İçindekiler TİMDER Yönetim Kurulu : Serdar Dönmez, Ali Yalçın Tung, Mehmet Arslan, Baki Kartalkaya, Adem Yıldıray Yılmaz, Aydın Eşer, Bircan Şahin, Cemal Kır, Ertan Sapankaya, Kemal Çelik, Kemal Yıldırım
Yayın Yürütme Kurulu : Temmuz-Eylül 2010
Prof. Dr. T. Hikmet Karakoç, Mehmet Arslan, Nurhan Tanyeli, Güray Ergün, Orhan Hopa
İletişim Bilgileri :
71
Adres: Ortaklar Caddesi No: 14 K: 3 D: 5
Söyleşi Kalevit A.Ş. Ahmet Aksu
Firmalar İnsanlar Seramiksan A.Ş. Bülent Şamlı
Satış Hattı Yurtbay Seramik Serkan Peker
İçimizden Biri Şahinler Yapı Oktay Şahin
Temmuz-Eylül 2010
Mecidiyeköy - İSTANBUL
Telefon: 0 212 274 28 42 / 0 212 274 28 43 e-posta: info@timder.org.tr Web Sitesi: www.timder.org.tr
71
Kapak Fotoğrafı : Orhan Hopa Mekan : UNICERA 2010 - Kütahya Seramik Dergi Adı: Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği Dergisi İmtiyaz Sahibi ve Adresi: Serdar Dönmez İncirli Cad. No:28 Bakırköy - İSTANBUL (serdardonmez@timder.org.tr) Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ve Adresi: Mehmet Arslan Kayışdağı Mah. Bostancı Dudullu Yolu No: 40 Kadıköy - İSTANBUL (mehmet.arslan@tepeinsmalz.com.tr) Genel Yayın Yönetmeni: Prof. Dr. T. Hikmet Karakoç (hkarakoc@anadolu.edu.tr) Hukuk Danışmanı: Av. Murat Çelikten Yapım & Görsel Tasarım Yönetmeni: Güray Ergün (guray@timder.org.tr) Yapım & Görsel Tasarım Yardımcı Yönetmeni: Orhan Hopa (orhan@timder.org.tr) Yönetim Yeri Adresi: Ortaklar Cad. No: 14 K: 3 D: 5 Mecidiyeköy - İSTANBUL Basım Yeri Adresi Telefonu: Ömür Matbaacılık A.Ş. Haramidere Beysan San. Sit. Birlik Cd. No:20 Büyükçekmece - İSTANBUL 0212 422 76 00 Basım Tarihi : Yayın Türü : Temmuz 2010 Yaygın Süreli
2
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Ön Kapak İçi: Arka Kapak: Arka Kapak İçi:
Sesa Yapı Seramiksan Fırat Boru
1
Dönmez Yapı Ege Seramik Elmor Duravit Gül Pres Döküm Adell Baymak Hakan Plastik Eczacıbaşı - İntema Hitit Seramik Bien Seramik Uşak Seramik Panelduş Gelişim Teknik Kale Banyo Esen Plastik Damla Banyo Şahinler Yapı Ge-Ti Kütahya Seramik Yurtbay Seramik Creavit - Çanakçılar İdevit Ekpaş Newarc Japar Graniser Sanica Orka Banyo Zimmer Petek Banyo Cresta - Kırali Efesduş Öncü Banyo GLP Uğur Yapı Penta Kare Banyo Visam
7 11 13 15 17 19 20-21 23 25 27 29 30-31 33 35 37 39 41 43 45 47 49 51 53 55 65 81 83 85 107 119 121 127 129 131 133 135 137 139
İçindekiler
TİMDER’den
08
Firmalar İnsanlar
60
Seramiksan Satış & Pazarlama Grup Başkanı H. Bülent Şamlı
1. İnşaat Malzemesi Satıcıları Zirvesi Ankara’da Gerçekleşti TİMDER, İTO ile Birlikte Kağıthane Belediyesini Ziyaret Etti TİMDER, Sektörel Ziyaretlerine Devam Ediyor
Haberler
İçimizden Biri
74
22
Adell’in Ab-ı Hayat Sergisi Açıldı
Şahinler Yapı Genel Müdürü Oktay Şahin
Demirdöküm’e Başarılı İhracatçı Ödülü Dizayn Grup, Beyin Göçünü Tersine Çevirdi Gelişim Teknik A.Ş.’nin Yenilenen İnternet Sitesi Yayına Girdi “İlk İşim, Okullarda Değişim” Projesi ile Kale Grubu Trabzon’daydı NT Nemlendirme Tekniği Kitap Tanıtımı ISK-Sodex Fuarında Yapıldı Edirne’de Bir Kale Daha Peker Yapı Showroom’u Açıldı GPD, Engelsiz Ev Projesine Destek Verdi Seranit’in Erenköy Showroom’u Açıldı Fırat Pls.A.Ş. Futbol Turnuvasında Şampiyon Altyapı&Boru Satış
Söyleşi
Geçerken Uğradık
78
56 Ergi Yapı Malzemeleri Ertan Vardar
Kalevit Genel Müdürü Ahmet Aksu
Satış Hattı
66
Yurtbay Seramik Yurtiçi Satış Koordinatörü Serkan Peker
Sahadan
82
UNICERA
86
PIPEXPO
108
Ekonominin Nabzı
114
Hukuken
120
İletişimde İletişim
122
Bayi Vizyonu
124
Aramıza Katılanlar
126
Sağlıklı Yaşam
130
Ürünler
132 Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
3
Yönetimden
“İlk Zirve ile İlk Büyük Sinerji Oluştu.” Serdar Dönmez TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı
Geçtiğimiz Haziran ayında inşaat malzemesi satıcıları, ticaret odaları ve sivil toplum örgütleri yetkilileri bir araya gelerek Tesisat İnşaat Malzemecileri Federasyonu (TİMFED) ve Türkiye Odalar Borsalar Birliği (TOBB) organizasyonunda, Ankara Ticaret Odası (ATO)’nın katkılarıyla Ankara’da bir araya geldi. Sektörümüzün bir çok sorununun konuşulması ve çözüm yollarının bulunması için oluşturduğumuz bu platformu hazırlıkları için oldukça çaba gösterdik. TİMFED’i oluşturan derneklerin bulundukları bölgelerde ve genel olarak sektörde yaşadıkları sıkıntılar aylar öncesinde tespit edildi ve bu çerçevede zirve’nin programı oluşturuldu. Zirve için hem TİMFED aracılığıyla sektörel dernekler hem de Türkiye’nin her yerindeki Ticaret Odaları TOBB aracılığıyla büyük ve geniş bir katılım sağlandı.
serdardonmez@timder.org.tr
BURTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Murat Duman; standart ve standardizasyon hakkında konuşmasını gerçekleştirirken, FİMSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Durmuş Arıcan; sektörde uygulama sırasındaki eksiklikler ve eğitim sorunu ile ilgili açıklamalarda bulundu. DİMSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Çetinkaya ise üretici ve bayi ilişkilerine değinirken, SİMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Şahin; bildiriminde satış kanalları sorunları ve çözüm önerileri hakkında görüşlerini ifade etti. Daha sonra zirve katılımcıları, panel konuşmacıları ile soru-cevap oturumunu gerçekleştirirken gördük ki, bizim bu birlikteliğimizin ilk adımıydı ve bu adımı atarak zor olanı arkamızda bırakmayı başarmıştık.
Sorunlarımız çoktu ve bugüne kadar bunları Bizim hep birlikte attığımız bu adımı sahiplenen çeşitli toplantılar, yayınlar ve sohbetler vesileve destek veren herkese de bu vesile ile teşekkür siyle gerekli yerlere iletiyorduk. Ancak hem etmek istiyorum. Umuyorum ki bundan sonraki sektörel kaynaşmayı sağlamak hem de sesimizi yıllarda düzenleyeceğimiz zirvelerimizle daha daha iyi duyurabilmek adına düzenlediğimiz da birleşerek büyüyen bir aile olacağız ve her zirve ile bir çok konuyu masaya yatırma şansı geçen sene sorunlarımıza çözümler üreterek bulduk. Panelin ilk konuşmasını gerçekleştiren ilerleyeceğiz. Elbette her bulduğumuz çözümün TİMKODER Yönetim Kurulu Başkanı Emin ardından gelişen değişen şartlar neticesinde Ayar, TOKİ nedeniyle sektörde oluşan sorunyeni sorunlarla karşılaşacağız, ancak bu zirve lar ve çözüm önerilerine ile oluşturduğumuz sinerji, “Umuyorum ki bundeğinirken, TİMDER Yönetim onların da üstesinden gelKurulu Başkan Yardımcısı Ali ecektir. dan sonraki yıllarda Yalçın Tung, sektörümüzde düzenleyeceğimiz karşılaşan yasal mevzuatlardaBu anlamda sektörümüzün zirvelerimizle daha da her alanında yer alan geki olumsuzluklara dikkat çekti. Ali Yalçın Tung’un ardından birleşerek büyüyen bir rek üretici gerekse de bayi konuşmasını yapmak üzere arkadaşlarımızın, birlikler ve aile olacağız ve her sözü devralan ANTİMDER derneklerin, kamu’nun ilgili Yönetim Kurulu Başkanı Mus- geçen sene sorunlarımıza birimlerinin yanısıra ilgili kutafa Üstem ise; yapı marketlerrum ve kuruluşların destekleriçözümler üreterek in mağazacılık sektörüne etni her zaman beklediğimizi ilerleyeceğiz.” kileri hakkında bilgi aktardı. hatırlatmak isterim.
4
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Öngörünüm
Türk Yapı Sektörü Raporu 2009 Yayınlandı Prof. Dr. T. Hikmet Karakoç TİMDER Dergisi Genel Yayın Yönetmeni hkarakoc@anadolu.edu.tr
• 2008 başından 2009 ilk çeyreğine kadar inşaat sektöründeki daralma GSYH gelişme hızına paralel olarak seyretmiştir. 2009 ilk çeyreğinden itibaren 2009’un son çeyreğine kadar inşaat sektörü, toparlanmaya girmiş ve gelişme eğilimine girmiştir. Dönemlere göre inşaat sektör, ve GSYH gelişme hızı, aşağıdaki diyagramdan açıkça görülmektedir.
Değerli Okurlar; Yapı Endüstri Merkezi (YEM), her yıl Türk Yapı Sektörü Raporu yayınlıyor. 2009 yılına ilişkin raporu da yayınlandı. Tesisat ve inşaat sektöründe çalışanların, sektörün gelişimini izleme açısından mutlaka okumalarını öneririm. Türk Yapı Sektörü Raporu 2009 dört bölümden oluşuyor. Birinci bölümde Türkiye ekonomisi, ikinci bölümde inşaat sektörü, konut yatırımları, konut dışı bina yatırımları, altyapı yatırımları inceleniyor. Üçüncü bölümde; müteahhitlik, müşavirlik hizmetleri ile gayrimenkul, finans ve inşaat makineleri alt başlıklarla incelenmiştir. Dördüncü bölümde ise inşaat malzemeleri sanayisi ile inşaat malzemeleri kalem kalem ayrıntılı olarak incelenmiştir.
• İnşaat sektörü, yoğun iş gücü kullanımı açısından önemli yere sahip bir sektördür. Özellikle düz işçiler açısından inşaat sektörü geniş bir istihdam yaratmaktadır.
Bu yazımda, Türk Yapı Sektörü Raporu 2009’dan aldığım bazı önemli notları sizlerle paylaşacağım. Dünya’da ve Türkiye’de inşaat sektöründeki gelişmelere yönelik aşağıdaki notlar ön plana çıkmıştır:
Türk Yapı Sektörü Raporu 2009’da inşaat sektörüne yönelik genel değerlendirme ve geleceğe yönelik beklentiler de yer almaktadır: • 2008-2013 döneminde inşaat sektöründe en hızlı büyümeyi Asya ülkelerinin göstermesi beklenmektedir. Bu dönemde küçülen tek bölge ise Batı Avrupa olacaktır. Dünya genelinde inşaat sektörünün gelişiminin büyük ölçüde alt yapı yatırımlarından kaynaklanacağı beklenmektedir.
• Dünyada sektörün önemli trendleri, globalleşmenin etkisiyle inşaat firmalarının iş hacmi ve çeşitliliğini önemli ölçüde artırmıştır. Bu durum, rekabetin uluslar arası planda keskinleşmesine neden olmuştur. Bu gelişmeler sonucunda sermaye ve kalifiye iş gücü akımı hızlanmış, uluslar arası ekonomik etkiler nedeniyle riskler artmış ve çeşitlenmiştir.
• Özellikle 2005 ve 2006 yılları olmak üzere 2008 yılına kadar önemli oranda büyüme eğilimi gösteren inşaat sektörü, 2008 yılından itibaren yaşanan küresel krizden ciddi oranda etkilenmiştir. Krizin 2008 yılının ilk çeyreğinden itibaren hissettirmesiyle, sektörde % 8,2’lik bir daralma meydana gelmiştir. 2009 yılının başından itibaren ise sektördeki küçülme oranı % 20’lere ulaşmıştır.
• Türkiye’de inşaat sektörünün GSYH içerisindeki payı, son 5 yılda % 5,8-6,5 arasında yer almıştır. 2006 yılında ise bu değer % 18,5 gibi yüksek bir oranı yakalamıştır. 2007 yılında ise, GSYH’nın katkısı % 6,5 civarlarında seyretmiştir. 2008 yılında % 8,2 küçülen sektörün GSYH’ya katkısı 3 sene öncesinin seviyesinde olarak % 5,9 civarında gerçekleşmiştir. 2009 yılının ilk 3 çeyreğinde ise, bu katkı % 5,2’ye düşmüştür. İnşaat sektörünün son 10 yılık değişimi ile GSYH’nın son 10 yıllık değişimi incelendiğinde inşaat sektöründeki gelişimin GSYH’daki gelişime paralel olarak sürekli arttığı görülmektedir. Bu değişim aşağıdaki iki grafikte görülmektedir.
• Kamu yöneticilerinin bir bakıma zorunlu olarak yaptıkları umut verici açıklamalara karşın sektör oldukça sıkıntılı bir süreçten geçmektedir. Konut kredilerinin geri ödenmesindeki güçlükler, inşaatçıların elindeki satılamayan konut stoku, demir ve çimento başta olmak üzere inşaat malzemelerinin fiyatlarında büyük dalgalanmalar sorunları daha da derinleştirmektedir. • Türk inşaat sektörü açısından olumlu sayılabilecek gelişmeler; kamu alt yapı yatırımları, TOKİ’nin yeni projeleri, GAP, DAP ve KOP adlı bölgesel projelerden söz edilebilir. • Mevcut durum, geleceğe yönelik ciddi riskleri de barındırmaktadır. Bunun önemli nedenlerinden biri, ülkemizdeki inşaat faaliyeti içerisinde konut sektörünün ağırlığının % 60 düzeyinde olmasıdır. İnşaat sektöründe çalışanların, geleceğe yönelik beklenti ve planlarını hazırlarken, sektörün mevcut durumunu en iyi şekilde değerlendirip, bu tür analizleri göz önüne almaları yararlı olacaktır. Benzer analizler, İMSAD tarafından da aylık olarak yayınlandığı gibi, TİMDER tarafından düzenlenen çeşitli toplantılarda da ele alınmaktadır. En iyi dilek ve saygılarımla.
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
5
Dipnot
Risk ve Başarı Arasındaki İlişki Bir olayın gerçekleşme olasılığı ve olaydan etkilenme olanağına risk ya da diğer adıyla riziko denmektedir. Her ne kadar risk kelime anlamıyla halk arasında olumsuzluğu ifade etse de aslında riski göze almanın neticesinde tek bir sonuç yoktur. Tam aksine sonuç olumsuz olabileceği gibi gayet olumlu da olabilir. Risk kazanç ya da zarar ile doğru orantılıdır, her ikisi içinde diyebiliriz ki; risk arttıkça karşılaşılması muhtemel kar veya zarar artar, risk azaldıkça da azalır. Küçük yaşlardan itibaren ailemiz tarafından bize bir çok konuda temkinli olmamız konusunda telkinlerde bulunulur; onu yapma bunu yapma şeklinde uyarılmayanımız olmamıştır. Elbette temkinli olmak, riskten uzak kalmak bizi bir çok zarardan da korumuştur, ancak unutulmamalıdır ki; herşeyin fazlasında olduğu gibi temkinli olmanın da fazlası iyi değildir, bizi hayata karşı korkak olmaya yöneltir. Zaten hayatın akışı içerisinde ne kadar tedbirli ve hazırlıklı olursak olalım önümüze çıkacak gelişmeler bizi bambaşka bir yola da itebilir. Aslına bakarsanız risk almak tam da böyle bir şeydir. Yani hayat bize bir şekilde bir süpriz hazırladığında buna göre refleks geliştirip tekrar kendimizi huzur ortamına çekmek yerine istediklerimizi gerçekleştirebilmek ve mevcut şartlarımızı geliştirebilmek için bir fırsattır aslında. Bir çok dergide başarılı iş adamlarının nasıl risk aldığından ve de aynı oranda ne kadar başarılı olduğundan bahsedilir, bu genelleme aslında beraberinde ciddi bir yanılgıyı da getirmektedir. Her risk alan başarılı olur diye bir kaide yoktur. O başarılı insanların hikayelerinin temelinde iki önemli unsur yatmaktadır. Bunlardan biri zorluklar karşısında asla vazgeçmemeleri, diğeri ise başaracaklarına olan %100 inanmışlıklarıdır. Tıpkı 1632 yılında lodoslu bir havada Galata Kulesi’nden kuş kanatlarına benzer bir araç takıp kendini boşluğa bırakan ve uçarak İstanbul Boğazı’nı geçip 3358 m. ötede Üsküdar’da
6
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Mehmet Arslan TİMDER Dergisi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü mehmet.arslan@tepeinsmalz.com.tr
Doğancılar’a indiği varsayılan Hezarfen Ahmet Çelebi’nin yaptığı gibi… Düşünsenize sadece bir kere deneme şansınız olan bir durumda boşluğa kendinizi uçmak için bırakıyorsunuz, bir tarafta Hezarfen Ahmet Çelebi’nin hayatı, diğer tarafta ise insanlık tarihine ilk uçan insan olarak geçme başarısı duruyor. Bu riski alabilmek için sizce de başarıya çok inanmak ve bilgiye güvenmek gerekmez mi? Risk almadan geçecek bir hayat bize sakin bir hayat geçirme ve sıkıntılardan uzak durma şansı verecektir muhakkak, ama unutulmamalıdır ki sürekli sakin bir limanda durmakla dünya keşfedilmemiştir. Yeni ufuklara yelken açmak, gereğinde fırtınalarla mücadele etmek ile insanlık tarihine bir çok başarılı mucit, bilimadamı, kaşif, lider, iş adamı devlet adamı vb. önemli izler bırakmış ve bu izleri takip eden nesiller bizler için önemli bir çok şeyi geliştirmiş ve önümüze sunmuştur. Denemekten kaçındığımız takdirde arkamızda pişmanlık bırakmaktan başka bir şey olmayacaktır, oysa riski göze alıp denediğimizde hayatımızı istediğimiz yönde geliştirme ve değiştirme şansımız olacaktır. Bu hayatın her alanı için geçerlidir. İşte böylesine hassas bir dengenin ta kendisi olmayı başaran risk, cesurca üstüne gidildiğinde beraberinde başarıyı da getiren bir dost mu, yoksa ona dokunmadan bin yıl yaşayabilecek bir yılan mı? İnsanoğlu her türlü kararında küçük-büyük fark etmez mutlaka bir risk alır. Aslında alınan her karar kendi içinde riskini de taşır. Belki de risk ile ilgili en doğru sözü “Ferrarisini Satan Bilge” kitabı’nın yazarı Robin Sharma söylemiştir. “En büyük risk, risk almamaktır.”
TİMDER’den
1. İnşaat Malzemesi Satıcıları Zirvesi Ankara’da Gerçekleşti
İnşaat malzemesi satıcıları, ticaret odası ve sivil toplum örgütleri yetkilileri Tesisat İnşaat Malzemecileri Federasyonu (TİMFED) ve Türkiye Odalar Borsalar Birliği (TOBB) organizasyonunda, Ankara Ticaret Odası (ATO)’nın katkılarıyla 08 Haziran 2010 tarihinde Ankara’da bir araya geldi. 1. İnşaat Malzemesi Satıcıları Zirvesine yurdun dört bir yanından gelen ve TİMKODER tarafından karşılanan katılımcılar, ATO’ya getirilerek kayıt yaptırmasının ardından Anıtkabir’e ziyarette bulundu. Ata’nın huzurunda saygı duruşunun ardından Anıtkabir’i gezen katılımcılar öğle yemeğinin ardından TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun “Türkiye Ekonomisi” konferansını dinlemek için ATO konferas salonunda bir araya geldi. Konferansın ardından oluşum sürecinden bugüne kadar desteklerinden dolayı TOBB M. Rifat Hisarcıklıoğlu’na TİMFED ve TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Dönmez tarafından, ATO Başkanı Sinan Aygün’e ise
8
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
TİMDER’den
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
9
TİMDER’den
TİMFED Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emin Ayar tarafından teşekkür plaketi takdim edildi. Plaket töreninin ardından başlayan 1. İnşaat Malzemesi Satıcıları Zirvesinde geniş kapsamlı bir sektör değerlendirmesi yapıldı. Panelin ilk konuşmasını gerçekleştiren TİMKODER Yönetim Kurulu Başkanı Emin Ayar, TOKİ nedeniyle sektörde oluşan sorunlar ve çözüm önerilerine değinirken, TİMDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Yalçın Tung, sektörümüzde karşılaşan yasal mevzuatlardaki olumsuzluklara dikkat çekti. Ali Yalçın Tung’un ardından konuşmasını yapmak üzere sözü devralan ANTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Üstem ise; yapı marketlerin mağazacılık sektörüne etkileri hakkında bilgi aktardı. BURTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Murat Duman; standart ve standardizasyon hakkında konuşmasını gerçekleştirirken, FİMSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Durmuş Arıcan; sektörde uygulama sırasındaki eksiklikler ve eğitim sorunu üzerine sunum yaptı. DİMSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Çetinkaya ise üretici ve bayi ilişkilerine değinirken, SİMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Şahin; bildiriminde satış kanalları sorunları ve çözüm önerileri hakkında görüşlerini ifade etti. Panelin son konuşmasını gerçekleştiren TİMFED veTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Dönmez ise; TİMFED’in kuruluş nedenleri, oluşum süreci ve yol haritası hakkında bilgi verdi. Sektörel sorunlar için TİMFED üyesi derneklerin üyesi olsun olmasın tüm sektör paydaşlarının sorun, çözüm önerileri ve fikirlerine kapılarının açık olduğunu belirten Dönmez’in konuşmasının ardından gerçekleşen soru cevap bölümü ile zirve sona erdi.
10
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
TİMDER’den
TİMDER, İTO Yetkilileri ile Birlikte Kağıthane Belediyesini Ziyaret Etti
TİMDER, İstanbul Ticaret Odası yetkilileri ve Stratejitek Danışmanlık yöneticileri ile birlikte büyük bir kentsel dönüşüm projesinin temellerini atan Kağıthane Belediye Başkanı Fazlı Kılıç’ı 14 Nisan 2010 tarihinde makamında ziyaret etti.
Sadabat Projesi ile önemli bir kentsel dönüşüm projesi sırasında ayrılmak zorunda bırakılan ve bölgede yıllardır hizmet veren yapı malzemecilerinin İTO tarafından yürütülen proje ile bir merkezde toplanacağını belirten İTO Meclis Üyesi Eyüp Topal; “Arkadaşlarımızın buradan memnun ayrılması için yürüttüğümüz proje sürecinde taşınmalar sıkıntı yaratacaktır.” dedi. Yapı malzemecilerinin en büyük masraflarından biri nakliye bu nedenle projenin hayata geçeceği süreçte zaman tanınmasını rica eden Topal’ın ardından söz alan TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Dönmez ise yapılanma çalışmaları ve proje hakkında bilgi verdi. Projenin kapsamı ve önemine değinen Kağıthane Belediye Başkanı Fazlı Kılıç, yapı malzemecileri için hazırlanan projelerinde bir ekip kurulmasının yürütülen projeye yararlı olacağını ifade etti. Ziyaret Kağıthane Belediye Başkanı Fazlı Kılıç’a TİMDER ve İTO yayınları ile birlikte anı plaketi sunulmasıyla son buldu.
12
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
TİMDER’den
TİMDER, Sektörel Ziyaretlerine Devam Ediyor
TİMDER’in üyelerinin sıkıntılarını dile getirmek, üreticiler ile satıcılar arasındaki iletişim köprüsü görevini daha da geliştirmek, üreticilerin de sorunları hakkında bilgi almak ve beyin fırtınası oluşturmak adına başlatığı üretici firma ziyaretleri devam ediyor. Borusan Mannesmann Boru ziyareti 31 Mart 2010 tarihinde, Borusan Holding binasında gerçekleşti. Ziyaret geleneksek olarak TİMDER Yönetim Kurulu Üyelerinin kendilerini tanıtmasıyla başladı. Borusan Mannesmann Boru Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Demircioğlu ise sözlerine yaklaşan 1. PIPEXPO Boru Endüstrisi Fuarının sektöre hayırlı olması dilekleriyle başladı. Uluslararası Düsseldorf Boru Fuarı’na verdikleri önem nedeniyle aynı dönemde yer alan PIPEXPO’ya karılamadıklarını belirten Demircioğlu ile gerçekleşen sektörel sohbetin ardından ziyaret sona erdi.
14
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
TİMDER’den
Adell Armatür ve Vana Fabrikaları A.Ş. ziyareti ise 12 Mayıs 2010 tarihinde gerçekleşti. Adell Yönetim Kurulu Başkanı R. Ali Topçu, Grup Pazarlama ve Satış Direktörü Ergun Topçu ile yapılan görüşmeler sonrasında üretim tesisleri gezildi ve Adell’in sosyal sorumluluk projesi kapsamında bir araya getirdiği su kültürümüzü yansıtan “Ab-ı hayat Geçmişten Günümüze İstanbul’da Su ve Su Kültürü” kolleksiyonunun fabrikada bulunan parçaları incelendi. Gezi sırasında ziyaretçileri ile yakından ilgilenen, üretim tesisleri ve sergi hakkında bilgiler veren Adell Yönetim Kurulu Başkanı R. Ali Topçu; TİMDER’in faaliyetlerindeki başarılarının devamını diledi. TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Dönmez’in şirketin anı defterini imzalamasının ardından ziyaret sona erdi.
16
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
TİMDER’den
Kale Grubu’na düzenlenen TİMDER ziyareti 30 Haziran 2010 tarihinde gerçekleşti. Kale Grubu Seramik Grup Başkanı Tarık Özçelik ile TİMDER Yönetim Kurlu’nun biraraya geldiği ziyarette seramik sektörü hakkında uzun ve keyifli bir sohbet gerçekleştirildi. TİMDER’in son dönemde yaptığı faaliyetleri Tarık Özçelik’e anlatan TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Dönmez özellikle Ankarada düzenlenen 1. İnşaat Malzemesi Satıcıları Zirvesi hakkında önemli bilgiler aktardı. Tarık Özçelik ile sektörel değerlendirmenin yapıldığı ziyaret TİMDER Yönetim Kurulu’nun günün anısına sunduğu hediyelerin takdim edilmesiyle son buldu.
18
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Haberler
Adell’in Ab-ı Hayat Geçmişten Günümüze İstanbul Suları ve Su Kültürü Sergisi Açıldı
22
Adell Armatür A.Ş. tarafından açılan Ab-ı Hayat Geçmişten Günümüze İstanbul Suları ve Su Kültürü Sergisi, Sultanahmet Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde 13 Mayıs – 20 Temmuz 2010 tarihleri arasında sergilendi.
leri bu kültürün eserleri olarak ortaya çıkmıştır. İstanbul yüzyıllar boyunca bir su kenti ve su medeniyetinin beşiği olmuştur. Kutsal suyun geçtiği her yapıda, su kültürüyle ilgili eserlerde bunu görürüz.
Adell Armatür A.Ş. ve Türk ve İslam Eserleri Müzesi koleksiyonundan eserlerin bulunduğu sergide Adell koleksiyonundaki tarihi muslukların yanı sıra ; ibrikler, maşrapalar, şifa tasları, mataralar, hamam eşyaları, işlemeli bez havlular, çeşme gravürleri, kartpostallar gibi efemeralar ve TİEM’den su yolları haritaları, çeşme kitabeleri gibi son derece nadir eserler sergilendi. Bütün dinlerde, kültürlerde sukutsal kabul edilir. Su hayatın vazgeçilmez bir kaynağıdır. Su hayattır. Su gücü temsil eder. Tarih boyunca çeşmeler, sebiller, hamamlar, şadırvanlar, sarnıçlar, ayazmalar, su yolları ve su kemer-
Adell Armatür, koleksiyonuyla su kültürünün seçkin örneklerinin korunmasını ve gelecek nesillere aktarılmasını hedeflediği bir sosyal sorumluluk projesiyle ileride hayata geçmesi hedeflenen bir müzenin ilk adımlarını atmaktadır.
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Haberler
Alarko Carrier ile Wolf’ten Önemli İşbirliği Türkiye’nin ısıtma-soğutma sektöründeki önemli firmalarından olan Alarko Carrier ve Almanya’nın ısıtma,havalandırma, yoğuşma teknolojisi, güneş enerjisi alanlarında önde gelen firmalarından Wolf, bir iş ortaklığı anlaşmasına imza attı. Alarko Carrier-Wolf işbirliğinin ilk ürünleri olan merkezi yoğuşmalı kazan sistemleri 14 Nisan’da Ankara’da, 16 Nisan’da İzmir’de gerçekleştirilen tanıtımlarla Türkiye pazarına sunuldu. Wolf İş Geliştirme Direktörü Bent-Erik Pedersen’in katılımı ile gerçekleştirilen tanıtımlarda davetlilere ürünler ile ilgili detaylı bilgi verildi. Bent-Erik Pedersen, ürünlerinin kalitesi ile Alarko Carrier’ın bayi ve servis ağı, bilinirliği, saygınlığı ve tecrübesiyle yaratılacak sinerji sonucunda ısıtma pazarında önemli başarılara imza atacaklarına inandıklarını söyledi. Alarko Carrier Genel Müdürü Önder Şahin ise Türkiye’de kuvvetli, saygın ve yaygın bir partner ile pazara girme arayışında olan Wolf ile işbirliği gerçekleştirmekten büyük mutluluk duyduklarını, bu işbirliğinin son derece başarılı sonuçlar doğuracağını düşündüklerini belirtti. Alarko Carrier ve Wolf arasında yapılan işbirliği kapsamında öncelikle CGB serisi duvar tipi ve MGK serisi yer tipi yoğuşmalı kazanları ürün listesine alındı. Alarko Carrier ısıtma ürün listesinde yoğuşmalı ısıtma kazanları bölümünde zengin model seçenekleri yaratıldı.
Alarko Carrier, Mostra Convegno Expocomfort 2010 Fuarı’na Katıldı Alarko Carrier, 23-27 Mart 2010 tarihlerinde İtalya’nın Milano kentinde düzenlenen Mostra Convegno Expocomfort 2010 Fuarı’na katıldı. Isıtma ürünlerini Avrupa, Ortadoğu ve Asya pazarından gelen ziyaretçilere tanıtan Alarko Carrier, fuarda ilk kez dik-düz panel radyatörlerini sergiledi. Bu yıl yaklaşık 150 bin ziyaretçiyi ağırlayan, 350.000 m2’lik alanda yer alan fuara, 2300’ün üzerinde firma katıldı.
24
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Haberler
Demirdöküm’e Başarılı İhracatçı Ödülü Türkiye ihracatının yüzde 30’unu gerçekleştiren İMMİB, “İhracatın Yıldızları”nı bir törenle ödüllendirdi. İhracattaki başarılarıyla Türk ekonomisine yaptığı katkılardan ötürü DemirDöküm de ödüle layık görüldü. İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri (İMMİB), 2009 yılında en fazla ihracat gerçekleştiren üyelerini, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’ın da katıldığı bir törenle ödüllendirdi. DemirDöküm de 2009 yılında gerçekleştirdiği ihracatla Demir ve Demir Dışı ürünler kategorisinde ödül almaya hak kazandı. TİM Maslak Center’da, 2 Nisan Cuma günü gerçekleştirilen törende, İMMİB bünyesinde faaliyet gösteren 6 ihracatçı birliğin üyelerine, yaklaşık 40 ayrı dalda ihracat ödülleri verildi. İMMİB, 2001 yılından bu yana Türkiye’nin en yüksek ihracatını gerçekleştiren genel sekreterlik unvanını elinde bulunduruyor. İhracatın Yıldızları ödül törenine Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin ve İMMİB Başkanı Serdar Koçtürk’ün yanı sıra ihracatçı birlikleri ve firmaların temsilcileri katıldı.
Demirdöküm ISK - Sodex Fuarı’nda Yeni Ürünleriyle Dikkat Çekti
Soldan Sağa: Dr.Andreas Gruchow-Deutsche Messe A.G. Yönetim Kurulu Üyesi, Metin Duruk-Iskav Isıtma Soğutma ,Klima Araştırma ve Eğitim Vakfı Başkanı, Mehmet Büyükekşi-Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı (TİM Başkanı), Christoph M. Grosser-DemirDöküm Genel Müdürü, Ali Boğa-Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı, Bedri Dilik-Vaillant Group Türkiye Dış İlişkiler Müdürü, Salih Zeki Poyraz-Ankara Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ali Boğa’nın açılışını gerçekleştirdiği, ISK-SODEX Fuarı, CNR Expo Fuar Merkezi’nde, 5 – 8 Mayıs tarihleri arasında ziyaretçilerini ağırladı. Sodex Fuarı’na, düzenlendiği yıldan bu yana aralıksız katılan DemirDöküm, gerek yeni teknoloji ürünleriyle gerekse stand tasarımıyla fuarın en çok ziyaret edilen markalarından biri oldu. DemirDöküm Genel Müdürü Christoph M. Grosser fuarla ilgili olarak şunları belirtti: “Sodex Fuar’ı her sezon daha da gelişerek büyüyor, bu da çok heyecan verici. Fuar bu yıl bizim açımızdan çok hareketli geçti. Yerli ve yabancı ziyaretçilerin yoğun ilgi gösterdiği fuar, umuyorum herkes için verimli olmuştur.”
26
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Haberler
Dizayn Grup, Beyin Göçünü Tersine Çevirdi “Beyin göçüne karşı beyin gücünü teşvik ediyoruz kampanyası” ile beyin göçüne dur diyerek tersine beyin göçünü başlatan dizayn grup zeki, donanımlı ve üretken beyinler için umut ve destek olmaya devam ediyor. Dizayn Grup’un son kampanya da destek verdiği iki projenin sahibi ABD ve Kanada’da yaşayan Türk bilim adamları oldu. Enerji ve Tıp alanlarında çalışan iki Türk bilim adamı Türkiye’ye yerleşerek projelerini sürdürecekler. Yetişmiş beyinlere umut ve destek olduk “Beyin Göçüne Karşı Beyin Gücünü Teşvik Ediyoruz” kampanyasının altıncısının startı Devlet Bakanı Faruk Özak ve eski Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen’in de katıldığı Ankara Rixos Otel’de düzenlenen bir basın toplantısı ile verildi. Toplantının açılışında konuşan Dizayn Grup Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Mirmahmutoğulları, sadece teknolojilerini kendi geliştiren ülkelerin bağımsız olabileceğinin altını çizerek,” Kurumsal sosyal sorumluluk bilinci ile “Beyin Göçüne Karşı Beyin Gücünü Teşvik Ediyoruz” kampanyasını başlatıyoruz. Beyin göçüne dur diyerek Türk insanının beyin gücünü teşvik etmeye devam edeceğiz. Kampanyanın amacı Türkiye’nin kanayan yaralarından biri olan beyin göçünü durdurmak; Türk insanının beyin gücünün ve ürettiklerinin farkına varılarak hak ettiği değeri görmesini sağlamaktır” dedi. Türkiye’nin beyin gücü haritasını çıkardık Geçmiş kampanyalar da destek verilen bazı önemli projeler hakkında bilgi veren Mirmahmutoğulları gerçekleştirilen beş kampanyaya katılan yüzlerce proje ışığında ‘Türkiye’nin Beyin Gücü Haritası’nı çıkardıklarını bunun da Türkiye’nin bölgesel olarak hem eğitim hem de bilimsel üretim değerleri hakkında bilgi verdiğini hatırlatarak, ”Kampanyaya katılan projeleri konularında uzman, seçkin üniversite öğretim üyeleri ve grubumuzun uzman teknik kadrosu tarafından değerlendirilerek, ilk beş kampanyada olduğu gibi, proje, buluş ve yeni fikirlere destek sağlayarak endüstriyel ürün haline dönüştürülmelerine imkân vereceğiz.” dedi. Devletten tam destek Yenilenebilir enerji, bölgesel ısıtma ve soğutma, akışkanların ekonomik olarak transferi, Tıp teknolojileri, absorbsiyonlu soğutma, plastik ekstrüzyon teknikleri, plastik birleştirme yöntemleri, sıcaklık ve basınca dayanıklı kombozit boru çeşitleri ile ileri tarım teknolojileri konularında gerçekleştirilen kampanyanın basın toplantısına katılan Devlet Bakanı Faruk Özak ve eski Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen kampanyaya tam destek verdiler. Basın toplantısına aralarında siyasetçi, akademisyen ve iş adamının da bulunduğu çok sayıda konuğun katıldığı toplantı Mirmahmutoğullarının katılan devlet bakanlarına kampanyaya verdikleri destekten dolayı plaket takdim etmesinin ardından toplantı sona erdi.
