Kadın Dergisi

Page 1

JAAR 5 | NR. 45 | 15 JUNI - 15 JULI 2012 JAAR 5 | NR. 45 | 15 JUNI - 15 JULI 2012

sırt bu yönde olacak, logo altta

EN HIZLI zayıflama yöntemleri Canlı, parlak ve sağlıklı

cildin sırları

Holl Türk anda i Çize ye Yol lges i

Yaz mevsiminde

Doğru beslenme

Emine Bozkurt’tan Dergimize özel açıklamalar

ÇOCUK ODALARI

İÇİN TÜYOLAR

Halen o star

TARKAN Ayın testi:

Öz Güven

a d ’ a d n a l Hol il yapabiliriz? t a t l ı s na

8. Avrupa Şiir Yarışması sonuçlandı


İLE ANLAŞMALIYIZ zorgverzekeringen

7/

24

• Kalp (dünya Kalp) • Ortopedi (dünya Ortodepi-Ka) • Kadın Doğum • Genel Cerrahi • Beyin Cerrahi • Plastik Cerrahi • Dahiliye Gastroentereloji • Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon • Göğüs Hastalıkları • Dahiliye • Nöroloji • Üroloji • Kulak Burun Boğaz • Göz • Çocuk Hastalıkları • Çocuk Cerrahi • Psikiyatri • Cildiye • Ağız ve Diş Sağlığı • Beslenme ve Diyet • Görüntüleme Bölümü

+31 (0)20 614 53 63

melikgazi hastanesi

Modern Dünya Hastanesi: (0352) 207 77 77 • www.moderndunyahastanesi.com Avrupa Hastanesi: 444 38 00 / (0352) 231 25 25 • www.avrupahastanesi.com Melikgazi Hastanesi: 444 10 38 • www.melikgazihastanesi.com


Mega indirim %30 İNDİRİM

BİR SENE PLATFORM VE KADIN DERGİSİ’NE ABONE OLACAKSINIZ. KARŞILIĞINDA SADECE 35 EURO İKİ DERGİ İÇİN ÖDEYECEKSİNİZ.

+31 (0)20 614 53 63

ŞİMDİ MEGA İNDİRİMDEN %30 FAYDALANA BİLİRSİNİZ! Platform ve Kadın Dergisi her ay düzenli gelecek Özel kampanyadan yararlanmış olacaksınız Her ay Haber, Müzik, Moda, Bakım, Sinema, Kültür, Sanat, Bulmaca, Röportaj, Yemek Tarifeleri ve benzeri sayfalardan oluşan 170 sayfalık dergiye sahip olacaksınız. Tek yapacağınız şey aşağıdaki abone formunu doldurup göndermeniz.

* * * *

Abone formu postzegel

Platform ve Kadın dergisi’ni 1 yıl boyunca elde etmek için €35,- hesap numaramdan çekilmesini kabul ediyorum. Voor een abonnement van 1 jaar op het blad Kadın machtig ik hierbij PMG om eenmalig €35,- van mijn bank- of girorekening af te schrijven.

Naam.............................................................................................m/v. ................. Adres..................................................................................................................... Postcode/plaats.......................................................................................................

Aylık düşünce, aktüalite ve haber dergisi

Telefoon.................................................................................................................. Beroep .................................................Geboorte datum. ......................................... E Mail..................................................................................................................... Datum.....................................................................................................................

Bank/gironummer:

Platform

Handtekening. .........................................................................................................

De Stem van de Multi-Culti Vrouw

Derkinderen str 108 – B 1061 WX Amsterdam



KADIN | 5


KADIN

YIL / JAAR: 5 SAYI / NUMMER: 45 15 JUNI-15 JULI 2012

Algemeen Directeur Genel Yayın Yönetmeni / Hoofdredacteur Yazı İşIeri Müdürü / Eindredacteur Haber & Araştırma / Nieuws & Onderzoek

Yazarlar / Schrijvers

Reklam Satış Pazarlama / Advertentie

Bu sayıda katkıda bulunanlar Aan dit nummer werkten verder mee Sayfa Tasarımı / Lay-Out Hukuk Danışmanı / Juridisch adviseur Abone / Abonnee

Dağıtım Yazışma Adresi / Post Adres İdare Merkezi / Bezoek Adres

PMG EBUBEKİR TURGUT MÜNEVVER ESRA TURGUT ÖZLEM ÖZYOL, SEVİM HÜLYA GERİLAKAN SELİM TURAN, M. TAHTALI, HATİCE TURGUT M.KÜBRA, MUSTAFA TOGA, FUAT ASLAN EMİNE BOZKURT, FATMA KOŞER KAYA, B. MEERKERK, SADIK YEMNİ, ÖZLEM ÖZYOL, FUNDA MÜJDE, JESSICA MAAS, SELMA COŞKUNER, AV. TENZİLE ERDAL NEVİN ÖZÜTOK, NURAY BOSSINK TUNA, SEMA MARAŞLI, SABAHATTİN UÇAR, ESMA KÜÇÜK, MEHMET ÇALIŞKAN SELÇUK ÖZTÜRK T. 020 - 614 53 63 F. 020 - 613 24 23 HAYRİYE, BÜYÜKEKEN, SELMA GECİKMEZ, TURGUT OKAN, BANU ÇELİK, KERİME SAHİN, YETER AKIN P-Ajans: info@p-ajans.nl AV. İSMET ÖZKARA HOLLANDA SENELİK 25,00 EURO (PER JAAR) BELÇİKA SENELİK 35,00 EURO (PER JAAR) DİĞER ÜLKELER 60,00 EURO HOLLANDA GENELİ POSTBUS 69026, 1060 CA AMSTERDAM DERKINDERENSTRAAT 108 B, 1061 VX AMSTERDAM T. 020 - 614 53 63 / F. 020 - 613 24 23 INFO@KADINDERGISI.NL / WWW.KADINDERGISI.NL

©2008 PMG YAYINLANAN YAZILARIN SORUMLULUĞU YAZARLARA VE REKLAMLARIN İÇERİĞİNDEN REKLAM VERENLER SORUMLUDUR. DOĞACAK HUKUKİ SORUMLULUK HİÇ BİR ŞEKİLDE DERGİMİZİ BAĞLAMAZ. DERGİMİZDE YER ALAN YAZI, RESİM, KARİKATÜR İSMİMİZ BELİRTİLMEK SURETİYLE KULLANILABİLİR. REKLAMLAR MÜSADE ALINMADAN KESİNLİKLE KULLANILAMAZ. HET IS NIET TOEGESTAAN OM, ZONDER VOORAFGAANDE TOESTEMMING VAN KADIN, DOOR KADIN GEPUBLICEERDE ARTIKELEN, ONDERZOEKEN OF GEDEELTEN DAARVAN OVER TE NEMEN, TE (DOEN) PUBLICEREN OF ANDERSZINS OPENBAAR TE MAKEN OF TE VERVEELVOUDIGEN. OP ONZE AANBIEDINGEN EN OVEREENKOMSTEN ZIJN VAN TOEPASSING ONZE ALGEMENE VOORWAARDEN, WELKE ZIJN GEDEPONEERD BIJ DE KAMER VAN KOOPHANDEL TE AMSTERDAM

ISSN: 1574-022638-4014-29 8-13

Kadın Dergisi Mayıs Sayısı Kapağı

66 || KADIN KADIN

10 18 20 22 24 28

inhoud

İmtiyaz Sahibi / Uitgever

DOSYA: TATİLİ, DOĞAYI VE YAŞAMI PAYLAŞANLARA

BAKIM: CANLI, PARLAK VE SAĞLIKLI CİLDİN SIRLARI

BAKIM: GÜNEŞ LEKESİ NASIL GEÇER? BAKIM: AMELİYATSIZ YÜZ GENÇLEŞTİRME

ŞEHİR IŞIKLARI

AYIN RÖPORTAJI: BU KRİZ SAYESİNDE ÜLKE ARINACAK


TERAPİYE İHTIYACI VAR MI? EVLİLİK TERAPİSİ: 3 ADIMDA ‘SÖZEL ZEKA’ GELIŞTİRME YÖNTEMLERİ

AYIN TESTİ: ÖZGÜVEN TESTİ

MODA: MODE INSPIRATIE

MODA: KARSU DONMEZ OVER MODE

MODA: ABİYE DENİLİNCE

46 58 64 66 72 77

içindekiler

32 34 38 40 42 44

EVLİLİK TERAPİSİ: EVLİLİĞİNİZİN

KÜLTÜR SANAT: DERECE ALAN ŞAİRLERİN YARIŞMA HAKKINDA DÜŞÜNCELERİ FIKRALAR

SİNEMA:

MÜZİK: HALEN O STAR TARKAN

BESLENME: YAZ MEVSİMİNDE DOĞRU BESLENME

BULMACA


8 | KADIN


EDİTÖRDEN

Sevgiyle merhaba, “Aklın Yine Beş Karış Havada” der Büyükler Küçüklerine. Bu yaş dönemleri, 12 ile 24 ya da 15 ile 25 yaşları arasındaki insanların genç olarak nitelendirildiğini döneme denk düşer. Genel bir bakış açısıyla bu dönemin çocukluk ile erişkinliği birbirine bağlayan bir köprü olduğunu ifade edebiliriz. Bu yaşlar arasındaki gençliğin kapsamında çocukluk döneminin geride kaldığı; ancak yetişkinliğin henüz belli bir noktaya ulaşmadığını görmekteyiz. Bunu da bir “belirsizlik çağı” olarak ifade etmek yanlış olmasa gerek. UNESCO ergenlik döneminin tanımını şu şekilde yapıyor: “Cesaretin çekingenliğe, macera isteğinin rahata üstün geldiğini çağ”dır. Bu dönem aynı zamanda gençliğin bir arayış içinde olduğu dönemdir. Bu belirsizlik dönemini (arayış dönemi) Tarhan şöyle ifade etmektedir: “Ergenlik dönemindeki genç kendini arayıp bulma ve kanıtlama yolundadır. Bazı gençlerde bu bunalım karmaşa ve akıl sağlığı bozulmasına kadar varabilir.” “Uçarılık, haylazlık, gözü karalık bunalımlar, çatışmalar, öfkeler, kaygılar, bu dönemin özellikleridir. Tatlı hayaller, idealler, ilk sevgiler, sıkı arkadaşlıklar bu dönemde yaşanır. Kendine yol çizme amacını belirleme, cinsel kimliğini oturtma, insan ilişkilerini düzene koyma içerisindedir. Benlik kavramı ve benlik sınırları belirsizdir. ‘Ben kimim’ sorusunu çok sorar. Bu dönemde din, uyruk, iş, yer değiştirmeler çok yaşanır.” Yani bu çağın, hayat için bir hedefin arandığı, meslek, kariyer arayışlarının olduğu; ailevi rollerin üstlenildiği veya üstlenilmesi için gerekli olan kişilik özelliklerinin kazanılmaya çalışıldığı, dolayısıyla sorumlulukların daha da arttığı bir dönem olduğunun akılda tutulması gerekir. Burada bir de kimlik bunalımı çeken gençlerin yaşam alanlarındaki sıkıntıları baş gösterir. Kimlik bunalımı çeken bir genci düzenli hayat sıkar. Gençler çoğu kez ‘başkasına’ benzemek istemez ve bundan nefret eder. Genç “Başka kimse de olamaz kendisi de olamaz. Bir kimse olmayı beceremeyen genç dürtüseldir. Ani tepkileri ve çıkışları vardır. Sinirli, saldırgan, nankör tutumları nedeniyle ailesi ile çatışır.” Tabloya bir bütün olarak baktığımızda karşımıza, kimlik bunalımı yaşayan gençlerde şu davranışların veya alışkanlıkların olduğu ortaya çıkar: “Alkol, sigara, maddeye kolayca yönelim. Böylece yalancı bir güven duygusu oluşur. Üstün ve başarılı görünme arzusunu, kıskançlığı, kuşkuculuğu bir süre uyuşturucu ile avutmaya çalışmak. Grup baskısını üzerinde çok hisseder. Asilik duygusu ile toplumsal değerleri hiçe sayabilir.” Gençler bu durumdan başarıyla kurtulmak isterler.Ama nasıl? Gençliğin rol model alarak öğrendikleri nelerden ibarettir? Gençlik nereye doğru ilerliyor ve geleceğini hangi yönde şekillendiriyor? Devlet, gençlerine sahip çıkıyor mu veya ne kadar sahip çıkıyor? Uyuşturucunun ekmek, su gibi satıldığı ve bu sistemin temsilcileri gençliğe ne verebilir? Günümüz gençliğinin problemlerinin kaynağının ne olduğuna daha ciddi bir şekilde bakacak olursak, bu da bize bu problemlerin sebebi olarak ‘gençliğin içinde yaşadığı toplumu’ gösterecektir. Yani gençliğin asıl problemi içinde bunduğu toplumun yapısından kaynaklanmaktadır. Bu psikoloji ve bu tarz içinde yetişen gençliğin, toplum varlığındaki sağlam bir gelişmesinin nasıl olabileceği toplum olarak herkesi ilgilendiren bir durum olmalıdır. Dejenere olmuş bir Gençlik Dejenere olmuş bir Toplumun - Sistemin ürünüdür. Güzel günler görmek ümidiyle...

Sevim Hülya Gerilakan hulya@kadindergisi.nl


DOSYA

Tatili, doğayı ve yaşamı paylaşanlara Kamil Kopuz

Ne zamanki kalabalıklardan boğulmaya başlarız o zaman ruhumuzun dinlenme, arınma ve yenilenme zamanı gelmiştir. Bedensel yorgunluklarda uyursunuz ve yenilenmiş olarak uyanırsınız ama zihniyle çalışan insanlarda uyku tek başına dinlenme sağlamaya yetmez zihin uykuda da çalışmaya devam eder. Peki! Dinlenmek için ne yapmalı? Nasıl yapmalı? Tek çözüm; çevre değiştirmek, gündelik rutin işleri terk ederek kendimize geçici de olsa başka diyarlarda yeni rutinler yaratmaktır. Bu kaçış sevdiğimiz diyarlara, özlediğimiz yurdumuza doğru olursa, hele bu kaçış aslımıza doğru olursa, sevdiklerimize, özlemini her an duyduğumuz vatanımıza, toprağımıza olursa? Biz göçmen Avrupalı Türkler olarak bir elimiz burada bir elimiz vatanımızda değil mi? Bedenimizin yarısı buralarda yarısı Türkiye’de değil mi ? Her yeni yılda tatilimiz geçirmek için memleketlerimize gitmek için tatil planları yapmaya başlarız. Kimimiz kara yolunu tercih ederken kimilerimiz de hava yolunu tercih eder Seçenekleri oluştururken kendimiz özgür hareket ederiz. Doğal olanı da budur. Memleketimize bizi ulaştıracak olan bu iki seçenek yol, her zaman bizde tatlı telaşlı duygular verir. Uzun zaman tatlı hayaller içinde oluruz. Asıl amacımız sorunsuz bir tatil yapmak değil mi? Bunun için tur operatörleri ve seyahat acenteleri ürünlerini çeşitli seçeneklerle bu günlerde bize sunmaya başladılar

10 | KADIN

bile değil mi? Bizler de kendimize en uygun olanı seçim yaz rezervasyonlarımızı yapmaya başladık bile. Bu yıl vatanımıza gittiğimizde biraz da doğa ile baş başa kalmaya ne dersiniz? Su ve topraktan oluştuğumuza göre ne yaparsak yapalım, bir elimiz suda bir elimiz toprakta olmalı değilmi… Taş binalarda, kalabalık şehirlerde beton binaların içinde yaşamaya mecbur olarak hayatımızı sürdürüyoruz. Toprakla tanışmanın zamanı geldi diye düşünüyorum.Toprak, su ve doğa ile beraber olmak, onların içinde ki canı keşfetmek çok heyecanlı olur diye düşünüyorum. Bu yıl şöyle denizden, kumdan, yakıcı güneşten uzak olmayı deneyelim diyorum. Ne dersiniz ? Doğup büyüdüğümüz veya anne babalarımızın doğup büyüdüğü diyarlardaki doğayı görmek , toprağa ve suya dokunmak için bu yıl değişik alternatif turlar sunan seyahat acentelerini ziyaret edelim ve bu doğa ve kültür turlarına katılalım. Bir hafta veya iki hafta bizi kucaklamaya hazır tabiat anamızın kollarında yaşayalım. Hollanda’ya döndüğümüzde bütün


DOSYA

KADIN | 11


DOSYA bunları en yakın komşumuz, arkadaşımız ve dostlarımızla paylaşalım bir yıl boyunca.

Bu arada bazı uyarılara göz atalım mı? Hep beraber ! Ne dersiniz? Tatilinizi uçak yolculuğu ile yapacaksanız o zaman aşağıdaki önerilere lütfen dikkatle uyalım. Sorunsuz bir tatil geçirmek için bunlar çok önemli! - Rezervasyon değişikliği veya iptali için uçuş gününüzden önce ilgili Hava Yolu şirketinin bilet satış ofislerine veya seyahat acentenize başvurmayı ve yapılan değişiklikleri biletlerinize işletmeyi unutmayınız. - Dış hat seyahatlerinizde mutlaka 72 saat önce rezervasyonunuzu teyit ettiriniz. - Türkiye’deki tüm havaalanlarında incheck işlemleri dış hatlarda uçağın tarifeli kalkış saatinden iki saat önce başlar 1 saat kala son bulur. Bu durum iç hatlar uçuşlarında 45 dakikadır. Geç müracaatlarda uçak şirketi taşımayı ret etme hakkına sahiptir. - Bilet ve kimlik konularında geçersiz olan veya seyahat anında seyahat belgesinin süresi dolmuş olan yolcuları hava yolu şirketi uçurmama hakkına sahiptir. - Serbest bagaj haklarınızı seyahat edeceğiniz uçak şirketlerine göre değișiklik arz edebilir.Lütfen bagaj hakkınız olan kilolardan fazla bagaj ile havaalanlarına gelmeyiniz.Tatsız durumlarla karșılașbilirsiniz.Maddi kayıplarınız olabilir. Uçușlarda parça başı bagaj ağırlığınız 32 kg dır. - Uçuș esnasında rahatınız ve güvenliğiniz için sadece bir el bagajı tașıyabilirsiniz. (23 40x 40x55 cm/ max 8 kg) - Seyahat ve seyahat iptal sigortalarınızı mutlaka ama mutlaka seyahat acentanıza veya ilgili sigorta şirketlerine yaptırmadan yola çıkmayınız! Son yıllarda meydana gelen doğal olaylarlardan etkilenebilirsiniz. - Rahatsızlıkları olan hasta yolcuların mutlaka kullandıkları ilaçları yanlarında almayı unutmasınlar!Olası hava değișikleri ve ortamlardan etkilenen yolcuların yola çıkmadan mutlaka ev doktorundan gerekli tavsiyeleri almaları gerekmektedir. - Tatildeki hoş zamanları ölümsüzleștirmek için mutlaka foto veya video kameralarınızı yanınıza alın. - Tatilinizde doğa ile bașbașa kalmayı asla ihmal etmeyin. Yeterli bir dinlenme elde etmek için Mutlaka doğa ile ve toprak ana ile beraber olunmalıdır. Bir yıl boyunca bedeninizde

12 | KADIN

olușan negatif enerjiyi kaybetmenin en güzel yöntemi doğa ile bașbașa kalmaktır. Türkiye’mizin cennet doğal köșelerini keșfetmek için isterseniz tatile çıkmadan internetten bazı bilgileri edinebilirisiniz, Artık herkesin evinde bilgisayarı ve interneti var. Çok özel, çok hesaplı tatil seçenekleri; Otel – Apart –Pansiyon ve köy evleri ile bu seçenekleri zenginleștirebilirsiniz.Oldukça zengin doğa ve tarih ve de kültür potansiyeli bulunun güzel Anayolumuzu bu yaz mutlaka keșfediniz. Toprak ve doğa, kendine özgü harflerle yazılmış, dünyanın en mükemmel kitabıdır. Bize varolmanın en üst anlamını yetkinliğini ve güzelliğini gösterir.” Doğada olup doğasını bulmaya çalışanlara..” diyen değerli insan, sevgili dost * Sunay Çaput bu sözlerle dile getiriyor doğa sevgisini… Doğayı kendimize ve eğilimlerimize göre algılayabilir, anlamdırabiliriz. Gördüğümüz şey olmasının ötesinde görmek istediğimiz şey haline de getirebiliriz .Çoğu zaman

bu anlamlandırma duygularımızın yansısı haline gelebilir hatta; doğanın nesnelerini kendi duygularımız çepçevresinde kişileştirebiliriz. Bu durumda dağlar bizim için ağlarken, ormanlarda bizim için şarkılar söyleyebilir. Her ne kadar doğada şiir yoksa da doğada şiirsellik vardır. Doğada bulabileceğimiz en güzel şeylerin başında güzellik, zarafet, hareket, ahenk ve ritmin güzellikleri ve birbiriyle olan mükemmel uyumudur . Karşılıksız sevginin ve özgürlüğün göstergeleri doğada hep vardır.Yaşam Tanrı’nın insana verildiği en güzel armağanıdır. Bunu doğada hissedersiniz. “Dilerim, bir kelebek, bir gün sizinde omuzunuza konar ve sizde onu kaçırmazsınız” ne güzel söylemiş Emre Kongar. Bende sizlerin umutlarının gerçekleştiği, sevginin bol bol hissedildiği, kazançlarınızın bol olduğu, sıhhatli günler ve sorunsuz tatiller diliyorum. Dilerim hepiniz birer kelebek olursunuz…


DOSYA

Hollanda’da nasıl tatil yapabiliriz? Haziran ayında güneş ışınları, kuş cıvıltıları ve mavi gökyüzü içimize bol bol haydi tatile virüsü depoladı. Arabalar bakımdan geçiriliyor. İnternetten ehven uçak ücretleri araştırılıyor. Tarihler saptanıyor. Hediye listeleri kabarıp gidiyor. An geldiğinde hava, kara ve deniz araçlarıyla yolculuk başlayacak. 60’ların Avrupa’ya insan taşıyan kara trenleri şimdi nüfus cüzdanını eskitmişlerin beyin kıvrımlarında bir hayal. Yaz tatilini çocuklarıyla birlikte Hollanda’da geçirmek isteyenlere esin kaynağı olacak bir yazı hazırladık. Yaşadığımız ülkenin tatil imkânlarına şöyle bir göz atalım. Balta girmemiş orman Çocuklarınızı masal dünyasına mı gö- atmosferinde serüven kampı Efteling

türmek istiyorsunuz. Kaatsheuvel’daki Efteling sizi bekliyor. Hollanda’ya has bir Disneyland hemen yanıbaşınızda sizleri bekliyor. Sadece çocuklar değil, büyükler de düşünülmüş. Onları da ilgilendirecek çeşitli etkinlikler mevcut. Efteling’e günübirlik gidilebildiği gibi, orada kalmak da mümkün. Efteling’de bütün kredi kartları hoşgeldinle karşılanıyor. Efteling’in kendi parası da var. 2 Euro karşılığı kasadan alınan paralar tüm parkta geçerli. 1 Euroya bisikletinizi emin bir yere bırakabiliyorsunuz. 1,5 euroya da vestiyer hizmetleri veriliyor. Arabanızı gündelik 7 euroya park edebiliyorsunuz. Tur araçları park ücretinden muaf durumda tabii. Bu arada bebekler de unutulmamış. Tuvaletlerin yakınında onlar için özel bölmeler mevcut. Efteling bayağı büyük bir araziye kurulduğundan küçük çocuklar kaybolabiliyor. Kaybolan çocuklar ve eşyalar için azami tedbir alınımış. İlk yardım üniteleri da düşünülmüş. Bu arada köpeklerini arkada bırakmak istemeyenler de unutulmamış. Parka ev hayvanı sokmak yasak. Köpekler için ayrı bölmeler yapılmış. Hayvanlara yemek verme ve gezdirme servisi verilmiyor yalnız. Yanınızda köpeğiniz için yemek getirebilirsiniz.

