2 minute read

Çanakkaleyİ Almanlar Sayesİnde

mİ Kazandık?

Selim Berke Çatman

Advertisement

Geçtiğimiz bölümde sizlere Çanakkale savaşı öncesi Osmanlı hükümeti ile Alman hükümeti arasında savaş öncesi yapılan anlaşmayı ve bildiğim kadarıyla Çanakkale'ye kadar gidebilen dönemi anlatmaya çalıştım.Son bölümde ise yıllardır devam eden ordu sistemi nedeniyle dönemin hükümeti bir Alman hükümetinin Osmanlı askerlerinin eğitim alması için talepte bulunduğunu fakat Almanların bu durumu kendilerine göre kullanmak istediğini ve bu yüzden bir heyet gönderdiğini anlatmıştım O dönemin Alman hükümetinin Rusya'ya karşı Osmanlı'yı yıpratmak için istediklerini kullandığını ve asıl amaçlarının yardımdan çok bu olduğunu anlattım.Gelelim bugün size anlatacaklarıma

Osmanlı Devleti'ne gönderilen Liman Von Sanders gelmeden öncede tartışmalı olan bir isimdir ve geldiği gibi magazin olaylarıyla gündeme gelmeye başlar. O dönemdeki raporlara ve sorumlulara baktığımızda Von Sanders'ın görevini umursamadığı ve her şeye burnunu soktuğunu aktarıyorlar. Mesela O dönemde Çanakkale'de bir muharebe olacağını çoğu kıdemli ve coğrafyayı bilen Osmanlı subayları yüksek ihtimalle bu bölgede muharebe olacağını ön görürler fakat Von Sanders Çanakkale’den çıkartma yapılma fikrini saçma bulur. Üstüne üstlük Von Sanders, Osmanlıyı ve Türk subaylarını küçük görür Kendisinin

General Moltke’ye gönderdiği bir mektupta açık bir şekilde Osmanlıya yard saçma olduğunu ve bu ülkenin hiçbir şekilde kurtulamayacağını anlatır ve olası bir mağlubiyette kendisinin sorumlu olmadığı ve bu iş için gönüllü olmadığını anlatır Von Sanders hem gönülsüzdür hem de üstten bakar ve burnu havada hareket eder. Bu sırada Osmanli Hükümeti askeri kontrolü eğitim için Alman subaylara devir erder.

Bu devir etme özellikle diğer ülkeleri rahatsız eder Örnek olarak dönemin Osmanlı’da bulunan Amerika baş elçisi

Henry Morgentau Talat Paşa ile görüşür ve neden Almanlara bu kadar kontrol verildiğini anlam veremediklerini dile getirir. Talat Paşa ise ona kendilerinin bu durumun farkinda oldugunu fakat kendilerinin ordu eğitimi gibi reformları tek başlarına yapamayacaklarını bildiğini dile getirir Bu konuşmalara baktığımızda İttihatçıların duruma pragmatist baktıklarını görüyoruz.

Ancak böyle düşünmeyen Osmanlı subayları da var mesela Mustafa Kemal.Atatürk, en başından beri Almanlara bu kadar yetki verilmesini doğru bulmaz Türk ordusunu Türk bir subay yönlendirmelidir diye düşünür ve bu yüzden sürekli Enver Paşa'ya mektuplar yazar Her ne kadar sistem Alman sistemi olasa da ordu Türk ordusudur ve bu yüzden başta bir Türk subayı olmalıdır.

MehmetSamiGökçe

Aksolotllar, sucul semenderlerin en ilginç ve benzersiz türlerinden biridir. Bu gizemli yaratıklar, Meksika'nın göz alıcı güzellikteki Xochimilco Gölü'nde doğal yaşam alanlarına sahip olan sıra dışı canlılardır Aksolotllar, diğersemendertürlerindenfarklıolarakyarıevrimleşmişbiramfibigörünümünesahiptirler.Bu,hemsudahem dekaradayaşayabilencanlılardanfarklıolaraksadecesuortamındayaşayabileceklerianlamınagelir.

Aksolotllar, ilginç bir yaşam döngüsüne sahiptir. Birçok semender türünün aksine, aksolotllar gelişmemiş görünümleriyle kalırlar Bu durum, onları diğer semender türlerinden ayıran önemli bir özelliktir Bununla birlikte, aksolotlların en dikkat çekici özelliklerinden biri yenilenme yetenekleridir. Şimdi, kendinize şunu sorabilirsiniz: Diğer amfibiler de yenilenebilir mi? Cevabı evet, diğer amfibiler de yenilenebilir Ancak aksolotllar kadar etkileyici bir yenilenme yeteneğine sahip değillerdir. Eğer çoğunlukla daha sıcak iklimlerde yaşadıysanız, bir amfibinin kendini kesme numarasını deneyimlemiş olabilirsiniz Bilmeyenler için bu, onun kuyruğunu kopmuş gibi göstererek bir avcıyı korkutmak veya dikkatini dağıtmak için yaptığı bir harekettir. Bu elbette etkileyicidir,fakatbununlakalmaz.

Aksolotllar, hasar gören veya kaybolan dokularını yenileyebilme yeteneğine de sahiptirler. Bu, sadece uzuvlarını değil, aynı zamanda kalp, akciğer ve hatta beyin gibi önemli organlarını da yenileyebilecekleri anlamına gelir Bu nedenle, biyologlar ve diğer bilim insanları, bir gün insanların da dokularını yenileyebileceği ve böylece organ bağışı ihtiyacını azaltabilecek hayat kurtarıcı teknolojiler geliştirebilecekleri umuduyla bu canlılara büyük ilgi göstermektedir. Bu büyüleyici yaratıklar 30 cm ' ye kadar büyüyebilir ve yaklaşık 300 gram ağırlığında olabilirler

Aksolotllarsevimlibirtürgibialgılansadazamanzaman agresifolabilirler,özelliklebirbirleriylekarşılaştıklarında. Budurumda,birbirlerininuzuvlarınıvekuyruklarınıısırarak mücadeleedebilirler.Buhayvanlargenellikletekbaşlarına evcilhayvanolaraktutulurlar,çünküonlarımeşguledecek veyaeğlendirecekarkadaşlaraihtiyaçduymazlar,yalnızlığı tercihederler.

Bu su semenderlerinin doğada yaklaşık beş yıl, esaret altında ise on yıldan daha uzun süre yaşaması beklenir. Ancak, Meksika'da bazı istilacı türlerin ve aşırı avlanmanın hedefi olduklarından, 2006 yılından beri İUCN tarafından "kritik tehlike altında" olan türler arasında sayılmaktadırlar. Bu aksolotl yeme geleneği, aksolotlları diyetlerinin bir parçası olarak tüketen Azteklerden aktarılmıştır Aztekler için aksolotllar diyetlerinin önemli bir parçası olmanın yanı sıra aynı zamanda bir tanrıdır. Bu tanrı, geceleri güneşi "yeraltı dünyasından" çekmekle görevli olan "Xolotl" adlı ateş ve şimşek tanrısıdır Ak l tll b i ö llikl i tü l i i k l l ğ kültürel önemleri nedeniyle dünyada ilgi çeken canl geleceğinisağlamakiçinönemlidir

This article is from: