countrylifesayi43

Page 55

Köşe Av. ÖZGE AKIM www.ozgeakim.av.tr ozgeakim@gmail.com info@ozgeakim.av.tr

Türkiye’ de boşanma ve boşanmış ailelerin çocuklarının yaşadıkları hukuki ve psikolojik süreçler Mart ayı yazımızda sizlere biraz hukuksal paylaşım, biraz da hukuki eksikliklerimizin bazı gözden kaçan hususları hakkında bilgi aktarımı yapmak istiyorum. Özellikle boşanma süreçleri hele de çocuk veya mal paylaşımı söz konusu ise anlaşmazlık yaşandığı takdirde tarafları hem maddi hem de manevi olarak yıpratma süreci yaşatmaktadır. Peki Türkiye’de çiftlerin boşanma süreci nasıl işler? Tarafları neler bekler? Müşterek çocuk açısından durum nedir? Kısaca incelemeye başlayalım. Günümüzde evlilik birliği eski dönemlerdeki gibi uzun sürmeyip çiftlerin kendilerine özel bir takım sebepleriyle biten sancılı bir dönem olarak görülmektedir. Yaşanılan bu durumda yeni evlenecek kişilerin korkmasına ve evlilik birliğinden uzaklaşmasına neden olmaktadır. Aslında sosyolojik anlamda bir inceleme yapıldığında uygulamada da karşılaşılan en göze çarpan sorun insanların birbirlerine karşı anlayışının tükenmiş olması, ben merkezci hayat şekilleri ve kolaya kaçma halidir. Bir istatistik çalışmasında 60 yıllık evli çifte evliliklerinin bugüne kadar nasıl devam ettirebildiklerini sorduklarında alınan cevap aslında basit ve bir o kadar da düşündürücü olmuştur. Yaşlı çiftin cevabı “Bizim dönemimizde bozulan şeyler tamir edilirdi şimdi ise çöpe atılıyor. Bizler sevgi, saygı, sadakat kuralını hep aklımızda tutup yatağa hiç küs girmedik.” diye ifade etmişlerdir. Bu sözün üstüne dönüp baktığımızda yaşlı çiftin haksız olduğu söylenemez. Evlilik birliğini sarsacak ana nedenler dışında geçici hususlar daima kurtarılmaya değerdir. Ancak bu birliğin çekilmez hal aldığı durumlarda elbette ki kafada bir çok soru işaretleri ile kişiler yasal haklarını ve bu durumun nasıl sonlanması gerektiği hususunda bilirkişilere ihtiyaç duymaktadır. Bu durumda en büyük sırdaşı ve ihtiyaç duyduğu da şüphesiz avukatı olacaktır. Bizler avukatlık mesleği dışında müvekkillerimizle bu süreci olabildiğince az yıpranarak atlatması için yardımcı olmaya çalışıyoruz. Şüphesiz ki boşanma kararı kişileri en çok karar sürecinde yıpratmaktadır ayrıca bir de müşterek çocuk varsa durum boşandıktan sonrada taraflar için yıpratıcı olmaya devam etmektedir. Boşanma davası kural olarak çiftlerin son altı ay birlikte ikamet ettikleri veya davalının ikametinde bulunan Aile Mahkemesi’nde görülür. Boşanma davaları iki türlü olmaktadır. Biri tarafların mal paylaşımı, nafaka varsa çocuk velayeti gibi tüm hususlarda anlaştıklarına dair düzenlenecek bir protokol ve şahitler eşliğinde kısa sürede sonuçlanan ve çekişmeli boşanma davasına göre daha kolay anlaşmalı boşanmadır. Ancak kural olarak çiftlerin 1. Yılını doldurmuş olmaları gerekmektedir. Diğeri ise çiftleri en çok yıpratan, deliller, tanıklar, beyanlar silsilesi ile dolu yıllarca sürümcemede kalınacak adı gibi çekişmeli boşanmadır. Bu süreç genellikle taraflardan birinin ya boşanmayı istememesi ya da boşandıktan sonra sahip olacağı şartları beğenmemesi neticesinde ortaya çıkmaktadır. Yıllarca aynı yatağı paylaşan çiftler adeta düşmanlaşmaktadır. Evlilik birliği temelden sarsıldığı takdirde taraflardan her biri bu gerekçeye dayanarak boşanma davasını açma hakkına sahiptir. Boşanma davası açmak için mevzuatımıza göre avukat tayin etme zarureti olmadığından kişi davasını kendisi de takip edebilir. Fakat değişen mevzuat ve değişen adliye içi bilgisayar sistemi avukatların bile çalışmasını zorlaştırmıştır. Bu süreci profesyonel yardım alarak geçirmenizi tavsiye etmekteyim. Boşanma sürecinde üzerinde en çok durduğum ve beni üzen durum

