HaberPodium, Sayı 76, Ocak 2020

Page 1

www.haberpodium.ch / 15 Ocak 2020 / Yıl 7 / Sayı 76

YÜRÜRLÜĞE GİRECEK OLAN DEĞİŞİKLİKLER


Allianz Suisse ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓

Autoversicherung Hausrat Privathaftlich Rechtschutz Lebensversicherung Hypothek Krankenkasse Kredit Geschäft Versicherung

Serdar Eser

Schaden Hotline: 0800 22 33 44 Allianz Suisse Hauptagentur Oftringen Nordstrasse 14 CH-4665 Oftringen www.allianz-suisse.ch

Versicherungs- und Vorsorgeberater Finma Registernr.: 33082

Tel: 058 357 53 87 Mobil: 079 159 87 59 Fax: 058 357 53 71 Mail: serdar.eser@allianz.ch



ABONE OL,

İsviçre gündemini bizimle takip edin!

DERGiN HER AY ADRESiNE GELSiN! 1 yıllık Abonelik ücreti sadece 75 Sfr.

İsim: Soyisim: Firma: Faaliyet alanı: Dergi teslim Adresi: Posta Kodu/ Şehir: Telefon: E-Mail: Meslek: Doğum tarihi:

İmza

75 Sfr. ödeyerek 1 yıllık abone olmak istiyorum. Gerekli bedeli ödemem için bana makbuz yollayın. BANKA HESAP NUMARAMIZ: KONTO 60-648799-5 IBAN: CH59 0900 0000 6064 8799 5

ArgeMedia-HaberPodium Tösstalstrasse 23 8400 Winterthur +41 (0) 52 514 11 00 +41 (0) 76 343 80 74 Dergimize web sitesinden de abone olabilirsiniz. www.haberpodium.ch

/haber.podium /haberpodium


Aydın YILDIRIM a.yildirim@haberpodium.com

Yeni yılın bu ilk sayısında içeriğimizde, yazarlarımızdan Haşim Sancar’ın kaleminden, 2019’un önemli olaylarına ve 2020 yılında uygulamaya giren ya da girecek olan yeniliklere yer verdik.

Son verilere göre, İsviçre’de 80 yaşın üzerinde olanların %20’si bakım evlerinde yaşıyor. Ülkedeki ortalama yaşam süresi ise, dünyadaki en yüksek değerlerden biri olan 82,9’a tekabül ediyor

Meslek Emeklilik Sigortası’ndan, Emeklilik revizyonuna, sigorta prim artışından İşsizlik Sigortası revizyonuna, internetten, yeni ehliyet düzenlemelerine kadar, birçok alanda yapılan değişiklikleri içeriğimizde okuyabilirsiniz.

Bakım hizmetlerinde çalışanlara göre, İsviçre’de bakım hizmetleri sistemi sona ermiş durumda. Birçok kişi bu alanda uzun süre çalışmıyor ya da çalışmak istemiyor. Uzmanlar, 2030 yılına doğru bu alanda çalışanların sayısının önemli ölçüde azalacağını ve 120 bin bakıcı hemşireye ihtiyaç duyulacağını ifade ediyorlar.

Bu yıl Federal düzeyde önemli oylamalar da yapılacak. Yılın ilk oylamaları, 9 Şubat 2020 tarihinde; "Daha Ekonomik Konutlar inisiyatifi (Mehr bezahlbare Wohnungen) ve Cinsel yönelim temelli ayırımcılık ve nefret çağrısına karşı mücadele (Diskriminierung und Aufruf zu Hass aufgrund der sexuellen Orientierung) konuları için yapılacak. Bu oylamalara dair detayları bir önceki sayımızda okuyucularımıza detaylıca aktarmıştık. 17 Mayıs tarihinde ise, AB üyesi ülkeleri vatandaşlarına yönelik olarak, SVP tarafından gündeme getirilen Serbest dolaşım karşıtı "Sınırlandırma inisiyatifi" oylanacak. Bu inisiyatifle ilgili detayları içeriğimizde edinebilirsiniz.

Unia sendikasının konu ile ilgili yaptığı bir anket çalışması çarpıcı sonuçlar ortaya koyuyor; söz konusu ankete katılanların %90’ı kadın iken, kadınların %72’lik çalışma oranı ile, brüt maaş olarak ayda 2900 frank elde ediyorlar. Konuyla ilgili olarak 2017’de bir halk inisiyatifi başlatılmış, sekiz ay gibi kısa bir zamanda 114 bin’den fazla imza toplanmıştı. İnisiyatifçiler, eğitimli uzman personelinin meslekte mümkün olduğu kadar uzun süre kalmasını sağlamak için, Federal Hükümet’ten ekstra yatırımlar talep ediyorlar.

Yeni baba olanlar için getirilen İki haf- Konu, önümüzdeki günlerde İsviçre talık doğum izni, Burka yasağı, Klima, gündemini meşgul edecek. AB ile çerçeve anlaşması gibi konular ise, ilerleyen günlerde gündeme gelecek olan diğer oylama başlıklarını oluşturuyor. ***

Künye / Impressium HaberPodium ist eine Monatliche Zeitschrift, das Schweizerische Nachrichten auf Türkisch anbietet und für die türkischsprachige Bevölkerung der Schweiz zur Verfügung stellt. Zielsetzung ist die Förderung und die soziale Integration der türkischsprachigen Bevölkerung in ihre Umgebung und ein besseres gegenseitiges Verständnis. ArgeMedia HaberPodium Tösstalstrasse 23 8400 Winterthur Tel

+41 (0) 76 343 80 74

E-Mail info@haberpodium.com Web www.haberpodium.ch Inserate marketing@haberpodium.com Bankverbindung KONTO 60-648799-5 IBAN CH59 0900 0000 6064 8799 5

Sahibi / Herausgeber ArgeMedia Genel Yayın Yönetmeni / Chefredaktor Aydın Yıldırım Haber Müdürü / Nachrichtenchef Derya Özgül Redaksiyon / Redaktion Reyhan Alhas Yazarlar / Autoren Ayhan Demirden Bahar Yıldırım Berna Çoban B. Nazan Walpoth Bülent Kaya Edibe Gölgeli Fikret Zengin Fuat Köçer Gamze Hacipasaoglu Gülter Locher Haşim Sancar Mehmet Meral Meral Acar Mustafa Aktaş Özgür Tamcan Sibel Arslan Savaş Şengül Yasemin Schreiber Pekin

Fransız kantonları sorumlusu / Leiter französischen Kantone Savas Kulug Hukuk Danışmanı / Rechtsberaterin Derya Özgül LL.M Grafik Tasarım/Baskı / Grafische Design/ Druck ArgeMedia Türkiye Sorumlusu Kurtuluş Karaşın Online / Internet Sadık Bagadur Yayın Periyodu / Periode Yılda 12 Adet, her ayın 15'i 12 Mal Jährlich, jeder 15. des Monats Die Verwendung von Texten, Fotos und Inhalten von haberpodium.com ist nur mit Quellenangabe (www.haberpodium. com) gestattet. Jede Verwendung oder Reproduktion ohne Genehmigung von haberpodium.com ist untersagt und verletzt die Autorenrechte. Die Redaktion behält sich das Recht vor, erhaltene Artikel, Fotos oder andere Arten von Dokumenten nicht zu publizieren.

Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir ve reklamların içeriğinden reklam verenler sorumludur. Doğacak hukuki sorumluluk hiçbir şekilde dergimizi ve sitemizi bağlamaz. Dergi ve sitemizde yer alan yazı, resim, ilan ve reklamlar ismimiz belirtilmek suretiyle ya da izin alınarak kullanılabilir. HaberPodium basın yayın ilkelerine uymayı taahhüt eder. Redaksiyon kapanış: Her ayın 3'ü. Dergimizde yayınlanmasını istediğiniz haber, duyuru ve reklamlarınızı her ayın 3'üne kadar göndermeniz gerekmektedir. Verdikleri ilanlarla sponsor desteği sunan firmalarımıza teşekkür ediyoruz. www.haberpodium.ch facebook/haber.podium twitter/haberpodium instagram/haberpodium


 Sayı 76 / 15 Ocak 2020

 Bu Sayıda

8

12

18

21

16

22

24

25

20

26

15

28


32

42

51

44 52

 Gezi Rehberi

34

36

46 54 Hangi Filme Gitmeli?

56

38 48

Yemek Tarifi Etkinlik Rehberi

49 39 50 İsviçreli Çocukların Okuma Başarısı Uluslararası Ortalamanın Altında

Masal Karlar Kraliçesi

40 Bulmaca

Ayın Kitapları

58 60

61 62


 Gündem

2019 yılını geride bırakırken, geçtiğimiz yılda İsviçre’de neler yaşadığımıza kısaca bir göz atmak istiyoruz.

Haşim Sancar Yeşiller Partisi Bern Kanton Parlamenteri

8

Klima Değişikliği ve Gençlik Yürüyüşleri

K

üresel ısınmaya karşı İsveçli Greta Thunberg’in başlattığı proteste gösteri ve yürüyüşleri İsviçre’ye de sıçramış ve gençler arasında geniş destek bulmuştu. Gençlik, politikadan küresel ısınmaya karşı, somut adımların atılmasını istiyordu. Birçok öğrencinin cuma günleri dersleri bırakarak, daha sağlıklı bir çevre için yürüyüşlerine katılması, politikada bile tartışmalar yaratmıştı.

Bu yürüyüşler ve gösteriler, İsviçre’deki genel seçimler arifesinde, 28 Eylül tarihinde zirveye ulaşarak yüzbinleri sokaklara dökmüştü. Federal Hükümet, klima konusundaki hedefini değiştirmek zorunda kalırken, 2050 yılına kadar, klimanın ısınmasına neden olan tüketimi sıfırlamayı amaç olarak önüne koyma kararını aldı. Federal Hükümet daha önceleri bu hedefi %70-85 olarak belirlemişti. Klima hareketi ise sıfırlama hedefinin 2030 yılında olmasını istemekte.


İki meclisli ulusal seçimler 20 Ekim’de yapıldı.

1981 yılında Anayasa’ya eklenen bir madde ile kadın ve erkelere eşit haklar getirilmişti. Ancak, 10 yıl sonra bu eşitliğin yeterince hayata geçirilmediği, özellikle iş ve ücret alanında büyük farklılıkların olduğu tespiti yapıldı. 10 yıl sonra, 14 Haziran 1991 yılında kadın grev günü ilan edilerek protesto gösterileri gerçekleşti. İlk kadın grevinden yaklaşık 30 yıl sonra, halen yeterince eşitliğin sağlanmadığı tespiti, haklarını savunmak için kadınları tekrar sokağa döktü. İş alanında, politikada, ücrette ve yönetim kadrolarında ayırımcılığa

Bern şehri, Federal Parlamentoları ve Hükümeti barındırdığı için hem Kanton ’un hem de İsviçre’nin başkenti olarak anılır. Bu sebeple de burası merkezi yürüyüşlere ev sahipliği yapar hep. Ekoloji, gençlik, kadın, Suriye vs. konuları geçtiğimiz yıl Bern’de yapılan gösteri ve yürüyüşlerin sayısını rekor düzeye çıkardı. Yılın

uğrayan kadınlar, haklı olarak eşit haklar istiyorlardı. Cinsel tacize karşı ve doğumdan sonra, anne ve babalık izninin yükseltilmesi de istekler arasında bulunmakta. Çoğunluğu kadın olmak üzere, yarım milyon kişi protesto gösterilerine katıldı. Bu gösteriler, 20 Ekim’de yapılan genel seçimlere de yansıdı. Kadınlar seçimlere aktif katılırlarken, meclisteki kadın sayısı İsviçre tarihinde, kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanındığı 1971 tarihinden beri ilk kez bu denli yükselmiş oldu (%42).

Kasım ayı sonuna kadar 251 izinli yürüyüş ve miting kaydedildi (bu sayı normalde yılda ortalama 230’dur). Bu rakamlara, bu yılbaşı gecesi gibi, 200 kişiden oluşan sol çevrelerin düzenlediği, yeni kanton polis yasasını, Rojava işgalini de protesto eden sayısız izinsiz yürüyüşçüyü ve protestoları da eklemek gerekir.

Ulusal Parlamento’ya (Nationalrat) 200 ve her kantondan ikişer kişinin seçildiği, kanton temsilciler meclisine (Ständerat) 46 kişi, yeniden veya yeni seçildiler. Sevindirici bir şekilde, Basel şehir yarım kantonundan (Stadt), Kürt kökenli iki Türkiyeli de seçildi. Ulusal Parlamento için, Yeşiller Partisi’nden Sibel Arslan tekrar, Sosyal Demokrat Parti’den Mustafa Atıcı yeni seçildiler. Kuruluşlarından bu yana, çevreyi koruma ve sosyal politikalarını sadık bir şekilde yürüten Yeşiller Partisi, bu seçimlerde oylarını rekor bir düzeyde artırarak (+%6,1), sayısını Federal Parlamento’da 11’den 28’e, Temsilciler Meclisi’nde ise 1’de 5’e çıkardı.

Sosyal güvenlik yasaları alanında tamamlayıcı ödemeler yasasında (Ergänzungsleistungen) 2021’de yürürlüğe girecek köklü değişiklikler yapıldı. Tamamlayıcı ödemeler (Ergänzungsleistungen: EL), emekliler (AHV) ve malulen emekliler (IV) için öngörülen maddi ek destektir. 2016 yılından beri tamamlayıcı ödemeler yasası (ELG) üzerinde çalışmalar yapılmaktaydı. Oldukça geniş değişiklikler içeren yasa Parlamento’dan geçti ve 2021 yılının başında itibaren yürürlüğe girmesi beklenmekte.

9


Avrupa Birliği (AB) ile yapılan ikili anlaşmalarda serbest dolaşım, İsviçre’deki yaşlı işçi kesimi olumsuz etkilemekte. Geçmişte SVP’nin "Toplu göçe karşı" inisiyatifine, işini kaybetme tehlikesinden dolayı bu yaş grubundan büyük destek gelmişti.

Emeklilik Sigortası (AHV) primlerinde artış 10

Bilindiği gibi Emeklilik Sigortası (AHV) için brüt maaşın %4,2’ü kadar hem çalışanlardan hem işverenden (toplam %8,4) kesilmekte. Bu yıl yapılan şirketlere vergi indirimi (STAF) halk oylaması ile kabul edilen yasa değişikliğine göre, AHV primlerine de %0,3 oranında bir yükseltme getirilmişti. 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren bu meblağın yarısı (%0,15) yine çalışanlardan ve diğer yarısı işverenden kesilecek.

Halk oylaması ile halkın %64’ü Federal Hükümet’in istediği şekilde, İsviçre Silah Yasası’nın AB silah yönetmeliğine göre uygulanmasına onay verdi.

Mayıs 2020’de, SVP’nin serbest dolaşıma karşı "sınırlandırma" inisiyatifi oylamaya gelecek. İnisiyatif, İsviçre’ye yılda gelebilecek yabancı sayısını sınırlandırmak istiyor. Yukarıda sözünü ettiğimiz yaş grubunun korkularını ciddiye alan Federal Hükümet, bu yaş grubunun inisiyatife olası bir desteğini engellemek için, işini kaybeden 60 yaşındaki işsizlere, kıstasları yerine getirdikleri takdirde (20 yıl AHV primi ödedikten sonra, 58 yaşından

Bern Kantonu’nda Mühleberg Belediyesi’nde bulunan atom santrali (AKW Mühleberg), uzun bir mücadeleden sonra kapatıldı. Santral, İsviçre’de 20 Aralık 2019 tarihinde fişi çekilerek kapatılan ilk atom santrali oldu. Fukuşima nükleer santrali faciası sonrasında, İsviçre genelinde atom santralinden çıkmak amacı ile imza toplanarak, 2016 yılında halk oyla-

itibaren işsiz kalmış olmak ve ilk 2 yıl işsizlik sigortasından yararlandıktan sonra, 100 bin franktan az birikiminin olması vs.), emekliliğe kadar köprü maaşı da denilen, geçici bir maaş bağlamayı önerdi. Bu girişimden yılda 4500 kişinin yararlanacağı tahmin ediliyor. Bu maaş, kantonların hem sosyal yardım bütçesini hem de tamamlayıcı ödemeler kasalarının yükünü az da olsa hafifletecek. Yasa önerisi, Ulusal Parlamento’da (Nationalrat) görüşülüp Kanton Temsilciler Meclisine (Ständerat) gönderilmişti. Burada oldukça kırpılan "maaş” tekrar Ulusal Parlamento’ya gönderildi ve bu yılın başlarında tekrar ele alınıp son haline gelene kadar elden geçecek.

masında gidilmiş, ancak dönemin Bern Kanton Hükümeti (sol ve yeşil çoğunluklu), oylamadan önce Bern’deki Mühleberg atom santralini 2019’da kapatacağını duyurmuştu. Halk oylaması %54’e karşı %46 kaybedilmiş ama Mühleberg’in kapatılması sağlanmıştı. Santralın parçalara ayrılması yılları, radyasyonlu parçalarının korunması ise milyonlarca yılı bulacak.


Bern Kantonu’nun sosyal içerikli yazan yazarı, eleştirmekte sözünü esirgemeyen, günlük politik gelişmelere duyarlı ve tanınmış yazarı Lukas Bärfuss Almanya’nın verdiği Georg-Büchner-Ödülü’nü almay hak kazandı. Bärfuss, Max Frisch, Friedrich Dürrenmatt ve Adolf Muschg’tan sonra Almanca edebiyat alanındaki bu önemli ödülü alan dördüncü yazar oldu.

Federal Mahkeme, halk oylamasındaki resmi rakamın 454'000 yerine 80'000’le çok düşük gösterilmesinden dolayı, bir inisiyatifin halk oylamasından sonraki sonucunu iptal etti. İnisiyatif, Hristiyan Demokrat Parti’ye (CVP) ait ve vergide evlilik aleyhindeki haksızlığı düzeltemeye yönelikti.

İsviçreli iki astronota Nobel Fizik ödülü İki İsviçreli astronota 2019 yılında Nobel Fizik ödülü verildi. Kanadalı James Peebles ile birlikte İsviçreli Michel Mayor ve Didier Queloz’un evrenle ilgili çalışmaları "çığır açan" keşifler olarak değerlendirildi. Nobel Akademisi, , 1995’te ilk defa dünyanın dışındaki başka bir sistemde, güneşe benzer bir yıldızın etrafında dönen bir gezegeni tespit edilmesi başarısından dolayı bu iki astronota ödülü layık gördüler.

11

2019’da politikaya olan güven azaldı. Halkın %46’sı politikanın partiler arası birlikte çözüm üretmesini istiyor.

Halkı endişelendiren konuların başında (üç yıldan beridir) emeklilik sigortası (AHV) gelmekte. Halkın %47’si, emeklilik yaşında geldiğimde geçinebilecek emekli maaşı alabilecek miyim sorusunu sormakta. Daha sonra sırası ise hastalık sigortası primlerinin sürekli artması, yabancılar ve klima değişikliği gelmekte.

Teslim Töre (1939), 68 devrimci kuşağından olan Deniz Gezmiş ve arkadaşları ile birlikte siyasi çalışmalarda bulunmuştu. Kendisi, 1980’de kuruluşu ile birlikte genel sekreterliğine seçildiği Türkiye Komünist Emek Partisi (TKEP) ile de özdeşleşir. Teslim Töre, 24 Kasım 2019 tarihinde, yaşadığı Bern şehrinde sevdiklerine veda etti ve naaşı Türkiye’ye gönderildi. Teslim Töre, 2001 yılında Türkiye’de cezaevinden çıktıktan sonra, aldığı bir cezadan dolayı 2003 yılından bu yana Bern’de siyasi sığınmacı olarak yaşamaktaydı.


YÜRÜRLÜĞE GİRECEK OLAN

 Gündem

DEĞİŞİKLİKLER

Geçmişi değerlendirirken bu yıl beklenen gelişmelere de kısa başlıklarla göz atalım.

12

Meslek Emeklilik Sigortası’nda öngörülen değişiklikler Meslek Emeklilik Sigortası (Berufliche Vorsorgegesetz: BVG), ikinci emeklilik sigortası veya "Pensionskasse” olarak da bilinen emeklilik sigortası yasasında (AHV ile karıştırılmasın) bir değişiklik için işverenler ve sendikalar anlaşmış görünmekte. Verilen bilgilere göre, bu maaşı hesaplamada şu andaki %6,8 kat sayısı %6’ya düşürülmesi ve geçici bir süreye kadar yeni emeklilere 100-200 Frank arasında artışlar öngörülüyor. Yasa değişikliğinin 2020 yılında Ulusal Parlamento’da görüşülmesi bekleniyor.

