Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020

Page 1

Eylül - Ekim - Kasım 2020 / 10

Türkçe Versiyon

tbmag.co.uk

#GüvendeKal #StaySafe

TurkishBritish

Scan the QR code for English version

Türk ve İngiliz iş insanlarının dergisi

HABERLER

Hükümet İş Destek Planı’nı 6 ay uzattı Covid-19’a karşı dünya liderlerine birlik çağrısı

BUSINESS

ŞEHİR VE YAŞAM

KÜLTÜR SANAT

EAK Digital, Blockchain’i dünyaya anlatıyor Moda tutkunları için sürdürülebilir markalar

Kendi hayatının starı ol! Koçluk harekete geçirmektir!

Qbicart Dijital Sanat Okulu dünyaya açılıyor İstanbul Film Festivali salonlara geri dönüyor

GÜNDEM

Pandemi beklenmedik, Brexit yavaş ve sancılı... • AB’den İngiltere’ye çalışmaları hızlandırma çağrısı • Kahve Dünyası’ndan Londralılara özel online mağaza... • Teksan Jeneratör, İngiltere’de AMPS Yönetim Kurulu’na girdi

ISSN 2633-8289

9

772633

828009

#TurkishBritishMag

• Kaya Mar, güncel politik tarihi tüm ‘çıplaklığıyla’ anlatıyor... • İngiltere’de Covid-19 önlemlerine karşı protesto



www.tbmag.co.uk

3


DERGİDE BU AY / EĞİTİM • Uzaktan Eğitimde Dijital Tehditlere Dikkat! / E-TİCARET • Avrupa’da Amazon Satıcı Hesabı Nasıl Açılır? / BUSINESS WOMEN NETWORK • Hikayelerin büyülü dünyasında artık iş insanları da var

18 08 I HABERLER

• Hükümet İş Koruma Planı’nı 6 ay uzattı • İngiltere Başbakanı Covid19’a karşı dünya liderlerine birlik çağrısı yaptı • NHS’in Covid-19 uygulamasını ilk gün 1 milyondan fazla kişi indirdi • Yıldırım Mayruk ve Barbaros Şansal mesleğe veda etti • İngilizler, Brexit sonrası AB’de vizesiz seyahate çare arıyor • İngiltere’de Covid-19 önlemlerine karşı protesto • AB’den İngiltere’ye çalışmaları hızlandırma çağrısı • Brexit sonrası ilk serbest ticaret anlaşması Japonya ile • İngiltere’nin ilk robot garsonlu restoranı müşterilerini bekliyor • İngiltere, İran’a teslim etmediği tankların ücretini geri ödeyecek

16 I GÜNDEM

• Pandemi beklenmedik, Brexit yavaş ve sancılı... Brexit ile tarihi bir karar veren Birleşik Krallık AB’den ayrılma hazırlıkları yaparken bir taraftan da pandemiyle savaşıyor. Bu iki olağanüstü tarihi durum karşısında İngiltere’nin tavrı ne? Süreç nasıl ilerliyor? Uzmanlara sorduk ve sizler için tüm detaylarıyla geniş bir dosya hazırladık.

4

46 I ŞEHİR VE YAŞAM / 5 ÇAYI • Kaya Mar, güncel politik tarihi tüm ‘çıplaklığıyla’ anlatıyor... • Kendi Hayatının Starı Ol!

26 I GÖRÜŞ

• Yaşam Koçu Gamze Ergün; “Koçluk harekete geçirmektir!”

30 I BUSINESS

/ SAĞLIK • Hematolojik hastalığı olanlar da salgında risk grubunda... • Yemeğe karşı bağımsızlığınızı ilan et!

• Salgın fırsatçılığı ve çok uluslu şirketler Prof. Dr. Mustafa Durmuş / AKTÜEL HABERLER • Kahve Dünyası’ndan Londralılara özel online mağaza... • Teksan Jeneratör, İngiltere’de AMPS Yönetim Kurulu’na girdi • Profesyonel danışmanlık ve avukatlık hizmeti için; Bowling & Co Hukuk Bürosu • EAK Digital, Blockchain’i dünyaya anlatıyor / NETWORKING • Yurt dışında iş bulmak artık hayal değil...

14

46

/ ARAŞTIRMA • Moda Tutkunları Sürdürülebilir Markalar İstiyor

Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020

/ KÜLTÜR SANAT • Qbicart Dijital Sanat Okulu dünyaya açılıyor • Kitapların büyülü dünyası Kartonkinder ile açılıyor • İstanbul Film Festivali salonlara geri dönüyor

44


/ EDİTÖRDEN

Değerli okurlar, Bir kez daha sizlerle buluşmanın heyecanını ve mutluluğunu yaşıyoruz. Yepyeni konularımız ve konuklarımızla hazırladığımız dergimizle yine karşınızdayız. Tüm dünya ile birlikte zor bir yıl geçiriyoruz. Türkiye ve İngiltere arasında ekonomik ve kültürel köprü kuran dergimizi hazırlarken, pandeminin iki ülkedeki etkilerini yakından takip ediyor ve sizlere paylaşıyoruz. Öncelikle sağlığımızı tehdit eden pandemi nedeniyle yaşadığımız karantina günleri geride kaldı. Tüm dünya sonbaharla birlikte yeniden yükselen vakalarla başetmeye çalışırken, yeni normalle yaşamayı da öğreniyoruz. Şimdilerde pandeminin sağlık kadar ekonomiye etkilerini de hissetmeye başladık. Her ülke hem kendi iç ve dış sorunlarıyla, ekonomisiyle ve aynı zamanda pandemi ile mücadele etmeye çalışıyor. Bu dönemde belki de en talihsiz ülkelerden biri İngiltere... Brexit ile tarihi bir karar veren Birleşik Krallık AB’den ayrılma hazırlıkları yaparken bir taraftan da pandemiyle savaşıyor. Bu iki olağanüstü tarihi durum karşısında İngiltere’nin tavrı ne? Süreç nasıl ilerliyor? Uzmanlara sorduk ve sizler için tüm detaylarıyla geniş bir dosya hazırladık. Bu süreçte özellikle bizler gibi Ankara Anlaşması’ndan yararlanarak Birleşik Krallık’ta bulunan girişimciler de geleceği daha net görebilmeyi umut ediyor. Turkish British Dergisi olarak Birleşik Krallık’ta iki dilde yayın yapan, Türkiye’yi, İngiltere’deki Türk topluluğunu temsil eden tek dergiyiz. Dergimizde hem Türkiye’den hem İngiltere’den iş dünyası, ekonomi, kültür, sanat haberlerine ve özel röportajlara yer veriyoruz. Bu dönemdeki tüm karmaşaya rağmen artan okunma oranlarımız doğru yolda olduğumuz gösteriyor. Uzun soluklu bir dergi olması için çok emek veriyoruz. Ayrıca İngiltere pazarına girmek isteyen firmalara geniş network ağımızla danışmanlık hizmeti sunuyoruz. Ancak biz yayıncılar da pandeminin ekonomiye getirdiği yükün olumsuz yansımalarından payımıza düşeni alıyoruz. Yayınları ayakta tutan hepinizin bildiği gibi reklam gelirleri. İşbirliği yaptığımız reklam veren firmaların bir kısmı samimiyetle destek olarak bu mecrayı tanıtımları için değerlendirmeye çalışırken, bu zorlu dönemde pandemi bahanesi ile yayınlanmış reklamların ücretini ödemekten kaçınan şirketleri görmekten üzüntü duyuyoruz. Bizler hem İngiltere’ye açılmak isteyen firmalara destek vermek, hem de iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilere katkı sağlamak hedefiyle yola çıktık. Ancak bu yolda destek de görmek istiyoruz. Yurtdışına yönelik yapılan tanıtım çalışmaları Ticaret Bakanlığı tarafından da destekleniyor, teşvikler veriliyor. İki ülke arasındaki iş ilişkileri Brexit sonrası yeniden şekillenirken var olan tüm kanalları iyi değerlendirmek gerekiyor. Dergimiz de bu kanallardan biri ve geleceğin iş ilişkilerini kurarken bu teşviklerle hizmetlerinizi ya da ürünlerinizi yurtdışında duyurabilirsiniz. Özellikle İngiltere pazarını hedefleyen tanıtım çalışmalarınızda bizlerle çalışmayı tercih ederek güçlü network’ümüzden yararlanabilirsiniz. Nihai isteğimiz; bu zor dönemde karşılıklı fırsatlar yaratmak, karşılıklı destek ve işbirlikleriyle daha güzel günlere birlikte ulaşmaktır.

Londra @aylatorun

Birbirinden ilgi çekici konuların ve röportajların yer aldığı yeni sayımızla sonbaharın iyice etkisini göstermeye başladığı Ekim ayına “merhaba” diyoruz. Doğanın renkten renge girdiği bu güzel mevsimde sizler için ilgiyle okuyacağınız bir dergi hazırladık. Keyifli okumalar... Sağlıcakla kalın Dr. Ayla Torun Genel Yayın Yönetmeni

www.tbmag.co.uk

5


Birleşik Krallık’ta Türkçe konuşan toplumun iş ve yaşam dergisi “Turkish British” İngiltere’deki Türk girişimci iş insanlarının görünürlüklerine katkı sunuyor ve iki ülke arasındaki ekonomik köprüyü güçlendiriyoruz.

İngiltere için: Yıllık Abonelik: £60 Türkiye için Yıllık Abonelik:

Mayıs 2019’da yayın hayatına başlayan dergi hem Türkçe konuşan toplumu, hem de entegre olduğu diğer toplulukları hedef kitlesinde bulunduruyor.

Türkçe ve İngilizce olarak 2 ayrı dilde yayınlanıyor. 2 ayda bir yayınlanan dergi, ingilizce olrak basılıyor ve dağıtımı yapılıyor. İsteyenler QR kod sistemi ile Türkçe versiyonunu ulaşabiliyor.

Kısa sürede aylık ortalama 50 binin üzerinde tekil ziyaretçiye, 200 binin üzerinde sayfa gösterimine ulaşan derginin dijital platformu, her geçen gün okuyucu sayısını arttırmaya devam ediyor.

Derginin her ay ücretsiz evinize veya işyerinize ulaşması için 2020’den itibaren abonelik sitemini açıyoruz. Abone olmak için aşağıdaki veya web sitemizdeki formu doldurarak bize ulaştırabilirsiniz.

120₺

Abenelikleri web sitemizden yapabilirsiniz. www.tbmag.co.uk I @: hello@tbmag.co.uk

Eylül - Ekim - Kasım 2020 / 10

Türkçe Versiyon

Yayıncı

tbmag.co.uk

TurkishBritish

Scan the QR code for English version

Türk ve İngiliz iş insanlarının dergisi

HABERLER

Hükümet İş Destek Planı’nı 6 ay uzattı Covid-19’a karşı dünya liderlerine birlik çağrısı

BUSINESS

ŞEHİR VE YAŞAM

KÜLTÜR SANAT

EAK Digital, Blockchain’i dünyaya anlatıyor Moda tutkunları için sürdürülebilir markalar

Kendi hayatının starı ol! Koçluk harekete geçirmektir!

Qbicart Dijital Sanat Okulu dünyaya açılıyor

Genel Yayın Yönetmeni

İstanbul Film Festivali salonlara geri dönüyor

Dr. Ayla Torun

GÜNDEM

Pandemi beklenmedik, Brexit yavaş ve sancılı... • AB’den İngiltere’ye çalışmaları hızlandırma çağrısı • Kahve Dünyası’ndan Londralılara özel online mağaza... • Teksan Jeneratör, İngiltere’de AMPS Yönetim Kurulu’na girdi

Yayın Direktörü Fevzi Kemal Torun

• Kaya Mar, güncel politik tarihi tüm ‘çıplaklığıyla’ anlatıyor...

Haber Koordinatörü

• İngiltere’de Covid-19 önlemlerine karşı protesto

Kevser Devecioğlu

Editörler Ebru Atlan Tecirlioğlu Rahşan Gül Özge Gözke Nursena Karakılıç (Stajer)

ISSN 2633-8289

9

772633

828009

#TurkishBritishMag

2020/04 Sayı: 10_TR ISSN 2633-8289

editor@tbmag.co.uk

Sıla Türkpençesi

Haydons Road, 240c, SW19 8TT,London, UK

Reklam Danışmanları

+44 74 7117 9662 +44 74 9322 9001 +90 850 355 50 44 tbmag.co.uk I contact@tbmag.co.uk

6

Ayşegül Yeşildağlar Barış Çimen Kemal Sidar Dr. Engin Topaloğlu Prof. Dr. İbrahim Sirkeci Prof. Dr. Mustafa Durmuş Mustafa Koker Murat Buyurgan

Fotoğraflar Fevzi Kemal Torun @unsplash.com

Kapak © Photo by Bruno Van Der Kraan on Unsplash

Reklam Koordinatörü

Turkish British Magazine

tbmag.co.uk

Katkıda Bulunanlar

Doruk Ltd. - UK Afiş İletişim

#GüvendeKal #StaySafe

Çevrimenler

Deniz Çetecioğlu Devlet Yazgan Nil Aksoy

Irmak Cankul Taylan Durmuş

advertising@tbmag.co.uk

/turkishbritishmag/

/turkishbritishmag/

Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020

Hukuk Danışmanları Hakan Lamper Ecem Gündüz Umut Gündüz

Tasarım ve Uygulama AFS Communication contact@afscomms.com

www.afscomms.com © Turkish British Magazine, Doruk Ltd. tarafından Birlieşik Krallık’ta 2 dilde hazırlanmakta ve yayınlanmaktadır. Dergi’nin Tükçe versiyonu online, İngilizce versiyonu hem online hem de baskılıdır. Dergi UK yasalarına uygun olarak yayımlanmaktadır. Turkish British Magazine’in isim ve yayın hakkı Doruk Ltd.’ye aittir. Turkish British Magazine’de yayımlanan yazı, fotoğraf, karikatür ve illüstrasyonların her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. İmzalı yazılardaki görüşler yazarlarına aittir.

/turkishbritishmag/

/turkishbritishmag/


istanbul/london

Creative Marketing Agency

We Help Businesses Evolve & Adapt. Leading Integrated Multi-Channel Marketing Experts, Contact Today For Brand New Thinking. Digital Marketing. Social Media Campaigns. Strategy And Planning. Media Planning And Buying.

afscomms / afiĹ&#x;iletiĹ&#x;im

Brand New World

afscomms.com +90 535 711 41 37 / +44 74 7117 9662 / contact@afscomms.com


HABERLER

Hükümet İş Destek Planı’nı 6 ay uzattı İngiltere Hükümeti yeni ‘İş Destek Planı’nı açıkladı. Kasım 2020’den itibaren uygulanacak yeni plana göre çalışanların aylık gelirlerinin % 22’si kadarı, 6 ay süreyle Hükümet tarafından karşılanacak

B

irleşik Krallık Hükümeti’nin Mart ayından bu yana çalışanlara verdiği iş destek ödeneği, miktarı düşürülerek 6 ay daha uzatıldı. Önce 4 aylık izin desteği olarak başlayan ödeneğe 2 ay daha eklenmiş ve Ekim ayı sonunda bitmesi planlanmıştı. Ancak Koronavirüs salgınında yaz aylarında düşen vaka sayısının Eylül ayında yeniden ivme kazanmasıyla, İş Destek Planı şekil değiştirerek yeniden yürürlüğe kondu. Buna göre çalışanlar öngörüldüğü gibi yine işe dönecek ancak yarı zamanlı çalışmalarda maaşlarının bir kısmı işveren tarafından karşılanırken bir kısmı da devlet tarafından ödenecek. Böylece çalışılmayan saatlerin üçte birini Hükümet, üçte birini işveren karşılamış olacak. Hibe olarak verilecek olan ödeneğin miktarı maaşın % 22’si kadar olacak ve aylık 697,92 sterlin ile sınırlandırılacak.

Hibe aylık 697,92 £ ile sınırlandırılacak Birleşik Krallık Hükümeti, bu yeni planla düşük talep nedeniyle normal saatlerden daha az çalışanların ücretlerini sübvanse etmeyi amaçlıyor. Normal çalışma saatlerinin en az üçte biri kadar çalışabilen personel için geçerli olacak planla, işverenler personele çalıştıkları saatler için ödeme 8

Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020

yapacaklar. Buna göre çalışanların veya şirket direktörlerinin maaşlarının 697,92 sterline kadar olan % 22’lik kısmı hibe kapsamına girebilecek. Kasım ayından itibaren altı ay sürecek programdan tüm küçük ve orta ölçekli işletmeler yararlanabilecek. Yeni açıklanan hibe desteği ayrıca, Covid-19 pandemisinin yarattığı kriz sırasında ciroları düşen daha büyük işletmeler için de uygun olacak. Daha önceki 6 ayda verilen izin planını kullanmamış olan işverenler de bu destekten yararlanabilecek. Yeni desteklerde serbest meslek sahipleri için de benzer bir programın mevcut olacağını söyleyen İngiltere Maliye Bakanı Richi Sunak, Hükümet’in yeni maaş sübvansiyon planının kaç işi kurtaracağını tahmin etmenin imkansız olduğunu, ancak çok sayıda kişiye fayda sağlayacağını umduğunu söyledi. Hükümet, bu önlemle toplu iş kayıplarını önlemeyi hedefliyor. Ancak ücretleri sübvanse etmeye yönelik İş Destek Planı’nın ikinci döneminin, hangi iş türleri için uygulanabilir olacağı henüz bilinmiyor.

Yeni programda destek oranı % 22’ye düşüyor Resmi rakamlara göre, Birleşik Krallık’taki işgücünün yaklaşık % 12’sini oluşturan üç milyona yakın çalışanın, şu anda kısmi ya da tam izinli sayıldığı mevcut program 31 Ekim’de sona erecek. Yeni planda Hükümet’in çalışanların ücretine katkısı, bir önceki plana kıyasla oldukça düşecek. Hükümet, çalışanların izinli sayıldığı ilk 6 aylık plan kapsamında, başlangıçta 2.500 sterline kadar aylık ücretlerin % 80’ini, son ayda da %70’ini ödemişti. Yeni programda bu oran % 22’ye düşecek. Yeni planla ilgili açıklamasında “Açıkçası, bu krizin başında yaptığımız şeyleri aynı seviyede sürdüremeyiz” diyen Rishi Sunak, “Ekonomi politikamızın birincil hedefi olan ‘insanların işlerini desteklemek’ değişmeden kalıyor, ancak bunu başarma şeklimiz değişmeli” dedi. Plan, hükümete ayda yaklaşık 300 milyon sterline mal olacak.


Our London office is located in an area which has undergone an enormous change in the past 15 years. There has been 40% business growth since 2010 with particular emphasis on the hospitality, tech and creative sectors. We are proud to be part of this growth by supporting you as your trusted chartered accountants and tax advisers.

Business solutions, tailored accounting services, tax, advisory, wills & probate and more ‌ London: +44 (0) 20 7226 1199 | Manchester: +44 (0) 161 446 2112 info@sterlingpartners.co.uk | sterlingpartners.co.uk


HABERLER

İngiltere Başbakanı Covid-19’a karşı dünya liderlerine birlik çağrısı yaptı İngiltere Başbakanı Boris Johnson, dünya liderlerini yeni tip koronavirüs (Covid-19) ile mücadelede birlik olmaya çağırdı, gelecekteki salgınları önlemek için de 5 maddelik plan sundu

İ

ngiltere Başbakanı Boris Johnson, Covid-19 salgını nedeniyle bu yıl internet üzerinden yapılan Birleşmiş Milletler (BM) 75. Genel Kuruluna video mesajla hitap etti. Covid-19 ile mücadelenin 9. ayında uluslararası toplum kavramının paramparça göründüğünü kaydeden Johnson, “Bu şekilde devam edemeyeceğimizi biliyoruz. Ortak düşmanımıza karşı birleşip gücümüzü ona yöneltmezsek herkesin kaybedeceğini biliyoruz” dedi. İnsanlığın bu “çirkin çatlakları” onarmasının zamanının geldiğini belirten Johnson, ülke olarak bu konuda ellerinden geleni yapmaya kararlı olduklarını ifade etti. Covid-19 Aşıları Küresel Erişim Programı’na (COVAX) ilk aşamada 71 milyon sterlinlik destek vereceklerini bildiren Johnson, Dünya Sağlık Örgütüne (DSÖ) gelecek 4 yıl içinde 340 milyon sterlinlik katkı sağlayacaklarını duyurdu.

Küresel sağlık krizlerine karşı önlem planı İngiliz Başbakan, “küresel sağlık krizlerini önlemek için yenilikçi ve yeni bir yaklaşımı temsil ettiğini” söylediği 5 maddelik planı da açıkladı. Bill ve Melinda Gates Vakfı ve İngiltere merkezli The Wellcome Trust ile istişare içinde geliştirilen plan, Covid-19 gibi tehlikeli patojenlerin hayvanlardan insanlara geçmesini önceden tanımlamak için dünya çapında “zoonotik merkezler” ağı geliştirilmesi önerisini içeriyor. Planda, tedavi ile aşılar için üretim kapasitesi geliştirilmesi, bu sayede de denenmiş ve test edilmiş tedavi ile aşıların ortaya çıkan tehditlere karşı kullanıma hazır tutulması isteniyor. Gelecekteki olası bir sağlık krizinin önceden belirlenmesi için küresel pandemi erken uyarı sistemi kurulması da planda öneriliyor. Planda, gelecekteki acil bir sağlık krizine karşı küresel protokoller üzerinde de şimdiden anlaşılması isteniyor. Böylece bilgi paylaşımından koruyucu ekipman tedarikine kadar her şeyi kapsayan ortak bir protokolün salgınlara daha etkin karşılık verilmesini sağlayacağı ifade ediliyor. Yeni tip koronavirüsle mücadeleyi zorlaştıran ihracat yasaklarının azaltılması istenen planda, İngiltere’nin 1 Ocak’tan itibaren Covid-19 açısından kritik öneme sahip birçok üründe tarifeleri kaldıracağı vurgulanıyor.

10 Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020

NHS’in Covid-19 uygulamasını ilk gün 1 milyondan fazla kişi indirdi Birleşik Krallık Ulusal Sağlık Sistemi NHS’in Covid-19 uygulamasını yayınlandığı ilk gün içinde bir milyondan fazla kişi indirdi. Kullanım alanı İngiltere ve Galler olan uygulama, Covid-19 virüsü taşıyan birinin yakınında olduklarını tespit etmesi halinde kullanıcılara 14 gün boyunca kendi kendilerini izole etmeleri talimatı veriyor. Uygulamayı 16 yaş ve üstü herkesten kurması isteniyor. Uygulamayı aktif eden kişilerin ziyaret ettikleri bir yer salgın etkin noktası olarak tespit edilirse, NHS Covid-19 uygulama sahiplerine uyarı gönderiyor. Uygulama, kendi kendine izolasyon uyarısı alan kişileri gizli tutuyor. Uygulamanın, virüse yakalanma riski olan daha fazla kişiyi bulma konusunda, insan temas gözlemlerinden daha etkili olması bekleniyor. Sağlık Bakanı Matt Hancock BBC Radio 4’ün Today programına, “Uygulamayı indiren herkes kendilerini korumaya yardımcı olacak, sevdiklerini korumaya yardımcı olacak, topluluklarını korumaya yardımcı olacak çünkü uygulamayı ne kadar çok insan indirirse, o kadar etkili olacak” dedi.



HABERLER

Yıldırım Mayruk ve Barbaros Şansal mesleğe veda etti

İngilizler, Brexit sonrası AB’de vizesiz seyahate çare arıyor

Moda dünyasının ünlü isimleri Yıldırım Mayruk ve Barbaros Şansal, Türkan Şoray’ın da sahneye çıktığı görkemli bir jübile ile kariyerlerine veda etti

İngilizler Avrupa’da vizesiz seyahat için AB vatandaşlığı ‘satın alıyor’. Kıbrıs en popüler ülke. İkinci sırada ise Yunanistan var

T

vrupa Birliği (AB) ve İngiltere arasında Brexit sonrası bir ticaret anlaşması için umutlar azalırken, yatırım yoluyla AB vatandaşlığı “satın almak” için başvuran İngiliz girişimcilerin sayısının keskin bir şekilde arttığı açıklandı. Yatırım ve göçmenlik şirketi Astons, yılın bu çeyreğinde Kıbrıs ve Yunanistan vatandaşlığı almak isteyen müşterilerinin sayısının, sırasıyla yüzde 50 ve yüzde 30 oranında arttığını söyledi. Küresel vatandaşlık danışmanlığı şirketi Henley & Partners da benzer şekilde, Malta, Portekiz ve Avusturya gibi ülkelere ve bazı Karayip Adaları’na yatırım yoluyla göçmenlik için danışmanlığa daha fazla talep olduğunu açıkladı. Bu ülkelerin ortak özelliğinin, geniş ikamet hakkı, AB içinde vizesiz seyahat ve yatırımcılara vatandaşlık sunma gibi imkanlar olduğu belirtildi. Güney Kıbrıs’ta 300 bin euroluk yatırımla 2 ay içinde oturum hakkı kazanılabiliyor. Asgari 2 milyon euroluk yatırımla 6 ay içinde Kıbrıs vatandaşlığı elde edilebiliyor. AB ile İngiltere arasında Brexit’in gerçekleşmesiyle 31 Ocak 2020’de başlayan geçiş sürecinin 31 Aralık 2020’de tamamlanması bekleniyor. Bu süre sonuna kadar İngiltere’nin AB ile bir ticaret anlaşması imzalaması gerekiyor. Bununla birlikte ticaret anlaşması için müzakereler eylül ayı itibariyle çıkmaza girmiş durumda.

ürk modasının duayen ismi Yıldırım Mayruk ve “Terzi Yamağı” Barbaros Şansal, Fişekhane’de gerçekleşen jübileyle meslek hayatlarına veda etti. ‘Yıldırım Mayruk Jübile Koleksiyonu’ binden fazla elbise içinden 1960’tan bu yana oluşturulan 200 kostüm ve 200 mankenle tanıtıldı. 1960’tan bugüne kadar Yıldırım Mayruk ile çalışmış genci yaşlısı 200 mankenin, 200 kostümle podyuma çıktığını söyleyen Barbaros Şansal “Bunların içinde 15 Türkiye güzeli vardı, 12 tane Best-Model vardı. 6 manken kızlarıyla çıktı. İki tane de dünya güzeli vardı, Azra Akın ve Meltem Hakarar” dedi.