Jungle Avonturencamping 12 yaşına kadar çocukları olan aileler için düşünülmüş bir çocuk kampı. Vechtdal van Overijssel’da, ormanlık alanın hemen yanı başında harika bir aile kampı. Kamp 210 birime bölünmüş 500 kişi barındırabilecek bir kapasiteye sahip. Bütün birimlerde elektrik bağlantısı ve

içecek su noktaları mevcut. Oyun alanlarında oynayan çocuklara çadırdan ya da karavandan göz kulak olmak mümkün. Kampta Aqua Jungle denen çeşitli yüzme havuzları var. Üstü kapalı, sübtropik su oyun alanında çocuklar bütün günlerini eğlenerek geçirebilirler. Kampta tiyatro da var. Kısacası Jungle Serüven Kampı dinlenmek için ideal bir ortam sunmaktadır. Telefonla ayrıntılı bilgi ve broşür edinebilirsiniz.

Efteling Oteli Bütün gereksinimlerin çocuklara göre hazırlandığı otel aileler için çok elverişli bir ortama sahip. Masallı kahvaltılar, çocuk mönüleri, çocuklar için çatallar ve kaşıklar, çocuk filmleri, oyun salonlarıyla çok cazip bir ortam sunuyor.

KADIN | 13


DOSYA

Tatil ve at ya da atlı tatil

Barınma şartları

De stap, draf en galop. Yavaş adım, tırıs ve dört nala. Koşum, üzengi, kolan, kaşağı, dizgin, mahmuz. Bu kelimeleri en son ne zaman telaffuz ettiniz? At sporu Hollanda’da özellikle çocuklar için çok popüler. Sadece Amsterdam’da bildiğim ata binilebilecek 3 yer var. Ormanda, sahilde, kırlık alanda ata binerek, akşamları kamp ortamında sohbet ederek, müzik dinleyerek doğayla başbaşa tatil yapmak mümkün. Çocuğunuzu bir haftalık atlı tatil kampına yollayabilirsiniz. Kamplara ait bilgiyi www.alleponykampen.nl adresinden kolaylıkla temin edebilirsiniz.

Genellikle içinde kendi tuvaleti ve duşu olan 2 ya da 4 yataklı odalarda kalınıyor. Çok hoş bir salon ve harika bir mutfak mevcut. Katılımcılara kaliteli ve çeşit yönünden zengin yiyecekler sunulmakta.

Etkinlikler Birinci gün, akşam yemeğinden sonra hemen ata biniyorsunuz. Gruplar yaş ve deneyime göre ayarlanacak. Havanın durumuna bağlı olarak, engel atlama, dışarıda ata binme, eyersiz binişler, şov biniciliği sergileniyor. Bunun yanı sıra yüzme, top oyunları ve ormanda yürüyüşler yapılıyor. Günde iki kez ata biniliyor.

Atlar Pony kampında 60 çeşit at ve pony bulunmakta. Kendiniz hangisinden hoşlanırsanız ona binebilirsiniz. İstediğiniz zaman binek hayvanının değiştirebilirsiniz.

Sürücü deneyimi Pony kampına başlangıç aşamasında ya da yıllardır at sürücülüğü yapan herkes katılabilir. Normal kamplarda yaş sınırı 8-18 aralığında seyretmekte.

Yanınıza almanız gereken şeyler Bir uyku tulumu, yastık kılıfı, tuvalet gereçleri, havlu, mayo, çizme, miğfer, kırbaç ve yağmurluk. Yanınıza iyi bir moral ve fotoğraf makinesi almayı unutmayınız. Ücreti unutmayalım. Bu kamp için 360 euro.

Bir çiftlikte kafayı dinlemek Diyelim bu yaz deniz, plaj ya da aşırı organize edilmiş eğlence birimleri görmek değil, doğal bir çiftlik ortamını solumak istiyorsunuz. Boerderijkamers.nl adresinden 1144 barınma yerine ait 727 adres bulmanız mümkün. Hollanda’da sizi misafir edebilecek bir sürü çiftlik var. Bunların bazıları hâlâ ziraatle meşgul durumda. Böylelikle gerçek bir çiftlik yaşamını soluyabilirsiniz. İnek sağabilir, çevrede gezinebilir ya da günlük Linnaeushof

etkinliklere yardım edebilirsiniz. Etkin çiftlik yaşamının yanı sıra sakin, tarım ya da hayvancılıkla meşgul olmayan ve her yanından nostalji fışkıran çiftlikler de mevcuttur. Taşra yaşamını tatmak isteyenler için apartmanlar ve tatil evleri de bulunmaktadır. Buralarda yatacak yer ve kahvaltı imkânları mevcuttur.

Bisiklet, kamp, külube ve tatil Bu tatilde uçak, araba, vapur ve at görmek istemiyorsunuz diyelim. Çoluk çocuk 3 kampta ikişer üçer gece kalabileceğiniz 8 günlük bir bisiklet turuna çıkabilirsiniz. Güzel manzaralı yerleri gezerek yapacağınız 15 günlük bir bisiklet turunda üç kampta dört ya da beşer gece kalabilirsiniz. İlk kalacağınız kampınız başlangıç kampınız olacaktır. Dönüşte tekrar oraya gelirsiniz. Bu tür bir turda şu gereksinimleriniz karşılanacaktır: Çevre haritası ve gerekli tarifler. Komple donanımlı 4-6 kişilik bir çadır. Bagajlarınız tur sırasında bir sonraki kampa organize tarafından ulaştırılacaktır. Buzluk ve yiyecekler de tur boyunca organize tarafından götürülecektir. Bisiklet, çocuklar için oturma sepeti, çocuk yatağı gibi şeyleri kiralamak mümkündür.

Hepsinden biraz: Orman, vahşi doğa, atraksiyon parkları, şatolar ve çevre tanıma gezileri El değmemiş doğada gezinti yapmak mı istiyorsunuz? Atraksiyon parkları, şatolar ya da güzel gezinti alanları mı arıyorsunuz? Çocuklarınızla güzel bir tatil mi geçirmek istiyorsunuz? Bisiklet turu, yürüyüş yapmak ya da sadece kafayı mı dinlemek Istiyorsunuz? Bizim bungalowlarımıza gelin. Veluwe yakınlarında, Wageningen şehri bulunmaktadır. Wageningen’de botanik bahçeleri, Betuwe’deki dağlık alan, Çarşamba pazarıyla şehir merkezi ve De Wereld oteli, Markt meydanı ve Hoog sokağı gibi birçok tarihi bina ve çevresinde bisiklet ve yürüyüş için ideal ormanlar bulunmaktadır. Burada kamp yapmak da mümkün.

Linnaeushof: Avrupa’nın en büyük oyun bahçesi Çocuğunuza yapabileceğiniz en keyifli sürpriz. 350 çeşit oyun aracının bulunduğu dev park. Çocuğunuz Lunapark seviyorsa Linnaeushof’da havalara uçacaktır. Oyun saatleri 10.00 ile 18.00 arası.

14 | KADIN


DOSYA sunda kaslarınızı yumuşatabilirsiniz.

Duinrell

De Waddeneilanden Texel, Terschelling, Vlieland, Ameland ve Schiermonnikoog. Wadden Adaları bu 5 üyesiyle sizlere harika bir tatil imkânı sunmakta. Planktonlarla yüklü Kuzey Denizi suyu, ve fok balıkları size başka türlü bir dinlenme imkânı sunacaktır. Yürüyüş, bisiklet, deniz fenerleri ve tekne gezintileriyle yosun kokulu bir dinlenme gerçekleştirebilirsiniz. http://www.wadden.nl

Özgür bir tatil kampı: Duinrell

Telefonla saat kaçta yemek yiyeceğinizi bildirerek o saatte masanızı hazır bulabilirsiniz. Çocuklar için yaş günü kutlamalarında onları özel hediyeler beklemektedir.

Yelkenli ve sörflü tatil Zeilkamp Friesland Friesland’ta 55 yıldır 8 yaşı ile 19 yaşı arası çocuk ve gençler için yelkenli kampı organize edilmektedir. Sadece yaz yelkenli kampı değil, ilkbahar ve sonbaharlarda da bu kamplar organize edilmektedir. Kamp boyunca bütün hafta aynı yerde kalmak istemeyenler çevrede yürüyüşe de çıkabilirler. Eski tür, küçük, büyük yelkenli teknelerle iyotlu havayı ciğerlere çekmeye var mısınız? www.zeilschool-vinea.nl

Amsterdam ve At Bu yaz şehirdesiniz. Bir yere gitmiyorsunuz. Diyelim bu şehir Amsterdam. Şehrin göbeğinde tarihi bir binada çocuklarınızla nostaljik anlar geçirebilirsiniz. Vondelpark’a yaslanmış De Hollandsche manege’de ata binebilir, çocuklarınız ata binerken üst kat terasında kahvenizi yudumlayabilir, yaş günü partileri organize edebilirsiniz.

yerini değiştirebileceğiniz ucuz ve kullanışlı bir tatil evine sahip olacaksınız. Kamp evi de denen bungalovları geniş hacimli, hafif ve gerçek ev atmosferine sahiptir. İç donanım sade, ama hoştur. Musluk suyu ve elektrik vardır. Duş ve tuvalet dışarıdadır.

Landal Heideheuvel: Ontdek de natuur Sadece hafta sonu vaktiniz var. Şehirden kaçıp doğayla başbaşa olmak isterseniz. Heideheuvel’deki parka gidebilirsiniz. Orman havası ve sessizliğinde dinlendirici yürüyüşler yapabilir ve sonrasında çocuklarınız küçükler için ayarlanmış bir havuzda suları şıpırdatırken, sauna ve buhar banyo-

Tatil parkı Duinrell den Haag yakınlarında denize nazır bir yerde konuşlanmış durumda. Kuşların cıvıltısı, deniz havası, sükunet duygusu ve usulca gevşeme. Aile kampı Duinrell çocuklu kimseler için ideal bir yer. Sahil, deniz, atraksiyon parkı ve Tiki havuzunun(Tikibad, yani helezon şeklinde içinde kayarak suya düşeceğiniz bir havuz şekli) kombinasyonuyla oluşmuş bir tatil cenneti. Kamp deyip geçmeyin. Ütü, çamaşır yıkama, çocuk bakım gereçleri, tertemiz duşlar, bedava sıcak su, bebeklerin altını temizleme yerleri, elektrik elinizin altında. Engelliler için de onların gereksinmelerine uyarlanmış donanım mevcut. Kampta kalanlar için bedava olan atraksiyon parkı 21 mart ile 26 ekim arası açık.

İyi tatiller Kadın dergisi okurlarına bu yaz hayırlı ve keyifli, sıhhat dolu, kazasız belasız bir tatil diliyoruz.

PARA HARCANIR GAYRİMENKUL KALIR Ankara’da her bütçeye uygun sahibinden satılık İMARLI ARSALAR

Bungalov kampı Kamp hayatını seven, ama çadırda kalmayı istemeyen kimseler için bungalovlar iyi bir çözüm olmakta. Bunlardan birini satın alıp bir kamp yerinde kiralayacağınız alana yerleştirebilirsiniz. Böylelikle istediğiniz zaman

Tel. 00-31-652675100 •Tel. 00-90-544-2056837 KADIN | 15


BAKIM Geschreven door: Meliz Metin

Bitkilerle cilt bakımı Cilt bakımının ne kadar önemli olduğunu her kadın bilir. Ama maalesef her zaman kendimize vakit ayıramıyoruz. Bu yüzden evde kolayca hazırlanabilecek “Yüz Maskesi Tarifleri” hazırladım. Avokado besleyici bir etkiye sahiptir ve kuru ciltlere mucizeler yaratabilir. Avokado maskesini hazirlamaniz için yapmanız gerekenler: Bir avokado meyvesini ezin ve yarım tatlı kaşığı bal, bir tatlı kaşığı elma sirkesi ilave edin. Yüzünüze maske şeklinde sürün ve 10 dk bekledikten sonra yıkanyın. Çilek mevsimin tam ortasındayız! Bundan kesin faydalanin ve bol bol meyva tuketin. Sadece yemek için değil, yüzünüze maske olarak da. Çileğin besleyici ve göz altlarındaki kırışıklıklara karsi gelen olumlu maddesi vardır. Çilek maskesini hazirlamaniz için yapmanız gerekenler: Bir avuç taze çilek ezilip, yulaf unu ile karıştırın. Bir adet yumurta sarısı ile iki çorba kaşığı yoğurt çırpıp krem kıvamına getirin. Ve son olarak salatalık maskesi var. Herkesin ne kadar çok güneşlenmeyi sevdiği için bu cilt maskesini yazmayı tercih ettim. Salataligin yatıştırıcı etkisi var ve güneş yanıklarına karşı cildinizi soğutur. Ayrica yüzünüzden kiri temizler ve yağlı ciltlere idealdir. Salatalığın kabuğunu soyup, ezin. Bir çorba kaşığı yoğurt ve biraz limon suyunu çırpıp krem kıvamına getirin. Yüzünüze maske şeklinde sürün ve 10 dk bekledikten sonra ılık su ile yıkanyın.

16 | KADIN


DOSYA

KADIN | 17


BAKIM

Döndü Yılmaz Güzellik uzmanı

Canlı, parlak ve sağlıklı cildin sırları

Bir insanla ilk karşılaştığımızda dikkatimizi çeken gözleri, mimikleri, konuşması ve tüm bunların üzerine bir tül gibi çekili olan, görünümünü tüm çıplaklığıyla ortaya koyan cildidir. Kişinin cildindeki parlaklık ve doğallık, karşısındakinin üzerimizde olumlu veya olumsuz etki yaratabilir. Çoğu zaman kişi bu etkinin o an farkında bile olmaz. Üzerimizde pozitif veya negatif etki bırakan insanların ciltlerine daha dikkatli baktığımızda, pozitif kişinin cildinin parlaklığı, negatif kişide ise, cildin matlığıdır göze çarpar. Cildin kızarması, morarması, bazen susuz bir toprak gibi kuruması, bazen de içindeki duyguları gizlemeden neşeyle, canlılıkla yansıtması, insanın taşıdığı en güzel yanlarından biri olsa gerek. İnsan yüzü bir kitap gibidir, okumasını yazmasını bilen her insan bu kitabı okuyabilir, nitekim internetin en popüler sitelerinden birinin adı da yüz kitabı “Facebook” değil midir? 18 | KADIN


BAKIM

V

ücudumuzun saklanamayan bu en önemli bölümü olan yüzümüz, dış etkenlerden en çok etkilenen bölümüdür. Hava kirliliği, makyaj artıkları, sıcak - soğuk hava, stres, zor çalışma koşulları, bu etkenler arasında sayılabilir. Bunun sonucunda cildimizde, kuruluk, istenmeyen çizgiler, matlık, akneler, güneş lekeleri oluşur. Cildimizi bu etkenlerden kısmen veya bazılarından tamamen korumak veya yaşlanmayı biraz olsun geciktirmek, daha sağlıklı bir cilde sahip olmak için bir güzellik uzmanından destek almamız ve cildimizi tanıyıp ona göre bakım yapmamız gerekmektedir. Zaman zaman cildimizi ihmal ederiz, onu bir ömür taşıdığımızı, onun aynamız olduğunu unuturuz. Bakımsız bir cilt kirli bir ayna gibidir, insan karşısındakinde kendini göremediği zaman, içinden bakmak gelmez, mutlu hissetmez kendini. Cildimize uygulayacağımız bakımın ilk şartı onu tanımaktan geçer. Dilerseniz, buradan, cildimizi nasıl tanıyacağımız konusunda kısa ve tanımlayıcı bilgiler verelim.

NORMAL CiLT TANIMI: Genellikle sivilce görülmez, fonksiyonlarını normal sürdüren, ne çok yağlı ne de çok kurudur. Yine de sağlıklı ve çekici görünmek için temel bakım yapılmalıdır.

Neler yapmalısınız? Ölü hücrelerin yüzeyden temizlenmesi folikullerin kirden arındırılması gerekir. Göz makyajınızı, ciltte biriken kirler, yağlar ve başka artıkları temizlemek için cleanser kullanılabilir.Temizleme sütünü (cleanser) göz çevresi hariç yüzünüze surun ve ondan sonra masaj yapın. Sonra bol ilik su ile yıkayın ve kurulayın. (Kâğıt havlu kullanılması tavsiye edilir). Bundan başka, tonik ve gündüz ve gece kremi kullanılır duruma göre.

per yağlı temizleme sabunları kullanabilirsin. Sabahları yüzünüzü sadece ılık su ile yıkamalısınız.Gliserin ile formüle edilmiş nemlendiricileri seçebilirsiniz, bunlar nem kaybını geciktirir, daha fazla kurumayı önler. Yüzünüz ve vücudunuz hala nemli iken nemlendirici kullanmalısın. Yağ bazlı fondöten ve krem allık kullanmalısınız. Bu içerdikleri yağ, çizgi ve kırışıklıkları yumuşatmaya yardımcı olacaktır. Kuru ciltlere uygun pieling kullanabilirsiniz. Her gün SPF 15 faktörlü bir koruyucuyu yüzünüze ve boynunuza uygulayabilirsiniz.

Neler yapmamalısınız? Yüzünüzü asla sert bir sabunla yıkamamalısınız. Ayrıca pütürlü temizleme ürünlerinden kaçınınız

YAĞLI CiLT TANIMI: Büyük gözenekler, parlama (özellikle T-bölgesi) ve saf olmayan bir cilt eğilimi

Neler yapmalısınız? Yüzünüzü günde iki kez yağlı ciltler için formüle edilmiş yumuşak temizleme sütü ile temizlemelisiniz. Tonic gi pamuğa tampon yaparak cildinize yediriniz tazelik ve rahatlık katacaktır. Yağ içermeyen sadece nem veren bir nemlendirici kullanabilirsiniz Yağı, pırıltıyı ve sivilceleri önlemek için yağsız ya da yağı kurutan fondöten, pudra ve toz allık kullanabilirsiniz. 15 SPF koruma faktörlü bir koruyucuyu ara sıra uygulayabilirsiniz.

Neler yapmamalısınız? Yüzünüzü fazla ovalayıp fırçalamamalısın. Çünkü yağ cildin koruyucu bariyeridir. Cildinizi günde iki kereden fazla temizlememelisin. Cilt daha çok yağ salgılamaya başlar Yağı yok etmek için yüzünüzü pudralamamalısın. Bu cildinizin tebeşirli gibi görünmesine yol açar.

KURU CiLT TANIMI:

KARMA CİLT TANIMI:

İnce gözenekli, yanak kısımları pul pul ve kırmızı renkli, hassas, özellikle ağız ve göz çevresinde kırışıklıklar.

Neler yapmalısınız?

Neler yapabilirsiniz? Geceleri yüzünüz için yumuşak, sabun içermeyen, likit temizleyiciler ya da sü-

Yanak bölgesi kuru, T-bölgesi yağlı.

Karma ciltler için formüle edilmiş temizleyiciler seçebilirsiniz.Tonic kullanmayı ihmal etmeyin cildinize tazelik ve canlılık verir. Nemlendiriciyi sadece ihtiyaç duyu-

lan bölgelere uygulamalısın, T bölgesine kullanmak sivilcelere neden olabilir. Yağsız formüle edilmiş SPF15 koruma faktörlü bir ürün seçebilirsiniz. Su bazlı ya da yağsız fondöten kullanmalısın.

Neler yapmamalısınız? Yüzünüzün değişik yerleri için farklı temizleyiciler kullanmamalısın. Zaman ve para kaybıdır bu. Bakım ve temizleyici ürünler seçerken mutlaka bir uzmana başvurmalısınız!

PROBLEMLİ CİLT TANIMI: (agne, sivilce, cilt lekeleri) Bu tür ciltlere evde bakım yapmak oldukça zor ve risklidir. Temizleyeyim derken problemi tetiklemiş de olabilirsiniz. Bu durumda sivilce ve aknenin daha da artmasına neden olabilir. Bir güzellik uzmanına başvurmanız gerekmektedir. Güzellik uzmanı da eğer uygun görürse sizi bir dermatologa yönlendirebilir. Eğer hormonlarla ilgili bir problemden dolayı cilt hasta ise endocronoloji uzmanına görünmek en dorusudur. Sağlıklı ve bakımlı bir cilde sahip olmanız dileğimle...

KADIN | 19


BAKIM

Güneş lekesi nasıl geçer? Yaz aylarında güneş ışınları, deniz suyu ve diğer faktörlerin de etkisiyle cildimiz rengini, canlılığını, esnekliğini kaybeder ve ciltte lekelenmeler görülür. İşte lekelerden ve yorgun görünümden kurtulmanın yolları

Yaralanmış bir bölgeye enjekte edildiğinde, hızla iyileşme sürecini başlatarak doku yenilenmesini sağlayan bu yöntem sayesinde cilt lekelerinin hafifletilmesi, sivilce izlerinin giderilmesi, cildin daha canlı ve parlak görünmesi sağlanıyor ve uygulamadan yaklaşık 3-4 hafta sonra ilk etkiler fark ediliyor.

PRP TEDAVİSİ NASIL UYGULANIYOR? Hastanın kendi kanı steril bir ortamda alınıyor. Özel bir santrifüj cihazında yüksek hızda ve belli sürelerde döndürülüyor. Santrifüj edilen kan ayrıştırılıyor, kanın alyuvarlar ve akyuvarlar gibi şekilli elemanları dibe çökerken, Trombositten zengin bölümü ayrıştırılıyor. Trombositten zengin bu plazma özel bir işlemle alınıyor ve tedavi edilecek bölgeye mikroenjeksiyonlar yoluyla enjekte ediliyor. İşlem yaklaşık 30 dakika sürüyor. Bu tedavide kullanılan uygulama kitlerinin farklılık taşıdığını söyleyen Kışlaoğlu, bunların hastanın önünde hazırlanmasının önemine değindi. Hastadan kan alıp, santrifüjden geçirmek ve enjekte etmenin PRP tedavisi olmadığını belirten Kışlaoğlu, PRP’nin en önemli katkısının enjekte edildiği bölgede kanlanmayı artırması ve yara iyileşmesi süreçlerini uyarması olduğunun altını çizdi.

PRP’NİN YAN ETKİSİ VAR MI? Enjekte edilen karışım, hastanın kendi kanıyla hazırlandığı için alerji riski yoktur. İşlem sırasında kızarıklık meydana gelebilir ancak bu da birkaç saat sonra tamamen geçer.

PEELİNG NEDİR? Peeling, üst derinin soyulması ile derinin yenilenmesi ve cilt sorunlarının giderilmesinde uygulanan en etkili yöntemdir. Peelingte temel amaç, cildin hasar görmüş tabakalarını kaldırarak sağlıklı tabakayı ortaya çıkarmak ve cildi canlandırmaktır. Cildin uyarılması ile yeni hücre oluşumu hızlanır ve bu sayede cilt daha sağlıklı parlak ve pürüzsüz bir görünüme kavuşur.

LEKELER VE KIRIŞIKLIKLARA PEELİNG! Yüzdeki kırışıklıklar, cildin erken yaşlanması, cilt kuruluğu, genişlemiş gözenekler, cilt yorgunluğu, cilt lekeleri, çatlaklar ve elastikiyet kaybı gibi sorunların giderilmesi için peelingi öneren Kışlaoğlu, işlem son-

20 | KADIN

rası cildin daha genç, daha parlak ve daha elastik bir hale geldiğini vurguladı.

KAÇ ÇEŞİT PEELİNG VARDIR? Peelingler derinliğine göre; yüzeysel, orta derinlikte ve derin olarak üçe ayrılır. Peelingin derinliği arttıkça etkisi de artar fakat riski de bununla doğru orantılı olarak büyür. Bu bakımdan orta ve derin peelinglerin mutlaka uzman kişiler tarafından uygulanması gerekir.

MEYVE ASİTLERİ İLE HAFİF PEELİNG UYGULAMASI Meyve asitleriyle uygulanan bu yöntemde cildin üst tabakası yüzeysel olarak soyulur. 5 dakika içinde yapılan uygulama sırasında ciltte geçici olarak hafif bir yanma ve kızarma olabilir. Haftada 1 defa olmak üzere 5- 6 kez tekrarlanabilir.

