HaberPodium, Sayı 71, Ağustos 2019

Page 1

www.haberpodium.ch / 15 Ağustos 2019 / Yıl 7 / Sayı 71

Göçün Çocuklar Üzerindeki Etkileri YAPAY ZEKÂ


Allianz Suisse ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓

Autoversicherung Hausrat Privathaftlich Rechtschutz Lebensversicherung Hypothek Krankenkasse Kredit Geschäft Versicherung

Serdar Eser

Schaden Hotline: 0800 22 33 44 Allianz Suisse Hauptagentur Oftringen Nordstrasse 14 CH-4665 Oftringen www.allianz-suisse.ch

Versicherungs- und Vorsorgeberater Finma Registernr.: 33082

Tel: 058 357 53 87 Mobil: 079 159 87 59 Fax: 058 357 53 71 Mail: serdar.eser@allianz.ch


Sedef Egzama Vitiligo

‘ ya karşı www.devitale.ch


ABONE OL,

İsviçre gündemini bizimle takip edin!

DERGiN HER AY ADRESiNE GELSiN! 1 yıllık Abonelik ücreti sadece 75 Sfr.

İsim: Soyisim: Firma: Faaliyet alanı: Dergi teslim Adresi: Posta Kodu/ Şehir: Telefon: E-Mail: Meslek: Doğum tarihi:

İmza

75 Sfr. ödeyerek 1 yıllık abone olmak istiyorum. Gerekli bedeli ödemem için bana makbuz yollayın. BANKA HESAP NUMARAMIZ: KONTO 60-648799-5 IBAN: CH59 0900 0000 6064 8799 5

ArgeMedia-HaberPodium Tösstalstrasse 23 8400 Winterthur +41 (0) 52 514 11 00 +41 (0) 76 343 80 74 Dergimize web sitesinden de abone olabilirsiniz. www.haberpodium.ch

/haber.podium /haberpodium


20 Ekim Pazar günü Federal Meclis ile Senato Meclisi seçimleri yapılacak. Seçimler için gerekli hazırlıklar sürerken, Federal ve Senato meclislerinde bulunan sandalyelerde yerlerini almak isteyen adaylar seçim kampanyalarına başladılar.

Aydın YILDIRIM a.yildirim@haberpodium.com

İsviçre’de seçimler her 4 yılda bir yapılıyor. Her iki meclisin yapısını yeniden şekillendirecek olan bu seçimlerde adaylar, 200 Federal Meclis ile 46 Senato Meclisi sandalyesi için kıyasıya çekişecekler. Seçimlerde işlenecek temel konuların; uluslararası hukuk uygulamaları, göçmenler, mülteciler ve İsviçre ekonomisi olacağı tahmin ediliyor. Türkiye kökenli birçok aday da yarışacak Bu seçimler, göçmenlerin Federal Meclis’te söz sahibi olmaları açısından büyük önem arz ediyor. Seçimlerde yarışacak olan politikacılar arasında Türkiye kökenli birçok aday da var. Bu ayki sayımızda, Türkiye kökenli adaylardan bazıları ile görüşüp, seçim çalışmaları ve aday gösterildikleri partilerin politikalarıyla ilgili özel bir dosya hazırladık. İçerikte

Künye / Impressium HaberPodium ist eine Monatliche Zeitschrift, das Schweizerische Nachrichten auf Türkisch anbietet und für die türkischsprachige Bevölkerung der Schweiz zur Verfügung stellt. Zielsetzung ist die Förderung und die soziale Integration der türkischsprachigen Bevölkerung in ihre Umgebung und ein besseres gegenseitiges Verständnis. ArgeMedia HaberPodium Tösstalstrasse 23 8400 Winterthur Tel

+41 (0) 76 343 80 74

E-Mail info@haberpodium.com Web www.haberpodium.ch Inserate marketing@haberpodium.com Bankverbindung KONTO 60-648799-5 IBAN CH59 0900 0000 6064 8799 5

Sahibi / Herausgeber ArgeMedia Genel Yayın Yönetmeni / Chefredaktor Aydın Yıldırım Haber Müdürü / Nachrichtenchef Derya Özgül Redaksiyon / Redaktion Reyhan Alhas Yazarlar / Autoren Ayhan Demirden Bahar Yıldırım Berna Çoban B. Nazan Walpoth Bülent Kaya Edibe Gölgeli Fikret Zengin Fuat Köçer Gamze Hacipasaoglu Gülter Locher Haşim Sancar Mehmet Meral Meral Acar Mustafa Aktaş Özgür Tamcan Sibel Arslan Savaş Şengül Yasemin Schreiber Pekin

Fransız kantonları sorumlusu / Leiter französischen Kantone Savas Kulug Hukuk Danışmanı / Rechtsberaterin Derya Özgül LL.M Grafik Tasarım/Baskı / Grafische Design/ Druck ArgeMedia Türkiye Sorumlusu Kurtuluş Karaşın Online / Internet Sadık Bagadur Yayın Periyodu / Periode Yılda 12 Adet, her ayın 15'i 12 Mal Jährlich, jeder 15. des Monats Die Verwendung von Texten, Fotos und Inhalten von haberpodium.com ist nur mit Quellenangabe (www.haberpodium. com) gestattet. Jede Verwendung oder Reproduktion ohne Genehmigung von haberpodium.com ist untersagt und verletzt die Autorenrechte. Die Redaktion behält sich das Recht vor, erhaltene Artikel, Fotos oder andere Arten von Dokumenten nicht zu publizieren.

adaylarımızla yaptığımız röportajları okuyabilirsiniz. Röportajlarımızda, göçmenlerle ilgili olarak öne çıkan konular; dil ve eğitim yetersizliği, ekonomik yoksulluk, kötü koşullarda ve düşük ücretle çalışma, ev bulamama, çocukların ve gençlerin meslek eğitimi, ev ve iş başvurularında isimlerinden ötürü ayrımcılık, yabancı düşmanlığı, vatandaşlık şartlarının ağır olması, yerel düzeyde seçme ve seçilme hakkı, diplomaların tanınmaması ve fırsat eşitliği şeklinde sıralanıyor. Bu konu başlıklarına bakıldığında, İsviçre’de yaşayan göçmenlerin devasa sorunlarla karşı karşıya bırakıldıkları söylenebilir. Ne göçmenlerin geldiği ülkeler ile buradaki uzantıları ne de İsviçreli kurumlar bu sorunlara çözüm sunabilmek için çaba harcıyorlar. Sorunlarının çözümü için, göçmenlerin politik arenada etkilerini hissettirmeleri şart. Seçim konusunu gelecek sayımızda da ele almaya devam edeceğiz.

Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir ve reklamların içeriğinden reklam verenler sorumludur. Doğacak hukuki sorumluluk hiçbir şekilde dergimizi ve sitemizi bağlamaz. Dergi ve sitemizde yer alan yazı, resim, ilan ve reklamlar ismimiz belirtilmek suretiyle ya da izin alınarak kullanılabilir. HaberPodium basın yayın ilkelerine uymayı taahhüt eder. Redaksiyon kapanış: Her ayın 3'ü. Dergimizde yayınlanmasını istediğiniz haber, duyuru ve reklamlarınızı her ayın 3'üne kadar göndermeniz gerekmektedir. Verdikleri ilanlarla sponsor desteği sunan firmalarımıza teşekkür ediyoruz. www.haberpodium.ch facebook/haber.podium twitter/haberpodium instagram/haberpodium


8

25

26

Alime Kösecioğulları Kanton Aargau - SP Funda Mignogna Yılmaz Kanton Aargau - SP Haşim Sancar Kanton Bern - Yeşiller Partisi Mehmet Korkmaz Kanton Waadt – POP (İşçi Partisi)

28

Muammer Kurtulmuş Kanton Zürich - Yeşiller Partisi Murat Julian Alder Cenevre Kantonu- PLR (Liberal Parti) Mustafa Atıcı Kanton Basel Stadt - SP Özlem Dursun Kanton Waadt – POP (İsçi Partisi) 31

Sibel Arslan Kanton Basel Stadt Yeşiller Partisi

SBB Gecikmeleri Bildirecek

22 32


33

50 42

44 34

51

Göçden dolayı oluşan ayrılığın Çocuklar Üzerindeki Etkileri ve Psikolojik Rahatsızlıklar

46 38 54

52

56

Yemek Tarifleri

Etkinlik Takvimi

40

58

54 48

60

Zaman Kavramı

Keloğlan ve Padişahın Kızı

ve Bir Ömür Misafirlik Üzerine

Bulmaca Ayın Kitapları

61 62


Gündem Halk Oylaması

Türkiye Kökenli Adaylar İ

sviçre’de 20 Ekim Pazar günü genel seçimler yapılacak. Bu seçimlerde 200 kişilik Federal Meclis ile 46 kişilik Senato Meclisi üyesi belirlenecek. Birçok yerde seçimlerle ilgili hazırlıklar başlarken, aday olacak isimler de netleşti. Bu isimler arasında Türkiye kökenliler de bulunuyor. Bu ayki sayımızda seçim konusuna geniş bir yer vererek, Federal Meclis seçimlerine aday olan Türkiye kökenli isimleri bölgelerine göre tanıttık. Partileri tarafından aday gösterilen bu isimler kantonlara göre şöyle;  Sibel Arslan (Kanton Basel-Stadt)  Mustafa Atıcı (Kanton Basel-Stadt),  Haşim Sancar (Kanton Bern)  Sevim Ejder (Kanton Bern),  Muammer Kurtulmuş (Kanton Zürich)  Özlem Dursun (Kanton Waadt)  Mehmet Korkmaz (Kanton Waadt)  Murat Alder (Cenevre Kantonu)  Oğuzhan Can (Neuenburg Kantonu)  Derya Dursun (Neuenburg Kantonu)  Alime Kösecioğulları (Aarau Kantonu)  Funda Mignogna-Yılmaz (Aarau Kantonu)  Sennur Sümer (Aarau Kantonu)  Hüseyin Türkkan (Aarau Kantonu)  Sinem Gökçen (Aarau Kantonu)  Beşir Kısa Açıkgöz (Aarau Kantonu) Bu seçimler, İsviçre'de yaşayan göçmenlerin Federal Meclis’te söz sahibi olmaları açısından büyük önem arz ediyor. Adaylar, demokratik işleyişe katılmak ve kendilerini desteklemek adına, oy kullanma hakkı olanların oylarını mutlaka kullanmaları çağrısında bulunuyorlar.

8

15 Ağustos 2019 / Sayı 71


Alime Kösecioğulları Kanton Aargau - SP “Sloganım “Mer send Eis” (Hepimiz Biriz)“ 1970’li yılların başında, işçi bir ailenin çocuğu olarak İsviçre’ye gelen Alime Kösecioğulları, Kanton Aargau’dan, 2a numaralı listede,12’inci sıradan aday. Kösecioğulları, 20 Ekimde yapılacak olan seçimle ilgili hazırlıklarından şöyle söz ediyor; Seçim kampanyamın başlangıcı için bir gece düzenledim ve hazırlıklarıma başladım. Bu kapsamda bağış mektupları hazırlayıp yolladık. Sosyal medyada kullanmak için, çeşitli konularda düşüncelerimi anlattığım kisa videolar çektim.Tanıtım kartlarım ve plakatlarım da hazır. Çalışmalarım tam gaz devam ediyor. Hedefim güzel bir seçim kampanyası yürütmek ve parlamentoya girebilmek.Alime Kösecioğulları İsviçre’de yaşayan göçmenlerin temel sorunları ve çözümlerle ilgili şunları söylüyor; Göçmenlerin temel sorunları olarak; isimlerinin yabancı olması dolayısı ile, iş ve ev ararken çektikleri zorluklar, çocukların okulda çektiği zorluklar, Almanca bilmeyenlerin kendilerini ifade edememeleri, bazı göçmenlerin ağır şartlarda çalışmalarına rağmen haksızlığa uğramaları, özellikle de kadınların erkeklere oranla daha az maaş almaları, ırkçılığa maruz kalmaları şeklinde sıralayabilirim. Önyargıların ve Irkçılığın önüne geçmek için toplumun her alanında, özellikle de siyasette yerimizi almalıyız. Bunları yapabilmemiz için yaşadığımız ülkenin dilini öğrenmemiz önceliğimiz olmalı.

“Yaşadığımız ülkede alınan kararlarda söz hakkına sahip olmamız gerekiyor.“ Ben 1970’li yılların başında İsviçre’ye misafir işçi (Gastarbeiter) çocuğu olarak geldim. Bizim ailelerimiz genellikle ev alıp Türkiye’ye dönme hayali ile buraya geldiler, bazıları gerçekten döndü bazılarımız da buraya yerleşti. İkinci ve üçüncü jenerasyon göçmenler çocuklarının eğitimine daha çok önem veriyor. Bu da göçmenlerin eğitim seviyesinin yükseldiğini gösteriyor. Bu durum çok memnuniyet verici. Hayatını burada sürdürmeye karar veren Göçmenlerin mutlaka İsviçre vatandaşlığına geçmelerini öneriyorum. Yaşadığımız ülkede alınan kararlarda söz hakkına sahip olmamız gerekiyor. Çünkü hepimiz bu toplumun birer parçasıyız ve yaşadığımız ülkenin iyiliği ve geleceği bizim de geleceğimiz. Kösecioğulları, seçildiği takdirde yapacağı çalışmaları şöyle sıralıyor; İş piyasasında, eğitimde, sağlık sigortalarında ve toplumun her alanında herkes için şans eşitliğinin ve kadın haklarının savunucusu olacağım. Doğayı ve iklimi korumak adına yapılacak olan projeleri destekleyeceğim. Kültürler arası diyaloğun önemine her fırsatta değineceğim. Yıllardır yapmış olduğumuz çalışmalar bana, insanların bilmedikleri şeye karşı mesafeli olduklarını gösterdi. Ancak tanıdıkça “ne kadar da ortak yönümüz varmış“ diyoruz. Irkçılığa ve ayrımcılığa karşı

tüm gücümle mücadele edeceğim. Çocukluğunu burada geçirmiş bir kadın olarak sunu söyleyeyim; bazı kesimler tarafından inancımız ve kökenimiz nedeniyle hala ırkçılığa maruz kalıyoruz. Bu duruma, gelecek nesillerin refahı için acilen “dur“ demeliyiz artık. “Herkesin desteğini bekliyorum“ Alime Kösecioğulları’nın seçmenlerinden beklentileri şöyle; Yaşadığım ve sevdiğim ülkede topluma faydalı olmak, daha adil bir İsviçre için çalışmak ve aynı zamanda göçmenlerin sesi olmak için SP Aargau’dan, Federal Parlamento adayıyım. Kanton Aargau’da yaşayan seçme ve seçilme hakkı olan 18 yaşını geçmiş herkesin desteğini bekliyorum. Oy kullanma hakkına sahip olan ya da olmayanlar beni yakınlarına önererek, sosyal medyada yayınladığım video ve faaliyetlerimi paylaşarak ve bağış yaparak bana ayrıca destek olabilirler. Maddi olanağım ne kadar çok olursa, daha geniş kitlelere ulaşabilirim ve şansım daha çok artar. Bağış yapmak isteyenler için hesap bilgilerim Web sayfamda Spende bölümünde eklidir. Gelecek nesillerin refahı ve onlara daha iyi bir gelecek bırakmak için tüm gücümle çalışmaya talibim. Hakkımda daha fazla bilgi almak isteyenler web sayfamı (www.alime-koeseciogullari.ch) ziyaret edip sosyal medya hesaplarımdan beni takip edebilirler.

9


Funda Mignogna Yılmaz Kanton Aargau - SP 20 Ekim seçimlerine, oturduğu bölgedeki kasabın adını bilmediği gerekçesi ile vatandaşlık verilmek istenmeyen Funda Mignogna Yılmaz da aday. İsviçre’de doğup büyüyen Funda Mignogna-Yılmaz’ın vatandaşlık başvurusu ile ilgili süreci İsviçre basınına yansımış, konu uzun bir süre ülke gündemini meşgul etmişti. Yılmaz, daha sonra yaptığı itirazlar sonucunda İsviçre vatandaşlığını almaya hak kazanmıştı. SP MigrantInnen (Göçmenler) listesinin 7’nci sırasından aday olan Funda Mignogna-Yılmaz, seçim çalışmaları ile ilgili şunları söylüyor; “Aargau’nun çeşitli köylerinde kapı kapı dolaşıp halkın isteklerini, düşüncelerini sorduk. Bu vesile ile, ağırlıklı olarak çalışmalarımızın hangi yönde olması gerektiğini anladık. Seçim öncesinde, farklı projelerle halkla buluşmayı hedefliyoruz.“ Siz burada doğup büyüdünüz. Buna rağmen sorun yaşadınız. Göçmenlerin temel sorunları nedir size göre? Sorunlar çok maalesef. Dışlanmak, haksızlığa uğramak, zor iş bulmak gibi

10

15 Ağustos 2019 / Sayı 71

çok birçok sorunları var göçmenlerin. Bu nerenin vatandaşı olduğunuzla ilgili değil. İş ararken isminizden dolayı işe alınmazsınız, ya da aksanınız yüzünden dışlanabilirsiniz. Hangi konulara odaklanmak istiyorsunuz? Seçildiğim takdirde odaklanacağım konular; eşitlik, çalışma hakları, yabancıların politikaya katılımları, İsviçre’nin her yerinde, aynı şartlar altında kolaylaştırılmış vatandaşlık, her yıl artan sağlık sigortaları olacak. Seçmenlerinize çağrınız ne olur? Mümkün olduğunca oylarını kullanarak seçime katılmaları ve haklarını savunmaları. Başka türlü haksızlığa karşı gelemeyiz. Benim iki sene önce, vatandaşlık başvurusu ile ilgili yaşadığımın benzerini yaşayanlar var hala. Karşı gelinmediği sürece daha çok kişi buna benzer olaylar yaşayacak.


Haşim Sancar Kanton Bern - Yeşiller Partisi 1982 yılından bu yana İsviçre’de yaşayan Haşim Sancar, 2005-2012 yılları arasında Yeşiller Partisi’nin ve Genç Alternatifler’in Grup Eş Başkanlığı görevini üstlendi. 2013‘ten bu yana Bern Kanton Parlamentosu Milletvekilliği görevini yürüten Haşim Sancar’ın Parlamento çalışmalarındaki temel konuları; “Göçmenlik ve iltica hakları, sosyal adalet ve sosyal yardım konuları, temel hakların yasalar çerçevesinde herkese eşit uygulanması, polis yasası ve uygulamaları, engellilerin toplumla kaynaşması ve engellerin kaldırılması, vergi adaleti ve sosyal adalet, demokratik, dayanışmacı ve ekolojik bir toplum” şeklinde. Bern Kantonu’nda, Yeşiller Partisi’nden aday olan Haşim Sancar, 20 Ekim seçimlerine ilişkin hazırlıklarından şöyle söz ediyor; İsviçre’deki seçimler daha çok basın yayın yolu ile olduğu için, çalışmalar neredeyse bir sene öncesinden parti organlarında başlar. Hangi gün, hangi gazetelerde reklam yeri ayırılacağı çok önceden belirlenir. Altı ay öncesinden seçimlerde kullanılacak resimler çekilir. Partinin yayın organlarında mümkün oldukça erkenden, hakim olduğumuz konularla ilgili resimli yazılarımız çıkar. Seçimin son günü olan 20 Ekim tarihinden 3 hafta önce oylama pusulaların posta yolu ile gönderilmesi ve de seçimlerin üç hafta boyunca posta yolu ile yapılabilmesinden dolayı, bu süreç oldukça yoğun geçmekte. Son 3-4 haftada insanlara ulaşıp, oylarını kullanmalarına teşvik etmek gerekiyor. Bilindiği gibi İsviçre’de parlamenter politika milis sistemi ile işliyor. Yani politikayı işinizin yanında yürütüyorsunuz. Bu da oldukça stresli ve yorucu bir süreç oluyor. Hangi listeden adaysınız? Bizim listede, şimdiye kadar Parlamento’da olan arkadaşların isimleri alfabetik olarak en üste alınır. Daha sonra da yine soyadına göre, alfabetik olarak diğer adaylar sıralanır. Bu nedenle “Sancar” soyadı oldukça aşağılarda bulunuyor. Ancak İsviçre’deki seçimlerde tercihli

(panaschieren) ve bir kişiyi listeye ikinci kez alabilme (kumulieren) olanağı olduğu için, listenin hangi sırasında olunduğu büyük bir rol oynamıyor. Ne kadar tanınmışsanız ve ne kadar kişi sizi listeye ikinci kez yazmışsa (başka birisinin üzerini çizerek), seçilme şansınız o kadar artıyor. Haşim Sancar’a göre İsviçre’de göçmenlerin temel sorunları şöyle; Burada yaşayan göçmenler bir kategoriden oluşmuyorlar ve homojen bir grup değiller. Avrupa ülkelerinden gelen kalifiye ve yüksek gelirli göçmenler ile Ortadoğu, Balkanlar ve üçüncü dünya ülkelerinden gelen göçmenlerin sorunları çok farklı. Ancak hepsinin ortak bazı sorunları da bulunuyor. Vatandaşlığa geçmemiş göçmenler; vergi vermelerine karşın, bu vergilerin ne için kullanılabileceği gibi bir tartışma ya da oylamaya katılma hakkına sahip değiller. Yani “Yabancı“ statüsünde olanların seçme ve seçilme hakları bulunmuyor. (Bazı kanton ve belediyeler dışında). Bu da İsviçre demokrasinin bir eksikliği ve giderilmesi gereken bir ayıbı. Diğer bir konu da burada doğup büyüyen ikinci nesil maalesef. Bu kesim direkt vatandaşlığa geçememekte. Ayrıca, dar gelirli göçmenler ve yerlilerin eğitim, konut bulma gibi konularda zorlandığı görülmekte. Ekolojik dengenin bozulması, iklim değişikliği ve çevre kirliliğinin vardığı boyutlar, en çok dar gelirli kesimleri ve büyük bir göçmen kesimini etkiliyor. Örneğin, ekonomik güçleri düşük olduğu için, büyük bir göçmen kesimi en ucuz ve fazla kimyevi ilaçların kullanıldığı yiyeceklere yönelmek zorunda kalabilirken, düşük gelirlerinden dolayı, birden fazla işte çalışmak zorunda olabilmekte. Bu da fazla yıpranmalarına yol açarken, çocukların eğitimleriyle ve boş zamanlarıyla ilgilenebilmelerini engelliyor. Bu nedenle, toplumun alt kesiminin eğitim ve gelir seviyesini ne kadar yükseltirsek, toplumsal gelişmeye o denli katkıda bulunmuş da oluruz.