28
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Haberler
Gelişim Teknik A.Ş.’nin Yenilenen İnternet Sitesi Yayına Girdi Yenilediği kurumsal internet sitesini yayınlamaya başlayan Gelişim Teknik A.Ş., Türkiye distribütörlüğünü yaptığı öncü markalarla ilgili kapsamlı bilgisini, internet sitesi aracılığıyla Türk inşaat sektörüyle paylaşmaya devam ediyor. Sitede aquatherm tesisat sistemleri, WavinAS Sessizboru®, Wavin Quickstream Sifonik Yağmur Suyu Sistemi, HL Süzgeçler, Sifonlar ve Çekvalfler ile ilgili sistem tanımları, sistem avantajları, teknik bilgiler, kullanım alanları, referans projeler, boru-fittings ve araçlardan oluşan tüm ürün gamına ilişkin detaylı bilgi bulunuyor. Önem verilen yapıların tercihi olan bu sistemlerin uygulandığı özel güncel projeler ve sistemlerle ilgili yeniliklerin de yer aldığı sitede, ayrıca proje tasarım ve şantiye aşamasında; mimar, mühendis ve taşeronlara yardımcı olmayı amaçlayan Destek bölümü de oluşturuldu. Site ziyaretçileri, sitenin ana sayfasında bulunan “Proje Sizden Çözüm Bizden” bölümüne tıklayarak ya da direkt Destek bölümünü açarak proje tasarlama aşamasında ya da şantiyede ihtiyaç duydukları her konuda Gelişim Teknik Proje Destek Departmanına bir form aracılığıyla ulaşabiliyor. Yenilenen site için www.gelisimteknik.com.tr adresini ziyaret ediniz.
Gelişim Teknik A.Ş Aquatherm Yeniliklerle ISK-Sodex İstanbul 2010 Fuarındaydı Gelişim Teknik A.Ş., distribütörlüğünü yaptığı aquatherm duvardan ve tavandan ısıtma-soğutma sistemiclimasystem ürününü, ISK-SODEX İstanbul 2010 Fuarında tanıttı. Yenilikçi ürün, teknolojik seviye, orjinallik, enerji tasarrufu, geliştirme kalitesi, dizayn, çevre dostu olması ve sağlamlık gibi kriterleri karşılayarak Zagreb INTERKLIMA 2007 Fuarında altın madalya ile ödüllendirilen aquatherm-climasystem, ISK-SODEX İstanbul 2010 fuarının da en ilgi çekici ısıtma-soğutma sistemlerinden biriydi. Türkiye’de, şimdiye kadar Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı koordinasyonunda Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tarafından yürütülen ve Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Güneş Evi Projesi gibi önemli projelerde tercih edilen bu sistemin öne çıkan özellikleri; Odada gürültü ve üflemeden kaynaklanan hava dolaşımına ve tozlanmaya izin vermemesi; Mevsim koşullarına uygun ideal sıcaklığın oluşmasını sağlaması, Sıcaklığın otomatik olarak kontrol edilmesine izin vermesi, Kullanılan alan içinde ısıyı eşit olarak dağıtması, Kullanım ve montaj kolaylığı Özellikle toplantı salonları ve bürolar gibi sessizlik gerektiren mekanlar için vazgeçilemez olmasıdır.
32
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Haberler
Kale Banyo İçin Bond Koleksiyonu’nu Tasarlayan Harri Koskinen İstanbul’daydı
Banyolarda estetik, fonksiyonel ve şık bir bütünlük yaratma düşüncesiyle hayat bulan Bond Koleksiyonu’nun tüketici ile buluşmasında geri sayım devam ederken, koleksiyonun tasarımcısı Harri Koskinen geride bıraktığımız günlerde İstanbul’u ziyaret etti. Bond Koleksiyonu’nun doğum süreci hakkında yorum yapan Koskinen, koleksiyonu tasarlarken, tasarımın “temel bir sorumluluk” olduğu düşüncesinden hareket ettiğini vurgulayarak, Bond Koleksiyonu’nun ana misyonunun hayata konfor katmak,, düşünceleri yenilemek ve yeni fikirlere, bakış açılarına kapıları açmak olduğunu kaydediyor. Tasarımlarını günlük hayattan esinlenerek, günlük hayatın getirdikleri üzerine inşa ettiğine dikkat çeken Harri Koskinen, tasarımcıları doğru çözümler bulan profesyonel kişiler olarak tanımlıyor. Koskinen, yakın gelecekte endüstriden, tasarımın ekstra bir maliyet olmayacağını; aksine bir gereksinim olduğunun anlaşılacağını kaydediyor. Doğru tasarımın, estetik, ergonomi ve işlevsellikle aynı noktada buluşması igerektiğinin altını çizen Finlandiyalı tasarımcı Koskinen “Tasarımı doğru ürünler kullanırken, gözü ve bedeni rahatsız etmez. Hayatı kolaylaştırır ve güzelleştirir. Kale için tasarladığım Bond Koleksiyonu’nda bu unsurları aynı ürünlerde sunmayı başardığımızı düşünüyorum” şeklinde konuşuyor. Kale Banyo Bond Koleksiyonu vitrifiye ürünleri, içbükey ve dışbükey yüzeylerle birbirini tamamlayan Bond karolarla, suyun yüzeyindeki pırıltılı dalganmaları duvarlara yansıtıyor” diyen Koskinen, tüm koleksiyonun ilham kaynağı olan doğanın yumuşak çizgilerinin, banyo ürünlerindeki akıcı formlarda kendini gösterdiğini vurguluyor.
34
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Haberler
“İlk İşim, Okullarda Değişim” Projesi ile Kale Grubu Trabzon’daydı
Kale Grubu’nun sosyal sorumluluk faaliyetlerini yürüten ve eğitim alanında öncü çalışmalar yapan Dr.(h.c.) İbrahim Bodur Kaleseramik Eğitim, Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı (KSV) “İlk İşim, Okullarda Değişim” sloganıyla başlattığı sosyal sorumluluk projesine Trabzon’da yenilediği okulla devam ediyor. Trabzon İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Trabzon Türkiye İş Kurumu İl Müdürülüğü ve Dr.(h.c.) İbrahim Bodur Kaleseramik Eğitim, Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı işbirliği ile düzenlenen “Seramik Yer ve Duvar Karosu Kaplamacılığı Meslek Edindirme Kursu”nun sertifika töreni Trabzon Kaymakamı Erol Özkan, İşkur Genel Müdürü Mustafa Bahadır, Akçaabat Belediye Başkan Vekili Abdullah Ertem, İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Cahit Bostan, KSV Genel Müdürü Bülent Öcal, Kale Grubu Yöneticileri, kursiyerler ve bölge halkının katılımı ile gerçekleşti. 26 Mayıs 2010 tarihinde Trabzon Demirci İlköğretim Okulu’nda saat 14:00’te yapılan törende Seramik Yer ve Duvar Karosu Kaplamacılığı Kursu’nu başarıyla bitiren 19 kursiyere sertifikalarının verilerek, Demirci İlköğretim Okulu’nun yenilenen tuvaletleri hizmete açıldı. KSV Genel Müdürü Bülent Öcal törende yap-
36
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
tığı konuşmada “Bugün Türkiye’de 200’üncü, Trabzon’da ise 8. “Seramik Yer ve Duvar Karosu Kaplamacılığı Meslek Edindirme Kursu”nu düzenledik. KSV bugüne kadar yaptığı Meslek Edindirme Kursları ile 3984 işsiz gencimizi meslek sahibi yaptı. Ayrıca Geliştirme ve Uyum Kursları ile de inşaat sektörüne 3372 vasıflı usta kazandırmıştır. 01.01.2009 tarihinden geçerli olan kanunun 105. maddesine göre; “mesleki eğitim almamış işçi çalıştıran işveren veya işveren vekiline her işçi için 500-YTL idari para cezası verileceği” hükme bağlanmıştır. Böylece mesleki eğitim almamış ustaların mesleklerini ifa edemeyecekleri düşünüldüğünde KSV tarafından gerçekleştirilen Uyum Kursları neticesinde bedelsiz olarak verdiğimiz sertifikanın önemi daha da artmıştır. KSV kuruluşundan bu yana Türkiye’nin 4 bir yanına yaptığı seramik, boya ve armatür yardımlarını bir projeye bağlayarak 2009 yılında “İlk İşim Okullarda Değişim” projesi ile eğitim alanındaki çalışmalarını sürdürmektedir.” dedi. “İlk İşim, Okullarda Değişim” projesi ile Kayseri, Denizli, Isparta, Erzurum olmak üzere 2009 yılında 4 hedef bölgede 8 okul yenilendi. Proje 2010 yılında Trabzon’un ardından Urfa, Mersin, Erzurum ve Sivas illerinde yenilenecek 10 okul ile devam edecek. 2015 yılına kadar 2.500.000 TL kaynak aktarılacak olan “İlk İşim, Okullarda Değişim” projesi ile 1.250 işsiz gencin meslek sahibi olması ve 50 köy okulunun da tuvaletlerinin yenilenmesi hedefleniyor. İlk durak olan Kayseri’de 20 engelli işsiz gence düzenlenen Seramik Yer ve Duvar Karosu Kaplamacılığı Kursu”nun ardından gerçekleşen staj çalışması, Kayseri Talas Kuruköprü İlköğretim Okulu’nda yapılarak okulun tuvaletleri yenilendi. Isparta’nın Eğirdir İlçesi’ndeki Pazarköy İlköğretim Okulu’nun tuvaletleri ile yemekhane bölümü, Denizli’de Akbaş İlköğretim Okulu’nun tuvaletleri, Erzurum’da ise 5 okulda gerçekleşen proje ile Tekederesi İlköğretim Okulu, Konaklı İlköğretim Okulu, Kümbet İlköğretim Okulu, Taşlıgüney İlköğretim Okulu ve Tepeköy İlköğretim Okulu’nun yenilenen tuvaletleri hizmete açıldı.
Haberler
NT Nemlendirme Tekniği Kitap Tanıtımı ISK-Sodex Fuarında Yapıldı
Kısa adı NT olarak belirtilen Nemlendirme Tekniği kitabının dağıtımı 5 Mayıs 2010 tarihinde SODEX fuarında düzenlenen bir toplantı ve kokteyl ile gerçekleştirildi. Kitap şimdiye kadar 18 kitabı yayınlanmış olan Prof. Dr. Hikmet Karakoç ile HAVAK Genel Müdürü Mak. Müh. Ahmet Gökşin tarafından yazıldı. Kokteylde kitabın sunuş konuşmasını TTMD Onursal Başkanı Celal Okutan yaptı. Üniversitelerden akademisyenlerin ve sektörün yoğun katılımıyla gerçekleşen toplantı ve kokteylin sonunda katılımcılara NT Nemlendirme Tekniği kitabı dağıtıldı. Kitabın ana başlıkları aşağıdaki şekilde oluşturulmuştur: Temel Tanım ve Kavramlar Psikrometrik Diyagram Ve Uygulamaları Nem Ölçüm ve Kontrol Teknikleri Nemlendirme Yük Hesapları Konfor, Sağlık ve Çevre Üzerinde Nemin Etkisi İç Hava Kalitesi ve Binalarda Nemlendirmenin Önemi Değişik Malzemeler ve İşlemler için Önerilen Bağıl Nem Değerleri Uçaklarda İç Hava Kalitesi ve Nemin Etkisi Üretim, Sanayi ve Özel Mekanlarda Nem Kontrolünün Önemi Nemlendirici Tasarımı Nemlendirme Cihazları
38
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Haberler
Edirne’de Bir Kale Daha Peker Yapı Showroom’u Açıldı
Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay
TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Dönmez Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay ve Edirne Belediye Başkan Vekili Mahmut Keskin
Kale Grubu’nun yeni bayisi Peker Yapı’nın Edirne’de yer alan showroom’u 29 Nisan Perşembe günü Kale Grubu Başkanı Zeynep Bodur Okyay’ın ve geniş bir misafir topluluğunun katılımıyla açıldı. Edirne’de 17 yıldan bu yana yapı sektöründe faaliyet gösteren Peker Yapı Kale Grubuna katılarak yeni mağazasında hizmet vermeye başladı. İstasyon mahallesi Migros karşısında yer alan mağaza 300m2 lik showroom’u ve 9 kişilik satış ekibi ve bir mimarı ile Kale Grubu’nun markalarını tüketicilerin beğenisine sunacak.
40
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Peker Yapı Yaşar Peker
Haberler
Seramiksan, Türkiye’de İlk Kez Kullanılan Teknolojilerini Unıcera Fuarı’nda Sergiledi
Seramiksan, Türkiye’de ilk kez kullanılan dört yeni teknoloji ile ürettiği ürünleri 7-11 Nisan tarihlerinde Unicera Fuarı’nda tüketiciler ve sektör profesyonelleriyle buluşturdu. Unicera Fuarı’nın açılışının ardından Bayındırlık ve İskan Bakanı Sayın Mustafa Demir, Türkiye Seramik Federasyonu Başkanı Zeynep Bodur Okyay ve sektör profesyonelleri, dört yeni teknoloji ile sektöre hareket kazandıran Seramiksan standını ziyaret ederek yöneticilerden bilgiler aldı. Kale Grubu Şirketleri Kurucusu ve Onursal Başkanı Dr. İbrahim Bodur da daha sonra Seramiksan standını ziyaret ederek sektör çalışanları adına önemli yenilikleri için Seramiksan’a teşekkür etti. İlk defa Seramiksan tarafından NANO teknoloji uygulanarak üretilmiş parlak Nano Tech granitler, Soluble Salt teknolojisi ile üretilmiş yüzeyi desenli ve parlatılmış granitler, yarı mat-yarı parlak anti-slip kaymaz yüzey sırlı Lappato granitler ile doğanın renklerini, desenlerini 3 boyutlu dijital baskıyla mekanlara taşıyan Digiart karolar Seramiksan’ın standında büyük beğeni topladı. Sektöre kazandırılan “ilk”leri, yatırımları ve teknolojileri hakkında bilgi veren Seramiksan Satış & Pazarlama Grup Başkanı H. Bülent Şamlı; “Bu yıl dört önemli teknoloji ile ülkemiz seramik sektörüne hareket kazandırıyoruz. Seramiksan olarak ileri teknolojiler kullanılarak geliştirilen ürünlerin yanı sıra dış cephe kaplaması ve yapı kimyasalları ürünleri ile teknoloji ve ürün çeşitliliği açısından seramik sektörünün önemli oyuncuları arasında yer alıyoruz. İleri teknoloji ile ürettiğimiz ürünleri, sektör profesyonelleri de ilgiyle takip ediyor. Unicera’da bu yıl sektörümüz için en önemli isimleri ağırladık ve teknolojik ürünlerimizle büyük beğeni topladık” dedi.
42
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Soluble Salt Teknolojisi sayesinde parlak granitler, düz ve standart karolar olmaktan çıkarak doğadaki doku ve renkleri ile gerçeğine en yakın şekilde üretiliyor. Soluble Salt ile birbirinin devamı olan desenler elde ediliyor ve mekanlar doğal bir görünüm kazanıyor. Ayrıca üretim esnasında uygulanan nano uygulaması ile daha parlak daha hijnenik bir yapı sağlanıyor. Fabrika şartlarında üretilmiş granit olması sebebiyle doğal granitlere nazaran kimyasallara ve darbelere karşı daha dayanıklı bir yapı elde ediliyor. İlk olarak İtalya’da geliştirilen farklı bir teknoloji olan Lappato, aynı zamanda üretim teknolojisine de adını veriyor. Üretim sırasında yapılan ikinci bir uygulama ile karo yüzeyine derinlik kazandırarak 3 boyutlu bir görüntü yaratılan Lappato granitlerde gerektiğinde anti-slip kaymaz yüzeyler de elde edilebiliyor. Lappato granitler, yer ve duvar karosu olarak kullanılabiliyor. Yalnızca Seramiksan tarafından rotodigit teknolojisi kullanılarak üretilen Digiart karolar sayesinde karo yüzeyi üzerine yüksek çözünürlüklü baskı yapılarak gerçeğine çok yakın doğal görüntüler elde ediliyor. Rastgele efektler ile 3 boyutlu yüzeyler üzerine baskı yapılarak elde edilen Digiart serisi karolar, tasarımda da sınırları zorluyor. Rotodigit teknolojisi ve Digiart serisi; sonsuz renk alternatifleri ile seramik üretim teknolojisinde dünyada gelinen son nokta olarak değerlendiriliyor.
Haberler
TTMD, 9. Uluslararası Yapıda Tesisat Teknolojisi Sempozyumu’nu Gerçekleştirdi
Türk Tesisat Mühendisleri Derneği tarafından iki yılda bir düzenlenen “Uluslararası Yapıda Tesisat Teknolojisi Sempozyumu”nun 9’uncusu 3 - 5 Mayıs 2010 tarihleri arasında, ulusal ve uluslararası kuruluşların destekleriyle, yurtiçi - yurtdışı üniversite ve firma temsilcilerinden oluşan 500 civarında katılımcıyla İstanbul The Marmara Hotel’de gerçekleştirildi. Sempozyum Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç’ın “Hoşgeldiniz” konuşmasıyla başlayan açılış töreninde sırasıyla; TTMD Yönetim Kurulu Başkanı Cafer Ünlü, İspanya ATECYR’den Juan Jose Quixaro, Orhan Turan (İMSAD), Nedim Zalma (İSKİD), Metin Duruk (İSKAV), Ali Ekber Çakar (MMO), İsmet Mura (MTMD), Dr.Celalettin Çelik (DOSİDER) ve Sedat Arıman (İZODER) konuşma yaptı. Konferans Konuşmacısı Sn.Necdet Pamir’in “Küresel Enerji Politikaları ve Türkiye” konulu konuşmasının ardından sempozyum oturumlarına geçildi. “Binalarda Enerji Kullanımı” konu başlığında yurtiçi ve yurdışından katılan uzman konuşmacılarla; depremden yangına, ısı yalıtımından iklimlendirme çalışmalarına, enerji tasarrufundan atık enerjinin geri kazanımına ve hijyene kadar pek çok konunun bilimsel ve teknik oturumlarda tartışıldığı IX. Uluslararası Yapıda Tesisat Teknolojisi Sempozyum’u, sektör profesyonelleri için önemli bir platform sağladı. 11 farklı başlık altındaki teknik oturumlar-
44
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
da bilimsel ve teknolojik gelişmelerin yansıtıldığı bildirilerin sunulduğu sempozyumda; 4 seminer, bir forum ve iki panelin yanı sıra katılımcılara yönelik seminer ve kurslar da yer aldı. 50’den fazla bildirinin yer aldığı sempozyumda; ısıl konfor, havalandırma ve soğutma alanlarında bilinen konulara farklı bakış açılarının getirileceği bildiriler yanında, tesisat teknolojisindeki son gelişmelerin ele alındığı bildiriler de bulunuyor. Uygulamada karşılaşılan problemlerin tartışılması yönünde yapım ve işletme konularında uzman konuşmacıların davet edildiği sempozyumda, uygulama konuları öncelikli ele alınan konular arasında yer aldı. Sempozyum katılımcıları; Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği ve HVAC Sistemlerinin Geleceği ve Beklentiler konulu panellerde enerji verimliliği ve HVAC sistemlerinin geleceğini, inşaat sektörünü ilgilendiren “Yurt Dışı Mekanik Tesisat Hizmetleri ve Ülkeler Arası Farklılıklar” konulu forumda ise mekanik tesisat sektörünün durumunu tartışma imkanı buldular. TTMD’nin en önemli organizasyonlarından biri olan ve HVAC’de enerji verimliliği ve tesisat konularının yoğunlukla tartışıldığı Sempozyumun Başkanlığı’nı TTMD Başkanı Cafer Ünlü üstlenirken, Sempozyumun Yürütme Kurulu ise Abdurrahman Kılıç başkanlığında Abdullah Bilgin, Ahmet Arısoy, Cafer Ünlü, Erdinç Boz ve Rüknettin Küçükçalı’dan oluşuyor.
Haberler
Yapı Sektörünün Yeşil Zirvesi EKODesign 2010’a Büyük İlgi
Yapı-Endüstri Merkezi tarafından bu yıl üçüncüsünü gerçekleştirilen EKODesign Konferansı, “yapılaşmanın ekolojik gerekliliği” odağında, konusunda uzman dünyaca ünlü konuşmacıları, kentsel planlama, mimarlık, tasarım, yapı malzemesi, gayrimenkul sektörü, ilgili sivil toplum kuruluşları ve kamu/yerel yönetimlerin yerli – yabancı liderleri ile bir araya getirdi. BASF, Siemens Ev Aletleri Ana Sponsorluğu’nda ve VitrA-Artema İnovasyon Sponsorluğu’nda Yapı-Endüstri Merkezi’nde gerçekleştirilen konferans sektör profesyonellerinden büyük ilgi gördü. Yapı-Endüstri Merkezi mimarlık ve yapı sektöründe ekoloji, sürdürülebilirlik, çevre dostu binalar ve uygulamalar konularında başarıyla sürdürdüğü EKODesign Konferansı’nın üçüncüsünü 14 Nisan 2010’da Yapı-Endüstri Merkezi’nde gerçekleştirildi. Yeşil binaların; geliştirme, tasarım, inovasyon, mühendislik ve planlama boyutlarıyla ele alındığı konferansın odağını “yapılaşmanın ekolojik gerekliliği” oluşturdu. Konferans başladığı yıldan bu yana, ÇEDBİK, GYODER ve ULI Türkiye’nin katkılarıyla düzenliyor. EKODesign 2010 Konferansı; enerji verimliliği ve kaynakların korunmasıyla ilgili yürüttüğü AR-GE çalışmaları ile binalarda enerji verimliliğine yönelik yenilikçi çözümler sunan BASF ve doğal kaynakların korunması, artan çevre kirliliğinin önlenmesi ve yaşam kalitesinin artırılmasına yönelik inovatif teknolojiler konusunda lider Siemens Ev Aletleri ana sponsor olarak; akılcı, estetik ve çevreye duyarlı yaklaşımıyla seramik banyo ürünlerinden armatürlere, karolardan küvetlere ve bunları tamamlayan aksesuarlara kadar her alanda ürün geliştiren VitrA-Artema inovasyon sponsoru olarak; sürdürülebilirlik ve ekolojik mimarlığa verdiği destek çerçevesinde Fibrobeton ve Türk Ytong firmaları sponsor olarak destekledi.
46
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Haberler
GESİAD Yılın En Başarılı Sosyal Sorumluluk Projesi Ödülü Adell Su Armatürleri’nin Oldu
Bu yıl 17.si gerçekleşen ve 2009 yılının en başarılılarının seçildiği Gebze Sanayici ve İşadamları Derneği (GESİAD) tarafından düzenlenen Ödül Töreni’nde farklı kategorilerde firmalar ödüllerini aldı. Ödül törenine Kocaeli Valisi Ercan Topaca, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, Gebze Kaymakamı Salih Karabulut, Darıca Kaymakamı Osman Ateş, Çayırova Kaymakamı Selim Parlar, Gebze Belediye Başkanı Adnan Köşker, Darıca Belediye Başkanı Şükrü Karabacak, Çayırova Belediye Başkanı Ziyaettin Akbaş, GTO Başkanı Nail Çiler, Gebze Kent Konseyi Başkanı İbrahim Güngör, çok sayıda iş adamı, sanayici, siyasetçi ve davetliler katıldı. Adell Armatür Su Kültürü koleksiyonunun seçme eserlerinden oluşan Âb-ı Hayat Geçmişten Günümüze Su ve Su Kültürleri sergisi ‘’Yılın En Başarılı Sosyal Sorumluluk Projesi’’ ödülünü almaya hak kazandı. Su medeniyetine dair eserlerin muhafaza etmesi, gelecek nesillere ta-
48
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
şınmasına katkı sağlaması ve unutulmaya yüz tutan değerleri canlandırması sebebiyle ödüle layık görülen Ab-ı Hayat Sergisi’nin ödülünü Adell Armatür Yönetim Kurulu Başkanı R. Ali Topçu aldı.
Haberler
GPD, İleri Su Teknolojisi Ürünleri ile Engelsiz Ev Projesine Destek Verdi GPD, Bahçeşehir Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Teknik Bölümler bünyesinde Küpkök ArGe birimi tarafından tasarlanan “Engelsiz Ev” Projesi ile görme engelli bireylere daha kaliteli bir yaşam sağlamayı ve evlerinde karşılaştıkları pek çok engeli ortadan kaldırma amacıyla projeye ileri su teknolojisi ürünleri ile destek verdi. 03-23 Temmuz 2010 tarihleri arasında Beşiktaş Ortaköy Meydanında sergilenecek olan projenin prototipinde GPD’nin yanısıra Hekim Holding, Somfy, Mimteks, Schneider Electric firmaları da katkılarıyla görsel zenginlik kattı. Açılış töreninde projeye destek veren firmalara teşekkür plaketi sunulurken, GPD adına plaketi Ürün Yöneticisi Benan Aktürk aldı. edilmeyen evlerde pek çok gereksinimlerini tek başlarına yapamamaktadırlar. Temel ihtiyaçlarını tek başlarına kendi evlerinde dahi gerçekleştiremeyen engellilerin sosyal hayata katılımları da bir o kadar zor olmaktadır. Bahçeşehir Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Engelsiz Ev Projesi ile eve atılan ilk adımla birlikte elektronik donanımın konforunu, engele özgü istek ve gereksinimleri karşılamayı hedeflemektedir.
En Büyük Engel Evlerde Türkiye’de yaklaşık dokuz milyon engelli bulunmakta ve yedi yüz binini görme engelliler oluşturmaktadır. Bu zamana kadar görme engellilerin hayatını kolaylaştırmak için pek çok AR-GE çalışması yapılmış olmasına rağmen ev içerisinde temel ihtiyaçlarını karşılamalarına yönelik somut projeler üretilmemiştir. Engelli bireyler; ev dışında ulaşım, eğitim, kültürel faaliyetlere katılım, iletişim vb. imkânlardan çeşitli kuruluşlar tarafından yeterince faydalandırılmaya çalışılsalar da ev içinde halen kendi ihtiyaçlarını tek başlarına yapmalarına olanak sağlayacak teknolojik gelişimler bulunmamaktadır. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki görme engelli bireyler evde tek başlarına kaldıklarında engelli standartlarına uygun mimaride inşa
50
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Engelsiz Ev’de neler var? Görme Engelliler Derneğine kayıtlı engelliler ile yapılmış olan anket sonucunda tespit edilmiş sorunlar ve bulunan teknolojik çözümler Engelsiz Ev Projesini şekillendirmiştir. Engelsiz Ev’de bulunacak özellikler şunlardır: Anahtarsız giriş: Parmak izi tanıma ve ses tanıma gibi güvenlik içeren özel bir sistem Sesli dolap ve kütüphane sistemleri: Mutfak, oda dolapları ve kütüphanede hayatı kolaylaştıran özel sistemler Mobilyada yuvarlak hat tasarımı: Çarpma sonucu oluşacak yaralanmayı engellemeye yönelik özel tasarım. Engelli birey tarafından farkında olmadan yapılan gereksiz su ve elektrik sarfiyatını önlemeye yönelik geri dönüşüm su sistemleri ve özel elektrik sistemleri. Prizlerde sesli uyarı sistemi: Elektrik prizlerine elektrik gelip gelmediğinin kontrol edebilmesine yönelik prize sesli uyarı sistemi yapılacaktır.
Haberler
Seranit’in Erenköy Showroom’u Açıldı
Şemsettin Günaltay Cd. No:178 Tüccarbaşı Erenköy İstanbul adresinde Hiçyılmazlar Yapı tarafından alanda temsil edilen showroom’un açılışına çok sayıda davetli katıldı. Açılış kurdelasını, Seranit Genel Müdürü Hamdi Altunalan ile Hiçyılmazlar Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Metin Hiçyılmaz birlikte kestiler. 210 m2 alana sahip showroomda Seranit’in Calcata, Elit gibi Seranit’in en yeni serileri de teşhir ediliyor. Açılış kurdelasının kesilmesinin ardından 7 adet beyaz güvercin uçuran Hiçyılmaz Yapı ailesi; “Bu mağazamızda hizmetimiz her zaman bembeyaz, tertemiz olacaktır” imasında bulundular. Seranit Genel Müdürü Hamdi Altunalan ise; “Dünyanın en büyük ve modern fabrikasını kurarak sektörde öncülük yaptıklarını, Seranit’in Türkiye’nin ilk granit seramik üreten fabrikası olmasının sorumluluk ve liderlik misyonu ile hareket ettiklerini söyledi. Altunalan; “Bu showroom’da çevre halkı ve profesyoneller, seçimlerini daha kolay ve net yapabilecekler. Bu nedenle, bu merkezin açılmış olmasından son derece memnun oldum” dedi.
52
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Haberler
Fırat Pls.A.Ş. Geleneksel Futbol Turnuvasında Şampiyon Yine Altyapı&Boru Satış Oldu
FIRAT PLS.A.Ş. Bünyesindeki birimler arasında her yıl geleneksel olarak düzenlenen turnuvanın bu yılki galibi geçen seneki gibi altyapı&boru satış ekibi oldu. Finalde Profil Üretim bölümünü 9-3 yenen Altyapı&Boru Satış’ta Sedat Alkaya 21 golle krallığa ulaştı. Şampiyon ve ikinci olan takımın madalyalarını TİMDER Yönetim Kurulu üyesi Ertan Sapankaya verdi. FIRAT PLS.A.Ş. sosyal tesislerinde bulunan halı sahada yapılan maçta seyircilerinde çokluğu gözden kaçmadı. Final maçının iki yarısındada altyapı&boru satış ekibinin üstünlüğü vardı. Özellikle ilk yarıda işi baştan sıkı tutan şampiyon ekip ilk yarıda ele geçirdiği 7-0 ‘lık avantajla ikinci yarıda kontrollü oynayıp maçı 9-3 tamamladı. Maçı bir süre izleyen FIRAT PLS. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür’ü Dr.Nevzat Demir turnuvada mücadele eden tüm sporcuları kutladığını ve spora verilen desteğin devam edeceğini bildirdi.
54
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Final maçının değerli oyuncusu : Volkan Okdar Gol kralı: Sedat Alkaya Şampiyon Takım Kadrosu 1 - Ahmet Çelikkol (Kaleci) 2 - Barış Canpolat (Kaleci) 3 - Bülent Demir 4 - Uğur Tunç 5 - Barış Özarslan 6 - Volkan Okdar 7 - Murat Arpacıoğlu 8 - Şahin Ayan 9 - Deniz Kıraç 10 - Sedat Alkaya (Kaptan) 11 - Ömer Çakır 12 - Yunus Koyun 13 - Tarık Horus 14 - Engin Durak 15 - Selahattin Yıldız
Söyleşi
Güray Ergün
Kalevit Saniter Seramik Sanayi A.Ş. Genel Müdürü
Ahmet Aksu Profesyonel iş yaşantınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Kalevit Genel Müdürü Ahmet Aksu 1969 yılında doğdu. İstanbul Atatürk Fen Lisesi ve ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan Aksu, aynı üniversitede yüksek lisans ve asistanlık yaptı. Güç elektroniği alanında doktora yapmaktan son anda vazgeçen ve akademik kariyerine nokta koyan Aksu, özel sektörde çalışmaya başladı. 1995 yılında Eczacıbaşı VitrA’da çalışmaya başladı ve farklı bölümlerde görev aldı. Bozüyük ve Kartal fabrikalarında üretim ve ürün geliştirme yöneticilikleri ile kalite ve sa-
56
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
tış müdürlükleri görevlerinde bulundu. Aksu, 2004-2005 yıllarında Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nde Executive MBA programını tamamladı. Aksu, VitrA’dan 2006 yılında ayrılarak Eurodecor’da çalışmaya başladı. Mutfak sektöründe Eurodecor markasının yaratılması ve pazarda tercih edilen bir marka olmasında kilit bir rol üstlendi ve aynı firmanın İngiltere ve Dubai’de yapılanmasını sağladı. Aksu, 1 Mayıs 2008 tarihinden itibaren Roca Kale Genel Müdürü olarak çalışmaya başlamıştır ve 1 Mart 2009 tarihinden itibaren Kale Grubu’nda Kalevit Genel Müdürü olarak çalışmaktadır.
Söyleşi Roca Grubu ile ortaklığın bitmesinden sonraki değişim sürecinden bahseder misiniz? Kale Grubu, seramik alanında yoğun bir bilgi birikimine sahip, Türkiye’de lider, dünya pazarında önde olan ve saygı duyulan bir şirketler topluluğudur. Kale Grubu’nun iç ve dış pazarlarda geniş bir dağıtım kanalı bulunmaktadır. Kale Grubu krizin en derin olduğu aylarda hisselerin tamamını satın alarak hem büyük bir özveride bulunmuştur hem de kuruluşumuzun yeteneklerine ve uzun dönemde başarabileceklerine duyduğu güveni teyit etmiştir. Biz de 2009 ve 2010 yıllarında hızlı büyümek ve pazar payımızı daha hızlı artırmak için üretim, tasarım ve ürün geliştirme süreçlerimizde yatırımlar yaptık. Kalevit; seramik sağlık gereçleri, akrilik ve armatür üretim ve montaj hatlarında yoğun bir bilgi birikimine ve rekabetçi bir yönetim felsefesine sahiptir. Seramik sağlık gereçleri üretim kapasitemiz 2009 yılının ikinci yarısında yapmış olduğumuz yatırımlar ile yılda 1.600.000 adet düzeyinden 2.000.000 adet düzeyine yükselmiştir. 2010 yılında temel stratejimizin tüketiciye bütünsel banyo çözümleri sunmak hedefi ile duş kabinleri ürünlerimizi paza-
ra sunduk ve akrilik üretim tesisimizde bu ürünler için ek bir montaj hattı oluşturduk. Ek montaj binası yatırımı ile akrilik üretim kapasitemiz yılda 100.000 adet olmuştur. Armatür montaj ve test hattı kapasitemiz yılda 500.000 adet olacak şekilde tekrar düzenlenmiştir. Bu ürünlerde yurt içi ve yurt dışında 40‘a yakın tedarikçi ile çalışıyoruz ve ürünlerimizi pazara sunuyoruz. Kale markalı banyo ürünleri estetik ve fonksiyonel ürünlerdir ve hedefimiz bütünsel banyo çözümleri sunmaktır. Bu doğrultuda farklı tasarımcılar ile yoğun olarak çalışıyoruz. İtalya’da yaşamını sürdüren Japon tasarımcı Isao Hosoe, Alman Tasarımcı Adolf Babel, İskandinav tasarımcı Koskinnen, Türkiye’de beğeni ile izlenen Can Yalman ve genç tasarımcılar arasında beğeni toplayan Tamer Nakışçı ile çalışıyoruz. Ayrıca armatür ürünlerinde Hollanda’lı önemli bir tasarımcı olan Piet Billikens ve oldukça başarılı bir tasarımcı Başak Ergin ile çalışıyoruz. Üretim tesislerimizde ürün geliştirme bölümlerimizde büyük bir ekip oluşturduk. Bu ekibimiz tasarımların hayata geçirilmesi için çalışıyor. Ürettiğimiz ürünlerde temel argümanımız; fonksiyonel ve estetik olması, tasarruf sağlaması ve makul fiyatlar ile satılmasıdır.
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
57
Söyleşi tici farklı markalı ürünlerin uyumunu sağlamakta zorlanır ve mutlu olmaz. Artık yaşam çok hızlı ve detaylar için ayırabileceğiniz zaman sınırlı. Bu nedenle banyo aksesuarlarından duş sistemlerine ve banyo tekstiline kadar her ürün grubunda yer alacağız. Dolayısı ile Kale tüketicisi seramikten mobilyaya, seramik sağlık gereçlerinden duş sistemlerine kadar her ürünü bulabilecektir. Çanakkale ilinde yeşillikler içinde çevre dostu tesislerimiz var. 40.000 m2 kapalı olmak üzere toplam 80.000 m2 alanda hizmet veriyoruz. Seramik üretimi, su, doğalgaz ve elektriğin çok tüketildiği bir sektördür. Bu konuda çok ciddi çalışmalarımız var. Hem alternatif enerji kaynaklarından faydalanıyoruz, hem de geri dönüşüm noktasında yatırımlar yaptık. İkinicisi ise ürünlerimiz. Aynı kullanım alışkanlıklarında yüzde elliye yakın su tasarrufu sağlayan kartuşlu armatürlerimiz var. Yıkama sistemlerinde çok önemli adımlar attık.
Artık enerjimizi daha fazla ihracat pazarlarına veriyoruz. Başarılı olmanızın ilk şartı iyi bir dağıtım kanalınızın olmasıdır. Kale Grubu’nun mevcut ihracat dağıtım kanalından istifade etmek ile birlikte Fransa, İngiltere ve Rusya’da çok önemli çalışmalarımız bulunuyor. Ortadoğu pazarlarında başta komşu pazarlar olmak üzere sağlıklı bir yapılanma göstermekteyiz. 2015 programımızda belirttiğimiz gibi stratejik pazarlarımızda tercih edilen bir marka olmak istiyoruz. Ürün gamınız, üretim koşullarınız ve iş yaklaşımınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Kale Grubu bildiğiniz gibi yapı ürünlerinde Türkiye’de lider konumda bulunuyor ve dünya pazarında tanınıyor. Bugün için seramik sağlık gereçleri ürünlerinde Türkiye’de pazar ikincisiyiz. Akrilik ürünlerde pazar liderliğini hedefliyoruz. Armatür ve duş sistemleri alanında ise iddialı tasarımlarımız ile önce ilk üç markadan birisi olmak ve daha sonra en iyisi olmak istiyoruz. Tüketici banyosuna ürün seçmeye geldiğinde Kale markası ile bütün ürünlerin tamamını bulmasını istiyoruz. Bunun için tasarım bütünlüğü ve fonksiyonellik çok önemli. Tüke-
58
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Su tüketiminde yıkama sistemlerinin önemini bildiğimiz için fotoselli armatürlere ve pisuar sistemlerine ağırlık verdik. Bu ürünleri pazara sunduk ve satışlarına ağırlık veriyoruz. Yıkama sistemlerinde elektronik sistem kullanımı su tüketiminde tasarrufu artırmaktadır. Ürünlerimiz TSE, DIN, LGA, ve NF gibi küresel olarak kabul edilen birçok belge ile tescillendi. Ürün kalite belgelerinin yanında kuruluşumuz ISO 9001 ve ISO 14001 belgelerine sahiptir. Yönetim felsefemiz iki temel alanda odaklanmanın önemini çok iyi kavramıştır. Birincisi, çalışanlarımızın yeteneklerini geliştirmek, uzmanlaşmalarını sağlamak ve kilit alanlarda uzmanlıklarından faydalanmaktır. Tedarikten satış sonrası hizmetlere kadar süreçlerimiz birbirine çok yakın konumda çalışıyor, dolayısı ile hızlı kararlar alıyoruz ve bu kararları çok hızlı uyguluyoruz. İkincisi, müşterilerimize ve tedarikçilerimize çok iyi konsantre olmuş durumdayız, beklenti ve taleplerini hızlı ve açık bir şekilde yanıtlıyoruz, satış kanallarını geliştirmeye ve pazarda yayılımımızı artırmaya devam ediyoruz. İnsan kaynağına, tasarıma ve teknolojiye yatırım yaparak büyüyeceğiz ve yaşam kalitesini arttırmaya devam edeceğiz. Bu konuda bir ilavede yapmak isterim, kriz döneminde çalışan sayımız artış gösterdi.
