Platform Dergisi

Page 1

W W W . P L AT F O R M M E D I A . N L

P

Yıl • Jaar 15 • NR: 143 • 15 MEI-15 JUNI 2012

Sırada Hollanda mı var? Konut vergisinde indirim düşünülüyor

Avr8. up Yar Şiir a son ışma uçla sı ndı

HOLLANDA’DA SİYASET ERKEN SEÇİME KİLİTLENDİ

Albayrak siyaseti bırakıyor Borçlulara yardım yasasında düzenleme Avrupa Adalet Divanı,

Hollanda devletine cevabını net bir şekilde verdi

Sabahat Akkiraz:

Hizmet ehlinin aleviliğine sünniliğine bakılmaz

400 Yıllık Türkiye-Hollanda dostluğunu pekiştiren ziyaret

Metin Çelik: Hükümetin düşmesi Hollanda için en hayırlısı

Oğuzhan Özyakup Hollandalıları şaşırttı

Medeniyetler İttifakı ödülleri sahiplerini buldu

Avrupa’da sağ popülizm yükseliyor




Paketlerde büyük indirim! İpotek Komisyonsuz ipotek çesitlerinde %1’e kadar indirimler! Araba / motorlu taşıyıcı sigortaları Şu anda gecerli olan priminizin üstüne %40 ekstra indirim! Ev, eşya ve Bina sigortaları Standart Primin üstüne %20 ekstra indirim! Emlak • Ev ve İşyeri alım ve satımlarında Full-Servis • Kiralık Ev ve İşyerlerinde Full-Sevis Sorumluluk sigortası & Yasal/Hukuk sigortası Standart Primin üstüne %20 ekstra indirim!

Platform

UYTAM Verzekeringen & Hypotheken & Kredieten & Makelaardij Zuiderparklaan 263 / 2574 GA ‘s- Gravenhage Tel: 070 39 22 700 • Fax: 070 34 66 300 • e-mail: info@tamdenhaag.nl • www.uytam.nl 15 Mayıs 2011

4


Her aileye, her çifte, her bütçeye göre düğün, nişan, kına organizasyonu yapılır

Hollanda’nın en güzel düğün organizasyonu sizi bekliyor! - Müzik Organizasyonu - Düğün Organizasyonu - Nişan Organizasyonu - Sünnet Gecesi - Gelin Pastası - Sünnet Pastası - Şirket Yemekleri - Confettie

- Mekan Temini - Menu Seçimi - Süsleme Dekorasyonu - Kına Gecesi - Özel Gelin Masası - Sanatçılarımızla - Foto ve Kamera - Havai Fişek Gösterileri

(+31)06-81616509 • (+31)06-14303512 • (+31)06-21657364 facebook,com/yagmur.organisatie

www.yagmurorganisatie.nl • www.gelinmasasi.nl 5

Platform


COLOFON/KİMLİK

İÇİNDEKİLER

14

Prijs € 3,50

Platform Yıl-Jaar 15 • Nr. 143 •15 Mei-15 Juni 2012

Aylık düşünce, aktüalite ve haber dergisi Platform Dergisi her ayın 15’inde yayımlanmaktadır Sahibi / Uitgever PMG

Genel Yayın Yönetmeni / Hoofdredacteur Ebubekir Turgut

Yazı İşIeri Müdürü / Eindredacteur Selim Turan

Kültür ve Sanat H. Kerim Ece

Müzik / Magazin

Sümeyye Betül Turgut

Danışma Kurulu

Fuat Aslan, Dr. Kutlay Yağmur, Orhan Selim Bayraktar, Dr. Seyfi Özgüzel, Veli Yücesan, Muzaffer Yanık, Sadık Yemni, Bekir Cebeci, Sabahattin Uçar, Prof. Dr. Özcan Hıdır, Hatice Turgut, Mesut Dişli, Dr. Gürkan Çelik, Okan Akın, Drs. Armand Sağ, Ali Osman Biçen

Haber Araştırma

Selim Turan, Enes Akın, Özlem Özyol, Münevver Esra Turgut, Tarık Akgün, Selçuk Öztürk, Muhammed Tahtalı, Mustafa Toga, Hatice Söylemez, Banu Çelik

Reklamlarınız için / Advertentie Tel.: 06-41780100 / 020-6138902

Bu sayıda katkıda bulunanlar

M. Kübra Turgut, Cezmi Doğaner, Nuray Bossink-Tuna, Mehmet Çalışkan, Kamil Kopuz, Burhanettin Carlak, Mehtap Kayaoğlu, Özlem Özyol,

Hukuk danışmanı: Av. Ejder ve Nürsel Köse,

Av. İsmet Korkmaz

Abone Ücreti : Hollanda Senelik 25,- euro Belçika 30,- euro. Diğer ülkeler 50,- euro

Dağıtım:

Hollanda geneli

Tasarım / Lay-out : P-Ajans - info@p-ajans.nl Yazışma adresi:

Postbus 69026, 1060 CA Amsterdam Tel.: 020-6138902 • Fax: 020-613 24 23 E-mail : info@platformmedia.nl

DOSYA HABER

• 8. Avrupa Şiir Yarışması sonuçlandı • Albayrak siyaseti bırakıyor • Alparslan Türkeş anıldı • “Türk kökenli Tiryaki ailesinde misafir olmaktan mutluyum” • Attent Tam Sigorta acentasının muhteşem açılışı • Eğemen Bağış: ‘‘Irkçılık ve Uyum Konusunda Avrupa’ya Yardımcı Olacağız’’ Platform • Nevzat K.’nın cezası 15 yıla indirildi Dergisi Nisan S ayısı Ka • Türk işverenlere brifing pağı • Wilders Türkiye toprağını öpmüş • Avrupa'da sağ popülizm yükseliyor • Hollanda’da siyaset • erken seçime kilitlendi • THY uçağı soruşturması kapatıldı

80

80

w w w. pla t fo r mm ed i a.n l Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara ve reklamların içeriğinden reklam verenler sorumludur. Doğacak hukuki sorumluluk hiçbir şekilde dergimizi bağlamaz. Dergimizde yer alan yazı, resim, karikatür ismimiz belirtilmek süretiyle kullanılabilir. Reklamlar müsade alınmadan kesinlikle kullanılamaz.

SPOR

ISSN: 1574-022638-4014-29 8-13

Platform Platform

15 Eylül 2011 2011 15Haziran-Temmuz Mayıs 2011

400 Yıllık Türkiye-Hollanda dostluğunu pekiştiren ziyaret

Oğuzhan Özyakup Hollandalıları şaşırttı 6 6


Yayın Üssü’nden

Ebubekir Turgut

78

e.turgut@platformmedia.nl

8. Avrupa Şiir Yarışması sonuçlandı

MÜZİK

Hizmet ehlinin aleviliğine sünniliğine bakılmaz

HUKUK

Adalet Divanı'ndan 39 Avrupa Hollanda'ya tokat gibi bir cevap!

TARIH BİLİNCİ

55 Diktatörlerin sekiz sırrı! EVLİLİK OKULU

62

Yaratılış rollerimize uygun yaşıyor muyuz?

Nebahat Albayrak hızlı bir kararla politikayı bırakacağını açıkladı. Bilmiyorum doğru bir karar mı aldı. Ama ben şahsen çalışmalarından memnun olmasam da bırakması taraftarı değilim. Geçen sayımız da Nebahat Albayrağ’ı kapak yapmıştık. Bununla birlikte daha yakından bilgi sahibi olduk. Toplum yoğun eleştiriyor. Ortak kanaat ise toplumdan uzak olması. Bu kanaate biz de katıldığımızı belirtmek isteriz. Bu sayımızın politikacı konuğu aynı partiden yani İşçi Partisinden Milletvekili (PvdA) Metin Çelik. Bu röportajı okuduğunuzda politikacımızı yakından tanımış olacaksınız. Bu ayın sanatçı konuğu ise ünlü sanatçı ve politikacı CHP Milletvekili Sebahat Akkiraz.Biraz derin ve hoş bir röportaj oldu. İlgiyle okuyacağınızı umuyorum. HOGIAF’ı burada tebrik etmem gerekiyor. Gerçekten güzel bir yarışma gerçekleştirdi ve yoğun ilgi gördü. Bizde bunu karşılıksız bırakmadık. İki sayfa yer vererek taçlandırdık. Arkadaşlara başarılarının devamını diliyorum.

Yarışmamız sonuçlandı

HABER YORUM

64

İlişkilerin 400. yıl dönümün de Kraliçe Beatrix’in davetlisi olarak Hollanda’ya tarihî bir ziyaret gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Gül’e, ülkenin en yüksek nişanı olan “Hollanda Aslanı Büyük Şövalye Nişanı” takdim edildi. Cumhurbaşkanı Gül, Lahey ve ziyaret ettiği diğer şehirlerde Türk toplumu temsilcileri ile bir araya geldi. Sayın Gül’ün Hollanda ziyareti Hollanda’daki Türk toplumu için olumlu katkıları olduğu kanaatındayız.İlerleyen sayfalarımız da ziyareti ayrıntılarıyla değerlendirdik.

Platform Dergisi ve Kadın Dergisi’nin birlikte organize ettiği 8. Avrupa şiir yarışması sonuçlandı. Hollanda’dan, İngiltere’ye Yunanistan’a, Bulgaristan’dan Avusturya’ya, Danimarka’dan,Amerika'ya, Kazakistan’a, Azerbeycan’dan Almanya’ya kadar pek çok ülkeden, Türkçe yazan ve Türkçe okuyan şairler yarışmaya katıldılar. Geçen seneki 7.Avrupa şiir yarışmasında 1. Mehmet Toker - Fransa -AŞKA DAİR, 2. Zeynep Hatun Açıl - Hollanda – BEKLERİM 3. Cengiz Halıcı - Hollanda - SEVDASI DÜŞÜNCE ÖZE adlı şiiri ile üçüncü olmuşlardı. Daha önce söylediğimiz gibi bu yarışmanın amacı yarıştırmaktan çok şiire ve okumaya teşvik, Türkçenin Türkiye dışında da gelişimine katkı sağlamaktır. Başta jüri üyelerine katılımcı şairlere/şair adaylarına,Yarışmamızın duyurusunda katkıda bulunan değerli medya mensuplarına,değerli juri üyelerine,dergimizin kültür sanat editörü H.Kerim Ece beye ,yarışmamızı destekleyen Kadın Dergisi mensuplarına ve emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. Derece alanları tebrik ederken şunu eklemekte yarar görüyoruz. Şüphesiz ki derece alanlar en iyi şiirler olmadığı gibi, diğerleri kalitesiz anlamına gelmez. Jüri elinden geldiği kadar en iyisini seçmeğe çalıştı. Ancak şiir okuyucuları, başka bir şiiri dereceye girenlerden daha güzel bulabilirler. Bu da gayet normaldir.

Sırada Hollanda mı var?

KÜLTÜR-SANAT

68 BULMACA

76

56

8. Avrupa Şiir Yarışmasın da Derece Alan Şiirler:

AYIN RÖPORTAJI

Hükümetin düşmesinin Hollanda için hayırlı olmasını diliyorum

1. Almanya'dan Yaşar Aydın ''YAR BAKIŞLI SABAHLAR BEKLEŞİRDİ BAŞUCUNDA'' şiiri ile 2. Hollanda'dan Mehmet Soysal ''KARANLIK ŞEHİR'' şiiri ile 3. Madakaskar'dan Mohammed İsa Öztürk ''GÖZLERDE YAKAMOZLANAN'' şiiri ile

Gelecek sayımızda buluşmak dileğiyle… 7 7

Platform


Geçmişimiz ve tecrübemiz güvencemizdir

+31 (0)20 614 53 63

Sigorta | Konut Kredileri | Şahsi Krediler | Finansal Danışmanlık | Vergi Danışmanlığı

Müjde! Hayallerinizi gerçekleştiriyoruz, sizi Türkiye’de ev sahibi yapıyoruz. • BKR’de kırmızı kalem sorun değil • %100’e kadar finans • Cazip ödeme koşulları • Uzun vadeli ödeme koşulları • Mevcut gayrimenkulünüze nakit kredi imkanı

DHB Bank tel: 078 655 16 55 - www.yilmaz.nl


Haber

8. Avrupa Şiir Yarışması sonuçlandı Münevver Esra Turgut

Aylık yayınlanan Platform Dergisi ve Kadın Dergisi’nin birlikte organize ettiği 8. Avrupa şiir yarışması sonuçlandı. Hollanda’dan İngiltere’ye, Yunanistan’dan Bulgaristan’a, Avusturya’dan Danimarka’ya, Amerika’dan Kazakistan’a ve Azerbeycan’dan Almanya’ya kadar pek çok ülkeden Türkçe yazan ve Türkçe okuyan şairler yarışmaya katıldılar. Geçen seneki 7. Avrupa şiir yarışmasında Mehmet Toker (Fransa) “AŞKA DAİR” şiiriyle birinci, Zeynep Hatun Açıl (Hollanda) “BEKLERİM” isimli şiiriyle ikinci ve Cengiz Halıcı (Hollanda) “SEVDASI DÜŞÜNCE ÖZE” adlı şiiriyle üçüncü olmuşlardı.

Mehmet Soysal (İkinci)

Yaşar Aydın (Birinci)

8. Avrupa Şiir Yarışması sonuçları DERECE ALAN ŞİİRLER

Amacımız Türkçenin Türkiye dışında da gelişimine katkı sağlamak

Daha önce söylediğimiz gibi bu yarışmanın amacı yarıştırmaktan çok şiire ve okumaya teşvik, Türkçe’nin Türkiye dışında da gelişimine katkı sağlamaktır. Başta jüri üyelerine katılımcı şairlere/şair adaylarına, Yarışmamızın duyurusunda katkıda bulunan değerli medya mensuplarına, Plaatform Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ebubekir Turgut Beye, yarışmamızı destekleyen Kadın Dergisi mensuplarına ve emeği geçenlere teşekkür ediyoruz Derece alanları tebrik ederken şunu eklemekte yarar görüyoruz. Şüphesiz ki derece alanlar en iyi şiirler olmadığı gibi, diğerleri kalitesiz anlamına gelmez. Jüri elinden geldiği kadar en iyisini seçmeğe çalıştı. Ancak şiir okuyucuları, başka bir şiiri dereceye girenlerden daha güzel bulabilirler. Bu da gayet normaldir.

BİRİNCİ: Yaşar Aydın - Almanya “Yar Bakışlı Sabahlar Bekleşirdi Başucunda’’ İKİNCİ: Mehmet Soysal - Hollanda “Karanlık Şehir” ÜÇÜNCÜ: Muhammed İsa Öztürk - Madakaskar “Gözlerde Yakamozlanan’’ Muhammet İsa Öztürk (Üçüncü)

Özlem Kart (İkinci Mansiyon)

MANSİYON ALAN ŞİİRLER 1. MANSİYON: Mehmet Soysal - Hollanda “Kar Yağıyormuş” 2. MANSİYON: Özlem Kart - İsveç “Ay Geceye Sen Kabre Düştün”

Erdoğan Çavuşoğlu (Üçüncü Mansiyon)

9

3. MANSİYON: Erdoğan Çavuşoğlu - Hollanda “Ben Anadoluyum”

Platform


Ayın Panoraması

Albayrak siyaseti bırakıyor Balkenende 4 hükümeti döneminde Devlet Sekreteri görevini yürüten İşçi Partisi Milletvekili Nebahat Albayrak, Eylül’de yapılacak seçimlerde listede yer almıyacağını ve siyasetten çekildiğini açıkladı. 1998 yılından bu yana Temsilciler Meclisi'nde görev alan, 2007 yılında Adaletten sorumlu Devlet Sekreterliği görevine getirilen Nebahat Albayrak, önümüzdeki dönemde yapılacak seçimlerde aday olmayacağını ve siyasetten ayrılacağını belirtti. Albayrak açık-

lamasında “başka şeyler yapmak için zamanın geldiğini düşünüyorum” dedi. Albayrak; geçtiğimiz dönem içerisinde PvdA (İşçi Partisi) içerisinde huzursuz bir dönem geçirildiğini bundan dolayı sorumluluk almak zorunda olduğunu hissettiğini fakat Diederik Samson’un parti başına gelmesiyle PvdA’nın iyi bir çizgide ilerleyeceğine inandığını belirtti. Nebahat Albayrak Samson için de “Diederik’in yaptıklarına inanıyorum ve güveniyorum. Çok temiz bir politikası var” şeklinde konuştu. Siyasetin alışkanlık yaptığını belirten Nebahat Albayrak, bundan dolayı ayrılmak için anını yakalamanın da zor olduğunu dile getirdi. Albayrak, “Ben ideallerle dünyanın daha iyi bir yer haline geleceğine inanıyorum. Bundan dolayı aktif siyaseti bırakma anını yakalamak zor oluyor”dedi. Albayrak açıklamasında siyasetten sonra hangi alanda çalışmalarda bulunacağına bir açıklık getirmedi.

Alparslan Türkeş anıldı Türkiyem Camii salonunda Hollanda Türk Federasyonu ve Hoca Ahmed Yesevi Kültür ve Eğitim Merkezi’nin katkılarıyla Alparslan Türkeş için anma töreni yapıldı. Hollanda Türk Federasyonu genel sekreteri Murat Gedik yaptığı konuşmasında, “ Türk Milleti’nin devletiyle, vatanıyla hür ve bağımsız olarak kıyamete kadar yaşatılması ülküsünün yılmaz bir savunucusu, kurmay bir yöneticisi, imanlı bir Başbuğu olarak büyük hizmetler veren Alparslan TÜRKEŞ, içinde yaşadığımız modern işgal döneminde Türk milleti tarafından minnetle, hasretle, rahmetle anılıyor” dedi. Hoca Ahmed Yesevi Kültür ve Eğitim Merkezi Başkanı İbrahim Günay, “ Hayatta olduğu süre içinde bütün varlığını ve mücadelesini Türk-İslam davasına adayan Rahmetli Alparslan TÜRKEŞ’in belli sistem içinde aksiyon haline getirdiği fikirler, bugün sadece bizim değil dünyada emperyalist ülkelerin tehdit ve kuşatması altındaki mazlum milletlerin kurtuluş yolundaki mücadelesine de ışık tutmaktadır” diyerek sözlerini tamamladık.

“Türk kökenli Tiryaki ailesinde misafir olmaktan mutluyum” Amsterdam Belediye Başkanı Eberhard van der Laan Türk ailesine çalışma ekibi ve Hollandalı gazeteciler ile misafirlik için geldi. Hollanda ve Türkiye’nin diplomatik ilişkilerinin 400’üncü yılı münasebetiyle düzenlenen ‘Bezoek je Buren’ ‘Komşunu ziyaret et’ projesi kapsamında, Amsterdam Belediye Başkanı Eberhard van der Laan Waterval vakfının 400. yıl platformu kapsamında yaptığı davete iştirak ederek Amsterdam’da işadamı Özcan Tiryaki Bey’in evini ziyaret etti. Başkent Amsterdam’ın Belediye Başkanı Eberhard van der Laan ve beraberindeki heyetin Tiryaki ailesinin ziyaretinde Waterval Vakfı Başkanı Fikri Çalkın ve Camellia vakfı adına Saniye Erdoğan katıldı.

Platform

15 Mayıs 2011

Başkan van der Laan Amsterdam Belediyesi’nde düzenlenen kahvaltının ardından 400. Yıl Platformu etkinlikleri çerçevesinde Amsterdam’da bir Türk ailesine konuk oldu. Oldukça samimi bir ortamda geçen ziyaret esnasında Water-

val Vakfı Başkanı Fikri Çalkın Başkan van der Laan’ın yapmış olduğu ebruyu kendisine takdim etti. Van der Laan bu anlamlı jestten dolayı son derece memnun olduğunu söyledi. Yapılan faaliyetleri çok beğendim ve takdir ediyorum Amsterdam Belediye Başkanı Eberhard van der Laan, yapılan bu çalışmaların büyük bir özveri ve emek ile yapıldığını bizatihi yerinde görmekten memnun olduğunu söyledi. Van der Laan “400. Yıl Platformu organizesi ile hem Amsterdam Belediyesinde hem de bu akşam Türk kökenli Tiryaki ailesinde misafir olmaktan mutluyum.” Dedi.

10


Ayın Panoraması

Attent Tam Sigorta acentasının muhteşem açılışı Rotterdam kentinde 2000 yiılından itibaren finans sektörün de başarılı bir cizgi sergileyen, Attent ve Tan sigorta acentalerının birleşiminden dolayı resmi açılışını yaptı Faaliyetlerini Emlak ve Muhasebe bölümleriyle genişleten firma, sigorta, ipotek ve kredi hizmetlerini de sunmaya devam etmektedir. Atten Tam, yenilenmiş ve genişletilmis ofisin de en son bilgi işlem tekniklerinden donanımlarından faydalanan ve 12 tercübeli guvenilir, profesyonel personel kadrosuyla faaliyet gösteriyor. Açılışı Feyenoord Belediye Baskanı, Seyit

Yeyden, T.C. Rotterdam Baskonsoloslugu Muavin Konsolos sayın Aslin Savran, Büyük şehir belediye meclis üyesi, Zekir Baran, Necat Kaya ve şirket yoneticilerinden, Hasan Ulvi Aytemur ve Murat Karaulu birlikte yaptılar. Gün boyunca 500 dolayında iş adamı, dernek başkanları ve birçok vatandaşımızın katıldığı açılışta Türk mutfağının en güzel yemekleride ikram edildi. Şirket Genel Müdürü, Hasan Ülvi Aytemur yaptIğı açıklamada Rotterdam da böylesine her türlü alanda hizmet veren ve Türkçe her konuda yardımcı olan en büyük firmayız, Vatandaslarımıza, tüm sunduğumuz faaliyetlerden A den Z ye kadar hak ettikleri yüksek kalitede hizmet vermeye devam edeceğiz. Bize destek veren tüm dostlarımıza ve vantandaşlarımıza bizi yalnız bırakmadıkarı için teşekkürler.

Nevzat K.’nın cezası 15 yıla indirildi Nevzat K. tarafından Amsterdam Temyiz Mahkemesi’ne yapılan başvuruda, tutuklunun cezasının 15 yıla indirilmesine karar verildi. Üç yıl önce öldürülen kreş sahibi Arzu Erbaş Çakmakçı’nın bıçakla öldürülmesi sebebiyle tutuklanan ve savcı tarafınfan 25 yıl hapsi istenen Nevzat K. davasında Yüksek mahkeme kararını verdi. 2010 yılında yapılan mahkemede 22 yıl hapis cezası istenen Nevzat K. davasında temyiz hakimi sanığın cezasının 15 yıla indirilmesine karar verdi. İlk görülen mahkeme tarafından 18 yıl hapis cezası verilmesinin üzerine, 2010 yılında temyiz davası açan Nevzat K. bakılan dava sırasında da susma hakkını kullandı. Nevzat K.’nın makdul Arzu Erbaş Çakmakçı’yı neden öldürdüğü ise halen daha bilinmiyor. 2009 yılında meydana gelen ve halen daha neden olduğu bilinmeyen olayda, Nevzat K., gündüz vakti işyerinin önünde bulunan otoparkta Arzu Erbaş Çakmakçı’ya arkasından saldırmış, kadını 20 yerinden bıçakla-

mıştı. 2010 yılında görülen ilk mahkemede 44 yaşındaki Nevzat K. için savcılık 25 yıl ceza talebinde bulunmuş fakat hakim 22 yıl ceza vermişti. Nevzat K. bunun üzerine bir üst mahkemeye başvuru yapmıştı. Nevzat K.’nın Türkiye’de bulunduğu dönem içerisinde adam öldürmek suçu ile yargılandığı ve 2007 yılında cezaevinden firar ederek Hollanda’ya geldiği belirtiliyor. Arzu Erbaş Çakmakçı

11

Türk işverenlere brifing Hollanda’nın Arnhem kentinin birinci ligde mücadele eden Vitesse futbol kulübü (TOV) Arnhem"deki Türk işverenlere maçlarını oynadığı Gelredome stadyumunda brifing verdi. Ada Accountancy yetkililerinden Mehmet Mutlu’nun ve Vitesse kulübü CEO (gelirlerden sorumlu müdür) Marie-Jose Helle’nin girişimleri ile verilen brifingte Türk işverenler Vitesse futbol kulübü’nün çalışmaları ve Gelredome stadyumu hakkında bilgilendirme yapılarak gelecek sezon için Türk işverenlerden kombine bilet almaları ve kulübe maddi manevi ne gibi destek verebilecekleri görüşüldü.

Wilders Türkiye toprağını öpmüş Hollanda’nın aşırı sağcı siyasetçisi Geert Wilders, yeni kitabında Türkiye'nin toprağını öptüğünü açıkladı. Aşırı sağcı siyasetçisi Geert Wilders, “Marked for Death: Islam’s War Against the West and Me” adlı yeni kitabında İran’dan apar topar kaçışını anlatırken, “Türkiye’ye varır varmaz, Papa’ymışım gibi resmen toprağı öptüm” ifadesini kullandı. Hürriyet'in haberine göre 1 Mayıs’ta satışa çıkarilan kitabında Wilders, eski partisi Liberaller’in meclis grup görevlisi olduğu 1994 yılında İran’da yaşadıklarını da anlatıyor. Wilders, Tahran’da İran’ın insan hakları politikasını eleştirdiği için İran Adalet Bakanlığı’nda “Dikkatli konuş” tehdidi almış, dönüşte İstanbul’da aktarma yaparken yeri öpüp şükretmiş.

Platform


Ayın Panoraması

Hollanda 400. Yıl Platformu etkinlikleriyle ‘Gönül Köprüleri’ kuruyor Hollanda ve Türkiye arasında diplomatik ilişkilerin 400. yılı dolayısıyla ülke genelinde yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde kutlamalar artarak sürüyor. Hollanda Genç İşadamları Federasyonu (HOGİAF), Sanitas, Peritus Network, Waterval, Rosarium ve HollandaTürkiye Dostluk Vakfı (NTFF) ortaklaşa girişimi ile kurulan 400.Yıl Platformu her iki ülke arasındaki 400. yıl kutlamaları çerçevesinde bölgesel ve ulusal örgütler bir dizi işbirliği yapmakta. Bu

Hollanda Entegrasyon Bakanlığı Müsteşarı Mark Frequin

ekinliklerin arasında komşunu ziyaret et, kahve akşamları, kahvaltı günleri ve dostluk futbol maçları, konferans, panel, sergi, ödül törenleri v.b yer alıyor. Konu ile ilgili bir değerlendirme de bulunan Hollanda 400. Yıl Platformu Sözcüsü Dr. Gürkan Çelik, Hollanda ile tarihi bir yıl yaşadıklarını bunu iki halkın gönül köprüsü kurma adına önemli bir fırsat olduğunu söyledi. Bu ikinci kategorinin startını 1 Nisan 2012 tarihi itibari ile vermiştik. Bu gün resmi açılışını Hollanda Entegrasyon Bakanlığı Müsteşarı Mark Frequien ile birlikte yapmış olduk. Şuana kadar Den Haag, Amsterdam, Rotterdam, Helmond şehirlerinde programlar tertip edildi. Bizler için kaynaşma adına, dostluk adına, sosyal insicam adına, hoşgörü adına şehirlerde güzel etkinlikler oldu ve olmaya devam ediyor. 400 yıl önce atalarımız resmi ilişkiler boyutu ile Hollanda ile güzel bir adım atmışlar. Bizler burada yasayan Türk kökenli Hollandalılar olarak 400. yılı vesile kılarak bu etkinlikler ile bunu daha ileriye götürmek istiyoruz.