PEELİNG SONRASI GÜNEŞ VE MAKYAJDAN UZAK DURUN! Peeling sonrası cildin özenle korunması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Kışlaoğlu, işlemden sonra güneş ışınlarına maruz kalmamak ve makyajdan uzak durmak gerektiğini hatırlatarak sözlerini tamamladı.


Kilden Gelen Güzellik Başta ülkemiz olmak üzere birçok ülkede yoğun ilgi gören Dermo Kil, çok ideal fiyatlarla

Biz farklıyız!

Saç, cilt ve vücut bakımına yönelik 28 çeşit bakım ürünüyle şimdi Hollanda’da

DERMO NATURAL - Jan Evertenstraat 49 Winkel, 1057 BN Amsterdam Tel: 020 845 72 75 • 0631778249 / Fax: 020 845 75 40

+31 (0)20 614 53 63

HİYJENLE GELEN TEMİZLİK • Profosyonel Zenix ürünleri • Kişisel bakım ürünleri • Cilt bakım ürünleri • Saç şekillendiriciler


BAKIM

Ameliyatsız

yüz gençleştirme

Yüz gençleştirme ve çeşitli estetik tedaviler günümüzün en popüler problemlerinden biri. Güzellik ve bakımını ihmal etmeyen kadınlar çeşitli estetik operasyonlar sonucu daha farklı bir vücuda sahip olmayı hayal ederken, kimi insanlarda geleneksel metodlarla yüz gençleştirme eyleminde bulunmak isteyebilir. Ameliyatsız, Neştersiz yüz gençleştirme operasyonu yaşamak ve yüzünüzü en az 10 yaş gençleştirmek istiyorsanız bu yazımızı okuyun. Cilt gerdirme tedavisi Elimizde bir sihirli değnek olsa… İstediğimiz her anda yüzümüzü gençleştirebilsek. İşlem, göz açıp kapayıncaya kadar sonuçlansa… Acısız, ağrısız, etkili halde… Yok, işin ’sihirli değnek’ bölümü hayal ama uygulamalar gerçek.. Clinic İstanbul Estetik Plastik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Tayfun Türkaslan yüz gençleştirmede en etkili sonuçları veren ameliyatsız metodları anlattı: Yüzdeki kırışıklıkların genellikle üç nedeni var. İlki; yaşlanan cilt. Zamanla cilde sıkılığını ve elas-

22 | KADIN

tikiyetini veren elastin ve kolajen liflerinin aralarındaki ilişki değişiyor. Cilde ışıltı veren su içeriği zamanla azaldığı için kuruma başlıyor. Bu yüzden de özellikle göz çevresinde küçük ve fazla derin olmayan çizgiler oluşmaya başlıyor. Yıllar içinde çizgiler, ince kırışıklık olarak tüm yüzde kendini gösteriyor. İkinci neden; göz çevresini, alın bölgesini, burun kanatları etrafını ve kaş arasını etkileyen mimik kaslarının hareketi. Üçüncü ise, yerçekiminin etkisiyle yüzün oval formunu kaybetmesi. Burun kanatlarından başlayarak göz kapağının dış ucuna

kadar olan bölgedeki çizgiler derinleşiyor, ağız kıvrımlarından çeneye inen ve boyun bölgesinde de etkili olan çizgiler oluşuyor. Bu kırışıklık çeşitleri, farklı uygulamalarla ortadan kaldırılabiliyor. Uygulamaların hepsi neşter gerektirmiyor. Mesela, yaşlılık izleri yüzeysel dermabrazyon ya da kimyasal peelingle siliniyor. Üst deri tabakasının bir kısmı uzaklaştırılarak yeni hücrelerin oluşmasına olanak tanınıyor. Oluşan yeni ciltte derin çizgiler ya görünmeyecek kadar inceliyor ya da yok oluyor. Yine de bu yöntemlerle yaşlılık sürecini durdurmak müm-


BAKIM kün değil. Cildin taze ve genç görünmesi açısından iki metot da etkili. Uygulamaya ve uygulanan alana göre her iki yöntemin de iyileşme süresi 1-2 hafta. Dermabrazyon ve kimyasal peelingin baharın ilk aylarında, sonbaharın bitiminde ya da kışın yapılması uygun. Diğer ameliyatsız uygulamaları da bilmekte yarar var. İşte bunlardan ilki:

BOTOKS Mimik kaslarının yol açtığı kırışıklıklar küçük dozlarda uygulanan botoks iğneleriyle felce uğratılıyor. Botoks, kaslara gönderilen sinir dürtülerinin belirli kısımlarının fonksiyonunu durduruyor. Alındaki kaslar çalışamaz hale geliyor ve hasta kaşlarını yukarı kaldıramadığı için alındaki yatay kırışıklıklar yok oluyor. Başka kasların fonksiyonu durduğu için burun çevresindeki yatay çizgiler geri çekiliyor. Gözün dış çevresindeki çizgileri de botoksla yok etmek gerekiyor. Bunun için de başka bir kasın bir bölümünün fonksiyonu bozuluyor. Bu uygulamalar ‘botulinum toxin’ maddesinin küçük dozlarda cilt altına enjekte edilmesiyle gerçekleşiyor. Botoks 3-5 gün arasında ilk etkisini gösteriyor. İki hafta sonra yüzde fark edilir bir değişiklik gözleniyor. Etkisi 6 ay sürüyor, daha sonra kırışıklıkların oluşmasını engellemek için yeni bir uygulama yapılıyor.

DOLGU Yüzdeki kırışık ve derin çizgileri tedavi etmek için en çok kullanılan yöntem. Yüzde yaşlanma devam ederken cilt altı yağ dokusunda da erime ve zayıflama gelişiyor. Sonuçta cilt aşağı iniyor ve derin oluklanmalar oluşuyor. Cilt altı yağ dokusunun en çok azaldığı burun kenarı olukları, ağız kenarında devam ederek derin kırışıklığı oluşturuyor. Dolgular, özellikle burun ve ağız kenarındaki derin kırışıklıklarda iyi sonuç veriyor. Dolgular, “hyaluronik asit” temelli maddeler. Hyaluronik asitler, deri ve derialtı dokularda normalde var olan doğal bileşenler. Alerji veya yan etki söz konusu değil. Amaç, cildin kaybolan su ve nemini yerine koymak. İşlem “hyalüronik mezoterapi” olarak adlandırılıyor. Bir ayda, haftada 4 kez uygulandığında yıl boyunca cildin nem ve ışıltı kazanmasını sağlıyor, yaşlanma etkilerini geciktiriyor. Deri dolgularının sık kullanıldığı bölgelerin başında dudak-

lar geliyor. Yaşla birlikte incelmeye yüz tutan dudakları kalınlaştırma, en çok yüz güldüren dolgu işlemi ve 10 dakika sürüyor. Dudak büyütme, istenildiği kadar yapılabilen bir işlem. Dudak dolguları 8 ay ile 2 yıl arasında kalıcı oluyor. Dolgular; elmacık kemiğinin belirginleştirilmesi, burun konturlarının düzeltilmesi gibi amaçlarla da kullanılıyor.

YÜZ MEZOTERAPİSİ Bu yöntemde, çok ince iğnelerle cilde ihtiyacı olan madde ve ilaçları vermek mümkün. Yüz mezoterapisi, diğer adıyla mezolifting, cildin doku kalitesini artırıyor. Amaç cilt yaşlılığını önlemek değil, mikroinjeksiyonlar ile cilde verilen maddeler sayesinde geciktirmek. Anti-aging özelliğe sahip mineral ve vitaminler, yaşlanmanın belirginleştiği bölgelere mezoterapi yoluyla uygulanıyor. Mezolift’le yüz, boyun, dekolte ve el sırtlarında oluşan yaşlanma etkilerini gideriliyor. PRP günümüzün son cilt gençleştirme trendi. “Drakula tedavisi” olarak biliniyor. Bu uygulama, kişiden alınan az miktardaki kanın özel bir tüpe konularak santrfüjundan sonra bileşenlerine ayrıştırılması ve elde edilen az miktardaki trombosit yönünden zenginleştirilmiş plazmanın (PRP), aynı kişiye enjeksiyonla iade edilmesini temel alıyor. Plateletler, yani trombositler, vücudumuzdaki hasarlı dokuların onarımını ve doğal hallerine dönmelerini sağlamak için gereken “büyüme faktörlerini” içeren kan

bileşenleridir. Dokularımızda herhangi bir hasar oluştuğunda kanımız trombositleri bu dokuya toplayarak onarım başlatır.

PRP uygulamasıyla, hedef dokuya kan dolaşımı ile taşınabilecek olandan çok daha fazla sayıda trombosit verilir. Böylece hasarlı dokunun onarımı da hızla ve güçlü bir şekilde başlayıp daha çabuk sonuçlanır. Çünkü PRP ile elde edilen trombositlerin yoğunluğu kandakinden 2-4 kat fazladır. Bu uygulamada, hastaya kendi kanı verildiği için HIV, hepatit gibi herhangi bir bulaşıcı hastalığın bulaşması söz konusu değildir.

PRP nasıl yapılıyor? Kişiden 2 tüp kan alınıyor, santrfüj cihazında trombositler ayrıştırılır. Trombositler tüpte birikip yoğunlaşıyor ve PRP denilen bir kan ürünü ortaya çıkıyor. Bu ürün, dolgu veya mezoterapi gibi yollarla deri altına uygulanıyor. Uygulama senede bir ve ayda 3-4 kez haftada bir tekrarlayan seanslar halinde yapılıyor. Bu yöntemin en başarılı olduğu alan, saç tedavisi. Dökülmeyi önlemek ve zayıf saçların kuvvetlendirilmesi amacıyla kullanılıyor.

Botoks, kare yüzü ovalleştirir Doç. Dr. Türkaslan şöyle diyor: “İdeal yüz biçimi, ovaldir. Yüz ovalinin bozulduğu kare yüzlerde sebepler çeşitli. Genellikle, çene eklemi iltihabının neden olduğu çene kası spazmı, çene kaslarının aşırı gelişmiş olması ve kemik hattaki belirginlik kare yüze neden oluyor. Botoks, bu sorunu da alt ediyor. Botoks, sinir iletimini geçici olarak engelleyerek kas hareketlerini durduruyor. İlgili kas grupları gevşiyor, iltihaplanmalardan kaynaklanan spazmlar çözülüyor. Botoks ile çene bölgesinin yumuşatılıp kare yüzün oval hale dönüştürülmesi yeni bir uygulama. İşlem ‘öğle tatili’ estetiği şeklinde uygulanıyor. Öncelikle çene hattına krem veya anestezik uygulanarak geçici hissizlik sağlanıyor. Sonra, yeni çene tasarımı için çene kası içine bireye özgü dozlarda botoks enjeksiyonu yapılıyor. Botoks 24-48 saat içinde etkisini gösteriyor. Bu etki 6 ay boyunca devam ediyor. İşlemin, konuşma ve çiğneme üzerine olumsuz etkisi yok. Aksine çene kasının fazla kuvvetli olduğu çene eklemi iltihabı ile birlikte, çene hastalıklarının tedavisini de sağlıyor.”

KADIN | 23


ŞEHİR IŞIKLARI

Hollanda’da Galatasaray coşkusu

Yağmur Organisatie Konyalılar günündeki başarılı organizesi dolayısıyla Konyalılar tarafından ödüllendirildi.

Anneler gününde onları mutlu kılmak için Sv Anatolia olarak annelerimize güller hediye ettik.

24 | KADIN

Konyalılar gününde Pla

tform ve Kadın dergisi yoğun ilgi gördü.

TURQUOISE BV sahibi Osman bey ve aile dostları Konyalılar gününde

Leiden’deki festivalde Ebru sanatını sergileyen Vildan Evren yoğun ilgi gördü.


ŞEHİR IŞIKLARI

Yozgatlılar gününde Yozgatlı gencler organizede aktif görev aldılar.

Kayseri Erciyes hastanesi Hollanda sorumlusu Ebru Özcan Hollanda’da hastanenin tanıtımı için yoğun çaba sarf ediyor.

HTIB, Kulsan Kültür ve Sanat vakfına 25.yılında başarısından dolayı ödüllendirdi.

Anneler gününde bayanlar sanatcı İntizar ile coştular.

Aksaray/Gülağaçlılar derneği kadın kolunun organize etmis olduğu geceye Oğuz Yılmaz şarkılarıyla renk kattı

Yakalılar Amsterdam’da bir araya geldiler.

KADIN | 25


HABER

SUN Eğitim Merkezi yeni binasına taşındı Kısa adı SUN EC olan SUN Eğitim Merkezi Vakfı 4 yıldır faaliyet gösterdiği Jacques Veltmanstraat 463 numaradan 6 mayıs tarihinde yeni mekanı Plein ’40 ’45 numara 5’e taşındı. 2008 yılında kurulduktan sonra her geçen yıl büyüyen ve gelişen eğitim vakfı, kapasitesi dolduğu halde kayıt yaptırmak isteyenlerin sayısı arttığı için daha büyük bir mekana ihtiyaç duyuyordu. Hizmet hayatına 15 öğrenci ve 3 eğitmen ile başlayan SUN Eğitim Merkezi, sergilediği başarı ve kaliteli hizmet anlayışına öğrenci velilerinin gösterdiği teveccüh ile bu yıl yaklaşık 250 öğrenci ve 45 eğitmen seviyesine ulaştı. İlkokul öğrencilerinin okul derslerine ek olarak ekstra dersler, ortaokul öğrencilerine yönelik ev ödevlerine yardım dersleri, CITO ve entree imtihanlarına hazırlık kurslarının yanı sıra ingilizce dersleri, etik ve ahlak dersleri, kişisel gelişim kursları, sunum ve proje hazırlama gibi geniş bir hizmet

Amsterdam Rotterdam Eindhoven 26 | KADIN

yelpazesinde öğrencilerine yardımcı olan SUN EC, yeni mekanında hizmet dallarını artırarak çalışmalarına tüm hızı ile devam edecek. Öğrencilerin eğitim hayatlarında ebeveynin payının çok önemli bir yeri olduğunun bilincinde olan SUN Eğitim Merkezi Vakfı, aileler ile yakın temas kurarak çocuklarının eğitimlerine azami seviyede katkı sağlamayı hedefliyor. Belirli periyotlarda düzenlenen veli toplantıları sırasında ailelerin görüş ve önerileri de alınarak çalışmalarına yön veriyor. Eğitimin sadece dersten ibaret olmadığı, ders dışı faaliyetlerin de eğitime katkısı oldugu bilinci ile her dönemde sanat, kültür, spor, eğlence vs. dallarında faaliyetler düzenleyen Eğitim Merkezi, öğrencilerin hem stres atmalarını sağlamakta, hem de bu dallara olan kabiliyetlerini ön plana çıkarmaya yardımcı olmaktadır. 12 ve 13 mayıs tarihlerinde öğrenci ve velileri ile birlikte açılışı gerçekleştirilen yeni mekanın kapıları bilgi almak isteyen herkese açık olup yeni sezon kayıtları başlamıştır. Geniş bilgi için www. sunec.nl internet adresine bakılabilir.

ından s a t k o ın 3 n ktasına n ’ a d Hollan ’nin 10 no e Türkiy

Vatan Kokulu Kahramanlar Medine Mustafa Toga - CAPALLE A/D IJSSEL: “Vatan Kokulu Kahramanlar” adlı tiyatro gösterisinin dördüncü bölümü olan “Medine” Hollanda’nın Capella a/d IJssel kentindeki Isala Tiyatro salonunda sunuldu. Hollanda Türk İslam Kuruluşları Birliği Genel Başkanı Ömer Oğuz Vural: “Rasululullah efendimizin islam kardeşliği üzerine çok büyük hassasiyetler göstermiş, kimsenin kimseden üstün olmadığını ensar ve muhaciri bir birine kardeş göstermiştir. Siz değerli misafirlerin böyle özel bir gösteriyi izlemek için salonu doldurmasından ziyadesi ile menmunum” dedi. Vural daha sonra “Vatan Kokulu Kahramanlar Medine” çalışma grubunu oluşturan Abdullah Güven, Ömer Vural, İsmail Çelen, Şengezer Kurk, Nadir Özsoy, Mustafa Çelen, Erkan Özçelik, Raşit Çelen, Musa Yüce, Ömer Oğuz Vural, Ali Daldal, Ömer Çelen, Murat Demir, Yusuf Köse, Zekeriya Ersoy, Ali Vural, Yılmaz Çelen’e yapmış oldukları katkılardan dolayı teşekkürlerini söyledi. Hollanda Türk İslam Kuruluşları Birliği Onursal Başkanı Abdullah Güven; “ 1400 yıl evvel öncesi gelen hıçkırıklar” temasıyla oyunu sergilediklerini salonun tıklım tıklım dolmasından dolayı oyunun amacına ulaştığını söyledi. Abdullah Güven sahneye gelerek tiyatro gösterisinde rol alan oyuncuları tek tek kutladı. Ardından bu güzide oyunun gerçekleşmesinde emeği geçen herkese şükranlarını bildirdi.

Antalya Izmir Bodrum Dalaman Istanbul

Ankara Kayseri Konya Elazığ Sivas


HABER

Hollanda ile Türkiye arasındaki 400 yıllık dostluk büyük bir coşkuyla kutlandı! 1612 yılında Büyükelçi Cornelis Haga Hollanda Cumhuriyeti’nin güven mektubunu Osmanlı Sultanı’na sunmasıyla iki ülke arasında başlayan ilişkilerin 400. yüzyılı coşkuyla Rotterdam Humanitas Bergweg binasında kutlandı. Kutlama şenliğinde Bezm-i Safa Grubu, Osmanlı Sultanları’nın bestelerini hem çaldı hem de söyledi. Salondaki bütün katılımcıları yüzyıllar öncesine götürürken, kendilerine özgü müziğiyle dinleyenleri adeta büyülediler. Şenliğin resmi açılışını Rotterdam Başkonsolosumuz Sayın Togan Oral Bey açılış konuşmasıyla yaptı. Konuşmasında Hollanda’nın çeşitli kentlerinde bir çok kültürel ve sa-

natsal etkinliklerin yapıldığını ve Türkiye ile Hollanda arasındaki ilişkilerin önemini dile getirdi. Rotterdam Başkonsolosumuz Sayın Togan Oral Bey’e yaptığı katkılardan dolayı Hollandaca öğrenme kitabı hediye eden Sayın Beker’e aynı diplomasi inceliğiyle Türkçe öğrenme kitabı hediye etti. Şenlik boyunca bütün konuklarla bire bir ilgilendi, konukseverliği ve içtenliği dikkat çekti. Hollanda Eğitim Bakanlığı’nın Avrupa Platformu ile birlikte açtığı ‘Hollanda ve Türkiye’deki okullararası kalıcı işbirliği’ (Onderwijssamenwerking met Turkije) En İyi Türkiye Projesi ‘ adlı yarışmaya katılan okulların ödülleri de verildi.

Anneler Günü Kadınlar matinesi

Mustafa Toga - ROTTERDAM: Anneler Gününe özel matinede kadınlar coştu. Geceye katılan bayanlar, konuk sanatçı Yağız, Selocan, Ümithan ve Ankaralı Armağan ile coştular. Hollanda’nın tanınmış yardımsever simalarından Reyhan Coşkun ’un organizatörlüğünde kadınlar Rotterdam’da unutulmaz bir gece yaşadılar. Anneler Gününe özel düzenlenen matineye Hollanda’nın her bölgesinden gelen bayanlar gönüllerince eğlendiler. Konuk sanatçı olarak özel olarak Türkiye’den gelen Yağız ve Armağan Aslan kadınlar matinesine katılan bayanlara unutulmaz bir gece yaşattı. Yağız repertuvarındaki en çok sevilen

Ben Seni Çok Sevdim, Canım Canım, Kara Kız, Yan Deli Gönlüm ve Ah Gönlüm eserlerine yer verdi. Genç kızlar Yağız’la birlikte fotoğraf çektirebilmek için kıyasıya mücadele ettiler. Gecenin geç saatlerinde sahne alan Armağan Aslan’ın söylediği fıkır fıkır Ankara oyun havalarıyla salonu dolduran yaklaşık 400 kişi eğlenceye doydular. Bayanlar “Hastasıyız Dede” parçasını genç sanatçıdan sık sık söylemesini istediler.

Yıldırım Reizen

64€

www.yildirimreizen.nl

’dan başlayan fiyatlarla

KADIN | 27


AYIN RÖPORTAJI

Nevin Özütok:

Bu kriz sayesinde ülke arınacak

Banu Çelik

Doğu Amsterdam Belediyesinde YeşilSol Partisini temsilen Açık Alan Departmanı’nda çalışan Nevin Özütok’la gerçekleştirdiğimiz söyleşide Hollanda’daki politik atmosferden, Türkiye’deki politikaya uzanıp birçok konuyu ele aldık. Ailenizin Hollanda’ya geliş hikayesini anlatır mısınız? “Babam Hollanda’ya Amsterdam’da bulunan NDSM’de gemi inşaatında kaynakçı olarak çalışmaya geldi. Kendine ait atölyesi vardı fakat bilindiği üzere 60’lı yıllarda Türkiye’deki ekonomik durum berbattı. Babamda heveslenip Avrupa’da çalışmak için kayıt olmuş. Bir ara işleri kötüken iyi bir zamanlama oldu ve Hollanda´dan

28 | KADIN

çağrı geldi. Birkaç yıl çalışıp geri dönmeyi düşünüyordu fakat aile birleşimi oldu.” İlk gelişinizde neler yaşadınız? “Olayları kavrayacak yaştaydım ve açıkcası Hollanda’ya gelmeyi istemiyordum. Türkiye’de kalıp yatılı öğretmen okuluna gitmeyi planlıyordum. Hatta sınavlara girmiştim, kaldığım takdirde eğitimimi, geleceğimi garanti altına almıştım ama babam

ve annemden izin çıkmadı.” O yaşlarda bu tür ilgi alanlarınız olduğuna göre zeki bir çocuktunuz. “Meraklıydım ve öğrenmeyi seviyordum. Ne el işleri ilgimi çekerdi, ne de bebekle oynamak. Daha çok erkek arkadaşlarım vardı, misket oynardık, kendi kendimize oyunlar üretirdik. Bir de erkek çocukları genelde dışarıda vakit geçirdikleri için


AYIN RÖPORTAJI benim karakterime daha uygundu. Kız arkadaşlarımın ev içinde oturup oyun oynamaları bana çok sıkıcı gelirdi. Ben koşup, ağaçlara tırmanmak isterken kız arkadaşlarım genelde yorulup oturup dinlenmek isterlerdi, bu beni açmazdı. Ben araştırmak, incelemek isterdim. Fiziksel alanda da sınırlarımı ölçer, bunları genişletmekle meşgul olurdum, kız arkadaşlarıma uyum sağlayamazdım. Bu sebepten dolayı bana ‘erkek fatma’ lakabı takmışlardı. Hatta bu özelliğim çevreden de eleştiriler almaya başlayınca ailem de benim durumumdan ötürü kaygılanmıştı. İstemiyerekte olsa Hollanda’ya geldiniz. İlk geldiğinizde yaşadıklarınızı anlatır mısınız? “İlk geldiğimde Hollanda bana çok sıkıcı gelmişti, bilhassa Amsterdam. Düşünün Adana´nın güneşli havasına, mavi gök ve denizine alışıkken buraya geliyorsunuz.. Hollanda’ya ilk gelişimiz arabayla oldu. Gelirken Avusturya, Almanya bana güzel gelmişti, gittikçe tabiatın da grileştiği analizini yapmıştım, bir de buraya geldiğimiz gün hava çok kötü yağmurluydu. Bu duyguyu hiç unutmam. Kendi kendime ‘eyvah! ben nereye geldim, keşke Adana’da kalsaydım’ dedim. Ama nitekim annem, babam ve kardeşlerim burada oldukları için bir yerden sonra buraya yerleşmeyi kabullendim. Adana’yı unutup Hollandaca öğrenmenin önemli olduğunu idrak ettim. Babam ve annem de Hollandaca bilmiyordu ben de ailenin en büyük çocuğu olduğum için bir sorumluluk hissi uyandı. Annem alışverişe gidemediği için ben gidiyordum böylelikle ben yine sürekli ev dışındaki işlere bakıp, meşgul olduğum için Türkiye’ye duyduğum özlem azalmaya başladı. Bu sefer burada bir çevre kurmak için çabaladım. Dil kursundan sonra MTS (De Middelbare Technische School) yani teknik okuluna gitmek istedim. Fakat o okul sırf erkeklere yönelik olduğu için okula kabul edilmedim. Dil kursundan sonra MAVO’ya başladım fakat orada çok sıkıldım çünkü dersler bana çok basit geldi. MAVO bittikten sonra 6 ay dişçi asistanlığı sertifikası için eğitim aldım ve sonra iş hayatına atıldım ve bir dişçinin yanında asistan olarak işe başladım. Daha sonra hayat beni çok farklı bir yöne sürükledi. Türkiye’de yaşayan birine aşık oldum ve evlenip tekrar Adana’ya yerleştim. Evliliğim

7 yıl sürdü ve boşanmayla sonuçlandı.” Peki Hollanda’ya alıştıktan sonra tekrar Adana’ya gidince ne fark ettiniz? “Adana’dan Hollanda’ya gittiğimde çok küçük yaşlardaydım, eğer orada kalıpta bir kadın olarak o kültürel kısıtlamalara alışık büyümüş olsaydım ortama ayak uydurabilirdim fakat bıraktığımda çocuktum. Tekrar orada hayatımı kurabileceğimi sanıyordum fakat öyle olmadığını gördüm. Örnek vermem gerekirse bir kadının tek başına sokağa çıkıp alışveriş yapması normal karşılanmıyordu, mutlaka başka bir kadınla veya aileden bir erkekle dışarı çıkılabiliniyordu. Bu tür durumlar bana çok saçma geldi. Eşiminde her ne kadar iyi eğitim almış olsada muhafazakar tutumları olduğunu farkettim. Çalışmak istiyordum ve yabancı dilimden ve insanlarla olan uyumlu ilişkilerimden dolayı iş teklifleride alıyordum, bunları değerlendirmem yasaklandı o zaman canıma tak etti ve tekrar Hollanda’ya döndüm. Amsterdam’a döndüğümde tekrar okumaya devam ettim. HBO’da İnsan Kaynakları Bölümü’nü okudum. Bir yandan okuyor bir yandan da çalışıyordum. HBO’dan sonra Amsterdam Üniversitesi’nde Sosyoloji Bölümü’nden mezun oldum.”

