countrylifa44.sayi

Page 1

Aylık Yaşam Dergisi

KOç

ÜNİVERSİTESİ YAZ KAMPI

VİPDERM’ DEN

AÇILIŞA ÖZEL

NİSAN 2013 Sayı 44

SAÇINIZ YAZ’A HAZIR MI? ŞAM’DAN TATLAR AKDENİZ’İN İNCİSİ ALANYA BİSİKLET ÜZERİNDE HAYATLAR BURGER HOUSE AÇILDI GÖKTÜRK NOTER’İNE KAVUŞTU

KAMPANYA YABANCI DİL ÖĞRENMENİN KEYFİNE

Varın

BAŞARAN ULUSOY ERKEN

REZERVASYONDA

HEDEFİMİZE ULAŞTIK

Kemer6’da Bahar

r o y li e G ı r a z a P y ö K Organik


r a l m u r u t O r Başlamıştı


Rehber

www.mycountrylifeturkey.com

3






Editör

Nisan ayı ‘’Ağız Kanseri Bilinçlendirme’’ ayı!

Ağız kanseri konusunda merak ettiklerinizi Özel Cosmodent Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği’ne sorduk stanbul’un Avrupa yakasında oturup da Okmeydanı’ndan geçen herkesin gördüğü o sanat eseri kapıdan biz de “yaşlılar haftası”nı fırsat bilerek geçtik. İBB Kültür Müdürü olduğu dönemlerden tanıdığımız Müessese müdürü Nevzat Bey’i tarihi mekanda ziyaret ederek “Darülaceze”yi konuştuk. Güzide bölgemizde bahçe peyzajı çalışmaları ve zengin botanik çeşitliliğiyle iyi işler çıkaran Golden Tree Botanik yaza hazırlanıyor. Eşiyle aynı işi paylaşan Orman mühendisi Didem Faki ile yaz çiçekleri üzerine özlü bilgiler sayfa aralarında.. Güzel havaların ilk müjdecilerinden olan soğanlı bitkilerden laleler, sümbüller, nergisler ve çiğdemler fidanlıklarda yerlerini aldılar. Bizden söylemesi…

İ

İngilizce değirmeni English Mill yabancı dil eğitimine farklı bakış açısıyla yurt dışı eğitimini de destekliyor. Yazarımız EyyüpAltun köşesinde Türklüğün bugünkü anlamına Roux’un yarım asırlık uğraşının ve bilgi birikiminin senteziyle ışık tutuyor. Ebeveynlerin çocukları ile yatmaları nasıl etkileşimler doğuruyor. Belki de bir çok anne babanın düştüğü bu handikabın sonuçlarını Fatma Taş köşesinde siz değerli okurlarımızla paylaşıyor. Kemerburgaz ve Göktürk’te onu tanımayan ve tabi köftelerini tatmayan yok gibidir. Öyle sohbetine de doyum olmaz hani Harun Usta’nın. Şimdilerde yeni açtığı minik ama şirin köfte dükkânına konuk olduk. Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran ULUSOY ile 2013 yılı turizm beklentileri ve hedeflerini konuştuk. Erken rezervasyonda gelinen son durumu da irdeledik. Yepyeni yerlerden Vipderm törenle açıldı. Uzman kadrosu, son teknoloji cihazlarla donanımlı merkez, güzellik ve estetiğiniz için garanti veriyor. İşletme sahibi ve aynı zamanda kendisi de estetik uzmanı olan Deniz Kara ile eni konu çalışmalarını konuştuk. “Yaz’a az bir zaman kala kendimize bakmamızın ve bedenimizi güzel güneşli günlere hazırlamamızın vakti geldi.” Yüksel Altun sayfasında yine bu ay öncelikle saçımızı tanımamız ve ona göre bakım ve koruma planı oluşturmamızı öneriyor. Kağıthane Metro’ya yolumuz düştü. Şam’daki meşhur “Semiramis” tatlılarını ülkemizde üretilmesinde katkı sağlayan Serhat Eren ile tatlı macerasını tatlı yiyerek konuştuk. Yine güncel sanat haberleri yeni açılan yerler (Özellikle Noter’in Göktürk’e gelmesi hepimizi sevindirmiş olmalı) lezzet durakları, şehirde alışveriş ve eğitimden sağlığa güncel haberlere yeni sayımızla sizleri baş başa bırakıyoruz. Keyifli okumalar…

8

www.mycountrylifeturkey.com

İmtiyaz Sahibi Çınar Ajans A.Faruki Çelik Fcelik1@hotmail.com Yazı İşleri ve Yayın Yönetmeni Birsen Çelik Birsen_celik@hotmail.com Art Director Mehmet Akif Dilmen makifdilmen@gmail.com Reklam Satış Direktörü Hacer Öksüzoğlu countrylifetr@gmail.com Haber Merkezi Şeyda Erva Kılıç Katkıda Bulunanlar Fatma Taş Merve Sena Kılıç Fatma Sezer Çırakoğlu Füsun Altaş Ahmet Fatih Çelik A.Serdar Kozanoğlu Selver Çelik Sadi Tunç Sözen Baskı Yeri İhlas Gazetecilik A.Ş. Tel: 0212 454 35 06 Tiraj 5000 Yönetim Yeri Country Life Mimar Sinan Mah. Dereboyu Sok. No: 2 Kemerburgaz-Eyüp/İstanbul Tel: 0212 322 70 22 countrylifetr@gmail.com www.mycountrylifeturkey.com Reklam Rezervasyon için,

322 70 22 Aylık Süreli Yayın Dergide yayınlanan yazıların, fotoğrafların her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilerek dahi izinsiz alıntı yapılamaz yayınlanamaz. Bu dergi basın meslek ilkelerine uymayı taahhüt eder. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.


MESA YAMAÇ EVLERİ 4+1 240M2 KAMELYA TİPİ ÇATI DUBLEKS DAİRE 1.650.000 TL NERMİN ÇELİK TEL:0212 322 60-61 GSM:0541 484 34 73

COUNTRYLIFE 3+1 155M2 ÇATI DUBLEKS DAİRE 750.000 TL BENAY BENLİ TEL:0212 322 89 60-61 GSM:0530 112 74 04

KEMERPARK EVLERİ 5+2 650 M2 MÜSTAKİL HAVUZLI VİLLA 2.000.000 USD MESUT BOZKAYA TEL.0212 322 89 60-61 GSM:0532 779 91 12

KEMER COUNTRY 6+2 400 M2 1. FAZ’DA MÜSTAKİL VİLLA 4.000.000 USD SEDA ALPAR MENTEŞE TEL:0212 322 89 60-61 GSM:0533 236 22 33

İSTANBUL İSTANBUL EVLERİ 5+2 270 M2 TRIPLEKS VİLLA 4000 USD SEDA ALPAR MENTEŞE TEL:0212 322 89 60-61 GSM:0533 236 22 33

ARKETİP 2. ETAP 3+1 219 M2 BAHÇE KATI 570.000 USD NERMİN ÇELİK TEL:0212 322 60-61 GSM:0541 484 34 73

KEMER COUNTRY RESIDENCE 3+1 190 M2 BAHÇE TRIPLEKS 875.000 USD BENAY BENLİ TEL:0212 322 89 60-61 GSM:0530 112 74 04

ARCADIUM LIFE 3+1 140M2 ARA KAT DAİRE 550.000 TL MESUT BOZKAYA TEL:0212 322 89 60-61 GSM:0532 779 91 12

COUNTRYLIFE 1+1 85 M2 FULL EŞYALI KİRALIK BAHÇE 1950 TL SEDA ALPAR MENTEŞE TEL:0212 322 89 60-61 GSM:0533 236 22 33

MESA YAMAÇ EVLERİ 3+1 268M2 ÇATI DUBLEKS 720.000 USD SEDA ALPAR MENTEŞE TEL:0212 322 89 60-61 GSM:0533 236 22 33

BERLİN LOFT 5+1 250 M2 ÇATI DUBLEKS 850.000 USD NERMİN ÇELİK TEL:0212 322 60-61 GSM:0541 484 34 73

ARKETİP I. ETAP 3+1 180M2 BAHÇE KATI 590.000 USD BENAY BENLİ TEL:0212 322 89 60-61 GSM:0530 112 74 04

ÇEŞMELER VADİSİ 5+2 300M2 İKİZ VİLLA 850.000 USD MESUT BOZKAYA TEL.0212 322 89 60-61 GSM:0532 779 91 12

KEMERLIFE 21 4+1 178M2 HAVUZ CEPHELİ 450.000 USD SEDA ALPAR MENTEŞE TEL:0212 322 89 60-61 GSM:0533 236 22 33

www.countryside.com.tr

KEMER COUNTRY 5+2 350 M2 MÜSTAKİL VİLLA 6000USD SEDA ALPAR MENTEŞE TEL:0212 322 89 60-61 GSM:0533 236 22 33


NİSAN 2012

İÇİNDEKİLER 11

60

ENGLISH MILL İngilizce Öğrenmenin Keyfine Varın!

12 EN YENİ

Estetiğin ve güzelliğin yeni adresi Vipderm hayatınıza yepyeni bir soluk getirecek

FÜTÜRİZM

Murat Şahin ile fütüristçe şeyler üzerine… 20

36

24

Akdeniz’in İncisi Alanya Üzerine İzlenimler…

RÖPORTAJ

Darülaceze Müessese Müdürü Nevzat Bey’i buram buram tarih kokan mekanında ziyaret ederek “Darülaceze”yi konuştuk

43 YÜKSELEN ÇAĞ

32

N. Ebru Şinik’ten, Anne adayının Psikolojisinin bebek üzerindeki etkileri üzerine keyifli bir yazı…

32 TURİZM

TÜRSAB Başkanı ULUSOY ile 2013 yılı turizm beklentileri ve hedeflerini konuştuk.

10

www.mycountrylifeturkey.com

36 GEZİ

40

66 Hayatın İçinden

Harun Usta’nın minik ama şirin köfte dükkânına konuk olduk.

54 PORTRELER

Bu sayfalarda bölgemizde yaşamları mercek altına alıyoruz.



Dil Eğitimi

KİM KORKAR İNGİLİZCE ÖĞRENMEKTEN

İNGİLİZCE ÖĞRENME YOLUNDA 5 PÜF NOKTAYA DİKKAT EDİN!

İngilizce öğrenmek istiyorsunuz, ancak bu süreç size çok uzun ve zor bir yolculuğu anımsatıyor. İngilizce eğitim yolculuğunuzda dikkat etmeniz gereken 5 püf noktaya odaklanıp, yola böyle başlarsanız, bu zorlu yolculuğu çok daha keyifli ve çok daha kolay yaşamak sizin elinizde. Türkiye’de 2001 yılında kurulan Wall Street Institute (WSI), Türkiye’nin en büyük dil okulu olma özelliği taşıyor. Bugüne kadar Türkiye’de 50 binin üzerinde öğrenciye İngilizce eğitimi veren kurumun Yönetim Kurulu Başkanı Dündar Uçar, İngilizce dil eğitimi konusunda dikkat edilmesi gereken 5 püf noktaya odaklanıldığı taktirde mutlaka başarıya ulaşılacağını belirtiyor. Uçar’a göre bu püf noktalar; “Kararlı olmak, emek harcamak, dil öğreniminin bir beceri işi olduğunu görmek, pratik yapmak ve İngilizce öğrenilebilecek doğru kanalları seçmek.” Toplum olarak, İngilizce öğrenme konusunda kendimizi şartladığımız kurallarımız olduğunu aktaran Uçar, sözlerine şöyle devam ediyor; “Kitaba bağlı öğrenime alışmış bir toplum olarak İngilizceyi sadece kitap, öğretmen ya da yurtdışına giderek öğrenebileceğimizi zannediyoruz. Hâlbuki dünyada 1 milyar insanın ikinci dil olarak İngilizce konuştuğunu göz önüne alırsak, ikinci dili herkesin yurtdışında öğrenmediği açık. İngilizce öğrenmeyi hedefleyen kişi, öncelikle kararlı olmalı ve bunun için yeterli emeği sarf etmeli.” Kendimizi inandırdığımız bir diğer yanlış şartlanmanın ise, ‘İngilizceyi bir başkasından öğrenebiliriz’ düşüncesine kapılmak

12

www.mycountrylifeturkey.com

olduğunu belirten Uçar, dil öğrenmenin pratik yaptıkça edinilen bir beceri işi olduğunu, sabır gerektirdiğini, nasıl bir eğitim alınması gerektiğinin iyi araştırılmasını ve sürecin İngilizce filmleri altyazı ile izleyip, kitap okuyarak desteklenmesi gerekliliğinin altını çiziyor. İngilizce öğreniminde gramerin öneminin de altını çizen Wall Street Institute Yönetim Kurulu Başkanı Dündar Uçar; “İngilizce öğrenirken gramer bilmek iyidir fakat ‘gramerci’ olmak İngilizce konuşmayı öldürür.” diyerek bu konu ile ilgili, merak edilenlere de ışık tutuyor. Uçar: “İngilizce grameri bilmek gerekir. Fakat sadece gramere odaklanmamak lazım. Bizler, bir dil öğrenirken gramere çok fazla takıldığımız için konuşamıyoruz ve konuşmaktan korkuyoruz. Türk insanında hata yapma korkusu var ancak şu bilinmelidir ki, hata yapmadan dil öğrenilemez. İnsan hayatı boyunca kendi dilini konuşurken bile hata yapar. Bu nedenle İngilizceyi kolay öğrenmenin diğer bir püf noktası da hata yapmaktan, korkmamaktan geçer. Yabancı biri sizinle Türkçe konuştuğunda yaptığı gramer hatası size nasıl normal geliyorsa,

sizin İngilizce konuşurken yapacağınız hatalar da normal.” diyor. İngilizce öğrenirken problem yaşadığımız son nokta ise, ne kadar yeterlilikte bir İngilizceye sahip olduğumuzu bilmememiz. Doğal olarak bu da İngilizce öğrenme motivasyonumuzu dü-

“Sadece Gramere Odaklanmak, İngilizce Konuşmayı Öldürür” şürüyor. Çünkü kişinin ne kadar ilerlediğini, ne seviyede İngilizceye sahip olduğunu bilmesi, İngilizceye olan ilgisini artırıyor. Konuyla ilgili olarak Dündar Uçar, İngilizce öğreneceğiniz yerin önemli olduğunu ve pratik yapılacak sınıf mevcutlarının az olması gerektiğini söylüyor. Bunun yanı sıra uluslararası standartlarda bir ölçümleme yapılmasının, testlerin uluslararası bir değere sahip olmasının, İngilizce öğrenen kişinin motivasyonu için çok önemli olduğunu da dile getiriyor.



Estetik & Güzellik Sa lonu

GARANTİ VERİYORUZ

ESTETİĞİN VE GÜZELLİĞİN YENİ ADRESİ: VİPDERM Vipderm, Estetik ve Güzelliği yeniden yorumluyor Göktürk’te yeni açılan Vipderm uzman ekibi ve son teknoloji cihazlarla güzellik ve estetikte yepyeni bir adres. İşletme sahibi ve aynı zamanda kendisi de estetik uzmanı olan Deniz Kara ile seçkin mekândaki çalışmalarını konuştuk. Vipderm hayatımıza nasıl bir soluk getirecek? Vipderm güzellik salonumuz, Göktürk’te yaşayan insanlara daha kaliteli ve daha nezih bir ortamda, profesyonel estetisyenleriyle ve son teknolojik cihazlarıyla hizmet almanın zevkini ve mutluluğunu sunacaktır. Göktürk’te güzellik ve estetik merkezi açma fikri nasıl oluştu? Uzun süredir bu sektörde hizmet vermekteyiz. Hastanelerdeki estetik birimlerimizden de kazandığımız tecrübeyle müşterilerimiz yoğun bir şekilde Göktürk’te böyle bir boşluğun olduğu, neden Göktürk’te böyle bir yer açmadığımız konusunda bize teklifler geliyordu. Kısa bir araştırmamız sonucu Göktürk’te oturan insanların Göktürk dışına

14

www.mycountrylifeturkey.com

bu hizmetler için gittiğini öğrendik. Bunun üzerine daha kaliteli ve daha uygun fiyatlarda hizmet sunmak için bu kararı aldık. Salonda uygulanan hizmetler ve ürünler hakkında bilgi alabilir miyiz? Salonumuzda 4 adet birimde kendi alanında uzman 4 estetisyenle hizmet vermekteyiz. Solaryum biriminde: Bir adet dekolte solaryumumuz, bir adet de dikey solaryumumuz mevcuttur. Lazer epilasyon biriminde: Bu birimde de son teknolojik Avrupa menşeli ve etkili sonuç veren lazer epilasyon cihazlarımız mevcuttur. Türkiye’de sadece merkezimizde bulunan bu cihazlar en ince kıl dokuları üzerinde de oldukça etkilidir. Zayıflama biriminde: Bu bölümde bölgesel zayıflamayla ilgili son teknolojik cihazlarımızın hepsi mevcuttur. Cilt bakımı biriminde: Bu bölümde de dünyaca ünlü ve kalitesi ve etkisi kanıtlanmış olan Dr schrammekin kozmetik ürünlerini kullanmaktayız. Ayrıca bölümümüzde protez tırnak, ipek kirpik, kalıcı makyaj uygulamaları profesyonelce uygulanmaktadır.


Açılışa özel kampanya ya da duyurularınızdan da bahsedelim mi? Fiyatlarımızın çok makul olduğunu müşterilerimiz çok yakında göreceklerdir. Ancak açılışa özel olarak Göktürk’te yaşayan insanımızın hem bizleri tanıması hem hizmetlerimizi görmesi için özel bir kampanya düzenledik. Lazer epilasyon paketi ve zayıflama paketi alana 1 seans beautiful cilt bakımı hediye ediyoruz. Farkındalıklarınız neler? Göktürk’te yaşayan insanlarımız; hizmet anlayışımızla, mekânımızın seçkinliğiyle ve kendi alanında uzmanlaşmış estetisyenleriyle farkındalığımızı göreceklerdir. Müşteri memnuniyeti için yol haritanız ne olacaktır? Bizim sektörümüz hizmet sektörü. Memnuniyet üzerine inşaa edilen bir alan. Yapılan bir hata tüm emeklerinizi bir anda yok edecektir. Bu yüzden bizler de müşteri memnuniyet odaklı çalışıyor ve bunu sürdüreceğimizi taahhüt ediyoruz.

İleriye dönük hedefleriniz nelerdir? İleriye dönük olarak Göktürk insanıyla bütünleşip onlara daha fazla nasıl bir hizmet sunabilirim anlayışı içinde olacağız. Diğer şubelerimizle, hastanelerdeki birimlerimizle, çözüm ortağı estetik ve cerrahi merkezlerimizle her alanda hizmeti yaygınlaştırmak istiyoruz.

İletişim:

İstanbul Cad. Kartal Sok. No: 1 Başaran Plaza K:2 D.3 Göktürk-Eyüp/İstanbul 0212 322 70 07- 322 12 07 www.vipderm.com.tr info@vipderm. com.tr

www.mycountrylifeturkey.com

15


Göktürk

Bölgeden Haberler

KOZA’DA MEYVE SAATİ Bilgi Kozası Anaokulu Kelebekler sınıfındayız. Konumuz meyveler… Birebir dokunarak ve yaşayarak öğrenmenin deneyimlendiği sınıf adeta manav dükkanını andırıyor. Masada 4 yaş gurubu meyve şövalyeleri merakla meyvelerin suyunu çıkarıyor.

ETKİLİ ANNE BABA SEMİNERLERİNE DAVETLİSİNİZ IMETAC Eğitim olarak size güzel bir haberimiz var. Artık Dr. Thomas Gordon'un Etkili Anne Baba Eğitimi'ni bünyemizde veren Profesyonel bir Aile İletişim Koçumuz ve Lisanslı EAE Eğitmeniz var: Tuğba Boztepe. Kendisi hem Gordon International Training’in Etkili Anne Baba Eğitimlerini vermek üzere lisanslı bir eğitmen ve aynı zamanda ICF Akrediteli Adler International Training’den mezun bir Aile İletişim Koçu’dur. Ayrıca bu eğitimleri Arel Üniversitesi bünyesinde de vermektedir. 2013 Bahar Eğitim Takvimimiz şöyledir: 16-18-25-30 Nisan 2013 • 21-23-28-30 Mayıs 2013 Katılım Bedeli: 600 TL + KDV Eğitim Yeri: Ataşehir Deluxia Palace ya da Maslak Sun Plaza'dır. Katılımcılarımızın isteğine göre rezervasyon yapılmaktadır. Aynı aileden katılan katılımcılarımız için özel indirimler uygulanmaktadır. İndirim oranı için (212) 367 92 46'ya danışınız.

16

www.mycountrylifeturkey.com


Göktürk

City Koltuk Döşeme Hayallerinizi Gerçeğe Dönüştürüyor Hiç bir standarda bağlılık kaygısı duymadan, istenilen ölçü ve tarzda mobilya üreten City’de art decodan romantik tarza, klasikten moderne, mekana uygun tarz ve kişisel tercihler ön planda tutularak projelendirme ve uygulama yapılıyor. Her çağın görüşleri, dönemin tarz ve mekan anlayışı ile ifade buluyor. Kimi zaman el dokuması bir parça ipek büyüleyici bir koltuğa, kimi zaman ahşap üstünde adeta dans eden eller varakla buluşup oymanın inceliği ile kusursuz bir yatak başına. Kimi zaman cafelerinizde kimi zaman yat mobilyalarında hayalin gerçeğe dönüştüğü City Mobilya yeniliklerin hiç bitmediği evinizdeki tasarımla aranızda bir köprü olmayı kendine ilke edinmiştir. Kişisel tarza odaklı yüksek yaşamın ifadesi mekanlarınıza fikirler taşıyoruz, bazen kentin sıcak ışıklarını izleyen güncel bir yapıda, bazen nadide bahçelere açılan özel bir evde her detayda ve ışıltıda size, sizi anlatmak istiyoruz... Çeşmebaşı Cad. No: 33/A Göktürk – İST. 0212 322 15 77- 0532 592 83 83

AYAK SAĞLIĞINIZ EMİN ELLERDE ASMER; Alman Podologie standartlarında ve TC MEB onaylı sertifikaya sahip ayak bakım uzmanlarıyla Türkiye’nin 20 ayrı lokasyonunda hizmet vermektedir. En yeni şubemiz de Göktürk bölgesinde hizmete girmiştir. ASMER, ayak ve ayaklardan kaynaklanan sorunları medikal ve estetik boyutta ele alarak, uzman kadrosuyla kaliteli ve sağlıklı bir hizmet vermektedir. ASMER’de Medikal El ve Ayak Bakımı: Herhangi bir el/ayak sorunu olmayan ya da hafif derecede sorunlarda ve diyabet hastalığı olanlarda uygulanır. Özel eğitim almış uzmanlar tarafından el ve ayak yapısı değerlendirilerek kişi bilgilendirilir. Tırnak şekli düzenlenerek temizlenir. Deride oluşan kalınlaşmalar ağrısız ve cilt bütünlüğü bozulmadan (kesik, kanama vs) özel cihazlarla temizlenir. Özel nemlendiriciler kullanılarak yapılan kısa masajla bakım tamamlanır. Özellikle, ayağın kaybına bile yol açabilen diyabetik ayaklarda bu uygulama ve bakımın yapılması çok önemlidir. Nisan sonuna kadar sadece Kemerburgaz şubesinde geçerli % 40’lık bir indirimimiz var. Uygulamalarımız Nasır Siğil Topuk Derisi Çatlakları Tırnak Batması Tırnak Mantarı Tırnak Şekil Bozuklukları Ayak Basış Bozuklukları Adres: Göktürk Cad. Suvenue Binası E Blok D:1. Telefon: 0212-3223464 www.mycountrylifeturkey.com

