Hasan Oraltay - ALAŞ, Türkistan Türklerinin Milli İstiklal Parolası

Page 1



ŞİNASİ TEKİN COLLECTION


KOC University Library

11111111111111111111 111111111111181

3 1093 6099170

ALAŞ Türkistan Türklerinin Milli istiklal Parolası

HASAN ORALTAV

İstanbul, 1973

BÜYÜK TÜRKELİ VAVINLARI Dağıtım: Babıali Cad. Nu.: 50/2 Cağaloğlu İSTANBUL -


Büyük Türkeli Yayınları: 2

ı_ c.ııc

DK �'Slı . 01J 1913

Kapak Kompozisyonu Kapak Baskısı Dizgi - Tertip Baskı Cilt

Olcay Ok:ı.n N:ı.m Ofset Yüksel Ma.tb:ı.ası İrfan M:ı.tb:ı.ası Yedigün Mücellithanesi


Bu

kitabımı;

insanın

dayanma

gücünü

aşan

ağır şartlar altında, bizden annelik sevgi ve şef· katini daha

hiç bir an fazla

esirgemlyen,

soğukta,

kalın

-

ııo dereceden

kar tabakasının altın.

da ateş yakıp bizi ısındıran, kar suyu mek pişirip bizi çölü

Gobi'de,

doyuran, dünyanın

kendisi

bir

yudum

suyunu

nın

damı

Hlmalaya

liidını

birden

susuzluktan

içmeyip

bize

dağlarını

kaybeden,

bütün

en

ile

ye­

korkunç

kavrulurken,

veren,

aşarken bunlara

dünya­ beş

ev·

rağmen,

bize hep güler yüz gösteren, moral veren, Sev­ gili

merhume

Anneciğim

Oraltay'a ithaf ediyorum.

Oanımşa Ruhu

şad

[Hanım�a) olsun.


İÇİNDEKİLER Bir kaç söz ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... .. . ... Takdim ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... Alaş Alaş Milli Uran ... ... ... ... ... ... ... ... .. . ... ... ... ... Alaş Partisi ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... Alaş Orda ... ... ... .. . ... .. . ... ... ... ... ... ... ... ... ... Alaş'çılar ve Komünistler ... .. . .. . .. . .. . .. . .. . .. . .. . Alihan Bökeyhanoğlu ... .. . ... .. . .. . ... .. . ... ... ... ... Muhammetcan Tınışbayoğlu ... .. . .. . .. . .. . .. . .. . ... Ahmet Baytursunoğlu . . . ... . . . .. . .. . .. . .. . .. . ... . .. . . . Mır Yakup Dulatoğlu ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... Cihanşa Dostmuhammetoğlu ... ... ... ... ... ... ... ... Halil Dostmuhammetoğlu ... ... ... ... ... ... ... ... ... Mustafa Çokayoğlu ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... . .. ... ... .. . ... Ahmet Birimcanoğlu Alimhan Ermekoğlu ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... Halil Abbasoğlu ... .. . ... ... . .. . .. ... .. . ... ... ... .. . .. . Abdurrahman Orazayoğlu ... ... ... ... .... .. . ... .. . ... Mustafa Orazayoğlu ... ... ... ... ... ... ... ... .. . ... ... Kulmehmet Orazayoğlu ... ... ... ... . .. ... ... ... .. . ... Ömer Karaşoğlu ... . .. .. . . .. ... .. . .. .... .. . ... .. . ... .. . Bahıtcan Karatayoğlu ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... Şahingirey Sultan Bökeyhanoğlu ... ... .. . .. . . .. .. . Salimkerey Cantöre ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... Alpıspay Kulmanoğlu ... .. . ... ... .. . ... ... ... .. . .. . ... Valithan Tanaşoğlu ... .. . .. . ... ... ... ... ... ... ... ... ... Mağcan Cumabayoğlu ... ... ... ... ... ... ... ... . .. ... ... Rahimcan Marsıkoğlu ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... Şir Ali Lapı ... ... ... ... ... ... ... ... ... .. . . .. ... ... ... ... İsa Kaşkınbayoğlu ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... Şayahmedoğlu ... ... ... ... ... .. . ... ... ... ... ... ... ... ... Aqqağaz Dostcankızı ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... Kölbay Toğusoğlu ... ... ... ... ... ... ... .. . ... ... .. . ... Barlıbek Sırtlanoğlu ... ... ... ... ... ... ... ... .. . ... ... ... Seyit Azim Kıdırbayoğlu ... ... ... .. . ... ... .. . ... ... ... Dinşe ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... Turar Rıskuloğlu ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... .. . ... Nezir Töre kul ... .. . ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... Profesör Sancar .A.sfendiyaroğlu ... ... ... ... ... ... ... ... ... .. . ... ... ... ... ... ... ... ... ... Oraz Candosoğlu

9 11 17 21 24 31

37

41 49 55 61 65 74 76 84 86

BB

89 90 90

91 92 92 93 95 96 97 109 111 111 112 112 113 115 116 116 117 122 124 126


Sultan Hocanoğlu . . . . . . .. . . . . . . . .. . . . . .. . .. . .. . .. . .. . Sultan Segizbayoğlu .. . .. . . . . .. . . . . . . . .. . .. . .. . . . . . . . . . . Doğu Türkistan'daki Alaş'çılardan Bazıları .. . . . . . . . .. . . .. ... ... ... ... . . . . . . ... . . . . . . . . . . .. ... ... ... . . . Ahit Hacı Osman Batur ... ... ... ... . . . ... ... . . . .. ..... ... . . . .. .. . . Canımhan Tllevbayoğlu .. . .. . .. . . .. .. . ... . .. . .. .. . . . . Allbeg Hakim ... . . . ... . .. . . . ... ... ... ... . . . . . . . . . . . . . . . Hadıvan Hanım ... . . . . .. ... ... ... . . . ... ... ... ... . . . ... Sfı.lls Enıreoğlu . .. .. . .. . . .. .. . . . . ... .. . .. . ... .. . ... . . . . . . Abdülkerim Intıkbayoğlu . .. ... ... . . . .. . . .. . .. . . . . .. . . . Tô.kimö.n Batur ... ... ... ... . . . .... .. . . . . .. . . . ... ... ... . . . Altınbek . . . ... ... ... ... . . . . . . . .. . . . . .. . . . . . . . . . . . . ... . . . . . . . .. .. . .. . . . . . . . . .. .. . . . . .. . .. . .. . . . . . . . Diğerleri Muhacerette Alaş'çılar . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ... .. . .. . . . . ... ... .. . . . . .. . ... . .. .. . . .. . . . Alihan Ağaoğlu Kares Kanatbay .. . . .. . . . .. . .. . . . . .. . .. . .. . .. . . . . . . . . . . Maclt Ayıtbay <Qobuzşu Qorqıt ) . . . . . . ... . . . ... . . . . . . ... Asan Kaygu <Mevlekeş Kaybaldı) ... ... . . . . . . . . . . .. . . . M. Dara . . . ... . . . . . . . . . .. . ... . . . ... . . . ... ... . . . . . . . . . ... Askar Ali ... . . . ... ... ... ... . . . . . . . . . ... ... . . . . . . . . . . .. Sayran <Hamza Abdullahoğlu) . . . ... ... ... ... . . . . . . . . . .. ... ... ... . . . ... ... . . . ... . . . . . . . . . ... Basın Organları . . . ... . . . .. . . . . ... .. . .. . . .. . .. . .. . . . . . . cQazaq Go.zetb

127 129 130 133 136 148 151 164 165 169 170 171 171 172 173 174 179 181 182 184 185 187 187

cAy Qap> . . . ... . .. . . . . . . ... ... . . . ... ... ... ... . . . . . . ... . . . cQazaqıstan> . . ... .. . .. . ... .. . .. . .. . .. . .. . .. . .. . .. . .. . cQazaq::. .. . ... .. . . .. . .. ... .. . .. . . .. .. . .. . .. . ... . .. ... .. . cEşim Dalası:. .. . . . . ... ... . .. . . . ... . . . . .. . . . ... . .. .. . .. . cAlo.ş> .. . ... ... . . . ... . . . ... . .. ... ... ... ... ... . . . ... . . . cSarı Arqaıı. . .. .. . .. . . . . .. . . . . . . . . .. . . . ... .. . . . . . . . .. . . . . curan> ... ... . . . ... ... ... . . . ... ... ... ... ... ... ... . . . ... .e:Abay> ... ... . . . ... . . . ... . . . ... ... . .. ... ... ... . . . . . . ... . . . . .. . .. ... .. . ... . . . . .. .. . .. . . . . .. . . . . . . . cHalıq Sözü:ııo . . . .. . .. . . . . ... . . . . . . .. . .. . ... . . . . .. . . . . . . cBirlik Tuvı::. . . . . . . . . . ... . . . . . . . . . . . . ... . . . ... . . . . . . .. . ... cÜŞ CÜZ> «Tirşillk:ııo . . . . . . ... ... . . . . . . . . . ... ... . .. ... . . . . .. ... . . . cQazaq Sözü> .. . .. . .. . .. . ... ... ... . . . ... ... . .. .. . .. . . . . Diğerleri .. . .. . .. . .. . .. . .. . ... . . . . . . ... .. . .. . .. . . . . . . . Doğu Türfklstan'dakl Kazak Basını ... .. . ... ... .. . ... Dergiler ... . . . . .. . . .. .. .. . . .. ... . . . .. . ... .. . . . . .. . .. . .. . ... .. . . .. .. . . .. ... .. . .. . ... . . . . .. .. . .. . ... Gazeteler

188 189 190 191 191 191 192 192 192 193 194 194 194 195 195 196 196

Muhacerettekl Basın

197

Kaynaklar

199

·

.

.


BiR KAÇ SÖZ

Türkistan'a, dolayıslyle Türklüğe hizmet etmeyi dime

kerı­

başlıca ülkü edindim. Bir çok imkansızlıklara

rağ­

men, Türklüğe olan hizmet aşkının verdiği kuwet ve ce­ saretle bugüne kadar kitaplar ve dergiler neşrettim. Ve çeşitli gazeteler ile dergilere yazılar yazarak, bunu de­ vam ettirmeye çalıştım. Bu

uğurdaki

çalışmamın

daha

da

verimli

olmasını

arzuladım. Bu sebeple, •Büyük TÜRKELI • yayınları adıyla seri kitap neşretme teşebbüsüne giriştim. Serinin ilk ki­ tabı olarak da

1971

yılında

München'de

aAbılay

Desta·

nı•nı neşrettim. Şimdi de ·Büyük TÜRKELİ• yayınlarının 2.

kitabı

olarak

·ALAŞ· ı

sunuyorum.

Abılay

Han

ve

Alaş'la başlayan seriyi daha başka kitaplarla imkan bul. dukça devam ettirmek azmindeyim. Bunun için tasnifler yapılmıştır. Neşredeceğimiz kitaplar iki çeşit olacak.

Birincisi; vaktiyle basılmış ve Rus ile Çin istilacı­ ları

tarafından

yasaklanmış

olan

kitaplarla,

imkansızlık·

far ve baskı neticesinde matbaaya verilememiş fakat el yazma olarak çoğaltılmış olan Türkistan tarihi ve edebi· yatıyla ilgili kitaplar olacak.

İkincisi de; Türkistan'ın geçmişteki ve şimdiki va­ ziyetiyle ilgili olarak muhtelif

kimseler tarafından

kale­

me alınan ve alınacak olan eserlerdir. Bu çalışmalarla, Rus ve Çin istilacıları kasdi

olarak

tahrif

edilmek

istenen

Türkistan

tarafından Türkleri-

9


nin

Milli

İstiklal

Mücadelesi

tarih.iyle

edebiyatına

eli­

mizden geldiği kadar hakikatlere uygun olarak ışık tut­ mak istiyoruz. İşte bunun için de, Türkistan Türkleri ta­ rihinde çok mühim yer tutan aALAŞ·ı uBüyük TÜRKELİ· yayınlarının ikinci kitabı olarak seçtim.

Bu kitapta: aAlaş•

sözünün

tarihi

ve manasıyla ilgili, aynı

za­

manda onun nerede, nasıl kullanıldığı hakkında da izahat verilmiştir. Bununla

ilgili

olarak

bütün

Türkistan

tarihinde

çok

mühim yeri olan ALAŞ PARTİSİ ve ALAŞ ORDA Hükü­ meti hakkında da kısaca bilgi verilmiştir. Ayrıca, ALAŞ ülküsü için hizmet eden şahısların sadece bir kısmı hak­ kında

özet

olarak

bilgi

verildi.

ALAŞ

ülküsüne

hizmet

etmek amaciyle neşredilen dergi ve gazetelerin bazıları teker teker tanıtıldı.

Ve, Türkistan dışındaki Alaş faali­

yetleri üzerinde de kısaca duruldu. Kitabın

eksiksiz

olduğunu

iddia

etmiyorum.

Eksik

olan tarafları olduğu muhakkak. Biz bu kadarını yapabil­ dik.

Daha

mükemmelini bu kitaptan

ve

burada gösteri­

len kaynaklardan istifade ederek ileride bu uğurda emek sarfedecek olan ülkücülerin meydana çıkarmasını temen­ ni ederiz.

Hasan ORALTAY

10


TAKDİM

Kazak Türkleri'nin Birinci Cihan Savaşı sonundaki kısa ömürlü ALAŞ ORDA devleti, Türk Tarihinin umu­ mi çerçevesi bakımından çok mühimdir. Türkiye'de ha­ la yeterince tanınmayan Kazak Türkleri, bugünkü Türk topluluklarının büyüklerinden biridir ve kapladıkları yer bakımından en büyüğüdür. Türkiye'de «KAZAK:D deyince akla hemen I-:us Ka­ zaklar < Kozaklar) geldiği için Türkiyeliler bu kelimeyi yadırgamışlardır. Hatta bunun farkına varan bir Ka­ zak Türkü'nün, kendisini «Tatau diye tanıttığını vak­ tiyle Doktor Cezmi Türk bana söylemişti. Ukraynalılar'ın bir bölümü sayılan Rus Kazakları kendilerine «Kazaçb dedikleri gibi Fransızlar da bunlara "Cosaque" (- Kozak> demişlerdir. Gerçi bu Kazaçilar Kuman, Peçenek, Oğua Türkleri'yle İslavlar'ın karışmasından doğmuş bir top­ luluksa da İslav dili konuştukları için bizimle hiçbir 11glleri kalmamıştır. (Bugünkü Bulgarlar gibi). Kazak adının Türkiye'de iyi tanınmayışının başka hir sebebi de bazı Batılı ve Rus bilginlerinin Kırgızlar'ı "KARAKIRGIZ", Kazaklar'ı da "KIRGIZKAZAK" diye adlandırması ve bu şekildeki adlandırmanın Türk ba­ sınında iyice yerleşmesidir. Bugün Türkiye'de geniş bir kitle artık Kazaklar'm Türk olduğunu biliyorsa da bunlar hakkındaki bilgi yi­ ne çok eksik ve oldukça yanlıştır. Kazakları hala Kırgız diye bilenler de az değildir. cKazab kelimesinin anlamını bugünkü Kazak bil-

11


ginleri başka türlü yorumlamak temayülünü gösteriyor­ lar. Onların açıklamaları belki de doğrudur. Ama he­ nüz tarihçilerce kabul olunmuş değildir. On Beşinci Yüzyılda bu kelimenin Türk.istan'daki anlamı ise oı:dev­ let düzeni dışında yaşayan;) demektir . Aksak Temir Beğ'in Maveraünnehir Beği oluncaya kadarki hayatı .ı:Temir'in Kazaklık hayatı:. diye anılır. Türkiye Türkle­ ri'nde ise cKazak>, cevdeşine karşı sert olan erkek> karşılığında kullanılır. Bu akademik meseleyi bir yana bırakarak günün gerçeğine gelirsek durum şudur: Kazaklar, bugünkü Çin sınırları içindeki Altay-Ku­ mul bölgesinden başlayarak Aral gölü ve Hazar denizi­ ne kadar uzanan geniş topraklarda yaşayan Türkler'­ dir. Bu bölge büyük bozkırlarla kaplı olduğu içln nü­ fusları azdır. 7 milyon Kazak Türk'ü vardır. (*) Çarlık zamanında büyük bir hızla çoğalan Kazaklar'ın bugün 9 - 10 milyon olması gerekirken bu kadar az olmalarının sebebi bir yandan Kızıl Ruslar'ın yaptığı vahşi kırgın­ lar, bir yandan da komünizmin her gittiği yere getir­ diği korkunç açlığın, özellikle Kazak Türkleri arasın ­ daki tahribatıdır. Kazaklar Doğu Türkçesinin Kazakça denen ağzı ile konuşurlar ve bu ağız bir buçuk milyon nüfuslu Kır­ gızlar'ın konuştuğu ağıza çok benzer. Diğer Türk boy­ ları arasında Kazak ile Kırgız bir çok bakımdan bir­ birine daha yakındır. Savaş parolası olan «ALAŞ> aynı zamanda Kırgızlar'ın da parolasıdır. Bu «ALAŞ:ı> keli­ mesinin anlamı ve tarihi menşei hakkında bu eserde bazı açıklamalar yapılmıştır. Bu eserin müellifi olan Hasan Oraltay, Doğu Ka­ zakları'ndandır <Doğu Türkistandaki Kazak Türklerin­ den ). Çin sınırları içinde kalmış olan Tarbağatay'ın Altın Emil bölgesinde 1930'da doğmuştur. Kazak Türk­ leri'nin Beğ ailelerindendir. Babası tipik bir Kazak ("] Sovyetler Blrllğl'nde olan son sııyımda Kıızak Türklerlnln sıı­ yısı 5 mllyondan fazla olarak gösterilmlşllr. Ç l n 'de de 1 ,5 milyon Kıızıık Türk'ü olduğu tahmin edllmekte. Ayrıca Dış Mogolistan'da da •Kazak Avtonom Ülkesi• vard ır.

12


Türkü

olan Alibeg Hakim, anası

Hanımşa Hanım'dır.

-:Hanımşa - Qanımşa::>, Kazakçada "h" sesi pek kullanıl­ madığı için cHanımşah�m Kazakçalaşmış şeklidir. cHa­ nımo·la

yapılan

kız

isimleri

Anadolu

Türkleri'nde

de

Hasan Oraltay iki üç yaşından sonra Kızılözen

ır­

yaygındır. mağının batı kesiminde büyüdü. Kızılözen ırmağı Tanrı Dağları'nın

yamaçlarındaki

Manas

düşer. Yani Hasan Oraltay, ği

ırmağının

batısına

Türklügün harman

edildi­

yerlerde yetişmiştir. Çin sömürgesi olan Doğu

kistan'da

eğitim

meselesi

hiç

ele

alınmanuş

Tür­

olduğu

için resmi okula gidemeyerek hocalardan özel ders al­ dı.

Kendisini

özel

Hasan Oraltay'ın geçti.

Çünkü

Türkistan

çalışmalarıyla

hayatı dalma

doğduğu

daimi

bir

yıl

olan

kargaşalık

yetiştirmiye

hareketli ve 1930'dan

çalıştı.

heyecanlı

sonra

içindeydi.

Doğu

Türkler

Çin

boyunduruğundan kurtulmak davası ardında idiler. Ha­ san Oraltay'ın babası Alibeg Hakim de milli hareketin içindeydi.

Onun

liderlerinden

devamlı takibata uğruyordu.

için

de

Bir defa tutuklanarak

biri

idi.

Onun

18

ay hapiste kalmış, çıktıktan sonra da açıkça Çinliler'le savaşa

başlamıştı.

Çok

üstün

kuvvetlere

karşı

verdiği

savaşın yorgunluk, uykusuzluk, heyecan dolayısıyla Ha­ san Oraltay'ın

çocuk

arkadaşlarıyla rahat

uyuyacağı­

mız bir gece olacak mı diye hüzünle düşündükleri çok olmuştur. Kendi

yurtlarında

barınamayacaklarını

anlayan

savaşçı Kazaklar'ın bir kolu 23.12.1949'da güneye doğru göçmeye başladı. Alibeg Hakim bu grubun bölgenin

sert

kışında

Gobi

Dağları yamaçlarındaki

Gas

Çölünü Göl'e

diler. Bu üç dört aylık yürüyüş bir ffı.cia idi.

lideriydi. O

aşarak

1950

Himalaya

Nisanında gel­

anlatılması imkansız

19-20 yaşlarındaki Hasan Oraltay susuz­

luktan kan içenleri gördü. Hasan Oraltay eski

Türkler ve şimdiki Kazaklar

gibi keskin nişancı ve bir cambaz gibi at binicisi idi. Bunun için de memleketinden güneye doğru yol alırken erzak için lüzumlu olan avculuğu da ihmal etmedi. Hasan Oraltay hayatının en acıklı ve korkunç za­ manını Himalayalar'ı aşarken gördü. Karlı boralar, yol-

13


suz dağlaı- o/e arkalarından gelen düşman komünistler.. Bunlar yetişmiyormuş gibi yüksek rakımda havasızlık­ tan şişerek her gün bir yerleri delinerek ölen yakınla­ rı. . . Hasan Oraltay 6 kardeşinden 5'1nin bu şekilde ölü­ müne şahit olmak felaketine de uğradı. 1951 Kasımında Keşmlr'e geldiler. Onlara Amerikan Kızıl Haçı ile Keşmir hükümeti baktı. 1954'te yine A­ merikan Kızıl Haçının yardımıyla Türkiye'ye ulaştılar. Hayvan vagonlarının içinde bir haftada Nusaybin'den İstanbul'a vardılar. Bu soydaşlara karşı gösterilen il­ gisizlik cehaletten geliyordu. Kazak nedir, bilen yoktu. Hatta bunları Çinli veya Koreli sananlar da vardı. Hasan Oraltay, öteki Kazaklar'la birlikte İstanbul'­ da Tuzla misafirhanesinde kaldıktan sonra 1954 Eylü­ lünde Salihli'ye iskan edildi. Kızılay bunlara günde 60 'kuruş veriyordu. Bir müddet sonra bu da kesilince Ka­ zaklar şaşkına döndüler. Çünkü, ellerinde ticaret yapa­ cak sermaye yoktu. Ömürlerinde ağır iş yapmamışlardı. Çoğunun mesleği hayvan beslemekti. Ziraatla da uğ­ raşmış olanları vardı. Fakat, ellerinde ne toprak ve ne de hayvan vardı. Bunun için işe koşuştular. Vaktiyle çok zengin bir Kazak Beğinin oğlu olan Hasan Oraltay bu arada pamuk topladı; beğenmediler. Kiremit fabri­ kasında çalıştı; onu da beğenmediler. İnşaat bekçiliği yaptı. Oraya da başkasını aldılar. Hasan Oraltay, Keş­ mir'de bulundukları zaman boş durmadan İngilizce o­ kumuştu. Bunun faydasını gördü. Nato'ya memur ola­ rak girdi. Türkiyeli soydaşlarının Kazak Türkleri'nden habersiz yaşamaları Oraltay'ı çok üzmüştü. Kazak Türk­ leri'ni Türkiyeliler'e tanıtmak için bir kaç kitap ve bir ltaç dergi yayınladı. Daha sonra Batı Almanya'nın Mü­ nih şehrinde kurulmuş olup Sovyet Rusya'ya oradaki her dil ve lehçe ile yayın yapan cHürriyet Radyosuna> gelip vazife aldı. Burada yazar ve spiker olarak çalış­ maktadır. Aynı zamanda da Türkiye basınına da yazı­ lar yazmakta. Hasan Oraltay evli olup üç kızı ve bir oğlu vardır. Hasan Oraıtay'ın son eseri olan cALAŞ> ileride ta­ rihçiler için bir anakaynak olacak değerdedir. Çarlık Rusyıısı yıkılırken kurulan Türk devletlerinden en bü-

14


yüğü ve en uzun ömürlüsü ALAŞ ORDA olmuştur. 13.12.1917'de kurulup 1920 sonunda Rus istilasına uğ­ ramış, demek ki ömrü üç yıl sürmüştür. Bu devleti kuran Kazak Türkü aydınları hep yük­ sek öğrenim görmüş seçkin kimseler olup daha önce de .. , Kazak muhtariyeti, kalkınması ve ilerlemesi için, milli haklarını korumak gayesi ile açık veya gizli faali­ yetlerde bulunmuşlardır. ALAŞ ORDA'nın kuruluşu ve üç yıllık ömrü, bize eski Türk tarihindeki özellikleri hatırlatıyor: Ülke ge­ niş olduğu zaman ikiye, üçe, dörde bölünerek yönetilir, fakat bu bölümlerden bir tanesi ötekiler üzerinde ha­ kim bulunurdu. Bazen devlet tek devlet sayılmakla be­ raber birbirinden habersizmiş gibi yaşarlar, birinin ha­ kimiyeti nazari kalırdı. Kunıar, Gök Türkler, Karahan­ lılar, Selçuklular, Çengizliler hep böyle olmuştur. ALAŞ ORDA kurulunca derhal iki düşmanla karşı­ olan laştı: Biri Kızıl Ruslar, biri de Çarlık artıkları Beyaz Ruslar. Bunların ikisi de Kazak Türkleri bağım­ sızlığını yok etmeye çalışıyorlardı. Kazaklar'ın ise kü­ çük: bir orduları olup silah ve cephane bulmakta imkan­ sızlıklarla uğraşıyorlardı. İşte bu sırada Alaş Orda, tek merkezden yönetim mümkün olmayınca, Alaş Orda do­ ğu ve batı olarak ikiye ayrılmış, her bölüm kendisini korumak için çalışıp çarpışmıştır. Kazakistan'ın düz bir bozkır alanı olması, savunma için dağ tepe gibi tabii şartlarının bulunmaması Ka­ z:ıklar'ın yıkılmasına sebep oldu. On binlerce, hatta yüz binlerce Kazak Türkü hem o sırada, hem daha sonra, özellikle 1930'da öldürüldü. Alaş Orda'nın yıkılması Türk tarihi ve ırkı bakı­ mından büyük bir kayıp olmuştur. Çünkü bu devletin kurucuları yalnız Kazakları değil, bütün Türkleri dü­ şünen, milli şuur sahibi yurtseverlerdi. Adeta gunu­ müzdeki Türkçülüğü andıran prensipleri vardı. Milll­ Hele yetçiliği devlet siyaseti olarak kabul etmişlerdi. Kazak devleti kurucularından «CİHANŞA:>, Türkçülük tarihinde büyük yer tutacaktır. Avukat olan Cihanşa daha ozaman tek millet, tek devlet prensibini savun­ muştur.

15


Bir müşahademl söyleyerek sözlerime son verece­ ğim: İran'ın Hazar kıyılarında, Sovyet sınırı bitişiğinde �Gümüş Tepe:ı. denen bir bölg_e vardır ki burada yarım milyondan çok Türkmen oturur. Vaktiyle bunlardan 5 tanesi Türklye'de yüksek öğrenim veya meslek öğreni­ mi yapmışlardı. Tıp tahsili yapıp şimdi kendi memle­ ketinde olduğunu işittiğim Doktor Ahmet ile Hasan 0raıtay arasında büyük bir fizik benzerlik var. İkisi de uzun boylu ve yüz yapıları ile renk bakımından birbi­ rinin aynı. Bunlara kardeş dense herkes inanır. Altay'­ daki Kazak'la Hazar kıyısındaki Türkmen'in bu ben­ zerliği Türk ırkının vasıfları hakkında büyük fikir ve­ recek kuvvettedir. Bu benzerliğin manevi tesirleri, iler­ de, Türkler şahlandığı zaman kendisini gösterecektir. ATSIZ 24 Haziran 1973

İstanbul

1 fı


A LAŞ Bütün Türk boyl arı aras ı nda ALAŞ sozunu en çok kul lanan ve ona b i l h assa ehemmiyet vererek onu kutsal uran [paro l a) sayan ların baş ı nda Kazak Tü rk­ leri g e l i r. İşte bu özel duru m , ALAŞ deyi m i nin sade­ ce Kazak Tü rkl erine ait olduğu i ntiba ı n ı vermekte. Oysa , şimdi Kazak Türkleri tarafından m i l li auran• ol arak k u l l a n ı l makta olan ALAŞ sözü , vaktiyle a Ka­ zak, Özbek ve Nogay'ların heps ine ortak m i l li uran (parola) ol a ra k ku l l a n ı l m ıştı r D (1). H atta, aAltı ALAŞ• tab i ri n i n u Deşti Kı pçak • manasında ku l la n ı l d ı ğ ı da söyle n i l mekte. i l k c i l d i 1972 senesinde A l ma-Ata (Al matı ) şehrinde Kazak Türkü l ehçes inde ç ı k m ı ş olan aKazak Sovyet Ans i k­ l opedisi ·nde izah edildiğ ine göre, ALAŞ s özü Kazak Türkl erinin i l k defa «Kazak» den i l m eden evvelki adı­ d ı r. Yine aynı yerde bel irti l diğine göre, U LU G BE G '· in a DÖRT U LUS· - · U l üs-i ERBAAu den i l e n k itabı i l e ccKazak tarihi», yan i , • Nasabnamen Kazak• deni­ l en tari h kitab ı n ı n el yazmasında bu husu sta gere k l i tafs i lat veri l miş. Adı geçen kitaplarda a T ü r k boyla­ rı a rası nda i l k defa ALAŞ a d ı n ı alanlar: Oğuz, Kıpçak ve Qan g l ı o l muştur• d en i l iyor (2). (1) (2)

Ord. Prof. Dr. Z. V. Togen; Türkll l-Türklstan tarihi, s. 31 . ·Kazak Sovyet Anslklopedlsh, s., 247.

17


Bazı kaynaklara göre, h a l k aras ında ALAŞ 'la i l­ g i l i ol arak söyl enen efsaneler i l k defa XVI ncı ası r­ da meşhur tarihçi Kad ı r A l i Ca layri tarafı ndan u CA­ M I-AT-TAVARİH ır ad ı ndaki k itapta top l anmış <3>. ALAŞ sözüyle i l g i l i o l a rak üzerinde d u ru l ması gereken başka bir husus da, efsanevi u A LAŞA HAN u­ d ı r. H a l k aras ındaki efsanel ere göre, Alaşa Han VI ncı asır ile Xll nci asır arasında Türk boylarını b i r­ l eşti rerek bir devlet kurmuştur. İ şte o devletin teba­ l arı da n Altı Alaş ır denilen Türk boyları o l m uştu r. Alaşa Han da onların atas ı d ı r. Kazak Türkü tarihçi­ lerinin kanaati ne göre , Dede Korkut kitabında ve or­ ta çağda yazı l m ı ş o l an başka bazı kitaplarda, bil has­ sa tarihçi Reşidedd i n i l e Ebü l gazi 'nin kitapl arında bahsi geçen A l aşa Han ayn ı tarihi şah ıstı r. m. Efsanevi Alaşa H a n ' ı n kü mbezi a m ezarı u Kaza­ kista n ' ı n Karagandı v i l ayeti n i n ş i mdiki Cezdi adah a evve lki Ulutav-U l udağ u adındaki kazas ı n dad ı r. Be­ l i rtildiğine göre, A l aşa H a n ' ı n küm bezi çok süslü olarak özel su rette yap ı l m ı ş . Kaza ki stan 'da, son za­ manl arda yap ı l an i l mi tetkikl ere göre, Alaşa H a n ' ı n kümbezinin kiremitl eri k ı m ı z l a ukısrak sütüyl eıı yo­ ğurul arak yap ı l m ı ş . İ şte bunun için de, A l aşa Han'ın kümbezinin kiremitleri ve duvarı bütün bakı msız l ı k­ lara rağmen bugüne kadar dayanabi l m iş . Alaşa Han kümbezindeki k i remitler i l e onun d uvarı n ı n daya n ı k­ l ı l ı ğ ı d i kkati çekmiş. Onun için de i l mi tetki kle, ya­ p ı l m ı ştı r. N eticede onun k i remit ve duvar kerpiçle­ rinin ukısrak sütüyle yoğurulara k yap ı l d ı ğ ı arıfaşı l­ m ı ştı r » ( 5 ). ALAŞ s özüyle i l gi l i ve çok d i kkate değer başka (3) (4) (5)

18

Aynı yerde. Kazak Sovyet Ansiklopedisi, Tass AJansı (5.2.197 1 )

s.,

248, 1972, Alma· Ata.


b i r husus da, bundan b i rkaç sene evvel Kazakistan'­ ın İ LE h avzası ndaki Karkaralı civarında bulunmuş o­ l an 1 .90 cm. boyundaki taştı r. Bel i rti ldiğine göre, a d ı geçen taş ı n üzerinde Orkun a l fabes i y l e yazı l m ı ş ya­ zı varm ı ş . Yazıyı o kuyan Kazak SSR İ l i m Akademi­ s i n i n üyesi tan ı n m ı ş Kazak Türkü tarihçisi G . G . M u­ sabayoğ l u 'nun izah ı n a göre, yazıda şöy l e den i l m e k­ te: <6>. " Kağan A ltı Börig Al aşa

.... ...'.·.)��..

,.·.·-�� '"'

.-.: � .. ..��· ... ' .

····

! ..

'

tM :)111 � t:\fr� ÔJIV.J

Yine, Kazak Türkü i l i m adam larından A ltay A­ mancoloğlu'nun bel i rtti ğine göre, İ LE nehrinin kıyı­ s ı ndaki Ketpentav •Ketpendağ • tepes i n i n kuzey ta­ rafı nda, 1 964 s enes ı n ı n sonbaharında -üç ayrı yerden- üzerinde eski zamanl arda yazı l m ı ş yazı o l a n taş l a r bul unmuş . O n l a r tetki k edil i nce, yazıların V­ Vlll. asırlar aras ındaki Türk boylarının adı o lduğu [6) Haberşl, Kazak SSR ilim Akademisi (Westnlke AN Kaz. SSRJ 1967 Nu. 3 s., 83-84-85 (Bu husus, - Kazakistan Apigralikası • adı ndaki kitapta da etraflıca izah edilmiş, s., 5-30. Adı geçen ki­ tap 1971 'de Alma-Ata'da çıkm ıştır.

19


anl aşı l m ı ş . Mesela onda, Türkmen kab i l e l erinden • Arsa r u , uSa l a r D ı n adı ve aALAŞ D adı yazı l ı ymış (7)_ Anlaş ı l ıyor ki , ALAŞ sözü tek Kazak Türk l erine ait ve son zamanlarda o rtaya ç ı k m ı ş b i r mefhum deği l . ALAŞ sözü bütün Türk boylarına ait tarihi m a­ ziye sahiptir. Öyle o l m a m ı ş o lsayd ı , İ LE havzası nda­ ki Ketpentav ve Karkaralı 'da bulu nmuş olan tarihi taş­ lar üzerine ALAŞ adı bundan asırlar evvel yazı l ma­ m ı ş ol u rdu.

(7)

20

Culduz dergisi. say ı : 7

s.,

1 55-60, 1966, Alma-Ata.


ALAŞ MİLLİ U RAN

<•>

Kazak Türkl eri boylarının her b i ri n i n kendine göre ayrı ayrı u ran l a rı vardı r. M esela, Kerey'lerin ura n ı · Abaq D ve N ay ma n ' l arın uranı d a •Kabanbay D d ı r. Fakat, bütün bunun g i b i uranların, yan i , Kazak Türkleri kabi l e l eri u ran l a rı n ı n h i ç biri, m i l li düşman­ l ara karşı savaş l a rda k u l l a n ı l maz. Bunun g i b i ura n lar s adece Kazak Tü rkleri nin d a h i l inde k u l l an ı l ı r. M esela b i r düğünde pehl ivan güreşirken , at yarı şları tertip ed i l d iğinde yarı ş ç ı lara seslenirken veya ken d i a ra­ l a rı nda herhangi b i r a n laşmazl ı k ol ması dolayısiyle çı kan kavga s ı rası nda her Kazak Tü rkü boyu kendi uran ı n ı çağ ı r ı r. M i l li m esele m evzuu bahis o l unca, ve m i l l i düşmanlarla karş ı l a ş ı l ı nca . kul l a n ı l a n , Kazak Tü rkl e­ rinin b i r tek U RA N ' ı vard ı r. O d a ; ALAŞ'tır. Mesela düşmana karş ı hücuma geçen askerler · Alaş-A l aş D diye uran çağ ı rı rl a r. 1 945 senes i nd e , M anas nehri­ nin batı tarafındaki Kızıl Özen ı rmağındaki Ç i n l i'lere karşı savaşta ve başka bir çok hücuml arda a Al a ş-A­ laş " den i l erek uran çağı rı l d ı ğ ı n ı ve bazı k i mselerin de u M uham med - M uhammed D d iye seslendiklerini !B)

Urnn,

Milli Kıyam

Nidası v e p arola

miinasına

gelir.

21


kendi kulağ ı m l a duymuşumdur. Demek ol uyor k i , A­ LAŞ uran ol arak çağrı l d ı ğ ı zaman muhakkak m i l li mesele m evzu u bah istir. Buna merhum M ı r Cakıp Du­ l atoğ lu 'nun: «Amal barına kez geldik Zamannıng munday tarına, ıcAlaşn dep uran estilse, Kim burılmas qanına. Fehimle dep aytamın, Ferasattınıng barine.n(9)

( N e çare k i , bu kadar dar zamana rastgeld ik. ıı Alaş • denil ere k n u ran » m i l li kıyam n idası çağ ırılacak o l u r­ sa, kanını müdafaa eylemek için kim mücadele et­ m ez. Şuuru olan anlar diye söyl üyorum .) diye haykır­ ması da tan ı k l ı k ediyor. Şair bu şi irini Ruslar'ın tah­ k i r ve baskısının oldukça artt ı ğ ı s ı rala rda yazm ı ştır. Şiirin baş tarafı R u s l a r'ı n , Kaza k Tü rklerinin geniş yayl al arıyla ormanlarını gasp ederek, ecdad ı n ı n ziya­ retgah m ezarları n ı tahrip etti kl eri ve onun taşları n­ dan hamam yaptı kl arı hususundaki acı üzüntüyl e i l­ g i l id i r. Kı rgız Tü rkl erinin meş h u r MANAS destan ı n ı n kahraman ı , M anas Baturun da Ç i n l i l er'e karş ı s ava­ ş ı rken; ıcAtam Yakup adım Manas, Boyum Kırgız Uranım ALAŞ»

diye hayk ı rd ı ğ ı s öy l e n i r. U ran o l arak ku l l a n ı l a n ALAŞ sözü , ayn ı zamanda meml eket ve u l us manasına da gel i r. Mesela, «Alaş (9)

22

Ord. Prof. Dr. Z. V. To9a n , Türkill·Türkistan tarihi, s., 497


den i ldiği zaman ALAŞ ' ı n yiği di-vatandaşı a n l a m ı n a gel i r.

Azc:mc:tın

«Bu sözüm Altı Alaş'qa tanıs balsın, Azamat ermin dese namıstı balsın.» Alaş balıp bastı qassaq caq balmaspız, Biz balıp tursaqta köpting azı»

cc Bu sözü m Altı Alaş'a malüm olsun. Vatandaş - yiği­ d i m diyen ler namuslu olsun. Alaş o lara k hep i m iz bi rleş ebil sek, az olsak b i l e kuvvet o l u rduk cıo) diye h itap ed i l en Küpeyoğ l u Meşhur Yusuf'un ş i i rinde ccAfaş u ulus manasında ku l l anı l m ı ştır. ..

«Edil Cayıq, Sırderya, Belgili curtqa eski suv. Tatti, damdi tarmaqtı, Özen Ertis Cetisuv. Osı bes suv arası, Sarı Arqa degen cer edi. Tuvıp ösken balasın, Aybındı ER ALAŞ der edi.»

derken büyük Türkçü ş a i r M ağcan Cumabayoğ l u d a ALAŞ sözünü ulus manas ı nda k u l l anmaktad ı r. Ş i i rin­ de M ağcan Cumabayoğ l u ; n Ed i l Yay ı k S ı r-derya , her­ kese m a l ü m eski su. Tatlı enfes b i r kaç kola ayrılan Ertiş nehri i l e Yedisu. Şu beş suyun aras ı , Sarı Ar­ ka denilen yerd i . Burada doğup büyüyen çocuklarına haş metl i ER ALAŞ derdi " diyor. ( 1 0) Ord. Prof. Dr. Z. V. Togan, burada • Altı Aloş• denilirken bütün Orta Asya göçebe Türkleri kastedilmekte diyor. (Türkill-Tür­ kistı:ın Tarih i) .

23


ALAŞ PARTİSİ

Yukarıda izah edildiği g i b i , a s ı rl ardan beri cı u­ ran u , yan i , umumi m i l li kıyam n i dası o larak ve aynı zamanda da ulus manas ı nda kul l an ı l m ı ş o l an ALAŞ s özü 1 905 senesinden sonra Türkista n l ı larıi1 i l k m i l ­ l i siyasi parti s i n i n adı o larak b i l hassa d i kkati çek­ m işti r. Çünkü , A l aş Partisi bütün Tü rkistan l ı l arın m i l li tari hindeki i l k siyasi parti d i r. Ayn ı zamanda A­ taş Partisi, sadece Tü rkistan çap ında deği l , bütün Rusya ' n ı n Türk-M ü s l ü m an l arı çapında da ta ri hi ehem­ m i yeti haizd i r. Türkistan'ın her geçen gün daha çok Rus meza­ l i m ine uğ radı ğ ı nı ve Rusların Türkistan'ı ebedi o l a­ rak sömürmek için k u l l andığı terör hareketl eri nin de gün geçtikçe gaddarlaştı ğ ı n ı gören Tü rkistan'l ı daha doğrusu Kazak Türkü m ü nevverlerinden b i r g rup m i l­ l iyetçi 1 905 senesinde g iz l i ol arak b i r siyasi parti kurmuştur. Bu parti n i n a d ı n ı da ALAŞ koymuş lar­ d ı r en >. işte 1 905 senesinde kuru l muş o l an bu ALAŞ PARTİSİN İN kurucularından bazı ları n ı n ad ı : A l i han Bökeyhanoğ l u , M uhammetcan Tınışbay­ oğ l u , Ahmet B i rimcanoğ l u , Ahmet Baytursunoğ l u , yet

24

(1 1 ) Alaş Partlsl'nln 1905 senesinde kurulduğunu • Büyük Anslklopedlsl • de kabul etmiştir ve öyle yı:ızmıştır.

Sov­


M ı r Cakıp Du l atoğ l u , Ömer Oaraşoğ l u , Ciyhanşa Dostm uhammetoğ l u , Su ltan Şahingirey Bökeyoğ l u , M u stafa Orazayoğ l u , Ömer Eld esoğ l u , Abdu rrahman Orazayoğ l u , H a l i l Dostmuhammetoğ l u , M u stafa Ço­ kayoğl u , Bah ıtcan Qaratayoğl u , A l imhan Ermekoğ l u , Alp ısbay Oul manoğ l u , H a l i l Abbasoğ l u . Burada ş u n u hemen be l i rtel i m k i , yukarıda a d ı geçen v e geçmeyen Alaş Partisi kuru cularının hep­ si s a m i mi m i l l i yetçi kimseler o l muştur. Bun l arın pek­ çoğu ve b i l hassa yukarıda ad l a rı yazılanları n hepsi yüksek tahsi l l i kimselerd i . 1 905 senes inde gizli ol arak kuru lan A l aş Parti­ si faa l iyetlerini 1 9 1 7 senes i n i n i l kbaharına kadar gizl i l i k l e devam ettireb i l m iştir. Parti faa l iyetleri giz. li o l duğu i ç i n , Alaş Partisinin b i l inen i l k büyük kurul­ tayı 1 905 senesinin H azi ran ayında Karkaralı'da 1 4500 Kazak Türkünün katı l m asıyla yap ı l m ı ştı r (1 2) , Fakat resmi ol arak bu topl antıya ALAŞ Parti s i n i n toplantı s ı denmemiştir. H e r ne kadar Karkara l ı 'd a 1 905 senes i nde toplanan kurultaya resmi ol arak A­ laş Parti sinin kurultayı den i l m iyorsa da, adı geçen topl antı n ı n A l aş Partisinin kurultayı olduğu şüphe­ siz. Çünkü, 1 905 senesindeki toplantı n ı n hatipl eriy l e idarec i l eri v e tertipleyicilerinin hepsi A l a ş Partisinin mensupları o l muştur. Kuru l tay'a A l aş Partisinin l i­ deri A l ihan Bökeyhanoğ l u bizzat i ştirak etm i ştir. Onun önünde kuru l tayda o zamanlar Kazak Tü rkleri arasında tartı şma mevzu u ol agelen a TÜ RKÇÜ • ve Batı cı görüşler konusunda fi k i r teatisinde bulunul­ muş. Daha sonra, Alaş Orda hükümetinin Adalet Ba­ kanı olan Ahmet Birimcanoğ l u gibi hatip l eri n i kn a e d i c i konuşmal arı neticesinde kuru ltayda cc Türkç ü,, n

D

( 1 2)

Ord.

Prof. Dr. Z. V.

Togan,

Türkl li-Türkistan

Tarihi,

s.,

346

25


goruş tasvip edi l m i ş (13). Bunun d ı ş ı nda , Alaş Parti­ s i n i n adı geçen top l antı s ı nda Rus hüküm eti ne hitap eden b i r karar kab u l ed i l m i ş . Kurultay kararında, ndin hürriyet i , toprak m ü l k iyeti ve umumi med eni mesel elerle i l gi l i sorunl ara değ i n i l m i ş " <Hl. Alaş Parti s i n i n bundan sonraki b i l inen kuru ltayı 1 9 1 7 senes i n i n i l kbaharında ve 2 1 -26 Temmuz 1 9 1 7 '­ de o l m uştur. Bu kuru ltay l a r mUm umi K ı rgız Kurulta­ y ı " o l a ra k tarihe geçm iştir. Bunun tek sebebi o za­ manlar Kazak Tü rklerine bazı çevre l erce ·Kı rgız• denmes i d i r. 1 905 senesindeki kuru ltay i l e 1 9 1 7 senes indeki kuru ltaylar a rasında A l aş Parti s i n i n yöneti c i l eriyle mensup ları hayli mesafe a l m ı ştır. Mesela, 1 905 se­ nesinden itibaren A l aş Partisi yönetic i l eri Rus ve Tatar gazete lerinde kı ymetl i makaleler neşrederek Kazak Türkleri n i n ve um umi Türkistan'ın baş l ıca me· selele rine çözüm yo l u aram ışl ardı r<·ı . Onlar bu nunla da yeti nmemiş, A l aş Partis i n i n kendi yayı n orga­ n ı n ı çı karma i mkan ı n ı aram ışl ard ı r. Fakat, o zama­ n ı n şartları elvermed i ğ i nden Alaş Parti s i n i n bas ı n orga n ı n ı açı ktan a ç ı ğ a yay ı n l ayamam ı ş lar. B u n a rağ­ men 1 907 senesinde i l k defa ol arak dolaylı yoldan o l sa b i l e mSerke n ve yine ayn ı senen i n Mart ayın­ da «Oazaq Gazetinn i n ç ı karılmasını organize etm i ş­ ler 05>. Yine Alaş Partisi n i n yönetici leri n i n teşvi kiy( 1 3) Ord. Prof. Dr. Z. V. Togan, Türkill-Türkistan Tarihi, s . , 346 (14) Aynı yerde. c·ı Mesela , 1907 senesinin Mart ayında Rusya Ziraat Umum Müdürü Krlukov ·Rusya z l rat baş idaresi meclisinde• • Kazak-Kırgızlar Çlngiz ile Temür'ün torunları dır. Bunlar i mha edilmeli· demişti. Bu· nu Devlet Dumasının en nüfuzlu üyesi ·i kinci Markov - Markov Vtoroy• da desteklemişti. Onun 6 l lkkiinundaki konuşmasını ve öte· kini Allhan Bökeyhanoğlu cevaplandırm ı şt ı r. (Z. V. Togan, T.T.T.) ( 1 5) Central Aslan Revlew, Landon 1966 (The History of the Kazakh Pressi sayı: 2, s., t55.

26


l e 1 9 1 1 senesi nde uAyq2p» adı ndaki dergi ç ı karı l ma­ ya baş l a n m ı ştır. Bu dergide de, o günlerin şartl ariyle i lgi l i ol arak Alaş Partis i açı ktan açığa desteklen m i ş o l sa b i l e , mu hteviyat itibariyle uAyqc:.p» dergisi de Af aş Partisinin fikrine h izmet etm i şti r.* Bundan son­ ra uOazaqistan» adı ndaki gazete çıkarı l m ıştır. Bu gazete Af aş Parti s i n i n kurucul arı ndan Su ltan Şahin­ gi rey Bö keyoğl u 'nun sahipliğinde neşred i l m eye baş­ l a nm ı ştı r (16). Fakat, Rus H ükümetinin sıkı sansür ve taki batı n ı n neti ces i nde kapanm ı ştır. 1 9 1 3 senesine kadar tekrar yay ı n hayatı na başlayamamıştır. A l aş Partisi resmen o l masa b i l e , 1 9 1 3 senes i n i n Şubat ayı n ı n i ki s i nden itibaren dolay l ı yoldan b i r yayı n organ ı na sahip o l m uştur. Çünkü, 2 Şubat 1 9 1 3 tar i h i nden itibaren uOazaqn gazetesi yay ı n l a n m ı ştı r . Gazetenin sah i b i , Alas Parti s i n i n kurucu l arı ndan M u stafa Orazayoğlu ve baş yazarı da A l aş hareketin i n teorisyeni ol ara k b i l inen Ahmet Baytursu noğlu ol­ muştur. uOazaq» gazetesi daha evvelki lerin hepsi n­ den ayrı b i r tutum ve hüviyete sah ipti. uOazaq» ga­ zetesi haftada i k i defa çıkıyordu . Alaş Pa rtis i n i n or­ ganı olduğunu her haliyle bel i rten yay ı n yapıyo rdu. Onun için de uOazaq» gazetesi o zamanki umumi du­ ruma göre çok i lgi çekiyordu. Tı raj ı b i rden 3000 (üç bi ne) ve daha sonra da 8000 (sekiz bine) yüksel m iş­ ti <17 > . uOazaq» gazetesi nde yayı n l anan makalelerin yanı başı nda, meşhur Türkçü M ağcan Cumabayoğ l u'­ nun Türkçü ş i irleri de b i l hassa i lgi topl uyordu. Bunun .

r·ı Aynı zamanda PARTI S l 'nln l iderlerinin yasetini desteklediğini [ 1 6 ) Aynı yerde. [17) • The Hlstory Aslan Revlew, sayı: 2,

.

•Ayqap. dergisinin yazarları olarak ALAŞ gösterilmiş ol ması da derginin partinin si­ gösteriyor. o f the Kazakh London 1966.

Press

1900 - 1920•

Central

27


harici nde 1 9 1 6 senesinde 0ALAŞ» adında b i r ga­ zete de çıkarıl maya baş l a n m ıştır. Görü l üyor k i , 1 905 senes i n i n H aziran ayında Karkaralı'da çağ ı rı l an Alaş Parti s i kurultayı i l e 1 9 1 7 senes inin Tem muzunda Orunbor şehrinde olan topl antıya kadar hay l i mesafe kated i l m i şti r. İşte bunun için de Temmuz 1 9 1 7 sene­ sindeki kurultay daha çok d i kkati çekmişti r. Alaş ha­ reketi ve Alaş Orda hü kümetinden bahsedilen eser ve m a ka l el erin çoğunda 1 9 1 7 senes i n i n Temmuz a­ y ı ndaki topl antı · İ kinci Kurultay ıı o larak adland ı rı l ı r. Fakat buna rağmen, bu kurultay ı n kaçıncı kurultay olduğu tam ol arak bel l i değ i l . Çünkü, 1 905 i l e 1 9 1 7 aras ı nda b i r hay l i kurultay toplanmış olmas ı d a müm­ kün. N iteki m , Temmuz 1 9 1 7 senesindeki Alaş Parti­ si kurultayına işti ra k etmiş o l an M ustafa Çokayoğ­ l u , adı geçen kurultaydan bahsederken " . . . B i r kaç umumi Kaza k kuru l tayı ... demekte <lll > . Burada şunu bi l h assa bel irtmek gerekir, 1 9 1 7 senesinin Te mmuz ayındaki kuru l tay kararl arı n ı n n Üçüncü Kurultay D de­ nilen Ara l ık 1 9 1 7'deki kurultay ı n çağrı l masında bü­ yük ro l ü o l m uştur. Daha evvel giz l i ol a rak faal iyet gösteren Alaş Partisi 1 9 1 7 senes i n i n Temmuz ayın­ daki kurultayı nda resmi o l arak bütün orga n l arı n ı seç­ miştir < 19 > . Kurultaya bizzat katı l a n , M u stafa Çokayoğ l unun bel i rtti ğine göre , Temmuz 1 9 1 7 senesindeki Al a ş Partisi kurultayı A l ihan Bökeyhanoğ l u tarafı ndan a­ ç ı l m ı ş . Kurultaya Kazake l i n i n her tarafı ndan seçi­ len resmi d e l egeler iştira k etm i ş . A l aş Parti s i n i n bu kurultayına, Taşkentteki a ŞCrrayı İslam .. ın vek i l i ve Özbek Türkleri n i n del egesi ol arak Münevver Karı , (18)

Mustafa

Çokayoğlu.

Türkistan - dergisi. (19] • Kazak Sovyet

28

·1917

Yılı

Anslklopedısı•

Hatıra s.,

249,

Parçaları• Al ma-Ata,

-

Yaş

1972.


Tatar tem s i l cisi o larak Fatih Kerimi iştirak etm i ş l e r­ dir. M ü nevver Karı ve Fati h Kerimi kurultayı tebrik ederek b i rer konuşma yapm ı ş l a rd ı r. Bu sahneyi M u stafa Çokayoğ l u , 11Büyü k Türk M i l l etinin en güçl ü üç boyu nun aras ı ndaki ittifa k ,. diy'3 tasvir etmekte. Yine, M ustafa Ço kayo ğ l u 'n u n yazdı ğ ı n a göre, kurultayda yapılan konuşma l a r de­ legel eri çok heyecan landırm ı ş . Bazı de l egeler, 11 b iz de kendi derdim izi açık ol arak di l e geti re b i l irm i şiz• diye ağlamışlar. Kurultaya işti rak eden M ü n evver Karı , Alaş Partisi kurultay delegel eri ne .. özbek kar­ deşl eri n i zden selam geti rd i m • diye h i tap etm i ş c20 > . Gene rah metl i Mustafa Çokayoğ l u 'n u n b e l i rti· ğ i n e göre, kurultay ı n i l k gününde gündemindeki bazı mese l e l e r görüşülerek kararlar al ı n m ı ş . Kurultay ı n i l k günkü toplantısı nda kabul edi l en kararların bazı­ l a rı ş u n l a r ol muştur: 1 Rus muhacirl eri n i n Türkistana getiri l me i ş i hamen durdu ru l m al ı . 2 H ü kümet tarafından gaspedi len v e Rus muhaci rlere dağıtı l ma kta olan topraklar derhal Kazak Tü rklerine geri veri l m e l i . 3 Cephe gerisi i ç i n i ş ç i o la ra k ku l l a n ı l mak maksadiyle cepheye yol la nan Tü rkistanl ı l ar hemen meml eketl erine geri gönderi l m e l i . 4 İşçi ol arak cepheye gitmeyi reddettikleri için tevkif edi lenler hemen serbest b ı rakı l m a l ı . Kurultayın i ki nci g ü n ü Rus hükümeti nden talep edi l en aşağıdaki ·karar kabul edi l m iş: 1 Kazak Türkleri ve Rusların idari işlerinin ayrı ayrı olmas ı . 2 Ada l et mekan izmas ı yen iden düzen lenme· -

-

-

-

-

-

(20)

Mustafa

Çoyakoğlu ,

•1917

Yılı

Hatıra

Parçaları • .

29


l i . Kaza k Türkleriyle i l gili işlere bakacak o l an hakim­ ler Kazak Türkleri nden o l m al ı . Rusları n işine baka­ cak o l a n l a r da R u s l a r o l m a l ı . 3 Maarif işine ehemm iyet veri l me l i . Eğiti m herkes i n kendi ana d i l i nde yap ı l m al ı . -

1 964 senesinde A l m a-Ata « A l matı

u

da «Kazak

SSA T2rihi, Sosyalizm Devri» adiyle tamamiyle ALAŞ

hareketi ne karşı ve sadece komü n istl erin propagan­ das ına uygun ol ara k çı karı lan kitabın 37 nci sahife­ sinde de A l aş Part i s i n i n kurultayı nda çok m ü h i m ka­ rarlar a l ı ndığı kabul edi l m iş. Bun u n l a i l g i l i ol arak ay­ nı yerde<21 ) n 2 1 Temmuzdan 28 Temmuza kadar de­ vam eden kurultayda A l a ş Partisi resmi organlarını seçti . Siyasi p l atformu n u tesbit etti. M i l li örf-adet ve dine ehemm iyet veri l eceğ i n i bel i rtti . Zaten Alaş Partisinin s i yasi p latformu eskiden k l eriykal-m i l l i­ yetçi l ik idi . Kuru ltayda mu htariyet için m ücade le e­ di l eceği ayrıca bel i rtildi . Kadın hakları ve ada l et me­ kanizması h a kkı nda da ka rarl a r kabul edi ldi D den­ m i ştir.

(21)

30

·Kazak S S R

Tarih:,

- Sosyalizm

Devri•

1964

Alma-Ata.


ALAŞ ORDA n U ran ıı , ulus ve siyasi parti adı ol arak k u l l a n ı l­ d ı ğ ı n ı yukarıda kı saca izah etmeye çal ı ştığımız A­ LAŞ sözü , tari h , edebiyat sahifelerine nÜçüncü U­ mumi Kazak Kurultayı D olarak geçen Al aş Parti s i n i n 1 9 1 7 senes i n i n 8 i le 1 3 Ara l ı k arasında Orunbor şeh­ rinde top lanan kurultayı kararıyla u A LAŞ O R DA .. o­ l arak Türkistanın m i l li isti k l a l i n i i l a n eden müstakil hükümeti n i n de adı o l muştur. İşte bu tari hi kuru l tay karariyle ALAŞ O R DA h ü kü meti 13 Aralık 1917'de resmen kurul muştu r. (C22) Kuru ltay kara rıyl a ALAŞ O R DA hükümeti n i n başkanı olara k, bütün delegelerin ittifakıyla, A l i h a n Bökeyhanoğ lu seçi l m işti r. A l aş Orda hükümeti n i n kurultay kararıyla seçi l en bakanl arı şunl a rd ı r: A l ihan BÖKEYHANO G LU : H a l i l ABBASO G LU : Ahmet B İ R İMCANO G LU : Muhammetcan TINIŞBAYO G LU : Ahmet BAYTU RSUNO G LU M i l li Eğiti m B akan ı M i l li Savunma Bakanı : A l imhan ERMEKO G LU A l aş O rda hükümeti n i n diğer B akan l a rı o l arak

H ü kümet Başkanı Baş kan M uavin i Dah i l iye Vek i l i Adalet Bakanı

(22) B u hususu dost-düşman herkes kabul etmekte. B ii üi n Sov­ �et kaynakları ve Batı kaynaklarıyle Ord. Prof. Dr. Z. V. Togan'ın eserlerinde aynı husus açık olarak bel lrtllmiştir.

31


da; H a l i l DOSTM U H A M M ETO G LU , B i yahmet SAR­ SENO G LU, Ciyhanşa DOSTMUHAMMETO G LU, M ı r Cakıp D U LATO G LU , Va l i dhan TANAŞO G LU , Abdur­ rahman ORAZAYO G LU, Alpı sbay QULMANO G LU , Mustafa ÇOKAYO G LU seç i l m i ş lerd i r c2:ıı. Burada bi lhassa bel i rt i l mesi gereken bir konu­ ya kı saca değinm eden geçem iyoruz. Alaş Part i s i n i n s o n kurultay ı , yan i , 8 Aral ıktan 1 3 Aral ı k 1 91 7'ye kadar devam eden kuru ltayı s ı rasında Kokand şeh­ rinde de Türkista n l ı ların i ki nc i b i r kuru l tayı top l a n­ m ı ştı . Bu kurultayı n kararı y l a da · KOKA N D M U HTA­ R İYETu adındaki m i l li hü kümet kuru l muştu . <24) H ü kü­ met Başkan ı ol arak M uhammetcan TIN IŞBAYO G LU seç i l m i ştir. KOKA N D M UHTARİYETİ hükü metin i n Bakan l a rı ndan bazı l arı ş u n l ard ı r. . M uham metcan TI NIŞ BAYO G ­ H ükümet Başkan ı LU (Alaş Parti s i n i n ku ru­ cusu ve Alaş Orda hü kü­ meti n i n Dahil iye Veki l i ) Dah i l iye Vek i l i : Abdurrahman ORAZAYO G LU (Alaş Parti s i n i n k u rucu­ su ve Alaş Orda hükü me­ ti Bakanlarından) M a l iye Vek i l i : M ustafa ÇOKAYO G LU Alaş Parti s i n i n kurucusu ve Alaş O rda hükü m eti n i n Bakanl arından) (25) [23) D. T. ARAKALIK ·Türkistan" ı n Mil l i Hükümcti ALAŞ OR­ DA'nın kuruluşunun 50. yı ldönümü• ÔTÜ KEN dergisi. !;;D yı : 1 , s., 6, 1968. (24) Ord. Prof. Dr. Z. V. Togan, Türklll-Türkistan Tarihi, s . , 365 (25) ·TÜ RKISTAN'a Dı:ıir Sazı Cereyanlar Hakkında Görüşleri­ miz• denilen 1952'de l stanbul'da neşredilen [Çı karan Dr. Oktay) broşürde de Mustafa Çokayo!jlu'nun ALAŞ DADA hükümetlnin üye­ leri arasında olduğu heilrtilmlştir. Broşürün yazarı • I STI KLALCI. di­ ye müstear isim kullanmış. Prof. Tahir Çağatay olduğu tahmin edil ir.

32


M i l li Savunma Vek i l i U l aştı rma Veki l i Ziraat Vekili

: Ubaydul l a Hoca : M i r Adil : H idayet Ağaoğlu

KOKAND M U HTARİYET H ü kü meti başkan l ı ğ ı n­ dan Muhammetcan TI N IŞ BAYO G LU istifa edince, onun yerine M ustafa ÇOKAYO G LU seç i l m i ştir. B u hususu rahmetli Ord . Prof. D r . Z. V. Toğan v e başka b i r çok Batı l ı yazarlarla kom ün ist kaynaklard a uKo· kancı Muhtariyeti hükümetirıin ilk ve son iki Başka· nı ve Dahiliye Vekili' Kazaklard2n olmuştun diye be1 i rtil mekte. Burada bu husus üzerinde bi lhassa dur­ mamızın tek sebebi, ALAŞ ORDA ve KOKAND M U H­ TAR İYET İ hüküm eti n i n as l ı n da tek bir hükü met ol­ duğunu, bu ikisinin de Türkistan ı n M i l l i İsti klal ve bütün lüğü için mücadele etti ğini belirtmektir. KO­ KAN D M U HTARİYETİ hükü meti sadece iki ay ömür sürmü ştü r. 1 0 Ara İ ı k 1 9 1 7'de kuru l muş olan Kokand M u htariyeti hükü meti 1 8 Şubat 1 91 8'de kızıl o rd u tarafı ndan s i lah zoruyla y ı k ı l m ı ştı r C2G>. 1 3 Ara l ı k 1 9 1 7'de Orunbor şehrinde topl anan M i l li Kurultay'ın tasvibiyle kurulan Alaş Orda h ü kü­ metlnin Baş kenti kurultay kararıyla ismi n ALAŞ n o­ larak değ iştiri len şimdi Rusça cıSemipalatnisk .. o l a­ rak b i l inen Semey (Yed itam) şehri o l muştu (27) . Fa­ kat Kazake l i toprağ ı n ı n genişliği ve o zaman ıçın u l a ş ı m i ş i n i n ç o k karı ş ı k durumu dolayı siyle, A l aş Orda hüküm etinin idari işl eri iki yerden yöneti l iyor­ du. Daha doğrus u , Alaş Orda'n ı n batı tarafı •Batı Alaş Orda ıı den i l erek Oral vilayeti n i n merkezi C i m­ piyti şehrinden idare edi l i rd i. Batı Alaş Orda'n ı n idari (2GJ · Central Asla A Century OF Russlan Rule• Columbla Unl· verslty Press 1967 , s., 227-28. ( Edward Allworlh) . (27)

Ord. Prof. Dr.

z.

V. Togon, Türklll-Türklsten Tarihi, s . , 535.

33


i ş l eri n i Ciyhanşa Dostmuhammetoğlu ve H a l i l Dost­ muham metoğ l u yönetiyordu. Bu ikisi de Alaş Partis i­ n i n kurucucu ve A l aş Orda hükümeti n i n Bakanl arı idi . Doğu A l aş O rda deni len, yan i , Alaş Orda 'nın Doğu ta­ rafı bütün Alaş O rda h ü kümeti n i n Başkan ı Al ihan Bökeyhanoğ l u tarafı ndan yöneti l iyordu. Alaş Orda hükü meti i ç i nde bul u nduğu o günün zor şartl arına rağ men süratle teşki latlanara k, b i r ta­ raftan yaklaşmakta o leııı komü nist isti lacıl ara karşı ve diğer taraftan da yıkı l m ı ş olan Çarl ı k Rusya o rdu­ sunun kal ı ntılarının zorba l ı ğ ı n a karşı m ücadele edi­ yordu . Daha doğru su, A l aş Orda hükü meti n i n aTür­ kistana İsti klal D talep ederek bunun i ç i n m ücadel e etmes i n e Rus'un Kızı l ı ve Beyazı da ş iddetle karşı çıkm ı ştı . M esela, komün izme karşı savaş için s i lah satmasını tekl i f eden ALAŞ ORDA hükümeti ne, Be­ yaz, yan i , komü n i st o l m ayan Rus askerl eri n i n ku­ mandan ı Kolçak, General İvanov vas ıtasiyle yol l adı­ ğı cevapta .. Kazakl ara b i r tek s i lah dahi satmayaca­ ğ ı z ıı diyerek Kazak Tü rkleri nden n her sene 6 m i lyon rub l e " talep etm i şti (20 ) . Aynı Kolçak, 1 9 1 8 senesi­ n i n Ekim ayı sonuna doğru nAlaş Orda hükümeti n i n ezi l m es i D hususunda emir vermi şti <2D>. İ şte bu du­ rum u n , yani Alaş Orda askerl eri n i n iyi s i l a h l anmadan ve tam teş k i l atl anmadan kızıl ve beyaz Rus asker­ l erine karşı i k i cephede savaşmak mecburiyetinde kalması n ı n onun mağlubiyete uğramasında büyük payı olmuştur. Türkista n ı n M i l l i isti k l a l i mevzuu bah i s olduğu zaman Tü rkista n l ı lar bu tarihi gerçeği hatı r­ dan ç ı karmamal ıdır. Alaş Orda hükümeti i l k kurulduğu günden itiba(28) Edward Allworth, ·Central Asla a Century of Russlan Rule• Colombla Universlty Press, 1967, s., 237. (29) Aynı yerde.

34


ren bütün h ü kü m et bünyesini sağ laml aştırarak p o l i s , ordu v e mal iye teşk i l atı n ı süratl e geliştirmeye çalış­ m ı ştı r c:ıo> . Alaş Orda hükü meti n i n mükem mel de­ necek kadar ordusu c:ı ı ı ü n iform a l ı polisi o l m uştur (:!:! ) . Ord . Prof. Dr. Z. V. Togan'ın bel itti ğine göre, mı; u A l a ş Orda, Orunbor, Torğay, Qostonay, ve Alaş şehrinde m i l li a l aylarını kurmaya muvaffak ol­ muştur . .. Bunun l a beraber Alaş Orda hükü meti bü­ tün vi l ayet ve kaza laı a yeni idari amirler tay i n et­ me i ş i n i de hızlandırm ıştır. Bu hususları, • Kazak Sovyet Ans iklopedis i " ve · Büyük Sovyet A n s i klo­ pedisi .. gibi Sovyet kaynakları da i krar edi yorla r. M e­ sela, adı geçen Sovyet kaynakl arı , ·daha i l k anda Alaş Orda hükü meti n i n , Ora l , Torğay ve Semey (A­ laş) v i l ayetl erinde teş k i l atını kurduğu n u D yazıyorı­ lar. Alaş Orda hükümeti iki cephede, kızıl ve beyaz Rus isti lacı larına karşı s avaş ı rken , s i l ah gibi savaş için hayati ehemm iyeti haiz malzemeleri mümkün olan en kısa zamanda tem i n etmek m ecburiyetinde idi . İşte bunun için de A l aş O rda hükümeti b i r çok çarel ere baş vu rmuştur. M esela, Baş kürdistan h ü­ kümetiyle de işbirl i ğ i yaparak yabancı memleketle r­ den s i l a h satı n a l a b i l menin yo lunu ara m ı ştı r. İ k i hü­ kümet a ras ı nda yap ı l a n anl aşma gereği nce, Başkür­ distan hükü meti J aponya i l e temas etmeye, Alaş O r­ da hükümeti de Kulca ve Saveşek üzerinden başka ya­ bancı meml eketl erden l üzum l u malzeme ve s i l a h (30) Ord. Prof. Z . V. Togan, Türkll l-Türklstan Tarihi. s . . 369. (31) Aynı yerde. (Bazı Batı Avrupa'dn ç ı kan kl taplara göre, Alaş Orda'nın 27,000 askeri olmuştur) . (32) • CüLDUZ CORNA L I • sayı; 12, s., 57 1969, Alma-Ata. (33) Ord. Prof. Dr. Z. V. Tognn, Tiirklll-Türklstan Tarihi, s., 369.

35


satın a l m ak için temas yol l a r ı n ı ara m ı ş l ardır c :ı ı ı . Fa­ kat bir netice çı kmamıştır. 1 3 . 1 2 . 1 9 1 7 'de kurulan A l aş Orda hükü meti 1 920 senes i n i n sonuna kadar hükümet ol arak ömür sürm üştü r <:J5 J . Bu müddet zarfı nda du rmadan bütün mahru m i yetl ere rağ men Türkistanın m i l li isti k l a l i i ç i n savaşmıştı r. Fakat ne yaz ı k k i , vaktiyle ıı Doğu'­ nun bütün sömürü len m i l l etleri isterseniz Rusyada n ayrı larak kendi m üsta k i l hükümetinizi kurab i l i rsi­ nizn diye a l em önünde vaadde bulunan Len in i l e Sta­ l i n ' i n emirleriyle hücum eden kızıl askerler, sayı ve si lah bakı m ı ndan m u kayese kabul etmeyen üstün­ l üğün sayes inde Türkista n ı n M i l li H ü kümeti Alaş Or­ da'yı da y ı k m ı ş oldu. Bu ise, başlangıçtan itibaren ko­ mün ist l iderlerin sözünde durmad ı ğ ı n ı n ve o n l a r ı n " hürri yet-istiklal gibi sözl erinin samim iyetl e söy­ lenmedi ğ i n i n del i l i oldu. Si lah ve sayı bak ı m ı ndan üstün düşmana mağ­ lüp olan Alaş Orda h ü kümeti, isti lacı Rus komü n i s l­ l eriyle bir s u l h anl aşması yapmaya da muvaffak ol­ du .c:rn ı Buna göre, Rus kom ü n i stleri n i n Alaş Orda hükümeti l iderl eriyle asker ve subaylarına dokun­ maması , .katl i ama tabi tutmaması gere kiyordu. Fa­ kat komü nistler bu a n l aşmayı da b i r m üddet sonra ihlal ett i l er. u

(341 Z. V. Togan, Hatıralar, s . , 205. (35) · Büyük Sovyat Ansiklopedisi • s., 1 1 20 . [3G) Edward Allworth. Central Asia A Century Of Flusslan Ru­ le, sh., 236.

36


Al AS'ÇILAR

ve

KOMÜNİSTLER

Alaş partis i mensupl arı , yan i Alaş Orda hükü­ metini kuran ve onun her kadem es i nde vazife gören Alaş'çı l a r çok teş k i l atçı ve çok fedakar kimsel erd i . Tek düşünceleri m i l l et sevgisi v e m i l l eti n menfaati olduğu için onlar can ları n ı ortaya koyarak ça l ı ş ı yor­ l ardı . Bunun için başar ı l ı da ol uyorlard ı . Esası nda Alaş 'çı lar, tek Kazak Türkleri çapı nda deği l , bütün Türkistan çapı nda en i l eri ge l m i ş ayd ı n l a rd ı . Mese­ l a , o s ı ral arda u Özbekl erde ü n ivers ite mezunu ve si yasi i ş l ere karı şan tek bir Özbek, kendi tab i riy l e -sart- Taş bul atbek Narbutakoğl u n (�7 ) o l masına kar­ ş ı l ı k , A l aş Orda h ükü meti n i n ve A l aş Parti s i yöneti­ ci leri n i n çoğ u n l uğ u yüksek tahs i l l i ve dirayetl i kim­ sel erdi . İ şte bunun için de, Alaş Orda üç y ı l boyu de­ vam eden savaştan sonra mağlup o l masına rağmen, Alaş 'çı l a r Kazake l i nde gene de etki l i o l a b i l i yorlard ı . İ m kanı olduğu kadar, Alaş 'çı lar, yan i , Kazak Türkü m i l l iyetç i l eri meml eketteki bütün kilit mevk i l eri el­ l erine geçi rerek m i l li gaye leri olan « Türke l i n i n m i l­ li isti k l a l i uğrunda .. insan üstü gayretler sarfediyor(37)

Z. V. Togan,

Hfitın:ılii r ,

slı.,

1 59 .

37


lard ı . Bütün i m kanl ardan fayda lanma yolunu tutmuş­ l ardı . M esela, Eki m 1 920'de Orunbor şehrinde ko­ münistl erin düzen l ediği " Kazak ASSA Sovyeti Ku­ ru ltay .. ı n a i ştirak eden 700 delegen in çoğunluğu Alaş l iderl eri olan A l i h a n Bökeyhanoğ l u i l e Ahmet Baytu rsunoğ l u 'nun taraftarı idi l e r c:ıu ı . Bunun gibi tak· dire şayan çalışmalar sayesi nde, Alaş 'çılar komü­ nistlerin kan l ı k ı l ı cı a ltında b i l e bir çok o l u m l u işle r görü l mesini sağ l a m ı ş l ard ı r . Şayet, Sovyet hüküme­ tinin i l k seneleri nde medeni sahada bazı o l u m l u iş­ ler başarı l m ı ş ise, bu Alaş'çıların gayretiyle olmuş­ tur. Fa kat bu duru m , Ekim 1 92 1 'de açı lan a Sovyet­ l erin i l . kongres inden ,, sonra değ işmeye baş la mış­ tır. Çünkü, adı geçen kongrede Alaş'ç ı l ara hücum­ lar edi l miş, bunun neticesi ol arak Alaş'çı l ara karşı sert terör siyaseti k u l l an ı l maya baş lanrn ıştır. Buna rağmen, Alaş'ç ı l a r vatan ve m i l let menfaati için e l l e­ rinden ge leni yap� aya, son nefes lerine kada r devam etm işl erd i r. Alaş ü l küsünü o devrin gençl erine bütün i mkansızl ı k l ara rağ men izah edeb i l miş l erdir. Bu gibi çal ışmaların sayesinde, A l aş idea l i nesi lden nes i l e u l aşabilmiştir. Türkista n l ı l arın minnetl e andığı v e dün­ ya durdukça da m i n netl e anacağ ı Alaş'çı l a r ı n vaktiy­ l e m i l l eti için ett i ğ i hizm etten komü n i stler bugün b i l e ş i kayet etm ektel er. M esela, Alaş'çıl ara karş ı yü rütü l en i nsafsız ve mes netsiz iftira v e ithamlar geçen yarım a s ı r boyu gitti kçe ş iddetlenerek devam ett i . Onl arı , bütün · Tü rkista n l ı lar ve b i l hassa Kazak Türkl eri nezdinde kötü leme maksadı n ı güden itham­ ları Türki stan tari h i ve edebiyatı yla ilgi l i olarak çı­ kan k itap ve makalel eri n hepsi nde bol bol görmek müm kü ndü r. Bunun gibi esassız propagandaların hep(38)

Edward Allwortlı,

le. Sh . . 239.

38

Centra(

Asia

A Cımlury Of Russ ian

Ru·


si nden burada ayrı ayrı bahsetmek pek tabii ki m ü m­ kün değ i l . Ancak şunu bel irtmek icap eder k i , yüksel­ mek isteyen ve yükseldi kten sonra da, mevk i i n i m u­ hafaza etmeye ça l ı şan komünistler için, Alaş'ç ı l ara ve Alaş Orda hükümeti ne karş ı hücum etm ek, onu kötü­ l emeye çal ı şmak şimdi de geçerlid i r. Buna R usyadaki bütün Türk-M üslümanlar arası nda ilk defa yüksele­ rek Sovyetler Birliği Ko münist Parti si M erkezi Ko­ m ites i Si yasi Bürosu üyes i , yani komü n istl eri , do­ layısiyle R usyayı yöneten 16 kiş iden biri sayı l a n ayn ı zamanda Kazakistan komünist partisi sekrete­ ri olan Dinmuhammet Ahmetoğ l u KONAV'ın daha evvel R usça cı Sovyetskaya Kültü ra n ve sonra (27.9 1 969) cı Kazak Edebiyatı n gazetesi nde yayı n l anan ma­ kalesi tipik örnek sayı l ı r. Dinmuham met Ahmetoğ l u Konay ' ı n makalesi bu husustaki tek makale değ i ldir. Onun gibi Alaş Partisi ve A l aş Orda hükü metine hücum eden makaleler Kazakistan ve Türki stan ı n diğer cumhu riyetleri bas ı n ı nda her zaman çıkmakta­ dır. Bu da gösteriyor ki, Alaş'çı ruh Türkista n l ı l a r arasında sönmüş değ i l d i r v e sönmeyecektir. Buna, Batı Türkistanda Sovyet hükümeti n i n i n safs ı z terö­ rü netices inde açı k faaliyet gösteremeyen Alaş ha­ reketi n i n Doğu Türkistanda, bil hassa Doğu Türkis­ tandaki Kazak Türkleri aras ı nda 1 949 senesine ka­ dar devam etmesi ve İkinci Cihan H arbi s ı ras ı nd a 6.. l manlara e s i r düşen Türkistan l ı l arı n , b i l hassa Ka­ rnk Türkleri n i n subay ve erleri n i n Alaş hareketini savaş s ı ras ı ndaki A l manya 'da canlandı rması del i l Jlabil i r. Alaş Partisi ve Alaş O rda hükümetiyle ilgi l i o l a­ ·ak bu rada bi lhassa belirtil mesi gereken b i r husus, l\laş Partisi i l e Alaş Orda hükümeti yöneti c i l e r i n i n >adece Türkistan çapı nda değ i l bütün R usya Türk39


M ü s l ümanları ara s ı nda d a sayı l ı ayd ı n ve b i l g i l i kim­ sel erden ol duğudur. Bunun için de A l aş Partisi yö­ n eticil eri , yan i , daha sonraki Alaş Orda hükümeti­ n i n Bakanları, komün i stlerin 1 91 7 senesindeki ihtilal­ den evvel ve sonraki devirde bütün Rusya Türk-M üs­ l ü manl arı çapı nda çok m ü h i m rol oynamışl ard ı r . M e­ sela, meşhur a M üs l ü m an Kongrel eri n nde ve daha sonraki Ru sya M üsl ümanlarını i l g i l endiren pek çok meselel erdeki Alaş'ç ı l ar ı n tutu mu bugün bile şük­ ran ve takd i rl e a n ı l maktadır (30 ) . İ şte bunun için d e , Alaş Orda Hükü meti ve Alaş Parti si yöneti c i l e ri n i n daha iyi a n l atı labil mesi ve onların bir çok hususl ardaki tutumunun imkan oldu­ ğu kadar teferru atl ı o l arak izah edil mesi gayes iyle, Alaş büyü k l erinin baz ı ları üzerinde ayrı ayrı dur­ m ayı uygun bulduk. Şunu hemen bel i rtel i m k i , bura­ da bütün Alaş'ç ı l arın yani Alaş hareketine fi i l en ka­ t ı l anların hepsinden bahsederek tan ıtmak mümkün değ i l . Onun için sadece bazı ları hakkı nda imkan da­ h i l inde b i l g i vermek durum undayız.

[39) Bu husus Ord. Prof. Dr. Z. V. Togan'ın ·Türkili-Türldstan Tari h i · ve • Hatıralar• adlı kltaplarında aynı zamanda pek çok batı l ı yazarların eserlerinde açık olarak bellrtllmlştir.

40


-��-

J

1 ·1ı ��

r-��)' ��

.

,)

ALİHAN BÖKEVHANOGLU ( 1 869-1 932) ( � O ) A l i han Bökeyhanoğ l u , Kazak Türklerinin 1 8 inci asırdaki m eşhur Han'ı ER BARAK'ı n torunlarındandır. (40) • The Hlstory of ıhe Kazakh Press 1900-1920• Central Asi­ an Revlew. Landon, 1966 soyı: 2 sh., 1 52 (Z. V. Togan'ın Türkl ll· Türkistan Tarihi kitabında da 1869'da dogduğu belirtllmlşlir.J

41


Al i han 1 869 y ı l ı nda Sam ara şehrinde doğm uştur. A l i han Bökeyhan 1 894 senesinde Petesburg Ünive r­ s itesi orman fakültes i n i bitirmiştir. Tahs i l i n i tamam­ l ad ı ktan sonra A l ihan Bökeyhanoğ l u , To b ı l vi laye­ tinde b i r müddet memur ol arak ç a l ı ş ı r. Daha sonra, Ombı 'da ki orman enstitüsünde a profesör • <H > olarak görev a l ı r. 1 897 - 1 903 seneleri aras ında Alihan Bö­ keyhanoğ l u , o zamanlar n Step bölgesi umumi val i li­ ği • den i l en bölgede memu riyette bulunur. Ve n iha­ yet Samara 'daki Ziraat Bankas ı nda da memur ol arak ça l ı ştı ktan sonra s iyasi hayata atı l ı r. Alihan Bökeyhanoğlu 1 905 sen es inde, Türki stan tari hinde i l k d efa kuru l a n , Tü rki stan l ı l arın m i l li is­ t i k l a l i için mücadele amac ı n ı güden Alaş Parti s i n i n kurul masında esas l ı r o l oynam ıştır. Al ihan Bökey­ hanoğ l u 'nun Alaş Parti s i n i n o günün güç şartl arı altında yapı lan gizl i çal ışmalarla gel iştiri lmesinde i nkar ed i l m ez h izmeti o l muştur. İşte bunun için d e , Alaş Parti s i v e bütün A l aş Hareketi b a h i s mevzuu o­ l unca Al i han Bökeyhanoğ l u 'nun adı akla gel i r. A l ihan Bökeyhanoğ l u , Alaş Partis i vas ıtasiyle, yan i , Alaş Parti s i ad ı n a açı ktan açığa faa l iyet göster­ menin d evrin terör havas ı n da mümkün o l madığı için o zamanki i ktidara karşı ve nisbeten olurıı ı u say ı labi­ l ecek şekilde davranmay ı , yan i , Ruslar'ın siyasi par­ til eriyl e işbirl i ğ i yapmayı uygun görür. Onun i ç i n de kı saca Kadet• d e n i l e n Rusların anayasacı partisiy­ l e bazı hususl arda işbirliğ inde bulunur. Tatbi k edi­ l en bu s i yasetin n eti cesinde Çar R usyas ı n ı n birinci ve i kinci Dumas ı 'na b i r çok Kazak Türkü mebus se­ ç i l i r. Onların biri Al ihan Bökeyhanoğ lu i d i . A l i han Bökeyhanoğ l u , A l a ş Parti s i n i n faal iyet•

(4 1 )

42

The History of the Kazakh Press 1900- 1920.•


! erini h i ç aksatmaz. Gizli de olsa b i r çok o l u m l u faali yetl erde bulunur. Teş ki latlanma v e Alaş Parti s i­ n i n gayes i n i h a l ka devamlı a n l atma i ş i n i n ya n ı nda genç l er i n yetişme işine de b i l hassa d i kkat edet. Bu c ü m l eden ol arak, i stidatl ı gençleri , Ufa , Kazan, Oın­ bı, Sarıtav, Moskova, Petersburg ve Tomsk şehirle­ rindeki yüksek oku l l arda okutmaya teşv i k eder. Buna i m kan sağl ar. Talebelere türlü c i h etl erden b i l h assa mali yönden yard ı m etme i ş i n i organ ize eder ('. � > . A l i han Bökeyhanoğ l u , sadece Türkistan mese­ l es i ve Türkistan l ı l arın m i l l i menfaati için mücadele etm ekle kal maz. O , bütün R usya Tü rk-M ü s l ü m an ları davas iyle de meşgul olur. Mesela, A l i han Bökeyhan­ oğlu bütün Rusya Tü rk-M üslümanl arı çapında düzen­ lenen tarihi topl antı l arın da esas organ izatörlerin­ den ol muştur. M isa l i , A l i han Bökeyhanoğ l u , vaktiyle bütün R usya Türk-M üslümanları n ı n merkezi o l arak b i l i n en a İ ttifa k · teşk i l atı n ı n da esas kurucu l arı ndan biridir. İşte bunun için de, A l i han Bökeyh anoğ l u b a h i s mevzuu a İttifa k • teşki l at ı n ı n adı ndan g i z l i o l a­ rak teş k i l edilen crViburg Toplantısııına iştirak etmiş­ tir. Tarih ve edebi yata crViburg Hitapnamesiıı, crViburg Manifestcsun ol arak geçen tari hi ves i kayı i mza et­ miştir. Bunun için de, A l i han Bökeyhanoğ lu taki ba­ ta uğramıştır ( t.3 ) . Bu top lantıda Rusya Türk- M ü s l ü­ manları ndan A l i han Bökeyhanoğ l u 'undan baş ka, A­ zerbayca n l ı A l i M a rdan Topçubaşı da bulun muştur. A l i h a n Bökeyhanoğ l u , Çar Rusyası tarafı ndan i ki de­ fa tevkif ed i l m i ştir. <H> İ l kinde, Ombı şehrinde altı ay, i ki n c i s i nde de Semey ·Alaş .. şehrinde üç ay ha(42) • Hürriyet Radyosu•nun l ştlrlş Dergisi. 24.12.1961 München. (43) Z. V. Togan, Türlkl i-Türklstan Tarihi sh., 347. (44) ·The History Of The Kazakh Press 1900 - 1920• Central Asian Revlew, London 1 966, sayı: 2 sh.. 152.

43


piste yatm ıştır. Sonunc,u defa hapisten ç ı ktı ktan son­ ra, .Ll. l i han Bökeyhanoğ l u , Sarıtav u ş i mdiki Saratov .. şehrine sürgün e d i l m i ştir. Sürgünde bul unmas ı na . ' rağ men A l i h an Bökeyhanoğ l u , Türkistan ı n M i l l i i sti kl a l i uğrundaki hareketl erini sekteye uğratmadan de­ vam ettirmeye gayret etmişti r . M es e l a , Al ihan Bö­ keyhanoğ l u , sürgünde bul unduğu zaman b i l e , Tür­ kistanın kaderi y l e i l g i l i çok mühim kararlar a l m ı ş o l a n M i l l i Kurultay ların çağrı l m ası i ş i n i n esas te­ şebbüsçüsü ol muştur. Al ihan Bökeyhanoğ l u , her zaman Türkista n ı n m i l li m enfaati n i savunmaktan çekinmemiştir. M ese­ l a , 1 907 y ı l ı n ı n M artı n da Rusya Zi raat Umum Müdü­ rü Kriu kov'un " Rusya Z i raat Umum Müdü rlüğünce .. tertip e d i l e n top l antı sında u Kazak-Kı rg ız'lar Cingiz i l e Temür'ün torunlarıdır. Bunlar yok ed i l m e l i d i r .. demes i n e ve onu d este k l eyen, Rusya Devl et Duması­ nın en n üfuzlu üyesi a İ kinci M a rkov .. , n M arkov Vto­ roy .. un muhaceret komisyonunun 6 ncı İlkkanundaki celsesinde yapm ı ş o l duğu konuşmada u Kazak-Kı r­ g ı z'lar Çing iz ve "remür'ün torunla rıd ı r. Bunun için Amerika Kızı lderi l i l e rine ne g i b i muamele yap ı l m ı ş­ sa biz de Kazak-K ı rg ız'lara öyle yapm a l ı y ı z ,. deme­ sine karş ı Alih an Bökeyhanoğ l u cevap vermiştir ( 45 ) . Buraya a l d ı ğ ı m ı z b u örn e k , A l i han Bökeylıanoğ l u '­ rıun nas ı l ağ ı r şartl ar altı nda mücad e l e ett i a i n i an­ l atmak bakım ından ibret veri cidir. Düşünün, başta bul una11 hükümetin umum müdürü ve en nüfuzl u me­ busu

resmi topl antı larda

bütün

" Kazak-Kırgızları

i mha edel i m .. d i ye bar bar bağ ı rd ı ğ ı bir devi rde, onl ara karşı çıkmak, cevap vermek ve üste l i k top(45)

44

Z. V. Togan, Türki l i · Türkistan Tarihi,

Sh.,

305.


tan i m hası düşünülen top l u l uğun mensubu olarak bunu yapmak kolay ol masa gerek. A l ihan Bökeyhanoğ l u , 1 905 senesinin Haziran ayında Alaş Partisinin organize etmes iyle top lanan ve 1 4500 kişinin katı l d ı ğ ı top l aiıtıya başkan l ı k et­ mişt i r. Orada bir çok hayati ehemm iyeti haiz ka­ ra rlar a l ı nmas ı n ı s ağ l a m ı ştır. O devirde Kazak Türk­ l e ri arasında tartışma mevzu u olan uTü;kçülükn ve u[JL,tıcılıkn görüşünün enine boyuna münakaşa edi­ l erek uTürk�ülükn görüşünün resmen ben i msen me­ sini sağlam ıştı r < �u > . A l i han Bökeyhanoğ l u , 1 905 se­ nesinin son ayl arında O runbor şehrinde teş k i l e d i l e n top l antıya da başka n l ı k etmiştir c n ı . Al ihan Bökeyhanoğ l u , 1 905 senesinden başla­ yarak neş riyat hayatı na giren Kazak Türkleri n i n m i l­ l i bası n ı n ı n da kurucusu sayı i ı r. Çünkü , neşriyat ha­ yatına baş l ayan gazete ve derg i l e r hep onun teş­ vikiyle, türlü cihetten onun yard ı m ı y l a çıkmıştır. M es e l a , o zama n l arı nispeten kendi gözüyle gören­ l erd e n , rahmetl i Ord. Prof. Dr. Z . V. Toğ an, u Ahmet Baytu rsun i l e M ı r Yakup Dulat 1 9 1 3 senesinde Orun­ bor'da cı OAZAQ ,, ad l ı gazete tesis etti l e r. Baş ı n daki armas ı al elade b i r Kazak çadırı i d i . Bu gazeten i n ru­ hu o zaman Samara'da yaşayan Bökeyhanoğ l u A l i­ han idi " d i yor [Türk i l i - Türkistan Tari h i , Sah ife : 498 ) . m i l li A l i han Bökeyhanoğ l u Kazak Tü rkl erinin bası n orga n l arında ve aynı zamanda da Tatar ve Rus gazete ve derg i l erine de yazıyord u. Onun bir çok maka l e l eri, u Omıch .. , .. i rtiş .. , ıı Gol osu Step ıı gibi Rusça gazete ve derg i l e r ile • Vaqıt•ı , n Şura .. , g i b i Tatar gazete l e rinde d e ç ı kıyordu. [46) Z . V . Vogan. TürkllJ-Türlclsten Tarihi. sh . • 346-47. (47) • The H l s to ry of the Kazal:h Press 1900-1920• Centrel Asi­ an Review, 1966 London. Sayı: 2.

45


Al ihan Bökeyhanoğ l u siyasi mes el elerin d ı ş ı n­ da tari h , m i l li fo l klor, m i l li destan l a r ve daha b i r ç o k edebi sahal arda d a yazm ı ştır. A l i h an Bökeyhan­ cğlu'nun b i r çok yaz ı l arı a O ı rb a l as ı • takma adı i le de çıkm ı ştır. i l mi mah iyetteki tetki k yaz ı l arı Alaş Orda hükümeti y ı k ı l d ı ktan sonra, yani komün istlerin ilk senelerinde de neşred i l m i ştir. Rahmetl i , Z . V. Toğ a n ' ı n kanaati n e göre , son zamanl arda a Kaza k e­ debiyatı na kuvvet veren ve onu gerçekten yaşatan s i malar Ahmet Baytursunoğ l u , M ı ryakup Dulatoğ l u v e A l i h a n Bökeyhanoğ l u 'duru c � u >. 1 905 senes inden beri Alaş Partis i n i n başka n ı olan A l i han Bökeyhanoğ l u , Alaş Parti s i n i n gizl i ve açı k bütün kuru ltaylarında devaml ı o l arak bu mev­ kiye · seçi l m iştir. A l i han Bökeyhanoğ l u , bütün R usya Türk - M ü s l ümanl arı aras ı ndan i l k defa o larak vali­ l i k maka m ı n a tayi n e d i l e n zattı r. Onun, 1 91 7 senesin­ de Torğay vi l ayeti val i l iğine tayi n ed i l mesini Tatar­ ların u Vakitu gazetesi de sevi nçle karş ı l am ı ştı r. Ali­ han Bökeyhanoğ l u 1 9 1 7 senesinin N i san'ında Ke­ renskiy h ü kü meti tarafından teş k i l edilen a Türkis­ tan ı n M uvakkat İdare H eyeti n n i n de üyesi olmuştur. A l i han Bökeyhanoğ l u 'ndan başka ü ç müsl üman üye de, M uhammetcan Tınışbayoğ l u , G eneral Devletç i n , Sadri Maksudi Ars a l 'd ı (4!1 ) . 1 3 .1 2 . 1 9 1 7'de O r.unbor şehrinde M i l li Kurultay tarafı ndan A l ihan Bökeyhanoğ l u , A l aş Orda hüküme­ tinin başkanı ol arak s eçi l m i ştir. Türk i stan tari h i n i n v e dolayısiyle kend i h ayatı n ı n dönüm noktası sayı­ lan bu devirde de A l i h a n Bökeyhanoğlu m i l letine sa­ dakatle ve büyük cesaretl e çal ı ş mıştır. Onun takdi(48) (49)

46

Z. V. Togan , Türkill-Türkistan

Tarihi, sh., 496. Edward Al lworth, A Century of Russlen Rule sh., 21 5-6.


re şayan d i rayetl i i dares i n i n s ayesinde, bütün im­ kansızl ı k l ara rağ men Alaş O rda hükü meti üç sene ömür sü rmüştür. B i r taraftan Beyaz Rus zorbaları y­ l a öte taraftan da Kızı l Rusların s a l d ı r ı s ı n a karşı ş i dd etle savaşan A l aş O rda hükümetin i n ü ç sene ömür s ü rebi lmesi o zamanın şartlarıyla i nsafs ı z düş­ manl arın sayı ve s i l a h ü stü n l üğü hatı rlanacak olur­ sa küçümsenmeyecek başarı d ı r. A l aş Orda hükümeti sayı ve s i l a h bakımı ndan �ok üstün sayılan düşmana mağlup olduktan son­ ra da, h e r geçen gün hayatı teh l i ke a l tında o l d u­ ğunu b i l d i ğ i halde, A l i han Bökeyhanoğ l u tüm Tür­ kistan'ın m i l li menfaati için y ı l madan çal ı ş m ı ştır. Gençl eri gizli olarak teşki l atl andı rmaya gayret et­ miştir. O n l ara öğüt verm i ştir. Bununla d a ye­ tinmeyerek zor şartlar altında kısa vakit için­ de b i r çok i l mi maka l e ve eser vermi şti r. Mesela, komünistler devri nde çı kan kitaplar hususunda söz ederken .. Türk i l i - Türkistan Tari h i " ad l ı eserinde Z . V . Toğan « Mos kova 'da s ü rgünde bul unan A l ihan Bökeyh anoğlu ve arkadaşl arı da bu gibi eserlerin neşrı n ı i l e rtti o diye A l i han Bökey­ h a n ' ı n yazı ve eserleri hakkı nda izahda bulunmakta­ dır. A l i han Bökeyh anoğlu 1 932 senesinde komüni st­ l e r tarafı ndan şehld edilmişti r. O günden sonra, o­ nun eserleriyle makalel eri ni n okunması ve bul undu­ rulması yasaklanmıştır. Buna rağmen A l i han Bökey­ hanoğlu 'nu Türkista n l ı l a r hiç b i r zaman unutmadı­ lar ve unutmayacakla rd ı r. işte bu gerçeği anlayan komünistler, devam l ı propaganda yaparak, h e r ve­ s i l ey l e A l ihan Bökeyhanoğlu'na ve A l a ş hareketi n e hücum etmekteler. As l ı astarı ol mayan ifti ral a r yağ­ d ı rarak onun fikirl eriyle l iderl ik ettiği m i l li hare ke47


ti Türkistan l ı l a r nezd i nde küçük düşürme gayes ı n ı gütmekteler. Oys a , Tü rkistan ' l ı lar, kom ü n istl erin a kötü ded i ğ i n i n en iyi o l duğunu ve a iyi dedikle• rinin de en kötü o l duğunu yarım as ı rdan fazla za­ mandan beri ed inmiş o l duğu tecrübe leriyle tam o l a­ rak a n l a m ı ş durumdadır. D

48

B


MUHAMMETCAN TINIŞBAYOGLU

M uhammetcan Tı nışbayoğ l u 'nun hangi y ı l doğ­ duğu hakkında tam ayd ı n l atıc ı b i r bilgi ed inemedik. Fakat, onun Yedisu v i l ay eti Kazak Türklerinden ol­ duğu muhakkak. Muhammetcan Tınışbayoğlu Petersburg ün iver­ s i tes inde oku muştur. Yüksek mühendis ol arak ç ı k­ m ı ştır. ( 5U ) M u hammetcan Tı nışbayoğ l u , Alaş Part i s i n i n kurucuları ndan b i r i i d i . 1_905 senesinde A l a ş Parti­ sinin o zaman R usça 11 VernyD den i l e n , şimdiki A l­ ma-Ata ş eh rinde teşk i l edi l en toplantısına başkanl ı k etm iştir (51 ) . Muham metcan Tı nışbayoğl u 1 907 senesinde Rusya devlet Duması 'na mebus seç i l en i l k Kazak Türkl erinden biri ol muştur ( 52 ) . M u hamni etcan Tı nışbayoğ l u , 1 9 1 7 senes ı n ı n N i s a n ay ı nda, Kerenskiy hükümeti tarafı ndan teş­ k i l edi len u Tü rkistan'ın M uvakkat İdare H eyeti • de(50) Z. V. Togan, Türklll-Türkistan Tarihi, sh., 500. (5 1 ) Edword Allworth, Central Aslan A Century Of Russlan Rule. Sh. 187. (52) Zenkovskly, • Rusya'da Pantürkizm ve Müslümanlık• 1971 , Ankara, sh., 103.