Söyleşi Kale tasarımda nelere dikkat ediyor? Suyun günlük hayatta en fazla kullanıldığı alanlar olan mutfak ve banyolarda toplumsal sorumluluğunun önemli bir parçası olarak doğaya dost çözümlerle tüketicileri buluşturmaya gayret ediyoruz. Easy Clean teknolojisi, 2.7 litre su ile yıkama yaparak %55 oranında su tasarrufu yapma imkanını sağlayan klozetler, daha az kaynak ve hammadde kullanılarak üretilen ince lavabolar, su tasarrufu ve hijyen sağlayan fotoselli lavabo bataryaları ve fazla suve hammadde tüketimini azaltmak hedefiyle tasarlanan sığ küvetleri ile Kale markalı ürünler tüketicilerine banyo çözümleri sunuyor.
Vitrifiye-armatür sektörlerinin önemli oyuncularından biri olarak sektörün geleceği hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Bütünsel banyo çözümleri öneren kuruluşların diğer firmaların önüne geçeceğini düşünüyorum. Bütünsel banyo firmalarının farklı ürün gruplarında başarılı olan firmaları satın alacağını öngörüyorum.
Bu anlamda Alman tasarımcı Adolf Babel’ın imzasıyla tasarlanan Zero Serisi’ni, Hollandalı tasarımcı Harry Koskinen’in Bond serisini, genç bir yetenek olan Tamer Nakışçı’nın imzasıyla tasarlanan Cube and Dot Serisi’ni, köşeliden yuvarlağa, küçükten büyüğe birçok formu aynı üründe buluşturan ve yine Adolf Babel imzalı Babel Serisi’ni, ünlü tasarımcı Can Yalman’dan Basics Serisi’ni, banyo ve mutfak armatürlerinde; fonksiyonel, estetik ve kendine güvenen bir duruş sergileyen Başak Ergin’in Konfor Serisi armatürlerini gösterebilirim.
UNICERA Fuarı’nı değerlendirebilir misiniz? Kuruluşumuz olarak, UNICERA Fuarını, Türkiye’de üretilen banyo, seramik ve mutfak ürünlerinin aynı anda profesyonellerin, tüketicilerin ve biz üreticilerin nezdinde değerlendirmeye çıkması, sektörün günümüz itibariyle hangi noktaya eriştiğinin görülmesi açısından son derece önemli bir platform olarak görüyoruz. Bunun yanı sıra, gerek fuar alanında gerekse UNICERA tarafından yapılan çeşitli tanıtım çalışmalarında tüketicinin ürünleri ve tasarım çalışmalarını görmesi ve tanıması çok faydalı olmaktadır.
Artık güç dağıtım kanalına kaymaktadır. Dolayısı ile perakende kanalında etkin olan firmaların ve markaların rakiplerinin önüne geçeceğini düşünüyorum. Bu nedenle bütünsel banyo çözümlerimizi mutlaka perakende kanalda tüketici ile buluşturmalıyız.
Aynı zamanda UNICERA’yı, Türkiye’de seramik, banyo ve mutfak ürünleri üreten tüm firmaların, birbirlerinin çalışmalarını gözlemleyerek uluslararası arenada Türkiye’yi daha rekabetçi bir seviyeye taşıması açısından önemli olarak değerlendiriyoruz. Kale Grubu’nun yapıda uyum ve kolaylık stratejisi ve Kale markasının bütünsel banyo çözümleri stratejisi bizi rakiplerimizden ayırmaktadır. Kale Grubu’nun en fazla tasarımcıyla çalışan markası olarak son derece iddialı ürünlerle katıldığımız fuarın her ayrıntısını da özenle düşündük. Bu yıl UNICERA fuarında daha fazla profesyonel ve katılımcıyla buluştuk. Yurtdışından gelen ziyaretçilerin standımıza gösterdiği bu ilgiyi, özellikle inşaat sektörünün yeniden canlanmaya başladığı bir dönemde olmamız itibariyle sevindirici olarak değerlendiriyoruz. Tasarımcılarımızın profesyoneller ve nihai tüketicilerimizle buluşmak için fuara gelmiş olması da bizim için fuara ayrı bir renk kattı. Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
59
Firmalar İnsanlar
Orhan Hopa
Seramiksan Turgutlu Seramik San. ve Tic. A.Ş. Satış & Pazarlama Grup Başkanı
H. Bülent Şamlı Uzun yıllar seramik, vitrifiye ve yapı malzemeleri sektörü içinde yer alıyorsunuz. Profesyonel iş hayatınız ve özgeçmişiniz hakkında bilgi alabilir miyiz? 1964 Malatya doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitimimi Elazığ’da tamamladım. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü mezunuyum. 1990 yılından beri seramik vitrifiye ve yapı malzemeleri sektörünün içindeyim. Çalışma hayatım satış temsilciliği ile başladı, sırasıyla Bölge Şefliği, Bölge Müdürlüğü, Türkiye’nin yarısından sorumlu Güney Saha Satış Müdürlüğü, Merkez Satış Müdürlüğü ve Genel Müdürlük yaptım. Şu an Seramiksan A.Ş.’de Satış&Pazarlama Grup Başkanlığı yapmaktayım. Yöneticilik yaptığım dönemde bile hep sahanın içinde oldum. 20 yıllık çalışma hayatımda işim gereği Türkiye’yi karış karış dolaştım, hala da dolaşıyorum. Satışın bütün kademelerinde çalışmak bana önemli tecrübeler kattı.
60
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Çalışma prensipleri açısından ekip çalışmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden ekip arkadaşlarımın motivasyonunu son derece önemserim. Başarıya birbiriyle uyumlu ve pozitif bir ekiple ulaşılacağı inancındayım. Mesleki tecrübelerimizin gösterdiği doğrultuda konsantrasyonumuzu, markalaşma ve kurumsallaşma konularına odaklamış bulunmaktayız. Markalaşmayı öncelikle ulusal bir konu olarak görüyor, Türkiye topraklarından dünya markalarının çıkmasını istiyorum. Ülkemizin belli başlı sektörlerde marka olmasını çok önemsiyorum bu konuda son derece iyi yetişmiş insan potansiyeline sahip olduğumuza inanıyorum. Son dönemde özgün tasarımlara sahip ürün portföyünüz ile dikkat çekiyorsunuz. Seramiksan ürün tasarımlarında nelere dikkat ediliyor? Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Seramiksan olarak, ürün gamımızdaki yüzlerce ürün ile tüketicilere her zevke ve mekana uygun çözümler sunuyoruz. Dekosan tasarım
Firmalar İnsanlar atölyemizde Seramiksan’ın yer, duvar karoları, sırlı ve teknik porselenlerin yanı sıra lappoto ve soluble salt gibi dünyada ve Türkiye için henüz çok yeni tasarımlar yapılıyor. Burada genç yetenekler bizler için tasarlıyor ve böylelikle farklı beğenilere hitap edebilecek ürünler sunuyoruz. 2008 yılının son aylarında ve 2009 yılı boyunca ülkemizde ve bütün dünyada etkisini en ağır şekilde gösteren global ekonomik kriz, sektörün öncü ülkelerinden İspanya ve İtalya’daki üreticileri zor durumda bıraktı. Bu ülkeler, üretimlerini kısmen veya tamamen durdurdu. Bu sebeple uluslararası pazarda oluşan arz eksiğinin Türk seramik üreticileri tarafından avantaja çevrilebileceğini düşünüyoruz ve Seramiksan olarak ihracatımızı artırarak piyasadaki bu boşluğu doldurmayı planlıyoruz. Bu fırsatı göz önünde bulundurarak, tasarımlarımızı da global trendlere uygun hazırlıyoruz. Dekosan’ın tasarım ekibi, dünya trendlerini yakından takip ediyor ve koleksiyonlar bu trendlere uygun bir şekilde hazırlanıyor. Bu doğrultuda doğa ve doğal yaşamın öneminin artığı günümüzde doğanın renkleri ve desenlerinden esinlenen tasarımlar hazırlanmaktadır. Dekosan’ın tasarladığı son ürün portföyleri arasındaki Ocean, Elit ve Elegant serileri bu düşünceye örnek teşkil eden serilerdir. Dekosan ekibi trendleri takip eden değil, trendleri belirleyen olmak vizyonuyla hareket ediyor. Dekosan ve Seramiksan olarak kendimizi geleceğe hazırlıyor, bu yönde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bir dünya markası olma yolundaki çalışmalarımız sadece tasarımlardan ibaret değil tabii ki. Teknolojik üretim yaklaşımımızla, Ar-Ge
ve Ür-Ge çalışmalarına büyük önem veriyoruz. Üretim teknolojimiz ile de sektörümüzün öncüleri arasında yer alıyoruz. Teknoloji yönetimi açısından üretim ve inovasyon çalışmalarımız Ar-Ge ve Ür-Ge’ye verdiğimiz önemin bir göstergesi. Ar-Ge ve Ür-Ge yatırımlarımızın meyvesi olarak sektörümüzün “ilkler ve tekler”ine imza atıyoruz. Yalnızca Seramiksan tarafından rotodigit teknolojisi kullanılarak ürettiğimiz Digiart karoların yeni serileri gerçekten son derece dikkat çekici. Rastgele efektler ile 3 boyutlu yüzeyler üzerine baskı yapılan Digiart karolar, renk ve desen alternatifleriyle tasarımda sınırları zorluyor. Albero, Selçuklu, Leopar, Cunda, Zeugma,Pietra, Pandora ve Woodline serilerimiz, doğa ve tarihten ilham alıyor. Örneğin Selçuklu serisinin ceviz, akçaağaç renk seçenekleri bulunuyor. Seri, Selçuklu ahşap oyma sanatı olan kündekariyi tüm asaletiyle tarihten çıkarıp evlerde yaşatıyor. Pandora serisi günü yansıtıyor, Cunda ise sıcak Ege havasını evlere taşıyor. Gelecekte gelişmiş ülkelerde seramik sektörü; tıp ve otomotivden havacılık ve uzay sanayisine kadar birçok alanda kullanılıyor olacak. Bu anlamda Seramiksan markalaşmayla birlikte teknolojik alt yapıya verdiği önem ve ArGe faaliyetleri ile hemen her alanda kendine yer bulacaktır. Göreve başlamanızın ardından gerek ürünleri, gerekse pazarlama argümanları ile Seramiksan adını daha sık duymaya başladık. Uyguladığınız pazarlama stratejiniz ve her fırsatta altını çizdiğiniz “İlkler ve tekler” konsepti hakkında bilgi alabilir miyiz? Öncelikle size Seramiksan hakkında bilgi vermek ,stiyorum. Seramiksan, 1990 yılında, Tur-
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
61
Firmalar İnsanlar olarak yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da bilinen ve tercih edilen bir marka olarak görmek istiyor ve bu doğrultuda çalışmalarımıza hızla devam ediyoruz.
Seramiksan Satış & Pazarlama Grup Başkan Yardımcısı M. Süreyya Çağlar ve H. Bülent Şamlı
gutlu toprak sanayinin öncü kuruluşlarından olan Bloksan A.Ş.’nin ortakları tarafından kuruldu ve 1994 yılında 1.500.000 m2 kapasite ile üretime başladı. Gelişen teknoloji ve büyüme anlayışı ile üretimini her yıl artırarak 2009 yıllında 22 milyon m2’lik üretim kapasitesine ulaştı, Türkiye’de ve dünyada sayılı üreticiler arasında yerini aldı. Global ekonomik krize ve Türkiye’de artan enerji maliyetlerinin seramik sektörü için üretim şartlarını ağırlaştırmasına rağmen Seramiksan yatırımlarına devam etti. üretim ve pazarlama departmanında da insan kaynağına yapmış olduğu yatırımlar sonucu bugün Seramiksan son derece bilgili ve tecrübeli bir kadroya sahip olmuştur. Üretim kapasitesi ve kalitesine paralel, gününde teslimat ve istikrarlı fiyat politikası ile müşterilerinde yarattığı güvenle birlikte Seramiksan, artık bir dünya markası olma yolunda pazarlama ve markalaşma faaliyetlerine ağırlık vermeye başladı. Seramiksan olarak oluşturduğumuz pazarlama stratejimiz şudur; Bölge ve ülke ekonomisine katkımızı sürekli olarak arttırmak, yeni yatırımlarımız, geliştirdiğimiz yeni teknolojilerimiz ve yeni üretim hedeflerimiz ıslak hacme dönük ihtiyaçlarımızı karşılayan perakende satış noktaları ile her geçen yıl daha da büyümek, büyürken de sektöre öncülük etmek. Bu öncü duruşumuzu, inovatif ürünlerle desteklemek. “İlkler ve tekler” konseptimizde bu anlayışımızı temsil ediyor. Seramiksan olarak, markamızı Türk seramik sektörünün en büyük temsilcilerinden biri
62
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Dünyada farklı alanlarda teknolojiye adını veren ülkeler gibi biz de Seramiksan olarak geliştireceğimiz yeni ürünler ve insanların hayatını kolaylaştıran teknolojilerle; üretim teknolojilerimizi ve tasarımlarımızı ihraç eden güçlü bir marka konumunda olmayı hedefliyoruz. Önümüzdeki yıllarda dönemde dünyanın en önemli inşaat ve yenileme projelerinde Seramiksan adını gururla sergileyeceğimizi düşünüyoruz.
Ürün gamınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Bu portföyünüze yakın zamanda eklemeyi planladığınız yeni “İlkler ve tekler” var mı? Yer karosu, duvar karosu, sırlı granit, teknik granit, dış cephe kaplaması ve yapı kimyasalları ürünleri ile teknoloji, ürün çeşitliliği ve üretim kapasitesi açısından seramik sektörünün önemli markalarından biriyiz. Ülkemiz seramik sektörüne bu yıl dört önemli teknoloji ile hareket kazandırıyoruz. Seramiksan olarak ileri teknolojiler kullanılarak geliştirilen ürünlerimizi şöyle özetleyebilirim: Türkiye’de ilk defa nano teknoloji uygulanarak üretilmiş NanoTech parlak granitleri tüketicilerin beğenisine sunduk. NanoTech granitler, leke tutmuyor, bakteri barındırmayarak hijyen sorununu ortadan kaldırıyor, parlak ve estetik görünümleriyle beğeni topluyor. NanoTech parlak granitlerde micro boyuttaki gözenekler,yapılan özel işlemle kapatılıyor ve hijyen sorunu sona eriyor. Küçük ev veya ofis kazalarıyla granitlerin yüzeylerine dökülen çay, kahve veya kola gibi malzemelerin temizlenmesi eskiden kabusa dönüşürken nano uygulaması sayesinde bu temizlik oldukça kolaylaşıyor. Normalde sırlı bir karo yüzeyi veya cam nasıl temizlenebiliyorsa nano uygulamasıyla NanoTech parlak granitler de aynı kolaylıkla temizlenebiliyor. NanoTech parlak granitlerin bu özelliği temizlik maliyetlerini de aşağı çekiyor. Nano teknolojinin bir başka artısı da mikro gözenekliğin neden olduğu yüzeydeki mat görüntüyü ortadan kaldırması. Granit yüzeyleri, daha parlak ve esteki bir görünüme sahip oluyor. Bu sayede gözeneksiz ve lekelerden kolay
Firmalar İnsanlar temizlenme özelliğine sahip yüzeyler, bakteri ve mikrop barındırma açısından da normal granitlere göre avantajlı bir yapıya kavuşuyor. Yıllara karşı meydan okuyan dayanıklı yapılarıyla NanoTech parlak granitler, asitlere, bazlara ve temizlik malzemelerine karşı dayanımları ve tüm teknik özellikleri ile granit karolarla aynı özelliğe sahip bulunuyor. Soluble Salt Teknolojisi sayesinde parlak granitler, düz ve standart karolar olmaktan çıkarak doğadaki doku ve renkleri ile gerçeğine en yakın şekilde üretiliyor. Soluble Salt ile birbirinin devamı olan desenler elde ediliyor ve mekanlar doğal bir görünüm kazanıyor. Ayrıca üretim esnasında uygulanan nano uygulaması ile daha parlak daha hijnenik bir yapı sağlanıyor. Endüstriyel garanit olması sebebiyle doğal granitlere nazaran hem kimyasallara hem de darbelere karşı daha dayanıklı bir yapı elde ediliyor. İlk olarak İtalya’da geliştirilen farklı bir teknoloji olan Lappato, aynı zamanda üretim teknolojisine de adını veriyor. Üretim sırasında yapılan ikinci bir uygulama ile karo yüzeyine derinlik kazandırarak 3 boyutlu bir görüntü yaratılan Lappato granitlerde gerektiğinde anti-slip kaymaz yüzeyler de elde edilebiliyor. Lappato granitler, yer ve duvar karosu olarak kullanılabiliyor. Yalnızca Seramiksan tarafından rotodigit teknolojisi kullanılarak üretilen Digiart karolar sayesinde karo yüzeyi üzerine yüksek çözünürlüklü baskı yapılarak gerçeğine çok yakın doğal görüntüler elde ediliyor. Rastgele efektler ile 3 boyutlu yüzeyler üzerine baskı yapılarak elde edilen Digiart serisi karolar, tasarımda da sınırları zorluyor. Rotodigit teknolojisi ve Digiart serisi; sonsuz renk alternatifleri ile seramik üretim teknolojisinde dünyada gelinen son nokta olarak değerlendiriliyor.
Bu yıl Unicera’da inovatif vizyonumuzu, en yeni teknolojilerle ürettiğimiz ürün gamımızı yansıttık; yerli ve yabancı sektör profesyonelleri ve tüketicilerle buluştuk. Standımız; protokolü, meslek odalarını, büyük inşaat firmalarının yöneticilerini ve sektör duayenlerini de bir araya getirdi. Yenilikçi ürünlerimiz tüm ziyaretçiler tarafından büyük ilgi gördü. Unicera fuarında hemen sonra katıldığımız Yapı fuarında da Türkiye’nin profesyonellerine ürün portföyümüzü sergileme fırsatı bulduk. İtalya’daki Cersaie Fuarı da uluslararası arenada ürünlerimizi sergilememiz açısından büyük önem taşıyor. Geçtiğimiz yıllarda katıldığımız fuara bu yıl da katılacağız.Yeni ürünlerimizi dünya piyasalarının beğenisine sunacağız. Ekip ruhuna çok önem veren bir yönetici olduğunuzu çok yakından biliyoruz. Uzun yıllar birlikte ortak başarılara imza attığınız Süreyya Çağlar ile iş arkadaşlığınızdan ve dostluğunuzdan bahseder misiniz? Süreyya Bey ile yaklaşık 18 yıldır birlikte çalışıyoruz. Bu kadar uzun süre birlikte çalışınca, artık birbirimizin nasıl düşündüğünü, nasıl karar alacağımızı konuşmaya bile gerek kalmadan anlıyoruz. Bu da işlerimizin ve geliştirdiğimiz projelerimizin verimliliğine çok olumlu yansıyor. Trendleri ve pazarın gelişimini çok yakından takip etmesi hızlı ve cesur kararları alabilmesi yanında, kendisinin özellikle ürün
Pazarlama argümanlarının ilk sıralarında yer alan fuarlar hakkında görüşleriniz nelerdir? Özel sektörün buluşma noktası olan UNICERA, genelde ise yurtiçi ve yurtdışı fuarlarını değerlendirir misiniz? Fuarlar, pazarlama faaliyetleri arasında en önemli araçlardan biri. Fuarlarda sektör profesyonelleri ile bir araya gelebiliyor, ürün ve hizmetlerimizi sergileyebiliyoruz. Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı Unicera da bizler için büyük önem taşıyor. Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
63
Firmalar İnsanlar
gelişimine olan katkısı ve creative yapısı da başarılarımıza çok ciddi katkı sağlamaktadır. Süreyya Bey ve ben olaylar karşısında zaman zaman farklı bakış açılarına sahip olabiliyoruz. Farklı bakış açılarından bakabilme yeteneğinin oluşturduğu sinerji işin başarısını artıyor. Tabii ki aramızda 18 yılın ardından iş arkadaşlığından da ileri bir dostluk oluştu.Bu durumun kendisiyle iş hayatı dışında sosyal yasam ve aile hayatımıza da yansıdığını söyleyebilirim.Gelecekte de sektörde birçok başarıya ortaklaşa imza atacağımıza olan inancım tamdır. İş hayatınızla bir tanınırlığa sahipsiniz. Başarılı bir yönetici olmanızın yanında bir de renkli bir sosyal yaşamınız var. Bu bilinmeyen sosyal yaşamınızdan ve tutkularınızdan bahseder misiniz? Kendimi tarif ederken en önemli özelliğimin; cesaret olduğunu söyleyebilirim ve hayattaki en önemli şeyin insanın severek yaptığı işi olduğu inancındayım. Ancak özel hayatın da ihmal edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Bu yüzden çalışırken tüm sevdiklerime zaman ayırmaya özen gösteriyorum. Sabah çok erken kalkar güne yürüyüş yaparak başlarım. Doğa sporlarını seviyorum, hafta sonlarımı spor yaparak geçiyorum. Kışın kayak yapıyorum. Deniz ile üniversite için geldiğim
64
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
İzmir’de tanışsam da, denizi çok seviyorum. Fırsat oldukça baba ogul nefesli serbest dalış yapıyoruz ve zıpkınla balık avlıyoruz. Doğa gerçekten hayatımda önemli bir yer tutuyor. Doğa ve doğanın sesleri ‘kuş sesi, su sesi ve rüzgar sesi’ bana ciddi bir motivasyon ve yaratıcı düşünce gücü veriyor. Evde de florya, saka ve kanarya besliyorum. Daha önce de belirttiğim gibi Türkiye’nin dört bir yanını geziyorum. Ülkemizin farklı coğrafyalarındaki yöresel gelenekler ilgimi çekiyor, bunları öğrenmekten büyük keyif alıyorum. Gittiğim yerlerin yemek kültürüne, müzik kültürüne ve farklı örf ve adetlerine hatta yöresel kıyafetlerine ilgi duyuyorum. Gitmeden önce gidecek olduğum yerlerle ilgili mutlaka ön araştırma yaparım. Kitap okumayı seviyorum özellikle tarih kitapları okumaktan büyük keyif alıyorum. Ülkemizin tarihinde ve dünya tarihinde fark yaratmış, iz bırakmış liderlerin biyografilerini okumaktan ve araştırmaktan büyük keyif alıyorum. Bunların yanı sıra son dönemde kara üzüm ve geleneksel bağcılık ilgi alanıma girmektedir. Türkiye’ye özgü ülkemizde yetişen yöresel kara üzüm çeşitleri ile ilgili olarak, çeşitli araştırmalar yapmaktayım. Üniversitede birinci sınıfta tanıştığım eşimle 20 yıldır süren mutlu bir evliliğimiz var, başarılarımın tümünde eşimin büyük katkısı var. Bir oğlumuz ve bir de kızımız var.
Satış Hattı
Güray Ergün
Yurtbay Seramik San. ve Tic. A.Ş. Yurtiçi Satış Koordinatörü
Serkan Peker Profesyonel iş yaşantınız ve sosyal hayatınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Yurtbay ailesinin içinden geliyorum. Seramik fabrikaları kurulmadan önce tuğla fabrikalarında çok küçük yaşlarda çalışmaya başlamıştım. Üniversiteden 1999 yılında mezun olmamın ardından 2000 yılında Yurtbay Seramik Eskişehir tesislerinde görev yapmaya başladım. Yaklaşık 6-7 aylık bu görevimin ardından İstanbul’da Yurtiçi Satış Müdür yardımcısı olarak görevime devam ettim. 2007 yılı Kasım ayından 2010 yılı Nisan ayına kadar satış müdürü olarak görev aldım. Nisan ayından bugüne de Yurtiçi Satış Koordinatörü olarak görevime devam ediyorum. Kısacası yaklaşık 10 yıldır Yurtbay Seramik satış ekibinin içinde ve idaresinde görev yapıyorum. 2001 yılında evlendim. İlkokul birinci sınıfa giden bir oğlum var. Eşim iç mimar ve 2006 yılından beri Yurtbay Seramik ailesinin bir ferdi olarak şirketimiz bünyesinde çalışıyor. Fırsat bulduğum sürece bilardo oynar ve yemek yaparım.
66
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Pazar ve pazarlama yapınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Yurtbay Seramik Pazarlama A.Ş., Yurtbay Seramik San. A.Ş.’nin tek alıcısı konumundadır. Yani Yurtbay Seramik Sanayi pazarlamanın yönlendirmeleri haricinde satış yapamaz. Bu bize yaptığımız işi çok ciddi kontrol edebilme imkânı sağlıyor. Bu da dolayısıyla bayi kanalımıza önemli bir güç desteği sağlıyor. Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Antalya ve Samsun olmak üzere 6 bölge müdürlüğümüz bulunuyor. Samsun haricinde bütün bölge müdürlüklerimizin showroom’u bulunuyor. Yakın zaman içinde Samsun bölge müdürlüğümüzü showroomlu bir yapıya kavuşturmak istiyoruz. Çünkü ürünlerimiz anlatmak ile değil ancak teşhir edilerek anlaşılabiliyor. Bu bağlamda İstanbul showroom’umuzu da önemli bir yapıya kavuşturuyoruz. Yeni showroom’umuz tamamlandığında bayilerimizin sağladığı yarar oldukça artacak. Bölge müdürlüklerimizin yurt çapında hizmet verdiği yaklaşık 150 yetkili satıcımız bulunuyor. Üretimimizin %60’ını iç pazarda, %40’ını ise dış pazarda
Satış Hattı değerlendiriyoruz. 2 - 3 yıldır iç pazarda 8 8,5 milyon m2 istikrarlı bir pazarımız bulunuyor. Biz artık bunu 9,5 – 10 milyon m2 istikrarlı pazara taşımaya yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
de maksimum randıman ve karlılığa ulaşmış oluyoruz. Bu şekilde pik noktaya ulaştığımızda da bu sektörde veya değil yeni yatırımlarımızı farklı kollarda gerçekleştireceğimizi düşünüyorum.
Granit üretim ve satışı ile ilgili yaptığıız yatırımlar ve izlediğiniz strateji hakkında bilgi alabilir miyiz? Toplam 12 milyon m2’si yer karosu olmak üzere 19 milyon m2’lik bir üretim kapasitemiz bulunuyor. Duvarda 20x20’den 25x65’e, yerde de 33x33’ten 60x60’a kadar birçok ebatta üretim yapabiliyoruz.yönetim kurulumuz şuan yer karosu ürettiğimiz ikinci tesisimizi kurarken ileride daha büyük ebatlar ve granit üretilebileceğini düşünerek belli bir kapasitede ve koşullarda yatırımını yaptılar. Bu isabetli kararları sayesinde sıfırdan bir fabrika kurmaktan çok daha az maliyet ile granit üretebilecek konumdayız. Granitte gelen talebe göre 60x120 ebadına kadar çıkacağız.
Rekabetin yoğun olduğu bir alanda faaliyet gösteriyorsunuz. Satış başarısını yakalamak için ne gibi çalışmalar yürütüyorsunuz? Sektörümüzde iyi planlanmamış yatırımlar sonucunda üretim kapasitesinin ,tüketimin çok üstünde olduğu bilinen bir gerçek. Bu da yoğun rekabet getiriyor. Rekabet atıl kapasiteyi kırabilecek bir noktaya gelebilse, bütün firmalar bundan yarar sağlayacak. Ancak rekabet sonucunda atıl kapasite devam ettiği için bundan bütün firmalar zarar görüyor. Sektör bu atıl kapasite yükünden kurtulabilmiş olsa rekabet sektörü geliştirecek ve başarı getirecek. Ülkemizdeki kişi başına düşen tüketimi arttırmak gerekiyor. Ama bunun altındaki en büyük neden ülkedeki gelir dağılım bozukluğu. Bunu aşmak da bizim elimizde olmadığına göre izlenecek yol haritasında rakiplerden farklılaşmak gerekiyor. Bunu ürün, imaj ve güvenilirlik ile sağlamak mümkün. Biz de bu doğrultuda hareket ederek bu üç noktada başarı sağladık. Ürün kalitemiz ve güvenilirliğimiz ile iyi bir noktadayız. İmaj noktasında da çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Yurt çapında bayilerimizin showroomlarını yeniliyoruz, televizyon, dergi ve gazete
Granit kapasitemiz yıllık 1,5 milyon m2 civarında olacak. Bunu 150 bayiye böldüğümüzde bayi başına yıllık 10.000m2 gibi bir ortalama düşecek. Bu da rahatlıkla bayi ağımızda tüketilebilir. Granit ürünlerimizi de bayilerimiz haricinde pazara sunmayı düşünmüyoruz. Seramikte olduğu gibi granitte de çok ciddi bir kalite hedefimiz var. Nanoteknoloji ürünün çokta doğru bir ürün olmadığını düşünüyoruz. Bu ürünlerde granitin yüzeyinde oluşan küçük gözeneklerin doldurulması için bir sıvı malzeme kullanılıyor. Parlatma esnasında gözenekleri kapatan bu malzemenin ürünün ömrü boyunca ayanması mümkün değil. Pişme sırasında içine katılmamış her malzemenin üründen ayrılması kaçınılmaz. Bu nedenle biz bu gözenekleri minimum seviye de hatta mümkünse hiç olmayacak şekilde ürün elde etmenin çalışmalarını yapıyoruz. Kat ettiğimiz yol bunu başarabilmek konusunda bize güç veriyor. Sektörün mevsimsel olmasından, yanlış ürün seçiminden ve çok çeşitlilikten dolayı ülkemizde üretim yapan fabrikalar 365 gün rantabl çalışamıyor. Biz; çeşitliliğimizi kabul edilebilir düzeyde minimuma indirerek, doğru ürünü, doğru zamanda üretime alarak fabrikalarımızı 365 gün rantabl çalıştırmayı hedefliyoruz. Bu hedefimizi gerçekleştirdiğimiz-
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
67
Satış Hattı Pazarlamanın önemli unsurlarından biri olan fuarları nasıl değerlendiriyorsunuz? UNICERA Fuarını daimi katılımcılarından biri olarak değerlendirir misiniz? Yaklaşık 12 yıldan beri UNICERA’ya katılıyoruz. Artık bir katılımcıdan ziyade kendimizi ev sahibi görüyoruz. “Taş yerinde ağırdır.” diye bir atasözümüz var. Siz istediğiniz kadar yurtdışındaki fuarlara katılın, kendi ülkenizdeki fuarın en ağır toplarından biri olacaksınız ki; gücünüz hissedilsin. Kendi ülkenizde, kendi fuarınızda yurtdışından gelen müşterilerinize ağırlığınızı hissettirmediğiniz sürece yurtdışında ciddiye alınma oranınız minimuma iner. UNICERA bu nedenle Türk seramik sektörü için çok önemlidir. reklamlarımızda uzun süredir aralıksız devam ediyor. Zaten reklam başarısı geldiğinde kesmek de anlamsızdır. Aksine daha da çoğaltmak ,iyinin iyisini hedeflerinize yazmak gerekiyor. Bizde bu felsefe ile hareket ediyoruz. Ürünün kalitesi, firmanın güvenirliği satış ekibinin elini güçlendiriyor. Genç ve dinamik bir ekibimiz var. Her konuda da sözünde duran bir firma olmamızı da üzerine eklediğimizde başarı kendiliğinden geliyor. Biz başarı için özel bir gayret göstermiyor, sadece işimizi doğru yapmaya özen gösteriyoruz.
68
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Ayrıca 9 yıldan beri CEVISAMA’ya en büyük Türk seramik standı unvanıyla katılıyoruz. Bu sene İspanya’da ciddi bir kriz olduğunu ve fuarda önemli bir boşluk olduğunu gördük. 2011 yılında muhtemelen 300m2’lik bir stand ile yine CEVISAMA’da olacağız. Yurtdışındaki müşterilerimiz için orası da bir alışkanlık oldu. Amerika’da gerçekleşen COVERINGS fuarı artık bir yıl Orlando, bir yıl Chicago’da yapılacak şekilde düzenlendi. Biz de iki yılda bir Orlando’da gerçekleşen fuara katılma kararı aldık. Çünkü Amerika’da seramiğin merkez
Satış Hattı pazarı; sıcak bir bölge ve kullanımın çok yoğun olması sebebi ile Florida, bizde bu pazara yakın olan yönde tercih yapmayı tercih ettik. Miami’de de bir ofisimiz bulunuyor. Bu ofisimiz ile Amerika’daki müşterilerimiz ile iletişimimizi daha sıcak tutuyoruz. Fuarların özellikle sektörümüzde çok büyük önemi var. Bu nedenle elimizden geldiği kadar doğru nokta olarak belirlediğimiz fuarlarda yer alıyoruz. Bu nedenle diğer fuarları da araştırıyoruz. Bölge fuarlarında da bayilerimize destek vermeyi tercih ediyoruz. Son dönem ekonomik konjonktüründe Yurtbay Seramik ve 2011 yılı öngörüleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz? 2008 yılında sektör ciddi sıkıntılar yaşarken biz Yurtbay olarak önemli bir satış ivmesi gösterdik. İlk 500 firma arasında da seramik sektöründe en karlı firmalar arasında ilk sırayı aldık. 2009 yılında global krizin piyasaya etkisi devam etti. Bu krizlerinde gösterdiği gibi iktisadi şartların insan psikolojisinde ne kadar önemli yer tuttuğunu unutmamak gerekiyor. İnsanlar iktisadi sıkıntı gördüklerinde temel ihtiyaçlarından geri kalan tüm ihtiyaçlarını öteliyorlar. Bunun etkisi dolayısıyla bizde
2009’un ilk yarısında tedirginlik duyduk. İzlediğimiz yol ile bayilerimizi ziyaret ettik ve bu psikolojiden uzak olmaları için sıkıntılarını dinledik, arkalarında olduğumuzu vurguladık.Bu güven sonucunda 2009 başında bir atağa kalktık ve ummadığımız kadar güzel bir sene geçirdik. 2010 yılına baktığımızda geçtiğimiz yıla oranla %50 büyüme ile başladık. Tabi ki böyle devam etmeyecektir ve yıl ortalamasında 2010’u %15 büyüme ile bitireceğimizi düşünüyoruz. 2011 yılının ise gerek sektör için gerekse Yurtbay için çok farklı bir yıl olacağını düşünüyorum. Granit üretimimizin tam kapasiteyle çalıştığı bir yıl olacak. 2011’in ciro rekoru ile tamamlanacağını öngörüyoruz. Her zaman olduğu gibi umutluyuz. Verdiğimiz emeklerin izlediğimiz stratejinin karşılığını göreceğimize inanıyorum. TİMDER’e her zaman yakın olan firmalardan biriyiz. Baştan beri ilişkilerimizi en sıcak seviyede tutmaya gayret ediyoruz. Sonuçta tedarikçilerimizin toplu sesidir, kulak vermek gerekiyor. TİMFED ile yapılan yurt çapında genişleme hareketini de çok yerinde ve doğru buluyoruz. İnşaat malzemesi tedarikçilerinin artık yurt çapında sesini daha güçlü bir şekilde duyurabiliyor.
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
69
Üretici
Güray Ergün
rı ve İDEMİX markalı su armatürleri ve banyo aksesuarları ile pazarda etkin durumdayız. Bu seviyemizi daha yukarılara taşımak için yatırımlarımıza ve çalışmalarımıza yoğun bir şekilde devam ediyoruz. 2008 yılında başlayan global kriz nedeniyle 2009 yılında inşaat sektöründe ciddi bir daralma yaşandı. Bu durum sizi ne ölçüde etkiledi? Krize karşı nasıl bir strateji belirlediniz? Küresel ekonomi için oldukça sıkıntılı geçen ve inşaat sektöründe önemli daralmalara sebep olan kriz firmamız adına, teknolojik yatırımlarımızın yapılması, verimliliğin sağlanması ve yeni ürün tasarımlarımızın gerçekleşmesi için bir fırsat yaratmıştır. Bu kriz ortamının negatif etkilerini bertaraf etmek adına yatırımlarımıza basınçlı döküm ile başladık. Basınçlı dökümün esnek üretim kabiliyetiyle ürün çeşitliliğimizi, yüksek ürün özellikleriyle ürün kalitemizi ve minimum kayıplarla verimliliğimizi arttırdık. Birçok firma 2009 yılında ürün çeşitliliğini azaltırken, firmamız üst segment yeni tasarım ürünleriyle ürün yelpazesini genişleterek ve üretime ara vermeden devam ederek pazar payını korumuştur, hatta bir ölçüde arttırmıştır.