Politikaya atılmanız nasıl gerçekleşti? “İkiside bir arada oldu. Part-time okuduğum için, üniversitenin son yılında politikada görevler üstlenmeye başladım. 1996 yılında (Groenlinks) Yeşil Sol Partisi’ne üye oldum. Daha önceleri parti içinde gönüllü olarak kongrelerde görevler üstleniyordum. GroenLinks Partisi’nin halk tarafından sevilen parti lideri Ab Harrewijn’le tanıştım, düşüncelerimi çok beğendi ve partide aktif görev üstlenmemi teklif etti. 1998 yılında yerel seçimler vardı, birden kendimi kampanyaların ortasında buldum. Herşey çok hızlı ve ani gelişti ve meclis üyesi olarak Amsterdam Meclisine girdim.” Neden Groenlinks? “Öncelikle partinin doğaya karşı duyarlılığı bana çekici geldi. Bir de göçmenlere olan yaklaşımlarını daha insancıl ve gerçekçi buldum. Bir de partimiz popülist değil tam tersi bizim için konuların içeriği ve o konunun erbabı olmak önemli. Aslında partimiz ismindeki gibi aşırı sol bir parti değil, partimizi doğayı seven liberaller diye adlandırabiliriz. Yani sosyal bir parti; dar gelirliyi düşünen, haksızlığın önünde duran ve dar gelirlilerin yanında olan bir partiyiz. Politikamızda ekonominin

KADIN | 29


AYIN RÖPORTAJI de yeşilleşmesini istiyoruz. Mesela diğer politikacılar doğaya önem verdiklerini iddia ediyorlar ama parti programlarına baktığımız zaman güneş enerjisinin faydalarını ve kullanımını destekleyen partiyiz ve diğer partiler tarafından da bizim ilkelerimizin ve planlaramızın benimsenmesi doğru işler yaptığımızı gösteriyor. Partimiz için en önemlisi bizden sonraki jenerasyona yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için uğraşmak.”

‘HALK WİLDERS’I CEZALANDIRACAKTIR’ Hollanda’da hükümetin devrilmesiyle ilgili düşünceleriniz nedir? “Haliyle bu duruma ben de çok sevindim. Keskin sirke küpüne zarar. Geert Wilders ve partisi bunu yaptı.” Sizce bunu yaparak partisine zarar mı verdi yoksa Avrupa Birligi’ne gönderilmesi gereken bütçe planlamasını yapmayıp hükümetten desteğini çekmesi ile stratejik davranıp bir sonraki seçimlerde daha da büyük bir parti haline gelme düşüncesiyle mi yaptı? “Hollanda da eğer biri oyunu bozarsa cezalandırılır ve şimdi halk Wilders’ı cezalandıracak. Ben sendikada başkanlık yaptım ve bizim için kavgacı derler. Evet kavgacıyız ama bir kavgada asla son aşamaya getirmeyiz hedeflediğimiz masa başında uzlaşma sağlamaktır. Çünkü bunu yapmadığın takdirde üyelerin tarafından dışlanırsın onların beklentisi çözümü sağlamaktır. Eğer ortada bir savaş varsa her iki tarafta kazanabilmeli. Hollanda’nın kültürünü göz önünde bulundurursak halkın Wilders’ı cezalandıracağını düşünüyorum; çünkü insanlar bilinçli, ülke ekonomik krizle boğuşurken Wilders’ın bu tür hareketleri asla affedilemez. PVV üyeleri ülkenin sorularına somut çözüm getirmenin yerine sadece kampanyalarında İslam dini ve müslümanları dillerine doladılar. Artık halkta bu politikacının sadece islam politikası güttüğünü gördü. Wilders’ın, Avrupa Birliği Komisyonu’na bütçe planlaması gönderileceği hafta hükümmetten desteğini çekmesi dikkat edilmesi gereken bir nokta. Aklınca seçmenlerine karşı kahraman oldu, ellerini temiz tutup zor işlerden sıyrıldı. Artık öyle bir duruma geldi ki Wilders yandaşı gazetelerden biri olan

30 | KADIN

“Ülke olarak kriz içindeyiz ama ben bu durumun değişeceğine inanıyorum! Pesimist değilim! Hatta doğaya inanan biri olarak bu kriz sayesinde ülke olarak temizlenip kirlenden arınacağımızı düşünüyorum.” Telegraf gazetesi bile artık Wilders ve politikalarını eleştirmeye başladı.” Partinizin krizden çıkmak için sunduğu çözümler neler? “Parti programlarını inceledigimde hepsinin artıları ve eksikleri olduğunu görüyorum. Partilerin konulara verdiği ağırlık farklı ve kendi bünyelerinde bir denge sağlamaya çalışırlar. Bence bu krizden kurtulmak sadece tek bir partinin yapabileceği bir iş değil. Geniş bir tabana hitap etmek gerekiyor. VVD, D66, Groenlinks ve hatta PvdA partisinden bir koalisyon oluşturabilinir. Çünkü sorun çok büyük ve hepimizin. Zaten bu partiler bütçe planmasını hazırlayan partilerdi, sadece PvdA partisi yoktu. Benim isteğim bu partininde bir sonraki koalisyonda bulunması.” Sağ partilerden politikanıza yakın olan bir parti var mı? “VVD partisinin liberal özelliği bize yakın ama sosyal tarafı uzak. O yüzden PvdA ve GroenLinks bir koalisyon oluşturursa VVD partisini sosyalleştirebiliriz.”

‘CHP’YE YAKIN DURUYORUM’ Türkiye’de kendinize yakın bulduğunuz bir parti var mı? “Bana en yakın parti CHP. Geçtiğimiz günlerde Ankara’da CHP Kadın Kolları’nın Kadınlar Günü dolayısıyla hazırlamış olduğu bir sempozyuma katıldım. Üyelerle görüşmelerim oldu ve bu tanışmamızdan ötürü çok memnun kaldım. Çok aktif ve enerji dolu olduklarını gördüm, o yüzden hepsini çok sevdim.” Bu sizin CHP üyeleriyle ilk tanışmanız mı oluyor? “Daha öncesinde Hollanda’ya gelen üyelerle görüşmelerim oldu ama benim birebir kendi mekanlarında çalışmalarına tanık olmam ilk kez gerçekleşti. CHP üyelerinin dışında sendikada çalışan kadınlarda vardı. CHP Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan’la tanıştım. Ziyaretim esnasında kendime yeni entellektüel bir kaynak bulduğumu gördüm. Çok keyifliydi! Hollanda’ya döndükten sonra sosyal medya aracılığıyla iletişim içindeyiz.”



EVLİLİK TERAPİSİ

Evliliğinizin terapiye ihtiyacı var mı?

Özlem Özyol

32 32 || KADIN KADIN


EVLİLİK TERAPİSİ

Hiçbir evlilik mükemmel değildir. Hemen her çift evliliği boyunca zaman zaman yardıma ihtiyaç duyabilir. Evlilik terapisi almak için mutlaka sıkıntılı bir evlilik içinde olmak da gerekmez. Bizim ülkemizde henüz pek alışılmış olmamakla birlikte, yurt dışında evlilikleri sağlam olan bir çok çift ilişkilerini daha da geliştirmek ya da çıkabilecek sorunları önlemek amacıyla evlilik danışmanlığı almakta ya da ilişki geliştirme programlarına katılmaktadır. İLİŞKİ KALİTESİZLEŞİNCE Çatışmalı evlilikler çoğu insanın evlilik yaşamındaki iniş çıkışlardan farklı bir durum arz eder. Sorunlu evliliklerde ilişkideki hayal kırıklığı bir gelip bir gitmez, süreğendir ve kişiler evliliklerinden derin bir tatminsizlik duyarlar. Bu tür evliliklerde sık ve giderek şiddeti artan kavgalar yaşanır. Kavgalar çözüme götürmez, sadece tükenmişlik hissi yaratır. Sorunlu evliliklerde de bazen çiftler kavga etmez. Ama kavgalı olmamakla birlikte ilişki kaliteli değildir, eşler birbirlerinden tamamen kopukturlar; birbirleri için bir şeyler yapmayı ve iletişimi tamamen keserler, bu durumda evlilik yaşamında işler daha da kötüye gitmeye başlar. Çözüme kavuşmayan sık tartışmalar, olumlu duyguların kaybı, arkadaşlık ve canlılığın azalması evliliğin sorunlu olduğunun işaretleridir. Önemsememe, içe çekilme, şiddet ve bağlantının tümüyle kopuk olması gibi durumlar evliliğin tam bir problem içinde olduğuna ve boşanma riskinin yüksek olduğuna işaret eder.

HANGİ SORUNLAR YAŞANIR?

evliliğe mükemmel bir eş olarak başlamaz. Evlilik; kendini anlamak, eşini anlamak, tartışmayı bilmek (iyi kavga etmek), problem çözmek ve farklılıkları kabul edebilmek gibi bazı beceriler gerektirir. Bazen yetiştiğimiz ailedeki etkili olmayan, olumsuz davranış kalıpları ilişkiye taşınabilir, kimi zaman da yaşamın normal güçlükleri mutlu bir evlilik sürdürmeyi zorlaştırabilir. Evlilik terapisi; bir yanıyla iletişimi öğrenmektir. Problem çözme ve çok fazla incitmeden nasıl kavga edilebileceğini öğrenme gibi becerileri oluşturmaya, ilişkiyi yeniden kurmaya yardım eder.

PEK ÇOK TÜRÜ VAR Evlilik terapisi ile; eşlerin birbirini insan olarak görmeyi öğrenmeleri hedeflenir; karşısındakinin kişilik özelliklerini anlamaları ve uzlaştırılabilecek farklılıklarını uzlaştırabilmeyi, uzlaştırılamayacakları ise kabul edebilmeyi öğrenmeleri sağlanmaya çalışılır. Etkili çift terapisinin bir çok türleri vardır. Bazıları beceri ve pratiği arttırır. Bazıları geçmişe daha çok yönelir ve işlerin

nasıl bu hale geldiğine bakar. Çoğu da ikisini birleştirir.

EŞİNİZ TERAPİYE GİTMEK İSTEMEZSE Bazı insanlara, toplumsal koşullanmalar veya kişilik yapıları nedeniyle sorunları için yardım istemek güç gelir. Bazen de ilişkideki çatışmanın sonucu olarak eşlerden biri terapiye gelmeyi isterken diğeri onun isteğine direnebilir. Çoğu zaman yapılan hata; danışmanlık alma çözüm önerisini kavga esnasında veya problemin yoğun olarak yaşandığı bir anda, olumsuz duygular daha henüz yatışmamışken gündeme getirmektir. Böyle bir yaklaşım terapiye başlamayı engellemekte ya da geciktirmektedir. Kavga sırasında eşlerden biri psikoloğa gitmeyi önerdiğinde çoğunlukla karşı taraf bunu bir eleştiri veya hasta kişi suçlaması olarak algılamakta ve tepki gösterebilmektedir. Eğer tüm çabalarınıza ve teşviklerinize rağmen eşiniz terapiye gitmeyi reddediyorsa kendi başınıza bir şeyler yapmaya başlayabilirsiniz.

Evlilikte problemler genellikle iletişim, problem çözme, tartışma, duygusal yakınlık ve cinsellik gibi konularda ortaya çıkmaktadır. Bu tür problemler genellikle evli olmanın gereklerini tam olarak kavrayamamış, sıhhatlı bir iletişimin nasıl yapılacağını ve desteğin nasıl sağlanacağını öğrenememiş kişilerin ilişkilerinde ortaya çıkar. Böyle kişilerde ilişkinin erken romantik dönemlerinde bir süre ilişki iyi gidebilir. Fakat çiftler evlilikteki uzun vadeli görevlere hazır değilse bir süre sonra problemler yaşanmaya başlar. Çiftlerle ilgili çalışmalar, evlilik uyumsuzluğu ve ayrılık riskinin, evliliğin erken dönemlerinde daha yüksek olduğunu göstermektedir.

EVLİLİK TERAPİSİ NEDİR? Evlilik problemleri için etkili tedavi yöntemleri vardır. İlişkileri üstünde çalışmaya istekli olmaları halinde, çoğu kimse evliliklerini yeniden tatminkar hale getirebilir. Kimse

KADIN || 33 33 KADIN


EVLİLİK TERAPİSİ

3 adımda ‘sözel zeka’ geliştirme yöntemleri Kendimizi doğru ifade edebilmek aklımızdakini dilimize yansıtabilmenin en etkili yolu çocuk yaşlardan itibaren sözel zekayı geliştirmekten geçer. Peki sözel zeka nasıl gelişir? Mehtap Kayaoğlu

34 | KADIN


EVLİLİK TERAPİSİ

B

aşımıza ne geliyorsa dilimizden geliyor. Ya çok konuşuyor boş söylüyoruz; ya ne diyeceğimizi bilemiyoruz; ya bildiğimizi aktaramıyoruz; ya aklımızdakini dilimize yansıtamıyoruz; ya...vs. liste uzayıp gidebilir. Tüm bunların çocukluktan beri kazanmamız gereken; fakat şartlar doğru oluşturulmadığı için eksikliğini yetişkin hayatımızda hissettiğimiz, aile içi eğitimimizde yapılan hatalara bağlı olduğunu biliyorsak ne yaparız? İlk iş çocuklarımızı doğru yetiştirmeye çalışırız değil mi? Büyüdüklerinde bizim yaşadığımız sorunları yaşamasınlar, kendilerini doğru şekilde ifade edebilsinler, kaşım diyecekleri yerde gözüm diyerek yaşamsal teknik arızalara düşmesinler diye! Zaten anne/baba olmak da bunu gerektirir. “Hepimize aferin, doğru yoldayız.” diye düşündükten hemen sonra başlayalım mı çocukta sözel zeka oluşturmanın pratik yöntemlerine; 1. Davranışlarınızı seslendirin! Bebek daha anne karnındayken onunla konuşmaya başlayın. Çocukla konuşmak demek, onunla dertleşmek demek değildir, sakın ikisini birbirine karıştırmayın. Çocukla konuşmak, çevrede olan bitenler hakkında bilgi vermek çok önemlidir. Metaforik olarak söylemem gerekirse, davranışlarınızı seslendirin. Birçok anne, çocuğuyla ne konuşacağını bilemiyor. Davranışları seslendirmek çok pratik bir yöntem bence. “Tatlı bebeğim benim. Bak anne yatağından kalktı, elini yüzünü yıkadı. Şimdi mutfağa doğru gidiyoruzzz. Biricik babana kahvaltı hazırlayacağız birlikte. Hııhh.. şöyyyle çayımızı ocağa koyalım. Cici kocacığım yanımıza gelinceye kadar masamızı hazırlayalım. Bakalım dolapta neler varmış? Peynirimiz bitmiş... amannn olsunnn... Acaba babanın canı ne ister? Ne dersin, hımm peki yumurta haşlayalım...” gibi. (Bu arada beylere sabah kahvaltısı hazırlattırıyorum, lütfen dikkatten kaçmasın. Ailedeki denge için çookk önemli bayanlar.) Aynı yöntemi, dünyaya gözlerini açmış bebekleriniz için de uygulayacaksınız. Odanın içinde yürürken, iş yaparken,

bir kenarda sessiz sessiz kuzu gibi yatan yeni doğmuş bebeğinize de aynı işlem... etrafta yürümeye başlayan bebeğinize de aynı işlem... 4 yaşına gelmiş çocuğunuza da... sizler sesli davranışlar sergilediğinizde, çocuğunuzun kelime hazinesi gelişir, ifade yeteneği artar. Dinleme becerisi kazanır. Onunla karşılıklı konuşmaya başladığınızda benzer davranışları yapacağı için dinleme becerisinin yanında konuşma becerisi de gelişir. Dikkat ederseniz “sesli davranışlar” uygulaması yakın hissetmenize, kelime dağarcığı geliştirmesine, dinleme ve konuşma becerisi kazanmasına, görsel malzemeyi kelimelere dökme yeteneği geliştirmesine, görülenle konuşulan arasında bağlantı kurabilmesine, ilişkilendirme yeteneği geliştirmesine,... yardımcı olur. 2. Resimli kitaplar ve çevrede gördükleri hakkında yorumlar yaptırın. Elinize aldığınız resimli kitaplardan hikayeler oluşturmasını sağlayın. “Aa bak resimde neler varmış... hadi bana resimde neler olduğunu anlat... aferin... sence ne yapıyorlardır? Hımm güzelll... peki sence başka ne olmuştur burda..?” gibi açıcı sorularla cevabını çeşitlendirmesini sağlayın. Tek cevaplardan ziyade aynı resme değişik açılardan bakabileceği farklı yorumlar yaptırmaya çalışın. Böylece çoktan seçmeli düşünmeyi, aynı görüntünün birbirinden farklı çeşit çeşit duruma işaret

etmiş olabileceğini farkeder. Dolayısıyla hayal gücü gelişir. Söylenen bir sözü yeniden gözden geçirir. Kendi cümlelerini ve kendi hayalini bile yeniden yorumlar. Yani aynı görüntüyü yeniden yapılandırır. Bir duruma, değişik açılardan bakabilmeyi ve değişik şekillerde ifade edebilmeyi öğrenir. 3. Yarım hikaye tekniği deneyin. Yani hikaye kitabı okurken, masalın başını okuduktan sonra “Şimdi sence ne olmuştur?” diye sorun. Onun cevabını dinledikten sonra siz de bir tahmin yapın. Ve “Hadi devam edelimmm... bakalım hangimizin dediği çıkacak...” diye kitabı okumaya devam edin. İkinizden birinin söylediği tutarsa mıncıklama eğlenme davranışlarıyla ortamı eğlenceli hale getirin. İkinizin tahmini de tutmazsa “Hii tühhh gördün müüü ikimiz de bilemedik... ayyy çok komikkk....” benzeri tatlı bir tarzla okumaya devam edin. Başka bir hikayede de öykünün sonunu okuyup, başını tahmin ettirmeye çalışın. Böylece sonunu duyduğu bir duruma başlangıç üretmek ve bu üretileni sizinle paylaşmak zorunda kalacak. Böylece baştan sona ve sondan başa tamamlama yeteneği gelişecek. Konuyla ilgili sorular sormuş olduğunuz için olayı takip etme yeteneği kazanacak. Her soruya cevap verdiği için, sosyal iletişimin ana kuralı olan “ortama dahil olma ve ortamla ilgili sürece katılabilme” yeteneği de gelişecek. Anlatılanlarla, resimli kitapların resimleri arasında bağlantı kurarak, hem sonucu tahmin etme konusunda egzersiz yapmış olacak hem de parçadan bütüne gitmeyi öğrenecek. Günlük hayatta kendisini ifade edemeyen, konuşmaktan çekinen kişiler, genellikle olayları doğru algılayamadıklarını, doğru yorumlayamadıklarını düşünerek çekimser davranırlar. Oysa vakıa hakkında çeşitli açılardan fikir üretebilen kimseler daha girişken, daha konuşkan davranırlar. Bizler çocuklarımıza bu anlamda yardımcı olursak, büyüdüklerinde bahsedilen türden zorluklar yaşamayacaklardır. Onların mutluluğu hepimizin mutluluğu...

KADIN | 35


HABER

Çiftler bu otelden boşanarak ayrılıyor Hollanda’daki boşanma otelinde mutsuz çiftler ayrı odalara yerleştikten sonra bütün bir hafta sonunu avukat, psikolog ve boşanma uzmanları ile geçiriyorlar ve otel çıkışında kendilerine boşanma belgeleri sunuluyor. Boşanma otelinde mutsuz çiftler ayrı odalara yerleştikten sonra bütün bir hafta sonunu avukat, psikolog ve boşanma uzmanları ile geçiriyorlar ve otel çıkışında kendilerine boşanma belgeleri sunuluyor. 2 gün boyunca otelde verilen hizmet dâhilinde firma; nafaka, mal paylaşılması, varsa çocuğun ziyaret hakları, vesayeti gibi konularda uzlaşma sağlayarak boşanma sürecini hem kolaylaştırıyor, hem hızlandırıyor. Şimdiye kadar 17 çiftin boşanmak için giriş yaptığı otelde ayrılık kararı almış eşlere; psikolog, pedagog, avukat, evlilik danışmanı, noter ve hayat koçundan oluşan bir kadro istihdam ediliyor ve geriye sadece boşanma prosedürü kalıyor. Bu paket çiftlere; finansal düzenlemelerinin karmaşıklığına veya ortada çocuk olup olmadığına bağlı olarak 2500 ila 10000 Euro arasında bir fiyata mal oluyor. Otelin kurucusu Jim Halfens verdiği bir ropörtajda insanların bu otele karşı çok ilgili oldu-

Jim Halfens

ğunu çünkü çok özel bir iş yaptıklarını söyledi. “Önce birbirinize karşı çok sinirli oluyorsunuz ama sonra ‘hadi bu işi anlaşarak halledelim’ deyip bize geldiğinizde, biz süreci hızlandırıyoruz.” diye konuştu. Halfens boşanma işini ticarete dökmüş tek kişi değil. Geçtiğimiz ay Meksika hukuk bürosu avukatları, marketlerde satılabilen ve evliliği kötü giden arkadaşlara hediye edilebilen, online boşanma hizmeti sağlayan Libera Pass adındaki boşanma hediye kartını piyasaya sürmüştü. Özlem Kart (İkinci Mansiyon)

36 | KADIN

“Elimden tutar mısın?” LAHEY - All For Life Dayanışma ve Yardımlaşma Vakfi, “Elimden tutar mısın?” sloganıyla başlatmış olduğu yardım kampanyasını Rotterdam’da düzenlediği bir sunumla davetlilerine ve kamuoyuna tanıttı. Kimse Yok Mu Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği fahri temsilcisi ve All For Life Dayanışma ve Yardımlaşma Vakfı’nın denetim kurulu başkanı Ziya Bekman’ın yaptığı açılış ve tanıtım konuşması ile başlayan programda, yeni kurulan yardım derneğinin yapısı, amaçları, vizyonu, yapmakta olduğu ve yapacağı faaliyetlerle ilgili bilgiler verildi. “Elimden Tutar mısın?” yardım kampanyasının içeriğini slaytlar eşliğinde anlatan Bekman, Somali’den gelen ziyaretçilerin Hollanda temaslarında olumlu görüşmeler yaptık, bu çerçevede 23 Nisan’da Somali’de yapımını başlattığımız 3 adet yetimhane oldu. All For Life Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı olarak kampanya çerçevesinde yetimhane yapımı çalışmalarımızı halkın desteğiyle arttırarak devam ettirmek istiyoruz, dedi.