49


n i len Kuru l a üye o l arak tay in edi len dört Tü rk-M üs­ l ü m a n 'dan biri o l m uştur. Diğer üç müsl üman üye ise, A l i han Bökeyhanoğlu, Genera l Devletçitı ve Sadri Maksudi A rsal 'd ı . uTürkistan'ın M uvakkat İda­ re H eyeti une bütün p a rti l e r i l e siyasi grupların tem­ s i l c i l eri a l ı n a rak eski S ı rderya va l i s i N a l ivki n ' i n baş­ kan l ığ ı nda i kinci defa teş kil edildiği zaman da M u­ hammetcan Tı n ı şbayoğ l u yeri n i muh afaza etm i ştir. a Tü rkistan M uvak kat İdare H �yeti u n i n topl antı l a r ı n ı n bi rinden bahsederken rahmetl i Z. V. Togan , R u s l a r ı n Başkurtları Türkistanl ı l ardan ayrı gösterme çabası­ na karşı M uhammetcan Tını şbayoğl u 'nun Şu mecl iste Rus ismiyle i ştirak edenlerin hangisi n i n ve­ l ikorus - büyük rus -, U krayn a ' l ı veya yahudi ol duğu­ na biz hiç bakmıyoruz. Siz neden aramıza kab i l e far­ kı sokmak isters i n i z ? B izde de s izde olduğu gibi parti ler farkı o l ac a ktır. Kab l l e farkı deği l . M i l l i yet itibariyle biz tek b i r m i l l etiz. İşte ben Yedisu vi la­ yetinden b i r Kazağım. Ben de Velidov-Z. V. Togan­ la ayn ı fikirdeyim . . » dem i ş o l duğunu u H atıraların­ da .. överek anl atmakta. Bu da gösteriyor ki, M uham­ metcan Tı n ışbayoğ l u , A l aş Parti s i n i n 1 905 senesin­ de Karkara l ı 'da kabul etmi ş ol duğu Türkçü görüşü tam manasiyle benimsem i şt i r. M u hammetcan Tı n ı şbayoğlu 1 0. 1 2. 1 9 1 7 senesin­ de Kokand şehrinde top l anan M i l li Kurultay kararıy­ l a kuru l muş olan " Ko kand M uhtariyeti » h ükü meti n i n başkanı seçi l m i ştir <53> . Aynı zamanda da, ondan ü ç gün sonra, yan i , 8 Ara l ı k 1 9 1 7 'den 1 3 Aral ı k 1 9 1 7 ta­ rihine kadar Orunbor şehrinde devam eden M i l li Ku­ rultayı n son günü Kurultay karari yle Alaş Orda hüu . . .

.

(53]

Tiirk Yurdu dergisinin o zamanki sayılarında

Kokand Muhtariyeti hakkında ti olarak intişar etmiştir.

50

bllgl

verll lrken

(XIV sh: 200]

Tını şbaşev•

hiikıime­


kümeti n i n dah i l iye veki l i o l arak tay i n edilm i şti r. İş­ te bu da gösteriyor k i , M uhammetcan Tınışbayoğ l u , bütün Türki stan çapında öze l itimad v e saygı bes l e­ nen ender kimsel erden ol muştur. M uhammetcan Tınışbayoğ l u , a Kokand M u htari­ yeti n hükümeti başka n l ı ğ ı hizmeti nde faz l a kalmamış­ tır. H ü kümet Başkan l ı ğ ı h izmeti nden istifa ederek Alaş Orda hükümeti n ezdindeki dahil iye veki l l i ğ i gö­ revine başlamıştır. Pek faz l a ömür süremeden an­ cak i k i aydan sonra Ruslar tarafı ndan y ı k ı l a n Kokand M uhtariyet hükümeti başkanı bul unduğu kısa devre içinde d e Tını şbayoğ l u b i r çok faal iyetl erde bulun­ maya ç a l ı ş m ı ştır. Fakat, Alaş Orda hü kümeti n i n da­ h i l i ye veki l i olmanın bütün Türkistan ı n iç i ş l erinden sorum l u olmak manas ı n a geldiğini iyi kavrad ı ğ ı i ç i n bu vazifesinde fazl a kal mamıştır. H ükümet B aş kan­ l ığ ı h izmetinden Muhammetcan Tınışbayoğl u i stifa edince yerine M ustafa Çokayoğlu Kokand M uhtari­ yeti H ükümeti başkanı o lmuştur. Buna rağmen , M u­ hammetcan Tınışbayoğ l u , a Kokand M uhtariyeti h ü­ kümeti Başkan l ı ğ ı ndan istifa etti kten sonra da, ya­ n i , A l aş Orda hükümeti n i n dahil iye veki l i i ken b i l e Kokand M u htariyeti H ü kü meti adına topl antı lara i ş­ tirak etm işti r. Mesela, bu hususu a Hatı ra lar11 ı nda Z. V. Togan şöy l e a n l atır: D

n Arkadaşım Seyid G i ray M agaz , Semey [Alaş) ş ehri n e , Alaş O rdaya geldiğinde A l i han Bökeyhan ve Kokand otonom hükümetinin sab ı k rei s i M u ham­ metcan Tını şbayoğlu hep orada top l u halde i m i şler. İşte bu , Alaş Orda , Kokand Muhtariyeti ve Başkür­ di stan arasında topl anan i l k kongre olmuştur . n [ H a­ tıralar, sah ife : 2 1 7> . M uhammetcan Tınışbayoğ l u , 1 9 1 7 senesinde Ke­ rens kiy h ü kümeti tarafından Rusların Tü rkistandaki . .

51


zorba lığı hakkında b i l g i top l am a komi syonunun üye­ si ol ara k da görev a l m ı ştır. Tınışbayoğ l u , komisyo­ nun diğer üyesi Rus Ş kapski'in Rusları n Kazaklara olan tecavüzleri n i görmemez l i kten gel erek Rusları h ak l ı çı karmaya çalışmasını şiddetl e yerm işti r (5i ) . M uhammetcan Tını şbayoğ l u , h e r hareketiyle h i ç tavizs i z Türkista n ı n , h atta t ü m R usya Türk-M üsl üman­ l arı n ı n i stiklalinin savunucusu o l muştur. Mesela; 1 6 N i san 1 9 1 7'de topl anan " Türkistan M üslümanları n ı n Kongresi D n d e R usya i dares inin federasyon şekl inde o l s u n , " Federasyon ş a rtıı diye savunanl arın biri Mu­ hammetcan Tınışbayoğ l u o l m uştur ( 55>. Adı geçen kong ren i n raportörü olan Z. V. Togan'ın a n l attı ğ ı n a göre; " . . . M uh ammetcan Tınışbayoğ l u , Abdu rrah­ man Orazayoğlu g i b i zatlar ol mazsa , Rusya idaresi­ nin federatif ol ması icab ettiğine dair karar asla ç ı k­ maz . . . D m ı ş . a Çü n kü b i r taraftan Sçpa kin (rus) ida­ resindeki "Tü rki stan M uvakkat Komites i • onun Ge­ neral Devletç i n , Sadri M aksudi Ars a l gibi (Tatar) müsl üman üyel eri bütün güçleriyle bu kararı ç ı kart­ mamaya ıı çalışmıştı r. H atta, u Kazan l ı münevverler Orunbor'da çı kmakta olan -Vakit- gazetesi muharri­ ri (Tatar) Kebir Bekir'in etrafı nda top l anarak federa­ l izm a l eyhinde bir dağ gibi durmuşlard ı » diyor Z. V. Togan rahmet l i . Sonra i l ave ediyor; a Fakat bunu, Ko­ kan d l ı Aşu r A l i Zah i r i , Türkm enl erden Berdi Hacı ve Kazakl ardan M uhammetcan Tın ışbayoğlu ile Ab­ durrahman Orazayoğlu y ı km ı ş , Rusya i dares i n i n fe . deratif o l ması hakkında karar çı kartt ı . D Bu da gös­ teriyor ki, M uhammetcan Tın ışbayoğlu tam manasiy­ l e m i l l iyetçi ve ist i k l a l c i d i r ( ( 56 ) .

52

(54) (55)

Z. V. Togan, • Türkill-Hirklstan Tarihi• Aynı eser, sh., 1 52.

(56)

Z. V. Togan,

Hatıralar,

sh.,

153.

sh., 363.


Muhammetcan Tı nı şbayoğ l u , Türkistan tari h i n d e siyasetçi o l duğu kadar, yaza r o l arak d a ç o k m ü h i m y e r tutar. M esela, Tınışbayoğ l u , 1 9 1 3 senes i nde 0runbor şehrinde neşre d i l meye başlayan .. QAZAO » gazetes i n i n deva m l ı yazarlarından olmuştur C57 ) . M u­ hammetcan Tınışbayoğl u b i r çok i l mi eserler de ver­ m iştir. Onun Kazak tari h i n i n a Aqtaban Şubırınd ı " de­ n i l en devri ve u mumi Kazak Türkl eri tarihiyle i l g i l i geniş b i l g i veren n'M atarya l ı k i storiy K ı rgız-Kazaks­ koyo N aroda u yani a Kazak·K ı rgız halkı tari h i husu­ sundaki matarya f l a r n adiyle bas ı l m ı ş · b i r eseri var­ d ı r. Sab ı k h ü kümet rei s i , s ab ı k d a h i l iye veki l i , tarih­ çi ve yüksek mühend i s o l an Muham metcan Tını şbay­ oğlu, Tura r R ı squ foğ l u i l e b i r l i kte 1 9 1 6 senes i n deki Kazak Türkl eri n i n ayaklanması hakkında da b i l g i top­ l ayarak neş retm i şti r cso > . ıM uhammetcan Tınışbayoğ l u , 1 922 senesinden sonra ken d i s i n i tamamen i l mi çal ı şmal ara vermiştir. O s ı ra l ardaki i l mi kuru l uş l a r olan a Coğrafya Cemi­ yeti ., n i n ve n İ l mi Pedagoj i Cemiyet i n n i n d e üyelerin­ den ol muştur. Ayrıca M uham metcan Tınışbayoğ l u '­ nun n Kazakistanı Öğren me Cemiyeti n yay ı n l arı ara­ s ı n d a , Kazak Türklerinin m i l li istikl a l i için vaktiyl e Ruslara karşı savaşarak şeh i d düşen a isetay Tay­ man ve Ved isu'daki es ki eserler hakkında yazd ığı i l mi yaz ı l a r d a neş red i l m iştir (5!1 ) . n

M uham metcan Tın ışbayoğ l u , Bol şev i k d evri n i n i l k senelerinde de i l mi çalışmalarını devam etti rme­ ye gayret etm iştir. M esela: 1 923 senesinde neşre(57] (58)

(59]

z. V. Togan Türkili-Türkistan Tarih i , sh., 500. Z. V. Togan. Türklll-Türkistan Tarihi, Sh., 344. Z. V. Togan Türklli-Türklstan Tarihi. sh. , 514.

53


d i l meye başl ayan u SANAn derg i s i n i n i l k sayı s ı nd a Türk ve Monğol M u hammetcan Tınışbayoğ l u 'nun Tari h i n i n Ana H atları " denilen i l mi maka l esi çıkmış­ tır. Ayrıca Muhammetcan Tınışbayoğ l u 'nun a Edige Destanı n hakkında d a i l mi tah l i l l eri yayı n l a n m ı ştı r. Fakat ne yaz ı k ki, Muhammetcan Tı n ışbayoğ l u da en veri m l i zaman ında h ürriyeti e l i nden a l ı nara k hapis­ l ere atı l d ı . Sonra şehid ed i l d i . Allah gani gani rah­ m et eyles i n . M uham metcan Tını şbayoğ l u , 1 930 senelerinde yap ı l a n katl iam sırasında şehid edilmiştir. 11

54


' -.�·

j.

,. ,

)

' '"

.

'

-�

:.: ·

��

.. . · ..

.'

·_.

·�

• . �,_;ı ·

� &

AHMET BAVTURSUNOGLU ( 1 873-1 937) Ahmet Baytursunoğ l u tüm Türki stan çapı nd a e n d e r yetişen özel vasıflara s a h i p büyü k şahsiyetti . Ahmet Baytursun şairdi , yazard ı , eğitimci i d i , d i l c i ve siyasetçi i d i . B i r çok kimseler o n u A l a ş hareke­ tinin teoritiğ i olarak nitelendirmekted i r. Ahmet Baytursunoğl u 1 873 senesinde Kazakis55


tan 'ın Torğay vilayeti n i n Sarıtübek kazas ında d ü nya­ ya gelm işti r (60 ) . Orta tahs i l in i Torğay şehrinde gör­ d ükten sonra, Orunbor'daki yüksek öğretmen oku l u­ nu bitirmişti r ( 61 ) . A hmet Baytursunoğlu 1 895 senesi i l e 1 909 senesi arasında eğitimci olarak Aqtöbe, Oostonay, Qarqara l ı 'd a gö rev a l m ıştır. 1 904 senes i n d e Ahmet Baytursunoğlu a Oı rıq M i sal .. adı ndaki h i kaye kitab ı n ı çıkarmıştır. Ahmet Baytu rsunoğ l u i lmi tetkikler yapan çalışmalarına 1 90 1 senesi nde baş l am ıştır. Onun bu sahadaki ça­ l ışma ları 1 929 senes i n i n sonuna kadar devam etm i ş­ tir. [ Kazak bas ı n ı tari h i a d l ı makalede bu hususta taf­ s i l at veri l m iştir) . 1 909 senesinde Ahmet Baytursunoğ l u Çar Rusya hükü meti tarafından m i l l iyetçi l i k hareketl erinden do­ l ayı tevkif ed i l m i ştir. Hapi sdeyken annesine h itaben yazd ı ğ ı bir ş i irinde Ahmet Baytursunoğ l u , 1 885 sene­ s i n de babası Baytu rsu n Şoşakoğ l u 'nun Ruslar tara­ fından e s i r al ınarak s ü rgün ed i l d iğ i n i büyük üzü ntüy­ l e hatı rladığını bel i rtmiştir ( 62) . 1 91 O senesinde de Ahmet B aytursunoğ l u " MA­ SA · yani u Sivri s i n ek o a d l ı k itabı n ı ç ı karm ı ştır. Ahmet Baytursunoğ l u 1 905 senesinde kuru l a n bütün Türkistan tari h indeki i l k s iyasi M i l li Parti, ALAŞ PARTİ S İ N İ N ku rucu larından o l muştur. Ahmet Baytursunoğ l u 2 Şubat 1 9 1 3 senesinden 1 91 8 senes i n e kadar, Türkistan tari h i nde özel yeri o l an meşhur u QAZAQ .. gazetesini ç ı karmıştır. B u­ nun baş yazarı ol m uştur. Ahmet Baytu rsunoğ l u , (60)

Edward Al lworth, Centrnl Asla A Century of Russinn

Ru­

le, sh. 175. an

(61 ) ·The Hlstory of the Kazakh Press Review, 1 966 Landon. (62)

56

Edward Allworth,

adı

geçen

1900·1920•

eseri, sh., 4 1 0 .

Central Asi·


.. QAZAQ .. gazetes i intişar etmeden evvel ç ı km ı ş o l a n bütün m i l li bas ı n organ l a rı n ı n da kurucuları ndan v e yazarlarından o l muştur. Tü rkistanın türlü meselel eriy­ le i l g i l i çok kıymetl i yazı lar yazm ıştır. Makal e l e rin­ de Ahmet Baytursunoğ l u , Türkistan'a geti ri lm ekte o­ lan Rus muhaci rlerine şiddetle muhal efet etm i ştir. Bunun derhal d u rd u rulmas ı n ı talep etm işti r (G3> . Ah­ met Bayturs unoğ l u .. Qazaqu gazetes inden evvel neş­ riyat hayatı na baş l a m ı ş o l an Kazak Türkleri bas ı n o r­ ganlarında bununla beraber i l mi maka l el e r de yaz­ mıştı r. Mesela; cıAVOAP » derg i s i n i n 1 9 1 1 senesinde çı kan ilk sayı s ı nda Kazak Türkleri n i n edebi d i l i hak­ kında, Ahmet Baytursunoğ l u 'nun b i r makalesi ç ı k m ı ş­ tır. A hmet Baytursunoğ l u , 1 9 1 3 senesinde neşred i l ­ meye başlayan a Oazaq u gazetes i n i n i l k �ayıs ında yaz­ dığı makalesinde şöy l e d iyord u : " . . . As ı rlardan beri Kazak'l a r kend i vata n ı n d a h ü r ol arak yaşam ı ştır. Fakat, ş i m d i kutsal bozkı rı­ mız yabanc ı l arın bas k ı n ı n a uğramakta. Bu durumda istikba l i m iz ne olacak? Tarih bize, yabancılar kültü r bak ı m ı ndan üstün o l ursa, yerl i l erin erid iğinin sayısız m i sal l erini vermekte. Ve, şayet yaba n c ı l a r i le yerl i halkın kültür seviyesi eşit ise, i ki s i n i n b i r müddet müşterek ö m ü r sürebi l mesinin mümkü n ol duğunu d a gösteriyor. Yabancı la r d urmadan topraklarımıza yer· !eş iyor. Meml eketi m ize geti ri l mekte o l an yabancı la­ rın sayısı s ü ratle çoğalm akta. Bunlar gün geçtikçe meml eketimizin iç tarafl arına yay ı l ı yorlar. Buna kar­ şı mücadele etmel iyiz. Ken d i muhtariyetimizi koru­ maya çal ış mal ıyız. Bunun için de kü ltü r ve eğiti m i ş[63) • The H l stery Of Th� Kazakh Presr. 1900·1 920 • , Central Asi· an Review, say ı : 2, Lenden 1966.

57


! erim ize ehemm iyet vermel iyiz. Onu sağlam temel­ l ere oturtma( ıyız. Her ş eyden evvel m i l li edebiyatı­ mızı geliştirmeliyiz. Ancak kend i d i l i n e ve kendi ede­ biyatına sahip o l a n l a rı n , bunu terakki ett i reni erin h ü r ol ara k yaşama hakkına s a h i p ol duğunu h i ç b i r za­ man unutmama lıyız . . . ( 6� ) . »

Ahmet B aytu rsunoğ l u , 1 3 . 1 2 . 1 9 1 7 'de Türkistan ı n M i l li hükü meti A l aş O rd a 'n ı n M i l li Eğitim Baka­ nı seçi l m i ştir. Bu görevi nde 1 920 senesi Alaş Orda h ü kü meti , Sovyet Ru sya tarafından y ı k ı l arak Türkis­ tan i sti l a ed i l ene kadar kalmıştı r. A l aş Orda h ü kü me­ ti y ı k ı l d ı ktan sonra, Z. V. Toga n ' ı n da d ah i l ol duğu bir heyetl e M oskova'ya varan Ahmet Baytu rsunoğ­ lu Len i n i l e Sta l i n dahil Sovyet hükümeti ve komünist partis i idarec i l eriyle m üteaddit defa l a r görüşmüştü r. Bu hususta n Hatı ra l a r n ı n d a Z. V. Togan i l g i çekici bilgi vermekted i r . Ahmet Baytu rsunoğlu 1 9 1 7 senes i nd e Kurucu Meclisine d e üye seç i l m i şt i r.

Rusya

Ahmet Baytursunoğ l u 'nun dostu ve düşmanı ta­ rafı ndan kabul e d i l en vasıfl a rı ndan b i ri d i l c i o l m a­ s ı d ı r. O , Kazak Türkleri ' n i n çağdaş d i l b i l g i s i n i yaz­ m ı ştır. Aynı zamanda b i r çok ders kitapl arı da yaz­ m ı ştı r. Ahmet Baytursunoğ l u 1 926 senes inde Bakü'da topl anan Türkol oj i Kuru ltay ı n a da iştirak etm i şti r. Kuru ltay toplantı larına bir kaç d efa başkan l ı k da et­ m i ştir. Ahmet Baytursunoğ f u , b i r çok uygun del i l l e r geti rerek latin harf i n i n kabul edil mesine karşı çık­ m ı ştır. Bunun yeri n e , bazı reform l a r yapı l arak asır­ lardan beri kul l a n ı l makta o l an arap harf l erinin ku l l a(64) The H lstory of the Kazakh Press Revlew 1 966, say ı : 2, London.

58

1 900·1920, Central Asion


n ı lması fikrinde ı srar etmiştir. Arap harfl erine reform­ lar yapma teklifini kend i s i Kazakistanda tatb i k et­ miştir. Bakü 'daki Tü rkol oj i Kurultay ı nd a l ati n harfi n i kabul etmemiş olan Kazakl a r i l e Tatarlar bir müd det daha reform yaparak arap harflerini ku l l a n m ı ş l ardır. 11Türkil i-Tü rkistan Tari h i n ve H atıral a r u adlı eser­ l erinde Ord . Prof. Dr. Z. V. Togan, Ahmet Baytu rsun­ oğlundan bahsederken 11 a l i m u , ıı mu harri r ,, demekte . Kazak Türkl eri ve tüm Türkistan , hatta bütün Rusya Türk-M üsl ümanlarıyla i lg i l i meselel eri a n l atı rken on­ dan sitayiş! e bahsetmekte. Burada i l ave e d i l m esi gereken i kinci bir husus, Ahmet Baytursundan sade­ ce Batı a l iml eri değ i l , vaktiyle komü n i stlerin de si­ tayişle bahsederek onun üstün vas ıflarını kabul etmiş o l malarıdır. Mesela, 1 922 senes inde Kazakistanda • İ çtimai Araştı rma l a r Seri s i n i n » üçüncü kitabı o l a­ rak çıkan eserde, Rusları n s ı kı sansürüne rağ men Ahmet Baytursunoğ l u şöyl.e anlatı l m ı ştır: • . . . Ahmet Baytursunoğlunu bütün bozk ı r tan ı r. Onu bütün Tü rkistan halkı sever ve sayar. O , gerçek demokrat şairdir. O , b i l g i l i ve gerçekten d i l c i d i r. Tek kel i meyle, O , ken di m i l l et i n i n m i l li gu ruru­ dur . . . u (65) Ahmet Baytursunoğ l u 'nu Tü rk H a l k l a rı n ı n Ede­ biyatı deni len kitabında Prof. Samoyf owitch'de ve n Orta Asya Devl et Ü ni vers ites i n i n ,, 1 924 senesinde­ ki senel i k 11 B ü lten u i nde, h atta, n Sovyet Ansikl opedi­ s i • de ve en son ol arak 1 929 senesinde a Literatur­ naya Ansiklopedi s i u de vasıflarıyla tanıtmadan ede­ memişti r (66 ) . Mesela a d ı geçen eserl erde şöyle d en­ miştir: u

u

(65) T. D . Kerey, Doğumunun 9 5 n c l yı ldönümü dolayı siyle Ah· met Baytursun. Nisan 1968. FEDA i Dergis i , l zmir. (66)

Aynı

yerde.

59


" . . . Ahmet Baytu rsun Kaz�!darın meşhur şaı r ı , pedagogudur. 1 905 senesine kadar O , Çar l ı k Rusya­ sına karşı mücadeleye önderl i k etti. 1 905 senesinden sonra O , açı ktan açığa vatan ı n ı n isti kl a l i için müca­ dele etti . Kazakların bütün yazarları ve şairl eri onun etrafında toplandı. Ondan örnek a l d ı . Ahmet Baytu r­ sunoğlu bütün yazı ve eserl erinde h a l k ı n ı meden iye­ te ve sosyal i l erl em eye , Çarl ı k Rusyaya karş ı hürri­ yet mücadelesine çağ ı rd ı . Ahmet Baytursunoğ l u , Ka­ zakların meşhur a l i m ve d i l c isidir. Çağdaş orfog raf­ yası n ı n reformcusudur. Ayn ı zamanda Kazak g rame­ rin i n ve edebiyat teoris i n i n temel i n i ata n l ardan­ dır . . " (67) . Ahmet Baytursun, Ataş O rd a hükümeti yıkı ld ı k­ tan sonra , M os kova 'da o l an b i r çok topl antı larda d a Kaza kl arı tem s i l etm iştir. A l a ş Orda hükü meti y ı k ı l ­ d ı ktan sonra, yan i , Türkistanda kom ün istler hakim olduktan sonra Ahmet Bayturs unoğlu Kazakistan ' ı n . . akadem i k komisyonunun n başkanı v e Kaza kistan Maarif veki l i o l muştur. Ahmet Baytursunoğ l u , 1 925 senesinde 11 Kazak­ ların 1 000 Şark ı s ı " deni len eseri toplatarak bastı r­ mış ve notaya a l d ı rm ı ştır. Bu s ı rada O, m i l li destan ve fol k !orla i l g i l i b i r çok çalışmalar yaptı rmı ş ve kendisi bizzat buna yard ı m etm i ştir. H eyhat ki, büyük a l i m Ahmet Baytursunoğlu da kızıl ce l l atların pençes inde otuzuncu y ı l ları şehid oldu. Allah gani gani rahmet eyles i n . .

(67)

60

Aynı

yerde.


MIR VAKUP DULATOGLU ( 1 885-1 937) Çok ateş l i m i l l i yetçi ş a i r ve çok ces u r s iyaset­ çi o l an M ı r Yakup D u l atoğlu ( M ı r Caqıp Dulatu l ı ) 1 885 senesi Kazakistan 'ın Torğay şehrinde doğmuş­ tur. Tah s i l i n i Kazakça ve R usça o larak yapmı ştı r (GD > . (68) le.

Edward

Columbla

Allworth, Central

Unlverslty Press

Asle A Century Of Ausslan Au· Sh., 370.

1967,

61


M ı r Yakup Dulatoğ l u 'nun i l k ş i i rleri 1 906 sene­ :;inde a SERKEn a d ı n da ki Kazak Tü rkü gazetesinde y ayınlan m ı şt ı r Cfı!l l . Ondan ü ç sene sonra, yani 1 909 senes i n de meşhur a UYAN OAZAQ adlı eseri çık­ m ı ştır. Kitab ı n b i rinci baskısı hemen bitm iş ve i kin­ ci baskısı yap ı l m ı ştı r. Kitabın i kinci baskısı çıktık­ tan b i r müd det s on ra Çarl ı k Rusya hükü meti tara­ fından toplatı l m ı ştı r. M ı r Yakup D u l atoğ l u d� tutuk­ lanmıştır. Daha sonra da sürgün ed i l m i ştir. M ı r Ya­ kup D u l atoğ l u 'nun u Azamat .. ve n Baqıtsız Camal " adl ı kitap l arı da çıkm ı ştı r. Eserl erinde M ı r Yakup Dulatoğ l u , Kazak Türkle­ rinin b i r çok içtimai meselerine temas ederek çö­ züm yolu aramışt ı r. Mese l a : �

uKözingdi aş, uyan Oazaq köter bastı, Ötkizbey qarangğıda beker castı. Cer ketti, din naşarlap hal harap hop, Oazağım endi catur caramastı.n

Yan i , · Gözü nü aç, uyan Kazak, k a l d ı r baş ı n ı , boşuna karan l ı kta ömrü n ü geçirme. Yer elden gitti. Din za­ yıfl ad ı , hal i m iz harap oldu. Kazağ ı m daha da yatmak doğru ol m az . .. d iye başlayan · UYAN OAZAOn adın­ daki kitabında, Ruslar tarafı ndan gasbedilm ekte o l an Kazak Türkl eri toprakları , seçim adaletsiz l i ğ i , i l i m ve s an at sahalarında geri kal m ı ş l ı k, b i rl i ksizl i k , ba­ s ı n ve matbaacı l ı k i ş i n i n geliştirilmemiş o l mas ı , genç l i k meseles i , d i n i n zayıflamakta ol ması gibi ko­ nular üzeri nde durmuştur. Bütün bunl arı şi irle d i l e geti rmiştir. Mır Yakup Du latoğ l u kitabı nd a Kazak Türkl eri arası ndaki bazı i çtimai mesel eler üzerinde b i l hassa (69)

62

Aynı yerde.


durarak, bu h ususu çok sert ten kit etm iştir. Mesela 1 909 senesinde Ufa'da ç ı km ı ş o l an u UYAN OAZAQ u adındaki kita b ı nda şöyle haykırmıştır: ccCumıs köp bizdin curtda unamağan, Naşar coq qorlıq körip cılamağan. Şortanday şabaq cutqan calmavızdar, Tekserip öz minin sınamağan. Ayağın paydalı iske bir baspağan, Umtı lğan cemtlkke bir aş tağan. Tüyeni tügimenen cutsadağı, Haramnan nepsin tıyıp bir qaşpağan. Ar isti dep hilemiz Ouday qılğan, Cap - caqsı adamdar bulay qılğan.,,

Yan i , a B izim meml ekette yaramaz i ş l e r pek çok. H a ksızl ığa uğrayıp ağlayan faki rler de çok. Büyük bal ina b a l ı ğ ı n ı n ufak ba l ık l arı yuttuğu gibi her ş ey i yuta n l a r da a z değ i l . B u n l a r kendi kabahatl arı n a b i r nebzeci k olsun bakarak, kendi kendi lerini s ı n ama­ makta. B u n l a r ayaklarını h ayı rl ı işe doğru atmaziar. Leş gördü m ü koşarlar. Deve olsa tüyüyle yutarl a r. Nefsine hakim olarak haramdan uzak l aşmazlar. H e r şeyi Huda yaptı diyoruz. Fakat i y i insanlar da böy l e şeyler yap ıyorlar.• H u lasa o larak söyl emek i cabeder ki, Mır Yakup D u l atoğ l u 'nun yazdı kl arı n ı n hepsi m i l li ve i çtimai me­ sel eler hakkında ol muştu r. M ı r Vakup Dulato ğ l u , her ves i l eyle yabancı istilacı ! a ra karşı yazmış ve onun her kötü l üğün başı o l duğunu a n l atmaya çal ı ş­ mıştır. Bunun için de i sti klal için m ücadel enin ş a rt olduğuna devam l ı o larak işaret etm i ştir. M ı r Yakup Dul atoğ l u , Alaş Parti sinin esas k uru­ cuları ndan biri ol muştu r. Onun adı daima A l ihan Bö­ keyhan ve Ah met Baytursun'la beraber geçer. B u·

63


n u , Sovyet ve Batı kaynaklarında da görmek müm­ kün. Bunun baş l ı ca s ebebi , · M ı r Yakup Dulatoğ l u '. nun her sahada en önde mücadele etm i ş olmas ı d ı r. Prof. Zeki Vel i d i Togan, a d ı geçenleri, yan i , M ı r Ya­ kup D u l atoğ l u , Ahmet B aytursunoğ l u ve A l i han Bö­ keyhan'ı u mo s ı n ı n üş butı » (Kazak Türkl erinde ku l l a­ n ı lan seyyar ocağ ı n üç bacağ ı ) o l a rak tavsif etmek­ ted ir. Mır Vakup Dulatoğ l u , 1 3 . 1 2.1 9 1 7 'de M i l li Ku­ ru ltay tarafı ndan Alaş Orda hükümeti n i n bakanl arı­ nın b i ri ol ara k tayi n e d i l m i ştir. O zaman l arı , yani M ı r Vakup Du l at'ı kend i gö­ züyle gö ren b i risi o l arak, Ord . Prof. Dr. Z. V. Togan'ın u H atı ra l a r u ve a Tü rki l i-Tü rkistan Tarihi n adlı k itapl a­ rında yazd ı ğ ı n a göre, ş a i r, s iyasetçi olan M ı r Vakup Dulatoğ l u , Alaş Orda h ü kümeti n i n bakanları ndan biri o l d u ktan sonra , 1 9 1 7'den 1 920 senes i n i n i kinci yarı­ s ı n a kadar harp meydan larında kumandan ol arak da büyük yararl ı k l a r göstermiştir . Alaş O rd a hükümeti y ı k ı l d ı ktan sonra, düşman tarafı ndan i sti l a edi l en bir meml eket evladı ve üs­ tel i k mağlup olan o rdunun mes'ul kimselerinden bi­ ri ol arak M ı r Vakup D u l atoğ l u , komü n i stlere fazla baş eğmemişti r. B u cüm leden ol arak O , m i l l iyetç i l i k görüşünden hiç taviz vermem iştir. B i r çok kaynak­ lara göre, M ı r Vakup Dulatoğlu, diğer ü l küdaş ları g i b i otuzu ncu y ı l l a rı · komün istler tarafı ndan şehid edil miştir. Evet, M ı r Yakup Dulatoğ l u 'nun da komü­ n istle r tarafı ndan katled i l d iğ i muh akkak. A l l a h gani gani rahmet ey les i n .

64


CİHANŞA DOSTMUHAMMETOGLU

Ci hanşa Dostmuhamm etoğlu, bütün Türki stan çapında, hatta bütün Rusya Türk-M ü s l ü ma n l arı ça­ pında da ün kazanmış büyük şahsiyetlerden b i ridir. Cihanşa Dostmuhammetoğl u 'nun esas mes l eği avu­ katl ı ktır. Kendisi Petersburg ün iversitesi hukuk fa­ kültesi mezunudur. Ci hanşa Dostmuham metoğlu, Alaş Parti s i n i n kurucularından v e en faal yöneti ci lerinden b i ri o l­ muştur. Bunun için de, Cihanşa Dostm uham metoğ l u , 1 3 .1 2.1 9 1 7'de A l a ş Orda hükümeti kurul duğu zaman onun bakanl a rından b i ri ol arak M i l li Kuru ltay tara­ fından tayi n edi l m i ştir. Yukarıda, Alaş Orda hükü­ meti kes i m i n d e de izah edildiği g i b i , zamanın özel ve zor şartları dolayısiyle Alaş Orda H ü kümeti , ıı B a­ tı " ve a Doğu D A l aş O rd a o l arak bazan iki ayrı hükü­ m et gibi faal iyet göstermek mecburiyeti nde de kal­ m ı ştır. İşte, merkezi O ral vi l ayeti nin me rkezi C i m­ piyti şehri o l an « Batı Alaş Ord a u n ı n başında da Ci­ hanşa Dostm uhammetoğ l u bul unuyord u . Cihanşa Dostmuhammetoğ lu kardeşi Dr. H a l i l Dostmuham­ m etoğ l u ile beraber ıı Batı Alaş Ord a n n ı n kendi or­ dusunu, yani baş ında A l i han Bökeyh anoğ l u bulunan m erkezi a Doğu Alaş Ord a D dan ayrı o l arak bütün hü­ küm et faa l i yetl erini eksi ksiz devam etti riyordu. M e m65


l eketin müdafaa işl eriyle de cid di o l arak meşgul o­ l uyord u . Tükistana doğru hızla gelmekte olan kız ı l Rus sömürücü lerine v e her yerde zorba l ı k hareket­ l erini d evam etti rme kte o l an beyaz Rus çetel erine karşı savaşıyordu. M erkezi A l aş Orda hükümetiyle i rti batı d a kes i l m işti . Silah ve mühi m mat yoktu . O­ lanlar yete rli değ i l d i . Düşman ise, sayı ve s i lah bakı­ mında n üstündü. İşte bunun için bütün A l aş Orda hükümeti ancak üç sene dayanabi l m işti ve nihayet meml eketi , Çarl ı k R usyan ı n m i rasçı s ı olan kızıl ko­ münist Ruslar i st i l a etti l e r. Fakat, buna rağmen bir müddet gene C i hanşa Dostmuhammetoğl u silahlı mücadeleye devam etm i ştir. Ci hanşa Dostmuhammetoğlu, bütün R usya Türk­ M üslümanlarının esas mesel esi o l an muhtariyet ve sonra tam isti klal işiyle de samimi ol arak meşgul o l a n ve bunun için çaba gösteren sayı l ı şahsi yet­ l erden biri ol muştur. Bu sebeple de, komün istl erin bugün bile en çok hücum ettiği Alaş'çı ların b i ri Ci­ hanşa Dostmuhammetoğ l u 'd u r. C i hanşa Dostmuha mmetoğlu, 1917 senes ı n ı n M ayıs ayı n ı n 1 ' i nden 1 1 ' i n e kadar Moskova'da de­ vam eden " Bütün R usya Müslümanları n ı n Umumi Kuru ltay ı » n ı n başka n l ı k divanına seçi lmişt i r (70 ) . B u kuru ltayda Cihanşa Dostmuham metoğ lu 'nun yapmış ol duğu konuşmayı O rd . Prof. Z . V. Togan, a d ı geçen kong reye i şt i ra k edenl eri n ve kendi k u l ağ ıyla d i n­ leyen l erden biri o l arak ıı H atıra l a r u ı nda, u Tü rki l i-Tür­ ki stan Tarihi n adl ı kitabı nd a takdirle beli rtmektedir. a Azarbaycanl ı , K ı rı m l ı ve Kazak delegeleri n i n fede(70] Rusya"da Pan-Türkizm ve Müslümanlık, Zenkovsky, Türkçe tercümesi: Sh., 324 (Yazar kitabında Halil Dostmuhammetoğlu Di­ van Başkanımı seçildi demiş. Oysı:ı, toplantıya Clhanşa Dostmuham­ metoğlu iştirak etmıştlr.)

66


rasyonu s avunma s ı , buna karşı olan cı ün itarist ıı Ah­ met Sa l i h ve Ayaz İshaki'nin grubunu mağ l u biyete uğ­ rattı " demekte. C i hanşa bostmuhammetoğ l u 'nun tu­ tum ve şahsiyeti hakkında daha iyi fikir veri r kana­ atiyle, onun «Bütün Rusya Müslümanlarının Umumi Kurultayınnda Kafkasyalı Ahmet Sa l i h i l e Kaza n l ı Ayaz İshaki v e ta raftarlarının .. Federal si steme .. kar­ ş ı •Ünitarist s istemi n savunan, " · · · Ben tata rı m . İ d i l boyu Tatarl arının ken d i başına olmasını i steri m . Fa­ kc;t, onl arın federasyon şeklini isteyeceğini a k l ı m a l m ıyor. Soruyoru m , federasyon bütün Rusyayı en a­ zından e l l i parçaya böler. Bu ise bütün Ru sya'yı par­ çal ayarak biti rmek manasına gel mez m i ? Öyl e o l a­ caksa, Kafkasya, Kırı m , Türki stan ayrı meml eket o l a­ cak. Bu d u rumda iç Rusya'yı n azarı itibara a l d ı n ız m ı ? Onun durumu ne o l acak? Bu hususu biz kon u ş­ madık. Fakat, bu duruma göre iç R usya'n ı n 30-40 par­ çaya bölü nmesi gerekmez m i ? Biz Tü rk-Tatarl ar, Rus'un boyunduruğu altında olmasın d iyoruz! B u ne demek? N e için biz demokrat kardeşi m iz (!) Rus­ l ara inanm ı yoruz ? Bu nereden çıktı . . . n (71) . d iye ko­ nuşan hati pten sonra Tü rki stan veki l i Cihanşa Dost­ muhammetoğ l u şöyle söze b aş l a r (72) : « Federa l i st M ü s l ü m an kardeş l e ri m ! Ben b i r Kazak'ı m . Ben i m l e beraber şu rada yedi v i l ayetin ye­ di m i lyon halkı sesl eniyor. Memleket halkı için m ü­ him olan " Fed erasyonun meydana geti rmek maks a­ diyle konuşurken , bizim fikrim ize de ehemmiyet ve­ rilmesi gereki r. Ben bu kurultaya geldiğim s ı rada, Vabt.:ıloncky'in makalesini okudum. M akalesinde o , (71 ) -

Bütün

· Emenet• (72)

· PROTOKOLU Rusya

-

1 -11

Müslümanlarının

Mayıs

1 9 1 7'de

Umumi

Kurultayı n ı n

Matbaa Şirketi. Petrograd Aynı

kaynak.

Sh . ,

1 917, sh.,

Moskova'da

olan

Protokolu -

194.

1 96 .