17




Yeme&İçme

MUHTEŞEM PAZAR BRUNCLARI FALLS IN GALATA Falls In Galata, Galata’da 7 den 70’e her kesime hitap ederken lezzetli menüsü ve etkinlikleriyle Galata semtine farklı bir soluk getiriyor. Her gün benzersiz tatlarını lezzet tutkunlarıyla buluşturan, Neve Şalom Sinegogu ile Şahsuvar Bey Camii’nin arasında, tarihi dokusunu koruyan binanın içinde yer alan Falls In Galata, eski tuğla duvarları, ahşabın sıcak dokusu ve ferforje detaylı dekorasyonu ile dikkat çekiyor. Falls In Galata’nın mönüsü de mekânın ambiyansına uygun olarak oluşturuldu. Türk mutfağının vazgeçilmezleri arasında yer alan soğuk meze çeşitleri, ara sıcak alternatifleri ve seçme ana yemek seçenekleriyle oluşturulan menü, farklı lezzetleri tatmak isteyenlerin beğenisine sunuluyor. Mekanda her gün değişen çorba çeşitlerinin yanı sıra adeta bir ressam özeniyle hazırlanan frambuazlı ve limonlu cheesecake'ler tadılmaya değer. Tiramisu, dondurmalı irmik tatlısı, cevizli mozaik pasta ise baş döndüren diğer tatlı seçenekleri. cafe&restaurant konseptiyle hafta içi 08.30-22.00, hafta sonu 08.30-00.00 saatleri arasında hizmet veren Falls In Galata, sabah kahvaltısı, öğle ve akşam yemeği için, kısacası gün boyu keyifli vakit geçirmek isteyenleri bekliyor. cafe@fallsingalata.com.tr Adres Büyük Hendek Caddesi No:35, Galata, Beyoğlu Tel: 0212 243 19 20

20

www.mycountrylifeturkey.com

DİVAN İSTANBUL ASIA’DA BENZERSİZ BRUNCH LEZZETLERİ Marmara Denizi ve adaların nefis manzarasına karşı konumlanan Divan İstanbul Asia’da, her Pazar 12.00 – 15.00 saatleri arasında benzersiz bir brunch deneyimi sunuluyor. Otelin yeni Executive Şefi Erkan Özdemir’in deneyimiyle oluşturulan özgün menüde, pizzadan sushiye, zeytinyağlı enginardan Camembert peynirine kadar Türk ve Dünya Mutfağı’ndan birçok farklı lezzet yer alıyor. Çay, kahve ve meyve sularının dahil olduğu menünün kişi başı ücreti, KDV dahil 59 TL. 0 -6 yaş grubu çocuklar için ücretsiz olan menü, 7 – 12 yaş grubu ise %50 indirimli olarak sunuluyor. Divan İstanbul Asia: 216 625 00 00

The Grand Tarabya pazar brunchlarıyla çok özel misafirlerini ağırlıyor. The Grand Tarabya’nın eşsiz Boğaz manzarası eşliğinde pazar günleri sevdiklerinizle bir araya geleceğiniz The Grand Tarabya Pazar Brunchları’nın açık büfe çeşitlerinden seçim yapmak çok zor! Bu lezzet şölenine kahvaltı bölümünden başlayabilirsiniz. Adana kebaptan kuzu şişe ve bonfileden ızgaralara kadar şeflerin sizin için özenle hazırladığını lezzetlerin yanında dilerseniz Somon ve Ton balığının tadına bakabilir ve 6 ayrı çorba çeşidinde lezzet denemelerinizi zenginleştirebilirsiniz. Soğuk büfede ise, 26 ayrı tercih seçeneği sunuluyor. Salata büfesi, turşu büfesi ve peynir büfesi bu eksiksiz menüyü tamamlıyor. 0-6 yaş grubunun ücretsiz katılabildiği brunchta 06-13 yaş arası %50 indirim uygulanıyor. Anne-babalar muhteşem The Grand Tarabya Brunch’ıyla keyifli ve lezzet dolu bir Pazar geçirirken, çocuklar ise boyama kitapları, oyuncaklar ve palyaço ile eğlenceli bir Pazar gününün tadını çıkaracaklar. The Grand Tarabya Pazar Brunchları’nın tadını 140 TL’lik fiyatıyla çıkarabilirsiniz. The Grand Tarabya Rezervasyon için : Tel : (0212) 363 33 00

NİSAN AYINA ÖZEL FİYATI İLE “ÖZSÜT’ÜN AYNASI” 75 yılını geride bırakan Türkiye’nin dev tatlı markası Özsüt, bahar indirimleri ile lezzet sevenlerin gününü tatlandırıyor. Fransa’da yapılan “Le JournalDuPatissier” pastacılık yarışmasında, Fransız ustalardan birincilik ödülünü alan “Özsüt’ün Aynası” Nisan ayına özel fiyatı ile 45 TL. Nisan ayında Özsüt kahve severleri de mutlu ediyor. Beyaz çikolatanın yumuşak tadı, Caffe Mocha ile bir araya getiren Özsüt’ün enfes lezzeti “White Chocolate Mocha” 5,90 TL olurken, seçeceğiniz bir pasta ve ColombiaExcelso filtre kahve 12,50 TL’lik fiyatlarıyla Nisan ayını taçlandırıyor.

Mister No, Lezzetli Taze Pasta ile Raflarda!

Mister No, taze sandviç ve pizza ürünlerinin ardından üçgen dilim pastayı da ürün gamına dahil ediyor. Emel Başdoğan reçeteleri ile butik bir anlayış çerçevesinde üretilen Mister No Taze Pastaları; zincir marketler, büfeler, benzin istasyonları ve okul kantinlerinde tüketiciyle buluşuyor…



Yemek

Rudolph van Veen’den

Türkiye’ye özel yemek şovu 24 Kitchen ile Gaggenau arasında yapılan iş birliği kapsamında İstanbul’a gelen dünyaca ünlü şef Rudolph van Veen, izleyenleri hayran bırakan bir yemek şovu sergiledi. Tüm dünyada mutfak teknolojisinde uzman marka olarak bilinen Gaggenau ve dünyanın en büyük uluslararası TV kuruluşu Fox International Channels tarafından yayına alınan yeni yemek kanalı 24Kitchen iş birliği kapsamında dünyaca ünlü şef Rudolph van Veen Türkiye’ye geldi. D-Smart 53. kanal ve Teledünya 13. kanalda yayınlanan 24Kitchen’daki Lezzet Yolculuğu “Hayatın Tadı” ve “Rudolph’un Fırını” adlı programlarıyla ilgi çeken Amsterdam asıllı başarılı şef, Gaggenau Sapphire Showroom’unda düzenlenen özel davette, Gaggenau ürünlerini kullanarak Türkiye’ye özel bir yemek şovu sergiledi. 24Kitchen’ın yerel yüzleri Lezzet Tasarımcısı Maksut Aşkar ve Ünlü Şef Gabriele Sponza’nın da tanıtıldığı gecede şefler Rudolph van Veen ile birlikte kısa bir gösteri yaptı.

22

www.mycountrylifeturkey.com

330 yaşında, benzersiz bir marka Özel davetin açılış konuşmasını yapan Gaggenau Türkiye Pazarlama Müdürü Sadettin Çağlar, 24Kitchen ile yaptıkları uzun soluklu işbirliğinden büyük memnuniyet duyduklarını vurgulayarak, “24Kitchen işbirliği ile dünyaca ünlü şef Rudolph van Veen’i ülkemizde ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. Gaggenau, bugün dünyada 330. yaşını kutlayan benzersiz bir marka. Profesyonel mutfağı evlere taşıyor ve 1995 yılından bu yana faaliyetlerini BSH bünyesinde gerçekleştiriyor. Ankastre sektöründe dünya liderliğini üstleniyor. Sade, teferruatsız ve işlevsel bir anlayış ile zarif çizgileri benimseyen Gaggenau, ürünleriyle adeta bir hayat tarzı yaratıyor” dedi.



Göktürk

Bölgeden Haberler Vipderm ]|[ Mesa Çarşı ]|[ Köfteci Şaban ]|[ Handmade Burger

VİPDERM AÇILDI

Dayanışma Örneği

Vipderm Güzellik Salonu Göktürk’te hizmet vermeye başladı. 1 Geçtiğimiz ay açılışı yapılan salon daha kaliteli ve daha nezih bir ortamda, profesyonel estetisyenleriyle ve son teknolojik cihazlarıyla hizmet sunmayı hedefliyor. Lazer epilasyon, Zayıflama, Cilt bakımı hizmetleriyle salon bölgede önemli bir ihtiyaca cevap vermeyi hedefliyor. Açılışa özel kampanyayı kaçırmayın deriz: Lazer epilasyon paketi ve zayıflama paketi alana 1 seans beautiful cilt bakımı hediye…

Mesa Çarşı’da sosyal yardımlaşma örneği yaşanıyor. Kitap, kıyafet ve oyuncak kampanyası bölge halkının yoğun ilgisiyle hedefine ulaştı. Bu yıl ilki düzenlenen yardım kampanyasına okunmuş kitaplar ve fazla oyuncaklar kumbarada toplandı ve ihtiyaç sahiplerine verildi. Ayrıca Kumbarada atık piller içinde bir bölme bulunuyor. Atık pilleri geri dönüşüm için TAP Derneği alıyor. Kumbara Mesa Çarşı AVM'de Carrefour SA önünde yer alıyor.. Ayrıca Kıyafet Yardımı Kampanyasına da gösterilen yoğun ilgi sonucunda 35 battal boy torba kıyafet toplandı. Toplanan kıyafetler, Eyüp Belediyesi Şefkat Eli Mağazası’nda ihtiyaç sahiplerine dağıtılmak üzere ilgilere teslim edildi.

2

KÖFTECİ ŞABAN Geçmişten günümüze bir damat tadı olan Köfteci Şaban Usta tam sizin bütçenize göre bir yer. Burada hem karnınızı doyuyor hem de paranız cebinizde kalıyor. Menüsünde ızgara antrkot, ızgara köfte, Arnavut ciğeri ve salatalar var. Keyifli bir yemeğin ardında tatlınızı da yemeyi unutmayın. Ayrıca sabah kahvaltısı da mevcut. Güler yüzlü çalışanlarıyla pozitif elektriği bol Göktürk’te yepyeni bir dükkan, mutlaka uğrayın deriz … Sipariş Tel: (0212) 322 16 11-12

3

24

www.mycountrylifeturkey.com

HANDMADE BURGER AÇILDI Şehrin En İyi Hamburgeri Burger House Göktürk’te açıldı. Özel hamburger köftesi, ekmeği ve soslarıyla büyük ilgi gören Burger House genç işletmecileri, servisi, dekorasyonu, ferah bahçesi ve lezzetiyle sıcak yaz günlerinde yeni uğrak yeriniz olabilir. Özel burgerinizi dilerseniz 0212 322 34 42 nolu telefondan ya da www.yemeksepeti.com internet sitesinden sipariş verebilirsiniz. Afiyet olsun…

4



Röportaj

Hazırlayan: Faruk Çelik

Darülaceze Müessese Müdürü Nevzat Bayhan

“Onlar bizim efendilerimiz biz onların hizmetkarlarıyız” Bundan tam 118 yıl önce İmparatorluğun başkenti Dersaadetdeyiz. İstanbul bu günkü gibi yorganını sırtına atanın gelip yerleştiği bir şehir değil. İstanbul’da oturmak ayrıcalık… Zorlu yıllar… Üülke savaşlarla boğuşuyor… Hazinenin boşaldığı ve sokaklarda aciz, kendine bakmaktan mahrum insanların çoğaldığı bir dönemde zamanın padişahı 2.Abdülhamit bir ferman yayınlıyor. Onlara şefkat elinin uzatıyor ve o günün şartlarında bu gün hala dimdik ayakta kalıp hizmete devam eden müesseseyi kuruyor. Ve kapısına “Darüşefkat” şefkat kapısı, ibaresini yerleştiriyor.

Nevzat Bayhan Kimdir?

İlköğrenimini memleketi olan Adıyaman’da, orta öğrenimini Kahramanmaraş’ta tamamladı. Yükseköğrenimini ve yüksek mühendis unvanını ise İzmir’deki 9 Eylül Üniversitesi’nde aldı. Aynı üniversitede Ekonometri dalında doktora çalışması yaparken kazandığı bursla Amerika’ya gitti. Burada Rutgers Üniversitesi’nde dil eğitimi, Stevens Institute of Technology’de ise yüksek lisans ve doktora çalışması yaptı. Çeşitli medya kuruluşlarında kültür sanat ağırlıklı programlar gerçekleştirdi. 6 senelik İBB Kültür A.Ş genel müdürlüğü görevinden sonra İBB Başkan Kültür Danışmanı olarak göreve devam etti. 2012 yılında ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Darülaceze Müessese Müdürü olan Bayhan’ın sosyal ve kültürel konularda sekiz kitabı yayınlanmıştır. 1961 doğumlu, evli ve dört çocuk babasıdır.

26

www.mycountrylifeturkey.com


Röportaj

Darülaceze binalarının Okmeydanı’ndan görünüşü

Darulaceze’de

Hastalar ın sure

t-i tenezzühü

İstanbul’un Avrupa yakasında oturup da Okmeydanı’ndan geçen herkesin gördüğü o sanat eseri kapıdan biz de “yaşlılar haftası”nı fırsat bilerek geçtik. İBB Kültür Müdürü olduğu dönemlerden tanıdığımız Müessese müdürü Nevzat Bey’i tarihi mekanda ziyaret ederek “Darülaceze”yi konuştuk.

www.mycountrylifeturkey.com

27


Röportaj

Kurumun tarihi hikayesi nedir? 19. yüzyıl çok sıkıntılı bir dönem. Milliyetçilik ve ırkçılık görüşlerinin tavan yaptığı savaş yılları. Osmanlı İmparatorluğu da savaş sonrası birçok dul yetim ve yoksul insanıyla savaştan nasibini almıştı. Dersaadet İstanbul’da çalışma imkanı olmayan yoksul insanların bakıma ihtiyacı vardı. Abdülhamit Han öyle şefkatli bir sultan ki isyancılar onu tahtan indirmeye geliyor. Hepsini kılıçtan geçirebilir ama o bir tek kardeşimin kanı dökülecekse bırakın tahtı canımdan vazgeçerim diyor ve tahtını bırakıyor. Böyle bir padişah garibanlar için çok özel bir kurum yapılmasını istiyor. Malumunuz hiç kimse kimsesiz değildir. Vardır bir kimsesi. Bazen bir devlet bazen bir devlet başkanı o da yoksa yaratanı vardır. Bu mekan devletin kimsesizlere kimse olma gayretidir. En temiz havanın Okmeydanı’nda tespiti ile buraya inşası karar veriliyor. Ancak savaş nedeniyle bütçe yok. Abdülhamit kendi özel eşyalarını İstiklal Caddesi’nde Ermeni tüccarlara müzayede ile satışa çıkarıyor. Onların parasıyla ilk harç atılıyor. Daha sonra yakınlarından mücevher altın ne varsa değerli eşyalarla toplam 58 bin Osmanlı altınıyla kurumun inşasını yaptırıyor.

veriliyor. Yoğun bakım hizmeti veren odalarımız var. Günde 6 öğün yemek veriliyor. Onlar bizim efendilerimiz biz onların kölesiyiz. Darülaceze’ye alınma koşulları nedir? 4 şartımız var: Kimsesi olamayan, kendine bakacak durumu olmayan, son 5 senedir İstanbul’da ikamet eden ve herhangi bir bulaşıcı hastalığı ya da zihinsel yetersizliğinin

15’e yakın binasıyla 8 blokluk yapıda sakinlerin yararlanabileceği ibadethaneler (cami, kilise, Yahudi sakinlerin gelmesiyle Sinagog), gasilhane, matbaa, ekmek fırını, iş ocakları ve teknik donanımıyla bir şehir oluşturuyor.

O yıllardan zamanımıza kadar Darülaceze’nin nasıl bir sosyo-politik misyonu olmuştur? Belki günümüzde benzeri olmayan bu kurumun giriş kapısı önemli bir sembol teşkil eder. Osmanlı binaları yaparken mesajlar yükleyerek yapıyordu. O da şuydu; insanların en büyük ihtiyacı şefkattir, bu şefkat kapısından girin ve bu şefkati insanlar anlatın yaşatın. Irk dil din ayrımı yapılmaksızın insanları burada şefkatle yaşatın. Böylece ilk sakinler alınırken sağda 4 blok cami ve hastanesi ile Müslümanlara, sol bölümde de yine 4 blok 2 kilise ve hastanesi ile gayrimüslimlere ayrılmıştır. Musevi vatandaşların gelmesiyle kiliselerden biri sinagog olmuştur. 118 yıl önce cami kilise ve sinagogla şefkat kurumu hayata geçiyor. Bu Osmanlının medeniyetini gösteren bir durum olmuştur. Burası o günlerden bugünlere hayat bulmuş sembol bir yapıdır. Kurumda kalan sakinler hakkında bilgi alabilir miyiz? Kurumda 550 sakinimiz yaşıyor. 0-3 yaş arası bebeklerimizin sayısı ise 28’dir. Kapasitemiz daha fazladır. Onlara çok iyi şartlarda hizmet

28

www.mycountrylifeturkey.com

olmaması. Bu şartları taşıyan herkesi burada misafir ediyoruz. Hayır yapmak isteyenler gözleri önünde hayırlarının nasıl işe yaradığını görmeleri açısından da önemli bir yer. Burası hem ziyaret yeri hem de zor anlarında yalnız bırakılmayan insanların bilinmesi için önemli bir durak. Haftanın her günü 10 ile 4 arası ziyaret açığız. Kültürümüz gereği insanımız boş gelmiyor. Çikolata tatlı getiriyorlar. Buradaki hastaların çoğu diyabet hastası gelmeden önce bizleri arayıp çikolata ve tatlı yerine eksik ihtiyaçları öğrenerek eksikleri giderirlerse seviniriz. En güzeli ise nakdi yardım burada mükemmel bir örgütsel yapımız var. Her odanın sorumlusu başhekimi hemşiresi var. Burada yaşayan sakinlere yönelik sanatsal çalışmalarınız var mı? Tiyatro gösterilerinin yanında her hafta konser ve sempozyum düzenliyoruz. Ticaret Odası’nın Türk Musiki korosu her ay geliyor. Sakinlerimizin de müzik grubu ve tiyatro çalışmaları var. Bunun yanında sergilerimiz oluyor. Burayı adeta bir sanat merkezi haline getirdik. Burada çok iyi ozanlarımız şairlerimiz var. Rehabilitasyon merkezimizde örmecilikten dokumacılığa, çinicilikten halı dokumaya her türlü imkânlar mevcut. Sakinlerimiz ürettiklerini


Röportaj

satıyor kısmi de olsa bir gelir sağlıyor kendilerine. Çok yakında satış reyonumuzu da açacağız. Buraya gelenler buradan bir hatırayla evlerine dönecek. Nevzat bey ile yaptığımız söyleşiden sonra Basın danışmanı Selda hanım ile bize anlatılanları görmek için ziyaretlerimize başladık. Selda hanımı aralıksız 20 senedir Darülaceze’de görev yapması sebebiyle herkes tanıyor. Belki de dünyada bir eşi olmayan Cami, Kilise ve Havrayı aynı çatı altında barındıran Darülaceze’de misafir olarak ağırlanan onların tabiri ile “son durak” yolcuları ile konuşmak istiyoruz. Selda hanım Kasketli kravatlı bir kişiyi göstererek “işte Dominik” diyor ve kendisinden röportaj yapmak için izin istiyor. Bir banka uzanıyor ve Tophaneli Dominik’i dinliyoruz. Eskiden Tophane’nin kabadayıları meşhurmuş, Dominik bakışı, duruşu ve hareketleri ile bize o havayı hissettiriyor.

Dominik Yordanapolas (70 yaşında) “Babam Yunanistan’dan Annem ise Sicilya Adası’ndan savaş yıllarına İstanbul’a gelmiş ve evlenmişler. Çocukluğum Tophane’de geçti. Eski Tophane’nin en güzel yeri Salı Pazarı’nın da bulunduğu sahil şeridiydi. 8 Yaşından beridir çalışıyorum. Elektrikçiyim Türkiye’nin bir çok illerini gezdim. Asıl işim Neo’ndur. Eşimi böbrek rahatsızlığından dolayı kaybettim. 11 yıldır Darülaceze’deyim. Burası harika bir yer. Dünyada böyle bir yer yok. Olan yerlerde ise ayrımcılık yapıyorlar. Burası dil, din ve ırk ayrımı yapılmayan tek yer. Kapalı cezaevinde değil adeta kendi evimizdeyiz gibi. İstediğim zaman şehre iner gezer gelirim.” Bir koridorun sonunda koltuğa uzanmış ve elinde şişler örgü örmeye çalışan Meliha teyze, söyleyecek çok şeyi olmasına rağmen duygularını içine atıyor ama gözleri dolmaya başlayınca hatırlamak istemediği o acılı yılların üzerine bir sünger çekip yarınlarımızı konuşuyoruz.

Meliha Çeper (80 yaşında) “Kars Sarıkamışlıyım. 7 senedir gönüllü olarak burada kalıyorum. Eşimi kaybettim. 2 evladım vardı. Oğlumu genç yaşta kaybettim Kızım Amerika’da yaşıyor. Torunlarım beni ziyaret gelir. Anlayacağınız film çok acıklı…” Selda hanım bize misafirlerin kaldıkları odala-

rı tek tek gezdiriyor. Tavanları yüksek ve ferah olan odalarda en fazla 8 kişi kalıyor. Yine böyle bir odadan içeriye baktığımız zaman Vasfiye teyzemiz ile karşılaşıyoruz. Bizleri çiçek ile süsledikleri bir masada ağırlıyor. Eskilerin tabiri ile güngörmüş bir kadınla Darülaceze’yi konuşuyoruz ve bize gözlemlerini aktarıyor, birde öz eleştiri yapıyor “burada her istediğimiz yapılıyor, ihtiyaçlarımız hemen karşılanıyor, işin açıkçası biz tembel olduk” diyor.

Vasfiye Özkul (87 yaşında) “Trabzonluyum. Eşimin işi nedeniyle 38 sene Türkiye’nin farklı illerinde yaşadım. En son 1972’de İstanbul’a geldik. Eşim ölünce burayı arzu ettim. Daha önceden de buraya gelir sakinlerle sohbet ederdim. Fakir yeri dedim ve evimi de hediye ederek şefkat yuvasında kalmaya başladım. Daha yeniyim. Kasım ayında geldim. Müdür bey ve çalışanlar bize oldukça müşfik ve iyiler. Binamız da Abdülhamit’ten yadigâr. Burada her şey önümüze hazır gelir evde pişen yemekten daha alası veriliyor. Çocuğum yok ama maddi manevi kendisini yetiştiğim yeğenim beni ziyaret eder.” İSTEYEN ÇALIŞIR İSTEYEN YATAR Darülaceze dışarıya bağımlı olmadan her türlü ihtiyacını kendi içinde karşılıyor. Barınan 550 kişiye karşı 436 kişi geceli gündüzlü hizmet verme yarışı içine girmişler. Hastanesinden, yemekhanesine, teknik servislerinden, fırınına hatta iş atölyelerine kadar her türlü ihtiyaçları yerinde karşılanıyor. Vasfiye teyzenin dediği gibi bu müessesede tembellik isteyene de çalışmak isteyene de yer var. İş atölyelerinde çoraptan, kilime, resimden çiniye her türlü iş yapma imkanları bulunuyor. Her atölyede bir görevli var, başlarında duruyor ve yol gösteriyor. Burada mecburiyet yok “isteyen çalışır isteyen yatar” diyebiliriz. BENİ EVİNE GÖTÜRMEK İSTEDİ İsminin ve kimliğinin verilmesini istemeyen bir amcamızın ilk defa yaptığı yağlıboya tabloyu görünce bir kahve molası verip muhabbeti koyulaştırdık. Bize söylediği şeyler maddenin bir noktada bir hiç olduğunu hissettirdi. ”ihtiyacım olan her şey burada karşılanıyor, ama mutsuzum, çünkü sevdiklerim dışarıda ben burada ne kadar mutlu olabilirim ki, torunlarım ile oturup onları sevmedikten sonra… Zaman zaman okullar buraya ziyarete gelir onlardan birinde bir küçük kız çocuğu benim ile

konuştuktan sonra telefon numaramı almıştı. Babasına sürekli aratıp benim ile konuşuyordu. Bir gün ailesi ile ziyaretime geldiler ve babasına baba bu amcayı biz evimize götürelim bizim ile kalsın dedi. Çocuklardaki şefkat kimsede yok” ŞİİR DE SÖYLERİM RESİM DE YAPARIM Bir sonraki durağımız ise şairimiz Turan amca idi. Odadan içeri girince pencere kenarında bir köşeyi kendine mekan edinip orayı adeta matruşka gibi yapmış. Oda içinde oda. Kütüphanesinden akvaryumuna 4 metre kare bir alanda kendine bambaşka bir dünya meydana getirmiş. Aynı zamanda karakalem çalışmaları da var. Selda hanımı görünce ona takılmaya başladı. Selda hanıma yaptığı karakalem çalışmasını büyük bir zevkle gösterirken karşı taraftan istediği beğeniyi alamayınca sitem etmeye başladı. Şiir deyince Turan amcanın gözleri parladı ve kendisinden en beğendiği şiiri okumasını istedik. Darülaceze’de yazdığı şiir onu uzaklara alıp götürdü. Gözleri doldu hüzünlendi. O hüznünü yine yıllar önce bir sevdiğine yazdığı aşk şiirini okuyarak dindirebildi. Kendisine ziyarete gelen bir çocuğun verdiği bir vesikalık resmi karakalem olarak çalışmış ve bunu bize gururla gösterdi. Gördük ki onlar dışarıda olmasalar bile dışarıdakiler onları hiç yalnız bırakmıyor.