Sueno Organisatie ve Witte Koets işbirliği ile hazırlanmıştır

Basın sponsoru:

De Stem van de Multi-Culti Vrouw

+31 (0)20 614 53 63

Sponsorluk ve stand için: 0641587058 / 0642555606 / 0615000984


TEST

Özgüven Testi Kişisel Gelişim Testleri cevaplarınızı bir kağıda not ediniz. Kişisel Gelişim Testini bitirdikten sonra sonucu kontrol ediniz.

Hazırlayan: Özlem Özyol 1. İş ya da üniversite için yaptığınız üç başvurunuz reddedilirse kendi yeteneğinizden şüphe eder misiniz?

2. Büyük kalabalıklar kafanızı karıştırıyor ya da sizi korkutuyor mu?

3. Şu anda dolabınız eski püskü kıyafetlerle mi dolu?

a) Evet b) Hayır

a) Evet b) Hayır

a) Evet b) Hayır

S GRATI EN R PARKE


TEST 4. Kendinize sürekli aynada bakar mısınız? a) Evet b) Hayır

5. Yürürken ya da birini beklerken vücudunuzun duruşu dik mi? a) Evet b) Hayır

6. Çoğu zaman insanların sizin hakkınızda dedikodu yaptığını düşünür müsünüz? a) Evet b) Hayır

9. Tanımadığınız bir ülkeye bilet kazansanız ya da size böyle bir bilet verilse, yalnız gitmekten korkar mısınız?

14. Ebeveynlerinizin sizi sevdiğini hissediyor musunuz? a) Evet b) Hayır

a) Evet b) Hayır

15. Her gün yeni bir şey öğrenmeniz gerektiğine inanıyor musunuz?

10. Sevdiğiniz kişiye aşkınızı ilan edebileceğinizi düşünüyor musunuz?

a) Evet b) Hayır

a) Evet b) Hayır

11. Çoğu zaman kötü rüyalar görür müsünüz?

16. Satın aldığınız ucuz bir şeyi geri vermektense zarara katlanarak kullanmayı mı tercih edersiniz? a) Evet b) Hayır

a) Evet b) Hayır

7. Güvenlik kuvvetlerinden biri size yaklaştığında kalbiniz daha hızlı atmaya başlar mı? a) Evet b) Hayır

12. Bir sorun gözüktüğünde çoğu zaman onu kendi kendinize çözer misiniz?

17. Çabalarınızın çoğu zaman başarısızlıkla sonuçlandığını hissediyor musunuz? a) Evet b) Hayır

a) Evet b) Hayır

8. Lokanta otobüs ya da caddedeki yabancılar arasında size birinin dikkatle baktığını ya da size kahkaha attığını hissediyor musunuz?

13. Acil durumlar o “kara gün” için biriktirmiş olduğunuz paranız var mı?

a) Evet b) Hayır

a) Evet b) Hayır

18. İnsanlar çoğu zaman sizden öğüt istiyor mu? a) Evet b) Hayır

Eğer verdiğiniz cevap aşağıdaki cevaplarla aynıysa her bir cevap için 2 puan verin 1. Hayır, 2. Hayır, 3. Hayır, 4. Hayır, 5. Evet, 6. Hayır, 7. Hayır, 8. Hayır, 9. Hayır, 10. Evet, 11. Hayır, 12. Evet, 13. Evet, 14. Evet, 15. Evet, 16. Hayır, 17. Hayır, 18. Evet

Özgüven Ölçme Testi Puanlaması 35 - 44: Bu aralıkta kendine güven konusunda sorun yok. İnsanlar önderlik ve ilham için size güveniyorlar. Muhtemelen, yine de, bazı kesim sizin kendini beğenmiş ve ezici olduğunu düşünüyor. Doğru söylemek gerekirse enaniyetiniz (egonuz) epey fazla. Siz de şahsi olarak sizi öldürmeyen şeyin sizi güçlendireceğini düşünüyorsunuz. Ancak ünlü mütefekkir Goethe’nin ifadeleriyle “İstenilen herşeyi yapmak için insan kendini olduğundan daha iyi görmelidir”

20 - 36: Bu ortalama bir aralık ve özgüven konusunda güçlü ve zayıf yönleri olan bir insanı işaret ediyor. Bu test yoluyla korkularınızı saptayabilir, onların geçerliliğini değerlendirebilir ve isterseniz onları düzeltebilirsiniz. Hayır, cevaplarınıza tekrar bakıp üzerinde düşünün lütfen. 6 - 18 : Korkak ve kendine güvenmeyen, etrafındakilerin önderlik ve rehberliğine ihtiyaç duyan birisiniz. Hayatı güzel

yaşamak için biraz desteğe ihtiyacınız olduğu muhakkak. Bilmemek sizi bıktırmasın. Öğrenmenin sihirli kapıları her zaman ardına kadar açık. 0 - 4: Bu oldukça nadir alınan bir puandır ancak bu aralığa düşerseniz, bu bilgili bir kişiden belki bir psikiyatr, doktor yada bir din görevlisinden yardım almanız gerektiği anlamına gelir. Hayat sizin için korku ve endişe dolu olmalı.


MODA

Geschreven door: Sinem Akten

Mode inspiratie: Print Pucci, Roberto Cavalli, Prada, Marc Jacobs en ga maar zo door. Bijna iedere fashion designer heeft een item met print in zijn collectie. Voor de mensen die niet van printjes houden, omarm het want je kan er niet meer om heen. Print = hot! Drukke printjes dragen en er nog steeds goed uit zien kan heel moeilijk zijn. Hieronder hebben wij een paar tips voor jullie waarbij het dragen van printjes een groot succes zal worden.

Figuur Vergis je niet; printjes staan leuk bij iedereen. Heb je brede heupen? Kies dan voor een top met print en een zwarte broek. De zwarte kleur slankt je heupen af en vestigt alle aandacht op je bovenlichaam. Heb je een forse bovenlichaam? Kies dan voor een broek of rok met print met een zwarte top erboven. Hierbij gaat de aandacht naar je onderlichaam. Vergeet niet een paar mooie hakken om je outfit af te maken.

40 | KADIN


MODA Evenwicht Bij het dragen van printjes moet je één ding goed in je achterhoofd houden, namelijk: evenwicht. Als je een print top draagt, zorg er dan voor dat je broek heel basic is. Hierdoor blijft alle aandacht op je topje gevestigd. Natuurlijk kan dat ook andersom, dus met een drukke broek kies je voor een simpele top. Matchen Als je gaat shoppen naar een kledingstuk met print moet je goed op de kleuren letten. Staan die kleuren jou goed? Dan staat het printje waarschijnlijk ook heel mooi bij jou. Kies één of twee kleuren uit het print en maak je outfit daar mee af. Dus zit er een oranje kleur in het printje? Neem dan een paar oranje pumps of een oranje handtas.

Print op Print Voor sommigen zal het even wennen zijn maar een print kan best gecombineerd worden met een andere print. De meest veilige manier is om een bloemenprint met een andere bloemenprint te matchen. Denk bijvoorbeeld aan een colbertje met bloemetjes met een shirtje of blouse in een andere contrasterende bloemenprint. Je kan er ook voor kiezen om hetzelfde printje te combineren met een andere kleurstelling. Voor de waaghalzen: combineer je bloemenprint met streepjes of polkadots. Accessoires Als je het niet durft om printjes te dragen in je kledingstukken kun je het altijd doen met je accessoires. Denk hierbij aan mooie laarzen, hakken of een tas in een drukke print. Hou dan wel de rest van je outfit rustig zodat je accessoires goed opvallen.

KADIN | 41


MODE INTERVIEW

Fotografie: Özden Karababa

42 | KADIN

‘Torenhoge hakken dragen nu het nog kan. Straks ben ik er te oud voor, dus ik wil er van genoten hebben!’


Geschreven door: Sinem Akten en Silva Ete

MODE INTERVIEW

Karsu Donmez over Mode Er is geen persoon die haar niet kent, het meisje met de gouden stem: Karsu Donmez. Haar muziekcarriere ziet er beter uit dan ooit en ieder keert verschijnt ze weer prachtig op het podium. Wat is mode voor Karsu en wie of wat inspireert haar? ‘Hoe omschrijf jij je kledingstijl?’ ‘Het verschilt heel erg zoals bij ieder meisje. Ik kan heel netjes gekleed zijn, maar het liefst ga ik voor casual, dus een spijkerbroek en shirtje. Wel heb ik een motto: Torenhoge hakken dragen nu het nog kan. Straks ben ik er te oud voor, dus ik wil ervan genoten hebben!’ ‘Kleed jij je naar je emoties?’ ‘Ja zeker weten. Soms heb je van die dagen dat je niet wilt opvallen. Dan ga ik undercover uit huis met capuchon en al. Op vrolijke dagen haal ik het liefst mijn jurkjes met bloemenprint uit de kast.’ ‘Wie is jouw favoriete ontwerper?’ ‘Zuhair Murad. Mijn doel in het leven is niet alleen mooie muziek maken, maar ook om ooit één van zijn jurken te kunnen kopen.’ ‘Welke kledingstukken moet een vrouw hebben, volgens jou?’ ‘Een Little Black Dress natuurlijk, een goede jeans en een mooie paar hakken, het liefst in het zwart of rood.’ ‘Welke fashion trend vind/vond jij het verschrikkelijkst?’ ‘Tuinbroeken, zeker weten. Als ik het bij mijn zusje zie denk ik echt, NEE. Als ik ooit zwanger word, wil ik het wel een kans geven, dan staat het best leuk.’ ‘Welke fashion trend is jouw favoriet?’ ‘Van die cocktail jurkjes in kokermodel. Alle Turkse vrouwen kunnen dat goed hebben!’ ‘Waar haal jij je inspiratie vandaan?’ ‘Niet uit de bladen! Waarschijnlijk haal ik het onbewust van de televisie. Ik merk wel dat ik mijn inspiratie ook uit steden haal. In Thailand werd ik door de Thaise mode geïnspireerd en begon ik me ook zo te kleden. In New York kleed ik me ook in hun stijl. Ik koop gewoon alles wat ik leuk vind en maak daar leuke outfits van.’ ‘Waar let jij op, bij het uitzoeken van je gala jurken?’ ‘Dat het niet te kort is. Als zangeres/pianist kan het een beetje link zijn om met een korte jurk achter de piano te zitten. De kleur is ook heel belangrijk. Ik haal bijna nooit zwarte jurken omdat het decor ook bijna altijd zwart is. Een jurk met pailletten werkt goed op het podium, maar op foto’s weer niet. Eigenlijk heb ik dus best veel criteria voor een jurk.’ ‘Beïnvloedt Jazz jouw kledingstijl?’ ‘Ja, als artiest moet je herkenbaar zijn met je stijl. Ik moet mijn uiterlijk niet teveel veranderen tussen mijn eerste en tweede album, omdat het mijn image is. ‘

‘Heb jij dan ook een statement-look zoals andere artiesten?’ ‘Ja zeker, mijn moeder laat het niet toe dat ik mijn haren kort knip. Zij vindt mijn haar mijn statement. Voor de rest zijn mijn hoge hakken en rode nagels ook echt een deel van mijn look. Ik heb altijd rode nagels!’ ‘Bij de volgende vragen moet je kiezen tussen twee woorden, waarvan één jouw kledingstijl het beste omschrijft.’ ‘Simpel of Opvallend?’ ‘Opvallend’ ‘Zwart-wit of kleur?’ ‘Kleur’ ‘Broeken of Jurken?’ ‘Jurken’ ‘Hakken of sneakers?’ ‘Hakken’ ‘Comfortabel of Trendy?’ ‘Comfortabel’ Wij gaan nu drie woorden opnoemen, wij willen graag weten wat jij hiermee associeert; - ‘Elegant’ ‘Hoge hakken’ - ‘Stoer’ ‘Mijn zusje’ - ‘Vrouwelijk’ ‘Elegantie’ Heb jij een kledingstuk in je kast hangen die uit de mode is, maar waar je geen afscheid van kan nemen? ‘Ja zeker. Een fel gekleurd jurkje die ik toen in New York had gekocht. Het is van wol. Ik vond het destijds echt geweldig en nu nog steeds. Ik weet alleen niet of ik het nu nog kan dragen. ‘ ‘Wat zijn jouw meest dierbare kledingstukken?’ ‘Zoals ik al zei mijn jurken, ze hebben allemaal een emotionele waarde voor me. De meest waardevolle jurken zijn mijn Concertgebouw jurken en die van het Carnegie Hall. ‘Ga je voor de Sale of kies je liever voor merk?’ ‘Ik ben gek op de Sale dus dan kan ik ook helemaal los gaan. Ik ben gek op de Mango-outlet winkel.’ ‘Hoe lang sta je voor de spiegel in de ochtend?’ ‘Een halfuur. Meestal sta ik nog te experimenteren met mijn nieuwe make-up voor de spiegel!’ ‘Hoe ziet jouw kledingkast eruit? Ben je heel geordend of een beetje rommelig?’ Als ik zeg dat ik geordend ben, belt mijn moeder jullie vast om te klagen. Ik geef het toe, ik ben best rommelig. Eens in de zoveel tijd zet ik muziek op en ga ik de hele dag mijn klerenkast opruimen met mijn nichten. De volgende dag is het waarschijnlijk weer een rommel.’ ‘Kies jij zelf je stage outfits uit, of word je hierbij geholpen?’ ‘Ik ben heel kieskeurig dus ik kies zelf mijn outfits uit. Mijn moeder is mijn manager en die gaat soms van te voren naar de locaties van mijn shows toe, dan weet zij of mijn outfit too much of too less is. Ze neemt dan stiekem een paar dingen mee van huis zodat ik nog een plan B heb om te dragen voor op het podium.’

KADIN | 43


MODA

i d a d o M ueNo S A

Hazırlayanlar: Esra Toprak Demir Serap Kaya Aslan

Abiye denilince

biye kelimesi dilimize Fransızca’dan geçmiş olup (habillé) gösterişli, göz alıcı öğleden sonra veya özel gecelerde giyilen şık giysi anlamını taşır. Eş anlamlı olarak yine Fransızca’dan (toilette) dilimize geçmiş bulunan ” tuvalet ” kelimesi de kullanılmaktadır. Abiyeler, o denli seçkin modellenir, hazırlanır, dikilir, sunulur ve o denli seçkin günler, geceler içindirler ki en az gelinlik kadar, hanımların en özel kıyafetleri durumundadırlar. Bu seçkin kıyafetlerin en son trendleri ise balık etek ve uzun kuyruk, payet işlemeleri ve tüy detayları, A kesim tek omuz modeller ve helenistik romantik uçuşan abiyeler 2012 sezonunun öne çıkanları arasında. Renk olaraksa turkuaz rengin hafif ve freshliği, siyah rengin zarafeti, pembenin ve yeşilin pastrlden uçuğa tonları moda takipçilerinin 2012 tercihleri arasında yerini alıyor. Unutmayın bir abiye seçiminde elbisenin tasarımı, kumaşın şıklığı, kalıbın vücudunuzla uyumu en dikkat etmeniz gereken hususlardandır. Bir kere giyiceğinizi düşünüp ucuza kaçmayın, bir kerelik

hatanız dedikodu malzemesi olmanıza sebep olur, bizden hatırlatması! Fotoğraflarımız CT Photography tarafından çekilmiştir. Modelimiz, Melek Karamana ve Bize yardımcı olan De Witte Koets Mağazası sorumlulularına teşekkürler. Bir dahaki moda di sueno yazımızda görüşünceye dek hoşçakalın, modadan haberdar kalın!

Yorum ve fotoğraflarınızı moda@kadindergisi.nl adresine gönderin

KONING PARTYCENTRUM FULLPAKET € 9450 -,* * Paket içeriği ve şartlar için bizi arayın

Sueno Organisatie

www.suenoorganisatie.com www.facebook.nl/suenoorganisatie Esra Toprak Demir 0641587058 & Serap Kaya 0642555606

44 | KADIN


KADIN | 45


KÜLTÜR SANAT

Derece alan şairlerin yarışma hakkında düşünceleri

Münevver Esra

Geçen sayımızda 8. Avrupa şiir yarışması ile alakalı sonucları yayınlamıştık. Takip edemeyenler için derece alan yarışmacılarımızı burada tekrar belirtiyoruz. Mansiyon alan şiirler

Derece alan şiirler Derece

Şairi

Şiirin adı

Derece

Şairi

Şiirin adı

Birinci

Yaşar Aydın Almanya

YAR BAKIŞLI SABAHLAR BEKLEŞİRDİ BAŞUCUNDA

Birinci Mansiyon

Mehmet Soysal Hollanda

KAR YAĞIYORMUŞ

İkinci

Mehmet Soysal Hollanda

KARANLIK ŞEHİR

İkinci Mansiyon

Özlem Kart İsveç

AY GECEYE SEN KABRE DÜŞTÜN

Üçüncü

Muhammed İsa Öztürk Madakaskar

GÖZLERDE YAKAMOZLANAN

Üçüncü Mansiyon

Erdoğan Çavuşoğlu Hollanda

BEN ANADOLUYUM

8.Platform Avrupa Şiir Yarışmasında geçen sayımızda derece alan şiirleri yayınlamıştık. Bu sayımızdada kültür sanat sayfamızda mansiyon alan şiirlere yer verdik. Aşağıda yarışma ile alakalı yarışmacılarımızın görüş ve düşüncelerini okuyacaksınız. Yaşar Aydın

Yaşar Aydın

(8. Avrupa Şiir Yarışması 1.)

Platform Dergisinin şiire sahip çıkan bu yaklaşımından dolayı bu yarışmadaki bütün ödülleri öncelikle hak ettiğine inanıyorum

46 | KADIN

Şiir, edebi anlatımın en zor yokuşu. ve bu yokuşu sevgi adına, insanlık adına, sanat adına yüreğini yora yora tırmananların gönül terini silenler her türlü takdire layıktırlar. Platform Dergisi her yıl düzenlediği şiir yarışmalarıyla bu takdiri fazlasıyla hak ediyor. hep şunu demişimdir, şair olmak için illada şiir yazmak gerekmiyor. şiir okumak, şiiri sevmekte bir yönüyle şairliktir. hele hele Platform Dergisinin gerçekleştirdiği bu şiir yarışmaları benim açımdan şairlikten çok çok ötelerde bir şairliktir. ki herşeyin aslı sevgisiyle ölçülür. belki bizler şair olarak adlandırılıyoruz ama şiire ne derece sahip çıkıyoruz. işte bu sahip çıkma duygusunun dozu şiir sevgisinin ne kadar olduğunun ispatıdır. Platform Dergisinin şiire sahip çıkan bu yaklaşımından dolayı bu yarışmadaki bütün ödülleri öncelikle hak ettiğine inanıyorum. sanata, duyguya, yüreğe değer

veren Platform Dergisinin bu en büyük şairliğini ayakta alkışlıyorum...

Mehmet Soysal:

(8. Avrupa Şiir Yarışması 2.)

Bu yarışmayı görünce kendimle çok mücadele ettim, şiir yazmak insanın içinde yaşadıklarını iç dünyasını sayfalara dökmektir Bazen insan duygularını çok yoğun yaşar, fakat bunu paylaşacak kimse bulamaz. Ben de duygularımı yoğun yaşayan biri olarak kalem kullanmak hoşuma gidiyor. Belki bu sanal ortamlar da artık tek dostum, kağıtlar ile kalem oldu,Şiirleri kendime bir sırdaş olarak görmeye küçük yaşlarda başladım, Şiir yazmak bir oyun gibi geliyor günlük tutar gibi şiir yazıyordum, fakat bunları paylaşmak benim için çok


KÜLTÜR SANAT

Mehmet Soysal

zor oluyor, sanki sırlarımı afişe edecekmiş gibi geliyordu, taa ki Platfom Dergisin’de ki yarışmayı görene kadar.. Bu yarışmayı görünce kendimle çok mücadele ettim, şiir yazmak insanın içinde yaşadıklarını iç dünyasını sayfalara dökmektir, hayallerimle kucaklastığım üç nokta olan şiirlerimi bir an paylaşmaya cesaret edemedim. Fakat kardeşime anlattım, bana ‘’Artık zamanı geldi lütfen paylaş sadece kendine saklama’’ dedi, ve büyük bir medeni cesaret ile dergiye yolladım, inanın 2. olduğumu duyunca çok mutlu oldum. Ülkemizden uzak yaşarken bizlere bu imkanı verdiğiniz için gerçekten çok teşekkür Ederim. Kendimi sanki Türkiye’de hissettim. Artık benden kurtulamayacaksınız, bütün yarışmalarınıza katılacağım, arkadaşlarıma da tavsiye edeceğim. Tekrar hepinize sonsuz Teşekkür Ederim.

Özlem Kart

(Avrupa Mansiyon 2.)

Bu organizasyon, Avrupada Türk edebiyatı ve şiirinin, aynı zamanda Türk dilinin gelişip zenginleşmesine olumlu bir katkı sunmaktadır Öncelikle Avrupa Şiir Yarışması’nı geleneksel hale getiren, bu yıl 8. düzenleyen, Amsterdam’dan bu organizasyonun ev sahipliğini yapan Platform Dergisi’ni, yarışmanın düzenlenmesinde katkılarını sunan Kadın Dergisi’ni ve Karizma Dergisi’ni, ayrıca şiirlerin okunup değerlendirilmesinde emeği geçen tüm jüri üyelerini buradan içtenlikle selamlıyorum. Bir yabancı olarak Avrupada yaşamak, uzun vadede ister istemez özünden, kültüründen, geldiği toplumun mevcut

koşullarından uzaklaşmayı ve kopuşu da beraberinde getirmektedir. Bu açıdan kültürel ve manevi bağlarımızın Avrupada da yaşatılıp güçlendirilmesi önemli bir ihtiyaç haline gelmektedir. Edebiyat ve şiir, toplumsal geçmişiyle kaynaşmanın, kültürel bağları zenginleştirmenin sanatsal araçlarıdır. Bu noktada, Avrupa Şiir Yarışması önemli bir anlam taşımaktadır. Bu organizasyon, Avrupada Türk edebiyatı ve şiirinin, aynı zamanda Türk dilinin gelişip zenginleşmesine olumlu bir katkı sunmaktadır. Diğer yandan Avrupada yaşayan, edebiyata ve şiire gönül veren kişilerin önünü açarak bu kişilere gelecekteki üretkenlikleri için güçlü bir motivasyon sunmaktadır. Avrupa Şiir Yarışması’na olan ilginin ve katılımın ileriki yıllarda da

Özlem Kart

artarak devam etmesini ve bu organizasyon etrafında zengin, kültürel ve edebi bir çevrenin oluşturulmasını ümit ediyorum. Platform Dergisi, her yıl geleneksel hale getirdiği Avrupa Şiir Yarışması’nı kendi imkan ve gücüyle organize etmeye çalışmaktadır. Bu girişimin Türk medyası tarafından da desteklenip teşvik edilmesini, Türk edebiyatı, şiiri ve dili açısından Avrupa’da gerçekleştirdiği kültürel hizmetinin önem ve değerinin taktir edilmesini dilerim. Şiir sadece yetenek veya bir başarı göstergesi değil, hayatlarımızdan, anılarımızdan, acılarımızdan ve sevinçlerimizden süzülüp gelen, damıtılmış duygulu sözcükler destesidir. Bu hissiyatla şiirlerini düzenleyip oluşturan, duygularını paylaşmak isteyen ve 8. Avrupa Şiir Yarışması’na şiirlerini gönderen tüm katılımcı arkadaşları kutluyorum. Ödül alan arkadaşlarımızı

da tebrik eder, bundan sonraki başarılarının ve şiir üzerine uğraşlarının devam etmesini temenni ederim. Eserleri için emek ve zaman harcadılar, yüreklerine sağlık diyorum.