67


Rusya ' n ı n ş i md i ki vaz iyetine temas ederek, a n e za­ man bu başı bozu k l u k son bulacak. Rusya'yı bu şö­ ven lerden kim kurtaraca k " diye s oruyord u. O, b i­ zim kendi hak huku kumuza sahip ç ı kmak isteyişimi­ zi a şövenıı d iye tasv i r ed iyor. Bunu n l a d a kal mıyor. Bizim hareketl erimizi h ı rs ı zl ı k ve haydutl ukla mu ka­ yese ed iyor. Ben, Yabulonsky'in bu sözlerine şaşma­ d ı m . Çünkü, Katlevsky ' l e Yabul onsky i kisi b i r bahçe­ n i n g ü l üd ü r. Katlevsky'i ben b i l indiği nden daha iyi tan ı r ı m . Ben onu, 1 902 senesinde Devl et Duması (Rusya M i l li Mecl i s i ) 'nda KADET'ler s andalyes inde otu rd uğu zaman Ayasofya m i naresine çan takmak i steyen Mılokof'un yamağı ol duğu zamandan tan ı r ı m . B e n , kend i l eri n i cemaat had i m i d i ye takd i m etmekte olanları n , burada söyl ediklerini d uyduğum zaman on­ l a rı hatı rlad ı m . (Bu s ı rada Başkan, Ci hanşa Dostmu­ hammetoğ l u'nun sözünü kesmiştir) -Hatip devam e­ derek-, Burada üç kara r sureti okundu. Onların sa­ dece i kisi b i rb i rine karşı f i k i r b i l d i rmekte . Ya n i , fe­ d erasyonu tarafl ayan fikir. Ona karşı olan i kinci fi­ k i r. Federasyonu m üd afaa eden Kafkasya n ı n hürri­ yetsever halkı n ı n veki l i . Ona karşı o l an ise M erkez Buron 'un Veki l i Ahmet Sa l i h . Salih Bey'in f i k ri n i mu­ harrir Ayaz İshi.ıki d estekl iyor. Ben, Ayaz İshaki'ye şunu demek i sterim k i , felsefe satma.k i l e s i yaset yapmak ikisi i ki ayrı iş. ( G ü l üşmel er) . B i r kimse iyi yazar o l ab i l i r. Fakat, ayn ı zamanda da çok kötü s i ya­ setçi o l ması da mümkündür. Ben federal sistem ta­ raftarıyı m . Onun için de ben, Ahmet Salih'in federas­ yona karşı ç ı karak getirmek isted i ğ i bocalamal ara karşı söyl eyeceğ i m . Ahmet Salih, M ü s l ü man M i l l et­ l eri birleştirerek b i r m i l l et meydana geti rmek isti­ yor. Yok, Sa l i h Bey ' i n , m i l l etin, h a l k ı n ne ol duğundan haberi yok. 68


Ben i m kat'i ol arak b i l d i ğ i m e göre, millet diye darr:arkırmda tek bir ken taşıyan insanlara denir. Sun'i m i l let yaratmak, bir m i l l eti i kinci m i l l ete yut­ turmc� mümkün olabi l i r. Fakat, tam manasiyle sun'i türde bir m i l let yaratmak asla mümkün d eğ i l . . . H atip bize h itaben diyor k i ; - S i z Kaza k ' l a r i l eride ken d i işlerinizi ken d i­ niz görmek suretiyle ken d i ken d i n izi i dare etme k i s · tiyorsunuz. Fakat siz o n u becerebilec e k m i s i n i z ? S i z eğ itim ci hetinden kendin izden üstün m i l l etlerle ya­ şıyo rsunuz. Onlar sizi daha iyi idare etmez m i ? - Böyl e hezeyan l ara ben şöy l e cevap vermek istiyorum : B iz kend i toprağ ı m ızda kend i kendim ize hakim olmak istiyoruz. Başka l arı n ı n eğitimi b ize l üzu m l u değ i l . Öyle eğ itimlerin tad ı n ı tattık. O n u n zeh i r l i ol­ duğunu gördük. Bizim kendi kend i m izi i dare etme k i stememizin adalete ve umum i l iğe karşı tarafı d a yok. İ k i yüz seneden beri biz i nsafs ızca sömürü l d ü k . H a ks ızl ı kl ara maruz kal d ı k. B u bize yetti . Bize, ken­ d i n i kültürlü göstermek isteyen başka m i l letlerin hü­ kümdarl ı ğ ı n ı n l üzumu yok. Biz meml eketimizde, ken­ d i evi m izde kend i i stek ve arzumuza göre yaşamak i sti yoruz. Bunun başkasına tuhaf gelmesine a l d ı rm ı­ yoruz. Burada ben , meml eketin başka eyal etl eri n i n de federasyon şekl inde kendi haki miyetlerini kendi el­ l erine al malarının taraftarı ol duğumu b e l i rterek, bu· na karşı o l a n l ara b i r kaç cümleyle cevap vermeyi borç sayıyorum. Fed erasyona karşı olan hatipl erin izah etmeye çal ıştı klarına göre, Rusya 'da federa l cumhu riyet kurmak, toprak m esel esinin çözüml en­ mes i n i zorlaştı rırmış. Ne için bu mesele son raya b ı rak ı l s ı n ? Ne için onu i l eride top lanacak mec l i s 69


h a l l etsi n ? Sal i h Bey' i n hayal ettiği g i b i meml eket fondu esa s ı n ı n veya başka esas ı n geçerl i ol acağı malum değ i l . B e l k i , sosyal izm iyi fi k i rd i r. Fakat, u­ mumi mec l i ste çoğunluk c i h etinden b i rinci yeri a l a­ cak o l a n l ar, yan i , bizim toprağı m ız ı şimdi gasbetm i ş bul unan R u s l a r ne d iyecekl e r? Şimdi de gelel i m meml eketin serhat eyaletle­ rindeki vaziyete. Toprak meseles i n i n ş i md i ki acı k l ı h a l i n i görün. Bizim topraklarımız R usya'nın i ç vi l a­ yetlerinden geti rilen Ruslarl a doldurulm akta . Bakı­ nız efen d i l er! Oral vi l ayetin e bakınız. Orada tarı m için e lverişl i top rak tek i ki kazada mevcut. Akmola v i l ayetinde de üç kaza n ı n toprağı tarı ma elveriş l i v e veri m l i . İşte, bu kaza l a rdaki toprakl ar zorl a gas­ bedil erek Rus muhacirlere veri l m i ştir. Ad ı geçen vi l ayetl erdeki Kaza k ' l a r tarı m a yaramayan bozkırla­ ra sürü l müştü r. Yedisu v i l ayeti ndeki vaziyet de böy­ ledir. Şayet a d ı geçen vi layetlerdeki ş i m d i l i k gas­ bed i l meyen toprağı böl üştü rmeye kal karsak, her Ka­ zak a i l e s i n i n e l i ne yarım desetineden fazla toprak geçmez. Vaziyet böyle iken Kazak'ların toprağ ı n ı n geniş l i ğ i n i hesapl ayarak baş ağrıtmanın ne lüzumu var? İşte görü l üyor k i , federal cumhu riyet kurmak toprak meseles inin hal l i ni güçleşti ri r demenin h i ç esası yok . Federal s istem kurma işine karşı söyl erken Sal ih Bey, M üs l ü man kad ı n l ar i l e M ü s l ü m an işçi ler m eselesine de temas . etti. Bunun l a i l g i l i o l arak şu­ nu hemen bel i rtmel iy i m ki, Kaza k kad ı n l a rı hiç b i r zaman cariye o larak ku l l anı l m ı ş değ i l (Kazak del ege­ lerinin oturduğu tarafı e l i y l e i şaret ederek) . İ şte a­ ramızda oturan ve kuru ltay deleges i ol arak Kazak erkekleri tarafı ndan seçil erek yol l anan Kazak hanı­ m ı bunun del i l i d ir. Bu kuru ltayda şu anda otu ran 70


i ki nci Kazak han ı m ı da gazeteci l er aras ı nda, gazete­ ci o l arak oturuyor ( a l kı ş lar). Şunu da bel itme l iy i m k i , kuru ltaya gelmiş bul unan başka hanıml arı han ı m­ lar seçm işl erd i r. Bizim Kazak h a n ı m l arını ise, erkek­ l e r seçm i ş l erd i r. Tekrar ediyoru m , bizde kad ı n ı ve kızları h i ç b i r zaman cariye o l a rak k u l lanma m ı ş la r­ d ı r. B iz i m Tatar kardeş lerimiz g i b i kad ı n larım ızı , kız­ larım ızı gizl eme adet i m iz yok. Federal s i stem i n eğ itim meselesinin gelişmesi­ ne engel olabileceğ i iddia edil iyor. Bu da yanl ıştı r. Esassızd ı r . Bundan yüz sene evvel demiryol u inşa ed i l erek tren seferi baş layınca, Rus kadı nları bunu yü rütmekte o l an l okomatifin içinde ş eytan var d i yo r­ lard ı . Bu R usya n ı n kend isi nde olmuş o l an gerçek vak 'ad ı r. Fa kat, bunun gibi düşüncelerin eğiti m i n ge­ l i şmesine engel i o l ma d ı . O halde, ne için tabii ya ra­ tı l ı ş bakımı ndan ve a k ı l i l e zihin tarafından h i ç kim­ seden eks i k olmayan Kazak-K ı rg ızlar a ras ında eği­ tim meselesi sür'atle hal l o l mas ı n ? Bize fed eral s i s­ tem , hakim iyeti Han'ların eline veri r d eniyor. Şunu h emen bel i rtmeliyim k i , eski zamanlarda han'lar h a l ka karş ı , h a l k ı n menfaatini çiğned iğinde Kazak '­ l a r öyle H a n ' larını i n d i rerek yerine başka Han seç­ meyi adet edinmiştir. Şimdi ise, Kazaki standa d e­ mokras i fikri old ukça kuvvetl i d i r. Görül üyor ki bu­ nun da federal s i stem kurmayı eng e l l eyen tarafı yok . Burada b i r hususu b i l hassa bel i rtmek gereki r. Federal s i stem işçi hareketi ne engel olur den d i . Bu tamam iyle esassız b i r fiki r. Bu hususta konuşurken i­ ki meseleyi u nutmamak gere ki r. B irinci s i , işçi l'er i h­ mal e d i l m i ş s ı n ıf. Onlar sosya l izme ve i nternasyona­ l i zme kendi l erine mahsus taktikleriyle u l aşmaya çal ı­ ş ı rl a r. Çok ehemmiyetl i olan ikinci husus i se, hayal e 71


yer veri l meden her meml eketin kendine özgü şartl arı­ nın göz önünde bul undurulmas ı n ı n şart ol duğu. Doğ­ rusunu söyl emek gerekir k i , Kazaki standa , prol etari­ yat yok d enecek kadar işçi azd ı r . Çünkü, ticaret, zi­ raat, sa nayi gelişmeyen yerd e işçi-prol etariyat sını­ fı o l maz. Bizde durum böyl e . Sonra, inkı lap, ( Rus­ inkı labı kastedil iyor) yüzlerce senede bir defa ol ur. Böy l e bir fı rsatı biz, ancak bin sene sonra görürüz. Veya göremeyiz. M esela böyle olunca, Rusyad aki bütün m i l letl er kend i arzu l a rına göre hareket etmek­ te i ken, bizlerin boş h i ç b i r şey talep etm eden ke­ nard a kalmamız doğru o l maz. Çünkü , böyle arzu ve istekl eri i l eride uygul amaya koymak mümkün o l ma­ yabi l i r. Şimd iden davranmal ıyız. G e lecek nes i l ler Ö· nündeki sorumlul uğumuzu un utmaya l ı m ! Şimdi federal s istem kurmak için bizde mevcut ne gibi şartl ar var d iyorsunuz? B izde Ora l-U ral 'dan başl ayarak ta Ç i n 'e kadar uzanan yer-toprak var. Bu topraklarda, örf, dil ve i ktisadi i htiyaç ları tamam iy­ le b i r olan b i r tek m i l l et var. Devletler hukukundan az çok haberi olan herkes topraks ız -beyne l m i lei memleket- olmad ı ğ ı n ı ve ol amayacağ ı n ı b i l i r. Ahmet Sal i h ise, havada kurulan topraksız bir m i l l et ad ı et­ rafında top lanan b i r kaç hal kdan mü rekkep toprak­ sız b i r meml eket kurmak i stiyor. Bunun i ç i n boşuna çaba l ı yor. Bir M ü s l ü m a n ı n ağzından bu s özleri duy­ mak, bazı kardeşleri m izin böyle bizim kendi işi mizi kendi eli mize almak yolundaki arzul arı m ıza karşı ç ı k­ mas ı , bizim yüzümüzün l ekes i o l makta. Keşke, b iz kendi işi mizi kendimiz h a l l etmek için topl andığım ız­ da, bunu talep ederke n , buna aramı zdan hiç kimse karşı çı kmam ı ş ol saydı • 1 M ayıs 'dan 1 1 Mayıs 1 9 1 7 tari hine kadar M os­ kiva 'da toplanan u Bütün Rusya M üs l ümanları n ı n U. . .

72


ın umi Kurultay ı u nda Kafkasya l ı Ahmet Sal i h i l e Ka­ zan l ı Ayaz İsh aki'ye cevap ol arak Ci hanşa Dostmu­ hammetoğ l u 'nun adı geçen kurultayda yaptığı yu­ karı daki konuşma onun yüksek şahsiyeti n i ve tam manasıyla vatansever ve i stiklalci o l duğunu ispat­ l ı yor. B u hususta , Z . V. Togan a H atıra l ar a ı nda Azer­ baycanlı A l i M ardan Topçubaş ı , M ehmet E m i n Re­ sülzade, K ı rı m l ı Cafer Seyd Ahmet, Kazakl a rdan Ci­ hanşa Dostmuhammetoğ l u gibi leri n i n kuvvetli n utuk­ ları neticeyi federasyon l ehine çevird i n demekted i r. Ci hanşa Dostmuhammetoğ l u 'nun da otuzuncu y ı l l ardaki um umi katl iam s ı rasında şehid ed i l d i ğ i muhakka k. Nur içinde yats ı n .

73


HALİL DOSTM UHAMMETOGLU

D r. H a l i l Dostmuhammetoğl u da ağabeyisi Ci­ hanşa Dostmuhammetoğl u g i b i Alaş Parti s i n i n kuru­ cuları ndan ve Alaş O rda hükümetinin bakanları ndan b i ri o l muştur. H a l i l Dostmuhammetoğl u , Petersburg üniversi­ tes i tıp fakü ltesi mezu nudur. H a l i l Dostm uhammetoğl u , Batı Ataş Orda'yı a­ ğabeyisiyle beraber yönetm iştir. Dostmuham metoğ­ lu kardeşl eri n takd i re şayan h izmetleriyle i l g i l i o la­ rak, onları ya kı nen tan ıyan ve o d eviri ken di gözüy­ le görmüş olan Z. V. Togan ' ı n "Türkil i-Türkistan Ta­ rihi ve • Hatı ral a r n adı ndaki kitapl arında bel i rttiği­ ne göre, H a l i l Dostm uham metoğ l u , Batı Ataş Orda'­ n ı n baş ı nda bulunan ağabeyisiyle beraber savaş mey­ danl arında da büyük yararl ı klar göstermiştir. " Batı Alaş O rda n n ı n o ağ ı r şartlar altında M i l li O rdu kura­ b i l mesinde Dr. Hal i l Dostmuhammetoğlu 'nun büyük payı olm uştur. Alaş Orda hükümeti y ı k ı l d ı ktan sonra , Hal i l Dostmuhammetoğ l u ken d i n i i l mi çal ı şmal ara verm iş­ tir. Tü rlü sahalarda i l mi tetkikler yapmakla meşgul ol muştur. n Kazak-K ı rgız B i l i m Kam ı ssıyası ıı yan i , « Kazak-Kı rgız İ l i m Komisyonu ıı nda faal ol arak ça l ı ş­ m ı ştır. Burada Türk destanl arı n ı tetki k ederek ve 11

74


derl eyerek toplama işi nde Hal i l Dostm uham metoğ f u ' nun büyü k emeğ i o l muştur (73) . . H a l i l Dostmuhammetoğ l u , Muh am metcan T ı n ı ş­ bayoğ l u ve diğer bazı arkadaşl arıyla beraber " Coğ­ rafya Cemiyeti n i l e 11Tıp Cemiyeti » faa l i yetl eriy l e de meşgu l olmuştur. Adı geçen cemiyetlerin çal ış­ malarının Kazak Türkleri n i n m i l li menfaati ne uygun ve i l mi o l arak yü rütü l m esine gayret ederek, ko­ m ü nistlerin art düşüncelerine imkan vermem eye ça­ l ı ş m ıştır. H a l i l Dostmuhammetoğlu, i l mi çalışmalarıyle i l g i l i ol arak i l mi mahiyette makaleler de neşretm i ş­ tir. M esela; 1 923 senes_inde neşriyat hayatına baş­ l ayan ıı SAN A " dergi s i n i n i l k s ay ıs ından itibaren H a­ l i l Dostmuham metoğlu 'nun fizyo loj i ve tekn i k g i b i konu l a rda b i r kaç makalesi çıkmıştır. Fakat, g ü n geç­ tikçe onun faa l i yetl erine engel o l u n m aya baş l a n m ı ş­ tır. Kom ü ni stler onu da taki p ederek her hayı rlı hare­ ketine mani olmuşl ard ı r. Bunun için de Dr. H a l i l Dost­ muham metoğ lu da arzu l a rının hiç b i ri s i n i gerçekleş­ tirememiştir. Dr. H a l i l Dostmuhammetoğ l u da, diğer Al aş'çı­ lar gibi otuzuncu y ı l l ardaki insafsız · katl iam s ı rasın­ da şehid ed i l miştir. D r. H a l i l Dostmuhammetoğlu, komü n i st i ht i l a­ l i nden çok evve l , yan i , Çar R usya zaman ı nda, veba hasta l ı ğ iyle nas ı l mücadele edil mesi gerektiği hak­ kında bulmuş olduğu formü l dolayısi y l e , Petersburg­ daki Kra l i yet İ l mi Tıb Cem iyeti n i n azas ı olara k ka­ bul ed i l m i ş ve onun form ü l ü , dü nya çap ında ün kaza­ narak İ n g i l izceye de tercüme ed i l miş < "' > . (73) (")

Z . V . Togon, Türk l l i ·Türkistan Tarihi, Culdız

Dergisi.

sayı:

1,

Alma-Ato,

Sh . , 1 971 ,

513. sahife:

24.

75


M USTAFA ÇOKAVOGLU (25 Ara l ı k 1 890-27 Ara l ı k 1 941 ) Mustafa Çokayoğ l u , 25 Ara l ı k 1 890 y ı l ı n da Ka­ zak Türkleri n i n n Orta Cüz n üne mensup Kıpçak boyu­ nun Torayğ ı r kabi l e s i n i n Şaştı d a l ı n ı n Batıy nes l in i n Canay kolundan, Torğayoğ l u Çokay'ın a i l esinde, Ak76


mescit (şimdiki Kızı lorda) şehrinde dü nyaya gelm iş­ tir m ı . M ustafa Çokayoğlu okuma yazmayı kendi (avu­ l unda) köyü nde öğrenmiştir. Sonra Akmescit şeh­ rindeki oku l a gönderi l i yor. M ustafa Çokayoğ l u 'nun kend i anl attı ğına göre, avu l undan A'kmescitdeki oku­ la gönderi l i rken i ki annesi ve akraba ları n ı n bazı l a rı üzü l m ü ş l er. Üzü ntü l erini şöyle b i l d i rm i ş l er: " İşte Akmescite gid iyorsun. R usça okuyacak­ s ı n . Sonra Rus kasketi giyeceksi n . Onun önündeki güneş l iği nden dolayı güneşi görem eyeceks i n . Sana Rus e l bisesi giydirecekler, Kazak'a benzemeyecek­ s i n . Rusça konuşacaks ı n • ( 75 ) . (74) Eşinin agzından Mustafa Çokayoğlu. - YAŞ TÜRKiSTAN Yayın ı , say ı : 22, lstanbul 1972. Mustafa Çoyakoğlu'nun hanımı tara­ fından yazılmış olan !-:itap •TÜRKISTANLI • çok muhtemelen Prof. Tahir Çağatay tar31ından Türkiye Türkçesine çevrilmiştir. Adı geçen kitaptaki çok garip olan bir hususu bellrtmeden ge­ çemiyoruz. Çünkü, adı geçen kitapta, Çokoyoğlu'nun sülalesinden va ailesinden, yani Kazak Tükrlerlnden bahsedilirken, •Steplller ara­ sında•, ·Step ailesinden doğmuştur• gibi çok garip ifadeler kulla­ nılmıştır. Bu hususta, Türk asl ındım olmayan ve herhangi bir art düşüncesi olması da mümkün olmayan yengeyi kabahatlı bulmak dogru olmaz. Fakat, Türkistan meselesini çok iyi bilmesi gereken­ lerin ·Step ailes i • ve •Stepliler• diye ifade kullanmaları çok tuhaf. Adı geçen kitaptaki ikinci bir husus da, 9. sahifenin üçüncü paragra fında, •Ana tarafından dedesi meşhur Kazak serdarı idi. Öz­ beklere karşı muharebelerde cesaretiyle ı<azak kahramanları tari­ hine geçmiştir. Rusların Türklstan'ı lstilii harpleri esnasında da uzunca teslim olmadan partizan savaşı yapmı ş tır• denilmiş olması. Çokayoğlu'nun mahiyetinde uzun seneler bulunmuş olan Dr. Oktny'ın Mustafa Çokayoylu'nun 60. doğum y ı l ı münasebetiyle ya· yınlamış olduğu •Türkistan Milli Hareketi ve Mustafa Çokay. deni· len 1 950 senesinde lstanbul'da bastırmış olduğu kitabında Mus­ n•••

tafa

Çokay

Sır

Derya

nehri

kıyısındaki

Akmescit

şehri

civarında

CÜZ'ler Kıpçak uruğunun başı Torgay Dadha'nın toru­ demiştir. Hangi ·CÜZ·den olursa olsun • ULU CÜZ•, OR· TA CÜZ• , · KiŞi CÜZ• hepsi de Kazak Türklerinin birer boyudur. Türkistan'ın başka kabilelerinde böyle ·CÜZ· yoktur. (75) Aynı eser, sh., 12. oturan

ULU

r.udurD

77


Buna karş ı l ı k Mustafa Çokayoğ l u 'nun babas ı : n S en okumağa gitmel i s i n . Büyüyüp akı l l ı b i r in­ san olunca bütün Kazak' l a ra fayd a l ı ol acaks ı n . Sen yalnız benim dediklerimi d i n l e n ( iG ) dem iştir. M ustafa Ço kayoğ l u 6.6.1 923'de Pari s 'ten Berl in­ deki hanımına yazd ı ğ ı mektupta kendi hayatından ve meml ekette kalan a i l e efrad ı ndan uzun uza d ı ya bah­ seder. M em l eketten çıkalı henüz beş sene o l a n M ustafa Çokayoğ l u 'nun vata n ı n ı ve a i l e efra d ı n ı öz­ l emiş o l duğu a n l a ş ı l m akta . M evzubah l s mektubunda Çokayoğ l u , ağabeyleriyle annelerinden uzaklard a ol­ masına üzgün ol duğuna işaret ederek Osman adı n­ daki amcasından söz etmekte . Amcas ı n ı n vakti yle kendisini evlat edinmek i stediğini şöyle a n l atmakta : . . Bende kend i n e benzer b i r çok belgeler bu­ l u rd u . Bu sebepten beni çok severdi . Ka.z;::k 'lard a akrabalar aras ı ndaki münasebetlerde d ı ş benzerl ik mühim rol oynar . ( 77 ) . •

.

. . n

Mustafa Çokayoğlu Petersburg üniversitesi hu­ kuk fakü ltes inden mezun o l muştur. M ustafa Ç okayoğ l u 'nun siyasi hayata faal ola­ rak baş lamas ı , onun A l i han Bökeyhanoğ l u 'nun yardı­ miyle Rusya Devlet Duması M üs l üman Fraksiyonu katipl iğine yerl eşti ril mesiyl e başlar. Burada M us­ tafa Çokayoğ l u , tü m Türkista n ' l ı l a r, Tatar'lar, Kırım Tatar'l arı , Kafkas ' l ı l a r, Başk ı rt'lar, hü lasa, bü­ tün Rusya Türk-M ü s l ümanlarının icra edil mesi gere­ ken iş leriyle de meşgul o l uyord u . Çünkü , adı geçen­ l eri n hepsi Mustafa Çokayoğl u'na s iyasi vazifeler veri yordu. M ustafa Çokayoğ l u bu vazifesinde 1 9 1 7 senesine kadar kalmıştır. (76) (771

78

Aynı eser, sh., 1 3 . Aynı eser, s h . , 1 9 .


İ nkı lap olmamış o l sayd ı , M ustafa Çokayoğlu m u­ hakkak Rusya Devlet Dumas ı 'na üye seçi lecekti. O 2aman lar, Rusya Devl et Dumas ında Türkista n l ı ların tems i l c i bulund urmaya hakkı yoktu. Fakat, M ustafa Çokayoğ l u , Ufa vi l ayetinden tems i l ci seçil ecekti . Devlet Dumas ı n a tems i l c i seçi l menin şartları ndan biri de, büyük çiftl i k sah i bi o l maktı . Rus hükümeti­ n i n bu şartını yerine getirmek için Mustafa Çokay­ oğ l u 'nun çiftliği yoktu. Fakat, onun kıymeti n i b i l e n , ma l ı n ı m ü l künü vatanı n ı n v e m i l l etinin menfaati i ç i n harcamaya hazır ağabeyleri vard ı . U f a vi l ayeti nde büyük çiftl iği olan Kazak Türk 'ü su ltan ların dan CAN­ TÖRE, kendi çiftl iğini ÇOKAYO G LU 'na hed iye ede­ rek ona R usya Devlet Dumasına üye s eçilme i m ka­ n ı n ı sağ l a m ı ş ol uyordu. (Çokayoğ l u 'n a çiftl iğini he­ diye etm i ş olan Cantöre'nin oğlu Cihanger Türkiye'­ ye i ltica etm i ş ve İstanbul 'da vefat etm işti r. Büyük Ada 'f arda b i r köşkü ka l m ı ştır) (7B > . Mustafa Çokayoğlu i n k ı l aptan sonra «Alihan Bö­ keyha:rıoğlu'nun telegram'la çağırması üzerinen Tür­ kistan 'a dönerek (70) Orunbor şehrinde topl anan « U mu mi Kazak Tü rkleri Kuru ltayı »na iştirak etm i ş­ t i r (OO) . M ustafa Ço kayoğ l u , 1 9 1 7 senesinde Mos kova'­ daki kurucu mec l i se Türki stan vek i l i olarak i ştirak etm iştir. M ustafa Çokayoğ l u , 1 0.1 2 . 1 9 1 7'de Kokand şeh­ rinde kuru l an u Kokand Muhtariyet H ü kümeti n i n " M a­ l iye Vek i l i olarak seç i l mi ştir. Daha sonra, hükümet [70) • Eşinin Agzından Mustafa Çokayoglu• sh. 27 ve ·Türkis­ Milli Hareketi ve Mustafa Çokay• sh., 20. [79) • Hürriyet Radyosu• l ştlrlş Dergisi, 26.1 2.1 967. [00) • 1 9 1 7 Y ı l Hiitırıı Parçaları • Mustafa Çokı:ıyoğlu, 1 937, Pa­ rls • Berlin. tan

79


Başkanı Muham metcan Tını şbayoğ l u i stifa edince o­ nun yeri ne ıı Kokand M uhtari yet H ü kümeti n i n ıı · Baş­ kanı seçi l m i ştir. Aynı zamanda Mustafa Çokayoğ l u , Orunbor şehrindeki M i l li Ku rultay karariyle kuru l an Alaş Orda Hükümeti n i n de üyesi o lara k seç i l m i şti (bu hususta y u karıda Alaş Orda bölümünde izahat veri l m i şt i r) . 1 1 Şubat 1 9 1 B'de Kokand Muhtariyet H ükü meti y ı k ı l d ı ktan sonra da M ustafa Çokayoğ l u Türkista n ı n M i l li İsti k l a l i uğrundaki çalışmalarına de­ vam etm i şti r. M ustafa Çokayoğ l u ta başından beri faal Alaş'çı olmuştur. Bunun aksi zaten düşünül emez. Sonra, M ustafa Çokayoğ l u 'nun Alaş'çı o l duğuna onun · da i­ ma A l i han Bökeyhanoğ l u tarafı ndan h i maye ed i l me­ si de d e l i l o l abi l i r. M ustafa Çokayoğ l u , henüz lise talebesi olmasına rağmen, babas ı n ı n kend i yeri ne onu tek l if etmesiyl e Af aş Parti s i n i n kurucularından olm uştur. Alihan Bökeyhanoğlu tarafı ndan özel hi­ maye görmesi n i n belki d e baş l ı ca sebeplerinden bi­ ri d e bu o l muştur. M u stafa Çokayoğ l u , Kokand Muhtariyet H ü kü­ meti y ı k ı l d ı ktan sonra tamamiyle Alaş Orda H üküme­ tine bağ l ı a faal A l a ş 'çı ol arak çalışmıştı r u c o ı ı . M u stafa Çokayoğ l u , daha s on ra Türkistan dava­ sını yabancıl ara tanıtma ve bu hususta faa l i yet gös­ termek göreviyle A l aş Orda H ü kü meti tarafı ndan dı­ şarıya gönderi l i yor c o:ı ı . Mustafa Çokayoğ l u Türkis­ tandan çıktı ktan sonra, i l k ol arak Kafkasya'ya gel i­ yor. Onun d ı şarıda vatanı için yaptığ ı i l k teş ebbüsle­ rinden biri s i a Versa i l l es 'de toplanmış olan sulh kon(81 ) Central Aslan Review, Say ı : 2, 1 966. ·The History o f the Kazakh Press 1900-1920· (82) • Hürriyet Radyosu• l ş tirlş Dergisi. 26. 1 2 . 1 967, München.

80


feransı başkan ı n a telgrafla müracaat etmek o l u­ yor ıı (OJ) . Türkistan d ı ş ı nda, M ustafa Çokayoğ lu'nun Türki stan için yapm ış olduğu çalışmaları n ı n bazı ları şöyle ol muştur (84> : 1 9 1 9 senes inde Tifl is'te çı kmakta olan uVol'niye Gortsı n gazetes i nde M u stafa Çokay ' ı n Türkistan hak­ k ı n da yaz ı l arı çı kmıştır. Yine, 1 9 1 9 senes inde, Tif­ l i s 'teki başka gazetelere de u M . Canay u ve .. cel i l • gibi müstear isimlerle yazı yazm ıştı r. 1 920 senesinde n Ye n i Dünya .. adiyle, Şimali Kafkasya l ı lar'la Türkista n l ı l arın müşterek ç ı ka rd ı ğ ı dergide de M ustafa Çokayoğl u kıymetl i maka l e l e r yazm ıştır. Y i n e Tifl is'te cı Şafa k u gazetesi M ustafa Çokayoğ l u 'nun başmuharri rl iğ i nde çıkmıştır. Haz i ran 1 927'den Eyl ü l 1 93 1 'e kadı:ır istanbu l 'da n eşred i l en " Yeni Türkistı:ın " dergisin de de M ustafa Çokayoğ l u 'nun çok kıymetl i yazı ları çıkmıştır. M u s­ tafa Çokay�ğ l u , bu derginin kurucu larından biri ol­ muştu r. M ustafa Çokayoğ l u 'nun çok değerl i ed ebi ve s iyasi yazı ları neşred i l en dergi lerin en baş ı nda şüp­ hesiz 1 929'dan 1 939 senesine kadar aral ı ksız ç ı k m ı ş olan cıYaş Tü rkistan .. dergisi gelir. Bu d e rgi n i n baş­ yazarı ve her şeyi M ustafa Çokayoğ l u o l m uştu r. Der­ gi Berl i n 'd e çıkmıştı r. Bunun harici nde, Mustafa Çokayoğ lu'nu n ; n Ori­ ent et Occid ent ıı adın daki Fransız ve n Asi atic Re­ view ıı adm daki İ ngi l iz n Wschod ıı a d ı ndaki Leh derg i ­ sinde v e başka bir ç o k yabancı gazeie v e derg i l e rde (83) Türkistan Milli Hareketi ve Mustafa Çokay. İstanbul 1950, Sh., 33. (84) Türkiston Türklerinin Büyük Milliyetçi ve Yurtseverlerin· den Mustofa Çokay Albümü. lstanbul, Ç ı karan: Dr. M. Del i l .

81


de çok kıymetl i yazıl arı ç ı k m ı ştır. Ayrıı zamanda, ya­ banc ı l a r tarafından Türkistan hakkında yazı l m ış olan b i r çok i l mi eserl erin bazı k ı s ı m l arı da M ustafa Ço­ kayoğ lu tarafından yazı l m ı ştır. Çokayoğlu, n 1 9 1 7'nci Yıl H atı ra Parçal arı » adıyla kendi hatı ra ları n ı n çok kı­ sa bir bölümünü 1 937 senesinde neşretm iştir. Burada, Türkistan davas iyle ilgi l endiğini ve hat­ ta Türkista n l ı l arın l ideri , i l e ri gelenl eri olduğunu ih­ sas etm ek su retiyle Türki stan için çalı şmak gere k fakat ccimkan yok. Vakit yoku demeyi a l ı şkan l ı k h a l i­ ne geti rm iş o l an sayın baylara, Tü r1kistan davası n a sahip çıkacak olan gençl ere, M ustafa Çokayoğ lu 'nun hayatı n ı ve onun Türkistandan uzaklard a Türki stan için nasıl çal ıştığ ı n ı örnek göstermek gerekir. Bunun için fazla teferruata g i rmeden, vakti yle Türki stan hü­ kümeti n i n başkanı olan, zaman ı n ı n s ay ı l ı hukukçula­ rından büyük l ider M ustafa Çokayoğ l u 'nun gecel eri u sebze ayııkl ayarak ve sofra kurarak» (05 ) , bazan da " m atbaal arda musahhi h l i k yaparak" gündüzleri vata­ nı Tü rkistan için çal ı ştığ ı n ı be l i rtmek yeter. M ustafa Çokayoğ l u 'nun vefatı b i r çok dedikodu­ l ara s ebep o l muştur. B u hus usta, herkes her türlü yazmakta. M esela; n Vaş Türki stan Vayı nları ıı seri­ sinden Türkiye'de çı kan bazı neşriyatlarda, Çokay­ oğ l u 'nun Eşinin kitab ın d a da bazı müphem husus lar var < * > . Bu hususa komünistler de dokunma kta. On­ ların yazd ı ğ ı n a göre de, M ustafa Çokayoğl u ıızeh i r­ Ien erek öldürü l m üştü r » (O G) . Bu hus usta bazı Batı l ı yazarl ar da aynı iddiada bulun maktal ar. (85) •Eşinin Ağzından Mustafa Çokayoğlu•, Yaş Türkistan Ya­ yını, 22, 1 972 lstanbul , sh, 1 14 . ( ' ) Türkistan Kurtuluş Hareketiyle ilgili Olaylardan Sahneler, Uoç. Dr. Tehir Çağatay, lstanbul 1959. (86) ·Bilyük Türkistan'ın Yıkı l ı ş ı • - Prostor - Derglı;J say ı : 2-3, 1972 Alma-Ata.

82


M ustafa Çokayoğ l u , İkinci Cihan H a rbinde Fran­ sa dü ştükten sonra , Almanlar tarafından tutu k l a n ı­ yor. Sonra, Berl in'e gönderil iyor. Almanlara esir dü­ şen Türkista n l ı larla temas ediyor. 27. 1 2 . 1 94 fde de vefat ediyor. Pek çokl arı n ı n belirttiği ve israrla üze­ rinde d u rduğuna göre Çokayoğlu esir düşen Türkis­ tan l ı l arın hemen harbe soku l ması n ı kabul etmem iş­ ti r. Almanlardan b i r çok müsait şartl ar talep etmiş­ tir. Bu hususta , Dr. Oktay ve Prof. Tahir Çağatay ta­ rafı ndan Türkiye'de devam etti ren a Yaş Türkistan Ya­ y ı n larında ıı bazı açıklayıcı izahatlar veri l m iştir.< " " > . Son za manlarda Kaza kistan da Kazak Türkü l ehçes i n­ de kitap ve sonra Rusça makale ol arak " Prostor .. der­ gisind e ç ı k m ı ş olan n Büyük Türkista n ' ı n Y ı k ı l ı ş ı .. d e­ n i l en derl emede de açı klamalar yap ı l m ı ş . Henüz h a­ yatta o l an kimsel erin be l i rttiğine göre , adı geçen « Büyük Türkistan'ın Y ı k ı l ı ş ı D adındaki kitap G ESTA­ PO'nun arşivlerine istinaden yazı l m ı ş . Bu itibarla doğru o l a n kes i m l e ri d e varm ı ş . [Bu izahatı veren l e r Berl indeki Türki stan Komites inde vaktiyle çal ı ş m ı ş o l an v e m ü h i m mevkilerde bulunmuş o l an Özbek ve Kazak'l ardı r.) Bu üzücü meselenin teferruatı n a g i rmeden , Ço­ kay ' ı n n Yaş Türkista n n derg i sinde ç ı km ı ş yazıları n ı n derlenerek kitaplar şekl i n d e neşredil mes i n i n ehem· m iyeti ne işaret etmek isteriz.

( " " ) Aynı kaynak [Batı Almanya'da ç ı kan •Orak Çekiç ile Ga­ malı Haç Arasından adlı kitapta llgl çekici açıklamalar var.)

83


AHMET BİRİMCANOGLU

Kazaki stan ' ı n Torğay vil ayeti nden olan Ahmet Birimcanoğ l u , Petersburg üniversitesi hukuk fakü lte­ si mezunudur. Kazakista n ' ı n b i r çok yerlerinde sulh hakiml iği yapmıştır. Ahmet Biri mcanoğ l u Alaş Partisinin kurucu la­ rından biridir. 1 905 senesinde Karkara l ı 'da 1 4500 ki­ ş i n i n işti rakiyle yap ı l an kurultaya iştirak etm i şti r. Ord. Prof. Z. V. Togan ' ı n "Türkil i-Tü rki stan Tari h i " a d l ı kitabında bel i rtti ğine göre , Ahmet B i rimcanoğ l u ' n u n a d ı geçen Karkara l ı 'daki top lantıda başl ıca tartı ş­ ma mevzuu olan a Garpçı l ı k u ve ıı Türkçülüku mevzu­ unun Tü rkçü l ü k l eh i n e karara bağlanmas ı n da büyük rol ü ol muştur. Ahmet B i rimcanoğ l u , 1 3 .1 2 . 1 9 1 7 'de Alaş Orda H ü kümeti n i n Adalet Bakanı o l arak vaz ife a l m ı ştır. Bu vazifes inde Alaş O rda H ü küm eti Sovyetler tara­ fı ndan y ı k ı l a n a kadar kal mıştı r. Ahmet B i rimcanoğ l u ' n u n Azımbek Birim canoğ­ lu adındaki kardeşi Sovyetlerin i l k devri nde Alman­ ya'ya tahsile gitmiştir. Tahs i l i s ı rası n d a ve sonraları Al manya'da M i l li davaya sahip çı karak faal çal ışan ve hatta Z . V. Toga n ' ı n , ııTürk i l i-Türıkistan Tari h i n ad84


l ı eserı n ı n hazırlanmasında yardımcı olduğu yazar tarafından adı geçen k itab ında be l i rtilen Azi mbek Bi­ rimcanoğ l u , hangi sebeplerle o l duğu pek be l l i o l ma­ dan vatana dönmüş. B i l ahare ağabeyiyle o da otuzun­ cu y ı l l arı ya pılan katliam · s ı rasında şehid ed i l m i ş­ ti r.

85


ALİMHAN ERMEKOGLU ( 1 89 1 - 1 970)

A l i mhan Ermekoğ l u Kazakistan ' ı n Karkara l ı böl­ gesindendir. Liseyi Semey (daha sonraki Alaş) şeh­ ri nde o kum uştur. A l imhan Ermekoğ l u l i s eyi a l t ı n madalyon a l a ra k ifti harla b itirm iştir. O n u n l i seyi al­ tın madalyon a l arak bitirmek suretiyle ü n iversiteye i mti hansız o l arak kabul edil mesini Kaza k Tü rk'ü ge nç­ l erine örnek göstere r ek vaktiyle a Ay Oap " dergisi b i r maka l e neşretm işti r c o1ı . A l i mhan Ermekoğ l u Alaş Parti s i n i n faal üyele­ rinden b i ri ol m uştur. Eğitim m eseles iyle b i l hassa i l ­ g i lenmiştir. A l imhan Ermekoğlu kend i şahsi gayre­ tiyle Karkara l ı 'd a b i r orta mektep yaptı rm ıştır. B i r çok oku l kitapl arı d a yazm ıştır c u o ı . Yazmış o lduğu okul kitapl a rı ve daha başka bir çok i l mi eserleri olan A l i mhan Ermekoğ l u Kazak Türk l erinin cıi l k pro­ fesörü n o l ara k da tan ı m l anma ktad ı r (U!J J . A l i m han Ermekoğ l u , 1 3 .1 2 . 1 9 1 7 'de Alaş Orda H ü kümeti n i n M i l li Müdafaa Bakanı ol arak tayin edil(87) (89) (99)

86

·Kazak Edebiyatı • gazetesi, 26.6.1970, Alma·Ata. Aynı yerde. Aynı yerde.


miştir. Vazifes i n i A l aş Orda H ü kümeti s i lah ve sayı üstü n l üğüyle y ı k ı l an a kadar hakkiyle yapmaya çal ış­ m ı ştır. ( B u hususta Z. V. Togan'ın eserlerinde izahat veri l m i şti r.) M atematik a l i m i o l an A l i mhan Ermekoğ l u d a otuzuncu y ı l ları tevkif ed i l m i ştir. O n d a n sonra nere­ de ve ne yaptığ ı bel l i o l mayan Sabık A laş Orda H ü­ kümeti n i n M i l li M üdafaa Bakan ı ve matemati k pro­ fesörü A l i mhan Ermekoğ l u 'nun vefatı hakkında 26.6.1 970 senes i n i n u Kazak Edebiyatı n gazetes inde .. Elveda Aleke ıı den i l en bir yazı çı kmı ştır. Anlaş ı l d ı ğ ı n a göre, matematik a l i m i n i n dehasın­ dan faydalanmak için onu Ruslar tutuklu olarak ça­ l ı ştı rmışa benziyorlar. Bunun için de onu otuzuncu y ı l ları ö l d ü rmemişlerdir.

87


HALİL ABBASOGLU

H a l i l Abbasoğ l u , Alaş Partis i n i n kurucu üyel erinden b i ridir. 1 9 1 7 s en es i n i n Aral ı k ayın ı n 1 3 'ünde Alaş O rda H ü kümeti kurulduğ u zaman, A l i han Bökey­ hanoğ l u 'nun, yan i , A l aş Orda H ü kü meti n i n yard ımcı­ s ı olarak seçi l m iştir. Bu vazifes inde, H a l i l Abbasoğ­ lu Alaş Orda Hükü meti kızı l ordu tarafından y ı k ı l arak, Türkistan'ı Bolşevikler isti l a edene kadar ka l m ı ş­ tır (!lO ) . H a l i l Abbasoğ l u , 1 9 1 7 senesinde Semey'de n Sa­ rı Arka » adında b i r d erg i de çıkarmıştır. Adı geçen dergiyle i l g i l i olaraık H a l i l Abbasoğlu 'nu aTürk i l i­ Türkistan Tarihi .. adı ndaki kitabında Z. V. Togan şöy­ le tarif etmekte ; • Sarı Arka dergisinde, Kaza kların en i l eri gelen münevverlerinden Abbasoğ l u Halil ve Mars ı koğlu Rahimcan yazıyordu.» (!lt ) . H a l i l Abbasoğlu da otuzuncu y ı l l ardaki katl iam s ı rasında komünistl er tarafından şehid edilmişti r.

(90) (91 )

88

Z. V. Toğa;ı, Türklll-Türkistan Tarih i , sh., 369. Aynı eser, sh 506. .•


ABDURRAHMAN ORAZAVOGLU Abdurrahman Orazayoğlu da Alaş Part; s i n i n ku­ rucuları ndan biridir. Alaş Partisinin bütün faal iyetl e­ rinde vazife a l m ı ştır. Mes leğ i avu katl ı k i d i . Abdurrahman Orazayoğ l u , 1 0.1 2 . 1 9 1 7'de Kokand şehrinde top lanan M i l li Kurultay karariyle kurulan a Kokand M uhtariyet• hükümeti n i n İçişleri Bakanı o­ larak tayin edilmiştir. H ü kümet Başkanı olarak, Alaş Orda H ü kü meti­ n i n İçişl eri Bakanı M uhamm etcan Tını şbayo§ l u ve M a l i ye Bakanı o l arak Mustafa Çokayoğ l u (daha son­ ra T ı n ışbayoğlu istifa edince H ü küm et Baş kanı ol­ muştur.) İçiş leri Bakanı ol arak d a Abdurrahman Ora­ zayoğlu gibi Alaş Parti s i n i n üç kurucu üyes i n i n 11 Ko­ kand M uhtariyetb H ü kümetinde vazife a l m ı ş o l ma­ s ı , A l aş Parti sinin o sı radaki Türkistan çapındaki ro­ l ü n ü ve Kazak Türkl eri ayd ı n l a rı n ı n bütü n Türki stan davas ı n a hep birden sahip çı karak göstermiş olduğu faal iyeti i spatl ı yor. Z. V. Tog a n ' ı n u H atı ra l a r b ı nd a a n l attı ğ ı n a göre, 1 6 .4. 1 9 1 7'de top lanan 11 Türki stan M üs l ü m anları Kongresinde· Rusya idares i n i n fede­ ratif ol ması hakkı ndaki karar ORAZAYO GLU gibi m i l l iyetç i l erin sayes inde çıkmış. Abdurrahman Orazayoğ lu d a , otuzuncu y ı l larda­ ki umumi katliam s ı rasında komü nist cel latl a r tara­ fından şehid edil m iştir. 89


M USTAFA ORAZAVOGLU 2 Şubat 1 9 1 3'de h aftada iki d efa çıkarıl maya baş· lanan ve Kaza k Türklerinin bas ı n tari hinde, m i l l i is­ tiklal mücadele tari h i n d e çok ehemm iyetl i yeri olan ıı QAZAQ ,, gazetesi i l k defa ol arak M ustafa Orazay­ oğlu tarafı ndan ç ı karıl m aya baş lanmıştır. Yan i , M us­ tafa Orazayoğlu uQazaq u gazetes i n i n sahipl iğini yap­ mıştır c n 2 > . Ahmet Baytu rsunoğlu başyazarı olan .. Qazaq n gazetesinde M ustafa O razayoğ l u 'nun da ç o k kıymetl i yazı ları çıkm ı ştır. M ustafa Orazayoğ lu da otuzuncu y ı l ları şehid edil miştir.

KULMEHMET ORAZAVOGLU 1 9 1 7 senes i n i n Mayıs ayında Moskova'da top­ lanan • Bütün Rusya M ü s l ü man ları Kuru ltayı •na Se­ mey vi l ayetinin veki l i o l arak i ştirak etm i ştir. Aynı kurul tay karariyl e, u U mumi Rusya Müslümanları Merkez Şü rası n na C i hanşa Dostmu hammetoğ l u , U­ beyd u l l a h Hoca, Z. V. Toga n , Va l i than Tanaşoğ l u , Köl bay Toğusoğl u , İbrahim Caynakoğ lu g i b i şahsi­ yetlerle beraber üye seçi l m i ştir cn:ı ) . Yukarı da adı geçen üç ·Orazayoğ l u ' n u n • kardeş olup olmad ı k l arını tespit etmek mümkü n olmad ı . Fa­ kat, heps i n i n de Kazak Türkleri nden, i k i s i n i n Kaza­ ki stan ı n Semey v i l ayetinden ol duğu muhakkak. (92) The H lstory Of ·The Kazakh Press 1900-1920. Central Asian Revlew 1 966. Sayı : 2, Landon. (93) z. V. Togan, Türkili-Türkistan Tarih ı , sh., 359.

90


ÖMER KARAŞOGLU 1 872 senesinde Bökey Orda 'da fakir b i r a i l en i n çocuğu ol arak dünyaya gelmiştir. Ömer Karaşoğ l u , i l k ve orta tah s i l i n i medresede okumuştur. Yüksek tahs i l i n i de İstan bul 'da yapmıştır (9� > . Ömer Karaşoğl u , 1 900 senes inde mol l a " hoca .. ol arak tayin edilmiştir. 1 905 senesinden baş l ayarak Ömer Karaşoğlu m i l l i isti klal mücadelesine faal o l a­ rak işti rak etm işti r. Alaş Parti s i n i n kurucu l arından o l m uştur. 1 9 1 1 senesinde Ömer Karaşoğ l u , Kazak Türkle­ ri n i n meşhur sultanl arından Şah ingirey Bökeyoğ l u ve K u l m akoğ l u i l e beraber «Kazakistan" gazetes i n i neş retmeye başlamıştır (95 J . 1 9 1 7 senes i n i n Ara l ı k ayı n ı n 1 3 'ünde Orunbor'· da top l anan m i l li kurultay tarafı ndan i l an ed i l en A­ laş O rda H ü kümeti n i n Bakan l arından b i ri olmuştur. Ömer Karaşoğ l u 'nun pek çok m i l l iyetçi ş i irleri ve bir çok eseri yayınlanmıştır. Onun en çok i l g i len­ diği saha, Kazak Tü rkleri n i n edebiyatı olmuştur. Ö­ mer Karaşoğ l u 'nun üç-dört tarihi destanı da neş re­ d i l miş, komü n i stl er Türkistanı isti l a ettiğ i s ı ra l a rda vefat etm i ştir.

(94] The H istory of Kazakh Press, Ccntral Asian Review 1 96G, Sayı : 2 . (95) Z . V. Togan, Türklli-Türkistan Tarih i , sh.. 501 .

91


BAHITCAN KARATA VOGLU Bahıtcan Karatayoğ lu Kazak Türk'ü sultan ları n­ dan d ı r. Petersburg üniversitesi hukuk fakültesi me­ zunudur. Alaş Partisi kurucul arından ol muştur. 1 905 se­ nesinde Karkaral ı 'd a 1 4500 kişinin iştirakiyle yapı­ lan toplantıya katı l m ıştır. 1 907 senes inde de Rusya Devlet Dumas ı na mebus s eç i l m i ştir . . Bah ıtcan Karatayoğlu, 1 9 1 6 senesinde cephe ge­ risine işçi ol arak gönderi len Türki stan l ı ların mecburi türde cepheye gön deri l mesine karşı ç ı km ı ştı r.

ŞAHİNGİREV SULTAN BÖKEVOGLU ( 1 850-1 92 1 ) Şah:ngirey Sultan Bökeyoğlu 1 850 senes i nde doğmuştur. Kendisi Cengizhan s ü l a l es i ndendir. Yani, Kazak Türklerinin Töre-H a n ,, s ü l a l esi ndendir. Şah i n g i rey Sultan Bökeyoğ l u , Orunbor'daki as­ keri mektepde okumuştur. Rusçadan başka , Fran sız­ cayı da iyi b i l iyord u . Sultan Şahingirey Bökeyoğ l u , kend i devrindeki büyü k a l i m l erden biri i d i . o . islam kültürü ile edebiyatı n ı çok tetkik etm iştir. Bunun n

92


haricinde, Kazak Türkleri n i n fol k l oru ve hal k tü rkü­ leriyle, ş i i rleriyle de meşgul o l m uştur. Şahingirey Sultan Bökeyoğ l u , « Kazak d i l i n i n kristomatiyas ı n ı " da yazmıştı r. Bu kitabı bas ı l m ı ştır. Şah i n g i rey Sultan Bökeyoğ l u , Alaş Parti s i n i n ve 1 9 1 3 senesinde çı karı l m ış olan .. Qazaq .. gazetes i n i n kurucu l arı ndand ı r . B u gazetenin Kazak Türkleri ba­ sın tarihinde ve m i l li mücadele tarihinde özel bir yer tutmas ı n ı n başlıca sebep lerinden b i ri de g azete­ n i n böyle şahs iyetl er tarafı ndan d eva m l ı d estekl en­ mesi o l m uştur. Şahingirey Sultan Bökeyoğ l u , 1 92 1 senesinde vefat etm iştir.

