Partizan Sayı 83

Page 230

Partizan/229

Genel olarak Ortadoğu’ya baktığımızda tek tanrılı (Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslamiyet) üç dinin de bu coğrafyada çıktığını görüyoruz. Üç din de aynı coğrafi, kültürel, ahlaki, toplumsal vb. kaynaklardan beslenmiş ve yaygınlaşmıştır. Üç dinin “yaradılış” öykülerinin de ortak noktasında kadının doğurganlığı bulunur. Yani kadının can verme gücünün elinden alınarak tanrıya, tanrı aracılığıyla yeryüzündeki temsilcisi olan erkeğe verildiği görülür. Fiziksel olarak elinden alınmayan doğurganlığı küçümsenir. Soyun sahibi erkek olarak yüceltilirken kadın bedeni de “kirli”, “lekeli” kabul edilir. Böylece kadın bedeninin kimliğinin denetimi de meşrulaştırılır. Her ne kadar bütün tek tanrılı dinler oluşum döneminde kadınlara ve ezilenler dönemin koşulları içinde bazı haklar tanısalar da, süreç içinde var olan eşitsizlikleri meşrulaştıran bir mekanizmaya, araca dönüşürler. Kadınlar açısından baktığımızda da dinin yasalarıyla kadın baskı altında tutulurken, isyan etmemesi tanrıya ve erkeğe itaat etmesi buyrulur. Tüm dinler ortaya çıktığı tarihi, toplumsal koşullar içinde dönemin toplumsal ilişkilerinin, çelişkilerinin, üretiminin, yeniden üretiminin, ataerkil yapının ve sistemin ihtiyaçlarına yanıt olmayı hedeflemiş; yasa, kural ve normlarıyla buna göre örgütlenip örgütlemiştir yaşamı. Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam da birbirlerinin devamı olarak ve kendisinden önceki dinlerden beslenerek doğmuş/şekillenmiştir. Lakin yine de belirtmek gerekir ki; Ortadoğu topraklarında çıkan son ve bölgedeki en yaygın din olan İslamiyet ayrı bir yerde durur. Zira İslamiyet kabile toplumundan “devlet”e sıçrayış aşamasındaki ihtiyacın ürünü olarak Arap kabilelerini feodal topluma devlete sıçratmasının ideolojisi olarak doğmuştu. Ve iç içe geçen devlet ve din yaşamın her alanına dair düzenlemeler getirmiş, kural ve yasalar koymuştur. Bu yasalarda kadın ise hep ikincil olan, erkeğin hizmetçisi ve itaat etmek zorunda olan kölesidir. Erkeklerse onun bekçisi, kahyasıdır. Öyle ki kadın insandan sayılmaz. Aile fertleri sayıldığında sadece erkeklerden bahsedilir. Kadın ve kız çocukları dahil edilmez bu toplama. İslam’ın kadına yaklaşımını Kuran’dan yapılan bu alıntı özlüce anlatmaktadır: “Erkekler kadınlar üzerine hakim dururlar. Çünkü bir kere Allah birini diğerinden üstün yaratmıştır. Bir de erkekler mallarından (kadınlara) nafaka verirler. Geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince, önce onlara nasihat verin. Sonra onları yataklarında (yalnız) terk edin! (yine dinlemezlerse) dövün!” İslam’ın kadına yaklaşımı feodal sistemin yaklaşımıyla örtüşüyordu.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.