Yeşiller, SP ve SVP partilerinin başkanları 2020 yenilenecekler. Yeşillerde, tüzüklerinde bulunan başkanlık süresinin sınırlı olmasından (4+4) dolayı, Başkan Regula Rytz, yerini başka bir partiliye bırakacak. SP Başkanı Christian Levrat ve SVP Başkanı Albert Rösti, istifalarını vererek, yerlerini başka partililere bırakmak istediklerini belirttiler. Levrat 2008’den, Röstli ise 2016’dan bu yana bu işi yapmaktaydı.

Yaşlı işsizler için destek hizmetleri hakkındaki yeni federal yasa 2020’nin ilk yarısında onaylanabilir. Resmi bildiri 30 Ekim 2019’da Federal Hükümet tarafından kabul edildi ve Parlamento tartışmalara hali hazırda başladı. Taslak yasaya göre, 60 yaşından sonra emekliye ayrılan kişiler normal emeklilik yaşına ulaşana dek işsizlik ödeneklerinden belli şartlar altında faydalanabilecek.


Organ Bağışı Federal Hükümet 2020 yılında Organ Nakli Yasası’nın değiştirilmesi hakkındaki resmi bildiriyi Parlamento’ya sunacak. 2019 sonundaki müzakerelerde gönderilen yasa taslağı ile, mevcut bir sorunun çözüme ulaşması bekleniyor. Öldükten sonra organlarının alınmasına karşı olan kişiler bunu beyan etmekle sorumlu olmalı. Aksi yönde açık bir beyan olmadığı müddetçe, ölüm sonrasında organ ve dokular alınabilmeli. Ancak akrabalar yine de söz hakkına sahip olabilmelidir. Yasa teklifi, 22 Mart 2019’da «Organ bağışına destek ol – Hayat kurtar» adıyla sunulan halk inisiyatifine karşı öneri olarak geliştirildi.

Bakım hizmetlerine daha fazla katkı Sağlık sigortalarının bakım hizmetlerine katkıları, 1 Ocak 2020’den itibaren yılda yaklaşık 83 milyon frank arttırılacak. Federal İçişleri Bakanlığı, 2011 yılında bakım hizmetleri fonlarının düzenlenmişti. Aradan gecen zaman içinde bakım primlerinin oldukça düşük olduğu anlaşıldı. Bu sebeple, özellikle de bakım ve huzur evleri gibi yerlerin masraflarına daha çok katkıda bulunulacak.

Parlamento etkilerini 2021 yılında gösterebilecek olan işsizlik sigortası revizyonu hakkında 2020 yılında da müzakerelere devam ediyor olacak. Federal Meclis özellikle kısa dönemli çalışma imkanlarının kolaylaştırılmasına dair tedbirlerin sağlanmasıyla ilgili teklife hali hazırda yeşil ışık yaktı. Böylece kısa dönemli çalışanların, örneğin, kısa dönemli çalışma veya kötü hava dönemleri sırasında başka geçici işler arama veya kabul etme zorunlulukları olmayacak.

Federal Hükümet 1. ve 2. sütunları birbirinden bağımsız şekilde yeniden düzenlemeye karar verdi. AHV’nin (AHV 21) stabilize edilmesine dair reform Ağustos 2019 sonunda Parlamento’ya devredilmişti. Bu reforma göre kadınlar için referans yaş – dengeleyici tedbirlerle birlikte - 65’e yükseltilecek, geç emeklilik esnek hale getirilecek ve AHV’nin finanse edilmesi için gerekli katma değer vergileri yükseltilecek. İşyeri bazlı emeklilik planına (BVG) dair reform tedbirleri 2019 sonu / 2020 başında ilgili taslak müzakareye gittiğinde belirlenmiş olacak.

Sigorta prim artışı

Ehliyet için kısa bir eğitim

2020 yılında zorunlu sağlık sigortası için ortalama prim değerleri %0.2 artış ile 315,14 franka yükselecek. On kanton (AG, BE, BS, LU, SH, SO, SZ, VD, ZG, ZH) %0’ın altında ilerleme kaydetti. Beş kantonda (AR, GR, NE, TI und VS) ise artış %1,5 değerinde gözükürken, kalan on bir kantondaki artış oranları %0 ile %1,5 arasında.

Kim 2020 yılı itibari ile sürücü ehliyetine başvurursa, öncelikle 3 yıllık bir deneme süresine tabi tutulacak. Buna ek olarak, simülatörlerde uygulanabilen gerçekçi sürüş durumları, tam frenleme ve enerji tasarruflu sürüş gibi eğitimler de zorunlu olacak. Bir gün sürecek olan bu eğitimin, sürüş testinden sonraki ilk yıl içinde tamamlanması gerekiyor.

Eski banknotların değişimi Yeni düzenlemeye göre, elinde eski banknot olanlar, paralarını süresiz olarak değiştirilebilecekler. Daha önce bu değişim sadece 20 yıl içinde yapılabiliyordu.

13


Otomobiller için kilometre başına 95 gramlık yeni bir CO2 hedefi uygulanacak. Bu ortalama değere ulaşmayan ithalatçılar ceza ödeyecek. Geliştirilmiş enerji etiketi ile araba alıcıları için daha fazla şeffaflık sağlanması amaçlanıyor.

14

Ev sahipleri vergi kesintilerinden doğrudan yararlanabilecekler

Ev sahipleri 2020’den itibaren, federal vergideki yeni kesintilerden doğrudan yararlanabilecekler. Enerji tasarruflu yatırımlar ve söküm maliyetleri, birbirini izleyen üç vergi dönemine yayılabilecek. Yeni uygulama, enerji stratejisini hayata gecirmek için bir önlem olarak görülüyor.

Hayvancılık kontrolleri güçlendirilecek

İnternet hızı artıyor İnternet hizmetindeki minimum hız saniyede 3 megabayttan (Mbit/s) 10 megabayta yükseltilecek. Minimum yükleme hızı ise 0,3’den 1 Mbit/s’ye çıkacak.

Sorunlu çiftliklerde hayvancılık kontrolleri güçlendirilecek. Kontrollerin yüzde 40’ının habersiz yapılması gerekecek. Sorunlu işletmeler daha sık kontrol edilecekken, problemsiz işletmeler daha az kontrole tabi tutulacak.

Evlenmek isteyen çiftler daha az bürokratik engellerle karşılaşacaklar. Evlilik hazırlığı ile nikah arasındaki on günlük bekleme süresi iptal ediliyor. Nikah böylelikle evlilik hazırlığı prosedürü başarıyla tamamlandıktan hemen sonra gerçekleştirilebilecek. Evlilik koşullarında ise hiçbir degisiklik olmayacak.

Kadına ve aile içi şiddete yönelik önlemler Federal Hükümet kadına ve aile içi şiddete yönelik daha aktif önlemler alacak. Bu vesile ile, yeni projeler ve bilinçlendirme kampanyaları için yeni yasal bir temel oluşturuldu. Federal Hükümet, bu alan için sağlanacak olan fonlara, programlare ve projelerini uygulamak için özel kuruluşlara destek sunacak.


Cinsel Yönelim Temelli Ayrımcılık ve Nefret Çağrısı ile Mücadele Federal Parlamento, İsviçre Ceza Kanunu’nun 261’inci maddesini değiştirerek, ırkçılık karşıtı ceza hukukunun bir parçası olarak, cinsel yönelime dayanan nefret ve ayrımcılık çağrılarının da cezalandırılmasına karar vermişti. Homofobik saldırganlığı engellemeye yönelik bu değişikliğe karşı çıkan Genç-SVP’liler, referandum için imza toplayarak, konuyu halk oylamasına getirdiler.

Daha Ekonomik Konutlar Halk İnisiyatifi İsviçre Kiracılar Birliği’nin gündeme getirdiği bu halk inisiyatif, halka düşük maliyetli konut sağlanmasını hedefliyor. Daha fazla bilgi için HaberPodium’un Aralık 2019 tarihli, 75. sayısına bakabilirsiniz. 15

Serbest Dolaşıma Karşı "Sınırlandırma İnisiyatifi" 17 Mayıs 2020 tarihinde SVP’nin serbest dolaşıma karşı "sınırlandırma" inisiyatifi, oylamaya sunulacak. İnisiyatif, İsviçre’ye yılda gelebilecek yabancı sayısını sınırlandırmak istiyor ve bunun için AB yapılan serbest dolaşımın tekrar ele alınıp değiştirilerek, İsviçre’ye göçün sınırlandırılması talep ediliyor. İnisiyatif, şayet AB bunu kabul etmezse, ikili anlaşmanın feshedilmesini amaçlamakta.

İki Haftalık Doğum İzni Parlamento tarafından kabul edilen ve "Yeni doğumlarda babalar için öngörülen iki haftalık doğum iznine karşı referandum için yeterli imza (İsviçre genelinde 50’000) bir araya getirildi mi?" sorusuna cevabı Ocak 2020 sonunda almış olacağız. Cevabın evet olması durumunda, 2020’de bir halk oylaması da bu konu için yapılmış olacak.

Burka Yasağı Federal Hükümetin, "Burka yasağı” inisiyatifine karşı daha ılımlı (resmi dairelerde görevlilere kimlik tespiti için yüzün açılması zorunluluğu) bir önerisi Parlamento’da tartışılıyor. Sonuçlara göre, bu konu da 2020’de halk oylamasına sunulabilir.

Diğer Oylama Konuları Klima, AB ile çerçeve anlaşması konuları da 2020’de ve muhtemelen daha sonraki yıllarda bizleri meşgul edecek. Yeni yılın sizlere mutluluk ve sağlık, dünya haklarına demokratik bir ortam, barış ve kardeşlik getirmesini umut ve temenni ederim.


 Gündem 16

Federal Hükümet Stratejisini Belirledi Federal Hükümet İsviçre’deki tüm bireyleri, gelecekte daha iyi ve fiyatı makul olan bir sağlık sisteminden yararlandırmak istiyor. Bu doğrultuda 2020-2030 stratejisi belirleyen Federal Hükümet, sağlık politikasındaki önemli sosyal gelişmeleri nasıl idare edeceğini ortaya koyuyor. "Sağlık 2030"un odak noktasında insanların ihtiyaçları ve kaliteli bakım hizmetleri bulunuyor. 2020-2030 stratejisi ile, önümüzdeki on yılın sağlıkla ilgili öncelikleri ortaya konuluyor. Öncelikler dahilinde, en çok aciliyet gerektiren ve halk sağlığı için sorun teşkil eden dört konu bulunuyor. Bu konula şöyle sıralanıyor; ■ Dijital dönüşüm, ■ Sağlıklı çalışma ortamı ve çevresel sağlık tehditleri, ■ Demografik değişim, ■ Kaliteli ve uygun ücretli bakım hizmetleri.

İki yeni öncelik; Dijitalleşme, Çalışma Yaşamı ve Çevre Federal Hükümet, dijital dönüşüm ile iş hayatı ve çevreyi ilgilendiren konuları öncelik olarak belirliyor. Bunun temel nedeni ise; teknolojik ve dijital ilerlemelerin halk sağlığını temelden değiştirmesi. Amaç; dijitalleşme ve veri kullanımını teşvik etmek ve yeni teknolojilerin kullanımının nasıl idare edileceğini belirlemek. Çevre ve çalışma yaşamının bu stratejiye dahil edilmesinin nedeni ise, daha sağlıklı bir yaşam şansını arttırabilmek. Hedef; çevresel sağlık tehditlerini azaltmak, doğayı korumak, sağlığa zararlı etkileri engellemek ve sağlıklı bir çalışma ortamını teşvik etmek. Bu iki yeni önceliğin yanı sıra, kaliteli ve uygun ücretli bakım hizmetleri, finansal sürdürülebilirlik ve demografik değişim konularına verilen önceliğin

amacı ise; bakım hizmetlerini sağlamak, yaşlılıkta sağlığı teşvik etmek, bakım kalitesini yükseltip masrafları azaltmak ve düşük gelirli haneleri rahatlatmak.

Sağlık 2020 Geçtiğimiz yıllarda bu alanlarda çalışmalar ortaya konulurken, yeni hedeflerle bu alanlardaki çalışmalar ilerletilmiş olacak. Federal Hükümet ve Kantonlar, nüfus yararına olan sağlık hizmetini daha da geliştirmek amacıyla, 2013’ten bu yana, Sağlık 2020 stratejisi kapsamında çok sayıda tedbir aldı. Bu tedbirler kapsamında 90’dan fazla proje hazırlanırken, bu projelerin 23’ü 2019’un sonunda tamamlandı. Diğer projelere, Sağlık 2030 kapsamında, devam ettirilecek.


윀䄀一䄀䬀匀䤀娀 吀嘀ᠠ搀攀渀 夀䔀一、 吀䔀䬀一伀䰀伀䨀、 䠀䄀刀、䬀䄀匀䤀 ⠀ 吀‫ﰀ‬爀欀攀Ⰰ 䬀‫ﰀ‬爀琀攀Ⰰ 䄀氀洀愀渀挀愀Ⰰ 䘀爀愀渀猀㄁稀挀愀Ⰰ 、琀愀氀礀愀渀挀愀 瘀攀 搀愀栀愀 戀椀爀漀欀 搀椀氀搀攀渀 欀愀渀愀氀氀愀爀⤀

㈀㤀㤀⸀ⴀ

䌀䠀䘀

䈀甀 ‫ﰀ‬爀‫ﰀ‬渀 礀愀猀愀氀搀㄁爀⸀ 䈀椀爀 礀㄁氀㄁欀 愀戀漀渀攀氀椀欀 瘀攀 琀攀氀椀昀 栀愀欀氀愀爀㄁ ǻ礀愀琀愀 搀愀栀椀氀搀椀爀⸀

윀愀渀愀欀猀㄁稀 吀嘀 椀氀攀 欀愀㄁爀搀㄁ἁ㄁渀㄁稀 瀀爀漀最爀愀洀氀愀爀㄁ 㜀 最‫ﰀ‬渀 戀漀礀甀渀挀愀 最攀爀椀 椀稀氀攀礀椀渀

唀礀搀甀 愀渀琀攀渀猀椀稀  欀甀爀甀氀甀洀

、渀琀攀爀渀攀琀攀 戀愀ἁ氀愀渀㄁渀

眀眀眀⸀挀愀渀愀欀猀椀稀⸀琀瘀

윀攀弁椀琀氀椀 甀礀最甀氀愀洀愀氀愀爀 欀甀氀氀愀渀㄁渀

䘀愀挀攀戀漀漀欀ᠠ愀 戀愀ἁ氀愀渀㄁渀

夀漀甀吀甀戀攀 瘀椀搀攀漀氀愀爀㄁渀愀 攀爀椀弁椀渀

吀攀氀㨀  㘀㄀ 㔀㄀㄀ ㈀㈀ 㜀㈀ 圀栀愀琀猀䄀瀀瀀㨀  㜀㠀 㠀㜀㐀 㔀㠀 ㌀㠀


Ö

zel günleriniz için profesyonel bir organizasyon firmasına mı ihtiyacınız var? By Altınel Organizasyon bu konudaki tüm beklentilerinizi yerine getirecektir. By Altınel Organizasyon geçtiğimiz günlerde, 300 metrekarelik yeni Showroom alanının açılışı vesilesi ile bir apero verdi. Açılışa yoğun bir ilgi olurken, sanatçı Gürkan Karacan da aperoya müzikleri ile eşlik etti. Bahnhofstrasse 22/24, 9322 Egnach adresinde bulunan yeni Showroom alanında; düğün, kına, nişan, doğum günü örneklerinin sergilendiği onlarca dekorasyon çeşidine yer veriliyor. Bir sanatçı inceliğinde hazırlanmış olan bu dekorasyonlar, renksel ve tasarımsal olarak ziyaretçilerini büyülüyor.

18

Düğün, kına, nişan, sünnet, parti, davet ve açılış, doğum günleri, baby shower, butik pasta, özel sahne hazırlığı, gelin masaları, salon dekorasyonları, catering gibi hizmetler sunan By Altınel Organizasyon, isteğe özel dekorasyonlar da yapıyor. Firma, hizmetleri dahlinde orkestra seçenekleri ile fotoğraf-kamera servisi de sunuyor. Uzun yıllardır profesyonel dekorasyon hizmetleri sunan By Altınel Organizasyon yetkilisi Dilek Karakütük, müşterilerinin ihtiyaçlarını belirlerken, kişilere ve isteğe özel dekorasyon tasarımları yaptıklarını ifade ediyor. Çalışmalarında ihtiyaç sahiplerinin memnuniyetlerinin öncelikli olduğunu söyleyen Karakütük, bu alandaki deneyim ve birikimlerinin ihtiyaç sahiplerine çok önemli avantajlar sunduğunu vurguluyor ve özel günler planlamak isteyenleri Showroom alanlarını ziyaret edebileceklerini belirtiyor. Firma, Çırağan Sarayı’nda da organizasyonlar yapıyor

Dilek Karakütük

Kişilere ve isteğe özel dekorasyonlar yapıyoruz. Bahnhofstrasse 22/24, 9322 Egnach 078 641 85 15 - 078 947 11 88 byaltinelschweiz@gmail.com Altinel Schweiz Hochzeit Planer byaltinel_schweiz

By Altınel Organizasyon sadece İsviçre’de değil, İsviçre dışında da dekorasyon ve organizasyonlara imza atıyor. Almanya ve Fransa gibi Avrupa ülklerinin yanı sıra Türkiye’de de organizasyonlar icra eden By Altınel Organizasyon, İstanbul’da bulunan Çırağan Sarayı’nda organizasyonlar yapan önemli firmalardan biri. Özel günleri için unutulmaz dekorasyon hazırlıkları yaptırmak isteyenler, hiç düşünmeden By Altınel Organizasyon ile iletişime geçebilir, Showroom alanınını ziyaret edebilirler. Alanında oldukça deneyimli olan ve profesyonel çalışmalar yürüten firma, tüm beklentilerinizi yerine getirecektir.



 Gündem

TASARRUF YAPILMASI GÜNDEMDE

20

İ

sviçre, 2020 yılında daha az harcama yapıp daha fazla gelir elde etmeyi planlıyor.

Federal Parlamento, kış döneminin ilk haftasında gerçekleştirdiği bir oturumunda, 2020 yılının bütçe görüşmelerini yaptı ve bazı tavsiyelerde bulundu. Buna göre, 75,2 milyar frank olacağı öngörülen 2020 harcamalarından, 435 milyon franklık bir tasarruf yapılması gündeme geldi. İsviçre’nin gelir kaynakları 2020 yılında İsviçre bütçesinin üçte ikisi, katma değer vergileri ile doğrudan federal vergi gelirlerinden karşılanacak. Doğrudan federal vergilerden gelen toplam 24 milyarlık verginin yarısından fazlası şirketlerden, %45’i ise öncelikle yüksek gelirli kişilerden alınacak. Diğer vergi kaynakları gelirlere göre şunlar; • Akaryakıt (4,5 milyar frank)

Vergi geliri kapsamında, İsviçre Ulusal Bankası’nın kar dağıtımı gibi mali olmayan gelirleri de bütçelendirilirken, buna zorunlu askerlik vergisi veya harçlarından elde edilen gelirler de ekleniyor. Para nereye gidiyor? • İsviçre’deki sosyal yardımlar tüm harcamaların üçte birini oluştururken, bunun yarısı yaşlılık sigortasına gidiyor. • İsviçre ikinci sıradaki en yüksek harcamayı, 11 milyar franktan fazla bir bütçe ile, finans ve vergiler konusunda yapıyor. Bu harcamaların %15’ini, kantonlara yapılan ödemeler ve faiz masrafları oluşturuyor. • 10,4 milyar franktan oluşan trafik harcamalarının üçte ikisi toplu taşımaya, üçte biri ise karayolu trafiğine gidiyor. • Güvenlik başlığı altında; ordu, polis, sınır kontrolü ve istihbarat servisi için yapılan harcamalar 6,4 milyar frank.

• Pul vergisi olarak da bilinen finansal işlemler (2,2 milyar frank).

• Devlet bütçesinin %5’i tarım için ayrılmış durumda. Burada en büyük payı ise çiftçilere yapılan doğrudan ödemeler oluşturuyor.

Geriye kalan 7 milyarlık mali gelir ise, trafik vergisi, karbon vergisi gibi teşvik primi vergilerinden oluşuyor.