Seçildiğiniz takdirde ağırlıklı olarak hangi konulara eğileceksiniz? Sosyal konularda özellikle sosyal adaletin temelini oluşturacak olan vergi politikası ve sosyal sigortalar konusunda sürekli bir mücadele söz konusu. Hastalık sigortası primlerine yapılan prim yardımları daha da artırılmalı veya nüfusa göre değil, gelire göre prim ödenmeli. Emeklilik maaşları (AHV) artırılmalı ve emeklilik maaşlarının bir kısmı, vergiden muaf tutulmalı. Yabancılara seçme ve seçilme hakkının verilmesi, ikinci neslin direk vatandaşlığa alınması, vatandaşlığa geçme koşullarının kolaylaştırılması (örneğin 10 yıl bekleme yerine 8 yıl). Bunlar eğileceğim konular. Hedefleriniz ve seçmenlerden beklentileriniz nedir? Hedefimiz her şeyden önce, Bern’de geçen seçimlerde kaybettiğimiz üçüncü sandalyeyi tekrar kazanmak. Bu sandalye bana geçer mi? Şimdiden kestirmek biraz zor. Eğer göçmenler ve beni tanıyan kesim, beni tercihli olarak iki defa listeye yazarsa, bunu başarmak mümkün. Seçmenlerden, oylarını kullanmaları konusunda duyarlı olmalarını önemsiyorum. İsviçre’de oy kullanma biraz karmaşık olduğu için, bu konuda yeterli bilgiye sahip olmayan seçmenlerin, kendilerini bilgilendirmelerini bekler ve isterim. Bilgi sahibi olan seçmenlerin, yeni oy kullanma hakkına sahip insanlara ya da oy kullanmasını bilmeyenlere yardımcı olmaları çok önemli. Her oya ihtiyacımız var. Geçen seçimlerde Federal Parlamento’daki salt çoğunluk sağ partilerin eline geçmişti. Çıkarılan yasalarda, sağ kesimin güçlendiği bariz bir şeklide görünmekteydi. Bu dengeyi yeşil ve sol partiler lehine bozup, sosyal ve ekolojik adaletin hakim olduğu bir İsviçre oluşturmamız gerekiyor. Bu da seçmenlerimiz sayesinde olabilecek bir başarı.

11


Mehmet Korkmaz Kanton Waadt – POP (İşçi Partisi) 32 yıldır İsviçre’de yaşayan Mehmet Korkmaz uzun yıllardır politikayla uğraşan bir isim. İsviçre’de yaşayan göçmenlerin sorunlarının çözümü için çalışmalar yürüten Korkmaz, şu an Renens Belediye Meclisi Üyesi. 2017 Nisan ayında yapılan Kanton Waadt Parlamentosu seçimlerine, Sol Birlik listesinde 7’nci sıradan aday olan Korkmaz ikinci sıraya yerleşti ancak 50 oy farkla seçilmeye hak kazanamadı. Korkmaz, bu kez de İsviçre işçi Partisi (POP) listesinin 11‘inci sırasından Federal Meclis adayı. Mehmet Korkmaz, yeni seçim dönemine hazırlıklarından şöyle söz ediyor; “Aslında 20 Ekim 2019 seçiminin startını Haziran 2018 tarihinde yaptığımız parti toplantısında verdik. Kendi ismimizle, hiçbir güç birliğine gitmeyerek seçimlere katılma kararı aldık ve çalışmalarımıza başladık. Uzunca bir süre aday belirleme çalışması yapıldı. Aday listesi kesinleşip onaylandıktan sonra, seçim kampanyasını yürütmek için Kanton Waadt‘ın tüm belediyeler için propaganda grupları ve seçim kampanyası boyunca seçim çalışmalarını koordine edecek bir merkezi komite oluşturduk. İlerleyen günlerde buradaki göçmen kurumlarını ziyaret ederek çalışmalarımıza devam edeceğiz. Planlamamız, Eylül Ayı’nın ilk günü, yani seçimlere 50 gün kala sahaya inmek yönünde.“ Korkmaz, İsviçre’de yaşayan göçmenlerin temel sorunları üzerinden, hedefleri ile ilgili şunları aktarıyor; Belki kimsenin hoşuna gitmeyecek ama, “Yabancı” olarak kalmayı

12

15 Ağustos 2019 / Sayı 71

kabullenen psikolojiye karşı mücadele edeceğim. Avrupa’nın kapitalist devletleri, dolayısı ile de İsviçre burjuvazi biz göçmenleri yabancı olarak tanımladı. Biz de bu kavramı sorgulamadan kabul ettik. Bizleri ucuz iş gücü olarak gören kapitalistler, göçmen işçiler ile Avrupalı halkların kaynaşmalarını, duygu ve düşüncede birleşmelerini engellemek için olağanüstü çaba sarf ettiler. Bu durum, göçmenlerle yerli işçi ve emekçiler arasına kalın duvarlar örmektedir. Göçmen işçiler ise, kelimenin tam anlamıyla, kullanılan bu “Yabancı“ kavramına uygun davranırlarken, iktisadi yaşamdan kaynaklı sorunları görme ve çözüm yolları bulma noktasında duyarsız davrandılar. Yerli işçi ve emekçilerle ortak mücadelenin yol ve yöntemlerini arama noktasında sorumsuz davrandılar. Oysa burada yaşıyoruz, buradaki halklarla birlikte kapitalizmin açtığı tahribatları birlikte hissediyoruz. Uzun sözün kısası, ırkçılık yakın bir tehlike olarak göçmenleri tehdit ederken, var olan ayrımcı politikalar giderek artıyor. Sosyal haklar kısıtlanıyor, göçmen kökenli gençler ihtiyaç duyulan iş kollarına yönlendiriliyor, yerli işçi ve emekçilerle bir arada birlikte yaşamak için çıkarılan yeni yasalar engelleniyor. Bu ve benzeri sorunların kaynağı olan sisteme karşı daha güçlü mücadele etmek, göçmen işçilerin sesi soluğu olmak için adayım.


Muammer Kurtulmuş Kanton Zürich - Yeşiller Partisi Yeşiller Partisi’nin 6’ncı listesinde 20’nci sıradan aday olan Muammer Kurtulmuş, şu an Zürich Şehir Meclisi (Gemeinderat) üyesi olarak görev yapıyor. Hedefi, Zürih Kantonu’nda seçilecek olan 35 milletvekilinden biri olmak. Muammer Kurtulmuş, seçimle ilgili hazırlıklarından şöyle söz ediyor; “Ekim ayındaki Federal Meclis seçimleri bütün İsviçre halkı gibi göçmenler açısından da oldukça önemli. Göçmen kökenlilerin seçimlere katılım konusunda örnek bir tutum sergilemedikleri hepimizin bildiği üzücü bir gerçek. Bu durumu değiştirmek için çaba göstermek, politika yapmamın en önemli nedenlerinden biri. Bu nedenle bu seçim döneminde, göçmen kökenli (özellikle Türkiyeliler) İsviçre vatandaşlarını seçimde oy kullanma heveslerini arttırmaya çalışacağım. Bunu yapmak için sosyal medyanın yanı sıra dernek vb. organizasyonlarda tanıtım konuşmalarına katılacağım. Yine şimdiye kadar bir çok seçimde olduğu gibi, oy kullanma destek masalarının organize edilmesine destek olacağım.“ Seçildiğiniz takdirde, ağırlıklı olarak hangi konulara eğileceksiniz? Ben ve partim Yeşiller, siyasal tercihlerimizden dolayı, özellikle ekonomik konumları zayıf olan göçmenlerin sorunlarını öne çıkarmayı tercih ediyoruz. Bu kesimdeki göçmenleri karakterize eden en önemli özellikler dil ve eğitim yetersizliğidir. Bu özelliklerinden dolayı, bu insanlar özellikle de ekonomik yoksunluklar yaşamaktadırlar. Kötü koşullarda ve düşük ücretle

çalışan bu göçmenler, aynı koşullarda yaşayan İsviçrelilere göre, yabancı olmaktan kaynaklı olarak özellikle ev bulma konusunda ve onların çocukları da meslek eğitimi firması (Lehrstelle) bulma konusunda ayrımcılıklarla karşılaşmaktadırlar. Ev ve iş başvurularında yabancı kökenlilerin, sosyo-ekonomik statülerinden bağımsız, sadece isimlerinden ötürü ayrımcılığa uğradıkları da bilinen bir gerçek. Bu anlamda yabancı düşmanlığı İsviçre’deki göçmenlerin ortak önemli bir sorunudur.

Hedefleriniz ve seçmenlerinden beklentileriniz neler?

Dünyanın her yerinde olduğu gibi, toplumda ekonomik ve sosyal olarak iyi bir yer edinmenin yolu iyi bir eğitimden geçiyor. İsviçre’nin en iyi özelliklerinden birisi, devlet tarafından sunulan eğitim kalitesinin yüksek olmasıdır. Bu nedenle İsviçre’de özel okullar çok yaygın değildir. Bu durumun iyi tarafı, düşük gelirli ailelerin çocuklarının da bu eğitimden yararlanıyor olmasıdır. Bu olumluluğa rağmen, düşük gelir grubuna ait ailelerin çocuklarının okul başarıları İsviçrelilere ya da Almanyalılara göre çok düşüktür. Bu durumun değiştirilmesine yönelik, göçmen çocukların ihtiyaçlarını esas alan destekleme politikalarının yetersiz olduğunu düşünüyorum. Bu konuda Zürich’te Gemeinderat olarak yaptığım ve yapmaya çalıştığım politik çalışmaları ulusal çapta devam ettireceğim. Kişisel olarak bu destek politikalarının aileyi merkeze alan bir anlayışta olması gerektiğine inanıyorum.

Seçmenlerden en büyük beklentim, sorumluluklarına sahip çıkarak, seçimlerde oy kullanmalarıdır. Bu vesileyle İsviçre siyasi arenasında neler olup bittiğini merak edip, bilgilerini attırmalarını umut ediyorum. Seçmenlerden en önemli ricam, oy zarflarına sahip çıksınlar ve tanıdıklarına da sahip çıkmalarını tavsiye etsinler.

Diğer önemli bir konu ise gettolaşmanın engellenmesi için, çok önemli olduğunu düşündüğüm, kar amacı gütmeyen yapı kooperatiflerinin İsviçre çapında yaygınlaşması için çaba gös-

termek. Zürich şehrinin hedefi olan, her üç evden birinin kar amacı gütmeyen (kooperatif ya da şehre ait evler) ev olması politikasının, İsviçre çapında yaygınlaşmasına destek vereceğim.

Hedefim tabii ki Federal Meclis’e seçilmek. 35 kişinin Milletvekili seçileceği Zürih Kantonu’nda, Yeşiller Partisi listesinde 20’nci sıradan adayım ve bu hedefe ulaşmak, listedeki yerim itibarıyla çok kolay değil. Fakat İsviçre seçim sisteminde bu imkansız da değil. Yani sıralamadaki yeri ne olursa olsun, tercihli oylarla en sondaki birini bile seçmek mümkün olduğu için, seçilme umudunu taşıyorum.

Türkiye kökenli İsviçrelilerin Kanton Zürich’te yaklaşık 6-7 bin civarında oyu var. Bu oyların heba edilmemesini umuyorum. Seçtikleri partilerden bağımsız olarak, beni listelerinde 2 kez seçerlerse, seçilme ihtimalimi arttırmış olacaklar. Şimdiden bütün seçmenlere, tercihleri ne olursa olsun, seçimde oy kullanarak demokratik katılım sorumluluklarını yerine getirdikleri için teşekkür ediyorum.

13


Murat Julian Alder Cenevre Kantonu- PLR (Liberal Parti) Murat Julian Alder, Cenevre Liberal Partisi listesinden, 4’üncü sıradan aday. İsviçre’nin temel sorunlarının; iklim ve çevre, Avrupa Birliği ile ilişkiler, emeklilik, sağlık ve aile olduğunu ifade eden Alder, seçildiği takdirde bu konulara özellikle eğileceğini söylüyor. Murat Julian Alder, gündeminde olan diğer hedeflerini ise şöyle sıralıyor;  Üçüncü ülkelerle serbest ticaret anlaşmaları imzalarken, AB ile ikili yolu izleyen, açık ve yapıcı bir dış politika sürdürmek.  Özellikle aile politikalarina ilişkin; babalık izni, evli çiftlerin bireysel vergilendirilmesi, çocuk bakım maliyetlerinin düşülmesi gibi modern ve sürdürülebilir sosyal politikalar yaratmak.

14

15 Ağustos 2019 / Sayı 71

 Mümkün olduğunca teşvik edici (örneğin inşaat ve ulaşımda) ve gerektiğinde yasak (örneğin, tek kullanımlık plastikler) içeren özelliklerde liberal ve verimli bir iklim politikası oluşturmak.  Orduyu yeni bir hava filosu ve gerçek bir siber komuta ile güçlendirerek modern bir güvenlik politikası oluşturmak. Murat Julian Alder’in seçmenlerinden beklentileri; güçlü bir İsviçre için ülkenin güncel tartışmalarına katılmaları, fikirlerini önermeleri ve oylarını mutlaka kullanmaları yönünde.


Mustafa Atıcı Kanton Basel Stadt - SP SP’den aday olan Mustafa Atıcı bir önceki seçimde de Federal Meclis’e aday olmuş, aldığı yüksek oy oranına rağmen kıl payı seçilememişti. Bu yılki seçimlere iyi bir hazırlık yaparak giren Atıcı, partisi içerisindeki ön seçimde parti delegelerinden en yüksek ikinci oyu aldı. 15 yıldır İsviçre politikasının içinde olan Atıcı, seçim kampanyasına dair hazırlıklarından şöyle söz ediyor; “Politik konularım çerçevesinde, sosyal medyada, sivil toplum kuruluş örgütlerinde, partimin düzenlediği sokak etkinliklerinde, politik podyumlarda ve alanlarda 20 Ekim`e kadar aktif olacağım bir takvim oluşturdum. Bu kapsamda ev ziyaretlerim ve telefon aksiyonlarım da olacak.“ Mustafa Atıcı göçmenlerin temel sorunlarını şöyle sıralıyor; İsviçre, tarihi itibarı ile bir göçmen ülkesi olmasına rağmen, bunu resmi politikasında kabul etmediği için, göçmenlerin ilk geldikleri günden itibaren ortaya çıkan sorunlarına karşı duyarsız bir politika izledi. Bu sorunların başında; iş imkânları, dil ve göçmen çocuklarının okullarda yaşadıkları sorunlar geliyor. Maalesef bir sıkıntıdan dolayı, bir iş yeri bir eleman çıkaracaksa, önce göçmen asıllıları işten çıkarıyor. Birçok işletme,

sadece mecbur kaldıklarında göçmen çocuklarına meslek yapma imkânı sunuyor. Bu, otomatik olarak gençlerin işsiz kalacağı anlamına geliyor. Bu konuda kesinlikle duyarlılık yaratmak ve meslek arayan gençlere güvenli iş imkanları yaratmak gerekiyor. Hedefler Mustafa Atıcı’nın hedefleri arasında ağırlıklı olarak okul öncesi eğitim, meslek eğitiminin günümüz koşullarına uygun olması, 50 yaş üstünde olanların işsiz kalmamaları gibi konular yer alıyor. “İsviçre genelinde temel eğitimden sonra öğrencilerin %13’ü devam edeceği bir okul ya da meslek yeri bulamıyor. Göçmen asıllı öğrencilerde bu oran %87 düzeyinde.“ İsviçre`de yaşayan insanlar ve onlarla ilgili yapılan politika birbirine uymuyor. İlkokul seviyesindeki çocukların %56`sı göçmen kökenli. Bern`de, İsviçre`nin de geleceğini oluşturan bu çocukların ve gençlerin; eğitimde, iş hayatında ve sosyal hayatta eşit haklara sahip olmaları için mücadele edeceğim. İsviçre genelinde temel eğitimden sonra öğrencilerin %13’ü devam edeceği bir okul ya da meslek yeri bulamıyor. Göçmen asıllı öğrencilerde bu oran %87 düzeyinde. Bu rakamlar gençlerin geleceğinin felaket

olacağını gösteriyor. Amacım, temel eğitimden sonra boşta kalan gençlerin sayısını %5’in altına düşürmek. Bu çalışma, Federal Parlamento`daki en büyük hedefim olacak. “Göçmenlerin hakları için, istikrarlı bir şekilde mücadele ediyorum.“ Geçen seçimleri seçim sisteminin tekniklerinden dolayı 90 gibi çok küçük bir oyla kaybettim. 15 yıldır kesintisiz olarak İsviçre`nin her yerinde, SP Partisi içerisinde göçmenlerin hakları için istikrarlı bir şekilde mücadele ediyorum. Kaldığım Basel Kantonu’ndaki pratiğimi seçmenler bildikleri için her seçimde daha fazla destek oldular. Ben inanıyorum ki, bu seçimde seçilmem için daha fazla mücadele vereceklerdir. Ben her zaman olduğu gibi, daha iyi bir birlikte çalışma için seçmenlerin görüş, temenni ve dilekleri için hazırım. Son olarak şunu belirtmeden geçmeyeyim; Basel Kantonu`nda seçim listelerinde adaylık sıralaması bulunmuyor. En fazla “tercihli” oyu alan aday seçiliyor. Kullanılacak olan her tercihli oy seçilme şansımızı daha da arttıracaktır.

15


Özlem Dursun Kanton Waadt – POP (İsçi Partisi) Kanton Waadt’a bağlı Lozan’da 8’inci sıradan aday olan Özlem Dursun, 20 Ekim seçim programı ile ilgili olarak ön planda olan konulara yaklaşımını şöyle sıralıyor; Emeklilik sistemi İsviçre’de hayat pahalılığı artarken, emeklilik sistemi olan AVS /AHV emekli maaşları 1970'li yıllardan bu yana 5 ya da 10 frank gibi önemsiz miktarlarla artırıldı. Yoksul emeklilerin, özellikle de yoksul kadın emeklilerin sayısı her geçen gün artıyor. Bunun yanı sıra, ikinci direkt emeklilik sistemi olan LPP / BVG’nin maaş hesaplaması borsaya bağlı olduğu için, zaten düşük olan emekli maaşları borsanın dengesiz iniş çıkışlarıyla risk altında kalıyor. Bu nedenle POP partisi olarak, LPP / BVG’nin tam bir sosyal dayanışma örneği olan AVS /AHV kasasıyla birleştirilmesini talep ediyoruz.