5. Sivaslılar sıla buluşması ve türkü şöleni yapıldı Hollanda Sivaslılar Platformu tarafından düzenlenen '5. Sivaslılar Sıla buluşması ve türkü şöleni' gurbetteki Sivaslıları bir araya getirdi. Amsterdam Anadolu Kültür ve Sanat Merkezi Konferans salonunda yapılan gecede Sivas'ı tanıtan bir sinevizyon filminin yanı sıra Sivas türküleri geceye renk kattı. Hollanda Sivaslılar Platformu Başkanı İbrahim Çitil ise bu yıl seçilen temanın Aşık Veysel'i anma ve Türkü şöleni olduğunu belirterek, "Sivas denince akla hep aşıklar ve ozanlar

Platform

15 Mayıs 2011

gelir, türkü gelir, özlem gelir, hasretlik gelir. Her Sivaslının gönlünde mutlaka olması gereken, saz çalmak, halay çekmek ve şiir okumak gelir. Bunlarsız bir Sivas ve Sivas'lı düşünemezsiniz bulunduğumuz her yerde marka olmamız gerekir" dedi. Program sonunda Sivaslı hanımlar tarafından yapılan madımak aşı davetlilere ikram edildi.

12

Emekli Albay Sarızeybek konferans verdi Mustafa Toga / ROTTERDAM: Türkiye’de yaşananları konu eden Şemdinli de Sınırı Aşmak, Son Harekat Kod Adı Yahuda, Hesaplaşma, İhaneti Gördüm, Ergenekon Gölgesinde İhaneti Yaşamak, Ya Gazi Paşa Duyarsa ve Çarçella isimli 7 kitap yazmış ve yazdığı bu kitaplarla da dikkatleri üzerine çekmişti. Slinge-Larenkamp konferans salonunda Anayasa, Demokrasi, Terör konulu vermiş olduğu konferans da davetliler tarafından yöneltilen soruları da cevapladı. Türk Silahlı Kuvvetleri Birinci Derece Gümüş Liyakat Madalyası sahibi emekli albay Sarızeybek; “Türkiye de yaşayan 74 milyon insan bir biriyle kaynaşmıştır. Kız alıp kız vermiştir, hısım akraba olmuştur. Hiç bir hain güç bu birliğimizi, dirliğimizi bozamayacaktır. Vatan bir bütündür asla bölünemez” dedi. Konferanstan sonra sevenleri Erdal Sarızeybek ile hem birebir sohbet imkanı bulurlarken hem de aldıkları kitaplarıda imzalattılar.


Ayın Panoraması

Hollanda’da erken genel seçim 12 Eylül’de

Hollanda;da çift uyruklu va

İçişleri Bakanı, meclisin büyük çoğunluğunun hemfikir olduğu gibi erken genel seçimin 12 Eylül Çarşamba günü yapılmasının kararlaştırıldığını bildirdi. Seçim takvimine göre yeni partiler seçim kuruluna 18 Haziran’a kadar başvuruda bulunabilecek, aday listesi ise 31 Temmuz’da belirlenecek. Hollanda’da yaklaşık 1,5 yıl önce iktidara geçen Liberal Parti’yle (VVD) Hristiyan Demokratlar Birliği’nden (CDA) oluşan azınlık hükümeti, aşırı sağcı Geert Wilders’ın liderliğini yaptığı Özgürlük Partisi’nin (PVV), 2013 yılına ait bütçe müzakerelerinde ortaya çıkan anlaşmazlıktan sonra koalisyona verdiği desteği çekmesi üzerine geçen hafta düşmüştü. Bu arada erken seçimlere kadar ülkeyi idare edecek geçici azınlık hükümeti, 2013 bütçesine ilişkin tasarruf tedbirle-

ri konusunda bazı muhalefet partileriyle anlaştı. Muhalefetteki Demokratlar 66 (D66), Yeşil Sol (GL) ve Hristiyan Birlik Partisi’nin (CU) destek verdiği tasarruf paketinde, KDV oranın artırılması, emeklilik yaşının kademeli olarak yükseltilmesi, tütün ve alkol mamulleriyle bankalara yönelik vergilerin artırılması gibi önlemler yer alıyor.

Konut vergisinde indirim düşünülüyor Konut piyasasında vatandaşın taşınmasına engel olarak hatta bir ceza gibi görülen ve yüzde 6 oranında hesaplanan ‘konut satış vergisinin’, yüzde 2’ye

düşürülme ihtimalinin derhal yürürlüğe konabileceği belirtiliyor. Bu sayede, konut piyasasında canlılık sağlanmasına çalışılacak. Geçtiğimiz günlerde geçici hükümet tarafından alınan tasarruf paketi kuralları içerisinde de yer alan Konut Satış Vergilerinin yüzde 6’dan, yüzde 2’ye düşürülmesinin direk olarak yürürlüğe konabileceği belirtiliyor. Şuanda yaşanan ekonomik kriz de konut piyasasının büyük zarar gördüğü ve konut sahiplerinin evlerini satmakta zorlandığı ve çok sayıda konutun da uzu süredir satılıkolarak alıcısını beklediği belirtiliyor. Hükümete yakın kaynaklara dayandırılarak verilen haberlere göre de yüzde 2 oranına indirilecek olan konut vergilerinin geriye dönük bir tarihten itibaren işlemlerini yapılamsını söz konusu olduğu belirtiliyor. Gelen haberlere göre 15 haziran tarihi bu kuralın geçerli olduğu tari olabileceği kesin tarihin ise Cuma günü alınacağı belirtiliyor.

13

Ahmed Yesevi ekseninde Türk Dünyası ve Tasavvuf

Türk Akademik Öğrenciler ve Mezunlar Birliği'nin (TASA) Amsterdam'da düzenlediği "Ahmed Yesevi ekseninde Türk Dünyası ve Tasavvuf" konferansına Hollanda’nın çeşitli bölgelerinden birçok öğrenci ve farklı kuruluş temsilcileri katıldı. Konferansa konuşmacı olarak Türkiye'den araştırmacı-yazar Dr. Hayati Bice katıldı. Açılış konuşmasını Yaşar Çelebi'nin yaptığı programda Dr. Hayati Bice Türkistan'da yetişen büyük velilerden olan Hoca Ahmet Yesevi'nin Türk Tasavvuf Edebiyatı’nın bilinen en eski örneklerini içeren kitap olan Divan-i Hikmet'ten yola çıkarak misafirleri Orta-Asya'da bir yolculuğa çıkardı. Dr. Hayati Bice yaptığı konuşmada, “Hoca Ahmet Yesevi yetiştirdiği talebelerinin her birini başka bir memlekete göndermek suretiyle İslamiyet’in doğru olarak öğretilip, yayılmasını sağlamıştır. Onun yetiştirmiş olduğu talebelerinin bir kısmı da Anadolu’ya gelmişlerdir. Bu sayede onun yolu Anadolu’da yayılıp tanınmıştır. Anadolu’nun Müslüman Türklere yurt olması, onun manevi işaretiyle hazırlandı. Talebelerinin gayretiyle Anadolu günümüze kadar Türk yurdu olmuştur. Kendisinin çok sade bir Türkçe ile ifade ettiği Hikmet denilen eğitici sözleri, Türkistan Türkleri üzerinde büyük izler bırakmıştır.” dedi. Dr. Bice, "Kafir bile olsa, hiç kimsenin kalbini kırma. Çünkü kalbi kırmak Allah'ü Teala’yı kırmaktır. Gönlü kırık zavallı garip birini görürsen, yarasına merhem koy, yoldaşı ve yardımcısı ol" sözü ona aittir dedi. Kapanış konuşmasında Dr. Hayati Bice'ye teşekkür eden Alperen Doruk, Avrupa'da yaşayan Türkler olarak gelecek nesillerimizin de Türk kalabilmesi için, Ahmet Yesevi Hazretlerini ve ruh dünyamızı aydınlatan Hikmetler ve Yesevi düşüncesini çok iyi bilmemiz gerektiğini vurguladı.

Platform


Dosya

Platform

15 May覺s 2011

14


Dosya

400 Yıllık TürkiyeHollanda dostluğunu pekiştiren ziyaret İlişkilerin 400. yıl dönümünde Kraliçe Beatrix’in davetlisi olarak Hollanda’ya tarihî bir ziyaret gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Gül’e, ülkenin en yüksek nişanı olan “Hollanda Aslanı Büyük Şövalye Nişanı” takdim edildi. Cumhurbaşkanı Gül, Lahey ve ziyaret ettiği diğer şehirlerde Türk toplumu temsilcileri ile bir araya geldi. Ziyareti boyunca Hollandalıların da yoğun ilgi gösterdiği Cumhurbaşkanı Gül, siyasi ve kültürel temaslarının yanı sıra Türk ve Hollanda firmalarının CEO’larıyla da buluştu. Selim Turan

C

umhurbaşkanı Abdullah Gül, Kraliçe Beatrix’in davetlisi olarak eşi Hayrünnisa Gül ile birlikte Hollanda’ya dört günlük bir devlet ziyareti gerçekleştirdi. Amsterdam Schiphol Havaalanı’nda Cumhurbaşkanı Gül’ü Lahey Büyükelçisi Uğur Doğan, Kraliçe Beatrix’in Yaveri Yarbay Patricia Lukken, Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral, Deventer Başkonsolosu Nihat Erşen ile Hollandalı üst düzey yetkililer karşıladı.

DAM MEYDANI’NDA RESMÎ KARŞILAMA TÖRENİ Resmî temaslarına ertesi gün başlayan Cumhurbaşkanı Gül’ü Kraliçe Beatrix, tarihî Dam

Meydanı’nda resmî törenle karşıladı. Cumhurbaşkanı Gül, karşılama töreninin ardından Dam Meydanı’ndaki Ulusal Anıt’a çelenk koydu.

CUMHURBAŞKANI GÜL’E HOLLANDA’NIN EN YÜKSEK NİŞANI VERİLDİ

Kraliçe Beatrix, Kraliyet Sarayı’nda Hollanda’nın en yüksek nişanı olan “Hollanda Aslanı Büyük Şövalye Nişanı”nı Cumhurbaşkanı Gül’e, “Hollanda Kraliyet Büyük Nişanı”nı da Bayan Gül’e tevdi etti. Cumhurbaşkanı Gül de Kraliçe Beatrix’e “Devlet Nişanı” tevdi etti. Kraliçe Beatrix, Cumhurbaşkanı Gül ve Bayan Gül onuruna özel öğle yemeği verdi.

“Türkiye’nin AB Üyeliği Avrupa İnsanının Sahip Olduğu Pastayı Büyütecek”

Cumhurbaşkanı Gül, 400 yıllık bir geçmişe sahip Türkiye-Hollanda ilişkilerinin bu ziyaretle birlikte yeni bir anlam kazandığını ifade ederek, “Türkiye ve Hollanda bugün, tarihî temellere da-

15

yanan mükemmel ilişkilere sahip, NATO üyesi iki müttefik ülke ve birbirinin güçlü ekonomik ortağıdır” dedi. Cumhurbaşkanı Gül, Kraliçe Beatrix’in 2007 yılında ülkemize yaptığı ve Kayseri’ye de gittiği ziyareti sırasında kendisine Dışişleri Bakanı olarak eşlik ettiğini hatırlattı.

17. YÜZYILIN BAŞLARINDA ATILAN DOSTLUK TOHUMLARI Cumhurbaşkanı Gül, 17. yüzyılın başlarında, büyük bir imparatorluk olan Osmanlı İmparatorluğu ile büyük bir deniz ticareti ülkesi Hollanda’nın altın çağını yaşarken barış ve karşılıklı saygı temeline dayalı eşsiz bir dostluğun tohumlarının atıldığını söyledi. Hollanda’nın ilk Büyükelçisi olarak Cornelius Haga’yı Bab-ı Ali’ye taşıyan geminin 14 Mart 1612’de İstanbul’a ulaştığını kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, bundan iki ay sonra da, Osmanlı Sultanı’nın, Hollanda’ya Osmanlı İmparatorluğu’nun geniş topraklarında ticaret ve serbest geçiş ayrıcalığı tanıyan tek taraflı “ahitname” imzaladığını aktardı.

Platform


Dosya

“TÜRKİYE VE HOLLANDA BİRBİRİNİN İKİ GÜÇLÜ EKONOMİK ORTAĞIDIR” Cumhurbaşkanı Gül sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu ‘ahitname’nin üst yazısında Sultan, TürkHollanda dostluğunun sonsuza dek sürmesi umudunu vurgulamıştır. O tarihten 400 yıl sonra, bugün bir araya gelişimiz, Sultan I. Ahmet’in öngördüğü şekilde milletlerimiz arasındaki ebedi dostluk ve ittifakın somut bir göstergesidir. Türkiye ve Hollanda bugün, tarihî temellere dayanan mükemmel ilişkilere sahip, NATO üyesi iki müttefik ülke ve birbirinin güçlü ekonomik ortağıdır.”

YÜZYILLARDIR SÜREN KÖKLÜ İLİŞKİLERİN SİMGESİ: LALE Osmanlıların Hollandalı dostlarına ilk hediyesinin lale olduğuna dair yaygın bir görüş bulunduğunu da ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, Türk kültüründe, güzelliğin ve zarafetin sembolü olan lalenin, her yıl çiçek açmak suretiyle iki ülkeye yüzyıllardır gururla sürdürülen köklü ilişkileri hatırlattığını aktardı. Cumhurbaşkanı Gül, 400 yıllık Türkiye-Hollanda ilişkilerinin izlerinin Rubens ve Rembrandt’ın eserlerinde de bulunabildiğini söyledi.

Platform

15 Mayıs 2011

“HOLLANDA’DA YAŞAYAN 400 BİN TÜRK İLİŞKİLERİMİZE ÖZEL BİR ANLAM KATMAKTADIR”

İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin küresel mali krize rağmen rekor bir seviyeye ulaşarak, 2011’de 7,2 milyar dolara ulaştığını kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, “Türkiye’ye yapılan doğrudan yabancı sermaye bakımından en büyük pay Hollanda şirketlerinindir ve bu yatırımların toplam değeri son 10 yılda 16 milyar dolara yaklaşmıştır. Bugün Hollanda’da ikamet eden 400 bin Türk kökenli vatandaşımız vardır ve bunların 300 bini aynı zamanda Hollanda vatandaşıdır. Bu durum ilişkilerimizin insanî boyutuna özel bir anlam katmaktadır” diye konuştu,

“HİÇBİR AŞIRI FİKRİN MÜNASEBETİMİZE ZARAR VERMESİNE MÜSAADE ETMEMELİYİZ”

Cumhurbaşkanı Gül, mevcut ilişkileri daha da geliştirme hedefine dik-

16

kat çekerek, “Diğer taraftan, hiç bir radikal ve aşırı fikrin kök salmasına ve bu özel münasebetimize zarar vermesine müsaade etmememiz gerekir” dedi.

HOLLANDA’NIN, TÜRKİYE’NİN AB ÜYELİK SÜRECİNE VERDİĞİ DESTEK Hollanda’nın, Türkiye’nin AB üyelik sürecinin geleneksel olarak en büyük destekçilerinden biri olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, AB’nin Türkiye ile üyelik müzakerelerini başlat-


Dosya ma kararının 2004 yılında Hollanda’nın dönem başkanlığı sırasında alındığını hatırlattı.

“TÜRKİYE İLE BİRLİKTE AVRUPA’NIN KÜRESEL ETKİSİ ÜYE ÜLKELERİN SINIRLARINI AŞACAK” Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin, genç nüfusu, dinamik ekonomisi aktif demokrasisi ve çok boyutlu dış politikasıyla AB’ye büyük katkı sağlayacağını, ülkemizin AB üyeliğinin, Avrupa insanının sahip olduğu pastayı büyütmek suretiyle Birliğin ekonomisini daha da güçlendireceğini ve Türkiye ile birlikte Avrupa’nın küresel etkisi ve stratejik erişimi üye ülkelerin sınırlarını aşacağını bildirdi.

HOLLANDALI TÜCCARLAR VE OSMANLI SULTANLARI SERGİSİ Cumhurbaşkanı Gül, daha sonra, Hollanda Kraliçesi Beatrix ile birlikte, Amsterdam’da düzenlenen “Levanten Ticaret Odası Hollandalı Tüccarlar ve Osmanlı Sultanları” sergisinin açılışını yaptı. Türkiye ve Hollanda’nın ticari ilişkilerinin başlangıcını temsilen Ticaret Odası’nın (Levanten Room) bir örneğinin sergilendiği salonda incelemelerde bulunan Cumhurbaşkanı Gül,

buradaki fotoğraf sergisini de gezdi. TürkiyeHollanda ticari ilişkilerinin tarihî sürecine ilişkin kısa filmin izlenmesinin ardından Cumhurbaşkanı Gül ve Bayan Gül, müzede bulunan şeref defterini imzaladılar. Cumhurbaşkanı Gül ve Bayan Gül, Hollanda Kraliçesi Beatrix ile müzenin girişinde kendisi için özel hazırlanan lale bahçesini de gezdi.

CEO’LARLA BULUŞMA Cumhurbaşkanı Gül, bu programının ardından, Türk ve Hollanda firmalarının üst düzey yöneticileriyle bir araya geldi. Toplantıya, Hollanda Veliaht Prensi Alexander ve eşi Prenses Maxima, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Hollanda Ekonomi Bakanı Maxime Verhagen, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile aralarında Hüsnü Özyeğin, Ferit Şahenk, Zeynel Abidin Erdem ve Mehmet Sarımermer’in de bulunduğu iş adamları katıldı.

“EKONOMİK İLİŞKİLERİ DAHA DA GELİŞTİRMEK İSTİYORUZ” Cumhurbaşkanı Gül, toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye ile Hollanda arasındaki ilişkilerin

17

çok eskiye dayandığını ve güçlü bir şekilde devam ettiğini kaydederek iki ülke arasındaki ticaret hacminin 7 milyar doların üzerinde olduğunu aktardı. Hollanda’nın Türkiye’deki yatırımının da 16 milyar doları aştığını belirten Cumhurbaşkanı Gül, ilişkileri daha da geliştirmek istediklerini kaydetti.

Platform


Dosya Osmanlı Sultanı’nın, Hollanda’ya Osmanlı İmparatorluğu’nun geniş topraklarında ticaret ve serbest geçiş ayrıcalığı tanıyan tek taraflı “ahitname” imzaladığını aktardı. Cumhurbaşkanı Gül, “O tarihten 400 yıl sonra, bugün bir araya gelişimiz, Sultan I. Ahmet’in öngördüğü şekilde milletlerimiz arasındaki ebedi dostluk ve ittifakın somut bir göstergesidir. Türkiye ve Hollanda bugün, tarihî temellere dayanan mükemmel ilişkilere sahip, NATO üyesi iki müttefik ülke ve birbirinin güçlü ekonomik ortağıdır” diye konuştu.

BAYAN GÜL, KRALİYET MÜZESİ RESTORASYON ATÖLYELERİNİ GEZDİ

HOLLANDA-TÜRKİYE İŞ FORUMU Cumhurbaşkanı Gül, CEO’larla gerçekleştirdiği görüşmenin ardından Hollanda-Türkiye İş Forumu’na da katılarak bir konuşma yaptı. Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye ve Hollanda arasında sağlam temellere dayanan uzun süreli dostluk olduğunu belirterek Hollandalıları “tüccar millet” olarak nitelendirdi. Cumhurbaşkanı Gül, bunun ekonomik rakamlara bakıldığında ortaya çıktığını, Hollanda’nın ihracatının 500 milyar doların üzerinde, ithalatının ise 400 milyar dolar civarında olmasının bunun en önemli göstergesi olduğunu söyledi.

“İKİ ÜLKE ARASINDAKİ İŞ BİRLİĞİ GEÇMİŞTEN BU YANA GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE DEVAM EDİYOR” Hollanda’nın dünyanın en büyük ekonomilerinden birine sahip olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, Osmanlı İmparatorluğu’nun 400 yıl önce Hollanda vatandaşlarına, Osmanlı topraklarında seyahat izni verdiğini ve padişahın imzaladığı fermanla ticaret yapabilmelerine imkân tanındığını hatırlattı. Cumhurbaşkanı Gül, iki ülke arasındaki ticaret ve ekonomik iş birliğinin geçmişten bu yana güçlü bir şekilde devam ettiğini, Türkiye ve Hollanda arasında 7 milyar doların üzerinde ticaretin olduğunu bildirdi. Hollandalı yatırımcıların ise Türkiye’de son on yıl içindeki yatırımlarının 16 milyar doları geçtiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, Türk yatırımcıların ise Hollanda’da başta bankacılık olmak üzere birçok sektörde faaliyet gösterdiğini aktardı.

Platform

15 Mayıs 2011

İŞ ADAMLARINA TÜRKİYE’DE DAHA ÇOK YATIRIM YAPMA ÇAĞRISI Yatırımcılara Türkiye’ye daha çok güvenmeleri ve yatırım yapmaları çağrısında da bulanan Cumhurbaşkanı Gül, “Hollanda şirketleri ve yatırımcıları Türkiye’yi yakından takip ettikleri ve Türkiye’ye güvendikleri için 16 milyar dolar civarında yatırımı son 10 yılda yaptılar. Türk ve Hollanda firmalarının gerek ortak olarak, gerek tek başlarına Türkiye’de, Türkiye’nin çevresinde ya da Avrupa’da iş yapma imkânlarının çok olduğuna inanıyorum. Sizleri daha çok iş birliğine teşvik ediyorum” dedi.

CUMHURBAŞKANI GÜL ONURUNA RESMÎ AKŞAM YEMEĞİ Akşam ise, Cumhurbaşkanı Gül ve Bayan Gül’ün onuruna Kraliçe Beatrix tarafından Kraliyet Sarayı’nda resmî akşam yemeği verildi. Yemekte yaptığı konuşmada, Kraliçe Beatrix’e kendisine gösterilen misafirperverlikten dolayı teşekkür eden Cumhurbaşkanı Gül, Kraliçe Beatrix’in 2007 yılında ülkemize yaptığı ve Kayseri’ye de gittiği ziyareti sırasında kendisine Dışişleri Bakanı olarak eşlik ettiğini hatırlattı.

“TÜRKİYE VE HOLLANDA BİRBİRİNİN İKİ GÜÇLÜ EKONOMİK ORTAĞIDIR” Hollanda’nın ilk Büyükelçisi olarak Cornelius Haga’yı Bab-ı Ali’ye taşıyan geminin 14 Mart 1612’de İstanbul’a ulaştığını kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, bundan iki ay sonra da,

18

Cumhurbaşkanı Gül'ün Hollanda ziyaretine eşlik eden Bayan Gül ise aynı gün, Prenses Margriet ile birlikte Kraliyet Müzesi Restorasyon Atölyesini ve Hendrikje Çanta Müzesi’ni gezdi. Dünyanın en iyi restorasyon merkezleri arasında yer alan atölye binasının girişinde Kraliyet Müzesi Koleksiyonlarından Sorumlu Müdür ve diğer yetkililer tarafından karşılanan Bayan Gül, Prenses Margriet ile birlikte seramik, metal ve tekstil atölyelerini ziyaret etti. Yapılan çalışmaları yakından inceleyen Bayan Gül, daha sonra tablo, çerçeve ve mobilya restorasyonu atölyelerini gezdi.

ÇANTA MÜZESİNE TELKARİ ÇANTA Programı kapsamında 16. yüzyıldan günümüze kadar kullanılan çantaların sergilendiği Hendrikje Çanta Müzesini de gezen Bayan Gül, müzeye kendisine ait olan gümüş telkari bir çanta hediye etti.

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİYLE BİR ARAYA GELDİ Cumhurbaşkanı Gül, Hollanda ziyaretinin üçüncü gününde ise, ülkedeki çeşitli üniversitelerde lisans ve yüksek lisans öğrenimi gören, aralarında Türklerin de bulunduğu yaklaşık 30 öğrenciyle bir araya geldi.

HAFTASONU AKADEMİSİ ZİYARETİ Cumhurbaşkanı Gül, daha sonra, Bayan Gül ile birlikte Amsterdam’da, ilkokul çocuklarının derslerine yardım amaçlı kurulan "Haftasonu Akademisi" ni ziyaret etti. Okula gelişinde, Hollanda Veliaht Prensi Willem Alexander ve eşi Prenses Maxima tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Gül, sınıfları gezerek çocuklarla sohbet etti. Cumhurbaşkanı Gül, aralarında Türk kökenli çocukların da bulunduğu öğrencilerle tanıştı ve onlara 15 dakika kadar ders verdi. Akademide ders gören çocuklarla yakından ilgilenen Cumhurbaşkanı Gül, öğrencilerin sorularını da cevaplandırdı.


Dosya

BAYAN GÜL ÖĞRENCİLERLE SOHBET ETTİ

Bayan Gül de ayrı bir sınıfta Prenses Maxima ile birlikte öğrencilerle bir araya geldi ve onların sorularını cevapladı. Ziyaretin sonunda öğrenciler kendi yaptıkları lalelerden oluşan bir buketi Bayan Gül’e hediye ettiler; daha sonra da çocuklarla hatıra fotoğrafı çekildi.

LAHEY’DE SENATO VE TEMSİLCİLER MECLİSİ ZİYARETİ

Amsterdam’ın ardından Lahey kentine geçerek Senato ve Temsilciler Meclisi’ni ziyaret eden Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye ile Hollanda arasındaki ilişkilerin 400 yıl önce başladığını ve güçlü bir şekilde devam ettiğini bildirerek, Hollanda’daki Türklerin iki ülke arasında köprü olduğunu kaydetti.

“HOLLANDA’DA YAŞAYAN TÜRKLER BU ÜLKEYE ÇOK BAĞLILAR”

Cumhurbaşkanı Gül, İşçi Partisi Milletvekili Nebahat Albayrak’ın Hollanda Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı olmasından duyduğu gururu da dile getirdi. Cumhurbaşkanı Gül, Albayrak’ın konumunun Hollanda’da yaşayan Türklerin bu ülkeye ne kadar bağlı olduğunu göstermesi açısından iyi bir örnek olduğunu söyledi.

HOLLANDA BAŞBAKANI RUTTE İLE GÖRÜŞME

Cumhurbaşkanı Gül, Parlamento Binası’nda Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşme sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında, AB üyelik müzakerelerine başlama kararının Hollanda’nın dönem başkanlığında alındığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Gül, bundan dolayı Türkiye’nin Hollanda ile ayrı bir ilişkisi olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı Gül, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin güzel

bir şekilde geliştiğini ve daha büyük potansiyelin olduğunu ifade etti.

“AB ÜYELİK SÜRECİNDE HOLLANDA’NIN DESTEĞİNİ TAKDİR EDİYORUZ”

Hollanda’nın Türkiye’nin AB üyeliği sürecine destek verdiğini, Türkiye’nin de kriterleri yerine getireceğini ve üyeliğin gerçekleşeceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, “Biz kriterleri yerine getireceğiz, o zaman üyelik gerçekleşecek. Üstelik bazı ülkeler referanduma da gidecek. Müzakere sürecinin güçlü bir şekilde devam etmesi önemlidir. Bu konuda Hollanda’nın desteğini takdir ediyoruz” dedi. Cumhurbaşkanı Gül, basın toplantısı sonrası, Hollanda Başbakanı Rutte’nin onuruna verdiği öğle yemeğine katıldı.

KİMYASAL SİLAHLARIN YASAKLANMASI ÖRGÜTÜ GENEL KURULU

Cumhurbaşkanı Gül, temasları kapsamında Genel Direktörlüğünü Büyükelçi Ahmet

19

Üzümcü'nün yaptığı Lahey'deki Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nü de ziyaret ederek genel kurula hitap etti.

“TÜRKİYE SİLAHSIZLANMAYA ÖNEM VERİYOR”

Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasında, Türkiye'nin kimyasal silahlar sözleşmesine verdiği öneme dikkat çekti ve Türkiye'nin küresel anlamda silahsızlanma ve silahların yayılmasının önlenmesi konusunda çalışmalara her zaman önem verdiğini belirterek, "Bu konudaki konumumuz dünya tarafından gayet iyi bilinmekte ve takdir edilmektedir" dedi.

“KÜRESEL GÜVENLİK MESELESİ, TEK TARAFLI YAKLAŞIMLARLA ÇÖZÜLEMEZ”

Kitle imha silahlarının yayılmasının dünyanın önündeki en ciddi tehditlerden biri olduğunu da belirten Cumhurbaşkanı Gül, “Maalesef küresel silahsızlanma çabasındaki ivme kaybolmuş gözükmektedir. Bu tehdidin üstesinden gelebilmek için bütün ülkelerin, nükleer olanlar da

Platform


Dosya

dâhil olmak üzere adil ve prensipli yaklaşım benimsemeleri gerekmektedir. Güvenlik meselesiyle başa çıkmaya çalışırken, küresel sorunların tek taraflı, ikili ya da birbiri gibi düşünen küçük gruplar içinde çözülemeyeceği açıktır. Bütüncül bir yaklaşım ortaya konulmalı” diye konuştu.

HOLLANDA’DAKİ TÜRK TOPLUMUNUN TEMSİLCİLERİYLE BULUŞMA

Cumhurbaşkanı Gül, daha sonra Türkiye'nin Lahey Büyükelçiliği'ne geçerek Hollanda'daki Türk toplumunun temsilcileriyle bir araya geldi.

TÜRKİYE GENÇLİK FİLARMONİ ORKESTRASI KONSERİ

Lahey'deki temaslarını tamamlayıp Amsterdam'a dönen Cumhurbaşkanı Gül ve Bayan Gül, akşam ise, Hollanda Kraliçesi Beatrix ile Kraliyet Tropikal Enstitüsü’nde, iki ülke arasındaki ilişkilerin 400. yıl dönümü vesilesiyle düzenlenen Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası konserini izledi.

HOLLANDA TÜRKLERİNİN SEVGİ GÖSTERİSİ

Cumhurbaşkanı Gül ve Bayan Gül, Kraliyet Tropikal Enstitüsü'ne gelişlerinde, bir grup Türk tarafından sevgi gösterisiyle karşılandılar. Konserde sırasıyla Hollandalı besteci Hendrik Andriessen'in ‘Kuhnau'nun Bir Teması Üzerine Çeşitlemeler’, Arjantinli besteci Astor Piazzola'nın ‘La Minör Melodi’ ve Türk besteci Ulvi Cemal Erkin'in ‘Sinfo-

Platform

15 Mayıs 2011

nietta’ eserlerini seslendiren Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası, konserin sonunda ise Dede Efendi'nin ‘Gülhinal’ parçasını icra etti.

VENLO 2012 FLORİADE FUARI

Hollanda ziyaretinin son gününde ise Cumhurbaşkanı Gül, Bayan Gül ve Kraliçe Beatrix ile konakladığı Amsterdam’dan trenle Venlo’ya geldi. Venlo Tren İstasyonu’ndan Hollanda Kraliyeti’ne ait otobüsle Venlo 2012 Floriade Botanik Fuar alanına giden Cumhurbaşkanı Gül, Kraliçe ve beraberindekiler, burada Hollanda Başbakan Yardımcısı Maxime Verhagen ve yerel yöneticiler tarafından karşılandı.

CUMHURBAŞKANI GÜL TÜRK BAHÇESİ’NİN AÇILIŞINI YAPTI

Cumhurbaşkanı Gül, Bayan Gül ve Kraliçe Beatrix, fuar özel defterini imzaladılar. Fuar alanındaki Hollanda pavyonunu gezen Cumhurbaşkanı Gül ve Kraliçe Beatrix, yürüyerek Türk Bahçesi’nin bulunduğu alana geçtiler. Daha sonra Cumhurbaşkanı Gül, Bayan Gül ve Kraliçe Beatrix, içinde bir Türk evinin de bulunduğu bahçenin açılışını gerçekleştirdiler.

CUMHURBAŞKANI GÜL VE BAYAN GÜL ONURUNA ÖĞLE YEMEĞİ

Botanik Fuarı ziyaretinin ardından Cumhurbaşkanı Gül, Bayan Gül ve Kraliçe Beatrix ile Limburg Bölge Valisi Theo Bovens’in onurlarına verdiği öğle yemeğine katıldı. Venlo’dan 75 kilometre uzaklıktaki

20

Maastricht kentine karayoluyla giden Cumhurbaşkanı Gül, Bayan Gül ve Kraliçe Beatrix, Mass Nehri üzerindeki köprüden bando eşliğinde yürüyerek geçtiler ve buradan Vali Konağı’na gittiler.

BONNEFANTEN MÜZESİ’NDE SERGİ AÇILIŞI

Öğle yemeğinden sonra Cumhurbaşkanı Gül ve Bayan Gül, Hollanda Kraliçesi Beatrix ile Bonnefanten Müzesi’nde Merkez Bankası Sanat Koleksiyonu Sergisi’nin açılışını gerçekleştirdi.

TÜRK VATANDAŞLARLA SOHBET

Bonnefanten Müzesi’ne gelişlerinde Cumhurbaşkanı Gül ve Hollanda Kraliçesi Beatrix’i, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı ve Müze Direktörü Stijn Huijts karşıladı. Bonnefanten Müzesi’nden çıkışında kendisini bekleyen Türk vatandaşları Cumhurbaşkanı Gül’e yoğun sevgi gösterisinde bulundu. Cumhurbaşkanı Gül, burada vatandaşlarla bir süre sohbet etti.

CUMHURBAŞKANI GÜL’Ü KRALİÇE BEATRİX UĞURLADI

Hollanda Kraliçesi Beatrix, Maastricht meydanında Cumhurbaşkanı Gül’ü resmî törenle uğurladı. Törenin ardından Kraliçe Beatrix, Cumhurbaşkanı Gül ve Bayan Gül ile birlikte havaalanına gitti. Hollanda temaslarını tamamlayan Cumhurbaşkanı Gül ve beraberindekiler Türkiye’ye hareket etti.


Global, Brother, Juki yeni ve ikinci el kullanılmış sanayi dikiş makinaları, A’dan Z’ye terzi malzemeleri, YKY Fermuar, Saba dikiş iplik, Groz Beckert iğne ve değişik ürünler...

Adrese teslim posta ile, Rotterdam bölgesi posta ücreti bedava! Jan Rebelstraat 19 A - Amsterdam, 1069 CA info@bontex.nl • www.bontex.nl • Tel: 020 - 615 74 68 • Fax: 020 - 669 42 93


Haber

Avrupa'da sağ popülizm yükseliyor Jean-Marie Le Pen

Jean-Marie Le Pen ve Jörg Haider; uzun yıllar Avrupa'nın en tanınmış sağ popülistleri olarak kaldılar. Jean-Marie Le Pen ve Jörg Haider; uzun yıllar Avrupa'nın en tanınmış sağ popülistleri olarak kaldılar. Ancak şimdilerde -farklı nedenlerle- Avrupa'nın diğer ülkelerinde de sağ popülist partiler boy göstermeye başladı. Acaba aşırı sağcılığın atağa kalkmasının sebebi ekonomik krizin Avrupa'yı vurması mı? Avrupa Araştırmaları Brüksel Merkezi'nden (CES) Florian Hartleb'e göre bu, işin kolayına kaçan bir izah tarzı. Hartleb, sağ popülist partilerin zaten krize karşı sundukları her-

Platform

15 Mayıs 2011

hangi bir stratejileri olmadığını, sadece ulusal içe kapanma yanlısı ve globalleşme karşıtı söylemlerde bulunduklarını anımsatıyor.

İskandinavya ülkelerindeki sağ popülizm Örneğin İskandinavya'da borç krizinin etkileri pek hissedilmemesine ve yasadışı göç büyük bir sorun oluşturmamasına rağmen sağ popülist politikalar güçleniyor. Finlandiya'da "Gerçek Finler" adlı sağ popülist parti son

22

Jean-Marie Le Pen


Haber seçimlerde "Portekiz için neden ödeme yapmamız gerektiğini anlamıyoruz" sloganı ile yüzde 20 oranında oy aldı. İsveç'te ise 2010 yılında "İsveç demokratları" adlı sağ popülist parti ilk kez parlamentoya girdi. Siyasal bilimci Florian Hartleb, refah içindeki İskandinav ülkelerinde orta sınıf vatandaşların mevcut statülerini kaybetme korkusunu sağ popülist çevrelerin kendi amaçları doğrultusunda kullandıklarını belirtiyor.

Jörg Haider

Almanya'da aşırı sağcı şiddet eylemleri Almanya'da da aşırı sağcı şiddet eylemleri tüm ülkeyi sarsmıştı. Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) adındaki aşırı sağcı bir örgüte mensup üç kişi, on yıldan fazla bir süre şiddet eylemlerine karışmış, cinayetler işlemişti. Bunların izi ise açıkça anayasaya aykırı hedefler izleyen Alman Nasyonal Demokrat Partisi'ne (NPD) kadar uzanıyor. Ancak siyasal bilimci Hartleb bu yasal partinin yasaklanmasından yana değil; zira ona göre Almanya'da aşırı sağcı partilerin güçlenmesi değil, aşırı sağcı şiddet bir sorun.

Komşularda sağ popülistler iktidara ortak Almanya'nın komşularında ise sağ popülist eğilimler gittikçe güç kazanıyor. Belçika'da sağ popülist ve ırkçı bölgesel Flaman partisi Vlaams Belang, 20 yıldan bu yana üç büyük parti arasında bulunuyor. Hollanda'da ise hükümet, üçüncü güç olan Geert Wilders'in sağ popülist Özgürlük Partisi'nin dışarıdan desteği ile iktidarda oturuyor. Avusturya'da ise 2000 yılında o zamanki sağ popülist Özgürlükler Partisi lideri Jörg Haider, muhafazakar Avusturya Halk Partisi ile koalisyon bile oluşturmuştu.

Sağ popülizmin sebebi: Liberal gelenekler Ludwigsburg'taki Alman-Fransız Enstitüsü Avrupa Bölümü Başkanı ve aynı zamanda tarihçi Stefan Seidendorf, bu ülkelerdeki liberal geleneklerinin sağ popülist partilerin yükselmesinin nedeni olabileceğini vurguluyor.

Doğu Avrupa ülkelerindeki sağ popülizm Doğu Avrupa'da da sağ popülist partilerin güçlendiği gözleniyor. Siyasi gözlemciler bunun da modernleşme ve toplumdaki dönüşüm süreçlerinin birer yansıması olduğunda hemfikirler. Macaristan'daki aşırı sağcı

23

Jobbik Partisi, Slovakya ve Çek Cumhuriyeti'ndeki aşırı sağcı partiler son 20 yılda başarı kaydettiler. Polonya'daki sağ popülistler çoğunlukla aşırı Katolik, bazen de Yahudi karşıtı söylemler kullanıyorlar.

Ortak göçmen politikaları Tarihçi Stefan Seidendorf, "Ekonomik krizin sağ popülizme hiçbir etkisi olmamıştır" denilemeyeceğini vurguluyor ve modernleşme sürecinde toplumun kaybeden kesimlerinin sağ popülist partilere kaydığını söylüyor. Ayrıca Avrupa'nın ortak göçmen politikaları oluşturması gerektiğine de dikkat çekiyor. (Deutsche Welle)

Platform


Platform

15 May覺s 2011

24


Makale

Farklılıklarımız zenginlik kaynağımız

Mesut Dişli

Tűrkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sayın Abdullah Gűl Nisan ayı içinde Hollandayı ziyaret etti. Ziyaretin amacı Türkiye ile Hollanda arasındaki ticari ve diplomatik ilişkilerin 400. yılı kutlamalarını resmi olarak başlatmaktı.

H

em Hollanda kraliyeti hem de hűkűmeti bu ziyarete gerektiği gibi ilgi ve itina gősterdi. Cumhurbaşkanı Gűl gerçekten çok gűzel ağırlandı; şanına layık bir proğram yapıldı. Medyada gereken ilgiyi gősterdi. Hollanda genelinde bu ziyaret çok műsbet karşılandı diyebiliriz. Ne var ki, bir kesim sineğin kűçűk olup mide bulandırması gibi bu geziyi bulandırma teşebbűsűnde bulundu. Bu kesim aşırı sağı temsil gayretinde olan PVV partisi ve lideri Wilders’dan başkası değildi. Bu űst dűzey ziyaretin gerçekleşmemesi için çok őnceden kara propagandaya başlayan Wilders ve ekibi, engelleyemedikleri bu ziyareti akamete uğratmak içinde ellerinden geleni yaptılar. Tabi bunda başarılı olamadılar. Başarılı olamadıkları gibi hem Limburg eyaleti bőlgesel hűkűmetinden çekilmek zorunda kaldılar hem de ulusal hűkűmetteki őnemli pozisyonlarından mahrum kaldılar.Bundan sonra dışardan derstek verdikleri ulusal hűkűmeti bir kukla gibi oynatamayacaklar. Gerçi VVD ve CDA partileri bu kukla olma durumunu fazlasıyla hakediyorlardı ama bu konu başka bir yazının konusu. Hűkűmetin dűşmesine çok sevinmeme karşın, bu arada olan Hollanda’ya ve burada yasayan hepimize oldu demek durumunda-

yım. Çűnkű hűkűmet dűştű; Eylűl ayında erken seçim var. 2013 bűtçesi alelacele geniş bir koalisyon tarafından hazırlanıp kabűl gőrdű ama Eylűl ayında seçimlerin yapılacak olması bu bűtçeye gűveni sarsıyor. Buda hemen her alana menfi tesir ediyor. Hollanda’nın son yıllarda darbe yemiş uluslararası imajının biraz daha darbe yemiş olmasıda işin cabası. Buna sebep olan Wilders ise şimdilerde Amerkida New York şehrinde yeni kitabını tanıtmakla meşgűl. Hollanda’da bu kadar rezalete imza atmış, űlkeyi çok zor duruma dűşűrműş bir insanın hiç utanmadan ve sanki hiçbirşey olmamış gibi kitap tanıtım toplantısında dűnyadaki bűtűn műslűmanlara çağrı yapıp ‘islamı terk etmelerini’ istemesi ayrı bir garabet. Belki oda kendisinden őnce İslama savaş açan Ayaan Hirsi Ali gibi Amerikaya yerleşir diye dűşűnűyorduk ama o Hollanda’ya gelip Eylűldeki seçimlere hazırlanacağını sőyledi. Bekleyelim seçimler nasıl geçecek ve aşırı sağcılar ne kadar oy alacak. Umarım őzellikle Danimarka’daki ve Hollanda’daki ırkçı gelişmelerden sağcı seçmenler ders çıkarır. Burada ırkçı partilerin yanında diğer partilerede bűyűk gőrev dűşűyor. Hollanda’da yaşayan ‘yabancıları’ őtekileştirme sőylemlerinden;

25

politikalarından uzak durulması gerekiyor. Ayrımcılığın bir insanlık ayıbı olduğunun bilincinde olarak ayrımcılıkla aktif műcadele edilmesi gerekiyor. Bunun yanında ise farklılıklara tolerans gösterme yerine yabancıların ve farklı kűltűr ve dűşűncedeki insanların toplum tarafından kabullenilmesi gerekiyor. Bu son sőylediğimiz zihinlerin değişmesiyle olabilecek birşey. Bőyle birşey olduğunda farklılıklar bir tehdit unsuru olmaktan çıkıyor ve toplum için bűyűk bir zenginlik kaynağı oluyor. Farklılıklarımız gercektende zenginlik kaynağımız aslında; keşke herkes bunu gőrebilse, hayat daha gűzle olur o zaman.

Platform


Haber

Eğemen Bağış: ‘‘Irkçılık ve Uyum Konusunda Avrupa’ya Yardımcı Olacağız’’ FUAT ASLAN / ROTTERDAM - TürkiyeHollanda diplomatik ilişkilerinin 400. yılı kutlamaları kapsamında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Hollanda’ya gerçekleştirdiği resmi ziyaret çerçevesinde bu ülkede bulunan Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve baş müzakereci Eğemen Bağış, Hollanda-Türkiye TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklioğlu, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu Başkanı Bendeví Palandöken, ITO Başkanı Murat Yalçıntaş HOTİAD üyeleriyle Rotterdam’da buluştu.

Türkiye’ye Yenilikler Götürdük ve Götürmeye de Devam Edeceğiz Toplantının açılış konuşmasını yapan DEİKDTİK İş Konseyi Avrupa Bölge Komitesi ve HOTIAD Başkanı Turgut Torunoğulları, gurbetçilerimizin Türkiye’de yapmış olduğu yatırımlardan bahsedilmediğine ve Türkiye’nin kalkınmasındaki rolünün gündeme gelmediğine sitem etti. Torunoğulları, ‘‘Bizler, son 10 yıldır Avrupa’da ciddi anlamda yatırımlar yapıyoruz. Geldiğimiz nokta da ortada. Türkiye’de de 100 milyonlarca Euro değerinde yatırımlarımız var. Hollanda’nın en büyük 10 şirketinden birisiyle, 2011 yılında ortaklık kurarak Türkiye’ye yenilikler götürdük ve götürmeye de devam edeceğiz’’ dedi.

Türk Ticaret Merkezinin Kurulsun Toplantıda konuşan Feijenoord belediye Başkanı Seyit Yeyden, kendi belediye sınırları içerisinde 160 değişik milletlerden insanların yaşadığı ve Hollanda’nın en istikrarlı belediyesi olan Feijenoord Belediyesi sınırları içerisinde bir Türk Ticaret Merkezinin kurulmasını arzu ettiklerini söyledi.

Türkiye Ekonomisi Dünyanın İlk 10 Ülkesinden Biri Olacak TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise, Türklerin Avrupa’da destan yazdığına işaret ederek, Hollanda’daki Türk girişimcilerin 55 bin kişiye iş olanağı sağlamasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Türklerde müthiş bir girişimcilik ruhu olduğunu söyleyen Hisarcıklıoğlu, ‘‘Avrupa’da kullanılan beyaz eşyanın 4’te biri Türkiye’de üretiliyor. Türkiye müthiş bir başarı hikâyesi yazdı.

Platform

15 Mayıs 2011

Türk özel sektörü hızlı bir büyüme gösterdi. Birçok başarılı çalışmaya imza attık. 2023 yılında Türkiye ekonomisi dünyanın ilk 10 ülkesinden biri olacaktır. Bunu gerçekleştirmek için var gücümüzle çalışıyoruz’’ dedi.

Eğitime Önem Verin Türkiye-Hollanda diplomatik ilişkilerinin 400. yılı kutlamaları çerçevesinde kendilerinin Hollanda tarafından en iyi bir şekilde ağırlandıklarını ve bunun bu ülkede yaşayan Türkler sayesinde olduğunu anlatan Avrupa Birliğinden sorumlu Bakan Eğemen Bağış, iki ülke arasındaki ilişkilerin her geçen gün daha iyiye gittiğini söyledi.

26

Eğemen Bağış sözlerini şöyle sürdürdü: ‘‘Sizlerin Hollanda’da 50 yılda geliştirdiği bu güzel çalışmalar, bizlerin bu ziyaretine daha da anlam katmıştır. Sizler adeta bu ülkede Türkiye’nin bir büyükelçisi gibi çalışmaktasınız. Burada eğitime çok büyük önem verin. Geleceğin yöneticileri, girişimcileri olacak olan çocuklarınızı mümkünse en iyi okullarda okutun. Irkçılık ve uyum konusunda Avrupa’ya yardımcı olacağız. İletişim kanallarını iyi kullanmalıyız. Hollanda ile Türkiye arasında köprülerin geliştirilmesinde çalışmalar yapacağız. Türkiye’nin güçlenmesinden rahatsız olan grupların tepkilerine aldırmadan yolumuza devam edeceğiz. İşimize bakacağız.’’


Ay覺n R繹portaj覺

27

Platform


Haber

23 Nisan Çocuk Bayramı başta Türk Federsayona bağlı derneklerde olmak üzere Arnhem Türkiyem Camisi, Tilburg Türk İslam Kültür Derneği, Rotterdam Kocatepe Futbol Kulübü ve Charlois Belediyesi başta olmak üzere bir çok yerde kutlandı.

Hollanda’daki Türk İş Yerlerinin Güncellenmiş Son Hali Reklamlarınız İçin Ulaşacağınız Tek Adres

info@alisverisrehberi.nl

www.alisverisrehberi.nl Postbus 69026 • 1060 CA Amsterdam Tel : 020 614 53 63 • Fax : 020 613 24 23


Gentle Incasso, hem şirketten şirkete, hem de şirketten kişiye tahsilat yapan, para tahsil piyasasında uzman bir icra bürosudur. Alacaklı ve borçlu arasında iki tarafı tatmin eden bir sonuç almak için deneyimlidir. Biz, birçok icra bürolarından farklı olarak 'no-cure-no-pay' esasına göre çalışmıyoruz. Dosya masrafı olarak az bir meblağ ödeyerek, alacağınızın itinalı bir şekilde incelenmesi garantisini alırsınız. Alacağınızın, 'sulh yoluyla alınamaz' haberiyle sizi hayal kırıklığına uğratmayız. Mahkemeye giden bu uzun ve genellikle pahalı yolu, en medeni ölçüler içinde ve mantık çerçevesinde önlemek bizim işimizdir. İşletmeci olarak paranızı tahsil etmek için ne kadar uzun beklediğinizi biliyoruz. Özellikle ekonomik sıkıntının yaşandığı bu dönemde, borçluların büyük bir kısmı, ödeme süresini uzatıyor ve daha da kötüsü iptal yoluna bile gidiyor. Bu da işletmeci olarak hiç istemediğiniz bir durumdur. Bu konuda sizden de, yapılan anlaşmaları yerine getirmeniz beklenmektedir.

Hizmetlerimizden faydalanmak için ilginizi çektiğimizi umuyoruz. İlgi duyarsanız veya hizmetlerimiz hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz, bizimle temasa geçiniz. Gentle Incasso Telefon: 075 771 46 36 Fax: 075 635 70 49 info@gentleincasso.nl www.gentleincasso.nl


Haber

Hollanda’da siyaset erken seçime kilitlendi Hollanda'da 568 gün önce Liberal Parti (VVD) ile Hıristiyan Demokratlar (CDA) tarafından kurulan ve dışarıdan da Wilders destekli sağ azınlık hükümetin istifasının ardından gözler yeni bir seçime çevrildi. Selim Turan Hıristiyan Demokratlar (CDA) Başkanı Ruth Petoom, koalisyonun dağılmasını tamamen bir sürpriz olarak değerlendirdi. Petoom, “Tamamen seçime hazırlanmamız lazım. Yakın dönemde seçim olacak. Onunla ilgileniyoruz. Parti yönetimimiz seçime dönük çalışmalara başladı. Seçimle ilgili çok güzel bir kampanya süreci geçirmek istiyoruz.

Kampanya sürecesinde farklı kültürlere açılmayı da hedefliyoruz. Seçim sürecinde çok güçlü bir CDA’yı ortaya çıkaracağız. Seçimin tam olarak ne zaman yapılacağını bilmiyoruz. Yazdan önce olursa çok zor olur. Yazdan önce olmaz ise eylül veya ekim ayında olma ihtimali çok yüksek Hollandalılar için en iyi olan ne ise ona karar vermemiz lazım. Çünkü kriz çok ciddi oranda ülkeyi etkiliyor.” dedi.

Muhalefet partilerinin sadece kendi çıkarlarını değil ülkeyi düşünmeleri lazım

Hıristiyan Demokratlar (CDA) Başkanı Ruth Petoom

Platform

15 Mayıs 2011

Çok zor ve önemli kararlar almak durumundayız çünkü gelecek için ve çocuklarımız için çok iyi bir Hollanda oluşturtmamız lazım farklı kültürler ve Hollanda’nın sosyal zenginliğini koruyarak bunu yapmamız lazım diyen Petoom, “Hükümetin düşmesi hepimiz için büyük bir sürpriz oldu. Açıkçası beklemiyorduk. Üç partinin liderleri de nerede ise anlaşmışlardı. Tasarruf paketi üzerinde. Yarınlar için önemli kararlar almamız lazım. Kısacası yarın bu günden başlıyor. Seçimin kriz dönemine denk gelmesi çok zor tabii ki. Partilerin bu krizin aşılması noktasında el birliği ile hareket

30

Coşkun Çörüz

etmesi çok önemli. Muhalefet partilerinin sadece kendi çıkarlarını değil ülkeyi düşünmeleri lazım.” şeklinde konuştu.

Hükümetin istifası ülkeyi derin bir krizin içine soktu

CDA Milletvekili Coşkun Çörüz, “Maalesef PVV Lideri Wilders, Cumartesi günü fişi çekti. Ve Hükümetin devamına nokta koydu. Zaten bir krizin içinde idik. Ama bu hükümetin istifası ülkeyi derin bir krizin içine


Haber soktu. Bu sorumsuzca bir davranış ama artık ileriye bakmamız lazım. Hükümet istifasını verdi. Kraliçe de gerekli prosedöler çerçevesinde bunun gereğini yapacak. Artık yeni seçimlere gideceğiz. Hükümet seçime kadar geçici görevde olacak. Bütçenin bir an önce hazırlanması lazım. Çünkü bu ayın sonunda Brüksel'e gönderilmesi lazım. Ülke çok zor duruma düştü. Bunun sorumlusu açıkçası Wilders. Brüksel kriz var veya yok ona bakmaz. Bizim nisan sonuna kadar Brüksel'e 2013 bütçesi le ilgili planı sunmamız lazım.” dedi.

Türkiye ekonomisiyle yükselen bir değer HELMOND - Hollanda ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerinin 400. yılı münasebetiyle HOGİAF, SANİTAS, NTFF, PERITUS NETWORK, ROSARIUM, WATERVAL ve bunlara bağlı kırkın üzerinde yerel vakıftan oluşan 400. Yıl Platformu ve Brabant ve Gelderland bölgelerinden platforma destek veren Prisma, OASE ve Kennesplein vakıf başkanlarının da bulunduğu bir heyet Helmond Belediyesini ziyaret etti. Helmond Belediye baş-

PvdA Milletvekili Nebahat Albayrak: “Sağ azınlık hükümeti ile ülke için yapılanlar yıkıldı”

İşçi Partisi (PvdA) Milletvekili Nebahat Albayrak, hükümetin istifasını beklenen bir olay olarak değerlendirdi. Nebahat Albayrak, “Çok sorumsuz ve büyük riskler alan bu hükümetti. PVV işbirliği ile CDA ve VVD ülkeyi uçurumun kenarına getirdiler. Ama çok geç değil. Önümüzde bunları düzeltmek için yıllar var uluslararası ilişkiler olsun. Ülke içindeki siyaset olsun bu konuda çok zaman kaybettik. Sağ azınlık hükümeti ile ülke için yapılanlar yıkıldı. Onları onarmak için çok büyük çaba gerekiyor. İlk hedefimizde bu. Bütçe açığı bizim sorumluğumuz değil. Ülkeyi buraya biz getirmedik. Ama bunun hesabı tabii ki sorulacak. Mecliste bunun hesabını soracağız. Seçimlere Nebahat Albayrak

Fatma Koşer Kaya

hazırlanıyoruz. Biz yaz öncesi olsun istedik. Ama çoğunluğu bulamadık. Az destek çıktı. Çünkü 2013 bütçesinin bir an önce yapılması gerekiyor. Hollanda’da yaşayanlar için ciddi kararlar alınacak. Buna bizim de katkımız olacak. Ancak seçim sonbahara kaldı. Tek hedefimiz en büyük parti olmak. Sorumlu bir muhalefet yaparak seçimlere hazırlanacağız.”şeklinde açıklamalarda bulundu.

Hükümetin düşmesi ülkemiz için hayırlı oldu

Demokrat 66 Milletvekili Fatma Koşer Kaya, uzun zamandır hükümetin dağılması yönünde bir beklenti oluştuğunu ifade ederek, "Şu an bu beklenti gerçekleşti ve hükumet istifa etti. İyi de oldu." dedi. Kaya, 400 milyar euroya ulaşan bütçe açığını kapatmak için reformlara hız verilmesi gerektiğini söyledi. Fatma Koşer Kaya, seçim tarihinin Cuma günü belirleneceğini ifade etti.

31

kanı Fons Jacobs ekonomiden sorumlu belediye başkan yardımcısı Yvonne van Mierlo, spor ve kültürden sorumlu başkan yardımcısı Jan van den Heuvel, ve diğer belediye başkan yardımcıları ile tam kadro katıldı. Prisma, OASE ve Kennesplein vakfı gönüllüleri tarafından hazırlanan Türk mutfağından seçkin lezzetleri ikram edildi. Belediye başkanı ve yardımcıları ikramlar karşısında çok memnun ve mutlu olduklarını söyledi. Programın çok güzel geçtiğini belirten 400. yıl platformu başkanı Dr. Gürkan Çelik burada yaşayan Türklerin Hollanda’ya ve Hollanda toplumuna ve ekonomisine ciddi katkılarının olduğunu söyledi. Samimi ve doğal bir havada gecen ziyaret karşılıklı hediyelerle son buldu. Dr. Gürkan Çelik Belediye başkanına ebru tablosu hediye etti. Belediye başkanı ise Platform temsilcilerine ve programa katılan gönüllülere Helmond şehrini anlatan bir kitap hediye etti.

Platform


Haber

THY uçağı soruşturması kapatıldı Hollanda’da, 25 Şubat 2009’da İstanbul–Amsterdam seferini yaparken Schiphol Havaalanı'na inişe geçtiği sırada düşen THY uçağı kazasına ilişkin açılan soruşturma tamamlandı. Soruşturmayı yürüten Haarlem Savcılığı, kazayla ilgili kimsenin suç işlemediğine karar verildiğini belirterek, cezai soruşturmanın kapatıldığını açıkladı. Savcılık tarafından yapılan açıklamada, 9 kişinin hayatını kaybettiği ve bir çok kişinin de yaralandığı kazadan sonra Ulusal Havacılık Savcılığı tarafından hem araştırma hem de cezai soruşturmanın başlatıldığı hatırlatıldı. Bu çerçevede tanıklar ve uzmanların dinlendiği; pilotlar, hava trafik kontrolü, THY ve üretici firma Boeing;in kusurunun olup olmadığının soruşturulduğuna değinilen açıklamada, "Hollanda’da suç islemiş olduğu tespit edilen yasal ya da tüzel hiçbir şahıs bulunmamaktadır. Haarlem iddia makamı, cezai soruşturmayı kapatmış bulunmaktadır" denildi. Hollanda;da 25 Şubat 2009'da meydana gelen uçak kazasında 4;ü mürettebat toplam 9 kişi hayatını kaybederken, 100'e yakın kişi de yaralanmıştı. 127 yolcu ve 7 kişilik mürettebat taşıyan uçak, havaalanına bir buçuk kilometre uzaklıktaki bir tarlaya düşmüş ve üç parçaya ayrılmıştı. Kazayla ilgili araştırma yapan Hollanda Güvenlik Araştırma Konseyi;nin hazırladığı raporda, uçağın, sol tarafında yer alan irtifa gösterge aletinin arızalı olmasından dolayı düştüğü ileri sürülmüştü.

Kazayla ilgili nihai raporun açıklanmasından sonra harekete geçen kazazede avukatları, özellikle üretici firma Boeing aleyhine ABD’de yüklü miktarlarda tazminat davaları açtı. Bu konudaki hukuki süreç ise henüz tamamlanmadı.

Saygı Değer Girişimciler, Artık iş yerlerinizin tanıtımı daha kolay. İş yerlerinize yönelik yaptığınız buroşür el ilanı gibi tanıtımlarınızın Hollanda’nın her tarafına profesyonel ekibimizle dağıtımını yapıyoruz. Bizi arayıp fiyat almanız sizin menfaatinize. www.yek-ay.nl • info@yek-ay.nl / 0648 877 294• 0684 46 5112 Platform

15 Mayıs 2011

32


Şimdi Türkiye’den ev almak daha avantajlı • Tapu sorunu yok • Özel ödeme imkanları • Ve detaylı bilgi için bir telefon etmeniz yeterli

00 0 . 0 6 uro E

00 0 . 5 6 ro Eu

EGE EVLERİ

VİSTA EVLERİ

• Bodrum yarımadası dahilinde, Gümüşlük sahile 2,5 km mesafede • Denize uzaklığı sadece 900 metre. • Etrafı çevrili, pejzajı tamamlanmış • 8 Blok, 32 Daire, 2 Havuz, Özel Trafo • 2 oda 1 salon, açık mutfak, 2 banyo, brüt 95 m2 • Yerler traverten, tüm banyo ve wc’lerin duvarları ve yerleri dahil olmak üzere birinci sınıf mermer, banyolarda duşa kabin, holde portmanto ve dolap, ebeveyn odasında geniş gömme dolap

SASA GROEP your partner in business

• Bodruma yarım adası dahilinde, Gümüşlük-Yalıkavak yolu üzerinde. • Denize uzaklığı sadece 60 metre. • 16 Bloktan oluşan, 64 Daireli ve %100 tamamlanmış bir proje. • Her blok 2 kat ve 4 daireden oluşmaktadır. • Bütün daireler deniz manzaralıdır. • Ortak yüzme havuzu, arıtma systemi, çocuk parkı, sosyal tesis ve otoparkı mevcuttur. • 63 m3 su deposu ve kendi elektrik trafosu mevcuttur. • Gümüşlük 2 km, Yalıkavak 4 km, havaalanı 40 km.

Adres: Beeklaan 173 / 2562 AD Den Haag T. 070 220 26 54 / F. 070 380 89 48 / Gsm: 06 53 17 60 47

www.yadin.nl

33

Platform


Platform

15 May覺s 2011

34


Güncel

Belediye borçlulara yardım yasasında düzenleme Sayın Platform Okurları, Güncel köşemizde tekrar bir güncel konuyla sizlerle tekrar birlikteyiz. Evet, bu sayımızda konumuz hükümet tarafından önce Hollanda Parlamentosunda kabul edilen ve daha sonrada Senatoya gönderilen Belediye borçlulara yardım yasasındaki değişliğini (Wet gemeentelijke Schuldhulpverlening) ele alacağım. Yasa değişikliği önce Hollanda Temsilciler Meclisinden geçti ve onaylanması için Senato’ya gönderilen yasa burada onaylanarak Resmi Gazetede yayınlanarak 1 Haziran 2012 tarihinden itibaren yürülüğe girmiş olacak.Köşem gereği güncel olmaya çalışırken sanırım borç sorunu içinde bulunduğumuz ekonomik gerileme, işsizlikle birlikte uzun zamandır güncelliğini korumakta ve korumaktada devam edecek bir konuyu ele almış bulunmaktayız. Dünyada ekonomik daralmayla birlikte, birçok vatandaş finansal sorumluluklarını yerine getirmekte zorlanırken, sabit giderlerini ödemekte zorlanmları, mevcut hükümeti Belediye borçlulara yardım yasasında (Wet gemeentelijke schuldhulpverlening) yeni değişiklik ve düzenlemeye gitme gereği gördü. Borç sorunuyla karşı karşıya kalan kişiler sürekli artarken, bu artış ekonomik durgunlukla önümüzdeki yıllar dahada artış göstereceği beklenmekte.Eskiden dar ve ödenek alan kişiler risk gurubunu teşkil ederken, son zamanlardaki ekonomik durgunluk ve işsizlik yüksek gelirli kişileride borç sorunuyla karşı karşıya getirdiğini görmekteyiz. Bu yasa değişikliği ile Belediye Meclisi kaliteli bir borçlulara yardım yasasını uygulamak için yasal bir görev üstlenirken, borç sorunununa toplu bir çözüm için her Belediye 4 yıllık bir çözüm planı hazırlayacaklar. Daha sonra Belediye başkanı ve yardımcıları her

yıl uygulama ile ilgili Belediye meclisine bilgi sunması gerekmektedir. Belediyeler tarafından uygulanan bu yasa, vatandaşlara borçlarını nasıl ödeyecekleri konusunda bilgi ve borçlu oldukları kuruluşlarla sözleşme yaparak taksitle borç durumundan biran evvel kurtulmalarını sağlamaya çalışmaktadır. Uzun zamandır sadece finansal olarak çözüm bulmaya çalışılırken, finansal sorunların neden, ve hangi faktörlerden dolayı meydana geldiği konusu göz ardı edilmekteydi. Bu yasanın değişikliğinin ana noktası bu noktaya eğilerek, bundan böyle borç sorunu olan kişilerin sorunlarına sadece parasal olarak değil daha geniş ve toplu bir perspektiften bakılarak ele alınacak.

Yeni yasa ile ne gibi değişikliler getirilmekte? Bu yasadan önce birçok borç sorunu ile karşılaşan kişiler, belediyeye müracat ettiklerinde hemen hemen bütün belediyelerde uzun süreli bekleme sırasında (wachtlijst) olduklarından sorunları bu süre içerisinde dahada ağırlaşarak erken bir müdahalede düzelecek borçlu kişilerin iflasa giden bir süreç yaşamalarına yol açmaktaydı. Hükümet bir iflas (Schuldsanering) olayının topluma büyük maaliyeti olduğunu görmekte. Bu durumu, öncelikle önleyici ve erken müdahale ile borç sorununun derinleşmeden çözülmesini amaçlamaktadır. Yeni yasa değişikliği borç sorunu olan kişinin başvurusuna 4 hafta içinde çözüm için girişimde bulunmasını zorunlu kılıyor. Şayet borçlulunun durumu tehdit edici bir boyuta gelmiş ise, örneğin elektirik, gaz, su ve kira borçları yasada istisna olarak Beledi-

35

Ali Osman Biçen

yenin 3 gün içinde ilgili kişiyle irtibat kurup çözüm araması gerekmektedir. Borç yardımı ( schuldhulpverlening) bundan dolayı dahada zorlaşırken, uygulama daha iyi olabilir. Belediyeler daha az parayla daha çok iş yapmak gibi zorunlulukla karşı karşıya kalmaktadır.Yasa değişikliği ile Belediyeler borç sorunu yaşayan vatandaşlara geniş çercevede yardım sunma zorunluluğu getirmektedir. Integral borçlular yardımı belediyelerin yalnız finansal sorunları çözmeleri için değil, bu soruna bağlı olarak pisiko-sosyal problemler ( örneğin aile ilişkileri yada terbiye sorunları) finansal problemlerin neden meydana geldiğini tesbit etmeyi amaçlamaktadır. Başvurunuz olumlu bir karar netice verdiği durumda, kişisel bir plan yapılır ve bu planla finansal sorununuza çözüm aranırken bu soruna sizi iten sebep ve etkenlerde ele alınarak bir daha bu tür sorunlarla karşılaşmamanız için uzun vadeli çözüm hedeflenmektedir. Bu ayki konumuzda siz okurlarımla borç sorunu konusunda Belediyelerin uyguladığı ( Wet gemeentelijke schuldhulpverlening) yasa değişikliği hakkında bilgi sunmaya çalıştım. Borç sorunu elimizde olmayan nedenlerden ötürü olaşacağı gibi, bilinçsiz ve gelişi güzel harcamalar yoluylada meydana gelmektedir. Bunun için öncelikle kendi aile içi ekonomimizi ve muhasebemizi itinali bir şekilde yapmamız çok önem arzettiğini hatırlatmak isterim. Ekonominin bütün dünyada daralması, birçok devletlerin ekonomik tasarruf planlarında zorlanmaları birseysel olarak bizleride dikkatli harcamamaya yöneltmelidir. Bir sonraki güncel bir konuda siz degerli okurlarımla yeniden birlikte olmak umuduyla hoscakalınız…

Platform


Haber

Taraf Gazetesi Yazarı Yasemin Çongar’dan Türk Basınına ayrımcı tavır Amsterdam’da Free Press Unlimited adlı kuruluşun Dünya Basın Özgürlüğü Günü vesilesiyle düzenlediği etkinliğin ana konuşmacısı olarak Taraf gazetesi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Yasemin Çongar ve Hollanda´da yaşayan Türk kökenli gazeteci ve kabereci Nilgün Yerli katıldı. Untold Stories (Anlatılmamış Hikâyeler) başlıklı toplantıda Çongar’ın İngilizce yaptığı konuşmada Türkiye’deki tutuklu gazetecilerden ve tarihte yapılan haksızlıklardan bahsetti: “On yaşında bir kızım var. Babası Amerikalı, hayatının ilk altı yılını ABD’de geçirdi. Bugünlerde İstanbul’da, onu iki dilde yetiştirmeye çalışıyorum ama okul müfredatının hepsi İngilizce, bütün arkadaşları İngilizce biliyor ve her ne kadar herhangi bir dilde hiç durmaksızın konuşabilse de, iş okumaya gelince, ne yazık ki tercih ettiği dil Türkçe değil. Fakat yine de sabahları benimle birlikte Türk gazetelerini okumayı seviyor, tam olarak kavrayamadığında da sorular soruyor. “Bu manşette ne diyor, anne” diyor genellikle ve ben de “32 yıl önceki bir askerî darbeden bahsettiğini” söylüyorum. Bir başka gün gene soruyor, ben “Bugün birçok askerî yetkilinin bu yüzden mahkemede olduğu 2003’teki bir darbe planı iddiasıyla ilgili” diyorum. Ya da, “Bu, 1930’larda, Türkiye’nin kurucuları Atatürk ve İnönü döneminde, Dersim’in -Doğu Anadolu’da bir Alevi şehri bombalanmasıyla ilgili bir haber.”

Yasemin Çongar

Platform

15 Mayıs 2011

Sonra yine bir başka gün: “Bu da 1997’deki postmodern darbe soruşturması hakkında”. Başka bir gün: “Bu manşette, Taraf olarak 1915’teki Ermeni Soykırımı nedeniyle özür dilediğimiz yazıyor.” Yasemin Çongar’ın önceden hazırladığı yazısını harfi harfine okumasının ardından Çongar’ın konuşmasına karşılık sahneye Nilgün Yerli davet edildi. Hollanda’da yaşayan fakat birkaç sene önce İzmir ve İstanbul’da yaşamış olan Nilgün Yerli Türkiye’de yaşadığını fakat sürekli seçim yapmak zorunda kaldığı için tekrar Hollanda’ya döndüğünü anlattı. Konuşmasında parodiler yapan Yerli, Türkiye’de yaşadığı dönemden sonra çıkardığı sonucu şöyle izah etti: “Dünya benim vatanım, insanlık benim ailem, sevgi benim dinim.” Türkiye’de farklı görüşten olduğun takdirde hayatın zorlaştığını anlatan Yerli atılan her adımda, söylenen her sözde politikanın olduğunu söyledi. Basın hürriyetinin konuşulduğu günde gazetecilerin de lekesiz olmadığını anlatan Yerli bunu şöyle açıkladı: “Sonuçta gazeteciler yazdıklarına kendi düşüncesini, kendi korkularını, hayallerini, idaellerini katıyor. Her okuduğumuz gerçek mi?.. değil ama her okuduğumuz bizi bir yöne itebiliyor .” Birinci bölümde Türkiye’de hapis yatan gazetecilier konuşulduktan sonra ikinci bölümde Meksika’daki tutuklu gazetetciler için konuşmacılar kürsüye davet edildi. Toplantı sonrası soru sormak istediğimiz Yasemin Çongar biz ve diğer Türk basın mensuplarına‘buradaki hiçbir basın mensubuyla görüşmedim o yüzden size de röportaj vermek istemiyorum’ deyip diğer tarafdan salondaki Meksikalı gazetecilere röportaj vermesi dikkatimizi çekti. Açıkcası Dünya Basın Özgürlüğü Günü´nde Yasemin Çongar’ın meslektaşları arasında bu tür bir

36

Nilgün Yerli

ayırım yapması bizi hem şaşırttı ve hem de düşündürdü!


ANKARA ARSA MERKEZİ Ankara Türkiye’nin başşehri, merkezi. Her şey Ankara’da bitiyor

PARA HARCANIR, GAYRİMENKUL KALIR VE DEVAMLI DEĞERİ ARTAR Ankara’da her bütçeye uygun, sahibinden satılık imarlı arsalar

+31 (0)20 614 53 63

Arsalarımız Ankara merkezde, Keçiören, Pursaklar, Saray, Esenboğa, Çayyolu, Ümitköy, Temelli ve Ankara’nın tutulan ve iyi pirim yapan yerlerinde

KENDİNİZİN VE ÇOCUKLARINIZIN GELECEĞİ İÇİN EN İYİ YATIRIM GAYRİMENKÜLDÜR Türkiye’deki gayrimenküllerinizi değerinden peşin alırız. ANKARA ARSA MERKEZİ KeçiörenAdres: BeeklaanSanatoryum-Ankara 173 / 2562 AD Den Haag T. 070 220 26 54 / F. 070 380 89 Gsm. 48 / Gsm: 06 53 17 60 47 Büro Tel. 00-90-312-5801002 00-90-544-2056837 www.yadin.nl AnkaraArsaMerkeziNo1@hotmail.com 37

Platform


Platform

15 May覺s 2011

38


Hukuk

Avrupa Adalet Divanı Hollanda devletine cevabını net bir şekilde verdi

Av. İsmet Özkara Tel: 026 - 351 00 04 i.ozkara@ozkaraosingaadvocaten.nl

Yıllardır Hollanda devleti tarafından tanınmak istenmeyen 1963 yılında yapılan Ankara antlaşmasının son yıllarda ne kadar önemli olduğu Avrupa adalet Divanının almış olduğu kararla tekrar ortaya çıktı.

A

nkara antlaşmasının Türk işçileri ve aileleri için önem taşıyan 1980 yılındaki ek antlaşmasına göre belirli haklardan yararlanabiliyor. Fakat Hollanda Yabancılar kanundaki yasaya göre çifte vatandaşlığı bulunan Türk vatandaşlarının bu hakları ellerinden alınmak isteniyor idi. Yabancılar bakanlığının çifte vatandaşlığı bulanan Türk vatandaşlarının haklarının kısıtlama gerekçesi ise Ankara antlaşmasının sadece Türk vatandaşları için geçerli olduğunu ve Ankara antlaşmasının maddelerinden yararlanamayacağını belirtmiş idi. Malesef çifte vatandaşlığı bulunan aile fertleri aşağıda belirtilen haklardan yararlanamıyor idi: • 3 Yıl aynı adreste ikamet ettikten sonra bağımsız oturum hakkı. • Meslek eğitimini bitirdikten sonra bağım sız oturum hakkı • Oturum harcı indirimi 1250 Euro yerine 60 Euro • Ceza davasından hüküm yiyenlerin sınırdışı edilmesi

• Oturum iptali • AB vatandaşlarıyla aynı muamele görmemeleri • Oturum haklarındaki diğer kısıtlamalar. Yıllardır süren hukuk mücadelesinde bazı mahkemeler tarafından haklı bulanan çifte vatandaşların kararına itiraz eden Hollanda yabancılar bakanlığı temyize gitti. Danıştay ise davanın binlerce kişiyi etkilediği için, dava Avrupa Adalet Divanına intikal etti. Avrupa Adalet Divanı 29 mart 2012 tarihinde Danıştayın yönelttiği soruları cevaplandırdı. 1. Türk ve Hollanda vatandaşlığı bulunan aile fertleri 1980 yılındaki ek antlaşmadaki 7’ci maddeden yararlanabiliyorlar mı? 2. Çifte vatandaşlığı hangi tarihte aldığı önem taşıyor mu? Avrupa Adalet Divanı Hollanda devletine cevabını net bir şekilde verdi. Avrupa Adalet Divanı Türk vatandaşı olan kişilerin her zaman Ankara antlaşmasından ya-

39

rarlanabileceğini belirtti. Aile fertlerinin çifte vatandaşlığının bulanmasının Ankara antlaşmasındaki haklarından mahrum olmayacağını belirtti. Böylece çifte vatandaşlığa sahip ve AB üyesi ülkede yaşayan Türklerin Türk vatandaşı olan aile bireyleri açısından Ortaklık hukukundan kaynaklanan haklardan yararlanabilmeleri yolu açılmış oldu. En önemlisi. Türkiye'den eşini getirmek isteyen çifte vatandaşlığa sahip olanlar 1250 Euro gibi astronomik bir rakam ödemesi gerekiyor idi. Ödenen harç paralarını geri almak için IND ye başvuru yapılması gerekmektedir. Oturum müsaadesi iptal olan Türk vatandaşları. Davalarını yeniden açmaları gerekmektedir. Yıllardır Avrupa Adalet Divanına taşınan davalarda hep gülen taraf Türk vatandaşları oldu. Fakat Hollanda devleti yıldırma politikaları ile. Avrupa adalet Divanının vermiş olduğu kararları yok saymakta idi. Yabancılardan sorumlu bakanlıktan henüz Avrupa Adalet Divanının almış olduğu karara bir açıklama gelmedi. Fakat Kanun değişikliği kaçınılmaz görünüyor.

Platform


Moda

i d a d o M ueNo S

Hazırlayanlar: Esra Toprak Demir Serap Kaya Aslan

Kol Saati Trendleri Dedemizin yadigarı değerli kol saatleri vardı eskiden. 2012 de ise her kıyafete ayrı tasarlanmış marka kol saatleri var.

S

aatler eskisi gibi bir tane alınıp ömür boyu kullanılmıyor. Tam 200 yıl önce ilk kol saati tasarlandığında kullanma amacı sadece zamanı öğrenmekti. Oysa şimdilerde kol saatleri farklı değerlendiriliyor. Saati öğrenmek için cep telefonlarını kullanırken, kol saatleri daha cok kıyafetimizi tamamlayan faktörlerden biri olarak görünüyor. Tıpkı kıyafetlerde olduğu gibi kol saatleri de kullanan kişinin, işi, hobileri ve giyim tarzıyla ilgili ipuçları veriyor. Erkekler taktıkları kol saatini en önemli aksesuar olarak görürken, markasına ve fiyatına önem veriyorlar. Bayanlar içinse bilezikler, kolyeler ne kadar önemliyse kol saatleri de o kadar önemlidir. Onlar için kol saatleri tasarımı ile göz alıcı olmalıdır ve ilgi çekmelidir. İşe giderken ayrı, spor yaparken ayrı, gece çıkarken ayrı saat kullananların sayısı artıyor. Leopar ön plandaysa ya da rugan, saat tercihleri de o modellere kayıyor. Tabii bir de saatin kendi yarattığı moda var. Kol saatleri giyim tarzınızı tamamlayan önemli bir aksesuardır. Kıyafetinize ve tarzınıza uygun saat tercih edin. Mesela tarzınız sporsa renkli, büyük, deri ya da metal

Platform

15 Mayıs 2011

40


Moda

kayışlı saatleri tercih edebilirsiniz. Klasik giyinmeyi seviyorsanız metal ya da deri kayışlı klasik bir tasarıma sahip çok büyük olmayan saatleri tercih edebilirsiniz. Siyah pantolon ve beyaz gömlek giydiğinizde kullanabileceğiniz saat stili, kare veya dikdörtgen deri kayışlı bir model olmalıdır. Birde her kıyafete ve her tarza uyum sağlayacak renk ve modeller vardır. Kol saatine ilginin inanılmaz çok olduğu bu yıllarda, bir çok marka da bu işten nasibini almak istiyor. Eskiden sadece saat markaları saat sektörüne yön verirken son yıllarda moda, spor, lüks ve tasarım gibi farklı alanlarda şöhret kazanmış markalar da ürettikleri saatlerle pazara girdi. Kol saati tasarısında kullanılan renkler, kasalar, malzemeler her sezon yenileniyor. Dünyanın her tarafında her kesimden insanlar kol saatlerine yoğun ilgi

duyar. Birileri kol saatlerini zaman göstergesi olarak nitelendirirken, diğerleri servet sayar kol saatlerine. Mesela dünyanın en pahalı kol saatin değerinin yaklaşık 25 milyon euro olduğunu biliyormuydunuz? 201 ayar 874 eşsiz pırlantalı kol saati gizli bir koleksiyoncu icin tasarlanmış. (Foto 2) Yazımızın sonuna gelirken, revaçta olan rengarenk, şık ve bir o kadar da pahalı yeni moda kol saatlerinden örnekleri dergimizin bu sayısı için derledik. Bir dahaki yazımızda görüşmek üzere! Foto 2

KONING PARTYCENTRUM FULLPAKET € 9450 -,* * Paket içeriği ve şartlar için bizi arayın

Sueno Organisatie

www.suenoorganisatie.com www.facebook.nl/suenoorganisatie Esra Toprak Demir 0641587058 & Serap Kaya 0642555606

41

Platform



Gündem

Yeni Avrupalıların ve Göçün Bir Hikayesi

Dr. Gürkan Çelik

Avrupa'nın dun olduğu gibi bugün de yeniden dogması ve hayat bulması dinamizmi yüksek göçmen çocuklarına fırsat verilmesine bağlı. Avrupa'nın bu yetenekleri kazanması için geçmişte olduğu gibi çok uzaklara bakmasına gerek yok; kendi içine, yakınına bakması yeterli olacaktır... Yarının Avrupa'sını kuracak dinamik kadronun islenmeyi bekleyen genç dimağları ve cevherleri bugün Avrupa topraklarında sadece keşfedilmeyi bekliyor...