• Yurtdışı ile ilişkiler kapsamında 3,7 milyar frank bir bütçe mevcut. Bu paranın dörtte üçü kalkınma

• Tütün ürünleri (2 milyar frank)

yardımlarına giderken, geriye kalan bütçe diplomasi ve konsolosluk giderleri için kullanılıyor. Tartışmaların olduğu konular • İsviçre’de bütçelendirmeye dair en büyük anlaşmazlıklar eğitim harcamaları konusunda oluyor. Senato Meclisi Komisyonu, eğitim bütçesini yaklaşık 100 milyon frank arttırmak istiyor. Ancak Federal Parlamento bunu reddediyor. • Federal Parlamento ve Senato Komisyonları, iltica harcamaları konusunda da birbirlerine muhalifler. Federal Parlamento, federal sığınma merkezlerinin işletme giderlerinden 27 milyon frank, geçici koruma altına alınan kişilere ve mültecilere verilen sosyal yardım paralarında ise 13 milyon franklık kesintiler yapılmasını talep ediyor. Federal Parlamento bu talebini sığınma başvurularının sayısının az olması ile gerekçelendiriyor. • Kalkınma yardımı fonları da tartışılan konular arasında yer alıyor. Bu konuda kredilerin hem yükseltilmesi yönünde hem de azaltılması yönünde farklı teklifler sunuluyor. Her yıl olduğu gibi 2020 yılında da federal personel ücretlerinde kesintiler gündeme gelecek.


Cinsiyet ve İsim Bilgilerini Değiştirmek İsteyenlere Kolaylık

T

rans bireyler ile cinsiyet kimliği yelpazesinin diğer türlerine ait olan tüm bireyler, gelecekte kişisel durum sicil kayıtlarında, bürokratik yollara takılmadan kendi cinsiyet ve isim bilgilerini değiştirebilecekler. Federal Hükümet’in önerisi ile Parlamento gündemine gelen düzenleme, medeni kanunda yapılacak değişikliklere dair müzakerelere dayandırılıyor. Trans veya diğer cinsiyet kimliklerine ait bireyler, bireysel durumları ile ilgili olarak birçok engelin üstesinden gelmek zorundalarken, yasal anlamda cinsiyet değişikliklerinin tanınması için uğraşıyorlar. Bu alandaki prosedürler ise genelde fazlasıyla uzun ve son derece düzensiz. Bunun temel nedeni, konu hakkında açık ve net bir yasal düzenlemenin bulunmaması.

Derya Özgül, LL.M. Hukukçu M愀h欀攀洀攀 v攀 M愀欀愀洀氀愀爀搀愀 v攀欀â氀攀t攀渀 搀愀v愀 t攀洀猀椀氀椀 Hukuk Danışmanlığı 䄀爀愀戀甀氀甀挀甀氀甀欀 İşlem yardımı (Başvuru, dilekçe, şikâyet, itiraz) Uzmanlık Alanları • 䄀v爀甀瀀愀 䠀甀欀甀欀甀 • İdari Hukuk • İltica ve Yabancılar Hukuku Genel iltica davaları, Dublin Anlaşması, İnterpol soruşturma Vize işlemleri Aile birleşimi

Önerilere geniş oranda onay

Nikâh işlemleri

Federal Hükümet’in; cinsiyet değişikliği halinde, kişisel durum sicil kayıt işlemlerinin kolaylaştırılmasına dair önerileri müzakerelerde onaylandı.

Çalışma izni

Kişisel durum sicil kayıtlarında değişikliklere dair teklif, aile hukukunu herhangi bir biçimde etkilemiyor. Buna göre; eğer ilgili kişi evliyse, evlilik hali devam eder. Bu durum kayıtlı partnerlik durumunda da geçerlidir. Ayrıca çocuk durumu da değişmeden aynı şekilde kalabilir. Ek olarak, cinsiyet değişikliğine dair gerçeği yansıtmayan ve suistimal içeren açıklamalar ise reddedilir.

Vatandaşlık haklarının kazanılması

Federal Hükümet şu anda üçüncü bir cinsiyet kategorisinin kabulü meselesi ile de ilgileniyor. Konu hakkında bir rapor hazırlanırken, raporun önümüzdeki günlerde gündeme gelmesi bekleniyor.

Ülkeye giriş yasağının kaldırılması • 䄀爀愀戀甀氀甀挀甀氀甀欀 Mahkeme dışı çözüm işlemleri • Konsolosluk onaylı yeminli tercüme işlemleri • Türkiye’de emeklilik işlemleri • Türkiye’de tanıma ve tenfiz davaları takibi Ve daha birçok farklı konuda danışmanlıklar.

吀ö猀猀t愀氀猀t爀愀猀猀攀 23 8400 W椀渀t攀爀th甀爀

吀: 0㜀6 328 㜀4 80 F: 044 660 80 86

搀.漀稀最甀氀@愀搀挀漀渀猀甀氀t愀渀挀礀.挀h www.愀搀挀漀渀猀甀氀t愀渀挀礀.挀h


Federal Hükümet Üyeleri Değişmedi

 Gündem

İsviçre Federal Parlamentosu, 20 Ekim seçimlerinden sonra, 7 kişiden oluşan Federal Hükümet üyelerini seçti. Daha önceki dönemde görev yapan 7 bakanın tamamı Parlamento’nun onayını aldı. Yeşiller Partisi adayı Regula Rytz seçilmeyi başaramadı.

22

4 yıl boyunca görev yapacak olan bakanların aldığı oy oranları partilere ve isimlere göre şöyle oldu:

213

192

218

214

SVP

SP

CVP

SP

Ueli Maurer

Simonetta Sommaruga

Viola Amherd

Alain Berset

191

169

145

SVP

FD

FDP

Guy Parmelin

Karin Keller-Sutter

Ignazio Cassis


Yapılan son seçimlerde oylarını önemli ölçüde arttıran Yeşiller de bir koltuk talep etmişlerdi. SP ve Yeşiller Partisi, bakanlık koltuğu için Yeşiller Partisi’nin adayı Regula Rytz’i desteklediklerini açıklamışlardı. Yeşiller, FDP’li bakan Ignazio Cassis’in koltuğunu talep ediyorlardı. Regula Rytz, oylama sonucunda 82 oy alarak yeterli çoğunluğu elde edemedi.

Seçilemeyen Regula Rytz oylama sonrası yaptığı açıklamada; SVP, FDP, CVP ve GLP’nin eski iktidar sistemini koruduklarını ve halkın kararına saygı duymadıklarını belirtti. Rytz,2023 yılında yapılacak olan seçimlerde halkın gerekli cevabı vereceğini de ifade etti.

Yeşiller Partisi Fraksiyon Başkanı Balthasar Glättli de Rytz’in seçilmemesine tepki göstererek, genel seçimlerde önemli başarılar elde eden Yeşiller Partisi’nin ve halkın iradesinin Parlamento’ya yansımasının engellendiğini dile getirdi.

2020 Yılı İçin Devlet Başkanlığı Görevi Simonetta Sommaruga’nın 2020 yılı için İsviçre'nin devlet başkanlığı görevine Çevre ve Enerji Bakanı Simonetta Sommaruga seçildi. Federal Parlamento'da gerçekleştirilen oylamada Sommaruga, geçerli olan 200 oyun 186’sını almayı başardı ve ikinci kez bu göreve getirildi. 2015 yılında da bu göreve seçilen SP’li Simonetta Sommaruga, 2010 yılından bu yana Federal Hükümet üyesi.

2015 yılında da bu göreve seçilen SP’li Simonetta Sommaruga, 2010 yılından bu yana Federal Hükümet üyesi.

İsviçre’de her yıl Aralık ayının başında, görev süresi bir yıl ile sınırlı olmak üzere devlet başkanlığı seçimleri yapılıyor.

Devlet başkanını seçmekle yükümlü olan Federal Parlamento, hükümeti temsil eden yedi bakandan en kıdemli olanı, oy çokluğu ile bu göreve getiriyor. Bir yıl süre ile İsviçre’yi uluslararası alanda temsil edecek olan devlet başkanı, aynı zamanda bakanlık görevine de devam ediyor. Devlet başkanı, diğer bakanlara oranla fazladan bir yürütme gücüne sahip olmazken, uluslararası konuları içeren kararlar yine hükümet üyelerinin ortak kararı ile alınıyor.

23


Simonetta Sommaruga: Cumhurbaşkanı - Çevre, Enerji, Trafik ve İletişim Bakanı Ueli Maurer: Cumhurbaşkanı Yardımcısı - Maliye Bakanı Alain Berset: İçişleri Bakanı Karin Keller-Sutter: Adalet Bakanı Ignazio Cassis: Dışişleri Bakanı Viola Amherd: Savunma Bakanı Guy Parmelin: Ekonomi ve Eğitim Bakanı

Fotoğrafta yer alanların isimleri ve görevleri şöyle;

Annette Boutellier ve Yoshiko Kusano tarafından çekilen fotoğrafta, kabine üyeleri dışında Devlet Sekreteri Walter Thurnherr de (en solda) yer alıyor.

Bu yılki fotoğraf ile, farklı kültürleri barındıran İsviçre gibi bir ülkede kültürel çeşitliliğin önemine ve ülke siyasetine dikkat çekiliyor.

Geleneksel olarak her yıl çekilen İsviçre Federal Hükümeti üyelerinin toplu fotoğrafı 2020 yılı için de çekildi.

24


Aşırı Gruplara Daha Sıkı Denetim

Federal Hükümet kararsız

Telefon konuşmalarını dinleme, mektupları okuma, bilgisayar ağlarını hackleme, odalara dinleme cihazı yerleştirme ve çok daha fazlası...

Ancak tasarlanmakta olan İstihbarat Servisi Yasası (NDG) revizyonu pek çok sebepten dolayı tartışmalı. İsviçre halkı, üç yıl önce İstihbarat Servisi Yasası ile ilgili yapılan bir oylamada yeni düzenlemelere onay vermişti. Ek olarak Federal Hükümet, aşırılığın siyasi-ideolojik hareketlere yakınlığı nedeniyle, aşırılıkların güvenlik yetkilileri tarafından "özel kısıtlamalara" tabi tutulmaları gerektiğini vurgulamıştı.

İsviçre İstihbarat Teşkilatı (NDB) 2017 yılından bu yana, bir gizli servisten beklenebilecek ne varsa hepsini yapma yetkisine sahip. Bu yetkileri kullanmak için gerekli ön koşullar ise; terörizm şüphesi, casusluk, silahlanma ve de bir mahkeme emri. Şiddet ya da aşırılık vakalarında kullanılan yeni istihbarat uygulamaları tabu konusu iken, Federal Savunma Bakanlığı’ndan (VBS) bir çalışma grubu, izne tabi olan bilgilerin toplanmasına dair kriterlerin şiddet içeren aşırıcılık vakalarında da kullanılabilmesi için bir yasa revizyonu yapılmasına karar verdi.

Hükümet’in kararsızlığındaki bir diğer etken ise, sağ ve sol radikal hareketlerin sayılarının şu aşamada görece stabil olmaları. Bu noktada, istihbarat servisinin neden daha fazla yetkiye ihtiyaç duyduğu önemli bir soru olarak ortada duruyor. Anayasa hukukçusu Prof. Rainer Schweizer, istihbarat servisinin şiddet içeren aşırıcılığa karşı mücadele için, yetkilerini sonuna kadar kullanmasının işinin gereği olduğunu belirtirken, yasanın daha dar bir tanımda olması gerektiğini vurguluyor ve "Yeni uygulamalar, gerçekten sadece hedef odaklı ve organize şiddet kullanan gruplar için geçerli olmalı." diyor. Başka bir argüman ise şu şekilde dile getiriliyor; "Şiddet kullanan göstericilerle mücadele polisin görevi olarak kalmalı. Yasa, şu anki biçiminde insan hakları sözleşmesini belli açılardan ihlal ediyor. Bu hatalar bir an evvel düzeltilmeli."

25


TEMEL HAKLAR İHLAL EDİLECEK! İnsan Hakları Örgütleri

 Gündem

Federal Hükümet terörü önlemek amacıyla yeni mekanizmalar hayata geçirmek istiyor. Bu vesile ile tasarlanan yeni bir yasal düzenleme ile, şüphelilerin denetlenmesi ve hareket özgürlüklerinin sınırlandırılması hedefleniyor.

26

Öncelikli hedef radikalleşme

Terörün önlenmesine yönelik tedbirler

Federal Hükümet, ülkedeki radikalleşme karmaşıklığının üstesinden gelebilmek ve halkı daha iyi koruyabilmek için polisin eline yeni yetkiler vermek istiyor. Amaç, radikalleşmenin ilk belirtileri ortaya çıktığında hemen müdahale edebilmek.

Cihatçı terörizm İsviçre’de de günümüzün bir gerçeği. Polis, terörist tehditlerle mücadele etmenin farklı yöntemlerinden bahsediyor. Amaç, federal yasada yeni belirtilen polis tedbirleriyle halkı terörden korumak.

Federal Hükümet yeni düzenlemeye yönelik olarak, cezai soruşturmalar dışında uygulanabilecek bir dizi polisiye tedbiri düzenleyen bir tasarı ortaya koydu. Buna göre, örneğin İsviçre Federal Polisi (Fedpol); • Bir kişinin belli bir makama düzenli olarak rapor vermesini talep edebilecek, • Bir kişiyi belli kişilerle irtibat kurmaktan men edebilecek, • Bir kişinin tanımlı bir alanda kalmasını zorunlu hale getirebilecek, • Bir kişinin İsviçre’den çıkmasını yasaklayabilecek, • Veya bir kişiyi ev hapsine aldırabilecek. Fedpol ayrıca, bilekten bağlı elektronik kelepçe takma ve cep telefonuyla konum belirleme yetkilerini de kullanabilecek.

Federal Hükümet tarafından 2015 yılında kabul edilen, İsviçre’nin terörle mücadele stratejisi şunu açıkça belirtiyor; "Merkezi hedeflere (İsviçre sınırlarında terörün engellenmesi; İsviçre’den teröre destek sağlanmaması ve dışarıya aktarılmaması) ulaşılması için radikalleşmenin karmaşıklığını hesaba katabilecek tedbirlere ihtiyaç var. Bu tedbirlerin; bir kişinin radikalleşmesinin ilk adımlarından başlayarak, ceza infaz sistemini de içerecek biçimde hukuki yaptırım sürecinden, kişinin topluma yeniden entegrasyonuna kadar tüm süreçleri kapsayabilmesi gerekiyor." Daha önce yapılan düzenlemeler Radikalleşme ve şiddet içeren aşırılığı önleme ve onunla mücadeleye ilişkin Ulusal Eylem Planı (NAP) Kasım 2017’nin sonunda kabul edilirken hem terörizmi önlemeye hem de entegrasyona ilişkin tedbirler bu plana dahil edildi.


Terörizmle mücadelede cezai yöntemlerin güçlendirilmesi hedefiyle, 14 Eylül 2018’de, Federal Hükümet tarafından Ceza Kanunu’nda (StGB) kısmi revizyonu gidilmişti. Üçüncü düzenleme Terörün önlenmesine yönelik olarak gündeme gelen güncel polis tedbirleri, Federal Ceza Kanunu’nun en büyük üçüncü projesi olma özelliğini taşıyor. Böylece İsviçre’nin geliştirilmiş olan terörle mücadele sistemi, başka projelerle de ilişki içerisinde daha da pekiştiriliyor. Cezai işlemlerin öncesi, sonrası veya beraberinde Yeni polisiye tedbirler, cezai soruşturma öncesinde, ceza infaz sürecinin bitiminden sonra veya cezai soruşturma sırasındaki belli koşullar altında da uygulamaya konulabilecek. Tedbirler Fedpol tarafından, kantonların talepleri doğrultusunda kabul edilirken, kantonların, belediyelerin ve NAP’ın önleyici tedbirlerini tamamlıyor.

oldukça orantısız. Çünkü son derece kısıtlayıcı ve şüpheye dayalı önemler bunlar. Söz konusu uygulamalar reşit olmayan çocuklar üzerinde de kullanılmaya müsait. Bu durum Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne aykırı." diyor. Söz konusu yasada, Alain Bovard’in belirttiği şekilde, iletişim-irtibat yasağının 12 yaşından itibaren, ev hapsinin ise 15 yaşın üstündeki şüpheliler üzerinde uygulanabileceği açıkça belirtiliyor. Sivil toplum kuruluşları, bu uygulamalarla genç insanların henüz suçları kanıtlanmadan damgalanabileceklerinin, hatta kriminalize edilebileceklerinin altını çiziyorlar. Federal Hükümet bu tasarının, "hem anayasa yoluyla güvence altına alınan temel insan haklarına hem de uluslararası hukuka dair önemli kısıtlamalar getirdiğini "kabul ederken,"Orantılılık ve yasallık gibi temel ilkelere özellikle dikkat edildi." açıklamasını yapıyor. Terörist örgütler listesi mevcut değil

İnsan hakları örgütleri, bir hak ihlalleri serisine dönüşebilecek olan yeni düzenlemeye eleştiriler yöneltirlerken, endişelerini de dile getiriyorlar.

Federal Hükümet ayrıca, Avrupa Konseyi Terörizmin Önlenmesi Sözleşmesi’nin uygulanması dahilinde, belli yasaları uyarlamak niyetinde. Ancak bu noktada, terörist olarak sınıflandırılabilecek örgütlerin bir listesini çıkarmaktan çekinmesine rağmen terörist kavramını şöyle tanımlıyor; "Terörist, halka korku salmak veya bir devlete, uluslararası bir kuruma karşı herhangi bir eylemde bulunmak amacıyla suç teşkil eden şiddet eylemleri gerçekleştiren kişidir."

Uluslararası Af Örgütü İsviçre temsilcisi Alain Bovard; "Bu tedbirler bizim için

Alain Bovard uygulamanın oldukça şüpheli olduğuna dikkat çekiyor ve

İnsan hakları örgütleri: "Orantısız ve kısıtlayıcı"

"Federal Hükümet belirli aktiviteleri yasaklayacağından bahsediyor ancak bunların neler olduğunu ayrıntıları ile belirtmiyor. Bu durum kanton hakimlerine keyfi bir uygulama alanı bırakmakta. Bu yolla bir örgüt bir kantonda terörist olarak kabul edilirken bir diğerinde böyle kabul edilmeyebilir. ”diyor. İnsani yardım aktörleri için riskli Hükümet’in yeni taslağı, terörist örgütlere dahil olan kişilerin yanı sıra örgütleri destekleyen kişileri de cezalandırıyor. Bu, yerel insani yardım aktörlerine zarar verebilecek bir hüküm. Uluslararası Kızılhaç örgütü düzenleme ile ilgili olarak; "Terörist örgütleri destekleme eylemlerinin yasaklanması, tarafsız insani yardım kuruluşlarının ve personellerinin olağan faaliyetlerinin de kriminalize edilmesine sebep olabilir." açıklamasında bulunuyor. Uluslararası Af Örgütü’nden Bovard bu durumu, "Bu yasa değişimleri bir dizi suistimallere sebep olabilir, çünkü kavramlar belirsiz ve farklı yorumlamalara çok fazla alan tanıyor. Ayrıca büyük oranda şüpheli bir alanda kalıyoruz." şeklinde özetledi. Senato Meclisi tasarıyı kabul etmedi İnsan hakları kurumları Senato’ya, düzeltme yapılması için yasa taslağının Hükümet’e iade edilmesi çağırısında bulundular. Senato Meclisi’nde görüşülen tasarı şimdiki hali ile kabul edilmezken, yeniden değerlendirilmek üzere Güvenlik ve Hukuk komisyonlarına gönderildi. Konu ilerleyen günlerde yeniden gündeme gelecek.

27


28  Röportaj


Geçtiğimiz günlerde Winterthur Alevi Kültür Merkezi’nde, "Yılmaz Güney’in Yolu” isimli bir etkinlik gerçekleştirildi. 3 gün süren etkinlik boyunca Arkadaş, Sürü, Seyit Han, Umut isimli filmler gösterilirken, programda Yılmaz Güney’in eşi Fatoş Güney de konuşmacı olarak yer aldı. Fatoş Güney konuşmasında, Yılmaz Güney’in toplumsal yanı ağır basan bir oyuncu ve yönetmen olduğunu dile getirerek şunları belirtti; 35 yıl oldu öleli ama unutulmadı hiç. Unutturulmak, yok edilmek istenmesine rağmen unutulmadı. 12 Eylül rejimi onun rol aldığı, senaryosunu yazdığı toplam 104 filminin negatifini yok etti. Türkiye sinema tarihinin mirası olan filmler tek tek toplanarak imha edildi.Öldü bu filmler. Filmleri ülkesinin, toplumunun birer aynasıydı halbuki. Filmlerinin hala güncel olması bunun kanıtı. 3540 yıl önce anlatılan hikayelerin bugün hala yaşandığını görürsünüz onun filmlerinde. Yılmaz Güney, Türkiye’deki demokrasi mücadelesinin önemli bir mihenk taşıdır. Verdiği demokrasi mücadelesinden, yaptıklarından, yazdıklarindan ötürü 100 yılın üzerinde cezalara çarptırılıp sürgünde yaşamak zorunda bırakıldı. Film gösterimleri hala sansürlü. Büyük kanallarda ve TRT’de asla Yılmaz’ın filmlerini göremezsiniz. Hukuksal bir engel de yok ama uygulama daha çok keyfi. 25 yıldır bu durumla uğraşıyorum. Ölmeden önce filmlerinin gösterilmesini sağlamak istiyorum. Bu vesile ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan bir randevu talep edip kendisi ile görüşmek istiyorum. Yeni bir kuşak var, onlar da Yılmaz Güney’in filmlerini izlenmeli, çalışmalarını tanımalılar. Etinliğin son gününde, "Yılmaz Güney’in Yolu” isimli bir panel düzenlendi. Yılmaz Güney’in filmlerinin ve çalışmalarının konuşulduğu panele Fatoş Güney ve Güney Filmcilik sorumlusu Serdar Doğan katıldı. Panel, soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.