16

15 Ağustos 2019 / Sayı 71

Sağlık sistemi ve sorunları Sağlık sigortası primleri her yıl artıyor. Bu da gelir seviyesi düşük halkın bütçesine ağır bir yük olarak ekleniyor. Waadt Kantonu düşük gelirli halka prim sübvansiyonu ödüyor. En son çıkarılan Kanton kanuna göre, düşük gelirli kişilerin sigorta primlerinin maaşının %10'unun üstündeki miktar Kanton bütçesinden ödeniyor. Bu uygulamayla, özel olan sağlık sigortalarının yükünün önemli bölümü Kanton bütçesine yüklenerek, özel sigorta şirketlerine sermaye aktartılmış olunuyor. POP olarak talebimiz, sağlık sigortalarının özel sigorta sisteminden çıkması ve tek devlet sigortası haline getirilmesi yönünde. Zenginliklerin dağılımı Caritas yardım kuruluşunun verilerine göre, 2016 yılında İsviçre’de 1,2 milyon kişi yoksulluk sınırının altında yaşadı veya bu sınırının altında yaşama

riskiyle karşı karşıya kaldı. Bu kişilerin dörtte biri çocuk ve ergenlerden oluşuyor. Yaşlı ve tek ebeveynli aileler de bu riskle en çok karşı karşıya gelenler. Diğer yandan, ülkedeki 15 dev şirketin 2017 yılındaki yıllık kârı yaklaşık 1.280 milyar İsviçre frangı olarak açıklandı. Parti olarak var olan zenginliklerin adil bir şekilde dağıtılmasını isterken, şirketlerin kapital vergilerinin yükseltilmesini, büyük servetlerden daha fazla vergi alınmasını, borsa vergisinin arttırılmasını talep ediyoruz. İşçi hakları ve çalışma koşulları Özel bağımsız şirketlerin isçiler üzerinde kurduğu stres ve baskıya, iş koşullarını kötüleşmesine ve maaşların acımasız bir rekabet karşısında düşürülmek zorunda kalmasına karşı çıkıyoruz. Minimum maaşın 4'500.frank olarak belirlenmesini (24.75 frank saat ücreti) ve aşırı yüksek maaşları engellemek için maksimum


maaş sisteminin çıkarılmasını istiyoruz. Yasal olarak eşit görülmesine rağmen pratikte kadın ve erkek maaşlarındaki eşitsizliğe karşı çıkıyoruz. Yasanın uygulamasına ilişkin etkin takip ve “eş değer/eşit işe eşit ücret” kuralına uymayan şirketlerin cezalandırılmasını talep ediyoruz. İsviçre’de yaşayan göçmenlerin temel sorunları  Yeterli dil öğrenimi eksikliği en başta gelen sorunlardan biri. Buna bağlı olarak sosyal ve siyasal hakların yeterince bilinememesi ve kullanılamaması da önemli.  10 yılın üzerinde İsviçre’de yaşayan her göçmenin, oturum izni kategorisinden bağımsız olarak en azından seçme hakkı olması gerektiğini düşünüyorum. Göçmen toplumlar İsviçre toplumuyla iç içe geçmekte zorlanıyor ve paralel yaşamlar kurmak zorunda kalıyorlar. Oysa bir arada yaşadığımız bu ülkede farklılıklarımız, kültürel ve insani değerlerimiz ayrıştırıcı unsurlar olarak değil, toplumsal zenginliğimiz olarak görülmeli ve daha fazla iç içe, etkileşim içerisinde yaşayabilmeliyiz.  Göçmen işçilerin meslek edinmek için geldikleri ülkelerden aldıkları diplomalar, sertifikalar ve iş tecrübeleri İsviçre tarafından tanınmıyor. Göçmenler bu tür belge birikimlerini İsviçre devletince kabul görür hale getirmek istediklerinde büyük zorluklarla karşılaşıyor ve çoğunlukla vaz geçmek zorunda kalıyorlar.  Göçmen ailelerin çocukları eğitim ve meslek seçiminde fırsat eşitliğinden yararlanmıyorlar. Hem dezavantajlar hem de kimi ötekileştirici pratikler göçmen çocuklarını eğitim alanından uzaklaştırıyor, meslek seçiminde, kariyer planlamasında geri bırakıyor.  Kadınlar, göçmenler, özellikle de kadın göçmenler maaş eşitsizliğine maruz kalıyorlar.

ilgiliyim. Kültürel ve sosyal çevremde bu sorunlarla ilgili bol miktarda gözlem yapma, sorunları dinleme imkânı buluyorum. Öncelikli olarak göçmenlerin sorunlarını formüle etmek, anlaşılabilir ve uygulanabilir talepler haline getirmek için çabalayacağım. Göçmen toplulukları içerisinde göçmen kadınlar ve çocuklar çok daha derin sorunlar yaşıyorlar. Onların sorunlarına özel olarak eğilmek istiyorum. Öte yandan bizler aynı zamanda İsviçre toplumunun birer parçasıyız ve buradaki tüm sorunlar bizleri de doğrudan ilgilendiriyor. İsviçre işçi sınıfının, yoksullarının, kadınlarının, doğasının sorunları bütün göçmenleri de kapsıyor ve ben de bu sorunların çözümü için emek sarf etmek istiyorum. Gerek Türkiyeli gerekse de diğer ülkelerden gelen göçmenler sorunlarının çözüm kanalının birlikte davranmak ve mücadele etmekten geçtiğinin farkında olmalı. Özellikle benim gibi burada büyüyen ikinci, üçüncü kuşak göçmen çocukları daha fazla politikaya dahil olmalı, politik partiler, sivil toplum kuruluşları içerisinde yer almalı ve göçmenleri temsil etmeliler. Ve tabi ki göçmen toplulukları da kendilerini temsil etmeye gayret eden bu kişilere destek olalı, onlarla birlikte mücadele vermeli. Sadece göçmenlerden değil daha demokratik, eşitlikçi, kadın erkek eşitliğine saygılı, doğa-insan bütünlüğünü sağlamış, barışçıl bir İsviçre için İsviçreliler de göçmen adayların seçilmesine katkı sunmalılar. Eğer birlikte yaşıyor, birlikte üretiyorsak karar ve yönetim mekanizmalarında da birlikte olmalıyız. Bu sadece göçmenlerin değil bütün İsviçrelilerin refahı ve huzuru için çok önemli. Yaşamlarımız, çocuklarımız, geleceğimiz için karar verilen alanlarda olmazsak sonrasında şikâyetçi olma hakkımızda zayıflayacaktır. O yüzden hepimiz ellerimizi taşın altına koymalıyız diyorum.

Sibel Arslan Kanton Basel Stadt Yeşiller Partisi 2015 yılı seçimlerinde Federal Meclis’e girmeye hak kazan Sibel Arslan, bu yıl yapılacak olan seçimlerde yeniden aday. Kanton Basel Stadt’dan seçimlere girecek olan Arslan, Yeşiller Partisi ile birlikte hareket eden BaştA! Partisi tarafından aday gösterildi. 4 yıllık görev dahlinde; Dış ilişkiler, Hukuk ve Mahkeme komisyonlarında görev alan Sibel Arslan, bu süre zarfında, göçmen kökenli bir kadın politikacı olarak önemli tecrübeler edindi.

Hedefleriniz ve seçmenlerinizden beklentileriniz nedir? Kendim de bir göçmen olduğum için göçmenlerin sorunlarına daha fazla

17


İçeriğimizde, sorularımıza yanıt alamadığımızdan dolayı yer veremediğimiz diğer adaylar, bölgelerine ve partilerine göre şunlar;

Aarau Kantonu

Beşir Kısa Açıkgöz

Aarau Kantonu

Hüseyin Türkkan

Aarau Kantonu

Sennur Sümer

Aarau Kantonu

Sinem Gökçen

18

15 Ağustos 2019 / Sayı 71

Neuenburg Kantonu

Derya Dursun

Neuenburg Kantonu

Oğuzhan Can

Bern Kantonu

Sevim Ejder


Cafe Saray Leopoldstrasse 2a 79576 Weil am Rhein

Tel: 0049 (0) 762 16 87 76 75 www.cafesaray.de

info@ cafesaray.de


Gündem

İsviçre nüfusu

8 milyon 542 bin 323

Oy kullanma hakkına sahip olanlar

5 milyon 357 bin 836

Vatandaş olmadığı için oy kullanamayanların oranı

2 milyon 143 bin 722

Seçimlere katılım oranı

%49

Ülkedeki göçmen kökenlilerin toplam oranı

%37

Seçimlerde yer alacak olan partiler SVP (Schweizerische Volkspartei) FDP (Die Liberalen) CVP) (Christlichdemokratische Volkspartei) BDP (Bürgerlich-Demokratische Partei) EVP (Evangelische Volkspartei)

PdA (Partei der Arbeit der Schweiz) Grüne Partei SP (Sozialdemokratische Partei) GLP (Grünlieberale Partei)

2015 yılında yapılan genel seçimlerde ne olmuştu?

20

15 Ağustos 2019 / Sayı 71

SVP

%29,2

SP

%18,4

FDP

%15,8

CVP

%11,4

2015 yılında yapılan genel seçimlerde, popüler sağ politikaları ile bilinen SVP (İsviçre Halk Partisi) seçimlerin galibi olmuştu. Ortaya çıkan sonuçlar ise şöyleydi;


Sol Oyları Artıyor Bu yılın Mart ayında; Appenzell Ausserrhoden, Zürich, Luzern ve Basel-Landschaft kantonlarında, Kanton hükümetleri ile Kanton meclisleri seçilmiş, bu oylamalarda sol partiler tercih edilmişti. SP, Liberal Yeşiller (GLP) ve Yeşiller Partisi‘nin başarılı çıktığı bu seçimlerde, SVP, FDP ve CVP gibi sağ partiler önemli kayıplar yaşamışlardı. Seçimlerde solun oylarının artışı küresel iklim eylemlerine bağlanıyor. İsviçreli gençler, bu dönemde İsviçre’nin bircok şehrinde, “Klimastreik Schweiz“ adı altında eylemler gerçekleştirmiş, sosyal medya ağlarından ve web sayfaları üzerinden organize edilen bu eylemlere binlerce kişi katılmıştı. SVP ve FDP gibi sağ partiler, o sıra yaptıkları açıklamalarla bu eylemlere karşı olduklarını beyan etmişlerdi.

Yeni Seçim Döneminde 45 Milletvekili Aday Olmayacak 20 Ekim’de yapılacak olan seçimlerde, şu anda görev yapan 19 Senato Meclis üyesi ile 26 Federal Meclis üyesi bir sonraki seçimlerde aday olmayacaklarını açıkladılar.

Federal Meclis‘te bulunan 26 isim bu seçimlerde aday olmak istemediklerini açıkladı. Sayısal olarak en çok çekilme, 8 kişi ile SVP’den olacak. Bunu 7 kişi ile SP grubu takip ediyor.

Senato Meclisi’nde denge değişiyor

Orantısal olarak bu durumdan en çok etkilenecek olan parti SP.

Tahminlere göre en az 6 kantonda Senato Meclis temsilcileri değişecek. 46 kişilik Senato Meclisi’nde, şu an 12 sandalyeye sahip olan SP bunlardan 6’sını kaybedecek. Senato’da sandalyesi olan diğer partilerden biri olan CVP’nin 13 üyesinden 5’i politik kariyerlerine devam etmek istemediklerini ifade ederlerken, FDP’nin 12 üyesinden 4’ü, SVP‘nin 6 üyesinden 2’si, BDP ve Yeşiller’den ise birer temsilci yeniden aday olmak istemediklerini beyan ettiler.

SP’nin 43 Federal Meclis üyesinin altısında biri gidecek. SVP’de ise, grubun 68 üyesinin sadece her 9 tanesinden biri gidecek. FDP ise, şimdiki 33 Federal Meclis üyesinden 5‘ini yenileyecek.

Mahkeme ve Makamlarda vekâleten dava temsili Hukuk Danışmanlığı Arabuluculuk İşlem yardımı (Başvuru, dilekçe, şikâyet, itiraz) Uzmanlık Alanları • Avrupa Hukuku • İdari Hukuk • Arabuluculuk Mahkeme dışı çözüm işlemleri • Konsolosluk onaylı yeminli tercüme işlemleri • Türkiye’de emeklilik işlemleri • Türkiye’de tanıma ve tenfiz davaları takibi Tösstalstrasse 23 8400 Winterthur

T: 076 328 74 80 F: 044 660 80 86

Federal Meclis’ten 26 kişi gidiyor

CVP grubunda 30 üyeden 4’ü, yedişer üyesi olan BDP ve GLP’de ise birer kişi ayrılıyor. Yeşiller grubundan herhangi bir ayrılma olmayacak.

Derya Özgül, LL.M.

• İltica ve Yabancılar Hukuku Genel iltica davaları, Dublin Anlaşması, İnterpol soruşturma Vize işlemleri Aile birleşimi Nikâh işlemleri Çalışma izni Ülkeye giriş yasağının kaldırılması Vatandaşlık haklarının kazanılması Ve daha birçok farklı konuda danışmanlıklar. d.ozgul@adconsultancy.ch www.adconsultancy.ch


Zürich Belediye Başkanı Corine Mauch

Zürich Belediye Başkanı Corine Mauch: “İsviçre Vatandaşı Olmayan Göçmenler Belediye Düzeyinde Oy Kullanmalı“ Zürich’te, çalışıp da vergi ödeyen ancak yerel konularda karar hakkı olmayan birçok kişi yaşıyor. Yaşları 30-39 arasında değişen kent sakinlerinin, neredeyse yarısının İsviçre pasaportu yok. Bu oran, şehir nüfusunun yaklaşık üçte birine denk geliyor. Zürich Şehir Belediyesi Başkanı Corine Mauch İsviçre demokrasisinin en büyük eksikliklerinden birine işaret ederken, bu durumun artık değişmesi gerektiğini söylüyor. 59 yaşındaki SP’li Mauch, göçmenlerin belediye seçimlerine katılabilmelerinin önünün açılması gerektiğini vurguluyor ve Eylül ayı içinde Zürich Belediye Meclisi’ne bu konuda başvuruda bulunacağını ifade ediyor. Mauch’a göre bu fikir İsviçre için yeni değil. İsviçre'de sekiz kanton ile 605 belediyede, göçmenlere yerelde oy kullanma hakkı tanınıyor.

22

15 Ağustos 2019 / Sayı 71

Zürich sakinleri 2013 yılında “Hayır“ demişlerdi Corine Mauch, 2013 kantonal seçimlerinde seçmenlerin, göçmenlerin oy hakkına hayır demesinin hala geçerli olduğunu kabul etmek istemiyor: “2013’teki anlayışla şu anki arasında büyük bir fark var. O dönem var olan varsayım, sadece İsviçre’de on yıl ikamet etmiş göçmenlerin oy kullanabilmesi gerektiği yönündeydi.” Mauch’un söz ettiği başvurunun onaylanması için öncelikle Zürich Kanton Parlamentosu’nda oy çoğunluğunun sağlanması gerekiyor. Mauch, başarılı olacağını umuyor ve "Kanton Meclisi'ndeki yeni çoğunlukla gerçek bir şansımız var." diyor. Mauch’un planına göre, kişinin yerelde oy kullanabilmesi için bulunduğu bölgede en az iki yıl ikamet etmiş olması gerekecek.


ları

ik Hak lit Po rin le en m öç G n ya şa Ya de e’ çr İsvi Nerelerde Oy Kullabiliyorlar?

Göçmenler 8 Kanton ile 605 belediyede oy kullanabiliyorlar

HaberPodium olarak, Zürich Belediye Başkanı Corine Mauch’un yerelde göçmenlere seçme-karar alma hakkı tanınması ile ilgili taleplerinden sonra bir araştırma yaptık. Araştırmamıza göre, Fransız bölglerinde yaşayan göçmenler yerelde alınan kararlarda, yaklaşık 40 yıldır söz hakkına sahiplerken, Almanca konuşulan bölgelerde böylesi bir hak pek de yaygın değil.

İsviçre’de güncel olarak 605 farklı belediyede göçmenlere oy kullanma hakkı tanınırken, Cenevre Kantonu haricinde, kendilerini seçimlerde aday gösterebiliyorlar. 84 belediyede, belediye seviyesindeki oy hakkıyla birlikte, kantonal düzeyde de yabancılar için aktif oy hakkı mevcut. Göçmenler sadece kantonal mercilerde aday olamıyor ve seçilemiyorlar. Jura, Neuchatel, Waadt, Cenevre ve Freiburg kantonlarında göçmenler uzun yıllardan bu yana oylarını kullanabiliyorlar. Jura Kantonu’nda 1979’dan, Neuchatel Kantonu’nda 1984’ten, Waadt Kantonu’nda 2002’den, Cenevre Kantonu’nda 2005’ten, Freiburg Kantonu’nda ise 2006’dan bu yana seçme hakları geçerli.

İstisnai Durumlar

Jura, Neuchatel, Waadt, Cenevre ve Freiburg kantonlarında göçmenler uzun yıllardan bu yana oylarını kullanabiliyorlar.

Graubünden Kantonu, Appenzell Ausserrhoden ve Basel-Stadt da göçmenlerine oy hakkı tanıyan kantonlardan. Ancak uygulamayı, bu kantonlar dahilinde bulunan birkaç belediye hayata geçirebildi. Örneğin bu hakkı Basel-Stadt’ta bulunan üç belediyeden hiçbiri uygulamıyor. Graubünden’de 106 belediyeden 27’si, Appenzell Ausserrrhoden’da ise 20 belediyeden dördü uyguluyor.

23


Appenzell Ausserrrhoden’da bulunan Wald Belediyesi Appenzell Ausserrrhoden Kantonu’nda bulunan Wald Belediyesi’nde göçmenler 1999’da beri seçimlerde yer alıp oy kullanma olanağına sahipler. Wald’da oy hakkı için başvurmak isteyen göçmenlerin İsviçre’de en az 10 yıl, kantonda ise 5 yıl yaşamış olmaları gerekiyor. Bu durumun bir saygı meselesi olduğunu söyleyen Wald Belediye Başkanı Edith Beeler şu ifadeleri kullanıyor; “Belediyemizde yaşayan göçmenlerin demokratik sürece katılmalarını önemsiyoruz. 880 kişilik belediyemizde 12 göçmen yerel seçimlerde oy kullanıyor. Çok değil ama hiç yoktan iyi. İsteyen herkes seçimlere katılabilmelidir.“

Almanca konuşulan bölgelerde göçmenlerin hakları kısıtlı Zürich Üniversitesi'nde siyaset bilimci ve göçmenlerin İsviçre'ye siyasi katılımı konusunda uzman olan Oliver Strijbis;

ne rağmen, hiçbir belediye göçmenlere henüz oy kullanma hakkı tanımadı. Graubünden Kantonu’nda durum biraz farklı. Her üç belediyeden birinde, göçmenlerin İsviçre pasaportu olmaksızın karar sürecine dahil olmalarına izin veriliyor.

Kozmopolit dağ kantonu Graubünden “Göçmenlerin oy hakkı mevzusu, İsviçre’nin Almanca konuşulan bölgelerinde güç bir durumda” diyor. Solun tarihsel olarak daha güçlü olduğu Batı İsviçre'de, bu tür girişimler her zaman daha fazla şansa sahip olurken, Fransızca konuşulan bu bölgelerde vatandaşlık anlayışı daha kapsayıcı. Almanca konuşulan bölgelerdeki sol eğilimli şehirlerde bu tür girişimler kolayca başarıya ulaşamıyor. Örneğin solun güçlü olduğu Basel-Stadt Kantonu, belediyelerinin göçmenlerin oy haklarını kullanmalarına izin vermeleri-

Yerelde yapılan anketlerden anlaşıldığı üzere, Arosa sakinleri göçmenlerin seçme-karar alma gibi imkanlara sahip olmalarına fazlasıyla değer veriyor. Arosalı yazar Jan Diener bunu şöyle açıklıyor: “Arosa bir kaplıca kentidir. Yıl boyunca dünyanın her yerinden turistler gelir buraya. Tüm milletlerden çalışanlarımız var. Yabancılarla yakın ve sürekli bir iletişim halindeyiz. Bu bizi oldukça kozmopolit bir topluluk yapıyor. Bu yüzden, bunun politik olarak da yürütülmesi mantıksal bir sonuç. Altı yıldır bu durumdayız ve bununla ilgili iyi deneyimler yaşadık.”

"Ülkede beş yıldır yaşayan göçmenlerin oy kullanmaları gayet normal." Siyaset Bilimci Oliver Strijbis, göçmenlere oy hakkına muhalif olanların en önemli argümanın ulusal kimliğin siyasi haklarla bağdaşlaştırılması olduğunu söylüyor ve şunları dile getiriyor; “Birçoğu için buradaki asıl konu kimin vergi ödediği değil, kimin bu milletten olduğudur. Söz hakkına sahip olmak isteyenler vatandaşığa da geçebilirler fikri hakim. Felsefi açıdan bakıldığında, ülkede beş yıldır yaşayan göçmenlerin oy kullanmaları gayet normal. Bu, vatandaşlığa geçmek veya oy hakkı tanınması yoluyla olabilir ancak. Siyasi haklar demokrasilerde temel haktır ve demokrasilerin ana direğidir.”

24

15 Ağustos 2019 / Sayı 71


İsviçre’de her dört yılda bir genel seçimler yapılmasına karşın, Federal Meclis geçtiğimiz 50 yıl boyunca oldukça stabil kaldı. Aşağıdaki detaylar, 1971’den bu yana istikrarlı olmasına rağmen Federal Meclis’te küçük değişiklikler olduğunu ortaya koymaktadır. Son 50 yılda, özellikle de sağ partiler daha fazla güç kazanırken, siyasi areneda yeni hareketler ortaya çıktı.

Siyasal partilerin yelpazeleri nasıl değişti? İsviçre Federal Meclisi oldukça istikrarlı bir yapıya sahip. 1919’dan bu yana Federal Meclis’in çehresi şu dört büyük parti tarafından şekillendiriliyor;  İsviçre Halk Partisi - SVP (1971’den önceki ismi Çiftçi, Zanaatkar ve Yurttaş Partisi BGB idi)  Liberal Demokrat Parti - FDP  Hıristiyan Demokrat Parti -CVP  Sosyal Demokrat Parti - SP

25

15 Ağustos 2019 / Sayı 71

SVP neden en güçlü parti?