SALİMKEREY CANTÖRE Sa l i m kerey Cantöre de Kazak Türkleri n i n sul­ tan larındand ı r . Kend isi çok ayd ı n kimse o l muştur H e rh alde yüksek tahsiHi o l sa gerek. Kat'i olarak han­ g i oku lu bitirdiği hakkında bir kayıt yok. Z. V. Togan' ı n .. Hatıra l a r n nda bel i rtti ğ i n e göre, Sa l i m kerey Can­ töre'nin evinde deva m l ı s iyasi ve i l mi toplantılar ya­ p ı l ı r m ı ş . M esela; Z. V. Togan , kend i s i n i n , Sa l i m ke­ rey Cantöre 'nin evinde A l i han Bökeyhanoğlu'yla bu­ l uştuğunu a n l atmakta . Devamla şöyle dem ekte : n Kazak Sultanlarından Sal i mkerey Cantöre ' n i n Ufa'da evi vard ı . Kendisi k ı ş ı n Petesburg 'da oturur­ d u . Kış aylarında onun evinde bazı s iyasi topl antı­ lar yapard ı k • d i yor (sah. 1 35). • Hatı ra l ar • ı nda Z . V. Togan, Salim kerey Cantö­ re hakk ı n da devamla şöy l e demekte: . " . . . Prof. Bartho l d 'u n mektupları n ı Salimkerey (96)

Central

Asien

Review,

1 966 sayı:

2, Landon.

93


Cantöre'nin evi nde okurd u m . Bu zat 1 8 . asırda Baş­ kurtl ara dayanarak Rusl ara , onların isti l a s ı n a karşı büyük m i l li savaşlar yapan Kazak H a n ' l arı nes l i nden o l duğu için kendisinden • Su ltan u diye bahsederd i k . Salimkerey Su ltan ben i m k ı ş ayları nda k a l m a k üzere Petersburg 'a gelmemi ve Rusya'da geliş mekte olan i hti l a l hazı r l ı klarıyla tanışmamı i sterd i . u (Sah. 1 38). Sal i m kerey Cantöre, gene Z. V. Toga n ' ı n 11 H atı­ ra larıı ı nda dnlattı ğ ı n a göre, n İ stan bu l 'u ve Boğazları işgal ederek Türkiye'yi yok etmek hakkında karar çı karan KADET Partis i n i n kongres ine i ştirak etm i ş olan Sc::cM Meksudi Arsal 'ı protesto ederek i l k i mza­ yı atanl ardan biri o l m uştur . . . .. Sali mkerey Cantöre de A l aş Partis i n i n faal ta­ raftarı ve Alaş'çı ların mes l i h atç ı l arından biri ol muş­ tur. Hatta, Sa l i m kerey Cantöre, Bütün Rusya Tü rk­ M üs l ümanları n ı n ortak davas ı n ı n savunucu l a rı ndan o l arak tan ı n m ı ştır. Doğum ve ölüm tari hi hakkında hiç bir kayda rastlamad ı k.

94


ALPISBAV KULMANOGLU Ataş Partisinin kurucularındandır. 1 905 senesin­ de Karkara l ı 'da olan büyük topl antıya i ştirak etm iş­ tir. ccTürkili-Türkistan Tarihin a d l ı kitab ı n ı n 347 nci sahifesinde Z. V. Togan 'ı n bel i rttiğine göre, a A l p ı s­ bay Kulmanoğ l u top l antıya müessir olan yüksek tah­ silli ki msel erden biri olmuştur. o · A l p ı sbay Kulmanoğ l u , 1 3 . 1 2 . 1 9 1 7'de kuru l a n Ataş Orda H ükümetinin M i l li Parl ementosu'nun Başkanı o larak seç i l m i ştir (97 ) . Otuzuncu y ı l l ardaki katl iam s ı rasında şehid ol­ duğu tah m i n edi l mekte.

(97) D. T . Arakelık, •Türkistan Milli HükOmetl Alaş Orde'nın kuruluşunun 50. Yıldönümü• ÔTÜKEN dergisi say ı : 1 , stı., 6, 1968.

95


VALİTHAN TANAŞOGLU

H u kuk fakültesi mezu nudur. Avukatl ı k l a iştiga l etmişti r. Alaş Partisinin kurucularından b i ri i d i . M i l­ li mücadeleye faal ol arak katı l d ı . M ayıs 1 9 1 7'de Mos­ kova'da top lanan a Umumi Rusya Müs lümanları Ku­ ru ltayı ona i ştirak etm i ştir. Kurultayda Rusya ida re­ s i n i n federal sistemd e o l ması n ı desteklemiştir. Bu­ nun için d e delegelerin itimad ı n ı kazanarak, C i hanşa Dostmuhammetoğ l u , Z. V. Togan, gibi fed eral si ste­ mi destekl eyip onun için mücadele eden lerle bera­ ber Rusya Müslümanl arı M e rkez Şurası ıı na üye se­ ç i l m iştir. ( R u sya M ü s l ü m a n l arı Kurultayı i l e i l g i l i o­ lara k Cihanşa Dostmuhammetoğ l u 'nun hayatı hak­ kın daki kısımda izahat veri lm işti r (!IU l . n

(98) Rusya'dakl Türk-Müslümanların Rus lhtllall s ı rasındaki tumunu ve bazı kimselerin gerçek fikirlerini iyi anlamak için Z. Togan'ın · Hiitıriilar•ının • Umumi Rusya Müslümanları Kurultay ı . l iglll kesimini okumakta fayda vardır. işte o zaman, Tanaşoğlu Dostmuhammetoğlu daha i y i anlaşı lacaktır.

96

tu­ V. ile ve


MAGCAN CUMABAVOGLU ( 1 894-1 938)

(*)

M ağcan, bugünkü Balkaş Gölünün doğusundaki Sasıq Köl m ı ntıkasında 1 894 senes i nde doğmuştur. Kazak Türklerinden Cumabay'ın oğl udur. M ağcan, med rese tahs i l inden sonra Omskta Rus mua l l i m m ekteb i n i (Uçite l i nskiy İnstitut) , sonra Sovyetfer devrinde de Moskova 'da Rus Ali Edeb iyat ve Sanat Enstitüsünü i kmal etmiştir. Mağcan'ın i l k ş i i rleri 1 909'da a OAZAO • gazete­ s i nde ç ı k m ı ştır. Onun i l k ş i i r kitabı .. şolpan .. ism iy­ l e 1 9 1 2 'de ve ş i irleri n i n baz ı l arı da top l u o l arak 1 923' de Mağcan Cumabz.yulmıng Ölengderin adiyle ( 264 sah ife tutar) neş red i l m iştir. M ağcan Cumabayoğ l u cıAY OAP 11 d e rgisinde d e yazm ıştır. M ağcan Cumabayoğ l u ş iirlerini tab iatiyle Kazak Tü rk'ü l ehçes inde yazm ıştı r. Fakat, O ; bütün T Ü R K ı rk ı n ı n meselelerini d i l e geti rmeye çalı şmıştı r. M ağ­ can tam manasiyle b i r TÜRKÇÜ i d i . Onun için d e ( ' ) Mağcan Cumabayoğlu'nun doğum tarihini • Central Asia A Century of Russlan Rule• adl ı kitabında Edward Allworth • 1 896• olarak almış. Biz, daha ewel 1965 senesinde · Büyük Türkçü Mağcan Gumabayoğlu• diye neşrettiğimiz kitapta da gösterdiğimiz gibi 1894 olarak aldık. ·Türkili-Türkistan Tarihi• adl ı kitabında z. V. Togan da öyle almış.

97


M ağcan Cum abayoğ l u , y a l n ı z Tü rkistan meselesiyle değ i l bütün TÜRKLÜ G Ü N derdiyle meşgul olmuş­ tur. M ağcan Cumabayoğ l u d a�a talebe i ken ş i i rler yazmaya başlar. Onun ş i i rl eri Omsk'te okuma kta o­ lan Türk tal ebel eri n i n kurmuş o l d uğu n B i r l i k u dern e­ ğ i n i n gazetesi olan 118 i rl i k · d e de çı kmışt ı r. M ağcan 'ı ta rif etmek kolay değ i l . Onu , onun ş i i rl eri kadar gü­ zel hiç kimse tarif edemez. Damarlarında TÜRK kanı ve gön l ü n d e. azı cık olsun vatan ve mi l let sevg isi o­ l an herkese onun ş i i rl erinin tes i r edeceği şüphesiz­ d i r. Tü rkistan Türklerinden son asırd a çıkmış olan en büyük şa i r demekte tered düt etmed i ğ i m i z M ağcan Cumabayoğ l u 'nun bazı ş i i rl erini a l a l ı m : TÜRKİSTAN Türkistan eki dünya esigi ğoy, Türkistan Er Türktüng besigi ğoy. Tameşa Türkistenday cerde tuvğan, Türktüng Tangrı bergen nesibi ğoy. Ertede: Türkistandı Turan desken, Turan'da Er Türüğüm (Türk'üm) tuvıp ösken. Turan'nıng tağdırı bar tolqımalı, Bı:.sınan köp tamaşa künder keşken. Turan'nıı:g tEngiz derlik l:ölderi bar, Şalqığan eki şeksiz tengiz Aral; Bir şette qasiyetti lstıq köl'ding, Bavırunda dünya körgen Türk kök-cal. Ertede Okıs - Yaksart Ceyhun - Seyhun, Türk'ter bul ekevin ccderyan deytin. Kiyeli sol eki suv cağasında, Tabasıng qasiyetti babang beytin. Turan'nıng Tıyanşanday tavları qalay? Par gelmes Tıyanşan'ğa tavlar talay.

98


Erksiz Er Türk'tü oyğ3 alarsıng, Köl<kc c.sqan H�m Tanri'ge qaray qaray·. Tur�r.'nıng cEri de cat, eli c!e cat, Quyınday bastan keşlıen küni de cat. Turan'dı tügelimen biylep turğan, Ertecfo er'tegi Han Afırasıyab. Turan'ğa cer cüzinde cer cetkenbe? Türk'lıe adamzat'ta el el cetl<enbe? l\eng cıqı l, ottı qayrat, cüyrük qıyal, Turan'nıng erlerine er cetkenbe? Tuvmadı adamzatta Şıngğız'day er, Danişpan tungğıyıq oy bolat ciger. Şır.gğızgday mıstanmr.g qur atı da, Adamnıng cüregine ciger berer. Turan'nıng hiyleri bar Torağay'day, Sel hiyden Temir tuvğan ot bop oynay. Ot ş�şıp cer cüzine Aqsaq Temir, Cc.:rıq etip öte şıqqan necağay'day. Turan'C:ı maqtamaymın tipti tekke, Or.sız·i!� Turan tanıs talay şetke. Sırlasqan üyde otırıp aspan - kök pen, Bilgiş m: c&tken cüyrik Uluq Bek'l:e. A�ıl qan q.ı.siyetti TÜR!< qımı, Sol qan'm::n İbni Sina Ahu Ali Moldığı biliminlng sıyqır derlik, Dünyı:ı'ğz munday adam tuvmadı ati. Türk'ting ldm kemitlıen müzikasın? ı=arcıbi toğız işekti dombırasın. Şertkende toqsan toğız türlendirip, Cubanm kim tıymağan közding casın? T:.ıran'da TÜRK oynsğan uqsap ot'qa, Türk'ten başqa ot hop can tuvıpba? ICö!> Türk enşi alısıp tarasqanda, OAZAO'dn qara şangıraq qalğan coq ba? •

ıı Türkistan u adındaki bu ş i i rinde ş a i r Türkista n ' ı en iyi şeki l d e ta rif etmekte. Türkista n l ı ların b i r tek asil 99


kanın ve TÜ R K kan ı 'n ı n mensubu ol duğunu hayk ı r­ makta. Mesela; Şöyl e demekte : a Türkistan iki dün­ yan ı n (dünya ve ahir�ti n) kapısı ve er Türk'ün beşiği­ d i r. İnsan ları hayrette b ı rakacak işler Türkistan 'da zu­ h u r etm iş ve bu ü l ke Türk'e Tan rısı . tarafı ndan veri­ l en bir ihsan d ı r. Türkistan'a eskiden Turan demişler, er Türk burada doğup büyümü ştür; Turan ' ı n dalga l ı m ukadderatı (tarihi hayatı ) vard ı r, onun baş ı ndan çok hayretengiz olaylar geçmiştir. Turan ' ı n deniz de­ n i l ebilecek gölleri vard ı r, bunl ardan b i ri ensiz bu­ caksız görünen geniş Aral Denizi, d i ğeri de öbür ta­ raftaki mukaddes l s ık G ö l 'd ü r, ki Bozkurttan doğan i l k Türk, o gölün bağrında bu dünyayı görmüştür. O ksus Yaksart yahut Ceyhun ve Seyhun denilen iki büyük n ehri Türkler eskiden derya tesmiye etm işle r. Büyük baban olan T9 R K'ün mukaddes mezarını sen bu i ki nehrin kıyı s ı nda bulacaks ı n . Tura n ' ı m ı n Tiyan­ şan gibi dağı vard ı r, ki onunla hiç bir dağ s i l s i l esi boy ölçüş emez; Semal ara çı kan Han Ta nrı 'ya baktı­ ğ ı n zaman l arda mecburen er Türk'ün bugünkü erksiz esareti h a l i n i hatı rlars ı n . Tura n ' ı n e l i de, yeri de, ay­ rı husus iyetl ere mal i ktir. Başından fırtınalar gibi ge­ çen hayatı da böyle. Bu Tura n ' ı , tam ol arak eskiden efsanevi Afrasyab Han idare etmiştir. Tu ran'ın yeri­ ne denk gelecek b i r yer bu cihanda var m ı ? M i l l et­ ler a·ras ı nda TÜ R K gibi yüksek bir m i l let daha var m ı ? Aklı keskin , ateşin gayreti, cevval hayal sahibi ol mak itibariyle, Tura n ' ı n erleriyle hangi erler denk gelebi l i r? İnsanoğull arı arası nda Çengiz gibi bir bil­ gis i çok, derin fikir sahibi, çel i k irad e l i b i r er daha rloğmuş �udur? Çeng iz gibi bir a rs l a n ı n yal n ı z ismi b i l e insa n ı n maneviyatı n ı kuvvetlendirir. Tura n ' ı n To­ rağay gibi beğ l eri de vard ı r. Bu beğ lerden ateş gibi oynaya oynaya Timur doğmuştur. Ver yüzüne ateş 1 00


saçan bu Aksak Timur, cihana y ı l d ı rı m gibi a n i b i r ayd ı n l ı k vermiştir. Tura n ' ı boşuna övmüyoru m. Tu ran �!"!suz d a bir çok yabancı e l l erce tan ı n m ı ştır. Evin­ de otu rduğu halde semalarla gizli konuşmuş olan ilim a l a n ı n ı n koşucusu o l an Uluğ Beğ ' i n arka s ı n da n koşan h a n g i b i r a l i m ona yetişeb i l m iştir? Ası l o l an kan TÜRK kan ıdır. Ebu A l i İbni Sina da bu kana men­ suptur. B i l g i s i n i n zen g i n l i ğ i onu s i h i r te lakki ettirme­ ğe saik o l m uştur. Böyle b i r insan bu dünyaya d a h a gelmiş m i d i r ? Tü rk'ün musi kis i n i , Farab i 'n i n d okuz tel l i dombırası n ı kim küçü mseyeb i l i rd i ? Bu Tü rk , dombırayı doksan dokuz nevi s e s çı kararak çalarken kim bundan müteessir o larak ağlamam ıştır? Tura n '­ da Türk ateş gibi oynam ıştır. Türkten başka kim böy le eteş ol arak doğmuştur? B i r çok Tü rk boyları d ü n­ yan ı n her tarafında kendi paylarını a l m a k üzere d a­ ğ ı l d ı kl arı zaman, Kazak'a da baba evi m i ras ol arak k a l m ı ş değ i l m i d i r ? a Sanki bir koca tari h i yazıyormuş g i b i , ş a i r b i r ç o k tarihi gerçekl eri şu ş i irine s ı ğ d ı rm ı ştı r. Ayn ı za­ manda bu ş i i r , şairin b i r çok meselerdeki tutu mu­ nu da ortaya koyma kta. M ağcan Cumabayoğl u 'nun Alaş Partis i n e olan bağ l ı l ı ğ ı ve onun A l aş Parti s i , aynı zamanda A l a ş O rda H ü küm�ti idarec i l e riyle ya­ k ı n l ı ğ ı d i kkate a l ı n ı rsa, şairin yukarıdaki ve başka pek çok ş i i rlerindeki Türkçü görüş ü n ü n , 1 905 sene­ s i nde Karkara l ı 'da top l anan Alaş Partisi kurultayın­ da kabul edilmiş o l an a Türkçü l ü k n esas ı n a uygun ol­ duğu a n l a ş ı l acaktı r. a Cer Cüzi ne-Yer yüzün e •ı , Şairin, .. QT-Ateş n , " Cer cüzi n tapan bassa eken-yer yüzünü tufan bas­ mal ı » , u M en Kimim-Ben kim i m ? u , · S ağ ı n d ı m , Özle­ d i m .. , .. Tüs-R üya .. , cı Esine Ki m Alar-Kim H atı rl a r u , Ti leğim-Di leğ i m a , ve M ı r Yakup Dul atoğ l u 'na ithaf •

101


edi l en u Cavğa Tüsken Canğa-D üşman _e l i nde;< ; haya­ ta • , den i l en ş i i rleriyle u C i h a n ıı , u U ral " a d l ı ş i i r l eri tetkik e d i l ecek ol ursa, M ağcan Cumabayoğ l u 'nun sadece şair d eğ i l büyük i d ealog, eşsiz m i l l iyetçi va­ tansever ol duğu v� tarihi b i l g i s i n i r;t de zeng i n o l d u­ ğu anlaş ı l acaktır. Mağcan Cumabayoğ l u , genç lere çok ehemmi­ yet verm iştir. Onun i ç i n de gençl ere h itaben öze: ş i i r yazmıştır. Gençl ere hi tap eden ş i i ri n de M ağcan Cumabayoğ l u gençl erden pek çok şey bek l ediğini aç ı·k ol arak be l i rtmiştir. Onun için de gençl ere h i ­ tap e d e n ş i irinin baş l ı ğ ı n ı u B en Genr;:l ere Güven iyo­ rum .. koymuştur. Şair şöyle dem iştir: MEN CASTARGA SENEMİN cıArıstar.day aybattı, Colbarıstay qayrattı, Qırc;nday küşti qan�ttı, Men castarğa senemin. Közderinde ot caynap, Sözderinde calın bar Cannan qımbat olarğa ar, Men cc:starğa senemin. Cas qırandar balapan, Cayıp q;;nat umtılğan. Közdegeni kök aspan, Men castı:ırğa senemin. Cumsaq minez cibekter, Süttey taza cürekter, Oasiyetti tilekter, Men castarğa senemin.

1 02


Tav suvınday gürilder, Aybındı Alaş elim · der. Altın Arqa cerim der, Men castarğa senemin. •

Oacuv barma tulparğa, Taluv barma sungqarğa, lyman küşti olarda, Men castarğa senemin. Alaş aybındı uranı, Oasıyetti quranı, Alaş'tıng olar qorğanı, Men castarğa senemin. Men senemin castarğa, Alaş atın aspanğa, Şığarar olar bir tangda, Men castarğa senemin ...

Ş a i r şöyle d i yor: u Arıstan gibi heybetli , kap l a n g i bi gayret l i , karta l gibi güçlü kanatl ı , ben gençlere gü­ veniyoru m . - Gözlerinde ateş parl aya n , sözl erinde a l evler bel i re n , candan daha paha l ı i şte onlar için ar-namus, ben işte böyle gençlere güveniyoru m . Genç kartal yavru l arı , açarak kanatl arını hücum e­ den, gökl ere çı kmayı maksat edinen, ben gençl ere güven i yoru m . - Yumuşak huylu ipek g i b i , süt g i b i tem iz yürekl er, kutsal d i lekler, b e n gençl ere g üve­ n i yoru m . - Dağ suyu g i bi gürler, heybetl i ALAŞ e l i m der, Altın Arka yeri m der, ben genç le re güve­ n i yoru m . - B ı kmak olur mu tulparda (atların en iyi c i n s i ] . yoru lmak olur mu karta lda, imanı kuvvetl i o l a n l a r ı n , b e n gençl ere g üven iyoru m . - ALAŞ hey­ betl i paro l a s ı , mukaddes Kur'an ı , ALAŞ ' ı n onlar mü1 03


dafi i , ben gençl ere g üveniyoru m . - . Ben güven iyo­ rum gençlere, Alaş a d ı n ı s emaya , onlar çıkarır b i r sabah, b e n g üven iyoru m gençlere. n -

M ağcan Cumabayoğ l u 'nun sayısız kıymetl i ş i i r­ leri nden b i r i , onun Birinci Cihan H a rbi nden sonraki m ütareke s ı rası nda Türkiye Tü rklerine h itaben yaz­ m ı ş ol duğu u A l ı stağı Bavırı m a o yan i n Uzaktaki Kar­ deş i m e » a d l ı ş i i ri d i r. Her taraftan hücum eden düş­ manl ara karşı Tü rkiyenin mağ lup duruma düşmesi n e , k e n d i baş ı ndaki bütün a ğ ı rl ı klara rağmen Tü rkistan­ l ı la r son de rece üzü l m üşlerd i . a Uzaktaki Kardeş i • Türkiyenin her taraftan hücum eden düşman l a r ara­ s ı nda kalmış olmasına üzü len M ağcan Cumabayoğ l u ş i i ri nde şöyle haykırıyord u :

ALISTAGI BAVIRIMA Alısta avır azap şekken bavırım! Ouvarğan bayşeşektey kepken bavırım! Oam2ğan qalıng cavdıng ortasında, Köl qılıp közding casın tökken bavırım! Aldıngdı avır qayğı capqan bavırım! Ömirinşe capa körgen cattan bavırım! Tüksiygen cüreği tas cavız candar Tiridey terin tonap catqan bavırım! Apırmay! Emesbe edi altın Altay, Anamız bizdi tapqan asav tayday, Bavırında cürmepbedik salıp oynaq? Cüzümüz emesbe edi carqın ayday? 1 04

16


Alalı altın saqa atısbappek? Tebisip bir tüsekte catısbappek? Altayday anamızdıng aq sütünen Birge emip, birge demin tatıspapbek? Turmapbedi bizding üşin möldür bulaq, Sıldırap sılıq sılıq tavdan qulap? Dayı>r hop uşqan qustay soqqan quyın, Tilesek bir-bir tulpar beyne puraq. •

Altaydıng altın küni erkeletip, Kelgende colbarıs bolıp canga er cetip, Aqteniz, Oaratengiz arcağına, Bavırım! Meni tastap qaldıng ketip! Men qaldım cas balapan qanat qaqbay, Uşam dep umtulsam da damıl tapbay, Cön silter, col körseter can bolmadı! Cavız cav qoysınba endi meni atbay? Oorğ2sın cas cürekke oğı battı, Künasiz taza qanım suvday aqtı. Qansırap alim qurıp esten taydım Oarangğı abaqtığa berik captı . . . Körmeymin keşe cürgen qır, saydı da Kündiz-kün, tünde-kümis nurlu aydı da. Ardaqtap, şın cibektey orayğa orap, Ösirgen altın anam Altaydı da. Apırmay, ayrıldıqpa qalıng toptan, Şayılıp qaytpaytuğun cavdan buqqan?!. TÜRK'tüng colbarıstay cüreginen Şınımen qorqaq qul bolıp cc.;vdan buqqan? ! .

1 05


Şarıq urıp erikke umtılğ3n TÜRK canı, Şınımen avırdıma bitip qalı ? ! O t sönip cürektegi quruduma Oaynağan tamırdağı ata qanı?! Bavırım! sen o caqta, men bu caqta Qsyğıd2n qan cutamız bizdin gatqa. Layıqpa qul bolıp turuv, kel keteyik, Altayğa ata mıras Altıntaqqa.

0 Uzaklarda bu kadar azap çekmekte olan kardeş i m . Solmuş beyçiçek (lale) h a l i n e düşmüş olan karde­ ş i m . Her taraftan ken d i s i n i muhasara eden kal ı n düşmanın ortasında göz yaş ları n ı göl g i b i dökmekte o l an kardeş i m . Bütün tari hi hayatı nca yabancı l ardan cefa çekmiş olan kardeş i m . Kı yafetiyle de menfur (tü ksiygen) gavu rlar. Taş yürekl i habis ru hl ar, d i ri diri deri lerini yüzm ekle meşguldür. Ya P i ri m ! Altı n Altay bizi dünyaya getiren mü ştere k anamız değ i l miyd i ? B u dağların yamaçlarında e l e avuca g i rmez taylar g i b i serbestçe oynayıp yürümüş değ i l m i y­ d i k ? O zaman yüzümüz ay g i b i parl ı yor değ i l miyd i ? B i z orada beraber i ken, u a ltın saqa-aşık l l e u atış rak (eski Türklerin oyu n l arından b i ri ) oynamam ış m ı y­ d ı k ? Biz kard eş olarak b i r döşek üzerinde yatarken birbirimizle oynaş ı p tep i ş m i ş değ i l miyd ik? Altay gibi anamızın ak sütünü beraber em erek , onun tadı­ n ı b i rl i kte tatm ış değ i l miydik? O zamanlar serin dağ p ı narları şarı ldayıp kayalar a ras ı ndan bizim i ç l n ak­ mıyor muydu ? Uçan kuşlar g i b i süratl i , kopan fı rtı­ nalar g i b i delice koşan a tu l par .. (en iyi ve hızla ko­ şan at) atlar, bizim için hazır duran b i rer bi nek değ i l miyd i l er? Son Altay çağ ı n ı n altın günle ri nde nazl ı terbiye görerek pars g i b i bir er o l arak yetistin ve ben i b ı r2karak Ak ve Karadeniz' i n ötes ine gitti n . Ben 106


de kuş yavrusu gibi daha kanatl arım çı kmadan ve uçmağa gücüm yetmeden ç ı rpı n d ı m durdum. Yol i s­ ti kameti n i gösterecek b i r kimse de ortada yoktu . B u halde kahpe d ü ş m a n b e n i vu rmadan bıra kı r m ıydı? Onun kurşunu genç bağrı ma saplandı , taze mas�ı m k2nım su gibi c;ktı . B e n kan ı ksayıp, kuvvetim g i d i p bay ı l d ı m , o b e n i karan l ı k hapishaneye a l d ı , kapadı . Ben burada o zaman (sen i n l e Altayda bernber bu­ l unduğumuz zaman) gün düzl eri gezd iği miz k ı rl arı ve ova ları d a , gece leri gördüğümüz nurlu ayı da göre­ miyorum. Bizi terbiyeleyen , ipek kundağa sararak büyüten altın anamız Altayı d a a rtık görem i yoru m . E y p i r i m ! ne o l d u ? Yoksa b i z ( y a n i b i z Orta v e Önas­ yadaki Türkl er) m i l l etimizin ka l ı n kütl esinden mi ay­ r ı l d ı k ? Hakikaten biz harpl erden bıkmış korkak kul haline m i gel d i k ? Dü nyayı altüst ederek erki ıçın haml eler yapan TÜRK! Hakikaten hastalandı ve kuv­ vetten düştü m ü ? ft.caba onun yü reğ in deki ateş sön­ d ü m ü ? Damarlarında kaynayan ata kanı kurudu m u ? Kardeş i m ! Sen o yanda, b e n b u yanda, Kaygıdan kan yutuyoruz. Kul olarak yaşamak bizim şe refim ize ve haysiyeti m i ze y ak ı ş ı r m ı ? Gel g i d e l i m A ltay'a a­ tc:mızdan m i ras l<a lan altın tahta g i d e l i m . .. M cığcan Cumabayoğl u 'nun bi rbiri nden güzel ve çok da mana l ı , Baştan başa Türkçü l ü k kokan ş i irle­ rinin heps i n i buraya a l mak tabii k i , . mümkün değ i l . Onun ş i irlerini tetkik etmek ve okumak her Türkis­ tan l ı ve · dolayı siyle Türk genç l i ğ i n i n ödevlerinden sayı l ı r d ersek yan ı l m ı ş ol mayız. Sovyet bas ı n ı n d a ve edebiyatla i l g i l i olan kitap­ l arında M ağcan Cumabayoğ l u devam l ı ol arak kötü­ l enir. Fakat, onun n kötü l ükl eri " açıklan maz. Çünkü , onun .. kötü l üğü n m i l leti ne h izmettir. Bunun için d e , Sovyet propagandası .. M ağcan Cumabayev g i b i pan1 07


türkçülern d eyip geve l emelerine d evam edip du ru­ yor. Oysa, Mağcan Cumabayoğl u 'n u bir zamanlar Sovyetlerin ken d i leri d e ccKazc:kların en mühim çağ­ claş l irik şairin d i ye tarif etm iş lerd i C 9D > . M ağcan Cumabayoğ l u da 1 938 y ı l ı nda şehid e­ d i l m iştir.

(99) Mağcan Cumabayo{jl u , · Malaya Sovyetskaya y;ı. 1 nci baskı, i l . cilt 048, sahife 1 929.

1 08

Ansiklopadl·


RAHİMCAN MARSIKOGLU

Rahi mcan Mars ı koğ l u , Afaş Partis i n i n genç ele­ manl arından b i ri olmuştu r. 1 9 1 3 s enes i nde haftada iki defa ç ı karı l maya baş layan .. Qazaq • gazetes i n i n de yazarları ndan d ı . Bununla i l g i l i olarak, Türki li­ Türki stan Tarihi • a d l ı kitabı nda Z . V. Togan, · M i l li edebiyat ve kü ltüre ait maka l e l eriyl e iştirak eden­ l er, Mars ı koğlu ve Balğınbayoğ l u a d l ı gençler idi • demekte. •

Rahi mcan Mars ı koğ l u , H aziran 1 9 1 7'de de Se­ mey'de H a l i l Abbasoğ l u i l e beraber · SARI ARQA ,. ad ı nda bir hafta l ı k derg i çıkarmaya başlam ıştır p oo ı . 1 3 . 1 2.1 9 1 7 'de Alaş Orda H ükümeti kurulduktan sonra , Rahimcan Mars ı koğ l u , Sem ey vi l ayeti n i n va­ l i s i ol arak tayin edil iyor. M i l li hükümet A l aş Orda, kızı l ve beyaz isti l a c ı lara karşı savaştığı üç sene zarfı nda Rahi mcan Marsıkoğ l u büyük yararl ı kl ar gös­ termiş ve çok faa l ol arak çal ışmıştır. 1 920 senesinde Alaş O rda Hükümeti yıkıldıktan sonra , Rahimcan Marsıkoğlu da diğer Alaş'çılar gibi i l mi-edebi çal ı ş­ malarla meşgul o l uyor. Daha sonra , Ç i n ' i n idaresi altındaki Doğu Türkista n 'a geçiyor. Buradaki Alaş ( 1 00)

Cenlral Aslan Review, Landon 1966, say ı : 2 sh., 1 6 1 .

1 09


hareketini can landırarak, Doğu Türkistandaki kardeş­ le ri nin m i l l i 'eğitim işle riyle yakinen · i l g i lenir. Onun bu hareketl erinden hoşlanmayan Doğu Türkista n ' ı n o zamanki za l i m Ç i n ' l i va l i s i ş :n-Şi-Sey, başka d J pek çok Alaş'ç ı l a r i l e Rahi mcan Mars ı koğ lu 'nu tev­ kif ederek Ruslara tes l i m etm işti r. Ve Rahimcan M arsıkoğ l u d a Ruslar tarafı ndan şehid edil miştir.

; iO


ŞİR ALİ LAPI Mesleği avukat o l a n Ş i r A l i Lapı aslen Kazak Türklerindendir. Türkistan çapında büyük ehem m i­ yeti hc:iz o l a n b i r çok faa l i yetlerde bulunm uştu r. M esela ; 1 9 1 7 senesinde n Camiatı Ü l e m a » a d ı n d a b i r d ernek kurarak l<okand M u htariyeti Hüküm eti n i n kurul masında büyük rol oynamı ştı r. Türkista n ' ı n M i l li H ü kümetleri s i l a h zoruyl a yı kı­ larak Türki stan istila ed i l d i kten sonra d a , komün iz­ me karşı islami yeti savu nmak ı ç ı n cans iparane ça­ l ış m ı ştır. Daha sonraki aki beti meçhuldür.

İSA KAŞKINBAVOGLU İsa Kaş kınbayoğ l u , Petersburg ü n iversitesi t ı p fa kültesi mezunudur. n R usya Müslümanları U mumi Kurultayı ıı na hazı rl ı k için 27 M a rt 1 9 1 7'de Peters­ burg İslamla rı Hayı r Cemiyeti .. b!nasında yap ı l m ı ş olar. top l a r.tıya iştirak etm iştir. Ad ı geçen top lantı­ da, Ayazi İshaki i l e Ahmet S a l i h ' i n Türki stan ' l ı ların c l acak top l a ntıya katı l masına karş ı tav ı r takınması­ na ş i ddetl e muhal efet etm iştir c ı o ı > . Kendisi Kazak Türklerindend i r. ( 101)

Z. V. Togrn, · Hatıralar• sh., 14S.

lP


ŞA YAHMEDOGLU Şayahrr:ıedoğ l u , M u stafa Çokayoğlu i l e beraber okum uştur. Mesleğ i avukatl ı ktır. M i l li meselel ere i ş­ tirak etm i ştir.

AOOAGAZ DOSTCANKIZI Aqqağaz Dostcankız ı , Kazak Tü rkleri'nin i l k ha­ nım yazar ve gazeteci l erindend ir. Kend i s i , vekil ve gazeteci ol arak M ayıs 1 9 1 7 senesinde M oskova 'da olan a Rusya Müslümanl a rı U mumi Kurultayı •na ka­ tılm ı ştı r. Federasyon cuları , yan i . C i hanşa Dostmu­ hammetoğ l u , Z. V. Togan , M ehmet Emin Resülzade, Ali M ardan Topçubaş ı , Valithan Tanaş, Cafer Seyd Ahmet Kı rımer'i d estekl emişti r. 1 12


KÖLBAV TOGUSOGLU Köl bay Toğusoğl u , Kazak Türkl eri n i n m i l li ha re­ keti n i n ÜŞ CÜZ grubundand ı r. 1 9 1 7 senesinde, a r­ daşı Şahmardan Elcanoğ l u i l e b i rl i kte a ÜŞ CÜZ· a­ d iyle · Pantürkist-sosya l istn (102) bir parti kurarak, Alaş Partisine karşı seçime g i rmeye çal ışmıştı r. Köl bay Toğusoğ l u , 1 9 1 7 s enes i n i n Mayıs ayın­ daki " R usya M ü s l ü manları n ı n Umumi Kurultayı n n a i ştirak ederek • U mumi Rusya M ü s l ü manlarının M er­ kez Şürası •na seçi l m i ştir. Yine 1 9 1 7 senesinde a ÜŞ cüz ,, adında b i r haf­ tal ı k derg i çı karmaya başlam ı ştı r ClD3 > . (Ulu Cüz, Or­ ta Cüz ve Kişi Cüz, Kazak Türklerini'n en büyük üç boyudur. ÜŞ CÜZ denildiği zamsn bütün Kazak Türkleri anlamına da gelir.) Kas ı m 1 9 1 7'den sonra, Köl bay Toğusoğ l u , · ÜŞ CÜZ.. o l arak çıka rmakta ol duğu hafta l ı k derg i s i n i • A lA Ş • adiyle g e n e hafta l ı k olarak çıkarmaya d e­ vam etm iştir cıo� > . Kölbay Toğusoğ l u da tam manasiyle m i l l i yetçi i d i . Onun Alaş Partisine karşı ÜŞ CÜZ Partisini kur­ muş olması, sadece Kazak Türkleri ayd ı n ları n ı n o ( 1 02) Z. V. Togon. •Tiirkll l-Tiirkısıan Tarihi· sh.. 362. ( 1 03) Aynı yerde. ( 1 04) Central Aslan Aevlew, 1966, say ı : 2, Landon.

lB


zamanki yüksek seviyes i n i ve demokrasiye olan say­ g ı s ı n ı n i fadesid i r. Köl bay Toğusoğ l u 'n u n , dolayı siyle ÜŞ CÜZ Par­ tisinin gerçekten m i l l i yetçi olduklarını ve Alaş Par­ tisinden farkı olmad ı ğ ı n ı Sovyetl er de kabul etmek­ teler. M esela şöyle d emekteler: . . . Ü Ş CÜZ Partisi tam manasiyle m i l l i yetçi ve anti-Sovyet parti idi. Onun böyle o l duğu Sovyet H ü­ kümeti n i n kuruluşu s ı rasında daha iyi anlaşı ldı . · ( 1 05) u

(105)

1 14

Kazak SSR Tarihi, Sosyalizm Devri, sh., 64 , 1964

Alma-Ata.


BARLIBEK SIRTLANOGLU Barl ı bek Sırtlanoğ l u , 1 891 senesinde Petersburg Ü n iversitesi Şarkiyat şubes i n i bitirmiştir. Türk d i l i hakkında geniş b i l g i sahibi o l an kimsel erden d i . Yük­ sek tahs i l i n e rağmen, Rus olmadığı i ç i n ihtisasına göre iş ve ril memiştir. Bu y üzden de, Al ma-Ata şehri emanetinde kati p o l arak çal ışmak m ecburiyetinde kal d ı . 1 906 senesine kadar bura d a çal ı ştı ktan sonra işi b ı rakm ıştır. Barlı bek de, Alaş Parti s i n i n faa l . üyelerinden bi­ ri i d i . Bunun i ç i n de o, 1 9 1 1 senesinde bazı i ş l eri takip etmesi ve merkezi h ükümetle temas larda bu­ l unması i ç i n Petersburg'a yol l anm ıştır. Ve bu yüz­ den de Çar Rusya hükümeti tarafı ndan taki bata uğ­ ra m ı ştı r. Barl ıbek Sırtlanoğ l u , Şubat 1 9 1 3 'de çı karı l m aya başlanan ıı Qazaq .. gazetes i n i n yazarlarından o l muş­ tur. Burada yayı n l anan makalel erinden başka onun bazı eserleri de vard ı r. Fakat bas ı lamamış e l yaz­ ması o l arak çoğaltı l m ı ştır ( ı o r. ı . Barl ıbek 1 964 senes inde vefat etm iştir.

(106)

Z. V. Togan,

Türkil i-Türkistan

Tarih!·

sh.,

500.

·1 1 5


SEYİT AZİM KIDIRBAVOGLU

Kıdırbayoğl u , 20 Ara l ık 1 9 1 7'de topl anan Baş­ kürd lsta n ' ı n üçüncü kuru l tayına müşahit s ifatiyle ka­ t ı l m ı ş o l an Alaş Parti s i i l e A l aş Orda H ü kümeti n i n vek i l i d i r.

DİNŞE Dinşe, Türkistan ' ı n M i l l i H ü küm etl eri y ı k ı l dı k­ tan sonra , Buhara'da olan gizl i topl antıya Alaş O rda adına B a l ğ ı nbayoğ l u ile beraber i ştirak etm iştir. Ve bu g iz l i cem iyetin nezd i ndeki Alaş Orda 'nın veki l i ol arak vazife görm üştür. Adı geçen toplantı l ara b izzat iştirak eden l erden b i ri olan Ord. Prof. Z. V. Togan'ın Hatıra l a r a ı nd a beli rtti ğine göre, kısaca T M B (Türkistan M i l li B i rl i­ ği) den i l en teşk i l atın kuru l masında, Tü rk iye 'den , M u stafa Kemal Paşa tarafı ndan gönderi l en TBMM üyesi lsmail Suphi Soysa l l ıoğlu'nun, Afgan s efiri Abdurresu l Han'ın ve a bi l hass a • Alaş Ord a ' n ı n tem­ silcisi D i nşe'nin a kat'i ve n i hai tes i rl eri ol muş­ tur (107 ) . u

(107)

11 6

Z . V . Togan,

· Hatıralar•

sh.,

375.


TURAR RISKULOGLU ( 1 894-1 937) Tu rar R ı skuloğlu 1 894 senes i n i n Ara l ı k ayında, Alma-Ata ' n ı n (Al m atı'nın) Talğar kazas ı nda b i r Ka­ zak Türkü a i l es i nden dünyaya gelmiştir. Turar'ın ba­ bası R ı skul C ı l kı aydaroğ l u 1 905 senes i nde Yed isu civarında o l an m i l li ayaklan maya , yani, isti lacı Ru s­ l ara karşı s avaşa iştira k ettiği için tevkif ed i l m iş­ tir. Daha sonra d a , Sah a l i n 'e (Sibirya 'ya) sürgün e­ d i l m i şti r. Turar R ı skuloğ l u babası tevkif ed i l erek sürgün ed i l d i kten sonra da tahs i l i ne devam edeb i l m iştir. 1 907-1 9 1 0 senelerinde Evl iya-Ata vilayetine bağ l ı M e rke şehrinde okum uştur. Bundan sonra da, ş i m­ diki K ı rgızista n ' ı n başkenti Pişpek şehrinde okuya­ rak 1 9 1 5 senesinde Zi raat okulunu b itirmiştir. Daha sonra da Taşkent'deki Pedagoj i Enstitüsünü ikmal etmiştir. Turar R ı skuloğl u'ndan bahsederken hemen ş u­ nu b i l h assa belirtmek gerekir k i , Tu rar hakiki m i l l i­ yetçi i d i . O, Alaş Partisi 'nin programlarına uygun ol arak ç a l ı ş m ışt ı r. Fakat, içi nde bulunduğu zor d u­ rum onun açıktan açığa Alaş'çı ol arak m eydana ç ı k­ masına imkan vermem i ştir. Şunu kes i n o l arak söyle1 17


mek i cab eder k i , Turar R ı skuloğlu d a Alaş'çı i d i . işte onun i ç i n d e , Turar R ıs ku l oğlu devaml ı göz al­ tında bulunduru l muş ve n i h ayet 1 937 senesinde şe­ h i d ed i l m i ştir. Turar R ı skuloğl u hakkında hüküm vermek i ç i n o n u n vatan ı Türki stan uğrunda yapm ı ş olduğ u eşsiz h izmetlere bakmak kati d i r. Turar R ı s k u l oğ l u , daha 1 9 1 6 senesinde Çar R usya H ü küm eti tarafından tev· kit ed i l m i ştir. O , 1 9 1 6 senesindeki m i l l i ayakl anmayı d estek lemiştir. Turar R ı sku loğl u , Türkistana komün i stlerin g i r­ mesinden sonra b i r çok mühim mevki le rde bul un­ du. 1 9 1 9 senesi nde, Türki stan Sı h h iye Kom ı ssarı [ Bakan ı ) olara k vazife a l m ı ştır. 1 920'de Türkistan M erkezi İcra Kom itesi Başkan ı n ı n Veki l i , Ü l ke Par­ ti Komitesi Div� n ı n ı n üyes i , M ü s l ü man Bürosu 'nun başkanı ve Türki stan İcra Komites i n i n başkanı o l a­ rak görev a l m ıştır. 1 92 1 -22 senelerinde de M osko­ va 'da, M i l l iyetler Kom i serl iğin de Sta l i n ' i n yard ı m c ı s ı ol arak da çalışm ıştı r. 1 923 senes i n d e de Türkistan H a l k Kom iserler Kurumuna başkan ol arak tayi n ed i l­ m i ştir. 1 924-26 senelerinde de Kom intern 'in Doğu Şubesi müdür mu avin i , 1 926'da da Kazaki stan KP' sinin propaganda şubesi müdürü, 1 926'dan 1 937 se­ nesine kadar da Rusya Sovyet Federasyonu [ RSFSR) H a l k Kom iserler kuru munun başkan ı n ı n muavini o l a­ rak vazife görmüştür. Kom ünistler devrinde, um umi Türki stana şam i l ol arak böyle mühim m evkide bulun muş o l an [Şimdi­ ki D i n m u hammet Ah metoğ l u Konay'ı saymazs ak c ıon ) i k inci bir Türkista n l ı o l m am ı ştır. İşte böyle mü( 1 08) Olnmuhammet Ahmetoğlu Konay, l<azı:lcistan KP'si sekre­ teri Türk-Müslümanlardan Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez l<omitesi Siyasi Bürosu'na seçilmiş olan i l k kimsedir.

118


h i m mevk i l erde bulunurken dahi, Turar R ı s k u l o ğ l u vata n ı n ı n yüksek menfaati n i göz önünde b u l u n d u r­ muştur. Bunun için e l i nden gelen bütün imkanl a r­ l a ça l ı ş m ı ştır. Kend isi komü nistlerin mühim mevki­ i nde bul unmas ı na rağm en , komüni.stl ere karşı mü­ cadele etme kte o lan m i l l i yetç i l erle de deva m l ı te­ masta b u l unmuştu r. Mese l a ; Z. V. Togan 'ın u Hatı­ ral a r • ı nda be l i rtti ğine göre, Turar Rıskuloğ l u , g izl i o l arak dolaşm akta olan Z. V. Togan 'a bazı u yazı l a r • verm iş (sahife: 337) . Adı geçen u Hatıralarıı ı nd a (sah ife : 385) yine z. v. Tog an; u Ç ok gözetlendiği için Turar R ı sku l oğ l u 'nu göremiyord u k " dem ekte. Yine Z . V. Togan ' ı n « Hatı l a r u ı n da bel irttiğine göre, Enver Paşa ' n ı n şehadeti s ı rası nda Taşkent cıvarında top lan ı l ması kararlaştı rılan bir gizl i top l antıya i stedi­ ği halde .. devam l ı murakabe a ltında bul unduğundan, l<aza klardan Alih an Bökeyhanoğ l u , Tu rar R ı s k u l oğ l u , Ahmet Baytu rs unoğ l u , M u hammetcan Tı nışbayoğ l u , Özbekl erden Münevver Kari gibi kimseler g e l eme­ miş." Turar R ı skuloğlu kom ü n istl erin m ü h i m m evki l e­ rinde bu l u narak ve komünistl ere, yan i , Ruslara ma­ dem ki, herkes eş ittir ve herkes kendi m i l li hayatına i sted iği şekli vereb i l i r. Bunu siz de b i r kaç defa a ç ı k­ lamış b u l u n uyorsunuz c ıon > . Madem ki, Çarl ı k R usya sömürgesi o l muş olan m i l l etler artı k hürdür, o halde, Türkista n l ı l a r da kendi istedikleri gibi hareket et­ meli di yerek mücadele etmi şti r. Bu cüm leden o l a­ rak, Turar R ı skuloğ l u , Türkistan ı parçalanmaktan kur­ tarnbi l m ek için 1 2-1 8 Ocak 1 920 'de top lanan a Tü r( 1 09) 3 Aralık 191 7'de Lenin ile Stalln tarafından yayınlanan be· yannamede • Doğunun bütün sömürülen halklarına ve Çarl ı k Rusya'· nın sömürgesi olagelen bütün Türk-Müslümanlara hürriyet ve mü­ savat• denmiştir.