İdevit Seramik San. ve Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
Buğra Gönenç Firmanız hakkında bilgi verebilir misiniz? Seramik üretici kimliğimiz ve tecrübemiz 1977 yılında başladı. Seramik üretiminin farklı alanlarında faaliyet gösterdikten sonra Türk Seramik Sektöründe marka oluşturan tecrübemiz ile 1993 yılında seramik sağlık gereçlerivitrifiye üretimine başladık. Bugün itibariyle 55.000 m2 kapalı alanda kurulu makine parkımız, son teknoloji üretimimiz, 1.200.000 parça üretim kapasitemiz, 350 çalışanımız, iç pazarda tüm bölgelerde 250 bayimiz ve 35 ülkeye ihracatımız ile sektörün lider firmaları arasındayız. İDEVİT markalı vitrifiye ürünlerimizle birlikte, 2005 yılında üretimine başladığımız İDECOR markasıyla banyo mobilyala-
70
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Yeni ürünlerinizden ve bu yeni ürünlerle gerçekleştirdiğiniz çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Önceki yıllarda ekonomik ürünlerle rekabet yapılırken, son yıllarda müşteri beklentilerinin yükselmesiyle özellikle banyo dolabı kullanımı trendiyle birlikte dolap uyumlu ve tezgah üstü lavabo talebi artarak devam etmektedir. Banyo dolabı tasarımlarındaki gelişmeye bağlı olarak,lavabo tasarımlarımızı da geliştirerek üst segmente hitap eden ürünler gerçekleştirdik. 2009 yılında 48 parça yeni ürün gamımıza aldık. Takım ürünlerimize eklediğimiz VEGA ve RENA ile proje konutlarda ve otellerde olmayı planlıyoruz. Yeni ürünlerimizin tarasımları ile fark yaratırken, aynı segmentteki farklı marka ürünlere göre uygun fiyatlarımız ile krizde tüketiciye avantaj sağladık. Sektörde ürünlerimizle yarattığımız diğer bir farklılık ise, klozetlerde katı pislik te-
Üretici
mizliğinin yapılmasını 3 lt su kullanımına düşürerek Türkiye’de hatta dünyada bir ilki gerçekleştirdik. Bu özelliği ile Gökkuşağı model klozetimiz Türk Patent Enstitüsünden Faydalı Model Patentli ilk ve tek klozettir. VEGA ve RENA Duvara Sıfır Klozetlerimiz de 3 lt su ile katı pislik temizliği yapmaktadır. Küresel ısınmanın getirmiş olduğu olumsuzluklara karşı duyarlılığımızı, bir klozetin kullanımında yıllık ortalama 40-45 ton su tasarrufu sağlayarak ortaya koyduk ve tüketicinin ekonomisine de katkı sağladık. Firma bünyesinde bir tasarım ekibiniz var mı? Bizim çalışma anlayışımız ve vitrifiye üretiminin prosesleri itibariyle, tasarımın firma bünyesi dışından alınacak bir hizmet olmadığını düşünüyoruz. Kendimize özgü tasarımları belirleyebilmek ve kısa sürede üretime almak için tasarım ekibimiz sürekli oldu. Tasarımın tüm aşamalarını kendimiz belirliyoruz ve gerçekleştiriyoruz. Bu vitrifiye üretiminde çok büyük bir avantajdır. Bu sayede, 2009 yılında 48 parça yeni ürün tasarımını bir yıl gibi kısa bir sürede gerçekleştirdik. Tüketici beklentileri doğrultusunda ne tip çalışmalar yürütüyorsunuz? Projelerde bireysel tasarımlar gerçekleştiriliyor mu? Tasarımlarımızı tüketici beklentilerini, yeni trendleri dikkate alarak ve bayilerimizin talepleri doğrultusunda biz belirliyoruz. Yeni
ürünlerimizi piyasaya sunmadan önce, fuarlarda (öncelikle UNICERA fuarında) sergileyerek müşterilerimizin görüşlerini ve memnuniyetlerini değerlendiriyoruz. Fuarlar, bu anlamda bizim için çok fayda sağlıyor. Böylelikle, tasarımlarımız için müşterilerimizin beklentilerini almış oluyoruz ve bunları tasarımlarımıza yansıtıyoruz. Tasarım, maliyetli bir yatırım olduğundan, yüksek adetlerde satılabilecek ürünlerin tasarlanması gerekiyor. Seri üretimin mantığında da bu vardır. Vitrifiye üretiminde proje bazında, sadece belirli bir proje için tasarım belirlenmesi bundan dolayı pek mümkün değildir. Ürün maliyetini, kalıp maliyetlerinden dolayı ciddi anlamda yükseltir. Bu nedenle de bu tür talepler gelmiyor. Yalnız şöyle olabiliyor. Özellikle tezgah üstü ve dolap uyumlu lavabolarımızda, tasarım değişikliğine gitmeksizin, dolap üreticilerine kendi logoları ile üretim yapıyoruz. Banyo tasarımlarında müşteri beklentileri ne doğrultuda değişiyor? Vitrifiye ürünlerinde değişen müşteri beklentileri ve tercihleri, öncelikle lavabolarda olmuştur. Banyoda, ayaklı lavabonun yerini banyo dolabı aldı. Banyo dolabı tasarımlarındaki trende bağlı olarak, dolap uyumlu ve tezgah üstü lavaboların tasarımları önem kazanmıştır. Şu anki rekabetde daha çok bu ürünlerde yaşanmaktadır. Değişik boyut ve tasarım çeşitliliğimizle bu ürünlerde avantajlı konumdayız. Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
71
Üretici nın getirdiği konfor ve ergonomik ürün tasarımlarıdır. Ürünlerimizde ergonomik özelliğe ve montaj kolaylığına önem veriyoruz. Banyo mekanının büyüklüğüne göre, değişik boyutlarda ürün seçeneklerimiz ve takımlarımız bulunmaktadır.
Banyo sektöründe merdiven altı üretim ve haksız rekabet gibi bir durum söz konusu mu? Tabi muhakkak var ama Türk halkının alım gücü arttıkça beklentisi değişmektedir ve müşteri bilinçlenmektedir. Arz fazlası olan sektörümüzde ihracata yönelmeyen ve bunun içinde kalitesini yükseltmeyen bu tür firmaların var olamayacağını, piyasadan silineceğini düşünüyorum. Kriz nedeniyle 2009’un sıkıntılı geçmesine rağmen, müşteri siparişleri ve beklentileri kaliteli olandan yanaydı. Ürün kalitemize olan güvenimizle 25 yıl garanti süresi veren ilk ve tek firmayız. Müşteri artık fiyatı kalite unsuru ile birlikte değerlendiriyor ve bu iki faktörü, kalite ve fiyatı, yanına bir de tasarımı koyduğunda tercihini kullanıyor Şimdilerde banyolar artık evin içinde bir yaşam alanı şeklinde tasarlanıyor. Siz bu konuda neler söyleyeceksiniz? Değişim ve gelişim ne yönde? Ürün tasarımlarındaki gelişmeye ve çeşitliliğin artmasına bağlı olarak, banyolarda da moda oluşmaya ve banyo, evin içinde bir yaşam alanı şeklinde kullanılmaya başlandı. Bunda en büyük faktör, ürün tasarımları-
72
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Tasarımlarda estetiğin yanında fonksiyonellik de aranıyor. Daha özgün ama daha detaycı bir bakış hakim. 2010’un trendleri nedir? Eskiden daha çok standart 4 parça takımlar satarken, şimdi yoğun olarak lavabo- ayağın yerini banyo dolabının almasıyla birlikte dolap uyumlu ve tezgah üstü lavabo, klozetlerde ise duvara sıfır klozet ve asma klozet satmaktayız. Zaten yapmış olduğumuz yatırımlar ve tasarımlarda bu doğrultuda. Çalışmalarımıza bu doğrultuda yön veriyoruz. 2010 yılında da yeni ürün tasarımlarımız devam ediyor. Şu an itibariyle 20 adet yeni ürünün tasarımını tamamladık. Bunlara ilave olarak, yıl sonuna kadar 10 adet yeni lavabo ve 2 adet takım tasarlamış olacağız. 2009 yılında hedeflerinize ulaşabildiniz mi? 2010 yılı daha bitmeden içinde bulunduğunuz konumu değerlendirebilir misiniz? 2009’un ilk çeyreği sıkıntılı geçti, ama aldığımız önlemlerle 2009 yılı hedefimizi yakaladık. İç pazarda, yurdumuzun her şehrinde farklı ciro büyüklüklerine ve farklı özellik arz eden satıcı firmalara ulaşarak, bayi ağımızı yaygınlaştırdık. 2010 yılı sonunda her şehirde en az bir bayi hedefine tamamiyle ulaşmayı planlıyoruz.81 ilde de olmak istiyoruz. Sadece ekonomik modelleri satan bayilerin yanında, katma değer yaratacak , tasarımı ön plana çıkaran, butik ürün satışı gerçekleştiren kaliteli sürekli ve tutarlı hizmet verebileceğimiz bayilerle çalışmayı arttırdık. Son yıllarda yapılan yatırımlarla Türkiye, Avrupa’nın en büyük seramik sağlık gereçleri üreticisi konumuna gelmiştir. İç Pazar tüketiminin 3 kat fazlası üretim kapasitesine ulaşmıştır. Kapasitenin atıl olmaması için her firmanın üretiminin min %50’sini mutlaka ihraç etmesi gerekiyor. Devletimizin de bu kap-
Üretici samda sektörü desteklemesi gerekiyor. Maliyetleri oluşturan en önemli girdilerden doğalgaza, dünya fiyatlarının çok üstünde fiyatlar ödeyerek sektörün devamlılığını getirmemiz, özellikle Çin, İran, Hindistan, Mısır gibi rakip ülkelerin pazar paylarını arttırdığı bir ortamda mümkün değildir. He türlü olumsuzluğa rağmen, özellikle döviz kurlarındaki istikrar ile birlikte, firmamız ihracat payını yükselterek ülkemize döviz kazandırmaya devam edecektir. Bu anlamda, hedef pazarları Türki Cumhuriyetler ve Orta Afrika ülkeleri olarak belirledik. Bu ülkeler gelişmekte ve gayri safi milli hasılaları artmaktadır. Yurtdışı lokal fuarlara katılarak, özellikle bu bölgelerde daha aktif olmayı, ihracattaki pazar payımızı arttırmayı hedefliyoruz. 2010 İDEVİT için 2009’da yakaladığı büyümeyi devam ettireceği ve cirosunu en az %10 arttıracağı bir yıl olacaktır. 2010 yılının ülkemiz için ekonomik anlamda nasıl bir yıl olacağını düşünüyorsunuz? 2010 yılının ilk ayları itibariyle toparlanmanın başladığını söyleyebiliriz. Medyanın da sağduyulu yaklaşımıyla küresel krizin Türkiye’deki psikolojik etkilerinin daha rahat aşılabileceğini ve olması gerekenden daha ağır hissetmiş olduğumuz krizin etkilerini hızlı bir şekilde aşabileceğimize inanıyorum. 2010 yılında piyasaların daha iyi olacağını düşünüyorum. Son olarak yatırımlarınızdan bahseder misiniz? Bahsettiğimiz bu söylemleri gerçekleştirebilmek için yatırımlarımıza hız verdik.Yatırımlarımıza 2009 yılında basınçlı döküm sistemi ile başladık. Lavabo, ayak, rezervuar ve klozetler dahil üretimimizin yaklaşık %50-55’ini basınçlı döküm sistemine alarak otomasyona geçmiş olacağız. Ürün tasarımı yatırımlarımız sürekli devam ediyor. Firmamız sadece fiyat ve kalite ile değil, ürün çeşitliliği ve tasarım ile rekabet ortamında ön plana çıkmayı hedeflemektedir. Bizim için 2010 yılı kalitemizi ve marka algımızı arttırdığımız bir yıl olacaktır.
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
73
İçimizden Biri
Güray Ergün
hızlı gelişim sürecini de dikkate alan babam; Bircan Şahin ve amcam; Ali Rıza Şahin genç ve fırsatlara açık kişiler olarak iş yapılarında bir kabuk değişim sürecine girme kararı alarak nakliye işini Şahin Ticaret adıyla kaba inşaat malzemeleri satışı ile genişletmişler. Seramik sektöründe satıcının müşteri seçtiği, farklı renk sorulduğunda bir tek bu ürün var dükkânın önünü meşgul etme diyebildiği 1985 yıllarında babam ve amcam kendi evimiz için ürün alırken böyle bir vaka ile karşılaşıyor. Böylesi satış koşullarını görmeleri ile birlikte bu fırsattan bizde yararlanalım diyerek 1986 yılında 50m2’lik bir dükkânda Şahinler Yapı Malzemeleri’ni kuruyorlar. Tabi sektör hakkında bilgileri olmadan o dönemin furyasının içinde olmak adına bir girişimcilik yapmışlar. Ben iyi hatırlarım ki babamla amcam akşam evde ellerinde fiyat listeleri, kataloglarla yarım parmak dirsek nedir? gibi sorularla birbirlerine sözlü sınav yapar, sektörel bilgilerini geliştirmeye çalışırlardı.
Şahinler Yapı Malzemeleri Paz. İth. İhr. İnş. San. Tic. Ltd. Şti.
Oktay Şahin 1978 yılında, 50m2’lik bir dükkânda, Şahin Ticaret adıyla temelleri atılan Şahinler Yapı’nın gelişim sürecinden bahseder misiniz? Şahin ailesi 1966 yılında Eskişehir’den İstanbul’a geldi. O dönem iki araçla nakliye işi ile iştigal ediyorlardı. Dönemin koşullarına bakıldığında bu bir nakliye şirketi olarak adlandırılabilir. Çünkü o dönemki yapı da yapılan iş büyüklüğü de ancak bu kadar olabiliyordu. 1978 yılında dedem Galip Şahin’in vefatının ardından Türkiye’deki
74
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Sıfıra yakın bir sermaye ile kurulmuş bir firmaydı. İnsan emeği, dürüstlük, güven, ekstrem çalışma gayretleri ile temelleri oluşturuldu. 1986-1994 yılları arası Şahinler Yapı Malzemeleri’nin gelişim dönemi olarak geçmiş ve tali bayilik sistemi ile ticaret sürdürülmüştü. Bu dönemde büyük markaların büyük bayilerinden mal alıp satılarak nerede, nasıl davranılır? Sektörün gidişatını nasıl görebilirsin gibi sektörel tecrübenin oluşması adına 8 yıl ticaret yapısı böyle devam etti. 1994 yılında Çanakkale Seramik Satış Müdürü Cintay Bey ve Kale Pazarlama Genel Müdürü Mustafa Tolon ile yapılan görüşme sonucunda Çanakkale Seramik bayiliğini alarak ticaret yapımızı geliştirdik. Bayiliğimizi aldık ama o dönem piyasa şartları bayilikle çözülmüyordu. Sürekli zam, alımdaki dengesizlik gibi değişken yapı nedeniyle tedarik zincirimizden de kopmamış olduk. Kapıdan giren bir müşterinin ne istediğini, amacının ne olduğunu geçmişte yaşanan vakaların bir neticesi olarak sanki bir tiyatro sahnesi gibi zihnimizde canlanıyor. Bu, işin her aşamasında bulunmamızdan kaynaklanıyor. Depoculuk, bekçilik, proje, satınalma dâhil tüm kademelerde çalışarak tecrübe edindiğimiz için geleceğe baktığımızda kendimize güveniyoruz.
İçimizden Biri 1978 yılında 50m2’lik dükkânda başlayıp 1994-2000 yılları arasında Çanakkale Seramik bayiliği ile geliştirdiğimiz ticaretimizde 2000 yılına geldiğimizde Ege Seramik ile yollarımızı birleştirdik. Sekiz yıl süreyle Ege Seramik ile devam ettiğimiz yolda da doktoramızı yaptık. Çanakkale bizim için biz özel okuldu. Nasıl bir özel okul öğrencilerini hep korur, özel ilgi verirse bizim için Çanakkale’de öyleydi. Birlikteliğimize ara verdiğimiz 8 yıl içinde sektörde muhatap olduğumuz diğer firmalar ile biz bunu daha iyi anladık. Dışarı da piyasa daha sert, bu nedenle yaşadığımız bu farklı tecrübe bize yeni şeyler de kattı. Açık alan depo, açık alan mağazacılık, projelerde verilmesi gereken destekleri ve bu desteklerin eksikleri, üretici – bayi ilişkisinin nasıl olması gerektiğini, şantiye ilişkisinin nasıl olması gerektiğini gördük. Bence bu 8 yıl hem Şahinler hem de Çanakkale adına çok güzel geçti. Aktif bayiliğimize geri döndüğümüzde gördük ki Kale Grubu kendini gerçekten de çok geliştirmiş. Satış kanallarına, piyasaya bakış açısı eskisinden çok daha farklı aktif bir yapıya dönüşmüş. Büyük yapısına rağmen karşısındakini desteklemeyi hedefleyen, üretici kimliğinde rakiplerine çelme takmak yerine 50 yıllık tarihinde olduğu gibi birlikte büyüyeceğiz ilkesiyle hareket eden, ürünlerinin satılması içinde yapılması gereken ne varsa onu en iyi şekilde uygulamayı bilen bir yapısı çok iyi oturmuş. Kale Grubu’nun bu yapısal gelişimi ile Şahinler’in gelişen ticaret anlayışı da bir araya geldiğinde çok iyi bir birliktelik tekrar başladı. Atom bombasını oluşturan elementlerin tek başlarına birere etkisi yoktur. Ancak birkaç element bir araya geldiğinde benzeri olmayan bir bomba ortaya çıkar. Ben Şahinler’in ikinci yarı Kale Grubu birlikteliğini böyle nitelendiriyorum. 2008 sonu başlattığımız yeni birlikteliğimiz ile Şahinler Yapı önemli ticaret adımları daha da hızlandı. Ege Seramik dönemimize de değinmek gerekirse; bize markalarını taşıdığımız, ürünlerini sattığımız dönemde önemli destekleri oldu ve kazanç sağladı. Sektörel eğitimimizde de bize önemli katkıları oldu. Bu sayede taşıdığımız dönem içinde Ege Seramik’in bayrağını iyi dalgalandırdık. Geçmişten bugüne Şahinler Yapı Malzemeleri dediğimizde; 50m2’lik mağazacılık bugün
2.000m2 kapalı mağazaları, 2 tane 10.000m2 depo alanı, ileriye dönük ciddi satış organizasyonları, 3 ayrı satış noktamızda 60 kişilik istihdamımız ile önemli bir yol kat ettik. Ürün gamınız ve çalışma yapınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Kaleseramik’in münhasır bayisiyiz. Eskiden Çanakkale Seramik denildiğinde akla seramik gelirdi. Özellikle son bir buçuk yılda bayilik sistemi çalıştıran markalar, bayilerine her anlamda destek olmak istiyor. Bunu da markasının ismini, kalitesini koruyarak yapmak ta en büyük amaçları oluyor. Diğer büyük üreticilere de baktığımızda sadece seramik üretmediklerini; vitrifiye, akrilik, armatür, yapı kimyasalları, tamamlayıcı ürünler gibi birçok ürünü kendi markası altında topluyor. Çanakkale Seramik yarım asrını aşmış bir çınar, 35 yıllık bayileri var. Bu arkadaşlarımızın seramik dışında sattığı ürünleri de düşündüğümüzde önemli bir ürün pazarı ortaya çıkıyor. Bu düşünüldüğünde bayi açısından da aynı kalite felsefe ile diğer ürünleri tamamlaması en doğru seçim olarak görülüyor. Bizde bu noktada Kale’nin münhasırlığı sınırında ticaretimizi sürdürüyoruz. Bunun yanında Kale Grubu’na ait bence bayiler tarafından ele alınarak daha da öne çıkartılması gereken Sinterflex, havuz ve cephe sistemleri, carena doğal taş’ların da ticaretini yapıyoruz. Bu tip ürünle bayilere rekabetin daha az olduğu bir pazarda, daha yüksek katma değer sağlanıyor. Bizde bu tip ürünlerde pazarımızı geliştirmeye çalışıyoruz. Kısacası; Kale Grubu bünyesinde bulunan ürünlerde F16 parçaları hariç tüm ürünlerin tedarikçiliğini yapıyoruz. Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
75
İçimizden Biri
Yurtiçi mağazalarınızın yanı sıra İsviçre’nin Zürih kentinde de bir şubeniz bulunuyor. Bu şubenin kuruluş amacı ve bölgedeki çalışma yapınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Yurtdışında yeni şubeler açmayı düşünüyor musunuz? Bir Türk’ün girişimcilik ruhu varsa, muhakkak yurtdışına mal satmak hayali vardır. Bizim dönemsel olarak bu hayalimizi gerçekleştirmek adına bir takım çalışmalarımız, bu çalışmalarımız sonucunda da nokta satışlarımız oldu. Bunlar bize birere tecrübe olarak geri döndü. Bu çalışmalar başladığından beri hep bir yerleşik satış noktası hayalimizde bulunuyordu. Bununla ilgili Irak Erbil’de bir çalışma yaptık. Tabi bu bir risk, özellikle de böyle bir nokta daha da büyük bir risk. Bu riski göze alarak birçok kez Irak’a gittim ve araştırmalar yaptım. Belki yapılabilirdi ama riski bu kadar yüksek bir noktada almaktansa daha sağlıklı bir noktada tecrübe edinmeyi daha doğru bulduk. Çünkü şube veya yeni bir şirket kuracağınız ülkede güven, devlet garantisi, kanunların sağlıklı yürütülmesi gibi noktaların net olması gerekiyor. Yatırım yapıp ticaret yapacağınız bir ülkede bu noktalar eksikse pamuk ipliğine bağlı bir ticaret olur. Belki bu riskin karşılığında getiriniz de yüksek olabilir. Çünkü bu kriterlerin olmadığı ülkelerde fırsatlar büyük olur. Diğer açıdan da giden çabuk gider. Bizim yaptığımız değerlendirmeyle yaşayacağımız tecrübenin risklerinin daha az olduğu bir ülkede olmasını yararlı gördük. Doğu bloğu ülkelerde araştırmalarımıza devam ettik. Gayri resmi işlerin ağırlıklı olması nedeniyle Irak riskine yakın bir risk taşıdığı yönünde sonuçları gördük. Avrupa’ya yöneldik. Bu
76
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
incelememizde en doğru noktanın Avrupa’nın ortasında, lokasyon hizmetlerde bize avantajları olacak, çok fazla geriye dönük ekonomik sıkıntı yaşamamış, çok büyük bir ülke olmayan İsviçre’yi tercih ettik. İsviçre de zor bir ülke, bir şirket kuracaksanız hele birde bu şirket Türk kökenli bir şirket olacaksa neredeyse DNA’nıza kadar bir inceleme yapılıyor. Türkiye’de bir mağaza veya şirket kuracaksanız bunun nedenleri hakkında bir yazı yazmanıza bile gerek yok. Ama Avrupa’da böyle değil. Neden Zürih’te bir yapı malzeme mağazası açmayı düşündünüz? diye sordular? Neden Cenevre değil de Zürih? Bunun gibi yaklaşık 30 soruyu bir rapor halinde cevaplandırdık. Bu cevaplar mantıklı bulunmadığı takdirde o mağazayı açmanız mümkün değil. Bizde 10 milyar’ın varsa dükkân açarsın. Orada ise en az bir yıllık ticari plan sunmak gerekiyor. Nasıl bir satış kanalı olmak düşüncesindeyim, hedeflerim neler bunları bilmek istiyorlar. Rekabet piyasası orada çok sağlam çalışıyor. Örneğin seramiğin m2’si 30 TL olarak düşünelim. Çıkıp ta ben 10 TL’ye bu seramiği satarım diyemiyorsun. Nedenini, nasıl olduğunu soruyorlar. Böyle disiplinli bir ülkede iyi bir başarı yakaladık. Decobau Ceramic şirketimizle 450m2’lik showroom, biri ortağımız olmak üzere altı kişilik ekibimiz ile hizmet veriyoruz. Şuan İsviçre’nin tüm şehirlerine hizmet vermek üzere proje ve çalışmalarımız bulunuyor. Uzun vadede bu hizmet ağını Avrupa geneline genişletmek istiyoruz. 2009 Şubat ayında, kriz yılında faaliyete giren bir şirket olarak ilerleyen dönemlerde çok daha iyi başarılara imza atacağına inanıyoruz. Hedeflerimiz arasında 2011 yılında dış ticaret departmanımızı oluşturmak var. Bu departmanı oluşturduğumuzda dünya piyasalarında oynayacağımız rolleri çok daha iyi bir şekilde belirleyecek ve ona göre bir harita çizeceğiz. Genişleme çalışmaları yürüttüğünüz süreçte böyle bir departmanınız olmadığı, bir merkezden destek almadığı takdirde dağınık düzen başarısızlığa sebep olacaktır. Bu nedenle öncelikle departmanı hayata geçirmek istiyoruz. Zor bir noktada iyi bir tecrübe edindik. Bundan sonrası daha profesyonel çalışmalar ile daha sağlıklı olarak gelişecek. Avrupa’da seramik imalatı bitme
İçimizden Biri aşamasına geldi. Avrupa’ya en yakın seramik üretim merkezi ise; Türkiye, yeterli kapasite ve kalitesi de bulunuyor. Bunu göz önünde bulundurarak yeni hedeflerimize, yeni yapılanmamız ile devam edeceğiz. Bir aile şirketi olmanıza rağmen, profesyonel yöneticilik anlayışı ile aile şirketinizin kurumsallaşma yönünde önemli adımlarla ilerlediğini görüyoruz. Bize bu süreci anlatır mısınız? Biz yaklaşık bir buçuk yıldır Stratejitek Danışmanlık şirketinden danışmanlık hizmeti alıyoruz. Şirket danışmanlığına sektörümüzde hep seviyeli yaklaşılmıştır. Dönemsel olarak benim de önyargıyla yaklaştığımı söyleyebilirim. Ama düşünüldüğü gibi; aman ha ailenin 50 yıllık emeğini bitirir, seni batırırlar diye bir şey yok. Firmanızı seviyor, şirketinizi nesillere aktarmak istiyorsanız; profesyonel danışmanlık hizmeti almak zorundasınız. Sektörümüze baktığımızda halen birinci yöneticiler, kurucular 65 yaşında da olsa şirketin en başında görev yapıyor. Bu danışmanlık şirketine ilk olarak biz bir Check Up yaptırdık. O dönem 23 yıllık bir şirketiz, önemli bir firmayı temsil ediyoruz, ileriye yönelik söz sahibi isteyecek kişi sayısı hızla artıyor. Özellikle de aile şirketlerinde en önemli noktalardan biri söz hakkı isteyecek kişilerin artmasıdır. İki kardeş veya 4 kardeş ilk etapta bir firmayı kurarlar, ardından zaman içinde doğacak çocukları ile şirkette söz hakkı isteyecek kişiler çoğalır. Bu noktada Osmanlı
usulü monarşik bir yapı izlemek mümkünde değil doğru da değil. Herkesin bir kabiliyeti, firmalarda ise pozisyonlar vardır. Kabiliyet pozisyon eşleşmesini de bağımsız yaptırmak gerekir. Bu eşlemeyi duygusal olarak yanlış bir biçimde yapmanız demek; emeklerinizi heba etmeniz demektir. Bağımsız eşleşmeyi de ancak profesyoneller tarafından yapabilirsiniz. Bunu hakkaniyet süzgecinden geçirebilirsiniz ama emeklerinizin yaşaması için profesyonellere güvenmek zorundasınız. Birde bu şirketin ileriye yönelik doğru bir organizasyon şeması olması gerekiyor. Doğru stoklama, pazarlama, satış organizasyonlarımızı biz danışmanlık şirketimizle başarılı bir şekilde oluşturuyoruz. Bunları yapabilmenin önündeki en büyük engel insan faktörüdür. Bunları yapabilmek için Ali Rıza Şahin ve Bircan Şahin gibi ileri görüşlü kurucularımızın olması da bizim için en büyük avantajdır diyebiliriz. Profesyonel danışmanlığa karşı çıkmak şirketi yaşatmak adı altında öldürmektir. Buna karşı çıkmadığınız sürece işletme körlüğünün önüne geçmek mümkün değil. Ben bu nedenle tüm sektördeki arkadaşlarımıza, ağabeylerimize en azından firmalarının Check Up’ını yaptırmalarını önemle tavsiye ediyorum. Şuan nerede, finansal durumu, piyasa kredisi, çalışan kalitesi, müşteri memnuniyeti, ortak paydada buluşulan problemleri nedir? En azından bunları tarafsız bir noktadan öğrenerek gelecek temellerini sağlamlaştırabilirler.
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
77
Geçerken Uğradık
Güray Ergün
leri yaratıyor. Televizyonlarda reklamlar dikkatimi çekiyor. Sanki her proje, her gün bir daire kar ediyormuş gibi bir hava var. Ben bu durumu bir saadet zincirine benzetiyorum.
Ergi Yapı Malzemeleri
Ertan Vardar İş hayatımda ilkokulum 1966 yılında Alarko oldu. Sonrasında TİMDER Eski Dönem Başkanlarından Nural Tuncer’in de katkısıyla Koçtaş’a geçtim ve çalışma hayatıma orada devam ettim. Bu süre zarfında edindiğim tecrübenin ardından da kendi işimi kurmaya karar verdim. Ergi Yapı’yı 1992 yılında kurduk. Bir süre yerli ürünler satmamızın ardından piyasa şartlarının etkisi ile ithal ürüne yöneldik. Uzun bir süre ithal ürünler ile pazarda iyi yer bulduk ve iyi iş hacimlerimiz oldu. Şimdi ise Graniser markasını ön plana çıkartarak özellikle projelere yönelik iş yapımızla ticaret hayatımıza devam ediyoruz. Biz iyi bir lokasyonda iyi işler yapıyor ve halimizden memnunuz ama bizden daha önemlisi sektörel hareketliliktir. Büyük montanlı işler yapıyoruz ama bazen bir villa bazında ürün alan müşteri ile kurulan ilişki birçok projeden çok daha keyifli oluyor. Geçmişte bir proje işi yakalandığı zaman büyük sevinç yaratırdı. Şimdi ise; daire satabiliyor mu? Aldığı malın karşılığını ödeyebilecek mi? gibi soru işaret-
78
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Yerli ürün pazarında yapılan yanlışlar üreticisinden tedarikçisine kadar sektöre zarar veriyor. Sonucunda dünya pazarında bu kadar güçlü olduğumuz bir sektörde kendi içimizde birbirimizle savaşıp duruyoruz. Yapılan birçok yanlış var. Bunlardan birkaç tanesine de değinmek istiyorum. Örneğin; üreticiler son dönem deyimleri ile iş ortaklarına adil davranmıyor. Bazı firmaların yerini ise çok farklı tutuyorlar. Benim başıma gelmedi ama yakın bir zamanda üreticinin bazı bayilerini kolladığı yönünde çok acı bir şey duydum. Bayi bir proje için uzun bir süre gayret veriyor, proje hakkında tüm bilgileri de üreticiye veriyor. Gayretleri de olumlu sonuç veriyor. Son anda üretici bu projeyi başka bir bayi üzerinden geçiriyor. Bu tip çalışmalarda sözleşme gibi bir bağlayıcı unsur olmadığı için de haksızlığa uğrayan bu bayinin yapacağı hiçbir şey kalmıyor. Bunu duyduktan sonra bir proje ile ilgili başka bir firmanın ürünlerinden bir liste elime geçti. Aradım firmayı projenin ismini istedi. Projenin ismini de tam listesini de vermeyeceğimi 30 kalem ürünün 24 kaleminin ürün ve adetlerini faks geçeceğimi söyledim. Eğer proje başkası tarafından getirilmişse zaten bu 6 kalemi de sen bana söylersin ben bu projeden çekilirim. Eğer bu 6 kalem ürün bilgisini veremezsen projede kullanılacak ürün listesinin tamamını, proje bilgilerini veririm, projeyi de benim adıma yazarsın dedim. Evet, bana bu gibi konularda bugüne kadar haksızlık yapan olmadı ama çok düzgün ahlaklı arkadaşlarım bu gibi nedenlerle kepenk kapattı. Bu nedenle projelerde bu yol izlenebilir. Başka haksızlık yapılan konularda da buna benzer çözümler üretilebilir. Piyasadan arkadaşlarımızla sohbet ediyoruz. “Stok artık para kazandırmıyor.” diyorlar. Sektörümüzün geçmişine bakacak olursak genel olarak ticaretle değil, spekülasyonla para kazanılırdı. Şu ürüne zam gelecek denildiğinde senede imza atılır, ürün depoya inerdi. Senet
Geçerken Uğradık ödemesi geldiğinde protesto olur, zaman kazanılır enflasyonist ortamda ürüne tekrar zam gelir ve para böyle kazanılırdı. Şimdi zam yok. Artık gerçek ticaret başladı. Bu tip para kazanmanın adı olan dönem olayına ben katiyetle karşıyım. Hatta dönem çalışmasının en hareketli olduğu dönemlerde bile beni bildikleri için pazarlamacı arkadaşlar bana bunu teklif etmezdi. Eden olursa da; “Benim paramla mı iş yapacaksın? Sana vereceğim parayla zaten kendim iş yaparım.” derdim. Döneme gir, 100.000 Euro’luk batarya al diyor ama ben zaten 25-30.000 Euro’yu verdiğimde istediğim kaliteye sahip ürünü Türkiye’ye getirebiliyorum. Piyasanın dönem denilen bu yöne itilmesini de bu bilgisizlik getirdi. Bizde bu gibi nedenlerden ithal ürüne yönelmeyi tercih ettik, başkalarının yapamadığını yapmaya çalıştık. Serbest piyasa koşullarında ticaret yapıyoruz. Bunu daha da anlaşılır bir dile çevirirsek özgür piyasa koşullarında ticaret yapıyoruz demektir. Özgürlüğün tanımına bir bakın sınır noktası; bir kişinin özgürlüğü bir başka kişinin özgürlüğüne zarar verdiği noktada biter. O zaman bir ticaret adamı yaptığı ticarette başka bir kişinin ticaretine zarar verip vermediğine bakmalıdır. Düne kadar elinde parası olan bastı fabrikaya parayı, aldı depoya malı, bozdu piyasayı. Halen yapanlar olmasına hayret ediyorum ama dönemler bitecek. Daha rasyo-
nel koşullarda, teori ile pratiğin birbirine daha yakın olduğu bir ticaret hayatı hâkim olacak. Bir projenin pazarlığına gittim. Sıramız geldi içeri girdik. Masanın başında belli ki patron bir hacı amca, yanında da 8 – 10 tane proje görevlisi arkadaş oturuyor. Karşımda proje müdürü elinde excel’de yapılmış bir tabloyu
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
79
Geçerken Uğradık ken kazanmayı düşündüklerini görüyorum. Bu işin sadece bir kısmı tek yönlü düşünüldüğü sürece piyasa daralmaya devam edecektir. Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre insanlar ürün alımlarında 80’li yıllarda fiyata bakıyorlarmış. 90’lı yıllarda rekabet koşulları nedeniyle fiyatlar birbirine yaklaşınca kaliteyi incelemeye başlamışlar. Sonrasında ISO, CE gibi belgelerin çıkması ile ürünün kalitesini incelemek yerine bu belgelere bakmaya başlamışlar. 2000’li yıllara gelindiğinde tek öne çıkan nokta ise; hizmet olmuş. Artık iyi hizmet veren iyi iş yapacak diye bir sonuç çıkıyor bundan ama ülkemizde büyük bir çoğunluk hala fiyat noktasında takılıp kalmış. benim göremeyeceğim şekilde tutarak “Ertan bey, sizinle çalışmak istiyoruz ama en yüksek fiyatları da siz sunmuşsunuz.” dedi. Eğer kâğıdı benim görebileceğim bir yere koysaydı ciddiye alabilirdim ama yapmadı. Önce proje müdürüne; “O kâğıdı kapatabilir miyiz?” dedim. Sonra patrona döndüm; “Hacı amca senin elemanlar canavar gibi, benden 5 kuruş kar etmeden mal vermemi istiyorlar. İşlerini doğru yapıyor gibi görünüyorlar ama sen elini vicdanına koy bir düşün; herkes sana 5 kuruş kar etmeden mal verirse bu daireleri kime satacaksın? Krizi başka yerde arama, sen burada kendin yaratıyorsun.” dedim. Öyle ya ben kar etmeden iş yaparsam nasıl daire, araba, ev eşyası alacağım. Bunu malı isteyeninde tedarik edenin de düşünmesi gerekiyor. Birbirimize çelme takarak bir arpa boyu yol gidemeyiz. Para kazanmaya çalışanların hep malı alır-
80
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
TİMDER sektör için güzel faaliyetler yapıyor. Hepimizin sevdiği rahmetli Taner Oğuz abimizin adına bir futbol turnuvasu düzenliyor takdirle karşılıyorum. TİMDER Akademi eğitimleri çok güzel, keşke hep gelebilsek ama birkaç kez gelme fırsatım oldu. Gördüğüm tablo da beni çok memnun etti. Eğitmenlerden birinin söylediği bir şey çok doğruydu, hoşuma gitti. “Jeep alma Ar-Ge yap.” İşte bu mantık bizi geleceğe taşıyacak. Şuan bulunduğumuz 1000m2’lik mağazamıza da 2009 yılının Eylül ayında taşındık. Bundan önce 50m2’lik bir mağazamız vardı, bugün 1000m2 ama bir ticaret adamı için önemli olan bu rakamlar değil. Kaç yıldır bu işin içinde olduğu, kaç tane doğru iş yaptığı, kaç kişiyi üzüp üzmediğidir. Böyle değerlendirdiğimde 45 yılını bu işin içinde geçirmiş biri olarak alnımın açık olduğunu görüyorum.
Sahadan
Orhan Hopa
ile adımımı attım. Halen aynı firmada İstanbul Anadolu yakası ve Doğu Anadolu bölgesi Satış Sorumlusu olarak devam etmekteyim. Satış sizlerin de gayet iyi bildiği gibi zorlukları oldukça fazla ; ama bir o kadar da keyif verici bir iş. Firmamız, bayilik sistemiyle çalışmakta olduğundan sorumlu olduğum bayilerle firma arasında köprü görevini burada yerine getiriyorum. Doğru zamanda doğru ürünler sunulmasından başlayıp, sevkiyat, tahsilat..gibi tüm aşamaların bayilerimle direk iletişim halinde olan kişiyim. Elbette söz konusu süreçlerde dönem dönem bazı zorluklarla karşılaşıyorsunuz, ancak yıllardır sürdürdüğünüz güvene dayalı ilişkileriniz, bu zorlu aşamaların üstesinden çok rahat bir biçimde gelmenizi sağlıyor. Diğer yandan çok farklı insanlar tanıyıp, onlara hizmet vermek ve bu aileye sürekli yeni bireyler eklemek işin en keyifli yanları bana göre. Son yıllarda tüm dünyada dalgalar halinde yayılan global kriz ve ondan önce Türkiye’ de yaşadığımız 2001 krizinin piyasaları ve Türkiye deki ticari dengeleri fazlasıyla değiştirdiğine hepimiz şahit olduk. Bu süreçte tüm ezberler bozuldu ve ayakta kalmayı başaran firmalar, pazarın nabzını daha sıkı tutup daha aktif olmayı başarmış firmalar olarak karşımıza çıktı. Diğer yandan nihai tüketicilerin bilinçlenmesi, ne istediğini bilen ve bu konuda araştırma yapan insanların artması, biz satış temsilcilerinin de pazardan sürekli geri bildirimlerle beslenmesi gerekliliği sonucunu doğuruyor.
