yıllarında görülebileceğini söylüyor. Olimpiyatların net kazananı ise sporcuları sayesinde

madalyayı toplayan ülkeler. Ayrıca olimpiyatları fırsat bilip, Rio’da ‘Olimpiyat Evi’ ya da ‘Misafir Evi-Guest House’ adıyla açtıkları mekânları 2, 5 hafta boyunca birer tanıtım merkezine çeviren diğer ülkeler de kazanıyor. Olimpiyatla ilgili bastırılan rehber kitapçığı incelediğimizde, çeşitli firmaların yanı sıra, 20 ülkenin ‘Misafir Ev’i açtığını gördük. Bu ülkeler arasında ne yazık ki Türkiye’yi göremedik. Misafir evlerinin işlevini, Avusturya EviAustria House örneğinden anlatmak istiyoruz. Avusturyalı yetkililer misafir evi için, Brezilya’nın köklü takımlarından Botafogo Kulübü’nün 800 metrekarelik merkez binasını kiraladı. Ünlü sporcuları yetiştiren Botafogo’nun 8 milyona yakın taraftarı bulunuyor. Avusturyalı yetkililer, burada 2,5 haftada, birkaç dil bilen özenle seçilmiş 26 personelle 30 bine yakın kişiyi ağırladı. Avusturya Ulusal Turizm Ofisi (ANTO) CEO’su Dr. Petra Stolba çeşitli sponsorluklarla hizmete açtıkları Austria House’un ülke tanıtımı için harika bir fırsat olduğunu vurguladıktan sonra “Olimpiyat Evi’ni ilkini 1984’te Saraybosna’da açtık. Yeni bir anlayışla tasarlanan evi de önce 2012’de Londra, sonra 2014’te Soçi’de hizmete açtık. Buraya kanaat önderlerinden siyasilere, gazetecilerden iş insanlarına herkesi davet edip, ülkemizi tanıtıyoruz. Birer uluslararası buluşma noktası haline getirdiğimiz bu evin ülkeye gelecek turist sayısına olumlu etki yapacağına inanıyoruz” dedi. Misafir Ev’i örneği de olimpiyatların kazananının ev sahibi ülke olmadığın gösteriyor. Tam tersine bu işten az masrafla bu mekânları açan diğer ülkeler kârlı çıkıyor. Ne diyelim, dileriz önümüzdeki olimpiyatlarda ‘Türkiye Evi’nin açıldığını da görürüz. TUYED üyeleri olarak, bunun olumlu yansımalarının haberini yapmaktan da büyük bir keyif alacağımıza yürekten inanıyoruz…


restaurant 32 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

Maviyle beyazın aşkı

Mio Mare Karaderili Şirketler Grubu, Bodrum’daki ikinci oteli Mio Mare Oteli Nisan 2016 itibariyle hizmete açtı.

Bodrum’un en güzel koylarından Akçabük’te doğal güzellikle tasarımı aynı potada buluşturan otel, ünlü tasarımcı Halide Didem’in sihirli dokunuşlarıyla hayat buldu…


Ege’nin rengi mavi, Bodrum’un rengi beyaz. Bu iki rengin aşk masalı Mio Mare’de yaşanıyor. Bodrum’un en güzel koylarından Akçabük’te doğal güzellik tasarımla buluştu, lokasyon ve dekorasyonun muhteşem buluşması ortaya Mio Mare’yi çıkardı.


restaurant 34 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

Karaderili Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Orhan Karaderili, “Biz şirket olarak bu yıl planladığımız projelere yeni projeler ekleyerek yolumuza devam etme kararı aldık. Halen süren projelerimize yeni projeler ekleyip, turizm sektörüne destek olacağız.” diyor.

K

araderili Şirketler Grubu, Bodrum’daki ikinci otelini Nisan 2016 itibari ile hizmete açtı. Bodrum tatil anlayışına kaliteli bir soluk getiren Mio Bianco’nun hemen yanına açılan otel, ünlü tasarımcı Halide Didem’in sihirli dokunuşlarıyla yeni bir Bodrum masalına mekân olacak gibi görünüyor. Hiçbir yerde göremeyeceğiniz mimarisi Mio Mare’nin tatilini unutulmaz kılıyor. Kendi beach’i, her şey dahil sistem tatili bir kenara denizin hemen kıyısındaki odalar kendinizi çok özel hissettirecek.

Başkanı Orhan Karaderili şöyle devam etti; “Karaderili Şirketler Group olarak moralimizi bozmadan inadına daha çok çalışıp, daha çok yeni projeler geliştireceğiz. Biz şirket olarak bu yıl planladığımız projelere yeni projeler ekleyerek yolumuza devam etme kararı aldık. Var gücümüzle daha çok çalışıp ülke ekonomisine daha çok katkı sunacağız. Halen süren projelerimize yeni projeler ekleyip, turizm sektörüne destek olacağız. İşçi çıkarmadan yolumuza devam ediyoruz. Tüm kadrolarımızla, tüm inançlarımızla, hizmette gerilemeden, kalitemizi düşürmeden misafirlerimize hizmet etmeye devam diyoruz.”

Halide Didem tasarladı

Mio Mare’nin tasarımcısı Halide Didem otelin tasarımıyla ilgili, “Bodrum’un en güzel koylarından birinin konumuna uygun bir mimariyle yerleşmiş bir otel Mio Mare. Bu eşsiz lokasyondan ilham aldık ve dekorasyonu tamamen doğaya uygun yaptık” diyor. Bodrum’u kucaklayan Ege’nin tam merkezindesiniz ve size bir sahil kasabasının huzurunu vaat ediyor Mio Mare. Halide Didem tasarımını şu cümlelerle özetliyor: “Ege’nin mavisine uyum sağlayacak Beyazlar, kum renkleri, ham ahşaplar, doğal kumaşlar kullandığımız otantik renkli dokunuşlar dekorasyonun ana hatlarını oluşturdu. Genel mekânlarda birkaç özel antika mobilya ve aksesuarı kullandık… Bu özel parçalar doğal malzeme, beton ve ham ahşaplarla oluşturulan mobilyalarla sentezlendi ve ortaya rahatlığın yanısıra şıklık ve karakter kazandırılmış bir otel çıktı.” Karaderili: “Yatırımlarımıza var gücümüzle devam edeceğiz” Hem Bodrum’un biraz daha sakin tarafını görmek hem de Bodrum’un o hareketli yanına uzak kalmak istemiyorsanız Mio Mare’yle beyaz ve mavinin aşkına tanık olabilirsiniz. Ayrıca özellikle turizm sektörünün yaşadığı olumsuz dönem ve yurdumuzda vuku bulan sorunlar bizi yıldırmak yerine tam aksine daha da cesaretlendirdi. Karaderili Yönetim Kurulu

Markalar İklimlendirme Sistemleri : Arçelik - Beko Hijyen Ürünleri : Bayer Kimya Kapılar : Hitit Mobilya Işık Sistemleri : Halided Dizayn Televizyon : Beko Tekstil : Anılsan Minibar : Kleo Vitrifiye, Armatürler : Vitra / GPD Cam Ürünler : Paşabahçe Seramikler : Kütahya Seramik Endüstriyel Mutfak : Öztiryakiler Halılar : Osmanlı Halı, Karabağ Kilim Buklet Ürünler : Turunç Kozmetik Oda ve Bina Otomasyon Sis. : Beko Sofra Üstü Ürünler : Güral Porselen Fitness Ekipmanları : Hattirck Fitness Yangın Güvenlik Ekipmanları : Üçler Yangın Söndürme



restaurant 36 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

Alaçatı’da bir dünya markası

The S Hotel Sevkon Gayrimenkul, turizm alanındaki projelerine bir yenisini ekledi. Alaçatı’da açılan The S Hotel, turizm sektörüne yeni bir soluk ve yeni bir konfor anlayışı getirme iddiasını taşıyor.

T

urizm ve emlak sektöründe kalitesiyle dikkat çeken, estetik ve konforun eşsiz bileşimiyle lüks anlayışını yeniden yorumladığı projeleri ile tanınan Sevkon Gayrimenkul, Alaçatı’da hayata geçirdiği The S Hotel’i özel bir davetle tanıttı. Alaçatı Port’ta bu sezon 54 odasıyla hizmete başlayan, tamamı deniz cepheli 128 özel tasarım odası bulunan The S Hotel, Heavenlymade Mimarlık, Akat İnşaat, AHAN Peyzaj, Hitec, CBS/Eyliskon gibi bilinen prestijli firmaların imzasını taşıyor. Lansman öncesinde yaklaşık 150 seçkin ismin ağırlandığı ön tanıtım davetinde, Kerem Görsev Trio ve Elif Çağlar da etkileyici jazz performansları ile konuklara keyifli bir yaz akşamı yaşattı. İstanbul ve İzmir cemiyet hayatının tanınmış isimlerinin katıldığı davet, Sevkon Gayrimenkul İcra Kurulu Başkanı Nuri Sevil ve eşinin ev sahipliğinde gerçekleşti.

Michelin yıldızlı şeflerden İtalyan gurme menüleri

Önümüzdeki sezon Michelin yıldızlı şeflerden oluşan Tormaresca Vino & Cucina markası ile deniz ürünlerinden oluşan gurme menülerin sunulacağı teras restoranıyla


Seçkin mimarisi ve kalite odaklı hizmet anlayışı ile öne çıkan The S Hotel, İstanbul ve İzmir cemiyet hayatının önde gelen isimlerini ağırladığı özel davetle ilk konuklarına kapılarını açtı.

Sevkon Gayrimenkul, bu yıl İzmir Urla’da hayata geçirdiği Sevilla Kekliktepe Villaları’nın ardından şimdi de Çeşme – Alaçatı’nın ilk yabancı markalı konsept lüks otel projesi olan The S Hotel’in kapılarını araladı. Çeşme’ye ve Alaçatı’nın geleneksel atmosferine farklı bir soluk kazandıracak olan The S, Ascend Hotel Collection’ın Ege Bölgesi’ndeki exclusive yatırımcısı olan Sevkon Gayrimenkul’un iddialı projeleri arasında öne çıkıyor.

Alaçatı sörf plajlarının hemen üzerinde

Projesinde Extensive SPA ve yüzme havuzu bulunan otel, lokasyonu itibariyle konuklarına ulaşım kolaylığı sunuyor. Alaçatı sörf plajlarının hemen üzerinde bulunan The S Hotel, misafirlerine Kum Beach/Madeo özel plaj işletmesine yüzde 50 indirimle giriş ayrıcalığı da veriyor. Tesiste tüm ayrıcalıklı concierge hizmetleri de sunuluyor.

Sevkon Gayrimenkul, Ramada Plaza İzmir, The S, Casa Sevilla Alaçatı Town, Urla Sevilla Kekliktepe Villaları’nın yanı sıra AyvalıkCunda Adası’nda ve BodrumMazı’da olmak üzere iki otel projesi ile de tüm Ege Bölgesi’nde yatırımlarına hızla devam ediyor.


restaurant 38 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

Yalınayak lüks konsepti Bodrum’la buluşuyor Epique Island “Yalınayak Lüks” yaşam tarzı ile kapılarını 2017 yazında Bodrum Tilkicik Koyu’nda açmaya hazırlanıyor. Aksoy Holding’in dünyaca ünlü Güney Afrikalı mimarlık firması SAOTA ile hayata geçirdiği Epique Island; 75 lüks villa, 150 tekne bağlama kapasiteli marina, 50 suitten oluşan butik otel, plajlar, havuz ve restoranlardan oluşuyor. 126 dönüm arazi üzerine inşa edilen Epique Island konuklarını 2017’de ağırlamaya başlayacak.

B

odrum’un en güzel noktalarından Tilkicik Koyu’na inşa edilen Epique Island, “Yalınayak Lüks” konseptiyle yalın bir hayatı konforla buluşturuyor. Villa, marina ve butik otelden oluşan projenin mimarisi, doğaya saygılı ve yenilikçi çözümlerle öne çıkan dünyaca ünlü Güney Afrikalı SAOTA’nın çalışmalarıyla hayat buluyor. Projenin mimari proje müellifliğini Boran Ekinci Mimarlık, iç mimarlığını Güney Afrikalı ARRCC, iç mimari projelendirmesini HAS+KOEN Mimarlık, peyzaj mimarlığını ise Deniz Arslan üstleniyor. Yarımadanın özel konumu ve coğrafi özellikleri göz önünde tutularak 3 ana tipte ayrılan 10 farklı seçenek ile tasarlanan villaların her biri panoramik manzara sunan bahçelere sahip olacak şekilde yer alıyor. Doğanın etkileyici görünümüne hakim 75 lüks villa, özel konumlandırılmaları sayesinde mahremiyet duygusunu koruyor.

Sürdürülebilir yaşam Epique Island’da

Zamanın ötesinde bir yaşam sunmak üzere hayata geçirilen projede, adanın dokusunun verdiği hissi korumak amacıyla doğal malzemeler, renk seçimleri ve özel peyzaj doğa ile bütünleşiyor. Projenin tüm detaylarında sürdürülebilirlik prensipleri öne çıkıyor. Villalardaki açılabilir büyük kapılar ve pencereler sayesinde iç mekanlarda doğal bir havalandırma sağlanırken, mimari tasarımın sunduğu geniş olanaklar

sayesinde, iç mekan aydınlatmasında yapay ışığın kullanımı azaltılıyor. Villalardan bağımsız olarak oluşturulan avlu ve teras alanları Bodrum’un güzelliklerini her mevsim yaşama imkanı yaratıyor. Üzerinde detaylı bir şekilde düşünülen elektronik ve mekanik sistemler ise ısıtma ve soğutma için gerekli olan enerji ihtiyacını minimize ediyor.

Bitki örtüsüne uygun projelendirme

Proje hayata geçirilirken, incelenen yarımadanın bitki örtüsü projenin geneline uygulanacak şekilde mimari tasarımda hayat buluyor. Villaların konumları topoğrafyaya göre belirlenirken, diğer alanlarda bitki örtüsüne uygun peyzaj çalışması gerçekleştiriliyor. Proje kapsamında yüzde 80’i çorak olan adada yer alan çok az sayıdaki ağaç tek tek numaralandırılarak muhafaza edildikten sonra yeniden projeye dahil edilerek yaşama tutunuyor. Sahadan çıkan taşlar ise villaların etrafında yeniden kullanılarak doğaya geri kazandırılıyor.

Epique Island’da yaşam 2017’de başlıyor

Proje, tamamı deniz görünümüne hakim konumlarına göre 10 farklı tasarımla 75 lüks villa, 150 tekne bağlama kapasiteli marina, 50 süitten oluşan butik otel, plajlar, açık havuz ve deniz havuzu, çocuk kulübü, heliport, restoran ve barlar ile fitness ve yoga alanlarından oluşuyor. 126 dönüm arazi üzerine inşa edilen Epique Island konuklarını 2017’de ağırlamaya başlayacak. 2016 Ağustos ayı itibarıyla ise, hazırlanan model ev Epique Island deneyimi yaşatmak için misafirlerini bekliyor.



restaurant 40 hotel & hi-tech

yatırım

Dünyanın en çok beğendiği

5 lüks otel Dünya çapında 50 otel ‘En iyi lüks otel’ kategorisinde ödüle layık görüldü. Her biri farklı ve benzersiz bir lüks konaklama deneyimi sunan bu ödüllü oteller arasında W Taipei, Taype, Four Seasons Hotel Sydney, Hotel Sofitel, Dolce CampoReal Lisbon ve Mondrian London öne çıkanlar arasında…

H

er yıl düzenlenen, prestijli Hotels.com Loved by Guests Ödülleri kapsamında, otel misafirleri ödül jürisinde yer alıyor. En iyi ortalama misafir yorumu puanına sahip olan otelleri ödüllendirmeyi amaçlayan bu yarışmada, otellere gerçekten check-in yapmış misafirlerin yazdığı 20 milyon üzerinde gerçek ve güvenilir misafir yorumu temel alınıyor. Dünya çapında 50 otel ‘En iyi lüks otel’ kategorisinde ödüle layık görüldü. Her biri farklı ve benzersiz bir lüks konaklama deneyimi sunan bu ödüllü oteller arasında Tayvan’da W Taipei, Taype, Avustralya’da Four Seasons Hotel Sydney, New York’ta Hotel Sofitel, Portekiz’de Dolce CampoReal Lisbon ve Londra’da Mondrian London öne çıkanlar arasında… Teras havuzu W Taipei, Taype Xinyi bölgesinde, otelin 10. katında bulunan bu açık havuz kente tepeden bakarak serinlemek isteyenlerin gözdesi. Misafirler için havuz kenarı plajı bile var. Muhteşem şehir manzarası eşliğinde güneşlenmek, şezlonglarda uzanıp yorgunluk atmak ve WET Barın serinletici kokteyllerini yudumlamak için eşsiz bir mekân. Otelde gecelik 269 euro’dan başlayan fiyatlarla oda bulmak mümkün.

Otel ve konaklama uzmanı Hotels.com verilerine göre, günümüzün gezginleri lüks bir otelde en azından lüks bir yatak, lüks banyo/kozmetik ürünleri, teras havuzu ve dünya standartlarında bir restoran bulmayı bekliyor.


Ücretsiz hizmetler Four Seasons Hotel Sydney Four Seasons size ücretsiz hizmet sunuyorsa, bu hizmetlerin kalitesinden şüphe etmeye gerek yok. Sunulan ücretsiz hizmetlerin arasında kablosuz internet, lostra servisi, şehrin önemli noktalarına gidiş dönüş servisi, sabahları fuayede kahve ve börek ve odada ücretsiz banyo/kozmetik ürünleri yer alıyor. Club katındaki odalarda kalıyorsanız, gün boyunca ücretsiz içecek ve gurme hafif yemek, ücretsiz kahvaltı, ücretsiz ütüleme ve ücretsiz gazete ve dergi hizmetlerinden de yararlanabilirsiniz. Otelde gecelik 156 euro’dan başlayan fiyatlarla oda bulmak mümkün. En konforlu yatakta uyku keyfi Hotel Sofitel New York Bu şık otel şehrin en kalabalık noktalarından Times Square’e kısa mesafede olmasına karşın sakin ve mükemmel bir uyku imkanı sunuyor. Otelin meşhur SoBed™ yatakları dünyanın farklı yerlerinden gelen gezginler tarafından o kadar beğeniliyor ve konforlu bulunuyor ki, isteyen konuklara kendi yatağını satın alma imkânı sunuluyor. Özel olarak tasarlanan bu yataklar, misafirlere konfor hassasiyeti ve ergonomik destek arasında benzersiz bir denge sunuyor. İnç kare başına 300 iplik dokumalı Yves Delorme nevresim takımı, kuştüyü yatak, kuştüyü yorgan ve yumuşak yastıklar sizi rüyalar alemine davet ediyor. New York asla uyumayan bir şehir olsa da, bu otelde rahat bir uyku garanti. Otelde gecelik 229 euro’dan başlayan fiyatlarla oda bulmak mümkün. Mükemmel bir spa Dolce CampoReal Lisbon 700 metrekareye yayılan spa, günlük yaşamın koşuşturmasından kaçmak için mükemmel bir seçenek. Kırlarla çevrili bu spa, üzüm bağlarına nazır manzarasıyla eşsiz bir yorgunluk atma ve stresten arınma imkânı sunuyor. Kapalı havuz, sauna, buhar odası ve zarif çay salonu misafirlerin yararlanabileceği özellikler arasında. Otelin öne çıkan özelliği ise Akdeniz tarzı açık havuzu. Jakuzi ve nefes kesen manzara eşliğinde yorgunluk atmak için ideal. Otelde gecelik 102 euro’dan başlayan fiyatlarla oda bulmak mümkün. Dizayn otel Mondrian London Londra’da Southbank’te yer alan bu şık dizayn otel ünlü İngiliz tasarımcı Tom Dixon tarafından tasarlanmış. Binanın denizcilik geçmişi olması nedeniyle, tasarımda transatlantik kruvaziyer teması işlenmiş. Otelin huzur veren spa’sı da dikkat çekiyor. Meşhur Sea Containers restoranda ise misafirlere farklı lezzetler sunuluyor. Son olarak otelin çatı barı, cam kutu tarzındaki yapısı ve açık terası dillere destan nitelikte. Otelde gecelik 154 euro’dan başlayan fiyatlarla oda bulmak mümkün.


dosya

e

tisseri

pa

restaurant 42 hotel & hi-tech

Beş yıldızlı patisserie’ler… Bu ayki dosya çalışmamız baştan söyleyelim çok mu çok tatlı! Rengarenk, şık ve de leziz! Özel anlara masalsı tatlar katan pastalar, geleneksel kutlamalar için enfes çikolatalar, ekmekler, tatlı tuzlu kurabiyeler, tartlar, nefis kekler ve birbirinden özel makaronlar… Bu özel tatlara kalbinin en güzel köşesini ayıran hamarat mı hamarat, pastane şefleri… Daha bitmedi… Benzersiz mimari yapıları, sıra dışı tasarımları ve iç dizaynları ile olağanüstü patisserie dükkanları, otel pastaneleri… Ve de onlara malzeme tedariki sağlayan Türkiye’nin en güçlü markaları… Bu sayımızda İstanbul’un beş yıldızlı patisserie adreslerini en özel çekimlerimizle dosyalaştırdık, beğeninize sunuyoruz. Tatlı bakışlar…

Five-star patisseries… First of all, our monthly survey this time is very sweet! Colorful, elegant and tasty! Pastries adding legendary tastes to special moments, delicious chocolates for traditional celebrations, breads, sweet and salty cookies, tarts, delicious cakes, and fantastic macarons… Diligent patisserie chefs dedicating exclusive space for these tastes in their hearts…. We have more… Incredible patisserie stores and hotel patisseries with their unparalleled architecture, outstanding design and interior design… And the most respectful brands supplying materials for them… We have had a deep look at five-star patisseries of Istanbul in this issue and we surveyed them with most special photos for you. Sweet looks…

Fotoğraflar: Ümit Başer Alkaç / Photos by Ümit Başer Alkaç



dosya

e

tisseri

pa

restaurant 44 hotel & hi-tech

En leziz tatlar sĹcak sohbetler‌

PS Lounge Etiler


İlk olarak 2014 yılında Bodrum Yalıkavak Marina’da, PS Lounge Bodrum olarak hizmet sunmaya başlayan mekan, 2015’te Etiler’de ikinci şubesini açtı. Benzersiz mimari yapısı, bahçe içinde hissi veren özgün tasarımı, ferah ve görkemli iç dizaynı ile dikkat çeken PS Lounge Etiler, leziz pastane ürünleri ve kendine ait özel sunumları ile İstanbul’un en gözde patisserie mekanları arasında geliyor.


dosya

e

tisseri

pa

restaurant 46 hotel & hi-tech

Fikri Kaya kimdir? PS Lounge’ın Mutfak& Kitchen Executive Şefi Fikri Kaya, meslek hayatına ilk olarak Türk mutfağıyla başladı. Bodrum’da birçok zincirleşmiş oteli referanslarına ekledikten sonra İstanbul’a gelen Kaya, yeme içme sektöründe isim yapmış çok sayıda lüks restoranda, markalaşmış şeflerle çalışma fırsatı buldu.İlk olarak 2014’de Bodrum Yalıkavak Marina’dan sonra 2015’de Etiler’de büyük bir yatırım olan PS Lounge’ın sahibi Şahin Paşazade’nin dikkatini çekmesi ve Şef Fikri Kaya’yı PS Lounge’a transfer etmesi kaçınılmaz bir sondu. Zira böylesi şık ve nezih bir işletmede lezzette başarı şansa bırakılamazdı…

Yiğit Güre kimdir? Mutfak hayatına üniversite yıllarında profesyonel olarak başlayan Yiğit Güre, sonrasında aldığı mühendislik eğitimini yarıda bırakıp, Mutfak Sanatları Akademisi’nde aldığı eğitimle profesyonel mutfak kariyerine ilk adımı attı. Çeşitli otel ve restoranlarda çalıştıktan sonra yolları Şef Fikri Kaya ile kesişen Güre, şu an Kaya’nın sous şefliğini yapmaktadır. Yiğit Güre, 1987 yılı, Kırklareli doğumludur.



dosya

e

tisseri

pa

restaurant 48 hotel & hi-tech

Şık ve lezzetli Boutique Patisserie AccorHotels’in Türkiye’deki ilk lüks oteli The Elysium Istanbul MGallery by Sofitel’in ilham veren Boutique Patisserie’sinde Pasta Şefi Aziz Dereci tatlılara hayat veriyor. Hazırlanan her tatlının bir karakteri olduğunu söyleyen Aziz Dereci yarattığı kreasyonlarda hem gözde hem de damak tadında lüksü yaşatıyor. Dostlarınız, arkadaşlarınız veya iş toplantılarınız için nezih atmosferinde Fransız zerafetini doyasıya yaşayacağınız Boutique Patisserie, her gün farklı tatlılarıyla misafirlerini şaşırtmaya devam ediyor.