Husên Duzen tarafından Türkçe ve Kürtçe’ye çevrilen, 2017 yılında da PPP Publishing Partners tarafından basılan kitap 224 sayfadan oluşuyor. Kitapta, çoğu Edi Hubschmid ve kardeşi Bruno Hubschmid tarafından çekilen 215 adet fotoğraf yer alıyor.

29

Edi Hubschmid ile Yılmaz Güney üzerine… Etkinliğin sürpriz konuğu ise Edi Hubschmid oldu. Yol filminin oluşumunda ve Yılmaz Güney’in yurtdışına kaçışında önemli bir rol oynayan İsviçreli yapımcı Edi Hubschmid, burada 2 yıl önce kaleme aldığı ve Almanca, Türkçe, Kürtçe, Soranice dillerinde bastırdığı "YOL-Bir Sürgün Hikayesi" isimli kitabını da tanıttı. Kitabında, 1980 ile 1984 arasındaki dönemde Yılmaz Güney ile ilgili özel anılarını anlatan Edi Hubschmid, Yılmaz Güney’in o dönem bulunduğu Isparta yarı açık cezaevinden nasıl izin alıp ayrıldığına ve Türkiye’den nasıl kaçtığına da ışık tutuyor.

Etkinlik sonrasında Edi Hubschmid ile mütevazi evinde buluştuk ve kitabın oluşumu üzerine konuştuk. Hubschmid’in evinde gözümüze ilk çarpan şey, ev duvarlarının Yılmaz Güney’in resimleri ve film afişleri ile kaplı olması oldu. Hubschmid, Yılmaz Güney’in ölümünün üzerinden 35 yıl geçmesine rağmen, kitabı neden 2017 yılında bastırdığı şöyle anlatıyor; "Kaçıştan sonra, bize yardım edenlerin güvenliği için 10 yıl kadar susmaya karar vermiştik. Sonraki yıllarda başka işlerim çıktı, 2003 yılında kanser hastalığına yakalandım.Tedaviden sonra yeniden sağlığıma kavuştum. Bu nedenlerle, daha önce çok istememe rağmen yazamadım kitabı. Bir süre sonra Yılmaz Güney’le ilgili tüm doküman ve fotoğrafları, yer ve zaman olarak, kronolojik sıralarına göre toplamaya başladım. 2017 yılında kitabı Almanca,


Türkçe, Kürtçe dillerinde, 2018 yılında da Soranice dilinde yayınladım. Kitabı kendi dilimde Almanca yazdım. Yazarken de kitabın Türkiye’de ilgiyle okunacağını düşünmüştüm. Ancak kitabı Türkiye’de Türkçe ve Kürtçe dillerinde yayınlayacak bir yayınevi bulamadım. Buna çok üzüldüm." Edi Hubschmid, kitaptaki anlatısını; senaryosunu Yılmaz Güney’in yazdığı, yönetmenliğini ise Şerif Gören’in yaptığı "Yol" filmi üzerinden temellendiriyor. Yol filminin çekimleri sırasında 12 Eylül darbesinin gerçekleştiğini belirten Hubschmid, 1981 yılının Ocak - Nisan ayları arasında çekimlerin tamamlandığını, çekilmiş 25 bin metrelik filmin negatiflerinin kendisi tarafından kara yolu ile Türkiye’den gizlice çıkarıldığını ifade ediyor.

30

Yılmaz Güney ile ilk karşılaşma… Edi Hubschmid Yılmaz Güney ile ilk karşılaşmasını ise şöyle anlatıyor; "1979’da Locarno Film Festivali’nde, ben ve Cactus Yapım ekibi "Sürü" isimli filmi izledik. Çok etkilenmiştik bu filmden. Bu filmden sonra Yılmaz Güney ile çalışmalarımız başladı. O zamanlar Güney Filmi’nin buradaki temsilcisi Nihat Behram ile birlikte çalıştığı Canan Gerede idi. Daha sonra "Düşman” isimli film gündeme geldi. Bu filmi Teknik olarak tamir etmiş, birlikte yaptığımız çalışmalarımızı derinleştirmiştik. Ekim 1980’de Türkiye’ye giderek Yılmaz’ı Isparta cezaevinde ilk kez ziyaret ettim. Polis gözetiminde, "gelecekte nasıl birlikte sinema filmi yaparız" konusunu konuştuk. O dönem darbeden dolayı çok moralsiz ve üzgündü. Elinde olan ve yönetmenliğini yaptığı filmleri hakkında fikir alış verişi yaptık ve bu filmlerin negatiflerinin Londra’ya götürülmesine ve Yol filmi projesi icin birlikte calismaya karar verdik. "

1980’in Ekim ayında, ailesiyle görüşmesi için birkaç günlüğüne bayram izni verilmişti. Bunu fırsat bilerek, Atina’dan Antalya’nın Kemer ilçesine bir tekne ile gittik. Türkiye’den çıkışımız bu tekne ile oldu.

Kaçış... Edi Hubschmid, cezaevlerindeki belirsizlik durumunun Yılmaz Güney’i yurtdışına çıkmaya zorladığını söylüyor ve Güney’in Türkiye’den Avrupa’ya kaçış sürecini şöyle anlatıyor;

Ekim 1980’de Türkiye’ye giderek Yılmaz’ı Isparta cezaevinde ilk kez ziyaret ettim. Polis gözetiminde, "gelecekte nasıl birlikte sinema filmi yaparız" konusunu konuştuk. O dönem darbeden dolayı çok moralsiz ve üzgündü.

"1980’in Ekim ayında, ailesiyle görüşmesi için birkaç günlüğüne bayram izni verilmişti. Bunu fırsat bilerek, Atina’dan Antalya’nın Kemer ilçesine bir tekne ile gittik. Türkiye’den çıkışımız bu tekne ile oldu. Eşi ve çocukları için ayrı bir şey organize etmiştik. İsviçre’de bir film festivali olduğu düzmecesiyle; bu festivale Yılmaz Güney’in bir filminin de gösterileceğini, buraya Fatoş Güney’in de davet edildiğini söyledik. Bunun üzerinden İsviçre’ye vize almıştık. Fatoş ve çocuklar Zürich’e uçak ile ulaştılar. Maceralı bir yolculuktan sonra, biz de Yılmaz Güney ile birlikte İsviçre’ye ulaştık. Burada gazetelerden Yılmaz’ın İnterpol tarafından arandığını okuduk. Bu büyük bir sorundu. İsviçre’ye ulaşır ulaşmaz hemen "Yol” filminin montajına başladık. Ekim 1981’den 1982’nin Mart’ına kadar bu filmin montajı ile uğraştık ve filmi tamamladık."


Altın Palmiye Yol filmi 26 Mayıs 1982 yılında, Cannes Film Festivali’nin büyük ödülü olan Altın Palmiye’yi kazanır. 1980-1984 yılları arasında Güney ile birlikte çalışan, hem film negatiflerinin hem Yılmaz Güney’in yurtdışına çıkışına yardım eden Edi Hubschmid, Yılmaz Güney’in ödül törenine katıldığında bile İnterpol’ün onun peşinde olduğunu, ancak Fransa Cumhurbaşkanı döneminde İçişleri Bakanlığı yapan Gaston Defferre’nin Güney’e iltica hakkı tanıdığını söylüyor.

Yol 17 yıl sonra Türkiye'de...

Yol filmi 1982 yılında, Cannes Film Festivali'nin büyük dülü olan Altın Palmiye'yi kazandı. Ancak film Türkiye'de 17 yıl boyunca yasaklı kaldı. İlk gösterimi ölümünden 15 yıl sonra, 12 Şubat 1999'da yapıldı.

Türkiye’ye ilk kez Altın Palmiye kazandıran Yılmaz Güney, geri dönme çağrısına uymadığı gerekçesiyle 1983 yılında Türk vatandaşlığından çıkarıldı. Bu vesile ile Fransa ona bir pasaport verdi. Yol filmi ise Türkiye’de 17 yıl boyunca yasaklı kalırken, ülkesindeki ilk gösterimi 12 Şubat 1999’da gerçekleşebildi. Ölümünden 15 yıl sonra... Edi Hubschmid kitabında, burada yer veremeyeceğimiz daha birçok detaya değiniyor. Kaçış yolculuğu boyunca yaşananlar, başta Hürriyet gazetesi olma üzere birçok gazetenin Güney’in kaçışı ile ilgili röportaj için yaptığı 50 bin dolar teklif, "Bayram" isminin nasıl "Yol" ismine dönüştüğü, Altın Palmiye ödül töreni öncesinde ve sonrasında yaşananlar, Yılmaz Güney’in hastanede geçirdiği son zamanlar... Dileyenler "YOL-Bir Sürgün Hikayesi" isimli kitabı tüm kitapevlerinden, özellikle de exlibris.ch ve Amazon.com isimli online kitap satış sitelerinden sipariş edebilirler.

31


2030 YILINA KADAR

120BİN

HEMŞİREYE İHTİYAÇ VAR

B

 Güncel

akım hizmetlerinin en alt kademelerinde çalışanlara sorulacak olursa, İsviçre’de bakım hizmetleri sistemi sona ermiş durumda. 2030 yılına doğru sayısı 65 bin’e kadar varan hemşire artık görev başında olmayacak. Her iki kişiden biri, bu çalışma alanındaki işini erkenden sonlandırıyor.

32

80 yaş üstündekilerin %20’si bakım evlerinde yaşıyor Profesyonel bakım mesleği insani anlamda her zaman zahmetli bir iş. Ancak kan görmek ve gece vardiyasını sindirebilmek gibi durumlar, İsviçre’deki hemşirelerin karşılaştığı temel zorlukların arasında yer almıyor artık. Modern tıbbın sunduğu imkanlar oldukça arttı, karmaşık tıbbi geçmişleri olan insanlar artık daha uzun süre hayatta kalabiliyorlar. Bu durum şu anlama da geliyor: Kronik hastalıkları olan kişilere yaşlılık boyunca bakım hizmeti vermek daha da zahmetli hale geldi.


İsviçre Hemşireler Meslek Birliği’nden endişe verici rakamlar İsviçre Hemşireler Meslek Birliği- SBK konu hakkında endişe verici rakamlar ortaya koyuyor. Tüm hemşirelerin %46’sı işlerini bırakıp başka işe geçiyor. Bunların üçte biri ise bu iş değişikliğini 35 yaşından önce yapıyor.

80 yaş üstündekilerin %20’si bakım evlerinde yaşıyor

Bakım evlerinde olduğu gibi, poliklinikler de bu zorlukla oldukça karşı karşıyalar. Bugün İsviçre’deki bakım evlerinde 100 binden fazla boş yer mevcut. Yaşlı ve bakım evleri, 2018’de 10 milyar frankın üzerinde işletme masrafı çıkardı. Bu masrafların yarısından fazlasını hastaların kendileri ödemek zorunda kaldı. İsviçre’de 80 yaş üstündekilerin %20’si bakım evlerinde yaşıyor. Ülkedeki ortalama yaşam süresi ise, dünyadaki en yüksek değerlerden biri olan 82,9’a tekabül ediyor. Bakım evlerinde ortalama kalış süresi ise kişi başına 800 günün üzerinde. Sabit fiyatlandırmaya geçildiğinden bu yana kişilerin hastanelerde kalış süreleri de azaldı. İyileşme sürecinde olan kişiler kendi evlerine gönderilirlerken, Spitex’teki hemşireler, bakım hizmetlerine daha da fazla yoğunlaşmak durumundalar. Bu durum yalnızca dayanıklı olmayı değil, aynı zamanda daha yüksek uzmanlığı ve uygun şekilde eğitilmiş personeli de gerektiriyor.

Yıllarca medyada tartışma konusu olan, yurt dışından gelen çalışanlar da sektördeki personel eksikliğini artık telafi edemiyorlar. Ayrıca demografik değişim de gösteriyor ki, bu vaziyet

önümüzdeki yıllarda daha da kötüye gidecek. Hemşireler Meslek Birliği’nin hesaplamalarına göre, İsviçre’de 2030 yılına kadar öncelikle uzun süreli bakım alanında olacak şekilde, 65 bin hemşire sektörden eksilecek.

120 bin diplomalı hemşireye ihtiyaç var İyi eğitimli kalifiye uzmanlar nadir bulunuyor. Federal yetkililerin tahminlerine göre, 2030 yılına kadar %32’lik bir artışla yaklaşık 120 bin diplomalı hemşireye ihtiyaç duyulacak. Gelecekteki ihtiyaçları karşılayabilmek için, 600 bin diplomalı hemşirenin her yıl yeniden eğitimler alması gerekiyor. Ancak bunların sayısı şu anda 3 bin’i bile bulmuyor. Bu sebeple yüksekokullar, yıllardır öğrenci çekmek için uğraşıyorlar. Zürih Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (ZHAW), bakım hizmetleri alanındaki ileri eğitim fırsatlarına broşürlerinde tam 30 sayfalık yer ayırmakta. ZHAW Bakım Enstitüsü direktörü Katharina Fierz; "Minimum katılımcı sayısına aslında hep ulaşıyoruz, ancak bu büyük bir efor gerektiriyor" diyor.

Halk inisiyatifi oylaması gündemde Hemşireler Meslek Birliği, sorunları politik alanda duyurabilmek için 2017’de bir halk inisiyatifi başlattı. Sekiz ay içinde 114 bin’den fazla imza, hızlı denebilecek şekilde toplandı. Hemşirelerin halk arasındaki itibarı diğer mesleklere kıyasla çok daha yüksek olsa da yine de işin sonunda hemşirelerin çok azı mesleğini uygulamak istiyor. Federal Hükümet bu inisiyatifi reddediyor ancak ilgili Parlamento Komisyonu gerekli adımları atmak istiyor. Komisyon,

Federal Hükümet’in de ilgisini çekecek olan bir karşı teklif geliştirdi. Karşı teklif, inisiyatifi öne sürenlerin taleplerini kısmen karşılıyor. Tüm aktörler şu konuda net; bakım uzmanlarının daha yüksek bir eğitim almasını kolaylaştırmak ve bunu daha çekici hale getirmek için daha çok paraya ve kantonların daha fazla efor sarf etmesine ihtiyaç var. Hemşireler Meslek Birliği SBK, eğitimli uzman personelin meslekte mümkün olduğu kadar uzun süre kalmasını sağlamak için ekstra yatırımlar talep ediyor. SBK yetkilisi Yvonne Ribi "eğitim kampanyası" olarak bilinen bu girişimin meselenin yalnızca bir yönünü oluşturduğunu söylerken, meslekten ayrılmaların önüne de geçilmeli diyor.

Unia’nın anketinden çıkan çarpıcı sonuçlar Unia tarafından yayınlanan bir anket sonucuna göre, görüşülenlerin %47’si bakım sektöründe emekliliklerine kadar çalışmak istemiyor. %86’sı kendini sıklıkla yorgun ve yıpranmış hissediyor. %72’si ise fiziksel şikayetlerden düzenli olarak sıkıntı yaşadığını belirtiyor. Unia anketine katılanların %90’ı kadın iken, kadınlar %72’lik çalışma oranı ile, brüt maaş olarak ayda 2900 frank elde ediyorlar.

33


 Gündem

e birlikte il e m ş e ll a it ij d işiden 1’i, Çalışan her 4 k e inanıyor in ğ ti iş ğ e d ın n iş hayatı

34

İ

sviçre’de her on kişinin dokuzu internet kullanırken, 55 yaş altındaki nüfusun neredeyse tamamı ile 75 yaş üstündeki nüfusun yarısından fazlası internete sahip. Dijitalleşme iş dünyasında da kendini hissettiriyor. Çalışanların neredeyse dörtte biri, yeni kullanıma giren dijital araçlar sebebiyle, işlerinin son on iki ayda değiştiğini düşünüyor. Federal İstatistik Dairesi’nin (BFS), İsviçre’deki evlerde internet kullanımı ile ilgili güncel bir anketi, ülkede internet kullanımı ile ilgili bazı verileri ortaya koyuyor. Anket sonucuna göre, İsviçre’de yetişkin nüfus arasında interneti kullananların oranı sürekli olarak artıyor. Bu oran 2014 yılında %84 iken,

2017 yılında %90’a ve 2019 yılında ise %93’e yükseldi. Yaş oranlarına bakılırsa, 15 ile 55 yaş arasında olan bireylerin neredeyse tamamı internet kullanıyor. Bu ise günlük olarak %95’lik bir kullanım oranına da denk geliyor.

Yaşa göre görülen değişiklikler Internet kullanımındaki en büyük artış en yüksek yaş gruplarında görülüyor. 65 ile 74 yaş aralığındaki grubun %88’i 2019 yılında oldukça fazla internet kullanmış. Verilere göre, 2019 yılı internet kullanım oranı, 2017 yılındaki orana göre %11 daha fazla. Bir diğer önemli artış ise 75 yaş üzerinde olanların internet kullanımında göze çarpıyor. Bu gruptaki internet kullanım oranı %58 iken, 2017 yılına göre %13’lük bir kullanım artışı olmuş.


Eğitim faktörü BFS’e göre eğitim oranı arttıkça internet kullanımı da artış gösteriyor. Zorunlu eğitim sonrasında eğitim almamış olan kişilerde görülen %80’lik orana karşılık, yükseköğretim eğitimi almış nüfusun (%98) neredeyse tamamı internet kullanıyor. Cinsiyet faktörü Araştırmaya göre, 2017 ile 2019 yılları arasında cinsiyetler arasındaki farkın değişmediği görülüyor. Ancak bu fark yalnızca 60 yaş üstü kişilerde kendini gösteriyor: Bu yaş grubundaki erkeklerin %85’i ile kadınların %73’ü interneti düzenli olarak kullanıyor. Daha genç kesimde ise, kadınlar ile erkekler arasında bir fark bulunmuyor. İnternet kullanım süresi artıyor Günümüzde mobil internet kullanımı bir norm haline gelmiş durumda. 10 kişiden 8’i, mobil telefonu aracılığıyla evlerinin veya işyerlerinin dışındayken internete bağlanıyor. Mobil cihazının kullanım süresinde de artışlar görülüyor. Günümüzde nüfusun yalnızca %7’si herhangi bir mobil cihaz kullanmadığını belirtiyor. 2017 yılında bu oran %25 idi. Yetişkin nüfusun 3’te 2’si haftada 5 saatten fazla internette vakit geçiriyor. En genç ve en iyi eğitimli kişiler ise en çok çevrimiçi vakit geçiren kesim, ancak yine de tüm yaş gruplarında bu kullanım süresi dikkate değer biçimde artışlar gösteriyor.

Sosyal ağlar üzerinden iletişim durgun İletişim, özel amaçlar için kullanılan en önemli çevrimiçi aktivite olma özelliğini hala koruyor. İletişim ilk başlarda, nüfusun %87’sinin kullandığı E-Mail gönderme ve alma üzerinden işliyordu. Sonrasında bunu, nüfusun %80’inin kullandığı anlık mesajlaşma takip etti. Ayrıca video konferanslar ile internet telefon sistemi de artan bir şekilde yaygınlaştı. Örneğin, 2017 ile 2019 yılları arasında kullanıcı oranı %41’den %65’e yükseldi. Buna karşılık sosyal medyada aktif olan kişilerin sayısı ise durgunlaştı. 2019 yılında nüfusun %49’u sosyal medya kullandığını belirtti. Bu değerin 2017 yılıyla karşılaştırıldığında aynı kaldığı görünüyor. Dijital beceriler yaşa göre değişiyor İnternet kullanımında jenerasyonlar arası farklılıklar gittikçe azalırken, dijital cihazlardan en iyi şekilde yararlanmak için gereken becerilerde ise bu farklılıklar önemini korumaya devam ediyor. 15 ile 24 yaş arasındakilerin 4’de 3’ü ileri düzeyde dijital becerilere sahip. Daha yüksek yaş gruplarında bu oran önemli derecede azalıyor; 55 ile 64 yaş arasındakilerde bu oran 3’te1 iken, 65 yaş üzerindekilerde ise yalnızca %16. Sonuç olarak daha yaşlı insanlar interneti kullanıyor olsalar da, internetin fonksiyonlarına hakim olma yetileri yine de sınırlı.

