Partizan Sayı 89

Page 7

Partizan/6

şekillenmedeki zayıflık ve çarpıklıktır. TC, kurulması ile birlikte toplumu pozitivist bakışla kendi çizdiği ve olmasını istediği tipolojiye göre şekillendirmeye başlamıştır. Bir toplumun hakim sınıflarca yeniden şekillendirilmesinin ön koşulu, hafızasının silinmesi; olmadı parçalanması veya tahribata uğratılmasıdır. Hafızasının silinmesinin bir ayağı geçmişle ilgili belge, kitap, yayın gibi kaynaklara ulaşımın zorlaştırılması veya imkansız hale getirilmesidir. Nitekim Türk hakim sınıfları da bu politikanın bir parçası olarak alfabeyi değiştirip okuma-yazma oranını düşürerek yapmıştır. TC Kemalist ideolojiyi bu şekildeki bir ön hazırlıktan sonra topluma hakim kılmıştır. Eski alfabe olan Arap alfabesi kaldırılmış ve gericiliğin simgesiymiş gibi de gösterilmiş; yerine sözde ilerici alfabe olan Latin alfabesi getirilmiştir. Zaten sınırlı olan okuma yazma neredeyse küçük bir seçkin grup haricinde sıfırlanmıştır. Böylesi bir toplumsal mühendislikle toplum şekillendirilmiş, eski komple gerici, yeni ise ilerici parantezinde topluma ideolojik bombardıman yapılmış, burjuvazinin kutsanması sağlanmıştır. TDH de burjuvazinin tarih anlayışı ile şekillenen toplumun ürünüdür. Böylesi bir ideolojik zeminle hesaplaşamayan devrimcilerin de tarihle ilgisi sınırlı olmuş ya da modernistaydınlanmacı, “ilerici” tarih anlayışı ile şekillenmişlerdir. Hatta bu anlayışların Marksist olduğu savunusu dahi yapılmıştır. Sınıfsal bakıştan yoksun bir anlayış olduğu için (ya da burjuva bakış açısı ile olduğundan) ezen-ezilen tarihi ayrışımı da yapılmamıştır. Hakim sınıfların bakış açısı ve yöntemi ile tarihe bakılmış, incelenmiş, sahiplenilmiştir. Pir Sultan’ın, Şeyh Bedrettin’in, Karayılan’ın yanında Fatih ve M. Kemal de sahiplenilmiştir. Bu bakış, daha sonra Denizleri, Mahirleri de M. Kemal’le birlikte anmıştır. (Kaypakkaya o paranteze sığdırılamamıştır.) Tarihsel materyalist tarih incelemesi olmadığı gibi sınıfsal bakışla tarih yazımı da gerçekleşmemiştir. Bu aynı zamanda TDH’de, Kaypakkaya dışta tutularak, ideolojik bakıştaki zayıflık, sınıfsal bakıştan uzaklıktır. Kaypakkaya’nın ardılları olarak da onun tarihi ele alışını derinleştirip, ete kemiğe büründürmede yetersiz kaldığımızı kaydetmeliyiz. Tarih, gerçeği değiştirmek için öğrenilir. Var olana itirazla ve geleceği değiştirmek iddiası ile yola çıkan devrimciler ilk başta, doğada ve toplumda hareketin yasalarını öğrenmek zorundadırlar. Toplumların geçmiş süreçlerini inceleyip, gelişim yasalarını açığa çıkarmakla yükümlüdürler. Toplumların tarihlerindeki hareketin yasalarını ortaya çıkarmayanlar, bugünkü toplumu da anlayamazlar, değiştirip dönüştürmede etkili olamazlar. Yani devrim yapamazlar. Bugün, devrimci ve komünistlerin kitleler içinde güçsüz olmaları, buna yön


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.