Serçeşme-36

Page 13

SERÇEÞME

Aleviye ‘Yeni Elbise’! Vedat İlbeyoğlu Bu yazı daha önce PSAKD internet sitesinde yayınlanmıştır: www.pirsultan.net.

AKP, sistemin geleneksel problemli alanlarına el atan tek sistem partisi olma özelliğini bu kez de Alevilere ilişkin olarak göstermektedir. “Bu ülkede hiçbir arka bahçe bırakmayacağız, bütün bahçelerde lokma yiyeceğiz... Alevilikle ilgili problemleri masaya yatırma konusunda kendisini Alevi gören tüm vatandaşlar muhatabımızdır.” Solculuktan, Ağarcılıktan, MHP’ci Türkçülükten seke seke şimdilik AKP’de konaklayan ve AKP’ye münasip bir Alevicilik devşirmekle görevli Reha Çamuroğlu böyle konuşuyor. Başbakan’ın danışmanlarından Çamuroğlu, AKP’nin Alevilere ilişkin yönelimini ifade ediyor bu sözleriyle. Diyanetten sorumlu Devlet Bakanı Said Yazıcıoğlu da bu ‘yönelimi’ şöyle açıklıyor: “Diyanet çalışma başlattı. Alevilerin itibar ettiği kaynaklar istifadelerine sunuldu. Bir zamanlar Alevilere elbise biçmeye çalıştık, bu uymadı. Uymadığına göre, yeni bir elbise dikmek temel görevimizdir.” Önce şunu belirtmek gerekiyor herhalde. AKP, sistemin geleneksel problemli alanlarına el atan tek sistem partisi olma özelliğini bu kez de Alevilere ilişkin olarak göstermektedir. Geleneksel statükocu devlet yaklaşımına eklemlenmiş bütün diğer partiler, Kürt, Kıbrıs, Alevilik gibi alanlarda, “dış fitne” dışında zaten bir sorun görmüyorlar. Bu durumda, AKP’nin yarım ağızla da olsa “bir sorun var” demesi bile, onu, kendince “çözüm öneren” tek sistem partisi pozisyonuna oturtuyor. Sorunlara ilişkin önerdiklerinin, o sorunları yaşayanların gerçek taleplerini karşılamayacağı gerçeği bir yana, AKP, yönelimleri ile hem iktidar düzeyindeki yerini sağlamlaştırmaya çalışmakta ve hem de genel düzeyde bu problemli alanlarla ilişkisi giderek aşınmış sisteme yeni dayanaklar sunmuş olmaktadır. İşte Kürtlerden sonra, AKP’nin Alevi operasyonu da gündemde şimdi. Tıpkı Kürt sorununda olduğu gibi, Alevilere de biçilen elbise uymamış, “yeni bir elbise” biçme misyonunu da AKP üstlenmiştir. Bugüne kadar, “Laik Cumhuriyet’in temel dayanağı” olmakla avutulmuş, ama Sünni-Hanefi devlet dini gerçeği altında hoyratça yok sayılmışlardı. Otoriterlaikçiliğin ve özellikle devlet partisi CHP’nin geleneksel oy deposu durumunda olmalarına karşın, CHP dahil hiçbir “laikçi” hükümet, “Alevilerin sorunları var” demedi. Özellikle son yıllarda “Laik rejim” üzerinden bir devlet savunusuyla sınırlanmak istenen Aleviler, bugüne dek, savunulması istenenin nimetlerinden hiç yararlandırılmadı!

Direnmenin tek yolu, ezilen kimliğin, bir dünya görüşü ve bir siyasal mücadeleyle buluşturulmasıdır.