Finansal durum da önemli Yaş ve eğitim seviyesinin yanı sıra finansal durum da bu farklılıklarda önemli rol oynuyor. Eğitim seviyesi daha yüksek ve iyi bir gelire sahip kişiler daha iyi dijital beceriler sergiliyorlar. Dijitalleşmenin iş dünyasına etkileri İsviçre’de çalışanların %87’si, iş sebebiyle bir bilgisayar veya başka bir elektronik araç kullanıyor. %57’si uzmanlık alanı odaklı bir yazılım kullanırken, yaklaşık %40’ı ise görevlerini veya talimatlarını özel bir uygulama üzerinden alıyor.

Sosyal medya kanalları ise, çalışanların 4’de 1’i tarafından iş amaçlı kullanılıyor. Çalışan her 4 kişiden 1’i, yeni yazılımların veya elektronik uygulamaların kullanıma girmesi sonucunda, son 12 ayda iş hayatlarının değiştiğini belirtiyorlar. Çalışan kesimde 10 kişiden 4’ü, yeni bir yazılımın veya uygulamanın kullanımını öğrenmek zorunda kaldıklarını ifade ediyorlar. Bunların %29’u, yeni becerileri edinme konusunda her seferinde daha da fazla zaman harcıyor. Çalışanların yaklaşık 4’de 1’i, bu araçların meslektaşları veya çalışma partnerleriyle olan iş birliklerini kolaylaştırdığını düşünüyor.

35


 Beslenme

Dyt. Berna Danacı dybtbernadanaci@gmail.com

36

B

eslenme düzenimizde mikrobesin öğeleri diyet tabir ettiğimiz vitamin- mineral- su gibi besin öğeleri büyük önem taşır. Mikrobesin öğeleri, makrobesin öğeleri diye tabir ettiğimiz karbonhidrat, protein ve yağların kullanımına olanak sağlar. Bağışıklık sistemi için oldukça önemli olan vitaminler, yağda eriyenler ve suda eriyenler şeklinde ikiye ayrılır. YAĞDA ERİYEN VİTAMİNLER: A, D, E, K • (Emilimleri için yağ içeren gıdalarla birlikte alınmaları önerilir. Fazlası vücutta depo edilir. Bu nedenle takviye alımlarında uzman önerisi olması elzemdir.) SUDA ERİYEN VİTAMİNLER: C, B1, B2, Niasin, B6, Pantotenik asit, Biotin, Folik asit, B12, Kolin, Karnitin • (Fazlası idrar yoluyla dışarı atılır. Toksik olması beslenme yoluyla mümkün değildir.) Bu vitaminleri içeren besinler haşlama ve suda bekletme yöntemi kullanılarak hazırlanırsa veya soda ilave edilirse vitamin kaybı görülebilir. Bu nedenle suyunu çektirme yöntemi ile pişirmeniz tavsiye edilir.) Genel olarak en çok karşılaştığımız vitaminleri birlikte inceleyelim.


A VİTAMİNİ: Antioksidan olarak işlev gösteren A vitamini bağışıklık sistemi için oldukça önemlidir. Göz, cilt, kemik ve üreme sağlığında önemli fonksiyonlara sahiptir. Enfeksiyonlara karşı koruyucudur. Karaciğer, et, balık, süt, yumurta, koyu yeşil yapraklı sebzeler, balkabağı, havuç, kayısı, cennet hurması gibi turuncu ve sarı meyvelerde yoğun şekilde A vitamini bulunur. D VİTAMİNİ: Kalsiyum minerali ile birlikte çalışır. Kalsiyumun kullanımında etkindir. Eksikliği söz konusu olduğunda osteomalazi, orteoporoz, raşitizm, kanser, diş problemleri, obezite, solunum yolları enfeksiyonları, multiple skleroz ve romatoid artrit görülebilir. En iyi D vitamini kaynağı ‘güneş’tir. Hergün en az 15-20 dk. direkt güneşlenmek önem taşır. Besinsel kaynakları: balık, kuzu, yumurta sarısı, tereyağıdır.

etleri ve kuru baklagillerdir. Tiamin pişirme suyuna geçtiği için tahılları suyunu çektirme yöntemiyle pişirmek önem taşır. Böylece B1 vitamin kaybı engellenmiş olur. B2 VİTAMİNİ (RİBOFLAVİN): Büyüme gelişmede etkindir. Demir emilimi ve taşınmasında rol alır. Yetersizliğinde homosistein düzeyi azalır. Bu da kalp hastalıkları ve nörolojik hastalıklar için risk taşır. Aynı zamanda eksikliği gece körlüğü, katarakt oluşumu için de risk etmenidir. En iyi kaynakları: organ etleri, et, süt, yumurta gibi protein kaynakları, ayrıca kuru baklagiller ve yeşil yapraklı sebzelerdir. NİASİN: Karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmasında etkindir. Eksikliğinde pellegra hastalığı, sinir ve sindirim

E VİTAMİNİ: Antioksidan bir vitamindir. Kas ve sinir dokularının sağlıklı olmasında etkindir. Hücre zarının hasar görmesini engeller. Diyabet tedavisinde, kalp hastalıkları tedavisinde önemi büyüktür. Üreme fonksiyonlarına olumlu etki eder. Bitkisel yağlarda, ruşeymde, kuru yemişlerde, soyada, kuru baklagillerde ve yeşil yapraklı sebzelerde bulunur. K VİTAMİNİ: Kan pıhtılaşması için gerekli olan bir vitamindir. Koagülasyon dediğimiz pıhtılaşmadan adını alır. Eksikliğinde, yaralanma halinde kanın durmaması gibi riskler ortaya çıkabilir. İnce bağırsaklardaki mikroorganizmalar tarafından kısmi olarak sentezlenebilir. Antibiyotik kullanımında bozulmuş bağırsak florası sonucu K vitamini eksikliği görülebilir. En yoğun haliyle yeşil yapraklı sebzelerde, kurubaklagiller, balık, çay gibi besinlerde bulunur. B1 VİTAMİNİ (TİAMİN): Suda çözünen bir vitamindir. Sinir ve sindirim sistemi hastalıklarında, beriberi hastalığının önlenmesinde etkindir. Enerji metabolizmasında görevlidir. Eksikliğinde yorgunluk, iştah azalması, kalp yetmezliği görülebilir. Alkol alanlarda emilim azalacağından gereksinim artacaktır. En iyi kaynakları kepeği ve rüşeymi ayrılmamış tahıllar, mayalı ekmekler, bulgur, organ

sistemi hastalıkları görülür. Kolesterol düşürücü etkisi vardır. En çok bulunan besinler mayalı gıdalar, tam tahıllı besinler, karaciğer, kuru baklagiller, bulgur ve triptofan içerikli protein bazlı gıdalardır. B5 VİTAMİNİ (PANTOTENİK ASİT): Karbonhidrat, protein ve yağlar gibi makrobesin öğelerinin metabolizmasında etkindir. Sinir sisteminin çalışmasında görev alır. Pantotenik asit bütün besinlerde bulunur. Sakatat ve yumurtada daha fazladır. B6 VİTAMİNİ (PRİDOKSİN): Bağışıklık sisteminde etkilidir. Antikor oluşu-

munda etkilidir. Makro besin öğeleri metabolizmasında etkilidir. Proteinlerle birlikte bulunur. En iyi kaynakları: organ etleri, tam tahıllı ürünler, kuru baklagiller, kuru meyveler ve yeşil yapraklı sebzelerdir. FOLİK ASİT(FOLAT): DNA sentezinde etkindir. Büyüme- gelişmede, üreme sisteminde önem taşır. Eksikliğinde anemi görülebilir. Gebelerde yetersizliğinde nöral tüp defekti görülür. Alkoliklerde gereksinim artar. En iyi kaynakları: karaciğer ve diğer organ etleri, kuru baklagiller, ıspanak gibi yeşil yapraklı sebzeler, kuşkonmaz ve cevizdir. B12 VİTAMİNİ: Kemik iliğinden kan sentezinde, bağışıklık sisteminde, sinir sisteminde önemli rol oynar. Eksikliğinde pernisiyöz anemi oluşur. Hayvansal kaynaklı besinlerde bulunur, bitkisel kaynaklı gıdalarda bulunmaz. En iyi kaynakları; organ etleri, et, balık, tavuk, süt, peynir ve yumurtadır. C VİTAMİNİ (ASKORBİK ASİT): Vücutta kollojen sentezinde etkindir. Bağışıklık sistemini güçlenmesinde, hormon sentezinde görev alır. Kılcal kan damarlarının güçlenmesinde etkindir. Antikanser vitamindir. Demir, B12, folik asit gibi diğer vitaminlerin emilimine yardımcı olur. HDL kolesterolü artırır, LDL kolesterolü düşürür. En iyi C vitamini kaynakları: kuşnurnu, maydanoz, asma yaprağı, yeşil sivri biber, karnabahar, turunçgiller, böğürtlen, çilek, yeşil yapraklı sebzeler, kızılcık, şalgam yaprağı gibi besinlerdir. BİOTİN: Hücre metabolizmasında etkindir. Cilt ve saç sağlığı için önem taşır. Antianemiktir. Kırmızı kan hücreleri yapımında görev alır. Bağırsakta da bakteriler tarafından yapılabilir. Dışardan alınması için en iyi kaynakları: sebzeler, ceviz badem gibi kuruyemişler ve çikolatadır. Yumurta beyazındaki ‘avidin’ denilen protein, biotin yetersizliğine yol açar. Yumurta pişirildiğinde avidinin antibiotin etkisi yok olur. Bu nedenle çiğ yumurta tüketimi önerilmez.

37


İsviçre Ekonomisi İçin Sorun

 Gündem Astroloji

Federal Hükümet geçtiğimiz aralık ayında, İsviçre ekonomisinin gelişim raporunu onayladı. Rapor İsviçre için kısa vadede olumlu sonuçlar yansıtırken, uzun vade de ise soru işaretleri içeriyor.

38

R

apora göre, kısa vadede ülke nüfusunun refah seviyesi yüksek iken işsizlik oranları düşük seviyede. Uzun vadede ise, demografik değişim ve işgücü verimliliğinin azalması konuları ülke için sorun teşkil ediyor. İsviçre dünyanın en başarılı ekonomilerinden biri olma özelliğini devam ettiriyor. Ülke nüfusunun alım gücü, OECD ülkeleri arasında, en yüksek oranlardan birine tekabül ederken; firmaları, üretkenlikleri ve endüstrileşme etkileri ile dünyadaki önemli ülkelerden biri kabul ediliyor İsviçre. Hükümet’in gelişim raporuna yansıyan verilere göre, ülkenin istihdam trendleri memnuniyet verici ve işsizlik oranları, uluslararası karşılaştırmalara göre oldukça düşük seviyelerde. Uzun vadede "büyüme" sorunu Emeklilik yaşındakilerin sayısı 2045 yılına kadar bir milyon artacak Ancak son yıllarda İsviçre bu öncü konumunu yitirmeye başladı. 2008-2009 finans krizinden bu yana, kişi başına gayri safi milli hasıla ortalamanın altında bir gelişim gösteriyor.

Demografik değişimler sebebiyle ülke ekonomisi önümüzdeki yıllarda yeni zorluklarla karşı karşıya kalacak. Emeklilik yaşındaki kişilerin sayısının, 2045 yılına kadar yaklaşık bir milyon civarında artış göstermesi bekleniyor. Yani çalışan nüfusun oranı düşecek emeklilerin oranı ise artacak. Bu durumda, kişi başına gayri safi milli hasıla her yıl yaklaşık %0,5 oranında düşecek. Bu düşme oranı, ülkenin büyüme dinamiğinin zayıflaması anlamına geliyor. Uzun vadede ortaya çıkacak olan bu sonuçlar, emeklilik yaşından hemen önce ya da sonrasında, işgücüne katılımın arttırılmasıyla hafifletilebilir. Aksi takdirde, yaşanacak olan böylesi bir demografik değişim hem emeklilik birikimlerindeki masrafların hem de kamu bütçesine yük olacak sağlık masraflarının artmasına sebep olabilir. Öncelik işgücü verimliliği Demografik değişimin, harcamaları kısmayı gerektiren bu etkileri yüzünden işgücü verimliliğinin artışını güçlendirme meselesi daha da önemli hale

geldi. Bu mesele, istihdamın gelişmesi meselesiyle de birlikte, sürdürülebilir bir ekonomik büyümenin en önemli temellerinden biri kabul ediliyor. Ancak finans krizi boyunca, ülkedeki işgücü verimliliği ortalamanın altında bir düzeyde gelişebildi. Önlemler Federal Hükümet, verimlilik dinamiklerini güçlendirebilmek adına, rekabeti güçlendirmesi için piyasaya giriş bariyerlerini azaltmayı, idari gereklilikleri de azaltıp dış ticarete daha çok kapı açmayı gerekli görüyor. Federal Hükümet tarafından hali hazırda planlanmış üç tedbir mevcut iken, bu tedbirler şöyle sıralanıyor; • Elektrik ve gaz piyasası açılımı, • Firma birleşimlerinin modernize edilmesi, • Önemli projelerin harcamalarının sistematik raporlanması ve endüstriyel gümrük vergilerinin kaldırılması.


Kader Ay’ı Nurten Avcı (Maharaa) info@kaffeesatzstube-maharaa.ch

Ocak 2020 Yengeç Ay Tutulması

Bir çoğunuz 26 Aralık 2019’dan bu yana oldukça gergin, sinirli ya da huzursuzsunuz. Hayatınızda birçok olay oluyor. Bu ay tutulmasında üzerinize bir ağırlık çökecek ve kendinizi baskı altında hissedeceksiniz. Yeni yılda hayatınıza yenilikler getirmek için yeni muhakemeler yapacaksınız. Birçok kişi geçmişte vazgeçemediği şeylerden birden bire vazgeçecek. Hayatınızda neyi isteyip istemediğinizi soracaksınız kendinize. Bazı şeyleri eskisi gibi görmemezlikten gelemeyecek, görmek istemediklerinizi de göreceksiniz artık. Bu yüzden bazılarınız isyan edecek. Çünkü kimse geçmişi bırakmak istemeyecek. Öyle bir noktaya geliceksiniz ki, diz çöküp pes edeceksiniz. Çünkü kader Ayı’ndasınız. Bazılarınız yeni bir güçle ayağa kalkıp yeni bir yola gidecek. İçinizde var olan gücü hissedecek, bu güçle hayatınıza yeni bir yön vereceksiniz. Birçok insan Ocak’ta evlilik kararı alacak, hamile kalacak ya da bebek isteyecek. Aldatmadan kaynaklı boşanma durumları da yaşanabilir. Bu durumda kaldığınız evden taşınacaksınız. Diğer türlü eşiniz sizi evden atabilir. Bir çoğunuz iş kuracak, ev alıp satacaksınız.

İçinize bakın

Bu dönemde Ay Yengeç burcunda idi. Karşı tarafta, yani Oğlak burcunda ise Merkür, Satürn, Plüton, Güneş ve Jüpiter yer aldı. Bu Ay tutulması sıradan bir tutulma değildi. Buna kader Ay’ı da diyebiliriz. Bu kader Ay’ı, gelecek yılları da etkileyecek olan bir ay tutulması olacak. Dünya’nın ve hayatımızın kader Ay’ına hazır mısınız?

Bu ay bazı konulardan vazgeçme Ayı. Güneş Yengeç’te olduğu için öncelikle içinize bakın. Birkaç gün kendinizi geriye çekin ve kendinize ne istediğinizi sorun. Heyecanlı ve hareketli bir Ay tutulması olduğu için biraz zorlanacaksınız. Unutmayın! Ne kadar çok kendinizle başbaşa olup kendinize sorarsanız, o kadar sağlam adımlar atabilirsiniz. İstesek de istemesek de çoğunuz büyük değişimler yaşayacak. Geçmişi tutmaya çalışmayın, aksi takdirde çok acı çekersiniz.

Geçmişte neler yaşandı? Neler olacak? 12 Ocak 2020’de Oğlak ile Satürn, Plüton konjuktionunu yaşadık. Geçmişte

bu durumda neler yaşandığına göz atalım bir; 1914 yılında Satürn Plüton konjuktion oldu ve birinci dünya savaşı çıktı. 1939 yılında Aslan burcunda Satürn Plüton konjuktion vardı ve ikinci dünya savaşı çıktı. 26 Aralık 2019 tarihinde Güneş tutulması Arap ülkelerinde olduğu için, bu tutulma o bölgeleri ve Türkiye’yi çok etkileyecek.

Peki bu Ay tutulmasından sonra Dünya’da neler olacak? Yer yerinden oynacak. Savaş çıkabilir ve bazı sistemler çökebilir. Terörü ve kaba kuvveti hissedeceğiz. Ancak korkmayın, iyi şeyler de olacak. Bu kaos sonunda yeni bir döneme girecek Dünya. Çünkü Merkür ve Jüpiter Dünya’ya yardım edecek. Bu yüzden var olan sorunlara çok çabuk çözümler bulunacak. Bu sefer geçmişte olduğu gibi Satürn ve Plüton tek başına değil, onlara Jüpiter, Mekür ve Güneş de yardım edecek. Bu sene başlayan sorunların çözümlerini 2023/24 döneminde edineceğiz. Dünya bu dönemden sonra değişmeye başlayacak. Yalnız dünya değil biz de değişiceğiz.

24 Ocak 2020 Yeni Ay 24 Ocak 2020 tarihinde Yeni Ay Kova burcunda, Uranüs’e kare şeklinde olacak. Dolunay’da birçok olay oldu ya da bazı patlamalar yaşadık. Yeni Ay’da ise perde düşüyor ve geleceğe doğru yürümeye başlıyoruz. Perdenin arkasını görüyoruz artık. Bu durum yalnız Yeni Ay ile ilgili değil, istesek de yerimizde duramayacağız. Çünkü Uranüs ile kare içinde olan Ay’ımızın değişim getireceğinden emin olabilirsiniz.

NOT: Yıldız haritasında 12 ev vardır. Sizin yıldız haritanızda eviniz hangi gezegende yer alıyorsa konular da ona göre değişir. Yukarıda yazdıklarım geneldir ve herkesin yıldız haritasına uymayabilir. www.kaffeesatzstube-maharaa.ch


 Eğitim 40

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü OECD`nin 15 yaş düzeyindeki öğrencilere matematik, okuma ve fen bilimleri alanlarında üç yılda bir yaptığı Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı’nın (PISA) 2018 sonuçları 2019 Aralık ayında açıklandı.

79 ülkeden 600 binin üzerinde 15 yaş düzeyindeki öğrencinin yer aldığı programda, Isviçreli çocukların (bu tanım isviçredeki göçmen cocukları da kapsıyor) okuma başarısı üç yıl öncesine göre gerilerken, matematik ve fen bilimleri alanlarındaki sonuçlar sevindirici. Bu iki alanda isviçireli çocuklar ortalamanın çok üstünde puanlar elde ettiler.

Fuat Köçer Eğitimci


Sınav yöntemi düşündürücü

Değerlendirmeler

İsviçreli çocuklar okuma alanında ortalama 484 puana ulaştılar. Bu üç yıl öncesine göre okuma alanında sekiz puan gerileme anlamına da geliyor. Gerilemeye rağmen, örneğin Türkiye ile kıyaslandığında, İsviçre 18 puan fazlasına sahip. İsviçre PISA sorumlusu Andrea Erzinger, bu gerilemeyi genel performansları yetersiz çocuklarla ilişkilendiriyor. Üç yıl önce okuma alanında belirgin derecede başarısız çocukların oranı %20 iken, yeni araştırma sonuçlarında bu rakam %24‘ü buluyor. Matematik alanında ise sonuç İsviçre açısından gerçekten de sevindirici.

İsviçre 515 puan ortalamasıyla, 489 puanlık OECD ortalamasının çok üzerinde. İsviçre üç yıl öncesine oranla bu alanda altı puanlık bir gerileme yaşasa da istatisiksel olarak önem arz etmemekte. Çünkü Matematik OECD ortalması da, üç yıl öncesine göre iki puan daha düşük. Türkiye için bu alanda da sonuç hiç de iç açıcı değil. Ülke ortalaması 454 puanda seyrediyor. Fen bilimleri alanında da durum matematikten farklı değil.

