S9 kasım2012

Page 61

9-Kasım2012_Layout 1 06.11.2012 19:45 Page 62

sınıfsız sınırsız sömürüsüz bir dünya için

toplums al e ş İ t l İ k İşçi sınıfı sendikal sınırları aşmak zorunda

Bugün sendikaların içinde bulunduğu söylenen kriz, aslında “toplumsal (sınıfsal) uzlaşma” üzerine kurulu ulusal korumacı “refah” devletinin çökmesiyle birlikte, sendikaların işçi sınıfını boyunduruk altında tutma görevinin tüm çıplaklığı ile açığa çıkmasından kaynaklanmaktadır.

Bugün özel olarak bu yasaya karşı mücadele ve genel olaraksa işçi sınıfının mücadelesi, sendika bürokratları ve reformist sol eliyle “sendikana sahip çık” veya “sendikaları savun” taleplerine sıkıştırılmış durumda. Mücadelenin bu eksende yürütülüyor olması işçi sınıfının elini kolunu bağlamak anlamına geliyor. İşçi sendikaları ve sendika bürokrasisi, refah devletinin ve sosyal politikaların egemen olduğu on yıllar boyunca ulus devlet sınırları içerisinde işçi sınıfı ve burjuvazi arasındaki mücadelede konumunu güçlendirmişti. Sendikalar bir yandan işçi sınıfı üzerinde denetimi sağlarken diğer yandan da büyüyen ulusal ekonomilerde işçi sınıfının kırıntılarla yetinmesini sağlıyorlardı. Ancak küreselleşmenin getirdiği yeniliberal ekonomik politikalarla birlikte kapitalist ekonominin kazandığı küresel boyut, sendikaların altından varlıklarını güçlendiren ulus devlet zeminini çekip aldı. Artık sendikal mücadeleyle neredeyse hiçbir sosyal ve ekonomik hak kazanımı yaşanmadığı gibi işçi sınıfına dağıtılacak kırıntılar da yoktu. Son otuz yıllık süreçte sendikalar artık varlıklarını çok açık biçimde işçi sınıfı üzerindeki denetimi sağlama görevi ile burjuvaziye tabi kılmışlardır. Bugün sendikaların içinde bulunduğu söylenen kriz, aslında “toplumsal (sınıfsal) uzlaşma” üzerine kurulu ulusal korumacı “refah” devletinin çökmesiyle birlikte, sendikaların işçi sınıfını boyunduruk altında tutma görevinin tüm çıplaklığı ile açığa çıkmasından kaynaklanmaktadır. Mevcut sendikal yapılar işçi sınıfının önüne inandırıcı hiçbir program sunamıyor; tam tersine işçi sınıfı kaybettiği her mücadelede sendikal yapıların sınırlılıklarına çarpıyor. Bugün neredeyse bütün sol kesim de işçi sınıfının örgütlenme me-

selesini sendikalaşma meselesi olarak görmekte ve “devrimci” söylemlerin arkasına gizlenen reformist sendikacılığı savunmaktadır. Onlar için sendikalar işçi sınıfının “tek örgütü”. Ve hala burjuvazinin ve onun devletinin sendikalara değil örgütlü işçi sınıfına düşman oldukları gerçeğini görmezden geliyor; “sarı sendikacılar”ın yerine kendi “solcu” bürokratları geçtiğinde sendikaların kapitalist düzen içindeki rolünün değişebileceği yanılsamasını yaratıyorlar. Bu kesimler bizim tüm eleştirilerimize karşı da “peki siz sendikalara alternatif ne öneriyorsunuz?” diye soruyorlar. Bizse bugünden yarına işçi sınıfına hazır bir örgütlenme şablonu sunmuyor; ancak işçi sınıfı mücadelesi içinde sendikal sınırlılıkların aşılabileceğini ve yeni tip özörgütlenmelerin yaratılabileceğini söylüyoruz. Bunu ifade ederken de geçmiş işyeri komiteleri, işçi konseyleri/meclisleri gibi deneyimlerin yol gösterici olması gerektiğini; ayrıca burjuvazinin küresel saldırısı karşısında işçi sınıfının mücadelesinin de enternasyonalist-sosyalist bir perspektif ve örgütlenme ile donanması gerektiğini ısrarla vurguluyoruz*.

HHHH

Dipnotlar * Toplumsal Eşitlik, 2. sayı; Küreselleşme ve Sendikalar: http://www.toplumsalesitlik.org/tr/d ergi/2-sayi-mart-2012/kuresellesme-ve-sendikalar Sendikal Yapılanmayı Aşmak ve Bürokrasiye Karşı Mücadele İçin: http://www.toplumsalesitlik.org/tr/d ergi/2-sayi-mart-2012/sendikalyapilanmayi-asmak-ve-burokrasiyekarsi-mucadele-icin

59


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.