bir başkandan yoksun olmalarıdır. Gerçekten, komünlerin 'burgomaster" ya da "belediye başkanları" daha somaki bir olgudur. Onüçüncü yüzyıldan önce bunlara pek rastlanmı yordu. Bu başkanlar, kurumların niteliğini değiştirme eği limi taşıdığı, daha büyük bir merkezileşme ve daha bağım sız bir güç gereksiniminin duyulmaya başladığı bir dönem de ortaya çıkmışlardır. Kurul, olağan yönetim görevini yürütüyordu. Maliye, ti caret ve sanayi işlerinden sorumluydu. Kamu işlerini düzen leyip denetliyor, kentin beslenme gereksinimlerinin karşı lanmasını örgütlüyor, kent ordusunun donatım ve hareka tını yönetiyor, çocuklar için okullar yaptınyor, yaşlılar ve yoksullar için açılan düşkünler yurdunun bakım giderleri ni karşılıyordu. Çıkardığı yönetmelikler, gerçek anlamda bir belediye yasalan topluluğu oluşturuyordu. Onüçüncü yüz yıldan önce Alpler'in kuzeyinde bu tür yasalara rastlanmı yordu. Ancak, bu yönetmeliklerin yakından incelenmesi, bunların daha eski bir yönetim biçiminin geliştirilip açık lığa kavuşturulmasından başka bir şey olmadıkları kanısını uyandırmaktadır. Yenileşme ruhu ve orta sınıfın düşünüş biçimi belki de hiçbir alanda, yönetim alanında olduğundan daha açık bir biçimde ortaya çıkmamıştır. Bu alanda yapılanlar, ilk kez yapıldığından daha da dikkat çekicidir. Daha önceki ko şullar altında hiçbir şey yönetim alanında yapılanlara ör nek olamazdı; çünkü bunların karşıladığı gereksinimler ye ni gereksinimlerdi. Örneğin, feodal dönemin mali sistemi ile kent komünlerinin kurduğu sistem arasında yapılacak bir karşılaştırma bu gerçeği açıkça ortaya koymaktadır. Fe odal dönemde vergiler yalnızca bir mali yükümlülüktü; ver gi ödeyenlerin olanaklarını hiç hesaba katmayan, yalnızca halkın sırtına yüklenen; gelirleri, bir bölüğü bile doğrudan doğruya kamu çıkarlarına ayrılmaksızın, vergileri toplayan 1 51