İsviçre 495 puan ortalamasıyla 489 puanlık OECD ortalamasının üstünde. Türkiye ise 468 puanlık sonuç ile İsviçre‘nin çok ama çok gerisinde.

Son PISA araştırması eğitimciler tarafından eleştiri oklarının hedefi haline geldi. Sınavda izlenilen yöntem, gerçekten de düşündürücü. Çocukların ilk sorulardaki performansları, sorulan diğer soruları belirliyor. Eğer bir çocuk ilk soruları doğru cevapladıysa, bilgisayardaki algoritma bu çocuğa otomatik olarak daha zor sorular soruyor. Ama bir çocuk ilk sorularda başarısız ise, sonradan daha kolay sorularla karşılaşıyor. Bu metot, ilk soruları çözemeyen çocuklara daha kolay sorularla, bilgilerini sergilemek için yeni bir şans tanısa da eşit sınavlardan yola çıkmak bu koşullar altında zor. Böyle bir algoritma hesabında en şanslı olanlar, gerçekten o alanda bilgi donanımına sahip olmasına rağmen, ilk soruları yanlış çözen çocuklar. Daha sonra karşılaştıkları kolay sorularla genel performans olarak daha iyi sonuçlar elde edebiliyorlar. O alanda bilgi yetersizliği olan ama ilk soruları doğru çözen çocuklar ise, böyle bir sınavın en şansızları. Çünkü sistem onlara ilk soruları doğru yanıtladıkları için daha zor sorular soruyor. Bu da genel performansa büyük oranda etki ediyor. Unutulmaması gereken diğer bir etken de bu sınavların bilgisayarda yapılması. Okudukları okullar bilişim donanımına sahip ve bilgisayarla sınav sorusu çözmeye alışmış çocuklar için bir şans iken, bu donanıma sahip olmayan okullar ve çocuklar için bu yöntem sorun teşkil ediyor. Ülkeler baz alındığında, ekonomik güce sahip ve bilişim donanımına yatırım yapmış ülkeler ufakta olsa bu şekilde bir avantaj elde ediyor.

İsviçre’deki sağ eğilimli siyasetçiler, okuma alanındaki başarısızlığı göçmen çocuklarına bağlıyor. Gerçekten uzak olan bu tehlikeli ve ırkçı yaklaşım, eğitim sistemini sorgulamak yerine diğer toplumsal alanlarda da olduğu gibi göçmen toplumunu ötekileştiriyor ve suçluyor. Buradan da anlaşılacağı üzere, PISA sınavının sonucunun biraz da bakış açısına göre yoruma açık olduğu aşikâr. Bunu anlamak için farklı ülkelerdeki sınav sonuçlarının basına yansımasını incelemekte fayda var. Örneğin İsviçre medyası, matematik ve fen bilimleri alanında OECD ortalamasının bir hayli üzerinde olmasına rağmen, bu makalenin başlığına benzer bir şekilde, okuma alanındaki başarısızlığa odaklanıyor ve en az OECD ortalamasının yakalanmasını hedef alıyor. Sınava tabi tutulan üç alanda OECD ortalamasının bir hayli altında olan Türkiye’de ise gazete kupürleri, kötü duruma rağmen bir hayli iyimser. Örneğin, "PISA 2018 sonuçları açıklandı... Matematik ve Fen puanlarını en çok artıran ülke Türkiye." gibi gazete başlıklarına rastlamak mümkün. Bu iki farklı bakış açısı bana, Bern Eğitim Fakültesi’nin mezuniyet töreninde dekanın yaptığı konuşmayı hatırlattı; "Sizce İsviçre’yi kaliteli ve uluslararası alanda güçlü kılan şey bankaları mı? Yoka güçlü kış turizmi mi? Belki de dünyaca ünlü saat sanayi değil mi? Dünyanın en güzel çikolataları da olabilir mi, ne dersiniz? Hayır, bu sorunun cevabı çok basit. Bu ülkeyi ve ekonomisini güçlü kılan şey eğitimi ve eğitimcileridir. Bir toplum, eğitime verdiği değer kadar başarılıdır ".


 Psikoloji

Başarı, kişinin veya bir kurumun tespit ettiği hedeflerine ulaşmasıdır. Kişi bazında baktığımızda; kişinin hedefine ulaşırken kendini nasıl hissetiği, sosyal ilişkilerinin nasıl olduğu, zihinsel ve entellektüel düzeyin gelişmelerden nasıl etkilendiği önemlidir.

42

Başarlı olmayı sağlayan etmenler şunlardır; Tutku ve coşku İnanç Strateji Değerler Enerji Diğer insanlarla birlikte çalışma kabiliyeti Dr. med. Fikret Zengin Facharzt für Psychiatrie und Psychotherapi info@praxiszengin.ch

İletişim kabiliyeti

Tutku ve Çoşku Tutku ve coşku kişinin erken hareket etmesini ve uzun süre çalışmasını sağlar. Tutku İnsanı motive ederken, ilham verici motivasyon kişiye kuvvet ve güç verir. Bu da kişiyi, kendi isteklerinin peşinden gitmesi dürtüsü ile için eyleme geçirir. Böylelikle başarı yolu açılmış olur.

İnanç İnanç kişinin kuvvet ve güç kaynağındır ve kişinin bir şeyler yapmasını sağlayan enerjinin harekete geçmesini sağlayarak hedefe ulaşmada önemli bir etki sağlar. "İnsan nasıl düşünürse öyle yaşar" düşüncesine inanan biriyim. Bir kişi bir şey başaramayacağını düşünürse, aynı zamanda beynine başaramamak için emir vermiş de olur. Bundan dolayı da düşündüğünü gerçekleştirmez. Onun için olaylar karşısında "yapamam, edemem" dememeli. Tam tersine; "Bu işi nasıl yapabilirim?" ya da "Bu iş nasıl nasıl yapılır?" diye sormak gerekir. Bu, işin yapılması veya çözüm bulması için beyne verilen emirdir. Beyin araştırır ve tarar. Neticede bir çözüm sunar ve kişinin yaşamına anlam katıp yön verir.


Başarılı olan insanların, başarısız olanlardan farklı olan birçok özellikleri vardır. Bunlardan biri, yaptığı işe inanmak ve ona anlam yüklemektir. Biz neyin mümkün olduğuna inanırsak, o mümkün olur. Birçok insan tutkuludur ancak iç dünyalarında kendilerini çok kısıtlı görürler ve hedeflerine ulaşamazlar. Neticede hep kısıtlı olarak yaşarlar. İnanmak ve tutku kişiye enerji verir ve başarı getirir.

Strateji Kişinin gitmek istediği yolu bilmesi ve niçin gitmek istediğinin farkında olması çok önemlidir. Bunun adı da stratejidir. Strateji, bir süreçtir ve aynı zamanda kaynakların organize edilmesini ön görür. Kişi strateji ile planlarını yapar ve uygular. Neyi, ne zaman, nasıl, niçin ve kiminle türü sorular çok önemlidir burada. Kaynakların yeterli olması yalnız başına başarılı olmaya yetmez; bunun yanında kaynakların iyi ve etkili bir şekilde kullanılması-uygulanması da gereklidir. Yatırımların ve niyetlerinizin gideceğiniz yola uygun olmaları gerekir.

Değerlerin netliği

Enerji

Değerlerin netliği de insanın başarısında önemli bir rol oynar. Değerler, spesifik inanç sistemini oluşturur. "Değer” kelimesi eski Yunanca ‘da ‘Arete’ olarak bilinir ve beceri, yetenek ve güç anlamına gelir.

Başarı olmak için diğer önemli bir faktör ise yeterli enerjiye sahip olmaktır. Enerji sayesinde kişi ayakta kalır ve yoluna devam eder. Buradaki enerjide kastım; fiziksel, zihinsel ve entellktüel düzeydeki enerjidir. Kimse bir yere rahatlıkla varamaz ve üstün başarılar elde edemez. Başarılı kişiler etraflarına enerji saçarlar. Yeterli enerjiye sahip olmayan insanlar, diğer başarı etmenlere sahip olsalar bile yeterli derecede başarılı olamazlar.

Yaşam ‘değersiz’ olmaz. Değerlerin olmadığı yerde, yaşamın bir anlamı yoktur. Değerler insanlara onur ve haysiyet kazandırır. Değerler yaşamımız için bize neyin doğru neyin yanlış olduğunu bildirirler. Başaralı olan insanları incelediğimizde, bu insanların yaşamaları için neyin önemli olduğunu bilmeleri ve tutumlarından vazgeçmemeleridir. Bu insanlar değerlere anlam verirlerken, neyi niçin yaptıklarını çok iyi biliyorlardı. Platon bu değerleri dört temel kavramla anlatıyor. Bunlar şunlardır: ✓ Adelet ve doğruluk ✓ Cesaret ✓ Ölçü/Sınır ✓ Akıl 35 yıllık meslek tecrübemden yola çıkarsam, bana göre bu dört temel değerin yanında şunlar da önemlidir; ✓ İnsanları olduğu gibi kabul etmek ve insanlara karşı önyargılı olmamak, ✓ Kendine ve başkalarına karşı saygılı olmak, ✓ Güvenilir, vicdanlı ve otantik (kendisini olduğu gibi görmek ve böyle göstermek) olmak, ✓ Açık ve şeffaf olmak. Kendi değerleriyle yaşayan kişi, dışardaki değerlendirmelerden bağımsızdır. Kendine göre kararlar verebilir ve kendisini yaşar. Başkasının ondan onurunu ve şerefini alamayacağını bilir. Kendi değerleri olmayan kişi, başkalarının bakışına göre değerlendirilir ve kendini onlara bağlı hissederken, başkalarının düşünceleri onun için değerli olur. Bu durumda onların karşısında boyun eğer. Netice olarak kendisini yaşayamaz ve kendine yabancılaşır. Kendi bilgilerine ve hisslerine güvenmez. "Başkaları ne der” diye düşünür ve hak- hukuka göre karar vermez.

Diğer insanlarla birlikte çalışma kabiliyeti Tüm başarılı insanların ortak bir özelliği de diğer insanlarla iyi bağlar kurma kabiliyetine sahip olmalarıdır. Gerçek başarı insanların kalplerini fethederek oluşur. Kim insanların kalplerini kazanırsa o kişi başarıya ulaşır. Herkesin, diğer insanlarla kalıcı sevgi dolu bağlara ihtiyacı vardır. İnsani bağlar olmadan olan başarıların içi boştur.

İletişim Kabiliyeti Hem kendimizle hem de başkalarıyla olan iletişim türü ve biçimi bizim yaşam kalitemizi belirler. Başarılı olan insanlar zorluklara meydan okuyarak üstesinde gelmeyi öğrenirler. Bu tercübelerle kendi yaşam şartlarını oluşturmayı öğrenirler. İnsanların yaşamlarına şekil veren başarlı insanlar, genellikle en büyük iletişim ustalarıdırlar. Bunlar kendi viziyonlarını, özlemlerini, sevinçlerini ve coşkularını başka insanlara en iyi şekilde iletirler. İletişim anında karşıdakini aktif dinlemek çok önemlidir. Dinlemekle, karşıdakinin ne dediği ve ne kast ettiği daha iyi anlaşılır. Aynı zamanda da karşısındakine saygı gösterilmiş olunurken, ona "seni anlıyorum" duygusu verilir. Bu da diyaloğun daha iyi bir atmosferde geçmesini sağlar. Konuşma esnasında karşıdakinin sözü kesilmemelidir. Anlaşılmayan bir şey varsa, daha iyi anlaşılması için sorular sorulup konu derinleştirilir. Son olarak yeni yılınızı kutluyor, yeni yılın sizlere sağlık ve başarı getirmesini diliyorum.

43


 Güncel

Avrupa Birliği Ülkelerinden

44

İsviçre'ye Göç Aralık ayında bir araya gelen Federal Parlamento’nun gündeminde AB ile ikili anlaşmalar ve serbest dolaşım konuları vardı. Bu çerçevede, SVP’nin "Ilımlı Göç-Sınırlama" (Für eine massvolle Zuwanderung-Begrenzungsinitiative) isimli inisiyatifi de gündeme geldi. SVP bu inisiyatif ile, AB ülkelerinden İsviçre’ye olacak göçün önlenmesini istiyor. Federal Parlamento bu inisiyatifi desteklemezken, AB ülkelerinden gelecek olan kişilerin serbest dolaşımlarına dair olumlu görüş bildirdi.


Serbest dolaşım ile ilgili yapılan oylamalarda; Federal Parlamento 63’e karşı 123 oy ile "Evet" derken, Senato Meclisi ise 4’e karşı 38 oy ile aynı yönde bir görüş ortaya koydu. Böylece Parlamento ve Senato, ezici bir çoğunlukla aldıkları bu karar ile, halkı SVP’nin "Ilımlı Göç--Sınırlama " isimli inisiyatifini reddetmeye çağırdılar. Muhafazakâr sağ parti SVP hariç, Senato Meclisi’nde temsil edilen tüm partiler müzakere esnasında, AB ile yapılan ikili anlaşmalardan ve kişilerin serbest dolaşımı ilkelerinden övgüyle bahsediyorlar ve bu anlaşmaların ülkenin ekonomik gelişimi için taşıdığı öneme vurgu yapıyorlar. Senato Meclisi üyesi FDP’li Damian Müller; "Avrupa Birliği bizim için önemli bir ekonomik partner. İsviçre, doğrudan ticari ilişkiler sayesinde, üye ülkelerle kurduğu iyi ilişkilerin avantajlarından faydalanıyor." diyor.

"Ilımlı Göç-Sınırlama" inisiyatifi Mayıs’ta halk oyuna sunulacak SVP’nin "Ilımlı Göç-Sınırlama" isimli inisiyatifinin, önümüzdeki Mayıs ayında halk oyuna sunulması bekleniyor. İnisiyatif, İsviçre’nin kendi göç meselelerini bağımsız şekilde kontrol edebilmesi adına, İsviçre Anayasası’nın değiştirilmesini ve kişilerin serbest dolaşım haklarını mümkün kılan tüm uluslararası anlaşmaların sonlandırılmasını talep ediyor. Bir diğer talep ise ise, SVP tarafından gündeme getirilen ve 2007 yılında kabul edilen Serbest Dolaşım Hakkı (Personenfreizügigkeit) oylamasına dayandırılıyor. Bu oylamadan sonra, İsviçre’de çalışmak isteyenlerle ilgili kontenjan uygulaması getirilmişti. SVP, bu uygulama ile ülkede var olan işsizliğin önüne geçilebileceğini savunmuş ancak oylamadan sonra uygulama ile ilgili düzenlemelerin hayata geçirilmesi konusunda AB ile sıkıntılar yaşanmıştı. SVP, İsviçre’ye çalışmak için gelen göçmenlerin rakamlarını hala yüksek buluyor ve Serbest Dolaşım Hakkı ile ilgili kararların bir an önce yürürlüğe girmesini de istiyor.

SVP fraksiyonuyla birlikte hareket eden ve aynı görüşü taşıyan bağımsız milletvekili Thomas Minder; "İsviçre’nin uzun vadeli ve net bir göç stratejisi olmalı." diyor ve şöyle devam ediyor; "Sonuç olarak kişilerin serbest dolaşımı ilkesi pozitiften çok negatif etkilere sahip. İşsiz bireyler ithal ediyoruz, sosyal damping var, suç oranlarında artış ve de sosyal yardımlar ile emlak maliyetlerinde patlama mevcut." Minder, SVP’nin göçü durdurmak istemediğini, bunun yerine İsviçre’nin kendi sınırlarını ve hedeflerini belirlemesine izin vermek istediğini de sözlerine ekliyor.

Federal Hükümet ve Parlamento tedirgin; AB ile yapılan tüm anlaşmaların bozulma riski var Federal Hükümet ve Parlamento, kişilerin serbest dolaşımının sonlandırılmasının, AB ile diğer anlaşmaların da sonunu getireceğinden korkuyor. Özellikle de tarım, ticaret ve araştırma alanlarında önemli aksamalar yaşanabilir. Buna, Avrupa pazarında işgücüne ve bilimsel araştırma programlarına erişim sahibi olamama riskiyle beraber, İsviçre adına yıkıcı olabilecek pek çok sonuç da dahil.

Federal Adalet Bakanı Karin Keller-Sutter, İsviçreli işçilerin istihdamını teşvik edici, yaşlılara eğitimler veren, yaşlıları iş piyasasında tutmaya çalışan ve emekliliği yaklaşan işsizlere de yardımcı olması beklenen projelerin yapım aşamasında olduğunu belirtiyor.

Levrat: "Avrupa yanlısı cephe yeniden inşa edilmeli." SP Başkanı Christian Levrat’a göre, bahsi geçen insiyatif için yapılan Parlamento oylaması, bir tehditten ziyade fırsat teşkil ediyor. Levrat konuyla ilgili olarak; "Geçtiğimiz yıllarda zarar görmüş olan Avrupa yanlısı cepheyi yeniden inşa etmeliyiz ve kişilerin serbest dolaşımlarının pozitif yönlerini öne çıkarmalıyız. Yurt dışında yaşıyor olmaları sebebiyle, 700 bin İsviçrelinin de bu serbest dolaşım ilkesinden yararlandıklarını özellikle hatırlamalıyız. Yapılacak olan bu halk oylaması, AB ile ilişkilerin gelişmesinin temellerini atmamızı ve çerçeve anlaşmasına getirilecek çözümler üzerine daha çok yoğunlaşmamızı mümkün kılabilir". diyor.

45


İSVİÇRE SÜPER LİGİ İlk Yarı Değerlendirmesi İsviçre Süper Ligi,15 Aralık 2019 itibarı ile oynanan maçlardan sonra devre arasına girdi. İkinci yarı 25 Ocak 2020 tarihinde tekrar başlayacak. Takımlar ikinci yarı hazırlıkları için yoğun bir tempoda kamp çalışmaları yapacaklar. Öte yandan 1 Ocak itibarı ile resmi ara transfer dönemi de başladı. Kulüpler bu dönemde eksik veya yetersiz gördükleri bölgelere oyuncu transferleri yapacaklar.

Mustafa Aktaş Eski Futbolcu m.aktasch@gmail.com

 Spor

Takımların durumu

46

Young Boys takımı sezonun ilk yarısını, diğer sezonlara nazaran zor da olsa, FC Basel takımının 2 puan önünde, 38 puanla lider olarak kapadı. İkinci sırada ise FC Basel takımı yer alıyor. FC St.Gallen ekibi, geçen sezonların aksine bu yıl ligin ilk yarısı itibarı ile çok iyi bir görüntü sergiledi. Yeşil-beyazlı ekip, bence bu yıl ilk yarı göz önüne alındığında, çok başarılı bir grafik çizdi ve bunun sonucu olarak da ilk yarıyı 35 puan ile üçüncü sırada tamamladı. Geçmiş sezonlar dikkate alındığında,

kimse FC St. Gallen ekibinden böylesi bir başarı beklemiyordu. Bence ilk yarının kayda değer en önemli olayı, FC St. Gallen ekibinin göstermiş olduğu bu başarıdır. FC Zürich takımı, inişli çıkışlı bir grafik çizmesine rağmen, ligin ilk yarısını dördüncü olarak tamamladı. Bu arada FC Zürich’in takım menejerliği görevini, 2015 yılından bu yana Türkiye kökenli Süha Demokan yürütüyor. FC Servette takımı bu yıl Raiffeisen Süper Ligi’ne çıkmasına ve çok iyi oynamasına rağmen talihsiz puan kayıpları yaşadı. Takım, ilk yarı itibarı ile puan tablosunda beşinci sırada yer aldı.

Sezona iyi başlayamayan başka bir takım ise FC Lugano oldu. İsviçre’yi Avrupa kupalarında da temsil eden FC Lugano hem ligde hem de Avrupa kupalarında istenilen başarıları yakalayamadı ve ilk yarıyı altıncı sırada tamamladı.