İ

şçi olarak gelen göçmenlere konuk, misafir işçiler (gastarbeiders) deniyordu. Pek çoğu yeterince eğitimli olmayan, kırsal kesimden gelmiş ihsanlardı. Yabancı dil bilmeyen, sadece yeterince para kazanıp ülkelerine geri dönmek niyeti ile gelmişlerdi Bati Avrupa ülkelerine. Bu umudu taşıyan birinci nesil göçmenler büyük zorluklarla karşılaştılar. Bir kısmı gerçekten döndü, bir kısmı ise bugün yarın derken işçi olarak geldikleri ülkelerde kaldılar. Karşılaştıkları pek çok problemi eğitim seviyeleri, dil problemleri nedeniyle anlatmakta yetersiz kalan birinci kuşağın sorunları ikinci kuşak çocuklarının dil öğrenmeleri ve daha aktif olarak toplumsal hayata katılma istekleri ve görünürlükleriyle daha fazla yankılanır olmaya başladı. Çoğu Avrupa’da doğmuş, ebeveyninin geldiği toprakların kültürünün yanı sıra, doğduğu ülkenin kültürüne de vâkıf olan ikinci ve üçüncü nesil artık ülkelerinin “problemli göçmenleri” olarak değil çözümlere katkıda bulunmaya istekli vatandaşları olarak tanınmak istiyorlardı. Bu gayeyle yeni kuşak mensupları artık yavaş yavaş sivil toplum hayatına katılarak, giderek dernekleşip karşılaştıkları problemlere çözüm arayışında aktif rol üstlenmeğe başladılar. Ebeveynlerinin eğitimsizlikleri nedeniyle çektikleri sıkıntıların farkında olan yeni kuşaklar benzer sorunların kökünden halledilmesi için “eğitim” bir olmazsa olmazdı… Eğitim merkezleri, eğitim yuvaları, eğitim kurulları açarak yeni nesillerin ve gençlerin eğitimine ve gelişimine katkıda bulunmayı, kültürlerarası etkileşim ve iletişim toplulukları ve birliktelikleri oluşturarak toplumdaki ‘birbirini yeterince anlayamama’ sorununa el atmayı, girişimci dernekleri kurarak ülkenin ekonomik kalkınmasına katkıda bulunmayı, kadını toplumun merkezine konumlandıran platformlar tesis ederek her alanda aktif katılımını arttırmayı ve kültür-sanat merkezleri inşa ederek kendile-

rini bu yolla ifade etmenin yanında, geldikleri ülke ile yeni vatanlarından bir sentez çıkarmayı amaçlayan kurumların da temellerini attılar. Sivil toplum bazlı, sayısız proje ve faaliyetleriyle “birlikte yasama sanatına” katkı sağlama gayreti içerisinde oldular ve olmaya gayret ediyorlar. Tabii ki öğrenen kişi ve kurumlar olarak ta eksiklikleri görüp daha iyisi nasıl olmalı hususunda da öz eleştiri yapabilecek bir zihniyet te oluşmaya başladı diyebilirim. Bugün dedelerinin ilk olarak işçi olarak geldiği Avrupa ülkelerinde doğan ve büyüyen ikinci ve üçüncü kuşakların her yıl artan sayıda bir kısmı artık Avrupa'da ne konuk ne de işçiler... Onlar artık sadece madenci, temizlik işçisi, ya da tamirci değiller... Eğitimleri, yetenekleri, heyecanları, istekleri ve dinamizmleriyle onlar bugünün Avrupa'sının yeni elitlerini ve fikir işçilerini oluşturuyorlar. Hiçbirinin hayalleri dedelerininki gibi sadece para kazanıp kısa süre sonra dedelerinin geldikleri ülkelere geri dönmek de değil...

Onlar artık bulundukları ülkelerin yeni sakinleri ve yarınları olacak olan yerlileri ve vatandaşları...

rınını yetenekleriyle imar etmeye hazırlanıyor. Yeni kuşakların geleceğin dünyasına ülkelerini taşıyabilmeleri için ihtiyaçları olan tek şey kendilerine daha fazla inanılması ve yeteneklerini keşfetme adına fırsatlar verilmesi. Bu yüzden eğitim, kabullenilme ve kendilerine değer verilmesi her zaman olduğu gibi bugün de en önemli faktör olmaya devam ediyor. Gittikçe yaşlanan ve yeni yeteneklere, insan kaynağına ihtiyacı olan Avrupa'nın geleceği dinamizmini ve heyecanını bu yeni kuşakların eğitimine ve yeteneklerinin keşfedilmesine bu yıllarda yaptığı yatırıma borçlu olacak. Avrupa'nın dün olduğu gibi bugün de yeniden dogması ve hayat bulması bu kuşaklara fırsat verilmesine bağlı. Üstelik bu kez ihtiyaç duyduğu enerji ve yetenekleri kazanması için geçmişte olduğu gibi çok uzaklara bakması değil, kendi içine, yakınına bakması yeterli olacaktır... Yarının Avrupa'sını kuracak dinamik kadronun işlenmeyi bekleyen genç dimağları ve cevherleri önemli insan sermayesi bugün Avrupa topraklarında sadece keşfedilmeyi bekliyor...

Bugün onları sanattan edebiyata, akademiden, spora, bilimden, kültüre, siyasetten eğlence sektörüne, modadan sinemaya hayatın her alanında rastlamak mümkün. Avrupa'nın yeni yetenekleri olan bu kişileri görmemiz için başımızı çevirip etrafı miza yalnızca biraz dikkatli bakmanız yeterli olacaktır. Taktiğimiz bir aksesuarın tasarımından oturduğumuz koltuğun yapımına; tuttuğumuz takımımızdaki futbolcuya, izlediğimize bir filme, okuduğumuz bir yazıya, dinlediğimiz bir müziğe, oy verdiğimize partiye, kısacası her yerde izini ve imzalarını göreceksiniz. İkinci Dünya Savaşının yıkıntılarından yeni Avrupa'yı imar eden ebeveynlerin torunları bu kez önümüzdeki dönemin Avrupa'sını ve ya-

43

Platform


Gerçek Aile Öy külerinden Dersler

Çöpte bulunan kız Eve girdiğimizde üzgün ama güler yüzlü bir şekilde hanımefendi bizi karşıladı. Oturma odasına girdiğimde babaya yumruk atan oğlanı televizyon karşısında otururken gördüm. Durgun, kırgın ve bir o kadar da pişman bir hal içindeydi

Sebahattin Uçar

Platform

15 Mayıs 2011

44


Gerçek Aile Öy külerinden Dersler

B

ir gün yanıma sağ gözü morarmış orta yaşlarda bir beyefendi geldi. Panik bir hali vardı. Selam ve kelamdan sonra talebini arz etmeye başladı: - İki çocuk babasıyım. Bir oğlum bir de kızım var. Ama ailemizde hiç huzur yok. Çocuklarımı mutlu etmek ve onları kimseye muhtaç etmemek için gece gündüz çalışıyorum ama yine de olmuyor. En sonunda gördüğün gibi oğlum bana yumruk vurdu ve gözümü bu hale getirdi. Sizden yardım istiyorum. Lütfen bize bir çare... Durumun vahameti ortadaydı. Gerçekten çok üzücü bir durumdu bu. Çok etkilendim ve hemen ayağa kalkıp beyefendinin arabasına binip yola çıktık. Gideceğimiz yer yaklaşık 40-50 km’lik bir mesafede idi. Arabada yumruğun sebebini anlamak ve problemi teşhis etmek için adamla sohbete başladım. Ben sorular soruyorum adam da cevaplar veriyordu. Yumruğun sebebini sorduğumda ise şöyle cevap verdi: - Benim hanım kızıma ceza vermek için onu banyoya kilitlemiş. Cezası bittiğinde banyodan çıkmış ve abisini tahrik edip dolduruşa getirmiş. Ben de işten eve gelince oğlum benimle tartışmaya başladı ve “bu işler hep senden çıkıyor” dedi ve gözüme yumruğu indirdi. Babaya ait bu ifadelerden yola çıkarak asıl yumruğun sebebinin 18 yaşındaki kız olduğunu düşünerek kız hakkında bazı bilgiler edinme ihtiyacı duydum. Sorduğum bir soru üzerine baba kızı hakkında şu ilginç bilgiyi bana aktardı: - Kızım üç yaşlarındayken eşim hanım arkadaşlarıyla sohbet ettiği sırada hanımlardan birisi kızımı göstererek eşime demiş ki, senin bu kızın ne kadar da güzel. Bunun üzerine eşim de şaka olsun diye demiş ki; “neresi güzel, ben onu çöpte buldum.” Bunun için bazen kızım çöpte bulunup alındığını söylüyor. Biz de yok böyle bir şey diyerek gülüp geçiyoruz. Bu ifadelerden anladım ki, asıl yumruğun sebebi kızdır. Çöpte bulunduğuna inandığı için anne ve babasını anne ve baba olarak görmediğinden onlara hem kötü davranıyor

hem de tahrik yoluyla kötü davranılmasına çalışıyor. Abisini babasına karşı kışkırtmış olmasının sebebi de budur. Yolda bu kanaate vardım. Eve girdiğimizde üzgün ama güler yüzlü bir şekilde hanımefendi bizi karşıladı. Oturma odasına girdiğimde babaya yumruk atan oğlanı televizyon karşısında otururken gördüm. Durgun, kırgın ve bir o kadar da pişman bir hal içindeydi. Onu tanımaya ve anlamaya çalışırken tahrikçi kız geldi. Oturma odasının eşiğinin üzerinde durdu ve bana “hoş geldiniz” dedi. Ben de hoş bulduk demeden hemen şaşkınlık ifadesi kullandım: Aaaaaaa... Kız eşiğin üzerinde donup kaldı. Neye uğradığını şaşırdı. Sonra birden kendine geldi ve “ne oldu?” dedi. Ben de, sen hep babana benziyorsun ya, insan insana bu kadar benzer mi, dedim. Hemen annesi söze girdi ve “bana da çok benzetiyorlar” dedi. Bu sefer dönüm annesine baktım sonra da evet size de çok benziyor ama babasına daha çok benziyor dedim.

45

Kızın şaşkınlığı tebessüme, kırgınlığı sevince dönüştü. İçeri girdi ve karşımda oturan abisinin yanına oturdu. Yaklaşık iki saatlik bir sohbetin ardından oradan ayrıldım. Daha sonra bu iki gencin babalarından aldığım bilgiye göre her şey yoluna girmiş. Çünkü artık kız çöpten bulunduğuna değil, kendilerine benzediği anne ve babalarının evlilikleriyle dünyaya gelmiş olduğuna inanmaya başlamış. Böyle inanınca da anne ve babasına kötü davranmasına ve abisini tahrik etmesine gerek kalmamış oluyordu.

Ders Alalım: 1. Çocuklarınızın yanında olumsuzlukları konuşmayın. Çünkü bu onları derinden olumsuz etkiler. 2. Aslı olmayan şeylerin şakasını yapmayın. Çünkü bu tür şakalar madden ve manen zararlıdır. 3. Başkalarının tahrikleriyle hareket etmeyin. Çünkü böyle yapanlar akıllarını başkalarına karşılıksız kiraya vermiş olurlar.

Platform


Kartpostal Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v) dünya’ya teşrif ettiği Kutlu Doğum Haftası başta Amsterdam olmak üzere Hollandan’ın bir çok yerinde değişik cami ve örgütlerde coşkulu bir şekilde kutlandı.

Güçlerimizi birleştirdik!

Siz müşterilerimize daha iyi hizmet sunabilmek için tüm faaliyetlerimizi tek çatı altında topladık. Burg. van Walsumweg 362-366, 3011 MZ Rotterdam t. +31 10 476 76 73 • t. +31 10 411 00 96 f. +31 10 476 26 93 • f. +31 10 411 03 31 info@Attent.biz • www.Attent.biz

Platform

15 Mayıs 2011

46


Kartpostal

ÖZEL KAMPANYA İPOTEK: Yeni ipotek yaptıran müşterilerimizin, bina, ev eşyası ve sorumluluk sigortası paketinin bir yıllık primlerini biz ödüyoruz. SİGORTA: Mevcut bireysel sigortalarını bize getiren müşterilerimize yüzde 20’ye varan ekstra paket indirimi. MUHASEBE: İş yeri muhasebesini bize getiren müşterilerimize, iş yeri sigortası paketinde %20 ye varan ekstra indirim. Platform 47 EMLAK: Ev ve iş yerleri alım, satım, kiraya verme ve kiralama işlemleriniz için hizmetinizdeyiz.


Platform

15 May覺s 2011

48


Kaza Mağdurlarının Hukuksal Hakları

Kaza geliyorum demez

Ethem Emre e.emre@kazavukati.nl

"KAZA GELİYORUM demez", ibaresi ile bu yazımıza başlamak istedik. Çünkü, Amsterdam da vuku bulan elim tren kazasında, o gün bilet alarak, yolculuklarına başlayan yolculardan hiçbirinin böyle bir kaza ile karşılaşacaklarından haberleri yoktu. Bu kazada 100 ün üstünde ağır ve orta fiziksel mağdurların durumlarını da göz önüne alırsak, onların bundan sonra ki iş hayatında, ev hayatında ve özel hayatlarında birçok değişiklikler olacağından da hem fikir olduğumuzu belirtiriz

İ

şte böyle bir tren, uçak veya gemi kazalarında kişisel yaralanma mağduru olarak ELFI Letselschade de mümkün olan en iyi destek ve tavsiyeler alabilirsiniz. Niçin, ELFI Letselschade yi seçmelisiniz?

Böyle kazalarda korunacak olan menfaatleriniz önce gelir ELFI Letselschade her zaman sizin yanınızda dır.. Yani mağdurun yanındadır.Deneyimi ise kişisel yaralanma uzmanlarından oluşan ekibimiz, sigorta şirketleri için çalışmaz.

Uzman ve Dürüst Hukuk Yardımı Kişisel yaralanma mağduru olarak birçok şeyle karşılaşacaksınız. Tekrar iyileşmeniz gerekmektedir ve bu enerji ve zaman isteyen bir durumdur. Birçok işin halledilmesi ve analiz edilmesi gerektiğinden böyle bir süre, huzura kavuşamazsınız.Ortaya birçok masraf ve bu da maddi sorunlara yol açmaktadır. Ayrıca, neredeyse her şey yeni ve bilmediğimiz konularla karşılaşarak, mücadele etmek zorundayız.Bu genellikle kararsızlık ve gelecek korkusuna neden olur. ELFI Letselschade esaslı hukuk, menfaatleriniz, maddi tazminatlarınız, süre içinde ki masraflarınız, ve diğer konularda açık ve samimi ilgi sunmaktadır. Eğer isterseniz ilk görüşme için size uğrayabiliriz. Bundan sonraki devam edecek olan ücretsiz işlemlerimizde çok temasımız olacaktır, Tabii ki karşı taraf ve diğer kuruluşlarla yapılan yazışmalar hakkında sürekli olarak bilgilendirileceksiniz.

Her zaman samimi ve doğru güncel bilgi ELFI Letselschade her zaman en iyi ve doğru tavsiyeleri alırsınız. Uzmanlarımız geniş deneyime ve bilgiye sahiptir. Bu bilgileri güncel tutmak için her yıl kurslara katılmakta,

değişen kanun ve kuralları takip etmekte ve tecrübe kazanmaktadır.

Kişisel Yaralanma ve Kalite Vakfı Uzmanlarımız Kişisel Yaralanma Kalite Vakfının yanında yer almakta ve onun öne sürdüğü kurallar çerçevesinde hareket etmektedir. Kişisel Yaralanma Kalite Vakfı, yaralanma konularında faaliyet gösteren hukuk yardım görevlileri ve uzmanları için kalite standartlarını geliştirmekte ve bunların mağdura yardım eden kuruluşları denetlemekte ve bu kurallara uyulmasını sağlamaktadır.

ELFI Letselschade nin bağlı olduğu kuruluşlar: - Kişisel Yaralanmalara bakan ve bu konuda tam uzman olan Avukatlar Birliğine - Kişisel Yaralanma Mağdurları Avukatlar Birliği ve - Doktorlar, Avukatlar, Uzmanlar Çalışma Grubu ELFI Letselschade nin en büyük özelliği ise, her mağdurun kendi dilinde ve kültüründe, hukuksal yardım veren, onun yanında yer alan bir kuruluştur. Hollanda da ikamet eden bütün yabancıların haklarını ücretsiz ve tanınan tazminatınızda herhangi bir maddi menfaati olmadan mağdura direk olarak tazminatını kesintisiz sunan, ve böylece ciddiyetle ve sürekli çözüm getiren bir kuruluştur.

ret ederek, bilgi veririz. Ücretsizdir. Çünkü, böyle bir mağduriyetinizin başından itibaren, titizlikle ve dikkatli hareket ederek, hâklerınızın ciddi bir şekilde korunması şarttır.Kişisel yaralanmalara birçok farklı şekilde maruz kalabilirsiniz.Örneğin, bir trafik kazası, bir yanlış tıbbi uygulama, bir iş kazası, bir mesleki hastalığınızda , veya özel ortamda bir kaza veya yaralanma nedeniyle… Kişisel yaralanma mağduru olarak , maruz kaldığınız yaralanmanın yanı sıra ayrıca yüksek zarar giderleri ve yaralanma için ödenecek tazminat tutarının altına inmeye çalışan karşı tarafın teklifleri ile karşılaşabilirsiniz.

Ve her zaman ELFI Letselschade yanınızdadır Sizin adınıza karşı tarafla (bu genellikle büyük sigorta şirketi) taleplerinizi bildirir ve çıkarlarınızı koruyarak, neticelendirilmesine yardımcı oluruz. Gerektiğinde dava yöntemi ile. Bunu iyi sonuçlarla yıllardır yapıyoruz. ELFI Letselschade ile, aksi takdirde sizi haklarınıza tecavüz eden, veya sizi ezmekle tehdit eden büyük tarafların karşısına bir Karşı rakip çıkartmış oluyorsunuz. Çalışma tarzımız ise, açık anlaşmalar, güvenilir bilgilendirme ile birlikte, ELFI Letselschade , kişisel yaralanma durumunda tazminat alma şansınızda açık ve şeffaftır.

Her zaman yakınınızda Bürolarımız Amsterdam, Rotterdam ve Roosendaal da çok merkezi adreslerde yer almaktadır. Yani her zaman yakınızdayız, sizi istediğiniz zaman ziya-

49

Platform


Haber

Medeniyetler İttifakı Ödülleri sahiplerini buldu

Hollanda Genç İşadamları Federasyonu (HOGİAF) tarafından düzenlenen ve Hollanda ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 400. yılı anısına gerçekleştirilen Medeniyetler İttifakı Katkı Ödülleri Lahey World Forum'da düzenlenen program ile kazananlara teslim edildi. HOGİAF’ın Medeniyetler İttifakına Katkı ödül töreni Türkiye'den Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Hollanda Ekonomi, Tarım ve İnovasyon Devlet Bakanı Henk Bleker, Avrupa Türk İş Dünyası (ÜNİTEE) Başkan Yardımcısı Ahmet Kaplan ve birçok önde gelen siyasi, akademisyenler, işadamları ve sivil toplum temsilcilerinin katılımı ile takdim edildi.

Platform

15 Mayıs 2011

Hollanda’nın can damarını oluşturan işadamlarının çoğu dışarıdan gelen işadamlarıdır Hollanda Meclisi eski Başkanı Frans Weisglas’ın başkanlığında yapılan ‘Medeniyetler İttifakı Katkı Ödülleri töreninde bir konuşma yapan Lahey Belediye Başkan Yardımcısı Henk Kool, kendi şehrinde kalabalık ve seçkin davetlilerin iştiraki ile

50

HOGİAF’ın ödül töreninde bulunmaktan mutlu olduğunu söyledi. Kool, “Hollanda ile Türkiye arasında 400 yıl önce başlayan diplomatik ilişkilerin kutlandığı bir dönemde bu gün ayrı bir önem kazanıyor. Hollanda ile Türkiye ekonomik alanda çok iyi bir işbirliği içindeler. Şuanda karışlıklı ticaret hacmi 6 milyar Euro’yu geçmiş durumda. Türkiye Hollanda’nın en önemli ticari part-


Haber yapıyor ve aynı zamanda iki ülke hükümetlerinin ikili ilişkilerinin gelişmesine de olumlu katkılar sağlıyor.” ifadelerine yer verdi.

Bir sevgi medeniyeti inşa etmenin zamanı

neri. Hollanda’da etnik grupların gelişmesi ülke için olumlu bir gelişmedir. Hollanda’nın can damarını oluşturan işadamlarının çoğu dışarıdan gelen işadamlarıdır. Ödül törenine katılan Hollanda Dışişleri eski Bakanı Bernard Bot, “Hollanda olarak 2004 yılında AB dönem başkanlığında Türkiye ile müzakerelere destek verdik. Bu konuda ne kadar isabetli bir karar verdiğimiz bu gün büyüyen Türkiye’nin ekonomisi ve yapısı ile görmüş oluyoruz.” dedi. Gecede sözü alan diğer bir isim ise Hollanda Tarım ve İnovasyon Devlet Bakanı Henk Bleker oldu. Bleker, “Türk kökenli Hollandalı işadamlarının bugün geldiği nokta bizleri mutlu ediyor. HOGİAF bu anlamda çok başarılı çalışmalar

Cumhurbaşkanı Gül’ün 400. yıl diplomatik ilişkiler ziyareti kapsamında Hollanda’da bulunan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker HOGİAF’ı yaptığı çalışmalardan ötürü kutladı. HOGİAF’ın Hollanda genelinde 700’ün üzerinde genç işadamının yer aldığı başarılı bir işadamları federasyonu olduğunu belirten Eker, “Hollanda’da milyarlarca euro yatırım gücünü temsil ediyor. İki ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine sağlanmasında katkı yanında, bir manada aslında medeniyetler arası diyaloga ve ittifaka da katkı sağlıyor.” şeklinde konuştu. İnternet üzerinden yapılan oylama neticesinde 52 bin 382’lik rekor katılım ile şekillenen ödüller şu şekilde oldu: En iyi bayan girişimci: Gülşen Yaşlar / Melissa Bloemen

51

En iyi öğrenci: Mediha Şahin / Vrije Universiteit Amsterdam En innovatif girişimci: Nevzat Önal / Cash processor En sosyal sorumluluk sahibi girişimci: Bünyamin Konuksever / Het Zaanse bakkertje Türkiye'den Hollanda'ya yatırım yapan en iyi yatırımcı: Fatih Güllü / Güllüoğlu Baklava Hollanda'dan Türkiye'ye yatırım yapan en iyi yatırımcı: Willen van Duin Achmea / Euroco En iyi uluslararası girişimci: Atilla Aytekin / Triodor En iyi Hollandalı Türk girişimci: Murat Kıran / Conclusion En iyi yönetici: Hamit Karakuş / Rotterdam Anakent Belediye Başkan Yardımcısı En iyi Avrupalı Türk: Emine Bozkur / Avrupa Parlamenteri Jüri özel ödülü: Aysel Erbudak / Slotervaart Hastanesi Özel halk ödülü: Erik De Ridder / Tilbrug Belediyesi Ekonomiden Sorumlu Belediye Başkan Yardımcısı HOGİAF özel yönetim ödülleri: Twente Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Mehmet Akşit ve Maastricht Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr.Yasin Temel

Platform



Mijn overpeinzingen

Stelletjes op televisie

H

et was een warme dag in Turkije, toen ik toevallig de televisie aandeed en een Turkse versie van een soort Fear Factor zag. Voor de mensen onder ons die niet weten wat dat dan is; dat is een programma waarin kandidaten tegen elkaar strijden. De kandidaten moeten steeds hun angst overwinnen en grensoverschrijdende uitdagingen tot een goed eind brengen. De uitdagingen variëren van het eten tot koeienogen tot honderd vogelspinnen over je lichaam te laten lopen tot bungeejumpen van een hijskraan. Welnu, meteen viel me al op dat de het in Turkije geen individuele kandidaten waren maar verliefde stelletjes. Voor de rest leek alles hetzelfde, ze moeten duiken in water met koeienhoofden en nog meer van dat soort vunzige ongein. De stelletjes waren echter, althans in mijn ogen, interessant gekleed. De mannen hadden vrijwel zonder uitzondering een ontbloot bovenlichaam en een korte broek gedurende het hele programma, terwijl de vrouwen allemaal bikini’s en andere schaarse kledij aanhadden; denk aan minirokken en tot aan de billen afgesc-

heurde spijkerbroekjes. Het zette mij aan het denken, omdat ik dat soort stelletjes niet vaak over straat zie lopen in Turkije (of elders, met de uitzondering van Miami en Malibu). Turkse stelletjes zijn eerder juist preuts en terughoudend gekleed in plaats van zo schaars. Werden deze stelletjes dan daarop geselecteerd of begeef ik mij niet genoeg in de moderne steden van Turkije? Het waren vragen die bij mij opkwamen. Nu zie ik erg vaak moderne en open stelletjes in de Turkse hoofdstad Ankara; het lijkt mij dan ook aannemelijk dat die stelletjes er ook zullen zijn in de miljoenensteden İstanbul en İzmir. Waar het waarschijnlijk misgaat, zijn de kleinere steden waar de mensen nog vrij conservatief zijn, in dit geval betekent conservatief meestal religieus wat weer argumenten geeft om de mensen zichzelf zo veel mogelijk te bedekken met kleding. En natuurlijk betekent het dat Turkije beschikt over een jonge, dynamische en ontwikkelde bevolking die modern en vrij is (niet te zeggen, open voor alles). Of dit goed of slecht is, is voor mij een non-discussie. Waar het mij namelijk wel om gaat, is het feit

Drs. Armand Sağ Bestuursvoorzitter ITS

(Instituut voor Turkse Studies)

www.turksestudies.org

Historicus en turkoloog www.armandsag.nl

dat de Turkse televisie een beeld schijnt te projecteren van een groep mensen die worden gezien als ‘de ideale moderne Turken’ terwijl deze groep tot een minderheid lijkt te behoren in Turkije. Dit ideaalbeeld waarin alle mensen in Turkije afstappen van dogmatische en statische voorstellingen van conservatisme (in zowel religie als nationalisme), leek lang aan te slaan in Turkije. Met de opkomst van de conservatieve stroming van de politieke islam, lijkt dit te stagneren. Veel minder Turken durven nu nog op televisie zo open en bloot te verschijnen uit angst voor sociale afkeuring van hun familie en vrienden. Het moet natuurlijk gezegd worden dat televisie het een beetje overdrijft (de mannen zullen over straat niet met een ontbloot bovenlichaam lopen bijvoorbeeld), maar toch. Ik bedacht toen toch maar weer hoe veel invloed televisie kan hebben op een samenleving en hoe het een complete cultuur kan omvormen binnen enkele decennia. Zou dit ooit voorbedacht gebruikt zijn door regimes? Langzaamaan begon mijn overpeinzing van deze maand zich vorm te geven...