Muhammed İsa ÖZTÜRK (8. Avrupa Şiir Yarışması 3.)

Gurbet dehliziyle boğuşmak ve altın topraktan binlerce kilometre uzakta olmak, gönüllere bir hafakan oku gibidir Öncelikle yarışmayı hazırlayan ve hep yeni genç kalemler peşinde olan başta Platform Dergisi’nin genel yayın yönetmeni Ebubekir Turgut Beyefendi’ye ve diğer Patform dergisi çalışanlarına ve yarışmayı destekleyen Kadın Dergisi ve Karizma Dergisi çalışanlarına teşekkürlerimi ve şükranlarımı gönderiyorum. Yarışmaya katılan diğer bütün kardeşlerimi de tebrik ediyor ve ayrıca derece yakalayan kardeşlerime de kadim kalemleriniz daim çağlasın diyorum. Gurbet dehliziyle boğuşmak ve altın topraktan binlerce kilometre uzakta olmak, gönüllere bir hafakan oku gibidir; lakin gurbette böyle bir yarışmaya katılmak, Türkçemizin kelime atmosferinde Anadolu’nun kokusunu alarak şiir yazmak ve derece almak huzur ve mutluluk vericiydi ve ıstırapları bir nebze dindirdi. Nice güzel şiir yarışmalarında buluşmak dileğiyle, Madagaskar’dan Türkiye’me, Hollanda’ya ve diğer ülkelerde yaşayan vatandaşlarımıza sevgiler,saygılar ve selamlar gönderiyorum.

Muhammet İsa Öztürk

KADIN | 47


KÜLTÜR SANAT

8.Platform Avrupa Şiir Yarışması mansiyon alan şiirler

H.Karim Ece

Değerli okuyucular! 8. Platform Avrupa Şiir Yarışmasında ilk üçe giren şiirleri geçen sayımızda yayınlamıştık. Bu sayıda ise mansiyon alan üç şiire yer veriyoruz. Daha önceden söylediğimiz gibi, ilk üçe giren şiirler, ya da mansiyona alan şiirler, kimilerine göre yarışmamıza gönderi-

1.

len en iyi şiirler olmayabilir. Dereceye giremeyen şiirler arasında başka güzel/ kaliteli şiirler olabilir. Ya da şiirseverlere göre ‚keşke şu şiir şurada yer alsaydı‘ denilebilir. Hepsinin haklılık payı olabilir. Ancak jüri üyerleri belli kriterlere uyarak ve kendi açısından değerlendirerek puan veriyorlar. Sonuçta puanlara göre bir sıralama meydana geliyor. Yarışmaya

KAR YAĞIYORMUŞ

Duydum ki kar yağıyormuş oralarda. Buğday sarısı saçların ıslandıkça beni hatırla.. Hayalim canlansın o deniz mavisi gözlerinde, Biliyorum belki yüreğinde yerim yok ama: Yinede canlansın hatıralar, Geçmişten kalan ne varsa.. Bende unuttum zaten seni.. Geceleri duvarlarla konuşup, Gündüzleri buğulu camlara şiirler yazıyorum.. Uzun uzun pencereme vuran yağmurları dinliyor, Sonra karşı ağacta soguktan titreyen kuşlari seyrediyorum.. Geçiyor günlerim işte ama seni düşünmüyorum.... Duydum ki kar yağıyormuş oralarda. Her sabah perdeni ilk açtığında, Yüzüne güneş vuruyorsa beni hatirla.. Bilirim gündüzleri de en az geceleri kadar soğuk olur. Kapalıdır şimdi tüm yolları, Sokaklarda genzi yakan kömür kokusu, Güneşle gökyuzu yine küskündür bu aralar.. Etraf Ay cemalin gibi bembeyaz, Suların uzeri bir karış buz, Sabahları servis bekleyen çocuklar, Kahvehaneler ağzına kadar işsiz adam doludur.. Değişmemiş herşey yine aynıdır şimdi oralarda.. Buralarda aynı,değişen sadece mevsimler, İnsanlarda bir telaş bin bir koşuşturmaca. Sabahın köründe tren sesleri. Okula giden çocuklar,yollarda sayısız araba,.. Değişmeyen bir benim aslında.. Değişmeyen vücudumun sol yanında... Mehmet Soysal / Eindhoven 48 | KADIN

katılan bütün şairlere teşlekkür ediyoruz, başarılarının devamını diliyoruz. Hem katılan şairlere ve şiir severlere şimdiden söyleyelim, önümüzdeki sayılarda katılan şiirleri yayınlamaya devam edeceğiz. Bu köşeyi takip ederlerse şiirleriyle karşılaşabilirler. İyi okumalar dileğiyle.

2. AY GECEYE SEN KABRE DÜŞTÜN Hayale daldı kayboldu aklım deli Çekerim ardın sıra kederli içlenmemi Yitirdim seni öksüz bir zamanda Gidene mezar kalana alem darmış Ay geceye sen kabre düştün Dökülür şehir üstüme üstüme Taşına yazılı kayboldu zaman elemli Sürerim peşin sıra yaşlı izlerini Yelkovansız akrepsiz gecede Sayılı tesbih sukut çekişlerinde Ay geceye sen kabre düştün Dökülür şehir üstüme üstüme Gecede uzak yıldız gördüklerim İçimde yakın bir yol yürüdüğüm Hissettiğim sıcak çocuksu damlalar Geriye akan yad edilen yıllar Ay geceye sen kabre düştün Dökülür şehir üstüme üstüme Özlem Kart / İsviçre


KÜLTÜR SANAT

3.

BEN ANADOLUYUM

Bakmayı ve görmeyi şahinden, uçmayı kartaldan, Sevmeyi Yunus ve Mevlana’dan, Adaleti Hz. Ömer’den öğrendim. Mangal gibi yüreğiyle ben ANADOLUYUM Besmeleyi anamdan, Kur’an’ı Hocamdan, Tarih yazmayı ve edebi Edebali’den, Cihadı Fatih’ten, idareyi Kanuni’den öğrendim. Hakkın hakimiyeti yolunda ben ANADOLUYUM. At sırtında fetihten fetihe koştum, Düşmana dalmayı Ortaasya kartallarından, Hz. Ali’den ilmi, Hezarfen’den fenni öğrendim. İlim ve fenle ilerleme yolunda ben ANADOLUYUM.

Yusuf kadar güzel, Eyyüb kadar sabırlı, Şefkat ve merhamette sınırsız; ben ANADOLUYUM. Ben Ademoğluyum; Avrupalı, Asyalı, Ortadoğuluyum. Gazze’de mazlumum, Keşmir’de mağdur, Menemen’de Es’ad Erbili, İskilip’te Atıf Hocayım. Aslım toprak ama ben ANADOLUYUM. Ben aşkım; İmrul Kays’ım, Mecnunum, Ben Leyla’yım; uğruma can veren aşıklarım vardır. Şehid doğuran analar yurduyum, Yurdum, yuvayım, cennetmekan ANADOLUYUM.

Fetvalarımı Ebussuud verdi, İbn-i Kemal verdi. Selahaddin-i Eyyübi ile Kudüs’ü fethettim. Seyr-u süluku Hacı Bayram-ı Veli’den öğrendim, Mana aleminin zümrüdü ankası; ben ANADOLUYUM.

Vangölü’nün kıyısında yeşil Erciş’im, Urartu’nun Tuşba’sı Van’ım, Necip Fazıl’ın Sakarya’sı, Anadolu’nun Kızılırmak’ıyım, Fırat’ım, Dicle’yim, Seyhan ve Ceyhan’ım, Taşına toprağına kurban; ben ANADOLUYUM.

Ulemayı bağrımda yetiştirdim, besledim, Şühedaya cihad ruhunu ben verdim. Sarık oldum, kefen oldum sarındılar, kılıç oldum kuşandılar, Ben bağrında İstanbul’u olan ANADOLUYUM.

Vahye teslim oldum, Allah’a inandım, Ne Hammurabi’ye ne Aristo’ya kandım. Ahlakı Peygamber’den, sadakati Hz. Ebubekir’den öğrendim. Övgüye layık diyar; ben ANADOLUYUM.

Kurtuba’da Ulu Cami, İspanya’da Elhamra’yım, İsfahan’da Terken Hatun, Hindistan’da Taçmahal’im, İstanbul’da Süleymaniye’yim, Edirne’de Selimiye, Eserden müessire; ben ANADOLUYUM.

Ben hakkım, ben adaletim, ben davayım, Bakmayın boynumun büküklüğüne şeref ve onur doluyum. Ağrı Dağı gibi vakur, Toros gibi ana kucağıyım. Herşeyin sırrı bende, benim de anahtarım sensin. Sen Anadolulusun ben ise ANADOLUYUM.

Öğüdü Lokman’dan, ilhamı arıyla aynı kaynaktan, Uzleti Tur-i Sina’da Musa’dan öğrendim.

Erdoğan Çavuşoğlu / Rotterdam

KADIN | 49


GÜNDEM

Emine Bozkurt’un Kadın Hakları Raporu AP’de Kabul Edildi Avrupa Parlamentosu’nun ‘2020 Perspektifinde Türkiye’de Kadınlar’ başlıklı rapor ve karar tasarısı Strasbourg’da oylandı. Hollanda’dan Türk medyasından sadece Platform ve Kadın dergisi davetli olduğu prograamda Hollanda’dan Kadın Dergisi yazarlarından Türk kökenli parlamenter Emine Bozkurt’un hazırladığı rapor 590 oyla kabul edildi. Emine Bozkurt dergimize özel açıklamalarda bulundu. Öncelikle tebrik ediyoruz, tasarınız büyük bir çoğunlukla kabul edildi ve salondakiler tarafından alkışlandı. “Teşekkür ediyorum. Raporum 590 oyla büyük bir çoğunluk tarafından kabul edildi sadece 28 kişi tarafından ret oyu aldı bu sayıda çok fazla değil; bu sonuç Avrupa Parlementosu’nun raporumu desteklediği anlamına geliyor. Bu 28 kişi muhtamelen sağ partilerden oluşuyor Türkiye’nin Avrupa Birligi’ne katılımını desteklemedikleri için bu raporada ret oyu kullanmaları şaşırtıcı değil. Büyük bir çoğunluk destekledi ve bu onaydan sonra önemli olan bundan sonra nelerin olacağı ve değişeceği. Bu benim üçüncü raporum ve 2004 yılından beri Türkiye’deki Kadın Hakları’nı takip ediyorum. Bu rapor yapılması gerekenlerin dışında Türkiye’ye stratejik bir planda sunuyor.” Raporunuzda hangi konular vardı? “Somut olarak kadına karşı şiddet, eğitim, istihdama katılım konuları mevcut ama bence raporumda en önemli nokta Türkiye’deki Kadın Hakları’nın ve eşitlik konularının müzakereler sürecinde daha merkezi bir noktada bulunmasını sağlamak ve güncel tutmak. Geçtiğimiz

50 | KADIN

günlerde bu konuyla ilgili konuyu tekrar gündeme getirmek için adımlar atıldı. ”

‘Kadınsız Demokrasi Olmaz’ Onaylanan raporun sayesinde Türkiye’deki kadınların hayatında neler değişecek? “Şimdiye kadar zaten birçok değişiklikler gerçekleşti. Ben 2004 yılında bu konuyla ilgilenmeye başladığımda çok az sayıda sığınma evi vardı o zaman kadınların sığınacakları 6 merkez varken şimdi bu sayı 85’e ulaştı. Bu müthiş bir artış ama hala yeterli değil. Eğitim konusunda geçen senelerde projeler üretildi ve bunun olumlu sonuçlarını görmeye başlıyoruz. İstihdama katılım yüzde 23’lerden yüzde 30’a ulaştı. Bu olumlu gelişmelerin dışında kadına karşı şiddet önemli bir konu. Bu konuyla ilgili sunduğum yasa bu sene 8 Mart’ta kabul edildi. Bu yasa sayesinde kadınlar daha iyi korunabilecekler. Mesela Ankara Cum-

huriyet Başsavcısı’nın talimatıyla sadece kadınlara yönelik şiddet suçuna bakacak özel bürolar kuruldu ve burada 2 savcı görevlendirildi. Raporumda Türkiye’nin birçok şehrinde bu tür kadına karşı siddet konularıyla ilgilenecek özel merkezlerin açılması önerileride sundum. Kadına karşı şiddete sıfır tolerans olmalı birkaç yıl önce aynı şekilde işkenceye sıfır tolerans denildi ve başarı sağlandı. Türkiye’de bu tür konularda büyük adımlar atıldığını düşünüyorum. Kadınsız demokrasi olmaz. Türkiye’de kadınlar nüfusun yarısından fazlasını oluştururken iş sektöründe


GÜNDEM katılımın çoğalmasını sunduk. Türkiye’nin geleceği için bu durumun değişmesi gerektiğini öngördük. Türkiye’de ekonomi hızlı bir şekilde gelişmekte, bu durumda gelişen ekonomide kadınların katılımına ihtiyaç duyulacak.” Sizce Türkiye ne zaman Avrupa Birliği’ne üye olabilecek? “Bu konuyla ilgili bir tarih vermek çok zor. Türkiye’nin yerine uygulamaya başlatması gereken reformlar var, bununla ilgili çalışmalar var ama daha henüz tamamlanmış değil. Bu konuyla ilgili Türkiye’nin görevleri olduğu gibi Avrupa Birligi’nin de yapması gerekenler var. Birçok konu bloke edildiği için müzakereye sunulmuyor, benim amacım ve çabam bir an evvel konuların güncelleşmesi ve müzakereye sunulması ve böylelikle katılımın gerçekleşmenin hızlanması.” Avrupa Birliği’ne üye olabilmek için nelerin değişmesi gerekiyor? “Avrupa Birliği’ne üye ülkerden Türkiye’nin katılımına karşı çıkan ülkeler var. Bu ülkerin fikirlerinin değişmesi gerekiyor ve ben Türkiye’nin öneminin gittikçe arttığını gözlemliyorum.” Türkiye ve Avrupa Birliği’nde sürekli temasları olan biri olarak insanlar üyelik istiyor mu? “Benim gözlemlediğim Türkiye’deki insanlar girmek istedigi üzerine ama bu

süreç çok uzun sürdüğü için ve bazı ülkelerin karşı çıkması Türkiye’deki isteği azaltabiliyor. O yüzden bu kabul edilen tasarıyla tekrar pozitif bir atmosfer yaratacığını umuyorum. Bu tür tasarılar Türkiye’nin hala istekli olduğunu gösteriyor.”

kız öğrencilerin bu konuyla ilgili zarar görebileceğini biliyoruz. Türkiye’de eğitim kesintisiz olduğu takdirde özellikle kırsal bölgelerde yaşayan kızlarımız daha iyi ve uzun süreli eğitim alabilecekler.”

Türkiye’deki yeni eğitim sistemi hakkında neler düşünüyorsunuz? “Yeni bir tasarı ve 4+4+4 adında ama buradaki asıl amaç 12 sene kesintisiz eğitim olması gerekirken birkaç sene eğitim yeterli olamaz Avrupa’da ömür boyu eğitimi savunurken, ne kadar fazla eğitim olursa ülke için o kadar verimli olacağını savunuyoruz. 4+4+4 bana kalırsa belirsizlikten dolayı dört dörtlük değil. Çünkü eğitimde kesinti olduğu takdirde

KADIN | 51


SIR KUTUSU

Evlilikte elmanın yarısı hanım, yarısı da erkektir Sevgi Abla, ben 23 yaşında bir öğrenciyim. Hollanda’da yaşıyorum. Bir yıl önce bir kızla tanıştım. Niyetimiz ciddi. Kız beni çok seviyor. Ben de onu çok seviyorum. Fakat iki konuda tereddüt içerisindeyim. Birinci konu: Kız dindar değil. Ben namaz kılmasam da biraz dindarım. Dinimi ciddiye alırım elhamdülillah.İkinci konu: Benim için önemli bir husus ta onun kilolu olması. En az 30 kilosu fazla. Onun kilolu hali beni tiksindiriyor. Bana kilo veririm diyor ama vermiyor. Bu konuda güvenimi sarstı. Diyet yapıyor ama her seferinde bırakıyor. Hiç kilo

veremiyor. Sabırla bekledim, ama yaklaşık bir yıl geçti ama daha bir kilo bile vermedi. Ona kilo verme konusunda artık güvenmiyorum. Onu sürekli kilosuyla üzmek te istemiyorum ama çaresizim. Ne yapacağımı bilemiyorum. Kız önceden sigara da içiyordu. Ben söyledim şimdi bıraktı.Onunla bu haliyle evlenmekte kararsızım. İleride evlendikten sonra kilo verir, dinini yaşar ümidiyle evlenmek doğru bir karar mı sizce? Ne yapabilirim, bu işe, yani bu evliliğe girişeyim mi?

Kararsız

Sevgili Kararsız, Evlilikte elmanın yarısı hanım, yarısı da erkektir. İki sağlam yarım bir araya gelirlerse tam BİR bütün olurlar. Şimdi elmanın yarısı sen, diyorsun ki, “ben yarımım.” Yani yarım elmanın yarısı oluyorsun. Bu çeyrek demektir. Kızımız da dindar değil, o da senin gibi yarım değil, çeyrek. İki çeyrek, yarım eder. Gördüğün gibi evdeki hesap çarşıya uymadı. Yani iki yarım her zaman BİR olmuyor. Bu evlik tam bir evlilik olmaz. Yarım evlik olur. Yarım evlilik, yarım kalmış bir mutluluk demektir. Senin iki konuda şüphen var. Fakat bence

pek çok tereddüt edilecek konu var ortada. Okul durumunuz, para durumunuz ve en önemlisi ailelerin haberi yok. Anne baban ve tecrübeli insanların karalarını önemsemen gerekir. Dinimi öğrenirim, kilolarımı veririm. Ben değişirim deyip te değişmeyen pek çok kişi gördük. Eğer bu şartlarda evlenirsen sen de “evet ben de gördüm” diyeceksin. İşin aslı şüpheler üzerine kurulan bir evlikten mutluluk bekleyemezsin. Her şeyi en baştan açık ve net konuşup, sonra el ele tutuşup yola çıkmanızı tavsiye ederim.

Not : Evlilik ya da karşılaştığınız diğer sorunlarınızı belirtin çözüm yolları sunalım. Özel bilgileriniz isteğe bağlı olarak tamamen saklı kalacaktır.

52 | KADIN

Sevgi Abla sevgiabla@kadindergisi.nl


HAYATIN İÇİNDEN

KADIN | 53


KİTAPLIK

İşte en çok kazanan 20 yazarın listesi FORBES listesine göre Türkiye’nin en çok kazanan yazarlarının listesini açıkladı. Ayşe Kulin’in listenin 1 numarasında olduğu listede diğer sıralamalar şöyle: Zülfü Livaneli

FORBES Türkiye’nin 2011 satış verilerinden oluşturduğu ‘’En Çok Kazanan Yazarlar’’ listesi, derginin Mayıs sayısında açıklandı. Türkiye’nin en çok kazanan yazarları Ayşe Kulin, Elif Şafak ve İskender Pala oldu. Listenin zirvesinde yer alan Ayşe Kulin, 2011’de çıkan ‘’Hayat Dürbünümde 40 Sene’’ ve ‘’Hüzün Dürbünümde 40 Sene’’ kitaplarında kendi anılarından yola çıkarak, 1941–1983 dönemini romanlaştırdı. Kulin’in 2011’de toplamda 265 bin adet basılan bu iki kitabını, son romanı ‘’Gizli Anların Yolcusu’’ izledi. Böylece 2011’e, ilk baskıları 100’er bin yapılan üç roman sığdıran Kulin, 8 milyon 173 bin 300 lira ciro ve 1 milyon 634 bin 660 liralık telif geliriyle yılı, ‘’en çok kazanan yazar’’ olarak tamamladı. Listenin ikinci sırasında yer alan Elif Şafak’ın son kitabı ‘’İskender’’, 2011’de 250 bin adet basıldı. Toplam baskı adedi 369 bini yakalayan romanı ile Şafak, 8 milyon 51 bin 500 lira ciro ve 1 milyon 610 bin 300 lira telif geliriyle ikinci sırada yer aldı. İskender Pala, 536 bin adet baskı, 6 milyon 599 bin 900 lira ciro ve 1 milyon 319 bin 980 lira telif geliriyle listeye

54 54 || KADIN KADIN

Elif Şafak

üçüncü sıradan girdi. Listede dördüncü sırada 4 milyon 748 bin ciro ve 949 bin 600 lira telif geliriyle Zülfü Livaneli, beşinci sırada 8 milyon 515 bin lira ciro ve 851 bin 500 lira telif geliriyle Sinan Yağmur yer aldı. Listede, 6. sırada Ahmet Ümit, 7. sırada Canan Tan, 8. sırada Yılmaz Özdil, 9. sırada Serdar Özkan, 10. sırada Demet Altınyeleklioğlu, 11. sırada Orhan Pamuk, 12. sırada Ahmet Turgut, 13. sırada Mümin Sekman, 14. sırada Mustafa Armağan, 15. sırada İlber Ortaylı, 16. sırada Turgut Özakman, 17. sırada İnci Aral, 18. sırada Yavuz Bahadıroğlu, 19. sırada Reha Çamuroğlu ve 20. sırada Kahraman Tazeoğlu bulunuyor. ‘’En Çok Kazanan Yazarlar’’ listesinde yer alan 20 yazarın toplam telif geliri, listenin ilk kez yayınlandığı 2008’e göre yüzde 183 artarak, 11 milyon lira oldu. En çok kazanan 20 yazar, 2011’i 68,7

Ayşe Kulin

milyon lira ciroyla kapattı. Ayrıca 2011 boyunca en çok satan 20 kitabın tamamı 100 bin sınırını aştı. Kaynak: NTV



GEZİ

Monako

Monako Prensliği veya Monako, Avrupa’da Akdeniz kıyısında yer alan bir şehir devletidir. Vatikan’dan sonra Dünya’daki 2. küçük bağımsız devlet olan Monako, Dünya’da nüfus yoğunluğu sıralamasında en baştadır. Kara sınırları Fransa ile çevrili olan ülke, eski Monako şehri ve sonradan inşa edilen alanlardan oluşur. Ülke Monte Carlo semtindeki göşterişli kumarhaneleri ile ünlüdür. Yüzölçümü bu kadar küçük olmasına rağmen ülkede bir stadyum bulunur. Havaalanı yerine heliportu ve tren istasyonu bulunmaktadır ve Fransa demiryolunun küçük bir parçası geçmektedir. Karayolu ve denizyolu gelişmiştir. Fontveille semti ile Monaco Ville’in bulunduğu yarımadanın arasında küçük, Monte Carlo ile Monaco Ville’in arasında ise büyük bir yat limanı bulunmaktadır. Monako’nun uzunluğu 3.350 m’dir. Genişliği en geniş yerde 1.000 m’yi bulurken en dar yerde 245 m’dir. Fontveille

56 | KADIN

semtinin çoğu sonradan denize beton doldurularak oluşturulmuştur. Şu anda yine buna benzer bir proje vardır fakat hayata geçirilmemiştir. (Yapılması durumunda 2014’te bitirilmesi söz konusudur.) Monako’nun başlıca yerleşim birimleri (semtleri) nüfusları ile şunlardır: Monako Ville: 2000, Monte Carlo: 25.000, La Condamine: 7.000, Fontveille: 1.500. Toplam nüfusu 35.000 olan Monako’nun resmi dili Fransızcadır.