Aziz Dereci kimdir? 1965 Kastamonu doğumlu Aziz Dereci, 1980 yılında minik bir semt pastanesinde başladığı iş hayatına Antalya Club29’da 1 yıl devam ettikten sonra Abant Palace Oteli’nde 1996 yılına kadar Pasta Şefi olarak çalıştı. Dereci, 2013 yılında Polat Rönesans, Radisson Blu ve son olarak da Mayıs ayından itibaren Ofton İnşaat’ın yatırımlarından olan DoubleTree by Hilton Istanbul-Piyalepaşa ve The Eylsium Istanbul MGallery by Sofitel’de Pasta Şefi olarak görevine devam ediyor.



dosya

e

tisseri

pa

restaurant 50 hotel & hi-tech

İstanbul’un göbeğinde küçük ve samimi Fransız

Patisserie de Pera


Pera Palace Hotel Jumeirah’ın girişinde konumlanan Fransız tarzı pastane, birbirinden özel makaronları, leziz pastaları, çikolata ve dondurma dahil diğer bütün sürpriz tatlarıyla damaklarda unutulmayacak lezzetlere imza atıyor.


dosya

e

tisseri

pa

restaurant 52 hotel & hi-tech

Güne iyimser bir başlangıç yapmak veya gün boyu kendini şımartmak isteyenler, İstanbul’un göbeğindeki küçük ve samimi bir Fransız pastanesi olan Patisserie de Pera’yı keşfe çıkabilir.

İbrahim Erkut kimdir? Pastacılığa bir baba mesleği olarak 1987 yılında atılan PeraPalace Hotel Jumeirah Pastane Şefi İbrahim Erkut, dört yıllık çıraklık eğitiminden sonra büyük bir pastanede çalışmaya başlamış. Daha sonrasında işin otelcilik kısmında yer alan Erkut, 13 yıl boyunca SwissotelTheBosphorus’un pastanesinde çalışmış. Erkut, son üç yıldır PeraPalace Hotel Jumeirah’ın dekorasyonu yenilenen şık pastanesinde, genel konseptle bir bütün oluşturan lezzetli tatlıları hazırlıyor.



dosya

e

tisseri

pa

restaurant 54 hotel & hi-tech

Kelebeğin rüyası

Butterfly Chocolate

Aralık 2003’te pastane hizmetleri vermek üzere Etiler Alkent Alışveriş Merkezi’nde açılan Butterfly, Eylül 2005’ten bu yana el yapımı çikolata üretimiyle de dikkat çekiyor. Pastry Sef Taner Tekdaş yönetiminde birbirinden lezzetli tatlarıyla misafirlerini ağırlayan Butterfly koleksiyonunun altında dünyaca ünlü Barry-Callebaut çikolatalarının uluslararası temsilciliğini yapmakla beraber dünya çikolata şampiyonu unvanına da sahip olan danışman şef Jean-Marc Scribante’in imzası var. Butterfly Chocolate, Etiler Alkent Alışveriş Merkezi dışında İstinye Park ve Akmerkez ile de hizmetlerini sürdürüyor.


Ayşem Öztaş kimdir? 1972 yılı Ankara doğumlu olan Ayşem Öztaş, Ankara Hacettepe Üniversitesi İşletme bölümünden mezun olarak iş hayatına girdi. 2006 yılında iş hayatından ayrılıp tamamen mutfak tarafına geçti. Özellikle pasta tasarımı konusunda çalışmalara başlayan ve uluslararası anlamda birçok ödülün de sahibi olan Öztaş, 2016 yılından beri de Butterfly Chocolate firmasının yeni oluşumu olan “Butterfly Wedding” markasına reçete geliştirme, tasarım uygulama danışmanlığı yapıyor. Öztaş, özellikle yenilebilir şekerden çiçek yapımı, düğün pasta tasarımı, patisserie ile ilgili olarak İstanbul içi ve İstanbul dışı eğitimler vermeye devam ediyor.


dosya

e

tisseri

pa

restaurant 56 hotel & hi-tech

1961’den beri

Bağ

Yusuf Ildız tarafından 1961 yılında Üsküdar’daki tesislerinde hayat bulan Bağ Pastaneleri, Türk insanının geleneksel damak tadına uygun lezzette, endüstriyel ölçekte, standart kalitede ve hijyenik koşullarda ürettiği ürünlerini müşterilerine sunuyor.


1970’li yıllarda pastacılık sektörüne, günümüz kafeterya yaklaşımını getiren Bağ, 1990’lı yıllarda ikinci kuşağın yönetime gelmesiyle birlikte şubeleşme ve büyüme trendi yakalamış. 2003 yılında, yenilenen konseptiyle birlikte, Y. Dudullu Keyap Sanayi Sitesi adresinde bir adım daha atarak, gelecekteki hedeflerinin temelini oluşturacak 1.200 m2 alana kurulu üretim, pastane ve operasyon merkezini açmış.


dosya

e

tisseri

pa

restaurant 58 hotel & hi-tech

Raşit Yazıcı kimdir? 1978 İstanbul doğumlu olan Raşit Yazıcı, mesleki kariyerine 1990 yılında aşçı olarak başlamış. Neriman İrfan Akça Mesleki Eğitim Merkezi’nde 3 yıl pasta, tatlı ve şekerleme eğitimi aldıktan sonra çeşitli pastanelerde ve otellerin pastane bölümlerinde görev yapan Yazıcı, ardından sırasıyla Ağaoğlu My City Otel, Ceylan Intercontinental, Grand Tarabya, CVK Park Bosphorus otellerinde Executive Pastry Chef olarak çalışmış. Deneyimli şef son bir buçuk yıldır ise 17 şubeli Bağ Pastaneleri’nde Executive Chef olarak görev yapıyor.



dosya

e

tisseri

pa

restaurant 60 hotel & hi-tech

En tatlı hayal

LİN’s Bağdat Caddesi’nin hemen ucunda 1 Ağustos 2016’dan bu yana en özel butik tatlarıyla müşterilerini ağırlamaya başlayan LİN’s, lila ve yeşilin tonlarına hakim dekorasyonunu beyazın saflığı ve yeşilin dinginliği ile öylesine güzel harmanlamış ki, sanki çok uzun yıllardır orada ve evimizin mutfağı gibi…


Lin Ojalvo kimdir? “Bir insan bir şeyi çok isterse olurmuş” derler. Ben de bir şeyi çok istedim ve 1 Ağustos 2016’da kendi adımı verdiğim LİN’s’i açtım.” sözleriyle küçük ve sevimli patisserie dükkanının kısa öyküsünü paylaşan Lin Ojalvo, Yeditepe Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümünden 2008 yılında mezun olmuş. Okul döneminde By Ivvan ve Divan Pastaneleri’nin Ümraniye’deki imalathanesinde çeşitli staj eğitimleri alan genç girişimci, ardından tekrar By Ivvan’a dönüyor. Arkasından Art Cafe, ve İstinye Park Backhaus’ta çalıştıktan sonra 1 Ağustos 2016’da kendine ait butik patisserie dükkanıyla hayallerini gerçeğe dönüştürüyor.


dosya

e

tisseri

pa

restaurant 62 hotel & hi-tech

Bir lezzet klasiği

Manolya 1980 yılında Göztepe’de ‘de açılan ilk mağazası ile faaliyetlerine başlayan Manolya Pastaneleri, harikulade lezzetleri, teknolojinin ve ustalığın en ileri düzeyde uygulandığı modern tesislerinde, son derece titizlikle 40 yılı aşkın deneyimi ile alanında çok özel bir yere sahip. Günlük 250 çeşidin üzerinde standart ürünün üretildiği Manolya, aynı zamanda Catering ve Private Label üretim hizmetleriyle de dikkat çekiyor.


1967 yılında Beyoğlu’nda İnci Pastanesi’nde çırak olarak meslek hayatına başlayan Manolya Pastanelerinin kurucusu Hikmet Kantarcı, yıllar içinde uzmanlaştığı profiterol ve pastacılık tecrübelerini Manolya Pastanelerinin müdavimleriyle paylaşıyor.


dosya

e

tisseri

pa

restaurant 64 hotel & hi-tech

Hikmet Kantarcı kimdir? 1967 yılında Beyoğlu’nda İnci Pastanesi’nde çırak olarak meslek hayatına başlayan Manolya Pastanelerinin kurucusu Hikmet Kantarcı, yıllar içinde uzmanlaştığı profiterol ve pastacılık tecrübelerini Manolya Pastanelerinin müdavimleriyle paylaşıyor.



dosya

e

tisseri

pa

restaurant 66 hotel & hi-tech

Yeni fenomen

Fondante ile rekor büyüme

Yılın ilk 6 ayında geçen yılın aynı dönemine göre Türkiye pazarında %65’lik bir büyüme kaydeden Elvan Grubu, rekor büyümesini yenilikçi ürünlerle sağlıyor. Ulusal zincirlerde bulunulan nokta sayısını yüzde 100’e yakın oranda artıran Elvan Grubu’nun 2016 bayramlarındaki en iddialı ürünü ise Türkiye’de ilk olan ve ‘Ne şeker ne çikolata: Hem şeker hem çikolata’ olarak tanımlanan Fondante… Global Top 100 listesindeki hızlı yükselişiyle dikkatleri çeken ve son 2 yıldır İstanbul İhracatçılar Birliği’ne (İİB) göre sektör ihracat şampiyonu olarak ödüllendirilen Elvan Grubu, iç piyasada da rekor bir büyüme kaydediyor. İlk 6 ayda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 65’lik bir büyüme sağlayan Elvan, rekor büyümeyi getiren dinamiklerin başında Fondante gibi yenilikçi ürünlerin olduğunu açıkladı. Fondante’yi, “Ne şeker ne çikolata: Hem şeker hem çikolata” olarak tanıtan Elvan Grubu, perakende bulunurluk noktasını sürekli artırarak Türkiye’de muadili bulunmayan bu ürünü daha çok tüketiciye ulaştırmaya çalışıyor. Ulusal zincirlerde bulunulan nokta sayısını geçen yıla göre yüzde 100 oranında artıran Elvan, Migros ve Real gibi ulusal zincirlere de girmiş durumda. Özellikle Fondante etkisiyle yeni bir trend yakalayan Elvan, 2016’yı yüzde 91’lere varan rekor bir büyümeyle kapatmayı planlıyor.

Elvan hakkında Temeli 1952’de Zeytinburnu’nda küçük bir şekerci dükkanıyla atılan Elvan; günümüzde bir şirketler grubuna dönüşmüş durumda. Elvan Grubu’nun ihracat şirketi Intersweet, 2014 ve 2015’teki performansıyla sektöründe ihracat şampiyonu oldu, İstanbul İhracatçılar Birliği (İİB) tarafından ödüllendirildi. Türkiye’de İstanbul, Sakarya, Eskişehir ve Manisa’daki 8 fabrikada üretim yapan Elvan, Mısır’da da tesis kurdu, Hindistan yatırımına ise devam ediyor. Elvan, hızlı büyüyen ve stratejik açıdan önemli olan ülkelerde ülke ofisi açıyor. Haziran 2016 itibariyle 5 ülkede müdürlük açılmış durumda: Romanya, Irak, Mısır, Güney Afrika ve Suudi Arabistan…



restaurant 68 hotel & hi-tech

iş’te kadın

Başarısında ‘motivasyon’ var!

“Hava yolu alanından turizm camiasına girişim 1988... Ve benim o dönem hava yoluna adım atmaktaki tek motivasyonum, Paris’te film seyretmekti.” Fotoğraflar: Hakkı Günerkan

H

ava yoluna adım atmaktaki tek motivasyonu Paris’te film seyretmekti. 10. yaşıyla beraber özgürleşen engel tanımaz ruhu ‘sinema aşkına’ kanatlanmak istiyor, öte taraftan bir güç onu profesyonel iş dünyasının zorlu koşullarında dimdik ayakta tutuyordu. Bahar Birinci, çok geçmedi kariyerine Otomarsan’ın ilk kadın grup şefliği unvanını yazdırdı… Ardından Koç Grubu’na bağlı Ram Dış Ticaret’te Avrupa Bölümü Satış Koordinatörü olarak yükseldi. Ne var ki bir gün bir rüzgar esti, yine ruhu kanatlandı. Bu defa Uluslararası Ticaret alanındaki 14 yıllık başarı ve deneyimlerini gerisinde bırakarak ‘sil baştan havacılık’ dedi. British Airways ve ardından Emirates Havayolu ile başarısını gün be gün katlayarak artıran Birinci, belki Paris’te bir tek gün bile film izleyemedi ama özgürce kanatlandığı her ülke her şehirden bir avuç dolusu mutluluk ve güzel anılarıyla döndü… 1988 yılından bu yana turizm sektörüne hava yolu hizmetlerinin yanı sıra sivil toplum çalışmalarıyla da değer katmaya devam eden Bahar Birinci’nin bu cesaret ve başarı dolu kariyer öyküsü en samimi ifadeleriyle sizlerle…

Bahar Hanım, turizm-havacılık sektörüyle ilk nasıl tanıştınız? Bir hayalle mi başladı bu yolculuk, anlatır mısınız?

Bir hayal olarak başlamadı. 1970’li yıllarda turizm zaten bir sektör olarak piyasada yoktu. Ben Üsküdar Amerikan Kız Lisesi mezunuyum. İlk çalışma hayatıma okulu bitirdikten sonra başladım. Üniversiteyi ne üzerine okumalıydım bilmiyordum. Dolayısıyla bir an önce çalışıp para kazanarak özgürlüğümü elde etmek istedim. Ben 10 yaşımdan itibaren ailemden uzakta yatılı okudum. O zaman da belli bir özgürlüğe kavuşuyorsunuz. Sonrasında da onu devam ettirebildim. Ailem İstanbul dışında yaşıyordu, ben burada bir ev tuttum ve çalışmaya başladım. Bir taraftan da Amerikan Lisan ve Sanat Dershanesi’nden bir senelik ofis idaresi dersleri aldım. Okul bittikten sonra Volvo Penta’nın ISVEC IRTIBAT ofisinde çalıştım. Devamında Otomarsan’a girerek 11 sene boyunca ihracat yaptım. Yani benim iş hayatına asıl başlangıcım, Uluslararası Ticaret olmuştur. İhracatın en popüler olduğu 80’li yıllardan bahsediyorum. Hazine’nin bir cent’e bile muhtaç olduğu zorlu dönemler…


“Otomarsan’ın ilk Kadın Grup Şefi oldum”

Biz o zaman Otomarsan’da Türkiye’de üretilen otobüsleri Ortadoğu ve Mısır’a ihraç ediyorduk. Tabii şimdiki gibi hızlı haberleşme, iletişim olanakları yoktu. Hatırladığım, tek bir faks bir de fotokopi makinesi vardı. Teklifi bile daktiloda yazıp, postaya veriyor, cevap bekliyorduk. Teleksle bile tanışmamız ise daha sonradır, Otomarsan, ihracatçılar için bir okul gibiydi. Benim için de çok özel bir yerdir. Orada geçirdiğim 11 senede satış, pazarlama ve ihracat bölümlerinde çeşitli görevler üstlendiğim gibi aynı zamanda şirketin ilk kadın grup şefi unvanına da sahip oldum. O dönemde Ram Dış Ticaret, Penta Dış Ticaret gibi ihracat şirketleri kurulmuştu. İçlerinde en büyüğü de Koç Grubu’na ait olan Ram’dı. Aramızdan bazı arkadaşlarımız Ram’a geçince benim de çalışmamı istediler, ben de geçtim. Bir sene boyunca Avrupa Bölgesinde Satış Koordinatörü olarak çalıştım.

“Tek motivasyonum, Paris’te film seyretmekti”

Ama şöyle de bir durum vardı; ben daha Otomarsan’dayken ihracat bölümünde çalışan bir arkadaşım vardı. Onun eşi de Pan Amerikan’da çalışıyordu. Bildiğiniz Türkiye’ye film gelmediği dönemler, çok sayıda video kulüpleri var ama sinema salonları yok denecek kadar az… Olanlar da kapanıyor. Ben de çok fazla film düşkünüyüm. Sedat’ın eşi de benim gibi film meraklısı, aramızda aldığımız filmleri takas ediyoruz. Ama tabii onlar neredeyse ayda bir kere pas biletlerini kullanıp, Paris’e film seyretmeye gidiyorlar. Nasıl bir lüks ve ben nasıl özeniyorum, anlatamam. Hayatta bir motivasyonunuzun olması lazım öyle değil mi? İşte benim de tek motivasyonum, Paris’e gidip film seyretmekti. Hatta o dönem Sedat’a Pan Amerikan’da bir pozisyon açığı olması halinde çalışabileceğimi söylemiştim.

Üstelik ihracat kanalında bu kadar ciddi bir kariyer sahibi olmuşken?

Öyle… Mantıken de devam ettirmem lazımdı. Hatta yine o aralar British Airways’de bir alım oldu ama ben Otomarsan’dan ayrılmak istemediğim için o işi başka birine pasladım. Ardından British Airways satış temsilcisi arıyordu. Ne tesadüftü ki, Üsküdar Amerikan Kız Lisesi’nden bir arkadaşım hava yolu şirketine insan kaynakları hizmeti sağlayan bir firmanın başındaydı.Arkadaşım, bu işin tam da bana göre olduğunu söyleyerek zorla müracaat ettirdi. Benim tabii hiç hava yolu tecrübem yok… Fakat çok meraklı olduğum için altı ayda her şeyi öğrendim. Bununla beraber Oxford Brooks Üniversitesi’nde İşletme ve Yöneticilik eğitimi alarak yüksek öğrenimimi de o dönem tamamladım.

Özetle, uluslararasi ticaretten ve ihracattan gelip havayolu bacağından turizm camiasına girişim 1988 ve benim tek motivasyonum, Paris’e gidip film seyretmek…

British Airways’den sonraki süreç nasıl devam etti? Emirates Havayolu ile nasıl tanıştınız peki?

British Airways’de beş sene çalıştıktan sonra Emirates’in Turkiye Müdürü görevden ayrıldı. Hatta altı ay kadar müdür aradıklarını biliyorum, ki ben bir başvuruda bulunmadım. Nesini bulunayım, daha hepi topu beş senelik hava yolu tecrübem var, o da sadece satış alanında. Bir an geldi, çok canım sıkıldı. Ünlü bir turizmci arkadaşımla konuşuyorum. Emirates’te benim de ilk patronum olan yöneticiyi aradı, mülakata çağrıldım. 15 gün sonra beni aradılar. Atina’da buluştuk, anlastik ve başladım.

Sizin motivasyonunuz Paris’te film seyretmekti de, sadece beş yıllık bir hava yolu çalışanını yönetici sıfatıyla işe almak için onların en büyük motivasyonları neydi dersiniz?

Bildiklerimi çok iyi biliyordum, bilmediğimde de “ben bunu bilmiyorum ama öğrenmem lazım” diyordum. Bu insanın bir ışığıdır. Ne kadar istiyorsun, ne kadar heveslisin? Hiç unutmuyorum, mülakat esnasında onlara piyasada çok iyi bir ismimin olduğunu ve bunu da herkese sorabileceklerini söyledim. “Beni ismen değil ama başarılarımı sorabilirsiniz” dedim. Bu defa bana “Ama seninle bir kumar oynuyoruz” dediklerinde “Benim kumarım daha büyük. Eğer başarısız olursam Türkiye’deki adımın lekelenmesini ister miyim” diye cevap verdim. Mutlaka başarmak zorundaydım zaten… Mülakatta komik bir hikaye de oldu. Görüşmede o dönemin Emirates Ticaret Direktörü ve personel müdürü vardı. İçlerinden personel müdürü bey, “Yalnız Türkiye erkek egemen bir toplum. Bir kadın müdür olarak orada başarabilecek misiniz?”diye sordu. Kendisi İngiliz bu arada. O sıralar Tansu Çiller de Başbakan. Dedim ki, “Kısmen haklısınız. Ama Türkiye aslında kadın egemen bir toplum. Şu anda başbakanımızın bir kadın olduğunu biliyorsunuz herhalde.”Sonuç itibari ile 1993 yılında Emirates Türkiye Genel Müdürü olarak işe başladım. O süreçte bana Dubai’yi teklif ettiler ama şartlar dolayısıyla gitmedim. 1996’da Fransa’yı toparlamak için gittim, altı ay kaldım. Çok keyifliydi ama Türkiye’deki bağlarımdan kopmak istemediğim için ülkeme geri döndüm. Daha sonra Romanya ve Bulgaristan’ın da sorumluluğunu verdiler. Hatta Moldova da dahil… 23 senedir Emirates’teyim.


restaurant 70 hotel & hi-tech

iş’te kadın

İlk çalışma hayatına bağımsız olma fikriyle atıldığınızı söylediniz. Bu geçen süreçte özgür olmayı ne kadar başardınız dersiniz?

Özgür oldum. Şöyle, ben hala inandığım şeyi inandığım şekilde yaparım. Dışarıdan baslangicta tereddud edenler olsa da istediğim her şeyi özgürce yapabildim. Tabii onu da belli sınırlar içinde yapabiliyorsunuz. Bu özelliklerimle British Airways’de çok iyi bir isim yaptım. Üstelik hiçbir tecrübem olmamasına rağmen…

Merak ediyorum, bu arada Paris’te film izleyebildiniz mi?

O motivasyonumdu. Ama çok enteresan, British Airways’e 1988’de girdim. İlk Paris’e gidişim ise 1996’dır. Görevli olarak gönderdiler. Fransa’ya ancak sekiz senenin sonunda gidebildim. O arada Ram’da çalışırken toplantı için Nice’e gittim, pek çok yer gezdim, gördüm ama bir türlü Paris’e gidemedim. Onun da sebebi şuydu, kocam “Paris’te bir kış geçireceğim” diye tutturmuştu, o yüzden erteledim hep. Altı aylık süre için göreve gittiğimde de izleyemedim, onun öncesinde kız arkadaşlarımla bir hafta sonunda altını üstüne getirdiğimiz Paris seyahatimizde de… Belki film seyretmedim ama o şehirden çok keyif aldım .

Peki başka nelerden keyif alırsınız? Biraz da sizden, yaşam felsefenizden, özel zevklerinizden bahsedebilir miyiz?

Ben son derece titiz bir insanım. Her işi zamanında yapan, yapılmasını da isteyen, planlı biriyim. İyi bir iş takipçisiyimdir, altı ay sonra olacak derlerse 6 ay sonra sorarim. Bir de sanat yanım çok kuvvetlidir. Kalemim, yazma stilim çok iyidir. Müzik tarafım güçlüdür. Dört sene şan eğitimi aldım, klasik batı müziğiyle ilgileniyorum. Bunların dışında çok iyi fotoğraf çekerim, kitap okumayı, sinemayı ve televizyon seyretmeyi severim. Talepkarımdır ama çok da adilimdir. Hiçbir şekilde şahsi husumetle işi birbirine karıştırmam. Zaten husumet duymamaya da gayret gösteririm. Bilirim ki husumet insanın kendisini de rahatsız eder. Ben 23 senedir havacılık sektöründe görev yapıyorum. Bu arada kendimi ve ilgi alanlarımı da devamlı yenilemeye gayret ediyorum. Bu neden önemli? Çünkü insan aynı şirkette çalışmaktan sıkılır. Ama tabii bu arada şirket büyüyor, siz de bir şekilde ona ayak uyduruyorsunuz.

Peki SKAL İstanbul Kulübü’nde neler oluyor, biraz da dernek çalışmalarınızdan söz eder misiniz?

