Leibniz metafizik üzerine konuşma

Page 1

METAFİZİK ÜZERİNE KONUŞMA LEIBNIZ

Fransızcadan Çeviren: Afşar Timuçin

GOTTFRIED WILHELM LEIBNIZ

O zamanlar Almanya

Leibniz dünyaya geldiğinde Otuz Yıl Savaşları (1618-1648) henüz sona ermiş değildi. İspanya, Avrupa ülkeleri üzerindeki baskıcı gücünü artık koruyamaz olmuştu, Felipe IV'ün (1621-1655) ve ona canla başla destek olan kont-dük Olivares'in çabalarına karşın eski gücünü yitirmeye doğru gidiyordu. 1640'da Portekizliler ayaklandılar. Avrupa iyiden iyiye karışıktı. Fransa'da da güç zamanlar yaşanmaktaydı, iki Fronde olayı dünyanın merkezi görünümündeki Fransa'yı temelden sarsmıştı (1648-1649, 1650-1653). Yeniçağ'ın başlarında İspanyolları ve İtalyanları yeni dünya düzenini oluşturmakta öne geçiren gelişimler durur gibi olmuş, ağırlık Fransa'ya ve İngiltere'ye kaymıştı. Kültür düzeyinde çok büyük gelişimler yaşanmaktaydı. Bu gelişimlerin temelinde elbette toplumsal, siyasal ve iktisadi etkenleri aramak doğru olur. Avrupa ortak bir sıkıntıyı yaşıyor da olsa koşullar ülkeler açısından oldukça ayrıydı. Genel görünüm XVI. yüzyılda Almanlar açısından özellikle sıkıntılıdır. Bu yüzyılda feodal yaşam koşullarından hızla sıyrılıp sermayeci ilişkiler içine giren Fransa ve İngiltere'ye karşı Almanya henüz feodal yaşam koşullarının doruğundadır ya da feodallik orada yeni yeni çözülmeye başlamıştır. Almanya'da oldukça geç zamanda, aşağı yukarı XIII. yüzyılda kurulan feodal düzen ülkenin siyasal parçalılığı yüzünden başka ülkelere göre çok daha kalıcı özellikler gösteriyordu. Genel ölçüler içinde Almanya'da iktisadi yaşam Avrupa'nın öbür ülkelerinde olduğundan çok daha geriydi. Almanya bütünlüklü bir ülke değildi, bütünlüklü duruma gelmeye yatkın da görünmüyordu, orada bir bölgenin yapısı bir başka bölgenin yapısına hiç mi hiç benzemiyordu. O zamanın Almanyası aralarında büyük uzaklıklar olan çiftliklerden oluşmuştu. Adı büyük kendi güçsüz Kutsal Roma Germen İmparatorluğu ülkenin üstünde ince bir zar, çürük bir örtü, çatlamaya hazır bir kabuk gibiydi. Kutsallıkla dini, Romalı oluşla eski Roma'nın görkemini, Germen oluşla ulusal bütünlüğü düşündüren bu adı var kendi yok imparatorluk sınırları çok belirgin bir bütünlüğü belirlemekten uzaktı. Ayrıca bu imparatorluktan herkes daha değişik bir bütünlüğü anlayabilirdi. Örneğin Yvon Belaval'e göre Almanya "Leibniz'in düşüncelerinde her zaman Alsace'ı, Lorraine'i, İspanyol Hollandası'nı, hatta Besançon'u, Dauphine'yi ve Arles Krallığı'nı içerecekti". Bugünkü Almanya'nın temelini ya da ilk biçimini oluşturan o günkü topraklarda Viyana'daki Habsburgların yönettiği üç yüz altmış devlet vardı. İmparatoru yedi seçici prens seçiyordu, bunlardan üçü (Mainz, Köln, Trier) dinsel nitelikliydi. Otuz Yıl Savaşları'nı sona erdiren Westfalen antlaşmaları (1648) sonrasında Alman prensliklerinin durumu hiç de iç açıcı değildi. Almanya'nın siyasal konumu bu antlaşmalarla büyük bir değişikliğe uğradı. Seçicilerin sayısı yediden sekize çıkarıldı, üç yüz elli Alman devletine egemenlik tanındı. İyiden iyiye küçülen Kutsal İmparatorluk hemen tüm gücünü yitirmiş gibiydi. "Sonuç? Alman nüfusu on altı milyondan altı milyona düştü. Bazı kentler insanlarının dörtte üçünü yitirdiler (Aachen); Köln'de bin iki yüz ev kaldı; Berlin'de artık altı bin insan vardı; München'de dokuz bin, Augsburg'da on sekiz bin insan vardı; yalnızca Frankfurt, Leipzig, Hamburg ağırlıklarını az çok korudular" (Yvon Belaval). Leibniz şöyle yazar: "Ülke hemen hemen yarı yarıya çocuklardan oluşuyordu. Savaş yeniden başlasaydı doğacak kuşakların tohumu yok edilmiş olacağından zavallı Almanya'nın büyük bir parçası çöle dönecekti diye korkuya kapılmak hiç de yanlış olmazdı." Toprakların üçte biri artık ekilip biçilmiyordu. Thüringen'de küçük ve büyük baş hayvanların altıda beşi yok oldu. Köylüler neredeyse köle durumuna düştüler. Almanya savaşın yaralarını


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.
Leibniz metafizik üzerine konuşma by Seymur Huseynov - Issuu