Turan Sağlamyürek (75 Yaşında) “İstanbul Bakırköylüyüm. İstanbul Erkek Lisesini bitirdim. Daha sonra İst. Üniv. Filoloji 2. Sınıftan ayrıldım. Fotoğraf sanatı ve karakalem çalıştım. Şiire 1968 yılında başladım. Çoğu anılarımdan oluşan iki bin kusur şiirim var. Şiire 1968 yılında başladım. Çoğu anılarımdan oluşan iki bin kusur şiirim var. En nihayet Kader buraya yolladı bizi. 10 yıldır buradayım. Burası mutluluk ve huzur evi. 117 yıllık sevgi ve şefkat yuvası halimizden çok memnunuz. 1970 yılında evlendim ancak ayrılmak durumunda kaldık. 1 oğlum var.”

www.mycountrylifeturkey.com

29


Röportaj

Kervan (Darülaceze’de kaleme almış) “Son durağa giderken Ağaçlar bize bakıyor yapraklarını dökerken. Operada bir arya, tenörde bir hüzün… Napoliten şarkılar kuşları ürkütüyor! Dertlerini sorma onlara Kiminde viran bir umut, kimi umutsuz. Uyurken uyanamayanlar O kervanın yolcuları. Razıdır burada herkes kaderine, Aheste bir yolculuk başlarken son durağa! Kiminin boynu bükük, kimi ağlamaklı Kimi hasret yorgunu! Sevdiklerine, sevenlerine kızgın Işığı görenler, göremeyenler! Hepsi o kervanın yolcuları…” Darülaceze’de kalmış bazı ünlüler: Hamit Rauf Osmanoğlu: Osmanlı şehzadesi. Sultan Abdülhamit’in torunu, Ayşe Sultan’ın oğlu. 1978’den ölümüne (1981) kadar Darülaceze’de kaldı. Saniye Destegül Aksel: Mısır prenslerinden Hacı Ali Osman’ın hanımı. 1962-68 yılları arasında kaldı. Fethiye Kendî: Prens Sebahattin’in kızı. Darülaceze yılları: 1984-86. Prenses Kamuran: Prens Sebahattin’in baldızı. Şemsettin Ergün: Şeyh Şamil’in torunu. Istiklal madalyası almış. Kara Fatma (Savaşkan): Istiklal Harbimizin meşhur kadın kahramanı. 21 Haziran 1955’te Darülaceze’ye getirilişinden 11 gün sonra vefat etti. Prenses Aleksandra: Rus çarlarından birinin kızı. Müeyyet Adnan Inanışıltı: Şair Cenap Şahabettin’in oğlu. 1966-1970 (ölümü) yılları arasında kaldı. Münire Çallı: Ressam Ibrahim Çallı’nın kızı. 1968-74 (ölümü) yılları arasında kaldı. Hasan Memduh Alpar: İçişleri eski bakanlarından Emin Erişigil’in damadı. Muharrem Karaca Tiyatrosu’nda uzun müddet oyunculuk yaptı. Darülaceze’de 1967’den ölümüne kadar (1970) kaldı. Ahmet Gavsi Baykara: Bestekar ve neyzen. 1965-67 arasında kaldı. Selim Cafer Ersan: 5. Murat zamanında Çırağan Sarayı’nda Haremağalığı yapmış. Habeş asıllı olup hadımdı. 1968-71 yıllarında kaldı. Mustafa Arif Sporel: Fenerbahçe Spor Kulübü’nün kurucularından. 1979-80. Sadi Tek: Tiyatro sanatçısı. Dr. Izzettin Şadan: Bakırköy Akıl Hastanesi’nin kurucularından...

30

www.mycountrylifeturkey.com


PSİKİYATRİST DR.

SABRİ YURDAKUL

Sınavda dikkatsizlik on günlerde başvuran danışanlarımın büyük bir kısmı sınava hazırlanan gençler. İlk sınavın yeni gerçekleştiği şu günlerde en büyük şikayetleri de sınavda dikkatsizlik yapmaları ve bunun sonucunda aldıkları puanların düşmesi. 15-20 soru yanlış yapanlardan 4-5 soruyu yanlış yapanlara kadar dikkatsizlik sınavda alabilecekleri puanları düşürüyor ve kazanma konusunda güvenlerini sarsıyor. Başarı beklentisi arttıkça dikkatsizlik sonucu kaybedilen puanlar da önem kazanıyor. Örneğin fen lisesi beklentisi olan bir genç için 4 yanlış okulu kaybettiriyorsa bir başka genç için daha farklı oluyor. Gençlerin sınavda yaptıkları en büyük dikkatsizlik soruları yanlış okumaları. “Öyle değildir”i “öyledir” okuyup işaretlemeleri, bunun yanında cevap şıklarını kaydırıp yanlış işaretlemeleri, çok basit hesap hataları yapmaları ve “Ben bunu biliyorum” diyerek önüne gelen ilk şıkkı cevaplamaları. Gerek öğretmenlerin gerekse ailelerin dile getirdiği bir diğer konu ise dikkat sorunu olan çocuk ve gençlerin sınavda en zor soruları yapıp en kolay sorularda hataya düşmeleri. Onlar şaşırıyorlar ama ben şaşırmıyorum çünkü sınavda zor sorulara ciddi zaman ayırıp üzerinde düşünüyorlar, dikkatle bir daha okuyorlar ve o zaman dikkatlerini verdikleri için doğru yapıyorlar. Zaten bu öğrenciler hiç dikkatlerini veremiyor değiller. Dikkati en bozuk bir öğrenci bile kendisini toparlayıp dikkatini kısa süre de olsa yoğunlaştırabiliyor zaten sorun daha sonra bu dikkatin kolay kaybolması, hele hele sınavın sonunda “Artık bitse de gitsem” diyerek soruları beşer onar hızlıca cevaplamaya başlamaları. Bu öğrenciler kolay sorularda “Nasıl olsa ben bunu biliyorum” rahatlığıyla hiç düşünmeden cevap verip çok basit hatalar yapıyorlar. Hatta kimi zaman soruyu da tam okumadıkları için tüm çeldiricilere takılıyorlar ve basit yanlışlara düşüyorlar. Bu gençlerde görüp en çok üzüldüğüm konu potansiyelleri olduğu halde sonuç alamamaları ve daha yüksek puanlar alabilecekleri halde bu hatalar nedeniyle sınavlarda istedikleri başarıyı sağlayamamaları. Okulun kısa süreli ve az sorulu sınavlarında başarılı olabildikleri halde deneme sınavlarında ve büyük sınavda soru sayısı artıp süre uzadığı için dikkatsizliğe bağlı basit hatalar da artıyor. Deneme sınavlarında basit hatalar yapan gençler büyük sınavda da bu hataları tekrarlıyorlar, hatta sınav heyecanı nedeniyle hata oranı artıyor. Bunu önlemenin ve sonradan pişman olmalarını engellemenin yolu ise sınavlarda dikkat sorunu varsa mutlaka bir psikolojik ya da psikiyatrik yardım almalarıdır. Gerekirse dikkatlerini ölçecek bir testle dikkat eksikliği olup olmadığı, varsa ne seviyede olduğu tespit edilip ona göre plan yapılmalıdır. Dikkatsizlik az ise bir takım dikkat geliştirici yöntemler, sorunun biraz daha fazla olduğu durumlarda ise gerekirse sadece sınavda dikkati arttıracak çok ufak bir ilaç desteği bu dikkat eksikliğini ve bundan kaynakları hataları ortadan kaldırıp başarılı olmalarını sağlıyor. Önemli olan çok geç olmadan önlem alıp sınavda keşke dememek…

S

ABDİ İPEKÇİ CD. IŞIL APT. NO.5 K.1 D.1 NİŞANTAŞI \İSTANBUL 0 212 219 04 89 0 212 296 0510 0532 611 73 97 syurdakul@psikiyatri.com www.psikiyatri.com

MEDİKAL EL VE AYAK BAKIMI

Diyabet ayak bakımı Batık, nasır, mantar, siğil, çatlak topuk vb. bakımlar


İş Hayatı

PROFESYONELLİK YOLUNDA

3 ADIM

Profesyonel Hayatta Kendinizi Nasıl Ön Plana Çıkartabilirsiniz?

Türkiye’de hemen her yıl yeni bir üniversite kuruluyor, yüz binlerce yeni mezun iş aramak üzere şirketlere koşuyor. Büyük işsizler kitlesine rağmen, işe başlayanları kıyasıya bir rekabet bekliyor. İnsanlar ya bir üst pozisyonun boşalmasını bekliyor ya da pek çok çalışan arasından ayrışıp terfi etmeyi... Bu sallantılı dönemlerde profesyonel hayatınızda kendinizi ön plana çıkarmanın yollarını Şapka Kurucusu Müge Çevik özetliyor. Şirket işe giriş sürecinin ardından beklenen yükselme kaygısı, işe her yeni başlayan kişinin arzusu. Sonrasında üst pozisyona yükselenler unvanlarını nasıl dolduracağı ve kendilerinden beklenen performansı nasıl sağlayacakları ile ilgili stres yaşarken, yerinde sayanlar da ön plana çıkmanın yollarını arıyor. Nasıl oluyor da bazıları hızla diğer çalışanlar arasından sıyrılıyor? Şirketler aynı profesyonel beceriye sahip çalışanları arasından kimin terfi edeceğine nasıl karar veriyor? Konuyla ilgili Şapka Kurucusu Müge Çevik şu yorumu yapıyor: “Profesyonel hayatta kendinizi ön plana çıkarmak çok stratejik düşünmenizi gerektirmez. Sadece planlı olmak ve doğru adımı doğru zaman aralığında atmak size avantaj sağlar. Yeni mezun veya daha az deneyimi olan gruba bakıldığında ise akla şu sorular geliyor; Bu grup nasıl olacak da ayrışacak; nasıl olacak da

32

www.mycountrylifeturkey.com

parlayacak. Şapka’ya gelen danışanlar veya üniversitelerde verdiğimiz UpAguru! seminerlerinde tanıdığımız yüzlerce gence söylediğimiz gibi üç temel adım bizim için önem teşkil ediyor”. Öncelikle Kişi Kendini Tanımalı “Profesyonel iş yaşamında, kişi öncelikle kendini tanımalı.” diyor Çevik ve ekliyor; “Sadece güçlü yönlerini değil, en zayıf yönlerini de bilmeli.” Örneğin hangi durumlar karşısında öfkeleniyor, öfke nöbetine girdiğinde ne yapıyor; stresin hangi düzeyi ile baş edebiliyor, hangi seviyeden sonra stres kişi için motive edici olmaktan çıkıp yıkıcı oluyor. Şirket içinde iyi anlaştığı ve anlaşamadığı kişilerin davranış modellerine ne tepki veriyor ve bu tepkisi aslında hangi ihtiyacına karşılık geliyor gibi detaylarda kendini tanıması iş yaşamında kişiye kolaylık sağlıyor. Özellikle özgüveni gereğinden yüksek, müzakere konusunda en iyi olduğunu düşünen kişilerin bu metodolojiyi öğrenmesi gerekiyor. Kendini tanımanın ikinci adımı, buradan nereye gideceğini bilmekten geçiyor. Yani hedefini ve bu hedefi gerçekleştirmek için neye razı olduğunu da bilmek gerekiyor. Hangi kazanım için hangi bedeli ödemeyi göze alabildiğini bilmek de çok ama çok önemli. Kişi İyi ve Bakımlı Görünmeli Hayatın her alanında kişi iyi ve bakımlı görünmeli. İş yaşamı için de aynı kural geçerli. Konuyla ilgili konuşan Müge Çevik: “Unutulmamalıdır

ki artık sadece profesyonel becerilerin yeterli olduğu veya sadece performansa dayalı değerlendirmelerin yapılmadığı bir iş dünyasında değiliz. Çalışanların artık ne iş yaptıklarından daha önemli bir konuları var, o da yaptıkları işi nasıl anlattıkları, nasıl yansıttıkları. Her gün perişan görünen, saçı başı dağınık ve yüzü sivilceler içinde birini yönetici yapmak ister ki ya da kim böyle bir yöneticisi olsun ister? Dış görüntüsü ile iş disiplinini ve kendisine saygısını ortaya koymayan biri olmak işte fark yaratmanın önündeki en büyük engel. Çünkü IQ için tüm bunlara hiç gerek yokken EQ için, nasıl gülümsediğiniz, insanları nasıl selamladığınız ve bütün bunları hangi imajınız ile yaptığınız önemli. Buradaki en hayati nokta ise samimiyet, yani size ait olmayan bir davranış ya da görüntü benimsemek değil, doğal olarak iyi görünmek” diyor. Hayata Bakışını Genişletmeli İş yaşamında ayrışmanın adımları; kişinin kendisini, hayatını nasıl geliştirdiği ve yönettiği ile gerçekleşiyor. Profesyonel beceriler, müzakere teknikleri, yönetim becerileri, satış ve pazarlama üzerine bilgi ve beceriler yükselmenin ve takdir almanın en önemli olmazsa olmazları arasında yer alıyor. Kişi profesyonel anlamdaki beceriler konusunda yetkinliğini geliştirirken, mutlaka kendi içine de odaklanmayı öğreniyor. Bir işi yapmanın tek bir doğru yolu olmadığını, pek çok farklı alternatifinin olduğunu bilmek gerekiyor.


Bahar Çiçekleri GOLDEN TREE BOTANİC Didem FAKİ Orman Mühendisi Tel: (212)360 33 00 info@goldentreebotanic.com

Kış aylarından sonra güneş yavaş yavaş yüzünü göstermeye başladı. Baharın gelmesiyle birlikte, doğa da uzun süren uykusundan uyandı. Güzel havaların ilk müjdecilerinden olan soğanlı bitkilerden laleler, sümbüller, nergisler ve çiğdemler fidanlıklarda yerlerini aldılar bile. Sizler de baharın enerjisini evlerinize taşımak isterseniz, rengarenk çiçekleriyle bu bitkiler doğru tercih olacaktır.

LALE (TULIPA)

Zambakgiller familyasından olan laleler, ilkbaharda açan gösterişli çiçekleriyle, çiçek tarhlarını ve bahçe bordürlerini süslediği gibi, evlerde saksı içinde de çok iyi yetiştirilebilir. Laleler serin ortamları severler ve sıcak ortamlarda çabuk bozulurlar. Yeterli besin bulunan her tip toprakta rahatlıkla gelişim gösterirler. Çiçekli dönemlerinde düzenli sulamaya ihtiyaç duyarlar. Lale soğanlarının dikimi kış sonunda yapılır. Ama bu kış dikim yapmadınız diye geç kalmış sayılmazsınız. Fidanlıklarda hazır dikilmiş lalelerden alarak baharı renkli geçirebilirsiniz.

SÜMBÜL (HYACINTHUS ORIENTALIS) 20-30 cm’e kadar boylanan sümbüller zambakgiller familyasındandır. Yalınkat ve katmerli beyaz, mor, pembe ve sarı çiçekleri vardır. Bahçelerde ve balkon saksılarında kullanılabilirler. Sümbüller yarı gölge ortamları severler. İki yıllık soğanlı bitkiler olan sümbüller çiçeklenme dönemleri bittikten sonra topraktan çıkartılarak ertesi yıl için saklanabilir.

NERGİS (NARCISSUS)

Nergisgiller familyasındandır. 20-40 cm boylanabilirler. Çok yıllık soğanlı bitkilerdir. Nisan-Mayıs aylarında açan çiçekleri sarı rengin tonlarında ve güzel kokuludur. Gruplar halinde dikilerek dekoratif bir görüntü sağlarlar. Güneşli ve yarı gölge ortamları severler. Süzek topraklarda iyi gelişirler.

ÇİĞDEM (CROCUS)

İlkbaharda çiçek açan soğanlı bitkilerden

olan çiğdemlerin sarı beyaz ve mor tonlarında çiçekleri vardır. Güneşli veya yarı gölge ortamları severler. Çiğdemler suyu seven bitkilerdendir ve çiçeklendiklerinde düzenli sulama isterler. Böylece çiçek sayısı artar. Bakımı zahmetsizdir. Rahatlıkla yetiştirilebilir. İlkbahar soğanlı bitkilerinin doğal çiçeklenme zamanları MartNisan aylarından itibaren başlamaktadır. Gübre verilerek, sera ortamlarında dikilen soğanlar erken açtırılarak sizlere sunulmaktadır. Sizler bu soğanları aldığınızda zaten çiçeklenme döneminin yarısına gelmiş olduklarından, kısa süre sonra bu güzel çiçeklere veda etmek zorunda kalırsınız. Sizlere tavsiyem sürgün vermiş ancak daha çiçeklenmesi yeni başlamış soğanları tercih etmeniz. Böylece bahar aylarını daha da renkli geçirebilirsiniz.


Röportaj

“Erken

rezervasyonda

2013 yılı için

2.5 milyon kişiyi hedefledik”

baŞARAN

ULUSOY

Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran ULUSOY ile 2013 yılı turizm beklentileri ve hedeflerini konuştuk. Ülkemizde 5 yıl önce başlatılan Erken Rezervasyon sisteminde istenilen düzeye ulaşabildi mi? Bu iş tuttu diyebilir miyiz? Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Birliğimizin öncülüğünde 2009 yılında başlatılan Erken Rezervasyon kampanyasının ana hedefi, avantajlı ödeme kolaylıkları sağlayarak daha fazla vatandaşımızın tatil yapmasını sağlamak, bu yolla iç turizmi canlandırmak ve Türkiye’ye gelen yabancı turistlerin daha uygun ödeme koşulları ile seyahat ettiklerine yönelik yaygın algıyı değiştirmekti. Bu kampanya iç turizm piyasasında son derece başarılı olmuştur. 2009 yılında 300 bin, 2010 yılında 1.3 milyon, 2011 yılında 1.5 milyon ve 2012 yılında ise 2 milyon kişi erken rezervasyon kampanyasından yararlanmış olup, 2013 yılı için ise 2.5 milyon kişinin yararlanacağı tahmin edilmektedir. Erken rezervasyon kampanyasında seyahat acenteleri tarafından kredi kartına taksit imkânı sunulmakta olup, ayrıca bankalar tarafından tatile çıkacak olan vatandaşlarımıza tatil kredisi imkânı sağlanmaktadır. Erken Rezervasyon kampanyası uygulayan seyahat acenteleri tarafından yapılan; Tatile çıkacak olan vatandaşlarımıza, 72 HYPERLINK “http://www.milliyet.com.tr/index/saat/default. htm” \t “_blank” saat kalana kadar mazeretsiz olarak rezervasyonu iptal etme ve ödenmiş olan ücreti geri alma imkanı sunan erken rezervasyon sigortası sayesinde tatilciler rahatça ve çekinmeden rezervasyonlarını yaptırabilmektedir. Müze kart konusunda ne düşünüyorsunuz?

34

www.mycountrylifeturkey.com

Ziyaretçi sayısında kartın payı oldu mu? Ülkemizde en çok merak uyandıran ve ziyaret edilen 50 müze ve ören yerinin işletimi Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca 6 yıllığına TÜRSAB ve MTM iş ortaklığına ihale edilmiştir. Bu kapsamda; kültürel miraslarımız “yaşayan, çağdaş müzecilik” anlayışı ile yenilenerek kamuoyuna sunulmaktadır. TÜRSAB’ın önderliğinde yenilenen müze ve ören yeri gişelerinden bilet ve kartlı geçişler anlık olarak Bakanlık tarafından izlenmekte ve kayıt altına alınmaktadır. Turizm odaklı personel istihdamı ile birlikte hizmet kalitesi artırılmıştır. Bakanlığımızın gelirleri artmıştır. Gelirlerin artması sonucunda her biri bir dünya markası olan müze ve ören yerlerinde restorasyon çalışmaları yapılmaktadır. Çeşitli kartlar yerli ve yabancı turistlerin hizmetine sunulmuştur. Yurt dışında olduğu gibi “Museum Pass” kartlar yabancıların; kültür-seyahat – eğlence kartı olan Müzekart+ ise vatandaşlarımızın kullanımına sunulmuştur. Sosyal medya, akıllı telefon uygulamaları, dergi ve broşür gibi elektronik ve basılı yayın ürünleriyle de müze/ ören yeri tanıtımları yapılmaktadır. Tüm çalışmalarımız müze algısının artırılmasına ve müze ziyaretlerinin sosyal hayatın bir parçası haline getirilmesine yöneliktir. Yayla turizminden sıklıkla söz ediliyor, zaman zaman basının gündemine oturuyor. Bu konuda atılan somut adımlar var mı, nelerdir? Yayla turizmi için özellikle Karadeniz’de yerel yönetimle bir araya ge-

lip ortak bir platform oluşturup yatırım yapılması söz konusu olabilir mi? Tabiatın doğal güzellikleri bozulmadan ve gerekli alt yapı çalışmaları yapıldıktan sonra Yaylalar ve Bakir alanlar turizme açılmalıdır. Karadeniz bölgesi için geniş kapsamlı master planı hazırlanmasının bölgenin gelişimi ve kalkınması açısından faydalı olacağı düşüncesindeyiz. Ancak master planı hazırlanırken bölgenin tarihi ve doğal yapısına zarar vermeyecek biçimde hazırlamasından yanayım. Turizm tanıtımımız güneş, deniz ve kumla yapılıyordu. Son zamanlarda kültür varlıklarımızda gün yüzüne çıkmaya başladı. Anadolu medeniyetlere beşiklik yapmış ama biz ondan yeterli düzeyde istifade edebiliyor muyuz? Bu konuda neler yapıyorsunuz? Yıllarca Türkiye’de turizm deyince akla gelen deniz, kum ve güneşti. Zaman içerisinde yapılan çalışmalar neticesinde bu algı değişmeye başladı, Alternatif Turizm çeşitleri ile kültür turizmi, kongre ve toplantı turizmi, incentive turlar, alışveriş turizmi, sağlık turizmi, İnanç turizmi ile turizmi bütün yıla yaymayı kısmen de olsa başardık. Kısmen diyoruz çünkü alternatif turizmde yapacağımız çok şey var. Bu alanlar ülkemiz için çok önemli gelir kaynakları olacaklar. Gerek özel sektör gerekse kamu kurumları yatırımlarını ve desteklerini sürdürmekteler. Yapılan yatırımlar yeterlimidir sorusuna vereceğimiz


Yıllarca Türkiye'de turizm deyince akla gelen deniz, kum ve güneşti. Zaman içerisinde yapılan çalışmalar neticesinde bu algı değişmeye başladı, Alternatif Turizm çeşitleri ile kültür turizmi, kongre ve toplantı turizmi, incentive turlar, alışveriş turizmi, sağlık turizmi, İnanç turizmi ile turizmi bütün yıla yaymayı kısmen de olsa başardık. Kısmen diyoruz çünkü alternatif turizmde yapacağımız çok şey var.”

www.mycountrylifeturkey.com

35


Röportaj

Arap baharı sonrası Tunus, Fas, Cezayir ve Mısır ile turizm alanında yeni gelişmeler yaşandı mı? Arap baharı sonrası Mısır, Cezayir, Tunus ve Fas’tan gelen ziyaretçi sayılarında artış olmuştur. 2012 yılında bu ülkelerden gelen ziyaretçi sayısı ile ilgili verileri şu şekilde sıralayabiliriz. 2012 yılında Mısır’dan ülkemize gelen ziyaretçi sayısı 2011 yılına göre %40.62 oranında artarak 112 bin 25 kişiye Cezayir’den 2012 yılında gelen ziyaretçi sayısı 2011 yılına göre %23.15 oranında artarak 104 bin 489 kişiye Tunus’tan 2012 yılında gelen ziyaretçi sayısı 2011 yılına göre %37.07 oranında artarak 86 bin 595 kişiye Fas’tan 2012 yılında gelen ziyaretçi sayısı 2011 yılına göre %13.46 oranında artarak 77 bin 884 kişiye ulaşmıştır.

yanıt kuşkusuz hayır olacak. Ama önemli olan bu alanlardaki potansiyelimizi fark etmiş olmamız ve çalışmaya başlamamızdır. Önümüzdeki yıllarda çok iyi neticeler alınacağına dair inancımız tamdır. Birlik olarak üzerimize düşen görev ve sorumluğu yerine getirdiğimizi söylemek isterim. Anadolu’da birçok ilçe ve kasabadaki kültür eserlerini günü birlik ziyarete gelen turist kafileleri var. Onlara konaklama hizmeti verilemediği için bölgeye fazla bir katma değer kazandırmıyor. Bu manada kime görev düşüyor, devlete mi, işadamlarımıza mı, yoksa bölgedeki yerel yönetimlere mi? Başta Devletimiz olmak üzere turizm sektöründe hizmet veren kamu kurum ve kuruluşları yanı sıra bölgedeki yerel yönetimlere iş düştüğü kanaatindeyiz. Yunanistan ile ülkemiz arasındaki buzlar yavaş yavaş erimeye başladı. Bu sıcak gelişmeler turizme nasıl yansıyacak? Yunanistan’da ekonomik sıkıntılar nedeniyle bu ülkeden 2012 yılında gelen yabancı turist sayısı 2011 yılına göre %-4.59 oranında düşerek 669 bin 823 kişiye gerilemiştir. Yunanistan Ulusal Turizm Ofisi verilerine göre 2011 yılında Yunanistan’ı ziyaret eden Türk turist sayısı 552 bin 90 kişidir. 2012 yılının Ocak-Mart döneminde Yunanistan’ı ziyaret eden Türk turist sayısı 73 bin 108 kişidir. Temennimiz Komşumuzdaki yaşanan ekonomik krizin biran önce bitmesidir.