Benim başkanlığım maalesef kötü bir döneme rast geldi. 2015 yılından itibaren turizm sektelemeye başlamıştı. 2016, çok daha feci oldu. Dolayısıyla biz dernek olarak hem sponsor bulmakta hem de üye aidatlarımızı toplamakta sıkıntı yaşıyoruz. Çünkü turizmci, söyledikleri gibi mecburi tatilde... Moraller de bozuk tabii. Her bir olayda da ileriye


SKAL, bir dostluk kulübüdür. Olağan buluşmalarımızı da bu güzel dostluktan beslenmek için yapıyoruz. İşi gücü unutup, o keyfi tatmak için bir araya geliyoruz.

yönelik projeksiyonlar sarsılmaya başladı. Uzun sure herkes inkar döneminde, kabullenmeye geçemedi. Kabullenme ve umutsuz kalma, ikisi bir arada 15 Temmuz akabinde geldi. İnsanlar umutsuz kaldıkları için şu anda kabullendiler maalesef ve bence paralize olmuş durumdalar. Turizmin dışında diğer sektörlerde de bu krizin etkileri var ama tam olarak ortaya çıkmış değil. Side’de 800 tesisin kapanması ne demek? Gerisini siz düşünün…

Turizmde tablo bu. Ama elbette sektör adına yatırımlar, projeler bitmeyecek. Sizin Skal İstanbul’un yeni dönemi için paylaşmak istediğiniz projeleriniz var mı? Ben adaylık konuşmamda da dile getirmiştim zaten; SKAL, bir dostluk kulübüdür. Olağan buluşmalarımızı da bu güzel dostluktan beslenmek için gerçekleştiriyoruz. İşi gücü unutup, o keyfi tatmak için birlikteyiz. Bu sene kulübümüzün 60. yılı. Bu özel yıl dolayısıyla bir kutlama yapmak isteğindeyiz. Onun haricinde paylaşmak istediğim bir başka projem daha var. Biliyorsunuz, dünyada TED adında uluslararası bir organizasyon var. “Yayılması faydalı olan fikirler” adlı bu organizasyonda insanlar 18 dakika boyunca konuşuyorlar. Bu etkinliği Türkiye’de ilk defa Ali Üstündağ TED-X olarak bir süredir devam ettiriyor. Ben de her sene iki günümü bu organizasyona ayırıyorum. Oldukça motive edici. Hatta 2016-2017 dönemi için oradan birkaç konuşmacı seçtim. Bundan önce Marriott Hotel Şişli’de gerçekleştirdiğimiz ikinci yemeğimizde Kahkaha Yogacısı Aydan Hanım’ı da getirmiştik. O gün Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü de aramızdaydı, o da büyük bir keyifle katıldı.

Son olarak bundan sonraki motivasyonlarınızı da öğrenebilir miyiz? Gelecek planlarınızda neler var?

Ben seyahat etmeyi çok seviyorum. Ancak bu çalışma koşulları içerisinde bir ay iznin ötesine geçemiyorsunuz. Onu da tek parça halinde kullanmanız mümkün değil. İstiyorum ki, seyahat ettiğim yerden dönüş tarihim belli olmasın… Bir yere gideyim ama takvimsiz bir süreliğine de orada yaşayabileyim… Bu hayalime ancak emekliye ayrıldıktan sonra kavuşabileceğimi gayet de iyi biliyorum ama hayali bile güzel…


restaurant 72 hotel & hi-tech

gastro etkinlik

Fotoğraflar: Ümit Başer Alkaç

Aşçıların anavatanı ‘ilçe Mengen’ 56 ilin mutfağıyla ‘ulusallaştı’ Aşçıların anavatanı Mengen, TAŞFED, TAŞKAPON, TAFED, ASOMDER, MAF ve Mengen Aşçılık ve Turizm Derneği’nin desteklediği Mengen Aşçılık ve Turizm Festivali’nin 31. sini 3-4 Eylül tarihleri arasında 56 ilin aşçı derneklerinin katılımıyla gerçekleştirdi.

U

luslararası Mengen Aşçılık ve Turizm Festivali’nin 31. si 3-4 Eylül tarihleri arasında Bolu Mengen’de gerçekleşti. Mengen Belediye Başkanı Turhan Bulut’un ev sahipliği yaptığı festivale Bolu Vali Yardımcısı Ayhan Kartlı, İlçe Kaymakamı Yavuz Akyol, CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan katıldı. Başbakanlık Tanıtma Fonu, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nin yanı sıra Türkiye Aşçılar ve Şefler Federasyonu (TAŞFED) Başkanı Yalçın Manav, Mengen Aşçılar Federasyonu (MAF) Başkanı Melik Altundağ, Tüm Aşçılar ve Pastacılar Konfederasyonu (TAŞKAPON) Başkanı Gökhan Tufan, Türkiye Aşçılar Federasyonu (TAFED) Genel Sekreteri Hüseyin Yılmaz’ın da katılımıyla gerçekleşen festivalde 56 ilin aşçı dernekleri, 56 stantta

yerel mutfak kültürlerini tanıtarak, 56 bin porsiyon yemeği katılımcılara sundular. Festivalde TAŞFED, TAŞKAPON, TAFED, ASOMDER, MAF ve Mengen Aşçılık ve Turizm Derneği organizasyonuyla farklı kategorilerde yemek yarışmaları düzenlendi. Festival alanına Türkiye Aşçılar ve Şefler Federasyonu (TAŞFED)’in iki boyunca süren yemek yarışmaları damga vurdu. İlk kez Büyük Önder Atatürk’ün doğumunun 100. Yılı etkinliklerinden biri olarak 1981’de düzenlenmeye başlayan ve her yıl geleneksel olarak devam eden Aşçılar Festivali’ne Mengen halkının ilgisi de büyük oldu. Festival alanından gün boyu müzik yayının yapıldığı etkinlikte, Edip Akbayram ve Simge konserleri de Mengen halkına ve katılımcılara keyifli saatler yaşattı.


Dünyanın en büyük aşçılık heykeli Mengen’e dikildi

Türkiye’de yerel mutfakların tanıtımına ana tema olarak yer veren festivalin en coşkulu anlarından biri de, dünyanın en büyük Aşçılık Heykeli’nin açılış töreni oldu. 3 Eylül Cumartesi günü yoğun bir katılımla gerçekleşen törende bir konuşma yapan Mengen Belediye Başkanı Turhan Bulut, “Bugünkü törenimizin ilk bölümünde açılışını yaptığımız dünyanın en büyük aşçılık heykelinin festivalin değişmez adresi, aşçıların başkenti, aşçılar diyarı Mengen’imize dikilmiş olmasıyla da anılacaktır. Topkapı Sarayı’nın ilk Türk aşçısı Mengenli Yakup Usta anısına dikilen heykelimiz hem aşçılığa ve aşçılara verdiğimiz önemin hem de Mengen’imizin bir simgesi olacağına inanıyoruz” diye konuştu. 15.5 metre yüksekliği ile dünyanın en büyük aşçılık heykeli özelliğini taşıyan Mengen’in simge anıtı, Türkiye’de Artvin ve Ankara’dan sonra üçüncü büyük heykel olma özelliği taşıyor.

Bulut: “Bu, ilçemiz için bir gurur kaynağıdır”

Heykel açılışı ve aşçıların festival alanına yaptıkları görkemli kortej yürüyüşünün ardından gerçekleşen açılış töreni ise saygı duruşu, İstiklal Marşı ve halkoyunları gösterilerinin ardından açılış konuşmaları ile devam etti. Festivalin açılış konuşmasını yapan Mengen Belediye Başkanı Turhan Bulut, “İlk festivalden bugüne kadar tüm etkinliklerde hemşerilerimizle beraber olduk. Bu festivalimiz ilçemiz için bir övünç, bir gurur kaynağıdır. Mengen gibi küçük bir ilçede festivalimizin bugünlere gelmesine katkıda bulunan, aramızdan ayrılan tüm üstatlarımıza, tüm Mengen severlere, tüm aşçılarımıza, dostlarımıza teşekkür ediyorum. Yıllardır özveriyle, Mengen adıyla ve markasıyla bütünleşen bu etkinliğimize sahip çıktılar, sahip çıkmaya da devam ediyorlar. Bugüne kadar düzenlediğimiz festivaller aşçılarımıza, aşçılık eğitimine, turizme, sanat ve kültürümüze önemli kazanımlar sağlamıştır” dedi.

kararlığımızı sizlerle paylaşıyoruz. Bundan bir süre önce ilk adımımızı atmış ve kardeş kentimiz Almanya Mengen şehrimizle kurduğumuz bağlarla 32. festivalimize Almanya’dan büyük bir destek alacağımızın sözünü almış durumdayız.”

Manav: “Bizi parçalamak isteyenler 15 Temmuz’da

yapamadıkları gibi aşçılarımızı da parçalayamayacaklar” Mengen Aşçılık Festivali’nin açılış törenine TAŞFED Başkanı Yalçın Manav’ın yaptığı konuşma damga vurdu. “Mengen’de olduğum için çok mutluyum” sözleriyle konuşmasına başlayan Manav, “Mengenliler için, aşçılarımız, şeflerimiz için buradayız. 200’ün üzerinde aşçımızla festivale destek vermeye geldik. Her zaman Mengen ve aşçılarının yanında olacağız. Tüm Türkiye’deki aşçılarımızın yanında olacağız. Birlik ve beraberlik içinde olmamızı rica ediyorum. Neden? Bölünmezsek, el ele verirsek, dünyaya Mengen mutfağını da tanıtmış oluruz. Aşçılarımızı da tanıtmış oluruz. Hepimiz kardeşimiz, hepimiz birbirimize saygı ve sevgi göstermek zorundayız. Bizi parçalamak isteyenler 15 Temmuz’da yapamadıkları gibi aşçılarımızı da parçalayamayacaklardır. Ben bu sektöre 1992’den beri emek veriyorum çünkü onu hak ediyorlar.”

“Aşçıya kız veremeyenler, şimdi birbirleriyle yarışıyor”

Atatürk, Bursa Çelik Palace’a gittiğinde övgüyle şunu söylüyor: ‘Aşçılık çok önemli bir meslektir. Değerini bilin, mutfağımızın gelişimini sağlayın.’ Aşçılık çok büyük, çok popüler bir meslek. Benim çocukluğum Malatya’da geçti. Bizim mahallede bir aşçıya bir kız verdiler diye 10 hane konuşmazdı. Sordum niçin dedim, ‘Aşçılığı meslekten saymadığımız için küstük, konuşmuyoruz’ dediler. Şimdi kızlarını aşçılara vermek için herkes yarış ediyor” şeklinde konuştu.

Tufan: “Mengen Festivali’ne değer katmak için buradayız”

“Festivali uluslararası boyuta taşımaya kararlıyız”

31. si gerçekleşen festivalin diğerlerinden farklı olduğunun altını çizen Bulut, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu festival bir başka. 56 kentimizin mutfağının özgün lezzetlerini buluşturmasıyla ulusal boyutun zirveye çıktığı bir festival olacak. Etkinliğin ulusal boyuttaki bu zirvesinden sonra uluslararası boyuta taşımaya azimli ve kararlıyız. 32. festivalimizi bu doğrultuda uluslararası boyuta taşıma

Tüm Aşçılar ve Pastacılar Konfederasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Tufan yaptığı konuşmada, “Bugün Mengen’de Türkiye’de konfederasyonumuza bağlı yedi bölgesel federasyon ve bunlara bağlı 56 il derneğimizle geldik ve onların kendilerine ait yöresel yemeklerimizi bu festivalde sergileyeceğiz. Bizim amacımız, Mengen Festivali’ne daha fazla değer katmak, ulusal bazda ciddi bir canlılık getirmek ve devamında uluslararası düzeyde iyi bir yere taşımak. Bunun için de gerçekten ciddi bir emek verdiğimizi düşünüyoruz” dedi.


restaurant 74 hotel & hi-tech

gastro etkinlik

Festivale TAŞFED’in yemek yarışmaları damga vurdu

Festivalde TAŞFED, TAŞKAPON, TAFED, ASOMDER, MAF ve Mengen Aşçılık ve Turizm Derneği organizasyonuyla farklı kategorilerde yemek yarışmaları düzenlendi. Festival alanına Türkiye Aşçılar ve Şefler Federasyonu (TAŞFED)’in iki boyunca süren yemek yarışmaları damga vurdu. Ustalar, Engelliler ve Gençler kategorilerinde gerçekleşen yarışmalarda Türkiye’nin yöresel malzemelerini ve yemeklerini ortaya çıkarmak, klasikleşmiş yemekleri de modern sunumlarla dünyaya tanıtmak amaçlandı. Organizasyon sırasında Kutadgu Bilig’in kitabından alıntı yaparak festival ve aşçılığın önemi hakkında açıklamalarda bulunan TAŞFED Başkanı Yalçın Manav şunları söyledi: “Kutadgu Bilig’in kitapları var. Orada da aşçılardan bahsediliyor. Diyor ki, ‘Efendinin aşçısı ahlaklı, düzgün, yaratıcı, güvenilir olmalı.’ İşte aşçılık bu kadar büyük ve itibarlı bir meslek. Çeşnicibaşı ikinci sırada kalıyor. Ama gelin görün ki, onların hepsi gelmiş geçmiş, bir tek Mengen kalmış.”

Yarışması yaptığımızda o zaman dışarıdan geleceklerdir. Ama Mengen’de kurtuluş şu: tencere yemeklerinin yanında sunum yapmaları. Çünkü Mengen tencere yemekleriyle meşhurdur. Onlar da kolay değildir. Gidin Avrupa’da tencere yemeği deniyor; patates haşlamış, eti de koymuş. Bir de onların çorbaları var, başka bir şey yok. Ama burada zengin bir çeşitlilik var. O yüzden saraydalar. Bir de en iyileri seçilip götürülüyor. Aşçılık mesleği Mengen’de başlamış, burada gelişerek bir yerlere transfer ediyorsunuz. Sarayda da aynı şekilde. Ama diğer yerlerde; Kastamonu’da, Malatya’da, Diyarbakır’da, Urfa’da transfer diye bir şey yok. İçe dönmüşler. Gidin Urfa’da kebap var, lahmacun var. 52 tane yemeği var ve hiçbirini yapmıyorlar. Urfa da UNESCO’ya girerdi.

“Bu yıl festivali ilk defa konaklamalı yapıyoruz”

Mengen Aşçılık Festivali’nin bu yıl yeniliklerle geldiğini altını

“Belediye yaptı, 15 aile katıldı; ben yaptım 401 aile katıldı”

Melik Bey (Altuntaş) benim kardeşim, aşçılıktan önce kardeşim. Sonra Mengenli… Mengen Belediye Başkanı Turhan Bulut’u ben öncesinde de tanıyordum. Ne kadar iyi etti ki, Mengen Aşçılar Federasyonu’nu kurdu. Çünkü bazı şeyler ortada kalıyordu. Bir de bazı yanlışlıklar oluyordu. Şimdiye kadar yarışmalarda kadınların evde yaptıkları yemekler sergileniyordu. Bizim 20 dernekten en az 18 tanesi de bunu yapıyor. Evde yapın, getirin, jüriler değerlendirsin diye. Ödüllendiriliyorlardı da. Ben Malatyalıyım. Belediye yaptığında 15 aile katılmıştı. Ben yaptım, 401 aile katıldı. O dönem televizyonda da şunu söylemiştim: ‘Eğer çok özeniyorsanız misafire yaptığınız yemeği getirin. Özenmiyorsanız kocanıza, çocuklarınıza yaptığınız yemeği getirin. Ama yine de katılın, çekinmeyin, gelin.’ Öyle yemekler çıktı ki, ben Malatyalı olduğum halde Ayva Yaprağı Sarmasını bilmiyordum. Öyle bir aroması var ki, hayretler içinde kaldım.

“Mengen tencere yemekleriyle kurtulur”

1. Mengel Ulusal Yemek Yarışması’nda iki gün boyunca toplamda 120 kişi, sekiz ayrı kategoride yarışacak. Ulusal diyoruz ama belki yakın zamanda burada İstanbul’da yaptığımızın bir örneği Mengen Uluslararası Yemek

çizen Yalçın Manav, bu yıl festivali ilk kez konaklamalı hale getirdiklerini belirterek, “Bu bir aşçılar buluşması bence. Şimdiye kadar konaklama yoktu. Gelen geliyordu, neden? Annesi, babası, akrabaları var, yarışmalara gelip sonra oralarda kalıyordu. Bu festivalde yüzde 80’i Mengenli aşçılar buraya geliyorlardı. Memleketi için, buluşmak için geliyordu. Ya da akşamında geri dönüyorlardı. Konaklama olmadığı için tabii. Bu sene ilk defa burada yurtlar ve pansiyonlarla


2 ya da 3 gün konaklama var. Öğrenciler, şefler, gençler ve basın mensupları olarak. Onun için 1. Uluslararası yarışma iki gün ve festivalin içinde ulusal yarışma yapılıyor. İkincisi de, üçüncüsü de yapılacaktır. Uluslararasına da çevireceğiz. Çünkü hak ediyor” diye konuştu.

Ay: “Meslektaşlarımızla birlik ve beraberlik duygularını pekiştirdiğimiz başarılı bir organizasyona imza attık”

İlçede Bolu ve Mengen yemekleri adına hatırı sayılır bir yer olmaması üzücüdür. Bu eleştirimi okuyan meslektaşlarım bana lütfen sitem etmesinler. Eminim bunu kendileri de görüyorlardır. Umarım benim bu düşüncelerim bir özeleştiri olarak kabul edilir ve festivalin aslında Bolu -Mengen yemek kültürünü daha yukarılara taşınması açısından vesile olması gerektiği görülür.

Yemek yarışmaları esnasında bir araya geldiğimiz Türkiye Aşçılar ve Şefler Federasyonu Başkan Yardımcısı ve jüri başkanı Turgut Ay ise festival hakkındaki düşüncelerini şöyle paylaştı:“Mengen ilçesi ülkemizde aşçılığın başkenti olarak

“Festivalin başarısına katkı sunmaya ve bütün meslektaşlarımızla birlik olmaya geldik ”

bilinir. Aslında bana göre bu yıla kadar sadece Mengenli aşçıların festivali olan bu eşsiz organizasyon, Türkiye’nin her kesiminden ve yöresinden gelen meslektaşlarımızla bundan sonra gerçekten bütün aşçılarımızın ilçesi ve festivali haline gelmiştir. Ayrıca açılışını yaptığımız dünyanın en büyük Aşçılık Heykeli de mesleğimizin bir simgesi olmuştur. Başta Mengen Belediyesi ve Mengen Aşçılar Federasyonu olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

da katılabildikleri kategorilerde yarışmalar düzenleyerek, Bolu yemek kültüründe gizli kalmış ve popüler olan yemekleri hep birlikte bu yarışma sayesinde tekrardan hatırladık. Diğer illerden gelen meslektaşlarımızla fikir alı verişinde bulunarak bu yemeklerin modern sunumlarla otel ve restoranlardaki menülerimize entegrasyonu konusunda fikir birliğine vardık.”

“Dernekler ve federasyonlar meslektaşlarımızı birleştirme konusunda eksikler”

TAŞFED olarak festivale ilk defa katılıyoruz. Bunun sebeblerinden bir tanesi, birlik beraberlik adına kurduğumuz dernek ve federasyonlarımızın aslında bizleri tam tersine birbirimizden ayırmış, kategorize etmiş ve birlikte hiç şey yapamaz haline getirmiş olmasıdır. Türkiye’nin en büyük ve en eski aşçılar federasyonu olarak bu değerli organizasyona daha önce davet edilmediğimizin altını çizmek istiyorum. Bu tip organizasyonlar birilerinin tekelinde olmamalı. Çünkü bu organizasyonların yerelden uluslararasına taşınmasını istiyorsak, Mengen Belediyesi’nin yaptığı gibi her kesimden meslektaşlarımız davet edilmeli ve bu çoşku artırılarak paylaşılmalıdır. Bunu başarıp festivali ilçe değil, ülke festivali haline getiren Belediye Başkanımız Turhan Bulut’u ve Mengen Aşçılar Federasyonu Yönetim Kurulunu tebrik ediyorum.

“Mengenli aşçılar Bolu yemekleri konusunda daha başarılı olabilirler ” Mengen bir aşçılık diyarı olmuş. Fakat yemekleri ve restoranları ile sınıfta kalmış bir ilçemizdir. Mengenli meslektaşlarım ne kendi yöresel ürünlerini ne de yemeklerini dünya standartlarına kavuşturamamışlar.

31. Mengen Aşçılar Festivali içinde 2 gün süren bir aşçılık yarışması düzenledik; genç şeflerin, ustaların ve yerel halkın

Altundağ: “Mengen 570 yıllık mutfak geleneğine sahip bir değerdir”

Festivalin Mengen mutfak kültürüne ve bölge turizmine katkıları hakkındaki düşüncelerini de paylaşan Mengen Aşçılar Federasyonu (MAF) Başkanı Melik Altundağ ise, Mengen aşçılık kültürünün babadan oğula geçen bir aşçılık geleneği olduğunu ve içinde 570 yıllık bir geçmişi barındırdığını belirterek şöyle konuştu: “Saraylardaki aşçılar yüzyıllar boyu Mengen’deki aşçılardan oluşmuştur. Bu sarayların ilk Türk şefi, aynı zamanda Fatih Sultan Mehmet’in şefi, Mengenli Yakup Usta’dır. Kendisi Mengen’deki aşçılık kültürünün yolunu açmıştır. Bu kültür dünyanın dört bir yanında halen devam etmektedir. Mengen Aşçılar Federasyonu olarak, 31. Uluslararası Aşçılık ve Turizm Festivalimizde Kültür ve Turizm Bakanlığı, Başbakanlık Tanıtım Fonu ve Mengen Belediyesi’nin katkılarıyla Fatih Sultan Mehmet’in aşçısı olan Yakup Usta’nın anısına ustalara saygı anıtı olarak bir aşçı heykelinin açılışını gerçekleştirdik. Bu anıt, 15 metre yüksekliğiyle dünyanın en büyük heykeli özelliğini taşımaktadır. Bugüne kadar dünyada bunun gibi bir çalışma daha yapılmamıştır. Bakıldığı zaman Amerika’nın bile 370 yıllık bir geçmişi var. Mengen’imizin dediğim gibi 570 yıllık bir geçmişi var. Asırlar boyu Mengenli şefler dünyanın her tarafında yaptıkları çok lezzetli yemeklerle bugüne kadar başarıları sergilemişlerdir.”


restaurant 76 hotel & hi-tech

gastro etkinlik

Gastronomi dünyası Boğaz’ın bu görkemli davetinde buluştu Türkiye’nin gastronomi turizmi alanındaki ilk ve tek sivil toplum kuruluşu Gastronomi Turizmi Derneği, sektörün önde gelen temsilcilerini 11 Ağustos Perşembe akşamı Boğaz’ın eşsiz güzellikte manzarasına sahip Sortie’nin içinde bulunan Etna Steak Restoran’ta bir araya getirdi.

T

ürkiye’nin gastronomi turizmi alanındaki en önemli sivil toplum kuruluşlarından biri olan Gastronomi Turizmi Derneği, gastronomi turizmi’nin önemli temsilcileri, sektör liderleri ve devlet yetkilileri ile önceki akşam Boğaz’ın eşsiz güzellikte manzarasına sahip Sortie’nin içinde bulunan Etna Steak Restoran’da bir araya geldi.

Sektör tam tekmil oradaydı

Gastronomi cenneti olan ülkemizdeki Anadolu ve Osmanlı mutfağının yerli ve yabancı turistlere anlatılmasında önemli bir misyonu üstelenen Gastronomi Turizmi Derneği’nin gerçekleştirdiği davete; dernek üyeleri, yönetim kurulu, turizm ve gastronomi sektöründen önde gelen isimleri ile birlikte İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Nedret Apaydın, İstanbul Turizm Atölyesi Koordinatörü Tülin Ersöz, Türkiye Aşçılar ve Şefler Federasyonu Başkanı Yalçın Manav, Shoppingfest Genel Müdürü Hicran Özbük, TÜBİTAK ve KALDER yöneticileri katıldı.

Boztepe:“ Ürünlerimiz dünyada olmalı ”

Misafirperverliği ve zengin lezzetleri ile dünyaya örnek olan Türk Mutfağı’nın tanıtılması, hak ettiği ilgi ve değeri görmesi için önemli sektör temsilcilerini aynı çatı altında bir araya getiren Gastronomi Turizmi Dermeği Başkanı Gürkan Boztepe, davette yaptığı konuşmada;


“Türk mutfağının zenginliklerini ve ürünlerimizi dünyaya tanıtmak ve markalaşmak için tüm sektörün birlik içinde olması gerekmektedir. Bizim isteğimiz Türk bayrağının sadece Taksim’de dalgalanması değildir. Los Angeles’taki markette yoğurt “Türk yoğurdu” olursa başarılıyız, “Greek Yoghurt” olursa başarısızız. Dernek olarak çok büyük bir yükün altına giriyoruz, desteğe ihtiyacımız var ama başarılı olacağımıza inanıyoruz” dedi. Türk mutfağının dünya markası olması için çalışmaların tüm hızla devam edeceğini ve desteklerini esirgemeyen TÜRSAB başkanı Başaran Ulusoy’a da teşekkür ettiklerini sözlerine ekledi.