Teka Teknik Mutfak Aletleri San. ve Tic. A.Ş. Satış Sorumlusu
Adem Güler Profesyonel iş hayatıma 1995 yılında görsel medya sektöründe özel bir TV kanalında başladım. Bu firmada 5 yıl süreyle çeşitli birimlerde görev aldıktan sonra 2002 yılında bambaşka bir sektör olan ankastre sektörüne Teka Teknik Mutfak Aletleri San. ve Tic. A.Ş.
82
Rot: 100 magenta / 80% Yellow
Pantone 186 Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71 HKS 14 RAL 3020
Pazarlama stratejisini en iyi şekilde yapan ve müşteri memnuniyetini en üst düzeyde tutmak bir firma için her zaman önemliydi ancak son dönemlerde bu durum daha çok hissedilmeye başlandı. Kesinlikle bu konuda şunu söyleyebilirim ki geçmişte olduğu gibi şu an ve bundan sonra da, müşteriye dürüst, beklentisi doğrultusunda hizmet veren ve ürün kalitesinden ödün vermeyen firma her zaman bir adım önde olacak ve bu firmaların hata yapma payı olmadığı gibi hamlelerini de çok iyi hesaplamaları gerekecek.
Sahadan
Orhan Hopa
Akgün Seramik San ve Tic A.Ş. Proje Satış Yöneticisi
Onur Şimşek luklar iş yaşamımın en kıymetli parçasını oluşturmaktadır. Prensip olarak doğru bilgiyi her ne pahasına olursa olsun, iletişim köprüsü üzerinde taşıyarak taraflara ulaştırıp, doğru işlerin yapılmasını benimsedim. Bu konuda herhangi bir zorlukla karşılaşmadım. İşimin en keyifli yanı sürekli yeni insanlarla tanışmak ve onları farklı projelerde karşımda gördüğümde bu dostlukların başarılı sonuçlar doğuran ilişkiler olarak devam ettiğini yaşamaktır.
İnşaat-Yapı sektörüne 1997 yılında Bauhaus Ev Gereçleri San Tic Ltd Şti Seramik ve Yapı kimyasalları bölümünde yönetici olarak giriş yaptım. 6,5 yıl görev yaptıktan sonra, askerlik görevimi yerine getirmek için ayrıldım. Daha sonra Polat İnşaat Malzemeleri, KaleDekor San Tic Ltd Şti, Kütahya Seramik firmalarında Toplu İşler Proje Satış Sorumlusu olarak çalıştım. Halen Akgün Seramik San ve Tic. A.Ş Proje Satış Yöneticisi olarak görevime devam etmekteyim. Her şey iletişimle başlar, doğru yerden doğru şekilde başlatılan ilişkiler keyifle devam edip, kimi zaman siparişe kimi zamansa kalıcı dostluklara dönüşmektedir. Bugüne kadar şantiyelerde elde ettiğim kalıcı dost-
84
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Proje bazında artan arz, firmalara barter gibi bir yük getirmektedir. Barter kabul etmek uygun koşullarda tercih nedeni olmaktadır. Ancak ödeme dengelerini bozan bu sistem negatif bir sonuç doğurmaktadır. Portföyde biriken daireler ekonomiye katkısı olmayan yastık altındaki altınlar gibi bir kenarda birikmektedir. Bu durum Ülkemizde sadece İnşaat sektöründe yaşanmakta olup, reeal ekonomiye sekte vurmaktadır. Rekabet her geçen gün yoğunlaşarak artmaktadır. Kalite, fiyat ikilemi fiyat yönünde dengesizce bozulmaktadır. Rekabetten kurtulabilmenin en önemli silahi farklılaşma ve beğeni olacaktır. Yeni beğeniler oluşturabilmek bizim işimizin en önemli motivasyon kaynağını oluşturacaktır.
Türk Seramik Sektörünün Gurur Kaynağı UNICERA, 22. Buluşma ile Rakiplerine Gözdağı Verdi
86
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Türk seramik sektörünün gurur kaynağı, UNICERA Seramik Banyo Mutfak Fuarı, 22. sektör buluşmasını 7 - 11 Nisan 2010 tarihlerinde TÜYAP Beylikdüzü Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirdi. Türk seramik sektörünün yenilikleri ile rakiplerine gözdağı verdiği fuar kırdığı rekorlarla da gelecek için umut verdi. Türkiye Seramik Federasyonu (TSF), Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği (TİMDER) ve TÜYAP Fuarcılık A.Ş. iş birliğiyle hazırlanan ve açılışı Bayındırlık ve İskân Bakanı Mustafa Demir, TOKİ Başkan Yardımcısı Ahmet Haluk Karabel, TSF Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay, TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Dönmez ve TÜYAP İcra Kurulu Başkanı Serdar Yalçın tarafından açılışı gerçekleştirilen UNICERA 22. Uluslararası Seramik, Banyo, Mutfak Fuarı, bu yıl da adından çok söz ettirerek büyük bir başarıya imza attı.
TÜYAP İcra Kurulu Başkanı Serdar Yalçın
Açılış töreni TÜYAP İcra Kurulu Başkanı Serdar Yalçın’ın konuşmasıyla başladı. UNICERA Fuarı’nın geçmişten günümüze uzanan süreçte yüzde 22 büyüdüğünü belirten TÜYAP İcra Kurulu Başkanı Serdar Yalçın, fuar stratejisini de “Avrasya coğrafyasına hâkim olmamız gereken bir bölgedeyiz. Agresif bir fuar pazarlaması yaptık. Bu yıl 50 binli rakamlara yaklaşacağımızı düşünüyorum. Bu fuar 300-400 milyon avroluk bir hacim oluşmasını sağlayacaktır” dedi.
TİMFED ve TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Dönmez
Serdar Yalçın’dan sözü devralan TİMFED ve TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Dönmez, fuarın 22 yıllık geçmişinde kat ettiği mesafe hakkında bilgi vermesinin ardındından UNICERA’nın yıllardır sektörün tek ve en görkemli fuarı olduğunun altını çizdi. Türk seramik sanayinin girdilerinin tamamına yakını yurtiçi kaynaklarından temin edildiğinin ve diğer sektörlere göre katma değerinin çok yüksek olduğunu belirten Dönmez, “Enerji yoğun ve nakliye hizmetlerinden çok pay alan sektörün, yüksek enerji fiyatları ve ülkemiz ulaşım hizmetlerindeki altyapı sorunları ile özellikle de inşaat sektöründeki daralma sebebiyle uluslararası rekabette son zamanlarda oldukça kan kaybettiği görülmektedir. Hükümet ve ekonomi yönetimi geçen yılki teşvikleri devreye almayı düşünmüyor olsalar da, inşaat sektörünün üç temel alanda, hükümeti teşvik için ikna etmesi gerektiğini gösteriyor.” dedi ve bu üç alanı da şöyle açıkladı: “1.Tapu harcı indirimi: Geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen tapu harcı indirimi, konut satışlarını canlandırdığı gibi, kayıt dışı konut satışlarının da kayıt altına girmesini sağladı ve devletin vergi gelirlerini artırdı. Tapu harcı indirimi bu yıl da devreye alınmalı. 2. Konut, yani mortgage kredilerine uygulanan çeşitli vergi ve kesintilerin düşürülmesi: Faiz oranlarının düşük seyrettiği ve bankacılık sektörün kredi satma arayışı içinde olduğu Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
87
bir dönemde, konut kredilerinin cazibesini arttırmak, hem inşaat sektöründe talebin canlanması ile mevcut projelerdeki konut stoklarının bir miktar erimesini sağlayacak, hem de inşaat sektörünü yeni projeler için ve mevcut projelerin tamamlanması adına hareketlendirecektir. 3. Enerji verimliliği: Enerji tüketiminin yüzde 70’ini ithalat ile karşılayan ülkemizde kalkınma ve sanayileşmede ki engellerin aşılması adına enerji verililiği çalışmaları kapsamında Bayındırlık ve İskân Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 5 Aralık 2008 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Binalarda Enerji Performansı (BEP) Yönetmeliği uygulamaya başlaması ile birlikte, ülkemiz ekonomisinde büyük katkılar sağlanacaktır. Kapsadığı diğer konular da (çevre, yenilenebilir enerji kaynakları vb.) yaşam standartlarımıza önemli değerler katacaktır.”
TSF Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay
Türkiye Seramik Federasyonu (TSF) Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay ise konuşmasında sektörün tarihçesinden önemli kesitler sundu. 8 bin yıllık bir geçmişe uzanan seramik sektörümüzün 1950’li yılarda üretime 1 milyon metre kare ile başladığını hatırlatan Bodur Okyay, Türk seramik sektörünün 1980’li yıllardan itibaren hızlı bir gelişme içerisine girdiğini belirtti. Bodur Okyay, “Modern teçhizat yatırımları ve yükselen malzeme teknolojisi ile bugün 390 milyon metre kare karo ve 21 milyon parça sağlık gereçleri üretimine ulaşan kurulum kapasitesi ile 20 milyar avroya ulaşan üretim değeri
88
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
ve 1 milyar avroya ulaşan ihracatı ile dünya seramik üretiminde yedinci, ihracatında ise beşinci ülke konumundadır. Sektörümüz, üretiminin yüzde 40 ila 60’ını ihraç ederek yerli katkısının yüksek olması hesabı ile yüzde 90 oranında net katkı sağlamaktadır. Sektörümüz 90’lı yılların başından itibaren tasarım konusuna önem vermiş ve bu konuda mesafe katetmiştir. Ayrıca, markalaşma konusunda da başarılı olunmuş ve şirketlerimiz sistemli dağıtım teşkilatları ile her yıl uluslararası arenada daha fazla kabul görmektedir” dedi. Dünya seramik sektöründe öncü İtalya ve İspanya gibi ülkelerin, hangi koşullardan geçerek üst sıralarda yer aldığını da örnekler vererek anlatan Bodur Okyay, bu ülkelerle Türkiye arasındaki benzerlik ve farklılıkların da altını çizdi. Seramik sektörünün karşılaştığı sorunlara ve yaptıkları çalışmalara değinen TSF Başkanı şunları söyledi: “Özellikle sektörümüzde yaygı n olarak kullanılan enerji maliyetlerinin yüksek olması, yan sanayinin Avrupa’daki, hatta bazı Asya ülkelerindeki kadar gelişmiş olmaması, temel hammadde temininde yaşanan zorluklar altyapı ve lojistik / ulaşım alanında yıllardır çözüme ulaşamayan sorunlar rekabet gücümüzü olumsuz etkilemektedir. Firmalarımızın yıkıcı rekabet ortamından uzaklaşmaları ve daha iyi ve kaliteli hizmet verebilmeleri için iş birliği yöntemleri geliştirmeleri konusunda gayret gösteriyoruz. Bu vesile 2009 yılında başlayarak bu yıl da devam edecek şekilde tüm üyelerimizin tesislerini, sektöre hizmet veren birlik, teknoloji merkezlerini ve üniversitelerimizi ziyaret ediyoruz, sektör sorunları hakkında istişarede bulunuyoruz. Sektörümüzün rekabet gücünü artırmak ve geliştirmek üzere, başta enerji, yatırım iklimi ve dışa açılım konularında ilişkin konularda yaptığımız çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İhracat gücümüzü arttırmak adına, DTM, OAİB ve TSF koordinasyonu ile sektör temsilcilerinin katılımıyla ortak bir akıl ve vizyon oluşturma çabalarımıza devam ediyoruz.” Fuarın bu yıl ki temasının sürdürülebilirlik olarak seçilmesinin nedenlerini de katılımcılarla paylaşan TSF Başkanı Zeynep Bodur Okyay şöyle konuştu: “Sürdürülebilirlik kavramı, tüm sektörler için olduğundan çok daha fazla enerji kullanan seramik sek-
törü için temel kavramlardan biri haline gelmiştir. Vizyonumuzu ve çalışmalarımızı bu çerçevede yoğunlaştırmamız gerektiğini hepimiz biliyoruz. Bu nedenle bu yıl fuarımızın temasını da sürdürülebilirlik üzerine kurduk. Bu doğrultuda ‘Eko Tasarım, Dünya Üzerindeki Trendler ve Su Tasarrufu’ üzerine, yerli ve yabancı uzmanların, tasarımcıların, mimarların, bürokratlarımızın ve bakanlarımızın katılımıyla zengin içerikli bir etkinlik takvimi hazırladık. Bu etkinliklerin nihai tüketicinin yanı sıra, mimar ve tasarım dünyasındaki kişilerin de ilgisini çekeceğini düşünüyoruz.” dedi.
dönüşüm çalışmaları çerçevesinde 144 projede, yaklaşık 160 bin konutluk gecekondu dönüşüm çalışmalarını başlattık. 99 bölgede de 51 bin konutluk uygulaması devam etmektedir. Sosyal donatı olarak konutlarımızın yanında 600 okul (18 bin derslikli), 604 spor salonu, 400’e yakın ticaret merkezi, 70 hastane, 80 sağlık ocağı, 36 kütüphane, 48 yurt ve pansiyon, 22 sevgi evi (337 binadan meydana gelmektedir) ve 14 engelsiz yaşam merkezi (171 bina), bunların bir kısmını teslim ettik ve kullanıma sunduk.”
TOKİ İstanbul Başkan Yardımcısı Ahmet Haluk Karabel
Bayındırlık ve İskân Bakanı Mustafa Demir
UNICERA Fuarı’nın açılışında konut sektörüne dönük bir konuşma yapan Toplu Konut İdaresi (TOKİ) İstanbul Başkan Yardımcısı Ahmet Haluk Karabel, UNICERA’nın Avrasya bölgesinin büyük bir etkinliği olduğunu seramik, banyo ve mutfak sektörünün de markası haline geldiğini ifade etti. Türkiye’deki konut ihtiyacının genel olarak yüzde 5 ile yüzde 10’unu karşıladıklarını belirten Karabel, Türkiye’nin konut ihtiyacının ürettikleri konutlardan daha fazla olduğunun da altını çizdi. “Bugün Türkiye genelinde 81 il ve 800 ilçede, bin 650 şantiyede 420 bin konut rakamına ve sosyal donatılara ulaşmış bulunmaktayız. Yaptığımız konutların yüzde 85’i sosyal konutlardır. Yüzde 15’i gelir getirici konutlardır” diyen Karabel, “TOKİ neden lüks konut yapıyor?” sorusunun da cevabını verdi. Karabel, “Biz, Hazine’den hiçbir yardım almadığımız için kendi finansmanımızı kendimiz sağlıyoruz” dedi. TOKİ tarafından yapılan konutların ve sosyal donatıların istatistikî bilgilerini de paylaşan Karabel şunları aktardı: “Gecekondu
UNICERA 2010’unun açılışını yapan Bayındırlık ve İskân Bakanı Mustafa Demir de yaptığı konuşmada inşaat ve seramik sektörünün Türkiye açısından önemine değindi. İnşaat sektörünü Cumhuriyet tarihinden 2000 yılına kadar olan bölüm ve 2000’den 2010’a kadar olan bölüm olarak ikiye ayıran Bakan Demir, ilk dönemi şöyle özetledi: “Sektörde yer alan tüm aktörler, üretimden pazarlamaya, yapımdan ticarete kadar tüm alanı etkilemektedir. Ölçüsüz paranın kazanıldığı en önemli sektördür. Ölçüsüz iflasların yaşandığı bir sektördür aynı zamanda. Bugün geçmişten kaynaklanan yapı stokuna baktığımızda dünyanın en güvensiz yapı stokuna sahip ülkelerinden birisiyiz. İnşaat sektörü olumluluktan ilk önce etkilenen, olumsuzlukları da ilk önce hissettiren bir sektördür.” 2002-2010 yılı arasında inşaat sektörünün Türkiye tarihinde olmadığı kadar istikrara kavuştuğunu söyleyen Bakan Demir, “Son sekiz yılda Türkiye’de hem altyapı, hem Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
89
üstyapıda, konut ve nitelikli ticari yapılarda Türkiye çok istikrarlı bir şekilde yatırım programlarını devreye sokmuştur.” dedi ve Türk inşaat sektörünün son bir buçuk yıllık süreçte, geçici dış kaynaklı bir finans krizinden etkilenmesinin dışında, istikrarını sağlıklı bir şekilde koruduğunu ifade etti. Demir, “Yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde de sekiz yılda çok büyük bir mesafe kaydettiğimizi biliyoruz. Bugün, artık dünyada ilk 225 müteahhitlik kuruluşu arasına 31 firmasını yerleştiren ve yıllık yüklendiği iş hacmi itibarıyla 25 milyar doları aşan, dünya taahhüt sektöründe 130 milyar dolarları bulan iş kapasitesi ile birlikte dünyada ikinci sıradaki bir sektöre sahibiz. Yurt dışı müteahhitlik hizmeti veren firmalarımızın büyüklükleri şu anda 400 milyon dolarları bulmuştur. Dolayısıyla bugün fuarımızın konusu olan seramik sektöründeki büyümenin de yapı sektöründeki büyümeye paralel olduğunu görüyoruz. Buradaki fuar organizasyonunun bağlı olduğu diğer sektörlere katkı sağladığını da hiç unutmamak lazım. Bu organizasyon dünyada hatırı sayılır ilkler arasında ve öncü organizasyonlar arasında yer alıyor” diye konuştu. Bakanlık olarak seramik üreticilerini ilgilendiren önemli bir konu hakkında da sektör temsilcilerini bilgilendiren Demir şunları aktardı: “Bildiğiniz gibi CE işareti ile alakalı yönetmeliğimiz 2007’de yayınlandı. CE işaretinin kapsamı daha çok güvenli malzeme standartlarında olsun, AB müktesebatı içinde Türkiye’ye uyarlanmış şeklini ifade eden yönetmeliktir. Ama bunun dışında, bu kapsam içinde olmayan Türkiye’de üretilen
90
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
ve kullanılan malzemelerle alakalı 2008’de bir yönetmelik daha yayınladık. Bu yönetmelikle bakanlık olarak bizim ifade ettiğimiz GE standardı dediğimiz bir yönetmelik. Bu da 2010 yılı Temmuz ayında yürürlüğe giriyor. Özellikle bu yönetmelikle oluşturacak olduğumuz standartlar, Türkiye’de CE işaretinin dışında kalan veya o standardı almasına gerek olmayan malzeme üretimlerini bir standarda kavuşturmak, bunların üretim, dolaşım ve kullanımını denetlemek, teminat altına almaktır.” Türkiye’nin inşaat sektöründe hatırı sayılır bir yerde olduğunu, artık kendi standartlarını oluşturup dünyaya da kabul ettirecek seviyeye gelmesi gerektiğine inandıklarını ifade eden Demir, denetiminde üreticiler ve onların bağlı olduğu dernekler tarafından birlikte gerçekleştirileceğini belirtti. İmar Kanunu’na ekledikleri bir madde ile 2012 başında özel yap-sat müteahhitliği denen ve konut üretiminin yüzde 90’lık kısmını gerçekleştiren yapı müteahhitliğinin kayıt altına alınacağını söyleyen Demir, “Proje ruhsat gereklerine aykırı imalat yapma olayını yakın bir gelecekte Türkiye’nin gündeminden çıkartıyoruz. Aynı kanun kapsamında, sertifikalı belgeli usta çalıştırılmasını 1 Ocak 2012 itibarıyla artık Türkiye’de gerçekleştiriyoruz. Buradaki gayemiz, standart dışı bir inşaat malzemesinin artık Türkiye inşaat sanayisinde kullanılamaz hale gelmesinin sağlanmasıdır. Bunu gerçekleştirdiğimizde haksız rekabetin önüne geçmiş olacağız” diye konuştu. “Seramik sektörü genel hatları itibariyle markalaşmayı başarmıştır. İstikrarını korumuştur ve bugün dünyada hatırı sayılır bir yere gelmiştir” diyen Bakan Demir, “Dünya seramik kaplama sektörünün yüzde 3-3,5-4’e yakınını Türkiye üretiyor. Avrupa’da yüzde 10’unu üzerinde bir büyüklüğe ulaşmış durumdayız. Bu rakamlara baktığımızda Türk seramik sektörünün dünyada ne kadar önemli olduğunu görmek mümkün. Bugün seramik sektörü 1,5 milyar dolarlık bir ihracat rakamına ulaşmışsa, 1983 yılına döndüğünüzde o dönem Türkiye’nin tüm ihracatının 2-2,5 milyar dolar olduğu göz önüne alındığında bugün bir tane sektörümüzün Türkiye’nin 27 yıl öncesinin tüm ihracat potansiyelini karşıladığı görülüyor” dedi.
Açılış konuşmalarının ardından Bayındırlık ve İskân Bakanı Mustafa Demir, TOKİ Başkan Yardımcısı Ahmet Haluk Karabel, TSF Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay, TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Dönmez ve TÜYAP İcra Kurulu Başkanı Serdar Yalçın’ın açılış kurdalasını keserek fuar turu attılar. Fuar turunun ardından düzenlenen protokol yemeğinde yoğun iş temposu nedeniyle bir araya gelme fırsatı bulamayan sektör temsilcileri Bayındırlık ve İskan Bakanı eşliğinde yemek yiyerek sohbet etme fırsatı buldu.
Fuar süresince CNN Türk ve Haber Türk başta olmak üzere birçok televizyon kanalı sektör temsilcileri ile canlı yayında röportaj gerçekleştirdi.
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
91
ceramİSTanbul Sergisi’nden bir eser
Etkinlikler UNICERA Fuarı boyunca, Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü Öğretim Görevlisi Mutlu Başkaya’nın başkanlığında hazırlanan ve 44 eserin yer aldığı Çağdaş Seramik Sanatı Sergisi “ceramİSTanbul”, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi 1. Kat Fuaye alanında izleyicilerin beğenisine sunuldu. Eserler ziyaretçiler tarafından ilgiyle izlendi. UNICERA Fuarı’nın ikinci gününde ise birçok etkinlik gerçekleştirildi. Bu kapsamda, Mimarlar Günü Etkinliği olarak düzenlenen “Sürdürülebilir Malzemeler” konulu seminerde Material ConneXion’un İtalyan araştırma ekibinden Kütüphane ve Malzeme Araştırma Bölüm Direktörü Micol Costi ve “Sürdürülebilir Tasarım” konulu seminerde Delft Üniversitesi’nde Endüstriyel Tasarım Mühendisliği Fakültesi’nin Sürdürülebilir Tasarım Bölüm Başkanı Prof. Dr. Han Brezet konuşmacı olarak yer aldı. Gün içerisinde ayrıca T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracat Genel Müdürlüğü Markalaşma ve Ar-ge Destekleri Daire Başkanlığı’nda uzman yardımcısı olarak görev yapan Feyza Erdoğan da Turquality programı ve içeriği hakkında bilgiler verdi.
92
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Seramik Onur Ödülleri sahiplerini buldu Fuarın üçüncü gününde geleneksel hale gelmiş olan Seramik Onur Ödülleri sahiplerini buldu. Seramik Onur Ödülleri çerçevesinde, TİMDER ödülünü Bekir Kamil Zabcı TİMDER Başkanı Serdar Dönmez’den alırken, Türk Seramik Derneği (TSD) ödülünü Prof. Dr. M. Lütfi Öveçoğlu’na TSD Başkanı Tolun Vural verdi. Seramik, Cam ve Çimento Hammaddeleri Üreticileri Derneği (SERHAM) ödülünü İsmet Kasapoğlu, SERHAM Başkanı Selim Çiçek’ten alırken, Seramik Sağlık Gereçleri Üreticileri Derneği (SERSA) ödülünü Atila Ildaş’a SERSA Başkan Yardımcısı Haluk Bayraktar takdim etti. Seramik Kaplama Malzemecileri Derneği (SERKAP) ödülünü Erhan Kuşüzümü’ne SERKAP Başkan Yardımcısı Hanifi Mutlu verirken, SERFED ödülü ise TSD Başkanı Tolun Vural’a SERFED Başkanı Zeynep Bodur Okyay tarafından takdim edildi.
TİMDER Başkanı Serdar Dönmez ve Bekir Kamil Zabcı
TSD Başkanı Tolun Vural ve Prof. Dr. M. Lütfi Öveçoğlu
SERHAM Başkanı Selim Çiçek ve İsmet Kasapoğlu SERSA Başkan Yardımcısı Haluk Bayraktar ve Atila Ildaş
SERKAP Başkan Yardımcısı Hanifi Mutlu ve Erhan Kuşüzümü
Tolun Vural ve TSF Başkanı Zeynep Bodur Okyay
UNICERA 22. Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı inşaat sektörünün yapı taşlarından biri olarak, katılımcı firmaları gerek yurt içinden inşaat taahhüt proje firmaları, mimar-iç mimar-dekoratörler, yapı marketlerle gerekse yurt dışından Avrupa, Balkanlar, Rusya, Kafkasya, Batı ve Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika'dan önemli alıcılarla buluşturarak
büyük bir ticari potansiyel oluşturdu. Ülkemizin önde gelen sektörlerinden biri olan seramik sektörünün en geniş katılımcı kitlesine sahip, seramik banyo mutfak fuarı unvanını taşıyan UNICERA, sektörün beklentileri doğrultusunda önümüzdeki yıl yeni tarihi olan 2-6 Mart 2011’de TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek. Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
93
94
Temmuz - Eyl羹l 2010 / Say覺 71
Temmuz - Eyl羹l 2010 / Say覺 71
95
96
Temmuz - Eyl羹l 2010 / Say覺 71
Fuar ziyaretçilerinin % 97,2’si 2 – 6 Mart 2011 tarihlerinde düzenlenecek UNICERA 23.Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarını ziyaret etmeyi planladıklarını belirtmişlerdir.
Yurtdışından toplam 68 ülkeden 2.883 ziyaretçi
Ziyaretçilerin Eğitim Profili %5,4’ü İlköğretim %34,2 Ortaöğretim % 49,7 Üniversite %10,7 Yüksek Lisans Fuar ziyaretçilerinin % 42’si firma içi kararda tek yetkilidir
Ziyaretçilerin Cinsiyet Dağılımı % 72,4 Erkek, % 27,6 Kadın
Fuar ziyaretçilerinin % 57,5’i firmalarında genel yönetimden sorumludur
Yurtiçi ziyaretçilerinin %52,4’ü İstanbul, %47,6’sı ise İstanbul dışındandır
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
97
FUAR GÖRÜŞLERİ
Fuar görüşleri bölümümüz alfabetik olarak firma isimlerine göre sıralanmıştır.
Edip Kefli Akgün Seramik San. ve Tic. A.Ş. Genel Müdürü Son iki yılla mukayese edildiğinde fuarda canlılık dikkat çekiciydi. Her yıl tüketici ağırlığı azalıp, ticari profosyonel (İhracat alıcıları, bayiler, alt bayiler, müteahhitler) ağırlığı artmaktadır. Bu durumu olumlu olarak değerlendiriyoruz. Teknik profosyonellerin (mimar, iç mimar, inşaat mühendisi ve bu branşların üniversite örgencileri) ilgisinin arttırılması fuarı daha da etkili konuma getirecektir. İyi bir fuar geçirdik. Her yıl olduğu gibi bu yıl da tüm müşterilerimizi konaklamalı olarak ağırladığımız için kendi bayi kanalımıza eksiksiz tanıtım yapma imkanı bulduk. İlk kez birlikte sergilenen seramik ve porselen ürünlerimize gösterilen ilgi memnun ediciydi. Fuar tarihinin erkene alınmasını olumlu olarak görüyoruz. Fuar sezon açılışı anlamını da taşıdığı için fuar tarihi geriye geldikçe profosyonellerin (Bayi, alt bayi, müteahhit,) planlama yapma imkanı artacaktır. Üreticiler de fuarda test ettikleri yeni ürünlerinin teslimatını sezona yetiştirebilecektir.
Metin Savcı Bien Seramik San. ve Tic. A.Ş. Genel Müdürü Unicera fuarına her yıl katılmaya özen göstermekteyiz. 22.si düzenlenen fuarda bu yıl on dört çeşit yeni banyo ve mutfak seramiklerimizi teşhir ettiğimiz canlı mekanlarda sunduk. Bunun dışında da 2010 yılı sezonu için otuz adet yeni ürünümüz müşterilerimize, müteahhitlere ve sektörün profesyonellerine sunulmaya başlanmıştır. Bütün bunlarla birlikte Unicera fuarı bir yeniliğimizi de tüm ziyaretçilere sunduğumuz bir fırsat oldu. Seramik sektöründe de kullanılmaya başlayan dijital baskı sistemini firma olarak devreye alarak Türkiye’de kullanan ilk üç firmadan biri olduk. Bu teknolojiyi duvar seramiklerinde kullanan Türkiye’deki ilk ve tek firmayız. Dijital baskı sistemi çok farklı desenleri üç boyutlu olarak basma imkanı sunmaktadır. Bu, daha önce biz seramik üreticilerinin kullandığı teknoloji ile mümkün değildi. Yeni teknoloji ile mermer desenleri de yeniden daha farklı, doğal görünümlü ve çok daha canlı sunulmaktadır. Bunlarla birlikte ürün gamımıza değişik taş ebatları ve doğal taşa yönelik ürünler de girmiştir. Bunlar hem dış mekanlarda sırlı porselen olarak üretilen ürünler hem de iç mekanlara yönelik ürünlerdir. Ebat olarak bu yıl yeni iki ebat devreye girmiştir. Duvar karolarında Türkiye’de bir ilk, 30x80 ebadı dijital baskı sistemi ile desenlendirerek seramikte kullanmaktayız. Yer karolarında ise firmamız tarafından 40x60 ebadı yeni bir digital ebat olarak Türkiye pazarına sunulmuştur. Her zaman etkili olduğuna inandığımız Unicera fuarına bu yıl da büyük bir çaba ile hazırlandık ve 480 m2 standımızda, tamamen yeni ürünlerimiz ile fuarda yer aldık. Hem Türkiye’nin dört bir tarafındaki bayilerimizi hem de yurtdışı pazarlarındaki müşterilerimizi fuara davet edip, ağırladık ve ürünlerimizi gösterdik. Bien markasının Türkiye’de bilinen ve aranan bir marka olması hedefindeyiz. Bunun temelinin düzgün, güzel ve kaliteli ürünler üretebilmekte olduğu inancındayız. Fuar esnasında hem nihai tüketici ziyaretçilerimizden hem de profesyonellerden aldığımız tepkiler ile bunu başardığımızı düşünüyoruz. Marka olarak Türkiye’de ilk beş firma arasında olma amacımızla öncelikle pazarlama yatırımlarına ağırlık veriyor, bayilerimize ve fabrikamıza yatırımlar yapıyoruz. Yoğun bir şekilde hazırlandığımız Unicera fuarı bir yıl boyunca marka bilinirliğine yaptığımız yatırımlarımız, kalitelerini ve albenilerini arttırmaya çalıştığımız ürünlerimiz ile ilgili geri bildirimleri aldığımız güzel ve başarılı bir platform oldu. Nisan ayına göre daha iyi ancak Cersai Fuarı öncesi ve sonrasındaki bir tarih iç pazar için sezona hazırlanmak, dış pazar içinse pazara hazır olmak açısından çok daha verimli olur düşüncesindeyiz.
98
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
FUAR GÖRÜŞLERİ Erol Arat Çanakcılar Şirketler Grubu / Creavit Yönetim Temsilcisi Daha yoğun bir fuarı yaşadığımızı rahatlıkla ifade etmek isterim. Gelen katılımcı kitlesinin, çizgisinin, işin içindenliğinin, ilgisinin de doğal olarak daha yüksek olduğu bir fuarı yaşadık hep birlikte. Yeni kapıların açılmasına, yeni ilişkilerin doğmasına ve yeni açılımlar sağlanmasına zemin hazırladı fuar bizlere. Bizler anlattık, onlar dinledi. Onlar sordu bizler yanıtladık. İletiştik bol bol yeni ve farklı bir çok yüzle… Krizin gölgesi… Olumsuz tarafından bakınca her şeye veya her yöne, olumsuz çıkarımlar ortaya çıkması kuvvetle muhtemeldir. Ve dendiği gibi, her kriz aslında fırsattır da. Dolayısı ile, bardağın dolu tarafından, yani olumlu bakış açılarıyla yaklaştığımızda olaylara, pozitif sonuçlarında olabileceğini gösteriyor bizim açımızdan gerçekleşenler. Bu nedenle, karamsar yüzümüzün krize endeksli psikolojilerinden uzaklaşmak ve muhtemel rakipler arasında bir adım öne geçecek farklılıklar oluşturarak öncü olmak, önder olmak, lider olmak adına yürüyüşlerimizi sürdürmemiz gerekiyor. Gerek yurt içinden ve gerekse yurt dışından UNICERA’ya gelen kitlenin ilgisi ve kalifikasyonu daha yüksek insan yığınlarının fuara olan gönüllülüğünün artması sektöre olan bakış açısının da pozitif algılamalarla besleneceği anlamına geliyor aslında. Biz bundan fazlasıyla faydalandık ve oldukça mutluyuz şirketimiz ve markamız olarak… Evet süreç yaklaşık 1 ay geriye çekildi… Sezon öncesi için çok yanlış zaman değil gibi görünüyor. Ama biraz daha soğuk olacak havalar. Soğuk havalar sıkıntılıdır bana göre. İspanyollar Mart’tan Şubat’a aldılar CEVİSAMA’yı ve o fuar can çekişiyor sanki. Ve İspanya, sektörel olarak ciddi sıkıntılar yaşıyor bu aralar. Bu işin tasarım piri olan İtalyada ise fuar Ekim ayında yapılıyor. Ve İtalya dünyada hep ilk sırada algılanıyor. Bizde o algının yakınlarında olsak fena mı olur du? Dünyanın lideri Ekimde yapıyor en büyük sektörel fuarını. Bizde onun sağında ya da solunda, arkasında ve ya önünde yapsaydık keşke bizim fuarımızı. İkinciliğe konumlandırmak adına kendimizi bu yaklaşım bana daha doğru geliyordu. Çünkü ikinciyi geçenin ancak ikinci olabilidiğini bildiğimize göre, İspanya’nın ve fuarının sıkıntılarını bile bile, konumlandırmamızı daha farklı yapmalıydık gibime geliyor bana. Hazır ürünle sezona girmek adına da, Eylül veya Ekim sonu, seçilen Mart ayına göre daha efektif bir yaklaşımdır aslında. Çünkü bir çok firma hazır ürünle fuara girmeyip, hazırlayacağı yeni koleksiyonlarla katılıyor fuara. Ve bu durum da, zaman istiyor elbette. Hayırlısı olsun, göreceğiz sonuçlarını hep birlikte…
Damla Yapı Elem. Ür. Paz. San. ve Tic. A.Ş. Satış & Destek Direktörü Hacer Kara Ziyaretçi kitlesi isteklerimize uygundu. Gerek İstanbul dışından gelen, gerekse İstanbul içinden katılan bayilerimiz memnun kaldılar açıkçası. Ve her geçen sene gelen ziyaretçilerin Banyo & Seramik sektörü konusunda bilinçlenmesini sağlaması açısından UNICERA fuarının önemini de bu bağlamda ayrıca belirtmek isteriz. Bizim firma olarak UNICERA 2010 fuarında, yurtdışı ziyaretçiler ihracatımızdaki büyümeye katkısı açısından asıl hedefimizdi. Bu anlamda 2010 senesindeki yurtdışından gelen ziyaretçi sayısındaki %40 artış hedefimize doğru oranda yansıdı. İstediğimiz hedefe ulaştık. Fuarın 2011 senesinde Mart ayında yapılacak olmasının, Banyo & Seramik sektörü açısından çok daha verimli ve faydalı olacağı kanaatindeyiz. Damla Yapı Elemanları olarak, sizler TIMDER ekibine yakın ilgi ve alakanıza teşekkür ederiz.
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
99
FUAR GÖRÜŞLERİ Göksen Yedigüller Gülçin Polat Hasbora Genel Müdür İş Geliştirme Müdürü Ege Seramik San. ve Tic. A.Ş. Sektörümüzde yer alan üretici, tüketici, profesyonel kullanıcı, profesyonel uygulamacılar arasında paylaşım ve bilgi akışı sağlayan Unicera Fuarı 2010 yılında da bu misyonunu tam anlamıyla yerine getirmiştir.Yıl içerisinde yoğun araştırma ve çalışmalarla oluşturduğumuz yeniliklerimizi gerek bayilerimize, profesyonel müşterilerimizle gerekse nihai müşterilerimizle, sezonun hareketlenmeye başladığı bu dönemde paylaşma imkanı bulduk. 2009 yılındaki global krizin etkilerinden sonra 2010 yılı fuarı çok daha canlı, dinamik bir platformda geçti. Yurtdışından gelen ziyaretçi yoğunluğu ihracat satışlarında yükseliş mesajları verdi. Fuarda sergilediğimiz yeniliklerimiz Bayi kanalımız, profesyonel kesim ve sektörün diğer firmaları ve yabancı müşteriler tarafından oldukça beğeni topladı.Etkilerinin 2010 yılı satışlarımıza pozitif yansımasını kaçınılmaz olarak görüyoruz.Ürün geliştirme faaliyetlerimizde, iş ortaklarımıza katkı sağlayacak fiyata değer ve yüksek beğeniye sahip ürünler geliştirmeye özen gösteriyoruz. Fuarda sergilediğimiz ürünler bu anlamda son derece başarılı bulunmuştur. Standımızda birçok yeni ürünümüzü tüketicilerimizle buluşturduk.Türkiye’de sadece Ege Seramik tarafından uygulanan dijital baskı teknolojisi ürünlerindeki 21 farklı seriyi tüketicilerimizle buluşturduk. Genel portföyümüze ilave ettiğimiz ürünlerde ışığı yansıtarak özgür bırakan yüzeyler konsepti ile dikkat çekti. Ege Vitrifiye ürünlerimizde de yeni ürün portföyümüzü seramikle kombinli renk uygulamaları ile zenginleştirerek sergiledik ve son derece olumlu tepkiler aldık. Unicera Fuarında aldığımız pozitif enerji tüm ekibimizin motivasyonunu yükseltti.Daha da başarılı sonuçlar için çalışmalarımıza ara vermeden devam etmekteyiz. 2011 Unicera Fuarının Mart ayında yapılacak olması Unicera hazırlıklarını ve devamında yeni ürünlerin pazara penatrasyonunu bir ay geriye çekerek tüm firmaların sektörün canlandığı döneme daha hazırlıklı girmesini sağlayacaktır.