Hayal kırıklığı yaratan diğer bir takım ise FC Sion oldu. Her nedense FC Sion İsviçre Süper Ligi takımları içerisinde her sezon kaosa açık, sansasyonel olayların yaşandığı bir takım olmuştur. Lige başlarken


hep iddialı olan FC Sion, transferler döneminde dünya çapında futbolcu ve teknik direktörlerin adlarının bolca geçtiği bir kulüp olması itibarı ile de, İsviçre liglerinin, deyim yerinde ise en renkli kulübüdür. Bunun nedeni ise, 2003 yılından bu yana kulübün başkanı ve sahibi olan Christian Constantin’dir. İsviçre Süper Ligi tarihinde birçok skandala imza atan Constantin, sezon içerisinde birçok kez teknik direktör değiştirmesinden Tv yorumcularını dövmesine, şike olaylarına karışmasından, transfer dönemlerinde birçok dünya yıldızı futbolcu ve teknik adamın isimlerinin FC Sion takımı ile anılmasına kadar birçok olaya imza atarken, görsel ve yazılı basını devamlı meşgul eden bir isim olmuştur. Başkan, son olarak bu sezon takımın başına getirdiği teknik direktör Stéphane Henchoz ile de ilk yarı sonunda yollarını ayırdı. Yeni teknik diSıra

rektör olarak takımın başına, daha önce hiç Süper Lig deneyimi olmayan 37 yaşındaki Portekizli Ricardo Dionísio’yi getirdi. Görünen o ki, Başkan Constantin alışkanlıklarını bırakmayacak. Geçmiş sezonlara göre çok kötü bir ilk yarı ligi geçiren diğer bir kulüp ise FC Luzern oldu. Takım, ligin ikinci yarısı itibarı ile, Thomas Häberli’den boşalan teknik direktörlük koltuğunu Fabio Celestini’ye emanet edecek. Ligin son iki sırasında, geçen sene de aynı problemleri yaşayan ve ligde kalmayı son anda başaran Xamax ekibi yer alıyor. Takımı bu yıl da zor bir ikinci yarı bekliyor diyebiliriz. Takım ligden düşmemek için mücadele edecek. Ligin son sırasında ise Thun ekibi bulunuyor. Lige çıktıklarından bu yana en kötü sezonu geçiren Thun takımını bu sezon gerçekten zor günler bekliyor.

Takımlar

O

G

B

M

A

Y

P

1

Young Boys

18

11

5

2

36

24

38

2

Basel

18

11

3

4

41

17

36

3

St. Gallen

18

11

2

5

42

25

35

4 Zurich

18

9

3

6

23

32

30

5

Servette

18

7

6

5

28

18

27

6

Lugano

18

5

6

7

18

19

21

7 Sion

18

6

3

9

25

35

21

8

Luzern

18

5

3

10

17

27

18

9

Xamax

18

2

8

8

20

32

14

Thun

18

2

3

13

16

40

9

10

Benim kanaatim, bu yıl küme düşme yarışı Thun ve Xamax takımları arasında geçecek. Her iki takım için ligin ilk dört maçı çok önemli. İlk dört haftayı az hasarla atlatan takım, ligde kalma yarışında avantajlı duruma geçecek. Lig şampiyonluğu FC Basel’in olabilir Lig şampiyonluğunu, geçen üç yılın aksine bu yıl FC Basel’in göğüsleyeceğini düşünüyorum. Çünkü üst üste üç yıl şampiyon olan Young Boys, geçen üç sezonun aksine bu yıl farklı bir yapılanmaya gitti ve giden oyuncuların yerine takım bütünlüğünü sağlayacak yeni oyuncular bulamadı. Tabi ki bunu yanında, üç yıldır gelen şampiyonlukların ardından oluşan metal yorgunluğunu da göz ardı edemeyiz. FC Basel ise, geçmiş üç sezonda yaptığı hataların geç de olsa farkına vardı. Bundaki en büyük etken, FC Basel’de sportif direktörlük yapan Marco Streller’in yanlış takım mühendisliği ve yanlış transfer tercihleridir. Bu etkenler onun takımdan gönderilmesi ile son bulurken, takım Streller’dan sonra nihayet bir çıkış yakaladı. Bu yıl FC Basel ve Young Boys arasında heyecanlı, seyir zevki yüksek bir şampiyonluk yarışı olacak. Şampiyonun diğer sezonlara göre ligin son haftalarında belli olacağı bir ikinci devre bekliyorum.

47


B  Moda

undan daha değişik bir stil olamaz derken, moda dünyası her geçen yıl daha da ilginç ve göz alıcı trendlerle bizi şaşırtmaya devam ediyor!

48

Özellikle eteklerde retro bir tarz dikkat çekiyor. 70’li yılların desenleri, abartılı pullar, incecik satenler, kalın pliseli kreplere hazırlanın.


Sadece yetmişli ve seksenli yıllardan değil, aynı zamanda okul yıllarınızdan trendleri de kapsayan Kış 2020 etek modasında bildiğimiz klasikler de yer alıyor. Midi boylardan miniye geçiş zamanını ilginç bir şekilde kış sezonuna denk getiren markalar var. Mikro mini etek trendini bu kış birçok marka sunuyor bizlere.

49

Sezonun diğer trendleri arasında olan desenli külotlu çoraplar ile kombinleyebileceğiniz mini etekler kışa renk katmaya geliyor. Etek modelleri arasında koyu ve toprak tonları öne çıkıyor. Ofisten partiye dek etekler bu yıl her yerde karşınıza çıkacak. O nedenle hazırlığınızı yapın, dolabınızı rengarenk eteklere dontamaya başlayın…


 Otomobil

Tesla bir süredir merakla beklenen elektrikli pick-up modeli Cybertruck'ı tanıttı.

50

M

ars yüzeyinde kullanılmak üzere hazırlanmış izlenimini yaratan pick-up'ın köşeli tasarıma sahip. Ultra sert paslanmaz çelik gövdeye sahip olan Cybertruck'ın 6 kişilik kabini de köşeli bir tasarıma sahip. Kabinde bir Tesla klasiği olarak 17 inçlik dev bir dokunmatik ekran bulunuyor. Cybertruck üç farklı versiyona sahip. Tek motorlu arkadan itişli model baz versiyon olarak hazırlanırken, çift motorlu dört çeker ve üç motorlu dört çeker seçenekler de bulunuyor. Üç motorlu en güçlü versiyonu 0'dan 100 km/s hıza 2.9 saniyede ulaşan Cybertruck, 6.3 tonluk çekme kapasitesiyle de dikkat çekiyor. Bu değerler pick-up kullanışlılığının spor otomobil performansıyla bir arada sunulduğuna işaret ediyor. Cybertruck'ın menzili ise seçilen batarya paketine bağlı olarak 400 km, 480 km ve 800 km olarak veriliyor. Araç için ayrıca günde ortalama 24 km'lik ek menzil sağlayan güneş panelli bir arka kasa kapağı da hazırlanmış. Cybertruck'ın fiyatı 39.900 ile 69.900 frank arasında değişiyor.


Hyundai’nin tanıttığı plug-in hybrid teknolojili Vision T konsepti, markanın gelecekteki SUV tasarımları hakkında fikir veriyor. Hyundai Design Center’ın HDC-7 kodlu yedinci konsepti olan otomobil, Sensuous Sportiness yani duyusal sportiflik adı verilen global tasarım diliyle şekillenmiş.

Vision T Concept, hem modern hem de sportif çizgileri bir arada barındırıyor. Özellikle arkaya doğru uzanan coupe formuyla SUV modellerine daha estetik bir hava katan Hyundai, daha akıcı ve daha hareketli bir dinamizm sunuyor. Uzun bir dingil mesafesi sunan konsept, düz bir tavan çizgisine ve güçlü bir ön tasarıma sahip. Vision T, mevcut kompakt SUV tasarımlarının aksine daha şık bir siluete sahip. Tasarımda daha keskin geometrik açılar ve yumuşak geçişler kullanılmış. Fütüristik çerçevesiz kapıları ve saten krom aksesuarlarıyla daha kaslı bir görünüme sahip olan otomobil aynı zamanda beş kollu devasa jantlarla sunuluyor. Turuncu fren kaliperleri dinamizmi simgeleyen Vision T, mat gri ve kabartmalı parçalarla da görselliği ön planda tutuyor.

51


 Gezi Rehberi 52

Spielzeug Welten Museum Basel Steinenvorstadt 1, CH-4051 Basel Daha fazla bilgi için; www.spielzeug-welten-museum-basel.ch


Çocuklarınızla birlikte güzel bir zaman geçirebileceğiniz bir yer oyuncak müzesi. Özellikle çocukluğuna dönmek isteyenler müze kapısından içeri girmeli. Spielzeug Welten, Avrupa’daki en büyük oyuncak müzesi olma özelliğini taşırken, müze yetkilileri, dünyadaki en iyi oyuncak müzesi olduklarını iddia ediyorlar. Pek de haksız sayılmazlar aslında. Müze, bünyesinde dünyanın dört bir yanından toplanan 6 binden fazla oyuncağı barındırıyor. Burada sergilenen ayıcıklar, bebekler, minyatür evler, maket dükkanlar sadece çocukların değil büyüklerin de ilgisini çekiyor.

Avrupa'nın en büyük oyuncak müzesi

Kapılarını ziyaretçilerine 1998 yılında açan müzede 1800’ lü yıllara uzanan oyuncaklar mevcut. Buradaki oyuncakların büyük bir kısmı, ahşap ve camdan yapılmış özel vitrinlerin ardında sergileniyor. Kurulu olan yüksek teknoloji ile antikalar birbirini mükemmel şekilde tamamlıyor. Yüzlerce bebek evinin her birinin içinde onlarca minik malzeme bulunuyor. Buradaki oyuncakların çeşitliliğine hayran kalacaksınız. Özellikle bebek evler görülmeye değer. Sadece çocukların değil, aynı zamanda koleksiyoncuların da bu oyuncaklarda çok büyük emekleri olduğu gözlerden kaçmıyor.

4 kat 1.000 m2 alan 53

4 kat, bin metrekarelik alan 4 katlı olan ve bin metrekarelik bir alanı kaplayan bu müze dahilinde bir restoran ile bir müze mağazası bulunuyor. Dileyenler buradan oyuncak satın alabilirler. 6.000'den fazla oyuncak

Tekerlekli sandalye ile gelen ziyaretçiler için, zemin kattan dördüncü kata kadar düzenekler kurulmuş. Ayrıca işitme engelli olan ya da işitme cihazı kullananlar için işitme sistemi de mevcut. Oyuncak dünyasının zenginliğini yaşamak isteyenlerin, burada sergilenen koleksiyonları görmelerini tavsiye ediyoruz. Müze, Ocak ayından Kasım ayına kadar, Salı-Pazar günleri arasında saat 10.00’dan 18.00’e kadar ziyaret edilebilir. Giriş ücreti ise; yetişkinler için sadece 7 frank. 16 yaşına kadar olanlar için ise ücretsiz.

ücretsiz

(16 yaşına kadar)


Ayhan Demirden Sinema Eleştirmeni a.demirden@gmx.de

Little Joe – Küçük Joe

 Sinema

Genetik-biyolog Alice Woodard (Emily Beecham) laboratuvar gibi bir serada çalışmaktadır. Genetik olarak geliştirdiği bir çiçek sayesinde; eğer ihtimam, özen gösterilirse, belli bir dönem sonra bu çiçek bir koku salgılamaya başlıyor. Bu koku ile insanlar kendilerini mutlu hissediyorlar. Henüz geliştirme aşamasında olan bu çiçeği işyerinden habersiz eve getiren ve oğlu Joe'ya (Kit Connor) hediye eden Alice çiçeğe de Küçük Joe adını verir. Arkadaşı Bella (Kerry Fox) geliştirdikleri çiçeğin insanları kölesi haline getirdiğini, bundan dolayı insanların kendilerini mutlu hissettiklerini ama diğer duygularının kötürümleştiğini bir garip yaratık haline geldiklerini söyleyince çiçeği hediye ettiğinden beri biraz farklı davranan oğlunun da davranışlarının nedeninin bu olabileceği üzerine düşünmeye başlar.

etkisi altına aldığı, böylece varlığını idame ettirmeyi garantilemeye çalıştığı da pekâlâ düşünülebilir. Avusturyalı yönetmen Jessica Hausner daha önce Mucize (Lourdes) ile dikkatleri üzerine toplamıştı. Sonraki filmi Çılgın Aşk (Amour Fou) ile resmin estetiğinin ötesinde kareografinin önemine nevrotik derecede tutkun olduğu ortaya çıkmıştı. Bu filmi ile Hausner neredeyse Lanthimos gibi son derece stilize edilmiş sahneleme, pastel renklerle, parlak zeminlerin kontrastıyla, karakterlerinin diyaloglarından hareketlerine değin belli bir form dahilinde kendilerini göstermelerini sağlarken, diğer yandan da kadınlara yönelik bir sürü ön kabulü tartışmaya açıp, karakterlerinin bu açmazların içinde kıvranmasının önüne geçmeyip, bir sürü başka okuma olanaklarını da mümkün kılıyor.

Gerçekten insanların davranışı biraz garip, alışılmadık, sanki belli görevleri yerine getiren mekanik kurgusal görünmektedir. Acaba Alice arkadaşının bu uyarısıyla başka gözle baktığı için mi böyle görmektedir? Eşinden ayrıldığından beri psikoloğa giden Alice'nin psikoloğu, oğluna karşı duyduğu vicdan hesabı dolayısıyla böyle düşündüğünü kafasını çok takmamasını öğütler.

Birden onunla yemeğe çıkmak isteyen iş arkadaşı Chris (Ben Whishaw), kız arkadaş edinen Joe her şey mutluluğa doğru dolu dizgin ilerlerken, biz mutluluğun diktasının en güçlü dikta olabileceğini sezerken kadınların sezgilerinin dikkate alınmamasının sonunda gerçek duygular ile sahte duygulanımlar arasındaki salınımda bocalarken, medikal yöntemlerle aranan mutluluk çarelerinin hüznünü ve acizliğini görün.

Çok kâr getirmesi beklenen bu çiçek tabii ki herkes tarafından çoğaltılmamalı, yani tohum vermemelidir. Ancak hayatın her zaman kendine bir yol bulduğu, yani çiçeğin polenler aracılığı ile insanları

Emily Beecham'in Cannes Film Festivali’nde en iyi kadın oyuncu ödülü aldığı, yönetmen Jessica Hausner'in kadın duyarlığı üzerine yaptığı bu dokunaklı filmi kaçırmayın.

Yönetmen : Jessica Hausner Yapım Yılı : 2019 Ülke : Avusturya, Almanya, İngiltere Türü : Bilimkurgu, Dram Süre : 1s 46dk Oyuncular : Emily Beecham, Ben Whishaw, Kerry Fox, Kit Connor, David Wilmot, Phénix Brossard, Sebastian Hülk

Fragman


Systemsprenger - Oyunbozan Anne, Anne,Anne… diye ormanda bağıran Benni (Aslında Bernadette ama çok fahişe gibi bir tınısı olduğu için Benni) sesinin yankısını duymak için bütün dikkatini verdiği halde sesi ormanın ıslaklığında kayboluyor. Bütün istediği annesinin yanında kalmak. Benni (Helene Zengel) bir sistem bozan. Çocuk ve gençlik uzmanlarının kendi kavramlaştırmalarıyla var olan bütün kurumları sınırlarına zorlayan, kurumların içinde barınamayan, çok hızlı bir biçimde geliştirdikleri davranışlarla reaksiyon zamanından önce o kurumu gereksizleştiren kişiler için bu tanımlama. Benni henüz 9 yaşında küçük sevimli sarışın, incecik, zarif görünüşlü bir kız. Ama köpeğini gezdirmeye çıkan zavallı bir ihtiyara, hiç yoktan akla gelmeyecek küfürler edince ilk sarsılmayı yaşıyorsunuz. Benni şimdiye değin 36 okuldan kovulmuş. Hiçbiri onun kendi okullarına gelmesini istemiyor.10’u aşkın çocuk bakım yurdundan da, bir sürü bakıcı aileden de uzaklaştırılmış, hiçbir yerde barınamıyor. Tek çözüm, kapalı bir psikiyatri kliniğine kapatmakmış ama yaşı küçük olduğundan yasalara göre bu mümkün değil. Son kapatıldığı çocuk bakım ve sığınma evinde anti şiddet antrenörü Benni'ye okula kadar refakat ederken, Benni'nin ne kadar sevgiye aç olduğunu, sadece ilişkilerini ve agresyonunu kontrol altına alabilmesinin yeterli olabileceğini düşünerek birebir terapi olarak 2 haftalık ormanda iptidai bir kulübede kalarak kızgınlığına doğayla uğraşarak belki bir sübap bulabileceğini denemek istiyor. Ancak bu kez Benni'nin sevgi açlığı projeyi patlatıyor. Her zaman olduğu

gibi Benni kişisel bağlar ararken kurumlar ve bu kurumlarda çalışanlar kendi kişisel yaşamlarının tehlike altına girmesini önlemek üzere hazır bekliyor. Rejisör Nora Fingscheidt daha önce birkaç belgesel film gerçekleştirmiş bir isim. Bu filmi için, yıllarca bıkmadan usanmadan Sistem bozan kişileri inceleyip araştırıyor. Fingscheidt ilk uzun metrajlı filmi ile Berlinale'de Gümüş Ayı ödülüne layık görülerek büyük ses getirmişti. Şimdi Almanya'nın Oscar adayı olarak gösterildi. Filmi Zürich Film Festivali sırasında izleme imkânım vardı ama bir türlü cesaret edip göremedim. Filmi şimdi

55

izleyince korkularımın yersiz olduğunu, filmin son derece dinamik, asla sentimantal yollara sapmadan büyük bir sorunun üzerine yoğunlaştığını, bazen kimsenin doğru cevabı bilemeyeceğini, Fingscheidt'in elli kez filmi mutlu sonla bitirebilecek olanağının olmasına karşın gerçeğin peşinden hiç ayrılmayarak bizi derinden sarstığını, Almanya'dan çok vaatkâr bir kadın rejisörün daha gün ışığına çıktığına sevinerek kritiğimizi sonlandıralım. Film gösterimden kalkmadan gidin ve bu filmi izleyin.

Yönetmen : Nora Fingscheidt Yapım Yılı : 2019 Ülke : Almanya Türü : Dram Süre : 2s 5dk Oyuncular : Helena Zengel, Albrecht Schuch, Julia Becker, Gabriela Maria Schmeide, Lisa Hagmeister, Victoria Trauttmansdorff

Fragman


56 ï‚„ Yemek Tarifi


Ekşili Sebzeli Çorba Malzemeler: 1 adet soğan, 1 adet sarımsak (rendelenmiş ve ezilmiş), 1 adet patates (Küçük küpler halinde doğranmış), 1 adet havuç (Yuvarlak doğranmış), 1 adet kereviz (Küçük küpler halinde doğranmış), 1 çay bardağı bezelye (Haşlanmış veya konserve), 1 yemek kaşığı un, 1 yemek kaşığı tereyağı veya margarin, 1 adet limonun suyu, 5 su bardağı su (1 litre), 1 çay kaşığı nane, 1 çay kaşığı tuz Hazırlanışı: İlk olarak çorbayı yapacağınız tencerede margarini eritip soğanı ve sarımsağı kavurun. Bezelye hariç tüm sebzeleri tencereye koyup birkaç dakika karıştırın. Unu ilave edip bir kaç dakika daha kavurun. Su ve tuzu da ekleyip sebzeler yumuşayana kadar pişirin.Sebzeler iyice yumuşadıktan sonra çorbayı blender ile bir kaç dakika çekin.(Püre haline getirmeyin, sebzeler biraz taneli kalmalı.) Bezelyeyi de ekleyip karıştırın. Son olarak limon suyunu, naneyi ve tuzunu da ekleyip biraz daha karıştırdıktan sonra sıcak sıcak servis edin.

Fırında Tavuklu Patlıcan Malzemeler: 2 adet büyük boy patlıcan, 1 adet orta boy kuru soğan, 1 diş sarımsak, 3 yemek kaşığı zeytinyağı, 1 yemek kaşığı tereyağı, 300 gram kuşbaşı tavuk göğsü, 3 adet orta boy domates, 2 adet orta boy yeşil biber, 1/2 tatlı kaşığı biber salçası, 1/2 su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri, 10 dal maydanoz, 1/2 tatlı kaşığı kekik, 1/2 çay kaşığı tuz, 1/4 çay kaşığı taze çekilmiş tane karabiber Hazırlanışı: Bol suda yıkadığınız patlıcanların üzerini kağıt havlu yardımıyla kurulayın. Yeşil sap kısımlarını üzerinde bıraktığınız patlıcanları keskin bir bıçak yardımıyla uzunlamasına dilimleyin. Tamamen kesmemeye, sap kısmını bağlantı noktası olarak sabit bırakmaya dikkat edin. Yağlı kağıt serili fırın tepsisi üzerine aldığınız patlıcanları zeytinyağıyla hafifçe yağlayın. Önceden ısıtılmış 200 derece fırında 20-25 dakika kadar fırınlayın. Tavuklu iç harcı için: Kuru soğanı küçük küpler halinde kesin. Sarımsağı incecik kıyın. Ortadan ikiye kesip çekirdekli kısımlarını temizlediğiniz yeşil biberleri yarım ay şeklinde, kabuksuz domatesleri ise küp şeklinde doğrayın. Maydanoz yapraklarını incecik kıyın. Kalan zeytinyağı ve tereyağını geniş bir tavada kızdırın. Kuru soğan ve sarımsakları ekleyip 1 dakika kadar soteleyin. Kuşbaşı tavuk göğüslerini katıp yüksek ateşte soteleme işlemini sürdürün. Tavuklar renk aldığında yeşil biberleri katıp çevirin. Domates küpleri ve biber salçasını da ekleyip domatesler suyunu çekene kadar kavurun. Tuz, taze çekilmiş tane karabiber ve kekikle tatlandırın. Ocaktan alıp dinlenmeye bırakın. Fırından çıkardığınız patlıcanların dilim aralarını hafifçe aralayıp hazırladığınız tavuklu harçla doldurun. Üzerlerine rendelenmiş kaşar peyniri serpiştirin. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında, peynirler eriyip kızarana kadar pişirmeye devam edin. İncecik kıyılmış maydanoz yapraklarıyla süsledikten sonra ılık olarak servis edin.