Uşaklı: “Gastronomi turizmine destek vermekten mutluyuz”

Buluşmaya ev sahipliği yapan Etna Steak Restoran’ın kurucusu Serdar Uşaklı, “Türk mutfağını yerli ve yabancı turistlere en iyi şekilde anlatmak, sunmak ve hak ettiği itibari görmesi için Gastronomi Turizmi Derneği’nin çalışmalarına bu isin içinde olan profesyoneller olarak

destek vermek ve üzerimize düşeni en iyi şekilde yapabilmek bizlerin de boynun borcudur. Bugün burada lezzet sektöründeki profesyonellerle bir araya gelmek ve birlikten kuvvet doğurmak için bu buluşmaya ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi.

Kuyumcu: “Engelli vatandaşların turizme katacağı katkıyı göz ardı etmeyin”

Dikkat çeken konuşmalardan bir diğeri, Engelsiz Hayat Dayanışma Derneği Başkanı Adem Kuyumcu’ydu. Kuyumcu; “Birçok engelli aslında hepimizle aynı ekonomik düzeyde olmasına rağmen restoranlara ulaşamıyorlar. Restoranlarımızın da bir engelliye nasıl davranılacağını, görme ve işitme engellilere nasıl servis yapılacağını öğrenmeleri gerekiyor. Engellileri de restoranlara, kafelere götürebildiğimiz, turizme katabildiğimiz zaman ülke ekonomisine katacakları gelirin oldukça fazla olduğu anlaşılabilir “ diyerek engellilerin sosyal yaşama dahil olmasında işletmelere düşen sorumlulukları hatırlattı.

İstanbul Turizm Atölyesi Koordinatörü Tülin Ersöz

“Dernek olarak çok büyük bir yükün altına giriyoruz, desteğe ihtiyacımız var ama başarılı olacağımıza inanıyoruz.” İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Nedret Apaydın


restaurant 78 hotel & hi-tech

gastro etkinlik

TAŞFED dünyanın bütün aşçılarını Uluslararası Mutfak Günleri’nde buluşturacak Uluslararası İstanbul Mutfak Günleri,2-5 Şubat 2017 tarihleri arasında Beylikdüzü’nde TÜYAP Kongre ve Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek.

T

ürkiye Aşçılar ve Şefler Federasyonu (TAŞFED) tarafından bu yıl 15. kez organize edilen Uluslararası İstanbul Mutfak Günleri, 2-5 Şubat 2016 tarihleri arasında Beylikdüzü’nde TÜYAP Kongre ve Fuar Merkezi’nde yapılacak. Türkiye’nin en büyük gastronomi yarışması ve festivali olan organizasyon, Dünya Aşçılar Birliği (WACS) işbirliği ile gerçekleştiriliyor. Organizasyonda uluslararası düzeyde gastronomi dünyası ülkemizde ağırlanıyor ve dünyanın gastronomi alanında önde gelen ülkelerinin federasyonları ve dernekleri katılımcı olarak yer alıyor.

TAŞFED Başkanı Yalçın Manav

Genç şeflere uluslararası yarışma olanağı

Türk mutfağının dünya mutfağı ile entegrasyonunda önemli adımlar atılmasını sağlayan festival, dünya lezzetlerini de İstanbul’a taşımayı hedefliyor. Üç yıl önce Dünya Aşçılar Birliği (WACS) tarafından Kıtalararası (Continental) unvanı alan İstanbul Mutfak Günleri, Türkiye’nin genç şeflerine uluslararası düzeyde yarışma olanağı da sağlıyor. Yetmişin üzerinde kategoride yarışacak olan Türkiye’den ve dünyadan şefler, madalya alabilmek için kıyasıya mücadele ediyorlar.


15. International Istanbul Gastronomy Festival Starts on 2017 February 2-5.

I

nternational Istanbul Gastronomy festival which is organized by Cooks and Chefs Federation of Turkey is going to start on 2 – 5 Feb 2016 in Tuyap Convention Center which is located in Beylikduzu. Organization which is the biggest gastronomy festival and competition in Turkey has been performed for 14 years. Organization which is going to happen with the collaboration with WACS, is hosting the gastronomy pioneers in our country at the international level. Intense interest is expected to this festival as much as past years, due to the participation of many important associations and federations around the World. This festival allows taking big steps in the integration of the Turkish cuisine and World cuisine and it is going to introduce the flavors of the World to its followers. Following the past successful organizations, Istanbul Gastronomy Festival gets the title “Continental” which is awarded by WACS, allow young chefs of our country to compete at the international level. Master Chefs from around the World, who has the possibility of sightseeing around Istanbul and competes at the same time, is going to be hosted with colorful events. Festival also contributes to our country in terms of tourism, brings new chefs to the culture of Turkish and World gastronomy and it undertakes a bridge role in order to make known of Turkish cuisine around World.

In recent years, 82 Turkish chefs have qualified to be a jury member

We are going to witness the delirious fighting of Turkish and World chefs who is going to compete over 70 categories in order to gain medals. Special trainings given to Turkish chefs, they are going to be a jury member at the international level. In recent years, 82 Turkish chefs have qualified to be a jury member. COCFED has a massive contribution to the Turkish gastronomy with this major ongoing festival. COCFED trains intern chefs at World standards with its new schools and certification programs around Turkey. Istanbul Gastronomy Festival which generates a huge presentation point in terms of national

and international gastronomy brands located in Turkey provides an opportunity to brands to introduce themselves and increase their popularity in the festival area. Brands which participated to this festival in recent years, have gained acceleration at their presentation point. This year, organization will be happening on a larger and wider area compared to last year and it brings the opportunity of a better presentation for brands.

Manav: “I believe that, we will witness the same kind of supports much more this year, as well”

Yalcin Manav, the president of COCFED, has made a statement about the fact: “Like in recent years, we will do our best to accomplish Turkey’s biggest competition in the field of gastronomy. When we look to past, we made our country to gain acceleration by representing our country in festivals around worldwide and past Istanbul gastronomy festivals in order to introduce our Turkish cuisine. Until today, we made our steps confidently with the support of our local governments, non-governmental organizations and the world of bureaucracy. I believe that, we will witness the same kind of supports much more this year, as well. As we always need moral and material support for this organisation, approximately 2000 competitors and jury members are going to participate. This is a national case. Roads we overcome over past years made the Turkish cuisine and Turkish chefs gain reputition around world. Our goal is to move the Turkish cuisine and Turkish chefs to a point they deserve. And in order to success this; our biggest support is huge contributions from business World for our fight. These contributions are necessary to move forward in gastronomy field for our country. We will approach our goal a little more with our supporters by representing our country with our best, like we did at past years. I would like to thank everyone, every brand and every institution who supported us since past years and who will. On behalf of all associations and as a president of COCFED, I’m inviting our citizens to our festival and i wish to share this enthusiasm all together.


restaurant 80 hotel & hi-tech

gastro etkinlik

Le Cordon Bleu ile ‘Çay Saati Sohbetleri’ne devam Le Cordon Bleu Master Şefi Franck Bruwier ve Şef Tolga Özkaya, “Çay Saati Sohbetleri”nin ikincisinde Esma Sultan Yalısı’nda düzenlenen keyifli bir davetle gastronomi tutkunlarıyla buluştu.

H

er ay bir Le Cordon Bleu Eğitmen Şefi, ünlü bir mezunun ev sahipliğinde, gastronomi ve mutfak sanatları tutkunlarını keyifli ve öğretici sohbetler eşliğinde bir araya getirmeye devam ediyor. Şef Aylin Yazıcıoğlu ve Şef Arnaud Declercq’in konuşmacı olduğu, yoğun ilgi ve katılımla başlayan “Çay Saati Sohbetleri”nin ikincisi; 31 Ağustos Çarşamba günü The Marmara Esma Sultan Yalısı’nda düzenlendi. Le Cordon Bleu Çay Saati Sohbeleri’nin 2.sinde Le Cordon Bleu Master Şefi Franck Bruwier ve The Marmara Collection’ın Executive Şefi Tolga Özkaya eşliğinde “Davetlerde Görsellik ve Sıra dışı Sunumlar” konusu işlendi ve uygun tadımlıklar sunuldu.

Tüysüzoğlu: “İşin sırrı, tüm duyulara hitap edebilmek”

Le Cordon Bleu Türkiye Direktörü Defne Ertan Tüysüzoğlu Çay Saati Sohbetleri 2’nin konuşmasında; gastronominin çok geniş ve herkesi kucaklayan bir alan olduğuna vurgu

yaparak, bu sohbetlerle de bu alana ilgi duyan herkese daha önce pek düşünmedikleri konuları düşündürmek, biraz daha farklı bakış açıları kazandırabilmek ve onların fikirlerini almak istediklerini belirtti. ‘’Davetlerde Görsellik ve Sunumun’’ önemli olduğuna dikkat çeken Tüysüzoğlu,“Sanırım burada gelinen en üst noktalardan biri de 2014 yılında Singapur’da büyük pasta şefi Escriba tarafından hayat bulan Fantasia isimli fuar oldu. Bugün, bu güzel mekanda, mutfak sanatlarında gelinen bu noktadan konuşmak için beraberiz. Elbette şeflerin elinde masallardaki gibi sihirli değnekleri yok, o nedenle bu muhteşem sunumlara ulaşmanın yolu temel teknikleri öğrenmekten başlayıp ardından özveri göstererek, ancak çok çalışmak ile olduğunu unutmamak gerekiyor. İşin sırrı ise sadece görsellikte kaybolmadan lezzetin önemini de unutmayarak bu tecrübenin tüm duyulara hitabe edebilmesini sağlamak.” Diye konuştu.


Tolga Özkaya kimdir? 1980 Bolu Mengen doğumlu Tolga Özkaya, Anadolu Aşçılık Meslek Lisesi’nden 1998 yılında mezun oldu. Yurt içi ve yurt dışında farklı çikolata şeker üzerine eğitimler de alan Özkaya, 2006 yılında The Marmara Taksim otelinde Pastry Chef ve Sous Chef olarak çalışmaya başladı. Aşçılar Milli Takımı bünyesinde birçok ülkede yarışmalara katılarak dereceler kazandı. 2013 yılında Le Cordon Bleu’dan Diplome de Cuisine belgesini alan Özkaya, 2014 yılından beri The Marmara Taksim Oteli ve Esma Sultan Yalısı Executive Chef’i.

Bruwier: “Bizler mükemmeliyete ulaşmaya saplantı haline getirmiş zanaatkarlarız”

“Davetlerde Görsellik ve Sıra dışı Sunumların” ana tema olduğu sohbette Le Cordon Bleu Master Şefi Franck Bruwier “Sanatı her yönü ile içeren tek form mutfak sanatlarıdır. Çünkü beş duyuya da hitap eder. Biz Aşçılar sanatçı ve zanaatkar arasında bir yerdeyiz, sanata çok yakın sayılabilecek yemekler üretebiliriz ama diğer yandan da mükemmeliyete ulaşmaya saplantı haline getirmiş zanaatkarlarız. Le Cordon Bleu’de, size mutfak kariyerinizin temellerini öğretiriz böylece siz de özveri ve disiplinle çok çalışarak kendi özgür stilinizi yaratabilirsiniz” dedi.

Özkaya: “Mekânın dokusuna, temasına ve zevklere göre menü yapıyoruz”

The Marmara Collection’ın Executive Şefi Tolga Özkaya ise davetlerde sunuma dikkat çekerek; “Davetlerde mekânın dokusuna, temasına ve misafirlerin zevklerine göre menüyü şekillendiriyoruz. Hazırlanan yemeklerin sunumlarının bu geceye özel şık sunumlar ile sunmayı önemsiyoruz. Lezzetli ve dengeli hazırlanan yemekleri sıra dışı sunumlar ile hazırlayarak misafirlerin hafızalarında unutulmayacak bir görsel ve lezzetli bir tat bırakmayı amaçlıyoruz” dedi.

Franck Bruwier kimdir? Şef Franck Bruwier, 1993 yılında California Cafe ve Left Bank restoranlarında chef de partie, 1996-2001 yılları arasında Paris’te bulunan 3 Michelin yıldızlı Lucas Carton restoranında sous chef, 2002-2003 yıllarında Mexico City’de Champs Elysees restoranında baş aşçı, 2004 yılında Londra’daki Le Souffle restoranında baş aşçı ve 2005-2006 yıllarında ünlü aşçı Pierre Gagnaire’in yeri Sketch adlı restoranda baş aşçı olarak görev yaptı. 2010-2011 yılları arasında ise Güney Kore’de bir Le Cordon Bleu restoranı olan Signatures’da yönetici şef olarak çalıştı. 2011 yılı ile 2013 yılı sonuna kadar Le Cordon Bleu’nun Malezya’daki mutfak sanatları okulunda, okulun operasyonundan ve mutfak programlarından sorumlu yönetici şef olarak çalıştı. Şef Franck 2014 yılında Le Cordon Bleu İstanbul ailesine katıldı.


restaurant 82 hotel & hi-tech

şef’in gözünden

Tatlıya Sevdalı Harun Gümüş Bulvar Pastanesi’nde ilk damak tadımı keşfettiğim tatlı ‘kisses’ adlı pasta oldu. Yaban mersini ve çikolata karışımı yediğim o tatlıyı hiç unutamam çünkü benim için bir milattır.”

Fotoğraflar: Ümit Başer Alkaç

O

nun tatlı öyküsü 12 yaşında bir çocukken yolunun üzerindeki bir pastaneden burnuna salınan kek, pandispanya kokuları ile başladı… En büyük hayali pastacılık olan küçük bir çocuk için lezzetin kokusuyla bütünleştiği o sihirli anlar unutulmazdı... O kadar ki fırından yeni çıkmış tazecik ekmekleri, kurabiyeleri poşetine atarken bile heyecan doluydu, en az imalat odasındaki ustaları büyük bir heves ve iştahla seyre daldığı ömürlük dakikaları gibi… Hani su akar yolunu bulur ya, çok geçmedi ki onun da düşleri yolunu buldu; o çok merak ettiği büyülü dünyaya çocuk yaşlarda merhaba diyebilecek kadar şanslıydı. İlk zamanlar sadece hafta sonları tuttu çalıştığı pastanenin

yolunu. Kah kendisine ikram edilen kekleri afiyetle yedi kah mutfaktaki ustaları büyük bir şevk ve hevesle izledi. 16 yaşına basıp da liseyi bitirdiğinde ise pastane sahibinden gelen müthiş bir teklifle gözleri parladı, hiç düşünmeden önlüğünü taktığı gibi birgün kendi sanatını konuşturacağına ‘aşkla’ inandığı en tatlı tabakları yıkamaya koyuldu… Tam altı ay boyunca bıkıp usanmadan yıkadı… Bu sayımızda Çırağan Palace Kempinski’nin genç ve yetenekli Pastry Sous Şefi Harun Gümüş’ün aşkla yeşeren ustalık hikayesine ve Gazebo Restaurant menüsünün en seçkin tatlarına konuğum.


Deneyimli şefle bu tatlı sohbetimize ilk kez yaptığı tatlıyla devam ediyorum. Geçmişe hafif bir tebessümle kısa bir yolculuk yapan Harun Usta, “İlk pandispanya ve krem patisserie yaptım ve o an için yaşadığım muhteşem bir duygudur. Bir de üstüne beceri ve sanatlarına hayranlık duyduğum ustalarımın beğenilerini ekleyin, benim tatlımı vitrine koymalarını… Size nasıl anlatayım, tarif edilemez bir his...”

Aşkla buluşma noktası

Harun Şef hamdı, meslekte yavaş yavaş pişmeye başlayınca farklı arayışlar içinde buluyor kendini. “Daha iyi neresi olabilir” derken Bulvar Pastanesi’nin mutfağına giriyor, dört aylık bir teşriki mesainin ardından ise Çırağan Palace Kempinski’de çalışan bir komşusunun yardımıyla Saray’ın mutfağında buluyor. “Ben şansa çok inanırım” diyerek sözlerine devam eden Gümüş şansı hem işiyle hem de eşiyle 12’den vuranlardan, tabiri caizse. Severek evlendiği eşine bitmeyen aşkı bir yana 20 yılını büyük bir tutku ve heyecanla adadığı Saray pastanesi bir yana, öyle söyleyeyim. Tarihi Saray’ı ‘aşkla buluşma noktası’ olarak tanımlayan deneyimli Pastry Sous Şefi Harun Gümüş için Saray’ın değeri paha biçilmez, onu anlıyorum. Pasta, çikolata ve ekmeğe olan tutkusunun Gazebo’da katlanarak büyüdüğünü dile getiren tatlı ustası, dünyanın dört bir yanından gelen damak severlerle buluştukça mesleğe olan aşkı ve tutkusunun daha da alevlendiğini anlatıyor.

27 tatlı sevdalısından seçkin lezzetler

Öyleyse şeften biraz daha ayrıntı vermesini istiyorum, Saray pastanesini bu denli eşsiz kılan özellikleri neler? Harun Usta anlatmaya devam ediyor: “Burada 27 kişilik bir pastane ekibiyle çalışıyoruz. 5 ekmekçimiz, iki baklavacımız, iki çikolatacımız var, geriye kalan ise pastane bölümü. Ekmek bölümünde sezona uygun ekmekler yapılıyor. Şu an zeytinli ve mozarella peynirli ekmeklerimiz çok meşhur. Yaklaşık 64 çeşit çikolatanın üretime sokulduğu çikolata bölümünde Türk damak tadına ve Saray’a uygun çikolatalar yapıyoruz, üretimi tamamen bize ait. İçlerinde “Sultan Kafası” çikolatasına ilgi çok yoğun. Şekli gibi içeriğindeki Osmanlı baharatları da ayrıca çok beğeniliyor.

Hem yumuşak hem sert

Yaklaşık 64 çeşit çikolatanın üretime sokulduğu çikolata bölümünde Türk damak tadına ve Saray’a uygun çikolatalar yapıyoruz, üretimi tamamen bize ait. İçlerinde Sultan Kafası çikolatasına ilgi çok yoğun.

Tatlı deyince akan sular durur, öyle değil mi? Daha önümüze gelmeden hayali bile damaklarımızı kamaştırmaya yetmez mi ki? Sanırsınız dünyanın tüm güzellikleri bir altın tepside önümüze sunulmuştur. Ya ona hayat veren maharetli eller, bir tatla mutluluk yaşatmayı gönülden kendine borç edinmiş tutkulu yürekler? Bu tatlı yolda Harun Şef’i biraz daha yakından tanımak istiyorum ve soruyorum. “Mutfak ve ötesinde bize biraz daha kendinizden bahseder misiniz?” “Hem yumuşak hem sert biriyim” sözleriyle kendini anlatmaya koyulan Harun


restaurant 84 hotel & hi-tech

şef’in gözünden

“Şu an gerçekten hayal ettiğim yerdeyim diyebilirim. Ama tabii durmak yok. Dünya’nın parmakla gösterilen şeflerinden biri olmak istiyorum.”

Usta, çalışma stili ve mutfak kıstaslarıyla ilgili olarak ise şunları söylüyor: “Ben ürünlerimde reçeteye birebir sadık kalmaya özen gösteririm. Usta ya da çırak hiç fark etmez, bir yanlış varsa uyarmaktan çekinmem. Hatta ikinci kez tekrarlanmaması için elimden geleni yaparım. Ekibimle aram çok iyidir, mutfakta biz bir aile gibiyiz. Pozitif bir insanım. Olumsuzluklardan ders çıkarmasını bilirim ki bunun mutfağa, ekip arkadaşlarıma ve ürünlere olumlu yansıyacağını da bilirim.”

Önce hislerinize dokunacak

Saray ihtişamını yaşatan sunum tabaklarında ağırlıklı Osmanlı meyveleri ve baharatlardan faydalandığını söyleyen yetenekli şefin ilk dilinin tadına vardığı yer neresiydi peki, hatırlıyor mu? “Bulvar Pastanesi’nde ilk damak tadımı keşfettiğim tatlı ‘kisses’ adlı pasta oldu. Yaban mersini ve çikolata karışımı yediğim o tatlıyı hiç unutamam çünkü benim için bir milattır.” diyen usta şef ne o tadın etkisinden kurtulabilmiş ne de ustasıyla arasında geçen diyalogları unutabilmiş... “Hiç unutmuyorum, o gün ustam önüme bir pasta koydu ve ‘bak bakalım bunun içinde ne var’ diye sordu. Dilime takılan ilk tatlar çikolata ve bir miktar da meyve oldu. Tekrar sordu, ‘iyi tat’ dedi. Meğer içinde karanfil de varmış, onu çok sonra çözebildim.” diyen Harun Şef için bir tatlı öncelikle hisse dokunacak… Ya başka? Mutlu edecek… Tıpkı ‘kisses’i ilk tattığında kalbinde hissettiği sonsuz mutluluk gibi sarmalayacak.


Diyabetik, alerjik, çölyak hastalarına özel tatlılar

Çırağan Palace Kempinski pastanesinin bir özelliği de ürün içeriğinde hiçbir şekilde jelatin ve benzeri katkı maddelerine yer verilmemesi. Tamamen sağlıklı ve doğal ürünler tercih ettiklerini anlatan deneyimli şef, “Biz mutfağımızda jelatin yerine sağlık dostu patates, mısır, buğday nişantası, limon ve elma eri ile tatlılarımızı hazırlıyoruz. Pastanemizde ayrıca glütensiz, diyabetik ve alerjik ürün seçeneklerimizle de öne çıkıyoruz.” diyor. Bu kategoride Şef’in tavsiyeleri arasında bu aralar ismini sıkça duyduğumuz meşhur Tuliss tatlısı var ki süper model Tülin Şahin ve Çırağan Sarayı’nın ortak bir çalışması olan tatlının en önemli özelliği glütensiz, hafif, leziz ve sağlıklı olması. Özellikle çölyak hastaları ve fit kalmak isteyen tatlı severlerin dikkatine sunulur! Onun dışında Gazebo’da yine glütensiz baklava, diyabetik baklava ve alerjik hastalar için daha başka birçok seçenek de mevcut.

“Hayal ettiğim yerdeyim ama durmak yok!”

İnsansanız hayalleriniz de bitmez, umutlarınız da… Çırağan Palace Kempinski gibi bir ‘Boğaz’ın Saraylısı’nda pastaneyi yöneten bir tatlı üstadı için daha öte hangi hayaller var olabilir, merak ediyorum. “Şu an gerçekten hayal ettiğim yerdeyim diyebilirim.

Ama tabii durmak yok, yola devam. Meslekte daha da iyi olmak lazım.” diyen Harun Usta, Türkiye’nin parmakla gösterilen şeflerinden biri olmak istediğini sözlerine ekliyor. Bununla da kalmıyor, zamanı geldiğinde kendi imzamı taşıyan çikolatalar, pastalar, ekmekleri servis edebileceği şirin ve butik bir pasta dükkanını da açmak hayalini bizimle paylaşıyor. Dedim ya insansanız her anda her koşulda hayalleriniz de bitmiyor, umutlarınız da… Şefin bir hayali de dergilerde gördüğü yapılması son derece güç bir Japon tatlısına kendi imzasını koymak! Yosundan çıkan nişastayla yapılan bu zor tatlıyı yapmayı başarabildiğinde biliyor ki dünyanın en mutlu pasta şeflerinden biri de kendisi olacak.


restaurant 86 hotel & hi-tech

gastro güncel

İstihdamda anlık sert düşüş! Geçtiğimiz yıla oranla başvuru yapılan ilan sayısında artış gösteren iki sektörden biri %6’lık artış oranıyla sağlık olurken diğeri %4’lük artış oranıyla hizmet oldu. Kariyer.net Genel Müdürü Yusuf Azoz

T

ürkiye’nin insan kaynakları platformu Kariyer.net, Temmuz 2016 dönemine ait İstihdam Endeksi verilerini açıkladı. Verilere göre Temmuz’da yayınlanan toplam 53.582 iş ilanı sayısı; 2015’in Temmuz ayına oranla %4 düşüş; bir önceki aya göre %10 düşüş gösterdi. Temmuz ayında Kariyer.net’te 11.383 yeni iş ilanı yayınlanırken bu sayı; 2015’in Temmuz ayına oranla %22 düşüş; bir önceki aya kıyasla %28 düşüş sergiledi. Temmuz ayında yayınlanan iş ilanları ile yaklaşık 40 bin kişi iş fırsatı yakaladı. Temmuz ayı İstihdam Endeksi verilerini değerlendiren Kariyer.net Genel Müdürü Yusuf Azoz, “2016’nın ilk altı ayı 2015’in aksine hareketli geçerken Temmuz ayı başındaki bayram tatili ve sonrasında yaşanan olaylar istihdam piyasasında da etkisini hissettirdi. Yusuf Azoz “Temmuz ayının son haftası ve Ağustos ayının ilk günlerinde ise ilan sayılarında tekrar yukarı yönlü bir toparlanma görülüyor” yorumunu da ekledi. Uzun dönemdir lider olan tekstil sektörü temmuz ayında da birinciliğini bırakmayarak 5.191 başvuru yapılan ilan sayısına ulaştı. tekstil sektörünü sırasıyla yapı (4.953), üretim (4.510), hizmet (4.107), sağlık (4.091), bilişim (3.660), otomotiv (3.619), ticaret (3.483), elektrik & elektronik (2.469) ve turizm (2.220) sektörleri takip etti. Geçtiğimiz yıla oranla başvuru yapılan ilan sayısında artış gösteren iki sektörden biri %6’lık artış oranıyla sağlık olurken diğeri %4’lük artış oranıyla hizmet oldu.