Sağ kanatta yeni oluşumlar, kartlar yeniden karılıyor

1990’lı yılların sonlarında siyasi areneda köklü değişiklikler meydana gelirken, Lausanne Üniversitesi’nde Siyaset Bilimci olarak görev yapan Georg Lutz bu durumla ilgili; “Burjuva partilerinde bir değişim başladı“ diyor. Bu dönemde birçok insan artık Soğuk Savaş öncesinden daha farklı endişeler taşıyordu. SVP, tam da bu sırada muhafazakar seçmenleri harekete geçirmeyi başardı. Nüfusun bir kısmı tarafından algılanan tehdit artık komünist bloktan değil; küreselleşmeden, yabancılardan ve AB’den kaynaklanıyordu. Popüler sağ politikaları ile bilinen SVP, bu meselelerle nasıl başa çıkılacağını ve dolayısıyla hangi seçmen kitlesinden oy toplanacağını anlamıştı.

2007 itibariyle sağ kanatta yeni oluşumlar ortaya çıkmaya başlarken, SVP içindeki bazı muhalifler; Bürgerlich-Demokratische Partei - BDP ile Grünliberale Partie Schweiz - GLP (Yeşil Liberaller)’yi kurdular.

Georg Lutz bu durumla ilgili olarak; “Aslında bu, sağ seçmenler arasındaki gerçek bir değişim değil, burjuva partilerinin yapılarında gerçekleşen bir değişimdi” diyor.

Federal Meclis’te değişim olur mu? Siyaset bilimciler, Ekim seçimlerinde Federal Meclis’in sabit kalacağını ve partilerin büyük kazançlar ya da kayıplar yaşamayacaklarını ifade ediyorlar. Tahminlere göre büyük değişimlerin olması ihtimali %2 ile %3 arasında. Değişim oranı diğer ülkelere kıyasla oldukça düşük. Yine de bu küçük sapmaların sonuçları olabilir ve SVP ile FDP Meclis’teki çoğunluklarını kaybedebilirler. Eğer Yeşiller ve Sosyal Demokratlar, geçtiğimiz aylarda yapılan kantonal seçimlerdeki gibi bir başarı elde ederlerse, Meclis sola kayabilir.


Hukuk

İsviçre’de binlerce kişi hakları olmasına ragmen sağlık sigortası prim indirmi alamıyor. Sosyal kurumlar sistemin artık yürümediğini söylüyor. Yüksek sağlık sigortası primleri, İsviçre’de vergilerden sonraki en yaygın borçlanma sebebi. Eğer sigortalı biri ödenmemiş faturalar döngüsüne girdiyse çoğunlukla borç tuzağına düşüyor ve yoksullaşıyor.

Derya Özgül LL.M. Hukukçu d.ozgul@haberpodium.com

Federal Hükümet, sağlık sigortası primlerinin yükünü hafifletmek için 1994’te bir adım attı; Prim indirimi. Teorik olarak, düşük gelirli insanları bu prim indiriminden yararlanabilecekleri düşünülüyordu. Ancak uygulamada sistem ciddi aksaklıklar göstermeye başladı.

Birçok kişi destek alabileceğinden habersiz Prim indirim hakkı bulunan birçok kişi bunu talep etmiyor. Bunun temel nedeni ise, işleyiş hakkında bilgi sahibi olmamaları. Bu kişiler, çoğunlukla maddi durumu kötü olan ve parasal desteğe ihtiyacı olan kimseler. Sosyal kurum çalışanları, çok uzun süredir bu problemin farkındalar. Zürich’te, yoksulluktan etkilenen insanlar için kurulan bir irtibat noktası olan Kafi Klick’in yetkilisi Stephan Hochuli; “ Sürekli olarak, gelen insanlara bireysel prim indiriminden yararlanabileceklerini açıklamak zorundayım. Genellikle bunun ne olduğunu bilmiyorlar.” diyor. Caritas yetkilileri de benzer ifadeler kullanıyorlar. Caritas Zürich sözcüsü Sandra Rauch; "Maalesef, herkes hakkı olan prim indirimini almıyor. Bunun nedenleri, örneğin,bundan utanç duymaları veya bilgi eksikliği. ”

26

15 Ağustos 2019 / Sayı 71


Bilinmeyen büyük bir problem İsviçre’de prim indirimi hakkına sahip olmasına ragmen bundan yararlanmayan kaç kişinin olduğu bilinmiyor. İsviçre genelinde prim indirmi talebine dair rakamlar da mevcut değil. Federal Hükümet, istatistiklerinde sadece fiili alıcıların sayısını kaydediyor. Buna göre, 2017 yılında, 2.2 milyon kişi prim indirimden yararlandı. Bu kişilerin 710 bin’i ek yardım (EL) veya sosyal yardım alanlar olduğu için, prim indirimi için başvurmalarına gerek yok. Çünkü bu kesimdekilere yönelik indrimli prim ödemeleri otomatik olarak yapılıyor. Bir örnek; Schwyz Kantonu 2017 yılı için 35.553 kişinin hak sahibi olduğunu hesapladı. Fakat gerçekte 26.122 kişi bu prim indirimlerinden yararlandı. Bu, prim indirimden yararlanma hakkı olanların %27’sinin aslında hiçbir şey almadığını gösteriyor. Haktan yararlananların sayısının, gerçekte hedeflenen prim yardımlarıyla uyuşmamasının nedeni sorulduğunda Schwyz Kantonu şu yanıtı veriyor; “Bir kısmı muhtemelen formu göndermedi, diğer kısmı ise vergi bilgilerini değiştirmiş olabilir. Belki bir ölüm yaşandı ya da başka bir yere taşındılar. Bu faktörlerin hepsinin dikkate alınması gerekiyor.“

Kantona göre zorluklar artıyor Prim indirimlerine erişim büyük zorluklarla engelleniyor da. Bunun sebeplerinden birisi, tipik İsviçre federalizmi. Şöyle ki; prim indirimleri ulusal sağlık sigortası tarafından düzenlenir. Ama bunun nasıl geliştirileceği kantonların elinde. Bu tür katkılardan kimlerin yararlanacağına, bunların ne kadar yüksek olması gerektiğine ve başvuru sürecinin ne kadar karmaşık olacağına kantonlar karar veriyor. Bazı kantonlarda prosedür otomatik olarak işliyor. Sigortalı kişinin prim indiriminden yararlanıp yararlanmayacağı vergi verilerine göre teyit ediliyor. Basel-Stadt, Luzern ve Graubünden

kantonlarında prim indirimine kişilerin bağımsız olarak başvurmaları gerekir. Diğer kantonlar ise sigortalı kişiyi, doldurulup gönderilmesi gereken bir form aracılığıyla bilgilendirir. Fakat sigortalı kişilerin prim indirimi konsunda ayrı ayrı bilgilendirildiği kantonlarda bile açıklıklar var. Caritas Zürich’ten Rauch: “Zürich kantonunda düşük gelirli kişiler, vergi değerlendirmelerine dayalı olarak, prim indirimi için bir başvuru formu alır. Fakat, maddi durumu birden kötüleşen kişilerin kendilerinin etkin olması gerekmektedir. Bu süreç aylarca sürebilir. Bu durum yoksulluğun önlenmesi açısından büyük bir idari engeldir.” diyor. Basis 21 Sendikası’ndan Verena Della Picca, yardım hakları olmasına rağmen kisilerin bireysel hareket etmelerini eleştiriyor; “Özellikle Almancası yeterli olmayan göçmenler prim indirmi için başvuruda bulunabileceklerini bilmiyorlar.” Delle Picca, Solothurn gibi bazı kantonlarda belirli bir süreden sonra prim indirimden yararlanılamamasını özellikle ilgi çekici buluyor. Solothurn Kantonu’nun yanında, birçok kantonun da son başvuru tarihi bulunuyor. Bu tarihten sonra bir kere daha başvuru yapmak veya başvuruyu o yıl boyunca tekrar aktif hale getirmek mümkün değil. Sadece Basel-Stadt, Basel-Land, Graubünden ve Aargau kantonlarında herhangi bir zamanda başvuru yapılabiliyor.

Şikayetler korkutuyor, önlemler almak şart Prim indirimleri, yoksukluk sınırının biraz üzerindeki haneleri rahatlatmak olan amacını giderek daha az yerine getiriyor. Kısa başvuru süreleri ve bilgi eksikliği sadece adaletsiz muameleye değil; aynı zamanda destek alma hakları olmasına ragmen, birçok insanı yoksulluk sınırına her yıl daha daha fazla yaklaştırıyor. Ayrıca, son yıllarda çoğu kantonda prim indirimlerinin düşmesi de vahim bir durum. İsviçre’de 2017 yılında, son altı yıla kıyasla daha az prim indirimi yapıldı. Bu durum, artan sağlık sigortası primleriyle çelişiyor. Gerçekte, kantonlar katkılarını artık artan primlere göre ayarlamamaktadırlar. Kanton tasarruf önlemleri arasında, birçok yerde prim indirimine katkı kesildi. Öyle ki, bazı kantonlar şimdilerde dava tehditi altında. Örneğin Luzern Kantonu bu sene Federal Mahkeme tarafından kınandı. Mahkeme, prim indirimlerinde tasarrufun çok yüksek olduğuna karar verdi. Sosyal kurum çalışanları prim sistemin düzeltilmesini ve gelir miktarına göre belirlenen maksimum gider yükünün yasalarca sabitlenmesini talep ediyorlar. Not: İsviçre’de, hukuki konularda danışmanlık hizmetinden faydalanmak isteyenler yukardaki mail adresimden bana ulaşabilirler. Ayrıca Türkiye ile ilgili, tanıma/tenfiz davaları, tapu dava işlemleri, tebligat, vekâlet işlemi vs. türünden herhangi bir hukuki süreç içerisine giren ya da Türkiye’de hukuki takip yaptırmak isteyen okuyucularımız da iletişime geçebilirler.

27


Prof. Dr. Funda Başaran fundabasarano@gmail.com

ProPublica’nın araştırması COMPAS isim yapay zekâ sisteminin siyahları beyazlardan daha fazla riskli olarak tanımlama eğiliminde olduğunu ortaya koydu. Bir diğer yanlılık örneğinde ise, yaklaşık 700 şirketin yapay zekâ algoritmalarını kullanarak verdiği 2 milyardan fazla fiyat teklifini analiz eden Consumer Reports ise araç kasko fiyatlarını sürücünün sürüş kayıtlarından ziyade finansal hayatının belirlediğini keşfetti. 28

15 Ağustos 2019 / Sayı 71


Etik felsefeye dair meşhur tramvay açmazı, beş kişiyi kurtarmak için bir kişiyi öldürür müsünüz sorusunu sorar. Bu soruda, kontrolden çıkmış bir tramvay rayların üzerinde hızla ilerlemektedir. İlerlediği yöndeki rayların üzerinde tramvayın farkında olmayan beş işçi çalışmaktadır. Tam bulunduğunuz noktada raylar makas yapmakta ve bir manivela ile tramvay başka bir yöne giden raylara aktarılabilmektedir. Ancak bu rayların üzerinde de diğer rayların üzerindeki arkadaşları kadar tramvayın gelişinden habersiz bir işçi çalışmaktadır. Tramvayın doğruca üstlerine gittiği beş işçiyi kurtarmak için, manivela kolunu çekip tramvayın yönünü tek bir işçinin çalıştığı raylara yönlendirir misiniz?

Bu açmaz, 1967 yılında Philippa Foot tarafından geliştirilmiş daha sonra da pek çok düşünür tarafından uyarlanmıştır. İnsanın bir eyleme karar verirken nasıl düşündüğüne ilişkin bu sorunun elbette ki doğru ve ahlaki olan tek bir yanıtı yok. Ama yine de pek çok insanın bu soruya “evet, manivela kolunu çekerim, beş işçinin hayatını kurtarmak için bir işçinin ölümüne sebep olabilirim” yanıtını verdiği tahmin edilir. Ayrıca bu yanıt pek çok insan tarafından da ahlaki bulunabilir. Günümüzde bu açmaz felsefenin dışında, yapay zekâya uyarlanarak çokça gündeme geliyor. Henüz insan gibi düşünebilen ve ahlaki yargılarda bulunan yapay zekâ uygulamaları olmasa da, buna yaklaşıldığı bilim insanları tarafından sıklıkla ifade edilirken, elbette bu açmazların yapay zekalar tarafından nasıl çözümleneceği de son derece önem kazanıyor. Özellikle de sürücüsüz arabaların önümüzdeki on yıl içerisinde trafiğe çıkacağı düşünülürse, kendilerinden beklenmese de yapay zekâların bazı kararlar almaları ve ahlaki sonuçlara ulaşmalarının gerekebileceği düşünülüyor. Öte yandan yapay zekâ uygulamaları ve yapay zekâ ile donatılmış robotların insanları işsiz bırakmaktan daha büyük bir tehlikeye yol açması olasılığından sıkça bahsediliyor. Bu tehlike yapay zekânın alacağı kararların ırkçı ve cinsiyetçi yanlılıklar, önyargılar taşıması. Bir takım deneyler ve karar alma süreçlerinde kullanılan yapay zekâ algoritmalarının ürettiği sonuçlar konusunda yapılan araştırmalar bu tehlikenin büyüklüğü konusunda fikir verir nitelikte. Bu araştırmaların, özellikle son dönemde en dikkat çekenlerinden birisi MIT’de yapılan bir araştırma. Bu araştırmada, kendisine yüklenen bin fotoğrafı tanıması ve cinsiyetlerine göre ayırması beklenen yapay zekâ uygulaması beyazları mükemmele yakın bir biçimde ayırt ederken, siyahlar söz konusu olduğunda büyük oranda hata yapmaya başlıyor. Yapay zekâ uygulaması tarafından, siyah kadın fotoğrafları neredeyse yarıya yakın bir oranla yanlış olarak sınıflandırılıyor. Bir diğer örnek ise yine yapay zekâ ile güçlendirilmiş olan Google Translate’in çeviri yaparken gösterdiği cinsiyetçi yanlılıklar. Geçtiğimiz günlerde Google Translate’in Türkçeden İngilizceye yapılan çevirilerde mesleklere, durum-

lara bağlı olarak bir takım meslek ve durumları erkeklere göndermeyle, diğer bazılarını ise kadınlara göndermeyle çevirmesi ( örneğin “o bir aşçı” cümlesini “she is a cook”, “o bir mühendis” cümlesini ise “he is an engineer” olarak çevirdi) ve elbette ki bu çeviri içeriklerinin cinsiyetçi yanlılıkları tartışma konusu oldu. Google ise yaptığı açıklamada, Google Translate’in web’den topladığı milyonlarca çeviriden öğrendiğini ve bu öğrenilenlerin bu tür etkilere neden olduğunu belirtti, “Bu etkileri nasıl azaltacağımız konusunda araştırmalarımız sürüyor” dedi. 2016 yılında ProPublica’nın yayınladığı bir araştırma Amerika’da hükümlülerin gelecekte suç işleme olasılığını öngörmek üzere kullanılan COMPAS isim yapay zekâ sisteminin siyahları beyazlardan daha fazla riskli olarak tanımlama eğiliminde olduğunu ortaya koydu. Bir diğer yanlılık örneği ise, Consumer Reports’un, 2015 yılında otomobil sigortası fiyatlandırmasına ilişkin iki yıllık bir soruşturma sonucunu yayınlaması ile açığa çıktı. Yaklaşık 700 şirketin yapay zekâ algoritmalarını kullanarak verdiği 2 milyardan fazla fiyat teklifini analiz eden Consumer Reports, araç kasko fiyatlarını sürücünün sürüş kayıtlarından ziyade finansal hayatının belirlediğini keşfetti. Yoksullukla ilgili faktörlerden etkilenen, ancak sürüşle ilişkili olmayan kredi puanları, bu algoritmalara dahil edildiğinde düşük kredi puanlarına sahip mükemmel sürücüler, çoğunlukla yüksek kredi puanlarına sahip kötü sürücülerden daha fazla araç kasko ücreti ödüyorlar. Bu örneklerden en bilineni ise Microsoft’un geliştirdiği bir yapay zeka uygulaması. 2016’da Microsoft yapay zekâ algoritmalarını kullanarak insan davranışlarını öğrenen ve bu öğrendikleri ile Twitter’da diğer kullanıcılarla etkileşime giren Tay isimli sohbet uygulamasını başlattı. Tay Twitter’da diğer kullanıcılardan sağladığı verilerle insanlarla iletişim kurmayı öğrenmek ve tweetler atmak üzere tasarlanmıştı. 16 saatlik süre içerisinde Twitter kullanıcılarından topladığı verilerle oluşturduğu tweetler cinsiyetçi ve Hitler yanlısı bir hal aldı. 25 Mart 2016’da Microsoft bu istenmeyen saldırgan tweetler için tüm kullanıcılardan özür dileyerek Tay’ı kapatmak zorunda kaldı. Microsoft’un yazdığı özür metninde “yapay zekânın

29


Yapay zekânın ürettiği ırkçı, cinsiyetçi ya da bazı durumlarda statü ile ilgili yanlılıkların kaynağında ise kullanılan veriler var. Yapay zekâ algoritmalarının kullandığı veri setleri elbette ki en büyük kaynak olan internetten toplanıyor.

insanlarla kurduğu hem olumlu, hem de olumsuz etkileşimlerle öğrendiğini” ve bu nedenle de “sorunun teknik olduğu denli, toplumsal olduğunu” belirtti. Aslında bu, bütün bir tartışmanın en vurgulanması gereken yanı gibi görünüyor. Ayrıca Tay’a insan davranışlarını taklit edebilmesi çok iyi bir biçimde öğretilmiş olmasına rağmen, doğru bir biçimde davranmanın öğretilemediği de açıkça görülebiliyor. Bütün bu örneklerde açığa çıkan yapay zekânın ürettiği ırkçı, cinsiyetçi ya da bazı durumlarda statü ile ilgili yanlılıkların kaynağında ise kullanılan veriler var. Yapay zekâ algoritmalarının kullandığı veri setleri elbette ki en büyük kaynak olan internetten toplanıyor. Örneğin tweet atmayı ve bu yolla insanlarla etkileşim kurmayı öğrenmeye çalışan Microsoft’un Tay’ı ya da Google Translate kelimeleri, bunların nasıl ve hangi diğer kelimelerle birlikte kullanıldığını öğrenmeye çalışıyor, böylece hem anlamaya hem de anladığı şeye karşı doğal dili kullanarak yanıtlar üretmeye çalışıyor. Yapay zekâ, internetten sağlanan veri setlerinde istatistiksel olarak hangi kelimelerin kullanıldığı, bu kelimelerin nasıl ve hangi başka kelimelerle kullanıldığını öğrendiğinde, algoritması aracılığı ile bazı ilişkisellikler kuruyor. Bunlar bazen nedeni insanlar tarafından anlaşılamayan ilişkisellikler olabiliyor. Ama her koşulda yapay zekânın kendi ürettiği değil, kullandığı veri setinde varolan ilişkisellikler. Kadın zamirleri aşçılık, sekreterlikle, erkek zamirleri mühendislikle eşleştirebiliyor. Yani mesele yapay zekânın önyargıları değil, algoritmaların öğrenme süreçlerinde kullanılan veri setleri olarak beliriyor. Daha doğrusu bu verilerin toplandığı internet içeriğinin ırkçı ve cinsiyetçi olması yapay zekâyı da yanlılıklar üretir hale getiriyor. Microsoft açıklamasında söylendiği gibi, sorun teknik olduğu kadar da toplumsal bir sorun. Yapay zekâ gerçek

30

15 Ağustos 2019 / Sayı 71

insanların ürettiği verilerle öğrenirken, insan gibi davranmayı öğrenebiliyor, verileri insan zihnine göre çok daha hızlı bir şekilde çözümleyebiliyor, ama son kertede bu davranışın doğru mu yanlış mı olduğunu henüz öğrenemiyor. Ama diğer yandan gerçek dünyada da insanlar her zaman “iyi” ve “doğru” davranmıyor. Bu yanlılık tartışmalarında yapay zekanın yanlı olmadığını iddia edenlerin söylediği gibi, belki de yapay zeka gerçekliğe en uygun sonuçları üretiyor, ama beklenti ideal dünyaya en uygun sonuçları üretmesi. Yaşadığımız dünyada eşitsizliklerin ve önyargıların olduğu, tarihsel olarak üretilen verilerin önyargılı olduğu düşünüldüğünde, yapay zekâ uygulamalarının da önyargılı kararlar vermesinde, gerçek dünyadaki yanlılıkları barındırmasında şaşıracak bir yan kalmıyor. Diğer yandan “beş kişiyi kurtarmak için bir kişiyi öldürür müsünüz” sorusunu yanıtlamaya kalkışacak bir yapay zekanın, bu beş kişinin ırk ve cinsiyetlerini ya da statülerini de hesaba katması, yani açmazı daha derin bir hale de getirmesi de hiç beklenmeyecek bir şey gibi görünmüyor. Bu durumda yapay zekânın insanlardan öğrenmesi çok da iyi bir fikir değil. Öğrenmenin başka yolları, titizlikle hazırlanmış, önyargılardan ve yanlılıklardan olabildiğince temizlenmiş veri setleri ya da yapay zekânın hangi sonuca nasıl vardığını da göstermesini içeren algoritma değişikliklerinin bu sorunlar konusunda yol kat edilebilmesine olanak vereceği uzmanlar tarafından belirtiliyor. Eğer mümkün olursa, insanların yapay zekâlardan öğreneceği şeyler olabilir. İşte o zaman, tramvay açmazını ve bunların varyasyonlarını yapay zeka ile müzakere etmek de mümkün olabilir.