Hakan Günderen Elmor Tesisat Malzemesi Tic. A.Ş. Şirket Müdürü Fuar önceki birkaç yılın aksine daha hareketli idi. Fuarda bu yıl pazara vereceğimiz yeni ürün serilerimizin tanıtımını gerçekleştirdik. ECA ‘ Primemix, Caro, Diagonal serileri ile Vinea ve Lema eviye bataryaları yeni teknolojileri ile armatüre yeni bir bakış açısı getirdi ısı ayarını sabitleyebilen bu yeni teknoloji bundan sonra geliştireceğimiz tüm ürün serilerine uygulanacak. Serel ‘de bu yıl Marine, Diagonal ve Smart serileri ile Pebel lavabo serisi ile tasarımda farklılıklar yarattık. Özellikle Marine serisi fuarda çok büyük sükse yaptı ve tüm ziyaratçilerin ilgisini üzerinde topladı. Fuarı genel olarak değerlendirirsek; Ekonomik krizin etkilerinin azaldığını gösteren bir fuar olduğu kanısındayım. Katılımcı, iç ve dış ziyaretçi sayısının önceki yıllara göre yüksek olması bu kanıyı güçlendiriyor. Fuar bizim açımızdan gayet olumlu geçti özellikle çevre ülkelerden standımızı ziyaret eden bir çok kişi oldu ve yeni ticari bağlantılar sağlandı. Unicera fuarının Moskova fuarı ile çakışması yabancı ziyaretçi sayısı açısından fuarı olumsuz etkiliyor idi; bu nedenle fuarın Mart ayında düzenlenecek olması Unicera’yı bu coğrafyada düzenlenen fuarlar arasında önemli bir konuma getirecektir.
100
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
FUAR GÖRÜŞLERİ Sertaç Südütemiz Gül Pres Döküm Sanayi A.Ş. Pazarlama ve Kurumsal Müşteriler Müdürü Unıcera fuarı bu sene, her yıl olduğu gibi uluslar arası kimliği ile çok çeşitli ülkeleri, yerel ve sektörel odaklılığı ile de tüketicilerle üreticileri bir araya getirerek tüm kesimler adına zengin imkanlar sundu. Seramik ve banyo sektörünün önde gelen firmaları fuarda en yeni ürün ve teknolojilerini, diğer firmalara göre fark yaratan özelliklerini sunarak rekabette ve tanıtımda bir adım daha öne geçme fırsatını yakalamak için görsellik ve iletişim adına adeta show yaptılar. Fuara gelen tüketiciler, müteahhitler, yabancı ülkelerden Türk ürünlerine talep gösteren firmalar, mimarlar gibi sektörün tüm oyuncuları hem üretici firmaları karşılaştırma olanağı buldular hem de kendi adlarına güzel iş bağlantıları yaparak verimliliklerini arttırdılar. GPD olarak bizim açımızdan da bu yıl fuar son derece verimli geçti. Hem mevcut hemde potansiyel müşterilerimiz ile bir araya gelme, tecrübelerimiz paylaşma, iletişimimizi güçlendirme fırsatı bulduk hem de yeni iş bağlantıları elde ettik. Fuarda bizi ziyaret eden tüm müşteri ve profesyonel karar alıcıları sistemimize kaydederek, onların bizden beklentilerini öğrendik ve bu beklentileri karşılamak adına iş planlarımızı oluşturduk. CRM uygulaması olarak değerlendireceğimiz bu çalışma ile doğru müşteriye doğru hizmeti vererek hem kaynak kullanımımızda etkinlik sağladık hem de kişiye özel hizmet verebildik. Fuar için özel olarak yaptığımız GPD Kurumsal İletişim Bülteni “Su Dünyası“ ile tüketicilerin GPD markasını daha yakından tanımasını, markamız hakkında olumlu algılar elde etmesini, satın almak istediğinde ise ürünlerimizi bulacağı satış noktalarını, satış sonrası hizmet için yetkili servis listemizi sunarak GPD markası ile bir tecrübe yaşamalarına imkan sunduk. Tüketicilerin standımıza ilgisi yoğun oldu. Marka iletişi adına fuarda hedefimize ulaştık. Profesyonel kesim adına müteahhit ve mimarlarında standımıza ilgisi yoğundu.Her profesyonel için bir satış yöneticimizi fuar sonrası için nokta bazında yönlendirdik ve iletişimi güçlü tutmaya gayret ettik. Özellikle mimarlar Aduro, Quadro, Fonte ve Nova gibi tasarım serilerimizi oldukça beğendiler. İhracat anlamında ise yurt dışı müşterilerimizin yoğun ilgisini yaşadık.Hem önemli müşterilerimiz ile bir araya geldik hemde yeni müşteriler edindik.Yetkili satıcılarımız tüm firma yöneticilerimizle bir araya gelme fırsatı buldu ve ürün/hizmet adına bizlere önerilerini sundular. Karşılıklı fikir alışverişi ile GPD markalı ürünlerimizin yeni özelliklerini, yeni satış stratejilerimizi, bölgesel aksiyonlarımızı paylaştık. Yetkili satıcılarımız için yaptığımız kokteyl’imiz de ise müşterilerimiz ile birlikte fuarın yorgunluğunu hafifletecek anlar yaşadık. GPD ürün teknoloji anlamında ise fuarda hem tasarım ürünlerimizi hem de teknolojik ürünlerimizi sergiledik. Banyo bataryasında çıkış ucunun hareketi ile el duşuna suyu yönlendiren özel teknolojisi ile estetik tasarımını birleştiren Aduro serisi, geometrik hatları ile Quadro serisi, minimal tarzdaki Espina ve Fonte serileri gibi ürünlerimizin yanında özel tasarıma sahip su sıcaklığını en verimli şekilde sabitleyerek konfor ve ekonomi sunan termostatik bataryalarımızı, çeşitli gövde alternatiflerinde ister sıcak-soğuk ister tek su girişli olan ve su tasarrufuna odaklı fotoselli ürünlerimizi müşterilerimize tanıttık.Ürünlerimizin yanı sıra tüm GPD ürünlerinde standart hale getirdiğimiz suyun miktarını ve sıcak su tüketiminin %90 lar oranlında kısıtlanabildiği ısı-debi ayarlı kartuşlarımızı , akan su miktarını iki kademede veren %50 su tasarrufu sağlayan kademeli kartuşlarımızı , dakikada max 8 litre su akıtarak harcanan suya sahip çıkan özel perlatörlerimizi GPD Su Teknolojisi konsepti altında tüm müşterilerimize anlattık.
Kenan Çebi Graniser Granit ve Seramik San. ve Tic. A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı
Unıcera 2010’da beklentilerimizin üzerinde bir ziyaretçi kitlesiyle karşılaştık. Fuar oldukça başarılı geçti. Önemli olan yönü; yurt içi ve yurt dışından ciddi siparişlerin alınmasıydı. Krizin atlatılıyor olması moralleri de olumlu yönde etkilemiş. İç ve dış müşteriler fuar ve ürünlerle çok ilgiliydiler. Genelde fuarlarda yurt dışı müşterilerden sipariş alınır. Bu yıl yurt içi müşteriler de sipariş verdiler. Bir başka güzel gelişme de sektörün ürünler konusundaki atılımıydı. Birçok firma yeni teknolojiler kullanarak güzel ürünler geliştirmişlerdi. Bu durum sektörün geleceği açısından çok önemli. Unıcera bütün bu gelişmeleri tüketici ile paylaşabilmek adına çok ciddi katkı sağlıyor. Emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Fuarın 2011’de Mart ayına alınması olumlu bir karar. Bildiğiniz gibi sezon mart ayında açılmaya başlıyor. Bu tarihte müşteriler siparişlerini yeni ürünlerden verip Nisan ayından itibaren bu ürünleri pazara hızlı bir şekilde sunabilir ve sezonu yakalamış olurlar.
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
101
FUAR GÖRÜŞLERİ Erhan Kuşüzümü Hitit Seramik San. ve Tic. A.Ş. Satış ve Pazarlama Grup Başkanı Son iki yılla mukayese edildiğinde fuarda canlılık dikkat Hitit Seramik A.Ş. olarak, UNICERA 2010 Seramik, Banyo ve Mutfak Fuarı`na hazırlanırken bu seneki fuarın geçmiş senelerden daha aktif ve profesyonel katılımın daha yüksek olacağı varsayımıyla haraket edilmiş ve buna göre konum alınmıştır. Beklenen gerçekleşmiş ve arzu edilen ziyaretçi sayı ve kalitesinde önemli oranda artış sağlanmıştır. UNICERA 2010 Seramik, Banyo ve Mutfak Fuarı`na, tamamı ilk kez sergilenen, 30x60 ebat 8 ayrı özel tasarımdan oluşan DELUXE SERİ ile 20x20,40x40, 20x50,20x60,30x60 ve 60x60 ebat 9 ayrı seriden oluşan orta üst segment ürün grubu profesyonel ve nihai tüketicilerin beğenisine sunulmuştur. Gerek Yurt içi gerekse yurtdışı misafirlerin çok olumlu tepkileri bizleri fazlasıyla memnun etmiştir. Bilindiği gibi sıkıntılı geçen 2009 yılının ardından, ülkemizin iç dinamiklerindeki hareketlilik, dünya üretiminde üstlenmiş olduğumuz rol ve giderek artan bölgesel etkinlikler nedeniyle yurtiçi ve yurtdışı taleplerin artacağı beklentisi yanlış olmamıştır. Fuar süresince beklenenin çok üzerinde ziyaretçi standımızı ziyaret etmiş ve ticari faaliyetler gerçekleştirilmiştir. Unıcera fuarının her yıl Nisan ayında yapılır olması nedeniyle ajandalarımızdaki yeri bir sene önceden hazırdır. Bu nedenle ilk bakışta neden sorusu sorulmuş olsada çevre ülkelerde yapılan bazı fuarlarla çakışmasının bu değişiklikte önemli rol oynadığını düşünüyoruz. Bu nedenle çok fazla problem olmayacağı kanaatindeyiz.
Erkan Ulaş Japar Plastik İnşaat Malz. Gıda Amb. San. ve Tic. Ltd. Şti. Pazarlama Müdürü Her yıl olduğu gibi, bu yılda 22. UNICERA Uluslararası Seramik Banyo ve Mutfak Fuarında, JAPAR olarak aynı yerde ve aynı heyecanla yerimizi aldık. Bu yılki fuarda da çok açık olarak görülmüştür ki, Türk Mallarının ve Türk Markalarının gelişen kalite anlayışı sonucu, Türk Malı, Uluslararası Yapı Sektöründe kendini kabul ettirmiştir. Bu da gelen yabancı ziyaretçilerin sayısının ve ilgisinin artmasına neden olmuş, bizlerin de yepyeni pazarlara açılmamıza vesile olmuştur ve olmaya da devam edecektir. Bir çok uluslararası fuar, ziyaretçilerine kapılarını iki yılda bir açmasına rağmen UNICERA Fuarının her yıl açması maliyet ve zaman açısından bir olumsuzluk gibi algılanmaktadır. Fakat Ülkemizdeki sanayileşme, markalaşma, ar-ge ve inovasyon süreci global rakiplerimize kıyasla oldukça yeni olması nedeni ile, bizler için itici güç oluşturmaktadır. JAPAR Firması olarak standımızda mevcut 80 mm. eninde Micro 80 Gömme Rezervuar yanı sıra, yeni ürünümüz 120 mm. eninde 2,5 - 4 lt. ile 3- 6 lt. su boşaltma özelliğine sahip Hero 120 Gömme Rezervuar sergilendi. Tasarım ve estetikten vazgeçmeyen kullanıcılara EGE ve ADRIA Çift Kademeli Kumanda Panellerimizi sunduk. Bunun yanında, yeni iki kumanda panelimizi de müşterilerimiz beğenisine sunduk ve görüşlerini aldık. Ses kirliliğini ve kırılmaları önleyen “Soft Close” yavaş kapanan, duroplast kapaklardaki yeni modellerimizi ve çevreye duyarlı – su tasarrufu sağlayan yeni ürünlerimizi yerli- yabancı müşterilerimiz ile profesyonel ve perakendeci ziyaretçilerimize tanıttık. Ziyaretçilerimden alınan olumlu eleştiri ve övgüler bizleri gururlandırdı, aynı zamanda emeğin takdiri olarak da duygulandırdı. Fuar süresince yapılan gerek yurtiçi, gerekse yurtdışı ticari anlaşmalar, bu yılın Japar özelinde ve Türk İnşaat Sektörü genelinde iyi bir yıl olacağına dair olumlu sinyaller vermiştir. Fuar ile ilgili çok küçük bir eleştiriye değinmenin yerinde olacağı kanısındayız. Bazı katılımcı firmaların kendi standlarındaki teşhir alanlarını oluştururken oldukça yüksek ve kapalı duvarlar örmesi, stand yakınında bulunan diğer katılımcılara karşı haksız bir uygulama oluşturmaktadır. Bu hususa gerek organizatör konumundaki TİMDER’in, gerekse TÜYAP’ın dikkatine sunmakta yarar görüyoruz. JAPAR olarak fuarı tüm katılımcılar açısından olumlu geçtiğini ümit eder, önümüzdeki yıl Mart ayı başında düzenlenecek olan 23. UNICERA fuarında büyük emeklerle oluşturduğumuz yeniliklerimizi paylaşabilmek üzere esenlikler dilerim.
102
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
FUAR GÖRÜŞLERİ Yunus Altun Kare Banyo Yönetim Kurulu Üyesi 22. Uluslararası seramik banyo mutfak unıcera fuarı zirayetçi açısından gerek yurtdışı gerekse yurtiçi ziyaretçisiyle her yıl olduğu gibi bu yılda oldukça başarılı geçmiştir. Tabi burada amaç yeniliklerin sergilenmesi ve marka değerinin hakettiği yeri sektör içerisinde bulabilmesi için unıcera oldukça etkili bir tanıtım kanalıdır. Çünkü buraya sektörün en güzide satıcıları ve evini yenileyecek tüketiciler gelmektedir bu durum ihracattada aynıdır. Unicera artık bir markadır öncüdür ve buda aynen devam edecektir. Katılımcılarımızda çok güzel hazırlanmış ve yeniliklerini tanıtma fırsatı bulmuştur. Biz kare banyo olarak standımızda teşhir ettiğimiz ürünlerin tamamı yenidir. Karealina - sevilla swarovski - keıko kalista - gusto - roma classıc - logaritma - londra - bella - viza - maxlıfe - polo serilerimizle krom-antik-krom altın ve altın serilerimizle tamamen yeniliklerimizin sergilendiği standımızda gelen ziyaretçi ve katılımcılar ürünlerimize oldukça ilgi göstermiş ve fuar sonrasında yetkili satıcılarımızın showromlarında ürünler yer almaya başlamıştır. Fuarın mart ayında olması belki kış olması nedeniyle gelen ziyaretçiler için sorun teşkil edebilir ama sezona hazırlık bakımındanda erken ve iyi bir aydır. Ben bu fuarın düzenlemesinde başta seramik fedarasyonu olmak üzere timder,tüyap yönetim kurullarına ve emeği geçen herkese çok teşekkür ederim. 2010 Fuarının sektörümüze hayırlı olmasını diler 2011 fuarında buluşmak üzere saygılarımı sunarım.
Fethi Akar Öncü İnşaat Yapı Sistemleri Mobilya San. ve Tic. Ltd. Şti. (FYM Bagno) Yönetim Kurulu Üyesi Ziyaretçi katılımcı kitlesi amacına isteklerine kısmen uygundu. Avrupa’dan daha çok ziyaretçi olabilirdi. Örneğin fransa, almanya, italya, avusturya çek cumhuriyeti gibi ülkelerden yok denecek kadar azdı. Avrupa birliği ülkelerden ziyaretçilerin daha çok gelmesini bekliyoruz. Çalışmaları bu yönde geliştirirsek amacına uygun olabilir. Bu fuarı ab ülkelrine göre hitap edecek şekilde organize etmeyi başarmalıyız. Yurtiçinde sorun yok. Bu yönde katılımcı firmalarla daha iyi bir iş birliği olabilir. Anadolu ziyaretçisini daha fazla çekmek için çalışmalar yapılabilir. Mart ayında yapılmasına olumlu bakmıyorum. Şimdiki tarih iyi. İklim şartları ülkemizde ve avrupa’da bu tarih çok olumlu ne soğuk ne sıcak ziyaretçiler etkilenmiyor.
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
103
FUAR GÖRÜŞLERİ Ömer Yılmaz Orka Ahşap Ürünleri San. ve Tic. Ltd. Şti. Genel Müdürü Türkiye son dönemlerde özellikle fuarcılık alanında önemli sayılabilecek bir yol aldı. Fuarların ticaret yapan firmaların ürün ya da hizmetlerini, takip ettikleri ve uyguladıkları teknolojik gelişmeleri, bu gelişmelerden doğan yeniliklerin tanıtımı, yeni pazarlar bulunabilmesi, teknik anlamda yapılacak işbirliği, geleceğe yönelik ticari ilişkilerin kurulması ve geliştirilmesi için çok önemli olduğuna inanıyoruz. İşçilik, fiyat ve kalite açısından yurt dışındaki rakiplerinden aşağı olmayan Türk firmaları pazarlama ve tanıtıma gereken önemin verilmesiyle daha iyi yerlere gelebilecek konumdadırlar. Fuarların, sektörlere hareketlilik kazandırmaktaki rolü herkes tarafından biliniyor. Unicera ve benzeri fuarlara mutlaka katılım sağlamak zorundayız. Türk firmaları gelecek de sadece pazarı takip eden değil aynı zamanda pazara yön veren konuma gelecektir. Orka Banyo olarak 2003 yılından beri Unicera Banyo&Seramik fuarına katılmaktayız. Bu fuarın markalaşma yolunda çok önemli bir adım olduğunu düşünüyoruz. Fuara gelen ziyaretçiler sektörü oluşturan firmaları, ürünleri, kaliteyi ve hizmet anlayışını karşılaştırma ve değerlendirme fırsatı buluyor. Banyo mobilyası’nın sektörleşmesine öncülük eden ve sadece banyo mobilyası üreten firmalardan biri olarak ORKA Banyo ürün çeşitliliği ve kalitesiyle fuarda tüketiciden hak ettiği ilgiyi ve desteği görüyor. Banyo mobilyası üreten ve bu işin ticaretini yapanlarda yeni modelleri ilk defa diğer tüketicilerle birlikte bu fuarda görme olanağı buluyor. Orka Banyo olarak, ürünlerimizi tasarlayıp üreten, Ar-Ge çalışmalarını sürekli kılan profesyonel ekiplerimiz sayesinde dünyadaki ve Türkiye’deki talepleri ve oluşumları yakından takip ediyoruz. Zevkimizi yansıtan yaşam alanlarımız olan banyoların hayatımızdaki önemi gitgide artıyor. Banyo mobilyası seçmeden önce banyo ve seramik modasının aynası olan bu fuarın mutlaka ziyaret edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yeni modellerimizi ilk defa 22.Uluslararası Unicera Seramik Banyo Mutfak Fuarında tüketicilerin beğenisine sunduk. Standımızı ziyaret ederek bizi onurlandıran misafirlerimizi en iyi şekilde ağırladık. Artık karşımızda aldığı ürünü sorgulayan, işi hakkıyla yapması için firmaları zorlayan bilinçli tüketici profil’i var. Böylece daha iyisini nasıl yapabiliriz, hizmet kalitemizi maksimum düzeye nasıl çıkarabiliriz diye düşüneceğimiz farklı bir platform oluştu.
Seymen Özemre Saray Kimya San. Tic. Ltd. Şti. Satış Sorumlusu Fuar boyunca standımıza ne istediğini bilen ürünlerimizi tanımaya gelen işinde ve konusunda bilinçli ziyaretçileri ağırladık. Sektördeki tecrübemizi iç pazarda pekiştirmek adına verimli bir fuar geçirdiğimize inanıyorum. Yaşanan ekonomik krize rağmen beklentimizin üzerinde bir fuar oldu.Katılımcı firmaların kapsamlı standları ürünlerin etkili bir biçimde tanıtılmasını sağladı ve hitab ettiği hedef kitleyi bu anlamda memnun etti. Önümüzdeki yıl fuarın Mart ayında yapılması daha etkili olacaktır.Sektörün satış,pazarlama ve üretim anlamında güçlendiği bahar ayları fuara ilgiyi arttıracaktır. Mart ayı hem ziyaretçi hem de katılımcı açısından daha etkili olur. Çünkü Nisan ayı başları itibariyle sektörel yoğunluk hız kazanmaktadır.
104
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
FUAR GÖRÜŞLERİ H. Bülent Şamlı Seramiksan Turgutlu Seramik San. ve Tic. A.Ş. Satış & Pazarlama Grup Başkanı
Türkiye’nin gerek üretim kapasitesi, gerek teknolojisi ve gerekse ürün çeşitliliği açısından önemli seramik üreticilerinden Seramiksan olarak, bu yıl Unicera Fuarı’na ‘’seramik sektörünün ilkleri ve tekleri” konseptimizle katıldık. Fuar boyunca en yeni teknolojilerle ürettiğimiz ürünlerimizi ve sektöre canlılık kazandıracak 4 yeni teknolojimizi ziyaretçilerimize tanıtma fırsatı yakaladık. Sektör profesyonellerini, bayilerimizi ve müşterilerimizi 480 m2’lik geniş standımızda ağırladık. Tüm ürün gamımız fuar süresince ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Fuarın açılışının ardından Bayındırlık ve İskan Bakanı Sayın Mustafa Demir, Türkiye Seramik Federasyonu Başkanı Zeynep Bodur Okyay ve sektör profesyonelleri, Seramiksan standını ziyaret ederek yeni teknolojilerimiz hakkında bilgiler aldılar. Kale Grubu Şirketleri Kurucusu ve Onursal Başkanı Dr. İbrahim Bodur da daha sonra Seramiksan standını ziyaret ederek sektör çalışanları adına önemli yenilikleri için Seramiksan’a teşekkür etti. Gördüğümüz ilgi fuar boyunca bizi çok mutlu etti. İlk defa Seramiksan tarafından Nano teknoloji uygulanarak üretilmiş parlak NanoTech granitler, Soluble Salt teknolojisi ile üretilmiş yüzeyi desenli ve parlatılmış granitler, yarı mat-yarı parlak anti-slip kaymaz yüzey sırlı Lappato granitler ile doğanın renklerini, desenlerini 3 boyutlu rotodigit dijital baskı teknolojisi ile mekanlara taşıyan Digiart karolar Seramiksan’ın standında en çok ilgi gören ürünler arasındaydı. Fuar boyunca gerek yurt içinden ve yurt dışından birçok talep ve sipariş aldık. Bayilerimiz ile sık sık bir araya gelerek yeniliklerimiz ve yatırımlarımız hakkında onları bilgilendirdik. Sektör profesyonellerine ve isteyen herkese Türkiye’de ilk kez ücretsiz olarak sunduğumuz 3 boyutlu bir çizim programı ve sosyal ağ fonksiyonlarından oluşan platformumuz SERA’cad ile de banyo ve mutfaklarının nasıl olacağını bilgisayar ortamında görme fırsatı sunmak amacıyla SERA’cad eğitimi verdik. Eğitimi başarı ile tamamlayanlar sertifika almaya hak kazandı. Unicera Fuarı bu yıl Seramiksan açısından da sektör açısından da oldukça hareketli geçti. Fuar süresince sektör profesyonelleri, bir araya gelerek sorunlarını, dilek ve beklentilerini paylaştılar. Satış kanalları ile bir araya gelerek gelecek dönem planlarını paylaştılar. Yurt içinden ve yurt dışından birçok yeni iş bağlantısı görüşmeleri gerçekleştirdiler. Unicera’da gerçekleştirilen iş potansiyeline de baktığımızda artık ülkemizin önemli bir ticaret merkezi konumuna geldiğini ve fuarların da ticaretin gelişmesine katkı sağlayan önemli organizasyonlar olduğunu görüyoruz. Unicera’nın da önümüzdeki yıllarda daha uluslar arası ağırlıklı bir potansiyele kavuşacağını düşünüyoruz. Fuar tarihinin sektörün hareket kazandığı mart ayına çekilmesini, iş bağlantılarının sezon başlangıcına yetişmesi açısından olumlu bir çalışma olarak değerlendiriyoruz. Önümüzdeki yıllarda da sektörün önemli isimlerini bir araya getirerek sektöre canlılık kazandıran, yurt içi ve dışından gelen ziyaretçileriyle ciddi bir iş potansiyeli oluşturan Unicera Fuarı’nda, yeniliklerimizi sergilemeye devam edeceğiz.
Uşak Seramik San. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Durmuş Tanış
Uşak Seramik olarak 2010 yılında hedeflediğimiz değişimi ve yenilenen çizgimizi standımızla ve yeni koleksiyonumuzla ziyaretçilere yansıtmak istedik, fuar süresince standımızdaki ziyaretçi yoğunluğu, gerek iç piyasadan gerekse dış piyasadan almış olduğumuz olumlu tepkiler ile amacımıza ulaştığımız inancındayız. Fuar ziyaretçi sayısının geçen yıla oranla artış göstermesi ile beraber profesyonel ziyaretçi ve yabancı müşteri sayısının da artması yurt dışı ve yurt içi müşteriler ile iş bağlantıları gerçekleştirmemizin yanı sıra yeni müşterilere de ulaşma imkanı bulmamıza olanak verdi. Türkiye’de seramik sektörünün en büyük fuarı olması ve sektörün gelişim hızını göstermesi açısından önemli bir organizasyon olan Unicera daha önceki senelere göre yerli ve özellikle yabancı ziyaretçilerde sağladığı artış ile katılımcıların beklentilerini karşılamıştır. Global kriz, tüm sektörlerde olduğu gibi Seramik sektöründe de rekabet ortamı doğurmuştur. Yaşanan bu rekabet doğrultusunda tüm firmaların ürünleri ile farklılık oluşturma hedefi ile hareket ettiği bu durumun hem sektör hem de kullanıcılar açısından olumlu sonuçlar doğurduğu gözlenmektedir. Sektörün buluşma noktası olan Unicera fuarının Türk seramik sektörüne katkısının artarak devam edeceğine inanıyoruz. Daha önceki senelerde Nisan ayının ilk haftasında yapılan Unicera fuarının Paskalya Bayramı’nın denk gelmesi yurtdışından gelen ziyaretçi sayısına olumsuz etkilemekte idi. Yabancı misafirlerimiz açısından fuarın Mart ayında yapılacak olmasını olumlu karşılamaktayız.
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
105
FUAR GÖRÜŞLERİ Kemal Saygı Yurtbay Seramik Pazarlama A.Ş. Satış Müdürü Genel olarak baktığımızda standımızı ziyaret eden misafirlerimizden memnunuz. Yeni üretim hattına almış olduğumuz ürünlerimiz misafirlerimiz tarafından beğenildi ve hemen fuar da siparişler almaya başladık. Buda bizlere doğru ürünler yaptığımızı ve standımıza gelen ziyaretçilerinde gerçekten ürünle ilgilendirdiklerini gösterdi. İyi bir fuar geçirdiğimizi düşünüyorum. Standımızı ziyaret eden misafirlerimizden edinmiş olduğumuz izlenimlere göre bu değerlendirmeyi yapıyorum. Biz Yurtbay Seramik olarak Yurtbay Seramik Satış Müdürü Kemal Saygı ve 2009 yılı fuarından da memnunduk ve bu memnuniyetimiz Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Girgin 2009 yılı satışlarımıza olumlu olarak yansıdı ve bir önceki yıla göre satışlarımızı arttırdık. 2010 yılı fuarı bir önceki yıla göre gerek katılımcı firma gerek ziyaretçi anlamında 2009 yılına göre daha iyi. Katılımcı firmaların ve ziyaretçi sayısının artmış olması, seramik sektörünün geleceğe daha olumlu baktığının bir işareti olarak yorumluyorum. Fuarın mart ayında düzenleniyor olmasını sezonun bir ay erken başlamasına neden olacağından olumlu olarak değerlendiriyorum.
Berkan Öneyman Zimmer Yapı San. ve Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Zimmer Yapı Sanayi ve Ticaret A.Ş. kuruluşunun 8. ayında, sektörün 22. buluşmasına, ilk kez katıldı. Unicera, Yapı Fuarı’na göre, özellikle ıslak mekan malzemeleri satan yetkili satıcılarının tercih ettikleri bir fuar. Dolayısıyla sektöre yeni giren ve bayilik teşkilatını oluşturmakta olan bir firma için; bir hafta içerisinde bütün Türkiye’yi gezmek yerine, Türkiye’nin kendisine geldiği bir fuar. Kendi adımıza, bu şansı iyi değerlendirdiğimizi düşünüyoruz. Ayrıca, Yapı Fuarı’na Anadolu’daki bayilerin daha az gelmelerinin en önemli sebeplerinden biri de iki fuarın arasının çok kısa olması. Unicera’nın önümüzdeki yıl bir ay daha öne gelmesi, hem sezonu karşılamak için daha doğru bir tarih ki bu fuar pisikolojik açıdan da olsa sezon startı gibi görülüyor, hem de aralarındaki sürenin kısalığı yüzünden fuarlardan birini tercih etmek zorunda kalan ziyaretçiler açısından bakıldığında, iki fuara birden gelecek ziyaretçi sayısını olumlu yönde etkileyecektir. Diğer yandan, adının değiştirilmemesine rağmen “mutfak” katılımcılarının organizasyonda bulunmamaları ziyaretçiler üzerinde son derece olumsuz bir izlenim oluşturmaktadır.
106
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
PIPEXPO 1. BORU Endüstrisi Fuarı Boru Sektörünü Buluşturdu
Türkiye’nin konumu itibariyle en önemli ve gelişim hızı en yüksek sektörlerinden olan Boru Endüstrisi’nin ihtiyaçları ve beklentilerinden doğan PIPEXPO 1. Boru Endüstrisi Fuarı, UNICERA 22. Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı ile eşzamanlı olarak TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi Büyükçekmece / İstanbul’da gerçekleşti. Tüyap Fuarcılık A.Ş.’nin, TİMDER (Tesisat ve İnşaat Malzemecileri Derneği) işbirliği ile hazırlamış olduğu PIPEXPO 1. Boru Endüstrisi Fuarı’nın açılışı Bayındırlık ve İskan Bakanı Sn. Mustafa Demir, TOKİ Başkan Yardımcısı Sn. Ahmet Haluk Karabel tarafından yapıldı.
108
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
İlk Fuara Büyük İlgi Fuarın gerek yerli gerekse yabancı ziyaretçi bakımından büyük ilgi görmesi sektörde ve iş çevrelerinde büyük yankı uyandırdı. Özellikle inşaat ve yapı malzemeleri sektöründe daralan pazarlar ve son dönemde ekonomide kaydedilen uluslararası gelişmeler dikkate alındığında PIPEXPO 1. Boru Endüstrisi Fuarı tüm sektör temsilcilerine yeni pazarlar yaratma sözünü yerine getirmeyi başardı. Fuar boyunca özellikle yurtdışından gelen ve TÜYAP tarafından misafir edilen alım heyetlerinin yoğunluğu ve niteliği katılımcı firmaların büyük beğenisini kazandı. PIPEXPO 1. Boru Endüstrisi Fuarı’nı UNICERA 22. Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı ile eşzamanlı yapılmasının da getirdiği olumlu etkileşimden dolayı 70 ülkeden 53.394 kişi ziyaret etti. Yurtdışından gelen 2.883 yabancı ziyaretçi ile ilk fuarın uluslararası niteliği de önümüzdeki yıl için çok önemli bir gösterge oldu.
Müdürlüğü ve İller Bankası Genel Müdürlüğü de katılımcı olarak yer aldı. Fuar süresince yurtiçinde önemli boru kullanıcıları ve alıcıları olan özellikle Büyükşehir belediyelerinin altyapı, su ve kanalizasyon şirketlerinin üst düzey yöneticileri fuarı ziyaret etmiştir. Bu kapsamda İGDAŞ, ESKİ (Eskişehir Su ve Kanalizasyon İşleri), KOSKİ (Konya Su ve Kanalizasyon İşleri) gibi kurumlar adına üst düzey katılım sağlanmıştır. İGDAŞ Genel Müdürü Bilal Aslan ve Kalite Güvence Müdürü Serhan Taflan ile ESKİ (Eskişehir Su ve Kanalizasyon İdaresi) Genel Müdürü Garip Yıldırım, KOSKİ (Konya Su ve Kanalizasyon İdaresi) Genel Müdürlüğü Yatırım ve İnşaat Daire Başkanı Ahmet Demir, Su Tesisleri Daire Başkanı Bayram Kahveci, Su Yapım Şube Müdürü Murat Erdoğan, Su Şebeke ve İşletme Şube Müdürü Yaşar Samast ve Su Proje Müdürü Osman Taşlıca açılış töreninde hazır bulunmuşlardır. Açılış töreninde ayrıca İller Bankası Strateji Geliştirme Dairesi Başkan Yardımcısı Emine Ertekin ve Strateji Geliştirme Şube Müdürü Aslı Olgun kurumlarını temsilen yer aldı.
Fuarın ilk gününde özellikle yakın coğrafyadaki komşu ülkelerden gelen alım heyetlerinin yoğun bir şekilde ziyaret ettiği PIPEXPO 1. Boru Endüstrisi Fuarı kapsamında sektörün en saygın ve lider kuruluşlarının yanı sıra ülkemizdeki en büyük boru kullanıcıları ve dolayısıyla alıcıları olan Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’na bağlı Yapı İşleri Genel Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
109
Sektörün Coğrafi Avantajları Türkiye’nin uluslararası enerji trafiğinde köprü haline gelmesi, sulamaya elverişli çok geniş tarım alanlarına sahip olması ve her geçen gün artan altyapı yatırımlarının odak noktası olması dolayısıyla Türk boru sektörü bölgesinde büyük bir güç haline gelmişdi. PIPEXPO 1. Boru Endüstrisi Fuarı boyunca bu gücü harekete geçirecek yeni kapılar açması beklenen birçok büyük alıcının fuarı gezmesi fuarın sektör açısından bölgedeki en büyük pazarlama platformu olduğunu şimdiden gösterdi.
110
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
PIPEXPO 1.Boru Endüstrisi Fuarı başta inşaat sektörü olmak üzere tarım ve hayvancılık, enerji, makine, kimya, lojistik ve gıda üretim sektörlerinin en önemli yapı taşlarından biri olan boru sanayinin gelişimine paralel olarak beklentilerin üzerinde bir hareketlilik sağladı. Bu bağlamda; yurtiçinden inşaat taahhüt proje firmaları, mimar - iç mimar - dekoratörler, yapı marketler yurt dışından Avrupa, Balkanlar, Rusya, Kafkasya, Batı ve Orta Asya, Ortadoğu ve Afrika’dan önemli alıcıları katılımcılarla buluşturarak büyük bir ticari potansiyel yarattı.
Boru Endüstrisi Onur Ödülü PIPEXPO 1. Boru Endüstrisi Fuarı kapsamında PIPEXPO Boru Endüstrisi Onur Ödülü düzenlenen törenle sahibini buldu. Boru Endüstrisi Onur Ödülü’ne sektöre olan katkılarından dolayı ENKA İnşaat Sanayi A.Ş. Onursal Başkanı ve ENKA Vakfı Başkanı Şarık Tara layık görüldü. Tara’nın ödülünü PİMAŞ A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Tlabar TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Dönmez’in elinden aldı. Ustalar Günü Ustalar Günü etkinliği için yurdun çeşitli bölgelerinden gelen ustalar fuar alanına dev bir Türk bayrağı açarak İstiklal Marşı eşliğinde geldi. Düzenlenen organizasyonda her zaman olduğu gibi ustaların yanında olduklarını belirten TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Dönmez’e İstanbul Doğalgaz Sıhhi Tesisat Kalorifer Teknisyenleri Esnaf ve Sanatkarlar Odası tararından teşekkür plaketi takdim edildi.
PİMAŞ A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Tlabar ve TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Dönmez
Organizasyona sponsorluk desteği veren Fırat Boru, Ekpaş, KAS Vana yetkilileri de birer konuşma yaptı. Etkinlik sponsor desteği veren kuruluşların yetkililerine, yılın ustalarına ve odaya katkıları bulunan üyelere plaket sunulmasının ve ustalara hediyeler dağıtılmasının ardından sona erdi.
Ülkemizin önde gelen sektörlerinden biri olan boru endüstrisinin en geniş katılımcı ve ziyaretçi kitlesine sahip fuarı ünvanını taşıyan PIPEXPO 2. Boru, Pompa, Vana Endüstrisi Fuarı; sektörün beklentileri doğrultusunda önümüzdeki yıl 02-06 Mart 2011 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi - Büyükçekmece / İstanbul’da düzenlenecek. Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
111
112
Temmuz - Eyl羹l 2010 / Say覺 71
FUAR GÖRÜŞLERİ Ali Yalçın Tung Norm Bağlantı ve Tespit Elemanları Şirket Müdürü Norm Bağlantı kurulduğu günden bugüne kadar; üretim kalitesini ve sürekli olarak arttırdığı ürün çeşidini tanıtmak ve teşhir etmek üzere, ihtisas fuarlarını fırsat olarak görmüş ve yurtiçi / yurtdışı pek çok fuara iştirak etmiştir. İhtisas fuarları, kalitede, kapasitede ve hizmette kendisine güvenen üreticiler için cazibesini ve önemini korumaktadır. Zira konusuna vakıf satıcı veya kullanıcı ile üreticiyi bir araya getirmekte ve ziyaretçiler değişik markadaki ürünleri mukayese etme fırsatını bulmaktadırlar. Aynı zamanda bu fuarlar aynı sektörde yer alan, fakat görüşme fırsatı bulamayan üreticileri ve satıcıları bir araya getirmek gibi sosyal bir görevi de yerine getirmektedir. İlki düzenlenen PIPEXPO Fuarı’ nda da ziyaretçiler bu fırsattan istifade ettiler. Özellikle yurtdışından gelen ziyaretçilerin beklentilerin üzerinde olması fuarın en dikkat çekici yanıydı. Ziyaretçi sayısı, kriz sonrası tedirginlik ve durgunluğun yerini umudun aldığını ve 2010 yılından beklentilerin yüksek olduğunu gösterdi. Bu seneki katılımcıların ve ziyaretçilerin memnuniyeti, yeni katılımcıların mevcudiyeti ile ikincisinin ilkinden daha da başarılı olacağı muhakkak olan bir fuar tertiplediği için TİMDER ve TÜYAP’a şükranlarımızı sunarız.