Sağlık ve hizmet sektörleri Anadolu’da artışta

Kariyer.net İstihdam Endeksi Temmuz ayı verilerine göre İstanbul Avrupa yakasında 19.224, Anadolu yakasında 15.875 olmak üzere İstanbul genelinde toplam 35.099 ilan yayınlandı. Lider İstanbul’u sırasıyla Ankara (6.143), İzmir (4.104), Bursa (3.783) ve Kocaeli (3.358) illeri takip etti. İş ilanları sayıları

geçtiğimiz yıla oranla İstanbul’da düşüş gösterirken; Ankara, İzmir, Bursa ve Kocaeli’nde %1’lik artış gösterdi. Sağlık; geçtiğimiz yılın Temmuz ayına oranla Hatay’da %16, Kayseri’de %14 ve Samsun’da %10’luk artış gösterdi. Temmuz ayında en çok ihtiyaç duyulan pozisyon 7.290 ilan ile Satış Temsilcisi oldu. Bu pozisyonu sırasıyla Mühendis (5.171), Muhasebe Elemanı (2.541), Teknisyen (1.146), Satış Müdürü (995), Mağaza Müdürü (908), Tekniker (869), İnsan Kaynakları Uzmanı (710), Stajyer (628) ve Çağrı Merkezi Elemanı (621) ilanları takip etti.

2016’nın ilk altı ayındaki istihdam rakamları olumlu yönde ilerlerken Temmuz ayında bayram tatili ve yaşadığımız zor günlerin etkisiyle istihdam rakamları düşüşe geçti.



restaurant 88 hotel & hi-tech

gastro güncel

Küresel Gıda Güvenliği İndeksi’ ne göre

Türkiye 45. sırada DuPont tarafından desteklenen ve Economist Intelligence Unit (EIU) tarafından geliştirilen Küresel Gıda Güvenliği İndeksi’nin 2016 yılı sonuçları açıklandı.

K

üresel pazara birinci sınıf yenilikçi ürünler, malzemeler ve hizmetler sunan bilim şirketi DuPont tarafından desteklenen ve Economist Intelligence Unit (EIU) tarafından geliştirilen 2016 Küresel Gıda Güvenliği İndeksi’nin bu yılki sonuçları 9 Haziran’da açıklandı. 113 ülke arasında 45. sırada yer alan Türkiye, bulunduğu Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesindeki 15 ülke arasında ise 8. oldu. 2012 yılından bu yana yıllık olarak ülkelerin; Ulaşılabilirlik, Uygunluk ve Kalite&Güvenlik başlıkları altında gıda güvenliğine dair gelişmelerini ortaya çıkaran Küresel Gıda Güvenliği İndeksi, 113 ülkenin tarım alanındaki yatırımlarını, işbirliklerini, politikalarını ve etkilerini 28 farklı gıda güvenliği göstergesine göre ölçümlüyor. Açıklanan Gıda Güvenliği İndeksi’ne göre bu yıl; ülkeler genelinde gelir seviyesinin artması, global ekonomideki iyileşme ve gıda fiyatlarının düşmesine bağlı olarak indekste yer alan 113 ülkenin genel notu geçtiğimiz yıla kıyasla 0.6 puan artış göstererek 57,3’e yükseldi. İndeksin 2016 sıralamasına bakıldığında ilk üçe giren ülkeler ise 86,6 puanla Amerika Birleşik Devletleri, 84,3 puanla İrlanda ve 83,9 puanla Singapur oldu. İndeksin sonuçları bir yandan tüm dünyada küresel gıda güvenliğinde iyileşmelerin yaşandığını belirtirken, diğer yandan küresel ısınma ve iklim değişikliği nedeniyle gıda konusunda pazarın

dengesini etkileyen devlet politikalarının gelecek için risk oluşturabileceğini gösteriyor.

Türkiye’nin en güçlü alanı “Kalite & Güvenlik”

Küresel Gıda Güvenliği İndeksi’nde puanı 2015 yılına kıyasla 0,5 puan azalan Türkiye 45. sırada yer aldı. İndeksin sonuçlarına göre Türkiye; en yüksek skorunu 69,9 puanla Kalite&Güvenlik alanında alırken Ulaşılabilirlik alanında 1,0 puan ve Uygunluk alanında ise 0,2 puanlık bir düşüş yaşadı. Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesi sonuçlarında Türkiye; 15 ülke arasında Ulaşılabilirlik alanında 8. sırada yer alırken Uygunluk alanında 7. sırada ve en güçlü olduğu Kalite&Güvenlik alanında ise İsrail, Katar, Kuveyt ve Umman’dan sonra 5. sırada yer aldı.

En büyük puan kaybı siyasi istikrar riski kategorisinde yaşandı

DuPont Türkiye Ülke Müdürü Halide Aydınlık; “Bu sene yayınlanan 2016 Küresel Gıda Güvenliği İndeksi’nin sonuçlarına baktığımız zaman ülkeler genelinde gıda güvenliğinde ciddi gelişmeler olduğunu görüyoruz. DuPont olarak, Türkiye’nin gıda güvenliği konusunda istikrarlı bir ilerleme kaydettiğini görüyoruz ve yapılan çalışmalarla bu rakamları her geçen gün daha da yükselteceğimize inanıyoruz” dedi.


Turkey ranks 45th among the 113 countries covered by The Global Food Security Index

T

he Global Food Security Index 2016-GFSI, developed by The Economist Intelligence Unit (EIU) with exclusive sponsorship from DuPont, is a dynamic and universal benchmarking tool that deepens the dialogue on food security by examining the core issues of food affordability, availability and quality and safety in 113 countries. Halide Aydınlık, DuPont-Turkey Country Manager pointed out: “Turkey ranks 45th among the 113 countries covered by The Global Food Security Index. According to findings of the Index, Turkey ranks 8th among 15 countries of MENA. “Turkey records a stable and rising trend in terms of food security standards. We believe that Turkey would continue to upgrade its standards further. According to GFSI, Turkey’s strongest area continues to be quality and security.” Halide Aydınlık said:“With our experience in Turkey, we believe this is where we built the innovation center network in the MENA [Middle East and North Africa] region that connects up with the global network.” “By collaborating with partners and customers, our Turkish team initiated inclusive innovation efforts to respond to the needs and opportunities arising from Turkey and the region.”She added: “While producing our own food security goals was an important step forward in addressing food security, we knew that we could not stop there. Talking with experts around the globe, we realized the need for a first-of-its-kind standardized tool to help identify food security risks as well as opportunities.” There are a number of factors that make the Index unique. Most notably: The data is kept current by adjusting for food commodity price fluctuations to recalibrate the risk countries face throughout the year. The Index contains a number of unique quality indicators, many related to government policies in order to capture the drivers of food security not currently measured in any other international database. The Global Food Security Index-GFSI considers the core issues of affordability, availability, and quality across a set of 113 countries. The Index is a dynamic quantitative and

qualitative benchmarking model, constructed from 28 unique indicators, that measures these drivers of food security across both developing and developed countries. The Index is the first to examine food security comprehensively across the three internationally established dimensions. Moreover, the study looks beyond hunger to the underlying factors affecting food insecurity. To increase the ongoing relevance of the study, the Index will employ a quarterly adjustment factor for food price fluctuations to examine the risk countries face throughout the course of the year. Food security has improved around the globe over the past five years, but hunger and food insecurity still persist. Governments, multilaterals and the private sector should remain proactive in addressing food-security challenges around the world. Over three-quarters (89) of the 113 countries in the 2016 GFSI have experienced food-security improvements over the past five years. These positive developments have largely been driven by rising incomes in most countries and general improvements in the global economy. Falling food prices have also positively impacted food security. But weather and climate change-related risks, as well as market-distorting government food policies, pose risks to food prices and food availability in the future. Geopolitical factors, average annual GDP growth of 1.4% across the region in the past year and favorable crop yields have supported Europe’s improvements. Falling oil prices have increased food affordability (via lower costs for food production inputs such as petroleum-based fertilizer, and reduced food transport costs), and economic growth has improved the region’s capacity to absorb the stresses of urbanization. These factors have resulted in a 0.9-point rise in the region’s overall food-security score since 2015. Falling food prices and high food stocks mean that there is a positive outlook for food security in Europe over the next few years. However, an influx of refugees into cities across the region could strain food safety nets.


restaurant 90 hotel & hi-tech

gastro güncel

Sürdürülebilir gıda için büyük

buluşma

Sürdürülebilirlik Akademisi ve TÜGİS işbirliği ile gerçekleştirilen Sürdürülebilir Gıda Konferansı ikinci yılında Dünya Gıda Günü Buluşması ile birleştirilerek özel bir anlam kazanıyor. 18 Ekim tarihinde İstanbul Swissotel’de gerçekleştirilecek olan buluşma gıda sektörünün tüm paydaşlarını bir araya getirecek.

S

wissotel’de Sürdürülebilirlik Akademisi ve TÜGİS işbirliğinde 18 Ekim Salı günü gerçekleştirilecek olan ‘Sürdürülebilir Gıda Konferansı’nda ‘’Sürdürülebilir Gelecek İçin Sürdürülebilir Gıda ‘’ilkesi ile gelişim modellerinin ortaya koyulması ve gelişim modellerine yön verecek çalışmalar yapılması hedefleniyor. Sürdürülebilir Gıda Sektörünün paydaşları konferansta bugünün gıda ile ilgili sorunlarına bütünsel bir yaklaşımla öncülük etmeyi, sürdürülebilir gıda dönüşümünü, değişen parametreleri ve hedefleri, gıda sektöründe değişen iş modelleri ve tüketici davranışlarını tartışacaklar. Konferansta ayrıca sürdürülebilir gıda için yeni yasal düzenlemeler ve teşvikler, tüketici davranışları ile gelen değişim, sürdürülebilir gıda için finansman, sürdürülebilir tedarik zinciri, sürdürülebilir gıda için tarımın önemi ve yerel gıdaların korunması gibi pek çok konu gündemde olacak.

Kamu ve özel sektör el ele Sürdürülebilir Gıda Konferansı 2016’da, TC Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, TC Kalkınma Bakanlığı, TC Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TC Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve ayrıca FAO (Gıda ve Tarım Örgütü) işbirliklerinin yanı sıra, özel sektörün önemli markaları da çözüm ortağı olarak yer alıyor. Sürdürülebilir büyümenin uzmanlarını, büyük sermayeli şirketlerden KOBİ’lere kadar tüm özel sektör temsilcilerini, kamu sektörünü, sivil toplum kuruluşları (STK) temsilcilerini ve akademi dünyasını sürdürülebilir dönüşüm için bir araya getirmeye ve yaratıcı stratejilerle geniş ve kapsamlı bir bakış açısı sunmaya hazırlanıyor.


Meeting for sustainable food industry Organized by the Academy of Sustainability and TUGIS, the second edition of Sustainable Food Conference that will be held on 18th October in Istanbul becomes more meaningful when joined with the World Food Day Meeting.

T

he conference convenes several stakeholders in the food industry who will have talks on the problems of the industry, sustainable recycle of food chains, changing parameters, targets, business models and consumer behaviors in the market. New regulations and incentives, finance for sustainable food, sustainable supply chains and the importance of agriculture and preservation of foods will be on the agenda. Several governmental bodies and organizations as well as representatives from business world will participate in the event, including, Food, Agriculture and Livestock Ministry, Ministry of Science and Technology, Ministry of Environment and Urbanization, and FAO. Experts on sustainability issues, managers and representatives of companies from every size, either public or private, are expected be a part of the organization.


restaurant 92 hotel & hi-tech

gastro aktüel

BTA’ya Cenevre’den büyük ödül TAV Havalimanları’nın iştiraki BTA’nın Anadolu’nun geleneksel ürün ve lezzetlerini geleceğe taşımak amacıyla oluşturduğu Tadında Anadolu, başarılarına bir yenisini daha ekledi. Seyahat perakendeciliği alanında dünya çapındaki en önemli yayınlardan biri olan The Moodie Report tarafından düzenlenen Airport Food&Beverage (FAB) Conference&Awards 2016’da İstanbul Atatürk Havalimanı’nda hizmet veren Tadında Anadolu restoranı, “yerel kimliği en iyi yansıtan konsept” (Airport Food&Beverage Offer Best Reflecting ‘Sense of Place’) kategorisinde ödüle layık görüldü. Ödül, İsviçre Cenevre’deki Intercontinental Hotel’de gerçekleştirilen törenle verildi.

Duru Bulgur

bulgur çeşitleriyle de lider Türkiye’nin lider gıda firmalarından Duru Bulgur, ürettiği 15 çeşit bulgurla sektöründe de lider durumda yer alıyor. Duru Bulgur Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Duru, tüketicilerin ihtiyaçlarına cevap verebilmek amacıyla bulgurla ilgili sağlıklı ve doğal ürünler geliştirdiklerini söyledi. Bu amaçla Ar-Ge’ye ciddi yatırımlar yaptıklarını belirten İhsan Duru, “Bulgurlu ürünlerimizi geliştirirken sağlıktan, doğallıktan ve lezzetten asla ödün vermiyoruz. Yurt dışı çalışmalarımızda da gittiğimiz ülkenin damak zevkine, yemek kültürüne göre bulgurlu tarifler ve yemekler geliştiriyoruz. Pirinç hayranı Çinlilere bulguru sevdirdik, makarna, pizza hayranı İtalyanları bulgurla tanıştırdık” diye konuştu.

Şehrin buluşma noktası

Mey Türk Marmara Denizi’nin büyülü atmosferi ile çevrelenmiş Sheraton Istanbul Ataköy Hotel’in bahçesinde yer alan, deniz manzarasıyla modern zaman meyhanesi keyfi yaşatan Mey Türk, Rum mutfağının özel lezzetleri, Grup Pera’nın canlı Buzuki performansı ve Rum ezgileri ile keyifli saatler yaşatıyor. Akdeniz mutfağına ait farklı meze çeşitlerinin yanı sıra, keyifli ezgilerin en güzel sohbetlere eşlik ettiği Mey Türk, doğayla iç içe olan atmosferi ve modern meyhane konsepti ile siz ve sevdikleriniz için eğlenceli, beş yıldız konforunda hizmet deneyimi sunuyor. Mey Türk, özgün lezzetlerden oluşan menüsüyle birlikte Grup Pera’nın yorumlarıyla şehrin “trend” adresi olmaya devam edecek.

Sürdürülebilirlik hedefleri yolunda güçlü ilerleme Dünyanın en büyük bisküvi, şekerleme ve çikolata şirketi Mondelez International, 2015 Yılı İlerleme Raporu’nu açıklayarak önemli bazı başlıklarda sürdürülebilirlik hedeflerinin ötesine geçtiğini duyurdu. Rapor, çevresel ayak izine ilişkin hedefler açısından güçlü bir ilerleme kaydedildiğine işaret ediyor. Mondelez International Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Irene Rosenfeld, “Büyümemiz, doğrudan gezegenimizin refahı, ürünlerimizi üreten ve onlardan keyif alan insanların hayatları ve hizmet verdiğimiz topluluklarla ilişkilidir” derken, 2015 sonuçlarının, küresel lider olma yolunda önemli aşama kaydedildiğini gösterdiğini söyledi.



restaurant 94 hotel & hi-tech

gastro aktüel Beta Tea’den ferahlatan lezzet

Yaseminli Yeşil Çay

Beta Tea Yaseminli Yeşil Çay, mevsiminde toplanan mis kokulu gerçek yasemin çiçekleri ile güçlü antioksidan etkisine sahip olan ve şeker, kolesterol, kalp ve damar sağlığı üzerindeki iyileştirici etkisiyle bilinen yeşil çay ile aynı ortamda bekletilerek özenle hazırlanıyor. Kokusunu içerisindeki yasemin çiçeklerinden, tadını ise dolgun lezzetiyle yeşil çaydan alan Yaseminli Yeşil Çay tüm duyularınıza aynı anda hitap ediyor. Tamamen el yapımı, yüksek ısıya dayanıklı, farklı kapasite ve modellerde üretilen demlikler ve tek kişilik demlemeler için ideal olan süzgeçler size çay keyfinizi benzersiz bir deneyime dönüştürme imkanı veriyor.

Puratos’tan Sapore ile Fırınlara zengin ekşi maya lezzetleri Belçikalı ekmekçilik, pastacılık ve çikolatacılık devi Puratos’un piyasaya sunduğu Sapore ürünleriyle, ekmeklerde istenen her çeşit lezzet kolayca elde edilebiliyor. Sıvı ve toz ekşi maya hamuru Sapore grubu ürünler, ekmeklerde zengin tahıl tanelerinden maltın enfes lezzetine kadar farklı dokunuşlar sunuyor. Puratos’un Türk Gıda Kodeksi’ne uygun şekilde geliştirdiği Sapore grubu hazır ekşi maya hamurlarıyla fırınlarda hem geleneksel, hem de yenilikçi lezzetleri elde etmek kolaylaşıyor. Sapore ürünleri, beş farklı çeşidiyle piyasada bulunuyor. Sıvı çavdar hamuru Sapore Aroldo, baget ve ciabatta ekmeğinden geleneksel Trabzon ekmeğine kadar çeşitli lezzetlerin üretiminde kullanılabiliyor. Sapore Aroldo, ekmeklerde yüksek hacim, verimlilik ve elastik bir iç yapı sağlamasıyla göze çarpıyor.

Şahin Sucukları “İSO İkinci 500”de 125 basamak birden tırmandı Türkiye’nin en değerli 85. Markası, Cumhuriyet ile yaşıt Şahin Sucukları, İSO İkinci 500 Büyük Sanayi Firması sıralamasında 125 basamak birden tırmanarak 182. sıraya yükseldi. Et ve et ürünleri sektörünün yenilikçi firması Şahin’ in Yönetim Kurulu Danışmanı Hakan Sinangil, prestijli uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance tarafından gerçekleştirilen “Türkiye’nin En Değerli 100 Markası-2016” araştırmasında, “AA” notuyla, “Türkiye’nin En Değerli 85. Markası” olarak belirlendiğini de anımsatarak, “Tüm bunlar birer tesadüfün sonucu değil; şirket yönetimi, tüm çalışanlarımız, bayilerimiz, tedarikçilerimizin emek ve çabaları ve elbette en önemli ve değerlisi tüketicilerimizin tercihinin sonucudur” dedi.

Zeytinde, bereketli bir hasat dönemi bekleniyor Zeytin hasadı, 15 Eylül tarihinden itibaren başlıyor. Bu yıl bir önceki yıla göre, zeytin rekoltesinde %10’un üzerinde bir üretim artışı bekleniyor. Zeytin hasadında yaşanacak artışın, zeytinyağı üretimine olumlu yansıyacağı kaydediliyor. Güneydoğu bölgelerinde Eylül ayında başlayacak hasadın, batı bölgelerindeki bazı illerde Ocak-Şubat aylarında devam edeceğini ifade eden Eğitimci ve Uluslararası Zeytinyağı Tadım Uzmanı Serdar Öçten Ünsal, mücbir bir sebep olmazsa, zeytin ve zeytinyağı üretiminde bu yılın bereketli olacağını ve bu yıl 150 bin tonun üzerinde zeytinyağı üretimi yapılabileceğini belirterek, “Şu an ülkemizin, yaklaşık 180 milyon zeytin ağacı kapasitesi vardır ve bu sayı yeni zeytin fidanları ekimiyle artışını sürdürecektir. Sektörümüzde, bin 800’e yakın işletme faaliyet gösteriyor” dedi.


Goya’dan

ilham veren lezzetler

Boğazın eşsiz güzelliğine nazır, yaz boyunca benzersiz lezzetleri ve sunumlarıyla misafirlerini Reina’da ağırlayan Goya Lounge, lezzetinden ödün vermeyen yemek alternatifleri sunuyor. Goya’nın lezzetiyle ünlü, közlenmiş biber, renkli domates, semizotu ve elma vinegret ile hazırladığı Ahtapot salata menünün favorisini oluştururken, özel Feta peyniri ile hazırlanan greek salatası da menünün dikkat çeken lezzeti arasında yer alıyor. Klasikleşmiş tavuklu salataya kattığı yorumlarla oluşturduğu lezzetli tavuklu salata, cajun biftek salata ve enginar salataları da Goya’nın menüsündeki sağlıklı ve hafif lezzetlerden sadece birkaçı.

Lezzetli ve yumuşak etin formülü ‘BoraBey Marine ve Lezzetlendirme Sosu’ Tadı hafızalardan silinmeyecek lezzetli kırmızı ve beyaz et hazırlamak artık çok kolay! BoraBey markası etin kas yapısını rahatlatmayı sağlayan, tamamen Türk damak tadına uygun “Marine ve Lezzetlendirme Sosu”nu geliştirdi. Tavuk ve et olmak üzere iki farklı lezzetten oluşan marine ve lezzetlendirme sosları evde hazırlanan, neredeyse tam bir gün bekletilmesi gereken sosların aksine 45 dakikada pratik, lezzetli ve etkili bir marinasyon sağlıyor.

Metro HORECA Fırsat Haftası ile yüzlerce müşterisiyle buluştu Metro Toptancı Market’in gastronomi profesyonelleriyle yeni lezzetleri ve profesyonel müşterilerine sunduğu çözümleri buluşturmak amacıyla Türkiye çapında 8 ildeki 18 mağazasında düzenlediği HORECA Fırsat Haftası sona erdi. 22 – 26 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşen Metro HORECA Fırsat Haftası boyunca yüzlerce profesyonel Metro mağazalarını ziyaret etti. Bir yandan Metro’nun gastronomi platformu Gastronometro tarafından hazırlanan çok özel lezzetler, Metro şefleri tarafından misafirlere sunulurken, diğer taraftan Metro’nun kendi markası Rioba standından birbirinden değişik kahve ve tatlı ikramları misafirler ile buluştu. Metro tedarikçilerinin de stantlarıyla katılım gösterdikleri etkinlikte, yeni ürünler ve profesyonellere yönelik yeni çözümler misafirlerin beğenisine sunuldu.

Sultanahmet Köftecisi ağına Bakırköy de eklendi 96 yıllık lezzet geleneğini yurt içinde ve yurt dışında yaymayı hedefleyen Sultanahmet Köftecisi, şube ağına Bakırköy’ü de ekledi. İşletmeciliğini gazeteci-yazar İlhan Metin’in yaptığı Sultanahmet Köftecisi Bakırköy Şubesi, iş, sanat ve medya dünyasından ünlü konukların katılımıyla açıldı. Tarihi Sultanahmet Köftecisi’nin Yönetim Kurulu Üyesi Mert Tezçakın, açılışta yaptığı konuşmada, kurucuları Mehmet Seracettin Efendi’nin 1920’de kömürlükten bozma bir dükkanda attığı adımın, bugün bir dünya markasına dönüştüğünü söyledi.


restaurant 96 hotel & hi-tech

marka

Tp-Link logosunu değiştirdi TP-Link, yenilenmiş görünümünü ve buna paralel oluşturulan yeni marka kimliğini duyurdu.

TP-Link web sitesinde(TP-Link.com,), sosyal medya kanallarında, ürün paketleri ve tüm mağaza içlerinde, yeni kimlik uyarınca daha parlak renkler ve kalın, baskın yazılar görülmeye başlanacak. Müşterilerin gereksinimlerine uygun olarak en yüksek kalite standardını sağlamak üzere daha yenilikçi ve güçlü yeni ürünler (Talon AD7200 gibi) çok yakında satışa sunulacak.

2

3 Ağustos 2016 – Ağ çözümleri alanında dünyanın önde gelen üreticilerinden TP-Link, bugün dünya genelinde, tüketicilerin yeni yaşam tarzlarına paralel olarak markasındaki dönüşümü duyurdu. 20. yılını kutlayan şirket, artık kablosuz ağ teknolojilerinin ötesine geçerek akıllı ev, akıllı telefon ve akıllı aksesuarlar kategorilerinde yeni ürünler sunmaya başladı. Bu gelişme ve yeni kurumsal strateji sonucunda TP-Link, marka kimliğini yeni bir görünüm ile güçlendirme kararı aldı. “Son 20 yılda TP-Link Ar-Ge ekibi dünya genelindeki on milyonlarca müşterisinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere sürekli yeni ürünler geliştirdi. Şimdi bugünün internete bağlı yaşam tarzına uygun gereksinimleri karşılayacak yeni bir yolculuğa başlıyoruz” diyen TP-Link Başkanı Jeffrey Chao, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ürün portföyümüz gelişmeye devam ettikçe markamızın da

bu gelişmeyi izlemesi gerekiyor. Sizlere yeni TP-Link’i sunmanın heyecanını duyuyoruz. Önümüzdeki aylarda müşterilerimize daha dinamik ürünler ve pekiştirilmiş deneyimler sunmak için sabırsızlanıyoruz.”