Türkan Şoray’lı veda İzleyici ve kadro dahil herkesin duygulu anlar yaşadığını belirten Barbaros Şansal, “Bütün kadro ağlıyordu finalde, izleyici de ağlıyordu çünkü bir devir kapandı, bir tarih sayfası çevrildi. Türkiye çok önemli bir değerini kaybediyor. Umarım gelecek nesiller bunu telafi ederler.” dedi. 5 bölümden oluşan 60 dakikalık sunumda, tayyör ve mantodan işleme ve gece kostümlerine, gelinliklere uzanan bir anlatım gerçekleştirildi. 15 Milyon TL değerindeki Yıldırım Mayruk Jübile Koleksiyonu’nda kullanılan kumaş, malzeme ve aksesuarlar dünyanın seçkin markaları tarafından Yıldırım Mayruk için üretildi. 1500 saat el işçiliğiyle işlenen kostümler sergilendi. Kapanışta Yıldırım Mayruk ve Barbaros Şansal ile podyuma çıkan Türk sinemasının çeyrek yüzyıllık Sultanı Türkan Şoray ayakta alkışlandı.

12 Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020

A


İngiltere’de Covid-19 önlemlerine karşı protesto Avrupa genelinde olduğu gibi İngiltere’de de Covid-19 vakaları artarken, alınan tedbirlere karşı olan gruplar protesto eylemleri düzenliyor. 6 kişiden fazla gruplar halinde bir araya gelmenin yasak olduğu ülkede, binlerce kişi Trafalgar Meydanı’ndaki izinsiz protesto gösterisi için toplandı.

G

österi yasağına rağmen Londra’da yapılan eylemde hem koronavirüs önlemleri hem de aşı karşıtı pankartlar açıldı. Protestocular, alınan önlemlerle özgürlüklerin sınırlandırıldığını iddia ediyor. Ancak ülkede Ağustos ayından bu yana enfekte olan hasta sayısı hızla artarken, son haftalarda günlük eklenen Covid-19 pozitif vaka sayısı 4.500 ile 6.500 kişi arasında seyrediyor. Bu sayı Mayıs ayında salgının pik yaptığı dönemdeki değere ulaşmış durumda. Uzmanlar, artışın katlanarak devam ettiğine dikkat çekerek, daha sıkı tedbirler alınması gerektiği konusunda uyarıyor.

Tedbirlerde 4. aşama Ekonomiyi canlı tutmaya ve okulların açık kalmasını sağlamaya öncelik verilen İngiltere’de, koronavirüs tedbirlerinde Eylül ayının ortalarında vaka sayılarındaki artış nedeniyle 4. aşamaya geçildi. Buna göre pub, bar ve restoranlar gece 22.00’de kapanıyor. Restoranlar müşterilerine sadece masa servisi veya paket servis yapabiliyor. Daha önce sadece toplu taşıma araçlarında maske takmak zorunlu iken, taksilerde de maske zorunluluğu getirildi. Tüm mağazalarda ve kapalı mekanlarda da maske takmak gerekiyor. Maske takmama cezası 200 sterline yükseltildi ve aynı ceza 6 kişi kuralına uymayanlar için de geçerli hale getirildi. İskoçya’da polisin haftasonu ev partilerini de kontrol etmeye başladığı bildirildi. Bu kuralların 6 ay sürmesi beklenirken, 5. aşama olan ve kış aylarında uygulanan kilitlenmeye geçilmemesi için yerel tedbirlere öncelik veriliyor.

AB’den İngiltere’ye çalışmaları hızlandırma çağrısı AB, İngiltere ile yapılan Brexit ayrılık anlaşmasının uygulanmasına yönelik çalışmalara hız verilmesini istedi

A

vrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkan Yardımcısı Maros Sefcovic, Brüksel’de yapılan AB-İngiltere Ayrılık Anlaşması Ortak Komite Toplantısı bitiminde gazetecilere değerlendirmelerde bulundu. Toplantıda, ayrılık anlaşmasının tam, zamanında ve etkili biçimde uygulanması konusunu ele aldıklarını bildiren Sefcovic, hazırlık çalışmalarına hız verilmesi gerektiğini söyledi. Sefcovic, İngiltere’ye uygulanan geçiş sürecinin bitimine 100 günden daha az vakit kaldığını anımsatarak, “Halen yapılacak çok iş var” dedi. Ayrılık sonrasında AB ve İngiliz vatandaşlarının haklarını korumaya yönelik çalışmaların sürdüğünü aktaran Sefcovic, AB ülkelerinin İngiltere vatandaşlarının yerleşimine yönelik programlarını hazırladığını, İngiltere’nin AB vatandaşlarına yönelik uyguladığı sistemin ise endişeye neden olduğunu söyledi. Sefcovic, İngiltere’deki programının aynı statüye sahip AB vatandaşlarını farklı kategorilere ayırdığını, bunun kabul edilemez olduğunu ifade etti. İngiltere, AB ile ticaret başta olmak üzere, ikili ilişkiler konusunda kapsamlı müzakereler yürütüyor. Müzakerelerde, ticaretin yanı sıra balıkçılık, havacılık, ilaç ve güvenliğe kadar çeşitli konular ele alınıyor. Anlaşmaya varılamaması halinde iki taraf arasındaki ticari ilişkiler, 31 Aralık 2020 sonrasında Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarına göre yapılacak.

www.tbmag.co.uk 13


HABERLER

Brexit sonrası ilk serbest ticaret anlaşması Japonya ile

İngiltere’nin ilk robot garsonlu restoranı müşterilerini bekliyor

Ocak ayında Avrupa Birliği’nden ayrılan İngiltere, Brexit sonrası ilk önemli serbest ticaret anlaşmasını Japonya ile imzaladı

İngiltere’nin ilk bilim kurgu temalı restoranında, robotlar sadece duvarları süslemekle kalmıyor, aynı zamanda garson olarak çalışıyor

İ

M

ngiltere Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, “İngiltere, ticari açıdan bağımsız bir ülke olarak ilk büyük ticaret anlaşmasını Japonya ile imzaladı” ifadelerine yer verildi. Anlaşma İngiltere Ticaret Bakanı Liz Truss ve Japonya Dışişleri Bakanı Toshimitsu Motegi arasında imzalandı. Anlaşmayla birlikte İngiliz şirketlerin Japonya’ya yapacakları ihracatın yüzde 99’undaki gümrük vergilerinden kaçınmaları sağlanacak. Ticaret bakanlığının yaptığı açıklamada bunun özellikle sanayi, tarım ve teknoloji sektörlerine fayda sağlayacağı belirtildi. 31 Ocak’ta Avrupa Birliği’nden ayrılan İngiltere, yıl sonundan önce Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri ile yeni ticaret anlaşmaları imzalamayı hedefliyor.

ilton Keynes kentinde, Mark Swannell ile Joy Gittens 5 yıldır geliştirdikleri robotları restoranlarında çalıştırmaya başladı. Uzak Doğu Ülkeleri’nde yaygın olsa da, robot teknolojisini kullanan Robotazia adlı restoran kapılarını ilk kez ağustosta açtı. Robotazia’da dört robotik garson, müşterilerin masalarına içecek ve yemekleri getiriyor. İngiltere genelinde barlar, restoranlar ve diğer eğlence mekanları, koronavirüs vakalarındaki artış nedeniyle hükümetin kısıtlamalarına uyum sağlıyor. Robotzia’nın sahipleri salgın döneminde robot çalıştırmanın bir avantaj olduğunu ifade ediyor.

Kahraman fareye cesaret madalyası İngiltere’de PDSA adlı hayvanları koruma derneği Kamboçya’da mayın bulmakla görevli bir fareye cesaret madalyası verdi. PDSA madalyası, tehlike altında yararlılık gösteren sivillere verilen George Nişanı’na eşdeğer...

M

agawa adlı fare, APOPO sivil toplum örgütünün Hero Rat (kahraman fare) programı kapsamında mayın bulmak için eğitildi. Magawa dünyada en çok mayının bulunduğu ülkelerden Kamboçya’da görev yapıyor. Magawa bu güne kadar 39 mayın ve 28 patlayıcı mühimmatın bulunmasını sağladı. Dev keseli Afrika faresi Magawa’ya, bu başarısından dolayı “hayat kurtaran cesareti ve görevine bağlılık” nedeniyle, İngiltere’de PDSA adlı hayvanları koruma derneği tarafından cesaret madalyası verdi. PDSA madalyasının tehlike altında yararlılık gösteren sivillere verilen George Nişanı’na eşdeğer olduğu ifade edildi. APOPO’nun yöneticisi Christophe Cox, “Bu madalyayı almak bizim için gerçekten büyük bir onur” dedi. Cox, diğer hayvanlara göre farelerin daha zeki ve yemek ödülü için daha çok çalışmaya istekli olduklarını söyledi. 14 Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020


İngiltere, İran’a teslim etmediği tankların ücretini geri ödeyecek İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace, ilk defa iran’da tutuklu bulunan çifte vatandaş Zaghari-Ratcliffe de dahil olmak üzere İngiliz vatandaşlarının serbest bırakılmasının önünü açacak meblağı ödemeye çalıştıklarını açıkladı

Kabul, İran’da 2016’dan beri önce cezaevi daha sonra da ev hapsinde tutulan Zaghari-Ratcliffe’in avukatlarına bir mektupla bildirildi. İran, Şah Rıza Pehlevi iktidarı döneminde İngiltere’ye Chieftain tankları siparişi vermiş ancak 1979’da gerçekleşen yönetim değişikliğinin ardından tanklar teslim edilmemişti. Teslimatın yapılmaması nedeniyle İngiltere’nin, Tahran’a 400 milyon sterlin borçlu olduğu belirtiliyor.

İngiliz Hükümeti borcu ödemenin yollarını arıyor

İran’ın başkenti Tahran’da Şah Rıza Pehlevi karşıtı protestolar sırasında kentin önemli noktaların İngiliz yapımı Chieftain tankları konuşlandırılmıştı (1978)

İ

ngiltere, İran’da hapiste bulunan vatandaşı Nazanin Zaghari-Ratcliffe’in serbest kalmasını sağlama adına, Şah Rıza Pehlevi yönetimi döneminde tank alımı için ödenen ancak teslim edilmeyen askeri araçların parasını Tahran’a geri ödemeye hazırlanıyor. Borcun, Tahran’a ödenmesinin ardından İran’da cezaevinde tutulan bazı İngiltere vatandaşlarının serbest bırakılması bekleniyor. İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace, ilk defa olmak üzere bir açıklama yaptı ve çifte vatandaş Zaghari-Ratcliffe de dahil olmak üzere İngiliz vatandaşlarının serbest bırakılmasının önünü açacak meblağı ödemeye çalıştıklarını kabul etti. Wallace, aileleri temsil eden avukatlara, hükümetin borcu ödemek için tüm yasal yolları araştırdığına dair bilgi ve güvence verdi. Bu, Londra’nın ilk kez resmi ağızdan hükümetin borçlu olduğunu kabul ettiği anlamına geliyor.

Londra-Tahran hattındaki gerilim 2008’de uluslararası bir tahkimle karara bağlandı. Birleşik Krallık’ın borcu olduğuna hükmedildi. Müteakip dönemde mahkeme savaşları birbirini izledi. Tartışmaya o dönem İngiltere hükümeti adına silah satışlarını düzenleyen Savunma Bakanlığı bünyesindeki Uluslararası Askeri Hizmetler Ajansı da (International Military Services / IMS) girdi. Kurum şu anda her ne kadar feshedilmiş olsa da borç hala bu birimin üzerinde görülüyor. Guardian’ın haberine göre İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace, ailelerin avukatlarına gönderdiği mektupta, “IMS ve devam eden yasal anlaşmazlık ile ilgili olarak hükümet, ödenmesi gereken bir borç olduğunu kabul ediyor ve bu borcun ödenmesi için de tüm yasal yolları araştırmaya devam ediyor.” ifadelerini kullandı. Ancak İran’ın ABD mali yaptırımı altında bulunması nedeniyle İngiltere borcunu ödemeye karar verse dahi bunun nasıl olacağı henüz bilinmiyor. İngiltere Hükümeti’nin ABD ve AB yaptırımlarını delmeden ödemenin yollarını araştırdığı da belirtiliyor. İran’da halihazırda 30’un üzerinde çifte vatandaşın cezaevlerinde bulunduğu biliniyor

© Photo by vera-davidova on Unsplash

İngiltere’de karantinayı ihlal edene 10 bin sterlin ceza İngiltere’de pandemi ile mücadele kapsamında test sonucu pozitif olan karantinayı ihlal edenlere 10 bin Sterlin para cezası kesilecek

C

orona virüs salgını Avrupa’da etkisini arttırmaya devam ederken, İngiltere’de karantinayı ihlal edenlere para cezası getirildi. İngiltere hükümeti, koronavirüs testi pozitif çıkan ve kendini karantinaya alması gereken kişilere, karantina kurallarını art arda çiğnemeleri halinde 10 bin sterlin para cezası kesecek. Yetkililer, karantinayı ilk kez ihlal edenlere bin Sterlinlik ceza kesileceğini aktarırken, ihlallerin tekrarlanması halinde bu cezanın 10 bin sterline kadar çıkacağını açıkladı. Kendilerini izole etmesi istenen kişiler düşük gelir grubundan ise 500 sterlin tutarındaki tek seferlik devlet desteğinden faydalanabilecekler.

www.tbmag.co.uk 15


GÜNDEM

Pandemi beklenmedik, Brexit yavaş ve sancılı...

© Photo by Bruno Martins on Unsplash

İngiltere vatandaşları Brexit’in tamamen hayata geçeceği 1 Ocak 2021 sabahı AB üyesi olmayan yeni bir ülkeye uyanacaklar. Ancak 2020 yılının bitmesine sadece bir kaç ay kalmasına rağmen AB ile müzakereler tıkanmış durumda. Aralarında Ankara Anlaşması’nın da bulunduğu pek çok konuda hala belirsizlik hakim. İngiltere bir taraftan Brexit takvimine uymaya çalışırken bir taraftan da dünyada şok etkisi yaratan pandemi ile mücadele ediyor. Uzmanlar göre; tarihi iki ayrı krizi birlikte yaşamak zorunda kalan İngiltere’yi kısa ve orta vadede pek sorunla boğuşacağı zor bir gelecek bekliyor

16 Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020

B

rexit kararıyla 31 Ocak 2020’de siyasi olarak Avrupa Birliği’den (AB) ayrılmış olan İngiltere, 1 Ocak 2021 sabahı ekonomik ve ticari olarak da AB’den tamamen kopmuş olacak. Ayrılık sürecinin tamamlanması için gerekli hazırlıkların yapılacağı 2020 yılının sonlarına yaklaşıyoruz. Ancak İngiltere’nin yoğun bir tempo ile Brexit için hazırladığı planlarını hayat geçirmesi gereken 2020 yılına, tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi damgasını vurdu. İngiltere’nin Brexit hazırlıklarının, ülkelerin yaşadıkları bu olağanüstü durum karşısında ne yapacağını kestiremediği, süper güçlerin bile ekonomilerinin çok zorlandığı 2020 yılına denk gelmesi kimi uzmanlara göre tam bir talihsizlik.... Covid-19’a rağmen çalışmalara bir şekilde devam edilse de İngiltere’nin yıl sonuna kadar AB ile müzakere etmesi ve sonuca ulaştırması gereken başlıkların çoğunda ilerleme kaydedilmiş değil. Brüksel’de 9’uncu turu devan eden müzakerelerde taraflar, mal ve hizmet ticareti, yatırım, adil rekabet, ulaşım, enerji, nükleer iş birliği, balıkçılık, sosyal güvenlik, ortak programlar ve yasal iş birliği gibi çeşitli başlıklar görüşüyor. Bir anlaşma sağlanabilmesi için bütün konularda uzlaşılması gereken müzakerelerde özellikle ticaret, adil rekabet, balıkçılık ve uzlaşmazlıkların giderilmesi gibi temel alanlarda görüşmeler tıkanmış durumda bulunuyor. AB son olarak Avam Kamarası’nın İç Piyasa Yasa Tasarısı’nı onaylaması nedeniyle İngiltere hakkında yasal işlem başlattı. AB yetkilile-


ri, Lordlar Kamarası’nda da görüşülecek tasarının uluslararası hukukun ve Brexit Anlaşması’nın tek taraflı ihlali anlamına geldiğini ileri sürüyor. Anlaşmaya varılamaması halinde iki taraf arasındaki ticari ilişkilerin, 31 Aralık 2020 sonrasında Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarına göre sürmesi gerekiyor. Gümrük tarifesinden yeni ticaret anlaşmalarına, yeni göç yasasından Türk vatandaşlarına kendi işini yapmak üzere İngiltere’de oturum ve vatandaşlık yolunu açan Ankara Anlaşması’na kadar Birleşik Krallık’ın yeni düzenleme getirmesi gereken onlarca başlık hala masada duruyor. Bir taraftan zorlu ve meşakkatli bir ayrılık süreci yürütmeye çalışan İngiltere bir taraftan da tüm dünya ülkelerinden olduğu gibi pandemi ile savaşıyor. Salgın nedeniyle yaşanan ekonomik küçülme, artan işsizlik rakamları, yardım paketlerinin ekonomiye getirdiği yük ve daha pek çok çözümlenmesi gereken başlık İngiltere gündeminde brexit’in önüne geçmiş durumda. Peki bu zorlu yılı İngiltere nasıl tamamlayacak? 1 Ocak 2021 sabahı nasıl bir ülkeye uyanacaklar? Ayrılık süreci pandemi ile birlikte ne kadar başarılı yönetiliyor? İngiltere’yi nasıl bir yıl bekliyor? İşin uzmanlarına sorduk...

Anlaşmasız Brexit hala güçlü bir alternatif İngiltere’nin içinde bulunduğu durumu “Uzun süredir çifte kriz yaşıyoruz ve bu bağlamda bunun daha da derinleşeceğine dek ciddi sinyaller var” şeklinde yorumlayan Londra Regent’s Üniversitesi’nden Prof. Dr. İbrahim Sirkeci Brexit kararının uygulanmasının hala bir muamma olmaya devam ettiğini belirtiyor.

Prof. Dr. İbrahim Sirkeci Londra Regent’s Üniversitesi

© Photo by liam-martens on Unsplash

/ BREXIT, PENDEMİ VE UK

AB ile sürdürülen ve şu anda tıkanmış durumda olan müzakerelere değinen Sirkeci “2021’de de bu sürecin uzadığını görebiliriz. Uygulamaya girebilirse, mevcut koşullarda Brexit’in “anlaşmasız” yani, DTÖ kurallarına göre olacağı görülüyor. Çünkü Birleşik Krallık Hükümeti açıkça anlaşmalara uymayabileceğini ilan etti. Bunun direkt sonuçlarından birisi BK bileşenlerinin özellikle İskoçya’nın ayrılma talebinin güçlenmesi olacak. Milliyetçi aşırı sağın bir zaferi olarak algılandığı için ırkçı yabancı düşmanı söylem, politika ve icraatların artması pek olası. Hükümet AB’den çıkış kaynaklı ekonomik kaybı ve ticari ilişkileri başka ülkelere yönelerek kapatmaya çalışacaktır” yorumunu yapıyor. Süre kısalmasına rağmen Brexit konusundaki belirsizliklerin devam ettiğine dikkat çeken İş Bankası Londra Şubesi Müdürü Dr. Engin Topaloğlu, “Avrupa Birliği ile müzakerelerde henüz çözüme kavuşturulamamış başlıkların olması, anlaşmasız Brexit’in hala küçümsenemeyecek bir ihtimal olduğunu gösteriyor” diyor. Kısa vadedeki etkinin olumsuz olacağını tahmin etmenin zor olmadığını ifade eden Topaloğlu, “Bu olumsuzluğun boyutunu, AB ile kurulacak yeni ilişkinin getireceği olumsuzluklar ile Birleşik Krallık’ın, AB dışı ülkelerle olan ilişkilerini daha serbestçe yönlendirmesinden kaynaklanacak avantajlar belirleyecek” şeklinde konuşuyor.

www.tbmag.co.uk 17


GÜNDEM “Londra, Birleşik Krallık Avrupa Birliği’ne girmeden önce de dünya finans merkeziydi. Brexit’ten sonra da bunun bir günde değişmesi mümkün değil. Londra’ya bu özelliğini kazandıran finansal ve hukuki ekosistemin, Birlik içindeki başka bir lokasyonda sağlanması kısa vadede çok zor” diyen Topaloğlu Brexit’in yürürlüğe girmesiyle Birleşik Krallık ve Türkiye arasındaki ekonomik işbirliği hacminin artarak devam edeceğini öngörüyor.

Ayrılık çok zahmetli ve zorlu olacak

Engin Topaloğlu PhD. İş Bankası, Londra

Londra bir günde finans merkezi olmaktan çıkmaz Brexit sonrası Birleşik Krallık’ta yaşanması muhtemel beklentileri yorumlayan Dr. Engin Topaloğlu, finansal değerlendirmelerde de bulunuyor. “Euro’ya dayalı türev piyasalarla, Euro takas işlemlerinin Birlik içine kayacağını tahmin ediyoruz. Bunun dışında Avrupa piyasasına yönelik faaliyetlerini yönetmek üzere merkezlerini Londra’ya konumlandıran bir kısım uluslararası şirketin, bu faaliyetlerinin kısmen ya da tamamen AB içindeki ülkelere kaydırdığını gözlemliyoruz” diyen Topaloğlu yaşanacak zorlu sürece rağmen referandum sonrasında gündeme gelen felaket senaryolarının da gerçekleşmeyeceği görüşünde.

Brexit kararının uygulamaya girmesiyle birlikte AB’nin dayandığı dört esas kural olan malların dolaşımı, hizmetlerin dolaşımı, sermayenin dolaşımı ve kişilerin dolaşımı ile ilgili olan bütün kuralların 2021 itibariyle değişeceğini belirten Nightingale Avrupa Ajansı Eşbaşkanı ve Alpines Danışmanlık Direktörü Ayşegül Yeşildağlar, “Bir başka ifadeyle, yaşamımızın bütün alanlarına dokunan her şeyde yeni kuralların uygulandığı farklı bir ülkeye uyanacağız” diyor. Nelerin değiştiğini bugün tam olarak idrak etmenin çok da mümkün olmadığını dile getiren Yeşildağlar, şöyle devam ediyor: “Brexit oylamasında ayrılma kararı lehinde oy verenler bile bu işin İrlanda meselesinde kilitleneceğini öngörememişlerdi. Bu sürecin nereden nereye geldiğini hep beraber yaşadık; nerelere varacağını da ancak yaşayarak görebileceğiz. AB Ülkeleri’nde turist olarak kapılarda ne kadar beklediğimizden tutun, bu ülkelerde iş bulma, geçici olarak çalışma, yerleşme, öğrencilerin Erasmus programlarına katılması, serbest dolaşan kişiler bakımından şu anda tek bir AB tüzüğü ile düzenlenen sosyal güvenlik koordinasyonunun her bir AB ülkesi ile ayrı ayrı düzenlenmesi gibi yeni durumlarla karşılaşacağız. Bütün bunlar aşılabilir mi derseniz, elbette bir gün aşılacaktır ama tüm ayrılıklarda olduğu gibi bu ayrılık da çok zahmetli ve zorlu olacaktır.”

Brexit, koronavirüsten ayrı düşünülemez Eurovizyon.co.uk Genel Yayın Yönetmeni, Gazeteci Mustafa Köker ise Birleşik Krallık’ın, Avrupa Birliği içerisinde bulunduğu dönemde de, ülkenin kendine has gelenek ve kuralları yaygın olarak günlük hayatta ve çalışma hayatında uygulandığı için pratik olarak çok fazla değişim olacağını ihtimal vermiyor. “Bu ülkede çalışan AB üyesi ülke vatandaşlarına yönelik olarak çok köklü düzenle18 Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020


/ BREXIT, PENDEMİ VE UK

meler yapılmaz ise, vize ve çalışma şartları zorlaştırılmaz ise Brexit sürecinde de rutin hayat devam eder” diyen Köker “AB vatandaşlarının Birleşik Krallık’ta yaşamları zorlaştırılacak olursa -ki bu kısa vadede İngiltere’nin zararına olur- o zaman özellikle çalışma hayatında ciddi sorunlar kaçınılmaz olur. Kalifiye ve vasıfsız işler için istihdam problemi yaşanır. Koronavirüs süreci bu durumu değiştirebilir belki. Malum ciddi bir iş kaybı sözkonusu… Yani Brexit’i, şu an koronavirüs süreciyle birlikte değerlendirmek durumundayız” şeklinde konuşuyor. Eğer AB ile anlaşmasız bir ayrılık gerçekleşirse, ek gümrük vergileri ve lojistik artışları gibi tüketiciler açısından bir maliyet artışı söz konusu olabileceğine vurgu yapan Köker “Bu da, ekonomik olarak Britanya’da yaşayan insanların hayatına artı maliyet olarak yansır. Fakirlik artar. Enflasyon rakamları yükselir. İnsanların tüketim alışkanlıkları değişir. Hatta tüketim dengesi yeniden oluşur. Demem o ki, taşlar yerine oturuncaya kadar kısa vadede sarsıntılı bir süreç yaşanır ama uzun vadede Britanya’nın kendi ekonomik dengelerini kurarak, daha uygulanabilir bir ekonomi oluşturacağı kanısındayım” diyor. Prof. Dr. İbrahim Sirkeci’ye göre Brexit’in pandemi ile çakışması ekonomik anlamda olumsuz etkilerin çok daha derin olacağına işaret... Pandemi sürecinde ekonominin şu ana kadar % 25 küçüldüğünü belirten Sirkeci “Yeni yasaklar ve salgının derinleşmesi ile güvenin iyice düşeceğini ve küçülmenin daha da derinleşeceğini beklemek gerek. AB pazar avantajını yitiren bir BK uluslararası rekabet gücünü kaybedecektir. Son 40 yıldaki refahın önem-

Ayşegül Yeşildağlar Nightingale Avrupa Ajansı/Alpines Danışmanlık

li bir nedeni AB içine bir servis noktası olmaktan ötürüydü. Bu ortadan kalkınca pek çok uluslararası ticaret koridoru başka AB Ülkelerine doğru kayacaktır. Özellikle finans alanında Paris ve Madrid cazip hale gelecek görünüyor” yorumunu yapıyor. Muhafazakar Hükümet’in bunu önlemek için Karayip Ada Ülkeleri’nde uygulanan cinsten bir vergi cenneti yaratma yoluna gitmeyi düşünebileceğini söyleyen Sirkeci “Londra ve BK bunun için çok büyük merkezler. Böyle bir gelişmenin eşitlik, çalışan hakları vs. açısından sonuçları çok vahim olacaktır” diyor. Sirkeci bu süreçte BK ile Türkiye arasında avantajlı bir yakınlaşma olabileceğini öngörüyor.

