Genç Öncüler- 113- AİLE

Page 58

Röportaj Sanırım Arap ve belki Türkiye solunun sorunlarından birisi çok fazla Batılılaşmış olması. Ancak çıka çıka Zizek gibi bir entellektüelin çıktığı Batının kültürel anlamda özgürleştirici potansiyelinin kalmadığını düşünüyorum ben. Ben kendimi Amerika’ya “İslamcılara karşı beni destekle, ben iyi çocuğum.” şeklinde sunmak istemiyorum. Gerçekten Beşar Esad devrilirse Suriye’deki problem çözülecek diyebilir miyiz? En az Esad kadar Suriye’deki savaşın içinde iktidar mücadelesi veren taraflar Suriye üzerindeki iddialarından vazgeçecekler mi? Başar Esad’ın düşmesi sorunu tamamıyla çözmek için yeterli değil artık bu noktada ancak rejimin düşmesi ilk adım olmalıdır. Tarihsel, kültürel ve toplumsal olarak bir çok sorunumuz var ve bu sorunlarla yüzleşmek ve çözebilmek için ilk koşul Esad rejiminin düşmesidir. İşlediği suçların cezasını alması gerekir. Rejimin düşmesi, Suriye’de her türlü değişimin başlangıcı olacaktır. Esad rejiminin kalması ise, Suriye’de faşizmin çok daha güçlenmesi anlamına gelecektir. Esad düşerse alternatifi yok diyorlar. Her bir Suriyeli Esad’ın alternatifi olabilir.

dönemin semptomlarından birisi şu: Daeşle ve Selefilerle savaşın tek yolu olarak hepsini öldürmeyi görüyorlar. Buna soykırım denir. Tek bir entellektüel, tek bir BM yetkilisi, tek biri insan hakları örgütü, küresel bir mesele olan Daeş ya da Selefilere karşı alınan bu tavıra dair tek bir söz söylemedi, bir alternatif sunmadı, siyasi bir çözüm önermedi. Halbuki siyasi bir çözüm mümkündür. Örneğin, Daeş’den ayrılmak isteyenleri siyasi hayata dahil etme kanallarını açmak mümkün olabilir. Ancak hepsini öldürmek dışında bir çözüm göremiyorlar. PYD, Amerikan stratejisinin bir aletidir. PYD Suriye’de şu anda çok büyük sorunlar yaratıyor. Rojava projesinin özgürlük, adalet gibi kavramlarla yakından uzaktan alakası yok. Nüfusun çoğunluğu Arap olan bölgeler üzerinde kontrol kurmaya çalışıyorlar, okullarda kendi eğitim müfredatlarını getiriyorlar, Öcalan’a ibadet ettirmeye çalışıyorlar, Arap isimleri Kürtleştiriyorlar. Tel Abyad en önemli örneği bu siyasetin. Ve bu durum Türkiye solunun en büyük körlüğü. Ben Rojava kelimesini hayatımda ilk defa Türkiye’de duydum ki ben o bölgeden geliyorum. PYD’yi destekleyenler aslında bize de hakeret ediyorlar çünkü bizi hiç bir zaman görmediler.

Batının ikircikli tavrı ne kadar adil; Esad veya PYD iyi teröristken, IŞID veya el-Kaide kötü teröristler mi? Batı güçlerinin Daeş hakkında söyledikleri daha büyük tehlike. Bu tavrı etik dışı olarak buluyorum. Sadece Esad, şimdiye kadar Daeş’den çok daha fazla sayıda insan öldürdüğü için değil, bu yaklaşım Batı merkezli olduğu için. Suriyeliler için hem Esad hem Daeş tehlikedir. Batı için ise Daeş tehlikedir. Dolayısı ile onlar için kim tehlikeliyse, sıralamayı ona gore yapıyorlar ve yine bizi görmezden geliyorlar. Batının terörle savaş söylemi, güçlüyü daha güçlü yapıyor, güçsüzü daha güçsüz. Ve bu siyasette Esad da Batının ortağı. Post-demokratik

Suriye’nin halkının kurtuluşu kimin elinde, hala bir umut var mı? 2011’e oranla şu anda umudum daha az. Ama umudu inşa etmekten başka bir çaremiz yok. Belki milyonlarca Suriyeli sakat kaldı, bir uzvunu kaybetti. Türkiye’de, Lübnan’da, Ürdün’de yaşayan milyonlarca Suriyeli mülteci var; Suriye’nin içinde büyük çoğunluk yerinden oldu, evini kaybetti. Tüm Suriyelilerin %80’inin yerlerinden edildiğini biliyor. Suriye için çözümden bahsedenler sadece geriye kalan %20 ’yi kaale alıyor, geri kalanlar dışlanıyor. Ama Suriye’nin kurtulması için dışlanmış, marjinalleştirilmiş olan bu %80’i sürece dahil etmek gerekiyor.

56 • Aralık’16


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.