Raif Ağanoğlu Pakpen Plastik Boru ve Yapı Elemanları Satış Müdürü Pakplast, Pakpen Şirketler Grubu’nun en genç markasıdır. PAKPEN Şirketler Grubu’nun Pakpen, Pak Siding, Pak Board, Pak Door, Pak Form, Pak Country, Pak Panel markalarından sonra sektöre kazandırdığı 8’nci ve şimdilik son marka PAKPLAST’tır. PAKPLAST, Türkiye çapında ve 50’ye yakın ülkede talep gören,tüketilen, Pakpen Grubu’na ait plastik boru markasıdır. Grup olarak PAKPEN, İnşaat Sektörü’nün, alt yapıdan üst yapıya, izolasyondan her türlü görsel ve estetik ihtiyaçlarına kalite, fiyat, hizmet bağlamında alternatifler ve çözümler sunmaktadır. PİPEXPO Boru Endüstrisi Fuarında PAKPLAST Altyapı ve İç Tesisat Boruları kendisini sektörümüze gösterme ve ifade etme anlamında sağlıklı bir zemin bulmuştur. Pipexpo güzide meslek örgütümüz TİMDER için varolan fuarcılık deneyimine rağmen yeni bir deneyimdi.TİMDER için yeni bir deneyim olmasına rağmen Pipexpo, PAKPLAST açısından gerek ziyaretçi sayısı gerekse katılımcı kalitesi açısından oldukça tatmin edici geçmiştir. Ülkemizin ve hatta tüm Dünya’nın yaralarını sarıp sancılarını dindirmeye çalıştığı ekonomik krizin tedavi dönemine gelen günlerde düzenlenen Pipexpo’ya PAKPLAST gibi tüm değerli katılımcılar en iyi şekilde hazırlanmışlar. Biz PAKPLAST olarak bu fuara katılma kararı vermiş olmakla çok isabetli davrandığımızı, fuar süresince standımıza ilgi duyan ziyaretçilerin teveccühleri ve geri bildirimleri sayesinde net bir şekilde gördük. İç Pazar açısından beklentilerimizin önemli ölçüde karşılandığı fuarımızın dış talep açısından da önümüzdeki yıllarda önemli mesafeler katedeceğine olan inancımız tamdır. Plastik Boru Sektörünün dinamik,yaratıcı ve yüzü daima çözüme dönük markası olan PAKPLAST önümüzdeki yıllarda da TİMDER’in düzenlemiş olduğu Pipexpo Boru Endüstrisi fuarlarında seçkin yerini alacaktır.
Mustafa Alp Koca PİLSA Plastik Sanayi Satış ve Pazarlama Direktörü Pakplast, Pakpen Şirketler Grubu’nun en genç markasıdır. PAKPEN TİMDER’in organizasyonu ile bu yıl ilki gerçekleştirilen 7-11 Nisan tarihli Pipexpo fuarına katulmış bulunuyoruz. Tuyap fuar alanında Unicera Fuarı ile eşzamanlı yapılan PIPEXPO fuarı benzer müşteri kitlesinin bir araya getirilmesi aynı zamanda boru ihtisas fuarı olması açısından çok faydalı oldu. İlk defa gerçekleştirilen bu fuara plastik boru sektöründe söz sahibi firmaların katılımının sağlanması ilk yıldan fuara olan güveni arttırmış ve gelecek vaad eden bir imaj yaratmıştır. Bu yıl oldukça verimli geçen fuarın gelecek yıl katılım ve ziyaretçi anlamında daha çok talep alacağını düşünüyoruz. Pipexpo fuarının bu yıl kazandığı güven, önümüzdeki senelerde daha yoğun tanıtım faaliyetleri ile desteklenir ise sektörün oldukça ses getirecek bir organizasyonu ve ülkemiz için güzel bir kazanç olacaktır. Sektörün öncü kuruluşlarından olan firmamızın standına fuar süresince tatmin edici ölçüde ziyaretçi akını oldu. Pilsa Adana fabrikada üretimi yapılan plastik boru ve ekparçaların yanısıra ithal ürünlerimiz olan Sitech Sessiz Üç Katlı Boru ve Ek Parçaları, Wavin Tegra Plastik Menhol ve Muayene Bacaları ile Wavin Elektrofüzyon ve Spigot kaynaklı Polietilen Ek Parçalarının fuar boyunca tanıtımları yapıldı. Wavin marka elektrofüzyon kaynaklı polietilen ek parçaların doğru kullanımını yaygınlaştırmak için dileyen misafirlerimize elektrofüzyon kaynak eğitimi verildi. PIPEXPO ile yapılan bu güzel başlangıcın önümüzdeki yıllarda daha hızlı bir ivme kazanarak devam edeceğini umuyoruz. Pipexpo Fuarı için girişimde bulunan değerli Timder ekibine ve fuar organizasyonunda emeği geçen herkese Pilsa adına teşekkürlerimizi sunarız.
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
113
Ekonominin Nabzı
75. İMSAD Ekonomik Değerlendirme Raporu’ndan alınmıştır.
Dünya Ekonomisi ve Küresel Piyasalar Euro Bölgesi’ndeki belirsizliğin sürmesi, küresel büyümeye yönelik endişeleri arttırıyor Dünya ekonomisi, küresel krizin etkilerinin artık geride kalmasının fazlasıyla temenni edildiği zor bir dönemden geçiyor. Küresel kriz sürecinde, bu sürecin kolayca atlanılamayacağı, krizde ikinci bir dalga riskinin hayli yüksek olduğu noktasında yorumda bulunan iktisatçılar içinde bulunduğumuz günlerde haklı çıkabilecekleri yönünde açıklamalarını hızlandırdıkça, küresel ekonominin toparlanmasına yönelik umutlar da kırılganlaşıyor. Bu gelişmelerin ışığında, Avrupa Birliği cephesinde sorunlar tırmandıkça, üye ülkeler arasındaki anlaşmazlık ve sürtüşmelerin de arttığına şahit oluyoruz. Bu da, Avrupa Birliği’nin sorunlarını aşabilmek adına, ortak bir duruş sergileyeceği yönündeki beklentileri zayıflatıyor. Bununla birlikte, 2007’den 2008’e sarkan, Lehman Brothers’ın batmasına yol açan, mortgage krizi ile başlayıp, küresel finans krizine dönüşmüş olan küresel çalkantının, girdabın geride bıraktığı etkileri iyi analiz etmemiz gerekiyor. Şu 3 nokta göz ardı edilmemeli: • Küreselleşme süreci ekonomi politikalarının, para ve maliye politikalarının etkinliğini azalttı. • Para ve maliye politikalarının inandırıcılığı, hane halkının beklentileri üzerindeki etkisi zayıfladı. • Kamu harcamalasının ekonomik büyümeye katkısı azaldı ve ülke kamu bütçekerinin yapısı değişti. Bu nedenle, 2008 yılının ekim ayından bu yana, küresel krizin etkilerini azaltmak adına, başta ABD olmak üzere, Euro Bölgesi’nde ve çeşitli ekonomilerde alınan parasal genişleme ve kamu harcamalarını arttırmaya yönelik önlemler, aradan 1 yıldan fazla süre geçmesine
114
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
İMSAD Ekonomi Danışmanı Prof. Dr. Kerem Alkin rağmen, söz konusu ekonomilerde beklenen ekonomik hareketlenmeyi, ekonomik büyüme sürecini getirmedi. Bu nedenle; • Dünya ekonomisine, ABD ve Euro bölgesi’ne yönelik büyüme endişeleri giderilmeden küresel krizin geride bırakıldığını söylemek zor. • Batı bankacılığında riskler azalmadan küresel piyasalarda toparlanmanın başlaması zor. Bu nedenle toparlanıyormuş gibi gözüken dünya borsalarında kırılganlık ve yatırım iştahında zayıflama bir anda etkisini arttırıyor. Euro - Dolar pariyesinde düşüş engellenemiyor. Dünya ekonomisinin büyüme performansına yönelik belirsizlik emtia fiyatlarını ve emtia ihracatçısı ülkelerin makro dengelerini olumsuz yönde etkiliyor. Yunanistan’ın, onlarca yıldır Avrupa’nın şımarık ve disipline edilememiş ülkesi olarak, AB fonları ile ekonomisini ayakta tutan bir ekonomi olması ve bugün yine Brüksel’in ciddi mali desteği ile krizden kurtulma çabaları, başta Alman halkı olmak üzere, Avrupa’nın önde gelen ekonomilerinin halklarını ayağa kaldırmış durumda. Kendi seçmenlerini kızdırmak istemeyen ve Merkel’in başını çektiği liderler ise, başta Yunanistan olmak üzere, İspanya ve Portekiz gibi ülkelerin bütçe açıklarını azaltacak ve bütçe harcamalarını azaltacak önlemler devreye girmeden, Avrupa’nın geleceğinin tehlikede
Ekonominin Nabzı olduğu yönünde açıklamalarda bulunarak, kendi seçmenlerinin tepkisini çekmemeye çalıştılar. Ancak, özellikle Almanya’nın açıklamaları ve aldığı tedbirler, Euro Bölgesi’ne yönelik endişe ve güvensizliği arttırdı. Ne yazık ki, uluslararası yatırımcıların endişelerinden yurtiçi piyasalar da nasibini almakta ve dolar kurunun 1,56-1,62 TL düzeyinde dalgalandığına şahit olmaktayız. Hisse senedi piyasasında da satışlar gözlenmekte. Almanya: ‘Euro’nun geleceği tehlikede’ Almanya Başbakanı Merkel’in, Avrupa’daki mali krizin kontrol altına alınmasıyla ortak para birimi Euro’nun korunması için, spekülatörlere karşı harekete geçilmesi ve kamu borçlarının azaltılması yönündeki çağrısı, 19 Mayıs Çarşamba günü, Türkiye Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutlarken, dünya ekonomisini karıştırdı. Federal Başbakan Merkel, Almanya Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada, Euro’nun tehlike altında olduğunu ve kurtarılmaması halinde bunun hesaplanamayacak sonuçları olacağını belirterek, euro projesi çökerse, Avrupa projesinin de çökebileceği uyarısında bulundu. Şansölye Merkel’in bu açıklamaları öncesinde, geçtiğimiz Salı günü, Almanya Finansal Denetleme Kurumu, Salı gece yarısından geçerli olmak üzere gelecek yıl 31 Mart’a kadar, Euro Bölgesi borçları ile bazı finans kuruluşların hisselerinin çıplak açığa satışını yasakladı. Kararın amacı, Avrupa’nın içinde bulunduğu kriz ortamında finansal istikrarın desteklenmesi olarak açıklandı. Almanya, 10 önemli Alman Bankası’nın hisse senetleri ile Alman Hazine kağıtlarında, bir birimlik sermaye ile, kimi spekülatörlerin 10 birimlik iş yapmasına imkan sağlayan ‘açığa işlemler’i böylece yasaklamış oldu. Söz konusu “açığa satış” uygulamaları, borsa simsarlarının bir başkasının mülkiyetindeki hisseleri ödünç alıp satması, ardından hissede değer kaybı eğilimi oluşunca, hisseleri daha ucuza geri alması ve aradaki fiyat farkından gelir edinmesiyle gerçekleşiyor. Spekülatörlerin tercih ettiği çıplak açığa satış ise, mali piyasalarda sahip olunmayan ve kiralanmayan, hisse senedi, tahvil, bono veya emtia gibi varlıkların, daha düşük fiyattan yerine koyarak kar elde etme beklentisiyle, açığa satılması anlamına geliyor. Bu durumda hiçbir maddi yükümlülük altına girmeden, sadece bir kağıdın değerinin ileride daha da düşeceği varsayımından yola
çıkarak para kazanabiliyorlar. Pek çok gözlemci, Almanya dışındaki ülkelerde başka düzenleyici kuruluşlar da aynı yönde kısıtlamalar getirmezse bu adımın ne derece etkili olabileceğini sorguluyor. Avrupa Birliği’nin iç pazar ve mali düzenlemeden sorumlu Komisyon Üyesi Michel Barnier Almanya’nın adımının “Avrupa düzeyinde eşgüdüm sağlanmasıyla daha etkili olabileceğini” belirtmiş durumda. Uzmanlar, Almanya dışındaki ülkelerde benzer piyasa düzenleyicisi konumundaki kuruluşlar da benzer sertlikte kısıtlamalar getirmezse bu adımın ne derece etkili olabileceğini sorgulamaktalar. Almanya’nın yasaklayıcı tutumu, Almanya’nın kendi banka hisseleri ve Hazine kağıtlarına yönelik endişelerinin arttığı şeklinde yorumlandı ve bazı Avrupa ülkelerinin borçlanmalarına yönelik kaygıları daha da alevlendirdi. Tüm bu gelişmelerin doğal sonucu olarak, euro dolar karşısında bir ara 1,2140 dolar düzeylerine kadar geriledi, ardından Fransa’nın Almanya’nın kararlarına katılmadığını açıklaması ile, yeniden 1,23 doların üzerine toparlandı. Dünyanın önde gelen borsalarında, hisse senetlerinin değer kayıpları birikimli olarak yüzde 10’ları geçmiş durumda. AB ülkelerinde tasarruf dönemi, büyüme için risk oluşturuyor Bu satırları kaleme aldığımız zaman diliminde sürmekte olan Pekin’deki Çin-ABD görüşmelerinde, ABD’li yetkililer, Euro Bölgesi’nin bu yılki büyüme performansı zayıf kalsa da, dünya ekonomisindeki toparlanma ve büyüme performansının bu durumdan sınırlı yönde etkileneceğini dile getirdiler. Çinli yetkililer ise, bu görüşe tam katılmayarak, ABD’den sonra, dünyanın en önemli ikinci tüketim bölgesi olan Euro Bölgesi’nde, kamu harcamalarının daraltılması, vergilerinin arttırılması gibi önlemlerle ortaya çıkacak talep daralmasının etkili olabileceğini vurgulamaktalar. Çünkü, Çin’in ihracatının yüzde 20’si AB ülkelerine. Sözün özü, Yunanistan’da patlak veren borçlanma krizi diğer AB ülkelerini de tehdit ediyor. İspanyol ve İtalyan ekonomisinde yaşanan gelişmeler kaygı uyandırırken, Euro Bölgesi dışındaki İngiltere de tasarruf önlemleri alıyor. Avrupa ülkeleri bütçe açıklarını kapatmaya yönelik arayışlarını sürdürürken, birçok hükümet Yunanistan gibi iflas aşamasına gelmemek için harekete geçmiş durumda. İspanya Merkez Bankası, hafta sonunda birey-
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
115
Ekonominin Nabzı sel bankacılık alanında faaliyet gösteren CajaSur isimli bankaya el koyduğunu açıkladı. Diğer yandan sıkı tasarruf önlemlerine hazırlanan İspanyol Hükümeti, ülkenin en büyük sendikası CCOO’nun genel grev tehdidi ile karşı karşıya. İspanyol hükümetinin, memurlar için ortalama yüzde beşlik maaş kesintisi ile sosyal harcamalarda indirim öngören planına tepki gösteren sendika, istihdam piyasası için planlanan reformda uzlaşma sağlanmasını umut ettiklerini, aksi takdirde harekete geçeceklerini duyurdu.Sendikaların tehdidine rağmen, İspanya Başbakanı Zapatero ise, üç yılda bütçe açığında 65 milyar euroluk düşüş öngören 15 milyar euroluk kemer sıkma planından geri adım atmayacaklarını açıklamış durumda. Zapatero hükümeti, ayrıca Mayıs ayı bitmeden, iş gücü piyasasına ilişkin öngörülen reformu da hayata geçirmeyi planlıyor. İspanya’da her beş kişiden biri işsiz ve Zapatero özellikle gençleri etkileyen işsizlik sorununa çözüm bulunması için işverenlerle sendikalara en kısa zamanda uzlaşmaları yönünde çağrı yaptı. Euro Bölgesi’nde yer almayan, ancak Avrupa’nın önde gelen ekonomilerinden birisi konumunda olan İngiltere de kamu harcamalarında 6,2 milyar sterlinlik kesinti öngören planını açıkladı. İktidara yeni gelen İngiliz Hükümetinin Muhafazakâr Partili Maliye Bakanı George Osborne ile Liberal Demokrat Partili Hazine Bakanı David Laws’un açıkladıkları plan tüm bakanlıklarda ve bilgi işlemden seyahat harcamalarına kadar birçok alanda tasarruf öngörüyor. Hazine Bakanı Laws, güçlüklerle dolu bu süreçte öngörülen önlemler sayesinde harcamaların yapılmadan önce gerçekten gerekli olup olmadığına bakılacağını söyledi. Maliye Bakanı Osborne ise, yeni İngiliz hükümetinin iktisadi bir kaosu devraldığını, ancak krizden güçlenerek çıkılabileceklerini vurguladı. Osborne, devletin daha etkin işleyebilmesi ve ekonominin herkese hizmet etmesi adına ilk adımı attıklarını belirtti. Yeni plan, hükümet yetkililerinin de kemer sıkmasını öngörüyor. Zira artık birinci sınıf yolcu biletleri, makam araçları ve özel şoförler dönemi sona erdi. Ayrıca kamuda istihdam donduruldu. İngiliz Hazine Bakanı kamu sektöründe bolluk döneminin sona erdiğini ve bu zorlu dönemin kararlılıkla hareket edilmesi halinde hızlı bir şekilde sona ereceğini vurguladı. İngiliz hükümeti önümüzdeki süreçte
116
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
alınacak yeni kararlarla yaklaşık 156 milyar sterlinlik bütçe açığını beş yıl içinde kapatmayı hedefliyor. Gözler ABD verilerinde ve Çin’in atacağı adımlarda Bu noktada, dünya ekonomisinin toparlanması için, herkesin gözü ABD’de. Çünkü, söz konusu tartışmaları en şiddetli haliyle yaşayan Avrupa Birliği’nin dünya ekonomisinin toparlanma sürecine yeterince katkı sağlayamayacağı anlaşıldı. Bu nedenle, ümitler ABD’ye yoğunlaşmış durumda. ABD’den sanayi üretimi, perakende satışlar, istihdam ile ilgili her olumlu veri umutla bekleniyor. Ancak, 20 Mayıs Perşembe günü, ABD’den gelen kötü verilerin etkisiyle piyasalarda adeta panik havası arttı. ABD’de işsizlik maaşı başvurularının 15 Mayıs’ta sona eren haftada 471 bin kişi ile beklentilerin üzerinde gerçekleşmesi, piyasaları üzdü. Ekonomistler, başvuruların 440 bin kişi civarında olmasını bekliyordu. ABD’nin kimi verileri iyi gelse de, ABD ekonomisinin toparlanma sürecini hızlandırması, bir ölçüde Çin gibi giderek ağırlığını arttıran ekonomilerle diyalogun nasıl yürüdüğüyle de doğrudan bağlantılı. Nitekim, ABD Dışişleri Bakanı Clinton ve Hazine Bakanı Geithner’ın gerçekleştirdikleri Pekin ziyaretinin yankıları dikkatle takip ediliyor. Obama yönetimi Çin’den para birimi Yuan’ın değerini yeniden ayarlamasını istemekte. Çin ise, 2008 yılından bu yana dolara endeksli sabit kur politikası uygulamayı sürdürüyor. Kongre üyeleri ve Amerikan iş çevreleri, Çin’i Yuan’ı kasıtlı olarak zayıf tutarak, ihraç ürünlerinin fiyatını düşürmek ve iki ülke arasındaki ticaret dengesini kendi lehine çekmekle suçluyor. ABD-Çin Stratejik ve Ekonomik Diyalogu adı verilen görüşmelerin ilk toplantısında konuşan Çin Devlet Başkanı Hu Jintao, kur reformu uygulama sözü verdi, ancak bunun kontrollü ve aşamalı olacağını da belirtti. Geithner ise, yaptığı açıklamada, Çinli liderlerin kur reformuna önem vermelerini memnunlukla karşıladıklarını belirtti. Dünya tüm bu gelişmeleri yakından izlerken, Haziran ayında Kanada’da gerçekleşecek olan ve Başbakan Erdoğan’ın da katılacağı G-20 Zirvesi kritik önem taşımakta. Görünen o ki, G-20 Zirvesi’nde liderler, dünya bankacılık ve finans sisteminde uygulanması düşünülen yeni kurallar konusunda mutabakat sağlayamazlar ise, belirsizlik ne yazık ki devam edecek. Bu arada, bu satırları kaleme alırken, giderek tırmanan
Ekonominin Nabzı Güney-Kuzey Kore gerginliğinin etkilerini de bir sonraki yazıda daha detaylı incelemek zorunda kalabiliriz. Türk Ekonomisi ve Yurtiçi Piyasalar İlk çeyrek büyüme iyi çıkacak olsa da, Türkiye artan küresel risklere karşı dikkatli olmalı İçinde bulunduğumuz dönem, ülke halklarının, toplumların beklenti yönetimi açısından kritik günler. Türkiye’de, gerek Hükümet, gerekse de Başbakan Yardımcısı Babacan’ın başkanlığında ekonomi yönetimi, iş dünyasının ve ekonomi çevrelerinin beklentilerini bu koşullarda iyi yönetebilmekte. Özellikle, Avrupa’nın pek çok ülkesi için bütçe açığı ve kamu borç stoku sorunlarının tırmanacağının beklendiği bir dönemde, Türkiye’nin ‘Mali Kural’la tarihi bir reforma hazırlanıyor olması, Türkiye’yi bir zamanlar Avrupa Birliği’nin el üstünde tutulan ekonomilerinden bile ayrıştırıyor. Özellikle, Mali Kural’ın yasalaşması ile, Türkiye’nin bütçe açığını ve kamu borçlanmasını daha da disipline edecek olması, bütçe açığı ve kamu borç stokuna yönelik sorunları artarak devam edecek AB ülkelerine göre, Türkiye’nin uluslararası kredibilitesini önemli ölçüde arttıracak. Bu nedenle, iş dünyasının ve Derneğimiz gibi önde gelen sivil toplum örgütlerinin, Hükümet’e Meclis’ten ‘Mali Kural’ı geçirmek noktasında, destek olmalarında sonsuz yarar var. Tüm bu gelişmeler, dünya ekonomisinin toparlanma süreci ve ikinci bir dip yaşanıp yaşanmayacağı hususunda, tartışmaların hayli yoğun olacağı sıcak bir yaz geçireceğimizi gösteriyor. Bu nedenle, Türkiye’nin, kritik önemdeki reformları haziran ayı sonuna kadar tamamlaması, dünyada dikkatle izlenecek ve takdir görecektir. ‘Mali Kural’ın yanı sıra, iktidar ve muhalefet bir araya gelerek, Türk Ticaret Kanunu ile Borçlar Kanunu’nun da haziran ayı sonuna kadar Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilmesi ve yasalaşması, Türkiye’nin dünyadaki algısını da olumlu yönde etkileyecektir. Bu nedenle, Türkiye olarak, çok dikkatli olmamız gereken bir yaz dönemine giriyoruz. Siyasi tansiyonu düşürüp, Türk ekonomisinin gücünü arttıracak adımlara odaklanalım. Aksi durumda, Türkiye’nin küresel piyasalardaki moralsizlikten etkilenmesi ve İMKB 100 Endeksi’nin 52 bin-50 bin puan bandına gerilemesi şaşırtıcı olmamalı. Keza, dolar kuru 1,56 - 1,62 TL aralığına oturmuş gözüküyor. Euro ise,
euro-dolar paritesinin 1,22 doların dahi altını zorlaması ile, 1,95 TL’nin dahi altını gördü. 2. el faizler ise, yüzde 9,20-9,30 bandında. Tahvilde bundan fazla hareket beklenmediği gibi, TCMB’nin orta vadede enflasyonda bir risk görmemesi de faizlerin yukarı doğru seyrini frenliyor. Bu noktada, dünya ekonomisi bu düzeyde bir belirsizlik içindeyken, Türkiye bir erken seçim kararı alır ise, söz konusu siyasi belirsizliğin de yurtiçi piyasalardaki rahatsızlığı arttıracağı göz ardı edilmemeli. Büyüme verileri umut verici 10 Mayıs’ta açıklanan mart ayı sanayi üretiminin beklenenin üzerinde çıkması sonrasında, sanayi üretiminin yılın ilk çeyreğinde yüzde 17,1’lik bir artış yakalaması, yılın ilk çeyreğinde Türk ekonomisinin yüzde 11,2 büyümüş olabileceği ihtimalini güçlendirdi. İhracat verilerinin iyi gitmesi ve ekonomideki toparlanmanın sanayi üretimine olumlu yansıması, büyüme ile ilgili beklentileri de güçlendirmekte. Nitekim, uluslararası finans kurumları geçtiğimiz haftaki raporlarında, Türkiye’nin 2010 büyüme beklentilerini, yüzde 4’ün altından yüzde 4,5-5
Türkiye’nin Sanayi Üretimi ve Büyüme Performansı İlişkisi (%) Çeyrek Sanayi Üretiminde Dönem Değişim (%) -22,0 2009 1. Çeyrek 2. Çeyrek -15,5 3. Çeyrek -8,1 4. Çeyrek 9,9 Yıllık -9,6 17,1 2010 1. Çeyrek
GSYH Büyümesi (%) -14,7 -7,9 -3,3 5,2 -5,2 8,9-11,2
aralığına revize etmeye başladılar. Bu noktada, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın açıkladığı mayıs ayı kapasite kullanım oranının, nisan ayındaki yüzde 72,2 seviyesine göre, yüzde 73,4’e yükselmesi, yılın ikinci çeyreğinde de büyümenin iyi çıkacağı noktasındaki beklentileri güçlendiriyor. Bununla birlikte, TCMB Reel Kesim Güven Endeksi’nde gelecek 3 ay için ihracat bağlantılarına yönelik beklentilerde bir zayıflama görülüyor. Bu nedenle, Avrupa Birliği’ndeki belirsizliklerin devam etmesi halinde, Türkiye’nin mutlaka AB’ye gerçekleştirdiği ihracat hacminin istediği ölçüde artmayabileceği ihtimali ile, 1. ve 2. kuşak komşu ülkelere yönelik olarak ihracat hacminde yakaladığı artışı devam ettirmesi gerekecek.
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
117
Ekonominin Nabzı Mayıs ve Haziran makro verilerine dikkat Sadece, sanayi üretim veya kapasite kullanım oranı değil, çift haneli enflasyon verileri dahil, mayıs ayının hızlı geçtiğini unutmamak gerekiyor. Mayıs ayının ilk iş gününe yansıyan en önemli gelişme, kuşkusuz Meclis Genel Kurulu’nda 2. tur görüşmeleri başlamış olan Anayasa değişiklik paketinde, ‘parti kapatmayı zorlaştıran’ 8. maddenin 330 oyunun altında bir oy nedeniyle düşmesiydi. Önümüzdeki hafta ve aylar için, piyasaların gündemindeki siyasi risklerden birisi olarak algılanan yeni bir parti kapatma davası ihtimalini önemli ölçüde bertaraf etmesi beklenen söz konusu maddenin reddedilmesi, önümüzdeki günler için kapatma davasına yönelik siyasi belirsizlik başlığının gündemde kalmasına neden olacak. Bununla birlikte, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın, kapatma davası konusundaki tartışmaları üzüntüyle karşıladığını belirterek, bir ölçüde şimdilik AK Parti için yeni bir kapatma davası sürecinin gündemde olmadığı izlenimi verdiği de göz ardı edilmemeli. Bu noktada, AK Parti için söz konusu Anayasa değişiklik paketinde yer alan iki kritik maddenin daha 330 oydan az alması, Anayasa değişikliğinin anlamını zayıflatabilir. Bu nedenle, Anayasa değişiklik paketinin bütünü oylandıktan sonra ortaya çıkacak olan Referandum süreci, CHP’nin Cumhurbaşkanlığı makamının onayı sonrasında Anayasa Mahkemesi’ne referandumun iptali için başvuru dilekçesini şimdiden hazırlamış olması, Meclis temmuz başında tatile girene kadar, siyasi gündemin hayli sıcak olacağını gösteriyor. Başbakan Yardımcısı Babacan’ın koordinasyonunda, ekonomi yönetiminin bu siyasi atmosfer içinde, ‘Mali Kural’ı, yani önümüzdeki 10 yıllık dönem için, bütçe disiplinine bağlı olarak, kamu borç stokunun azaltılmasına yönelik düzenlemeyi Meclis’ten geçirme hedefi ise dikkatle takip edilmeli. Ekonomi yönetimi, mayıs ayı sonuna kadar Meclis Genel Kurulu’ndan söz konusu düzenlemeyi bir Anayasa kuralı olarak geçirmeyi hedefliyor. Siyasi gündem izin verir ve Meclis bu konuda tarihi bir adım atar ise, hiç şüphesiz, Mali Kural’ın yasalaşması Türkiye’ye uluslararası bir kredibilite sağlayacak. Türkiye olumlu beklentilerle kendisini ayrıştırmalı Yunanistan’ın komşusu olarak, Türkiye’nin, yurtiçi hisse senedi, bono-tahvil ve döviz piyasalarının bu gelişmelerden etkilenmiş
118
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
olması üzücü. Çünkü, gerek İstanbul Ticaret Odası’nın hazırladığı İstanbul Piyasa Güven Endeksi, gerek Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin çalışması iş dünyasının önümüzdeki yakın gelecek Türk ekonomisine yönelik umut ve beklentilerinin hızla iyileştiğini gösteriyor. Nitekim, bu olumlu beklentiler, şimdiden üretim ve ihracat verilerine de yansımakta. İTO’nun anketine katılan firmalar, geçen 3 aylık dönemde, firmalarının ekonomik faaliyetlerinde, 2010 yılı Ocak ayına göre, tüm sektörlerde üretim, satış ve yeni siparişlerde artış gördüklerini belirtmekteler. Tekstil ve turizm hariç, diğer sektörlerde ihracatın arttığı da gözlenmekte. Keza, yine İTO’nun anketine katılan firmalar, gelecek 3 aya yönelik olarak, reel kesimin faaliyetlerinde geleceğe yönelik umut ve temennilerini belirtmekteler ve bunun doğal sonucu olarak, gelecek 3 aydan beklentiler endeksi nisan ayında 107.45 ile sınırını aşmış durumda. Genel anlamda İstanbul Piyasa Güven Endeksi ise, küresel krizin çıktığı 2008 Ekimi’nden, 2010 Nisan’ına, 30 puan yükselerek, 99 puanın üzerini yakaladı. Önceki döneme göre firma faaliyetlerindeki gelişmelerde tüm sektörlerde artış beklentisi açıkça görülüyor, 6 ay öncesine göre bugün ülkenin ekonomik durumuyla ilgili beklenti endeksi ise, piyasalardaki olumlu hava ve reel sektörün ekonomiye duyduğu güveni arttırmasına bağlı olarak, 2010 başındaki 76.91 puan düzeyinden, nisan ayında 88.78’e yükselmiş durumda. İnşaat ve tekstilde iyimserlik artış oranının daha yüksek seyrettiği de gözleniyor. İki sektörün istihdam kabiliyeti dikkate alındığında umut verici bir gelişme. Gelecek 6 aylık dönemde ülkenin ekonomik durumuna yönelik olarak ise, krizin artık dip seviyesine ulaşıldığına dair görüşlerin yanı sıra, alınan tedbirlerle geleceğe güven endeksinin 2010 Nisan’da 96.46’ya yükseldiği görülmekte. Gıda hariç diğer sektörlerde gelecek ile ilgili ekonomik beklentiler artmış gözüküyor. Gıda sektöründeki, et gibi ürünlerindeki fiyat dalgalanmaları normalleşirse, gıda sektöründe de morallerin daha hızlı toparlandığına şahit olacağız. Bu noktada, Türkiye, uluslararası ekonomi çevrelerine, küresel aktörlere, büyüme performansı ve düzelen moraller ile, Avrupa ülkelerinden ayrıştığını hissettirebilir ise, Türkiye’ye yönelik yabancı sermaye yatırımlarının hızlandığını göreceğiz ve bu durum Türkiye’nin uluslararası saygınlığını daha da perçinleyecek.
Hukuken
Ortaklık Sıfatlarının Devri Halinde Kar Payı Hakkı Uygulamada sıklıkla karşılaşılan konulardan biri de Anonim Şirket ortaklık payının devredilmesi durumunda kar payı alma hakkının devam edip etmediğidir. Bu durum kar payının dönemsellik ilkesinden kaynaklı bir alacak olmasından ortaya çıkmakta olup, konunun inceliklerini biraz daha anlayabilmek bakımından kar payının Türk Ticaret Kanunu(TTK) içerisinde nasıl düzenlendiğini inceleyelim. TTK’ nın 455. maddesine göre; “her pay sahibi kanun ve esas mukavele hükümlerine göre pay sahiplerine dağıtılmaya tahsis olunan safi kazanca payı nispetinde iştirak hakkını haizdir” denilmektedir. Bu ilke uyarınca bir pay sahibinin ne kadar birim payı varsa o kadar kar payı alma hakkı vardır. Ortak sıfatıyla, anonim şirketten (AO) kar payı alınabilmesi için bu alacağın muaccel hale gelmesi ve şirket genel kurulu tarafından ortaklara dağıtılmasına karar verilmesi gerekmektedir. AO’ nun kar elde etmek ve dağıtmak nihai amacından doğan kar payı bir vazgeçilmez haktır (TK m. 271, 385). Genel kurulun kar payı dağıtım kararı yenilik doğuran bir hak niteliğindedir; bu kararla kar payı şirket borcu haline gelir. Ayrıca TTK.’nun 385 maddesi gereğince kar payı şirket ortaklarının müktesep haklarındandır. Kanunda ortaklık sıfatının devri halinde kar paylarının tahsil edilip edilemeyeceği konusunda bir açıklık bulunmasa da doktrinde; Pay sahibi sıfatının yitirilmesi paya bağlı hakların yitirilmesi sonucunu doğurur. Ancak pay sahibinin alacak hakkına dönüşmüş olan haklarına ilişkin ödemeleri talep hakkı devam eder . Kar payı genel kurul kararı tarihinden itibaren ortaklar ve diğer ilgililer için AO’ya karşı “alacak hakkı”na dönüşür. Bu nedenlerle bir müktesep hak olan kar payı hakkı bir alacak hakkıdır ve ortaklık sıfatı devredilse dahi kar payını talep hakkı devam eder. Ayrıca Yargıtayın “kar payı almak hakkının tamamen bertaraf edilmesinin müktesep hakkın ihlali olduğu” yönünde birçok kararı bulunmaktadır. Nitekim Yargıtay kararlarında da Borçlar Kanunu’nun 126/4 esas alınarak “kar payının bu karın muaccel olduğu tarihten itibaren beş yıl içinde istenmesi gerektiği aksi halde pay sahibinin o yıla ait kar payının zamanaşımına uğrayacağı” belirtilmiştir. Bu beş sene içerisinde ortaklık sıfatının devam etmesi şartının gösterilmemiş olması da sonradan söz konusu alacağın talep edilebileceği sonucunu doğurur. Muacceliyet tarihi ise genel kurul kararında dağıtım için ayrı bir tarih gösterilmedikçe karar tarihidir. Genel Kurulun yenilik doğuran nitelikteki bu kararı değiştirme amaçlı alınan başka kararları da geçersizdir çünkü
TİMDER Hukuk Danışmanı Avukat Murat Çelikten murat@murathukuk.com
genel kurulun bir üçüncü kişiye ait alacak üzerinde tasarrufta bulunma yetkisi yoktur. Bunun dışında sözleşmeden ve kanundan doğan hakların kasıtlı olarak ödenmemesi halinde de genel hükümler çerçevesinde şirkete karşı dava açılabilir. İlke bazında, kurucu intifa hisse senedi sahiplerinin kâr payı talep edebilmeleri için kâr payının şirketçe dağıtılmış olmasına karar verilmiş olması bir ön koşul olarak kabul ediliyorsa da, doktrinde de benimsendiği üzere, kurucu intifa hisse senedi sahiplerin kâr payı dağıtım koşulları gerçekleştiği halde şirketçe, bu tür pay sahiplerine sözleşmesel haklarının kasıtlı olarak verilmemesi veya şirket yöneticilerinin kasıtlı tasarrufları ile bu haklarının zedelenmesi halinde gerek şirkete, gerekse yöneticilerin kişisel sorumluluklarına dayanılarak bunlar aleyhine genel hükümlerden doğan dava haklarını kullanabileceklerini ve bu şekilde yoksun bırakıldıkları kâr paylarını dava yolu ile isteyebilecekleri kabul edilmektedir. Sonuç olarak anonim ortaklıkta kar payı paya bağlı bir haktır ve pay sahibinin dağıtım yapıldığı tarihteki payına göre ödenir; karın tahakkuk ettiği tarihteki payı esas alınmaz. Ancak kar payının dağıtılmasına karar verilmesi sırasında dağıtılmasına karar verilen yani gerçekleşen bir kar payı mevcutsa bu bir müktesep haktır ve artık bir alacak hakkına dönüşmüştür. Bu nedenle ortaklık sıfatı devredilse dahi talep hakkı devam eder. Söz konusu alacak muacceliyet tarihinden itibaren beş sene boyunca talep edilebilir.