119


kistan M ü s l ü man B ü rosu .. teşekkü l l erinin ve Türkis­ tan komü n ist parti s i n i n 5 . konferansında Türkistan­ daki en selahiyetli ş a h ı s ol arak aşağıdakil eri ta leb etmişti: 1 - Türkistan M uhtar Cumh uriyeti nTürk Cum· huriyeti» adını taş ım a l ı . 2 - Türkistan komü nist partisi nTürk Komünist Partisin o l mal ı . Moskova'ya bağ l ı o l m adan kendi ba­ ş ı n a müsta kil b i r parti o l m a l ı . 3 Türkistan'd a M ü s l üman-Türk O rdusu teş­ k i l ed i l m e l i ve M ü s l ü m a n ol mayan askerler Türkis­ tan ' ı terketme l id i rler. -

4 Türki stan o l m al ı d ı r. -

Cumhuriyeti n i n

ayrı

anayasası

5 H a riciye, Askerl i k , M a l iye ve Ticaret iş­ l e ri Türk Cumhu riyeti n i n sel ah iyetl eri dah i l i nde ol­ m a l ı d ı r (110). -

Turar Rıskuloğ l u 'n u n bu talepleri adı geçen top­ l antıda kabul edil mişti. Fa kat, Sovyet Rusya'nın Tür­ ki stan cephesi komutanı , Frurıze buna raz ı o l mad ı . O n u Len i n v e Sta l i n g i b i l e r d e destekled i . Dolayıs iy­ l e , Turar Rıskuloğlu'n u n ta lepl eri zorb a l ı k l a redde­ d i l m iş o l d u . Tura r R ı skuloğlu b u n u n l a da yeti nmedi. M üca­ del eye devam etti. Türki stan komünist partisi ıı M ü s­ l üman Bürosu unun Şubat 1 920 'deki topl antı s ı nda a­ şağıdaki karar layihas ı n ı sundu. ( 1 1 0) Sovyet Rusya Komünist Partlsl'nin 20. Kurul tay'ında Kro­ çov'ın yapılan bütün kabahatler! Stalln'e yükleyen konuşmasından · sonra Turar R ıskuloğlu temize çıkarıldı dendi. Bununla llglli olarak komünist basında, onun halıkında bazı yazılar da çıktı. işte onlarda dehi , Turar Rıskuloğlu'nun yukarıdaki talepleri koyması • SUÇ• ola· rak teliikkl edllmekte (Mesela: Doğumunun 75. Y ı l ı Dolayısiyle Tu­ rar Pıskuloğlu. Kazakistan Mektebi 1 969, sh., 93 Alma-Ata. -

1 20

-


Türklerin Tatar , Kı rgız-Kazak, Özbek ve başka adlar altı nda parçalanması fikri, küçük cum huri­ yetler teş k i l edil mesi düşünceleri propagan da yo­ l uyla bitiri l m e l i d i r ve hatta Rusya Sovyet Sosya l i st Cumhuriyetl eri Federasyonu dah i l i nde o l mayan Türk hal kları da b i rl eşti ri lme l i ve buna zamanım ızda i m­ kan o l mazsa Türk h a l k l a r ı n ı n toprak bütü n l üğü tem i n ed i l me l i d i r Tabii, Turar R ı skuloğlu'nun bu talepl eri topl an­ tı tarafı ndan kabul ed i l m i ş olmasına rağmen, Len i n i l e Sta l i n tarafı ndan redded i l m i şt i r. H u l asa o l a rak bel i rtmek gerek i r ki, Turar R ı skul oğ l u , M i l l i O rdu kurulmas ı , Bir M i l li Parti ( komü n i st partisi olsa bi­ le, m i l liyi ) . Rus Muhacirlerinin Türki standan ç ı karıl­ mas ı , bütün Doğu nun, Batı ile Avrupa ve Rusya haki­ miyeti tes i rinden kurtarı l ması hususunda deva m l ı çalışm ıştır. •

. . .

n

Turar R ı skuloğlu'nun bir çok eserleri bas ı l m ış­ tı r. Onun bas ı l m ı ş olan eserleri ve makalel eri ken­ d i s i 1 937 senesinde şehid ed i l d i kten sonra yasaklan­ m ı şt ı r. Turar R ı skuloğ l u tevkif ed i l erek şehid ed i l d i kten sonra, .. Turar R ı skuloğ l u 'cularu itham iyle ona yak ı n­ l ı ğıyle tan ınanlar da temizl iğe tabi tutu l muşlard ı r.

l ::!. l


NEZİR TÖREKUL

Nezi r Törekuloğ l u , komünist i ht i l a l inden evve l Türkistanda ıı müfrit Türkçü u ol arak tan ı nan gençler­ den b i ri d i r. Nezi r Töreku loğlu i l e Türkista n l ı meşhur şair Abdu lhamit Süleyman (Çolpan) yakın arkadaş i d i l er. Z. V. Togan'ın bel i rttiğine göre, Nez i r Törekul­ o ğ l u 'nun babası da ayd ı n kimsele rden olmuştur. Me­ sela; rahmetli Z. V. Togan, Nezir Töreku loğlu'yla i l g i l i ol arak şöyle diyor: u Kazakl ardan lise talebesi Törekuloğlu ile Pe­ tersburg Ü n ivers itesinin hukuk fakü ltesi ta l ebes i Çokayoğlu'nu gördüm . . . Nezi r Töreku l oğ l u'nun baba­ s ı Fergane va l i s i yan ı nda tercüman i d i . Bazı kıymet­ l i yazma eser toplamıştı . Nezir Törekuloğlu o zaman bir müfrit Tü rkçü i d i . İ stanbul 'da ç ı kan Türk Vur­ du u nu okuyordu . c m ı a

.

. ..

Nezi r Töreku l oğ l u , d a h a sonra Taşkent'de 11 İnkı­ l ap 0 adl ı dergi çı karm ıştır. Onun ç ı kardığı dergide, Abdu l h amit Süleyman (Çolpan ) . Sadrettin Ayn i , A. Sadi gibi kimseler yazm ıştır. Nezi r Töreku loğlu 'nun kend i s i bazan " Derviş ( 1 1 2 ) ismiyle de yazı yazm ış..

( 1 1 1) ( 1 1 2)

1 22

Z. V. Togan, · Hfıtıralar• sh . , 1 1 8. Aynı ltaynak sh., 424.


tır. " . . . B i r Tü rkçü o l m asına rağmen N ezir Törekul­ oğlu fars edebi yatı na vakıf ve ona düşkün idi. .. u ( l ı :ı) Nezir Törekuloğ l u 'nun Türk d i l ine ait kıymet l i ma ka­ l e l eri de neşred i l m iştir. Z. V. Togan ' ı n ifades i n e gö­ re, Nezir Törekuloğlu sonuna kadar Türk kü ltürüne sadık kal m ı ştır. Bu yüzden de Sovyetlerin imha dal­ g a l arında yok ed i l m i ştir. Turar R ı skuloğ l u 'nun yerine bir mü ddet " Kray­ kom u a tayin ed i l mi ş o l an Nezir Töreku loğlu daha sonra, Cidde'de Sovyet Başkonsol osu ol arak da va­ zife görmüştür c w > . Nezir Töreku loğlu'nun eşi H a n i­ fe Törekul da ayd ı n kimse olmuştur. Her i k i s i de, lati n hu rufatı kabul ed i l i rse Türk kavim leri için müş­ terek al fabe oluru d iye bunu savunmuşlar c m ı . Ne­ zir Töreku l oğ l u , 1 8 .6.1 924 'de O runbor şehrinde top­ l anan cı Kazak-K ı rgız b i lg i n l erinin i l k kong res ine .. ka­ tı l m ı ştı r. n

( 1 1 3) [ 1 14) ( 1 15)

Aynı kaynak, s . . 1 19. Z. V. Toğan, Türkili·Türkistan Tarihi " Z. V. Togan, 0 Hatıralar•, sh 424-5. •

sh..

402-532.

..

1 23


PROFESÖR SANCAR ASFENDİYAROGLU ( 1 889-1 938) Sancar Asfendiyaroğ lu Kazak Türkleri n i n uilk profesörü ol arak .. d a tan ıtı l makta.< ı r n ı . Sancar As­ fendiyaroğ l u , Petersburg As keri Tıp Akadem i s i n i bi­ ti rm işti r. 1 9 1 9-20 senelerinde Türkistan Zi raat komi­ seri ve daha sonra da Türkistan'ı n Sıhh iye kom ise ri o l muştur. 1 92 1 -22 senel erinde de Türki sta n ASSR ' ı n Mos kova'daki tems i l c i s i , RSFSR H a l k Kom itesi m i l­ li mesel eler hususundaki şubesinin üyes i , 1 923-24 'de Türkistan KP'sı merkezi kom ites i n i n mesul sekreteri olarak çalışm ıştır. 1 927 senes inde Moskova ün iversitesinin profe­ sörü ve M oskova Şark iyat Enstitüsünün rektörü ol­ muştur. 1 928-30 senelerinde Alma-Ata Ün iversitesi rektörü , 1 930-3 1 'de Kazak Türk leri Öğretmen l er Enst:­ tüsünün rektörü , 1 932-34'de de Kazakistan ' ı n S ı h h i­ ye Veki l i , 1 934-37 senesinde de Sovyetfer B i r l i ğ i Bi­ l i m ler Akadem i s i n i n Kazak istan Şubes i Müdürü o l a­ rak vazife a l m ı ştır c m ı . Sancar Asfendiyaroğ l u , Kazak Türklerinin Öğ[ 1 16) · Kazak Halkının ilk Profesörü• Kazak Edebiyatı Ga­ zetesi . 10.1 . 1 970. sh., 2, Alma-Ata. ( 1 1 7) · Kazak-Sovyet Ansiklopedisi• 1. cilt sh., 537, Almatı ,1 972. -

1 24

-


retmenier Enstitüsü ve Tıp fakü ltes i n i n kurucu ları n­ dan b i ri o l muştu r. Profesör Sancar Asfen diyaroğ l u ' n u n üzerinde e n ç o k çal ıştığı konu Kazak Türkleri ta­ rihi i d i . Esas mesleği tıp olmasına rağmen onu tarih sahasına yönelten baş l ı ca sebep, Kazak Türkleri ve dolayısiyle Türkistan Tari h i n i n R u s l a r tarafından tah­ rif ed i l m ekte o l ması old uğu muhakkak. N itek i m , Sancar Asfendiyaroğlu tarafından yazılan otuzdan faz l a i l mi eser ve pek çok makalelerle onun • Kaza­ kistan Tari h i • ad l ı k itab ı n ı n okunması komünist Rus­ l a r tarafından yasaklanarak kend i s i 1 937 senesi öl­ d ü rü l m üştü r. Sancar Asfendiyaroğlu, R usya Komü­ n i st Partisi 20. Kurultayında Sta l i n itham edi l d i kten sonra • temize ç ı ka r ı l d ı ( ! ) •. Yan i , yan l ı ş l ı k l a veya haksız ol arak öl dürü l d ü dend i . Bunun için de onun hakkı nda bazı makaleler yazmak ve onu fazla kötü l e­ m eden adından bahsetmek mümkün o l d u . Fakat, o­ n u n es erl erine konmuş olan yasaklama kalkmad ı .

1 25


ORA:Z CANDOSOGLU ( 1 899-1 937) Oraz Candosoğ l u , Kazaki stan M aarif Veki l i ve Kazakistan Ko münist Partis i i leri gelen l erinden o l a­ rak vazife a l m ıştır. 1 92 1 -23 Um umi Türkistan Komü­ nist Pa rtis i Me rkez Kom ites i propaganda şubesi _baş­ kanı da olmuştur. Hatta , 1 923-24 senesinde G PU he­ yeti üye l i ğ i de yap m ı ştır. Fakat buna rağmen, R us­ l arı n Türki stan l ı l ara yapmakta olduğu haksızl ı kl a r O· nu b i r a ra bağ l a n m ı ş g i b i o l duğu kom ünistl ikten so­ ğutmuş ve m i l l iyetç i l i ğ e itmiştir. Bunun için de 0raz Can dosoğ l u da h a l k düşman ı n den i l erek öldü­ rü lm üştür. n

1 26


SULTAN HOCANOGLU Su ltan Hocanoğ l u , Kokand şehrinde kurulan " Ko­ kand M u htariyeti n H ü kü meti n i n kurucu l arından b i ri ol muştur. Esas mes l eği öğretmen l i ktir. Kend i s i Ka­ zak Türklerine mensuptur. 1 9 1 7 senes i nde Fergana bölgesinde " İşçi B i r l i ğ i Başkan l ı ğ ı " da yapm ıştı r. İş­ te bunun için de Sovyet Rusya H ükümetin i , Türkis­ tanda yapmakta olduğu haksızl ı k ları ve Türki sta n ı isti la etmek i stemes i nden dolayı işç i l er adına pro­ testo etm iştir. Su ltan H ocanoğ l u , 1 9 1 9 senes i n i n sonuna d oğ­ ru kom ü n ist partis ine üye olmak m ecburiyetinde ka l m ı ş , bundan sonra da birçok soru m l u mevk i l erde bulunm uştur. Su ltan H ocanoğ l u , Türki stan ı parçal at­ mamak hususunda Turar R ı skuloğ l u 'nun yü rüttüğü mücadelenin en samimi ve ateş l i ta raftarı o l muş­ tur. Su ltan Hocanoğ l u , Mustafa Çokayoğ l u 'y l a bera­ ber cı B i rl i k Tuvı o n B irl i k Tuğu .. gazetes i n i de ç ı kar­ m ı ştır. Sancar Asfendiyaroğlu, O raz Candoso ğ l u ve Sultan H ocanoğ l u da m i l l iyetç i i d i . M i l l etinin yüce menfaatl arı için çal ışmıştı. Bunun i ç i n de icabı nda komü n i st partisine üye ve onun yöneciti l erinden, so­ rum l u k i msel erinden ol muştu. Onlar bütün bu çaba­ ları vatan ı ve m i l l etine h izmet edebi lmek i ç i n gös1 27


teriyorl ard ı . Belki de i l ki n iyi ol duğuna i nandı kl arı ko­ mü nizmin Çarl ı k Rusya n ı n sömürges ine n i speten daha iyi o l acağ ı n ı ümit etm i ş l erd i . Fakat, her şeye rağmen o n l a r da Alaş'çı i d i . Çünkü, onlar da vata­ n ı n ı , m i l leti n i seviyord u . Vatanın yabanc ı l a r tarafın­ dan i sti l a ed i l mes i n i , m i l leti n başkaları tarafı ndan ezi l m es i n i onlar d a i stemiyordu. İşte, bunun için de, Sancar Asfen diyaroğlu, Oraz Candosoğ l u , Nezir Tö­ reku loğ l u , Sultan Hocanoğlu ve daha pek çok ben­ zerleri de ır Alaş'ç ı , Alaş O rda'c ı l arın kuyruğu .. ola­ rak suçland ı . Onun i ç i n öldürüldü. Sultan Hocanoğ l u , Türkistan'a komünistler gir­ meden evvel , M ustafa Çokayoğ l u 'yla beraber ç ı kar­ d ı ğ ı cı B i rl i k Tuvı .. na ve daha sonra da u Sa n a D i l e ır Şolpan n dergisine kıymet l i makalele r yazm ıştır.

1 28


SULTAN SEGİZBAVOGLU

S u l tan Seg izbayoğlu aslen Kazak Türklerinden­ d i r. 1 899 senesinde Taşkent cıvarı ndaki Aqqorğan ka­ zas ı n d a dünyaya gelm iştir. Segizbayoğ l u 'nun nere­ de ne tah s i l i gördüğü tam ol arak bel l i değ i l . .. sovyet Özbekistanı gazetes i n i n 1 970 senesinin baş ındaki b i r sayı s ı n da bel i rttiğine göre, .. s u ltan Segizbayoğ­ lu çok iyi ing i l izce, fransızca, a l manca ve aynı zaman­ da d a bir çok şark d i l lerini b i l iyord u • cm > . S u l tan Seg izbayoğ l u , Özbekistan hükü meti baş­ kanı o l a ra k 1 938 senes i n i n baş ı n a kadar çal ı ş m ıştı r. 1 938 senes inin Ocak ayında Sultan Seg i zbayoğlu da tutuklanmış ve b i l ah are şehid ed i l m iştir. Su ltan Se­ g izbayoğ l u 'nun, Türkistan tarihi ve i ktisadı n a ait b i r çok i l mi eseri o l d u ğ u b i l d i ri l mekte. Fakat o n l a r d a yasaklanmıştır. u

( 1 18)

Hürriyet fladyosu

l ştlrlş

Dergisi.

1 8.1 . 1 970

München.

1 29


DOGU TÜAKİSTAN'DAKİ ALAŞ'ÇILAADAN BAZILAAI

'Burada hemen şunu b i l hassa b e l i rtel im k i , bu­ günkü Batı Tü rkistanda k i , Doğu Türkistandaki ve D ı ş Moğoli stan daki Kazak Tü rkleri n i n b i rbiri nden hiç b i r ayrı l ı ğ ı yoktur. On ları , b i rb i ri nden ayrı düşüren sade­ c e yabancı isti l a c ı l a rd ı r. Kazak Tü rkl erine özgü husu­ s iyetlerden biri olan d i l b i r l i ğ i , Ç i n sömürgesi a ltı nda­ ki Doğu Türkistandaki Kazak l ar ve Rus sömürgesi al­ tı ndaki Batı Türkistandaki Kazaklar ile Moğol i standaki Kazakların hepsinde sağlam o l ara k yaşamaktad ı r . Ya­ n i , e n batıdaki bir Kazak Türkü ile en doğudaki bir Ka­ zak Türk'ünün d i l i , bütün yaşay ı ş ı , her şeyi en ufak teferruatına kadar b i rd i r. H iç b i r fark yoktu r. Oysa, Kazak Tü rkl eri n i n kapl adığı s ahanın büyü kl üğü d i kka­ te a l ı n ı rsa ve diğer Türk boy l a rı ndaki mahalli ağız'la­ r ı n m evcud iyeti düşün ü l ürse durumun cidden takdi re şayan olduğ u a n l aş ı l acaktı r. Kazak Türkl erine has b u öze l liği 11Makaleler ve İncelemelern ad l ı 1 93B'de An­ kara'da ç ı kan kitab ı nda Sayın Abdü l kadir İNAN da takdir etmekte ve bazı fikirler i l eri sürmekted ir. S ı rası gelmi ş ken şunu da belirte l i m ki, bugün Doğu Türkistanda yaşam akta o l an Kazak Türkl eriyl e D ı ş Moğolistandaki Kazak Türkl eri buralara son za130


manlarda gel erek yerl eşmiş değ ildir. O n l a rın ş i m d i k i otu rduk ları vatanl arı ecdad ı n ı n asırl a rdan beri yaşa­ mış olduğu meml eketleri d i r. Bu hususta son zaman­ lard a bir çok tarihi vesikalar da yayı n l anmıştı r. Bu­ rada on lardan bahsederek konu d ı ş ı n a ç ı kmada n , bu­ gün B&tı ve Doğu Türki sta nda, ayn ı zamanda D ı ş M o­ ğolistanda yaşayan Kazak Tü rklerinin hepsinin birbi ri­ ne biti ş i k hemhudut oldukl a rı n ı , aralarında yalnız ya­ bancı isti l ac ı l a r ı n süng ü l ü askerl eri bul unduğunu ha­ tı rlatmakla yetineceğiz. Kazak Tü rkleri n i n çoğ u n l uğu Batı Türkistanda bu­ l unduğu i ç i n , Doğu Türkistandaki ve D ı ş M oğol istan­ daki Kazak Tü rkleri daima her i l hamı Batı Türkista n , yan i , şimdiki Kazakistandaki merkezden a l m ı ştı r. M e­ sela: Doğu Türkistandaki Kazak Türkleri, kendi lerini idare edecek olan " Töre nyi hep B atı Türkistandaki Kazak Türklerinden getirm işlerd i r ( 1 1 9 ) . Batı v e Doğu Türkistan ile D ı ş M oğol istandaki Kazak Tü rkl erinin heps i n i n a uran ı n yani mi l li parola­ sı u Alaş ntı r. Bu kitabın baş tarafı nda izah edilen • A­ l aş n , u ran olarak, u l u s adı ol ara k, m i l li parti adı o l a­ rak ve n i hayet h ü kümeti n adı o l arak Doğu Türkistan ve Dış Moğol istandaki Kazak Türkl eri tarafı ndan kul­ l a n ı l m ıştı r. Bunl a rdan heps i Alaş'a aynı sayg ıyı d uy­ makta , Alaş'ı umumi Türkista n ı n ve dolayısiyle Kazak Türkl eri n i n birl i k a u ran ı n o l arak da kabu l et­ mekted i rl er. İşte bunun için de, A l aş Parti s i n i n bü­ tün hareketl eri, Moğol istandaki ve Doğu Türki stan­ daki Kazak Türkleri tarafından istisnasız ol arak des­ tekl enmiştir. Fakat, Doğu Türki stan ı n özel d u rumu dolayısiyle, Alaş'ç ı ların b u ü l kedeki faal iyetl eri i l k ( 1 19)

Hasım

Oraltay,

• Hürriyet

Uörunda

Doğu

Türkistan

Ka­

zak Türkleri • sh., 29.

13 1


zaman l a r Batı Tü rkistandaki kada r şuurlu ol mamıştır. Doğu Türkistandaki A l aş Hare keti 1 930 senesinden sonra daha çok s iste m l i o l arak yü rütü l müştür. Buna rağmen, Doğu Türkistandak� Alaş h areketi Batı da A­ l aş Partisi kuru l d u ktan hemen sonra i m kan dahi l i n­ de yürütü l m eye çal ı ş ı l m ıştır. Doğu Türkistanda A l aş hareketi n i i l k d estekleyen ve yaymaya çalışanl ardan bazı l arı , A ltay'daki aTÖRT O R I N N I N G ,. üyeleri o l muş­ tur. (0 zamanlar Doğu Türkistand aki Kazaklar, Batı­ dan geti rilen Töre i l e onun yanı ndaki dört beğ tara­ fından idare ed i l i rd i . Bu dört beğ 'in makamına da -tört orın- denirdi) Ct 2D > . Bunlar, Mamiy, Ömürtay, Va­ kup ve Karaosman beğ l e r i d i . A ltay;da i kamet etmek­ te olan a Tört Orı n n beğleri n i n bu hareketini Tarba­ ğatay'da Demecan Merkitoğlu da desteklemişti . Fa­ kat, Çin H ü kümeti Demecan M e rkitoğ l u 'n u n derhal cezalan d ı rı l ması c i heti n e g itti . Bu ise, Doğu Türkis­ tanda daha çok tepki uyan d ı rd ı . Doğu Türkistanın di­ ğer .vilayetl erindeki Kazak Tü rklerinden, yan i , Ku­ m u l , U rumçı ve Kulca vilayetleri nden, Baymo l l a Oarkeoğ l u , Zakariya v e Böke Batu r g i b i kimseler de A l aş hareketin i destekleyen ve teşk i l atlandı rmaya çalışan i l k şahsiyetl erden oldu. Doğu Türkistandaki Alaş hareketi n i n şuurlu ola­ rak i l k destekleyici lerinden b i ri de meşhur Ahit H a­ c ı ol muştur.

( 1 20)

132

Aynı

yerde.


AHİT HACI Ahit Hacı , 1 868 senesinde Altay vi l ayeti n i n Kök­ toğay kazas ı n ı n Kay ı rtı nah iyes inde doğmuştu r. 1 940 senesinde Urumçı 'da Şın-Şı-Sey tarafından ö l dürül­ müştü r. Ahit Hacı , Buhara 'da okumuştu r. Batıda A­ laş Partisi kuru l duktan sonra, Doğu Türkistana döne­ rek Altay vi layeti n i n Sarıtoğay kazas ı nda m ed rese yaptırarak orada kend isi gençleri okutmaya baş l a­ mıştır. Onun bir çok kitapları da bas ı l m ıştır. Mesela Kazan şehrinde, 1 897 senesinde • C iyhanşa u , 1 90 1 senesinde de · Oıysah i-Ciyhanşa Tamuz Şahoğ l u • , 1 902 senesinde u Oı ysa Oabd u l m a l i k .. , 1 908 senes i n­ de u Ahva l ı Kıyamet u , 1 909 senesinde · Abiyat Aqdı­ ya n , yine 1 909 senes inde n Kerey İyşanı Muhammet Momın .. , · Oıysayı Sayfü l m ü l i k u , · Abaq Kerey Şece­ resi a Er Cani beka, · A ltay u gibi kitapları ç ı km ı ştır. B u n l arı n son tarafta;ci bazı ları e l yazma olara k çoğal­ t ı l m ı ştır c 1 2 1 ) . Ahit H ac ı ' n ı n bundan başka da pek çok şiir ve bas ı l amamı ş , el yazma o l arak çoğaltı lamamış eserleri de vard ı r. Ahit Hacı , kendisi açm ı ş o l d uğ u v e öğ retmen l i ğ i n i de kend isinin yaptı ğ ı okulunda, talebel eri n i n ve halkın d i kkati n i memleketi n isti kba­ l iy l e i l g i l i meselel ere çekerek, Alaş ü l küsünü a ş ı l an,

(121)

Kazak Sovyet Anslklopedlsl, 1. cilt sh., 241 , 1 972, Alma-Ata.

133


maya ça l ı ş m ı ştır. Mesela b i r ş i iri rıde şöyl e demek­ te: Batıstı qamap orıs (rus) tur, sırtında Oalqa torbası . .. C;arıp Ahit mekeni Öraltay'ın ör bası, Aynalası qorşalıp bekidi, Zamanıng qalay Qazağ'ım, Buzulama ALAŞ'tıng Ordası.n

diye hayk ı rmı ştır. Yan i , ( . . . Garıp Ahit mekanı H ü r­ altay'ın h ü r baş ı . Batıyı kapl ayan Rusun arkas ında Dış Moğo l i stan bohças ı . Etrafı çevri le rek kapan d ı , durumun nas ı l Kazağ ' ı m ? Bozu l acak m ı ALAŞ ' ı n Or­ das ı . . . ) Doğu Türkistanda Alaş ü l küsünün süratle benim­ senmesinde, Ahmet Baytursun'u n M ı r Yakup Dulat i l e Mağcan Cumabay ve diğerleri n i n eserl eriyl e a­ teş l i şiirl erinin büyük ro l ü olmuştur. Batı dan mahdut sayıda geti rilen öyl e ki tapl ar, Doğu Tü rkistandaki Kazak Türkleri a ras ı nda el yazma ile çoğa ltıl arak o kunuyord u . Ş i i rler ezberlenerek çeş itli ves i l e l erle top lantıl arda söyl eniyord u . İşte bu durum Alaş hare­ keti nin Doğu Türkistanda da süratl e gel işmesini sağ­ ladı. 1 930 senesinden sonra daha da kuvvetlenen Doğu Türkistandaki Alaş h areketi ne, Doğu Türkistan­ daki Kazak Türklerinin Şerifhan Töre, Mamırbek A­ seyir.:ğc:ızı gibi i l eri gelenl eri l i derl i k etmiş lerdir. Do­ ğu Türkista n ı n Kazak Türkl eri çoğu n l u kta olan, Al­ tay, Tarbağatay, Kulca, U rumçi ve Ku mul vilayetl eri­ n i n bütün kaza ları nda da Alaş ' ı n teşkilatı gizl i ol arak kurul uyord u . Mesela; Urumçi v i l ayetinin Manas ka­ zas ı nda kuru l m u ş olan n U l ttı Qorğav Uyı mı-Mil l eti M üd afaa Cem iyeti o ( 12:1 ) g i b i . Süratle geliş mekte o( 1 22) H. Oraltay, • Hürriyet Uğrunda Doğu Türkistan Kazak Türk­ leri • sh., SB, 1 961 l zmlr. ( 1 23) H . Oraltay, • H ürriyet Uğrunda Doğu Türkistan l<azıık Türk­ leri •, sh 62. .•

1 34


lan Doğu Tükki standaki Alaş hareketine, o zamanlar, Sovyet H ükümeti n i n kuklası olan Doğu Türkista n ı n Ç i n l i Um umi Va l i si Şı n-Şey-Sey şiddetl e karşı koydu . V e kütl e h a l i nde tutuklamal ara baş l ad ı . H atta Alaş' . ç ı l a rın bazı larını Rusl ara tes l i m etti. Doğu Türkistandaki Alaş'ç ı ların yukarıda adı ge­ çenler ve aşağıda ayrı ayrı üzerinde duraca ğ ı m ı z şa­ h ı slardan başka i l eri gelen kimseleri n i n bazı ları ş u n­ l ard ı r : Altay'cfan; Noğaybay, Ti l evbay, Es imhan , Aq­ teke, M u sa M ergen , Bürkitbay, H a l i l Tac i , Tarbağatay ' d a n ; Ömer, Nurtaza ,Yusuf, Kulca'dan; M ı rza S a l i h , Kı.ımul 'dan ; Alıp Batu r, Zay ıp Tac i , Sultan Şerif, H u­ s eyin Tac i , El ishan Batu r, Oudabay ve Kas ı m Batur, Aduvbay, Nurali ve arkadaşl arı , Urumçi 'den; Kace n , Satarhan, Yunus, M ukaş v e arkadaşl arı .

135


OSMAN BATUR (1 899-1 95 1 ) Doğu Türkistan Kazak Türkleri aras ı ndaki e n i le­ ri gelen A laş'çı ların ve Alaş'ı uran olara k, ü l kü ola­ rak benimseyenlerin başı nda h i ç şüphesiz

meş h u r

Osman Batur gel ir. i şte o n u n için de Osman Batur, •Alaş'tıng Ardageri D yani nAlaş'ın Büyüğü ıı gibi sı­ fata mazhar olmuştur.

136


Osman Batu r, 1 899 senes inde A l tay · vil ayetinde doğm uştu r < * > . Osman Batur'un çocukluk çağ ı n ı n b i r k ı s m ı meşhur Böke Batu r'un yanında geçmiştir. Onun, mücadeleci ol arak h ayata atı lması nda Böke Batur'un büyü k ro l ü olduğu muha kkak < m ı . Osman Batur, düşmana karş ı i l k s i l a h l ı mücade­ leyi 1 940 senesinin başı nda Altay v i l ayeti n i n Kökto­ ğay i l e Ş i n g i l kaza s ı n ı n arasındaki Zağ ı opa m evkiin­ de başl attı ( 1 25 ) . İ l k i n Osman Batur s adece b i r nefer o l arak m i l li ayaklan maya işti ra k ettikten sonra, 1 940 senesi n i n Tem muz ayında m i l li hareketin l i deri m ev­ kiine yükselm işti r ( 12 6 ) . Osman Batur, Altay'da mücadelesini Rus, Ç i n ve Dış Moğol istan 'a karşı yü rütmüştür. Onun tek m a k­ sadı Doğu Türkistanın isti k l a l i i d i . Bunun için de, Do­ ğ u Türkista n ı n m i l li isti k l a l i n i a rzu etm eye n , buna mu­ h a l efet eden Rusa da, Çine de ve Dış Moğol istana da karşı s avaş may ı , Osman Batur m i l li görev sayıyord u . Ancak, Ç i n l e arası bozu lan R u s l a r 1 943 senesinde Osman Batu r'a bazı tekliflerde bul unara k onu tes i r a l t ı n a al mak i sted i k l eri m uhakkak. O s m a n B atur bu­ na ald anmam ıştı r. Sadece, s i lah satın al manın çaresi­ n e ba ktı . Bunun neticesi o larak, Osman B atur'u n , ( ' ) 1 950 senesınin Eylül ayının sonuna doğru, Kanambal da­ ğ ı nda, babam Allbeg Hakim adına Osman Batur'u ziyarete g i ttiğim­ de, Osman Batur kendisinin 51 yaşında olduğunu söylemişti. Onun için de, 1 961 'de lzmir'de yayınladığım • Hürriyet Uğrunda Doğu Tür­ kistan Kazak Türkleri• adl ı kitabı mda, Osman Batur'un doğum y ı l ı olarak 1 099 senesini aldım. ( 1 24) Hasan Oraltay, • Hürriyet Uğrunda Doğu Türkistan Kazak Türkler!• sh., 33. ( 1 25) Aynı yerde, sh., 70. ( 1 26) Aynı kaynak, sh., 7 1 .

137


R us l ardan ve Dış Moğo l i standan n hayvan ve yapağ ı • g i b i meta karş ı l ı ğ ı nda s i lah a l m a k için b i r a n l aşma yaptı ğ ı da vak ı a d ı r c ı21 ı . İşte bu durumu, Çankayşek, cıSaviyet Russia in Chin2» den i l en kitabı n ı n i ng i l izce nüshası ndaki harita üzeri nde verdiği izahatta , Os man Batur'un h a reketleri n i Sovyetlerin " körü klemesi o­ l a ra k nitelendirm i ştir. Oysa, 1 4 Haziran 1 950 tari­ h i ndeki cı Pravcla» gazetesi, Osman B atur'u ve diğ er Kazak Tü rkü savaşçı l a r ı n ı ıı Ameri ka l ı l arın kışkırttığ ı ­ nı iddia ediyord u . Tabii, iki taraf ı n da maksadı bel­ l id i r. Rusu da, Çini de, Doğu Tü rkistanın m i l li istik­ l a l i için yapı lan savaştan hoşlanm amakta. Her iki taraf da, Doğu Türkista n l ı l arın ve bütün Türkista n ı n isti klal i steğ i n i gizli tutm ayı sömürgec i l i k s iyaset­ l eri n i n m enfaati ne uygun bul maktadır. 11

11

Osman Batu r'un ci ltlerce destana konu ol acak eşine ender ras lanan kahram an l ı k mücadelesi neti­ _ cesinde, 1 944 senes i n i n i l kbaharına doğru Altay vi­ layeti Ç i n l i l erden kurtarı l m ı şt ı . Ve bu durum, İ l e (Ku lca) v i l ayeti nde de aynı senen i n Haziran ayında ayaklanma o l masına baş l ı ca s ebep oldu. Neticede, Altay, Ta rbağatay, İ l e (Kulca) vil ayetl eri Ç i n l i lerden tamamen kurtarı larak hür .. şarki Türkistan Cumhuri­ yeti 11 kuru l m uştur. A l i han Törenin ·reisicumhur ol arak vazife a l d ı ğ ı n Şarki Türkistan Cumhuriyeti 11 Hüküme­ t i n i n , Altay vi l ayeti valisi ol ara k tayi n ed i l en Osman Batur, ayn ı zamanda b u bölge m i l is kuvvetl erinin de komutanı idi c ı 2o ı . Osman Batu r'un mahiyeti ndeki ve Kulca i l e Tarbağatay'dan s i lah altına a l ı nan diğer Türkista n l ı askerl er: (127) ( 1 28)

138

Ayn ı kaynak, sh., 77. Aynı kaynak, sh 8 1 . .•


«Silah elimizde Düşman du;maz yolumuzda. ALAŞ'a asker olacağız, Ay-Yıldız'lı bayrak önümüzden (129)

diye haykırıyordu. Daha sonra Osman B atu r, kend i s i n i n esas ku ru­ cu ları ndan o l duğu .. şarki Türki stan Cumhuri yeti n '· n i n re isicumhuru A l i han Tö re, Ruslar tarafı ndan ka­ ç ı rı l a ra k hü kümet başına hep Rus taraftarı kom ünist­ ler getiri l d i kten ve .. şarki Türkistan Cumhuriyeti " Sovyetlerin kuklası olduktan sonra , ona karşı müca­ del eye g i rişm i ştir. Ve bundan sonra da Osman B a­ tur, Urumçi'deki M a l iye Bakanı Canımhan ve Doğu Tü rkistan Hükü meti Genel Sekreteri Sa l i s beğler va­ s ıtas iyle Çankayşek H ü kümetiy l e temas kurarak Do­ ğu Türkistana sü ratle gelmekte o l a n komünizme ve R u s l a ra karşı savaşa baş l am ıştır. Fakat, bunu yapar­ ken dah i , Osman Batur Ç i n l i lere baş eğm emiştir. Ç i n l i lerle kendi baş ına hür hükümet baş kanı g i b i temas kurmuştur. Osman Batur'un bul unduğu böl ge­ ye, onun müsaadesi o l madan hiç b i r yabancı g i re­ mezd i . Osman Batu r'u n , kukla haline gelen .. şarki Tür· ki stan Cumhuriyeti une karşı savaşa baş l a masına, Ruslar ve onun oyuncağı o l an Ahmedcan Kas ı m . müt­ h i ş bozu l muşlard ı . Bunun için de Urumçi'deki h ükü­ m ete ve merkezi Ç i n hüküm eti ne nota lar vererek Osman B atur'un derh a l yaka l anmas ı n ı ve cezalan­ d ı rı l ması n ı talep etmişlerd i C t 3 0 ) . ( 1 29) Aynı kaynak. sh .. C.3. ( 130) Prof. A. D. Barnett, nChina on the eve of Communıst take overn 1 963, sh . , 236-28 1 . Frederlck A. Praeger, ine. New York Ame­ rica. Bu kitabın yazarı olan Prof. Barnett, 1948 senesinde Osman Ba­ tur ile bizzat görüşmüş. Prof. Barnett, Osman Batur ve yakın arka·

139


Sovyetl erin iddiasına göre, Osman Batur bazı k ı ş k ı rtmal ara kap ı l ara k 1 500 kişiyle kendilerine kar­ ş ı harekete baş l a m ı ş (13 1 ) . Sovyetler daha da i l eri g i derek • Osman ve Al ibeg gibi band ı ları (haydutla­ rı) U rumçi 'deki Ameri k a n ı n konsolosu k ı ş k ı rtıyor­ du n demekteyd i l e rC132) . Onların iddiasına göre, Os­ man Batu r da, A l i beg Hakim de Rus kuklası o l an .. şar­ ki Türkistan Cumhuriyeti nne Ameri ka l ı ların teşvi kiyle karşı çıkmıştı ( 133) . Osman Batu r, Çin hükümetiyle a n l aşma yaparak Doğu Tü rkistan tarihinde i l k defa ola ra k , Çin h ü kü­ m eti n i n s i l a h vermesiyle res m i ordu ku rmuştu (13t. J . 1 947 senesinin yaz aylarında Osman Batur'un, tam manas iyle kukla haline gelmiş o l an .. şarki Tür­ ki stan Cumhuriyeti ıı ne, dolay ı s i y l e Ruslara karşı sa­ vaşı oldukça ş i ddetl enmişti . Osman Batur'un kuv­ vetleri yer yer zafer kazan ı yo rd u . Bu d u ru m , Sovyet­ l eri oldukça s i n i rlendirmiş o l m a l ı k i , 28 Temmuz 1 947 günü Birleşmiş M i l letler Güve n l i k Konseyine mü ra­ caat ederek Çini itham etm işti (135) . Çin de, Rusu it­ ham ediyord u . Fakat iki taraf da esas savaşan ı n Tür­ k istan l ı l a r o l d uğunu, Osman Batu r'un askerl eri oldu­ ğunu açı klamaktan ısrarla kaç ı n ı yorlard ı . 1 947 senesinde savaş şi ddetl enince, Ruslar kukdaşlarıyle, bütün Doğu Türkl5tan'ın o zaman içinde bulunduğu va­ ziyet hususunda bazı ligi çekici bilgiler vermekte. O zaman kimle· rln kim olduğunu azıcık olsa do aydınlatmakta. Prof. A. D. Bornett, şimdi Colombia Üniversitesinde Çini Tetkik Şubesinin Müdürüdür. [ 1 3 1 ) • Kazakistan ve Doğu Türkistan Tarihinin Bazı Meseleleri • , 1 962 Alma·Ata, s h . , 69-102. [ 1 32) Aynı kaynak. sh., 98. [ 1 33) Aynı yerde. (1 34) Hasan Oraltay, · H ürriyet Uğrunda Doğu Türkistan Kazak Türkleri •, sh 1 17. [ 1 35) Prof. Dr. Wei , · Chlna and Soviet RussiD•, sh., 205-206. ..

1 40


fa hal i ne gelen u Şarki Tü rkistan Cumhuriyeti o ordu­ suyla beraber Osman B atur'a karşı D ı ş M oğol i stan askerl eri n i de harekete geç i rm işti . Dış Moğo l i stan b i r l i kl eri de daha ewelce olduğu gibi gene Osmar: Batu r'un kuwetl erine karş ı taarruza geçm işlerdi ( ! 3 G ) . Şarki Türki stan Cumhuriyeti ü n i forması giyerek Osman Batur'a karşı savaşanların da çoğun! uğu Sov­ yetlerin kızı l askerleri i d i . Osman Batur 'a karşı s a­ vaştı ğ ı n ı 1 972 senesinde Afma-Ata 'da yay ı n l a d ı ğ ı n Hatı ra l arında .. Genera l Z u n u n Taypov d a itiraf etti­ ği gibi !137) , a Kazak SSR İ l i m Akademes i o tarafı ndan yayı n l anan eserlerde de bu durum açı k! anm ıştır. M e­ sel a ; F. Leskin ve A. Polinov g i b i ! erin a Ş a rki Türkis­ tan Cumhuriyeti " ordusu başında olduğu da iti raf e­ d i l m iştir (13D > . Adı geçen şahıs ları 1 945 ve 46 senel e­ rinde kend i gözümüzle görmüştük. F. Lesk i n b i r Rus Albayı i d i . A . Pol i nov da Genera l idi. İ ki s i de Rustu. o

u

Sovyet h ü küm etl n i n , dolayısiyf e kukla h a l i n e g e l m i ş o l a n a Şarki Türki stan Cumhuriyeti " yönetic i l e­ ri n i n Osman Batur'a karşı düşman l ı ğ ı 1 948 s enesi n d e daha ç o k artmı ştı . Bunun i ç i n de, 1 7,2.1 94B'de Ç i n hükümeti ne veri len notada a Osman B atur'un H a l k M ahkemesi önünde ya rg ı l anması o ısrarla i stenmiş­ t i r ( 139 ) _ n H al k Mahkemesi o denilen meşhur komü n i st yarg ı l a m a u s u l üyle katled i lmek i stenen Osman Ba­ tur'un tek suçu, vata n ı n ı n istikl a l i n i i stemesi ve bu( 1 36) Hasan Oraltey, • Hürriyet Uğrunda Doğu Türkistan Kaz:ıı k Türkleri • , sh., 104. (1 37) General Zunun Taypov'un ·Hlltıraları•, - Prostor - der­ gisi, say ı : 6-7, 1 972 Alma-Ata. ( 1 38) • Kazakistan ve Doğu Türkistan Tarlhl 'nın Meselelerı., sh., 75, Alma-Ata, 1962. ( 1 39) Prof. A. Doak Barnett, ·Chlna on the Eve of Communlst Takeover.• sh, 255, New York, 1963.

1 '4 1


nun ı ç ı n Rusa da, Çine de, D ı ş M oğol istana da karş ı savaşmış olması i d i . 1 948 senesinin Ey l ü l ayında Osman Batu r'la gö­ rüşmüş o l an Amerika l ı Prof. A. Doak BA R N ETI'ın be­ l i rttiğ ine göre ( H O) , 110 sır2larcla Osmc:n Batur'un ya­ mr.ca 15000 Kezak Türkü vardı. Yine, Prof. Barnett'in kendi gözüyle gören bir yabancı olaralc anlattığına göre, Osmc:ın Bc:ıtur'un o zamanki, siyasi müşaviri ; Ka­ mıtbc;y idi. a Ch ief - of - staff ., - Genel Kurmay Baş ka­ nı d a ; Ahbas Batur'du. Askeri müşavirleri de; Nurga, İliyas, Rıshar., Arımc:n idi. Osman Batur'un resmi or· ciusu vardı. Osman Batur, Alibeg Hakim, Delilhan Su­ gurhayağlu gibi 11Şarki Türkistan Cumhuriyeti,,ni ku· rcır:larcfandır. Fakat, Osmım Batur ile Alibeg Hakim ci'1h2 sonra İle'dekilere · karşı çıkmıştır ... <HI> Bunlar, 1 948 senesinin Eyl ü l ayında Doğu Türkistandaki va­ ziyetin b i r yabancı gözüyle a n l atı l ı ş ı ol ması dolayı­ siyle gayet ehemmi yetl i d i r. Osman Batur hakkında oldukça geniş b i l g i toplayan yabancı yazarların biri de İngi l iz Godfrey Lias 'tı r . Onun, u K azak Exodus,, CH2> adı ndaki kitabı a Göç n ol ara k Türkçeye çevri lm iştir. Aynı kitap, Pakistancaya ve J aponcaya olduğ u gibi Ameri ka'da gençler için • Cep kitabı ol arak a -Kazak Exa.clı.:ıs, A rıations flight to freedom- d iye tekrar ba­ s ı l m ı ştır C g 3) ( # ) . •

1 949 senes i n i n Eyl ü l ayında Osman Batur'un kar( 140) Aynı kaynak, sh.. 276 . . ( 141 ) Aynı kaynak, sh.. 268. ( 1 42) Goldfrey Uas, · Kazak Exodus, Evans Brothers Limited, Landon 1 956. ( 143) Godfrey Lias, · Kazak Exodus, Popular . Llbrary, New York, 1959.

(') Yazar · kitabının önsözünde, bu kitabı yazmasında yard ı m ettiğim için bana d a tesekkür etmek nezaketinde bulunmuş, s h . 14.

142


ş ı s ı n a i k i n c i bir dev ç ı k m ı ştı . Bu Kom ünist Ç i nd i . Os­ man Batur, Sovyet Rusyaya ve Kom ü n i st Ç i n i l e o­ nun kuklası olan D ı ş Moğol istana ve kukla n Şarki Türkistan Cumhuri yeti 11 ne karşı savaş ı yord u . Gerç i , Kom ü n i st Ç i n Doğu Türki stana g i rdikten sonra, n Şar­ ki Türkistan Cumhu riyeti D n i n kuklası da ortadan kal k­ m ı ştı . Fakat, onun Genera l Zunun Taypov g i b i s atı l­ mı şların kumanda ettiği askerl eri Osman Batur ve d i­ ğer m i l l iyetçi lere karşı Rus i l e Ç i n adına savaşıyor­ d u O H > . Osman Batur'un , 1 949 y ı l ı n ı n son ayların dan başl ayarak Komünist Çine karşı g i rişmiş ol duğu şid­ detli savaş 1 Şubat 1 95 1 y ı l ı n a kadar devam etti . 1 . Şubat 1 95 1 günü Osman Satur, Kanambal dağ ı n ı n M a­ kay denilen yeri nde Ç i n l i lere esir düştü . 28 N isan 1 95 1 'de d e U rumçi 'de Ç i n l i ler tarafı ndan kurşuna d i­ z i l d i (H5) , Osman Batu r'u n , bütü n hayatı s i l a h l ı m ücade­ l ey l e geçtiğ i i ç i n fazla kü ltürel çal ışmayla meşgul olma i m kan ı n ı bulamam ı ştı r. O, sadece 1 948 senesi­ n i n son ayları ile 1 949 s enes i n i n i l kbaharı n d a bir kaç ay harps iz vakit geçirmiştir. İşte b u müddet zar­ fında, U rumçi 'deki Kazak Türkleri ayd ı n larına yard ı m göstermek ve onl arın kü ltürel çalışmalarını d estekle­ mek i m kan ı n ı bul muştur. Bu itibarl a , Kaza k Türkü ayd ı nları n ı n Urumç i 'deki · SAVLE .. matbaas ı n ı n faal ol arak çal ı şmasında onun · Savle D adıyle ayl ı k der(144 ) General Zunun Taypov, • Hatıralar•, - Prostor - dergisi, sayı: 6-7, Alma-Ata, 1 972 (General Zunun Taypov denilen kimseyi 1 947 senesinde bir kaç defa görmüştüm. Yukarıda adı geçen der­ gide yayınlanan Hatıratında Çin komünitslerlnl şimdi kötülerken, aynı Çinlilerle beraber Osman Balur'a karşı savaştığını iftiharla (1) be­ l i rtmekte, Osman Betur'un cezalandırıldığını [ ! ) anlatmakta.) ( 145) Hasan Oraltay, • Hürriyet Uyrunda Doğu Türkistan Kazak Türkleri •, sh., 1 67.

