s058

Page 5

HALKLARIN BAHARI YAKINDIR “Gel günlerim, gel de dol” diyordu þair Enver Gökçe, tel örgülerin arkasýndan. Saat saat dolan mahpushane günleri gibi, devrimin günleri de doluyor. Kocaman bir su havzasý olan devrim, bazen küçük derelerden beslenip, durgun sularýnda tortularýný dibe býrakýyor; bazen de, týpký Þemdinli de olduðu gibi, köpüren dev dalgalar gibi, önündeki barajý zorlayarak çaðýldýyor, taþýyor. Þemdinli’de baþlayan eylemler zinciri, devrime ve iç savaþa yeni bir ivme katmýþtýr. Aylardýr bölgede resmi görevle bombalar patlatanlar, halk tarafýndan “suç üstü” yakalandý, ve “adalete” deðil, bizzat o görevi verenlere teslim edildi. Devrim açýsýndan, geliþen olaylarýn hukuki boyutunun bir önemi yok. Halk ne adalet-yargý kavramlarýnýn piþkin ikiyüzlülüðüne aldanýyor, ne de kendisini tehdit eden namlularýn karþýsýnda geriliyor. Þemdinli, örülmek istenen korku duvarýný tek hamlede yýktý; hükmünü sokakta verdi; verdiði hükmün infazýný da sokakta vereceðini gösterdi. Üstelik F-16’larýn ve panzerlerin gölgesinde. Bir halkýn biriktirdiði acýlarýn, günü geldiðinde onu nasýl bir cesaretle donattýðýný görmek isteyenler, Þemdinli’ye baksýn. Baksýn ve sermaye düzeninin emekçi halklara bugün çektirdiði büyük acýlarýn, devrimin sarnýcýný nasýl büyük bir hýzla doldurduðunu görsün. Recep Tayyip Erdoðan’ýn Aðustos ayýndaki Diyarbakýr gezisinde görüldü ki; sermaye partilerinin Kürt halký üzerinde hiçbir hükmü yok. Þemdinli’de görüldü ki; sermayenin silahlarýnýn da bir hükmü yok. Silahlarýn, namlularýn ucunda taþýnan hâkimiyet, iþte böyle, tek bir darbede tuzla buz olur. Ýþbirlikçi, tekelci sermaye açýsýndan, Kürt halkýnýn yeniden denetim altýna alýnmasý, hayati bir önem taþýyor. Bu amaçla, bir yýldan uzun bir süredir, Kürt halký içinden “cesaretli bir iþbirlikçi” yaratma çabalarý, emperyalistlerin yoðun desteðiyle sürüyordu. Halk, kendi yakýcý özlemlerine uzak, ama burjuvaziye yakýn hiçbir politik liderin arkasýndan gitmeyeceðini gösterdi. Düzenin iþbirlikçi arayýþý fiyaskoyla sonuçlandý. Kürt halkýnýn içinden çýkan kimi politik liderler, sermayenin belirlediði bu misyona soyundular. Ama halkýn yakýcý özlemleri karþýsýnda, sermayenin düzenlediði platformda boy gösteremediler. Aslýnda, hem sermaye için, hem de bu söz konusu politik liderler için uzlaþmanýn gerekliliði ortadaydý. Fakat, her iki kesim de, uzlaþýlacak platformu farklý tarif ettikleri için, istenilen birleþme gerçekleþemedi. Derken, Þemdinli olay-

larý patlak verdi. Sermaye düzenini, ateþlerle çevrili bu araftan, sýrat köprüsünden geçirme görevini, DTP üstlendi. Burjuvazi, ne sözleriyle ne de silahlarýyla Kürt halkýnýn büyüyen öfkesini bastýramadý ama onun yerine DTP, tam da burjuvazinin en çok ihtiyaç duyduðu zamanda, bu öfkeyi sakinleþtirdi. Yani, Þemdinli olaylarý, bir açýdan, DTP’nin sýnanmasý oldu. DTP, hiç olmazsa bu önemli kriz anýnda, burjuvaziden geçerli not aldý. Þimdi DTP, Kürt halkýnýn öfkesini denetleyebildiðini, kontrol edebildiðini gösterdiði bu ortamda, uzlaþma için yeni bir platform tanýmlayabilir, burjuvaziye bunu daha rahat dayatabilir. Hiç bir devrimin kaçýnamayacaðý bir kaderdir bu: Devrim yükseldiðinde, devrimin küçük adamlarý uzlaþma ipine sarýldýkça burjuvazinin gözünde büyük adamlar olurlar. Ta ki, kesin kopuþ gerçekleþene dek. Ýþte o zaman devrim, þöyle seslenecek bu küçük adamlara: “Ýp gitti, kovada gitsin”. Yýðýnlar Savaþa Girince Az çok uzun döneme yayýlan iç savaþlarda, öncülerin eylemleri, çizgisi, karakteri pek çok þeyi deðiþtirebilir. Ama böyle bir uzun iç savaþta, yüzbinlerin savaþa dâhil olmasý, hemen her þeyi altüst eder, sarsar. Türkiye’de olduðu gibi, artýk Kürdistan’da da devrimci yýðýnlar kentlere toplandýlar. Bundan böyle yýðýnlarýn dâhil olduðu her çatýþma, kentlerin denetimini ele geçirme savaþý haline gelecektir. Þemdinli, iç savaþýn bu aþamasýnýn önemli bir sýnama yeri oldu. Korku duvarýný parçalayan halk, bizzat burjuvazinin ona sunduðu avantajý, bir resmi görevliyi suçüstü yakalama avantajýný sonuna dek kullandý. Þemdinli ve Yüksekova gibi, en yoðun askeri varlýðýn bulunduðu yerleri, kýsa süreliðine de olsa ele geçirdi, sokaklara hâkim oldu. Bir generalin, Radikal’den Murat YETKÝN eliyle açýkladýðý düþünceleri, bu yeni durumun düzeni ne denli korkuttuðuna da ýþýk tutuyor. Söz konusu general, geçmiþ dönemlerde savaþýn, yalnýzca daðlarda sürdüðünü, kentlerde ise ilk kez bu denli yaygýn biçimde geniþ kitlelerin savaþýn içine çekildiðine iþaret ediyor. Ýþte, burjuvazinin karþý karþýya olduðu büyük açmaz: Ya bu kitlelerin üzerine giderek yeni yýðýn eylemlerini tetikleyecektir, ya da geri çekilerek kentlerin denetimini devrime terk edecektir. General

58. Sayý / 4-18 Ocak 2005

5


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.