Kurtuluş Gazete Say-14

Page 3

PANORAMA

Nereden Çýktý Bu Açýlým?

Açýlým denilen þeyin aslýnda nasýl bir tasfiye politikasý olduðu, Anayasa Mahkemesinin DPT’yi kapatmasýyla apaçýk ortaya çýkmýþtýr. Hal bu ki, ülkenin en kritik bir sorununda açýlým, çözüm gibi laflar ediliyorsa býrakýnýz DPT’nin kapatýlmasýný, bu durum öncelikle toplumda on yýllardýr üretilen kin ve nefretin temizleneceði koþullarýn yaratýlmasý için bir çaba içinde olunmasýný gerektirirdi. Bu süreçte tam tersi olmuþ, MHP ve CHP’nin þoven yaklaþýmlarla kýþkýrttýklarý güruhlar, Kürtlere yönelik linç giriþimlerine baþvurmuþlar, Hükümet ise kendisini de bitirecek olan bu geliþmelere karþý tutum almak yerine, tersine bir tutumla bu þoven histerinin ortaðý olmuþ ve DPT’nin kapatýlmasýna zemin hazýrlamýþtýr.

B

aþbakan bir tarihte Diyarbakýr’a gidip “devletin hata yaptýðýný, Kürt sorununun kendi sorunu olduðunu” ilan etti. Sonra muhtemel ki asker tepkisine dayanamayýp, demagojide Süleyman Demirel’i yaya býrakacak bir “ustalýkla” “düþünmezseniz Kürt sorunu da olmaz!” deyip iþin içinden çýktý. Çýktý ama çekilen acýlarýn devamýndan baþka bir þeye de hizmet etmemiþ oldu. Zaman geçti; Dünya 1929’dan beri yüz yüze geldiði en büyük krizi yaþarken baþbakan yine Demirel’le olan yarýþýna devam ederek bu “krizin bizi teðet geçeceði” müjdesini verdi. Teðet kavramý yeni bir içerik kazanmýþtý: artýk “teðet” bir çembere bir noktada deðip geçen doðru deðil, yüz binlerce hatta milyonlarca yeni iþsiz, iflas eden fabrikalar ve iddialarýn tersine ekonominin küçülmesi anlamýna gelecekti. Ýþte memleket teðet krizle böyle kavrulurken Baþbakan, Obama’nýn iktidar olup Irak’tan kuvvet çekeceðini ilan etmesini takiben ortaya çýkacak yeni durum ve bu durumun icap ettireceði yeni görevleri göz önünde bulundurarak, “Farklý etnik kimlikte olanlar ülkemizden kovuldu. Bu aslýnda faþizan bir yaklaþýmýn neticesiydi” diyerek tarihimizin acýlý sayfalarýna el attýktan sonra yeniden “Kürt meselesinde açýlýma” döndü. Bu kadarla da kalmadý, ondan önce “Ermenistan açýlýmýna” giriþti. Yetinmedi, “Suriye açýlýmýný” gerçekleþtirdi; sýnýrlar açýldý, vizeler kaldýrýldý ve güçlü bir siyasi iktisadi ve askeri iþbirliði baþlatýldý. Ve baþbakan bir adým daha atýp Baðdat’a kadar giderek “tarihi 48 anlaþmaya” imza attý. Demek ki, “deðiþim” konsepti meselenin temelini oluþturmakta ve öyle muhalefetin itirazlarý, Azerbaycan’ýn sitemleri ile deðiþikliðe uðratýlacak bir mahiyette deðil. Tüm bu geliþmeleri ABD’nin yeni yönelimlerinden baðýmsýz olarak deðerlendirebilmek olanaklý deðil. Ne var ki, bütün bu tiyatro boþunadýr denemez. Devlet projesi diz çökmüþ, baþý öne eðik bir Kürde çözüm getirmek için olsa da açýlýmdan, çözümden söz etmekle on yýllardýr tekrarlanmýþ olan “Kürdün yokluðu” teorilerini geri dönülmez bir biçimde mezara gömmektedir. Kürtlerin Kürt olduðu kavrayýþýnýn kabul görüp dillendirilmesi, baþka hiç bir þeye gerek kalmadan Türkler