“Yurt dışında olduğu gibi “Museum Pass” kartlar yabancıların; kültürseyahat – eğlence kartı olan Müzekart+ ise vatandaşlarımızın kullanımına sunulmuştur.” 36

www.mycountrylifeturkey.com


EMLAKTA GÜVENİLİR HİZMET

9. YILINDA SİZLERİ YENİ YATIRIMLAR İÇİN ARNAVUTKÖY’DEKİ 2. ŞUBESİ’NE DAVET EDİYOR…

MORHILLS GAYRİMENKUL

İSTANBUL’UN YENİ GÖZDESİ ARNAVUTKÖY’DE DEĞİŞİM BAŞLIYOR!... 3. HAVALİMANI, KUZEY MARMARA OTOYOLU, YAT LİMANI, ÜNİVERSİTE, KANAL İSTANBUL V.B.PROJELERİYLE ÖN PLANA ÇIKAN ARNAVUTKÖY’DE YATIRIMLIK ARAZİLER SİZLERİ BEKLİYOR. SALİH ZEKİ ACAR 0532 281 53 80 – 0212 597 45 65 MORHILLS GAYRİMENKUL A.Ş. ARNAVUTKÖY’DEKİ 2. ŞUBESİ İLE HİZMETİNİZDEYİZ!

PANORAMA’DA KÖŞE KONUMLU

KEMER COUNTRY’DE GOLF MANZARALI 5+2 VİLLA 1,850,000 $ Hürriyet ilan no: 1781 – 6339 Makbule Arslantaş: 0532 614 22 22

KEMERLIFE’DA GÜNEY CEPHELİ, GALERİLİ 3+1 BAHÇE DUBLEKSİ 950.000 TL Selim Danışman: 0532 413 92 63

SUNFLOWER EVLERİNDE

KEMER COUNTRY KEMERBOYU’NDA ORMAN

KEMER COUNTRY KÜTÜK EVLER’DE 3500 m2 ARSA İÇİNDE

KEMER COUNTRY LALE KASRINDA

DOĞA MEŞE PARK’TA ORJİNAL TİP, TERASLI ÇOK GENİŞ ÇATI DUBLEKS. 1.140.000 $ Hürriyet ilan no: 1781 – 6464 Ersin Açılan: 0532 688 89

ÖZEL DEKORASYONLU 4+1 DAİRE 1,350,000 TL Hürriyet ilan no: 1781 – 6328 Makbule Arslantaş: 0532 614 22 22

MANZARALI 2+1 2.200 $ Hürriyet ilan no: 1781 – 6431 Samet Pırnar: 0532 627 01 45

VİLLA. 3.900 $ Hürriyet ilan no: 1781 – 6401 Samet Pırnar: 0532 627 01 45

GENİŞ, 2+1 KÖŞE DAİRE 550.000 $ Hürriyet ilan no: 1781 – 6405 Ersin Açılan: 0532 688 89 00

HAVUZLU, 1200 M2 BAHÇELİ 5+1 VİLLA 1.900.000 $ Hürriyet ilan no: 1781 – 5551 Selim Danışman: 0532 413 92 63

MERKEZ OFİS: İSTANBUL CADDESİ GÖKMAHAL OFİS BLOK KAT:2 NO: 28/2 GÖKTÜRK – EYÜP / İSTANBUL TEL: 0212 322 45 65 pbx FAX: 0212 322 45 68 www.morhills.com


Seyahat&Gezi

H azırlayan: A raştırmacı -Tarihçi M uhammet Ö ksüzo ğ lu

Antik Dönemden Miras Kalanoros… Osmanlı’dan Yadigâr Kala-i ALAİYE; Cumhuriyetten günümüze Akdeniz’in İncisi Alanya Üzerine İzlenimler.

38

www.mycountrylifeturkey.com


Seyahat&Gezi

eğerli okuyucular bu yazıyı hazırlarken ülkemizin ne kadar eşsiz bir coğrafya üzerinde bulunduğunu ve bu ülkenin insanları olarak ne kadar çok şanslı olduğumuzu düşündüm. Neden mi? Gezi tarihimiz 22 Şubat 2013, yani Şubat soğuğunun demir gibi tenlerimizi ısırdığı bir dönemde Alanya’dayız… Türkiye’nin her yerinde sıcaklıklar eksilerde gezerken Alanya’da bahar karşıladı bizi, 19 derece harika bir sıcaklık. İşte şanslı ülkenin insanları tabiri buradan geliyor. Klasik ama gerçek 4 mevsimi bir arada yaşayan bir ülke: Avrasya’nın müsaade edin abartalım dünyanın merkezi güzel ülkemiz; Türkiye’miz… Değerli Dostlarımız daha önce sizlerle Güney doğu’dan Şırnak’ın İdil ilçesinden izlenimlerimizi paylaşmıştık. Biraz iş biraz da turistik geçen Alanya’ya seyahatimden izlenimlerimi ve güzel ülkemizin büyüleyen güzelliklerini siz değerli okuyucularımızla paylaşalım istedik. Malum önümüzde güzel bir yaz bizleri bekliyor. İstanbul’un yorucu çalışma ortamından sıyrılmak için gezi ve tatil planlarınızı muhakkak şimdiden yapıyorsunuz. Âcizane rehber olacağı düşüncesiyle sizlere Alanya’ya tanıtmak istiyorum. Antalya havaalanına 130 km. uzaklıkta, yalnız mesafe sizi yanıltmasın, normal şartlarda bu yol yaklaşık 2 saate yakın sürüyor. Çünkü: sık sık yerleşim yerleri içinden geçiliyor ve doğal olarak yavaşlamak gerekiyor. Yol güzel ve rahat. Hızlı gitmemek gerekiyor, özellikle yaz sezonunda çok kalabalık, araç trafiği yoğun, zaten trafik yetkilileri de; trafik kurallarına uyulması için özellikle de hız konusunda, gerekli önlemleri sürekli alıyorlar, yani 24 saat kontrol var. Bu da güzel bir düşünce, sonuçta alınan tedbirlerin, insanların güvenliği açısından gerekli olduğu ve alındığı unutulmamalı. Evet, yol yeni yapıldı ve sürekli yenilenen (Alanya yakınlarında, en son açılan tünel ile) bir yol. Türkiye’nin en büyük turizm potansiyeli olan yerlerinden biri, ulaşımın rahat olması için yolun sürekli yenilenmesi ve geliştirilmesi, güzel bir uygulama gerçekten.

D

bölümünde ise, kumsal kum, deniz uzunca bir süre yürüdükten sonra derinleşiyor, denizin dibi ise, yine kum ve dalga yok, çünkü liman dalgayı kesiyor. Yine oteller doğrudan deniz kıyısında değil, arada karayolu bağlantısıyla sizi denize ulaştırıyor. Kumsallar halka açık, otellerin kumsallarda yalnızca, kendilerine ait şezlong ve şemsiyeleri ile, bir kısım fas-food tesisleri var. Yani Antalya yönündeki bir otelden yer ayırtıp, limanın bulunduğu yerden denize girmeniz mümkün değil. Aslında mümkün ama yorucu ve sıkıntılı olacağı kesin. Bu yüzden; Alanya’da tatil düşünüyorsanız, bence otelinizin limana bakan, yani Alanya koyuna bakan bir bölümde bulunmasını tercih etmenizi öneriyorum, diğer kumsalda denizin birden derinleşmesi, özellikle çocuklu aileler için sorun yaratıyor.

tercih ediyorlar ve burada sürekli ikamet etmeye başlıyorlar. Gerçekten; yabancı ülke vatandaşı sayısı bakımından, yüksek bir potansiyel var. TARİHTE NE OLMUŞ? İlçenin bilinen en eski adı: Korakesium. Bizans döneminde ise: Kalanoros ismi kullanılmış. 13. ncü yüzyılda ise, Selçuklu hükümdarı I.Alaaddin Keykubat tarafından, kalenin alınması ile, İlçenin ismi, Alaiye olarak değiştirilir. 1935 yılında, burayı ziyaret eden, Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, İlçenin ismini “Alanya” olarak değiştirir. Evet: tarihi süreçteki yolculuğumuza devam edelim. 1204 yılında, haçlı orduları, İstanbul’u ele geçirip Latin imparatorluğu kurunca, Anadolu’da otorite boşluğu olur. Alanya’da ise; bir derebeyi olan Kry Vart, hakimiyeti sağlar. 1221 yılında; Selçuklu hükümdarı

Alanya; kuzeydeki Toros dağları ile, güneydeki Akdeniz’in bulunduğu bir yarımada üzerine kurulmuş. Plajları, tarihi eserleri, otelleri ve kafe-barları ile, mükemmel bir tatil merkezi.

TATİL CENNETİ Alanya; kuzeydeki Toros dağları ile, güneydeki Akdeniz’in bulunduğu küçük bir yarımada üzerine kurulmuş. Geniş plajları, tarihi eserleri, modern otelleri, sayısız balık lokantaları ve kafe-barları ile, mükemmel bir tatil merkezi. Mevcut; 70 km. uzunluğundaki sahil bandında, denize girilebiliyor. Ancak: aynen Antalya gibi, deniz ve kıyıları yer yer farklılık gösteriyor. Alanya kalesinin bulunduğu bloğun batısında kalan bölümde, yani Kleopatra plajı bölümünde kumsal çakıllı, deniz birden derinleşiyor ve nispeten dalgalı. Diğer, yani doğu

EN ÇOK ALMANLAR YERLEŞİYOR Evet; Alanya; ülkemizin en büyük turizm merkezlerinden biri demiştim. Deniz ve güneş yanında, büyük bir eğlence sektörünün de bulunduğu ve ayrıca, birçok yabancı ülke vatandaşının, daimi yerleşmek için tercih ettiği bir yer. Burayı, genelde Almanlar tercih ediyor. Çünkü: buranın malum en büyük özelliklerinin başında; yazın sıcak ve nemli olması geliyor. İngilizler bu tür havaya tahammül edemediklerinden nispeten daha az nemli, Ege kıyılarını tercih ediyorlar. Almanlar ve İskandinav ülke vatandaşları (İsveç, Norveç, Finlandiya, Rusya gibi) daha çok güneşe hasret insanlar olmaları nedeniyle, Alanya’yı

I.Alaaddin Keykubat, kente saldırır ve Kyr Vart güçlerini yenerek, kaleyi ele geçirir. Daha sonraki dönemde: kent elden geçirilir ve yenilenir. Selçuklu sultanı, kaleye, kendi adına saray yaptırır. Başkent Konya’nın yanısıra, Alanya, Selçuklular tarafından ikinci başkent ve kışlık merkez olarak kullanılmaya başlanır. 1243 yılındaki Moğol saldırıları, 1277 yılında ise Mısır Memlüklülerinin Anadolu’ya girmeleri, Selçukluları yıpratır. 1300 yılında, Selçuklu devleti parçalanır ve bölge Karamanoğulları tarafından, ilginçtir, 5000 altın karşılığında, Memlüklülerden satın alınır. 1471 yılında ise, Fatih Sultan Mehmet, bölgeyi, Osmanlı egemenliği altına sokar. www.mycountrylifeturkey.com

39


Seyahat&Gezi

Nereler gezilir? Önce; Alanya kalesine tarihsel bir yolculuğa çıkabilirsiniz. Alanya’ya gelenleri, ilk karşılayan, Alanya yarımadası üzerinde, bir taç gibi kurulmuş, 13. ncü yüzyıldan kalma; Selçuklu kalesi. Etkileyici kalenin yanısıra, benzeri olmayan tersane ve anıtsal güzellikteki kızıl kule görülmeye değer yerlerin başında. Limanın çevresinde: deniz kıyısında ve ara sokaklarda, cadde üstünde: çok sayıda çay bahçesi, kafe ve barlar var. Özellikle; akşam saatlerinde, liman yolu boyunca; el sanatları, deri giysi, mücevher, el çantaları, yöreye özgü ilginç renklerle bezeli su kabaklarının satıldığı dükkanlar ışıl ışıl ve insanlar, yoğun bir şekilde, bu mekanların arasında dolanıyorlar. Limana doğru ilerleyen bir gezinti rotası üzerinde, yoğun insan kalabalığını görmeniz mümkün. Eğer; mağaraları keşfetmekten hoşlanıyorsanız, Damlataş mağarasını görebilirsiniz. Mağara yakınlarında, etnografya müzesi var. Limandan hareket eden, günübirlik tekneler ile de, deniz içindeki kıyı mağaralarını görebilirsiniz. İlçe merkezine indiğinizde, sağınızda kızıl kule göreceksiniz. Yakın bir yerde aracınızı park edip (veya liman bölümünde, büyük açık otopark var) kızıl kuleye girin, arkeoloji müzesini gezin. Sonra kızıl kulenin arkasındaki surların üzerinden tersaneye geçin. Tersaneyi ve hemen yanındaki Tophaneyi görün. Tersanenin yanına gitmeyip, uzaktan izlemeyi tercih etseniz de, kızıl kuleye girmenizi öneriyorum. Sonra Limanda, kıyıdaki çay bahçelerinde bir süre dinlenebilirsiniz. Muhteşem bir deniz manzarası! Gezi yerlerimiz bunlardan ibaret. Bu arada: Alanya’nın ilerisinde, doğu yönündeki Dim Çayı bölgesine gidip gitmemek tercihinize kalmış. Zamanınız varsa, yarım gün ayırarak gidebilirsiniz. Ayrıca Limandan hareket eden, günübirlik tekne turlarına katılıp katılmamak da, tercihinize kalmış. Katılmanızı öneriyorum, zamanınız varsa, bir gün ayırabilirsiniz. Keyif alacağınızı umuyorum.

NE ALINIR? Alanya’nın kendine has özel bir yemeği veya içeceği yok. Hediyelik olarak da, tercihlerinize göre, mevcutlar arasından seçim yapabilirsiniz. Yalnızca: su kabakları, çok değişik şekil ve renklerde boyanarak, hediyelik eşya satış yerlerinde, satışa sunuluyor, buraya has bir hediyelik eşya olması bakımından, belki ilginizi çekebilir, tercih sizin. Başka güzelliklerle gönül coğrafyalarında buluşmak üzere… Şimdiden, iyi tatiller.

40

www.mycountrylifeturkey.com



Alışveriş

İçiniz Rahat Olsun

Yeni İnci’nin vücut kusurlarını kapatan ürünleri, bayanların en büyük yardımcısı… Yoğun talep üzerine üretilen, gelinlik ve gece kıyafetleri için ideal özel büstiyerler, korseler, atlet- külot takımları, sütyen ve babydoller bayanların zevkle giyebileceği ürünler arasında yer alıyor. Ayrıca Yeni İnci’nin geniş beden aralığına sahip ‘minimiser büstiyeri’ bu özellikleriyle sektörde ilk ve tek olma özelliği taşıyor. Yeni İnci koleksiyonu, seçkin satış noktalarında ve www.yeniincistore.com

Defakto ilkbahar

DeFacto, 2013 İlkbahar Yaz sezonuna rengarenk bir başlangıç yapıyor. Denizkızları ve deniz altının büyüleyici dünyasından ilham alınarak tasarlanan DeFacto Mercan Koleksiyonu, turkuazdan derin deniz mavisine, sarı ve pembe tonlarından parıltılı pastellere uzanan canlı renk yelpazesiyle dikkat çekiyor. DeFacto 2013 İlkbahar Yaz Koleksiyonları’nı DeFacto mağazalarının yanı sıra www. defacto.com.tr online mağazasından da satın alabilirsiniz.

So CHIC’ ten göz alıcı bir koleksiyon…

“Sim Modası”nı Türkiye’ye getiren So CHIC, “So SHINY” koleksiyonu ile kadınlara ışıltılı ve parıltılı bir dünyanın kapılarını açıyor… Hollywood ünlülerinin taktığı ve Oscar gecesinde de birçok ünlü tarafından tercih edilen simli ürünler, So CHIC’in göz kamaştırıcı ‘So SHINY’ koleksiyonunda buluştu.

Sezonun en ince ruhlu stilettoları

Matraş’ın ince topuklu stilettoları, bu yaz iz bırakacak anılara imza atmaya hazır. İnce ruhlu, zarif ve aynı zamanda karşı konulmaz bir cazibeye sahip olan stilettolar, platform tabanları ile güçlü bir duruş kazanıyor. Rugan ve süet alternatifleri bulunan Matraşlar, katıldığınız her etkinliğin ilgi odağı olmanızı garantiliyor.

42

www.mycountrylifeturkey.com

Clarks’tan Yepyeni bir İlkbahar – Yaz koleksiyonu

Clarks’ın 2013 ilkbahar-yaz koleksiyonunu nisan ayı itibariyle mağazalardaki yerini alıyor. Her koleksiyonunda farklı bir tema seçen Clarks, 2013 modellerinde şehir ve denizden ilham alıyor. Kadın, erkek ve çocuk modellerinin yer aldığı yeni koleksiyon hem renkleriyle hem de klasikle moderni birleştiren özgün tasarımlarıyla dikkat çekiyor.


Alışveriş

Uzaktaki Gözünüz

Neutron’un profesyonel güvenlik sistemleri sayesinde kamera ile evinizi veya ofisinizi, günün her saati gözlemleyebilir, her şeyin yolunda olup olmadığını bilgisayar ya da cep telefonunuzdan anında görüntüleyebilirsiniz. Neutron’un Hdbw 3300 ve SD 6982 A-HN modelleri, özellikleriyle güvenlik ve teknoloji severlerin gözdesi olacak.

Türk Çocuklarına Ünlü Şıklık “Miki House”

Villeroy&Boch Flowtion

Villeroy&Boch’un, modern 3D rölyeflerle karakterize edilen yeni karo serisi Flowmotion, yarattığı mükemmel görünüm ile kullanıldığı alanın havasını değiştiriyor. Flowmotion, çizgilerin ışık ve gölgelerle oluşturduğu duygu ile, özellikle geniş alanlarda, şaşırtan mükemmellikte bir hareket yaratıyor. Modayı takip eden, yeniliğe açık, kalite ve tasarıma önem veren kişiler için bir alternatif olan Flowmotion; modern banyolar, mutfaklar ve yemek odalarının tasarımında mükemmel bir tercih…

Dünyanın önde gelen Hollywood starlarının ve ünlü annelerin çocuklarını giydirdiği “Miki House”, Nişantaşı’ndaki mağazasıyla şimdi de Türk çocuklarının ve ailelerin gözdesi… Miki House’da, doğdukları günden itibaren minikler için giysilerden çantalara, ayakkabılardan zıbınlara, oyuncaklardan şapkalara kadar zengin ve benzersiz seçenekler bulmak mümkün.

Dantell ürünleriyle her gelin kendi masalını yaşıyor Dantel kültürünü model hayata taşıyan Dantell’in ‘Anabella’, ‘Heart of Anatolia’ ve ‘Ninette’ koleksiyonlarıyla gelinlerin hayallerindeki çeyizler gerçek oluyor. Sevgiyle işlenmiş, el emeği, göz nuru danteller modern kumaşlarla bir araya gelerek genç kızların çeyizlerini süslüyor.

Favori'den gelinlere özel "mutluluk koleksiyonu

Takı tasarımının öncü markalarından Favori; birbirinden gösterişli ve çeşitli ürünleriyle, klasik veya modern tüm gelinlik modellerine uygun seçenekler sunuyor. Favori’nin benzersiz küpe, kolye, bileklik modelleri ve setleri bayanların en özel elbisesi gelinliği ufak bir dokunuşla tamamlıyor. www.mycountrylifeturkey.com

43


Tel: 0536 493 01 36 /0212 322 25 48-49

Güzelliğiniz için Y Ü K S E L A LT U N

FRANSA/PARİS UNIVERSAL BEAUTE SELECTION 2012

DÜNYA 2.Sİ

Yaz mevsiminde saçımızı tanıyalım

Y

Yaz aylarına girmemize az kaldığı bugünlerde, bahar sıcaklığını hissettirmeye başladı. Kendimize bakmamızın ve bedenimizi güzel güneşli günlere hazırlamamızın vakti geldi. Kadınların bakımlı ve sağlıklı görünmesi, onların en büyük aksesuarı olan saçlarının bakımlı ve güzel olması ile sağlanabilir. Saçlarımızı, sıcak yaz aylarının getirdiği etkenlere karşı korumamız aslında hiç de zor değil. 33 yıllık mesleki deneyimimin birikimi ile sizlere, yaz aylarında saç bakım ve hazırlığı konusunda bilgiler vermeye çalışacağım. Bu hazırlıkta öncelikle saçımızı tanımamız ve ona göre bakım ve koruma planı oluşturmamız daha faydalı ve etkin olacaktır. Saçları, işlem görme ve yıpranma durumuna göre 3 bölüme ayırabiliriz. NATUREL SAÇ, herhangi bir kimyasal işlem görmemiş saçtır, yine de ilgi ister. Natürel ince telli saçlar, güneşli sıcak havalarda, kurumaya ve kırılıp çatallanmaya müsaittir. Bu sebepten dolayı saçlarımıza, nem özelliği içeren şampuan ve krem kullanmalıyız. 15 günde bir yağlı ve protein içerikli bakım maskesi yapmalıyız. Kalın telli saçlarda ise nem özelliği içeren şampuan ve krem yeterli olacaktır. Yaz aylarında, havuz veya denize girmeden mutlaka bedenimize uyguladığımız güneşten korunma ürünlerini saçımız için de uygulamamız açımızın yıpranmaması için çok faydalı olacaktır. Deniz ve havuz sonrası da gecikmeden duş alınması önerilmektedir.

uygulamalar yapmadan önce dermatoloğunuza gitmenizi tavsiye ederiz. Saçlarda görülen birçok problem, sağlık problemlerinden kaynaklanabilir. Doktora gidecek kadar problem yok ama saçlarınız yıprandı ise yapılabilecek birkaç önerim var. Sürekli dökülen saçlarda, öncelikle saçınıza uyguladığınız ürünlerin sağlıklı olmasına dikkat edin. Şampuanınız, çok katı olmamalı, yıkama işleminde ise avuç içi ile değil parmak uçlarınız ile hafifçe küçük yuvarlaklar çizerek işlemi gerçekleştirmelisiniz.. Boya yaparken, prospektüse uymayarak, boya saça uyum sağladığı anda saçı yıkamak çok önemlidir. Bu saçın hem dipleri, hem uçları için önem taşımaktadır, böylece saç dokusunda asla bozulma olmayacaktır.