SBB Gecikmeleri Bildirecek İ

sviçre Devlet Demir Yolları SBB, bu yılın sonundan itibaren uygulamaya koyacağı bir uygulama dahilinde; cep telefonlarına göndereceği dürtme mesajları ile yolcularını gecikmeler, tren iptalleri ya da güzergah değişiklikleri hakkında bilgilendirecek. Uygulamanın amacı büyük çapta olan gecikmelerle mücadele etmek. SBB geçtiğimiz günlerde, sıklıkla yaşanan gecikmelerden dolayı eleştirilere maruz kalmıştı. Özellikle de Haziran ayında, trenlerin %40’ı ulaşması gereken noktalara zamanında ulaşamamıştı.

Sigarayı bırakma yöntemleri hakkında bilgilendirilmek ve sigara içme alışkanlıklarınızı değiştirmek

İZ

TS

E CR

Ü

Ücretsiz danışmanlık ve bilgi hizmetlerimizden faydalanmak için

Tel: 076 343 80 74 Dernekler bünyesinde ya da dernekler dışında oluşturulacak olan 6 kişilik gruplarla ücretsiz sigara bırakma kurslarına başlanabilir.

Bu Proje, Bundesamt für Gesundheit - Tabakpräventionsfonds, Institut für Sucht- und Gesundheitsforschung ISGF, Public Health Services ve HaberPodium tarafından desteklenmektedir.


Savaş Alanı Ağustos Ayı

Astroloji

Nurten Avcı (Maharaa) info@maharaa.ch

32

15 Ağustos 2019 / Sayı 71

Temmuz ayında yaşanan Merkür retrosunda güneş ve ay tutulması bizi çok yordu. Ancak Ağustos ayı çoğumuzu rahatlatacak ve nefes alacağız. Bu ay hareketli geçecek ve güzel şeyler olacak.

Çünkü değişiklik isteminiz bunu gerektiriyor.

1. Ağustos yeni ay Aslan burcunda Yeni kararlar alma ve dönüş yılı Yeni ay Ağustos’ta, Aslan burcunda olduğu için kendimizle yüzleşecek, çok derin duygular yaşayacağız. Kendinize; “Ben mutlu muyum yoksa başkalarının bana dayattığı hayatı mı yaşıyorum?“ diye soracaksınız. Bir anda ne istediğinizi bilecek, kendinizi yeni istekleriniz ve arzularınız için bir savaşın içinde bulucaksınız. Bu durumda “başkaları ne der“ ya da “benden ne bekliyorlar“ diye düşünmeyecek, inandığınız şeyin arkasından gidip mücadele vereceksiniz. Aniden düşünceleriniz ve fikirleriniz değişicek, o fikirler için de savaş vereceksiniz.

Kendinizi değiştirmek anlamında, Aslan’da olan yeni ay size yeni fırsatların ve imkanların kapısını açacak. Hiç beklemediğiniz ya da ummadığınız olaylar olacak ve yol alacaksınız. Kendinizi göstermeniz için yeni fırsatlar geçecek elinize. Birçok kişi, mücadelesi sonucunda amacına da ulaşacak.

2. Ağustos Venüs ve Uranüs kare yapıyor Bu dönemde ikili ilişkilerde aniden patlamalar olurken, bu patlamalar genellikle kalıcı olacak. Dikkat!

15 Ağustos Kova Dolunay Dolunayımız Kova ayında olacak. Bu, sizleri heycanlı günlerin beklediği anla-

mına geliyor. Bazı şeylerin adını koymak isteyecek ve koyacaksınız. Çoğu kişi bu günlerde yeni iş için ortaklık anlaşması yapabilir ve “bu kişi ile birlikte çalışmak istiyorum“ diyebilir. Ya da “Evliliğimiz yürümüyor mu acaba?“ sorusu üzerinden ayrılık kararı alabilir. Çoğumuz için son bir yıl zor bir dönemdi. Zorlukla geçirdiğimiz bu dönemde Dolunay bize alacağımız “Tamam mı, devam mı?“ gibi kritik kararlarda yardım edecek. Ciddi değişimlere hazırlıklı olun derim. Çünkü bu dönem çok heycanlı ve hayat dolu olacak. Ani aşklar yaşayabilir,yeni işler edinebilirsiniz. Rahat nefes alıp hayatınızda bir şeylerin güzelleştiğini fark edeceksiniz.

30 Ağustos Başak Yeniay Başak’taki yeni ayda çevrenizden yeni haberler alabilir, önemli şeyler öğrenebilirsiniz. Bu bilgilerle herşeyi daha sağlıklı analiz edip yapacaklarınız için etkili kararlar alacaksınız. NOT: Yıldız haritasında 12 ev vardır. Sizin yıldız haritanızda eviniz hangi gezegende yer alıyorsa konular da ona göre değişir. Yukarıda yazdıklarım geneldir ve herkesin yıldız haritasına uymayabilir.


S

on yıllarda İsviçre’ye yapılan iltica başvurularında önemli azalmalar olurken, buna paralel olarak iltica merkezlerinin kapatılması tartışılmaya başlandı.

Konu ile ilgili ilk açıklama Federal Adalet Bakanı Karin Keller-Sutter’dan geldi. Keller-Sutter, İsviçre’ye gittikçe daha az iltica başvurusu yapıldığını ifade ederken iltica kamplarının düzenlenmesinin gerekip gerekmediğini araştırdıklarını söyledi. İsviçre Göçmenler Dairesi (SEM) Sözcüsü Lukas Rieder da, iltica alanında henüz sonuçlanmayan dosyalara dair işlemlerin hızlandırılması için yeni önlemler alınacağını söyledi. SEM ve Adalet Bakanlığı bunlara ek olarak, geri gönderme işlemlerinin daha etkili bir şekilde yapılandırılmasının olanakları ile federal iltica merkezlerindeki düşük doluluk oranından nasıl kaçınılabileceğini de tartışıyor.

Planlar değişiyor Halı hazırda varolan Federal merkezlerde ve geçici kamp yerlerinde 4 bin’den fazla yatak bulunurken, Haziran sonunda bu kampların yarısı doluydu. Yeni iltica yasası nedeniyle, Federal Hükümet’in şu ana kadar yürürlükte olan planına göre yatak sayısı 5 bin olmalıydı. Birçok kanton ise, sayılardaki bu düşüş nedeniyle, geçtiğimiz yıl bünylerinde bulunan sığınma merkezlerini kapatmak zorunda kaldı.

İlk 5 ayda 6 bin iltica başvurusu yapıldı Güncel olarak İsviçre devleti, kısmen geçici olmak üzere 19 noktada iltica merkezi işletiyor. Kuzeybatı İsviçre ile Bern bölgelerinde ek olarak birer yer daha aranıyor. Kanton Schwyz’de açılması planlanan bir mülteci tesisi ise, Kanton Hükümeti’nin güçlü bir muhalafeti ile karşı karşıya. 2015’te yaşanan mülteci dalgasında İsviçre’ye yaklaşık 40 bin sığınmacı başvuru yaparken, 2018 yılında bu başvuru oranı 15 binlerde kaldı. 2019 yılının ilk beş ayında yapılan başvuru oranı ise 6 bin olarak açıklandı.

33


Psikoloji

Göçden dolayı oluşan ayrılığın Çocuklar Üzerindeki Etkileri ve Psikolojik Rahatsızlıklar Mesleki hayatımda erkeklerde çok değişik psikolojik rahatsızlıkların olduğunu tespit ettim. Çoğunlukla bu rahatsızlıkları bir yere koyamıyordum. Bir gün bir hastam sıkıntılarını şöyle dile getirdi: “Biz Almanya’nın öksüz çocuklarıyız. Çünkü bizim anne ve babalarımız hem var hem yok. Onlara ihtiyaç duyduğumuzda yoklar mesela. Ama biliyoruz ki onlar yaşıyorlar “. Bu ifade beni konuya yaklaşmamda hassaslaştırdı ve bu hastalara yöneldim. Bu kapsamda 33 hasta ile görüşmeler yaptım. Bu araştırma Ekim 2009 tarihinde Almanya’nın Solingen şehrindeki muayenemde yapıldı. 3 ile 14 yaşlarında değişen bu çocukların babaları, Türkiye’den Almanya’ya çalışmak için göç etmişlerdi. Çocuklar babalarını yalnız izin esnasında görürlerken, babaları ile kısa süreli ilişkileri olmuş.

Hastaların yaş gruplarına göre dağılımı (Babaları bu esnada Almanya'da) YAŞ GRUPLARI HASTA SAYISI 3-5

15

6-10

12

11-14

6

TOPLAM

33

Hastaların muayene esnasında gruplarına göre dağılım YAŞ GRUPLARI HASTA SAYISI

34

15 Ağustos 2019 / Sayı 71

25-34

8

35-44

14

45-54

12

TOPLAM

33

Dr. med. Fikret Zengin Facharzt für Psychiatrie und Psychotherapie info@praxiszengin.ch


Bu hastalar genel olarak aşağıdaki şikayetleri dile getirdiler;

Bu gruptaki hastalarla yapılan konuşmalarda şu kişilik özellikleri derinleştirildi;

 Uyku bozukluğu (uyumada zorluklar, sık sık uyanma durumları)

 Gerginlik ve kaygı

 Üzüntü ve depresif duygular  Yorgunluk ve tükenmişlik  İlgisizlik ve keyifsizlik  Sevinç kaybı

 Aşağılık kompleksi  Reddedilmede zorluklar yaşama  Tanıma ve onay arayışlara girme

 Umutsuzluk

 Sosyal davranışlardan kaçınma

 Karar vermede zorluklar

 Erken kırılma ve alınma

 Özgüven kaybı veya özgüven azalması

 Terk edilme ve kaybetme korkusu

 Kendini değersiz hissetme

 Kronik iç boşluk ve ümitsizlik

 Erken sinirlenme, kızgınlık ve öfke hali

 Kendini iddia etmeme

 Düşük impuls kontrolü

 Öz sorumlulukta azlık

 Hayır diyememe

 Kendine karşı nefret duygusu taşıma.

 Konsantrasyon bozukluğu

 Eşlere bağımlılık

 Unutkanlık ve hafıza bozuklukları  Kafaya düşüncelerin çok takılması  Çeşitli ağrılar  Kötü rüyalar  Sosyal izolasyon  İnsanlara olan güvenin kaybolması.

35


Bu rahatsızlıkların psikodinamiği

Hastaların kişilik bozuklukları semptomlarına göre dağılımı Kişilik Bozuklukları Belirtileri

Hasta Sayısı

%

Gerginlik ve kaygı

22

66,66

Aşağılık kompleksi

27

81,81

Reddedilmede zorluklar yaşama

28

84,84

Tanıma ve onay arayışlarına girme

24

72,72

Sosyal davranışlardan kaçınma

31

93,93

Erken kırılma ve alınma

32

96,96

Terk edilme korkusu ve kaybetme korkusu

21

63,63

Eşlere bağımlılık

27

81,81

Öz sorumluluk azlığı

23

69,69

Kendine karşı nefret duygusu taşıma

24

72,72

Kendini iddia etmeme

31

93,93

Hastaların hastalıklarına göre dağılımı Kişilik Bozuklukları Belirtileri

Hasta Sayısı

%

Depresif bozukluklar

26

78,78

Korku bozuklukları

12

36,36

Stres sonucu oluşan bozukluklar

8

24,24

Psikosomatik bozukluklar

27

81,81

Madde bağımlılığı bozuklukları

18

54,54

Kişilik bozuklukları

100

96,96

Tespit edilen kişilik bozukluklarının dağılımı

36

Kişilik Bozuklukları Belirtileri

Hasta Sayısı

%

Stabil olmayan kişilik bozuklukları

5

15,5

Kendine güvenmeyen kişilik bozukluğu

8

24,4

Bağımlı kişilik bozukluğu

7

21,2

Kombine kişilik bozukluğu

10

30,3

Narsist kişilik bozukluğu

3

9,09

15 Ağustos 2019 / Sayı 71

Bu hastalar babalarını çok nadiren (kimi zaman 3-4 yıl içinde bir kez) görmüşler ve onlarla ilişkileri çok yüzeysel düzeyde kalmış. Bazıları ise sadece mektupla iletişim halinde olmuşlar. Süreç içinde de babalarını tanımaya başlarlarken, birçoğu babasına yabancı kaldı. Bu çocukların büyük kısmı küçük yaşlarda hem kendilerine hem de kardeşlerine karşı erken sorumluluk almak zorunda kaldı. Babaların yokluğundan dolayı, çocuklarda babalarına karşı hüsran ve öfke duyguları oluşuyor. Babalarına olan ihtiyaç duyduğu zamanlarda çocuklarının yanlarında değillerdi babalar. Çocuk olarak durumu anlayamazlarken, aynı zamanda babalarına karşı olan hüsran ve öfke duyguları gittikçe artıyor. Bu şartlar altında babalarıyla sağlıklı bir ilişki kuramayan çocukların gelişimleri de sağlıksız oluyor. Bu kişilerde merkezde öz değer sorunu mevcuttur. Burada kişi zaman zaman kendine aşırı değer verirken kendisini büyük görür. Kimi zaman da kendini değersiz, yeteneksiz, bir şey yapamaz duygusuna kapılır. Stabil olmayan böylesi durumlar, temelde güvensiz, korkak, bağımlı ve narsist kişiliklerin ortaya çıkmasına vesile olurlarken, sonuçta kişilerde depresif bozukluklar gelişir.

Madde bağımlılığı Bazı hastalar bağımlılık yapan maddeler alır. Kişi bu maddeleri iç dünyasında oluşan gerginlik ve sıkıntıları bastırmak için kullanır. Bu da kişiliklerinde oluşan dengesizlikleri dengeleştirmeye ve depresif oluşumları bastırmaya yöneliktir. Ayrıca bu kişiler iç dünyalarındaki sıkıntı ve gerginlikleri azaltmak ve başkalarından takdir-onay görmek için çok çalışırlar. Bu vesile ile, geçici olarak durumlarını kompense (stabil) ederler. Ancak iş kaybı, ölüm, terk edilme, ekonomik sıkıntı gibi olumsuz durumlarda; genellikle depresif reaksiyonlar, psikolojik ağrılar ve korkular kendilerini yeniden gösterir.


윀䄀一䄀䬀匀䤀娀 吀嘀ᠠ搀攀渀 夀䔀一、 吀䔀䬀一伀䰀伀䨀、 䠀䄀刀、䬀䄀匀䤀 ⠀ 吀‫ﰀ‬爀欀攀Ⰰ 䬀‫ﰀ‬爀琀攀Ⰰ 䄀氀洀愀渀挀愀Ⰰ 䘀爀愀渀猀㄁稀挀愀Ⰰ 、琀愀氀礀愀渀挀愀 瘀攀 搀愀栀愀 戀椀爀漀欀 搀椀氀搀攀渀 欀愀渀愀氀氀愀爀⤀

㈀㤀㤀⸀ⴀ

䌀䠀䘀

䈀甀 ‫ﰀ‬爀‫ﰀ‬渀 礀愀猀愀氀搀㄁爀⸀ 䈀椀爀 礀㄁氀㄁欀 愀戀漀渀攀氀椀欀 瘀攀 琀攀氀椀昀 栀愀欀氀愀爀㄁ ǻ礀愀琀愀 搀愀栀椀氀搀椀爀⸀

윀愀渀愀欀猀㄁稀 吀嘀 椀氀攀 欀愀㄁爀搀㄁ἁ㄁渀㄁稀 瀀爀漀最爀愀洀氀愀爀㄁ 㜀 最‫ﰀ‬渀 戀漀礀甀渀挀愀 最攀爀椀 椀稀氀攀礀椀渀

唀礀搀甀 愀渀琀攀渀猀椀稀  欀甀爀甀氀甀洀

、渀琀攀爀渀攀琀攀 戀愀ἁ氀愀渀㄁渀

眀眀眀⸀挀愀渀愀欀猀椀稀⸀琀瘀

윀攀弁椀琀氀椀 甀礀最甀氀愀洀愀氀愀爀 欀甀氀氀愀渀㄁渀

䘀愀挀攀戀漀漀欀ᠠ愀 戀愀ἁ氀愀渀㄁渀

夀漀甀吀甀戀攀 瘀椀搀攀漀氀愀爀㄁渀愀 攀爀椀弁椀渀

吀攀氀㨀  㘀㄀ 㔀㄀㄀ ㈀㈀ 㜀㈀ 圀栀愀琀猀䄀瀀瀀㨀  㜀㠀 㠀㜀㐀 㔀㠀 ㌀㠀


Sağlık

Bahar Yıldırım Sağlık Uzmanı

başına emen herkesinn dolayı, h n e m e h e d az mevsimin dikkatli korunmamakta yanığı... gelmiş olan veoldukça zararlı olan güneş an sağlık açısınd zdokunduğunu ş e iz n ri e d ; a d n a , hafif b durumu Güneş yanığı rıklık, bedensel yorgunluk a ız da acıma, k belirtiler görülür. dönmesi gibi

Y

38

15 Ağustos 2019 / Sayı 71


İleri derecede oluşmuş güneş yanıkları enfeksiyonlara sebep olabilir. Özellikle, Ağustos ayında güneş ışığının en etkili olduğu saatlerde vücudu güneşle direkt temas ettirmemeye özen gösterin. Aksi halde kalıcı hasarlarla karşı karşıya kalabilirsiniz. Ultra Viole ışınları Güneş yanığı güneşten gelen Ultra Viole (UV) radyasyon ışınlarının etkisiyle oluşan cilt yanmasıdır. Daha önce kaleme aldığım bir yazımda, UVA ile UVB ışınları üzerine bilgi aktarmış, bu ışınların insan gözü ile görülmediğini vurgulamıştım. (https://www. haberpodium.ch/tatilde-gunese-karsi-dogru-korunmak/) UVA: Bu ışın türü Ozon tabakasından geçerek cildimizi ve gözlerimizi etkiler. Her mevsim etkili olan UVA derimizin en dip katmanlarına ulaşırken, cildin hızlı yaşlanmasına sebep olur. UVB: Bu ışın türünün bir kısmı Ozon tabakası tarafından tutulabiliyor. UVA ile UVB ışınlarına sıkça mahruz kalmak cilt kanserine sebep olabilir. Cilt koruyucu; Melanin Melanin, cildin dış tabakasında bulunan, güneşin zararlı etkilerine karşı cildi koruyan koyu renkli bir pigmentdir. Melaninin temel görevi, güneşin cilde zarar veren ultraviole

ışınlarını soğutmak ve derinin korunmasını sağlamaktır. Aşırı derecede melanin ciltte bronzlaşmaya neden olur. Tenin bronz rengini alması nedeniyle vücudunuz kendini koruma moduna geçer ve melanin üretir. Vücudumuz böylece kendini UV ışınlardan korumuş olur. Ancak pek çok insanın vücudunda melanin üretiminde zorluklar görülürken, sonuçta da deri yanıkları oluşur. Kimler risk altındadır?  Beyaz ve açık tenliler  Teni çilli ve kızıl olanlar  Vücunda beni fazla olanlar  Genetiksel olarak ailesinde cilt kanseri olanlar Güneş yanığı durumunda ne yapmalı?  Güneş yanığı olan yere serin bez sererek hem derinin nemli kalmasını hem de ağrıların hafifllemesini sağlayabilirsiniz.  Yanmış bölgedeki deri gerilip acıdığı için, bol nemlendirici kullanmak yanmış bölgeyi rahatlatır.  Pamuktan yapılmış bol giysiler giymenizde fayda var.  Aloe Vera jelini yanık olan bölgelere sürebilirsiniz. Cildi nemlendirme ve rahatlatma özeliğe sahip olan Aloe Vera jeli yanıkların tedavisinde etkilidir.