Ballı Bademli Pasta Keke için: 3 adet yumurta, 5 yemek kaşığı bal, 1,5 su bardağı un, 1/2 su bardağı sıvı yağ, 1 paket vanilya, 1 paket kabartma tozu Kreması için: 4 su bardağı süt, 1 adet yumurta, 4 yemek kaşığı bal, 1,5 çay bardağı un, 1 paket labne Üzeri için: 1,5 su bardağı çiğ badem, 3 yemek kaşığı bal, 3 yemek kaşığı süt, 100 gram tereyağı Hazırlanışı: Kekiniz için yumurtayla balı çırpıp, diğer malzemeleri de ekleyerek yağlanmış kelepçeli kalıba koyun ve 170 derecede biraz pişirin.Tekrar fırına gireceği için tam pişmemesi gerekiyor. Ballı bademli üst katman için; Bir tavada tereyağını eritin ve bal,badem ve sütü de ekleyin. Kıvamiı daha sonra kekinizin üzerine dökün.Bademler kızarana kadar tekrar fırında tutun. Kreması için; Labne hariç diğer malzemeleri bir tencerede sürekli çırparak pişirin. Piştikten sonra altını kapatıp labneyi ekleyin. Çırpmaya devam edin. Fırından çıkarttığımız keki ortadan ikiye bölün. Alt tabanın üzerine kremayı koyun. Ballı bademli üst katı da üzerine ekleyin. Biraz buzdolabında bekletip daha sonra da servis edin.

57


17 Ocak

18 Ocak

Balet Deneme Kursu

Şehir Turları

Giriş ücretsiz. Yer: Lebewohlfabrik. Fröhlichstr. 23, Zürich

Bu etkinlik 10-14 yaş aralığındaki dansa yetenekli çocuklar ve gençlere yönelik yapılmaktadır. Öncelikle çocuklar ve gençler ana ve temel çalışmalara izleyici olarak katılıyorlar. Sonrasında derse katılma imkanı buluyorlar. Başvuru www.zhdk.ch/ veranstaltung/39652. Katılım ücretsiz.

http://www.lebewohlfabrik.ch/ monatsprogramme/2020/Jan20.pdf

Yer: Toni-Areal, Ballettstudios, Ebene 7. Pfingstweidstr. 96, Zürich

"Free Walk" derneği, Zürich’in içinden, her gün birçok ücretsiz tur imkânı sunuyor. Orijinal ve eğlenceli turlarda bir çok gizli ip ucu yakalanacağı garanti. Turlar Almanca veya İngilizce. Örneğin "Altstadtführung" turu her gün saat 11:00’de Paradeplatz’tan başlıyor. Buluşma noktası "Credit Suisse" bankasının önü. Turlar 90 dakika sürüyor. Katılım ücretsiz, bağış yapılabilir. Yer: Paradeplatz. http://www.freewalk.ch/zurich/

16 Ocak

KONSER

Perşembe

 Etkinlik Rehberi

Bugün müzisyenler "Gypsyjazz"ın her oyun ve tarzını çalıyorlar. Siz de katılın, kendinizi ritme bırakın ve "Swings"in dünyasına dalın. Saat: 19:30.

Cuma

GEZİ

Cumartesi

19 Ocak

21 Ocak

Pazar

Salı

Sukulent Koleksiyonu

Ping Pong Oynayın

Kıştan kaçın ve başka bir dünyaya dalın. Zürich’in kaktüs ve diğer sukulentlerden oluşan koleksiyonu dünyanın en büyüklerinden birisi. Pt-Pz 09:0016:30. Giriş ücretsiz.

"Ping Pong" oynamayı seviyor ve yeni insanlarla tanışmak mı istiyorsunuz? O zaman "Ping Pong Lounge Zürich" te doğru yerdesiniz. Siz de gelin ve "Rundlauf" turnuvasında bir tur oynayın. Sl-Cm 18:00’den itibaren. Giriş ücretsiz, raket ve toplar ücretsiz kullanıma hazır bulunuyor (Sadece turnuvada).

Yer: Sukkulentensammlung. Mythenquai 88, Zürich http://www.stadt-zuerich.ch/sukkulenten

Yer: Ping Pong Lounge Zürich. Hardstr. 305, Zürich http://www.pingponglounge.ch

58

22 Ocak

23 Ocak

Çarşamba

Perşembe

Yeni Başlayanlar İçin Almanca

Kanton Zürich’in Tarihi

Her Çarşamba, Letzipark alışveriş merkezinde, yeni başlayanlar için bir Almanca-Deneme kursu yer alıyor. Bir danışman Zürich’teki Almanca kursları hakkında bilgilendirmede bulunuyor. Ücretsiz çocuk bakımı mevcuttur. Saat: 09:30-11:30. Katılım ücretsiz. Yer: Einkaufszentrum Letzipark. Baslerstr. 50, Zürich http://www.aoz.ch/introdeutsch

"Zürcher Bibliographie" Zürich bölgesi ve kültür tarihi ile ilgilenenler için ideal bir yer. Kanton Zürich ve tarihi hakkındaki konuları kapsayan kitapları, gazete makaleleri, DVD’ler ve diğer medya bilgilerini keşfedebilirsiniz. Saat: 17:15-18:15. Giriş ücretsiz. Yer: Zentralbibliothek, Seminarraum A. Zähringerplatz 6, Zürich http://www.zb.uzh.ch/de/events/die-bestenseiten-von-zurich-zurcher-bibliographie-tauchensie-ein-in-die-regional-und-kulturgeschichte-deskantons-zurich?date=174

Konser

24 Ocak

25 Ocak

Açık Ahır

Müzik Tiyatrosu

Cuma

"GZ Wipkingen" meraklıları için ahırın kapılarını açıyor. Ahır işlerine katılın veya domuzları ağıla sokun ve hayvanları gözlemleyin. Bazı hayvanlar beslenip, sevilebilir. Bunun yanı sıra ateşte yılan ekmek pişirebilirsiniz. Çocuklar ve yetişkinler için, 7 yaşına kadar çocuklar sadece refakat eşliğinde. Yağmurlu havada tur yapılmıyor. Saat: 14:00-15:30. KulturLegi ile CHF 2.- (CHF 4.yerine). Yer: GZ Wipkingen. Breitensteinstr. 19a, Zürich http://www.gz-zh.ch/gz-wipkingen/programm

TİYATRO

Cumartesi

"Gessnerallee Zürich" iş birliği ile İsviçreli tiyatro sanatçısı "Thom Luz", 5 piyano akortçusu için bir müzik gecesi geliştiriyor. Bu parça kaosun içerisindeki düzeni konu ediniyor. Diğer gösterimler 26.01./ 27.01. Saat: 20:00. Giriş ücretsiz. Rezervasyon yaptırmanız önerilir. Yer: Gessnerallee Zürich. Gessnerallee 8, Zürich http://www.gessnerallee.ch/programm/ event/5709/


AVANTAJLARINIZ • Hedef kitleye doğrudan erişim • Firma imajı yaratma • Marka değerini yükseltme özelliği • Düşük maliyet • Farklı formatlarda sabit tanıtım

İlanlar için Tel: 076 343 80 74 Firmanıza, HaberPodium sayfalarında yer vermek icin hemen arayın! www.haberpodium.ch info@haberpodium.ch /haber.podium


KARLAR KRALİÇESİ

B

ir zamanlar, uzak diyarlarda, büyük bir kentte iki küçük çocuk yaşarmış. Birbirleriyle arkadaş olan bu çocuklar, birbirlerini kardeş gibi severlermiş. Erkeğin adı Kay, kızın adı Gerda’ymış. Kay ve Gerda sürekli birbirleriyle oynar, hiç ayrılmazlarmış. Gerda’nın bir de büyükannesi varmış. Büyük annesi çok sayıda masal bilir ve bunları sırayla anlatırmış. Bir gün Kay ve Gerda oynarken büyükanne onları yanına çağırıp:

 Masal

– Çocuklar bugün size yeni bir masalım var. İsterseniz gelin anlatayım, demiş.

60

Çocuklar büyükannenin yanına koşup, can kulağıyla büyükannenin anlattığı masalı dinlemeye başlamışlar. Büyükanne çocuklara kışın her tarafı kaplayan, bembeyaz örtüsüyle ünlü Karlar Kraliçesi’nin masalını anlatmış. Çocuklar büyükannenin anlattığı masalı dinlemişler ve sonra da sonra yatıp uyumuşlar. Ertesi gün uyandıklarında ne görsünler? Her taraf karlarla bembeyaz karlarla kaplıymış. Tüm çocuklar sokaklara çıkıp kızaklarla kaymaya başlamışlar. O sırada bir düzine beyaz geyiğin çektiği kocaman bir kızağın geçtiğini görmüşler. Çocuklar hemen bu büyük kızağın arkasına takılmışlar. Bir süre kaydıktan sonra çocukların çoğu kızağı bırakıp geri dönmüşler. Yalnız Kay, kızağı bırakmamış. Bu arada kentten de oldukça uzaklaşmış olduğunun farkına varmamış. En sonunda kızak kendiliğinden durmuş. Kızaktan bembeyaz pelerini içerisinde Karlar Kraliçesi inmiş.

Kay, Karlar Kraliçesi’nin büyükannenin masalında dinlediği kraliçe olduğunu anlamış. Karlar Kraliçesi Kay’a: – Çok üşümüşsün gel yanıma otur, demiş. Kay, Karlar Kraliçesi’nin yanına oturup onun verdiği pelerine sarılınca, üşümesi geçivermiş. Karlar Kraliçesi de yanında uyuyakalan çocuğu alıp şatosuna götürmüş. Meğer Karlar Kraliçesi yakaladığı çocukları şatosuna götürüp buzla kaplarmış. Kay’ı da bu şekilde buzdan bir heykelcik yapıvermiş. Kentte ise Kay’dan uzun süre haber alamayan Gerda, arkadaşını aramaya koyulmuş. Karlarla kaplı ormana doğru yola çıkmış. Ormanda arkadaşını ararken küçük bir kulübe görmüş. Kulübeye yaklaşınca kapıyı ihtiyar bir kadın açmış. Bu kadın oralarda yaptığı iyiliklerle tanınan bir büyücüymüş. Kıza: – Ne için geldiğini biliyorum yavrucuğum, arkadaşın Kay’ı arıyorsun. Bakalım bahçede duran karga arkadaşının yerini biliyor mu? diyerek Gerda’yı arka bahçeye götürmüş. Bahçede gerçekten de bir karga dalda bekliyormuş. Kargaya Kay’ın nerede olduğunu sormuşlar. Karga da onlara: – Kay’ın nerede olduğunu ancak ormanda yaşayan küçük kız bilebilir, demiş. Bunun üzerine Gerda, yaşlı kadından izin isteyip yoluna devam etmiş. Ormanın derinliklerinde dolaşırken çok güzel bir kulübe görmüş. Kulübenin kapısı açılmış. İçeriden karakarganın bahsettiği küçük kız çıkmış. Gerda’ya: – Hoşgeldin, ben de senin gelmeni bekliyordum, demiş. Gerda’yı içeri alıp ateşin başına oturtmuş. Ona getirdiği yiyeceklerden vermiş. Daha sonra birlikte uyumuşlar. Sabah olunca, küçük kız Gerda’yı kulübenin yanındaki samanlığa götürmüş. İçeride güvercinlerle, geyikler varmış. Güvercinler ötmeye başlamışlar. Küçük kız güvercinlerin dilinden anlıyormuş. Gerda’ya güvercinlerin ne demek istediğini anlatmış.

– Güvercinler, Kay’ı Karlar Kraliçesi’nin kaçırdığını, onu şatosunda hapsettiğini, oraya nasıl gidileceğini geyiklerin bildiğini, söylüyorlar, demiş. Bunun üzerine bu iki küçük kız geyikleri kızağa bağlamışlar ve yola çıkmak için hazırlık yapmışlar. Gerda küçük kıza, kendisine yardımcı olduğu için teşekkür etmiş. Birbirleriyle vedalaşmışlar ve Gerda geyiklerin çektiği kızakla yola çıkmış. Günlerce yol almışlar. Dünyanın en kuzey ucuna, bembeyaz kar örtüsünden başka hiçbir şeyin görülmediği diyarlara varmışlar. Burada sürekli, lapa lapa kar yağmaktaymış. Geyikler bir süre daha gittikten sonra bembeyaz bir şatonun kapısının önünde durmuşlar. Gerda, Karlar Kraliçesi’nin şatosuna geldiklerini anlamış. İçeriye girmiş. Şatonun içi de dışı gibi beyazmış. Gerda, şatonun içinde yürümeye başlamış. Bir yandan da Kay’a sesleniyormuş. Şatoda kendi sesinin yankısından başka ses yokmuş. Gerda, buzdan bir kapı görmüş. Kapıyı açmış içeriye bakmış. Odanın ortasında Kay’ı donmuş bir şekilde bulmuş. Sanki buzdan bir heykelcik gibiymiş. Gerda, Kay’ın ölmüş olduğunu zannederek başlamış ağlamaya. O kadar çok ağlamış ki gözünden akan yaşlar yere dökülmeye başlamış. Gerda’nın gözlerinden akan yaşlarla, dondurulmuş Kay’ın buzları erimeye başlamış. Üzerini kaplayan buzların erimesiyle Kay kendine gelip konuşmaya başlamış: – Gerda, seni gördüğüme çok sevindim, demiş. Gerda da Kay’ın ölmediğine çok sevinmiş. Kay, Karlar Kraliçesi’nin şatodan ayrıldığını fakat her an geri gelebileceğini söylemiş. Hemen şatodan çıkıp geyiklerin çektiği kızağa binmişler. Bu uzak kuzey ülkesinden ayrılıp evlerine geri dönmüşler. Yaşadıkları bu serüveni ikisi de unutamamışlar. Sonra da evlerinden fazla uzaklaşmayıp sadece büyükannenin masallarını dinlemişler.


7

Resimdeki aktör

Süslü kemer

Büyük su şişesi

Korları karıştırmaya yarayan araç

Çizgi, sınır

Atın ağzına takılır

Laf, söz

Seryum (Simge)

Rusya'da bir ırmak Bir yolu kapamak için yapılan engel

Doğum yaptıran kadın 3

9

Tenis oyun aracı Gemi barınağı

Bir mevsim 2

Coğrafyada düzlük

Endonezya plakası

Yankı

Olgunlaşmamış, ham kavun

Suriye başkenti Hüzün ve kederi belirten ünlem 8

Yaşlı, yetişkin

Kilometre (Kısaca)

Hayvan topluluğu 1

Dingil Bir meyve Bir besin maddesi

... Sunal (Aktör)

Uzaklık anlatır Baş, kumandan Ayla

Yarışta evre

Takım (Kısaca)

Olgun, mükemmel

Bir tür ince meşin

11

Divit

Yatağa mahkum hasta 5

Avuç içi

61

Kırmızı Sonsuz, ölümsüz, bengi

Beyaz Dikkatlice bakmak

Bir tembih sözü

İzmir ilçesi

Karışık renkli

Mihrak

Yazıt Çok bilmiş İlgi eki 10

... Tuzcuoğlu (Aktrist)

Bir çiçek türü

İlkel bir silah

Aynı anda doğmuş iki kardeş

Otlak En küçük askeri birlik

Samsun ilçesi

Eksiksiz

Donuk

Verme, ödeme

Bağırsaklar (Eski dil)

Yapma, etme

Muğla ilçesi

Kırmızı

Yüz metrekare

İri taneli bezelye

Vilayet

4

6

Razı olma, isteme, istek

Yapım işleri

ANAHTAR SÖZCÜK

1

2

3

4

5

6

7

8

Geçen ayki bulmacamızın anahtar kelimesi: NOEL ZAMANI

9

10

11


Murathan Mungan’ın "Geçerken uğranılacak şiirler değil / geçidini bulacaksın / kendi içinden geçerken” diyerek açtığı Çağ Geçitleri: Hatıradan hafızaya gidişler, kalışlar, geçişler, geçitler... sözün kısası bir ömür.

Çağ Geçitleri

Girişe yazılanlar, Taptuk’a yazılanlar, Açığa yazılanlar, Yaşamın izinde, Aşekanın izinde ve Kelimelerin takas izi başlıklı altı bölümden oluşan kitapta 90 şiir yer alıyor. Döngel Gün başı serinliği, sis içinde kederim

Murathan Mungan

Göçebe ruh yerleşik düzen boy hizası bir rafta duruyor sakladıklarım, beklettiklerim herkes uzanabilsin diye ben gelene kadar her şeyi tut su içinde ibresi kaymış günlerimin

 Ayın Kitapları

içim yeterse kendime, döner tazelerim

62

Benim Adım Luz

Elsa Osorio

1970’li yıllarda Arjantin’de faşist cunta döneminin yaygın uygulamalarından biri, gebe olan siyasi kadın mahkûmların doğurdukları çocukların alınıp devlet için çalışan yüksek rütbeli görevlilerin/kodamanların ailelerine verilmesidir. Böyle bir aile tarafından yetiştirilen Luz da kocası ve küçük oğluyla İspanya’ya tatilini geçirmek üzere gelir. Fakat Luz’un asıl amacı biyolojik babasını bulmak, böylece gerçek kimliği üzerindeki giz perdesini aralamaktır. Luz’un geçmişini bilen sadece üç kişi vardır. Genç bir kadının kendi kökenlerini bulma arayışı ekseninde bir döneme güçlü bir projektör tutan bu eser, adına ister Plaza de Mayo Anneleri ister Cumartesi Anneleri denilsin acılarını unutmamaya/unutturmamaya yeminli annelerin bu insanlık suçunun üzerini örtmeye çalışan muktedirlerin yakasını asla bırakmayacaklarının da kanıtı bir bakıma. "Elinizden bırakamayacağınız, tutkuyla yazılmış bir roman.”

Anayurt Fernando Aramburu

Bittori, İspanya'da ETA'nın silah bıraktığı ve barışın başladığı gün, terör kurbanlarından biri olan kocası Txato'nun mezarını ziyaret eder. Eski dostları ve komşularının örgüte katılan oğluyla konuşup, cinayeti onun işleyip işlemediğini öğreneceğine yemin eder. Bir grup silahlı insanın bir vatanın kime ait olduğuna, kimin onu terk etmesi ya da yok olması gerektiğine karar vererek işlediği bu cinayetlere ve nefret diline: totaliter ideolojiler doğrultusunda bir tarih uydurmaya çalışan insanların yarattığı hafızasızlığa ve untıtmaya karşı bir roman Anayla. Yakınlarımızın ve sevdiklerimizin birbirine sırt çevirmesini yahut sarılmasını sağlayan unsurlara odaklanan ustalıklı anlatısıyla Aramburu, Premio Strega Europeo (2018) ve Premio Nacional de Narrativa (2017) dahil pek çok ödüle layık görülen bu romanında günümüz kavgalarının acı sonuçlarını gösterirken duygularımız kadar düşüncelerimize de dokunuyor ve hayatı her açısıyla değerlendirmemizi öneriyor.



Fl ye r

fl a m a ra

İn te rn

et

Sa

yf a la r

ı

Fo to ğ

i rg De

lo

ta Ka g

m

fi

Br oş

rı sa

Ta

ür

m

a kl Re

a Gr

V

k

iz

le ri Fi m

bi

ok

t

V hi e d zm a h et a ...

Lo go

Ba

sk

ı

Re kl a

ı rt Ka

yn

lm

za

e it

Di ka

a Pl

Tösstalstrasse 23 8400 Winterthur Tel: +41 (0) 76 343 80 74 info@argemedia.ch www.argemedia.ch


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.