Brexit ve pandemi buluşması büyük talihsizlik Hem Brexit, hem de Covid- 19 salgını sürecinin şimdiye kadar başarılı yönetilemediğini ve bunun geleceğe dair kaygıları attırdığı görüşünde olan Ayşegül Yeşildağlar İngiltere’nin AB ile kriz yaşadığı İç Piyasa Yasa Tasarısı’na değiniyor. “Örneğin, Birleşik Krallık’ın geçtiğimiz haftalarda AB ile daha birkaç ay önce imzalamış olduğu protokolü, yani ulusal mevzuatın üzerinde olan bir uluslarüstü anlaşmayı ihlal etmesine yol açabilecek mevzuatı parlamentonun Avam Kamarası’ndan (House of Commons) geçirmiş olmasını anlamakta zorlanıyorum. Brexit sürecini kolaylaştıracak bir adım olmamıştır ve ayrıca şimdiye kadar çeşitli açılardan eleştirsem de her zaman hukukun üstünlüğüne saygısı nedeniyle takdir ettiğim bu ülkeye yakışmamıştır.” diyen Yeşildağlar süreçteki aksaklıkları anlatmayı sürdürüyor: “Brexit ile halihazırda İngiltere ile AB ülkeleri arasında oluşan soğukluk şimdiye kadar Covid-19 ile mücadelede bu www.tbmag.co.uk 19


GÜNDEM görüşünü destekleyen bir diğer isim de Prof. Dr. İbrahim Sirkeci... “Johnson Hükümeti’nin başarısızlıkları hem parti içinde hem de dışında biliniyor ve görülüyor” yorumunu yapan Sirkeci “İngiliz bürokrasi bu işi yürütebilir ancak yönetimde ciddi değişiklikler olacağını düşünüyorum” diyor. Bu süreçte pandeminin hem bir avantaj hem de dezavantaj olabileceğini ifade eden Sirkeci görüşünü şöyle açıklıyor: “Ekonomik krizin derinleşmesinin büyük nedeni pandemi olacağı için Brexit daha affedilebilir bir kusur haline gelecektir. Pandemi 2 ve 3. dalgalarla devam eder, hasta ve ölü sayıları korkulan düzeylerde seyrederse zaten Brexit önemsiz bir detay olarak kalacaktır.”

Brexit için zamanında aksiyon alınamadı

ülkelerle yapılan işbirliklerini olumsuz etkilemiş ve bundan böyle de etkilemeye devam edecek gibi görünmektir.” Brexit geçiş sürecinin pandemi ile aynı yıla denk gelmesini “Büyük bir talihsizlik” olarak yorumlayan Ayşegül Yeşildağlar, Brexit ile beklenen olumsuzlukların pandemi ile daha da ağırlaşacağına dikkat çekiyor. “Birleşik Krallık pandemi ile mücadelede AB ülkeleri ile kıyaslandığında maalesef başarısız bir performans izlemiştir” diyen Yeşildağlar değerlendirmelerine devam ediyor: “Bu salgının başta gerektiği gibi ciddiye alınmayarak önlemlerin gecikmeli olarak alınması, akabinde ülkenin ciddi bir kapanma (lockdown) sürecine girmesine neden olmuş ve ekonomi yüzde 20 oranında küçüldü. Brexit gerçekleştikten neredeyse 3 ay sonra bile ve hatta belki de aşı bulunana kadar bu kısıtlamalarla yaşamaya devam edeceğiz gibi görünüyor. Bu arada Ekim ayı sonunda biteceği ilan edilen işçi destek programının (furlough) devam edip etmeyeceği de belli değil. Bu durumda, özellikle ticaret anlaşması yapmadan AB’den çıkılması halinde ekonomiyi ve bir de Brexit’in gerçekleşmiş olduğunu düşünmek adeta bir kabus senaryosu gibi görünüyor.” Boris Johnson hükümetinin Brexit ve pandemi sürecini eş zamanlı yürütmekte başarısız olduğu 20 Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020

“Pandemi ne kadar beklenmedik ise Brexit’de bir o kadar yavaş, sancılı ve uzun sürdü” diyen TBCCI Yönetim Kurulu Üyesi ve London Bridge Project CEO’su Kemal Sidar da pandeminin getirdiği risklerin Brexit ile birleşmesinde temel problemin Brexit sürecinin iyi yönetilememesinden kaynaklandığı görüşünde... “Brexit’in planının temelinde daha fazla ihracat ve daha fazla birebir serbest ticaret anlaşmaları varken şu anda tüm pazarlar ya durmuş yada duracak kadar yavaşlamış durumdalar” diyen Sidar, yaşananların özellikle profesyonel hizmetlerden büyük katma değer sağlayan İngiltere için olabilecek en kötü senaryolardan birinin gerçekleşmesi anlamında geldiğini belirtiyor. Sidar kısa ve kolay bir çözümü olmasa da uzun vadede İngiltere’nin finansal olarak güçlü bir ülke olmasının durumun zorluğunu hafifleteceğini öngörüyor.

Kemal Sidar London Bridge Project


/ BREXIT, PENDEMİ VE UK

Mustafa Köker Eurovizyon.co.uk

maliyet olarak yansıması kaçınılmaz olacağına dikkat çeken Köker “Ekonomiyi canlı tutan şirket iflaslarını da buna ekleyince, Britanya’nın içine girdiği tünel daha da karanlıklaşıyor” diyor. Bütün enerjisini, kendi başına yürüyeceği Brexit sürecine, Brexit sonrası planlayanların kanalize eden Birleşik Krallık’ın koronavirüs salgını ile birlikte bütün bu hesapların yeniden yapıl(ama)ması ile yüzleştiğini vurgulayan Köker “Salgının, hesap dışı bu oyuna dahil olması, Brexit projesini hazırlayanlara çifte mesaiyi dayattı. Süreci eş zamanlı ve en az kayıpla yürütmek zorunda. Çünkü, üçüncü bir seçenek söz konusu değil. Belki saç baş yoldurtacak bir süreç olacak ama Birleşik Krallık gibi köklü bir geçmişe sahip imparatorluk artığı ülkenin çok uzun olmayan bir sürede tünelden çıkabileceğini düşünüyorum” şeklinde konuşuyor.

Pandemi dolayısıyla yaşanan olağanüstü durumun altından kalkmanın sadece İngiltere değil tüm dünya ülkeler için çok zor olduğunu vurgulayan Sidar “Buradaki sorun pandemi değil Brexit’in belirsizliklerle dolu bir hale getirilmesidir. Pandemi herkes için beklenmeyen bir kabus oldu ama Brexit’in ne zaman ne olacağı uzun yıllardır biliniyor ancak hala yeterince ve zamanında aksiyon alınmamış durumda. Brexit ve pandeminin ortak yıkıcı etkilerini yine girişimcilerin ve ihracatçı şirketlerin yaratacağı katma değerin bertaraf edeceğine inanıyorum şeklinde konuşuyor” şeklinde konuşuyor.

Covid-19, Brexit sürecinde çarpan etkisi yaratıyor Brexit süreci ve sonrasındaki beklentiler konusunda değerlendirme yapılırken covid-19 salgınını da dikkat almak gerekiyor. Brexit ile birlikte yaşanacak sorunları, koronavirüs salgınının getirdiği yeni durumdan ayrı konuşmanın, tartışmanın imkansız olduğunu belirten Eurovizyon.co.uk Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Köker’e eğer salgın söz konusu olmasaydı Brexit süreciyle ilgili daha net tespitler yapılabileceğini ifade ediyor. Köker “Ama bütün dünyanın dengesini alt-üst eden salgın, Brexit ile birlikte Britanya ekonomisiyle ilgili öngörülerin de yeniden yazılmasını sağlayacak. Ortada, salgın kaynaklı ciddi bir iş kaybı, işsizlik, iflaslar var iken, Brexit sürecinin ülkeye yansımalarını net olarak ortaya koymak gerçekten zorun da ötesinde bir durum” yorumunu yapıyor. Sadece işini kaybedenlerin getireceği külfetin, önümüzdeki dönemde her insanın hayatına bir www.tbmag.co.uk 21


GÜNDEM Pandeminin etkisi Brexit’ten daha büyük Pandeminin etkisi arttıkça ekonomiye getirdiği yük de artıyor. Pandemi kaynaklı olumsuzlukların Brexit’in çok ötesinde bir yüke sebep olacağı görüşünü dile getiren İş Bankası Londra Şubesi Müdürü Dr. Engin Topaloğlu Pandeminin yalnızca Birleşik Krallık’ta değil, tüm dünya ekonomisi ve siyaseti üzerinde sarsıcı etkiler yaratacağını ifade ediyor. Ekonomik aktivitenin zayıf halini sürdüreceği, keskin bir toparlanmanın kısa vadede görülemeyeceği kanaatini paylaşan Topaloğlu süreci değerlendirmeye devam ediyor: “Pandeminin ticari gayrimenkul sektörüne büyük ve kalıcı darbe indirdiğini görüyoruz. Çalışma ve iş yapış şekillerinde ortaya çıkacak köklü de-

ğişiklikler, varlık değerleri ve nakit akışında daralmaya yol açarken, bu yatırımlara tahsis edilen kredi ödemelerindeki sıkıntılar bankacılık sektörüne sirayet eden artçıları olacak. Pandemi öncesinde tarihi dip seviyelere inen işsizliğin uzunca bir dönem bu seviyeleri göremeyeceğini tahmin ediyoruz.” Dr. Engin Topaloğlu Brexit sürecinin başta umulanın aksine oldukça sancılı geçtiğini belirtiyor. “Pandeminin yönetilmesi tarafında başta belli zaafiyetler yaşandığı şeklinde güçlü bir algı var kamuoyunda. Buna mukabil ekonomideki kırılganlıkları önlemek için bir kısım etkili tedbirlerin alındığını da görüyoruz” diyen Topaloğlu “Bu tedbirlerin kamu bütçesine ciddi bir yük getireceği açık. Kısa vadede güçlüklerle karşılaşılsa da uzun vadede akılcı politikalarla Birleşik Krallık’ın yeniden güçlü bir ekonomiye kavuşabileceği kanaatindeyiz” şeklinde konuşuyor.

Brexit İngiltere için avantaj mı, dezavantaj mı olacak? Brexit sürecinde gerek salgın gerek hükümetten kaynaklanan aksamalar yaşansa da zaman ilerliyor. 2021 yılına sadece bir kaç ay kaldı. İngiltere’nin AB ile yürüttüğü müzakere başlıklarından anlaşmaya varılamaması halinde iki taraf arasındaki ticari ilişkiler, 31 Aralık 2020 sonrasında Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarına göre yapılacak. Brexit oylamasında büyük çoğunlukla evet diyen halk artık Brexit’in sağlayacağı öngörülün avantajlardan faydalanmak istiyor. Ancak Ayşegül Yeşildağlar, Brexit’in ekonomik avantajı olarak; AB’nin düzenleyici ve korumacı yapısının sosyal refah harcamalarına getirdiği mali yükü hafifleteceği öne sürülse de bu konudaki çalışmaların bu avantajın AB ile ekonomik entegrasyonun zayıflaması sonucu ortaya çıkacak dezavantajlar yanında önemsiz olacağı görüşünde... AB, Birleşik Krallık’ın en büyük ticaret ortağı olduğuna, Birleşik Krallık’ta üretilen malların %45’inin, hizmetlerin ise %38’inin AB’ne ihraç edildiğine dikkat çeken Yeşildağlar “Birleşik Krallık’ın AB ile yapacağı muhtemel bir ticaret anlaşmasında ticaret sınırlamaları ve maliyetleri doğal olarak artacak ve gümrük kurallarına bağlı olarak AB’ye ihracat yapan şirketler gecikmeler yaşayacaklar. Birleşik Krallık’ın AB iç pazarına erişimini yitirmesi, bu ülke vatandaşlarının AB’de hizmet verme ve yerleşme serbestisini de olumsuz etkileyecek. Bu durum yerli ve yabancı firmaların ve işlerin İngiltere’den Kıta Avrupa’sına kaymasıyla sonuçlanabilecek. AB firmalarının Birleşik Krallık’ı Avrupa’ya köprü bir ülke ola22 Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020


/ BREXIT, PENDEMİ VE UK

rak gördükleri dikkate alındığında bu durum özellikle City’deki firmaları daha da fazla etkileyebilecektir. Brexit ile birlikte İngiltere AB’nin gelecekte diğer ülkelerle yapacağı ticaret anlaşmalarının ve Tek Pazar’da sağlanan gelişmelerin de dışında kalmış olacaktır” şeklinde konuşuyor. İş Bankası Londra Şubesi Müdürü Dr. Engin Topaloğlu da ekonomik olarak kısa vadeli etkinin olumsuz olacağı görüşünde... “Anlaşma şartları henüz belli olmamakla birlikte, belli olsa bile bunların yürürlüğe konulması ve işletilmesi tarafında sorun yaşanılması kaçınılmaz” diyen Topaloğlu, gelecek döneme ilişkin beklentilerini anlatmayı sürdürüyor: “Mal ve hizmet tedarikinde önceki döneme kıyasla güçlükler yaşanacak, ithal malların maliyetlerinde artış ile birlikte ekonomik aktivitede bir yavaşlama, işsizlik ve enflasyon birlikte gerçekleşebilir görünüyor. Bununla birlikte, Avrupa Birliğinden ayrılan Birleşik Krallığın yumuşak güç ve diplomasideki uzmanlığını daha etkili ve dinamik bir şekilde kullanabileceğini, böylelikle belirtilen olumsuz etkilerin uzun vadeye aynı ölçüde yayılmayacağını öngörüyoruz.”

İngiltere, girişimciler yatırımcılar gözünde cazibesini kaybedebilir London Bridge Project Kurucu Ortağı ve CEO’su Kemal Sidar ise kısa vadede değil ama orta ve uzun vadede Brexit’in birçok yapısal özellikle toplumsal etkileri olan değişikliklere neden olacağını ifade ediyor. Brexit’in gerçek etkisini 3 yılın sonunda özellikle hizmetler sektöründe görebileceğimizi belirten Sidar “İş gücü temini ve maliyetler birçok küçük firma için sorun olmaya başlayacaktır. Brexit’in sosyal, kültürel etkilerini de ilk 5 sene sonunda hissedeceğimizi düşünüyorum. Benim kanaatim kısa vadeli ve şok zorluklar dışında Brexit’in yapıcı sonuçlar üreteceği şeklinde” diyor. İngiltere’nin girişimci yatırımcılar için bir cazibe merkezi olma özelliğini kaybetme riski de taşıdığına dikkat çeken Sidar şöyle devam ediyor: “Özellikle IT, yenilikçi teknolojiler, yaratıcı endüstriler gibi katma değerli alanların birçoğunda göçmen kaynaklı girişimcilerin ağırlığını görebiliriz. İngiltere’nin bu cazibeyi kaybetmesi demek, zaten risk almak istemeyen ve çalışma mecburiyeti hissetmeyen nüfusu ile zorlanması demek olur. Bunu kimse itiraf edemese de hükümetin bu gücü kaybetmek gibi bir şansı bulunmuyor. O nedenle hem İngiltere’nin Brexit sonrasında da

cazibesini koruması hem de İngiliz şirketlerinin daha fazla ihracat yapmaları ve yabancı pazarlara daha fazla dahil olabilmeleri için ciddi kaynak harcanıyor. Eğer hem insan kaynağı, hem girişimciler hem de profesyonel hizmetler alanında bu çabalar karşılık bulur ise İngiltere Brexit’ten ekonomik anlamda güçlenerek çıkacaktır. Ancak eğer Brexit demek daha fazla sınır daha fazla bürokrasi olacak olursa bu durumda da yaşlanan ve yavaşlayan bir ekonomi ile karşı kalacağız.”

Ankara Anlaşması’ndaki belirsizlik devam ediyor Türk vatandaşlarına kendi işini yapmak üzere İngiltere’de oturum ve vatandaşlık yolunu açan Ankara Anlaşması’ndaki belirsizlik de hale bir çözüme kavuşturulmuş değil. Brexit ile İngiltere’de Ankara Anlaşması vize uygulamasının sona ereceğine ve yeni göç kurallarının uygulanacağına dikkat çeken Yeşildağlar, “Yeni göç kurallarının prensipleri açıklanmış olmakla birlikte uygulamanın nasıl olacağına dair detaylı mevzuat henüz yayınlanmadı. Vatandaşlarımızın yeni göç kurallarını öğrenmeleri önem arz ediyor. Ankara Anlaşması Birleşik Krallık bakımından sona ererken diğer AB ülkeleri bakımından geçerliliğini sürdürmektedir; bu sebeple, Ankara Anlaşması’nın kişilerin serbest dolaşımı boyutunun diğer AB ülkelerinde uygulanmasına da yönelik çalışmalar ve siyasi baskılar sürdürülmeli” şeklinde konuşuyor. Brexit süreci ve sonrasında yaşanacaklar konusunda çok olumlu beklentiler taşımayan Ayşegül Yeşildağlar’a göre İngiltere 2021 yılına yeni kuralları öğrenmekle ve bunların hayatlarındaki etkilerini değerlendirmekle başlayacak. “Muh-

www.tbmag.co.uk 23


GÜNDEM sıkıntılar olacak.” Sidar “Sürecin kendisinin, sürecin sebebinden önemli hale geldiğini ve artık kimsenin neden Brexit’e karar verildiğini hatırlamadığını düşünüyorum. Her sene daha fazla sadeleşme ve kolaylık beklerken Brexit özellikle ithalat/ihracat ve insan kaynağı üzerinde ciddi bir operasyonel yük ve planlanmayan masraf çıkaracak” tespitinde bulunuyor. Londra Regents Üniversitesi’nden Prof. Dr. İbrahim Sirkeci ise 2021 yılı için politikaya dair bir yorum getiriyor. 2021’in Muhafazakar Parti için liderlik yarışı ve sonrasında yeni bir başbakan ve kabine ile başlayabileceğini öngören Sirkeci 2020 yılının pek çok ülkede olduğu gibi Birleşik Krallık için de kayıp bir yıl olacağını ifade ediyor. “Tek olasılık Covid-19 aşısının bulunması” diyen Sirkeci “Johnson ve ekibi önderliğinde aşı bulunursa işler toparlanır ve muhtemelen bir sonraki seçimi de garantilerler” şeklinde konuşuyor.

Tüm dünya yeniden şekilleniyor temelen iş yerlerimizde, yaptığımız işlerde, yaşantılarımızda ve gelecekte yapmayı planladıklarımızla ilgili kararlarda değişiklikler olacak; bunları yaşayarak idrak edeceğiz” diyor.

2021’nin kaderini Covid-19 aşısı belirleyecek 2021 yılına, tüm dünyada olduğu gibi Birleşik Krallık’ta da pandeminin seyri karar verecek. 2021 yılının tüm ülkelere benzer şekilde ekonomik açıdan belirsizliklerle dolu ve sorunlu bir dönem olacağını ifade den İşbank Londra Şubesi Müdürü Dr. Engin Topaloğlu, “Yaygın olarak uygulanabilecek, etkili bir aşının önümüzdeki yılın ortalarına kadar üretilme ihtimalinin düşüklüğünden hareketle 2021 yılına zayıf bir başlangıç yapılması ve bu etkinin yıl boyunca sürmesi kuvvetle muhtemel” diyor. 2021’i pamuk ipliğine bağlı olarak tarif eden London Bridge Project Kurucu Ortağı ve CEO’su Kemal Sidar da aşıya dikkat çekiyor. Sidar şöyle devam ediyor: “Eğer 2020 son çeyrekte pandemi kontrol altına alınabilir ve 2021’in ilk çeyreğinde bir aşı ya da bir çare bulunursa, ciddi oranda etki kaybı olursa, 2021’de kesin bir yükseliş ve ertelenen harcamaların getirdiği büyüme olacak. Ancak tersi bir durumda birçok şirket ve ekonomi için küçülme kaçınılmaz hale gelecek. En büyük sıkıntımız da işsizlik ve işsizliğin getireceği sosyal 24 Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020

“Hükümetin son açıklamaları ve aldığı kararlar, ayrılık masasına giderken yediği koronavirüs darbesinden ciddi etkilendiğini gösterdi” diyen Eurovizyon.co.uk Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Köker ise 2021 yılına dair öngörülerini şöyle özetliyor: “Salgının başlangıcında verilen destekler yerine daha hesaplı, kitaplı davranılacağı belli oldu. İşini ve işyerini kaybedecek olanların devlete çok fazla ümit bağlamamasının mesajı verildi. Yani birkaç yumruk darbesi almış boksörden daha çok, nakavt olmuş ve yüzü gözü gibi yara izleriyle bu yılı tamamlayacak. Birleşik Krallık, 2021 yılına Brexit’in açacağı yaralarla girmeye hazırlanırken, koronavirüsün açtığı kemik kırıklarıyla daha perişan halde ‘merhaba’ diyecek gibi gözüküyor.” “Eğer koronavirüs salgını olmasaydı, Birleşik Krallık’ın Brexit sürecini kendi planlarına uygun olarak hayata geçirerek yeni dünya düzeni içinde yerini alacaktı” diyen Mustafa Köker “Ancak son altı ayda yaşananlar, yapılan planların pek anlamlı olmadığını gösterdi. Bireyden, topluma ve hatta dünyanın yeniden şekillendiği bir süreç yaşıyoruz. Bütün öngörülerimiz, beklentilerimiz mazi olarak kalacak. Yeni nesiller, yeni bir dünyada ve yeni hayat biçimleri ile devam edecek. Bir başka ifade ile sadece Birleşik Krallık değil tüm dünyaya format atılıyor. Brexit bunun içinde bir detay olarak kalacak sanki” şeklinde konuştu.


istanbul/london

Stratejik Planlama, İş Geliştirme ve Pazarlama

Birleşik Krallık'ta iş yapmayı konuşalım... İşletmenizin uluslararası pazarlara açılmasına yardımcı oluyoruz... Ocak 2021 de başlayacak Brexit ile 68 Milyonluk ülkede Türkiye firmaları için büyük fırsatlar doğuyor. Bugün İletişime Geçin...

afscomms / afişiletişim

Dünyaya Bağlan

afscomms.com 25 www.tbmag.co.uk +90 535 711 41 37 / +44 74 7117 9662 / contact@afscomms.com


BAKIŞ AÇISI bir araya gelirken kimi etkinlik talepleri salgın gerekçesiyle geri çevriliyor.

Fırsatçılık ve yolsuzluklar bir madalyonun iki yüzü

Salgın fırsatçılığı ve yolsuzluk bir madalyonun iki yüzü gibidir. Yani biri diğerinden ayrı olamıyor. Şöyle ki; normal zamanlarda burjuva hukukuna en uygun biçimde davranan hükümetler bile, krizle ya da bir ciddi salgınla karşılaştıklarında (daha hızlı kararlar alabilme gerekçesiyle), standart hukuki prosedürden hızla uzaklaşıyorlar. Devletten bağımsız ya da özerk denetim birimlerinin olmaması ise bu kararların sorgulanmasını önlüyor. Bu durum bazı sermaye sahipleri ve politikacılar için iyi bir fırsat oluştururken, aynı zamanda yeni yolsuzlukların önünü açıyor.

Salgın fırsatçılığı ve çok uluslu şirketler

K

apitalizmin tarihinde krizler, her zaman, sistemin kilit noktalarında bulunanlarca “yeni kârlar yaratmak” için iyi bir fırsat olarak değerlendirildi. Bu, özellikle de, kapitalizmin son 40 yılına damgasını vuran neo-liberalizm aşamasında geçerli oldu.

Mustafa Durmuş Prof. Dr., Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi (Gazi Üniversitesi) İİBF Öğretim Üyesi

Böyle bir fırsatçılık patron sınıfı için olduğu kadar, siyasal iktidarı elinde tutan politikacılar için de geçerli. Şöyle ki patronlar böyle dönemlerde işçileri daha da baskılayarak onlardan sağladığı artı değeri, dolayısıyla da kârı artırma çabası içinde olurken, siyasal iktidarı elinde tutanlar bu durumu daha fazla otoriterleşme, böylece de iktidarlarını sürdürme fırsatı olarak görüyorlar. Hatta salgın fırsat bilinip, bu ortamda dahi Kanal İstanbul gibi bir proje savunulabiliyor, büyük köprü müteahhitlerine dolara endeksli ödemeler ya da yandaş büyük holdinglere vergi indirimleri devam ettirilebiliyor. Keza bu fırsatçılık, krizin niteliğinden bağımsız olarak, ekonomik bir kriz, doğal bir felaket ya da mevcut Korona salgınında olduğu gibi, küresel bir salgın durumunda da söz konusu olabiliyor. Yeri gelmişken salgınla ilgili birer örnek vermek gerekirse; Ankara’da, güvenirliği tartışmalı PCR testleri artık bazı özel hastanelerde ve özel laboratuvarda da, 350 lira karşılığında yapılıyor. Yüksek bulaş riskine rağmen yüz binlerce insan tarihi bir müzenin ibadethaneye çevrilmesi sırasında

26 Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020

Bu usulsüzlükler, salgınla ilgili olarak halktan toplanan bağış ve yardımların hesabının tutulmamasından, bunların nerelere harcandığına ilişkin bilgi verilmemesine, sağlık ekipmanı ve büyük çapta zorunlu gıda ve temizlik malzemesi alımına ve dağıtımına, hatta salgınla mücadele etmek amacıyla kurulmuş olan yeni örgütlerin yönetimine atamalara kadar çeşitli biçimlerde gerçekleşirken fırsatçılığın boyutu daha da büyüyor.

Daha az test kiti, daha az tedavi imkânı

Diğer yandan böyle yolsuzluklar salgınla mücadelede çok önemli olan test kitlerinin, tedavi ve karantina imkânlarının ve diğer mücadele araçlarının maliyetini artırarak salgınla mücadeleyi zayıflatıyor. Bunun sonucunda başta yoksullar olmak üzere, toplumun ezilen kesimleri için artık daha az test kiti, tedavi ünitesi ve yoğun bakım yatağı kalıyor. Bu kesimler tedavi edilemediğinde, ülkenin bir türlü salgın sarmalından kurtulması mümkün olmadığı gibi, yeni izolasyon önlemleri ve eve kapanmalar yüzünden ekonomik tahribat daha da artıyor.