Yeni logo, yeni slogan, yepyeni renkler

TP-Link, yeni kurumsal stratejisi doğrultusunda kurumsal kimliği ve logosunu da yeniledi. Şirketin yeni sloganı olan “Akıllı ve Güvenilir” (Reliably Smart), TP-Link’in akıllı ürünler pazarına girdiğini vurgularken, aynı zamanda bir önceki slogandan da izler taşıyor. Şirketin yeni logosu, merkezi gösteren bir ok olarak tasarlandı ve TP-Link’in bugünün modern müşterisinin gereksinimleriyle uyumlu olarak, müşteri odaklı şirket kültürüne bağlılığı ifade ediyor. Ayrıca, şirket logo tasarımında adının yazılışını TP-LINK yerine, insanlara daha basit ve daha cana yakın gelmesi doğrultusunda tümü küçük harflerden oluşan şekilde ‘TP-Link’ olarak güncelledi. Yeni kurumsal kimlik gereği web sitesini de yenileme kararı alan TP-Link, alışverişe uygun ve ürünlerin daha rahat bulunabileceği bir site oluşturuyor. Yeni site ve yeni kimliğe uygun hale getirilecek ürün ambalajları çok yakında piyasaya sürülecek. Son olarak şirketin yeni tarzıyla senkronize olan markanın yeni renk paleti, daha enerji verici ve çekici renklerle yenilendi. TP-Link’in yeni kurumsal kimliğini oluşturmada stratejik ortağı olan FutureBrand’in Müdürü Brian Meyers, müşterilerin günümüzde hızlı, tempolu, sürekli değişen teknolojilerle karşı karşıya olduğunu ve onlara yetişmek için daha çok çaba harcamalarına rağmen, özellikler ve işlevler konusunda kafalarının karıştığını söyleyerek, “Yeni kimlik ve ambalajlama TPLink’in güvenilirliğinin akıllı, ilerleyici ve insancıl kriterlere dayandırıldığı anlamına geliyor. Bu yeni imajın TP-Link’in ağ üretici kimliğinden, internete bağlı yaşam tarzlarına yönelik yeni kimliğine geçişinde yardımcı olacağına inanıyoruz” dedi.


TP-Link’s new logo Planning to introduce new products in the market, TP-Link informed about its new logo in their stores, product packages and in all social media platforms.

O

ne of the world’s major producers of network solutions, TP-Ling now celebrates its 20th anniversary with renewing its logo. Going beyond the limits of wireless network technologies, the company is preparing to introduce productions in smart home, smart phone and smart accessories categories. “During the last two decades we have been developing new products to answer the needs of millions of customers. Now we are starting a new voyage to offer them a new living style depending on the Internet.” said, Jeffrey Chao, chairman of TP-Link and added, “In line with the expansion of our product portfolio, our brand should have been developed. We are excited to offer you our new brand and logo that addresses more dynamic and more

powerful solutions for our customers. The new slogan of the company is “Smart and Trusted”, (Reliably Smart). The new logo is designed as an arrow that reflects the business culture based on being customer focused. Capital letters are replaced with lower-case letters to signnat the simplicity and intimacy of the brand. The Web site of the company has also been re-designed that helps to find the needed products easily. Product packages are also re-designed in line with other changes. Also, new colors are used to support the image of the new company. The corporate identity has been designed by Briand Meyers, manager of FutureBrand, the strategic partner of TP-Link.


restaurant 98 hotel & hi-tech

marka Haber Enes Karadayı

İndivani 35 yeni mağaza açacak “Şu anda mevcutta 3 mağaza bulunuyor. Eylül ayı sonuna kadar ise İstanbul ve Bursa’da toplam 5 mağaza açmayı planlıyoruz. 2020 yılına kadarki hedefimiz ise 18’i münhasır olmak üzere belirli bölgelerde 35 mağaza açmak.”

İndivani Yatak, 2017 yılı başı itibariyle mağaza yapılanma çalışmalarını tamamlanıp faaliyete geçirilmeyi planlıyor.

devam etti: “Yeni nesil bir yatak anlayışı ve bakış açısıyla yolumuza devam etmek istiyoruz. Piyasa gelişmelerini yakinen takip eden, genç dinamik ekibimizle, başarı ve sonuç odaklı bir çalışma tarzını benimsedik. Birbirine entegre olan bu yenilenmeler sonucunda önümüzdeki dönemlerde özellikle iç pazar ve mağazacılık alanında adından oldukça söz ettiren bir marka olacağımızı düşünüyorum.”

3

İhracatta ülke sayısı artacak

4 ülkede 165 satış noktasına sahip olan İndivani, yurt içinde de yapılanmaya devam ediyor. İndivani yatak ana faaliyet alanı olan ihracat ayağının yanı sıra iç piyasa ve mağazacılık kulvarında da kendinden söz ettirmeye devam ediyor. Yurt içi ile ilgili alt yapı çalışmaları devam ettirmekte olan firma, 2017 yılı başı itibariyle mağaza yapılanma çalışmalarını tamamlanıp faaliyete geçirilmeyi planlıyor.

Türkiye’de hedef 35 mağaza

Marka olarak yurt içindeki yapılanmaları hakkında bilgi veren İndivani Satış Pazarlama Müdürü Evrim Bektaş: “Şu anda mevcutta 3 mağaza bulunuyor. Eylül ayı sonuna kadar ise İstanbul ve Bursa’da toplam 5 mağaza açmayı planlıyoruz. 2020 yılına kadarki hedefimiz ise 18’i münhasır olmak üzere belirli bölgelerde 35 mağaza açmak.” dedi. İndivani olarak yeni nesil bir yatak anlayışı ve bakış açısıyla yola devam ettiklerini söyleyen Bektaş, sözlerine şöyle

Son dönemdeki ihracat gelişmeleri hakkındaki sorularımızı da yanıtlayan İndivani Satış Pazarlama Müdürü Evrim Bektaş, iç piyasada olduğu gibi yurt dışı müşterilerine de iyi tanıtım, farklı ve kaliteli ürün sunma hedeflerini devam ettirdiklerini söyledi. Her yıl ihracatı katlayarak arttırmak istediklerini ifade eden Bektaş, sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Üretimimizin %60’ını ihraç etmekteyiz. Ağırlıklı olarak çalıştığımız bölgeler Orta Doğu, Afrika, Orta Asya ve Avrupa. 33 ülkeyi aşkın bir ihracat ağımız var. İhracat yaptığımız ülkeler arasında Irak, Moritanya, Almanya, İsviçre, Suudi Arabistan gibi ülkeler var. Bu sayı önümüzdeki dönemde artacak. Yeni pazarlar konusundaki düşüncelerimiz bunda etkili olacak. Özellikle bu sene ihracat yaptığımız ülkelerin listesine yenilerini ekledik. Bu sayede markamızı farklı pazarlara duyurmayı başardık. Hedefimiz dünya pazarlarında bir Türk markası olarak sürekli artan bir satış grafiği yakalayarak, ülke ekonomisine döviz kazandırmak ve dolayısıyla da istihdam sağlamaktır.


Indivani to open 35 new stores Having already 165 sales points in 34 countries, Indivani mattress company has been continuing to its networking works in domestic market as well.

I

n addition to its exportation work, which is the main function of the company, Indivani has been active in opening stores in domestic market as well. The company has been building up well-established infrastructure activities with an objective to finish opening and operating stores by the entrance of 2017.

Aiming 35 stores in Turkey

Furnishing us about their positioning in the domestic market, Evrim Bektaş, Sales and Marketing Manager of Indivani says, “We currently have 3 stores. We are planning to open 5 stores in Istanbul and Bursa by the end of September. Our target in the long run is to open 35 stores in certain areas by 2020.” Pointing out that they operate in the mattress industry with a new-generation approach and concept, Bektaş explained, “We want to continue with the new generation mattress understanding and point of view. We have adopted a successful and result-oriented business style with our young and dynamic team who follows up the market developments closely. I believe that we will be a brand to pull a great deal of attention with our operations in

store network in the domestic market as a result of these integrated innovations.”

Number of export markets will increase

Responding our questions regarding recent developments in exports, Evrim Bektaş said they had an aim to launch a good promotional program, to offer distinct and quality products to foreign customers as they do for the domestic market. She stated that they wanted to double their exports every year, Bektaş concluded by saying, “We exports 60% of our production. We mainly export to Middle East, Africa, Central Asia and Europe. We have an export network covering over 33 countries, which include Iraq, Mauritania, Germany, Switzerland, Saudi Arabia, etc. This number will increase soon. Our studies and plans for new markets will lead the way. We have added new markets to our export markets this year. We have succeeded to make the presence of our brand felt with this way. Our major target is to gain currency and employment to the national economy by achieving an everincreasing sales trend.


restaurant 100 hotel & hi-tech

marka

Elvan 150 iş ortağını İstanbul’a getirdi 2023 yılı hedefi olan 1 milyar dolar ihracat hedefine yürüyüşünü sürdüren Elvan Grubu Başkanı Hidayet Kadiroğlu, 50 ülkeden 150 iş ortağını İstanbul’da getirdi ve “Türkiye’de üretim devam ediyor” mesajı verdi.

G

eçen 5 yılda sektörün Global Top 100 listesinde 34 basamak yükseldiklerini hatırlatan Hidayet Kadiroğlu, “Birlikte Zirveye” temalı iş ortakları toplantısında, “Önümüzdeki 7 yıldaki hedefimiz 46 basamak daha çıkarak sektörün Global Top 100 listesinde ilk 20’sine girmek” diye konuştu.Hain darbe girişimden sonra Türkiye’nin ihracat pazarlarında oluşan endişe ve çekinceleri gidermeye yönelik önemli bir adım atan Kadiroğlu, 50 ülkeden 150 iş ortağını İstanbul’a getirdi. Dünyanın farklı ülkelerinden gelen iş ortaklarını “Birlikte Zirveye” temasıyla İstanbul Sheraton Hotel’de toplayan Kadiroğlu, “Türkiye’de üretim aksamaksızın sürüyor. 2023 yılı hedefimiz olan 1 milyar dolar ihracat cirosuna yürüyüşümüz kararlılıkla sürüyor” mesajı verdi.

Yeni hedef ilk 20…

İstanbul, Sakarya, Eskişehir ve Manisa’daki 9 fabrikada üretimlerin aksamaksızın devam ettiğini ve kesintisiz tedariğin sürdüğünü vurgulayan Hidayet Kadiroğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Hatırlayacağınız üzere ‘2023, 1 milyar dolar ciro’ yolculuğuna 2010’larda başlamıştık. Ardından 2012’de Global Top 100 listesine girdik. Geçen süre zarfında da 34 basamak

çıktık ve 66. sıraya yükseldik. Yolculuğun başlangıcındaki ciro hedefimiz olan 1 milyar dolara ulaştığımızda Global Top 100’ün ilk 20’sine girmiş olacağız. Dolayısıyla daha çıkılacak 46 basamağımız var. Geçen 5-6 yılda 34 basamak çıkan bizler, 7-8 yılda 46 basamak daha çıkacak altyapıya ve stratejik plana sahibiz. Bunu birlikte başaracağız.”

Köprü turizmiyle ticari diplomasi

Yarım gün süren toplantı sonrasında verdiği demeçte değerlendirmede bulunan Kadirlioğlu, sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Yabancı iş ortaklarının özellikle OHAL’in üretim ve sevkiyat taahhütlerine yansımasını anlattık. Doğal olarak onlar da kendi müşterilerine taahhütlerini yerine getirme gayretindeler. OHAL’in devletin işleyişini hızlandırmaya yönelik olduğunu anlatınca rahatladılar. Yaşanan sıkıntılı ortama rağmen Türkiye’nin Yavuz Selim Sultan Köprüsü gibi iddialı açılışlar yapmasının bütün dünyayı etkilediğini gösterdik. Bazı müşterilerimiz köprüden geçme deneyimi yaşamak istedi, bunu sağladık. Bu konudaki istekler çoğalınca toplantı sonrası hep birlikte gemiyle boğaz turu düzenledik, köprü turizmiyle ticari diplomasi yaptık.”


Elvan hosts 150 trade partners in Istanbul

R

ecording an important stride to restore the fears happened in Turkey’s export markets after the unsuccessful coup attempt, Hidayet Kadiroglu has recently brought 150 trade partners from 50 countries to Istanbul. Bringing together the guests at Sheraton Hotel with the theme of “Together to the top”, Kadiroglu gave the message, “Production has been continuing uninterrupted in Turkey. Our target of 1 billion exports in 2023 is valid with full confidence and determination.”

Target is first 20…

Pointing out that their production has been continuing at 9 factories located in Istanbul, Sakarya, Eskisehir and Manisa, Hidayet Kadiroglu continued, “As you may recall, we had announced our 2023 export volume as 1 billion dollars in 2010s. Later, we entered in Global Top 100 list in 2012. Since then, we have climbed 34 steps and jumped up to 66th rank. By the time we hit our target of 1 billion dollars we will be in Global Top 20. This means we have 46 ranks to climb. As a company managed

Having an export target of 1 billion dollars by 2023 Elvan Group’s Chairman Hidayet Kadiroglu has recently brought 150 trade partners from 50 countries to Istanbul and given the message of “Business continues in Turkey”

to climb 34 ranks in 5-6 years we have the infrastructure and strategic plan to achieve 46 steps in 7-8 years. We will manage this altogether.”

Trade diplomacy with bridge tourism

After the half-day meeting Kadirlioglu concluded, “We had the opportunity to tell our foreign trade partners about the reflections of Emergency Case on production and transportation contracts and commitments. Naturally they are also in an effort to furnish their customers with this information. When they learned that the Emergency Case in only about the fast transactions of the State, they felt comfortable. We showed them that Turkey has been realizing assertive openings as Yavuz Sultan Selim Bridge despite the conflicts the country has been going through and that this has influenced the world very much. Some of our customers wanted to have the experience of passing through the bridge. We provided this. When the requests on this increased we organized a Bosphorus tour with a ferry and we made commercial diplomacy by bridge tourism.”


restaurant 102 hotel & hi-tech

marka

Duralli’den ihracat atağı 30 yılı aşkın tecrübesiyle istikrarlı büyümesini sürdüren Duralli, ihracat çalışmalarıyla yurt dışından da kalitesini kanıtladı. 2016 yılı itibariyle ihracat çalışmalarına hız katan Duralli, ilk ihracatını İngiltere, Almanya ve Estonya’ya yaptı.

Haber Enes Karadayı

A

ylık 10.000 adet yatak üretim kapasitesine sahip olan Duralli, 2015 yılında yoğunlaştığı “Uykunun Güzelliği” mottosuyla markalaşma çalışmalarına da yoğunluk vererek, hem yurt içinde hem de yurt dışında Pazar payını arttırmayı hedefliyor. Yurt içinde, 250’den fazla bayisi ile Marmara, Ege, Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde ağırlıklı olarak bulunan Duralli, 2015 yılında portföyüne kattığı Otel Serisi ile oteller ve spa merkezlerine de özel yatak üretiyor.

Dilek: “2016, ihracatta atılım yılımız oldu”

Otel Serisi ile özellikle uluslararası zincir otellerin tercihi oluklarını dile getiren Duralli Genel Müdür Yardımcısı Perihan Yılmaz Dilek, “Mevcut modellerimizle Türkiye’deki birçok otelin yatak ihtiyacını karşılıyorduk. 2015 yılında Ar-Ge’sini tamamlayıp üretmeye başladığımız Otel Özel Serimizle uluslararası zincir otellerin de tercihi olmaya başladık. En son Almanya’daki Radisson Blu Otelleri’nin yatak tedarikçisi olduk. Farklı zincir otellerle de görüşmelerimizi devam ediyor. 2016 yılı ihracat konusunda da atılım yaptığımız bir yıl oldu. Yatak konusunda, kalite standartlarının yüksek olması sebebiyle zor bir Pazar olan

İngiltere pazarında yerimizi aldık ve İngiltere’ye yataklarımızı göndermeye başladık. Üretim parkurumuza yaptığımız yatırımlar ve kalite standartlarımızla ihracat rakamlarımızda artan bir ivmeyle yükselişe geçtik.” diye konuştu. Ar- Ge çalışmalarına değinen Perihan Yılmaz Dilek sözlerini şöyle sürdü; “İnsanların kaliteli uyku ve dinlenme ihtiyacına yönelik inovatif çözümler için Ar- Ge çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bugün, 10 bin metrekare kapalı alana sahip olan entegre fabrikamızda, 20 farklı yatak modelini üretiyoruz. Yataklarımızda kullandığımız yay, sünger, kumaş gibi birçok malzemeyi, diğer grup şirketlerimizden temin ediyoruz ve bu da özellikle toplu alım yapan otel, sağlık kurumları gibi firmalara hem fiyat hem de hızlı teslimat avantajı sağlıyor.” 2016 yılında “Uykunun Güzelliği” mottosuyla satış noktalarında yeni modellerini sergileyen Duralli, Yaşam, Rüya, Konfor, Uzay ve Klasik ve Otel Yatakları serilerindeki 20 farklı model ile kişiye özel ve sağlıklı uyku konforu sağlıyor. Masallarda yaşayan prenses ve prenslerden, mitolojik hikâyelerdeki kahramanlardan ilham alarak yataklarını tasarlayan Duralli, yeni modelleriyle müşterilerine masalsı bir uyku deneyimi sunuyor.


Duralli Genel Müdür Yardımcısı Perihan Yılmaz Dilek

Duralli Mattress diversifies and expands its export volume Operating under the motto of “Beauty of Sleep”, combining nature and technology in its mattresses, Duralli showcases its new models at sales points both at home and abroad.

P

erihan Yılmaz Dilek, Deputy General Manager of Duralli, pointed out, “Duralli Mattress has put emphasis on diversifying and increasing its export volume further in 2016. Germany, Estonia and the UK are the major export markets into which we penetrated this year. Having a thirthy years of experience in its field of experience, Duralli Mattress has been manufacturing quality mattresses with a keen eye on quality and innovation. While selecting raw materials, we put emphasis on utmost quality in order to upgrade customer satisfaction. Imagine a comfort conscious mattress that has its own natural defenses for all imperfections, we produce this one.” “Innovative, high-performance materials make all these possible, minimizing the risk of allergies and discomfort, and allowing customers to enjoy a trouble-free sleep. Duralli offers the innovative concepts and designs to mattress industry.” “Duralli has been manufacturing 10,000 mattresses a month within an area of 10,000 square meters, being able to supply diverse range of mattresses including those mattresses for the international hotel chains.”

Duralli offers a legendary sleep experience to its customers

Perihan Yılmaz Dilek, Deputy General Manager of Duralli said, “Continuing its operations to offer innovative solutions to quality sleep of human beings, Duralli has been providing customized and healthy sleep comfort with its mattress series consisted of 20 different models such as Yaşam (Life), Rüya (Dream), Konfor (Comfort), Uzay (Space), Klasik (Classic), and Rest Series & Hotel Mattresses. Designing its models with the inspiration of princess living in legends and heroes in stories, Duralli offers a legendary sleep experience to its customers.” “We are targeting to increase our market share in the hotel sector with the new series in 2016. With the new series and models we added to our product portfolio we will be a sought after brand in new markets as well.” Perihan Yilmaz Dilek further added, “Positive feedback from our customers about the quality of our products and our post sale service make us stronger. We work for better future.”


restaurant 104 hotel & hi-tech

marka

Sözer Gıda’nın hedefi Afrika İhracatta yeni pazarlara girmek isteyen Sözer Gıda’nın ilk hedefi Ortadoğu ve Afrika.Türk kahvesinden bulyona kadar 200 den fazla ürün üreterek iç piyasa ve ihracata yönelik çalışmalarını sürdüren Sözer Gıda, yeni pazarlara girmek için kolları sıvadı.

S

özer Gıda CEO’su Özer Gürbüz, yaptığı açıklarla yeni yatırımlar ve ürünler hakkında bilgi verdi.

Yeni ürünler

2016 yılını değerlendiren Gürbüz, bu sene yeni ürünler de çıkartacaklarını söyleyerek:” Bu yıl bizim adımıza ne iyi ne de kötü geçti diyelim. Türkiye bu yıl büyük badireler atlattı. Tabi bizde bu durumlardan etkilendik. Ama önümüz açık ve gelecek dönemle alakalı yeni planlarımız var. Bununla alakalı önümüzdeki günlerde özellikle bulyon üretimi ile ilgili yeni ürünlerimiz çıkacak. Bulyon, çorba ve harç soslarla ilgili yatırımlar yapabiliriz.” dedi.

“Yeni pazarlara açılma isteğimiz var. Özellikle hedefimiz Ortadoğu ve Afrika bölgeleri. Fiyat konusunda da istenilen rakamlar oturduğunda Ortadoğu, Afrika ve Balkanlar’da, pazara daha hakim olabileceğimizi düşünüyoruz.”

Hedef Afrika

İhracat ile alakalı hedeflerini de açıklayan Sözer Gıda CEO’su Özer Gürbüz, özellikle Afrika’yı hedeflediklerini belirterek: “Yeni pazarlara açılma isteğimiz var. Özellikle hedefimiz Ortadoğu ve Afrika bölgeleri. Çünkü ürünlerimiz genel olarak o bölgelere hitap ediyor ve oradaki tüketicilerin daha rahat alabileceği ürünler bunlar. Fiyat konusunda da istenilen rakamlar oturduğunda Ortadoğu, Afrika ve Balkanlar’da, pazara daha hakim olabileceğimizi düşünüyoruz.” dedi.

Türkiye’deki en yüksek tonajlı kahve üretimi

Türkiye’nin en yüksek tonajlı kahve üretimini Sözer Gıda’nın yaptığını belirten Gürbüz, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Biz iç piyasada Bim marketlerine yaptığımız üretim ile kapasitemizi zaten dolduruyoruz. Bu pazarda yaptığımız üretimin %85’i Bim marketlerine gidiyor. Orada satılan kahve, tatlı, puding ve granürleri biz üretiyoruz. Bu da zaten büyük bir tonaj. Türkiye’nin en yüksek tonajlı kahve üretimini yapan firmasıyız. Bunu çoğu kimse bilmez. Abdullah Efendi markasını biz yapıyoruz. Abdullah efendi kahve üretimi olarak daha çok üretime sahiptir. Türkiye’de kendi markamızda bulunmakta. Keyf-i Sefa olarak piyasada yerimizi almış durumdayız.“


Sözer Gıda targets African market In an effort to penetrate new markets in exports Sözer Food Company targets Middle East and Africa first.

P

roducing over 200 items from Turkish coffee to bouillon and serving domestic and foreign markets Sözer Food Company plans to accelerate its exports with new markets. Özer Gürbüz, CEO of Sözer has recently furnished us with information about their recent investments and new products.

they targeted Africa. “We have a plan to open new markets. We are targeting Middle East and African countries first because these products mainly address to those regions. And the consumers in those countries can easily buy these products. When we establish our price policy, I believe that we can capture the markets over there,” Özer Gürbüz explained.

On new products

Highest tonnage coffee production in Turkey

Talking about 2016 Gürbüz said they would launch new products this year. “It was neither a good nor a bad year for us. Turkey has escaped many dangers. We have naturally been affected from those unfortunate happenings. But our horizon is clear and we have new plans for the future. We will especially have surprises about bouillon production. We may make investments in bouillon, soup and cooking bases,” he said.