Akıltel’den Hollanda’da bir ilk 020 811 40 40 nolu telefonumuzu arayın ve Türkiye ev telefonları ile ücretsiz konuşun Not: Bu hizmet kesinlikle ücretsizdir. Sadece Amsterdam numaramızı arama ücretini kendi telefon şirketinize ödersiniz. Akıltel müşterileri daha da ucuza konuşurlar. Türkiye cep telefonları arama ücreti 4.7 cent, ev telefonları 2.1 centtir. Daha fazla bilgi için web sitemize bakınız.

www.akiltel.com


Platform

15 May覺s 2011

54


Tarih Bilinci

Diktatörlerin sekiz sırrı! Bütün dünya K. Korelilerin ölen liderlerini ardından döktüğü gözyaşlarını konuşuyor. Discovery Channel’ın yaptığı araştırma dikatatörlerin iktidarlarını nasıl pekiştirdiklerini ortaya koydu... Enes Akın Francisco Franco

ABD merkezli belgesel kanalı Discovery Channel’a bağlı internet sitesi Discovery News diktatörlerin kontrolü nasıl ellerinde tutuklarını araştırdı. Terör uzmanı ve diktatörler hakkında araştırmalar yapmış sosyolog ve psikologlar siteye diktatörlerin kontrolü ellerinde tutma yöntemlerinji şöyle açıkladı:

KORKU:

Uzmanlara göre diktatörler topluma önce korku salıp daha sonra tek kurtuluşun kendileri olduğunu söylüyorlar.

DIŞ TEHDİT:

Kim Jong-il

yor. Post, Arap Baharı’nın nedenini de internet sayesinde bilgi kontrolünün azalmasına bağlıyor.

Adolf Hitler’in Yahudiler, Kore’nin ölen lideri Kim Jong-il’in tüm Batı’yı düşman ilan etmesi gibi dış tehditler yaratıp toplumun paranoyaklaşmasını sağlıyorlar.

MUHALEFET KONTROLÜ:

KORUNMA GÜDÜSÜ:

MUHTAÇ ETMEK:

Cambridge Üniversitesi’nden Psikolog Alice LoCicero’ya göre, korunma hissiyatı insanın ilk çağlardan beri sahip olduğu bir içgüdü. Diktatörler de bu içgüdüyü, kendi lehlerine kullanıyorlar.

SAYGI KÜLTÜRÜ:

Diktatörler saygı kültürünün yüksek olduğu toplumlarda ortaya çıkıyor. Saygı duymak bir erdem olarak görülüyor, saygı duymayanlar dışlanıyor.

BİLGİ KONTROLÜ:

George Washington Üniversitesi’nden Jerrold Post, bilgi kontrolünün de diktatörlerin kontrolü ellerinde tutumak için kullandıkları önemli metodlardan biri olduğunu söylü-

Post aynı zamanda muhalefetin de diktatörler tarafından sıkı baskı altında tutulmasının düzenin devamlılığını sağladığını vurguluyor.

Uzmanlar diktatörlerin metodlarından birinin de toplumu önce kendine muhtaç edip daha sonra da muhtaç kaldıkları şeyleri sunarak meşruiyet kazanmak olduğunun altını çiziyor. Önreğin Kim Jong-il’in önce halkını açlıktan ölme eşiğine getirip daha sonra onlara yemek gönderttiği belirtiliyor.

Adolf Hitler

MİTLER:

yas çığlıkları dinmiyor. Devlete bağlı haber ajansı KCNA’nın haberine göre, Kim’in doğduğu iddia edilen topraklara yakın bir noktada bulunan Chon Gölü’nün çatlaması doğanın “sevgili liderin” ardından yas tuttuğunu yansıttı.

Bu acıya biri son versin!

Dipnot: Colarado Üniversitesi’nde yapılan araştırmalar diktatörlerin şu altı özellikten bir ya da bir kaçını barındıklarını saptadı: sadist, paranoyak, asosyal, narsist, şizofren, şizotipal.

Tüm dikatörler için mitler yaratılıyor, kmseye benzemeyen bir karaktere sahip oldukları vurgusu yapılıyor. Böylece diktatörler yüceltiliyor.

Kuzey Kore lideri Kim Jong Il’in hayatını kaybetmesinin ardından ülkeden gelen

55

Platform


Ayın Röportajı

İşçi Partisi Milletvekili (PvdA) Metin Çelik:

Bu hükümetin düşmesinin Hollanda için hayırlı olmasını diliyorum “Zaten bu hükümetin bu şekilde uzun süre devam edemeyeceği açıkça ortadaydı. Fakat çok zamansız oldu, 7 hafta boyunca vatandaşları oyaladıktan sonra istifa gerçekleşti. 3 veya 4 hafta önce bu istifa gerçekleşseydi ülke için çok daha hayırlı olurdu. Bu durum içinde bulunduğumuz krizi her ne kadar tetiklesede uzun vadede ülke olarak faydasını göreceğimize inanıyorum ”, diyen Metin Çelik’e hükümetin parlemento desteğini kaybetmesini, ekonomik krizi,Türkiye Hollanda diplomatik ilişkilerinin kuruluşunun 400. yıl kutlamalarını sorduk. Banu Çelik

İşçi bir ailenin çocuğu olarak geldiğiniz Hollanda’da PvdA partisini temsil ediyorsunuz. Hollanda’ya ne zaman geldiniz? Buraya gelme hikayenizi anlatır mısınız? “Gölcük doğumluyum ve evin tek çocuğum, Hollanda’ya 1970 yılında 2 aylıkken getirilmişim. Babam, annem ve benden 2 sene önce buraya gelmiş. Babamın aslında zamanında İzmit’te iyi bir işi varmış, çalışıyormuş maaşıda çok iyiymiş. Fakat o zamanlarda bir maceraya atılmak istemiş. Bir de çevresinde bulunan arkadaşları abisi ve kardeşide Almanya’ya gidince babamda heveslenip Avrupa’ya gelmek istemiş.

Platform

15 Mayıs 2011

56


Ayın Röportajı Aslında sırf merakından buraya gelmiş diyebiliriz.Netice itibarı ile gelmişler ve kalmışlar. Haziran 17, 2010 yılı itibariyle Hollanda Parlementosu´nda İşçi Partisi´ni temsil ediyorsunuz. Politikaya ilginiz ilk ne zaman başladı? “Politikaya ilgim ben daha 14 yaşındayken başladı. Genelde çocukların doktor veya pilot olma hayali olur, benim küçükken iki hayalim vardı biri polis, diğeri de politikacı olmaktı. Her ikisini de başardım. 21 yaşındayken polislik mesleğine başladım. O dönem siyaseti de bırakmadım her zaman takip ettim. Polislik görevimi yaparken Rotterdam Belediye Meclis Üyesi oldum. 12 sene boyunca Belediye Meclis Üyeliği yaptıktan sonra parlamentoya adaylığımı gösterdim ve burada kabul edildikten sonra polislik mesliğinden istifa ettim.” İşçi Partisi´ni seçmenizin sebepleri nedir? “Bana en yakın İşçi Partisi olduğuna inandım ve hala inanıyorum. O dönemlerde Sosyalist Partisi (SP), Yeşil Sol Parti (Groen Links) ve İşçi Partisi (PvdA) arasında bir seçim yapmayı düşünüyordum. Bütün partilerin özgeçmişini araştırdım, zaten siyasetin içinde olduğum için benim için zor olmadı. Bu araştırmalarım sonucunda İşçi Partisi'ne üye olmayı istedim. Diğer partilerden Sosyalist Partisini (SP) seçmememin birkaç nedeni var. Birinci neden Sosyalist Parti’nin bir muhalefet partisi olması ve bence ciddi niyetlerinin olmaması. Ülkeyi yönetme gibi niyetleri olmayan, herşeye muhalefet olan, hayır diyen bir parti oldukları için sıcak bakmadım. İkinci neden ise Sosyalist Parti’nin geçmişte İsçi Partisi yani PvdA’dan ayrılan ve kendi partisini kuran aşırı solculardan oluşan bir parti olması. Ben aşırı sol düşünen biri değilim, Sosyal Demokratım. Ben sosyalist yani Maoist gibi akımlara uzağım. Marksist ve Leninist düşüncelere sahip degilim. Bu düşüncelere sahip olmadığım için Sosyalist Parti (SP) bana uzak kaldı. Yeşil Sol Partisi (GroenLinks) bana çok çevreci geldi. Bu partide yine küçük partilerin birleşiminden oluşan ve pasifist ve dini düşünceleri bünyesinde barındıran bir parti. Ben de doğayı seven ve doğa için fedakarlıklarda bulunan biriyim ama tabi her konuda çevreyi baz alarak politika yapamazsınız, bazen seçimler yapmak zorundayız. Bir de Yeşil Sol Partisi (GroenLinks) iktidar partisi de olamadı ve iktidar partisine yakın bir partide değil. Ama bizim partimiz PvdA hem sol, hem de

iktidara yakın bir parti. Bir takım durumları gerçekleştirmek isterseniz iktidara yakın bir parti olmanız gerekir. Bir de ben PvdA’nın geçmişiyle gurur duyuyorum. 1890 ve 1930 yıllarında o zamanki adıyla SDAP (Sociaal Democratische Arbeiders Partij) yaptığı işler çok büyük. İşçiler ve emekçiler için çok büyük başarılar sağlandı, örneğin az gelirli insanlar için konutlar yapıldı. SDAP 1946 yıılında kapatılınca yerine PVDA geldi, yani bizim parti SDAP’nin uzantısı. Ben bu tarihi okuduğum zaman tüylerim diken diken oluyor. İşçi Partisi bir de benim ikametgah ettiğim Rotterdam şehrinde birçok değişiklik yaptığı için beni çok duygulandırdı ve bu sebeplerden dolayı PvdA partisini seçtim.”

Avrupa’nın bu krizi atlatması 10 sene sürebilir

Hollanda’nın içinde bulunduğu en önemli problemi anlatır mısınız? “Hollanda’da şu sıralar en önemli konu; ekonomik kriz. Kriz hakikaten hepimizi yakından ilgilendiren bir konu, açıkcası zor yıllar bizleri bekliyor, herkesin cebi yanacak gibi görünüyor. 2012 ve 2013 senesi çok zor geçecek. Fakat sadece Hollanda değil tüm Avrupa krizin içinde ve Avrupa’nın bu krizi atlatması bir 10 sene sürebilir. Tabi bu 10 senenin tümü zor geçecek demiyorum fakat krizden çıkmak 10 sene sürecek. Hollanda’da yaşayan halkta tabi bu 10 yılı hissedecek.” 57

Peki bu krizden halk nasıl etkilenecek? “İnsanların ekonomiye güveni azalacak bunun sonucunda alım gücü de azalıcak ve işsizlik artacak. Biz ülke olarak zengin bir ülkeyiz ama bu 10 senenin sonunda krizin etkilerini görebileceğiz.” Peki bu krizden en çok etkilenecek grup hangisi? “Herkes bu kötü gelişmeden etkilenecek ama tabi orta direk bu krizi en çok hissedecek grup, bunlarda yabancılar ve az kazananlardan oluşuyor.” PvdA partisi bu problemi çözmek için neler yapıyor? “Biz problemleri çözmek için elimizden geleni yapıyoruz ama bir takım durumları değiştirmek için güç lazım. Biz şu an ikinci partiyiz, anketlerde daha düşük düzeydeyiz. Eğer seçmenler seçimlerde PVV veya VVD partisinin en büyük parti seçilmesini istemiyorlarsa stratejik davranıp soldaki en büyük partiye İşçi Partisi’ne oy vermeleri gerekecek.”

Şimdi 30, 40 bin avro yıllık geliri olan biri yüzde 8 civarında alım gücü azalıyor

Ekonomik krizi atlamak için PvdA partisinin ne tür önerileri olacak? “Tabi ülke olarak kemerleri sıkmamız gerekecek. Biz (PvdA) İşçi Partisi olarak zenginlerin evleri için aldıkları vergiden yüzde 50

Platform


Ayın Röportajı

almalarını doğru bulmuyoruz. Zenginlerden çok, orta direkten daha az vergi almak istiyoruz. Bu tür önlemler alarak işsizlikte azalacak. Bunun neticesinde insanlar rahatlayacak, alım gücü artacak. Şimdiki hükümet bunların tam tersini yapıyor. Şimdi 30,40 bin avro yıllık geliri olan biri yüzde 8 civarında alım gücü azalıyor. Fakat yılda 100 bin avro kazanan birinin yüzde 2 alım gücü azalıyor. Aslında bunun tam tersi olması gerekiyor, PvdA partisi bu hükümetin başına geldiği zaman bu tür yaptırımlarda dengeyi sağlayacak.” Hollanda’daki ekonomik krizden sonra burada yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarına değinelim. “Bence Türk vatandaşlarının durumu o kadar da karamsar değil. İşyeri açan, şirket kuran, ev satın alan çok vatandaşımız var. Üniversite ve yüksek eğitim alan öğrencilerimiz her zaman daha çok artıyor. Bence vatandaşlarımızın en büyük sorunu Hollanda’ya yeterli derecede entegre olmamaları. Bu entegre kelimesine açıklık getirmek istiyorum. Hollanda yapısına daha çok entegre olmak, yani Hollanda’daki mevcut olan siyasi partilere üye olmak, Hollanda’daki kurumlara üye olmak gerekiyor. Gönüllü olarak iş yaptıklarında sadece Türk kurumlarında değil de Hollanda kurumlarında da

Platform

15 Mayıs 2011

gönüllü olarak görevler üstlenmeleri gerekiyor. Vatandaşlarımız şirketlerini genelde Türk vatandaşlarıyla kuruyor veya dernekler Türklere yönelik oluyor. Böyle değilde TürkHollanda ortaklaşa yapımı olsa hem Türkler hem de Hollandalılar bundan yararlanır. Biz halk olarak ilerliyoruz ama bunu Hollandalılarla yaparsak mevcut kurumların işleyiş tarzını daha iyi anlarız.” Gençlerimize neler önerirsiniz? “Buaradaki gençlerimize tavsiyem okusunlar, Hollanda kurumlarıyla içiçe olsunlar. Türk basınını takip etsinler ama bunun yanı sıra Hollanda basınını da takip etsinler. Hollada’da yaşadıkları için Hollanda’da olup bitenlerden haberdar olsunlar, ilgi göstersinler. Bu ilgiyi göstermedikleri takdirde Türk lobisi güçlenemez. Lobilerimizi güçlendirebilmemiz için bu ülkeyi iyi tanımamız gerekiyor. Bir de herkesi sükunete davet ediyorum çünkü gidişat çok iç açıcı değil. Herkes sakin olsun elbet bunlar da birgün geçecek. Birkaç yıl zorluklar yaşayacağız fakat 5 sene sonra iyi günler bizleri bekliyor olacak.” Siz hükümetin düşeceğini tahmin etmiştiniz “Bunun bütçeyle ilgisi var. Kemerlerin sıkılacağı belliydi ve hükümetteki 3 partinin

58

alınacak önlemlerle ilgili hemfikir olamayacaklarını tahmin ediyordum ve nitekim öyle de oldu. Her ne kadar 3 partide sağ görüşlü parti olsada aralarındaki PVV partisi popülist ve her olaya muhalafet bir parti olduğu için sonuç böyle oldu.”

Hollanda ekonomik kriz yaşıyor en ufak değişiklikler bile borsada dalganlama etkisi yaratıyor

Hollanda hükümetinin, bütçe açığının AB standartlarına getirilmesi için alınacak önlemler konusunda bir karar alması gerekirken, düşmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? “Bu konuyla ilgili daha öncesinde paketler sunuldu. Ekonomik kriz paketinin hazırlıkları devam ediyor, hükümet her ne kadar düşmüş olsa da Hollanda sorumluluklarını yerine getirecektir.” Peki paketi zamanında Bruksel´e iletebilecek mi? Çünkü aksi takdirde Hollanda´ya ceza uygulanacak. “Yetişmesi pakete bağlı. Hedeflenen yüzde 3 açığının olması mümkün gibi görünmüyor. Mesela bizim partimiz önümüzdeki sene için yüzde 3.6 sunumunu yaptı, 2014 yılın-


Ayın Röportajı da yüzde 2.9, 2015 yılında da bütçe açığını yüzde sıfıra indiriyoruz. Birçok parti yüzde 3.0’ı kabul etmiyor. Brüksel’e bir paket gidecek ama partilerin memnun kalacağı konusunda emin değilim. Hükümetin düşmesi ekonomiyi nasıl etkiler? “Bu durumdan dolayı borsalarda düşüş yaşandı ve finans merkezi etkilendi. Zaten son yıllarda ekonomi gerileme göstermekte. Hem Avrupa, hem de Hollanda ekonomik kriz yaşıyor en ufak değişiklikler bile borsada dalganlama etkisi yaratıyor.”

etiğine uygun olmadığını düşünüyorum. Umarım küçülürler ve bir sonraki seçimlerde politikada yer almazlar.” Bu sene Hollanda Türkiye ilişkilerinin 400. yıl kutlaması gerçekleşiyor. Bu kutlamaların hem Türkiye, hem de Hollanda için önemini anlatır mısınız? Tabii bu kutlamalar çok onemli, bunu Kraliçe Beatrix ve Başbakan Rutte´de belirtti. Hollanda ve Türkiye ilişkilerinin 400. yıl kutlamalası çok önemli bir döneme rastladı. Türkiye büyükmekte olan bir ekonomiye sahip.

İki ülke arasındaki ilişkilerin pekiştirilmesini istiyorum. Hollandalı ve Türk vatandaşlarının arasında benzerlikler var: girişimciler ve risk almayı seviyorlar. Vatandaşlarımıza tavsiyem bu eğlenceleri en iyi şekilde yaşasınlar, aktivitelere katılsınlar. Bir de aktivielerin dışında ülkerinin tarihlerini bilmeleride çok önemlidir. Ben boş zamanlarımda bol bol tarih kitapları okurum. Benim vatandaşlarımıza ve Hollandalılara tavsiyem hem Türk tarihi, hem de Hollanda tarihini öğrensinler, araştırsınlar. Çünkü bir insanı ayakta tutan hafızası, bir milleti ayakta tutan da tarihidir.”

Bütün Avrupa ve Hollanda kriz içindeyken politikacıların bu tür davranışlar sergilemesi hakkında neler düşünüyorsunuz? “Bu hükümetin böyle devam edemeyeceğini herkes tahmin ediyordu fakat zamanlama yanlış oldu. Bu konuyla ilgili Başbakan Rutte büyük bir hata yaptı. Bilindiği gibi birkaç hafta önce hükümetin düşeceğiyle ilgili söylentiler vardı. Bence Başbakan´ın o zaman bu duruma el atması ve noktayı koyması gerekiyordu. Siyasetçilerin ülke çıkarlarını düşünerek hareket etmesi gerekiyor, biz PvdA partisi olarak bunu yapmaya hazırız.” Yakın bir tarihte seçim kampanyası başlayacak, partinizin stratejisi ne olacak? “Bizim partimiz kampanyaya hazır. Ben zaten haftanın 3 günü Parlementonun dışındayım, Hollanda´nın her tarafına gidip vatandaşlara ulaşmaya çalışıyorum. Parti olarak hazırız, bu süreçte parti çalışanlarımız sokaklarda olacak. Tabi tam olarak kampanyamızın içeriği önümüzdeki günlerde daha da netleşecek.” PvdA Partisi gelecek seçimlerde yeni lideri Dierik Samsom’la başarıyı yakalayabilecek mi? “Umudumuz o şekilde. Bu 3 partinin sundukları planlarla orta ve düşük gelirlileri ne hale getirmek istedikleri ortaya çıktı. Bizim partimiz yüksek gelirlilerin ciddi şekilde yüksek vergi ödemesini isteyenlerden. Artık halkında gerçekleri görmesi gerekiyor ve umuyorum ki tekrar en büyük parti PvdA olur.” PVV gelecek seçimlerde başarı sağlayabilir mi? “Umarım halk Geert Wilders ve partisinin gerçek yüzünü görebilmiştir ve ciddi bir düşüş yaşarlar. Çünkü bu gibi partilerin Hollanda gibi olgun bir siyasette yeri yok. Hollanda önemli bir ülke ve PVV partisinin ülke

59

Platform


Haber

Gıda bankaları talebe yetişemiyor Uluslararası ekonomik krizin etkilediği ülkelerden biri olan Hollanda'da fakirlere yardım amaçlı kurulan gıda bankalarına başvuranların sayısında önemli artış olduğu bildirildi. Uluslararası ekonomik krizin etkilediği ülkelerden biri olan Hollanda'da fakirlere yardım amaçlı kurulan gıda bankalarına başvuranların sayısında önemli artış olduğu bildirildi. Hollanda Gıda Bankaları Vakfı kurucusu Clara Sies Frank, bu yılın ilk üç ayında yardım almak için kendilerine başvuranların sayısının, 2011 yılı genelinde müracaat edenlere eşit olduğunu söyledi. Aralık ayı ile Şubat sonu arasındaki dönemde başvuranların sayısında geçen yıla oranla yüzde 10'luk bir artış yaşandığına işaret eden Frank, bir radyo programına yaptığı açıklamada, ülke genelinde gıda bankalarına yazılı olanların toplam sayısının ise 60 bin olduğunu bildirdi. Bu denli yüksek taleple ilk kez karşılaştıklarını kaydeden Frank, müracaatlardaki artışa bozulan eko-

nomik dengenin yol açtığını söyledi. Sadece Rotterdam'da bu senenin ilk üç ayında yardım için kendilerine başvuranların sayısının 500 dolayında olduğunu anlatan Frank, "Bu, 2011 yılı genelinde Rotterdam'da aldığımız taleple eş değer. Artışın temel sebebi kuşkusuz ekonomik kriz. İnsanların temel giderleri giderek artıyor" dedi. Hollanda

genelinde farklı şehirlerde fakirlere ücretsiz yardım eden gıda bankalarının sayısının 137-ye ulaştığını hatırlatan Clara Sies Frank, buna karşılık kendilerine yardım eden şirket ya da market sayısının ise azaldığını, bu yüzden yeni şube açamadıklarını söyledi. Frank, krizin de etkisiyle üreticilerin artık daha tasarruflu hareket ettiğini, ellerinde kalan malları gıda bankalarına değil de farklı şekillerde piyasaya sürerek satmaya başladıklarını ifade ederek, kendilerini zorlamasına rağmen bu durumu anlayışla karşıladıklarını dile getirdi. Hollanda-da 2002 yılında kurulan ve ülke genelinde şu anda 137’ye ulaşan gıda yardım bankalarından yardım alan göçmen kökenlilerin oranının ise yüzde 25 dolayında olduğu belirtiliyor.

Platform ve Kadın dergisi’ni 1 yıl boyunca elde etmek için €35,- hesap numaramdan çekilmesini kabul ediyorum. Voor een abonnement van 1 jaar op het blad Platform en Kadın machtig ik hierbij PMG om eenmalig €35,- van mijn bank- of girorekening af te schrijven.

Antwoordnummer 46079 1060 WB Amsterdam

Platform

15 Mayıs 2011

60


61

Platform


Evlilik okulu

Yaratılış rollerimize uygun yaşıyor muyuz? Her geçen gün bilimsel araştırmalar kadın erkek farklılıkları ile yeni bir şey ortaya çıkarırken bir yandan da bazı güçler kadın erkek farklılıklarını yok etmek için uğraşıyorlar. Kadınlaşan erkekler ve erkekleşen kadınlar hızla artıyor.

Sema Maraşlı

D

ikbaşlı, inat,ukala, hep kazanmaya odaklı, dediğim dedik, saldırgan, sert erkeksi kadınlar ve alıngan, kırılgan, korkak, küskün, sorumluluk almaktan korkan, kadınsı erkekler her geçen gün hızla artıyor. Kadınlar iyi ya da kötü bir konuda olsun değişim ve dönüşüme daha yatkındırlar. Erkekler ise daha yavaştırlar değişim konusunda. Bu açıdan kadınların erkekleşmesi ile erkeklerin kadınlaşması aynı hızda gitmiyor. Kadınlar fıtri bozulmada daha ilerideler. Fakat kadınlar düzelmek isterse de toparlanıp tekrar kadın olmaları mümkün. Oysa bozulan, kadınlaşan bir erkeğin tekrar adam olması oldukça zordur. Günümüzde kız çocukları ve erkek çocukları birbirinden farklı yetişmiyor. Oysa ikisi de yaratılış rollerine uygun yetişirse ancak o zaman doğru davranış sergileyebilirler. Babaların çoğu erkek çocukları ile yeterince ilgilenmiyor. Anneler erkek çocuklarını bebek

Platform

15 Mayıs 2011

62


Evlilik okulu gibi yetiştiriyorlar. Kız gibi demiyorum çünkü günümüzde kızlar erkeklerden daha fazla sorumluluk almaya hevesliler, erkeleştikleri için. El bebek gül bebek yetişen sorumluluk almadan büyüyen erkek çocuğu evlendiğinde de rahatı bozulmasın, karısı da annesinin yüklendiği gibi sorumlulukları yüklensin istiyor. Bu da ailede ciddi sorunlara yol açıyor.