Aralık 2007

Şimdi AKP, “İslam-içi” diye sabitlediği Alevilik tarifiyle Alevileri Diyanet’in eklentisi yaparak devlet-Alevi ilişkisini bir başka düzeyde kurma çabasına girişmiştir. Bir kere bu, kültürel, sosyal, politik boyutlarından kopararak tamamen dini ritüeller toplamına dönüştüreceği için Aleviliği Alevisizleştirme girişimidir. İkincisi ise Aleviliğin resmen devletleştirilmesidir (Her şey özelleştirilecek değil ya!) Evet, Aleviler, kendilerine biçilen “devlet savunusu” misyonundan sonra, şimdi AKP eliyle resmen devletleştirilmeye çalışılıyor. Alevilerin sorun ve taleplerini kabul eder görünerek, “gelin bunları çözelim” diyor AKP ve onlara ‘maaş’ bağlamayı öneriyor. Diyanet eğitiminden geçirilip maaşa bağlanacak ve Cemevleri’ne atanacak “kadrolu dedeler” (ki aslında bunlar ‘Dede’ gidip, ‘Hoca’ döneceklerdir!) aracılığıyla, Alevilerin “CHP ve laiklik destekçiliği” eksenindeki devletle ilişkisine farklı bir boyut eklemek istiyor. Bu ise, artık çözülme alametleri de vermekte olan geleneksel CHP’ciliğe karşı farklı burjuva kliklerle eklemlenerek Alevilere ilişkin yeni hegemonyalar oluşturma hevesindeki Alevi burjuva ve aristokratların amaçlarıyla da örtüşmektedir. Yani Alevi camiası içerisinde bu devletleşmeye teşne önemli bir çevre vardır. Örneğin Çamuroğlu, İzettin Doğan, vb. gibiler, AKP’ci hamlenin ilk adresi oluyorlar. Ama bunlarla sınırlı kalınmayacağı da açıktır. Açılacak kanal, giderek genişletilmek istenecektir. Ve Alevi kütleden parçalar kopması, eksilmeler yaşanması sürpriz olmayacaktır. Sürpriz olmayacaktır, zira Aleviler üzerindeki bu hesapların etkili olmasının zeminini, Alevi kimliğini sadece ‘dini’ ya da ‘laik-devletçi-milliyetçi’ referanslar üzerinden tarif eden, Alevi hareketine de sadece bu çerçevede misyon biçen Alevicilik anlayışının hiç de küçümsenmeyecek varlığında aramak gerekiyor. Yani AKP operasyonunun zeminini; artık gına gelmiş CHP’ci laikliği, giderek MHP’ci milliyetçiliği ve elbette devletin himayesindeki Sünniliğe özenip sürekli Diyanet rüyaları gören bir tür Alevi yobazlığını hesaba katmadan anlayamayız. Yine bu saldırıya, sadece din, inanç ya da ‘laikliğe’ sığınılarak karşı çıkmak yetmeyecektir. Günde kırk kez “Ya Ali, Ya 12 İmam...” şeklinde duaya durmak yetmez; zira adam “tamam, al sana istemediğin kadar dua” deyip üstüne bir de maaş bağlamaktadır! Direnmenin tek yolu, ezilen kimliğin, bir dünya görüşü ve bir siyasal mücadeleyle buluşturulmasıdır. Bu da açıkça, Alevi hareketinin, devrimci demokratik solla, Kürt hareketiyle buluşması ve her zamankinden daha çok demokrasi mücadelesine bağlanmasıdır. Değerli bir Alevi aydınımız, Alevilerin geçmişlerine aşık olduğunu ve ciddi bir “güncelleme” ihtiyacı duyduğunu söylüyordu. Ne kadar doğru. Her kesim gibi Aleviler de geçmişlerini güncellemek yani geleceklerini kurmak yolunda, yeni araçlara ulaşmak durumundadırlar. Demokrasi ihtiyacı içindeki bütün çevreleri kapsayacak bir siyasal ‘çatı’ ihtiyacı, Aleviler için de daha bir yakıcı olmaktadır. Egemenlerin biçecekleri “yeni elbise”yi reddetmenin en etkin yolu, bütün ezilenlerin, birlikte, kendi elbiselerini kendilerinin biçmesinden geçiyor.

SEYYİD SEYFULLAH (NİZAMOĞLU) 16. YÜZYIL

Atlas Libas Sizin Olsun Bütün dünya sizin olsun Bir dost bir post yeter bana Atlas libas sizin olsun Bir dost bir post yeter bana Beyler tahtından inerler Ayaksız ata binerler Toprağa gömüp dönerler Bir dost bir post yeter bana Sanır mısın kalsan gerek Bilirmisin n’olsan gerek Bin yıl yaşar ölse gerek Bir dost bir post yeter bana Karûn malın verirlerse Beni sultan kılurlarsa Âlem kulum olurlarsa Bir dost bir post yeter bana Sonu yok devletden n’olur Ecel gelir seni bulur Seyit Seyfi işin bilir Bir dost bir post yeter bana

Bahri Umman Bu aşk bir bahri ummandır Buna hadd-ü kenar olmaz Delilim sırr-ı Kuran’dır Bunu bilende ar olmaz Süre geldik ezeliden Pirim Muhammed Ali’den Şerab-ı la-yezaliden İçenlerde humar olmaz Eğer âşık isen yare Sakın aldanma ağyare Düş İbrahim gibi nare Bu gülşende yanar olmaz Kıyamazsan başa ü cana Uzak dur girme meydana Bu meydanda nice başlar Kesilir hiç sorar olmaz Hakk ile hak olanlara Kendi özün bilenlere Dost yolunda ölenlere Kan bahası Dinar olmaz. Bak şu Mansur’un işine Halkı üşürmüş başına Enel Hakk’ın firaşına Düşenlere timar olmaz Seyfullah sözünde mesttir Şeyhinden aldığı desttir Divane-ra kalem nist’dir Ne söylese kanar olmaz.

13


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.