1) Y. 11. HD. E. 1988/1772 2) Fahiman Tekil, Şirketler Hukuku, Cilt 2 Anonim Şirketler, 1978, sh. 471-472 3) Y. 11. HD. E. 1983/1687, K. 1983/1790 4) Poroy- Tekinalp- Çamoğlu, Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku 7. Bası, İstanbul, s. 442 5) 11. HD. 9.10.1990, 7693/6376, ayrıca Prof. Dr. Hayri Domaniç, Anonim Şirketler Hukuku ve Uygulaması, 1988 sh. 1535 6)11. HD. 8.11.1973, 3970/4253,; 22.1.1976 5897/321, TD. 6.1.1966, E. 1965/2583, K. 66/57 7) Y. 11. HD. 23.6.1994 E. 1263 K. 5420 8) Poroy- Tekinalp- Çamoğlu, Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku 7. Bası, İstanbul, s. 480
120
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
İletişimde İletişim
Güzel Konuşma - Doğru İfade Yabancı Kelimeler Testi İletişim esnasında kullandığımız kelimeler en az sesimiz ve beden dilimiz kadar önem taşır. Bu sebeple çoğu zaman kelimelerin gücü yadsınamaz derecede önem kazanır... Söylediklerimizle batar söylediklerimizle çıkarız… Gelin siz de bilgilerinizi aşağıdaki test ile sınayın ve belki de şimdiye dek kullanmış olduğunuz bazı yabancı kelimelerin aslında aynı anlamı taşımadığını görün… Eflatun’un söylediği gibi; “İyi bir konuşma insanın kafasına sahip olma sanatıdır.” TEST 1.Hangisi aynı anlamı taşıyan iki sözcüktür ? a)Daha-henüz b)Takriben-daha c)Barındırmak-kolaylaştırmak d)Batırmak-saplamak e)Zaruri-seçmeli 2.Aşağıdaki cümlede yer alan boşlukları uygun şekilde doldurunuz. Kalbin kronik rahatsızlıklarını,vatandaşlarımı zın aşırı tuz tüketimlerine ............... a)Bağlamak gerekir b)Borçluyuz c)Sebebiyet verir d)Bağlanır 3.Aşağıdakilerden hangisi bağlaç şeklinde olan “ki” değildir ? a)Yeni Türkçeyi de eski Türkçeyi de konuşalım yeter ki doğru konuşalım. b)Belli ki sen bu sınavdan geçer not alamayacaksın . c)Duymuş ol ki meğer seni hiç sevmemiş… d)Sen öyle dedin ama diyelim ki doğru değil o zaman ne olacak ? e)O zaman ki şarkılar ne güzelmiş…
122
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Almila Dalkılıç almilad@yahoo.com 4.Hangisinde dahi; üstün zekalı anlamında kullanılmıştır ? a)Sen dahi buna cesaret edemezsin b)O olsa dahi ben yokum c)Ben dahi gelecektim d)Dahi olduğunu kabul etmesi uzun zaman aldı 5.Hangisi mahiyet kelimesinin anlamıdır ? a)Sahip olma b)Birlikte bulunma c)Nitelik d)Toplum e)Buyruk altında çalışma 6.Hangisi yanlıştır ? a)İkna ettim b)İkna oldum c)İkna olundum d)Hiçbiri
İletişimde İletişim
8.Hıdiv kelimesinin anlamı nedir ? a) Ulu, yüce b) Büyük vezir c) Ele geçirilmiş d) Köşk 9.Aşağıdakilerden hangisi “düldül” anlamına gelir ? a)Miladı dolmuş eski arabalar için kullanılan esprili bir sözdür b)İskenderiye Emiri tarafından Peygamberimize ve O’nunda Hz.Ali’ye verdiği kır katır c)Ortaçağda kötü amaçlarla gizli bir şekilde kurulmuş olan topluluk içinde kullanılan at maskotudur d)Mahvolmuş hayattan bezmiş bir ifade takınanlar için kullanılır e)Hiçbiri
10.Acube ya da ucube nedir ? a)Çok çirkin b)Pek acayip şaşılacak şey c)Yüzüne bakılamaz d)Ansızın gelen bela kötülük *Bu test özgün olarak Almila Dalkılıç’a ait olup izin alınmaksızın kopyalanmaz çoğaltılamaz ve kullanılamaz. ** Kişisel Gelişim Uzmanı Almila Dalkılıç tarafından Kadıköy Belediyesi Gönüllü Merkezi’nde devam eden “Diksiyon, Güzel Konuşma ve Sunum Teknikleri“kursu Eylül ayı itibarıyla yine her Perşembe 17.00-18.30 saatleri arasında… Ayrıntılı bilgi için; 0216 346 57 57– 0532 346 83 07 *** Her ayın 3. Pazarı Suadiye Komşu Fırın’da ücretsiz katılımlı Almila Dalkılıç söyleşileri devam ediyor. 20 Haziran Pazar “Beden Dili”… Rezervasyon için; 0216 356 39 70 Cevaplar: 1. a 2.a 3.e 4.d 5.c 6.b 7. a 8.b 9.b 10.b
7.Laf-u güzaf ne anlama gelir ? a)Osmanlıca; söz boş lakırdı anlamına gelir b)Farsça; güzel söz anlamına gelir c)Osmanlıca; gaf yapınca toparlamak anlamına gelir d)Osmanlıca; Affedici ve bağışlayıcı olmak anlamına gelir.
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
123
Bayi Vizyonu
Duyguların Yönetimi SERVİS Eğitim & Danışmanlık Eğitim Uzmanı Çetin Cinemre cetinc@ttmail.com / admin@servisegitim.com
İnsan davranışlarını iki güç etkiler ve yönlendirir: Akıl ve mantık (sağduyu), Duygular. Akıl ve mantık, insana daima olması veya yapması gerekeni söyler. Doğru/yanlış, uygun/ uygunsuz davranışları gösterir. Akıl ve mantığının sesini dinleyen kişi, özellikle çevresinden gelen olumsuz etkiler karşısında sakin ve sabırlı olabilmeyi, dayanmayı (katlanmayı), alttan almayı ve tahammül edebilmeyi; bu anlamda kendini kontrol edebilmeyi başarır. Kendini kontrol edebilen insan, güçlü insandır. Aynı zamanda kazanan insandır.
Bunları anlamak için biraz empati yapmak (kendini ayağına basan kişinin yerine koymak) gerekir. Empatik iletişim, karşıdaki kişinin davranışlarının sebeplerini anlamayı sağlar. Şöyle ki: Tansiyonu düşmüştür, başı dönmüştür. Bu yüzden dengesini kaybetmiştir. Şoför ani fren yapmıştır. Dengesini sağlamak için ayağının konumunu değiştirmek zorunda kalmıştır. Delidir, aklından zoru vardır. Bilerek, kasten ayağa basmıştır. Başka bir yolcu kendisini itmiştir.
Duygular ise, insanların zayıf yönüdür. Olumsuz duygulara (öfke, kızgınlık, hiddet, şiddet gibi) yenilmek, zayıflıktır. Bu duygular, kişiye sonuçları çok ağır olabilecek şeyler yaptırabilir. Kendine ve çevresine zarar vermesine yol açabilir. Bir anlık öfke sonucu işlenen cinayet gibi. Bu gibi tehlikeli duyguların yol açtığı sonuçlar, insanı psikolojik yıkıma sürükler. Bu bağlamda insan ne çekerse, olumsuz duygularını kontrol edememekten çeker. Güzel bir deyiş vardır: İnsanın duyguları, aklının önüne geçmemelidir. Akıl ile duygular, insanın iç dünyasında bazen çatışır. Her ikisi de beyni etki altına alarak davranışları istedikleri yöne çekmeye çalışır. Örneğin; bir minibüste ayağına basılan kişi, ayağına basan kişiye “Önüne baksana ayı!” dediği zaman duygularının etkisine girmiş demektir. Aklının sesini dinleseydi, olayı anlayışla olmasa bile tahammül ile karşılayabilir ve o kelimeyi söylemezdi. Çünkü ayağa basma olayının kabul edilebilir sebepleri vardır.
124
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Minibüsün lastiği çukura denk gelmiştir. Sarsıntı ile dengesini kaybetmiştir. Farkında olmadan, istemeyerek yapmıştır. Görüldüğü gibi insan davranışlarının bir açıklaması vardır. İnsanların davranışlarını sorgulamadan önce onlara açıklama fırsatı vermek gerekir. Ayağına basılan kişi bu fırsatı verdiği zaman, karşı taraf büyük olasılıkla “Özür dilerim” diyecektir. Kendisine “ayı” denilen kişi de aynı hatayı yapar, sinirlenir, öfkelenir ve “Ayı senin babandır” şeklinde karşılık verirse; büyük olasılıkla kavga çıkar. Kavga iki tarafın da zarar görmesine yol açar. Bunu önlemek için taraflardan birinin aklını kullanması gerekir. Ayağına basılan kişi aklını kullanmadığına göre, bu görev onun ayağına basan kişiye düşer. “Ayı senin babandır” dememek için şimdi empatik yaklaşım göstermesi gereken kişi odur. Empati,
Bayi Vizyonu ayağına bastığı kişinin tepkisinin sebeplerini anlamasını sağlar. Şöyle ki: Eşi ile kavga etmiş ve minibüse binmiştir. Aslında eşine öfkelidir. İşini kaybetmiş. Bu yüzden bunalıma girmiştir. Bir futbol takımının fanatik taraftarıdır. Takım o hafta oynanan maçı kaybetmiş veya şampiyonluğu kaçırmıştır. Borçlarını ödeyemez noktaya gelmiştir. Bunun yarattığı baskı altındadır. Çalıştığı işyerinde amirinden azar işitmiştir. Aslında ona kızgındır. Kiracıdır. Ev sahibi ile aralarında tartışma çıkmıştır.
Kendinden utanacak, yaptığından pişmanlık duyacaktır. Vicdanını rahatlatmak için bir şeyler yapma ihtiyacını hissedecektir. Özür dilemek gibi. Akıl ve mantığının sesini dinleyen kişinin ise vicdanı rahattır. Çünkü yapması gerekeni yapmıştır. Olumsuz bir etki nedeniyle duygusal alana geçen kişi, akıl ve mantık alanına ne kadar çabuk dönebilirse göreceği ve vereceği zararı o kadar azaltmış olur. Duyguların yönetimini iki açıdan ele almak gerekir: 1. Kendi duygularını yönetmek Duygularınızı kontrol edin. Öfkelenmeye başladığınızı fark edin. Öfkenize neyin sebep olduğunu araştırın. Aklınızın sesini dinleyin.
Çocuğu hastadır. Bir yakınını kaybetmiştir.............
Öfkenizi yenmek için bir rahatlama yöntemi kullanın.
Anlaşılacağı üzere “Önüne baksana ayı!” diyen kişinin böyle davranmasının sebepleri vardır. Bu noktada bir atasözünü anımsatmakta yarar vardır: Kem söz, sahibine aittir. Bir kişi, başka bir kişiye “ayı” derse; ayı olan o kelimeyi söylediği kişi değil, kendisidir. Ne yazık ki insanlarımız bu yorumu yapmakta zorlanırlar. Duygusal baskı altına girerek karşı tarafa genellikle aynı şekilde karşılık verirler. İşte zayıflık buradadır. İnsanlıktan çıkana uymamak gerekir. Aksi halde onun seviyesine inilir. Arada fark kalmaz. Bu bağlamda “önüne baksana ayı” diyenle, “ayı senin babandır” diyen arasında fark yoktur. İkisi de insanlıktan çıkmıştır.
Böylece öfke sonucu içinizde biriken enerjiyi harcayın ve rahatlayın.
Akıl-duygu çatışmasında vicdanın rolü şöyle açıklanabilir: Vicdan, insanın kendisini yargılamasını; neyi doğru, neyi yanlış yaptığını anlamasını sağlayan bir içsel denetim mekanizmasıdır. Olumsuz duygularına yenilen kişi, söylem ve eylemlerinin yol açacağı sonuçlardan vicdani rahatsızlık duyacaktır.
Kendi duygularını yönetemeyen, başkasının duygularını yönetemez. İnsanın kendini yönetmesi sanıldığı gibi kolay bir iş değildir. Bunu yapabilen insan, olgun insandır. Olgun insan söylem ve eylemlerinin etki ve sonuçlarını öngörebilen, farkındalık (bilinç) düzeyi yüksek insandır.
2. Karşıdaki kişinin duygularını yönetmek Durun. Sakin ve sabırlı olun. Karşınızdaki kişiyi dinleyin ve izleyin. İçindeki her şeyi söylemesine izin verin. Öfkesine neyin sebep olduğunu araştırın. Kendinizi karşınızdaki kişinin yerine koyun (empati) ve onu anlamaya çalışın. Hatanız varsa, kabul edin ve özür dileyin.
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
125
Aramıza Katılanlar
Polifit Yapı Malz. San. Tic. Ltd. Şti
Kuruluş Yılı: 2004 Kurucusu ve Ortakları: Bahadır Yıldırım, Tuğrul Yıldırım, Halit Yıldırım Bulunduğu Alan (Kapalı/Açık m2): 400 m2 Çalışan Sayısı: 15 Satışı Yapılan Markalar: Firma Fırat Boru, Pilsa, Plasson, GF, Ege Yıldız, Vesbo markalarının malzeme satışını yapmakla birlikte, profesyonel ekibi ile projelendirme ve saha uygulamaları da yapmaktadır. Merkez Adres: İ.O.S.B. Dersankoop San. Sit. S-6 / C No:117 Küçükçekmece - İstanbul Telefon: (0212) 549 22 49 Faks: (0212) 549 23 49 e-mail: polifityapi@ttnet.net.tr Web: www.polifit.com
Aktif Isıtma Klima Doğalgaz San. ve Tic. A.Ş. Kuruluş Yılı: 1995 Kurucusu: Halim Özdemir Ortakları: Halim Özdemir, Sefer Özdemir, Ahmet Duran, Bekir Karahan, Hüseyin Yücedal Bulunduğu Alan (Kapalı/Açık m2): Merkez 1000 m2, Anadolu Bölge 1400 m2, Depo 1500 m2 Çalışan Sayısı: 43 Satışı Yapılan Markalar: Aktech, Sifonik, Buderus, Highlife, Daikin, Goodman, Elco, ITM, Amana, Elicent, Reflex, Duyar, GEA, HSK, Borusan, Victaulic, Vesbo, Rehau, Ekpaş, Erensan, Eca-Serel, Riello, Gökçe Thyssen, Teka, Akpol, Fetaş, Köse, Airfel, IMT, Madas, Sismik, Ode, Grundfos, Radyal, Standart, Nrg Enerji Merkez Adres: Halkalı Merkez Mh. Fatih Cd. No:116 Küçükçekmece / İstanbul Telefon: (0212) 697 64 52 (pbx) Faks: (0212) 693 28 26 e-mail: info@aktifisi.com Web: www.aktifisi.com Anadolu Bölge: Alemdağ Caddesi No:704 Y.Dudullu Ümraniye İstanbul Telefon : (0216) 314 03 33 Faks: (0216) 499 84 94 Depo : Organize Sanayi Bölgesi Atatürk Bulvarı No:218 Kat:1 İkitelli İstanbul Tel: (0212) 671 55 45 Faks : (0212) 671 55 44
126
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Aramıza Katılanlar
Akar Seramik Pazarlama San.ve Tic. A.Ş.
Kuruluş Yılı: 1997 Kurucusu: Ziya Kızılkaya, Zeynel Kızılkaya, Muhittin Kızılkaya Bulunduğu Alan (Kapalı/Açık m2): 450 m2 kapalı mağaza, 1500m2 açık depo Çalışan Sayısı: 20 Satışı Yapılan Markalar: Ege Seramik, Seranit, Söğüt Seramik Merkez Adres: Madenler Mah.Alemdağ Cad.No:958 Y.Dudullu /İstanbul Telefon: (0216) 415 93 69 – 81- 86 / (0216) 415 94 20 30 Faks: (0216) 415 83 30 e-mail: akarseramik@gmail.com e-mail: akar@akarseramik.com.tr Mahmutbey Şube: İnönü Cad.No:72 Bağcılar/İstanbul Web: www.akarseramik.com.tr Telefon: (0212) 445 45 71
Özgüneş Yapı Malz. San. ve Tic. Ltd. Şti.
Kuruluş Yılı: 1993 Kurucusu: Hasan Güneş Ortakları: Hasan Güneş ve Kubilay Güneş Bulunduğu Alan (Kapalı/Açık m2): Çekmeköy: Kapalı 250m2 Açık alan 1100m2 Şile: 200m2 kapalı, 120 m2 açık alan Çalışan Sayısı: 8 Satışı Yapılan Markalar: Ege Seramik, Akgün Granit, Hitit Granit, Pelikan, Ege Duş, Erden Banyo, NSK, Tema, EGS, Berico Merkez Adres: Alemdağ Cad. Çamlık Mh. Çelik Sk. No:1 Çekmeköy / İstanbul Telefon: (0216) 641 72 31 (3 Hat) Faks: (0216) 641 72 30 Şile Şube: Eğrelti Bayırı Çavuş Mh. İmrendere Cd. Ege Sk. No:30/1 Şile / İstanbul Telefon: (0216) 711 04 71 (3 Hat) Faks: (0216) 641 72 30 e-mail: ozgunes.yapi@hotmail.com Web: www.ozgunesyapi.com
128
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Sağlıklı Yaşam
Prof. Dr. Bingür Sönmez - Memorial Şişli Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı
Kalp Hastaları Sıcaklara Dikkat Etmeli Kalp ve damar sisteminin mevsimlere göre reaksiyonu farklıdır. Kışın soğuk havalar gibi yazın da havaların ısınması, kalp hastalıklarını ciddi şekilde etkiler. Bahar ve yaz aylarında havaların ısınması ile birlikte kalp hastaları kullandıkları ilaçların yaz ayarını yapmalı ve sağlıklı bir yaz geçirmek için gerekli önlemleri almalıdır. Yaz Sıcaklarında İlaçlar Yaz Ayarına Göre Alımalı Kalp hastaları iki farklı nedenle yaz sıcaklarından etkilenmektedir. Bunlardan biri; korner kalp hastaları yani bypass olmuş hastalar diğeri de kapak ameliyatı olan hasta gruplarıdır. Kapak hastalarının yazdan olumsuz etkilenme nedeni; % 90 oranında idrar söktürücü ilaç kullanmalarıdır. Kapak ameliyatı olmuş hastalar, kalpteki fazla tuz atımını kolaylaştırıcı idrar söktürücü özelliği bulunan ilaçlar almaktadır. Bu ilaçlar ile vücutlarındaki fazla su ve tuzu idrarla atarlar. Ancak yaz aylarında çok terleme ile tuz ve sıvı atımı da fazla olacaktır. Bu da halsizlik, bitkinlik ve ritim bozukluğuna yol açabilir. O nedenle yazın bir otomobilin nasıl karbüratör ve klima ayarları yaptırılıyorsa, kapak hastalarının da doktorlarına danışarak idrar söktürücü ilaç dozunu gerekli miktara gelecek şekilde azaltmaları gerekmektedir. Kan sulandırıcı ilaç kullanmak durumunda olan kapak hastalarının da, yaz meyvelerinin idrar söktürücü özelliği nedeniyle ilaç dozlarının sıcak havalara göre ayarlanması gerekir. Kalp Hastaları Güneş Altında Durmaktan Kaçınmalı Kapak ve koroner bypass olmuş hastalar kesinlikle güneşin dik konumda olduğu saatlerde dışarı çıkmamalıdır. Özellikle yüksek tansiyon sorunu olan hastalar güneş altında alkol almamalı, az az sık sık yemeli, ağır ve yağlı beslenmekten kaçınmalıdır. 11.00-15.00 saatleri arasında güneşin altında spor yapmamalı, yürüyüş için de sabah erken ya da güneşin batmak üzere olduğu saatler tercih edilmelidir. Koroner hastaları günde en az iki litre ve daha çok su içmelidir. Ağır ve yağlı yemekler yerine günü sebze ve meyve ile geçirmeleri kalp sağlıkları açısından yararlı olacaktır. Her iki hasta grubunun da denizden
yararlanma konusunda hassas davranmalarına gerek yoktur. Kısa süreli denize girip tekrar gölgelik alanları tercih edebilirler. Koroner Kalp Hastaları Bol Su İçmeli Koroner kalp hastalarında ise kan akışkanlığı çok önemlidir. Koroner bypass hastaları kan akışkanlığının artması için kan sulandırıcı ilaçlar kullanmaları gerekir. Bu hastalara kan akışkanlıklarının artması için kan sulandırıcı ilaçlar verilmektedir. Ancak koroner kalp hastaları yaz aylarında çok fazla terledikleri için 1-2 litrelik su kayıplarında kanları koyulaşmakta ve akışkanlık da buna bağlı olarak azalmaktadır. Bu tablo, kritik olmayan bir darlıkta oluşabilecek bir pıhtının, hiç beklenmeyen ve sonu ölümle sonuçlanabilen bir enfarktüse neden olabilme ihtimalini artırmaktadır. Bu nedenle koroner kalp hastaları aşırı sıcaklardan kesinlikle kaçınmalı, güneşin dik konumda olmadığı sabah erken ve akşam üzeri saatlerinde denize girmeli ve bol bol su içmelidir. Su, bu hastaların terlediklerinde kaybettikleri su miktarını geri kazandırmaktadır. Kalp hastaları için sıcağın zararlı etkilerinden korunma yolları: Kapalı alanların havalandırılmasına, yeterli bir hava akımı sağlanmasına özen gösterilmelidir. Bol sıvı ve mineral içeren içecekler tüketilmelidir. Kalp hastalığı veya hipertansiyonu olup tuzsuz diyet alan kişiler dışında gıdalarla tuz alımı artırılmalıdır. Tuz kısıtlaması olanlar ise sıvı ve tuz kaybı yönünden çok dikkatli olmalıdır. İnce, açık renk, bol giysiler giyilmelidir. Giysilerin güneş ışığından koruyucu etkileri olmasına ve terletip su kaybettirmeyecek kumaştan yapılmış olmasına dikkat edilmelidir. Geniş kenarlı şapka takılmalı ve yüzün doğrudan güneş altında olmamasına dikkat edilmelidir. Sık sık ılık duş yapılmalıdır. Kapalı ve park edilmiş araç içinde uzun süre kalınmamalıdır. Sıcak çarpması ve bitkinliği belirtilerine göre tedbirli olunmalı, alınan önlemlerle hasta düzelmezse doktora haber verilmelidir.
TİMDER Anlaşmalı Kurumudur
130
Ürünler
Artema’dan “Dinamik” Bir Batarya: Dynamic S Armatür Serisi Artema’nın, eğimli gövde yapısı ve açılı çıkış ucuyla “dinamik” bir yapıya sahip Dynamic S armatür serisi, sınıfının en iyi tasarımı olarak öne çıkıyor. Estetik ve ergonomik tasarımıyla dikkat çeken Dynamic S, banyo ve mutfaklarla uyumlu çözümler sunuyor. Yumuşak hatlara sahip lavabo ve eviye bataryalarında kullanılan hareketli perlatör sayesinde, farklı boyutlardaki lavabo ve eviyeler özgürce kullanılabiliyor. Serinin özel debi regülatörlü ve hareketli perlatörü, suyun akış yönünü ayarlama özelliği sayesinde sıçramayı engelliyor. Aynı zamanda suyu havayla karıştırarak; daha yumuşak, keyifli bir kullanım imkanı veriyor ve gereksiz su tüketimini engelliyor. Ankastre banyo, ankastre duş, banyo, duş, lavabo, eviye ve bide bataryalarının yer aldığı seride, özel olarak tasarlanan döner borulu lavabo bataryası dikkat çekiyor ve kişisel bakım için pratik kullanım sağlıyor. Eviye bataryalarının 360 derece dönebilen yüksek ve uzun çıkış uçları, mutfaklarda kullanıcılara özgürlük kazandırıyor. Dynamic S; Artema ve VitrA’nın üretirken, tasarlarken ve yönetirken üstlendiği “kaynakları koruma sorumluluğu”nu ifade eden Blue Life etiketiyle ve ekonomik bir fiyatla satışa sunuluyor.
132
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Ürünler
Sektörde Bir İlk: “Creavit UP Genç Banyosu”
Gerek ürün gamı gerekse stand tasarımı ile adından söz ettiren Creavit , kendi sektöründe bir ilk olan Genç Banyosu’nu Unicera’da görücüye çıkardı. Genç ve kendini genç hissedenlerin ilgi ile incelediği tasarımlarda, minimal yaklaşım ve uygulanan renkli konseptler ilgi odağı haline geldi. Up Creavit olarak lanse edilen Genç Banyolarını tanıtma gururunun yanı sıra, bu heyacanı tüketiciler ile paylaşmanın mutluluğu yaşandı.. Sektöre yeni bir soluk getiren seriler Shee, Lemon ve Sport isimlerini taşıyor. Doğal ahşap malzemenin lake boya, modern kulp ve yardımcı aksesuarlarla harmanından oluşan mobilya tasarımları; markanın bu alandaki iddiasını gözler önüne serdi. Birbirinden farklı dizayn ve kullanım özellikleriyle ilgi toplayan banyo mobilyaları ile vitrifiye takımlarının modern rüzgarı tüm standı etkisi altına aldı. Farklı ebad, renk ve kombinasyonlardaki mobilyaları; minimal, kare ve exclusive serisi lavabolar ile bütünlük sağladı. Gelişen teknoloji ile beraber AR-GE çalışmalarına toplumsal sorumluluk yönünde ivme kazandıran Creavit, 22 Mart Dünya Su Günü sonrası fuar standında 4lt ile yıkama yapabilen tasarruflu klozetlerini ve susuz yıkama fonksiyonlu pisuarını sergiledi. Böylece tüketicilere, az su ile hem tasarruf hem de hijyen sağlanabilineceği mesajı verildi. Bunun yanı sıra yeni banyo takımı Sorti’nin de görücüye çıktığı stand’da; çanak lavabolar, duvara sıfır ve asma klozetler de yerini aldı.
134
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Ürünler
DMD Mutfak’tan Yeni Seriler Yapı malzemeleri pazarında uzun yıllardır faaliyet gösteren Dönmez Yapı, DMD Mutfak markası ile mutfak mobilyaları sektöründe de adından söz ettirmek için yeni tasarımları Alessandria ve Avellino’yu pazara sundu. Özellikle toplu işler ve projelerde talep edileceği öngörülen ürünler yenilikçi çizgileri ile dikkat çekiyor.
Alessandria
Modern çizgisiyle dikkat çeken Alessandria, parlak PVC ve lake kapak seçenekleri ile zenginlik ve sadeliği bir arada sunuyor. Geniş tezgahı, fonksiyonel dolapları ve estetik görünümüyle ilgi toplayan Alessandria, hanımların gözdesi.
Avellino
Küçük mutfak alanlarının tüm sıkıntılarını geride bırakmak için tasarlanan Avellino mutfak dolapları fonksiyonelliği ile küçük mutfakların yeni gözdesi...
136
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Ürünler
Duravit, Vero Siyahı ile Banyoda Devrim Yaptı
Banyo mobilyası ve vitrifiye üreticisi Duravit, klasik beyaz banyo geleneğine yeni yaklaşımlar eklemeye devam ediyor. Banyo ürünlerine sorrento mavisi, köri, yosun yeşili, karneol, nar çiçeği, kahverengi, lila, key west, Greenwich gibi doğanın renklerini yansıtan Duravit şimdi de Vero serisine parlak siyah renkte ürünleri ekledi. Duravit Vero serisinde lavabo, klozet ve bidelerin görünümünü yeniliyor: Banyo klasiği Vero şık ve parlak siyah renkte. Vero siyahı ile yaratıcı ve bağımsız tasarımın kapsamı büyüdü.
Siyah ayrıcalığı ve şıklığı ifade ediyor. Ayrıca bir cesaret, kararlılık ve benzersiz tarz göstergesi... Siyah renk ile banyo tasarımında çok çekici zıtlıklar oluşturmak mümkün. Sade formun ilk örneği olan Vero serisi, düz çizgileri ve zamandan bağımsızlığıyla siyah-beyaz renklerin şık zıtlığı için ideal bir örnek. Vero, unutulmaz tasarımı ve klasik açılı temel biçimiyle saflığa nostaljik bir hava katıyor. Bu özelliğiyle her tarz banyoya son derece yakışıyor. Vero banyo serisi, temiz kesimli klasik dikdörtgen formuyla banyoları modern bir yaşam alanı haline getiriyor. 50,60, 80 ve 100 cm genişliğindeki karakteristik iki ayaklı krom çerçeveli lavabolar, farklı ebatlardaki el yıkama lavaboları ve tezgah üstü lavabolar şimdi de parlak siyah renk alternatifiyle mükemmel yıkanma alanı tasarımının tüm ihtiyaçlarını karşılıyor.
138
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Ürünler
Grohe Duş Sistemleri Suyun En Keyifli Halini Yaşayın Sadeliğin ön plana çıktığı GROHE duş sistemleri, modern yaşamın karmaşasının aksine, kişilerin banyo deneyimini keyfe dönüştürüyor. Suyun doğal akışının örnek alındığı tasarımlar, rahatlatıcı bir banyo keyfi sunuyor. GROHE DreamSpray® teknolojisi, geniş duş başlıklarında dahi suyun tüm yüzeyden eşit akmasını sağlıyor. SpeedClean teknolojisi ile, duş başlıklarındaki su çıkış yüzeyi kolayca temizlenebiliyor.Tüm bu özellikler, duş keyfi bir ritüele dönüşüyor. Ürün gamında bulunan el duşu, tepe duşu ya da yan duş alternatifleri ile sonsuz seçenekte duş sistemi oluşturulabiliyor. Sınırsız seçenek özgürlüğü, evinizde kolayca bir SPA mekanı yaratmanıza, istediğiniz özelliklere sahip masaj sistemi oluşturmanıza imkan veriyor. GROHE StarLight® ve GROHE SpeedClean® özellikleri GROHE duş sistemlerinin ilk günkü temizlik ve parlaklıklarıyla banyolarda ışıldamasını sağlıyor. Ayrıca daha az su, mükemmel akışı sunan GROHE EcoJoy™ özelliği ürünün performans düzeyini düşürmeden ve tasarımını etkilemeden su akışının sınırlandırılmasını ve su tüketiminin azaltılmasını sağlıyor.
140
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Ürünler
Seranit Cavallino Serisi ile Mekanlar Yenileniyor
Seranit’in Cavallino serisi modern ve ferah mekanlar oluşturmak için ideal çözümler sunuyor. Cavallino serisi ile mekanlar sıra dışı ve etkileyici bir görünüm kazanıyor. 2010 trendleri dikkate alınarak tasarlanan Cavallino serisi 46x46 ebadında mat ve lappato olarak beş farklı renkte üretiliyor. Cavallino, homojenize renk geçişleriyle, renkler arasındaki uyumu maksimuma çıkaran özellikleri ile dikkat çekiyor.
Tek Parçada Uygulanıp, Tek Seferde Monte Edilebilen ‘Yeni Nesil Merdivenler’ Seranit ile Türkiye’de Seranit, yeni bir teknoloji ile dünyada, İtalya’da sadece bir firma tarafından üretilen “yeni nesil merdivenleri” özel teknolojisi ile Türkiye’de üreterek kaliteden ödün vermeden uygun maliyetle sunacak. Üstün teknoloji ile üretilen “yeni nesil merdivenler”; tasarımları zenginleştiriyor, estetik katkıları yanında uygulandığı mekanlara porselen karo zarafetini ve dayanıklılığını sunuyor. Merdiven basamağı, bir mekanda yer alan tüm detayları porselen karo ile çözebilme imkanı tanırken aynı zamanda, standart basamaklardan farklı olarak eğimli detayı ile basamak vurgusunu ön plana çıkarıyor. Merdivenin istenilen boyutta tek kalıp olarak üretilmesi ve tek seferde monte edilebilmesi bu ürünün standart basamaklardan en önemli farkını oluşturuyor. Ayrıca, çok dayanıklı olması, kaygan olmaması, buz tutmaması ve çok sayıda renk seçeneği de ürünün diğer üstünlükleri arasında yer alıyor. Seranit’in yenilikçi yüzünü öne çıkaran “yeni nesil merdivenler” , porselenin sağlamlığı ve şıklığıyla dayanıklılık ve estetik gerektiren yoğun trafikli mekânlardan, özel tasarım gerektiren iç mekânlara kadar geniş bir yelpazede kullanım imkanı sağlıyor. “Yeni nesil merdivenler” standart olarak üretilen porselen karolardan elde edilen özel basamaklardan oluşuyor. Ürün, 100% porselen karolardan üretilerek, leke tutmaması, düşük su emme oranı ve kırılmaya karşı yüksek dayanımlılığı ile dikkat çekiyor. Bunu yanı sıra, iç bükey süpürgelikler, iç/ dış bükey köşe birleşimleri, endüstriyel tesisler için 90(derece) iç/dış bükey özel süpürgelikler, dairesel kolon kaplama sistemleri gibi tamamlayıcı aksesuarların Türkiye’de tek üreticisi konumunda olacaktır.
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
141
Ürünler
Uşak Seramik’ten Farklı 4 Seri
Her Mevsim Açıkhava Keyfi: Çakıl Serisi Değişik renk tonlarında çakıl desenli karolardan oluşan Çakıl serisi, evlerde açıkhava keyfi yaşatacak. Uşak Seramik tarafından 40 x 40 ebatlarında üretilen serideki renk alternatifleri şunlar: Bej, kahve, yeşil, beyaz ve gri. Dayanıklılığı ile sürekli yaşanan mekanlarda döşenen Çakıl serisi rahat bir hava yaratma özelliğinin yanı sıra yıllarca güvenle kullanılabilecek kaliteye sahip.
Klasik ve Elegant: Petek Serisi Yaşadıkları mekanlarda klasik tarzı benimseyenler için kahve ve krem tonlarının hakim olduğu Petek Serisi, kullanışlı olmasının yanı sıra ahşap mobilyalarla uyumlu bir atmosfer yaratıyor. Sade ve elegant bir tasarıma sahip olan seri, farklı şekillerde döşeme alternatifleri ile tüm mekanlarda rahatlıkla tercih edilebiliyor. Uşak Seramik ürünleri arasında en fazla tercih edilen serilerden biri olan Petek serisi, 40 x 40 cm. ve 25 x 50 cm. karolar ve 7 x 50 cm. desenli bordürlerden oluşuyor.
Tarih ve Macera Kokan Mekanlarda Ihlara Serisi Ihlara, tarihi ve doğal çağrışımları ile banyolarda hem egzotik hem de maceracı bir hava yaratacak bir seri. İç içe geçen yuvarlak hatların kullanıldığı seride suyun hafif dokunuşları da hissediliyor. Beyaz – kırmızı – siyah ve beyaz – mavi – kahverengi tonlarında kombinasyonlara sahip olan Ihlara, ev dekorasyonunda kendi tarzını ve cesaretini yansıtmak isteyenler için yaratıldı. Seride 25 x 50 cm. duvar karoları ve dekorların yanı sıra 40 x 40 yer karoları da bulunuyor.
Sıcak bir Akdeniz serisi: Patara Akdeniz’in sıcaklığı ve kumun sakinliği Patara serisinde birleşiyor. Beyaz, kırmızı ve siyah tonların yanı sıra kırmızı çiçeklerin yer aldığı seride kumsal ve güneş yansımaları bir arada kullanılıyor. Seride 40 x 40 cm. yer karolarının yanı sıra 20 x 40 cm. duvar karoları ve dekorlar ile 6 x 40 cm. bordürler yer alıyor.
142
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
Ürünler
Demirdöküm Yeni A 410 Serisi Split Klima
DemirDöküm, piyasaya sunduğu yeni nesil duvar tipi split klimalar, R 410A gazı ve üstün ürün özellikleri sayesinde, çevre dostu ve yüksek verimli bir iklimlendirme imkanı sağlıyor. R 410A gazı ozon tabakasına zarar vermediği için çevre dostu gaz olarak nitelendiriliyor. Ayrıca bu gaz klimaların daha yüksek enerji verimliliği ve performans ile çalışmasını sağlıyor. A 410 Serisi Split Klimalar; A sınıfı olmaları ve soğutma-ısıtma konumundaki enerji verimlilik oranları ile (EER – COP) daha az elektrik tüketimi, dolayısıyla daha yüksek tasarruf sağlıyor. DemirDöküm’ün mühendisleri tarafından tasarlanan ve Bozüyük’teki klima fabrikasında üretilen yeni klimalar 9.000, 12.000, 18.000 ve 24.000 BTU/h kapasiteleri ile satışa sunuluyor. Yüksek verim ve çevreci iklimlendirmeye imkan sağlamasının yanı sıra bu klimalar aynı zamanda düşük ses seviyesi ve estetik dizaynı ile oldukça dekoratif. A 410 Serisi Split Klimalarda bulunan özel iyonizer teknolojisi, ortama
verilecek havadaki pozitif yüklü toz zerreciklerini tutarak hava kalitesini artırıyor. DemirDöküm A 410 Serisi klimalardaki en önemli özelliklerden biri ise ev dekorasyon malzemelerinden kaynaklanan sukarbondioksit içinde çözünen ve sağlığa zararlı etkisi olan olan formaldehit kirliliğini önleyerek ortama temiz hava sağlayan LTC Filtrelerin bulunması. Yeni nesil klimalarda bulunan Jet Cool soğutma fonksiyonu, ortam ısısının çok kısa sürede istenilen konfor şartlarına ulaşmasını sağlıyor. Yüksek ısıtma performansını destekleyen Sıcak kalkış modu (Hot start) ve enerji tasarrufunu sağlamaya dönük olarak özel DemirDöküm tasarımı çok bükümlü ve ısı transfer yüzeyini arttıran evaporatör ve kondenser bu klimaların diğer üstün özellikleri arasında yer alıyor. A 410 Serisi Split Klimalarda bulunan dijital ekran konfor parametrelerinin rahatlıkla takip edilmesine olanak sağlıyor. Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71
143
Ürünler
VitrA’nın yeni Family Serisiyle Aile Boyu Banyo Keyfi...
VitrA’nın her yaştan aile bireyleri için kullanım kolaylığı sağlayan, özel tasarıma sahip Family serisindeki alçak lavabo, ailenin küçük bireylerini mutlu etmenin yanı sıra, ayak bakımı için sağladığı özel alanla, büyüklere de keyif ve konfor sunuyor. Sağdan ya da soldan monte edilebilen ikili lavabo seti mekana uygun çözümler oluştururken, şıklığın yanı sıra konforu da beraberinde getiriyor. Family serisi lavabolar, özellikle kalabalık ve çocuklu ailelere hitap ediyor. Ebeveynler için standart, çocuklar için ideal yükseklikte olan lavabolar, System Fit’in sunduğu özel oturma ünitesi opsiyonuyla, ayak bakımında yepyeni bir çözüm sunuyor. Lavabonun üzerine veya duvara monte edilen armatürleriyle 2 farklı kullanım seçeneği sunan Family lavabolar, banyolara farklı bir boyut katıyor. Family’nin fonksiyonel lavabo altı saklama bölmesi ise yalın ve modern tasarımını tamamlıyor.
144
Temmuz - Eylül 2010 / Sayı 71