Kadın ve erkek ilişkilerinde temel denge kadının yumuşaklığı ve erkeğin sertliğidir. Kadın vücudu yumuşak yaratılmış. Allah iç ve dışı birbiri ile uyumlu yaratmış. Kadın ruhen de şefkat ve teslimiyetle donanımlı yaratılmış. Erkek vücudu sert yaratılmış. Erkek de ruhen güç odaklı yaratılmış. İki tarafta kendinde olmayanı arzular. Bir erkek bir kadında en çok yumuşaklık ister. Bir kadında bir erkekte en çok güç olsun ister. Bu şekilde bir araya geldiklerinde denge sağlanır, iki tarafta ruhen tatmin olur. İki tarafta kendinde olmayanı kendi bedenine yüklerse yaratılış özelliklerini bozmuş olur ve karşı tarafın gözünde de çekiciliğini kaybeder. Erkek kendi gibi sert bir kadını uzun vadede çekici bulmaz ve onunla mutlu olamaz, kadın da kendi gibi yumuşak bir erkeğe saygı duymaz ve onunla mutlu olamaz. Olayı tersinden anlamak isteyen bazıların zannettiği gibi kadının yumuşaklığı eziklik değildir; erkeğin sertliği de kabalık değildir. Kadının yumuşaklığı; sıcaklığı, sevecenliği, nezaketi, edası, sedası, davranışlarının kadınca olmasıdır. Erkeğin sertliği korumacılığında, adaletli ve merhametli olmasındadır. Korumacı ve adaletli olması için erkeğin güç sahibi olması lazım. Erkek için güç öncelikle cesarettir, daha sonrasında işi gelir. Korumak, kazanmak, ailesinin ihtiyaçlarını gidermek erkek için en temel fıtri davranışlardır. Erkeklerin kadın yaratılışına uygun işleri yapmaları, kadınların erkek yaratılışına uygun işleri yapmaları iki tarafı da mutlu etmez. Gazetede ünlü bir erkeğin boşanma haberi vardı. Erkek: "Yemekleri hep ben yaptım." demiş kadına iyi bir koca olduğunu anlatmak için. Kaç kadın evde bütün yemekleri yapan bir koca ister. Kadınlar, kocalarının mutfakta onlara yardım etmesini isterler; fakat bütün mutfağı ele geçirmesini istemezler. Mutfak kadınındır; ister az kullansın ister çok kullansın, erkek orada misafirliğe gelirse, arada yardım ederse, kadının hoşuna gider; fakat erkek mutfağa yerleşip kalırsa kadın rahatsız olur. Yemek yapmayı sevmeyen bir kadın bile dışarıda yemek yemeğe razıdır; fakat

kendi içerde yatıp otururken mutfaktan çıkmayan bir kocaya tahammül edemez. Evde dengeler bozulur.

Erkekleri kadınlaştırarak toplumda düzen sağlanamaz. Düzen sağlamanın çok daha mantıklı ve vicdani yolları var. Arkadaşım anlattı. Kızı ile oğlu kavga etmişler. Kız ağabeyine vurmuş. Ağabey kıza elini kaldırmamış. Oğlu annesine "Biliyorum vursam çok canı yanacaktı, tam elimi kaldıracaktım Peygambermizin "İçinizdeki güçlüler, zayıfları ezmesin" hadisi aklıma geldi ve vazgeçtim." demiş. Şiddeti önlemek için erkeğin elinden gücünü almak çözüm olamaz, çözüm erkeğe gücünü doğru bir şekilde kullanması öğretmek olmalıdır.

63

Kadına da terbiyeli olmayı öğretmek gerekir tabii ki, gücü kışkırtmasın. Merhametsiz yetişmiş bazı erkeklerin güç sahibi olunca kadınlara şiddet uygulaması baz alınarak kadınları korumak ve mutlu etmek adına bütün erkeklerin güçlerinin kanun yolu ile alınması kadınları asla mutlu etmeyecektir. Normal olan hiç bir kadın korkak ve mıy mıy bir adamla mutlu olamaz. Çünkü kadın ne kadar "ben güçlüyüm" de dese fıtratındaki onu koruyacağına inandığı cesur bir erkeğe bağlanma arzularını bastıramaz. Yaratılıştan bize verilen özellikler yok edilemez sadece bastırabiliriz ve yokmuş gibi davranabiliriz; fakat fıtrat bizi rahat bırakmaz ortaya çıkmak ister. Sadece mış gibi davranırız. Erkekmiş gibi davranan kadınlar ve kadınmış gibi davranan erkekler hiçbir zaman mutlu olamazlar.

Platform


Haber Yorum

Sırada Hollanda mı var? Piyasalar, Avrupa Birliği'nde kredi notu AAA olarak kalan dört ülkeden biri olan Hollanda'nın kredi notunun kırılabileceği konusunda endişeli.

M.İsmet Furkan

E

uro'nun geleceğini tehdit eden ülkeler kervanına bir AB ülkesinin daha katılabilme ihtimali piyasalarda tedirginlik yaratıyor. Euro bölgesinin sorunlu ülkeleri olarak bilinen Yunanistan, İspanya, İrlanda ve Portekiz'in ardından Hollanda'nın da Euro üzerinde yarattığı baskı endişeleri arttırıyor. Başbakan Mark Rutte'nin, bir süredir Özgürlük Partisi ile devam eden kemer sıkma programı görüşmelerinin başarısızlıkla sona erdiğini açıklaması üzerine gözler Hollanda'ya çevrildi. Koalisyon hükümetinin ayakta kalması için desteği şart olan Özgürlük Partisi ile anlaşma sağlanamaması Avrupa Birliği'ndeki sorunlar zincirine başka bir halka daha ekledi. Hükümet ile Özgürlük Partisi arasında devam eden 16 milyar Euro'luk kemer sıkma programı

Platform

15 Mayıs 2011

görüşmeleri başarısızlıkla sona erdiğini bildiren Rutte, erken seçimlerin çok büyük olasılık olduğunu fakat hükümetinin seçimlerden başarıyla çıkıp gereken kemer sıkma önlemlerinin uygulanacağını belirtti.

Rutte istifasını verdi. Erken seçimleri ise 12 Eylül'de yapılacak. Piyasalar, Avrupa Birliği'nde kredi notu AAA olarak kalan dört ülkeden biri olan Hollanda'nın kredi notunun kırılabileceği endişesini fiyatlıyor. Yazarlarımızdan D66 belediye meclis üyesi politikacı Ali Osman Biçen ve PvdA Amsterdam West Meclis Üyesi Orhan KAYAR ile Abdullah Gül'ün Hollanda ziyaretini, Eko-

64

nomik krizi ve Hükümetin istifasıyla birlikte yakında yapılacak seçimleri konuştuk.

Bir ülkenin kredi notu düşürülmesinin en önemli nedenleri o ülkenin ekonomik, sosyal, politik ve çevresel faktörleri dikkate alınarak belirlenmektedir

Hollanda'nın geleceğine nasıl bakıyorsunuz? Ali Osman Biçen: Hollandanın kredi notunun düşürülebileceğinin konuşulması, kredi notu AAA olan 4 ülkeden biri olan Hollanda için çok ağır sonuçlar doğuracağı düşünce-


Haber Yorum

sindeyim. Zira Hollanda ekonomisi dışa bağımlı olması kredi notu düşürülen bir ülkeye dış yatırım yapacak ülkeler olumlu bakmayacaklardır. Böyle bir kredi notunu tekrar geri kazanabilmek ülke en az 10 yıl çaba göstermek zorunda kalacaktır. Bu durumu sadece bir kredi notu düşürülmesi olarak görmemek gerekir; bu durum ülkede işsizligi artırarak, istihdam alanını daraltacaktır. Burada bir ülkenin kredi notu düşürülmesinin en önemli nedenleri o ülkenin ekonomik, sosyal, politik ve çevresel faktörleri dikkate alınarak belirlenmektedir. Orhan Kayar: Bir çok coğrafya da yaşanan ekonomik ve küresel kriz doğal olarak Hollanda‘yı da etkisi altına alacaktı. Bu coğrafyalar da yaşanan ekonomik krizlerin (Yunanistan,İspanya vb.) bölgesel savaşların, birileri tarafından finanse edilmesi gerekiyordu. Dünyanın bir çok bölgesinde olan, ekonomik ve siyasi krizlere finansal destek sunan ülkelerden biriside Hollanda'dır. Dünyada ekonomik ve sosyal krizler olduğu sürece Hollanda bu tür ülkelere finansal yardıma devam edecektir. Bu bağlamda Hollanda'da yaşanacak kriz Almanya, Fransa veya İngiltere'den farklı değildir. Hollanda İspanya, Portekiz ve Yunanistan'dan farklı sosyal-ekonomik yapıya sahip olduğu için, oralarda yaşanan krizin bir benzeri burada yaşanmayacaktır. Hollanda'da yönetim sorunu vardır. Hollanda'da ekonomik krizden ziyade, yönetememe sorunu vardır. Erken seçimle, doğru bir partinin, sosyal ve adaletli yönetimi ile sorunlar ve ekonomik gerileme çözülebilir. Kısacası doğru bir iktidarla şu an ki gelişmeler olumluya dönüştürülebilir. Ben bu konuda ileriki süreçte olumlu gelişmeler olabileceğini düşünmekteyim. Sonuç olarak, bu tür sorunları aşmak, ekonomik sorunları çözmek doğru politikalarla mümkündür. Sürece uygun politikalar gündeme gelirse, sorunlar çözülür. Kemer sıkma, ekonomik kısıtlama veya sosyal adaletsizliklerle sorunlar çözülemeyeceği gibi daha büyük sorunlara neden olabilir. Böyle giderse, ki inşallah gitmez. Zenginin daha zenginleşmesi, yoksulun daha da yoksullaşması daha tehlikeli sonuçları beraberinde getirir. Hollanda'da onarılması güç sorunlara neden olabilir. O nedenden dolayı bizler, parti olarak, kişi olarak üzerimize düşeni yapmaya hazırız.

rın büyümesi ırkçı partilerin de gelişmesine yol açmıştır. Irkçı partiler popülist söylemelerle, yabancıları özellikle Türkiyeli ve Faslıları hedef göstererek yerli halk üzerinde prim yapmaya çalışmaktadır. Belki Pvv kısa vadede başarılı olabilir, oy patlaması yapabilir ama, uzun vadede asla başarılı olamazlar. Biz üzerimize düşeni yaparsak,yok olmaya mahkumdurlar. Ali Osman Biçen: Hollanda Avrupa Parlamentosu tarafından PVV nin politikaları yüzünden eleştiri alan bir ülke oldu son yıllarda. Benim kişisel tahminim PVV nin oylarında aşırı bir yükselme olmayacak.

Doğal olarak ekonomik krizin büyümesi, yabancıları derinden etkileyecektir. Bazı kısıtlamalar en çok yabancıları özellikle Türk ve Faslı göçmenleri olumsuz etkileyecektir.

Güç kayıp eden Hollanda ekonomisi ve yükselen ırkçı akımlar göçmenleri nasıl etkiler? Ali Osman Biçen: Avrupada göçmen kavramından biran evvel kurtulmamız gerektiği

Ali Osman Biçen

düşüncesindeyim. Kendisini bu topluma dahil eden bir azınlık olumsuzluklara karşı daha etkili mücadele edebilir. Nezaman ki kendini 50 yıldır hala göçmen olarak hisse-

İlerde yapılacak genel seçimlerde Pvv büyük bir başarı sağlar mı? Orhan Kayar: Ekonomik ve sosyal sorunla-

65

Platform


Haber Yorum

den Avrupadaki yabancı kökenliler, Ekonominin kötü gitmesiyle birlikte aşırı sağ kitleler tarafından istenmeyen kişiler olarak baskı altına alınacaklardır. Siyasi partilerde bu ruzgarla birlikte oy çıkarı uğruna arzu edilmeyen azınlıkları zorlayacak yasaları gündeme getireceklerdir.

cı kökenli vatandaşların karşılıklı ekonomik ilişkilerin gelişmesine şuphesiz bu ziyaret katkı sağlayacağı düşüncesindeyim. Sureç ve hükümetin ekonomik konulardaki anlaşmazlıkları ağırlıklı olmakla birlikte, SaOrhan Kaya

Orhan Kayar: Doğal olarak ekonomik krizin büyümesi, yabancıları derinden etkileyecektir. Bazı kısıtlamalar en çok yabancıları özellikle Türk ve Faslı göçmenleri olumsuz etkileyecektir. Doğru politik duruşla bunun önüne geçile bilinir. Politik mücadele içerisinde olan bizler bunun önüne geçmek için azami dikkati göstereceğiz ve mücadelemize devam edeceğiz yeter ki halkımızın desteği olsun, aşamayacağımız engel yoktur.

Orhan Kayar: Türkiye'den değişik dönemlerde, çeşitli devlet büyükleri Hollanda'ya ziyarete gelmekte, bu ziyaretler bizlere doğal olarak, olumlu yansımakta ve aşırı moral vermektedir. Bu tür resmi ziyaretlerin olması, iki ülke halkının birbirlerini daha yakından tanıması için olumludur. Türkiye ve Hollanda arasında olabilecek ikili anlaşmalar ve ekonomik yatırımlar için gereklidir de. Bu tür ziyaretlerin daha fazla olması temennimdir. Hollanda'da hükümetin düşmesinin bu ziyaretle direkt fazla ilgisinin olduğunu sanmıyorum. Çünkü Hollanda'da seçimden bugüne kadar hükümet kendi içerisinde sürekli sorunlar yaşadı. Dolayısıyla bugün hükümetin düşmesi kaçınılmazdı.

Abdullah Gül'ün Hollanda ziyaretini nasıl buldunuz? Türk göçmenleri açısından olumlu bir katkı sağlar mı? Ali Osman Biçen: Hollanda ile Türkiye arasındaki 400 yıllık dostluk çerçevesindeki bu ziyaret kuşkusuz iki ülke açısından önem arz ettiğini düşünmekteyim. PVV partisinin bu ziyaret öncesi tavrı toplumun çok büyük bir tabanı tarafından eleştirilmesi ve tepki görmesi, ziyarete ilgiyi dahada artırdığını söyleyebiliriz. Ekonomik açılım ve yaban-

Platform

15 Mayıs 2011

yın Abullah Gül’ün ziyareti ve PVV ( Özgürluk Partisinin), sert bir şekilde bu ziyarete karşı çıkması ortaklar arasında dengelerin bozulmasını hızlandırdığı görüşündeyim. En önemli nokta burada Limburg Eyaletindeki PVV üyelerinin parti kararına karşı Sayın Abullah Gul’un, Kraliçe ile birlikteki yemekli toplantısına katılıp katılmama tartışması, PVV partisinin çözülme sinyalleri vermesi, hükümet ortaklarının dışarıdan destekleyici gücünün ülkenin ekonomik tasarruf planı konusunda anlaşmazlığı hükümetin de sonunu getirmiş oldu.

66


Bak覺m

67

Platform


Kültür Sanat 8. Platform Avrupa Şiir Yarışması sonuçlandı Değerli okuyucular! 8. Platform Avrupa Şiir Yarışması sonuçlandı. Bu sayıda ilk üçe giren şiirleri, önümüzdeki sayıda da mansiyon alan şiirleri yayınlayacağız. Öncelikle jüri üyeleri Doç. Rıdvan Canım’a, Salim Yüksel’e ve Hüseyin K. Ece’ye teşekkür ediyoruz. Bu yarışmaya katılan bütün şairlerimize de teşekkür ediyoruz. Derece alan şairlerimizi tebrik ediyoruz. İleride bu arkadaşlar arasından iyi şairler çıkacağına, şiiri bir şekilde yaşatacaklarına inanıyoruz. Zaten Platform’un bu yarışmadan amacı da iyi şairler yetişsin, şiirimiz Türkiye dışında da filizlensin, gelişsin, yaşasın diyedir. Derecelendirmede adı geçmeyen şairlerimizin şiirleri daha aşağı seviyede oldukları için değil, puanlamada bazı şiirler öne geçtiği için böyle bir sonuç ortaya çıktı. Yarışmaya katılan bütün şiirler değerli, aralarında cidden kaliteli şiirler çoğunlukta idi. Ümit ediyoruz ki şairlerimiz, şair adaylarımız gelecek yıllarda daha güzel, daha kaliteli, kalıcı şiirler yazmaya devam ederler. İyi okumalar dileğiyle.

Derece alan şiirler Derece

Şairi

Şiirin adı

Puanı

Birinci

Yaşar Aydın

YAR BAKIŞLI SABAHLAR BEKLEŞİRDİ BAŞUCUNDA

241

İkinci

Mehmet Soysal

KARANLIK ŞEHİR

234

Üçüncü

Muhammed İsa Öztürk

GÖZLERDE YAKAMOZLANAN

230

Mansiyon alan şiirler Derece

Şairi

Şiirin adı

Puanı

Birinci Mansiyon

Mehmet Soysal

KAR YAĞIYORMUŞ

227

İkinci Mansiyon

Özlem Kart

AY GECEYE SEN KABRE DÜŞTÜN

223

Üçüncü Mansiyon

Erdoğan Çavuşoğlu

BEN ANADOLUYUM

218

Hazirlayan: H.Kerim Ece kerimece@hotmail.com kerimece@platformmedia.nl

YAR BAKIŞLI SABAHLAR BEKLEŞİRDİ BAŞUCUNDA Gül kokusunda gizlenen Kayıp bir yağmur damlasıydın Ve sen bilmiyordun Irmakların seni bulmak için akıp durduklarını En uğrak adresin Ay ışığının küskünlüğüne emanet bıraktığın Utangaç yakamozlarla döşeli hatıralarının sokağıydı Çaldığın her kapıdan Boynu bükük ayrıldığındandır ki Gözlerinin rengi hep buğuya çalardı senin Masumdun... Bahardan kovulan bir çiçeğin günahı kadar Masumdun... Yar gelişini bekleyen bir uykunun sabahı kadar Dalıp gitmelerinin ötelerinde konaklayınca Yangın sonralarının telaşına bile kalmadan Değişirdi yakası bir araya gelmeyen iklimlerin Ağustosta zemherinin yakasına yapışırdın ama Ayrılıklarla hep sarmaş dolaştı Defterinden sil beni dediğin hasretlerin Kimseler bilmezdi... Sürgün edilen gülümseyişlerinden derlediğin Ağıtlarına gelinliği bile giydirilmemiş türkülerin vardı Birde... Ödlek pusularda yaralanan

Birin ci

sevdalarına yazılmış Sancılarını şahit tuttuğun öykülerin vardı Hükmü verilmiş vefadan sayılıp Senin adına bir sayfa açılırdı Naz ehli bir duacının avucunda Ve mahmurluğunun hatırı için Rüyalarını hayra yor diye Yar bakışlı sabahlar bekleşirdi başucunda Hey benim... Ceylan bakışlarının sığındığı dağ duruşlum Sakın ola ki üzmeyesin Gün batımının yüzüne dik dik bakan umutlarını Karanlıkların ettiği bunca ihaneti Yanlarına kalır da sanma sakın Bilesin ki... İdamlık gecelerin sehpasıdır şafaklar Söyle hele... nasıl sığdırdın gönlüne Hayallerini göçüne katmış bu kadar vedayı Söyle hele... Nasıl sığdırdın ömrüne Hesabını mahşere bıraktığın bunca davayı Ah benim... Sevdası için gönüllerin kavgaya tutuştuğu Ne şirine ne de leylaya rağbet olurdu Yunusun diline düşseydin eğer Yaşar Aydın / Almanya


İkinci KARANLIK ŞEHİR Sana burdan şiirler yazarım da şimdi.. Eindhoven karışır,kraliçe görevi bırakır, Hükümet filan düşer diye korkuyorum işte... Hoyrat sevmeye alışkın değil bu yerler, Sevgiliye burada şiirler yazılmaz... Mecnun neden çöle düşmüş bilen yok.. Ferhat'la Şirin'ide pek tanımazlar zaten.. Sevginin yeri yürekler değil, Aşklar gündelik, gönüller karanlık.. Duygular, umutlar yetim buralarda.. Sana burdan şiirler yazarım da şimdi.. Bir iç isyan çıkar yüreklerde Belki bir çoçuk ölür bilinmedik bir yerde Olurya belki kıyamet kopar.. Metrelerce kar yağar, gök yüzü ağlar Doğada dengeler değişir Ve belki birdaha doğmaz Güneş Hani olmayacak hadiseler cereyan eder diye korkuyorum işte... Ruhumu dinliyecek bir sabah ezanına hasretken; Birde içimizi ısıtan Güneşe hasret kalmayalım diyorum.. Yazarım sana burdan şiirler yazmasına ama.? Kaldıramaz yüreğin; Yüreğim hasret,yüreğim gurbet dolu Kelimelerim ağır, sözlerim keskin Anlatamazsın kimseye derdini Cümlelerimde boğarım seni, hece hece bölerim Çöllere düşersin sonra Su arayan bir yaralı Ceylan misali Yazarım sana burdan şiirler ama.? Benim huzurum kaçmış zaten Birde senin aklın kaçmasın oralarda

Mehmet Soysal Eindhoven

Üçüncü GÖZLERDE YAKAMOZLANAN Üstad Bediüzzaman’a… Gül, bitap ahenkler atlasında. Eylül’ün gözlerinde yağmur halkaları, Temmuz’un yüzünde kuru bir tebessüm… Ay sarhoş gözlerle bekler kutlu sabahı. Heyula bir hengâm öper güneşin alnından. Güneş, melal denizinde alır soluğu. Güneş, sükût-u leyl dergâhında… Karanlıklar sardı yorgun giryan gözleri. Hüzün albümü sanki şairlerin sözleri Uzun yağan yağmurlar okşadı kalp ibresini. Neyzen nefessiz kaldı gönül sahnesinde. Ve her şeyde bir hüzün, bir sükût… Sonra maveradan muştulu türküler duyuldu. Kayıp şiirin yüreğini ruhani bir ahenk okşadı. Erguvan renk açtı, umutlar halelendi. Heyula kaos çarkından azad oldu dimağ Bir gül açtı; gözlerde yakamozlanan çerağ… Bir aşkın türküsü dolanırdı hep dilinde aşk âliminin. Sürgünü, tebliğ seyahati… Gurbeti, milletinin imanı… Aşkın kitabını yazdı; günaha Sitare… Gözlerde yakamozlanan çare… Ey sürgün sessizliğinin fırtınası, Muştulu hülyalar yeşerttin akkor cümlelerle Zemheri gecenin bağrına bir gül… Titrek bakışlara nur oldun, sükûta haykırış Külliyatın, dinsizin bağrına saplanış… Halelenmiş iman iklimine haykırış… Dolanırsın hala damarında ufukların, Yağmur olur gönül seylabına şuaların. Nefis firar etti nur karargâhından tar u mar Bak usul usul zümrüt tepelerde, Seni temaşa eyleyen aşkın talebelerin var. Muhammed İsa Öztürk / Madakaskar


Sanat ve Fikir Günlüğü

Okan Akın

Bir yaşam biçimi “futbol” Spor artık milletler arası yarışın tasdikli, kurallı kurumsallaşmış en önemli alanı. Şükür ki naif ve masum bir alan. En azından sıcak savaş gibi yıkıcı ve yok edici bir alan değil. Hatta yapıcı, kaynaştırıcı ve uzlaştırıcı barışçıl bir alan. Üstüne üstlük son zamanlarda da değeri gittikçe artan ekonomik bir alan. Daha da ileri gidecek olursak, spor artık bir yaşam biçimi ve kendine göre felsefik bir boyut. Belli aralıklarla düzenlenen olimpiyatlar, dünya şampiyonaları, kıta şampiyonaları, bölge şampiyonaları gibi sportif organizasyonlar, senenin her mevsimine serpilmiş şekilde. Böylelikle ülkeler arasındaki iletişim tüm sene boyunca sportif alanlara kaydırılarak, sıcak çatışma risklerinin de önüne geçiliyor. Bu tür organizasyonlarla toplumlar arası kültürel alışveriş imkanları sağlandığı için, dünya barışı desteklendiği gibi, gerçekleşen ekonomik hareketlilik sayesinde de ülkelerin ekonomisi yarar görüyor. Spor alanın en iddialı dalı, hiç kuşkusuz tüm dünyada ilgiyle izlenen futbol. Futbol, bir mahalle takımından dünya karmasına dek dünyanın en büyük yelpazesine sahip bir spor alanı. Bu alanı besleyen müthiş bir enerji var. Bu enerji hissetmek için ortalama bir lig maçına gitmeniz yeterli. Bir tarafta iki takımın binlerce taraftarı, öbür tarafta futbolcular ve bu eylemden para kazanan büyük bir kitle. İsmi konulmamış büyük getirisi olan tam bir bacasız sektör. Diğer taraftan, insanlar artık kimliklerini tuttukları futbol kulübü üzerinden yansıtmaktalar. İyi bir takım tutmak, onun başarılarıyla övünmek, toplumda bir statü sembolü haline gelmiş durumda. Hatta bu, ulusal takımların üzerinden uluslararası bir boyut kazanarak, ülkeler arası rekabete de yansımakta. Birbirine düşman iki ülke arasındaki maçlar ya iptal edilmekte, ya da ancak özel güvenlik önlemleri alınarak yapılmakta. Hatta ülkeler arası ilişkilerde yapılan barışçıl görüşmeler dostluk maçlarıyla başlatılıp, iki ülkenin devlet temsilcilerinin yanyana maçı seyretmeleri sağlanıp iki ülke halkına barış mesajları verilmekte. Bir anlamda, futbol artık diplomatik bir dil haline de gelmiş durumda. Son zamanlarda futbolda çok ilginç gelişmelere de tanık oluyoruz. Bazı büyük takımlar artık kendi ülke sınırlarını geçip başka ülkelerde de fanatik taraftarlar bulabiliyor. Bu da evrensel düşüncenin ekonomik, sosyal, bilmsel, politik ve sanatsal alanın dışında, sportif alana da sıçradığını gösteriyor. Oluşturulan dünya karmaları, kıta karmaları ve bölge karmaları hiç de azımsanmayacak sayıda farklı orijindeki halkların, bir futbol takımı arkasında birleşmesine vesile olabiliyor. Bunlar evrenselizmin küçük kıvılcımları. Bundan sonra ne olur? Belki yarın, beki yarından da yakın, kıta ligleri kurulur arkasından da dünya ligi. Profesyonel futbolcular da dünya vatandaşı ve dünya futbolcusu statüsüne kavuşup, dünyanın her ülkesinde serbest futbol oynama hakkı kazanırlar. Sevgiyle ve dostlukla kalınız,

Platform

15 Mayıs 2011

70

Türk kulübü olarak faaliyet göstermek gurur verici Amsterdam Ankaraspor başkanı Hayati Kulaksız ile Hollanda’ da faaliyet gösteren Türk kulüpleri hakkında kısa bir söyleşi

Futbol hayatına cocuk yaşlarda Türkiye’de başlayan Hayati Kulaksız, vazgeçemediği futbol aşkını sonradan yerleştiği Hollanda’da kulüp yöneticisi olarak sürdürüyor. Amsterdam / Okan Akın – Bu ayın söyleşisini Amsterdam futbol kulüplerinden biri olan Ankaraspor’un kurucu başkanı Hayati Kulaksız’a ayırdık. Kendisiyle Hollanda’daki Türk futbolu, futbolcusu ve futbol kulüpleri hakkında kısa bir söyleşi yaptık.