Yolsuzluklar tek bir ülke ile sınırlı değil Şimdi resmin büyüğüne bakalım. Bunu yaptığımızda fırsatçılığın ve yolsuzlukların ya da usulsüzlüklerin bir ülke ile sınırlı kalmadığını ve tahmin edilenin çok üzerinde olmak üzere çok büyük boyutlarda olabildiğini, kısacası bunun sistemik bir konu olduğunu, görebiliyoruz. Öncelikle, halkın bütçe hakkını savunarak, katılımcı, hesap verilebilir ve şeffaf bütçeleme yapılması konusunda uluslararası çapta araştırmalar yapmak, raporlar düzenleyerek hükümetlere yol göstermek amacıyla kurulmuş olan bir örgüt Korona salgını sonrasında devlet bütçesinin kötüye kullanımlarının arttığını, salgın ile mücadele adı altında yapılan büyük çaptaki kamu harcamasının toplumun en çok ihtiyaç duyan kesimlerine gitmediğini, dahası bunun dünya çapında yaygın bir durum haline geldiğini ileri sürerek acil önlem alınması gerektiğini söylüyor ve çözüm olarak da şeffaflığın, gözetimin ve katılımcılığın ciddi düzeyde artırılmasını öneriyor.(1)


/ GÖRÜŞ Yolsuzluklar hem gelişkin hem az gelişmiş ülkelerde mevcut Örneklere nekro kapitalizmin çağdaş politik figürlerinin başında gelen Trump ve ABD’den başlayalım. Brookings Enstitüsü’nün web sayfasında yer alan bir makaleye göre; Korona salgını ile ilgili olarak yapılan devlet harcamalarından, başkanlık seçimleri sırasında Trump’ın seçilmesi için lobicilik faaliyetinde bulunan 27 şirket sadece birkaç hafta içinde 10,5 milyar dolarlık; Trump’ı destekleyen 100’den fazla diğer şirket ise 273 milyon dolarlık paylar aldı.(2) İkinci örneğimiz salgında yeni vaka sayısında Brezilya’yı geçerek ilk sıraya oturan Hindistan. Hindutva Faşizminin tipik örneğini sergileyen Narendra Modi Başbakanlığındaki Hindistan Hükümeti bu yılın Mart ayında Başbakanlık bünyesinde bir Acil Yardım Fonu kurdu. Fonun amacı salgında kullanılmak üzere yurttaşlardan bağış toplamak ve bununla ülke çapında acil ihtiyaçları karşılamaktı. Ancak bu fonda ne kadar para biriktiğine ilişkin bir veri ya da bilgi kamuoyu ile paylaşılmadığı gibi, toplanan paraların nereye harcandığı konusunda da bilgi verilmiyor. Hatta bu konuda parlamentoya bilgi vermek zorunda kalan devletin çeşitli kurumlarının verileri birbirini tutmuyor. Örnek olarak Fonun resmi web sayfasında bu paralarla yerli imalatçılardan 50,000 solunum cihazı satın alındığı bilgisi var ama Sağlık Bakanlığı kendilerine 20 Temmuz itibariyle sadece 17,100 adet solunum cihazının teslim edildiğini, bunların da hastanelere dağıtıldığını söylüyor.(3) Türkiye’de ise, CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, Sağlık Bakanlığı bürokratlarının peş peşe istifa etmeleri ve görevden alınmalarının yanı sıra, Covid-19 virüsünün tespiti için üretilen yerli PCR testlerine ilişkin tartışmalarla ilgili 10 Haziran’da Sağlık Bakanının yanıtlaması istemiyle Meclise yazılı bir soru önergesi sundu. Çünkü salgın sürecinin başlamasıyla birlikte Sağlık Bakanlığı test kitlerini Ushaş adlı bir şirket üzerinden temin ediyor ve Ushaş da test kitlerini tek bir firmadan (Bioeksen) satın alıyordu. Murat Emir, Ushaş’ın yerli PCR testlerini neden sadece Bioeksen firmasından satın aldığı, bu testlerden kaç adet satın alındığı gibi sorularının hiç birini Bakanın yanıtlamadığını, kamuoyuna da bu konuyla ilgili şeffaf bir şekilde bilgi verilmediğini, öte yandan bu kitlerin yalnızca yüzde 40 doğruluk oranına sahip olduğunun ortaya çıktığını açıkladı.(4)

Mali denetim firması neden test kitlerinin alımını, dağıtımını yönetir? Son ve belki de en çarpıcı örneğimiz ise İngiltere’den. Bilindiği gibi bu ülkede bir süredir sağcı, neo- muhafazakâr, neo liberal karakterli bir Boris Johnson Hükümeti iktidarda ve bu hükümet salgından bu yana aldığı kararlarla neo-liberalizmin fırsatçılık konusunda hiçbir sınır tanımadığını gösteriyor.

Günlük 4 bin yeni vakanın görüldüğü ülkede şu ana kadar salgından hayatını kaybedenlerin sayısı 42 bine yaklaştı. 400 bin civarında enfekte olmuş insan var. Kısaca, sürü bağışıklığı stratejisinin ilk uygulayıcılarından olan bu ülkede bu strateji salgının hızını daha da artırınca (salgının ikinci dalgasının da gelmekte olduğu gerçeği ile birlikte), bu durum iktidar tarafından bir fırsata dönüştürüldü ve bütün ülkenin teste tabi tutulmasını içeren devasa boyutta bir programın başlatılması kararı alındı. “Project Moonshot” (Aya Yolculuk Projesi) adlı bir proje altında Ekim ayından itibaren ülkede yaşayan 68 milyon insana her hafta düzenli olarak test uygulanacak. Böylece günde yapılan test sayısının 326 binden 10 milyona çıkartılması planlanıyor. Böyle bir devasa test programının maliyetinin 100 milyar doların üzerinde olacağı tahmin ediliyor. “Bunda kötülük nerede” diye sorulabilir. Kötülük şurada ki bu iş ülkenin, belki de dünyanın en itibarlı sağlık sistemlerinden biri olan Ulusal Sağlık Sistemi’nin (NHS) sorumluluğunda ya da yönetiminde yapılmayacak. Bu işin yarısından fazlası (15 iş akışından 8’i) özel sektöre, üstelik de sağlıkla hiçbir ilgisi olmayan İngiltere çıkışlı Deloitte adlı bir uluslararası mali müşavirlik ve denetim firmasına verildi.

“Sağlık alanındaki en büyük özelleştirme yaşanıyor” Hükümetin bu kararını muhalefetteki İşçi Partisi Milletvekili C. Lewis ifşa etti. Lewis bu operasyonun ülkedeki, tarihsel olarak sağlık alanında yapılan en büyük özelleştirme operasyonu olduğunu ileri sürdü.(5)

Günlük 4 bin yeni vakanın görüldüğü ülkede şu ana kadar salgından hayatını kaybedenlerin sayısı 42 bine yaklaştı. 400 bin civarında enfekte olmuş insan var. Kısaca, sürü bağışıklığı stratejisinin ilk uygulayıcılarından olan bu ülkede bu strateji salgının hızını daha da artırınca (Salgının ikinci dalgasının da gelmekte olduğu gerçeği ile birlikte), bu durum iktidar tarafından bir fırsata dönüştürüldü ve bütün ülkenin teste tabi tutulmasını içeren devasa boyutta bir programın başlatılması kararı alındı.

Bu durum neo-liberalizmin ana ayaklarından biri olan özelleştirmelerin önümüzdeki süreçte de devam edeceğini gösteriyor. Zira bu yöntem sermaye için hem yeni kârlar, hem de onun devletteki uzantıları için ciddi bir servet edinme imkânı yaratıyor. Nitekim böyle büyük bir projenin, kamuya ait bir sağlık kuruluşuna değil de, konuyla ilgisi olmayan www.tbmag.co.uk 27


BAKIŞ AÇISI olarak da nasıl bir çürüme içinde olduğunu gösteriyor. Bu çerçevede bir IMF çalışması yolsuzlukların Korona salgını öncesinde de var olduğunun, ancak salgınla birlikte şu nedenlerden dolayı yolsuzluklarla mücadelenin çok daha önemli bir hale geldiğinin altını çiziyor:

Nasıl ki ekonomik krizler (ve artık) salgınlar kapitalizmin inkâr edilemez birer gerçeği ise, kapitalist devletlerin bunlara karşı yenik düşmesi de bu gerçeğin kaçınılmaz bir sonucudur.

bir danışmanlık kuruluşuna verilmesinin nedeninin sadece ülkenin çökertilen sağlık alt yapısı ve neoliberal hükümetlerin beceriksizliğiyle ilgili olmadığı, asıl amacın, salgından bazı büyük sermaye gruplarının ve onların temas içinde olduğu devlet görevlilerinin büyük kazançlar sağlaması olduğu ileri sürülüyor.(6) Aslında daha önceden de, Mart ayı sonunda Başbakan Johnson, krizi fırsata çevirmiş ve Başbakanlıkta, merkezinde Deloitte firmasının yer aldığı bir kriz masası kurmuş ve firmayı da toplamda 15 milyar poundu bulan kişisel koruma ekipmanlarının satın alınması işini yönetmekle yetkilendirmişti. Bu ekipmanların satın alınması, depolanması, dağıtılması işleri ise DHL, Unipart ve Movianto gibi dev şirketlere verilmişti.(7)

Amaç maddi çıkar sağlamaksa… Görüldüğü gibi büyük sermaye ve onlarla işbirliği içindeki politikacılar açısından; işletmelerin mali yönden denetimi ya da araç muayene istasyonu ihalesini yapılması ile ölümcül bir virüsün test ekipmanlarının satın alınması ve her hafta milyonlarca testin yaptırılması arasında hiç bir fark yok. Bu nedenle de NHS gibi tarihsel bir kurum devre dışı bırakılabiliyor ve bu iş küresel bir mali danışmanlık şirketine verilebiliyor. Diğer taraftan sağlık emekçileri (Türkiye’de olduğu gibi), salgınla özveri ile mücadele ederken hastalanıyorlar, hayatlarını kaybediyorlar, evlerinden, sevdiklerinden uzak kalıyorlar. En doğal talepleri dahi yerine getirilmezken, Ankara’da son günlerde yaşandığı gibi, hedef gösteriliyorlar, kendilerine “tıbbi atık” deniliyor, hatta hastaneleri basılıp silahlı saldırılara maruz kalıyorlar.

IMF bile tepkili Daha önce de vurguladığımız gibi, fırsatçılığın diğer yüzü yolsuzluk ya da kamu görevini kötüye kullanmaktır. Günümüzde (özellikle de Korona salgını sonrasında) artan yolsuzluklar kapitalizmin etik 28 Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020

Salgın ile mücadele ederken devletlerin ekonomideki rolü belirgin bir biçimde arttı. Bu da potansiyel olarak yolsuzlukların önünü açtı. Diğer yandan salgınlar insanların kamuya ve kamu kurumlarına olan güveninin sorgulanmasına neden oluyor. Sağlık hizmetlerine olan talebin böyle yüksek olduğu dönemlerde etik davranışlar ve sorgulamalar çok daha belirgin bir hal alıyor. Yolsuzluklarsa ülkenin krizle etkin bir biçimde mücadele etmesini önlerken, ekonomide oluşan hasarı daha da artırıyor, politik ve sosyal uyumu, bütünleşmeyi ortadan kaldırıyor, sosyal çözülmeye neden oluyor. Ayrıca, salgın nedeniyle verilen kamusal destekler yüzünden kamu maliyesi kötüleşiyor ve yeni vergi ihtiyacı doğuyor. Yolsuzluklar son tahlilde halkın üzerindeki verginin yükünü artırıyor.(8)

Söz konusu kâr ise gerisi teferruattır Sonuç olarak, diğer örneklerde de görüldüğü gibi, İngiliz Hükümetinin Korona testlerinin yaptırılması ile ilgili kararı, kapitalist düzende büyük kârlar söz konusu olduğunda ne doğanın, ne de insan-toplum sağlığının artık teferruattan öte bir şey olmadığını gösteriyor. Bu yüzden de, kâr amaçlı bir üretim sistemi olan kapitalizm ortadan kaldırılmadığı sürece insan ya da toplum sağlığının korunabilmesinden ya da mevcut salgınla, hem de gelecekteki yeni salgınlarla baş edebilmek mümkün değil. Nasıl ki ekonomik krizler (ve artık) salgınlar kapitalizmin inkâr edilemez birer gerçeği ise, kapitalist devletlerin bunlara karşı yenik düşmesi de bu gerçeğin kaçınılmaz bir sonucudur.

Dip notlar: (1)

(2)

(3)

(4)

(5)

(6)

(7)

(8)

Advocacy for accountable budgets is especially critical in COVID-19 era”, International Budget Partnership info@internationalbudget.org (4 June 2020). https://www.brookings.edu/research/addressing-the-other-covid-crisiscorruption (22 July 2020). https://theconversation.com/india-why-secrecy-over-narendra-modiscoronavirus-relief-fund-damages-democracy (11 September 2020). https://www.birgun.net/haber/turkiye-deki-test-kitleri-bozuk-cikti-5-burokrat-gorevden-alindi (22 Temmuz 2020). https://www.opendemocracy.net/en/dark-money-investigations/deloittegets-another-huge-covid-contract-for-crazy-plan-to-test-millions-eachday (21 September 2020). Julie Hyland, “UK firms awarded billions in NHS/government contracts amid failure of COVID-19 testing system”, https://www.wsws.org (21 September 2020). https://www.bma.org.uk/news-and-opinion/outsourced-and-undermined-the-covid-19-windfall-for-private-providers (8 September 2020). Vitor Gaspar, Martin Mühleisen, Rhoda Weeks-Brown, “Corruption and COVID-19”, https://blogs.imf.org (28 July 2020).


/ GÖRÜŞ

DESIGN

www.tbmag.co.uk 29


BUSINESS

Kahve Dünyası’ndan Londralılara özel online mağaza... 2020 yılında yatırımlarını ertelemeyen Kahve Dünyası, yılı 30 yeni mağaza ve 50 milyon TL yatırım hedefiyle tamamlamayı planlıyor. Londra’da buluşma noktası haline gelen bir mağazası bulunan Kahve Dünyası, Londra özelinde online mağaza açmak için tüm süreçleri tamamladı. Şimdi sıra siparişlerde...

Hepimizin Ortak Noktası” söylemiyle hizmet veren Kahve Dünyası, farklı ihtiyaçlara yanıt veren farklı konseptlerle hem Türkiye’de hem de yurtdışında milyonlarca kahve tutkunuyla buluşuyor.Türkiye’de 200’ü aşkını mağaza olmak üzere 600’e yakın satış noktası, yurt dışında ise 15 mağazası bulunan Kahve Dünyası, her gün 100 bini aşkın misafirine hizmet veriyor. Tüm dünyayı etkisi altına alan pandeminin yaşandığı 2020 yılını 30 yeni mağazayla tamamlamayı planlayan Kahve Dünyası, hali hazırda 400 adete ulaşan akaryakıt istasyonuna 3 yeni otoban 30 Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020

mağazası da ekleyerek 2020 sonu itibarıyla 50 milyon TL yatırım rakamına ulaşmayı hedefliyor.

Yatırımları ertelemek yok, yola devam.. Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri olan perakende sektörünün, içinden geçtiği zor dönemi atlatmak için çok büyük bir çaba gösterdiğinin altını çizen Kahve Dünyası Genel Müdürü Kaan Altınkılıç, yeni normalde Türkiye’nin ve sektörün yeni bir başarı hikayesi yazması için ellerinden geleni yaptıklarını söyledi. Bu doğrultuda Kahve Dünyası’nın mağaza yatırımlarını ertelemek yerine ellerini taşın altına koyarak yola devam etmeyi tercih ettiklerini belirten Altınkılıç, “Böyle dönemlerde kimi markalar yatırımlarını durdurup elindekileri korumaya odaklanır. Biz ise riskleri doğru şekilde analiz ederek yatırımlarımızı sürdürmeye karar verdik. Covid-19 gündemi nedeniyle ev dışı tüketimin azalmasıyla birlikte online mağazamızda agresif yükselişler gözlemledik” şeklinde konuştu.

Online yatırımlar hız kazandı Mart ayının ortasından mayıs ayının sonuna kadar online satışlarda yüzde 700’lük artış ve online mağazaları ziyaret eden kişi sayısında da çok ciddi yükseliş yaşandığına dikkat çeken Altınkı-


/ AKTÜEL HABER

lıç, “Bu artışta elbette yaptığımız yoğun iletişim çalışmaları, doğru pazarlama stratejimiz, indirim ve kampanyalarımız da etkili oldu. Örneğin; sevdiklerimizle bir araya gelemediğimiz Ramazan Bayramı döneminde kutu çikolatalarımıza olan talep bir önceki döneme göre yaklaşık 10 kat arttı” dedi. Bu süreçte gördükleri yoğun ilgi sonucunda online’a yönelik yatırımlarda vites geçişini daha ani bir şekilde yaptıklarını ifade eden Altınkılıç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Koronavirüs sürecinin ilk 1.5 ayında depo yatırımı gerçekleştirerek online mağaza operasyonumuzu 5 katı büyük bir alanda yürütmeye başladık. 1 Haziran itibarıyla mağazalarımızın yeniden açılmasıyla kahve tutkunlarının yoğun ilgisiyle karşılaştık, herkesin dışarıda olmayı özlediğini gördük. Bu da bize güç verdi ve ürünlerimizi daha çok kişiyle buluşturmak için mağaza yatırımlarımıza aynı kararlılıkla devam ettik. Şimdi bir yandan yeni mağazalar açarken bir yandan da mevcut mağazalarımızdaki “müşteri deneyimini” normalleşme sürecinde daha da keyifli hale getirmek için hali hazırda

sunduğumuz teknolojik hizmetlerimize başka hizmet ve sunum alternatifleri de ekliyoruz.”

Londra’ya online mağaza Kahve Dünyası yatırımlar çerçevesinde Londralıların alıştıkları lezzetleri evlerine götürmeye hazırlanıyor. Londra’da buluşma noktası haline gelen bir mağazası bulunan Kahve Dünyası, Londra özelinde online mağaza açmak için tüm süreçleri tamamladı. Yeni normal dönemde de online yatırımlara sürdürülebilir bir şekilde devam edeceklerini söyleyen Altınkılıç, mağazalarının kapalı olduğu süreçte online’da hızlı ve doğru aksiyonlar alarak lezzet dolu ürünlerini, Kahve Dünyası severlerle kesintisiz bir şekilde buluşturduklarını söyledi. “Pandemi süreci bize çok şey öğretti. Bu dönemde iç pazarda kazandığımız deneyimden Londra mağazamızda da faydalandık. Yetkili mercilerin aldığı kararlar neticesinde Londra mağazamız 9 Temmuz’da kapılarını misafirlerimize tekrar açtı. Şimdi sırada online mağazamızın açılışı var” diyen Altınkılıç, Eylül ayı itibarıyla hizmet vermeye başlayan Londra’daki online mağazaları için şunları söyledi: “Online mağazamız ilk adımda sadece Londra’da hizmet verecek. İlerleyen dönemlerde durumu değerlendirip İngiltere’nin başka şehirlerine de ulaşabiliriz. Öncelikli hedefimiz Londra’daki Kahve Dünyası severlerin mağazamızda keyifle tükettikleri ürünlerimizi evlerine kadar ulaştırmak. Online için bir depo yatırımı da yaptık. Londra’daki Kahve Dünyası severlerle evlerinde buluşmak için çok heyecanlıyız.”

www.tbmag.co.uk 31


BUSINESS

Teksan Jeneratör, İngiltere’de AMPS Yönetim Kurulu’na girdi 2019 sonunda İngiltere’de ilk yurt dışı ofis ve deposunu açan Teksan Jeneratör, kısa bir süre sonra İngiltere’deki AMPS’nin (Enerji Sistemleri Üreticileri ve Tedarikçileri Derneği) Yönetim Kurulu Üyeleri arasına katıldı. Birleşik Krallık’taki yerini sağlamlaştıran Teksan sektörle ilgili konularda karar vericilerden biri haline geldi

İ

stanbul ve Kocaeli’nde bulunan iki fabrikasında yıllık 15 bin adet üzerinde üretim kapasitesine sahip Teksan Jeneratör, Türkiye’ye yatırım yapmaya devam ederken yurtdışındaki gücünü de artırıyor. Üretiminin yüzde 70’ini ihraç eden Teksan, Grönland’dan Yeni Zelanda’ya kadar çok geniş bir coğrafyada 130’dan fazla ülkede hizmet veriyor. İlk yurt dışı satış ofisi ve deposunu 2019 yılının sonunda İngiltere’de açan Teksan, dünyanın önde gelen jeneratör ve güç sistemleri üreticilerinin yanı sıra yine sektörle ilgili firmaları çatısı altında buluşturan AMPS’nin (The Association of Manufacturers and suppliers of Power Systems and ancillary equipment / Enerji Sistemleri Üreticileri ve Tedarikçileri Derneği) Yönetim Kurulu Üyeleri arasına katılarak Türkiye’yi bu ülkede temsil ediyor.

“Güvenilir gücün adı olmaya devam ediyoruz” İngiltere’de jeneratör ve güç sistemleri sektörünün gelişimi, global pazara açılımı konusunda çalışmalar yürüten AMPS Derneği, 1989 yılında kuruldu. Jeneratör üreticileri, tedarikçiler ve distribütörler, servis sağlayıcılar, kiralama şirketleri ve sektörle ilgili diğer firmalar üyeleri arasında yer alıyor. Küresel şirketlerden mikro işletmelere kadar pek çok üyesi bulunan AMPS, sektörün gelişimine katkı sağlayacak çalışmaların yanı sıra üyelerine teknik rehberlik, danışmanlık, lobi desteği ve network olanağı sağlıyor. Türkiye kesintisiz güç sistemleri sektörünü, İngiltere’de temsil etmekten dolayı gurur duyduklarını belirten Teksan Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Ata Tuncer, “Çeyrek asırdan fazla zamandır sadece Türkiye’de değil ihracat yaptığımız tüm ülkelerde güvenilir gücün adı olmaya devam ediyoruz. Güçlü bir Türk markası olarak her geçen gün dünyada daha fazla tercih ediliyor olmaktan gurur duyuyoruz”

şeklinde konuştu.

Teksan, sektörde karar vericilerden biri oldu “Geçen yılın sonunda İngiltere’de açtığımız Teksan UK ofisimiz ile güzel işlere imza attık”

diyen Ebru Ata Tuncer şöyle devam etti. “Jeneratör ve enerji çözümleri sektörünün İngiltere’deki temsilcisi olan AMPS Derneği’nin Yönetim Kurulu üyeleri arasında yer almaktan mutluluk duyuyoruz. Bu üyelikle İngiltere ve Avrupa genelinde yaşanan gelişmeleri, yeni regülasyonları yakından takip etme olanağına kavuştuk. Sektörle ilgili konularda karar vericilerden biri olmak açısından da önemli bir adım olarak değerlendiriyoruz. AMPS Derneği, Kurucu Üyeleri arasında yer aldığı Europgen ile Avrupa Birliği Parlamentosu ve Komisyonu’nda da temsil gücüne sahip.” 32 Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020


lanlarımız:

/ AKTÜEL HABER

Profesyonel danışmanlık ve avukatlık hizmeti için; Bowling & Co Solicitors Bowling & Co Hukuk Bürosu, kendi hukuk alanlarında uzman İngilizce ve Türkçe konuşabilen avukat ekipleri ile kişilere ve kurumlara danışmanlık ve avukatlık hizmeti veriyor

B

Hüseyin E. Hüseyin Bowling & Co Hukuk Bürosu’nun kıdemli

owling & Co Hukuk Bürosu, 1957 yılından bu yana bireylere hem Birleşik Krallık’taki hem de dünyanın farklı ülkelerinden yatırımcı firmalara ve kişilere danışmanlık ve avukatlık hizmeti veriyor. Merkez ofisi Olimpik Park yakınlarında Stratford’da yer alan Bowling & Co Hukuk Bürosu 50 ülkeden seçkin uluslararası avukata erişim sağlayan Avrupa’nın önde gelen bağımsız hukuk büroları ağı Eurojuris International’ın da üyesi. Bowling & Co Hukuk Bürosu’nun kıdemli ortağı Hüseyin E. Hüseyin “Zengin hu-

kuki tecrübelerimiz ile diğer hukuki alanlar dahil; Gayrimenkul (mesken ve ticari mülkler), İşletme ve Ticaret Hukuku, Gayrimenkul Finansmanı, bankalar ve diğer uluslararası kredi kuruluşları için garantili kredi verme işlemleri, Alternatif Uyuşmazlık Çözümü, Özel Müvekkil ve Aile Hukuku alanlarında özel çözümler sunuyoruz”diyor.

İngilizce ve Türkçe konuşan avukat ekibi Ticari yatırımcılar ve girişimciler için, İngiliz hukuk sisteminin Birleşik Krallık’ta yatırım yapmak isteyen bireylere ve firmalara sunduğu desteklerle stabil bir platform sunduğunu ifade eden Hüseyin E. Hüseyin “Firma olarak bu süreçlerde, yaban-

www.bowlinglaw.co.uk

cı ve Türk yatırımcılara destek veriyoruz. Gerek Birleşik Krallık’a doğrudan yatırım yaparken gerekse işletmelerini taşırken onlara gerekli bilgileri, kaynakları ve tecrübelerimizi sunuyoruz. Kendi hukuk alanlarında uzman Türkçe konuşan avukat ekibimiz ile kişilere ve kurumlara özel hizmet veriyoruz”şeklinde konuştu.

Çeşitli vize başvurularında da danışmanlık hizmeti verdiklerimi belirten Hüseyin E. Hüseyin şöyle devam etti: “Önde gelen göçmen

danışmanlık uzmanlarımız ile İşletme Transferi, Ankara Anlaşması, Çalışma Hakkı, Tier 2 Vize, öğrenci ve mezun vize başvurularında danışmanlık hizmeti veriyoruz. Bu alanda hizmet veren iştirak firmamız, uzman görüşleri, pratik yardım, profesyonel temsil ve başvuru süreci, karar verme süreçleri boyunca danışanlarımıza rehberlik yapabiliyor.”

Yatırımcılara tam destek Türkiye’den gelenlerin ya da İngiltere’de yaşayan Türk vatandaşlarının İngiltere’de gayrimenkul yatırımı yapmak istediklerinde de Bowling & Co Hukuk Bürosu’nda profesyonel destek alabildiklerini hatırlatan Hüseyin E. Hüseyin “Bu süreçte

Birleşik Krallık yargısı, ticari yatırımcıların gayrimenkul satın alımları ve diğer sermaye yatırımlarını herhangi zorlaştırıcı bir şart getirmeden yapıyor aksine kolaylaştırıyor” diyor. “Gerek iş amaçlı gerekse gezi amaçlı gelen Türk turistlerin, bu işlemler için süresiz oturuma ihtiyaçları bulunmuyor. Diğer bir deyişle, kişinin Birleşik Krallık’ta yatırım yapması için oturum hakkı bir ön-koşul değil… “ diyen Hüseyin E.

Hüseyin yatırımcılara verdikleri hizmetleri anlatmayı sürdürüyor: “Kurumsal ve gayrimenkul ekiplerimiz, Birleşik Krallık’ta firma kuruluşuna, çeşitli sektörlerdeki müvekkillere kurumsal ve ticari sözleşmelerin hazırlanmasında destek veriyor. Ekiplerimiz ayrıca Birleşik Krallık’ta gayrimenkul konusu ile alakalı olarak her türlü konuda da tavsiye verme ve tam işletme destek hizmeti sunuyorlar.”

Sizin İçin Buradayız www.tbmag.co.uk 33


BUSINESS İlk olarak kendinizden bahseder misiniz? Türk bir baba ve İngiliz bir annenin çocuğu olarak Londra’da doğdum ve büyüdüm. Çocukluğumu Londra’da geçirdim ama aynı zamanda İstanbul’daki akrabalarımızı sık ziyaret ederdik. İstanbul’da da çok vakit geçirdim. Daha sonra, Kuzey İngiltere’ye taşındım Huddersfield Üniversitesi’nde İşletme Yönetimi okuduğum. Eğitimimi tamamladıktan sonra tekrar Londra’ya döndüm ve kendimi reklam sektöründe çalışırken buldum. Ekim 2016’da EAK Digital’i kurmadan önce dünyanın önde gelen reklam ajanslarından biri olan AKQA’da 3 yıl proje yöneticisi olarak çalıştım.