1 43


gi veı • Şanşüv .. ad ı nda da i kinci bir dergi ve b i r kaç kitabı n kısa zaman içinde neşred i l mesinde büyük ro­ l ü o l muştur. Bunun için de adı geçen müessese ta­ rafı ııdan yay ı n l anan b i r b i l d i ride Osman Batur'un i s­ mi başta ş ü kran l a a n ı l ı yord u . Osman Batu r'un hayatı ve mücadelesi kendi ba­ ş ı n a b i r kitap o l a ra k a n l atmak istenilse b i l e o, b i r k itaba s ı ğmaz. O n u n , Türkistan ı n isti k l a l i uğrunda vaktiyle yapm ı ş o l duğu mücadeleler için bir kaç ki­ tap yazma k gerekir. Onun i ç i n de biz, burada sade­ ce bazı hususlara değinmekle yeti ndik. Osman Batur hakkında h ü r dünyada pek çok ya­ z ı l a r ve eserl e r ç ı ktı. Komün istl e r de Osman Batur hakkında her vesi l eyle yazma ktal ar. Mesel a ; şu se­ nenin baş ı nda Alma-Ata'da ç ı kmakta olan ° Leninşi l Cas o gazetesinin bel i rttiğine göre Osman Batur'la i l g i l i b i r roman yayı n l anacakm ı ş . Tabii, ç ı kacak o l an romanın haki katl ere aykırı ol acağı şüphesiz. Çünkü, komüni stleri n propaganları n a uygun olmak mecbu­ riyeti nde. Osman Batur, hakkı nda o l d u kça geniş b i l g i top­ l ayan yaban c ı l arın biri, İngi l iz yazarı Godfrey Lias o l duğunu bel i rtmiştik. Onun, kitab ı n ı n a Göç• o l a­ rak 1 973 y ı l ı nda Türkçeye çeviren M ehmet Çağr ı '­ n ı n · d i p notla rda • verm iş o l duğu iza h l arın çoğu VAN LI Ş ve tek tarafl ı b i l g i toplaman ı n neti cesi d i r. Bununla i l g l l i o la ra k şunu açı kl ayab i l i riz k i , vaktiyle, Doğu Türkistan Hükümeti n i n M a l iye Baka n ı Canı m­ han, Doğu Türkistan H ü kümeti nin Genel Sekreteri Salis, Osman B atur ve diğer Kazak Türkü l i derle ri y­ l e , öteki bazı doğu Türkista n l ı l a r a ras ı nda a n l aşmaz­ l ı kl a r ol m uştur. işte o n u n tes i riyle, M eh met Çağrı '­ ya tek taraf l ı b i l g i veri l m işti r. Oysa, M ehmet Çağ144


rı'nın tercüme ettiği k itab ı i l aves iz tercüme etmesi, izahl arda bul unacaksa etrafl ı ca tetki k etmesi l a­ z ı m d ı . B u bakımda n , M eh met Çağrı 'nın hatal arı ol­ muştur. Bunu burada b i l hassa belirtme k gerek i r. Osman Batur hakkında en çok Türkiye'de sayı­ sız makal e l e r v� ş i i rl e r çıkm ıştır. Türkiye'de yayın­ l anan Osman Batur'la i l g i l i makale ve ş i i rleri top l a­ mak ve onl arı özetl emek kendi başına b i r kitap o l a­ b i l i r. Tü rkiye'de Osman Batur hakkında neş red i l e n makalel erden b i r i ol arak m e ş h u r Türkçü N ejdet SAN CAR ' ı n cıHo'cular ve Osman Baturu adiyle ÖTÜ­ KEN derg i s i n i n 1 969 senes i n i n EKİM ayındaki onun­ cu s ayı s ı nda yayın l anan maka l e s i n i göstereb i l i riz. B u makalesinde Nejdet S ançar, H a Şi Min ile Osman B atur'u mu kayese ederek, n l nsafl a düşünmek ge­ rek: Osman Batur'un yan ı nda Ha a d l ı yaratı ğ ı n l afı mı o l u r ? " demekte . • So l cu Foyas ı • baş l ıkl ı yazısında C HG> ATSIZ Beğ de Osman Batur'dan bahsetmekte. n Zenci lu­ m u mba için b i r yığın yazı , makale, Türk Osman B a· tur i ç i n susuş » demekte . n H esab ı n ı Vereceksiniz o baş l ı ğ ı y l a yayı n l a n a n b i r makalesinde Galip Erdem de O s m a n Batu r'dan bahsetmişti r cm>. Yazar, Guavere, Giap gibi komü­ nistlerin fotoğrafl a rı n ı taşıyan solcul ara h itabe n ; • Osman Batur'u niçin hatı rlam ıyorsunuz? n demek­ te. Osman Batur i l e Vietnam l ı General G i ap'ı m uka­ yese etmekte. H i ç b i r yard ı m ve destek görmeden Osman Batur'un a Moskof ve Çin sürü l erine karşı savaştı ğ ı n ı • , vata n ı n ı n isti k l a l i için mücadele etti­ ğ i n i a n l atmakta . ( 146)

( 1 47)

Foyac ı , ÔTÜKEN dergisi, 1969 DEVLET Gazetesi, sayı: 68, Ankara.

Solcu

say ı :

7,

lstanbul.

145


Osman Batur'la i l g i l i o l arak · Ü l kü Ocakları • n ı n , • G enç Ü l kü l e r - i n topl antı l arı nda v e b i l d i ri l erinde de­ vam l ı bahsed i l m i ş olduğunu Türk gençl i ğ i n i n Rus ve Çine karşı savaş m ı ş o l an kahramanına sahip çık­ tığ ı n ı n be l i rti s i olarak s evinçle kaydetmek i steriz. Osman Batu r hakkında yazı l m ı ş olan pek çok şi i rlerin b i ri olara k buraya .. Bir M i l let Şahlanıyor• ( H D ) ad l ı kitapta neşre d i l e n · Osman Batur Destan ı • n ı al ıyoruz: Kalbde iman, elde kılınç, kemend, yay; Ta ezelden yaratılmış kahramanı . . . Erlik günü Osman Batur İslambay, Kesilirdi bir Attila, Oğuz Hani . . . Bir dev'di O , sanmayınız cüce'dir, Mağrur başı Altay'lardan yücedir, aOsman Baturn dilimizde hecedir: Akşam, sabah, gece, gündüz her zaman! .. Hürriyete aşık, ırkına yar'dı, Gök gibi gürleyen bir sesi vardı, Bazen bir kasırga, bazen rüzgardı, Kızıllara dedirtirdi: El'amanl .. Taştıkça bağrından amukaddes kinDi, Titretip yıllarca Rusya'yı, Çin'i, Yıkmak için Moskova'yı, Pekin'i, Düşmezdi elinden kılınç bir an! Ufkunda Gökbayrak, şanlı Ay.Yıldız, Arkasında bölük bölük kızan, kız, Ulu Allah'ından alıp kuwet, hız, Yazdı her savaşta bir albn destani .. (148) Fazlroğlu Cemili tanbul, sh., 58.

146

Oğuz Öcal ,

·Bir Millet Şahlanıyor•,

ls­


Hayatını at üstünde geçirdi, Dosta kımız, hasma zehir içirdi, uBatur11lar içinde cıOsman11ım bir'di, Öğünür cı011nunla, elbet, Türkistan! .. Ecdadı yiğitti, kendisi yiğit, Az görmüştür tarih böyle mücahit, Edildi, kahbece, namertçe şehit: Dağların hakimi bu koca arslan! .. 28 Nisan uğursuz Büründü mateme Ötün yanık yanık Ötün ki, başlasın

bir gün, Anayurt bütün, bülbüller, ötün, o büyük tufan!

•.

Kükredi Osman'ım, coştu KAZAK'lar, Şahit buna .. urumçinde sokaklar, Unutmasın şunu soysuz, alçaklar: Türk esir olamaz, yıkılsa Cihan! . . .

147


CANIMHAN TİLEVBAYOGLU ( 1 893-1 951 ) Can ı m han Ti l evbayoğ l u , Canı mhan Hacı ol arak tan ı n ı r. Bütün hayatı mücadele içinde geç m i ştir. Ca­ n ı m han H a cı ' n ı n hayatı s i l a h l ı mücadeleden ziyade s iyasi m ü cadeleyle dol u d u r. Canımhan Hacı , 1 940 senesinde Altay vi layeti ne vali olarak tayin ed i l m iş­ t i r c m > . Daha sonra da Ş ı n-Şi-Sey tarafından tevkif ed i l erek U rumçi'ye götü r ü l ü r. Can ı m H ac ı , 1 946 se­ nes i n i n yazında teşekkül eden koa l i syon hükümetin­ d e Mal iye Bakanı ol arak vazife a l m ı ştır ( 1 50 ) . Doğu Türkistanın M a l iye Bakanı o l a n Canı mhan Hacı'nın i kinci bir gö revi daha vard ı . Bu görevi Ca­ n ı mhan Hacı 'ya h i ç kimse resmi ol arak verm iş de­ ğ i l d i . Bu görev, Kazak Türk l eri n i n m i l li geleneğinden gel iyord u . C a n ı m han H a c ı , Doğu Türkista n ı n merke­ zinde görevl i Kazak Tü rkleri n i n en yaş l ı sı i d i . O­ n u n için de, U rumçi 'deki bütün Kaza k Türkü ayd ı n­ l a rı hepsi · Caken Hacı 'ya •' saygı besler, her şeyi ona danış ı r, onu adeta ken d i lerine hükümet baş ka(149) Hasan Oraltay, · Hürriyet Uğrunda Doğu Tiirklstan Kazak Tiirklerl •, sh., 73. ( 1 50) Prof. A. D. 8arnett · China On The Eve Of Communlst Tıı· keover• , sh., 250.

148


n ı .. s ayarlard ı . Bu durum bir çok çevrelerin hoşuna g itmiyord u . Onun için de Canımhan H acı 'yı Kazak Tü rkü ol mayanlar çekemezlerd i . Ameri k a l ı Prof. Barnett ' i n 1 948 senes i n i n Ey l ü l ay ında U rumçi 'd e tetk i k l erde bulunan b i r yabancı o l arak bel i rtti ğ i n e göre, bu yüzden Kaza k Tü rkl eri n i n Urumçj'.d eki l i­ derler i , yan i , M al iye Bakanı Can ımhan Hacı, Doğu Türkistan H ü kümeti Genel Sekreteri Salis, Urumçi Val isi H adı van Hanım gibi kimsele re karşı komün i st ve Ç i n o l mayan çevrelerden de karş ı l ı k b i l d i r i l m i ş , hatta , onların vazifes inden a l ı nmas ı n ı isteyen a i sti­ dalar Çin makam larına veril mişti r » ( 1 5 1 ) . As l ı nda, Canı mhan H ac ı çok dindar ve sadece Türki stan Türkleri n i değ i l bütün m ü s l ü ma n l arı kar­ deş sayan kimsel erden d i . Buna rağmen bazı kim se­ l e r maal esef Canı mhan Hacı 'ya o l an Kazak Türkleri­ n i n sayg ı larını çekem iyorlardı < * l . H ükümetle işi o­ lan bütün Kazak Türkl eri evve l a M a l iye Bakanı Ca­ n ı mhan Hacı'ya veya i l ki n Doğu Türkistan H ü kümeti Genel Sekreteri yardımcısı ve daha sonra da, Doğu Türkista n H ü kümeti Genel Sekreteri o l muş o l an Sa­ f is Beğ i görürlerd i . Bu durum alelade i ş l erde o l du ğ u gibi siyasi işl erde d e öyle i d i . B u n u n için de, Os­ man Batur ve A l i beg Hakim g i b i • Şarki Türkistan Cumhuriyeti " H ükü meti n i n kurucu larından ve vak­ tiyle M i l l iyetçi Çine karşı savaş m ı ş o l a n daha son­ ra da .. şarki Türkistan Cumhuriyeti " Sovyetl erin Aynı kaynak, sh., 251 . ( ' ) Godfrey Llas tarafından yazılan, • Kazak Exodus • adı ndaki kitabı tercüme edip · GÖÇ• olarak bastıran Mehmet Çağrı, bir çok meseleleri bilmediği için, kitabın 188. sahifesine koyduğu d i p notunda a l m ı ş olduğu yanlış bllgiyle • onunla değil , , bununla görüş­ mesi gerekirdi • , demekte. Kendisi durumu bilmediği için başkası­ nın verdiği yanlış bilgiyle böyle yazdı ğ ı n ı belirtmekte fayda var. (151)

149


kuklası h a l i n e gel i n ce o n a karşı mücad ele eden Ka­ zak Türkü l i de rl e ri de Salis ve Canımhan H a c ı ' l a r arac ı l ı ğıyla Ç i n h ü kümetiyle a n l aşmış lardır. Bu b i r ger­ çekti r. Siyasi ve as keri bütün i ş leri nde Kazak Türk­ l e ri müstakil hareket etm işti r . Doğu Türkistan ta ri­ hinde i l k defa o l a ra k kuru l muş olan 8. Kazak Tuga­ yı da Canımhan Hacı , Sal i s ve diğer U rumçi 'de bu­ lunan Kazak Türkleri n i n yüksek memurları n ı n a racı­ l ığ ı ve Osman Batur i l e A l i beg H a k i m ' i n israrl ı ta lebiyle kuru l m uştur. Canımhan Hacı i l e Salis Beğ­ l e rin böyle hareketl erinden komün istl er de ş i kayet etmekteler. Onlara göre ; a Canım han ve Sal i s gibi­ l er, Ameri k a l ı l a r i l e General Sun-Şı-Lanı 'n emriyle[ ! ) bozgunculuk[ ! ) hareketi nde bulunmuş l a r ( 152 ) _ Kısacas ı , Ç i n Hükümeti tarafı ndan tevkif edi­ l en ve daha sonra, Altay, Tarbağatay ile Ku l ca vi l a­ yetlerindeki Kazak Türkleri n i n m i l li istiklal savaşı­ na baş l a m ı ş o l ması ve a Şarki Türki stan Cumhu riye­ ti • n i n kuru l ması dolay ı s i y l e peyda olan durumun icabı M a l iye Baka n l ı ğ ı n a geti rilen ve n i hayet, 3 Şu­ bat 1 95 1 'de U rumçi'de Kom ü n ist Çin tarafından a l­ çakça şehid ed i l en Canımhan Hacı da Doğu Tü rkis­ tanda i l eri gelen Alaş 'çı l a rdan biri idi. O da, Alaş ü l küsü için, yani bütün Türkista n ı n isti k l a l i için mü­ cadele etm i şti. İşte bu uğurda şehid ed i l d i ( 153 ) . ..

( 1 52) Kazakistan ve Doğu Tiirklstan Tarihi 'nln Meseleleri, sh. 251 . Kazak SSR ilim Akademisi Matbaası , 1 962 Alma-Ata. ( 1 53) 4.2.1951 tarihindeki Urumçi radyosunun programında •Ca­ nımhon dün Urumçl'de halk önünde cezalandırıldı. Kendi kanıyla ce­ zasını ( 1 ) çekti • denilmiştir. Demek, Canımhan Hac ı , 3.2 . 1 951 günü sehld edilmiştir.

1 50


) :. i , !

J

f

Soldan sağa : Abdülkadir İNAN ve Alibeg HAKİM

ALİBEG HAKİM ( 1 908- ? ) A l i beg Hakim hakkında Batı da çıkmış olan k i­ tap l a rda onun doğum yeri o l a ra k Doğu Türkistan ı n Urumçi v i l ayeti n i n M anas kazası gösteri l mekte cm> . As l ı nd a A l i beg Hakim, Doğu Türkista n ı n Tarbağ atay v i l ayeti n i n Altın Emi l bölges i nde 1 908 senesinde doğmuştu r. Tarbağatay'dan M anas'a A l ibeg H a k i m 1 933 senesinde gelmiştir. Manas nehrinin batı tara­ fı ndaki Kızılözen den i l en yere yerleşmiştir. Al ibeg H a k i m , 1 947 senes i n i n sonuna kadar bu bölgede kal m ı ştı r. Urumçi 'ye bağ l ı M anas kazas ı n a geldikten son­ ra yani 25 yaş ı ndan başl ıyarak A l i beg H a k i m , M i l l i hareketl ere fiilen iştirak eder. İ l k o l a ra k, o böl gede­ ki M i l l iyetçi ki msel erden Yunus H a c ı ' n ı n yard ı m cı(154) Godfrey Llııs, · Kazak Exodus• adl ı , deha sonra Türkçe, · Büyük Kazak Göçü• Nebloğlu yayınları ve · Göç•, Boğaziçi Yayın­ ları arasında ç ı kan kitabında, Allbeg Heklm'i Manas'da dogmuş ola­ rak gösteriyor.

151


s ı olarak vazife a l ı r. G i z l i ol arak kurulan " U lttı Oor­ ğav Uyı m ı • yan i , a M i l leti M üdafaa Cem iyeti .. n i n ku­ rucusu ve idareci lerinden o l u r ( 1 55) . Bu cemi yeti n ge­ l işmesinde ve m i l l iyetç i hareketleri n n üvesi o l m a­ s ı nda A l i beg Haki m ' i n büyük payı olmuştur. A l ibeg H akim'in faal ol arak çalışmas ı n ı n Ç i n l i l er tarafı n­ dan fark edilmesinin netices inde, A l i beg Hakim bü­ yük para cezas ı n a çarptı rı l m ı ştır. A l i beg H a ki m ' l e beraber a ğ ı r para cezasına çarptı rılan i kinci şahıs M uhammetcan Molla i d i . Alibeg Haki m , 1 940 senesinde Muhammetcan M o l l a dahil b i r çok m i l l iyetçiyle beraber tevkif edi­ l i r ( 156) . Onun hapiste tutu l m a s ı 1 B ay devam eder. B i r müddet, hapiste b u l unduru l duktan sonra A l i beg Hakim ve diğer üç yüzden faz l a Türkistanl ı , siyasi ku rsa tabi tutu l u r. On l ara sabahtan akşama kadar s i yasi ders veri l i r. Yani onların beyinl eri y ı kanmak i sten i r. Bundan sonra da, bu g rubu top l u halde, Do­ ğ u Türkista n ı n gü ney tarafı n ı dolaştı rırlar. 1 8 ay tutu l duktan sonra Al i beg H akim tekra r M anas kazas ı n a gönder i l i r. Beyni y ı kanmış san d ı k­ ları için ve Ş ı n-Ş i-Sey ' i n Ruslarl a a rası açıl arak m er­ kezi Çine bağlanması ves i lesiyle peyda olan idari değiş i k l i k sebebiyle M anas'a gelen Al i beg mahalli idarede vazife al ı r (1 57 l . Fakat, onun bu gö revi fazl a ömürlü ol maz. Onu gene m erkeze Urumçi 'ye çağırırl ar. A l ibeg, gene b i r y ı l kadar tutuklu b u l u nu r. Ve n i h ayet, 1 944 sene( 1 55) Yukarıda bahsi Uğrunda Doğu Türkistan lzahlardı:ı bulunulmuştur. ( 1 56) Aynı eser. sh., (1 57) Godfrey Llas, Landon 1956, sh.. 97.

1 52

geçen eserde ve H . Oroltay'ın • Hürriyet Kazak Türkleri • adlı kitabında bu hususta 6B.

· Kazak

Exodus • .

Evans

Brothers

Limited,


s ı n ı n güzünde geri, memleketi ne yol l a n ı r . Bu s efer A l ibeg H a k i m , Manas bölgesi Kazak Türkleri n i n i d a­ rec i l erinden b i ri o l arak tekrar eski vazifes ine döner. 1 945 senes i n i n i l kbaharı nda A l ibeg Hakim, Kul­ ca ( İ l e) da ve Altayda deva m etmekte olan m i l li a­ yaklanmaya destek ol maya karar verir, onun için de s i l a h l ı mücadeleye geçme h az ı r l ı ğ ı yapar. Bu uğur­ da muhtel i f hazırl ı kl ardan sonra 6.6. 1 945'de Kızı lö­ zen deres i n i n batı tarafı ndaki Çin karako l u n a hücum ederek resmen silahlı savaşa başlar ( 1 5D J . Al ib eg Hakim, bundan sonra a ğ ı r şartlar altın­ da Ç i n l i lerle savaşır. Si lahs ızl ı ktan çok çeker. Ve nihayet, İ l e 'deki A l i han Töre i l e temas kura r. Ondan yard ı m a l ı r. a Şarki Türkistan Cumhuriyeti » n i n s ı n ı r­ ları n ı n M anas nehri n e kadar uzanmasında A l i b eg H a k i m ' i n id are ettiği Manas-Savan Kazak Türkleri­ n i n inkar edil mez büyük payı o l muştu r. Ve bu hare­ ket dolayısiyle de, M anas-Savan bölges i n i n a d ı bü­ tün Doğu Türki stanca tan ı n m ı ştır. Daha sonra k i , yani 1 947 senesindeki mücadel elerle Manas-Savan böl ge­ sinde o l an mücade le ve bu bölgenin adı m a l U m ve meçh u l kah ramanl arı umumi Türki stan tari hinde bü­ yük yer tutmaktad ır. Buna, Batıda ve Sovyetler B i r­ l iğ i nde yayı n l anan eserl er de tan ı k l ı k etmekte (1 59 ) . A l i beg Hakim, 1 945 senes i n i n sonunda M anas[ 1 58) H. Oraltay, • Hürriyet Uğrunda Doğu Türkistan Kazak Türk­ leri • , 1961 lzmir, sh., 90. ( 1 59) Godfrey Llas'ın · Kazak Exodus • , yani · Büyük Kazak Gö· ÇÜ • , · Göç• ve Hasan Oraltay'ın Hürriyet Uğrunda Doğu Türkistan Kazak Türkleri • , Prof. Dr. Orhan Tükdoğan'ın • Salihli 'de Türkistan Göçmenlerlnln Yerleşmelerl• 1 969, Atatürk Üniversitesi basımevi. Kazakistan llım Akade mi si : •Kazakistan ve Doğu Türkistan Tarlhl'nin Bazı Meseleleri • Alma-Ata 1 962. Prof. A. D. Born e tt , · Chlna On The Eve Of Communist Takeover• 1 963 New York. Ve, Nationol Geo­ graphlc Magazine, Kasım 1954 M. J. Clark.

1 53


Sava n ' ı n < * > kaymakamı ol arak tay i n ed i l i r. Bu sefer onu i ki kazaya kaymakam ve bu bölgenin ayn ı za­ manda m i l i s kuvvetl eri n i n kumandanı tayi n eden Ç i n l i değ i l d i . Hür n Şarki Türkistan Cumhu riyeti D h ü­ kü meti i d i . A l i beg H a k i m yeni vazifeye tay i n ed i l i r­ ken ona n Şa rki Türkistan Cumhu riyeti n n i n 1 8 N u . l ı istiklal madalyası veril iyordu c rnoı . Onun a Şarki Tür­ kistan Cumhuriyeti n n i n esas ku rucuları n dan olduğu belirti l iyord u . Ve doğrusu da öyle idi. Çünkü, A l i beg H akim, A ltay ve İl e'den sonra Manas bölgesi nde si­ l a h l ı mücadeleyi başlatan şah ıstı . A l i beg H a k i m , M anas-Savan kaza ları n ı n as keri ve m ü l ki amiri olduktan sonra, bu bölgedeki ismi Çi nce o l an bütün kaza ve nah iyel erin ad ı n ı değiştir­ mişti < ırıt l . M esel a ; Sava n ' ı n adını (Oypazar) , Ancı­ kay'ın ad ı n ı da, (Ormanbak), Şiykangzı 'nın ad ı n ı (Ka­ laba) o l arak değişti rmişti . Tah m i n ed i l i r k i , n Şarki Türkistan Cumhu riyeti • Hükümeti tarafı ndan en çok madalya i l e ta ltif edi­ l enl erden b i ri , Al ibeg H a k i m olmuştur. Çünkü , A l i­ beg H a k i m 'e, başında A l i h a n Töre bul unan ve henüz kukla h a l i n e gelmemiş olan a Şarki Tü rki sta n Cum­ h uriyeti • tarafı ndan a İ sti k la l .. ve " Fedayet• madal­ yaları veri l m işti . A l i h a n Töre , Ruslar tarafı ndan ka­ ç ı rı l d ı ktan sonra, kukl a h a l i ne gelmiş o l an .. şarki Türkistan Cumh uriyeti n H ü kümeti de A l i beg H akime ü ç altın madalya verm işti r. A l ihan Töre , Sovyet H ü kümeti tarafı ndan kaçı rı(") Manas ile tine bağ l ı dır. Savan (160) H . Oraltay, ler! • , Sh., 1 0 1 . ( 1 6 1 ) Aynı eser,

1 54

Savan iki ayrı kazadı r. Manas, Urumçi vilaye­ ise Tarbeğatey vllıiyetlne bağlıdır. • H ürriyet Uğrunda Doğu Türkistan Kazak Türk­ sh., 98.


larak, .. şarki Türkistan Hükümeti D kukla haline ge­ tiri ld i kten sonra A l i beg Hakim de Osman Batur gibi buna karşı çıkmıştı ( 1 G2> . Kendi lerine karşı çıkmış olan Al ibeg Hakim'e Ahmetcan Kası m idaresindeki kukla .. şarki Tü rkistan Hüküm eti D bir sürü cazip tek­ l ifler yaparak onu kararından caydı rmak istem işti r. Mesela ; Tarbağatay vilayeti val i l i ğ i n i tek l if etmiş­ lerdi ( 1 G3 J . Sovyetler B i rliğinin Şaveşek'deki (Tarba­ ğatay vilayetinin merkezi) konsolosu bizzat gelerek Alibeg Hakim'i kararından caydı rmaya çal ı ş m ı ştı Clli ·I > . Tabii Alibeg Hakim, kararından caymam ıştır. Sov­ yetler B i rliğinin kuklası hal ine gelmiş olan .. şarki Türkistan Cumhuriyeti D n e karşı savaşa başlamış­ tır (lfı5J . Bundan sonra, Alibeg Hakim U rumçi 'deki Doğu Türkistan H ü kümeti Mal iye Bakanı Canımhan ve Doğu Türkistan Hükümeti nin Genel Sekreter Yar­ d ı mcı s ı Salis Beğ vasıtasiyle M i l l i yetçi Çin Hükü­ metiyle temasa geçerek, Doğu Tür.kistanı n tarih inde i i k defa olarak kurulan a 8 . Kazak Tugayı n ı n D teşek­ külünde büyük rol oynamıştır ( 1 66 ) . Alibeg Haki m , 1 947 senesinin Ara l ı k ayı nın 1 1 inci günü savaşta mağlüp olarak Manas nehrinin ba[ 1 62) Prof. A. D. Barnett, · Chlna on the Eve of Communlst Ta­ keover• sh.. 268. Bu durumu, Kazak SSR llım Akademisi tarafın­ dan yayınlanan • Kazakistan'ın ve Doğu Türklstan'ın Tarihinin Bazı Meseleler:• adlı kitap da bellrtmlştlr. [ 1 63) Hasan Oraltay, · HOrrlyet Uğrunda Doğu Türkistan Kazak Türklerı . , sh., 108, lzmir, 1961 . [ 1 64) Aynı eser, sh. 1 1 0. [ 1 65) Kazak SSR lllm Akademisi . tarafından 1 962 senesinde Al­ ma·Ata'da yayınlanan • Kazakistan ve Doğu Türkistan Tarihinin Me­ seleleri• adlı kitabın, 89. sahifesinde bununla llglll olarak şöyle denmekte: Osman ve Alibeg gibi haydutlar (1) karşı çıkmışlar· dı. Osman'ın 1500 odamı vardı. Allbeg'ln de 90D adamı vardı . . [ 1 66) Hasan Oraltay, • HOrrlyet Uğrunda Doğu Türkistan Kazak Türkleri• sh., 1 1 7. a...

.

155


tı tarafı ndan doğu tarafına 8000 kişi l i k bir kafi leyle sınırı geçerek kukla u Şarki Türkistan Cumhuriyeti n i l e olan alakasını tamamen kesmiştir. Bundan sonra Al ibeg Haki m , bir çok siyasi faal iyetlerde bul unmuş­ tur. Urumçi'de kuru lan Kaza k Türkleri ayd ı nları ta­ rafından idare edi lmekte olan .. savl e n derg isinin ve · Savl e n matbaası n ı n destekleyic i l erinden b i ri de Ali­ beg Hakim o l muştu . Alibeg Haki m , 1 949 senesinin Nisan ayında U­ rumçi'nin 60 kilom etre kadar batı tarafında, yani Koştı den i l en yerdeki evinde, Doğu Tü�kistandaki Kazak Türkleri i l eri gelen l erini toplamıştı. (Bu top­ lantıya sadece Osman B atur i l e Canı mhan Hacı d i k­ kati çeker diye umumi tasvip üzerine iştirak etme­ mişlerdi) (167 ) . Kazak Türk leri i leri gelenlerinin bu toplantıs ı nda b i r çok mühim kararlar a l ı n nı ıştı . Bu kararların baz ı l arı şöyle i d i : 1 Doğu Türkistana sür'atle yaklaşmakta o­ lan Komünist Çine karşı müşterek mücadele cephe­ si ,kurul ması için, Uyg u r Türklerinin Urumçi 'deki l i­ derleriyl e temas sağlanacak. 2 Tünggen'lerle temas ed ilecek (müslüman Çinliler) . -

-

3 Urumçi 'deki mas edilecek. -

Amerikan

konsolosuyla te­

4 M i l l iyetçi Ç i n i n anti-komün ist kumandan­ lariyle temas kuru l acak. -

5 Komünistlere baş eğilmeyecek . Karaşehri vi layetinde bir cephe kurul arak Doğu Türkistanı n Güney tarafı savunulacak. D ışarıdan yardı m sağlana­ cak. Bunun i l k adımı o l a rak, A l ibeg Hakim'in kuvvet-

(1 67)

1 56

Aynı eser, sh.. 1 25.


l eri Karaşehri vilayetine bağ l ı Kök l ü k bölgesine yer­ l eşecek. 6 Kararları Osman Batur i l e Can ı m Hacı 'ya Alibeg Hakim b i l d i recek. Onl arı n tasvibini a l d ı ktan sonra, U rumçi 'de Uygur liderleriyle ve Amerikan konsolosuyla Tünggen Genera l iyle A l ibeg H akim ko­ nuşacaktı . -

Bunlar hakikaten öyle oldu da. Alibeg Hakim, sırasiyle, Osman Batur ve Canımhan Hacı , İsa Yu­ suf Alptekin, Mes'ud Sabri, Mehmet Emin B uğra ve Tün ggen Genera l i Macung-Cang, Amerikan konsolo­ suyla görüşmüş ve müşterek cephe kurma iş inde an laşmı ş l ard ı r c r nu ı . Bu anlaşmaya sadece Kazak Türk­ leri sad ı k kalmıştır. Ali beg Haki m , 23 . 1 2 . 1 949'da Kökl ü k dağı ndan hareket ederek Göbi Çölünden geçtikten sonra H i­ malaya yamaçlarındaki Gas Gök deni l en bölgeye ge­ l i r. A l i beg Hakim, Gas Gölden 1 Şubat 1 95 1 günü düşman ı n ani saldırısı neticesinde hareket ederek, ( 1 68) Bununla ilgili olarak, H. Oraltay'ın • Hürriyet Uğrunda Do­ [ju Türkistan Kazak Türkler!• adlı kltabıyle Godfrey Uas'ın • Kazak Exodus• adındaki kitabında izahlarda bulunulmuştur. Bu durumu. kim­ den bilgi aldığı bilinmeyen Mehmet Çağrı Godfrey Llas'ın • Kazak Exodus• denilen kitabı •GÖÇ• olarak tercüme ederken koyduğu dip notlarında inkara kalkışmış. Oysa, lsa Yusuf Alptekin aSarı Tehli­ ke-Doğu Türkistan ve Çin Emperyalizmi• denilen başlı kla Bizim Anadolu gazetesinde 1969 senesinde yayınlanan seri yazıs ı n ı n (4.6 . 1 969 günkü) 6 4 . sayısında, • . . . Milliyetçi liderler, Urumçl etra­ fındaki dağlarda bulunun Osman Batur, Canımhan Hacı gibi llder­ ler arasında. çarnaçar kader birliği yapmak hususunda anlaşma ya­ pıldı. Bu anlaşma yazı l ı değildi. demekle, bazı sebeplerle açık· lamak istemediğini itiraf etmiş bulunuyordu. Bu vaziyet • Godfrey LI· as'ı Kazaklara sempatisi oldugu için• diye suçlamaya kalkan çe­ viricinin kendisinin bazı kimselere özel sempatisi olduğunu anlatı­ yor. -

-

.. •

1 57


H imalaya dağlarının o dehşetl i sogugu ve havasızlı­ ğı ve aynı zamanda düşman taki biyle uğraşa uğraşa her gün bir kaç kişiyi de şehid vere vere 1 95 1 sene­ sinin sonunda Keşmirin merkezi Srinager şehrine gelmiştir. (Bu hususlarla i l g i l i olarak çok yazıldığı için burada teferruata g i rişmedik). Keşmir'e geldikten sonra yeni bir hayat ve bam­ başka b i r mücadele safhası başlamıştı. Para yoktu. Dil bilmiyorduk. Bu ağır vaziyet altında Al lbeg Ha­ kim , Gabi Çölünden yol bularak s uya kavuşturduğu g i b i ve H i malayaların yolsuz geçitlerinden geçirerek selamete çıkardığı gibi yeni imkanlar için tekrar mücadeleye başlamıştı. Bulduğu imkanlarla mektup­ lar yazdırıyor ve durumumuzu anlatıyordu. Netice­ de, Delhi 'dekl Amerikan Elçi l iğ i n i n de aracı lığıyla a Dünya Kil iseler Cemiyeti • ve Keş m i r Hükümeti n i n yardımını sağlamış o l d u . Kendi çapında Alibeg Ha­ kim ve a rkadaşl arının Keş m i rd e gösterdiği faaliyet­ lerden Hindistandaki solcular rahatsız ol maya baş­ l amıştı . Mesela, onların a Bi lti z • adı ndaki organı bir çok uydurma ithamlarda bulunuyord u ( 169) . Alibeg Hakim'in Türkiye'ye gelmesi maalesef bazı kimseler tarafından engel l enmek istenmiştir. Bu yüzden de Alibeg Hakim en son olarak, Keşmir­ den 1 2 Temmuz 1 954 günü hareket ederek 29 Tem­ muz 1 954 günü Tuzla'daki Kızı lay Kampı 'na gelmiş­ tir. Al ibeg hakkında, T.C. makamlarına tanıtıcı b i lgi­ yi • lider'im • diyen bazı kimseler değ i l Amerika l ı ve bazı başka Devlet erkanı verm i ştir. T. C . Kızılay ı mn Tuzladaki kampında bulunduğu zaman Alibeg Hakim'i ziyaret ederek ilk defa a Hoş ( 1 69] Hasan Oraltay. Türkler! •, sh.. 202.

158

•Hürriyet

Uğrunda

Doğu

Türkistan

Kozak


geldiniz,. diyen , merhum Ord. Prof. Dr. Z. V. Togan'­ ın eşi Nazmiye Hanım i l e oğ lu Subuday (kendi o zaman İngi ltere'de bulunuyordu) ve o zamanlar Türk D i l Kuru munda Profesör olan Sayın Abdülkadir İnan Beğ ol muştur ( 170 ) . Prof. Abdülkadir İNAN, Al i beg Hakim'e hoş gel­ din derken bir de ş i i r okumuştu. 1 968 senesinde Türk Tarih Kurumu tarafından Ankara 'da u MAKALE­ LER ve INCELEMELER D adlı 71 1 sah ife tutan i l mi eseri yayınlanan büyük alim Abdülkadir I NAN 'ın, A­ l i b eg Hakime a Hoş Geldin• d iye yazd ığı bu ş i i r o­ nun hizmetlerini tarif eden en anlam l ı vesika sayı l ı r. 29.7.1 954 tarihinde yazdığı şi irinde Prof. Abdülkadir İNAN şöyle diyordu (bu husus, H ürriyet Uğrunda Doğu Türkistan Kazak Türkl eri adlı kitabın 204 . sahi­ fesinde de bahsed i l mişti r) .

aoş

KELDIN

Baldağı quruş bolat cambasınga ilgensing, Düşmannan alğan kök mıltıq küngirendirip cürgensing. Tavekelding, keng tanın özing bişip kiygensing, Altaydağı ALAŞtı bul qıtaydıng qolınan qutqaramın degensing. Tabanı cazıq tarlan boz, tartıp minding curt üşin, Oızıl qıtay kafirdi, qoyday şaldıng curt üşin. Baldağı altın quruş bolat qanğa maldıng curt üşin, Asqar·asqar tavlardı, qızıl qıtay cavlardı basıp kelding curt üşin. Şalqar·şalqar kölderdi, Göbi degen şölderdi basıp qondıng curt üşin. Türk curtına qoş kelding, Barın ayıtta birin ayıt, Ar qılğanıng curt üşin. ( 1 70)

Ötüken dergisi, sh., 6 , sayı: 7, 1 97 1 .

1 59


Yani diyor ki Prof. Abd ü l kadir İNAN ; u Polat k ı l ıc ı n ı b e l i n e astı n , Düşmandan düşürdüğün çel i k tüfeği gürletti n . Tevekkelden l ibası n ı n en bolunu biçip, giy­ d i n . Altaydaki ALAŞ'ı Ç i n i n zulmünden kurtaracağım dedin. Tabanı düz, boz atı , düşmandan gaspettin , yurt i ç i n . Kızı l Çin kafiri, koyun g i b i boğazladı n , yurt için. Yüce yüce dağları, Kız ı l Çin gibi düşmanı ezip geçtin, yurt için. N ice büyü k gölleri , Göbi denen çöl­ l eri bası p geçtin yurt için. Türk yurduna hoş geldin, Uzun lafın kısası, Her yaptığın yurt için.

Al ibeg Hakim ve kafi l esi 5 .9 . 1 954 günü Manisa' n ı n Sal i h l i kazas ına yerl eştiril miştir. Kendisi şimdi de orada i kamet etmekte. Muhacirl iğin ağır şartları altında her şeye ba­ ş ı ndan başl ayan Al ibeg Hakim'in bir çok zor vaziyet­ lerle karş ı l aştığ ı muhakkak. O, karakterine hiç uy­ gun ol mayan ticaretl e de meşgul olmak ve bundan çoluk çocuğunun nafakas ı n ı çıkarmak mecburiyetin­ de kal mıştı r. Bu durum yani bambaşka b i r hayattan, yeni bir hayata başlama i ş i kendi başına tetk i k ko­ nusudur. Bütün i m kansızl ıklara rağmen, Al ibeg Hakim mümkün olduğu kadar Türkistan davasıyla meşgu l o l maya devam etmiş. Bu cümleden olarak, Sal i h l iye geldikten bir kaç gün sonra, üzerine Türkistan hari­ tası ve ay yı l dızl ı bayrak i ş l enen bir Türkistan keçe­ s i n i hed iye olarak götürerek Türkiye Cumhuriyeti n i n o zamanki Reisicumhuru C e l a l Bayara Türkistanlı­ lar adına, Türkistanl ı l arı Türokiyeye kabul etmiş ol­ duğu için teşekkür etmiştir. (Bu husus o zamanlar 1 60


Ankara'da çıkmakta olan H ürsöz gazetesinde yazı l­ m ı ştır). Sal i hl ide A l i b eg Hakim'i b i r çok yabancı yazar ve a l i m ler de z iyaret ederek konuşmuştur. Mesel a ; İ n g i l iz yazarı Godfrey Lias, İngiltereni n U rumçi 'de­ ki eski Baş konsol os u Fox Holmes, Amerikan'ın Washington Ü niversitesi n i n b i r kaç profesörü A l i­ beg Hakim'i z iyaret etmi şti r ( 171 ) . Al ibeg Hakim'in teşebbüsüyle Sal i h l i d e 11 Türkis­ tan l ı lar Kültür ve Yardımlaşma Derneği » kuru l m uş­ tur. Bu derneği n kurul u ş ve faal iyetlerinde A libeg Hakim'in büyük etkisi olduğu adı geçen Derneğin u Faal iyet Raporunda n d a bil hassa bel i rti l miş ( 172) . A l ibeg Hakim'in himayesiyle faal iyet gösteren Sa­ l i hl ideki d erneği n çalışmaları i l e i l g i l i bir makales in­ d e Kad i rcan Kafl ı ııSalihlide Türkistanı> diye yazı yor ve Derneğin faal iyetlerini övüyordu ( 173 ) . B u kadar o l u m l u çal ışmalar gösteren Dernek bir çok sebep­ ler yüzünden Al ibeg H a kim'in çeki l mesiyle daha sonra faal iyet gösterememiştir. Bu duru m u , i l mi bir tetki kte bul unmuş olan Atatür:k Üniversitesi Öğretim Üyes i Prof. Dr. Orhan Türkdoğan da beli rtmekte <IU ) . H atta Derneğin merkezinin Ali beg Hakim'in evi ol­ duğunu yazıyor. A l ibeg Hakim, 1 960 senesinin Mayıs ayında Formoza'n ı n Başkenti Taipei şehrinde toplanan ·APACLu den i l en ııAsya M i l l etlerinin Anti-Komünist (171) Hasan Oraltay, •Hürriyet Uğrunda Dogu Türkistan Kazak Türkleri • sh., 1 63. (172) Salihli Türklstanlılar Kültür ve Yardımlaşma Dernegi Se­ neli k Faaliyet!, 1963 Karınca Matbaası, lzmir. (173) Tercüman Gazetesi, sh. 3 , 1 Mayıs 1965. (174) Salihli'de Türkistan Göçmenleririin Yenleşmelerl, Atatürk Ü niversitesi Bölge Çalışmaları Sosyal Araştırmaları: 3, E12urum 1969.

161


Ligası •nı n toplantısına davet edi l mişti r. Bu toplantı­ ya Türkiye'den Al ibeg Hakim'den başka davet edi­ lenler aras ı nda, Osman Kapani , (Eski DP. Bakanla­ rından), Nazl ı Tlaber (Eski DP. İstanbul M i l l etvekili) vard ı . Fakat, 2 7 Mayıs İhti l a l i dolayısiyle onlar gide­ m ed i ler. Onların yerine, adı geçen toplantıya Türki· ye adına U l us gaz�tesinin yazarı Prof. Ahmet Şük­ rü Esmer katı l m ı ştı ( 175 ) . Alibeg Hakim'e toplantıya katı l ması hakkı ndaki davet, •APACL• ı n o zamanki Başkanı D r. Ku Cheng Kang tarafından 1 4.5.1 960 tari h l i mektupla yapıl mış­ t ı . Bu mektupda Alibeg Haklm'in hangi maksatla, n e için Formoza'ya davet edi l mekte o lunduğu uzun uzadıya bahsed i l m i şti ( 176 ) . Al ibeg Hakim, Formoza'ya vardı ktan sonra Ma­ reşal Çan Kay Şek'le de görüşerek onunla Doğu Tür­ kistan ı n isti k l a l i meselesinde konuşmuş ( 1 77 ) , fakat, bu konuşma s ı rası nda Çan Kay Şek'in sömürgec i l i k h ususunda Mao 'dan eks i k tarafı o lmadı ğ ı n ı anlamak­ ta gecikmemişti. Adı geçen toplantıya iştiraki sı ra­ s ı nda A libeg Hakim delegelere Doğu Türkistanın i stiklaliyle i l g i l i bir bi l d i ri de dağıtm ıştır c 110 > . Ali beg Hakim, M i l li yetçi Çin idareci lerinin Do­ ğ u Türıkistan hakkındaki sömürgec i l i k s iyasetini b i r defa daha gördükten sonra , a Kızı l Çin, Sarı Çin ve Kız ı l Rus, Beyaz Rus hepsi aynıdır• d iyerek onlarla i l işiğini kesmiştir. Ve, Çinle i l g i s i n i kesmek i steme( 1 75) Türkler! • ,

Hasan

Oraltay,

·Hürriyet

sh., 207.

( 1 76)

Aynı

(1 771

Aynı eser, sh., 209.

( 1 78)

Aynı eser, sh., 207.

1 62

eser,

sh.,

206·7.

Ugrunda

Doğu Türkistan

Kıı.zak


yen yani bazı şahsi menfaat ve art düşüncey l e ha­ reket eden kimselerle de alakası n ı kesmiştir (179 ) . A l i beg Hakim'in M i l l iyetçi Ç i n l e i l işiği olduğu­ nu işaret etm iş olmak için T. C . Hükümetin i n resmi deleges i n i n de katı ldığı ve beynel m i l e l anti-komü­ n i stlerin · APACLa toplantısına onu da işti rak et­ mek için Formozaya b i r defa gitmiş o l masını itham şekl inde belirtmeyi ihmal etmeyen -Godfrey Lias'ın • Kazak Exodus a adındaki kitabı n ı · GÖÇ D olarak 1 973 senes i Tü rkçeye tercüme eden- Mehmet Çağrı , ken­ di dediği gibi • sempatisi olduğu D şahısın vaktiyle kaç sene merkezi Çinde kaldığı ve şimdi Formoza­ da ne kadar yakın adamları n ı n bulunduğunu belirt­ memiştir. B u hususu böyle kısaca belirtti kten son­ ra, Al ibeg Hakim'in hiç b i r zaman Türkistanı n m i l li istiklali uğrundaki m ü cadeleye zararı o labi lecek ha­ rekette b u l unmad ı ğ ı n ı ve bul unmak gafletinde ol­ muş olanlara devaml ı karşı çıktı ğ ı n ı b i lhassa belirt­ mek isteriz. Al ibeg Hakim'le i l g i l i olarak pek çok yazı yazı l­ m ı ştır. Türkiye basın ında olduğu g i b i , lngi ltere, Ame­ rika, H indistan ve hatta komünist bas ında da onun hakkında yazı lar neşredi l m iştir. Bunların bazı ları kay­ nak olarak dip notlarda da gösteri l d i .

( 1 79) B u durumla llglll olarak, Prof. Dr. Orha n Türkdoğan'ın ki­ tabında kapalı bazı imalar vardır. Ayrıca • Feda i • dergisinde yayın· l o n c n ·Türkistan'ın Milli istiklal Davası ve Mao Tse Tung ile Ma­ reşal Çan Kay Şek· denllen Hasan Orııltay'ın yazısıyla, •Ötüken• dergisinde y a yınl a n an Hayrani llgar'ın · Dostu Düşmanı Bilmek• adlı yazısında bazı bilgiler vardır.

1 63


HADIVAN HANIM

Had ıvan , Doğu Türkistan ve hatta, Umumi Tür­ k i stan tarihinde i l k defa val i l i k maka m ı na getirilen Hanımdı r; Onun ikinci öze l l i ğ i de, i l k defa Doğu Tür­ kistanın merkezi Urumçi 'nin val isi olan Türk ol ma­ s ı d ı r,· Had ıvan Hanım , Kazak Türkü arıstokratlarındandır. Kocası da Kazak Türkü prenslerinden Alen Beğdi. Hadıvan Hanım da m i l l iyetçi idi. Onun için de, 1 9.2 . 1 947 günü Urumçi'de olan nümayiş s ı rasında bazı kimseler, Canı mhan ve Salis ile Hadıvan'ın is­ tifasını istemişlerdi c ıoo ) . Bu kimselerin sadece adı geçen üç Kazak Türküyl e meşhur kahraman Osman Batur'a karş ı ç ı kması d ikkate değerdi r. Hadıvan Hanım, Komünist Çin kuwetleri Urum­ ç i 'ye geld i kten sonra val i l i k makamı ndan indirilmiş­ tir. Ve daha sonra da şehi d edi ldiği tah m i n edil­ mekte.

(1 80]

Prof. A. O. Barnett,

keover•, sh., 250.

i64

·Chlna

on the

eve of Communlst ta­


SALİS EMREOGLU

Sal is Emreoğlu, Doğu Türkista n l a i l g i l i yazı ve eserlerin çoğunda sadece •Sa l i s :a diye geçer. Onun babasının adı Emre idi. Onun için burada biz ·Em­ reoğl u :a diyoruz. Daha evvelki • Hürriyet Uğru nda Doğu Türkistan Kazak Türkleri .. adlı eserimizde d e öyle demiştik. Sal is Emreoğlu, Doğu Türkistan'da yüksek tah­ s i l yapan en i l eri gelen ziya l ı l arın biridir. Salis Em­ reoğlu çeşitli memurluklarda bulunduktan sonra, 1 946 senes i n i n yaz aylarında teşekkül eden koalis­ yon hükümetde Genel Sekreter yard ı mcısı olarak vazife almıştır. Genel Sekreter yard ı mc ı l ı ğ ı görevi­ ni başarıyla ifa eden Sal i s Emreoğl u , daha sonra, yani , 1 7.7.1 948 tarihinde Burhan Şehidi'nin başkan­ l ığ ında, M ehmet Emin Buğra'n ı n da onun yardımcı­ s ı olduğu hükümette d e Doğu Türkistan Hükümeti­ n i n Genel Sekreteri olarak görev a l mıştır. Bu bakım­ dan Doğu Türkistan Hükümetinin, Komünist Çinin Doğu Türkistanı istitasından evvelki Genel Sekrete­ ri Salis E mreoğ lu d u r İsa Yusuf Alptekin ise daha evvel bu görevden azledi l miştir. Salis Emreoğl u ise , Genel Sekreterl i k görevinde Komünist Çin kuvvet'

.

