442
'ilm bi'l-lugat
* İlim billalım {Allah'ı bilmenini iki yolu vardır: Biri şenatın sübütundan önce aklın Allah'ı idrakte bağımsız olduğu yoldur. Bu, Allah'ın ulühiyyetinde bir ol ması, O'nun ortağı olmaması ve Vacibü'l-Vücüd bir ilah olması gerektiğiyle ilgili dir. Aklın Allah'ın Zat'ını bilmeye gücü yoktur. Aklıyla Allah'ı bilmeye kalkışan kimse kendini acze düşürecek bir işe kalkışmış, su-i edeble hareket etmiş ve ken dini büyük bir tehlikeye atmış olur. Bu yol, Hz. Ihrahim'in Kur'an'da şöyle dediği yoldur: "Size de Allalı'ı bırakıp tapınakta olduğımuz şeylere de yulı olsun! Siz akletmez misiniz ?" [Enbiya, 21/67] Hz. İbrahim onları Allah'ı bilmenin ulühiyyetinde O'nu tek bir ilah olarak tanımakla gerçekleşeceği konusunda uyardı. Onları sahih bir düşüneeye döndürmek istedi ki, düşünceleriyle olayı olduğu gibi aniayıp kavra sınlar. İkinci yol ise şeriatın sübutundan sonra olan şer'! yoldur. Aklın delille ortaya koyduğu şeyi o da ortaya koyar. İşte bu, Yaratıcı'nın birliğini ve O'nun Vacibü'l Vücud olmasını isbattır. ilim billahın diğer bir yolu da O'nu Zat'ı konusunda olduğu gibi bilmek ve O'nu aklın delille ortaya koyduğu hükmünden sonra vasfetmektir. Allah kendin den şöyle haber vermektedir: "O'nun gibi hiçbir şey yoktur." O'nun bir benzeri yoktur. Bilakis benzerleri yaratan O'dur. Çünkü O bilir, biz bilmeyiz. işler O'na nisbet edilir. Delilin işleri Allah'a nisbet etmesi de, işlerin akli delil ikame eden kimseye nisbet edilmesi de akla bir kuvvet kazandıramaz. Allah akla bu iki yol arasında hayreti miras bırakmıştır. Her iki yol da sahihtir. (Fütfılıiit, III, 302)
'ilm bi'l-lugat ( o.:.ı\ıill\ı
�� ) * Lugatlerle ve lahzların gerektirdikleriyle bilmek
lugat, irab, nahiv, şiir, teressül ve lafızları şerh ederek bilmektir. Bunlardan her hangi birine ihtiyaç duyduğunda, bu ilimierin bizzat kendilerini murad etmezsin, maksad olan ilme vasıta olması için onları taleb edersin. (Miztin, 41)
'ilm-i 'akl ( J.Aıtll
�� ) * İlın-i akl
{aklın ilmil, herhangi bir dellli araştırdıktan
sonra, fikir aleminde delil ve onun cinsinden olan şübhelerin farkına varman şar tıyla, zarür'i olarak veya delll konusundaki nazarın sonucunda elde ettiğin her bil gidir. Bu fikir alemi, bu tür ilimlerle bir araya toplanır ve birbirinden ayrılır. Bun dan dolayı bu konuda araştırma yapanlar "sa/ızlı" ve "fiisid" kelimelirini kullanırlar. (Fütiilıiit, I, 69) (Ayrıca bk. 'akl; 'ilmi
'ilm-i dirayet ( �1J.Il1
�� ) * İlın-i diriıyet, fıkıh ve ahkam ilmidir. Alim ve fakili
ler arasında geçerli olan bir ilimdir. (Luma ', 456)
'ilm-i ezvak ( JIJ�':i l
��
) .. İlnı-i ezvcik (zevkler ilmi}, "sa/ıilı bir iliındir. " ..
Çünkü Hakk'ın kendi bilgisiyle kullarına tecell1:siyle hasıl olur. Bu ilirnde hata vaki