Ne zamandır iletişim sektöründesiniz?

EAK Digital, Blockchain’i dünyaya anlatıyor Son yıllarda dünyanın gündemine oturan ve kullanımı hızla yaygınlaşan Blockchain alanında küresel PR hizmeti sunan EAK Digital, 22-23 Ekim tarihlerinde dünyanın bu alanda en ünlü isimlerinin katılacağı BlockDown Konferansı’nı düzenliyor. EAK Digital kurucusu ve CEO’su Erhan Korhaliller, Turkish British Dergisi okurlarını vizyon açıcı ve eğitici bir içeriğin sunulacağı konferansa davet ediyor

Y

apay zeka, nesnelerin interneti (IOT), büyük veri, sanal gerçeklik gibi gelişmekte olan teknolojiler ve blockchain (blok zincir) gibi gelişmeler hepimizin başını döndürüyor. Ancak bu teknolojilerin geniş kitlelere ulaşması için herkesin anlayabileceği şekilde farklı coğrafyalardaki insanlara anlatılması gerekiyor. Bu ihtiyaçtan yola çıkan Erhan Korhaliller tarafından kurulan EAK Digital, gelişmekte olan teknolojiler ve özellikle Blockchain alanında çalışan işletmelere küresel PR hizmeti sunuyor, Blockchain konferansları düzenliyor. Los Angeles’tan Seul’e, Buenos Aires’ten Londra’ya kadar küresel alanda faaliyet gösteren yaratıcı iletişim ajansı EAK Digital’in hikayesini, faaliyetlerini ve planlarını ajansın CEO’su Erhan Korhaliller’e sorduk...

34 Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020

İletişim sektöründeki ilk rolüm 2014 yılında oldu. Bir müşterimizin video reklam kampanyaları için birlikte çalıştığımız 20.000’den fazla web sitesinden oluşan AOL’un (America Online) dev portföyünden sorumluydum. AOL’de Volvo, Heineken ve Vodafone gibi müşterilerimiz için farklı medya ve bloglarla günlük olarak iletişim kuruyor onlarla satış konuşmaları çeşitli pazarlıkla yapıyordum. EAK Digital fikride burada gelişti. EAK Digital’i AOL’de geçirdiğim iletişim ve deneyimlerimi geliştirerek yalnızca iletişime ve müşterilerimizin marka mesajını oluşturmada uzmanlaşmaya odaklandık.

Bize EAK Digital’den bahseder misiniz? EAK Digital, merkezi Londra’da olan İstanbul ve Tokyo’da ofisleri bulunan küresel bir yaratıcı iletişim ajansıdır. EAK Digital, gelişmekte olan teknoloji sektörlerine ve özellikle blockchain endüstrisine odaklanmıştır. Ekibimiz Los Angeles’tan Seul’e ve Buenos Aires’e kadar global bir şekilde faaliyet göstermektedir. Dünyanın farklı noktalarında bulunan bu küresel ekibimiz EAK Digital’in müşterilerine iletişimlerinde küresel bir bakış açısı sunmakta, dünya çapında ilişkiler kurmasına olanak tanımaktadır. EAK Digital, müşterilerine uzman halkla ilişkiler hizmetleri, etkinlik yönetimi, marka tasarımı, influencer etkileşimleri ve pazarlama hizmetleri sunmaktadır.


/ AKTÜEL HABER

Firmayı açmaya nasıl karar verdiniz? Gelişmekte olan teknoloji endüstrisinde yer alan firmaların geliştirdikleri teknolojileri anlamak için uzman bilgisi gerektiğini ve bunu herkesin anlayabileceği bir şekilde sunanın da yine bir uzmanlık gerektirdiğini gördüm ve EAK Digital’i kurmaya karar verdim. Ayrıca geleneksel PR ajanslarının, gelişmekte olan teknolojiler alanında faaliyet gösteren işletmelerin geliştirdikleri ürünleri çok iyi anlamadıklarını ve bu nedenle işlerini büyütmek için ihtiyaç duydukları medya iletişiminin sağlanması konusunda hayal kırıklığına uğradıklarını fark ettim.

Sizi farklı kılan özellikler nelerdir? EAK Digital bir PR ajansından çok daha fazlası... Bizler nu alanda yaratıcı düşünceler geliştiren girişimcileriz. Müşterilerimizle ilgili hikayeleri medyada yar almasını sağlamak bizim nihai hedefimiz değil. Bu; onlar işlerini kurmak için çalışırken EAK ile birlikte çıktıkları yolculuğun sadece başlangıcıdır. Biz ayrıca, İstanbul Blockchain Haftası ve bize bu sektörde benzersiz bir tanınırlık sağlayan, sanal blockchain konferansı BlockDown gibi sektörün önde gelen büyük konferanslarının organizatörüyüz. EAK Digital, 8’den fazla dili konuşan küresel bir ekiple, müşterilerimizin küresel pazarlara en etkili mesajla girmelerini sağlayan 7/24 çalışan bir İletişim ajansıdır.

Neden Blockchain PR Ajansı? EAK Dijital temel uzmanlığı gelişmekte olan teknoloji endüstrileridir sadece blockchain, değil. Biz aynı zamanda , aynı zamanda yapay zeka, nesnelerin interneti (IOT), büyük Veri, sanal gerçeklik, makine öğrenimi gibi gelişmekte olan teknoloji endüstrilerle de ilgileniyoruz. İnsanlar olarak geleceğimizin bu bahsettiğimiz teknolojilere iç içe olduğuna inanıyoruz ve bu alanda tutkuyla çalışan ekibimiz, içinde yaşayacağımız geleceğin dünyasını, şekillendirmeye ve tanımlamaya devam eden bu teknolojiden ilham alıyor. Bizler ileri teknoloji geliştiren firmalarla çalışarak ve müşterilerimizin geliştirdiği teknolojilerin, hayatlarını nasıl değiştirebileceğini konusunda kitleleri bilgilendirme vizyonunu paylaşıyoruz.

Blockchain’de Türkiye pazarı ne kadar özel? Türkiye’nin blockchain teknolojisine ilgisi her geçen gün artıyor. Türkiye, ABD ve Asya dışında, teknolojiyi benimseyen en büyük merkezlerden biri olarak kabul ediliyor. Türkiye, bu yeni teknolojinin ön saflarında yer almak ve bu sektöre büyük uluslararası yatırımları çekmek için eşsiz bir fırsata sahiptir. İstanbul Blockchain Haftası etkinliğini başlatmak için ilham kaynağımız da buydu. Son 12 ayda blockchain endüstrisindeki

en büyük işletmelerin bir kısmının den bazılarının Türk toplulukları tarafından kurulduğunu gördük. Blockchain teknolojisinin daha fazla benimsenmesini gördüğümüz bu işletmeler daha da güçlenerek büyüyecektir.

Türkiye’de ne tür girişimleriniz var? Yaratıcı düşünürler ve girişimcilerden oluşan bir ekip olarak EAK Digital, Covid 19 salgınına yanıt olarak dünyanın ilk 3D Sanal Blockchain Konferansı’nı gerçekleştirdik. Oluşturduğumuz 3D dünyasında bir sergi salonu, oditoryum, gece kulübü, network alanları ve bir tekne partisi yer aldı. Bu zor dönemde insanların eğlenceli ve ilgi çekici bir şekilde birbirleriyle iletişimde bulunmalarına ve network kurmalarına olanak sağladık. Sanal konferans gerçekleştirme deneyimine sahip olan EAK Digital, pandemi sırasında konferanslarını sanal dünyaya taşımak isteyen müşterilerine de destek verdi.

Türkiye blockchain merkezi olabilir mi? Türkiye, blockchain endüstrisinin küresel bir merkezi olmak için harika bir fırsata sahip. Şu anda Türk üniversitelerinde, doğru mentorluk ve eğitimle, Türkiye’nin lider blockchain teknolojisini yaratmasına yardımcı olabilecek pek çok yetenek var. Türkiye’nin sahip olduğu potansiyeli dünyaya göstermek, bir bütün olarak Türkiye ekonomisi üzerinde uzun süreli olumlu etkisi yaratacak Türk Blockchain ekosistemini geliştirmek hepimizin çabalarına bağlı.

Yeni etkinlik planlarınız var mı? EAK Digital olarak, 22-23 Ekim tarihlerinde gerçekleştireceğimiz bir sonraki BlockDown Konferansı’nın ev sahipliğini yapacağız. Dünyanın önde gelen beyinlerini, blockchain teknolojisi konusunda uzmanları konferansa getiriyor olacağız. Konferansta Türkçe canlı tercüme yapılacak. Turkish British Dergisi okurlarını, dünyayı değiştirecek geleceğin teknolojisi hakkında 2 günlük eğitici ve düşündürücü bir içerik sunacağımız BlockDown Konferansı’na davet ediyoruz. www.tbmag.co.uk 35


BUSINESS zordu. Bugün ise artık küresel, dijital ve mobil bir çağ içindeyiz. Günümüzün koşullarında yurt dışında yaşamak ve çalışmak bir hayal olmaktan çıktı. Ancak yurt dışında iş ararken şansını arttıracak bazı noktalara dikkat etmek gerekiyor. Peki nedir bu işin püf noktası? İş hayatına yurt dışında devam etmek isteyenler için bazı kritik ve faydalı bilgileri uluslararası para transferi şirketi TransferGo paylaştı.

Yurtdışında yaşamanın en önemli nedeni iş bulma Yurt dışına yerleşmedeki en önemli sebeplerden bir tanesinin de iş bulma ya da değiştirme yönünde olduğunu söyleyen TransferGo Türkiye Büyümeden Sorumlu Ülke Müdürü Senem Ergüvenoğlu şöyle devam etti: “Bir para transferi şirketi olduğumuz için doğal olarak işimiz uluslararası boyutta ve yurt dışında bir yakını olan veya yurt dışına gitmeyi isteyen birçok müşterimizle de iletişim halindeyiz. Yurt dışında iş yaşamını çekici kılan faktörlerin çeşitli olduğunu görüyoruz. Bu kimisi için değişiklik ve macera, kimisi için gelir arttırma, kimisi için ise kariyer yolunda atılmış stratejik bir adım oluyor. Motivasyonun kaynağından bağımsız olarak, biz de TransferGo olarak yurt dışında iş arayışı kolaylaştırmak adına, insanlara yardımcı olacağını düşündüğümüz bir takım püf noktalarını derledik.”

Yurt dışında iş bulmak artık hayal değil... Bugün sahip olduğumuz iletişim ve teknoloji koşullarında yurt dışında iş bulmak, yeni bir ülkede yaşamak artık hayal değil. Ancak bu hayali gerçeğe dönüştürmek için bazı kritik noktalara dikkat etmek gerekiyor. Yurt dışında iş bulmanın püf noktalarını uluslararası para transferi şirketi TransferGo paylaştı.

S

ınırların kalktığı bir dünyada yaşamaya neredeyse alıştık. Doğdukları şehirden başka bir şehirde ya da ülkede eğitimlerini tamamlayan gençler yaşamak istedikleri ülkeleri de oldukça çeşitlendirmiş durumdalar. Gençlerin dışında hayatını değiştirmek, ailesiyle birlikte farklı bir ülkede yaşamak isteyenlerin da sayısı da her geçen gün artıyor. Ancak başka bir ülkede yaşabilmenin temel koşulu elbett ki; o ülkede iş bulabilmak ve o ülkenin parasını kazanmak... Geçmiş zamanlarda yurt dışında iş aramak ve bulmak, özellikle iletişim ve teknoloji koşullarının yeterli olmaması nedeniyle sınırlıydı ve oldukça

36 Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020

YURT DIŞINDA İŞ BULMANIN PÜF NOKTALARI: Hayal kurmaktan korkmayın! Amacınız yeni denizlere ve ufuklara doğru yol almaksa, yelkeninizin vizyonunuz olduğunu unutmamak gerekiyor. O yüzden vizyonu hep geniş tutmakta fayda var. Hayal kurmaktan korkmayın. Yurt dışında, özellikle Avrupa ülkelerinde, geçmişte yaptığınız işin tanımından çok, konuyla ilgili sahip olduğunuz yetenek ve motivasyonunuzu göstermeniz çok önemli. Bu sebeple iş başvurusuna başlamadan önce, kendinize birtakım kritik ve temel sorular yönlendirmeniz. „Hayattan beklentim nedir? Şu an çalıştığım işi severek yapıyor muyum? İşimin sevdiğim bileşenleri neler? Tekrar seçme şansım olsa hangi bölümü okurdum?“ gibi sorular size geleceğe dair seçimlerinizi yapmanızda yardımcı olacaktır. Bu konuda kariyer danışmanlarından da yardım alabilirsiniz.

Yabancı dil önemli, ama tek kriter değil Çalıştığınız ülkenin dilini konuşuyor olmanız tabii ki sizin için büyük bir avantaj olacaktır; fakat bu dili konuşmuyor olmanız ülke değiştirmenize engel değil. İş arayışınızın odak noktasını dil kriteri olarak belirleyip, konuştuğunuz dilleri şart koşan iş ilanlarına yönelebilirsiniz.


/ NETWORKING Gitmek istediğiniz ülkenin ekonomisini araştırın İş başvurusuna başlamadan önce, planladığınız ülke konusunda bir saha araştırması yapın. Gitmek istediğiniz ülkede, hangi sektör ve bölgelerde personel eksikliği yaşandığına dair bilgi toplayın. Örneğin, günümüzde birçok ülkede faaliyet gösteren teknoloji firmaları bilgisayar yazılımcısı arayışı içerisinde. Ciddi ve yoğunlaştırılmış bir sertifika programıyla kısa bir sürede bu alanda kendinizi geliştirebilir, hatta dil problemi yaşamadan yurt dışında iş hayalinizi gerçekleştirebilirsiniz.

Özgeçmişiniz geçmişte kalmasın! Nasıl ilerlemek istediğinize karar verdiniz ve hatta uygun da bir iş ilanı gördünüz. Harika! Şimdi yapmanız gereken ilk iş, başvuru belgelerinizi yenilemek. Biz size her şeyi sıfırdan yazmanızı tavsiye ediyoruz. Daha önce de belirttiğimiz gibi, bu konuda da araştırma yapmanız çok önemli. Başvuracağınız ülkede kullanılan formatlara bakın. Bu formatlara uyarak, öz geçmişinizi başvurmak istediğiniz işle bağlantılı olacak şekilde şekillendirin. Geçmişteki iş tecrübelerinizden, hedef işle alakalı olan bileşenlerini kullanarak hikayeleştirin ve motivasyonunuzu dile getirin. Tanıdıklarınızın fikrini alın ve başvurunuzu onların geri bildirimlerini de göz önünde bulundurarak iyileştirin.

Önce referans, sonra reverans... Çalışmış olduğunuz firmalardaki iş arkadaşlarınızdan ve yöneticilerinizden size referans mektubu yazmalarını rica edin. Mektupların başvurduğunuz ülkenin dilinde ya da en azından İngilizce olmasına özen gösterin. İş yoğunluklarını göz önünde bulundurarak, onlara bir taslak metin hazırlayabileceğinizi belirtin. Bu teklifinizden memnuniyet duyacaklarına emin olabilirsiniz. Taslağınızda abartılı ifadelerden kaçının, performansınıza pozitif ve dürüst ifadelerle yer verin.

Sosyal medyada sosyalleşin LinkedIn veya gitmek istediğiniz ülkelerin önde gelen kariyer sitelerinde (Ör: Almanya’da Xing) yerinizi alın. Bu ağlarda profil oluşturun; profilinizde güvenilir, dürüst ve profesyonel bir imaj

sergilemeye özen gösterin. Yeni öz geçmişinizi, yabancı dilde, orijinaliyle tutarlı bir şekilde detaylı ve anahtar kelimeler kullanarak dijital formatta oluşturun. Her iki platformu da arama motoru olarak kullanarak iş bulmak için kullanabilirsiniz. Aynı zamanda bu platformları kullanarak, görünürlüğünüzü arttırabilir, headhunter olarak adlandırılan kariyer avcılarının dijital ortamda sizi bulmasını kolaylaştırabilirsiniz.

Tanıdıklarınızla iletişime geçin Yurt dışında çalışmakta olan tanıdık ve iş arkadaşlarınızla iletişime geçin ve onlara yurt dışında çalışmakla ilgili olan niyetinizi belirtin. Burada önemli olan, ısrarcı ve talepkar bir davranış sergilememeye özen göstermeniz. Size yardımı dokunabileceğinizi düşündüğünüz kişiye ulaşarak, onlarla tecrübe ve tavsiyeleri hakkında fikir alışverişi yapmak istediğinizi söyleyebilirsiniz. Böylelikle yurt dışında iş hayatı hakkında daha fazla fikir sahibi olabilir ve hatta sosyal çevrenizin de yardımıyla iş bulma şansı yakalayabilirsiniz.

Çalıştığınız firmanın yurt dışı ayağını da hep takip edin Eğer uluslararası bir firmada çalışıyorsanız, firmanızın yurt dışında açık pozisyonlarının olup olmadığına bakın. Böylelikle işe alım sürecinde birçok bürokratik engeli aşabilir ve daha kolay bir şekilde hedefinize ilerleyebilirsiniz.

Headhunterlara güvenin İş bulma sürecinizi kolaylaştırabilecek bir başka strateji de ajans veya headhunter’larla (yetenek avcılarıyla) çalışmak olacaktır. Hem yurt içi hem yurt dışında güvenilir hizmet veren kişi ya da firmaları bulup, arama sürecinizi hızlandırabilirsiniz. Birçok ajans, hizmet bedelini, çalışan bulduğu şirket ve kuruluşlardan temin ettiğinden ötürü, bu tür hizmetlerden ekstra bir ücret ödemeden yararlanabilirsiniz. www.tbmag.co.uk 37


BUSINESS Tüketicinin beklentisi; sürdürülebilir malzeme, etik yönetim Artan hassasiyete paralel olarak tüketiciler, çevresel etkilerini azaltmaya özen gösteriyor. Araştırma katılımcılarının yüzde 57’si çevreye daha duyarlı bir yaşam biçimi için alışkanlıklarında ciddi değişimler gerçekleştirdiklerini, yüzde 60’tan fazlası ise geri dönüşüm ve çevre dostu paket kullanımına öncelik verdiklerini ifade ediyor. Bu durum tüketicilerin satın alma tercihlerine de yansıyor. Tüketicilerin yüzde 67’si sürdürülebilir malzemeden yapılmış ürünleri tercih ederken, yüzde 63’ü de markaların sürdürülebilirlik yaklaşımlarının satın alma kararlarında etkili olduğunu belirtiyor. Tüketiciler markaların farklı coğrafyalardaki tedarikçilerinin çalışanları da dahil olmak üzere tüm çalışanlarına etik davranmalarının da önem taşıdığını vurguluyor.

Harcamalarda tasarrufa gidiliyor

Moda tutkunları sürdürülebilir markalar istiyor Pandemi moda sektöründe tüketici tercihlerinde önemli değişikliklere neden oldu. McKinsey & Company tarafından gerçekleştirilen araştırmaya göre tüketicilerin gündeminde sürdürülebilirlik var... Bu konudaki hassasiyetleri artan tüketiciler çevre dostu ürünlere yöneliyor, daha az ürün satın alıyor ve online kanalları tercih ediyor

M

oda endüstrisi Covid-19 salgınından en çok etkilenen sektörlerin başında yer alıyor. Yönetim danışmanlığı firması McKinsey & Company moda alanındaki Covid-19 salgınının küresel etkilerini araştırdı. Avrupa’dan 2.000’in üzerindeki tüketicinin paylaştığı görüşlere dayanan bu araştırmaya göre, moda endüstrisi, yeni normale hazırlanırken tüketicilerin sürdürülebilirlik alanında artan hassasiyetini göz ardı etmemesi gerekiyor. Araştırmaya katılan tüketicilerin üçte ikisi, salgın sonrası iklim değişimine dair çalışmaların her zamankinden daha fazla önem taşıdığına inanıyor, yüzde 88’i ise çevre kirliliğinin azaltılması için daha fazla emek verilmesi gerektiğini belirtiyor. 38 Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020

McKinsey araştırması gösteriyor ki; moda endüstrisinin etik ve sürdürülebilir bir duruş kazanmasının yanı sıra değişen tüketim alışkanlıklarına da uyum göstermesi gerekiyor. Genel olarak ekonomide yavaş bir iyileşme öngörülüyor. Bu durum, tüketicilerin moda harcamalarına da yansıyor. Araştırma katılımcılarının yüzde 60’ından fazlası kriz sırasında modaya daha az harcama yaptığını söylerken, yaklaşık yarısı kriz geçtikten sonra bu eğilimin devam edebileceğini ifade ediyor. Bununla birlikte, tüketicilerin giyim ve ayakkabı harcamalarını azaltmadan önce aksesuar, takı ve diğer isteğe bağlı kategorilerdeki harcamalarını azaltmaları muhtemel görünüyor. Satın alma davranışında değişiklik yapma söz konusu olduğunda, genç tüketici segmentleri normalde satın aldıkları ürünlerin daha ucuz versiyonlarını satın almaya hazır olduklarını belirtiyor.


/ ARAŞTIRMA

Online alışverişe ilgi artmaya devam ediyor Öte yandan Covid-19 krizi, online kanallara yeni tüketiciler kazandırdı. Krizden önce moda ürünlerini online kanallardan satın almayan tüketicilerin yüzde 43’ü bu kanalları kullanmaya başladı. Tüketicilerin yaklaşık yüzde 28’i bundan sonraki dönemde de fiziksel mağazalardan daha az alışveriş yapacaklarını öngörüyor dolayısıyla online alışveriş trendi Covid-19 sonrası kalıcı bir eğilime dönüşebilir.

“Yeni moda”nın önemi azalıyor Araştırma aynı zamanda, moda tutkunlarının ‘yeni sezon’ beklentilerinde de değişim olduğunu gösteriyor. Ankete katılan tüketicilerin yüzde 65’i, Covid-19 krizinin bir sonucu olarak yeni koleksiyonların lansmanını geciktiren moda markalarını destekliyor. Katılımcıların yüzde 58’i ise krizle birlikte önceliklerinin değiştiğini ve ‘yeni moda’ kriterinin kendileri için önemsiz hale geldiğini belirtiyor. Bununla birlikte Covid-19 krizinin bir sonucu olarak, katılımcıların yüzde 65’i daha dayanıklı moda ürünleri almayı ve yüzde 71’i zaten sahip oldukları eşyaları daha uzun süre saklamayı planlıyor. Ayrıca, katılımcıların yüzde 57’si kullanım süresini uzatmak için eşyalarını tamir etmeye hazır olduklarını belirtiyor. Özellikle genç tüketiciler arasında, Covid-19 krizinden sonra ikinci el ürünleri satın alma eğilimi arttı.

nı sağlığa ve ekonomik önceliklere kaydırdı. Bu durumdan en çok etkilenen sektörlerin başında moda endüstrisi geliyor. Yeni normale salgının yoğun yaşandığı dönemde kazanılan alışkanlıklar taşınıyor. Online kanallara yönelim, daha az tüketme eğilimi ve döngüsel modellerin kullanımının yanı sıra çevre odaklı adımlar atmak da tüketicilerin ana gündeminde. Salgının küresel etkilerinin yoğunlaştırdığı hassasiyetle birlikte tüketiciler çevre dostu markalara yöneliyor, iklim değişimine yönelik aksiyonlar alan firmaları destekliyor. Dolayısıyla bugün giyim, ayakkabı ve lüks ürünler sektörlerindeki oyuncular, ancak sürdürülebilirlik taahhütlerini güçlendirerek ve değişen tüketici alışkanlıkları doğrultusunda etik, döngüsel ve yenilikçi modeller geliştirerek yeni normale hazır hale gelebilecekleri düşünüyoruz. Bunu başaran kurumların daralan pazar şartlarında dahi güçlü başarılar elde etmeleri mümkün. Bu kapsamında ülkemizde de moda ve tekstil endüstrisinden kurumların rekabette kalabilmek, yeni pazarlara açılabilmek ve yeni normale sağlam bir giriş yapmak için bu trendleri göz önüne alarak stratejik davranmaları gerektiğine inanıyoruz” şeklinde konuştu.

Yeni normal tüketici beklentilerine göre şekillenmeli Yapılan araştırmaları değerlendiren McKinsey & Company Türkiye Ülke Direktörü Can Kendi; “COVID-19 küresel salgını tüketicilerin odağı-

www.tbmag.co.uk 39


BUSINESS

Uzaktan eğitimde dijital tehditlere dikkat! Yeni eğitim-öğretim döneminde pandemi nedeniyle milyonlarca öğrenci, uzaktan eğitim için internete bağlı cihazların başında çok daha fazla vakit geçirecek. Ancak bu zor dönemde, saatlerin uzamasını fırsat bilen siber korsanlara karşı ebeveynlerin çok daha dikkatli olması gerekiyor

C

ovid-19 pandemisi nedeniyle milyonlarca öğrenci, yüz yüze eğitim yerine uzaktan eğitim yöntemiyle güz dönemine başladı. Bu durumu fırsat bilen siber korsanlar video konferans uygulamalarından e-postalara, oltama saldırılarından sahte internet sitelerine kadar birçok yöntemle öğrencileri hedefliyor… Uzaktan eğitim döneminde çocukların telefon, tablet ve bilgisayar gibi internete bağlı cihazlarla her zamankinden daha fazla zaman geçirdiğine dikkat çeken Bitdefender Türkiye Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, ebeveynlere 8 önemli tavsiyede bulundu.

1 - Kontrolü elden bırakmayın Uzaktan eğitim döneminde çocuklar telefon, tablet ve bilgisayar ile hiç olmadığı kadar fazla zaman geçirecek. Bu nedenle çocuğunuzun internet geçmişine ara sıra göz atın. Yaşına uygun olmayan bir içeriğe maruz kalıp kalmadığına dikkat edin. 40 Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020


/ EĞİTİM 2. Video konferans yazılımının güncel olduğundan emin olun Bu tarz uygulamaların son sürümlerini kullanmak ve düzenli bir şekilde güncellemek herkes için gerekli bir adımdır. Bu tür uygulamaların geliştiricileri düzenli olarak güvenlik iyileştirmeleri yaparlar. Çocuğunuzun kullandığı bilgisayardaki bu uygulamaların güncel tutulmasını sağlamak önceliğiniz olmalıdır.

3. Sahte Eğitim Bilişim Ağı (EBA) sitelerine karşı temkinli olun Milli Eğitim Bakanlığı tarafından uzaktan eğitim uygulaması TRT EBA ilkokul, ortaokul ve lise kanalları ile eba.gov.tr internet sitesinden gerçekleştiriliyor. Milli Eğitim Bakanlığı ve EBA logosu kullanan sahte internet sitelerine karşı dikkatli olmakta fayda var. Bu tür siteler kişisel bilgilerinizi, kullanıcı adı ve şifrelerini ele geçirmeye çalışmak için oluşturulmuş olabilir.

