Step Dergisi Sayı 3, Aralık Sayısı 2013

Page 18

www.stepdergisi.com

Duyumum parmaklarımdan her zaman öndeydi.Üç yaşında oyuncak bir melodika ile başladım müziğe, duyduğum şeyleri ona uyarlamakla uğraşarak öğrendim. Ardından beş yaşında oyuncak bir org sahibi oldum. Bunlardan bir konser düzenleyip, yaptığım biletle odama aldığım insanları bilirim. Sonrasında ilkokuldayken kilise korosuna başladım. Yedi yaşından itibaren altı yedi yıl boyunca korodaydım. Koro benim için hep çok önemliydi. Çok şey öğrendim orada. Kendi kendime öğrendim aslında her şeyi, müzik okuyana kadar herhangi bir ders almışlığım yok. Türkiye gibi, koro kültürünün neredeyse hiç olmadığı bir yerde, bu konuda bu kadar çabalama sebebim, belki de bunu bu kadar içselleştirebilmiş olmam. Nota okumayı da orada öğrendim ben. Elli-altmış ilesekiz yaş aralığındaki insanlardan oluşan toplama bir koroydu. Dini değil, dünyevi şarkılar da söylüyorduk. Şef melodiyi çalıyordu, şarkının kısa bir bölümünü herkes tekrar ediyordu. Bende çabuk öğreniyordum. Bir kere çalınca ben söylüyordum. Ta ki herkes söyleyene kadar yapılan tekrarlar bir yerden sonra sıkmaya başlamıştı. Elimizde kağıtlar vardı, notaları anlamıyorduk; ama sözleri okuyorduk sadece. Sonra onlarla uğraşmaya başladım. Melodiye göre takip ediyordum, çubukların kısalığını uzunluğunu anlamaya çalışıyordum, anlamadığım yerleri de soruyordum genelde.Sonra orgun bir büyüğü geldi, internetten notalar indirdim. Ağır ağır çözmek için uğraşıyordum, on beş dakika kadar. Bu şekilde notaları öğrendim. Bir gün koro şefi annemi kenara çekip, “Bu çocukta iyi bir kompozitör olacak potansiyel var. Konservatuara göndermeyi düşünmez misiniz?” demiş. Annemler de ışık vaat ediyor, okuma-yazma, eğitim çok iyi, geleceği parlak düşüncesi ile hiç düşünmemişler bunu. Müzik kulağımı da daha çok annemden almışım. BİRÇOK MADALYA SAHİBİ CAZ KOROSU NASIL KURULDU, NE KADAR SÜREDİR ŞEFLİĞİNİ YAPIYORSUN? KORONUN SENDEN ÖNCESİNDEN VE SONRASINDAN BAHSEDELİM BİRAZ. Koro 1994’te kuruluyor. Ben 2005’te tanışıyorum ve 2007 yılında ise Cihan yurt dışına gideceği için koroyu bana bırakıyor. Yaklaşık altı yılı buldu. Koro içinde eklenecek şeylerin sonu yok. O hiç bitmez zaten. Şu anki seviyesinden de memnun değilim tabii ki. İyi; fakat daha da çıkması gerekiyor. Çıkabileceğine inanıyorum.Türkiye’de caz çok

18

bilinmiyor, koro hiç değil.“Caz korosu” hepten insanları “Ne yapıyorsunuz? Adam mı öldürüyorsunuz?” bu gibi bir şeye sürükleyebilir yani. Sürükleye-bilirdi de gerçekten ama ne ilginçtir ki, şu an burada oturmuş bunu konuşabiliyoruz. Türkiye’de de artık birçok insan caz korosu deyince ne demek istediğimizi anlayabiliyor. Bence koronun yaptığı en büyük şey buydu. Dönüm noktası olarak bunu söyleyebiliriz. 2005 yılında tanıştığımda koro öğrenci kulüpleri mantığında -olması gerektiği gibi, diye vurgulayayım – işleyen, insanların hem hoşça vakit geçirdiği, zamanını mantıklı üretimler için harcayabileceği, paylaşırken de ortaya güzel bir şeyle koyabileceği bir platformdu. Cihan da mükemmeliyetçi biridir. Bir turne yolculuğu esnasında Cihan’ın “Sen ne düşünüyorsan yap, birilerinin bir şey demesinden çekinme. Koronun çok ileriye gideceğinden eminim. Hiç geriye bakma, geri adım atma.” Dediğini hatırlıyorum. Onunda bana hep desteği olmuştur. Ben şef olmadan önce on beş kişiydik. İlk turnemiz 2007 Aralık. Dokuz kişi ile çıktık sahneye. Öncesinde kostüm namına bir şey yoktu. Özel bir kostümümüz, kareografimiz vardı o sahnede. İlk konserden sonra: “Ne yapıyorsun sen?” Diyenler oldu. Beklentilerinin de üzerinde bir şey görünce, bu adam bir şey yapıyor herhalde, noktasına geldiler. Seneler içinde çok fazla repertuar seslendirdik. Farklı kadrolar, farklı formasyonlarda ekiplerimiz oldu. Dokuz kişi başladık, beşe düştük. İkinci yılımızda yedi kişilik vokalin üzerine bir de orkestramız vardı. 2010 yılında sahne üzerinde ilk defa koroyu yönetmeye başladım. 2009-2010 yılında 19-20 kişilik bir oda koromuz vardı. 2011 sezonunda 35 kişilik daha büyük kadromuz oldu. Metro videosunun olduğu sezondu bu. Ondan sonra da 35-40 civarı olarak kaldı. HAZIR KONUSU GELMİŞKEN METRODAKİ GÖSTERİNİN HİKAYESİNİ DE DİNLEYELİM SİZDEN. 2011’deki metro videosuna kadar birçok konser yaptık;yurt içi, yurt dışı. İstanbul Caz Festivali, Akbank Caz Festivali, Caz Müzisyenleri Festivali, sanatçılarla ortak çalışmalar yaptık. O sene Temmuz ayında Avusturya’da düzenlenen Dünya Koro Şampiyonası’na katılmak istiyorduk. Tarih yaklaşmış olmasına rağmen, hala sponsorumuz yoktu, sanırım 2 ay kadar vardı. Her prova sonrası toplanıp “Ne yapalım, nasıl yapalım?” diye düşünürken “Video çekelim.” şeklinde bir fikir geldi. Yaklaşık bir ay öncesinde bir organizasyonda


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.