“Deniz suyu, havuz suyundan daha az zararlı olmasına rağmen; saçta kalan tuz, sıcak güneş ışınlarına maruz kalınca saça kesinlikle zarar verir. Yani denize veya havuza girerken kesinlikle bone takmalısınız

İŞLEM GÖRMÜŞ SAÇ, Boya, röfle, defrize ve perma gibi kimyasal işlem görmüş saçlardır. Boyanmış saçlarda, yaz aylarında renk solması genel bir problemdir. Röfleli saçlarda ise, sağlıklı röflelerin olmaması durumunda kırılıp kopmalara bile rastlanabilmektedir. Bu tip saçların yaz aylarına hazırlanmasından önce daha önceden de bahsettiğim gibi saça uygulanan işlemlerin sağlıklı olması gerekmektedir. Röfle, balyaj gibi saç rengini açmak istediğimizde tedrici olarak bu işlemleri uygulatmakta fayda vardır; böylece saçların yıpranma riski azaltılmış olur ve yine saçın tolere edebileceği kadar işlem uygulanmış olur. Saçlar natürel parlaklığını kaybetmez. Ayrıca, kuaförünüz veya siz normal boya kullanıyor iseniz mutlaka içerisine 1 çorba kaşığı hakiki zeytinyağı kullanınız. Bu tip saçların yazın yıpranmaması için, hergün saç yıkama alışkanlığınız var ise öncelikle bundan vazgeçin. Duşta, şampuan uyguladıktan sonra bol bol durulayın. Suyun sıcaklığı da saçın yıpranması için önemli bir faktördür; suyun sıcaklığı en fazla ılık olsun. Kurulamayı ise havlu arasına alarak sıkıştırarak ve ovuşturarak kurulamayınız, havlu arasındaki saçı sıkıp bırakarak kurutunuz. Haftada bir “yapılandırmalı” maske yapmayı da unutmayın. PROBLEMLİ SAÇ, sürekli dökülen, kırılan, kepeklenen ve yıpranmış saçlara denir. Bu tip saçlarda, öncelikle ciddi bir problem varsa kendiniz bazı düzeltici

44

www.mycountrylifeturkey.com

TÜM SAÇLAR; deniz suyu ve havuz suyundan etkilenir. Deniz suyu, havuz suyundan daha az zararlı olmasına rağmen; saçta kalan tuz, sıcak güneş ışınlarına maruz kalınca saça kesinlikle zarar verir. Yani denize veya havuza girerken kesinlikle bone takmalısınız. Klor, çamaşır suyuna benzer kimyasal bir maddedir ve saç tellerinin baş düşmanıdır” PRATİK SAÇ BAKIMI Evde saç bakımı yapmak hiç de zor bir iş değil. Size iki ayrı kür önermek istiyorum. Bu kürler evde kolayca hazırlanabilecek ve saç bakımında oldukça etkili olabilecek kürler; 1. KÜR -SAÇ PARLATICI BAL MASKESİ 1 çay kaşığı balı, 4 bardak sıcak suda eritin. Saçlarınızı şampuanladıktan sonra hazırlamış olduğunuz suyu saçlarınızın dibine çok fazla değdirmeden uçlarına doğru uygulayın. Daha sonra durulama yapmadan saçlarınızı kurutun. Parlaklığı görünce şaşıracaksınız. 2. KÜR -BALİLE EVDE YAPILABİLECEK SAÇ BAKIM KREMİ 1/2 fincan balı 1/4 fincan saf zeytinyağı ile karıştırın. Saçlarınız normal kuruluktaysa yalnızca 1 yemek kaşığı yağ katın. Karışımı saçlarınıza sürdükten sonra başınıza bir bone takıp yarım saat bekleyin. Saçlarınız şampuanla yıkadıktan sonra durulayın. Kuru saçlarınızın canlanıp parladığını göreceksiniz.



ilgi.danismanlik@gmail.com 05337778549

İç Dünyamız FAT M A TA Ş • A İ L E D A N I Ş M A N I

Çocukların aile içinde anne baba ile yatmasındaki sonuçlar

A

ilenin ürünü olan çocuklarımız özeldir ve kıymetlidir. Doğumuyla başlayan sahiplenme koruma, şefkat ve merhamet duygumuzu farklı bir şekilde yaşamaya başlarız. Bebeği kontrol etme takip edebilmek için kendi merkezimizin içinde bulundururuz. Tabii ki biz, dünyaya geldiği günden başlayarak meşakkatli zor ve emek isteyen bir döngünün içinde yaşarken sorumluluk almak kolay değildir. En nihayetinde bir bebeği insan kimliğinde büyütmenin mücadelesi başlamış oluyor. Aile kimliğiyle farklı bir boyut kazandırıyor. Anne ve babalık kimliğini yaşatan bebek sevgiye muhtaç bir şekilde ailenin bir ferdi olarak evlat kimliğini kazanıyor. Ailelerin genel yapısı, bebeği büyütürken, ebeveynlerin yattığı yatak odasında bakım, uyku ve diğer ihtiyaçlarının giderilmesi yönünde oluyor. Anne babayla birlikte olmak, aynı ortamda kalmak ihtiyaçları anında karşılamak ve kontrollü büyütmek için güzel bir alan oluşturuyor. Zaman içinde bu durumu alışkanlık haline geliyor. Yıllar hızla gelip geçerken çocuk, 4- 5 -8 yıl ve daha da uzayan yıllarda devam ediyor. Bazen aileler ayırmaya çalışsalar da çocuk kendi dünyasında bir nedeni mutlaka oluyor ve anne ve babasının yanında kalmak için elinden geleni yapıyor. Sonuçta başarıyor da. Genelde anne baba, çocuklarını aynı yatakta yanlarına alıyor. Ya da anne kendi odasından ayrılıp çocuğun odasında yatıyor. Akıllı beyin korteks, uyuyuncaya kadar her şeyin tam farkındadır. Uykuya geçtiği andan itibaren kontrol artık bilinçaltına geçmiştir. Hepimizin bilinçaltı 5 - 6 yaş mantığındadır. Onun görevi bizi yaşatmaya ve eylemleri yapmakla görevlidir. 24 saat uyanıktır. Akıllı beyin uyurken o bütün işlemlerini otomatik olarak yapmaya devam eder. Çocuk annesi ile uyurken beyin bilinçaltı çalışmaya devam eder. Yanında yatanı beyin uyuyuncaya kadar sürede annesi ya da babası olduğunu çok iyi algılar. Uyuduktan sonra bilinçaltının algısı çok daha farklıdır. Yanındaki yatanı kadın ve erkek olarak algılamaya başlıyor. Anne ve baba ile uyuduğunda onlar da farklı algılar geliştirebiliyor. Çocuğun programına giren bu devam eden döngüde, uyurken de uyanık olan bilinçaltı, bu odanın içinde ne yaşanıyorsa olduğu gibi beyin kayıtlarına yerleşiyor. Anne ve babanın davranışları, konuşmaları, tartışmaları çocuğun alt belleğine yerleşiyor. Kayıt devam ediyor. Ve böylece çocuk doğuştan getirdiği dürtülerle de kendini erken keşfedebiliyor. Annesine ve çevresindeki kişilere farklı davranışlar sergileyebiliyor. Bu konuda rahatsızlık verebiliyor.

• •

Erkek çocuğu yanında yatan annesini uyku esnasında kadın kimliği olarak algılıyor. Baba yatıyorsa erkek olarak algılıyor. Ve çocuğun cinsel dürtüleri ile birlikte ruhsal boyutta değişmeler oluyor. Kız çocukları için de uyuyuncaya kadar yanındaki annesini uyuduktan sonra kadın kimliği ile bilinçaltına kaydediyor. Babasını da erkek olarak kayda geçiriyor. Bu sürekli ve yıllarca devam ettiği sürece cinsel seçicilikte değişmeler görülüyor. Bir ömür boyu anne rahminde imiş gibi kalabiliyor. Gençlik döneminde odasında kapısını kapatıp anahtarlayarak ritimli müzik dinleme ve oradan çıkmak istememesi onun hala anne rahmine kaçışını sergiliyor. Odası rahim, müzik ve ritim annesinin kalp sesi onu oda

Ailelerin sağlıklı, özgüvenli ve huzurlu insan yetiştirebilmeleri için bebeklerini ilk günlerde odasında yatırmaya başlamaları önemli. Merhamet, şefkat duyguları ağır basıyorsa altı ayla bir yıl içinde kesin odalarını ayırmaları gerekiyor.

Ebeveynlerin çocukları ile yatmaları sonucu cuklar üzerine etkileri neler oluyor? • Öz güveni sağlıklı bir şekilde oluşmuyor • Çocuk yatma konusunu kullanarak istediklerini yaptırabiliyor

46

www.mycountrylifeturkey.com

• • •

• •

ço•

içinde rahatlatıyor, güvende hissettiriyor. Annesinin odasından ayrılmamak için çocukmuş gibi davranabiliyor. Karı koca arasında gizli ayrılıklara neden oluyor. Örnek; 18. Yaşına gelmiş genç bir erkek annesiyle aynı yatak odasında yatıyordu. Annesinin odasından ayrılmak istemiyordu.. Sonuçlara bakıldığında hiç platonik duyguyu yaşamamış ve karşı cinse karşı duygusal idoli hep annesi olmuş. Çünkü annesi onun merkezinde kalmış. Örnek; Çocuk 5. Sınıfa gidiyor annesi odasını ayırmaya çalışıyor. Çocuk ayrılmamak için okula dört aydır gitmiyor. Sebebi okula gidince annesinden ayrı kalma ve kaybetme korkusu. Örnek; Genç bir kız arkadaşına aşık ve belli etmemeye çalışıyor. İrdelendiğinde uzun süre annesiyle aynı odada yattığı ortaya çıkıyor. Örnek; Erkek çocuk annesini o kadar içselleştirmişti ki sürekli annesiyle olduğu için annesi gibi davranıyor. Onun gibi düşünüyor tarzı ve o konuşması annesi gibi. Kendi kimliğini hiç kuramadan anne modelini tercih ediyor. Örnek; Erkek eşini aldatıyor. Çok büyük sorunlar ve aile boşanmaya gidiyor. Bilinçaltındaki yanlış algıların temeline inildiğinde annenin çocuğuyla sürekli aynı odada yatmış olması ve babanın yalnızlaşması ortaya çıkıyor.



Röportaj

GÖKTÜRK NOTER’İNE KAVUŞTU Bölgemizin acil ihtiyaçlarının başını çeken Noter nihayet Göktürk’te hizmet vermeye başladı. Noter Ayşe Sibel Oğuz, mesleğin azami dikkat, özen ve titizlik gerektirdiğini söylüyor.

Kısaca sizi tanıyalım? Konya-Beyşehir doğumluyum. Selçuk Üniversitesi Hukuk fakültesi mezunuyum. Evliyim ve 2 çocuk annesiyim. Eşim avukat ve büyük oğlum İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 3. Sınıf öğrencisi diğer oğlum ise NJ.de lise öğrencisi. Kaç yıldır noterlik yapıyorsunuz? 11 yıldır noter olarak görev yapmaktayım. Şu an dikkatimi çekti Göktürk’e de 11.noter olarak atandım. Mesleğinizin zorlukları nelerdir? Noterlik mesleği azami dikkat, özen ve titizlik gerektiren bir meslektir. Sorumluluğu ve vecibeleri çok ağırdır. Günümüzde sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarının artması ve özellikle kimlikte sahteciliğin yaygınlaşması biz noterleri daha dikkatli olmaya zorlamaktadır. Günümüzde Noter’in önemi nedir? Noterlik bir kamu hizmetidir. Noterler, hukuki güvenliği sağlamak ve anlaşmazlıkları önlemek için işlemleri belgelendirir ve kanunlarla verilen başka görevleri yaparlar. Hukuki anlaşmazlıkları önleyici konumları nedeniyle noterlik mesleği toplum için olmazsa olmaz kurumlardandır. Ayrıca hakim ve savcıların da iş yükünü hafifletmiş bulunmaktayız. Araç satış işlemlerinin noterlerde yapılmasıyla birlikte zamandan ve paradan tasarruf edilmiş olup, yılda 1300 işlem yapılırken bu sayı 4200 e çıkmıştır. Mirasçılık belgesinin noterler tarafından yaklaşık 2 dk. da verilmeye başlanmasıyla birlikte vatandaşların adliyede, bugün git yarın gel çilesi de sona ermiştir.

48

www.mycountrylifeturkey.com

Göktürk’ü tercih etmenizin sebebi nedir? Göktürk belde olarak beni ilk görüşte fazlasıyla etkiledi. Diğer ilçe ve semtlerden çok farklı. İstanbul içerisinde başka bir çok yere atanmam mümkün iken Göktürk’ü seçmemde bir çok etmen oldu. Öncelikle burası çok nezih ve güzide insanların yerleştiği bir bölge. Doğal güzelliği ve huzur dolu ortamı Göktürk’ü tercih sebeplerimden bir diğeri. İnsanları çok sıcak, samimi ve yardımsever. Hayvanları çok severim. Göktürk’te halkın hayvanlara olan sevgisini bu denli yoğun görünce oldukça şaşırdım. Gerçekten hayvanlar bu beldede cenneti yaşıyorlar.

İletişim

Ayşe Sibel OĞUZ Eyüp 11.Noterliği Tel:0.212.3222356 Fax:0.212.3222357


Sergi

Bu ay sergisi olan ressamlar

H alis K arakurt S unusi A rpacı N ilgün P ekün Y üksel Ö z en Sergimiz 5 Nisan-10 Mayıs tarihleri arasında açık kalacaktır. Sergi Yeri: İstanbul Caddesi Gökmahal İş merkezi Göktürk –Eyüp Tel: 212572 38 40 /532 232 35 00 www.adaliartgallery.com info@adaliartgallery.com

ADALI ART GALLERY SAİM ADALI Merkez Galeri: Taşçı Sok. No: 7-8 Göktürk/İstanbul 212 572 38 40 www.mycountrylifeturkey.com

49



G ö k t ü r k M e r k e z M h . K a r t a l S k . B a ş a r a n P l a z a N o : 1 / 3 A G ö k t ü r k E y ü p İ s t a n b u l Te l : 0 2 1 2 3 2 2 4 0 0 4 w w w . c o s m o d e n t . c o m . t r

Ağız Kanseri Nisan ayı ‘’Ağız Kanseri Bilinçlendirme’’ ayı! Ağız kanseri konusunda merak ettiklerinizi Özel Cosmodent Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği’ne sorduk.

Ağız kanseri ne sıklıkla görülür? CHICAGO (29 Mart 2012) - Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerine göre, ağız kanserlerinde her yıl 30.000 ‘den fazla yeni vaka ve teşhis, 8.000’ den fazla ölüm meydana gelir. Ağız kanserleri için beş yıllık sağ kalım oranı yaklaşık% 50’dir. Ağız kanserini tetikleyen nedenler nelerdir? Bilim adamları, ağız kanserinin nedeninden tam olarak emin değildir. Ancak, sigara kullanımı, aşırı alkol kullanımı, yaş, cinsiyet ve ırk hastalığın seyrinde oldukça etkili olan risk faktörleridir. Erken teşhis ağız kanserleri için hayatta kalma oranını artıran anahtardır. Fırçalama ve günde iki kez diş ipi, her yıl genel iki muayene ile herhangi bir endişe durumunda müdahale ile hayat kurtarır. Ağız kanseri ölümcül müdür? Teşhisinde geç kalınır ve erken aşamalarında tedavi edilmezse, ağız kanseri ölümcül

olabilir. İleri evre ağız kanseri tedavisi kronik ağrı, fonksiyon kaybı, kalıcı yüz ve ağız şekil bozukluğu cerrahisi yapılmasına yol açabilir. Bu durumda erken kanser tespiti ve tedavisi her zaman daha iyi ve olumlu sonuçlar vermektedir. Ağız kanserinde erken teşhisin önemi nedir? ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR Kuzey Amerika’da her gün saatte bir kişi ağız kanserinden ölmektedir.Ağız kanseri sonrası 5 yıl yaşama oranı %52 iken, erken teşhisle bu oran %90 oranında artmaktadır.Tüm dünyada vakaların sadece %35 i erken dönemde teşhis edilebilmektedir. Diğer kanser türlerinden farklı olarak ağız kanserine yakalanan hastaların yaşam şansı son yıllarda hiç artış göstermemiştir. Premalign değişiklikler öncelikle yüzeyin altında, bazal membranda başlamaktadır. Bu değişiklikler ancak hastalık yüzeye kadar ilerlediğinde tespit edilebilir hale gelmektedir. Bu aşama çoğunlukla geç kalınmış teşhis olarak karşımıza çıkmaktadır.Ülkemize ait rakamlar ölçülebilir olmadığından Kuzey Amerika referans alınmıştır. Ağız kanseri nasıl teşhis edilir? Ağız Kanseri Bilinçlendirme Ayı (Nisan)’ nda, Genel Diş Hekimliği Akademisi hastalara genel bir diş hekimine altı ayda bir diş kontrolü öneriyor. Diş kontrolleri ağız kanseri gibi yaşamı tehdit eden tıbbi durumları teşhis etmeye yardımcı olabilir. Ağız kanseri bazen zor olsa da kendi kendine tanı için uyarı işaretleri verebilir. Kanayan yaralar, iyileşmeyen yaralar, topaklar, kalın, sert lekeler, ağrı veya bir şey boğazına takılmış hissi, çiğneme veya yutma güçlüğü, kulak ağrısı ve dilin uyuşukluğu olarak belirtiler gösterebilir.

Ağız kanserinin teşhisinde kullanılan yöntemler nelerdir? Ağız kanserinin erken teşhisinde ‘’Florasans Görüntüleme Teknolojisi Yumuşak Doku Tarama Cihazı’’ kulanılmaktadır. Dişhekimliğinde anormal hücrelerin erken teşhisinde güvenilir ve kolay kullanıma sahip bir cihazdır.Doku floransına direkt görüntüleme yapma ve anormal hücrelerin varlığı esnasında oluşacak florasans değişikliklerine göre lezyonların tespiti prensibine dayanmaktadır. El aparatından dokuyu oral kavitenin florasans ışığı ile kaplanmasını sağlayan güvenli bir mavi ışık yayar. Bu ışık dokuyu epitelyum yüzeyinden bazal membrana ve altındaki stromaya kadar geçerek dokunun florasans yansıtmasını sağlar. Bu şekilde klinisyen normal ve anormal dokular arasındaki florasans farklılarını gözlemleyerek anormal durumları tespit eder.Cihaz kesin olarak yüzeye henüz çıkmamış lezyonların fark edilmesini sağlayan tek cihazdır. Cihaz muayenesi sırasında anormal hücreler normal hücreleri saran yeşil florasan ışık düzensiz ve karanlık bölgelerin ortaya çıkmasını sağlar.

Ağız kanseri olmamanız şans,ancak emin olmak istemez miydiniz?

www.mycountrylifeturkey.com

51


6 R

ER

K

M A E H A B


AR L ON KI Y S ZA PAR İ AN Y UN G OR İN O YFİ Ü N İÇ KE GÜ LAR AK UM UK HAM Ğ C DO ÇO

I

C.TESİ-PAZAR AÇIK BÜFE KAHVALTI KENDİN PİŞİR KENDİN YE IZGARA ÇEŞİTLERİ NARGİLE SEMAVER İletişim: K A H V E D Ü N YA S I K A R Ş I S I / K E M E R B U R G A Z 212 322 70 22 532 272 76 80 507 787 44 33


Belediyeden

Bölgeden Haberler Haliç Kıyısına Çanakkale Destanı Platosu Kuruldu Çanakkale Destanı Haliç’te yeniden yazıldı. Çanakkale’nin 98. yıldönümü nedeniyle Eyüp Belediyesi, Haliç kıyısındaki etkinlik alanına Çanakkale Savaşı platosu kurdu. Şehitleri anma programına, Eyüp Kaymakamı Osman Kaymak, Eyüp Belediye Başkanı İsmail Kavuncu ve İstanbul Vali Yardımcısı Hayrullah Sun ile Eyüp’teki ve ilköğretim ve lise öğrencileriyle, Eyüplüler katıldı. Haliç kenarına kurulan dev platoda, 98 yıl önce yaşanan olaylar açıkhava tiyatrosuyla konuklara yaşatıldı. Özellikle Şehitlik’teki annenin oğluyla konuşma sahnesi, duygusal anlar yaşanmasına neden oldu. Gözyaşlarını tutamayan seyirciler, Seyit Onbaşı, Savaş, Sıhhiye Çadırı ve diğer sahnelerde Çanakkale Destanı’nı yeniden yaşıyor gibi hissettiler. 30 şehidimizin mezarının başında yapılan canlandırma, konukları hüzünlü bir yolculuğa sürükledi. 8 Mehmetçiğimizin, şehit olmadan annelerine yazdıkları mektuplar, annenin oğullarıyla konuşması canlandırıldığında misafirler gözyaşlarını tutamadı. Seyit Onbaşı’nın 276 kiloluk mermiyi kaldırıp Ocean’ı vuruşuna tanıklık ettiler. Seyit Onbaşı savaşın gidişatını değiştirirken Çanakkale’nin geçilmeyeceğini de tüm dünyaya ilan etti.. Ve tozun dumana değil kana karıştığı Muhabere Meydanı… Cephe gerisinde “Sargı yeri” olarak adlandırılan Sıhhiye Çadırları’nda ise ölümsüz hikayeler, dilden dile anlatılması gereken fedakarlıklara şahit olundu. Gözü yaşlı analara, telli duvaklı eşlere yazılan mektuplar ise yatakhanelerinde biraraya gelen Mehmetçiğin söyleyeceği türküler eşliğinde okundu. Oyunu izlemeye gelenler Mehmetçiğin tek yemeği olan buğday çorbasının tadına karavana bölümünde bakıp ardından da Çanakkale Sergisi’ni gezdiler.

54

www.mycountrylifeturkey.com

Çoğul Çocuklar Platformu'nun girişimiyle platforma gelen İkiz ve Üçüzler de tarihe tanıklık ettiler.

İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun eşi Gül Mutlu, Eyüp İlçe Kaymakamı Osman Kaymak’ın eşi Emine Kaymak ile Eyüp Belediye Başkanı İsmail Kavuncu’nun eşi Zeliha Kavuncu...


Belediyeden

Şeker Hayat Atölyesi’nde Özel Program Eyüp Belediyesi’nin, İstanbul Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle hayata geçirdiği Şeker Hayat atölyesi yediden yetmişe herkesin ilgi odağı oluyor... Down Sendromlu ve Mental gençlerin eğitim gördüğü Şeker Hayat Atölyesi’nde heyecanlı saatler yaşandı. Pembe, beyaz balonlarla gelin gibi süslenen Atölye bahçesinde eğlenceli bir organizasyon yapıldı. 21 Mart Down Sendromlu Çocuklar Günü’nde Şeker Hayat Atölyesi öğrencileri, Eyüp Belediye Başkanı İsmail Kavuncu’dan başarı sertifikalarını aldılar. Programa şarkılarıyla renk katan fasıl ekibine eşlik ettiler, dans ettiler, eğlenceli dakikalar geçirdiler. Dağıtım törenine katılan aileleri de onların bu mutlu anlarına tanıklık etti. Eyüp Belediye Başkanı İsmail Kavuncu, eşi Zeliha Kavuncu, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun eşi Gül Mutlu ve Eyüplülerin de katıldığı organizasyonda zaman zaman duygusal anlar da yaşandı. Başarı sertifikalarını aldıkça sevgi tezahüratlarında bulunan Down Sendromlu ve Mental gençlerin aileleri onların bu mutlu anlarında sevinç gözyaşlarını tutamadılar. Çocuklar program sonunda ailelerine ve organizasyona gelen konuklara kendileri ürettikleri nikah şekerleri, süslemeler ve kendi yaşam öykülerini konu alan Şeker Hayat kitabını hediye ettiler.