4. Endişelerinizi açıkça paylaşın ve uyarın

rine bilgisayar dosyaları kullanılıyor. Ödevleri, alınan notları ve eğitim ile ilgili diğer dokümanları sürekli yedekleyerek cihazın kaybolması ya da bozulması durumunda veri kaybının önüne geçerek çocuğunuzun eğitiminin aksamamasını sağlayabilirsiniz.

6. Güçlü parolalar kullanın

Çocuğunuza bu dönemde bilgisayar, tablet ve akıllı telefon kullanımı ile ilgili kurallar koyun ve onlarla nelerden endişelendiğiniz hakkında konuşun. Neye izin verip neye vermediğinizi ve sebeplerini açıklayın. Çocuğunuzu müstehcenlik ve saldırganlık içeren spam mesajları, anlık mesajları ve e-postaları cevaplamaması konusunda uyarın.

Ailenizdeki herkesin karmaşık parolalar kullandığından emin olun ve çocuklarınızın, çevrimiçi hesaplarınızla ilişkili parolaları kullanmasına asla izin vermeyin. Büyük küçük harf, rakam ve noktalama işaretlerinden oluşan uzun ve güçlü parolalar kullanmaya dikkat edin.

5. Düzenli olarak yedekleme yapın

7. Cihazlardaki kameralara izinsiz erişilmediğinden emin olun

Uzaktan eğitim sırasında kağıt ve kalem ye-

Kameranın sadece video konferans uygulaması kullanılırken açık olmasına dikkat edin. Uygulama izinleri konusunda temkinli olun. Kameraya erişmek isteyen uygulamaların izinlerini kontrol edin ve güvenilir olup olmadıklarını araştırın. Bitdefender Antüvirüs’ün “Web Kamerası Koruma” özelliği, bilgisayarınızın veya dizüstü bilgisayarınızın sahte uygulamalar tarafından kötüye kullanılıp kullanılmadığını tanımlar ve çocuğunuzun mahremiyetini ele geçirmeye çalışan siber suçlulardan korur.

8. Ebeveyn kontrolü içeren bir güvenlik yazılımı kullanın Çocuğunuzun çevrimiçi aktivitelerini izleyebileceğiniz ebeveyn kontrolü içeren bir güvenlik çözümü edinin. Bitdefender Ebeveyn Kontrolü, uygunsuz içerikleri engeller, internet erişimini belli saatlerle kısıtlar ve ebeveynlere çocuklarının çevrimiçi aktivitelerini uzaktan görüntüleme imkanı sunar. Bitdefender Internet Security ve Bitdefender Total Security ürünlerinin içerisinde yer alan Bitdefender Ebeveyn Kontrolü aynı zamanda bağımsız bir uygulama olarak da mevcuttur. www.tbmag.co.uk 41


BUSINESS Amazon’da satıcı hesabı açarken en fazla dikkat etmeniz gereken konu, sizden istenen bilgi ve belgeleri eksiksiz olarak sunmanızdır. Hesap açarken internetten girdiğiniz bilgiler ile Amazon’a göndereceğiniz dökümanlar üzerinde yer alan bilgilerin çelişmesi durumunda satıcı hesabı başvurunuz askıya alınır ve yeni dökümanlar göndermeniz veya bilgilerinizi düzeltmeniz istenir. En kötüsü ise Amazon’un hesabınızı açmaması ve yeni başvuru yapmanıza müsade etmemesidir. Amazon’u bireysel olarak kullanıyorsanız, mevcut hesabınız ile satıcı hesabı başvusuru yapabilir veya yeni bir email ile hesap açabilirsiniz. Türkiye’de veya Birleşik Krallık’ta kurulu bir şirket ile Amazon Avrupa’da satıcı hesabı nasıl açabilirsiniz adım adım anlatacağım.

Avrupa’da Amazon satıcı hesabı nasıl açılır? Pandemi sağlığımızı tehdit eden bir durum olsa da ekonomiye olan etkileri gittikçe büyüyor, her şey değişiyor. Kriz gibi görünün bu değişim sürecini bir iş fırsatına dönüştürmek elinizde. Peki nasıl diyorsanız cevabı yazımda...

A Murat Buyurgann muratbuyurgan.com

mazon Avrupa’da herhangi bir ülkede (Birleşik Krallık, Almanya, Fransa, İtalya, İspanya, Hollanda) açacağınız satıcı hesabı ile tüm Avrupa’da satış yapabilme olanağına sahip olursunuz. Eğer bir üreticiden tedarik ettiğiniz ürünleri satacaksanız veya kendi markanız ile satış yapacaksanız profesyonel bir satıcı hesabı açmanız en ideali olacaktır. Satıcı hesabı açılışı sırasında sorun yaşayıp bizim şirketimizden destek alarak satıcı hesabını açabilen müşterilerimizde yaşadığımız deneyimler bize şunu gösteriyor; bazen tüm evraklarınız ve bilgileriniz doğru olsa dahi, açılış sırasında yaptığınız küçük hatalar sebebiyle hesabınızın açılması gecikebiliyor. Güncel tarihli olmayan evraklar, Türkçe karakter sebebiyle oluşan sorunlar, eksik girilen bilgiler en fazla rastladığımız sorunlar.

42 Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020

Amazon’da Satıcı Hesap Oluşturun Amazon Avrupa Satıcı hesabı kaydınıza başlamak için ekrandaki https://services.amazon.co.uk/ adresinden “Start Selling - Hesap Aç” bağlantısına tıklayın. Açılan ekranda ad, soyad ve email adresi girin. E-posta adresinizin doğrulanması için bir e-posta alacaksınız. E-postanıza gelen doğrulama kodunu ekranda belirtilecek olan alana girin. Bundan sonraki adımlarda şirketin yetkilisi ve %25’den fazla hisse sahibi olan ortakların kişisel bilgilerini girerek devam etmeniz gerekecektir. Adım 1 > Business Information > İşletme Bilgisi Bir sonra açılan sayfada “İşletmeniz nerede bulunuyor?” alanı için firmanızın kayıtlı olduğu ülkeyi seçmeniz gerekmektedir. Aynı ekran işletme ünvanınızı girdikten sonra bir sonraki ekrana geçin ve işletmenize ait kayıtlı adres, telefon numarası, ticaret sicil numarası, vergi numarası ve vergi dairesi, MERSIS numarası, öncelikli irtibata geçilecek kişinin (Amazon Hesap Yetkilisi) bilgilerini girin. Adım 2 > Seller Information > Satıcı Bilgileri Açılan ekranda, bir önceki adımda belirtilmiş olan irtibat kişisi için vatandaşı olunan ülke, doğduğu ülke ve doğum tarihi girilmelidir. Kimlik kanıtı için pasaport veya kimlik seçilmelidir ve ilgili dokümanın numarası belirtilmelidir.


/ E-TİCARET

Paradise Row Adım 3 > Payment Information - Ödeme Bilgileri Bu ekranda Amazon satıcı hesabı için aylık ödeyeceğiniz ücretler ve diğer ödemeler için kredi kartı bilgilerinizi tanımlamanız gerekmektedir. Amazon’da satış yapmaya başladıktan sonra elde edeceğiniz gelirlerden masraflarınız tahsil edilir. Eğer gelir elde edemez veya eksi bakiyeye düşerseniz, tahsilat kartınızdan yapılır. Adım 4 > Additional Information - Ek Bilgiler “Ek Bilgiler” alanında firma, irtibat kişileri ve pay sahipleri ile ilgili doğrulama dokümanlarını sisteme yüklemeniz gerekmektedir. Bu belgeler arasında; faaliyet belgesi, ticaret sicil gazetesi, noter onaylı izma sirküleri gibi yasal evraklar bulunacaktır. Adım 5 > Store Name - Mağaza Adı “Mağaza Adı” adımında Amazon Avrupa satıcı hesabınız için kullanacağınız mağaza isminin belirtilmesi gerekmektedir. Burada daha önce başka bir Amazon satıcısı tarafından kullanılmamış olan bir isim tanımlanmalıdır. Bu adımları tamamladıktan sonra karşınıza “İki adımda doğrulama” ekranı çıkacaktır. Daha önce belirttiğiniz cep telefonu numarasını tekrar girerek ve ikinci bir cep telefonu numarası tanımlayarak bu adımları geçebilirsiniz.

Wenlock Road Old Street N1, London

There is an accountancy firm in the floor below who are offering a free consultation and start up packages We want freelancers/ businesses to feel supported and have it as an incubator for creative businesses It is a 7 to 10 minute walk from either Old Street Tube Station or Angel Tube Station

Ödeme Alma Yöntemini Tanımlama Başvurunuz Amazon tarafından incelenmeye başlanana kadar kısıtılı özelliklerde satıcı hesabınız artık açılmış durumda. Şimdi sıra Amazon’dan gelecek ödemelerin yatacağı banka hesabını tanımlamaya geldi. Eğer Avrupa’da bir banka hesabınız varsa hesap bilgilerinizi tanımlayabilirsiniz. Şirketinizin banka hesabı Türkiye’de ise Hyperwallet sistemi ile şirketiniz için bir Avrupa banka hesabı tanımlamanız gerekecektir Amazon satıcı hesabı açılışı için gerekli bilgileri kısa bir yazıya sığrdırmak çok zor olduğu için sizlerle temel bilgileri paylaştım. Daha detaylı anlatıma ve eğitimlere www.netpointlondon.com adresinden ulaşabilirsiniz.

There will be a meeting room/private enclosed space with a booking system and storage space for products.

£250 per moth per desk including all bills

(Fast Internet, Electricity, Heating, Council Tax, Service charge …)

Our personal property advisor will manage your entire search for free https://hubblehq.com/office-space/6600/wenlock-road

+44 20 3868 6470

www.tbmag.co.uk 43


BUSINESS “Hikaye anlatıcılığı, atalarımızdan aldığımız bir miras” Hikaye anlatıcılığının insanlık tarihi kadar eski, en kadim ve hala geçerliliğini koruyan bir iletişim ve sanat dili olduğunu belirten Eda Bayraktar, hikaye anlatıcılığının bize ilham veren, yol gösteren, motive eden, dikkatimizi çeken, aklımıza kazınan büyülü bir disiplin olduğuna dikkat çekiyor. Bayraktar, kendisini hikaye anlatıcılığına götüren süreci şöyle özetliyor:

Hikayelerin büyülü dünyasında artık iş insanları da var Atalarımızdan aldığımız en kıymetli miraslardan hikaye anlatıcılığını, iş dünyası ile buluşturan Storytelling Academy Kurucu Ortağı Eda Bayraktar, kendi oluşturduğu disiplinlerarası hikayeleştirme sistemi ve metodolojisi ile girişimcilerin, STK’ların, markalarının, kişi ve kurumların hikayeleriyle hedef kitlelerine ulaşmasını sağlıyor

H

ikayelerin büyüsüne kapıldığından beri hikaye sanatı ve bilimi üzerine çalışan Storytelling Academy Kurucu Ortağı ve İngiltere Direktörü Eda Bayraktar kişi, kurum ve markaların kendi hikayelerini keşfedebilmeleri ve etkili bir şekilde anlatabilmeleri için çalışılıyor. 2016 yılında Türkiye’nin ilk hikayeleştirme akademisi olan Storytelling Academy’yi kuran Eda Bayraktar, iki yıldır akademinin İngiltere Direktörü olarak çalışmalarına Londra’da devam ediyor. Storytelling Academy’de yaptıkları işi, “bana hikaye anlatma” deyimini yaygın şekilde kullanıldığı bir toplumda ‘delilik’ olarak adlandıran Eda Bayraktar, Türkiye, İngiltere ve Avrupa’nın farklı şehirlerinde, eğitim, danışmanlık ve projeler üreterek hikayeler oluşturuyor. Çocuk ve yetişkinlerin hikaye anlatma ve tasarlama becerilerini geliştirmek amacıyla Türkiye’nin akademik temelli ilk hikaye yaratma oyunu Kulenga’yı (Storytelling Game) geliştirdiklerini belirten Bayraktar; “Bu işin hem saha hem de akademik tarafında üretmeye ve derinleşmeye başladık. Yüksek lisans tezimi yine bu alanda ‘Hikayeleştirme ve Kahramanın Yolculuğu Hikaye Tasarımı’ üzerine yaptım” diyor.

44 Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020

“Yurt dışındaki eğitim ve projeleri de takip ediyordum. Berlin’de katıldığım bir eğitim projesi sırasında hikaye anlatıcılığı ile tanıştım. Kendimi hiç bilmediğim bir dilde anlatılan hikayenin içinde bulmuştum. Hikaye anlatıcılığı alanında çalışan pek çok eğitmen, akademisyen, anlatıcı ile çalışma fırsatı buldum. İşin performans ve hikaye sanatını öğrenirken, bir yandan da bilimsel, akademik tarafını araştırmaya başladım. Bir hikayenin bir insanı, bir kurumu bir hayatı nasıl değiştirebileceğini görünce büyülendim.”

“Disiplinlerarası bir hikayeleştirme sistemi ve metodolojisi oluşturdum” O dönem eğitim koordinatörü olarak çalıştığı işini bırakarak kardeşiyle ortak şirket kuran Eda Bayraktar, hikaye anlatıcılığı ile tanıştıktan sonra farklı dünyaları araştırmaya başladığını söylüyor. Eğitmen olarak Almanya, İtalya, İsviçre, Yunanistan, İskoçya gibi ülkelerde hikayelerin nasıl yapıldığını gözlemleme ve uygulamaya başladığını ifade eden Bayraktar anlatmaya devam ediyor: “Hikayelerin farklı sektörlerde yöntem olarak nasıl kullanılabileceği üzerine çalışan, bu işi eğitim ve iş dünyası ile birleştiren bir yapı yoktu. Ben de buna yönelik eğitim ve modüller oluşturmaya, bildiklerimi paylaşmaya başladım. Bu alandan önce çeşitli sektörlerde çalışmış ve çeşitli disiplinlerde eğitimler almıştım. Tüm bu disiplin ve çalışma deneyimlerini bir araya getirerek storytelling alanında birleştirmek istedim ve disiplinlerarası bir hikayeleştirme sistemi ve metodolojisi


/ MARKA HİKAYESİ

oluşturdum. İngiltere’de bir şirketin projesinden teklif alarak Londra’ya geldim. British Council sponsorluğuna hak kazanan bu şirketin kurumsal marka hikaye danışmanlığını üstlendim. İngiltere’deki yaratıcı ekosistemi ve fırsatları görünce bundan sonraki yolculuğumu burada sürdürmeye ve Storytelling Academy’nin Londra şubesini açmaya karar verdim.”

İş dünyası da serüvenini hikayeleştiriyor Şirketler, STK’lar, girişimciler, eğitimciler, yaratıcı sektör çalışanlarına yönelik hizmetler veren Storytelling Academy, her firmanın beklentisi ve ihtiyacına göre kişiye ve kuruma özel programlar tasarlayıp sunuyor. Eğitim ve danışmanlık programlarından bahseden Eda Bayraktar; girişimcilerin kendi girişim hikayeleri ile ürün veya hizmetlerine olan ilgiyi, sivil toplum kuruluşlarının ise sosyal faydalarını arttırmaya yönelik hikayeleştirmeye başvurduğunu ifade ediyor. Kişi ve kurumlar tanıtım ve pazarlama için sunum, konuşma, eğitim ve sosyal medya içeriklerini daha etkili kılmak için içeriklerini hikayeleştirmeyi tercih ediyor. Markaların hikayeleri, web ve teknoloji tabanlı ortamlarda dijital hikayeleştirmeler de oldukça ilgi çekiyor.

Hikayeler insanları harekete geçiriyor Günümüzde hikâye anlatıcılığının dünyanın büyük şirketlerince meslek dalı haline getirilmeye başlandığını aktaran Eda Bayraktar, hikaye anlatımının marka ile bir bağ kurmaya ve mesajı etkili bir şekilde ulaştırmaya olanak sağladığını vurguluyor. “Hikâyeler; kendimizi, başkalarını ve dünyayı anlama şeklimiz. Bu yüzden İletişim ve pazarlamadan sanat ve eğitime, liderlik ve politikadan iş ve ürün geliştirmeye, çocuk gelişiminden dil öğretimine kadar her yerde hikaye anlatıcılığının kullanıldığını görebiliyoruz” diyen Bayraktar; “Amacınız ister iletişim kurmak, ister ürün hizmetinizi pazarlamak, ister ikna etmek, ister girişiminize kaynak yaratmak olsun, insan-

ları harekete geçiren etkileyici bir hikâye anlatabilmemiz gerekiyor. Verinin bu kadar hızlı aktığı bir çağda dikkat çekebilmek, fark yaratabilmek, yaptığımız işlere ve hayata anlam katabilmemiz için hikayenin gücünden yararlanabiliyoruz” diye ekliyor.

“Dijitalleşme ve hikayeleştirme hep el ele, kol kola gidecek” Günümüzde anlatım şekilleri daha çok dijitale kaydığına dikkat çeken Eda Bayraktar bunun yanı sıra hikayeleştirmenin, nörobilim, oyunlaştırma, tasarım odaklı düşünme, kullanıcı deneyimi vb disiplinlerarası modellerle kullanımının da arttığını söylüyor. “Hikaye anlatma tarihi binlerce yıl öncesine dayanıyor. Teknoloji ile birlikte yöntemler değişti ancak hikaye anlatma ve dinleme isteği hiç değişmedi” diyen Bayraktar “Hangi çağda olursak olalım, teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin yüksek teknolojinin (High-Tech) yanında yüksek dokunuşa (High-Touch) hep ihtiyacımız olacak. Dijitalleşme ve hikayeleştirme hep el ele, kol kola gidecek. Bu nedenle geleceği şekillendiren hikayeler yaratmak gerekiyor” diyor.

www.tbmag.co.uk 45


ŞEHİR VE YAŞAM

Kaya Mar, güncel politik tarihi tüm ‘çıplaklığıyla’ anlatıyor... Röportaj: Ayla Torun

Politikacıları çırılçıplak çizdiği politik hiciv karikatürleriyle tüm dünyada tanınan Kaya Mar’ın karikatürleri ilk defa kitaplaştırıldı... Mar’ın son 10 yılda çizdiği karikatürlerden 100 tanesi “Naked Ambitions: 100 Pictures of the Present Crisis” ismiyle Biteback Publishing tarafından yayınlandı. İngiltere’nin politik tarihini mizah yoluyla anlatan kitap, hem İngiltere’de hem dünyada büyük beğeni topladı

2

0 yaşında Türkiye’den ayrılan, dünyada pek ülkeyi gezdikten sonra İngiltere’ye gelen Kaya Mar, 40 yıldır İngiltere’de yaşıyor ve resim/karikatür yapıyor. “Dünyada yaşanan zulümleri gördükçe söylemek gerek. Bunu söylemedikten sonra yaptığınız işin anlamı yok” diyen Kaya Mar, karikatürlerinde politikacıları bulunduğu konumdan soyutlayarak “çırılçıplak” çiziyor. Adam Boulton’un “Parlak karikatürleri ve Swiftian hicviyle siyasetin neşesine katkıda bulunuyor. Westminster’daki büyük olayların eşiğinde, asit kalemleri ve boyalarıyla sıkı bir şekilde çalışıyor” sözleriyle anlattığı karikatürist ressam Kaya Mar, politikacıları çıplak çizen ilk hicivci. Uzun yıllardır sanatla ilgilenen ve karikatürleriyle dünyaca tanınan Kaya Mar’ın politik hiciv karikatürlerinden 100 tanesi bu yıl Sam KinchenSmitt editörlüğünde kitap haline getirildi. Naked Ambitions: 100 Pictures of the Present Crisis (Çıplak Hırs: Mevcut Krizin 100 Resmi) adıyla Biteback Publishing tarafından yayınlanan kitap ile İngiltere ve dünyanın son on yıldaki güncel

46 Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020

politika tarihi karikatürlerle anlatılarak, bir ilke imza atıldı. Ölünceye kadar resim yapmaya ve yaşanan haksızlıklarla kavga etmeye devam edeceğini söyleyen Kaya Mar ile İngiltere’ye geliş macerasını, sanatını, sanata bakışını ve kitabını konuştuk. Kendinizden bahseder misiniz? Politik karikatürler yapmaya nasıl başladınız? 40 senedir ressamım… Bir dönem Venezuela’da çizgi filmler için çalıştım. Ardından heykel, daha sonra porte sanatına yöneldim. Önce siparişle portre yapmaya başladım, ilerleyen zamanlarda manzara çizmeye... Kitabımda yer verdiğim bir İngiliz bakanın portresini yaparken bana “Neden politika yapmıyorsun?” diye sordu. Diğer karikatürlerimi gördü ve “Politika yap” dedi. Ben de böylece politika karikatürü yapmaya başladım ve oldukça da ilgi gördü. Karikatürlerim bütün dünya gazetelerinde yayınlandı, Washington Post,


/ 5 ÇAYI

Wall Street gibi dünyanın büyük gazeteleri karikatürlerime yer verdi. Yaklaşık 20-22 yıldır karikatür çiziyorum. 10 yıldır da yağlı boya ile politik mizah ya da politik hiciv yapıyorum. Siyah beyaz çizdiğim karikatürleri internette yayınlıyorum, yağlı boya olan karikatürleri ise gazete ve televizyon için yapıyorum. Resimlerimde herkes yani halk ne düşünüyor ne hissediyorsa, onların düşüncesini tuvale döküyorum. En net halini resme döküyorum, dolambaçlı yol değil çıplak halde çiziyorum.

Kitabınız “Naked Ambitions: 100 Pictures of the Present Crisis” hakkında bilgi verir misiniz? Kitap 3 Mart’ta çıktı ve aynı gün Londra’da imza günü yaptım. Bir hafta sonra SKY TV’de bir programda tanıtımı yapıldı ve satışa çıktı. İngiltere’deki önemli yayınevlerinden biri olan Biteback Publishing yayınladı. Bu karikatürlerimin derlendiği ilk kitap. İngiltere’nin politik tarihinin son 10 yılını mizah yoluyla anlatan bir kitap yapmak istediler. Değerli bir editör olan Sam Kinchen-Smitt benim karikatürlerimi bu on yılın özeti olarak ele aldı. Böylece ilk kitabım hazırlanmış oldu. İngiltere’ye geliş maceranız nasıl şekillendi? Türkiye’den 1975’te, 20 yaşlarımdayken ayrıldım ve ilk olarak İtalya’ya geldim, oradan İspanya’ya geçtim. Aslında Güney Amerika’ya gitmek istiyordum, Şili’den başlayarak geze geze hemen her ülkesine gittim. Venezuela’da bez parçası ve tebeşirimle gündüzleri sokakta Hz. İsa’nın çarmı-

Resmi herkes yapabilir ama resimde bir şey söylemek gerekiyor. Binlerce resim var, her şey söylenmiş... Bir karikatür ne kadar çirkin olursa olsun, ne diyor o önemlidir!

www.tbmag.co.uk 47


ŞEHİR VE YAŞAM

Öncelikle evrensel olacaksınız bütün dünya anlayacak resminizi, Çin’den Şili’ye kadar herkes anlayacak. Çok okuyacaksınız, durmadan geliştireceksiniz kendinizi.

ha gerilmiş resimlerimi yapıyordum. Akşamları da pub’larda hanımların portresini çiziyordum. Şehirden şehire gezerken iş buldum ve Kanada’dan Fransa’ya geldim. Daha çok Güney Fransa’da, sonra da Paris’te olmak üzere 1 buçuk yıl Fransa da kaldım. 40 yıldır da 1980’de geldiğim İngiltere’de yaşıyorum. 3 dil biliyorum; İngilizce, Fransızca ve İspanyolca… Sanatınızı nasıl tanımlıyorsunuz? Öncelikle evrensel olacaksınız bütün dünya anlayacak resminizi, Çin’den Şili’ye kadar herkes anlayacak. Çok okuyacaksınız, durmadan geliştireceksiniz kendinizi. Sanatın nasıl olduğunu, görevini, söylediğiniz sözü bileceksiniz. Ağır işçilik gibi durmadan okuyacaksınız, her şeyi her gün takip edeceksiniz, tarafsız bir gözle yargısız bir şekilde yapacaksınız. “Ben kimim, sanatçı ve sanat nedir, ne işe yarıyor, görevi ne, çorbadaki katkım ne olacak?” Ressam bunları bilecek önce... Ressam kendini kendinden öğreniyor aslında. 20-

48 Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020

22 senedir karikatür yapıyorum fakat yağlı boya ile mizah 10 senedir... Siyasi hiciv için önce gazetelere gittim. İngiltere’de gazetelerin biri alıyor biri almıyor. Bunu üzerine haber ajanslarına yöneldim, böylece bütün dünyaya ulaşıyor. İngiltere’de bu alanda öncü oldum. Çırılçıplak çiziyorum herkesi! Bunu, durumu bütün açıklığıyla ortaya koymak için yapıyorum. İlk çıplak resmeden hicivciyim. Kral çıplak! Çizdiğiniz kişinin kuvvetini kim olduğunu meydana çıkarıyorsunuz. Amaç, bulunduğu konumdan soyutlamak. Kuvvetliyi hicvedeceksiniz, herkesi değil tabiî ki yöneteni, varlıklı olanı, güçlü olanı… Resmi herkes yapabilir ama resimde ne diyorsunuz? Bir şey söylemek gerekiyor. Binlerce resim var, her şey söylenmiş, modern resim, grafik, soyut, aslında herkes ressamdır. Herkes güzel türkü söyler ama biri başka türlü söyler... Bir karikatür ne kadar çirkin olursa olsun, ne diyor o önemlidir! Sanat çevrelerinde nasıl yer edindiniz? Yağlıboya resimlerimde daha çok manzara ve portre çalışıyorum. Bazen galerilerle çalışıyorum bazen de siparişle resim yapıyorum. Benim işimi sevmelerinin sebebi karikatürler… Benden daha yetenekli sanatçılar var burada ama onlar gazeteye bağlı çalışıyor ve yayın politikasının dışına çıkamıyorlar, editör müdahalesi oluyor. Otosansür uyguluyorlar. Ben kendime çalıştığım için benim resimlerim seviliyor. Bütün dünyada tanınıyorum, özel sergi açtığım zaman Güney Amerika’da özel yayın yaptılar, Avrupa’da eve gelip röportaj yapıyorlar. Bunlar işimi iyi yapmamla ilgili. Konu politik hiciv olunca beğenmeyen, sevmeyen, eleştiren de oluyor. Meşhur olmak umurumda değil, kavga etmeyi seviyorum... Mesleğimle ilgili en sevdiğim şey; ölünceye kadar kavga edeceğim! Kavgadan vazgeçmem, hayata tutunduğum