 2 yaşından küçük olan çocuklar için, doktor tavsiyesi olmadan herhangi bir krem, losyon, jel ya da ağrı kesici kullanmayın.  Bol bol sıvı tüketin. Cildin nem seviyesini korumak, olası kuruluğu ve aşırı su kaybını önlemek için bolca şu tüketilmelidir.  Yanık yerlerinden oluşan yaraları kaşımayın ve soymayın. Bırakın deri kendiliğinden yenilensin. Ellerdeki bakterilerin enfeksiyona sebep açma riski olduğundan dolayı, yanmış ve gerilen cilde dokunulmaması önerilir. Aksi halde yara oluşumlarının önüne geçilemez.  Görünüm hoşunuza gitmiyorsa yanık yerlerine zeytin yağı sürebilirsiniz. Ev usulü tedaviler Papatya çayı: Papatya çayını kaynatıp soğuttuktan sonra, bir bez ile yanık olan derinizin üzerinde 10-15 dakika kadar bekletin. Papatya sakinleştirici özeliğe sahiptir. Aloe Vera jel: Cildi nemlendirir, yumuşatır ve temizler. Yoğurt: Yanıklara karşı, büyükannelerin de bildiği, evlerinde kullandığı geleneksel nemlendirici. Yoğurt, yanık ağrılarının azalmasına yardımcı olan mucizevi ürünlerden biridir.

eli? tora gitm k o d n a Ne zam

rsa, yükseliyo sa, hızlanıyor rıyorsa, • Nabzınız cilt kaba e v a s r o u topluy n yerler s a derhal • Yanık ola nlaşıyors u ğ o y ız n kusma ntınız ve • M ide bula neririm. ö i iz gitmen doktora

• Ateşiniz

39


Eğitim

Zaman Kavramı ve

Bir

Öm

ür

Fuat Köçer Eğitimci

Mis

afi

rlik

Üze

rin

İnsan yaşamının ve düşünsel faaliyetlerinin en önemli unsurlarından biri olan “zaman“ kavramı hakkında hepimiz şüphesiz ki fikir sahibiyiz. Zaman kavramını güneş sistemi ile bağdaştırmak doğru, ama aynı zamanda da konunun derinliğini fazlasıyla basite indirgemiş bir bakış açısıdır. Örneğin bir yıl Dünya'nın Güneş etrafındaki yörüngesinde bir tur yapmasına karşılık gelen, yaklaşık 365 günlük zaman dilimi olarak tanimlanmakta. Gün kavramı ise yirmi dört saate karşılık gelen bir zaman birimi... Peki bu terimsel yaklaşım zaman kavramı için yeterli mi? Üç yıldır tarih dersinde birlikte olduğum dokuzuncu sınıf öğrencilerimle, zaman kavramını tanımlamanın zorluğu ve bu terimin ehemmiyeti üzerine fikir alış-verişi yapma fırsatı bulduk. Onlara, ömürlerinin 1 yıl kısalması karşılığında kaç para talep edecekleri sorusunu sordum. İçinde bulunduğumuz maddi-kazanç odaklı dünya düzeninde en azından öğrencilerin bir bölümünün 10 milyon ya da 100 milyon gibi mantık kurallarına aykırı bir rakam karşılığında ömürlerinden 1 yıl feragat edebileckleri gibi bir cevap bekliyordum. Bu şekilde onlara zamanın

40

15 Ağustos 2019 / Sayı 71

değeri hakkında bir ders verme fırsatı elime geçecekti. Ancak yanıldım! Verdikleri yanıt beni şaşırttı ve heyecanlandırdı. 16 kişilik sınıfta bütün öğrenciler para karşılığında 1 yılı bırakın, 1 ay bile ömürlerinden vazgeçmeyeceklerini ifade ettiler. Ergenlik çağındaki bu genç insanlar zamanın değerinin bu denli farkındayken, önemini biz yetişkinler mi kavrayamadık, yoksa bir ömürlük misafir olduğumuzu büyürken mi unuttuk sorusunu kendime sormadan edemedim…Günümüzün modern insanı zaman kıtlığı yaşamakta. Anne-babalarının yaşlılar yurdundaki ücreti ile çocuklarının bakıcı maaşını karşılamak için sürekli calışması

e


gerektiğini düşünen orta-yaşlı insanların türediği toplumlardaki mekanikleşmiş düzen, aile olgusu ve insan olduğumuz gerçeğinden bizi her geçen gün biraz daha uzaklaştırmakta. Temel ihtiyaç olarak nitelendirebileceğimiz maddi nesnelerin sayısının hayatımızda her geçen gün artması, zaman kavramı ile olan ilişkimizi göreceli bir hale getirdi. Örneğin 9 yaşındaki çocuğuna cep telefonu alması gerektiği için çalıştığını ifade eden bir anne, çocuğuyla yeterince zaman geçiremediği için şikayet etme hakkına sahip midir? Arabasını yenilemek için akşam geç saatlere kadar çalışıp, ailesi ile zaman geçiremeyen bir babaya karşı anlayışlı mı olmak gerekir? “Zamanım yok“ sözcüğü, kendi içinde farklı bir söylemi de içermektedir; “Benim bu zaman diliminde şu an sana zaman ayırmak yerine yapmam gereken ve yapmak istediğim daha önemli işler var.“

davet ediyorum. 20 yıl önceki halinizle şu an ki durumunuzu kıyasladığınızda, alnınızdaki kırışıklıklar, saçınıza düşen aklar bu gerçeği yüzünüze çarpmakta gecikmeyecektir. Fotoğraf albümünüzde yer alıp, bugün hayatta olmayan sevdiklerinizi ve akrabalarınızlı hatırlamak dahi yeterli olacaktır. Sevdiklerimize verebileceğimiz en değerli şey onlara ayıracağımız zamandır. 7 yaşındaki çocuğunuzun da 77 yaşındaki annenizin de sizden dileyeceği şey kesinlikle çok calışıp para kazanarak onları bakıcılara bırakmanız değildirdir. Gerçekten sevmek, bir dilenci gibi eline para vermek yerine kısıtlı olan zamanımızı paylaşmakla ölçülür.

Bir ayın değerini anlamak için; Erken doğum yapmış bir anneye sor. Bir haftanın değerini anlamak için; Haftalık bir gazetenin editörüne sor. Bir saatin değerini anlamak için; Buluşmak için bekleyen aşıklara sor. Bir dakikanın değerini anlamak için; Treni, otobüsü ya da uçağı kaçıran birine sor. Bir saniyenin değerini anlamak için; Bir kazadan sağ çıkan birine sor. Bir milisaniyenin değerini anlamak için; Olimpiyatlarda gümüş madalya kazanmış birine sor.

Zaman kavramı üzerine empatik bakmayı sağlayacak tanıdık bir yazıyı hepimize hatırlatmak isterim; Bir yılın değerini anlamak için; Final sınavını geçememiş bir öğrenciye sor.

Hepimizin eşit zaman dilimleri içerisinde yaşadığı ve herkes için bir günün 24 saatten ibaret olduğu, genel itibari ile sevdiklerimize zaman ayırmak yerine maddi kazanç peşinde kostuğumuz her an göz önünde bulundurmamız gereken bir gerçek. Bugün 5 yaşında olan çocuğunuza, iki ev ya da bir arazi fazladan bırakmak için her gün onunla geçirebileceğiniz zaman diliminden birer saat feragat etmeniz, çocuğunuz ve sizin için en büyük maddi kazanç olacaktır. Para kazanmak için zamanını harcayan insanoğlu, zaman kazanmak için bütün servetini harcasa dahi buna sahip olamayacak çünkü. İnsan ömrü belirli bir zaman dilimi ile kısıtlıdır ve bunu herkes bilmektedir. Bilmek ile o gerçeği görebilmek arasında ise belli bir çizgi mevcuttur. Bilmemize rağmen görmezden geldiğimiz bu gerçekle yüzleşmek için sizleri tozlanmış fotoğraf albümlerinize bakmaya

41


Beslenme

L Dyt. Berna Danacı dytbernadanaci@gmail.com

ikopen, başta domates olmak üzere çeşitli sebze ve meyvelerde bulunan, sebze ve meyvelere kırmızı rengini veren karotenoid bir maddedir. Antikanser etkisi ile dikkat çeken likopen özellikle prostat kanserine karşı koruyucudur. Vücudumuzda doğal olarak sentezleyemediğimiz için besinlerle dışardan alınması elzemdir. Antioksidan bir madde olan likopen, hücreleri serbest radikallerden korur ve DNA hasarını azaltır. Bu nedenle göğüs, meme, karaciğer, prostat kanseri gibi pek çok kanser türüne karşı koruyucu etkisi vardır. Prostat kanseri üzerinde yapılan çalışmalar, yüksek miktarda likopen içeren, domates oranı yüksek diyetin prostat kanserli hastalarda DNA hasarını ve prostat dokusu oksidatif hasarını azalttığı belirtilmiştir. Bu nedenle domates ve domates ürünlerinin yalnız prostat kanserinin önlenmesinde değil

42

15 Ağustos 2019 / Sayı 71

tedavisinde de kullanılabileceği söylenebilir. Likopen aynı zamanda kalp hastalıkları, hipertansiyon, cilt problemleri, Alzheimer gibi hastalıklar üzerinde de olumlu etkilere sahiptir. Metabolik hastalıklar nedeniyle gerçekleşen ölüm olaylarını engellemede %40’a varan oranda yardımcıdır. Yapılan çalışmalarla serum likopen seviyesi düşük, orta yaşlı erkeklerde damar tıkanıklığı riskinin arttığı bulunmuştur. Domates suyu tüketimi ile kötü huylu kolesterol olan LDL ‘nin damar içinde oksitlenmesi büyük oranda azalmıştır. HDL yani iyi huylu kolesterol üzerinde de arttırıcı etkiye sahiptir. İnflamasyon (iltihaplanma) üzerinde %35 iyileşme sağlamaktadır. Güneşin zararlı etkileri nedeniyle oluşan kızarıklıklar, erken yaşlanma, cilt kanseri gibi pek çok hastalığa karşı likopen koruyucu ve iyileştirici

rol oynamaktadır. Likopen çoğunlukla yağlı dokularda biriken bir maddedir. Ayrıca menopoz sonrası dönemde gelişen osteoporoz (kemik erimesi) riskini de antioksidan özelliği nedeniyle azaltmaktadır. Kemik yapısını güçlendirir, hücre ölümünü yavaşlatır. Göz sağlığı üzerinde oksidatif hasarın engellenmesi adına önemlidir. Özellikle katarakt riskini %19 oranında azaltmak gibi olumlu etkileri vardır. Yaşlılığa bağlı görme kaybına karşı koruma sağlamaktadır. Likopenin vücutta aktif kullanılabilmesi için bir miktar yağ ile birlikte tüketmekte fayda vardır. Özellikle domates, ısıya maruz bırakılarak salça domates sosu, domates suyu, ketçap olarak tüketildiğinde likopenin bio yararlılığı artar. Pişirildikçe artan likopen ince bağırsaklar tarafından daha iyi emilebilir hale gelir. Isıya dayanıklı olan likopen sanılanın aksine besin değeri kaybına uğramaz.



Çocuk

"Bizim çocuk yaramaz biraz, büyüyünce geçer" demek aslında çocukta var olan sorunların üzerinde durulmaması ve ertelenmesi demektir. Çocuklardaki davranış bozukluklarının erkenden fark edilmesi, durumun önüne erken geçilmesi açısından önemlidir. Aksi takdirde problemli olan davranışlar, ileride çocuğu ve aileyi zor durumda bırakacaktır.

0-6 yaş dönemi önemlidir. Hep söylediğimiz 0-6 yaş döneminde öğrenilen ve edinilen davranışlar, sonraki dönemlere yön veren önemli bir gelişim dönemidir. Dolayısıyla çocuk ve aile ilişkileri bu ilk yıllarda ne kadar sağlıklı, sevgi ve güven üzerine inşa edilirse, çocuk hayata daha emin adımlar atıp dış dünyaya dönük cesur yönelimlerde bulunabilir.

Dr. Meral Acar Çocuk, Ergen, Aile Psikoloğu ve Danışmanı acarmeral@googlemail.com

44

15 Ağustos 2019 / Sayı 71


Denge Sevgi ile güvenin dengeli bir ölçüde verilmesi çocukların duygusal gelişimlerini olumlu yönde etkilerken, onların sosyal hayata katılımlarının ve başarılı bireyler olmalarının temelini oluşturur. Bazı anne babalar vardır ki çocuğa aşırı sevgi gösterirler ve ona her istediği alırlar. Bu da çocuğu çok ben merkezci bir konuma getirirken, sonrasında çocukta sevgi doyumsuzluğu ortaya çıkabilir. Her şeyde olduğu gibi burda da ölçü ve ayar önemlidir. Çocuğa bir kişilik değil de, iki-üç kişilik sevgi verildiği takidirde çocuğa iyilik edilmiş olunmuyor. Bu durumda çocuklar ileride sosyal ilişkilerinde mutsuz olup iletişim sorunları yaşayabiliyorlar. Çocuklara aşırı sevgi gösterilmesinin getirdiği diğer bir sorun ise; çocuğun sevmediği birşey varsa hemen altarnatiflerin sunulmasıdır. Örneğin çocuk sabah kahvaltıda yumurta yemek istemediğini söylediğinde, annenin; “Tamam çocuğum, nutellalı ekmek ister misin?“ demesi, çocuğu ben merkezci yapar. Bunun yerine anne çocuğuna; “Bak oğlum, bazen hepimiz sevmediğimiz şeyleri de yapmak zorundayız. Yumurtanı yemen gerekiyor çünkü yumurtanın içinde protein, kalsiyum gibi besleyici maddeler var.

Kemik gelişimin ve sağlığın için bunlar önemli. Gel birlikte krep yapalım, içine de çilek ve bal koyup yiyelim.“ dendiği taktirde hem açıklayıcı bilgiler vermiş oluruz, hem de her şey için söylenen “sevmedim“ demesine engel olmuş oluruz. Çocuklar, kelime dağarcıkları yeterince zengin olmadığı için zaman zaman kendilerini iyi ifade edemeyebilirler. Duygusal zeka gelişimi olarak adlandırdığımız bu tür kavramları zaman içinde yaşayarak, anne ve babasını gözlemleyerek öğrenecektir. Bu yüzden anne ve babaların bilinçli olmaları, çocuklarının kendi hayatlarına rehberlik etmelerinde fayda sağlayacaktır.

Çocuklarda Davranış Bozuklukları Çocuklarda davranış bozuklukları konusunda anne-babaların tutumları, çocukların psikolojik, sosyal uyum ve davranışlarını direk etkiler. Peki nedir bu davranış sorunları? Tırnak yeme, yalan söyleme, içe kapanıklık, çalma, yalan söyleme, saldırganlık, aşırı inatçılık ve karşı gelme gibi örnekleri sıralayıp çoğaltabiliriz. Anne ve babalar genellikle çocuklarının gelişim dönemine bağlı durumları anlamanın zor olduğunu ifade ederler. Gelisim dönemi normal mi ya da bu bir davranış bozukluğu olabilir mi, gibi sorulara yanıt veremezler pek. Anne-babaların bu ayrımı sağlıklı bir biçimde yapmaları, duruma kendi açılarından bakıp, daha duygusal yaklaştıkları için zordur. Bu anlamda anneannelerin, babaannelerin, dedelerin “büyüyünce geçer, çocuktur, yaramazlık yapar“, demeleri, her ne kadar iyi niyetli olup anne ve babadan bu yükü almak isteseler de, çocuğa bir fayda sağlamayacaktır. Aksine, var olan bir sorunun fark edilip, gerekirse yardım alıp çocuğun içinde bulunduğu dönemde çözüme kavuşturulması doğru bir yaklaşım olacaktır.

parmak emme davranışı normal kabul edilirken, 1 yaşından sonra parmak emme davranışının artık normal bir davranış olarak kabul edilemeyeceğini, bunun bir davranış sorununa dönüştüğünü ve bunu getireceği dış gelişimi, duygusal ve sosyal gelişimi, sosyal uyum sorunlarını beraberinde getireceğini anne ve babalar fark edemeyebilirler. Yukarıda sözünü ettiğimiz davranış sorunları dışardan sebeplerle de ortaya çıkabilir. Anne ve babanın yaklaşımları ile bu sorunlar daha da artabilir. Bütün bunların sonunda çocukta içe kapanıklık, özgüven eksikliği, kaygı, saldırganlık gibi kişilik sorunları ortaya çıkabilir. Anne-babaların sıklıkla yaptıkları yanlış yaklaşımlara göre; ya çocuğun bu durumu görmezden gelinir ya da çocuğu baskılayarak bu sorunlu davranışları yapmamaya zorlanır. Aslında çocukların çoğu bilinçli olarak bu davranışları yapmazlar. Çocuk size bir şeylerden rahatsız olduğunu anlatmak için bu yolu seçmiştir. Çocuk böylelikle anne ve babasının ilgisini çekmek veya anne-babaya bir mesaj vermek istemiş olabilir. Böyle durumlarda çocuğu bu sorunlu davranışa iten, altında yatan sebepleri bulmak ve ortaya çıkarmak gerekmektedir. Aksi taktirde sorun kendiliğinden yok olmayacağı gibi, sorun gelecekteki gelişim dönemine de yansıyacak, beraberine daha büyük sorunlar getirecektir. İçinde bulunduğu dönemin getirdiği sorumlulukları alırken, geçmiş dönemin sorunlarını çözmek çocuğu, dolayısıyla aileyi daha da zorlayacağı için durum daha da karmaşıklaşmış olacaktır. Bilinçli anne ve babalar, çocuklarının gelişim dönemlerinin takibi için kendi bilgilerini arttırmaları ve çocuklarını iyi gözlemlemeleri gerekmektedir. Böylece, karşılarına çıkabilecek sorunları erkenden fark edip önlemler alabilirler.

Örnek verecek olursak; bebeklik döneminde

45


Bakım

H

epimiz sağlıklı, pürüzsüz ve ışıltılı bir cildin hayalini kurarız. Ne var ki pek çoğumuz yatmadan önce mutlaka makyajımızı temizlemek, cilt tipimize uygun ürünler kullanmak ya da güneşten korunmak gibi en pratik bakım önerilerini bile uygulamakta zorlanırız. Cilt bakımında dikkat etmeniz gereken belli başlı kuralları göz önünde bulundurduğunuzda, hayalini kurduğunuz sağlıklı cilde ulaşmak hiç de zor değil aslında. Farklı cilt problemleri yaşayan ya da yaşadığı problemlerin nedenini bulmakta zorlananlar için, cilt bakımında yapılan hataları ve çözümleri sizler için bir araya getirdik. Yanlış ürünler kullanmayın! Yağlı, kuru, karmaşık… Hepimizin cilt tipi birbirinden farklıdır. Dolayısıyla cilt tipinize ve cildinizin ihtiyaçlarına uygun ürünler de birbirinden farklıdır. Nasıl hasta olduğumuzda herhangi bir ilaç kullanmadan önce doktora danışıyorsak, cilt problemleri için de konunun uzmanı bir dermatologla görüşmek önemli. Hele ki sorunu kendi bildiğiniz yöntemlerle çözmeye çalışıyorsanız, daha büyük sorunlara yol açabilirsiniz.

Cildinizin verdiği sinyalleri göz ardı etmeyin! Aslında cildimiz de, tüm diğer organlarımız gibi neye ihtiyacı olduğunu sık sık dile getirme becerisine sahip; yapmanız gereken yalnızca kulak vermek. Cildimizin en büyük organımız olduğunu göz önünde bulundurarak, size verdiği sinyalleri dikkatlice dinlerseniz, verdiği mesajları da daha kolay algılayabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken başlıca cilt problemlerini ise kuruluk, fazla yağlanma, iltihap ve akne olarak sıralayabiliriz.

46

15 Ağustos 2019 / Sayı 71

Cilt bakım rutinini aksatmayın! Cildimizin, ilgiye ve bakıma ihtiyacı olduğu bir gerçek; özellikle de lazer ya da peeling gibi düzenli cilt bakım teknikleri uyguluyor ya da uygulatıyorsanız… Bu tarz uygulamalarda verilen talimatlara uymak ve öncesi/sonrası bakımına özen göstermek, istediğiniz sonuçlara ulaşmak için de oldukça önemli. Çünkü bu bakımları atladığınızda hedeflediğiniz sonuçları almanız gecikebileceği gibi, tedavi sonrası iyileşme süreciniz uzayabilir. Konu bakım olduğunda küçük uygulamalar büyük farklar yaratabilir.


Cildinizle çok uğraşmayın! Sivilceler ve siyah noktalarla oynamayın! Sivilcelerinizi sıkmak durumu asla olduğundan daha iyiye götürmez; ne şimdi ne de gelecekte. Sivilce ve siyah noktalarınızla oynamak yara izleri ve pigmentasyon sorunlarına yol açabileceği gibi, bu yanlış uygulama yıllar içerisinde hiperpigmentasyon gibi daha büyük bir cilt problemi olarak karşınıza çıkabilir. Sivilce ve siyah noktalarınızı kendi haline bırakmanızda ya da dermatologunuz tarafından tavsiye edilen cilt bakım ürünleriyle bakım yapmanızda fayda var.

Cilt bakımını aksatmak kadar zararlı bir diğer alışkanlık da cildinizle çok fazla uğraşmak. Peeling, ovalama, serum, maske ve cilt bakım cihazlarını çok sık kullanmak da cildinizde beklenmedik sorunlara neden olabilir. Çok sayıda ürünü bir arada ve çok sık kullanmak, özellikle de yanlış ürünleri kullanıyorsanız; sivilce, hassasiyet, iltihap ve dermatit gibi pek çok problemi beraberinde getirebilir. Cildinizi düzenli olarak nemlendirmek, temizlemek ve güneş bakımını ihmal etmemek; sizi asla yanıltmayacak bir cilt bakım rutini.

Güneş korumasını ihmal etmeyin! Dermatologların şiddetle uyardığı bir diğer konu, korunmadan güneşlenmek. Melanoma yani cilt kanseri 25-29 yaş arası kadınlar arasında en sık görülen kanser türlerinden biri ve güneşin altında korunmasız kalmak UVA ışınlarının etkisiyle bu riski %59 oranında artırabiliyor. Diğer yandan güneş, cildinizi de yaşlandırıyor.

Her problemin siyah nokta olduğuna inanmayın! Burnunuzda herhangi bir şişkinlik gördüğünüzde siyah nokta olduğunu düşünüp hemen sıkmak isteyebilirsiniz. Ne var ki, karşılaştığınız her küçük şişkinlik ya da renk değişimi siyah nokta olmayabilir. Siyah noktalar çoğu zaman gözeneklerle karıştırılabiliyor; siyah nokta olmayan gözenekler sıkıldığında ise sebasöz de denilen yağ bezlerine zarar verme ihtimaliniz oldukça yüksek. Genetik etkenler ya da cilt yaşlanması gözeneklerinizin büyümesine neden oluyorsa, gözeneklerinizi küçültmek için retinoid, eksfoliant gibi ürünler kullanabilir, gliserin, seramit veya hyaluronik asit bazlı nemlendiriciler kullanabilirsiniz.

