Partizan Sayı 78

Page 97

Partizan/96

kadar nüfusta mütemadiyen bir artış olduğunu, 1985 yılından itibaren ise 23 milyon dolayımında sabitlendiğini görürüz. 1927 yılında 10 milyon civarında olan kır nüfusu, 1985 yılına değin artarak, 23 milyon 800 bine, şehir nüfusu ise aynı tarihlerde 3 milyon 300 binden 26 milyon 900 bin sınırına ulaşmıştır. 1927-1985 yılları arasında, kırdan kente göç etmeler, büyük rakamlar şeklinde veya kırların boşalması biçiminde yaşanmamıştır. Kırdaki nüfus hareketleri, şehirlere göçün tedrici seyri, Türkiye kapitalizminin niteliğiyle ve kırsal yapıdaki mülkiyet biçimiyle doğrudan ilgilidir. Küçük köylülüğe dayalı yarı-feodal kır yapısı, köylü ailesinin genişleyen nüfusuna yanıt olamayınca, nüfusun fazla olan kısmı geçimini sağlamak üzere kaçınılmaz olarak farklı arayışlara girer ve kentlere göç bu koşullarda hayat bulur. Kırdan şehre göçü besleyen bir diğer neden tarımsal yapıda gerçekleşen üretim tarzında yaşanan değişimdir. Pazara dönük üretim yapan feodal, yarıfeodal toprak ağalarının geri bir teknikle üretim yerine, kapitalist üretim araçlarıyla üretimi gerçekleştirmesi bunu daha kârlı bulması nedeniyle yarıcı, kiracı, ortakçı gibi üretim ilişkilerine son vermesi, bunun yerine ücretli emekçi kullanması yarıcı, kiracı, ortakçı ailelerinin göç etmesine, yaşamlarını kentsel mekanlarda, farklı ilişkiler içerisinde sürdürmesine neden olmuştur. Ekonomik nedenlerin belirleyici olduğu göçlerdir bunlar. Ülkemizin özgünlüğü olarak bir de siyasal nedenlerden kaynaklı göçler var. Türkiye Kürdistanı’nda gerek komünist hareketin ve gerekse de ulusal hareketin haklı savaşına karşı faşist devletin izlediği politikalar ve bunun sonucu milyonlarca Kürt emekçisinin şehirlere doğru kitlesel göçleri söz konusu. Bu konuya tekrar döneceğimiz için şimdilik belirtip geçiyoruz.

Köylüler Kırların Değil Kentsel Mekanın ve Sanayinin İtici Gücü Oluyor 1950’lerden başlayarak büyük şehirlere doğru yaşanan göçlerin temelinde yukarıda değindiğimiz nedenler bulunmaktadır. Göçün bu tarzda gerçekleşmesi kırlardaki nüfus yapısında önemli diyebileceğimiz çapta bir değişiklik yaratmamıştır. Şehirler ise kendine doğru gelen göçleri rahatlıkla içine almış, onlara yaşamlarını yeniden üretebileceği koşullar sunmuştur. Komprador sermayenin montaj sanayide değerlendiği, mevcut sanayi üretiminin neredeyse tamamının küçük ve orta burjuvazi ve KİT’ler tarafından üretildiği bir Türkiye vardı. Sanayi üretiminin ölçeği, gereği işgücüne duyulan talep rahatlıkla göç edenlerin istihdamıyla karşılanabiliyordu. Kentlere göç edenler geçim araçlarını elde etmek için çok değişik imkan-


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.