/ 5 ÇAYI

‘Sadece karikatüristlik yapıyorum’ gibi sınırlamak olmaz. 2016 Kitaptaki seçkide yer alan karikatürlerinizde en çok işlenen konu, dönemin de en sıcak siyasi gündemi olan Brexit gibi görünüyor. Politik hiciv yapan biri olarak İngiltere’nin öncelikli gündem maddesi Brexit’i nasıl değerlendiriyorsunuz? şey bu. Günlük yaşamımda sakin mizaçlı biriyim ama konu karikatürler olunca başka biriyim, sesBrexit, milliyetçiliğin yükselmesinden doğan siz kalamam. Ömrüm oldukça da resme devam bir şey. Birçok ülkeden insan yaşıyor burada. Liedeceğim. beral, sosyal devlet politikası var. Global ekonomi büyüyüp ekonomik pay küçüldükçe, kişiler kendi Kavgayı neden bu kadar seviyorsunuz? küçük topluluğuna yani içe dönüyor. Fakat büyük Yapılan zulümleri; haksızlığı, hırsızlığı, naresimde toplu olmak, bir arada olmak önemliydi. mussuzluğu görüyorsunuz, bunu söyleyecekÇin’e karşı ekonomik yönden büyük bir güç varsiniz. Bunu söylemedikten sonra yaptığınız işin dı. Küçücük bir dev olarak yarışamazsınız, AB o anlamı yok. Söylemeden gitmeyeceğim bu düngücü veriyordu. En sıkı milliyetçiler ‘Batacaksak yadan. ‘Angry Old Man’ derler ya, işte öyle... kendi içimizde batalım’ düşüncesindeler... BirleNakedhisAmbition text 150120.indd 85 Yaşlandıkça, bu yolsuzlukları gördükçe suçlu şik Krallık’ta milliyetçilik yükseliyor. Globalleşmesediyorsunuz kendinizi. Bir gün sürüyor o resmi den zarar görenler ‘yabancılar geldi, işimizi aldı’ yapmak ama söylemek şart! dediler. Aslında her yabancı 70 bin sterlin ekonoİngiltere’deki Türk Topluluğu’nun sanat mik katkı yapar ülke ekonomisine. Üretim Çin’e çalışmalarını nasıl buluyorsunuz? Neler kaydıkça fabrikalar kapanıyor, işyerleri kapanıyor tavsiye edersiniz? fakat çok zengin olan da var, belirli sektörler kazandı. Fakir gittikçe kenarda kaldı ve milliyetçiİyi bir ressam iseniz her galeri size açık, işiniliğe döndü. Onları manipüle eden politikacılar zi iyi yapıyorsanız her imkan tanınıyor. Eskiden var, popülarizm böylece Brexit’i doğurdu. Bunun galeriler vardı ve belirli sanatçıları seçerlerdi. sonuçları İngiltere’nin başedebileceğinden daha Manav dükkanı gibi, en parlağını en güzelini alır, zor olacak. iyi ressamsan ümit varsa o da para kazanacağı için kabul eder. İyi ressamsanız o sizi satar. Şimdi kendi kendinizin reklamını yapabiliyorsunuz. Online galeriler var. Her ressamın şimdi bir galerisi oldu ve bütün dünyaya tanıtımını yapıyor. En önemlisi bu. Bütün dünyada sanatla ilgili bir tek algı var; eğer işinizi iyi yapıyorsanız, doğru iş çıkarıyorsanız ‘ekmek’ vardır. Bir de A’dan Z’ye konuya hakim olmak lazım. Karikatür, portre vs. hepsini bileceksiniz. ‘Ben sadece mizahçıyım’ ya da

Mesleğimle ilgili en sevdiğim şey; ölünceye kadar kavga edeceğim! Kavgadan vazgeçmem, hayata tutunduğum şey bu. Ömrüm oldukça resme devam edeceğim. TH E S WA M P

|

85

15/01/2020 09:52

Kaya Mar’ın kitabı İnternetten amazon ve diğer kitapevleirnden online satın alınabilir... https://www.bitebackpublishing.com/books/ naked-ambition

www.tbmag.co.uk 49


ŞEHİR VE YAŞAM

de toplantıya gittiğinizde ancak kültürel anlamda geleneksel farklılıklar olabilir. Bunun dışında beklenen araştırmayı yapmak için aynı kriterlerle proje hazırlanır. Gazeteci aynı bilgi kriterleri ile haberini yapar, sadece o ülkeye ait materyaller ile o haberi biçimlendirir.”

Kendi Hayatının Starı Ol! Her insanın kendi hayatının starı olabileceğine inanan Elif İskender’in geliştirdiği oyunculuk eğitimi yöntemi İngiltere’deki üniversitelerin de ilgisini çekti. Elif Iskender Acting Academy’de oyuncu yetiştiren, kişisel danısmanlik, NLP ve drama terapi yapan İskender’in hayali; Londra’da kendi sahnesini kurabilmek…

T

iyatro, Televizyon ve Sinema oyuncusu, akademisyen Elif İskender tarafından kurulan Elif Iskender Acting Academy, 20 yıldır kendi geliştirdiği yöntem ile oyuncu yetiştirmeye devam ediyor. Türkiye’de sürdürdüğü sanat çalışmalarını Londra’ya taşıyan Elif İskender, drama eğitimleri ve karakter koçluğunun yanı sıra İngiltere’deki köklü drama okullarından Rose Bruford College’de yürüttüğü yüksek lisans proje danışmanlıkları ile akademik üretimden de uzak kalmıyor.

“Sanat evrenseldir, sanatçının göçmeni olmaz” Yaşadığı ülkeyi değiştirdikten sonra, kendisine en çok “Göçmen sanatçı olmak nasıl bir şey?” diye sorulduğunu belirten Elif İskender, ‘sanatçının göçmeni olmaz’ diyerek ekliyor: “Sanatçının, gazetecinin, akademisyenin göçmeni olmaz. Bu meslekler bütün dünyada aynı kriterle yapılır, bütün tanımlamalar aynıdır, evrenseldir. Sanatçının her zaman yeni bir şey öğreneni, merak edeni olur. Yaratıcı insan olur sanatçı. Bir akademisyen olarak başka bir ülke50 Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020

“Ülkemizde uluslararası değerler bakımından farklı olmadık. Çok iyi akademisyenlerden, hocalardan dersler aldık, uzun yıllar meslek hayatım oldu... Bütün bunlarla gelince göçmen gibi hissetmedim kendimi, evimin bir başka versiyonu olarak gördüm” diyen Elif İskender, Londra’daki uluslararası sanatsal ortamdan da yararlandığını ve çok değerli akademisyenlerle tanıştığını ifade ediyor. Regent’s University’de göçmen kadınlarla ilgili bir proje yürütmüş olan İskender, “Bu süreç ancak sanatçı olarak mesleğimi geliştirmeme katkı sağlayabilir” diyor. İskender’in Transational Press London tarafından yayınlanmış bir kitabı da bulunuyor.

“Transformasyon yöntemi ile star oyuncular yetiştirdim” İngiltere’ye yerleşirken Elif Iskender Acting Academy’yi kuran İskender, Türkiye’de geliştirdiği ve İngiltere’de de başarıyla uygulamaya devam ettiği transformasyon yöntemini “Türkiye’de 20 yıldır çalışıyorum. Orada kendime ait bir yöntemim vardı. Bu özel yöntem yani transformasyon sadece aktörler için kullandığım bir yöntem değil, kişisel danışmanlıklarımda da, işin drama terapi boyutunda da kullandığım bir yöntem. Ama oyuncular için çok işime yaradı, bu teknikle star oyuncular yetiştirdim” sözleriyle anlatıyor. “Buraya geldiğimde kendi stüdyomu kurmamdaki amacım, geliştirdiğim yöntemin uluslararası alanda çalışıp çalışmadığını algılamaktı” diye Elif İskender; “Yeni bir kültürden yeni bir insanla, yeni bir ortamda neler yapabilirim, bunları da görmek ve aynı zamanda çalışmalarımla uluslararası alanda bilinmek amacım oldu” şeklinde konuşuyor.


/ KÜLTÜR SANAT Kitap haline getirerek yayına hazırladığı yöntemi akademik ortama da taşıyan Elif İskender, tesadüfen başlayan bu süreci şöyle anlatıyor: “Rose Bruford Üniversitesi’nde yüksek lisans öğrencisi olan ve kendi stüdyomda oyunculuk hocası olduğum bir öğrencim, kendisindeki büyük değişimin kaynağını merak etmeleri üzerine benden ve yöntemimden bahsetmiş. Üniversitedekiler de beni ve yöntemimi araştırmışlar. Çok değerli bir mektup ile davet ettiler, öğrencilerine mentörlük ve süpervizörlük yapmamı istediler. Bu öğrencimin mezuniyet süpervizörlüğü yaptım, sonrasında geleneksel ebru sanatının da kullanıldığı kolaj çalışma ile 50 dakikalık bir film yaptık.”

“Her insan kendi hayatının starıdır” Her insanın kendi hayatının starı olabileceğine inanan Elif İskender, her bireyin lider ve vazgeçilmez olduğunu düşünüyor. Vazgeçilmezliğin kendimizdeki özel yetenekler ile belirlendiğini söyleyen Elif İskender, birebir derslerinde ve grup dramalarında bireylerin karanlıkta kalmış bu yönlerini aydınlığa kavuşturmayı hedefliyor. Kendi hayatının starı olma konusunda özellikle göçmen kadınlarla yaptıkları çalışmalarda çok yol katettiklerini belirten İskender, bazı davranış alışkanlıklarını değiştirmenin önemine dikkat çekiyor. “Ben kişisel gelişimci mantıyla ‘kendin ol kendin için yaşa’ demiyorum. Böyle bir bakış açısının ne benim hayatıma ne de başka hayatlara faydalı olduğunu düşünüyorum” diyen İskender anlatmayı sürdürüyor: “Star olmak demek başkalarının hayatlarına dokunabilmek, başkalarının hayatlarını değiştirebilecek kuvvette olmak demek. Ben önemliyim ama sen de önemlisin! Seninle kurduğum ilişki çok önemli, çünkü iletişim aldığınız cevaptır. Bir cevap olmadan yaptığınız hiçbir şeyin kıymeti yok.”

“Oyunculuk; başkası değil, kendin olmaktır” Özellikle televizyon dizileri için pek çok oyuncu ile çalışan Elif İskender, oyuncuların kendi sınırlarını aşıp, canlandırdıkları role bürünürken bu kişi ile nasıl ilişki kuracakları konusunda da ipuçları veriyor: “Oyuncuya kendinden yola çıkarken ‘kendini oyna’ deniyor. Yeni bir role girmeye çalışan oyuncu bu sırada kırılma noktaları yaşıyor. ‘Sen yoksun’ denildiğinde kendi iç dünyasında ‘ben yoksam kim var?’ diyor. Kendi yaratıcı kaynağını bulamayan oyuncu sıkışıyor ve çözümü başka yerlerde arar hale geliyor. Oysa kendi alanını ve kendini tanımaya gayret eden bir oyuncu çevresini de gözlemleyerek bağımsız oluyor. Seyirci ile arasında daha empatik ve sempatik bir bağ kuruluyor.”

Academy kuruldu sıra tiyatroda... Elif Iskender Acting Academy, bünyesindeki profesyonel eğitmenlerle birlikte Türkçe grup derslerinin yanı sıra İngilizce olarak da drama eğitimleri vererek farklı kültürleri buluşturuyor. “Londra’yı tiyatronun merkezi olması, buradaki geleneğin farklılığı ve Shakespeare burada doğmuş olması özel bir yer haline getiriyor” diyen İskender, Londra’da yaşayan Türkiye kökenli gençlerin de tiyatro sanatı ile daha sıcak bir bağ kurabilmesi için ana dilde tiyatro derslerine önem verdiklerini ifade ediyor. İskender “Türk gençlerine yönelik bir grubumuz var, son derece yetenekli gençlerimiz var, aralarında profesyoneller olanlar da mevcut. Şimdi ise yabancılardan oluşacak yeni bir başlangıç sınıfı ile düzenli İngilizce dersler vereceğiz. Türkçe’nin az ve zor konuşulabilen bir dil olması nedeniyle gençler arasında unutulmaması için Türkçe dersler hiçbir zaman bırakılmayacak” şeklinde konuşuyor. Kamera önü oyunculuk derslerinin profesyonel oyuncularla birebir master classlar şeklinde yapıldığı Elif Iskender Acting Academy Theater, İngiltere’de oyunculuk için gereken kurumlara kayıtlı ve gereken izinleri almış bir kurum olarak, kuruluşundan iki yıl sonra ilk mezunlarına sertifikalarını verdi. Elif İskender’in en büyük hayali ise; Acting Academy Theater’ın kendi sahnesine sahip olarak, multidisipliner bir ortamda sanat çalışmalarını yürütebilmek. www.tbmag.co.uk 51


ŞEHİR VE YAŞAM

Yaşam Koçu Gamze Ergün;

“Koçluk harekete geçirmektir!” Röportaj: Kevser Devecioğlu

“Pirüpak mutlu olmak diye bir şey yok!” diyen Yaşam Koçu Gamze Ergün, astroloji, nefes çalışmaları, meditasyon gibi farklı disiplinlerle harmanladığı kendine has koçluk çalışmalarıyla, danışanlarının potansiyellerini keşfetmelerini sağlıyor, onları harekete geçiriyor ve tatmin oldukları bir yaşam sürmelerinin yolunu açıyor.

U

zun yıllar devam ettiği bankacılık kariyerine 2010 yılında şube müdürü olarak noktayı koyan Gamze Ergün, hayat serüvenine artık yaşam koçu ve eğitmen olarak devam ediyor... Bankacılık yaptığı yıllarda, özellikle 40’lı yaşlarına yaklaşırken, sürekli kendine “Neden

bu kadar mutsuzum? Ben ne yapmak istiyorum? Bu hayattan neler istiyorum?” diye sorular

soran Ergün, yaşamında yeni bir yol çizmek için ilk iş olarak çalıştığı bankadan istifa etti. Ardından kendisini mutlu eden şeylere yönelip bahçeli bir evde yaşama hayalini gerçekleştirdi, evlendi ve çocuk sahibi oldu. Halen aynı bahçeli evde yaşamaya devam eden Gamze Ergün, sorularına cevap bulmaya çalışırken bir tesadüfle yolunu yaşam koçluğuna çevirdi. Ergün yaşadığı süreci şöyle anlatıyor: “Kendimi sorguluyorum ne yapabilirim diye. İnsanları da çok seviyorum. Yıllardır insanların içindeyim. Acaba psikoloji mi okusam diye düşünüyorum ama uzaktan eğitim yok o zamanlar... Bir gün bankadaki direktörüm aradı ve ‘Ben koçluk eğitimi alıyorum. Sen de alabilirsin’ dedi ve ben böyle bir tesadüfle koçluk eğitimi almaya başladım. Ardından öğrenci ve yaşam koçluğu eğitimleri aldım.” 52 Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020


/ YAŞAM Eğitim hayat boyu... Gamze Ergün bir taraftan farklı başlıklarda koçluk eğitimleri almaya devam ederken öğrendiklerini bankacılık tecrübesiyle de birleştirip eğitimler vermeye başladı. Bankalara; Hazine Ürünleri, Yatırım Ürünleri, Yatırım Ürünleri Satış, Temel Satış, Telefonda Satış ve İleri Satış eğitimleri veren Ergün, eğitim vermeye başlasa da eğitim alma sürecinin hiç sonlanmadığını ifade ediyor. Alanını genişletecek, daha faydalı olmasını sağlayacak şeyleri öğrenme merakı hiç eksilmeyen Ergün, bugüne kadar Livcon’dan Yaşam Koçluğu, NLP, Öğrenci Koçluğu, Selçuk Üniversitesi’nden Yaratıcı Drama Eğitmen Eğitimi, TMI’dan Eğiticinin Eğitimi, NFS Nevşah Fidan Karamehmet’ten Özel Nefes Eğitimi, Astroloji Okulu (Öner Döşer) 1 yıl Astroloji Temel Düzey Eğitimi, Boğaziçi Kampüs Aromaterapi eğitimleri aldı. Yaşam boyu eğitimin önemine olan inancıyla Gamze Ergün halen AUZEF İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde öğrencisi...

Yurtdışında yaşayanlara online koçluk Halen Ada Eğitim Atölyesi’nde koçluk yapan eğitimler veren, bireysel olarak da Öğrenci Koçluğu, Yaşam Koçluğu, Grup Yaşam Koçluğu yapmaya devam eden Gamze Ergün için bazı projeler özel anlamlar taşıyor. Özellikler kadınlara yönelik olanlar... Işık Şerifsoy’la da birlikte kadınlara yönelik başarılı çalışmalar yaptıklarını belirten Ergün “Çok sevdiğim Işık Şerifsoy’la bir araya geldik ve birlikte kendimizin dizayn ettiği kadınlara yönelik bir koçluk çalışması yaptık. Bu çalışmaları yaparken koçlukla birlikte bu alandaki farklı branşlardan da yararlandık” şeklin-

de konuştu. Gamze Ergün kadınlara yönelik özel projeler geliştirmeye devam ediyor. Tüm dünyaya etkisi altına alan pandemi döneminde ayrıca online grup yaşam koçluğu çalışmalarına ağırlık veren Ergün gelecek dönemde Türkiye dışında özellikle İngiltere’ye yönelik online çalışmalar yapmaya devam edecek.

Üniversite öğrencilerini kurumsal hayata hazırlıyor Kurumsal tecrübesini koçluk bilgisi ile birleştiren Ergün, özellikle kurumsal aşamada hazırlık çok önemli. “Bu konuda bireysel çalışmalarım da var. Üniversitelerle de görüştüm. TİM Danışmanlık firması ile de böyle bir projeye başlayacağız” diye konuştu. Bireysel olarak üniversitelilere yönelik koçluk yapmaya devam edeceğini söyleyen Ergün detayları anlatmayı sürdürdü: “Öncelikle gençlerin mental bir hazırlık yap-

masını sağlıyoruz. ‘Ben ne olmak istiyorum, nasıl bir çalışan olmak istiyorum?’ sorularına cevap buluyoruz. CV nasıl hazırlanır? Mülakat nasıl yapılır? Nasıl konuşmalı? Nasıl giyinmeli? vs... gibi detayların yer alacağı öğrenci koçluğu programına devam edeceğim”

Kişiye özel koçluk Gamze Ergün koçluk yaparken, koçluk yöntemleri dışında astroloji, NLP, yaratıcı drama, nefes terapileri, meditasyon gibi farklı disiplinlerden de yararlanıyor. Özellikle grup koçluğu yaparken kendine özgü hazırladığı programlarda astrolojiden çokça yararlandığını ifade eden Ergün, farklı disiplinleri nasıl birleştirdiğini anlatmaya devam etti: “Koçlukla astrolojiyi birleştiriyorum. İnsanları anlamak adına oldukça etkili sonuçlar alıyorum. Koçluk herkese dair neler yapılacağını veriyor size ama herkese aynı şeyi yapamazsınız. Ben özellikle astrolojiyi de kullanarak herkesin farklılıklarından yola çıkarak farklı çözümler geliştiriyorum. Astroloji haritasında kişinin neye yatkın olduğunu, neye kabiliyetli olduğunu, zayıf yönlerini görüyoruz. Koçluk harekete geçirmektir. Hareket ettirmek ve güvenini kazanmak. Zaman zaman nefes terapileri de yaptırıyorum. Bazen de çalıştığımız kişiye özel olarak koçluk çalışmalarıyla birlikte meditasyon, nefes çalışmaları da yapıyoruz. Herkes birbirinden farklı ve herkese aynı şeyi yapamayız. Kişiye göre çalışmalar geçekleştiriyoruz”

Yeni alanlar keşfetmeyi seven Ergün bugünlerde aroma terapi çalışıyor. Her kokunun insan üzerinde farklı etkileri olduğuna dikkat çeken Ergün “Enerji yükseltecek endişeyi geçirecek,

konsantrasyonu yükseltecek vs. kokular var. Koçluk çalışması yaparken bir taraftan da tedavi edici, kişileri yukarı kaldıracak, hareket ettirecek şeyleri de kullanmak istiyorum” dedi. www.tbmag.co.uk 53


ŞEHİR VE YAŞAM bıraktım. Bizler her şeyi kontrol edebileceğimizi zannediyoruz, tabi ki mücadele edeceğiz, sonrasında bırakmayı da bileceğiz, sistem zaten onu zamanında getiriyor. Ben bunu hayatımın her evresinde yaşadım ve gördüm. Bırakabilmek önemli aksi taktirde stres, üzüntü vs gibi olumsuz bir çok duyguyu taşımaya başlıyoruz. İnsanların daha fazla kendilerine döndüğüne, kendilerini yetiştirmeye olan meraklarının arttığına dikkat çeken Ergün, Covit-19 salgınıyla birlikte bunun çok daha hızlandığını ifade ediyor. Son yıllarda yaşanan değişimi “İnsanlar mad-

“İnsanların hayatlarına dokunmak beni çok mutlu ediyor” “Neden bu kadar mutsuzum? Ben ne yapmak istiyorum?” diyerek bankacılık kariyerine son veren ve bir tesadüfle yaşam koçu olan Gamze Ergün, insanların hayatlarına dokunuyor olmaktan oldukça memnun. Yaşamını sorguladığı sorularının yerini “İnsanların hayatına daha fazla dokunmak için neler yapabilirim, neler öğrenebilirim?” gibi soruları almış durumda...

Ergün “İnsanları bildim bileli seviyorum. Hislerim de güçlü. İnsanların hayatlarına dokunmak, onların hayatlarında ufak bile olsa bir şeyi değiştirmek, katkı sağlamak, onları sadece gözlemlemek bile beni çok mutlu ediyor. Farkındalığının farkına varıp o yolda ilerliyor olması, ufacık bir şey bile olsa beni mutlu kılıyor” diye konuştu.

“Pirüpak mutlu olmak diye bir şey yok!” Son dönemde herkesin çok fazla mutluluk peşinde koşmasını yorumlayan Ergün sözlerine şöyle devam etti: “Pirüpak mutlu olmak diye bir şey yok. Mutluluk göreceli bir durum aslında, herkese göre mutluluk kavramı değişiyor, hayatta istediğimiz şeyleri elde ettikçe mutlu olduğumuzu düşünüyoruz, mutlu hissettiğimiz anlar ise yaptığımız şeylerden tatmin olma duygumuzdur. O yüzden amacımızı bulup, kendimizi keşfettikçe, yapmak istediğimiz şeyleri var edip o yolda yürürken hayat çok daha keyifli hale geliyor. İnsanlarda bunları yaratabiliyorsak ne mutlu...”

Bugüne kadar bireysel olarak bütün hayallerini gerçekleştirdiğini söyleyen Ergün, istediklerimize kavuşmanın ve daha huzurlu bir hayat sürmenin de formülü veriyor: “Kendi çizdiğim ve istediğim yolda elimden geleni yaptım ve akışa 54 Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020

diyatla mutlu olmaya çalıştılar. Maddi olarak sonsuz fırsatlar verildi. İstediklerini aldılar ancak hep bir tatminsizlik duygusu yaşandı. Nitekim sadece maddiyatla tatmin olamayacaklarını gördüler. Demek ki; tatmin başka yerde... Şimdi başka yerde arıyorlar. Herkes minimalizme yönelmeye başladı. ‘Daha az şeyle nasıl daha mutlu oluruz?’ diye bakıyorlar” sözleriyle özetleyen Ergün son olarak “Bu dönüşümle birlikte bence gelecek çok daha güzel olacak, daha duyarlı, daha özgür, daha bilinçli bir nesil geliyor” dedi.

Yaşam Koçu Gamze Ergün’ün gelecek dönemde sunacağı koçluk çalışmaları ve eğitimler:

KOÇLUK ÇALIŞMALARI Ada Buluşmaları; Beş kişilik kadın gruplarında bir araya geldiğimiz Ada Buluşmaları’nda değişim, yüzleşme ve farkındalık üzerine öğretilerin izinde sohbetler yapacağız. Toplam 9 ay sürecek olan ‘buluşmalar’, yaşamınızda yer açmak isteyeceğiniz bir dönem olacak.

Bireysel Koçluk; Bireysel gelişiminiz için destek alacağınız koçlukla birlikte, astrolojiyi kullanarak yol haritanızı çizeceğiz.

Bireysel Öğrenci Koçluğu Üniversite öğrencileri için geliştirilmiş programda koçlukla birlikte iş yaşamına hazırlık yapacağız.

EĞİTİMLER: • Temel, İleri Satış Eğitimleri • Zaman Yönetimi, Odaklanma Eğitimleri • Öğrenme ve algılama üzerine eğitimler • İletişim Eğitimleri • Yönetici adaylarına eğitim


GÜVENDE KAL!

/ YAŞAM

Yüksek kaliteli medikal ürünler ve hijyen ekipmanları

Türkiye’de ve dünyanın değişik yerlerinde üretilen serifikalı medikal ürünler, maske, eldiven, dezenfektan ürünleri ve her türlü medikal ürünlerin temini ve pazarlamasında hizmetinizde...

www.planbhts.co.uk I contact@planbhts.co.uk www.tbmag.co.uk 55


SEHİR VE YAŞAM

Hematolojik hastalığı olanlar da salgında risk grubunda... Tüm dünya yeni normale geçtiyse de hala hızla yayılmaya devam eden COVID-19 salgınında 65 yaş üzerindekiler ve kronik hastalığı olanlarla birlikte lösemi, lenfoma, multiple myelom gibi hematalojik hastalığı olanlar da yüksek risk grubunda yer alıyor. Bağışıklık sistemi yeteri kadar güçlü olmayan bu grup hastalar için alınacak önlemler, hayati önem taşıyor

T Doç. Dr. Mehmet Hilmi Doğu Hematoloji Uzmanı Liv Hospital Ulus

üm dünyayı etkisi altına alan ve ne zaman son bulacağı merak konusu olan Covid-19 salgını hepimizin hayatında en çok yer eden konuların başında geliyor. Doğumdan itibaren her yaşta insana bulaşabilen virüs herkesi hasta edebiliyor. Çocukları yetişkinler kadar etkilemeyen virüs; 65 yaş üzerindekilerde, kronik hastalığı olanlarda hayati tehlike taşıyor. Ancak aldıkları tedaviler nedeniyle bağışıklık sistemleri güçlü olmayan lösemi, lenfoma, multiple myelom gibi hematalojik hastalığı olanların da unutulmaması gerekiyor. Onlar için riskin çok daha yüksek olduğunu söyleyen Liv Hospital Ulus Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Hilmi Doğu “Hematolojik

hastalığı olanların hem hastalığı hem de aldı-

56 Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020

ğı tedaviler nedeniyle bağışıklık sistemi yeteri kadar güçlü değil. Önlemler onlar için kat be kat daha önemli” diyor. Doç. Dr. Mehmet Hilmi

Doğu riskleri ve önlemleri anlatıyor…

Tedaviler aksatılmamalı Tüm dünyada ve ülkemizde Covid-19 salgınının çok yoğun yaşandığı zaman dilimlerinde bu hasta gruplarının tedavi önerilerinde ve takiplerinde bazı değişikliklere gidildi. Özellikle uygun hastalarda hastane başvurusunu azaltacak, bağışıklık sistemini daha az baskılayacak tedavi yöntemleri uygulandı. Sağlık Bakanlığı’nın aldığı kararlar doğrultusunda bazı hastalarla uzaktan iletişime geçilerek ilaçlarını direkt eczaneden alabildi. Ama akut lösemiler, dirençli hastalığı olanlar, kemik iliği nakli olması gereken hastalar kemoterapi süreçlerine devam etmek zorunda. Salgına rağmen bir grup hastanın hastanede yatarak tedavi olması gerekiyor.

