Partizan Sayı 87

Page 185

Partizan/184

gelere, ülkelere göre uygulamalarda farklılıklar da bulunsa, genel yaklaşımı ve ideolojik politik bakışına gelirsek; Genel olarak İslam’da kadının yeri ev, aile ile sınırlandırılırken erkeğin yeri de kamusal alanla ifade edilir. Kamusal alana egemen olan erkektir. Ve bu alanda söylem de erkek tarafından üretilir. Bu söylemlerin temelini ise Kuran, Kurandaki sünnet ve hadisler oluşturur. Müslüman toplumun değer ve normlarının zemini Kurandır ve şeriat (tanrıya götüren doğru yol) adı verilen yasa ve kurallarla yönetilir. Şeriat, yetkisini tanrısal iradeye dayandırır. Ve şeriatın kurallarına karşı gelinmez. Karşı gelinmesi demek tanrıya karşı gelmektir. İslam dininde cinsiyetler arasındaki toplumsal cinsiyet rolleri de Kurana dayandırılarak belirlenmiştir ve değişmez görülür. Buna göre kadın eşit insan sayılmaz (bazen insan olarak bile görülmez). Erkeğin himayesindeki hizmetçisi, kölesi, malı ya da cinsel zevk nesnesidir. Alınıp satılan bir eşya ya da erkeği dünya zevklerine bağlayan mal-mülk olarak değerlendirilir. Ve Kuran’da yerini “Kadınlar sizin tarlanızdır, dilediğiniz gibi ekin” (II. Surenin 222. Ayeti) şeklinde bulur. Yine Kuran’a göre erkek kadının koruyanı, bekçisi, sorumlusudur. “Erkekler kadınların müdebbiridirler. Çünkü Allah onların bazılarını bazılarından üstün kılmıştır. Çünkü onlar mallarından harcederler. Onun için iyi kadınlar, itaat edicidir.” (Nisa Suresi, 33. Ayet) (Müdebbir: İşin arkasını ve sonunu düşünüp çare arayan, önlem alan) İtaat etmezlerse de dövülmeleri gerektiği belirtilir; “Erkekler kadınlar üzerine hakim dururlar. Çünkü bir kere Allah birini diğerinden üstün yaratmıştır. Bir de erkekler mallarından (kadınlara) nafaka verirler. Geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince, önce onlara nasihat verin. Sonra onları yataklarında (yalnız) terk edin. (Yine de dinlemezlerse) dövün!” biçimindedir. İslam’a göre kadın iç mekan olarak değerlendirilen hareme (harim’e) yani mahrem olan yasak mekana aittir. Haram sözcüğünden gelen “mahrem” sözcüğü ensest yasasının evlenmeyi yasakladığı kadın, “arada rahim bağlantısı olduğu için evlenilmesi yasak kadın” anlamına gelir. Yine İslam’da kadın ve kadın cinselliği de, denetlenmediğinde toplum düzenini bozma potansiyeli taşıyan “fitne” olarak değerlendirilir. Bunu denetleme görevi ise yine İslam’a göre kadından aklen ve karakter olarak üstün görülen erkeğe verilir. Kadın ve cinselliğini denetlemenin yolu ise onu eve kapatarak toplumdan tecrit etmek, örtünmeye ve peçelenmeye zorlamaktır. Böylece kadın ait olduğu varsayılan mahrem alanın dışına çıkmış olsa dahi örtüyle erkeğin baştan çıkmaması ve ve toplum düzeninin bozulmaması “güvence” altına alınmış olunur(!) Hem de örtüyle kadının dışarıya da çıksa “içeri”de kalması sağlanmaktadır. Başta da belirttiğimiz gibi İslam’ın Ortadoğu’daki yaklaşımı doğduğu feoda-


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.