Target Africa

Talking about their export targets Sözer Gıda’s CEO said that

Stating that Sözer Gıda makes the highest tonnage coffee production in Turkey, Gürbüz concluded, “We already use up our capacity with production for BIM markets in Turkey. 85% of our domestic sales go to BIM markets. We produce the coffee, sweets, pudding and granules sold at BIM markets. This makes a big tonnage. We make the highest tonnage coffee production in Turkey but most people don’t know this. We make Abdullah Effendi brand. We also have our own brand. We got our market share with our brand Keyf-I Sefa.”


restaurant 106 hotel & hi-tech

marka güncel

Graniser Seramik 14 yeni ürünle Cersaie’de Dekorasyona kazandırdığı özgün tasarımlarla öne çıkan Graniser Seramik, 26-30 Eylül 2016 tarihleri arasında İtalya Bologna’da düzenlenecek Cersaie Uluslararası Seramik ve Banyo Fuarı’nda yeni ürünlerini sektörel çevreler ve son kullanıcılar ile buluşturacak. Fuarda doğal ahşap, bazalt, metal, tekstil, çiçek motifli ve rölyefli yeni serileri ve renkleriyle fark oluşturmayı hedefleyen Graniser Seramik, 14 yeni ürününü ilk kez dünya vitrinine çıkaracak. Dekorasyona tasarım farkıyla yenilikçi ürünler kazandıran Graniser Seramik, fuarda mevcut ürün ebatlarının yanı sıra ilk kez 60x120 cm, 20x120 cm olmak üzere büyük boy yekpare ürünleriyle de yer alacak. Graniser Seramik ayrıca, 20 mm kalınlığında özel iki yeni ürünle ve 28x28 cm ölçülerine sahip ürünlerini de fuar ziyaretçilerinin beğenisine sunacak.

Paşabahçe Çin’de züccaciye sektörüyle buluştu Paşabahçe, züccaciye sektöründeki dünyanın önde gelen firmalarını şirketlerin satın alma sorumlularıyla buluşturan China Daily Use Articles Trade Fuarı’nda yer aldı. Paşabahçe’nin en yeni ürünlerini görücüye çıkardığı fuarda saklama kapları, kadehler, ayaksız bardaklar ve Borcam çeşitleri ziyaretçilerden büyük ilgi gördü. Shanghai New International Expo bu sene 110’uncu kez düzenlenen fuara 901 firma katıldı.

Şişecam’a 2015 Faaliyet Raporu Oscarı Türkiye’nin en köklü kuruluşları arasında yer alan Şişecam Topluluğu 2015 yılı Faaliyet Raporu ile “Faaliyet Raporlarının Oscarı” olarak bilinen ve faaliyet raporlarının değerlendirildiği en itibarlı yarışmalardan biri olarak kabul edilen, ARC’de (Annual Report Competition) ‘İç Tasarım’ kategorisinde Altın Ödüle layık görüldü. Yarışmaya 70 ülkeden 2000’e yakın firma katıldı. 1987 yılından bu yana sahiplerini bulan ABD merkezli ARC Ödülleri, bugün dünyada herhangi bir yayın ya da ticaret organizasyonuyla bağı bulunmayan tek faaliyet raporu yarışması olma özelliği taşıyor.


Coca-Cola, kullandığı suyun tamamını doğaya ve topluma kazandıran ilk şirket oldu 71 ülkede 248 toplumsal su projesi yürüten Coca-Cola, ürünlerinde ve üretim süreçlerinde kullandığı 300 milyar litre suya karşın 337 milyar litre suyu geri kazandırdı. Böylece 2020 yılına kadar kullandığı suyun yüzde 100’ünü geri kazandırma hedefine 5 yıl önceden ulaştı. Bu başarıyla birlikte Coca-Cola kullandığı suyun tamamını doğaya ve topluma kazandıran Fortune 500 listesindeki ilk şirket oldu. Coca-Cola, Türkiye’de ise 2015’te kullandığı suyun 1,5 katını doğaya kazandırarak bu başarıya önemli bir katkı sağladı.

Radore “En İyi Veri Merkezi” ödülünün sahibi oldu Tüketicilerine sunduğu yenilikçi hizmetleriyle ön plana çıkan Radore Veri Merkezi, dünyanın önde gelen teknoloji portallarından TMT News tarafından yapılan değerlendirmede “En İyi Veri Merkezi” kategorisinde ödüle layık görüldü. TMT News tarafından yapılan değerlendirmede; altyapısı, yüksek kaliteli servisleri, yedekli internet erişimi ve enerji verimliliği ile önde gelen veri merkezi Radore’nin, 10 bin sunucu kapasitesi, 60’a yakın profesyonel ekibiyle, 7 gün 24 saat kesintisiz hizmeti müşterileriyle buluşturmasının önemine değinildi. Radore Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kubilay Akyol, kazandıkları ödül ile ilgili olarak; “Müşterilerimize sunduğumuz yenilikçi hizmetlerimiz doğrultusunda, şirketimizin her geçen yıl yeni bir başarıya imza attığını görmek gurur verici. Önümüzdeki yıllarda daha da büyümeye, Türkiye’nin yanı sıra dünyada da önemli veri merkezleri arasında yer almaya odaklanacağız.” dedi.

Longevita, GoogleGrow’a kabul edilen ilk Türk şirketi oldu Yaklaşık 100’den fazla ülkeden hasta turizmi sağlayan ve Türkiye’nin en hızlı büyüyen medikal turizmi girişimi olan Longevita; Google’ın destek programı Google Grow’a kabul edilen ilk Türk şirketi oldu. Google’ın Avrupa’da her çeyrekte gerçekleştirdiği, büyümekte olan ve dijital anlamda gelecek potansiyeli taşıyan şirketleri seçtiği programa katılan girişimler, Google ve Google’ın diğer platformlarında daha yaygın ve etkin tanıtım faaliyetleri yapabilmek için bir dizi destek ve danışmanlık alıyor. Google Grow programına katılma başarısını gösteren ilk Türk şirketi olmaktan gurur duyduklarını ifade eden Longevita Kurucu Direktörü Kağan Seymenoğlu, “Medikal turizm tüm dünyada ve özellikle Türkiye’de son yıllarda daha çok talep gören bir sektör. Kısa bir geçmişi olmasına rağmen, turizmdeki tüm paydaşların dikkatini çeken bu alan, Türkiye’ye yeni ve çok önemli fırsatlar sunuyor. Bu fırsatların ülke ekonomisine kazandırabileceklerini dikkate alarak yatırım yaptığımız alanın, global anlamda da ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Ülkemizde otel doluluk oranlarının %20’lere düştüğü bu zorlu dönemde Türkiye’ye getirdiğimiz yabancı hasta sayısı, medikal turizmin umut verici bir gelecek vaat ettiğini gösteriyor.” dedi.

TEMSA Akıllı Otobüsü Avenue iBUS yazılımını geliştiriciler için açtı Dünyanın ilk Open Bus platformunu hayata geçiren TEMSA; bunun bir örneği olarak Rota Optimizasyonu ve Akıllı Araç Güvenliği başlıklı 2 farklı hackathon gerçekleştirdi. TEMSA’nın MD9 ElectriCITY ve Avenue iBUS araçları ile katıldığı etkinliğin son gününde konferansın açılış konuşmasını Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü gerçekleştirerek önemli mesajlar verdi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, konuşmasında “İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde gerçekleşen bu etkinliğin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu etkinlik üniversitenin merkezi rolüne, firmalar, girişimciler ve akademisyenler arasındaki etkileşimin önemine vurgu yapıyor. Benzer etkinliklerin önümüzdeki dönemlerde de artarak devam edeceğine tüm kalbimle inanıyor, bu organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” dedi.


restaurant 108 hotel & hi-tech

yeni mekan

Anadolu ziyafetinin yeni adresi, Park Inn by Radisson’da

B

asın Ekspres Yolu üzerinde geçtiğimiz yıl içinde misafirlerini ağırlamaya başlayan Park Inn by Radisson İstanbul, bugünlerde yepyeni restoran konsepti Anadolu Ziyafet ile adından söz ettiriyor. Dört yıldızlı otelin bünyesinde Türkiye’nin dört bir yanından gelen kültürleri birleştiren özel menüsüyle Anadolu ziyafet sofralarını İstanbulluların damaklarına sunmak üzere yola çıkan restoran, doyumsuz lezzetleri kadar alışılmışın dışındaki mekan tasarımıyla da dikkat çekiyor.

Mutfağı ödüllü şef Ahmet Kartal’a emanet

Uygun fiyatla kaliteli hizmet ve mükemmel lezzetler sunarak çok kısa bir sürede bölgenin büyük beğenisini

Haftanın her günü, gündüz ve akşam saatleri ile Pazar kahvaltılarında, iş yemekleri, özel toplantılar ve kutlamalar için tercih edebileceğiniz Anadolu Ziyafet Restaurant’ta, Anadolu’nun olmazsa olmaz lezzetlerinin yanı sıra, enfes Türk mezeleri de ilgi çekiyor.

Anadolu Ziyafet, doğu ve batının bütünleştiği İstanbul’da, Anadolu’nun olmazsa olmaz tatları ve doyumsuz Türk mezeleri ile İstanbul’un lezzet hayatına yepyeni bir soluk getirmek için mutfağını açtı…


toplayan Anadolu Ziyafet’in mutfağı ise ödüllü baş aşçı Ahmet Kartal’a emanet. Bu özel tatları deneyimlemek üzere bir araya geldiğim deneyimli şeften bu keyifli çekimimiz esnasında restoranın konsepti ve menüye damgasını vuran tatlarını konuştuk.

“Antep’in kebap kültürünü Basın Ekspres’e taşıdık”

Anadolu Ziyafet Restaurant olarak Türkiye’nin dört bir yanından gelen kültürleri birleştirmeyi hedefleyen bir menü oluşturduklarını söyleyen Kartal, “Buraya gelenler öncelikle şundan çok iyi emin olsunlar ki, sofralarında Anadolu’nun olmazsa olmaz lezzetleriyle tanışacaklar. Bunların arasında aynı tabak üzerinde minik pideler, lahmacun, domates kebabı, kuzu şiş ve adana kebabı ile servis ettiğimiz Karışık Kebabımız ile çok iddialıyız. Menümüzde fıstıklısından tutun kaşarlı, domatesli ve patlıcanlısına kadar kebabın her çeşidi var. Antep’in kebap kültürünü buraya taşıdık diyebilirim.”

Türk mezeleriyle de iddialı!

Bu arada ilave edeyim, Anadolu Ziyafet’in kebaptaki iddiası hiç de boşuna değil. Deneyimli şeften de öğrendiğim kadarıyla restoranda kebap menüsüne girecek olan etler “karkas” olarak dondurucuya girerek iki gün boyunca dinlendiriliyor. Onun öncesinde tabii şef kuzuları bizzat kendi elleriyle seçerek siparişi gerçekleştiriyor. Restoranın menüsünde dikkat çeken lezzetlerden Katmer ve Havuç Dilimi Baklava da oldukça popüler. Antep’ten gelme fıstıkla bezenen baklavanın hamurunu kendilerinin açtığını dile getiren ödüllü şef, menünün sürprizlerini sıralamaya devam ediyor. Kebap çeşitleri kadar Türk mezeleri ile de iddialı olduklarını söyleyen Kartal, tüm meze severleri Antepli mezeci Garip Usta’nın alışılmışı zorlayan lezzetlerini tatmaya davet ediyor.

Ahmet Kartal kimdir? 1971 yılında İstanbul’dan doğan Ahmet Kartal, Polat Renaissance Hotel, Marriott Asia İstanbul ve Radisson Blu Hotel İstanbul Pera’da çalıştı. Son olarak Park Inn Radisson İstanbul Airport’a Ecxecutive Şef olarak atanan Kartal, aynı zamanda World Master Chef Society ve WACS şefler birliği üyesi. Mesleki anlamda bir çok diploma ve Milli takımımız adına yarıştığı bir çok yarışmadan da ödül sahibi.


restaurant 110 hotel & hi-tech

yeni mekan

Doğal artizan ekmeğin doğru adresi

240 derece Dünyada gittikçe yükselen dengeli beslenme bilincinin en önemli öğelerinden biri olan sağlıklı ekmeğin lezzetinin oldukça sade ve doğal yöntemlerden geçtiğini keşfeden; bunun üzerine 240 Derece’yi kuran iki çocukluk arkadaşı Metin Haras ve Cem Melek sipariş üzerine doğal artizan ekmeğini sofralarınıza getiriyor.

Y

ıllanmış ekşi mayayı organik un ve birbirinden özel içeriklerle harmanlayarak artizan ekmeğe yeni bir soluk getiren ve amaçlarının farklı damak zevklerine hitap ederek ve farklı ekmekler yaparak büyükannelerimizin lezzetli, sağlıklı ve sevgi dolu ekmeklerini insanlara sunmak olduğunu belirten Metin Haras; “Doğal yollarla geliştirdiğimiz, 240 derecenin yıllanmış özel ekşi mayası ile ürettiğimiz ekmeklerimiz hiçbir ticari katkı maddesi içermemektedir. Bütün 240 Derece ekmeklerinde, özel olarak üretilmiş organik un kullanıyoruz. Taş değirmende öğütülmüş taze %100 tam buğday ve tam çavdar unu; rafine olmamış doğal tuz kristallerinin daha da lezzet kattığı ekmeklerimizi tamamen hijyenik bir ortamda üretiyoruz.” dedi. Bu ekmeklerin doğal olmanın ötesinde sağlığımız için

de çok önemli olduğunu belirten Cem Melek, “240 Derece ekmekleri Glisemik indeksi düşük, kan şekerini yükseltmez ve uzun süre tokluk sağlar. Metabolizmamız için gerekli, probiyotik bakteriler ile fermente olan yani mayalanan hamurdan yapılan ekmek diğer sıradan ekmekler gibi kilo aldırmaz. İçerdiği kepek, vitamin, mineral ve proteinler açısından zengin ve çok değerli bir lif kaynağı olup vücuttaki ensülini dengeler, daha az tüketilir ve iki dilimi bile sizi tüm gün boyu tok tutar. Çocuklarımız, bebeklerimiz için çok besleyici eşsiz bir B vitamini kaynağıdır.” dedi.

Çeşit çeşit organik ekmek

Kullanılan özel ekşi maya sayesinde daha doğal, lezzetli ve uzun süre tüketilebilen ekmekler elde edilen 240 Derece’de %100 tam buğday, %100 çavdar, çok tahıllı, cevizli tam buğday, zeytinli, üzümlü cevizli, yaban mersinli fındıklı gibi çeşitlerin yanı sıra domatesli biberiyeli, 240 Sade, 240 Esmer ve karabuğday ve cevizli çavdar gibi farklı seçenekler de mevcut. 240 Derece’nin ekmekleri arasında buğday intoleransı yaşayanlar ve diyet yapanlar için de seçenekler bulunuyor.

Sipariş üzerine 240 derece ekmek

240 Derece olarak İstanbul’un birçok yerine kendi araçlarıyla ekmek dağıtımı yapıyor. Belirli uzaklıkta olan diğer bölgelerine ve şehir dışına ise kargo yoluyla ekmekler ulaştırılıyor. İnternet sitesinden sipariş verildiği için hangi bölgelere kargo gönderimi olacağı, hangi bölgelere 240 derece teslimatı olacağı sistem tarafından bilgilendiriliyor. Siparişler 1 gün içerisinde adrese teslim ediliyor.



restaurant 112 hotel & hi-tech

yeni mekan

Keşfedilmeyi bekleyen sürpriz

Palomar Bar & Restaurant Purl Group bünyesinde yer alan ‘Palomar Bar & Restaurant’ Karaköy’ün merkezinde uluslararası lezzetleri geleneksel lezzetler ile harmanlayarak damaklara sunuyor.

Ş

ef Ersin Avşar; Türk Mutfağı’ nın çeşitliliğini, uluslararası lezzet dokunuşları ile bir üst seviyeye taşırken yenilikçi, farklı ve bütünsel menüsü ile restoran konuklarına Karaköy’de eşsiz bir yemek deneyimi sunuyor. Trüf Yağlı Ahtapot Carpaccio’ dan Orkinos Tartar’ a, Karidesli Ravioli’ den Uykuluk Risotta’ ya, Beyaz Morina Tava’ dan, Minekop Buğulamaya, Dana Bonfile Izgara’ dan, Mürdüm Erikli Ördek’ e kadar birçok değişik lezzet, damak tutkunlarını bir serüvene hazırlıyor.


2 kattan oluşan mekanın Boğaz’a nazır deniz manzarası ve gün batımı eşliğinde iş çıkışı yorgunluğunuzu atıp keyifli bir yemek yiyebilirsiniz.

Ulaşılabilir fiyat konsepti Restoranın ulaşılabilir fiyat konsepti ile zengin şarap mönüsü, 104 kişilik oturma kapasitesi, mermer zemini, sıcak masif ceviz ahşap panelleri, üstü tamamen açılabilen tavanı ve sıra dışı dekorasyonu, 360 derece bir manzara deneyimi ile birleşerek inanılmaz bir keyfe dönüşüyor.

Müzik ve dansın gökyüzündeki buluşması Palomar, teras katında Cuma ve Cumartesi akşamları kaliteli müzik anlayışını eğlenceyle birleştirerek farklı duruşuyla hayatınıza yeni bir enerji katıyor. Hafta sonları özel Dj performansları ile müdavimi haline geleceğiniz mekanda davetler, iş yemekleri, lansman ve özel partiler de düzenleniyor.

Palomar, teras katında Cuma ve Cumartesi akşamları kaliteli müzik anlayışını eğlenceyle birleştirerek farklı duruşuyla hayatınıza yeni bir enerji katıyor.


restaurant 114 hotel & hi-tech

hijyen

Maratem Bio işletmelerde mekanik temizlik sıklığını azaltıyor Eczacıbaşı Profesyonel bünyesinde yer alan endüstriyel temizlik ürünlerinin öncü markası Maratem, Bio serisi ile kir problemlerini bakterilerin yardımıyla çözüyor. Temizlik kimyasallarından 500 kat daha etkili biyolojik ürün serisi, saniter alanlarda kötü koku oluşumunun önüne geçiyor; mutfaklarda ise mekanik temizleme sıklığını azaltıyor.

M

aratem Bio biyolojik ürün serisi, işletmelerin karşılaştığı birçok hijyen problemine yenilikçi ve çevreci bir çözüm sunuyor. İçeriğindeki bakteriler yardımıyla organik kirlilikleri biyolojik olarak doğal elementlerine ayıran Maratem Bio serisi, saniter alanlarda ve endüstriyel mutfaklarda kusursuz hijyeni sağlıyor.

Temizlik kimyasallarından 500 kat daha etkili

Endüstriyel mutfaklarda atık suyun içerisinden bulunan yağlar zaman içerisinde yağ tutucularda katılaşarak tıkanıklığa ve kötü kokulara neden oluyor. Temizlik kimyasallarından 500 kat daha etkili Maratem Bio biyolojik ürün portföyü; yağ kapanlarında ve gider hatlarında kusursuz hijyeni sağlayarak, kötü kokuların oluşmasını önlüyor. Biyolojik ürünler, tehlikeli kimyasal sınıfına girmediğinden çalışanlara cilt sağlığı açısından da güvenli bir kullanım sağlıyor. Maratem Bio ürünleri biyolojik parçalanma ile hijyen sağlayarak, işletmelerde periyodik mekanik bakımın sıklığını azaltıyor ve işletmenin zamandan tasarruf etmesine yardımcı oluyor. Maretem Bio serisi, saniter alana uygun ürün seçeneği ile de tuvalet ve banyo giderlerinde oluşan kötü kokuların önüne geçiyor.

Çevre için güvenilir tercih

Eczacıbaşı Profesyonel, Maratem Bio serisi ile işletmelerin atık sularını ve buradan kaynaklanan kötü kokuları kontrol altına alarak müşterilerinin de sürdürülebilirliğe ve doğaya katkıda bulunmasına yardımcı oluyor. Yenilenebilir ve geri dönüştürülebilir doğal maddeler ile üretilen çevre dostu Maratem Bio serisi; insana ve çevreye zarar vermeyen, doğada yüzde 100 çözünen biyolojik yüzey aktif maddeler içeriyor.



restaurant 116 hotel & hi-tech

hijyen

Islak mendilde devrim yapacak teknoloji

SulaSil Yüzde 100 doğal bambu ağacı liflerinden üretilen, yer kaplamayan, şık tasarımlı tablet mendil SulaSil; otelde, restoranda, tatilde, arabada hijyenik temizlik sağlıyor.

K

urulduğu 2010 yılından bu yana otel ve restoran sektörüne hizmet veren Gemiciler, ihtiyaç duyulan kaliteli ıslak mendil arayışından yola çıkarak ‘SulaSil Tablet Mendil’i tüketicilerin kullanımına sunuyor. Yeni nesil ‘SulaSil Tablet Mendil’, yüzde 100 doğal ve bambu ağacı liflerinden üretiliyor.

ve benzeri kimyasalları kabul etmeyen ‘SulaSil Tablet Mendil’, selüloz yani ağaç lifli yapısı sayesinde hijyenik temizlik sağlıyor. Petrol ve türev yapay polyester içermeyen ‘SulaSil Tablet Mendil’den, bebeklerin kişisel temizlik ihtiyaçlarında ve ateşli hastalıklarda soğuk kompres olarak da faydalanmak mümkün.

Şık tasarımlı, yer kaplamaz

Şık tasarımıyla yer kaplamayan kolayca taşınabilen SulaSil, 2 cm çapında olup açıldığında 22x24 cm boyutlarına ulaşan sıkıştırılmış tabletlerden oluşuyor. Tabletler kullanılacak ana kadar kuru kalıyor. Evde, ofiste, okulda, restoranda, otelde, kampta, arabada kişisel temizlik gerektiren her yerde sıvıyla ıslatılarak kullanılabilir hale getirilebiliyor. Özellikle otel ve restoranlardan yoğun ilgi gören SulaSil’i, temiz su, gül suyu ya da tercih edilen farklı doğal kokularla buluşturarak, saniyeler içerisinde kullanıma hazır hale getirmek mümkün oluyor. Doğal yapısından dolayı alkol

Yapay madde içermeyen SulaSil’i; su, gül suyu ya da tercih edilen farklı doğal kokularla saniyeler içerisinde hazırlayarak her zevke özel mendili oluşturmak mümkün oluyor.


Çamaşırhanelerde tasarruf kimyasal ürünlerle sağlanıyor Çamaşırhanelerde hijyen sürecini belirleyen en önemli faktörlerin başında maliyetler ve verimlilik geliyor. Profesyonel çamaşırhanelerin maliyetlerinin yüzde 10’unu oluşturan kimyasal ürünler; doğru seçildiği takdirde çamaşırhane maliyetlerinin büyük çoğunluğunu oluşturan personel, su ve enerji giderlerinde çok ciddi tasarruf sağlar.

Ç

amaşırhanelerde yıkama sürecinin eksiksiz ve kaliteli tamamlanması için verimlilik ön planda tutuluyor. Eczacıbaşı Profesyonel, işletmelerin çamaşırhanelere kimyasal alırken tedarikçiden hizmet de satın aldıklarının bilincinde olması gerektiğini, bunun verimliliğin artması için önemli olduğunu vurguluyor.

Kimyasallar ile tasarruf zinciri

Endüstriyel çamaşırhanelerde genel olarak kimyasal ürün giderinden ziyade; personel gideri, su ve enerji giderleri büyük paya sahiptir. Kimyasal ürün alımı toplam maliyette küçük bir paya sahip olsa da ürünün kalitesi ve tedarikçisinden alınan hizmet ile personel yönetimi, su ve enerji maliyetlerinin kontrolü de sağlanabilir. Profesyonel çamaşırhanelerde verimliliğin arttırılması için önerilerde bulunan Eczacıbaşı Profesyonel Satış ve Pazarlama Direktörü Melike Koçoğlu, “Artan maliyetler ve rekabet doğrultusunda çamaşırhanelerde öncelik maliyetlerin kontrol altına alınmasıdır. Düşük sıcaklıkta yıkamaya olanak sağlayan ağartıcılar ile tekstil yıpranmaz ve enerji gereksinimleri minimize edilir. Böylece kullanılan kimyasal ile enerji tasarrufu sağlanır” dedi. Personelin iş konusundaki eğitim seviyesinin de maliyetleri etkileyeceğine değinen Koçoğlu; “Kimyasal ürün tedarikçisi tarafından periyodik olarak verilecek eğitimler ile maksimum verimlilik ve hız elde edilebiliyor. Çamaşırhanenin efektif şekilde

Eczacıbaşı Profesyonel Satış ve Pazarlama Direktörü Melike Koçoğlu yönetimi için tedarikçiden alınacak eğitimler sayesinde personel tekstil ve leke çeşitleri hakkında bilgi düzeyini artırarak, bilinçli tüketim yapıyor” dedi.