Kemoterapi hastalarına özel alanlar olmalı Akut lösemi, dirençli hastalığı olanlar, kemik iliği nakli olması gereken hastalar gibi kemoterapi süreçlerine devam edenler için hastanelerimizde


/ SAĞLIK

özellikle olası Covid-19 temasını en aza indirecek mümkünse tamamen ayrı alanlarda klinik ve tedavi ortamları yaratılması gerekiyor. Uluslararası bir dergide yayınlanan ülkemiz verilerinden elde edilen Covid-19 gelişmiş hematolojik kanserli hastaların sonuçları şöyle: Covid-19 gelişmiş hematolojik hastalığı olan 740 hasta, kanseri olmayan Covid-19 gelişmiş hastalar ile karşılaştırıldığında; ciddi hastalık oranı, hastanede yatış ve yoğun bakım ihtiyacı, solunum desteği ihtiyacı ve vaka ölüm oranları hematoloji hastalarında kanser olmayan hastalara göre daha yüksek bulundu. Bu bilgiler hematoloji hastalarının bu salgın sürecinde risk altında olduğunu açık bir şekilde gösteriyor. Bu hastalar için sağlık çalışanları ve kuruluşları olarak özel alanlar yaratılmalı ve alt yapı oluşturulmalı.

şikayete neden olmayabilir ancak tedavi gören yakınına bulaştırması sonucunda hastayı kayba kadar gidebilen ciddi süreçler ile karşılaşılabilir. Hem hastalar hem de aileleri kişisel korunma önlemlerine çok dikkat etmelidir.

Pandemi tedaviye engel değil Özellikle kemoterapi alanların takipten çıkmamaları gerekir. Panik nedeniyle oluşabilecek ihmaller geri dönüşümsüz zararlar verebilir. Pandemi hiçbir kanser tedavisinin başlamasına ve devamına engel değildir. Pandeminin ne kadar süreceği öngörülemediği için hiçbir onkolojik tedavi ertelenmemeli hastaya uygun tedavi seçeneği belirlenmelidir.

Hematolojik kanser tedavisi gören ve yakın zamanda tedavisi bitenlerin bağışıklık sistemi düşük olduğu için enfeksiyona daha duyarlıdır. Bu nedenle bulaş riski çok daha yüksek olur.

Hasta yakınlarına büyük görev düşüyor Hematolojik kanser tedavisi gören ve yakın zamanda tedavisi bitenlerin bağışıklık sistemi düşük olduğu için enfeksiyona daha duyarlıdır. Bu nedenle bulaş riski çok daha yüksek olur. Hastalarının yakınları virüsten korunma yöntemlerine özen göstermez ve uymazsa kendisinde hiçbir

www.tbmag.co.uk 57


ŞEHİR VE YAŞAM

Yemeğe karşı bağımsızlığını ilan et! Günümüzde sağlık/diyet endüstrisinin etkileriyle bireylerin kontrol ve yoksunluk temelli bir hayat yaşadığını söyleyen Selin İstanbullu, bu zinciri kırma yönteminin, yeme alışkanlıklarını değiştirecek olan “sezgisel beslenme” olduğuna inanıyor

K

ontrolsüz ve sağlıksız beslenmenin neden olduğu hastalıkların ve bu hastalıklara yakalanan hastaların sayısı tüm dünyada artmaya devam ediyor. Geliştirdiği bağlılık metodu ile Tip 2 diyabeti yenen Soan Consulting Ltd Direktörü Selin İstanbullu Özçağlı’ya göre bu durumun çözümü “sezgisel beslenme”... Bireylerin yeme alışkanlıklarını değiştirerek hayatlarını da değiştirebileceklerini belirten Selin İstanbullu Food Independence (Yemek Bağımsızlığı) başlığı altında çalışmalar yürütüyor, programlar düzenliyor.

3 Aylık yoğun ve kapsamlı program #ChangeYourRelationshipWithFood Yemek Bağımsızlığı çalışmalardan ilki yoğun bir koçluk programı... Bireyler ya da gruplarla yapılan bu çalışmada, Intuitive Eating / Sezgisel Beslenme prensipleri profesyonel koçluk ve profesyonel şeflik uygulamalarıyla harmanlanıyor. Katılımcılar günlük takip ve haftalık koçluk görüşmeleriyle yeme ve yemeğin hayatlarındaki yerini zul/kahir/kısıt unsuru olmaktan zevk/doyum/ özgürlük alanına yönlendirilirler. Bu yoğun ve kapsamlı program aşağıda detaylarıyla yer alan workshopları da içeriyor. 58 Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020


/ SAĞLIKLI BESLENME

Mutfakta Kendine Güven – Beraber Pişirelim Serileri Selin İstanbullu ‘Sezgisel Beslenme’nin, çoğu insana uzaktan “istediğini istediğin kadar yiyebilme” gibi bir anlam verse de, aslında vücudumuza odaklanarak ihtiyacımızı tespit edip, onu karşılayacak besinle beslenmek olduğuna dikkat çekiyor.

SEZGİSEL BESLENME İÇİN WORKSHOPLAR Bir Lokma Atölye Çalışmaları “Intuitive Eating / Sezgisel Beslenme her ne kadar insan doğasının özünde olsa da, günümüz sağlık/diyet endüstrisinin etkileriyle kontrol ve yoksunluk temelli bir hayat yaşıyoruz ve ne çok acı çekiyoruz” diyen Selin İstanbullu Bir Lokma

Atölye Çalışmaları’nı şöyle özetliyor: “Bitmek tükenmek bilmeyen yoyo diyetler ile sağlık adına vücudumuza verdiğimiz zarar saymakla bitmiyor. Belki bu gidişe topyekün bir ‘yeter’ demek çok zor olabilir, o nedenle ‘yeme, yemek ve vücut’ konularını, onların izdüşümlerini 2-3 saatlik odaklı çalışmalarla ele alıyor, grup koçluğu temelli atölyelerle farkındalığımızı artırıyor, yavaş yavaş ama emin adımlarla olumsuz etkileri azaltmayı hedefliyoruz. ‘Yemek ve Suçluluk’, ‘İçimizdeki Diyetçi’, ‘Vücudum ve Utanç’ gibi başlıklar, konuları ne denli derinden ele aldığımızın örneklerini oluşturuyor.”

“Günümüzde, her şeyi acele ve pratik yaşama baskısı altında, yiyeceğimiz yemeği hazırlarken veya seçerken, sezgisel beslenmeyi uygulayabilmemize en büyük destek, kendimizi mutfağımızda da sezgisel ve bağımsız ifade edebilmekten geçiyor” diyen Selin İstanbullu,

buradan çıkarak hazırladıkları Mutfakta Kendine Güven – Beraber Pişirelim serilerini anlatıyor: “60’ar dakikalık çevrimiçi ve katılımcı bir formatta hazırladığımız bu serilerimizde, katılımcılar profesyonel mutfak teknik ve bilgilerinin ev ortamımıza uyarlanmasına tanık oluyor, aldıkları bilgileri deneyime ve öğrenmeye dönüştürebiliyorlar. Biliyoruz ki mutfağımızda kendimize güvenmemiz ve kendimizi mutfağın yaratıcı ve tedavi edici etkilerine bırakabilmemiz hayatımızın bir çok alanına etki ediyor.”

Selin İstanbullu Özçağlı’nın Eventbrite platformunda yer alan bu ve diğer tüm programlarına https://soanconsulting.eventbrite.co.uk adresinden erişebilirsiniz.

www.tbmag.co.uk 59


ŞEHİR VE YAŞAM

Qbicart Dijital Sanat Okulu dünyaya açılıyor Dünyanın her yerinden 7’den 70’e herkese sanatsal anlamda kendini geliştirme fırsatı sunan Qbicart Dijital Sanat Okulu, online sanat eğitimlerine başladı. 3,5 yaşından itibaren öğrenci kabul eden Oxford merkezli sanat okulu, öncelikle çocukların sanat eğitimine ulaşabilmesini hedefliyor

G

örsel sanatlar alanındaki çeşitli dallarda alanında uzman olan 14 kişilik sanat eğitmeni ekibiyle eğitimlere başlayan Qbicart Dijital Sanat Okulu, ülke sınırları olmaksızın tüm milliyetlerden ve farklı kültürlerden çocukların, kendilerini sanatla ifade etme özgürlüğünü yaşamalarını hedefliyor. Qbicart Kurucusu Kübra Müjde “Bizler doğayı ve çevremizde gördük-

lerimizi taklit ederek büyümekteyiz. Bunun yanında sahip olduğumuz bir hayal gücümüz var. Bu kısım her şey ile bize has, özgün, tertemiz, dokunulmamış ve yepyeni. İşte tüm amacımız bu hazineyi ortaya çıkarmak” diyor.

Ressam Kübra Müjde tarafından kurulan Qbicart, Eylül 2020’den itibaren yoluna Dijital Sanat Okulu ile devam ediyor. Yaklaşık üç yıldır Londra, Oxford ve İngiltere’nin çeşitli şehirlerinde yüz yüze sürdürdüğü resim eğitimleri ve müze etkin60 Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020

liklerini dijital ortama taşıyan Mezapotamyalı Resim Sanatçısı Kübra Müjde; dünyanın yeni koşullarında yüz yüze olduğu kadar online ortamlarda da her türlü faaliyetin yürütülüyor olmasının, Qbicart’ın da çalışmalarını dijital platformlara yönlendirmesine neden oduğunu belirtiyor. Çocukların ve sanat eğitimi almak isteyenlerin bu süreçte kendi hayal güçlerine yolculuk yapmalarını sağladıklarını belirten Kübra Müjde “Qbicart Dijital Sanat Okulu’nun temelinde yatan ve buluşmalarda öncelik verdiğimiz tutum, çocukların baktıklarını birebir çizmeleri değil, kendi hayal güçleriyle ürettikleri eserin kendisine ait, benzersiz ve biricik olduğunu fark etmelerini sağlamak” şeklinde konuşuyor. Ayrıca, sosyal medya üzerinden canlı olarak yayınlanan “Merhaba Çocuklar” adlı haftalık programla, sanat eğitiminin çocuklar ve yetişkinler üzerindeki önemi üzerine uzmanlarla buluşmalar düzenleniyor. Birçok müze ve kuruluştan işbirliği teklifi aldıklarını belirten Müjde, kendilerini geliştirerek daha çok çocuğa ulaşmaya kapı açan her fikir ve işbirliğine açık olduklarını da ekliyor.

Sertifikalı online eğitim Mezopotamya topraklarında doğan ve dünyaya yayılan Qbicart Dijital Sanat Okulu’nun eğitimlerine değinen Kübra Müjde anlatmayı sürdürüyor:


/ KÜLTÜR SANAT

“Programlarımız 3,5 yaş ile başlarken, yetişkin atölyelerine kadar uzanan gruplarımız var. Öğrencilerin kendilerine güvenmelerine ve kendilerini ifade etmekten ve sanat yoluyla iletişim kurmaktan zevk almalarına yardımcı oluyoruz; ister yorumlama, ister doğaçlama veya başka herhangi bir şey yoluyla... Bizlerle buluşan çocuklarımız, 6 ay sonunda, dünyanın bir çok ülkesinde geçerliliği olan “Qbicart Online Art School” sertifikasını almayı hak kazanıyor.” Müjde; birlikte çalıştıkları süre zarfında çocuklara yalnızca eşlik ettiklerini, bunu yaparken de onları sanat tarihinde yer almış ressamlar, heykeltıraşlar ile buluşturduklarının altını çiziyor.

Çocuklar için sanat neden önemli? Çocukları, hayal dünyalarına müdahale edilmemiş birer benzersiz sanatçılar olarak kabul eden

Qbicart Dijital Sanat Okulu, onların özgün fikirleri ile sanat yolculuğuna çıktıkları bu süreçte, kendilerini keşfetme serüvenlerinde yanlarında oluyor. Sanata atılan bu adım çocukların diğer bir birey ile birbirlerini daha iyi anlamalarını sağlıyor. Qbicart çocukların sanat yoluyla kendilerini ifade etmelerini; sanat ile beraber farkındalığı güçlenen, empati kurabilen, kendilerini daha iyi ifade edebilen, özgüvenli, düşünebilen, yaratabilen, hayal gücü gelişmiş, kendini özgürce ifade edebilen, farklı bakış açıları kazanan, merak eden, soru sorabilen, merkeze alan, sanatsal hikaye anlatıcılığı yoluyla iletişim gücü olan, oyunla öğrenebilen, entellektüel bireyler olmaya doğru yolculuğa çıkmasını hedefliyor. 2005’te Mezopotamya topraklarında kurulduğundan beri farklı milliyetlerden çocuklarla seyyah atölyeleri, müze buluşmaları, birebir sanat yolculukları gerçekleştiren Qbicart, online eğitimlerdeki yaklaşık 8 ülkeden 84 çocuk, 30 sanatçı ve sanat eğitmeni ile büyümeye devam ediyor. Okulun en büyük hayali ise biriktirdikleri çocuk sanat eseri koleksiyonları ile kalıcı bir “Çocuk Sanat Müzesi ve Kasabası” kurmak...

www.tbmag.co.uk 61


ŞEHİR VE YAŞAM

Kitapların büyülü dünyası Kartonkinder ile açılıyor Kitaplar ile küçük yaşta kurulan eşsiz dostluğun bir ömür boyu sürdüğüne inanan Bahar Özdemir’in kurduğu Kartonkinder online çocuk kitapçısı, yurt dışında çift dille büyüyen çocuklar için zengin bir Türkçe kitap seçkisi sunuyor

kinder kitapları; okul öncesi, 5-8 yaş ve 9-12 yaş grubu olarak sınıflanıyor. Kapsamlı bir ebeveynlik kitapları bölümü olan Kartonkinder’de çocuk yetiştirme konusunda farklı konu ve aşamalarda kaynak kitap arayışında olan anne ve babalar da aradıkları kaynakları bulabiliyor.

Kartonkinder kitapları önce anne süzgecinden geçiyor Doğru seçilmiş çocuk kitaplarının çocuk gelişiminde çok önemli bir yeri olduğuna inanan Bahar Özdemir, yetişkinler için kitabı fiziksel ya da dijital olarak okuma seçimi tamamen tercihe kalmış bir durumken, çocuklar için bu durumun farklı olduğuna dikkat çekiyor. “Çünkü onlar kitaplarla fiziksel bir bağ kuruyorlar” diyen Özdemir, güncel çocuk edebiyatının sunduğu zengin içerikten, düzgün bir Türkçe ile yazılmış ve nitelikli görsel içerikle zenginleştirilmiş kitapları seçmeye özen gösteriyor. Özdemir “Gönül rahatlığıyla kendi oğluma okurum demediğim hiçbir kitabı Kartonkinder listesine de eklemiyorum” diyor.

Çocukların iki dili de akıcı kullanması önemli

K

artonkinder, dünyanın her yerinden kitapsever ebeveynler ve çocuklarını, kitapların büyülü dünyasında buluşturuyor. Mimar Bahar Özdemir, Kartonkinder markasıyla tasarladığı kartondan yapılan çocuk oyun evleri girişimini, yine çocuklar için önemli bir ihtiyaç olan Türkçe masal ve hikaye kitapları ile pekiştiriyor. Londra merkezli Kartonkinder Türkçe ve İngilizce güncel çocuk edebiyatını yakından takip ederek, tüm anne ve çocukların kolaylıkla erişebileceği butik çocuk kitapçısıyla Birleşik Krallık ve Avrupa Ülkeleri’ne online olarak sunuyor. İstanbul’da kendi mimarlık ofisini yürütürken, çocuklar için tasarlamak ve üretmenin her zaman mimarlık pratiğinin en eğlenceli ve renkli yanlarından biri olduğunu düşünen Bahar Özdemir, 2015 yılında mimari ofise ek olarak kurduğu “Küçük Mimar” markasıyla çocuklar için mimari oyuncaklar tasarlayıp üretmeye başladı. Bahar Özdemir, “Kartonkinder’in hikayesi biz Londra’ya gelirken ‘Küçük Mimar’ oyun evlerini de yanımızda getirme projesi olarak başladı. Online platformda hazırladığımız mağazaya Türkçe çocuk kitaplarını ekleme fikrinin ilham kaynağı ise tamamen evdeki küçük kitap kurduydu” diyor. 0-12 yaş grubu çocuklara hitap eden Karton-

62 Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020

Özellikle yurt dışında büyüyen çocukların anadilini geliştirme ihtiyaçlarını göz önüne alınarak kurulan Kartonkinder çocuk kitapçısı, bilingual olarak büyüyen çocuklara kendi anadillerinde kaynak sağlıyor. “Bilingual” yani iki dille büyüyen çocuklar için her iki dilde de kendini ifade edebilmenin önemine değinen Özdemir, çocukların iki dilden birinde duygularını ifade etmek konusunda zorlandıkları anda hızlıca zorlandıkları dili terketme eğiliminde olduklarını belirterek, kitapların bu konudaki katkısına şu sözlerle dikkat çekiyor: “Ben çocukların kendi anadilleri olan Türkçe’de de günlük konuşma/oyun dilleri olan İngilizce’de olduğu kadar rahat hissedebilmelerini çok önemli buluyorum. Bu tabii yalnız Türkçe okuyarak


/ KÜLTÜR SANAT kapatılabilecek bir açık değil. Çocuğun bol bol Türkçe konuşması ve oyunlar oynaması da gerekiyor. Ama kitaplarla olan etkileşimin var olan dili korumada çok önemi var. Özellikle okul öncesi grupta, dil gelişiminde kitapla etkileşimin etkisi göz ardı edilemez. Minikler bazen aynı kitabı üst üste defalarca dinlemek istiyorlar, bu da onlara günlük hayatta karşılaşmadıkları kelimelere maruz kalmaları ve bu kelimeleri dağarcıklarına yerleştirebilmeleri için eşsiz bir fırsat sunuyor.” Öte yandan Kartonkinder, aynı amaçla yakın zamanda Türkçe’yi anlama ve okuma-yazmaya yönelik online Türkçe derslerini başlatmayı planlıyor.

Kartonkinder 2. yaşını Blogkinder ve Vlogkinder ile kutladı 2. yaşını bu yaz tamamlayan Kartonkinder, www. kartonkinder.co.uk web sitesi üzerinde oluşturduğu blog sayfasıyla Kartonkinder dostlarını buluşturdu. Yaptığı açık çağrının sonucunda dünyanın çeşitli bölgelerinden anneler ve kitapseverlerin Londra’daki bu küçük çocuk kitapçısı-

nın sevincine ortak olduklarını belirten Özdemir; “Davetli Kartonkinder dostları birbirimize çocuk kitapları üzerinden dokunduğumuz o harika dostluğu kaleme aldılar ve böylece ölümsüz bir yaş günü anısı olarak BlogKinder ortaya çıktı. Onlar yazmaya ben de zevkle paylaşmaya devam ediyorum” diyor. Bahar Özdemir, VlogKinder’de ise Türkçe çocuk kitaplarından bölümler okuduğu videoları paylaşıyor. Özdemir hazırlarken çok eğlendiğini, eklediği bu içerikler ile anne babaların okumaya fırsat bulamadıklarında, çocuklara Türkçe hikaye dinleme seçeneği de sunabilmeyi amaçladığını ifade ediyor.

www.tbmag.co.uk 63


KÜLTÜR SANAT

İstanbul Film Festivali salonlara geri dönüyor 39. İstanbul Film Festivali, 9 - 20 Ekim arasında hem çevrimiçi olarak hem de sinema salonlarında yeniden izleyicilerle buluşuyor. Festivalin ertelenen programı, Filmekimi ile birlikte yapılıyor

P

andemi nedeniyle ertelenen İstanbul Film Festivali, çevrimiçi gösterimlerin yanı sıra salon gösterimleriyle beraber Ekim ayında yapılıyor. Festivalin Uluslararası Yarışma bölümü, sadece festivalin çevrimiçi platformu olan “filmonline. iksv.org” adresinde gerçekleştirilecek. Ulusal Belgesel Yarışması ve Filmekimi Galaları filmleri ise çevrimiçi gösterimlere ek olarak Avrupa ve Anadolu yakasındaki birer sinema salonunda gösterime girecek. Festival kapsamında Ekim ayında toplam 40 yeni film gösterilecek. İstanbul Film Festivali’nin ardından yılın ikinci yarısında sinemaseverleri yine festival filmleriyle buluşturan Filmekimi, bu yıl pandemi nedeniyle festival galalarıyla birleşiyor. Ulusal Belgesel Yarışması ve Filmekimi Galaları filmleri Cinemaximum City’s Nişantaşı ve Kadıköy Sineması’nda ve çevrimiçi olarak gösterilecek. Festival gösterimleri Filmekimi ile eş zamanlı olarak 9 Ekim’de başlayacak. Uluslararası Yarışma ve Ulusal Belgesel Yarışması bölümlerinde ödül kazanan filmler, 20 Ekim akşamı açıklanacak.

Uluslararası Yarışma 39. İstanbul Film Festivali’nin Uluslararası Yarışma bölümünde “Sinemaya Yeni Bakışlar” temalı filmler, festivalin büyük ödülü Uluslararası Altın Lale için yarışıyor. Uluslararası Yarışma’da 12 film

64 Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020

yer alıyor. Yalnızca çevrimiçi izlenebilecek uluslararası yarışmada bu yıl da İKSV’nin 16 yıl boyunca yönetim kurulu başkanlığını yürüten, İstanbul Film Festivali kurucularından Şakir Eczacıbaşı anısına en iyi filme verilen Uluslararası Altın Lale Ödülü, Eczacıbaşı Topluluğu tarafından para ödülüyle destekleniyor. Uluslararası Yarışma’nın jüri başkanlığını yönetmen Tayfun Pirselimoğlu üstleniyor.

Filmekimi Galaları İstanbul Film Festivali’nin en sevilen bölümlerinden Galalar bu yıl pandemi nedeniyle Filmekimi’yle bir araya geldi. Geniş kitlelere seslenen, ünlü yıldızların usta yönetmenlerle buluştuğu, merakla beklenen ödüllü filmler, Türkiye prömiyerlerini Filmekimi Galaları’nda yapacak.

Çevrimiçi gösterimler 39. İstanbul Film Festivali programında Uluslararası Yarışma, Ulusal Belgesel Yarışması ve Filmekimi Galaları bölümlerinden çevrimiçi gösterilecek 27 film, 9-24 Ekim arasında filmonline.iksv. org adresinde her akşam 21.00’de erişime açılacak. Tüm filmler 5’er gün gösterimde kalacak. İzlenmeye başlanan bir filmin 30 saat süresi olacak ve 30 saat sonra filmler erişime kapatılacak.


Güvenli sağlık hizmetleri için

B Planı

“Sınırsız” sağlık hizmeti sunuyoruz...

Dünyanın her yerinden hastaları, farklı ülkelerdeki en doğru doktorlarla buluşturuyor, sağlık kuruluşlarının hedef pazarlarındaki tüm iletişim çalışmalarını yürütüyoruz.

Türkiye’den ve dünyadan sağlık kurumları ve doktorlar için; medikal turizm hizmetleri, sağlık iletişimi ve dijital sağlık pazarlaması çözümleri ile yanınızdayız...

www.planbhts.co.uk I contact@planbhts.co.uk www.tbmag.co.uk 65


Professional translation and language services

Ares Translation

ak Irm kul Can

Specialising in the Turkish/English language pair, ARES T&C LTD provides premium translation & interpretation services in multiple languages by adopting a 360° service principle

Consultancy Services Language Services

provide translation and “ We consultancy services for your commercial activities and personal needs in the UK

ARES T&C LTD Flawless and affordable solutions with 100 % customer satisfaction... Your language Solution "Always online alway on time" Partner... +44 20 8704 1304 /+44 7500 668 914

info@arestnc.com

www.arestnc.com

TRANSFORM YOUR BUSINESS WITH PROFESSIONAL MANAGEMENT

Freelance Literary Translator, Sworn German English Turkish Translator, Editor, Proofreader e-mail: rmakcankul@gmail.com Phone: +90 539 262 56 81

UNUVAR & CO LEGAL CONSULTANCY

tailor made support from experienced advisors Call us for financial advice on services below and more: •

FINANCIAL ADVISORY

FINANCIAL PERFORMANCE MEASUREMENT

PROFIT & COST IMPROVEMENT

FINANCIAL SOLUTIONS SUPPORT

Rain Management Consultancy Limited www.rainconsult.com +44 0777 123 1422

66 Turkish British Magazine I Eylül - Ekim - Kasım 2020

Hem İngiltere hem de Türkiye’de avukatlık, hukuki işlem ve uyuşmazlıkların takibi. Ankara Antlaşması başvurusu ve danışmanlık hizmetleri.

Av. Ruken Suphandag Unuvar T: +44 7828 111 323 I E: info@unuvar.co.uk www.unuvar.co.uk I www.lexlegal.com


www.bowlinglaw.co.uk

A Client Focused Firm / Sizin İçin Buradayız Our Practice Areas:

Corporate Law

Commercial Property

Residential Property

Private Client

Dispute Resolution

Family and Children

For further information please do not hesitate to contact one of our Turkish speaking legal advisors: Huseyin E. Huseyin Senior Partner

e huseyin.huseyin@bowlinglaw.co.uk t 020 8221 8074

Huseyin Youssouf

Partner, Commercial Property

e huseyin.youssouf@bowlinglaw.co.uk t 020 8221 8055

Gunduz Misiri

Ayla Zengin

e gunduz.misiri@bowlinglaw.co.uk t 020 8221 8041

e ayla.zengin@bowlinglaw.co.uk t 020 8221 8000

Omer Kahraman

Cemre Koroglu

Associate Solicitor, Residential & Commercial Property

Assistant Solicitor, Residential & Commercial Property

e omer.kahraman@bowlinglaw.co.uk t 020 8221 8037

Consultant Solicitor, Residential & Commercial Property

Corporate Lawyer (Turkish Qualified)

e cemre.koroglu@bowlinglaw.co.uk t 020 8221 8057

Bowling & Co Solicitors are Authorised and Regulated by the Solicitors Regulatory Authority. SRA number 70024. 62 Broadway, Stratford, London E15 1NG Telephone 020 8221 8000 www.bowlinglaw.co.uk



Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.