Tarihi: Monako 1191 yılında Kutsal Roma İmparatoru VI. Heinrich’in izniyle 1228 yılında bir Ceneviz sömürgesi olarak kuruldu. 1297 yılında François Grimaldi ve askerleri Monako Kayası’nı ele geçirdiler. O zamandan beri Monako toprakları Grimaldi ailesi tarafından yönetilmektedir. 1793-1814 yılları arasında Monako

Hayriye Büyükeken

Fransa’nın egemenliği altında yaşadı. Viyana Kongresi’nde Monako’nun Sardinya-Piemonte Krallığı’na bağlanması kararlaştırıldı. 1861 yılından sonra Monako bağımsız bir prenslik haline geldi. 1911 yılında kabul edilen yeni anayasaya kadar Monako Prensi Monako’nun mutlaki hükümdarı sayılıyordu. II. Dünya Savaşı’nda Nazi Wehrmacht orduları Monako’yu işgal etti. Çok sayıda Monakolu Yahudi toplama kamplarına gönderildi. Savaştan sonra Monako Prensi III. Rainier 1949 yılında dedesinin ölümü üzerine tahta çıktı. Prens Rainier kadınlara oy hakkını kabul etti ve idam cezasını kaldırdı. 1993 yılında Monako Birleşmiş Milletlere üye oldu. 31 Mart 2005 tarihinde prens Rainier hastalanarak görevi oğluna devretti. 6 Nisan 2005 tarihinde ölünce oğlu II. Albert Monako Prensi olarak tahta çıktı.


Laser ve epilasyonda şok kampanya! Bayan Çene-dudak üstü-boyun Favori Koltuk Altı Bikini Bölgesi Yüz Komple Kol Komple Bacak

€ 20,00 € 25,00 € 45,00 € 60,00 € 50,00 € 140,00 € 200,00

Bay Yanak Ense – Boyun Omuz Karın – Göğis Komple Kol Komple Sırt Komple Bacak

€ 20,00 € 35,00 € 100,00 € 100,00 € 150,00 € 175,00 € 200,00

Vücuttaki başka bölgeler için fiyat alınız

İndirimlerimiz 2012 Aralık ayına kadar sürecektir! Bayan • Komple bacak • Komple bikini • Koltuk altı bölgesi • Dudak üstü

Bay • Komple sırt • Ense • Omuz • Üst kol

€ 259,-

€ 219,-

Bizde topuz yaptıran gelin adaylarına ücretsiz üst dudak epilasyonu Çalışma saatleri: Pazar hariç her gün 10:00 - 18:00 arası açığız Pazar günleri erkekler için randevüyle hizmet vermekteyiz.

KADIN | 57


FIKRALAR Ömer Muhtar

Müjde Adam eve geldiğinde doğru karısının yanına gitti. - Müjde karıcığım. Hani daha pahalı bir evde oturalım diyordun ya, en sonunda istediğin oldu. Kadın heyecanla; “Taşınıyor muyuz?” diye sevinçle sorunca, - Yok canım. Ev sahibi kirayı artırdı da.

Doktor Adam arkadaşlarıyla sohbet ediyordu: ’’Bu bizim çocuk bir alem yahu! Durmadan yazıyor,durmadan yazıyor!Bana öyle geliyor ki bu çocuk doktor olacak.’’ ‘’Doktor olacağını nerden keşfettiniz bu yaşta?’’ ‘’Yazdıklarını kimse okuyamıyor.’’

Neden isim vermiyormuş? Birgün ünlü hicivci şair Eşref’e Sormuşlar : -Ustad, isim vermediğiniz için kim i hicvettiğinizi anlayamıyoruz. Ned en isim vermiyorsunuz? Şair Eşref cevap vermiş: -Niçin olacak? Hicivlerim numara sız gözlük gibi, bütün alçaklara uysun diye.

Hep genç kalır Adam işten eve dönüp kapıdan içeri girer girmez karısı atıldı: -Sorma kocacığım, bugün annem korkunç bir kaza atlattı. Az daha salondaki duvar saati kafasına düşüyordu. Adam ters ters cevap verdi: -O saat geç kalır zaten.

Azrail Uçuş esnasında Azrail gelir kaptan pilota der ki; “Hadi vakit tamam gidiyoruz.” Kaptan cevaplar ; “Aman. Olay benim için tamam da, arkada 287 kişi var. İzin ver, bu işi inişten sonra halledelim.” Azrail cevaplar ; “Sen neden bahsediyorsun! Ben onların hepsini arkada toplayana kadar 7 yılımı harcadım.”

Ahmaklar listesi Meşhur Şair Ahmed’in bir defteri vardı. Ahmak olduğunu anladığı adamların ismini o deftere yazardı. Bir gün koca Ragib paşa Haşmet’i çağırarak: -Senin şu ahmaklar defterinde benimde ismim varmı? diye sordu. -Evet paşam. -Neden? -Evvelki gün birine borç verdiniz de ondan. -Peki ya herif getirir borcunu öderse -Paşam ozaman sizin isminizi siler onunkini yazarım.

58 | KADIN


SOFRA


GÜZEL SÖZLER

Sahip olduğunuz tek araç bir çekiç ise, her şeyi çivi olarak görürüz. A. Maslow

“Hayatınızda güvenli kıyılara tutunup kalmak, korkularınıza hapsolmayı seçmekten başka bir şey değildir. Kapalı kutuya dönüşmüş bir hayatı yaşarken özgür olduğunuzu söyleyebilirsiniz, bu yalnızca bir hayaldir...” Osho

Kadınlar, asla unutmaz diye bir şey yok.. Unutmak zorunda kaldığı her şeyi unutabilirler, ama neyi unuttuklarını asla. Elif Şafak

Bir adamın birçok hüner, fen, bilgi sahibi olduğuna bakma! Verdiği sözde duruyor mu? Vefâsı var mı? Asıl ona bak! Hakla ettiği sözleşmeyi yerine getiriyorsa, insanlara verdiği sözde duruyorsa,vefâlıysa onu istediğin kadar öv! Onun iyi vasıflarını bir bir say! O, senin övgünden, saydığın meziyetlerden daha üstün bir kişidir. Mevlana

‘’Kendine ne olduğunu anladığın anda, bütün dünyada ne olduğunu anlamış olursun.’’ Paulo Coelho

Gıybetten uzak olunuz. Çünkü Gıybet Zinadan fenadır. Çünkü Zinanın tevbesi kabul edilir ama Gıybet edilen helal etmeyince, Gıybetin tevbesi kabul edilmez. Hz. Muhammed (S.A.V)

60 | KADIN

S ara


Sahip olduğunuz tek araç bir çekiç ise, her şeyi çivi olarak görürüz. A. Maslow

En sonunda önemli olan hayatınızın içindeki yıllar değil yıllarınızın içindeki Hayattır... Abraham Lincoln


DEKORASYON

Çocuk odaları için tüyolar

62 | KADIN

Sevgi Erdem


DEKORASYON

Uyumlu bir dekorasyon planı ile tasarlanacak çocuk odasının, zaman içinde oyun odası, yatak odası ve çalışma odası olarak kullanılacağını unutmayın! Çocuk odasının dekorasyonu çocuğun doğumu ile başlayan ilk yılda kritik önem taşır ve bu odanın doğru dekorasyonu gelecek yıllarda aile bütçesine olumlu yansır. Çocuk odası dekore edilirken gelecek 5, 10 hatta 15 yıl hesaplanarak hareket edilmelidir. Odanın dekorunun temelini ve mobilyalarını basit tutmak, çocuğun büyümesi ile odanın uyum sağlamasına yaradığı gibi, çocuk odasının dekorasyonunun evin genel havası ile de uyumlu kalmasını sağlar. Fonksiyonel mobilyalar; Çocuk odasına sağlam ve fonksiyonel mobilyalar konmalıdır. Genç yatağına dönüşebilecek çocuk karyolası, masa olarak da kullanım özelliği olan çekmeceli sehpalar, içine battaniye ve yastıkların kaldırılabileceği ve daha sonraki yıllarda üstüne bilgisayarın veya televizyonun konabileceği gardırop, çocuk odasında tercih edilebilecek fonksiyonel seçeneklerdir. Fiyatı ucuz tutabilmek için cilasız mobilyalar alınıp, daha sonra boyanabilir. Biraz zımparalayıp, birkaç kat boya çekerek, çekmecelerin kulplarını yenileyerek eski bir mobilyayı çocuğunuzun odasına koyabilirsiniz. Fonksiyonel puflar tekrar popülerleşti. Ahşap küp şeklindeki puf, ebeveynler için yerleştirilen bir sallanan sandalyenin yanına konumlandırılabilir. Çocuk küçükken bu pufun üstüne oturup oyun oynar, daha büyüğünde ise sallanan sandalyede rahatça oturup müzik dinler.

Duvar kaplamaları; Eğer mobilyalar ve duvar kaplamaları basit tutulursa, çocuğun odasının diğer aksesuarları birkaç yılda bir kolayca değiştirilir. Yeni doğmuş bir çocuğun odasını yumuşak sarı tonda duvar kağıdı ile kaplamak mantıklıdır, nötr renge geçişi olduğu için çocuk büyüdükçe iyi görünecektir. Duvar kağıdı bordürleri çocuğun odasına farklı anlamlar ve yenilik katmak için idealdir. Bu bordürler hayvan figürleri veya bebek motifleriyle yenilenebilir. Bordürlerde seçilen bir desen, parça halı, perde ve çarşafla tamamlanabilir.

Aksesuar seçimi; Bir odayı kişiselleştirmenin en iyi yolu aksesuar kullanmaktır. Çocuk büyüdükçe odasına konulabilecek renkli sandıklar, odanın dağınıklığına çözüm olabileceği

gibi çocuk odasına da ruh katar. Konulacak her sandığın, dergi ve kitapların içine konması gibi farklı bir amacı olmalıdır. Odaya raflar kurularak küçük oyuncaklar buralara konulabilir; aynanın yanına hobi aksesuarları yerleştirilebilir. Abajurlar ve yer yastıkları arada değiştirilerek renk trendleri yansıtılabilir.

Çocuk kendi odasını düzenlemek isterse... 8-12 yaşa ulaştığı zaman çocuk, odasının dekorasyonuna karışmak isteyebilir. Bu isteklere kulak verilmelidir, ama ev halkının zevki ve maddi koşullar arasındaki dengeyi kurmak ebeveynlere düşer. Tüm seçimleri çocuğunuza bırakmamalısınız, ama yine de ona zaman zaman seçenekler sunmanız, odasına kişilik katması için önemlidir. Çocuğunuz ergenlik dönemine girdiğinde kendine örnek aldığı şarkıcıların ve sporcuların posterlerini odasına yapıştırmak ve odasının tüm dekorasyonunu kendi kontrol etmek isteyebilir. Bu durumda duvarın zarar görmemesi için posterlerin çerçevelenmesi daha uygundur, bantla yapıştırılması duvara zarar verecektir. Fotoğraflar ve yazıların asılması için ise bir pano asılması daha iyi olacaktır. Deri veya sünger görünümünde bir duvar kağıdı ilginç bir fon oluşturabilir.

KADIN | 63


cinema

Hayriye Büyükeken

Prometheus (3D) Yapım: 2012 - ABD, Tür: Bilim Kurgu, Korku, Süre: 124 dakika Yönetmen: Ridley Scott, Oyuncular: Charlize Theron, Guy Pearce, Patrick Wilson, Michael Fassbender Filmin Özeti Tekrar bilim-kurgu türüne dönüş yapan kült yönetmen Ridley Scott’ın önderliğinde Alien’ın köklerine yapılan bu yolculuk, hayatın başlangıcına dair araştırma yürüten bir ekibin evrenin en karanlık noktasında yaşadıkları maceralara odaklanıyor. Ekibin insanoğlunun geleceğini korumak adına girdiği bu savaş, her şeyin sonu olabilir... Çekimleri gizlilik içinde yürütülen filmin orijinal hikâyesi Jon Spaihts tarafından yazıldı ve daha sonra Lost’un yaratıcısı Damon Lindelof’un elinden geçti. Kadrosuyla göz dolduran Prometheus’un Alien efsanesiyle aynı DNA’yı taşıdığını, fakat seriden tamamen bağımsız olduğunu belirtelim...

Buz Devri: Kıtalar Ayrılıyor [3D] Yapım: 2012 - ABD, Tür: Animasyon, 3 Boyutlu, Süre: 94 dakika Yönetmen: Steve Martino, Mike Thurmeier, Oyuncular: Seann William Scott, Queen Latifah, John Leguizamo, Kunal Nayyar, Ray Romano, Alan Tudyk, Peter Dinklage, Jennifer Lopez, Josh Peck, Aziz Ansari, John Leguizamo, Rebel Wilson Filmin Özeti ce Age: Continental Drift ismiyle 2012 yılının yaz aylarında sinema salonlarında yer alacak serinin dördüncü filmi, Buz Devri 3’ deki gibi 3D olarak beyazperdeye taşınacak. Filmin konusuysa şöyle: Bir buzdağından derme çatma bir gemi yapan kahramanlarımızın maceralarla dolu epik deniz seferi başlıyor. Manny ve arkadaşlarını bu yeni dünyada egzotik deniz canavarları ve acımasız korsanlar da bekliyor.

64 | KADIN


Gerçeğe Çağrı Yapım: 2012 - ABD Tür: Bilim Kurgu, Aksiyon, Dram, Gerilim, Macera, Yönetmen: Len Wiseman Oyuncular: Kate Beckinsale, Colin Farrell, Jessica Biel, Ethan Hawke, Bill Nighy, John Cho, Bryan Cranston, Kaitlyn Wong Filmin Özeti Filmde, düşleri gerçek anılara dönüştüren Recall isimli bir şirketten hizmet alan Douglas Quaid isimli bir adamın merkezinde yaşananları izliyoruz. Quaid, güzel bir karısı olan sıradan bir fabrika işçisidir ve Rekall şirketinin sunduğu bu olanaktan yararlanarak sıkıcı hayatından uzaklaşmak ister. Kendisine bir süper ajanın anıları yüklenen Quaid için işler hiç de yolunda gitmez ve kendisini bir anda av durumunda buluverir. Yönetici Cohaagen tarafından kontrol edilen silahlı güçler tarafından aranmaya başlayan Quaid, bir özgürlük savaşçısıyla birlik olarak yeraltı direnişinin liderini bulup Cohaagen’i durdurmaya çalışır.

Moonrise Kingdom Yapım: 2012 - ABD Tür: Dram Yönetmen: Wes Anderson Oyuncular: Bruce Willis, Edward Norton, Tilda Swinton, Bill Murray, Harvey Keitel, Seamus Davey-Fitzpatrick, Frances McDormand Filmin Özeti Samimi ve içten aile hikayeleri ile hatırı sayılır bir hayran kitlesi oluşturan Wes Anderson’ın yeni filmi Moonrise Kingdom, birbirinden ünlü oyunculardan oluşan kadrosu ile yine yönetmenin kendine has tarzını anlatan bir film. 1960’ların Yeni İngiltere’sinde küçük bir kasabadan kaçan, aşık genç bir çiftin yanı sıra; geride bıraktıkları kişilerin nasıl olduysa, onların kaybolduğuna ve kurtarılmaları gerektiğine inanması etrafında dönüyor. 50 sene öncesinde geçen film bir kasabada birbirine aşık iki gencin kaçması sonrasında başta kasabanın şerifi olmak üzere tüm kasaba sakinleri gençlerin kaybolduğunu düşünüp onları aramaya başlaması anlatılıyor.

KADIN | 65


66 | KADIN


TARKAN MÜZİK

Halen o star

Hani medyanın her alanında (yazılısında,görüntülüsünde,en sosyalinde) irili ufaklı bir çok yeni “pop star” seçme yarışmaları yapılıyor ve o pop star aranıp taranıp bir türlü bulunamıyor ya, size gecikmiş bir üzücü haber verelim: Star devri çoktan bitti. Artık sadece müzikte değil eğlence sektörünün her alanında başka bir devir başlıyor. Dijital çağ ve sosyal medya ile birlikte artık yeni tanımlar yapılıyor. Peki ya star devri bittiyse elimizde ne kaldı? Hemen cevaplayalım: Türkiye’nin son büyük starı: Tarkan. Starlık meselesinde ibre hala onu gösteriyor. Üstelik bu sadece çağın değişmesi ve starlık kavramının değişmesiyle de ilgili değil. O her bakımdan Türkiye’nin son starı. Bir daha öyle biri gelmeyecek. Zirvedeki yerini koruyan Tarkan’sa ya sonsuza dek orada zamanı dondurup klasik olacak, ya da kendini yenileyip yeni çağın enstrumanlarıyla starlığını daha da parlatacak. Peki ya onu hala star yapan özellikleri neler? Artıları, yetenekleri, farkları, eksileri, zaafları, doğru ve yanlış yaptıklarıyla A’dan Z’ye hem yakın çevresinin gözlemleri hem de sektörde önemli isimlerin yorumlarıyla Tarkan....

H

ani bir tabir vardır ya milyonların sevdiği sanatçı diye. İşte Mustafa Ceceli bu sözün harfi harfine hakkını veren sanatçılardan. Aranjörlükle başladığı müzik yaşamına başarılı albümlerini ve sahne performanslarını da ekleyerek, “artık bitti” denilen Türk pop müziğine adeta taze kan oldu. Ankara’da başlayan ve İstanbul’da hala devam eden müzikal başarılarının öyküsünü öğrenmek ve söyleşiyi okudukça hepimizin daha da yakın bulacağı Mustafa Ceceli’yi tanımak için röportajımızın keyfini çıkarın. Sarı kareli pantalonu, hafif uzun dalgalı saçları ve ayrık dişleriyle “Kıl Oldum Abi” diyerek müziğe merhaba deyişinin üzerinden dile kolay, tam 19 yıl geçmiş. 1992’de yayınladığı ilk albümü “Yine Sensiz”le, 90’lar pop patlamasının orta yerine düşmüş, albümde yer alan “Çok Ararsın Beni” ve “Vazgeçemem”le dikkatleri üzerine çekmişti. Çok başarılı bir albüm değildi, hatta o dönem ortalık, ondan çok daha başarılı çıkışlar yakalayan yeni yetme popçularla doluydu. Ama o ilk karede bile gözlerinden çıkan alev, bedeninin her kıvrımında hissedilen enerji ve ateş kendini belli ediyordu. O zamanlar birçokları ciddiye bile almamışlardı ama

o, müthiş azmi, müzik aşkı ve hırsıyla çok canlar yakmaya hazırlanıyordu.

Oynama Şıkıdım’la bir gecede patladı, ‘Şımarık’la dünyaya açıldı Bu ateşi erken fark eden Sezen Aksu oldu. 1994’te birlikte hazırladıkları “Aacayipsin” albümü yayınlandığında adeta

kıyamet koptu. Beyaz atlet üzerine taktığı kolyeler ve çıplak ten üzerine giydiği beyaz gömleği içinde “Kız Hepsi Senin mi?” diye işveli işveli kamerayla flört etmeye başladığında, birçokları için ok yaydan çıkmış, bazıları için iş işten çoktan geçmişti. Bir gecede ünü bütün Türkiye’ye yayıldı. Artık herkes hep bir ağızdan “Oynama Şıkıdım Şıkıdım” diye bağırıyor, şıkır

KADIN | 67


MÜZİK şıkır oynuyordu. “Aacayipsin”de “Şıkıdım”, tek atımlık barut da değildi üstelik. Kısa sürede albümde yer alan bütün şarkılar hit oldu, albüm satışları 2.5 milyonu geçti. Türkiye’nin dört bir yanından milyonlarca hayranı, adını daha o günlerden kalbine yazdı. Tarkan, artık tartışmasız bir stardı. Her hareketi izleniyor, her giydiği, söylediği olay oluyor, her şeyiyle takip ve taklit ediliyordu. O dönemlerde Atlantic Records’un kurucusu, dünyaca ünlü müzisyen Ahmet Ertegün’le tanışan ve dünya starı olabileceğine dair onayı alan Tarkan için yeni denizler vardı ufukta. 1997’de yayınladığı “Ölürüm Sana” albümü yurtta dört bir yanda kıyametler koparırken, 1998’de Unıversal Fransa ile imzaladığı anlaşmayla o artık uluslararası sularda görücüye çıkıyordu. “Şımarık” İngilizce, Rusça ve Yunanca başta olmak üzere birçok dile çevrildi, Avrupa’da satışa çıkan derleme “Tarkan” albümün satışı 1.5 milyona ulaştı, Tarkan İngiltere’den Meksika’ya uzanan geniş bir hatta tüm dünyanın tanıdığı bir star haline geldi. Bugün hala dünyanın herhangi bir yerinden gelen misafirlerinize “Türkiye ve müzik” diye sorun, size öpücük işaretiyle Tarkan yanıtı verdiklerini göreceksiniz.

İngilizce albüm bekleneni veremedi, Türkiye’deki kariyerine yoğunlaştı “Şımarık”ın gazıyla kendini tamamen İngilizce şarkılardan oluşan bir albüm hazırlığına adayan Tarkan, o dönemler kendini Türkiye’deki hayranlarına epey özletti. İngilizce albüm için elinden geleni yaptı ama ne yazık ki 2006’da yayınlanan “Bounce” adlı bu albüm yurt dışında “Şımarık” kadar büyük ses getirmedi. Çeşitli sebepleri vardı. Belki zaman olarak biraz geç de kalınmıştı ama Tarkan için artık en azından yurt dışında albüm yapma defterini kapatma zamanı gelmişti. Enerjisinin büyük bir bölümünü alan bu yurt dışı defteri, artık Türkiye’deki kariyerinin selameti adına kapatılmak zorundaydı. O, İngilizce albümünü hazırlarken Türkiye’deki kariyeri de “Kuzu Kuzu” single’ı ve “Karma” albümleriyle hasarsız ilerlemiş “Dudu Dudu” maxi albümüyle zirvedeki mevcut konumunu korumayı başarmıştı. Ama zaten medya ve seyircisiyle arasına her zaman bir mesafe koymuş olan Tarkan için artık hayranlarıyla daha yakın bir temas kurma zamanıydı. Tam bu dönemde 2007’de yayınlanan “Metamorfoz” albümü de genel olarak biraz soğuk bulununca, Tarkan sendelemeye başladı. Konserleri yine dolup

68 | KADIN


MÜZİK taşıyor, Tarkan’a ilgi hala devam ediyordu ama birşeyler sanki eskisi gibi gitmiyordu. Tarkan cephesinden gelecek yeni adım merakla beklenmeye başladı. Özlenen sıcak kucaklaşma ise ancak üç yıl sonra 2010’da, 400 binleri geçen bir satış rakamına ulaşan “Adımı Kalbine Yaz”la gerçekleşti. Sözlerini Aysel Gürel’in yazdığı çıkış şarkısı “Sevdanın Son Vuruşu”, bir cuma öğleden sonra ilk kez internet sitesinde yayınlandığında, şarkının introsundan yeni bir dönemin gelmekte olduğunu hissediliyordu. Tahmin edildiği gibi oldu. Bu albümle Tarkan, tökezlediği zirvede yeniden dimdik ayağa kalktı ve kükremeye başladı. “Adımı Kalbine Yaz” albümü Tarkan diskografisinin en iyi albümlerinden biri değildi ama albümde yer alan birçok şarkı, özlenen ve beklenen Tarkan’ı müjdeliyordu ve megastar bu şarkılarla hayranlarıyla çok sıcak bir temas kurmayı başardı. 2011’de Fanta ile çıktığı Türkiye turnesinde gittiği her şehirde büyük ilgi gördü, turne boyunca 1 milyon izleyiciye ulaştı. Her yerde Tarkan izdihamı yaşandı. Eylül başında Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda 4 gün üst üste verdiği konserlerde de görüldü ki, o hala büyük bir star ve Türkiye’ye bir daha böyle bir star gelmeyecek. Peki ya Tarkan neden son star? Bir daha neden öyle biri gelmeyecek? Sektörün önemli isimleri ve çalışma arkadaşları megastarın şifrelerini açığa çıkardı.