165


l eri Doğu Türkistana girene kadar devam etmiş ve ondan sonra da, bu görevden i stifa etmeden Alibeg Hakim'in bul unduğu kafi leyle Doğu Türkistanı terk etmişti r. Sal i s Emreoğlu, Gas Göl mevkiine geldikten sonra, Alibeg Hakim'in bulunduğu kafileden ayrı la­ rak Yolbars ve Çinliler i l e Beyaz Rusların bulundu­ ğu kafi leyle H i ndistana doğru yola çıkmıştır. Fakat, Salis Emreoğlu H i nd i stana varamamıştı r. Yolda, öl­ dürülmüştür. Salis ve yanında bulunan Adi l Seksen­ oğ l u ile Doğu Türkistan çapında tanınmış büyük şair Abdulkerim lntıkbayoğl u ve üçünün aile efradı na­ mussuzca öldürü l müştür. Onları komünistler öldür­ memişl erdir. Maalesef, aslen Uygur kardeşlerimiz­ den olan Yol bars ı n da dahi l olduğu b i r grup tarafın­ dan belki de onun emri y l e Tibet yeri nde hunharca katledilmişlerdir < * > . Salis Emreoğl unun Tibet yerin­ de öldürülmesi hakkı nda, Godfrey Lias 'in 11 Kazak Exodus• daha sonra Türkçe 11 Büyük Kazak Göç'ü D ve · GöçD o larak tercüme edilen eseriyle, Hasan Oral­ tay'ın • Hürriyet Uğrunda Doğu Türkistan Kazak Türk­ l eri • den i l en kitabında bazı açıklamalar yapı l mıştır. Hatta, resmen Yolbars'ı ve oğul l arı nı katil o l a­ rak itham eden bildiri l e r de yayınlanm ıştır cıu 1 >. Bü(0) Yolbars, eski Kumul valisidir. Kendisi aslen Uygur Türk­ lerinden olmasınıı rağmen hep Çinlilerle evlenmeyi adet edinmiş birisidir. Bir çok defa Çinliyle evlenmiştir. En son olarak Formozıı'­ da bulunmuş ve Milliyetçi Çln'ln müslüman memleketlerine, bilhas­ sa hür dünyadaki Dogu Türkistanlılara karşı kullandığı siyasete alet olmuştur. Bundan bir kaç sene evvel Formoza'da ölmüştür. Onun mahiyetinde çalışmış olan bir çok Uygur Türkleriyle oğulları şimdi de Formoza hükümetlyle beraber çalışmaktadır. (181) 4.4.1 968 tarihinde, İstanbul'da, Yolbars'ın büyük oğlunun Türklye'ye gelmesi ve bazı kimseler tarafından iltifat gösterilmesi dolayıslyle ·ALAŞ ORDA GENÇLERi · imzasıyla yayınlanan bildiride

1 66


tün bunlara rağmen Yolbars ve oğu l ları Sal i s Emre­ oğl u , Abdulkerim l ntı kbayoğlu ve Adil Seksenoğl u n u a i l e efradiyle öldürmedikleri hakkında hiç b i r açı kla­ ma yapmam ıştır. Veya onlara ne olduğu hakkında da hiç izahat vermemiştir. Bu durum, Yolbars ve oğul­ l arının da en az yanında bulunduğu Çinl i ler kadar ( M i l l iyetçi denilen Çin) suçl u olduğu kanaatini veri­ yor. İ l k i n Doğu Türkistan Hükümetinin Genel Sekre­ ter Yard ı mcısı !bu lunduğu s ı ralarda ve daha sonra, Doğu Türkistan Hükümeti Genel Sekreteri olarak görev a l d ı ğ ı zaman da, Sal i s Emreoğlu hakiki m i l l i­ yetçiye yak ı ş ı r tavı rla vazifesini ifa etmiştir. işte bunun için de Salis Emreoğ l u Doğu Türkistan M i l l i­ yetç i l eri tarafından büyük saygı görmüştür ve ko­ münistlerin devam l ı hücumuna uğram ı ştır c ı e2) . Salis Emreoğl u'nun i l kin Genel Sekreter Yar­ d ımcısı ve daha sonra da Genel Sekreter o larak gö­ rev aldığı ve bazı çevrelerin, Canımhan, Sal is , Ha­ dıvan ' ı n istifası n ı ve Osman Batur'un da cezalandı­ rı l ması n ı talep ettiğ i de olmuştur.<ıD3 > . Ama Fonnoza"da Doğu Türkistan'ın umumi vallsi sıfatıyle lkA­ met eden hain Yolbars, elinin kanı kurumadan, katil oğlunu bizleri ziyarete gönderirse. sizleri uyannayı ödev sayarız. 1 950 yılının şubatında, Tlbet"te beraberinde bulunan, kader bir­ liği ettiği, Doğu Tiirklstan Hiikiimetlnln Genel Sekreteri Kazak Sll­ lis Emreoğlu, Alim Abdülkerim lntıkboyoğlu ile yazar ve şair Adil Seksenoğlu'nun çadırlarına gece yarısında baskın yaparak aile ef­ radı ile birlikte katleden ve bu üç değerli zatla Uygur Emin Da­ molla"n ı n şehadetine öncülük eden ve şimdi utanmadan bizleri zi­ yaret etmek isteyen eli kanlı cani Bay YAKUP'tur . . . • diye devam etmekte. ( 1 02) Kazak SSR ilim Akademisi. tarafından 1962 senesinde çıka­ rılan · Kazakistan ve Doğu Tiirklstan Tarihinin Meseleleri• adlı ki­ tapta Salls Emreoğlu da itham edilmekte. ( 1 83 ) A. D. Barnett. · China On The Eve OF Communlst Takeo­ ver• New York, Landon 1963, sh., 236-201 . •...

1 67


Özet olarak kaydetmek gerekir ki, Sal i s Emre­ oğlu, sadece Doğu Türkistan Kazak Türklerinin de­ ğ i l bütün Doğu Türkistan Türklerinin en tanı nmış ve i leri gelen l ideri idi.

168


ABDÜLKERİM INTIKBAVOGLU

Abd ü l kerim lntıkbayoğl u , Doğu Türkistan Kazak Türklerinin en i leri gelen şairleri ndendir. O, bütün Doğu Türk i stan çapında teşki l ed i l en müsabakalara iştirak ederek b i r kaç defa altın madalya da alm ıştı. Onun pek çok ş i i rleri ve eserleri neşredi l miştir. Ab­ d ü l kerim lntı kbayoğl u da, Salis ve Adil Seksenoğ­ l uyla beraber Tibet toprağında hainler tarafından şe­ h i d edi l d i .

1 69


TAKİMAN BATUR

Takiman Batur, Doğu Türkistan ı n M i l li İstiklali uğrundaki mücadeleye fiilen i ştirak etmişti r. B i r çok yerde büyük yarar( ı.klar göstermiştir. Bunun için de, 1 945 senesinin sonuna doğru Savan kazası n ı n polis müdürü o larak vazife a l m ıştır. • Şarki Türkistan Cum­ h uriyeti •nin hudut karakolu olan bu kazada polis müdürü o l ması onun i timatl ı kimse olduğunu gös­ termektedi r. Takiman Batur da, • Şarki Türkistan Cumhuriye­ ti • Sovyetlerin kuklası haline gel d i kten sonra ona karşı silahlı mücadeleye girişmiştir. Bunun için de, Takiman Batur'u • Hatı ra la r • ında c ıo1, > General Zunun Taypov itham etmekte. Takiman Batur, 1 95 1 senesinin başında H imala­ ya dağlarında vefat etmişti r.

( 1 84 )

1 70

PROSTOR dergisi, sayı: 7, Almo·Ata 1972, sh., 108.


ALTINBEK

Altınbek Beğ , Kumu l val isinin muavini ve da­ ha sonra da Kumul valisi olarak vazife görmüş kim­ sedir. 1 949 yı l ı ndaki M i l li Harekete fiilen katı lmış­ tır. Altınbek Beğ de, komünistler tarafından yayın l a­ nan kitap ve makalelerde şimdi dahi hücuma uğra­ makta olan M i l l i yetçil erden biridi r.

DİGERLERİ Doğu Türkistandaki Alaş'çılar bahsi üzerinde kı­ saca durduktan sonra , b i r hususu belirtmekte fay­ da görüyoruz. Doğu Türkistandaki pek çok Alaş 'çı­ l arın akibetl eri şimdi l i k tam o larak bel l i değ i l . Bu bakımdan, onların içinde b u lunduğu durumu düşüne­ rek adları ndan burada bahsetmeyi uygun bul mad ı k. 171


M UHACERETrE ALAŞ'ÇILAR Hiç şüphesiz muhaceretteki Alaş'çıların ilki M ustafa Çokayoğlu o l muştur. M ustafa Çokayoğlu hakkında yukarıda izahat verilmiştir. Bununla bera­ ber şunu b i r d efa daha bel irtelim ki, M ustafa Ço­ kayoğlu tal ebel i k gün l erinde ve daha sonraları ol­ duğu gibi Türkistan d ı ş ı nda da, Alaş idealine sadı k kalmıştır. Onun için de, bütün hayatı boyunca Mus­ tafa Çokayoğlu, Alaş Partisinin ideali olan Türkista­ nın Milli İstiklali için mücadel e etmiştir. ıMustafa Çokayoğlundan sonra, Türkistan d ı şı n­ da yani Avrupada faaliyet gösteren Alaş'ç ı l a r İkinci Cihan Harbi s ı rasında Al manlar tarafına geçen s u­ bay ve erler olmuştur. Bunların arasında çok i sti­ datl ı ve çeşitli sahada yüksek tahsil yapmış eleman· lar bulunmuştur. Bunlardan bazıları olarak, Alihan Ağaoğlu, Kares Kanatbay, Mecit Ayıtbay, Ali Aska r, Sayran (Hamza Abullahoğlu ) , Asan Kaygu (Mevl ikeş Kaybaldı), M . Dara gibi çoğu ölmüş sadece iki tane­ si yaşamakta olan kimseleri sayabil iriz.

172


ALİHAN AGAOGLU İ kinci C i han Harbi s ı rasında Rus ordusunda su­ baydı. Daha sonra , Mavlekeş Kaybaldı (Asan Kay­ g u 'yle) beraber Almanlar tarafına geçmiş ve •Alaş Oosınları D adıyla Alaş B i rliklerini (askerlerini) teşkil etmi ştir. Al ihan Ağaoğl u 'nun organize ettiği .. Alaş Oosınları D Almanlar tarafından Türkistana indiril­ miş ve en sonunda da, Alihan Ağaoğlunun kend isinin dahil olduğu grup d a Türkistana indirilmiştir. Bundan yedi sekiz sene ewel Kazakistandaki komünist ba­ s ı n ı n bel irttiğine göre, Alihan Ağaoğlu adamlarıyla beraber ele geçmiş. Kızı l ordu birlikleriyle savaşa­ rak b i r çok arkadaşları şehid olduktan sonra esir düşmüş. Yine bundan bir kaç sene ewe l , ilk olarak Ka­ zak Türkü lehçesinde daha sonra da Rusça çıkan a Büyük Türkistanın Yıkıl ış ı D adlı kitapta da Al ihan Ağaoğl unun vatansever faal iyetl eri komünistlerin menfaatlerine karşı olduğu için kötülenerek tafsi­ latlı olarak anlatı l mıştı r ( 185) . (1 85)

PROSTOR

TOrklstan'ın kitabın

Yı kılışı•

dergisi, adı nda

sayı: ilk

2 ve 3. Almıı-Ata 1972, defa

Kazakça

sonra

Rusça

(Biiyiik çıkan

bazı keslmlerl bu dergide de neşredllmi,tlr.�

173


KARES KANATBAY Kares Kanatbay, mesleğ i yüksek maden mühen­ disi o lan bir Kazak Türküdür. Bir çok olay lardaki ta­ rihi rol ü dolayısiyle, Kares Kanatbay ' ı , Türkistan d ı­ ş ı nda, Türkistanı n M i lli isti klali için faaliyet göster­ m i ş olan Türkistan l ı lar arası nda, M ustafa Çokayoğ­ l undan sonraki i kinci yeri tutan Alaş 'çı olarak nite­ lendirmek müm kündür. Çünkü, Kares Kanatbay, İkin­ ci Cihan Harbi s ırasında merkezi Berl i n 'de bulunan 1 74


Türkistanl ı l arın M i l li Komitesi nde ve daha sonra da merkezi M ünchende bulunan siyasi faal iyetlerde çok mühim mevkilerde bulunmuştur. M esela, İ kinci Ci han Harb i , s ı rasında esir kamp­ larını ziyaret eden M ustafa Çokayoğlu 'nu da görmüş ve onun d i kkatini çekmiş olan Kares Kanatbay, daha sonra, Türkista n l ı l arın teşkilatland ı r ı l ması işinde de faal olmuştur. Onun çok faal ve zeki olması bazı anlaşmazl ı kların çı kmasına yol açmı ş . Fakat, buna rağmen , Kares Kanatbay, Berl in 'deki Türkistan M i l­ li Komitesinin Genel Sekreterl iğine kadar yüksel­ m işti r. Kares Kanatbay'ın Harp s ı rasındaki faal i yet­ lerini ters yüz olarak, kendi . menfaatl erine göre i­ zah etmeye çal ı şan komünistler, bundan bir kaç se­ ne ewe l , Kazak Türkü lehçesinde ve daha sonra da R usça kitap olarak, geçen sene de a Prostor » ( lB G) dergisinde tekrar seri makale olarak yayı nladıkları cıBüyük Türkistznın Yıkılışın adl ı kitapta uzun uzun anlatmaktalar. Bununla i l g i l i olarak burada bel i rtil­ mesi gereken i kinci bir husus, Kazakistanda çıkmış olan " Büyük Türkistanın Yı k ı l ışı .. adl ı kitapla bundan bir iki yıl ewel Batı Almanyada çıkmış olan Gama­ lı Haç'la - Orak Çekiç Arasındau denilen kitabın ba­ zı tarafları n ı n benzerl i kleri. Her iki kitapda da an­ latı lan bazı hususların u Gestapounun evrakl arına is­ tinad etmekte oldukları anlaşı l makta. Şunu da he­ men b el i rtel im ki, adı geçen kitaplarda anlatı lanlar, Kares Kanatbay'ın becerikli ve cesur olduğu kadar da teşkilatçı vatansever kimse olduğuna del i l sayı­ labi l i r. İkinci Cihan Harbi s ı rası ndaki faal iyetleri dola­ yısiyle, harpten sonra Kares Kanatbay Amerika l ı lar ( 1 86)

PROSTOR Dergisi, say ı : 2-3, Alma-Ata 1972.

1 75


tarafından tevkif edilerek meşhur • Dachau • kampın­ da bir kaç ay b u lunduru lmuştur. Fakat, Amerikal ı­ lar, Kares Kanatbay'ı n , İ kinci Cihan Harbi sırasında Almanların menfaati için değ i l , Türkistanın M i l li menfaati için çaba gösterdiğini anlamakta gecik­ memişlerd i r. Onu tutuklu bulunduğu • Dachau udan çıkarırlar. Daha sonra , Kares Kanatbay'ın Türkista­ nın M i l li İstiklali uğrundaki mücadelesine bazı i m­ kanlar da sağlarlar. Bunun neticesinde, 1 950 senes i­ nin Mart ayın ı n 20 nci günü München'de Kares Ka­ natbay'ın Başkanlığ ında • Türke l i • komitesi kurul muş­ tur. Kares Kanatbay' ı n Başkanı bulunduğu a TÜ R K­ ELİ n komitesi bir çok olumlu faaliyetlerde bulun­ muştur. a Türkeli · adında b i r dergi de çıkarmıştı . Bu dergi, Türkistan Türkçesiyle ve ayrıca Rusça çı­ kıyordu. Türke l i komitesinin bir çok müsbet faa l i­ yetlerinin biri, bütün Türkistanl ı lar arasında hiç fark gütmeden hepsine müsavi şartlar tanı ması olmuş­ tur. Yan i , Türkeli komitesi , i lerideki Türkistan Dev­ letinin a federasyo n n şeklinde o l masını kabu l ede­ rek ona göre hareket etmiştir. TÜRKELİ Komitesinin bu prensibi çok müsbet karş ı l anmıştır. Bununla ilgi­ l i olarak rahmetli Ord. Prof. Dr. Z. V. Togan, 1 952 se­ nesinde şöyle demekte: . • . . . Türkeli grupu mensuplarının 1 950 Eyl ül ün­ de Münich 'te yapı lan toplantı larda da kat'iyen etni k çerçeveye çeki l meye y o l vermemek, Türkistan dı­ ş ındaki tekmi l neşriyatta aynı mecmuada Kazak, K ı rgız, Özbek, Türkmen ve Taci k d i l l erinde m akale­ ler dercederek bu kavimleri müşterek d i l e a l ı ştır­ mak esasları kabu l edilmişti. KANATBAY ve arka­ daşları bu prensibe tam o larak sadık kalarak bugün 176


mecmual arı nı o esasta bütün bu zikri geçen şive l e r­ d e ve Taci kçe olarak neşretmektedir. Diğer taraftan · TÜ R KELİ u mecmuası Türkiye (Türk) alfabes i n i , b i r iki işaret i l avesiyle, almıştır . . . • cıe 7 > . Kares KANATBAY, aTÜRKELİ · Komitesi ve • Türke l i u dergisiyle ilgili olarak, yine rahmetl i Ord. Prof. Dr. Z. V. TOGAN'ın yazd ı klarına temas ederek bazı hususları , konu dışına çı kmadan kısaca açı kla­ mayı lüzum l u . sayıyoruz. 11Türkistanhların Birleşme Davaların başl ığıyla 1 952 senesinde a Serdengeçti • dergisi n i n 1 5-1 6. sayısında çıkan ve vefatından son­ ra ccTürklüğün Mukadderatı Üzerine» den i l en kitap­ ta toplanarak 1 970 senesinde istanbul 'da yayınlanan makales inde Z. V. Togan şöyle demekte: " . . . Bugün Münih'te Kazak, Kırgız, Özbek ve Türkmen şivelerinde .. TÜRKELI .. mecmuası n ı ç ı ka­ ran Kazak mühendisi Kares KANATBAV'a karşı n M i l li Türkistan .. mecmuasını çı karan Vel i Kayum­ han ötekisini beyaz Rus göstererek neşriyatta bu­ l u nmaktadır k i , hep eski hesapların devamıdır . . . Veli Kayum i l e b i r kısım Azerbaycan l ı ve Da­ ğ ı stanl ı l a r daha önce Almanyadaki lngiliz işgal kuv­ vetlerine yanaşarak onlardan yard ı m aldı lar. Kares Kanatbay ve arkadaşları ise Amerika l ı lar ile temas­ ta bulundular . . . Mühendis Kares Kanatbay, Kerens­ kl ve Melgunov gibi • yekpare Rusya. fi krin i güden­ lerle cephe birliği olamayacağı n ı Ameri ka l ı lara bil­ dirmiştir. KANATBAY'ın mecmuası halis Türkçü, Rus düşmanıdır. " TÜR KELİ • derg i s i n i n geçen Eyl ü l ayında çıkan i l k sayı s ı n ı n baş makalesi Rus M i l leti i l e anlaşmanın i mkansızlığını ifade ederek 111. ya o , ya biz • başl ı ğ ı nı taşımaktad ı r . . . • [ 1 87) ne,

Ord.

Prof.

Dr. Z. V. Togan,

Türklüğün

Mukadderatı

Üzeri­

Kayı Yayınları, lsıanbul 1 970, sh., 1 4 1 -153.

177


Bazı i mkansızl ı kl ar yüzünden • Türkel i • dergisi sadece b i r kaç sene çıkabi l d i kten sonra kapanmış­ tır. "TÜR KELİ Komitesi • ise Kares Kanatbay'ın baş­ kanlığında devam etmekte. Fakat, faaliyetleri o lma­ makta. Gençlere imkan veril mesi ve s embol i k Baş­ kan Kares Kanatbay' ı n etrafına gençlerin toplanma­ s ı nı sağlamak yeniden o l u m l u faal iyetlerin başla­ masına yol açab i l i r. Tükel i Komitesinin faal iyetleri hakkında Kazakistanda komünistler 11 cat elden ya­ bancı memlekette d iye b i r piyes sahneye koymuş­ tur. Türkel i Komitesine ithamda bulunmaktad ı r< " > .

( " ) Meclt Ayıtbay'ın , ·Abılay Berlin'de neşredilen kitabı.

178

Destanı •

adındaki

1943

senesi


M ECİT AYITBAYOGLU (Qobuzşu Qorqıt) Aslen Kazakistanı n şimdiki Kızıl Orda vll ayetin­ dendir. Edebiyat fakültesi

mezunudur.

Çok

iyi bir

şairdir. Harp s ı rası nda, askere alınmıştı r. Daha son­ ra Almanlar tarafı na geçen Mecit Ayıtbay,

Berl in'-

1 79


deki a Türkistan M i l li Komitesi u n in - İ l mi Edebiyat Bölümü'nün Başkanl ı k görevinde bulunmuştur. cc M i lli Edebiyat» dergisini çıkarmıştır. Bu derginin baş ya­ zarı ol muştur. Bas ı l m ı ş b i r çok kitapları ve sayıs ız ş i i rl eri vardır< " " > . M ecit Ayıtbayoğl u , 1 945 senesin­ de Almanya'nın Dressden şehrinde bombardı man sı­ ras ı nda şehid o l muştur. Evvela Kazakça ve sonra da R usça kitap olarak ç ı kan, geçen y ı l da a P rostor • adındaki dergide seri halinde maka l e o larak yayınlanan " Büyük Türkista­ n ı n Yıkı l ışı • adlı kitapta komünistler Mecit Ayıtbay­ oğlu'ndan da bahsetmekte, onu da kendilerine göre suçlamaya çal ışmaktadı rlar. Mecit Ayıtbay, harp s ı rasında cephedeki Türkis­ tanl ı askerlerin en çok sevdiği ve saygı duyduğu kimselerden o lmuştur. Bunun hakikaten böyle oldu­ ğuria, Berl in 'de harp s ı rası nda çıkmış o l an dergi ve kitaplarda Mecit Ayıtbay'a (Oobuzşı Oorqıt) ithaf e­ d i l en ş i i rlerden anlamak mümkündür. ·

Mecit Ayıtbayoğlu'nun a Abı lay Destanı • adın­ daki kitabın ı iyi anlayarak ve düşünerek okuyan bir kimsenin gözlerine yaş al maması ve Türkistanın şim­ d i içinde bul unduğu durum i l e geçmişi göz önüne getirerek üzüntü duymaması i mkansız. . Mecit Ayıtbayoğl u , adı geçen kitabında kendi ş i i �l erinden başka Alman klasikleri ni de Kazakçaya tercün:ıe ederek basmıştır.

. ( .. )

Türkeli•

180

1971 senesi Hasen Oral tay tarafı ndan München'de · BüyDlı: yayınlarının

birinci

kitabı

olarak tekrar

bastı rı lmıştır.


ASAN KAVGU (Mevlekeş Kaybaldı)

Mevlekeş Kaybaldı, Alman lar tarafına geçtikten sonra (Asan Kaygu) adını kullanmıştır. Kendisi, Leni ngrad Üniversitesi felsefe fakültesi mezunudur. Kazakistan ve Moskova derg i l erinde Kazakça ve R usça ş i i rl eri ve hi kayel eri çıkm ıştır. Bir ara meş­ hur şair Cambu l Cabayoğl u 'nun da tercümanı ola­ rak görev almıştır. İkinci Cihan Harbi sırasında Almanlar tarafı na geçerek, Berl i n 'deki Türkistan M i l li Komites inde ça­ l ışm ıştır. Almanyada da bir çok edebi yazıl arı Al­ man dergil erinde yayınlanmıştır. Mese!:3, onun cıHilfsruf c::us dem Paradiesn yani , • Cennetten Ge­ len İmdat Ses i n adındaki romanı Alman�-ıar:=.; yayın� lanmıştır. M evlekeş Kaybald ı , München 'deki .. Hürriyet seksiyonunun müdürü o l aRadyosunun Türkistan rak da vazife almıştır. 1 969 senesinde München'de vefat etmiştir. D

1 81


M. DARA M. Dara, Kazak Türklerinin Orta Cüz'ünün Ar­ gın-Biyboldı boyundandır. 1 9 1 9 senes inde, Sarı Ar­ ka'da doğmuştur. Kendisi Gazetec i l i k Enstitüsü me­ zunudur. ikinci Cihan Harbi s ı rasında askere alı nan M . Dara, daha sonraları Almanlara esir düşmüş ve 1 943 senesinin başında cepheden Berl indeki • Dol metsc­ her Schule Dye Almancasını i lerletmesi için geti ril­ miştir. Aynı senenin başında, yetişmiş ayd ınlara ş iddetle ihtiyaç duyan Berl indeki Türkistan M i l li Ko­ mitesi n i n kadrosuna al ı n m ı ştır. Böylece, çok sevdiği ve mensubu bulunmaktan i ftihar ettiği a Türkistan M i l li Ordus u D ndan ayrı lm ı ş . Fakat, aynı maksat için sivil o larak çal ı şmaya başlamıştır. M. Dara, Almanyanın yeni lgisi üzerine Avustur­ yaya kaçmış, 1 945 senesinin sonbaharında tekrar Almanyaya gelerek M ünchen şehrine yerl eşmiştir. Halen hayattadır. Evl i ve iki çocuk babasıdır. M urat ve Baybarıs adında iki evladı var. İkisi de üniversitede Türklük ve vatanı Türkistan için o ku­ maktalar. M. Dara Beğin, 1 94 1 'den önce bası l m ı ş iki l irik destan ve bir çok l i r i k ş i i rl eri vardır. Harp sırasın1 82


da Berl inde yayı nlanan, Türkistan M i l li Komitesi n i n b a s ı n organ larında v e kitaplarında da bir ç o k ş i i r ve h i kayeleri çıkmıştır. M . Dara'nın, bas ı lmaya haz ı r ve bası lacak olan • SARI - AROANING SAMALI • yani u Kazak Bozkı rı­ nın Rüzgarı • adında bir kitabı da var.

1 83


ASKAR ALİ

Askar Ali de, Kazak Türklerin i n Orta Cüz'ün­ dendir. Kendi s i Karaganda vilayetinin N İLDİ denilen kazasında doğmuştur. Yazdı ğ ı romanları n ı n birinde bel irttiğine göre, 1 937 y ı l ı Stalin tarafı ndan kurşu­ na dizi len Kazak şairi Saken Seyfullahoğ l u 'nun akra­ bası olması i htimali var. 1 942-43 senelerinde Al­ manyada ş i i rleri ve romanları çıkmıştır. Onun bazı romanı mesela; a Çerez M rag • adındaki romanı Rus­ ça çıkmıştır. Askar Ali de, Gazeteci l i k Enstitüsü m e­ zunudur. 1 945 senes i nde italyada savaşta şehid düş­ müştür. Askar A l i 'yi Kazak Türkleri, •Ali Askar• o l a­ rak da söylerler.

1 84


SAVRAN (Hamza Abullahoğlu)

Sayran, Kazakistanın Kökşetav [Kökçedağ) taraf­ l arındandır. Kendisi Gazeteci l i k Enstitüsü mezunu­ dur. Harp s ı rasında Berl inde bir kitabı çıkmıştır. Say­ ran [ Hamza Abullahoğ l u) , Kazak Türklerinin meşhur şairi Mağcan Cumabayoğl u 'n u çok iyi b i l i rd i . Onun ş i i rleri n i n bazıları nı ezbere b i l d i ğ i gibi, Mağcan C u­ mabayoğl u 'nun hayatın ı en ince teferruatına kadar anlatırd ı . Mağcan Cumabayoğlu'nun bütün eserleri­ nin yasaklanmış olduğu düşünülürse, Sayran Beğ ' i n , Mağcan Cumabayoğl u 'nun akrabası o l ması da i hti­ mal < " > . Sayran Beğ, Beri indeki •Türkistan Mi lli Kom ite­ sinde· çal ı şm ı ş ve çok fayda l ı o lm uştur. Onun ki­ taplarıyla dergi lerde ç ı kan şi irleri Mağcan Cumabay­ oğl u 'nunki kadar kuvvetl i ve çok di kkcıt çekici o ldu­ ğ u için Türkistan M i l li Ordusu mensupları tarafın­ dan çok sevi l erek okunurdu. Maalesef, bu durum bazı kimselerin hoşuna gitmemiş. Onun için de, Say­ ran Beğ haksız iftiraya uğramış. Savaşın sonuna doğru, Sayran Beği SS yakalamış. Haksız ol arak tev­ kif etmiş. Muhtemelen Berl inde SS tarafından kurşu(")

Culduz Dergisi. sayı:

1 0, 1 968.

1 85


na dizilmiş. Bu durum, Türkistanl ı l ar arası ndaki bazı çekişmelerin daha da kuwetlenmesine yol açmı ş . Sayran B e ğ i yakınen tanıyan kimsel erin anlattı­ ğ ı n a göre, eğer o hayatta kalsaydı , Mağcan Cuma­ bayoğlu stil inde yazdığı ş i i rler ve kıymetl i eserleriy­ l e parlayacaktı. Haksız iftiraya uğrayan ve Türkista­ nın M i l li İsti k l a l i için mücadeleden y ı lmayan Sayran Beğin ruhu şad olsun.

1 86


BASIN ORGANLAR!

Bazı kaynaklar Kazak Türklerin i n i l k bası n orga­ nı ol arak 1 905 senesinde çıkarı lan a SERKE· derg i s i n i göstermekte. Abdurraşi d lbrahimoğlu tarafı ndan çı­ karı l m ı ş olan a Serke • derg isinin tutu m u daha çok dine istinad ettiril miştir.

uOAZAQ GAZETİ,,

aOazaq Gazeti • Mart 1 907 y ı l ında Altıntöbe (şimdiki Troitsk) şehrinde çı karı lmaya başlanmı ştır. • Oazaq Gazeti u n i n sahibi İşmuhammed İmanbayoğl u ve Qay ı m Şumaloğlu i d i . Gazete, daha i l k sayısı ndan sonra Çar Hükümeti tarafından kapatıl m ıştı r. Bun­ dan sonra , a DALA· yani a Bozkır• adında da bir ga­ zete çı karı l mıştır. 1 87


ccAV OAP» Kazak Türkl eri bası n ı tari h inde mühim yer tu­ tan aAy Qap n dergisi 1 9 1 1 y ı l ında A ltıntöbe (şimdi­ ki Troyisk) şehrinde çı karı l maya başlanm ıştı r. n Ay Qap n dergisinin sahibi 1 872 doğu m l u M uhammetcan Sera l i i d i . Mes 'ul yazı işleri müdürü de 1 892 doğum­ lu Ekrem Al imoğlu i d i . aAy Qap n dergisinin yazarları A l a ş Partisinin l i­ derleri idi. Mesela ; •Ay Qapn dergisinin yazarları olarak, A l i han Bökeyhan , Ahmet Bayturs u n , Şahmar­ dan Qosşıoğ l u , Mağcan Cumabayoğ l u , Su ltan Şahin Girey Bökeyoğl u , Nurcan N avşabayoğl u ve daha son­ ra Sovyetlerle bir derece işbirl iği yapan Sultan Mah­ mut Torayğı r i l e Sabıt Dönentayoğlu idi c ı oo ı . · Ay Qapn dergisinin daha i l k sayı larında Ahmet Baytur­ sunoğlu'nun çok kıymetl i yaz ı l arı çıkm ıştır. n Pan-Tü r­ kistn ve a Pan-İslamistn görüşü benimseyen • Ay Qap n dergisinde tarih ve edebiyatla i l g i l i ve daha pek çok sahalarda mühim yazılar çıkmıştı r. · Ay Qap n derg i­ sinde sadece Kazak Türkleriyle i l g i l i makal eler de­ ğ i l , Türkmenleri, Türkiye Türkleri n i , Doğu Türkistanı ve hatta komşu müslüman memleketlerini i l g i lendi­ ren yazı lar da ç ıkıyord u . aAy Qap n dergisi Eyl ü l 1 9 1 6 senesine kadar 8 8 sayı çıkmıştır c ı on ı . ( 1 88) ( 1 89)

1 88

Central Asian Revlew, London 1 966, sı:ıyı: 2 , s h . 1 55. Aynı kaynak.


uOAZAQISTANn

u Oazaqıstan n adındaki gazete de 1 91 1 y ı l ı n d a yayın hayatına girmişti r. İ l k ol arak Bökey Orda'da çı­ karıl maya başlanan a Oazaqısta n " gazetesi daha son­ ra Oral (şimdiki Uralsk) şehrinde ç ı karı l m ı ştır. a Oazaq ıstan n gazetesinin sahib i , Sultan Şahingirey Bökeyoğl u i d i . a Oazaqıstan u gazetesinin yazarları a­ rasında, Muqammet Ouraş , Ömer Oaraşoğl u , Batur Oay ı r N iyazoğl u bulunmuştur. Gazetede aktüel me­ selelerden başka Kazak Türklerinin edebiyatı i l e ta­ rihine ehemmiyet veril miştir. işte bunun için de ga­ zete Çar hükümetinin keyfi sansürü tarafından kapa­ t ı l mıştır. Ancak, n Oazaqısta n • gazetesi 1 91 3 senesin­ de tekrar çıkarı lmıştır ( 19 0 ) .

( 1 90)

Aynı

kaynak,

sh.,

1 57.


aOAZAOn

Kazak Türkleri M i lli Basını Tarihinde • OAZAO · gazetesi çok mühim yer tutar. • Oazaq n gazetesi haf­ tada iki defa olarak 2 Şubat 1 9 1 3 'de Orunbor şehrin­ de çıkarılmaya başlanmıştır. Gazete daha i l k say ı s ı n­ da 3000 tı raja sahipti . Oysa, diğer gazeteler i l e der­ g i l erin tırajı buna yetişememişti . Gazeteni n tıra]ı 1 9 1 4 senesinde daha da artarak BOOO'e çı kmıştır. • OAZAO u Gazetesinin sahibi Mustafa Orazay­ oğlu ve Baş yazarı da Ahmet Baytursunoğ l u i d i . • Oazaq n gazetesi nde, Kazak Türkl erinin v e bütün Türkista n ı n , hatta, R usyadaki bütün Türk-Müslüman­ ları n ı n meseleleri ele a l ı n ı yor, bunların çözüm yol u aranıyordu. n Oazaq n gazetesinde Alaş Partisinin i l e­ ri gelenlerinin çoğu yazıyordu . a Oazaq .. gazetesinde yayınlanan s iyasi, i l mi yaz ı l ar yanında Mağcan Cu­ mabayoğl u gibi M i l li şairlerin şi irleri de bil hassa dikkati çekiyordu. n Oazaq .. gazetesi sadece 1 9 1 3-1 9 1 4 senes i nde Ruslar tarafından 26 defa takibata uğramıştır. Fakat her şeye rağmen .. Qazaq .. gazetesi Mart 1 9 1 8 sene­ sine kadar çıkabi lmi ştir. Ondan sonra, komünistler tarafı ndan yasakl anm ı ştır. 1 90


cc EŞİM DALASln n Eşim Dalas ı ıı bir dergi adıdır. 1 9 1 2- 1 9 1 3 sene­ sinde Kereküv şimdiki Rusça a Pavlodarn şehrinde çıkm ıştır.

cc ALAŞn n Afaş • dergisi hafta l ı k olarak 1 9 1 6 senes ının Kasım ayında Taşkent şehrinde çı karı l maya başlan­ mıştır. Sah ibi, Kazak Türklerinin • ÜŞ cüz .. Partisi­ nin l iderlerinden Köl bay Toğusoğlu i d i . ııAfaş .. dergi­ s i ÜŞ CÜZ Partisinin prensiplerine uygun olarak n Türkçü-sosyal istn görüşte olmuştur. ıı Alaş u dergisi 1 9 1 7 senesinin sonuna doğru istilacı Ruslar tarafın­ dan kapatılmıştır . n

ccSARI AROAn cı Sarı Arq a n hafta l ı k dergidir. (Kazak Türklerinin kutsal Bozkı rının adıdır) . 1 9 1 7 senesinin Haziran a­ yında Alaş Partisi nin i leri gelenl erinden H a l i l Abbas­ oğl u ve Rahimcan Marsı koğ l u tarafı ndan Semey (A­ f aş) şehrinde çıkarı lmıştır. 191


u U RAN,, .. u ra n " hafta l ı k derg i . 1 9 1 7 senes ı n ı n Temmuz ayında, Han Orda 'da neşred i l m i ştir. Sahibi ve baş ya­ zarı İstanbu l 'da tahsi l görmüş Abdul aziz M us a adın­ daki Kazak ayd ı n ı idi.

aABAY» nAbay.. Kazak Tü rkleri n i n büyük şairi Abay'ın adına izafeten 1 9 1 7 senes i n i n H azi ranında Semey'de çı karı l m aya baş lanmı ştır. Edebi derg i d i r.

uHALIQ SÖZÜn G ü n l ü k gazetedir. 1 9 1 7 senesinin Haziranı nda Semey (Alaş) şehrinde neşred i l meye başlanmı ştır. Sah i b i , Arif M uqsın i d i . 1 92


aBİRLİK TUVla

11 B i r l i k Tuvı D yani B i rl i k Tuğu hafta l ı k derg i d i r . .. Qazaq D gazetesi siti l i nde ç ı karı l m a k istenm i ştir. Fa­ kat, daha ziyade, dini görüşe ehemm iyet verildiği söylenir. a B i rl i k Tuvı »nın sahibi Kazak Türkleri ayd ı n­ l arından H ayretti n B a l ğ ı nbayoğlu ve Baş yazarı d a g e n e Kazak Tü rkleri i l eri gelenl erinden meşhur M us­ tafa Çokayoğlu i d i . a B irl i k TUVI » derg i s inde, M ı r Ca­ q ı p D u l atoğ l u , Sultan Kocanoğ l u , Al i beg Kamus g i­ bi Kazak Türkl eri ayd ı n l arı yazmıştır. Buna rağmen dergide Özbek Türkü lehçesinde de maka l eler çık­ m ı ştı r. Bunun için de a B irl i k Tuvı n dergisine ·Oura­ m a Gazete D yani -karı ş ı k gazete- de denmiştir ( 191 ) .

(191)

Aynı kaynak, sh..

162.

1 9�


uÜŞ CÜZn

• ÜŞ CÜZ » Partis inin organı ol arak i l kin Taşkent­ te ve sonra d a Kereküv (şimdiki Pavlodar) şehrinde 1 9 1 7 senes i n i n Kası m ayı nda çı karı l maya başlanmış­ tır.

uTİRŞİLİKu • Ti rşi l i k • hayat, d i ri l i k, h afta l ı k dergi olara k Aq­ mola ş ehrinde 1 9 1 7 senesinde ç ı karı l m ı ştır. Daha sonra, komünistler tarafından el konmuştur.

aOAZAQ SÖZÜn · Oazaq Sözü n haftal ı k d ergidir. 1 9 1 9 senesinde Semey (Ataş) ş eh rinde Aziz Bolatoğ l u tarafından çı­ karı l m ı ştır. 1 94


DİGERLERİ

1 920'den sonra , Kazak Türkl eri M i l l iyetçi l eri i d a­ res inde bulu nan • Sana n , • Aq Col • yani ak yol ve da­ ' ha bir çok derg i ve g azeteler de ç ı kmıştır. O n l arda d a Alaş'çı ların i l mi yazılan neşredilmiştir.

DOGU TÜRKİSTAN'DAKİ KAZAK BASINI D oğu Tü rkistandaki Kazak Türk l eri bas ı n ı Batı Türkistandaki kadar gel işememiştir. Fakat buna rağ­ men Doğu Tü rki standa da bir çok Kazak Türkü lehçe­ sinde dergi ve gazete l er neşredi l mişti r. M esela, bun­ ların bazı l arı şunl a rd ı r: 195


DERGİLER:

Canga Col (Yen i Yol ) B i l i m Aması ( i l i m Sahası ) Küres (Mücadele - G ü reş) Erkti Altay (Hür Altay) Savl e ( I ş ı k) Şanşuv (sancı) Tang Şolpanı (Seher Y• ldızı)

GAZETELER: İle Gazeti (İle yani Kulca vilayeti gazetesi) Bizdin Davıs (Sesimiz) Doğu Türkistanda, Batı Türkistanda, yani Kazakls­ tanda ç ı kan dergi ve gazeteler de o kunurdu. Onun için de, Doğu Türkistandaki Kazak Türkleri, Doğuda gazete ve dergi çı kannaktan ziyade Batıdan tem in etti klerini yaymaya ça l ı ş m ı ş lardır. 1 96


M UHACERETTEKİ BASIN :

Alaş'çıların iştirak ettiği ve bizzat A l aş 'çılar ta­ rafı ndan Türkistan d ı ş ı nd a ç ı karı l an bas ı n organları o l arak şunl arı sayab i l i riz:

YENİ TÜRKİSTAN (Aylık Dergi) İ stanbul 'da 1 927 senesinde M ustafa Çokayoğlu'­ nun iştirakiyle yayın hayatı na baş l a m ı ştır.

YAŞ TÜRKİSTAN (Aylık Dergi) M u stafa Çokayoğ l u tarafından Avrupa 'da yayın­ l a n m ı ştır. 1 929 senesi nden İ kinci Ci han H a rbinin baş­ lamasına kadar ( 1 939) devam etm i ştir. 197


TÜRKELİ (Ayhk Dergi)

· 1 95 1 senesinde München'de 11Türkel i • Komite­ Si#in organı · olarak iki d i l d e neşredilmiştir. Dergi bir kaç sene devaml ı olarak ç ı kmıştır.

BÜYÜK TÜRKELİ (Aylık Dergi) Mart 1 962'de İzmir'de H asan Oraltay tarafı ndan ç ı karı l mıştır. On sayı deva m l ı olarak ç ı km ı ştır. · , 1 ; .-:

KOMÜNİZMLE SAVAŞ (Aylık Gazete ve Dergi) Temmuz 1 965'de İzm ir'de Hasan Oraltay tara­ fıridaiı ayl ı k gazete o larak sekiz sayı çı kartıl d ı ktan sonra, gene Hasan Oraltay' ı n idaresinde ayl ı k dergi o larak 14 üncü sayıya kadar çıkmıştır. 1 98


KAYNAKLAR Abılay Destanı, Büyük Türkeli Yayınları, 1 München 1971 Ord. Prof. Dr. z . V. Togan, Türkili-Türkistan Tarihi, 1947 İstanbul. Ord. Prof. Dr. Z. V. Togan Hatıralar, 1969 İstanbul. : Ord. Prof. Dr. Z. V. Togan, Türklüğiin Mukadderatı Ü­ zerine, İstanbul 1970. Haberci, Kazak SSR İlim A.kademisi'nin aylık organı, Sayı : 3 1967, Alma-Ata. Culduz, Kazak yazarlarının aylık organı <Bu derginin muhtelif sayısındaki muhtelif yazılar tetkik edilmiştir.) Dergi Kazak Türkü lehçesinde Alma-Ata'da çıkıyor. Kazak Sovyet Ansiklopedisi, 1. cilt, 1972, Alma-Ata. Kazak SSR Tarihi, Sosyalizm Devri, 1964 Alma-Ata. Ka:zak Edebiyatı Gazetesi, 10.1.1972 ve 26.6.1970 Alma­ Ata. Kazakistan Mektebi, aylık dergi, 1969 Alma-Ata. Kazakistan ve Doğu Türkistan Tarihinin l\lcselcleri, Kazak SSR İlim Akademisi, Alma-Ata, 1962. Prostor, aylık dergi sayı: 2-3 ve 6-7 Alma-Ata 1972. Uyan Kazak, Mır Yakup Dulat, Ufa, 1909. Büyük Sovyet Ansiklopedisi, 1. cilt, 1970 Moskova. 1917 Yılı Batıra Parçalan, Mustafa Çokayoğlu, Paris Berlin 1937. Centr:ıl Asian Review, Landon 1966, sayı: 2. Ötüken, Aylık dergi. Atsız Beğ'in, Nejdet Sancar'ın ve D. T. Ara.lı:alık'ın makaleleri. Türkistan'a Dair, Dr. Oktay, 1952 İstanbul. Central Asia A Century Of Russian Kule, Edward All­ worth, 1967 New York. Hürriyet Radyosu Türkistan Şubesi İştiriş Dergisi, < Muhtelif sayıları ) , München, Batı Almanya. Rusya'da P:ın-Türkizm ve l\lüslümanlık, Zenkovskiy, 1971 Ankara. Fedai Dergisi, 1968 Nisan sayısı. T. D. Kerey'in makalesi, Protokol, Bütün Rusya Müslümanlarının 1 - 11 Mayın . .

-

1 99


1917'de Moskova'da olan kuruıtay'ının protokolu, Pet­ rograd 1917. Eşinin Ağzından Mustafa Çokayoğlu, Yaş Türkistan Ya­ yınları, 22, İstanbul 1972. Çokayoğlu, Dr. Türkistan Milli Hareketi ve Mustafa Oktay, 1950 İstanbul. Türkistan Kurtuluş Hareketiyle İlgili Olaylardan Sah­ neler, Doç. Dr. Tahir Çağatay, İstanbul 1959. Hürriyet Uğrunda. Doğu Türkistan Kazak Türkleri, Ha­ san Oraıtay, İzmir 1961. Büyük Türkçü Mağcan Cumabayoğlu, Hasan Oraltay, 1965 İzmir. China On The Eve Of Communist Takeover, Prof. A. D. Barnett, New York, 1963. Kazak Exodus, Godfrey Lias, 1956 Landon. China And Soviet Russia, Henry Wei, New York, 1954. Bir Millet Şahlanıyor, Fazıloğlu Cemal Öcal, İstanbul. Bizim Anadolu Gazetesi, 4.6.1969 (İsa Yusuf Alptekin'in yazısı) . Makaleler ve İncelemeler, Prof. A. İnan, 1968 Ankara. Salih'li Türkistanlılar Kültür ve Yardımlaşma Derneği Faaliyet Raporu, 1963, İzmir. Salihli'de Türkistan Göçmenlerinin Yerleşmeleri, Prof. Dr. Orhan Türkdoğan, Atatürk Üniversitesi Bölge Ça­ lışmaları Sosyal .Araştırmaları : 3, Erzurum 1969. Tercüman Gazetesi, Kadircan Kaflı'nın makalesi, 1 Ma­ yıs 1965. Kazakistan Apigrafiykası, G. Musabayoğlu, A. Mahmut­ oğlu, G. Aydaroğlu, 1971, Alma-Ata.

BUNDAN EVVELKİ YAYINLARUUZ 1 - Hürriyet Uğrunda Doğu Türkistan Kazak Türkleri C l961 İzmir) 2 - Büyük Türkçü Mağcan Cumabayoğlu (İzmir 1965 ) 3 - Büyük Türkeli ( l 'den 10. sayıya kadar) İzmir 1962 4 - Komünizmle Savaş ( l'den 14. sayıya kadar) İz­ mir 1965 5 Abıiay Destanı CMünchen, 1971 - B. Almaoya) -

200



Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.