47


Spor

İ

lerleyen yaşlarda düzenli spor yapma alışkanlığı kazanmak zordur. Bu nedenle sağlıklı olmanın en önemli koşullarından biri spora erken yaşlarda başlamaktır.

Mustafa Aktaş Eski Futbolcu m.aktasch@gmail.com

Yapılan araştırmalar, okul çağındaki çocuklara düzenli spor yapma alışkanlığı kazandırıldığı takdirde bunun ileriki yıllarda da devam edebildiğini göstermiştir. Çocukların bugünkü aktivite ve form durumu nedir? 5-8 yaşları arasındaki her 5 çocuktan ikisi şişman, tansiyonlu ve kolesterollü yüksek olup aktif değildir. Çocukların yarısı, kalbi ve akciğerleri güçlendirecek egzersizleri yapmamaktadır. 10 yaşın altındaki çocuklar faal olarak oyun oynadıkları zamanın iki katını televizyon karşısında geçirmektedirler. Televizyon seyretme süresi ile vücut yağı arasında doğrudan bir ilişki vardır. Çocukların spora katılımları yedinci sınıftan sonra düşmeye başlar ve bir daha yükselmeyebilir. Birçok çocuk akranları kadar atletik bir yapıya sahip olmadıklarına inandıkları için spor yapmaktan vazgeçerler.

Çocuğunuzun forma girmesine ve futbol oynamasına nasıl yardımcı olacaksınız? Futbol, çocuğunuzun Beden Eğitimi dersinde ve yazın futbol okulunda yaptıklarıyla sınırlı değildir. Futbol yalnızca futbol oynamak, dengeli beslenmek veya sigara kullanmak gibi kötü alışkanlıklardan uzak durmakla kazanılan bir yetenek değildir. Futbol becerisi, düzenli futbol okullarına veya spor kulüplerine giderek futbol oynamak, antrenman yapmak, dengeli beslenmek, yeteri kadar uyumak ve dayanıklılık, kuvvet, esneklik, sürat ve koordinasyon gibi motor özellikleri geliştiren aktiviteler yapmakla gelişir. Ailenizde çocuğunuzun oynadığı futbolun önemini vurgulamak için, kendinizi şu üç şeyi yapmaya zorlayın ve sonuçlarını görün;  Kendiniz de futbola ilgi gösterin, onunla futbol oynamak için özel bir zaman ayırın. Bu onun için önemli bir zevk ve alışkanlık halini alsın. Kendiniz spor yapın ve sağlıklı görünün.  Çocuğunuza futbol hakkında olumlu ve cesaretlendirici mesajlar verin. Onu futbolla ilgili dışarıdan alacağı olumsuz mesajlara karşı koruyun.  Çocuğunuzun form durumuna ilgi gösterin. Onu takip edin ve oyunu hakkında geri bilgilendirme yapın. Yapmış olduğunuz eleştirilerin olumlu olmasına özen gösterin.

48

15 Ağustos 2019 / Sayı 71


Çocuğunuz için nasıl bir futbol topu almalısınız? Hangi çocuk futbol topunun peşinden koşmaktan hoşlanmaz ki? Hepsi anne babalarından bir futbol topu almasını ister. Oysa yetişkinler için üretilen futbol topu çocuklar için ciddi tehlikeler taşır. Araştırmacılar, yetişkinlerin oynadığı yaklaşık 450 gramlık (5 numara) futbol toplarının, 11 yaş grubu ve altındaki çocuklarda sakatlıklara yol açtığını saptamıştır. Yetişkinler için yapılan futbol topunun çocuk kaleciler için ise daha büyük tehlike oluşturduğunu belirten araştırmacılar, 8-11 yaş grubu için 4 numara, daha küçük çocuk futbolcular için de 3 numara futbol topunun kullanılmasını uygun görmektedirler. Çocuğunuza futbol topu alırken bu konuya dikkat etmeniz gerekmektedir. Çocuklarımız futbolu çok sever ancak her yaşta, her futbol topuyla futbol oynayamaz, daha hafif ve plastik toplar tercih edilmelidir.

Futbol oynayan çocuk ne gibi özellikler kazanır? Spor yapmak çocuklar üzerinde birçok olumlu etkiye sahiptir. Spor yapmanın ve futbol oynamanın çocuğa kazandırdığı özellikler şu şekilde sıralanabilir;  Öncelikle daha sağlıklı ve zinde olurlar.  Kendi vücutlarının farkında olurlar, gücü doğru kullanarak ve vücut kısımları arasında bağlantı kurarak hareket etmesini öğrenirler.  İyi bir cesaretlendirme ve destek onun takım sporuna olan ilgisini arttıracak ve ileride iyi bir performans sergilemesine yardımcı olacaktır

Çocukları ne motive eder? Ebeveynlerin çocukların spora ilgi duymalarında bu kadar etkili olmalarının nedenlerinden biri de egzersiz yapmaktan ailenin kendisinin de zevk almasıdır. Çocuklar ailelerinin bundan zevk aldığını görünce kendileri de yapmak isterler. Hepimizin bildiği gibi, çocukların ilgilendiği ilk şey eğlenmektir. Çocukları egzersiz için neyin motive ettiğine dikkat edilmelidir. Çocuğunuzu aktif bir yaşam tarzını kucaklamaya teşvik etmek için gerekli adımları atın. Nelerin çocuğunuza etkili olduğunu öğrenin. Futbolun en önemli özelliğinin pes etmemek olduğunu unutmayın. Eğer çocuğunuzda kaybetme korkusu varsa başarısız olur. Bu yüzden, kesinlikle çocuklarınıza kaybetme korkusunu aşılamayın. Her zaman kazanma duygusunu ve cesaretli olmayı aşılayın. Unutmayın ki, çocuklar bir spora eğlenceli olduğu ve zevk aldıkları için sarılırlar. İyi bir örnek olma görevinizin yanı sıra, iyi bir antrenör ve iyi bir taraftar olun. Çocuğunuzun yapmış olduğu spordan zevk aldığından emin olun ve çocuğunuzun bu egzersiz deneyiminde, eğlencenin önemli bir etken olarak devam etmesi için, elinizden geleni yapın. Bir ebeveyn olarak 10 yaşındaki çocuklardan %45’inin okul dışında takım sporlarına katılırken, bu oranın lise sonuna kadar %26’ya düştüğünü unutmayın. Çocuğunuz futbol oynamaya başlayacaksa ona rahat edeceği güvenilir çocuk futbol ürünleri arasından seçim yapmalısınız.

 Çeşitli fiziksel aktiviteleri yapmak için gerekli becerileri kazanırlar.  Becerilerde yeterlilik kazanırlar.  Küçük ve büyük kas koordinasyonu gelişir.  Tüm yaşam için fiziksel aktivite alışkanlığı kazanırlar. Olumlu benlik kavramı gelişir.  Dikkat etme, düşünceyi bir arada toplama, yaratıcılık ve hayal gücünü kullanma yeteneği gelişir.  Sorunlarla başa çıkmayı öğrenirler.  Mutlu ve yardım sever olurlar.  Hoşgörü ve iş birliği kazanıp kurallara saygı göstermeyi, yenilgi ve başarıyı uygun karşılama becerisi kazanırlar.  Vücut uyumlu bir şekilde büyür ve gelişir.  Yaratıcılıkları artar ve doğal yeteneklerini geliştirme fırsatı bulurlar.  Hoş görülü olmayı ve kişisel farklılıklara saygı duymayı öğrenirler.  Fairplay (dürüst oyun) anlayışı yerleşir.

49


Otomobil

Y

eni 2008, yeni bir platforma, son nesil teknolojilere ve elektrikli bir versiyona sahip. Peugeot'nun SUV ailesinin en küçük modeli olan 2008 yenilendi. Markanın yeni tasarım diline uygun bir görünüme kavuşan 2008, yeni i-Cockpit 3D mimarisiyle şekillenen modern bir kabine, yeni teknolojilere ve tıpkı yeni 208'de olduğu gibi tamamen elektrikli bir versiyona sahip. Selefinden daha güçlü bir tasarıma sahip olan 2008, markanın yeni SUV tasarım diline sadık bir görünüm sunuyor. Yeni CMP platformu üzerine hazırlanan yeni 2008, 4,30 metrelik bir uzunluğa ve 2,60 metrelik dingil mesafesine sahip. 434 litrelik bir bagaj hacmi sunan otomobilin kabininin de son derece geniş. Peugeot 2008'de sunulan sürüş destek sistemleri yarı otonom sürüşe giden

50

15 Ağustos 2019 / Sayı 71

yolda önemli bir adım oluşturuyor. Bunlar arasında; şerit konumlandırma sistemi, EAT8 otomatik şanzımanla birlikte dur-kalk özelliğine sahip uyarlanabilir adaptif hız sabitleme sistemi, park yardımcısı, 5 km/s ile 140 km/s arasındaki sürüşlerde gece ve gündüz olmak üzere yaya ve bisikletlileri de algılayan en güncel otomatik acil durum fren sistemi, istemsiz şerit ihlalinde (yol dışına çıkma dahil) aktif uyarı, sürücü uyarı sistemi, uzun far asistanı, gelişmiş trafik işareti tanımlama, kör nokta uyarı sistemi ve elektrikli el freni bulunuyor. Yeni Peugeot 2008, 2019 yılının sonundan itibaren satışa sunulacak.


Volvo Cars ve Uber, üretime hazır otonom otomobili tanıttı. 2016 yılında ortak bir mühendislik anlaşması imzalayan Uber ve Volvo Cars, o tarihten itibaren otonom otomobil geliştirme süreçlerini hızlandırmak için birlikte birkaç prototip geliştirdiler. Fotoğraflarda gördüğünüz Volvo XC90 ise Uber’in kendi kendine sürüş sistemi ile uyumlu olan ve tam anlamıyla otonom sürüş yeteneğine sahip ilk üretime hazır otomobil olarak tanıtıldı. Standart XC90'da, Uber’in kendi kendine sürüş sistemini kolayca kurabilmesini ve böylelikle Uber’in ağında kendi kendine sürüş özelliğine sahip araçların otonom bir sürüş paylaşım hizmeti sunabilmesini sağlayan önemli güvenlik özellikleri yer alıyor. Volvo Cars’ın otonom sürüş özelliğine sahip üretime hazır otomobilinin en önemli özellikleri arasında; direksiyon ve fren destek fonksiyonları ve batarya gücü için çeşitli yedekleme sistemleri yer alıyor. Birincil sistemlerden birinin herhangi bir sebepten dolayı arızalanması durumunda, bunun için tasarlanan yedek sistemler hemen

aracı durdurmak üzere devreye giriyor. Volvo'nun dahili yedekleme sistemlerine ek olarak, Uber’in kendi kendine sürüş sisteminin kentsel bir ortamda güvenli bir şekilde çalışması ve manevra yapabilmesi için otomobilin üzerine ve içine yerleştirilmiş bir dizi sensör yer alıyor. Uber’in kendi kendine sürüş sistemi, Volvo’nun araç platformu ile eşleştirildiğinde, otonom sürüş için ayrılmış uygun alanlarda otomobilleri işleten ve denetleyen özel eğitimli Uber çalışanları olan Misyon Uzmanları olmadan bile güvenli ve güvenilir bir otonom sürüş mümkün olabilir. Volvo Cars, gelecekteki otonom sürüşe sahip otomobillerini tanıtmak için 2020 yılının başlarında benzer bir otonom baz konsept otomobil kullanmayı planlıyor.

51


Gezi Rehberi

200 milyon yıl öncesine yolculuk

M

onte San Giorgio, İsviçre'nin Lugano Gölü'ne bakan ormanlık bir dağın adıdır.

Tessin Kantonu'nun güney kesiminde, Brusino Arsizio, Riva San Vitale ve Meride belediyeleri arasında bulunan bu bölgenin geçmişi 200 milyon yıl öncesine uzanır. Bölge, 2003 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor.

52

15 Ağustos 2019 / Sayı 71


Trias Devri deniz yaşamının bilinen en iyi kaynaklarını barındıran bölge, bu döneme dair önemli yaşam izlerini yansıtan nadir yerlerden biridir. Trias Devri, Mezozoik zamanın birinci alt bölümü olan jeolojik zaman dilimidir. Günümüzden 251 milyon yıl önce başlayıp 205 milyon yıl önce sona erdiği kabul edilir. Bölgede bulunan mükemmel derecede korunmuş iskeletler, dört kat üzerine yayılmış, 245 ila 180 milyon yıl öncesine ait çok çeşitli yaşamlar sunar. Tabakalarda, boyları 6 metreye ulaşan devasa sürüngen, balık ve böcek fosilleri mevcuttur. Merkde'de bulunan Monte San Giorgio Müzesi'ndeki bölgede bulunan fosiller sergilenmektedir. Buluntuların önemli bir kısmını Zürich’te bulunan Paleontoloji Müzesi'nde görmek de mümkün.

Monte San Giorgio'nun kuzeyinde turistik özellikte manzaralar bulunurken, buradaki bisiklet yolları bisikletçiler için oldukça ideal olanaklar sunar. Kamp severler için, buralarda kamp yerleri de mevcut. Monte San Giorgio'ya, güneyden Mendrisio üzerinden karayolu ile ulaşılabilir. Bir diğer yol, göl boyunca Riva San Vitale'den Brusino Arsizio'ya ve İtalya'daki Porto Ceresio'ya çıkar. Deniz seviyesinden 650 metre yükseklikte, Brusino'dan Serpiano gözlem yerine giden bir teleferik bulunuyor. Mendrisio’da son bulan yoda Lugano Gölü'nün eşsiz manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz.

Doğal yaşamda çok nadir bulunan bitkilere ev sahipliği yapan Monte San Giorgio dağının bünyesinde saklı olan birçok mağara da mevcut.

53


Sinema

Ayhan Demirden Sinema eleştirmeni a.demirden@gmx.de

Parasite (Parazit)

Fragman

Yönetmen : Bong Joon-ho Yapım Yılı

: 2019

Ülke : Güney Kore Türü : Gerilim Süre : 2saat 12 dakika Oyuncular : Song Kang-Ho, Lee Sun-kyun, Cho Yeo-jeong, Choi Woo-sik, Park So-Dam, Chang Hyae Jin, Lee Jeong-eun 54

15 Ağustos 2019 / Sayı 71

Güney Koreli yönetmen Bong Joon-ho daha önce Snowpiercer adlı filmiyle dikkatleri üzerine çekmişti. Bong, film ve dizilerinin ticari başarılarının ardından, şimdi bir yaratıcı yönetmen (Autor) olarak karşımıza çıkıyor. Çeşitli genre formlarını kendine ait bir şekilde mix eden ama hiçbir zaman ucuzluğa prim vermeyen bir yönetmen olarak Parazit filminde de komediden trajediye sıçrarken, kahkahalarınız boğazınızda bazen yumru olup kalıyor, aynı anda gözleriniz dolarken ürpermenizi de önleyemiyorsunuz. Bunda da, çeşitli diğer nedenlerin yanında fiziksel etkiyi oluşturan kameraman Hong Kyungpo’nun eşsiz resimlerinin katkısı çok büyük. Kendisi geçen dönemin sükseli filmi Burning'te de kamerayı yönetmişti.

Oğul Ki-Woo bir barda eski okul arkadaşından bir iş tavsiyesi alınca bütün aile bu fırsatı kaçırmaz. Zengin bir ailenin kızına özel öğretmen olacaktır, ancak daha önce tabii başvuru belgelerini hazırlaması gerekmektedir. Bu konuda kız kardeş muazzam yaratıcıdır. Gerekli sahte belgeler hazırlanır ve işe kabul edilir. Fırsatı kaçırmayan KiWoo, yanlarında çalıştığı zengin Park ailesinin sorunlu oğullarını görünce çocuğun resme olan yeteneği üzerinden kız kardeşi için de bir iş ayarlar. Sanat Terapisti 'Jessica' böylece eve sızan ikinci kişidir. Devamında baba Kim Gi-Taek (Song Kong-ho) şoför olarak, eşi Chung-sook (Chang Hyae-jin) hizmetçi olarak zengin Park ailesinde çalışmaya başlarlar.

Güney Kore’nin bir büyük kentinde bir bodrum katında yaşayan Kim ailesi o kadar yoksuldur ki, çocuklar bedava Wi-Fi bağlantısı bulabilmek için küçük izbe evlerinin klozetinin kenarında şanslarını denemek zorunda kalırlar. Batık katın penceresinden ayakları görünen dışarıdaki yabancılardan bazıları çişlerini onların evinin köşesinde yapmaktadır. Masaların üzerinde gezen karafatmalardan kurtulmak için, neredeyse dumandan zehirlenme pahasına pencerelerini açarak ilaç dumanlarının içeri girmesine müsaade ederler.

başvurmadan aradaki gri renklere yoğunlaşarak ayrımı ortaya koyuyor. Zengin olsaydım ben de hoşgörülü olabilirdim diyen, öfkenin nedenlerine vurgu yapan rejisör; kimin parazit kimin sahip olduğu yönünde hiç kuşku bırakmayan açık tavrına rağmen, bütün karakterlerine sevgi ile yaklaşarak kapitalizmin herkesi zavallı hale getirdiğinin altını çiziyor.

Günümüzdeki zengin-fakir uçurumunu her anlamıyla sergileyen Bong, hiçbir zaman siyah-beyaz karşıtlığına

Bu sene Cannes Film Festivali’nde büyük ödülü alan hoş, eğlenceli ve hüzünlü Parasite filmini kesinlikle kaçırmayın derim.


Fl ye r

fl a m a ra

İn te rn

et

Sa

yf a la r

ı

Fo to ğ

i rg De

lo

ta Ka g

m

fi

Br oş

rı sa

Ta

ür

m

a kl Re

a Gr

V

k

iz

le ri Fi m

bi

ok

t

V hi e d zm a h et a ...