Türk Dünyası, Eyüp Belediyesi

4. Nevruz Şenliği‘nde Buluştu

Eyüp Belediyesi’nin her yıl geleneksel olarak düzenlediği Şenliğe, dünyanın dört bir yanından ülkeler, birbirinden renkli etkinliklerle katıldı. Baharı, bolluk ve bereketi müjdeleyen Nevruz, bu sene de Eyüp Sultan’da, Türk Dünyası Belediyeler Birliği ve Uluslararası Türk Kültür Teşkilatı’nın katkılarıyla kutlandı. Eyüp Belediye Başkanı İsmail Kavuncu ve birçok Orta Asya ülkesinin belediye başkanlarının katıldığı Nevruz kutlama programı, 17 Mart Pazar günü Eyüp Belediyesi Yeni Nikah Sarayı’nda yapıldı. 4. Nevruz Şenliği, Eyüp Belediyesi Mehteran Takımı’nın gösterisiyle başladı. Türk dünyası ülkelerinin kültür grupları program öncesinde düzenlenen ateş yakma ve demir dövme seremonisine katıldılar. Eyüp Belediye Başkanı İsmail Kavuncu ve protokol, ateş üzerinden atlayarak demir dövdüler… Türk dünyası gösteri ekiplerinin ateş çevresinde yaptıkları renkli danslar konukların büyük beğenisini topladı.

www.mycountrylifeturkey.com

55


PORTRE

H A K A N H AS İ P UYGU R veteriner Merhaba, 39 yaşında evliyim, Poyraz ve Tunga adında iki oğlum var. İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi 1998 mezunlarındanım. Kliniğimi Göktürk’te 2004 yılında açtığımdan beri burada oturuyorum. 9 yıl önce İstanbul kalabalığından kaçma düşüncesiyle arayışa girdiğimde Göktürk’ü fark ettim ve yatırımımı mesleki varlığımı bu bölgeye aktardım. İyi de yaptım ancak, doğaya ve ormana yakınlığıyla beni cezbeden bölgenin değişimi ve hızla şehirleşmesi; kuzey ormanlarının yok oluşunu izlemek ve trafik, bölgesel olarak burayı tercih etme nedenlerimizi törpülüyor.

Meslekte hoşlandığınız yönler nelerdir? Mesleğimin en sevdiğim yanı; insanların içindeki çocukla temas etme de önemli bir başlık olan havyan sevgisiyle direkt ilgili olmasıdır. Hayvanları severken sorarız, öğreniriz, keşfederiz, güleriz, korkarız, şaşırırız, ağlarız, özleriz ve kim hangi mevkide olursa olsun içimizdeki çocuklarla tanışırız. İşte bu, her meslekte olmaz. Çocukluk hayalleriniz var mıydı ve gerçekleşen düşlerinizden bahseder misiniz? Sevdiği mesleği yapma şansına sahip nadir insanlardan biriyim. Çocukluğumda dahi hayvanlarla onları gözlemlemekle, onlara yakın olma tutkusuyla büyüyen; ayakları toprağa basan, ormanı, dereyi, kurbağayı, böceği bilen bir insan oldum. İçinde yaşamımı da sürdüreceğim bir vahşi yaşam parkını tasarlardım sürekli. Derelerin, ağaçların, kurtların, geyiklerin, leoparların, antilopların yaşadığı ama benim korumamda olan ve benim tasarladığım hektarlarca araziden oluşan bir park hayal ederdim hep. Eve sürekli hayvan getirirdim. Akrebi, yılanı dahi gizli gizli besler anneme büyük şoklar yaşatırdım. Ailemde bu duygumu hem gözlemler hem de destek olurdu ve sonunda rüzgâr doğru yönden esti, akademik kariyerim de ilgi alanımı taçlandırdı. Ev hayvanları dediğimiz köpek, kedi, kuş, egzotik hayvanlar konusuyla hem bir hayvan sahibi hem de Veteriner hekim olarak çok ilgiliyim. Evimde ve kliniğimde kendime ait hayvanlarım da var. Köpeğim, kedim, kanaryalarım, Guinea pig im, tavşanım, evde ve işyerinde toplam1200 lt’lik akvaryumum var. Hatta bir de piton yılanım vardı ama öldü. Göktürk’te severek gittiğiniz mekânlar? Ben Göktürk’ü çok sevmeye başladım. Burası benim köyüm oldu artık diyorum. En severek gittiğim mekân Çizmelikedi Veteriner kliniği, şaka şaka… Sevgili ağabeyim Levent Gülcü’nün yeri Kara FRN’ı seviyorum orada güzel müzikler, resimler ve güzel bir hava var bana hitap eden ve terası ile lezzetleri cezp ediyor beni. Bir de Balıkçıyı seviyorum. Servis, ekip, lezzetler harika ve çizgiyi hep

56

www.mycountrylifeturkey.com

koruyorlar… Ama bir sürpriz var benim de heyecanla beklediğim. Bir Rum Meyhanesi geliyor. Yakında o mekanı, mezelerini , müziklerini, Ege havasını hayal ediyorum Ege’yi hayal eder gibi…. İş dışında aktiviteleriniz sosyal yaşantınız nasıldır? Tiyatro, bale, konser olabildiğince takipte kalmaya çalışıyorum. Kendim de Üniversite yıllarımda tiyatro ve oyunculuk eğitimi aldım. Ancak en çok sinemayı takip edebiliyorum. Sazı sözü arkadaşlarla yemeyi içmeyi severim. Karaburun’da Hanımeli Restorandı, Demirci köy Uzunya’yı çok severim. Yani fark ettiyseniz şehrin keşmekeşini, trafiğini pek sevmiyorum hep kaçarım.

İlerisi için hedefleriniz? Öyle çok ticari hedeflerim falan yok. Butik olarak yani hasta ve hasta sahiplerimle birebir ilgilenmeyi seviyorum. Henüz sağlığım ve yaşım buna müsait… Ancak kadromuz gelişecek. Cerrahi ve dâhiliye alanında eğitimini sürdüren güzel bir kadromuz yetişmekte. Onlarla beraber daha verimli olmayı planlıyoruz. Ticari şube anlamında büyümek yerine var olan müşterilerime hizmet kalitesini arttırmaya odaklanmak düşüncesindeyim

Hobileriniz neler? Autdoor bireysel sporlara hep ilgim oldu. Binicilik, serbest (tüpsüz) dalış, trap, skeet, okçuluk, olta balıkçılığı, trekking, kampçılık hepsini denedim yaptım ancak son yıllarda bu maymun iştahlılığı bıraktım. Kışları olabildiğince köpeğimle ormanda kendi belirlediğimiz parkurlarda bazen 6 saate varan yürüyüşler yapıyoruz. Yazlarıysa İstinye poligonda trap sporu yapıyorum. Bu alanda yetenekliyim. Küçük yerel bazı başarılarım var. Trap iç huzura ve iç düşünceye dayalı güzel bir spordur. En son okuduğunuz kitap ve gittiğiniz sinema filmi? Elif Şafak İskender, Selim İleri Yaşarken ve ölürken. Film Lincoln.. Hayat felsefenizi üç kelimeyle özetlerseniz? Ailemi, sağlığımı ve mesleki başarımı yere düşürmeden taşımak. Sosyal medyayla ilişkiniz hangi boyutlarda iyi bir kullanıcı mısınız? Bizim kuşak teknoloji ve bilgisayara gömülmemiş son kuşak olsa da bilgisayar ve internet hepimizin hayatında yazılı medyanın yerini alıyor. Gazeteyi bile internetten takip eder olduk. Bu anlamda benim için de internet medyası, sosyal ağları, gazeteciliği, mağazacılığı ile hayatın bir parçası oldu. Bu durumun dışında kalmak çağın dışında kalmak olacaktır.


PORTRE

OYA M E A R N S yönetici asistanı Meslekte hoşlandığınız yönler nelerdir? Bugüne dek yaptığım her işten zevk aldım. Bilgisayarlarla uğraşmak, çeşitli programlar yazmak, bildiklerimi başkalarına öğretmek.. Bunlar hep beni motive eden şeyler oldu. En çok bilgisayar programlarında çıkan sorunlarda kullanıcılara yardımcı olmak sorunu gidermek ve onların yüzlerindeki mutluluğu görmek benim için yeterli motivasyonu hep vermiştir. Bilgisayar teknolojisini kullanınca her türlü yeniliğe ayak uydurmak kendimi güncel tutmak işimin benim için en zevkli yanıdır. Çocukluk hayalleriniz var mıydı ve gerçekleşen düşlerinizde bahseder misiniz? Sanırım birçoğunu gerçekleştirdim. Astronomi okumak istedim, Astronom oldum. Matematik en sevdiğim bilim dalıdır. Bilgisayar ile kullanılan her türlü programlama ve uygulamaları konularında uzmanlaştım. Dünya tatlısı bir eşim, dünya güzeli bir kızım ve yakışıklı bir oğlum var. Onlar da mesleklerini edindiler ayaklarının üzerinde bize bağlı olmadan durabiliyorlar. Benim için önemli olan sağlıklı olmak, kimseye muhtaç olmadan huzurlu bir hayat geçirmek. Hayal kuran bir insan hiç değilimdir. Gerçekler benim ilgimi çekmiştir.

İzmirliyim. İstanbul Üniversitesi, Fen Fakültesi Astronomi bölümünden Astronom olarak mezun oldum. Yine aynı bölümde Astrofizik ve Kuantum Fiziği konularında Master eğitimimi tamamladım. Ancak eğitimim sırasında bilgisayara ve programlamaya duyduğum ilgi ve almış olduğum eğitimler sonrası özel bilgisayar kurslarında eğitmen olarak çalıştım. Kendime ait kurduğum firma ile çeşitli büyük kuruluşlara bilgisayar ve programlama konularında eğitimler verdim. Yıllarca uluslararası yabancı bir firmada ve İngiltere Başkonsolosluğu Ticaret Bölümü’nde çalıştım. Çeşitli firmalar için ayrıca internet sitelerinin yapımını gerçekleştirdim. Evliyim, eşim David İskoçyalıdır. Kızım Ayça Avukat, oğlumuz Scott ise Makine Mühendisidir. Kızım Ayça da Göktürk’te oturuyor. Oğlumuz Scott ise İskoçya’da çalışıyor. 6 yıldır Göktürk’te ikamet etmeyiz, ancak aslına bakarsanız Kemer Golf ve Country Club’ın ilk üyesi olmam nedeniyle Göktürk’le ilişkim oldukça uzun yıllara dayanmaktadır. Bu da bizi burada ev almaya kadar götürdü. Aynı zamanda eşim ve ben Göktürk’te bir özel okulda çalışmaktayız.

Göktürk’te severek gittiğiniz mekanlar? Açıkçası eşim de ben de genelde evde vakit geçirmekten hoşlanıyoruz. Geniş bir bahçemiz var, arkadaşlarımızla bahçede oturmak ve en önemlisi de 2 köpeğimiz ve 1 kedimiz ile birlikte olmak bizim için en keyifli zamanlarımız. Kısacası bizim için en keyifli mekân bizim bahçemiz. İş dışında aktiviteleriniz sosyal yaşantınız nasıldır? Zaman zaman 2 köpeğimizi yürüyüşe çıkarak eşim David'e katılmak, özellikle burada yaşayan başka arkadaşlarımız ile birlikte olmak, seyahate çıkmak, doğrusunu söylemek gerekirse 2 köpeğimiz (Eddie ve Brian) ile kedimiz (BIDIK) zaten bizim en büyük sosyal yaşantımızı temsil ediyorlar. Günümüz onlarla dopdolu geçiyor. Hobileriniz neler? Şu aralar örgü örmek ve tığ işi yapmaktan çok hoşlanıyorum. Bahçe benim için en zevkli hobi doğrusu. Ancak eşim David ile birlikte çeşitli filmleri izlemek ayrı bir keyif bizim için. Kendime ait blog'umda bazı ilginç bulduğum konuları herkesle paylaşmaktan büyük bir keyif alıyorum. En son okuduğunuz kitap ve gittiğiniz sinema filmi? Zeynep Ünal'ın Ölüler ve Periler isimli kitabını severek okudum, herkese de tavsiye ederim. En son izlediğim filmlerden PI'nin Yaşamı’nı keyifle izledim. Kitabını yıllar önce okumuştum ve çok etkilenmiştim. Filmini de aynen kitaba bağlı kalarak mükemmel gerçekleştirmişler, tıpkı okurken benim de kafamda canlandırdığım gibi. Hayat felsefenizi üç kelimeyle özetlerseniz? Sağlık, dürüstlük, sadakat… Sosyal medyayla ilişkiniz hangi boyutlarda iyi bir kullanıcı mısınız? İş hayatımın büyük bir kısmını teknoloji ile iç içe geçiren birisi olarak sosyal medya benim yaşamımın da bir parçasını teşkil etmekte. Oldukça yoğun bir kullanıcı olduğum kesinlikle söylenebilir.

İlerisi için hedefleriniz? Sevdiklerimle hayatın keyfini çıkarmak. www.mycountrylifeturkey.com

57


PORTRE

İ L K E R FA K İ orman mühendisi

Mesleğinizde hoşlandığınız yönler nelerdir? Her ne kadar insanlar tarafından yeni öğrenilmeye başlansa da peyzaj sektörü de, her iş kolunda olduğu gibi bilgi ve profesyonellik isteyen bir sektör. Sonuçta bahçe düzenlerken canlı materyallerle uğraşıyorsunuz ve hepsinin istekleri farklı. Bitkileri kombinleyip bir bahçe düzenlemek kolay iş olmasa gerek. Aktif bir meslek olması, farklı kişilerle iletişim halinde olmak mesleğimde hoşlandığım yönler.

1977,İstanbul doğumluyum. İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği bölümünden 2001 yılında mezun oldum. 10 senedir park –bahçe peyzaj düzenleme alanında çalışıyorum. 2004 yılında Göktürk’te yaşamaya başladım. Peyzaj uygulaması ve süs bitkileri satışında faaliyet gösteren GOLDEN TREE BOTANIC firmasının sahibiyim.

Çocukluk hayalleriniz var mıydı ve gerçekleşen düşlerinizden bahseder misiniz? Hareketli bir iş yaşamına sahip olmaktan memnunum. Yaşanabilir, keyifli bahçeler yaratmak, uyguladığımız işler sonunda insanların mutluluğunu paylaşmak, daha da güzel işler yapmak için bana enerji veriyor. Çocukluğumda düşündüğüm ve şu an eksikliğini hissettiğim bir şey aklıma gelmiyor. Göktürk’te severek gittiğiniz mekanlar? Göktürk’te her geçen gün yeni mekanlar açılıyor. Bu da Göktürk’teki sosyal hayatın hareketlenmesi için oldukça önemli. Ancak ben kendimi rahat hissettiğim samimi mekanlardan hoşlanıyorum; Karafırın, Big Chefs gibi… İş dışında aktiviteleriniz sosyal yaşantınız nasıldır? İşim oldukça yoğun olduğu için genelde iş dışındaki aktivitelerimi önceden programlayamıyorum. Doğaçlama gelişen organizasyonlar yapıyorum. Arkadaşlarımla ve ailemle bir arada olmak günün stresini atmaya yardımcı oluyor. Hobileriniz neler? Özellikle bahar ve yaz aylarında akşam yürüyüşlerinden keyif alıyorum. En son okuduğunuz kitap ve gittiğiniz sinema filmi? Hitler Almanyası 1933-1945 (kitap), Entrika (film). Hayat felsefenizi üç kelimeyle özetlerseniz? İnsan hayatında zaman çok değerli. Her anımı dolu dolu ve verimli geçirmek… Sosyal medyayla ilişkiniz hangi boyutlarda iyi bir kullanıcı mısınız? Fırsat buldukça takip etmeye çalışıyorum. Ama günümüzde yaşanan sosyal medya bağımlılığı bende yok.

İlerisi için hedefleriniz? İşimde daha geniş kitlelere ulaşabilmek, firmamızla çalışan insanlara keyifli bahçeler yaratmak ve tabiî ki ailemle huzurlu bir yaşam sürmek istiyorum. 58

www.mycountrylifeturkey.com


PORTRE

ESRA SEVİLENGÜL Meslekte hoşlandığınız yönler nelerdir? Beni en çok mutlu eden her seferinde giden çiçek ile birilerinin yüzünde koca bir gülümsemeyi sağlamak… İnsanların özel günlerini daha da özel yapmak… Kimi zaman iyi ki doğdun diyen, kimi zaman özrünü ileten, kimi zaman hayatımıza hoş geldin bebek diyen, kimi zaman “evet” cevabını isteyen, bazen bir gelinin el buketi, bazen de bir düğün masalının süslemeleri için hazırlanan onlarca duyguyu dile getiren binlerce çiçek hazırlamak kadar keyifli ne olabilir ki… Çocukluk hayalleriniz var mıydı ve gerçekleşen düşlerinizde bahseder misiniz? Çocukluk hayalim spiker olmaktı Ama çok heyecanlı bir kişi olup zaman zaman topluluk önünde konuşurken nefes almayı unutacak kadar heyecanlandığım için olmayacak bir hayalmiş Aslında çok hayal kuran bir insanım ama beni mutlu eden ve gerçekleşen hayallerim şöyle: Güzel bir evliliğim, sağlıklı mutlu bir çocuğum, sevdiğim bir işim, hayatımda beni mutlu eden ailem ve arkadaşlarım var. Daha fazla bir düşe gerek yok diye düşünüyorum…

çiçek tasarımcısı

36 yaşındayım. Balık burcuyum 5,5 yaşında bir erkek annesiyim. 7 yıldır Göktürk’te oturuyorum. 1999 yılında ODTÜ Ekonomi’den mezun oldum. 11 yıl profesyonel hayatta denetim, pazarlama, raporlama konularında uluslararası firmalarda çalıştıktan sonra hayallerimin peşinden koşmaya karar verdim. Bana büyük mutluluk veren bir iş yapmalıyım dedim ve çiçek tasarımı ile uğraşmaya başladım. 5 yıldır da işimi zevkle yapıyorum…

Göktürk’te severek gittiğiniz mekanlar? Göktürk’te yaşamayı seviyorum. Akşamları eşimle keyifle sohbet edebildiğimiz, yemekleri oldukça lezzetli La Cuccina ve Olivo var, öğlenleri hemen yanıma açılan Burger House gerçekten çok lezzetli… Haftasonu kahvaltı için Big Chefs’in menüsü gerçekten çok güzel. Benim en büyük sıkıntım oğlumla birşeyler yemek istediğimde onun eğleneceği bakıcı ablanın olduğu bir oyun odasının olduğu mekanlar… Nispeten Balıkçı ve Suda Kebap bunu gerçekleştiriyor ama bence daha iyi alternatifler olmalı! Bir de akşam bowling falan oynanabilecek keyifli ortamlar olsa çok güzel olurdu diye düşünüyorum… İş dışında aktiviteleriniz sosyal yaşantınız nasıldır? Yeme-içme en çok keyif aldığım aktivite Yeni ülkeler görmek ve yeme-içme keyfimi onunla birleştirmek ise kaymaklı ekmek kadayıfım. Her an bir şeyler yapayım diyen biri değilim genelde hafta içi ev ya da buralarda bir yerler de yemek, haftasonu sinema, tiyatro… Spor da yapmak lazım ama ben o disiplini bir türlü kuramıyorum Hobileriniz neler? Yeni yerler keşfetmek bu yeni bir ülke de olabilir yeni bir restoran da… Kayak yapmayı seviyorum hele bu sene oğlumda başlayınca kaymaya onunla beraber kayak yapmayı heyecanla bekliyorum. Klasik müzik dinletisi ruhumu dinlendiriyor çok severim. Ve size de mutlaka Aya İrini’de bir klasik müzik dinleyin derim. Muhteşem!!! Tiyatroya gitmek, canlı performans seyretmeyi seviyorum. En son okuduğunuz kitap ve gittiğiniz sinema filmi? Şu an hala okuyorum Ayşe Kulin’in Hayat adlı kitabı. Biraz uzun sürdü bu sefer çok ara veriyorum okurken. En son Kelebeğin Rüyası adlı filme gittim. Çok tepki alacağım herhalde herkes çok güzel yorumlar yapıyor. Ben özellikle Mert Fırat ve Kıvaç Tatlıtuğ’un oyunculuklarını çok ama çok beğendim. Filmin çok yavaş olması ve Belçim Bilgin için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Hayat felsefenizi üç kelimeyle özetlerseniz? Küçük şeylerden mutlu olmak, inanmak, keyif almak… Sosyal medyayla ilişkiniz hangi boyutlarda iyi bir kullanıcı mısınız? Sadece facebook’a bakıyorum bugün kimler neler yapmış diye. İnanılmaz! Herkes hergün bir aktiviteler bir aktiviteler inanılası gibi değil Twiter vs. var ama çok ilgilenmiyorum..

İlerisi için hedefleriniz? Sahip olduklarımı kaybetmeyip, şu an yaşadığım kadar mutlu olayım benim için yeterli. www.mycountrylifeturkey.com

59


eyyupaltun@hotmail.com 05332019533

Duvarın Arkası E Y Y Ü P A LT U N

Türklüğün bugünkü anlamı

J

ean Paul ROUX; Türkolog. Kitapları ve yazıları nedeniyle çeşitli ödüller almış, uluslar arası çevrelerde pek çok bilimsel kuruma üye seçilmiş dünyaca ünlü bir araştırmacı. Bunların içinde en önemlilerinden biri Fransız Akademisi Başarı Ödülüdür. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti tarafından kendisine verilen Liyakat Ödülü de sahip olduğu uluslararası ödüllerden sadece biridir. Roux’un TÜRKLERİN TARİHİ adlı çalışması Kabalcı Yayınevi tarafından 2004 yılında yayımlandı. Bu başarılı çalışma, Roux’un yarım asırlık uğraşının ve bilgi birikiminin sentezidir adeta. “Kuzey ormanlarından çıkıp geldiler; cesur, dağınık marifetli ve henüz yolun başındaydılar. Önce bozkıra, sonra Çin içlerine ve sonra da sonu başı belli olmayan bir sel gibi garba doğru aktılar…” Roux’a ait bu satırlar Türklere dair olumsuz bir imge oluşturmuş olabilir belleğimizde. Ancak çağlar boyunca ‘barbarlığın’ simgesi olarak algılanmış Türkler, dünya tarihini etkilemeyi başarmış, hatta devletlerin sınırlarını belirleyerek, onların sosyo-kültürel şekillenmelerine yön vermiş ender topluluklardan biridir. Son günlerde moda olduğu üzere birileri Türkleri ve Türklüğü küçümsemeye kalkabilir. Kıskançlık ve art niyetli duygularla yapılan bu eleştirilerin gerçeği değiştirmesi mümkün değildir. Roux, tarihte en çok devlet kuran Türkî bu kavimler için “onlar dünyanın hükümdarlarıdır” der. Alman profesör Frıtz Neumark da Roux’un bu yaklaşımını destekleyen farklı bir belirlemede bulunur: “Türkleri tarihten çıkardığınızda ortada tarih diye bir şey kalmaz.” Orta Asya’dan batıya ve güneye doğru akan bu ‘barbar’ kavimler adeta tarihi alt üst etmiş, halkları birbirine karıştırarak farklı dillerin ve kültürlerin yaratılmasına önayak olmuşlardır. (Örneğin Doğu Avrupa’da yer alan birçok ülke kültüründe asyatik öğelerin varlığı bu etkileşimin bir sonucudur.) Roma’yı, Bizans’ı, Rusya’yı, Doğu Avrupa’yı, Arapları, Çinlileri, Britanya’yı, Fransa’yı, Almanya’yı, Balkanları, Afrika’yı anlatırken Türkleri anmamak mümkün değildir. Hatta kimi tarihçilere göre Sümer’i ve Amerika kıtasındaki antik devletleri anlatırken de bu ‘barbar’ kavimlerden söz etmek zorunda kalınır. Roux, Türklerin çağ değiştiren ender milletlerden biri olduğunu söyler. Dünyayı yönetme yetisine sahip Türkler, farklı özellikleriyle tarihi kuralları adeta tersyüz etmişlerdir. Karl Marks, tarihi-toplumsal evreleri analiz ederken Türklere özgü sosyal yapıyı evrensel ekonomi yasalarının dışında tutmuş, onlara özgü yeni bir tanımlama (Asya Üretim Tarzı) geliştirmek zorunda kalmıştır. Marks’a göre Türklerde köleci toplum evresi yoktur. Dil konusunda da Roux’un ilginç belirlemeleri vardır. Roux: “Türkçe, az sözcükle çok şey anlatan bir dildir” der ve Louis Bazin’den uç bir örnek verir. Bazin, ‘Türk Dilbilgisi’ adlı kitabında ‘Türkleştiremediklerimizden misiniz?’ sözünün, Fransızca’da ancak on sözcükle anlatılabileceğini ifade eder.

Roux’a göre Türkler kültürel yenilikler konusunda bağnaz değildir. Ele geçirdiği topraklarda yaşayan toplulukların sahip olduğu kültürleri reddetmek gibi bir böbürlenmenin içinde hiçbir zaman olmamıştır. Mimari, sanatsal ve bilimsel gelişmeleri çabucak içselleştir ve yararlı olanları hemen alırlar. Örneğin, İran’ı ele geçiren Selçuklular Fars dilini kullanmaktan geri durmamışlardır. Yine Anadolu’ya yerleştiklerinde farklı dillerden müteşekkil Osmanlıcayı yaratmışlardır. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş temellerinin ise batı değerlerine dayandığını söylemeye zaten gerek yok! Askeri bakımdan sert olmalarına karşın ele geçirdikleri coğrafyalara sosyal-kültürel açıdan kolay uyum sağladıkları ve karşılıklı etkileşim içine girdikleri görülmüştür. Roux, Türklerin ‘gökyüzünde tek tanrı, yeryüzünde ise tek imparator’ slo-

Roux: “Eğer geçmiş geleceğin garantisiyse Türklerden çok şey beklenebilir; ancak süvarilerinin mutlak üstünlüğüne borçlu oldukları egemenliklerine bir daha asla ulaşamayacakları bir gerçektir.