ise müşterek çocuklar açısından kaynaklanıyor. Müşterek çocuklar reşit değilse uygulamada çok fazla sorunla karşılaşılıyor çünkü bazı çiftler boşanırken çocuğu birbirlerine karşı tehdit unsuru olarak kullanmakta ve çocuğun psikolojisini de etkilemektedir. Mevzuata göre önemli bir istisna olmadığı takdirde çocuklar 7 yaş altındaysa anneye muhtaç olarak kabul edilmekte ve velayetleri annede bırakılmaktadır. Bu durumda baba ile çocuk arasında mahkeme kişisel iletişim günleri düzenlemektedir. Genel olarak ayda iki hafta sonu kimi zaman yatılı çoğunlukla ise günü birlik iletişim günleri düzenlenmektedir. Boşanmış veya boşanmakta olan çiftler arasındaki en büyük intikam günleri çocuk teslim günlerinde yaşanmaktadır. Taraflardan biri karşı tarafı çocuk ile görüştürmeyerek ya da çocuğun icra kanalı ile alınmasını şart koşarak çocuğun psikolojisini düşünmeden hareket etmekte ve kendince egosunu tatmin etmektedir. İstisna olan durumları bu görüşümden ayrı tutarsak bir ebeveynin çocuğunu hacizlik mal gibi aynı işlemlere tabi tutturarak her seferinde farklı ve tanımadığı icra memurları ve sosyal hizmet uzmanına para karşılığı teslim ettirmesi şahsıma göre etik değildir. Ayrıca bu durum çocuğun her “seni annene ya da babana götürmeye geldim” diyen yabancılara inanma ve beraber gitme eğilimine sebep olabilecektir. Bunun manevi ağırlığı dışında maddi külfeti de maalesef ağırdır. Günümüzde icra zoruyla çocuğunu görmek isteyen ebeveyn öncelikle hacze gider gibi çocuğun yerleşim yeri icra dairesine gitmek ve mahkeme kararını icraya koymak ve iletişim kurmak için icra veznesine sosyal hizmet uzmanı için 150,00 TL, icra başvurusu için 50,00 TL, hacze çıkılacak araç için ortalama 50,00 TL yolluk denilen toplam 250,00 TL ücreti yatırmak zorundadır. Ayda iki gün görüşse 500,00 TL devlet kasasına giren para her hafta sonu kişisel iletişim kurulduysa ayda 1.000 TL gibi asgari ücretten bile yüksek bir para olarak ortaya çıkmaktadır. Maddi durumu çok iyi olan aileler için bu durum önemsiz olabilir ancak maddi durumu olmayan veya asgari maaşla geçinen bir kişi için çocuğunu görmesi imkansız bir hal almaktadır. Bu süreç içinde göremeyen tarafın harici olarak çocuk veya çocuklar için ayrıca nafaka verdiğini veremediği takdirde ise kendisine icra takibi yapılıp haciz yapılabileceğini de unutmamak gerekir. Peki bu sistemde çocuğunu düşünmeyen ebeveynlerin çocuğa ve karşı tarafa yaptığı haksızlık ve kötüniyet bir yana yasanın çocuğunu görmek isteyen tarafa katlanmak zorunda olduğu masrafı yüklemesi ve zaten zor olan manevi süreci hem de maddi olarak zorlaştırması adalet olamaz. Yasadaki bu eksikliklerin derhal toparlanması ve anne babaların mağdur olmaması gerekir. Çocuğun ebeveynle görüştürülmemesi için her türlü girişimde bulunan tarafın cezalandırılması ve velayetin kötüye kullanılması sebebiyle değiştirilmesi için mevcut yasaların uygulanması gerekmekte hatta bu kişilerin de psikolojik destek alması şart olmalıdır. Çünkü bir çocuğun taraflar arası hırslar sebebiyle silah gibi kullanılması karşısında bu eylemde bulunan tarafın sağlıklı bir ebeveyn olup, çocuğunu yetiştirebilmesi mümkün olmadığı gibi Evrensel Çocuk Hakları Bildirgesi’ne de aykırılık teşkil etmektedir. Eğer siz veya çevrenizde bu davranışlarda bulunan kişiler varsa lütfen engellemeye çalışın veya mağdur olan sizseniz aile hukukuna ilişkin sorunlarınız ve sorularınız varsa bizlerle iletişime geçebilirsiniz. Sevgi ve saygılarımla… CountryLIFE Mart 2013

55


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.