de, onlarýn da kendilerinin sahip olduklarý haklara sahip olmalarý gerektiði korkusunu kendiliðinden üretmektedir. Bu durum, Türklerin sahip olduklarý millet bilincinin zorunlu sonucu olarak kendiliðinden oluþmaktadýr. Mesele þimdi tek bir millet olmadýðýmýzýn iyice bilince çýkmasýnda yatmaktadýr. Onun içindir ki, “tek devlet, tek millet, tek bayrak, üst kimlikte Türk milleti olma” teranesi tekrarlanýp durmaktadýr. Ama bu mýzrak bu çuvala girmez! Etnik lafýna ya da modern ulus kavramlarýna sýðýnarak varýlabilecek hiç bir yer yoktur. Bu þans hiç deðilse 25 yýldýr ve daha fazlasý da 80 yýldan fazladýr geride kaldý. Kürtleri en baþta inkar edip, 30 kez isyan etmeye zorlayýp, oluk gibi kan akýtýp, ardýndan da 25 yýllýk bir iç savaþ yaþadýktan sonra artýk tek ulus adý altýna girmek olanaklý olamaz. Artýk olabileceklerin en birleþiði iki uluslu bir devlet olmaktýr. Buna karþý olacak olan bütün direniþler, Türkiye halklarýna yaþatýlan acýlarýn devamýndan baþka bir anlama gelmeyecektir. Süren kirli iç savaþ meseleyi bu doðrultuda gittikçe daha da keskinleþtirmektedir. Kirli savaþ sürdükçe Kürtler artýk hiç bir þekilde Türk adý altýnda anýlmak istememe konusunda pekiþirken, Türk devleti altýnda durmaya da itirazlarýný yükseltmeye devam edeceklerdir. Kürdün talebini görmemezlikten gelmenin, o talepleri sürekli þiddet yoluyla bastýrmaya ve sonunda da teslim almaya kalkýþmanýn bedeli bundan baþka bir þey olamazdý. Savaþ uzatýldýkça býrakalým tek bir üst kimlikte bir araya gelmeyi, tek bir siyasal yapý içinde kalmak da olanaksýzlýða doðru ilerlemektedir. Abdullah Öcalan’ýn çaðdaþ geliþmeleri göz önünde bulundurarak bir arada olmanýn þartlarýný sürekli üretmeye çalýþmasý, ayrý devlet kurmaktan vazgeçmiþ olmasý, TC devletince Kürtlerin zoru görünce gerilemesi olarak kabullenilmekte ve zorun devamýyla en aza razý edilebilecekleri bir duruma ulaþýlabileceði umudunu yaratmaktadýr. Ancak Öcalan’ýn birlikte olmak için geliþtirdiklerine bakarken, aradan birliði nelerin engellemekte olduðu ve bir noktadan sonra artýk kendisinin söylediklerinin geçersiz olacaðýna da iþaret ettiði gözden kaçýrýlmaktadýr. Açýlým projesi hiç bir somut adýma tekabül etmiyor olsa da artýk dönülmez bir noktaya ulaþýldýðýnýn ilaný anlamýna da gelmektedir.

Bu noktada artýk ya Kürtler de millet olarak Türklerin sahip olduklarý haklarýn hepsine sahip olurlar ve eþitlik temelinde yeni bir hayat kurulur ve sorun birlikte çözülmüþ olur. Ya da TC devleti böyle bir eþitliði reddetme temelinde davranmaya devam edip tüm Kürtleri ortadan kaldýrarak meseleyi “çözer!” Tüm Kürtleri ortadan kaldýrmak? Yani, hepsini öldürmeyecek olsanýz bile asgari yirmi milyon insana saldýrmak; yirmi milyonun hayatýný tehdit eden bir giriþimde bulunmak? Akýl almaz bir durum! Dünyanýn bugünkü iliþkileri içerisinde böyle bir Türklük dünya üzerinde var olabilir mi acaba? Böyle bir giriþime onay veren bir halkýn kendisinin yüz yüze geleceði felaketi düþünme kabiliyeti yok mudur? Dünyanýn altüstü olduðu, toplumlarýn birbirine girdiði, haritalarýn yeniden çizildiði bir dönemde, Ermeni halkýna karþý giriþilmiþ olan soykýrýmýn hesabýnýn bugün bile verilemediði ve daha hesapta, Asuri-Süryani, Rum halklarýnýn katledilmelerinin faturalarýnýn beklediði biliniyorsa, Kürtlere karþý böyle bir giriþimde bulunmaya kalkýþmak henüz akli melekeleri yerinde olan birilerinin giriþebileceði bir iþ olamaz. “Kürt Açýlýmý”nýn vardýðý son nokta DPT’nin kapatýlmasý oldu 11.12.2009 Cuma günü Anayasa Mahkemesi Baþkaný Haþim Kýlýç yaptýðý açýklamada, “DTP' nin temelli kapatýlmasýna karar verildiðini” açýkladý. Kýlýç bu açýklama sonrasýnda, “Yapýlacak eleþtirileri þimdiden görebiliyorum. Verilecek kararýn zamanlamasý için verilen tarihin amaçlý olduðu

3


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.