60

www.mycountrylifeturkey.com

ganına bağlı özellikler sergilediğini anlatır. O nedenle Türkî devletler egemenlik için birbirleriyle savaşmaktan çekinmemişlerdir. Onlara göre Türklerin tek bir hakanı olmalıdır. Roux, Türklere ilişkin şu ilginç belirlemeyi de yapar: “Türklerin hiçbir ırksal özelliği yoktur. Dolayısıyla kendi içinde bir Türk ırkından söz edemeyiz. Türklerin damarlarında eski Türk kanından, elmacık kemiklerini çıkık ve gözlerini çekik yapan o kanın yanısıra Moğol, Çinli, İranlı, Yunanlı, Kafkasyalı, Rus, Afrikalı kanı akmaktadır.” Bu bakış açısının ortaya çıkardığı gerçek yeni Türkiye Cumhuriyetini kuran Mustafa Kemal’in ırk tanımına da uymaktadır. Atatürk’e göre Türkiye Cumhuriyetini kuran halkların tamamı Türk Milletini oluşturur. O nedenle ‘ne mutlu Orta Asya’dan gelen Türklere‘değil de ‘ne mutlu Türküm diyene’ şiarını kullanmıştır. Tarih boyunca kurulan Türk devletlerinin aşağı yukarı hepsinde ırksal köken önemsenmemiştir. Bölünmeye hizmet etmeyen ve başarılı bulunan herkes devlet kademelerinde yer almış ve sistemin olanaklarından azami ölçüde yararlanmıştır. Bugünkü Türkiye Cumhuriyetinin kadro yapısına bakıldığında da bu durum net bir şekilde görülür. Temel ölçüt cumhuriyetin (devletin) esaslarına bağlı kalmaktır. Bu esaslara bağlı kalan herkes Türkiye Cumhuriyetinde söz sahibi olabilir ve yönetici konumlara yükselebilir. Türk devleti bu bağlamda ırkçı değildir. Demokrasinin rafa kaldırıldığı dönemlerde bile bu özelliğinden ödün vermemiştir.



Fütürist

Murat Şahin ile fütüristçe şeyler üzerine... Hazırlayan: Faruk Çelik

Mazisi 100 yıl öncesine dayanan Fütürizm ülkemizde de ilgi görmeye başladı. Fütüristler Derneği’nin öncülüğünde 1 Mart dünyada “Gelecek Günü” olarak kutlanmaya başlandı. Bu günün startı da Kadir Has Üniversitesi ve Unilever’in sponsorluğunda gerçekleşen Gelecek Günü’nün ana konuşmacısı Dünya Fütüristler Birliği Başkanı Timothy C. Mack, tarafından ilan edildi. Biz de Country Life dergisi olarak bir ilki gerçekleştiren “Fütüristler Derneği”nin kapısını çaldık. Dernek Başkanı Murat Şahin ile ülkemizin ve dünyanın geleceği ile ilgili olarak senaryolar üzerine söyleşi yaptık. Fütürist kimdir? Kendi geleceği, bulunduğu ortamın, ailesinin, şirketinin ve toplumun geleceği ile ilgili düşünen plan yapan çalışan herkes fütüristtir. Bir de profesyonel fütüristler var. İşi, mesleği fütüristlik olanlar… Onlar gelecek ile ilgili insanlığı ilgilendiren, gelecek ile ilgili senaryolar üzerinde çalışan, o senaryoları analız eden, ardından o senaryoların içinde insanlık için en olumlu, en iyi

62

www.mycountrylifeturkey.com

olanlarını tanıtıp, duyuran bunlarla ilgili çalışmaya yönelen insanlardır. Dünyada ve Ülkemizde kaç fütürist var? Dünyada bir organizasyon var adı “World Future Society”. Açılımı “Dünya gelecekler Birliği”dir. Bu organizasyonun dünyada 40 bin üyesi vardır. Türkiye’deki üye sayısı ise 700’ün üzerindedir. World Future Society içinde 40 binin bin tanesi profesyoneldir. Ülkemizde kaç tane diye soracak olursanız. bir elin parmaklarını geçmez. Fütüristler genellik hangi meslek dallarından? Her alandan var; sağlık, tıp, savunma, enerji alanından çok üyemiz var. Artık teknoloji hayatımızın her alanına girdiği için teknoloji alanından üyelerimiz, akademisyenler, eğitim alanından yani yok diyebileceğimiz bir meslek gurubu bulunmamaktadır. Mesela şimdiki başkanınız hukukçudur. Fütürizm 1909’da yayınlanan bir manifesto ile dünyaya tanıtıldı. Aradan geçen yüzyılda bir çok savaşlar, teknolojik gelişmeler sağlandı. Son yüzyılda dünyada baş döndürücü gelişmeler yaşıyoruz. Manifesto şimdi nerede?


Fütürist

Dünyanın en önemli fütüristleri, Fütüristler Derneği öncülüğünde dünyada ilk kez Türkiye’de kutlanan “Gelecek Günü”nde buluştu.

Temel prensiplerde çok değişiklik yok ama insan yaşamında 1909 ile bu gün arasında müthiş bir farklılık var. Son 20 yılda hayat o kadar hızlı ki kaba bir tabirle yaşamın 200 kat hızlandığını söylüyoruz. Çünkü internet sayesinde insanlık tarihi boyunca dünyada dolaşan bilgi artık bir yıldan daha kısa zamanda dolaşıyor. Yani 7 milyon yıllık bilgiden bahsediyorum.Bu inanılmaz hız, bu kadar büyük bir değişiklik Rönesans ve 2.Dünya savaşında yaşanmıştır diyoruz. Temel Prensipler aynı olsa da yaşamdaki değişiklikler nedeniyle hayatımızda önemli farklılıklar var. İnsan ömrü uzuyor mu? Evet insan yaşamı uzamaya başladı. Yüzyılın başına baktığımız zaman 60’larda olan ortalama yaşam süresi bugün 80’lere geldi. Japonya gibi bazı yaşam kalitesinin iyi olduğu yerlerde bu yaşın 100’e kadar çıktığını gerebiliriz. İnsanın yaşama süresi daha da uzayacak gibi öngörüyoruz. Mesela 2100 yılına geldiğimiz zaman ortama ömür 110-120’lerde olacağı beklentimiz var.

Teknolojik gelişmeler insanlığın gelişimini nasıl etkiliyor? Bundan birkaç yüz yıl öncesine göre günümüzde insanların edindiği tecrübe geçmişe göre 500 kat daha fazladır. Dünyanın bir yerinde basılan bir kitabın Türkçesinin basılmasını buraya gelmesini beklemeden elimizdeki bir tablet bilgisayar sayesinde hemen okuyabiliyorsunuz. Dünyanın her hangi bir yerindeki bir konferansta yapılan konuşmayı oraya gitmeden anında canlı olarak izleyebiliyorsunuz. Bu olanaklara erişim artık çok kolaylaştı. “Lüksün Demokrasileşmesi” diye bir şey vardır. Eskiden Amerika’ya tatile gitmek veya dünyanın başka bir yerinde çok önemli tasarım markalarını satın almak toplumun yüzde 1’inden daha küçük bir bölümünün satın alabileceği erişebileceği bir şeydi. Bu gün artık çalışan belirli bir geliri olan herkes dünyanın bir ucundan en lüks markalardan her şeyini alamasa bile bir aksesuarını hayal edemiyorken bu gün satın alabiliyor. Derneğiniz faaliyetleri ile ilgili olarak neler söylersiniz? Derneğimiz 2005 yılında 12 kurucu ile hayata geçti. Bu gün 700 civarında üyemiz var. Çok mutlu olduğumuz şey de bu üyelerin çoğunun genç fütüristlerden oluşmasıdır. Bilinçli olarak teşvik ettiğimiz bir durumdu. Gelecek konusunda zaten gençlerin geleceği söz konusu olunca bir de onların sahiplenmiş olması bizim için çok önemlidir. Yapacak çok şeyimiz olmakla birlikte öncelikli olarak eğitime ağırlık veriyoruz. Bir fütüristlik okulumuz var. Sertifika programı, Kadir Has üniversitesi ev sahipliği yapıyor. Yılda 2 defa tertiplediğimiz bu organizasyon 7 haftalık bir programı içeriyor. Bu yıl birincisini tamamladık, ikincisi ise 30 martta başlayıp mayıs ayında bitecek. Eğitim ile ilgili olarak bu yıl ilk defa ODTÜ’de akademik programın içinde “Geleceğin Senaryoları” dersini açmak oldu. Bu dünyanın en iyi okullarında olan bir ders olmasına rağmen ülkemizde ilk olara ODTÜ’de lisans üstü öğrencileri için böyle bir ders programı başlattı. Bir de Üniversiteleri dolaştığımız “Road Show” muz var.

2050 Yılında Ülkemizin nüfus yapısında nasıl bir beklenti var? Ülkemizde bugünkü nüfus büyümesi istatistiklerine bakarsak yaşlanan bir ülke konumundadır. Bu sebepten genç nüfusumuzu muhafaza etmek zorundayız. Yaşlandıkça çalışan nüfus üzerindeki yükümüzü artırıyoruz. Çalışan nüfus katma değeri ile yaşlı nüfusa bakmak zorunda kalıyor. Ve sistem giderek sürdürülebilirliliği zorlaştıran bir durum ortaya çıkartıyor. Çin ile ilgili bir bilgi ise, bu günkü istatistikler ışığında 2040 yılında nüfusun yüzde 25’inden fazlası 50 yaş üstü olacak. Eğer biz genç nüfusumuzu koruyabilirsek bu sayede rekabetçi avantajımızı elimizde tutmamızı sağlanacaktır. Derneğinize isteyen herkes üye olabiliyor mu? Evet isteyen herkese kapımız açık. Özellikle gençlerden üye koşullarını kolaylaştırdık. Onlardan sembolik bir para alıyoruz.10 TL. Telefonlarına kontör almak yerine derneğe üye olmayı seçsinler diye..

“Gelecek Günü”nden öne çıkan mesajlar Dünya Fütüristler Birliği Başkanı Timothy C. Mack’e göre dünyamızın geleceği hiç de o kadar iç açıcı değil!.. Timothy C. Mack, Dünyanın vazgeçilmez üç kaynağının su, enerji ve gıda olduğunu söyledi. Söz konusu kaynaklara olan talebin inanılmaz hızlı bir şekilde artması nedeniyle iklim değişiklikleri, su, gıda ve enerji sıkıntılarının ortaya çıktığını ifade eden Mack, “Bu sıkıntıları yeni teknolojiler kullanarak, tüketici alışkanlıklarını değiştirerek ve global işbirlikleri ile çözebiliriz.”Bugün 20 ülkede su ve zirai alan kaynağı konusunda sıkıntı olduğunu ifade eden Mack, yapılan araştırmalara göre 2025 yılında 36’dan fazla ülkenin bu iki sorunla yüz yüze kalacağını belirtti. Nüfus artış hızı, ilaçlar ve kişisel bakım ürünlerinin su kanallarına karışmasının bu sıkıntıları artırdığını vurgulayan Timothy C. Mack, hızlı bir şekilde filtreleme sistemlerinin oluşturulması ve kirli suların arındırılması gerektiğini anlattı. Son 20 yılda Hindistan ve Çin’de yer altı sularının yılda 1-3 metre arasında azaldığına dikkat çeken Mack, 1980’den beri dünyaya düşen yağmurun da yüzde 15 azaldığını söyledi. Susuzluk nedeniyle 70 yıl içinde Brezilya, Arjantin ve Paraguay’da buğday ve soya üretiminin yüzde 40 düşeceğini dile getiren Timothy C. Mack, 2030 itibariyle dünyadaki yeterince beslenmeyen insan sayısının da iki kat artacağını ifade etti. www.futurizm.org

www.mycountrylifeturkey.com

63



ikiz ve üçüzlere dair SERPİL SARE EMEK

İkiz-Üçüz Bebeklerde DİL Gelişimi

nsanoğlu doğumundan ölümüne kadar gelişim halindedir. Kalıtımsal ve çevre etkili tüm gelişimlerin içinde “Dil Gelişimi” de özel bir yere sahiptir. Doğuştan sahip tüm dillerde evrensel olan bebek dili aynıdır. Peki; bir batında çoklu (ikiz-üçüz) bebek doğum yapmış bir ebeveyn bu süreci nasıl daha sağlıklı aşabilir? Ne gibi bir taktik uygulaması gerekmektedir? Sizden gelen sorular doğrultusunda bu ay ki köşemde bu konuyu araştırdım. Anne bir batında birçok bebeğe sahip olmuştur.Bebeklerin kg.,cinsiyet,mizaç ,fiziki vb. gibi birbirinden ayırt edilebilen farklı yönleri olabilir. Bebeklerin Aylık gelişim periyot takibinde farklılıklar göze çarpabilir; peki Dil Gelişiminde durum nasıldır? Bilindiği gibi doğumdan itibaren tüm bebekler dünya ile olan iletişimine ağlayarak başlar; avutulması halinde sakinleşebilir. Bebekler ile kurulabilecek tensel temas; sakinleştirme seanslarınızın yanısıra sesli iletişimdeki kullandığınız avutmadır. İkiz ve Üçüzlerdeki sayı çokluğundan, temel bakım yorgunluğundan ürkmeden ebeveyn ile yardımcı annenin bilinçli-sakin-birbirini tasdikleyen desteği gerekmektedir. Bu sağlıklı diyalog bebeklerin dil gelişimine de olumlu yansımaktadır. Bebekler; 0-2. ayında ağlayarak iletişim kurma -dış sesleri tanıma; 2-3.ayında halk dilinde agulama denilen sesleri çıkarmaktadır. 4-6.ayında seslerini yükseltebilmeye, vurgulu “A-E” sesi verebilmektedir. 5-6.ayından itibaren bebeklerde sesleri tekrar etmeler başlar. Bu dönemde çene kaslarının güçlenmesi yutma refleksinin yanısıra ısırma, çiğneme refleksleri damak gelişimleri de dil gelişimlerini destekleyecektir. 1 yaş itibariyle ilk kelimelerini söyleyebilirler. Tanıdığı kişiyi görünce ya da keşfettiği bir nesneyi anımsayınca aynı kelimeyi kullanabilir; aynı sesleri çıkartarak dikkat çekmek isteyebilir. 12-18 aylık gelişim dönemlerinde gelişimlerinde ilerleme olmuş iki kelimelik basit cümle kurabilir örneğin, “baba gel”-”topu at” gibi.. 18-24 aylık çocukların kelime dağarcığında gelişmeler görülür. Kelimeleri tanıması ile birlikte aynı kelimeleri durum esnasında kişiye özel kullanabilme yeteneği gösterirler örneğin, “benim sütüm”,”dedenin sütü” ya da “babamın sütü” gibi.. İkiz ve Üçüz bebeklerin birbirlerini doğuştan itibaren görmeleri, yanındaki sesleri tanımaları, sürekli uyaran ortamında bulunmaları dil gelişimleri üzerine olumlu etkiler gösterir. Bu gibi durumlarda kardeşlerden biri diğerine nazaran daha baskındır. Aktif olan kardeşi tekrar görmesiyle konuşmak yerine ağlama tepkisi vermeleri olağandır. Ebeveyni paylaşamama durumu da göz önünde bulundurulursa ev ortamının ne kadar sesli, hararetli, tahammülü

zorlayan anlar yaşatıldığı görülmektedir. Sakinleştirmek ve bebekleri dinleyen moduna almak için hafif fon sesi kullanabilirsiniz. Ritimli el çıngıraklarıyla dikkatlerini toplayabilirsiniz. Bu süreçte Anne ve Babaya, yardımcı anneye çok iş düşmektedir. Bebeklerine seslenirken; • İsimleri ile hitap etmeleri; • Nesne isimlerini tane tane söylemeleri • Şive, lehçe bozukluğunu düzeltmeli • Nesnelerin isimlerini mutlak doğru telaffuz etmeliler • Bebeklerin çocukluğa ilerlediği bu süreçte bol bol masal okumaları, kelime dağarcıklarını geliştirecek sesleri, kelimeleri somut halinde duyur-

Bilindiği gibi doğumdan itibaren tüm bebekler dünya ile olan iletişimine ağlayarak başlar; avutulması halinde sakinleşebilir. Bebekler ile kurulabilecek tensel temas; sakinleştirme seanslarınızın yanısıra sesli iletişimdeki kullandığınız avutmadır. • • •

maları oldukça etkili olacaktır. Uyku öncesi ninniler Gün içerisinde oyun saatinde şarkı, mani, seslendirmeniz faydalı olacaktır. Tüm bunların yanısıra; ebeveynin bebeklerinin dili öğrenmelerini pekiştirecek tavır sergilemesidir. Örneğin; doğru sözcük denk gelince onaylamanızdır, uygun isimler denk gelince gülümsemeniz gibi… Böylece bebekleriniz; ihtiyaçlarının giderilmesi esnasında tekrarlamalarınız sayesinde öğrenmeyi pekiştirecek sesli ifade etmeyi kazandırmış olacaksınız.

İletişim Serpil EMEK - Çocuk Gelişim ve Eğitimci Gymboree and Early for Child Educatıon and Devolopmend Coach for Parents of Twins and Triplets Children serpilemek@gmail.com cogulcocuklar@gmail.com info@cogulcocuklar.com 0533 488 01 75 www.mycountrylifeturkey.com

65


Gastronomi

Şam tatlıları artık Türkiye’de

Şam’daki meşhur “Semiramis” tatlıları Yeditepe Catering tarafından tescillenerek ülkemizde üretilmeye başlandı. Baklavaya göre daha az kalori ve şerbet içermesiyle baklavayı tahtından edecek. Firma Sahibi Serhat Eren ile tatlı macerasını tatlı yiyerek konuştuk.

66

www.mycountrylifeturkey.com


Gastronomi

Semiramis tatlılarını üretmek fikri nereden doğdu? Biz aile işletmesi olarak uzun süredir gıda sektöründe zaten vardık. Babamızın önderliğinde kurduğumuz şirketi 3 kardeş geliştirerek bu günlere geldik. Semiramis tatlılarını üretme işine girmemiz tesadüf oldu. Kardeşim dalgıçlığa meraklı olduğu için zaman zaman yurtdışına gidiyordu. Lübnan’a gittiği bir zaman bize bu tatlılardan getirdi. Çok hoşumuza gitti hafif ve lezzetliydi. Biz bunu nasıl üretebiliriz diye AR/ GE çalışmalarına başladık. Özellikle toplumumuzda obezitenin artış göstermesi ve tatlıya olan ilginin ise fazla olması bizi harekete geçirdi. Ülkemizde üretilen tatlılar ile karşılaştırdığımız zaman aradaki fark hemen göze çarpıyordu. Özellikle şerbetli tatlılardan hoşlanmayanlar için ideal bir tatlı tercihi olarak sevileceğini düşündük. Şam tatlısı ile ilgili deyimler bile söylendiğine göre hedefi tam yakalamışsınız? Evet, yaptığımız araştırmalarda Şam, tatlının merkezi olduğunu gösterdi. Şam’da da tatlı işini en iyi yapanın Semiramis olduğunu gördük. Firma sahiplerine ulaşma imkanını bulamadık ama ustalarından iki tanesini bulduk. Yeditepe Catering olarak zaten 8 ilde 400 personel ile hizmet vermekteyiz. İstanbul’daki üretim tesislerimizde deneme çalışmalarına başladık. Bu çalışmamız yaklaşık olarak 6 ay sürdü ve bu süre sonunda Semiramis’in kalitesini yakaladık. Baklavamız ile Şam tatlısını karşılaştırırsak ne gibi farklılıklar var? Ülkemizdeki baklava kültürü bize Şam’dan gelmiş. Güllüoğlu’nun babası Şam’da 6 ay kalıp tatlı işini öğrenmiş ve Gaziantep’e gelip bugünkü baklavayı üretmeye başlamış. Şerbet bize Osmanlı mutfağından mirastır. Güllüoğlu da bundan esinlenerek tatlılara bolca şerbet ilave etmiş. Baklava bu süreçten sonra birçok ülkeye özellikle Yunanistan’a Gaziantepli ustalardan yayılmıştır. Bizim tatlılarımızın kalori değeri baklavaya göre daha azdır. Baklavanın yaklaşık olarak yüzde 40-50 oranında şerbet vardır. Bizim tatlılarımızda bu oran yüzde 10-15 arasındadır. Tatlılarımızın içinde hiçbir katkı maddesi yoktur. Tatlılarımızda fazla şerbet olmadığı için paketlerimiz açılmadan bir ay tazeliğini muhafaza etmektedir. Kullandığımız fıstıkları seçerek alıyoruz. Bir farkımız da tatlılarımızda kaju kullanıyoruz.

Özellikle Arap ülkelerinde çok sevilen bir kuruyemiştir. Şam’dan gelen ustalar ile birlikte tatlılarımızda ceviz de kullandık. Şam’da tercih edilmese de bizde çok beğeni kazandı. Semiramis baklavalarının içinde bol miktarda fıstık var. Halep fıstığının meşhur olduğunu biliyoruz bunun etkisi olabilir mi? Aslında fıstığın gerçek adı Şam fıstığıdır ama her yöre kendi ismini kullanmış, Antep, Halep ve İran fıstığı gibi adlarla tanınmış. Semiramis ismi bizi nereye götürecek? Semiramis Doğu mitolojisinde adı geçen, dünyanın 7 harikasından biri olan Babil’in asma bahçelerini kurduran Asur kraliçesidir. Semiramis Suriye’de sevilen bir kahramandır. Bizde Fatih Sultan Mehmet ne ise Semiramis de bölgede yaşayanlar içinde odur. Kelime manası olarak da “kuşların getirdiği” anlamını taşıyor. Satış noktalarınız var mı? Ş anda Kağıthane Metro market içinde bir reyonumuz var. Ama nihai hedefimiz AVM’ler içinde satış noktaları oluşturmaktır. Ayrıca turistik mekanlara yönelik hazırladığımız hediye paketleri ile her kesime ulaşmak istiyoruz. Nisan ayı ile birlikte internet üzerinden de satışlarımıza başlıyoruz. Metro’daki reyonumuzu açalı daha bir hafta olmasına rağmen gördüğümüz ilgi bizi memnun etti. Özellikle şerbetli tatlılardan hoşlanmayanlar için nefis bir lezzet diyebilirim. www.semiramistatli.com www.mycountrylifeturkey.com

67


Hayatın İçinden

“İnsan yaptığı işe sevgisini katarsa başaramayacağı iş yoktur” ‘Köftenin kralını yaparım’ çok abartı mı gelir size bilemem ama Harun Çam yılların tecrübesiyle çoktan bu ayrımcılığı hak edenlerden… Bizce kıyma sevgiyle yoğrulunca, ızgaranın cızırdayan sıcaklığında nar gibi kızarınca ve finalde ortaya konan nefis köfteler her şeyi fazlasıyla anlatır. Kemerburgaz ve Göktürk’te onu tanımayan ve tabi köftelerini tatmayan yok gibidir. Öyle sohbetine de doyum olmaz hani Harun Usta’nın. Şimdilerde yeni açtığı minik ama şirin köfte dükkânına konuk olduk. Hem tadına doyulmaz köftesini yedik ustanın hem de daldık koyu bir sohbete.