SEKTÖRDEKİ İSİMLERE GÖRE: AJDA PEKKAN - Sanatçı Albüm çalışmalarım sırasında ekip arkadaşlarım zaman zaman titizliğimden ve mükemmeliyetçiliğimden şikayetçi olurlar. Tarkan’la “Yakar Geçerim”de birlikte çalışırken benimle aynı dili konuşan, en iyiyi arayan, olağanüstü disiplinli biriyle çalışmanın mutluluğunu yaşadım. Birbirimizi o kadar iyi anladık ki bu ortak dil, şarkının prodüksiyonuna ve enerjisine yansıdı.

ORHAN GENCEBAY- Sanatçı Tarkan’a olan sevgi ve takdirini her fırsatta dile getiren Orhan Gencebay, sanatçıyla Doğa Derneği için “Uyan” şarkısında da bir araya gelmişti: “O Türkiye’nin önemli değerlerinden. Yurt dışında ülkemizi temsil eden çok sevdiğimiz bir kardeşimiz, gururumuz, medarı iftarımız. Onu çok seviyorum, takdir ediyorum.”

CEM YILMAZ - Oyuncu/Yönetmen Son Harbiye konserlerinde Tarkan’ı yalnız bırakmayan isimlerden biri de Cem Yılmaz’dı. “Sıkı bir Tarkan hayranıyım. Onu çok severim, işini aşkla yapan bir insan. En son 10 yıl önce konserine geldim. Bu sefer kaçırmak istemedim, koşarak geldim. Tüm şarkılarını biliyorum, beni sahneye çağırırsa düet yaparız. En sevdiğim şarkıları ‘Dudu’, ‘Kuzu Kuzu’. Yeni albümünden de ‘Adımı Kalbine Yaz’ ve ‘Öp’ü seviyorum. O ne yapsa seviyorum.”

NİLGÜN BELGÜN - Oyuncu (Tarkan hayranı) Tarkan, bana göre Türkiye’nin açık arayla tek starı. İlk çıktığı günden itibaren farklı ışığıyla dikkatimi çekti. Git gide şarkılarına ve sesine daha da fazla hayran oldum. Onu tanıyınca son derece mütevazı, efendi, iyi kalpli, kaliteli ve işini çok severek yapan bir adam gördüm. Etrafıyla hiç ilgilenmeden genç yaşta yakaladığı şan, şöhret ve paraya yenik düşmeden sadece işinde başarılı olması benim hayranlığımı daha da arttırdı. Müthiş bir sahne karizması var. Son derece büyüleyici. Hem kadınları, hem de erkekleri kendisine hayran bırakan farklı bir aurası var. Sahnede teknik ve performans olarak da çok başarılı. Sahnede hem dans edip, hem de şarkı söylemek çok zordur. Hele şarkılarını hiç hatasız söylemesi, baştan sona büyüleyici dans şovları, sahneye çıktığı andan itibaren seyirciyi avucuna alabilme gücüyle inanılmaz bir star.

KADIN | 69


SAĞLIK

Türk Hastalarındaki Sosyal Baskı Alpay Özterazici

Türk kültürü kolektif bir kültürdür. Namus, şeref ve beraberlikle ilişkilidir. Bu özellikleri çoğumuz tanıyoruz ve kabulleniyoruz. Bunlardan yola çıkarak Alpay Özterazici, kolektif Türk kültürüne yeni bir atama ortaya çıkarttı: Polis kültürü.

Ç

oğumuz zaten çocukluk döneminden bu yana polis kültürü ile karşı karşıyayız. Aile üyelerinden hariç akrabalar, hemşeriler ve Türk komşuları çocukluğumuzdan beri bizleri kontrol altında tutmuşlardır. Hatalı bir davranışımızı gördüklerinde gerektiği yerde düzeltmişlerdir, gerektiği yerdeyse cezalandırmalar uygulamışlardır. Çocukluk dönemimizde ve hatta yetişkin olduğumuz halde bile halen sosyal çevremizin denetimi altındayız. Hiç bir aile, ailede bir şahıs yüzünden aile adının kötülenmesini istemiyordur. Çevredeki bulunan insanlar (hemşeriler

70 | KADIN


SAĞLIK ve akrabalar) adı zedelenmiş bir aile ile ilişkilendirilmek istemezler. Günümüzdeki psikiyatride Türk hastaları bilerek ya da bilmeyerek sosyal çevrelerinden genellikle olumsuz etkileniyorlar. Bu sebep ile hastalar tedaviye sosyal bir baskı altında geliyorlar. Böylelikle Türk hastalarını üç türe ayırıyoruz;

1) Tedavi gördüklerini söylemeyen hastalar. Bu hastalar psikiyatrik tedavi aldıklarını kendi ailelerinden ve sosyal çevrelerinden gizli tutarlar. Genellikle bu tür hastaların aile içinde ve sosyal çevresinde psikiyatrik tedavi bir tabudur. Bu hastalarda ailenin adı zedelenecek diye bir korku oluşur. Psikiyatrik tedavi alan şahıslar genellikle aile içinde ve sosyal çevrelerinde ‘deli’ olarak ilişkilendirilirler. Ailede ve çevrelerinde bir zayıf halka olarak görünmek istemezler. Bu yüzden kendi sorunlarını psikiyatrik tedaviyle değil de kendileri çözmek isterler. Bu düşünceye sahip olan aileler çevrelerinden zihinsel ya da fiziksel engelli aile fertlerini dış dünyadan gizlerler. Aile adını zedelediklerini düşündükleri için bu hastaları zayıf bir halka olarak görürler. Bu tür hasta türleri genellikle Türkiye’de kırsal kesimlerde yetişmiş ve daha sonradan Hollanda’ya göç ederek yerleşmiş Türk ailelerinden oluşuyor. Bu hastaların tedavisi genellikle çok uzun sürer. Çünkü aileden ve sosyal çevre tarafından engellerle karşılaşıldığı için psikososyal seviyedeki tüm sorunlarını anlatamazlar. Buda tedavi sürecini uzatır.

boyunca hastanın psikososyal düzeyinde ailesi hakkındaki olumsuz bilgilerin anlatılıp anlatılmadığını kontrol eder. Bu hastalar mümkün olduğunca sorunlarını kişisel tutarlar. Psikososyal sorunlarını da kişiselleştirirler. Bu bulguları hem Hollanda’daki Türk hastalarında hem de Türkiye’deki hastalarda gözetleyebilirsiniz. Bu hasta türleri genelde Türkiye’de kırsal ve büyük şehirlerde yetişmiş ve daha sonralarda Hollanda’ya yerleşmiş Türk ailelerinden oluşuyor. Bu hastaların tedavileri genellikle çok uzun süreçlidir. Çünkü bu hastalar tedavi sürecinde kendi düşüncelerini ifade edemedikleri için engelleniyorlar. Tedavi süreci boyunca neyi nasıl anlatacaklarını düşünürler ve aile adını küçük düşürmeden psikososyal sorunlarını kişiselleştirerek anlatırlar. Böylece sorunlarının tüm detaylarını anlatmazlar. Örneğin: Hastanın sorunları kendi ailesinden veya da eşinin ailesinden kaynaklanıyorsa hasta bunu kişiselleştirerek anlatır. Tedaviyi uygulayan uzmanlar sorunların kaynağını aydınlatmak için daha uzun çaba sarf ederler.

3) Psikiyatrik tedavi aldıklarını hem ailesine hem de sosyal çevresine anlatan ve bunlardan tam destek alan hastalar. Bu hastalar aile ve sosyal ortamında psikiyatrik sorunları hakkında açık ve net konuşabilirler. Çünkü bu konu hakkında hiç bir tabuları yoktur. Ne zaman ki hastanın sorunları psikososyal ya da aile sistemi düzeyinde olursa, söz konusu aile üyeleri tedavi sürecine katılmaya sıcak bakarlar. Bu aile üyeleri için önemli olan iyi bir aile adından ziyade tedavi gören aile üyesinin zihinsel sağlığıdır. Genellikle bu tür hastalar ve aileleri sosyal çevresine tedavi gördüğü psikiyatri kurumları olumlu bir şekilde yansıtırlar. Bundan dolayı bu kişiler psikiyatri kurumlarıyla daha kolay iletişim sağlarlar. Bu hasta türleri genellikle yüksek eğitim almış ya da büyük şehirden gelen hastalardan oluşuyor. Bu hastaların tedavi süreci kısa sürelidir. Çünkü hem aileden hem de sosyal çevreden destek aldıkları için bütün sorunlarını açık açık anlatırlar. Bu da uzmanlar için hastanın sorunlarına daha kolay çözüm bulmasını sağlar.

2) Psikiyatrik tedavi aldıklarını ailesine anlatan ama sosyal çevresinden gizli tutan hastalar. Bu kişiler genellikle sosyal çevrenin olumsuz dedikodu korkusundan ve tedavi aldıkları için utanan hastalardır. Aile adını yüksek tutmak için ve dışarıya karşı güçlü bir ailenin güçlü bir halkası olduğunu göstermek için hastalar tedavi gördüklerini sosyal çevrelerinden gizlerler. Bu hastalar genellikle randevulara aileden bir fert ile birlikte gelirler. Bu kontrol amaçlı yapılır. Bu kişi tedavi süreci

KADIN | 71


BESLENME

Nuray Bussink Tuna

72 | KADIN

Yaz mevsiminde doÄ&#x;ru beslenme


BESLENME

Yaz aylarının gelmesiyle birlikte temel besin ihtiyacındaki deşmelerden ziyade vücudun sıvı ihtiyacında bir artış ve daha az yağlı yemeklere doğru bir yöneliş başlamaktadır. Havaların sıcak olması sıvı ihtiyacımızın bir kısmını da karşılayabileceğimiz meyvelere doğru bizi yönlendirmektedir. Ama şu da unutulmamalıdır ki yaza özgü verdiğimiz doğru beslenme kuralları aslında tüm yaşamımızdaki beslenmemizi belirlememiz gereken şekildedir.

B

eslenme, birçok insan tarafından açlık duygusunun bastırılması ve canının istediği yiyeceklerin yenmesi veya içilmesi olarak algılanmaktadır. Oysaki beslenme, vücudun büyümek, yenilenmek ve varlığını sürdürebilmek için gerek duyduğu bütün besin öğelerini yaş, cinsiyet ve hareketine uygun miktarda alıp kullanmasıdır. Yaz aylarının gelmesiyle birlikte temel besin ihtiyacındaki deşmelerden ziyade vücudun sıvı ihtiyacında bir artış ve daha az yağlı yemeklere doğru bir yöneliş başlamaktadır. Havaların sıcak olması sıvı ihtiyacımızın bir kısmını da karşılayabileceğimiz meyvelere doğru bizi yönlendirmektedir. Ama şu da unutulmamalıdır ki yaza özgü verdiğimiz doğru beslenme kuralları aslında tüm yaşamımızdaki beslenmemizi belirlememiz gereken şekildedir.

GENEL ÖNERİLER

• Yaz aylarında ağır yemekli öğünlerden kaçınmalıdır. Ağır olmayan yoğurt ve sıvı gıdaların tercih edilmesi sıcakla beraber gelen rehaveti önler. • Gece geç saatlerde yemek yemeyin. Akşamları metabolizma normalden daha yavaş çalıştığı için besinler zor yakılır. • Günlerin uzaması avantajını kullanarak fiziksel aktivitenizi arttırın. • Günlük yağ hakkınızı zeytinyağı (veya yerine fındık yağı) ile mısırözü yağı (veya yerine soya yağı) karışımı şeklinde tüketiniz. • Fındık, fıstık, ceviz, badem gibi yağlı besinleri günlük tükettiğiniz yağ miktarını azaltarak kullanabilirsiniz. 1 tatlı kaşığı yağ yerine 8-10 adet fındık veya 3 adet ceviz tüketebilirsiniz. • Besinlerde bulunan görünmez yağı gözardı etmeyin ve en azından pişirme yönteminizi az yağlı olarak gerçekleştirin.

• YAZ aylarında sıvı kaybı çok olur. Bol bol su için. • Bol miktarda sebze ve meyve tüketin. • Yazın fazlaca yapılan kızartmalardan uzak durun. • Az yağlı yapılmış zeytin yağlı sebzeleri tercih edin. • Et tercihlerinizi de ızgara veya fırında pişirme yöntemleriye az yağlı olarak tercih edin. • Dondurmayı dikkatli tüketin. • Beyaz ekmek yerine kepekli ekmek tercih edin. • Tuz tüketiminize dikkat edin. • İşlenmiş gıdalar yerine, yazın bolca bulunan taze sebze ve meyveleri tercih edin. • Alkollü ve asitli içeceklerden yaz aylarında sakınmak gerekir. Bunun yerine soda, ayran, su tüketin.

KADIN | 73


DİYET

En hızlı zayıflama yöntemleri Zayıflama Yöntemleri denilince Kilo problemi ile savaşan insanların kilo vermek için birçok seçenek ve yol akla gelmektedir. Fakat burada önemli olan kendi bedenine en uygun Zayıflama yöntemini seçmekte yatar. Yani kilo vermek isteyen bir kişi kilo vermeyi, egzersizlerle mi? Diyet programlarıyla mı? Ameliyatla mı? Yoksa bitkisel veya kimyasal hap ve kremlerle mi? Görüldüğü gibi birçok Zayıflama yöntemleri var ve insanlar doğal olarak bu Zayıflama yöntemlerini seçmekte zorlanmakta haklılar. Yukarıdaki seçenekleri yazılan Zayıflama yöntemlerinden hangisini kullanırsam daha çabuk zayıflarım düncesine hiç gerek yok. Çünkü zayıflarken ne kadar yavaş zayıflarsanız, tekrar verdiğiniz kiloları almanız ihtimali o kadar zayıflar.

1. zayıflama yöntemi egzersiz Egzersizle zayıflamaya başlayan bir kişi zamanla rahatça kilo verebilir. Fakat unutulmaması gereken bir şeyse; egzersizle verilen kilolar zamanla geri alınmaya müsaittir. Bu nedenle egzersizi ideal kilonuzu korumak için kullanmak en doğru olandır.

2. zayıflama yöntemi diyet programı ile zayıflama Diyetle zayıflama yöntemini en sağlıklı şekilde yapmak için mutlaka uzman yardımı alınmadır. Ayrıca diyetle verilen kiloların geri alınma ihtimali çok azdır.

3. zayıflama şekli ameliyatla yağ alrıma Bu yöntemin sağlıklı olup olmadı uzman tarafından tartışılmaktadır.

4. zayıflama yöntemi günümüzde çok tartışmalı Bu yöntemle kapsüller içilerek veya kremler sürülerek zayıflanmaya çalışılmaktadır. Bu yöntemi kullanmak isteyenler. Mutlaka bitkisel olan ve kesinlikle yan etkisi olmayan kapsülleri kullanmalıdırlar. Bu kapsülleri kullandıktan sonra verilen kiloların alınmaması için egzersiz yapmak şarttır. 74 | KADIN


SOFRA

Hatice Turgut

Patates Borani MALZEMELER: 5 adet küçük boy patates 2 diş sarımsak 1 kâse yoğurt 2 yemek kaşığı mayonez Damak tadınıza göre tuz

Üzeri için Domates dilimleri Doğranmış taze soğan

HAZIRLANIŞI:

Patatesleri yumuşayana kadar haşlayıp kabuklarını soyun. Orta büyüklükte doğrayın derin bir kaba alın. Sarımsağın kabuklarını soyup rendeleyin. Ayrı bir kâsede; tuz, yoğurt, sarımsak rendesi ve mayonezi karıştırın. Karışımı; patateslerin üzerine döküp harmanlayın. Servis tabağına alıp domates dilimleri ve taze soğanla süsleyin. Soğuk servis yapın.

Patatesli Mantı MALZEMELER:

HAZIRLANIŞI:

Hamuru için: 4 su bardağı un 1 su bardağı su 1 adet yumurta 1 tatlı kaşığı tuz

Harcı için: 4 adet orta boy patates 1 tatlı kaşığı kırmızı pul biber 2 tatlı kaşığı tuz 1 çay kaşığı karabiber

Sosu için: 3 yemek kaşığı tereyağı 1 yemek kaşığı kırmızı pul biber Haşlamak için, 2 litre kaynar su 1 çay kaşığı tuz

Patatesleri yıkayıp tencereye koyun ve üzerini geçecek kadar su ilave edin. Orta dereceli ateşte, patatesler yumuşayana kadar haşlayın. Haşlanan patatesleri süzüp kabuklarını soyun. Patatesleri çatalla ezip püre haline getirin ve baharatları ilave edip karıştırın. Patatesli harcın soğuması için kenarda bekletin. Hamurunu hazırlamak için gerekli malzemeleri yoğurma kabına alın. Tüm malzemeler özleşene kadar yoğurun. Elde ettiğiniz hamuru 4 bezeye ayırın. Bezeleri; merdane ya da oklava yardımıyla orta kalınlıkta açın. Açtığınız hamuru 2x2 cm’lik kare olacak şekilde kesin. Her bir karenin ortasına 1 tatlı kaşığı patatesli harç koyun. Bohça ya da üçgen şeklinde kapatın. Mantıları tepsiye dizip 15 dakika bekletin. Büyük bir tencereye kaynar suyu alıp tuzu ilave edin. Mantıları kaynar suya koyup yaklaşık 20 dakika yumuşayana kadar haşlayın. Haşlanan mantıları süzüp servis tabağına alın. Sos tavasında tereyağını eritip kırmız pul biberi ilave edin. Bir taşım kaynatıp mantının üzerinde gezdirin.

Kabak Çorbası MALZEMELER:

HAZIRLANIŞI:

3 adet orta boy yeşil kabak Kabakların kabuklarını soyup küp şeklinde 3 yemek kaşığı un doğrayın. Çorba tenceresine tereyağı ve 2 yemek kaşığı tereyağı unu alıp rengi değişene kadar kavurun. 1 adet et bulyon Kabak, et bulyon, kuru nane ve tuzu ilave 1 litre su edip iyice karıştırın. Tencerenin kapağını Damak tadınıza göre tuz, kapatıp orta dereceli ateşte yaklaşık 30 kuru nane pişirin. ocaktan el HAZIRLANIŞI: Ipanakları ince incedakika kıyıp,üzerine tız Çorbayı serpiştirdikten sonraindirip iyice ovalayın.Fazla suyunu elinizle sıkarak çıkardıktan Süslemek için taze nane blenderiyle çekip pürüzsüz hale getirin. sonra,sıvıyağda pembeleştirdiğiniz soğanlara ilave edi Tekrar ocağa alıp bir taşım kaynatın. Servis kâselerine pay edip taze naneyle süsleyin.

KADIN | 75


RÜYA TABİRLERİ

RÜYA TABİRLERİ AKAR SU: Herhangi bir su akıntısı görmek, maddi kazanç olarak yorumlanır.

AKRABA: Yakında kötü bir haber alacaksınız demektir. Hastalarınızdan dolay işlerinizin bozulacağına bu durumundan sağlığınızın etkileneceğine işarettir. ALEV : Rüyada harlı bir alev görmek, baştan kötü giden bir işin zamanla düzeleceğini gösterir. Alevle bir yerinin yanması, tıbbi bir operasyona işarettir. Yangın alevi, iyi bir haber alınacağı demektir.

ALIŞVERİŞ: Kazançlı bir döneme girildiğini belirtir.

ANNE: Rüyada bir kişinin annesini görmesi, iyi ve kazançlı günleri belirtir. Annesini ölü görmesi iyi bir haber veya olaya işarettir. Anne ile darılmak ve kavga etmek ise, başarısızlık ve maddi kayba işarettir.

Hazırlayan: Hatice Turgut

BABA Rüyasında babası tarafından sevildiğini gören kimse önünde hayırlı bir yol açılacak demektir. Sorunların üstesinden gelineceğine işarettir. Rüyasında babasını gören kimse güç bulur ve olayların üstüne cesaretle gidebilir. Böylece sorunlardan sıyrılır. Rüyayı gören kişinin babası yaşıyorsa bu işbirliği mutlu edecektir. Babası ölmüşse, bir süre sonra bir müjde ve sevilen biri gelecektir.

BAĞIRMAK Bağırarak yardım istediğinizi görmek başınıza tehlikeli bir olay geleceğine işarettir.

BALIK Balık daima kısmet sayılır. Canlı balık görmek, aşkta ve işte şansının açıldığı anlamındadır. Balık yediğini görmek, mülk ve çocuk sahibi olacağına, suda balık avlamak iç açıcı bir haber duyacağına, balık sürüsü görmek yönetici durumuna gelineceğine işarettir. Balık tuttuğunu gören kimsenin eline toplu para geçer. Çok sayıda balık tutmak büyük servet demektir. Suda yüzen balıklarda yaklaşan kısmetlerdir.

BARIŞMAK Yaşanılan küskünlüklerin büyümesidir. ARAMAK: Eğer rüyada aranan şey bulunursa,geçmişte bir yanlışlık yüzünden kaybedilenlere yeniden kavuşmaya,bulunamazsa sıkıntıların bir müddet daha süreceği anlamındadır. Birisinin sizi aradığını görmek,üzüntü ve keder demektir.

Not: Rüya tabirleri tamamen güvenilir kaynak eserlerden araştırılarak hazırlanmıştır.

76 | KADIN


BULMACA

1 2 3

8

5 8 9

7 2 2 3 8 1 5

7

8

9

8 2

2

8

6

3

2

ORTA

6 8

6

9

1

2

8

9

3 8

7

8 2 9 1

7

9

8

7

1 3

5

9

8 1

9

9

9

7

5

1

5 ÇOK ZOR

8

7 8

3 5 2 7 9 3 4

4 3 9 5

5 7 2

ZOR

3

8 9 1 5 6 7 9 3 1

3

7

4

2 6 1 3 7 8

7

1 7 6 5 8 3

3 2 4

4 3 KOLAY

3

6 8

6 5 8 8

8 9

5 4

1

9 6 7 9 5 6

1 4 1

8

KARE BULMACA

KADIN | 77



BULMACA

KADIN | 79


80 | KADIN


www.etnicom.nl

.

.

ETNICOM YAYINEVI Platform ve Kadın Dergilerinden Büyük Özel Abone Kampanyası!!! Platform veya Kadın dergisine abone olan ilk 50 kişiye, 50.000 giriş sözcüğü, deyim ve atasözünü içeren ve Hollanda Milli Eğitim Bakanlığı ve Hollanda Dil Kurumu’nun mali katkılarıyla hazırlanan, Yazar Drs. Mehmet Kırış’ın hazırladığı € 49,90 değerinde olan büyük boy TÜRKÇE HOLLANDACA SÖZLÜĞÜ’nü hediye veriyoruz!!!

Platform dergisi bir yıllık abone fiyatı € 35,Kadın dergisi bir yıllık abone fiyatı € 35,Platform veya Kadın dergisi’ni 1 yıl boyunca elde etmek için €35,- hesap numaramdan çekilmesini kabul ediyorum. Voor een abonnement van 1 jaar op het blad Platform of Kadın machtig ik hierbij PMG om eenmalig €35,- van mijn bank- of girorekening af te schrijven.

Naam....................................................m/v.............. Adres.......................................................................... Postcode/plaats....................................................... Telefoon...................................................................... Beroep.......................................Geborte datum..................................... E-mail.......................................................................................................... Datum......................................................................................................... Handtekening............................................................................................ Platform dergisine abone olmak istiyorum

P

Aylık düşünce, aktüalite ve haber dergisi

Derkinderen Str 108-B • 1060 WX • Amsterdam www.platformmedia.nl • info@ platformmedia.nl

Postbus 40048 - 6504 AA Nijmegen | Tel: 024 - 3501130 Fax: 024 - 3501130 | www.etnicom.nl • info@etnicom.nl KADIN | 81

+31 (0)20 614 53 63

Kadın dergisine abone olmak istiyorum





Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.