Kimyasallar tekstilin ömrünü belirliyor

Otel tekstil ürünlerinin kullanım süresi işletmeler için büyük önem taşıyor. Tekstillerde hijyenin tek yıkamada sağlanması ise kullanılan kimyasalın kalitesi ile doğru orantılı. Kimyasalların kalitesinin yüksek olması; tekrarlanan yıkamaların sayısını azaltacağını dile getiren Eczacıbaşı Profesyonel Satış ve Pazarlama Direktörü Melike Koçoğlu, aynı zamanda yıkama maliyetlerini düşürerek tekstilin ömrünü uzatabileceklerini vurguluyor. Her alana uygun ürün geliştirerek işletmelerin çözüm ortağı olduklarına değinen Koçoğlu; “Her geçen yıl insanların kullanım ve tüketim alışkanlıklarının değişmesiyle leke çeşitliliği de artıyor. Biz de bu doğrultuda ürünlerimizi geliştiriyoruz. Özellikle otel çamaşırhaneleri için hızlı ve kaliteli hizmet verebilen, uzun ve az bakım isteyen dozaj sistemlerimiz mevcut. Yüksek kapasite ile hizmet veren endüstriyel çamaşırhaneler için merkezi olarak konvansiyonel veya tünel tipi yıkama makinalarına dozaj yapabilen sistemler de hizmetlerimiz arasında. Böylece Maratem ürünlerimiz ile daha düşük gramajlar ile yıkamalar gerçekleştirerek, tekstil ömrünü uzatıyoruz” dedi.


restaurant 118 hotel & hi-tech

hijyen

BUSİD, Türkiye buklet ürünleri sektörünü geliştirecek

T

urizm sektörünün vazgeçilmez ürünlerini üreten ve buklet sektörünün hak ettiği saygınlığın kazandırılmasının esas alındığı yeni bir oluşum var artık. Buklet ürünleri sektörünün önde gelen 12 firma temsilcisinin bir araya gelmesiyle faaliyetlerini başlatan Buklet Ürünleri Sanayici ve İş İnsanları Derneği – BUSİD ile turizm sektörüne katkısı kadar sektörel kalkınmanın da önü açılacak. Konaklama hizmeti veren işletmelerin müşterilerinin kullanımına sunduğu her türlü temizlik, kozmetik malzemeleri ve kullan-at yiyecek, içecek servis ekipmanlarını üreten Türkiye buklet sektörünün en önemli sorunlarının, standartlaşmadan uzak üretim ve destek mekanizmalarından göz ardı edilmesi olarak öne çıkıyor.

Yalçındere: “Buklet sektörünün üretimsel sorunlarına çözüm için örgütlendik”

Buklet sektörünün üretimle ilgili sorunlarına hakim olduklarını ve bunlara çözüm üretmek için öncelikle çaba edeceklerini ifade eden BUSİD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yalçındere, diğer bir önceliklerini de buklet konusunda kamuoyundaki bilinirliğin ve güvenirliğinin artırılmasının amaçlandığını açıklıyor. Buklet ürünleri olmasaydı, konaklama tesis ve işletmelerinde kullanılan ürünlerin hijyenik olmayacağını, yerine kullanılacak ürünlerin gereğinden fazla ürün sarfiyatı nedeniyle ekonomik zararlar vereceğinin altını çizen BUSİD Başkanı Mehmet Yalçındere ayrıca, buklet ürünlerinin kişisel ihtiyaçlar kadar insan sağlığı içinde vazgeçilmez ve pratik

Buklet ürünleri sektörünün önde gelen 12 firma temsilcisi bir araya gelerek, Buklet Ürünleri Sanayici ve İş İnsanları Derneği – BUSİD’i kurdu. malzemelerle ucuz reklam aracı olduğunun altını çiziyor. Sektörün öncelikli ihtiyacı olan ürünlerde standartlaşmanın, denetim mekanizmalarının geliştirilmesini belirten Yalçındere, turizm sektörüne neredeyse tam bağımlılığına karşın turizm sektörünün faydalandırıldığı destek ve teşviklerle geliştirilmesinde göz ardı edildiğini belirtiyor.

Şimdi ihracat zamanı!

BUSİD Başkanı Mehmet Yalçındere sektörün çok genç ve dinamik, büyüme potansiyelinin yüksek olduğuna dikkat çekerken Avrupa Birliği, Ortadoğu, Afrika ve Rusya pazarının cazibesini artırdığını, buklet sektörünün ihracata daha fazla odaklanması gerekliliğini söylüyor. BUSİD olarak sektörün üreteni, pazarlamasını olduğu kadar tedarikçilerinin tümünü kucaklamak istediklerini belirten Yalçındere ve BUSİD Yönetim Kurulu Üyeleri, “Buklet ürünleri sektörü artık çok daha güçlü, organize, tek bir ses olacak” diyor.

BUSİD Kurucu Yönetim Kurulu Üyeleri

BUSİD kurucu yönetim kurulu üyeleri şu isimlerden oluşuyor: Ahmet Turan Aydın - Çerçi Kozmetik, Aydın Çaloğlu - Sistem Otelcilik, Burak Besnili - Temko Temizlik, Deniz Danışman - Deniz Buklet, İlker Duran - Detay Turizm, İzzet Hızlı - Han Kozmetik, Hamit Yakın - Sun Turizm, Hüseyin Özbakır - RH Tekstil, Mahmut Küçükdoğan - Mahmut Tekstil, Mehmet Yalçındere - Güno Pazarlama, Seza Uğrubol - Turunch Kozmetik, Süleyman Sadi Tanay - Tanay Turizm.


BUSİD will improve Turkish guest amenities products sector Troubles in tourism sector caused the guest amenities sector to get organized.

1

2 leading company representatives of guest amenities sector came together and established Turkish Guest Amenities Association - BUSİD. By means of this formation which produces the indispensable products of the tourism sector and which grounds on acquiring the respect which the guest amenities sector deserves, the way for sectoral improvement will be paved as well as its contribution to the tourism sector. Along with the tourism sector which is improving both in the world and in our country, the guest amenities sector, which provides an added value by means of producing and selling the guest amenities products that occupies a significant role in accommodating the guests and ensuring continuity of customer satisfaction and which supplies products for tourism sector which is one of the most important sectors of our country, has came together under the roof of the association which was established. The most significant problems of the Turkish guest amenities sector which produces every kind of cleaning, cosmetic materials and disposable food & beverages service equipment which have been offered to the use of the customers of the enterprises that offer accommodation service can be listed as ignorance from incentive mechanisms and productions out of standardization. Mr. Mehmet Yalçındere, the President of the Management Board of BUSİD, expresses that they are capable of the problems of the guest amenities sector related with production and expresses that they will be primarily making efforts in order to find solutions and he further explains that another priority is to improve the awareness and reliability of the guest amenities within the public opinion. BUSİD President Mr. Mehmet Yalçındere emphasized that if guest amenities products were not present, the products that are used in accommodation facilities and enterprises wouldn’t be hygienic, and the substitution products would cause economical damages due to more-than-necessary product consumption,

and he further expressed that the guest amenities products are not only personal requirements but also they’re indispensable for human health and the cheap way of advertisement due to use of practical materials. Mr. Yalçındere states that standardization and inspection mechanisms should be developed for the products that are the primary requirements of the sector and he says that this sector is neglected in terms of improvement by means of the supports and incentives which the tourism sector benefits from in spite of its almost-full dependence on tourism sector.

Now it’s time for export!

BUSİD President Mr. Mehmet Yalçındere says that the sector is very young and dynamic, and it has a high growth potential, and European Union, Middle East, African and Russian markets increased its attractiveness and that the guest amenities sector should focus on export more. Mr. Yalçındere and BUSİD Board Members state that they would like to hug the manufacturers, marketers of the sector as well as the entire suppliers, and they say “Guest amenities products sector will be stronger, more organized and collaborated anymore”.

The founder members of BUSİD Management Board consists of the following names: Ahmet Turan Aydın - Çerçi Kozmetik, Aydın Çaloğlu - Sistem Otelcilik, Burak Besnili - Temko Temizlik, Deniz Danışman - Deniz Buklet, İlker Duran - Detay Turizm, İzzet Hızlı - Han Kozmetik, Hamit Yakın - Sun Turizm, Hüseyin Özbakır - RH Tekstil, Mahmut Küçükdoğan - Mahmut Tekstil, Mehmet Yalçındere - Güno Pazarlama, Seza Uğrubol - Turunch Kozmetik, Süleyman Sadi Tanay - Tanay Turizm.


restaurant 120 hotel & hi-tech

fuar

WorldFood Istanbul ve Ipack Turkey 13.654 ziyaretçiyi ağırladı 24. Uluslararası Gıda Ürünleri ve Teknoloji Fuarı - WorldFood Istanbul ve 31. Uluslararası Ambalaj, Paketleme ve Gıda İşleme Teknolojileri Fuarı - Ipack Turkey’i 13.654 kişi ziyaret etti.

F

uarlar kapsamında bu yıl ilk kez düzenlenen Konuk Ülke Kenya Projesi, Retail Center etkinlikleri, ColdChain Expo Eurasia ve WorldFoodTech özel bölümleri, yurtiçi ve yurtdışı alım heyetleri, konferans ve etkinlikler büyük ilgi gördü. Yurtdışında Türk mutfağını başarıyla temsil eden EuroTurk Chefs Culinary Team ve İKA - Dünya Aşçılar Olimpiyatları Aşçıları gösterileriyle fuar ziyaretçilerine lezzetli dakikalar yaşattı. Türkiye’nin lider sektörlerinde lider fuarlar düzenleyen ITE Turkey’in bünyesinde yer alan EUF – E Uluslararası Fuarcılık tarafından düzenlenen 24. WorldFood Istanbul ve 31. Ipack Turkey, 600’ün üzerinde yerli ve yabancı firma ve markanın en son ürün, hizmet ve teknolojilerini 13.654 ziyaretçi ile bir araya getirdi. 70.000 metrekarelik 6 salonda gerçekleşen fuarlar sırasında düzenlenen etkinlikler fuar katılımcı ve ziyaretçilerinden büyük ilgi gördü, gıda ve ambalaj sektörü temsilcilerine yeni iş fırsatları sağladı.


etkinlik ve şovlarına da sahne oldu. Türk ve dünya mutfaklarına ait ikramlarının yapıldığı etkinliklerde yemek şovları da gerçekleşti. Yurtdışında Türk mutfağını başarıyla temsil eden EuroTürk Chefs Culinary Team ve İKA - Dünya Aşçılar Olimpiyatı Aşçıları “aşçılık sanatı”, “artistik” ve “patisserie” dallarında gösteriler yaptı. Eurotürk Chefs Gastro Show kapsamında deniz ve balık temalı özel showlar da gerçekleşti. Dünya Aşçılar Olimpiyatı’nda Türkiye’yi temsil eden aşçılar, “Eurotürk Chefs Gastro Show” kapsamında Türk - Dünya mutfağının en seçkin lezzetleri fuar ziyaretçileri tarafından büyük ilgi gördü.

Bu yıl fuarda iki yeni bölüm daha açıldı

Bu yıl ilk kez bünyesine iki yeni özel bölümü dâhil eden fuarlar, katılımcı ve ziyaretçilerini Soğuk Zincir, Depolama Sistemleri, Soğutma, Havalandırma ve Lojistik Özel Bölümü - ColdChain Expo Eurasia” ve Gıda İşleme Makine ve Ekipmanları Özel Bölümü - WorldFoodTech ile buluşturdu. WorldFood Istanbul kapsamında yer alan Gıda Katkıları Özel Bölümü “Ingredients

Turkey” de bu yıl da yine fuardaki yerini aldı

Konferansta sektördeki yeni hizmet ve teknolojiler paylaşıldı Fuar süresince yoğun bir programla gerçekleşen konferanslarda ise; sektörün konusunda uzman konuşmacıları ve yetkilileri PAKDER tarafından Yürütülen Bakliyat ile Sağlıklı Beslenme Sağlıklı Hayat Projesi Hakkında Bilgi Verilmesi ve Belgesel

Konuk Ülke Projesi kapsamında ilk kez Kenya ağırlandı

WorldFood Istanbul, “Konuk Ülke Projesi” kapsamında bu yıl, Doğu Afrika’nın ekonomik bakımdan en gelişmiş altyapısına, ticari bağlantılarına sahip olan ve ekonomisinin %27’sini tarımın oluşturduğu Kenya’yı ağırladı. Fuarın 2. günü DEİK Türkiye – Afrika İş Konseyleri işbirliği ile düzenlenen “Kenya Türkiye Gıda Forumu”nun ardından, Afrika ve Kenya’dan gelen satın alma heyetleri, fuar katılımcı firmaların temsilcileriyle “İkili İş Görüşmeleri Toplantısı”nda bir araya geldi. Proje, Türkiye ve Kenya arasındaki gıda ticaretinin geliştirilmesi ve Türk gıda üreticilerinin ihracatına destek sağlanmasına katkıda bulundu.

EuroTürk Chefs Gastro Show ile lezzetli ve renkli dakikalar WorldFood Istanbul ve Ipack Turkey, katılımcılarının çeşitli

Gösterimi, Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme & Beslenme ve Sağlık Beyanları Yönetmelikleri Hakkında Bilgilendirme, Yerel Zincirlerin Gıda Perakendesindeki Durumu konuları ele alındı.


restaurant 122 hotel & hi-tech

fuar

Felda Iffco öncü markalarıyla iz bıraktı Felda Iffco lider markaları ile WorldFood Fuarı’nda önemli anlaşmalara imza attı. Felda ve Iffco markaları açısından çok verimli görüşmeler yapıldığını belirten Felda Iffco Pazarlama Müdürü İdil Akbaba, “Fuardan çok memnun kaldık” dedi.

B

itkisel yağ sektöründe dünyanın en büyük firmalarından olan ve Türkiye’de zirvede olan Felda Iffco, 1-4 Eylül 2016 tarihlerinde İstanbul Expo Center CNR Expo’da düzenlenen 24. Uluslararası Gıda Ürünleri ve Teknoloji Fuarı “WorldFood”da yerini aldı.

Akbaba: “Fuardan çok memnun kaldık”

Fuar, Felda Iffco için özellikle endüstriyel ve ihracat kanalı müşterilerinin yoğunluğu açısından bir hayli verimli geçti. Hizmet ve kalite anlayışı ile tüm iş ortaklarının taleplerini karşılayan ekip, fuar süresince satışa dönük görüşmeler yaparak iş hacmini de genişletti. Felda Iffco Pazarlama Müdürü İdil Akbaba, Felda ve Iffco markaları açısından çok verimli görüşmeler yapıldığı ve fuardan çok memnun kaldıklarını belirtti.

Alfa ustalarıyla canlı canlı sohbet…

Stand alanında mevcut olan açık mutfakta ise, pastacılık kanalı markası Alfa ustalarının da fuar süresince facebooktan da canlı yayınlanan sunumları büyük ilgi gördü. Hem sosyal medya hem fuar alanında ustalar canlı canlı sorulara cevap verdi.



restaurant 124 hotel & hi-tech

fuar

Yatak sektöründe inovasyon, teknoloji ve tasarım triosunun şovu!

O

tlardan doldurulan döşeklerden, yün döşeklere, sünger yataktan günümüz yataklarına değişe değişe…Yaşanan tüm bu gelişim evreleri elbette ki o günün şartları için inovatif değişimlerdi… Günümüzde yatak artık en modern halini almış olabilir mi diye sorduğumuzda; ergonomi, hammadde ve bileşenler devreye giriyor ve yataktaki bu gelişim bizleri her yeni günde şaşırtmaya devam ediyor. Sektör bu yeni geliştirilen ürünleri, SleepWell Expo’da takip ediyor. Yaylı yataklar, visko yataklar, lateks yataklar, uyku sistemleri, rulo yataklar, karyola sistemleri, visko yastıklar, medikal yastıklar, kaz tüyü yastıklar, çocuk yatakları, yatak koruyucu alezler, hareketli yataklar, özel sipariş yataklar, at kıllı yataklar, kişiye özel yataklar, yuvarlak yataklar, doğal yataklar, medikal yataklar, akıllı yataklar, kaz tüyü yorganlar, bazalar, metal karyolalar, yatak başları…

Dünya yatak sektörünü ağırlayacak

SleepWell Expo İstanbul, 20-23 Ekim 2016 tarihlerinde sektörün profesyonellerini 3. kez bir araya getirecek. 2015 yılında 79’u yerli, 22’i yabancı olmak üzere 101 katılımcının iştirak ettiği ve toplam 5 bin 238 ziyaretçinin takip ettiği, fuar profesyonellerin buluştuğu bir arena olan SleepWell Expo, bu yıl da genişleyen ziyaretçi ağı ve artması planlanan katılımcı sayısı ile yeni iş fırsatları oluşturacak. Genişleyen ziyaretçi ağı ve artan katılımcı sayısı ile dikkatleri üzerine çekecek olan SleepWell Expo 2016, Türkiye’de yatak endüstrisine ait ilk ve tek spesifik fuar olma özelliği ile Voli Fuar tarafından düzenleniyor. Yatak endüstrisine

Yatak endüstrisine yepyeni açılımlar sunmayı hedefleyen SleepWell Expo Fuarı, bu yıl 20-23 Ekim 2016 tarihlerinde sektörün profesyonellerini 3. kez bir araya getirecek. yepyeni açılımlar sunmayı hedefleyen SleepWell Expo Fuarı, organizasyonlarıyla sektörü canlandırmak ve yatak endüstrisi liderlerini İstanbul’da toplamak amacıyla, organizasyona ev sahipliği yapıyor. Yatak ve uyku ürünleri sektöründe başka spesifik bir fuar olmadığını belirten fuar yöneticileri, sektördeki gelişmelerin yakından takip edildiği, iç ve dış piyasa açısından önemli bir rol üstlenen Sleepwell Expo’nun, yakın gelecekte kendi kulvarında dünyanın en büyük organizasyonu olacağına inandıklarını belirtti.

Ömrümüzün üçte birinin geçtiği yatağın hikayesini keşfedin!

Ömrümüzün üçte birini geçirdiğimiz yatağın son trendlerini görebilmek için Türkiye’nin ilk ve tek ihtisas fuarı olan ve 20-23 Ekim 2016’da İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek SleepWell Expo 2016’ya uykuyu, huzuru ve sağlığı önemseyen herkesi ziyaret etmeye bekliyoruz.

Resmi havayolu partneri, STAR ALLIANCE

Yatak ve teknolojileri sektörünün ilk ve tek arenası SleepWell Expo’2016, resmi havayolu partneri olarak STAR ALLIANCE ile anlaştı. Fuar süresince SleepWell Expo 2016 fuarının tüm yurtdışı konukları Star Alliance Conventions Plus programı ile 27 üye havayolu ile 193 ülkeden Businness Class ve Economy Class rezervasyonlarını SleepWell Expo etkinlik kodu ile yapması halinde %20’ye varan indirimlerle uçabilecekler.


The show of ‘Innovation, Technology and Design’ trio…

F

rom putons to wool mattresses, from foam mattresses to the contemporary mattresses of today… All innovative products and their production technologies and materials are together at this show. We could say that the mattresses have come to the end of the most modern changes but every day new innovative components are discovered. The sector follows up all these novelties at SleepWell EXPO Istanbul. Production systems and materials for spring mattresses, visco mattresses, latex mattresses, sleep systems, roll mattresses, bedstead systems, visco, medical and goose pillows, cribs, alezes, moving mattresses, customized mattresses, horsehair mattresses, goose feather quilts, round mattresses, organic mattresses, boxsprings, headboards… Everything needed for all above will be at SleepWell EXPO Show.

Discover the story of mattress in which we spare one third of our lives!

To see the latest trends in the mattress in which we spare one third of our lives, all people who care for good sleep, welfare and health are invited to visit SleepWell Expo 2016, the first and only specialty fair of the industry to be held in Istanbul Expo Center, 20-23 October 2016.

Official carrier solution partner is STAR ALLIANCE SleepWell Expo 2016 made a prestigious contract for transportation and signed an agreement with Star Alliance

as the official airline group. The exhibitors and visitors flying for SleepWell Expo Istanbul will get discounts up to 20% in Business and Economy Class flight statuses with the 27 member airlines over a flying network of 193 countries.

Preparing to host the world mattress industry

As the first and the only fair in its field in Turkey, SleepWell EXPO is a show bringing mattress main industry, sub-industry, machinery and components industry professionals together. The fair is an excellent platform to launch and to see the latest technologies, innovative products and latest collections. To be held on October 20-23, 2016, the fair had hosted 101 exhibitors of which 79 were domestic and 22 international and 5,238 professionals had visited the show last year.


restaurant 126 hotel & hi-tech

ürün

Tüm Pişirme Teknikleri

İnoksan ile tek bir cihazda

Endüstriyel mutfak sektöründe yeniliklerin öncüsü İnoksan, Frima VarioCooking Center Multificiency ile kavurma, haşlama, kızartma, ızgara, kısık ateşte pişirme, basınçlı pişirme ve Sous-Vide yöntemiyle pişirme dahil şeflerin ihtiyaç duyduğu tüm yöntemleri tek bir cihazda kullanıcılara sunuyor.

P

rofesyonel mutfak donanımlarıyla dünya çapında tercih edilen İnoksan, Frima VarioCooking Center Multificiency ile şeflerin ihtiyaç duyduğu tüm yemek pişirme yöntemlerini tek bir cihazda sunuyor. Üstün yemek pişirme fonksiyonlarını 4 kata kadar hız ve %40’a varan düşük enerji tüketimiyle destekleyen Frima VarioCooking Center Multificiency, şeflere hem zamanı hem de diledikleri lezzeti kazandırıyor.

Küçük mutfaklar için büyük çözüm

Çok fonksiyonlu ürünün bir diğer avantajı da profesyonel mutfaklar için çok değerli olan yerden tasarruf sağlaması. Birçok cihazın becerisini tek bir pişiricide toplayan Frima VarioCooking Center Multificiency, küçük mekanlar için de kusursuz çözüm sağlıyor.

Çok fonksiyonlu Frima VarioCooking Center Multificiency, klasik pişirme yöntemlerine göre 4 kata kadar daha hızlı sonuç verirken, %40’a varan enerji tasarrufuyla da dikkat çekiyor. Otomatik pişirme özelliği ile ideal pişirme süreli Frima VarioCooking Center Multificiency, otomatik pişirme özelliği ile en hassas tariflerin bile dibi tutmadan ve yapışmadan tam istenilen seviyede hazırlanmasını sağlıyor. Böylece yemeğin yanmasından korkmaya ve buna bağlı olarak yemeğin başında beklemeye gerek kalmıyor.



restaurant 128 hotel & hi-tech

ürünler

Dispo ile çöpler artık sorun değil! Çöp torbaları ev dışı tüketim sektöründe en fazla ihtiyaç duyulan temizlik malzemeleri arasında yer alıyor. Eczacıbaşı Profesyonel’in hijyen destek kategorisinde yaratıcı çözümler sunan markası Dispo, dayanıklı ve güvenli çöp torbası portföyü ile işletmelere hijyen desteğinde bulunuyor. Dispo çöp poşeti portföyü yüksek mikronlu yapısı sayesinde daha fazla ağırlık taşımaya imkan sağlıyor. Ağırlık kapasitesinin yanı sıra Dispo Çöp Poşetleri, yıldız dikişli üretimiyle geniş iç hacmi sağlıyor. Böylece düz dikişli çöp torbalarına göre daha rahat bir kullanım sunuyor. Sağlamlığı ile de ön plana çıkan Dispo Çöp Poşetleri, içerisine atılan keskin bir cisimle yırtılsa dahi delik genişlemiyor ve güvenli bir kullanım sağlıyor.

Folyo ve pişirme kağıdının şahane uyumu Alüminyum folyonun kullanışlılığı ve uzun ömürlülüğü, yiyeceklere yapışmayan pişirme kağıdının sağlık avantajlarıyla buluştu. COOK’un geliştirdiği bir ürün olan çok amaçlı folyo pişirme kağıdı ile alüminyum folyoyu birleşmesiyle meydana geldi. Tamamen Türkiye’de üretilen ürün sayesinde artık mutfaklarda sağlıklı ve damak zevkinize uygun yemekleri daha kolay ve basit şekilde yapılabiliyor.

Yüksek konfor için Somfy motorlu stor perde

Yaşam alanlarında olduğu gibi ofislerde de gizliliğinizi korumak, gerektiğinde güneş ışınlarını eşyalardan uzak tutmak, doğal ışığı ayarlamak ve rahatsız edici yansımaları gidermek için stor perde, katlamalı perde ya da jaluzilerde en ideal çözüm olarak Somfy motorlu sistemler öne çıkıyor. Somfy’nin motorlu sistem teknolojisi ile bir düğmeye basarak stor perde, katlamalı perde ya da jaluzilerin konumu kolaylıkla değiştirilebiliyor. Somfy Tahoma-Serenity teknolojisi yaşam alanlarında, bağlı tüm nesneleri yönetiyor, perdeleri merkezileştiriyor, alarmı ve tüm donanımı bir tabletten ya da akıllı telefondan etkinleştirmeye imkan sağlıyor.




Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.