Eskiden İstanbul sokaklarında arabalarda satılan köftelerin tadına doyum olmazdı

68

www.mycountrylifeturkey.com

Harun Usta bizde bir deyim vardır ”her yiğidin yoğurt yiyişi ayrıdır” diye, ülkemizde de her yörenin bir köftesi vardır, Tekirdağ köftesinin diğerlerinden farkı nedir? Tekirdağ’da 20 yıl aralıksız köfte ve çorbacı dükkânı işlettim. Tekirdağ il turizm müdürlüğü tarafından ülke genelinde Tekirdağ köftesinin tanıtımını yaptığım için teşekkür belgesi aldım. Ayrıca Tekirdağ kasaplar ve lokantacılar derneği tarafından orijinaline sadık kaldığım için ustalık belgesi verildi. Yani ben övünerek bu işin erbabıyım diyebilirim. Ama şunu da belirteyim ben Tekirdağlı değilim. Hasbelkader şartlar beni oraya sürükledi. Ben aslen doğma büyüme İstanbulluyum. Annemler ise Boğazda Yeniköy’de oturan Haralombos’un kızıdır. Yani anne tarafım Rum kökenli İstanbul’un yerlisidirler. Annemin dedesi Yeniköy’de Lambos usta lakaplı çorbacı ustasıdır. Yani siz işe dedenin mesleğinden yani çorbacılıktan başladınız. Aynen öyle oldu. Eskiden İstanbul’da

bir Beykoz’da birde onun karşı yakası olan Yeniköy’de meşhur paçacılar varmış. Yeniköy’deki paça ustası ise benim anne tarafından dedem olan Lambos usta idi. Anneannem Kiryakiça tam bir İstanbul hanımefendisidir. Annem Necla Büyükçapan ise Fransız koleji mezunu aynı zamanda 4 dil bilir. Yıllarca meşhur Doktor Vasil Yağcıoğlu’nun hemşireliğini yaptı. İstanbul’da o zamanlar Vasil felci iyileştiren doktor diye nam salmıştı. Anneannem Reşat Büyükçapan ile evlenmiş. Dedem genç yaşta ölünce bir daha evlenmemiş. Anneannem bugün 90 yaşında ve hala dinç… Anneannem Hıristiyanlığın Katolik mezhebinden olduğu için kocası ölünce evlenmedi. Dedem ise Yozgatlı ve çapanoğulları sülalesinden Tercüman-Ahval Gazetesini çıkaran Agah Efendinin torunu oluyor. Annem ise İstanbul’un ilk sanayicilerinden Harun Çam’ın oğlu Metin Çam ile evleniyor. Baba tarafından ise sanayici bir ailenin çocuğusunuz. Babam Metin Çam, Türkiye’de ilk tüp sa-


Hayatın İçinden

“İnsan yaptığı işi severek yaparsa daha doğrusu yaptığı işe sevgisini katarsa başaramayacağı iş yoktur. İşte benim başarımın altında yatan sebep budur.”

İstanbul’a tekrar gelişiniz nasıl oldu? Tekirdağ’ı nasıl Terkettiniz? İstanbul benim doğduğum büyüdüğüm yerlerdi. Onu unutmak ne mümkün her zaman buraya gelmenin hayali ile yaşadım ve 2008 yılında ailemi Tekirdağ’da bırakarak marka olmak düşüncesi ile yollara düştüm. İlk dükkânımı Tarabya’da “Tekirdağ köftesi. com” ismi ile hizmete açtım.

Markalaşmanın ilk adımını attınız yani?

“Tekirdağ il turizm müdürlüğünce ülke genelinde Tekirdağ köftesinin tanıtımını yaptığım için teşekkür belgesi aldım.”

nayini kuran Çam gazın sahibi ve 33 yaşında. İzmir’de geçirdiği bir motosiklet kazası sonucu genç yaşta hayatını kaybetti. Babamızı genç yaşta kaybedince büyük bir boşluğa düştük. Edirnekapı’da Uzel fabrikasının arkasındaki 20 dönüm alanda kurulu Harun Çam makine sanayi fabrikası babamın ölümü ile yağmalandı diyebilirim. Annem bizleri fabrika arsasını kiraya vererek Tekirdağ’da bulunan yazlığımıza götürdü. 12 Eylül öncesi İstanbul’daki terör olaylarından bizi korumak için mecburen Tekirdağ’a götürmek zorunda kaldı. Doğup büyüdüğünüz toprakları terk edip Tekirdağlı oldunuz diyebilir miyiz? İlkokulu Nişantaşı’nda Şişli Terakki’de okudum. Babamın ölümü üzerine maddi sebeplerden dolayı okulumu bırakmak zorunda kaldım. Ortaokulu Baltalimanı Behçet Kemal Çağlar Ortaokulu’nda bitirmek zorunda kaldım. Liseyi ise Tekirdağ Motor Meslek Lisesi’nde bitirdim. Liseyi bitirir bitirmez askere gittim ve dönünce Tekirdağ’da “Köfteci Harun Usta” isimli ilk işletmemi açtım.

Motor Meslek lisesinden mezun oldunuz askere gittiniz dükkân açtınız, köfte yapmayı ne zaman öğrendiniz? Yani ustalık nereden geliyor size? Dedemden kalan reçetelerle çorba işinde usta oldum. Gıda işletmeciliği genlerimize işlemiş olacak ki Tekirdağ köftesi ile işe başladım. Tekirdağ gibi köfte ustalarının bulunduğu bir yerde kendimi kabul ettirmek kolay olmadı. İnsan yaptığı işi severek yaparsa daha doğrusu yaptığı işe sevgisini katarsa başaramayacağı iş yoktur. İşte benim başarımın altında yatan sebep budur. İşimi seviyorum. Harun usta olarak 20 sene aralıksız olarak Tekirdağ’da köftecilik yaptım. Bu arada bir güzele gönlümü kaptırdım ve Fatma Hanım ile evlendim. Sizlere ömür 2 tane kızım var. Büyük kızım Avusturya Viyana’da psikoloji bölümünde üniversite eğitimi alıyor. Küçük kızım ise seneye üniversite imtihanlarına girecek ve inşallah hedefimizde Boğaziçi üniversitesi var. Bu sıcak sohbet ve lezzetli köfteler için teşekkür ederiz. Harun Usta Alo hattı: 0212 322 25 02

Evet ama bu maceram 3 ay sürdü. Dükkân sahibi ile sözleşme imzalamamıştım. Mal sahibi ölünce mirasçılar ile anlaşamadım ve köfte dükkânımı kapatmak zorunda kaldım. Geri dönmeyi hiç düşünmedim çünkü çocuklarımı Tekirdağ’da bırakıp gelmiştim. Şartlar beni kaybetmiş gibi gösterse de ben kendime olan inancımı kaybetmedim ve yeni arayışlara girdim. Bir ortak ile birlikte Yeşilyurt’ta “Tarihi Tekirdağ Köftecisi” isimli yeni lokantamı açtım. İşlerimiz gayet güzeldi kısa sürede kendimizi kabul ettirdik ama gel gelelim ortaklık öyle görüldüğü gibi kolay olmuyor. Yapamayacağımı anladım ve buradan da ayrıldım. İstanbul’u terk etmem diyorsunuz. Markalaşma yolunda İstanbul’u semt semt gezmeye devam ediyorsunuz. Küçük şehirlerde ticaret yapmanın daha kolay olduğunu İstanbul gibi bir metropolde ise tutunmanın bir hayli zor olduğunu gördüm. Ama kendime olan inancımı kaybetmedim. Kemerburgaz ormanlarında “Mehmet Akif Ersoy” piknik alanında köfte partileri düzenlemeye başladım. Bu arada İstanbul sosyetesine de garden partiler düzenlemeye başladım. İşim artık villalarda köfte partilerine kalmıştı. Burada iyi bir çevre kazandım. Ama çalıştığım yer sezonluk olunca kış aylarında boşa çıktım. Çevreyi gezerken Kemerburgaz’da Kemermall alışveriş merkezini görünce işte tam aradığım yer dedim. İş merkezi sahibi Ferit Meriç’ten ile sıkı bir pazarlıktan sonra “Köfte 59” u açtım. Butik bir dükkânda Göktürk ve Kemerburgazlılara Tekirdağ köftesini tattırdım. Hani “şans, kader, kısmet” diye bir söz vardır bu tam bana uyuyordu. Hiç biri bana vurmuyordu. Kemermall iki yıl sonra kapanmak zorunda kaldı ve biz kiracılar kapı önüne konduk. Artık Göktürk’e alışmıştım. Yeni bir maceraya doğru yelken açmaya devam ediyoruz, diyorsunuz. Göktürk’te tanıştığım ünlü müzayedeci Aziz Karadeniz ile Göktürk’te “Köfteque” ismiyle hizmete devam dedik. Ama ben yine benim olsun küçük olsun deyip şu anda işlettiğim küçük, butik, sıcak mı sıcak ”Koefte 59”u açtım. Duvarları süsleyen arabalara dikkat ederseniz bir araba kadar yerde onun tadını vermeye çalışıyorum. Eskiden İstanbul sokaklarında arabalarda satılan köftelerin tadına doyum olmazdı. Şehir geliştikçe onlar yavaş yavaş kalkmaya başladı. Ben de o duyguları bu dükkânımda köfte severlere tattırmaya çalışacağım. Yakın bir zamanda özel çorbalarım ile herkese eski damak tadı olan çorbalarımı tattıracağım.

www.mycountrylifeturkey.com

69


Bisiklet Dünyası

Hazırlayan: Onur Erkmen • Bisiklet Haber Kurucusu • Spor Muhabiri • www.bisiklethaber.com • info@bisiklethaber.com

Bisiklet Yoluna 1 Milyonluk Hibe Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, kentsel dönüşüm çerçevesinde yaygınlaşacak bisiklet yolu projeleri

için 1 milyon liralık hibe ayrıldığını açıkladı. Çevre Yönetimi Genel Müdürü Mehmet Baş, hava kirliliği ve iklim değişikliğine neden olan taşıtların azaltılması için bisiklet yolu projesi hazırlayan belediyelere maddi ve teknik destek sağladıklarını söyledi. Şu ana kadar 103 proje geldiğini anlatan Baş, “Sakarya Belediyesi’ne 500, Kocaeli Belediyesi’ne de 440 bin lira destek verdik. Nüfusu 3 milyondan fazla belediyeler öncelikli olacak” dedi.

PG

Bisiklet Haber Teknoloji ve Donanım İncelemesi Kuş Tüyü Kadar Hafif Bisiklet

Bikes isimli bir Alman firmasının geliştirdiği bisiklet, 5 kilogramın altındaki ağırlığı ile dikkatleri çekmeyi başarıyor. Dünya genelinde giderek artan trafik sorununa yeni bir çözüm getireceğe benzeyen BlackBraid Fixed adlı bisiklet, teknolojinin tüm nimetlerinden yararlanıyor. Bu kadar hafif oluşunu karbon fiber malzemeye borçlu olan bisiklet, dayanıklılığı ve hızı ile kullanıcıları yarı yolda bırakmayacağını iyi bir şekilde hissettiriyor. Bisiklette THM Scapula F olarak adlandırılan ve tamamen karbon fiberden üretilmiş bir ön tekerlek çatalı kullanılıyor. SLR Tekno marka karbon fiber selenin kullanıldığı bisiklette yine karbondan üretilmiş THM Clavicula Road krank, Conti 4000s lastikler ve Speedplay Nanogram Zero pedal bulunuyor. PG-Bikes her ne kadar açıklamasa da bisikletin satış fiyatının 20 bin doların biraz altında olacağı söyleniyor.

Şehitler için 725 kilometre pedal çevirdi Çanakkale Deniz Zaferi’nin 98’inci yıl dönümünde şehitleri anmak için bisikletiyle Ankara’dan yola çıkan 68 yaşındaki Fahri Yılmaz, 725 kilometre pedal çevirdi. Ankara’da yaşayan bisikletçi Fahri Yılmaz, Çanakkale şehitlerini anmak için kente geldi. Bisikletiyle Ankara’dan yola çıkan Fahri Yılmaz, 6 günde Çanakkale’ye ulaştı. İlerlemiş yaşına rağmen onca yolu kat eden Fahri Yılmaz, Çanakkale’de olmaktan büyük mutluluk duyduğunu ifade etti. Çanakkale’ye yedinci kez geldiğini belirten Fahri Yılmaz, “45 yıldır bisiklet kullanıyorum. Ankara’da bisikletli arkadaşlarla perşembe akşamları tura çıkıyoruz. Ben her yıl 18 Mart’larda Çanakkale’ye geliyorum. Ruhen ve bedenen gelmeden yapamıyorum. Ankara’daki bisikletli arkadaşlarım beni uğurlarken, kendileri için de şehitlere dua etmemi istedi. 18 Mart günü törenlere katılarak bu isteklerini yerine getireceğim. Bizler için canlarını veren şehitlerimizi yad etmek için ne yapsak azdır. 80 yaşına da gelsem Çanakkale’ye şehitleri anmaya gelmeye devam edeceğim” dedi.Şehrin tarihi yerlerini gezmeye başlayan Fahri Yılmaz, 18 Mart günü stadyumdaki ve Şehitler Abidesi’ndeki törenlere katıldıktan sonra otobüs ile Ankara’ya dönecek.

70

www.mycountrylifeturkey.com

Bisiklet Haber Yarışlardan KAP Muğla Yol Yarışları Kriteryum Etabı ile Tamamlandı Muğla’da 2 gün süren yarışlarda ilk gün yağan yoğun yağmur ve doludan sonra 2. gün koşulan kriteryum yarışlarında güneş az da olsa sporculara yüzünü gösterdi. Büyükler, Gençler ve Masterlar olmak üzere 3 ayrı kategoride 50 ye yakın kulüpten 200 sporcu kıyasıya yarıştı. Muğla’da yapılan yarışmanın alınan tedbirler, ilgi, alaka ve destek anlamında Türkiye’nin en iyisi olduğunu vurgulayan Bisiklet Federasyonu yetkilileri destekleri nedeni ile Muğla Valisi Fatih Şahin’e teşekkür etti. Yarışmalar sonucunda Büyükler kategorisinde ilk 3 sırayı Kocaeli Birisa Spor kulübü sporcuları Feritcan Şamlı, Gökhan Hasta ve Serkan Balkan 01:46:46 dereceleri ile oluşturdular. Genç Erkekler de 01:11:43 dereceleri ile Torku Şeker Spordan Fethullah Köse birinci, Konya İl Özel İdare Spor Kulübünden Sedat Koç ikinci ve yine aynı takımdan Vedat Koç üçüncü oldu.


P I A ZZ A A R T S C H O O L

ÇOCUK L A R V E Y E T İŞK İNLERLE S A N AT DERSLERİ G öktürk ’ te 5 yıldır hi z met vermekte olan P ia z z a sanat çalışmalarına devam ediyor .

art S chool , Y etişkin ve çocuklarla

S A N A T A T Ö LY E L E R İ Çocuklarla Sanat Atölyeleri Atölyemizde çocuklar okul ve ders sonrası stresten uzak, kendi dünyalarını yaratma özgürlüğü içersinde çalışabiliyor. Tuval üzerine akrilik çalışmalar yapıyoruz. Sanatçıların resimlerinden esinlenerek kendi yorumlarıyla özgün çalışmalar çıkarabilirler. Çalışmalar içersinde uygulamalı gerekli tüm teknik bilgileri alabilir, böylece ders gibi değil eğlenerek öğrenirler. Çarşamba: 17.00-18.30 Perşembe: 17.00-18.30 Cumartesi: 11.00-12.30

Y etişkinlerle Y a ğ lıboya A tölyesi Pazartesi: 11.00-15.00 arası Çarşamba:11.00-15.00 arası

MISS NAĞME İLE ENGLISH ART FUN DERSLERİ Çocuklarımız yeni bir dile; İngilizce şarkılar, kendi hazırladıkları kuklalar, dokunsal aktiviteler ve resim çalışmaları ile adım atsın… Salı; 16-17 (2-3 yaş) Cuma : 16-17 (3-5 yaş) Cumartesi: 10.30-11.30 (2-3 yaş) 12.30-13.30 (3-5 yaş)

İ letişim : P ıa z z a A rt S chool F igen K ulenoviç İ stanbul C ad . K aynak S ok . K emerpalas A pt . 1 1 / 4 G öktürk - E yüp 0532 495 07 28 www.mycountrylifeturkey.com

71


Ajanda

KÜLTÜR&SANAT Albüm•Kitap•Konser•Sergi•Tiyatro ALBÜM

ÇOCUKLAR NİSAN’DA TİYATROYA DOYACAK Goody Çocuk Tiyatrosu’nun müzikli çocuk oyunu “Bir Dostluk Hikâyesi”, Nisan ayında her hafta sonu çocuklarla buluşacak. Halis Kurtça Kültür Merkezi’nde 6-7 ve 13-14 Nisan’da saat 13.00’te, Akatlar Kültür Merkezi’nde 20-21 ve 27-28 Nisan’da 13.00-15.00 saatlerinde çocukları sevimli dostların dünyasına taşıyacak

TİYATRO

Gençler Mehmet Akif Ersoy’u “rap”le dinleyecek… “ Çanakkale Şehitlerine” ilk defa “rap” tarzında söylendi, “Leyla” senfonik olarak bestelendi” Erkan Mutlu’ dan büyük Akif’in ve bütün şehitlerimizin ruhuna müzikli bir hediye: “AŞİYAN” Besteci ve solist Erkan Mutlu’ nun yoğun çalışmasının sonunda "AŞİYAN " adlı projesi dinleyicileriyle buluşuyor.

Klasik Müzik Akşamları devam ediyor... MARTI İSTANBUL HOTEL’DE

Sıcak Çikolata Piyano Sınıfı Lila Müzik İşbirliğiyle gerçekleştirilen “Martı İstanbul Hotel’de Klasik Müzik Akşamları”, 18 Nisan 2013 tarihinde piyanist Birsen Ulucan’ın “Sıcak Çikolata Piyano Sınıfı” sahne alacak. Birsen Ulucan’ın müzik kulağı olup olmadığına bakmaksızın, her çocuğun bir enstrüman çalabileceğini belirttiği, yaşları

72

www.mycountrylifeturkey.com

4 ile 15 arasında olan küçük müzisyenler, bazen solo çalacak, bazen usta keman sanatçısı Özcan Ulucan ile birlikte sahne alacak, bazen de aileleriyle birlikte oda müziği yapacaklar. Konser öncesinde ise, genç sanatçıların kendi çektikleri ve “neden müzik yaptıklarını anlattıkları” filmler gösterilecek.

KONSER


Ajanda SERGİ

Psikoterapi süreci Sarı Sıcak Bir Yolculuk’ta… Uzman Psikolog Şebnem Kartal, “Sarı Sıcak Bir Yolculuk” adlı romanında, Türkiye’de ilk kez bir danışanın ağzından psikoterapi sürecini aktarıyor. Roman, geçmişin karanlığında fotoğraflar, rüyalar ve anılar içinde, kendi gerçeğini ve kimliğini arayan bir kadının içsel yolculuğunu anlatıyor.

En İyi Arkadaşım Bir Uzaylı Murat Yığcı tarafından yazılan ve Marina Puzyrenko tarafından resimlenen“Annemle Babama Söylemeyin En İyi Arkadaşım Bir Uzaylı”da Caretta’nın yeni neslinin fantastik maceraları yer alıyor. Kitabın kahramanları, Murat Yığcı’nın kızı Defne ve kardeşi Zeynep Yığcı’nın oğlu Burak birbirinden renkli ve güzel çizimler eşliğinde uzaya gitme hayallerini gerçekleştiriyorlar..

Hollandalı Çağdaş Sanatçı Richard Smeets “Yüzleşmeler: Birey ve Hayat” sergisi ile ilk kez İstanbul’da Rezan Has Müzesi 10 Mayıs 2013 tarihine kadar Hollandalı sanatçı Richard Smeets’in “Yüzleşmeler: Birey ve Hayat” adlı sergisine ev sahipliği yapacak. Sergide sanatçının Table Talk (2007-2010) ile The Music Project (2011-2012) dönemlerine ait eserleri sanatseverlerle buluşacak. 120 tablo, 5 heykel ve bu eserlerin yaratım sürecinden ilham alarak bestelenmiş müziklerden oluşan “Yüzleşmeler: Birey ve Hayat” serginde Richard Smeets, sanatseverleri mükemmelliğin kusurlarını keşfetmeye hatta, daha da iyisi, kusurların mükemmelliğinden tat çıkartmaya çağırıyor.

SERGİ

YOGA VE AYURVEDA

“DÜŞün ZAMANI” RESİM SERGİSİ

Kendine Şifa ve Kendini Bilme

17 Nisan - 4 Mayıs 2013 DORUK SANAT & TOPHANE

EDA

YOGA VE AYURV Kendine Şifa ve Kendini Bilme Dr. Vedaçarya David Frawley

Dr. Vedaçarya David Frawley Dünyanın en ünlü ayurvedik doktorlardan biri olan Dr. Vedaçarya David Frawley, Yoga ve Ayurveda kitabında beden, nefes, duyular, akıl ve çakralar üzerindeki EDA YOGA VE AYURV Kendini Bilme Kendine Şifa ve sırları aralıyor. Beslenme ve şifalı bitkilerin kullanımının yanı sıra asana, pranayama ve meditasyon gibi yoga David Frawley Dr. Vedaçarya uygulamalarıyla yaşamlarımızı nasıl dönüştürebileceğimizi açıklıyor

Doruk Sanat Galerisi 17 Nisan 2013 Çarşamba günü çok özel bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Ressam İnci Ertuğ‘un son dönem çalışmalarından derlenen “DÜŞün ZAMANI” isimli 10. kişisel sergisi, sanatseverlerin beğenisine sunuluyor. Sergi izleme; Pazar hariç her gün 11.00-18.30 saatleri arası.

www.mycountrylifeturkey.com

73


Rehber

Her türlü bisiklet montajı, bakımı, aksesuar çeşitleri ve yedek parçada güvenilir adres Ata Karasuluk

0534 086 46 02

CITY MOBİLYA KOLTUK DÖŞEME Yusuf Kesim 0532 592 83 83 • Ayhan Yıldırım 0535 542 19 79 Çeşmebaşı Cad. A Blok No: 33/A Göktürk-İST

Özel gitar dersi verilir. Senfoni Orkestrası sanatçısından Buğra Ortakçı viyolonsel dersi verilir. 0212 322 15 77 0212 322 0531 291 23 97 Tel:0 53271 39212 73 60

Sağlık Aile Hekimi Müge Kardaş 322 29 21 Acıbadem Göktürk 322 56 60 Biruni Laboratuvarı 322 68 22 Cosmodent Diş Kliniği 322 40 04 Çocuk Doktoru Mürsel İnanç 322 79 83-84 0532 542 75 71 Dr. Faid Hasan 360 03 12 0532 274 55 80 Florence Nightingale 322 63 22 Dr. Demet Elvan 322 91 78 Dr. Tülay Çağlar 322 18 08 Özel Dermamed Göktürk Polikliniği 322 57 37 Özel Ergene Diş Sağlığı 322 69 98-99 Kemer İstanbul Diş Sağlığı 322 38 28

Yeme-İçme Abant Çiftliği 322 48 48 Anna’s Bakery 322 78 32 Bafra Karafırın 322 42 42 Big Chef 322 68 00 Boğaziçi Kuruyemiş 322 81 97 Bolulu Hasan Usta 322 22 88 CafeLera 322 89 94 Ceviz 322 26 64 Divan Pastanesi 322 52 78 Fırın İstanbul 322 54 05 Galata Muhallebicisi 322 85 25 Gazal Et sofrası 322 48 02 Gourmet Garage 322 31 00 Güven Kuruyemiş 322 12 17 Kanatçızade 322 77 33 Karafırın 322 43 34-42 Kemeraltı Kahvaltı&Barbekü 0507 787 44 33 Kemer Cafe Ev Yemekleri 322 01 71 Koefteque Restaurant 322 45 02 La Cucina 322 27 62 Le Bakery 322 55 16 Le Select Restaurant 322 27 44-54 Olivo Ristorante 322 32 12 Özsüt 322 73 43 Papa John’s Pizza 322 22 58 Tarladan Eve 322 93 29 Pelit Pastanesi 322 56 11 Venüs Pastaneleri 322 05 55

Kargo Aras 322 33 49 MNG 322 66 75 Yurt içi 322 47 19

Gerekli Telefonlar Çocuk ve yetişkinlere tecrübeli bayan eğitmenden özel yüzme dersi verilir.

İrtibat. 0532 288 20 38

74

www.mycountrylifeturkey.com

Cineport 322 31 04 Eyüp Hayvan Barınağı 627 91 87 Göktürk Orman Fidanlığı 322 82 92 Eyüp Belediyesi Göktürk şube 322 11 12 Doğalgaz 187 Elektrik 360 00 91 İtfaiye 322 18 00 Kale Kilit 322 17 87 Göktürk Merkez Taksi 0212 268 34 34 Kemer Taksi 0212 360 15 15


­ ­ ­ ­ ­

BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREÐÝNCE TOBB (TÜRKÝYE ODALAR VE BORSALAR BÝRLÝÐÝ) ÝZNÝ ÝLE DÜZENLENMEKTEDÝR.



Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.