Lo go

Ba

sk

ı

Re kl a

ı rt Ka

yn

lm

za

e it

Di ka

a Pl

Tösstalstrasse 23 8400 Winterthur Tel: +41 (0) 76 343 80 74 info@argemedia.ch www.argemedia.ch

55


Yemek Tarifi

li k ı e s m a i t c r la e a S M l v i a ş l i e Y uk P Soğ

çay ış), 1 canı m n a in ve f a ısl sud , 1 kah (Rende 1 k ı l I ) ( ç ), ş ı ş u ç ı v pirin aşlanm det ha e kıyılm erk ı l a v ons da h (İnc ), 3 pila ağı i kıvam nserve , nane ı mısır k l biber d r a r u i o ağ ot ub (D (K r, pu : 1 s cimek arnitür oz, dere ay bard rabibe n r e l ç a r e aka g u, 1 ydan ağı nra de uz, k l me zem o s e Mal ğı yeşi su bard met ma on turş mış), T n , cer a n iş ikte lett sını ten ak suyu bard nyağı, 1 şar de ış korn k doğra k e ı m b i i ı r c i ı a zeyt iş), Yar oğranm (İncec iber kika ak s ın y n d 5 da nyağın .5 bard e karab tın, 1 lenm ardağı şil soğa a ti b sud n. 1 zu v kapa Zey n çay 2 dal ye i ılık üzün. kavuru eği, tu pağını ocakta fif c n , i i s r m a i a i ha e p c c k P ı c ves r n a ışı: kay boyu şil me erenin v pişin yağd e kaı n y a l c a n c e a ır da Haz n altın 5 dakik ığınız y ın. Ten rin. Pil cu kala nına ön ilav i t P a u i u d ş a . i y c b v a n l p n a n u a s iri a haş kay e dek miş h lıbın t leştiri e kap p m ı ı d en delen lak ka k yer . İyic aş ısıt ıvam ak çek aç t k n ırar r in ra diri yip birk uyunu kın. Re . Yuva astıra i ekley la bast dirin. b n n S k y ekle kısın. ya bıra kavuru hafifçe lzeme . Kaşı r dinle ın ve i a n a a ş r ü d u a m e a m a k d k ö uc kt r at ğu , so yana ka uz hav aki tüm erine d 1 saat rerek a n ı l i , a n z d uşa çev alın ışın uğu ın ü yum uş old avuç d vuçlar labına a ters n a h o ı m vur yunca onra h a buzd tabağ s s r u soğ dıktan an son ir servi t ır rışt ştırdık üyük b in. b la sıkı ı daha rvis ed v s a l n e Pi eme h e v

56

15 Ağustos 2019 / Sayı 71


diş -14 2 1 , ıkta viz r ce a kalınl arıg 0 5 rt ber, K i uç, 1 et o hav k, 6 ad Karab y o a ber, b n a a t r i p ul b Bir o et ıs an, m dem Nane, P ğ o s Yarı ı ağı, uru , pağ oy k ydanoz Zeytiny b a a ka y t , ı a r d s o n ı m a ğ : Bir met salç , 1ça inya eler rım de e biber zeyt ş havuç arışık ı m ğ e ı a v z i aş m aşığı k dar Mal sak, Y mates Tuz ek k elen a m yem ir rend , 1 çay k ncaya k sarı can, Do aharatı, 2 k ı ha b r ı a y l e b t e a da n. pa ebze k rıms çerisin karabib umuşa i a k s s yi y da ı iş .İ şık 3-5 ak ekle -6 d avurun y kaşığ avuçlar . : 5 ı n i ş e ı y n n. v a ek h k i ekle ıspa ırlan ,1ç şte r ğan aya demet te pişir Haz rcı için uru so ısık ate ul biber ekleye v a t ş a k z k p k e h büt , m ı u y e ı t a a r ç r ğ o İ kile mış ya a kısık ın. a dış tuzlu ta b ir tavad ay kaşı kaşığı l e r y ç ı o 1 çay dah rdım ede, ırak ıdan ğran ,1ç alı b kap ğı nane ratı ve 1 edin. arıştırıc ince do dakika maya b bıçak ya tencer ı k ü kaş e baha devam ceviz e ince i için 10 ve soğu silerek üdükl d r z n run. seb ulmaya , 150 g içerisi pişmes an alın ları ke nra da avu r k r t a a k m o v ı r r ra ibe ka a son n son kların ı ocak uç kıs yun. S raya ğı b y a doğ ek kaşı arım Dah rdukta , ıspan de tava baş ve mları o e c ı u kav ştırarak piştiğin tlıcanı, , iç kıs ce in yem mış y 1 çay n ı da in ası ile 1 doğran erisine muz n ı Kar naklar adet pa rmede layın. ğ u a salç nce tiny in. İç . Sos i Ispa ırada 6 arar ve ar haş ı zey omates ile ince ar pişir ekleyin d ğ z s ı yera ş e u k d B üğün ka şığı d ık su ka uz da sos yleri k ika ç a e k i l l n a ı a t n e ız d em ek k dağı ulaşa aşığı tü ığım ş yüz r ı3y a 10 sud u için rımsağ e 2 yem çay ba amı koy 1 çay k ırlad likte dı . z a h ir edin Sos adet sa içerisin ra da 1 rek, kıv iber ve isine ak ile b rvis r e n e b s a e ç o a r 6 s i 5- a son yin. S ekley ğı kar inde arım ların eşliğ ıcan -3 diş s Dah ası ekle danozu ay kaşı l a t t a a l ş p ında 2 li sa salç et may iber, 1 ç nmı şillik e aşla ytinyağ y h dem ğı pul b l , a e n. bo ı i ığı z ek, mad kaş r. aşa ek kaş ızı pişir kleyer ı i z k a h da e onra yem amın Bir s rin. 3-4 dar kıv ra sosu i a n t leş rana k ten so kıza lendik Dilim

n

a m r Sa

a c ı l t a

P

Su

pan

i l e l ge

00 g

ıf y a ad

K

ı

ğ reya

ş te ilmi

erit

ı s ı l Tat

a krem

teş rta a a O . ın akik rd a e al d u ba 0g erey ısın, 5 ayı bir . bard : 25 ,1s c r t u n e ü s l e k s t 2 e m ı ı irin , e u ğ ğ r r m y ke ze su ca oca t ve k rak piş . rda a e b v Mal p için ı toz şe ın sü din su ıra er u şek başlay ak için i karışt vam e arı , 1.5 z Şur bardağ e l o l e a T g d m ; yıfl n ay ek 2 su u için ır supa layın aynam hazırla şte sür irmeye n. Kada üste r ı z g z i a ş klet u ate Dol şet ha sını k pi lttan ın. K lguy zu h unu karıştır kın. Do tın. Orta ıştırara saat be linizle a dağılma n b 1 po ri için ıstığı u r r l r a 1 e a ,e şu ır şa ede ka Üze Antep f rak ye kad aya b tini bo daha labında dökün it şekild ve önc ız a l o m a e e o k ş n ttığın ş d ik lk iyinc soğu Toz ştiri irere ına e ın r şı: İ Buz r e po dak lanı eker e alın ve upangl ıp 2-3 ıştırın. e gezd r taraf e yerle an çıka tatlılar r ı z n e s r ş n Ha inde aktan rine s ağı kı ar ka üzeri rın h eleri Fırınd kmiş rup e in. a r üze atıp oc lın. Üze ınca oc ya kad eyağını adayıfl ın bölm pişirin. betini ç a doldu erleştir a n ye a n y k r r n ı y r s t c ı y i a e e b a l n s n ı a t v e ı k baş ğuğu miş kad ün. Ş orba lerin ser yağ n kal ere aa tenc namaya ve so ın, eritil tırarak p muffi ızarana ine dök sıkma t rı üzer erperek için 1 s n ş i ı l a k ı r ı l s Kay tan al psiye a en kar iktar a i hafif eti üze krema adayıfl fıstığı ekmes k r Oca ş bir te ezmed n bir m üzerle k şerb ngleyi ci kat k Antep iyice ç apın. i u a gen u fazla dayıfta fırında ce soğ ın.Sup kın. İkin yup, toz rın sütü servis y r y a ı doğ ayın. K derece ğı geçin sırala erine s ngle ko aprakla eyerek a l ı 0 z l y a n sl ğ 8 ı k ü p a 1 s mış sıca tabağ arın ığı su zdirip ile sü ısıtıl yıfın ilk servis kadayıfl tlı kaş inde ge eviz içi a a kad atlarını ındaki rine 1 t ın üzer leri ve c r ilim ğ k e a a l l r b k ç il üze kd ülla is ta serv ayıfların sütü g rini çile n e Kad n. Kala tin. Üz ı yap r bekle a kad a çiğ k

f, 1 dayı

ğı su

çiğ ağı

57


15 Ağustos Perşembe

16 Ağustos

DANS TİYATRO

Cuma

Wollishofen’da Dans ve Tiyatro Festivali

Oyuncak Müzesinde Sergi "Erinnerungen werden wach“ sergisinde 19501980’li yıllara ait mekanik oyuncak gösteriliyor. Almaya, Japonya, Fransa, Çin, Tayvan, Hindistan, Sovyetler Birliği gibi ülkelerden ait oyuncakları keşfedin. Pt-Cm 14:00-17:00, Ct 13:00-16:00. Giriş 5.- CHF, Giriş 16 yaşına kadar çocuklar için ücretsiz.

"Theaterspektakel" festivalinde dünyanın her yerinden çeşitli tiyatro ve dans grupları sahne alıyor. Sokak sanatçıları kendi yeteneklerini saat 17:00’den itibaren sunuyorlar. Ana sahnede çocuklar ve yetişkinler için ücretsiz gösteriler yer alıyor. Program için: www.theaterspektakel.ch. Giriş ücretsiz.

Yer: Zürcher Spielzeugmuseum. Fortunagasse 15, Zürich http://zürcher-spielzeugmuseum.ch

Yer: Landiwiese.

17 Ağustos

KUTLAMA

Cumartesi

Idaplatz’da Kutlama (17.08./18.08.)

Etkinlik Rehberi

Cumartesi günü 16:00’da, Idaplatz’ta kutlama başlıyor. Konserler, DJ ve büyük bir bar saat 02:00’ye kadar açık. Pazar günü 10:00’da bir brunch ve çocuklar için bir bit pazarı ile başlıyor. Bunun dışında bir sihirbaz sahne alıyor ve çocuklar yüz boyama yapabilirler. Gençler için bir fotoğraf yarışına katılma imkanı var. Katılım ücretsiz. Yer: Idaplatz. http://www.idaplatzfest.ch

20 Ağustos

SERGİ

22 Ağustos

Japonya’da Heidi Hakkında Sergi

Flamenko Gecesi

İsviçreli kitap klasiği "Heidi" tüm dünyayı fethetti. Dağların kızının hikayesi Heidi, Japonya’da bir çizgi film serisi ile, Japonya’da da ünlü oldu. "Heidi in Japan" sergisi iki kültürün karışımını konu ediniyor. Sergi 13.10.2019 tarihine kadar. Sl-Pz 10:00-17:00, Pr 10:00-19:00. KulturLegi ile CHF 5.- (10.- CHF yerine). 16 yaşına kadar çocuklar ücretsiz.

Etkinlik mekanı "Park Platz" "Tablao flamenco" gecesine davet ediyor. Güney İspanya dans ve müziği ile büyülenin. Bar 15:00’dan itibaren, yağışlı havada 18:00. Etkinlik 20:00. Giriş ücretsiz, bağış yapılabilir. Yer: Park Platz. Wasserwerkstr. 101, Zürich http://www.park-platz.org

Yer: Landesmuseum. Museumstr. 2, Zürich http://www.nationalmuseum.ch

SİNEMA

25 Ağustos

Cuma

Pazar

Röschibachplatz Açık Hava Sineması (23.08./24.08.)

Akrobasi Gösterisi

Akşamın tadını açık havada bir filmle çıkarın. Cuma "Tschick" (2016) Almanca. Cumartesi. "Carnage" (2011) İngilizce, altyazı Almanca. Yemek stantları 18:00’den itibaren. Film 21:00. Giriş ücretsiz. Yer: Röschibachplatz. http://www.roeschi.ch

"Groupe Acrobatique du Tanger" grubu, müzik ve dans eşliğinde, akrobatik sanat parçalarını icra ediyor. MAPS bürosu 25.08. tarihinde 19:00 için 2×2 ücretsiz bilet veriyor. Sadece 044 415 65 89’u aramanız veya maps@aoz.ch e-posta adresine yazmanız yeterli. Bunun dışında "Theaterspektakel" düşük gelirli kişiler için giriş bileti hediye ediyor. 044 415 15 50 veya contact@theaterspektakel.ch e-posta adresine başvurun. Yer: Landiwiese. http://www.theaterspektakel.ch

28 Ağustos Çarşamba

Mozaik Yapmak Çocuklar taş ve diğer materyallerle kendi mozaiklerini yapıyorlar. Kendi taşlarınızı getirebilirsiniz. Saat: 14:00-17:00. Masraf materyal kullanımına göre belirlenecektir. 02.09. tarihinde de yapılacak.

DANS

Perşembe

Salı

23 Ağustos

GZ Affoltern. Bodenacker 25, Zürich www.gz-zh.ch/gz-affoltern

SERGİ

30 Ağustos Cuma

Herkes İçin Sahne "OpenMic" etkinliği bir şeyler göstermek isteyen herkese bir sahne sunuyor. Yeni yetenekler keşfedebilir veya mikrofonu elinize kendiniz alabilirsiniz. 20:00’dan itibaren. Giriş ücretsiz. Yer: GZ Wollishofen. Bachstr. 7, Zürich http://www.gz-zh.ch/gz-wollishofen


AVANTAJLARINIZ • Hedef kitleye doğrudan erişim • Firma imajı yaratma • Marka değerini yükseltme özelliği • Düşük maliyet • Farklı formatlarda sabit tanıtım

İlanlar için Tel: 076 343 80 74 Firmanıza, HaberPodium sayfalarında yer vermek icin hemen arayın! www.haberpodium.ch info@haberpodium.ch /haber.podium


Masal

B

ir vamış bir yokmuş. Bir Keloğlan ile annesi varmış. Annesi oğlunu her akşam uyuturken "Kel oğlum, keltoş oğlum aklından saçları dökülen zeki oğlum" diye severmiş. Bütün köy halkı, Keloğlanın her durum için üretebildiği fikirlerinden çok etkilenirmiş. Ne zaman zorda kalsalar, "Hımm, bunu halledebilecek tek kişi; keloğlan" derlermiş. Bir gün köyün tellalı akşam saatlerinde saraydan gelen bir haberi duyurabilmek için düşmüş yollara, davulunun sesi sarmış dört bir yanı; gümbede güm güm. Gümbede güm güm "Duyduk duymadık demeyin, ey ahali kulak verin, Padişahımız kızını evlendirmek için damat

adayları arasında bir yarışma tertiplemiştir" gümbede güm güm gümbede…güm... güm Hemen yaşlı annesinin yanına koşan keloğlan "Anacığım, hazırla çıkınımı, giysilerimi, bende katılacağım yarışmaya" der. Der demesine de annesinin gönlü pek razı değildir bu işe; nasıl der ki? "Oğlum sen kelsin, beğenmez seni padişah kızı" diye. Düşüncelerini içine saklayarak susar keloğlanın annesi. İçinde bir burukluk, yapar keloğlanın istediklerini. Ertesi sabah bizim keloğlan erkenden yola revan olur. Padişahın sarayına vardığında bir de ne görsün? Saray halkının ileri gelenleri, zengin kimseler bir çok aday yarışmaya katılmıştır. Padişahın kızı, öyle güzel öyle güzeldir ki, aşk ne kelime, deli divane olmuş Keloğlan. Padişahın gür sesi ile kendine gelmiş. Padişah: "Sizlere üç soru soracağım. Cevabını veren olursa kızımla evlenmeye hak kazanacaktır". Birçok aday, yarışmayı at binmek, kılıç tutmak, cirit oynamak gibi düşündüğünden şaşırır. Keloğlan ise kendisinden emindir. Padişah sorar: "Gökyüzünde kaç tane yıldız vardır?" Uzun bir sessizlik olur. Padişah, sessizliği bozarak bilemeye-

ceğinden emin olduğu Keloğlan'a dönerek "Sen söyle tüysüz" der. Keloğlan gafil avlanmasına rağmen, hemen cevabını verir "Sizin başınızda ne kadar saç teli var ise, o kadar yıldız vardır gökyüzünde, siz sayısını daha iyi bilirsiniz". Padişah vezirlerine bakar, çok hoşlarına gider bu cevap ve onay verirler "Doğrudur, padişahım". Padişahın kızı, bu genç, zeki adamdan etkilenir. Padişah ise içten içe sinirlenmiştir. Bu kel adama kızını vermek istemez, daha zor bir soru seçer "Söyle bakalım o zaman, Dünya'nın merkezi nerededir?" Keloğlan için ise bu sorunun cevabı oldukça basittir. Yüzünde yaramaz bir gülümseme ile "Ayaklarımın altındadır, isterseniz ölçtürün" der. Vezirleri bir anda korku kaplar; ya "ölçün" derse padişah, hemen cevabı hep bir ağızdan onaylarlar "Doğrudur, padişahım ayaklarının altındadır." Padişahın iri yanakları kızarmaya başlar, padişah kızı büyülenir Keloğlan'ın her zor soruyu bilmesi ile. Padişah, verdiği sözden dönemeyeceğini bilerek, en zor soruyu sormasının gerektiğinin farkındadır. Öyle bir kurnazlık düşünür ki, gülümsemekten kendini alamaz, bıyıklarını burkarak devam eder, "Peki iki soruyu bildin. Bunu bilecek

misin bakalım? İki parmağın ile dünyayı nasıl ters çevirebilirsin?". Padişah, böyle bir şeyin mümkün olmadığını bildiği için, gayet rahat bir şekilde dolanmaya başlamıştır. Vezirler birbirlerine bakıp kalmışlar, keloğlan ise saçsız başını kaşımaya başlamıştır. Keloğlanın güneşle birlikte, aynadan yansıyan ışık gözüne girdiğinde, muhteşem fikirde aklına düşmüştür. Hızlı adımlarla yürüyerek kalabalığın içinde duran hanımdan aynasını rica eder. Padişahın karşısına geçerek "müsaadenizle" der ve aynayı padişahın başının üstünde iki parmağı ile tutarak "Bakınız, dünya sizin için artık ters". Vezirlerden ve halktan inanılmaz bir alkış sesi kopar, padişahın kızı oldukça heyecanlanmıştır. Padişah 3. soruya da bir cevap bulan keloğlana kızını vermek zorundadır. Düğün için köydeki annesine haber ulaştığında, annesi "Kel oğlum, keleş oğlum, padişahın kızını da aldın ya" diye sevinerek düğün için yola koyulur. Keloğlan ve padişahın kızı harika bir düğün ile evlenerek, bir ömür mutlu yaşarlar.


Resimdeki şarkıcı

Bir tür iri ve etli zeytin

Etli bir kuzu yemeği

Asalak Böcek

5

Tatlı patates

Bebek yiyeceği Aç karşıtı

İçten bağlılık

Kuzu sesi

En uzun koşu

3

4

Tasvip

Rica etme, isteme

Köy evi

İcar

Mesafe Rusya'da bir ırmak 8

Zehir Deniz generali

Helyum (Simge) Cet, dede

Bezginlik anlatan bir söz

Açık mor rengi

Felsefede temel öge

Bir besin maddesi Yapımevi 2

Nikel (Simge)

Kısırlık, verimsizlik

Su, ab

Katışıksız, saf

Mızrapla çalınan bir çalgı

Kamera görevlisi

Öküz yemliği

Tasdik

Gemilerde oda

Evcil bir geyik türü

Beyaz

Siyah Bir ilimiz Fakat, ama Yük taşıyan işçi Kokulu bir bitki 9

Kazaklarda başbuğ

Bir şey yapmada gösterilen ustalık

Kalın kaba kumaş Arak Beddua

Demiryolu

Bir ilimiz Engel

Baba (Eski dil)

Askerin su kabı

Çöl rüzgarı

Bir nota

Kakım

Hayvan topluluğu

Doğru, dürüst

Boru sesi

1

Eski Mısır'da üretici güç

Mağara Merhem 6

En kısa zaman

Aynı biçimde

7

Güvenilir

Bir yerde oturma

ANAHTAR SÖZCÜK

1

2

3

4

5

6

7

Geçen ayki bulmacamızın anahtar kelimesi: YOUNG BOYS

8

9


Feldbergstrasse 33 4057 Basel 061 691 24 71 www.muzik-kitap.com info@muzik-kitap.com

Gör Beni-İki Devrin Hikayesi

Gelecek

On Dakika Otuz Sekiz Saniye

Akilah Azra Kohen

Dmitry Glukhovsky

Elif Şafak

Bedenimin içindeki canı gör, sadece etimi değil.Gözlerimin içindeki hayatı gör, sadece bakışımı değil.

Geleceğin dünyasına hoş geldiniz. Artık ölümler yoktur, yeni çocuklar doğmamakta, nüfus artışı önlenmektedir. Yaşayan her insan sonsuza dek sağlıklı, güzel ve genç kalacaktır. Birilerinin, insanların hayvani içgüdülerini unutmalarını ve ölümsüzlere yaraşır şekilde yaşamalarını sağlaması gerekmektedir. Bunu sağlayacak olan da “Ölümsüzler” ordusudur. Görevleri basittir: Kayıt dışı çocukları tespit etmek, onları yetiştirme yurduna göndermek ve anne ya da babadan hangisi gönüllü olursa ona yaşlanma serumunu enjekte etmek. Üstelik her çocuk, geleceğin “Ölümsüz” askeri olmak üzere yetiştirilecektir. Onlardan biri, Jan Nachtigall, kayıt dışı bir çocuk olarak yetiştirme yurdunda büyümüş ve görevine sadık bir Ölümsüz olmuştur. Bir gün, bir teröristi yakalaması için görevlendirilir. Ne var ki işler hiç de Jan’ın beklediği gibi gitmeyecek, kendini devletin en üst kademelerine kadar ulaşan bir komplo ağının içinde bulacaktır. Ve artık mesele kişiseldir.

Adı Leyla’ydı. İstanbul’un en eski genelevlerini barındıran o meşu sokakta yer alan gülkurusu renkli evde bilinen adıyla Tekila Leyla. Öyle derdi ona arkadaşları, ahbapları ve müşterileri. Öyle derdi ona beş kadim dostu. Hiç istemezdi Leyla kendisinden geçmiş zaman diliminde söz edilmesini. Ama işte kalbi daha az evvel susmuş, soluk alış verişi ise hepten kesilmişti. Şehrin kenarlarında bir çöp kutusuna bırakılmıştı cansız bedeni. Gene de henüz durmamıştı beyni. Çalışıyordu hâlâ. Tastamam on dakika otuz sekiz saniye boyunca…

Hissettiklerimi gör, sadece tepkilerimi değil. Beni gör. Derinliğimde boğulmadan, Sorularımda kaybolmadan, Korkularında yok olmadan, Gör Beni. Bir fısıltıya koydum kendimi. Kalbine soruyorum yerimi: Başarabilir misin beni görmeyi? Cesaretin yeter mi? Topla cesaretini ve Gör Beni. Birileri bizden fırtına bekliyor, onlara gökkuşağı vermeye hazır mısınız?

facebook/haber.podium



Sofralarınızın vazgeçilmez tatlarını en taze, en güvenilir ve en hesaplı şekilde bizden temin edebilirsiniz.

TAZE PİDE: 1,90 Sfr. TAZE SOMUN: 1,60 Sfr. TAZE GÖZLEME: 4,95 Sfr. SİMİT: 1,50 Sfr. POĞAÇA: 1,90 Sfr. BÖREK: 4.00 Sfr.

MEYVE - SEBZE ÇEŞİTLERİ UNLU MAMÜLLER ET - BALIK ÇEŞİTLERİ HER TÜRLÜ GIDA MADDESİ HEDİYELİK EŞYALAR

Açılış Saatleri Pazartesi - Cumartesi: 07:30 - 21:00 Pazar: 7:30 - 17:00

Lammgigot 1 kg 17,90 Sfr.

Hackfleisch 1kg 8,95 Sfr. Lammschulter 1 kg 14,90 Sfr.

Frauenfeldstrasse 69 8404 Winterthur

Tel: 052 243 34 01


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.