Sanat ve Fikir Günlüğü

Yeni yapılacak olan kulüp binasının proje resminde iç görünümü

FC Ankaraspor kulüp başkanı Hayati Kulaksız

Sevgili Hayati, Hollanda’da faaliyet gösteren bir Türk futbol kulübü başkanı olarak geldiğin bu noktadan memnun musun? Futbolu seviyorum. Benim, ailemden sonraki en büyük aşkım futbol ve yöneticisi olduğum kulüp ile onun futbolcuları. Futbolun bilimsel anlamda beşiği sayılan bir ülkede mütevazi bir Türk kulübü olarak faaliyet göstermek gurur verici. Kulübünüzde oynayan futbolcuların hepsi Türk mü? Türk kulübü olarak faaliyet gösterdiğimiz için kulübümüzü genelde Türk futbolcular tercih ediyorlar. Fakat bunun yanında Hollandalı, Faslı ve diğer milletlerden futbolcular da fazlasıyla kulübümüz takımlarında mevcut. Sonuçta, spor evrensel bir değer. Futbol da özellikle bir takım sporu olarak barış, kardeşlik, eşitlik, sevgi ve hoşgörü sporu. Öyle olunca, kulübümüz de multikültürel yapı içinde, kendine düşen görevi toplumun her kesimini ayrımcılık yapmadan kabul ederek, fazlasıyla yapmaya çalışıyor. Kulübün giderlerini karşılamak için kaynaklarınız var mı ve bu kaynaklar yeterli mi? Kabul etmek gerekir ki en büyük sorun maddi kaynak yetersizliği. İyi bir takım oluşturmak, profesyonel olabilecek potansiyel genç futbolcuları yetiştirip ülke futboluna kazandırmak ve ayrıca kulüp olarak da başarılı olmak, maliyet gerektiren bir mesele. Bu maliyeti kulüp kendi olanaklarıyla maalesef karşılayamıyor. Bu anlamda, kulübün aidat gelirlerinden başka bir de kantin gelirleri var. Tabi mevcut suponsor-

larımızın katkısını da unutmamak gerekiyor ama itiraf etmeliyim ki o da devede kulak. Kulübünüzün bugünkü durumu nasıl ve gelecek için planlarınız nelerdir? Başarı olarak Amsterdam’daki diğer kulüplarla kıyasladığımızda orta derecede diyebiliriz. Tesis ve imkanlar açısından ise oldukça geriyiz. Kulüp binası cok eski ve talebe cevap verecek nitelikte değil. Yıkılıp yerine yenisinin yapılması gerekiyor. Bunun için belediye ile gerekli görüşmeleri yaptık ve bir proje hazırlattık. Proje maliyeti bizim ödeyebileceğimizin çok çok üstünde. Projeyi bize anlatır mısınız? Projede neler var, maliyeti nedir, şu an hangi aşamada, suponsor bulabildiniz mi? Projemizin içeriğinde mevcut kulüp binasının yıkılıp yrine modern ve çok amaçlı bir binanın inşaası ve sahaların ıslahı var. Maliyet olarak 360.000 Avro ediyor. Bu paranın 120.000 belediye hibe ediyor. Geri kalan paranın 120.000 Avro’su yine bele-

diye tarafından faizsiz kredi olarak veriliyor. Bu durumda, bizim kulüp olarak kendi kaynaklarımızdan ödememiz gereken para ise 120.000 Avro. Bu paranın 35.000 Avro’su şu an kulübümüz kaynaklarında mevcut. Geriye 85.000 Avro gibi bir mebla kalıyor. İşte bu meblayı ne yapıp edip bir yerlerden bulmamız gerekiyor. En büyük ümidimiz bize suponsor olacak sporsever işadamlarımız. Hatta her türlü öneriye de açığız. Örneğin, bu para karşılığında, kulüp kantininin belli bir süre işletilmesi, parayı temin eden kişiye devredilebilir. Umuyorum ki tüm mali sorunları aşar, bu projeyi hayata geçirebilirsiniz. Ayrıca söyleşi için de çok teşekkür ederim. Böyle bir imkanı bana verdiğiniz için bilakis, ben teşekkür ederim. İsadamlarımızdan, girişimcilerimizden kulübümüzün yenileme projesi için destek bekliyoruz. Dediğim gibi; her türlü öneriye de açığız. Yeter ki kulübümüz başarı ve altyapı olarak, diğer Hollandalı kulüplerin seviyesine çıkabilsin.

Yeni yapılacak olan kulüp binasının proje resmi

71

Platform



Fıkralar Derleyen: ÖMER

MUHTAR

HAVAALANI

DİŞ DOKTORU

Genç iş adamı uçağa binmek üzere havaalanına gelir ve bilet kontrolü yapılan masaya giderek, elindeki valizleri teslim eder.

Diş hekiminin odasına giren genç ve güzel kadın: -Ah doktorcuğum, bu dişi çektirmektense çocuk doğurmayı tercih ederim. Doktor gayet sakin bir ifadeyle: - Kararınızı çabuk verin koltuğun ayarını ona göre yapacağım.

Görevli; "Biletinizi alabilir miyim?" der. Adam biletini verir ve ekler; "Biletimden göreceğiniz gibi New York'a gidiyorum. Ancak, verdiğim yeşil valizin Londra'ya, mavi olanın da Paris'e gitmesini istiyorum." Görevli kız şaşkınlıkla ; "Özür dilerim, ancak bunu yapmam mümkün değil". Bunun üzerine genç adam; "Bunu duyduğuma çok sevindim. Geçen sene yapmıştınız da!"

ZAMANE ÇOCUKLARI Küçük afacan elinde bir kutu şekerle parka gitmiş, bir banka oturmuş, etrafa bakınırken şekerleri art arda ağzına atıyormuş.. yanındaki bankta oturan yaşlı adam çocuğa bakmış bakmış ve... "evladım.." demiş.. "şeker güzeldir ama çok yemek zararlıdır... hem dişlerin çürür, hem yüzünde sivilce çıkar, hem de şişmanlarsın..." Çocuk bunun üzerine adama dönmüş: "Benim dedem 107 yaşına kadar yaşadı..." Adam "Yaa.." demiş... "Yani deden de mi çok şeker yerdi?" " Hayır, her şeye burnunu sokmazdı.!

EN BÜYÜK Çocuklar beyaz bir köpeği çekiştiriyor ve bağrışıyorlardı. Yoldan geçen Berrin Hanım yanlarına yaklaştı: - Ne diye Çekiştiriyorsunuz hayvanı ? - Şimdi karar verdik teyze. Köpek , içimizde en büyük yalanı söyleyenin olacak. - Utanmıyor musunuz siz ? Ben sizin kadarken yalan söylemeyi aklımdan bile geçirmezdim!..... - Çocuklar hep bir ağızdan bağrıştılar : - Bravooooo Köpeği siz kazandınız!.....

TEMEL'İN İNEĞİ Temel'in ineği hastalanmış.Komşusu Cemal'e gitmiş - Ula ineğun hastalanduğun da ne vermiştun ? - Tuz ruhi.... - Eyi.... Temel ertesi gün koşa koşa geri dönmüş.... - Ula ineğum öldi.... - O zaman benimci de ölmişti......

73 73

Platform latform


Platform

15 May覺s 2011

74


Ayın Yemeği

Fındık patatesli tavuk budu paçası MALZEMELER: 6 Adet tavuk budu 1 Çay bardağı yağ 3 Adet domates(kabuğu soyulmuş) 3 Adet kurusoğan( ince doğranmış) 8 Diş sarımsak 4 Adet büyük patates Tuz,Karabiber Bir tutam maydonoz Bir tutam nane 2 Çorba kaşığı sirke 2 Su bardağı su

YAPILIŞI Tencerede yağı kızdırın.Soğanı ve sarımsağı koyup,kavurun. Butları ilave edin ve kızartın.Üzerine domatesi ve bütün malzemeleri de ekleyerek 2 bardak su ilave edip kaynamaya bırakın. Üzerinde oluşan köpüğüde alın.Patatesleri ilave edin,20 dak.kısık ateşte pişirin. Lezzetini kontrol edip sonra,nane ve maydonoz serpiştirerek servis yapın.

Elmalı cevizli kek MALZEMELER 3 Adet yumurta 1,5 Su brdağı toz şeker 1 Su bardağı sıvıyağ 1 Paket vanilya 1 Paket kabartma tozu Alabildiği kader un İÇ HARCI İÇİN: 1 Adet elma 1 Tatlı kaşığı tarçın 2 Çorba kaşığı iri kıyılmış ceviz 1 Çorba kaşığı toz şeker

YAPILIŞI Bir karıştırma kabına yumurtayı,toz şekeri koyup mikserle 5 dak.çırp sıvıyağı,vani lyayı,kabartmatozunu ve unu ilave edip kıvamı koyu olacak ortası delik orta boy kek kalıbımızı yağlayıp unladıktan sonra kek harcımızı döküyoruz. Elmayı soyup çekirdeklerini çıkarıp ince dilimler şeklinde kekimizin üzerine diziyoruz. Bir kasede tarçını,ceviz parçalarını,toz şekeri karıştırıp elmaların üzerine serpiyoruz. 170 derecelik fırında 30-40 dak.pişiriyoruz. Fırından çıkınca biraz soğumaya bırakıyoruz ılıkken dikkatli bir şekilde ters çeviriyoruz kalıptan çıkartıyoruz. Servise hazır hale geldi servis yapabilirsiniz.

Vanilyalı krem karamel MALZEMELER 1 Kğ süt 6 Adet yumurta 1 Paket vanilya 1 Su bardağı toz şeker MALZEMELER: 1 Su bardağı toz şeker

YAPILIŞI Tencereye sütü,toz şekeri,vanilyayı koyup ocağa alıyoruz. Çırpma teliyle karıştırıyoruz. Sütümüz ılık hale gelince ocaktan alıyoruz.(sütümüz parmağımızı yakmıyacak)Üzerine yumurtaları kırıp çırpma teliyle karıştırıyoruz. Diğer tarafta küçük tavaya toz şekeri koyup ocağa alıyoruz.Kısık ateşte karıştırarak koyu kahverengi olmasını sağlıyoruz. Ocaktan alıyoruz.Karameli kalıplara ve ya orta boy borcam kabına döküyoruz.Hemen üzerine sütlü yumurtalı harcı döküyoruz ve ya küçük kaselere paylaştırıyoruz.Daha sonra fırın tepsisinin içine su döküp krem karamelleri benmari usulüyle 150 derecelik fırında 40-45 dak.pişiriyoruz.Pişince sudan çıkarıp ılıkken buzdolabına koyuyoruz.3-4 gün durması gerekiyor. Ters çevirip servis yapıyoruz.

75

Platform


Bulmaca

Platform

15 May覺s 2011

76


77

Platform


Müzik

Hizmet ehlinin aleviliğine sünniliğine bakılmaz S

abahat Akkiraz'a yumuşak bir geçiş yapıyoruz. CHP'den İstanbul üçüncü bölge milletvekili olan Akkiraz'ın, sanat, kadın ve Alevilik üçgeninde gerçekleştirmek istediği bir takım formülleri var. Bu cesareti ise yıllardır halkla arasında sıkı bir bağ oluşundan almış. Hayatının büyük bir bölümünü Almanya'da geçirmiş olan sanatçı "saygı ve demokrasiyle" her şeyin çözülebileceği görüşünde. "Siyaseti yaptığım işlerin her zaman dışında bıraktım. Sadece bazı mesajları türkülerle anlattım" demişsiniz. Siyasetten uzak kalmak için bu kadar uğraşmanıza rağmen neden böyle bir karar aldınız? Sanatçı herkesi kucaklar. Müzik evrenseldir ve bir tarafa ait değildir, herkese aittir. Burada sizi iten bazı öğeler oluyor. Mesela dünyayı geziyorsunuz bakıyorsunuz ki gelişmiş ülkelerdeki kadınların yaşam kalitesi çok yüksek. Ama dönüp ülkenize baktığınız zaman hayatın her alanında kadınları göremediğimiz gibi iş hayatında dahi aynı işi yapmalarına rağmen ücretleri erkeklerle eşit alamadıklarını görüyorsunuz. Aleviler gibi sayıları milyonlarla ifade edilen bir topluluğun üyesi olarak sorunlarını görüyorsunuz. Siz sanat, Alevilik, kadınlık üzerine duruyorsunuz. Bu kimliklerden hangisi daha ön planda? Kadınlık ön planda çünkü kadınım, Alevilik de ön planda çünkü Aleviyim... Alevilerin de sorunları çok. Bunu Avrupa'da yaşamış biri olarak söylüyorum. İçim acıyor. Orada kilisenin yanında cami caminin yanında cem evi bulunuyor. Alevi olarak siz hangi eksikleri gidermek istiyorsunuz? Cem evleri var ama onların legal olması gerekiyor. "İslam'da zorlama yok" diyorsanız okullardaki

Platform

15 Mayıs 2011

78


Müzik

dersleri mecburi değil seçmeli koymanız gerekir. CHP'nin seçim programında var. İnançların devlet güvencesine alınacağı belirtiliyor. Aslında bütün partiler partiler üstü bir kurul kursalar bunu iki saatte çözerler. Artık insanlar değişim istiyor... Zamanla değişmeyen bile değişiyor... Hem sanatçı hem de siyasetçisiniz. Halk sizi hangi kontenjandan selamlıyor? Önce Sabahat Akkiraz olarak görüyorlar. Fotoğraf çektirmek istiyorlar. Sonradan anlatmaya başlıyorlar. Yani hala önce sanatçıyım sonra siyasetçi. Ama meclis çalışmaları başlayınca bu muhtemelen değişebilir. Genel başkan olmak üzere CHP'nin içinde pek çok Alevi var. CHP aynı zamanda "Alevi Partisi" değil mi? Çok fazla Alevi yok. Alevi görünen bir tek ben varım. O yüzden Alevi partisi denemez. Ben de Alevicilik yapmıyorum. Sadece Alevi toplumuna ses olmaya çalışıyorum o kadar. Ama CHP'ye Alevilerin büyük kesimi oy veriyor... Evet veriyorlar. Aslında başka partilere bakmak lazım. Orada Aleviler nerdeyse hiç yok. Ya yok sayılıyorlar. Ya siyaset yapma zemini bulamıyorlar. Siz Aleviliğe hangi coğrafyadan bakıyorsunuz? Anadolu'dan mı yoksa Avrupa'dan mı? Hem Avrupa'dan yaşamış biri gibi hem de Anadolulu gibi bakmaya çalışıyorum. Başbakanımıza "Sünni Recep Bey" demek ne kadar anlamsızsa bu da o kadar anlamsız bana göre...Bu bana bölüp parçalama gibi geliyor. Bundan nemalanmak, oy alma kaygısı da hoş değil... Kemal Kılıçdaroğlu Alevi, Recep Bey Sünni de olsa önemli olan yaptığı hizmettir. Alevi kökenli politikacıları başarılı buluyor musunuz? Onların adına konuşmak istemiyorum ama ben başka hiçbir partide Alevi aday görmedim. En azından orjini Alevi olan dışında sorunları aktaracak adaylar konsaydı keşke. Hiç kimsenin umursadığı yok. Annesi ve babası Alevi oluyor ama kendi olmuyor. Ben onlara orijinli diyorum. Sünniler sizi nasıl karşılıyor? Ben kimseye inançları yüzünden ayrıştırmıyorum. Yaradan "sizleri nurumdan yarat-

tım" diyorsa ben saygı gösteriyorum. Sizi tanımayanlar bilmeyenler kendilerini benzetmek için baskı kurmuş da olabilir. Ama bu bizi ayrıştımamalı. Buna dikkat ederim. Samimiyetimle şunu da belirtmek isterim. Sıradan bir Sünniye sorun; "Alevilerin talepleri için ne diyorsunuz" "özgürce inançlarını yaşasınlar" diyecektir. Sıradan Sünni ve Alevi için ayrım yoktur.

79

CHP'nin Alevilere yakın olmasına rağmen "yardım etmedi ve sorunlarını çözmedi" dediniz. Böyle düşünmenize rağmen neden gidip CHP'den milletvekili oldunuz? Söylemişimdir. Şöyle bir söz vardır "eleştiri olsun ki doğrular bulunsun" Gerçekten çözüm olsun diye partideyim. Bir ses olurum düşüncesiyle karar verdim.

Platform


Spor

Oğuzhan Özyakup Hollandalıları şaşırttı Henüz 15 yaşında Az Alkmaar altyapısında parlamaya başladı. Henüz 15 yaşında Az Alkmaar altyapısında parlamaya başladı. Hollanda Genç Milli Takımlarının ilk "yabancı" kaptanı olarak nam saldı ve dünyanın en büyük kulüplerini peşinden koşturmaya başladı.

A

rsenal'i bir gençler kulübüne dönüştüren Arsene Wenger'in elinde şekillenen oyun yapısıyla Fabregas'ın halefi olarak gösteriliyor. Bu sezon iki kez Arsenal'in A takımında forma giyen ve Şampiyonlar Ligi maçlarının on sekizinde yer alan 20 yaşındaki oyuncu, Hollandalıları hayal kırıklığına uğratan Milli Takım tercihiyle artık ay-yıldız için ter dökecek. Futbol Federasyonu'nun Basın Departmanı tarafından hazırlanan TamSaha Dergisi'ne konuşan Oğuzhan Özyakup, "Babam Maçkalı, annem Akçaabatlı. Önce dedem gitmiş Hollanda'ya. Babam da 25 yıldır Hollanda'da çalışıyor. Ben orada doğdum. 24 yaşında bir ablam var. Babam toptan gıda işi yapıyor, annem ev hanımı. Babam Türkiye'de futbolla ilgilenmiş, zamanında Şekerspor'da oynamış." diyerek, kısa öz geçmeşini anlatırken, şu önemli noktalara dikkat çekti:

Platform

15 Mayıs 2011

1992 yılında Hollanda'da doğduğunu biliyoruz. Yel değirmenleriyle ünlü Zaandam'da... Ancak futbola, yaşadığın yere daha yakın olan Amsterdam'da değil de Alkmaar'da başlıyorsun. Bu seçimin nedeni neydi? Seni kim, nasıl keşfetti? Futbola bir amatör takımda başlamıştım aslında, Zaandam Türkspor'da. Adından da anlaşılacağı gibi Türklerin ağırlıklı olarak oynadığı bir takımdı Zaandam Türkspor. Sonra Hollandalıların bir amatör takımına geçtim. Sanırım oradaki performansımı beğenmişler, AZ Alkmar'dan seçmeler için davet aldım. Bir seçmelerine katıldım. O sırada 11 yaşındaydım. Seçmelerde de beğenildim ve Az Alkmaar'la anlaştım. Aslında Ajax'ta oynamayı da çok istiyordum ama AZ daha önce teklif yapınca onlarla anlaştım. Daha sonra Ajax da beni istedi ama artık Az Alkmaar'lı olmuştum. Uzaklığa gelince... Hollanda kü-

80

çük bir ülke ve Zaandam 'la Alkmaar arası da çok uzak sayılmaz. Az Alkmaar'da oynadığım sürece evimde, ailemle birlikte kaldım. Kulüp bir servis arabasıyla bizi alıyor, okulumuza götürüyor, oradan alıp antrenmana bırakıyor, akşam da evlerimize geri götürüyordu. Sabah 7'de çıkıyor, akşam 7'de de evde oluyordum. Az Alkmaar'da kendini çok çabuk fark ettirdiğini görüyoruz. Daha başlangıçta bir çok büyük Avrupa kulübü seni keşfediyor ve transfer etmek için sıraya giriyor. Neydi seni bu kadar ön plana çıkartan özelliklerin? Sağ olsunlar o dönemdeki antrenörlerim benim iyi bir futbolcu olabileceğimi düşünerek üzerime çok düştü. Hep kendimden büyüklerin kategorisinde oynadım ve kendimi erken yaşta gösterme fırsatı buldum. Antre-


Spor nörlerim en çok top tekniğimi beğeniyordu. Oyunu iyi okuduğumu ve pas dağıtımını başarıyla yaptığımı söylüyorlardı. Driplinglerim fena değildi. Oynadığım yaş grubu içinde gol yüzdem de yüksekti. Peki büyük kulüplerinin gündemine nasıl girdin? Sonuçta Az Alkmaar'ın alt yaş gruplarında oynayan bir oyuncuydun. Az Alkmaar'la birkaç uluslararası turnuvaya katılmıştım. Hollanda U15 Takımıyla da bir çok maça çıktım. İrlanda'ya, Belçika'ya, Türkiye'ye karşı oynadım. Bu maçları büyük kulüplerin scoutları da takip ediyor. Arsenal de beni bu maçlarda izleyerek transfer listesine almış. Gelen teklifler arasında senin tercihinin Arsenal olmasının sebebi neydi? Aslında en ciddi ilk teklifi İtalya'nın Sampdoria takımından almıştım. Ama ben kendi kendime, "Ya Arsenal'e gideceğim ya da Barcelona'ya" demiştim. Çünkü Az Alkmaar altyapı açısından çok iyi bir kulüp ve Arsenal ya da Barcelona dışında gelecek bir teklif için orayı terk etmek doğru olmazdı. Arsenal beni isteyince hiç düşünmeden "Tamam" dedim. Arsene Wenger'in genç oyunculara çok fazla şans tanıyan bir teknik direktör olması, bu tercihte önemli faktördü. Gelelim Milli Takım tercihine... Başlangıçta Hollanda adına oynadın. Seni önce onlar mı keşfetmişti? Hollanda'yı seçtiğinde Türkiye'den herhangi bir teklif almamış mıydın? Hollanda adına oynadığım ilk dönemde henüz 15 yaşına bile girmemiştim. O sırada bana Türkiye'den gelen bir teklif de yoktu. Dolayısıyla bir seçme durumum olmadı. Hollanda'dan gelen teklifi kabul ettim ve oynadım.

onlara eşlik etmiştim. Hollanda Milli Takımlarında kaptanlık yapan ilk yabancı orijinli oyuncu olman da ilginç. Bunu liderlik özelliğinin güçlü olmasıyla mı açıklamak gerekir? Aslında U16 takımında başladım kaptanlığa. Ama orada resmi maçlar yoktu. Daha sonra U17 ve U19 takımlarında kaptanlık yaptım. Sanırım hocalarımız benim liderlik özelliklerime güveniyordu. Bir de kaptanlık yaptığım takımlarda diğer oyunculardan 1 veya 2 yaş daha küçüktüm. Hollandalılar 2018 Dünya Kupası'na aday ve o turnuvada Wesley Sneijder'in kardeşi Rodney, Dany Blind'in oğlu Daley ile birlikte seni de milli takımın formasını giyecek yıldızlarından birisi olarak gösteriyorlardı. Ancak sen keskin bir karar verdin ve Türkiye'yi tercih ettin. Bu tercihinin nedenleri neydi? Adından söz ettiğiniz oyunculardan Rodney Sneijder benim oda arkadaşımdı. Sözünü ettiğiniz haberi de hatırlıyorum. Geleceğin Hollanda Milli Takımı diye o günün genç oyuncularından bir kadro oluşturmuşlar ve beni de o kadronun içine almışlardı. Ama ben baştan beri Türkiye adına oynayacağımı biliyordum. Bana "Gelecekte ne yapacaksın?" diye sorduklarında son derece sakindim, "Şimdi Hollanda için oynuyorum ve böylesi iyi. A Milli Takım düzeyine geldiğimde kararımı vereceğim" diyordum. Onlar nasıl görüyor bilmiyorum ama ben U17 ve U19'daki hocalarıma mesaj atarak

bugüne kadar bana verdikleri emek için teşekkür ettim. Türkiye'yi seçmende kimlerin etkisi oldu? Hiç kimsenin bana bir etkisi olmadı. Ne annem ne babam ne de akrabalarım. Kimse bana bir baskı yapmadı. Bu kararı kendim verdim. Türk Milli Takımı'nın hocalarından soranlar oldu tabii. Geçtiğimiz yıl takımın başında Hiddink varken Hollanda'ya geldiğinde görüşmüştük ama ona da "Arsenal'le profesyonel sözleşme imzalayayım, sonra bakarız" cevabını vermiştim. Şimdi zamanının geldiğini düşündüm ve Türkiye için oynamaya karar verdim. Gelecekle ilgili nasıl hayaller kuruyorsun? Kariyer planlamanda neler var? İnşallah önümüzdeki sezondan itibaren Arsenal'in A takımında direkt oynayabilirim. Premier Lig'de oynamayı çok istiyorum. Bu nedenle bir başka takıma kiralık da gidebilirim. Bir başka hayalim de A Milli Takımımızda oynamak. Ama tabii önce davet edildiğim Ümit Milli Takımımızın formasını giymek istiyorum. Benim gözümde Arsenal'den büyük bir kulüp olmadığı için futbolu da orada bırakmak isterim. Ama bir başka hayalim daha var. Profesyonel futbol hayatım sona erdikten sonra 1 sezon da Zaandam Türkspor'da oynamayı planlıyorum. Futbola başladığım kulübümle bağlantılarımı koparmış değilim. Hollanda'da ailemin yanına gittiğimde mutlaka kulübe uğruyor, arkadaşlarımla görüşüyorum.

Hollanda formasıyla Türkiye'ye karşı da oynadın. O maçta neler hissettiğinden söz eder misin? Türkiye'ye karşı U15'te de oynadım, U17'de de oynadım. Türkiye'ye karşı 4-5 maça çıktım, gol de attım. Ama açıkçası benim için çok zor bir durumdu. Attığım gollere sevinemedim bile. Hele 2009'da bir U17 maçımız vardı Türkiye'ye karşı. Almanya'daki Avrupa Şampiyonası finalleriydi. Seremonide ülkelerin milli marşları çalınıyordu. Ancak İstiklal Marşımızı yanlış çaldılar. Takım kaptanı Muhammet Demir, "Siz yanlış çaldınız, biz kendimiz söylemek istiyoruz" dedi ve bütün takım hep bir ağızdan İstiklal Marşımızı okudu. İnanılmaz duygulanmış, ben de içimden

81

Platform


Platform

15 May覺s 2011

82



+31 (0)20 614 53 63

Mega indirim %30 İNDİRİM

BİR SENE PLATFORM VE KADIN DERGİSİ’NE ABONE OLACAKSINIZ. KARŞILIĞINDA SADECE 35 EURO İKİ DERGİ İÇİN ÖDEYECEKSİNİZ.

ŞİMDİ MEGA İNDİRİMDEN %30 FAYDALANA BİLİRSİNİZ! Platform ve Kadın Dergisi her ay düzenli gelecek Özel kampanyadan yararlanmış olacaksınız Her ay Haber, Müzik, Moda, Bakım, Sinema, Kültür, Sanat, Bulmaca, Röportaj, Yemek Tarifeleri ve benzeri sayfalardan oluşan 170 sayfalık dergiye sahip olacaksınız. Tek yapacağınız şey dergi içerisindeki abone formunu doldurup göndermeniz.

* * * *


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.